instruction
stringlengths 71
1.68k
| output
stringlengths 12
1.44k
|
---|---|
Bu parçada Tarım Devrimi ile ilgili aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?Bu parçada Tarım Devrimi ile ilgili aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? aşağıdaki paragraf ve soru için 5 alternatif seçenek oluştur. | Şıklar: A) Tarım Devrimi'nin gerçekleşmesine insan nüfusunun artmasının etkisi var mıdır?, B) Tarım Devrimi ile gıda çeşitliliği arasında bir ilişki var mıdır?, C) Tarım Devrimi ile birlikte insanların yaşamında nasıl bir değişiklik olmuştur?, D) Tarım Devrimi belli bölgelerle mi sınırlı kalmıştır?, E) Tarım Devrimi ile hayvanların evcilleştirilmesi arasında bir ilgi var mıdır. |
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? verilen metin ve sorudan 5 farklı seçenek yaz. | Şıklar: A) 1. Kitabınız müzik alanında bir boşluğu dolduruyor mu? II. Müziğe olan tutkunuz yaşamınıza nasıl yansıdı?, B) 1. Sizi müzikleiilgili bir kitap yazmaya iten neydi? II. Yazıyla ilişkiniz ne zaman başladı ve nasıl devam ediyor?, C) 1. Müziğin yazıyla olan ilişkisinden söz eder misiniz? II. İlk yazı deneyiminiz edebiyat çevrelerinde nasıl karşılandı?, D) 1. Size göre müzik, edebiyat gibi yetenek gerektiren bir iş mi? II. Müzikle ilgili teknik detaylar okurun ilgisini çekiyor mu?, E) 1. Kitabınızın müzik dünyasında gördüğü ilgiyi neye bağlıyorsunuz? II. Yazmaya olan hevesiniz müzikle olan ilişkinizi nasıl etkiledi? |
Keşifler Çağı'na girerken esasında, 1400'lü yıllarda dünya birbirinden kopuk ve habersiz ya da birbiriyle çok az ilişkisi olan yada hiçbir ilişki bulunmayan farklı toplulukların ve uygarlıkların birleştirilmiş görünümündeydi. Avrupa. Amerika kıtasını ne kadar bilmiyor-sa Orta ve Güney Amerika uygarlıkları ve toplulukları da Avrupa kıtasına yabancıydı. Buna rağmen, birbirine yakın Çin ve Hindistan gibi büyük ülkelerin geniş bir ticari potansiyeli vardı. Yine de Çin ve Hindistan arasındaki ticari potansiyel bile bu iki ülkeyi kültürel ve ekonomik açıdan içe kapalı olmaktan kurtaramıyordu. Çünkü ulaşım, iletişim ve denetim yoksunluğu; kopukluğu körükleyen bir durumdu. Şüphesiz, bu kültürel kopuklukta coğrafi engellerin rolü de yadsınamaz. Uygarlıklar arasındaki bu bağlantısızlıkta kara ve denizlerde uzun keşif seyahatlerini özendirecek bir merak eksikliği de önemli bir etkiye sahiptir.Bu parçada hangi sorularının yanıtı yoktur? verilen paragraftan ve sorusundan yola çıkarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) Yalnız I, B) I ve II, C) Yalnız II, D) I ve III, E) Yalnız III |
İlk edebi metin denemelerim şiir tormundaydı, sonra mektup formunda metinler yazdım bir süre üniversitedeyken öykü formuna büründü metinler. Yaklaşık on beş yirmi yıldır birkaç formda edebi uğraşım sürüyor. Okurla metinlerimin buluşması otuz üç otuz dört yaşlarıma denk geliyor. Açıkçası sadece bir türe kendimi kaptırıp onunla sınırlamıyorum. Anlatacağım şeye göre bir form belirliyorum. Bu durumun yoluma engeller koymasından çok, bana alan açtığını söyleyebilirim.Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt olarak söylenmiş olabilir? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 seçenek oluştur. | Şıklar: A) Farklı edebi türlerde kalem oynatmak sizi zorlayan bir durum mu?, B) Yazmaya, edebiyat alanında üretmeye ne zaman ve nasıl başladınız?, C) Edebiyatta türler arasında kesin bir ayrımın yapılmasını doğtu buluyor musunuz?, D) Yazınsal türlerin günümüzdeki durumunu nasıl değerlendiri-yorsunuz?, E) Yazarken en çok keyif aldığınız edebi türler hangileridir? |
Aşağıdaki parçalardan hangisi “Yeni eğitim modelinde öğretmenin bilgi aktarıcı rolü değişecek mi?” sorusuna cevap vermektedir?Aşağıdaki parçalardan hangisi “Yeni eğitim modelinde öğretmenin bilgi aktarıcı rolü değişecek mi?” sorusuna cevap vermektedir? bu metin ve soruyu kullanarak 5 adet seçenek yaz. | Şıklar: A) 21. yüzyılda öylesine fazla bilgi yığınıyla karşılaşıyoruz ki bu durum akla şu soruyu getiriyor: “Acaba kasıtlı olarak yanlış bilgiler yayılarak doğru bilgilerin arada kaynaması mı isteniyor?", B) Yapılan araştırmalar, öğrencilerin öğretmeni rol model olarak gördüğünü göstermektedir. Öğretmenlerin davranışlarıyla öğrencilere iyi birer model olmaları, öğrencilerin davranışlarını etkileyerek hayatlarının şekillenmesinde de temel oluşturacağından öğretmenler ve aday öğretmenler rol modellik hakkında eğitilmeli ve bilgilendirilmelidir., C) Çok eski dönemlerden beri hayat, birbirini tamamlayan iki parçaya ayrılıyordu; öğrenme ilkesini takiben çalışma evresi geliyordu. Hayatınızın ilk döneminde öğretmenlerin rehberliğinde bilgi biriktiriyor, beceriler geliştiriyor, dünya görüşü ediniyor ve sabit bir kimlik inşa ediyordunuz. İkinci dönemde ise geçiminizi sağlamak için bu becerilere güveniyordunuz., D) Günümüzde bir öğretmenin öğrenciye vermesi gereken son şey bilgidir. diye düşünüyorum. Zaten öğrenci fazlasıyla bilgiye maruz kalıyor. Bunun yerine öğrencinin bilgiyi anlamlan-dırma, neyin önemli neyin önemsiz olduğunu ayırt etme becerisini geliştirmek önemli, E) Bir ülkenin eğitim sistemi, o ülkenin yarınına yapılan yatırımın bir göstergesidir. Dolayısıyla, eğitime ve öğretmen yetiştirme-ye yeterli bütçeyi ayırmaktan kaçınan ülkeler, farkında olmadan kendi çocuklarının ve gençlerinin geleceğini de tehlikeye atmaktadır |
Şaka ve gülmece, kimi zaman anlattığımız fıkralar, karşılıklı takılmalar yaşamımızın ve geleneklerimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Buna karikatürü ve karikatüristleri de ekleyebiliriz. Karikatür belki geleneklerimizde yok, Avrupa etkisiyle girdi ama kısa sürede öylesine etkili oldu ki onu da geleneklerimizin arasına soktuk. Bu oluşum-da belki geleneksel oyunların etkisini görebiliriz. Karagöz figürleri de bir çeşit karikatür sayılabilir. Ne olursa olsun günümüzde karikatürden ayrılamayız artık. Beğendiğimiz karikatürleri birbirimize anlatırız. Kimini çerçeveletip duvara asarız. Artık onlar güncel yaşamımızın bir parçası oldu ayrılmaz biçimde. Dönem dönem tir-yakisi olduğumuz karikatüristler de olur. Onların her çizdiğini izlemeye çalışırız.Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? verilen metin ve sorudan 5 farklı seçenek yaz. | Şıklar: A) Günlük yaşamımızda karikatür ne tür bir role sahiptir?, B) Güldürü unsurları karikatürde hangi amaçla kullanılır?, C) Geleneksel tiyatromuzla karikatür arasında bir ilişki var mıdır?, D) Karikatürün geleneğimizin bir parçası olduğu söylenebilir mi?, E) Karikatürün toplumda benimsenmesini neye bağlıyorsunuz? |
Aşağıdaki parçalardan hangisi “Mizahın ve ironinin, günümüz Türk sinemasında yeterince yer bulduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna cevap vermektedir?Aşağıdaki parçalardan hangisi “Mizahın ve ironinin, günümüz Türk sinemasında yeterince yer bulduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna cevap vermektedir? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı seçenek oluştur. | Şıklar: A) Sinemamızın “Altın Çağı” olan 1960-1975 yıllarında ulaşılan seyirci sayısıyla günümüzdekini kıyaslamak çok da doğru de-ğildir. Günümüzde bu kadar komedi filmi çekilmesine rağmen seyirci sayımızdaki düşüklüğü açıklamak oldukça zor görünü-yor |
Çok kitap okunan bir evde büyüdüm. Okumadığım zamanlarda hep bir suçluluk duygusu içinde olurdum. Hâlâ bu duygu beni takip eder. Kitaplarla duygusal bir ilişki geliştirdim. Onları kutsal nesneler olarak gördüm. Belki de bunun sonucu olarak sanatıma dâhil oldular. Ayrıca, çocukluğumdan beri düzenli olarak mizah dergisi okuyorum. Büyük ihtimalle, sanatsal beğenilerimi mizah dergileri de fazlaca etkilemiştir. Heykel yaparken bazı detayları; bir yüzü, bir eli çizerken usta çizerlerin anlayışlarından ne çok etkildiğimi fark ediyorum.Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine bir karşılık olarak söylenmiş olabilir? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Sanatsal beğenilerinizi oluşturan ögeler nelerdir? |
Bence şiir yazmak için detaylara önem vermek lazım. Bir göz, bir bakış açısı gerekir. Belki bu bakış açısıdır önemli olan. Şiir detay-larda çıkıyor. Ben sürekli kendimi sorguluyordum, lisede sürekli bir şey yapmak istiyordum. Yaptığım, yazdığım, okuduğum asla yeterli gelmiyordu. Sürekli günlük tutardım, yaratıcılığa tutkundum. Günlüğe yazdıklarımı beğenmezdim, daha iyi yazmaya çalışırdım. Yazma çabası, arzusu vardı işte. Doğuştan gelen bir yetenek değil de doğuştan gelen bir eksiklik, eksiklikten doğan bir arzu gibi.Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) 1. Şiir yazarken bir şair, hangi zorluklarla karşılaşır? |
Araştırmalar plasebo etkisinin beyinde dopamin ve endojen opio-id mekanizmasında değişime neden olduğunu gösteriyor. Bu mekanizmaların ağrı, duygu durumu, ödül algısı gibi sistemler üzerine düzenleyici rolü olduğu biliniyor. Plasebo etkisi insanlarda aldıkları ilacın kendilerine iyi geleceği yönünde olumlu bir beklenti oluşturuyor. Bu durumda beyinde ödül sistemi devreye giriyor Sonuçta insanlar kendilerini daha iyi hissetmeye başlıyor. Ancak ----, Çünkü plasebo, kısa bir süre hastanın kendini olduğundan daha iyi hissetmesini sağlıyor o kadar. Plasebo, kullanıldıktan bir süre sonra çoğunlukla işlevsiz kalıyor.Bu parçada boş bırakılan yere yukarıda verilenlerden hangileri getirilemez? paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon üret. | Şıklar: A) iveli B) 1! ve 111 Cilve O) ill ve V E) IV ve V |
İl. Ağaçlar, güneş enerjisini kullanarak organik madde üretiyor: havaya oksijen vererek canlı yaşamının devamını sağlıyor. İl. Ağaçların tahrip olması; yaşama ortamının bozulması, iklimin olumsuz yönde etkilenmesi, yaşam zincirinin kopması anlamına gelir. ıl. Bu yüzden ağaçlar, içinde bulundukları ekosistemler için vazgeçilmez ögelerdendir. IV. Ama bu gerçeğin farkında olmayan insanoğlu, ormanları hoyratça tahrip etmekte ve adım adım kendi sonunu hazırlamaktadır. V. Ağaçlar bu işlevleri yerine getirirken çevrelerindeki canlı ve cansız tüm varlıklarla karşılıklı etkileşim hâlindedir.Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? bu metin ve soruyu kullanarak 5 adet seçenek yaz. | Şıklar: A) Ii veli Bjivelli CjilveV O) ili ve IV EyIVveV |
Aşağıdaki parçalardan hangisi “Çocukların büyüdükleri sosyal çevrenin, onların sosyal gelişimine etkisi var mıdır?” sorusuna cevap vermektedir?Aşağıdaki parçalardan hangisi “Çocukların büyüdükleri sosyal çevrenin, onların sosyal gelişimine etkisi var mıdır?” sorusuna cevap vermektedir? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı seçenek oluştur. | Şıklar: A) Annenin mutlu ve neşeli olması, bebeğini isteyerek beklemesi ve onunla iletişim halinde olması bebekte güven duygusunun temellerini oluşturur. B) Çoklu zekâ kavramına göre zekâ, içinde bulunduğumuz sosyal ortamda yararlı şeyler yapabilmek, problemlere çözüm üretebilmek ve değişimlere ayak uydurup yaşamı devam ettirebilmek için her kişide bulunabilecek yetenek ve beceri alanlarıdır. C) Şimdiye kadar zekânın tanımı konusunda pek çok anlayış geliştirildi. D) Zekâ gelişimi hamilelik döneminde başlar. E) “Kendini sevdirmez, ulangaçtır.” diyerek bebeği insanlardan kaçırmak yerine onlarla ilişki kurabilmesi için cesaretlendirilmek, daha doğrudur. |
(1) Gündüz uykusu, beyin gelişimini yeterince tamamlayamış çocuklarda bir ihtiyaçtır. (Il) Öyle ki çocukların yeterince uyamadıklarında ya da öğle uykusunu atladıklarında günün geri kalanında çok huysuzlandıklarını hepimiz biliriz. (lll) Araştırmalar, çocuklardaki gündüz uykusu ihtiyacının yetişkinliğe eriştiklerinde azaldığını ama tamamen ortadan kalkmadığını gösteriyor (IV) Günlük uyku gereksinimi gece karşılanmadığında bedenimiz gün içinde bunu telafi etmeye çalışıyor. (V) Kısa kestirmeler, dalıp gitmeler ve hareketlerdeki yavaşlamalar bunun bir göstergesi. (WI) Böyle durumlarla karşılaşmamak için uyku düzenimizi sağlıklı bir biçimde oturtmamız önem taşıyor.Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlaması uygun olur? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: AYI B) 11 C) Iv D) V E) VI |
