{"text":"Nazi dönemine farklı bir bakış açısı sunan bir film. Savaşın başlamasından sonra oyun yazarı Howard'a casusluk teklifi gelir ama Howard kabul etmez. Amerika, teklifinin kabul edileceğinden öyle emindirki \"şuan kabul etmeyeceğini bende biliyorum. Bu teklif bir kaç yıl sonrası içindi\" der. Nitekim dediği gibi olur ve oyun yazarımız, radyo kanalı üzerinden hem bir nazi gibi konuşur hemde amerikaya bilgi uçurur. Sonrasında, devran dönünce Howard, yeni bir kimliğe ve yaşama ihtiyaç duyar. New york'a yerleşir. Burada ise hem casuslukla ilgili olarak ufuk açıcı gerçeklerle karşılaşır hemde bunları yaparken gerçekten bir vatansever mi yoksa hain mi olduğunun vicdani muhasebesini yapar. Zaman zaman sıkıldığım noktalar oldu ama genel olarak fena bir film değildi. Nick Nolte'nin oyunculuğu filmi önemli ölçüde izlenebilir kılıyor.","label":6} {"text":"Kürtler ve Beyaz Türkler karşı karşıya!!! Toz Bezi beklentimin çok çok üstünde gerçek bir sanat filmi! Biz kaybolduk repliği Hatun'un kahve fincanını çevirmesi filmin yoğun alt metinli sahneleri.Filmin tam olarak anlatmak istediği ise resmen kör göze parmak şeklinde diyaloglardan birinde duruyor! Bu kadar içten bu kadar bizden ve bu denli derdi olan bir filmi çok nadir izleyebilirsiniz.Şimdiden iyi seyirler -Spoiler- -Dokuz numaraya gelen kadın.Nasıl hanımefendi... *Evet.Beni de her gördüğünde hal hatır sorar. -Diyarbakır 'lıymış.Hiç Kürt demezsin. -Spoiler-","label":7} {"text":"keşke berbattan daha kötü bir not olsa idi sırf bu film için hababamın ismini kirletmeselerdi süper olurdu öylesine bir yaz filmi diye çıksaydı keşke yazık olmuş tek kelime ile vakit kaybı","label":0} {"text":"Çok sağlam bir filmdi. Oyunculuklar ve değindiği konuyu işleyişi, filmi sıkı bir film yapıyor...","label":9} {"text":"2. dünya savaşını konu alan ama yahudi gözünden değil almanyadaki mağdurların gözünden anlatılan bir film. Hemen hemen her filmde yahudi propagandası yapılan 2. dünya savaşı filmlerin aksine sadece yahudilere değil savaş her zaman kadın ve çocukları etkiler mesajı aldığım film. Teknik kısmına gelirsek; kamera kulanımı amatör kameraman çekimi gibi devamlı titreyen ve bi müddet sonra baş ağrısı yapıyor, çok durgun her sahesi adeta bi slow motion. sıkıcı, duyguyu tam verememiş, oyunculukları vasatın altında pek tavsiye etmediğim film...","label":5} {"text":"1970'li seneler için kıstas alırsak; gerçekçi sayılabilecek dövüş sahnelerine ve olması gerektiği gibi otantik atmosfere sahip. Bunun dışında epey vasat, ortada senaryo ve kurgu diye bir şey zaten yok, oyunculuk olarak ise figüranlık performanslarından öte değil. Bruce Lee fanları puana epey abanmış, kesinlikle bu puan kalibresinde olmayan bir yapım.","label":4} {"text":"film başlangıcından itibaren insanı vurmayı başarabiliyor. aldığı bir ölüm haberiyle, doğduğu yere, anılarına yolculukla başlıyor. yaz sinemasında öğrendiği tüm bilgileri ona baba şefkatiyle öğretmiş bir insana son görevini yapmak. ayrıca annesi veya başka kimse için doğduğu yerlere dönmeyip sırf alfredo için geri dönmesi bazı şeylerin ne kadar değerli olduğunu gösteriyor ","label":7} {"text":"Filmin bitiş sahnesi, sınırın geçilmesi, sınır ve sınırlar... Oldukça çarpıcı bir son olmuş. Film yanıbaşımızda yaşanan bir başka dünyanın özetidir.","label":9} {"text":"en az diğer serileri kadar güzel bol aksiyonlu muhteşem bir film.. sıkılmadan da izlenir.. ama 1. sinin biraz gerisin de kalır.","label":7} {"text":"final sahnesi ve müzikleri hariç, kitapla karşılaştırıldığında, hayalkırıklığı yaşatmıştır..","label":6} {"text":"Ahmet yenilmez varsa o mevzu tamamdir....rabbim yar ve yardimciniz olsun konya dan selamlar. Abdullah catli Muhsin yazicioglu ve daha niceleri....","label":9} {"text":"öncelikle belirtmeliyim ki bu filmin puanı bu olmamalı film baştan sona ustaca hazırlanmış ve belli ki çok emek verilmiş. film öncesinde film hakkında tek olumsuz önyargım levent kazak’tı ama bu film levent kazaK’a bakışımı tamamen değiştirecek derecede kaliteli bir yapım. müzikler, kostümler, bir kaç karakter dışında oyunculuklar, senaryo ve yönetim gerçekten tatmin edici. belden aşağı espriler bile o kadar doğru yerleştirilmiş ki kulaklarınızı tırmalamıyor, ayrıca üzerine çok yoğun çalışılan bir diğer şeyse filmin dili, filmin yapısına güzel uymuş ve filmin de tuzu biberi olmuş keşke böyle filmler hakettiği başarıları yakalasa iyi gişe hasılatı yapsa da biz de daha iyi nicelerini izlesek","label":7} {"text":"recep ivedik sevenler için güzel olabilir. onun dışında berbat bir film.İzlemeyin izlettirmeyin.Boş bir film.","label":0} {"text":"bu filme kötü diyen varsa gerçekten zihninden şüphe duyarım. aksiyon macera gerilim korku herşeh mevcut kusursuz bir film olmuş.","label":9} {"text":"Tek kelime hakkım olsa bu filmi transandantal olarak tanımlardım.","label":8} {"text":"gerçek bir hikayeden ekranlara taşınması bile filmin iyi olması için yeterliyken çıtayı daha da yükselterek çok iyi film kategorisine girmiş bir yapım 8/10","label":7} {"text":"Emilia Clarke a bayıldığım için bu filmi izlemek istedimm. Film çok akıcı ve yüzde tebessüm uyandıran türde bi filmdi. Senaryonun geneli çok orijinaldi diyemem ama konu güzel tasarlanmış ve güzel işlenmişti. Mekan ve renklerin çok güzel kullanılmasının yanısıra Emilia, Lou karakterine can katıyor ve filmi güzelleştiriyor. Love, Rosie&den hatırladığım Sam Clafin ise zirvedeyken bir anda en dibe vurmuş bir karakteri çok iyi canlandırıyor ve tüm duyguyu çok iyi veriyor. Filmin genelinde arkadaşlığı, dayanışmayı, romantizmi ve fedakarlıkları görüyoruz. izlerken bitmesin istediğim tatlılıkta bir filmdi ancak sonunda gözlerim doldu. Zaten çok meşhur olan kitabının, oldukça güzel bir uyarlarlaması bence. filmdizifalann instagram sayfama bakabilirsinizz:)","label":6} {"text":"Salt çocuklara hitap eden bir animasyon filmi değil.. Yetişkinlerinde zevkle izleyeceği bir yapım.. Harika bir animasyon filmi.. Keyifle izledim..10/7,9","label":7} {"text":"Küçük bir kız çocuğunun masuma davranış ve düşüncelerini ekrana yansıtma konusunda ikinci filmi olan Talebi, bu filmde de the boots kadar başarı yakalamış. Dört çocuklu bir ailenin en küçük kızı, ev işlerinden sıkılmış birazcık olsun parkta oynayabilmek için elinden gelen herşeyi yapmaktadır. Bunun için Masume hanımın pirinç almaya gidip geleceği yolculukta onunla birlikte gitmek için annesine yapmadığı oyun kalmaz. Hikayenin alt metninde işlenen, çok çocuklu ailelerin özellikle en küçük çocuğu ister istemez boşluyor olması ve dönemin şartları altında birşeyler alabilmenin zorluğu da işlenmekte. Ve son olarak, tüm zorluklarına rağmen alışverişini tamamlamış olan bir kimsenin malını yinede nasıl paylaştığı veriliyor.","label":7} {"text":"beklentiyi düşük tutarak izlediğim filmleri beğenirsem her zaman daha büyük bir keyif almışımdır. bu da öyle bir filmdi. gerçek hayattan etkilenerek çekilmesi filme ayrı bir artı değer daha katıyor. komedi öğeleri az da olsa güldürmeyi başarıyor, daha çok dram ağır basıyor.","label":7} {"text":"Bence güzel bir filmdi. İlk filmde jim Carrey’in komikliği ön plandaydı. Çok komikti gerçekten. Ama bir o kadar da edepsizdi. Ama bu film sanki dine daha saygılı yaklaşmış gibi geldi. Steve Carrell - Peygamber Nuh rolüne uymuştu bence. İki filmde aldığım tatlar çok farklı. Jim Carrey’inki sadece komikti. Ama bu film daha çok mesaj iletiyordu. Bence 10/8 puanı hakediyor. Ayrıca Steve Carell’i sevmeyede başladım.","label":7} {"text":"Liam Neeson' ın şuana kadar izlediğim en vasat filmi ki bu adamın isminin geçtiği çoğu film tereddütsüz güzel olurdu. Sanırım o da istese de bir daha böyle kurgusal bir basitliğin içine düşemez. Basit kısa ve net. Kurtlara değinmek dahi istemiyorum.","label":4} {"text":"en iyi gizem filmi gosterilebilecek bi seneryo. yazarı ayakta alkışlamak gerek fakat filmde mantık hatalarıyla doludur dissosiyatf çoklu karakter bolunmesi yaşayan kişi kişiliklerini oldürerek kurtulmaz. hastalıın tedavsi kişilikleri bir araya toplayıp barışmaktadır. yazar burada hastalık işlevini değiştirip filme gore tasarlamıştır.","label":0} {"text":"Tina Fey ve Steve Carell ikilisine oranlarsak güldürme kapasitesi bir hayli sınırlı.Benim için en önemli anları Ray Liotta nın yer aldığı iki sahneden ibaret.Bu aktörü izlemek ayrı bir keyif gerçekten.En komik anı (Carell ın Common un taklidini yaptığı sahne) fragmanda mevcut gerçi ama kadrosunun hatrına bir şans verilebilir.Ancak yine de dağ fare doğuruyor bu sefer.","label":4} {"text":"bazi filmleri sadece size birseyler hatirlattigi icin seversiniz.. bu da oyle bisey iste..","label":6} {"text":"beklentim yüksek değildi ve bu filme bayıldım. güldürüyor, ağlatıyor, düşündürüyor, çarpıcı sözlerle bazı fikirleri kafamıza kafamıza çakıyor. yaşamı anlatıyor bu film. iki ustanın karşılıklı döktürdüğü bu naif filmi herkes izlemeli","label":7} {"text":"Harry Potter serisinin yıllardır süren popülaritesi üzerine serinin bitmesi ve iyi kazandıran bir seri neden devam etmesin diyerek bu sefer sahneye Fantastic Beasts and Where to Find Them filmiyle bir geri dönüyoruz. Film içinde barındırdığı öğeler ile hali hazırda Harry Potter hayranlarının zaten heyecanlanmasına neden olacaktir. Ama eğer sıkı bir Harry Potter hayranı değilseniz sıradan bir fantastik film olarak kalacak sizin icin. Oyuncu kadrosunun göz doldurduğu filmde Eddie Redmayne, Colin Farrel ve adını burada söylemeyeceğim filmin sonunda göreceğini birde sürpriz isim var. İzlerken sıkmayan ama film sonunda da çok fazla etki bırakmayan, görsel efektleri yerli yerinde, aksiyonu orantılı bir yapım olmuş. Harry Potter dünyasına bu kez Newt Scamander'in (Eddie Redmayne) gözünden eski Amerika'da bakacagınız yapım ile arada nostalji yapıp hoş vakit geçirebilirsiniz. Tam bir aile filmi olan yapım tüm aile oturup gönül rahatlığı ile de izleyebilirsiniz. Kişisel olarak ne kötü ne de iyi diye nitelendirebileceğim film tam ortada bir yapım olarak fantastik türde bir yapım olarak boş zamanınızı değerlendirmek için son dönemde ki en dişe dokunur film gibi duruyor. izlemek isteyenlere simdiden iyi seyirler. Benim puanım 5/3","label":5} {"text":"Müzikleri güzeldi","label":6} {"text":"Tamam Ricci çok iyi oynamış Jackson da keza öyle ama ben büyük beklentilerle izledim bu filmden ne yazık ki beklediğimi bulamadım.","label":5} {"text":"Inception'a selam.","label":6} {"text":"değişik , çok güzel ve etkileyici bir film kesinlikle izleyin:)","label":9} {"text":"Anneleri ölmüş,babaları başka bir kadınla evlenmiş ve çoçuklarına yüz çevirmiş iki küçük kardeşin yarı felçli dedeleriyle beraber hayata tutunma çabaları..Ahmet kardeşi Ayşein sorumluluğunu üstüne almış,kendi önceliklerini ve korkularını bir kenara bırakmış,bir yandanda dedesine bakıyor evin yemeklerini yapıp bulaşıklarını yıkıyor.Sahte duygu sörümüleriyle film yapmaya çalışan bir çok sinemacıya sade ve samimi bir dille hikaye anlatmanın güzel bir örneği kız kardeşim filmi.Çaresizlik,terk edilmişlikle ilerleyip hüzünlendiğiniz filmin beni en çok üzen durumu ise filmin gerçek bir hikaye olması.Öyle arabesk film değil aklınıza farklı bir şey gelmesin.Küçük,sade ama samimi bir hikaye.Son dönem güzel filmlerinden.Üzerine yüklenen sorumluluğu elinden geldiğince üstlenmeye çalışan Ahmet ve hayata saf bir çoçuk bakışıyla bakıp hala babasından medet uman Ayşein abi diye biten tatlı cümlelerden oluşan konuşmalarıyla semapatikliğinide esirgemeyen Kız Kardeşim Monnou es geçmeyin.","label":6} {"text":"&Babasının başında olduğu bir madencilik şirketinde çalışan Kenny Wells (Matthew McConaughey), babasının ölümünün ardından işleri ilerletmeye çalışır. Ve Kenny'nin en büyük tutkusu paradır. Bu yüzden de madencilik işini çok iyi bilen Michael Acosta (Edgar Ramirez) ile bir araya gelip Endonezya ormanlarının içerisinde bir altın madeni bulmaya çalışırlar. Ve altını bulduktan sonra işler tamamıyla değişir.& Gold'u hiçbir beklentim olmadan izledim ve sonuca pek de şaşırmadım doğrusu. Gold, izledikten sonra hemen unutacağınız fakat izlerken hiç sıkılmayacağınız, enerjik bir film. Öncelikle oyunculuklara bayıldım. Matthew McConaughey inanılmazdı doğrusu. Bu rol için kafasını kazıtması ve 20 kilo alması gerçekten de delice! Ve sadece görünüş olarak da değil, oyunculuğuyla da çok iyiydi. Bu filmde McConaughey'den iz yoktu adeta, bambaşka bir adamı izliyormuş gibi hissettim kendimi.En iyi performanslarından birisini sergilemiş. Yardımcı oyunculardan Bryce Dallas Howard şaşırtıcı bir şekilde iyiydi. Kenny Wells'in sevgilisini canlandıran Howard'ın karakteri filme çok katkıda bulunmuş. Edgar Ramirez'i de uzun zamandan sonra iyi bir performansta izlemek de çok iyiydi doğrusu. Bunun dışında filmin konsepti çok ilginçti, manzaralar gayet başarılıydı ve özellikle de son 20 dakikanın şaşırtıcı bir dönüş yapması gayet sürükleyiciydi. Şimdi, eğer Gold'a sadece bu tarafından bakacak olursanız filme bayılacaksınız. Fakat ben böyle bir konu ve böyle bir kadro ile ortaya daha etkili bir işin çıkabileceğini düşünüyorum. Çünkü dediğim gibi, bu film bir izle-unut filminden öteye gidemiyor. Filmin en büyük sorunu sahne geçişleri. Size fazla detay vermeden şöyle izah edebilirim: Film oldukça enerjik bir şekilde başlayıp hemen kısa bir süre içerisinde altını bulma kısmına yöneliyor. Sonra da işlerin kötüye gitmesine odaklanıyor. Bu noktada filmin The Wolf Of Wall Street gibi bir yükseliş ve bir düşüşü işleyeceğini düşündüm. Ama film burada durmuyor ve uzun bir süre devam ediyor. İşler yine düzeliyor, sonra yine bir şeyler oluyor falan. Son 20 dakikada ortaya atılan ters köşe filmi daha ilginç bir hale getirmiş ama o ana kadar yapılan geçişler yüzünden hikayeye ve karakterlere tam olarak odaklanamıyorsunuz. Bu da başka bir sıkıntı. Mesela McConaughey, bu filmde çok başarılı bir performans sergilemiş olsa da filmi izlerken onun karakterini hiç umursamadım. Adamın zaten biraz bencil bir kişiliği var ve bütün bu olayların sonucunda da çok az bir değişim yaşıyor. Ne zaman onun başına büyük bir şey gelse, Aman boşver, bir sonraki sahnede üstesinden gelir diye düşündüm ve öyle oldu zaten. Karakterin motivasyonu başta mantıklı görünse de ilerleyen zamanlarda motivasyon resmen kayboluyor ve karakterlerin yaptıkları seçimleri neden yaptıklarını anlayamıyorsunuz. Bu yüzden de karakterlere karşı empati kuramıyorsunuz. Eğer Gold, karakterlerini daha iyi bir şekilde tanıtsaydı, gerekli sahnelerin sürelerini uzun tutup birden fazla gereksiz sahne sıkıştırmasaydı ve dengeli bir tempoda ilerleseydi, yılın en iyi filmlerinden birisi olabilirdi. Film bu haliyle de eğlenceli gerçi, dediğim gibi izlerken hiç sıkılmıyorsunuz. Fakat ortaya daha iyi bir işin çıkabileceğini düşünüyorum, özellikle de filme böyle bir emek verilmişken. İzlerseniz iyi vakit geçirebileceğiniz ama izlemezseniz de hiçbir şey kaybetmeyeceğiniz filmlerden. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + McConaughey, Dallas Howard ve Ramirez'in çok başarılı performansları. + Konsept ve manzaralar. + Son 20 dakikada ortaya atılan ters köşe. + Sizi yormayan, eğlenceli bir film. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Türe yeni bir şey getirmiyor. - Karakterlerin eksik motivasyonları, gereksiz sahneler. - Sürekli karmakarışık bir tempoda ilerlemesi. TOPLAM PUAN: 6.6/10","label":5} {"text":"güzel bir filme benziyor , merakla bekliyorum","label":7} {"text":"Bu bir Türk filminde uğradığım kaçıncı hayal kırıklığı,artık saymaktan yoruldum.Fragmanlarını ne kadar allayıp pullasalar,cilalasalar da oturup izleyince hepsinin kötü senaryo,teknik yetersizlik ve Amerikan filmlerine özenip kendilerini komik duruma düşürme gibi bir huyları var ve bu yıllardır devam ediyor ısrarla.Şimdi Engin Altan Düzyatan ve Begüm Kütük hariç baştan sona kötü oyunculuklar (biraz abartıya kaçan Gürgen Öz) ve derme çatma senaryosuyla ite kaka yürüyen ''Romantik Komedi''yi izlemek için hiçbir neden yok.En azından bu denli büyük prodüksiyonlarını TV dizisi kalitesinden yukarda tutmayı her zaman başarabilen Holywood yapımlarından birini izlemek daha iyi olacak.","label":3} {"text":"Filmi alelacele yapılmış buldum. Oyunculuklar bayağı zayıftı. Özellikle kurtuluş kuş'un oyunculugu bariz kötü duruyor. Ve burak bulutun babannesini oynayan kisinin oyunculugu cok kotuydu. Hikayede sarkilar filme guzel harmanlanmışti. Ama oyunculuklar zayif oldugu icin seyirciye aktarilmasi gereken drama yı aktaramadılar malesef cunki burak ve kurtuluş bunu aktaracak oyunculuga sahip degil henüz. Herseye ragmen izlenebilir bir yapim oldugunu soyleyebilirim.","label":5} {"text":"film çok güzel ancak serinin tüm filmlerini izlemeden hikaye tam oturmuyor.","label":6} {"text":"Akıcı gidiyor ilk bölümde salon yarıldı.sonuna odaklandırmıyor.yolun kendisi macera olarak planlanmıs","label":6} {"text":"Kesinlikle iyi film. Gerçek mesajın ne olduğunu bulacaklar için.","label":7} {"text":"Kitabını okuyanlar filmi kesinlikle beğenmiyor ya da eksik buluyor, bundan daha doğal bir şey yok. Kitabı okurken kafanızda kurduğunuz karakterler, beyaz perde de mutlaka eksik kalıyor. Bu filmin kitabını okumadım ama diğer kitabını okuduğum ve sinemaya çevrilen her şey için böyle oldu. İstisnalar çok az. Ben filmi çok beğendim. Sessiz, sakin, huzur dolu. Yanlız, Güneş Sayın'ın oyunculuğu çok geride kalmış, film boyunca bariz sırıttı. Seyfi Teoman, erken kaybettiğimiz, başarılı sanatçılardan oldu maalesef.","label":6} {"text":"Açıkcası ben beğenmedim. İlk film hala en iyisi benim için. Ha şöyle bir şey var bu bölümdeki bazı sahnelerde cidden korktum ilkinde bu kadar korkmamıştım. Ama ilk bölümün senaryosu vs daha iyiydi. Bu bölümde en sonlarda gülmeye başlamıştım yani biraz karman çorman olmuş hikaye kopuk arada sıkılıyor seyirci ama scarejump lar bu bölümde daha iyidi. Yine de güzel bir korku filmi değildi benim için.","label":7} {"text":"Mutlaka izleyin ... Mutlaka .. gerçekten dikkatle izlerseniz daha da seveceksiniz ...Film sizi içine çekecektir...","label":9} {"text":"İzlesemmi izlemesemmi diye düşündüğüm bir filmdi izledim iyimi ettim evet iyiki izlemişim senaryo çok güzel işlenmiş. Hedefi doğrultusunda ilerlerken hiç bir kuralı tanımayan bir gencin hayallerini nasıl gerçekleştirdiğini güzel anlatmış yalnız fazlaca gıcık bir tiptiJacob Benjamin Gyllenhaal.","label":8} {"text":"Filmin politik mesajlarını bir kenara bırakacak olursak, mutfakta işiniz var, ve elinizde patates-soğan işleniyorken göz ucuyla izlemeye başlasanız bile, bir süre sonra farkında olmadan elinizdeki tüm işi bir kenara bırakmış, ekranın karşısında buluverirsiniz bu filmi izlerken.. öylesi sürükleyici, ve temposu yüksek bir film.. Dolaylamalarında her ne mesajı veriyor olursa olsun, Dönem olaylarını beyaz perdeye taşıyan her tarihsel film, izlenmeyi hakediyor iken, Munich, başarılı kurgusu, ve ödülsüz kalmaması gereken yüksek performanslı oyunculuklarıyla mutlaka izlenmesi gereken bir film.. Özellikle Eric Bana'nın gerçek yaşamında da Mossad Ajanı, Geoffrey Rush'ında servisin sorumlusu olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz bir yerden sonra.. 90/100","label":8} {"text":"Hayatımda bu kadar rezil bir film görmedim. Seslendirmesi çok kötü. Konusu ondan daha kötü. Paranıza yazık. Karikatürleri daha komik.","label":0} {"text":"Neyine oscar verildiğini anlayamadığım bir film. Tek dikkat çeken yönü gerçek hikaye olması ve bazı sahnelerin gerçeğine birebir uygun olması. Bunu da filmin sonunda gözümüze sokmuşlar zaten.","label":6} {"text":"Bu filmsıradan bir romantik film olarak değerlendirilmemeli. Ne desem havada kalacağı için mutlaka izleyin derim.","label":8} {"text":"Çok da başarılı bulmadım ben. Korku filmi yapalım derken kimi zaman iğrençlik sınırını aşmışlar. Ayrıca senaryo da sanki biraz havada kalmış. İzlemeye değmez...","label":1} {"text":"Psikolojik ağırlıkta bir film. Bu filmdeki en büyük başarı filmi yarıda kesip asla bırakamıyorsunuz. İzlenen gizemli atmosfer çok iyi işlenmiş olduğundan hep bir şeyler olacak havası sarıyor. Sürekli bekleyip duruyorsunuz ve filmin sonuna geliyorsunuz. Kafamda yerine oturtamadığım bir sürü şey kaldı. Filmi beğenmedim.","label":6} {"text":"Son derece vasat, özensiz ve değersiz bir yapım. 21. yüzyılda yaşıyoruz, 21. yüzyılda olmamıza rağmen hala bilim ve materyalizm bu çağa yansımıyor nedense. Materyalist gerçekçi filmler yerine popüler hale getirilmiş inanç, din gibi gerçek dışı, içi boş, bilim dışı, içi boş içerikler sinemada egemen halde. Tek kelimeyle yazık...","label":6} {"text":"Ağlamak veya hüzünlenmek hiç aklımda yokken konusuna bakmadan ''Amaan klasik filmdir. Zaman geçsin'' diyerek açmıştım. Fakat film bittikten sonra bilgisayarda boş ekrana bakakaldım. Belki klişe dersiniz falan ama sonunda boğazınıza birşey düğümleniyor. 7,5/10","label":4} {"text":"tarzım olmadıgı ıcın cok keyıf alamadım..fazla bılımkurgu makıneler kullanılmıs.ama gorsel efekt zengınlıgı dogallıgı fılmı harıka kılıyor.oyunculuklar klıse amerıkan sıtcomundan araklama..ve fılmın degerını dusuren buydu.esprıler zekıcı ve orjınal olsaydı daha ıyı puan olabılırdı.ama fılm fantastık bılım kurgu uzerıne hakettıgını almalı.8 puan.","label":7} {"text":"hangi sebeple karabasan 2 denmiş bu filme anlamadım. karabasanla alakası yokki uzaktan yakından... izleyipte güzel zamanınızı mavetmeyin bence","label":2} {"text":"Bir öğretmenin zekasıyla aldığı dehşet verici intikam..... bir çok intikam filmi izledim ama bunun gibisini ilk defa izledim. filmin kurgusu ve senaryosu etkileyici olduğu kadar, izleyenleri yavaş yavaş geren bir temposunun olduğunu söyleyeyim ve final sahnesindeki saat olayı akıllı bir zeka ürününün parçası... sonuç itibariyle psikolojik gerilim sevenler kaçırmasın!!!!","label":7} {"text":"erhanthemaster bir daha izlemediğin filmler hakkında yorum yapma yoksa ben senin aklını alacağım.Filme gelince bence iyi bir seyirlikti.Sarah michelle gellar gerçek bir afet ona fredy ile bol şanslar.","label":8} {"text":"Berbat bir \\\"Some Like It Hot\\\" yeniden çekimi. Gerçi o da yeniden çekim ama olsun..","label":0} {"text":"Sadece Türk sinemasına bir katkı sağlamanın yanında, Türk edebiyatına da bir katkı sağlamıştır bu film. Adı sanı pek duyulmamış iki şairin tekrar aramıza karışmasına vesile olmuştur. Zonguldaklı bir arkadaşımın filmdeki şairlerden Rüştü Onur'un heykelini her gün görmesine rağmen kim olduğunu bilmediğini, bu film sayesinde kim olduğunu öğrendiğini biliyorum. Keşke bu tarz filmler daha çok çekilse, daha çok şair, yazar, ressam, asker, manav, ayakkabı boyacısı artık her ne işi yapıyorsa ama layığıyla yapıyorsa ve hatırlanıp, yad edilmeyi hakediyorsa, onu aktarabilse genç kuşaklara. Malum yeni nesil okuyup araştırmak yerine, izlemeyi tercih ediyor artık. Şairlerin kitaplarının yeniden basılmasına aracı olması bile bu filmi başarılı kılmaya yeterlidir diye düşünüyorum.","label":7} {"text":"Gerçekten güzel bir film özellik lede son 40 dk iyi izleyin örnek alınması ve uygunlaması gereken bir film.","label":8} {"text":"Scream serisi benim için çok özel bir yere sahip. Bu film beni çocukluk yılarıma götürdü. Omurgası ilk filmden oluşan , geçmişe bol bol selam çakan , seyirciye katil kim ya da kimler sorgusunu devam ettirmeye çalışan bir yapım. İtiraf etmeliyim yıllar sonra böyle bir filmin gelmesi beni mutlu etti ancak 1saat 55 dk ne ara geçti onu da anlamadım. Okuduğum yorumlardan dolayı Acaba katil kim ? & sorusunu sorarken katili tahmin etmek zormuş gibi bir algı oluşmuştu bende. Ancak filmi izler izlemez direk tipten é- Kesin bu adam katil çıkar.& dedim ve öyle de oldu. İkinci katil ise yine şüphe ettiğim biriydi ve tahminlerim yine beni yanıltmadı. Bu anlamda filmi çok yeterli bulmadım çünkü tahmin edince filmin sizi şoka sokması gereken o can alıcı sahne çok sönük kalıyor. Bunun dışında Katil güpegündüz elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor , cinayet işliyor ama ne hikmetse ne kamera , ne etraftan bir gören yok. Çığlıkları duyan yok. Gerilim filmde yok desem yeri. Yani bu kısımlar da çok abartı ve mantık dışı olmuş. Ancak genel itibari ile film özüne dönmeyi ve kendi ile de yer yer alay ederek ve göndermeler yaparak izleyiciye keyifli anlar sunmuş. [spoiler][/spoiler]","label":5} {"text":"Karakterler bu kadar yüzeysel işlenmemiş olsaydı, film vermek istediği politik mesajı aktarmada daha başarılı olabilirdi sanırım.","label":4} {"text":"kötü oyuncularla meksikada geçen yöresel adetlerle şeytan kaçmalı falan 3. sınıf körku filmi.. Bence tamamen vakit kaybı","label":2} {"text":"Keyifli ve eğlenceli dakikalar geçirmek için ideal. Ben zevk alarak izledim.","label":6} {"text":"İlkinden daha komik olan bu filmi izlemenizi hararetle öneriyorum. Özellikle Hong Kong'ta geçen bölümlerde (Chris Tucker faktörü ile) yerlere yatacağınızı garanti ediyorum... (7/10)","label":6} {"text":"Aşk gerçekten de her yerde. Kadroda bir çok yıldız barındırmasına rağmen, hiçbir oyuncunun hakkını yemeden, klişe romantik-komedi tuzaklarına düşmeyip, kaliteli esprileri ile kendini kurtarmayı başarıyor. En büyün artısı ise, doğallığı ve samimiyeti. Sonu evlilikle biten, peri masalı kıvamındaki itici Hollywood romantik-komedilerinden sonra, ilaç niyetine izlenebilecek film Love Actually. Güzel müzikleri bir başka artısı.","label":6} {"text":"Umarım Nejat bu filmden iyi para almıştır.","label":4} {"text":"Bügün Pera Müzesinde yapılan gösterimde izledim filmi. Polonya kültürüne ilgi duyan biriyim, bu nedenle tercih ettim izlemeyi. Söylemem gerekir ki beklentimin üzerinde bir yapım ile karşılaştım. Özellikle savaş ortamını ve sürenin yarısından sonra kanalda yaşanan kapalı mekan algısını çok iyi yansıtmış film. Hatta bütçesini merak bile ettirdi bana, çünkü dönemine göre çok üst düzey bir prodüksiyona sahip. Eleştirim ise, filmin ilk bölümü, yani kanala girilmeden önceki kısımlar sanki biraz uzun tutulmuş. Film zaten 1.5 saat, filmin `'ında kanal mevzusu yok ve kalan sürede de o kapalı alan, kanalizasyon hissiyatı biraz yarım kalıyor gibi geldi bana. Yine izlediğime memnunum diyebilirim. Savaş dönemi Varşova'sı görmek ilgimi çeker her zaman.","label":7} {"text":"Çarkın dişlisi olunan sistemin acıması da yok ahlakı da. Buna yakışacak şekilde patronlarının da yüzü yok... 70/100","label":6} {"text":"Filmi izlemeden önce beklemtim çok yüksek fakat film arasında ikinci bölüme bile girmeyi istemedim Türk tarihine perspektif açıdan baktım diyen russell crowe perspektifin kelime anlamını öğrenmesi gerek","label":0} {"text":"Canım kadro nasıl hiç edilir'in resmidir. Sen Robin Williams'ı, Dinklage'i, Mila Kunis'i bir araya topla; böyle kötü bir film yap. Yönetmen yahudiymiş, senarist İsrailliymiş diye saçma sapan yahudi muhabbeti var filmde. Dinsel hiç bir olay yok. Ama nedense yahudi olduğunu vurgulama ihtiyacı var. Filmin vermeye çalıştığı \"kıymet bilme\" mesajı bile çok yetersiz kalmış. Oysa başlangıç jeneriğindeki \"Anger\" mesajları oldukça sevimliydi. 5/10","label":4} {"text":"İspanyada ödül aldı film bilgilerinize.","label":7} {"text":"Yönetmenin sıradan insan profilini anlattığı filmde yabancı yönetmenlerin hissettirdiği anlam ve güçlü hisler oluşmadı bence. Yavaş ve çok dramatik. Yine de izlemeye kesinlikle değer bir film","label":6} {"text":"İnsan böyle bir ekipten daha fazlasını bekliyor.Özellikle Uğur Yücel öyle önemli işlere imza atmış bir insanki çizgisini sürekli o seviyelerde tutması çok zor.Ayrıca aksiyon sahnelerini önce Luc Bessonunun çekeceği söylendi,daha sonra o değil ama onun ekibi gelecek dendi ama sonuç itibariyle filmde fazla bir aksiyon sahnesi göremedik.Genel olarak vasat bir film yani nasıl söyleyeyim tekrar izlemek istemem.","label":5} {"text":"Romantik komedi sever bi adam değilim ama bu film içinden 4-5 romantik komedi senaryosu çıkaracak kadar zengin bir hikaye ve oyuncu kadrosuna sahip olmasıyla bence kendi türünün en iyilerinden biri..Mutlaka izleyin.","label":7} {"text":"Shailene Woodley moral bozucu şekilde güzel... Konu itibariyle klişe gelebilir ama işleniş ve kurgu ve de müzikler izlettiriyor oldukça ağlatıyormuş üstelik...","label":5} {"text":"Filmde şöyle bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Kubrick -acemiliğinden olsa gerek- anlatmaya çalıştığı 'ölüm korkusu' nu fazlasıyla ikinci plana atmış. Bireylerin hırsının adaleti nasıl etkilediğini muhteşem anlatırken idama mahkum olan 3 askerin psikolojini yeterince anlatmamış. Elbette bundan bahsetmiş ama ikinci plana atmış. Oysa film 90 dakika. Bu 3 askere özel 20 dakika daha eklenebilirdi sanki. Yinede harika bir film. İzlemenizi öneririm.","label":7} {"text":"ilk fantastik pembe dizi örneği, waste of time.","label":5} {"text":"Tecavüz edilip yakılarak öldürülen kızının katillerini bulmak için çabalayan annenin yaptıkları anlatılıyor. Kızının öldürüldüğü yoldaki üç bilborda şunları yazdırıyor: ''Ölürken tecavüze uğradı ve hala kimse tutuklanmadı? bu nasıl olur Şef Willoughby?'' Filmin sonlarında Dixon'ın kendini öldüreceğini zannettim hep, iyi ki de yaşıyor. Bardaki sahne, eve gittiğinde annesine görünmemeye çalışarak banyoya girmesi, sürekli iyi olduğunu tekrarlaması çok iyiydi. Dixon'ın kırılma anını izlemek çok harikaydı. Sam Rockwell çok iyi oyuncusun. Welby'nin merhameti çok değerliydi. PORTAKAL SUYU SAHNESİ SEN ÇOK HARİKA BİR SAHNESİN","label":8} {"text":"Sean Connery gibi bir ustanın varlığını ve Catherine Zeta-Jones güzelliğini sonuna kadar kullanan eğlenceli ve süprizli bir hırsız polis filmi geçen on yılı aşkın sürede çabuk eskidiğinide söylemek mümkün.","label":6} {"text":"Dokuz yıl önce Viyana'da başlayan hüzünlü bir aşk öyküsünün, dokuz yıl sonra Paris'te tekrar can bulmasıdır bu film. Aradan onca sene geçmesine rağmen insan hala neden gerçek duygularını korkusuzca ifade edemez ki?","label":7} {"text":"Türk korku filmi beğenenler için hiç fena bir film değildi. Yüksek beklentim olmadığı için beklentimi karşıladı. Oyuncuların potansiyelleri iyiyidi, yönetmen tarafından biraz daha zorlanılmış olsalardı çok daha iyi iş çıkarabilirlerdi. Ürperdik, korktuk.","label":5} {"text":"İlk olarak Fransız Kültür ve Sanat kanalı Arte'de denk gelip izlemiştim daha sonra birde türkçe altyazılı izleyim dedim müthiş buldum filmi, tatlı aynı zamanda hüzünlü bir hikayesi var tam bir sanat filmi siyah beyaz ekranlardan renkli ekranlara geçişlerde güzel bir hava katmış oyuncular içten ve doğal oynamış,","label":7} {"text":"filmin sonuna itiş kakış,bir şekilde geliyorsunuz.Flmin finali yine olmamış,filmin finali havada asılı kalmış.","label":5} {"text":"Aksiyon kategorisinde değilde daha çok suç ve dram tarzı bir film olmuş. Durağan seyreden bir yapısı var. Öyle vurmalı kırmalı sıradan mafya tarzı filmlerden değil. İzlerken Godfather havası hissettim öyle bir havası var. Biraz fazla şiddet içeren sahneleri olduğu için izleyecek olanlar göz önünde bulundursun.","label":6} {"text":"inannamıyorun böyle güzel anımasyon filime yorum yazılmamış hayretler içindeyim böyle kaliteli filimlere sahip çıkalım lütfen","label":4} {"text":"Wesley snipes'tan hep the art of war'daki performansını bekliyorum maalesef. Espri, aksiyon, zeka, risk alma, insan davranışını önceden tahmin etme, ama konu vampirler olunca sadece aksiyon önde kaldı.","label":6} {"text":"aslında tek kelimeyle fiyasko diyebilirim kesinlikle başlangıç filmine benzetilmek isteden ama tamamıyla sınıfta kalan bir yapım çok sıkıcı ve durağan sonlarına doğru hareketleniyor ama amacı ne ? oyunculuk fena olmasada konusu ve işleyiş bakımından sunum rezalet olduğundan hiç bir sahne ve konusunu anlamakta güçlük çekiyorsunuz tavsiyem film bana göre uzak durulması gereken bir yapım kaçın ...","label":3} {"text":"Güzel görüntüleri ve iyi oyuncu kadrosu dışında neresinden tutsan elde kalır bir film.","label":6} {"text":"Kevin Smith komedinin dışına çıkmaması gerektiğini sanırım bu filmle anlamıştır. Film demeye dilim varmıyo, hayatımda izlediğim en rezil \"şey\"lerden biridir. QuarantineAlert!!!","label":2} {"text":"gerilimden çok maceraya yönelik :S","label":6} {"text":"leo toplumun genel algısının dışında kalabilmiş ve buna tutkuyla bağlanabilmiş erkek bi fahişe. sokaklarda yatıp yerden su içen leo bir nevi kendi istekleri doğrultusunda hareket etmeyi başarabilmiş sayılı insanlardan biri. ana karakterin son köprüye gidişinde claudeun onu taşımak ve yardım etmek isteyişi fakat leonun ağırlığıyla kendisin de yere düşmesi. acı içinde yerde kıvranan iki insan. filmin bundan sonraki kısmını çok net özetleyen muhteşem bir sahne. ayrıca leonun claude un evine fahişe olarak gittiğinde o koltuğa hükmeder gibi yayılması ve evde yaşarken aynı koltuğa sanki iğneye oturur gibi otumrası da dikkate alınması gereken bir detay. sonuçta leoyu en son sahnede boşuna mışıl mışıl uyusun diye toprağa yatırmadılar ;)","label":7} {"text":"Masalsı ve beni çocukluguma götüren filleri severim ve cogunu da basarılı bulurum fakat sihirli şehir için aynı şeyleri söylemek zor.Konu çok kapalı ve içine girilmiyor sadece çözüm anlatılmış filmde senaryo daha iyi olabilirdi tek izlenimlik vasat bir film 5/10","label":4} {"text":"Yönetmen Cemal Şanın üçlemesinin ilki olan bu yapım üçlemenin en kötüsü. Hatta Türk film tarihinin en kötülerinden. Fakat ikinciside yani Dilberin sekiz günü bunun tersine harika bir iş çıkmış. Filme dönecek olursak. Fadik sevin Atasoyu hiç bu kadar pısırık sünepe görmemiştim. Resmen iğrendim ondan... Bu filmin en olumlu yanı Mustafa Üstündağın performansıydı. Bu üçlemede ki amacını son filmi olan Alinin sekiz gününde replik aralarında seyirciye aktaran yönetmenin çıkış noktası olan ulaşılamayanı arzulamak ve elde edememek kısır döngüsünü biz seyircilere iyi niyetle aktarmaya çalışmış. Fakat çok düşük bir bütçe ile ancak bu kadar olur. Yinede bu ilk film hiç olmamış. Keşke hiç olmasaydı. Fakat ikincisi Yani Dilberin sekiz günü çağımızın bir nevi Al Yazmalımı... Yine de emek harcanmış umarım yeni projelerinde daha iyi işler çıkarır...","label":1} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü tarih filmiydi,yapmacık roller,tarihle ilgisi olmayan bir hikaye,kurgu basit...Tek kelimeyle iğrençti.","label":0} {"text":"Amerikalılar her zaman iyi taraftır, haklıdır ve masumdur. Düşmanları ise çok kötü ve acımasızlardır.... Tabi bunları düşünmeden önyargıyı kaldırıp sadece keyifli bir film izlemek amacıyla izlerseniz harika bir film! Aksiyonu bol, sesler efekler harika. Bombalar, patlamalar...sahneleri çok orjinalce...Hiç sıkılmadan izleyebileceğiniz bol heyecanlı ve sürükleyici bir film.","label":7} {"text":"eğlenceli bir film ancak miyazaki nin diğer animelerine nazaran daha basit buldum uzakdoğu insanı herzaman doğaya saygılı olmuştur bu filmde de doğa sevgisi açıkça betimlenmiş zaten :)","label":7} {"text":"Harcanan emeğe ve günümüz Türkiye’si bir konuya göre gayet takdir edici bir film ancak kullanılan aşırı argo ve küfür çok bunaltıcı ve filmin konusu uzun lafın kısası tek eğlencem sinema idi o da bitti artık Elinize sağlık","label":3} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmdi. Sinir olmak isteyen izleyebilir. Hiçbir mantık aranmayan film...","label":0} {"text":"Çok farklı bir anlatım.. yakın plan çekim çok az ve film sanki hayattan bir kesitmiş gibi gerçek.. filmde birkaç kez, kaset görüntüleri mi yoksa film sahnesimi diye düşündüren bölümler vardı ve bu da kendi adıma merak uyandırıcı ve hoştu.. tabiki izleyen birçok insanın bildiği üzere o kasetleri ve çizimleri gönderen majid ya da oğlu değildi..zaten kimin gönderdiği de pek önemli değil.. asıl önemli olan böyle bir olayın nelere sebep olduğu, neleri gün yüzüne çıkardığı.. yalan söylemenin ne kadar kolaylaştığını ve ne kadar normal hale gelebildiğini göstermesi önemli.. ve ayrıca yıllardır evli olan bir çiftin birbirleriyle konuşmak tan aciz olduklarını göstermesi önemli.. sonuç olarak michael hanekenin kendine has bu tarzından hoşlandım.. Ama bir eksik vardı filmde.. etki yeterli değildi bence.. çünkü ana karakterin daha derin bir anlatımı olmalıydı.. beklediğim şey hesap vermek değil.. zaten o yapıda biri olmadığını görüyoruz.. ama kendi içindeki vicdan sorgulaması daha iyi anlatılmalıydı.. bir-iki rüya ve çok kısa bir ağlama sahnesiyle bu durum anlatılmaya çalışılmış.. ama yeterli değildi, çok yüzeyseldi.. filmdeki tek eksik bu bence.. bu göz ardı edilebilirdi bir başka filmde ama bu filmde edilemez.. çünkü yıllar evvel çocukken yapılan bir hata üzerine kurulu tüm senaryo.. temelde bu var.. tabiki asıl önemli olan bu hatanın nelere sebep olduğu ve yıllar sonra bir çiftin nasıl birbirlerine yabancılaştığı.. ama temeline aldığı konuyu, daha sonra olaylar geliştikçe diğer yaşananların gerisine atmamalıydı yönetmen.. sonuç olarak haneke tarzını beğendim ve bahsettiğim nedenden dolayı filmin etkisi yeterli olmasa da iyi bir film.. gerçekçi bir film.. 8/10","label":4} {"text":"YAHUDİ SOYKIRIMINI ANLATAN OLDUKCA EĞLENCELİ VE KEYİFLİ BİR FİLM Deli dedikleri etrafında neler döndüğünü çözmeye başlamış bir insandır, hepsi bu...& Demiş William Burroughs amcamız. Nazi zulmünü anlatan bu filmde de köyün delisi Shlomo kuyuya bir taş atar ve köy halkını o kuyunun başına toplar, deyim yerindeyse. Yahudi soykırımına mizahi gözle bakan film, her şeyiyle takdiri hak ediyor. fazlasıyla keyifli bir filmdi, konu itibariyle izledikten sonra aklıma hayat güzeldir filmi geldi, iki filmde de yahudi soykırımı olayların geri planında varlığını hissettiriyordu. ama o filmde dramatik unsurlar ağırlıktayken bu filmde komedi öğeleri biraz daha yoğundu. filmin güzel noktalarından birisi de müzikleriydi. Goran Bregoviç in başarılı çalışmalarına güzel bir evsahipliği yapmış film. aslında kaliteli bir filmden beklenebilecek hemen herşeyi 100 dakika içine sıkıştırmışlar, komedi, fantazi, dram, romantizm, trajedi. tabii bir de %100 avrupa yapımı ve hollywood klişelerinden uzakta, bir de insan dinamiklerini incelemede de oldukça başarılı. arşivinizde varsa mutlaka izleyin, pişman olmayacaksınız","label":7} {"text":"İçinde eşcinsellik olan filmleri abartıyorlar. Ederinden fazla puan veriyorlar. Filmi izlerken sıkıldım.","label":0} {"text":"tehlikeli güzellikten başka her şeye benzeyen gereksiz ötesi film...","label":0} {"text":"Müzikler, kıyafetleri, dansları etkileyiciydi. Ancakyönetmen öyle hızlı geçişlere yer vermiş ki olup bitenleri düşünmemize izin vermiyor.. Öyle ki Anna'nın güçlü aşkı ölümcül bir nefrete dönüştüğü sırada kendini oyuncak bir trenin altına atmasını görünceetkileyemedi bile.. Evet kopukluklar yaşamamın en önemli sebebi \"hızlı tempo\"","label":4} {"text":"harikaydı, insana boksu sevdiriyor diyebilirim bir kız olarak..boks filmlerini sevdiğimi söyleyemem ama bu başkaydı,ana robot çok insancıl yüz ifadesi taşıyordu,oyuncular iyiydi,mutlaka izleyin eğlenmek garanti","label":8} {"text":"izler izlemez shift+Delete yaptım","label":4} {"text":"Güzel bir animasyon filmi ama daha çok çocuklara göre , karakterler baglayici , sikilmiyorsunuz , izlenebilir","label":7} {"text":"Ne olmuş büyük adam olamadıysak hayallerimizi satmadık ya? Repliğiyle bilinen film Rahmetli Erdal Tosun'un çok güzel sözleri var film boyunca. Bilindik bir senaryosu var. Genel manada orta karar film olmuş.","label":5} {"text":"bir filmi noktasına virgülüne kadar arakladıktan sonra bile bu kadar rezalet bir işi heralde sadece özcan deniz becerebilirdi. orjinalini izlediyseniz hatırasına saygısızlık etmeyin izlemeyin. izlemediyseniz, kötü film nedir öğrenmek için tahammül edebildiğiniz yere kadar izleyin. 0/10","label":0} {"text":"ÇOK KÖTÜ BENCE ÇOK KÖTÜ ANİMASYONU VAR VE KÖTÜ BİR KURGU İZLEMEYİN...","label":0} {"text":"Ailenizle yada bayan arkadaşlarınızla izlenecek bir film değil ama ne de olsa Eli Roth 'Tarantino nun çırağı' izlemeye değer..","label":7} {"text":"Tamamen duygusal nedenlerden böyle yüksek bir puan almış.Yoksa 5/10 üzerine çıkmaması gerekir.Oyunculuklar berbat.Berhan Şimşek sadece davudi ses tonuyla konuşunca oyunculuk yaptığını zannediyor herhalde ama bu filmde hepimizin çok eleştirdiği M.Ali Erbil den bile kötü bir performans gösteriyor.Amacınız güzel bir film izlemekten başka birşeyse izleyin","label":0} {"text":"Yönetmenin daha sonra \"Being There\" filmindeki politik mizahının ipuçlarını veren varoluşçuluk üzerine söylemlerde bulunduğu sıcacık bir film.. 75/100","label":7} {"text":"Berbat Film diye çizgi filmleri toplayıp oynatmak nasıl bir film mantığı rezalet bir film .................","label":0} {"text":"arkadaşlar film çok güzeldi ama keşke sonu daha güzel bitseydi.ama yinede izleyin güzeldi...","label":9} {"text":"aynı öyküyü herhangi bir hollywood yönetmeni de çekse aynı film çıkardı.","label":6} {"text":"küfürür ortadan kaldırmış bence 3 serinide en iyi sahnesi olan tiyatro sahnesiydi bence çok çok iyiydid hala gülüyorum bu sahneye :))","label":6} {"text":"\" Stingo; anlayamayacağın çok şey var. Sana söyleyemeyeceğim çok şey var. \" Deliremeyip.. bir delinin koynunda huzura ermek :(( Kimsenin beni işitemeyeceği bir yerde, iri bir taşın üzerime yıkılması gibi.. Ve yavaş yavaş ölüyorum acı çekerek... Tarifi yok bu üzüntünün, yok.. !","label":9} {"text":"Masalsı kıvamıyla, kağıt helva tadında güzel mi güzel bir animasyon olmuş. Altı dakikanın sonsuzluğa geçip, size güzel vakit geçirebilecek izlenmeye değer kısa filmimiz. İzledikten sonra emeği geçenleri tebrik etmemek elde değil :)","label":8} {"text":"Son derece keyifli bir filmdi ama artık izlemeyen kalmamıştır herhalde.","label":6} {"text":"sabahattin ali eseri kürk mantolu madonna'yı çağırıştıran bir film olmuştur. zira surete aşık olma deyimi kitapta da geçmekteydi. ayrıca zengin kız fakir erkek, fakir kız zengin erkek kombinasyonu filmlerin atasıdır. tabi en güzelidir. yönetmen filmi festival filmi olarak çekmiş, film hiç bir zaman sinema salonlarında gösterilmemiştir. fatih akın'ın favori filmlerinden biridir ayrıca.","label":8} {"text":"Minimum CGI ve 25 M dolar bütçe ile nasıl multiverse işlenir sorusuna epik bir cevap olmuş. Marvel ağlayarak günlüğüne bu deneyimi yazıyor.","label":7} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmler arasına girdi bu kadar basit oyunculuk bu kadar basit sahneler çok amatörce tavsiye etmiyorum","label":0} {"text":"Kara filmin tuhaf bir cazibesi var... Femme Fatele kaynaklı mı diye düşünüp duruyorum? Hayır tam anlamıyla değil. Ne vakit izlersem izleyeyim, iyi bir kara film tüm sinemasal sevgimi sarmalıyor. Fritz Lang\\'ın \\\"The Big Heat\\\" filminde de böyle oldu. Neler olabileceğini kestiriyorsun. Sonu bekliyorsun. Bekliyorsun da asla beklentin örselenmiyor. Lang gibi bir sinema ustasının elinden çıkması da ayrı olay. Kareler ince ince örülmüş. Kokuşmuş bir şehirde ayakta kalmaya çalışan polis figürü. Tehditler, şantajlar... Nüfuzlu insanların ayağına çelme takma. Kara filme yakışır müzikler. İzlemek için çok neden var.","label":7} {"text":"Şirinlerin teknolojik versiyonu sinemanın geldiği dip nokta birincisi neydi ki ikincisi birşeye benzesin !!!!","label":0} {"text":"gerçekten muhteşem bir görselliğe sahip bir film olmuş. izledikten sonra limbo oynayası geliyor insanın :) bir de ek olarak little dragon bu filmden sahneleri twice şarkısının klibinde kullanmış ki çok da hoş olmuş. izlemek/dinlemek isteyenleri şöyle alalım; http://www.youtube.com/watch?v=yedD4JsZyT0&feature=related","label":8} {"text":"almadovar eline aldığı her konuyu kendi tarzında mükemmel bir biçimde işliyor. komedi için kadınları dram için erkekleri ve genellikle aynı oyuncuları kullanıyor. ispanyolların tüm duyguları daha lirik bir tarzda yaşayıp ifade etmeleri ayrı bir anlam katıyor oyunculuklarına. penelope cruz'a diyeceğim yok, benim önyargımı vanilla ssky'da kırmıştı zaten bu filmde hayranı oldum resmen. sevdiğim her filmin bir şarkısı vardır benim için. bu filmde de volver. estrella morente'nin o güçlü şarkı ve yorumu volver. almadovar'ın 2. oscarı bu film ve bence kesinlikle hak etmiş.","label":7} {"text":"buuuuuuuuuuuuuununnnnnnnnnnnnnnnnnnnn seansıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı","label":9} {"text":"Lynch filmlerini bir türlü sevemiyorum. Sürekli gıygıy ilerleyen bir konu, karakter değişimleri, filmin sonunda anlam verilemeyen olaylar... Filmden sonra bir de yorumları okuyorum, açıklamalar gayet güzel, konu yerli yerine oturtulmuş, ama hep birspoilerhayal gücü, zihin oyunları vs. vs. Bir insanın hayal gücüspoilernasıl bu kadar ayrıntılı olabilir ki?","label":6} {"text":"ne kadar güzel olursa olsun Uzak bir numara ödülü uzak hakediyodu","label":4} {"text":"ne diyecegimi acıkcası bilmiyorum daha dun izledim oda mecburiyetten.Ya fena degil aslında ama bende bir iz bırakmadı sadce vakıt gecırmek ıcın ızlenebılecek bır fılm o kadar.Amatör bir yapım gibi olmus.Kızlar superdı ne yalan soyleyım.Baska bir sahneye gecerken ya dalgalrı gosterıyor ya da gub batımı hep aynı sey sıktı benı acıkcası ama ıyı bır haftasonu ıcın eger arkdaslarındanızada benım kadar cılgın ve matraksa beraber ızlenır","label":5} {"text":"Hikaye 3 ayrı bölümde anlatılmış fakat ikinci bölümde nedense biraz dikkat dağıtıyor, filmi yavaşlatıyor. Bunun dışında Takeshi Kaneshiro yine harika bir iş çıkarmış. Mizaha olan yatkınlığını bir kez daha sergilemiş. Fallen Angels'tan sonraki izlediğim en gülümseten filmiydi sanırım. Diğerleri biraz daha dram, duygusal ya da savaşa kaçıyor. Nitekim değişik bir film fakat uzak doğu havası olduğundan da herkesin sabredebileceği bir film olmayabilir ama orjinal bir senaryo.","label":6} {"text":"Çok kaliteli bir Fransız filmiydi. Etkileyici, başarılı ve çok gerçekçi. Hafızalara uzun süre kazınacak sahnelere ve diyaloglara sahipti. Eğer drama filmlerini seviyorsanız buram buram dram kokan bu filmi kaçırmamalısınız.","label":7} {"text":"Güzel, eğlenceli insanı gençliğine götüren bir filmdi.","label":6} {"text":"Çok duygusal çok etkileyici çok sürükeyici.. İzlemeyi bir an bırakamadığım ve beni çok ağlatan bir film..","label":7} {"text":"güzel değil. bence korku filminden çok komedi filmi iğrenç ötesi!!","label":3} {"text":"Film bence güzeldi.Tek kötü yanı sonu filmin en başında sonunu tahmin edebliyor olmanız.. Ama boş vakitlerinizieğlenceli bir şekilde geçirebilirsiniz..","label":7} {"text":"en sevdiğim filmlerdendir kendisi","label":7} {"text":"Emeği geçen herkesi tebrik ederim. Gerçekten kaliteli bir film.","label":9} {"text":"Madakaskar gerçekten çok komik bir animasyon. bir animasyonda olması gereken ince espriler mevcut. zaten bence animasyonun en önemli özelliği görsel özelliklerinden ziyade o sevdiğimiz tek karikatürlük esprileri verebilmesi.güzel vakit geçirmek için ideal...","label":9} {"text":"de nironun kafasına saksı mı düştü!!! Kızgın Boğa ya yakışıyor mu?","label":2} {"text":"Filmin bunalım dozunu iyi ayarlayaMamışlar.Oyunculuk berbat,senaryo daha güzel işlenebilirdi.Herşeyden önemlisi 'islam karşıtı' bir film.Kesinlikle tavsiye etMiyorum.","label":0} {"text":"#39;Gemide#39; ile sinemamiza cesur ve iyi bir giris yapan Serdar Akar, daha sonraki hicbir filmiyle o kadar etkili olmadi. #39;Dar Alanda Kisa Paslasmalar#39; eli yuzu duzgun bir film olmasina ragmen unutuldu gitti, #39;Maruf#39; ise bir sure sonra ismi dahi hatirlanamayuan bir film oldu cikti. Gectigimiz sene #39;Kurtlar Vadisi Irak#39; ile artik ismini unutmak istedigimize karar verdigimiz Akar, cekimleri basladigi andan itibaren konusu geregi cokca konusulan ve gosterime girdiginde bir hayli sansasyon yaratacagi dusunulen yeni filmi Barda#39; ile tekrar o guzel gunlerine donecegine dair bir beklentiye soktu bizleri. Ancak filmi vizyonda gordukten sonra beklentilerimiz bir baska bahara kaldi. #39;Barda#39;, konuya cesur yaklasimindan nasibini alamamis bir film. #39;Gemide#39;de tecavuz sahnelerini cekinmeden gozumuze sokan, atmosferiyle insani ufak da olsa yer yer rahatsiz edebilen bir filmdi. Nedensiz siddeti sorgulayan #39;Barda#39;da ise Akar, tecavuz eylemini vermekten kaciniyor, siddeti sadece adam tekmelemek veya dayakla sinirliyor. Ne magdurlarini #39;tecavuze ugramis#39; gibi gosterebiliyor, ne de bir silahtan cikan kursunla yaralanan bedenleri gostermeye yanasiyor. Siddet karsisinda elleri kollari bagli bir sekilde bagirmaktan baska caresi olmayan gencleri cigliklari kulaklarimizi dahi yirtmiyor. Oysa ki boyle bir filmin konusu itibariyle seyircisini rahatsiz etmesi, bu gibi sahnelerde gozlerimizi perdeden kacirip kulaklarimizi tikamamizi saglamasi gerekir (bkz. #39;Irreversible - Donus Yok#39;). Sesi sorunlu olan film zaten buna izin vermiyor cogu an. Filmin ilk yarim saatinde siddete maruz kalan karakterleri tanirken onlarla hicbir sekilde bir bag kuramiyoruz, bu da acilarini yasadiklarini paylasmamizi engelliyor, olaya mesafeli bakmamizi sagliyor bir noktadan sonra. Burak Altay#39;in TGG felsefesi can sikici olmanin disinda bir etki birakamiyor, finalde karsimiza cikan surpriz performanslar (dikkatli izleyicilerin gozunden kacmayacaktir) iyice siritarak fiinali de iyice zedeliyor. Filmin tek iyi yonu ise siddet uygulamaktan kacinmayan oyunculari... Rahatlikla soyleyebilirim ki Nejat Isler sinemamizin en rahat oynayan en iyi oyuncularindan biri. Karakteri uzerine adeta yapisiyor, diyaloglari agzina cuk diye oturuyor. Serdar Orcin ve Hakan Boyav#39;da onu destekleyen cok iyi performanslar sunuyorlar. Ancak cirak roluyle karsimiza cikan Volga Sorgu#39;nun filmin esas surprizi oldugunu da belirtelim, ezik bir karakter olarak hakikaten de zorlanmadan dokturuyor. Sonucta #39;Barda#39; beklenen etkiyi yaratamiyor seyircisinde, Gemideden 9 sene sonra sonra Serdar Akar#39;a dair beklentilerimiz ise bir baska bahara kaliyor....(4/10)","label":3} {"text":"Bond filmleri arasından aksiyonu en yüksek filmlerden biri diyebilirim. O aksiyon sahnelerinin bazı yerlerinde bilgisayar efektleri çok belirgin düzeyde olmuş. Dönemine göre normal diyeceğim ancak o yıllarda o efektleri daha iyi uygulanan filmler vardı. Onun dışında film hakkında fazla söyleyecek bir söz yok. Aksiyon severlerin beğeneceği türden derinlemesine irdelemeden izle geç tarzında.","label":6} {"text":"Pitof’un uslanması lazım, böyle olmaz. tamam, görsel efekt uzmanlığı gibi önemli bir geçmişin olabilir, ama sinema da anasının karnından efektle çıkmadı. Yani Kedi Kadın’ı izlerken bir filmden ziyade animasyon izliyorum hissine kapıldım. dedim Halle Berry diye biri yok mu acaba. kendisini kanlı canlı görmek yerine animasyonunu görüyoruz. filmin hareketlendi sahnelerde ’İnanılmaz Aile’den bir farkı kalmıyor. Enteresan olanı o filmi izlerken kensinin animasyon olduğunu unutturuyordu. sonuçta Pitof efekt tutkusunun önüne geçemezse kaybolup gider. aklını başına almalı.(Zaten Vidoq da ne kadar görseliyle, atmosferiyle farklı bir film ve aynı zamanda iyi sayılacak film olmasına karşın yine bu efektler konusunda abartılı bulduğum sahneler beni biraz rahatsız etmişti. açıkçası madem bu kadar bağlısın bunlara bari çok iyi yapta birşeye benzesin, ama bana sorarsanız bu konuda daha çok yol kat etmesi lazım)Oyuncular, Halle Berry, her zaman ki gibi, elinden geleni yapmış. ve doğrusu gördüğüm en güzel kedi! Bu arada kediliğin nasıl bir duygu olduğu baya bi teferruatlı açıklanıyor. En acayibi de kediliğin seksiği. Kedimizin kıyafeti film gösterime girmeden konuşulmaya başlamıştı. haklılarda yani, o biçim bi kıyafet. ama halle rolünü iyi kavramış. mesela yolda bir köpek gördüğünde verdiği tepki çok komikti, o bakımdan hoşuma gitti. Sharon Stone da aslında iyi ama malesef kötü senaryo azizliğine uğruyor. Matrix’in Fransız’ı, yine karizma adam, ama şu senaryo yok mu...Pitof’un bu efektler konusunda filme kattığı bir tek güzel olan şey var, o da David Fincher tarzı kamera kamera uçurmaca. ama dedik ya adam aşırıya kaçıyor. buna karşın filmin temposu orta derecede seyrediyor, izleyeni bu konuda sıkmıyor. Film akıf gidiyor ama biri bu adamı dur demeli. sakin ol demeli!(4)","label":1} {"text":"boş zamanınızda gülmek biraz olsun eğlenmek istiyorsanız izleyin ama konu bakımındanda okadar boş bir film değil baya bir ders veriyo izleyin pişman olmazsınız","label":6} {"text":"güzel bir bilim kurgu gerilim filmiydi. radha mitchell i bu filmle tanıma fırsatı buldum.","label":7} {"text":"Kitabını okuyup filmini izleyenlerdenim. Kitabı çok beğenmiştim. 90'ların çocukluk anılarını depreştirse de tam olmamış bir film. 80'ler dizisi tarzında daha tatlı bir film olabilirdi. Anne-baba karakterleri hiç olmamış. Sinemaya gidip para verene yazık olmuş. Netflix'te izlenip zaman geçirilir sadece. 4/10","label":3} {"text":"katherine heigl çağımızın romantik komedi aktrislerinin arasında yer aldı diyebiliriz.josh duhamel de yavaş yavaş bu tür filmlere kaymaya başladı.tabii ikisi de güzel ve ekran sempatisi olan insanlar olduğu için bir araya geldiklerinde de gayet rahat izlenebiliyorlar.life as we know it uzun seneler akıllarda kalacak bir film olmasa bile izlerken keyif veren,yer yer duygusallaştıran ve sizi de filmin içine çekmeyi başaran bir yapım.tipik bir 2000ler romantik komedisi diyebiliriz.hikayede temelinde diğer örneklere oldukça benziyor ancak ufak farklılıklar katmaya çalışmışlar.en yakın arkadaşları öldükten sonra onların bebeklerine bakmaya başlayan,ancak buna kesinlikle hazır olmayan ve birbiriyle de anlaşamayan bir çifti izliyoruz.aslında onlar da en yakın arkadaşlarına büyük ölçüde benziyorlar karakter vs. olarak.tabii ki hikaye ilerledikçe bazı büyük değişimler oluyor karakterlerde beklendiği üzere.kendini rahat izleten bir aile filmi.","label":6} {"text":"1994 bu tarihe kadar konuşmaktan başka bir hareketliliğin yaşanmadığı saçma sapan sıkıcı zaman kaybı ve üstüne üstlük TÜRKLERE HAKARET içeren böyle saçma bir film gö Türkler hakkında ne kadar sağlam bilginiz var ki eleştiri yapmak gibi saçmalığı yayınlaya biliyorsunuz???","label":1} {"text":"yılar önce televizyonda atv kanalında izlemiştim bu harika filmi... aktristhttp://www.filimadami.com/sanatci-filmografi/22226/sherilyn-fenn/ 'i, unutmak ne mümkün... yıllardır aradığım bir filmdir bu... ve internette uzun araştırmalar sonucunda, Adını Hatırlayamadığını Filmleri Buraya Sorunuz başlıklı bir yerde bulabildim ve bu güzel filmi burda da gördüm.... Teşekkür Ederim bu güzel filmin buraya yüklenmesine katkıda bulunanlara...","label":8} {"text":"Hoş film. Benden 10 üzerinden 7 aldı. Hak ediyor.","label":6} {"text":"Scorsese gibi bi yönetmenin gereken saygıyı görmmediğini düşünen ben,bu filmi de çok sevdim.oyunculuk,müzik kullanımı,setler,görüntü yönetmenliği,kısacası herşeyiyle çok ii bi film.8/10","label":7} {"text":"Bu filmin sıkıcı. onlar bizi istediğiniz yere çok iyi anlamıyorum. Kesinlikle moral için iyi ve son derece iyimser, ama tarih ilgisi yoktur.","label":0} {"text":"Ticari oldu artık eleştirilerine rağmen serinin diğer filmleriyle aynı başarıyı yakalayacağına eminim. Cem Yılmaz'ın BBG evi esprilerine benzetiyorum SAW serilerini eleştiren bazı arkadaşları :) Kim ne derse desin ustaca ve zekice hazırlandığı muhakkak. Bu arada ben de çok merak ettim bu filmi seyreden arkadaşların nasıl seyrettiklerini :)) Komik şeyler sizi ne olacak :)","label":6} {"text":"Gereksiz derecede uzun, kalıpların dışına çıkamamış, bildik bir konuda yeni hiçbirşey diyemiyen, oldukça sıradan ve kargo firmasının reklamını yapmaktan öteye gidemeyen bir film... 3/10","label":7} {"text":"Çok güldüm ben.Amaç güldürmekse bu film çok başarılı!!!","label":8} {"text":"Güzel başladı, ilk yarım saatten sonra saçma sapan bir filme dönüştü. İMDB puanına aldanmayın; hıristiyanlık zırvaları... Karantinalık. 3/10","label":2} {"text":"İlk filmin biraz gölgesinde kalsa da gerçekten keyifliydi. Kafa dağıtmalık hoş bir yapım. Müzikler de fena değil. ;)","label":6} {"text":"Seslendirme kadrosu fazla güçlü ama film harika düzeyinde değildi.Yine de izlemeye değer...","label":4} {"text":"2 ve 4 den iyiydi","label":4} {"text":"Dear Christopher, bu oyuncu kadrosuyla, The Dark Knight'a eş değer bir film yapmışsındır umarım ;) 27 Temmuzda görüşürüz, öptüm :))","label":7} {"text":"Film çoşkuyu, acımayı, üzüntüyü, mutluluğu, romantizmi, caniliği, sevgiyi, nefreti her şeyi hissettirebilmesiyle güzel. Tüm bunları hissettirebilen az film vardır. Bu yüzden de uzunluluğunun doğal bir şey olduğunu düşünüyorum. Sonu daha güzel olabilirdi.","label":8} {"text":"anlam bakımından büyük mesajlar veren bir film eşref ziya süper oynamış kesinlikle kaçırmayın izleyin...","label":9} {"text":"Jumanji'nin daha az sempatik bir versiyonu malesef. Belki de Jumanji çocukluk sevdası olduğundan böyle geliyordu. Ama kardeşlerden birinin geleceğinin elemanlara yardım etmesi ve ablanın ona yazılması epey komikti","label":7} {"text":"Biyografi filmlerinin o belli belirsiz soğukluğundan uzak, rahatlıkla empati kurabileceğiniz, zaman zaman gerçek görüntülerle de merakınızı gideren dinamik anlatımı ile varsa bir ön yargınız kesinlikle yıkan bir film. Sean Penn\\'in bedeninde, Gus Van Sant\\'ın ellerinde yeniden hayat bulmuş Harvey Milk.","label":8} {"text":"Çocuklarla birlikte ailecek izlenecek romantik komedi tarzı keyifli bir film Puanım : 7","label":6} {"text":"izleyin bu filmi.","label":7} {"text":"İzlerken tahmin ettiğim gibi Madeo'da oynayan oğlan burada da psiko'yu oynuyor... Çok da inanılmaz bir performans sergilediğini düşünmüyorum ama kamyon şoförü daha iyi oynamış. Yine de bazı noktalar muallak.","label":6} {"text":"çok gereksiz yere uzatılmış vasatı aşamayacak bir film finali izlediğinize değmeyecek kadar belirsiz 5/10","label":4} {"text":"Açık ve net söyleyeyim izlenecek bir film. En azından saçma sapan ses efektleri yok. Araştırma filmi olmuş ve güzel olmuş","label":9} {"text":"özgün bir hikayesi var filmin.. ben çok beğendim oldukça iyi bir film olmuş.. aynı arabadan banada lazım gerçekten güzel fikir :))","label":7} {"text":"George C. Scott'un oynadığı filmlere bakarken tesadüfen gördüm filmi... Zaten ilgimi çeken ve hayatım boyunca okuduğum hikayelerin görüntülü halini seyretmek istedim ve seyrettim filmi.. Filmde en ilginç sahneler Nuh'un gemisi sahneleri.. Film, biraz uzun ve sıkıcı ama bu konularda meraklı olanlar izlemeli ve biraz da düşünmeli George C. Scott, İbrahim rolüne çok yakışmış bu arada..10/7,1","label":6} {"text":"Testere serisine aşıksanız çok seveceksiniz benim çok zevk aldığım bir yapım oldu zaman zaman eksiklikler oluyor yeni film yolda diye duydum süper haber resmen böyle filmlere hastayım tabi bu serinin diğer filmleri gibi değil büyük bir beklentiniz olmasın","label":9} {"text":"O kadar güzel işlenmiş ki, o kadar tatlı bir aileydi ki o aile, hayran kaldım. Mae gibi bir eş var mıdır gerçekten? İlişkilerine imrendim, kadın gibi kadın ve adam gibi adam birbirini bulmuşken, onları hangi zorluk yıkabilirdi ki zaten? Son sahnede Mae'nin gelişiyle o ağlarken ben de ağladım, sonra dövüşü izlerken kafayı yedim, çıldırdım.","label":7} {"text":"iyi bir dram filmiydi. verilmek istenen duygu iyi bir şekilde verilmişti. acaba bu durumda ben olsaydım ne yapardım sorusunu masum bir şekilde sorduruyor izleyene. abi kız kardeş olanlar izlesin derim. dram filminde aksiyon arayanlar ve ödüllü filmlere ön yargısı olanlar bu filmde aradığını bulamayacaktır. sünepe babanın vurdumduymazlığı insanı kahrederken, dedenin herşeye rağmen sahip çıkma isteği ve un sahnesindeki gururu mükemmeldi.","label":6} {"text":"Beowulf ilginç bir insandır, elinde kılıcıyla okyanus geçmişliği arada da ona saldıran deniz yaratıklarını biçmişliği vardır.Özünde pek zeki değildir yalnız borcu borçtur.Grendel’ı dost bir kral için bir kalemde harcamıştır.Sonrasında ise tutkularına ve kibirine yenik düşmüştür...Bu filmde ise Antony Hopkins’in sesini duymaktan başka hoşa giden en ufak bir detay bile yoktu...Son olarak kahramanımızın her fırsatta 'I am Beowulf ' diye ismini tekrarlarken,arkadan 300 Spartalı’nın komutanının gelip 'And this is Spartaaa' diye kükreyip, bir tekme koymasını çok isterdim...","label":1} {"text":"komik değildi ama çok çok eğlenceliydi. boş zamanlarda izlenirse çok keyif veriyor.10/8","label":7} {"text":"Üzerinden 31 yıl geçmiş. İzlerken duygulandım. 90'lar havasını gerçekten seviyorum. Bazı filmleri sırf bunun için izliyorum. Pretty Woman ise bundan çok daha fazlasını sunuyor. Dönemin yakışıklısı Richard Gere, Holywood'un en güzel kadınlarından olarak görülen genç Julia Roberts ve bu ikiliyle çekilmiş bir peri masalı. Bazı mesajları güzel. Satışçıların insanla değil, onların kredi kartıyla ilgilendiği gibi. Bir de insan ayak ölçüsünün dirseğinden bileğine kadar olduğu bilgisini hiç duymamıştım :) Sonu baştan belli filmlerden olsa da bunu 90'lar sıcaklığıyla anlatıyor. Garip bir hüzün ve tat bırakıyor.","label":6} {"text":"Yine bildiğimiz amerikanvari okullar, gençler, yaşam tarzı, konuşmalar vs. diyeceksiniz ne bekliyordun amerikan yapımı film. güzel dövüş sahnelerinin oyuncuların kişilik ve geçmiş yaşamıyla betimlendiği spor ve aksiyon dolu bir film. film kotu degıl yanlız bu filme 8 puan vermek bir \"million dollars baby\" filmine hakaret olmaz mı? oyunculuklar gerçeketen güzeldi ama o kadar özgün bir senaryo yok. 7/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"pek iyi olmasada fena sayılmaz ama yinede vasatı aşamayan bir film...","label":4} {"text":"Nolan bu değil. Nolannn bu ya diye diye bitirdim filmi. Belgesel izleyeceğimi bilmiyordum. Belki de en büyük sorun da bunu bilmemem ama Nolan demek yaratıcı bir bilim kurgu karışımı demek iken bu filmi bende az hayal kırıklığı oldu. Kötü film değil tabii ki. Sadece ortada sadece belgesel bir film var. Sahne, kostüm, oyuncular iyi buna lafım yok. Yıldızlararası beklentim beni hep hayal kırıklığına uğratacak anlaşılan. İyi seyirler","label":7} {"text":"Bu filmi 83 dakika yaptıkları iyi olmuş basit bir konu herşeyi basitti filmin dozunda bitirmişler yani.. Ayrıca kötü adam rolündeki oyuncuyu gerçekten çok başarılı buldum rolünün hakkını vermiş sadece onun performansı filmi bir adım ileri götürüyor..","label":7} {"text":"Kime inanacağımı şaşırdım bi an..","label":7} {"text":"Arnold'dan güzel bir film. Bu tür filmlerde mantık hatası aramadan filmin ve filmdeki aksiyonun keyfine vararak izlenilmesi gerektiği kanısındayım. En azından günümüz filmleri gibi aksiyonun a'sını veremeyen filmler gibi değil. Tabi bu söylediklerim filmi dönemine göre değerlendirilirse anlamlı oluyor. Günümüz şartlarında ise bilindik senaryosu var ve film çok fazla abartı sahnelerle dolu. Hani bazı sahnelerde yok artık o kadar da değil dedirtiyor. Yinede keyifle izledim diyebilirim. Boş vaktinizde nostalji aksiyon filmi arıyorsanız izleyebilirsiniz.","label":6} {"text":"çok fazla film seyrettim ama hiç yorum yapma gereksinimi hissetmemiştim. Bu film insanı Allah'a inandırır. Bu film imkasızın sadece insanoğlu tarafından üretilmiş bir sözcük olduğunu anlatır. Bu filmi izleyip de gözleri dolmamış biri var ise şayet ; hislerini bir yerlerde bırakmıştır.. Tavsiyem ; eğer ciddiye alarak izlemicekseniz, ne bu yorumlara itibar gösterin, ne de bu filmin oynat butonuna basın. Ama yok ben ciddiye alıcam diyenler; bu filmi izlesin ve hayatlarında ne kadar çok şey olduğunu fakat kıymetini bilmediğinin farkına varırlar ve gelip buraya 2 kelam yazmayı çok görmezler!","label":1} {"text":"Günümüze kadar izlediğimiz aksiyon filmlerinden çok farklı olan, her sahnesinde bu sahne nasıl çekilmiş gibi düşündüren fazla bir bütçe ayrılmadan New York sokaklarında size o aksiyonu yaşattıran ender filmlerden biri sanırım... Adını sık duyduğum fakat benim beklentimin fazla olmadığı filmlerden biriydi ve izledikten sonra ne kadar yanıldığımı gösterdi. Filmin sonunda ki mesajda bence çok anlamlıydı birlikten her zaman kuvvet doğar ve aşamayacağınız engel yoktur. Zaman geçirmek için birebir filmlerden biri kesinlikle izlenmeli...","label":6} {"text":"ilk 1 saati sıkıcı bulup dikkatle izlemezseniz film bitince sıkıcı ilk 1 saati tekrar izlemek zorunda kalacağınız bir film. tartışmasız başyapıt.","label":9} {"text":"Beş kuruş filmi Hmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmn Mmmmmmmmmmm","label":0} {"text":"Bornova Bornova tartışmaya değer bir film. Öyle 2 sahnesi var ki , bunlar için izlenir.","label":5} {"text":"ben mi b k anlamadım fim mi b k gibi anlamadım... vakit kaybının dibi...","label":0} {"text":"yemin ederim ben böyle bir dövüş filmi görmedim. insanın dövüş fiminde gözleri dolar mı? dur lan vurma der mi? dövüş filmi dediğin desteklediğin biri vardır hep o yensin istersin. ama bu farklı, çok farklı... tommy harden fan girl.","label":8} {"text":"Ju-on bu filmin orjinali, izleyecekseniz onu izleyin, hiç bulaşmayın bunlara.","label":0} {"text":"İzlediğim en iyi uzay filmi değildi belki ama bu, filmin güzel bir film olmadığı anlamına gelmiyor. Sıkıcı değildi, izlerken hiç sıkılmadım. Filmin sonu beğenilmemiş çoğu izleyici tarafından ama ben sonunu da yerinde buldum. Mutlaka izleyin diyebileceğim bir film değil ama listenize almanız bence iyi olur.","label":7} {"text":"yeter da bitirin artık. oyuncular bile sıkılmışa benziyor","label":5} {"text":"Efsane bir filim 1,2 ve 3.sezonuna kadar izledim kesinlikle tavsiye ederim. Kitaplarını da okudum çok güzel","label":9} {"text":"Güzel bi filim olmuş oyuncuların ve yönetmenin emeklerine sağlık.Bu zamana kadar izlediğim en değişik korku filminlerin arasında","label":9} {"text":"bildiğim kadarıyla tencent yakın zamanda mmorpg türünde bir ıyun piyasaya sürücek ve filmdeki evreni kullanıcak diye biliyorum. Silahlar, giysiler vs. online oyun tarzını belli ediyor zaten. Film oyunun PR çalışması gibi ama aksiyonu yüksek tutmayı başarmışlar. Uzun metraj sinematik oyun tanıtımı izledim.","label":6} {"text":"ingilizce konuşmaların türkçe konuşmalardan daha iyi anlaşıldığı film","label":4} {"text":"İnsanı gerim gerim geren bi film.","label":5} {"text":"Konusu Seyahat eden bir çift yolda giderken bir otostopçu alırlar ve seyahatleri kabusa döner. Orta halli bir film. İşleyiş kurgu güzel ama beni pek tatmin eden bir film olmadı. Beğendiğimi söyleyemem. Ayrıca çok fazla ve gereksiz cinsel içerikli sahneler var izlerken filmden soğumama sebep oldu.","label":5} {"text":"Müzikleri gerçekten çok etkileyici ve sahnelerle, temayla oldukça uyumlu. Samuel L. Jackson her zamanki performansini sergiliyor ve Christina Ricci gercekten rolün hakkından gelmiş.. Justin Timberlake ise sinema kariyerine baslamadan vazgecse iyi olacak gibi gorünüyor..","label":4} {"text":"Film için ilk olarak söyleyebileceğim en net ve kısa şey; ortalama bir senaryosu olmasına rağmen iyi oyunculukları,olayların geçtiği mekanların seçiminin başarılı olması ve filmdeki görüntülerle film etkileyici ve başarılı bir film olmuş.Film baştan sona sürükleyici diyebilirim bunun nedeni de bence film aşk filmi fakat dram pek serpiştirilmemiş daha çok romantizm öğeleri mevcut çok orjinal veya daha önce işlenmemiş olayları anlatan bir senaryosu yok hatta nerdeyse her dizi veya filmde görebileceğimiz zengin-fakir çatışması bile filmde var çok fazla detay vermek istemiyorum spoiler olmasın diye ama siz filmi izlediğinizde ne demek istediğimi ştan sona nerdeyse bir an bile sıkmayan yer yer eğlendiren yer yer fazla olmasada dramatikleşen ve tekrar aşkın ne kadar güzel bir şey olduğunu bizlere hatırlatan bir film The kalırsa film ne Titanic'le ne de Sil Baştan'la yarışabilecek seviye bir film değil ama aşk filmleri kategorisinde iyi film diyebileceğim filmler arasında kendine yer bulabilecek seviyede bir bazı müzik seçimleri iyi olsada özellikle soundtrackler bakımından başarısız bir film ve bu filmin etkileyicilik kısmını etkilemiş ayrıca bence daha dramatik sahnelerle film daha etkileyici bir film olabilirdi ama bu haliylede kaliteli ve özellikle genç kitlelerin sevebileceği ve etkilenebileceği bir olarak ben filmi beğendim diyebilirim evet bence bir başyapıt değil ama özellikle aşk filmleri sevenler için izlenilmesi gereken bir film. 7/10","label":6} {"text":"İyi başla gerisini koyver... İzlediğim en durağan 007 filmi oldu. Zaten öncekini de pek beğenmemiştim ama bu kadar da sığ bir işleniş olmamıştı. Bir ara dram türünde bir film galiba dedim. Senaryo da sıfır olunca gerçekten karşımızda 5 puanlık bir film çıkıyor. İngilizlerin tek tutturduğu seri iki üç film önce yok olmaya başlamıştı zaten bunla da sıfır artık. Hiç beğenmedim. Reklam ve geçmişin verdiği izleme merakı olmasa hiç açıp da izlemezsiniz. En azından 6 puan veririrm umarım demiştim ama 5 işte. Fazla bir şey beklemeyin. İzlemesen de olur. P: 5","label":4} {"text":"Ali Sunal'ın diğer filmlerini pek sevmemiştim. Hatta bu filmede pek isteyerek gitmedim. Fakat yanıldığım için çok sevindim. Uzun zamandır bu kadar severek izlediğim film pek olmamıştı. Hem güldüm hem duygulandım. Sıcak ve samimi bir film. Oyunculuklar olağanüstü iyi. Umarım bu filmdeki başarısını gelecek filmlerinde de devam ettirir.","label":9} {"text":"çizgi filmi başucumda bu ise karantinaya bile almak fazla.. hayal kırıklığı diyeceğim ama tarifi olmayan berbat bişeydi.. keşke hiç ellemeseler çizgi film olarak kalsaydı.. bu ne ki böyle :/","label":0} {"text":"Tabiki diğerlerinin yerini tutmaz bencede ama haksızlık da etmenin anlamı yok özellikle 2.yarısı aksiyon olarak gayet iyiydi kovalamaca sahneleri başta olmak üzere.Tamam senaryo falan tabiki daha iyi olabilirdi ama sonuçta bağımsız değerlendirdiğimizde başarılı bir aksiyon filmi var karşımızda","label":6} {"text":"Beklentilerin üzerinde bir film 1.5 saatin nasil gectigini anlamiyorsunuz. Aksiyon had safhada ve tempo hiç düsmüyor + De Niro. Filme puanım (7+1) 8/10.","label":7} {"text":"Çok klasik animasyon filmlerine benziyor. Yani tarzı sanki başka bir filmden alınmış gibi geldi. Demek istediğim film bana çok özel hissettirmedi. 6/10","label":4} {"text":"Eugenio Derbez'i görünce ne vadettiğini az çok tahmin etmiştim. Bu tarz rollerin hakkını fazlasıyla veriyor. İşlerinden müthiş keyif alıyorum. Komediyi de hüznü de güzel oynuyor. Çok yüksek seviyede olmasa da film her iki duyguyu da içeriyor ve hissettiriyor. Yer yer Meksika'dan Amerika'ya göç eden insanların hayatlarıyla ilgili küçük göndermeler de var. İzlerken güzel duygular uyandırdı. Sıcak ve samimi. Samara Weaving'in gösterişli hali değil de; Antonio'nun evindeki doğal hallerini çok beğendim. Az çok tahmin edilse de; filmin sonunu da başarılı buldum.","label":6} {"text":"fragman açılmıyor lütfen fragmanı tekrar yükleyın ?","label":2} {"text":"Oyuncuları için seyredilecek düzeyde bir felaket filmi...","label":6} {"text":"En çok Jamie Foxx'un karakterine hitap edilirken güldüm,hatta o bölümlerde bayağı bir güldüm.Dolayısıyla filmin öyle aman aman güldürmeyi başaramadığını söylemeliyim.Çünkü bu kelime oyunundan önce daha komik yerleri olmalıydı akla ilk gelen.Ama izlenir,neticede Amerika'dan en fazla bu kadarı çıkıyor,daha iyileri dört-beş yılda bir ancak gelir.","label":5} {"text":"Hoş, değişik bir film. İzlemenizi tavsiye ederim. Oyuncular da fena değildi. 70/100","label":5} {"text":"Senaryosunu da, Finli yazar Rosa Liksom'un aynı isimli romanından (2011) uyarlayarak Andris Feldmanis, Livia Ulman ve Lyubov Mulmenko ile birlikte kaleme alan Juho Kuosmanen'in yönetmen koltuğunda oturduğu “Hytti nro 6 / Купе номер шесть / Compartment Number 6”; açılışı, filmin ana fikrini de son derece çarpıcı bir tarzda açıkça sergileyen Roxy Music'in Love Is the Drug / Aşk Uyuşturucudur (1975) adındaki efsanevi rock parçası ile yapılan, Sovyetler Birliği dönemini eleştiren bir yol öyküsü& filmi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, Cannes Film Festivalinden Grand Prix ve Ecumenical Jüri gibi iki özel ödül ile dönmesinin yanı sıra Finlandiya adına En İyi Uluslararası Film kategorisindeki 94. Academy Ödülleri töreninde yarışması gayesiyle seçilen ama finale kalan beş aday arasında kendisine yer bulamadığı gibi sinema salonlarındaki izleyicisiyle &+16 yaş& uyarısıyla buluşan bu aşırı sağ muhtevalı propaganda içeren filme biraz daha yakından bakalım... Sadece girişteki, Laura ile Irina arasında yaşanan eş cinsel ilişkiye dair bir iki sahnesi dışında, aslında yapısal olarak kesinlikle gereksinim duyulmamasına karşın; ziyadesiyle reklam koktuğunu düşündüğümüz bu &+16 yaş& uyarısını ciddiye almamanızı ifade ederek anlatılan hikayeyi de içeren yorumumuza başlayalım istiyoruz... Rus edebiyat profesörü Irina Mezhinskaya'nın (Dinara Drukarova) hem kiracısı hem de sevgilisi olup Moskova Üniversitesine dil öğrenmek amacıyla gelmiş olan Finlandiyalı arkeoloji öğrencisi Laura (Seidi Haarla) ertesi gün; on bin yıllık, kaya çizimleri anlamına da gelen petroglifleri görmek üzere üstelik de, kar fırtınalarının yaşandığı olumsuz kış koşullarında ülkenin, kutup bölgelerini anımsatan kuzey batısındaki Murmansk'a tek başına yolculuk yapacaktır... Zira Irina, bilmediğimiz bir sebeple kendi seyahatini iptal ederek Laura'yı yalnız bırakmıştır... Derken... Laura'nın, genç bir Rus olan Ljoha (Yuriy Borisov) ile 6 numaralı kompartımanı paylaşacağı tren yolculuğu başlar... Ancak alkolü biraz fazla kaçırdığında Ljoha sohbeti, doğrudan fiziki temaslı tacize çevirince Laura, kompartımanı terk ederek kondüktör Natalia'dan (Yuliya Aug) kendisine başka bir yer bulmasını ister... Elbette bir miktar, (hadi alenen rüşvet demeyelim de) bahşiş& karşılığında... Fakat trende koşullar öylesine kötüdür ki... Ehveni şer olan kendi kompartımanına mecburen geri gider... St. Petesburg'daki mola yerinde, kişisel eşyalarını da toplayarak trenden inen ve başka bir bilet alıp Moskova'ya dönmeyi kafasına koymuş olan Laura, kendisine beklenmedik bir biçimde soğuk ve duyarsız davranan Irina ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından yeniden kompartımanına doğru yönelir... Vardığında kompartımana, çok kısa bir süreliğine de olsa biri meme yaşındaki iki çocuklu bir kadının da eklenmiş olduğunu görür... Neyse... Elinden düşürmediği kamerasıyla, sürekli bir şeyler kaydetmekte olan Laura, restoran vagonuna geçer ve orada; kompartıman arkadaşı Ljoha'nın yolculuk sebebinin Murmansk'taki bir madende çalışarak para kazanmak olduğunu öğrenir... Tren bütün bir gece Petrosavodsk'ta durarak bekleyeceği için Ljoha Laura'yı gideceği eve kendisiyle beraber gelmesi için davet eder... Önce kabul etmese de, telefonla aradığı Irina'ya bu kez ulaşamayınca Laura; bir yerlerden bir otomobil çalmış olan Ljoha'nın davetine icabet eder... Ljoha'nın kullandığı otomobili çaldığını, durup dururken nereden mi çıkardık... Çünkü ertesi sabah, anahtar kullanmak yerine düz kontak yaparak çalıştıracaktır... Bu bir gecelik alkolün dibine vurulduğu kaçamak, Laura ile Ljoha'yı neredeyse kanka yapmıştır... Her ne kadar Laura'nın cinsel tercihlerinden bihaber olan Ljoha, platonik bir aşkla bağlanmış olsa da; Laura'nın, bir lezbiyen olması nedeniyle sevgili olmaları pek mümkün de görünmemektedir zaten... O gecenin sabahında trene döndüklerinde, yine Finli olan gezgin müzisyen Aloha'da kendilerine katılacaktır... Tabii Laura'nın Rusça bilmediği için başı dertte olan Aloha'ya yaptığı, kompartımanlarında kalma jesti Ljoha'nın canını biraz sıkmıştır... Halbuki Aloha, tam iki istasyon sonra trenden inecektir... Yalnız hemen belirtelim ki Ljoha'nın, sırf cinsel güdüler ile olmasa da huysuzluk yapmaktaki haklılığı; çok kısa bir zaman içinde, Laura'yı da üzecek bir şekilde anlaşılacaktır... Dakika 58... Oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu filmde sizleri, bambaşka olayların da yaşanacağı, akla hayale uymayan 49 dakikalık ters köşeler de içeren bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":2} {"text":"Bu filmi takıp, hiç bir beklenti içerisine girmeden, gülmenin tadını çıkarın...","label":5} {"text":"Bencede cok komik bir filmdi ama komikligin altinda verilen mesaj turk halki sayesinde unlu ve zenginlesen bu sanatcilarin verdigi kurdistan la ilgili mesaj sakli ve yurtdisinda tarihini bilmeyen cahil ve okumus benligi unutturulmus bir kisim halka ayaklandirmak icin kurulmus komedi tuzagi olarak algiladim. Bu sanatcilara hala Turk diye adlandirip izleyen Turk toplumunu ve bu sanatci bozuntularini kiniyorum.","label":1} {"text":"güzel bir aile seyirliği...","label":4} {"text":"Önceki serilere göre üzerine eklenmiş bir yenilik yok. Bond filmlerinden alıştığımız yer yer akla ziyan abartı sahneleri olan aksiyonu orta karar, senaryo ve kurgu bakımından eksiklikleri var. Bir önceki filme göre temposu durağan seyrediyor ve bazı sahneleri uzunluğu sıkabiliyor. Aşırı boş vakitte izlenecek türden.","label":6} {"text":"mesut uçakan bu yür filmlerde çok iyi, kaliteli bi yapım, insan şaşırarak üzülerrk kızarak ağlayarak sorarak ... izliyor...","label":9} {"text":"Body of Lies Ridley Scott ın son yıllarda çektiği en iyi film olmasının yanısıra kariyerinin de en iyilerinden.Scott bu sefer bir önceki filmindeki tekdüzelikten kurtulmayı başarmış.Di Caprio ve Crowe u anlatmaya gerek yok ama bu filmin yıldızı Mark Strong.","label":7} {"text":"baya etkileyici ve güzel bir film sıkıcı diyen arkadaşlara katılmıyorum izleyin derim","label":7} {"text":"Tamam konu güzel ama film sıkıcı be kardeşim. Bu puanı nasıl almış ki. Brad pitt var diye şişirmişler sanki.","label":8} {"text":"1960'lı yıların Beyaz ve siyah ayrımında afro amerikalı 3 siyahi bayanın Nasa'da varolma çabalarını gösterdiği güzel bir yapım. yönetmen hikayeyi anlatırken kamerayı alışılan bir şekilde kullanmış ve ilk başlarda tempo düşük olsada sonlara doğru heyecanı artırıyor. Böylece ortaya güzel bir film çıkmış.","label":9} {"text":"İlki çok daha güzeldi, bunun ikinci yarısı güzeldi.İlk yarı durağan geçti; bir de hayran olduğu mcidin konuşması o kadar pepelekti ki söylediklerini anlamaya çalışmakla geçti...","label":5} {"text":"Flipper Prufy'in hayatının anlatıldığı son derece sıkıcı bulduğum bir film. Muhtemelen siyah-beyaz ırk ayrımının baskın olduğu dönemde çekildiği için beğeni topladığını düşünüyorum. Flipper işleri yolunda giden son derece mutlu bir aileye sahip biridir. Bir gün kendisine sekreter alınır ve hayatında ciddi anlamda değişimler gerçekleşir. Eşini sebepsizce aldatıp hayatı alt üst olan adamın hayatının anlatıldığı bu filmde daha çok işe beyaz biri alındığında verilen tepkiler veya aile tanışması muhabbetinde dönenler belki biraz değerli sayılabilir","label":2} {"text":"Filmi neden 27 kili izlemiş diye gidip izledim çıktıktan sonra neden bu kadar fazla kişi izlemiş diye sorguladım","label":0} {"text":"film cidden harika.. oyunculuklara ise denilecek birşey yok. kesinlikle tavsiye ederim.. iyi seyirler","label":8} {"text":"Körkütük, orta yaş krizine girmiş, giren ya da girecek olan kişiler için çok ilginç bir film. Gençlik denen o büyülü coğrafyanın kaybı üzerine çok güçlü bir anlatı var filmde. Alkol bunun sadece cilası. Ana konu alkolizm ya da deney filan değil. Burjuva toplumunun, modern dünyanın bizi içine soktuğu cenderelerin sonucu bunlar hep.","label":7} {"text":"Öncelikle fimde anlatılan konu tamamen gerçeklere dayanıyor.Osmanlı zamanında gayrimüslimlerin bir kısmı vergilerden kurtulmak için gerçek dinlerini saklamışlardır.Filme gelince güzel bir konu fakat olmamış.Tıpkı 120 filminde olduğu gibi olayı seyirciye yaşatamıyorlar.Açıkçası başrol oyuncularından bu kadar kötü bir oyuculuk beklemiyordum.Duygusallık sıfırdı.Ne yaşanan aşkı yeterince verebildiler nede yaşanan dıramı.Finali ise o kadar basittiki ne oluyor diyene kadar film bitti.Filmdeki tek güzel yan her zaman olduğu gibi muhteşem karadeniz manzaralarıydı.","label":4} {"text":"güzel bir film mutlaka tavsiye ederim.her oyuncunun ayrı bir özelliği olması filme heyecan katıyor.güçlerini sonradan kontrol edebilmeleri ve onları kullanarak kötülüklere engel olmaları ayrıca takdir edilecek bir davranış. filmin konusunda aşkta işlendiği için film çok güzel olmuş.","label":7} {"text":"siyah-beyaz konulu izlediğim en iyi filmlerden biri, gerçekten olayların içinde hissediyorsunuz kendinizi ve yapılan adaletsizlikleri görüp orta doğuya demokrasi getireceğim diyen palavracıların kendi geçmişlerinin ne derece mide bulandırıcı olduğuna bir kez daha şahit oluyorsunuz.","label":8} {"text":"Önce eleştirdiğim noktayı açıklıyayım.Film köpekbalıklarını o kadar yanlış tanıttı ki nesli en hızlı tüketilen canlılar arasında.Hatta kitabın yazarı da şu sıralar ikinci bir kitap daha yazdı ve köpekbalıkları hakkında bilinen yanlışları,önyargıları(bu filmin katkısı çok fazla) yıkmaya,değiştirmeye çalışıyor şu anda.Ama olaya film açısından,hikaye anlatımından bakarsak...9 yaşımda izlemiştim ve hayatımda çığlık attığım tek filmdir.Hem de ciyak ciyak :o))Sinema da zor susturmuşlardı:o)Ardından gelen 3 gün boyunca da uyuyamamış ve hastalanmıştım.B derece korktuğum vebeni etkileyen bir film tabiki korku filmleri listemde en tepede ve tüm zamanlarda en beğendiğim filmlerin içindedir yani ilk 10’dadır.Bence film kesinlikle psikolojik gerilim tarzında ve insanın bilinç altına deniz korkusunu kolaylıkla yerleştiriyor.*Oyuncular gerçekten çok iyi,yönetmen hollywood’lılaşmadan önceki nefis filmlerinden birisi(özellikle Close encounters from third kind ve duel) ve en az görüntüler kadar etkileyici müziğ hatta görüntülerden de başarılı.Sonuçta Jaws bir klasik,türünün köşetaşlarından birisi ve beğenin ya da beğenmeyin deniz de yüzerken sizi rahatsız edecek etkileyiciliğe sahip bir film.","label":9} {"text":"filmde bir gülesim geldi ne bileyim çocuk oyuncu Edward iyiydi ama onun dışında o ölüm meleğinin belirdiği sahneler çok komik geldi bir de artık yönetmenler şu ani ses ani hareket ögesiyle korkutma işini bıraksınlar çok bayatladı yani","label":0} {"text":"Filmden aklımda kalanlar:1-Peşto nun ofisinde asılı duran barzani ve talabani fotoğraflarının ortasında onlardan daha yukarda duran bush fotoğrafı 2- Yine peştonun bizimkilere ’bizde on yıldır sizi bekliyoruz geldiler gelecekler derken sonunda geldiniz’ demesi3-Peker açıkalın ın sol omuzunda duran ve durmadan yönü değişen albay rütbesi 4-Filmin başında ki mazot içen amerikalı 5- Şafak sezerin hepimiz kardeşiz esprisi 6- Bu filmin en kısa sürede çekilen Türk filmi olduğu","label":4} {"text":"Filmlerin komedilerinden oldum olası hoşlanmam, en kalitelisi bile bir eğrelti gelir nedense. Komedi de kendine özgü senaryoları seven biri olduğumdan, daha önce gişe yapmış olan filmlerin komedilerinden pek haz etmiyorum. Bu filmlerin genelinde olan gereğinden uzun tutulan sahneler, gereksiz yerde zırt pırt araya giren müzik, komedi için abartılmış kurgular, oradan buradan çıkan tuhaf insanlar, kargaşa hiç benim tarzım değil. Şimdi hemen hemen herkesin beğendiği ve övgüyle bahsettiği bir film için sırf beğenenler ile aynı kategoride olmak için beğenmiş gibi yapamayacağım. Ben filmi beğenmedim; ama hiç beğenmedim desem de filme haksızlık etmiş olurum. Odaya dolan su, kilise sahnesi, terzi ve de o koca çerçeveli gözlükler, filmi kurtaran noktalar. Atlanmaması gereken en önemli nokta ise oyunculuklar. Colin Firth ile son zamanlarda oyunculuğu ile kendini göstermeye başlan Mark Strong'u yeniden bir arada görmek iyiyken Samuel L. Jackson'ın hippi hallerini hiç sevmedim. Ajan yetişme programı ile hemen yetişip birer süper ajan olan gençlerin eğitim aşamaları ve dünyayı yok etmek isteyen (ben biraz (Batman) Joker karakteri hissettim) çılgın dahilerin olduğu aksiyon-ajan filmlerinin komedisi olan Kingsman, bu türden filmleri neden sevdiğimizi yüzümüze vuruyor. Bunu yaparken de o filmlerdeki teknolojiyi ve efekti bol bol kullanıyor","label":6} {"text":"çok kötü yapılmak için yapılmış","label":2} {"text":"Bu seri benim açımdan genel olarak marvel simatik evreni içindeki diğer serilerden ve filmler ayrılıyor. Çünkü bence hem daha eğlenceli hemde diğerlerine göre bana daha samimi geliyor. Bu tarz filmlerde mantık veya derinlik aramak bana saçma geliyor olsa tabiki güzel olur ki bu filmde belli noktalarda çeşitli derinlikler konu çeşitliliği mevcut. Bence etkileyici, eğlenceli ve başarılı bir çerezlik film diyebilirim.","label":5} {"text":"bu filmi beğenenlerin muhakkak 2011 yapımı uyarlamasını da izlemesini tavsiye ederim, en az bunun kadar başarılı ve detaylar daha güzel birleştirilmiş.","label":6} {"text":"Güzel bir filmdi. Çok fazla bir gerlim olmasa bile heyecanla izlenebilicek bir film. Oyunculuklar güzeldi..","label":6} {"text":"bu film pc de epeydir duruyordu nedense sevmiceğim düşündüğümden olsa gerek izlemedim ama halt etmişim çok başarılı hiç sıkmayan duygulu bir film.","label":7} {"text":"Çocukluğunu atari oyunları ile geçirenlerin bayılacağını düşündüğüm animasyon filmi. Atari salonlarından çıkmayan, evde atari önünden kalkmayan neslin neşe içinde izleyeceği karakterleri barındırıyor. Sondaki cast kısmı ise en az film kadar eğlenceli olmuş diyebilirim. Uzun süredir bir şey seyrederken bu kadar sevinmemiştim. Şu ana kadar İzlediğim en iyi animasyon filmlerinden.","label":9} {"text":"Araya 1-2 tane sağlam oyuncu koyup onlardan rant sağlayarak birşey elde etmeye çalışan bir film daha. İzlemeseniz bi kaybınız olmaz. Vakit geçirmek isterseniz belki izleyin derim.","label":4} {"text":"Vakit kaybı","label":4} {"text":"İşlediği konu itibariyle (töre cinayetleri) dikkat çekmesine rağmen; çok kötü kurgu (filmin başı sonu ortası belli değil) hiç mi hiç inadırıcı olmayan hikayesi, sadece mağdur olan kız haricinde oyuncuların çok kötü oyunculukları yüzünden vasatın altında bir film.","label":3} {"text":"Mustafa hakkında herşey, babam ve oğlum, karanlıktakiler filmlerinden etkilendiğim kadar bu filmden etkilenmedim... ama tabiki güzeldi ve tatlı bir tebessümle ayrıldım salondan.. masallara hasret kalan toplum hayatımızı düşünürsek daha da anlamlı oluyor prensesin uykusu.. umut dolu, naif, hoş bir film.. sevinç erbulak ve çağlar çorumlu çok iyi oynamışlar.. ve tabiki redd müzikleri süper.. 9/10","label":8} {"text":"Her konunun biraz işlenmeye çalışıldığı güzel bir film olmuş bence.. Ama daha da üzerine düşülerek belki biraz hareket katılabilirdi.. Yavaş bir film olması hasebi ile biraz sıkıcı gelebilir, ama 'baba' versiyonu filmleri özleyenlere de izlemeden geçmeyin derim..","label":8} {"text":"Eğer kitabı gibi yapılabilirse (ki hiç sanmıyorum çünü filmden bazı kareler gördüm kitapla alakası yok) süper bi film olur. ve umarım stephen kingin güzelim romanlarını filme çekince bambaşka bir şey ortaya çıktığı gibi bir şey choke da olmaz çünkü kitap muhteşemfilmi bepenmezseniz kitabını alıp mutlaka okuyun!!","label":6} {"text":"Gerildiğim sahneler vardı.","label":8} {"text":"Sinemada müzik kullanımı konusunda Kieslowski sanırım bir numara olmaya devam edecek.","label":6} {"text":"Filmin siyah beyaz olması o yılların teknik eksikliğinden zannedilmesin. Charlie Chaplin öyle bir renktirki, bildiğimiz renkler onun renginden utanarak görüntüye çıkamadı. Zevkle İzledim!","label":7} {"text":"Üzülerek söylüyorum ki bu filmi sinemada izledim izlediğiniz vaktin her dakikasına yazıktır günahtır uzak durun bu filmden","label":1} {"text":"Bu filmden çok fazla sey beklememek gerekir.Dekorlar güzel ...","label":0} {"text":"Filimadamı mensupları olarak oyuncular konusunda zaten hemfikir olmuşuz.... Filmin mükemmel olmadığı konusunda da hemfikir olmuşuz.... Hatta bazıları overrated demiş, ancak ben oyuncular çok iyi demeyi tercih ettim. Elbette imdb puanı filmi overrated yapmakta hiç zorlanmıyor. Çok pis ilişkilerin olduğu bir film izleyeceksiniz. Düzgün diyebileceğiniz belki tek birisi var, ki o da tartışılır. Filmi izlerken başlarında çok rahattım, ancak daha sonra inanılmaz bir rahatsızlık duymaya başladım. Bunun yanında film bitmiyor, ancak belki de bitmemesi gerekiyordu. Sudan bile daha akışkan bir film. O yüzden sıkılmak zor, ancak 'rahatsız' olma ihtimaliniz daha yüksek. İyi seyirler...","label":6} {"text":"gerçekten harika filmdi. final sahnesi unutulmaz. kamera açısı, müzik, öğrenci çocukların geçiş zamanı. Kurusawa başka gerçekten..","label":8} {"text":"Öncelikle oyununun tüm serilerini bitirmiş olarak oyunlarının hikayesi ile yakından uzaktan alakası yok yani ana oyunun hikayesi film gibi kendini sarıyor zaten bir çok YouTuber da aynısını söylüyor ama film beklentimin çok altında olan bir film gerek karakter benzerlikleri gerekse karakter huyları çok kötü","label":5} {"text":"filmin sonu tam bir hayal kırıklığı. senaryo olarak çok derinliği olmayan bir film yine de müzikler ve kamera açısından güzeldi. sonu ise filmi vasat bir yere çekti.","label":7} {"text":"bence bu fimi 2 si nide yayınlamalısınız eğer yayınlarsınız herkese duyurur ve sizi yükseltmiş olurum bence bunu yapın","label":9} {"text":"Tipik Netflix bilim kurgu. Netflix ve bilim kurgu denilince akla gelen mekan ve içinde olan teknoloji yine bizleri karşılıyor. Dar alanda yapılan teknoloji daha kolay olduğundan Netflix yine basite kaçmayı kullanıyor. Çoğu filmi bu nedenle dizi havasında zaten. Film genel anlamda kötü değil ama biraz basit. Yapay zeka ve bunun içinde yaşanan drama, gerilim havası ile film ilerliyor. Oyuncuların başarısı az filmin önüne geçtiğinden izlerken dayanma cesareti geliyor bizlere. İzlerken bunları bilmeniz gerek. Beklentiyi minimum tutun sonrası bir şekilde gider. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"'çok iyi' bir film DEGİL..ama sıcacık ve gözlerinizi dolduruyor...almanyanın sebebi ne olursa olsun asla altından kalkamayacagı bir günah bu","label":4} {"text":"Heyecanlı bir polisiye gerilim filmi.Ashley Judd; Jessica Shepart karakteri için biçilmiş kaftan sanki.Fakat konusu gereği bu tarz filmlerden okadar çok varki 30. dakikadan sonra filmde ne olacağını rahatça tahmin edebiliyorsunuz.Ve etrafınıza sormaya başlıyorsunuz sence katil kim?Özellikle izlenilmesi gereken bir film olmadığını düşünüyorum.....","label":5} {"text":"Pek çok defa başarıyla perdeye uyarlandı Shakespeare'in çağlar ötesi eseri. Ancak Kurzel'in bakış açısı kendine özgü bir yer edinmeyi başarıyor tüm örnekler içinde. Bunun bir numaralı nedeni muhteşem sinematografi; görsellik, müzik kullanımı, kostümler, mekanlar. Fassbender ve Cotillard'ın kariyerlerinin en büyük performanslarından birine imza atmaları da cabası. Evrensel bir oyun Macbeth&. Karakterlerin her biri üzerine ayrı ayrı kitap yazılır, tez hazırlanır. Filmin neyi anlattığına burada değinmeye gerek dahi görmüyorum. Fazla kitap okumayan, kültürel işlerle ilgisi olmayan günümüz gençlerinin kesinlikle tanıması, bilmesi gereken uluslararası eserlerden biri. Ne yazık ki, oldukça işlek bir gün ve saatteki seansa, oldukça popüler bir sinema salonunda girmeme karşın, salonda tek başımaydım. İnanması güç gerçekten. Düğün Dernek 2'nin vizyona girdiği hafta günümüz seyircisinden aksini beklemek de gerçekçi görünmüyor maalesef. Kimi izleyenler filmin sıkıcılığından, aşırı sanat filmi havasından bezmiş, beğenmemiş, uykusu gelmiş. Katılmıyorum. Bu bir aksiyon filmi değil. Macera, romantik komedi, korku, komedi değil. Bu, William Shakespeare'in Macbeth eserinin perdeye uyarlaması. Eserin ruhunu taşıması gerekiyor, ki taşımayı başarmış bana kalırsa. Özellikle finale doğru, ne olup biteceğini bilmeme rağmen, koca salonda, karanlıklar içinde, gerildim, ürperdim, iliklerime kadar hissettim yaşananları. İşte sinema. İşte sanat.","label":7} {"text":"dokunaklı ve büyülü bir belgesel","label":7} {"text":"zzzzzzz....","label":4} {"text":"karakterler çok hizli konusuyorlar , kizim Alvin karakterini pek sevmedi ama diger karakterler sevimliydi","label":6} {"text":"Bu filmi izleyen çok kişinin söyleyeceği şey muhtemelen şu olacak: \"Günümüz kadınlarının izlemesi gereken bir film...\". Aslında bence öncelikli olarak erkeklerin izlemesi gerekiyor. \"Farkında\" olmadan yaşadıkları ve dayattıkları yaşamı bu filmde konsantre olarak tek bir sekansın içerisinde bulabilirler. Ancak filmler toplumsal mesajlardan ibaret değiller, filmlerin güzel mesajlar verdiği için direkt olarak mükemmel sayılması hoş değil. Bu film kötü bir film sayılmazdı ancak iyi bir film de değildi. Kadro gayet güzel ancak oyunculuklar muhteşem değildi. Bunun oyuncuların hatası olduğunu düşünmüyorum tamamen filmin tarzı ile alakalı. Çok ortada bir film olmuş, daha aşırı olmasını isterdim.","label":4} {"text":"zamanının en iyi filmiydi bunu kim inkar edebilir","label":8} {"text":"Tarihi film sevenler için izlenmesi gereken bir film !","label":5} {"text":"filme neredn baktiginiz önemli.. tarih br film ariyorsaniz;baglantilar eksik kalims dersiniz.zira bu bir tarih filmi degil. sikici bulduysaniz;flmin içinde kendinize yer bulamamissinizdir.zira eglendirecek bir film degil. agir bir film olmus. aradigi madde(hareket,ask,aci) olan izleyici manadan pek anlamaz. yer olarak mevlevihane zaman olarak 18.yy figür olarak o dönemin muhafazakar kesimi seçilmis ruhu vermisler...perdeye çok güzel yansiyor o sükut,dinginlik ve olgunluk..","label":9} {"text":"Film ile ilgili söylenecek pek çok şey var fakat sanırım hepsinden önce 'farklılığına' vurgu yapmak gerekiyor. Bu farklılıklar neler peki? Örneğin korku-gerilim filmlerinde ne yazık ki sıklıkla göremediğimiz (son yıllardaki bazı örneklerde değişmekte olsa da) kaliteli oyunculuklar. Yalnız buradaki öyle böyle kalite değil. Özellikle Toni Collette, bırakın korku türünü neredeyse sinema tarihine geçecek kadar başarılı. Belki biraz abartılı oldu, ancak gerçekten performansı filmin önüne geçiyor diyebiliriz rahatlıkla. Yine çok ses getiren genç oyuncu Milly Shapiro, her anlamda aklınızda uzun süre yer edecek bir karakter ortaya koyuyor. Çekimler yine son derece başarılı. Kamera kullanımı yine bu tarz filmler göz önüne alındığında gerçekten kaliteli. Son sahneye kadar sürükleyiciliğini koruyan film, özellikle son 15 dakikada, belki de çok az filmde görebileceğimiz şekilde 'kontrolden çıkıyor'. Sanırım en doğru tabir bu: kontrolden çıkmak. Gözleriniz kocaman açılıyor ve o 15 dakika boyunca jenerikler girene kadar kapanmıyor neredeyse. Bir de tabii tüm bu kısa yorumların ötesinde, daha geniş çerçeveli baktığımızda, klişe bir yaklaşım gibi görülse de 'türe yeni bir soluk getirmek' mevzusu var. Ne kadar klişe duyulursa duyulsun, bu tanımlama da gerçekten Hereditary için son derece uygun. Son yıllarda bunu başaran farklı örnekler de yok değil. Örneğin yine salt bir korku filmi olmayan, tarihi bir altyapı üzerine kurulmuş The Witch bunlardan biri. Korku filmi demişken bu pek çok izleyicinin anladığı haliyle bir korku filmi de değil bu arada. Korkunç değildi yorumları son derece yavan kalıyor. Gerilim veya sinema sanatında sıklıkla kullanılan 'tekinsizlik' olarak tanımlasak daha yerinde olabilir. Senenin mutlaka görülmesi gereken yapımlarından biri.","label":7} {"text":"hadi ordan click cıvık mıydı şimdi tersine vıcık vıcık yapışkan insanı tvye bağlayan bir filmdi buda öyle bir film ve bunu sil baştanla karşılaştırmak çok yanlış bu filmde jim carrey yok:D","label":4} {"text":"Bazı filmler vardır gerim gerim gerer insanı.. Orphan tam da bu terime uyan bir film.. Sürpriz final sahnesi sevenlerin, gerilim sevenlerin, gizem sevenlerin kaçırmaması gereken bir film..'Up in the Air' ile birlikte daha da fazla sevdiğim Vera Farmifa ve en son 'An Education' da izlediğim Peter Sarsgaard çok iyilerdi, ama aslan payı kuşkusuz Esther rolündeki Isabelle Fuhrman'ın.. Son dönemde izlediğim gerilim filmleri arasında en iyilerden olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim..","label":6} {"text":"1960 tarihli türk filmi 'aliii' de kadir savun'un canlandırdığı zincirkıran canbaz karakteri ile karşılaşanlar, 'la strada' da anthony Quinn'in canlandırdığına benzer bir karakter ve performans görebilirler...","label":8} {"text":"aslında iyi bi film ama yahudi soykrımı çok fazla filme konu edildi o yüzden ben pek sıcak bakmıyom bu filmlere","label":7} {"text":"Bu filmin bana fena şekilde Quentin Tarantino'nun filmlerini hatırlatıyor.","label":7} {"text":"Oldboy kadar iyi olmasa da iyi bir intikam filmi diyebilirim. Psiko severler izlesin mutlaka.","label":7} {"text":"bence film harikaydı.oyunculuk-konu-çekimler(özellikle 3 kehanet sahnesi aklımı aldı nsl bi çekimdir oyle)gerilim-heyecan-ve birçok acıdan mesaj veren guzel final.basdan sona kadar merak içinde heyecanla seyrettiriyor film kendini.mutlaka sinemada izleyin.filmi begenmeyenler finali anlamayanlar eger bozuk goruntu ile izledılerse pıyasadan alıp paralarına kıyıp sinemada izlesınler tekrar 10/10 veriyorum.","label":9} {"text":"Winslet ve Caprionun harika oyunculukları dışında çarpık ilişkiler ve ağır bir dramadan daha fazlasını vaad etmeyen bir film.10/7","label":6} {"text":"Nasıl harika bir film anlatamam resmen. Herkes izlemeli, çingenelerin yasamını o harika müziklerle öyle harika gözler önüne seriyor ki, izlemediyseniz hemen izleyin derim. İlk 10 listeme kesinlikle üst sıralardan gircek bir film. Bundan sonra yapcak şeyim yönetmenin tüm filmlerini izlemek olcak.","label":9} {"text":"Aslında konusu çok sıradan ve başlarda durağan gidiyor. Oyunculuk ise gayet iyi. Gerilmek için bir sebep yaratmamışlar ama film kendini izlettiriyor.","label":4} {"text":"François Ozon Fransız sinemasının \"kötü çocuğu\" adı ile tanınan yönetmen bu sefer bizi 16 yaşındaki bir öğrenci, okuldan bir arkadaşının hayatına yavaşça sokulur ve giderek onun evinin vazgeçilmez bir parçası olur. Film yaratıcı, mizahı eksik olmayan bir gerilimle karşımızda hepsini güzel harmanlıyor bazı yerlerde çok gerildim Bir edebiyat hocası ve onun olağanüstü yetenekli öğrencisi arasındaki bu şaşırtıcı kedi fare oyunu hikaye anlatma sanatı üzerine de bolca kafa yoruyor. Tabi ki bu iki karakter bir metafor öğrenci filmi anlatan öğretmen ise bunu izleyen ve yorumlayan yani biz izleyenleri temsil ediyor orta sınıf bir ailenin ve EV kavramını filmde çok duyuyoruz. Ev ne demektir bütün ailenin mutlu ve huzurlu olduğu yerdir bütün dengeler ve kurallar bellidir herhangi biri aileye katılırsa o dengeler yıkılır çok zekice yazılmış bir senaryo kurgusuna sayıp bazı yerlere dikkatli bakmanız geriyor özellikle öğretmenin öğrencisine verdiği kitapların ismine.","label":7} {"text":"üç günde bitirdim filmi. daha ne denir bilmiyorum. 1 puan verdiğim sayılı filmler arasına girdi. tebrik ediyorum bütün emek verenleri... ikisi de ölseydi belki 2 puan verirdim.","label":0} {"text":"Tek kelime ile MuhTeŞem gitmelisiniz Kdldşrşrşsnfkrşeiwçdnfjhnsmskdkıdkkdkrjrjdkdkrkrktktkfkfkkgkgmgmgmyöyöy","label":9} {"text":"DVD den çıkmış, başarılı bir gençlik draması...","label":9} {"text":"büyük beklentilere girerek izlendiğinde ucundan kıyısından hayal kırıklığı yaratıyor elbette ama konunun işlenişi, sahneler, verdiği mesajlar iyiydi. Konusu itibariyle sahne geçişlerinde yarattığı duygular insanın içini acıtır nitelikte çünkü kendi adıma bugüne dair bir çok şeyi düşünmeden edemedim. Kanımca filmin amacıda buydu. kısacası zaman kaybı olmadığını düşünüyorum, imdb puanı yerinde sayılır oyunculuklar daha başarılı olsaydı muhtemelen daha iyi olabilirdi, uyarlama filmleri, ütopik konuları sevenler için ideal.","label":6} {"text":"En başından sonuna kadar büyük bir zevkle izledim Demet evgar oyunculuğunu yine her zaman olduğu gibi konuşturmuş bir çok kişi sonunu iyi bağlamayamadıklarını yazmış ama bence filmin final sahnesi de tam olması gerektiği gibi olmuş emeğinize sağlık","label":8} {"text":"öyküsü mü müziklerin üzerine mi yazılmış, müzikler mi ona uydurulmuş anlayamadığım iki saatlik bir şov. cinsellik ve aşk üzerine neredeyse aklın sığdıramayacağı kadar söylem barındıran bir hazine. enfes kadrosu, tiplemeleri, mizahı ve tüm bunların arkasına gizlenmiş dramıyla ağızda bıraktığı tad acı-tatlı karışık ama kesinlikle lezizdi.","label":7} {"text":"Tuhaf film yeterince gerilim olduğu söylenemez biraz gizem ve aksiyon agırlıklı. SPOİLER.. filmi vampire bağladılar... SPOİLER bu tarzdaki fimleri seviyosanız ilginç gelebilir diğer türlü beğenmeyebilirsiniz. 6.5/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"16. dakikada insan bu kadar güler mi ? Sinir bozukluğu ve tam anlamıyla akıl oynatması...","label":7} {"text":"Aman aman bir film değil. Beklentileri karşılayan bir film değil. Çerezlik vakit öldürmek için gidilebilir. Ha bir de vodafone freezone kampanyası olan bir gün gidin ki ucuza gelsin yoksa verdiğiniz paraya yanabilirsiniz :)","label":5} {"text":"MMO tarzı oyunların atası olan Warcraft Blizzard ın en efsanevi oyunu olması dışında oyun dışında yayınlamış olduğu DDAY mapleri ile unutulmaz anlar yaşattığı için müteşekkiriz. film için olumsuz eleştiri olması saçmalık olur. Bu tarz oyunu anlayan kişilerin izlemesi daha mantıklı hele ki warcraft ı yaşayarak oynayan kişilerin için kaçınılmaz bir son.","label":9} {"text":"kızların ve bir kaç aksiyon sahnesinin güzel olduğu vasat bir film 5/10","label":4} {"text":"Bir film illa inanılmaz dolu olacak diye bir şey yok, bir buçuk saatliğine bizi yaşamın stresinden kopardı mı kopardı burada filmi ve oyuncuları aşağılamaya gerek yok bir Recep İvedik değil yani... Kendi kategorisinde gayet keyifli bir film. İzlemenizi tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Konusu ayrı görseli ayrı tatmin eden, iyi ki bildiğimiz marvel filmlerinden farklı duran, underratedin babası filmdir kendisi.","label":8} {"text":"Film ismi gibi doğaüstü olaylara yer vermiş. Sıradan bir konusu vardı ancak oyunculuk iyiydi.","label":5} {"text":"kaliteli değil.televizyonda verilse izlersiniz,o da büyük oyuncuların hatrına,ed harris maalesef yönetmenlik kolutğunda başarılı olamamış,mortensen ise başlarda biraz çaba sarfetmiş ama daha sonra filmi kurtaramayacağını anlayıp vazgeçmiş gibi bir havada,çok sıradan bir western, 3:10 yumanın adı geçmiş önceki yorumlarda,gerçekten de hele onun yanında iyice sönük kalıyor.şu aralar çok gidilesi film yok,appaloosa onlardan biriymiş,çok bir şey beklemiyordum zaten ama biraz daha dikkat çekici olabilirdi.","label":5} {"text":"Yıllar önce izlemiş olmama rağmen nerdeyse her karesi aklımdadır. Masum bir çocukluk aşkı olarak başlayan Suatın hikayesi o kadar harika anlatılmışki. Filimde en etkileyici unsur, senaryonun yanı sıra, Fikret Kuşkanın mükemel oyuncuğu. Suatın aşkını, kederini, sevincini adeta seyirciye de yaşatıyor. Mükkemmel bir senaryonun harika oyunculuklarla birleştiği az bilinen bir film Ayrıca pasif bir karaktere sahip olan suatın herkese, herşeye hatta kendisine rağmen alevin peşinden gitmesi, aralarındaki bir çok farka rağmen ondan vazgeçmemesi, çocukluğundan beri sürekli onu izlemesi, akşamları evinin önüne gidip sürekli onun penceresine bakması ve daha bir çok ayrıntı var ki filmde Suatın yaşadığı duygu yoğunluğunu harika bir şekilde anlatan vay be aşka bak dedirtiyor. Bu ayrıntılar bir bütünün parçaları, adeta ilmek ilmek dokunan bir halı gibi; Suat ın aşkına dair her ayrıntı onun aşkının büyüklüğünü gözler önüne seriyor Son bir şey; filmin müziği de güzeldir","label":8} {"text":"İlişkiler üzerine çok fazla film var bunun yalınlığı güzeldi uzun bir film öyle boş anınızda izlemeyin gerçekten ruh hali olarak bu iki gencin hayatına dahil olmaya hazırsanız izleyin sonu gerçekten hoş olmuştu içinde kendinizden kesitlerbulacaksınız","label":6} {"text":"1550'li yıllarda ressamlığın ulaşmış olduğu perspektif anlayışının artık yeterli kalmadığını düşünen bir kesimin, anamorfoz denilen tek bir noktadan baktığında görülebilen resim çizim tekniğini hayata geçirişi ile perspektif anlayışının nasıl değiştiğini anlatan başarılı bir kısa film.","label":7} {"text":"Neticede bir emek var. mark wahlberg ve bmw m1 hatrı için çok fazla kötü eleştiri yapmıyacağım. Fakat konu çok vasat, aksiyon hiç yok, sürekliyici değil.. Çerezlik bir film tabiri bu film için gayet uygun..","label":4} {"text":"Devam filmleri genellikle ilk filmine göre oranla başarısız çıkar biliyorsunuz. (Terminatör 2'yi ayrı tutarım tabii ki) Sin City'nin devam filmi de bu kategoriye cuk diye oturuyor. Gerçi ilk filmin çekilmesinden 9 yıl sonra insan elbette ki iyi bir şeyler bekliyor elbette ama yine de beklentileri devam filmleri için yüksek tutmamak lazım. Çünkü bu film ilk filminin aksine daha bilindik bir konusu var ve Sin City şehrinin de bu filmdeki havası, ilk filmdekine göre daha bir yavan. Üstelik 65 milyon dolarlık bütçesine rağmen bazı ölüm sahnelerinin oldukça yapmacık olduğu rahatça fark edilebiliyor. Filmin konusunu anlatmaya gerek duymuyorum, iyi ve kötü tarafları sıralayacağım. Kötü tarafların bir kısmını yukarıda sıraladım ama bir kaç tane daha var ayrıca. Bunlar da şöyle; Film tahmin edilebilir olduğu için seyirci için biraz sıkıcı bir deneyime düşüyor ve ara sıra tekrara düştüğü için seyirciyi iyice ama iyice sıkıyor. Bunun dışında Eva Green'in oyunculuğu bu sefer pek olmamış. Ayrıca Mickey Rourke da filmin başlangıcında pek ortama uyum sağlayamamış olarak gördüm. Oyuncular olarak da son bir eksi ise Miho karakterinin değişip yerine Jamie Chung'ın canlandırması da olmamış. İyi yanları neler peki? Öncelikle kadrodaki diğer oyuncular ortalamanın üstünde bir performans sergiliyor. Ayrıca bir kaç etken de filmi sürükleyici kılıyor ve bizim için eğlenceli sayılabilecek bir deneyim oluşturuyor. Aslında aklıma gelen iyi yanlar bunlar diyebilirim. Ama bu iyi yanlar, kötü yanların karşısına bir duvar gibi geçip filmin çekilemez bir deneyim olmasını engelliyor. Bu da olumlu bir taraf. Kısaca işin özüne gelelim; Sin City'nin devam filmi oldukça tahmin edilebilir ve ilk filme göre de oldukça zayıf kalmış her haliyle. Ama düşük beklentiler ile vakit geçirmek için bir film arıyor iseniz bu filmi size tavsiye edebilirim. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Farklı bir komedi türü. İnce detaylar yakalandığında keyif alınabilecek bir film olsa da biraz gereksiz uzatılmış bence. Şeytan çocuk bana sevimli gelmedi. eee........","label":6} {"text":"Kemal Sunal ın Doktor Civanım filminin yeniden çevrimi","label":5} {"text":"Türkiye'de kamu spotu olarak yayınlanması gerektiğini düşündüğüm filmdir. Bir kadın olarak müthiş keyif alarak izledim, düşününce 60-70 yıl önce kadın anatomisi hakkında bilgiler meğer ne kısıtlıymış. Tam kitap yayınlanıyor dedik en önemli bölümlerin çıkartılacak olması \"devletçilik\" kelimesinin ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlatıyor izleyiciye. S-P-O-I-L-E-R: -Çizimde bir zenci adamla bir kadın... - O zenci değil efendim - Baca temizleyicisi mi? - Bakın efendim biz ırkçı değiliz... :ddddd","label":8} {"text":"Konusu klasik ama yinede animasyon olarak yer yer komik ve eğlenceli. Sıkılmadan izliyorsunuz... 10/7","label":4} {"text":"gerçekten müthiş. wes anderson'ın o pastel renklerle bezenmiş dünyasında yolcukuk yapmak hakikaten insanı tebessüm ettiren bir durum. film boyunca yüzünüzden gülümseme hiç eksik olmadan, adeta bir masal dünyasında geziniyorsunuz. wes anderson modern sinemanın la fonteni desek yeridir. kendine has tarzı ve üslubuyla bütün filmlerinden müthiş şekilde haz almışımdır.","label":7} {"text":"Günümüzde hafif keko olarak adlandırılan ve insan olduğunu iddia eden adamın, beynini kullanmayı tercih etmeyen bir hanım kızımız ile olan ultra saçma aşk hikayesini izlediğimiz bir film. Oyunculuklara zaten girmiyorum aşırı komik ve abzürd. Türk sineması klasiklerinden olduğu için 6 puan veriyorum. Bir de hafif keko tiplemesinin bu yıllarda işlenmesi hoşuma gitti ordan da biraz kredisi var.","label":5} {"text":"filmde ki herkesin hayatı mı b. k olur. baba kızıyla evlenir, adam üvey oğluna sarkar, oğlan hem annesini hem kızını götürür. Çocuk istismarı.","label":7} {"text":"güzel hikaye, güzel film ( 8 puan )","label":7} {"text":"Sevmek Zamanı'nın ardından bu filmi izlemek iyi geldi bana. Tam anlamıyla görsel ziyafet ve duygu şöleni. Auter yönetmen olarak sayılıyor mu bilmiyorum ama bence Erksan kesinlikle öyle.","label":8} {"text":"aşk konusunda başarısızlıkla sonuçlanan geçmiş ilişkilerini top 5 listesindeki şarkıları ile gözden geçiren rob u izlerken çok keyif alacaksınız...john cusack ise her zamanki gibi harika.","label":9} {"text":"Aslında film, Game of thrones'un Jaime Lannister'ı, Forbrydelsen nam-ı diğer Killing'in Sarah Lund'u ve Bron/Broen'in Martin Rohde'unu bir arada ve gençlik yıllarında görmek dışında pek bir ilginçlik barındırmıyor. Zamanın festivallerinden övgü alınca yönetmen filmin orjinaline sadık kalacak şekilde 1997 yılında tekrar çekmiş ve başrolünü Ewan McGregor'a vermiş bu defa.","label":6} {"text":"Aslında senaryo güzel, akıcı ama oyuncular biraz kasıyor. Angel karekterini oynayan bayan çok itici, keza Islee yi oynayan adamda. Film başlarda heyecan veriyor ama ortalarda inanılmaz sıkıyor. Ama sonu gerçekten güzel. İzlenilesi bir film, 6/10","label":4} {"text":"\"hayatin icinden\" diye tanimlanabilecek bir film bence. insani sasirtmiyor. hayaller, hayalken daha guzel galiba. gerceklesince marjinal fayda teorisi devreye giriyor. her yeni sey, eskir coook begendim, coook!","label":8} {"text":"Senarist flimi batırır Yönetmen kurtarmaya çalışır. Yönetmenin Çocuklarla ilgili daha iyi yapımlarını seyretmiştim bu flimde de eline getirilen senaryonun yetersizliğine rağmen hayvanların konuşması için usta tiyatrocuları kullanarak durumu kurtarmaya çalışması gayet başarılı diyebileceğimiz bir hamle olmuş. İşin Senaryo Kısmına bakarsak bayby tv'de bile daha yaratıcı senaryolar gördüm diyebilirim lütfen memleketteki çocuk yapımları söz konusu olduğun da daha başarılı işler bekliyorum","label":2} {"text":"Ben bu filmi niye daha önce izlemedim. Muhteşemdi. İzlemeyen kalmasın.","label":8} {"text":"Gel de delirme! Filmi izlerken o kadar zorlandım ki anlatamam. Arada durdup nefes aldım. Kadın sünneti de nedir yaaa! Gördüklerimden sonra şoklardayım. Cehaletin böylesine pess! Kadını sadece bacak arasından ibaret sanan zihniyete yazıklar olsun! Tansiyonum oynadı. Yalnız kadına yapılan bu vahşetin daha da bilinmesi adına filmi mutlaka izlemelisiniz.","label":8} {"text":"savaş sadece gidenler için değil geride kalanlar için bile ölümle eşdeğer acılar var oldğunu gösteren savaştan nefret ettiren film..","label":7} {"text":"Sindrella hikayesini çocukluğumdan beri çok sevmişimdir. Sevmemin nedeni beni var olmayan masalsı bir dünyaya götürmesiydi. Balkabakları, camdan ayakkabılar, periler... Gerçek dünyaya uyarlanınca afalladım birden. Drew Barrymore çok tatlı bir oyuncudur bana göre, ama sindrella rolüne yakışmamış gibi geldi bana. Yine de siz filmi seyredin keyif alacaksınız :) Hikaye güzel hikaye !!!","label":4} {"text":"Gülse birsel dizilerinde en iyi yaptığı işi tekrardan yaparak mükemmel gözlemleri ile bezenmiş karakterler oluşturmuş yine. film biribirine zıt bu karakterlerinin hayatlarının kesişmesi ve bu olayların komedisi üzerine kurulu. ve yer yer oyuncuların da çok iyi peformans sergilemesi ile sizi yerlere yatırabiliyor gülmekten. kısacası olmuş efendim, gidin izleyin derim. belki adana sahnelerinde biraz sıkılır, sonunda ise ''sanki pek bağlayamamış burayı'' dersiniz ama yinede beğeneceğizden, seveceğiniziden eminim.","label":6} {"text":"Biraz daha aksiyon biraz daha mücadele sahnelerinin olmasını beklediğim bir filmdi, bu konuda karşılamadı fakat Onur saylak'ın el attığı hiçbir şey Tabii ki Kötü değildir. Gönül isterdi ki daha soluksuz izleyelim.","label":4} {"text":"İlk izlenildiğinde anlaşılmayan, ikinci hatta üçüncü izleyişte anlaşılmaya başlanan yada hiç bir zaman anlaşılamayacak olan, üç tane dahinin yazdığı, bir tane beyin ile algınlanması zor olan muhteşem bir film","label":8} {"text":"Anthony Hopkins ödül almış dediler izleyelim dedik ama şahane oyunculuklar bir yana filmin işlenişi çok başarılı. Gerçekten gerildim, alzheimer ancak bu kadar etkili anlatılabilirdi sanırım.","label":7} {"text":"Meryl Streep'in mükemmel oyunculuğu dışında büyük bir rezalet.","label":0} {"text":"Fena değil. İzletiyor.","label":6} {"text":"DC'den bir katliam daha. Öncelikle bu filme ne gerek vardı? Origin hikayen gayet beğenilmişken kendini yerden yere vurdurtmak için mi bu filmi çektin? 2,5 saatlik bir film ama ne konu olarak ne işleyiş olarak insanın dikkatini çekemiyor. Bir mesaj verilmeye çalışılıyor ama o dağınıklıkta verilmek istenen mesaj da çöp oluyor. Sanki bu film Diana sevgilisine veda edebilsin diye çekilmiş gibiydi.","label":4} {"text":"İzlenmeyecek tarzda bir yapım olmamış.Klasik aşk hikayesinin M.Ö ye uyarlanmasını anlatan bir yapıt olmuş.Sadece şunu söyleyebilirim bence bu film Roland Emmerich için izlenebilir.","label":6} {"text":"İlk filmde gülmekten karnı ağrıyan biri olarak bu film hayal kırıklığına uğrattı. Hırsız Yılmaz'lı ve Mustafa Keser'li sahneler dışında tebessüm bile ettirmedi. Zaten şimdiden 3 kişi karantinaya almış bile. Ahmet Kural - Murat Cemcir ikilisi antipatikliğin zirvesini zorlamışlar adeta. Annelerini oynayan kadın film boyunca bağırıp duruyor ama hiç komik olamıyor aksine baş ağrısı yapıyor. Ali Baba ve 7 Cüceler ile bu film arasında kararsız kalırsanız tercihiniz bu olmasın. Filmi tek kelime ile anlat denilse cevabım yapmacık olurdu.","label":4} {"text":"Cem Yılmaz'ın hatırına sonuna dek izledim ama kesinlikle hayallerimin altında bir yapım 4/10","label":3} {"text":"Filmin sonlarına doğru ezan sesi geliyor, deniz kenarında oturdukları sahnede. Burada nereye değinmeye çalışmışlar bilinmez ama güzel bir filmdi. Bazı filmere dinsel yönden değilde hayal gücü olarak bakarsanız daha zevk alırsınız.","label":6} {"text":"çok zevkli yaa izlemeyen yoktur herhalde bu filmi izlemediyseniz çok şey kaybersiniz...","label":7} {"text":"Hijyenik olmayan ortamlarda gıda üretimi yapan küçük işletmelerin \"araştırmacı gazeteci\"lerimiz tarafından kamuoyuna sunularak sözde sistem eleştirisi yapmaları gibi, özünde suya sabuna dokunmayan Tv filmi kıvamında, sormayan, sorgulatmayan, türündeki tüm klişeleri kullanan, inandırıcılığı olmayan bir mantık üzerine kuruluçerezlik film, yanlış finaliyle pek olmayan değerini tümden yitirmiş... 4/10","label":2} {"text":"Çok sevdiğim iki oyuncunun oynaması, aldığı puan ve yorumlar filmden beklentimi oldukça yükseltmişti. Bol bol güleceğimiz ve eğleneceğimiz bir olacak diye düşünmüştüm. Imdb puanı da bir süredir 8.0 civarında kalınca -tabi farklı birkaç siteye daha baktım onlarda yüksek hep- gitmeye karar verdim. Şu an izlediğimden çok daha sağlam bir film bekliyordum. Hayal kırıklığına uğradım açıkçası. İzlemeden önce aklımda kurduğum cümleler son zamanlarda izlediğim en komik film, müthiş iş çıkarmışlar idi ama bunları ne yazıık ki söyleyemeyeceğim. Özellikle başlardaki bölümler, hikayeye giriş bölümleri oldukça ağır kalmıştı. Gosling'in bir iki sahnesi dışında pek bir hareketlenme de olmadı. İlerleyen bölümler daha komik ve izlenilebilirliği daha yüksekti. Tabi ki total'e baktığımda beklentimi karşılamadı. Senaryoyu biraz zayıf buldum. İşlenişi fena değil ama basit bir senaryo. Öyle çok akılda kalacak bir film değil. Acaba ben mi çok şey bekledim bilemiyorum. Bir Big Lebowski beklemiyordum bende ama neyse. Russell Crowe benim en sevdiğim oyuncular listesinde başlara oynar, keza Ryan Gosling te öyle. Russel abimiz her zamanki gibiydi. Çok ön plana çıkmadı. Asıl filmi sırtlanan Gosling oldu. Kendisinin Drive filmindeki performansı çok beğenmiştim ama bu bence kendi kariyerinin en iyi performansı olmuştur. Gerçek anlamda sağlam bir oyunculuk çıkarmış. Onun hatırına bile izlenir film. Komedi anlamında bakarsak ta en komik sahneler hep onun bölümleriydi. Film aksiyonu, gerilimi ve komediyi içinde barındıran çok yönlü bir film ama yer yer biraz fazla karışmış bunlar ve biraz yorucu olabiliyor. Bir dönem filmi, ortam ve atmosfer çok iyiydi. O yıllara götürüyor sizi bir süreliğine. Ortalama düzeyde kalmış, çok akılda iz bırakacak olmasa da izlenebilir bir film.. Hatta izlenmesi gereken bir film diyebilirim. Ryan Gosling için.. İyi seyirler... 6.5/10","label":5} {"text":"bu filmi henüz izlemiş değilim k.costner hayranıyım onun filmlerine benzettim fragmana bakınca ama görsellik iyi geldi gibi bana izlicem galiba","label":9} {"text":"Çakma senaryo lu sıradan bir film şu soğuk havalarda ne yapsam sinemaya mı gitsem diye düşünüp gidile si bir film değil zamanını za ve paranıza yazık","label":0} {"text":"konu adındanda anlaşılacağı üzerine çok sıradan.. Başrol erkek oyuncu çok vasat.. Çok vaktin varsa eülencelik maksaktı göz atılabilir","label":2} {"text":"izlediğim en iyi gerilim filmlerinden birisi.. avrupa sinamsının yüz akı olabilecek kalitede bir baş yapıt.. tebrik ediyorum bu harika filmden dolayı..","label":4} {"text":"Harika bir uyarlama olmuş. Konu gerçekten mükemmel. Konuyu kavradığım andan itibaren içimi bi hüzün kaplayıverdi ve sonuna kadar gitti. Olay sadece aşk değil, daha ileri şeyler. Tam bir dramaydı benim için. Ayrıca müzik seçimleri de harika olmuş.","label":7} {"text":"İnsanlığın üzerine sürülmüş kara bir lekeyi belgelemiş bu film. Gerçekler. Kurgu değil.","label":9} {"text":"filmin ilk yarısı boyunca 'ee niye hiçbir şey olmuyor', ikinci yarısı boyunca da 'oha ne oluyor' sorularını sorarak izledim. baştan sona bir tekinsizlik hissiyatı var evet ama film korku desen değil, gerilim desen o da değil sanki. 'sinir bozucu' denebilir. ikinci yarıdaki sahneleri sevmekle birlikte, film genel olarak iyi mi kötü mü ona da karar veremedim. enteresandı.","label":6} {"text":"hayal kırıklığı.. bu film bence abartılacak derecede iyi değildi.. bu filmden bir ay önce salman rushdie'nin utanç adlı kitabını okudum 1 kere daha filmlerin edebiyattan ve romanlardan esinlenildiğine şahit oldum..","label":7} {"text":"Film kısaca; 'Ev ahalisinin bir hayalet tarafından taciz edilmesi ardından ahalinin bu hayaletin ne derdi olduğunu çözmeye çalışması.\" şeklinde özetlenebilir. Eğer bu klasik gerilim hikayesini seviyorsanız bu filmi de seversiniz. Ancak bu türe doyduysanız beğenme ihtimaliniz yok.","label":5} {"text":"hastalığın psikolojisi güzel yansıtılmış.","label":6} {"text":"süper eğlendik müstehcen sahnelerin çok olmasına rağmen gayet güzel eğlenceli ve bir o kadar komikti. eğlence ve gençlik tarzı film izlemek isteyenler mutlaka bu filmi izlemeli 10/9","label":8} {"text":"Bu kadar orijinal bir öykünün Bryan Singer gibi bir yönetmenin elinde başyapıta dönüşmesi gerekirken filmi izlediğimde inanılmaz bir hayal kırıklığıyla karşılaştım. Film en basit tanımıyla hikaye anlatma özürlü bir film, kurgu çok başarısız. Yönetmen filmdeki tempoyu bir türlü tutturamamış. Vasat sahneler ardı ardına, arada film yükseltecek sahneler bir türlü gelmiyor. Film tek etkileyici yeri suikast sahnesi. Onun dışında film beni hayal kırıklığına uğrattı. Böyle bir hikayeden bir klasik çıkarmalıydı yönetmen. Yazık olmuş.","label":4} {"text":"Bu filmi yapanın çekenin yönetenin oynayanın Allah bin belasını versin. Bu kadar aptalca sıkıcı kötü bir film izlemedim. İzlemek için heveslenen varsa eğer asla ve katiyen izlememelidir. Bu film sinema dünyasına ihanettir delalettir hatta hıyanettir. Türk sinemasının yüz karası olan bu filmi şiddetle kınıyorum.","label":0} {"text":"Trier günümüzün adeta Picasso gibi bir dehası. Filmin son 20 dakikası başyapıt kategorisinde bir film olduğunu kanıtlar nitelikte. Film sadece uygarlık ve orta sınıf ideolojik temellerinin eleştirisini içermemekte konuyu tüm çarpıklığıyla ortaya koyarken çelişkilerle de alay eder bir konumda. Unutmadan saçmalamayan ve bundan korkan bir insan gerçekten mutlu olamaz gerçeğini işlediği için büyük bir öneme de sahip film.","label":9} {"text":"herzamanki gibi aynı konular aynı espiriler aynı şeyler hep aynı şeyleri izlemekten bıktık","label":3} {"text":"Film ile ilgili söylenebilecek tek olumlu şey Trabzon'un güzellikleri idi. Konu bakımından yetersiz oyunculuklar vasat düzeyde olan vakit ayırmanıza değmeyecek kalitesiz bir yapıt. Komedi filmi olmasına rağmen araya kadar bir defa güldük ve gittik. Çok kötü bir ilk yarı ikinci yarısının izleme hevesimizi kaçırdı. Bir film en fazla ne kadar kötü olabilir mantığı ile gittik gerçekten en fazla bu kadar kötü olabilir. Keşke ilk film olarak aklımızda kalsaydı.","label":1} {"text":"Çocukluğumuzdaki Red-Kite hakaret gibi bir film. Neden mi? *Eski redkitlerde daltonlar komiklik olsun diye bukadar maymunluk yapmazlardı. *Filmde büyücü günümüzden film kareleri gosteren bir büyü yapıyor. *Filmde viski yerine limonata, sigara yerine nikotin bandı kullanılmış. *Filmde Red-Kit in müzikleri bile yok.","label":4} {"text":"Öncelikli olarak filmin İMDB puanına inanarak filme girdik. Filmin giriş bölümünde izleyicinin karakterleri sevmesi ve empati kurması için ilk beş dakika aile videoları ve resimleriyle geçiyor. Sonra anne kanserden ölüyor. Ama tüm bu anlatılanlar kamera ile göreceğiniz şeyler değil. Bildiğiniz bilgisayar ekranı koskocaman sinema perdesinde ve adamın yazışmalarından bunu anlıyorsunuz. Filmin basit bir kurgusu var. Doğrudan kamera ile çekilmiş tek bir sahnesi yok. Youtube, google, facebook ve ayfon yedi reklamı için çekilmiş bir film gibi. Böyle bir filmi maksimum on bin dolara çekersiniz. Çünkü hep bilgisayar ve mesajlaşmalarla hikaye anlatılıyor. Evde tv de bile izlenmeyecek kadar sinemadan uzak bir film. Bu eleştiriyi yazan kişi on sekiz kısa film yazıp yönetmiş ve derecelere girmiş birisi :) Gitmeyin","label":3} {"text":"film çok eğlenceliydi yalnız anlayamadığım bişi var anayan varsa bana yazarsa sevinirim:Eleni Musaya bankta otururken doktorlar kızımın asla eskisi gibi olmayacağını söylediler diyoru.Fİlmin sonunda kızı babam intihar ettikten sonra rol yaptım diyor.Peki doktorların dediği şey neymiş ?Bİr de sonunda musayla kızın çocuklarının küfür etmesi saçma bi ayrıntıydı.Melekler de daha iyi olabilirdi7/10","label":7} {"text":"Vadim Perelman#39;in ilk yonetmenlik denemesi, ozellikle oyuncularinin performanslari ile buyuk olcude deger kazaniyor. Ben Kingsley olganustu, ancak ozellikle esi Nadi rolundeki Iran asilli oyuncu Shohreh Aghdashloo#39;nun bu performansi ile gectigimiz sene Oscarlarda yardimci kadin oyuncu odulunu Renee Zellweger#39;a kaptirmis olmasi gercekten uzucu. Etkileyici ve yer yer seyircisinin sinirlerini bozan gelismelere sahip bir film. Kesinlikle kacirmayin...(8/10)","label":7} {"text":"general gece vadinin diğer yanına şartları eşitlemek adına geçerken kafada ne kurdu acaba? ben atları öldürmesini falan bekliyordum. 2-3 nöbetçi kesip geri döndüler. e birader atlar?","label":6} {"text":"Çok sıkıcı yavan temposuyla bu mudur dedirten bir filmdi.Burdaki 5 6 arkadaş toplanıp daha iyi bir senaryo yazabiliriz 2/10","label":1} {"text":"Karıncayı dahi incitemeyen yüce gönüllü insanlar kurtaracaktı dünyayı.. hesapsız olan o bereketli sevgi kurtaracaktı bizi ama olamadı hiç bir zaman... :( Miyazaki olağanüstüsün, pırıl pırıl bir gözyaşısın sen..","label":9} {"text":"İsim anlamı olarak, Bağdat'ta bulunan, Saddam'ın Eski Cumhuriyet Sarayı'nı da içinde barındıran ve bölgedeki üst düzey Amerikalıların yaşadığı 10km2'lik güvenli bölge demek. Yapım olarak ise, afişinde, bence son yılların en başarılı aksiyon oyuncusu Matt Damon'ı ve Bourne Supremacy ve Ultimatum'un yönetmeninden ifadesini görüp heyecanlandığınız film demek. Fakat maalesef afiş sizi yanıltacak. Çünkü Bourne serisinde bulunan aksiyonu ve heyecanı bulamayacaksınız. Buna rağmen, konu olarak Irak işgalinin sebeplerini dürüstçe irdeleyen güzel ve izlenesi bir hikayesi var. Puanım: 7,5/10","label":7} {"text":"çok şeker bir filmdi.ve sıkılınılacak bir yanı yoktun da bence.reese de harikaydı izleyin derim ben...","label":4} {"text":"S.Bullock,H.Grant iyi bir ikil. Film sıkmıyor. Romatik-komedi tarzının iyilerinden. Eğleneceğiniz yönleri çok. 8","label":7} {"text":"Konu sıradan, oyunculuklar vasat ötesi... Aksiyon sahneleri hoş. Bazı detaylar güzel iken bir çok detay berbat. Maalesef olmamış, yapamamışlar. imdb puanı filmin hak ettiğinin ötesinde. 4.7/10","label":4} {"text":"ne zaman olacak uzun zamandir sabirsizlikla bekliorum bu ve bay khanin diyer filmlerini","label":7} {"text":"Ne Dc ne Marvel ikisinin de son filmlerinde iş yok. Süper kahraman filmi diye bu kadar basitleştirmeye, klişeleştirmeye gerek yok. Sadece görsellik var. Her şey çok tahmin edilebilir. Çerezlik izlenir.","label":3} {"text":"Senaryo, oyunculuk, mekan beni çok etkiledi. İnsanların kendi içlerine kendilerini tanıma adına yaptıkları güzel bir yolculuğu bize farklı bir yönüyle anlatıyor film. Bence mükemmel bir film.","label":7} {"text":"Arabalar iyi de, oyuncular ve senaryo kötü.. Daha karizma birileri bulunabilirdi, daha güzel diyaloglar olabilirdi..10/6,7","label":6} {"text":"vakit kaybı! Etrafta tonlarca romantik komedi varken boşuna vaktinizi bununla geçirmeyin...","label":4} {"text":"yorumlar arasında etkileyici kurgu diye bişey gödrüm sanki farklı olan kurgusu nedir aceba düzbi film eskilerine göre hiçbi farkı yok manzara lar hatrına 10/6 verdim","label":5} {"text":"Komik bir filmdi evet ama cinsellik filmde bana göre fazla kullanılmış yine de eğlenmek için hoş bir film olduğunu düşünüyorum..","label":6} {"text":"ne yazıkki kimsenin pek hatırlamdığı unutalan bir film :(","label":5} {"text":"benze izlenmeye değer bir film boş vaktinizi eğlenceli hale getirebilir... 8/10","label":7} {"text":"Uzakdoğu dan hafızalara kazınacak bir film daha... Uzun bir süredir bu kalite de bir gerilim filmi izleyememenin boşluğunu güzel doldurdu Killers... Bu tür intikam ve seri katil temalı başarılı filmlerin altında kesinlikle bir uzakdoğu imzası yatıyor bu filmin kalitesinden hiç şüphe etmeden izlemenizi öneririm.","label":7} {"text":"bu tarz filmleri çok seviyorum ama bu filmi değil. arada derede kalmışlık hissi uyandırdı bende. ne tam bir dram, ne tam bir fanstastik öge, ufak biraz bilim kurgu hafiften gerilim. felsefik olalım adına \"beyin fırtınasından\" başka bir şey yok. anlatmak istediğini fazlasıyla yavan bırakmış. spoiler vermek istemiyorum ama filmin finalinde sıkıntıdan geberdim resmen. türk dizilerindeki gibi o uzun uzadıya bakışmalar falan bayıyor içimi. vasat bir film değil ama biraz daha çalışılması gerekliymiş gibi geldi.","label":3} {"text":"hem iyi oyunculuk hem de güzel bir senaryo çok keyifliydi","label":7} {"text":"Kazaklarla değil de Amerikan kültürüyle dalga geçildiğini anlayabiliriz herhalde. Zira Kazak kültürü o kadar abartılı anlatılmış ki, gerçekten öyle olduğunu düşünmemiz için bir Amerikalı olmamız gerekir sanırım. Ha, film komik miydi? Evangelic kiliseyle dalga geçerken, evet. Ama zaten bunun olduğu bir çok döküman mevcut. Absürd komedi sevenler, beğenebilir sanırım. Küfür edilince gülen insanlar bile mevcut zaten.","label":4} {"text":"İzlerken Akıl Oyunlarını anımsattı. Başroldeki çocuk oyuncunun performansı çok iyi.","label":7} {"text":"Büyük bir hayran kitlesi olan iki seksi yıldızın izleyici çekebilmek için devamlı yarı çıplak gezdiği(hatta bir sahnede albanın göğüsleri görünüyo diye bir söylentiylede çıkarılan) doğru düzgün bir senaryosunun yada zeki hiçbir yanının olmadığı çok klişe bir macera filmi.","label":3} {"text":"anlatımı uçlarda olsa da verdiği mesaj yine de oldukça manidardı.","label":5} {"text":"David Dobkin çok eğlenceli ve bir o kadar da komik ''Wedding Crashers''tan sonra bu sefer ıska geçmiş maalesef.Uzun süresi ve son bölümlerinde sarkmaya başlayan yapısıyla vasat olmaktan öteye geçememiş ''The Change-Up''.Filmde ''başka kadınlarla yatamıyorsun,karınla yatamıyorsun,bu nedir;Evlilik'' gibi nokta atışı bir tespit var ama.","label":4} {"text":"Bu kadar müthiş efekti bomboş bir çocuk filmi için heba edereksenaryo konusunda ne kadar sıkıntıda olduğunu bas bas bağırıyor Hollywood.","label":3} {"text":"aslında eleştiri yapılacak bir şey yok teaser güzel olmuş emeğinize sağlık gerilim filmi için ideal önemli olan sosyal medyadaki paylaşmlarınızdan gördüğüm cocuk istismarina ve kadina şiddete dayalı bir film olmuş parapskoloji var izlenir bu film","label":9} {"text":"Çok iyi bir fikir, çok kötü uygulama, eh işte denecek seyir zevki. Ama süresi kısa olduğu için çerezlik niyetine izleniyor.","label":5} {"text":"çığlık benim hayatımda testereden önce bir numara olan favori seri katil filmimdir ve bence serinin de en iyi filmiydi bu...en azından katilleri tahmin etmek diğer ikisine göre daha zordu...katilin yardımcısını görünce gerçekten büyük bir şaşkınlık yaşadım...bu seriyi izlemelisiniz.10/10","label":9} {"text":"f1 'i takip eden biri olarak olayların gerçekle ne kadar örtüştüğünü görebilmek beni sevindirdi. Karakterler bile gerçekteki kişilere cok benzeyen oyunculardan oluşmakta. Kurguya gelince o zamanları yaşamadan bilinmez fakat niki lauda ve james hunt rekabetini gerçektede aratırsanız ve okursanız görebilirsiniz. İzlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. james hunt'un basın toplantısından sonra gazeteciyi sorduğu gereksiz soru için benzetmesi içimin yağlarını eritti=)","label":8} {"text":"zombi filmleri beni sarmıyor ama bu film oldukça gerçekçi ve orijinal.kalitenin farkı da bu.kadın karakterler çok başarılı.finaline de bayıldım.hareket isteyenler kaçırmamalı.","label":7} {"text":"limuzinleri insanın beyni olarak algılamamız lazım bence o zaman biraz daha mantıklı izlersiniz. insan bazen gittiği yere göre ayak uydurması lazımdır. ama beyinden geçirdiği saçma sapan hareketleri yada aslında her insanın içinde karmaşık ikiyüzlülük olduğunu anlatan bir film. yada aklından o an kötü nedir ya da iyi nedir kavramını silen bir yapım.","label":7} {"text":"Aksiyonda çıta o kadar yükseldi ki, kaliteyi belirleyen görsellik ve konu ikilisinin yüzlerce çok kaliteli örneğini gördük. Bu sebepledir ki, yüzünü sevdiğimiz, bize zaten güzel referansla gelen oyuncunun oyunculuğu bile aksiyon filmlerini alıp diğerlerinden ayrı bir yere koyamıyor artık. Taken 3'de de bu farklı değil. Görsellik ve aksiyon sahneleri çok rutin, konu ise zaten farklı dokunuşlarla defalarca işlenmiş bir hikaye. Film vasat, seri takibi ve Neeson ve Whitaker için yine de izlenebilir. Vakit kaybı diyemem ama çok da methiyeler düzemem. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Müzikleri kesinlikle çok hoş. Animasyondaki sahnelere çok güzel uymuş. Megamind'ın Obama tarzı afişin altına \"No You Can't\" yazdırması çok güzel bir ayrıntıydı.","label":7} {"text":"Materyalizm-idealizm kavramı yüzler ve gözlerle irdelenirken beraberinde, vicdan, ihanet, bağlılık, çaresizlik, korkaklık, cesaret, pişmanlık, fedakarlık, içgüdü kavramları üzerine de bolca soru sorduruyor...","label":8} {"text":"Bir çok çizgi romanda(spidermande bile yer almıştır) ve bilimkurguda kullanıldığı gibi bir çok paralel evrenin olduğu bir evrende bunu öğenen evrenler arası bir ajanın tüm evrenlerdeki kopyalarını öldürdüğü insan üstü hıza ve güce sahip olduğu ve tüm benzerlerini öldürmeye çalıştığı bir macera içinde buluyoruz kendimizi, senaryo ilginç işleyiş dinamik ama bütçe yetersiz aksiyon sahneleri ve abartılar göze batıyor ama yinede eğlenceli sürükleyici bir bilimkurgu aksiyon özellikle sonuda çok güzel.","label":5} {"text":"2 saatlik çöp. baştan sona saçmalık ve klişe.","label":1} {"text":"Öncelikle filmi sinemada izlemenizi tafsiye ederek yorumuma başlıyorum sevgili sinema severler. son dönemlerde bu sinema sektöründe moda olmuş, çocuk masallarını farklı bir senaryoylan sinemalara tekrak sokmak..gerçektende bazı bu tür filmler iyi yapılamıyor, ama bu film çok kaliteli olmuş. senaryo gayet iyi,yönetmen ve görüntü yönetmeni filme hakim,kostümler,müzik ve set çok kaliteli olmuş...gelgelelim özel efeklere: amerikan filmlerinden daha kaliteli olmuş hele ki kar fırtına sahnesi ve gökyüzündeki renkli sahneler tek kelimeylen MÜKEMMEL. ve tabi ki filmin can damarı oyuncular gayet karakterlerine iyi oturmuşlar ama VİNCENT CASSEL çok kaliteli bir oyunculuk sergiliyor...filimin bence küçük bir eksikliği var keşke güzel ve çirkin in arasındaki samimiyetlik biraz daha uzatılıp kısa kesmeselermiş,daha inandırıcı olurmuş... iyi seyirler sinama severler..","label":7} {"text":"kaliteli bir romantik komedi..oyunculuklar üst düzeyde..sıkılmadan izliyebileceğiniz bir haftasonu filmi..10/7,8","label":7} {"text":"Film boyunca melankolinin tüm dozunu hissediyor insan içinde. Ağır ve bir o kadar da derin izler bırakan bir film.","label":8} {"text":"bir alarm hayatını ne kadar değiştirebilir?","label":6} {"text":"Çok tatlıı,şirin bi filmdii konusu farklı olduğu için ilgi çekebilen bi film Anne Hathaway Harikasııınn:)...!!!8/10","label":8} {"text":"Not: Spoiler içerir. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Vasat bir filmdi bence. Fazla uzatılmış. Bir süre sonra sıkıyor otistik maceralar. Charlie'nin duygusal dönüşümü yeterince verilmemiş. Filmin sonunda hala parayı düşünüp düşünmediği kalıyor insanın kafasında. Kardeşini giderek sevmeye başladığını biz kendimiz tahmin ediyoruz. Halbuki daha iyi gösterilebilirdi. Onca yolculuk zırvalığı yerine kardeşiyle birkaç gün zaman geçirdiğini ve daha sonra ona giderek alıştığını gösterebilirlerdi. Hele de kızın onu öpmesine ne demeli? Bir an için otele sırf Ray için geldiğini düşünmeden edemedim. Sanki ona aşık olmuş gibi bakıyordu. Velhasıl, 6 puan veriyorum ben. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":5} {"text":"Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri. Öpüşürken yok olan ateş ve barut gibi.","label":8} {"text":"Tam bir çerezlik film. İzle geç unut :)","label":4} {"text":"Disney, son yıllarda kendisini özellikle animasyon filmleriyle toparladı. Zootopia ve Frozen gibi filmler sürekli insanların dikkatini çektiği için Disney, son yılların en büyük gişe sağlayan stüdyosu oldu. Her ne kadar bu gelirin çoğunluğu animasyonlardan ve blockbuster filmlerinden gelse de aslında Disney, bu filmlerin çoğundan daha iyi olan, gerçek hikayeden uyarlanmış filmlere imza atıyor her yıl. Ama bu filmleri kimse izlemiyor. Son 2 yılda çıkan McFarland, USA ve The Finest Hours gibi başarılı filmler hiç gişe yapamadı ve adını duyuramadı. Queen Of Katwe de onlardan birisi. Açıkçası, Disney bu tarz filmlerde o kadar başarılı oldu ki, artık her yıl Disney'in bu ufak filmlerini izlemek için sabırsızlanıyorum. Ve Queen Of Katwe de bunun en güzel örneklerinden birisi. Gerçek bir hikayeden uyarlanan Queen Of Katwe, Uganda'da fakir bir hayat yaşayan Phiona'nın ailesiyle olan yaşamı sırasında satrancı keşfedişini ve satranç koçu Robert sayesinde büyük yarışmalara katılmasını, bir yandan da ailesiyle birlikte hayatta kalma serüvenini anlatıyor. Lafı fazla uzatmayacağım, Queen Of Katwe'ye bayıldım. Mükemmel bir film değil elbette, ara sıra çıkan pop müziğinin hikayenin akışını bozması veya bazı tahmin edilebilir sahnelerin olması gibi ufak sorunlar vardı filmde. Ama açıkçası, pek de umurumda değil çünkü Queen Of Katwe, iyi ki izlemişim dediğim filmlerden birisi. Öncelikle filmin konseptine bayıldım. Filmin büyük bir çoğunluğu satrançla ilgili olsa da hikaye sürekli kendini yenileyip ortaya yeni durumlar yaratmış. Üstelik burada da son zamanlardaki hiçbir diğer Disney filminin yapmadığı kadar gerçekçi davranmış. Satranç olayının dışında filmin Uganda'da geçmesi ve orada yaşayan halkın durumunun gerçekçi bir şekilde yansıtılması da çok başarılıydı. Oyunculuklar müthişti. Selma filminden beri takibime aldığım David Oyelowo, yine çok iyi ve samimi bir performans göstermiş. Bu filmin en iyi taraflarından birisi oydu. Phiona'yı canlandıran Madina Nalwanga da ayrıca epey başarılıydı. Ama Lupita Nyong'o, Phiona'nın annesi rolünde resmen döktürmüş. 12 Yıllık Esaret filminden sonra açık ara gösterdiği en iyi performans olmuş. Filmin konusunu işleme tarzına hayran kaldım ayrıca. Böyle sürükleyici bir hikaye, beyaz perdeye çok sade ama bir yandan da büyüleyici bir şekilde aktarılmayı başarmış. Gereğinde sizi güldüren, hüzünlendiren, heyecanlandıran ve gerçeklere objektif olan bir iş olmuş Queen Of Katwe ve özellikle de filmin bu yanına saygı duydum. Hikayesi tanıdık olmasına rağmen içeriğiyle, son zamanlarda çıkan filmlerden farklı bir iş. Queen Of Katwe, Disney'in en farklı işlerinden birisi. Hem ailelere hem de yetişkinlere hitap eden, oldukça renkli bir film. Muhteşem performansları, iyi işlenmiş konusu ve sade havasıyla gerçekten izlenmeyi hak eden bir film. Eğer imkanınız varsa, bu filmi ilk fırsatta izleyin. Kesinlikle görülmeyi hak ediyor. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + David Oyelowo ve Lupita Nyong'o. + Sade ama etkileyici senaryo. + Komedi ve dramın çok iyi dengelenmesi. + Uganda gibi bir yerde geçip değindiği sorunlar (özellikle de bir Disney filmi için). + Film bittikten sonra satranç oynama isteği uyandırıyor. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Ara sıra çalan pop müzikler seyirciyi biraz hikayeden çıkarmış. - Bazı tahmin edilebilir anlar. TOPLAM PUAN: 9/10","label":8} {"text":"seriyi nasıl berbat ederiz diye düşünülmüş ve başarılı olunmuş bir film. Sarah conner sarah connerlıktan çıkmış. hele termintörün aile kurması gerçekten kusacaktım. O yalandan en azından sıfır değil başarabiliriz umutları hiç bir savaş bilgisi olmayan birini dinlemelerinden bahsetmiyorum bile açık ve net sarah connerdan özür dileyerek serinin en kötü filmi.","label":3} {"text":"amerikan bankasında yapılan bir soygunu anlatmaktadır ve bu olay tamamiyle gerçektir. filmdeki en güzel etken gerçekçi bir şekilde yansıtılmış olmasıdır.","label":8} {"text":"Çok ters köşelerle dolu bir film.Filme gitmeyenlere bir tavsiyem var fragmanı izlemeden giderseniz daha etkileyici olabilir.Bana göre bir kaç sıkınıtı dan biri de senaryoda ki bazı çelişmeler , örneğin saat kulesinde intihar etmeden önce o ipi nasıl bulu bağladı ? gibi.Diyaloglar da basmaklıp tarzdaydı,ama yine de kendini izlettiren bir filmdi.","label":6} {"text":"Filmin bitişinde ev ahalisi olarak ayakta alkışladığımızbiraz daha uzun sürse orgazm yaşatma seviyesine getirtcek olan, iran bağımsız sinemasının şakadanak üst sırasına yerleşen bir yapıt daha fazla yazamicim şoktadayım.. Hebelehebeleagubugu!","label":9} {"text":"Yapılan Türk filmi klasiği.... İzleyiciyi ağlat... reytingleri al... hep aynı hep! Bu filmdeki konuda klasik olan herkesin hayatındaki bir 10 yılı anlatıyor. Anne torun ister çocuk sahibi olursun, babaanne ölür falan... Klasik... Boş...","label":0} {"text":"yalnızca jack nicholson'ın filmin sonundaki kilise sahnesinde hem söyledikleri hem de performansı nedeniyle bile izlenmeyi hak ediyor bence.","label":6} {"text":"Henüz gitmemiş arkadaşlara gitmelerini tavsiye ediyorum.Çok güzel bir yerel komedi olmuş.İlk 15-20 dakika her filmde olduğu gibi biraz durgun gelebilir.Ama devamında köydeki sahneler gayet güzel ilerliyor.Birçok yerde salon kahkaha attı.Şunu da söylemeden geçmeyelim.&Belki argo biraz daha az olabilirdi.& diyen arkadaşlar çıkabilir.Kendilerince haklı da olabilirler.Ancak bu millet argonun, öyle böyle değil tam anlamıyla tavan yaptığı filmlere,stand up lara vs. 5-6 milyon katılım göstermedi mi? Daha da ötesi yüceltmediler mi? O yüzden bu konuda haksızlık yapılmaması gerektiğini, daha objektif bir gözle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.Başta sayın İlyas İlbey,Yasemin Yalçın ve emeği geçen herkesin yüreğine sağlık.Şiddetle tavsiye ederim.İzleyin, izlettirin.","label":9} {"text":"Çocukken izlediğim maymunlar cehennemi filmlerinin tadı yok bu seride ya da ben fazla büyüdüm...bilmiyorum. Senaryo günümüz standartlarına göre çok basit sinema teknolojisinin geldiği noktayı göstermesi açısından önemli bir film. Yüksek beklentiler olmadan izlenmesi gereken filmlerden biri.","label":4} {"text":"K A R A N T İ N A Bu kadar klişe dolu, sıkıcı bir film olamaz. Yani oyuncular hiç demiyor mu benim bu filmde ne işim var diye anlamıyorum.","label":0} {"text":"Ben Su ve Ateş'i izledim ancak blogumda yorumlama fırsatı bulamadım. Günah çıkarmak gibi olacak belki ama Özcan Deniz'in seri halde yazıp yönettiği filmleri kız kardeşlerimle birlikte düzenli olarak izliyoruz. Çoğu özgün olmasa bile bir şekilde kendine çeken filmler bunlar... Su ve Ateş için ise Özcan Deniz'in yönetmenliğine geçer not vermek mümkün ancak bence artık oyunculuğu bir kenara bırakmalı. Asmalı Konak havası estirdiği Haşmet rolünde Yasemin Allen ile enerjileri tutmamıştı. Filmde kızlar gerçekten çok güzeldi ama oyunculuk konusunda alacakları daha çok yol var. Özellikle Pelin Akil çok güzel görünüyordu ve gelecekte ismini daha çok duyacağımızı düşünüyorum. Su ve Ateş'in genel olarak hoş bir seyirlik sunduğunu ancak özellikle ikinci yarısından sonra özensiz bir koşturma içerisine girip, öyle de bitirildiğini söylemek mümkün :)","label":5} {"text":"Van'ın5-6 haneli bir köyünde durağan yaşamdan bir kesit. Yönetmenin seçtiği kamera açısıyla önümüze serdiği kareler ve renkler, taşların-kayaların bile nasıl muhteşem bir görsellik ziyafeti çekebildiğinin kanıtı. Aksiyon, konu vs. aramadan sırf o görsel güzellikler için izlenir ve pişman olunmaz bence...","label":4} {"text":"her ne kadar belli bir yerleri sıkıcıda olsa sabit bir yerde de geçse fena sayılmayacak bir film tam erkek muhabbetlerini anlatıyor","label":6} {"text":"iyi bir filmdi . bence izlenmeye değer beğeneceksiniz :)","label":4} {"text":"Fazlasıyla doğal izleyiciyi sürükleyen sıra dışı bir konuyu çok farkli bir teknikle işleyen paranormal bir araştırma gerilim filmiydi, izlerken filmin içine dahil oluyorsunuz biz çok keyif aldık emeği geçen herkesin emeğine sağlık. Kesinlikle tavsiye ediyoruz. İzlerken oyuncuların yansıttığı duyguyla hem samimiyeti hem gerilimi hissedeceksiniz. Mutlak gidilmesi gereken bir film 👍","label":9} {"text":"Eğer şiddete ve vahşete dayanbilirseniz tam bir baş yapıt olduğunu anlayabilirsiniz! İZLENMEYE DEÐER!!","label":6} {"text":"Filme ilişkin \"sıradanlığa ve şehir yaşamına, teknolojilerine bir eleştiri niteliği taşır \" diye özetlenebilecek genel bir beğeni var benim göremediğim... Öyle mi gerçekten?","label":4} {"text":"Bu film kesinlikle komedi-dram türünde olamaz çok sıkıcı bi konusu var hatta konu bile yok...","label":4} {"text":"O kadar gereksiz bir zaman kaybı ki anlatamam bir filmde 150 kere “fuck” denir mi? Herşeyin üzerine kurulu olduğu olay başroldeki hanımefendinin kızının tecavüze uğrayıp yakılarak öldürülmesi olmasına rağmen bu olay filmde yok film olaydan sonra başlıyor nasıl bedavaya film çekeriz diye çok uğraşılmış Kasabanın polis şefinin kanser olup ölmesi filme ne kattı anlamadım?? Kafadan kırık bir polis bir cüce kafayı yemiş yaşlı teyze ve kendini tekrarlayan olaylar. Gelelim başroldeki teyzenin oscara aday gösterilmesi bizim ayla filminin aday gösterilmesinden daha saçma artık kesin kanaat getirdim ki bu ödülü dağıtanlar Canları kimi isterse yada yandaşları kimse ödülü onlara veriyorlar güzel ülkemde de aynı şeyler oluyor beş para etmez filmler pohpohlanarak zirveye çıkarılıyor üstelik sinema tv gibi değil tv de bir diziyi beğenmezsen 1 kere izlersin bir daha izlemezsin Reyting almaz dizi yayından kalkar ama sinema öyle değil pohpohlamalara kanıp iyidir deyip gidiyorsun film gişe yapmış oluyor artık bu sinema işinden iyice midem bulandı artık gitmeyeceğim yazık yahu parayı yolda bulmuyoruz!","label":0} {"text":"Puanı neden bu kadar düşük anlamadım. Oyunculuklar biraz sıkıntılı ama konu ve işleniş bakımından başarılı.","label":7} {"text":"bu serinin 1. filminden daha kötü bi vampir filmi varsa dünya üzerinde o da budur... aşk filmi deseniz değil, vampir filmi deseniz değil... duygusal sahnelerde diyaloglar beni duygulandırmak yerine güldürdü, tamamen saçmalık... yarısında bayılıp kapattığım ender filmlerden biri","label":1} {"text":"Ailece Oturup İzlenebilecek Türden Tatlı Bir Film, CJ7 Karakteri Çok Sevimliydi Buarada, Eğlenceli Bir Film Fakat Gereğinden Fazlada Abartılmış Bir Film.","label":6} {"text":"Harika diyoglarla bezenmiş, hem komik hem romantik hem de çok tatlı bir film.","label":7} {"text":"En kötü filmlerin bi olayı vardır bir çekiciliği vardır ve bu nedenle aşırı kötü olmalarına rağmen bir şekilde kült olmayı başarabilirler ve izlenebilirler. Bunlardan biri The Room'dur kaç kere olsa o filmi izleyebilirim mesela. Ancak bu film en kötülerden biri olamayacak kadar kötü. Aşırı sığ, rezalet oyunculukların olduğu aşırı itici karakterlerin olduğu yayınlanmayı hak etmemiş olan rezalet bir film.","label":0} {"text":"Filim güzel başlıyor, eğlenceli devam ediyor fakat ortasından itibaren belirgin düşüş var. Sonunu iyi bağlayamamışlar. Daha doğrusu klişe şeyler oluyor. BGüzel fırsat yakalnmış ama bence harcanmış.Yine de eğlenceli film. Ama aynı türde 'Knight and Day' çok daha iyi bir alternatif. 6/10","label":5} {"text":"Sıkmıştı beni film...","label":5} {"text":"basit. izlerken yok bilmem neyin nesi dersiniz. bir aşkı bu kadar tesadüflere baglamakda mantıksız. ama işte adamlar biliyor aşk satar başka bir şey degil.","label":6} {"text":"Güzel ortalamanın üstünde bir film sonu saçma olduğu kadar güzeldide. Birinin özgürlüğü diğerinin tutsaklığı oluyor. Hayatta böyle bişey değilmi. Bazen başkalarının olumsuzlukları bizim için olumlu sonuçlar doğurabiliyor. Filmin en büyük eksiği hiç bir açıklama yapılmaması film öylece bitiyor ama genede izlenebilir....","label":6} {"text":"yönetmen Ali Atay olunca daha farklı, daha iyi şeyler bekliyor insan.","label":6} {"text":"Aşkın en saf halini ve aşk adına yapılmış neredeyse en güzel yorumlarını bulabilirsiniz bu filmde. Oyunculuklara diyecek yoktur zaten, kısacası diyebilirim ki izlediğim en güzel aşk filmlerinden biriydi. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Robert Kincaid:\"This kind of certainty comes but once in a lifetime\" !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"müziklere, oyunculuklara diyeceğim yok ama bu hikaye ile ve kurguyla izleyecekleri zor bir 150 dakika bekliyor diyebilrim...","label":8} {"text":"Dertleri olan, insan doğasına dair haklı olabilecek meselelere odaklanan cesur bir film 1987 tarihli Nekromantik. Underground gore sinemasının düşük bütçelerle çekildiği gerçeğini hesaba katarsak fena da görünmeyen bir iş. Ancak 87 yılında sinemada neler oluyor neler bitiyor baktığımızda elde çok kötü geçişler, aşırı kötü kameralar ve pek de çalışılmamış açılar kalıyor. Bir de sınırsız şiddet kullanımını göz önünde bulundurarak önerebileceğim bir film olmaktan çıkıyor.","label":4} {"text":"2013 yapımı, bu kadar klişe konulu ve düz senaryolu bir korku filmi için puanı biraz fazla kaçmış. Oyunculuklar, görsellik, sesler falan çok başarılı, bir korku filmine göre aksiyon miktarı da güzel fakat sıfır orjinallik içeriyor. Hadi klişedir, sıradandır bi yere kadar beğenilebilir yine de ama sonu filmin genel atmosferine göre o kadar zayıf ki kesinlikle tatmin etmiyor izleyiciyi. Ayrıca ben mi dikkat etmedim bilmiyorum fakat oyuncak bebek muhabbeti, arka planda Warren çiftinin kızıyla ilgili sahneler fazlasıyla havada kalmış ve hiçbir yere bağlanmıyor.","label":5} {"text":"Kır manzaraları ile dopdolu olmasının yanı sıra iki yetişkinin gecikmiş bir zamanda saf ve masum aşkı bulup -ancak taraflardan birinin içinde bulunduğu yaşam koşulları nedeniyle- bu aşka sahip çıkamayışını duygu yüklü sahnelerle anlatan romantik bir aşk filmi. O kırmızı ışıklı sahne. bardaktan boşanırcasına yağan yağmur Meryl Streepin ikilemli halleri, Clint Eastwoodun her şeye rağmen beklemeye devam etmesi, Merylin çaresiz seçimi hepsi hayli dokunaklı, hayli sarsıcı. Film, Robert James Wallerın aynı adlı romanından uyarlanmış. Filmdeki nostaljik soundtrack ler bir harika.","label":7} {"text":"Tarkovsky sayesinde 2 saat 40 dakika boyunca bu dünyadan koptum.sanat için sanat felsefesini bu kadar gözüme sokan yönetmene çok minnettarım.her tarkovsky filminde olduğu gibi sıkılma korkusuyla oturdum ekran karşısına ama gene her tarkovsky filminde olduğu gibi sıkılmanın aksine bir dakika bile ayrılamadım ekran karşısından.ama genel olarak bu filmde önemli olan bir şey anlamak değil,filmin tam anlamıyla tadına varmak,iliklere kadar hissetmek.tarkovsky sanatını biraz tanıyınca zaten belli şeyler oluşuyor kafada.soru işaretleri varsa kafanızda dert etmeyin çünkü herkeste var ve nasıl istiyorsanız öyle anlayın.bir tarkovsky filminde önemli olan sinema sanatını tam anlamıyla yakalamanız,sahneleri ve çerçeveleri sindire sindire hazmetmemizdir ve bundan büyük bir haz duymamızdır.daha fazla konuşmak istemiyorum.kutsal şeyler üzerine konuşmak pek doğru değildir diye düşünüyorum.kısaca tarkovsky işte,daha fazlası değil.tarihin en büyük sanatçılarından biri benim için.hem sinemacı,hem filozof,hem ressam,hem fotoğrafçı,hem şair,...","label":9} {"text":"bu filme yapılabilecek bir diğer yorum https://www.youtube.com/watch?v=d2bh1k9XTk0","label":0} {"text":"çok kaliteli ve yeni bir wall street anlatmak istedikleri iyiydi.","label":9} {"text":"sanırım canı sıkılan çağan ırmak, elindeki arkadaşlarla acilinden bir film çekmeye karar vermiş de ortaya bu çıkmış gibi. vakit kaybı, her şekilde eksik.","label":3} {"text":"İMDB ve çeşitli sitelerde oldukça düşük bir puan almasına rağmen klasik Jim Carrey komedilerinden sağlam bir alt metinle ayrılan bir film. Televizyona olan bağımlılığımızı, hayatımızın nasıl TV nin yönlendrmesiyle yaşadığımızı göstermesi açısından bence hakettiği ilgiyi görememiş bir film.","label":7} {"text":"İlk kez bir Kurosawa filmi izliyorum. Bu film de Kurosawa'nın popüler filmlerine görece daha zayıf bulunuyor. Fakat ona rağmen çok beğendim. Bu film bu kadar iyiyse Seven Samurai, Rashomon gibi işleri kim bilir ne kadar iyidir. Savaş zamanında doktorluk yapan Kyoji, ameliyat sırasında bir hastasından frengi kapar ve bu yüzden sevdiği kadına veda etmek zorunda kalır. Frengi kapmasına sebep olan hastası ise tüm uyarılara rağmen evlenip, karısını hamile bırakır. Film savaşı asla doğrudan göstermez ama onun etkisi altında kalan hayatları kullanarak sevgi ile umarsızlığın çatışmasını anlatır. Filmde görebildiğim iki sorun vardı. Bir tanesi, diyalog odaklı olmasına rağmen bazı diyaloglar fazla tiyatral ve yapay yazılmıştı. Diğeri ise kurgudaki atlamalardı. Filmin yapım sürecinin hikayesini bilmiyorum ama bazen öyle atlamalar oldu ki, arada farklı bir sahne olduğuna ama sildiklerine yemin edebilirim. Ama yine de benim Kurosawa sinemasıyla tanışmam için ideal bir film olduğu gerçek.","label":7} {"text":"2 saat 33 dakika sana çok uzun gelebilir. Korku türünü sevmiyorsan bazı sahneler tümüyle bir korku filmi olmasa da sevimsiz gelebilir. Ünlü Cinnet filminin devamı niteliğinde çok başarılı bir film. İzleniyor. İzlettiriyor. Uzun süreden bu yana bu türde aynı rüzgarı hissettiren bir yapıt olmamıştı. Çok iyi geldi. Tavsiye ederim.","label":4} {"text":"bu filmi begenmeyenlere şaşırdım tamam öyle muhteşem olağan üstü bir film değildi ama gene de çok iyi bir filmdi, hiç gitmek istemediğim ve son derece memnun kaldıgım bir film bu.. öncelikle amerika biraz olsun özeleştiri yapabilmiş bu filmde ve her zamanki araplar müslümanlar kötü, biz iyiyiz mantıgının dışına çıkılmış, oyuncuların performansı da iyiydi sadece russell crowe sevmedim zaten bu amerikalıların çoğu filminde en önemli konularda en ciddi yerlerde saçma sapan şeyler yapmaları çok moda, croweda kulağında kulaklık cocugunu çişe götürürken dünya meselelerini çözmeye çalışıyor:S:S neyse herkes gitsin bu filme memnun kalacaksınız.","label":9} {"text":"Tadımlık Aksiyon. Ajan filmlerinde ne oluyorsa bunda da oluyor. :D İşin farklı boyutu bu film birazd aha komedi unsurlarıyla bezenmiş. Bu durum da filmi bir adım öteye çıkartıyor. Yoksa içinde olan senaryoya puan vermek zor olurdu. Öncelikle oyunculuklar yerinde seçilmiş. Ana karakter Melissa McCarthy ise çok çok daha yerinde bir tercih. Filmi alıp götüren kişi kendileri. Hani üst düzey bir oyunculuk yok ortada da yetenek açısından çok iyi bir oyunculuk ortaya çıkartmış. Sıkılmadan filmi izliyorsunuz. Hafızada kalmayacaktır tabi. Sadece içinde geçen komedi son zamanlarda yapılmışların aksine izlettirdi kendini. Keyifli bir ajan filmi kısacası. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Oyunculuk,senaryo ve kurgunun muhteşem buluşmasıyla ortaya çıkan sağlam bir biyografi ğun büyük tahakkümleri de yıkmasına iyi bir öe bulunmanın her şey demek olmadığına sağlam bir örnek kendinizden mutlaka bu filmde bişeyler bulacaksınız şiddetle tavsiye ediyorum iyi seyirler...","label":8} {"text":"bu filmde ana karakterlerden hiçbiri parlak bir zekaya veya entellektüel birikime sahip değil, evet woody allen'ın oynadığı karakter bile :) hikaye güzel başlayıp, komik bir çıkış yapıyor.. sonra olaylar gelişiyor diyebilirim ama filmin ikinci yarısında gerçekten boşluklar var. neden peki şimdi? niye öyle yapsın ki? derken buldum kendimi ve koptum ister istemez akıştan.. eğlenceli yani yine seyretmelik bir woody allen filmi karşınızda..","label":6} {"text":"Şahane bir senaryo, dev oyuncular, muhteşem manzaralarve hakettiğinin çok altında bir puan. IMDP puanına bakarak film listesi yapıyorsanız bazen yanılabiliyorsunuz. Bu film de öyle. İzlemenizi tavsiye ediyorum. 10/8","label":7} {"text":"Bruce Lee'nin hayatını anlatma konusunda kısmi bir kısmını almış olsada fena bir film değil.","label":6} {"text":"Konusu güzel. Rachel McAdams'ı ve çoğunluğun aksine Will Ferrell'i severim. Ferrell'ın Stranger Than Fiction'dan sonra bende farklı bir yeri olmuştur. Komedi tarzını çok beğendiğimi söyleyemem. Bu filmde de pek komedi beklentim yoktu ama yer yer güldürmesi hoşuma gitti. Söz konusu Eurovision olunca siyasi göndermeler de bekledim, pek beklentimi karşıladı diyemem. İzlanda görüntüleri şahane fakat çok azdı. 70 yaşında Pierce Brosnan yakışıklılığı sinir bozucuydu. Şarkılar gayet güzeldi. Komedi yapılmak uğruna aslında gayet güzel şarkı söyleyen Sigrit ve Lars'a ucube gibi davranılması hoşuma gitmedi. Amerikalılar Eurovision filmi çekerse ne olur ? Yarı finalde puanlama yaparlar :) Çok gözüme battı bu olay. Filme daha yüksek puan verecektim, lakin artık alıştığımız Netflix'in zorlama eşcinsel karakter serpiştirme tutkusundan dolayı puanım 6/10.","label":5} {"text":"Vincent Cassel'ın son zamanlarda paraya ihtiyacı olduğunu anladığımız bir film olmuş.","label":0} {"text":"Tek kelimeyle rezalet..Anlamsız,mantıksız,manasız,saçma sapan çatışma sahnelerinden başka bişey yok filimde..Yazık bu millet bunu haketmiyor..inanın bana filim bitmeden ayrıldım salondan o kadar kötü yani..","label":0} {"text":"bncee qüsel bi filmdii ..izlemekten büyük keyif aldımm...izlenmeye deqer bncee ben beqendim :) ama yinde klasik bi korku filmi senaryosu ama izlenir yani.. ;)","label":9} {"text":"Çok hoş bir film, aşırı aksiyon isteyenler hiç bulaşmasın. Tam tadında, eğlenceli, iyi oyunculuklara sahip bir western filmi. 6.5/10","label":6} {"text":":) Sadece gülüyorum bu filme.","label":2} {"text":"Cruise dan daha iyisini beklerdik ama kötü diyemem,aksiyon sahneleri az da olsa,tom cruise ve rosamound pike faktörleriyle izlenir diyorum","label":6} {"text":"Ahım şahım bir film değil ama bu ortalamadan da fazlasını hakediyor filmin geçtiği mekanlar falan çok güzeldi senaryo klişe olsada izleniyor.7/10","label":6} {"text":"Güzel bir gerilim filmi.. Tanrı kavramına insanların çok sıkı bir şekilde sarılınca, başlarına ne gelebileceğini çok iyi özetlemiş bir film.. Filmin sonunda kim kimdi deyip biraz kafam karıştı açıkcası ve biraz düşününce sanırım anladım mevzuyu.. Kafa karıştırıcı, atmosferi, gerilimi ve oyuncuların performansı son derece iyi olan bir film.. İzleyin..10/7","label":6} {"text":"her anı sürprizlerle dolu konu ve mekan bakımından oldukça değişik ve aynı zamanda da sürükleyici bir film.zamanın nasıl geçtiğini insan anlamıyor...filmdeki adamların hepsi insanı katil edecek türden...sonuda kötüler cezasını bulur tarzında...herkes filmde iyi iş çıkarmış.ama özellikle lopez ve sean penn mükemmeldi.ben böyle bir filmin neden hala meşhur olmadığını çözemedim.arkadaşlar bu tür filmler her zaman bulunmaz bence ne yapıp edin ve bu filmi izleyin.9/10","label":8} {"text":"Klasik film ama akıcı gelmedi bana. Zaman kaybı olarak goruyorum Tavsiye etmiyorum Oyuncular ıyı olsa da filmi sıradan olmaktan kurtaramadı, olmadı","label":3} {"text":"12 dakikaya ne kadar çok duygu sığdırılabilir? İşte bu kısa film sorunun cevabını veriyor. Basit çizimler, basit teknikler, basit düşünülmüş bir hikaye ama bolca duygu ve muazzam bir sanat eseri. Film sular altında kalmakta olan bir şehirde yaşayan yaşlı bir adamın hayatını konu alıyor. Zaman geçtikçe sular yükseliyor, zaman geçtikçe kayıplar veriyor. Önce evine bir kat daha çıkmayıp pes eden komşularını, sonra evlenen kızını, ardından hayat arkadaşını feda ediyor zamana ve sulara. Tüm bu anılarını hatırlaması için ise piposunun evin suda kalmış bölümlerine düşmesi yetiyor. Piposu diplere gittikçe o da evinde, zamanda diplere gidiyor. Evet basit teknikler demiştim. Çünkü filmde evde oturup çizebileceğiniz görseller var. Fakat renkler o kadar iyi kullanılmış ki duygular arasındaki keskin geçişi muazzam bir şekilde ifade ediyor, siz fark etmeden beyninize zerk ediyor. Yalnızlığın soluk tonları, hatıraların mutlu tonları arasında gezdiriyor izleyicisini.","label":7} {"text":"Başlıca görevi, kitlelere “hayal satarak” para kazanmak olan sinemada ne olduğunu bugüne kadar bir türlü kavrayamadığımız “mantık hatası” yahut herhangi bir “boşluk” da içermeyen senaryosunu Carl Ellsworth’un yazdığı “Dengesiz”, Derrick Borte’nin yönetmen koltuğunda oturduğu, izleyeni kesinlikle yerine mıhlayan bir drama… Film kısaca: 1. Hayatın kendisine kötü davrandığına inanan, (her ne kadar sadece bir yerde kendini Tom Cooper olarak tanıtsa da) gerçek adını dahi bilmediğimiz “delibozuk” bir “dengesiz” adam (Russell Crowe), 2. Ve bu adamın “bencil ve saygısız” bulduğu, ayrı yaşadığı kocası Richard (Andrew Morgado) ile boşanma arifesindeki Rachel Flynn (Caren Pistorius) arasında yaşanan psikolojik gerilim tarzındaki bir kovalamacanın hikâyesini anlatmaktadır… İşte olaylar, böylesi bir ruh haline sahip olan bu psikopatın, sabaha karşı saat 4.03’de boşandığı eski karısı ve erkek arkadaşının yaşadığı Arbor Hills’deki evlerini basması ile başlar… Daha sonra öğreniyoruz ki, geçirdiği bir kaza sonrasında çalıştığı otomobil fabrikasındaki işini yitirmesinin yanı sıra bir yıldır kalıcı bir iş de bulamadığı için “kaybedeceği başka hiçbir şeyinin kalmadığını” düşünen bu adam tamamen saldırganlaşmış ve polis kayıtlarına göre bir başka vukuata da karışmıştır… Odasındaki sandığın üzerinde bulunan, “How to Help Your Child Cope with Divorce / Boşanma ile Başa Çıkabilmesi için Çocuğunuza Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz” isimli kitabı okuyan “bunalım” ve “derin bir uyku” içindeki Rachel’ı, neredeyse hemen herkesin işbaşı yapmak üzere yollara döküldüğü bir saat de gelen bir telefonla uyanır… Ama 15 yaşındaki oğlu Kyle’ın (Gabriel Bateman) konuşmalarından bu konudaki ilk sabıkası olmadığını anladığımız Rachel, bu son “uyuya kalmış” olmasının neticesinde, hem Kyle bir kez daha okula geç kalacak ve hem de randevusuna zamanında yetişemeyeceği için iş hayatında da ciddi bir sarsıntı yaşayacaktır… Filmdeki ana karakterler ile tanışma faslını bitirdiğimize göre artık doğrudan, trafikteki küçük bir sürtüşmenin ardından, Rachel’ın “alttan almayı becerememesi” nedeniyle aniden alevlenerek anlamsız bir biçimde büyüyen konuya geçebiliriz… Nasıl mı? İşte tam da bu ortamda ve İstanbul’daki köprü veya Gebze yönüne gidiş trafiğini anımsatan kilitlenmiş bir atmosferde, telaşlanmakta olan “Rachel” ile hiçbir acelesi bulunmayan “adamın” yolları, trafik ışığının kırmızıdan yeşile döndüğü bir anda aniden talihsizce kesişiverir… Zira yanan yeşil ışığa rağmen adam hareket etmeden öylesine durup beklerken, Rachel “acı acı” kornaya basmasının yanı sıra bir de el hareketi yapmak suretiyle adamın kamyonetinin sağından kavşağı geçince işler iyice karışacaktır… Gerçi adam Rachel’a son bir şans verir… Ancak içinde bulunduğu anormal koşullar nedeniyle kafasını zekice çalıştırmak yerine “burnundan kıl aldırmayan” bir tarzda, “Ben haklıyım, ne özrü be adam” tavırları sergileyen Rachel: Oğlu Kyle’ın da ısrarlarına rağmen özür dilemeye yanaşmayınca, zaten “kafayı yemiş” olan adamın sigortaları birdenbire tümden atıverecek ve sonrasındaki tek amacı da Rachel’a haddini bildirmek olacaktır… Eminiz eğer türün, yani bir manyağın arkada olduğu “tampon tampona araç takip” hikâyelerini sevenlerindenseniz, yıllar önce Steven Spielberg’in “Bela / Duel” sı (1971) ile başlayan ve en son John Hyams’ın “Alone”ı (2020) ile devam eden benzer konulu bu “kanlı kedi – fare oyunu” da fazlasıyla ilginizi çekecektir… Yorumumuzu bitirmeden ilave edeceğimiz son husus ise gerek Russell Crowe’un ve gerekse de Caren Pistorius’un kusursuz bir performans sergiledikleri biçiminde olacak… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Gürgen Özün oyunculuğunu zaten sevmeyen birisi olarak filmi pek sevemedim. Çok boşluktaysanız izlenebilir. Duvar yazıları gülümsetti. ","label":5} {"text":"Kanım dondu. Böyle filmlerde hep takılır bir şeyler boğazıma.","label":7} {"text":"Konsept çok güzeldi büyük ihtimalle filmi kötüleyemememin nedeni bu fakat diyaloglar genelde kötüydü ve çok manasızdı yani sürekli ucu açıktı ama merakta kalacağınız değil ee noldu şimdi gibisinden sonu da kötü bitti. Keşke bitmeseydi yarıda bıraksalardı \"hala haber alınamadı..\" falan diye. Yine \"ruined\" güzel bir konsept","label":6} {"text":"Nazım'n ruhu daha belirgin bir şekilde yansıtılabilirdi, fazla biyografik duruyor belgesel arada bir nazımın ağzından şiirle dökülüyor ama yeterli olmamış. yine Nazım 'ın sadece 1938'de hapse girmesiyle başlayan hikayesine değinilmiş, arada tutuklanmasına giden süreç flashbackler ile aktarılmış tabi ama Moskovo üniv. okuduğu yıllar, o dönemde piraye'den evvel hayatına giren kızlardan söz edlmemiş, piraye'nin nazımla evlendiği sırada yeni boşandığı, piraye'nin önceki eşinden 2 çocuğunun olduğuna dikkat çekilmemiş. Nazım'ı bir romen tankerine binmesine yardımcı olan refik erduran'dır.1987 yılına kadar bu sırrı saklayan bu adamın da üzerinde hiç durulmamış. Bursa cezaevindeki Raşit Öğütçü bugün romanları dizilere çekilen Orhan Kemal'dir, Orhan Kemal'in romancılığa yönelmesine öncülük eden Nazım'dır, yine İbrahim Balaban da ressamlık ününü Nazım'a borçludur. Filmin büyük bölümü Nazım-Piraye-Münevver üçgeninde gelişiyor, siyasi birkaç cümle var o kadar.","label":6} {"text":"KISACA DANDİK...","label":4} {"text":"Tatsız, tuzsuz, renksiz, zevksiz, anlamsız, sıkıcı, saçma sapan bir film.","label":0} {"text":"Küçükken okuduğumuz ZoRRo çizgi romanlarına, izlediğimiz çizgi filmlerine en çok benzeyen ZoRRo fiklmi idi bence... Çok tatlı bir film olmuş... Atın fablla insanlaştırılmış olması filme hem yeni bir kimlik kazandırmış, hem sinema için yeni bir etki olmuş, hem de filmi şen şakrak hale getirmiş(Her ne kadar az da olsa)Tabiii ANToNİO abim ile CAThERİnE ablamın hakkını da yememek lazım...İzlenece bir film.. İYİ SEYıRLeR...","label":8} {"text":"Bu dönemleri konu alan filmleri çok seviyorum özellikle baya baya sizi o dönemin içine cekiyor bu film ve sürükleyici olması cabası, filmde sürekli bir aksiyon hareketlilik mevcut oyunculuklarda gayet iyi ama birtek Jack black rolündeki Carl Denham gözüme battı hee oyunculuk iyi hakkını veriyor ama adamda üstüne yapışmış bir komedi filmi oyuncusu imajı olduğu için sanki ciddi bir filmde eğreti gibi duruyordu ama belkide filme biraz da olsa komedi unsurunu onun üzerinde vermeyi düşündüler sanırım","label":6} {"text":"bayadır bekliyordum merak edip gittim söyledikleri gibi bir film değil, normalde böyle konuşmam yapıcı biriyimdir ama benim istediğimi gerçekten vermedi yani. 0 nasıl veriliyor bilsem verirdim ya.","label":0} {"text":"Uykusuzluk bu kadar iyi oynanabilirdi sağolasın Al Pacino bize gerçek insomnia'yı gösterdin. Kedi otu denemez misin? :( Robin Williams'ı da anmış olduk. Şahane oyunculuklar ve yönetmenlikle güzel bir film.","label":6} {"text":"İzlerken keyif aldığım bir film oldu. Akıcı bir film.. İzleyin bence.","label":6} {"text":"Dönemine göre güzel sayılır özellikle Ahmet Tarık Tekçe muhteşemdi bir iftira ve kötü bir oyun sonucu dağılan yuva ve aileyi konu alan bir filmdir. Filmde Fatma Girik oldukça geri planda ve küçük yaşta Nedret Güvenç ile Toygar Belevi başrolü paylaşıyor.","label":8} {"text":"tuvalet sahnesinde gerçekten kustum.","label":8} {"text":"Klişe bir gençlik filmi olsa da, espriler bel altı olsa da; izlerken güldüm ve sıkılmadım. Uzun uzun değerlendirilecek bir film değil ama eğlenceli, kafa dağıtmalık bir film olduğunu söyleyebilirim. Dans sahnesini arada açar izlerim. Filmdeki iki eleman iki arkadaşıma benziyor. Belki de ondandır o sahneye gülümsemem.","label":6} {"text":"Başta hertürlü bilimkurgu ve canavarlı gerilim filmlerine harika göndermeler yapan tiye alan çok komik(özellikle amerikan başkanı) çok eğlenceli sürükleyici bir animasyon son yarım saatte filmde belli bir düşüş ve klişe bombardımanı olsada seğredilmesi gereken bir animasyon. 10/7,5","label":7} {"text":"Filmleri izlemeyi yarıda bırakmışlığım vardır herhalde epey, pek sevmesem de bu durumu. Ama ilk kez bir animasyonu izlemeyi yarıda kestim =/ Maalesef Toy Story tadı yakalanmaya çalışılsa da, pek başarılı olunamamış. 5-10 yaş arası kitleye hitap eden bir animasyon çıkmış ortaya. Hele ki konu da bilindik olunca, hiç bekleyemedim sonunu.","label":5} {"text":"britanya yapımı.. Yaşlı dolandırıcının supriz sonlu hikayesi.. Kadro süper.. Sürükleyicilik süper… kurgu süper.. Bence on numara film olmuş","label":9} {"text":"şimdilik ölümüne kadar hayatsın efsane replik buydu bence kesinlikle izlenmeli","label":8} {"text":"Evet ben de Aamir khan oynuyor ve seri bir film devamı var diye izlemeye başladım. Fakat ilk film çok kötüydü. Hint filmlerini severim ama bu film beni neredeyse hint filmlerinden soğuttu. Bence hiç izlemeyin kesinlikle VAKİT KAYBI bir film.","label":3} {"text":"Tek derdi, nereden geldiği önemli olmaksızın güçlü bir manşet yakalamak olan basın, Usta'nın başyapıtında gördüğümüz kadarıyla 60 küsür senedir hiç değişmemiş.. Doğru ve yanlışın ince çizgilerle ayrılamadığı bir dünya da çıkar ve menfaat uğruna kurulan komplolar öylesine başarılı işlenmiş ki.. Film bittiğinde başta Kirk Douglas olmak üzere oyuncular ve Billy Wilder'a teşekkür etmek durumunda kalıyoruz, nasıl bir sirkte yaşadığımızı hatırlattıkları için..","label":9} {"text":"Bol aksiyon.. Bol mesaj.. Zayıf seneryo.. 6/10","label":5} {"text":"scorsese hollywoodu hollywooda anlatıyor.bunu yaparken de abartmadan,gerçekçi,tarafsız olmayı başarıyor bana göre.gerçekten de farklı açılardan okunabilecek bir film the aviator.örneğin dediğim gibi hollywoodun ve doğal olarak sinemanın köklerine iniyor,dünyaca tanınan klasik aktör ve aktrisler hakkında da hoş bir dönem filmi ortaya çıkıyor.endüstrinin işleyişi ile ilgili de pek çok nokta göze çarpıyor.öte yandan tabii ki bir biyografi olarak görebiliriz filmi.çok farklı bir karakter olan howard hughesun yaşamından bir kesit sunuluyor bize.tamamı değil,yaklaşık 20 yılına tanık oluyoruz hughesun.bir diğer açıdan bakarsak da havacılık tarihinin belki de en önemli çağlarından birine başından sonuna kadar eşlik ediyoruz.tabii ki bu kadar fazla konuyu izleyebilmiş olmamızın bazı nedenleri var,belki de en önemlisi yönetmenin becerisi sayesinde birbirlerinin içine güzelce yerleştirilmiş olmaları ve bir bütünlüğün sağlanması.filmin süresi de gayet uzun olduğu için bu kadar fazla şeyden bahsetmeye de vakit kalmış oluyor.ve doğal olarak howard hughesun yaşam öyküsü bir diğer önemli neden.gerçekten de tanınması gereken bir insan hughes,saatlerce anlatılıp yorumlanabilecek bir karakter.çok farklı yönleri var.scorseseye bu önemli projesinde favori oyuncusu leonardo dicaprio eşlik ediyor,bana göre gayet kaliteli bir performans.hiç sırıtmıyor.ki rolü de gerçekten çok sağlam ve altından kalkması zor bir rol.bunu da göz önüne almamız gerekir kesinlikle.yan rollerdeki ünlüler geçidi de yerinde olmuş.kısacası oyunculuk ve yönetmenlik açısından bir sorun yok.filmin bir yerlerinden itibaren kendinizi ana karaktere de ısınmış ve onu destekler bir halde buluyorsunuz.bu da biyografiler için önemli bir olaydır tabii,belli bir başarıya ulaşabildiğini kanıtlar.bence en başta saydığım üç açıdan da,genel olarak da doyurucu ve güzel bir film.yönetmenin ya da dicaprionun filmografisinde en üst sıralarda yer almaz ama oturup izlenebilir.önemli bir insanın biyografisi.sadece filmi izleyip geçmemek lazım.","label":7} {"text":"İlk filmden kötü, ikinci filmden çok çok iyi olan serinin devam filmi. Kimsenin bu tarz bir filmden dram beklediğini sanmıyorum ancak filmde her şeyden çok dram var. Hatta öyle yoğun bir dram var ki bir ara bizim Türk dram ve romantik filmleri aklıma geldi. Mike Tyson sahneleri de çok gereksizdi diye düşünüyorum.","label":6} {"text":"film aslında iyi gidiyordu ama çok eksik bırakmıslar filmi havada kalan çok sey var o yüzden 4/4 lük bir film değil.","label":4} {"text":"scooby çok suratsız bi köpek olmuş filmde ama şirin herneyse benim favorim çizgi filmdende olduğu gibi tabiki shaggy'di ama biraz daha helcanlı konuyla filmi hareketlendirebilirlerdi. yinede kendi çabında bi çok saçmalıığı olan, çizgi filmi hatrına izlenebilicek film....","label":5} {"text":"Machete: Genellikle Spanish American ların kullandığı, yaklaşık bir metre boyundaki, genelde çalıları biçmeye yarayan bıçak. (fragmanı dikkatli izlerseniz görürsünüz.)","label":7} {"text":"\".. sizinle daha çok vakit geçirdikçe, sizi daha az anlıyorum.\"","label":7} {"text":"filmden sıkıldım ara vererek izledim. tür kara mizah olunca insanların para nedeniyle öldürülmesi sanki çok doğal bir şeymiş gibi görünüyor tabi ayrıca ilerlemek için her yol mübah temasıyla birleşince acımasız bir tablo çıkıyor ortaya. oyuncular iyi ancak isla fisher yakışmamış bence fazla parlak olmuş bu film için ya da sığ kalmış gibi.","label":5} {"text":"burdakı bazı arkdaslar fılm gay ıkı askı anlatıyor dıye dırekt sılıp atmıs hıc bır ayrıntıyı dusunmeden, filmin muzigi, manzarasi,oyunculuklar kesinlikle superdi ve film kesinlikle cok duygusal illa ask filmi farkli cins arasindaki ask mi duygusal olur bu tabulari yakiyor film zatenkac dalda oscar gosterilmis..kesinlikle super gozyaslarinizi zor tutuyorsunuz ikisinin caresizlgi ekrana cok gusel yansitilmis bence 10 ustunden 10 bir film!","label":7} {"text":"\"Boşuna çekilmedi bunca acılar\" diyebilmek umudu elde kalan... http://www.siir.gen.tr/siir/v/vedat_turkali/istanbul.htm","label":5} {"text":"akdenizli bir önceki yorumlarimi okursan ayni seyi anlatmaya calistigimi görüceksin...neyse ben buradan kimsenin yazdigina yanit vermiyorum artik...","label":4} {"text":"Geri her şey dandik olsa da Shao Kahn'ın görünüş başarılıydı. Mortal Kombat müptelası olduğumuz için sinemada izlemiştik, öyle kalmış aklımda yani.","label":3} {"text":"Ses ve görüntüsel teknik olarak vasat bir film. Hikayesi “biraz” izlettiği için katlanabiliniyor. Başroldeki hanımefendinin vasat oynamasına rağmen 10/1.","label":0} {"text":"Galiba bizim konu çeşitliliğinden haberimiz yok? yıl oldu 2013 hala aynı konular üzerine film yapıyoruz. Tabii biliyorum ben de bu konular henüz çözülememiş toplumsal meseleler ama biz ne kadar film yapsak da çözülmüyor, çözüm bizden sinemacıdan geçmiyor yani, çok dramatik bir konu tabii ki, gene de ben sinemada özgün hikayeler görmek arzusundayım. Sibel Kekilli'nin oyunculuğu yerinde dialoglar değil ama, senaryoda daçatlaklar var.","label":3} {"text":"izlenmeyecek kadar köötü bir film değil 10/8","label":7} {"text":"Fazlasıyla dozunda bir eğlenceye sahip, sıkmadan, hızla gelişen bir hikaye ve beceriksiz, ne kadar beceriksizlerse bir o kadarda şanssız kahramanlarımız.","label":8} {"text":"Bu kadar düşük puan alması filme haksızlık olmuş. Aksiyon var, gerilim var, sürprizler var, flashbackler var, başrollerde Nicolas Cage ve Nicole Kidman gibi iki usta oyuncu var. Bunlara karşın karakterlerin aptalca davranışları hakikaten insanı çıldırtıyor. Sonuç olarak bence sıkmadan kendini izleten bir film olmuş zaten süresi de 90 dk nasıl geçtiğini anlamadan bitiveriyor.","label":6} {"text":"Daha önce çekilmesine rağmen ben Hedefim Sensin'den sonraki gün izledim. İkisine de aynı puanı verdim ama bence Hedefim Sensin daha sıcak bir hikayeydi. Olanlar oldu ama Tuvana Türkay pek olmamış. O sevimli, cici, sevgi pıtırcığı kız rolü -bence- pek gitmemiş. Tipleme sevmiyorum. Ata Demirer'in \"Döndü\" karakterini canlandırması olmasa da olurmuş. Biraz televizyon filmi tadında. Biraz da Karadeniz filmlerinin Ege versiyonu tadında. Yine de sıcak ve keyifli olduğunu söyleyebilirim. Duygulandırdığı sahneler hatrına 6/10 verdim.","label":5} {"text":"Van Damme'nin en iyi filmlerinden biridir.. Video kasetten izlemiştim bu filmi ve izlediğim zaman çok etkilenmiştim..10/7,5","label":7} {"text":"NBC kamerası, renkli görme yeteneğine sahip bir çift canlı gözü hizasındadır. Akıp giden şeritteki şarki ağıradımlık ve ürperten çıplaklık için başka bir ifade bulamadım. Bakmak, görmek gibi laf ebeliklerine girmeyeceğim. Bakan bir çift göz için film başlıyor:HikayeYusuf (M.Emin Toprak) genel geçim sıkıntısı, işten çıkarılma gibi örtülü nedenlerle kasabadan ayrılıp İstanbula gelir.(aslında kasabada hayal kurmaktan bıkmıştır, gemisine kavuşup, özgürlüğe ve cep dolusu paraya kavuşmak ister) Hısımı Mahmutla (Muzaffer Özdemir) geliş günüde sözleşmişlerdir ancak Mahmut bunu hatırlamaz bile. Yusufun biricik hayalini kurduğu şeyin ilk adımını Mahmut hatırlamaz bile. Böylece film ilk gözünü atar izleyiciye.Filmin devamını izleyici kurgulamaya başlar yavaş yavaş... Olsun, Nuri Bilge ustanın umurunda olmaz bu durum.Film, Yönetmenin fotoğrafçılık yanına yaslanmıştır az biraz; apartman dairesine vizörden bakar bu filmi izleyenler...Çıplak gözle!MahmutModern birey kimdir? El cevap: Kendisini bir apartıman dairesine kilitlemiş, sözüm ona kendisini tamamlamış?! Tüm dışarıdakilere duvarlarını örmüş, sevenlerini, dostane bir gülümsemeyi yakıp yıkmış ilaahir hilkat garibesi kişidir. Pekiyi bu kendini tamalama işi nasıl cereyan ediyor? Anlatayım: Taşradan kalkıp elinizde bir tahta bavulla büyükşehire geliyorsunuz; açlık... sefalet... Gel zaman yüksek tahsilinizi sanat alanında yapmış buluyorsunuz kendinizi, kaderin cilvesine bakın... Yürlü ayak oyunlarını, kumpasları alt edip, türlü hakaret ve zilleti nefse çekip teşbihte hata olmaz; adeta hayatınızı kazıyorsunuz tırnaklarınızla (bu arada kininiz tırmanıyor) ... İşinizin sahibisiniz artık, kalın kitaplar okuyorsunuz durmadan, hayatı okuyor, yüzleri çiziyorsunuz bakmadan...Banklara yalnız oturuyor, uzaklara bakıyorsunuz... Kendi mesabenizden üçü beşi geçmeyen arkadaşlarınızla barda, şurda burda bir araya geliyorsunuz. Bir iki artistik mevzu hakkında avamın anlayamayacağı dilde kelam ettikten sonra asıl konu olan karı kız mevzusuna giriyorsunuz...Eve dönüyorsunuz, yalnızsınız... Derken beş on dakika boyunca tek kelam işitemeyen seyirciyi, o güzelim çekingeliğiyle telesekreter??!! e konuşan bir ’Anne’nin bıraktığı hüzün dolduruyor. Annenizin sesi dibinizdeki ahizede ve siz davranıp konuşmuyorsunuz onla. Yapmayın efendi! Yapmayalım lütfen! Filme geriden, telesekreter imgesiyle girilmesi bu açıdan manidar. (imgesel diyorum çünkü N.B. Ceylan filmi Bergman, Tarkovski ekseninde imgeseldir).","label":7} {"text":"açikçasi biraz bayagi bir film , gülüslerden çok gülümsemeler olusturabiliyor ancak","label":0} {"text":"Benim Nicolas Cage'ten pek umudum kalmadı. Bu da buna yeni örneklerden biri gibiydi. Git gide kendini dibe doğru çekmeye devam ediyor. Düşük bütçeli, neredeyse tamamı bir mekan içinde geçen, vasat diyolaglarla hiçbir özelliği olmayan bir film. Oyunculuk felan da yok filmde. Sıkılıp yarıda kapatmak bile isteyebilirsiniz.","label":2} {"text":"Bir çok izleyen kişinin de dediği gibi siyah giyinen adamlar etkisi çok fazla. Ancak eğlenceli film bence çok da vasat değil yani. Oyuncular falan güzel oturmuş","label":9} {"text":"özgün , özgür ,idealist, aydın gerçek bir sanatçıya iktidar yalakalığından pirim yapmak ne kadar yakışır onu bilemiceğim ama şu varki ; berlin in berlin ve çiçek abbas gibi şahane eserleri çıkarırsak şayet Sinan Çetin ciddi anlamda kötü bir yönetmendir abartlı,derinsiz ,yapmacık ve sahte . fragman çok iyi hazırlanmış hafta sonu izlicem umarım utandırır bizleri .","label":4} {"text":"Hayao Miyazakinin animeleri olmasa hayal dünyam güdük kalırdı sanırım anime dünyası hakkında. O kadar içten ve değişik bakış açısıyla bakıyorki hayata... Ponyonun insan olma serüveni ile insanın doğayı nasıl kullandığı arasındaki bağıntı, deniz tanrıçasının yaşayanlara bakışı harikaydı :)) 10 / 10 keşke daha fazla puan olsaydıda verseydim =)","label":9} {"text":"\"Gerçekten\" geren sayılı filmlerden... jack nicholson sinema tarihinin en iyi oyuncularından biri. İyi ki var. Yalnız afişe spoiler yazmaları gerekirmiş. Afiş filmi özetliyor adeta!","label":7} {"text":"farklı bir senaryo.","label":6} {"text":"Yüzmeyle ilgili güzel trickler var, öğretici film","label":2} {"text":"Çok abartılan bir film. Bi kere çok vasat ve bayat. Oyuncuların çizdikleri performanslar da dahil buna. Çok aksiyon var ama heyecan ve serüven duygusu çok ama çok zayıf. Ben zerre tat alamadım filmden. Çünkü başta da belirttiğim gibi çok yavan bir film olmuş. Bir filmde harika efektlerle bu kadar çok aksiyon yapılıyorsa o filmde heyecan ve serüven duygusu da olmalı. Bu filmde bu yok ne yazık ki. Yönetmen kendini çok kasmış sanırım. Ne kadar büyük aksiyon sahneleri çekmeye çalıştıkça, zaten en başından beri birçok faktörüyle batmış olan güzelim projeyi daha da batırmış. Zaten Abomination ile Hulkun dövüştükleri sahnelerden birşey anlaşılmıyor. Aynı Transformerstaki gibi sürekli yakın çekim kullanılmış, hem de bu sahneler hiç ama hiç stil sahibi değil. Kapkaranlık yerlerde bu sahnelerin çekilmesine ve yapılan aksiyon sahnelerinden de iki kare birbirini tutmuyor bir türlü. 10/3","label":1} {"text":"Ufak tefek dolandırıcılık ile geçimini sağlayan kovboyun kendisine emanet edilen bir çocuk ile hayatının değişmesini konu alıyor. Aksiyonu yüksek, çerezlik bir yapım. Başroldeki Terence Hill'e eşlik eden isim trafik kazasında kaybettiği oğlu Ross Hill olduğunu film bittikten sonra öğrendim.","label":6} {"text":"Çapkınlığa yeni bir boyut getirmişler mi ? Evet getirmişler. Çok keyifli başlayıp, tipik Amerikan komedisi şeklinde devam eden eğlenceli film. Düğün taktiğini sevdim. Rachel McAdams'a bir parantez açmak istiyorum. Kendisini ilk defa bu kadar tatlı gördüm. Adeta bir Wild Target'daki Emily Blunt. Arkadaşlarla da izlenebilecek, keyifli bir Hollywood komedisi. 6,5/10","label":6} {"text":"sabır törpüsü","label":5} {"text":"1 saat 40 dakikayı geçmeyen film arayışımda buldum. Konusunu bilmeden, tahmin yürüterek açıp izledim. Az çok sonu başından belli, ortalama bir hikaye. İki Asyalı karakterin filmin ilk yarısındaki iticiliğine katlanabilirseniz bir şekilde akıp gidiyor. İticilikten kastım tipleri değil. Karakterler çok itici yazılmış, yetmemiş; oyuncular da bir o kadar antipatik. Hele Awkwafina'nın ses tonu reklamlarda aniden çıkan Aydilge sesi iticiliğinde. Yine de son bölümleri biraz daha katlanılabilir. Bittiğinde de iyi hissettiriyor. 6,5/10","label":6} {"text":"F. Gary Gray filmografisinin ortaközelliği seyir zevkinin yüksek olmasıdır. Straight Outta Compton'ta bu özellikten ödün vermiyor. Filmigüzel bulsamda hikayenin Ice Cube ve Dr. Dre tarafından yönlendirildiğini düşünmemem imkansız gibi. Ayrıca Ice Cube, oğlu tarafından canlandırılmış.","label":6} {"text":"Kanlı sahneleri , konusu , olay örgüsü , yönetimi , müzikleri , oyuncu performansları , kurgusu ; kısacası her şeyiyle kusursuz bir yapım . Alınan intikam çok sert ti :) . İzlediklerim içerisinde en iyi İntikam konulu film di . 10/10 .","label":9} {"text":"artık hiç korkutmuyor daha çok şimdi ne yapacaklar diye merak ediyorsunuz,korkudan çok komedi demek daha doğru.boş vaktinizi boş bir şekilde geçirmek için ideal!","label":5} {"text":"Tamamen zaman kaybı. daha kötüsü yapılamazdı.","label":0} {"text":"yine zombi yine kan yine saçmalık yine aynı konular,yok kameraman,yok spiker,yok hastane bu mudur yani!!!!!","label":0} {"text":"son derece yorucu, sıkıcı ve birşeyler anlatmaya çalışırken kendi içinde tıkanan bir film... (2/10)","label":1} {"text":"Vakit Kaybı demek bile bu saçma sapan film için fazla iyimserlik olur. Koca koca, yaşını başını almış adamlar, yeni yetme ergenler gibi iğrençliği komedi diye yutturmaya çalışmışlar, becerememişler. Tam anlamıyla çöp. Vaktinize yazık olur; uzak durun. 3/10","label":2} {"text":"konu olarak bir şey yok ama komedi ve aksiyon adına izlenilinebilinir bir film","label":4} {"text":"standart bond filmi ama bir öncekine nazaran baya bir gerilerde konusu çok basit ve yapmacık bond bir türlü ölmüyor buda gerçekçilikten çıkartıyor filmi artık oyunculukla götürmeye çalışılıyor ama Javier Bardem bu adam için izlenir adam ağırlığını koymuş sonuç olarak tavsiye ederim çok büyük beklentiler içerisine girmeden izleyin pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":5} {"text":"Mizah ile soykırım...","label":4} {"text":"etkileyici bir senaryoya sahip anime. ben çok beğendim, eğlencenin yanında farklı bir konu üzerinden hayel yolculuğuna çıkılmış. film hakkında yüzlerce cümle yazılabilir onları okumak yerine yaşayın derim... en güzel zaman, doğru zaman...","label":7} {"text":"eğlenceli","label":5} {"text":"çok güzel ayrıntılar eklenmiş güzel bir film. savaş dönemi filmlerini sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir film. bu tür filmler yönetmen için çok tehlikelidir sonuçta sonunu biliyorsunuz filmin ve filmin sizi koltuğa yapıştırması lazım :) başarmışlarmı Evet... spoiler ;","label":8} {"text":"Film çok hızlı bitti sanki...","label":5} {"text":"Bir sonraki sahnede ne olacağını ya da bir önceki sahnde ne olduğunu yazan-yöneten'den başka kimsenin bilemeyeceği bu güzel görüntülere sahip film, kıyamet habercisi bir adada sevgisizliği mi anlatıyor acep diye kara kara düşündürdü. Memeleri görmesek de... kuş sesleri... at kişnemesi... at kişnemesi... Reha Erdem' in de belirttiği üzere filmde çok fazla açık kapı varmış. Cereyan yaptı... Filmi sevebilmek ve oyunculukların yapaylığını bile yönetmenin tercihi diye yorumlamak için malum gözlüklerden takmak gerek sanırım. De ki yazan-yöneten'in ne demek istediğini tam anladın. Ne olacak? Bi sıkımlık diş macunu mu kazanacağız? Yanisi, de ki tam anladın anladığın anlatılmaya değer nitelikte mi? Anladığın haliyle ne anlatıyor? 30/100","label":2} {"text":"BU FILMIN MESAJI VAR !! Hangi kulturden hangi mezhepten olursa olsun her insanin emegi kulturu inanci cok degerlidir. Hepsinin kendine ait yasamlari ozlemleri acilari vardir. Suryanilerin Mardinde zamaninda nasil soykirima ugradiklari ne acilar yasadiklarini cok iyi ozetleyen drama sahnelerinde guzel efekt muzikleriyle,Mardinin guzel fotograflariyla, filmin mesaji yonunden ve Kadir Inanir , Vahide percinin oyunculuklarina sapka cikartilacak guzel bir film olmus Kapi.","label":7} {"text":"filmi az önce tv de izledim çok eğlenceli harika bi animasyon.espriler çok süper mutlaka izleyin 8/10","label":7} {"text":"Bu kadar iyi bi kadroyla ancak bu kadar kötü bir film çekilebilirdi. Ne doğru düzgün bir konusu nede güldüren bir yanı var. kötü demek bile az kalır. İğrenç bir filmdi. Yarıda herkes çıkıp gitti.","label":0} {"text":"bir tünelin altında yaşayan görünümü oldukça bozuk ürkütücü bir psikopatın insanları yakalayıp inanılmaz şekilde ölümlerini anlatan gerilim yüklü bir film. izlerken kanınızı donduracak türden. korku ve kanlı filmleri seviyorsanız creep filmini kesinlikle öneriyorum.","label":7} {"text":"Başları çok sıkıcı hatta 30. dk'dan sonra kapattım ama öyle merak uyandırdı ki acaba ne oldu diye düşünürken bitirdim filmi. Kanıt peşinde tadında güzel bir film.","label":7} {"text":"Sanatsal kaygılarla çekilmiş sanki. Garip bir iş olmuş. Baba oğul ilişkisi garip. Baba çok garip. Filmde mantık hataları da var.","label":5} {"text":"erdal bakkala doyduğumuz, bol bol güldüğümüz, reklam gibi filmdi. çağımızın komedi efsanesi sonuçta, gidin izleyin bayramı şenlendirin. boğaç'ın yerde yürüme sahnesi on numaraydı on","label":7} {"text":"güzel film m","label":4} {"text":"bazı sahnelerinde kusabilirsiniz dikkatli olun derim.","label":2} {"text":"'Yine mi Yavuz Seçkin?' kafasıyla gittiğim filmden bir hayli gülerek ve mutlu çıktım. Şaşırttı beni...Küfürsüz, müzik dolu bir film olmuş. Çok iyi olmasa da iyi denilebilir. Gişesi bol olsun.","label":9} {"text":"2 kere izledim cok harika bir fillm adamin sozleri super","label":9} {"text":"Otizmle ilgili bilgi veren orta-şeker bir filmdir kendisi. İzlenebilir.","label":6} {"text":"Hareketli ve sürükleyici bir yapım. Masal ile gerçek arasında gidiyor. The Fall ile benzeşse de ayrıldığı nokta; karakterle beraber biz de izleyici olarak sanrılara kapılıyoruz, hangisi gerçek hangisi hayal karmaşasında bırakıyor yönetmen bizi. Ayrıca Adam Driver ve Jonathan Pryce'ın oyunculuğu çok iyiydi.","label":7} {"text":"ulan neydi be. bir civciv hadi onu geçtim bir tavşan bu kadar mı sevimsiz olur? animasyon karakter iyidir diye seyrettim. tek bulduğum can sıkıntısıydı. uyudum resmen.","label":4} {"text":"İlk filmi izleyip çok beğenmiştim izlediğim en iyi animasyon filmlerin arasında görüyordum o kadar beğenmiştim fakat ikinci film benim için büyük hayal kırıklığı oldu. Çok aşırı abartılmış bir film gerçekten. Film boyunca ha konuya girdi ha şimdi olaylar başlıyor derken her yaşanan aksiyon yarım kalmış gibi oldu. Filmin senaryosu hiç güzel yazılmamış ilk filmi tuttu diye zoraki devam ettirilmiş gibi. Üçüncü filmi getirebilmek için de gereksiz toplamda 1 saat falan tekrara düşen diyaloglar eklemişler. Üzüldüm gerçekten güzelim ilk filme yazık ettiler. Özetle sıkılıyorum, daralıyorum, isyan ediyorum isyan!","label":4} {"text":"adını hep unutup insanlara \"kutulu film\" diye tavsiye ettiğim, çok güzel bir aşk filmi. başlangıçındaki sahneler, amelie tadında çok tatlı bir fransız filmine başladığınızı hissettiriyor. filmin devamı da yanıltmıyor sizi.","label":8} {"text":"Bazı Yorumcuların takıntıları var. İlla filme bi kulp takıcaklar. Yok amerikan milliyetçiliği yok işte bazıları ne gerek bu film çok uzun.. Birazda ezbere gidenler var. Önemi olan filmin kaliteli bir anlatımı olmalı. Filmde konu çok önemli. Film diğer savaş filmlerine göre konusu değişik. Film, başında kendini belli ediyor zaten. Filmden anlamayanlar türk filmi ve dizi izlesin.","label":7} {"text":"'Çocukluguna dönmeyi kim istemez ki?';bu konudan hareket ederek,yaratici hikayesi ve kaliteli oyuncu kadrosuyla izleyicide pozitif bir hava yarattigini düsünüyorum.Filmin mizahi yönü çok çok kuvvetli olmasa da eglendirmeyi basariyor....6/10","label":5} {"text":"Efsane sonlu muhtesem bir klasik.","label":8} {"text":"Tonu iyi yakalamış bir post-apokaliptik film daha. Jane Alexander sakin, yormayan ama sürükleyici bir performans veriyor. Lukas Haas ın çocukluk halini merak edenler de izleyebilir. Kevin Costner de bir sürpriz bir yan rolde, daha yeni yeni piyasaya çıkmaya başladığı yıllar.","label":6} {"text":"gülşen bubikoğlusuz ah nerede","label":6} {"text":"İzlemesi keyifli, sonu başından tahmin edilebilir, hafif bir animasyon. Oldukça eğlenceli çizimleri var. Karakterler çok renkli. Bazı duygusal anlarda filmin temposu gereğinden fazla düştüğü için biraz sıkıyor.","label":4} {"text":"Buna benzer eski bir film hatırlıyorum. Hatta konusundan işleyişine kadar. İsmini hatırlayamasam da o filmin yeni nesil kopyası olduğunu düşünüyorum. Öte yandan oyunculuklar da aman aman iyi değil. Vakit geçirmek için izlenebilir.","label":3} {"text":"Ruhu şad olsun, üstat Jeff BUCKLEY ne güzel söylemiş : \" Tarantino beni sıkıyor. Her ne kadar mükemmel bir yönetmen olsa da içinde fazla şiddet barındıran, gözümüze batan şeylerden sıkıldım. Cinayetler, silahlar ve kan sinemanın tamamını oluşturamaz. Hayat bunlardan ibaret değil. Tıpkı müzik gibi; bazen sert olur, bazen yumuşak...\" De, ruhumun duygusal ve kırılgan tarafı Jeff Buckley' i, psikopat ve manyak tarafı ise Tarantino yu sevmeye devam edecek sanırım :)","label":8} {"text":"&Uzak bir gelecekte başarılı bir pilot olan Çavuş Kane Sommerville, işteki izin gününde kızıyla vakit geçiriyordur. Kane, işine geri döndükten sonra kızını annesinin yanına yollar fakat kısa bir süre içerisinde çalıştığı Exor şirketinin bulundukları gezegeni 1 gün içerisinde patlatacağını çünkü yaratık nüfusunun giderek arttığını söyler. Zamanla yarışan Kane, kızını bulmak için yola çıkar ve bu sırada da Gyp ve eski hemşire Sy gibi kişilerle karşılaşır. Bu sırada da etraflarındaki canavarlardan kurtulmaya çalışırlar.& Bu filme girerken pek bir beklentim yoktu, sinemada Çılgın Banka Soygunu filmini izledikten sonra boş vaktim olduğu için bu filme de bir bilet almak istedim. Filmin yönetmeni Shane Abess'in bu filmi çok ama çok düşük bir bütçe ile çektiğini ve bu filme çok emek koyduğunu biliyordum, bu yüzden nasıl bir sonuç ortaya çıkacağını biraz merak ediyordum ayrıca. Bilim Kurgu Bölüm 1 hakkında söyleyebileceğim en iyi şey de bu. Ufak bütçesine rağmen filme verilen emeği ve detayları rahatça görebiliyorsunuz. Ayrıca görsel efektler hiç de fena değildi. Yaratıkların görünüşü, patlamalar, uçaklar vb. şeyler ile oldukça yaratıcı bir distopik gelecek atmosferi çizilmiş. Filmin en çok takdir edebileceğim yönü buydu. Çünkü bunun dışında kalan her şey ya ortalamaydı ya da ortalamanın altındaydı. Mesela filmdeki bütün oyunculuklar ortalamaydı. Daniel MacPherson, Kellen Lutz, Isabel Lucas, Luke Ford ve hatta Rachel Griffiths gibi oyuncuların denediğini görebiliyorsunuz. Her ne kadar bu sayede karakterleri biraz samimi ve farklı olsa da, asıl onlar için yazılan senaryo çok kötüydü. Bu da beni senaryoya getiriyor. Bu filmin senaryosu o kadar karışık ki, bir süreden sonra ne izlediğimi unuttum. Filmdeki ana karakterlere teker teker odaklanmaktan gereksiz yere verilen flashbacklere kadar bu filmde her türlü seyirciyi oyalama tekniği mevcut. Üstelik filmin adında Bölüm 1 yazdığı yetmiyormuş gibi, bu 90 dakikalık film de kendi içinde 7 bölüme ayrılmış (6 veya 8 de olabilir, çok hatırladığımı söyleyemem). Film izlerken sürekli Bölüm 1&, Bölüm 2 gibi koca başlıklar 5-10 dakikada bir çıkıyor. Zaten film kendi başına karmakarışık olduğu yetmiyormuş gibi, bunlar filmi iyice karmaşıklaştırıyor. Senaryo demişken, ana karakterlerin kişilikleri de çok zayıftı. Filmdeki bütün karakterler olabilecek en özgün ünvanlara ve görünüşlere sahipken, kişilikleri ise olabilecek en sıradan ve klişe şekildeydi. Mesela filmdeki ana karakter, kızını kurtarmak isteyen, galaksiler arası yolculuk yapan bir pilot. Bunun kulağa havalı gelmesi lazım ama film bunu sıradan bir hale getirmeyi başarmış. Hatta sadece kişilikleri de değil, onların konuştuğu diyaloglar da çok zayıftı. Filmdeki karakterler ve konuştukları kelimeler kulağa o kadar ilginç gelmiyordu ki, bir süreden sonra oturduğum koltukta uzandım ve sinemanın tavanına öyle boş boş baktım. Hiç olmazsa filmden çok daha ilginçti. Ama bu filmden nefret etmişim gibi anlaşılmasını istemiyorum, çünkü etmedim. Ufak bütçe ile yaratılan bu evreni ve harcanan emeği çok takdir ettim. Ayrıca filmdeki aksiyon sahneleri de oldukça sürükleyiciydi. Hatta oyunculuklar da o kadar kötü değildi. Eğer bilim kurgu filmlerini seviyor ve böyle ufak işleri takdir ediyorsanız, bence bu filmi izlerken iyi vakit geçireceksiniz. Sadece filmi izlerken hikayeyi çok sıradan buldum ve karakterlere hiç ilgi duymadım. Filmde ana karakterlerden birisi ölünce birden fazla defa Ay çok yazık oldu, ölen kimdi bu arada?& derken kendimi buldum. Ve senaryo da böyle yaratıcı bir evren için fazla klişeydi. Üstelik filmin kendi içerisinde bölümlere ayrılıp aşırı fazla derecede flashback sahneleri göstermesi... Yaratıcı bir film olabilme potansiyeline sahip bu iş, bunlar yüzünden çok zayıf bir işe düşmüş. Son olarak filmin finalinin hiç de mantıklı olmadığını söylemeliyim. Kısacası film kötü değildi, sadece her yönüyle yetersizdi. Bence iyi bir senaryo ile ortaya çok daha ilgi çekici bir iş çıkabilirdi. Not: Ayrıca filmin adına da değinmek istiyorum çünkü Bilim Kurgu Bölüm 1&, hayatımda gördüğüm en kötü film isimlerinden birisi. Çünkü filmin 2. bölümü hakkında şu an hiçbir haber yok ve adında direk Bilim Kurgu yazması çok saçma. Mesela birisi bir film yapsa ve adına da Romantik/Gerilim/Macera Bölüm 23 dese bayağı bir garip olurdu. FİLMİN İYİ YANLARI: + Ufak bütçesine rağmen başarılı efektler, yaratılan dünya. + Oyunculukların hiç de fena olmaması. + Ortalamanın üzerinde aksiyon sahneleri. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Olabilecek en klişe senaryo. - Karakterleri ve içinde bulundukları durumu hiç umursamamanız. - Filmin kendi içerisinde bölümlere ayrılması ve çok fazla gereksiz sahne bulundurması. - Çok saçma bir final. TOPLAM PUAN: 4.2/10","label":3} {"text":"Bu filmin sansürlü hali televizyon da nasıl yayınlandı ? Yani her diyaloğu küfür ve argodan oluşan bir film nasıl televizyonda yayınlandı hayret ettim... Yani bu söylemimden anlayacağınız kadarıyla filmde ki akılda kalan her sahne de küfür var ve bunla eğlendirmeye çalışmışlar olmamış...","label":2} {"text":"puanına fazla takılmayın gayet eğlenceli bir film. zaman geçirmek için fazlasıyla yeterli","label":4} {"text":"film beklentileri karşılayamayan akılda hemen hemen hiç iz bırakmayan bir film iki de bir gözümüze sokulan helikopter bakışı istanbul görüntülerinin bile değeri kaybolmuş izleseniz de olur izlemeseniz de","label":5} {"text":"son 15 yıl içersinde ,izlediğim filmler arasında ,jason bourne serisi defalarca izleyebildiğim en iyi filmler arasındadır ..2016 yılında matt demon un dönecegını duydugumda resmen tırnaklarımı yemiştim .helekı yonetmen aynı kişi ise .jason bourne u efsane yapan muhteşem uçlu by gresass matt damon ve tony gıloy dur (yazılım hatam olabılır anladınız siz onu )3 film den sonra yapımcı frank amca bir turlu 3 silahsolerı bır arada tutamadı bu yüzden kalıte hep bir pay düşük oluyor...işte bu filmde oyle bir film .yine zevkle izledm müzikleri .ustalıklı kamera acıları .bir cok filme şapka cıkartır ( ölüsü yeter anlıcanız ) maalesef tony gloy olmadıkca hep 4/3 lezetınde olacak 4*4 olması ıcın tony amca sahaya :) pişman olmassınız.. spectre den cok daha iyi","label":6} {"text":"Filmi izledikten sonra Tina beni koklasaydı; kafa karışıklığı, tiksinti ve hayranlık kokusu alırdı muhtemelen. Tuhaf mı tuhaf bir film ama etkileyici olduğu bir gerçek. İranlı bir yönetmenin böylesine sıradışı bir senaryoyla, bağımsız bir İsveç filmi çekmesi kadar da ilginç.","label":6} {"text":"War Dogs'u Vurguncular diye çevirmek kimin aklına geldi?","label":7} {"text":"bana göre filmin en akılda kalan yanı, günlük yaşantımıza da artık giren \"senden ötürü, senden ötürü\" sözüdür. komik, doğal, herhangi bir zorlaması olmayan çerezlik ama başarılı bir film. demet akbağ ve ata demirere tebrikler:)","label":6} {"text":"Diken üstünde izledim, gayet iyiydi. Sonu üzdü fakat karma her zaman vardır. Az çok tahmin etmiştim.","label":7} {"text":"film tek kelimeyle harikaydi , Anna çok güzeldi , hikayenin kendini tekrarlayan yerleri olsa da etkileyici bir film","label":8} {"text":"Disney'in en iyi yaptığı şeylerden biri gerçek yaşam hikayelerini efsaneleştirmek.Burda da dibe vuran bir at çiftiliği sahibinin hikayesini yetiştirdiği atla beraber efsaneleştiriyor.Ailenizle oturup 2 saatin tadını çıkarın.Filmin bir sahnesinde gerçek Penny Chenery'nin az da olsa görünmesi de izleyenler için hoş bir sürpriz oldu...8/10","label":7} {"text":"Film güzel fakat saçma bi senaryoya sahip. Japonların gençlerleiyle büyük sorunları var anlaşılan daha önce suicide club'tada benzer bi saçmalık işlenmişti. Ama film kötü diyemem yinede. Sadece neden böyle bir ölüm yarışması yapılmış daha açıklayıcı anlatılabilirdi.","label":8} {"text":"Ben hayatımda bu kadar gereksiz yere uzatılmış bir film izlemedim ya. Beklediğim gibi bir film çıkmadı. Ben daha güzel bir hikaye bekliyordum. Neredeyse doğru düzgün diyalog yok filmde, üstelik sahne geçişlerinde müzik de kullanılmamış. Arabesk şarkılar kullanılmış ama o da çok az. İzlerken çok sıkıldım açıkçası. Bir kızın yalnızlığı daha farklı anlatılabilirdi diye düşünüyorum. O mırıldamaları dinlemekten içim şişti. Keşke daha çok diyalog olsaydı da bir kızın yalnızlığını derinlemesine anlayabilseydik. Kim ne düşünürse düşünsün ben beğenmedim abi!","label":7} {"text":"Günümüzdeki Türk sinemasından çıkan komedilere kıyasla aşırı iyi film. Şive komedisi yok, espiri bulunamadığında komik olsun diye anlamsızca bağırmaya ve vurmaya dayalı mizah yok, konu var, hikaye var, tema var, karakter gelişimi var, mesaj var, var oğlu var. 79'da film olmak için gerekli olan tüm ögeleri barındıran bir film yapıldıktan sonra güzel ülkemin komedisi 2010'larda neden Şafak Sezer'lere Şahan Gökbakar'lara kalmış ayrı bir mesele. Gerçekten iyi olan tek tük filmlerimizi de ayrı tutuyorum tabi ki.","label":6} {"text":"Tüm Kötülüğün Kökeni iki kısımdan oluşuyor Tanrı Yanılgısı ve Zihin Virüsleri birinci kısmı buradan http://ateistmedya.wordpress.com/videolar/tanri-yanilgisi-tum-kotulugun-kokeni/ , ikinci kısmı buradan http://ateistmedya.wordpress.com/videolar/zihin-virusleri-tum-kotulugun-kokeni/ izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"Ahlak bekçisi izleyicilerin lezzet alamayacağı bir filmdir. Film olarak izleyenler çok eğlenecektir. Sonunda Aşkın kazanması gerçekten çok güzeldi.","label":4} {"text":"çok güzel bir soygun filmi olmuş ben çok beğendim.tabi iki tane usta oyuncuyuda unutmamalı.Herkese iyi seyirler.8/10","label":7} {"text":"İçinde klişenin alası bulunan bir film ancak vasatın üstünde bir yapım........ Yani arkadaşlar artık gerilim filmlerinde filmin başındaki bir nesnenin filmin sonunu tayin etmesinden bıktum açıkçası.....","label":6} {"text":"Dişliler ve cıvata dünyasından bir aşk hikayesi...","label":7} {"text":"Çok şeker bir çift olmuşlar yaa. eğlenceli bir film.","label":7} {"text":"Adeta zekaların dansını ustaca, çok fazla görsel ve işitsel öğe kullanarak gösteren kendini izleten bir film olmuş. Oyunculuklar James McAvoy ve Rosario Dawson ın devleştiği fakat diğerlerinin başka bi telden çaldığı buna rağmen son derece sürükleyici tahmin edilemez özelliğini taşıyan bir yapım. Ama.. filmde sürekli bir şeylerin eksikliğini hissediyosunuz belki detaylara özen gösterilmemesi, belki yan karakterlerin pop-corn film mi izliyoruz acaba dedirten kötü oyunculukları, bazı sahnelerdeki - özellikle son bölümde - tutarsızlıklar, mantık hataları... Keşke diyorum bi tık daha özen gösterilmiş olsaydı bu filme yazık olmuş diyorum. Bir Inception eşdeğeri potansiyeline sahip olup onun yanına bile yaklaşamamış malesef. Sonuç olarak izleyenleri hayal kırıklığına uğratmaz. 7.5/10","label":7} {"text":"Bu ikiliye rağmen,zaman zaman sıkan bir yapım..Ama izlemeye değecek yapımlardan kesinlikle;)","label":7} {"text":"Dün gece Metrocity'de 21.30 seansinda izledim. Gercekten harika olmuş. Alışılageldik türk korku filmlerinin aksine mekan ve çekim açılarından tutun işleniş biçimine kadar filmin içinde kaldım. Adeta yabancı korku filmlerini aratmayan gerilim dolu. On numara olmus, ellerinize sağlık. 👏👏 Emeğe saygı duyuyorum kesinlikle izlemelisiniz.","label":9} {"text":"devpigme’den son derece zavallı ve acınacak bir yorum :)","label":7} {"text":"Pek çoklarının aksine benim en sevdiğim Onur Ünlü filmidir. Böylesine absürd bir konu öyle bir işlenmiştir ki, hem büyük kahkalar attırır hem bir çift sözüyle durup düşündürür. Özellikle filmin düğümünün çözüldüğü sahnede Bülent Emin Yarar tiratını kaç kere başa alıp dinlediğimi sayamadım; Hem özgür olayım hem duvarın içindeki gibi güvende olayım diyorsanız size önerebileceğim tek hapishane vardır: Kendiniz. -İnsan korkuya kapıldığında ilkin kendine kaçarmış ve bir süre sonra kendine yepyeni bir alem yaratır orda yaşamaya başlarmış fakat insan çabuk sıkılan bir hayvan zamanla yalnızlıktan bunalmaya başlar gömüldüğü kendisinde yeni yeni insanlar yaratır sonra onlarla dertleşmeye giderek didişmeye ve en sonunda çatışmaya başlar -Peki o zaman ne yapar ? -Dışarıya kaçar ama artık başka bir insan olarak.","label":8} {"text":"izle geç vaktin varsa","label":4} {"text":"görsellik çok iyiydi. şehir tasarımı metropolis'i çağrıştırdı bana","label":7} {"text":"\"ilk seferini asla unutamazsın\" :) izlemeye kalkışacaklar için filmin \"korku\" ve \"zombi\" temasıyla birebir ilgili olduğunu söylemek pek mümkün değil. sadece ergen gençliğin abazalıkta ulaşabileceği doruk noktaları deneyimsel olarak anlatan garip bir film. seyrettikten sonra rahatsız olduğunuz filmler kategorisine de rahatlıkla girebilecek düzeyde.","label":4} {"text":"konusu ve oyunculuklarıyla -ki burada Ece Dizdar'ı takdir ve tebrik etmek gerekir- güzel bir psikolojik film örneği fakat finalinde gerçek ne hayal ne biraz karıştırdım 7/10","label":6} {"text":"Muhteşem, muhteşe, muhteşem. Bir kere yönetmeni, oyuncuları ayakta alkışlamak gerekir diye düşünüyorum. Filmin konusuna gelince hakikaten bu adam yaşamış diyorsunuz. Ben hayvan değilim! diye bağırıyor John ve siz; onun, Dr. Teves'in başhemşirenin, tiyatro oyuncusunun ve John'la karşılaşan herkesin yerine koyuyorsunuz kendinizi. Filmin Dr. Teves'in iç çatışmasını vermesi bakından ayrıca başarılı buldum. Sorgulama anlamında ışık tutmuş. Kısacası izleyin, izlettirin bolca düşünün üzerine.","label":7} {"text":"Klişe bir senaryo; zengin kız ve fakir oğlan fakat konuyu anlatış biçimi, ayrıntıları, oyunculuk ve mekan çok iyidi. Sevgi ve aşk arasında ki farkı çok iyi anlatan bir film. Şu aşk filmi kıtlığında çok iyi geldi. Sonunun kötü bittiği daha iyi bitmesi gerektiğini yazan bir kaç yorum okudum. Bence haksızlık ediliyor çünkü bu film gerçek bir hikayeden uyarlanmış ve buram buram gerçeklikle yoğrulmuş bir film eğer aşk filmi izlemek istiyorsanız aşk budur. Aşk mutluluk ve acı deviniminde hasta olmaktır.","label":7} {"text":"filmin konusu klasik ama oyuncu kadrosu harika.bu kadar iyi tiplemeler süper olmuş müzikler de çok hoşuma gitti.komiklik dereceside iyi ortada bir emek var ve türk filmi göz atılması gerektiğini düşünüyorum.iyi seyirler 7/10","label":6} {"text":"Ortalık yeni taşınan ev gibi darmadığındı 2 saat 43 dakika süresince filmde. Yerleşmemize izin vermedi yönetmen. Film boyunca kaç dakika kaldı diye baka baka şiştim. Şiştim. Şiştim. Overrated","label":7} {"text":"Görüntüler,gerçekçilik inanılmaz başarılı,hatta şu ana kadar izlediğim animasyonlar içinde en hikaye özellikle çocuk izleyici için çok sıkıcı.Mub ve Grub olmasıydı büyük ihtimalle filmi bitiremeyecektim...6/10","label":5} {"text":"sosyal mühendislik kavramını hayatınızın geri kalanında daha da fazla yer etmesine sebebiyet verebilecek bir film.","label":7} {"text":"Çok güzel bir animasyon kere izledim birincisini oğlumla izledim biraz onunla başetmekten pek keyif alamamıştım ama ikinci kere baştan sona izledim ve evet budur diyebilirim rahatlıkla...","label":9} {"text":"Konu bildik ama iyi işlenmiş bir psikolojik-gerilim filmi. J.Depp’i hiç bu kadar beğenmemiştim.İyi oynamış.Tabi karakter olarak sinir bozuyor rolü ama bu da ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.Tavsiye ederim.7/10","label":6} {"text":"Aksiyon ve romantizm harmanı eğlenceli bir film denilebilir ama Orhan Veli'nin de dediği gibi:\" Beni bu güzel havalar mahvetti.\" Asıl gerçeklik ötesi bilimkurgu ve fantastik filmlerde değil gerçekte olmayacak bir \"aşk\"ı satan romantik filmlerde.","label":6} {"text":"İzlerken bazı yerlerde beni epeyce geren, \"ne olur, onu yapmasın\" deyip de içten içe engellemeye çalıştığım bir film. Beren Saat muhteşem oynamış, belki bir başkası oynasa bu kadar güzel canlandıramazdı ve böylesine bağlamazdı izleyiciyi ekrana. Dram, aşk ve psikoloji sevenler izlesin.","label":8} {"text":"Sinemaya gidip sıkıldığım, beğenmediğim film sayısı çok azdır.. bu da o filmlerden biri.. gerçekten çok sıkıcı.. akıcı değil, etkili değil ve üstelik 3 saate yakındı.. emeğe saygı tabiki ama bu filmi izlemeyen varsa izlemesin daha iyi..","label":2} {"text":"Süresinin biraz uzun olması dışında güzel bir film. Sonlara doğru gelen twist çok hoşuma gitti.","label":7} {"text":"kitabıyla alaklı olmayan bi film daha gerçi kitabıda pek tutmamıştımya neyse.....hakikaten kötü bi film tavsiye falan etmiyorum konu çok fena saptırılmış resmen cinsellik üzerine kurulmuş...boşa geçen zaman olur sizin adınıza...","label":1} {"text":"vala tom hanks süper bi amp;#351;ey yapmamp;#305;amp;#351; izlemeye doyamadamp;#305;k dünyada izlediamp;#287;im en güzel animasyon filmdi:)","label":7} {"text":"Konu cidden kendi janrı içerisinde parlayan bir durumda. Fakat işleniş oldukça kötü. Hoş detaylar ve sürükleyici birkaç unsur yok degil fakat genel anlamda sıkıcı. Güzel işlenebilseydi çok tatmin edici bir bilim-kurgu filmi olabilirdi.5.5 tan 6/10","label":5} {"text":"Harika replikler usta oyunculuklar...","label":7} {"text":"Fedakar bi anne… İzlerken gözyaşlarınızı tutmanız imkansız denebilir. Yönetmenin ilk filmi . Gayet başarılı .","label":9} {"text":"Yüzümün gülmediği günlerde, canım hiç birşey istemezken, bir Jim Carrey klasiği olan Liar Liar ile keyiflenmeye çalışmıştım. Keyiflenmiştim de... Abartısız, keyifli ve eğlenceli bir film.","label":6} {"text":"almanyanın herkesçe bilinen nazi tarihinden farklı bir dönem. bence bir \"das leben der anderen\" bir de bu filmin birçok sahnesi okullarda tarih dersinde belgesel olarak gösterilebilir.","label":1} {"text":"müzikleri bir harika. sanatçı hayatına odaklanması filmi izlenir kılıyor. bir bitiş filmi yalnız oyunculuklar çok iyi değil onu da görmezden gelin artık.","label":7} {"text":"Puanının neden bu kadar az olduğunu anlamadım,komedi sevenlerin kaçırmaması gerekn bir film!","label":9} {"text":"2 saat nasıl geçti anlamadım. İzlerken en ufak diyaloglarda bile yüzünüzde sırıtmalar farkedebilirsiniz. Karakterlerin her biri çok eğlenceli. Böyle bi hayat yaşamak isterdim diyeceğiniz türden yaşamlar var filmde. Bill Nighy sempatizanı olarak Wild Target filmindeki ciddi ama eğlenceli oyunculuğunu burda da başarıyla göstermiş olması benim için filmin bir diğer artısı.","label":8} {"text":"Yorum yapacaktım ama filmi izlerken uyumuşum hatırlamıyorum :( Ayrıca görsel efektli filmlerden değil duygu ve düşünce yüklü filmlerden hoşlanan biri olarak bu filmin güzel olmadığını söylüyorum. Genelde bu tip filmler beğenilmediğinde öyle bir ön yargı oluşur yapacak bir şey yok film sıkıcı.","label":4} {"text":"18 Yaş Kısıtlaması Olsun Salon Bomboş kalır amk ben böyle boktan film görmedim yeminle amk veledleri 5 yıldız veriyolar birde","label":0} {"text":"Al Pacino yine uçmuş filmde. Muhteşem bir oyunculuk.","label":6} {"text":"Son derece \"edebi\" bir film olmuş. Gayet de güzel olmuş. İzlediğim en kaliteli filmlerdendi. Tebrikler.","label":9} {"text":"On dakikada neler olabilir? Bir insanın hayatı mahvolabilir. http://www.youtube.com/watch?v=ppAn0LNU_V8","label":7} {"text":"Harika bir kadro, eğlenceli bir aksiyon. Her yıl çekilen pek çok ucuz aksiyonun arasında, yine belli klişelerden çıkmasa da onlardan oldukça kaliteli olan Baby Driver gibi örnekler dikkat çeker. Aksiyon filmlerinde genel olarak arka planda adrenalinli müzikler çalar. Şimdiye dek bayağı bir arabalı& aksiyon da çekildi. Ancak Baby Driver diğer pek çok maharetinin yanında işte araba ve müzik kullanımını birbirine yedirerek, hatta baş role oturtarak fark yaratıyor. Kovalamaca sahneleri de, üst düzey oyuncu kadrosunun da büyük payı sayesinde daha bir orijinal, daha bir göze hoş geliyor. Soygun yapan, koşan, kaçan bir Don Draper mesela! Tabii ki Kevin Spacey beklenen rolde. Jamie Foxx yine çok şey katıyor. Keyifli vakit geçirmelik sürükleyici bir yapım.","label":7} {"text":"Bir çok insan gibi,çocukluğumda izlemekten hoşlandığım bir filmdi.....8/10","label":7} {"text":"Coenlerden Macera soslu mükemmel bir Western filmi . Görüntüleri , müzikleri , kostümleri , atmosferi vs. kusursuzdu filmin . Jeff Bridges a ise filmde hayran kaldım , muhteşem bir performans . Matt Damon ve Hailee Steinfeld in performansları da oldukça iyiydi . Temponun arttığı , macera-aksiyon sahneleri de ayrı bir güzel ... Coenlerin en olgun filmi belkide True Grit . Bu sene Oscarda 10 adaylıktan hiçbirini alamaması çok garip ... En iyi film Oscarını bile alsaydı , en ufak bir itirazım olmazdı :D ... Sinemada görülmeyi hak eden bir yapım . 10/9 .","label":8} {"text":"Nasıl olurda böyle berbat bi film imdb'den 8.5 puan alır haa inanamıyorum. Hakkını vermek lazım senaryo iyi ama oyunculuk berbat ayrıca Stephen King eseriyle bu film arasında dağlar kadar fark var Stephen King'in bi kitabını ancak bu kadar berbat hale getirebilirlerdi bravo.","label":5} {"text":"Dramatik sahnelerin de olduğu harika bir film... Tom Cruise resmen döktürüyor.. Özellikle dövüş sahneleri izlenmeğe değer... çok etkilendiğim bir film izlemenizi kati surette tavsiye ederim..","label":8} {"text":"Çok beğendim filmi.. Herşeyiyle dört dörtlük bir film olmuş.. Ünlü 28 gün sonra filminin senaristinin filmi.. Filmde başrol oynayan Oscar Isaac,2013'te sen şarkılarını söyle filmi ile şov yapan kişidir.. Bu filmde de çok güzel bir iş çıkarmış.. Güzel bir ekip, süper bir film..10/8","label":5} {"text":"İmdb puanıyla başlamak istiyorum neden bu kadar yüksek olduğunu anlamış değilim ikincisi şişirilmiş oyunculuklar, klişe senaryo, sinemaya para için gelmiş boktan bir yapım.","label":1} {"text":"çok kötüydü film baştan sona karanlıkta geçiyor resmen","label":4} {"text":"Açıkçası ben korku filmlerinden hoşlanan biri değilim. Film izleyiciyi korkutma konusunda genel olarak kullanılandan farklı bir yöntem kullanmış ama tüm film boyunca aynı yöntemin kullanılması beni biraz bıktırdı, korkutucu sahnenin geldiğini hemen anlayabiliyorsunuz filmi biraz izledikten sonra. Hikaye olarak klasik bir hikaye hatta biraz klişe bir hikaye ama yinede sizi sıkmıyor. Müzikler cidden iyiydi ve özellikle You are my sunshine şarkısını kullanma şekilleri çok güzeldi, izleyicinin kafasında bu şarkı ile filmi bağlamış oldu bir bakıma. Yani genel olarak güzel bir filmdi, ama ben korku filmi seven biri olmadığımdan açıkçası bu filmi tekrar izlemem.","label":5} {"text":"Askeriye ile alakalı başarılı bir yapmayacaksaniz yapmayın cidden saçmalık............................","label":1} {"text":"Mesleğim gereği animasyon filmlerine özel bir ilgim var ne diyim tek kelimeyle emeğin sonucunda saygı isteyen bir film herkese tavsiye ediyorum özellikle kendini çocuk hissedenler için birebir :)))","label":9} {"text":"komedi filmlerini genellikle pek sevmem ama bu iyilerindendi. saçmaydı aşırı saçmaydı ama ben baya güldüm diyebilirim.","label":7} {"text":"Aslında beklenen şekilde gelişse ve tahmin ettiğim gibi bitse de izlemekten keyif aldım. Paranın getirisi ile değişen psikolojileri de güzel anlatmış. Jude Law gerçekten çok iyiydi. İzlemeyipte izlesem mi diyenlere kesinlikle öneririm.","label":6} {"text":"Birazdan izleyeceğim , çok güzel olduğunu düşünüyorum , çok tebrik ediyorum emeği geçenleri Elinize emeğinize sağlık senaryo mükemmel 🙏👌","label":9} {"text":"gokhansld ye tüm içtenliğimle katılıyorum .gerçek bir sinema seyircisinin yorumları bunlar .bu berbat film yetmezmiş gibi komedisini çekmişler...","label":0} {"text":"Filmi nerden izliyeceğiz bulamadım. Yardımcı olur musunuz?","label":0} {"text":"arkadaslar testere hayranı olarak utanc verıcı sonla bıttı testere zekasından eser yok bıde 3d olmasa yarısında cıkarsınız 2 3 oyun harıcınde hıc bır sey yok paranıza yazık gıtmeyın derım","label":5} {"text":"size tavsiyem bu filmi benim gibi izleyin. film hakkında hiçbir şey okumayın sürpriz olsun..","label":7} {"text":"Komik ve eğlenceli bir film, bir cinayete şahit olan çocuğun, daha önceden yaptığı hayzlazlıklar yüzünden, kimseye kendini inandıramaması ve sonrasında gelişen olaylar konu alınmış.. Aydemir Akbaş, asabi ama yufka yürekli bir müdür rolunde....","label":4} {"text":"\"A Dangerous Method, yönetmen David Cronenbergin 2000lerdeki diğer işlerinin yanında belki biraz ham kalan, belki olması gerekenden daha geveze, fakat buna rağmen işleyen, tahrik edici bir film.\" Devamı ve filmin Freudyen bir analizi için; http://herseydenanlayanadam.blogspot.com/2011/10/filmekimi-2011-dangerous-method_16.html Bu arada filmin Türkiye'deki gösterim tarihi 17 Şubat 2012, yok artık demek istiyorum...","label":5} {"text":"Fazla konsantre ve pür dikkat isteyen, için de bol bol detaylar olup kaçırırsanız bir çok yerini anlayamayacağınız ender filmlerden biri... 2014 yapımı filmlerin arasında en iyi 3 e kesinlikle girer... Aynı gece Trance ve Predestination filmlerini ardıardına izleyince biraz bunalıma sürükledi iki film. Ucundan kenarından fazla bir bilgi almadan izlemekte fayda var... Gizem, gerilim ve bilimkurgu üçlemesin de akılda kalacak filmler arasında kesinlikle yeri olan pişman etmecek bir film izlemek istiyorsanız kaçırmayın derim...","label":7} {"text":"Fantastik yönü ağır basan çocuklara göre bi film sanarak izledim ama kesinlikle öyle değil. Çok güzeldi çok beğendim. Masalsı olan sahnelerde daha fazla aksiyon bekledim ama olsun böyle de güzel.","label":8} {"text":"Bence güzeldi,özellikle son yarım saat harikaydı zaten Edward Norton olması yeter .. Sonuda ayrı bir güzeldi merakla bekliyorum 3.sünü =)","label":8} {"text":"İzledikten sonra gerçek bir hikaye olduğunu öğrenmem beni bu filme karşı daha ilgili yaptı. Çok güzel işlenmiş bir film.","label":9} {"text":"Puanını hak eden bir film.Türüne yenilik getiren taze ve etkileyici bir film degil fakat sıkmadan kendini izlettiriyor.2saat boyunca arka fonda aynı müzigin calması ise rezaletti 6/10","label":5} {"text":"Alman yaşam biçimine getirilmiş bir kara mizah... Kemal Sunal bambaşka bir rolde..","label":6} {"text":"Her ne kadar finalini beğenmesem de şimdiye kadar izlediğim her şey den farklı, inanılmaz boyutta orginal senaryosu mükemmel oyunculuklarıyla mutlaka izlenmeli seviyesinde bir yapım. Tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Öncelikle Rupert Friend, Hitman Agent 47 karakteri için oldukça başarılı bir seçim olmuş. Singapur'daki aksiyon sahneleri bana Hızlı ve Öfkeli 7'yi hatırlattı, sanki buradan ilham alınmış gibi biraz. Deri altı titanyum zırhı& fikri de oldukça enteresan olmuş hani. Sıkılmadan izlenebilecek, bence ilk Hitman'dan daha iyi olan filmin final sekansına baktığımızda devamı da gelecek gibi görünüyor.. (3,0/5,0)","label":5} {"text":"Adamlar nasıl yapıyorlar böyle filmleri? nasıl bir duygusallıktır bu ? çok güzeldi...","label":7} {"text":"efektler falan güzel ama bence senaryoda çok fazla olmaması gereken şeyler vardı.filmin sonuda gayet güzel ama saçma olan çok fazla şey vardı.Çok fazla puanı haketmemesine neden olan şeyler fazlaydı","label":4} {"text":"dehşet replikleri olan klişe aşk filmlerinin ötesinde özgün bi senaryosu olan gerçekten şahaser film tam başuculuk :)","label":7} {"text":"bazı yerlerde sağlam espiriler vardı ama çok kötü bir filmdi karakterler ne kadar dibe batırılır diye uğraşılmış fazla abartıya kaçılmış tavsiye etmem","label":3} {"text":"Filmin başında ve ortalarında klişe romantizm-romantik komedi türlerine iyi dokundurmaları olduğundan cidden kahkaha bile attım. Güldüm. Fakat toparlanışı ve sonu olmamış. Klasik film anlayışı vuku bulmuş. Son dakikalarından sıkıldım. İyimserci film anlayışı yine kazanmış. Karakteri yine trajik hali ile bırakmaları daha güzel olabilirdi. Yine de takdir edilesi, kendi adıma söylemek gerekirse çerezlik-zaman geçirmelik niyetine izlenebilecek bir film. Önerilir.","label":5} {"text":"Böyle güzel, kaliteli animasyon izlemeyeli uzun zaman olmuştu. İlaç gibi geldi.","label":8} {"text":"biraz erotiklik vardı olmasaydı daha güzel olurdu,çünkü bu erotiklikj yüzünden filmi bi kişiyle oturup izleyemiyorum.","label":6} {"text":"Bu konuda diğer filmlerden ayrılıyor. Ama yine de durağan bir film olmanın ötesine geçemiyor. Kristen'ın rol yapamama olayından bıktım. Artık bu işi para için yaptığı iyice ortaya çıktı. Oyunculuğu sevmiyor. Zoraki yapıyor.","label":1} {"text":"Mükemmel bir başyapıt keşke her film Açlık Oyunları kadar güzel olabilse. En başta Suzanne Collins mükemmel bir yazar ve oyuncular süper. Jennifer Lawrence, Liam Hemsworth, Josh Hutcherson,Alexander Ludwig, Sam Claflin... hepsi rollerine çok yakışıyor.","label":9} {"text":"senaryo ve filmin girişi çok güzel olmasına ragmen sonununu anlamsız ve kısa buldum.","label":6} {"text":"Komedi dehası Stephan Chow'un güzel filmlerinden biri.","label":6} {"text":"Sandalyeye sadece yürüyememek sebebiyle değil tam manasıyla mahkum biri için fiziksel imkansızlıklarından çok duygusal etkileri üzerinde durmuş bir film. Fakat beklediğimden çok daha eğlenceliydi. Dostluk her zaman güzeldir ama anlamı nedir? Anlam duygusal engelleri de aşabildiğinde görülmekte, her ne kadar negatif kutup olsalar da. Oyunculuklar ise oldukça iyiydi, Cluzet sadece gözleri ve mimikleri ile bile filmi alıp götürmüş, ikili birlikte tebessüm manyağı yaptılar. İzlenesi/önerilesi bir film. Takıldığım tek nokta var, 'Can Dostum' . Yani 'Dokunulmazlar' adı çok anlaşılmaz gibi görünse de en azından orjinale sadık kalınmaz mı? Gençler 'Can Dostum' koymak isteselerdi 'ame soeur' veya 'My Dear Friend' derlerdi sanırım. Diğer -Can Dostum- çevirisi için ayrıca bknz. Good Will Hunting","label":7} {"text":"Yaratılan siyah beyaz atmosferin gayet başarılı olduğu fakat senaryosunun vasat oluşu beklenilen etkiyi yaratamıyor..","label":6} {"text":"Beğenmedim........................................................................................................................","label":9} {"text":"ben filmi beğendim özelliklede giriş sahnesini ve sonunu çok beğendim iyi kurgulanmış bence boş vaktiniz varsa izleyin özellikle de polisiye-gerilim filmi sevenlerin kaçırmaması gerekiyor.7/10","label":6} {"text":"bir dinozorla veya bir espiri görmek için gidilmiyor filmlere malesef büyük usta olarak lanse edilen ki buda kim nasıl ediyor onu anlamıyorum böyle bir ekipten böyle berbat bir film çıkmış gülmek için gidiyorsunuz ve saşma sapan uzakdooğu filmlerindeki gibi yine saçma sapan futbol mücadelesi izliyorsunuz bir işi yapacaksan tam yapacaksın yoksa böyle eleştiriler alırsın tabii olarak...","label":1} {"text":"mükemmel bir film..kesinlikle izlenmeli!","label":9} {"text":"Michelle Williams ve Ryan Gosling’in başrolünde olduğu 2010 yapımı bu romantik-dram filmi, birbirleriyle sorunlar yaşayan evli bir çift hakkında. Bu çift bu sorunların üstesinden gelmeye çalışırken başka sorunlar ortaya çıkıyordur ve bir yandan da bebeklerine göz kulak olmaya çalışıyorlardır (konuyu ancak böyle özetleyebildim). Öncelikle filmdeki performansları çok beğendim. Michelle Williams zaten bu filmle Oscar adayı olmuştur. Her ne kadar Oscar’lık bir performans olmasa da, oldukça gerçekçi bir performans sergilediği kesin. Ama Ryan Gosling bu filmde harikaydı. Karakterini çok iyi yansıtmış ve ortaya da çok etkileyici bir performans çıkmış. Özellikle de bu ikilinin birbirleriyle olan kimyaları epey başarılıydı. Ayrıca filmin bazı farklı temaları işlemesi de oldukça ilginçti. Son zamanda çıkan romantik filmlere karşı daha gerçekçi ve cesur bir iş çıkmış. Ama bu filmi herkes kadar sevmediğimi belirtmeliyim. Bunun ana nedeni de, filmin çoğu kısmının pek ilgi çekici olmaması. Evet, filmin muhteşem performansları ve güzel sahneleri var ama hikayenin bir yerden sonra nereye gideceğini biliyorsunuz doğrusu. Yani filmi izlerken sıkılmıyorsunuz ama bir süreden sonra çiftin yaşadığı sorunlar sizi biraz bayıyor. Ve bu filmin de birkaç tane kafa karıştıran sahnesi vardı. Bunlardan en büyüğü de yapılan flashbackler. Filmi anca 45 dakika izledikten sonra araya flashbacklerin girdiğini fark ettim. Bu çifte yapılan flashbackler ile günümüzdeki hallerinin birleşmesi ortaya güzel bir sonuç çıkarsa da, en başlarda bu ritme ayak uyduramıyorsunuz. Genel anlamda Blue Valentine kötü bir film değil. Sadece izlenebilirliği olan, güçlü performanslar ve başarılı sahneler içeren, dönüp de bir daha izlemeyeceğim bir film. Eğer sadece bu tarz filmleri seviyorsanız izlemenizi tavsiye edebilirim. TOPLAM PUAN: 6.3/10","label":5} {"text":"İki zıt yerçekimli iki dünya düşünün ve zıt yerçekimli olması yanında zıt yaşamlar var. Bir tarafta daha lüks bir hayat var diğer tarafta ise insanlar yoksulluk içinde yaşıyor. Sanki bizim dünyamız gibi. Bizim dünyamızda yazık ki yoksul ile varsıl arasında büyük uçurum var. Bu film bunu çok iyi göstermiş. Bu film aşkı ile bilimkurguyu ile dramı iyi birleştirilmiş. Bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Filmi 179 kişi izlemişken imdb puanı 6.9 iken 461 kişinin izlediği dönemde puanı 8.4 e fırlamış. Biri \"yürü ya film\" demiş. Çocukluktan beri arkadaş iki kadının dile getirilmesi zor fantezi ve içsel dünyalarına pastoral görüntülerle yolculuk diyebiliriz film için. Ama amacı ne sorusuna yanıt vermek zor... 50/100","label":4} {"text":"İlk bölüm kadar, matrak ve eğlenceli olmuş...","label":9} {"text":"Sadistçe bir film. Normalde yarım bıraktığım film yoktur. Gerçekten bunu izlemeye dayanamadım ve yarıda kapattım.","label":0} {"text":"Maurice Ronet'i böyle bir rolde izleyeceğimi düşünmezdim.","label":5} {"text":"'aç gözünü' gerçekten olmuş bir filmdi neden tekrardan çektiler anlamadım. tom cruiseun filmin orijinaline hayran kalması çok geçersiz bir neden çünkü fazla amerikan sulu esprilerinden ekleyerek ciddiiyetsiz hale getirmişler.","label":1} {"text":"Türü sevmiyorum; ama Reno ile Depardieu'yu çok seviyorum...","label":7} {"text":"Çerezlik filmlerden biri daha. İzle ve geç , kısa süren keyifli vakit geçirtebilecek hoş bir romantik komedi.","label":5} {"text":"oncelikle bu filmi sevmek icin rock n roll sevmenize gerek yok. eglenmeyi sevin yeter! oturun arkadaslarinizla ve suratinizda gulumseme eksik olmadan harika oyunculuklarin ve muzigin tadini cikarin:) not:filmin sountracki 2 yildir basucumdadir:)","label":8} {"text":"Senaryosunu, Eric Jager'ın 29 Aralık 1386 tarihinde, bir Norman &şövalyesi (knight)& olan Jean de Carrouges ile eski dostu yaver (squire)& Jacques Le Gris arasındaki, Paris'te düzenlenen bir silahlı düello ile nihayetlenen 'GERÇEK' bir öyküyü anlattığı The Last Duel: A True Story of Trial by Combat in Medieval France den (2004) uyarlayarak Nicole Holofcener, Ben Affleck ve Matt Damon'ın yazdıkları The Last Duel&, yönetmen koltuğunda usta sinemacı Ridley Scott'ın oturduğu destansı bir tarihi drama olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz; başroldeki üç ana karakterin, yaşanan olaylara yönelik farklı bakış açılarını yansıtan üç bölüm halinde kurgulanarak, 100 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve dünya prömiyeri 10 Eylül 2021 tarihinde Venedik Uluslararası Film Festivalinde yapılan filmimize biraz daha yakından bakalım... BÖLÜM BİR - Jean de Carrouges'e (Matt Damon) Göre 'GERÇEK' &: 19 Eylül 1370'deki, adını veremeyeceğimiz karakterlerden birinin emirleri dinlememesi nedeniyle İngilizlere karşı kaybedilen Limoges Savaşı tarihe, Jean de Carrouges'ın, yakın arkadaşı Jacques Le Gris'in (Adam Driver) hayatını kurtardığı bir savaş olarak geçer... Bu yenilgiden hoşnut kalmayan, Kral VI. Charles'ın (Alex Lawther) kuzeni Kont Pierre d'Alençon'un (Ben Affleck) talimatıyla Fransızlar, gerisin geriye Limoges'ten çekilirler... Belleme Kalesi, 1377... Jean'ın babası Jean de Carrouges III'ün (Oliver Cotton) yönetiminde olan bu kale, şövalye ve derebeylerinin (vassal), Kont Pierre'e olan bağlılıklarını bildirdikleri bir törene ev sahipliği yapmaktadır... Ardından aynı Pierre, Le Gris'i; verem pandemisi yüzünden toplamakta zorlandığı kiralarının tahsildarı olarak tayin ederek, Jean de Carrouges'ın da aralarında bulunduğu, himayesi altındaki tüm derebeylerine gönderir... Ancak Jean'nın ekonomik durumu, kendisinden istenen parayı ödeyebilecek yeterlilikte değildir... Zira yaşanan verem salgını esnasında sadece karısı ile oğlunu değil parasını da kaybetmiştir ve o yüzden de, 1380'de olduğu gibi Normandiya'daki savaşlara da paralı silahşor olarak katılmaktadır... Savaş dönüşünde de Jean, sırt sırta savaştığı Jean Crespin'nin de (Marton Csokas) katılımıyla, kızı Marguerite ile evlenmek suretiyle topraklarının bir kısmını çeyiz olarak alacağı, affedilen eski hainlerden Sör Robert de Thibouville'in (Nathaniel Parker) malikanesine uğramıştır... Fakat Thibouville'in topraklarının en önemli kısımlarından olan Aunou-le-Faucon isimli arazi, borcuna karşılık Pierre tarafından alınarak, hizmetlerine mukabele olarak Le Gris'e hediye edilmiştir... O toprakları çok seven karısı adına Kral'a, bir anlamda Pierre ve Le Gris'i şikayet ederek başvursa da Jean, talebi olumsuz bulunarak geri çevrilir... Bu arada babası ölen Jean, karısını etkilemek amacıyla yaptığı bu gereksiz başvuru sebebiyle Belleme Kalesinin yönetimini de, yine Pierre sayesinde Le Gris'e yitirmiştir... Derken... Bir yıl sonra... Jean'ın kadim dostlarından Jean Crespin, Carrouges çiftini, oğlunun doğumunu kutlayacağı eğlence için Argenta'daki evine davet etmektedir... Gidilir ve orada, Aunou-le-Faucon yüzünden araları açılan Jean de Carrouges ile Jacques Le Gris yeniden el sıkışarak barışırlar... Ardından da &Şövalye / Sör olan Jean, 1385 yılında Kralı için İskoçya'ya savaşmaya gider ve birkaç ay sonra da hezimete uğrayarak ülkesine döner... 1386 yılı, Jean'ın Paris'te ödül olarak 300 altın alacağı tarihtir de... Yani görünürde her şey yolunda gitmekte gibidir... Ta ki Marguerite, Jean'nın kendileriyle yaşamakta olan annesi Nicole (Harriet Walter) ile hizmetçisi Alice'in (Bryony Hannah) ev de olmadıkları bir gün, Le Gris'in kendisine saldırarak tecavüz ettiğini söyleyinceye kadar... Çünkü o andan itibaren Jean, Kral'ın da izni ile Le Gris'i, 29 Aralık 1386'da, sadece birinin hayatta kalacağı bir düelloya davet edecektir... BÖLÜM İKİ - Jacques Le Gris'e Göre 'GERÇEK' &: Dakika 44... Elbette Le Gris'in anlatımı ile Leydi Marguerite'e Göre 'GERÇEK' & adındaki üçüncü bölüme hiç girmeyecek ve geride kalan 108 dakikanın tamamını sizlere bırakacağız... Sizlere kalan ise; başarılı dekor, kostüm, makyaj, görsel efekt ve tehlikeli sahnelerdeki dublör uygulamalarının yanı sıra nitelikli oyuncu performanslarının tadını çıkartmak oluyor... Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"bir film izlerken sıkıyorsa, diğer güzellikleri gölgede kalır. aynı bu filmde olduğu gibi.","label":7} {"text":"Bir kere en bastan sunu söylemeli: Nuri Bilge Ceylan'in 2,5 saatlik filminde bosa harcanmis bir saniye dahi yok ve ben bir an bile gözümü perdeden ayiramadim, bir dakika bile sikilmadim. Bu filmin her ani, her sahnesi genel akisa ve konuya katkida bulunuyor çünkü... Elbette Bir Zamanlar Anadoluda'ya (ve tüm Nuri Bilge Ceylan filmlerine) farkli bir akil yapisi ile gitmek gerekiyor. Her dakika bir olayin oldugu, konusmasiz geçen sürelerin 30 saniyeyi asmadigi fast-food Hollywood kurgusuna aliskin beyinler muhtemelen sikilacak ve bu filmi 2,5 saatlik estetik bir sikinti diye yaftalayacaklardir. Bu yaziyi asla entellektüel bir edayla, siz anlamamissiniz ama ben anladim havasinda yazmiyorum. Hizli ve Öfkeli'yi ve hatta -belli özellikleri ile- Transformers'i bile begenmis bir sinema izleyicisiyim ben. Ama onlarin yeri ayri, bu basyapitin yeri ayri... Bir Zamanlar'in konusunu bir cümle ile özetlemek mümkün: Bir cinayet sorgusu sonrasinda bir savci, bir doktor ve bir polis komiserinin basini çektigi bir grup insanin ceseti aramakla geçirdikleri bir gecenin öyküsü... Ama asil önemli olan -her iyi sinema örneginde oldugu gibi- konunun kendisinden ziyade, öykünün nasil anlatildigi. Yolculuk boyunca kenara köseye birakilmis detaylar gerek söz konusu cinayetin neden islendigine dair, gerekse savci, doktor ve polisin kendi geçmislerine ait küçük ipuçlari veriyor. Nuri Bilge Ceylan tüm bu alt metinleri mükemmel oyunculuklar ve nefes kesen bir görsellikle sunuyor izleyicisine. Süphesiz ki, Nuri Bilge Ceylan seyircisinin filmleriyle bir iliski kurmasini, o filmlerle konusmasini bekliyor. O iliskiyi kuramayanlar ne bu ya böyle, adam iki saat ufka bakiyor deyip kaçacaklar. Bu filmle konusabilenleri ise mükemmel bir sinema lezzeti bekliyor. Bir Zamanlar Anadolu'da, çok katmanli, birden fazla görülmeyi hak eden, insanda isi gücü birakip yönetmenlik egitimi alma istegi uyandiran filmlerden. Nuri Bilge Ceylan'dan yalniz ve güzel ülkesine unutulmaz bir bakis.","label":8} {"text":"Yeniden çevrimlerde başarılı olan eli yüzü düzgün filmlerden birisi olmuş. Baştan sona full gerilim ve korku. İnsanları en güvenli hissettiği aydınlık ortamlarda korkutarak filmin korku düzeyini arttırmış. yönetmen izleyiciyi boş bırakmıyor. veriyor mehteri veriyorda veriyor. Bir dur kahve içek dedim imkanı var mı adamın duru yok paso kombinliyor.","label":7} {"text":"ben ilk filmle aynı çizgide olduğunu düşünmüyorum,hatta ilkinden daha fazla beğendiğimi söyleyebilirim ama bu kesinlikle filme hayran olduğumu göstermez.vakit geçirmek için ideal bir film olduğunu düşünüyorum.ancak bunun bir bilimkurgu filmi olduğu göz önünde bulundurulursa hele de teknolojinin filmler için altın çağını yaşadığı bu dönemde bu filmin imkanlardan mahrum kaldığını düşünmeye başladım.özellikle garip yaratığın koşuşturduğu sahneler oldukça iticiydi.filmin sonu ise gerçekten merak uyandıracak bir biçimde bitti,açıkçası serinin üçüncü filmini merak etmiyorum desem yalan olur...","label":6} {"text":"ilk 20 dakikası mide bulantısı olan Mementonun Avrupa versiyonu olmaya çalışan bi filmdir! Monica Bellucinın çok cesur olduğu ve o tünel sahnesinin neden o kdr uzun olduğunu ve gözümüze sokulmak istemesini anlayamadığım film..evet filmden ve yaşananlar mide bulantısı, yönetmen bunu başarıyor ! ! ..***..","label":4} {"text":"Adam Sandler'ı çok sevsem de, kesinlikle bu filmi ona yakıştıramadım, bu tür filmlerde oynamamalı. Biraz daha seçici davranmalı. Filmin konusu ise, bir süper kahramanın, süper kahramanlıktan sıkılışı, yapmak istediği iş olan kuaförlüğü yapmaya başlaması ve geçmişinden kurtulamaması anlatılıyor. Absürdlüğün dozunun iyice kaçtığı bu filmde, dikkat edilmesi gereken bir başka hususda aile komedisi zannedilip, ailecek izlenmemesi...","label":1} {"text":"İlk önce şunu belirtmeliyim ki beyaz perdenin yorumuna çok şaşırdım ve 2 vermesine çok kızdım. Sıkı bir sinema takipçisi olarak filmi gayet heyecan verici ve sürükleyici buldum. Oyunculuklar, senaryo, efektler hepsi gayet başarılıydı. Kesinlikle izlemeye değer.","label":9} {"text":"Gayet hoş vakit geçirttiren, +18 diyebileceğim sitcom tarzında bir film. İlk 15-20 dakikadan sonra olaylar gelişiyor. Dediğim gibi film sitcom tarzında gidip de aydınlanmayı beklemeyin. Sonra saçma yorumlar alıyor, film tarzına göre değerlendirilmeli.","label":7} {"text":"kesinlikle ailece izlenilmesi gereken bir animasyon 8/10","label":7} {"text":"“Annabelle: Creation”, yönetmen koltuğunda oturan David F. Sandberg’in ikinci uzun metrajlı sinema filmi… Devamı olduğu serinin ilk filmi (aslında “The Conjuring Universe / Conjuring Evreni” projesinin ikinci filmi) “Annabelle” (2014) gibi bu filmin senaryosunu da yine, “It” (2017) ve “It: Chapter Two” (2019) filmlerinin senaristi de olan Gary Dauberman yazarken, yapımcılığını da yine serinin ilk filmi “Annabelle” (2014) de olduğu gibi, bu kez de Peter Safran ve James Wan ikilisi birlikte üstlenmişler… 15 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 19 Haziran 2017’de LA Film Festivalinde yapılan prömiyeri sonrasında 11 Ağustos 2017’de vizyona giren filmin brüt gişe hasılatı 306,5 milyon dolar… Neredeyse altın yumurtlayan bir marka haline gelen Annabelle bebeğinin bu filminin, 6.5/10 (80.550 oy) ve 3.6/5 (21.381 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.2/10 (171 yorum) ve 62/100 (29 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, serinin ilk filminin yerlerde sürünen ortalamalarının oldukça üzerinde… Gelin isterseniz bu filme de, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım… Ancak öncelikli olarak, serinin ilk filmi “Annabelle” (2014) için yazmış olduğumuz yorumda da belirttiğimiz gibi bu film hakkındaki temel dürtünün de, “The Conjuring” (2013), “Annabelle” (2014) ve “The Conjuring 2” (2016) serisi ile yakalanan rüzgârdan yararlanılmaya devam etmek olduğunu söylemeliyiz… Ki bu şekilde de, New Line Cinema, (kurucusu Peter Safran olan) The Safran Company ve (kurucusu James Wan olan) Atomic Monster Productions ortak girişiminin yapımcısı olduğu, (bugüne kadar toplamda 1.200 milyon doları aşan bir gişe yapmış olan) “The Conjuring Universe / Conjuring Evreni” projesinin dördüncü halkası da başarıyla tamamlanmış oluyor… Filmin oyuncu kadrosuna gelince… Sanıyoruz Samuel Mullins karakterini canlandıran Anthony LaPaglia’yı tanımayan yoktur… Ancak biz, Linda ve Janice karakterlerindeki performansları nedeniyle Lulu Wilson ve Talitha Eliana Bateman’ı da fazlasıyla beğendiğimizi özellikle belirtmek isteriz… Korku - gerilim kategorisinin usta yönetmenlerinden Mike Flanagan’ın da dikkatini çekmiş olan aynı Lulu Wilson, daha sonra “The Haunting of Hill House” (2018) isimli dizide de Genç Shirley karakterini canlandırmıştı… İşin teknik kısmı için çok fazla ayrıntıya girmeyeceğiz… Zira filmin künyesine bakıldığında, neredeyse tamamı kapalı tek mekânda ve zifiri karanlık bir atmosferde çekilmiş olan filmin teknik ekibinin, The Hills Have Eyes” (2006), “Halloween” (2007) “Insidious” (2010), “Paranormal Activity 3” (2011), “Paranormal Activity 4” (2012), “Paranormal Activity: The Ghost Dimension” (2015), “It” (2017), A Quiet Place (2018) ve “The Nun” (2018) gibi filmlerde korku türüyle sürekli iç içe olan deneyimli isimlerden seçilmiş olduğu hemencecik görülüyor zaten… İzlerken, bir korku – gerilim filminde olduğunuzu filmin her saniyesinde fazlasıyla hissettiren bu ekip için sanıyoruz söylenebilecek çok da fazla bir şey yok… Sonuç olarak, “The Conjuring” (2013), “Annabelle” (2014) ve “The Conjuring 2” (2016) ile peş peşe izlemeniz halinde ciddi keyif alacağınızı umduğumuz bu film için puanımız 3 önerimiz ise, türün meraklılarınca “izlenebilir” şeklinde olacak… “The Conjuring Universe / Conjuring Evreni” projesinin beşinci filmi olan “The Nun” (2018) da görüşmek üzere… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 8 Kasım 2018 günü saat 00.34’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"Beklentilerin altında kalan bir film olmuş. Bir sürü mantık hatası var. Helede ilk çıkan x men filmlerini hatırlarsak tamamıyla uyumsuz bir film çıkmış ortaya. Maalesef bilgisayardan her türlü efekti yapıp aksiyon sahneleri çekmekle filme ruh katılmıyor.","label":4} {"text":"Müthiş! Filme 3 kere gittim ve hiç sıkılmadan izledim filmi. Son zamanların en eğlenceli filmi. Kakabüs, pasaport, little little right in the middle, gurme, yabancı dil, teknoloji... hatta bütün filmi sayabilirim eğlenceli kısımlar için. Muhteşem. Mutlaka gidin, sinemada, internette, DVD'de herhangi bir yerde bu filmi izleyin! Hani film değil, stand-up şovu diye tedirgin olmayın. İzleyin! Kaçırılmaması gereken bir film! 4.5/5","label":8} {"text":"senaryo olarak 1. sinden daha da kötü olsa yine izlenilmeye değer bir film","label":7} {"text":"şiddetle kaçmanızı öneririm","label":0} {"text":"Çğan ırmaktan iyi bir film.Diğer filmlerine göre daha öznel geldi bana.Bazı dialogları sürekli tekrar ettirmesi bizlere bilinçaltının içindekileri yansıtmak istemesi gibiydi.İyi bir film izlemek isteyenler kaçırmasın derim.","label":5} {"text":"Hangover'a benziyor birçok yönüyle tabi onun kadar iyi olması mümkün değil,özellikle yine american pie la başlayan bel altı ögelerinden bolca faydalanılmış;komik mi evet ama dönüp tekrar izleyeceğim bir film değil asla 6/10","label":5} {"text":"Neydi eksik olan anlayamadım. Ruh mu ? Müzikler mi ? Fakat kelimelere dökemediğim bir eksiklik yaşadım filmi izlerken ve beni doyurmadı. Çok bireyselliğe dönüktü. Kendimi moda sokamadım ve Orta Dünya'da hissemedim. Belki de son film olmasını kendime yediremedim. Nolursa olsun Orta Dünya'dan 5 dakika bile izlemek benim gerçek dünyamdaki aylara bedel.","label":8} {"text":"Metinsin Aksın Pınarsın, işte bu yüzden bu film bu kadar güzel bu kadar bizi anlatıyor. Bizdensin vesselam, nasılsın?","label":6} {"text":"İyi ve Kötü Öncelikle DiCaprio'nun oyunculuğuna hayran kaldım. Zaten sadece onun oyunculuğuyla film izleniyor yoksa her dakika işin içinden çıkamayan bir senaryo var karşımızda. Anlatıldığı gibi harika bir yapım değil. En sevmediğim içine serpiştirilen rollerin dengesizliği. Kim niye oynamış belirsizlik var. Zaman geçtikçe de olay sadece bir noktaya toplanıyor ve içinde saklı diğer olaylar sanki hafif düzeyde kalıyor. Açık söylemek gerekirse senaryo boş. Oyuncuların yüz mimikleri için izlenir anca ve tabi ki içinde var olan kan, şiddet de izleyiciyi etkiliyor. Her türlü 6 puanlık bir kalite var. Ha bir de etraftaki doğa da etkileyici olduğu için film biraz daha çekici oluyor ama sinema kalitesinden değil belgesel kalitesinden. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"Hikayesinin yada senaryosunun çok iyi olduğu söylenemez özellikle de yazan kişinin kim olduğunu bilince...Ama Cate Blanchett'in muhteşem performansını izleyerek kendinize bir iyilik yapabilirsiniz.","label":4} {"text":"bugün izleyebildim anca tv’de... ailecek,tek başınıza,sevdiğinizle büyük bir zevkle izlenebilcek,insanı mutlu eden,sıcacık bir film.. özünde birçok değeri sorgulayan,sonunda ise gözünüzde yaş bırakabilcek,sakin ve hafifçene gündemdeki crash filmi kurgusunu andıran başarılı olduğuna inandığım bir film...seyredeğer,saygılarımla....","label":7} {"text":"Film sınırları fazlası ile zorlayan görüntülere sahip. Üstelik sadece bizim değil bütün milletin mahrem sınırını aşıyor. Film de amaç anlatılmak istenen şey çok fazla. Paranın bir insanın hayatını nasıl berbat edebileceğini, sex, kokain ve hırsın sizi alıp getirdiği noktayı ve daha fazlasını anlatıyor. Zenginliğin üst noktasını yaşayıp paramla daha ne kadar ileri gidebilirim diyen kişilerin yaşantısını gözler önüne seriyor. Oyunculuk Leonardo için katlanılabilen bir film. Yaşamış bu karakteri Leo!","label":8} {"text":"Bojana Novakovic ' i shameless da görüp sevdikten sonra bir de filmini izleyeyim hep mi sevimli acaba diye meraktan izlediğim bir film. Çok merkezinde değil ama öyleymiş kendisi. Filmin ufuk açan yanlarının olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"%100 eminim, kadın ve adam kurtulacak... Adamın ölme ihtimali var ama kadın hayatta kalacak. Arınma gecesi sona erecek, ama 4. film çıkarsa muhtemelen o filmde bu yasağa ayaklananları çekecekler. Hadi ama, bu seri klasik Amerikan korku dizilerine döndü. Kimse ölmüyor? Arınma Gecesi ruhu nerede? Neden binlerce kişi 3-4 kişiyi öldürmeyi başaramıyor? Biraz gerçekçi olun. Şans her zaman yanınızda olmayacak.","label":1} {"text":"başarılı","label":9} {"text":"Film soğuk savaş dönemini sevenler için biçilmiş kaftan.Amerikan ve Rus istihbaratının gergin başlayan fakat zoraki işbirliğini anlatan iyi bir casusluk filmi.Gerek senaryosu ve gerekse aksiyon sahneleri olsun,ziyadesiyle tatminkar düzeyde.Size tavsiyem,konu bütünlüğünden kopmamanız açısından,filmi biraz daha dikkatinizin dağılmayacağı zaman ve ortamda izlemeniz.Çünkü bazen çok ufak detaylarla filmin seyri değişebiliyor...serinin devamının istanbulda geçecek olmasını hayret verici ve bir o kadarda enteresan buldum ama keyifli film olacağından eminim tavsiye ederim izleyin iyi seyirler...","label":7} {"text":"Guy Ritchie en iyi bildiği işi yapmaya devam etsin, ağdalı İngiliz aksanı, orta hareketli tempo, güzel senaryo, iyi oyuncular uzun zamandır izlediğim en iyi film Geleceğe miras olarak bakarsak eskiden çektiği filmlerin 20 yıl gençleşmiş versiyonu diyebiliriz.","label":8} {"text":"Başarılı. Oyunculuklar çok iyi. Özellikle yardımcı antrenörün oyunculuğu... Gerçek olması bir o kadar etkiliyor. İzleyin derim","label":4} {"text":"en rahatsız edici film listelerindeki bütün filmleri izlemişimdir. ve de hemen hemen hiçbirinde kendimi bu filmi izlediğim kadar kötü hissetmedim. bu filmi izlerken yemin ediyorum kusacaktım. öyle bir atmosferin içine çekiyor ki film sizi aklınız gidiyor. sinema ile resmen oyun oynuyor gaspar noe. izlenilmesi gereken bir başyapıt.","label":7} {"text":"Anlatım oyunculuk harikası filmde kadının yaşadıkları ya da savundukları Meryl Streep dışında bir oyuncu tarafından dile getirilseydi büyük olasılıkla bu ne be denirdi. Ama o söyleyince \"Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle\" diyesi geliyor insanın... 75/100 https://www.youtube.com/watch?v=lLaX93RCql4","label":7} {"text":"Filmin dokusu, müzikal yapısı bana çingeneler zamanı filmini anımsattı. Bir çok yönden bağdaşan yönleri olsa da farklı yönleri de mevcuttu, filmin eğlenceli olduğu kadar duygusal yönden de etkisi bence hoştu. Evet belki genel konu olarak kavuşulamayan aşk klişesi işleniyor olsa da benim açımdan bir klişe bu kadar güzel işlenebilirdi dedirtiyor.","label":5} {"text":"crash ı izlemiş olanlar filmin birçok bakımdan crash'la benzerlik taşıdığını fark etmiştir. ancak crash şiddet ve ırkçılığı ele alıyordu bu filmse iletişimsizliği ve sanal hayatın, sahte kimlikler edinmenin hayatımızda yol açtığı sorunları ortaya koyuyor. her ikisi de başarılı filmler ancak bu filmi daha çok beğendim, Alexander Skarsgard in de bunda rolü büyüktür. . sonuç olarak konferanslarda ele alınabilecek, ailelerin, eğitimcilerin özellikle izlemesi gereken nitelikli bir film, iyi seyirler...","label":8} {"text":"Bence filmin en önemli olayı Titanikten sonra Di caprio ve Winstlet ikilisini buluşmasıydı. Filmden daha fazla şey bekledik, aşk bekledik. Ama çok fazla bulamadığımız için film vasat geldi. Ama bence çok kötü değildi, güzel bir senaryoyla güzel oyunculuklar birleşmiş.","label":6} {"text":"hiçliği anlatan bir başyapıt! izlenesi oyunculuklar, bambaşka bir senaryo! müziğini de unutmamak lazım!","label":8} {"text":"filmin başlangıcı güzel izleyicide bi merak uyandırıyor.ama ortalarda klasikleşiyor ve sonuda saçma bitiyor.bu senaryoya göre film akıcı ve sonu etkileyici olmalıydı.üstelik filmin kurgusu zayıf kalmış.oyunculuk güzeldi.ama izlenmesede pek birşey kaybedilmez...10/6","label":5} {"text":"filmin bi çatısı yok.. dün kronolojik çekmişler.. ama oyunculuklar iyi gerçekten.. sanatın gücü diye bi belgesel vardı ressam hayatlarını anlatn, trt2 de vermişti, o daha etkileyici.. o belgesel mesela turner'ın köle gemisi resmini merkeze alıyordu.. filmin böyle si merkez sorunu var.. onun dışında güzel.... böyle...","label":6} {"text":"sürükleyici, heyecanlı,film olduğunu unutup gerçeği yaşıyormuşsun gibi geliyor insana","label":7} {"text":"Afişinde yazdığı gibi; 'Batı nın en hızlı çenesi ile Doğu nun en hızlı yumruğu'... Serinin en eğlenceli bölümü.","label":9} {"text":"Harkiyadı!","label":7} {"text":"Başları iyi gidiyorduysada sonrasında birşey yoktu.Beğenmedim ben.","label":0} {"text":"Chadwick Boseman'ın kariyer performansını sergilediği film.","label":7} {"text":"mağlesef çok gereksiz ve anlamsız bir yapım...baştan sona gişeye oynadığını belli edior...zaman kaybı...10/5","label":4} {"text":"İnsanın açlık hissi yalnızca yemeğe karşı değildir. Bir eve veya eşe duyulan hasret de insan ruhunu kemiren en büyük açlıklardandır. Başkarakterin açlık hissini öylesine ustalıkla izleyiciye yansıtıyor ki tok olmama rağmen film sonunda acıktım. Gururu ve kibri nedeniyle sunulan yemek ve paraları geri çevirdiğinde seyirci olarak siz sinirlenip daha çok karakterle özdeşleşeceksiniz. Bence az kişi tarafından bilinen şaheser filmlerden, mutlaka görmelisiniz. 82/100","label":7} {"text":"aslında tim burtonun filmlerine karşı bir sempatim vardır ancak bu defaki pek sarmadı beni. fazla yüzeysel geldi bana...","label":5} {"text":"Öylesine doğal ki izlediğinizin bir film olduğuna inanamıyorsunuz. Küçük oyuncuların performansları inanılmaz. Sıfıra yakın bir bütçeyle kotarıldığı her karesinden belli olan bu harikulade yapımı çok ama çok beğendim. Tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":9} {"text":"Ethan Hawke filme baya bi karakter vermiş bence. iyi bir aksiyon filmi. Beklentilerimden fazlasını buldum.","label":7} {"text":"Steven Seagal in, ülkemiz de vizyona giren ('Ustura' öncesi) son filmi özelliğini taşıyor 'Kurşun'.","label":9} {"text":"En azından böyle bir deneme tarihi film yapmamız bile başarı ama bu film olmamış...","label":2} {"text":"ilk izlediğimde 2003 teki filmi tekrar mı çektiler dediğim ikinci kez izlediğimdede 2003 teki filmin başlangıcını anlatan film olduğunu farkettim. eğer bu filmi izlediyseniz. muhakkak 2003 yapımı teksas katliamınıda izleyin. çünkü o film bunun devam niteliğini taşıyor.","label":7} {"text":"Sil Baştan Kaynanam filmini izlerken Sivas'ı özlediğimi fark ettim. Çok olmuş Sivas'a gitmeyeli. Sivas'tan aklımda kalan lezzetler: Çerkez'in Kahvesi, Kirli Ahmet'in Köftesi, bir de sabah kahvaltısında kelle kırma.","label":9} {"text":"Filmde bismillahla yemege baslayan lokantadaki adamin cocuklari sol elle yemek yemekte...gozden kacirilmis bir ayrinti bence","label":9} {"text":"Zaman, farkındalık ve savaş üzerine sıradışı bir film. İzlemeyi yeni bitirdim ve farklı anlatımı ile bende tuhaf bir etki yarattığını söyleyebilirim. Savaşın acımasızlığı ile nedenlerini ilginç bir üslupla eleştirmenin dışında daha minimal düzeyde, insan ruhu üzerine de sorgulamalar yapılmakta. Keyifle izledim. Not: Yukarıda filmin konusunda önemli bir yanlış yapılmış. Allahın belası nazileri savunmk adına değil ama, emperyalist katil Amerika ve İngiltere'nin gerçek yüzünün bilinmesi adına söylemek zorundayım ki, Dresden bombardımanı tarihin Irak'tan önceki en büyük hava saldırısı olup, naziler tarafından değil İngiltere ve Amerika tarafından yapılmıştır. Bu saldırıda tamamen sivil hedefler gözetilmiş olup iddialara göre 135 bin sivil ölmüştür.","label":7} {"text":"çok güzel bir film. misak manukyan aynı zamanda fkp nin hitler-stalin savaşmazlık paktı imzaladıktan sonra aldığı nazilere saldırmayacağız kararını değiştiren kişidir. adıyamanlıdır. http://www.birgun.net/actuels_index. php?news_code=1329818394&year=2012&month=02&day=21bu linkte aragonun onlar için yazdığı şiiri bulabilirsiniz.","label":7} {"text":"İzlemeyin vakit kaybı.","label":4} {"text":"Eşinden zulüm gören bir kadının, dolaptaki bir oyuncak bebek gözünden nasıl göründüğünü, kendi şizofrenik-animasyon anlatım tarzıyla yansıtan bir kısa film.","label":4} {"text":"En favori filminin devamı ve kesinlikle klasik devam filmlerine benzemiyor ve ilkinde aldığınız tadı bu seferde alıcaksınız;)","label":9} {"text":"umut kırıcı bir film insanlığa dair umutları söndürüyor. Müzikler ise gerçekten başarılı.","label":7} {"text":"Akıllarda yer edecek bir film olmasa da, Ben Affleck'in başarılı sayılabilecek (en azından beklenenden başarılı) yönetmenlik kariyerini yerle bir etmediğini düşünüyorum. Gişede finansal anlamda büyük bir hüsran yaşatmış ise de izlenmeyecek bir film değil. Suç filmlerine yeni bir şey kattığını söylemek zor. Kadrosu kaliteli isimlerden oluşuyor. Tahmin edilebilir olaylar yaşanıyor. Vakit kaybı olmaz ancak senenin en iyilerinden değil.","label":6} {"text":"Bu kadar kötü bir uyarlama olamazdı, tamamen vakit kaybı. Animesini izlediyseniz bunu izlemek gibi bir hata yapmayın bence.","label":2} {"text":"Anthony Hopkins'in Picasso yorumu başarılı.. Bir kadın olarak, film boyunca söylene söylene bir hal oluyorsunuz - ki daha arızalı sahneler bekliyordum arkadaşlardan.","label":6} {"text":"Christopher Nolan ' ın baş yapıtlarından yine bir tanesi gerçekten bittiğinde dikkatsizseniz ben ne izledim dedirtiyor insana çekildiği yıla göre çok büyük bir kurgu çok büyük bir yapım değeri kesinlikle hak ediyor.","label":7} {"text":"Diyaloglar, oyunculuk, oyuncu yönetimi çok iyi. Asghar Farhadi filmi izler gibi olduk :) İran sinemasına özgü anlatılanı izleyiciye de hissettirme becerisi bu filmde kendini gösteriyor. 80/100","label":7} {"text":"ilk izleme deneyimimde sıkılıp yarıda bıraktım 2. denemede ise gerçekten iyi bir komedi aksiyon filmi olduğunu filme haksızlık yaptığımı düşündüm.. baştaki 15-20 sanırım beni sıktı..","label":7} {"text":"Diğerlerini izlediğiniz için bunu da izlersiniz zaten. Pişman da olmazsınız.","label":6} {"text":"Terzi olan babasının yanında rahat zamparalık yapamadığını fark eden Jacop, zaten sıkılmış olduğu şehir hayatından uzaklaşıp çiftlik evine yerleşir. Burasını epeyidir ziyaret etmedikleri için hurda durumdadır ve yavaş yavaş toparlamaya başlar. Bu çiftlikte karşılaştığı Helena ise ona doğa ile barışık olmayı ve bu şekilde ruhunu nasıl tamir edeceğini gösterir. Film nasıl komedi kategorisi alınmış anlamış değilim. En fazla iki yerde tebessüm etmişimdir. Anlatımı ve hikayenin akışı oldukça vasat. Film bir türlü kişiyi içine alamıyor. Helena'yı döven annesi unsurunu iki kere çıkarmalarındaki amaç neydi mesela? Kız yazı yazmayı öğrenmiş ama bunun tersten olmasındaki hikmet neydi? Çok alakasız şeylerden derleme bir film yapılmış gibiydi.","label":3} {"text":"hiç beğenmedim kesinlikle sinemaya gidip para vermeye değmez bu film çok düşük bütçeli bir filme benziyor oynayanların sayısı taş çatlasa 10 çok vasat ve sıkıcı 10 üzerinden 1","label":0} {"text":"film Michelle Pfeiffer ve Bruce Willis sayesinde izlenmeye değer hale geliyor. İlk olarak müzikleriyle etkiliyor, Eric Clapton harika bir seçim olmuş, film finale gelene kadar çok heyecanlı geçmese de sırf final sahnesi için izlenebilecek bir film bence.. Arabanın önünde Michelle P.ın nerdeyse 10 dakika nefes almadan konuşma sahnesi hiç aklımdan çıkmıyor. Özellikle benim gibi etkileyici diyalog takıntısı olanlar varsa tavsiye ederim.Michelle P. performansı harikaydı..","label":7} {"text":"James Stewart, James Stewart, James Stewart... Başka ne denilebilir ki?Acaba ne zaman bu adamın bir filmini izleyip sıkılacağım yahut beğenmeyeceğim diye merak ediyorum Bir It's A Wonderful Life kadar \"harika\" yada bir Anotomy Of A Murder kadar sürükleyici olmasa da bir dakikası bile sıkmayan, yine anlamlı, yine James Stewart'ın muhteşem oyunculuğu süslediği bir film.","label":7} {"text":"Komedi sevenler kaçırmasın 8/10","label":7} {"text":"Didier'in bir şeylere felsefik bakış açısı ile yaklaşması filmin etkileyici kısımlarından. Bir ailenin yavaş yavaş yıkılışını görüyorsunuz. Müzikler çok tatlı, bu dram dolu filme renk katabilmiş.","label":6} {"text":"Danila çok iyi.. Sağlamcı, ruhsuz ve sağ duyulu :) müziğin içinde aklanıyor adam kayboluyor dünyadan. Sevdim. Filmin atmosferi karanlık ve çekici. Oyuncular iyi.","label":7} {"text":"Vizyonda olduğu süre içinde Ankarada ki billboardlarda baya reklamı dönen ve baya merakımı alan bir filmdi fakat bugün bilgisayarımdan izlediğimde sinemasına gitmediğime seviniyorum açıkcası... İlişkiler üzerine kurulmuş bir konu ve klişelerle dolu film. Filmin başlarında sıkılmıyorsunuz ama gitgide basitleşip sonunda da bumuydu dedirtiyor. Çerezlik televizyonda izleyecek kategorisinde görüyorum.","label":3} {"text":"Amber Heard'ün oyuncu olduğuna eminiz değil mi? Yani kadını filmden çıkarsak hiç bir şey hissetmezdik bence... Kidman bile kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışmış da, yönetmen o kadar kötü yönlendirmiş ki oyuncuları kimse formunda değildi. Dafoe \u00100 paraya sıkıştığı için katılmış kadroya. Ötesine, feriştahı gelse inandıramaz beni. Momoa'nın da kötü yönetmen eşliğinde pek bir şey beceremediğini görmüş olduk. Görsellik haricinde hiç bir şey yok ki o bile belli bir noktadan sonra aşırı abartılı ve yorucuydu. Karantinaya almayacağım gene de ama kıl payı ile kurtardı. Not: Şaka yaptım be tabi ki karantinada.","label":3} {"text":"Bugün filmekimi kapsamında izledim. Tam manası ile çerezlik bir film olmuş. Oldukça güldüğüm sahneler de oldu ancak dram yönü tam anlamı ile tamamlanamamış sanki, bir şeyler eksik kaldı hep o yanda. Komedi filmine daha yakın bir duruşu var filmin. Bir de aksan süper elbette, değinmeden geçmemek lazım. Altyazı olmasa zerre anlaşılmaz.","label":6} {"text":"Çok eğlenceli bir ve de Dünyanın en tehlikeli sebzesinin havuç olduğunu öğrendiğimiz film.","label":7} {"text":"çok saçma, amaçsız bir film işte","label":3} {"text":"Yeni, farklı bir dünyanın giriş filmi oldu. Bir Harry Potter değil evet, ama izlenilesi. Diğer filmi merakla bekliyorum. Oyunculuklar iyiydi ancak filmde bir kaç mantık hatası dikkatimi çekti, bunun dışında Harry Potter serisinden alışkın olduğumuz kaliteli film müziği tadından da yoksundu. Daha iyi olabilirdi. Devam filminin daha kaliteli ve karanlık olacağını umuyorum.","label":6} {"text":"ispanya iç savaşıyla ilgili filmlerde ki büyük eksikliklerden biri anarşist hareketi göz ardı etmektir bu film bunun tam tersini yapıyor hemde kadınlar penceresinden bakarak. etkileyici bir film.","label":6} {"text":"Komedi diyeceğim tam değil. Dram desen oda az. Aksiyondan da az içine biraz şerpiştirilmiş. Lahn olm luc napıyosun kardeşim sen fransızsın fransızları kötülemişsin. Tamam fransızlarda kendilerini çok beğenmiş kibirli bir millet güzelde postamı koyuyosun halkına. Senaryoya kendince durun lahn ben biraz i. nelik yapıcam babında laf sokmalar falan. Filmde bi fıstık ezmesi muhabbetidir aldı başını götürdü yerkende göremedik kimseyi :) . O kadar çok gereksiz sahne var ki şaşırdım bizim luc böyle film çekmez dedim ama çekmiş. Neyse uzatmadan izle geç filmi","label":5} {"text":"gereksiz film...:S:(","label":6} {"text":"Düşük bütçeyle çekilmiş, tek mekanlı, diyalogların doğaçlama olduğu söylenen başarılı bir bilim kurgu filmi. Kuantum fiziği, paralel evrenler ve schrödinger'in kedisi güzel işlenmiş. İlk başlarda nasıl bir şey olabilir ki, 8 arkadaş beraber akşam yemeği yiyor, kuyruklu yıldızın buna nasıl etkisi olabilir diyordum ki valla baya baya baya baya etkisi oluyormuş. Spoiler içermeden nasıl yazacağımı da bilemiyorum :D Gece gece güzel gerildim, error vermiş de olabilirim. Dikkatli izlemek gerek kesinlikle. Filmi izledikten sonra evden çıkmak biraz güç gelebilir :p","label":7} {"text":"&Buna film demek, gerçek filmlere haksızlık sayılır...& Bir arkadaşımın bu film için yaptığı yorumuydu. Arkadaşıma filme gitmeden önce bu filme gitmemesi gerektiğini ısrarla söyledim. Bana filme gitmeden nasıl bu kadar ön yargılı olabileceğimi sordu. Aslında ilkesel anlamda filmi görmeden olumlu veya olumsuz yorum yapılamayacağı konusunda arkadaşıma hak versem de bazı filmler frağmanlarından kendisi hakkında az çok fikir verebiliyor. Bu filim de onlardan. Türk filmlerine en iyilerini çekebilelim diye gişede destek verilmesinden yanayım. Ancak bu kadar ucuz filmlere verilecek desteğin de Türk Sinemasına aksine zararı olacağına da inanıyorum. Zaten ne çeksek Türk Halkı geliyor, izliyor denmesin, işin bu kadar ucuz olmaması gerektiğini anlasınlar, zora talip olsunlar, diye ve en önemlisi gerçek sinemacıların önünü açsınlar diye bu filmi kesinlikle izlemeyin ve izlettirmeyin de diyorum. Bu filmi izlememiş olsam bile...","label":0} {"text":"Başroldeki kız çok güzel, güzelliği filmin önüne geçmiş gibi gözüküyor. Ama farklı bir yüz değil. Zaten Margot Robbie var piyasada. Bu durum bende de bir önyargı oluşturdu. Ama film kesinlikle izlenmeye değer. Seviyorum böyle kan ve şiddet dolu absürt gerilimleri. Tucker & Dale havası var. Tipik inek çocuk, ateşli kız hikayesi gibi başlayıp bambaşka bir havaya bürünüyor. Kaliteli bir çerezlik olarak izlenmeli.","label":6} {"text":"aga zik ne aq öyle isim mi olur filminde turkce dublaj izliyen net maldır ben mal olduğum için dublajla izledim saolun.","label":1} {"text":"film, benim de ilk izlediğim filmlerden.. ne kadar ağlamıştım yahu.. neyse, asıl yıllar sonra youtube'de karşılaştığım bir şey beni çok şaşırttı.. subliminal mesajlarla ilgili bir video, belki görmüşsünüzdür: http://www.youtube.com/watch?v=P6qmv5sYeDI yani bazıları çok zorlama hakikaten ama, \"yuh\" dedirten şeyler de yok değil.. sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim o açıdan.. peki ama neden? işte bunun cevabını bulamadım henüz..","label":8} {"text":"Peh, Joel Schumacher İsmi Bu Filmle Birlikte \"Kara Listeye\" Dahil Edilmiştir... Ne Bir Hikayesi Var Nede, Ne Yaptıgı Bilen Herhangi Biri... Oyuncular Zaten Maşallah Fabrikadan Yeni Çıkmış İnşaat Malzemesi Kıvamında... Bol Bol Kan Göstermek Dışında Hiç Bir Numarası Yok Dip Not : Yalnız Bu Dvd Kapagı Filme Ait Değil Bi Düzenleme Çekilse Kapak Şudur ; http://www.amazon.com/Blood-Creek-Dominic-Purcell/dp/B002USF1TU/ref=sr_1_1?ie=UTF8&s=dvd&qid=1264453799&sr=1-1","label":1} {"text":"Kimsenin sana bir şey yapamayacağını söylemesine izin verme, benim bile. Bir hayalin varsa peşini bırakmamalısın. İnsanlar, kendilerinin yapamadıkları şeyleri senin de yapamayacağını söylerler. Bir şeyi istiyorsan peşini bırakma; git ve al.","label":8} {"text":"Bob Marley eşliğinde sokak olaylarının görüntüsüyle başlayan sefilliği, arkadaşlığı, işsizliği, parasızlığı, çaresizliği anlatan leziz bir Fransız filmi.","label":7} {"text":"Başarılı bir gerilim olmasada tuzak sahneleri için seyredilir...","label":3} {"text":"Tinto klasiği,hayat ondan ibaret....","label":3} {"text":"Başarılı bir Western denemesi son zamanlarda unutulmaya yüz tutmuş olan Western türü (ki bana göre sinemanın en iyi türlerinden biridir) bu filmle belki de tekrar gündeme gelecek. Ed Harris ve Viggo Mortensen çok başarılı bir ikili olmuşlar. Jeremy İrons kötü adamı çok iyi oynuyor.","label":7} {"text":"Fellini > De Sica > Visconti > Monicelli diye tahmin etmiştim, tam olarak da böyle sıralandılar bana göre. Sophia Loren... che donna!","label":7} {"text":"Bana keşke Vanilla Skyı izlemeseydim dedirttiren film..Vanilla skyın sıkıcı ve anlamsızlığı ile bana kattığı ızdırap birde bu filmi izlerken filmin hersaniyesini tahmin etmemi sağlaması ile daha da katlandı.Aç gözünü gayet iyi bir psikolojik gerilim.Keşke finali bilim kurgu niteliğinde sonlanmasaydı daha da güzel olurdu.Buarada bu filmdeki Penolope Cruzun güzelliği de başka hiçbir filminde yok bence..10/8","label":7} {"text":"ben bu filmi büyük bir heyecanla izlemiştim ama sonunda tamamıyla hayal kırılığına uğradım gerçekten olmamış insanı korkutmuyor.ayrıca filmde kopukluklar ve saçmalıklar vardı zaten film 94 dakika değildi 90 falandısonuç itibariyle vasat","label":4} {"text":"Abi izlemeyin demek bile istemiyorum film izlerken diğer arkadaşımla sohbet ettim başka izlediğimiz film konuları hakkında. Ona rağmen bir şey kaçırdığımı hissetmedim ve film bitti.","label":0} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmlerin top 10 listesinde 1 numara olur bu film... Bu kadar amaçsız konusuz alakasız hiçbir oyunculuk belirtisi olmayan saçma sapan bir film. ilkokul müsameresinde çocukların yaptığı tiyatro da bile oyunculuk vardır bu film yanında. Resmen para verip 1,5 saat kendimize işkence satın aldık...","label":0} {"text":"hem gizemli hem de sımsıcak bir film. çok beğendim.","label":7} {"text":"esasli bir konu islenmis. tebrik etmemek elde degil. dunyada islerin farkinda, soludugu havayi bilerek gorerek soluyan kisilerin/sanatcilarin oldugunu gormek ne guzel. ote yandan bizim toplumuz sonraki nesilin agzina s.cmada presicion perfection ve innovation odulune layik malesef...","label":7} {"text":"BİR VAMPİR DEĞİLİM AMA BENİM RÜYALARIM İZLENEBİLSEYDİ İDDİA EDİYORUM SAYISIZ SANAT DALINDA ÖDÜL BİLE ALIRDI:)))Eğer yazdıklarımı okuyorsan neredeyse bir buçuk saattir bu filmin bir vampir filmi olmadığına inanacaktım. Film uyku sorunu yaşayan bir kızın sırf paraya ihtiyacı olduğu için bir araştırma programına katılışını anlatıyor gibi gözükse de aslında vampir kültürünü ve geldiği yeri yani babil'i anlatıyordu. Filmdeki teknoloji tam sürümüyle gerçek olsaydı muhtemelen sinema diye bir şey kalmazdı veya evrim geçirirdi çünkü herkes kendi rüyalarını bir film gibi seyredebilme imkanına kavuşurdu. Hayatta bazen her şeyi anlamak çok kolay gelir bazen de tam tersi ama istisnasız bir şey var ki o da vampirlerin uyku sorununu anlamak gerçekten zor.","label":5} {"text":"“I'm Thinking of Ending Things”, senaryosunu da Iain Reid’in, böylesi ancak Stephen King tarafından yazılabilecek aynı isimli göz kamaştıran romanından (2016) uyarlayarak yazan ve kendi sinema anlayışını: Gerçekten hiçbir çözümüm yok ve çözüm getiren filmlerden hoşlanmam. İnsanların üzerinde düşünebilecekleri durumlar yaratmak istiyorum. Yapmanız gereken ilk şeyin, kendinizi sevmeyi öğrenmek olduğunu söyleyerek biten bir filmden nefret ederim. Bu son derece aşağılayıcı, küçümseyici ve aynı zamanda oldukça anlamsız. Benim karakterlerim, birbirlerini ya da kendilerini sevmeyi öğrenmezler diyerek tanımlayan 1 Academy ve 3 BAFTA ödüllü Charlie Kaufman’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “kışkırtıcı” bir drama… Yani açıkça görüldüğü gibi Kaufman, “taklit” ve “klişe / basmakalıp” söylemlere sahip sıradan filmlerle uğraşmayacağını, tarzına ilişkin açıklamalar aracılığıyla daha yolun en başındayken belirtmiş zaten yıllar öncesinde… Tabii anlayana… Bu kısa girişin ardından filmimize gelecek olursak… Film, ortalıkta Lucy, Louisa, Amy ve Yvonne gibi isimler uçuşurken gerçek adını bir türlü öğrenemediğimiz genç bir kadının (Jessie Buckley), terk etmeyi düşündüğü erkek arkadaşı Jack ( Jesse Plemons) ile çıktığı otomobil yolculuğuyla başlıyor ve izleyiciyi hiçbir şeyin aslında göründüğü gibi olmadığı bambaşka bir dünyaya götürüyor… Kendisine bundan böyle Louisa diye hitap etmeyi tercih edeceğimiz bu “genç kadının”, adı gibi gerçek mesleğini de öğrenemiyoruz… Şair midir, ressam mıdır, kuantum fiziği okuyan bir öğrenci midir yoksa bir cafe de garson olarak çalışmakta olan birisi midir? Aslında aynı şeyler, fizikçi olduğu söylenen Jack içinde geçerli… Her ikisinin geçmişlerine dair de çok fazla bir şey bilmiyoruz… Neredeyse her şey, “gri” tonda ve “berrak” olan herhangi bir ayrıntı da yok ortalıkta… Ancak otomobilde yol boyunca bu ikili arasında yapılan farklı konulardaki söyleşi ve sarf edilen o iddialı sözler, sıradan insanların akıl edebileceği türden olmayıp kesinlikle ciddi anlamda bir eğitim ve entelektüel birikim de gerektirmektedir… Neyse ki, şiddetini artırmaya başlayan kar ve bu kültür sağanağı ile dolu olan filmin ilk 20 dakikalık bölümünün ardından, Jack’in annesi (Toni Collette) ile babasının (David Thewlis) yaşadıkları, koyun ve domuz besiciliği yapılan çiftlik evine varırlar… Artık izleyiciyi, “haunted house / perili, hayaletli ev” konsepti çerçevesinde tasarlanmış olan bu evin içinde de türlü türlü sürprizler beklemektedir… İsterseniz biz sadece iki tanesini vermekle yetinelim: Örneğin Louisa’nın, Jack’in çocukluk yatak odasında, Kanadalı şair Eva H.D.’nin “Rotten Perfect Mouth” (2015) isimli şiir kitabının “Bonedog” sayfasının açık olduğu sahne… Ki, “Eve dönmek korkunç” dizesi ile başlayan bu şiiri Louisa, otomobilde gelirken kendi yazmış gibi Jack’e ezberden okumuştur… Bu bir… Evin Jimmy isimli sevimli ve uysal köpeğinin, sürekli ıslak olması da iki olsun… Filmdeki bir diğer önemli karakter de Jack’in mezun olduğu lisenin yaşını başını almış olan temizlik görevlisidir (Guy Boyd) … Bu arada unutmadan, Robert Zemeckis ve “A Woman Under the Influence” (1974) filminde “şizofren” Mabel Longhetti karakterini canlandıran Gena Rowlands Cassavetes’e saygı duruşu yapılırken, gerçekte Kaufman’ın izleyiciye ipucu vermeye çalıştığını da belirtmiş olalım… Şimdi ne demek mi istedik? Doğrusunu isterseniz biz bir şey demedik… Diyen, Iain Reid ile Charlie Kaufman’ın bizzat kendileri… Biraz zahmet olacak ama Netflix standartlarının, aynen Cuaron’un “Roma” (2018) sındakine benzer bir biçimde fazlasıyla üzerine çıkılan bu filmi dikkatlice bir kez daha izleyin, eminiz hikâyenin özünü kavrayacaksınız… Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"çok saçma bir film. ne olduğu belli değil. başrol oyuncusu adamın oyunculuğu çok kötü. çok saçma bir film. ne olduğu belli değil. başrol oyuncusu adamın oyunculuğu çok kötü.","label":1} {"text":"polisiye filmi komediyle iç içe gayet başarılı bi şekllde işlemiş bi film.... hem macera heyecan arayıp hemde gülmek mi istiyosun izlemelisin bu filmi.... şişko olan adamın başka filmlerini de izledim hepsi güzeldi...","label":9} {"text":"Filmde gerilim oluşturan unsurlar çok güzel seçilmiş. Doğal yöntemlerle geriliyorsunuz. Öyle ki bu gerilimin şiddeti bile düşünülmüş ve hep aynı kıvamda kalması sağlanmış. Renklerin kullanilişini da oldukça belirgin fark ediyorsunuz. Kırmızı ve sarı özellikle. Bu da shining gibi eskimeyecek filmlerden. Öte yandan konunun çarpıcılığı kitaptan uyarlama oluşunu gün yüzüne çıkarıyor. Anne - oğul ilişkisinden şiddete doğru bir öykü. Dram gerilimin alâsı olmuş. İzleyecek olanlara iyi seyirler 👍","label":9} {"text":"Caglar Corumlu sen boyle vasat bir senaryoyu nasil kabul ettin anlamak mumkun degil!!! karantinaya postaladim. zaten yarim biraktim. klasik bir BKM faciasi.","label":0} {"text":"Zamanda Yolculuk konusu üzerine yapılan en iyi filmlerden.","label":8} {"text":"Gerçekten muhteşem bir filmdi. Bir çok konuyu ele almış ve güzel mesajları var . Yani bir zombi filmi nasıl böyle olur şaşırıyorsun. Bir anda gerilim ,bir yanda aksiyon bakıyorsun bir yandan da drama dönüşüyor film. Çok başarılı buldum tebrik ederim.","label":9} {"text":"iyi bir anne olmak için önce anne olmayı istemek gerekir a dostlar. kadın bebekten daha karnındayken bile rahatsızlık duyuyor, hiç benimsememiş. çocuğun sürekli anneyi kazanma çabası ve annenin duygu vermemesi. sonuç çok normal.","label":6} {"text":"Konuya dair Barış Özcan incelemesi var izlemenizi öneririm. http://www.youtube.com/watch?v=MdMDS31Mul4","label":6} {"text":"Üzerinde düşünüldüğünde filme göre fazla soru işaretleri bırakmış gibi olan film. Bu sorulardan en ortadaki ise; Bu işin başlangıcı ne? olmalı sanırım. Zaten filmin başındaki Hector, 2. Hector ise bu döngüyü başlatan ne?","label":6} {"text":"Mal gibi film tamamen zaman kaybi gitmeyin kacin zamaninizi kurtarin :)","label":4} {"text":"Tek kelime ile olmamış.Duragan film cevirerek acaba psikoloji analizi mi yaptıgımızı sanıyoruz cünkü bu cok olmaya basladı.Sürekli (anlamsız) git geller kendinle konusmalar bunlar son derece beyhude böyle biz cok film izledik hem de birinci sınıf. Psikolojik olarak bir Seven basyapıtı dururken bizim geldigimiz nokta düsündürücü. Cok daha etkileyici,akıcı seyirciye hem nefes aldırmayan hem de sarsan filmler bekliyoruz 3/10","label":2} {"text":"Ben filmi ilk defa TRT1 de izlemiştim.O zamanlar tek kanal olduğu için herkes bu filmi izlemek için eve kapanmıştı.Sokaklar boşalmıştı resmen.Film muhteşemdi.New York görüntüleri çok iyi yakalanmış.Birde Alien serisinin kahramanı Sigourney Weaver'ı ilk kez farklı bir rolde izlemiştim.Slamer çok hoşuma gitmişti.Bill Muray ,Dan Akroyd,Harold Ramis çok sempatik ve sevimli bir grup oluşturmuşlar.Film komik olduğu kadar itiraf edeyim bazı sahnelerde gerilimlide olabiliyor.Müziğide zaten o yılların hit parçalarından biriydi.","label":6} {"text":"Doğmak için uğraşmayan insanlar, ölüme mahkumdur...","label":7} {"text":"Filmin atmosferi güzel, umutsuzluğu iyi veriyor, karakterleri anlamak için illa homoseksüel olmak gerekmiyor. Ortada bir aşk var ve toplumsal kurallar bu aşkın yaşanmasına engel oluyorlar. Eşcinsel düşmanı filansanız izlemeyin zaten.","label":6} {"text":"Farklı bir anlayışla yaklaşılmış ilk 5dk için. Fakat o kadın bu kadar mı sevimsiz iğrenç olunur. Hayır koskoca kadın iki toka takarak ve abuk subuk Receb İvedik tiplemeleri yaparak kendini sempatik hissettirmeye çalışmış fakat başaramamış. Hayır bi oarça ökğzlük ruhunda yoksa bu işlere yanaşma. O patronun yanındaki çocuk olmuş ama diğerleri ersin falan oyunculuk yapmamış zaten evde nasılsa öyle davranmış. Ya %99u leş bi film. IMDb de ancak bu kadar rezil bir puan alınırdı. Yazık onca harcanan oaraya","label":0} {"text":"Pek sevgili arşivi kabarık filimadamı ve madamlarından ve/ya da bu türün severlerinden büyük bir ricam olacak. Lütfen buna benzer bildiğiniz filmleri \"bunu izleyen şunu da izler\" bölümüne ekleyin. Ayrıca yönetmenin diğer filmi \"Sıçan Avcısı (1999)\"nın sayfasında yorum yok. Sadece 10 kişinin izlemesine bağladım ama puanı da yüksek? Neyse, bu filmden sonra izleyenlerin sayısı artacaktır büyük ihtimalle. Bu kadar laftan sonra filmi ne kadar beğendiğimi söylemem abes kaçar herhalde. 9.5/10","label":9} {"text":"Ben böyle berbat bir film daha görmedim. Başlarda korku filmlerini ti'ye aldıklarını düşündüm ama.. Yok çok ciddilerdi.","label":0} {"text":"Aldatma ve kadın erkek ilişkilerine dair yeni hiç bir şey söylemeyen, üçüncü sayfa haberlerinden alınma canlandırma, gözlem filmi kıvamında bir çalışma. Daha başarılı Sebnem Hassanisoughi'nin yerine yönetmene ve Devin Özgür Çınar'ın abartılı oyununa verilen \"en iyi\" ödülleri fazla. Filmin sonuna adli bir vaka olarak bakılırsa, gerçeklerin ortaya çıkmaması olanaksız olduğu için sanki aldatılan kadının intikamına zemin hazırlıyormuş gibi duruyor. Ama bu son tercih edilmemiş olduğu için mantıksallıktan ve inandırıcılıktan uzak... 5/10","label":4} {"text":"Bundan önce ilk filmi izlemeye başlayıp 5-10 dk sonra bırakmıştım ardından bu ikinci filmi açıp bunda da aynı şekilde çok kötü göründüğü için bırakmıştım. Sonra bu ikinci film hakkında olumlu eleştiriler okuyunca bir daha izlemeyi denedim ve sonuna kadar dayandım. Filmin aksiyon ve dövüş sahneleri çok iyi yapılmış ama tüm film boyunca başka bir şey yok ki... Sürekli Vampirlerle dövüşüp duruyor. Yani filmin hikayesi, özü çok dandik ve komik olduğundan filme iyi demek zor. Vampirlerle, zombileri karıştırıp garip bir ırk yaratmışlar ama biraz komik ve saçma olmuş. Yine de boş vaktinizde güzel dövüş sahneleri ve aksiyonu için izlenebilir bir film. Ama bana bir kere izlemek yetti. 6,8/10","label":4} {"text":"Filmdeki cinselliğin olması normal çünkü filmin adı çapkın. Çapkın bir adamı anlatan bir film cinsellik içerecek tabiki ama bu kadar da açık seçik gösterilmesine gerek yoktu. Çok fazla açık saçık olmuş. Ama yine de güzel bir senaryo. Her günü birlik ilişki yaşayan insanın ders alması gereken bir hikaye.","label":6} {"text":"çok keyifliydi. peter ın mimikleri çok komikti. ufaktan küçük emrah tadı almış olsak da:)))) bir de lüzumlu lüzumsuz açılıp saçılmasaydın. gerçi durumun şokuyla öyle davranması normaldi:))))","label":5} {"text":"Bence oldukça başarılı hayatı, insanları anlatan güzel bir film..","label":7} {"text":"filmi dün izledim açikcasi ben fazla güldürmedi ve filmdeki en ii performansi Jean Reno da gördümm ! açikcasi zaten komedi oynamak vardi Jean Renoda çok ii oynamiş bence!","label":5} {"text":"İçinde de geçtiği gibi masalsı bir film gerçekten!Çocuk oyunculara ağırlık vermesi eleştiriliyor belki ama bu filmde böyle bir senaryoyla koca koca adamları oynatamazdı canım.Neyse gidip izleyin bence!Müzikleri de bir harika!Kötülük eken kötülük biçer...","label":8} {"text":"iyi ki yapilmis olan ve umarim sonrasi gelecek olan film. Marks'in hayati, sadece genclik donemini de anlatiyo olsa bir filme sigmayacagi icin, sonu aceleye getirilmis, Marks filme sigmamis, tasmis.","label":7} {"text":"eski korku filmlerinin müziklerini almış tuhaf bişey yahu.","label":4} {"text":"izlenmesi gereken güzel bir film","label":7} {"text":"Muhteşem","label":9} {"text":"İspanyol sineması asla pişman etmez dediğimiz bir film daha... Filmin ortalarına doğru her şeyi çözüp bulduğunuzu sanırsınız ama hikaye daha yeni başlıyordur. İyi seyirler.","label":7} {"text":"hopkins filmde yalnızca 15 dakika kadar görünmesine rağmen oscara layık görülmüştü, varın gerisini siz hesabedin....","label":8} {"text":"Mutfak sahnesi ile meşhur olan ortalama bir film","label":5} {"text":"Saylak&Gunday seviliyorsunuz","label":7} {"text":"Filmin ismi nedense bana AROG ve GORA'yı anımsattı. Başroldeki abimizde Zeki Demirkubuz'u.","label":6} {"text":"bitmedi bitmedi bitmedi.","label":1} {"text":"\"Nasıl olsa kısa film çekiyoruz\" bahanesine sığınılmadan, titizce ortaya konulmuş bir iş olmuş. İçinde mizah olan yaratıcı işleri severim.","label":7} {"text":"Bu filme kötü diyeni ıslak odunla dövmek lazım :)) İzleyin izlettirin diyorum. Bu arada filmde kardeşi oynayan Mark Wahlberg abisini oynayan Christian Bale'den 3 yaş büyük :)","label":8} {"text":"Harika bir animasyon. Defalarca izledim, yine oturur izlerim. Çizgiler de çok hoş. Senaryo zaten harika. İzlemeyen kalmasın!","label":8} {"text":"Kimse kusura bakmasın emeğe saygı bekleyenler önce seyirciye saygı göstermesini öğrensin.Onlarca klibin arka arkaya eklenmesiyle oluşturulmuş bir filmle (!) tekbirler ve marşlar eşliğinde ajitasyon yapılarak seyircinin milli ve dini duygularının sömürülmeye çalışılması hoş değil.Bunun ötesinde bu filmin tarihimizin bir parçasıymış gibi görülüp eleştiriden uzak tutulmaya çalışılması ise hiç hoş değil.Uzun yıllar süren araştırmalarınızda (!) Seyit Onbaşının fotoğrafına bile bakmamışsınız,bakmış olsanız filmde olayı öyle canlandırmazdınız. Sonuç olarak iyi niyetinize inanmak istiyorum ama kötü bir film yapmışsınız.","label":2} {"text":"Filmin künyesinde komedi yazması çok saçma. Herşeyi ile bi dram","label":6} {"text":"Beğenmeyen yoktur sanırım :)","label":8} {"text":"Alışılageldik Tom Cruise aksiyonlarından daha düşük profilli olmasına rağmen vasat üstü bir iş olarak hafızalarımıza kazınan ilk Jack Reacher, bu yarım başarısını Lee Child'ın romanlarının sadık kitlesine yeni eklemeler yaparak kazanmıştı. 60 milyon dolarlık 'görece' düşük bütçesini dünya genelindeki 200 milyon dolarlık 'görece' düşük hasılatla taçlandırsa da devam filmine kapı açabilen Jack Reacher'ın çekiciliği, kötü adamlara acımasızca ceza kesen ve bunu yaparken mizahtan da ödün vermeyen ana karakterinin duruşunda saklıydı. 'Yapımcı Tom Cruise'ün 2015'teki en iddialı projesi Mission Impossible: Rogue Nation için 'bir nevi' teste soktuğu Christopher McQuarrie'in iyi işçiliği ile değerlenen Jack Reacher, bu sayede 'bir taşla iki kuş vurulan' sürecin de başlangıcı olmuştu. Jack Reacher: Never Go Back, McQuarrie'in yokluğunu Edward Zwick ile doldurarak büyük bir hata yapıyor. Kariyer...","label":2} {"text":"Çok iyi bir film. En ince ayrıntısına kadar hazırlanmış kaçırma planı ve gerçekçiliğiyle hem senaryo hem de filmde yer alan üç oyuncunun birbirinden güzel performansları filmi izlenebilir kılmaktan öteye götürmüş. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Görünüşte her şeyi düşünülmüş bir kaçırma planının twist üstüne twist gelmesiyle kontrolden çıkması gerilimin artmasına yol açıyor ve bu noktadan sonra filmin sonuna kadar ne olacağını tahmin edemiyoruz. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Gemma Arterton'ın oynadığı diğer yüksek bütçeli filmlerinden çok daha iyi bir seyirlik olduğunu söyleyebilirim.","label":7} {"text":"batıyı göklere çıkaran filmlerden bıkmış biri olarak bu film ilaç gibi geldi :) samurayların savaşçılıklarının yanında karakterlerine de hayran olmamı sağlamıştır bu film. kesinlikle izleyin","label":9} {"text":"M. Night Shyamalan'ın art arda çektiği mükemmel filmlerden sonra belki de egosuna yenildiği filmiydi bu.Çok büyük bir başarısızlık ve gerilim filmleriyle yakaladığı seyirci kitlesini cezbedecek hiçbir yönü yok.Shyamalan hala daha kendine gelebilmiş değil zaten.","label":2} {"text":"icindeki sessiz filmler ve filmin muzikleri cok guzel.. filmin ilk sahnesi ile son sahnesi yeniden defalarca izlenebilecek guzellikte, ozellikle son sahnedeki dans ve muzik harika.","label":7} {"text":"bi dead man değil. ama gönülleri fethetti. biz sinemayı zatenInarrituile öğrendik. paramparça aşklar ve köpeklerle keşfettik. değil altın küre dünyayı versen az bu adama.","label":7} {"text":"Film adeta bağımsız film izleyenler ve sevenler için tuzak niteliğindeydi. Finali son derece klişeydi. Finale gelene kadar hep bir varoluş sancısı ve topluma yabancılaşma teması aradım. Varmış gibi gösterilmeye çalışıldığınıda sanmıyorum. Yoktu, olsa dahi son derece başarısızca işlenmiş. Yabancılıkla asosyellik, güvensizlik gibi durumlar aynı şey değildir. İçerik boş, alt metin son derece yavan. Konuya gelince ise mistikleşip en sonunda klişe ile bitti.","label":4} {"text":"Başta Anthony Hopkins olmak üzere filmdeki oyunculuklar gerçekten çok iyi. Polisiye film türlerinin en güzel örneklerinden biri. Ama sadece biri. Daha iyilerini de izledim.","label":7} {"text":"Ne desem boş aslında tam anlamınla zaman kaybı.Sizi korkutucak tek şey filmin sonundaki gerçek yazı.","label":0} {"text":"Bir AI ye asla guvenme temali film. Elimizdeki AI lerin eksiklerini tamamlama yolunu da aciklamislar filmde :) bilim severlere duyurulur..","label":8} {"text":"filme böyle saçma sapan isim koyunca film daha sanatsal daha havalı mı görünüyor","label":4} {"text":"kafa açıcı film kategorisine soktuğum ingmar bergman filmi ---dikkat spoiler çıkabilir--- filmin büyük bir kısmının monologlardan oluşması filme ayrı bir hava katmış. filmin adı konusu hakkında ipucu veriyor. hemşirenin kendi benkiğini kaybedip aktristinkiyle bütünleştirmesi, kendisini maskelemesi esasında bir şekilde personanın tanımını oluşturuyor. filmin 1966 yılında yapıldığını gözönüne alırsak bergman kült bir filme imza atmış ve bence mulholland dr stay hatta fight clup tarzı filmlerin babası, esin kaynağı olmuştur. 1 sa 20 dk lık filmin son 30 dksı olayların kopmaya başladığı zaman. burada bergman geçişi başarılı bir biçimde yapmış. elizabeth'in kocasının hemşireye karısı gibi davranması, hemşirenin elizabethle konuştuğu sahne ve aynada ikisinin yüzünün bütünleşmesi önemli ve akıllıca detaylardı. bibi anderson'un ounculuğunu beğendim. film süresince inişleri ve çıkışları abartılı değil. ayrıca filmin siyah beyaz olması dahi liv ullmanın güzelliğinin önüne geçememiş.","label":9} {"text":"Bir kadını seçmek, diğer hepsini terk etmek demektir. Klasik fransız yapımı filmlerden ciddi anlamda sıyrılabilmiş bir film. Filmin ilk yarısı boyunca Max-Alice aşkını, Max'ın Lisa'yı yıllarca içinde tutmuş ve onu yeniden bulmuş olmasının heyecanını ve ona tutkusunu izliyoruz. Fakat ikinci yarı başladığında, Max'ın sahip olduğu aşktan çok daha fazlasına sahip olan birinin, bu tutkusuyla yaptıklarını görmeye başlıyoruz. Oldukça başarılı bir kurgu. Kapak resmine aldanarak ana karakterin Monica Bellucci olduğunu zannederek filmle tanıştım. Bu vesile ile izlemiş olduğuma pişman değilim elbet :) fakat Lisa karakteri için hazırlanmış olan son oldukça hızlı bir bitiriş oldu ve beni tatmin etmedi. Gaz patlaması sonrası Daniel'in uçuşuna değinmiyorum bile. Fakat Lisa ve Max'in danslarını izlemek keyifliydi. Filmi bitirdiğimde, gerçekten biri benim için böyle bir çaba göstermiş olsa onu suçlarmıydım yoksa bu hayranlıkmı uyandırırdı diye soruyor insan kendi kendine.","label":6} {"text":"İkinci Paylaşım Savaşında vahşi Alman Kapitalizmini temsil eden Nazizmin Başta Yahudilere, yurtseverlere, sosyalistlere, insanlığa karşı işlediği suçları tekrar tekrar anımsamazsak, Bosna'da Müslümanlara, Filistin'de Araplara, yakın coğrafyada Kürtlere ve Ermenilere de yapılanları da anlayamayız. Yine mi denmeden yeniden ve tekrar tekrar izlenmeli, anımsanmalı faşizmin insanlığa yaşattıkları, çünkü artıkları hala dünyada, hala aramızda... 80/100","label":7} {"text":"Hastanın ağzından her anı bizimle paylaşılan ölümcül hastalığın seyri, başarılı makyaj ve Emma Thompson'ın gerçekçi oyunuyla yüreklere sesleniyor...","label":7} {"text":"kaç sene önce izlemiştim, hala arada aklıma gelir. gerçekten çok etkileyici bir film. 20+ olmalı bence.","label":0} {"text":"Çok sağlam bir metafor üzerinden, güzel bir eleştiri yapmış film. Bayramı'ın, Anadolu insanı gibi sonradan görme hareketleri, Türkiye-Almanya karşılaştırmaları gibi bir çok şeyi işliyor. Filmin kötü yanlarından biri ses sıkıntısı. Ara sıra uyumsuzluk oluyor.","label":6} {"text":"Beni hiç etkilemeyen bir film oldu. Hatta filmden aklımda kalan pek birşeyde yok. Sadece finali etkileyiciydi diyebilirim ama buda filmi ortalamanın üzereine çıkaramamış.","label":5} {"text":"Türü çok sevmeme rağmen maalesef beğenemedim. Çok fazla Horrible Bosses ve benzeri pek çok filmden esinlenilmiş havası var. Hatta şöyle söyleyeyim; We are the Millers'ın gerçek aile olan versiyonu gibi. Eski filmlerle bağlantıda kalması güzel olay. Yine buna ithafen sahneler başarılı ama onlarda da duygu tam yansıtılamamış havası verdi bana. 3 sahnede çok güldüm, filmi beğenmiyor olmama rağmen güldüm. 5,5/10","label":5} {"text":"Kimi eleştirmenlerce bir başyapıt olarak gösterilen bir film. Savaş sahnesi figüran azlığına, finansman problemlerine rağmen harikadır. Mel Gibson Braveheart'ı çekerken özellikle savaş sahnesini boşuna analiz etmemiş.","label":6} {"text":"Görsellik açısından mükemmel ... Gerçekçi bir yapım ... Savaşa karşıt filmler listesinde 1 numara ... 10 üzerinden 10 puan ...Askerlerdeki korku gözlerinden okunuyor. Askerlerin acı çekme sahneleri iyi yansıtılmış.Askerler birer savaş makinesi olmaktan çıkıp, hayatı,geçmişlerini, yaptıklarını sorguluyorlar.Yüzbaşı Stratos ve Er Witt, bir insanda olması gereken karaktere ve özelliklere sahip ...Filmden alıntı olan aşağıdaki sorulara tüm insanlığın samimi yanıtlar vermesi gerekiyor: Bu büyük kötülük acaba nereden geliyor? Bu dünyanın içine nasıl girmiş? Hangi kökten hangi tohumdan büyümüş? Bunu kim yapıyor? Bizi kim öldürüyor? Kim ışığımızı ve hayatımızı çalıyor? Kim bizim de düşebileceğimiz durumu görüp bizimle alay ediyor? Bizim yok olmamız dünyanın çıkarına mı? Çimenlerin büyüyüp güneşin parlamasına bir katkısı var mı? Bu karanlık senin içinde de var mı? Duyduğumuz ve gördüğümüz herşey yalan mı?","label":9} {"text":"Seriyi sondan başa doğru okuduğum için kitabı daha okuyamadım bulamadım da ama Selçuk Aydemir'in kalemine okuduğum kitapları ve izlediğim filmleriyle yeterince hakimim bence inşallah yakın zamanda görürüz filmi ve devamı gelir","label":9} {"text":"Favori filmler listeme bir yeni film daha eklendi DonnieDarko.Senaryosu,kurgusu,oyunculuğu 10 numara olan,filmin sonunda bu ne şimdi deyip sizi 4-5 dakika boyunca sadece ama sadece film hakkında düşünmeye iten bir yapıt.8/10","label":7} {"text":"lars'ım von trier'im yahu.. :))","label":6} {"text":"Valilik görevinin bitmesinden sonra tekrar beyaz perdeye dönen Arnold, 90'larınbaşlarında tadında bir aksiyon performansı sunmuş artık yaşlı kurt rollerinde daha çok göreceğiz gibi.. bilindik senaryo metodları, çerezlik bir film pazar günleri falan eğlencelik olsun diye izlenebilir.","label":5} {"text":"İki başarılı oyuncuya yakıştıramadığım bi film...","label":4} {"text":"burdaki yorumları okuyunca çok şaşırdım. benim açımdan sinematografisi, kurgusu, animasyonları üst düzeydeydi. komediyi dramı gerçekliği hayal dünyasını çok iyi sentezlemiş yönetmen. oyunculuklar çok iyi, müzikler çok iyi. kısacası 1.5 saatin nasıl geçtiğini bile anlamadım filmi izlerken ve arşivde tutulacak silmeye kıyamayacağım bir film daha kazanmış oldum.","label":7} {"text":"en sevdiğim fantastik filmlerden... yıllar önce televizyonda sadece brt kanalında izleyebilmiştim... türkçe dublajlı olarak... şimdi bulamıyorum türkçesini hiç bir yerde...","label":9} {"text":"daha güneş doğmadan yola çıktığım yağmurlu bir istanbul sabahında telefonumdan izliyordum filmi. otobüsten inip vapura bindiğimde filmin atmosferine girdim ve içimi bir kasvet kapladı. vapur yanaşırken kapattım filmi, günüm henüz yeni başlarken zehir olmuştu. akşam dönüşte yine deniz üstünde devam ettim.","label":6} {"text":"yine sevgiliin tavsiyesiyle izlediğim mükemmel film. hep aklımda kalacak ve her zaman tekrar izlenebilecek filmleri listesinde en üst sıralarda. izlettiğim arkadaşlarımdan bi tane bile beğeneyen veya uzun olmasına rağmen sıkılan olmadı. bu filmi beğenmeyen zaten filmden anlamıyordur. ayrıca tim burton'a gereken önemi vermeme neden olan sevgilie tekrardan teşşekkür ediyorum. canım benim.","label":7} {"text":"Nolan'ı pek sevmediğim için ve de 13 yaş üstü kansız bi savaş filmini pek de beğenmeyeceğimi düşünerek önyargılarla girdim filme fakat yanılmışım. Son çeyreğine kadar nefes aldırtmayan bir gerginlikteydi film ve ne kadar karşı olsam da kan ve gore kullanmadan buna ulaşıp savaş hissini yakalamış, düşmanı filmde hiç görmememiz de mükemmel bir şey. Eğer nolan filmi çoluk çocuk da izlesin diye 13+ yapmasaydı, kan ve gore yani savaşın body horror elementini de dahil etseydi en sevdiğim filmler arasına girerdi büyük ihtimalle.","label":2} {"text":"Şener Şen in filmlerini severim.Özellkle Şener Şen olduğu için gittim.Am çok sıkıcı ve usanarak izlediğim filmdi.Şimdiye kadar izlediğim filmler içerisinde en berbat,en sıkıcı bir filmdi.Düşmanıma bile tavsiye etmem.O filme geçen zamanıma üzülüyorum.","label":0} {"text":"Bolca islamofobik subliminal mesajlar veren, ruhsuz, vasat bir film. Filmdeki bu yavanlığa bakınca salt o mesajlar için mi yapılmış acaba demekten kendini alıkoyamıyor insan.","label":1} {"text":"gereğinden fazla abartılmış bir film... çok gereksiz boşa vakit kaybı... hiç bu kadar kötü bi film beklemiyordum... çk büyük yanlış yaptım izlemekle kimseye de tavsiye etmiorum....","label":1} {"text":"Film boyunca aynı evin içinde geçen sıkıcı diyaloglar... Para ve zaman kaybı, 3 kez uyukladım diyebilirim. Ancak Meryl Streep'in oyunculuğu her zamanki gibi mükemmeldi.","label":0} {"text":"2008 İsveç yapımı Let the Right One In filminin hollywood tarafından tekrar çekilmiş hali.İki garip çocuğun arkadaşlığını konu alıyor film.Ama sıradan çocuk değiller tabi.Film olabildiğince durağan.Bilginize","label":4} {"text":"yeni fragmanı çok can yakacak cinsten...sabırsızlıkla bekleme halindeyiz...","label":4} {"text":"Kapitalizme, militarizme yaptığı göndermeler ve insanın bu kaostan sadece doğa ile çıkabileceğine dair yorumlar gayet oturaklı gözüküyor. Bob, oğlum senle oturup çay içilir lan.","label":7} {"text":"küçükken izlediğimde ağlama krizine girmiştim ve annemler zor yatıştırmıştı:) hala her denk geldiğimde ağlamaklı oluyorum.","label":8} {"text":"Filme genel olarak bakildigi zaman konusu harika.Gunumuz teknoloji caginda sīkīcī hayatlar icin ornek olacak bir film.Gercek hayattan alinmis olmasi ve sonunda gercekte yasanmis videolarin da verilmesi harikaydi.Film de begenmedigim tek nokta gereksiz cinsellige yer verilmesiydi.","label":7} {"text":"berbat ve ötesi ....","label":4} {"text":"Samin tartışmasız en kötü filmi.Simple Plan gibi bir şahasere imza atmış bir yönetmenden en iyimser değerlendirme ile b katagorisi bir gore komedi.Tamam yıl 80ler olsa bu iğrençlikleri ve ani oradan buradan çıkan karakterleri kabulleneceğiz ama 2000li yıllarda halen bu mantık heleli Raim gibi bir yönetmden hiç olmamış.10/5","label":4} {"text":"iyidir darren abimiz iyidir, o yapmışsa olmuştur denerek açılıp izlenen, hakkını da sonuna kadar veren film.","label":7} {"text":"Enleri olan fazla orijinal bir yapım. Kusurlusun ve yalancısın insanoğlu. Mükemmelsin ve memnuniyetsizsin.. Memnuniyetsiz ve fantastik ;) \" Bir arabayla onu sadece sürebilirsiniz. Bu sizin uçmanızı sağlar \" Üzgünüm burada koptum ben.. Benim gözümde sadece eğlenceli değildi.. Sinir bozucu bir tatminsizliğe enfes bir yaklaşımı var.","label":7} {"text":"gerçekten çok güzel bir filmdi,filmi ilk duyduğum zamanlarda ağır dolayısıyla da sıkıcı bir film olacağını sanıyordum ama dün sinemada izlediğimde tamamen farklı düşünmeye başladım.kendini kaptırara izlendiğinde gerçekten çok akıcı bir yapım olduğu anlaşılıyor,gerçi kabul etmek gerekir filmin ilk yarısının sonlarına doğru biraz esnemeye başladım ama hakikaten filmi iyi bitiriyorlardı... her şey bi kenara Rachel Weisz kesinlikle muhteşemdi,yardımcı kadın oyuncu oscarını kesinlikle haketmişti...8/10","label":7} {"text":"Filmlerin hemen hemen hepsini altyazılı izleyen biri olarak, bu film kesinlikle dublajlı izlenmelidir diyorum.. Yekta Kopan 'Sid' karakterini resmen baştan yaratıyor, orjinal dilinde biraz izleyin, farkı açıkça göreceksiniz.. Buz Devri en sevdiğim animasyonların başında gelir..","label":7} {"text":"Film cok güzeldi suanki zamanın genel konusunu ele almışlar tek kotu yanı herkezin ölmesi inşallah bol gişeli film olur","label":9} {"text":"Film aslında çocuklukta cinsel ilişkinin keşfi ve bu keşif sürecinde çocuğun aklındaki düşünce şekillerinin ve değişimlerinin işlenmesi üzerine daha çok odaklanmış. Javi'nin oyunculuğu son derece doğaldı. Bir çocuğun saflığını en iyi seviyede almışlar diyebilirim. Javi, teyzelerinin yanında okula gidip gelirken, tatil zamanlarında abisi Juan ile birlikte evlerine dönmektedir. Babasının ölümünden sonraki amcası Tio ile annesi Maria'nın ilişkisini çözmeye çalışırken, hiç evlenmemiş olan teyzelerinin de neden evlenmedikleri ve kimlerle kırıştırdıkları gibi konulara da kulak misafiri olur. Film genel olarak sıkıcı ilerliyor diyebilirim. Ara ara filmi izleme motivasyonunu Javi'nin olaylara verdiği doğal/şaşkın tepkileri sağlıyor. Bir de eklemiş oldukları okul tiyatrosu çalışmaları. Dede karakterinin çocuk eğitimi ile ilgili verdiği ufak ama etkili detay ise çok yerindeydi. Doğruyu söylüyor diye çocuğa vurmak bir daha söylememesini sağlamaktan başka bir işe yaramaz.","label":5} {"text":"Oyuncular harika ama filmde eksik olan bir şeyler vardı hala.Yine etkilendim az da olsa.Ne bileyim ya,N.Kidman ve A.Hopkins hayranı biri olarak kötü şeyler yazmak da gelmiyor içimden!","label":6} {"text":"ben bu kadar rezil bir film izlemedim resmen hayal dunyasında yasayan bırısını canlandırmıslar verdıgım parayada yazık ayırdıgım vakıtede yazık EMRE AYDIN FILM YAPMASIN MUZIK YAPSIN REZILLIK","label":0} {"text":"Kaderimizi kendimiz yaratıyoruz. Neyi seçiyoruz? Ne istiyoruz? Kariyer ve para mı aşk ve aile bağları mı? Film bize bunu sunuyor. Evet öyle muhteşem replikler, özgün senaryo beklemeyin. Ama güzel bir yılbaşı ertesi filmi olabilir. Ya da kendimizi sorgulayıp doğru yerde miyim diye sorduğumuzda gayet de izlenilebilitesi olan bir film(: Filmdeki en can alıcı cümle benim için 'I choose us!'