Bunun sebebi ise mekânı saran ve onu anlamlandıran obje-ler ve görsellerdir. Bu görsel imajlar insan zihninde, iç dünyasın-da bazı algılara, izlenimlere neden olmaktadır. Bireyin zihninde, iç dünyasında birtakım duygulanımlar yaratan bu çevresel doneler. deneyim ve kültürün de etkisi ile bütün algıları şekillendirmek-tedir. Bir mekânın açıklık veya kapalılığı, mekândaki ışık yoğunluğu, mekânın birey ile olan mesafesi, o mekânın bireye verdiği güven. mekânın derinliği, yüzeylerinin dokusu ve bunlar gibi pek çok veri bireyin o mekânı sadece dış görünüşüyle değil, farklı yönleriy-le algılamasını etkileyen unsurlardır.Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Bireyin ihtiyaç duyduğu psikolojik, fiziksel ve sosyal gereksinimlere cevap verebiliyor olması mekân oluşturmanın ön şar-tı olarak görülmektedir |
Hayatımızın her doneminde değişim hâlındeyizdir. Bebek-lıkten çocukluğa, çocukluktan ergenliğe ve ergenlikten yetişkin-liğe hayatımızın her alanında değişim devam etmektedir. Ya-nı hayat, bizlere değişmeyen tek gerçeğin değişim olduğunu sıkça hatırlatmaktadır. Değişim, bizler için bazen keyıflı ola-bılırken bazen sancılı olabılmektedir. Bu yüzden değişimle ılgıli temel mesele, değişimi pozıtıf hâle, bır gelişim hâline getirebilmektir. Eğer bu sağlanabilirse değişim, insan ıçın yaşamı zenginleştiren bır unsur, bır kazanç hâlıne gelirBu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 seçenek oluştur. | Şıklar: A) I B) II C) IV D) V E) VI |
Aşağıdakilerin hangisi birlikte verildiği soruya yanıt verme-ktedir?Aşağıdakilerin hangisi birlikte verildiği soruya yanıt verme-ktedir? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) — Doğal afetler nelerdir ve ne kadar sürede gerçekleşmekte-dir? — Doğal afet: genellikle insanların kontrolü dışında gerçekle-şen ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde büyük can ve mal kayıplarına yol açan doğa olaylarıdır. Bu olaylar, çoğunlukla kısa sürelerde gerçekleşir. Başladıktan sonra insanlar tarafın-dan engellenemez |
Derginin son sayısı, ilginç ve güzel dosyalarla çıkıyor okurun karşısına. Bu dosyalarda, Istanbul'un kültürel, tarihsel ve sos-yal hayatı irdeleniyor. Genç bir araştırmacı, Selçuklu sultanlarının İstanbul'da yaşadıkları ilginç anıları anlatıyor. Ülkemizde birçok dergi, uzun süredir tarihi eserlerimizi fotoğraflayıp arşivli-yor. Bir araştırmacı, Fatih Camisi haziresinde yatmakta olan meşhurlara değiniyor. Başka bir dosyada İstanbul'un günlük hayatıyla ilgili ilginç tespitler yapılıyor. Bunun yanında İstanbul'a dair daha pek çok bilinmeyen konu anlatılıyor.Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) I B) II C) III D) V E) VI |
Hayalperestlik farklı bir durumdur, sürekli gerçekleşmesi imkânsız olan hayallerin peşinde koşanlardır hayalperestler. Arkadaşlar. önce hayal edin: bol bol hayal kurun, sonra öğrenin: bilgilerle donanıp hayallerinizin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini test edin. Gerçekleşmesi için hayal kuranlarsa hedeflerine ulaşabilir, önce kendilerini inandırıp akıl gücüyle hayallerini gerçekleştirme için çalışırlar. Hayal kurmakla hayalperestliği birbirinden ayırmak gerekir.Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştuacak biçimde sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? bu paragraf ve soruya dayanarak 5 adet seçenek oluştur. | Şıklar: A) IV-I-V, B) N-I-V-M-N, C) ON-W-IV, D) IV-M-ea-l, E) V-V-I-li-a |
Dünya üzerinde ,2 milyar insan güvenilir içme suyundan yok-sun yaşıyor. 2,4 milyar insan da sağlık koşullarına uygun suya erişemiyor. İçilebilir-kullanılabilir suyun 9685'ini toplam dünya nüfusunun yalnızca 9612'si tüketiyor. Avrupa'da ortalama su kullanımı günde 200-300 litre, ABD'de günde 575 litre. Oysa kalkınmakta olan ülkelerde yaşayan halkın beşte biri, bir insan hakkı olarak kabul edilen günde 20 litre suya bile erişemiyor.Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur? bu paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) İnsan bilinçsizce su tüketmeleri yüzünden içilebilir su kaynakları her geçen yıl azalmaktadır, B) Yaşanan çevre felaketlerine bağlı olarak dünyanın genelinde suyun kullanımına yönelik birtakım sınırlamalar getiriliyor, C) İnsan bulundukları coğrafyanın özelliklerine göre dünyada su kaynaklarından eşit şekilde yararlanamıyorlar, D) Su: yaşamın sürekliliğini sağlayan, kültürleri şekillendiren, uygarlıkların kaderini belirleyen, vazgeçilmez bir değerdir, E) Ülkeler arası su paylaşımı sorunları, uluslararası tekellerin su yönetiminde etkin rol almaları, olası su kıtlığını gündeme getiriyor |
— Bu durum, dönem dönem değişiyor. Mesela yıllar önce cebimizde para olurdu ama Türkiye şartlarında iyi malzemeye ulaşamıyorduk. Bilhassa ithal boyaya... Bazen boyanın iyisini bulurduk ama gerekli finansal durumlarda sıkıntı çıkardı. Nihayetinde resim yapmak ciddi maliyetli bir iş. Boyası, tuvali, fırçası, çerçevesi ve sergi için oradan oraya taşınması kültetlidir. Özünde sevmeyi gerektirir.Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? aşağıdaki paragraftan ve sorudan 5 opsiyon üret. | Şıklar: A) 1. Resimle uğraşmak kişiye nasıl bir mali yük getirir? 2. Bir duygu veya düşüncenizin resme dönüşme süreci hakkında bilgi verir misiniz?, B) 1. Kullandığınız resim malzemelerine ulaşmakta zorlandığınız oldu mu? 2. Resmi, çaba ve emek isteyen bir sanat olarak tanım-layabilir miyiz?, C) 1. Bir ressam olarak resim sanatında yaşanan açmazları nasıl değerlendiriyorsunuz? 2. Resimlerinizde ilhamın payı nedir?, D) 1. Resim sanatını diğer görsel sanatlardan ayıran en önemli faktör nedir sizce? 2. Ressamlığın bir yetenek işi olduğu görüşüne ne dersiniz?, E) 1. Resim yaparken ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz? 2. Resimlerinizi belli bir zamanı kollayarak mı yaparsınız? |
Folklor, şiir için de diğer sanatlar için de önemli bir kültürel kaynaktır. Bir sanatçı, folklorik ögelerden yararlandığı zaman yeni renkler ve yeni sesler yakalayabilir. Şiirimizde bunu başarıyla yapan şairler vardır: Ahmed Ârif, Cahit Külebi, Melih Cevdet Anday... Hepsinden önce de Nazım Hikmet, folklorik ögelerden başarılı bir biçimde yararlanmış şairlerdendir. Bu açıdan. “Folklor şiire düşmandır.” diyen Cemal Süreya aslında folklorun zenginliğini gözden kaçırmıştır. Üstelik yıllar önce söylenen bir söz o dönemin koşullarına göre gerekli olabilir. Ama İkinci Yeni şiiri bağlamı dışında düşünüldüğünde folklor, zengin bir kaynak olarak önümüzde durmaktadır. Folklora düşman olmak, hem bir geleneği hem de bir bilim yok saymak olur.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Örnek verilmiştir, B) Alıntı yapılmıştır, C) Benzetme yapılmıştır, D) Konu tartışma içinde sunulmuştur, E) Kişisel görüşlere başvurulmuştur. |
Türk dostu Anna Masala, Anadolu Yolları'nda adlı yazısında yolculuk izlenimlerini anlatır. Büyük garajlar yoktu ve otobüslerde klima cihazları yoktu. şoförler pilot gibi giyinmiyordu ama her zaman memba suyu şişeleriyle dolu buz dolapları vardı, der. O döneme dair sosyolojik bir tahlil yapar şunları söyler: Anadolu otobüsleri her zaman dopdoluydu. Köylüler, yöresel kıyafetli insanlar, bazen de bir yolcunun bir dostu: kısa bir mesafe için binerdi otobüse. Bu misafirler bilet parası vermez, birkaç kilometre sonra inerdi fakat dostlarını son dakikaya kadar gördükleri için mutluydular. İstanbul'dan Ankara'ya gitmek için Bolu'dan geçerdik. Bolu'da yemek, Abant isimli lokantada yenirdi. Bulgur pilavı, patlıcan kızartma ve dondurmayı andıran bir yoğurt yerdik. O dağların arasında Köroğlu'nu düşünürdüm: “Benden selâm olsun Bolu Beyine..." Bunları söylerken Türk gibi heyecan duyar Anna MasalaBu parçanın anlatımında aşağıdaki yollardan hangisine başvurulmamıştır? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Betimlemeye, B) Öykülemeye, C) Alıntı yapmaya, D) Benzetmeye, E) Kanıtlamaya |
Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme ve terbiyeye eğitim denir. Hemen her alanı ilgilendiren ve genelden özele doğru bir açılım gösteren eğitim, bireylerin ve toplumların en temel ve öncelikli gereksinimlerinden biridir. Bu, sanat için de geçerlidir. Hatta sanat eğitimi genel eğitim içinde çok önemli bir konumdadır. Okullarda ders olarak da okutulan müzik eğitimi, sanat eğitiminin başlıca kolları arasında yer alır. Çalgı eğitimi ise müzik eğitiminin ana boyutlarından birini oluşturur ve kendi içinde çeşitli dallara ayrılır. Bu dallardan biri olan keman eğitimi, çalgı eğitiminin en önemli dalları arasında etkin ve seçkin bir yere sahiptir.Bu parçanın anlatımıyla ilgili yargılarından hangilerinden yanlıştır? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Yalnız I, B) Yalnız IV, C) I ve III, D) II ve IV, E) III ve IV |
Istanbul çok sesli ama uyumlu bir orkestrayı andırıyor. Nasıl mı? Sarayburnu açıklarında bir balıkçı teknesi, pat pat motor sesi peş sıra ve oyuncu bir yunus, suyu şarkı söyletmede her dalışında. Galata'nın dar sokaklarında sesleri yırtılan bembeyaz martılar uçuşuyor hoşgörünün masmavi göğünde. Balat'ta bir kilisenin çan sesi. Hasköy'den dalga dalga yükselen ezanın sesine karışıyor. Haliç ahalisi ise Lazca türkülerle Roman havalarını harmanlıyor. Hıncahınç Eminönü'nde. lastiğinden topuklusuna ayakkabılar koşuştururken şıkır şıkır şarkılar besteliyor kaldırımlar. Yeditepeli şehrin tepelerinde sert mi sert esiyor rüzgâr şarkılar savurarakBu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraftan ve sorusundan yola çıkarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) Kişileştirmelere yer verilmiştir, B) İkilemeler vardır, C) Farklı duyularla algılanabilen ayrıntılara yer verilmiştir, D) Koşul belirtilmiştir, E) Varlıklar hareket hâlinde betimlenmiştir. |
Aile. çocuklar, iş, bazen de endişeler veya sıla hasreti, birçok baskı ve ruhsal gerilimi bir araya getirebilir. Böyle durumlarda kendimiz için belli aralıklarla mola vermemiz ve bilinçli olarak rahatlamamız sağlamamız çok önemlidir. Baskı ve ruhsal gerilim son noktaya gelene kadar beklememeliyiz. Rahatlamamız ve toparlanmamız için kendimiz bir şeyler yapmalıyız. Modern dünyada yoğun iş temposu yüzünden insanlar ailesine ve dostlarına gereken kadar vakit ayıramıyor. Gezmek, şarkı söylemek, okumak. banyo yapmak. derin nefes alıp vermek, kısa süre uzanmak bunlar gibi örnek olabilir.Bu parçada anlatımın akışındaki kopukluğun giderilmesi için altı çizili cümlenin yerine aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Bunun için ilk adım, her gün birkaç dakikalık bile olsa kendimize belirli bir zaman ayırarak çeşitli aktivitelerde bulunmaktır. B) Özellikle beyin geliştirici aktiviteler. boş zamanları değerlendirmek için güzel bir alternatif olabilir C) Bunun için kısa molalar vermek yerine uzun bir seyahate çıkmak ya da nitelikli bir tatil planlamak çok daha rahatlatıcıdır. D) Budurum, bizi daha nitelikli bir yaşam için motive edebileceği gibi zamanımızı doğru değerlendirmek için de bize yeni bakış açıları kazandıracaktır. E) İş temposu düşünüldüğünde yaşamda ara vermek ve bir nebze de olsa soluklanmak hiç de kolay değil. |
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte edebiyat alanında görülen yeniliklerden biri, sesli kitap servislerinin kurulması oldu. Birçok şirket, sesli kitap okuma sektörüne yatırım yaparak ünlü isimlere, tanınmış yazarların kitaplarını seslendirtti. Seslendirilen kitaplarla okurlara yepyeni bir imkân sunan şirketler, yayıncılık sektöründe kendilerine önemli bir yer edinmeyi başardı. Yapılan bir araştırmada sesli kitap pazarının, ülkelerin ekonomik ve kültürel dinamiklerine göre değişkenlik gösterdiği saptandı. Altyapısını tamamlayan, ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde sesli kitap okuma hızla yaygınlaştı. Teknolojiyi çok iyi kullanan ve yeniliklere açık olan genç nüfusun toplam nüfusu içindeki oranının yüksek olması da sesli kitap okumada ülkeleri bir adım öne çıkardı.Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon üret. | Şıklar: A) II B) III C) IV D) V E) VI |