.","label":7} {"text":"amerikan sinemasinin dunyayi elinde evirip cevirdigi bir devirde, dolalisiyla cogu filmde amerikalilari mutlu etmek icin yapiliyor olmasindan dolayi son zamanlarda cogu film basit bir kurgu ile yapiliyor ve sonunada genelde seyiriciyi aptal yerine konan bir twist ekleniyor ki amerikalilar filmi izledikten sonra 'yahh ne kadar akillica yapilmis bir film izledim, yonetmeni/yazari bu filmin bayagi yetenekli beni bile aptal yerine koydu, kandirdi' diyor-ki bu filmde bu ture guzel bir ornektir. ne kadar filmin icinde ki ufak detaylar- filmin basinda ki ayna sahnesi ve ayni sahnenin sonunda tersten tekrar edilmesi ile yaratilmaya calisilmis metafor ile film derinlestirilmeye calisilmissa yine de film seyircinin daha once yuzlerce kez gormus oldugu bir konunun ve twistin farkli oyuncularlar cevrilmis farkli bir versiyonu olmaktan oteye gidemiyor. secret window( gizli pencere) deki tek gizlilik nasil olurda stephen king in ve de johhny depp in bole bir filmde adinin gecmesine izin vermis olmalaridir.","label":7} {"text":"\"Seviyorsan hayal kırıklığına da açık olmalısın\"","label":8} {"text":"Büyük beklentileriniz olmadan gittiğinizde beğenebileceğiniz,görsel efektleri iyi olan bir film.Filmin ara sıra temposu düşsede,konunun işleyişini daha ciddeye alınması gerekse de güzel.Filmin bitişinden sonra müzik de hoşuma gitti.","label":6} {"text":"Bu seride unutamadığım sahnelerle dolu olan ve yarıp güldürmeyi başaran tek film.","label":6} {"text":"Zeki Demirkubuz'un Kader ve Kıskanmak haricinde tüm filmlerini izledim ve bu film, ilk filmi C Blok'la birlikte en zayıf filmi. Kerem'le giriştiği diyalog ve çıkarımlar güzeldi, onun dışında filmden pek haz ettiğimi söyleyemem. Diğer filmlerinde hangi sahnede çıkacağını beklerken, Bekleme Odası'nda ise kendisini başrolde görüyoruz. Sanırım o da seyircilerini bekliyor. Ayrıca kendisini mi anlatmış acaba ya da canlandırdığı karakterin ne kadarı kendisini yansıtıyordu diye düşünmedim değil. Büyük beklentilere girmeden izlenmeli, iyi bir film değil ama yönetmeni daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır muhakkak.","label":4} {"text":"çok matrak bir film ya izleyenler bilir,ellere diikat,:)","label":9} {"text":"Gerilim dozu yüksek,gayet başarılı bir film...6,5/10","label":5} {"text":"Guy Ritchie'nin kendi bacağına kendisinin sıktığı film!","label":5} {"text":"\"Kaynak Gözlüğüyle izlenmesi Gereken Filmler\" listesi yapılsa liste başı bu film olurdu herhalde, Güneş'i hiç bu kadar yakından görmemişsinizdir emin olun. :)","label":6} {"text":"Mükemmel!!! Blizzard Entertainment WoW hayranlarının yıllardır istediği olayı gerçekleştirip oyunun filmini yaptı ve bunu yaparken de kalitesinden ödün vermedi. Şahsen sinemaya giderken büyük beklenti içerisindeydim ve fazlasıyla da beklediğim her şeyi aldım. Blizzard kalitesini görsel efekt ve seslerde ortaya koymuş gerçekten. Film 2 saat olmasına rağmen şahsen bana kısa geldi :D . Olayların sadece insanlar ve orclar arasında geçmesi WoW'u bilmeyen ve ya kitaplarını okumayan insanlar için sıradan insan - orc savaşı diyen modern kültür katilleri olacaktır. Fakat bence bu seriye başlamak için bile fazlasıyla iyi bir film. Film fantastik büyülü vurdulu kırdılı filmler sevmenize rağmen size sıkıcı veya karmaşık geldiyse WoW hakkında biraz bilgi edindiğiniz de sizinde bu evrenin hayranı olacağınızı düşünüyorum. Kısaca : Görsel Efektler : 5.0 / 5.0 Ses Kalitesi : 5.0 / 5.0 Fizik Motoru : 5.0 / 4.6 Senaryo : 5.0 / 4.8 3D Modellemeler : 5.0 / 5.0 Kamera Çekimi : 5.0 / 5.0 Kostüm : 5.0 / 5.0","label":9} {"text":"Büyük bir hayal kırıklığı.. Mumya'nın yanından bile geçememiş..","label":3} {"text":"sevgili figenayse:) ayı yogi ona bobo diyordu ya; o yüzden ben onu hep babası zannettim. çocukluk işte:) ama hala bana göre o ayı yoginin babası:)çocukken okuldan eve geldiğimde elimde yağlı salçalı ekmek tv başına geçip akşama kadar izlerdim. artık tvlerde pek yayınlanmıyor bu çizgifilmler:(","label":7} {"text":"Klişe senaryonun yapmacık oyunculuklarla birleşmesi ile ortaya çıkan dandik film. Daha önce onlarca kez izlediniz benzerini bununla vakit kaybetmeyin.","label":3} {"text":"Uzun olmasına uzun ama kendini izlettiren bir film. Zaten Scorsese'in son zaman filmlerinde öyle pek sıkıldığımı da hatırlamıyorum. The Wolf of Wall Street'i hatırlıyorum da başlarken 3 saat nasıl izlicem dedikten sonra bi bakmıştım ki film bitmiş. Bunda tabi o kadar olmadı orası ayrı ama akıcılığı iyi. Andrew Garfield'ın böyle büyük bir rolü kaldırabileceğini tahmin etmezdim ama çok beğendim. Oscar adayı olmaması şaşırtıcı ama adayları görünce zaten olmamasına sevinmiştir scorsese abimiz :)","label":6} {"text":"Hayatımdan çalınan 2bucuk saat . Woody Allen'dan beklemezdik .","label":1} {"text":"Oyuncu kadrosu iyi ortaya çıkan film kötü.","label":4} {"text":"ben filmi başarılı buldum ... baştan sona keyifle izletiyor kendini ... izlenebilir ... 10/7","label":6} {"text":"güzel birfilm","label":7} {"text":"ÇoK tatlı bir film..Animasyon sevenler kaçırmasın derim ve 10/8 veriyorum..","label":7} {"text":"Duygusal yönü sanki biraz fazla gibi olsa da, halihazırda politika katı bir şekilde uygulanırken görev alan doktorlar/yetkililer vs ile röportajları etkileyiciydi gerçekten. Propaganda koroları, tiyatroları müzikalleri gerçekten çok ilginçti.","label":6} {"text":"mitingin videoya alınmış hali...fragman bile kötüyse tamamı nasıl bir işkencedir.. arkadalar filmin sonunda cahil kesim (...kılıyıklar) Oy Kullanıyor...: savaş meydanları yerine miting meydanları filmi... paranıza zamanınıza yaıktır.. çok istiyorsanınz youtube'dan RTE'nin hehangi bir mitingini izleyin.. bu görüntü yumağıyla artık sinema sektörümüzde SIFIRLANMIŞ oldu.. 1 yıldız bile fazla..","label":1} {"text":"Sam raimi'nin yönetmesi güzel etkilerr vermiş yani diğer marvel yapımlarından farklı yönleri var, ama genel olarak aynı marvel formulü. efektler fln güzel göze batmaz, zaten marvel bu işi çözmüş. Gitmeden önce what if ile wandavisionu izleyin zaten çıtırlık iki dizi. Bide öyle çok karakter beklemeyin pişman olursunuz.","label":6} {"text":"çerezlik film, daha fazlasını beklemeyin","label":5} {"text":"Keyifli bir film.. Son 10 dakikayı hariç tutarsak eğer.. Abartılı hikayeleri severseniz kesinlikle kaçırmamanız lazım..10/9,5..","label":9} {"text":"hakkeden merak ettiğim bir film ... eski filmleri aratmaz umarım :) ...","label":6} {"text":"Ben Bergman'dan çok iz buldum, ekşisözlük'teki yorumlarda Antonioni de eklenmiş mülhim olarak. Şiirler, hayvanlar, metaforlar... Evde dolaşan martının filmdeki değeri büyük. Derin bir eser, ama ilk film olduğunu belli etmiyor değil. Bence Erdem bunu tekrar çeksin, Elit İşçan'ı oynatarak :)","label":6} {"text":"Senaristliğin ve Yönetmenliği yapan Austin Chick harika bir film yapmış açıkcası. Tabi bir Hard Candy değil ama geçen sene izlediğim en flaş korku - gerilim filmlerinden diyebilirim... Baştan sonuna kadar sürükleyici bir konuya sahip olan, mantık hataları aranılırsa bir çok sahnede bulunan fakat korku - gerilim unsurundan çok bir çok temel konularda mesaj veren bir film olmuş. İntikam duygusu ve erkeklere karşı kin güden bir kadının masum kadın - şeytan erkek yaklaşımıyla arkadaşına zarar geleceğini düşünürek yaptığı psikopatlığı anlatan film. Bazı sahnelerde bende onlarla birlikte kin duydum bazı sahnelerde ciddi manada gerildim sonuç olarak bana göre geçer notu hakeden bir film olduğunu düşünüyorum. Başrolde ki iki kadın oyuncu ise harikulade perfonmans sergilemiş. Korku - Gerilim sevenlerin kaçırılmaması gereken bir film. Puanım 10/8","label":7} {"text":"beklediğim kadar değildi ama izlenir.","label":7} {"text":"Yok böyle dövüş sahneleri, başrol kendi becerisiyle dövüyor adamları, filmde dövüş sahneleri amele işi değil özene bezene yapılmış, senaryo bu tarzda bir film için yeterince güzel ve sonuna sürpriz eklenmiş. Filmin başından beri amaç belli ama izlettiren şey bunu karakterin nasıl başardığı olmuş. Çok beğendim, izlenmesini tavsiye ederim...","label":8} {"text":"Ben memlekette olan biten her şeye bir ayar çekeyim derdine düşmüş bir film. Maalesef başarısız bir film olmuş. Yer yer güzel tespitler olması, filmi kurtarmaya yetmiyor ne yazık ki. Absürd bir hikayenin arkasına, bir deli karakteri yapıştırıp, o deli karakterinin içini soru işaretleriyle doldurur ve havada bırakırsan, böyle saçma sapan bir iş çıkıyor ortaya maalesef.","label":3} {"text":"sıradan bir aşk hikayesiyle başlayan film bir anda aksiyona bağlayıveriyor konuyu. başrolde bollywood u bana izlettiren adam Aamir khan, bu filmiylede yine çok başarılıydı.","label":8} {"text":"Kızlar şahane müzikler eh işte. Hayal dünyası olayını iyi işlemiş bence.","label":6} {"text":"Şimdi ben bu filme kötü desem değil, güzel desem o da değil, korkunç desem hiç değil. Gerilim varmı ? Evet gerilim var, özellikle oyuncuların aralarındaki diyalogları esnasında gerilimi güzel vermişler, bir de seansların ses kayıtlarını dinlerken gerilim yüksekti. Filmin ilk 1 saati, vasatın üzerinde seyrediyordu aslında ama son yarım saat film daha bi karmaşık oldu. He sonunda ters köşeye yattım mı yattım, ama baydı artık bu ummadık kişinin sonunda sürpriz işlere imza atması olayı. Hani korkacam diyorsanız hiç bulaşmayın, ben vakit kaybı olarak baktım film bittiğinde, bir korku filmi hayranı olarak.","label":6} {"text":"Büyüklerin sıkılmadan izleyebileceği, bunun yanında küçüklerin de anlayabileceği eğlenceli bir film. Muhteşem bir animasyon harikası olmasa da vakit geçirmek için izlenebilecek bir film.","label":7} {"text":"ahhhhhhhhhhh, hayatımın filmi. utanmayıp hüngür hüngür ağladığım. can acıtıcı sahneleriyle beni benden alan kanımca kült film. sürekli insanların adiliğini her filmde gözler önüne sermeye çalışan trier e yakışmış. seviyorum bu filmi. izlenmeye değer.","label":8} {"text":"The Legend Of Hercules… film için söylenebilecek tek şey “aşırı saçma”. Neden böyle? Çünkü filmin daha fragmanından kötü olacağı belli. Yani böyle bir filmden en fazla ne beklenebilir ki? Neyse. Filmin zaten pek güzel tarafı olmadığı için filmin kötü taraflarını anlatacağım. Öncelikle filmin eksik tarafları çok fazla klişeye yaslanması (zaten filmin tamamı klişeden oluşuyor), dövüş sahnelerinin çok mantıksız olması (mesela adamın karnına bir bıçak attın, sonra bir bakıyorsun ne yara izi var, ne bıçak)… Aslında bu aksiyon filmini bu kadar dövmemek lazım, eğleneceksin tabi ki. Eğer bu filmi dikkatli izlerseniz bu filmin aksiyondan ziyade bir komedi filmi olduğunu görürsünüz. Örnek olarak kafes dövüşü sahnesinde herkes “Dövüş!” diye bağırırken arkadan Türk usulü halay müziği çalması. Arkadan birisi halalalalala diye bağırıyordu orada , sonra yaklaşık 100-150 kişilik ordunun tamı tamına 20 saniye içinde yok edilmesi, bazı konuşmaların neredeyse geyik muhabbetine dönmesi falan. Filmdeki oyunculuklar kötü, senaryo oldukça yavan, görsel efektler berbat, (örnek gösterirsek mesela arenadaki dövüş sahnesinde uzaktan çekimdeki tüm taraftarlar animasyondu ve çok belliydi.) oldukça gereksiz bir film olmuş. Filmin mantığı şöyle zaten: Herkül, Yunan mitolojisinin kralı Zeus’un oğlu olduğu için Herkül 1-2 yumruk yese de tüm savaşları en geç 3 dakika içinde bitirir, herkes ona yardım eder, (aslında onların yardımına da gerek yok çünkü bütün işi Herkül hallediyor zaten.) sevdiği kıza bir şey olsa bile ölmez çünkü o Herkül’ün sevgilisi vesaire vesaire. Sonuçta The Legend Of Hercules’in kötü bir mitolojik aksiyon filmi olduğu her halinden belli fakat filmleri dikkatli izliyorsanız ve komedi seviyorsanız aradığınız film budur diyebilirim. 1.5/5","label":2} {"text":"sinemadan anlamayan, sinemaya iki saatlik eğlence gözüyle bakan yada iki saatlik trajedi.sacma sapan filmleri izleyip, sinema adına utandırıcı ve sinemayı ticari bir vasfa iten yorumlar yapan, sinemaya sevgilisiyle vakit gecirmek gözüyle bakan, ticari ve nefsi kışkırtan filmlere hayran olan, iki film izleyip sinema platformlarında ahkam kesen zavallılar; kendinizi yormayın. bu film sizin entelektüel seviyenize hitap etmiyor. her filmi izleyip anlamak zorunda değilsiniz. sizin için yapılan videolarda var, siz dizi izleyin, tv filmi izleyin, tamamen ticari amaçla yapılmış filmler izleyin. izleyip yorum yaptığınız bu film size hitap etmiyor. bu film de sanat var çünkü. ancak sizin için sanat diye bişey yok çünkü sanatı idrak etmek için bir entelektüel seviye gerek. eğer ki bu filmi anlamak ve güzelliğinin farkına varmak istiyorsanız okuyun. sinema okuyun ve yönetmen filmleri izleyin. tarkovski izleyin, godard izleyin, ozu izleyin, bergman,kurusawa, fellini, kubrick, pasolini, majidi, kiarostami izleyin. ve okuyun. ve sanatla ilgilinenin resimle, edebiyatla, plastik sanatlarla ilgilenin. dali.yi keşfedin mesela, seyrine dalın. sonra burda ahkam kesin, beğenmeyebilirsin ama kötü hatta cok kötü demeye hakkın da yok, seviyende yok. böle yorumlar yaparsan, sadece sinemadan anlamayan bi zavallı olduğunu ispat edersin.","label":9} {"text":"Aksiyonu çok iyi. Hiç sıkmadan sonuna kadar götürdü. Çok klişe gibi yorumlar var fakat; Bir çok sahnede aksiyon filmlerindeki klişe dediğimiz kavramları ezip geçti. Örnek vermek gerekirse, son sahnedeki kızını rehin alan adamı gözünü kırpmadan indirmesi. Yada sandalyede işgence yaptığı elemanı affetmeyip elektriği açık bırakıp gitmesi gibi. Kısacası bol aksiyon istiyorsanız, aradığınız kan burada. =)","label":7} {"text":"Uzun zamandır bu kadar güzel film izlememiştim. İspanyol gerilim ve gizem filmlerine bayılıyorum gerçekten filmin sonuna kadar ekrana kilitliyor ve gizemini koruyor. Mutlaka izleyin ve izletin.","label":8} {"text":"Filmin sonunda hala noel baba var mi bilmiyoruz , bence iki saatinizi buna harcamayin","label":1} {"text":"insanda orta şeker bir tat bırakıyor. ne çok beğendim ne de az gerildim...","label":7} {"text":"Zaman kaybından başka hiçbirşey değil, İstanbul' u Fatihmi fethetmiş Ulubatlı Hasanmı anlamadım, okadar reklamı yapldı ama boşunaymış","label":0} {"text":"Yerlerde sürünen bir film. Jan De Bont'un filmografisi bu filmle düşüşe geçmişti zaten. Tek olumlu tarafı ise mekan kullanımı... (2/10)","label":1} {"text":"Ben hayatımda bu kadar sıkıcı bir film izlemedim uyumayı tercih ettim. Çok sıkıcı hiç bir vatandaşa tavsiye etmem bu zmanada sinemaya bile gitmek lux oldu lux hayatınızı bu filme giderken ziyan etmeyin. Bir odada kasaba insanlarını sorgulamakla geciyo filmin sonunu kız arkadaşım izledi onda da tam sonuca ulaşılamadı. Hiçbir şey belli değilken veya netlesmeden film bitti. Kesinlikle tavsiye etmem","label":1} {"text":"filmi daha önce hakkinda duydugum kötü elestirelerden sonra sinemada izlememistim ama nihayet dvdde izleme sansim oldu...özellikle ilk 45 dakikasi cok merak uyandirici ve korkutucu...sonuna dogru gittikce türün kliselerinden nasiplense de bu kötü bir film oldugu anlamina gelmiyor...türün en iyisi deil ama bence bu film pas gecilmemeli..hala sinemada oynuyormu bilmiyorum ama dvdsi piyasada haberiniz olsun izlemeyenler:)","label":7} {"text":"cok fazla abartılı olmasına ragmen aksıyon ve eglence ust sevıyede bos zamnınızda ıyı gıdecek fılm tavsıye ederım","label":7} {"text":"eugene hutz'a 85/100. iyi seyirler.","label":5} {"text":"130 milyon dolarlık büyük bir bütçeyle yapılmış fakat hakkını verememiş bir film izledim... Jeff Bridges ve Kevin Bacon gibi iki usta oyuncunun bile kurtaramadığı, mizah yönünden tam bir çuvallama örneği yaşatan fantastik çerezlik bir film olmuş. Devamı gelirmi bilmem ama harcanan emeğe ve paraya yazık diyorum...","label":4} {"text":"İzledikten sonra sizin de vertigoya yakalanmanız olası. Çok yoğun ve hareketli ilerlediği için bazı kısımları gözden kaçırabilirsiniz. Hitchcock'un kat kat daha iyi filmleri olduğunu hepimiz biliyoruz. Vertigo sanki biraz Karşı Pencere'nin başka bir versiyonu gibi.","label":7} {"text":"memleketimizdeki dram tarzında rol yapan oyuncularına çok büyük katkı sağlayabilecek film. tekrar tekrar izleyip kurs tadında ders çıkarsınlar kendilerine biraz. on numara oyunculuk dönüyor filmde.","label":6} {"text":"Sinemda çalışmaktayım..seanslarda ki bay oranı yüzde 90 civarındayken,bayan oranı yüzde 10.. Sinema dediğin tüm kesime hitap edebilmelidir.Komedi filmiyse herkesi güldürmelidir.Kız arkadaşıyla gelen kişilerin filmi yarım bırakmalarına neden olmamalıdır.","label":0} {"text":"film gerçekten süper.ingilizlerin fransız usulü çekim ve replikleriyle donattıkları harika bir film","label":7} {"text":"iç açıcı bir animasyon değil","label":1} {"text":"Sürükleyici bir konuya sahip olan bu film de çok sık gerilim ve gizem türü hakim... Sizi devamlı ters köşeye yatırıyor o, bu, şu tahminleri yaparken sizi yanıltmayı başarıyor... Filmin başı ve sonunda aldığı hal bambaşka, eğer ki sonu da başı kadar güzel olsaydı eminim bu film çok konuşulur olurdu... İlgiyi hakeden izlenecek filmlerden biri \"Honeymoon\"...","label":6} {"text":"herkes bu filmden sonra insanın dans edesi geliyor demiş bence de öyleydi ve bende gidip latin dansları kursuna yazıldım!:) o kadar zevkli ki anlatamam bence herkes bunu yaşamalı şu an rhumba ve swing danslarını öğrenmiş bulunuyorum :) umarım siz de bu deneyimi yaşarsınız iyi seyirler- pardon iyi danslar :)","label":6} {"text":"önyargıları yıkacak şahane bir film. bir insanı yargılayacak hakkı nereden buluyorsun onun geçmişini bilmeden. filmde savaşın getirdikleri acılar ve kız ve abisinin dramatik hikayesi anlatılıyor ve hikaye bizi okadar etkiliyor o kadar duygulanıyruz bir yakınımızı kaybetmenin acısını yada açlığın çaresizliğin ıstırabını yaşıyoruz. ama filmin başını unutuyoruz. filmin başında yerde peşmurde yatan ölmek üzere olan insanların yanından geçerken tiksindiği serseri dediği bir genc. bir zamanlar bu genc normal biriydi. fakat yaşadığı sıkıntılar onu bu hale getirdi. sokağa çıkıyorum dilenen isanlar şarapçılar yada üstü başı yırtık sokak serserileri görüyorum. onlara serseri diyecek hakkı nereden buluyorum. ben onların geçmişini bilmiyorumki. ne kadar ironik değilmi...","label":8} {"text":"filmi az önce sinemada izledim, bildiğimiz kurgu ve senaryo 1987 yılında Peter Weller in başrolünü oynadığı film ile aynı, sadece filmin sahnelerini güncellemişler ama şunu diyebilirim ki filmin sonunda berbat bir amerika propagandası var aynen şu kelimeler ile bitiyor film '' şimdi kesin sesinizi ve yerlerinize oturun amerika şimdinin ve geleceğin en güçlü ülkesidir'' işte bu cümleler ve görsel olarak bu zamana kadar alenen yapılan en büyük amerika propagandasıydı filmi izlemenizi tavsiye etmiyorum","label":1} {"text":"Ne aksiyonu ne de gerilimi verebiliyor. Her şeyinde bir olmamışlık ve yapmacıklık var.","label":5} {"text":"Bence güzel bir film. Oyuncu kadrosu güçlü. İki defa seyrettim. Özellikle kavga sahnesinde et satırıyla gezen (Ege Aydan) adam nasıl oluyorda o satırla kimseyi yaralamadı bu başarıdır. Tabi bilgisayar hilesi yapılmadan cekilmis bir film. Ve 1960 ı anlatırken taş degirmen, gaz lambası, tandır ekmeği, plastik ayakkabı...hepsi tam. Ve o zamanlarda yoksul halkın ne kadar da masum olduğunu cok güzel vermis, tek kusuru bana göre ses bozukluğu. Anlaşılmıyor. Emeklerine sağlık. Tuncel Kurtiz' saygıyla anıyorum. Ruhu şad olsun.","label":7} {"text":"Çok beğendim Harika süperdiniz bayıldım süper süper super süper süper süper süper süper süper süper süper süper süper süper","label":9} {"text":"Mükemmel bir hikaye mükemmel bir anlatım. Çeviri tamamen filmi sattırmaya yönelik olmuş, aslında bu erotizmin tasviri değil bir dramdır.","label":5} {"text":"kotu hemde cokk! 3 lemenin en kotusu yaaaa hele hülya avsar yani!!!:S:S","label":1} {"text":"kolombiya sineması için önemli bir film. ancak ufak tefek klişeler olsa da izlenebilir.","label":6} {"text":"cok sıkıcı konusu olmayan komik olunmaya çalışılıp berabt edilen film 1 saat dayandık vaktimize yazık","label":3} {"text":"Taylor Sheridan'ı oyuncu olarak bilirdim. Kalemi de, yönetmenliği de güçlüymüş. Dondurucu bir hava, ıssız bir arazide bulunan genç kız cesedi, cinayeti çözmeye çalışan bir FBI ajanı ve köy koruyucusu. Flmin konusu, değindiği meseleler, oldukça hassas ve önemli. Günümüz şartlarında, geçerliliğini koruyor, maalesef. Jeremy Renner ve Elizabeth Olsen ikilisi de, uyumlu. Tavsiye edilir.","label":7} {"text":"Son dönemde birçok film seyretmeme ve içlerinden bir çoğununda eğlenceli yapimlar olmasina ragmen bazen senaryonun ilginçliği uzerine sizi çekecek bir şeylerde ariyor bazen insan. İste Baby Driver o ilginç ve ozgun yapiya sahip gozden kaçan bir film oldu şu ana kadar benim içinde. Bunun en buyuk nedeni de filmin isminin daha çok animasyon filmini andiran ve insanda merak uyandirmayan bir secim olması elbette. Hatta filmin afişi bile oyuncu kadrosunda ki Kevin Spacy ve Jamie Foxx gibi oyunculara yer verilmiş olsa bile dikkat çekemiyor nedense. Ve filmin sizi ters köşe yaptığı asıl nokta da burası. Köşede dururken sirf gec saatte kaliteli bir filmi uykulu uykulu harcamayayim, söyle basit bir şey izleyeyim diye açıp izlemeye başladığım filmin daha yirminci dakikasinda gözlerim açıldı ve filme odaklanmış halde buldum kendimi. Ve bu filminde bu sekilde uykulu bir sekilde heba edilemeyecegini fark edip kapadim ve ertesi gun bir oturusta izleyip bitirdim. Eglenceli ve gorundugunden daha fazlasını sunduğunu gördüğüm bir yapım olarak guzel zaman geçirten yapım ile hem araba surus estetikleri hem de basrol oyuncusu Ansel Elgorth'un (Baby) rolune bu denli uyan oyunculugu ile seyri guzel bir film izleme şansımız oldu. Tabi Kevin Spacy ve Jamie Foxx'un usta oyunculuklarını da unutmamak gerek. Klasik soygun ve araba kovalamaca konusu uzerine kurgulanmış filmi goturen ise bu kalibin uzerine ekledigi Baby'nin arka plan hikayesi. Ve bu hikayeyi size sunarken kullandiğı yöntemler çok guzel. Ozellikle filmin müzik secimleri. Kisacası gorundugunun uzerinde ve kaliteli bir yapım olan Baby Driver'ı boş zamaninizda hakkını vererek izlemenizi tavsiye ederim. Benim puanım 5/3.","label":5} {"text":"Bugün izledim ve başından sonuna kadar bütün salon eksiksizdi ve herkes gülüyordu hiç düşünmeden gitmenizi tavsiye ederim","label":8} {"text":"devam ediyor zaten caner.94 Kanal 1 de gördüm bir kaç kere","label":4} {"text":"Bir makinist ve zindan adası havası var. Sonu başta tahmin edilse de ters köşeler ve gerilim düzeyi gayet iyi. İlk başlarda o gerilim tamamı ile hissediliyor. Boş zamanlarda izlenecek harika bir film.","label":7} {"text":"İngiltere'de ayrıcalıklı bir özel okulda okuyan dört genç bir süre evvel ortadan kaybolmuş ve günlerce hiç birinden haber alınamamıştır. Olaydan yaklaşık on gün sonra ortaya çıkan Liz ise hala şoktadır. Diğer üç arkadaşına ne olduğu sorusunun cevabı ise halen sırdır. Okul gezisine katılmamak için saklandıkları sığınakta önce masum başlayan ilişkiler, sığnağın anahtarının kaybolmasıyla bir açlık ve susuzluk işkencesine yerini bırakır. En sevdiğim gerilim filmi olarak liste başımda yer alır&","label":9} {"text":"Overrated. Imdb puanı fazla abartılı... Başladığı tempoyla devam ediyor, aynı tempoyla sona eriyor. Film başladığında keyifli gelmişti. Konunun nereye gideceğini merak ettim. İlerledikçe daha keyifleneceğini düşündüm. Ama bu düşüncelerim; bir kızı uzaktan kesip yanına gittiğimde tüm fikriyatımın değişmesi gibi değişiverdi. Sıradan bir olayı, sıradan bir anlatımla sunması; insanların beğenisini kazandırmış diye tahmin ediyorum. Herkesin başına gelebilecek türde bir konusu var. Son sahnesi etkileyicidir, kabul ediyorum. Bill Murray oyunculuğunu konuşturmuş. Scarlett Johansson'ın da o zaman 19 yaşında olduğunu düşünürsek, çok iyi bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Japonya'dan manzaralar göreyim derseniz izleyin","label":5} {"text":"İki usta oyuncunun oynadığı , kurgusu güzel bir polisiye.10/8","label":7} {"text":"\"Acı çeken atları vurular. \" İnsanın insanlığını sorgulatan film...","label":5} {"text":"İliklerinize kadar ıslanıyorsunuz.","label":7} {"text":"gercekten ilginç.özellikle ahmet uğurlu cok iyi.bence önünü açmalılar uğurlunun.cok iyi işler cıkarıyor.","label":9} {"text":"Cüneyt Arkın'ın oynamasına üzüldüğüm kepazelik abidesi bir şey. Film diyesim de gelmiyor. Nasıl başarıyoruz bu kadar kötü işlere imza atmayı bilmiyorum.","label":0} {"text":"Bu filmi kısaca şöyle anlatabilirim; Extraction, son zamanlarda vizyona girmiş, aksiyon ve sesli gürültüden başka bir şey içermeyen klişe bir film. Bir de filmin içinde son zamanlarda Vice, Precious Kargo filmlerinde rol almış Bruce Willis var. Durum çok da iyi gözükmüyor değil mi? Kesinlikle. Ama bu film böyle zor bir şeyi başarıyor doğrusu; Extraction'ı hiçbir beklentiniz olmadan izleseniz de, beklentilere girerek izleseniz de ortaya çıkan sonuç berbat oluyor. Filmin iyi yanlarından başlayayım. Öncelikle filmdeki bazı sahneleri izlemesi oldukça zevkliydi. Ayrıca kendini pek de fazla ciddiye almayan, karakterleriyle eğlenceli bir ortam yaratmaya çalışmış. Bu yüzden Extraction'ın tamamen kötü olmadığını düşünüyorum. Ama hiçbir şey bu filmin berbat olduğu gerçeğini değiştirmiyor açıkçası. Gerçekten, bu ufak şeyler dışında Extraction'la ilgili başka güzel bir yan düşünemiyorum. Bu yüzden filmin kötü yanlarını listeleyeceğim: 1-) Aksiyon: Extraction'ın aksiyon sahneleri kuru gürültüden ve gereksiz yere popo tekmelemekten öteye gidemiyor. Normalde bu tarz kötü filmlerde, tek izlenilebilir yanın aksiyona dayalı olması lazım. Extraction ise, zoru başararak aksiyon sahnelerini sıkıcı yapmış. Filmi izlerken uyumak üzereydim, o kadar boştu ki! 2-) Yönetmen: Filmin yönetmeni Steven C. Miller'ın filmlerini daha önceden izlememiştim (iyi ki izlememişim), bu filmdeyse tarzını çok kötü buldum. Miller, shaking-cam tarzını bir üst seviyeye taşımış ve ortaya aklınıza gelecek en kötü sonuçtan daha kötü bir sonuç çıkarmış. Miller'ın tarzı, filmi izlemenizi zorlaştırıyor ve aksiyon sahnelerini, diyalogları... Kısacası bütün filmi daha kötü hale getiriyor. 3-) Senaryo: Bu filmin ne hakkında olduğunu biliyor musunuz? Bir ajan olan kişinin babası kaçırılıyor, dünya tehlikeye giriyor ve çocuk da babasını kurtarmaya çalışıyor. Bu film, koca bir klişeden ibaret! Ve bu konuda yapılan hiçbir şey yok, filmdeki bütün gelecek sahneleri rahatça tahmin edebiliyorsunuz. 2 husus dışında. Bunlardan birisi, filmin yarısından fazlasının Kellan Lutz ile Gina Carano arasındaki ilişkiye harcanması. Bu sahneler o kadar gereksiz ve sıkıcı ki, filmi daha da amatör bir hale getiriyor. Bir diğer husus ise, seyirciye ters köşe yapan finali. Bundan nefret ediyorum açıkçası. Ters köşe sahnelerinden değil, başından sonuna kadar klişe kokup ortaya yeni bir şey koymayan filmlerin, hikayeye sırf yeni bir şeyler ekleyip ortaya biraz yaratıcı bir şeyler çıkarmak için harcadıkları çabadan nefret ediyorum açıkçası. Böyle şeyler filmi daha da kötü yapıyor açıkçası. Çünkü böyle filmler (mesela bir süre önce eleştirisini yaptığım 2015 filmi Careful What You Wish For, buna harika bir örnek) bir süre sonra hiçbir şey hikayeyi kurtaramayacak hale geliyor ve bu tarz sahneler de, sonucu daha kötü yapıyor. Aslında sırf bunları yazarken zaman kaybettiğimi düşünüyorum çünkü ben filmleri ciddiye alıyorum. Fakat böyle filmlerse kendini hiç ciddiye almadan, para kazanmanın peşinde. Başarılı oyunculuklar, iyi bir senaryo, başarılı aksiyon sahneleri ve mizah anlayışı olmadan bir şeyler yapmaya çabalıyor. Ama bir filmden bunları alırsanız, geriye pek de bir şey kalmaz açıkçası. Gerçi bazı filmler bunlara sahip bile olmadan ortaya çok güzel sonuçlar çıkarabiliyor. Bu filmse daha başından pes etmiş, hiçbir çaba göremedim. Extraction, hiçbir özelliği olmayan sıkıcı, tahmin edilebilir bir aksiyon filmi. Bazı elementleri filmi biraz kurtarsa da, ortaya çıkan sonuç gerçekten zayıf. FİLMİN İYİ YANLARI: + Süresi kısa. + 1-2 sahnesi biraz ilginç. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Kellan Lutz, Gina Carano ve Bruce Willis'in harcanmış olması. - Gereksiz diyaloglar, kötü aksiyon sahneleri, yönetmenin çekim açıları. - Finalde yapılan ters köşe. - Karakterleri ve bu filmde olan hiçbir şeyi umursamamanız. TOPLAM PUAN: 2/10","label":1} {"text":"anthony hopkins ve David Strathairn gibi çok üstdüzey iki oyuncuya yeni kuşağın umut vadeden isimlerinden ryan gosling eşlik ediyor..film ayrıca iyi bir yönetmen ve senariste sahip..müzikler keza çok başarılı..ama çok daha iyi bir film olabilir, rahatlıkla oscar adaylıkları çıkarabilirmiş..A.hopkins alışkın olduğumuz olağanüstü zeki adam rollerinden birinde yine olağan performansını gösteriyor..ama filmin üzerine kurulduğu -ryan gosling in canlandırdığı -genç avukat yeterince işlenememiş..bazı yerlerde film çok durağanlaşıyor ve çoğu kez izleyicide bir heyecan uyandırmıyor...bütün bunlara rağmen izlenilebilir..ama gerçekten çok daha iyi olabilirdi..","label":6} {"text":"Assassin's Creed filminin başrollerinde Michael Fassbender, Marion Cotillard, Jeremy Irons gibi önemli isimler var. Filmin yapımcıları arasında video oyun serisinin yapımcısı olan UbiSoft da bulunuyor. Tek başına bir sinema filmi olarak ele alındığında Assassin's Creed neredeyse tüm video oyundan uyarlama sinema filmlerinin akibetinden kurtulamamış ve başarısız. Bu kadro, bu konu ve fikirler ile ortaya daha kaliteli, sadece serinin değil bilim kurgu ve aksiyon sever herkesin seveceği bir eser çıkabilir miydi? Yanıt muhtemelen evet. Ancak yine de Assassin's Creed hayranlarını belli oranda tatmin edebilecek film farklı türden tatlar arayanlar için bir alternatif olabilir.","label":5} {"text":"Engelli annesi-babası, kardeşi, akrabası, kapı komşusu olanların diğer insanlardan çok daha fazla etkileneceği, çok gerçekçi bir film. İzlediğim 1993 yapımı birçok film gibi oyunculuklarıyla, senaryosuyla çok kaliteliydi.","label":7} {"text":"mıchael hall için izledim izleyecek olanlar pek bir şey beklemesin çerezlik bir film olmuş maalesef","label":6} {"text":"Gizlemiş beğenin e spor oyunu olması güzel olmuş beğendim Hhgfhhg bir şekilde bir şey var mı bir şey yok çok şükür ki bu da yeni","label":9} {"text":"Filmi izlerken gerilmiyorsunuz sadece biraz sıkılıyorsunuz ama ne olacağını merak ettiğinizden izlemeye devam ediyorsunuz. Zaten uzun bir film değil, boş zamanınız varsa izlenebilir. Kötü sayılmaz.","label":4} {"text":"ya filme gitmeyi düşünüyorum ama korkuyorum biraz da ne dersiniz gitmelimiyim????","label":0} {"text":"Uzay aracının içinde durmadan sigara içmeleri çok iyiydi.","label":8} {"text":"Film tam anlamıyla tatmin etmiyor. Filmin konu bakımından daha iyi örnekleri var.","label":7} {"text":"Eric Balfour'u kısacık da olsa görmek güzeldi.","label":4} {"text":"Gercekten cok gulduk izlerken, ama filmin komik oldugu icin degil, sadece o kadar anlamsiz ve abarti sahneler vardi, bazen eski turk dramatik sahneleri animsatiyordu, inanilmaz ! Izleye bilir siniz, siniriniz bozuksa daha cok bozar ve komik olabilir. Ama acikcasi bu kadar kotu bir film az gozukmustur... 2 pugan koydum cok guldugum icin, yoksa sadece bir puganin yarisi ancak koyarim...","label":3} {"text":"Ölebilirim artık. Malakanlar kimlerdir? Buradan bakabilrsiniz efenim. http://www.molokane.org/places/Turkey/2009_Denisenko. pdf","label":9} {"text":"Senaryosunu da kendi hikayesinden uyarlayarak, Shay Hatten ve Joby Harold ile birlikte yazan Zack Snyder'ın yönetmen koltuğunda oturmasının yanı sıra bir uzun metrajlı sinema filminde ilk kez görüntü yönetmenliği de yaptığı “Army of the Dead”, zombi ana temasının esas alındığı, Beyazperde.com'da verilen, resmi tarifle örtüşmeyen ve hatta ters düştüğü için yayınlanmayan bir aksiyon gerilim ile karşı karşıyayız ... Yalnız hemen belirtelim ki, zombi denilince de hemen aklınıza sadece The Walking Dead (2010 - 2021) yahut da Fear the Walking Dead (2015 - 2021) gibi AMC dizileri gelmesin... I Am Legend da (2007) aklınızın bir köşesinde bulunsun... Özellikle de Alpha Generali (Albert Valladares) ve Alpha Kraliçesi (Athena Perample) ile diğer Alpha zombilerini göreceğiniz sahnelerde... 70 milyon dolar gibi pek de küçümsenemeyecek bir bütçe ile çekilen bu Netflix filminde, kullanılan yeşil perde, görsel efekt ve animasyon teknolojileri ile plastik makyajlara gösterilen özen kesinlikle dikkatlerden kaçmıyor... Aynen, önceden belirlenmiş koreografiye uygun bir ahenk ile sağa sola koşuşturarak, zombiler ile ana kadrodaki oyuncuların zorluk barındıran performanslarında, onların yerine bu işi icra eden dublörlerin davranış biçimlerinde olduğu gibi... Yani sinemada iyice pişmiş olan Snyder, bu filmde de işini şansa bırakmamış... Gelin isterseniz biraz da senaryo üzerinden ilerleyelim... Yeni evlenen ve sevişmeye hareket halindeki otomobillerinde başlayan bir çift ile ordu korumasındaki bir kargo aracı, Las Vegas'a giden yolda kafa kafaya çarpışırlar ve meydana gelen patlamanın ardından da kapağı açılmış haldeki kargo konteyneri yolun ortasına savruluverir... Kazayı bildirmek üzere ana merkezi aradığında Çavuş Kelly'e (Michael Cassidy) sağ kurtulanların, kaza mahallini derhal terk etmeleri talimatı verilir... Zira kargo, insanlara saldırarak onları da kendine dönüştüren bir zombidir... Ancak bu uyarı çok geçtir ve de söz konusu zombiler, önlerine çıkan herkesi ısırmak suretiyle hızlıca çoğalarak Las Vegas'ı istila etmişlerdir... Merkezi hükumetin yapabildiği tek şey, Las Vegas'ın etrafını, üst üste konulan üç kat metal konteynerden oluşturulan yüksek duvarlar ile çevirmek ve eğer planda beklenmedik bir değişiklik olmazsa 96 saat sonrasında da bombalayarak imha etmektir... İşte bu nedenle de, o bölgedeki Olympus isimli bir gazinonun sahibi olan Bly Tanaka (Hiroyuki Sanada) ve onun güvenlik şefi Martin (Garret Dillahunt), bir hamburgercideki ızgarada kan ter içinde köfte pişirmekte olan Özgürlük Madalyası sahibi Scott Ward'ın (Dave Bautista) ziyaretine gelir ve ondan bir ekip toplayarak, gazinonun bodrum katındaki kasasında bulunan 200 milyon doları alıp getirmesini isterler... Karşılığında da, bunun 50 milyon doları kendisi ile ekipte yer alacak adamlara verilecektir... Aslında oldukça anlamsızdır bu talep... Çünkü Tanaka paranın tamamını, sigorta şirketine tazmin ettirerek almıştır bile... Peki, o zaman Tanaka'nın gerçek amacı ne olabilir? İşte spoiler oluşturmasın diye yanıtlayamayacağımız, filmin hikayesini şekillendiren asıl soru da budur zaten... Köfte pişirmek yerine 15 milyon dolar ve kızı Kate'in (Ella Purnell) gönlünü yeniden kazanmayı tercih etmesi sebebiyle çaresizce işi kabul eden Scott'a Tanaka, ekibine bir helikopter pilotu ile kasayı açabilecek bir çilingiri de muhakkak eklemesini söyler... Geriye kalanlarının niteliğine bizzat Scott'ın kendisi karar verecektir... İlk isim de, 50 milyondan kendisi ile aynı miktarda pay vereceği Maria Cruz (Ana de la Reguera) olur... Sıradaki ise, yine aynı parayı alacak olan Vanderohe'dir (Omari Hardwick)... 2 milyon dolar ödenecek olan Marianne Peters (Tig Notaro) helikopter pilotu, 500 bin dolara anlaşılan Mikey Guzman (Raúl Castillo) keskin nişancı, 250 bin dolara el sıkışılan Alman asıllı Ludwig Dieter (Matthias Schweighöfer) çilingir ve ücretini bilmediğimiz Guzman'ın arkadaşı Chambers'de (Samantha Win) yine keskin nişancı olarak ekibe dahil edilirler... Elbette kumarhaneyi avucunun içi gibi bilen ve patronundan aldığı talimatlar doğrultusunda kafasından neler geçtiğini henüz bilemediğimiz Martin'de onlarla birlikte katılacaktır bu sözde Tanaka'nın dolarlarını kurtarma operasyonuna&... E tabii, ekibi içeriye sokacak olan Lilly &Çakal (Nora Arnezeder) ve Scott'un, içerideki iki çocuk annesi Geeta'yı (Huma Qureshi) bulmak isteyen kızı Kate'de onlarla gelecektir... Şimdi tam da bu noktada insanın aklına, Bunca kalabalık bir nüfus ve 200 milyon dolar tutarındaki yüklüce bir miktar dönüşte, otelin çatısında durmakta olan hurda yığınından farksız bir kurtarma helikopteri ile nasıl taşınabilecek?& sorusunu da getirmiyor değil... Neyse, buna da artık zamanı geldiğinde bakarız deyip filmimize devam edelim... Ama o da nesi? 20 bin dolar karşılığında, Çakal'ın ısrarı ile kamptaki kadınlara tecavüz etmekten çekinmeyen zibidi güvenlikçi Burt Cummings'de (Theo Rossi) ekibe alınmasın mı... Fakat emin olun bu gereksiz ek, tamamen Çakal'ın kafasındaki bambaşka bir işlem içindir... Ne midir? Dakika 50... Siz izlemeye devam edin... Kesinlikle neymiş öğreneceksiniz... Zack Snyder'ın olası bir devam filmine de göz kırptığı sürpriz finaline kadar, kategorinin meraklılarını oldukça hareketli bir 98 dakika daha bekliyor... Keyifli seyirler, Son bir not: Bu filmin (prequel) öncesi niteliğindeki, yönetmen koltuğunda Matthias Schweighöfer'in oturduğu ve hikayesini Shay Hatten ile prodüktörlüğünü de yapan Zack Snyder yazdıkları Army of Thieves&i de bu yıl içinde Netflix platformunda izleyeceğiz...","label":6} {"text":"Filmin içinden sanki 5, 6 adet kısa film çıkar gibi geldi bana. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Philip ile Kari'nin tekrar buluşmaları, ki sadece bunun için bile izlenir İkilinin arkadaşları ile birlikte limandaki muhabbetleri Kimyacı'nın hikayesi Lars'ın masa başında uzun süreli ilişkiler hakkındaki konuşması Phlip ve Kari'nin tekrar Parise gitmeleri Eric in hayranı olduğuStan Eigh Dahl'den kitabı hakkındaki kritiği!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Keyifli bir çerezlik kıvamda film. Özellikle ilk bir saatlik kısmından sonrası, birinci kısma göre epeyi güzelleşiyor. İlk kısım, Mike isimli, sevgilisinden altı ay kadar önce ayrılmış olan bir karakterin depresyondan çıkma çabalarını anlatmakla geçiyor. Vegasta unutulmaz bir gece yaşama planı, bir gece kulübünde herhangibir kızla tanışabilme denemeleri falan derken bir çok fiyasko izliyoruz. İkinci kısımda ise sonunda yeni bir başlangıç yapılabilecek birine denk gelmesiyle adeta yeşeren bir çiçek gibi ruhani düzelmeyi görüyoruz. Filmin müzikleri oldukça başarılı ve uyumlu olması da bazı olası sıkılabileceğiniz noktalardan sıyrılmanızı sağlamakta.","label":5} {"text":"Filmin başı ve sonu eh işte, sadece oradan kurtarıyordu biraz. Sinemada izlenmeyecek kadar berbat bir filmdi.","label":1} {"text":"Yaşattığı duygu, filmin atmosferi çok farklıydı müzik de güzel olunca lezzetli bir film olmuş.","label":7} {"text":"Film,fragmanın verdiği vasat havanın çok çok üstündeydi.Polat alemdar ve ekibi sınırda bekleyen işgalcileri yok ediyor.Çatışma sahneleri çok başarılı,efekter güzel.Film ikinci yarıdan sonra çiçek gibi açılıyor ve etkileyici bir hal alıyor.Filmin sonu çok güzel bitiyor. (heyecanı kaçmasın diye sonunu söylemiyorum).Polat Alemdar bu filmde, önceki filmlerin verdiği tek başına ordu dağıtan rambo&görüntüsünden sıyrılıp ekip çalışmasına ağırlık veriyor.Necati Şaşmaz oyunculuğunu üst düzeye çıkarmış ve kardeşi yanında olmadan da üst düzey film yapabileceğini ispatlamış oldu.Kısacası paranızı saçma sapan filmlere vereceğinize Kurtlar Vadisi Vatanı izleyin.","label":9} {"text":"Anlaması zor ama harika bir film. Yönetmen bütün bir filmi sadece finalde anlattı. Kimsenin tahmin edebilmesini ben mümkün göremiyorum. Ve Oyunculuklar nasıl bu kadar güzel olabiliyor. Ryan Gosling sen harika bir oyuncusun. Ayrıca Sam restourantları gezerken siyahi kadın Xanax ilacı istiyor şakayla karışık. Filmin sonunda bu siyahi kadın ağlıyordu. Henry, onun ağladığından dolayı hayalinde ona sakinleştirici verdirtmeye çalışıyor.","label":8} {"text":"Nerden izliyeceğim bu filmi yardım ediniz.","label":8} {"text":"O la la, dardanella Lezbiyenlik güzeldir konulu şiirimizi dinlediniz, robokap çekmeye benzemez bu Paul efendi.","label":3} {"text":"insan haklarında bize ders veren bir avrupa ülkesinin yakın tarihinden insanlık dışı olay.. en güzelide bence olayın tarafsız verilişi.","label":6} {"text":"Osman Cavcı'dan genelde utanç olarak anılan erotik film dönemine farklı bir bakış açısı.","label":6} {"text":"Conor McCarron, çok iyi iş çıkarmış.. Zaten ödülünü de almış.. Hayat hiç istemediğiniz bir şekilde ilerleyebilir.. Siz çok başarılı olsanız da, çevreniz sizi içine çekebilir.. Güzel bir dram.. Sonradan yoldan sapanlardansanız, daha çok hoşunuza gidecektir..10/7","label":6} {"text":"bence filmde kadinin duygulari tam anlatilamamis.kitabini okuyacagm eminim o daha iyi anlatmistir.","label":5} {"text":"Şizofreni hastalığından muzdarip iki gencin yürek burkan hikayesi. Bir efekt yığını görmeyi bekliyordum beni bu bakımdan şaşırttı. Güzel bir film. Çocuğu olmayanlara veya çocuk olmayanlara öneriyorum. Saygılar.","label":8} {"text":"Çok kötü, çok kötü bir film. Seneryo derinliği yok, oyunculuklar vasat, verilmek istenen mesaj anlaşılmıyor. Bir tık çekimler iyi başka hiçbir artısı yok. Özette; Aylin baskıcı babasından kurtulup oyuncu olmaya çalışıyor diyor. Ama babanın baskıcı olduğuna dair hiç bir detay sunmuyorlar bize. Aylin'inse oyuncu olmak için ciddi bir çabası varsa da filmde yansıtılmıyor. Bol bol hacıosman metro izliyoruz. Yönetmen ve ekiple bizzat konuşma fırsatım oldu IKSV Film'de. Yönetmen heves etmiş, parası var. Çekmiş işte. Boşuna 2 saatinizi çöpe atmayın derim.","label":3} {"text":"30-35 dk lık efsane efektleri olan bir film. Kesinlikle izleyin. Bir şey kaybetmezsiniz. Sadece 35 dk. :) Çok fena bir absürd-komedi-aksiyon......","label":8} {"text":"Müziği psikolojimi bozan film. Bu film ardından ne zaman bu müziği dinlesem uzun süre kendimi kötü hissettim.","label":9} {"text":"Tam bir trash tanımlaması. Ama 'Its too big to fit in here' sahnesi beni ciddi ciddi eglendirmeyi başardı :))","label":1} {"text":"Çerezlik, son sahnede sanki Superman tekrar oynayabilsin diye çekilmiş gibi geldi","label":5} {"text":"Güzel yanlarının olduğu gibi vasat kalan yanlarıda vardı.Filmdeki aşk sahneleri çok yapmacık geldi bana.","label":4} {"text":"rica ediyorum bu filmi internete yukleyim benim izleme firsatim olmadi yuklerseniz cok mutlu olacagim herkez bekliyo","label":9} {"text":"Siber-punk, benim çok sevdiğim, ilgiyle takip ettiğim bir tür. Nemesis, kötü oyunculukla piç edilmiş bir yapım. Böylesi zengin bir altyapı, niye bu şekilde israf edilir ? Oyuncuların çoğunu manken ajanslarından, göçmen bürolarından toplamışlar sanırım. Zira, ya fazla güzel ve beceriksizler yada çok pespaye ve şaşkın insanlardan oluşuyor, oyuncu kadrosu. Ayrıca, filmde atılan her fişek havay uçmakta, her kurşun bir şeyleri patlatmakta, mermi yiyen her şey alev almakta..... Bir noktadan sonra sırf eğlenmek için izledim.","label":4} {"text":"gzl ve hareketli türünün iyilerinden","label":6} {"text":"izlenmeyecek kadar basit siradan bir film sadece zaman kaybedersiniz 0,5/5","label":0} {"text":"Gerçek hayat gibi bir yapıt. Bir sanat şaheseri. Yönetmenin ustalığı belli oluyor. Her ayrıntıyı muhteşem bir şekilde çekmiş. Hayattan sahneler, kareler getiriliyor gözümüzün önüne. Doğanın güzellikleri, bir ailenin hem yaşadığı dram ve mutluluk ikisi de bir arada. Çocukların bahçede özgürce oynadığı sahneler, o doğal duygusal anlar. Çok derin ve samimi bir film. Biranda filmin kesilip belgesellik görüntülerin ve klasik müziğin girdiği sahneler. İnsanın tanrıya olan bağlılığı. Babanın çocuklarına karşı duyduğu karşılıklı sevgi ve annesinin çocuklarına duyduğu sonsuz sevgi. Yaşamın iyi tarafları, mutluluk tabloları gözümüzün önüne serilmiş. Doğal ve samimi insanların, ağaçların, denizlerin, mutluluğun arasında geçen hikayede çok az konuşma ve söz olmasına rağmen o rüzgar kadar sessizce söylenen her söz taş kadar ağır ve etkileyici zaten söze ne gerek var ki muazzam görüntü sizi yerinizden alıp başka dünyalara sürüklüyor başka bir hayatın içine. Her ayrıntı en muhteşem haliyle çekilmiş. Oyunculuklar gerçekçi ve ciddi. Tek kelimeyle rüya gibi bir film. Kurgusu kimin umurunda, görüntüsü ve sanatı yeter. Başyapıt niteliğinde. Sanatın seviyesinin had safhada olduğu bir film. Kesinlikle görülmeli","label":9} {"text":"berbat...","label":1} {"text":"İntikam, kimlik bunalımı gibi temaları içinde bulunduran film. Sevdiği kadını kaybetmiş, ondan bütün benliğiyle intikam almak isteyen adamın hikayesi.","label":5} {"text":"kötü bir korku komedisi olmuş. birine sorsan sevişirken başına gelebilecek en olmadık şey nedir diye? herhalde \"kadının vajinasından bir pirananın çıkıp seni ısırması\" akla en son gelir. işte böyle bir sahne barındıran film.","label":4} {"text":"İlk sinema filmi ve çizgi dizleri kadar olmasa da, eğlenceli...","label":6} {"text":"Bu filmle ilgili ikinci yorumum. Çünkü demin tekrar izledim. Bu tarz filmlerdeki göresllik ilk izleyişte o denli insanları etkiliyor ki çok basit kurgusal hatalrı bile görmenize engel oluyor. Velakin ikinci defa izleyişimde filmdeki ortam ve olay ve nesneler ile ilgili onlarca uyumsuzluk sezinliyorsunuz. Bu cidden rahatsız edici. Hani en basitinden şu örnekle koca gemi sokaklarda dolaşıyor. Ve bunun gibi onlarcası.","label":9} {"text":"Film mantık hataları olmadan ve ana hikayeyi ilmik ilmik örerek sonunu getiriyor. Lakin herkese hitap edeceğini sanmıyorum. Ben top 250'de diye izledim ve aşırı keyif aldığımı söylemesem de (( 10/7,5'dan 8 ))","label":7} {"text":"filmle ilgili özet bilgiyi okurken senaryonun devamı gözümün önünde canlanıp çok sürprizli bir film olacağını düşündürmüştü bana.. Fakat çok erken sonlandı bence.","label":6} {"text":"“The Peanut Butter Falcon”, hikâyesini de birlikte yazan Tyler Nilson ile Michael Schwartz’ın yönetmen koltuğunda oturdukları ilk (debut) uzun metrajlı sinema filmi… Dünya prömiyeri, 9 Mart 2019’da South by Southwest Film Festivalinde (SXSW) yapılan ve 9 Ağustos 2019 tarihindeki sınırlı salon gösterimi ile Amerika’da vizyona giren filmin, 7.6/10 (68.731 oy) ve 4.6/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.5/10 (216 yorum) ve 70/100 (28 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan (özellikle de izleyici) sayıları yeterince yüksek olmasa da, iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de Ne olur ne olmaz diye düşünerek, Mark Twain’in Mississippi Nehrini merkeze alan Huckleberry Finn öykülerinin modern bir yeniden anlatımı tarzında kurgulanmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Tabii ki, bunun içinde, 6,2 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve brüt 133 milyon dolar gibi “sağlam” bir hasılat rakamına da ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe karşımızdakinin; filmde Down sendromlu Zak’ın (Zack Gottsagen) hikâyesi anlatıldığı için, “Şimdi olumsuz bir şeyler yazar ve düşük bir puan verirsek millet bizi tefe koyar” endişesiyle birazda duygularıyla hareket eden eleştirmenlerin, San Diego Reader’dan Matthew Lickona, Orlando Weekly’den Cameron Meier, San Francisco Chronicle’dan Mick LaSalle, Austin Chronicle’dan Marjoire Baumgarten ve benzeri istisnaların dışında kalan büyük çoğunluğunun “kantarın topuzunu kaçırmak” pahasına hak etmediği yüksek puanlar ile göklere çıkardıkları filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Hele birde, bu eleştirmenler arasında NYC Movie Guru’dan Avi Offer gibi 10 üzerinden 8.56 vererek, sanki Kapalı Çarşı’daki bir kuyumcunun hassas terazisinde 22 ayar altın veya çok değerli taşlardan oluşan bir gerdanlığı tartıyormuşçasına enteresan puanlama stillerine imza atarak film değerlendirenler de var ki, daha fazla konuşmamak için insan kendini gerçekten zor tutuyor… Hâlbuki bunca övgüye layık görülen bu film, kesinlikle Dustin Hoffman ve Tom Cruise ikilisinin sıra dışı performansları sayesinde 4 Academy ödülüne birden ulaşan otistik Raymond Babbitt ve kardeşinin yol hikâyesinin anlatıldığı bir “Rain Man” (1988) olmadığı gibi filmde rolüne tam oturan tek isimde ne yazık ki, sadece Zack Gottsagen olmuş… Bize göre, uzunca bir süredir ortalıklarda görünmeyen Shia LaBeouf ile “Fifty Shades” serisinde Anastasia Steele karakterini canlandıran Dakota Johnson bu filmdeki, Bitse de bir an önce gitsek dercesine oynadıkları rollerinde bayağı bir sırıtmışlar… Ki, zaten hamile olan karısı ve doğacak çocuğu ile daha fazla ilgilenebilmek adına bir son dakika iptaline gitmeseymiş, Shia LaBeouf’un yerinde Ben Foster oynayacakmış… Yani aslına bakılırsa, bizim izlerken gördüğümüz bu ciddi uyumsuzluğu&, filmin yapımcıları daha işin en başındaki casting aşamasında fark etmişler fakat ne çare olanlar olmuş bir kere… Peki, bu film izlenilmez mi? Elbette izlenilir… Hem de bir demlik dolusu çay ve mevsim meyveleri ile (yağı ve tuzu kıvamında ayarlanmış) patlamış mısırdan oluşan atıştırmalıklar eşliğinde, “ailecek” tadını çıkara çıkara… Zira bizimkisi birazda, herkesin gözüne batmayacak olan detayları değerlendirilerek yapılan teknik bir yorum – analiz… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; hani öyle böyle çaktırmayı bırak da neredeyse gözümüze soka soka “duygu sömürüsü” yaparak film çekmeyi marifet zanneden Tyler Nilson ve Michael Schwartz ikilisi ile benzeri sinemacılara, “Sırada ne tür işler var?” diye sorarak kullanmak isteriz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde (2’yi düşük 2,5’i de fazla bulmamıza karşın) Zack Gottsagen’in hatırına puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, abartılı& puan ve yorumların etkisiyle büyük beklentilere girmeden “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":4} {"text":"gayet başarılı,klasik,komik ve sürükleyici bir film olmuş.10/8","label":7} {"text":"Filimin afişine bakıldıgında dandik görünse de vakit geçirmek için ideal bir filim izlerken sıkılmadım boş vaktınız varsa izlemenızı tavsıye ederım kesınlıkle vakıt kaybı değıl ve afişi kadar dandik bir filim değil iyi seyirler :)","label":8} {"text":"Kesinlikle çok film ve dizi sever olarak izlemeyin boşuna vaktinizi kaybetmeyin cinselliği de çok abartmışlar bir Türk toplumuna yakıştıramadım","label":0} {"text":"Başından sonuna kadar pek ısınamadım,bunda ingiliz ve türkler arasındaki farklı mizah anlayışının büyük etkisi var.Zaman kaybı benim için","label":5} {"text":"Çığlık 1, 2, 3, sanırım yakında 4de geliyor... korku dalında benim tarzım olmayan ve seyrederken oldukça sıkıldığım filmlerdir...","label":4} {"text":"Her şey kendi içinde. Öncelikle başrollerin filme çok yakıştığını söyleyerek başlamak istiyorum. Anna karakterinde Taissa Farmiga zaten Vera Farmiga gibi gizem ve gerilim filmlerine çok yakışan bir oyunculuğa sahip. Mark Strong'ın da oyunculuğuna laf yok zaten. Film en başından beri sizi sürüklüyor. Ne olacak acaba derken bir bakıyorsunuz film son safhasına gelmiş. Sonu beklenileni karşılamasa bile yine de başarılı bir yapım olmuş. Son zamanlarda bu tarz gerilim filmlerini izlemek mutluluk veriyor bizlere. Korku ve gerilim filmi hayranı olarak gayet izlenilebilecek bir film sizi bekliyor. Konu da ilgi çekici olduğu için hemen filme bağlanacaksınız. Başroller dışındaki oyuncuların biraz dışarıda kalıyor olması da bir gerçek, ama yine de havada ki gerilimi, gizemi sonuna kadar hissedeceksiniz. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"spoiler içerir! üzgünüm ıvan locke ama babanla aynı bksunuz maalesef, aslında babana söylediklerini kendine söylediğini biliyoruz. telefonda kendi hayatını değil, aslında sana değer vermiş diğer insanların hayatının içine ettiğinide biliyoruz.. sorumlu görünüp aslında ne kadar sorumsuz ve kocaman egolu bir yavşak olduğunda cabası. tek mekan filmlerini oldum olası sevmişimdir ama bu film beni tatmin etmedi. tom hardy dışında her şey yetersiz. yine kendisine güvenenleri mahçup etmeyerek işini fazlasıyla yapmış. verdiğim puanlar sadece onun hatırına.","label":5} {"text":"10 yaşımdayken izlemiştim, o zaman çok korkmuştum. Evde bulunan ses sistemi de iyi bir şeydi. Filmin ses efektleri de iyi olunca korkuya sarmıştı :)","label":6} {"text":"binlerce virüslü ve zombili film var... bunların arasından üst düzey bir film edasıyla çıkagelen, ölmeden zombi olan mahlukat yaratılan, arasında biraz ondan biraz bundan katılarak ortaya hiç bir şey çıkmayan, başroldeki oyuncunun bile elindeki belgeyi okurken boş gözlerle bakması ve kendine has duruşu olmayan, bu türe hiç bir şey getirmeyen, aldanası bir film kandırmacasından ibaret zaman değerliği, sıkılmazsak şayet.","label":4} {"text":"Serinin en iyisi ve en başarılısı bence bu filmdi. Dövüş sahneleri diğerlerine göre çok etkileyici. Scott Adkins filmde döktürmüş. Şahane bir performans.","label":7} {"text":"Beklentim daha yüksekti. O nedenle beni tatmin etmedi. kötü diyemem ama beni çok etkillemedi.","label":3} {"text":"UTANÇ duygusunun en baskın olduğu belgeseldi bana göre. Uzun süre etkisinden kurtulamayacaksınız.","label":9} {"text":"Kimse kötü yorumlara aldırış etmesin..Evet ağır ilerliyor ama filmde sürekli bir merak içinde hissediyorsunuz kendinizi..Cidden ben çok beğenerek izledim..Ters köşeye yatıran finali ise filmin kalitesini ortaya koymaya yetiyor..10/10","label":9} {"text":"Öyle güzel bir film ki insannın içine dokunmuyor değil. İçten sevecen ve güzel bir film Kitaptan Uyarlanan bir film Bir kız yazmak için neler yapabilir hepsinin cevabı bu filmde Geoffrey Rush rolune iyi gitmiş. P:8.5","label":8} {"text":"Edgar Allen Poe zamanının çok ilerisinde bir yazarmış. Hikaylerindeki kasveti hoş bulurum genellikle. Filmi izledim ve ortalama buldum. Çok aşırı heyecanlı ve gerilimli olamamış ne yazık ki. İçerisindeki kasvetli hava filme fazla aşırı gelmiş ve filmi boğmuş. Sürpriz unsuru önceden tahmin edilebilir olsa da senaryosu güzel işlenmiş. John Cusack'i bu tarz gerilim filmlerine çok yakıştırıyorum. Poe rolünde iyi bir iş çıkarmış diyebilirim. Boş vaktinizde izlenebilir. Tabi bir Poe severseniz bu filmi kaçırmayın. \"Nevermore...\"","label":6} {"text":"\"Sorgulamadan hizmet et.\"","label":7} {"text":"Açıkçası filmi izlerken sıkıldım...Zaten filmde verilmek istenen düşünce bana saçma geldi yani şöyle ki : insan mutluluğa sahipken nie mutluluğu farklı yerlerde ve farklı kişilerde aramayı isterki??? bence insan mutluluğu farklı şeylerde arıycana elindeki mutluluğa sahip çıkmalı... 10/6","label":5} {"text":"konu standart süre gereğinden fazla olmasına rağmen iyi oyunculuklukla ve tabiki al pacino ustayla farklı bir boyuta geçiyor tavsiye ederim pişman olmazsınız","label":7} {"text":"başta oyuncu kadrosu olmak üzere, kurgu senaryo.... her şeyiyle süper bi film.","label":7} {"text":"nasıl 8.3 oluyo bu filmin puanı ben anlamadım","label":3} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en sıkıcı filmdi.Filmi kitabı ve de afişi gözüme çarptığı için izledim; fakat beklentilerimi karşılamadı.İlk bölüm çok sıradan, çok sıkıcı.Açıkcası İngilizler üzerine filmde pek de güzel bir şey yok.Cinsel yaşan odaklı,aldatma,aldatılma.Filmin ikinici yarısı daha hareketli geçsede bana göre izlenmese bir eksikliği hissedilmeyecek bir film..Film ile beyendiğim tek şey saraylar ve de Düşeşin Dükün giyimi :)","label":1} {"text":"Acayip bir film. Her parçasıyla orjinal bir film. Güzel bir film. Korkuturken güldüren, güldürürken düşündüren, düşündürürken şaşırtan, şaşırtırken acıktıran film.","label":8} {"text":"Dabbe ve siccin serisinden farksız. Filmin bir amacı yok. İlk iki filmle alakası yok. Büyücünün neden büyü yaptığı açıklanmamış.Tamamen zaman kaybı.","label":1} {"text":"Kirk Douglas'ın oyunculuğu mükemmel. Adam rolüne öyle iyi bürünmüş ki bir an bu adam acaba gerçekten askerlik yapmış mı diye sorguladım. Özgün senaryo antimilitarizmi iyi serimlemiş. Filmin çekimleri estetik açıdan harika. Siper sahneleri, taarruz sahneleri, idama götürülüş sahnelerinde belki de sinema tarihinin en iyi takip kamerası kullanımı yapılmış. Tam idam sahnesindeki plan mükemmel. Nitekim Kubrick döktürmüş yine. Harika bir film, izleyeni kendi atmosferi içine çekmeyi başarıyor.","label":8} {"text":"Kadın olmak zor. Çocuk olmak zor. En önemlisi Ortadoğu'da insan olmak zor. Kefernahum'um eski tarihi ile günümüzün bu kadar örtüşmesi de epey düşündürücü.","label":7} {"text":"Ben Affleck, yazmış, yönetmiş, oynamış.. Olmuş mu?Olmuş ama daha iyi olabilirdi.. Yazıp yönetmesine birşey demem ama Ben'in oyunculuğu hep vasat.. Hiç bu konuda kendini geliştiremedi.. Mafya, gangster filmlerini seviyorsanız izleyin..10/6","label":6} {"text":"Çok ilginç beni engelleyen kişilerin saçma sapan hakaret dolu yorumlar yapması ne büyük tesadüf. Michael Bay gibi yönetmenlerin aksiyonluğuna laf atma cehaleti büyük sorun zaten. Transformers ile sinema tarihine geçen bir isme hakaret etme edepsizliğine uzak olmak ne büyük onur. :D Neyse filme dönersek eğer film bu konuda aksiyonu bize yaşatıyor da senaryo biraz iyi değil gibi. Jake gerçekten filmin ilerlemesinde önemli etken. Michael de bu işe girmeseymiş hiç gerek de yokmuş. Pandemi sonrası bu tarz filmler görebilmek lütuf olsa da klişe işleniş ile dolu. Beklentiyi düşürüp izleyin derim. Çatışma sahnelerinde Arka Sokaklar havası olması da hadi ya yuh bari siz yapmayın dedirtti doğrusu. Ha aman boş ver ben aksiyon, çatışma, arabalar uçsun işte istiyorum kafasındaysanız film size göre. Polis vuruldu diye tüm teşkilatın diğer canları hiçe sayması da ilginçti. Bu olay biraz abartılmış filmde. İyi seyirler. Saygılar.","label":5} {"text":"Helal olsun adamlara.Müthiş bir film.10/9","label":8} {"text":"2-3 arkadaş sıradan bir günümüzü kayda alsak daha güzel olurdu herhalde...","label":2} {"text":"Serinin en kötü filmi. Teknik olarak tam puan fakat film olarak 5 üzerinden 2 puanı zor hak edecek bir yapım olmuş.","label":4} {"text":"Bu kadar super orginal guzel anlamlı bir filim izlemedim. Harika 2 defa arka arkaya izledim bir babamın engelli oğluna şimdiye kadar nasıl anlamadım onun oğlum olduğunu demek mahvediyor insanı. Harika Ve tekrar ...................izliyorum :)","label":9} {"text":"çerezlik aile ile izlenecek bir film.","label":6} {"text":"Tek kelimeyle harika! Bu kadar vahşet dolu karakterleri beyaz perdeye komik bir şekilde sunmak, filmin en çarpıcı yanı durumunda. Ders niteliğinde bir film...","label":8} {"text":"babası yakmaya çalıştığı için ","label":9} {"text":"Gerçekten çok kötü. Bir tür absürd tiyatro izliyorsunuz hissi oluyor, bir yandan da o sürekli hareket eden kamera yok mu! Sanki Arka Sokaklar'ın kameramanı Hollywood'a transfer olmuş... Diyaloglar insanı yoruyor, sayısını unuttuğum kadar öyle şaşkın bakakaldım ekrana. Olmamış July, olmamış Chris...","label":4} {"text":"sadece çocuklara hitap eden bir film olmadığından eminim diyebilirim. iyi ve kötü kavramına değişik bir bakış açısı getirmiş. eğlenceli olmakla birlikte klişeleri parodiye çevirip sıkılmamanızı sağlamış. kick ass'den sonra izlediğim en iyi süper kahraman filmi. kafamdaki 'super hero' kalıbının değişmesini sağladı.","label":7} {"text":"Tim Burton deyince insan daha güzel bir şey bekliyor. Görsellik falan tamam da o sondaki dans olayı olmayacaktı ya. Nerde Corpse Bride, nerde Alice In Wonderland hey gidi Tim Burton? Umarım Frankenweenie bunların hepsini telafi eder. Bir umutla bekliyoruz.","label":6} {"text":"Film de oyuncular da müzikler de gayet iyi neyini beğenmemişler anlamadım. İlk sahneden itibaren sizi içine almayı başarıyor ve son sahneye kadar da bırakmıyor. Gayet keyfliydi.","label":7} {"text":"ilk hellboyu sevmiştim.guillermo del toro nun çok daha iyisini de yapabilecek bi yönetmen olduğunu düşünmüştüm.ama panın labirentini izleyince hayallerimin bile ötesinde bi iş ortaya koyduğunu gördüm.bu filmdende ümitliyim.tabiki bu bi panın labirenti olmayacak.zaten safkan bi popüler sinema örneği hellboy ama nitelikli bir popüler sinema örneği.ilk filmin gerisinde bi film olacağını tahmin etmiyorum.","label":4} {"text":"İlginç ve güzel bir film. Biraz laf kalabalığı yapıldığı için yoruyor o kadar.","label":6} {"text":"mikemmel. \"Will Sampson konuştuğu ve jack nicholson 'ın şaşırdığı sahne için bile izlenir.\"","label":8} {"text":"Sevdiği kız için futbolcu olmaya karar veren Kemal Sunal'ın, duvar Ahmet'ten öğreneceği ve ona öğreteceği çok şey vardır.. Keyifli Bir Kemal Sunal filmi daha..","label":5} {"text":"film fena değil.. ama öyle çok zevk alarakta izlemedim açıkcası.. bir kere Ben Affleck e batman rolü hiç yakışmıyor bunu önceki filminde de söylemiştim kostüm bile üzerinde emanet gibi duruyor.. bunu dışında görsel efekt olarak iyiydi..","label":5} {"text":"Gereksiz bir film çekilmesede olurmuş...","label":4} {"text":"Sinemalardayken izlemiştim,ve hiç güzel değildi...4/10","label":3} {"text":"Liam Neeson ve Justin Long için çok üzüldüğüm film. Ne ara ne kadar çaresizliğe düştüler de böyle bir filmi çektiler? Film bir şeyleri anlatmaya çabalarken aksiyon oluşturma çabasında tamamiyle kendisini kaybediyor. Her şeyi yarım yamalak işlenmiş bir film. Oysa güzel şeyler çıkartabilrlermiş.","label":4} {"text":"clint eastwood hakikaten çok bozdu, yani öyle böyle değil; baya bozdu...","label":5} {"text":"Bu filmde Charlie Chaplin kendi tarzının dışına çıkarak daha önce oynadığı karakterlerin tam tersine bir karakteri canlandırmış diyebilirim. Ben filmi çok başaralı buldum. Filmi izledikten sonra Chaplin isminin neden efsane olduğunu daha iyi anladım. Ayrıca filmin senaryosunu Orsen Welles'dan satın alarak Chaplin tekrar yazmıştır. Sonuş olarak ortaya harika bir komedi suç dram ayarında film çıkmıştır. Bu filmi mutlaka izleyin.","label":8} {"text":"bir filminim başında \"a film by david cronenberg\" yazısı çıktığı an başlıyorum gerilmeye... Yine harika bir film. yine dezenformasyona uğramış bedenler yine çılgınca bir senaryo. filmden bir çok alt metin çıkarbiliriz. bazıları filmin baştan başa bir aids metaforu olduğunu söylüyor bazıları kafkavari bir dönüşüm hikayesi olduğunu orası size kalmış","label":7} {"text":"Kötü film nedir için çekilmiş, hiç bir tutar yanı olmamış bu filmin. ıyyy tüylrim bile diken diken oldu.","label":0} {"text":"Çok paranız olabilir ama yalnızsınızdır. Çok iyi bir işiniz olabilir ama yalnızsınızdır. İyi-kötü (hadi bayağı kötü) evi paylaştığınız akrabalarınız vardır, yalnız kalmak istersiniz ama bu size beddua edilmiş bir yalnızlık bırakır. Bu yalnızlığın nereye varacağını az çok kestirebiliriz. Ve bu yalnızlığı gidermek için durmadan konuşursunuz ama kimseyi dinlemezsiniz. Durmadan kadınlarını öldürürse bir toplum doğal olarak sap gibi yalnız kalmaya mahkumdur. İş arkadaşlarımız var ama içimizi dökecek, derdimize derman olabilecek samimiyette değiliz. Anlamak istemiyoruz belki de anlaşılmak da istemiyoruz. Her şeyimiz var ama derdimizi anlatabilecek kadar yakın olduğumuz dost ve arkadaşlarımız yok. Bizi biz olarak sunmaktan korkuyoruz. Her şeyimiz yapmacık. Samimiyet olmayınca, değer vermeyince karşımızdakine birer makine gibi yaşamlar sürmeye başlıyoruz. Canlılardan umudu kesmişiz adeta ölülerimizden yoldaşlık bekliyoruz. Çok acı çok. Mükemmel bir film olmuş, teşekkürler...","label":6} {"text":"bence güzel bir aşk filmi… profilinde başka birini kullanan çinlinin aşk hikayesi.. Sürükleyicilik ve kadro gayet iyi kurgu sorunsuz… bir solukta kendini seyrettirmeyi başarıyor.. Abartısız küfürsüz…","label":7} {"text":"Amerikan absürt komedisinin başarılı yapımlarından olduğunu düşündüğüm nostaljik serinin ikinci filmi. Her ne kadar ilki kadar başarılı olmasa da yine ince esprilerin bulunduğu bir filmdir.","label":6} {"text":"Oyuncu-Çift eşleştirmeleri oldukça uyumsuz olmuş. Ayrıca oyuncu kadrosu gerçekten kötü. Vince Vaughn ile Kristen Bell'i ayrı tutuyorum, ikisini severim. Mesela Jason Bateman ile Kristen Bell'i çift yapmak olmuş mu? Olmamış. Vince Vaughn ile Malin Akerman eşleşmesi bir nebze kurtarıyor. Filmde komedi adına pek bir şey yok. Tek güldüğüm sahne, yoga yaparken gerçekleşen bir diyalogdu. İlişkiler üzerine yapılan, daha çok evli çiftlere hitap ettiğini düşündüğüm, bayat bir film. Haa filmde doğanın müthiş güzelliklerini, masmavi okyanusu izlemek insanın içini açıyor tabi ki. 5,5/10","label":5} {"text":"Filmin ne iyi ne kötü olduğunu düşünüyorum ama puanı kesinlikle balon. Sıradan insanların başına gelebilecek yada yol açabileceği absürt olaylar zinciri anlatılmaya çalışılmakta ama karakterler gerçekten ne derece sıradan? Açık konuşmak gerekirse filmi sadece Marge karakteri için bitirdim desem yeridir. Komik yanları vardı, ciddi bir ekonomik krizden çıkma planının varabileceği noktanın anlatılış biçimi de güzeldi ama 8 puanlık bir filmde değildi.","label":6} {"text":"yorumum gözüksün diye filme 1 puan verdim... şaka bir yana bu film adı copy / paste olmalıymış. türkiye'de hırsızlık sinemaya kadar uzanmış. bu filmin çekilmesindeki tek amaç para. bunun başka açıklaması olamaz.","label":0} {"text":"Kanada'nın 2012 yılı Oscar adayı filmi. Başta Fellag olmak üzere oyunculuklar çok başarılıydı. İçinde insani duygular barındıran sıcak bir film.","label":6} {"text":"Sinemada izlerken çok sıkılmıştım.. nicole kidmandan beklemezdim böyle gereksiz bir film.. oyunculuklar tabiki başarılı ama filmi kurtarmaya yetmiyor.. 3/10","label":2} {"text":"Birbirinden sadist iki insan ve onların hayatına giren masun genç kızlar.. Doğru yoldan sapma, ders niteliğinde işlenmiş bir konu. Gerçek hayatta duyduğumuz, gördüğümüz pekde yabancısı olmadığımız şeyleri konu alan bir film. Güzel, izlenebilinir.","label":6} {"text":"Ne filmdi ama!! Yılmaz Erdoğan da en iyi yardımcı oyuncu Oscar'ına aday olacak öyle mi?? Klişeler geçidi, gerçekten kötü. Russell Crow' un göründüğü sahneler haricinde bunun yabancı bir film olduğuna kimse inanmaz. Muhteşem Yüzyıl savaş sahneleri bile daha kaliteliydi. Aceleye getirilmiş bir senaryo, hızlı geçişler, mantıksal kopukluk, ne ararsan var Bizim iki oyuncu da ezilmiş, ikisinde de sıradan figüranlar gibi bir garip tutukluk... Cem Yılmaz için de bak bu komedyen biraz daha esprili şeyler yaz demişler sanki senariste...Sonuç olarak Türk oyuncular olmasa ve bizden öğeleri barındırmasa Atatürk'ün geldikleri gibi giderler sözü bu filmin vizyonda kalma süresi için geçerli olabilirdi!","label":2} {"text":"Orta düzeyde bir romantik-komedi filmi, fazla beklenti içerisine girmeden oturup keyif almaya bakın..","label":5} {"text":"Psikoloji-gerilim tarzında bir film ve karakter yaratılmaya çalışılmış ama pek başarılı değil","label":6} {"text":"Çok iyi bi konusu var filmin ancak filmde aksiyon sahneleri üzerine fazla düşüldüğü bu konunun aynı derecede iyi işlendiğini düşünmüyorum. Christian Bale içinse diyecek bir şey yok, adam tüm rollerde çok iyi oynuyor.","label":6} {"text":"western film özlemi çeken amerikanlar vermiş puanları heralde film bana göre o kadar da iyi değildi.","label":5} {"text":"Gerilmi yüksek başarılı bir film bence.","label":6} {"text":"Filmi beğenmedim. Başrol oyuncumuzun kaliteli performansı gözler önünde fakat film tamamen bir Yahudi propagandası. Antisemitizme karşı ters bir etki yaratmak yerine, aslında paralelmiş gibi duran şeyler söyleyip, amaç olarak çok farklı şeyler gütmekte. Sanırım modern çağın sorunu bu. Bana kalırsa zamanınızı bununla kaybetmeyin. Piyasadaki diğer filmlere yönelin, eminim daha faydalı olacaktır.","label":1} {"text":"Sene 1899'u ve yaptıklarını düşündüğünüzde 5 yıldızı hak etmiştir.","label":7} {"text":"kötü uyarlanmış bir film bence. böyle önemli bir kitap daha başarılı, yetenekli bir yönetmen tarafından neden sinemaya taşınmadı düşündürücü. kötü bir uyarlama olmasına rağmen yine de christian balein olağanüstü performansı filmi heyecanla izlettiriyor. şiddet sahneleri gayet başarılıydı. film olarak bakınca orta düzey ama uyarlandığı romana göre kıyaslayınca kötü bir uyarlama demek daha doğru olur sanırım. balei izlemek son derece keyifliydi onun için tavsiye ederim.","label":5} {"text":"Cem Yılmaz'ın farklı birşeyler yapma amacıyla çıkmış olduğu bu yol, Türk sineması için gerçekten farklı yapıtları görmemizi sağladı. 4 karakomik filmin içinde en beğendiğim bu oldu. Sanki Oscar'lık bir film olmanın eşiğinden dönmüş gibiydi. Dramayı biraz daha yedirtebilseydi, günün sonunda ağlatabilirdi diye düşünüyorum. Sonuç : Ne için dua ettiğinize dikkat edin :)","label":7} {"text":"HD fragmanını izdiğimde hayran kaldım. tüm zamanların en güzel klasik bilim kurgu filmi. yeni efektlerle harika. benden 10 puan.","label":7} {"text":"Bu filmi az önce izledim ve şu an acayip sinirliyim. Güzelim filmi mahvetmişler. Ne bir derinlik kalmış ne bir insani yönü. Filmin bütün derinliğini, duygu kısmını ve insani yönünü çıkarmışlar, abuk subuk detaylar ve olmayan hikayeler eklemişler. Ortaya 4. sınıf çerezlik bile izlenmeyecek bir film çıkmış. Asıl olaylar bu kadar geçiştirilir ve saçma sapan sonradan eklenen şeylerin üzerinde bu kadar çok durulur. O son nasıl bir saçmalıktı? Orjinali Kore yapımı olan Oldboy varken bu filmle vakit kaybedilmez, kaybedilmemeli.","label":0} {"text":"çekimler harika sırf bu yüzden bile izlenir izlerken hiç sıkılmadım. Bu arada film içinde gösterilen sessiz filmde Goddard ve Anna Karina'nın oynaması da hoştu.","label":7} {"text":"eğlenceli, sıcak, komik,harika bir film,,,müziklerde cabası:)","label":8} {"text":"Baştan sona klişelerle dolu bir hayal kırıklığı... Konu güzel, oyuncular süper, gel gelelim başarıda Legion'ın şansız ikizi olmaktan kurtulamıyor. Sırf Mr. Bettany'nin cool sesi, rolüne uyan tipi ve duruşu için 5/10.","label":4} {"text":"Schumacher f1 den sonra buraya da el atmış:) mecazi anlamda da olsa schumi ye kadar olan yerler cok vasattı ama onun görünmesi bile yetti özellikle jean todd ile dialogları cok güzeldi oradan biz türkler cok daha güzel espriler bulabilirdik mesela sampanya partisi de olabilirdi.Film eski filmlerin cok ama cok altında.Her asteriks oburiks filminde mübalaa vardır ve bunlar dozunda ayarlanmıstır göze batmaz ama burda durum farklı tabir-i caizse işin suyu cıkmış.Sulu bir komedicilik tavsiye etmiyorum 4/10","label":3} {"text":"anladık mesaj vericeksinizde bu kadar mı uzatılır ya 2.30 saatim boşa gitti izlemeyin","label":0} {"text":"masterpiece!","label":8} {"text":"aman Steve Martin benden uzak olsun (gıcık adam)..","label":0} {"text":"Dingin bir sadelik; bir o kadar da zengin bir dil... Güzeldi...","label":8} {"text":"Tv'de izlemiştim ve çok beğenmiştim bu filmi.Oyuncu kadrosuda baya ili çekici.Şimdilerde ise bu tarz konulu filmlerin türevini bol bol alıp baya film çektiler.","label":6} {"text":"Filmde sinirimi bozan şey herifin kırk küsür yaşındayken, kızın sadece 17 yaşında oluşuydu... Çarpık çurpuk bir aşk hikayesiyle bazı tiplerin iştahı kabartılmaya çalışılıyor gibi geldi!","label":5} {"text":"James Steward, dedektif olarak başladığı rolünü son sahnelerde Dr. Jekyll ve Mr. Hyde' a bağlayarak bitirdi.. Sonunu sevmedim.","label":6} {"text":"normal bir konuyu renkler yardımıyla farklı bir şekilde ele alan sıradışı bir film. gerçekten türkiye'de daha çok salonda gösterilebilmesi gerekirdi.","label":6} {"text":"kadroya bakarak izlediğim fakat pişman olduğum oldukça sıkıcı film.","label":2} {"text":"AKSİYON FIRTINASI SOLUKSUZ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR HİÇ TEREDDÜT ETMEYİ OTURUN VE İZLEYİN 10/10 İnanılmaz görsel sahneler ve her saniyesi aksiyon dolu mükemmel bir kurgu,yapım bütçesi 200 milyon dolarlık bir film olan yenilenlerin intikamı yine izlerken izleyiciyi koltuğuna çivilemeyi başarıyor,her ne kadar finalini anlamamız için kahin olmaya gerek olmasada görsel efektleri ve inanılmaz temposu için defalarca izlemeye razıyım,yine birleşmiş milletler silahlarını bu filmde de güzel bir tatbikatını yapmış ve dünyaya sergilemiş,özellikle pilotsuz uçabilen ve havada asılı kalabilen uçakları v starlarının tanıtımı ile stinger füzelerinin tanıtımı ilgi çekiciydi. Kim ne derse desin.İsteyen amerikan propagandası desin, isteyen “e onlarda para b.k” desin :) Bu film bana göre 10 numara olmuş.Adamlarda para var huzur var kardeşim. Para var görsel şölen var. Para var aksiyon var. Para var; var oğlu var işte :) İlkine oranla aksiyon dozu bir hayli arttırılmış, görsel efektlerde tavan yapılmış, Megan Fox’un bana gelen iticiliği ortadan uçmuş gitmiş yerine güzeller güzeli fıstık ötesi bir hatun olmuş çıkmış :) Üstüne bir de 2. bayanı süper seçmişler.Tek bir hamlede yerle bir olan milyonlarca dolarlık uçakları taşıyan milyar dolarlık gemiler mi, kuş gibi avlanan helikopterler, tanklar mı istersiniz? A’dan Z’ye her şeyi düşünmüşler. Amerikan ordusunun yarısını bitirmişler resmen.Hele görsellik, muhteşemdi. Robotun insanlarla olan etkileşimi sanki gerçek hissi uyandırıyordu. O yönden tamam ama ah bir de bizim eleman ve başroldekiler ölümsüz olmasa.Eee o kadarda olsun diyelim :) film görsel şölen ve yüksek aksiyon hazzından başka hiçbir şey vaad etmiyor. Sonuçta ne olacağını tahmin etmek hiç de güç değil ama bir insanın bir filmde aradığı şey aksiyon ve görsellikse, bu film tam ona göre. Aksiyon ve görsellik arayanlar için süper, bunları ikinci plana atıp konuya, işleyişe bakanlar için ise sıradan bir robot filmi diyebiliriz.Ufak tefek çekim hatalarının dışında filmde göze batan hiç bir kusur göremedim hatta ilkinden daha çok beğendim İlk film kadar iyi bir devam filmiydi. Filmin görsel efectleri, aksiyon sahneleri müthiş. Uzun süresine rağmen temposu hiç bitmiyor. Ağır bilimkurgu filmi olmasına rağmen Görüntü açısından göz yormuyor. Transformers belki de çekilmesi en zor uyarlamalardan biri. Fakat Yönetmen Michael bay bunun üstesinden fazlasıyla geliyor. Böylesine mekanik bir filme duygu bile katmayı başarıyor. Bana göre Michael Bay sinemada Transformers filmleriyle hem kendisini aşmıştır hemde çığır açmıştır. Filmlerin gişe hasılatları da onun başarısının somut kanıtlatıdır. Biz Tanrı suretinde yaratıldıysak bunları kim yarattı gibi değişik sorgulatıcı yaklaşımları var filmin. Şunu herkesin dikkate alması gerekir. Receptikonlar ile Otobotlar insan üstü devasa güçlü organizmalar olmasına rağmen Yönetmen İnsanları filmde çok iyi kullanıyor. Onlar arasındaki savaş sadece bir savaş değil insanlarında içinde bulunduğu bir çatışma. Filmin özetini veya konusunu yazmaya gerek duymuyorum. Michael Bay ın başarılı oyuncu seçimleri, iyi yönetimi ayrıca filme mizah katmış olması ile de üst seviyede olan filmlerinden biridir. IMDB puanına bakmayın siz. Entel sinemacılar genelde Michael Bay ı sevmezler ve filmlerine böyle puanlar verirler. Aldatıcıdır bu yüzden. 10/ 8.5","label":7} {"text":"bir ortadogu masalının modernite uyarlaması","label":3} {"text":"önce merakımı cezbetti sonra zihnimi zapt ardından kendimi dipsiz bir çukurda ve sanki sürekli düşüyormuşum gibi hissettim film bittiginde hala bir şeyleri anlamaya çalışıyordum nafile çabalar","label":5} {"text":"kevin spacey'i, ingiliz aksanını ve hırsızlık temalı filmleri sevmeme rağmen film çok sarmadı beni.. hikaye biraz yavan.. kötü değil, iyi hiç değil..","label":5} {"text":"Bir yatılı okulda dalış sporlarıyla ilgilenen kızlar ve birgün bu gruba katılmak için okula gelen Fiemma. Fiemma'nın tek suçu bir asilzade olup kıskanılmaktı. Diğerlerinin düşündüğü gibi o kendini asilzade görmüyordu mutsuzdu aslında, yaşadığı hayatın içinde asilzade olduğu için istediği herşeyi yapmakta özgür değildi. Aşık olduğu onun sınıfından biri olmadığı için gönlüne bile kilit vurdurulmak zorunda bırakıldı. Beklediğimin çok üzerinde bir film izledim. Filmi izledikçe o kadar faklı boyutlar kazanıyor ki hiç beklemiyordum. Asıl sorunlu kişilikler sonlara doğru kendini göstermeye başlıyor çok ilginç ve enteresan bir filmdi. Filme puanım 10/7","label":7} {"text":"Hem dönem öncesi hem döneminin sonrasını sosyo kültürel ve insani bir bakışla sadeleştirerek faşizmin kendini tekrarlayan yönünü anlatıyor. Alman halkının kavgam kitabını okusaydı eğer almanyanın yönünün farklı olabileceği konusuna katılmıyorum. Çünkü Kendi cellatını yaratan bir milletin akli selim bir düşünce oluşturması bireyse anlamda bir bütünlük sağlayamayacağı için değişmezdi. Yani güce ve korkuya teslim olan bir halk farklı düşünce yaratamaz. Bir ülkenin demokrasisi, yargısı, adaleti ölmüşse o ülkenin milletide ölmüştür. İnsanlığın zekası, fikri yakılıyor. Geriye ne kalıyor....","label":8} {"text":"Haneke farklı bir adam karamsar, durgun, kasvetli ve kendi içinde natüralistbir film sunmuş. Haneke insanın içindeki kötülüğe inanmış, belki de onu yaşamış ve görmüş. Bir zamanlar aşık olunan kişi. eskiye ait hiç bir şey kalmamış, hatıralardan başka. artık bu hatıraların yerini de özellikle yaşlı adamın kabusları ve hatırlamak istemedikleri alıyor. zorluk beraberinde o eski, kötü yaşantıları çıkarıyor. imaj değişiyor. açıkçası güvercin metaforu nedir ya da ruhen yıpranan adamla bedenen çöken kadın arasındaki aşk neye tekabül eder, uzak bir iklimdeyim bunlara. Birde şunu söylemeden geçemeyeceğim karantinaya alan arkadaşlar ya haneke filmlerini bilmiyor ya da net bir kafayla izlemiyor.","label":7} {"text":"Ne zaman ki Güney Kore yapımı bir film izlerim, işte ben o zaman asla pişman olmam. Yine olmadım, yine şahaneydi.. Ahh odetaylar detaylar.. Peki ya Anne'nin şahane oyunculuğu? Peki ya şahane kurgu? Hangisi en şahane, vallahi karar veremedim..","label":8} {"text":"Ağda sahnesini iyi pazarlayan , oyunculuk denen olayın bulunmadığı rezalet bir film..","label":0} {"text":"Muhteşem. Hazanavicius'tan çok üst düzey bir film. Düşündüğünüz zaman çok karmaşık, çok farklı bir konusu yok belki de. Önceden büyük bir yıldız olan sessiz film aktörünün, sinemada sese geçildikten sonra gözden düşmesi, aynı anda bir genç aktrisin de sesli filmle birlikte yükselişii ve ikisi arasındaki ilişki. Fakat yönetmen öyle bir önümüze koyuyor ki bu hikayeyi. Sunset Blvd.& başyapıtını izleyenler, pek çok benzer nokta bulacaktır iki film arasında. Ama The Artist de sonuna kadar özgün bir film bu arada. Tabii onu diğerlerinden farklı kılan bir numaralı özelliği bir sessiz film oluşu. Film boyunca sesin kullanıldığı bir iki sahne çok çok iyi oturtulmuş hikaye akışına. Çok yerinde kullanımlar. Filmin her sahnesi ayrı güzel, ayrı bir sinemasal başarı. Jean Dujardin ve Berenice Bejo. Hayatımda izlediğim en kaliteli performanslardan bazılarını sunuyorlar. Aklıma sahneler ve karakterler geldikçe daha da fazla sevip beğeniyorum filmi. Sempatik, sıcacık, gülümseten, ama aynı zamanda eğer ki filmin ve hikayenin içine girebilirseniz sonuna kadar dramatik bir film. Bu duygusal anlarda dediğim gibi oyunculara büyük iş düşüyor. Oscar adaylıklarının hepsini kazansa hiç üzülmem, hatta oldukça sevinirim. Düşündükçe içinizi ısıtan filmlerden. Mutlaka görmelisiniz. Tek bir, ufacık bir olumsuzluk yok filme dair.","label":9} {"text":"Çağan Irmak'ın en büyük avantajı böylesine büyük oyuncularla çalışıyor olması, kendisi de en beğendiğim yönetmenlerden biri. Ulak senaryo açısından oldukça tatmin edici ve bir o kadar da fantastik bir film, izlerken kendinizi o masal dünyasının içerisinde buluyorsunuz, kimi zaman korkuyor kimi zaman neşeleniyorsunuz.. Ben filmi beğendim..","label":6} {"text":"Tipik Amerikan 'parodi ve filmleri tiye alma' filmi. Son zamanlarda bu tarz filmler çok kötüydü. İşin iyice tadı kaçmaya başlamıştı. Ancak, ben bu filmi biraz diğerlerinden ayırıyorum ve bu filmi beğendimi belirtmek isterim. Belki bu film bir Airplane bir Naked Gun çok aratıyor ama son zamanlarda bu alanda izlediğim en iyi film.","label":7} {"text":"Bu yıl izlediğim filmler arasında açık ara en iyisi... oyunculuk olağanüstü... ve son olarak yardımcı oyuncu dalında Daniel Brühl'ü aday bile göstermeyen Akademinin bir gram saygınlığı kalmadı artık gözümde.","label":8} {"text":"çok eğlenceli,çok romantik ve çok duygusal bir animasyon.gerçekten çok başarılı.disney'in en başarılı filmlerinden.müziklerde çok hoştu.kaçırılmaması gereke bir animasyon","label":7} {"text":"bittikten sonra 2 saat boş boş tavana baktırmış filmdir.","label":9} {"text":"Yüksek beklentiler içine girmeden izlenebilecek bir film. Mutlaka izlemeniz gereken bir yapim değil, listenizde başka filmler varsa sırayı onlara verin.","label":5} {"text":"İnsanlar özgürlük için neler veriyor gerçekten çok etkileyici bir hayat hikayesi izlenilmesi gereken filmlerden biri iyi seyirler","label":7} {"text":"Tüm zamanların en iyi korku filmlerinden biri. Lucienin aileyi katlettiği sahneler, işkence sahneleri hepsi mükemmeldi. Bu zamanda böyle orijinal bir film yapmak zor iş. Herkes izlemeli 9/10","label":8} {"text":"Duvarlari yikmayan , küçük sempatik eglencelik bir film ...","label":4} {"text":"bence çok güzel bir film çok beğendim ı1551452555554785763125467555559591245789315544596584457896321123456789123456789123456789cecel552511246895","label":9} {"text":"Yaşamak şakaya gelmez. Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın; Genco Erkal gibi mesela...","label":7} {"text":"Fantastik bir çıkış noktasını son derece sade ve eğlenceli işleyen, ara ara insana kendi yaşamını düşündüren çok iyi bir film. Böyle filmleri izlemek insana oturduğu yerden doğru bir şey yapmış olma hissi veriyor resmen.","label":8} {"text":"Beklentiyi pek karsilamiyo.ama yine şu cehennemde selfieden kat kat iyidir.o nasil bi filmfi oyle yaa zaman israfi","label":2} {"text":"insanı mutlu eden bir film bütün film boyunca gülümsedim :))","label":7} {"text":"oyunculukları müthiş olan nadir filmlerden birisi. judi dench ile cate blanchett karşılıklı döktürüyor resmen özellikle finaldeki oyunculukları muazzamdı. izlenmesi gereken güzel bir yapım, müzikleri de harikaydı.. 7/10","label":6} {"text":"Titanic sonunu bilip seyretmekten zevk aldığımız bir filmdir. Gemi buz dağına çarpar ve batar. Gerçek hikayeler böyledir sonunu bilir ve ona göre izlersiniz. En büyük petrol şirketlerinin birinin en büyük doğa facialarından birine sebep olmasına ve bir düzineye yakın insanın ölmesine neden olmasını ve yine elbette bir kahramanın hikayeleştirilmesini izlemek keyifliydi. Başran aşağı yarık bir yüz, mosmor bir yanağı sıkaran seven eş de artık nazar boncuğu olsun.","label":6} {"text":"Begenmedim.Konu fazla basit ve özenilmemiş geldi bana 3/10","label":2} {"text":"Aldığı puanı büyük ölçüde aksiyon sahnelerinden aldığını düşündüğüm film. Öyleki günümüz filmlerini aratmayan aksiyon sahneleri bulunmakta. Özgün bir senaryosu olmamasıyla beraber klasik hollywood aksiyon filmi. Çerezlik izle geç tarzında 90'lar aksiyonu arayan veya izlemek isteyenler tercih edebilir.","label":6} {"text":"Berbat hatta berbat ötesi giderseniz eğer yarıda bırakıp çıkmak zorunda kalırsınız. Böylesine yüksek bütçeli filmlerin kalitesiz olması çok canımı sıkıy","label":0} {"text":"Çerez niyetine,kafa dağıtmalık,sürükleyici ama basit bir film.Aksiyon için bire bir fazlası yok.Keyifli seyirler.","label":4} {"text":"çok hoş bir kurgusu var :)izlerken dikkatinin dağılmasını engelliyor kendi üzerinde tutuyor sürekli ne üzüyor nede sevindiriyor :) ilginç bir tat bırakıyor insanda","label":7} {"text":"film cok kotu dııl ama cokta ıyı dııl, bu film efsane dıosanız yanılıosunuz orta sınıf bı fılm","label":4} {"text":"Bence bir film için en zor iki şey karakter ve mizah. İkisi de yerinde tatlandırılmış.","label":8} {"text":"Steven Soderbergh'in yine güzel bir iş çıkardığını gördüğümüz, senenin başarılı ve farklı filmlerinden birisi side effects. Mükemmel bir film değil ama kurgusu, diyaloglar ve oyunculuklar adına izlenilebilir bir yapım. Rooney mara'nın performansı muhteşem, tip olarak da bu tarz çok daha yakışmış, daha da güzelleşmiş. Kariyerinde emin adımlarla yürüyor, oscar alması yakındır. Bu arada filmde tek sırıtan oyuncu Channing Tatum.","label":6} {"text":"izlemesi keyifli/çerezlik bir film. Okulda tuhaf bulundukları dışlanan üç kız cadılık ile ilgilenmektedirler ve ritüellerini tamamlamak için dördüncü cadıya ihtiyaçları vardır. Sarah'ın okula gelişi ile birlikte aradıkları kişiyi bulmuşlardır. Ritüelleri gerçekleştikçe güçleri artan bu büyücü kulübü giderek amacından sapmaktadır ve durumun tehlike çanlarını farkeden tek kişi Sarah'dır. Sarah bu duruma dur demek ister ama diğer üyelerin ciddi tepkileri ile karşılaşır. Okul ortamında dışlanma ve bu durumu tersine çevirme adına öğrencilerin neler yapabileceği gibi mesajları da barındıran film güzel komedi unsurları barındırdığı gibi hayat, ne yaparsanız size misliyle geri döner mesajını da güzel vermektedir.","label":5} {"text":"Film erkeklerin nefsani arzularının müsebbibi olan oscar'ın bireyin ruhani yönü ile olan iç çatışmasını konu ediyor. Fikret Kuşkan sevdiğim bir oyuncu. A. Poyrazoğlu ve A. Dabak ise aksine beğenmediğim oyuncular. A. Dabak'ın çılgın kostümü içinde dil çıkarma hareketi irrite edici bir durumdu. Sıradan vasat bir film.","label":2} {"text":"Film güzeldi bir Bartınlı olarak çok beğendim. Mavi montlu çocuğun tepkisine gülmekten öldüm. Ama sonunda birşey anlamadım.","label":9} {"text":"Villeneuve yine dikkat çekici bir işe imza atmış. Jose Saramago'nun eserinden uyarladığı bu filminde yine Gyllenhaal ile çalışıyor. Incendies ile tanışmış olduğum yönetmenin Prisoners&, Polytechnique ve son olarak da Enemy filmlerini gördüm. Yani neredeyse tüm sinematografisine hakimim. Bu doğrultuda diyebilirim ki, yarattığı atmosferler, oluşturduğu karakterler, sizi ekrana bağlayan sürükleyici kurgular, kullandığı müzikler ile kesinlikle takip edilmesi gereken bir yönetmen. Enemy de üzerine çok konuşulan ve tartışılan bir film oldu. Aslında çoğunluk tarafından duyulduğunu dahi zannetmiyorum ancak benim gibi yönetmenin takipçileri muhakkak izlemişlerdir. Karmaşık yapısı ve yorumu seyirciye bırakan tercihiyle öne çıkmayı başarıyor. Metaforlar oldukça yoğun ve sert. Sürekli bir dikkat içinde izlemeniz gerekiyor. Zaten ilk sahnesinden itibaren ben farklıyım mesajını alıyorsunuz. Tek seferde hazmetmesi pek kolay değil. Üzerine yazılanları araştırıp okuduktan sonra daha bir anlamlı geliyor kesinlikle. Görüntü yönetiminin başarısını da es geçmemek lazım. Ve tabii ki Gyllenhaal'un üst düzey performansı. Son dönemin görülmesi gereken kaliteli yapımlarından.","label":7} {"text":"İçerisinde bol küfür, sadece erkeklerin anlayabileceği erkek şakaları ve bolca cinsellik barındıran ve acayip derecede klişe ile dolu bir film. Tüm bunları kötülemek için değil, bunlara rağmen efsane eğlendiğimi ve güldüğümü belirtmek için söyledim. Robert De Niro için izledim, arkadaş ortamında yine izlerim.","label":7} {"text":"İlk filmin yükselttiği çıtayı düşürmeden, daha da ileri götürerek devam ediyor seri. Başta Rocket ve Drax olmak üzere çok eğlenceli karakterlere sahip. Yalnızca Rocket bile belki filmi izlemeye değer. Gerçi sanırım ilk filme göre biraz daha az sahnesi vardı. Veya bana öyle geldi. Çünkü bayağı bir yeni karakter katılmış. Mantis de çok iyi mesela. Senenin blockbuster kategorisinden rahatlıkla tercih edilebilecek, keyifli bir seyirlik.","label":7} {"text":"Film beklentilerimin çok Altında kaldı . . Askerlerimiz zor durumda kalıyor onları kurtarmak için hava desteği geliyor o sahneler en fazla 5 saniye sürüyor . 20 dakika çaresizlik zor durum 5 saniyede herşey düzeliyor . Becerilememiş bir kurgu .","label":0} {"text":"en klişe tabirle insanın içine oturan, sarsıcı bir film. çocuk olamamış çocukların öyküsü... izlerken bağıra çağıra ''Allah belanı versin dünya!'' demek istedim ama vazgeçtim sonra. dünya insan denen mahluk sayesinde belasını fazlasıyla bulmuş zaten.","label":8} {"text":"Yönetmen daha önceki filmlerinde olduğu gibi Geçmiş’te de düşük dozda gerilim vererek seyirciyi bir çıkmaza sürüklüyor. Kimin masum, kimin ise suçlu olduğunu bir kez daha kişinin kendi vicdanına bırakıyor. Karakterlerin her birini, kendilerini olayın merkezine koymadan en küçük detaylarına kadar işliyor. Bunu yaparken hikayenin etrafında döndüğü karakter olan Samir’in komadaki karısı Celine’i ise filmin finaline kadar göstermemeyi tercih ediyor. Bu dünya ile tüm bağlantısı kopmuş bir karakteri kullanarak çocukların masumiyetleriyle oynuyor, iki aileyi hem kendi içlerinde yıkıma uğratıyor hem de birbirlerine karşı cepheye sokuyor, yetişkinlerin sorunlardan kaçma oyunlarında onlara ders veriyor. Yalanlar havada uçuşuyor, geçmişi bir kenara koymak isteyen karakterlerin hepsi farkında olmadan onun gölgesi altında çırpınmaya devam ediyor. Herkes, tüm yaşadıkları için suçu bir başkasında ararken tüm yaşananlarda kendi rollerini unutmayı tercih ediyor. Kimse bir diğerini dinlemek için çaba sarf etmiyor, sorunları büyüten iletişimsizlik problemi bir kez daha Farhadi yapımlarının temel taşını oluşturuyor. Farhadi’nin Geçmiş’ini gerçekçi ve çarpıcı yapan da tüm bunlar işte. Yönetmen daha önce olduğu gibi olayın dramatik boyutunu bir kenara bırakıyor ve gerçeğe müdahil olmuyormuşçasına kamerasını yaşananların akışına paralel oynatıyor. Bu durum bazılarınca sinemacının kendini tekrarlaması gibi gözükse de aslında usta bir hikaye anlatıcısının kaygılarının henüz tükenmediğini veya yok olmadığını gösteriyor. İran’ın tartışmaya açık sosyal yapısı ile olan derdini, tüm çıplaklığıyla anlatan Farhadi, her ne kadar Geçmiş için ülkesi dışında bir mekanı ve kültürü seçmiş olsa da insan varlığının doğuştan gelen zayıf noktalarının evrenin her köşesinde aynı tasvirle kendini göstereceği anlayışına yaklaşmaya çalışıyor. Farhadi’nin anlattığı asıl olgunun canlı bir madde ve onun düşünebilme ile farkındalık yetilerinin var olan diğerleri üzerindeki etkileri olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Üstelik yönetmen, ikinci filmi Shah-re ziba‘da (Güzel Şehir) bu derdini anlatmak için nasıl öldürüldüğünü anlayamadığımız genç bir kızın üzerine yoğunlaşırken, Derbare-i Elly‘de ortalıkta gözükmeyen ve denizde boğulduğundan şüphelenilen, artık cansız olarak nitelendirilebilecek bir imgeyle, Codayi-i Nadir ez Simin‘de ise henüz dünyaya gelmemiş, anne karnında olan ve bilimsel olarak canlılığı bugün bile tartışmaya açık bir cenini kullanarak insanoğlunun zaafları üzerine gidiyor. Geçmiş’te de aynı metodu kullanıyor, bu sefer yardımlaştığı canlı/cansız nesne ise yine kameralardan uzakta var olan, yokluğuyla var olanı değiştiren komatöz bir kadın. Bu imgeler üzerine biraz daha gidildiğinde Farhadi’nin tanrı fenomeni etrafında kafa yorduğunu söylemek mümkün fakat o konu üzerinde daha fazla düşünülmeyi hak eden, derin ve cesur bir mevzu olur.","label":9} {"text":"Fosil yakıtların tükendiği distopik bir gelecekte, iktidar şirketleri enerji üretmek kitapları yakıt olarak kullanmaya başladılar. Kitaplar zorla toplatıldı ve sadece enerji için kullanılmaya başlandı. Kitaplar gidince özgür düşüncenin de sonu geldi. İnsanlar okuma yazma bilmeyen hamam böceklerine dönüştüler. New York'ta sürgün edilen ve şirketlerce aranan bilim adamları, yazarlar ve sanatçılar kitapları hala hatırlayanlardı. Bu insanlar kitapları aramak ve yok edilmekten kurtarmak için bir yeraltı grubu kurdular ve kitaplar için hayatlarını riske attılar. Kendilerinden biri olan Pikes da onlardan biridir. Pikes'ın bir kitap arayışındayken nasıl daha da önemli bir keşfe yol açtığının hikayesi. Film -genellikle- siyah beyaz. Distopik havayı başarılı bir şekilde izleyiciye yansıtıyor. Mekanın Özgürlük Heykeli olması, özgür düşüncenin kaybolduğu evrende güzel bir detay olmuş. Not: B cek fobisi olanlar izlemesin.","label":6} {"text":"mutlaka görülmesi gereken, baştan sona usta işi olduğu belli olan, harika senaryoya sahip psikolojik-korku başyapıtı. uzun süredir böyle etkileyici bir korku filmi izlememiştim. filmi tam olarak korku olarak adlandırmak sanırım yanlış olur. filmin psikolojik yanı çok daha ağır basıyor. zaten seyirci üzerinde etkisi olan tarafı da bu. ilk izlenildiğinde kimi ayrıntılar gözden kaçabilir. mutlaka birden fazla defa izlenmeli. böylece yönetmenin anlatmak istedikleri, -ve bunu nasıl bir ustalıkla başardığı- çok daha iyi anlaşılıyor.","label":7} {"text":"bana çok saçma gelen bir film zamanında sinema parası verdiğime inanamıyorum.","label":1} {"text":"Güzel bir flim izlemenizi tavsiye ederim her vatanseverin izleyeceği gösterim","label":9} {"text":"David Lynch'in en straight filmidir kanımca macera sevenlere göre değil, güzel bir yol hikayesi ama o kadar...","label":4} {"text":"Kurtlar Vadisini izliyorum...Her bölümde 'ee yuh artık' desem de, abartıyı geçtim, doğa üstü sahnelere geçecek kadar mantık dışına çıksalar da izliyorum.Filmi de; diziyi takip eden birisi olduğum için izleme gereği duydum.Ve bir filmde mantık nasıl aşılır, konu ne kadar saptırılır buna şahit oldum.Beğenmedim, her yönü ile saçma buldum.Musa Uzunların oyunculuğu içiğn 6/10...İzlemeyin değmez...","label":5} {"text":"çok sevindim ilk film süperdi ömrümde hiçbir filmde bu kadar eğlenmemiştim devamıda eminim çok güzel olacak.. süper bi haber buu =)","label":9} {"text":"Filmde, fiziksel yıpranmadan öte, duygusal tatmini yaşamadan yaşlanmanın gerçek yaşlanma olduğunu fikri savunulurken, çok ileri yaşlarda bile insanın kendisini tanımasının önemi ve duygusal tatminin alışkanlıklardan daha önemli olduğu anlatılıyor. Alışıla gelen tüketim toplumu sunumuna inat, anlatımın güçlenmesi için fiziksel anlamda güzel olmayan bir kadın figürü özellikle seçilerek cinsel davranışın, duygusal davranışın önüne geçmesi engellenmiş. 7/10","label":6} {"text":"Ne bekliyorsunuz ki! Filmin başından sonuna kadar gayet gerilim dolu ilerliyor. Kendi tarzı adına başarılı bir yapım var karşımızda. Oyuncuların da iyi olmasıyla film başladı ve bitti. 1 dakika bile sıkılmıyorsunuz. Filmde her an her şey olabiliri düşünerek ilerliyorsunuz. Netflix ve sinema kaosu biraz da olsa düzene girmiş gibi. Senaryo da kurgu da yerinde olunca tatmin eden bir yapım bizi karşılıyor. Beklentiyi abartmadan güzel kendi halinde gerilim filmi sizleri bekliyor diyebilirim. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"ben cok seviyorum bu filmi ya","label":6} {"text":"Gelmiş geçmiş izlediğim en kötü Aşk filmiydi. Uçak sahnesi ne ya. Kız merdiven de ağlıyor... çocuk havalimanına gidiyor , ucakda oturuyor... ucağın havalandığı ekrana yansıyor sonra bi bakmışsın çocuk yine kızın yanında ve kız hala dışarda evin önünde oturup ağlıyor... zavallım en az 4 saat ağlamış galiba","label":0} {"text":"Hep söylüyorum. Şu Türk Sinemasını düzlüğe bi çıkarın, Recep İvediklerden,Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlundan, Kolpaçinolardan, Kanalizasyonlardan kurtarında ondan sonra böyle absurd filmlere prim verin. Konuya bak, ne özgünlüğü var, ne yaratıcılığı. Tamamen popüler kültürün esiri olmuş bir düşünceden kaynaklanıyor. Gidip sinemada izlemek mi, o kadar zengin değilim...","label":1} {"text":"DC black adam la mükemel bir filim yapmış black adam filimi harika.mükkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk mükkkkkkkkk","label":9} {"text":"Mitolojik olgular barındıran, insan ve doğanın bitmek tükenmek bilmeyen savaşı ve Miyazaki hayal gücü birleşince ortaya böyle mükemmel bir anime çıkmış. İnsanın doğaya ve hayvanlara olan savaşını en güzel şekilde izleyiciye aktarmayı başarmış ve vermek istediği mesajı tam olarak net biçimde vermiş. Yine Miyazaki eseri olan Rüzgarlı Vadi animenin benzeri olmuş ama izleyin pişman olmazsınız.","label":7} {"text":"nolan filmleri bana çekici geliyor. bunlarda fena değil. gothamın çizgiroman dünyası korunmuş. umrumdamı?değil. gerçekçi bir gotham daha cezbedici benim için. onun için bakınız nolan filmlerine.","label":6} {"text":"Bütçe: $ 200,000,000 Hasılat: $1,211,450,977 Aslında yukarıdaki rakamlar bir şey anlatıyor olsa gerek. Marvel'i bu konuda takdir etmem gerek, bu kadar vasat bir filmden böyle yüksek meblağlarda para kazanabildiği için ve 7. sanatın içine ettiği için. Şimdi illa ki \"göreceli bir şey, arkadaşım bu!\" diyenler çıkacaktır. İşte benim önerim: sinema salonları, bir de \"çerezlik\" film salonları kurulsun. En azından insan neye gireceğini bilsin ;) Her şakada doğruluk payı vardır sevgili Filim Adam ve Madamları. Vaktinizin kıymetini bilin.","label":8} {"text":"Kadrosu dışında hiçbir artısı olmayan bir yapım ama bu demek değildirki izleyen pişman olur ki böyle bir ikili varken böyle birşeyde mümkün olamaz..","label":6} {"text":"Down down to goblin town şarkısı efsane birşeydi Yüzüklerin Efendisi'nden sonra vasat gelebiliyor olmasına karşın yine de efsane bir film olmuş. Gimliciğimin babası Gloinciğimi görmek beni ziyadesiyle memnun etti efenim.","label":8} {"text":"Bugüne kadar izlediğiniz tüm filmleri unutun. Filmlerin kralı budur. Ben yandım siz yanmayın! Sakın izlemeye yeltenmeyin. Instagram modeli tarzı oyuncularla yine Instagram kullanıcılarına hitap eden bir başyapıt O kadar amatörce ki her şey nutku tutuluyor insanın. \"Seks satar\" sloganıyla yola çıkılmış belli de bari bir hikaye uydursaydınız yanına.","label":0} {"text":"Denzel Washingthon ve John Turturronun performansı haricinde ben bu film açıkçası çok vasat buldum. Senaryo çok kötü ve mantık hatalarıyla dolu, çekimler klip havasında ve çok hızlı akıyor yani filme konsantre olmanıza imkan yok. John Travoltanın performansı ise şu ana kadar gördüğüm en kötü performansı. 