— Bu olguyu çok ilginç buluyorum. Bana göre şehirlerin bir estetik dili olmalı ve şehirleri, kolay kolay değişmekten ziyade hakkıyla korunmalı. Çocuklarımıza bırakacağımız en önemli şeylerden biri de kültürel miras. Yaşadığımız alanları, tarihi eserlerimizi, doğamızı bu şekilde harcamamızın çok hunharca ve çok günübirlik bir davranış olduğunu düşünüyorum. Bu davranışımızın nedeni bence şehrimizi evimiz gibi değil de belli bir süre kaldığımız bir mekân gibi görmemiz. Bu eserimde işte bütün bunları modern sanatın bana sunduğu imkânlar dahilinde anlatmaya çalıştım.Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? bu paragraf ve sorudan hareketle 5 seçenek yaz. | Şıklar: A) 1. Şehir yaşamının içinde olmanızın, sanatınıza olumlu yansıdığı söylenebilir mi? II. Pandemi koşullarında sanat yapıtı üretmek sizin adınıza ne kadar zor oldu? B) 1. Şehirlerin her yönüyle korunması gerektiğine inanıyor musunuz? II. Pandemi konulu bu eserinize yapılan eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz? C) 1. Kent kültürü ile yetişen bir sanatçı olarak değişimin yanında mısınız yoksa karşısında mı? II. Pandemi ve kapanmanın insan üzerinde etkilerini anlatan başka eserleriniz var mı? D) 1. Şehir yaşamının zor yönlerini eserlerinizde yansıtma yı planlıyor musunuz? II. Pandemi koşullarının sanatçıları daha zor durumda bırakmaya çalışıldığını düşünüyor musunuz? E) 1. Şehirlerin değişimi ile ilgili düşünceleriniz nedir ve bunları yapıtınızda nasıl konumlandırdınız? II. Yaşanan pandemi ve arkasından gelen kapanmanın oluşturduğu koşullar üretimlerinize nasıl yansıdı? |
Polisiye eserlerde klişe bir form vardır: Zeki dedektif Sherlock Holmes ve yanından ayrılmayan biraz saf ve hep yanlış tahmin- ler yapan dostu Doktor Watson. Watson sayesinde Sherlock Holmes'un hangi zor yollardan düğümleri çözdüğünü ve ne kadar becerikli olduğunu görebiliriz. Romanın atası sayılan Don Kişot'ta da hayalci şövalyenin yanında aptal denecek kadar düz bakışlı arkadaşı Sancho'yu görürüz. Kendi romanlarıma gelince ben onlarda bu tür "ikili zıt karakterler” formunu, karakterlerle değil: “ikili temalar” üzerinden işlemeye çalıştım. Bunu gerçekleştirirken de tabii ki hayal gücümün sınırlarını iyiden iyiye zorlamam gerekti.Bu parçada düşüncenin akışına göre numaralanmış yerlerden hangisine “Bu iki örnekte olduğu gibi iki ayrı dünya bir arada yol alır ve O ikilik sayesinde okur, bir diğerini daha iyi görür.” cümlesi getirilmelidir? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı opsiyon oluştur. | Şıklar: I, II, III, IV, V |
Öz güven; bireyin, başkalarının değerlendirmelerinin etkisinde kalmadan kendini değerli bulması, iç huzurunun olması ve yaptığı işlerden dolayı kendine saygı duymasıdır. Sürekli olarak yetersizlikle, beceriksizlikle suçlanan biri giderek kendinden şüphe etmeye başlayabilir ve bir süre sonra beceri ve yeteneklerinden kuşkuya düşebilir. Bir başka deyişle, kişide “öz güven kaybı” ortaya çıkabilir. Öz güveni düşük bireyler, psikolojik tedavi görmeden bu durumdan kolay kolay kurtulamaz. Öz güven kaybının yaratacağı sonuçlar toplam bir yetersizlik duygusuna dönüştüğünde geriye sadece, “yap” denileni yapan, yaratıcılığı körelmiş, iş yapma isteği kalmamış ve bulunduğu konumuna layık olmadığına inanan bir mağdur kalır.Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 seçenek oluştur. | Şıklar: I, II, III, IV, V |
Günlüğün tarihte ilk kez Romalılar tarafından kullanıldığı bilin-. Notların kabaca birleşiminden oluşan bu ilk günlük-ler duygusallıktan ve edebi içerikten yoksundur. 19. yüzyılın ortalarına doğru, romantik akımın en yoğun yaşandığı dönemlerde günlükler, sanatsal değer bakımından yükselmeye, içerik yönünden çeşitlenmeye başlar. Bir günlüğü edebi günlük sınıfına koyan, edebiyatçıların elinden çıkması değil, edebiyat olaylarına, kişilerine ve sorunlarına yönelmiş olmasıdır. Özellikle Batı'da 20. yüzyılda yaygınlaşan edebi günlükler, özel günlük olarak da adlandırılır. Bunun en güzel örneklerini Andre Gide, Julien Green, Stefan Zweig gibi sanatçılar vermiştir.Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: IV, V, VI |
Gazeteci: Yönetmen: Uzun süre yurt dışında yaşadım. Ancak sık sık İstanbul'a geldiğim için hep burada yaşayan birine kıyasla değişimi daha net görme şansım oldu. Dört beş yıllık aralıklarla buraya geldiğinizde yeni yapıları, kaybolan yeşil alanları, artan trafiği daha belirgin bir şekilde görebiliyorsunuz. Bu durum, benim kente farklı açılardan bakmamı ve çok beğenilen bir filme imza atmamı sağladı. Gazeteci: Yönetmen: Kenar mahallelerdeki insanlarla uzun görüşmeler yaptım. Onlarla ilgili birçok panele, konferansa katıldım. Oralarda gördüklerim, duyduklarım beni derinden etkiledi. Çok önemli konular konuşuluyor, onların hayatını etkileyen çok önemli bilgiler veriliyordu. Onları not edip sinema diline aktardım. Çekimlere başlamadan, güvendiğim bir iki dostuma gösterip onlardan da görüş aldım.Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? aşağıdaki paragraftan ve sorudan 5 opsiyon üret. | Şıklar: A, B, C, D, E |
intibah'ın yeni bir baskısı daha yapıldı. Bu yeni baskının ön sözünde romanın, aynı dönemde yazılan Dürdane Hanım ile benzerlikler taşıdığı söylenmiş fakat benzerliğin hangi açıdan olduğu üzerinde fazla durulmamış. Benzerliklerin üzerinde daha detaylı durmak. okurlar açısından faydalı olabilirdi ama romanı yayına hazırlayan kişi bu yolu tercih etmemiş. Kaynak alınan özgün eserinin Atatürk Kitaplığından alındığı belirtilmiş. Ancak günümüz diline aktarılırken romanın hangi baskısının esas aldığına ya da künnesine dair bir açıklamada bulunulmamış. Dolayısıyla ----. Dil içi çeviride nasıl bir yöntem izlendiği. cümlelere ve yazarın üslübuna müdahale edilip edilmediği de belirtilmemişBu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı opsiyon oluştur. | Şıklar: A) yeni baskının hangi nüshadan yola çıkılarak Latin harflerine aktarıldığı bilinmiyor |
Edebiyat yapıtından belli bir görev. hele de “işlev” beklemek edebiyatın da sanatın da özüne aykırıdır. Edebiyatın sanat dışında bir işlevi yoktur. Yol göstermek, didaktik göreve soyunmak hatta bilinçlendirmek, yapıtı edebiyat dışına iter. Ama farkındalık yaratmak başka bir şey. Edebi nitelemesini hak eden her iyi yapıt. şu veya bu konuda farkındalık yaratır. Bu durumda sanatçıdan beklenen şudur: ---Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Okurun bilgi ve deneyimini artırarak yapıttan tat almasını sağlamak |
Aşağıdaki parçalardan hangisi “Meslek seçimini yapmadan önce doğru tercihte bulunmak için yapılması gerekenler nelerdir?” sorusuna cevap vermektedir? bu paragraf ve sorudan hareketle 5 seçenek yaz. | Şıklar: A) Meslek, insanlara yararlı mal veya hizmet üretmek ve karşılığında bir gelir elde etmek için yapılan. belli bir eğitimle kazanılan ve kuralları toplumca belirlenmiş faaliyetler bütünüdür. |
Yukarıdaki numaralanmış cümleler kullanılarak anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda hangi cümle baştan dördüncü olur? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 seçenek oluştur. | Şıklar: I. Ancak 18. yüzyıl sonlarında başlayan Aydınlanma Çağı'na kadar tıp alanında çok büyük ilerleme kaydedilememiştir. |
Dünya üzerinde bugüne kadar konuşulduğu bilinen tam 7117 dil bulunuyor. Bu diller arasında günümüzde en yaygın kullanılanları ise sırasıyla İngilizce, Çince, Hintçe ve İspanyolca. Küreselleşen dünyada insanlar gerek eğitim gerek ticaret gerekse kültürel amaçlarla ana dilleri dışında yaygın olan bu dillerden birini öğrenmeye çalışıyor. İkinci dilin önemine inanan uluslar, temel eğitimin ilk basamaklarından itibaren ana dilin yanında ikincil bir dil öğretme programları, dersleri koyuyor. Tek dil konuşan insanlarla karşılaştırıldığında çok dilli bireylerin bellek, dikkat, karar verme gibi bilişsel işlevleri daha gelişmiştir. İkiden fazla dil bilmek, sinir hücreleri arasındaki bağlantıları artırdığı için beynimizin hem öğrenme kapasitesinin korunmasını sağlıyor hem de alzaymır, demans gibi rahatısızlıklara yakalanma riskini de azaltıyorBu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? bu paragraf ve soruyu ele alarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) III, B) IV, C) V, D) VI |
İnsan beyninin 10 yaşına kadar sünger kıvamında olduğu ve bu dönemde temel yetenek ve becerilerle ilgili her şeyi emdiği, günümüz bilim adamlarının ortak görüşüdür. Bu dönem, çocukların içindeki potansiyeli açığa çıkarıp yükseltmek için çok önemlidir. Yani çocuğun beynini bir santral gibi düşünürsek bu santrali elli hatla kullanmak yerine bin hatlık bir merkeze dönüştürmek mümkün. Çünkü beyni bilmeden çocuğun davranışlarını yorumlamak pek çok hataya neden olur. Çocuğun birçok davranışı ile ilgili “vurdumduymaz, saygısız, saldırgan, tembel vb.” nitelemeler yapılabilir. Oysa bu tepkiler çocuğa özgü değil, bulunduğu yaşa uygun davranışlardır.Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, “Ancak bunu yaparken beynin nasıl işlediğini çok iyi bilmek gerekir.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) I, B) II, C) III, D) IV, E) VI |
Bunun için de o metinlerde anlamsal çok değerlilik söz konusu değildir. Bunlardan öğrendiklerimizi yaşama geçirebilir, uygulayabiliriz. Okuduğunu anlayabilen herkese aynı şeyleri söyler bu metinler. Değişik biçimde yorumlanmaya elverişli bir yapısı yoktur. Bu nedenle bu metinlerde anlatılanların doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılabilir.Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? aşağıdaki paragraftan ve sorudan 5 opsiyon üret. | Şıklar: A) Öğretici metinlerde dil, çağrışımsal bir değer taşımaz, B) Öğretici metinlerde dil, sanatsal değil, öğretici amaçlarla kullanılır, C) Öğretici metinler, okur üzerinde sanatsal metinler kadar etkili değildir, D) Öğretici metinlerde kuru, sanatsallıktan uzak ve tek boyutlu bir dil kullanılır, E) Öğretici metinler, okura göre farklı anlamlar kazanacak nitelikte değildir |
Dünyada 2009 yılında üretilen e-atıkların sadece 9o13'ünün geri dönüşümü sağlanmış. 2020 yılında ise geri dönüşüm oranının 95,18,4 olması bekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerde e-atıkların geri dönüşümü yasal olmayan işletmeler tarafından yapılıyor ve kullanılan yöntemler işçilere ve çevreye zarar veriyor. Bununla birlikte gelişmiş bazı ülkelerde biriken e-atıkların 92,50,80'i gelişmekte olan ülkelere ihraç ediliyor. Gelişmiş ülkelerde ise e-atık geri dönüşümü minimum insan gücü içeren otomatik sistemler ile yüksek oranda değerli metal kazanımıyla gerçekleştiriliyor.Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon üret. | Şıklar: A) III ve IV, B) I ve V, C) II ve III, D) IV ve V, E) I ve II |
Kitap tanıtım yazısı yazarken aklımıza gelen ilk kitapta karar kılmamız sağlıklı olmaz. Birçok kitabı gözden geçirerek yayın tarihlerini, daha önce tanıtılıp tanıtılmadıklarını öğrenmeli; ilgi alanımıza girip girmediğini, o kitap türünün bize uygun olup olmadığını, kitabı tanıtabilecek donanıma sahip olup olmadığımızı tartmalıyız. Adı her yerde geçen popüler kitapları seçmemiz de doğru olmaz ---- Önemli olan, herkesin tanıttığı, toplumun gözü önünde olan kitapları tanıtmak değil, arkalarda kalmış kitapları öne çıkarmaktır.Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdaki hangi cümle getirilmelidir? verilen paragraftan ve sorusundan yola çıkarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) çünkü onları tanıtan, onlar üzerine yazı kaleme alan zaten çoktur, B) hatta onları tanıtmak, haklarında belli bir yargıya varmak çok zordur, C) oysa öncelikle çok okunan kitaplar üzerinde durulmalıdır, D) fakat onları tanıtmak için kitaplar konusunda uzman olmak gerekir, E) belki o kitapları doğru tanıtmak, eleştirmekten daha da önemlidir |