7/10.","label":5} {"text":"Hayal kırıklığı yaşatan basit bir film. Öylesine alelade sahneler var ki inanamadım. Zamanımı bu filme harcamak pişmanlık öteye geçemedi maalesef. Tek kelimeyle berbat","label":0} {"text":"Senaryo ve kurgudaki sıkıntılar beni rahatsız etti ayrıca oyuncuların kahkahası ilginç :D Onun dışında çekimler ve efektler başarılı izlerken sıkılmadım hatta müzikler ve görüntü beni filmin içine çekti diyebilirim.","label":6} {"text":"Kim ne derse desin kitabını okuyup filmini çok beğendiğim bir film. Mükemmel uyarlama değil diyemem. Çünkü sonundaki ufak bir kısım hariç neredeyse kitapla birebir. Yorumumu kitabın son cümlesiyle bitirmek istiyorum. Amin. Ve bok püsür.","label":8} {"text":"Serinin en çok güldüklerimden. Çok izledim ama hala da izlerim. İzleyebilirsiniz rahatça. :)","label":7} {"text":"yeni bir dünya yaratacaksanız yapacağınız filmde o filmi Tim Burton yönetmelidir bence ..bu durumda haliyle J.depp te baş köşeye kurulur ve ortaya böyle gerçekten farklı bir yapım ortaya çıkar..ayrıca helena b carter da yabana atılmamalı çünkü müthiş bir performans göstermiş..belki hikayesi sıradan ama halkın burjuva düzenine duyduğu kini yasıtması da yabana atılmamalı..","label":7} {"text":"maher'in dinlere getirdiği birtakım eleştirileri haklı bulmakla birlikte, üslubunda ciddi bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. eğer niyeti dinlerin şiddete teşviklerine dur deyip insanların dinler aracılığıyla dünyanın sonunu getirmelerine engel olmak, dindarlarla mantıksal ya da bilimsel bir çerçevede inançların makullüğünü tartışmak ise, karşı olduğu düşüncelerle dalga geçmeyi ve dindarları tahrik etmeyi bırakarak işe başlamasını tavsiye ederim. şunu da söylemekte fayda var ki, bill maher'in, kendisini 100 dakika içerisinde hem agnostik hem şüpheci diye tanımlaması, sonra hayatının bir yerlerinde tanrı olduğu için mutlu olduğunu söylemesi, ardından tanrı diye bir şeyin olmadığını iddia ederek ateistliğini ilan etmesi, dindarlığın nörolojik bir rahatsızlıktan kaynaklandığını söylemesi ve belgeselin sonunda bir antidindar olarak boy gösterip dinlere meydan okuması, dinlere karşı nasıl bir tavır alması gerektiği konusunda kafasının epey karışık olduğunu gösteriyor.","label":6} {"text":"Sıkıcı bir film tavsiye etmem ama çok boş zamanınız varsa sıkıcı filmler arasında başarılı değil 10 üzerinden 4","label":0} {"text":"Daha çok çocukları eğlendirecek bir film olmuş olsa bile bütün aileyi bir araya getirip keyifli bir aktivite için iyi tercihlerden biri olabilir. Yalnız söylemeden edemeyecğim Jennifer Garner filmde çok tatlıydı. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Argento'nun 77 tarihlisini izlemiştim. Tür içinde belli bir duruşa sahip olmuş, belli bir yer edinmeyi başarmıştı. Beğenimi kazanmıştı. Popüler oyuncular ile çekilen bu uyarlama da beklediğimden iyi çıktı. İster istemez ilk filmle karşılaştırmalar yapılacaktır. Genel hatlarıyla aynı gibi görünüyor ancak çok ciddi değişiklikler yapılmış. Hatta belli açılardan bambaşka bir film ortaya çıkmış da denebilir. Atmosfer, özellikle Doğu Berlin ve dans okulu, muhteşem oluşturulmuş. Pek çok başarısı olan film finale doğru biraz coşsa da, çok fazla bir şey kaybetmiyor.","label":6} {"text":"Bu filmle son yılların sıradışı filmi The Fountain arasında çok ilginç benzerlikler bulacaksınız. Sırf bu nedenle bile izlemeye değer. Ayrıca Yeşilçam sinemasının sıradışı bir filmini deneyimlemek ve güzeller güzeli Hülya Koçyiğit için de izleyebilirsiniz tabi.","label":6} {"text":"hassasiyeti ve duru güzelliği doruğunda veronique/weronika, beynimize \"olabilirliği\"ni sorgulatırken, kalbimize bağcıklarla atışlarını tarttırdı, aşk nerelerdeydi, anımsattı...","label":9} {"text":"yapımcıyı bulun bana. para iadesi istiyorum. 1000 lerce film izledim bu kadar kötüsünü görmedim :) filmin jeneriğinde 50 tane isim geçiyo en çok ona güldüm :)","label":0} {"text":"Çok fazla etkisinde kalacağınız bi film olmayacak, izleyip \"aa güzelmiş\" diyip geçeceğiniz türden. Sadece filmde geçen mekanları, dönem kıyafetlerini-saçlarını ve en önemlisi Amy Adams'ı izlemek yetecektir bence. Ve de biraz daha fantastik bir şey beklemedim değil.","label":8} {"text":"ben izlerken sıkıldım,pek emek kokmayan bir film.","label":2} {"text":"Bir önceki ne kadar bebatsa bu da o kadar iyi. Beğendim.","label":8} {"text":"İlk filmden aldığım hazzın heyecanıyla ikinci filmi iple çekiyordum, beklediğime fazlasıyla değdi. Birinci filmin tazeliğinin eksikliğini hissediyorsunuz elbette ancak ilkini seven birisinin bu filmi de keyifle izleyeceğinden şüphem yok. Gülmekten kırıldık desem yeridir. Madem film R-Rated istediğimizi yapalım deyip döktürmüşler. Bazı sahnelerde uzun süredir gülmediğim kadar gülerken bazı sahnelerde ise içim burkuldu. Ryan Reynolds gerçekten bu karakteri oynamak için biçilmiş kaftan, çizgi roman anti-kahramanı deadpool gerçek olsa bu kadar olurdu.","label":8} {"text":"Filmin özellikle ilk 45 dk si gercekten insanin kanina dokunuyor.. üzülüyor, sinirleniyorsunuz..Bu filme kötü diyemem.. Mükemmel diyemem.. sadece iyi, basarili bir film diyebilirim.. Sinemanin ötesinde birseyler yapmaya calismis Nic Balthazar.. Basarili oldugunu söyleyebilirim.. 6/10","label":5} {"text":"Nazım Hikmet'in oyunundan uyarlanmış olan filmde, savaşa gidip gelmiş olan bir kişinin, bitmenin eşiğine gelmiş olan evliliği ve yaşadıkları ıssız yerdeki hayatı izlemekteyiz. Tiyatro oyunu nasıl bilmiyorum ama filmi bana çok cezbedici gelmedi. Beğendiğim iki sahne oldu, biri Müjde Ar'ın ud ile şarkı söylediği sahne diğeri ise Tarık ile Halil'in dama oynarken yaptıkları felsefenin olduğu sahne. Onun dışında pek kayda değer birşeyi yok.","label":4} {"text":"Kurgu çok iyi mekan ve de görsellik çok güzel. Bu puanı kesinlikle hak etmiyor. Dvd arşivimin en nadide eserlerinden. Yıllandıkça şarap misali değerlenecek bir yapıt diye düşünüyorum.10/10","label":9} {"text":"Kadın eli değmiş, başarılı bir felaket filmi. Armageddon ile aynı dönem vizyona girmesi şansszılık olmuştu...","label":9} {"text":"Propaganda göz ardı edilebilirse gayet izlenebilir bir film olmuş.","label":7} {"text":"İzlerken hem mutlu hem de huzurlu olduğum film. Konusunu okuduğunda \"klişedir\" diyebileceğin ancak şans verdiğinde ise asla pişman etmeyenlerden.. Aile sıcaklığını insanın içine işletti adeta. Tavsiye edilir, izleyin efenim. Soundtrack müthişti ayriyetten. How long will I love you \"Dünyanın tüm zamanlarında yolculuk yapsan bile birinin seni sevmesini sağlayamazsın\"","label":8} {"text":"5 verdim bu filme belki 6 daha iyi olabilirdi.Bazi sahneleri surukleyiciydi ama senaryosu kotu bir filmdi.İzlenilmezse pek birsey kaybedilmez.","label":4} {"text":"zorlama bir film. sanat sineması ile gişe arasında kalmış gereksiz bir senaryo. 2. sınıf bir film","label":4} {"text":"aşıklar ve hasta kız ölür filmi.. Oyunculuklar çok yapmacık.. Replikler resmen havada asılı kalmış.. Konu klasik.. Sürükleyicilik genede fena değil","label":2} {"text":"cizgi roman adaptasyonlarinda herseyin sadece makyaj ve özel efekt olmadiginin baska bir kaniti bu film....yapimcilar senaryoya biraz özen gösterip konuyu sadece özel efektleri sergilemek icin amac olarak kullanmasalar hersey cok daha güzel olucak.....benim gibi cizgiroman sever bir insansaniz yine de izleyin derim ama aksi takdirde para ve zaman kaybi","label":4} {"text":"Alman sinemasından, başarılı bir suç filmi...","label":9} {"text":"harbiden çok kötü","label":4} {"text":"Para hırsı petrol ve kan arasındaki bağlantıyı farklı bir yöntemle anlatan bir yapım 7/10","label":6} {"text":"bilen biri ancak aska bu kadar teknik bakabilir - seytanin durusu bu acidan bakinca yadirgatici olmasa gerek.","label":8} {"text":"Bok gibiydi.1.saat 18 dk mi geri verin çok fazla çekim hatası var.cok yapmacık yoldan çevirilen biri oynasa daha iyi oynardı.","label":0} {"text":"Öncelikle filme çocuk filmi olarak bakan varsa yanılıyor iyi zaman geçirten bir aile filmi olmuş ayrıca Jodie Foster ın oyunculuğuna bir kez daha hayran kaldım.","label":6} {"text":"büyülendim... her bir sahnesini dakikalarca izlemek istedim...","label":8} {"text":"Eğlenceli bir film. Başroldeki Terence Hill ve Bud Spencer'in izlediğim ilk filmleri ama 80'lerde bir hayli meşhurlarmış kendileri Türkiye'de ekşisözlükteki yorumlardan anlaşıldığı kadarıyla. Bud Spencer'in dövüş sahneleri çok keyifli. Hoş bir vakit geçirmek adına izlenebilecek bir film, fazlası değil, bunu iddia eden bir film de değil. Müziği çok iyi yalnız.","label":6} {"text":"Film çok başarılı herkesin gitmesini tavsiye ediyorum tüyler ürpertici efekler ile güzelliğine güzellik katılmış bir sinema filmi","label":9} {"text":"en kötü animasyon filmlerden bi tanesi..yazık olmuş masraflara..bi kayıp balık nemo bi inanılmaz aile, bi şrek gibi olsa....konu basit,duygusallık yok, her şey çocukça, hatta bebekçe....:(","label":3} {"text":"Fena olmayan oyunculuklarla, klişe bir hikayenin işlendiği ortalama bir aksiyon-gerilim filmi. Gerilim kısımlarını başarılı hissettiriyor. Sıkılmadan da izliyorsunuz. Seçim kampanyası döneminde birilerinden yararlanmış olan valinin kalemi kırılmıştır ve indirilmesi gerekmektedir. Bu işi de rastgele hava alanından seçtikleri Gene Watson'a yaptırmaya karar vermişlerdir. watson'da bu süreçten işin içinden nasıl çıkabileceğine dair sürekli kafasında kaçış kurmaktadır.","label":4} {"text":"Tarihi mekanlar muhteşem, manzara göz alıcı, kurt köpeği ve sarışın küçük çocuk çok sevimli... Bir taraftan bir tarafa 20-25 metre söndürmeden mumu götürebilen kimsenin iyanetiyle; tüm insanlığı dine sığınmak kurtaracak. Her kareden değişik değişik bin tane anlam kasanlara saygı duyuyorum; harbiden üst düzey entelsiniz, zeki çevik ve çalışkansınız fakat ben anca bu kadarını anlayabildim 2 saat boyunca. Felsefi derinlik istesem kitap okumayı tercih ederim, oysa ben film seyretmek istemiştim...","label":4} {"text":"İlk 40 dakikası sıkıcıydı evet ama ondan sonra gerilimi ve merakı yeterince hissettirdi. Donuk ve hap aynı kişiler etrafında dönmesinden ötürü insan bi bunalmıyor değil. Sonunu daha değişik bekliyordum hoş bu da beklenmedik bir durum oldu ama sanki biraz eksikmiş gibi. Sanırım beklentimi çok yüksek tuttum ondan kaynaklı. Ama izlenilir mi evet izlenilir","label":5} {"text":"'Çılgın Liseliler' olarak Türkçe'ye çevrilmesine asla anlam veremeyeceğim, izlemek isteyenlerin Türkçe ismine takılmamaları gereken keyifli bir Wes Anderson filmi. Her ne kadar yönetmenin ikinci filmi olsada sonraki filmleri için, içinde epeyce bir ipucu bulundurmakta, Wes Anderson adeta bu filmle 'Açılın ben geliyorum' mesajı vermiş.","label":6} {"text":"Orijinal Pembe Panter serileriden fersah fersah geride olmasına ve orijinalini aratmasına rağmen (Steve Martin asla bir Peter Sellers olamaz) Pembe Panter 2yi 1. bölümüden çok daha başarılı bulduğumu belirtmeliyim. Bu filme John Cleese usta bir komedyenin dahil olması da bence artı bir puan. Gülmek ve eğlenmek için gidilir.","label":5} {"text":"İlk filmi izleyip beğenenler bu filmi de beğeneceklerdir. Beğenmeyenlerinse fikrini değiştireceklerini sanmıyorum. Çalgı Çengi ile özgün bir film yapmayı başaran Selçuk Aydemir gişe filmi yapmaya devam ediyor.","label":7} {"text":"Müthiş bir filmdi. Çoğu kişi bir yere bağlanamamış olmasından şikayetçi fakat zaten bu bir olay filmi değil, durum filmiydi. Tyler'ın kişiliğinin nasıl değiştiğini gördük film boyunca. Herkes de bu düzlemde değerlendirmeli.","label":9} {"text":"Ben bilim-kurgu seven biri değilim ama bu iyiydi açıkçası önceki serilerini falan pek izlemedim hayranı da sayılmam ama bunun için başarılı olmuş diyebilirim gerek karakterler,gerek kostümler gerekse diğer şeyler olarak..7/10","label":6} {"text":"Overrated'ın kralı.. Öyle iğrenç, çok kötü olarak nitelendirilebilecek bir film olmasa da hiçbir etkileyiciliği olmayan, alelade bir film. Ne derin düşünceler, ne bir duygu seli.. Hiçbir şey yaşamanıza neden olmuyor. Açıkçası bunun yerine başka romantik filmler bulup izleyin daha iyi.","label":4} {"text":"Beklediğimden daha iyi çıkan ve seneler evvel çekilen What Women Ment filminin bir kadına uyarlanmış şekli. Güzel ve izlenebilinir 6/10","label":5} {"text":"Günlük hayatın içindeki hikayeleri makyajlamadan, abartmadan, dramatize etmeden günlük hayattaki rahatlığı içinde gösteren kamerası ve de tüm detayları içeren senaryosu ile tüm gerçekliğini suratınıza çarpan başarılı Ken Loach filmi.","label":7} {"text":"...Shakespeare in Love ile adini genis kitlelere duyuran yonetmen John Madden#39;in Proofu, son birkac yildir delilikle dahilik arasinda gidip gelen profesor babasinin yanindan ayrilmayan Catherine#39;in hikayesini anlatan zor bir film. Bir yandan ablasi Claire#39;in baskisi, diger taraftan babasinin ogrencisi olan Hal#39;in kendisine olan ilgisi Catherine#39;i bunaltirken, seyirci de bu bagiris cagiris icinde gecen hikayenin icine girmekte zorlaniyor, film de uzun olmayan suresine ragmen yer yer de yorucu olmaktan kurtulamiyor. Ancak filmin artilarina gelince, oyuncularin performansi one cikiyor. Hopkins#39;in varligi zaten yeterli, ancak Paltrow kariyerinin en iyi performanslarindan birini (belki de en iyisini) ortaya koyuyor...(4/10)","label":3} {"text":"Benim gibi +13 ve şiddet içerir yazılı filmlere karşı başta tereddütle yaklaşan biri olarak rahatlıkla gidebilrsiniz derim. Arkadaşlar konusunu anllatıklarında kitabını okumamış biri olarak daha şiddet içerikli bir durum bekliyordum. Erzakları kapma sahnesinde kan banyosu tarzında bir yaklaşım vardı. hah! tam tırsacağım sahneler geldi dediğimde de çok fazla birşey olmadığını gördüm. Ayrıca kim tek kişinin sağ çıkacağı bir yarışmada başka mıntıkadan tanımadığın biriyle ittifak kurar ki? sözde günlerce aç susuz kalmaları, soğukla başa çıkmaları gerekiyordu, bunu da hissettiremedi. Genel itibariyle ok-yay kullanan sert mizaclı kızları ve görsel efektlerle süslü geleceğe dair görüntüleri sevdiğim için beğendim diyebilirim. Gerçeklerle bağdaşan hikayesi de filmin diğer bir artısı. Gidin, görün, film çıkışında az biraz etkilendiğinizi görürsünüz.","label":8} {"text":"Oldukça eğlenceli biri filmdi. İlk başta kendini belli ediyor zaten. Kesinlikle izleyin. Bir H A Y A O M I Y A Z A K I filmi.","label":9} {"text":"Enerjisi çok düşük bir filmdi.","label":3} {"text":"Deep web tehlikesini iyi bir kurguyla gayet güzel işlemişler. Böyle şeylerin gerçekte yaşandığını bilerek izlemek daha korkutucu.","label":7} {"text":"dr. strangelove nın kendi eliyle kapıştığı sahnede arkasında ki rus elçi gülmemek için kendini zor tutar :) sahneyi başa alıp alıp izleme sebebi.","label":7} {"text":"İlk oturuşta izleyenler ve izleyemeyenler... Karar yorumlanama ve isteğine kalmış. Genelde izleyenler anlar ne demek istediklerinden. Coen Kardeşler verebilmiş diyorum vereceğini. 'Kara Film'lerin şahı diyebilirim. Bir Snatch, Bir Pulp Fiction izleyicisinin tutacağı bir film.","label":8} {"text":"Sinema denince benim ilk dikkat ettiğim kesinlikle set tasarımı, renkler, kostümler. Öncelikle onlar beni içine çekmeli daha sonra hikayeyi incelemeye başlıyorum. Bu kısa film önceliğimi fazlasıyla karşıladı. İlgi çekici eklektik set tasarımından gözümü alamadım. Oyunculuğa söyleyebileceğim söz zaten yok. Sadece hikaye benim ilgimi çekmedi, genel olarak kısa filmlerle problemim bu karakteri anlayamıyorum.","label":5} {"text":"film herşeyiyle güzel kendine çeken bir havası var filmi izlerken heyecan hatsfhada çok iyi bir yapım 10 üz 8.7","label":8} {"text":"Muhteşem bir fil. Barış Atay'dan bu beklenirdi zaten. İyi ki varsın Barış. Devamını bekliyoruz...","label":9} {"text":"Bir film düşünün karakterlerin isimleri cüce, travesti, pezevenk ve fahişe olarak veriliyor. Düşünün toplumun o kadar itilmiş karakterlerini... Filmi film yapan o dönemin duygusu yoksa kamera, çekim, ışık akla ne gelebiliyorsa vasat ama o dönemin imkanlarından dolayı o da filme dahil Bahsedilmemiş ama İstiklal Caddesi'de filmin bir oyuncusu sayılır bana göre böyle bir filmi mutlu sonla bitmesi beklenemezdi.","label":7} {"text":"2012'de vizyona girmiş Pamuk Prenses ve Avcı filminin başarısından sonra bir devam filmi gelmesi kaçınılmazdı. Fakat bu sefer stüdyo, filmin ana karakterinin başrolünde olduğu bir film yapmak istemiş ve Pamuk Prenses'den bahsetmiyorum. Filmdeki Avcı ile ilgili bir film çekmişler. Bununla ilgili bir sıkıntım yok fakat keşke yapmasaydınız, gereksiz olmuş dedirtiyor. Bu film, bir klişe yumağı adeta. Konusunda ilgi çekici bir şey yok. Sadece klişe aşk ve hükümdarlığı ele geçirme hikayesi geçiyor. Bolca görsel efektle. Gerçekten. Filmin neredeyse tamamını tahmin ettim yani. Elindeki materyali kullanmamış, yaratıcılıktan yoksun, zayıf bir film ortaya çıkmış. Fakat, filmi denildiği kadar kötü bulmadım. Eğer bu tarz klişe filmleri seviyorsanız, fantastik bir versiyonu izlemek size enteresan gelebilir. Efektler de başarılıydı bu arada, sadece daha iyi kullanılabilirdi. Bir de böyle filmlerde pek olmasa da, aşk ile ilgili dostane bir mesaj vermeye çalışmış bu film. Mesaj iyiydi ancak bütün filmin bunun üzerine kurulması biraz kötü olmuş. Hemsworth ve Blunt'ın oyunculuğunu beğendim, filme tarz katmışlar. Theron da filmde daha fazla olabilirdi. Ekranda sadece 15 dakika gözüküyor, o kadar. Sadece Chastain'i beğenmedim. Jessica Chastain'i başarılı bir oyuncu olarak buluyorum, The Help ve Interstellar'da çok iyiydi. Ama bu filmde ona bir aksan vermişler, gerçekten zorlama olmuş. Filmi izlerken dikkat dağıtıyor. Kısacası The Huntsman, eğlenceli bir izle-unut filmi aslında. Eğlenceli aksiyon sahneleri ve tonu ile hoş vakit geçirebileceğiniz bir film. Sadece, olması gerektiğinden daha kötü bir sonuç ortaya çıkmış, tam potansiyelini kullanamamış film. İzlerseniz hoş vakit geçirirsiniz ama izlemezseniz de bir şey kaybetmezsiniz. FİLMİN İYİ YANLARI: + Görsel efektler. + Chris Hemsworth, Emily Blunt ve Nick Frost. + Mesajı. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Klişe bir hikaye etrafında dolanması. - Bir ara temposunu uzun süreli düşürmesi. - Pamuk Prenses'i filme bir sahnede katmaya çalışmışlar, gereksiz olmuş. - Mantık hataları ve senaryodaki boşluklar. TOPLAM PUAN: 5.5/10","label":4} {"text":"İzlemez olaydımlarıma ekle seçeneği olsaymış keşke. Arkadaş bu nasıl filmdir yani. Ne tarafından tutarsan elinde kalır. Birçok intikam filmi izledim ama böylesine ilk defa rastlıyorum. Ateş etme sahnesi, eve girme sahnesi, maskenin saçmalığı hangisinden bahsetmeliyiz. İngilizlerden oldukça başarısız bir yapım. Tam karantinaya atılmalık. 4.0/10","label":3} {"text":"Köşe yazarlarının ve bir çok sinema eleştirmeninin öve öve bitiremediği filmi sonunda izldim. Bu seneki iyi türk filmlerinden birisi ama abartıldığı kadarda değilmiş! Klasik, sürekli kaybeden birisinin öyküsü ama bu seferki bizden birisi. Oyuncular içerisinde, Ersin Korkut televizyondakinden hiç bir farkı yoktu. Aynı hallerini sürekli pazar günleri izliyoruz ve yer yer komik olacağım diye abarmış bence.Fakat filmde oyunculuğunu, kalitesini konuşturan, filmin gerçek yıldızı kesinlikle Cezmi Baskından başkası değil. Kısa rolünde filme damgasını vurmuş bence. Bir tek onun sahnelerinde güldüm, eğlendim. Türk sinemasında, tv dünyasında yeteri kadar rağbet, ilgi görmeyen, gerçek oyuncularımızdan birisi.","label":5} {"text":"Bildiğimiz twilight'ın yetişkin versiyonu, diğer iki kitabının da kısa özetlerini okudum, olay örgüsü her şey bildiğin twilight, İsraf","label":2} {"text":"Paralel evren gibi bir konu daha güzel bir şekilde işlenebilirdi. Beklentinin altında bir film","label":5} {"text":"Jackie Channin ek kötü filmi bikaç iyi güzel sahnesi var ama gerçektende olmamış. 10/7","label":5} {"text":"uzun yıllar önce defalarca izlediğim şimdi oynasa yine izleyeceğim güzl bir yapım. dünyanın en zor sporu olarakta bilinen brezilyanın keşfettiği kapoheira sporunu yakından tanımama sebep olan film. bir okulda başıboş özgürce hareket eden ve öğretmenlerini umursamayıp disiplin adına hiçbir şeyin kalmamasına sebep olan öğrencilere beden eğitimcisi olarak gelen louis aynı zamanda kapoheira sporuylada öğrencilerini kazanacak onlara disiplini başarıyı ve öğrenciliklerini hatırlatacaktır. bu filmi izlememiş olan varsa bence izlesin.","label":8} {"text":"Kanımca malthus un nüfus teoreminden yola çıkılmış, make room make room adlı kitaptan uyarlama, dönemine göre etkileyici bir bilimkurgu. Ayrıca Cloud atlas filminde konu yeniden ele alınmıştır.","label":8} {"text":"efsane diyalogları vardır. !--SPOILER--! Mr. Brooks: Would it bother you to kill a woman? Mr. Smith: No. No, an asshole\\'s an asshole. !--SPOILER--!","label":7} {"text":"Batman'in donunu dışına giydiği animasyon. Superman ise içine giymiş. Sanırım Batman fanboylarına bir şey hatırlatmaya çalışıyorlar; Batman'in de eski çizimlerde gayet donunu dışına giydiği gibi. Çizgi romanını okumadım. Ama oyunundan hatırladığım kadarıyla Hush'ın kimliği başkaydı. Bu nedenle şaşırtıcı oldu benim için. Bir de şu Rebecca isimli arkadaşa neden ısrarla Lois seslendirmesi veriyorlar anlamak mümkün değil.","label":5} {"text":"Müziklerini konuşturmuş. Gerçekten sağlam bir soundtracki var :) Bunun dışında da pek bir şeyi yok zaten. Boş zamanlarda ilginizi üzerinde yoğunlaştırmadan izleyebilirsiniz.","label":5} {"text":"Lego çıtayı o kadar yukarı çekti ki, Batman oradayken güzeldi. Kendi film yapınca olmamış yani.","label":2} {"text":"Film içindeki görsellik ve sonunda verdiği mesaj güzel. Ama bence hepsi bu. Filmin isminde gizli yaşamı falan yazınca ve ben baktığımda puanını 3.9 görünce izlemek istedim ancak arkadaşlar bence izlenmesi çokta gerekli bir film değil. Filmi izlerken hadi bir şey olsun, galiba bu sefer güzel bir şey olacak diye bekliyorsunuz. O güzel bir şey bence filmin sonunda oluyor. Bence filmi açmadan önce arama motorunuza güzel manzara resimleri yazın açın 5-10 tanesine bakın. Sonra açın filmin son 5 dakikasını izleyin. O kadar. Filmi kötülemek gibi oluyor ama ben filmin izlerken sıkmamasına baktığım için ben sıkıldım. Kişilerin filmde ne aradığı önemli belkide. 3 puanı da sonu için veriyorum.","label":5} {"text":"bi filmde zerre kadar mantık örgüsü bulunmazmı arkadaş... bu ne biçim film...!! ilk iki filme resmen hakaret olmuş...","label":9} {"text":"Hayatımda izlediğim en saçma ve mantıksız, anlam veremediğim bir filmdi. Cem Yılmaz gibi bir profesyonelin kariyerine yakışmayacak derece de bir film. Çok gereksiz.","label":0} {"text":"yine hayata şekil veren dış güçler, erkek hegemonyasındaki kadınlar, aşk ve evlat arasındaki kalmışlıklar.. keirayı ben de bu film türüne yakıştıranlardanım dönem filmlerini seven biri olarak iyiydi iyi seyirler../7","label":6} {"text":"İzledikten sonra oyunculara bakınca fletcher ve lloyd ileiki kere dumur oldum. o hemşire nedir ya ömür boyu işkence yapsan doymazsın Mcmurphy sonunda inşallah şaka yapıyordur diye yalvardım","label":8} {"text":"bence ii fiLmdi.. biLimkurgu sewenLerin mutLaka izLemesi gereken bir fiLm...","label":4} {"text":"Olmamış. Boş bir senaryo. Sıkıntıdan patlama noktasına geldim. Son yarım saat biraz hareket vardı, onun dışında diyaloglar kopuk, anlamsızdı. Felaket göz göre göre geldi. O kadar tecrübeli dağcılar pisi pisine öldüler. Hiç beğenmedim.","label":3} {"text":"Bu filmi sevdiyseniz \"12 Angry Men\" i de seversiniz. İzlemeden ölme filimlerdendir kendisi.","label":6} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! ölüm sahnelerinde kendinizi gülmemek için zor tutabilirsiniz. hakikaten olmamış, araba yıkamacıda ki sahne nisbeten ki orda ölüm olmadı zaten. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":3} {"text":"aynı korkuya bu kez hazırlıklı olduğunuz için pek etkilenmiyorsunuz.Oysaki ilk filmden daha iyi sahneler mevcut.","label":4} {"text":"Genelde 2. Filmler pek iyi olmaz ama bu filmde başarı var. Aşk temalı olsa da sıkmadan izleniyor. Geçmiş ve bugünü bir bütün halinde izlemek gayet güzel. Emek güzel. Müzikler güzel. Ilk film kadar olmasa da iyi iş çıkmış. Gidebilirsiniz. Pişman olmazsınız. 5 para etmez küfür dolu komediler gına getirmedi mi?","label":7} {"text":"Ne istedin ulan elin garibinden, öyle de çok seviyordu ki seni: bim bam bom","label":8} {"text":"Çocuk oyuncunun mükemmel oynadığı bir zamandan sonra mükemmel oynamaktan sıkılıp işi şova döktüğü müthiş bir dram filmi 9.5/10","label":9} {"text":"Verilen tüm puanlar Charlize ablamız içindir eminim :) Cüneyt Tarçın'ın Dünyayı Kurtaran Adam filminin modern versiyonu. Eminim fırsat verselerdi Hancock filmini o çekseydi yine aynı iş çıkardı ortaya. Sonuç olarak filmin beğeni durumu sadece ve sadece IQ seviyesiyle ilgili diye düşünüyorum şimşekleri üstüme çekiyorum... İyi seyirler..","label":6} {"text":"hakikaten çok kalitesiz bir film. düğün dernektekinden daha sıkıcı film olmaz diyodum olmuş. ilkokul 2. sınıf seviyesinde bir senaryo, sıfır mizah, sıfır kurgu 😒 tvde yayınlandığında bedava olmasına rağmen izlenmeyecek malesef. türk sineması kaliteli işler hakediyor bence. bunları değil.","label":0} {"text":"fragmanı harika,kendisi oldukça kötüydü.gittim bu filme para verdim,yazıklar olsun bana","label":2} {"text":"Hoş bir film olmuş. Tam anlamıyla ' iyi bir akşam geçirmelik' film denilebilir. Adam levine ı cidden severim ama burda artık gına geldi, lost stars şarkısını uzun bir süre dinlemeyeceğim. Epey güzel şarkılarla dolu bir film olmuş, keira knightley ın sesi ise çok softtu. Film de ki doğallık hoşuma gitti.","label":6} {"text":"en iyi savaş filmlerinden biri diyebilirim, böyle filmleri seviyorum.. mükemmel","label":9} {"text":"Uzun uzun yorum yapmaya gerek duymuyorum çünkü film zaten hem konusuyla hem kadrosuyla öne çıkmayı başarıyor. 7 Ölümcül günahın harika anlatıldığı bu yapıtı kesinlikle izlemelisiniz.","label":7} {"text":"Çok güzel bir animasyon. İzlemeye doyum olmuyor. Film biraz kısa ama, yine de 10 puanı hakediyor. Bu arada, müzikleri çok güzel.","label":9} {"text":"Açıkçası bu filmde ne var bu kadar sevilcek bilmiyorum..Bunu beğenenler birde 'You Got Serve' ve 'Stomp the Yard' ı izlesin derim..","label":0} {"text":"Seyirciyi ters köşe, bi daha ters köşe, tekrar ters köşe yapmak için senaryoyu fazla kasmışlar, giderek bu girift senaryoyu kendileri de toparlayamamışlar. Ondan sonra da mantık hataları peş peşe gelmeye, anlamsızlıklar birbirini kovalamaya başlamış. Ağızlarına yüzlerine bulaştırmışlar. Oysa güzel başlamıştı, görsellik, sihirbazlık numaraları harika gidiyordu, ne gerek vardı içinden çıkılmaz hale getirmeye? Kısacası olmamış; vakit kaybı.","label":5} {"text":"Aile Filmi gayet de hoş. zaman geçirilecek ve eğlenilecek bir film tek eksiği seneryosu. geri kalan her şey hoşuma gitti.","label":7} {"text":"Şahsen beklediğimin çok altında oldu. Çoğu kişi filmin adını duyar duymaz izlemek istiyor ama filmin adıyla alakası yok. Sonsuzluk teorisi derken hepimizin aklına hayat gelir ama filmde matematikte sonsuzluktan bahsetmiş. Hayal kırıklığı yarattı bende tavsiye etmiyorum paranıza yazık .","label":1} {"text":"Eğer canınız sıkıldıysa ve eğlenceli bir film izlemek istiyorsanız tam size göre bir film derim.Gerek oyuncuları gerek hikayesiyle sizi eğlendirecek bir film olmuş.","label":8} {"text":"Film Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun perde arkasını anlatmasının yanı sıra Devleti ebed müddet anlayışını çok iyi yansıtmış ve ayrıca oyuncu kadrosunun çok kaliteli olması da filmin güzel bir yanı unutulan kahramanlardan Emir Celaleddin Karatay'ı bizlere hatırlatarak ve galiba çekilen ilk Selçuklu filmi olmasıyla da ayrı bir önem taşıyor tabi ki gerçekten oyuncu kadrosu mükemmel olup da senaryosu zayıf olan filmlerden olmamış filmde oynayan oyuncuların dizileri olmasa ve aynı kadro aynı konuda dizi çekse reytingleri alt üst edecek bir yapım olmuş","label":9} {"text":"ne varsa şu 1996-2006 arası olmuş zaten. tüm güzel filmler, seriler, kaliteli yapımlar. şuanki kuşakta çöp izliyoruz durmadan çerezlik kategorisine basıyorum.","label":7} {"text":"İzlenecek en kötü filmler listesinde.","label":1} {"text":"Anderson, şuan ki filmografisinin en başarılı yapımına imza atmış. Tarzına hiç alışamamış bir seyirciydim bu filmi izleyene dek. Ancak bu filmle birlikte oyunculardan simetriye, pastel renklerden üsluba ve hatta kamerasına kadar her şeyine bayıldım. Bu, Ralph Fiennes'ın mükemmel oyunculuğundan mı yoksa şu ana kadar çektiği en komik filmin bu film olmasından mı kaynaklanıyor bilemiyorum. Sonraki filmini merakla bekleyeceğim.","label":7} {"text":"Derviş zaimden beklenmeyecek derecede kötü bir film.. cenneti beklerken gayet iyi, filler ve çimen o kadar iyi olmasa da kaliteli bir film.. ama çamur gerçekten çok kötü bir film.. çok sıkıldım ve filmin tamamını izleyemedim.. yelda reynaud bile kurtaramıyor filmi..","label":2} {"text":"hiçbişeyi beğenmemeye programlanmış türkizleyicilerinden olmayın, görün bu filmi. özellikle görüntüleriyle akılda kalıcı.","label":7} {"text":"Harika bir aksiyon filmi, biraz artık eleştiridenmidir nedendir bilmem mizahi bir bakış açısı da var. Oyunculuklar da oldukça iyi ve etkileyici. Film gibi film!","label":9} {"text":"hayatımda izlediğim en kötü filmler sıralamasında birinci sırada. kesinlikle tavsiye etmem. memleketi karanlık basıyor herkes ölüyor, film bu kadar. ne oldu ne bitti hiç bişey belli değil. sonuda yok zaten, sıkılıp bitirmişler heralde 10/1.","label":0} {"text":"Uyarlama olarak bakılınca en başarılı X-Men'dir, hatta \"tek\" başarılı X-Men'dir. Ama ayrı film olarak bakarsak, X-Men 2'den iyi değil. Orijinal X-Men ile aynı mertebede. 9/10","label":7} {"text":"ilginç bir senaryo, kendi içinde tutarlı şekilde olayların gelişimi ve saçma sapan bir son. Böyle bitmemeliydi. 7/10","label":6} {"text":"BU FİLMİ GÖREN FLAŞ TV YAYIN HAYATINA DÖNME KARARI ALDI. Soruyorlar bu filmi kim ne amaçla yaptı. Soruyorlar bu filmin türü korku, aksiyon, gerilim olduğu halde neden drammış gibi hissettirdi. Soruyorlar geçmişi gösteren sahneler neden izleyenin merakını gidermiyordu mesela o kız, ona tam olarak ne olduğu neden gösterilmemişti. Soruyorlar bu film hangi yüzyılda çekildi teknoloji nerede. Soruyorlar senaryo, oyunculuk, yönetmen nerede. Soruyorlar bu film izleyeni hiçbir açıdan mutlu etmedi peki bu filmi yapanlar nasıl bir his içindeler, mesela sol kulakları çınlıyor mu. Soruyorlar cevap gelmiyor çünkü karşılarında bir duvar var ama bilmiyorlar ki o duvar, yıkılır kardeşim yıkılır.","label":1} {"text":"Klasik Hollywood klişelerinin tamamını kullanarak orjinal olmayı başarabilmiş nadide filmlerden biri...","label":8} {"text":"Kötü senaryo, kötü yönetim ve kötü bir film..10/5,1","label":4} {"text":"1. filmden çok daha iyiydi..inanılmaz eğlendim... gülmek çok iyi geldi ya... bunlarla büyüdük zamanında,özel bir kanalda haberler öncesi az izlemezdik zamanında... yaşım 30 büyük bir zevkle ve tebessümle izledim... gitmenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Harcanmış bir senaryo, çok daha iyisi çekilebilirdi.","label":6} {"text":"karmasik bir film , beni fazla çekmedi , ispanyol filmlerini pek sevmeyen biri olarak ön yargili izledim , fazla uzun ve yavan buldum . Hikaye olarak fazla çilgin ve ilginç","label":3} {"text":"Film çok eğlenceli. yanımızda yaşı büyük bir ablamız vardı o bile yarıldı gülmekten tek eksik tarafı 3d sinin pek iyi olmaması 8/10","label":7} {"text":"bu kadar güzel ve önemli bir filmi çok geç izlesem de kıymetini bildim :P 1981 yılında yapılmış olmasına inanmak insana güç gelio muhteşem bir film harrison ford rolüne manyak yakışmış başkası bu kadar karizma durur muydu sanmam cuk oturmuş adeta boşuna hastaları olmadığını anladığım ve hastaları arasına karışmamı sağlayan şaheser 10/10","label":9} {"text":"filmin hem siyah beyaz hem renkli versiyonu var. keman hiç bu kadar kutsal görünmemişti gözüme filmi seyredinceye kadar.. tek kolu olmayan bir kemancı tek kelime konuşmadan acıyı, isyanı, parçalanmış ailesini, umudu, geleceği anlatır. ve siz bazılarının hissedemeyebileceği bu duyguları canınızı acıtan bir biçimde gözlerinizle görür, kulaklarınızla duyar ve teninizin her noktasında hissedersiniz. keman söyler siz dinlersiniz...","label":7} {"text":"Basit bir dedektiflik kısa animasyon filmi. Çok bir numarası yok. Sonunda kendi çaplarında bir espri yapıp gülerek konuyu kapatıyorlar.","label":1} {"text":"Biraz aşırıya kaçmış ama ben yinede çok sevdim hele o dede beni mest etti.Filmin yıldızı dedeydi.Çok güzel oynadı tebrikler","label":9} {"text":"Cronenberg filmografisinin en vasat filmlerinden biri, belki de birincisi. Dağınık kurgusu ve uyarlandığı Stephen King romanındaki gerilimi gerektiği kadar yansıtamaması en büyük eksikleri. Hal böyle olunca filme bir türlü giremiyor, olayların akışına kendinizi kaptıramıyorsunuz. Zira olaylar çok hızlı ve düzensiz bir biçimde ilerliyor. Filmin artılarıysa David Cronenberg'in güçlü rejisi ve Christopher Walken'ın müthiş performansı.","label":4} {"text":"Çok güzel film. Eşcinsellik konusuna takılmıyorsanız kaçırmayın.","label":6} {"text":"Maalesef tatmin etmeyen bir yapım olmuş. Aşırı durağan ilerliyor. Yer yer hareketleniyor aksiyon ve macera oluyor ama genel itibariyle çok düşük kalmış. İzlerken sıkılmak kaçınılmaz oluyor.","label":5} {"text":"Fransadan gönderilmiş olan Cizvit misyonerlerinden -ki onlara siyah kaftan diye hitap ediyorlar- biri bu görevini daha da ilerilere yayabilmek için yerlilerle birlikte açılır. Bu sırada da iraque ve huron kabileleri arasında savaş vardır. Hem kabilelerin inancı karşılayış şekilleri, hem yaşam tarzları hemde diğer kabile ile olan mücadeleri gibi konular işlenmektedir. Özellikle meraklıları sevebilir ama herkesin sevebileceği bir film diyemiyorum.","label":4} {"text":"acıkcası fragmanını ızlerken bıle sıkıldım. eskı tarıhlerde gecen bır cok fılm ızledım kımısı ıyı kımısı kotu ama bu fılm benı sarmadı :(.","label":3} {"text":"eleştirilere anlam veremiyorum, yerli filimleri bu kadar kötüleyince noluyo? hepimiz birer atilla dorsay değiliz. ben eğlenmek ve gülmek için izledim, eğlendim ve güldüm. kalitesiz mi oldum? hayır. şahan gökbakar gayet akıllı adam. çok mu belaltı geldi?amerikan pastasına katıla katıla gülmüşsünüzdür eminim. filim izlerken put gibi kasılmaya gerek yok. gülmek için stres atmak için, iş çıkışında iyi gelicek filim celal ile ceren.","label":0} {"text":"kitabın görsel kopyası. izlemeye değer","label":8} {"text":"bu tür filmleri döneminin şartlarına göre değerlendirmek gerekse bile barındırdığı mantık hataları ile filmi izlenebilir olmaktan çıkarıyor. eski filmleri izliyim gülüp eğleniyim demek için bile izlenmez zaman kaybı","label":4} {"text":"Öncelikle giriş ve gelişme bölümleri idare eder seviyesindeyken sonunu anlamsız bitirmeleri fikrimce 2.filme odak vermek için yapıldı.Oyununu oynamayan bireyler için hikayesi kesik kesik anlatılan bir yapım olmus sanki acele acele çekip sunmuşlar gibiydi filmin bu kadar güzel konusu varken nasıl filmi batırılar aynı the last man on earth dizisi gibi 2.filmde g.ü...","label":2} {"text":"gayet eğlenceli ve güzel bir film,bazı yerleri komik,gerçi senaryonun pek bir altyazpısı yok ama genede eğlenceli lduğu için güzel","label":7} {"text":"Etkili oyuncu kadrosu ve başarılı karakter analiziyle seyretmeye iten bir dram. 140 dakika sürmesi eksi puanı hanesine yazdırsa da dört farklı açıdan baba figürünü incelemesi güzel. Ryan Gosling her projede kendini daha da kanıtlıyor.","label":6} {"text":"açıkçası her zamanki eski yeşilçam filmleri gibi olmuş. İzlenebilir fakat sadece zaman geçirmek için tercih edilmesi gereken bir film olmuş. Çok fazla bir şey beklememek lazım. Filmin belli bir bölümünden sonra hemen mantığınızla filmi tamamlayabiliyorsunuz.","label":3} {"text":"bence senaryo olsun çekimler olsun + oyunculuklar olsun harika bir film... Lars'ın bakış açısıyla gelen muhteşem bir dünyanın sonu...","label":6} {"text":"Filmde orjinal bir konu olabilir fekat film olmasa da olurmus.","label":2} {"text":"Bir kaç ses oyunu ve makyajla salona gelenleri korkutmaya çalışmışlar.Hikaye falan yok zaten !1 puan bu filme çok bile.","label":0} {"text":"Yaklaşık 5 yıl önce sinemada izlemiştim.. Filmde oluşturulan atmosfer ve sanat yönetimi bir dönem filmi için gayet başarılı.. oyunculuklar biraz abartılı olmakla beraber genel olarak iyiydi.. ama bir filmde bence olmazsa olmaz en önemli şey etkidir.. ben etkilenmedim bu filmden.. görüntü iyi ama içi yeterince dolu değil.. 6/10","label":6} {"text":"film mükemmel değildi çok kötüde değildi.bence gereğinden fazla uzatılmış süresi bazı yerlerde sıkıldığımı hatırlıyorum.boş vakit geçirmek için izlenebilir.10/6","label":5} {"text":"İzledikçe şişiyor hırslanıyor insan.","label":8} {"text":"Yani farklı olduğu doğrudur. Çocuk gözünden yaşanan dram filmi. Yazarın anlatımını beğendim bak öncelikle bunu belirteyim. Tabi film biraz beklentiyi azaltılıp izlenmeli. Fantastik dram filmi olunca biraz dengesizlik yaşanmıyor değil. Oyuncu da işinde bir gizim katınca film kendini izletiyor. Zaman geçirmelik bir film. hani izledikten sonra zamanım boşa geçti demeyeceksiniz. Demeyin de zaten. Filmde en sevdiğim şey anlatılmak istenendi. Siz de bunu anlayınca tuhaftı diyeceksiniz. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"Berbat vakit kaybından başka bişey değil sonucu olmayan bi film berbat ötesi 2 saat çöp oldu çöp çöp jskankaks","label":2} {"text":"Beğenmedim karışık saçma sapan bişy vakit kaybıydı sadece benim için. Tavsiye etmiyorum yani........","label":3} {"text":"16 yaşımıza yeni girdiğimiz zamanlardı. İki kafadar kadıköyde boşboş dolaşırken moda sinemasının afişlerinde bu filmi gördük yanındaki +16 ibaresiyle. Tabi ergeniz, heycanlıyız, erotiğiz, nevrotiğiz, anarşistiz....... Girdik filme heycanla bekliyoruz meme, popo falan filan ama film sonunda sıkıntılı ruh hali, seksten birkaç günlükte olsun soğuma... Hala arkadaşım telefonumda piyanist diye kayıtlıdır:)","label":6} {"text":"Bence film çok sürükleyiciydi kesinlikle sıkıcı değildi. Çağan Irmak yine izleyicisine vermek istediği herşeyi vermiş. Bu film onun dokunuşu ve hayal gücü herşeyi anlatmaya yetmiş. bence mükemmeldi sadece ırmak hayranları değil sinemasever herkesin keyif alacağı türk sineması içinse gelişim diyebileceğimiz bir film.","label":7} {"text":"Görüntüler ve müzikler çok iyi film sürekli akıyor. Film sonunda cinayet beklenmedi değil.","label":8} {"text":"her anıyla keyifli bir film.bazen klişelere başvurduğu oluyor ancak genel olarak benzerlerinden bir şekilde farklı ve dikkat çekici olmayı becermiş bence.sanırım en büyük etken oyuncular.hepsi de harikalar.çok eğlendikleri her hallerinden belli.rahatlıkla gidip görülebilecek bir film.bundan uzun yıllar sonra bile,hiçbir şeyiyle olmasa bile,en azından bitime 20 dakika kala yaşanan o muhteşem kesişme sahnesi ile aklımda yer edecek.gerçekten son zamanlarda izlediğim en görkemli doruk anlarından biriydi.keyifli bir karmaşa.beğenmemek için sebep yok.","label":8} {"text":"Herkesin bildiği ve sevdiği, ünlü futbolcu Pelé'nin hayatını anlatan bu film, iyi ve kötü yanlar ile dolu. Pelé'nin çocukluğundaki futbol sevgisi, ginga tekniğini dünyaya sevdirmesi ve milli takıma nasıl girdiğinin hikayesini anlatıyor kısaca. Normalde bunu pek yapmam ama bu film için bir istisna yapmak istiyorum, kötü yanlarından başlayacağım ilk önce. Öncelikle bu filmdeki oyunculuklar kötü değildi ama kesinlikle çok daha iyi olabilirdi. Performanslar bana biraz klişe geldi ve de belki de bu konuyla ilgili en büyük sorun da, bu kişileri canlandıran yabancı dil konuşan oyuncuların İngilizce konuşmaya çalışmalarıydı. Bu yüzden oyuncuların aksanı size garip geliyor ve filmin içine de bir süre boyunca giremiyorsunuz. Bunun dışında bu filmden de yaratıcı bir şeyler beklememenizi öneririm, başarıya ulaşma konulu filmlerinin neredeyse tamamının uyguladığı, belli bir formülü işleyerek ilerliyor kısaca. Yani bu filmin başı da, sonu da belli. Ayrıca filmin epey eksik sahnesi de vardı. Bazı karakterlerin motivasyonları tam olarak ortaya koyulmamış, birkaç mantık hataları göze batıyor... Filmin bir de bu tarz sorunları vardı. Son olarak da filmin tam olarak seyirci kitlesini belirleyemedim. Filmin ilk 25 dakikası tam bir çocuk filmi olarak ilerliyor, bundan hemen sonra da çocuklara fazla dramatik gelecek bir sahne yaşanıyor ve sonra da film birdenbire Pelé'nin hayranlarını seyirci kitlesi olarak alıyor. Bu yüzden bu filmi sadece eğer Pelé'nin hayranıysanız veya kafanızı yormadan izleyebileceğiniz güzel bir film arıyorsanız izlemenizi öneririm. Şimdi bu kadar kötü şey yazdığıma göre, bu filmin epey kötü olduğunu düşünüyorsunuzdur. Aslında hayır! Pelé: Bir Efsanenin Doğuşu beni epey şaşırttı doğrusu. Hiçbir fragmanını izlemeden bu filmi sinemada izlemeye karar verdim ve film süresinde hiç sıkılmadan ekrana kenetlendim. Yukarıda saydığım yanların bir kısmını zaten çoğu filmde görmeye alıştık, bu yüzden bu film için pek de fazla bir sıkıntı yaratmadı. Ortaya çok başarılı bir iş olmaktan uzak bir seyirlik çıkmış sadece, o kadar. Oyunculukların zayıflığı, eksik sahneler vesaire bir yana, film bütün bu sorunlara rağmen ortaya izlenebilir bir iş çıkarmış ve bunun da tek bir nedeni var: Anı yaşatmış. Bu filmi izlerken Pelé'nin hikayesine ortak oluyorsunuz ve her ne kadar bilindik olsa da, film sizi sürüklemeyi başarıyor. Ve her anı dolu dolu geçiriyor, istediği sahnede yaşatmak istediği duyguyu yaşatmayı başarıyor. Bunun dışında filmin mesajlarını ve Vincent D'Onofrio'nun oyunculuğunu da beğendim. Mesajlar, filmi daha hoş ve izlenebilir bir hale getirmiş doğrusu. D'Onofrio'yu da yeniden görmek çok güzeldi doğrusu. Onun oyunculuğu hep hoşuma gitmiştir zaten. Bu filmdeki rolü de pek büyük olmasa da, elindeki materyalden en iyi sonucu çıkarmayı başarmış. Bu filmin en hoş yanlarından birisiydi. Kısacası, eğer filmin eksikliklerini yok sayarsanız ve hiçbir beklentiniz olmadan bu filmi izlerseniz, epey eğlenceli vakit geçireceğinizi düşünüyorum. Ortaya çıkan çok başarılı olduğunu söyleyemem ama izlenebilirliği olduğu kesin. Eğer sinemada izleyecek bir film bulamıyorsanız, Pelé: Bir Efsanenin Doğuşu sizin için hoş bir alternatif olabilir. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Yaşanılan anı seyirciye yaşatması. + Vincent D'Onofrio. + Hoş mesajları ve kurgusundaki detayları. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Belli bir formülde ilerleyen, bilindik senaryo. - Yabancı oyuncuların filmde İngilizce konuşmaya çalışmaları seyirciyi filmden biraz uzaklaştırıyor. - Eksik, gereksiz ve mantıksız ufak sahneler. TOPLAM PUAN: 6.1/10","label":5} {"text":"Amanda Sayfried ve Julianne Moore a bakmaktan, konuya hakim olmak imkansız ki!","label":9} {"text":"Orta derecede bir gerilim,aksiyon filmi. Bir Lincoln belgeseli tadında bir film beklemeyin. Görsel efektleri güzeldi, fakat konu olarak olmamış bir filmdi. [spoiler] Lincoln'un Henri'nin vampir olduğunu anlayamaması da ayrı soru işareti [/spoiler]","label":4} {"text":"&Beşinci Kol Faaliyetleri&ne hizmet eden bir film. Sanat adına hiç durmadan çekilen ve şehevanî duyguları tasvir eden bu filmler, AHLAKIN GÜNÜMÜZDE NE DERECE SÜKÛT ETTİĞİNİ AÇIK BİR ŞEKİLDE GÖSTERMEKTEDİR. Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hûdâ’dan/ Giy o tâcı emîn ol her belâdan.& der şair. Tavsiyem EDEB TÂCInı giyip BU TÜRLÜ BELALARdan uzak durmanızdır. Kadın/erkek fitnesi, pek çok geçmiş milletlerin çöküşüne sebep olmuştur. Evet, geçmişte yaşamış pekçok topluluk ve milletler kadın/erkek fitnesi yüzünden mahv u perişan olmuştur. Roma ve Bizans şehvet ve şehevanî duygular altında kalarak ezildi. O güzelim Endülüs de öyle..","label":0} {"text":"Gatlif'in müziği hikayeye ustalıkla yedirdiği güzel filmlerinden biri.","label":8} {"text":"İlk filmini yapan bir yönetmenden daha fazlası beklenemezdi zaten. Tamam Osmanlı'yı eleştirebilirler ama eleştirmekten ziyade haksızlık yapıpta tek taraflı olarak anlatamazlar. Osmanlı'yı barbar, Cihan Fatih'ini ise bir zalim olarak gösteremezler. Ayrıca filmdeki Türk karakterlerini daha gerçekçi yapabilirlerdi, Fatih'in yanındaki o 2 kişide bi Türk'te bulunan hiç bir özellik yoktu özelliklede saçları. Son olarakta bazı sahnelerde Türk askerleri sanki sapıkmış gibi vurgu yapılmış. Kısaca geçmişimize hakaret edilmiş. İzlemeye değmez. Ha bazı sahnelerde de Türklerden ne kadar korktuklarını belli etmişler Türkler böyle devam ederlerse yakın da avrupadaki herkes Türk olacak ve Türkler buraya keşife gelmişler, keşfettikleri her yeri feth ederler gibi. Hoşuma giden birkaç sahneden ikisiydi bunlar.","label":0} {"text":"filmin orjinali Steven Pressfield'in yazdığı \"ateş geçitleri\" aslında. kitabı okuduktan sonra bu filmi izlemek midenizi bulandırıyor.. kitap ise tam da size zorla kendini okutturack cinsten. şiddetle tavsiye ederim...","label":3} {"text":"---spoiler olabilir belki ama okusan da bişe olmaz hatta oku :)--- izlediğim en iyi iki filmden biridir. ne kadar kusurlu olursa olsun harikadır. filmde faşizmin altında ezilmektense eğlenceli bir yolculuğa çıkan musevi topluluğu çok daha yakından tanıyoruz. dönemi düşünürsek tabii ki komünistler de var :) yalnız bu komünistler gerçekten komünist değil. biyerlerden komünizm diye bişey duyup benimseyen insanlar. dolayısıyla bilmeden komünist olan bu insanlar sizi gülmekten yerlere yıkacak :) ayrıca film dehşet bir sonla bitiyor. bence bu sayfaya kadar gelmişken filmi izlemeden gitmek olmaz. valla bırakmam :D ---spoiler olabilir ama okusan da bişe olmaz---","label":8} {"text":"''Bir ara izlerim'' deyip bırakmıştım bu filmi, üzerinden tam 5 sene geçmiş. Zaman ne hızlı akıp gidiyor inanamıyorum bazen. Filme gelirsek, senaryosu sıradan bir romantik Hollywood filmi seviyesinde. Öte yandan müzikleri, dans koreografileri falan o kadar güzel ki hiç sıkmadan izletiyor kendini.","label":7} {"text":"Özellikle Ozzy Osbourne için izledim güzel bir belgesel tavsiye ederim keşke müziğe daha çok yer verselermiş süreyi biraz daha uzatarak ama yinede yeterli sayılabilir.","label":7} {"text":"İsmindeki \"simple\" gibi basit ve eğlenceli bir film aslında. Hareketli ve sıkıcı değil. Anna Kendrick'e tahammülüm çok azdır ama A Simple Favor'da sonuna kadar sıkılmadan izletti. Basit ve eğlenceli bir filme göre gizemliliği fena değildi ama çok da tatmin edici olmadığını düşündüğüm bir son ile kapandı. Kötü değildi, hatta iyiydi ama bende \"çok daha iyi olabilirdi\" izlenimi bıraktı.","label":6} {"text":"Film mükkimmel anlatmaya gerek yok mükkimmel bir film .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................","label":9} {"text":"Kurallara uyalım uymayanları uyaralım! Şaka yapmıyorum.","label":6} {"text":"Kötü bir film değil, ama sadece bu kadar. Çok özel unutulmaz bir film beklemeyin, izlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz.","label":5} {"text":"Venedikte gümüş aslan ödülüaldığı için seyrettiğim filmdir. Tarihi politik bir uyarlama olmasına rağmen ana akım sinemaya hizmet eder biçimde çekilmiştir. Festival tadı alamadım. puan 33/100","label":2} {"text":"Film hakikatten manyak olmuş.. Ben de manyak oldum bu arada ;) İzlemesi zor, katilin gözünden gösterilerek işlenmiş. Enteresan olmuş. Bu çekim tekniğinin benzerini ama daha iyisini izlemiştim... Bkz: Enter the Void (2009) Film aslında 1980 yapımının yeniden çevrimi. Elijah Wood' u Frodo karakteriyle hatırlayanlar şaşıracak. Psikopat katile iyi ruh vermiş. Gerilime sebep olan, çok uyumlu ve gerçekten geren müzikleri ile izlenesi bir yapım olmuş. Şiddet dozu bakımından izlemesi zor olabilir çünkü çok fazla ve sakınmadan... Özellikle de uygulanan şiddet kadınlara olduğundan; kadınlar pek hazetmeyebilir... İzlemenizi de &şiddetle tavsiye ederim.. ;)","label":7} {"text":"Amacı olmayan çekilmek için çekilmiş konusu amacı sonucu olmayan kısa film, Türk yapımı olması sebebiyle izledim ön yargılı izledim, önyargımda da haklı çıktım. 5/10","label":4} {"text":"bu film için sadece kötü demek yeter.bazı savaş sahneleri fena değil ama bazılarıysa son derece saçma. komple bir svaş falan da değil açıkcası.aşk meşksiz iyi savaş filmi isteyen bunun yerine er ryan’ı kutramak’ı veye ince kırmızı hat’tı bir daha syretsin.","label":0} {"text":"Yönetmeni, senaryosu, kadrosu iyi bir film.. Brad Pitt yine değişik ama bu tarz insanlar da böyle değişik olurlar zaten..10/7","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi komedi filimdi. Özellikle bazı sahnelerde gülmekten ağzımı kapayamadım :) Davein dünyaya adaptasyon süreci biraz daha uzun tutulsaymış kesinlikle daha da iyi olurmuş. Şaşkın karakterin ne yapacağını bilmez halleri çok komikti çünkü. Farklı ve eğlenceli bir senaryo izlemek isteyenler kesinlikle kaçırmasınlar.","label":4} {"text":"Vasatın üstüne çıkamamış bir kıyamet sonrası senaryosu daha.","label":5} {"text":"Film aslında ilgi çekiciydi.Bir filmi iyice anlayabilmek için biraz filmle iyice odaklanmak lazımdır.Lakin sağ tarafımda bir koltuk sonrası oturan bir bayan fimi izlerken Kendisini ÖmüR GEDİK sanarak sesli bir şekilde filmi yorumlamaktan kendini alamadı. Kadında ki yorum aynen şöyle Bu kadar bakir koyları nasıl bulmuşlar aaa ne kadar güzel dekor ne kadar güzel elbise diye yanında ki adamla mırlayıp durdular.İlginç ve rahatsız edici bir durum tepki bile veremedim. Yazık ki ne yazık Bu sebeplerden dolayı sinemaya günün en sakin saatlerini seçerek gitmekte fayda var.: )","label":4} {"text":"İzlemesi keyifli, atmosfer güzel, mekan tasarımları harika, yok olmuş dünya hissini iyi veriyor ama eksik be kardeşim. en önemli şeyi unutmuşlar yine. senaryo yok. üstelik filmi anlamak için baya boş bir kafa ve epey dikkat lazım. şahsen hala anlayamadığım bişeyler var filmde. Yine klişeye boğulmuş olması, bilimkurgu açlığımız sebebiyle hoş görülebilir ama yine über güçlü düşmanın merkezine gidip, bomba patlatmak nedir yav? Yani sen dünyayı ele geçirecek kadar teknolojinin burnından girip ağzından çıkıyorsun, truva atı gibi bir plana yenik düşüyorsun. kaçıncı lan bu. Finali gördükten sonra uykumdan çaldığım 2 saate acıdım. 6/10","label":5} {"text":"\"Gözler dünyaya açılan bir penceredir\"buna çok güzel bir örnekti bu film. Aslında bu dram filmini izlerken çok sıkılacağımı düşünmüştüm ve çok isteksiz izlemiştim. Normalde çok ağır bir film izlerken kendinizi o kadar kaptırıyorsunuz filme ve bu ağır ilerleyen filmi nasıl sıkılmadan izlediğinizi anlamıyorsunuz bile. Beklediğimden çok iyi bir film izledim diyebilirim. Filme puanım 10/8","label":8} {"text":"aşırı derecede sıkıcı ve vasat bir film.. gereksiz boş diyaloglardan başka bir şey yok filmde.. son 15 dk sı bile filmi kurtaramıyor o derece baştan aşağı vasat bir film..","label":2} {"text":"Film öbür son durak filmlerine göre sıkıcı ve kötüydü. Ölümlerin bazıları komikti ve Wikipedia'nda araştırma yaptıktan sonra hepsi mantıklı olmaya başladı. Yani ana karakter 3 kez kurtarmış olması sinir bozucu ve abartı olmuş gibi geldi bana. ","label":6} {"text":"Birincisini izlemeden ikincisini izleyince birincisi izleme isteği olmuyor :) 60/100","label":5} {"text":"Özellikle son zamanların sorunu olan kötü alışkanlıkların, insanı ve toplumu paramparça etmeye çalıştığı bu dönemde , toplumun sorununa ve çözümüne deyinmiş bir film. Ateş filmi içinde barındırdığı ritmik sevgi duyumu , gerçek acının ne olduğu ve birçok duygunun karışımı olarak önümüze konuluyor. Filmi izlerken kendinizi Cihangir sokaklarında gezinirken buluyorsunuz. Haluk piyesinin kurgu ritmi sizin filmden kopmamanızı sağlıyor. Genç kesimin kesinlikle izlemesi gerek filmler listesine yazabiliriz.","label":9} {"text":"çook güsel bi film gitmenizi tavsiye ederim anlatmakla olmaz biraz karışık","label":7} {"text":"Sadece 3 dakika içinde bile \"ne zaman bitecek bu gerilim\" dedirtmeyi başarabiliyor. Üstüne bir de karanlık korkusu eklenince...","label":8} {"text":"Valla hani ne çok iyi bir film ne de kötü bir film.Yani yönetmen sanki çok iyi bir şey yapmaya çalışmış da becerememiş gibi geldi bana.Fakat yine de kendinizi filme bıraktığınızda oldukça zevk alabilirsiniz tabi.6/10","label":4} {"text":"Dönemsel hezayanı ve engelli bir bireyin motivasyon döngüsü çok iyi yansıtılmış doğal oyunculuğun geçişleri ile oturduğum yerde şahitlik deneyimi muazzamdı. Tüm emeği geçenlere teşekkür ederim. Böyle işlere algıya kırmak için ihtiyacımız var sağolun ehehe","label":9} {"text":"o dönemde izlediğim en iyi sniper filmlerinden birisidir. mark dacascosun bu filmdeki performansıda çok iyiydi. filmideki o aşırı ciddiyetli senaryo beni filmi izlediğim esnada oldukça moralmen çökertmiştir.","label":7} {"text":"Statham,bu kez Çin mafyasi,Rus mafyasi ve kötü polisler arasinda kalmis bir çocugu korumaya çalisan,dibe vurmus adam rolünde.Aksiyonu bol,heyecanli bir film,izleyicisini sikmiyor.Ama kahramanimizin geçmisi inanilmaz daginik anlatilmis.Bu kadar derin sulara girmesine gerek var miydi bilmiyorum.Bir de Luke ve Mei arasinda bu kadar patirtiya,kütürtüye degecek,baba-kiz iliskisi olusturabilecek bir durum da göremedim senaryoda.Bunlari görmezden gelirsek,aksiyon olarak tatmin edici bir yapim...6/10","label":5} {"text":"...ilk filmden de hatirlayacagimiz yonetmen Martin Campbell#39;in ellerinde hayata gecirilen The Legend of Zorro, hikayesindeki tum gelismelerin beklentileriniz sonucunda gelistigi bir yapim. Acilis sahnesindeki heyecani geneline yayamayan film, sonraki her sahnesinde kendisini tekrarliyor ve bir sure sonra cekilmez bir hal aliyor. Kotu karakterinin yeterince kotu ve Fransiz olamadigi, sakiz gibi uzatilmis dovus kareografileriyle dayanilmaz bir hal alan, Banderas ve Zeta Jones#39;un yaslandiklarini iyice gozumuze sokan The Legend of Zorro, bir tek kucuk oyuncu Adrian Alonso#39;nun sekerligine katlanabileceginiz turden bir yapim ne yazik ki. Hikayesindeki ABD#39;yi yucelten kisim da kabak tadi veren bir baska unsur ayrica...(3/10)","label":2} {"text":"Shyamalan'ın Altıncı His ile zirve yapan kariyerinin izleyen yıllarda nasıl sert bir düşüşe geçtiğinden tekrar bahsetmeye gerek yok sanırım. The Visit&, ne yazık ki yine umutları boşa çıkarıyor ve beklentileri karşılayıp yönetmenin kariyerini yeniden canlandırmayı başaramıyor. Film kendini izletiyor ancak onun dışında kalburüstü bir filmin sahip olması gereken hiçbir ortalamayı tutturamıyor. Hikaye çok daha başarılı işlenebilirdi. Belki yine çok etkili bir film olmazdı, ancak en azından inanılmaz derecede zorlama bir aile bağları, ailevi durumları, ailevi sorunlar teması yerine, illa ki buradan ilerlenecekse de daha oturaklı, daha mantıklı, hikaye örgüsü içerisinde göze batmadan seyirciye bir şeyler hissettirmeyi başaran bir tonu olurdu. Çocuk oyuncular götürüyor filmi. Tyler'ın bazı hareketleri ve esprileri filmdeki performanslar içinde en akılda kalıcı olanları desek herhalde abartmış olmayız. Finale kadar merak duygusunu taze tutmayı başarsa da, bir noktada filmin çok da sürprizli, çarpıcı bitmeyeceğini, Shyamalan'ın son dönem filmleri gibi vasat bir örnek daha olacağını düşünmeye ve hissetmeye başlıyorsunuz. Senenin görülmesi gereken filmlerinden biri olarak niteleyemem. Korku veya gerilim severler için onlarca farklı seçenek var.","label":3} {"text":"eğer benzer filmleri izlemişseniz ve sizi memnun etmişse bu film de aynı şeyi vaat ediyor,ne fazlası ne azı.","label":5} {"text":"Bence muhteşemdi 🎥 Oyunculuklar kusursuzdu ve Aamir Khan her zamanki gibi harikalar yaratmış. Tüm filmlerini çok severim ama bu filmi gerçekten çok sevdim. Farklı bir çekiciliği vardı. Tam puan veriyorum ❤️","label":9} {"text":"Soğuk duvarların dönemi, çığlıklarla terleyen duvarların döneminin filmi. Klaus Mann ve Hitler'in karşılaşmasının anlatıldığı sahnede tüylerim diken diken oldu. Belki germanistik öğrencisi olmanın verdiği edebi itkidir bu. Filmin müziklerinin de o soğuk duvarımsı havaya katkısı muazzamdı ve tabikiAnna Fischer'in saçlarının yüzüne dökümü ve soğuk bakışları da.","label":6} {"text":"Filmin kitabını okumadım, yalnız filmdeki oyunculukları da, müzikleri de başarılı buldum. Ana karakterler seyirciye hissettirmek istediklerini gayet başarılı şekilde aktarabilmişler. Bu filmin neden yerlere vurulduğunu anlayamıyorum her şey çok gerçekçiydi.","label":7} {"text":"akıcı, eğlenceli bir Jarmusch filmi","label":7} {"text":"Sahne geçişlerini çok beğendim, ayrıca Emma Stone'un gözlerini ben de sökmek istiyorum... bir kavanoza koyup usanmadan seyredebilirim herhalde.","label":7} {"text":"Filmi izledikten sonra içimde ne kadar tehlikeli biri olduğunu anladım. Hiç gözümü kırpmadan İsveç'teki şerefsizi rahatlıkla öldürebileceğimi gördüm hatta alenen hissettim evet. Etkisinden kurtulunamayan filmlerden evet.","label":7} {"text":"Bugünkü mahkeme kararı üzerine belgeseli seyredeyim dedim. Sinemasal yönden başarılı buldum, gerek çekim açıları gerek akış olsun. Fakat gerçekten propagandist özellikler taşıyor belgesel. Uyuşturucu suçmuş, en büyük gelir kaynakları. Kadınlara ve çocuklara değer vermek ilk öncelikleriymiş, hadi ordan teslim olan kadınlarda öyle diyordu zaten. Özgürlük ve kardeşlik nidaları adı altında ne kirli oyunlar çeviriyorlar ne kirli insanlara hizmet ediyorlar bilgimiz yok sanki. Alayı palavra.","label":6} {"text":"bilimkurgu meraklıları için bence güzel bir film.jetli içinde değişik bir çalışma olmuş çift karakter oynuyor hemde bilim-kurgu filminde.fazla hayalkuranlar için biraz inandırıcı gelebilir paralel evrenler teorisi.tabi bu bir film diyorsunuz sonuçta.ben daha önce bir romanda rastlamıştım paralel evrenler teorisine o yüzden filmin konusu pek yabancı gelmedi bana.ayrıca taşıyıcı filminin yıldızı ünlü dalgıç jason statham’ı bu film sayesinde tanıdım.","label":8} {"text":"100 yıl sonrada olsa gerçekler birgün gün yüzüne çıkacak..!!! Oliver Stone filmi çekerken kendisine ya da bütün dünyaya en inandırıcı gelen hikayeyi kameraya aktarmış. Belgesel niteliğindeki anlatımıyla ve Özellikle de son yarım saatteki dava bölümü Gerçekler bundan ibarettir mesajı veriyor. Filme gelince teknik olarak geriye dönüşleri gösterirken Siyah-Beyaz kullanması ve gerekCOSTNER gereksede OLDMAN'ın oyunculukları bu Şahesere çok önemli gerçekçilik havası katmış, kadro derinliğininde çok güçlü olması Senaryodaki komployu iliklerimize kadar hissetmemizi sağlamıştır. Bu kadar ünlü oyuncunun bir filmde toplanıpta 5 yıldızlı bir Sinema filmi çıkması her yönetmenin harcı değil ","label":8} {"text":"Bu arada şunuda söylemeden edemeyeceğim. Bu film bir kere izlenmeli. Yani ben filmi sevdim ama arşiv yapamayacak kadarda rahatsız oldum.","label":7} {"text":"Spielberg, oliver stone ve türevleri gibi savaşı kahramanlığa övgüye indirgeyen, varsa savaş suçu, onu da bir takım kendini bilmezlere bağlayan filmlerden tiksinirim doğrusu. Savaşın yıkıcı etkisini çocukların üzerinden anlatan filmleri ise hep sevdim. Gel ve gör, Kaplumbağalar da Uçar gibi. Ateşböceklerinin mezarı da bu tür anlatımın en başarılı örneklerinden bence. tokat gibi film. küçük kız çocuğunun ifadesindeki çizgisel anlatım çok güçlüydü.","label":7} {"text":"İlginç bir sosyopatlık Genel anlamda Jake'in filmlerine hayranımdır. Bu filmine de doğal olarak hayran olmamak üzerdi beni, ama beklediğimden azcık üzmedi de değil hani. Kurgu falan gerçekten başında normal ilerlese de sonlara doğru akıcı bir hal alıyor. Benim en çok üzüldüğüm daha manyak bir senaryo yapılabilirdi. İzlerken zekaya hayran olacağımız vay be arkadaş deyip direk 8 puanı basacağımız bir işleniş olsaydı film tarih olurdu. Jake iyi oyuncu, bu filmde de onu net bir şekilde görüyoruz. Yan karakterler fazla geri planda kalıyor belki de film Jake'in üzerinden senaryolanmış, ama bu durum filmi ayrı bir yere getiriyor. LA'in sokaklarında yaşanan gece haberleri gerilimi de az daha orijinal olsaydı yemede yanında yat filmi olurdu. Yine de 7 puanı çok rahat alacak bir film. Arşive girecek yapımlardan. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Senaryo, tartışmaya açık fakat genel anlamıyla davetkar... Oyuncular (özellikle Rus kaptan) genellikle güzel seçilmiş ama bir tık daha iyi olabilirdi. En azından başrol daha iyi bir oyuncu olarak karşımıza çıkabilirdi... Çekim kalitesinin de kabul edilebilir olduğu fikrindeyim... Bu tarz filmlerin;özellikle daha çok diplomasinin bulunduğu filmleri bekleriz...","label":6} {"text":"Klişelerden uzak durmaya çalışılmış ve gayet başarılı olmuş.","label":7} {"text":"Kara kışı yaşadığımız şu havalarda ne de güzel gider yaz görüntüleri… Ata Demirer filmin planlamasını ona göre mi yaptı bilinmez ama içimizi ısıttığı kesin. Eyvah Eyvah serileri ve Niyazi Gül Dörtnala filmleriyle karşımıza çıkan, Ata Demirer bu sefer Olanlar Oldu filmiyle izleyiciye sesleniyor. Ata Demirer Ege kıyılarını sevdi. İzleyicinin de sevdiğinin farkında ki hikayelerinin orada hayata geçiriyor. Haksız da değil! Böyle doğal güzellikleri başka nerede var? Olanlar Oldu Filminin Konusu Zafer ve annesi Döndü Hanım Ege’nin bir kıyı kasabasında birlikte yaşamaktadır. Zafer, kasabanın güzel kızı Mehtap’tan ayrılmış ve hayata ve aşka küsmüştür. Çocuğunun bu haline üzülen Döndü Hanım çocuğuna Mehtap’ı unutturacak “helal süt emmiş” bir aday aramaktadır. olanlar-oldu-filmi-oyunculari-konusu-fragman-karakterleri-kim-kimdir Turistik teknesiyle turlar düzenleyen Zafer, bir turda tanıştığı Aslı’dan etkilenir ve aşkın temelleri atılır. Atılır atılmasına da Döndü Hanım su kovasıyla bu aşk ateşine söndürmek için atakta beklemektedir. Aslı’yı ideal eş olarak görmemektedir. Aslı’nın eski sevgilisi de bu ateşin içine dalınca işler çıkılmaz bir hal alır. Acaba bu kargaşadan kim ya da kimler galip çıkacaktır? Olanlar Oldu Filminin Oyuncuları Filmde 2 karaktere de ( Zafer, Döndü ) Ata Demirer hayat veriyor. Daha çok Hollywood ‘dan alışık olduğumuz bu tip canlandırmalara Ata Demirer gerçekten güzel bir yorum getirmiş. Seyirciye ayrı kişiler olduğu izlenimini oldukça iyi yansıtıyor. Aslı rolündeki Tuvana Turkay ise Ata Demirer’in sektöre bir hediyesi gibi olmuş. Hiç sırıtmıyor, karakterini oldukça iyi yansıtıyor. Samimi, içten bir şekilde izleyiciye sesleniyor. Salih Kalyon’dan bahsetmemize gerek yok. Alışık olduğumuz rolerine bir başkasını eklemiş. Karaktere oldukça yakışıyor. Ülkü Duru ise, Döndü Hanım’ın en yakın arkadaşı rolünde. Tüm sinsilikler, tüm planlar, programlar ondan çıkıyor. Döndü rolünün bütün yükünü alan kendisi. Adeta filmin süpürücüsü. Bütün eksiklikleri halı altına itmek yerine oldukça güzel temizliyor. Film klasik Ata Demirer filmi. Konu yine Ege’de geçen bir aşk hikayesi ve orada geçen absürtlükler. Konu klasik ama Ata Demirer her defasında bizi konu olarak şaşırtmasa da diyaloglarla şaşırtmaya ve güldürmeye devam ediyor. Film süresince sıkılmıyor, keyifli dakikalar geçiriyorsunuz. 7’den 77’ye herkese hitap eden bu film, sadece diyaloglarla değil Ege’nin tarif edilmez güzelliğiyle de kendine çekiyor. Kış aylarını yaşadaığımız şu zamanlarda kısa bir tatile çıkmış gibi hissediyorsunuz. Filmin en sıkıntılı olduğu yer olarak zoraki yaşatılan aşk sahnelerini söyleyebilirim. Ata Demirer ısrarla, her filmde aşk temasına yer vermeye çalışıyor. O çalışıyor ama bu sahnelerin hiç inandırıcı olduğunu düşünemiyorum ya da yaşayamıyorum. Onun dışında filmin sonunu az çok tahmin edebiliyorsunuz. Yani “hadi canım o kadar da olmaz” diyeceğiniz bir şey yok ama bu kimseyi rahatsız etmiyor. ( hepimiz mutlu son istiyoruz ne de olsa) Komedi türünde oldukça güzel eserler çıkaran Ata Demirer, bu filmiyle bence Niyazi Gül Dörtnala denemesinden sonra yine yükselişe geçiyor. İyi Seyirler.","label":6} {"text":"Çocuklar pek seçici değil ama sinemasever gözüyle rafadan tayfa serisinin yakınından bile geçemez. Rezalet senaryo hiç akıcı değil. Türk çizgi sinema sektörü çok yol alması lazım","label":0} {"text":"Bakış açımı gerçekten değiştirdi. Ne olursa olsun insan hayallerinden vazgeçmemeli gerçekten. Müzikler, çekim, oyuncular gerçekten çok iyiydi. Daha ne hikayeler var anlatılması gereken kimbilir. İnşallah onları da bir gün öğreniriz.","label":8} {"text":"gerilmek için ideal bir film ancak eğer kaliteli bir korku filmi için bu yeterli gelmiyorsa izlememeniz tavsiyemdir.","label":4} {"text":"Filmi ne kadar kötülesem az kalır. Gene Rodenberry'nin kurguladığı star-trek evreniyle uzaktan yakından bir alakası yok. Karakterlerin isimleri dışında hiçbir benzerlik son 2 abrams filminde yer almamakta. Senaryo hataları inanılmaz. Birkaç örnek vereyim: [spoiler]-Star trek voyager'dan yada first contact filminden bildiğiniz gibi herhangi bir düşman gemi dünyaya yaklaştığında intercept etmek için yörüngede ve yörüngedeki istasyondaki bir filo karşılamaya gider. Onlarca gemiden oluşan bir filo koruma amacıyla yörüngede beklemektedir herzaman. Bu filmde enterprise ve düşman gemiden başka hiçbir gemi yoktu, dünya sadece bu ikisine kalmış. -Star trek evreninde şeffaf yönetim ve demokrasinin askeri ölçüde de içselleştirildiği uygar bir yapı vardır. Yani bir amiral gidip gizli bir süpersilah ürettiremez. ürettirse bile onu mürettebatı ile alıp kendi gemilerine karşı kullanamaz. -İlk sahnede olduğu gibi bir uygarlığa prime directive çiğnenerek zırt pırt müdahale edilemez. -Enterprise bir el bile ateş etmedi. -Kalkanları açık geminin içerisinde dışardan ışınlama yapılamaz. Khan nasıl son sahnede mürettebatını ışınlamak için kalkanların indirilmesi istedi gördünüz. Ancak nedense yine kalkanlar açıkken amiral kızını ışınlayabildi. Tamamen tutarsız. -Gemilerde ışınlama özeliği varken, neden khan ve kirk torpido yuvasından ateşlendi? Karşı geminin kapısına en yakın yere ışınlanabilirlerdi. Hadi onuda geçtim, torpidonun motoru kendi üzerindedir. Öyle torpido tüpünden insan ateşlenemez. ateşlenseydi bile çamura dönerdi basınçtan. Çöp atım sistemi deseniz onuda yemem, replicator teknolojisine göre gemi içinde geri dönüşüm var, atık yok. -Geminin warp reaktörüne girip aletleri tekmeleyerek çalıştırmak kadar komik birşey olamaz. Wrath of Khan da benzer bir sahne olmuştu. O filmde spock içerde kalmıştı. Ona gönderme yapmaya çalışmışlar ama ben beğenmedim. needs of the many, outweights the needs of the few sözcüğü spock'a ait. Transformers filmlerinden birinde de geçmişti.[/spoiler] Bunun gibi onlarca örnek verebilirim. Benim için bir aksiyon filmiydi, hemde başarısız bir filmdi. Beyazperdeye teşekkür ederim.","label":1} {"text":"Keyif aldığım ve eğlendiğim bir yerli komediydi. Ata Demirer li sahnelere çok güldüm.","label":9} {"text":"Sevimli bir film, çocukların hoşuna gidebileceği kanaatindeyim. Benim pek hoşuma gitmedi gerçi. Olgunlaşıyor muyum neyim ? Evde kaldık lan :(((","label":7} {"text":"Jake Gyllenhaal filmi kurtarıyor bayat bir film...","label":3} {"text":"Hakkını vermek için yiğidi öldürmeye gerek yok. Turbo, ebeveynlere bir anlaşma sunuyor; onların doksan dakikasını alıp çocuklarına hediye ediyor. Çocukların fazlasıyla eğlenebilecekleri, hatta bir ihtimal ilham bile alabilecekleri bir doksan dakika... Fena olmayan bir anlaşma... Kabul edip etmemek, sinemalarda şu an daha iyi bir tercihin olmadığını bilen ya da bilmeyen anne-babalara kalıyor.","label":6} {"text":"sakin ol tatlı kız","label":7} {"text":"Zaman zaman sıkıcı ama yinede ilgi uyandırıcı. Zeki Demirkubuz severler beğenecektir ama.","label":4} {"text":"The Amazing Spider-Man... Serinin baştan başlatılmasına başından bir anlam verememiştim. Yine de her türlü önyargıyı bırakıp izledim. Marc Webb bir zanaatkar olarak görevini yerine getirmiş. Belirli bir prototip vardır, film çekmenin klasik bir sistemi vardır, ona göre de çektik der gibi çekmiş. Ne eksisi var ne artısı. Fakat filmi izlerken defalarca \"Ben bu filmi daha önce izlemiştim\" hissine kapılmak, izlediğiniz şeyden keyif almanızı engelliyor. Andrew Garfield olmuş mu? Olmuş. Emma Stone? Her zaman güzel. Eeee? Hollywood hala süper kahraman filmlerinin senaryosunu 3 cümleyle özetlenecek şekilde devam ettirip görsel efekte abanmaya kararlıysa anlaşılan \"iyi film\" için daha çok bekleyeceğiz. 10/5","label":5} {"text":"Film izlenebilecek ve gayet de güzel, izlemenizi tavsiye ederim.Bundan önce Minoatour diye birşey izledim. Giden zamanıma üzüldüm.2002 yılı Dünya Kupası oynanırken Türk kanallarının haber bülteninde bu filmden bahsedilmişti. Hatta bir kanalda (Kanal 7) bu filmden görüntüler mevcuttu ve o zaman bu filmi merak etmişti. Bugüne nasipmiş :) (tarih: 21.05.2007)Filmdeki efektleri abartılı bulanların şunu unutmaması lazım: Nasıl ki bir Matrix, kendi içinde felsefe ve bilim kurgu var diye dövüş sahnelerinde abartıya kaçıyorsa, bu filmde de KuNgFu felsefesi yattığı için bu kadar abartılması hoş karşılanmalıdır.","label":7} {"text":"Komedi namına hiç birşey yok. Bence abartılmış bir İMDB puanı. Kesinlikle o kadar puanı hak etmiyor.","label":4} {"text":"Bu sitenin yetkililerine seslenmek istiyorum nasıl olur da bir gerilim başyapıtı olan 'The Game' bu sitenin arşivinde yok anlamıyorum","label":5} {"text":"Eternal Sunshine of the Spotless Mind gibi bir filmin senaryosunun sahibinin daha çok senaryo yapım aşamasında yaşadıklarının ne kadar sıkıcı olduğunu gayet sıkıcı bir şekilde gözümüze soktuğu film. Gerçek hayatın ne kadar sıkıcı olduğuna dair bir film de diyebiliriz.","label":2} {"text":"vasat bir film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. her ne kadar, ''gerçek hayattandır'' dese de, filmde herhangi bir ilginçlik olmadığı ve de ilk gördüğünüz 'kıl tipli' adamın katil potansiyeline sahip olduğunu bilmeniz, daha ilk baştan eksi puan olarak işleniyor filmin hanesine. john jarrat, tamer karadağlı'nın kovboy kılıklı biraz danamsı profilli, fakat iyi rol kıvıran bol aksanlı şekli gibi geldi bana. onun dışında, her ne kadar ikinci yarısı, ilk yarısına göre daha sürükleyici olsa da, ''ne zaman bitecek'' diye kendi kendinize sormaya başlıyorsunuz. bir iki sahnesi için, boş zamanlarda izlenebilecek bir film diyebilirim. yoksa, pek değmez. 5/10","label":4} {"text":"Filme son param olan 15 tl yi harcadığıma mı yanayım, hababam sınıfını izlemeyip bu filme gittiğime mi, [spoiler] dönüşte yağmurlu havada eve yürüyerek gitmeme mi yanayım, harcadığım zamana mı yanayım, hayatımda bu kadar kalitesiz bir film daha görmedim, film arası oldu geri döndüm baktım bi sahne olur mu diye baktım film karakteri yine boş boş yürüyo salonu terkettim.","label":0} {"text":"korku fılmı sevenler ıcın gercekten muhtesem bır fılm. gunumuz teknolojısı ıle daha bır gercekcı gorunumler var muhtesemmm.","label":8} {"text":"kurgu şahane gerçekten etkileyici bir filmdi. Ne olduğunu anlayamıyorsun her hikayeyi gerçek buluyorsun ama hangisi daha gerçek onu anlamıyorsun. Boşroldeki herifin film boyu tavılarlarından sonra ortaya çıkan son karakterini kafanda bir türlü oturtamıyor sonra dumur olup kalıyorsun : ) Puanını sonuna kadar hakeden harika bir film izleyin!","label":7} {"text":"en sevdiğim animasyonlardan biri croods . harikaaa","label":9} {"text":"Amatör bir absürd komedi denemesi. Peki komik mi; değil. Ortaokul müsamereleri bundan daha profesyoneldir. Mantık yok, oyunculuk yok, olaylarda bağlantı yok, örneğin bizim mariachi \"senden ücret istemiyorum, sadece bahşiş karşılığı barında çalmak istiyorum\" diyor, bar sahibi sana iş veremem param yok diyor. Tey allam. Filmde rolünün hakkını veren sadece köpek ile kaplumbağa idi. Şu filmi Türkler çevirse 2 puan bile alamaz ama bu nasıl bu puanları almış akıllara zarar.","label":1} {"text":"Çok beğendim. İzlenmesi gereken film. Diğer biyografi filmlerinden daha başarılı buldum. Her yönü ile alabilmiş.","label":9} {"text":"Filmin finalini beğenirseniz, büyük ihtimalle listenizdeki unutulmazlardan olacaktır. Beğenmezseniz demeyeceğim, az beğenirseniz, çok da akılda kalıcı olmayacaktır sizin için. Ben arada kaldım gibi fakat ikinci seçeneğe daha yakınım diyebilirim. Kötü bir son değil, ancak çok daha çarpıcı hamleler yapılabilirdi gibi. Filmin ilk saniyesinden itibaren o kadar güzel bir arka plan oturtulmuş ki, birden fazla opsiyonlu süper final çıkar gibi hissediyorsunuz. Tom Ford bu haliyle de tatmin edici bir iş çıkarmış. Oyunculuklar da iyi. Ancak finali ne yazık ki bir klasik olmasını engellese de, izlenmeli.","label":7} {"text":"oyuncu kadrosunun kalitesinden dolayı beklentiyi daha vizyona girmeden cok cok yükselten film. beklentilerin altında kalmış olabilir fakat yine de gayet güzeldir. izlenmesi gereken bir film, replikler güzel.","label":7} {"text":"harika bi filmdi.şunuda söylemeden geçemiycem filmin başrolünde başkası olsaydı bu kadar çok ilgimi çekmezdi sanırım.ama sandra oynayınca çok beğendim filmi.ben bu kadına bayılıyorum.ikinci filmi bu kadar güzel olmasada sandra güzeldi:silahlı ve cazibeli:)","label":7} {"text":"öncelikle bu film meraklısı için ve sinemayı sanat olarak görenler için!! bu şekilde yorumlarsak sam mendes gerçek bir sanat adamı ve sanatçı duyarlılığına sahip. günümüz sinema izleyicisi için fazla karmaşık, durağan gelebilir ama son yıllarda izlediğim saf sinema örneklerinden biri, tıpkı ince kırmızı hat ve yeni dünya gibi. bence sinemanın salt varlığının böyle filmlerle devam ettiğini görmek mutluluk verici.","label":7} {"text":"filmi çok beğendiğim sölenemez.komik yönleri olsada fransızların filmlerindeki şu cinsellik takıntısını hala anlamış değilim","label":1} {"text":"Scarlett Johansson'a tapan, Woody Allen'ın tüm filmlerini izlemeyi ve kitaplarını okumayı takıntı haline getirmiş, Rebeca Hall'ın yeryüzündeki en duru güzellik olduğunu düşünen ve herşeyi bir kenara koyarak Penelope Cruz'un insanı şişiren İspanyolcası ile yine 1.5 saatliğinede olsa başka dünyalarda insanı gezdiren bu film, müzikleri ile birlikte tadından yenmez olmuş. Sanırım 3 gün boyunca introdaki tatlı sesin söylediği şarkı kulaklarımdan silinmeyecek ''Te quiero, Barcelona. Barcelona poderosa.''","label":7} {"text":"kLishee!!! tek artısı angelinayı sarışın olaraq görebilmek yoqsa cidden bayat ve sıkıcı:S:S","label":5} {"text":"Kadrosunda Elijah Wood ismini görünce indirme listesine aldığım ve bugün izlediğim film... Çok akıcı bir konusu olmasa da farklı bir intikam hikayesinden yola çıkarak köpeği için intikam alan bir adamı konu almış. Çerezlik alternatifinizin yoksa izleyin derim...","label":4} {"text":"BEN BAYILDIM...FILMI SALONDA ARKA ARKAYA IKI KEZ IZLEDIM..ERTESI GUN YENIDEN VE YINE ARKA ARKAYA IZLEDIM BUNUN YANINDA ARTIK 2 GUNDE 1 FIX GIDIYORUM VE IZLIYORUM GERCEKTEN COK ETKILEYICI VE HIC SIKILMIYORSUNUZ.SCARKET J.MUKEMMEL OYNAMIS TEBRIK EDERIM.","label":9} {"text":"defalarca izlenesi efsanelerden.","label":8} {"text":"Ciddiyetli bir film yapmak isteyip ciddiyeti sağlayamayınca, biyografi-dram filmine gereksiz bir şekilde komedi eklenmiş. Ki ben böyle olunca hiç hoşlanmıyorum, izleme zevkim kaçıyor. Ama tam eleştirecekken taş olurum gibi geliyor. İçimden ne saçmalıyorum ben diyorum. Şu cast ekibine bakın.Ne kadar az rol alırlarsa alsınlar. Bradley Cooper,Daniel Brühl,Uma Thurman, Emma Thompson... Dahasını söylemeye bile gerek yok galaksi gibi bir liste konusu farklı ve kendini izlettiren cinsten ama kesinlikle Sinema olmasa bile vizyondan düştüğü an izlenecek saygıyı hak ediyor iyi seyirler...","label":6} {"text":"Çok geç kalmışım izlemek için mükemmel bir filmdi ayırdımher saniyesine degerdi","label":8} {"text":"sayın don corleone arkadaşımıza kesinlikle katılıyorum.ne bir korku filmi ne de bir komedi.ikisi de değil.eddie murphy nin oyunculuk performansını da beğenmedim.oldukça yapmacık durmuş.izlemenizi tavsiye etmem.","label":5} {"text":"filmde ki karakterler yerinde olmak istemezdim psikoloji bozan bir akışı var sıkıcı bir film değil hikaye gayet akıcı filmin finalinde benim kafamda birden çok şey canlandı böyle olduda böyle sonuçlandı demiyorsun adam öyle bir final yapmış ki noktalama işaretli dil anlatım sınavları gibi noktalı yere ne koyarsan o çıkıyor","label":9} {"text":"Güzeldi..Gerilim ve heyacanı iyi yansıtabilen bir film olmuş..Kadronunda etkisiyle tabiki..","label":6} {"text":"İzlerken zamanın nasıl aktığını anlamayacağınız akıcı izle ve unut tarzında eğlenceli bir film tavsiye ederim ????","label":8} {"text":"Bu film niye yapılmış ? diye soruyor insan kendi kendine .. sonra da ben bu filmi niye izledim? diye soruyor insan kendi kendine .. reziller 10/0","label":1} {"text":"Normal bir filmdi bence imdb deki puanını yüksek buluyorum ortalama bir aksiyon özellikle 50.dakkadan sonra artarak giden..7/10","label":6} {"text":"Gayet orjinal bir kurgu ve senaryoya sahip ay görüntüleri ve atmosferi ile beğenimi kazanan bir bilimkurgu filmi.10/8","label":7} {"text":"Spielberg ün, ne İsrail e ne de Filistin e yaranabildiği bir politik-gerilim filmiydi. Oyunculukları ve teknik açıdan iyi bir işçilik vardı filmde, her Spielberg filminde olduğu gibi...","label":9} {"text":"Wong Kar Wai - Stilize Öyküler Adamı Ne zaman bir Wai filmi seyretsem sinemanın salt sinema olup olmadığıyla alakalı düşüncelere dalarım. Büyük tartışmadır bir filmin film dışında bir şeyler de ifade edip etmediği. Godard için sinema sinemadır. Gerisi mühim değil. Kimisi içinse sinema sinema dahil her şeydir. Tamam ama ya bazı filmler, bazı yönetmenler, bizlere hissettirdikleri? Yönetmenin ilerisi için bolca ipuçları taşıyan bir filmi \"Duo luo tian shi\"... Yine kesişen, kesişmeyen öyküler, karakterler, yine es geçilen, merkezine düşülen olaylar ve yine stilize, harika bir anlatım. Sanırım \"Aşk\" , \"Tutku\"; en çok Wai'nin kamerasına, objektifine yakışıyor. En azından şu sıralar benim için öyle. İzlerken, atmosfere dahil olmamak elde değil. Film; sanki ortada önemli bir konu, kayda değer bir öykü yokmuşçasına seyirciyi yakalıyor. Şiddetle tavsiye edilir...","label":7} {"text":"Maalesef kötü bir komedi filmi. Beklentileri karşılamayan komedi dozu çok fazla düşük. Konusu itibariyle Türk toplumunda gerçeklik düzeyi yüksek ama abartılmış bir yanı var. Gerçeklik düzeyi yüksek toplumsal bir olgu üzerine kurulu olunca karakterlerinde gerçeklik düzeyinin yüksek olmasını bekledim ama aradığımı bulamadım. Özellikle Gupse Özay'ın canlandırdığı Sultan karakterinin özellikle söylem tarzıyla çok abartılmış buldum. Birde filmde olumsuz olarak söyleyebileceğim bir unsurda kısıtlı mekan ve kısıtlı oyuncular. Filmde belirli bir yerden sonra sıkıcı bir hal almaya başlaması kaçınılmaz oluyor. İzlenilmesede olur tarzında bir film.","label":5} {"text":"Konusunu çok sevdim ama konusundan daha çok kamera hareketleri ve çekim açılarına bayıldım. Filmde beni en etkileyen öğe bu oldu. Sinemanın tekniğinden hiç anlamayan bir insanın bile farkına varabileceği kadar başarılıydı hatta kusursuzdu. Tek sevmediğim şey bana göre yerli yersiz fazla müzik kullanımıydı birde baharın yüksek çığlıkları onun dışında sevdiğim filmler arasında.","label":6} {"text":"filmde sıkılıcaksınız yine de izlenebilir.","label":5} {"text":"lütfen dikkatbu film eğlence amaçlı bir film değildir.amacınız eğlenmek ise bu filmden uzak durunama bence bu filmi izleyin.çünkütv,siyaset,reklam,iş dünyası dörtgeninde dönenleri anlatantv lerin sadece bir eğlence amacı olarak görülüp,yayıncıların baskılardan korkup gerçeği örten yayıncılık yapmasının zombileşmiş bir toplum yaratma riskini ortaya çıkaracağını savunan insanların mücadelesi buABD ile birlikte dünyada ençok tv izleyen ülkelerden biriyiz.belki tv dünyasında yaşananları görünce ülkemizde ki tv anlayışına daha olgun bir gözle bakabilirsinizbence filmde yayıncıların korktukları sistem bugün tamamen dünyayı sardıtv üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri","label":8} {"text":"Spoiler: Dıptıslı korku severler kaçırmasın kırk yıllık metal dinleyicisiyim ben bile gece gece yerimde duramayıp kop kop koptum:) sinemayamı geldik taksim gece kulübü daliyemi filan olabilirsiniz, filmden çıkardığım sonuç dıptıs dıptıs dıptıs ve çiki çiki çiki djlik yapan zombi komikti bu arada:) ve bu arada Pascal bizi diskoya götür.","label":5} {"text":"Lee Daniels'ın yeni filmi The Butler, kimi eleştirmenler tarafından bu yılın Lincoln'ü olarak lanse ediliyor. Bir bakıma bu düşünceye hak veriyorum; iki film de köleliğe dayanan bir Amerikan tarihi dersi niteliğine sahip. Ama en başta The Butler bir Steven Spielberg imzası taşımadığından Lincoln aralarındaki yarışı kazanıyor. İki filmin de elinde bulundurduğu malzeme üst düzey kaliteye sahip olsa da Lee Daniels'ın filmi Spielberg'inkiyle karşılaştırılamayacak kadar amatör kalıyor. Uzun süreye sahip ve her ikisi de birer ders veren bu filmlerin biri sıkılmanıza imkan vermeyecek kadar sürükleyiciyken diğerinde oflayıp pufluyor, ne kadar kaldı diye aralarda kontrol ediyorsunuz. The Butler, şüphesiz Oscar kaygısıyla çekilmiş bir film ama formül tutmayınca elde vasat bir kölelik filminden başka bir şey kalmıyor. Haksızlık etmeyelim, The Butler kesinlikle 'kötü' sıfatını hak etmiyor, sadece üst düzey oyunculuk performanslarını görmek veya yakın Amerikan tarihinin kıyısından köşesinden şöyle bir bilgilenmek için bile izlenir. Yeter ki yüksek beklentiler içine girilmesin. -Devamı film eleştiri merkezinde...","label":6} {"text":"Oyunculuk harika ama bana yeşilçam filmlerini anımsatan film. Oscar aldığı gerçeğini düşünmediğim zaman, filmin hakkını teslim etmek istiyorum. Ama Oscar alacak kadar iyi olduğunu düşünmüyorum.","label":6} {"text":"Dövüş filmleri benzer senaryolara sahip olsa da, çoğu erkeğin sevdiği filmlerdir. Serinin ilk 2 filmini izlemedim. Bunun konusunu da okuduğumda sıradan bir film olabileceğini düşündüm. Hapishane filmlerine olan sempatizanlığım halk arasında bilinir. Hem hapishane, hem dövüş, hem penaltı, hem gol mantığıyla izlemeye koyuldum. Pek çok dövüş filmi gibi araya ufak tefek dövüş sahneleri pekiştirilip, sonra tüm film boyunca bir dövüş için hazırlanan baş karakterin büyük dövüşle final sahnesini yaptığı bir film değil. Tekmeye, kana, kafaya, yumruğa doyuyorsunuz. Baştan sona dövüş var. Her ülkenin dövüşçüsünün farklı bir aksanla İngilizce konuşması güzel bir detay. Hapishane filmlerindeki en reyiz karakter Celda 211'deki Malamadre'dir benim için. Malamadre'den sonra da Yuri Boyka gelir.","label":7} {"text":"Rocky artık adını bütün dünyaya duyurmuştur.. İzlerken çok büyük keyif aldığım bir filmdir..","label":6} {"text":"ddiğer filmlerine kıyasla beni pek tatmin etmedi. Arnold Schwarzenegger sahneleri için izlenir ama","label":8} {"text":"Film güzel fakat kız o kadar sevimsiz ki adamların yerinde ben olsam hemen teslim ederdim.","label":6} {"text":"Serinin öncesini izlemeyenler için boşa gidecek vakit olacaktır. Ergen hayatı tadında film izlemek isteyenler öncelikle serinin diğer filmlerini izlesinler. Çok kötüydü.","label":0} {"text":"Zodiac-Kemper karışımı Riddler karakterinin etkileyiciliği, Scorsese tarzı İtalyan mafyası anlatısı, isminin altına sığınılmadan yazılmış, hatalarıyla var olan Batman, türevi süper kahraman işlerine oranla yukarıdaki sinematografisi ile iyi bir film olmuş. Batman'i filmden çekip çıkardığımda ortada iyisiyle kötüsüyle bir eser kalıyor ve ben bundan memnunum. 2. yarıdaki akıl tutulmalarına rağmen memnunum. Batman uça kaça adam dövsün, kusursuzluğuyla gövde gösterisi yapsın isteğindeyseniz eğer, bu film o film değil. Ama 2. yarıda genel izleyiciye yönelik de bolca şey var.","label":8} {"text":"Birçok saçmalık ardı sıra devam ediyor film boyunca. Za-man kay-bı","label":6} {"text":"ang lee nin en iyi filmi","label":9} {"text":"\"Wilbur'u öldürmek istiyorum\"dur bu film benim için.","label":6} {"text":"kızı öldürülen polisin katilden intikam filmi.. Kadro süper.. Sürükleyicilik harika.. Sonundaki final on numara… bir filmden daha istenebilirki.. Düşün not veren insanları zerre kadar anlamış değilim… siz gidin recep ivedik falan seyredin..","label":9} {"text":"Son zamanlarda bir filmde bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum..","label":0} {"text":"sürükleyici ilginç bir filmdi. tavsiye ederim.10/9","label":8} {"text":"Yoğun hisler işliyor olmasına rağmen yoğunluktan uzak, doğal bir film. Bu yönüyle çok tatlı ve güzel. Filmi sanki, filmdeki kız çocuğunun bakış açısıyla izliyormuşsunuz gibi dramdan uzaklık, saflık hakim gibi hissettim. Erkek karakterimiz daha sonra Anadolu'ya yerleşip savcı olacak. \"Ya doktor, bir insan bir başkasını cezalandırmak için hakikaten kendini öldürebilir mi? Olabilir mi böyle bir şey?\" Boğulma görüntülerindeki kadının dala tutunma çabası bence erkeğin o an zihnini dolduran bir avuntu, kendi hayali.","label":7} {"text":"Sinemamızda ''festival filmi'' diye bir kavram oluşmaya başladı.Sıradan insanların,sıradan sayılabilecek öyküleri ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuyor.Sanki detaya iniliyormuş gibi yapılarak da (dakikalarca patates soyma,çorba doldurma,pencereden boş boş bakma vb.) sanatsal bir hava verilmeye çalışılıyor.Fakat bu tarz filmleri ayakta tutan tamamen bireysel performanslar.Araf'ı da bu festival filmleri grubuna rahatlıkla koyabiliriz.Dramatikmiş gibi görünen ama duygusuz,çok şey anlatıyormuş gibi görünen ama hiçbirşey anlatmayan bir film.Üstelik Araf'ı kurtarabilecek bir bireysel performans da ne yazık ki yok...5/10","label":4} {"text":"Klasik anlatı biçimiyle vasat biçimde anlatılmış bir film. Çok daha başarılı bir anlatım ve tarzla sunulabilirdi gerçekten konu iyi olmasına rağmen berbat bir şekilde işlenmiş sıradan bir film halini almış.","label":1} {"text":"Animasyon filmi deyince aklıma gelen ilk filimlerin arasında yer alıyor.","label":7} {"text":"İlk filmin adına hakaret olarak çekilmiş bir film sanırım... Bu kadar kalitesiz bir konu ve bu kadar hayal kırıklığı yaşayacağımı zannetmiyordum, Mila Kunis e yazık olmuş... İlkinden bağımsız olmasına rağmen adını kirleten bir film olmuş. American Psycho filmi ilk filmiyle aklınızda kalmalı. Kesinlikle İZLEMEYİN...","label":1} {"text":"Fazla söze ne gerek var efem) MASTERPIECE!!!","label":9} {"text":"Nejat İşler ve Serenay Sarıkaya isimlerini yanyana duyunca bile izlemem gerektiğini anladım Serenay Sarıkaya'nın ilk film performansı mükemell film müthiş ❤","label":1} {"text":"nerde eski chucky yaww.nerde o izledikten sonra tuvalete bile gitmeye korktuğum chucky...","label":4} {"text":"Ne esprileri, ne konusu ile zerre kadar bizimle alakası olmayan tırt bir tek kişilik gösteri. Sürekli belden aşağı ve son derece itici konulardan oluşan bu saçmalık 57 dakikamı heba etti gitti. Uzak durun. Özellikle aileleri uzak tutun... 0,1/10 Karantinalık.","label":0} {"text":"sizi bilmem ama ben baştan sona çok sıkıldım hiçte gerilmedim 1 2 sahne dışında onlarda 5 saniyelik","label":1} {"text":"Öncelikle hayatımda bir sürü soru işareti olacak bu filmden sonra 1-? O iki adam nereye gidiyordu neden yürüyorlardı🤔 2-? Kadın neden saçma bir şekilde takla atıyordu🤔 3-?O kız neden toprak yiyor🤔 4-? Akreplere noldu🤔 5-? Necati bey neden hala gelmedi oysa ki herkese söz vermişti🤔 6-? Gökhan'ın Babası Kim Ve Nerde 🤔 7-? Reyhan Dışardan Ellerini Neden Yıkamadı🤔 8-? Maden neden yıkılmadı o kadarda bekledik🤔 9-? Senarist Müsait Değil miydi🤔 10-? İkincisini yapmayi düşünüyor mu ve Türkiye de neden 1.sirada 🤔 NOT: KAFAMDA DELİ SORULAR 🤔🤯😩","label":9} {"text":"&Tommy ve Austin, yıllardır morgda birlikte çalışan baba ve oğuldur. Ve bir akşam ikisi işten ayrılırken polis memurları morga oldukça farklı bir ceset bırakır. Tommy ve Austin bu cesedi incelemeye başlayınca oldukça garip şeyler fark ederler ve korkutucu şeyler yaşanmaya başlar.& Eğer korku filmleri hakkındaki eleştirilerimi önceden okuduysanız, korku filmlerini pek sevmediğimi bilirsiniz. Yani filmlerde hep takdir edilecek bir şeyler bulsam da sonuç olarak korku filmlerini yeniden izlemeyi düşünmem ve sürekli bir şeyler eksik kalır gözümde. The Autopsy Of Jane Doe da bu kategoriye giriyor. Şimdi, filme eğer korkuyu seven birisinin gözünden bakacak olursam, bu filme bayılacaksınız. Tamamen orijinal, yaratıcı ve tahmin edilemez bir film ve son zamanlarda çıkan en iyi korku filmlerinden birisi. Kaçırmayın. Şimdi, eğer korku filmlerini seviyorsanız eleştirinin sadece bu kısmı size hitap edecek. Ama eleştirinin geri kalanını kendi düşüncelerimle yazacağım. Filmde sevdiğim şeyler kesinlikle vardı. Öncelikle baba-oğul ikilisini canlandıran Brian Cox ve Emile Hirsch'ün kimyaları çok başarılıydı. Filmin neredeyse tamamında sadece bu iki oyuncunun olmasına rağmen film hiç sıkıcı değildi. Prostetik efektler çok başarılıydı. Kan efektleri ve cesetler çok gerçekçiydi. Hatta o kadar gerçekçi ki, izlerken midenizin bulanacağına eminim. The Autopsy Of Jane Doe'un en sevdiğim yanı, tamamen özgün olması. Hikayenin taşıdığı sırları bilmiyorsunuz, bir sonraki sahnede ne olacağını tahmin edemiyorsunuz. Ve film de taşıdığı gizemli tonu filmin finaline kadar sürdürmüş. Tek bir mekanda geçmesine rağmen çok yaratıcı davranmış. Bu yüzden The Autopsy Of Jane Doe, 86 dakikalık süresine kısa rağmen sizi sürekli gerecek bir film. Fakat filmle ilgili birkaç sorunum var. Mesela hikayeye Tommy ve Austin dışında Austin'in sevgilisi Emma gibi gereksiz karakterler de eklenmiş. Ayrıca film sonlarına doğru biraz mantık hataları içerip saçmalamaya başlıyor biraz. Üstelik bir sürü soru havada asılı kalıyor. Film bu konuda hikayesini ana karakterlerin gözünden anlatıp seyircinin tıpkı ana karakterler gibi hiçbir şey bilmemesini sağlamış. Fakat bu konuyu bir yere götürememiş. Kısacası, eğer korku filmlerini seviyorsanız bu filme bayılacaksınız. Oldukça sürükleyici ve ürkütücü bir film. Eğer hikayenin cevaplanmamış sorularına ve mantık hatalarına aldanmazsanız, iyi vakit geçireceğinize eminim. Korku filmi sevmeyenler için de bu filmde dikkat çekici birkaç şey var. Ama genel olarak türü sevmenizi sağlayan bir film değil. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Brian Cox ve Emile Hirsch'ün kimyası. + Ürkütücü prostetik efektler, cesetler ve kanın gerçekçiliği. + Senaryonun yaratıcı olması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Hikayeye eklenen 1-2 gereksiz karakter. - Cevaplanamayan sorular ve birkaç mantık hatası. TOPLAM PUAN: 6/10","label":5} {"text":"Böyle denemeleri çok olumlu buluyorum. \"Oyun bu.\" diye eleştiren olabilir belki ama sinema her zaman teknoloji ile birlikte gelişmiştir. Eminim zamanında renkli filmlere burun kıvıran tiplerde olmuştur. Teknolojiyi değil, içeriğini ve kalitesini tartışmalıyız bence. İlk deneme olmasına rağmen gayet kaliteli. Zamanla daha kötüsü de daha iyisini de izleyeceğiz. İçerik zenginleşmesi asla zarar değildir.","label":8} {"text":"Günümüzde de çevremizde sıkça gördüğümüz, belki de kendimiz de bunlardan biri olan yaşamak için anlam, yaşamak için işaret isteyen insanların filmi anlatılıyor. Aynı zamanda ters köşe ve beklenmedik bir son da filmi güzelleştiriyor.","label":6} {"text":"Filmdeki fantastik ögeler pek güçlü ve sağlam temellere oturtulmuş değildi, bu yüzden filmin türüne aldanıp fantastik film izleyeceğim umuduyla izlemeyin. Ama güzel bir romantik film izleyeceğinizi düşünüyorum.","label":7} {"text":"Disney, eline sağlık! Son günlerde izlediğim en iyi filmlerden biri. Nasıl tatlı bişeydin sen Togo!! Vefan, sadakatin, korkusuzluğun ve tatlılığın. Her şeyinle mükemmel bir varlıksın! Doğanın zorlu şartıları ve amansız bir mücadele. Gerçek bir kahramanlık öyküsü. Biraz adrenalin, biraz da hüzün eşliğinde. Kahraman köpek Togo'nun Alaska'nın bu soğuk atmosferi içinde içinizi ısıtacak hikayesini izleyin, es geçmeyin.. Willem Dafoe'da çok iyiydi. Köpecikleri söyleme bile gerek yok. Hepsi öyle güzellerdi ki!","label":8} {"text":"4 farklı grubun bir otelde birbirlerinden bağımsız olarak yaşadığı trajikomik olaylar... Özellikle Woody Allen'severler için aşina gelecek. :) Bolca replik ve Woody'den biraz daha hareketli olay örgüsü. Ayrıca şimdi yaşlılıklarını bildiğimiz ünlü oyuncuların genç denilebilecek hallerini ve performanslarını izlemek için de iyi bir tercih. Tavsiye edilir. ;)","label":6} {"text":"İlk film kadar sürükleyici, komik ve kaliteli olmuş bence...İçinde gerilim, korku unsurları barındırdığı kadar komik de olabilmiş bir film...","label":8} {"text":"@ozgectnnian curtis'i sam riley canlandırdığı için gözlerindeki \"o\" şeyi görememiş olabilirsin. filme gelecek olursak sanki ian curtis'in değil de alelade bir adamın yaşadığı duygu karmaşası ve bunun getirdiği intihar anlatılmış. yani ian curtis'in müzikal yönüne çok değinilmemiş, 3-4 konser görüntüsü verildi onun dışında ne yazdığı şarkıların ortaya çıkışı, ne iç dünyası, ne o müzikal başarının yansımalarını filmde görebildik. bu açıdan beni pek tatmin etmedi film ama yönetmen gayet iyi iş çıkarmış. dönemi yansıtma, müzikleri sahnelere yedirme ve oyunculuk güzeldi.","label":5} {"text":"''İnsanlar dünyayı gerçek haliyle görebilse, hayatlarını gerçek hliyle görebilseler hayalle ve yanılsamalar olmadan yani bence mümkün olduğunca çabuk ölmemek için ortaya bir tek neden bile süremezlerdi. Ben tanrıya inanmıyorum. Bunu anlayabiliyor musun? Çevrene baksana yahu. Göremiyor musun? İşkence görenlerin yaygara ve gürültüsü onun kulaklarına müzik gibi geliyordur ve bu tür konuşmalardan da iğrenirim aslında. Tek tutkusu, daha en başından var olduğunu inkr ettiği şeye durmadan hakaret etmek olan köy ateistinin iddialarından yani.''","label":8} {"text":"Öncelikle izlemek için ciddi manada mide gerektiren bir film. Oldukça abartılı kanlı ve organ parçalanmalı sahneler içeren bir filmdir. Vasat hikaye ve oyunculuklar bir kenara bırakılırsa, bir ini öldürdüğü için içeri giren Ricky'in içerideki çetelerle ve hapishane müdürünün kurmuş olduğu ayrı çete ile verdiği mücadele konu alınmaktadır. Ricky artık nasıl bir eğitim almışsa güçleri neredeyse süperman ile eşittir. Filmin vakit kaybı olduğunu düşünüyorum.","label":3} {"text":"Oyuncuların ünü olmasa filmin Amerika'nın dışı için ilgi çekici olacağını sanmıyorum. Bununla birlikte çok beğendiğim sahneler oldu.","label":9} {"text":"Nazarımdaki efsanevi filmlerden biridir. Hiç bir zaman etkisini ve başarısını kaybetmeyecek nadir yapımlardan biridir. William Walles karakterinin, özgürlük mücadelesini anlatan ama aynı zamanda da ihanetten, devrime, hayatta kalma mücadelesinden politikaya böyle bir filmde barınması gereken herşeye değinen, üç saat boyunca sıkılmanın yakınından uzağından geçmemenizi sağlayan son derece akıcı, başarılı oyunculukları ve müziği olan bir film. Her savaş sahnesinde sanki o savaş arazisinin içindeymişsiniz gibi hissetirmekle kalmayıp final sahnesinde sanki özgürlük diye haykıran kendi iç sesinizmiş gibi etki oluşturan bir film.","label":8} {"text":"bond serisinde james bond'un bir kızla uzun süreli düşünüp evlenebildiği tek film.","label":3} {"text":"Filmi genel olarak beğendim fakat kara mizah tonu başlardaki gibi hikayenin inandırıcılığı bozulmadan devam etmeliydi. Örneğin felaket senaryosu ile beyaz saraya gelmeleri ve bekletilmelerinden eğlendim. Fakat stadyumda look up diye şarkı söylenmeye başlayınca kara mizahtan çıkıp absürt mizaha doğru bir kayma oldu filmde. Bunun yerine \"In Bruges\" gibi ciddiyetini koruyan bir senaryoyu tercih ederdim.","label":7} {"text":"Yok yok bu filme hak ettiği değeri vermediler... Superbad ten öte komedi tanımam ama komedi için iyiydi... Başroller fıs ama yardımcı oyuncular şahane... Amacı güldürmek, gayette güzel güldürüyor. Filmin altında hafiften bi kadınları aşağılama sanatı var gibi.","label":8} {"text":"Kostümler, müzikler, senaryo ve oyunculuk bir dönem filmi olması bakımından başarılı olmasına rağmen filmin yeni dönem Türk dizilerine kafa tutarcasına uzun olması odaklanmayı zorlaştırıyor ve bana göre ikinci godfather olma fırsatını elinden alıyor. Ezcümle ne anlatacaksan yormadan ve etkileyici bir şekilde anlatmanın önemini anlayabileceğimiz bir film olmuş.","label":5} {"text":"sen deliysen bende deliyim... harika replik...","label":8} {"text":"Müzikleri o kadar tanıdık geldi ki, Anadoluda çekilmiş yerli bir yapım izliyormuş gibi hissettim kendimi. Gerçek bir hikayeden uyarlanması izlerken insanı düşündürtüyor ben başarabilir miydim acaba diye çünkü özgürlük altın tepside sunulmuyor insana, üstelik oruçlu oruçlu izlenirse susuzluk açısından empati de kurulabilir. Suyun kıymetini bilin lan! Ayrıca inanılmaz güzel doğa manzaralarına sahip bir film. Tüm bunların yanında maalesef sonundaki siyah beyaz sahneler ile yine ABD yapımı bir Sovyet karalama filmine dönüşmüş film. Siz \"bağımsız film\" etiketine kanmayın bence.","label":6} {"text":"Altın palmiye aldığını şu an öğrendim ve şaşırdım. Bana göre ortalama bir sistem eleştirisi, daha iyileri varmı var ? Bana göre en büyük artısı çok sade bir şekil de anlatacağını anlatıp filmi bitirmişler. Buda yönetmen başarısı olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"Bu yapım hakkında söyleyeceğim eğlenceli bir film olduğu gerçeğidir.Bir komedi filminden beklentileri The Hangover ın rahatça karşıladığını söylebilirim.Ben bu yapıma 10 puan üzerinden 7.5 puan veriyorum.Eğer izlemeyenler varsa izlemelerini tavsiye ediyorum.....","label":6} {"text":"Oldukça samimi bir şekilde başlayan sonralara doğru politikanın soğukluğuna bürünen bir film. Aşırı fanatik bir şekilde partizanlaşmanın olduğu bir yerde küçücük bir hatanın nelere mal olabileceği oldukça güzel anlatılmış. Oyunculukları oldukça başarılı, film ekseriyetle tietou üzerinde döndüğü için ülkenin parti kutupları ile ilgili komünist dönemdeki dönüşümlerine kısa kısa tanıklık ediyoruz. Belki bu kısımlar biraz daha genişletilebilirdi.","label":5} {"text":"burada öncelikle gerçek sinema seyircisine şöyle bir tavsiyede bulunmak istiyorum.lütfen yanlış anlaşılmasın baştan söyleyeyim.tabii bu yorumu kaç kişi okur onu da bilmiyorum.gerçek film eleştirisi,gerçek film analizi,sinemaya ve kültüre dair gerçek,elle tutulur,vay be diyeceğiniz yorumlar okumak,hele hele izlediğiniz filmin anlamadığınız,anlayamadığınız bazı özelliklerini anlamak istiyorsanız bu siteden önce mesela ekşisözlüke göz atın.ondan sonra gelin,filmi daha bir çözümlemiş,daha bir farklı bakış açısıyla anlayıp gelin buraya yorum yazın.yok bir filmde bu kadar pornografi olmazmış,yok cinsellikmiş yok vs.tam bir komedisiniz.neden olmasın bir filmde bu kadar pornografi'lars von trier anlatmak istediklerini böyle anlatıyorsa,bu içine siniyorsa,sanatını böyle açıklıkla sergilemek istiyorsa bunun neresi kötü'yapmayın lütfen yapmayın.