Aileniz yedi kişiden oluşuyor. Oysa biz ya da yan komşumuz üç kişiyiz. Üstelik sizden farklı olarak. zamanımızın çoğunu ev dışın-da. bahçe işleriyle uğraşarak geçiriyoruz. Nasıl oluyor da bu ka-sabada en düşük elektrik faturasını siz ödüyorsunuz?Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Yaklaşık altı aydır güneş enerjisi kullanıyoruz. Evimizin çatı-sındaki güneş panellerini fark etmedin mi? B) Ihtiyaç duymadığımızda ışıkları hemen kapatıyoruz. Şimdiye kadar dikkat etmedin mi? C) Elektronik eşyaları, indirimli tarifenin uygulandığı saatlerde ça-lıştırıyoruz. Siz öyle yapmıyor musunuz? D) Ailemizde kimse aşırı aydınlık odalarda yaşamak istemiyor Bunu bilmiyor musun? E) Sulsıtıcısı ve ütü gibi çok elektrik tüketen aletleri pek kullan-mıyoruz. Bizi ziyarete geldiğinde anlamadın mı? |
Okuma, yazma serüvenim boyunca belli bir disiplin ve kural-la çalıştığım için rastgele kitap okuma alışkanlığım hiç olmadı. Uzun zamana yaydığım kitap çalışmalarımın bir parçası olarak hep belli kitapları biriktirir, sonra yazdığım kitabın gereği ise oku-ma sırasına koyarım. Güncel kitapları da alırım, bu kitaplar ça-lışmalarımla ilgiliyse öncelikle okurum. değilse sonraya bırakırım İş yerinde, evdeki çalışma masamda “ödev kitaplarım” olma-dan zevkle kitap okumak istiyorum artık. Herhangi bir yazı ya da not alma gereği duymadan bir kitabın akışına kapılıp kendimi ona bırakmak istiyorum.Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Bu anlattık.larım keyifli bir okuma serüveni değil: zevksiz. sıkıcı ve bunaltıcı oluyor benim için.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanır? aşağıdaki paragraf ve soru için 5 alternatif seçenek oluştur. | Şıklar: A) I B) II C) III D) IV E) VI |
“Der gg (1) Tokyo. 1457'de deniz kıyısında bulunan küçük bir balıkçı köyüymüş. (Il) O zamanki adı Edo olan bu köy, zamanla büyür. ge-lişir ve Şogunluk merkezi olur. (lll) 18. yüzyılın sonlarında dün-yanın en büyük kentlerinden biri olunca 1869'da Imparator Meiji buraya yerleşir ve yeni adını alır: Tokyo yani “Doğu'nun Başkenti”. (IV) Geleneksel ögelerine sırt çevirmeyen bir şehir Tokyo. (V) Cep telefonuyla konuşan kimonolu bir kadının görüntüsünde bu-nu çok rahat hissedebiliyorsunuz. (VI) Bununla birlikte canlı ve renkli teknoloji mağazalarını gezerken bir şey daha fark ediyor-sunuz: Bu bölgede Doğu'ya yolculuk. Batı'ya bir adım daha yak-laşmaktırBu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) IV B) V C) VI D) II E) I |
(1) Ağaçlardaki yaprak dökülmesi. birkaç bitki hormonunun dâ-hil olduğu hayli karmaşık bir süreçtir. (Il) Bu süreçte önce yaprak sapının dala bağlı olduğu ve küçük bir grup hücrenin yer aldığı bölüm kurumaya başlar. (Ili) Buradaki hücreler ve dal arasında mantar benzeri hücrelerden bir tabaka oluşur ve bitkinin iletişim borularının işlevi yapışkan bir madde tarafından engellenir. yap-raklar susuz kalır. (IV) Sonbaharda, gün ışığının süresindeki ve sı-caklıktaki değişimler nedeniyle yapraklar. besin üretme işlemini azaltır. (V) Bu aşamayla birlikte yaprak hücrelerinin içeriği parça-lanmaya başlar ve çözünebilir ürünler ağaç tarafından geri emilir.Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı seçenek oluştur. | Şıklar: A) I B) II C) III D) IV E) V |
--. Birçok romancının. söyleyebileceği her şeyi söylediği hâlde yazmaya devam etmesinin sebebi bu. Yazdıklarının öncekiler kadar iyi olmadığını gördükleri hâlde kalemi bırakmıyorlar. Yayım-lanmama ve okunmama pahasına roman yazmayı sürdürüyorlar. Çok az romancı yazmayı bırakıyor. Onlar da son romanını yayım-larken aynı anda “Roman öldü.” demeye başlıyorlar. Sanki evren-deki son romanı kendisi yazacakmış gibi... Ben son sözümü söy-ledim. artık söz gençlerde. diyene rastlanmıyor pek.Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? bu paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Kendini tekrar etmekten korkan yazarlar sürekli yenilik peşin-de koşuyor B) Romancılar toplumun önünde ışık olmaya devam ediyor C) Romancılar, sanatlarını yazdıkça geliştireceklerini biliyor D) Roman sanatının sınırlarını yazarların hayalleri belirliyor E) Yaratıcılığını yitirdiğini kabul etmek romancılara zor geliyor |
Tatlı su kaynaklarındaki azalma, küresel ölçekte kaygı verici boyutlara ulaşıyor. Önümüzdeki beş yıl içerisinde dünya nüfusunun üçte ikilik kısmı tatlı su kıtlığı yaşayabileceği öngörülüyor. Bunun altındaki en önemli etmen, dünyanın çeşitli bölgelerindeki uzun süren kuraklıklar olarak görülüyor. Ancak bölgesel ve yerel tatlı su kaynaklarının endüstriyel faaliyetler ve konutlardaki kullanıma bağlı olarak sürekli bir şekilde kirletilmesi de krizin büyümesini hızlandırıyor. Deniz suyunun tuzdan arındırılması küresel ölçekteki su kıtlığı ve temiz suya ulaşabilme sorunu çözme anlamında kritik bir öneme sahip. Okyanuslar, denizler ve yer altı su kaynaklarındaki tuzlu sular küresel suyun “697,S'lik kısmını oluşturuyor. Bu nedenle iyi ve etkili bir tuzdan arındırma işleminin küresel tatlı su talebini karşılamak adına umut verici olduğu kabul ediliyor.Bu parçada “tatlı su”yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı opsiyon oluştur. | Şıklar: A) Deniz suyundan elde edilmesinin yaşanan sorunları çözebileceğine, B) Yakın gelecekte dünyadaki insanların çoğunun tatlı suya ulaşmada zorluk yaşayabileceğine, C) Yaşanan sorunların belli bir bölgeyle sınırlı olmadığına, D) Azalmasında insan kaynaklı faaliyetlerin de etkili olduğuna, E) Kurak bölgelerde elde edilmesine yönelik farklı çözüm arayışlarının arttığına |
Bir ara, Japon yöntemi olan fırça ressamlığı sanatını öğrenmeye karar vermiştim. Hemen ünlü bir öğretmen arayıp buldum. Gerekli tüm malzemeyi satın alıp öğretmenle düzenli ders saatlerini kararlaştırdık. Dört beş fırça darbesiyle Japon üstatların birkaç dakika içinde oluşturdukları “Bambu Dalındaki Kelebek” ya da “Ay Işığındaki Hurma” gibi resimlere benzeyen görkemli sonuçları elde etmek üzere gün sayıyordum artık. Aradan birkaç ay geçtiği hâlde öğretmenim ısrarla bana hâlâ kâğıt üzerinde yalnızca fırçayla düz çizgileri çizdirdiğinden. gereğinden büyük beklentiler içine girdiğimi anlayarak yıkıldım. Benim kelebeğim neredeydi? Hurmam nereye gitmişti? Öğretmenim bana garanti veriyor. zamanla bunlara da sıra geleceğini söylüyordu. Bense çoktan, boş yere bu işe giriştiğimi düşünüyor: ----.Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) biran önce bir mazeret bulup dersleri bırakmak istiyordum, B) fırçaressamlığını rastgele çizgilerden ayıran inceliği keşfetmeye çalışıyordum, C) öğretmenimin güvenini kazanmış olmanın verdiği gururla usta bir ressam olarak düşlüyordum kendimi, D) yeteneklerimin bu işi yapmada ne kadar önemli olduğunun ayrımına varıyordum, E) hayalleriyle yaşadığım bu mesleğe veda etmeye hazırlanıyor-dum |
Nasıl ki her insanın ruhsal dünyası kavrayışımızın ötesinde bir karmaşıklık barındırır ve çözümlemeye çalıştıkça bocalamaya başlar. Büyük yazarların toplu eserleri karşısında da benzer bir çaresizlik hissederiz. En azından ben böyle hissederim. Sait Faik de bu sözünü ettiğim yazarlardandır. Yapıtlarında insanlık durumlarının zenginliğini yansıtırken dünyanın iyiliklerini ve kötülüklerini izleyen o yaratıcı gözünü zaman zaman kendi ruhsal dünyasına da çevirir. İşte beni en çok böyle zamanlarda yakalar Sait Faik'in edebiyatı. Onun öykülerini okurken başkasının has bahçesine habersizce girmişim duygusuna kapılırımBu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 seçenek oluştur. | Şıklar: A) Eserde verilen mesajı eksiksiz anlamak, B) Sanatçıların görüşlerine saygılı olmak, C) Yazarın sırlarını başkasına anlatmak, OD) Sanat yapıtlarında kimsenin göremediğini görmek, E) Yazarın en gizli yönlerine şahit olmak |
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? verilen metin ve sorudan 5 farklı seçenek yaz. | Şıklar: A) Sanatçı adını hak etmek, toplumun acılarına karşı duyarlı olmayı gerektirir, B) Büyük yazarlar, yapıtlarında kendi iç zenginliklerini en iyi şekilde ortaya koyanlardır, C) Yazarların duygu dünyası çoğu zaman mantığının önüne geçer, OD) Yazarlık serüveninde bir yazara yol gösteren önseziler çok önemlidir, E) Bir yapıtı okurken yazarın yaşadıklarıyla kendi yaşadıklarımız arasında bir bağ kurarız |
Edebiyat demlenmeye ihtiyaç duyar ve ne kadar büyük bir travma varsa aslında demlenme süresi de o kadar uzun olur. Edebiyatçıların yakın tarihimizde yaşanan olayları yazabilmesi için yirmi, otuz, kırk yıl hatta kimi olayları anlatması için iki üç nesil geçmesi gerekmiş. Garip değil mi? Travmalara bakıyoruz ve bir de onlarla ilgili edebiyat eserlerinin çıkış süreçlerine bakıyoruz. sanki bir paralellik var gibi, bir doğrultu var gibi görünüyor. Ben zamanı çok önemsiyorum. Âlelacele yazılmış, güncel toplumsal mevzular ya da oan için var olan dertlerle yazılmış metinlerden pek de derinlikli şeyler çıkmıyor galibaBu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir cevap olabilir? aşağıdaki paragraf ve soru için 5 alternatif seçenek oluştur. | Şıklar: A) Edebiyatımızın genel durumu ilg ilgili olarak neler söyleyebilirsin?, B) Sizce bir edebiyat yapıtı gerçeklerden mi yola çıkmalıdır?, C) Toplumsal sorunlara yer veren romanlar nitelikçe zayıf romanlar mıdır?, DO) Güncelin edebiyata yansıması hakkında ne düşünüyorsunuz?, E) Sizce kısa sürede yazılan romanlarda edebi nitelik bulunmaz mı? |
Bu parçada altı çizili sözle, edebiyatla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) Yaşananların sıcağı sıcağına anlatılmaması gerektiği, B) Anlatılan konu ne denli etkileyici ise yapıtın da o derece etkili olacağı, GC) Güncel konuların anlatılmasının yapıtların az okunmasına yol açtığı, D) Yazıya geç aktarılan bir olayın daha nesnel anlatılabileceği, E) Ancak edebiyata uzun süre emek verenlerin nitelikli yapıtlara imza atabileceği |
Ünlü sanatçının. büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu hayranları tarafından merakla beklenen son romanı Çıktı. Sanatçı anne-kız ilişkilerine bakarken polisiye kurguyla dramı harmanladığı romanında, Bostwana'da kaldığı bir fil barınağında yaşadıklarını anlatıyor. Akıllı ve duyarlı fillerin günlük hayatlarını, sosyal aktivitelerini ve kuvvetli hafızalarını bir edebiyatçıdan okumak ilgi çekici. Filler bir açıdan insanlar gibi başka türlere ve hayvanlara karşı da empati besliyor, zor durumda olanlara yardım ediyor. Romanda filler sadece bir ayrıntı ya da hikâyenin süsü değil, anne-kız ilişkilerini doğal olarak yansıtabilmek açısından fillerin çok önemli işlevleri var. Sanatçı, yazmaya başlamadan önce uzun araştırmalar yapmış, haftalarca Bostwana'daki 2700 dönümlük bir fil barınağında zor şartlarda aralıksız çalışmış.Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki hükümlerden hangisi söylenemez? bu paragraf ve soruya dayanarak 5 adet seçenek oluştur. | Şıklar: A) 1. cümlede, sanatçının hayranlarıyla ilgili bir detaya yer veriliyor. B) ll. cümlede, kitabın içeriğiyle ilgili bilgi veriliyor. GC) Ili. cümlede, yazarın üslubuyla ilgili bir özelliğe değiniliyor. D) V. cümlede, fillerin eserde bir dekor unsuru olarak kullanılmadığı saptaması yapılıyor. E) VI. cümlede, eserin uzun süreli ve yorucu bir çalışmanın ürünü olduğu belirtiliyor. |