şu garip önyargılarınızı,filme küçük pencerelerden bakmanızı bırakın.mesela iki sene önce milk filmine yorum yazan bazıları gelmiş eşcinsellere saymış.onlar insan değilmiş de neden bu film onları destekliyormuş gibi şeyler.türk insanı böyle oldukça ne sinemamız gelişir,ne kültürümüz ne de bunlara bağlı toplumsal karakterimiz.bu kadar dar açılı olmayın.ayrıca filmde toplasanız iki üç sahne var sizin dediğiniz gibi olan.ki onlar da antichristın doğası gereği bu filmde yer alması gereken,anlatılması ve gösterilmesi gereken sahneler.onlar olmasa film o kadar farklı olurdu ki.sorsanız kimse trierin anlatmak istediğini,filmin finalini,konuyu doğru düzgün anlatamaz bile.en azından dediğim gibi oradan buradan yazılar okuyun ve daha iyi analiz edin.gerçek sinema seyircisi zaten yapar bu dediğimi.bazı şeyler açığa çıktıktan sonra emin olun bu tarz bambaşka filmleri daha iyi yorumlayacaksınız.ben de kendi adıma öyle yapıyorum zaten genelde.lars von trier çağımızın en iyi yönetmenlerinden biri.film başyapıt değil,ama ileriki zamanda yönetmenin kült filmleri arasında yer alacağı şimdiden belli.sıkıcı veya boş bulabilirsiniz,saçma bulabilirsiniz ama önyargılarınız varsa baştan izlemeyin derim,yoksa sonra çıkıp da pornografi falan diye dünyada sadece türk seyircisinin takıldığı ayrıntılara takılmayın.izlenmesi iyi olur yönünde benim görüşüm.kontrolden çıkmış bir son yarım saat.","label":6} {"text":"Kamu Spotu gibi başladı ama müziklerin etkisinden midir, son sahnelerin etkisinden midir; bir iz bıraktı yani. Empati yaptıran, günümüzün gerçeklerinden uyarlanan oldukça başarılı 3 hikaye. Birbirinden bağımsız, aynı zamanda bir o kadar yakın 3 hikaye. Beğendim, etkilendim. 7/10","label":7} {"text":"İzlemezseniz üzülmezsiniz, ama izlerseniz de seversiniz diyebileceğim bir film Malavita. Eğlendirirken, Adrenalin patlaması yapan bir film. Bana göre İyi, çünkü izlerken çok eğlendiğimi söylemek istiyorum. Luc Besson'nun 90'larda Leon, 5. Güç gibi bomba gibi filmlerinden sonra, Martin Scorsese ile beraber güzel bir geri dönüş yapıtğının kanaatindeyim.","label":6} {"text":"Fyodor Dostoyevski'ye göndermelerin olduğu \"Suç ve Ceza\" romanındaki ana karakter Raskolnikov'unkini çağrıştıran öyküsüyle; suçluluk duygusu ve vicdan muhasebesi üzerine kurulu filmde kullanılan mavi-grinin tonları ile yaratılan gizemli atmosfer, filmin sonuna dek merak duygusunu üst düzeyde tutuyor... 75/10","label":7} {"text":"Güzel bir analiz yazısı için buradan yakın:http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/yazgi-nihilizm-ve-musa-5678","label":7} {"text":"Hayatımda izlediğim en berbat en vasat hatta vasatın iki tık altı bir filmdi. Bu kadar kötü oyunculuk bu kadar kötü senaryo görmedim boşu boşun zamanım gitti. ÇÖP…","label":0} {"text":"Bu sene en iyi kısa animasyon dalında oscar kazanan film.","label":6} {"text":"John Wick, beklediğim bir aksiyon filmi değildi. Çünkü fragmanı ve konusundan anlaşılacağı gibi de basit bir intikam öyküsüydü. Ama film hakkındaki yüksek puanlar ve olumlu eleştiriler, beklentimi arttırmama sebep oldu. Bu filmi de büyük bir beklentiyle ama işin özünde de basit bir film olduğunu bilerek izledim. İyi ki de öyle izlemişim çünkü film oldukça basit bir film. Yani senaryo çoğu yerde tahmin edilebilir bir şekilde. Ama bu filmin çok kötü olduğu anlamına gelmiyor. Nasıl gelmiyor peki? İşte film keskin virajını burada alıyor. Böylece aklımızda kötü değil, eğlenceli bir deneyim olarak kalmayı başarıyor. Filmin konusu kabaca şöyle: Karabasan lakaplı John Wick'in karısı ölür ve karısının son hediyesi olan köpek Daisy ile kısa sürede güzel bir arkadaşlık kurar. Fakat birileri Daisy'i öldürür ve John Wick intikam yemini eder.& Filmin konusu böyle ve izlenilecek bir yanı yokmuş gibi geliyor, değil mi? Yani aslında evet de filmde bundan fazlası var. Öncelikle John Wick'in karısının ve köpeğinin ölümü oldukça dramatik işlenmiş, oldu bittiye getirilmemiş. Bu yüzden Wick ile biraz bile olsa duygusal bir bağ kurabiliyorsunuz. Filmin ilk artısı bu. Başka bir artısı ise aksiyonun tatmin edici bir şekilde olup başarılı bir şekilde işlenmesi. Filmde sürekli John Wick'i adamların beyninden vurarak (ya da headshot diyebiliriz) izliyoruz. Hatta bir süre sonra teşvik bile edebiliyoruz. Filmi izlenilebilir kılan başka bir etken de bu. Bu arada filmi başlangıcına göre de yargılamayın. İlk 15 dakika oldukça sakin ve normal bir şekilde geçiyor, birdenbire film ters köşe yapıp tam gaz aksiyon yönünde ilerliyor. Hatta aksiyon olurken bazen araya minik komedi unsurları da serpiştiriliyor. Gece kulübüne bornozu ile dalan adamın koşuşu buna iyi bir örnek. Bu arada filmi izlerken aslında buna benzer filmleri son zamanda aklıma gelmedi değil. The Equalizer (Adalet) buna bir örnek mesela. Ama John Wick, onlardan biraz daha farklı. Bu sefer ana karaktere daha çok odaklanılmış. Bu da büyük bir fark yaratmış işte. Neticeye gelelim, John Wick her haliyle klişe bir film. Ama bazı artı yönleri filmde epey bir olumlu yönde etki ederek başarılı bir izlenim yaratıyor. Vakit geçirmek için güzel bir seçim olur bence. İzlenebilir. İyi seyirler. Not: Keanu Reeves'i de epeydir yeni bir filmde görmemiştim. Bu bile filmi izlemek için iyi bir neden olabilir. İyi bir oyunculuk çıkarmış Reeves.","label":5} {"text":"Neden sevilmediğini anlamadım. Josef izlediğim en orijinal sapıklardan biri. Büyük bir şiddet eylemine karışmıyor. Ama işin en güzel kısmı da bu, çok gerçekçi bir sapık. Aaron'ın evinin kapısında belirdiğinde epey sinirim bozuldu. Koşuşturmacalı bir film değil, öyle bir şey arıyorsanız izlemeyin.","label":7} {"text":"Filmde tam anlamıyla sizi kendine çeken bir konu yok. Acaba ne olacak diye izlerken, artık bitsin diye izlemeye başlıyorsunuz. Sizden ricam izlemeyin. Benim zamanım çalındı sizinkiler de çalınmasın","label":0} {"text":"Berkun Oya'nın Bir Başkadır dizisini çokkkk sevmiştim. Bu filmi de onun çektiğini duyunca heyacanlandım açıkcası. Film bitti damakta eşsiz bir tad kaldı. Çok beğendim bu filmi ben ya. Kolay kolay yapmam ama ertesi gün bir daha izledim. Eski zamanın ambiaNSI, TRT GÖRÜNTÜLERİ, MÜZİKLER, oyunculuklar hepsi ve hepsiiii çok iyiydi. Hele Fatih Arıtman'ın entel ablasına Acıların kadını göndermesi çok iyiydi:) Neyse insan sevdiğini yere, göğe koyamazmış bu yorum uzar gider. Çok iyi bir film der ve susarım..","label":6} {"text":"Kate Hudson seviyorsanız, seyredersiniz bu filmi her türlü...","label":9} {"text":"Yaw şimdi kalkıp aldığı puana göre bu filmi kesinlikle değerlendirmeyin. Bence iyi bir yapım. Kadınların erkekleşmesi kapsamında yapılmış en iyi yapımlardan biri. izlemeyenlere izleyin derim.","label":8} {"text":"İzletti. İlk filmlere göre kıyaslama yaptığımda biraz aşağıda kalsa da yine keyifli bir sinema deneyimi yaşattı Star Trek. Bu serinin en sevdiğim yanı uzay ve teknolojisini bizlere çok iyi yansıtıyor olması. Bildiğin her yeri detay dolu bir filmi. Bu tarz gelecek görüntüleri gerçekten hayrete düşürüyor insanı. 3D'nin hala çözülemeyen siyah ekran sorunu bu filmde de vardı ne yazık ki. 2D filmi daha keyifli olabilir diye düşünüyorum. Zaten yavaş yavaş 3D teknolojisi azalacak gibi. Tabi evdeki tvlerde izlemek daha iyi olacaktır. Konu olarak sıkıcı olmayan bir işleniş var karşımızda. Jaylah karakterine hayran kaldım diyebilirim. Anton Yelchin'nin ölmesine de üzüldüm tabi. Yeni filmde ne yapacaklar merakla bekliyorum. Genel anlamda sinemada izlemeye değecek yapımlardan Star Trek. Leonard Nimoy'u da kaybetmemiz bu seriyi sevenleri çok üzdü. Bu film çok kayıp vererek karşımızda kısacası. İyi seyirler. P: 7","label":5} {"text":"allah belanı versin michael bay","label":3} {"text":"Sağlam bir kadro ancak sağlam bir senaryo değil. Çerezlik filmlerden diyebiliriz. Ancak güzel mesajlar da vermiyor değil.","label":4} {"text":"Kadro harika, senaryo enteresan... Fragmanı ile de keyifli bir film olacakmış izlenimi veriyor...","label":6} {"text":"Osuruk burun karıştırma birde tek kaş olsa tam olurmuş komik olmayan espiriler vasatın altında bir yapım filmin sonuna kadar bile zor dayandım o kadar kötü","label":0} {"text":"Malesef ki begenemedim , uyarlamaymis cok belli oyle sacma olmus ki hatta izlerken de dusundum hic turk sinemasi isi degil cok ozentice olmus die hayir uyarlarken sunu akil etseydiniz bari 18 yasindaki adam liseye mi baslar","label":1} {"text":"Aksiyon ve intikam filmi. Ancak gayet kötü işlenmiş. Seyirci filmden kopmasın diye sürekli olarak 15 dakika önce yaşanan olaylara flashback veriliyor. Zaman geçirmelik bir film.","label":2} {"text":"Herkesin olduğu gibi, benim de çocukluğumun filmidir.. Şimdi bile ne zaman denk gelsem, muhakkak izlerim..","label":6} {"text":"değişik duygularla izledim sean penn gibi sevdiğimiz aktörlerin nasıl yaşlandığını görmek film içinde başka duygulara da itiyor.","label":6} {"text":"Bir eve hırsız olarak girmiş bir adamın o evde karşılaştığı güzel ama tüberküloz hastası kız ile tanışması ve ardından gelişen olayları fantastik bir kurguyla ele almış, müthiş güzel, sürükleyici bir film. masal gibi İçinde dram da var gerilim de \"Evrende hiçbir şey amaçsız değildir. Ya hepimiz bir gün anlayacağımız büyük bir resmin parçasıysak\"","label":6} {"text":"Aslında film o puanı hakedecek kadar iyi değil. Senaryosu dedikodulardan ilham alınmış gibi basit kalmış ve oyuncular ise üstüne düşeni yapamamış fakat sinema sektöründeki hollywood yapımı savaş filmlerini çıkarınca geriye pek savaş filmi kalmadığı için kendi türünde iyi denebilir 6.5/10","label":6} {"text":"Sahtekarlık. Düpe düz sahte bir film. Denildiği gibi öyle ahım şahım bir korku sahnesi de yok. Kamera görüntüleri ve işlenen suçlar ayarlanmış. Gerçek bir hikaye olabilir; ama film gerçek değil. Bana göre böyle. Karadedeler Olayı filmi gibi fake yani. Hiç sarmadı. Yorumlara bakıp izleyince fazla beklentiye girmiş olabilir. Şunu bilmelisiniz. Film çok açık bir şekilde kurgulanmış. Yok FBI yok analizciler hepsi sahte ya. Böle bir görüntü varsa bile Amerika izin verir mi sanıyorsunuz ? Bir de böyle filmleri gösterip insanı katil yapmaya zorluyorlar ya bu durum bile Amerika için içler acısı bir durum. Psikopatım ee katil filmleri tutuyor adam olamadım bari katil olarak dikkat çekim diyen en az bir adam bulursunuz. Bir nevi teşvik durumu yani. Filmde senaryo da konuşanların hareketleri de çok yapay. Sözün kısası tabi inanmayabilirsiniz bu film tamamen fake. İyi seyirler. P: 0.1","label":0} {"text":"ailecek izlenecek kış filmlerinden.","label":5} {"text":"Karşınızda ikinci bir Yusuf Yusuf vakası.Yine tüm iyi sahne ve espiriler fragman ve teaserler yoluyla izlettirilmiş bizlere.Geriye de izleyecek hiç bir şey kalmamış koca filmde.Berbat ! 1/5","label":1} {"text":"absürd ve bir o kadar da gore film. başta ciddiye alacaktım sonra dalgaya vurdukları anlaşılınca keyif aldım. yine de tutarsız çok nokta var komedi olduğu için bir şey diyemiyorum. vakit öldürmek, kafa dağıtmak için izlenebilir.","label":5} {"text":"ufak tefek hataları var ama onun dışında güzel bi film amerikalılar yine bişeyler başarıo felan bide başka ülke kurtarsın sıkıldık artık ama yauuuuuuuu","label":7} {"text":"Harikaydı. Keyifli bir zaman geçirdik çocuklarla. Gitmek isteyenler gönül rahatlığıyla tercih edebilirler.","label":9} {"text":"filmden sonra fena gaza geldim hemen bi f1 2001 oyunu kaptım ama çalışmadı fena bozuldum onun için sizinde bu tür yeni oyunlara sisteminiz yetmiyosa filme de yeltenmeyin ama benim makinam süper derseniz filme gidin gazı alın oyunu alın gazı verin(hatta beni de çağırın yanımda steering wheel getiririm dadından yenmez valla)","label":7} {"text":"Anlamadığım tek soru işareti var 1. serini sonunda elise ölmüşt ve 2 de ruhların diyarımı desem bilemiyorum ordaydı biri bana anlatırsa sevinirim","label":9} {"text":"Bu filmi izlemeden önce bu yorumu okuyorsan, çok kısa ve net diyorum ki; Kaçın! Bu kadar iğrenç ötesi, film demeye bin şahit isteyen saçma sapan bir yapım olamaz. Neden ve niye çekilmiş anlamış değilim ? Ben zamanımı boşa harcadım. Aman diyeyim siz yanmayın! İyi bir korku-gerilim filmi izleyicisi olarak diyorum ki; türünden uzak, salak diyaloglarla, ezber repliklerle yapılmış tam bir çöplük!","label":0} {"text":"Benim çok hoşuma gitti :D Çok eğlendim izlerken. Özellikle ceviz espirisi müthişti :D","label":7} {"text":"hayatımda izlediğim en sıkıcı romantik komedilerdendi.","label":0} {"text":"Night Shyamalan filmin sonuyla ters köşe yapıyor ama oraya gelene kadar zaman zaman yükselttiği tempoyla filmini izletiyor. Ayrıca çocuk oyuncunun ve doktorun performanları çok iyi. Bu yorumu görünce açın izleyin, pişman olmazsınız.","label":7} {"text":"Saramago beğendiğim ve eserlerinden bazılarını okuduğum, önemli bir yazardır. Belki de en bilinen (filmin de katkısı ile) kitabı Blindness&ı ise okumamıştım. Kitabı ile karşılaştırma yapma durumum olmasına rağmen tahmin ediyorum ki, hatta eminim ki kitabından çok daha vasat bir film olmuş. Yazar da bu şekilde mi işlemiş bilmiyorum ancak film ile ilgili en dikkat çekici eleştirilerim şunlar: Karakterler çok çok uzak geldi bana, tamam sempatik gelmelerine gerek yok ancak bu kadar da antipatik olmasalardı daha iyi olurdu. Pek mantıklı olaylar yaşanmıyor baktığımız zaman. Özellikle karantina döneminde, tamam insanlığın acziyeti vs. gibi konular hakkında konuşulabilir, ancak karakterlerimizin bu kadar mantıksız ve saçma işler yapması, bir türlü filmin içine girememe neden oldu. Her zaman söylerim, ne kadar fantastik, ne kadar bilim-kurgu, ne kadar korku, komedi vs. her neyse, tüm filmler için geçerli bulduğum bir şartım vardır. O filmi izlerken sürekli Neden şunu yapmadı?&, Bunu çok rahatlıkla başarabilir ancak neden başarmadı?& gibi (biliyorum izlemeyenler için biraz anlamsız geliyor şu aşamada) sorular beliriyor ise zihnimde, o filmi o saatten sonra beğenmem gerçekten oldukça zor. Tekrar ediyorum, isterse dünyanın en fantastik, en bilim-kurgu filmi olsun. Her zaman akıl-mantık dediğimiz o birincil şart sağlanmalı. Blindness her ne kadar önemli ve konuşulması gereken konulardan bahsediyorsa da, sinemasal anlamda, kaliteli oyuncu kadrosuna karşın, başarılı bulmadığım ve açıkçası belli kısımlarında sıkıldığım bir film.","label":4} {"text":"Filmin başlarındayken, konusunun daha önce gezelim-görelim tarzı bir TV programında izlerken öğrendiğim bir hikayeye ait olduğunu anlamamla birlikte filmin benim için artık bir izlenebilirliğinin kalmadığını düşünmüştüm ki, devamında gelişen etkileyici ve hüzünlü sahneler halihazırda hayvanlarla ilgili olan filmleri pek sevmeyen beni filmin içine çekti. İzlediğim en iyi sadakat temalı film.","label":7} {"text":"Final olmamış kız büyüdükten sonra yalanını iftira edecekti ve Lucas ona inanmayan herkesin suratına tükürecekti. Filmin bittiğini görünce benim içime dert oldu :(","label":6} {"text":"Karanlık atmosferinin verdiği ürperti ve gerçekçilik için bile izlenilebilecek bir film. Bana göre David Fincher'ın en iyilerinden biri. Yıllar önce çekilmiş bir filmin yeni yorumu. Hayla üzerine bir sır perdesinin örttüğü Zodiac Katilini anlatıyor film adından da anlayacağınız gibi. Arka arkaya cinayetler, gizli şifreli simgeler ve mesajlar, ipuçları, şüphe, içine ustaca yerleştirilmiş gizli imgeli mektuplar. Hepsi sizi alıp görüntünün, merakın içine düşürüyor. İzlediğim en iyi polisiye yapımlardan biriydi. Şehrin sessiz, sakin ama bir o kadar ürkünç havası, bana göre çok iyi olan bıçaklama sahnesi için bile izlenilebilir. Polislerin aklını allak bullak eden bilmeceler, sırlar sizi de çözüme ulaşmaya doğru kafanızda soru işaretleri ve meraklı gözler bırakacak. Sanki bir labirentin içinde çıkışı ararcasına katil kim ve neden öldürüyor sorusunun cevabını arayacaksınız. Ne yazık ki bu soruların cevapları meçhul. Bilen veya gören yok. Gölge gibi belirsiz bir polisiye gerilim.","label":8} {"text":"heyecan aksıyon arıyosanız gıtmeyın ama ılıskıler uzerıne guzel bı ısleyıs arıyosanız kesınlıkle gıdın..ben begendım..gercekcı bır sekılde ılıskılerın ne sekılde oldugunu anlatıo","label":6} {"text":"bu tarz mantıksız gerilim olan filmleri sevmiyorum adamın amacı ne? neden olduruyor? falan gıbı bırcok soru cevapsız kalıyor ok tamam yer yer saglam gerılım oluyor ama sonu mantıksız olunca olmuyor bırde nedense bu tarz fılmlerın hepsınde kotu rolu oynayanlar olmuyor abı adam o kadar yara alıyor o kadar bıcak gırıyor falan ama adam hala sekmeyı bırak kosuyor yaaaa arkadas ortamınzıda sıradan oalrak ızlayabılecegınız bır fılm ozel zaman ayırmayın10/3","label":2} {"text":"eğlenceli güzel filmdi zaman zaman sıksa da ortalamanın biraz üzerine çıktı..bekirin filmin sonunda kimseyi bulamaması şaşırtıcıydı","label":5} {"text":"Kitabı okuduktan sonra filme yabancılık çekmiyorsunuz. Hakikaten oyuncu seçimi çok yerinde olmuş. Macit Koper'in yanı sıra Serra Yılmaz da takdire şayan","label":9} {"text":"büyük ümitlerle kitabına başlamıştım da umduğumu bulamamıştım, animasyonun güzel çizimlerini görünce hikayesine rağmen beklentiye girmiştim ama bu daha da büyük bi hayal kırıklığı oldu. şöyle diyeyim kitabını okumasaydım belki beğenirdim ki ben, kitabı da beğenmemiştim. çoğu uyarlama için geçerli olan \"kitapta çoğu şeyi daha derinlemesine işlemiş ama film yüzeysel kalmış\" eleştirisini rahatlıkla yapabiliriz. yazara seslenmek istiyorum ayrıca o \"hayat bayram olsa\" felsefesi ne ya hu! güzelim hikayeyle o yola niye girdin sen","label":5} {"text":"Ayıp be kardeşim bana 82 dakikamı geri verin leş gibi sankı youtube de video çekmişler. oyunlarıda sokaktan bulmuşlar herelde bi kere flim korku filmi değilki boş boş gezen arkadaşlar diyelim","label":0} {"text":"Kalitesiz görüntü, zorlama senaryo ve oyunculuklar ile ortaya çıkan vasatın altı bir film. Vakit kaybı.","label":0} {"text":"Filmin bakış açısıyla bakacak olursanız hoş bir filmdi, bir karakterin değişimi temalı filmleri sevenlere göre yapılmış. Fakat işin içine bayağı ciddi bir Evanjelik Hrıstiyanlık propagandası koymuşlar ve gerçekte olması oldukça mantıksız bir koyu Hrıstiyan, her şeyini buna göre yaşayan ama açık görüşlü bir genç kız modelini yerleştirmişler. Ana roldeki karakterin de zorba kafirden insanlık dolu mümine dönüşüyor olması da cabası.","label":6} {"text":"Bu düşük puana ve olumsuz yorumlara katılmıyorum. Bence gayet başarılı bir korku filmiydi. Beni oldukça korkutmayı başaran ender filmlerden biri. Hasan Karacadağ'ı tebrik ediyorum müthiş bir korku yapmış. Filmin tek eksik yönü bence oyunculuklardı. Onun dışında ses efektleri, görsel efektler, senaryo çok iyiydi.","label":6} {"text":"Çekimler o kadar iyi ki sadece sahneleri filmin ne anlattığını düşünmeden dahi izlersin. İlk yarıda biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim ama sanırım bu Anna karakterinin iç karartıcı hali ve kayboluşuyla ilgili sonrasında ise Claudia'nın ikilemleri ile Anna'nın kayboluş nedenindeki gizem etkili bir anlatımla izlettiriyor kendini.","label":7} {"text":"evet sinemada izlenebilecek bir film değil. ama çok çok kötü diye abartmayada gerek yok klasik tarz bir tv filmi olarak izlenebilir. Bence abartıldığı kadar kötü değil ayrıca... (ne bekleniyordu ki:))6/10","label":5} {"text":"Wes Anderson beğendiğim bir yönetmen ama bu filmi bende beklediğim etkiyi bırakmadı. Her Wes Anderson filmi gibi görüntüler çok iyiydi. Fakat slow motion sahnesi göremedim, acaba benim mi gözümden kaçtı?","label":6} {"text":"Filmdeki, bilim adamının pazarda patates satan birine benzemesini çözemedim? Adammı bulamadınız? İngilizlerde iyi film yapıyor ama çok minik ama çok önemli ayrıntıları bir türlü tutturamıyorlar. Film hakikaten iyi, bilimkurgu meraklılarına kesinlikle tavsiye ediyorum 10 üzerinden 7,8 verdim. Yapay zeka filmlerinin en yeni jenerasyonu.","label":7} {"text":"!DİKKAT!:Bu eleştiri film hakkında ufak tefek spoilerlar verebilir.!DİKKAT! Çok Avrupai ve çok Amerikan kumaşlı bir gençlik komedisi...Trump espirisiyle 'milli' olamıyor ve Hollywood türevlerinden sıyrılamıyor... Filmin beni son derece rahatsız eden sahnesi ise şu; İsminden,&sanat filmi olduğunu anladığımız filmin fularlı yönetmenine filminin 3 haftada 17 kişi tarafından izlendiğini söylüyor bir programcı ve cevap; takdir edersiniz ki bu film herkese hitap eden bir film değil.Hayır! Güzel arkadaşlar... Ben de siz de bu filmlerin doğru-dürüst dağıtılmadığı için gişede takıldıklarını biliyoruz.Önce sanat filmlerine sizinki gibi gişe filmlerine verilen salon verilsin.Sonra bu konuyu oturur,konuşuruz.Bu arada bu salon işinde zerre kadar suçunuz olmadığını biliyorum.Ancak her şeyden komedi yapmanın,başlı başına bir sektör krizini yönetmenlere yıkan 'espiri' yapmanın da. -üstelik aynı tastan çorba içiyorken- alemi yok. Yine mi? Örseleyici trans birey espirisi! Yetti gayrı yav! Cinsiyetçi değiliz.Gönüller bir olduktan sonra bekaretin önemi yok,tamam ama cinselliği özgürlük kabul ediyormuş gibi gösterip karşı cins dokunduğunda orgazm olan,hoşuna giden bir aktiviteyi 'orgazm gibi lan!' diye değerlendiren,bakir kalmakla dalga geçen,yemek masasına prezervatif düşünce kahkaha atan kadın,ya sevgilin vardır ya sapsındır ve saplık dünyanın en kötü şeyidir mesajı verirsen,yazarsan,çizersen daha sonra güya gönderme yaptığın tecavüzler,kadın cinayetleri artar da artar.Hatta bu filmi Özgürcan Çevik için seyreden Şevkat'çi 12-18 yaş aralığındaki ergen 'bebeler' için karşı cinsi taciz etmek hoş bir şeymiş gibi görünür. Hala cinsel devrimin yaşanmadığı,cinselliğin bir tabu olduğu ülkemizde böyle Hollywood kokan işler olsa olsa tırışkadan mambo olur.Yine de meraklısına iyi seyirler...","label":1} {"text":"Gerçekten Başarılı diyebileceğimiz bir Türk filmi","label":7} {"text":"yayınlandığı gün filme gittim zor bekliyordum zaten filmi tek kelimeyle muhteşem elinize emeğinize sağlık","label":9} {"text":"merak içinde bekliyorum","label":4} {"text":"Gayet iyi olmuş.Joe Carnahan daha çok suç filmlerinde başarılı olan bir yönetmen olsa da böylesi eğlencelik bir aksiyonun altından da yüzünün akıyla çıkmayı başarmış.Tek üzüldüğüm nokta 2006 yılından beri çektiği ikinci filmi olması.Filmin gişede beklentilerin altında kalması ise Amerika da The Karate Kid,burada Inception ve The Expendables ile çakışması.Birçok uyarlamanın Hollywood da ne hallere geldiğini görüyoruz.The A-Team kesinlikle bunlardan biri değil.","label":6} {"text":"İşlenişi, konusu, Finali ile şahane bir kısa film bu kısa filmi izledikten sonra boşuna uzun metraj film izliyoruz diyebilirsiniz.","label":8} {"text":"Sadece Spider-man'i kostümünün içinde görmek bile beni mutlu etse de bu film gerçekten güzeldi. Jack Gyllenhaal tabi ki şaşırtmadı ve çok iyi bir oyunculuk sergiledi. Filmi ayakta tutan şeylerden biri kendisiydi. Filmdeki esprilerin bazıları kahkaha attıracak düzeyde. Detaylara dikkat edildiğini görmek ve bazı göndermelerin olması güzeldi.Tony Stark'ın özlemi film boyunca hep hissettirildi. Ve o sahnelerde gerçekten duygulandım. Mysterio karakterinin filmin başından beri villain olduğunu tahmin etsem de güçlü bir villain olmuş. İllüzyon sahneleri başarılıydı. ","label":8} {"text":"Kowalski'yi görünce yüzüm aydınlandı oh be dedim onsuz film mi olurmuş. Sonra yine bana hüsran...","label":8} {"text":"bu tür filmlerden etkilenmek için erkek olmak gerekiyor sanırım. ne kadar güzel olursa olsun baba oğul ilişkilerini anlatan filmler herkesi etkilediği gibi etkilemiyor beni. unutmadan çok başarılı bir film. özellikle iki çocuğun da oyunculuklarına hayran kaldım.","label":7} {"text":"Tom hardy tek başına oynamış diyebiliriz ve müzikleri harika.","label":8} {"text":"İspanyol korku sinemasından sonra komedi sinemasını bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. Son zamanlarda seyrettiğim en iyi film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Birbirinden değerli arjantinli oyuncular ile yönetmen Damian Szifron (daha önce duymadığım bir isim) mükemmel bir iş çıkarmışlar. Sıradan insanların nasılda bir anda kendileri kaybettikleri bu kadar anlatılabilinirdi. Filmin müziği ile trajikomik hikayesi arasındaki uyum filme ayrı bir güzellik katmış. Kolay kolay komedi filmi seven biri değilim; ancak bu filme bayıldım.","label":8} {"text":"Black hawk down'ı sevdiyseniz bunu da seversiniz. Başyapıt değilse de öyle 5.1 verilecek film değil, herhalde milletin amerikan askeri alerjisi kabarmış.","label":6} {"text":"mutsuzsanız bu filmi kesinlikle izlemelisiniz filim boyunca yüzünüzden tebessüm eksik olmayacak. hatta etrafınızda depresyonda olan insanlar varsa onlarada bu filmi önerebilirsiniz:)))","label":8} {"text":"yine bir devam filmi. bu fimleri yaparken baba serisi gibi falan olacağını düşünüyorlar herhalde. ayrıca site bile filme konu yazmayı fazlalık görmüş gibi!!!","label":1} {"text":"Pek çok açıdan yorumlanabilecek harika Jiri Trnka filmidir. Sürrealist evet ancak elin semboze edildiğini düşünürsek sembolist yanı daha baskın. Zira film uzun bir süre yasaklı kalmıştır. Ayrıca neden bu kadar düşük puan verildiğini de anlamış değilim.","label":7} {"text":"Filmin kendisini oluşturan mahkeme sahneleri biçimsel olarak aşina olmadığımız bir dünyaya ayna tuttuğundan çoğunlukla gerçeklik duygusundan yakalamak güçleşiyor. Yazan, yöneten, oynayan Ronit Elkabetz rolünde çok iyi ama bu film kesinlikle \"Bir Ayrılık\" değil... 65/100","label":6} {"text":"Çocukların makyajları çok yetersiz kalmış. Kameraya dönüp \"sus\" işareti yapmak tam fantazilerimin korku filmlerine ait, oldukça orjinal. Ama makyaj işi bozuyor, odağınızı etkiliyor. Film iyi geriyor ama kendi içerisinde süpriz yapma şansını çürütmüş. Çünkü epey tahmin edilir bir sondu. Adamın bulduğu \"anne, baba vs\" diye isimlendirilmiş resimler okları kayıp çocuklara çeviriyor en başta. Sonra kamerayla kimin çektiği falan epey bariz gelmişti bana. Gerilmek için izleyin. Ya sinemada ya da iyi bir ses sistemi veya kulaklıkla tercihen de yalnız izleyin. Fena film değil.","label":6} {"text":"Bir film anca bu kadar fiyasko olabilirdi. Başrollerinin bu kadar iyi olduğu bir filmin konusu bu kadar basit olmamalıydı. Bu film gerçekten zaman kaybı.","label":0} {"text":"Onüzerindenyedi :)","label":7} {"text":"göt korkusundan olayların çarptırıldığı film. son sahnede intihar ettikleri söyleniyor. evet sadece söyleniyor.","label":7} {"text":"Başı yokmuş gibi bir film, aniden başlıyor sanki. Sonunu da beğenmedim. Korku unsuru hiç yok, bu açıdan korku filmi izlemek isteyenler uzak dursunlar, komedi desen onda da cimri bir film bu, tatmin etmiyor açıkcası. Şeytan-deccal çok uzakta değil demeye çalışan bir film.","label":5} {"text":"Bence bu filmin kitabını yazan Kazuo abi okul yıllarındaki arkadaşlarını arada bi hatırlayan insan grubundan. Mesela bazen evde Kawasakispor'un maçını izlerken -Ya ilkokulda bi Riçırd vardı nasıl ki acaba şimdi. Emekli oldu mu? Terry'nin Pub'una uğruyomu?- gibi sorular aklından kesin geçiyordur. !---spoiler---! Filmdeki aşk hikayesinden ziyade 3 arkadaşın aralarındaki karmaşık dostluk beni daha çok hüzünlendirdi. Neticede misyonlarını tamamlama süreleri arasında fazla zaman farkı olmadı veya olmayacak. !---spoiler---! Şahsen bu filmin gücü -her ne kadar yönetmen ve senaristte kaliteli isimler olsada- Kazuo abiden kaynaklanıyor. Zaten babası Şangay, kendiside Nagazaki doğumlu bir İngiliz vatandaşından ancak böyle bir eser çıkar. Umarım bu özgün filmi kaçırmazsınız.","label":7} {"text":"her sahnesiyle özellikle kurgusuyla ve unutulmaz diyaloglarıyla muhteşem bir film..","label":8} {"text":"Film aksiyon filmi olarak başarılı idi. Ancak anlatmak istediğini ve konuyu tam aktaramamışlar.","label":6} {"text":"klasik konuya sahip bir filmdi.ve sinemaya gitmediğim için sevindim.böyle klasik bir konuyu dahi iyi işleyememişiz.halbuki daha farklı düşünmüştüm bu film için..tavsiye etmem ama izlemek isteyende buyursun izlesin birde kendisi görsün..","label":3} {"text":"Erkan Can'ı izledikten sonra HAyran Kaldım. Gerçekten Muhteşem Bir Oyunculuk, Filme geLince. Oynatsınlar Mehmet ALi erbili her gereksiz filimde.. Film dedigin işte budur!!!","label":9} {"text":"\" Çocukluğum senin yüzünden bok gibi geçiyor.. \" Adrian inanılmaz güzel bir çocuktun. Adrian gibi çamurun içine bilmeden doğmuş bütün çocuklar, bu korkunç rezil dramın içinden kurtulabilse.. Yürek burkan bir film..","label":8} {"text":"Filme siyasal yönden de bakmak lazım diye düşünüyorum. Hollywood zamanında nasıl Ruslara ve sosyalizme giydirdiyse, 40'lı yıllara ait bu filmde de giydirmek için Alman milliyetçiliğini seçmiş. Nazilerin savunulacak bir yanı yok tabi. Burada dikkat edilmesi gereken husus Hollywood'un en orjinal eserlerini verdiği 40'lar sinemasında bile propaganda zihniyetinin var olduğudur. Notorious gibi Casablanca'da da bu propagandadan serpiştirmeler görebilirsiniz. Maalesef bu propagandalar günümüzde \"Sanki biz olsak böyle yapmaz mıydık?\" , \"Adamlar tabii ki kendilerini övecek.\" veya \"Hiçbir şey üretmeden bunları yapanları eleştirmemek gerek.\" tarzında karşılık buluyorlar. Bu karşılıklar hangi zihniyete dayanıyor bilmiyorum. Tek söyleyebileceğim sinemanın bir sanat olduğunun unutulmaması gerektiğidir. Bu sanata karıştırılan her türlü propaganda eleştirilmelidir. Filmin ise en güzel yanı ustanın kamera cambazlıkları bence. Altı üstü bir zoom efekti bu kadar mı iyi kullanılır?","label":6} {"text":"hikaye, çekimler ve filmin ritmi ilk yarıda yüksek - galiba şaşırtacak derken, ikinci yarıda gelen melodrama canımı çok sıktı. izleyici hikayenin saklı parçalarını bulduğunda bile keyif almıyor. bu yüzyılın hastalığımı bilemiyorum artık; bu film de iki saat! anlatacaklarını toparlayabilmek, izlenir hale getirerek sunmak değil mi sinema?","label":4} {"text":"sanki ben bu film izlemiştim. Ama oyuncular bunlar değildi. Bana mı öyle geliyor acaba?","label":6} {"text":"insan bazı şeyleri seçemez hani: adını, ailesini, ırkını... ve 'insan' olan, seçme hakkı olmadan, haketmeden, emek vermeden varolan bu özelliklerini öne sürerek, kendini başkalarından üstün görmez, onlara sahip olmayanları hor görmez, yok etmez. 'ben sadece insanım' diyebilen biri bunları yapmaz. ırkıyla övünen, ırkını üstün gören tüm insan bozmalarına bu belgeseli izletmeli. 'bak senin ırk üstün ya hani, bu ruh hastası için de kendi ırkı öyle... ve sizin bu saçmalıklarınız yüzünden buyrun olanlara bakın' denmeli.","label":8} {"text":"\"insan bilmediği herşeyden korkar\"","label":7} {"text":"İlk filmden daha başarılı olmuş,gezi ve direniş ruhunu iyi yansıtmış ve son yıllarda yaşanan polis teşkilatındaki olumsuz ve iktidara yakın gidişi sert şekilde ele almış.Serenay sarıkaya bostan korkuluğu gibi duruyor filmde,sanem çelik idare etmiş diğer oyuncular iyiydi özellikle harun çok güldürdü beni aksiyon sahneleri ve efektler daha iyi olabilirmiş özellikle dövüş sahneleri çok basite kaçmış ama genel olarak Türk seyircisinin beklentilerini karşılayan bir polisiye olmuş yine devamı olursa izleriz","label":7} {"text":"mutluluk bir denemeye tabi tutulacaksa sonuçlarına katlanacaksın; gerçi bu her sınav için geçerli değil mi?","label":6} {"text":"Stresli bir iş gününden sonra , Pazartesi akşamımı keyifle geçirmemi sağladı çirkin ördek yavrusu ve farecik, çok eğlenceliydi...Filmi beğenmeyen arkadaşlar sanırım güzel efektler bekliyorlardı ama ne yazıkki aradıklarını bulamayınca öyküyüde hiçe saymışlar çok yazık etmişler..Kesinlikle izleyin..","label":9} {"text":"Bireysel silahlanma sebebiyle süregelen bir dava ve mevzunun irdelenmesi... Hukuk sisteminin çarpıklığı, sistem içindeki gizli hakim güçlerin kararı kendi lehine çıkartmak için başvurduğu oyunlar ve gelişen olaylar silsilesi... Her saniyesi zevkle takip edilen bir film. Temposu cidden hiç düşmüyor. Kurgusu sağlam. Geniş bir oyuncu kadrosu var ve içlerinde birbirinden kaliteli birçok filmden tanıdığımız en az 7-8 çok iyi oyuncu var. Özellikle Rachel Weiszın performansını şahsen çok beğendim. İzlemeyenler varsa kesinlikle ilk sıralara almalı.","label":7} {"text":"En cok ta 1990 da kaset verirken, 2010 da karışık usb verme anı beni ıyi güldürdü. Film efsane olmus bence. Tavsiye ederim .","label":9} {"text":"Kesinlikle izlenmesi gereken bir film,bize unutturulmaya çalışılanları hatırlatıyor.Beyazperde eleştrisini okuduğumda çok şaşırdım.Eleştirinin hiçbir tutarlı yanı yok ,Atatürk ve Çanakkale zaferine alerjisi olan birinin yazdığına inanacağım neredeyse.Kesinlikle gidip izleyin ,çocuklarınıza da izlettirin.Benim izlediğim salonda kadın-erkek herkes ağladı film boyunca ve bitişinde alkışlandı.Unuttuğumz bu duyguları bize tekrar yaşatan bir film oldu.","label":9} {"text":"Pakistan'ın kurucusu olarak kabul edilen Muhammed Ali Cinnah'ın, kişiliği, konseye giriş süreci, evliliği ve pakistan'ın hindistan'dan ayrılma sürecini ele alan belgesel. Çoğunlukla yapılan röportajlardan oluşmaktadır.","label":4} {"text":"Başlıca filmi tanımlayan iki kelime var bana kalırsa; gerçeklik ve &çarpıcılık&. Aslında ikincisi, ilkinin bir devamı konumunda. Zor durumda kalan, çaresiz genç kadınların bir günlerine tanık oluyoruz. Yönetmen Romanya'yı filmin ruhuna uygun olarak tanıtıyor. İç boğucu, kokuşmuş, tehlikeli sokaklar. Karakterlerimiz de pek masum değil aslında, her ne kadar öyle görünüyor olsalar bile. Filmin genel olarak feminist bir havası olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla sanırım. Bu nedenle de kadınların yaptıkları hatalar biraz daha arka planda. Hayata karşı güçlü bir şekilde ayakta kalmaya, direnmeye çalışan öğrencileri anlatan filmde, beğenmediğim bazı noktalar da vardı. Bana mantık hatası& olarak gelen ve filmin geneline baktığımızda inandırıcılığı biraz güçsüz kalan bazı sahneler. Ama akış içerisinde ve kurgunun sürükleyiciliği arasında rahatsız etmiyor diyebilirim. Önemli festivallerden önemli başarılar kazanmış bir film, ve izlenmeyi hak ediyor. Ancak ağır bir konu ile ve moral bozucu bir gerçeklikle karşılaşacağınıza önceden hazırlamanız gerekiyor kendinizi.","label":6} {"text":"Ben bu filme bayildim ,oyuncular senaryo, efektler , mizansen hepsi harika","label":5} {"text":"Çılgın deha Bobby Fischer'in hayranı olarak, yıllardır acaba çekilir mi dediğim film sonunda çekildi.. Film Bobby Fischer'in hayatıyla birlikte, \"Asrın Maçı\" olarak bilinen Fischer - Spassky 1972 Dünya Satranç Şampiyonası'nı anlatıyor. 18 Eylül'de sanırım vizyona girecek.. Geçmiyor zaman..","label":6} {"text":"Nicolas Cage, borçlarını kapatmak için, neredeyse her filmde oynamaya başladı. Jerry Bruckheimer ın, para yatırdığı filmleri de, artık eskisi gibi iyi para getirmiyor kendi kasasına...","label":4} {"text":"Adalet sisteminin çürümüşlüğü. Hak ve hukukun yerini bulması için oyunu kuralına göre oynamak mı gerekiyor yoksa adaletin vermiş olduğu karara uymak mı gerekiyor?Sistemin vermiş olduğu doğru yada yanlış kararlar insanlara hak ettikleri özgürlük veya cezaları ne ölçüde verdiğini gözler önüne seriyor. Bilindik intikam senaryosu gibi gözükse de öyle olmadığını izleyince hak vereceksiniz. Merak uyandıran sahnelerin cevapları yanıt bulunca çok şaşırtıyor. Filmin tek kusuru böyle zeka ürünü bir senaryo, böyle bir kurgu varken çok ama çok basit kaçan bir final tam anlamıyla yakışmadı. Final filmi kötü yapmıyor ama keşke böyle basit, ucuz bir şekilde bitmeseydi dedirtiyor. Gereksiz sahnelerden uzak fazla uzatılmadan verilmek istenen mesajını net biçimde verebilen, sürükleyici senaryosuyla baştan sona kadar adalet kavramının ve sisteminin eleştiren bir film. İzlenilmesi gerekir.","label":7} {"text":"Herkesin gittiği yoldan gitmeyen, farklı düşünen ve farklı şekilde bir strateji izleyen, başkalarını da peşinden koşturan sıra dışı başarılar elde etmiş kişilere genel olarak baktığınızda, çocuklarının oldukça travmatik olduğunu görürsünüz. Bu travmalar onları ağır bir şekilde yaralamış olsa da onları tamamen güçlü, farklı, yaratıcı insanlar haline getirmiştir. Steve Jobs’un hakkında bir çok film, belgesel çekildi ve kitaplar yazıldı. En son Danny Boyle tarafından çekilen en başarılı bakış açısına sahip olanlardan bir tanesi. Bu filmde Jobs’ın hayatının tamamına bakılmasa da, geçmişe dönüş yapan sahneler ile önemli bir dönemi içeriyor. Onu ne ilahi, ne de berbat biri olarak gösteriyor. Filmde de belirtildiği gibi, Steve Jobs’ın annesi evlilik dışı olan ilişkiden 23 yaşında hamile kalmıştır. Tek başına büyütmek istemediğinden ve tahminen bu durumdan utandığı için oğlumu evlatlık verir. Onu alan aile bir şekilde onun geri verir. Daha sonra Paul ve Clara Jobs çifti onu evlat edinir. Steve henüz bir yaşında öz annesinden ve ilk üvey ailesi tarafından terk edilmiştir. Doğal olarak öz anne ve babadan alamadığı sevgiden dolayı, kendisi de sevgiden yoksundur. Ancak büyük bir ihtimalle derinden onlara büyük bir özlem duymaktadır. Belki de evlilik bir çocuk dünyaya getirmesinin ve uzun yıllar onu inkar etmesinin sebebi de bilinçaltından onlara ne kadar sadık olduğunu göstermektedir. Bu bilinçaltından ‘sizler gibi yaparsam beni seversiniz’ anlamına gelmektedir. Daha sonra yumuşaması, aile kurması gibi gelişmeler olsa da geçmişi, kaderi onun içindeki derin acı, kırgınlık ve belki de nefreti pankreas kanseri olarak ortaya çıkarmış olabilir. Pankreas rahatsızlıklarının temel sebebi genellikle hayattan tat alamamadır. Her ne kadar onun hayatının tam detaylarını bilemesek de bunlar izlediklerimiz ve okuduklarımızda yapılabilecek çıkarımlardır. Peki, Steve Jobs’ın sıra dışı yaşamından çıkarımlarım ne olabilir? Başarısızlıklar Onun hayatına baktığımızda bir peri masalı görmeyiz. Küçük bir garajda, ortağınızla Apple isimli bir şirket kuruyorsunuz ve bu şirket yarım milyar değerine ulaşıyor ve sonunda şirket sizi başarısız bir ürün lansmanından sonra, sizin işe aldığınız kişi sizi kovuyor. Siz gidip başka bir şirket kuruyorsunuz. Ve uzun bir süre sonra şirkete geri dönüyorsunuz. Devamı blogda...","label":7} {"text":"Çok değişik bir komedi olmuş , kesinlikle keyifli vakit geçirdim.. Sinemada olması şart olmasa da bence izlenmesi gereken bir film, keyifli vakit geçirmenize neden olacaktır :)","label":7} {"text":"Agatha Christie tarzı senaryosunu da Romain Compingt ve Daniel Presley ile birlikte yazan Régis Roinsard’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Les traducteurs /The Translators”, gizem dolu bir gerilim hikayesini anlatıyor… Önce konuya ardında da karakterlere kısaca bir bakacak olursak… Angstrom yayınlarının sahibi Eric Angstrom (Lambert Wilson), favori yazarlarından Oscar Brach’ın “Dedalus üçlemesinin” son kitabı olan “The Man Who Did Not Want to Die/ Ölmek İstemeyen Adam” ın eş zamanlı çevirisine Aralık ayında başlayacağını, okuyucu ile buluşmasının da Mart ayında gerçekleştirileceğini duyurmasının ardından dokuz değişik ülkeden gelen çevirmenler, bir Rus milyarderin Paris’teki hapishaneyi andıran korunaklı malikanesinde buluşturulurlar… Kimler mi bunlar? Hadi gelin tek tek tanıyalım… Elbette ki; İngiltere’den Alex Goodman (Alex Lawther), Rusya’dan Katerina Anisinova (Olga Kurylenko), İtalya’dan Dario Farelli (Riccardo Scamarcio), Danimarka’dan Helene Tuxen (Sidse Babett Knudsen), İspanya’dan Javier Casal (Eduardo Noriega), Almanya’dan Ingrid Korbel (Anna Maria Sturm), Çin’den 20 yıldır Paris’te yaşayan Chen Yao (Frédéric Chau), Portekiz’den Telma Alves (Maria Leite) ve Yunanistan’dan Konstantinos Kedrinos’tur (Manolis Mavromatakis) … Kendilerini, Eric’in asistanı Rose-Marie Houeix (Sara Giraudeau) ile Marat (Sergueï Nesterenko), Ivan (Ilya Nikitenko) ve Sergei’den (Miglen Mirtchev) oluşan Rus güvenlik görevlileri karşılar… Girişte yapılan tedbir amaçlı ilk uygulama, başta cep telefonları olmak üzere gelen konukların internete ulaşabilecekleri bütün elektronik cihazların toplanmasıdır… Böylelikle basım ve dağıtımı henüz tamamlanmamış olan kitaptan dışarıya bilgi sızdırılması engellenmiş olacaktır… İzlenecek olan ve Eric ile Rose-Marie tarafından açıklanan çalışma programı ise, Pazar günleri düşüldükten sonra 480 sayfadan oluşan kitabın çevirisinin günde 20 sayfadan bir ay içinde tamamlanması, ertesi ayda düzeltmelerinin yapılması biçimindedir… Tabii bütün bu işlemler, hepsinin kilit altında tutuldukları bir ortamda yürütülecektir… Ve nihayet söz konusu süreç başlar… Bir ara Eric, editörlüğünü yaptığı eski dostu Georges Fontaine’i (Patrick Bauchau) ziyaret için Barfleur, Normandie’ye gider… Lütfen bu ani ziyareti ve Georges’u aklınızın bir köşesinde tutun… Zira ileride çok lazım olacak… Diğer yandan, bir elleri yağ da diğer elleri de bal da olan çevirmenlerimizin keyiflerine de diyecek yoktur… Yoktur yok olmasına da… Eric’in, telefonuna düşen bir mesaj sonrasında: Kitabın ilk 10 sayfasının internete sızdırıldığını ve verilen banka hesabına 5 milyon Avro havale edilmemesi halinde de sırada diğer 100 sayfanın bulunduğu bilgisini alır almaz hava aniden değişiverir… Bu durumda Eric çeviriyi, bunu yapanı buluncaya kadar durdurmaya ve elde kalan son 100 sayfayı da dağıtmamaya karar verir… Korumalar yaptıkları aramalarda herkesin odası ile eşyalarını hallaç pamuğu gibi atarak darmadağın ederler… Buldukları dişe değer tek delil, Helene’in yazmakta olduğu romanın el yazmalarıdır… Kendisini yeteneksizlikle itham eden Eric, hızlıca kaleme alınmış bu taslakları birer birer şömineye atarak yakar… Yani aslında Helene’i üzmek dışında o ana kadar herhangi bir sonuç elde edilememiştir… Yalnız neredeyse hemen herkes, içlerinden birinin yanında getirerek içeriye gizlice soktuğu elektronik parçalar ile internete girerek bu sızdırmayı yaptığına inanmaktadır… Ama nasıl? Henüz dakika 39… Geride bu işi yapanın ve yapma yöntemi ile yazar Oscar Brach’ın gerçek kimliğinin de öğrenileceği 66 dakikalık oldukça heyecanlı bir bölüm daha mevcut… Fakat insana, “Edebiyat yeri geldiğinde hayat da kurtarırmış” dedirterek Marcel Proust’a selam yollanan öyle bir sahne var ki, kesinlikle bayılacaksınız… 10 milyon Avro bütçeyle çekilmiş, kimi zaman ürkütücü derecede “klostrofobik” de olan kapalı tek mekân ağırlıklı bu filmi, sonu tahmin edilemeyen polisiyelerden hoşlanan sinemaseverlere hararetle tavsiye ediyoruz… Eminiz Japon besteci Jun Miyake’nin müziklerini de beğeneceksiniz… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Yemin ederim insanların rahatı bu adama batıyor. İlla ki tedirgin edecek, izleyiciyi her filmde tehdit ediyor bu adam. Poponun altındaki yastıktan dikenler çıkması an meselesi çok yayılma demiş yine. Haneke'nin çoğu zaman durgun ama genelinde vurucu ve tehditkar filmlerinden biri daha. Funny games ile iyi bir ikili olur bu film bence ama art arda izlenmemeli.","label":7} {"text":"Michael Shannon çok iyi oyunculuk sergilemiş","label":6} {"text":"Çok özel ders veren bir film. Sahip olduklarımızın değerini ancak elimizden uçup gittikten sonra anlıyoruz. Ama tabiiki iş işten geçmiş oluyor. Adam pisipisine gitti çok üzüldüm. Ne kadar masum bir karakterdi. Kadın çiğ sebze yiyince nasıl kendiside yedi. En çok etkilendiğim sahne oydu. Sanki ’ölümdede beraberiz’ dermiş gibi. Ama keşke baştan kadını anlayıp ihmal etmeseydi.","label":9} {"text":"İnsaf ile insafsızlar arasındaki savaşın en kıymetli bedellerinden biriydi Luxemburg. Ölünün milliyeti yok, dirinin de öyle. Tek fark, diriler henüz bunun farkına varamadılar. İyi şeyler uğruna ölen herkesin anısına.","label":8} {"text":"vov vov vov illuminati!","label":4} {"text":"Çok kötü bir film 1/10 hele son bölümler tam bir kabustu","label":0} {"text":"Tamamen vakit kaybı.","label":1} {"text":"Çok kötü bir film yapmışlar yaptıktan sonra izleseler inanin bunu sinemada izlemek yerine sosyal medyada parça parça verirlerdi.","label":0} {"text":"165 milyon dolara mal olmuş bu film. içinde büyüdür, zamandır, başka başka boyutlardır, komikli şakalardır falan var.","label":4} {"text":"Chan-wook park'tan kesinlikle beklemeyeceğim derecede sevimli ve tarzı olmamasına rağmen çok güzel bir film. Daha afişini gördüğüm gibi, önceki filmlerini düşünüp bu sevimli gençle sevimli kızcağız kimleri ne denli psikopatça ayrıntılar içine girip öldürecekler diye düşünmeye başlamışken izledikçe yüzümde hafif bir gülümseme bırakıp düşündükçe bile aynı gülümsemeyi geri getirebilen film :)","label":8} {"text":"Sen şımarık bir çocuksun, çünkü her şeye sahipsin \" gerçek sevgiden başka her şeye.. \" Tipik ergen filmi demek için bu zamanda deli olmak gerek. Dominik :(","label":8} {"text":"Büyük düşünme ve yok olma! Küçük bir çocukken kendimi hissettim... Küçük ve yalnız yıldızlara bakıyordum, yukarıda hayat var mı diye merak ediyordum. Anlaşılan o ki yanlış yöne bakmışım. Uzaylılar dünyamıza Pasifik Okyanusunun derinliklerinden geldiler...& Evet biliyorum, bu laflar kulağa saçma geliyor, daha çok çocukların beğeneceği bir film gibi düşündürüyor. Ama uzaylıların olmadığını düşünmek bence daha çocukça. Koskoca evrende canlıların olduğu tek gezegen Dünya olacak değil ya... Çeşitlerce galaksi ve gezegen var. Tabii ki uzaylılar illa ki böyle dev gibi canavarlar olmak zorunda değiller. Ama sinemada bize genellikle böyle sunuluyorlar. Yani del Toro ne kadar bilim-kurgu filmi yapmaya çalışsa da kendi stilini yok etmeye kıyamıyor ve fantastik (çocukça) bir hava katıyor filme. Okyanusun derinliklerinde açılmış bir gedikten Kaiju adında çeşitli kategorilerde yaratıklar çıkıyor ve dünyada da bu Kaiju'ları durdurmak için başka canavarlar yaratılıyor. Jeager adında dev gibi robotlar Kaiju'larla yumruk yumruğa savaşıyor ve tabii ki iyi tarafta olan Jeager'lar hep kazanıyor. Filmin bu yönü tamamen çocukça ve saçma. Bu filmi del Toro değil de önemsiz, başarısız bir yönetmene verselerdi izlenmeyecek kadar kötü bir film olabilirdi. Ee tabii Hollywood da işi biliyor, bu kadar para harcandıktan sonra film tutmazsa onlar adına kötü olur. Sonuçta filmin başından sonuna kadar dev gibi robotlarla dev gibi canavarlar yumruk yumruğa savaşıyor ve koskoca şehirler yerle bir oluyor. Filmin bu kısmı tamamen küçük seyirciler için yapılmış çizgi film tarzı bir fantastik-aksiyon şöleni. Ama bu fantastik olaya bilimsel unsurlar da katılmış. Örneğin; Jeager'lar iki pilot tarafından kontrol ediliyor. Bir pilot, robotun beyninin sağ yarım küresini, diğer pilotta sol yarım küresini temsil ediyor. Böylece robotun beyni insanınki gibi çalışıyor. Bir başka örnek de canavarların çıktığı gedik olabilir. Gelecekte gökyüzünde (okyanusun dibinde değil) bir gedik açılabilir ve uzaylılar ziyaret edebilir. Bu tip bilimsel unsurlardan yararlanılarak filmin tamamen küçüklere hitap etmesini bir parça önlüyorlar ama bu daha çok del Toro sayesinde oluyor. Gürültülü, patırtılı, apartmandan uzun robotlarla canavarların dövüştüğü filmlerden hoşlanmayanlar bu filme gitmesinler. Zaten fragmanını gördükten sonra bu tip filmleri sevmeyen, canına susamış biri buna giderse daha filmin başında salonu terk eder. Gidenler de film bitince bir zahmet 2-3 dk beklesinler, sonda bir sürpriz var... Filmi, oldukça gürültülü, gereksiz diyaloglar barındıran, birkaç yerden esinlenerek yapılmış yaratıklara sahip bir gişe filmi olarak özetleyebiliriz. del Toro'nun Hellboy 2 ve Pan'ın Labirenti gibi kolay kolay unutulmayacak bir filmi değil belki ama yarattığı aksiyon sahneleri ve kullandığı bilimsel verilerden yararlanan fantastik unsurlarla akılda kalacak bir yapım. Pasifik Savaşı, önceki hafta vizyona giren Beyaz Saray Düştü'den her açıdan (hikayesi ve verdiği mesaj dışında) bir adım önde olmayı ve hatta belki de yılın en eğlenceli fantastik-aksiyon filmlerinden biri olmayı başarıyor. 8,2/10","label":6} {"text":"Film izlenebilir türden. özellikle o denizin muhteşemliği.. göz zevkine hitap ediyor.","label":5} {"text":"filmin konusu çok başarılı işlenmiş. karakterlerin yaşadığı gerilimi birebir verebiliyor neredeyse","label":7} {"text":"Bundan yedi yıl önce izlediğimde çok hoşuma gitmiş,birkaç yıl önce de orijinal DVD'sini arşivime katmıştım.Geçen zaman içinde izlediğim yüzlerce film beni daha seçici bir sinefil yaptı.Filmi şimdi izlediğimde yetersiz olduğunu düşünüyorum.Senaryo kötü ve Schwarzenegger'in enerjisinin yavaş yavaş tükenmeye başladığı görülüyor.","label":4} {"text":"finaliyle insanı sarsan ve nefret dediğimiz kavramın ne kadar göz karartıcı bir his olduğunu gözler önüne seren müthiş bir film 8/10","label":7} {"text":"Bence keyifli bir filmdi.. Kaçırmayın derim.","label":8} {"text":"Kevin Hart adamım ya. Güzel bir filmdi. Tavsiye ederim. İleride tekrar izleyeceğim arşivime attım.","label":6} {"text":"Her ne kadar bu tür yapımlara alışık olan izleyici için tahmin edebilir bir senaryoya sahip ve ölümcül dozda sıkıcı olsa da genel anlamda eli yüzü düzgün izlenebilir bir film. Tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Çok hareketli kategorisinin en çok yakışacağı filmlerden biri sanırım. eğlenceli vakit geçirmek için birebir. Eddie Morra'nın filmin sonunda einstein kesilmesi 2'nci filmin habercisi gibi geldi.","label":7} {"text":"Fazla beklenti içine girilmezse keyifle izlenebilir.","label":6} {"text":"Alpaçino'nun oyunculuğuyla beni kendine hayran bıraktığı filmdir. Sırf Alpaçino değil öğrencilerde oyunculuklarıyla rollerinin hakkını vermişlerdir. Tabi ki filmin en güzel sahnesi tango sahnesidir. İzleyipte 'tango öğrensem mi acaba?' demeyene helal olsun. Ferrariyi de unutmamak lazım tabi. Son olarak hiç bir filmin replikleri bu kadar hoşuma gitmemiştir. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! -Women! What could you say? Who made them? God must be a fucking genious... !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":8} {"text":"Bu film imdb'de 5.6 puanı nasıl alabilmiş şu an şaşkınlıklar içinde kalmış durumda, nefes alış verişlerimi düzene sokmaya çalışıyorum. Bu puanı dahi hiç haketmeyen bir film Jackie Chan filan görünüyordu filmin bir yerinde o kalmış aklımda bir de şu ikizler ordan oraya zıplayıp uçup dövüşüp duruyordu. Vampirlere vampir demeye bin şahit gerek zaten. Aman sakının kendinizi uzak durun tvde görüp izleyim demiştim yaptığım hataya siz de düşmeyin.","label":1} {"text":"Film silinip yeniden eklenmiş. Bir daha söyleyelim o zaman; Plaza de Mayo annelerine selam olsun. https://www.youtube.com/watch?v=Hk2IGdDa8LI","label":8} {"text":"film çok basit olmuş.konu olarak da biraz saçmalamışlar.aynı anda 2 erkek aynı kadına ve kadında aşık olan 2 erkeğe aşık oluyor ve onlarla yatıyor erkeklerde bunu kaldırıyor.ayrıca filmin süresi gereğinden fazla tutulmuş ve boş diyaloglar mevcut bu yüzden filmi izlerken biraz sıkıldım.filmin en güzel yeri ise iki soyguncunun yaptıkları soygunların taktiklerinin normalden farklı olması ve filmin sonunun şaşırtıcı bitmesiydi.sonuç olarak vasat bi film.10/5","label":4} {"text":"cok fazla korkmadım ama akıcı bir film 3","label":5} {"text":"Teatral havada geçen diyaloglar ve unutulmaz müzikleriyle başucumda yerini almıştır.. P. S. Hiç bu kadar spoiler vermek istememiştim.. - tamam kendime mukayyet olacağım.. :)","label":7} {"text":"yani bu senaryoyu başka bir yerden almaya gerek kalmadan kendimiz de çekebilirdik bütün olacakların filmin ilk sahnelerinden anlaşılabildiği bir film herşey bu kadar bariz olduğu için de açıkcası filme kendimi verip de duyguyu alamadım ve zaten atlayarak izledim, izlemeyin bence.","label":5} {"text":"milenium soslu bir rear window vakası bence, eve mahkum bir erkek izole ve etrafı izliyor dürbünle.. ama sos olarak digital kameralar, online kayıtlar biligsayarlar mms ve cep telefonlarıyla süslenmiş. ve katilin yakınlaştırdığı kadın ve erkek.. ben çok fazla alfredo tınısı aldım filmden. filmse bence orta halliydi...","label":6} {"text":"çok şey vaad eden bir film değilse de 70lerin bol kanlı, bol çıplaklık içeren filmlerinden diye sınıflandırabiliriz. başta güzel görünüyor, belki biraz da gerebilir ama ne bileyim ısınamadım ben bu filme. ama hikaye akışı, kurgu konusunda güzel diyebilirim. eyes wide shut filmini seven arkadaşlar beğenebilir tabii.","label":6} {"text":"Ortalama bir bilim-kurgu neyse bu filmde o. Aman aman bir yanı yok, çok kötü de diyemezsiniz.","label":6} {"text":"Cin Vakası'ndan bir tık geride ama germeyi başarıyor. Bi de Cin sahnelerindeki yoğun ses ve görüntü karmaşası korku düzeyini bence arttırmak bir yana azaltıyor kanısındayım. Oyunculuk bu tarz filmlere göre çok sırıtmıyor bu defa. Türün sevdalılarını mutlu edecektir.","label":6} {"text":"Kurosawa'nın en güzel filmi. Eleştirel ve sanatsal bir başyapıt.","label":7} {"text":"40 dakika seyrettim ama filmin içine giremedim.. Konu istediğin yere çekiliyor… ipuçları falan herşeyin sonu açık.. Çok durağan.. Sarmadı beni..","label":3} {"text":"izlencelik absürd vahşi batı komedisi.","label":7} {"text":"İnsanı güldüren çok film vardır. Ama tekrar tekrar hatırladığında, her seferinde gülümseten çok film yoktur. School of Rock benim için bu filmlerden biri olacak. Bunca zaman izlemediğim için gerçekten üzgünüm. Zira yakın zaman önce filmin oyuncuları 10. yıllarını kutlamak için bir araya gelmiş ve yine şarkılarını seslendirmiş. Oldukça saçma sahneleri olmasına ve pek çok filmin verdiği standardımsı mesajları vermesine rağmen müthiş eğlenceli ve pek çoğu komediden de birkaç adım öndeydi. Çok güldüm, şarkılarla coştum ve herşeyden önemlisi izlerken ve bitirdiğimde mutluydum. Kesinlikle başucu filmi. Çocuk oyuncuların her biri ayrı yetenek iken, her biri de bir o kadar sevimliydi. Özellikle şu kardeşimizin her sahnesi beni benden aldı :","label":7} {"text":"senaryo ve kurguya birşey diyemeceğim ama arkadaş nasıl bir oyunculuktur bu. Yerli yersiz giren müziklere girmiyorum bile.","label":3} {"text":"Etkileyici bir senaryo,sürükleyici bir anlatım,kalite bir son ve insanlık mesajı veren bir film.10/8","label":7} {"text":"Hiç beğenmedik gülmedik tavsiye etmiyorum izlenmeye değmez basit bir filim olmus saçma konusu ile beklentiyi karşılamadı","label":0} {"text":"Hem küçüklere hem büyüklere göre aile için süper bir film olmuş.Herkesin izlemesi gereken hem eğlendirici hemde öğretici nitelikte olan ve görselliği iyi seçilmiş ve uyarlanmış harika bir yapıt.","label":8} {"text":"bilimkurguyla korkunun guzel bir birlesimi, cekici bir film.","label":6} {"text":"ailece izlenebilecek,eğlenceli,keyifli bir yapım 6/10","label":5} {"text":"Vasat.. Filmde bir iki yerde güldüm.. Bu mudur olay? Yazık.. Çok basit..","label":5} {"text":"Çok vasat komedi filmi diye çıkmışlar ama standart bir Trakya köyünde 2 saat içinde daha fazla kahkaha atabilirsiniz.Oğuzhan Uğur'un oyunculuğu çok vasat çok taklit olmuş.Eleştirmenlik boyutunda sinema izler değiliz ancak malesef uykumuz geldi zordan izledik 2.yarısını.","label":3} {"text":"Ermişsin sen be adamım! İn ruhumuzun dibine ve İYİ ile KÖTÜ yü ayır! yaptıklarımızı neden yapıyoruz ? ego mu ? başkalarının iyiliği mi ? offf kafam karıştı! manyak bir adam bu Lynch! dogville deki temel dürtüler ile aynı sorgulamaları buldum...","label":7} {"text":"İyi ve \"eh işte\" diyebileceğim yanları var. Başlangıcı iyi, çekiyor. Olayı da kısaca özetliyor. Zaman döngüsü, bilim kurgu, soru işaretleri vs. çok karıştırmamak için olayı özetliyor. Bu bazı filmlerde kötü sayılabilir ama Looper'da yeterli olmuş. İzleyiciyi yormuyor ya da daha az yoruyor. Zira çekimler, şehirler, arabalar film 2042'de geçiyor hissi vermiyor. Joseph Gordon yine rolün hakkını vermiş ama o makyaj hiç olmamış. Jeff Daniels'ı böyle bir rolde görmek de hoşuma gitti. Emily Blunt ne zaman filme dahil olacak diye bekledim. Temposu başarılı. İzlemesi kesinlikle keyifli. Ama zaman yolculuğundan bağımsız olarak bir şeylerin eksik kaldığı hissiyatını da sürekli veriyor. Çok daha iyi bir yönetmenin elinde çok daha iyi bir film olabilirdi. Ama puanları ve eleştirilerine bakınca da aslında istenilen başarıyı da elde etmiş görünüyor. Çıktığı dönemde de konuşulduğunu zaten hatırlıyorum.","label":6} {"text":"çakmaktaş ya favorı çizgi filmlerimden biriydi. çok güzel karakterler var gayet güzel çok sıcak eğlenceli bir filmdi fakat diğer çakmaktaş filmi bence daha iyiydi. 10/7","label":9} {"text":"Insan ruhu ilk geldigi yerde barinamayacak kadar kibirlidir. Zafer Algöz gercekten harikaydi.","label":7} {"text":"filmi izlediğinizde adam sandlerın gerçek masallarından neden daha başarısız olduğunu anlıyorsunuz. filmdeki bence en iyi performans 'paul bettany' iyi oynamış. profesyonel bir ekiple aslında bu film çok daha iyi yerlerde olurdu aslına bakılırsa konu itibariyle mumya serisinden farklı olduğu pek söylenemez. elinizde başka tercih yoksa izlenilebilecek bir film diyebilirim. 10/5","label":4} {"text":"Filmdeki aşırı derecede elektronik müziğe Richard Madden için katlanılır öyle bir film","label":5} {"text":"Müthiş bir motosiklet sahnesiyle başlıyor film. 50 dakikalık bölümü de pek çok duyguyu bir arada barındıran bir şiir gibi sürüp gidiyor. Görüntüler büyüleyici. Blue Valentine, Drive karışımı bir havası var. 50 dakikalık bölüm kesinlikle kusursuz ve 10/10luk. Geriye kalan sürede hem tempo düşüyor, hem hikaye farklılaştırılıp belli bir süreye sığdırılmaya çalışıyor. 2 saat 20 dakikalık süresi yetmemiş, filmden resmen dizi çıkarmış. Senaryoyu çok beğendim. Ryan Gosling diloluğumdan dolayı abartıyorum belki ama ilk 50 dakikalık bölümünde Salih Uçan'ın Orduspor'a attığı aşırtma golden sonra verdiğim \"zevkten ne yapacağımı şaşırmış\" tepkimin aynısını verdim. Benim için önemli ve arşivlik bir film olarak kalacaktır. 8/10","label":7} {"text":"Kesinlikle Tavsiye ediyorum. Tek kelimeyle muhteşem bir film. Filmin içinde Aşk Gerilim ve korkuda var. Kendi dalında başarı bir film. Emeği geçen herkese teşekkürler.","label":9} {"text":"Bence çok keyifli bir animasyondu sonu biraz daha güzel getirilebilirdi orası biraz sade olmuş ama filmin içinde güldüğüm çok yer oldu, hiç sıkılmadım.. İzleyin bence","label":7} {"text":"Zaman kaybıydı bana göre. Duygusal ya da mantıksal hiçbir şey katmadı. Beğenmedim.","label":3} {"text":"La Grande Illusion Avrupadaki Aristokrasi ve bugünkü burjuva sınıfsal çatışmasının hiç bitmeyen sınıfsal ön yargılarıdır ve bitmeyecek olan savaş esirliğinin dışında özgürlükleri hapsetmiştir. aristokrat üst sınıf; postallar ayaklardan çıkar çıkmaz çöreklenecek ve özgürlük anlayışı, yeni sömürü ve kapitalizmle birlikte yeni tutsaklığını yaratacaktır. Filmin türkçe ismindende anlayacağımız gibi bu büyük bir aldanıştır. erich von stroheimın oyunculuğunu o kadar beğendimki oynadığı karakter cuk oturmuş","label":8} {"text":"başarılı bir film kesinlikle değildi filmin sonu felaket çok saçma yani hiç zevk almadım zaman kaybı bence izlenmesede olur","label":1} {"text":"Böyle oyunculuk mu yapılır be Mickey? Naptın usta sen? Bildiğin yaşadım burda olan biteni!","label":8} {"text":"iyi bir aksiyon, jason statham zaten müthiş daha ne olsun.","label":7} {"text":"Olum bu filmleri insanlar izliyor ya.... düzgün bir şeyler çekin biraz ya....Böyle şeyleri çekip aranızda izleyip eğlenebilirsiniz ama gösterime sokmayın lütfen...bizim de bi sinema zevkimiz var nacizane...o yoksa da midemiz var yani...lütfen...","label":0} {"text":"Hayatımda bu kadar müthiş bir renk cümbüşü sunan bir film izlediğimi hatırlamıyorum. Sadece müzikleri ve sahneleri yeter, gerisi hiç ama hiç önemli değil. 99/100 Saygılar.","label":7} {"text":"ÇOCUĞUNUZU BU FİLMDEN UZAK TUTUN. Bazı insanların iyi bazı insanların yaratılıştan kötü olduğunu. Ve bunun hep böyle olacağını söylüyor. Kötüler her zaman kötülük yapmaya çalışırlar, zayıfları yok etmek isterler falan filan. İyiler gerekiyorsa kötüleri yok etmek için savaşmalıdır. Zaten haklıdırlar çünkü kötüler kötüdür. Keşke vakit kaybı boş bir film diyebilseydim ama zararlı bir film bu. Bu zihniyette yetişen insanları kendi ulusundan olmayanların zalim olduğuna onları yok etmek gerektiğine ikna etmek ve onlara ülkenin yapacağı saldırıları meşru göstermek kolay olacaktır. Böylece silah tüccarları zenginliklerine zenginlik katacaktır.","label":4} {"text":"bradley cooper ve christian balenin önderliğinde eğlenceli bir film zaman geçirmek için birebir 10 üz 7.6","label":6} {"text":"öncelikle korku filmi izlemekteki amacınız 'korkmaksa' sanırım bu isteğinizi karşılayabilecek bir film.cümle biraz garip oldu ama demek istediğim hani belki 'korku filmi izlemek istiyorum ama yine de kaliteli bir parça olsun,güzel bir senaryosu veya konusu olsun' diyenlerden de olabilirsiniz.eğer değilseniz film sizi en azından 3-4 sahnesinde sağlam bir şekilde yerinizden sıçratacaktır.tabii ki uzun sessizliklerin ardından gelen ani ve yüksek sesler aracılığı ile.birşeyler olacağını adınız gibi bilseniz de yine bir anda sıçramamak için oldukça soğukkanlı olmanız gerekiyor.aslında filme biraz 'kalitesiz' damgası yapıştırmış gibi oldum söylediklerimle ama öyle demem çok doğru olmaz.yani belli bir konusu (gerçek bir hikayeden alındığı iddia edilen) var ve senaryo veya oyuncular da üstlerine düşen görevi gerçekten de hakkıyla yapıyorlar.filmi kendi türü içinde değerlendirdiğimizde benim gözüme çarpan büyük bir eksikliği ya da hatası yok.inanılmaz derecelerde klişelere başvuran veya tamamen taklit gibi gözüken bir film de değil.izleyip geçmek lazım.çok büyük şeyler beklemek yanlış olur.ama yine de en azından vasatın üstünde olduğunu düşünüyorum.örneğin bunu 'the last exorcism' den sonra izledim ve rahatlıkla söyleyebilirim ki ondan kat kat kaliteli bir film.merak edenler çok pişman olmayacaktır sanırım.","label":6} {"text":"sanki bu ailenin evine konuk oldum 2 saat hiç sıkılmadan izledim tanık oldum muhakeme yaptım","label":7} {"text":"farklı bir senaryo ilgi çekmesine rağmen genel olarak hayal kırıklığına uğratan bir film 3/5","label":5} {"text":"Tek oyunculu ve neredeyse küfürler hariç diyalogsuz geçen bir film. Gizem içerisinde gerilim barındıran, bir benzerini daha izlemediğim bir film. Benim hoşuma gitti ama ilk cümlemde anlattığım tarz bir film izleyemeyecekseniz bulaşmayın.","label":6} {"text":"Eğer homofobik değilseniz ve jim carrey'nin ne denli bir oyuncu olduğunu gözlerinizle görmek istiyorsanız, izlemeniz gereken bir film. Ewan mcgregor'un tum film boyunca bakislari ile çok güzel oynadı, jim carrey'in ise her zamanki gibi doktürdü. Yönetmenlerin boylesi ayrintilarla dolu bir hikayeyi ozunden anlatmalari ise takdire sayan. her sey ask icin, bu kadar basit. Böylesi bir seneryoyu hollywood da görünce şaşırmıştım, araştırınca uyarlama olduğunu gördüm şaşırmadım.","label":7} {"text":"Mel Gibson' ın 10 yıl aradan sonra çektiği filmi Hacksaw Ridge (Savaş Vadisi) biyografi, savaş ve dram türlerini içeriğinde barındıran ancak alttan alta önyargılarımızdan kurtulmamızı, kişilerin inançlarına saygılı olmamızı ve en önemlisi kişileri eylemleriyle değerlerdirmemiz gerektiğini anlatan bu yılın en iyi filmlerinden biri. Filmin konusuna gelecek olursak vicdani bir retçi olmasına rağmen Doss (Andrew Garfield) içindeki vatansever duyguların baskın çıkması sonucu orduya katılmasını, dini inançlarından dolayı savaşta insanları öldürmeyeceğini, bundan dolayıda silah kullanmak istememesi nedeniyle eğitim sırasında yaşadığı sıkıntıları ve daha sonra savaşa sıhhiye eri olarak katılması sonucu 75 kişinin hayatını kurtarmasını bu sebeplede ABD tarihinde ilk kez bir vicdani retçinin onur madalyası almasını görüyoruz. Filmin içeriği, anlatı öğeleri ve stilistik öğelerle gerçekten çok iyi anlatılmış. Savaş sahnelerinin gerçekçiliği, görsel efektlerin, kamera açılarının iyi kullanılması filmi görsel olarak iyi bir noktaya taşıyor. Oyunculuklar ise Capt. Glover (Sam Worthington) dışında Doss (Andrew Garfield), Sgt. Howell (Vince Vaughn), Tom Doss (Hugo Weaving) iyi iş çıkarmışlar. Çok şiddetten rahatsız olmazsanız filmi kesinlikle sinemada izleyin. İnternetten izleyip filmi heba etmeyin.","label":7} {"text":"2.side güzel olmuş madagaskarın.Özellikle kareografiler...Çoçukların eğlence ile izleyeceği güzel bir animasyon...saygılar...","label":7} {"text":"\"Hangi yolu seçmen gerektiğini bilmediğinde en zor olanı seç\"","label":6} {"text":"Yer yer stop motion zaman zaman da animasyon tekniği kullanılmış. Amelie'vari masalsı bi havası olan film, dolapta öylece kaderine terk edilen eşyaların bile, başlıbaşına bir hikayesi olduğunu gösteriyor. Çok tatlıydı, karakterleri, konusu, anlatım şekli... Artı pek çok da hayat felsefisini paylaşıyor film. Ha bi de olur da izlerseniz film bitince akan castı kapatmayın, çünkü sonunda sizi minik bi sürpriz bekliyor olacak.","label":9} {"text":"senaryo da ufak tefek mantık hatarı olsada güzel akan, oyunculukları ve müzikleri etkili bi yapım olmuş. bu tarz filimler gerçekten hoşuma gidiyor çünkü hayattan alıntı ve biraz da düşündürücü filmler.","label":8} {"text":"Uzun zamandır izlediğim edebi yönden en sıkı filmlerden biri. İngiliz edebiyatı seven bir bünye bu filmi kesin izlemeli bence. Tütünü olsa paylaşırdı William Blake Öpmüştü en azılı haydutları tam ruhlarından İmzası bildiğin kandı, baruttu Kalbindeki metaller geçmişti aşkın en kalbinden Teni beyazdı ölü adamın Ölü soluktu, kadın kızgın...","label":8} {"text":"kasvetli.","label":8} {"text":"Beni ben gibi sev aşkım.","label":6} {"text":"Bernie, gerçekten yaşanmış bir cinayet vakası üzerine kurgulanmış. Karikatürize edilmiş, yerel tiplemeler bir tür komik unsuru yaratsa da, komedi aroması oldukça hafif. Filmin büyük bir bölümü, mockumentary tadında ilerliyor. Bernie ve yaşadıklarını ele alan kısımlar, sahte röportajlar ve görüşmeler kullanılarak anlatılıyor. Diğer Linklater filmlerinden oldukça farklı ve ilginç bir yapım. Film boyunca, Bernie gibi bir karakterin nasıl olup da katil haline gelebildiğini sorguluyoruz. Birçok izleyicinin Bernie'ye, yerel halk kadar destek vereceğinden eminim. Linklater, bu noktayı vurgulamaya çalışıyor olmalı. Ne olursa olsun Bernie, yaşadığı hayattan çıkmaya çalışmayıp, birini öldürerek 9 ay boyunca saklamış bir katil. Nasıl olur da, bu katile hak verebilirsiniz ? Bunun cevabı filmde. Gerçekten, beyninizin bir tarafı Bernie'ye kayacaktır. Bu, çok ilginç bir deneyim. Bir katile hak verebilmek... Linklater, modern insanın iki yüzlülüğünü sorguladığı, salaş görünümlü, güzide bir filmle karşınızda","label":7} {"text":"Bu tür filmleri izlerken fazla bir şey beklememek lazım.Mesela bu film bize ne vaadediyor? Komedi ve aksiyon.Film komedi-aksiyon olarak da gayet doyurucu zaten.Jackie Chan için fazla söze gerek yok.Hem oyunculuktaki yeteneği,hem de dövüş sporlarındaki başarısı ortada.Bir de bunun yanına Owen Wilson ve Lucy Liu’nun başarılı performansları eklenince,beklentilerinizin bile üstünde bir film çıkıyor karşınıza. 7/10","label":6} {"text":"sizinle oynamak için can atıyorlar....ilk seyrettiğim anda bende hayranlık uyandıran filmlerden biri vahşi şeyler.Tahmin edilemezliği ile sizi çıldırtma derecesine kadar getirtiyor.Üst üste yaptığı sürprizler ise cabası...Matt Dillon Kevin Bacon Neve Campbell ve Denise Richards harikalar yaratmışlar.Kesinlikle senaryosu ve oyunculukları inanılmaz.Kaçırmayın.","label":9} {"text":"Para ihtiyaci nedeniyle baska bir ülkeye calismak icin giden Oleg'in icine düsüp bir türlü kurtulamadigi olaylar silsilesinden olusuyor film. Aidiyetsizligin, acligin, rastgeleligin, cesaretin, korkakligin ve caresizligin varolmak icin savasan bir adamda nasil vücut buldugunu, o adamda nasil nüksettigini izliyoruz filmde. Duragan fakat akici ve keyifli bir anlatim.","label":6} {"text":"az önce izlemiş olduğum uyarlama film. aşağı yukarı iki buçuk saat sürdü, güzel vakit geçirmekten ziyade sıkıldığımı hissettim.","label":0} {"text":"Çok uzun yıllar önce izlemişim veya izledim sanmışım - geçen gün tekrar izledim meğer ne güzel bir filmmiş. Bu filmle birlikte Ferzan Özpetek'in de en az benim kadar \"İstanbul Faşisti\" olduğunu anladım.","label":7} {"text":"yeni 3 lemedeki en iyisi bu film ... sonu rezalet bağlanmış olmasa iyi film bile denilebilir ... ama sadece vakit kaybı :S ... 10/4 ...","label":3} {"text":"Son yarım saati gereksiz uzayıp zırvalamasa fena gitmiyordu aslında.","label":6} {"text":"Anne ve babalar çocuklarini gerçekten aynı mı severler? ''Beş parmağın beşi bir. Hangisini kessem daha çok acır?'' demişti bana babam. Bu çocukların penceresinden ne kadar böyle görünür peki? İzledikten bir süre sonra daha da acıtıyor, ifadeler diyaloglar anlamlanıyor üzerinden zaman geçince. Herkese izletmeli bu filmi.","label":8} {"text":"Kaliteli, farklı ve izlenesi bir film. James Franco Danny Boyle gibi bir yönetmenle film çektiği için çok şanslı. Bu filmle tüm dikkatleri üzerine çektiği aşikar. Daha sonra geniş bir yorum yazacağım...","label":7} {"text":"Bugün izledim. Ardından yönetmen ve başrolün söyleşisi oldu. Öncelikle çaba ve başarıları çok iyi. Böyle eserlerin kesinlikle arttırılması ve gençlerimizi teşvik etmesi önemli. Ayrıca hiç bahsedilneyen tarihimizin nasıl bizden çalındığını anlatan çok anlamlı bi film. Her şey değişebilir ama eskiyi tamamen yok etmenin çok yıkıcı olduğu gözler önüne serilmiş. Kendi vatanında garip ve çaresiz kalmış bir sürü insan. Umarım o günlerin beteri ve tekrarı olmaz.","label":9} {"text":"Ele alınan konu için süre uzun olsa da taşların yerine oturduğu, bir film. 7/10","label":6} {"text":"bu kadroyla çok daha iyisi yapılabilirdi bu bir... filmin sonunu bu kadar dramatize etmek niye buda iki...sinemada değil ama evde izlenebilir bir film olmuş","label":4} {"text":"Şu filmin afişine bakanda gerçekten çok gizemli bir film izleyeceğim zanneder. Anladım ki bunlar paso afiş için çalışıyor başkada birşey yok. Film kardeşi eski sevgilisi yüzünden kendini öldüren birinin kardeşinin eski sevgilisinden intikamını almasını konu alıyordu. Herşey zaten apaçık ortada olan bir filmin neresi gizemli olabilir ki. İzlerken neler olduğu kimin ne için neler yaptığı belliydi. Hiç şaşıracağınız insanı merakta bıkaran bir durum yoktu bana göre. Fazla beğenmedim. Filme puanım 10/4","label":0} {"text":"Eğer monoton yaşantınız varsa ve dünyada bişeylerin değişmesi kanaatindeyseniz. sizin düşüncelerinizi yansıtan bir film.. izlemeyen kaybeder.","label":7} {"text":"İlk filmin gölgesinde kalacak korkusuyla gittim, malum devam filmleri çoğu zaman \"Keşke çekilmeseydi.\" dedirtir. Aksine gayet başarılı bir filmdi. Old Town'ın atmosferi, oyuncuların performansı, olay örgüsü, her şey yerli yerindeydi. Ne yazık ki Bruce Willis'i pek göremiyoruz, malumunuz. Hani bazı filmler evde izlense de olur ya, bu öyle değil işte. Sin City zaten çekim teknikleri şahane olan bir film, bu filmde bir de 3D eklenince görselliği çok daha keyifli olmuş. Kesinlikle vaktinizi ayırıp sinemada izlemelisiniz. Uzun zamandır vizyona pek düzgün film girmiyordu, beni sevindirdi.","label":8} {"text":"Konu daha iyi değerlendirilebilecekken bunun aksine çok ağır ve yavaş ilerleyen bir film. Hugh ve Jake yerine bu kadar popüler olmayan başka oyuncular olsaydı eminim ki böylesine puanlar almazdı. Takriben gereksiz 45 dk. sı çıkarılsaymış biraz daha seyir zevki yüksek olabilirmişti. Tam Polise yönü aksiyonu artacakken birden yine yavaşlayan durağanlaşan ve bunu içerisinde sürekli tekrarlayan bir film. Zannımca beklenenin çok altında senenin hayal kırıklığı yaratan 8 üzeri puanları hiç mi hiç haketmeyen film.","label":7} {"text":"Pamuk Prenses'i yapmışlar J'an D'arc. Malefiz gibi mükemmel bir masal uyarlamasının yanında aşırı vasat kalmış bir film.","label":3} {"text":"Öğretiler, gerçekler ve çaresizlik üzerine... 70/100","label":6} {"text":"Çok etkilendim. İnsanoğlunun, ırkçılık denen hastalığı hayvancağızlara bulaştırmadığı kalmıştı, bunuda gördük. benim açımdan gayet güzel ve dramatik bir seyirlikti.","label":8} {"text":"Bir market işleten Dante ile bir video kaset dükkanı işleten Randal çok sıkı arkadaşlardır. Karakterleri birbirinden uç derecede farklıdır. Gün içerisinde dükkanlarına gelen çeşitli karakterler ve kendi başlarına gelen çeşitli olaylardan derlenmiş bir absürt komedi filmi olarak bir nevi skeç skeç ilerleyen konu izlenimi uyandırıyor. Son derece başarılı dialoglar içerdiğini ve zekice düşünülmüş esprileri barındırdığını söyleyebilirim. Özellikle, ilk baştaki sigaraya hayır kampanyası ile ortalara doğru çıkan deathstar muhabbetleri efsaneviydi. Caitlin-Veronica çıkmazı dışındaki tüm diyalogları hemen hemen sevdim.","label":6} {"text":".2012 yılının eniyi filmlerinden biri Ruby Sparks. Tıkanma sürecine girmiş bir yazarın hikayesi değil de, gerçek aşkı arayan bir yazarın hikayesi demek daha doğru olabilir. Hayal ettiğiniz, kafanızda kusursuz olarak çizdiğiniz aşkı bir anda karşınızda bulsanız tepkiniz ne olurdu?O an için dünyanın geri kalan zamanının en şanslı adamı olacağınızı düşüneceğinize şüphe yok. Aşk, kafanızda mükemmel olarak tasarladığınız birini, karşısınızda savunmasız bulduğunuz zaman bile zordur.","label":7} {"text":"ne biçim ülkede yaşıyoruz arkadaş böyle kült filmlerin yerine recep ivedik gibi para avcısı daha doğrusu salak avcısı filmlerin daha izlenildiği daha yere göğe çıkarıldığı bi ülkede yaşıyoruz arkadaş yani böyle bir filme gülmek ve para kazandırmak için çok çok salak olmak gerekiyor vasat senaryo beyin kullanılmadan yazılabilecek bir filmin bu ülkede 30 milyondan daha fazla para kazanması o ülkenin içinde eğitimsiz barzo. hayvan gerizekalının o ülkenin temelini oluşturduğunu görebiliriz. biraz raid 2 berandaldan bahsedelim 4.5 milyon kadar bi bütçeyle hollywood aksiyon filmlerini geride bıraktığını söylüyebiliriz. filmde dövüş kareografisi o kadar iyi ve gerçekçiki insan şokta kalabiliyor. daha çok anlatabilirdim ama heyecanı kaçırmak istemiyorum. size tek birşey söylüyeceğim gidin filmi izleyin eğer türkiye gibi gelişmiş bir ülkede bulabilirseniz. o zaman bu yazdıklarıma hak vericeksiniz","label":8} {"text":"Stallone artık kaç paralık adamki 80'lerin sonundaki 90'ların başındaki Stallone artık öldü. Onun için herif dandik bir Fransız yapımında figüran olmaya bile muhtaç. Spy Kids-3 de de oynayacakmış. Töbe töbeee...","label":4} {"text":"Abbas Kiyarüstemi deyince akla gelecek filmler \"Rüzgar Bizi Götürecek\" ve \"Kirazın Tadı\" imiş. Kirazın tadı ile tanıştım nihayet. Film minimalist sinema örneği, bunu izlerken fazlasıyla hissedeceksiniz. Son 20 dk Türk karakterin anlattıkları filme biraz hareket kazandıracak o kadar. Türk karakterin ses tonu ve söyledikleri etkileyici, anlattığı hikaye güzel. Bir daha güneşin doğduğunu göremeyecek, kirazın tadını alamayacakta olsa Bay Bedii, Allah'ı beklemekten vazgeçer ve bu işi kendisi yapmaya karar verir. Filmi izlerken kendi kendinize, intiharı düşünüp düşünmediğinizi sorabilir, yada yaşamak için sebepleri sıralarken bulabilirsiniz. Yönetmen filmin sonunu açık bırakmış, şafak vakti Türk karakter o çukurun başına geldiğinde acaba ne görecek?","label":7} {"text":"... Iki buyuk aktor De Niro ve Pacino, kariyerlerindeki o parlak zamanlari coktan geride birakmis emekliligin tadini cikartiyorlar aslinda. Iki aktorun de gercekten iyi filmlerle dolu kariyerlerini terkedip, kafalarina gore takilma tercihlerini kullanmalarinin uzerinden yaklasik 10 yil gecti. Ne De Nironun, ne de Pacinonun 1995 tarihli Heatteki performanslarindan eser yok burada. 88 Minutesla umarim bir defa boyle bir projede yer alip komik duruma dusmez diye dusundugum Pacino, yeteneksizlik abidesi Jon Avnetin tuzagina bir kez daha dusmus maalesef, hem de yanina De Niroyu da alarak. Righteous Kill, bir seri katilin pesine dusen iki emekli polisin hikayesini anlatirken surprizini daha ilk 15 dk.da seyircisine hediye etmeye niyetlenerek en buyuk hatasini yapiyor. Ortada ne surukleyici, ayaklari yere basan bir hikaye, ne de bir yonetmenlik becerisi var. Oykudeki zorlamalar, karakterlerin iliskileri arasindaki gevseklikler ve ayakustu anlamsiz gelismeler, birsey anlatmaya calisan ama hicbirsey anlatamayan gereksiz dialoglar ... Guzel anilari kirletmemekte fayda var, iki aktoru birarada izlemek hatrina Heate tekrar bakabilirsiniz, ama Righteous Killden uzak durun derim ... (2/10)","label":1} {"text":"ben bir öküzüm, allah da benim belamı versin dedirten filmdir. bakıyoruz sevenler çoğunlukta, ben de soruyorum ey insanlar iğrençlik mi istediğiniz ? evet dediğinizi duyar gibi oluyorum. rezalet, bildiğiniz saçma. evet saçma olması için yapılmış, evet harikaymış dalga geçiyormuş. hele o tarantino yok muydu filmde, hayır çekmek senin işin be adam uzak dur oyunculuktan. el wray en sağlam kararkterdi, hatta bal dök yalaydı. bitti.","label":7} {"text":"İğrenç ötesi bir film, tamamen vakit ve nakit kaybı. Bir kaç iğrenç küfür ve bol erotizmle yapılan film tutar mantığının iflas abidesi. Rezilliğe gel lakin Gani müjde den beklemezdim.","label":0} {"text":"Oğuzhan Uğur'u neredeyse her anlamda başarılı buluyorum ancak bu filmi seyredince hüsrana uğradım. Yani Oğuzhan Uğur da olsan şu film olayları olmuyor ya galiba. Her yiğidin harcı değil maalesef. Genel olarak oyunculuğu vs güzel fakat senaryo güzel değil.","label":3} {"text":"şehir filmleri hep dikkatimi çekmiştir. new york üzerine birçok film mevcut. istanbul ise birçok film için kullanılsa da istanbul ruhunun ve aurasının bulduğu film aklıma bile gelmiyor. Allen bir new york sevdalısı, manhattan tutkunu... insan bir şehri sevince herkese güzel taraflarını anlatmak istiyor, bu filmde olduğu gibi. biz de öyle yapmıyor muyuz bize büyüleyici gelen bir şeyi iştahla anlatıyoruz ama karşı taraf bir anda bütün güzelliği basit bir kelimeyle mahvediyor. işte böyle allen da büyük bir iştahla sevdiği şehri anlatıyor bu son dönem filminde.","label":6} {"text":"İçinde sürekli dans edilen filmleri sevmem ama müzikleri çok hoşuma gitti. Keyifli bir film olmasının yanında klişelerle dolu olduğu da bir gerçek. Yalnız her şeyi bırak, 14 oscar gerçekten abartı olmuş umarım sadece en iyi film müziğini alır..","label":4} {"text":"Dahiyane ve şairane bir gerilim.Az,öz iyi yazılmış karakterler,sağlam hikaye,tek mekan,iyi oyunculuk,gerçekçi diyaloglar,zekice sekanslar... Ortadaki iş gerçek anlamda elle tutulur bir psikolojik-gerilim.İyi seyirler...","label":7} {"text":"Gerilim tarzına hiçbir yenilik getirmeyen, klişelerle dolu bir film. Çok iyi iki oyuncuyu bir araya getirmiş olması bile filme birşey katmamış bence. Vasat bir film bana göre.","label":5} {"text":"Filim sürükleyici, ''Başlangıç'' 'ın konusuyla benzerlik taşıyor, filim başlarda iyi gitsede sonunu iyi bağlayamamışlar.","label":6} {"text":"Sinema tarihinin en iyi zombi serisi ve en etkileyici konusuna sahip tür'den bir film. Aksini söyleyenle muhattaba bile girme gereği duymam. Resident Evil iyidir!","label":7} {"text":"insanın sinirini bozan film","label":5} {"text":"Jean reno filmlerinden zaten reno olunca çok sorgulamamak gerekiyor izlemek gerekiyor çünkü Nicolas Cage gibi her projeye gitmiyor senaryo okuyor","label":7} {"text":"90'lı yılların korku filmi klasiklerinden olan Blair Cadısı, yıllar sonra devam filmi ile geri döndü. Beyazperde ön gösterimi ile izlediğim film, tıpkı ilkinde olduğu gibi izleyenleri koltuğa çiviliyor. Buluntu film türünü devam ettiren yapımı izlemek kolay değil, öte yandan ilk filmi sevenlerin Blair Cadısı filmini daha çok seveceğini düşünüyorum.","label":6} {"text":"serinin başlangıç filmi ve bence en kötü olanı 7 verdim ben fena deil ama dierkiler dah iyi bence...","label":6} {"text":"GAZETEDE DAİMA SERÜVENLERİNİ TAKİP ETMİŞİMDİR.DUBLAJINI OKAN BAYÜLGEN YAPIYOR.BILL MURRAY IN SESLENDİRMESİ NEFİS.FRAGMANDA ELE VERİYOR GERÇEKTEN.DUBLAJININDA BAŞARILI OLACAĞINA İNANIYORUM...","label":7} {"text":"Sanat filmi severler için, gerek çekim açıları gerekse filmdeki ana kahraman EO olay örgüsündeki dallanışı çekimlerinin sıkmaması güzeldi. Vermek istediği güzel mesajlar vardı. EO'nun ozgurluk adımları sahne sahne incelenebiliyordu. Lakin bazı sahnelerde çok aşırı renk patlamaları rahatsız edebiliyordu. Filmin uzunluğu da tadında güzeldi. Sonunu anlamak bagdastirma açısından da ağır bir sanat filmi denebilir.","label":5} {"text":"sinemada bi arkadaşla ilk izlediğimde eh işte fena değil modundaydım. arkadaşıma göreyse bir şaheserle karşı karşıyaydık. sene o sene. tabi henüz sinemayla ilk tanışma aşamasındayız. stone'u biliyordum ama tarantinoyu henüz keşfetmemiştim. şimdi dönüp baktığım zaman filmin aslında amerikan toplumu hakkında ipuçları verdiğini yeni anlıyorum. stone filmi berbat etmemiş ama tarantino çevirse nasıl birşey çıkardı ortaya merak etmiyor da değilim hani..","label":7} {"text":"Gereksiz sahneler çok uzun,anlatımı beklenen olaylar ise çok kısa geçiştirilerek tamamen amatör bir yönetmenlik sergilenmiş.Timuçinin bir yerden bir yere yürümesine ekranda dakikalarca takip edebilirken,fukara halinden bir kaan olmasını 1 sahne geçişinde tanık oluyoruz.Vasat.10/7","label":6} {"text":"en kts ve enskcs...","label":0} {"text":"bizler birgün dram dan başka konulardada film çekilebileceğini anlayacağız.ama o dönemleri sanırım bizim çocuklarımızın çocukları görecek.ama hiç değilse bizim yaşadığımız zamanalrda şu dram film lerini bari iyi yapsa neolur.yinemi uyuyacaz bu filmde yoksa","label":0} {"text":"Geç izlediğim için bi tık üzgünüm.","label":8} {"text":"Film mutlaka sinemada izlenmesi gereken bir film değildi, evde de izlenebilecek türden bir film.Birçok açıkları var ama sıkılmanıza da sebep olmayacak bir film.Charlize Theron'un güzelliği her zamanki gibi büyüleyiciydi.Kristen Stewart oyunculuğunu hiç beğenmediğim bir aktris, bu filmde diğer filmlerine göre daha iyiydi performansı ancak hala ondan çok daha iyisi olabilirdi diye düşünüyorum. Örneğin Dekota Fanning çok daha iyi gidebilirdi bu role.","label":6} {"text":"Berbat ötesi... Keyifle açtım hüsranla bitti.","label":0} {"text":"Tam bir hayalkırıklığı, ilk 2 filmi ile beklentim çok büyüktü fakat bu kadar rezil bir şey çıkarcaklarını hiç düşünmedim... Filmin zaten belli sahnelerin de kendi filmleriyle dalga geçmişler ve filmin yapımcısı olan Tom Six de oynayarak zaten ne kadar billur geçtiklerini bize kanıtlamış oldular... İlk 2 serisini izleyen bunu izlemesin derim...","label":0} {"text":"Western Klasiği gerilim filme iyi serpiştirilmiş ve bir kanun adamının onurunu ön planda tutup mesleki şerefi için yaptıkları western tarzına ayrı bir hava katmış... Kaçırmayın..","label":8} {"text":"gunumuz star wars filmleri icinde en guzel, en derinlikli olan. siradan insanlarin neler yapabileceginin oykusu. ---spoiler--- sirf bir kadinin umudu yeniden yesertmesi, sonunda bir baska kadina umudun emanet edilmesi fikri icin bile izlenesi, sevilesi. ---spoiler---","label":7} {"text":"Elim karantina butonunda hazır bekliyor. Not: Umarım geri çekerim izledikten sonra.","label":2} {"text":"Çok sakin geçen bir film bu sakinlik beni içine çekti; filmi gecenin sessizliği ve sakinliği içinde izlemem de buna etki etmiş olabilir, ben sevdim arkadaşlar. Oscar Isaac ve Willem Dafoe harikalar gerçekten.","label":7} {"text":"Film güzeldi görsel efektleri mükemmeldi ama Jurassic World t gibi bol aksiyonlu değildi ilk yarısı güzelken ikinci yarı ağır yavaştı aksiyon azdı bunun için puanım 4/5","label":7} {"text":"bir filme kötü kesinlikle gidilmez denilebiliyorsa önce nedeni belirtilmeli ki insanlarda fikir sahibi olabilsin.temelsiz eleştiri anlamsız değil mi?","label":9} {"text":"hiç tartışmasız aynen bugünde bu mevzular devam etmekte. sadece döneminde değil bugün bile yeniden çevrimi yapılsa gayet güzel bir iş çıkar ortaya..","label":5} {"text":"Ne yalan söyleyeyim ben beğendim. Çok iyi bir film değil ama yerli aksiyon filmlerinden iyi. Filmin eksik yanı yok mu?Var. Özellikle yabancı filmlerden aşina olduğumuz esas karakterin tek başına süper kahraman olması gibi. Hepimiz biliyoruz ki bu tarz yabancı filmlerin tek bir amacı vardır kendi ülkelerinin propagandasını yapmak. Düşünüldüğü zaman bizim neyimiz eksik. Tek görevi bu eksikliği gidermek bile olsa bu görevi çok güzel yerine getiriyor. Filmde sırıtan veya bu da olmamış dedirten bir yanını göremedim. Eksiği gediğiyle yerli imkanlarla yapılması ve üstüne üstlük yaşanmış olaydan uyarlanmasıyla tadında bir iş olmuş.","label":6} {"text":"kitabı okuduktan sonra filmi izlerseniz film her \"kitaptan uyarlama film\" gibi çok sığ geliyor. kitabı okumamış olanlar filmi daha çok sevebilir belki","label":6} {"text":"Giriş gelişme ve sonuç odaklı düşündüğümde 1 yıldızı dahi hak etmeyen bir film çünkü filimde sonuç kısmı yok. Uzun sakallı hocanın bir görevi yoktu. Giriş ve gelişmeyi puanlamak gerekir ise 5 üzerinden 3 alır gelişme kısmı detaylı ve anlaşılırdı lakin sonuç kısmı 1 puanı dahi hak etmiyor. Sonuç olarak filme gitmek isteyen var ise 2 kere düşünsün.","label":1} {"text":"Adamım, demek ki neymiş siyahiler de gay olabilirmiş. Nedenlerine, nasıllarına kafa yormaya gerek yok öyle dediysek öyledir işte. Bu filmdeki rol ile en iyi yardımcı erkek ödülü alınabiliyormuş. Eyvallah eyvallah olmasına ya abartılı anne rolünü oynayan kadına neden en kötü oyuncu ödülü verilmemiş. Derinliksiz, yeniliksiz, sıradan bir süre sonra tek bir kişinin bile anımsamayacağı Tv filmi kıvamında bir filmimsi... Kimse homofobi falan da demesin çünkü bu film asıl eşcinselliği anlatamadığı için değersiz... Çocuk ergen psikolojisi desen değil. Eşcinsellik hikayesi desen değil. Değil bu izlenebilir bir film hiç değil... 30/100","label":6} {"text":"Tribal hotel.. \"Unutamadigim bir sahnesi\" olan nadir filmlerdendir.. ;) Eloise karakteri cok basarili.. Soundtrack ise basli basina bahis konusudur..! Mel Gibson a ragmen izlenebilir.. Eklemeden gecemeyecegim kendisinin bu film hakkinda yaptigi yorum soyledir : \"I thought it was as boring as a dog's ass..\"","label":7} {"text":"Erotik desen değil romantik desen değil dram desen oda değil neydi acaba, ilk 1 saat filan film bayağı meraklandırdı nolucak acaba filan derken birde baktım hiçbirşey olmadan film kötü bir sonla biti vermiş kitabını okumadım ama çekilme amacınıda anlamadım birşey anlattığıda yok zaten bir tek oyunculukları beğendim onun dışında git xhamstera gir porno izle yada git 70li yılların sex komedi filmlerini izle hem gülersin hem daha çok tat alırsın eminim 2 saatını bununlu ziyan etme.","label":7} {"text":"39 yaşındayım, bu yaşıma kadar izlediğim en kötü şey. Film demiyorum çünkü bence film kategorisine girecek bir yapım değil. Tamam emeğe saygı ama, karşılığında bizde para veriyoruz bir yere kadar yani. Yazık çok yazık.","label":0} {"text":"Saçmasapan bir film olsa da çok fazla yerde güldürdü. Aileyle izleme hatasına düşmeyin derim.","label":6} {"text":"Çok başarılı bir savaş belgeseli. Irak'ın, Kuveyt'i işgal ettikten sonra ateşe verdiği petrol kuyularını, bunun doğaya yaptığı katliamı, çevrede yaşayan insanlara olan etkisini son derece başarılı çekimleri ve opera müzikleri ile karşımıza çıkarmıştır. 50 dk nasıl geçti anlamıyorsunuz bile. Ve video bittiğinde, insanoğlu bu dünya'yı gerçekten hak ediyormu sorguluyor insan.","label":8} {"text":"7 kişi karantinaya almış.. Yapmayın arkadaşlar.. Son derece akıcı, atmosferi son derece etkileyici bir film.. Mitolojiden hoşlanmıyor olabilirsiniz, mesela Tanrı'lara dua edilmezse Tanrı'ların yok olacağı repliğinden hoşlanmamış olabilirsiniz ama karantinaya alacak kadar da kötü bir film değil..!10/7,4","label":6} {"text":"filmi resmen çorba etmişler 1 ve 2 deki gibi değildi oyuncu kadrosu çok iyi olması çok az da olsa izlenebilir hale getirdi ama çok fazla abartılı sahne vardı","label":3} {"text":"Tabi değerlendirmeden önce amerikan yakın tarihini anlattığını ve bu dönemdeki zenci-beyaz ayrımının daha doğrusu siyahlara 2.sınıf insan muamelesi yapmanın boyutlarını gösteriyor bize the butler bunu da beyaz sarayda 30 yıldan fazla çalışıp,8 farklı amerikan başkanına uşaklık eden cecil gaines'in gözünden yapıyor teknik olarak fena bir film değil anlattığı konu güzel ama daha etkileyici ve vurucu işlenebilirdi ve de işlenmeliydi yinede kötü diyemem özellikle başroldeki oyuncunun performansı çok olumlu..","label":6} {"text":"İzlenmese de olur.Hatta izlenmese daha iyi olur 4/10","label":3} {"text":"İlk filmden sonra hayal krklığına uğratıyo...Basit olmuş bi tek oyunculuk iyi ama gerçekten eğlenceli bi film yine...10/7 bu sefer favorim diil...","label":6} {"text":"Yer yer sıkıcı olmuş. Dublajda Batman'ın seslendirmesi miğde bulandırıcı. Harvey Dent karakteri son 45 dk zorlama olmuş. Toplumsal mesaj falan onları geçersek Joker filmi kurtarmış. IMDB nin fazla abarttığını düşünüyorum 7/10","label":6} {"text":"bu müthiş kadroya bu kadar sıkıcı bir film hiç olmamış. Vakit kaybı.","label":0} {"text":"aynı isimdeki romanında uyarlanmış olan filmde batılılaşma adı altında ahlaki ve karakteristik deformasyona uğrayan kişiliklerin acınası durumu işlenmektedir. Fakat malesef gerek kötü oyunculuk gerek kötü senaryo gereği filmin vasatın altında kaldığı kanaatindeyim. Gerçekten kitabında da böylemi merak ettim. Yani adam evinde tecavüz etmeye kalktıktan sonra hala onunla neden konuşur ki bir insan? ve orada kalmaya devam eder? filmde beğendiğim sadece iki nokta oldu biri Mebrure ile Nadir'in batıya olan özentiliği eleştirdiği, çarşıda yürüdükleri o 3-4 dakikalık kısım birde saz semaisi yapılan sahne.","label":2} {"text":"Bu film Part 1 bu filmin birde Part 2 si var. Toplamda 4 saat. Bence mukemmel bir yapıt tavsiye edlir.Neden bu kadr duşuk puan verildiğini ise anlamadım. Not : vincent Cassell inanılmaz bir oyunculuk sergilemiş.","label":8} {"text":"orta ve alt sınıfın arasında kalmış bir ailenin, ailesizliğinin hikayesi. şu sıralar MUBI'de izleyebilirsiniz.","label":6} {"text":"Güzeldi. Anlatmaya gerek yok öncekileri izlediyseniz bunu da zaten izlersiniz.","label":7} {"text":"Dikkatli bir şekilde izlerseniz, filmin içindeki filmlerden tutun adamın çantasının köşesine iliştirilmiş Banksy karikatürüne kadar her şey ayrı ayrı temalarla ayrı ayrı şekillerde izleyiciye gönderme niteliğinde. Yalnız Carax, Haneke, Gaspar Noe veya Ruben Östlund gibi tektipleşme, yalnızlaşma ve modernleşmeyi sert bir şekilde yüzümüze vurmuyor.","label":7} {"text":"----sinemasever arkadaslar ---------internetten orijinal dvd satisi yapiyorum...bu da dükkanimin adresi, fiyatlar piyasanin neredeyse yarisi, ziyaret ederseniz sevinirim: http://dukkanlar.gittigidiyor.com/tugruldonmezDVDSTORE/ mailim:tugruldonmez@gmail.com","label":7} {"text":"Bence oldukça güzel bir film Gelecekte dünyamızın nasıl olacağını anlatıyor Oyuncular oldukça başarılı[spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"ahahaha cok komikti yaa a","label":7} {"text":"Eli Roth u tanımamıza vesile olan film. Başarılı bulduğum bir film. Hostel serisinden daha çok severim. Irkçılık göndermesi çok matraktı...","label":9} {"text":"Ben bir film eleştirmeni değilim ama işlenen konu güzeldi.Insanlara dokunan bir oyunculuk.Gidilebilir ve izlenebilir.","label":7} {"text":"Son zamanlardaki en güzel Türk yapımı film. Senaryoda oyunculuklarda çok iyi. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim","label":7} {"text":"ortasına kadar inanılmaz durgundu her şey bi an da gelişti ama tom hardy'i venom olarak görmek hoşuma gitti. ayrıca DC'ye 'kryptonite' göndermesi yapılması güzeldi. bitişten sonra ki animasyonlu kısma bi anlam veremedim.","label":6} {"text":"Fransa yapımı tüyler ürpertici bir gerilim.Türünün iyi ve başarılı örneklerinden biri.Tavsiye edilir.Kamera kullanımı oldukça başarılı ve güzel çekimler var filmde.","label":6} {"text":"Yazının sol tarafında yazının ilgili olduğu filmi belirten afişte sorun var. İlgili sayfaya yönlendirilmemiş. Site yöneticilerinin bilgisine.","label":7} {"text":"Bir an filmdeki tüm oyuncular ölecek sandım ; gerçi çok da farklı olmadı. Biz Türklerin yaptığı güzel kurgusu olan bir aksiyon filmi ama şöyle bir sorun var ki ; sahneler arası geçişler ve abartılan oyunculuk, replikler.. filmi mahvetmiş. Filmde kan görmekten, herkesin birbirini öldürmesinden sıkıldım. Cüneyt ARKIN bile kurtaramaz bu filmi.","label":6} {"text":"bu son olsun.","label":7} {"text":"Film, Bosna dramına etkileyici anlatım ve gerçekçi bakışla yaklaşmasına karşın yeni birşey söyleyemiyor... Zayıf düşen insanı ayakta tutabileceken önemlişey: yaşamaya programlı insanın, kendinden daha zayıf bir varlığın kendisine muhtaç olduğunu bilmesi. Filmde bu doğru iki kez kendini anımsatıyor..","label":6} {"text":"türk sinemasını yüz akı filmlerinden kesinlikle ... zebercet karakterinin psikolojik bunalımı inanılmaz işlenmiş ... filmi izlerken zebercet karakterinin yerine kendinizi koyuyor , yaşadığı bunalımı sizde yaşıyorsunuz ... sonu ise insanda dumur etkisi yaratıyor ... macit koper in usta işi performansınıda unutmamak gerekir ... zebercet karakteriyle harikalar yaratmış ... yönetimi,senaryosu,müzikleri,oyunculukları,psikolojik analizleri :) kısacası herşeyiyle oldukça başarılı bir film Anayurt Oteli ... izlenmesi gereken bir türk filmi ... 10/8 ...","label":7} {"text":"Bir hayalin gerçek oluşu ve gerçekleşen hayalinden korkan insanlar. Bu sorunsala cevap verecek bir film birgün çekilecek mi bilmiyorum. Makinaların dünyayı ele geçirişi pek özgün bir senaryo olmasa da iyi yapım ve oyuncularla çerez türünün halay başıdır benim için. Bilim kurgu seven arkadaşlara tavsiye olunur.","label":6} {"text":"Güzel bir ayrılık filmi. Özellikle erkek karakter filmi kanepenin üzerinde geçiriyor. Çok hoş olmuş.","label":7} {"text":"Uyuyana Kadar (Before I Go to Sleep) Geçirdiği bir kaza/saldırı sonucu hafızasını kaybeden Christine Lucas (Nicole Kidman), her yeni günü sil baştan yaşamak durumunda kalan bir kadındır. Kocası Ben Lucas (Colin Firth) yakınlardaki bir okulda çalışmaktadır ve her sabah karısına başından geçenleri anlatmak durumdadır. Diğer yanda ise her sabah Christine arayıp kim olduğunu hatırlaması için ona yardımcı olan doktoru Dr Nash (Mark Strong) var. Dr Nash ile yaptıkları çalışmalar üzerine Christine, yavaş yavaş bazı olayları hatırlamaya ve sorgulamaya başlar. Evet biliyorum, içinizde ben bu tarz film seyrettim diyenleriniz var. Haklısınız da bu tarz filmler var; ama onlarda Nicole Kidman yok. Zaten bu filmin tek artı noktası da kendisi. Filmi bir arada tutan tek isim demek yanlış olmaz. Senaryonun eksikliklerinden ya da ekrana tam olarak yansıtılamamasından kaynaklı bir çok kopukluklar var. Film bir bütün olarak karşımıza çıkamıyor. Verilmek istenen gerilim noktalarında ise filmin başından beri sürekli salya sümük gezen Nicole Kidman var. Hafıza kaybı yaşayan bir kadın her gün anlık olarak bazı şeyleri hatırlıyor mu tam olarak anlamıyoruz. Hatırlamıyorsa hatırlamadığı, daha da önemlisi anımsamadığı şeyler için nasıl üzülüyor ya da hiç tanımadığı kocasına nasıl seni seviyorum diyebiliyor. Diyelim ki bir nokta gözünün önüne geliyor bir sahne, sahne olmasının ötesinde elinde bir şey yok, bir duygu yok; ama nasıl oluyorsa hüngür hüngür ağlıyor. Şöyle düşünün hafızanızı kaybettiniz ve birisi çıkıp karşınıza diyor ki ben senin eşinim. En basitiyle cevabınız ne olurdu? Sarılıp ah benim canım demezsiniz herhalde. Her gün yeniden yerine gelen bir hafıza olduğunu düşündüğünüzde de filmin sonuyla tam bir çelişki doğuyor. Sizi bilmem; ama ben her şeyde ağlayıp duran bu kadına pek inanamadım bu nasıl bir hafıza kaybıdır çözemedim. Çözebilen varsa bir zahmet bana da anlatıversin. Filmin sonu ile ilgili de bir çok sorum var, var olmasına da buraya yazarsam filmin finalinin bir anlamı kalmayacak. Hafıza kaybı/ amnezi denilen olayla daha önce kısa bir karşılaşması olan bendeniz bir gün boyunca geçirdiği bir kazadan sonra annesine her beş dakikada bir ne olduğunu anlatan biri olarak bu işin gerçekten de sabır işi olduğunu söylemeliyim. Her gün aynı şeyleri anlattığınız, her gün yeni bir krizle karşınıza çıkan bir insanla yaşamak kolay olmasa gerek. Amnezi denilen bu hafıza kaybının bir çok nedeni ve türü içinde filmde anlatılanı sanırım en korkunç olanı. Film Memento ile karşılaştırma yapacaklar arkadaşlara küçük bir uyarı Memento ile Ghajini karşılaştırması daha iyi olur. Uyuyana Kadar bir tık farklı bir film. Filmin oyunculuklarına gelirsek Nicole Kidman dışında Mark Strong'dan Anna filmindeki performansı bekliyorsunuz (benzer roller); ama senaryodan mı yönetmenden mi bilemedim o etkili psikiyatristi ben göremedim. Filmi Anna psikolojisi ile seyrettiğimden midir nedir Mark Strong biraz harcanmış gibi geldi bana. Diğer yandan The Railway Man'in ardından Nicole Kidman ve Colin Firth ikilisinin uyumuna diyecek bir sözüm yok. Uyuyana Kadar IMDB'den 6,2 puan almış. Anlaşılan bazı noktalara tek takılan ben değilim.","label":5} {"text":"Aileni kaybettiğin gün Kıyametin geleceği gündür. Bu yüzden: Ne olursa olsun Aileyi koru. Film sizi sevmiyor. Hiç hem de.","label":5} {"text":"Muhakkak bu filmi izleyin ve izlettirin. Bazı şeyleri kaybetmeden değerlerini hepimiz anlayalım diye. Rüçhan Çalışkur çok başarılı. 10 puan.","label":8} {"text":"Şaşırtıcı derecede iyi bir dram.Adeta hapis hayatı yasayan kadınların öyküsünden yola cıkan film çarpıcı bir biçimde sunulmuş.Senelerce devam eden iç ve dış kaynaklı mezalim izleyiciyi rahatsız etmeye calışmadan yansıtılıyor .Anlatının provokasyona yol açmaması,herhangi bir çağrıdan uzak olması filmi fazlasıyla samimi yapıyor.Nelson Mandela’nın sözüyle açılan epigraf da cabası...","label":7} {"text":"Bdsm, mazoşizm, köle sahibe içerikli güzel bir film. Tabi herkese hitap etmez.","label":7} {"text":"Başlangıçta çok durağan ilerleyip, kasvetli ve etkileyici bir hava içeren bir yapıt olmuş. Bazı sahnelerde hayalet çocuklar çok gereksiz bir şekilde kameraya yansıyor. Diğer lüzumsuz özellik ise gereksiz yere kameranın şiddetle sarsılması seyirciyi gereceği düşünülmüş heralde kamera sarsıntısı ama olmamış. Klişe sahneler çok çok fazla, filmi izlerken düşündüm ki her ne kadar farklı bir konuyu ele alsalar oyuncular farklı olsa da korku filmleri artık birbirinin kopyası olmaya başladı. Çok küçük nüanslarla korku filmleri daha iyi veya kötü olabiliyor. Evin ablasının korumacı ve olgun tavrı hoşuma gitti, zaten evde bi tek normal kişi de oydu. Evin babası sinir krizi olayını iyi canlandırmış. Filmin türü bence korku değil olsa olsa gerilim filmi olabilir. Genel itibariyle kötü bir korku filmi olarak seyretse de son sahnesiyle biraz olsun orta seviye bir film olabilmiş.","label":6} {"text":"Girişi, gelişmesi, sonucu belli olan bi romantik komedi izleyelim dedim. illa izleyebileceğimiz bi hikaye vardır diye düşündüm. Ama yokmuş, çok boşuna yapılmış bir film, yapımcılara bu filmleri yapmaya nasıl ikna edebiliyorlar aklım almıyor.","label":2} {"text":"Japon sinemasinin en büyük canavari dogudan sikilip batiya Amerikaya çoluk çocuga karismak için göç etmesini :) konu alan 100metrelik bir canavarin dansöz kadar kivrak oldugu, eski asklarin canlandigi, eski metro hatlarinin Jurasi parka döndügü oldukça klise yer yer saçma bir fantastik aksiyon filmi.","label":5} {"text":"Küfürleri biraz sizi yanınızdakilere utandıracak şekilde fazla cinsel öğe içeriyor. Güldürme ve hüzünlendirme konusunda başarılı. Senaryo da orjinal. Ama küfür ve cinsellik olmadan komedi olmaz algısı bu filimde de vardı malesef.","label":6} {"text":"Tek kelimeyle harika bir filmdi. zaman zaman hüzünlendirdi zaman zaman gülümsetti. Karakterler tek kelimeyle harika kurgulanmış.","label":9} {"text":"Son yılların en özgün yapımlarından biri.Aynı anda hem eğlendiren,hem hüzünlendiren hem de düşündüren,benzerine rastlayamayacağınız unutulmaz bir deneyim.","label":7} {"text":"Aşka varana kadar insanin kendi özünü keşfetmesi ve hayvani yönünün, kötü anlamda kullanmıyorum burada hayvani kelimesini, aslında ne kadar hayvanlara yakın olduğumuzu ruhumuzun onlara ne kadar yakın olduğunu hatta onlarla bir olduğumuzu ve içimizdeki ne kadar asosyalde olsak fiziksel olarak tam olamasak da zihnimizin bir köşesinde ozumuzun o masum, saf hayvanı ozumuzun bulunduğunu bizlere müthiş bir görsel şölenle gösteren bir film. Kadını asosyal olarak gördüğümü söyleyemeyeceğim. Burada aslında cevresine göre farklı bir karakter izlemiş olsak da asıl olan kadının ne kadar temiz dünyadaki hiç bir kodlamaya hiç bir etiketlemeye maruz kalmamış içinde barindirmiyor oluşu. Onun yolculuğu onun gibi olan bir tanidik bulmasıyla hızlanıyor sadece ve ortaya mükemmel bir senaryo çıkıyor. Mutlaka izlenmeli.","label":8} {"text":"bir kaza sonucu çıkan yangında kadının 'marka' çantası için üzülmesi çok iyiydi..","label":7} {"text":"çok zevkli bir film izlerken insanın canını sıkmıyor..","label":7} {"text":"Kitaptan uyarlama filmin ilk puanları epey yüksek geldi. Roman yazarının aynı zamanda filmin yönetmeni ve senaristi olması da ayrı bir detay.","label":6} {"text":"ilki daha güzeldi, en komik sahneler zaten fragmandakiler...","label":5} {"text":"Tamam gerildim, klişe bir senaryo gerçekten farklı bir bakış açısıyla değerlendirilmiş o da güzel.. ama bir şeyler eksikti bu filmde.. baharat gibi birşey..:) Ben Foster gerilmemin birinci sebebi sanırım, o bakış, duruş.. robot gibi adam abi :) Onun dışında gerilmemize yardımcı olan makyajlı abilerimiz var, karanlık şöminemsi ışıklar :) ee daha ne olsun.. hani şimdi bu kadar da üstüne gittiğime bakmayın izleyecekler için vakit kaybı olmayacaktır bu film. Blu Ray kıvamında rahatlıkla izleyebilirsiniz efenim..","label":6} {"text":"Cem Gelinoğlu'nu ilk olarak Ali Kundilli 2 filmini sinemada izlemiştik ve çok gülmüştük.1.ci filmi niye izlemedik demiştik oda güzeldi sonradan izlediğimizde.Şansımı Seveyim tek kelimeyle müthiş ötesi idi ve kendisinden yeni filmler bekliyorduk.Aykut Enişte çıkınca daha önceki filmlerini sevdiğimiz için bunada hemen gittik ve çok beğendik.Muhteşem bir film olmuş ailecek izlenecek gülünecek eğlenecek filmlerden olmuş.Cem Gelinoğlu bence çok başarılı bir komedyen olarak devam ediyor.Kendisinden yeni filmler bekliyoruz bu arada Aykut Enişte 2 gelmelidir","label":8} {"text":"Puanını hakeden bi film :) Sadece diyaloglarda ufak tefek sıkıntılar var fakat rahatsız etmiyor :) 10/7+","label":7} {"text":"Ailecek keyifle izledik sinema salonundan kahkahalarla çıktık emeği geçen herkesi tebrik ederim .HARİKA","label":9} {"text":"kemal sunal'ın siyasi yönünün belirgin olduğu, palavra atan, halka bol nutuk çekerek sömürünün dik alasını gerçekleştiren milletvekilliği rolü ironik bir şekilde anlatılıyor. film aziz nesin'in ölümsüz eserinden esinlenilmiştir. filmin önemli bir özelliği de hikayenin geriye dönük bir şekilde anlatılmasıdır, zübük'ü araştırmaya gelen gazeteciye otobüste amca zübükzadenin kasabadaki ilk hallerine anlatmaya başlar, bu yönüyle bu film kemal sunal ve klasik yeşilçam filmlerinden ayrılır.","label":9} {"text":"film sıkıcı olabilr ama oyuncuların performansı iyiydi..","label":7} {"text":"Senaryosu, Gregory Weidman ve Geoffrey Tock tarafından yazılan “In the Shadow of the Moon”, Jim Mickle’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama… Prömiyeri, 21 Eylül 2019’da Fantastic Fest’de yapılan ve 27 Eylül 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil… O nedenle bizde, “bilim kurgu”, “neo – noir”, “aksiyon” ve “gizemin” her birinin, kimi zaman ayrı ayrı kimi zamanda kol kola bir bütün olarak servis edilmeye çalışıldığı bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun için de, baş rollerdeki Boyd Holbrook (Thomas) ve Bokeem Woodbine (Maddox) ile “Die Hard” serisinde, Bruce Willis ile ortakları Reginald VelJohnson ve Samuel L. Jackson’ın canlandırdığına benzer bir karakter yapısıyla kurgulanan filmin (ki, gördüğümüz kadarıyla yurt dışında bunu 80’lerin gözde TV dizilerinden “Miami Vice” daki Don Johnson ve Philip Michael Thomas ikilisiyle ilişkilendirenler de var) ayrıntılı incelemesine geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, “Düşük bütçeli Netflix filmlerine karşı herhangi bir alerjimiz yok ama hiç değilse başrol karakterinin makyajından tasarruf etmeseydiniz” dediğimiz filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… “Neo – noir”dan ciddi esintiler de taşıyan ilk bir saatlik bölümü ilgi ve merakla izlenen film, bu süre tamamlanır tamamlanmaz sanki bu bir eşikmiş gibi kafanızda olan bitene (ve tabii olacaklara) dair şimşekler çakmaya başlıyor… Böyle olunca da, o andan itibaren de “gizemin” önündeki ilk perde ortadan kalkmış oluyor… Aslında ikincisinin kalkması için de çok fazla beklemeniz gerekmiyor… Zira bir 10 – 15 dakika sonra onu da kolaylıkla tahmin ettiğiniz gibi arkası da geliyor… Yani “Kim, kimdir?” yahut “Kimin eli kimin cebindedir?” gibi soruların tamamının yanıtlanmış olması nedeniyle artık filmde sizin için ucuz bir “bilim – kurgu” ve kuru bir “aksiyonun” dışında merak uyandırarak ilginizi çekebilecek çok da fazla bir şey kalmıyor… Peki, bunlar çok mu olumsuz etkiliyor filmi? Eğer 90 dakikada da tamamlanabilecek bir filmi, hikâyeye ciddi bir katkısı da olmayan duygusal sahneler ve boş konuşmalarla gereksiz yere uzatarak 115 dakika olarak çekmeseler ve Locke’u (Boyd Holbrook) adam gibi yaşlandırabilselerdi elbette değildi… Özellikle de Locke’a, Noeller de ve yıl başlarında AVM’lerde çocuklara şirinlik yapan Noel babalarınkine benzer bir biçimde yapılan ve tutsan elinde kalacakmış gibi duran şu saç – sakal makyajı neredeyse hiç olmamış… Zaten filmi izleyen hemen herkesin ilk takıldığı ve dikkat çektiği nokta da bu olmuş… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak (ilk bir saatlik bölümün hatırına) 2 değil de 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, çok fazla beklentiye girmeden (uykusuz bir gecenin sabahına doğru) “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 10 Ekim 2019 günü saat 02.48’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":4} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en güzel filmdi. Bu filmi izlerken ağlamamak mümkün mü bilmiyorum, ben göz yaşlarımı tutamadım.","label":8} {"text":"Her seride acaba ne kadar abartabilirler diye düşünüyorum hiç şaşırtmıyorlar. Sonunu bu şekilde beklemiyordum oldukça şaşırttı. Ayrıca filmde hikayelerin birbirine bağlanması izleyiciye hatırlatılıp aktarılması güzel olmuş.","label":6} {"text":"Nedene, sebebe, bahaneye gerek var mı? Böyle bir şeyi yapabilmek için kimsenin haklı bir gerekçeye sahip olabileceğini düşünmüyorum. Yönetmen de bunları düşünerek, bir nedenin arkasına sığınması/saklanması gibi bir düşünceyi, en düşük olasılığı bile, insanların kafasına sokmadan ortadan kaldırmış olabilir. Gerim gerim gerildiğim, film boyunca dudaklarımı kemirip kopardığım bir film oldu. Klasik bir Denis filmi. Psikolojik gerilim konusunda bu adam ilerde çok daha iyi işler yapacaktır. Şu ana kadar yaptıklarıyla yetinmek zorundayız. 90/100","label":8} {"text":"Aksiyon sahnelerin akıcı olduğu sıkmayan bir film fakat bazı gereğinden uzatılmış sahneler yok değil. Yine de kendisini izlettiriyor.","label":7} {"text":"Klasik bir kabadayı hikayesi olduğunu baştan belirteyim. Çekim tekniklerinin sıradan bir filmden farkı yok. Beklentim yüksekti ancak bütçeden kısmışlar gibi görünüyor. Oyunculuklar iyiydi fakat hikayenin daha derinlemesine anlatılmasını beklerdim. Ortalama bir film.","label":5} {"text":"arkadaslar esaretin bedelinden sonra hop oturup hop kalktigim en iyi kacip filmi diyebilirim cok guzell bu filme diyecek laf yok russell yine super oyunculuk sergilemis siddetle tavsiye ediyorum 10/10","label":9} {"text":"Değişik konusu var,zaten çabucak bitiyor kötü bir yanı yok ama senaryo daha fazla zenginleştirilebilirmiş bence ama yinede iyi","label":6} {"text":"Tam bir ters köşe film komedi korku beğendim ilk kez adam akıllı ama butcesi biraz dar iş belli ama filmi izleyenlerin gönlünde bir tat bırakıyor","label":9} {"text":"Buram buram romantizm...","label":9} {"text":"Arnold Schwarzenegger ile güzel bir aksiyon/korku olmuş izleyin derim 10/8","label":7} {"text":"bu filmde o kadar çok şey vardı ki ve bunlar o kadar güzel sunulmuştu ki gerçekten nefisti bence. mesela kadının kocası adamı nasılsa gelecek diye tren garında bekliyor, sonra adama nasıl gidiyordun diye sorduklarında otobüsle diye cevap vermesi çok basit görünen bir nokta ama oradaki surat ifadeleri de her şeyi anlatıyordu. ölmeden önce izlenmesi gereken ilk film bile olacak utanmasa.. tüyleri diken diken eden ama sadece bir kere etmeyen bir film. Racing futbol takımıyla ilgili olan sahneye olayın gidişi ve o sahneler ve stada geçiş görüntüsü ile başlıyor filmin ortalarında, sonlarında vurmaya devam ediyor, bitmiyor bir daha vuruyor. Sonra birisine anlatırken bile tüylerimi diken diken buluyorum. bu film bence inanılmaz ve bu filmi beğenmeyen birisi olabileceği aklıma gelmiyor.","label":8} {"text":"Bu adam, bi şekilde tüm filmlerine sizide dahil ediyor. Gene bende sevindim bende üzüldüm.","label":9} {"text":"Herkes başyapıt derken bu filmin 7.3 puana sahip olması bana garip geliyor. Civil War'a 80 üstü verenler 60-70 civarı puan mı veriyor yani nedir? 80 üstü puanları böyle filmlere verirken elleri titriyor insanların, ama ağır hollywood sempatizanlığından 80 ve üstü puanlar her türlü amerikaya kolayca verilebiliyor. Ben burayı anlayamıyorum ve anlayamayacağım sanırım.","label":8} {"text":"Andrew Garfield çok daha iyi bir Spider-Man. Buradaki Spider-Man, önceki seridekinden daha doğru bir yaklaşımla yapılmış. Çizgi romanlara yani gerçekliğine uygun. Olay örgüsü müthiş düzenlenmiş. Şaşırtıcı şeyler olabiliyor. Filmde eksik bulmadım açıkçası. Muhteşem filmdi. 98/100","label":8} {"text":"Açıkçası ne yorum yapacağımı şaşırdığım bir film. Diğer filmlere pek benzemeyen bir yapısı var. Bir gencin 3 kişiyi öldürmesi ve sonra da intihar etmesinin nedenlerini anlayabilmek adına birkaç ay geriye dönerek başlayan bir film. Farklı farklı hayatlar var, farklı farklı parçalar. Ve her birinin kendi bünyesinde anlattığı şeyler, düşündüren yerler var şüphesiz ki. Ama bütün olarak bakınca çok da çekilmedi film. Ki sıradan bir filmdeki unsurları seviyorsanız;mesela bol replik, hareket, aksiyon, bütünlük vb. o zaman bu film gerçekten anormal ve katlanılması zor gelebilir. Çok fazla konuşma yok. Ki mesela Bin-Jip'de çok daha az konuşma olmasına rağmen bu film o kadar tat veremedi. Ruh haline, bakış açısına göre çok fazla değişebilecek bir film","label":4} {"text":"kötü bir film değil aslında.. ha çok iyi bi film hiç değil.. al pacino nun yaşlılığını iyiden iyiye hissettirdiğini ve top sakal bırakınca aslında okan bayülgen'e benzediği gerçeğini göz ardı etmemek gerek.","label":6} {"text":"Boş zamanları doldurabilecek orta halli. vasat oyunculuklar içe risinde izlenebilecek bir film. echelon programının kendini upgrade edip tüm istihbaratı ele geçirmedi işlenmiş.","label":6} {"text":"Filmi 3 gunde ancak bitirebildim, o da; ne olur ne olmaz belki izLedigime degen asiri dusundurucu diyaloglar olur diye. Fakat hic birsey yok. Cok sikici.. Gorsellikle birseyler anlatilmaya calisilmis fakat o da basarili degil maalesef. Zaman kaybının karsiligi bu film.","label":0} {"text":"savaş ve aşkı derin izler bırakacak kadar nadir etkileyici filmlerden...filmi çok önceleri izlemiştim ancak geçenlerde yaptığım şehirlerarası bir seyahatte tekrar izleme fırsatı buldum...çok güzel,etkileyici bir o kadar içten9/10","label":8} {"text":"Müthiş, harika ve bir o kadar da özgün senaryo. Aynı çatı altında bu kadar düşük bütcelerle böyle filmlerde yapılabiliyormuş dedirttiriyor insana. Özellikle savaş ve drama filmi olunca insan ilk bir adım geriden bakabiliyor filme lakin izlemeye başladığın ilk dakikalarından itibaren seni buram buram içine cekiyor, müzikleri harikulade idi.","label":8} {"text":"Bi bok anlamadan sevdim bu filmi.","label":8} {"text":"Film, sahne sahne harikayken, efektleri takdire şayanken, Klişelikten neredeyse 1 saniye dahi kurtulamayan bir senaryoya sahip. Tom Cruise'un oyunculuğunun kötü olduğu kısmına katılmıyorum, ancak çok daha stabil karakter oyunculukları olduğu da ayrı bir gerçek. Yalnızca 1 kere sinemada, 1 kere de DVD'de izlemiştim. 7 sene geçmiş olmasına karşın, Tom Cruise'un, uzaylılarla ilk karşılaşmasından, evine gidip tuvalete girmesiyle biten sahneler dizisindeki performansı saniye saniye aklımda. Bunun haricinde, klasik holywood kaçışları, Dakota Fanning'in tüyler ürpertici çığlıkları, sadece kahramanlarımızın kaçışı için tasarlanmış film seti de filmin sundukları arasında. İzlememek büyük kayıp değil iken, bu temayı sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir film. 69/100 Saygılar","label":4} {"text":"filmin müziklerini çok çok beğendim. pamela ve teoman gerçekten güzel söylemişler. yasemin kozanoğlu filmde çok da iyi oynamasa bile o masum duruşu kendisini kurtarıyor. teoman ve okanın oyunculukları iyi seviyedeydi.değişik bir senaryosu var gittikçe kendine bağlıyor. müziklerle birlikte gerçekten romantik sahneleri var. güzel izlenmesi gereken bir film diye düşünüyorum.","label":9} {"text":"Film o kadar hızlı ki ne olduğunu anlamadan bitiyor. Keyifli vakit geçirtecek Popcorn filmi. Hikaye ve mantık aramadan izlerseniz keyifli.","label":7} {"text":"Müziklerin sahnelerle uyumu harikaydı, özellikle Ed kartları Harry 'e açtıktan sonra çalan \" I wanna be your dog\" parçası.. Guy Ritchie izlerken beklentinizi en yüksekte tutun, hayal kırıklığına uğramamanın hazzını yaşamak için..","label":8} {"text":"Kamera bir katil; kaydettiği her anı öldüren...","label":7} {"text":"Keyifle izledim sıradışı sürükleyici şiddetle tavsiye edilir bol gişesi olsun emeği geçenlere ve finall beni neden sevmediniz lannn ✌️👌✌️","label":9} {"text":"Aksiyonuyla senaryosuyla dönemine göre güzel. Kusursuz bir soygun planı ve ani gelişen olaylar neticesinde kendisini bitmek bilmeyen bir kovalamaca olayı. Yer yer günümüz aksiyon sahneleri aratmayan bir özelliği var ve bunu sevdiğimi söyleyebilirim. Filmdeki tek olumsuz nokta biraz uzun olması bu da ister istemez sıkma potansiyeline sahip. Ama yinede keyifle izlenebilir.","label":6} {"text":"Aşkın çirkin yüzü... film bitince aklımda dönen tek şey bu cümleydi. İzlerken o gergin havadan, belirsizlikten, süprizlerden çok zevk aldım. Eminim filmi izleyen bir çok sinemasever de bana katılacaktır. Son olarak, Fransızlar daha çok film yapsın, hep film yapsın, daima film yapsın.","label":7} {"text":"Uzak Doğu filmleri bana göre değildir normalde. Senaryo, kurgu ve karakterlerin oyunculukları bana çok itici gelir. Ama Parazit bir istisna oldu izledikten sonra. Senaryo açısından çok başarılı bir yapım var elimizde. İzlerken insanı sıkmıyor ve sonunu merak ettiriyor. Finaliyle de fakir ve zengin arasındaki o ince çizgiyle ilgili güzel bir mesaj veriliyor. Etkileyici gerçekten. Hemde koskoca filmin nerdeyse tek mekanda geçmesine rağmen insanı bir gram sıkmaması yönetmenin büyük başarısını bize gösteriyor. Kısaca izlenmesi gereken içinde güzel mesajlar barındıran bir kore yapımı. Nokta","label":8} {"text":"Çok güzel, eğlenceli bir spor filmi, izleyin pişman olmazsınız ;)","label":7} {"text":"Nasıl böyle bir hata yaptım Alexander Skarsgård var diye Mia Goth izlemek zorunda kaldım inanamıyorum. Cahildim dünyanın rengine kandım gerçekten. Mia Goth inanılmaz itici bir oyuncu izlerken böylesine rahatsız olduğum çok az oyuncu var üstelik bu yakın zamanda Pearl filmini de izlemiştim. Filme gelirsek bence güzel başladı meraklandıran tekinsiz bir ortam var. Derken derken ne olduğunu anlamadan saçma sapan şeyler olmaya başlıyor. Bir ara Gaspar Noe filmi izliyorum sandım renk oyunları ışıklar falan.. Sonra film o kadar dağıldı ki yönetmen toparlayamadığı için şaşkın başrol sahilde öylece kalakaldı. Ezcümle vakit kaybı.","label":4} {"text":"Uzun zamandır böyle huzur veren doğal soluksuz bir film izlememiştim.","label":8} {"text":"Bu filmi izlemeye başladığımda bu kadar etkileneceğimi hiç düşünmemiştim. Sanırım en zor olanı sevdiğin birinin gözlerinin önünde hergün bir adım daha ölüme yaklaştığını bildiğin halde birşey yapamamaktır. Hele bu bir anneyse sanırım daha zordur. Cameron Diaz'ın muhteşem oyunculuğuyla bezenmiş çok kaliteli bir yapımdı. Favorilerime girmeyi başarmıştır. Herkese tavsiye edebileceğim bir film. Filme puanım 10/9","label":7} {"text":"ortalama bir film.Mickey Rourke faktörü var.Aslında kahramanımız Randy nin hayatı daha iyi dramatilize edilebilirmiş.Kızıyla olan ilişkisi iyi anlatılamamış.Geçiştirelim, demişler sanki.Ayrıca kamera açılarını, çekim kısımlarını da pek beğenmedim.Yine de sıkılmadan izledim.(6/10)","label":5} {"text":"Hiçbir zaman ezik olmadım, hiçbir zaman da ezmedim. Empati yeteneğim de vardır ama sıkıldım.","label":2} {"text":"Modern Times tadında bir kısa animasyon filmi \"More\". 7 dk da yanlızlığı, umudu, kazanmayı ve kaybetmeyi, sisteme göndermeler yaparak anlatmış kaliteli bir filmdir. Ayrıca 99'da hakettiği birçok ödülü de almayı başarmıştır.","label":8} {"text":"Abi gerçekten film süper oyuncu kadrosundan ziyade filmin komik yerleri süper :D Mesela şevket çoruhu hep silahlı ve sinirli rollerde izledik ama komedide de üstüne yokmuş heralde :D","label":7} {"text":"Film ayrımcılığa uğrayan zencileri değil çoğunluğun arasında farklı olan ve ötekileştirilen herkesi kapsayan bir film kendi içinde... Kamboçyalılardan, farklı etnik kökenli insanların oluşturduğu bir sınıfın içinde tek başına kalan bir \"beyaza\" kadar... Dolayısıyla en başından bir zenci filmi olma iddası gütmüyor... Daha çok renklerden, köklerden öte herkesin birer insan olduğu farklılıkların sadece görünen farklılıklar yani aşılamayacak kin nefret duvarları olmadığını anlatan bir film.... Yani soykarım da nefretin, önyargı ve küçümsemenin en uç noktası olduğuna ve en net örnek de yahudi soykırımı olduğuna göre; filmde bunun işlenmesi çok da abes olmasa gerek....","label":6} {"text":"Yıllar oldu bu kadar bayılırcasına gülmemiştim. Harika bir senaryoydu, Bahadır Özdener Söz konusu mizahsa onun da en iyisini yaparız demiş gibi hisettim, Onur Tan'ın yönetmenliği yorumsuz. Umarım seri olur.","label":8} {"text":"İlişkiler, bağlılık, cinsel fanteziler ve yalanlar... Doğrusu ilişkilerin böyle birbirine pamuk ipliğinle bağlı olması insanı korkutuyor. Erkeğin sadakat ve cinsellik anlayışı bir kadını nasıl çökertebildiğine tanık oluyoruz. Güzel duyguların katili olan erkekler arkalarında kalbi taş bağlamış kadınlar bırakıyorlar. Herkesin gözü güzelliği arıyor ama kadın sevgisini ve hislerini gömmüyor. Bir insanın iç yüzünü yakından tanımanız o insandan uzaklaşmanıza vesile olabilir, çünkü o insan hayal ettiğiniz kişi olmayabilir. Çok eşlilik cinsel bir fantezi ama beraberinde psikolojisi bozuk kişilikler bırakıyor. Natalie Portman'ın ilişkiye başlarken kendi adını değilde ölmüş birinin ismini vermesi manidar. Sevdiği adam ölüm ilanları yazan birisi. Buradaki hüzünü anlayabilmek gerek.","label":8} {"text":"'Korkunç Bir Film' türünde çok filmler yaptılar ama hiçbiri bu seri kadar tutmadı.. Serinin 4. ncü filminde testere ile ilgili olan bölümler açık ara filmin en iyi sahneleriydi bana göre.. Gişede ses getirmiş filmlere yapılan uyarlamaları komediye dönüştürmek, bu filmler üzerinden bir film çıkarmak ve neticede başarıya ulaşmak kolay bir iş değil.. Özellikle Shaq'ın serbest atışlarda ki performansına yaptıkları gönderme çok iyiydi.. Bana göre seride ilk filmden sonra gelen film budur.. Hatta seriyi sıralamak gerekirse en iyiden kötüye 1-4-2-3 diyebilirim..","label":4} {"text":"Audi RS7 gerçekten güzel bir araçmış. Reklam filimindende anladığım kadarıyla 255.000 Euro fiyatına değiyor..","label":5} {"text":"Hapishane filmi girişiyle başarılı, suç filmi gelişmesi ve sonucuyla izlenebilir bir film. Basit gibi gözüken, yer yer etkileyici sahneler barındıran bir hikaye olmuş. Aksiyonu da abartı değil, dozunda buldum. 6,5/10","label":6} {"text":"Zor işti ama zor kolay, kolay zor. Biz hayatımızda hep zoru seçtik. Bir de ödül geldi. Çocukluk, gençlik sevgilim Gina Lollobrigidanın elinden bir Gümüş Ayı aldım. Tuncel Kurtiz","label":9} {"text":"Hapishane temalı filmleri severler doğru filmde. Pür dikkat kesildiğim ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım bir yapım. Üzerinde titizlikle çalışılmış, abartısız, doğal içten oyunculuklar ve zeki kurgulanmış birfilm. Kesinlikle tavsiyedir..","label":8} {"text":"Oyuncular çok başarılı, görsellik harika, konu su gibi akıp gidiyor. .İzlerken hiç sıkmadı, sanki çabuk bitti, daha uzun olabilirdi.","label":7} {"text":"Bir nevi evde tek başına serisi ile kapışmak maksadıyla çekilmiş sözde çocuk filmi. içindeki hamam böceği ve kusma sahneleri izlerken çoğu yetişkinleri bile zorlar nitelikte diyebilirim.","label":3} {"text":"sevdiği kadınları terkedemeyen ve bunları hatırlamak için her kadının yürüyüşünü hareketini baz alıp bunlardan yeni bir dans figürü geliştiren adamın son sevgilisinin bütün erkeklere verdiği dersi anlatan bir film bravo...","label":4} {"text":"Birbirinden bagimsiz ask hikayeleri , Robert de Niro ve Monica Belluci için izlenebilir.","label":6} {"text":"1944 yılında böyle muazzam film gerçekten inanılmaz. Senaryo, oyunculuklar bir harikaydı. Henüz izlemeyenin çok şey kaçırdığından haberi olsun.","label":9} {"text":"Filmin hikayesi ile ilgili biraz google'da araştırma yaptım. Yerli kaynaklarda iki Osmanlı askeri olarak geçse de, yabancı kaynaklarda bu iki kişinin Afgan olduğu yazılı. Ancak filmin başında gerçek hikaye yazmıyor zaten. Tahminen bu konu da tarihteki birçok olayda olduğu gibi net değil. Filme gelecek olursak, oyunculuklar çok iyi. Ancak o Gişe Canavarı& yok mu ? Ona hizmet etmek adına daha iyi olabilecek bir senaryo ne yazık ki biraz sulandırılmış . Neden ve nasıl Avustralya'ya geldiğine değinilmeden ve filmin sonunda da TEK KARE ile gerçek hikaye gönderme yapılmış. Film bir yerden sonra çok yavaşlıyor ve sizi boğmaya başlıyor. Bitse de gitsek diyorsunuz. Bitiyor ama çıkınca aklınızda kalan tek şey Çanakkale Deniz Zaferi ve Atatürk'ün yazdığı başsağlığı mektubu.","label":3} {"text":"Korku adı altında hiç bir şey yok o niyetle izleyeceksiniz sakın izlemeyin çok durağın ve bayık bir film olmuş","label":1} {"text":"inanılmaz güzel ve çarpıcı bir film her sahnesi çok etkileyici basit bir komedi beklerken kendimi gözyaşları içinde buldum ve robert de niro nun efsane bir oyuncu olduğunu bir kez daha anladım kesinlikle izlenmeli","label":9} {"text":"Bende kitabını okumadan izledim ama filmde bir şeyler eksikti tam olarak aradığımı bulamadım kitabını okuyanlar ne dediğimi anlayacaklardır.Daha iyi olmalıymış dedirtiyor karar sizin sonuçta.","label":6} {"text":"Yöreselliğin bence çok güzel işlendiği, insanların imece usulüyle hala bir şeyler yapabileceğini, günlük yaşantıları zekice komediye dönüştürebileceklerini ve yaşamın iğrenç yanlarının insanın canını nasıl yaktığını çok güzel işlemişler...Biz çok eğlendik...","label":8} {"text":"Christina Aguilera ve cher gibi iki muhteşem ses. harika müzikler ve showlar. müziğe ve dansa doymak istiyorsanız kaçırmayın derim...","label":7} {"text":"yapacağınız filmin ta .... gitmeyin birader bok gibi böyle filmmi olur sadece zaman kaybı korku fln değil","label":0} {"text":"Olaylar çok hızlı ve saçma gelişiyor. Bir anda biri ölüyor üstüne fazla konuşmadan diğeri ölüyor. Bu bana çok saçma geldi. Zaman geçirmek için izlenir fazla bir beklentiniz olmasın.","label":4} {"text":"Eugene karakterine hayran kaldım","label":8} {"text":"Böyle mükemmel oyuncu kadrosu nasıl rezil edilir bir kere daha görmüş olduk. Her sene böyle bir tane ille olacaktı 2021, bu konuda erken davrandı. Kendi içinde güzel eleştirilerle başlayan bir filme gereksiz eklemeler yapılıp konudan hızla uzaklaştığını gördük ki konu neydi diyeceksiniz o da hiç belli değil. Hadi çok zorlarsak reklam sektörü böyleeee moruk yaaaa deriz ama o da çok zorlama olur. Ara ara bir iki yeri 1-2 dklık sekanslar olarak sevmek ve tabii ki filmden bağımsız iyi oyunculuklar izlemek dışında çok da manası yok. Çocuk terorü ise gerçekten gereksiz uzatılmış sahnelerle baydı.","label":4} {"text":"Jackie Earle Haley i sevmeme rağmen, Freddy Krueger rolü ile özdeşleşmiş kült aktör Robert Englund ı, gözlerim aramadı, desem yalan söylemiş olurum...","label":6} {"text":"'Para' nın bizi ne hallere getireceğini gösteren, şahane oyunculuklarla süslü enfes bir yerli yapım...","label":9} {"text":"Harika bir film. Çok önemli, bir konuya parmak basıyor. Bu konuyu irdelerken de sanatsal yanından taviz vermiyor. Kurgu zayıf diyen ve beğenmeyen arkadaşlar iklim değişiklikleri, tarımda gelişi güzel ve kontrolsüz bir şekilde, hiç bir güvenlik önlemi alınmadan kullanılan pestistler, kirli akarsular ve içme suları ile bunların insan sağlığına etkileri deyince oturup bir kez daha filmi izlesinler isterim. Samantha Schweblin'in Kurtarma Mesafesi adlı romanından uyarlanmış; sinematogrofik imgeler, kitabın zihnimde oluşturduğu imgelerle o kadar çok örtüştü ki, çok beğendik diyelim biz de Nina gibi. Çok beğendik.","label":9} {"text":"Bol aksiyon dolu bir film. Dönemine göre iyi efektleri var da diyebilirim. Michelle Yeoh'un en güzel olduğu dönemlerde rol almış olduğu film aslında bir nevi kendisinin bende ayrı yer edindiği filmdir :) . Yaratıcı teknolojik fikirlerinde bulunduğu filmin esas teması, medya gücünün yanlış kullanımı ile birlikte bir dünya savaşının bile tetiklenebileceğidir.","label":6} {"text":"'Once' ve 'Begin Again' filmlerinin yönetmeninden samimi ve sıcak bir gençlik filmi. Zaten yönetmenin tarzını seviyorum. Seksenler harikulade yansıtılmış. Değişik bir müzik filmi izlemek isteyenlere önerebilirim. Film hiç durağan değildi, öyle bir aktı ki sonuyla da gözüme giriverdi. Müziklerinin yanında çekimlerde ve gençlerin oyun performansı da takdir edilesi.","label":7} {"text":"İzlemesenizde olur, pek bir şey kaybetmezsiniz Audrey Taotou için denemiştim ama çokta beklediğim gibi değil","label":4} {"text":"son yorumlara pek katılmıyorum.çok iyi bir film değil ama çokda kötü sayılmaz.vasat denilebilir. bir kaç yer saçma ama izlenilebilir bir film. keanu reevesi seri katil olarak izlemek eğlenceli.oyunculuğu güzeldi. 6/10.","label":5} {"text":"kilisenin yapisini anlamamda yardimci olan bir film. bunun yaninda akici bir öykü. film sonuna kadar heyecani koruyor. ve mükemmel bir son...","label":6} {"text":"Çok kötü bir filmdi. Okçuluğu 2 saatte ustalaşılabilen bir şey olarak göstermesi, Mandarin'e yaptıkları ayıp, Iron-Man ve Ant-Man filmlerindeki Ten Rings olaylarının hiçbir şekilde bahsinin dahi geçmemesi","label":3} {"text":"Bir tarafta ateist ve intihar etmek isteyen bir profesör diğer tarafta çalkantılı bir hayat geçirmiş inançlı bir işçi ve bunları ete kemiğe büründürmüş iki usta oyuncu. Karakterlerden biri siyah biri beyaz. Sanırım böylelikle fikirlerinin siyahla beyaz kadar birbirinden alakasız olduğu temsil ediliyor. Normal hayatımda da bu tip sohbetleri çok severim ve sessizce ilgiyle takip ederim. Filmde tek mekan ve bu iki kişinin sohbetiyle geçince ve ilgi duyduğum bir konu olunca merakla izledim. Filmi tatminkar bulduğumu söylemeliyim.","label":6} {"text":"Yani bence seyredilmeye değer bir film değil. Ben çok memnun kalmadım. Çoğu yerinde sıkıldım.","label":1} {"text":"Eğer bu tarz filmleri seviyorsanız (benim gibi) daha fazla zaman kaybetmeyi hoşunuza gidecektir..8/10","label":7} {"text":"farklı, zekice düşünülmüş müthiş film.. eğlenerek izledim valla.. ayrıca beni çocukluğuma götürdü...","label":6} {"text":"Film yapımı efektleri gayet güzeldi ama hiç izlemeyen yada hatırlamayan birisi olarak çokda hikayeyi anlayabileceğiniz bir film değil gibi . 3D İle görsel olarak gayet iyiydi","label":6} {"text":"Oyunculuklar ve yaşlandırmaların oldukça iyi olduğu, adı geçen tarihsel kişilikler tarafımızdan biliniyor olsa belki siyasal bir söylem de çıkarabileceğimiz filmde, politik hırsa kurban edilen yaşamlarla birlikte bir kadının da kendiliğinden değil kendi için olma mücadelesine de tanık oluyoruz... 70/100","label":6} {"text":"http://www.eksisozluk.com/show. asp?id=29793932","label":7} {"text":"14 yaşına kadar Çamardı bölgesinde yaşamış ve koyun otlatırken kurtlar ile bir çok kez karşılaşmış biri olarak filmi, iki kurt vurulana kadar izledim. Bölge nin şivesi, elti ler arasında ki kıskançlık iyi yansıtılmış. Kurtların ilk saldırısında hava biraz daha karanlık veya fırtınalı olsa çok daha iyi olur du. Ayrıca, Macaristan dan getirildiğini bildiğimdenmidir bilmiyorum ama kurtlar, bana hiç yabani gelmedi ve bölgenin kurtları olmadığı, evcil veya eğitilmiş oldukları çok belliydi. Bunun dışında manzaranın mükemmel olduğunu bilmeyen yoktur. Bu filmin yönetmeni hazır bölgeye alışmışken demirkazık dağına tırmanırken vefat eden bir çok vatandaşın konusunu işleyen bir film çekebilir, tavsiyemdir.","label":7} {"text":"filmi vizyona girdiği ilk gün izledim... ilk filmden çok daha iyiydi..özellikle ışın kılıcıyla yapılan aksiyon sahneleri çok başarılıydı..kylo ren hakkında daha çok şey öğreniyoruz..lüke skywalker filmde kilit roldeydi..çok beğendim..","label":7} {"text":"izlenmesi geren bir gerilim...","label":7} {"text":"ben coookk eğlendimm acaip güldümm..güvercinler ve hamster bi harikaa :D","label":8} {"text":"Kadınlar sahip çıkıyor \"İstanbul Sözleşmesi yaşatır\" diyor...","label":6} {"text":"Kötü oyunculuk, anlamsız diyaloglar, mantıksız hareketler ancak çok iyi ve orjinal dövüş sahneleri. 70/100.","label":6} {"text":"filmi cok sey anlatıyor . aşkı sevgiyi anlatıyor bize . herkein gitmesi gerek ama keşke birazdana uzun olsaydı . devamını bekliyoruzz","label":9} {"text":"Bel altı , argo, seksüalite yapısı ile değil mizahı ile güldürmeyi başarabilen son yılların nadir Türk komedi filmlerinden biri... 10/8","label":7} {"text":"TRT2'de denk geldim - Western sevmeyen ben ki bırakamadım.","label":6} {"text":"eski marvel yeni dc comics hayranı olarak bu filmi sabırsızlıkla bekliyorum. superman bana hep uzak gelmiştir ama son zamanlarda kendisine hayranım. gelsede izlesek diyorum ve şafak sayıyorum resmen. tek eksik filmin cast listesinde jimmy olsen'ı göremedim yada gözümden kaçtı. eğer filmde yoksa çok büyük bi saygısızlık bence..","label":7} {"text":"baktayı oynayan kız çok tatlı kesinlikle. çoğu sahne insanın içini sızlatıyor. mesaj da çok çarpıcı ve etkili bir biçimde verilmiş. anlatılmak istenen konu güzel bir biçimde işlenmiş. fakat filme genel olarak bakarsak, teknik olarak çok kusuru olduğunu düşünüyorum.çekim teknikleri başarısız, amatör bir kamereman çekmiş sanki. keşke o da tam olsaydı da tam anlamıyla tadını çıkara çıkara izleseydik. yine de gerçek bir dram yaratmak zor ve bu film onu başarmış.","label":5} {"text":"''O arabaya başkası binseydi ne olurdu.'' Başarılı bir filmdi fakat yinede beklentileri yüksek tutmamak gerekir. Filmin adı gizemli nehir ama ne nehir le ilgisi var ne de Gizemle. Polisiye yanının da zayıf kaldıgını düşünüyorum. Dram olarak iyi diyebiliriz tabi sağlam oyuncu kadrosu da dikkate alınmalı. Ben en çok Tim Robinsi begendim ama Kevin Bacon da çok iyiydi bence. Kevin bacon un ilginç bir tipi var iyi rollere de çok yakışıyor kötü rollere de. Filmin yönetmeni Eastwood oldugu için iyi olan filme biraz abartı puanlar verilmiş diye düşünüyorum. İyi oldugunu kabul ediyorum ama tekdüze, ağır ve basit bir anlatıma sahip bir filmin bu kadar yüksek puan alması şaşırtıcı... İşin özü derin olmayan senaryolu ve biraz gereksiz uzaltılmış bir film. - - -Hiç küçük bir tercihin tüm hayatını nasıl değiştirebileceğini düşündün mü? Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez - - - 10/ 7.0","label":6} {"text":"Ah.. nerden başlasam bilemiyorum. Film afişinin özensizliği hevesimi kırmadı. Fragmanından küçük bütçeli bir yapım olduğu belli oluyor çünkü. Konu olarak Blair Witch Project'te benzediğini de tahmin ettim ama bu derecede bir \"esinlenme\" beklemiyordum açıkçası. Neredeyse kare kare kopyalanmış. Finalde ise Rosemary's baby'e bağladı. Şu şekilde izah etmeye çalışayım: Tutulacak yeri yok. Oyuncu seçimi yanlış, oyunculuklar içler acısı, mekan tasarımı da ne? Canavarımız ise korkuç değil komik. Şiddetle uzak durulmasını tavsiye ediyorum.","label":0} {"text":"beklediğimden iyi cikan bir film oldu. bazi mantik hatalari olsa da aksiyonu da bilim kurgusu da doyuruyor.","label":5} {"text":"Filmin bu kadar olumsuz yorum almasını haksızlık olarak görüyorum.Bence geride bıraktığımız 2008 yılının en kaliteli korku filmlerinden birisi Sınırda...Gerek konusu gerek oyunculuğu gerekse de sürükleyiciliği ile çok başarılı bir film.Aldığı puanı da düşük buldum.En 8 rahathakediyor.10/9","label":8} {"text":"Film o kadar samimi geldi ki bana, garip bir heyecanla izledim. Anne de gercekten rolunu yaşamış.","label":7} {"text":"çok kötüydü be. hani eski filmleri uyarlıyosun tamam da bu filmi niye yeniden çekersin vre hollywood un wood kafaları.","label":0} {"text":"Diyalogların fazla yer kaplamasıyla biraz hantal bir film olmuş.Rezorvoir Dogs un başındaki o beş dakikalık sohbet sahnesi bu sefer filmin tümünü kaplamış durumda.Ancak özellikle ikinci izleyişte ya da kalabalık bir arkadaş grubuyla beraber izlendiğinde çok daha fazla keyif alınabilir.Muhteşem Kurt Russell performansını da eklemek gerek.","label":6} {"text":"İNŞ açılır ya şlllllllşşşşşiüüüüüüüüüülllllllllllllllllllllllllllğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğ","label":9} {"text":"Genel olarak sonu beğenilmemiş ancak asıl güzelliğin sonunda olduğunu düşünüyorum. Adem ve Havva kültüne gönderme yapmak, filmin başından sonuna kadar geçen zamanı daha da anlamlı ve kıymetli yapıyor.","label":7} {"text":"Kim ki-duk korenin Ahmet Uluçay'ıdır diyebilir miyiz?","label":8} {"text":"gerçek hikaye diyor.. Ya klasik uzun bayık sahneli ve efektlerle ani şeylerle korkutan korku filmlerinden… oyuncağın içine şeytan kaçma falan filan.. Korku seansı filmiylede alakalı… çok sıradan bir film","label":4} {"text":"Eğlenceli vakit geçirmek için gittim fakat sıkıldım izlerken.Bildiğimiz amerikan romantik komedisi işte. 10/5","label":4} {"text":"Uzay ve uzaylılarla ilgili pek çok film izledim ama uzaylı olmanın psikolojisini, dışlanışını böylesi sergileyen başka bir filme rastlamadım. Uzaylılar ya düşmandır, saldırgandır, güçlüdür, yok eder, ya da dosttur ve iletişim kurar. Ama bu filmde uzaylılar insanlaştırılıyor ve insanlığın yaşadığı – yaşattığı tüm acizliği öğreniyor. Film süresince bunu yadırgamıyoruz da üstelik.","label":9} {"text":"Diyalogların duruluğu, repliklerin şahaneliği yetmezmiş gibi hikaye de insanı sarıyor ve \"bitmesin\" dedirtiyor.","label":5} {"text":"Son yarım saat açılsa da ilk 1 saat fenalık geçirtti film. İyi olabilecek bir fikir son derece sıkıcı ve saçma işlenmiş bence. Kısaca kürrek gibi filmdi kim tavsiye ettiyse bana bunu bin beterine denk gelsin :))","label":5} {"text":"basıt bı konusu var fılmın..baslangıctakı ucak sahnesı oldukca ıyı..sonu da cok aceleye gelmıs..ızlenecek daha ıyı bı fılmın olmadıgı zamanlarda ızlenebılır. cillian murphy karızmasıyla fılme apayrı bı tat katmıs.","label":4} {"text":"aslına hayal kırıklığına uğramadım değil ? efektler çok iyi ancak hikayenin temelinde boşluklar var biraz.hikayeye tam kendimi kaptıramadım,aslında konu olarak ilginç ama fazla post modern hal almış bir Satir in arada zenci olarak gereksiz esprilerle bizi güldürmesi :) belki de bende olumsuz bir hava yaratmış olabilir.konu gerçekten orjinal en azından yunan mitolojisinin günümüz yaşamına empoze edilmesi fikri ilginç geldi.bununla birlikte iyi bir kadro ya sahip belkide bir sonraki bölümlerinde Harry Potter ı bile geride bırakma ihtimali olan bir film aslında Şimşek Hırsızı Percy ... ama puanının bu kadar düşük olmasına şaşırmamak lazım bende 6 puan verdim:)","label":5} {"text":"Doktor Ido ve Alita'nın sahneleri çok tatlıydı. baba edasıyla Alita'yla ilgilenmesi ve onunla konuşurkenki ses tonu hoşuma gitti. Hugo ve yakın arkadaşı için farklı bir son isterdim. Hugo ve Alita sahnesindeki oyunculuk çok güzeldi. Filmde genel olarak masalsı bir hava vardı. Bazen heyecanlı bazen hüzünlü bazen karanlık ilerliyordu ama kendine has bir havası vardı, çok sevdim. Son sahnede Edward Norton'ın görünmesi beni çok heyecanlandırdı:\"))))))))) ","label":8} {"text":"Bu filmde C.Bale haricinde, herşey (çekimler,senaryo vs.) amatorce geldi bana..10/6","label":5} {"text":"Filmi başından sonuna kadar izledim, ancak senaryo tutarsızlıklarla doluydu, filmin sonundan anlaşılacağı üzere ortada kin duyulacak kadar bir durumda yoktu. Ayrıca oyuncuların performansı ve seslendirme kötüydü, özellikle Yılmaz Erdoğan zorla oynuyor gibiydi.","label":2} {"text":"Bilindik bir hikayeden yola çıkmasına rağmen sıkmadan izleniyor.Bulllock ve reynolds ın kimyaları tutmuş diyebilirim,arayada 3-5 tane komik sahneler serpiştirilmiş özellikle çıplak çarpıştıkları sahne falan sonuç olarak eğlenceliydi","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en sacma film ikinci yari filme girmedim, tebessum ettigim sahneleri bile hatirlamiyorum igrenc berbat sakın gitmeyin pisman olursunuz","label":0} {"text":"çok eğlenceli ve hayal gücünü zorlayan bir film. herkes böyle bir okula gidip değişik güçlere sahip olmak ister.","label":7} {"text":"sinemada film izlemeyi çok severim ilk tercihimde genellikle destek amaçlı Türk filmlerinden yana olur. sezon başında gerek oyuncuları gerek konusu gerek isminden dolayı özellikle bekleyip izlemek istediğim filmler olur. Evim Sensin de isminden dolayı beklediğim bi filmdi konusunu okuyunca beğeneceğimi düşündüğüm bi filmdi. ama bu kadar basit diyaloglar olacağına emin olun kendim izlemeden asla inanmazdım.. şirinliği ilaç değil zehir dozunda olmuş.. tamam kız güzel, adam güzel, çekim tekniğiniz güzel, konu en güzeli ( dünyanın en acı duygusu belki en sevdiğiniz size yabancı gözlerle bakıyor ) ama.. kusura bakmayın; yapmışsınız ama olmamış..","label":1} {"text":"Öncelikle filmin ismini Morrissey'e çok yakıştırdım. İnsanlar huyunu yaşadığı yerin ikliminden alırlar derler; sürekli bulutlu, kasvetli ve yağışlı bir iklime sahip İngiltere gibi; kasvetli, bulutlu ve yağışlıydı Morrissey' de :D Morrisey'i canlandıran Jack Lowden'ı da yakıştırdım, Morrissey'e çok benzememesine rağmen, kasvetli ruh halini iyi yansıttı :P Film, çekildiği dönemini de oldukça iyi yansıtmış. Ve en çokta fragmanını beğendim. Süper... Fragmanı izleyince insan heyecanlanıyor \" vayyy güzel film, hem de Morrissey' i anlatıyor \" diyor. Ama öyle değil; sizi kasvetli, bulutlu ve yağışlı bir hava bekliyor. :) Morrissey'i ve kasvetli havaları sevenlere bu filmi tavsiye ederim. Ama ben yaz insanıyım ve beni çokta sarmadı. Yaz insanı olanlara da filmi boş verip sadece fragmanını seyredip, sonra da the smiths ' in ilk albümünü özellikle de filme adını veren \" still ill \" şarkısını dinlemelerini tavsiye ederim. Tercih sizin ;)","label":5} {"text":"Kötü değil,kesinlikle izlenebilir bir film.Bu türün üstüne düşülse daha güzel filmlerinde çıkacağına inanıyorum.6/10","label":5} {"text":"Filmin süresini ilk gördüğümde neredeyse izlemekten vazgeçiyordum fakat filmi bitirdikten sonra iyi ki izlemişim dedim. Çehov'dan alınan replikler film içerisindeki sahnelere o kadar iyi uyuyor ki resmen cuk oturmuş. Birçok ödül alan ve birçoğunu ilk alan Japon filmi olma özelliğini taşıyan bir yapıt.","label":8} {"text":"izlediğim en vasat kurtadam filmlerinden biri. konu,efektler vs herşey son derece basit. göz alıcı sürükleyici hiçbir şey yok. kurtadamlı bir film izleyeceğini düşündüğünde insanın aklına müthiş bir makyajla kurtadamşekli verilmiş insanlar geliyor. ama karşınıza kurtadam değil sadece kurtlar çıkıyor...","label":1} {"text":"İran sinemasında çok gğel bir fil. Daha izleyiciye ulaşmış. Teşekkürer emeği geçen herkese süperdi.","label":9} {"text":"film çok güzeldi. Eleştirenlerin filmi anlamadığı ortada. Yapılan her hareketin hayatımızı nasıl etkilediğini, kötü gibi görünen bir hayatın bizi basıl eğittiğini ve hayata daha sağlam adımlarla giriş yapmamızı anlatan izlenilesi bir film. Başta filmi anlamıyosunuz bi beyniniz ısınıyo neler oluyo diyosunuz. Sonra yavaş yavaş çözüyosunuz. Karanlık taraftaki hayatta adam yaptığı tercih yüzünden kadınla karşılaşamıyor bu da köpeğinin hastalığını farketmemesine ve köpeğinin ölmesine neden oluyor. Bu adam da kendini annesine adıyor bir yandan da kopuk ve başıboş hayatı devam ediyor. Hayatın kötü tüm anlarını kadınla karşılaşmadan yaşıyor hatalarını o zaman yapıyor ve tam olgunlaştığı sırada kadın hayatına giriyor. Böylece çok daha ayakları sağlam basan ve hatasız bir ilişkiye başlıyor. Aydınlık taraftaki adam ise kadınla karşılaştığı için köpeğinin hastalığını farkediyor tedavi ettiriyor kadınla evleniyor ama herşey iyi giderken bi yandan da tüm bunları adam daha tam olgunlaşmadan yapıyor ve bazı hatalarını kadın hayatındayken yapıyor annesini de ihmal ediyor. Annesi ölüyor karısını aldatıyor evlilikleri altüst oluyor ama tüm bunlar bi yandan da adamı olgunlaştırıyor. Tabi kadını da epeyce yaraladıktan sonra. Tam ilişkileri de yarım yamalak düzelecek derken kadın ölüyor. Şimdi düşünüyorum da karanlık taraftaki yaşam çok daha iyi. Adam olması gerektiği gibi olgunlaşıyor ve kadınla hatasız bir hayata başlıyor.","label":9} {"text":"... Evet ben de size katılıyorum... İzleyeli baya olmuştu ama sahneler resmen aklıma kazınmış durumda. Oyunculuk bir yana, çocuk temalı bir çok korku filminden daha korkunçtu bu film benim için. Kesinlikle izlenilmesi ve benzerine kolay kolay rastlamayacağınız bir film. Saygılar","label":8} {"text":"Blindness (2008)??Âb gûndür günbed-i devvâr rengi bilmezemYa muhit olmuş gözümden günbed-i devvâre su?? *Körlük bana merhum Cemil Meriçi hatırlatır. Bunca farklı görüye sahip üstadın gözün körlüğünü zillet olarak tanımlayışı gözlerine hepimizden daha fazla ihtiyaç duyuşundan olsa gerekti. Hangimiz onun kadar okuyorduk ki? Ama asıl kayda değer olan ise Üstadın, üstüne bir de felç olduktan sonra dinginleşmiş, öfkesini içine çekmiş olmasıydı. Bir noksanlığın uç noktasından sonra, kat be kat katlanmasından sonra gelen suskunluk ve huzur hali'Bu hal nasıl bir bilinçle örtüşür bunu anlamak oldukça güç. Blindness filmindeki sunum kargaşası içinden basit ayrıştırmalarla pekala çıkılabilirdi. Ama körlük halinin sahip olduğu sembolik form, bu kavramı deşmemize olanak sağlıyor. Filmde bu yönde zekice bir tasarım olduğu söylenebilir; geçici körler, gözleri gören bir kadın ve gözleri doğuştan görmeyen biri iyi diğeri kötü iki adam. Bu çoklu değini, insanoğlunu ?düşünen bir hayvan? betimiyle körlük çerçevesinde kötülememize yetiyor. Gözleri gören kadın, tecrit edilmiş enfeksiyonel körleri gözlemlerken, insanoğlunun çıplak, ilkel ve hayvani taraflarına acımaktadır. Toplumdan hükümet zoruyla soyutlanmış bu insanlar kapalı ve kısıtlı bir alanda birlikte yaşayabilmenin kurallarını gelişi güzel yerleştirmeye çalışmaktadırlar. En baştan, yeniden başlatılmış bir birlikte yaşama normu, izleyici için şaşırtıcı olmayan sonuçlar doğuruyor. Çünkü kötüler kötücül karakterlerinin izinden giderek, normal yaşamdaki gibi fitne çıkarmakta zorlanmıyorlar. Yine silahları bellerinde, çakıları yenlerinde'Burada kayda değer bir anekdot olarak, kötüler safındaki doğuştan kör fakat, çevre algı ve sezileri güçlü olan kişinin herkesin körleşmesiyle birlikte borsa değerinin artmasını verebiliriz. Normal yaşam saydığımız gündelik yaşamımızda kendisi pekala ?feda edilebilir? birisi ise de herkesin kör olduğu bir yerde vazgeçilmez bir insana dönüşüyor. Bu durum bize, simgesel dünyaya köküne kadar abanmış insanoğlunun subjektif değerler şablonu hakkında ipuçları veriyor. Filmdeki enfeksiyon kapmış ve kör olmuş iyi insanlara gelince, onlarda da harikulade bir değişim, duygusal bir panik, zaptedilemez ataklar göremiyoruz. Sanki böyle bir durumu bekliyorlarmış gibi sakinler, biraz üzgün ve öfkeliler o kadar. Neden böyle? Acaba herkes kör olduğu için mi? Halbuki görü, bir kez öğrenildiyse ondan feragat etmenin mümkün olmaması, yokluğunda insanın çıldırması gerekmez mi? Bu çıldırı noktası, üstüne abanıldığında ya delirtmeli, ya da hapsedilmiş bir ruhun küskünlüğü gibi içe çekilmeli insan; beklentiler içe çekilmeli, hırslar, öfkeler, sevinçler? Bu dinginliğe erişmeden ?beyaz bir körlüğe? sahip olunamaz kanımca. ? * Fuzuli'nin gökyüzünü gözyaşı renginde görmesinin nedeni elbette aşk ve hasretti. Modern kentlerin (yoksa taş yığınları mı?) sonsuz ihtiyaç sahibi, kısıtsız edinimli bireylerini her şeyi beyaz görmeye iten viral bir enfeksiyon muydu? Yoksa farkedemediğimiz başka bir şey mi vardı? Blindness; City of God, The Constant Gardener gibi filmlerden tanıdığımız Fernando Meirelles'ın yönetmeliğini yaptığı, Julianne Moore ve Gael Garcia Bernal'in barındıran 2008 yapımı bir film. Filmi, finaline kadar körlük hakkında kurgulamalar yaparak sıkılmadan izledim. Fakat körlük haline ilişkin psikolojik ögelerin ve finalin zayıf bir anlatımla verildiğini kendi hesabıma söyleyebilirim.","label":4} {"text":"İzlediğim en iyi animasyondu, açık ara. Üzüntü neşenin hamurudur.","label":9} {"text":"Filmin temposu biraz ağır.Bir de politik türe kayınca beni biraz sıkmıştı izlerken.Ama patlama sahneleri çok iyi çekilmiş diyebilirim.İzlenebilir,hem Owen Wilson’ı ciddi bir rolde pek sık göremiyoruz ne yazık ki.","label":5} {"text":"Yağlı boya gibi film, kötü sahnesi yok her şeyiyle bir başyapıt 9.7/10","label":9} {"text":"The Secret Life of Walter Mitty gibi mükemmel bir filmi az da olsun kopyalamaya çalışan ortalama bir beklenti ile izleyip ağzımda rezil bir tat bırakan yapım. Rosamund Pike gibi bir oyuncuyu bu kadar kötü bir rol ve senaryo verilebilirdi.","label":6} {"text":"Kitabı okumadan filmi izledim.GErçek bir aksiyon olmuş.KOnusu sürükleyici ve güzel.İzlerken filme dalıyorsunuz.Bide Filmde Türk isminin geçmesi ayrı bir gurur ve zevk.Sinemada filmi izlerken,kızın türk olduğu anlaşılanca filme kendini kaptıran bir arkadaşım'-VAy kız Türkmüş diye bağırması bizi gülmekten kırıp geçirdi.'Neyse film süper özelllikle Jean REno mükemmel bir oyunculuk sergilemiş (zaten kalitesi tartışılmaz bir oyuncu)Filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Harika bir film izlemeyenler kesinlikle izlemeli...","label":9} {"text":"dava filmlerini hep zevkle izlemişimdir. bu film de hoştu ama konu daha güzel anlatılabilirdi, yani askerlerin görevdeyken yaptıklarını gösteren sahneleri pek beğenmedim ama Morgan Freeman’ın oyunculuğuna kıyamadığım için iyi puan verdim.","label":8} {"text":"hoffmani patch adams filminde robin williams in ukala oda arkadasi olarak tanidim..derslerindeki basarilarindan aldigi odullerle ovunen zengin cocugu,buna karsin robin williams da kucukken yaptigi bir resmin panoya asilmasini ornek gosteren mutevazi bir adam:) capote filmi hoffmani gozumde cok buyutmedi aslinda..ama takdir etmemek haksizlik olur..azalmayan istikrari goze carpiyor..buna ragmen filmin agir tonda ilerleyen sıkıcılıgından kendimi alamadim..aykiri roller dikkat cekiyor ve hoffmanda escinsel bir yazar roluyle oscara uzandi...","label":4} {"text":"Osuruktan teyyare Selam söyle o yare. Yani: Vakit kaybı, sadece yer yer güzel manzaralar var... 5,5/10","label":5} {"text":"Filmi dini duygular dışında izlediğiizde aslında kötü diyemeyiz.. Ancak taşlar çok komik olmuş, gemi yapım sürecini daha iyi işleyebilirlerdi bir anda ortayaçıkıverdi sanki..","label":6} {"text":"Sonbahar, hakkını yemiyor uğruna ölünen düşlerin.","label":9} {"text":"Klasik bir amerikan filmi. uşak hizmetçiye hizmetçi uşaga böyle sürer gider. Boş vaktiniz varsa da izlemeyin.","label":4} {"text":"Beklediğimden iyi bir film çıktı. Sanatsal korku komedi filmlerinden. Kostümler karakterler müzikler makyaj ve efektler çok başarılıydı. Bu filmİ izlediğimde aklıma 2011 yılında ki dehşet kapanı filmi geldi. Vampirler kurt adamlar örümcekler vs tüm korku karakterleri eklenmişti.80 li yılların korku film sevenleri için kaçırılmaz.","label":6} {"text":"Bildiğimiz TRT 3 çocuk kuşağındaki macera filmlerinden işte. Gerard Butler, Jodie Foster in; oyuncu kadrosunda oynayanlar olduğunu yazmasa, onlara benzetttiğinizi düşünüyorsunuz. O kadar sıradan bir filmdi.","label":5} {"text":"Hikayenin en güzel yanı; bir aksiyon yok. Gizem yok. Entrika yok. Dümdüz ve sıradan aile hikayesi izliyorsunuz. Ailenin kuruluşu, devamı, hızlı hızlı geçiyor. Owen Wilson'ı hep benzer rollerde izlediğimi düşündürse de pozitif baba rollerini kendisine yakıştırıyorum. Bir hayvanı sahiplendiğinizde değil onu kaybetmek, eski fotoğraflarına baktığınızda bile duygulanıyorsunuz. Elinizde büyüyen bir canlı, tarifsiz bir mutluluk ve hüzün bu. Siz ona bir hayat veriyorsunuz, o tüm hayatını size veriyor. Filmin sonundaki şahane replik gibi. Siz fakir misiniz, zengin misiniz, aptal ya da zeki misiniz; fark etmiyor. Filmini izlemek bile bu kadar duygulandırıyor işte, gerçeğinin tarifi yok.","label":6} {"text":"Dün Yeşilçam'da izledim. Bazı sahneleri gerçekten iyiydi ve sonu biraz sürplizli :P İzlemenizi öneririm, eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. :)","label":5} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Fellini'nin ''La Dolce Vita'' filminin açılış sahnesindeki kurtarıcı İsa heykeline bir nazire yapan Lenin heykeli sahnesi hakikatten en iyi bölümlerinden di. Ylanız final bölümünde annesinin herşeyi bilip de oğlunun daha huzurlu yaşaması için oyuna devam etmeside güzel bir noktaydı. Yorum saçma da olsa sonuç. İzleyin, beğeniceksiniz ;) !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Bu eğer yabancı bir film olsaydı bir sürü övgü olurdu.Ama sırf Türk sineması diye bir çok eleştiri almış.Filmin devamının geleceğini hiçkimse anlayamamış mesela.Bence mükemmeldi.Hatta daha iddialı konuşayım şimdiye kadar izlediğim Türk korku filmleri arasında en iyisiydi.Filmi bir İsmet Bilgi takipçisi olarak Cevahir AVM'de seyrettim :) En beğendiğim karakterler: Bedir, Elif, Seçkin, Satı ve başta gösterilen bir kadın vardı adını hatırlayamadım o. Tek notum, sanki müzikler bir tık fazla gibiydi..Bazı yerlerde klip seyrediyor gibi oldum. Ama kesinlikle tavsiye ediyorum, lütfen Türk sinemasını yermekten vazgeçip sahip çıkalım.","label":7} {"text":"Fimdeki oyunculuk başarısını bir yana çekersek, konu olarak çarpıcı bir gerçeği bize sunuyor. karşı karşıya gelen iki aile... biri sosyoekonomik düzeyi yüksek diğeri daha alt tabaka. Ve iki farklı tabakanın bir sistem içerisindeki mücadelesi o kadar güzel anlatılıyor ki hiç sıkılmıyorsunuz. tabi burdaki sistem iran sistemi. Ve ailelerin birbiriyle olan dialoglarıyla birlikte aile içi dialoglar da çarpıcı. İki ailedeki kadın profilleri karşılaştırılmış, erkekler karşılaştırılmış. Ben kızların da karşılaştırılmasını beklerdim. Bununla birlikte babanın kızına olan saygısı çok güzel. Anne kızının ergenliğini durmadan vurgulamasına rağmen, Baba bu konuda hiç konuşmayarak ama davranışlarıyla, kızına bıraktığı karalarla, onun düşüncelerine olan saygısıyla daha doğrud davranıyor. Bana sorarsanız filmin bitişi ise filmin özeti nitelğinde. izleyiciye düşünmesi için kafasında soru işareti bırakıyor. Neyse güzel film işte izleyin :D","label":8} {"text":"çok abartıydı çok gerçekle bağdaşmıyor ama türk filmi olduğu aşikar yinede hakkını yemiyim ortalarında baya güldüm.","label":5} {"text":"Cate iyi oynamış ama çok iyi diyemiycem. Film bilindik bir konuya sahip olduğu gibi bazı sahnelerde zorlama germe çabasınıda dostum woodye yakıştıramadım. Kendine has bol muhabbetli filmleri bazen sıksada en azından tebessüm ettirdiği çok olmuştur. Ama bazı sahnelerde erkekler işte tuttumu affetmez muhabbetleri bana biraz eğreti geldi. Erkek milleti işte paso karı kız peşindeymiş mesajı gönderdi ihtiyar kurt.) dediğim gibi eskiden bunu entelektüel bir bakışla anlatıp karakterleri incelerdik. Bu filmde sanki boş koymuş gibi.)","label":6} {"text":"Filmde görsel sanata yer verilmiş. İzlerken çok da merak uyandıran bir akışı yok ama karakterler ve oyunculuk sizi hemen içine alıyor. Filmin sonu çok oldu bittiye getirilmiş sanki. Psiko-drama filmi olarak değerlendirirsek gayet başarılı olmuş.","label":6} {"text":"Kesinlikle süper olmuş 8 mile filmiyle dalga geçmeleri ise daha da süper olmus","label":7} {"text":"Bazi iyi sahnelere ragmen , filme tutunmak imkansiz , sikici bir film","label":3} {"text":"Filmin konusu güzel tam türk filmi tam türklerin konusu.. Nurgül Yeşilçay ise perfect bir oyuncu zaten bu kadının oynadığı her film güzel oluyor. Ama bu filmde Nurgül Yeşilçay olmasaydı eminim herkes bu filmi basit bulurdu. o yüzden bu puanları Nurgül Yeşilçay topluyor bence....","label":7} {"text":"Film, Türk filmlerinin ortalamasının çok üstünde eli yüzü düzgün derdi olan bir film. Figuranlar da dahil olmak üzere neredeyse hiçbir oyunculuk kötü değil. Açelya Topaloğlu için kendini aştığını söyleyebilirim. Olumsuz olarak söyleyebileceğim en bariz şey ilk yarıda sahnelerin biraz uzun ve yer yer sıkıcı olmasıydı. Sergen Deveci de beklediğimden daha iyiydi.","label":7} {"text":"allam, ne beter filmdi öyle. Kitaplarına bayılan birisi olarak söylüyorum, bir kitap bu kadar katledilemez. Ben de \"Kınalı Yapıncak\"tan daha beterini göremem sanırdım. Varmış.","label":1} {"text":"2012 Polonya yapımı konusuyla dikkatleri çeken ve izlememi sağlayan bir film... Öncelikle tür kısmında ki erotik yazısına aldanmayın derim çünkü erotik sahnelerle çevrili bir film değil. Konusuna sadık kalarak dramatik bir konu çevresinde abla ve kardeşim yaşadığı duyguları yaşantıyı ele almış. İzlenecek bir filmdir evet fakat beklenti asla yüksek ve cinsellik olmamalı.","label":4} {"text":"Görsellik başarılıydı, onun dışında bir tane bile izlemeye değer sebep gösteremiyorum. Kötü oyunculuklar, klişe bir senaryo.","label":1} {"text":"Filmdeki geçişler çok hızlı ve tatmin edici değil. Gençler kahraman, Gençler sevgili, biraz ihanet, %10 savaş hee bide süper güç ekle yap filmi at gişeye...4dx teknolojisini görmek için gitmiştim. Serisinin diğer filmlerini izlemediğim için beğenmedim yada gerçekten film çekmek için çekmişler ben 4dx de bile sıkıldım !! Gitmeyin demiyorum, gidin. Ancak diğer filmlerede bi göz gezdirin.","label":5} {"text":"Yapmayın bunu işte ya efsane hababam serisinden rant yapmaya çalışmayın...Tek kelimeyle rezalet..","label":0} {"text":"Beklentisiz izledim ve çok beğendim. Filmlerin arasındaki yılları bu kadar uzun tutmasalardı bu film de çok farklı yer olabilirdi. Devamının geleceğini bildiren bir ibare göremedim özellikle final sahnesinde ama mutlaka devamı gelmeli ve gelecektir. Scream serisini izleyenler ve beğenenler için bulunmaz nimet. Oldukça keyifliydi.","label":7} {"text":"Seriye layık bir film.. Ridley Scott 80 yaşında ve böyle bir film çekebiliyor.. Müthiş.. Seri ile ilgili kafamızdaki soru işaretlerini kaldıran bir film olmuş.. Alien'ı aslında kimin yarattığını görmüş oluyoruz.. Yaratılanın yaratanını abandone ettiğine tanık oluyoruz.. Filmin sonu da açık bırakılmış.. Devamını dört gözle bekleyeceğim..10/8","label":7} {"text":"Wilkommen ile başlangıcı yapıyorsunuz ve gerisi su gibi akıyor. Bir çırpıda izlenebilen kaliteli müzikallerdendir. İzlemenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Bu film benim gülmekten karnıma ağrılar girmesine sebep oldu filmin hemen hemen her sahnesi komikti hele hele atkinson un müthiş mimikleri ve hareketleri bile sizi kopartıyor eğlenmek isteyenler için birebir.","label":6} {"text":"Kesinlikle almış olduğu puanda çok daha fazlasını hak eden bir film var karşımızda.Mekan kullanımı, ışık, filmin geneline hakim olan flu arka fon,yerinde kullanılmış,doğru yansıtılmış ve iyi oynanmış cinsellik,ayrıntıların ustalıkla işlenişi.Arada kalmış insanların öyküsü herhalde ancak bu kadar iyi anlatılır.Belki İstanbul Film Festivalinde Erdem Akakçeye de bir ödül verilebilirdi, ancak elbette Serhat Tutumlueri de çıkardığı iş ve aldığı ödül nedeniyle kutlamak gerekiyor.Belli ki Ümit Ünalın bize anlatmak istediği daha çok şey var.Sinemamızın genç ustasının yeni çalışmalarını heyecanla takip etmeye hazırız.","label":9} {"text":"Senaryosuyla ön plana çıkan, eğlenceli ve sıcak anlatıma sahip bir animasyon filmi. Kızlardan Edith olan çok sevimli.","label":6} {"text":"Film gerçek hikayeden uyarlanan senaryosu ile dikkat çekiyor. Döneminin yaşantısı ve siyah ırka olan bakışı da bilgi olarak iyi sunan bir yapım olmuş. Oyunculuklar ve çekimler her ne kadar iyi olsa da bu filme yüksek dram yakışırdı. O konuda biraz hafif gördüm. Ama konunu işlenişi genel anlamda iyiydi.","label":7} {"text":"Yıllar sonra, yeniden karşılaştım. Bence Lworld'un herhangi bir bölümü, bu filmden çok daha kaliteli imiş. Film, hoş, hafif, eğlenceli bir dile sahip de, çok fazla şey söylemediği kanaatindeyim artık. Çoğu pembe filmin sahip olduğu temel izlek, bu filmde de tekrar edilmiş. Kendini tanıma sürecinde, yalnızlaşan ve sosyal yaşamını yeniden düzenlemek zorunda kalan, ortalama bir modern şehir insanının hikayesi........ Bu temaya yabancıysanız, güzel bir başlangıç olacaktır.","label":7} {"text":"Olayların gelişiminde bir netlik olmamasından mütevellit, filmi izlerken neydi, ne oldu diyebiliyor izleyen. Çok hareketli. ----- spoiler ----- Pelin ve Tekin'i kaçıran ikilinin kimi vuracağını, kimi yaralayacağını şaşırması da bunun bir resmi gibi. ----- spoiler ----- Özgünlükten uzak olmasına rağmen güzel bir iki saat geçirmek için izlenebilecek bir film. Gerçi sinemada izlendiği vakit, sürü psikolojisiyle, normalde gülmeyeceğim sahnelere de gülmüş olabilirim.","label":6} {"text":"“A Quiet Place”; John Krasinski’nin senaryosunu Bryan Woods ve Scott Beck ile birlikte yazıp yönettiği ve baş rollerinden birinde de oynadığı son derece etkileyici bir proje… Bu tanımlamadaki “etkileyici” ve “proje” sözcüklerini özellikle seçerek ve üstüne basa basa kullandık… Neden mi? Bir, 17 milyon dolar gibi Hollywood standartlarına göre oldukça mütevazı sayılabilecek bir bütçeyle çekilen ve 08 Nisan 2018’de vizyona giren filmin 21 Mayıs 2018 itibarıyla gişe hasılatı tamı tamına brüt 297 milyon dolar… Ki nihayetinde bu rakam, 350,3 milyon dolara da ulaştı... İki, sizi bilmem ama yapımcı Michael Bay ve Paramount Pictures bu hasılattan yeterince “etkilenmiş” olmalılar ki, “projeye” devam kararı alarak “A Quiet Place Part II”yi (2020) anında duyurdular… Zaten senaryo ekibindeki Woods ve Beck ikilisi de, olası bir devam filmi ihtimalini göz önünde bulundurarak işe önceden koyulduklarını açıklamışlardı… Gelelim filmin kendisine… Konuya hiç girmiyoruz… Zaten o, bugüne kadar hemen her yerde yeterince anlatılmış durumda… Bizim ekleyeceğim tek şey; filmin, tam on ikiden vuracak kadar özgün bir konu ve onun etrafında şekillendirilen sağlam bir hikâyeye sahip olduğu gerçeği… Sanıyoruz filmin bütün dünyada, büyük bir ilgi ve alakaya neden olmasının ardındaki asıl neden, yani “püf noktası” da gerçekte bu gibi… Filmde, sadece Emily Blunt ve John Krasinski değil işaret diliyle anlaşmaya çalışan Abbott ailesinin bütün fertleri oldukça iyi iş çıkartmışlar… Bunun yanı sıra; Jeffrey Beecroft - Scott Farrar işbirliği ile ortaya çıkartılan “gözleri olmayan” ama “biraz insansı” duran yaratık tiplemesinden özel efektlere, kurgudan ses ve müziğe kadar her şeyin tam bir senkronizasyon içinde olmasını sağlayan teknik ekipte, izleyenin hem gözüne hem de kulağına aynı anda hitap etmesini bilmiş... Sonuç olarak; “A Quiet Place”den aklımızda geriye, pek ürkütüp şaşırtmasa da kendini ilgiyle izletmesini bilen “etkileyici” bir film “projesi” imajı kaldığını söyleyebiliriz… Part II’nin yorumunda görüşmek üzere, bu filmi izleyecek herkese keyifli seyirler…","label":6} {"text":"Film ile ilgili abartılı yorumları okuyup izlemeyin. İzlediğim en iyi DC filmlerinden biri olsa da en iyisi değil. Wonder Woman'ın kim olduğu ve güçlerinin nereden geldiği güzel bir şekilde anlatılmış ancak bir baş yapıt seviyesine değil.","label":7} {"text":"Fena değil. Senaryo daha iyi olabilirdi. Şeker detayı hem komik hem gereksiz olmuş.","label":6} {"text":"Bu kadar iyi isimlerin (konuk oyuncuları kastediyorum) olduğu bir film nasıl bu kadar kötü sunulur örneklemesini vermişler filmde. Güya komedi filmi diye seyrettim gülümsememe bile neden olmadı.Zaten başrol oyuncuları tam evlere şenlik. Ne karakterlerine girebilmişler ne de herhangi bir hissi karşı tarafa geçirebilmişler. Ağız bükerek iki mimik yaparak koca bir filmi götürürüz diye düşünmüşler sanırım. Senaryo kötü, çekimleri dizi tadında, diyaloglar berbat vs. Dakikalarınıza yazık etmeyin arkadaş.","label":1} {"text":"Fox Mulder Dana Scullyi tekrar bir arada görmek beni çok heyecanlandırdı ilk sinema filmine nazaran daha çok dizi tadında çekilmiş olan bu ikinci sinema filmi düşük temposuna rağmen yinede kendini izlettirmeyi başarıyor...","label":7} {"text":"Danny Boyle sevdiğim bir yönetmen. Filmlerinin özgün bir formatı var. Zaten oldukça meşhur bir film. Dev Patel de rolünü çok iyi oynamış. Keyifle izleyin.","label":7} {"text":"''Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde\" incelik\" taşımayanlar. Anımsayalım her zaman: yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir.''","label":8} {"text":"ya güzel kötü değil de anca o kadar, dahası değil. geçen sene wreck it ralph varken oscar'ı hak etmeden alan yine bir diğer disney yapımı brave'den farkı sadece karakterler vs. hep bi kılişe etrafında dönüyor. anladık büyü, sihir, öpücük, gerçek sevgi. şarkı, türkü vs. sırf ödülün favorisi diye izledim ama umarım sürpriz olur da almaz ödülü. the wind rises hala nete düşmedi ama miyazaki usta'nın son eseri, kötü olma ihtimali sıfır. umarım akademi bozuk saat misali doğruyu gösterir de \"disney lobisi\"ne gitmez ödül.","label":5} {"text":"2. film (zor baba ve dünür) filmini daha çok sevdim 1.sinden inşallah buda güzel olacak","label":9} {"text":"sonunda noluyo lan diyeceğiniz terrs köşe içinde ters köşe farklı ve güzel bir film","label":7} {"text":"Aziz Nesin'in en sevmediği filmmiş. Bu filmi izledikten sonra Metin Erksan'ın yaratıcılığı kısıtlanmalı diye birşeyler zırvalamış.","label":7} {"text":"Tüm zamanların en iyi aksiyon filmi diyebilirim. Nolan daha iyisini çekene kadar da bundan iyisi gelmez. Kurgu, müzikler, görsel efektler, filmin yarattığı atmosfer vb her şey harika da sonunda hiçbir şey anlayamadık ki !! Filmin tek zayıf noktasi da bu karmaşıklığı. Kuantum fiziğinde doktoranız falan yoksa anlamak için bosyere uğraşmayın. Zaten filmde de söylüyor anlamaya çalışma tadını çıkar.","label":7} {"text":"Er Ryan'ı Kurtarmak bu filmin yanında Şeker Kız Candy gibi kalır!","label":7} {"text":"Yüzde yüz türk yapımı animasyon filmi.Bence sinemamız adına desteklemeliyiz.Tabiki bir pixar ayarında olmayacak...Ama ileri de çok daha iyilerini yaparız...","label":9} {"text":"Sayın Ersin E. bey kardeşim; Kültür Bakanlığı filme 18+ ile cinsellik içerir ve şiddet unsurları da vardır diye uyarısını yapmış. film seçmedeki kriterleriniz nedir bilmiyoruz lakin bilet almadan önce bu uyarıları dikkate alarak küçük bir araştırma yapmanız sizin yararınıza olacaktır kanaatindeyim.","label":6} {"text":"Şiirle yazılmış bir masal. Bir nakkaşın başından geçenler büyüleyici bir biçimde anlatılmış. Muhteşem müziklerle süslenmiş.","label":7} {"text":"Film boyunca göbeği açık gezen hatun var. Başka bir sözüm yok.","label":5} {"text":"Yalın \"aşk\" üzerine düşünürseniz gerçekten sabırla ve inatla ve kendi hayatını hiçe sayarak bilinçsizce işlenmiş bir cinayet. Aşkı ütopik bir sonda arayanlar için kesinlikle \"işte aşk\" dedirtecek bir film ama ancak filmlerde olur; hiç kimsede bu cesaret yok! olmayacak; benciliz çünkü insanız... Rebecca bunu Tommy için mi yaptı ? hayır tabi ki kendini tatmin etmek için yaptı. Fakat filmde süper bir sahne vardı! spoiler olur mu bilemedim ama Kız yok olacağı yolculuğa çıkacağı sabah geleceğim deyip gelmeyen çocuğa sorar : Neden o sabah gelmedin Çocuk yanıtlar : Uyuyakaldım Bu dürüstlükle yaşayabilmeniz ve bu dürüstlüğü kaldırabilmeniz dileği ile.","label":6} {"text":"Nasyonal sosyalizm akımını devam ettirmeye çalışan bir grup dazlağın hem kendi içlerinde çatışmalarını hem de mahallelerini çekik gözlülerden korumaya çalışmasını anlatıyor. Çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim fakat Russell Crowe'un oyunculuğunun başlangıç filmlerinden olan bu filmi merak edenler izleyebilir.","label":5} {"text":"&Bakmak ile görmek arasındaki farkın (da) ortaya koyulmaya çalışıldığı senaryosunu da yazan Gürcü Giga Agladze'nin yönetmen koltuğunda oturduğu The Other Me&; gizemini sonuna kadar koruyan, oldukça ilgi çekici bir gerilim olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, ana yapımcılığını (executive producer) usta sinemacı David Lynch'in üstlendiği; oldukça düşük bir bütçeyle Gürcistan da İngilizce olarak çekilen ve izleyicisini de birlikte düşünmeye teşvik eden (hatta zihin yakıcı Donnie Darko - 2001 kadar sınırları zorlayan), Lynch'e yaraşır sıra dışı bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Evin tüm giderlerini sağlayarak geçindirmek amacıyla kendisinden gizlice, kocasınca aldatılan ABD'nin gözü yaşlı Gürcistan Büyükelçisi Martha'nın (Rhona Mitra) evinde, yardımcı kadın olarak çalışmakta olan karısı Nutsa (Antonia Campbell-Hughes) ile birlikte göz doktoruna (Mark W. Travis) giden Irakli (Jim Sturgess); doktordan, tıbben tedavisi bulunmayan bir göz hastalığına yakalandığı ve bu sebeple de, zamanla görme yetisini tamamen yitireceğine dair endişe verici haberi alır... Doktorun bu teşhisi de aslında, o ana kadar sıklıkla tartışan karı kocadan Nutsa ile para kazandıracak doğru dürüst bir iş de dikiş tutturamamış olan ve şimdilik de durumu, canlı müzik yapılan bir bar da barmenlikle idare eden Irakli'nin kopuşlarının, miladını da oluşturacaktır... Çünkü Nutsa'nın bakış açısından Irakli nihayetinde, ışığını yitirmiş eli bastonlu bir kör adam halini alsa da; en azından kanser hastaları gibi hayatını kaybetmeyecektir... Yani bir anlamda Nutsa, geleceğine dönük ciddi yaşam gelgit travmaları& idrak etmekte olan Irakli ile empati kuramamaktadır... *** Neyse... İşte bu ruh haliyle, tek başına 102 no.lu belediye otobüsüne atlayarak güzergahtaki son durağa kadar uyuyarak giden Irakli; sürücüsü (Randolph Llyod Tison) tarafından uyandırılıp da otobüsten indiğinde, kent dışındaki bir ormanda yürümeye başlar... Ta ki, elektrikçi olduğunu söyleyerek kendisine içki ikram eden bir yabancı (Roger Ashton-Griffiths); orman yangınlarına karşı önlem olarak, cebinden çıkarttığı sigaralardan birisini, bu alanda içmemesi uyarısında bulunana kadar... *** Çok geçmez... Yabancının uyarısına kulak asmayarak bir sigara yakan Irakli, aynı ormandaki ağaçlardan birine, ahşap bir kuş yuvası asarken; merdivenden yere düşerken çığlık atan amatör ressam Nino (Andreja Pejic) ve onun koruyucusu Alman kurt köpeği ile tanışır... Yerden kalkmasına yardımcı olan Irakli'yi Nino, nezaket göstermek suretiyle evine davet ederken; ikram ettiği bir parça ahududulu melek pastasını& da Irakli, Nino arkasını dönerek iskemleye oturmasının ardından yemeye başlayacaktır... Ancak hemen belirtelim ki, hali hazırda Irakli; bir görüşte çarpıldığı bu kadının adının, Nino olduğunu bilmemektedir... *** Ertesi sabah... Yıllardır farklı bir tasarım çizgisine sahip bir mimar olma hayalleri kuran Irakli, kendi evindeki yatağında tek başına uyanırken; bir gün önce tartıştığı Nutsa'da, doktorun reçeteye yazdığı ancak Irakli'nin kullanmayı reddederek çöpe atacağı ilaçlarla kapıdan içeriye girer... Çift özellikle de Irakli'nin mimarlık hevesi hususunda yeniden tartışmaya başladıklarında Irakli, (bundan böyle sıklıkla başvurulacak) flashback geçişi aracılığıyla babası Vakho'nun da (Jordi Mollà); geçimine yardımcı olmayacağı gerekçesiyle, yaptığı kara kalem çizimleri desteklemediği çocukluk (Billy Barratt) anılarına geri döner... Fakat Irakli'nin, babasının bu davranışlarını engellemeye çalışan annesi Marina (Orla Brady), oğlunun tamamen yanındadır... *** Derken... Yakın dostu Giorgi (Michael Socha) ile uğradıkları bir sanat galerisinde, Irakli'nin gördüğü bir yağlı boya tablo; Nino'nun evindeki sırtı dönük olarak oturan kadın tablosuna kendisinin de yerleştirildiği, tıpkısının aynısı birebir hali gibidir... Bunun üzerine Irakli, eline sıkıştırdığı bir mektupla Giorgi'yi, apar topar Nino'nun evine gönderir... Bu mektuptaki nota göre Irakli Nino'yu, çalışmakta olduğu; müzisyenlerce (Eka Dolidze, Paata Andriadze, Ucha Metreveli, Levan Deisadze ve Zaza Tsertsvadze) canlı müzik yapılan bara davet etmektedir... Diğer iki aşığın da (Dea Tavadze ve Irakli Gurchiani), bir başka masa da göz göze fısıldaşmakta oldukları aynı bar da; görevini diğer barmen arkadaşına (Shota Natadze) teslim eden Irakli ile Nino'da, insanlar ve insanların gerçek kimliklerini saklamak gayesiyle birbirlerine söyledikleri yalanlar hakkındaki oldukça koyu bir sohbete dalarlar... Zaten Irakli'nin dillendirdiklerinden anladığımız kadarıyla da, filmede adını veren Diğer Ben denilen illüzyonun sırrı da, bu yalanlar da gizlidir... Yeter ki sen, görmesini bil... *** Çok uzatmayalım... Balon metaforlu bir sahne sonrasında film ve Irakli'ye göre dünya, bambaşka bir yapıya evrilecektir... Dakika 48... Her bir saniyesinde, performansı ile Jim Sturgess'ın damgasını vurmuş olduğu ve gerçekliğin ne olduğunun uzun uzadıya sorgulandığı& filmin geride kalanında sizleri; beklenmedik sürprizleri de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"kesinlikle izlenmesi gereken bir film, özellikle müzikle aranız iyi ise hiç kaçırmayın, filmin temposu ağır gelebilir ama sonuna kadar izlenip keyfi çıkarılması gerek :)","label":8} {"text":"Gayet sıradan olduğunu düşünüyorum..filmle ilgili en ilginç nokta ise Eric Bananın da oynuyor olması..Tabii ilginç olan bu değil.Benim bunu az önce oyuncu kadrosunu okurken farketmem..Filmde onu tanıyamamıştım.Makyaj ve kellik onu çok değiştirmiş.","label":5} {"text":"hapisane ye kazılan tüneller oha dedirtese de genel itibariyle güzel bir film. başyapı olabilme şansı çok yüksekken, kalsik hollywood iş güzarlığına kurban gitmiş finaliyle bu şansını yitirmiş. şahsen o tünelleri hapisane yi komple havaya uçurmak için kullansaydı gerard abimiz, süper bir final olabilirdi.","label":8} {"text":"Act of Valor'u türündeki benzer filmlerden ayiran en önemli özellik çatisma sahnelerinin gerçekçiligi.Öyle ki,bazi sahnelerde deniz piyadeleriyle ilgili bir belgesel çekiliyormus havasi var.Detayli kamera açilari kullanilmis,izleyici çatismalari birebir yasiyor.Bu kaliteli çekimlere ragmen film,Amerikan ordusunun gövde gösterisinden öteye gidememis.Senaryo geregi operasyonlar,Güney Asya,Rusya ve Güney Amerika merkezli teröristlere karsi yapiliyor.Seçilen ülkeler bile birseyler anlamak için yeterli sanirim...6/10","label":5} {"text":"Guy Ritchie'nin en iyi filmi değil belki ama gayet iyi bir seyirlik. Hem ne eskisi kadar iyi ki?","label":7} {"text":"SPIELBERG`ÜN SCHINDER`S LIST İLE BİRLİKTE DÜNYA TOPLUMUNUN YÜZKARASI OLAN OLAYLARA DEÐİNDİÐİ 2. FİLMİ AMISTAD KÖLELİK,İNSAN HAKLARI,ÖZGÜRLÜK GİBİ KONULARI İRDELİYOR.FİLM GÜCÜNÜ EFEKT,AKSİYON SAHNELERİ,HIZLI KURGU,...VB. ŞEYLERDEN DEÐİL SANAT YÖNETİMİ,SENARYO VE OYUNCULUKTAN ALIYOR.AÐIR TEMPOSU VE SINIRLI MEKANLARA RAÐMEN EÐER FİLM SİZİ İÇİNE ÇEKERSE FİLMİN SONUNU RAHATLIKLA GETİREBİLİRSİNİZ.KENDİ AÇIMDAN FİLMDE BULDUÐUM EN BÜYÜK KUSUR MÜZİKLERİN ÇOK GERİ PLANDA KALMASIYDI.BU TARZ BİR DRAMDA MÜZİKLER BİRAZ DAHA ÖN PLANDA KULLANILMALIYDI.GÜCÜNÜ OYUNCULUK,SANAT VE HİKAYESİNDEN ALAN BİR FİLM İZLEMEK İSTİYORSANIZ AMISTAD`I MUTLAKA İZLEMELİ VE ÜSTÜNDE DÜŞÜNMELİSİNİZ...","label":7} {"text":"Kısaca yazmak gerekirse çok iyi oyunculuk, sıkılmadan izlenecek bir senaryo. roller çok doğal olmuş, sanki gerçekten gemide bir kaç adam var arada da kamera dolaşıyor gibi. diyaloglar çok doğal, olaylar akıcı. ama sonu pat diye bitiyor sanki devamı gelecek gibi.","label":7} {"text":"kesinlikle katılıyorum sana...ve şimdu bunu dünya sineması için ben söylemek istiyorum :) gına geldi...","label":7} {"text":"Ölüler şüphesiz ki konuşamaz.. Dram, gerilim, yasak aşk ve cinayet. Sonunda kusursuzca beğendiğim harikulade aldatmaca. \" Acı çekmeden selamete eremezsin \" Uzun zamandan sonraizlediğim en iyilerden:)","label":8} {"text":"şu tepe pullu tepe müziğiyle gönlümü fethetmiştir. gerisi hikaye.","label":7} {"text":"Film çok uzun ve yavaş. Hiç zaman kaybetmeden başka filme geçin. Filmin tek çeken noktası 12 yıl gibi bir zamana yayılması.","label":6} {"text":"güzel gerilimli sürükleyici mantıklı bir zombi filmi heran gerilim dolu bir yapım 10 üz 7.6","label":6} {"text":"İlk bölüm de mutlaka izlenmeli ki bu şaheser algılanabilsin. Hiç beklemediğim şiirsel müzikalite ve kendini hissettiren kuvvetli Rus edebiyatı. Biz Malkoçoğullarını dan dun ile çekerken bu adam efsane bir tarih filmi yapmış. Şu sahne için bile izlenir... https://www.youtube.com/watch?v=5tcPBx3O_H4","label":7} {"text":"Toplama pc gibi film. Oyunculuklar kötü, senaryo kopuk. Yine de izlettiriyor kendini","label":5} {"text":"Film Peru sinemasını tanıma açısından izlenebilir. Yalın insanların günlük yaşamlarından kesitler sunan film aynı zamanda Başkent Lima'da insanların yaşamına dair gerçekleri gösteriyor. Ancak Türk sinemasında olduğu gibi entellektüel bir film yapma çabasıylagereksiz ve anlaşılması zor sahneler ekleyerek, filmin bütünlüğüne zarar verilmiş. Yine de insan her yerde insan ve sevgiyi, umudu yaşatmak adına her türlü fedakarlığa hala katlanıyor.","label":0} {"text":"Ben filmi hakikaten çok beğendim. Diyalog ağırlıklı bu film üç kısım içerisinde bir insanın büyümesini anlatıyor. Bu sefer büyüyen eşcinsel bir çocuk, eşcinsel bir ergen ve eşcinsel bir adam. Birinci bölümde baş karakterimiz çocukluğunda neden farklı olduğunu anlayamıyor, ikincisinde farklılığından kaçmaya çalışıyor, üçüncüsünde ise toplumda hayatta kalabilmek için gizlediği ve bastırdığı bu yönünü geçmişine dönerek aşıyor ya da o yönüne temas etmiş oluyor. Bu anlamda hakikati hakkında nesnel bilgisi az olan, ya da bu bilgisi toplum tarafından tam anlamıyla kabul edilmeyen ama yaşamak zorunda kaldığı kendi gerçeğini yadsımamak, bunu kabullenmek, bunu ifade etmek zorunda olan bir insanın hikayesinin anlatıldığı Moonlight, aksiyon bekleyen insanları tatmin etmiyor, doğal olarak, çünkü her üç bölümde de gördüğümüz gibi, filmin tamamına yayılan sükünet hissi, aceleye gelmeyen, ağırdan alan; pozlardan, yalancı ve samimiyetsiz imajlardan öte insan duygularıdır diyen, anlamak için hikayesini ağır anlatan ve olayların akışını değil duyguların yayılarak başkaları tarafından empati kurulabilmesini, hissedilebilmesini talep eden bir eser bu. Bir gerçeği anlamak için olayların hızlı hızlı akışını talep etmemizi değil, duyguların ağır ağır çökmesini ve yayılmasına duygudaş olmamızı istiyor bizden. Bu anlamda kesinlikle çok iyi bir eser olduğunu düşünüyorum.","label":9} {"text":"bence güzel bir film olaçak oyuncu kadrosuda fena değil","label":7} {"text":"Sihir, büyü ve görsellikle, iğrenç ve bayağı bir komedi anlayışının harmanlandığı bir film. Tek kelimeyle rezalet, özellikle çırak rolündeki eleman miğdemi bulandırdı gerek tipiyle gerekse yaptığı aptal şakaları ve komiklikleriyle.","label":6} {"text":"Zaman zaman sinir krizlerine girsem de filmdeki anne ve baba yüzünden çok iyi bir filmdi. Onata Aprile muhteşemdi. Sonu nasıl bitecek bilemedim bir sürü son yazdım kafamda. Sevgiye, insanlığa ve ebeveyn olmaya dair başarılı bir film.","label":8} {"text":"cok uzun olmasinin disinda olumsuz bir yani yoktu, bir de altyazi olmadan takibi zor. broadway muzikalini tv den izlemek guzeldi, bir gun canlisini da izleriz umarim","label":8} {"text":"Hepimizin başına talihsiz olaylar gelebilir. Bir çok uyanış ve farkına varma hikayesinde böyle bir olay veya olaylar silsilesi görebiliriz. Sanki derinde bir şey devamlı bizi devamlı gördüğümüz rutin rüyalardan uyandırmak ister gibidir. Berbat gözüken olayların sonunu tahmin etmek hiç de kolay değildir. Stronger adlı film, Boston’da patlayan bombada bacaklarını kaybeden ve daha sonra kahraman ilan edilen Jeff Bauman’ın gerçek hikayesini konu alıyor. İşçi olan çalışan, Boston taraftarı Jeff, eski kız arkadaşını geri kazanmak üzere Boston yarışlarını izlemek için yerini alır. Bombacıyı tarif edebilecek kadar yakın bir mesafede durmaktadır. Artık hayatı hiç bir zaman aynı olmayacaktır. [spoiler]Jeff’in anne ve babası, henüz 2 yaşındayken boşanır. Yeniden evlenen babası onu patlamaya kadar doğru dürüst ziyaret etmez. Annesi ile beraber tek başlarına yaşarlar. Annesinin fazla alkol tüketmesinin yanı sıra oğluna aşırı karışması da önemli problemleri arasındadır. Babasından uzan olan Jeff, anasının oğlu bir genç olarak yetişmiştir. Patlamadan dolayı kendini suçlu hisseden eski arkadaşı ona geri dönmüş ve ona destek olmaktadır. Ortalıkta artık iki anne var gibidir. Jeff kız arkadaşının evlerine taşınacağını bile annesine söylenmekten korkar. Dolayısıyla iki kadın artık rekabet halindedir. Jeff’in babası ise daha sık ziyaret etmeye başlar. Diğer yandan Jeff Boston halkı tarafından kahraman ilan edilmiştir. Onlara göre saldırganlara karşı kazanılmış bir zaferin kahramanıdır Jeff. Sonunda Jeff tüm anlamsız şekilde ünlü olmaya, bacaklarının yokluğuna ve kadınların kavgalarına dayanamaz ve kendini içkiye verir. Tam o sıralarda ona bombalama sırasında yardım eden kişi onunla uzun bir konuşma yapar. Onun hikayesi Jeff’e ilham verir ve büyümeye karar verir. Bu yetişkin olmak ve yaşamak anlamına gelir. Kendini ayağa kaldıran Jeff, kız arkadaşı ile evlenir ve çiftin bir kızı dünyaya gelir. Filmin sonunda bahsedilmeyen gerçek ise, Jeff’in 3 sene sonra boşanmasıdır... Muhtemel varsayım Jeff’in artık bu ilişkiyi beslemiyor olması. Eğer gerçekten büyüdüyse, yardıma muhtaç olan çocuk artık ortadan kalkar ve aradaki çekimi yaratan dinamik ortadan kalmış olabilir. “Çocuklarım öldü... Yıllar önce... Büyük olan oğlum savaşta öldü. Onun ölümünü duyunca aptalca bir şey yaptım. Benzin alıp kendimi öldürmek istedim... Bahriyeliler beni kurtardı... Öbür oğlum; tüm bunlara dayanamadı ve kendi canına kıydı. Abisini kaybetmek, beni böyle görmeye dayanamadı. Onların bana ihtiyaçları varken yanlarında olmayı ne kadar çok istediğimi bilemezsin. Şimdi ben ülkeyi dolaşıyorum ve askerlerle konuşuyorum; savaş sonrası travmaları hakkında... Devam etmemi sağlıyor. Sana yardım etmek oğluma yardım etmek gibiydi. Sana yardım ettiğim kadar bana da yardım ettin.”[/spoiler]","label":6} {"text":"Başarılı ve her saniyesi aksiyonun hakkını veren bir yapım. Kesinlikle izleyin.","label":4} {"text":"Cumartesi günü en erken(12.15) seansa bilet alıp izledim ve salonda tek başımaydım :) genç çiftlerin gişe önünde görüpte gitmek isteyecekleri bir film.Gellar oyunculuğunun üstüne yeni yetenekler eklemeye devam ediyor.Bu filmde onu daha olgun buldum. Sburban Girl Varoş Kız anlamında ancak filmde varoş kız yok!Bir dergide yardımcı editörlük yapan,Gucci ayakkabı giyen ve günlük kıyafetleriyle etkileyen birisine Türkiye'de varoş denmiyor ama Amerika da bu böyle olabilir (!).","label":7} {"text":"''Şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir.'' demişti Mario Ruoppolo...","label":6} {"text":"hepsi birbirinden çatlak karakterlerin, külüstür bir otobüsle patika yollardan 1941 yılında belgrad'a yolculuklarını anlatan sonu hüzünlü ama geneli eğlenceli film...","label":7} {"text":"ikinci bir prometheus vakası. ilk yarısı çok iyiyken ikinci yarının ortalarında yer yer saçmalamaya başlıyor. anlattığı hikayeyi kaldıramıyor. inandırıcılık sorunları yaşıyor. ama yine de iyi kotarılmış. sevdim. tom cruise ve karısı rolündeki hatun olmasa daha çok severdim. bilimkurgu sevenler kaçırmasın. matrix, moon, the island ama en çok prometheus filmi aklıma geldi izlerken. yanlarında sırıtmayacak başarılı bir çalışma olmuş. imax'te izleme imkanı varsa hele sinemada izleyin derim.","label":7} {"text":"Bu kadar zevkli bu kadar iyi görseli ve Oscar sahibi olan film izlemedim. Filmi izlerken sanki kendimi çizgi romanın içinde buldum. Filmin özellikle aksiyon sahneleri beni benden aldı. Kamera teknikleri açıları gerçekten muazzamdı. Filmin müziği rap olsada ben yine müziğin sahnelerle uyumunu ve kullanımını çok beğendim. Hele aksiyon sahnelerinde gelirimli bir müzik sesi vardı. İzlerken Örümcek Adama bir şey olacak mı diye geriliyorsunuz. Filmin bana göre çok eksiği yok ve ayrıca Bu MUHTEŞEM filmi izlemediyseniz mutlaka ama mutlaka izlemelisin iyi seyirler..... Puanım:10/9","label":8} {"text":"Artık çok fazla Marvel ve DC süper kahraman filmi izlediğimden midir nedir bilmiyorum galiba doyuma ulaşmış durumdayım.. Uzun zaman sonra çok fazla övüldüğü ve baş roldeki süper kahramanın Black Panther gibi karizma bir karakter olmasınında etkisi ile sinemaya gittim. Ama filmin sonuna kadar klişe sayılabilecek bir kurgunun üzerine basit bir senaryo geçirilmiş gibi gayet heyecansız ve sakin bir şekilde izledim filmi. Onlarca süper kahraman filminden sonra artık bir şeyler gerçekten yetmiyor. Black Panther'i canlandıran Chadwick Boseman ve filmin baş kötüsü olan Michael B. Jordan'in (erik Killmonger) performanslarının yanı sıra rolü çok fazla olmasa da Andy Serkis'in oyunculuğuna da şapka çıkartmadan edemiycem. Genel olarak aksiyon sahnelerinin her süper kahraman doğuş filmlerinde olduğu gibi sonuna saklanması dolayısı ile çok fazla tadını çıkaramasak da sizi eliniz boş göndermiyor. Ama asla çok derin bir senaryo beklemeyin derin. Avengers İnfinity War öncesi bir ısınma turu atmak gibi olan film size sadece Black Panther'in doğuşunu anlatıyor ama onuda biraz zorlama bir senaryo ve abartılı şekilde yapmayı seçiyor. Kötü bir film asla değil ama herhangi bir Marvel filminden de çok öteye geçmiyor. Sinemaya filan gidilmesi gerekene bir film olmaktan çok evde seyredilecek bir yapım gibi. Hele bir de benim gibi Türkçe dublaj ve 3D saçmalığına gitmek zorunda kaldıysanız Allah yardım etsin size. Hangi akla hizmet Türkçe dublaj bir filmde her şeyi Türkçe telaffuz ederken baş roldeki kahramana Kara Panter demek varken hala Black Panther demeye devam eder insan bunun mantığını çözebilmiş değilim. Hele hele o 3D saçmalığına ettiğim küfrün haddi hesabı yok. Kısacası orta karar bir Marvel filmi izlemek için evinizin rahatından çok da uzakta olmanız gerekmiyor.","label":5} {"text":"Dağınık yapısı ve uzun süresiyle oliver stone un en zayıf filmlerinden birisi. Amerikan futbolunun kurallarına veya oynanış şekline kafayı takmayı bırakıp da filme odaklanabilirseniz zaferi, yenilgiyi, mutluluğu, kavgayı, acıyı hissedip yaşayabilirsiniz. Çekimler ve kurgu da ?işte bir stone filmi? dedirten cinsten...","label":6} {"text":"Müzik yok, efekt yok, sonu yok!. Ama ben bu filmi çok beğendim lan. Nasıl oldu anlamadım ama çarptı herhalde. Yalınlık, saf gerçeklik olur da bu kadar mı olur?!","label":8} {"text":"Zaman yolculuğu mefhumundan hoşlananların seveceği bir film. Orijinal sayılabilecek bir senaryo ve neredeyse tamamı bir odada geçmesine rağmen sonuna kadar kendini merakla izleten bir film diyebilirim.","label":2} {"text":"bu filmi conjuring gibi pşişik korku filmleriyle karşılaştırmamalıyız. filmin tarzı elm sokağı kabusu tarzında olup gayet başarılı buldum. tek sıkıntısı ikinci bölümünde koşuşturmaca ve sonunu fazla uzatmış olmaları.","label":7} {"text":"görsel bir şölen için izlenebilir fakat çok fazla beklentiylede izlememek gerekir bence daha iyi olabilirdi...","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en iyi korku filmi diyebilirim. Kaliteli bi korku filmi izlemek istiyosanız kesinlikle bu filme gitmelisiniz. Halka, insidious, orphan halt yemiş bu filmin yanında. Kalitesiyle kurgusuyla çok iyi. Hatta filmden çıktım, bunun senaristi kimse tüm filmlerini izlicem dedim; ama onların da ilk filmleriymiş sanırım. Çoğu sahnelerine bakamadım bile, ki ben korku filmi izlemeyi çok sevdiğimden korkmazdım öyle. Efektler çok fazla tabiki genelde tüm korku filmlerinde olduğu gibi, onun da etkisi vardır belki ama çok doğru yerlerde kullanılmış. Efektle sıçrayıp dökmemek için kolamı elime alıp içemedim, o kadar yani, düşünün..","label":9} {"text":"ortalarında ilk sürpriz çıktığında bayağı bir sarıyor film.ama sonra git gide klasik amerikanvari komplo unsurlarını kullanmaya başladığı için sıkıyor.sonlarında ise sürpriz son patlatacağız diye yapılmış bir uçukluk ki en kral komplo teorisi yanında sıfır kalır.ve artık 5-6 sürprizden sonra zaten sürprizin sürprizliği kalmıyor film için sıradan hale geliyor.yani öyleki son sahnede teknenin arkasından babam çıksa birini vursa herhalde ona bile şaşırmazdım.","label":1} {"text":"Filmi izlemek ıstiyorum lütfen yükeyim llghjjbfdcvvbbbdddcxcvbbhjjjkkyrdgvbbvhhggg tttttttttyyyyyyyyyyyyy","label":9} {"text":"harika bir film , direk ilk 10 filmim arasına girdi,bundan daha güzel ifade edilemezdi bazı şeyler...","label":9} {"text":"Filmi beğenmedim deseeem yalan olur, beğendim deseeeem başkalarına haksızlık olur. Özetleyeyim; oyunculuklar ve görüntü yönetmenliği açısından bir sıkıntı yok gayet başarılı, ama senaryo yalınlığı ölçüsünde emsali olan filmlerin gerisinde kalmış. Ne güzel yalın işte diyecek oluyorsunuz bu sefer de konu biraz basit kaçıyor. Ne bileyim bir vizontele, bir ulak, bir iki dil bir bavul gibi konu ve tema açısından benzer olan anlatım tekniği açısından farklı olan filmler içinde elbet bir yer buluyor. Netice itibariyle izlerseniz fena olmaz izlemezseniz üzülmeyin ;)","label":6} {"text":"\"Sinema üzerinden popüler kültür ve entelektüel hayat üzerine düşünmeler\" diyebiliriz film için. Hepimiz biliyoruz bir zümreye aitsen ve zümre içerisinde artık bir yer işgal ediyorsan bu durumu değiştirmek, kendini başka bir zümreye dahil ettirmek çok zordur. Hatta kendini girmek istediğin sınıfa kabul ettirememişken, hala içinde bulunduğun kültürün ögelerini kullanıyorken, bu kültürü yıkmak bana imkansız geliyor. Filmde diyalektik kavramı üzerinde duruluyor. Bunun için insanın özünün değişmesi gerekmektedir. Haşmet Asilkan ise hayatı boyunca popüler kültüre hizmet etmiş ve küçük bir çocuk gibi geçici heveslere sahiptir. Tıpkı entelektüel olma çabaları gibi. Bu yüzden beklediği gibi bir değişme pek mümkün gözükmemekte. Filmin en büyük eksikliği ise Şener Şen`in yanında kendisine eşlik edecek çok iyi bir oyuncu daha olmaması. Puanım: 7","label":6} {"text":"Neden Türk Filmlerine karşı bu kadar gaddarız anlayamıyorum. Bence film mükemmel denebilecek kadar güzel. Benzer Hollywood yapımını da Kore yapımını da aynı zevkle izledim. Ama bu Türk Filmi ya hu! Daha bizden, daha sıcak, daha güzel. Hele ki Mert Fırat 'ın mükemmel Başka dilde aşk filmindeki kelimeleri olmadan oynadığı oyunculuktan sonra bu yapıt bana çok özel geldi. Evet klişe, evet ağlatmaya oynuyor, evet ağladım ama biz hep böyleyiz zaten. Hala Kemal Sunal filmlerine güleriz. Hala daha Sadri Alışık Ah Müjgan dese ağlarız. Ben izleyin derim. Gerçekten filmin içerisine girdim ve salya sümük ağladım...","label":9} {"text":"Uzun olması dolayısıyla bazı yerlerde sıkıcılaşan bir yol hikayesi. Sıkıcı bölümlere de oyunculukların kalitesi nedeniyle katlanılabilir. 7 pts.","label":7} {"text":"Sonu haricinde çok beğendiğimi söylemeliyim. Başrole diyecek laf yok. Farklı karakterleri tek karakterde birleştirerek oynayabilmek büyük bir mesele olsa gerek.","label":6} {"text":"Başroldeki köpekçiklerin müthiş oynadıkları film. Film boyunca ağlama Melis modunda kalakaldım erkek halimle. Zaten başrolde rahmetli Paul reyiz var onun her sahnesinde ister istemez içleniyor insan. Her ölüm erkendir de senin ki çok erken oldu be :(","label":7} {"text":"Aman aman bir film değil sürükleyici olması güzel Başroldeki kızımızın kaşarlıkları sinirimi bozmadı değil Matrix'ten bildiğimiz Trinity karşımıza tam bir teyze olarak çıkmış. Böylesine pasif bir rol için çok fazla yine de onu görmek güzel","label":5} {"text":"Bir kurtadam filminden beklenenleri hemen hemen verebilen, ağır havasına rağmen pekte sıkmayan bir film The Wolfman. Işık ve ses çok başarılı geldi bana, 10/8. Türün meraklılarını tatmin edicektir.","label":7} {"text":"Koruyucu uzun, hemde baya uzun sayılabilecek süresine rağmen doyurucu bir film. Heyecanını son ana kadar ayakta tutmayı başarıyor. Sonu biraz melankolik. Böyle bir sona gerek varmıydı bilmiyorum. Ama yinede izlenmesi gereken bir film.","label":6} {"text":"Bilmem ne kadar para harcadık diyorsunuz yaptığınız efektler komik olmaktan ileriye gidemiyor.Ciddiyetiniz, oyuncularınızın takma sakalından belli.Senaryoda onlarca boşluk var.Mesela:İstanbulun fethinin en ilginç yanı gemilerin karadan yürütülmesidir, ama bunu bile doğru dürüst anlatamamışsınız.Berbat ses efektlerinizle ikibuçuk saat boyunca kafa şişirmişsiniz.Gerçekte köse olan Akşemseddini aksakallı göstermeniz gibi tarihi yanılgıların yanında yaptığınız çekim hatalarından kitap yazılır.Ama bütün bunlara rağmen gişede harcadığınızı iddia ettiğiniz rakamdan çok daha fazlasını kazanacağınızdan şüphem yok.","label":2} {"text":": Eeeeeddiii, neden buraya döndük hani burayı sevmiyorduk... Edi, bunca zaman ertelediğim, nihayetinde izlediğim, konusuyla, karakterleriyle, görselliğiyle başucu filmlerim arasına giren harika bir film... eline sağlık Piotr Trzaskalski...","label":0} {"text":"çok, çok kötüydü be!","label":2} {"text":"3'lemenin en iyi filmi olduğunu söyleyebilirim. özellikle aksiyon sahneleri çok iyiydi, james bond filmlerinin tadını veriyordu.","label":7} {"text":"ikinci kez seyrettim, yine aynı şeyi düşündüm. filmin yıldızı bence sahildeki kadın kesinlikle :)","label":7} {"text":"Bayılıyorum bu Amerikanların konu ne olursa olsun, hikayeyi \"The American Dream\"e bağlamasına.","label":8} {"text":"ilk olarak şunu söylemem gerek, kitabı okumadım.. filmde birşeyler eksik.. sadece annenin oğluna \" iyi niyetli bir insan değilsin \" dediği sahnede biraz tuhaf oldum.. gerisi bana hiçbirşey vermedi.. zayıf bir film.. jim kankamdır, severim ama olmamış...","label":5} {"text":"konu tahrik edici ama kadın oyuncu fazla tahrik edici değildi..biraz daha alımlı bi kadın oynasaydı daha güzel olurdu diye düşünüyorumm","label":4} {"text":"Zaman zaman korkutan,yönetmeni ve kullanılan soundtrackleri başarı olmasına rağmen ortalama bir korku-gerilim filminden daha fazlası değil zamanlarda sık sık karşılaştığımız yeni taşınılan ev-aile-korkunç çocuklar üçlüsü bu filmde de mevcut ve açıkçası artık bu üçlü kabak tadı vermeye başladı özellikle ben küçük çocukların korku filmlerinde olmasını gereksiz ve hiç korkutucu baştan sona sürükleyici diyebilirim ilk yarıda biraz tempo ve heyecanlandırma sıkıntısı çeksede ikinci yarıda özellikle filmin sonlarına doğru tempo nerdeyse tavan yapı geriyor mu birkaç sahnesiyle gerildim özellikle sonlara doğru fakat artık çok klişeleşmiş olan bir anda ses veya görüntüyle seyirciyi korkutanlar kervanında olan bir filmin en iyi yönlerinden birisi kullanılan başarılı soundtrackler filme ayrı bir etki vermiş bu arada yönetmeni de tebrik etmek gerekiyor bir korku filmine göre gayet güzel bir iş çıkarmış.İzlerken zaman zaman aklıma Kubrick'in Cinnet filmi zaman zaman da Halka filmi sonu beni pek tatmin etmedi açıkçası neden bilmiyorum ama filmin sonunu tam olarak beğ Hawke iyi performans çıkarmış zaten nerdeyse bütün filmi tek başına götürüyor olarak fazla beklentiyle izlenilmemesi gereken,yönetmenin başarılı çekimleri ve başarılı soundtracklerle evde izlenebilecek ortalama bir gerilim filmi Sinister. 6.5/10","label":5} {"text":"Açıkçası yeterli bulmadım.","label":6} {"text":"Film ne gerdi ne de güldürdü. Amacı olmayan gereksiz bir filmdi. Komedi filmi olsa en azından gülerdik. Ama öyle de değildi. 10/4","label":3} {"text":"&Tsotsi ile adını duyduğumuz Gavin Hood, ilk ve şimdiye kadar son kez X-Men dünyasına giriyor. Çizgi roman-aksiyon türü altında düşündüğümüzde başarılı bir film çıkarmış. Hele ki mutantların dünyasına önceden de aşina idiyseniz, daha da zevkli gelecek tabii ki film. Bazı karakterlerin belirmesi daha da anlamlı olacak sizin için. Ama X-Men dünyası ile ilk kez tanışacaksanız da, herhangi bir zorluk yaşayacağınızı zannetmiyorum. Hayranların en sevdiği ve mutantların da en güçlülerinden ve popülerlerinden biri olan Wolverine'in, yani Logan'ın öyküsü işleniyor ayrıntılı bir şekilde. Tabii ki aralarda ufak tefek tekrarlar olacaktır ancak şimdiye dek çekilmiş o kadar X-Men filminin içinde kendine özgü bir yere sahip olmayı ve seriyi canlandırmayı başarıyor bu halka. Karakter ile şaşırtıcı bir biçimde bütünleşmiş olan Hugh Jackman'ın yanına, Victor (Sabretooth) rolünde Liev Schreiber'dan daha uygun bir partner düşünülemezdi. Diğer rollerde de tatmin edici performanslar var. Sürükleyici, heyecanın dinmediği bir aksiyon. Zaten genel olarak baktığımızda, X-Men serilerinin iyi çekiyorlar. Son olarak X-Men:First Class da oldukça başarılıydı mesela. Çizgi roman kültüründe farklı bir yeri olan, perdeye de sürekli ve canlı bir şekilde uyarlanmayı başarmış bir seri. Önümüzdeki yıllardaki halkalar da seyir zevkine sahip olacak mı, hep birlikte göreceğiz.","label":6} {"text":"...Love the Coopers filmi, yılbaşında bir araya gelen bir ailenin anatomisini çıkarmaktadır. Üç nesil – gelecek, şimdi ve gelecek – Şükran gününde bir araya gelecektir. Yıllar sonra ayrılmanın eşiğine gelmiş anne-baba, yaşlanmış bir dede ve teyze... Hiç evlenmemiş kız kardeş, annesi ile sürtüşen kız, torunlar vs... Bu sıra dışı gecede, herkes birbiri ile kapışır; kozlar paylaşılır... Yıllardır konuşulmayan konular ortaya dökülür... Herkes, kendilerini bulmaya başlar. Yazının tamamı blogta... Ailemiz, bize harika bir ayna olur... Hayatı bir arada yaşarken, kendimiz olmayanları fark etmemiz için bize bir imkan sağlar. Sevgi bağı güçlü olduğu için diğer aynalar gibi kolayca kırıp kurtulamayız ondan... Ne onlardan bağımsız olduğumuz doğrudur, ne de onlara çok bağlı olduğumuz. Ebeveynlerimiz ellerinden gelenin en iyisini yapmıştır. Aldıklarımız için minnettar olup, kendi hayatımıza döndüğümüzde hayat akmaya başlar...","label":7} {"text":"Film çok az salonda gösteriliyor.Bence içerik bakımında iyi film olmuş.Senaryosu iyi.