Göller Yöresi; Anadolu'nun güneybatısında Konya, Isparta, Burdur, Denizli ve Afyonkarahisar il sınırlarına yayılıyor. Batı Torosların iç kesiminde, yükseltilerin arasına yerleşmiş göller, yaban hayatı açısından önemli olduğu kadar yöre insanının yaşantısı üzerinde de etkili. Ama ne yazık ki yanlış sulama projeleri nedeniyle, eğer yağışlar da imdatlarına yetişmezse bu göller çan damarı sularını kaybediyor. Biz göllerle ilgili yüz ölçümü, derinlik veya uzunluk gibi ölçüleri verirken coğratyaya ilişkin kaynaklara ve ansiklopedilere başvuruyoruz. Ancak biliyoruz ki doğanın dengesinde oluşan değişimler bütün bu rakamları her yıl değişik seviyelere çekiyor ya da yükseltiyor. Anadolu'nun bu hazinelerinin oluşumları da farklı; Acıgöl ve Akşehir Gölü tektonikken Beyşehir ve Eğirdir gölleri karstik-tektonik kökenli.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? aşağıdaki paragraftan ve sorudan 5 opsiyon üret. | Şıklar: A) Koşul ilgisi B) Nesnel anlatım GC) Karşılaştırma D) Alıntı yapma E) Terimler |
Toprak yolda doktorun tek atlı arabası ağır ağır ilerliyordu. Yol hafif bir yokuşla dağa doğru çıkmaktaydı. Solda biçilmiş ekin tarlaları, hâlâ ürünü toplanmakta olan patates tarlaları, sağda yarı boğulmuş gibi genç, sık bir çam ormanı, çok sık ağaç gövdelerinin ve ince dalların oluşturduğu kahverengi bir duvar yükseliyordu. Yerler, üst üste yığılmış, solmuş, hep bir renkte kuru kahve rengi çam pürleriyle doluydu. Yol, dümdüz, yukarı doğru, uçuk mavi güz göklerine uzanıyor ve dünya sanki orada bitiyormuş gibi oluyordu. Doktor elindeki dizginleri gevşetmiş, yaşlı atını kendi bildiğince yürümeye bırakmıştı.Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz? verilen paragraftan ve sorusundan yola çıkarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) İkilemeler kullanılmıştır, B) Üçüncü kişili anlatımla oluşturulmuştur, C) Karşılaştırma yapılmıştır, OD) Benzetme sanatından yararlanılmıştır, E) Betimlemeye beğeni duygusu katılmıştır. |
Dedektif dendiğinde aklımıza gelen o pardösülü, pipolu tipi zihinlerimizde yaratan kişidir Sir Arthur Conan Doyle. İl. Abdülhamit'in tüm kitaplarını çevirttiği bu büyük yazarın aslında tek derdi tarihi roman gibi kalın ve hatırı sayılır kitaplar yazmaktı. Ama biraz da kendi isteğinin dışında, okuyucuların zorlamasıyla, ruh hastası, bağımlı, takıntılı bir dedektifle ünlü oldu. “Yeter artık.” deyip öldürdüyse de baskılara dayanamayıp tekrar binbir katakulliyle diriltmek zorunda kaldı kahramanını. İlk kez 128 yıl önce kendini gösterdi Sherlock Holmes. Tam 128 yıldır herkes tarafından okunuyor, izleniyor. Bu ölümsüz karakterin yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle da 85 yıl önce ayrıldı aramızdan. Kendisi öldü ama yarattığı karakter Sherlock -ve hakkını yemeyelim Dr. Watson- geçen zamana inat yaşıyor. Öyle görünüyor ki ölmeye de pek niyeti yok.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı seçenek oluştur. | Şıklar: A) Anlatımda tekdüzeliği kırmak için devrik cümlelere, B) Öneri nitelikli cümlelere, C) Değişik yapılı cümlelere, OD) Açıklayıcı anlatıma, E) Betimleyici ögelere. |
Sabahın ilk ışıklarıyla Kırım toprağı göründü..Yalta Limanı'na yaklaşırken uzaktan Gurzuf kasabası görünüyordu. Benim için yabancı bir siluet değildi zira Puşkin de orayı çok sever. Sade o değil elbette, herkes çok sever. Sahile çıkınca hava değişimi ve elbise, deri palto almak için gelen Azerbaycanlılara rastladık. Ticaret yer yüzünden kaybolsa Azerbaycan halkı ne eder bulur onu. derler Şehirde Orta Asya sürgününden henüz dönmeye başlayan Kırım lılarına tek tük rastlanıyordu. Çehov'un kaldığı yeri, Buhara emirinin yazlığını tek tek gezmek nasip oldu. Hoş bir memleket Kırım. Karadeniz'in kuzeyinde, güneyinden farklı olarak Akdeniz bitki örtüsü ve serviler daha hâkimdir. Sahile hâkim Yayla Dağı, Ukrayna steplerinden gelen soğuğa bir bekçi edasıyla geçit vermez. Âk şama kadar Yalta, LivadIiya ve Voronzof'un İngiliz tarzındaki sarayını gezdik. Ünlü Yalta Konferansı burada tertiplenmişti.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Gözlem gücüyle ayrıntılar seçilmiştir, B) Anlatıcının duygusal etkilenmesi yansıtılmıştır, C) İnsana özgü nitelikler doğaya aktarılmıştır, OD) Tanımlamadan yararlanılmıştır, E) Ikilemeye yer verilmiştir. |
Gotik tarzda yapılmış Notre Dame Katedrali, adanın ortasındaki meydanda bulunuyor. 1015 yılında yapılan bir bazilika üzerine inşa edilen katedralin yapımına, 1176'da başlanmış ancak bina 1439 yılında kısmen tamamlanmış. Tek kulesi bulunan ve 142 metre yüksekliğindeki yapının 329 basamağını tırmanırsanız terasına varırsınız. Buradan Strasbourg'u izlerken yorgunluğunuzu da gökyüzüne salıverirsiniz. Katedralin içindeki astroloji saati ise 1547 yılında İsviçreli saat ustaları tarafından yapılmış. Bu tarihi katedralin yanında, Kardinal Rohan adına yapılan, Fransız mimarisinin tüm etkilerini taşıyan Rohan Sarayı bulunuyor. Meydan ise yaşayan cıvıl cıvıl bir yer. Günün hemen her saati kalabalık ve renkli. Sokak ressamları, atlıkarıncalar, çiçekçiler, sokaklara yayılmış kafeleri insanı kendine çeken sıcacık bir yer.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Sayısal verilerden yararlanılmıştır, B) Yer yer öznel bir anlatıma yer verilmiştir, GC) Açıklayıcı bir yol benimsenmiştir, DO) Gözlemlerden yararlanılmıştır, E) Neden ve sonuç bildiren cümleler kullanılmıştır. |
Ben eleştirmenlerimizin diline özenerek yazıyorum. Bu yüzden yazdıklarım sesli oluyor. Beni bu anlayışımdan dolayı eleştirenler ise dilsiz bir dille yazıyorlar. Bilmiyorlar, onların yazdıklarının sadece okunsun diye yazılmış birtakım kâra kara işaretler olduğunu. Onların yazıları insanlara bir şeyler duyurmuyor. Bir yazıcı, bellediği değil; düşündüklerini benzersiz söyleyerek kulaklara, zihinlere duyurmalıdır. Bunun yolu ----.Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) her okurun ilgi göstereceği aktüel konuları yazılarının temasını yapmaktan geçer, B) basmakalıp düşüncelerden sıyrılarak yazılarını özgün bir dilde oluşturmaktan geçer, C) biçemini imgesel anlatımın emrine vererek anlamsal derinliği yakalamaktan geçer, D) aydınların düşüncelerini, kalıplardan sıyrılmış bir anlatımla satırlara sindirmekten geçer, E) kalıcılığı yakalamış sanatçıların anlatımlarını örnek almaktan geçer. |
Bu parçadaki “dilsiz bir dille yazmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?Bu parçadaki “dilsiz bir dille yazmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? aşağıdaki paragraftan ve sorudan 5 opsiyon üret. | Şıklar: A) Düşünceleri aktarabilen bir dil kullanmak, B) Kendine özgü bir anlatıma sahip olamamak, C) Toplumsal konulardan uzak durmak, D) Süssüz, sanatsız bir anlatımı yeğlemek, E) Sanat değeri taşımayan yapıtlar vermek |
Çoğunu. her şeyin sustuğu gece yarısına doğru yazdığım denemeler. ya kafama takılıp kalan bir düşüncenin, okuduğum bir kitabın ya da bir tartışmanın sonucudur. Bu sözümle. onları bir çır-pıda yazmış olduğumu sanmayın! Tam tersine, ----. Bir denemeyi yeniden birkaç kez yazdığım olmuştur. Geçen yıldan beri, bir tür-lü ayrılmak bilmeyen bir kaygı var içimde: Basılmış ve basılmamış denemelerimden kendimce bir seçme yapmak. bunları vakit kaybetmeden yayımlamak. Niçin diyeceksiniz bu telaş? Söyleyeyim: Zaman dediğimiz güç. tekin değildir. ona güven olmaz. Hele insan yazar olursa kitaplarının kesin baskılarını sağlığında kendi hazırlamalı. Çünkü ölümünden sonra onların başına nelerin geleceği bilinmez.Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? verilen paragraftan ve sorusundan yola çıkarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) ince eleyip sık dokuyan bir yazarımdır, B) kılı kırk yarmak gibi bir âdetim vardır, C) yazacaklarımı önceden kurgularım, D) yazılarımda kaplumbağa adımlarıyla ilerlerim, E) yazarken enine boyuna her ayrıntıyı düşünürüm |
Çoğunu. her şeyin sustuğu gece yarısına doğru yazdığım denemeler. ya kafama takılıp kalan bir düşüncenin, okuduğum bir kitabın ya da bir tartışmanın sonucudur. Bu sözümle. onları bir çır-pıda yazmış olduğumu sanmayın! Tam tersine, ----. Bir denemeyi yeniden birkaç kez yazdığım olmuştur. Geçen yıldan beri, bir tür-lü ayrılmak bilmeyen bir kaygı var içimde: Basılmış ve basılmamış denemelerimden kendimce bir seçme yapmak. bunları vakit kaybetmeden yayımlamak. Niçin diyeceksiniz bu telaş? Söyleyeyim: Zaman dediğimiz güç. tekin değildir. ona güven olmaz. Hele insan yazar olursa kitaplarının kesin baskılarını sağlığında kendi hazırlamalı. Çünkü ölümünden sonra onların başına nelerin geleceği bilinmez.Bu parçaya göre yazarın, yazılarını kitap haline yayımlamak isteyişinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) Yıllar sonra dergi ve gazete sayfalarında kaybolmasını önlemek istemesi, B) Okurlarının beklentilerini bir an önce karşılama düşüncesi, C) İnsanın, kendisinden sonra yazdıklarının akıbetini bilememesi, D) Başkalarının, yazılarına kendisi kadar değer vermeyeceğini düşünmesi, E) Yazılarının haksız yere eleştirilmesinin önüne geçme düşüncesi |
Dünya tarihinde pek çok uygarlık vardı. Bunlardan biri de Orta Amerika'da bulunan Maya uygarlığıdır. Maya uygarlığı M.Ö. 2000 yıllarında ortaya çıktı. Bu uygarlığın en önemli özelliği astronomiye olan ilgisiydi. Mayalar, gezegenlerin hareketlerini çok iyi biliyorlardı. Ayrıca, onların kullandığı takvim sistemleri de çok ilginçtir. Mayalar, yılın 365 gün olduğunu biliyorlardı.Maya uygarlığının en önemli özelliği nedir? bu paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Savaşçılığı, B) Ticaretini, C) Astronomiye olan ilgisi, D) Mimarisi, E) Sanatı |
Osmanlı Devleti'nin en önemli kurumlarından biri de Divan-ı Hümayundur. Bu kurum, devletin en yüksek karar organı idi. Divan-ı Hümayun, padişahın başkanlığında toplanırdı. Burada, devletin bütün meseleleri görüşülürdü. Divan-ı Hümayun'un üyeleri, devletin en yüksek görevlileriydi.Divan-ı Hümayun'un başkanlığını kim yapardı? bu paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Sadrazam, B) Padişah, C) Vezir, D) Kazasker, E) Defterdar |
Türkçede, kelime çeşitleri vardır. Bunlar, isim, sıfat, zamir, fiil, edat, ünlemdir. İsmin çeşitleri de vardır. Bunlar, proper isim, common isim, kolektif isim, abstract isimdir. Proper isim, özel isimlerdir. Common isim, genel isimlerdir.İsmin çeşitlerinden biri nedir? bu paragraf ve soruya dayanarak 5 adet seçenek oluştur. | Şıklar: A) Sıfat, B) Zamir, C) Proper isim, D) Ünlem, E) Edat |
Mantarlar; bitkiler ve hayvanlar âleminden farklı olarak Fungi âleminde yer alır. Genellikle neden oldukları hastalıklar ya da zehirlenme olayları ile gündeme gelmelerine rağmen aslında doğada ve insan yaşamında sayısız yararı ve kullanım alanı olan canlılardır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda açığının kapatılması açısından mantarlar önemli besin kaynaklarından birini oluşturmaktadır. Kimi mantarlar zehirli olmamakla birlikte sert yapıları, kötü kokuları ve tatları nedeniyle yenme özelliği taşımamaktadır. Bu grup içinde yer alan mantarlar gıda amaçlı tüketime uygun değildir. Ancak yenilmediği hâlde içerdikleri polisakkarit ve biyoaktif maddeler nedeniyle insan sağlığının korunmasında ve hastalık tedavilerinde kullanılan tıbbi mantarlar bu grup içinde bulunmaktadır.Bu parçada “mantarlar'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Çoğunun zehirsiz olduğuna, B) Yenmeyen mantarların hepsinin zehirli olmadığına, C) Bitki yada hayvan toplulukları içinde değerlendirilmediğine, D) İlaç yapımında kullanıldığına, E) Zararları kadar faydalı yönlerinin de olduğuna |
Ünlü sanatçı yalnızca kültür mirasımızdan yararlanmakla kalmamış, Batı'nın sanat akımlarıyla da yakından temasta bulunmuştur Bu akımların, onun şiir anlayışında önemli etkileri olmuştur. Sanatçı, geçmişi geleceğe eklemlemede modernizmin ilkelerini göz ardı etmemeyi doğru anlamış: bu sayede eserleri kuşaklar boyunca okunmuş ve sevilmiştir. Benzeri görülmeyen anlatım yöntemleri, alışık olmadığımız söylemler, kılı kırk yararcasına oluşturulduğu belli olan söz kümeleri onun eserlerinde bir yama gibi sırıtmaz. Birinin onlarca sayfada dile getirdiği bir düşünceyi dilin olanaklarından yararlanarak bir iki sayfada anlatıverir oBu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) İyi bir eğitimden geçmiştir., B) Çalışmalarını titizlikle sürdürmüştür, C) Yoğun bir anlatıma sahiptir., D) Eserlerinin estetik yönünü önemsemiştir., E) Kendine özgü bir söyleyiş geliştirmiştir. |
Insani zaafları ajite etmeden anlatan yazar, ilk yapıtı ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanınca ünlenmiştir. İlk romanlarında kadınların, küçük kızların, çöküş sürecindeki burjuva ailelerin, yeni yaşama koşullarından bunalan, yurt özlemi çeken göçmenlerin, yoksulluk içinde yaşama savaşı veren. tek silahları sevgi olan yalnız kalmış kadınların. çocukların dramlarına sevecen bir bakışla eğilmiştir. Konuşma dilini esas aldığı canlı anlatımı. karakterlerinin iç dünyasını işleyişindeki derinlikle dikkat çekmiştir. Almanya'da bir süre kalan yazar, bu yıllardaki izlenimlerini kaleme almıştır. Bu yapıtlarında ayrı kültürlerden gelen insanların yaşam kesitler vermiştir. Türk edebiyatında “gurbet” olgusunu içeriden bir gözle ele alan ilk yazarlardan biri olmuşturBu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı seçenek oluştur. | Şıklar: A) Kişilerini karamsar ve olumsuz bir yaklaşımla ele almadığına, B) Yazdıkları başarılı olmamasına karşın aldığı ödülle tanındığına, C) Sade bir anlatımı olduğuna, D) Etkili psikolojik tahliller yaptığına, E) Gurbet konusunu kendi gözlemlerine dayanarak gerçekçi bir biçimde yansıttığına |
Bu sanatçı, her şeyden önce metinlerinde içerikle biçimin uyumuna dikkat ediyor; içeriğe en uygun olan yenilikçi biçimleri yapıtına uyguluyordu. Edebiyatın ve dilin alışılan kural ve kalıplarını aşarak yeni bir tarz, yeni bir söz dizimi, yeni bir gramer oluşturmaya önem veriyordu. O, ilk öykülerinden itibaren Samuel Beckett. Virginia Woolf gibi modernist yazarların bakış açısı ve yazma tekniklerini örnek alıyordu. Bu yazarlardan aldığı ışıkla sanatının toplumsal yönünü güçlendirdi. Toplumsal bilinç, vicdani ve insani duyarlılık onun için büyük önem taşıyordu.Bu parçadan sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? bu paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Bazı yazarların sanat anlayışına öykündüğü, B) Sanatını toplum yararına kullandığı, C) Evrensel temalara öncelik verdiği, D) Yenilik arayışı içinde olduğu, E) Konuyla üslup arasında bir denge gözettiği |
Günümüzde çok kabul gören görüşe göre eskimiş bir düşünce sayılsa da şairlerin yaşantısıyla şiiri arasında bir ilinti olduğunu düşünürüm. Bu nedenle, bir şairin şiirini tam olarak kavramak için yaşamına ve elbette o yıllardaki toplumsal ve siyasal ortama, yetişme biçimine bir göz atmak gerekir. Çünkü şair, doğup büyüdüğü yaşadığı çevrenin dilini ve kültürünü öğrenir, özümser. Şairi var eden yaşadığı çevredir. İçinde yaşadığı topluma saygı göstermezse onların kendisine saygı göstermeyeceğini bilir, bilmeyen de vakit geçirmeden bunun farkına varmalıdır. Elbette şairlerin de yüzü geleceğe dönüktür. Yeniliklere ayak diremezler. Ama bir gözleri de geçmişte olmalıdır. Oradan güç alarak bakar geleceğe bilinçli bir şair.Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? bu metin ve soruyu kullanarak 5 adet seçenek yaz. | Şıklar: A) Geçmişin etkisinden kendini kurtaramayan şairlerin yeniliklere karşı çıktığını söylemektedir, B) Yapıtla yazarın yaşamı arasında bağ kurulamayacağı biçimindeki yaygın görüşe karşıdır., C) Bir şiiri doğru anlamak için onun ortaya çıktığı koşulların bilinmesi gerektiğini savunmaktadır, D) Şairlerin, içinden çıktıkları toplumun değer yargılarıyla biçimlendiğini düşünmektedir, E) Toplumdan kopuk şairlerin şiirlerinin toplum tarafından ilgi görmeyeceğine inanmaktadır |
Dili, geçmişin altın suyuna batırıp çıkararak parlatacağını sanan roman: öne çıkmaya, allanıp pullanarak kışkırtıcı ve çekici olmaya koşullanmış yazın örneği ve kendini retorikle (güzel söz söyleme) taçlandırmış bir yazı olarak kalır. Roman, niteliğini kendinden önceki yüksek edebiyatın masamızın üstünden ayrılmayan örneklerinin yarattığı tarihin ucuna eklenerek kazanacaktır.Bu parçadan romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Yazınsal söylemini geleneğin sanatlı anlatımıyla besleyen roman, kalıcılığı yakalayabilir., B) Anlatımında, söz sanatları ile şiirselliği önceleyen romancının başarısız olması kaçınılmazdır., C) Güzel söz söyleme hastalığına yakalanan roman, geleceğin sayfasında yer almayacaktır., D) Roman, kendinden önceki başyapıtları örnek alırsa yazın tarihindeki yerini alacaktır, E) Roman, sanatın kendisini amaç edinerek yazınsal konumunu belirlemelidir. |
Türkiye'nin her yerinden bilimle ilgilenen herkesin katıldığı Bilim Günleri'nde tıp ve bilim dünyasına bir şeyler katmaya çalışanlar, emeklerini arkadaşlarına gösteriyor ve bu yolda ilerlemek isteyenlere örnek oluyor. Sunumlarını öğrencilerden, asistanlardan, doktorlardan ve profesörlerden oluşan bir topluluk önünde gerçekleştirmek fırsatı bulan öğrenciler, kendilerini bilim dünyasına erkenden hazırlıyor. İzleyici olarak katılmak isteyen öğrenciler için de az rastlanır bir fırsat olan Bilim Günleri, onur konukları ve sunum yapan diğer öğrencilerle beraber bilimdeki gelişmelerden haberdar olmak için mükemmel bir fırsat. Sadece araştırma sunumlarının kabul edildiği kongrede, bu yıl yine dopdolu bir program var. Öğrencilerin sunumlarıyla katıldığı programa dünyaca ün kazanmış iki isim de katılmıştır.Bu parçada Bilim Günleri ile ilgili olarak, aşağıdakilerden hangilerine değinilmemiştir? bu metin ve soruyu kullanarak 5 adet seçenek yaz. | Şıklar: A) I ve III, B) I ve II, C) III ve IV, D) Yalnız II, E) Yalnız IV |
Sanatçının sonunun ne olacağı kitaplarından belliydi. Öyle özenti-li cümleler dizen, bilgisini göstermek için kitaplarının yarısını başka bir dille yazan kimselere hiç güvenim yoktur. Onun büyük bir düşünce gibi göstermek istediği cümlelere bir tırnak vurun, cümlelerin birtakım bayağı, köhne fikirlerin böbürlene böbürlene söylenmesinden başka bir nitelik taşımadığını görürsünüz.Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? bu paragraf ve soruya dayanarak 5 adet seçenek oluştur. | Şıklar: A) Yapıtlarının, edebiyat tarihindeki yerinin ne olacağını belirlediği, B) Yapıtlarında süslü, sanatlı bir anlatım yolu izlediği, C) Yapıtlarından bazılarının başka dillere çevrildiği, D) İletilerini abartılı bir anlatımla dile getirdiği, E) Savunduklarının sağlam bir düşünsel temele dayanmadığı |
Popülizm; sanatın yaptırım gücünü, etki gücünü yok sayarak onun içeri boşaltma sorunudur. Eğer siz popülerliğe doğru kayıyorsanız, popüler olmak size daha cazip geliyorsa buradan elde edeceğiniz ünün değerli olmadığını söylemek durumundayım. Bu, çok ucuz bir kazanımdır. Sanatın popüler olmak gibi, günlük hayat içerisinde “pat” dediğimizde patlayan ve sönen balon olmak gibi bir derdi ve kaygısı yoktur. Popülerliğe kayan insanın sanatçılıkla değil, sadece ünle ilişkisinden bahsedilebilir. Doğal olarak ünlü olmak, bilinir olmak çok da zor bir şey değil. Sanatın herhangi bir alanında usta-çırak ilişkisiyle, atölye ilişkisiyle yol kat ederek, olgunlaşarak yani belli bir süreçten geçip bu anlamda net ürünler veren yetkin bir birey olmak söz konusu ise popülizmin burada kapıdan girmesi düşünülemez. Popülizm ciddi bir hastalıktır. Kimilerinin bu hastalığa düşmesi altyapısının olmayışındandır.Bu parçada anlatılanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Sanatı, yarınları amaçlayan bir yaklaşımla ele almak gerekir. B) Sanatı bir kesime yaranma aracı olarak kullanan kişilerin estetik kaygılardan uzak olduğu görülür. C) Sanatın içsel değerleri, ortaya konan ürünün herkesçe tanınıp bilinmesi amacına ters düşer. D) Sanatsal anlamda yetkinliğe ulaşmak için verilen emek, sanatçının toplumda kabul görmesini sağlar. E) Kişisel çıkarlar söz konusu olduğunda ortaya çıkan ürünün birikimden yoksun olduğu görülür. |
Argonun temel amacı, dili bir çeşit şifreye dönüştürmektir. Var olan kelimelere, sözlüklerde yer almayan anlamlar verilir; farklı dillerden alınan kelimeler alındıkları dildeki anlamlarının dışında kullanılır. Argonun çeşitli meslek erbabının aralarında kullandıkları terim yüklü dilden temel farkı, diğer insanlarla araya bir mesafe koymak amacıyla geliştirilmiş olmasıdır. Mesela hırsız argosu, küçük çete veya mahallelerde insanların iç içe yaşarken entwicklediği bir dildir. Hangi kelimenin hangi anlamda kullanılacağı iç içe yaşamanın getirdiği çerçevede saptanır ve benimsenir. Argonun yergi yüklü dili üzerinden o grubun yer aldığı toplumun ve zamanın da zihinsel arka planını, sosyolojisini okumak ve anlamlandırmak da mümkündür.Bu parçadan hareketle “argo” ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) Kullanıldığı grup içindeki yaşama kültüründen doğduğuna. B) Toplumsal özelliklere dair bilgiler içerdiğine. C) Gizliliği sağlamak için oluşturulduğuna. D) Geniş bir söz varlığına sahip olduğuna. E) Kelimelere bilinenin dışında anlamlar yüklendiğine. |
Yaşarken de yazarken de her zaman akıl ile duygu, hayaller ile gerçekler, zorunluluklarım ile seçimlerim arasında doğru bir yerde durmaya çalıştım. İki durumdan birini diğerinin önüne geçirmedim. Ne kızgınlıklarımı abarttım ne sevinçlerimi. Bunlar arasında iyi bir denklem kurduğumu düşünüyorum. Ayakta kalmak ama nasıl ayakta kalmak. sürdürmek ama nasıl sürdürmek. yenilenmek ama nasıl yenilenmek? Yaşadıklarımla yazdıklarımın hatta yazdıklarımın kendi içinde tutarlı olması benim için her zaman bir ölçü oldu. Öte yandan kitaplarımın içinde yazılı olanlar kadar yazılı olmayan cümleler de var. Okura o yazılı olmayan cümleleri keşfetmesi için alan bırakmak gerekir. Okurun işini yapmaya kalkmadım. Benim yazarken düşünmediğim ama okurun keşfedeceği alanlar da vardır öykülerde. Erişkin olmayan gözler, o alanı boşluk sanabilir.Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) Genç okurlarca yanlış anlaşıldığı. B) Dengeli bir kişiliğinin olduğu. C) Yoruma açık yapıtlar verdiği. D) Okurlara sorumluluk yüklediği. E) Yazılarının çelişkiden uzak olduğu. |
İnsanın okuduğu şey benliğine işler. Hatta insan, zekâsına ket vurulan her türlü engeli, iyi seçilmiş eserler okumakla ortadan kaldıra-bilir, Tıpkı vücudun tutulduğu hastalıkların sporla, uygun idmanlarla iyileştirebilmesi gibi... Söz gelimi top oyunu, vücutta oluşan taşlarla böbrek hastalarına; ok atmak, akciğerle göğse; ağır yürüyüşler mideye, ata binmek baş ağrılarına iyi gelir. Bu sebeple bir kimsenin zihni dağınıksa, kişi sistematik düşünceden uzaksa matematikle meşgul olsun çünkü matematikçinin bir kuralı ispat ederken biraz dalıverse kurala ta baştan başlaması lazım gelir. Eğer zekâsı farkları görüp ayırmaktan acizse şüpheci filozofları takip etsin; onlar, kılı kırk yararlar.Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 farklı seçenek oluştur. | Şıklar: A) Spor yapmanın insan sağlığını korumada etkili olduğuna. B) Şüpheci filozofları okumanın eleştirel bakışı geliştirdiğine. C) Matematikle uğraşmanın insanı sistemli hâle getirdiğine. D) Okuyarak edinilenlerin insan karakterini etkilediğine. E) İnsanın, zekâ gelişimini engelleyen faktörleri, okuyarak aşabileceğine. |
Tür olarak deneme, bir Rönesans armağanı. Türün fikir babası olan Montaigne, tür için “deneme” anlamında “essai” demiş. Ortaya çık-tıktan uzun bir süre sonra geldiği ülkemizde tür için “kalem tecrübe-si” terimi kullanılmış, zamanla “deneme” terimi yerleşmiş. Deneme türü için tercih edilen kelimeler bir kolaylık vadediyor. Bundan olsa gerek “Ne yazsan uyar.” diyebileceğimiz bir mantıkla yazılıyor biz-de kimi denemeler. Oysa deneme, hayatla sınanmış, tecrübe edil-miş, bedeli ödenmiş bir yazı türüdür. Rastgele izlenimlerle yazılan savruk metinlere “deneme” demek bu türe yapılan en büyük kötü-lük. Kusmaya varan iç dökmelerle yahut lirik cümle yığınlarıyla de-neme arasındaki sınırı çizmek gerekiyor. Deneme, ne anlattığından çok nasıl anlatıldığına, dilin kullanımına ilişkin incelikler gerektiriyor. Uslupsuzluk bu türde başarılı olmayı imkânsız kılıyor. Zira “dene-me” bir üslup inşası. “Deneme-yanılma” ikilemi içinde kotarılabile-cek bir tür değil.Bu parçanın “deneme”yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? bu paragraf ve soruya dayanarak 5 adet seçenek oluştur. | Şıklar: A) Batı'da ortaya çıktığı dönemden sonra hem biçimsel hem de içeriksel değişimlere uğradığına, B) Edebiyatımızda yazılan bazı örneklerinin türün gerektirdiği nitelikleri taşımadığına, C) Anlatımsal yetkinliğin, türün belirleyici özellikleri arasında bulunduğuna, OD) Türsel adlandırmasını aşan çok boyutlu bir deneyim ve çaba gerektirdiğine, E) Butürde başarılı olmanın, kendine özgü bir anlatım biçimine bağlı olduğuna |
Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak'ı üçüncü ve son kez yazıyordum. yaz sonuydu. Attilâ İlhan ile konuşuyor, romanda gerçekleştirmek istediklerimi anlatıyordum. Attilâ Bey Malraux'nun şu sözünü söyledi: “Her roman aslında bir otobiyografidir.” Birden çarpıldım ve sözü romanın başına koymaya karar verdim. Roman ve otobiyog-rafi. öz yaşam öyküsü sözcüklerinin yan yana gelişi, getirilişi etki-lemişti beniAşağıdakilerden hangisi Malraux'nun sözü ile aynı doğrultuda değildir? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Yazardan kurmacaya sürekli bir yansıma söz konusudur., B) Romancının yaşam deneyimleri, yaşam görüşü, yaşamı algı-layışı romana sızar., C) Büyük yazarlar eserlerini kaleme alırken kendi yaşamlarından yola çıkarlar., OD) En bireyselinden en toplumsalına, roman ve öykü yazarın sanat gücünün bilinçli bir ifadesidir, E) Kişisel geçmiş, yazar farkında olmasa bile alttan alta edebiyat eserinde kendine yer bulur. |
Lupus, birçok doku ve organı etkileyerek değişik şikâyetlere yol açan kronik bir hastalık. Lupus, her yaşta görülse de ağırlıklı olarak 15-40 yaş arasındaki kadınlarda görülüyor. Hastalığın sebebi bilinmiyor ancak hastalığa bağışıklık sistemi ile ilgili bir sorunu yol açtığı düşünülüyor. Her iki yanakta oluşan kırmızı renkli cilt değişikliği, lupusta en sık görülen bulgular arasında. Güneş ışıkları, enfeksiyonlar, bazı ilaçlar, stres ve hormonal etkenler de hastalığın oluşumunda rol oynuyor. Lupus, eklem ve kas ağrılarına yol açıyor; kalbi ve akciğerlerin çalışma düzenini bozuyor. Kişinin günlük işlerini yürütmesini zorlaştıran nöbetlere ve kansızlığa yol açabiliyor. Tam olarak iyileşmenin olanaksız olduğu lupus hastalığıyla mücadelede hastaların eğitim alması önemli.Bu parçadan “lupus hastalığı”yla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 seçenek oluştur. | Şıklar: A) Genç kadınlarda daha çok görülmesinde hormonal değişim-lerin rol oynadığına, B) Geçerli bir tedavisinin bulunmadığına, C) Organların işleyişini ciddi bir biçimde etkilediğine, 0) Hastaların günlük yaşamını sürdürmesini zorlaştırdığına, E) Ciltteki renk değişikliğinin belirtilerinden biri olduğuna |
Bu roman yoğun bir ileti yağmuruna tutuyor çocuk okurlarını. Ve-rilmek istenen mesajların çokluğu ve yoğunluğu, çocuklar kadar, yetişkinleri bile yoracak ölçüde. Ama şu bir gerçek ki roman son derece eğlenceli bir kurguya sahip. Ayrıca yalın anlatımı, renkli ve mizahi resimleriyle çocuklara güzel vakit geçirtiyor. Hem çocuk-lar hem de yetişkinler tarafından ilgiyle takip edilen yazarın bu r0-manı güncel bir temaya odaklanmış: insan eliyle oluşan kirliliğin insanlara ve diğer canlılara verdiği zararlar. Romanlarının sonunu sürprizli bitirmeyi seven yazarın tavrı, bu romanda da devam ediyorBu parçadan sözü edilen roman ve yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? bu paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Anlatımın görsel unsurlarla desteklendiğine, B) Akıcı ve anlaşılır bir dile sahip olduğuna, C) Yazarın diğer romanlarıyla ortak yönler barındırdığına, DO) Mesaj verme kaygısının eserin yetkinliğine gölge düşürdüğüne, E) İnsan yaşamını etkileyen bir soruna yönelik çözüm yolları içer-diğine |
Diapoz, böceğin yaşam döngüsü sırasında askıya alınmış veya durdurulmuş bir gelişme dönemidir. Diapoz, önceden planlanmış bir uyku hâli dönemidir yani genetik olarak programlanmıştır Çevresel etkenler diyapozun nedeni değildir ancak diyapozun ne zaman başlayıp biteceğini kontrol edebilir. Böcek diyapozu genel olarak gün ışığı, sıcaklık veya yiyecek bulunabilirliğindeki değişiklikler gibi çevresel işaretlerle tetiklenir. Türsel ayrım olmadan her böcekte karşımıza çıksa da böcek türüne bağlı olarak her hangi bir yaşam döngüsü aşamasında (embriyonik, larva, pupa veya yetişkin) diyapoz meydana gelebilir. Böcekler, Antarktika'dan ılık tropik bölgelere kadar dünyanın her kıtasında yaşar. Pek çok böcek, bu tür aşırı çevresel koşullarda diyapoz yoluyla yaşamalarını sürdürürBu parçadan “diyapoz"la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? bu paragraf ve soruyu ele alarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) Böceklerdeki enerji tüketiminin en aza indiği bir süreç olduğuna, B) Böceklerin hepsinde görüldüğüne, C) Böceklerin yaşadıkları bölgeyle uyumlu bir biçimde hayatta kalmasında rol oynadığına, OD) Nezaman ortaya çıkacağını çevresel faktörler belirlese de kalıtsal bir temeli olduğuna, E) Böceklerin yaşamının herhangi bir döneminde görülebildiğine |
Necati Cumalı'nın şiirlerini her okuyuşumda, yaşanmışlıktan süzülüp gelen ilginç ve çarpıcı öykü kurguları içinde yol aldığımı düşünür: bu dizelerde, anlık yaşantıları ya da yaşamdan kesitleri aktaran sıcacık öykülerin içindeymişim gibi duyumsarım kendimi. Cumalı'nın şiirlerindeki öyküselliği ya da anlatı karakterini besleyen ana damar, şairin yaşantıları ya da anılarıdır. Şair bazen de yoğun bir empati duygusuyla, insanların çilelerini yüreğinde duyumsayarak ayrım gözetmeyen gerçek bir insan sevgisiyle öyküleme yaparBu parçadan Necati Cumalı ve şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? bu metin ve soruyu kullanarak 5 adet seçenek yaz. | Şıklar: A) Olay anlatımına dayalı bir kurgusunun olduğuna, B) Az ve öz sözle çok şey anlatmayı başardığına, C) Samimi bir söyleyişe sahip olduğuna, 0D) Kendi yaşamından ve tecrübelerinden izler taşıdığına, E) Belli bir şiir anlayışının ilkelerine bağlı kalmadığına |
Adalet Ağaoğlu, özellikle romanlarında zamanı kullanmada özgünlük yaratır, kronolojiye uymaz. Bu yönüyle çağdaşlarından ayrılır. Toplumun gelgitli, çalkantılı dönemlerini ve bu dönemlerin bireyin ruhundaki etkisini 12 Mart sonrası zaman aralıklarına yerleşterek anlatır. Toplumsal çözümlemeden çok, ortamın bireyin benliğine yansımasını ele alır. Özellikle bilinç akışı, geriye dönüş, iç monolog gibi modern anlatım teknikleriyle yapar bunu. Yaşananların ruhsal yansımalarını düşünsel bir temele oturtur. Kendi deyişiyle, “tek anlatıcıya son vermek, anların anlatıcısı olmak, yer-zaman ögelerine değişiklik getirmek”, Ağaoğlu'nun ayırıcı yönlerinin en önemlileri sayılabilir.Bu parçadan Adalet Ağaoğlu'yla ilgili olarak hangi yargılarından değinilmemiştir? bu paragraf ve sorudan yola çıkarak 5 farklı seçenek oluştur. | Şıklar: A) I ve III, B) I ve IV, C) II ve III, D) Yalnız II, E) Yalnız IV |
Hıçkırık, Kerime Nadir'in roman anlayışının en tipik örneklerinden biridir. Her kesimden insanın okuyup anlayabileceği romanda, kişilerin çizimi de genel hatlarla yapılmıştır. Kenan'ın uzun boylu, yakışıklı bir subay olduğunu belki biraz da sarışın olduğunu biliriz Nalan da güzel bir kadındır: zariftir, sarışındır, incedir ama o kadar. Mekânın anlatımı da benzer şekildedir. Mesela Çamlıca'daki köşkün rengini bile roman boyunca öğrenmemiz mümkün olmaz. Yazar: mektuplardan, hatıralardan ve notlardan da faydalanarak okuyucuya derinlikli olmayan bir anlatı sunmuştur. Anlatı, herhangi bir iddia barındırmaz: bir tez ya da dünya görüşüyle, zaman ya da mekânla ilgili bir felsefi tutumu yoktur.Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Geniş bir kitle tarafından beğenildiği, B) Düşünsel bir yanının olmadığı, GC) Kerime Nadir'in roman anlayışını yansıttığı, 0) Kişilerin ve yerlerin etraflıca tanıtılmadığı, E) Kolay anlaşılır bir üslupla yazıldığı |
Güneş'ten enerji elde etme çalışmaları son zamanlarda çok hızlandı. Küresel ekonominin akaryakıta dayalı olarak işlemesi, bu alandaki kaynakların sınırlılığı ve ortaya çıkan krizler güneş enerjisinden daha çok yararlanmanın yollarını açtı. Dünya üzerinde birçok devlet kuruluşu ve özel şirket güneşten yararlanmanın çeşitli yollarını arıyor. Tüm bu çalışmalar güneş enerjisi sistemlerinden elde edilen verimliliği artırmak, maliyeti düşürmek ve kolay kullanılabilir yöntemler üretmek amacını güdüyor. Hâlâ emekleme döneminde olan güneş enerjisi teknolojisi, maliyet açısından şimdilik yüksek olsa da birçok ülke güneş çiftlikleri oluşturmak ya da santraller kurmak konusunda cesur adımlar atıyor. Birçok yeni teknolojik gelişmenin izlendiği bu alanda gelecek için proje ve planlar yapılıyor.Bu parçada güneş enerjisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? aşağıdaki paragraftan ve sorudan 5 opsiyon üret. | Şıklar: A) Çoktercih edilmemesinde düşük verimli olmasının etkili olduğuna, B) Bazı ülkelerin güneş enerjisi çalışmalarında önemli mesafeler aldığına, C) Kullanılan teknolojinin istenilen seviyede olmadığına, OD) Yapılan çalışmaların sadece devlet eliyle yürütülmediğine, E) Dünyada yaşanan enerji sıkıntısının güneş enerjisine yönelik yatırımları artırdığına |
Aydın, bir toplumda tutkal görevi gören insandır. Bilinmek gibi bir derdi olmaz aydının. Toplumun değer yargılarına saygılıdır, onlarla asla oynamaz. Beklenti içinde olmaz hiçbir zaman. Bilakis vatanı ve milleti için ne yapabileceğini, vatanına ve milletine ne verebileceğini düşünür. bulur ve buna ömrünü adar. Gücün emrine girmez. Her daim dürüstlük güneşinin gölgesinde ruhunu dinlendiren bir savaşçıdır. Bulduklarını ve doğruluğuna inandığı düşünceleri pervasızca halkına ve insanlığa duyuran ve bundan da zer-tece endişe etmeyen insandır.Bu parçada “aydın"la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? aşağıdaki metin ve soru üzerinden 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Toplumun kültür düzeyini artırmayı amaçladığına, B) Doğruluktan ayrılmadığına, C) Toplumsal birlikteliği sağladığına, OD) Kendini öne çıkarmaktan hoşlanmadığına, E) Ulusu için her türlü özveriye katlandığına |
Van Gölü, yüz ölçümü bakımından en büyük alana sahip olan gölümdür. Marmara Denizi'nin üçte biri büyüklüğündedir. Ayrıca dünyada da en büyük soda miktarına sahip göllerden biridir. Yapısı sebebiyle de tatlı sudan hatta deniz ekosistemlerinden farklı bir sistemdedir. Suyu sadece sodalı değil, tuzludur da. Göl suyu tuzluluk oranı. yüzde 19. pH'sı ise 9,8'dir. Bu sebeple kışları Van Gölü'nün suları sert hava şartlarına rağmen donmaz. Van Gölü, Bitlis'te yer alan Nemrut Volkan Dağı'nın patlamasından sonra. orada bulunan tektonik çöküntü alanında meydana gelen setin arkasında oluşmuştur. Van Gölü, yöre halkının “deniz” diye adlandırdığı. derinliği 171 metre, rakımı 1646 metre, yüz ölçümü 3 bin 713 kilometrekare ve çevresi ise 430 kilometre olan bir volkanik set gölüdür. Elbette, gölün su seviyesinin iklim şartlarına bağlı olarak alçalıp yükseldiğini söylemek mümkünBu parçadan “Van Gölü”ye ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Diğer göllerden ayrılan özelliklerinin ne olduğuna, B) Gölün çevresinde yaşayan halkın göle bakış açısına, C) Nasıl oluştuğuna, 0) Kapladığı alan itibarıyla dünyanın en büyük göllerinden biri olduğuna, E) Su düzeyindeki değişmenin nedenine |
Fantastik edebiyata katkılarıyla tanınan Italo Çalvino. Büyük küçük herkesin gönlünü fetheden yazarlardan. Ufuk açıcı satırları, bazen tıpkı kendisinin de belirttiği gibi kapılar açarken bazen de okurunu büyük bir bilinmezlik kıskacında bırakır. Yazarın yazdığı son masallardan biri olan “Dere Tepe Ters” isimli kısacık ama yoğun anlatı da biraz böyle.Bu parçadan sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon üret. | Şıklar: A) Her yaştan okurunun olduğu, B) Farklı türlerde eser verdiği, C) Yapıtlarında hayali ögelere ağırlık verdiği, 0) Kimi zaman okurunu meraklandırdığı, E) İnsanın bakış açısını genişlettiği |
Uzun zamandır görmek istediğimiz Bursa'ya gitmek için bir pazar sabahı İstanbul'dan otobüse bindik. Uç saatlik bir yolculuğun ardından Bursa'dayız. Bursa Terminali, birçok markanın renk renk tabelalarının olduğu kestane şekeri satış noktalarıyla dikkat çeken bir yer. Terminalin çıkışında şehir merkezine otobüsler kalkıyor. Bunlardan birine binip merkeze, Ulu Cami'ye gidiyoruz. Ulu Cami, Tophane, Emir Sultan, Yeşil Türbe... Hepsi de bizi tarihin içindeki eşsiz yolculuklarına davet ediyor.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? bu metin ve soruyu kullanarak 5 adet seçenek yaz. | Şıklar: I. Konuşma havası içinde oluşturulma, II. Kişili anlatım, III. Olayları oluş sırasına göre verme, IV. Sayıp dökmeler, V. Yer yer öznel bir anlatımdan yararlanma |
Müzik eserlerinin çalınma hızı tempo terimiyle ifade edilir. Tempo, bir dakika içindeki vuruşların (temel zaman birimi) sayısıdır. Mesela temel zaman birimi, dörtlük notaların çalınma süresiyse tempo bir dakika içindeki dörtlük notaların sayısıdır. Müzik eserleri notaya alınırken her bir ölçü içindeki notaların sayısını ve süresini ifade etmek için zaman işareti kullanılır. Zaman işareti olan bir eserin her bir ölçüsü, altı adet sekizlik nota içerir. En yaygın kullanılan zaman işareti, ortak zaman olarak adlandırılır.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 adet opsiyon üret. | Şıklar: A) Karşılaştırma, B) Somutlama, C) Tanımlama, D) Örnekleme, E) Açıklama |
Afşin-Elbistan Havzası, Türkiye'de çıkan kalitesiz linyit rezervinin ciddi bir miktarını barındırıyor. Hâlihazırda iki ünitesi aktif olan termik santral nedeniyle ülkede en yüksek düzeyde hava, su ve toprak kirliliğinin gözlemlendiği bir bölge burası. Genzimizi ve gözlerimizi yakan kesif kömür kokusu, termik santrale yaklaştıkça bölgedeki “terk edilmiş” izlenimimizi kuvvetlendiriyor. A Santrali'nin hemen yanındaki eski muhtarlık binasının camları kırılmış, ardına kadar açık duran kapılar, rüzgârdan çarpıyor. Hemen yakınında parlak renkli, plastik oyuncaklarla dolu çocuk parkı bomboş duruyor.Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraf ve soru çerçevesinde 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) İzlenimler dile getirilmiştir, B) Açıklayıcı anlatıma başvurulmuştur, C) Abartmadan yararlanılmıştır, OD) Pekiştirmeye yer verilmiştir, E) Farklı duyulara ait ayrıntılar vardır |
Yolculuk, bir karşılaşmadır. Karşılaşma iki tarafın birbiri için hazırланmasını da içerir. Yolcu, eğer Doğu'nun yollarını, geleneklerini, göreneklerini, ağırlayıp uğurladıkları uygarlıkları ve yitirmekte olduklarını görmeye Gaziantep'ten başlarsa bu kent onu hem karşılar hem de yeni yolculuklara hazırlar. Gaziantep'in bazı gelenekleri hâlâ çok canlıdır. Türkmen köylerinde düğünler, Anadolu'nun birçok yerinde olduğu gibi üç gün üç gece sürer. Evlenenler farklı köydeyse iki köyde başlayan düğün, erkeğin köyünde sona erer. Gaziantep'in kaybetmediği değerlerinden biri de sedef ve gümüş işçiliğidir. Yekpare bir bakır parçası, ustasının elinde gümüşten bir sanat şölenine dönüşür.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 seçenek oluştur. | Şıklar: A) Benzetmeye, B) Sessel yinelemelere, C) İmgeli sözlere, OD) Değişik yapılı cümlelere, E) Devinim içeren olay örgüsüne |
Melih Kibar; dillerden düşmeyen, ölümsüz besteleriyle çağımızın en önemli bestecilerindendir. Özellikle Hep Böyle Kaf ve Sevdan Olmasa adlı besteleri müzik tarihine silinmez harflerle yazılmıştır. Hababam Sınıfı başta olmak üzere ölümsüzleşen birçok filmin müziğinin altında da imzası vardır. Besteleri çeşitli ödüller almış, ülkemizi uluslararası yarışmalarda temsil etmiştir. Birçok şairin sayfalar arasında sıkışmış dizelerine hayat vermiş, onları milyonların belleğine kazımıştır. Unutulmaz müziklerin unutulmaz bestekârı olarak bir yıldız gibi parlayacaktır Türk halkın gönül dünyasında.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? bu metin ve soruyu kullanarak 5 adet seçenek yaz. | Şıklar: A) Öznellik, B) Benzetme, C) Örnekleme, D) Tartışma, E) Karşılaştırma |
Sizce yaşamak nedir, sorusuna Şait Faik şu cevabı verir: “Balık tutmak, kahvede oturmak, yanımda çok sevdiğim köpeğimle dolaşmak, insan tanımak, Beyoğlu'nda bir aşağı bir yukarı dolaşmak, hikâye yazmak... İşte ben böyle hayattan zevk alırım, buna yaşamak derim.” Sait Faik böylesini sevebilir ancak ben buna yaşamak diyemeyeceğim. Yaşama katkısı olmayan, onu zenginleştirmeyen bir hayatı yaşanmış saymıyorum.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur? bu paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon yaz. | Şıklar: A) Öyküleme - betimleme, B) Alıntı yapma - tartışma, G) Öyküleme - karşılaştırma, DO) Tanık gösterme - benzetme, E) Betimleme - karşılaştırma |
Bir çevre kirleticisini ortamdan uzaklaştırmak için bakteri, mantar, alg gibi mikroorganizmaların kullanılmasına biyolojik iyileştirme diyoruz. Mikroorganizmalar tarafından salgılanan yüzey aktif maddeler ve enzimler bu işlemin gerçekleşmesine yardımcı oluyor. Parçalanmayı gerçekleştiren mikroorganizmalar genelde oksijen, ışık ve suya ihtiyaç duyar. Yine de birçok mikroorganizma bu işlemi oksijen olmadan da yapabilir. Biyolojik parçalanma, doğal bir işlem olduğu için zamana ihtiyaç vardır. Bu işlemi yapan mikroorganizmalar, doğal yaşam alanlarında her durumda hazır bulunur. Bazı durumlarda işlemi daha çabuk ve etkili kılmak için ortamına ilave besin kaynağı olarak azot, fosfor ve demir içeren gübreler eklenebilir. Biyolojik iyileştirme yapan canlılar sadece mikroorganizmalarla sınırlı değil. Bazı bitkiler de bu işlemi gerçekleştirerek topraktaki ve sudaki kimyasal maddelerden kaynaklanan kirliliği temizliyor.Bu parçadan “biyolojik iyileştirme” yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? paragrafı ve soruyu kullanarak 5 farklı opsiyon üret. | Şıklar: A) Tabiatta kendi kendine gerçekleşen bir aktivite olduğuna, B) Bitkilerin, mikroorganizmalara göre daha başarılı olduğuna, C) Bazı şartların oluşmasına bağlı olarak gerçekleştiğine, O) Bu işe görevli canlıların sürekli aktif olduğuna, E) Dışarıdan yapılan müdahalelerle sürecin hızlandırılabileceğine |
Bu kitapta sinema eleştirisi alanında isim yapmış yazarların deneme ve makaleleri yer alıyor. Değerlendirilen filmleri; konu, izlenme oranı, bütçe vs. değil, tamamen yazarın kişisel tercihi belirlemiş. Durum böyle olunca çok önemli yapımlar değerlendirme dışı kalmış. Buna karşılık ana akım sinemanın kıyısında kalmış bazı filmlerin yıllar sonra da olsa hak ettiği biçimde değerlendirildiği. Farklı bakış açılarıyla zihin açan yazılar da yer alıyor kitapta. Filmler üzerine çok çalışıldığı, her sahnenin ilmek ilmek sökülüp sinema üzerinden bir hakikat arayışına çıkıldığı aşikâr. Kimi yazılarda söylenenler pek ikna edici olmasa da bu, kitabın kıymetini azaltacak boyutta değil.Bu parçada sözü edilen kitapla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraftan ve sorusundan yola çıkarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) Farklı yazarlarca yazılmış yazılardan oluştuğu, B) Bazı yazıların inandırıcılık açısından zayıf olduğu, C) Konu edilen filmlerin ortak ölçütlere göre seçilmediği, OD) Ele alınan filmlerin ayrıntılı biçimde incelendiği, E) Aynı filmle ilgili farklı yazarların değerlendirmelerine yer veril-diği |
Fransız bestecileri arasında önemli bir yere sahip olan Camille Saint-Saens, Romantik Dönem bestecileri arasında yer almasına rağmen bestelerinde Klasik Dönem özelliklerine ve modellerine de yer vermiştir. Camille, eserlerindeki yalınlık, berraklık, akıcılığı ve Avrupa dışı etkilerin parlak kullanımı ile müzik çevrelerinin dikkatini üzerinde toplamıştır. Fransız ulusal müziğinin önemli bir temsilcisi olmasının yanı sıra, Fransa'da senfonik müzik türünün de öncüsü olmuştur. Fransız müziğinin Mozart'ı olarak anılan sanatçı, müziğin pek çok türünde eser vermiş, sanatın diğer kolları ile de ilgilenmiştir. Edebiyat, felsefe ve astronomiyle uğraşmış hatta dönemin en iyi sulu boya ressamları arasında gösterilmiştir. Mısır ve Cezayir başta olmak üzere birçok ülkeye giderek oralardan aldıkları ile kendi müzik tınısını zenginleştirmiş, başarılı yapıtlarıyla adını yurt dışında da duyurmuştur.Bu parçada Camille Saint-Saens ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraftan ve sorusundan yola çıkarak 5 adet opsiyon yaz. | Şıklar: A) Sanatsal faaliyetlerinin sadece müzikle sınırlı olmadığı, B) Eserlerinin, farklı dönemlerin müzik özelliklerini taşıdığı, G) Sulu boya resmin öncülerinden olduğu, O) Fransa'da müzik alanında yetkin bir sanatçı olarak görüldüğü, E) Müziğini farklı uluslardan aldığı seslerle zenginleştirdiği |
2000 yılından sonra doğan çocukların oluşturduğu Z kuşağının hızlı ve analitik düşünme yetileri üst düzeydedir fakat bu özellikler bireysellikten öteye geçmez. Ailelerinin onlara farklı bakması ve üzerlerine titremesi öz güvenlerini oldukça artırmıştır. Bağışıkdırlar, onlar için mümkün olmayan hiçbir şey yoktur. TV reklamlarında sık sık karşımıza çıkan “Hiçbir şey imkânsız değildir.” tarzı sloganlar direkt Z kuşağına hitap eder. Z kuşağı, toplumsal-laşmadan ziyade bireyselleşmeyi önemser. Kurallar, özveri gerektiren işler onlara göre değildir. Çoğunun hayalinde anne ve babalarının, akrabalarının işlerini yapmak değil; kendi serüvenlerini yaşamak vardır. Geçim sağlamak adına her gün yapılan işler, onlar için sıkılmaktan başka bir şey değildir.Bu parçada “Z kuşağı'yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? bu metin ve soruyu kullanarak 5 adet seçenek yaz. | Şıklar: A) Her konuda aceleci olup çabuk karar verdiklerine, B) Ekip çalışmalarına yatkın olmadıklarına, G) Kendilerine olan güvenlerinin yüksek olduğuna, O) Klasik meslekleri yapmaktan hoşlanmadıklarına, E) Özgürlüklerine düşkün olduklarına |
Çağdaş edebiyatımızın çalışkan oyun yazarı, şimdi de rengârenk denemeleriyle çalıyor okurun kapısını. Edebiyattan sinemaya. tiyatrodan müziğe. fotoğraftan resme, gündelik hayattan sanatın gündemine kadar birçok konuyu kendi penceresinden göründüğü kadarıyla anlatıyor. Okuruyla konuşuyor. neler okuduğunu ve okuduklarından neler çıkardığını bir dost sıcaklığında aktarıyor onlara. Caz müziğinden yazdığı oyunlara, Beethoven'dan Truffaut'ya, Onat Kutlar'dan Ara Güler'e, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Nâzım Hikmet'e yazıya döktüğü her konu ve ismi, hiçbir yazarda görmediğimiz. çok farklı bir yaklaşımla ele alıyor.Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili yargılarından hangilerine ulaşılamaz? aşağıdaki paragraf ve soruya dayanarak 5 farklı seçenek oluştur. | Şıklar: A) Yalnız I, B) Yalnız II, C) III, D) I ve II, E) I ve III |
Kuram; bir bilime temel olan kurallar, yasalar ve kavramlar bütünüdür. Bu sözcük: bilim. kural ve sistematik bilgiyle ilişkilidir ve kendi içinde çelişkiler barındırmaz. Kuram, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklaması yönüyle nesneldir. Ne var ki geçerli ve nesnel bilgilere sahip olsa bile bir kuram eskiyebilir, yeterli gelmeyebilir. Bu durumda kuram revize edilebilir hatta terk edilebilir de. Bu, onun kendi alanını bütün özellikleri ve incelikleriyle içine almadığını gösterir. Öte yandan hiçbir kuram, tek başına yeterli değildir. Söz gelimi fizik kuramları biyolojiyi. sosyolojiyi, jeolojiyi vs. etkileyebilir.Bu parçadan hareketle “kuram” ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? verilen paragraf ve soruyu kullanarak 5 alternatif opsiyon yaz. | Şıklar: A) Güncellenebilir özellikler içerdiği, B) Terimsel nitelik taşıdığı, C) Ortaya çıktığı bilim dalıyla sınırlı olmadığı, D) Her zaman geçerliliğini koruduğu, E) Kendi içinde tutarlı olduğu |