İzlerken hiç sıkılmadım 10/7","label":9} {"text":"Abi kol bozuk! Bilgisayar oyunu tadında olması giriş itibariyle etkileyici oldu benim için. Baştan sona doğru akan hikaye, içinde eksiklikler olmasıyla giderek etkileyiciliğini kaybetti. Hardcore Henry filmi tuttu biz de o tarz yapalım iş seriye dönsün kafası da hoşuma gitti tabi. Bu tarz sinema tekniği gerçekten farklılık yaratıyor bizlere. Dediğim gibi etkileyici bir giriş olsa da filmimizde ne yazık ki senaryo ve ekip, olayı o istenilen kaliteyi yükseltememiş. Bir yerden sonra sıkıcılık bile başlıyor. En büyük hata senaryoyu bize yansıtmada var. Ne oldu şimdi soruları çoğu kez kafalarımızı kurcalıyor. Paralel evren olayı tabi ki güzel ama bu senaryoda film yapmak kolay değil. Mantıklı bir işleniş olmak zorunda. Bir de Bérénice Marlohe dışında başka bir kadın karakter oynatılmalıydı. Filmin seviyesini düşürmüyor değil. Farklı bir film izlemek isteyenler deneyebilir. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Filmi beğensem de abartıldığı kadar mükemmel, kusursuz, yine olsa yine izlerim tadında bir film olduğunu düşünmüyorum. İzlerken sıktı. Belki de başroldeki çocuk itici geldi. the way back filminde de benzer konular işlenmiş fakat onu daha çok beğenmiştim mesela. çünkü sıkmamıştı.","label":5} {"text":"Bu kadar düşük bir puanı hak etmiyor bu film.. kesinlikle kaliteli bir dönem filmi ve özeleştiri yapmamızı sağlıyor.. ayrıca çok güzel bir aşk filmi bence.. beren saat rum şivesiyle konuştuğu halde çok başarılıydı oyunculuğu.. aynı şekilde murat yıldırım ve okan yalabalık da gayet iyiydi.. nerdeyse 2 yıl oldu izlediğim ama son derece etkili bir film güz sancısı.. 9/10","label":9} {"text":"Gülmek ve eğlenmek için ideal seçimlerden biri olur.. Serinin diğer filmlerine göre Chris Tucker oyunculuk olarak daha iyiydi..","label":5} {"text":"Böyle b.. ktan bir film daha izlemedim vasat bir film vakit kaybı bence Türkler gerilim korku filmi çekmesinler","label":0} {"text":"Ortadoğu filmler içerisinde bakış açısı yönünden farklı bir yerde duruyor.Amerikan milliyetçiliği yerli yerinde dururken en azından bu sefer Arapların hepsi terörist değil.Ancak bu tür bir konuya sahip hemen her film gibi gişede zarar etti The KingdomFilmin ilginç bir yönü de tam anlamıyla başrol diyebileceğimiz bir karakterinin olmaması.Hadi Jamie Foxx neyse de Garner,Cooper ve Bateman ın filmdeki yerleri yok denecek kadar az.Bunun aksine İsrailli aktör Ashraf Barhom daha ağırlıklı ve kilit bir rolde.","label":6} {"text":"bu tarz filmleri pek sevmem aslında vurdulu kırdılı ama bu film heralde uzun süredir izlediğim en güzel dövüşlü film oldu bu tarzdan hoşlananlar kesinlikle kaçırmamalı...","label":7} {"text":"Tam bir çerezlik film.","label":4} {"text":"Son zamanlardaki en iyi komedilerden..Beklediğimi buldum diyebilirim açıkçası..Kesinlikle izlemeye değiyor:) 8/10","label":7} {"text":"Abartısız söylüyorum Hayatımda izlediğim en saçma film. Konu kurgu mizah yerlerde bukadar olmaz. Kesinlikle zaman kaybı tek yıldızı bile haketmıyor","label":0} {"text":"Dün akşam filmi izledik film berbat ötesi.. Film'de oynayan oyuncular korkmuyordu ve çok soğukanlıydılar. Biz nasıl korkalım? 10 yaşında çocuğa 1 dakika elektrik çarpıyor çocuğa bişey olmuyor, babası gelip &önemli bişey yok sadece elektrik çarpmış& diyor ve çok soğukanlı :D Film kopuk, korkutucu değil, berbat ve sadece gürültüyle rahatsız ediyorlar. LÜTFEN İZLEYİP BUNLARA PRİM VERMEYİN.. KİMSE BİZİ SALAK YERİNE KOYMASIN!","label":0} {"text":"Herkes bu filmde Sevemedim Karagözlüm'ü ön plana çıkarmış, ki bende çok severim bu şarkıyı, ama bı filmde o balık pazarında Azizenin söylediği şu şarkıyı unutumam: ey kız balık mı aldın da yoksa koca mı aldın ? kör mi idi gözlerin ohh ohh minik kız onu gece mi aldın ? kalkan balığına bakın usta keseri gibi arkası kamburlaştı oh ohh azize eşşek semeri gibi balıklarım tazedir alıp yiyip doysana bir kilodan ne olur oh ohh bey amca üç beş kilo alsana lüferlerimi yiyen su içer kana kana ben satıyorum diye oh ohhh teyzeciğim ne kızıyorsun bana hamsi kurban o göze ne bakarsın denize atarlar sana olta ohh ohh güzel kız alırlar seni yüze.","label":6} {"text":"Kitaplarını okumadım. Ancak bu kadar boktan olabilirdi. Kurgu bastan beri guzeldi begenildi ancak bu kadar berbat bir final yapilamazdi. Yavaş başlayan seri yavaş bitti beklenen ya da bekledigim patlama yaşanmadı. 3. Film oyalama amaçlı yapıldığı belliydi surumden kazanmakti amaç. Surekli savaştan savaşın geldiginden varolan duzenin yikilacagindan sinyaller verdigi için son bölüm beklenildi. Ancak alaycı kuş 2 de savaşın ''s\"si yok. Capitol ve isyancılarin savaşını bekliyosunuz. Sadece sozlerle savaş basliyor diyolar. Ama bakiyosunuz bir bok olduğu yok. Bir bakiyosunuz savaş bitti diyolar. Ulan. Ne zaman başladıda bitti. Bir kızın 2 erkek arasında kaldığı kötü bir seri olarak hafizamda kaldi sadece.","label":6} {"text":"Desperado kadar olmasada güzel bir film olmuş oyuncular filme ayrı bir renk katmışlar aksiyon sahneleri,müzikler,çekimler falan herşey başarılı fakat salma hayek başrol oyuncusu olarak gözüküyor ama çok az oynadı filmde bu yüzden açıkcası biraz hayal kırıklığınada uğradım.El mariachi ve desperadoyu sevenler bunuda sevecektir diye düşünüyorum.","label":7} {"text":"Mike iki çocuğuna bir hikaye anlatmak istemesiyle başlayan filmde, Mike ve kardeşi Bobby, annesinin evi terk etmesiyle başka bir yere yerleşmişlerdir. Anneleri Mary, The King lakaplı biriyle tanışır. Adam hem annelerine hemde çocuklara çok iyi davranmaktadır. Fakat bu güzel rüya zamanla adamın şiddet yanlısı davranışlarının başlamasıyla kabusa dönüşür. Adamın anne ile arası çok iyidir ama çocuklara şiddet uygulamaktadır. Bu sırada iki kardeş, taşındıkları yerde oturmuş olan bir çocuğun uçuş denemesi hikayesini duyarlar. Mike, kardeşinin bu durumu atlatması için radio oyuncağını uçağa çevirerek, o atlayışı yapma işine girişir. Filmin güzel yanı, iki çocuğun hayal gücünün ufkunun ne kadar geniş olduğunu ve cesur duyguları sayesinde dünyadan ne kadar tat alabileceklerini güzel anlatıyor olmasıdır. Keyifle izlenecek bir aile filmi.","label":6} {"text":"ırkçılık konusunda missisipi burning in üstüne film tanımam. karakter dönüşümleri inandırıcı olmamış.","label":7} {"text":"Mafya içerisine sızmış bir köstebek ve etrafında güç için yapılan kanlı mücadele.. Yönetmenin kanlı sekanslarla dolu çalışması hem sert hem duygusal olmayı başarıyor. Oynadığı her filme boyut kazandıran Min-sik Choi ve ondan geri kalır yanı olmayan oyunculuklar ise kaliteli.. Esaslı bir mafya filmi görmek isteyenler, kaçırmasınlar..","label":7} {"text":"bu kubrik garip adam ha bazı şeylere takmış. ama film gayet başarılı","label":7} {"text":"sıkılmadan izlenebilecek gayet güzel bir aksiyon filmi...bilindik macera filmlerinden değil!!!","label":7} {"text":"Valla ne yalan söyleyeyim çok güldüm ve beğendim jim carreyin her filmi gibi buda müthişti filmi tek başına götürüyor.Komedi izlemek isteyenlere iyi seyirler.8/10","label":7} {"text":"Filmin isminde Hansel & Gretel'in Gretel & Hansel şeklinde yer değiştirdiğini görüyoruz ve film de Gretel'i öne çıkarıp hikayeyi kadın perspektifinden anlatıyor. Sahnelerin çekimine özen gösterilmiş; ışıklar, atmosfer etkileyici... Öte yandan hikayenin işlenişi yavan.","label":5} {"text":"öyle çok dolu dolu olmasa da sıkmayan film, izlenebilitesi yüksektir. çok yormaz izleyicisini. eğlenceli ve hoştur ayrıca. sırf cure'un just like heaven ına bayıldığım için izlemiştim. film soundtrack i olarak cover ı kullanılmış zaten","label":6} {"text":"neil young'ın yaptığı müzikler filme ayrı bir hava katıyor.siyahla beyazın estetiğini sonuna kadar kullanan Jim Jarmush ortaya harika bir film çıkartmış...","label":8} {"text":"brad pitt yerine baskasi oynasa imdb puani 55'i gecemeyecek film","label":7} {"text":"Güzel bir filmdi ama bunu da demezsem olmayacak,yahu çolakzade bunu kurgulayacak kadar çok zeki bir insansa o eli gidip su kenarınamı atar,git toprağı 2 karış kaz göm içine ;)onuda geçtim cinayet adamın evinin aşağısında oluyor yahu polis durum incelemesi hiç mi yapmamış,hiç mi o ormanda ev olup olmadığını araştırmamış. Bu gibi soruları sormazsak güzel filmdi.","label":4} {"text":"Dönüp bir daha izlenecek filmlerden . Ama ilk izleyişinizde anlamayacağınız için değil , farklı hislerle izlemek ve daha farklı hissetmek için. Film başladığı zaman gerçekten nasıl ilerleyecek diye düşündüm . Güzel bir altyapısı olduğu belliydi , konusunun etkileyici olduğunu tahmin etmiştim ama yine de şaşırdım . Dram izleyecekseniz kesinlikle önerimdir. Uzun zamandır böyle bir film izlememiştim ve çok iyi geldi. Basit işlenmemiş bir dram filmi olduğu için kafanızı kaldırmıyorsunuz izlerken. Tamamen içine alıyor . Will Smith ve Kate Winslett olması benim için zaten bir artıydı film adına ki şaşırtmadı. İyi seyirler şimdiden izleyenlere , umarım bu yorum sayesinde izleyenleriniz de vardır .","label":7} {"text":"Derdini en iyi anlatan filmlerden biri. Olay şiddet olduğu zaman, ortada bir masumun bulunmadığını, bilhassa sistemin nefreti nasıl körüklediğini küçük bir popülasyon üzerinden oldukça eğlenceli ve vurucu olarak anlatırken, hoş bir alıntıyla da bitiriyor.","label":7} {"text":"Dağcılık ile ilgili detaylar çok doğru bir şekilde işlenmiş. Genelde dağcılık filmlerinde heyecanı arttırmak için gerçekle ilgisi olmayan sahneler eklenir. Bu konuyu çok ustaca kotarmışlar. Sadece keşke içine gerçek hikayeyle ilgili olmayan bir aşk katmasalardı. Son dakikalar gerçeklerden kopup bir aşk filmi halini alıyor ve tahammül edilemez oluyor. Yine de tırmanış kısmındaki gerilim düzeyinin çok iyi ayarlanması ile adını başarılı filmler arasınayazdırıyor bence.","label":4} {"text":"Bence film tarzının hakkını vermiş.Farklı bir korku filmi olmuş.Çok gerildim izlerken.Tabiki bir siccin değil bilerek girdim.","label":7} {"text":"Bir romanın yazılış sürecini ve bu sürecin bir yazarda yarattığı psikolojik çöküşü anlatan ’Capote’filmi sinema izleyicisinin pek de rağbet etmediği;ama senenin iyi filmlerinden biriydi. Amerikan edebiyatında önemli bir yeri olan egzantrik ve efemine bir kişiliği çelişkileriyle birlikte yansıtan film, 60’lar ortasındaki amerikan toplumundan çarpıcı sosyolojik kesitler sunuyordu.Bir tarafta muhafazakar,içe dönük bir kültürün temsil edildiği’sessizler’dünyası,diğer tarafta ise entellektüel piramidin tepesindeki Amerikan sosyetik aydın çevreleri...Çocukluğunda büyük zorluklar yaşamış,eşcinsel kimliği,fiziksel görünümü ve alışılagelmişin dışındaki konuşma tarzıyla hep dışlanmış bir yazar olan Capote,Kansas’ta bir çiftçi ailesinin öldürülmesiyle sonlanan bir cinayete merak sarar.Kafasında bir tür belgesel roman yazmayı tasarlamaktadır.Bunun için Kansas’ta cinayetin işlendiği kasabaya giden Capote,kasaba halkıyla olduğu kadar,cinayet zanlılarıyla da röportajlar gerçekleştirir.’Suçluların dünyası’na giren yazar bu dünyanın ne anlamlar içerdiğini kendi geçmişinden de çok iyi bildiği için zanlılların dışlanmışlıklarıyla kendi dışlanmışlığı arasında inceden inceye bir parelelik kurar.2 cinayet zanlısıyla hapishanede yaptığı görüşmeler sonucunda 1966 yılında ’soğukkanlılıkla’adlı romanını tamamlayacaktır.Roman yazılmasına yazılacaktır;ama bu süre içerisinde zanlıları ’makyavelist’bir tavırla kaderlerine terk eden,onları adeta bir nesne gibi kullanan yazar, idamlardan sonra büyük bir duygusal travma yaşayacaktır.Bundan sonra ölümüne kadar (1984)hiç bir roman yazamayacak,hayatının geri kalan kısmını bir tür ’iç hesaplaşma’yla geçirecektir... Lafı uzatmadan son olarak sinemaseverlerin çok iyi bildiği o notu düşelim:Capote’yi canlandıran Philip Seymour Hoffman,eşsiz oyunculuğuyla en iyi erkek oyuncu oscarına ulaştı.İnanılmaz bir gerçeklikle can verdiği ’Capote’rolüyle ne kadar iyi bir ’metot oyuncusu’olduğunu bütün sinemaseverlerin zihinlerine unutulmaz bir şekilde çakmış oldu...","label":9} {"text":"Kısacası Cem Yılmaz'ı ve filmde oynayan oyuncuların şu zamana kadar yaptığı icraatları ve Cem Yılmaz'la olan ilişkilerini bilen ve takip eden izleyiciler, bilmeyenlerden daha çok haz alacağı aşikar.","label":6} {"text":"Öncelikle ortada bir emek var herkesin emeğine sağlık fakat filme gelirsek filmkolik bir insan olarak görüşüm ; tek kelime ile berbat bir film ara verilmesini beklemeden salonu terk ettim 20 dakika gibi bir süre izlesim gülmek için yer aradım ama maalesef sürekli “hadi Allah’a emanet” diyerek bir Recep İvedik havası yakalamak istemiş ama olmamış parasına değilde zamanına değer veren insanlar hiç girmesin","label":0} {"text":"Psikoanalitik işleyişlerin olduğu bir film. Dar bir çemberde geçiyor ama izleniyor. Filmin havası kafkaesk de kokuyor.","label":6} {"text":"Masal daha filmin 5. dakikasında bitiyor, devamı bildiğin cadı avlamaca, biraz dövüş sahnesi, biraz korku, bolca da kan sahnesi, masalın ekmeğini yemişler bir güzel.","label":5} {"text":"Sessiz sinemaya tam olması gerektiği gibi bir saygı duruşu bu film.Yapım yılı bilinmese o dönemlerden kalmış olduğuna inanmamak çok güç.Sessizliğin sesini böylesi başarılı kullanan Michel Hazanavicius belki de hayatının filmine bu günümüz klasiğiyle imza atmış.","label":7} {"text":"herşeyi kaybedişin ardından yeniden başlamanın filmi","label":8} {"text":"Hikaye etkileyici olabilirdi, eğer uçları açık bırakılmasaydı. Anlatılmak isteneni anlamak zorlaşıyor filmde. İlginizi kaybediyorsunuz.","label":2} {"text":"Senaryosunu, aynı isimli 2003 tarihli filmin kendi yazdığı senaryosundan uyarlayarak Alan McElroy’un bir kez daha kaleme aldığı “Wrong Turn”, Mike P. Nelson’ın yönetmen koltuğunda oturduğu oldukça kanlı bir korku – gerilim filmi… Gelin isterseniz önceliği olaylar zinciri ve karakterlere vererek yorumumuza başlayalım… Appalachian Trail’de doğa yürüyüşü yapmak üzere erkek arkadaşı Darius Clemons (Adain Bradley) ile birlikte Batı Virginia’ya doğru seyahate çıkan kızı Jennifer’dan (Charlotte Vega) en son altı hafta önce mesaj alan ve bir daha da kendisine ulaşamayan Scott Shaw (Matthew Modine), mesajın gönderildiği Wrenwood bölgesindeki polis karakoluna ardından da konakladıkları otele ve uğradıklarından emin olduğu bir bara giderek kızını görüp görmediklerine dair sorular sorar… Ne yazık ki bu ilk deneme de hiçbir sonuç elde edemez… İzleyicinin de aynen Scott gibi fazlasıyla meraklandığını tahmin eden yönetmen, bizi altı hafta öncesine götürüyor… İlk öğrendiğimiz şey, Jen ve Darius’un bu yolculukta yalnız olmadıklarıdır… Kendileri ile beraber Milla D'Angelo (Emma Dumont) ile sivri dilli ve hırçınlığı sayesinde başını sürekli derde sokan nişanlısı Adam Lucas (Dylan McTee) ve eşcinsel çift Gary Amaan (Vardaan Arora) ile Luis Ortiz’de (Adrian Favela) bulunmaktadır… Otele giriş yapan gençler, ardından da kendilerini “The Deer Beer / Geyik ve Bira” isimli içinde bilardo da oynanan bir restoran bara atarlar… Ama bu “New Yorklu züppeler” kasabadaki barda pek hoş karşılanmaz ve özellikle de aşırı alkolden karaciğerini tüketmiş olan Nate Roades’in (Tim DeZarn) radarına takılırlar… O an için en azından biz öyle zannediyoruz… Sabah koşusuna çıkan Jen yolda, alışveriş yaparak elde üretilmiş takılarından aldığı Edith (Daisy Head) ve Ruthie (Rhyan Elizabeth Hanavan) ile tanışır… Lütfen bu iki simayı aklınızın bir köşesinde tutun… Zira ileride çok lazım olacak… Derken sıra, Appalachian yürüyüşüne gelir… Ancak dağlarda olan biteni, tüm kasaba halkı gibi çok iyi bilen otelci Aileen’ın (Amy Warner) tüm uyarılarına karşın, çok bilmiş Darius’un ısrarı üzerine grup, gitmeleri gereken normal yol güzergahını değiştirir… Ve tabii başlarına gelen ciddi bir kaza sonrasında içlerinden biri çok kötü bir biçimde hayatını kaybeder… Yağmurun da bastırdığı ormanda yollarını yitiren beşli, farkında olmadan geceyi içinde değişik din ve mezhepten insanların bulunduğu bir mezarlığın üzerine kurdukları kamp çadırında geçirir… Ki kayalardan oluşan bir duvara iliştirilen bildirgeye göre burası, gelmesi muhtemel iç savaş (12 Nisan 1861 – 12 Nisan 1865) öncesindeki 24 Kasım 1859 tarihinde “yeni Amerika’ya” esas teşkil etmesi amacıyla tesis edilmiş olan “Foundation” adındaki bir kuruluşa aittir… Üstelik uyandıklarında Milla ortalıklarda görülmediği gibi hepsinin cep telefonları da sırra kadem basmıştır… Hele bir de iyice panikleyerek telaşa kapılan Adam’ın bir hayvan kapanına yakalanarak kayıplara karışması hali var ki… Herkes neredeyse kopar… An itibarıyla dakika 32… Bundan sonrasın da “Midsommar” (2019) tarzı inanılmaz bir hikâyeye evrilecek olan ve önemli karakterlerin arasına Bill Sage’nin canlandırdığı John Venable’ın da katılacağı filmde çadır çok daha fena karışacak… Yani geride içinde pek çok “ters köşeyi” de barındıran heyecan dolu 77 dakikalık bir bölüm daha sizleri bekliyor olacak… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"hahaa.. bu film için söyleyeceğim..","label":7} {"text":"Ziya Öztan'dan bir baş yapıt daha!film arşivinin içinde kurtuluş filminin olmaması büyük eksiklik.yakın geçmiş tarihimizi ve hasta adam denilen ülkemizin yeniden dirilişini anlatan bu tip filmlerin artması gerekir.nokturn arkadaşıma katılmıyorum.cumhuriyet ve kurtuluş filmleri bir bütün halinde izlenmeli.özellikle Cumhuriyette Atatürk'ün ihtilalci karakteri vurgulanıyor.","label":8} {"text":"Bu tür yapımlar ülkemizde vizyon şansı bulamazlar. Hayır efendim, biz 11 eylül ve sonrasıyla ile ilgili bir film izleyeceksek kahraman polisleri, cesur itfayecileri yada uçak yolcularının ailelerini ve sevdikleri hiçe sayan duygu sömürüsünün doruklarına çıkan son anlarını tercih ederiz. Aslına bakarsanız bu kadar açık sözlü bir yapımın ülkemizde vizyon şansı bulamaması şaşırtıcı değil. Böyle bir filmin ülkemiz topraklarında çekilebilmesi asıl şaşırtıcı olurdu. İzleyicisine istediği duyguyu tam olarak geçirmeye çalışmak temposunu oldukça yavaşlatmış ki olması gereken de buydu. Ama Son of no one'ı zor bir seyirlik yapan bu değil. Geçmişi ve bugünü aynı anda anlatan oldukça sert senaryosu ve tabii muhteşem oyunculukları. Mutlaka izlenmesi gereken ağır bir dram ama yorumumun başında belirttiğim izleyici kitlesi mümkünse izlemesinler. Saçma sapan yorumlar yapmazlar böylelikle. Gerçek sinemaseverlere tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":9} {"text":"Ağır psikolojik etkilerin var olduğu, izlemeye değer bir film. \" Parayla her şeyi satın alabilirsin ama, çocukluğunu ve vazgeçmek zorunda bırakıldığın hayalleri geriye alamazsın \"","label":7} {"text":"Kızım için gittim izledim. Öyle güldür güldür show izleyen biride değilim. O yüzden ön yargısız gittim filme. Ve çok beğendim. Komedi ve dramı çok yerinde ve güzel harmanlamışlar. Arkadaşlık ve dostluk çok güzel anlatılıyor. Küçücük çocuklar büyüklerden daha güzel iş çıkarmış desem yerinde olur.","label":7} {"text":"Filmin kadrosunda iyi isimler görüyoruz. Senaryosu da güzel, fakat bu güzel senaryonun hiç edildiğini düşünüyorum. Bir müddet iyi giden film sonra tam bir kurgu karmaşasına doğru sürükleniyor. Bu kadar zorlama bir karmaşa olmasaydı bence çok daha vurucu olabilirdi. İşleniş sıkıntılı. Karekterler de derinlik yok. Kötü değil, izlenir bir film ama bu malzemeye biraz yazık edilmiş.","label":6} {"text":"Summer'dan nefret ettiğiniz için filmden de nefret ettiğinizi zannedebilirsiniz. Film bize hayatta olanları göstermemiş mi? Ne zaman hayat istediğimiz gibi gitti? Neden gerçekleri görmek yerine gözlerinizi kapayıp istediğinizi görmeyi seçiyorsunuz. Hayat böyle. Siz ne kadar kızsanız da üzülseniz de biri gelir kendini sevdirir ve sonra tekmeyi koyar. ~~Ve yaz biter sonbahar başlar.","label":6} {"text":"izlemeseniz de olur.","label":1} {"text":"Dünyayı mahvetme planları iyice derinlik kazanmıştır artık. Serinin bir sonraki filmi final olacağı için bunun kazığı bu filmde yeniyor. Diğer filmlere nazaran biraz daha aksiyondan yoksun olan filmde diyaloglar ön plana çıkıyor.","label":9} {"text":"Ben yandım eller yanmasın. Vakit kaybı demek bile çok gelir; boş beleş bir film. 4/10; O da sırf Jack Nicholson hatırına...","label":3} {"text":"Ciddi anlamda çok güzel bir film, sinema tarihi adına da. \"Le Voyage dans la lune\" zaten gülümsemeyle, ağzım açık defalarca izlediğim bir filmdi. Gözlerim doldu yahu izlerken... Ha fakat söylemeden edemeyeceğim, yahu son dönem fantastik filmlerde neden bütün çocuklar illa ki ingiliz aksanıyla konuşuyorlar onu anlamıyorum.. hadi ötekileri anlarım yine İngilterede geçiyorlar ama bu bi de üstüne üstlük Fransa'da geçiyor.. Anlam veremedim, irdelemeden edemedim...","label":7} {"text":"Tina Turner filminden sonra izlemiş olduğum en başarılı şarkıcı biyografilerinden biri. Jennifer Lopez'in oyunculuğu oldukça başarılı ve rolüne de son derece yakışıyor. Meksika'nın madonnası olarak anılan Selena'nın kısacık ama başarılarla dolu yaşamı ancak bu kadar sinemaya uyarlanabilirdi. Tüm o iki saat boyunca izlediğiniz yükselişin, mutluluğun sadece birkaç dakika içerisinde daha ne olduğunu anlayamadan silinip gidişi insanın kanını donduruyor.","label":7} {"text":"Irkçılık, nefret, güzellik, arkadaşlık, güven, sevgi gibi duygu ve kavramları aynı potada eritebilen, başarılı sahneleri olan ama, umuda veiyiliğe dair güzel mesajlar vereyim derken yer yer inandırıcılığını yitiren, fazla abartılmaması gereken film. 6.5/10","label":6} {"text":"Savaşın ne kadar berbat bir şey olduğu aktarıldığı için filmin dram yönü ağır basıyor. Bu da, savaş filmi izlemek için ekran başına oturan izleyiciyi sıkabiliyor. Gereksiz yere uzatılmış sahneleri olmasa gayet iyi bir yapım olabilirdi.","label":5} {"text":"Erkan Oğur ve tınılarına tekrar aşık olmama sebep olan film. Film ise mükemmel","label":8} {"text":"Yapım yılına göre sürükleyici, hoş bir film.. Bir yanda nefret, diğer yanda sevgi.. Bu tema iyi işlenmiş.. 10/7,1","label":8} {"text":"Filmin sonunda bir sürprizle karşılaşıyorsunuz ve bu filmi baştan sona değiştiriyor. Yani izlediğiniz gibi çıkmayan bir film olduğunu finalinde görüyorsunuz. O açıdan başarılı olmuş.","label":5} {"text":"Çok kötü abuk sabuk bir senaryo. Izlemeye değmez boşuna vakit kaybı. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Tv de izledim akşam beğenmedim. Filmi izlemedn Hyper evvel bir kez daha dusunun. Iyi ki sinemada denk gelmedi bana bu film.","label":1} {"text":"burnu büyük bir amerikalı yabancı bir ülkede ancak başka burnu büyük bir amerikalıyla vakit geçirir. bu arada koca ülkede diğer minik insanlar kendi sorunları içerisinde boğulup dursunlar. bizi asıl ilgilendiren burnu büyüklerin büyük sorunları hakkında onlar adına üzülmek. hadi gidin ordan.","label":6} {"text":"Kaç kere izledim bilmiyorum.","label":7} {"text":"Robert Downey den daha iyi kimse kapamazdı Tony Stark'ı iyi ki o oynamış. Hiç sıkılmadım izlerken. En sevdiğim marvel filmi diyeyim, daha bitirmedim hepsini gerçi","label":8} {"text":"Benim için çerezlik bir film bile değil. Öncelikle senaryo çok kötü ve sıkıcı. Bir sürü mantık hatası görebilirsiniz. Bu isimlere rağmen oyunculuk adına da bir verimlilik yok. Özellikle de Angelina Jolie için izleyecekseniz hiç hevesiniz olmasın. Onun da performansı düşüktü. Kovalamaca ve yangın sahneleri de hiç etkileyici değil. Genel itibariyle hiç hoşuma gitmeyen bir film.","label":1} {"text":"Başından sonuna hipnoz olmuş gibi izleyen bir tek ben değilimdir umarım. Temel konunun ufuk açıcı olmasının yanı sıra senaryonun sizi ters köşe yaparak ilerlemesi filmin en çekici yanı... Alex Garland'ın ilk yönetmenlik denemesi çok başarılı. Daha önceden sadece senaryosunu yazdığı filmleri de keşke kendisi yönetseymiş. Ayrıca Domhnall Gleeson'un kariyeri için yaptığı seçimleri çok takdir ediyorum. Başrol oynadığı her filmi güzel olan oyuncular kervanına girecek yakında.","label":6} {"text":"Merhaba dostlar, filmi çok detaylıca anlatmaya gerek yok, film çok sıkıcı ve berbat bir senaryosu var. kesinlikle zaman kaybı.","label":1} {"text":"türkiye de animeyi bir ölçüde yaygınlaştıran da pokemon dur.bunun dışında dragon ball tsubasa gibi önemli serilerinde payı büyüktür tabi ama pokemon mükemmel.hele bu filmde tam 4 tane kutsal pokemon var hiçbiri ta ki 7.sezona kadar animede yayınlanmadı ki bu film çıktığında pokemon henüz 2.sezondaydı.satoshi tajiri seni kutlarım game boy oyunlarını da oynuyoruz çok zevkli :D","label":7} {"text":"valla ben öyle fazla bi laf kalabalığı yapmadan söylüyorum film harika idi belkide ben filmde kendimden bişeyler gördüğüm için bu kadar hoşuma gitmiştir.","label":7} {"text":"Beladan uzak durmaya çalisan,saglamci kahramanimiz bir bayandan etkilenir ve sirf onun ugruna mafyayi karsisina alir.Normalde 20-25 dakikada rahatlikla anlatilabilecek bu klise senaryoyu tempoyu mümkün oldugunca düsürürerek (hatta bazen görüntülerde donma oldugunu düsündürtecek kadar) 90 dakikaya yaymayi basarmislar.Yönetmenin hakkini yemeyeyim tempoyu düsürürken görsellikten taviz vermemis.Sahneler oldukça ayrintili çekilmis,özellikle siddet içerenler aklimdan çikmayacak kadar gerçekçiydi.Ryan Gosling, 'bu isi konusarak halledebiliriz' tarzi bir adam ya da mimiklerinden,durusundan bana böyle bir hava veriyor.O yüzden bu tür rolleri ona yakistiramiyorum...6,5/10","label":6} {"text":"film abartıldığı kadar güzel değil.filmde akıcılık yok sonra senaryo ve final zayıf ama oyunculuk güzel christian bale gerçekten güzel oynamış filmde.psikolojik gerilim sevenler için güzel bir film olabilir ama bana biraz sıkıcı geldi.10/5","label":4} {"text":"Verdiğin sözü tutacaksın arakadaş, söz verdiğin kişi hayatta olmasa bile... Bir babanın verdiği söz uğruna hayatı pahasına çıktığı yolculuğu konu alan film bana göre başarılı. Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz'ın oyunculukları kayda değer. Film çok iddialı değil fakat keyifli bir iki saat geçirmek için ideal.","label":6} {"text":"Mükemmel senarist David Goyer'ın daha önce yönettiği filmleri hesaba kattğınızda sıradan olması şaşırtmıyor.Afişinden de korkutmak konusunda bir iddiası olmadığı anlaşılıyor zaten.","label":3} {"text":"gerçek hikaye. Hapisteki çocukların futbol yoluyla hayata tutunma hikayesi.. Sürükleyici bir spor draması..","label":7} {"text":"Johnny Depp'in mükemmel oyunculuğuyla birlikte, gerçek yaşamdan uyarlanmış senaryonun harmanlandığı güzel bir film. izlemelisiniz.","label":7} {"text":"Daha iyi bir hayatı olur muydu düzgün ya da zengin bir mahallede doğup yaşasaydı, ya da karakterindeki korkaklık ve güçsüzlük yüzünden yine benzer bir sıkıntı yaşar mıydı. Ne kadar fark ederdi çevresindeki insanların kişilikleri yoksa benzer bir döngünün içinde mi kalırdı.","label":7} {"text":"Gayet güzel bir filmdi, içinde hayvanların geçtiği ve hayvan sevgisine yer verilen filmleri ayrıca daha çok beğeniyorum :)","label":7} {"text":"Bakmayın adının ’’Mayıs Sıkıntısı’’ olduğuna.Şahsen filmi her izleyişimde huzur doluyorum.Bence filmin anlatış tarzı kadar senaryosu da mükemmel...Olağanüstü bir çalışma...","label":9} {"text":"Bence paranıza yazık arkadaşlar, berbatüstü bir film olmuş, film kadrosuna bakınca 10 numara bir film zannetmiştim ama yanıldım. Neyse hiç değilse aklımda kalmadı nasıl bir film di diye. -0","label":0} {"text":"Özellikle son sahnesindeki yürüyüş sekansıyla hafiften gülümsetmiştir. Güzel film. Ama aslında bazı noktalarda problemleri de olan bir film. Çatışma, öldürme sahneleri çok gerçekçi çekilmiş, onların hakkını vermem lazım. Problemleri olan noktalar ise daha çok ana karakterin başından geçen olaylar ile ilgili. Karakterin özüyle ilgili bir mesele yani. velhasıl mutlaka izlenmesi gerektiğini de vurgalayım tekrar. 7.5/10","label":7} {"text":"Adeta görsel şölen. Görseller, bazı kısımlarda hayal alemine sürükleyip 1 saatlik huzur sağlıyor. Ve bünyede alabidiğine hayranlık uyandırıyor.","label":7} {"text":"ALIŞILA GELDİK,BASİT,BİLİNDİK VE HEYECANSIZ YANİ BIKTIM ŞU FİLMLERİ ÇEKMESİNLER ARTIK","label":0} {"text":"Varlıkların dünyaya gelişi gerçekçiydi ama bulutlar üzülünce yağmur yağdığına inamadım...","label":6} {"text":"Adada rakı içmek istiyorum çok fena:/","label":6} {"text":"disiplinli ve sert asker emeklisi babanın çocuklarıyla yaşadıkları. Kötü bir film olmuş. Maksadı amacı falan yok.. Kurgu seneryo çok kötü.. Kadro çok güzel oyuncular başarılı ama sırf kurgudan ötürü film güme gitmiş..","label":3} {"text":"Coen Kardeşler belli ki kara komedi olayını bu filmde çok ileriye götürüp fazla abartmışlar, genel olarak hiç bir zaman filmin durgun olmasından rahatsız olmayan bir izleyici olmama rağmen bu filmde bunu hissetmedim değil. Oyunculuklar ve karakterlerin zenginliği açısından yine Coen kardeşler üzerine düşeni yapmış ve kendilerine özgü bu tarzın en keskin örneklerinden birini vermişler. Genel olarak karakterimiz Larry Gopnik'in başına gelen tatsız olayların ve iç çöküşünün etrafında dönen olayın kara mizahı üzerine bir yapım. Kara mizah üzerinden psikolojik bir deneme izlemek isteyenler için iyi bir örnek olacaktır. Ancak durağan filmlerden hoşlanmayanlar kesinlikle uzak durmalı.","label":5} {"text":"film finale kadar eğlenceli bi şekilde ilerliyor. diğer guy ritchie filmlerindeki gibi güzel bitmedi bu kez;ama gene de eğlenceli bi film. en sonda rus iş adamına ne oldugunu gosterseydi daha bi hoş olurdu.","label":7} {"text":"Yapıldıgı Yıla Bakıldıgında Efektleri Gayet Güzeldi, Uyarlandıgı Hikaye'yi Okuyamayan Biri Olarak Ben Bile Farkt Ettim, Çok Fazla Aceleye Gelmiş, Bir Sürü Olayın Atlandıgı Çok Belli Oluyor, 102 Değil 94 Dakikalık Versiyondu Benim İzledigim, Bazı Noktalarda Baya Kopuklar Vardı... Genede Tüm Bunlara Rağmen Fantastik Güzel Bir Seyirlikti...","label":6} {"text":"Stallone sanırım Assassins ve hemen ardından oynadığı Daylight ile vadesini doldurmuş bir oyuncu artık. Aklımda kalan son iyi filmleri arka arkaya oynadığı bu iki film maalesef. O filmden sonra maalesef hiç bir filmini beğenmedim. Rocky Balboayı belki bir kenara koyabiliriz ama onun dışında hiç bir filmini tutmadım. Zaten Stallonede tarzı itibariyle belli bir yaştan sonra o tarza gitmez olu. Yani demek stediğim biz stalloneyi 80lerdeki haliyle seviyoruz. Bu filmde son deönem kötü filmlerinen bir tanesi sadece.","label":4} {"text":"Vasat bir film. Bir kaç etkili sahne dışında çok fazla üstünde düşünülecek bir film değil.","label":5} {"text":"Kaçış, direnme, ego, yabancılaşma, reddetme. çoklar dünyasındaki savaşların, inançların etkilerinden uzaklaşmak için susmak ve sadece kendisi olmak. Susarak; seslendirdiği metinleri, taktığı maskeleri değil, kendisini konuşmak. Gerçek hayatın dehşetine susarak direnmek.","label":8} {"text":"Rüyama girdi gece o manyak çocuk ve kalktığımda dudağımda bile değil burnumda kocaman bir uçuk vardı :)","label":7} {"text":"Film de kaybolan masumiyet anlatılıyor, ancak hiç bir film de bu kadar sıkılmamıştım. görsellik açısından belgesel tadında bir film.","label":7} {"text":"Film boyunca kıkır kıkır güldüm...","label":7} {"text":"Harika bir Çağan Irmak filmi yine gösterimde. Babam ve Oğlum tadında bir film. Ben her seyredişimde yeni keşifler yapıyorum Babam ve Oğlum filmini. Ve bu filmi de defalarca izleyeceğimi sanıyorum. Filmde göz yaşları sel olup akıyor. Babamı ve anamı düşünmekten, anmaktan filmi ilk izlemede çok iyi izleyemiyorum. Ağlamamın iki nedeni olduğunu düşünüyorum. Bir babam için ağlıyorum ve bir de çocuğum için ağlıyorum. Ama ağlamasaydım keşke...","label":7} {"text":"küçük bir olayın farklı boyutlara taşınarak büyük bir toplumsal harekete dönüşmesi absürd geldi bana. çok birşey beklememek lazım vakit geçirmelik bir film.","label":4} {"text":"Fakirlik, çocuk ihmal ve istismarı gözler önünde.. mültecilerin yaşam mücadelesi, çocuk olmaya çalışma, yaşam kavgası verme , annelik gibi olayların işlendiği dramatik iç ağlatan bir film .","label":7} {"text":"Herkes beğenmiş. Nedense, çok sık takip eden ve hayranı olan biri olarak, kendisinin de sonlarda dediği gibi \"eski tadı yok\" cümlesini yanlış bulmadım. Hala eski esprileri ve meme olmuş replikleri aşırı eğlenceli. En az güldüğüm stand-up gösterisi diyebilirim. Ama kendisinin o kadar fanıyım ki, aynı düzeyde devam etsin sıkılmadan izlerim. Dediğim gibi komiklik olarak değerlendirirsek benim puanım 6/10. Belki yaşımdan (23), belki de cidden eski tadı yok. :) Ama bol politik olması iyiydi :D","label":8} {"text":"Çok güzel Harika xnxnfnrkndnjidms nxjkddkkdnxxb ndkjxnxd nenkdkf nxjkddkkdnxxb de içildiği dkdkkdk kdnfndc çok jdjjdj kek xd iç çamaşırı ve huzurlu bir yaşam için tşk ederim 😘 ne kadar büyük bir ak parti ilçe belediye başkan adayları belli deil lna erk o kadar iyi olur bekle bi mal veya hizmet karşılığında da bu ya kış aylarında saç bakımı saç rengi ve modelleri bu sezon ligde","label":5} {"text":"Senaryo ve gercekcilik bakimindan oldukca super suc ve ganster filmiydi .En beyendigim filmler arasina girdi .Bir ara Mafia 2 oyununu hatirlatti bana","label":6} {"text":"karizmatik ve güzel olan her yan ziyadesiyle etkili ve tatlıydı.","label":8} {"text":"hulya avsarın fılmıne gıtmeye bıle degmez hıc sevmıyorum o kadını","label":4} {"text":"Sanki dünyamızı alıp da sığdırmışlar bir apartmana...","label":6} {"text":"Senaryosu, Scott Alexander ve Larry Karaszewski tarafından yazılan “Big Eyes” yönetmen koltuğunda sıra dışı sinemacılardan Tim Burton'ın oturduğu biyografik bir drama... Kuzey Kaliforniya, 1958... Küçük kızı Jane'i de (Delaney Raye) yanına alan Margaret Ulbrich'in (Amy Adams), kocası Frank'i terk ederek San Francisco North Beach'e yerleşmesiyle başlayan hikayeyi, muhabir Dick Nolan'ın (Danny Huston) ağzından yapılan anlatım ile dinliyoruz... Bir mobilya fabrikasında boyama yapan düz bir işçi olarak işe giren Margaret, Pazar günleri ressamların toplaştığı bir açık hava sergisinde hem resimlerini satıp hem de insanların portrelerini çizerek geçimini sağlamaya çalışmaktadır... İşte o günlerden birinde, yolları ansızın kesişen resim çizme heveslisi Walter Keane (Christoph Waltz) ile de takılmaya başlar... Ve üstelik devamı Hawaii'de gelecek balayında evlenirler de... Kendi çizdiği sokak manzarası resimlerini galeri sahibi Ruben'a (Jason Schwartzman) bir türlü beğendiremeyen Walter, Ruben'in zevksiz bulduğu karısınınkilerin de sergilenmesini sağlayamaz... Ama pes etmez... Kafası çalışan bir iş insanı olarak Walter, Enrico Banducci'nin (Jon Polito) hungry i isimli caz kulübünün, karı koca Keane'lerin resimlerinin asılacağı duvarlarını kiralar... Tabii ilk anda bu çözüm hiçbir işe yaramaz... Zira kendilerine tahsis edilen kısım tuvalet girişindeki koridordur... Bu durum, tepesi atan Walter ve resimleriyle alay eden Banducci'nin birbirlerine girerek karakolluk olmalarına yol açar... Ancak yerel The Examiner gazetesinin ön sayfasında manşete çıkan bir habere konu oldukları için tıka basa müşteri dolmaya başlayan Banducci'nin mekanındaki resimler bir anda ilgi odağı olmayı başarmıştır... Yani her iki taraf içinde tam anlamıyla bir kazan - kazan hali oluşmuştur şimdilik... O nedenle de kendi aralarında didişiyorlarmış gibi göründükleri bu oyunu sürdürme kararını alırlar... Derken söz konusu haberin yapıldığı gazetenin yazarlarından Dick Nolan elindeki içki bardağı ile Walter'ın karşısına dikiliverir... Aynı Dick Nolan bundan böyle gazetedeki köşesinde, Margaret'in resimlerinin pazarlama müdürüymüşçesine popüler dedikodu makaleleri kaleme alacaktır... Yalnız sorun şu ki, Margaret resimleri Keane olarak imzaladığı için herkes onları Walter'ın çizdiğini zannetmekte, Walter'da bozuntuya vermeyerek şöhretin tadını çıkartmaktadır... Öyle ki, kendi adını taşıyan daktiloların üreticisi olan ve duvardaki resimlerin ressamını soran İtalyan sanayici Dino Olivetti'ye (Guido Furlani), hem de Margaret'in gözleri önünde Walter, benim diyebilecek ve 5 bin dolarlık ilk büyük satışını da yapacaktır... Dick'in de verdiği gaz ve gizli bilgiler yardımı ile reklam da sınır tanımayan Walter, Margaret'in resimlerinden birini dünya çocukları adına San Francisco Belediye Başkanına, bir diğerini şehri ziyaret etmekte olan Sovyetler Birliği Büyükelçisine, bir başkasını da dönemin ünlü sinema yıldızlarından Joan Crawford'a hediye edecektir... İşler o kadar tıkırındadır ki, sırada açılacak olan Keane Galerisi vardır... &İri gözlü& çocuk resimleri konusunda kızına da Walter'ın tepki ve öfkesini üzerine çekmemek adına Ben çizmedim Walter çizdi diye yalan söyledikten sonra soluğu kilise de alan Margaret, ne yazık ki rahipten de Ailenin reisi erkektir, onun karalarına güvenmelisiniz yanıtını alınca bağrına taş basarak suskunluğunu bir süre daha devam ettirecektir... Ettirir ettirmesine de ne zamana kadar? Henüz dakika 39... Geride büyük fırtınaların kopacağı 67 dakikalık bir bölüm daha mevcut... Eğer fırsat bulup da Amy Adams'a Komedi ve Müzkallerdeki En İyi Kadın Oyuncu kategorisindeki Golden Globe ödülünü kazandıran, 20. yüzyıldaki erkek egemen sanat kültürünün resmedildiği bu filmi bugüne kadar izlemediyseniz, kendinize bir iyilik yaparak izlediğiniz de özellikle de mahkeme sahnelerindeki muhteşem performansı ile zaten kendini daha önce de defalarca kanıtlamış olan Christoph Waltz'a kesin bayılacaksınız... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Müthiş oyunculuk, müthiş senaryo, müthiş kadro! Yılmaz Erdoğan ismini duyduğumda zaten hiç tereddüt etmeden gittim filme ve tabi ki yanılmadım. Mutlaka izlemelisiniz.","label":9} {"text":"Keyifli bir filmdi.. Sıcak ve sıkmayan bir yapıdaydı.","label":6} {"text":"önceki filmlerle kıyaslanmadan izlendiğinde gayet eğlenceli bir film, çok beklenti içerisine girmezseniz umduğunuzdan fazlasını bulacağınıza eminim. papayı sorguladığı sahneler gerçekten çok komik.","label":7} {"text":"Oyunculuklar güzeldi. Aile draması aslında bi nevi izlenir","label":6} {"text":"gerilmek isteyen arkadaşlar izlesın süper bir film ama bir kaç hata var ama o kadar da önemli değil 10/10","label":9} {"text":"Duygu dolu sahneler, ağlama huyu olmayan benim bile gözümün hafif nemlenmesine yol açtı. Bol miktarda efekt mevcut ve gayet de iyi. Çok beğenip etkisinde kaldığım bir film.","label":9} {"text":"izlenemeyecek bir film değil.güzel bir kurtuluş mücadelesi aktarılıyor,bence tatmin edici,hoş bir macera filmi.","label":6} {"text":"O zamanlar yaşadığım kasabada çekilmişti Tirede. Benim ilk kısa filmimi çekmeme vesile olan filmdir. Yumurta ve Süt. Bu ekipteki bir kaç kişiden destek alarak yapmıştık. O yüzden yeri ayrıdır...","label":6} {"text":"bir kadının suçluluk duyan kocasını teselli ederek onu suçluluk duygusundan kurtarıp daha da güçlü bir adama çevirmesi etkileyiciydi. bu sahneyi arada bir izlemek gerek. derin bir sahe. daha iyi anlamak gerek.","label":8} {"text":"Müziğini herkesin bildiği, vakit geçirmek için uygun bir film..","label":6} {"text":"Daha zekice espriler bekliyordum. Küfürlerle ilgili eleştirilere ben de katılıyorum. Keloğlan Kara Prense Karşı filmi tadı var resmen. Bir Karadenizli olarak hevesle gitmiştim halbuki. Keşke yorumlara baksaymışım gitmeden önce.","label":3} {"text":"gerçekten bir filmde oyunculuğun ne kadar önemli olduğunu bu filmde anlıyabiliriz film standart american kahraman hikayelerinden birisi ama bunun durdurulamayan bir tren olması ilginç olmasına rağmen biraz basite kaçması sizi filmin içine sokamıyor ama gel gelelim bu kadar basit bir filmi izlenebilen kılan faktöre gelirsek tabiki Denzel Washington ve Chris Pine 2 karekterle filmi kurtarmayı bilmişler anlıyacağınız ölüyü diriltmişler onların oyunculuğu için izlenebilir ama fazla beklenti içerisine girmeden izleyin pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":5} {"text":"Filmi aslında, Selçuk Yöntem in canlandırdığı, Latif karakterinin şu cümlesi özetliyor maalesef;'Türkiye de hiç bir başarı cezasız kalmaz !'","label":9} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en etkileyici film. Brendan Fraser oynamamış yaşamış resmen. Filmdeki metaforlar çok çok iyiydi. İnsanın çaresizliğini bir filmle anlat deseler bu filmi seçerdim.","label":4} {"text":"Oscara aday olmuş sıkıcı filmlerin listesi yapılsa ilk üçe girerdi.","label":1} {"text":"Görsel olarak iyi fakat senaryo ve kurgu olarak kötü bir film 6/10","label":5} {"text":"Kitabı okuyanlar için hayal kırıklığı yaratabilir.","label":6} {"text":"Film hareketli ve eğlenceliydi. Sıkılmadan izledim. Bir ara baya, baya hosuma gitti...","label":8} {"text":"Fena değil eğlenceli bir film ama çizgi filmleri daha güzel scooby-doo yu gerçek yapsala rmış çok daha güzel olurmuş saçma ve yapay olmuş.Filmin en başından ne olucağını tahmin ediyorsunuz 10/5.5 tan 6 eder.","label":6} {"text":"filmde sadece oyunculuğu beğendim filmin konusu yok kim ne derse desin konusunu okuduğumda filmi izledikten sonra güldüm film kötü değil izlenebilir ama kesinlikle büyük beklentiler içerisine girip izlemeyin sonuç olarak izle ve unut cinsinden bir yapım ...","label":5} {"text":"Çocuklarıyla birlikte hollywood animasyonları dışında bir animasyon izlemek isteyenler için de ideal bir anime.","label":6} {"text":"kosinski'nin \"the painted bird\"'den sonra en sevdiğim kitabı \"being there\". kitap uyarlamaları bilindiği üzre çok zordur. çünkü okuyana kitaptaki o keyif hissini vermesi ve okuyucunun beklentisini karşılaması gerekir. bu açıdan bakıldığında hal ashby'ningüzel ve artılarla dolu bir film ortaya koyduğunu gördüm. örneğin o artılardan biri eve ve chance'in yatak odası sahnesi. inanılmaz eğlenceli ve komikti. ayrıca peter sellers, chance karakteri için mükemmel bir seçim olmuş.trajikomik, keyifli ve düşündürücü bir uyarlama.","label":7} {"text":"Filmde yaratılan atmosfer bana çok nostaljik geldi oyunculuklarda ki sadelik bir müzikal için -bence- çok güzel. Çok güzel gerilim çıkarılabilecek bir konudan güzel bir komedi - müzikal bence güzel bir birleşim. 10/7","label":6} {"text":"Harika bir polisiye. D.W. oyunculuğu süper. Demekki milyon dolarlar harcanmadanda çok iyi film yapılıyormuş.","label":8} {"text":"İlginç bir aile hakkında ilginç bir film. Film izlerken sıkıcı ama üzerine düşündüğünüzde alt metni dolu bir sanat eseri.","label":6} {"text":"Kedileri çok severim, bu saçma ve fantastik filmi de sevdim. O değil de baya saçmaydı, ama kahkahalarım eksik olmadı :D","label":6} {"text":"cok güzeldi yine cok seviyorum bu seriyi gec izlemeye başlamama rağmen kücükken izlememiştim yüzüklerin efendisinden sonra sevdiğim film serisi deligöz potterı gizlemek cok özlü iksir içiriyor bir anda 10 tane potter oluyor :D harry ron ve hermione hortkuluk aramak icin aralarında ayrılıyorlar mahkemede Dolores Umbridgeden kolyeyi calıyorlar bakanlıkta calışanları kacırıp onlarına yüzlerini alıyorlar dobby pottera yardım ederken ölüyor özgür elf dobbym benim dobbyyi büyü kullanmadan gömmeleri güzel sahneydi harry diyor onu gömmeliyiz büyü kullanmadan :( 10/7","label":6} {"text":"Sosyal Devlet! İzlediğim bir diziden hatırladığım söz ceset yoksa cinayet yok, cinayet yoksa katil de yok haliyle. Gel gelelim bizim adamlar çok güzel bi sistem geliştirmiş gibi görünsede işlenmeyen suçlar yüzünden insanları katil ilan ediyorlar. Bunun yanında kahinlere yapılan ne kadar etiktir iradeleri dışında onları tutsak edip kullanmak. Filmde de dediği gibi Tanrı rolünü üstlenmek bence bu insanlara göre bir şey değil. Tüm bunların yanında film bilim kurgudan ziyade suç ve aksiyon üzerine kurulmuş. Bir çok mantık hatası olmasına rağmen yinede sıkılmadan izlenilebilir bir film yapmışlar. Puanım: 7 7","label":6} {"text":"eğreti gelin filmindeki tahrik edici nurgül yeşilçay bu filmde daha az tahrik unsuru olmuş halbuki konu buna müsaitti ama olmamış bence, kekeme berbere sinir oldum koltukta daraldım yeminle, lüleburgaz şivesi komik hoşuma gitti, haluk bilginere çok figuran bir rol verilmiş, osmanlı kadısının kadın şehveti ironik olmuş, her şey iyi tamam ama koca konak dediği bildiğimiz 3+1 ufacık konak mı olur.","label":6} {"text":"Fantastik ve mitolojik film sevenler sıkı dursun. Görkemli fragmanı ile uzun süredir merakla beklenen Mısır Tanrıları& filmi vizyonda. Beyazperde.com ön gösterim olanağı ile izlediğim Gods of Egypt, belki tuhaf bir tanım olacak ama saçma şekilde muhteşem bir film. Saçma diyorum çünkü detaya indiğinizde filmde onlarca kusur ve zaman zaman fazla darlayan - gereksiz uzatılan sahneler var. Film gözlerinizi alamayacağınız bir sahneyle ve kusursuz detaycılık örneği ile açılıyor. Konu ilerledikçe bu ihtişamın içerisinde kayboluyorsunuz.","label":8} {"text":"Aldığı puan çok yüksek bence. Bazı müthiş filmler ile karşılaştırırsak bu filmin aldığı 8.4 puan diğer kaliteli filmlere haksızlık olmuyor mu? Bundan çok daha düşük puan alan ama bu filmden çok daha güzel filmler var.","label":0} {"text":"İki basket oyuncusunun daha çocukluk çağından başlayarak NBA'e kadar uzanan hikayelerinin oldukça detaylı anlatıldığı bir belgesel. Aile yapısı, lise, üniversite, antrenmanlar, düşünce yapısının zamanla şekillenmesi gibi birçok detay mevcut. Özellikle meraklıları için oldukça başarılı bir yapım.","label":5} {"text":"hayatımda izlediğim en kötü film","label":0} {"text":"porno filminden farksız izlemeye değmez[spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"Hiner Saleem çok iyi iş çıkartmış.Tüm oyuncularda onun yüzünü kara çıkartmamış.Çok güzel dış mekan çekimleri vardı.Zaten filmin hemen hemen tamamı dışarıda,karda çekilmiş.Nuri Bilge'yi hatırlatıyor.Filmin giriş sahnesinde Romen Avinian nasıl o yataktan düşmedi hayret.Sonra umutla para bekleyen köylüye kapıyı açıp para yok demesi,düğün sahnesi çok güzeldi.Sonuçta 7/10.İzlenmeli","label":6} {"text":"Senaryosu klasikleşmiş spiderman filmlerinde farklı pek farklı bi unsur yok. Çok fantezilere kaçılmadan marvela uydurulmuş hali yani. Kendi mahallesinde kendince takılan okuldaki kıza aşık ama ona açılamayan teyzesiyle yaşayan spidermanı görüyoruz yani. Senaryonun bu denli klişe olması da biraz sıkıcı yapmamış değil. Filmin yarısına gelmeden sonda olabilecekleri rahatlıkla tahmin edebiliyorsunuz ve sizi asla şaşırtmıyor. Ancak karakter oyuncu uyumunu beğendim. Diğer spiderman filmlerinde farklı olark daha sempatik geldi ve küçük dokunuşları hoşuma gitti. İzlenir ama çok bir şey beklemeyin. Gerçi bir insan bir spiderman filminden ne bekleyebilir ki?","label":3} {"text":"Drama zaman zaman dengede tutulmamış olsada yinede keyifle izlenecek bir yapım olmuş.Tuna Orhan yine harikalar yaratmış.Filmin ses konusunda ,mekan farklılıklarından kaynaklanan eksiklikleri çok fazla.Final olarak daha etkileyici bir son düşünülebilirdi.Gerçek bir hikayeden yola çıkınca senaryoda istediğini yapamamış olan bu film herşeye rağmen salonlardaki türk filmlerinin hepsinin bir adım önünde.Eline sağlık İsa Yıldız","label":9} {"text":"Yaşadığımız dünya,sahte bir dünyadır...Niccolden yine bir eleştiri filmi.Hemde kendi mesleğine yönelik.Oyuncular neden bu kadar çok kazanıyor ? diye kendinize sorup duruyorsanız,bu filmi izlemelisiniz.Esas olan onların sanatçılığında değil,bu işte fazlaca ticari amaç güdeyen yapımcıların sahteciliğinde,aşırı reklamında..Ayrıca neden popüler oyuncuların bir çoğu güzel/yakışıklı ? işte niccol cevabını vermiş.Tabi kendi sektörünü eleştiren böyle bir filmde al pacinonun başrol oynaması büyük çelişki,e hal böyle olunca simoneyi de ticari amaç güdeyen filmlere koymak mümkünmü ?evet ama en azından hollywood sinemasının nasıl işlediğine genel bir bakışınız oluyor,bu yüzden izleyin derim.Oyuncu nedir ? sanat eserinin bir parçası mı,yoksa sanat eseri onun bir parçasımı ?8/10","label":7} {"text":"kim ne derse desin en güzel Türk yapımı...başarılı bir korku filmi........","label":9} {"text":"Rob zombienin çizgisini koruduğu bir film olmuş.Başlangıç gayet iyi , ortalarında tüm korku filmi klişeleri kullanılmaya başlanıyor,son çeyrek ve final ise içler acısı ve gülünç.Sonuç;vasat.10/6","label":5} {"text":"Çok üst düzey bir film sayılmazdı, sinemada sırtınızı yaslayıp sıkılmadan vakit geçirmenizi sağlayabilir. Hikaye övgüsü başlarda çok güzel giderken ileride kalitesini kaybediyor, neyseki sonlarda toparlamışlar. Çocuklara hitab eden bir yapım olmuş.","label":5} {"text":"Herkese Merhaba, Kesinlikle abartmadan soyleyebilecegim tek sey Nuh Tepesi'nin hayatimda beni en cok etkileyen filmlerden biri oldugudur. Spoiler vermeyecegim. Izlemeyenlere siddetle tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Toplumsal bir olaya parmak basılmaya çalışıldığı ama senaryosundaki büyük dengesizlikler yüzünden elde patlamış bir yapım.Sibel Turnagöl gibi yeteneksizlik abidesi bir oyuncuyu oynatarak baştan kaybetmişlerdi zaten.Üstüne senaryodaki tutarsızlıkların fazlalığını da ekleyin...Fikir olarak güzel düşünülmüş ama kurgu ve oyunculuk yönünden dibe vuran bir film.Metin Akpınar dışında hiçbir güzellik yok filmde ve O’nun hatrına 6/10...","label":5} {"text":"Tüylerinizi diken diken eden , rahatsiz edici ama etkileyici bir film , kesinlikle görülmeli","label":7} {"text":"fsatihin ya anladık salak saçma da dostum neye göre hem salak hem saçma kusura bakma da senin yorum da hem salak hem saçma olmuş. sen filmde sevişenleri izlediğin için öyle olabilir mesela yaz bunu. ne bileyim kısa filmlerden oluşuyor film sen dümdüz hikaye dinlemeye alışıksın garipsedin durumu yaz bunu. ama o ne arkadaş oturduğun yerden kısıtlı imkanlarla çekilmiş türkiyede başka benzeri de olmayan başlangıç denilebilecek, oyuncularının para almadan senaryoyu da ilk film setine getirildikten sonra okuyup oynadıkları bir filmi karalamak çabası..","label":9} {"text":"filmi izlerken inanılmaz bir beklenti oluştu. süpergüç, uçar-kaçar büker-parçalar vari şeyler bekledim. mis gibi senaryo \"neler yapılırdı neler\" dedim. yani güzel olmuş ama buruk bi' lezzet sanki nasıl desem? adeta tereyağı eksik filmin; yani vedat milor olsa öyle derdi. bu tarz lezzetler lazım bize..","label":5} {"text":"Arkadaşlar yerinizde olsam gitmem konusu belli değil ne komedisi var ne romantik anları çok saçma sapan filmdekilerin ne yaptıkları bile anlaşılmıyor hikaye kopuk hiç önermiyorum bomboş senaryo paranıza yazık.","label":2} {"text":"müslümanları kötüleme yok bu filmde.gerçekler anlatılmış.ama belgesel tarzında olduğu için biraz sıkıcı olabilir.ben de pek beğenmedim filmi.ama müslüman düşmanlığı yüzünden değil,sıradan bi film gibi durmadından dolayı. çok basit bi şekilde işlenmiş konu","label":4} {"text":"Ne çok iyi ne çok kötü diyebileceğim bir film. İlk başta, artık sözlerimizi dinlemiyorlar diyerek insanlardan şikayet eden iki meleğin bir anda, keşke onlar gibi dünyada bir kaç gün geçirsem dediklerini görüyoruz. Ve sonunda duaları kabul olup insanların dünyasına ayak uydurma süreçlerini görüyoruz. Ayak uydurma süreçleri gerçekten güzel kurgularla doluydu, onun dışındaki noktalar hep mesaj gönderme odaklıydı ve bir noktadan sonra \"ağızda keklemsi tat bırakıyor\" dedikleri olaya dönüyor.","label":5} {"text":"Basit gibi görünen ama devam ettikçe farklılaşan, sonu ile de hiç beklemediğiniz bir yere evrilen son derece güzel bir film. Çok etkileyici buldum. Dram, Suç, Gizem hepsi müthiş bir şekilde iç içe geçmiş. Senaryo ve oyunculuklar da başarılı. Tavsiye ederim.","label":7} {"text":"filme dair hiç yorum girilmemesi beni bi hayli şaşırttı açıkçası zira ilk dakikadan son dakikaya kadar gelişen olaylar silsilesi çok ama çok duygulandırdı. belki kendimden bir şeyler buldum belki başka bir şey, bilmiyorum fakat konunun görseller ve müziklerle birlikte aktarılışı beni benden aldı. tabii ki; çekimler, kronoloji ya da temponun yüksekten aşağı inişi kimilerine göre eksi puan olarak nitelendirilebilir ama ben az beklentiyle izlediğim bu filmden yüksek verim aldığımı düşünüyorum...","label":8} {"text":"Savaş Dinçel ve Erkan Can filmi almış götürmüş desek abartmış olmayız. Hayatın içinden, yanıbaşımızdan bir film. -Torba Suat ve Hacı'nın konuşma sahnesi -Toprak sahaların ekrandan duyabileceğiniz kokusu -Savaş Dinçel'in ziyaret sonrası hıçkırarak ağlaması -Aynur'un her şeyi öğrendikten sonra Torba Suat ile konuşması -hatta konuşamaması- -Ayarında, darbe dönemi izleri Mutlaka seyrediniz.","label":7} {"text":"Izle, dinle, geç sabaha hatırlamazsın bile","label":5} {"text":"Serinin sadece ilk filmi güzeldi ondan sonrakiler tamamen zıvanadan çıkmış bence.","label":5} {"text":"Çerezlik bilimkurgu senaryo hatalarına takılan bir yapıya sahipsen Mathilda'nın kocası gibi olursun. - Anlayana spoiler","label":0} {"text":"Sımsıcak bir film ancak oyunculuklar kötü.","label":6} {"text":"Getting Out gerçekten insanın kendinden kaçışını anlatan bir film. Karakteri ikiye bölünüp birbirlerine savaş açan bir kadın. Çocuğunu geri almak için seçtiği yollar ve kendine karşı verdiği savaş. İzlenmeli.","label":8} {"text":"bu filim bu puanı asla hak etmediğini düşümüyorum çok sürükleyici ve güzel bir filim sakın puana aldanmayın ve izleyin...","label":7} {"text":"İzlerken İnsanın farklı duyguları hissetmesini sağlayan Hoş bir film. Eğlenceli bir suç filmi. 90 lı yılların ortalarında yapılmış film küçük bir kasabada çekilmiş. Noel öncesinde 3 iyi yürekli hırsızın başına gelen olaylar pişmiş tavugun başına bile gelmemiştir kim bilir. Her seferinde Nicolas Cagenin kıvrak zekasıyla kurtulmayı başarıyorlar. Ama son kurtuluş ise Zekadan öte iyi yürekleri sayesinde. Kasabanın insanlarının onlara karşı gösterdiği yardımseverlik sayesinde onların da hayatları bir anlamda değişiyor. Yer yer çok güldüm. Olaylar ise çok iyi bir aşamalık gösteriyor. Aslında film çok anlamlı. Artık Güncel sinemasının modern filmleri daha çok ilgi görse de en azından Nicolas cage hayranlarına tavsiye edilir...10/ 7.0","label":6} {"text":"Diyecek söz bulamıyorum. Bir süre daha düşünmem gerekiyor sanırım. İzlemeyi düşünenlere puanına aldanmayın derim. Oyunculuklar, kurgu, senaryo, müzikler, hepsi muhteşemdi. Kalite filmin her yerinden akıyor. Detaylara verdiği önem, izleyiciyi tüm film boyunca düşündürmesi filmi sürükleyici kılıyor. Filmin sonu Dream Theater - Pull Me Under şarkısının sonu kıvamında olmuş ve tek kelimeyle mükemmel olmuş. Bilmeyenler için (bkz. http://youtu.be/IVzjyNOlg60?t=8m9s)","label":8} {"text":"Bu hikayeyi sevdim. İzlerken ister istemez beklentiye soktu. Sonuna kadar izlettirdi. Karakterlerin absürt ve alışılmadık hal ve harekete sokulmaması, hepisinin tutarlı oyunculuk sergilemesi hoşuma gitti. Cem Yılmaz'ın bu tür denemeler yapması hoşuma gitti. Ayzek hikayesini sevmiştim, kurgu ve atmosferi onu andırıyordu. Hayal/Gerçek ikilemine neden oldu. Gerilim konulu fiilmlerinde başarılı olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"Aksiyonun babaları :)Kadro o kadar güzel ki izlememek imkansız gibi bir şey. Aksiyonu çok iyiydi. Serinin en iyisi de bu filmdi bana göre. Keşke bu film tek bununla da kalsaydı.","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en özgün senaryolardan birine sahipti film... Oyuncularda hakkını vermiş fakat filmde ki bana göre tek büyük eksik sonuna kadar filmin ilerleyişi adına yaptığınız bütün tahminleriniz oluyor, tabi ki sonu hakkında da... Olumsuz yönünü anlatsakta daha iyisi yapılabileceği ve senaryoyu kötü kullandıklarını düşündüğüm içindi... Film kesinlikle kendini sonuna dek izlettiriyor...","label":6} {"text":"Filmi eleştirenler olmuş aynı şekilde oyunculuğuda eleştirenlerde var ama filmin içeriğine bakıldığında senaryo ve verdiği mesaj beni çok etkiledi hatta çok duygulandım izlenmesi gereken bir film 10 üzerinden 10 veriyorum iyi seyirler","label":9} {"text":"Eğlence arıyorsanız kesinlikle izlemelisiniz, animasyon, hikaye, diyaloglar hepsi muhteşem özellikle bu kadar kötü animasyonların çıktığı dönemde umut verici, ileride 2. side çıkacaktır eminim.","label":8} {"text":"Senaryosu 2013 yılında yazılmaya başlanıp Darren Aronofsky referanslı olup Türk sinema tarihinin en prestijli ödüllerini ülkemize kazandıran (Tribeca Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu, En İyi SENARYO) bir yapım. Ne kadar gurur duysak az. Muhteşem bir yapım olmuş şiddetle tavsiye edilir.","label":9} {"text":"Sonuna kadar merak uyandıran yer yer insanı geren bir film. Sağa, sola, aşağı, yukarı nereye bakarsan bak Rebecca. Doğru bilinen tüm yanlışlar, bir ailenin sırları. Alfred Hitchcock efsanesi. Kesinlikle izleyin.","label":7} {"text":"Aynı türdeki rakiplerinden farklı hiçbir özellik barındırmı sıradan,oyunculuklar vasat...Filmin sonuna kadar zekice kurgulanmış birşeyler bekledim ama ne yazık ki başladığı çizgide sona erdi...5,5/10","label":5} {"text":"Kelimenin tam anlamıyla muazzam bir filmdi.","label":8} {"text":"Yaşam bize Sophie'ninki kadar ciddi bir seçim yaptırmak durumunda bırakmaz umarım.","label":7} {"text":"Senaryosunu da Larry Watson’ın aynı isimli romanından (2013) uyarlayarak yazmanın yanı sıra yapımcılık ve yönetmenliğinin de Thomas Bezucha tarafından üstlenildiği “Let Him Go”, intikam konulu “Neo – Western” tarz bir drama… 1960’ların Montana’sın da başlayıp Kuzey Dakota’sın da sonlanan hikâyede: Aynı çiftlik evini paylaşan emekli şerif George Blackledge (Kevin Costner) ve karısı Margaret (Diane Lane) ile oğulları James (Ryan Bruce), gelinleri Lorna (Kayli Carter) ve yeni doğmuş olan torunları Jimmy, mutlu ve mesut bir biçimde yaşamaktadırlar… Ta ki, James attan düşüp boynunu kırarak ölünceye kadar… Aradan yaklaşık üç yıl geçer ve Lorna, Donnie Weboy (Will Brittain) ile evlenerek kayınpederinin çiftliğinden ayrılır… “Her şey yolundaymış” gibi gözükürken, bir gün market alışverişinden dönmekte olan Margaret, Donnie’nin Lorna ile küçük torunu Jimmy’e sokağın ortasında, hem de güpegündüz fiziki şiddet uyguladığına tanıklık eder ve şaşırır… Vaziyeti bir de yerinde tespit etmek üzere evlerine gittiğinde de kasabayı apar topar terk ederek Donnie’nin ana ocağına göçtüklerini öğrenir aynı Margaret … O andan itibaren de onun için geriye yapılabilecek tek bir şey kalmıştır… Ne mi? Elbette ki, gittikleri yeri bularak Jimmy’i annesi ile üvey babasından kopartarak alıp Montana’daki kendi çiftliklerine geri getirmektir… Farkındayız bu “parlak fikir” aynen George gibi sizin de aklınıza pek yatmadı… Zira hangi anne çocuğunu öylesine, (büyük ebeveynleri olsalar da) “al götür” diyerek bir başkasına teslim eder ki… Ama ne yazık ki, Margaret bir kere kafasına takmıştır neredeyse ölümcül bir saplantıya dönüşecek olan bu düşünceyi… Ve kaderlerine doğru yola koyulurlar da… İlk durakları Şerif Nevelson’ın (Bradley Stryker) geceyi de “yatılı konuk” olarak geçirecekleri karakolu olur… Amaçları Donnie’nin yeni ikametgahını öğrenmektir… Nevelson’dan aldıkları adres Forsyth’dır… Ancak orada Weboy’lar ile değil de onların kuzeni Tucker (Will Hochman) ile karşılaşırlar… Aldıkları bilgi doğrultusunda artık istikametlerinde Gladstone vardır… Hedefe doğru ilerlerken yolları basit bir tesadüf ile kesişen genç Amerikan yerlisi Peter Dragswolf (Booboo Stewart) kendilerine kasabada “dikkatli” de olmalarını söyleyerek Donnie’nin amcası Bill Weboy’u (Jeffrey Donovan) bulmalarını önerir… Bulurlar ve hep birlikte Weboy’ların çiftliğine de giderler… Evdeki yemek masasında elindeki sigarası ile onları ailenin “hanım ağası” Blanche Weboy (Lesley Manville) beklemektedir… Ardından Blanche’ın oğulları Elton (Connor Mackay) ile Marvin’de (Adam Stafford) katılırlar bu “zoraki” davete… Derken Donnie, Lorna ve Jimmy de gelirler… Sırf “eziyet” ve “kötülük” olsun diye Blanche, bölgede yaşayan herkesçe bilinen “Weboy” adının şanına yaraşır bir biçimde büyükbaba ve babaannenin torunlarını iki dakikadan daha uzun bir süreyle görmelerine izin vermez… Onlarda bu durumda mecburen evden çıkarak giderler… Ertesi gün çalıştığı işyerinin öğlen molasında Lorna ile buluşurlar ve ona Jimmy’i de alıp kendileriyle birlikte geri dönmesini teklif ederler… Peki, ne mi olur? Tabii ki de çadır çok fena karışır… Emin olun bundan sonrasında oldukça dehşet verici sahnelerin de yer alacağı filmdeki gerçek haraketlilik, henüz yeni başlıyor zaten… Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, Diane Lane, Kevin Costner ve Lesley Manville’ın sıra dışı performanslarına karşın filmin, (haydi geçtik diğer kısımlarını fakat) özellikle de son bölümünün inandırıcı olmaktan fazlasıyla uzak olduğunu belirtmek olacak… Olsun ben yine de izlerim diyenlere de keyifli seyirler… Son bir not: Coen Biraderlerin “No Country for Old Men” i (2007) “Neo – Western” tarzın temel başyapıtlarından biridir…","label":3} {"text":"vasat bir gerilim filmi ... Cole Hauser in başarılı performansı dışında , elle tutulacak pek bir yanı yok ... 10/4 ...","label":4} {"text":"Yıllar önce televizyonda karşıma çıkmıştı ve izlemiştim sembolik anlatımı nedeniyle aklımda yer etmiş, bir 15 dakikalık çaba sonucu adına ulaşıp tekrardan izlediğim film. Kesinlikle izlenmeli herkesin kendi açısından farklı bir çıkarım yapabileceğini düşünüyorum.","label":7} {"text":"Birçok korku klişesi hiçbiri es geçmeden, eksiksiz bir biçimde kullanılmış. Yer yer hep aynı tarzda ürkütücü sahneler filmi biraz tekdüze hale getirmiş. Türe uzak olan yönetmen Zemeckis'in çok büyük, önemli bir iş çıkardığı söylenemez, ancak kötü bir film de değil. Sadece onlarca başyapıt çıkan korku filmi türünde çok da üst sıralarda yer almayacak bir film...","label":6} {"text":"\"Bu film, sadece salataları pörsüdüğünde öfkelenen tüm insanlara adanmıştır.\" İnsan, kendi açlıklarını doyurabilmek için kırar/döker, tatmin olana kadar güzel gördüğünü sömürerek yaşar. Her şeyi kendisine ait zanneder. Sonra, durumun yaptıklarından dolayı kötüye gittiğini fark ettiğinde düzeltmeye çalışır ve kendince bunun için \"çok çalışır\". Çalışırken de düzelttiğini düşünerek tatmin olur. Fakat hiçbir şey eskisi gibi olamaz ve bozulmuş görünmeye mahkumdur. Düzeltmeye çalıştığı bozulmuşluk ise üzerine yıkılacaktır.","label":8} {"text":"Yaniii fena değil demek isterdim ama maalesef hiç beğenmedim günümüz corona virüs olaylarının birebir aynısı olmasına rağmen sonlara doğru kime ne oldu kim nerde kiminle hepsi açıkta kaldı filmde bi ana karakter yok herkes başrol. Hepsinin hikayesi yarım yamalak kaldı berbat bitti...","label":3} {"text":"Tipik bir Spielberg filmi Amistad. Bazı yorumları okudum ve yönetmeninden kaynaklanan filmi yere göğe sığdıramama halleri gördü isem de, bunlar filmle ilgili düşüncelerimi değiştirmedi...Film, iyi bir kurguya sahip sayılabilir.Spielberg filmlerinde kimi zaman çok göze batan kopukluklar bunda nispeten daha az. Oyuncu kadrosu da oldukça iyi bir film Amistad. Morgan Freeman başarılı, Anthony Hopkins her zamanki gibi süper, Djimon Hounsou etkileyici (ve bir parça da romantik), Matthew McConaughey ise üstün bir performans sergiliyor filmde. Bunların yanında, filmdeki yan karakterlerde işlerini iyi yapmışlar...Spielberg filmlerinin tipik özelliği olan izleyiciyi etkileme ve iyi zaman geçirme özelliği Amistad için de söz konusu. Son olarak, okuduğum bir yorumda Spielberg’in Hıristiyanlık propagandası yaptığı yazılıydı. Açıkçası Spielberg’in Hıristiyanlık propagandası yapıyor olması çok garip geldi bana :))) Bir Yahudi ne diye Hıristiyanlık propagandası yapsın ki yani :))) Yani diyeceğim, siz burada yazanlara bakmayın bence, izleyip kararı kendiniz verin; en azından pişman edecek bir film olmadığı çok açık...","label":7} {"text":"Gerçek bir hikayeden alındığını gösteren kayıtlar hariç film bomboştu. Bu film, bu seriye ciddi manada hiç yakışmamış. İlk iki film bu kadar güzelken üçüncüsü nasıl bu kadar kötü oluyor anlayamadım. James Wan'ın yönetmen koltuğunda oturmadığından dolayı olabilir. Sürükleyicilik, gizem ve merak duyguları minimum noktalarda kalmış.","label":1} {"text":"İzlanda'nın eşsiz doğa güzelliğiyle, müzik tarihinin en hümanist grubu Sigur Ros şarkılarının birleşiminden oluşan görsel şölen...... tek kelimeyle MUHTEŞEM......","label":8} {"text":"Güzel bir filmdi. Güzel bir mesaj içeriyor.","label":7} {"text":"Robin Williamsın diğer filmlerin den çok ayrı bir klasmanda olan içine bol bol komedi serpiştirilmiş bir dram filmi... \"başkasının acısından kendine pay çıkartmak\" nedir film bize en çok bunu gösteriyor.","label":6} {"text":"Sundance'de en büyüködülü aldı, helal","label":6} {"text":"Zeki Demirkubuz un daha önceki izlediğim filmlerine göre bu film biraz daha duyguyu seyirciye geçirme bakımından zayıf olduğunu vermek istedikleri mesajı karşı tarafa tam olarak geçiremediğini düşünüyorum kurgu ve oyunculuk olarak zayıf olsada konusunu yine de çok sevdim yalnızlığın başa çıkılamayacak kadar verdiği acıyı ve bence sevgiden yoksunluğun bıraktığı o hissi anlatmasını gayet güzel buldum her ne olursa olsun izlemeye değer bir film olduğunu düşünüyorum özellikle Nuri Bilge Ceylan filmlerinde görmeye alışkın olduğumuz Ercan Kesal ın olduğu sahne favorim herkese şimdiden iyi seyirler diliyorum.","label":6} {"text":"Gördüğüm en iyi görsel efektlere sahip olan filmlerin arasında. Asıl mekanın okyanus olması nedeniyle bir süre sonra su görmekten sıkılabilirsiniz. Ancak balinalar o kadar şahane ki bakmaya doğum olmuyor. Çok zorlu bir mücadele, izlerken bile dayanamazken yaşanmış olduğunu bilmek hayter verici. Titanic tarzında ilerleyen bir film. Felaketten sağ kalan huysuz bir ihtiyar olanları anlatıyor. Chris Hemsworth canlandırdığı Chase Owen karakterini oldukça başarılı canlandırmış. Genel olarak beğendim filmi. Yer yer sıkılmış olsam da izlenmeye değer tabiki tercih sizin iyi seyirler...","label":6} {"text":"hiç birşeyhiç birşeye bağlanmaz ya, veyabağlamasanız daha iyiydi dersiniz ya, işte o kadardandik, sonudasaçma.","label":4} {"text":"Beni için tam bir hayal kırıklığıydı bu film.Leonardonun o muhteşem oyunculuğu bile kurtaramadı bu filmi bence...","label":5} {"text":"Yaşadığımız hayatı farklı bir açıyla b izlere gösteren ve bir şeyleri bildiğimizde hayatın nasıl olabileceğini, bilmememiz gerektiğini aktaran bir film. Film ile ilgili söylenecek o kadar fazla şey var ki; üstüne tez bile yazılabilir. Aldığı ödüller de bunu kanıtlıyor. Kesinlikle hayatımda izlediğim en güzel filmlerden biri.","label":9} {"text":"Paranormal Activity filminin kopyası ve en az onun kadar başarısızdı. İki filmde eşdeğer benim açımdan. Yine bişeyler oldu gece çekimlerinde ama ne oldu ne bitti göremedim. Sadece çığlıklar ve sonunda bir iki ölüm o kadar. Sıkıcıydı beğenmedim. İlk kasette David ailesinin öldürüldüğünü söylüyor ve yardım istiyor. Devamında erkek kardeşin yani David'in suçlu olduğu sonunda ise annenin çocuklarının ölümünü duyunca hastanede intihar ettiğini yazıyor bunlar çelişki olarak kaldı bende o yüzden gerçek yaşanmış bir olay olduğunu düşünmüyorum. Paranormal Activity filmini beğenmeyenlerin bu filmi beğeneceklerini düşünmüyorum her yönüyle birbirine benziyor. Keşke bende izlemeseydim. Oyunculuklar çok amatörceydi. Kızın yüzünde en ufak bir mimik bile yoktu nasıl başladıysa sonuna kadar aynı yüz ifadesinde durdu tüm film boyunca. Filmin finali çok kötüydü böyle hata olmaz izleyince görürsünüz. Filme puanım 10/3","label":0} {"text":"bilet almaya gittiğimde gireceğim saat için bilet alan hiç kimse olmamış, acaba kötü olduğundan mı diye düşündüm fakat daha sonrasında filmi izlemeye girdim ve bence çok güzeldi. absürt komedi sevenler kesinlikle izleyebilir","label":9} {"text":"Evet Martin McDonacgh tan yine asla zorlama olmayan, filmin içerisinde illa bir yerlerde kendinizi bulduğunuz bir film. Konusu Mcdonagh ın vazgeçilmezlerinden İrlanda nın ufak adalarından birinde var olmaya çalışan insanlar. Bazı karakterleri Inishmaan ın sakatındaki karakterlere benzettim ki o da irlanda nın minicik adasında yaşayan insanları konu almasıyla beni şaşırtmayan bir durum oldu. Oyuncular yine McDonagh ın favorilerinden hatta filmi onlar için yazdığını da belirtiyor. İn yer face i yine sonuna kadar gördük hissettik hocam. Emeklerinize sağlık diyorum.","label":8} {"text":"Bu filmin ikincisi var şu aralar.İzlediğim zaman ne biçim bir film demiştim.Sadece ben değil arkadaşlarla birlikteydik ve hepimiz ortak bir karar vermiştik.Bence çok saçma bir film.Belki de bu türü pek sevmiyorumdur..","label":4} {"text":"X filminin yaşlı karakteri Pearl karakterinin geçmişini anlatan Pearl filmi, ilk filmle neredeyse aynı olan atmosferi, sürükleyici hikayesi, gerilimi ve özellikle başrol performansı ile ilk filmin biraz altında bir seviyede olsa da yine harika bir korku gerilim filmi olmuş.","label":6} {"text":"İzlediğim en iğrenç komedi filmiydi çok kötü ,espiriler olsun aşırı derece seviyesiz,salonun yarısı çıktı .","label":0} {"text":"filmdeki yönetmen karakteriyle, yazgıdaki serdar orçinin oynadığı başrol arasındaki herhalde tek fark; yönetmenin az çok kendini ifade edebilmesi... yoksa bakış açıları, insanları birer makine gibi irdelemeleri, gamsızlıkları, umursamazlıkları... yine bütün yollar kamunun yabancısına çıkıyor. bence zeki demirkubuzun ruh halide herhal yabancı gibi. velhasıl demirkubuzun gerçekçiliğini her zaman sevmişimdir. filmi beğendircem diye seyircinin kıçını yalamaz. \"yersen ya da izlersen ya da al anam; duygularımı paylaşırsan\" gibi çok samimi dürüst bir gerçekçiliği vardır. son olarak filmi çok sevdiğimi söylemeliyim.","label":7} {"text":"Gerçekten film çok sıkıcı akış yok saçma sapan çıkışlar gereksiz heyecan yaratma ters köşe yapma uğraşları. Film tek bir yerde evde geçtiği için korku gerilim zannedebiliyor insan başlarda. Lütfen 2 yi çekmeyin yani yazık insanlar para veriyor sinemaya gidiyorlar. Tek iyi yönü sanırım oyuncular çok iyi kaliteli 🤗","label":1} {"text":"Adam Sandler da Don Cheadle da benim için çok iyi dram oyuncularıdır. Komediyle özleşen oyuncular genelde dramatik rollerde harikalar yaratır. Bunun için aklıma gelen diğer isimler; Jim Carrey ve Seth Rogen. Adam Sandler daha önce Click'te de muazzam oynamıştı. Reign Over Me; başladığı tempodan 1 dakika bile şaşmayan sarsıcı bir dram. 11 Eylül saldırılarıyla alakalı çok film yapıldı ancak Reign Over Me tadında yaklaşan çok fazla film de yok. Dostluk, belki vefa güdüsü; çok güzel bir film ortaya çıkarmış.","label":6} {"text":"Baslarda kadrosu nedeniyle oldukça antipatik gelmisti,itiraf edeyim yanilmisim.Sapkadan tavsan çikarmadi tabi ama hareketli temposu,eglenceli sahneleriyle oldukça iyi vakit geçirdigimi söyleyebilirim...7/10","label":6} {"text":"bu film bana adamın tarlalara doğru koştuğu sahne hariç pekte bir duygu uyandırmadı.. halbuki çokta duygusal, merhametli bir insanımdır..","label":6} {"text":"Ana karakterlerinin motivasyonlarını anlatma konusunda oldukça başarısız bir film. Rami Malek'e ve oyunculuğuna bir türlü ısınamadım.","label":4} {"text":"12 angry men filminin özünü 1940'larda yakalamış enfes film, muhakkak izlenmeli.","label":8} {"text":"Düşünün ki fragmanında yönetmenin adı bile yazmıyor. Bir yönetmen daha ne kadar düşebilir? Ah Shyamalan ah! Film mi? Ne siz sorun ne ben anlatayım...","label":0} {"text":"Daha da iyi bir final olabilirmis dedigim ama sonuna kadar buyuk bir merakla da izledigim bir filmdi.bir baba ogul hikayesi bir o kadarda yanlis hayat tercihinin anlatildigi film.genc oyuncu harika bir performansla oyunuyor","label":6} {"text":"Çok korkunç sahneler vardı kendimden geçecek kadar korktum efektleri biraz dandik ama korkuyu içinizde hissedebileceğiniz senaryosu başarılı bir film .","label":7} {"text":"Film tek mekanda geçiyor denilebilir fakat buna rağmen seyirciyi hiç sıkmıyor hızlı bir tempoda ilerliyor. top list filmleriniz arasına giremeyebilir ama bence kesinlikle izlenmesi gereken filmler arasında","label":7} {"text":"valla Kitano#39;nun sinemasina ayri bir ilgim yok, ama bu fimi FILMEKIMI programinda bir samuray filmi oldugu icin dikkate aldim. Sonucta yer yer oldukca komik, keyifli bir Kitano sinemasi ornegi. Illaki bu filmin de fanatikleri olacaktir zamanla ama benim uzerimde pek fazla bir etki birakmadi. Bir de dovus kareografilerinin cok basarili olmadigini dusunuyorum, bir The Last Samurai, Hero veya Kaplan ve Ejderhanin etkileyiciligi yok. Ama herseye ragmen herkese tavsiye ederim...(7/10)","label":6} {"text":"Oğlum ilr keyifle izledik. İçeriği, görsellik ve ses harika. Üstelik çocukların teknoloji merakını arttırdığıda bir gerçek.","label":9} {"text":"Ağır tempoda hadi hadi hadi diyerek beklenen ama yinede bakalım ne olacak dediğiniz bir film. İzleseniz de olur izlemeseniz de. İzlemezseniz de kaybedeceğiniz bir şey olmaz.","label":5} {"text":"\"Spiderman into the spider verse\" senenin en iyi filmi ve animasyonu. Hatta çoğu siperderman filminden daha iyi. ozgun bir senaryo, keyifli bir film. animasyon filmlerinde çıtayı epey yükseltmiş. Çok kaliteliydi.","label":7} {"text":"Çekim açıları, kadro ve platform çok fazla umut vadediyor ama korkunç bir filmdi sonunu zor getirdim","label":0} {"text":"Bir kere filmin çekimi gayet kendine özgü ve baş döndürücüydü. Alışana kadar midemle baya mücadele ettik. Ama alıştıktan sonra kurgu daha merak uyandırıcı bir hal alıyor ve filmin sonu güzel bir son ve başlangıç. Buna benzer bir teknik daha önce başka bir yönetmen tarafından kullanıldı mı bilmiyorum ama alışılmadık olduğu için gizemli geldi bana. Fakat aradaki felsefi konuşmalar, müzikler ve o yoğun duygulu sahneler dışındaki sahneler oldukça rahatsız ediciydi.(+18 in en üst seviyesi diyebilirim bence) Nacizane fikrim psikolojinize dikkat ederek izleyin. Kendinize bu filmin sadece bir film olduğunu sık sık hatırlatın.","label":6} {"text":"GELMİŞ GEÇMİŞ EN İYİ HACKER FİLMİ 10 ÜZERİNDEN 10 İZLEYİN İZLETTİRİN Gelişen teknolojiyle paralel değişen yaşam şekilleri ve alışkanlıklar, her zaman olduğu gibi bugün de sinemanın beslendiği ana damarlardan biri olmaya devam etmektedir. İnternetin artık dünya nüfusunun büyük bir bölümünün kullanımında olduğu şu günlerde; standart bir kullanıcının yaptıkları dışında, bu sonsuz evrenin karanlık noktalarında kişisel çıkarlar veya para uğruna hareket eden korsanlar olduğu da bilinen bir gerçek. Bu siber korsanlar büyük kurumların, hükumetlerin, devletlerin en büyük korkularından biri çünkü, dijitalleşen dünyada bir şeyleri gizli tutmak eskisinden çok daha zor. Son bir iki sene içinde gerek sinema alanında gerekse televizyon serilerinde hacker’lık kavramının işlendiği yapımlara daha sık rastlar olduk. Yönetmenliğini 1978 İsviçre doğumlu Baran bo Odar’ın yaptığı Ben Kimim? – Who Am I, bir grup bilgisayar korsanının eğlenmek için başladıkları hack saldırılarının farklı gruplar ve devlet otoritesinin de içine bulaştığı bir sürece dönüşünün anlatıldığı müthiş bir film Her şeyin bir sonucu vardır , bir sineğin kanat çırpışının bile. Biraz İngmar Bergman'ın Personası , biraz David Fincher'ın Fight Club'ı , biraz Stanley Kubrick'in The Shining'i birazda James Mangold'ın Identity'si , biraz Wachowski biraderlerin The Matrix'i ve birazda Nic Balthazar'ın Ben X'i . İşte bu film tüm bu başyapıtlardan esinlenilerek kaleme alınmış diye düşünmekteyim ama film bu filmlerden farklı bir şey yaparak bir karekter üzerine hikayeyi çok güzel şekilde kurmayı bilmiş ve bu filmlerin tamamından farklı bir sonla noktalamıştır . Sanal ortamla ilgili yapılan filmlere oldukça ilgim vardır ve bu filmi izleme sebebim bu ilgiden kaynaklanıyordu , sitede bu kadar çabuk sürede bu kadar yüksek bir puanı alınca izleme kararı aldım ve az evvel filmi bitirdim. Alman sinemasının genel özelliklerini barındırmasının yanında bizler gibi sürekli teknolojiyle iç içe olmuş artık hayatımızın belirli bir yerinde teknoloji olmadan yaşayamayacak hale gelen insanlara hitap eden bir yapım. Hackerlar arası iletişimi ve yapılanları çok güzel anlatmış olmasının yanında , uyarlanan sanal ortam oldukça özgün ve etkileyiciydi. Bir kovalamacanın içinde olan Hacker dostlarımız çok büyük bir belaya bulaşmışlar , yükselme hırslarına yenilmiş ve dünyanın en iyi bilgisayar korsanına meydan okumuşlardır bu meydan okuma gerilimi yükseltip seyirciye heyecan veriyor ve kısa sürede kendinizi filmin içinde bulmanızı sağlıyor. Filmde bahsi geçen süper kahramanlardan biraz biraz alıp filme aktarım yapmışlar ve bence bu çok iyi olmuş. Filmde bu kadar çok yükün bir karektere yüklenmesi sırıtabilir , bunun yanında bu işin çok zor olduğunu ve bu ekibin bu işin üstesinden geldiğini söylemekte yarar vardır. Usta yapımlardan esinlendiğini sinemayla içli dışlı olan arkadaşlar daha ilk anlarda hissedeceklerdir , ama bunu göze alıp yapmış olmasına rağmen , seyirciyi sıkmayan kurgusu ve düşmeyen temposuyla güzel bir film ortaya çıkmıştır diyebilirim. Baran Bo Odar'ın izlediğim ilk filmi olmasından dolayı ön yargılarımla yaklaştım ama film bittiğinde kendisini takip etme kararı aldım , çünkü esinlendiği yönetmenlerin yaptığı gibi ilerde çok daha iyi işlere imza atabilir ve bizlere daha çok eser sunabilir. Başrolde oynayan Tom Schilling kendisine yüklenen yükü oldukça iyi taşımış ve hakkını vermiştir. Genel olarak toparlamak gerekirse , adını saydığım ustaların çok altında kalmasına rağmen, benim beğendiğim bir yapım oldu ve izlenmeli diye düşünmekteyim. Kim bilir belkide günü geldiğinde ustalar arasına Baran Bo Odar'ıda koyarız. Hep birlikte bekleyip göreceğiz. Ve sonuncu sensin , ama yalnız değilsin 8,8","label":9} {"text":"batman ın yandan yemişi bond un yeni macerası. süper eğlenceli teknolojik silahlar güzel bir adet hatun, önce boka saran işler sonra mutlu son. 23 filmdir böyle bu da böyle olacaktır. izlemeden 0 veriyorum.","label":0} {"text":"Size baba diyebilir miyim ? Yok evladım tanrı de (ama T si kücük) ... İlk filmdeki mekan uzay kurgusu 2.filmde yok oluyor ve karşınıza Alis Harikalar diyarı gibi bir film çıkıyor. Yen öldür de kötü adamı eve gidek artık yaw. Yinede grootun geçtiği sahneler çok eğlenceli.","label":6} {"text":"Kitabını okuduktan sonra filmi izledim ve kitaptaki kadar beğenmedim. O vurgulayıcı yer sanki tam olmamış gibi, kitabı okumamış olanların sanki bazı noktaları çıkarmışlar filmden. Kitabı okuduktan sonra film kısacası beklentimin altında kaldı, lakin Alex yine Alex idi.","label":8} {"text":"tarihi orta okul kitaplarından öğrenenler için saçma, yalan bir propoganda filmi gelebilir. az sayıda olduğunu umduğum bu bilgisiz insanları bir yana bırakarak filme geçiyorum. konu ve görüntü kaynakları mükemmel olmasına rağmen üstünkörü çekilmiş bir film. görüntü yönetmeni yabancı biri seçilmiş ama daha kötüsü olmazdı herhalde. son sahneler uzaktan alınsaydı daha güzel bitebilirdi. tüm bunları bütçeye bağlıyorum. böyle bir konu düşük bütçe sığ yapımcı kadrosuyla heba edilmiş. tüm bunlara rağmen izlemenizi tavsiye ediyorum. beklentim büyük olduğu için beğenmemiş olabilirim.konu hatırına izlenir.","label":6} {"text":"3 yıldız yeterli...daha çok güldüm birde bol bol flashbackler yaşadım hayatıma dair,atari oyunları,atari salonları,jetonlara harcadığım paralar....Aslında bugüne kadar atari oyunlarını dünyamıza salacak bir seneryoda film izlememişdim o nedenlede farklı geldi....gününüz güzel geçer,keyiflenisiniz...hee izlemezsenizde çokda büyük kaybınızda olmaz 2 ay sonra bir yerden dvd sine bakarsınız.","label":5} {"text":"Jim Jarmusch'u ne kadar özlediğimi farkettim. Ergenlerimizin musallat olamayacağı ve bence tadından yenmeyecek güzel bir vampir filmi olmuş. Aslında sırf vampir karakterler var diye sadece ' vampir filmi' diye etiketlemek de yanlış gibi geliyor. İçerisinde aşk da var, 'karanlık' da var. İzlerken durağanlığı biraz gerse, sıksa büyüsüne kapılıp devam ediyorsunuz. Müzikler ve görsellik de takdire şayan, kesinlikle izlemelisiniz.","label":2} {"text":"Serinin artık bıkkınlık vermeye başlayıp,yavaş yavaş sinirleri de bozması bu filmle başlamıştı.Üçüncüden farkı o orijinal! ölüm sahnelerine tekrardan ağırlık verilmesi.Ne kadar paragöz ve samimiyetsiz bir işle karşı karşıya olduğumuz her karesine sinmiş adeta.","label":3} {"text":"Genel olarak çok beğendim ama eleştirim sadece filmin başında bir sahnede çok gereksiz bir gerilimi arttırmışsınız gibi geldi ama yinede aşırı beğendim puanımıda verdim 🎉","label":9} {"text":"küçükken izlemiştim ve çok beğenmiştim, hep de aklımda kaldı =)","label":9} {"text":"Böylesine bir film için ne söylesem az kalır. Yapım ekibine baktığımızda birbirinden süper isimler var ve 1981 yılı için inanılmaz güzellikte bir iş çıkarmışlar. Harrison Ford, Indy rolüne müthiş yakışmış. 27 senelik olmasına rağmen adeta yıllanmış bir şarap gibi Indy. 4.sünün geleceği bu günlerde, hala bu klasiği görmemiş olanlar varsa şiddetle tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Nbc 'nin neyi aradigini yavaş yavaş anlıyorum. her sahne sanki fotoğraf karesi gibi ve rüzgar o bile bana yetti. Filmi sıkıcı bulanların ne tür filmleri sevdiklerini tahmin etmek güç degil.","label":7} {"text":"joshua jackson çok güzerl oynamış...benm filmi bieraz screama benzettim....(konu bakımından) ama gayet güzel bi filmdi...ben katilin kim olduğunu tahmin edememiştim...sonlarıda baya güzeldi","label":7} {"text":"çok çok tatlı bir film.","label":7} {"text":"Haluk Bilginer Demet Akbağ FIrat Tanış var diye izleyeyim dedim, izlemez olaydım. Saçma sapan, ne idüğü belirsiz, evlerden ırak bir yapım olmuş, yazık şu kadroya.","label":2} {"text":"Günümüzde Özcan Denizin sahiplendiği Evim Sensin olarak bire bir kopyasını yaptıgı özgün bir film. Filmi izlerken hem aşkı içinizde yasayacak hem de göz yaslarınızla belli edeceksiniz. Odun değilseniz :)","label":8} {"text":"Bombacı mülahimin çiçek sulamada çığır açtığı film, replikleri unutulmaz bu filmin, çocukken aldığım keyfi seneler sonra yine verebiliyor bana. az kalsın onu ezecek olan kamyoncu öleceksin be öleceksin. Aaaa sen nerden biliyorsun öleceğimi, daha kimseye söylemedim ki.:))","label":7} {"text":"2007 Klass filmi ile benzerlik taşır Ben X, ama burada arkadaşımızın bir rahatsızlığı söz konusudur. klass ve Ben X filmlerindeki ortak nokta, savunmasız, kendini savunamayan basık, arkadaşları tarafından hor görülen kişiler ele alınmış. Ha, şöyle bir benzerlikte söz konusu iki filmde de oynayan oyuncular neredeyse ilk oyunculuk deneyimleri. Aslında film bize Otistik çocukların yaşadığı zorlukları anlatır, mesaj kaygılı bir film. yakın zamanda belçika da otistik bir çocugun arkadaşlarının O'nu küçük düşürücü aşağılayıcı yaklaşımları sonucu intihar etmesinden mütevellit bu film esinlenilmiştir. !--SPOILER--! Ben'in, bu rahatsızlık veren arkadaşlarıyla başa çıkmasının tek yolu, onlardan daha fazla gelişmiş olan beynidir, ve öyle de yapar, onlara bir oyun oynar ki bu dudak uçuklatır. !--SPOILER--! izleyiniz efenim.","label":7} {"text":"Tırstığım ender filmlerden.İzleyin ve görün.","label":9} {"text":"Film gayet iyi , bu adam çok iyi. Adam yapmış izlemenizi tavsiye ederim. [spoiler]Ve aşırı şansız adam. :D[/spoiler]","label":9} {"text":"Gayet keyifli bir film, belki daha iyi malzemeler bulunabilirdi ama farklı bakış açısıyla özgünlüğü çok büyük bir artı.","label":8} {"text":"10 üzeri 8'lik bir film değil Black Swan. Ama 7.9'dan da aşağı bir film değil. edit: -9'luk oy ile yaptığım test sonuçlarını almış bulunmaktayım. Yorumumun ilk cümlesinde filmin çok iyi olmadığını belirtmeye çalıştım ve filmin çok iyi olduğunu düşünen arkadaşlar eksilediler beni. İkinci cümlede ise filmin dandik bir film olmadığını belirttim ve filmin dandik olduğunu düşünenler eksilediler bu seferde. aklıma şey geldi, bu 70'lerde faşist polis sorgu sırasında sağcı mısın-solcu musun? sorularına ne sağcıyım ne solcuyum, 'orta yol', 'ortanın solu' gibisinden cevaplar verenlere 'orta diye bir şey yok ulan ya solcusun ya sağcı' diyerek şiddet uyguluyormuş ya işte onun gibi oldu bu yorum :)","label":7} {"text":"Sırf ideolojik nedenlerle bu kadar ilgi ve övgüyle anılan film imdbde şu saat itibari ile Top250 de 58. sırada.O zamanlar o yerde yaşananlar gerçekten üzüntü verici ancak filmin sağlam bir konusu olması iyi bir film olduğu anlamına gelmiyor.","label":5} {"text":"Romantizm ve Polisiye bu kadar iyi harmanlanır.. 9/10","label":8} {"text":"Gerard, burada anne sevgisinden yoksun büyümüş, okuyamamış, hantal, entelektüellikten yoksun bir adamı canlandırıyor. Sık sık gittiği bir parkta bir gün entelektüel birikimi üst seviyede, dostane, hoşsohbet yaşlı bir hanımla tanışıp arkadaş oluyor. Filmde bu ikilinin arkadaşlığı-sevgisi üzerine şekilleniyor. Naif, tadında bir sevgi... Dolayısıyla sıcacık, insanın içini ısıtan bir film.","label":7} {"text":"Tam bir görsel şölen...","label":7} {"text":"Merakla sıkılmadan izledim. Biraz dikkat ve kafa çalıştırma gerekli. Hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir...","label":9} {"text":"kesinlikleeee izlenmemeli berbattanda öte sıkıcı konusu dağınık ! pişmanımm gittiğime .","label":0} {"text":"Berbat baştan sona şiddet ,konu zayıf ,alelen şiddeti normalleştirmek için yapılmış iğrenç bir film.","label":0} {"text":"Bay E tadında değişik bir film","label":5} {"text":"Dingin ilerleyen güzel bir dram izledim diyebilirim. Diğer bir gezegene gitme isteği; yaptığımız hatalardan kaçmak bir başka beni bulmak ya da bir çocukluk arzusu olarak başgösteren istekler silsilesinde uç nokta olarak gözüküyor. nitekim hayalin gerçekleştiğinde seni tatmin edecek geçmişte yaptığın bir hatayı telafi etmek için bu hayalini gözlerini bile kırpmadan telafi için bile kullanabilirsin.","label":6} {"text":"bu ne la","label":1} {"text":"Beğendim ancak ne bileyim... 'Justice League' temasını yakalayamadım. Ters açıdan yaklaşılmış hani bu ekip olmasa ne olurdu diye, bunu da Flash'in zamanda yolculuğuyla iliştirmişler... Animasyon ve senaryo olarak bakıldığında olmuş derim ve hiç sıkılmadım. Zaten görevini başarmış Saygılar.","label":6} {"text":"faşizmin nasıl birşey ve ne tür bir motivasyonu olduğunu adeta nokta atışı yaparcasına anlatan bir belgesel. benim açımdan daha önce görülmemiş bilgi ve belgeler de içeriyor. bu sebeple bilindik şeyleri tekrar eden bir belgesel kesinlikle değil.","label":8} {"text":"Tam bir komedi kadrosu! Harika bir film olacağa benziyor. Merakla bekliyoruz...","label":6} {"text":"Selamlar, Sırf bu film için burda oturum açtım. Vasat altı bir film. Sahneler birbirinden kopuk. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Benim zamanım boşa gitti. Sizin zamanınız boşa gitmesin.","label":3} {"text":"Al Pacino oynamıyor, yaşıyor resmen. Tükrükler saça saça, küfür kıyamet bağıra çağıra savaşıyor adam. Ha, bir de Michelle Pfeiffer gençken bildiğin Barbie bebekmiş lan. Dokunmaya kıyamaz insan.","label":8} {"text":"İlkinden öncesini anlatan devam filmi benzer konular etrafında dönüyor,zaman zaman güldürüyor sonlara doğru biraz sıkıyor ama toplamda ortalama bir komedi sunuyor bize. Sermiyan Midyat'ın yazarlık yeteneği yine kendini gösterirken oynadığı karakter Faruk'un daha ön planda olması da iyi olmuş bence...","label":4} {"text":"Ya film zaten berbat. bi de hülya avşar olmuş tam olmuş.","label":0} {"text":"serinin en iyi filmi, hikayesi kurgusu herşey yerli yerinde, serinin diğer filmlerine kıyasla \"film gibi film\" ...","label":6} {"text":"bir kehanete dayanan dört cinayet ve bu cinayetleri izlemek bize vaadeilen şey iken arası bozuk baba-oğlun trajik hikayesini izlediğim için yazara açıkçası biraz kızdım. daha gerilimli ve gizemli bir haikaye sunabilecekken elmizi boş bırakmayı tercih etmiş olsalar bile yapımcılara kızamıycam. neyse galibaiyi günümdeyim ve eleştiremiyorum. neyse daha fazla sizide oyalamyayayım. ister izleyin ister izlemeyin.","label":6} {"text":"bir an bile aksiyonun durmadığı güzel film.. ama fazla abartılan bir film.. fazla abartıldığı gibi ooo öldüm bittim efsanelikte bir film değil..","label":6} {"text":"Netflixe kabul edilmek için gay vurgusu yapmak zorundasınız sanki. Geren ve çok da bir şey vermeyen ağır ilerleyen bir film","label":7} {"text":"kim ne derse desin bence harika bir filmdi, youncular da çok şirindi.kesinlikle tavsiye ediyorumm!!!","label":7} {"text":"Çok sade bir anlatış ve kendi cinsine yakışır güzellikte tür anlayışına sahip orta kararın biraz daha üstünde bir film.Toni Collette başta olmak üzere oyunculuklar çok hoşuma gitti, sıradan bir günü güzelleştirebilecek tatlı bir dram.7/10","label":6} {"text":"8 yıl önce sinemada izlemiştim ve güzel bir filmdi.. çok iyi değil ama en azından akıcı ve belli derecede etkisi olan bir film..","label":4} {"text":"Serinin bir hayranı olarak filmin sinemalara gelmesi çok hoş bir durum olmuştu vaktiyle,eğlenceli ve güzel birseyirlik,bu tür şeylerin jayranları için biçilmiş kaftan.Keşke Full Metal Alchemist`in filmi de gelse.Saygılar.","label":7} {"text":"Tamam da o kadar iyi bir yapım değil Söyleyeceğim ilk şey filmin puanı fazla olmasıdır. İyi film. Bize vermek istediği birçok ders var. Özellikle Amerika halkına yönelik sağlam eleştiride bulunuyor. Hatta bizler için de eleştiri sağlam. Sonuçta birileri çıkıp söylemedikçe hukuk işlemeyen ülkelerde bu gibi olaylar çok. Adalet gerçekten önemli bir olgu. Ve bence de adalet evrensel ahlak yasaları içerisinde değişkenlik gösterebilir. Hep şu soru gelir akla, kötüleri polis yakalayacak hakim yargılayacak ama ya polis ve hakimi? Bu gibi bir hukuk boşluğu olan yerlerde de adaletin ne hale geldiğini görüyoruz. Neyse film iyi. Oyuncular da bildik rollerde. Abartılacak bir şey yok. Oscar olayını zaten pek anlayan biri değilimdir. İki üç çarpıcı an ile kendini bağlayan normal bir film kısacası. İyi seyirler.","label":6} {"text":"İlk 85dk sında çok beğendim ve puanlarının düşük kaldığını düşündüm. Ancak sonrasında tempo öyle bir düştü ki sanki başka bir yönetmen filmi devralmış gibi hissettim. Yani filmin problemi süresinin uzunluğu değil tempoyu düşürmesi bence. Yoksa ilk baştaki tempo ile 3 saat daha sürse izlerim. Ayrıca çakma brad pitt'i sevmedim. Daha orjinal olunabilirdi.","label":6} {"text":"İzlemeye karar verdiyseniz 40. dakikadan başlamanızı tasiye ederim. Kısa filmlik senaryoyu uzun metraj çevirmişler çünkü. Gerçi bana kalırsa hiç izlemeyin. İnanılmaz saçma. Öyle mantık hataları var ki resmen dalga geçmişler. Ortada senaryo namına bir şey de yok zaten. Neyin ne olduğu belli değil. Çöp.","label":0} {"text":"Arkadaşlar çok iyi bir film. Mutlaka izleyin. Aslında söylenecek çok söz var üzerine; döneme sosyolojik açıdan bakış, kadının yeri, kısmen zincirlerini kırışı, toplumun kadına ve erkeğe yüklediği temel görevler... Bunların hepsi bir yana, inanılmaz eğlenceliydi. Tavsiyem kalabalık bir grupla izlemeniz. Iyi seyirler ;)","label":6} {"text":"ehhh işte dedirticek bir film. süre olarak çok uzun.daha kısa olabilirmiş","label":4} {"text":"Açıkcası beni çok sarmayan bir animasyon. Daha çok kendi kitlesini oluşturmuş, özel hayran hitabetine sahip bir yapıda.","label":1} {"text":"Back to the Futurea bazı yönlerden çok benzemekle beraber, hoş anekdotlar taşımakta Meet The Robinsons. İzleyiciye keyifli anlar geçirten oldukça güzel bir film. Yüzünüzde tebessüme neden olacak espriler de mevcut:)","label":7} {"text":"küçük kızın o tarz sözleri söyleyebilmesi belli tecrübe ve birikim gerektirir ki yaşı itibariyle pek inandırıcı gelmedi. onun dışında iyi bir film","label":6} {"text":"Biraz düşündükten sonra önce \"kesinlikle eminim\" diyip daha sonra cevabı \"öyle düşünüyorum\"a indiren bir kadın, sevgilisi olduğunu öğrendiğimiz çocuğun dahi aynı kararlılıkta -hatta daha fazla- soruyu yanıtlaması, bir başkasının gayet önyargılı şekilde \"politik olmadığını biliyorum ama buna dahil olmak istemiyorum\" diyerek cevaplamayı reddetmesi. Bana göre tek eksiği kısa film oluşu, zamanının kısıtlanmasıydı. Daha çok insanın görüşünü dinlemek isterdim. Düşük bütçeyle ne kadar güzel işlerin çıkarılabileceğini gösteren çalışmalardan biri. Ayrıca \"şimdi bana kaybolan saatlerimi verseler\" temalı onca ikişer üçer saatlik filmlere karşın DÖRT dakikalık kısa filmin \"vakit kaybı\" olarak etiketlenmesi... ne bileyim, insan gerçekten hayret ediyor.","label":8} {"text":"Müthiş. Zerre sıkıcılık, biraz klişe, miktarı bol orjinallik ve rakipsiz görsellik. Blizzard trailerları, oyun camiasında hep en iyi trailerlar olarak anılmıştır, halen de görsellik açısından rakibi yok. Parmağı olduğu bir filmde de aynı şeyin olmaması şaşırtırdı. Açık ara farkla en başarılı görsel efektlerin kullanıldığı film oldu bu sene.","label":8} {"text":"Kendi halince gidiyor işte. Filmin en büyük katkısı oyuncuların izlenir olmasıdır diyorum. Başrolleri o kadar çok benimsemişiz ki daha önceki benzer rollerinde bu filmde de hoşumuza gidiyorlar. Öyle bir senaryo yok yapımda. Herkesin bildik hayat hikayesi ama zaten bu tarz bir senaryoyu izletebilmek de ayrı bir kalite olsa gerek. İzlerken kalplerde sıcak tebessüm bırakan bir yapım. Çok iyi falan diyemeyeceğim mesela senaryo daha yaratıcı ve daha duygusal olsaydı film türünün önde gelenlerine eşlik edebilirdi. Yine de izleyen neredese herkesin beğenebileceği bir akıcılığa sahip. Filmin içinde bizlere dayatılan reklam patlamasını da görmezden gelmemek lazım. Yani sonuçta filmleri artık satamıyorlar bu nedenle içine reklam katarak parayı almak istemelerini anlarım da var olan reklamları bu kadar da belli ölçüde vermeleri az filmi dizi moduna soktuğunu da belirtmek isterim. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Grotesk bir üslup, Shakespeare'e saygı duruşu, teatral bir tercih. Sanırım ''film nasıldı?'' deseler söyleceklerim ilk başta bunlar olurdu. Yönetmen Onur Ünlü, sistemle ve hukukla ilgili eleştirilerini Celal Tan ve ailesi üzerinden yansıtıp, bu eleştiriyi yaparken de eleştirdiği kavramların günlük hayattaki yansımaları nasıl ise (çoğunlukla tirajikomik) perdede de bu yönde bir tercih kullanmış. Ortaya çıkan film ise zekice dokunuşların eksikliği yüzünden belki de istenilen sonucu verememiş, yönetmenin ''yapmak istediği'' şeyi izleyici olarak anlayabiliyoruz fakat bu perdeye yansıdığında ortaya çıkan eser çokta iyi değil. Bunun en büyük nedeni filmin absürt komediye, durum komedisine sırtını iyice yaslayıp, sıkıştığı zamanlarda ince espriye geçiş yapmayı başaramadığından bu açığını küfürle kapatmaya çalışması. Bu da bu kadar özenle düşünülmüş bir senaryo için büyük bir handikap. Eğer o küfür içerikli sahneler zekice esprilerle donatılmış olsaydı muhtemelen film Türk sineması klasiklerinden birisine bile dönüşebilirdi zaman içerisinde. Son tahlilde; absürt, tuhaf bir film izlemek isteyenlere, Onur Ünlü sinemasını bilenlere, sevenlere önerebileceğim bir film ''Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi''. Popüler Türk sineması komedileriyle hemen hemen hiçbir ilgisi yok. Benim kendi adıma perdede izlediğim en tuhaf filmlerden birisi olması sebebiyle filmi kötü bir film olarak nitelendirmeyip, tuhaf bir film olarak adlandırmayı yeğliyorum (kült tanımı fazla iddialı olur ama).","label":4} {"text":"Netflix'in film politikası nasıl diye merak edenler için çok güzel bir örnek.","label":3} {"text":"Böyle bir filmden beklentim elbette yoktu ve olmayan beklentimin üzerinde eğlendirdiği için memnunum. Tipik çılgın bir gece filmi. Ashley Tisdale'in erken çöküşü üzmedi ama düşündürdü.","label":5} {"text":"İlk buluşmada izlenecek son şey. Sonu gelmedi","label":4} {"text":"Kesinlikle suratınızda en az kahkahaya sebep olabilecek bir film.Tabi herkesin espri ve komedi anlayışı farklıdır ve bu yüzden bu kadar az bir puan almış sanırım.Absürdlüğün harika bir şekilde yansıtılışı.Keyifli ve başarılı bir komedi filmi.","label":7} {"text":"Demekki belden aşağı dokunmadan da,küfür olmadan da komedi filmi olabiliyormuş.Beklediğimin üstünde,güzel,güldüren,eğlendiren,güzel bir film olmuş.","label":6} {"text":"Herkese göre değil. Ya seversin ya nefret edersin. Ben sevenlerdenim. Süresinin de etkisiyle izlemesi yorucu olsa da, mizahı çok etkili kullanan, her yönüyle dolu dolu bir film. Hele ki doğum günü partisi sahnesi sinema tarihine geçecek derecede çarpıcı ve efsane.","label":7} {"text":"Film samimi tamam orasına diyecek bir şeyim yok da bir o kadar da sıkıcı. Yani samimiyet uğruna sıkılayım derseniz izleyebilirsiniz, iyi seyirler.","label":6} {"text":"etkileyici bir sinema dili;paris texas karşılaştığım en gerçek/gerçeküstü karakter; travis. tek kelimeyle müthiş 10/10","label":9} {"text":"\"ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın\" Oluşturulan konfor alanları; kol kırılıp yen içinde kalan, her türlü pisliğin içinde eritildiği güvenli alan hissiyatının üstüne kuruluyor. Karşıdan/dışardan bakıp; yıllar içerisinde kalıtsal hale gelen bu \"kültür\" b. k çukurunun çarkına ışık tutan birilerinin çıkması bir nevi yaşama dair umut niteliğinde.","label":7} {"text":"Eski toprak vurdulu kırdılı film sevenler için.","label":5} {"text":"iki film tuttuktan sonra 3. gelmese olmazdı zaten :) ama film bence çok komikti... çok komedi filmi izledim ama bu seri kadar orjinaLine az rastladım :) bu filmde de kristie alley ve jhon travolta çok uyumluydu... kendilerine en yakışan roldelerdi bence :) stresten çıldıran bir ev kadınını kristie'den başka, sempatik eğlenceli kocayı da jhon'dan başka bu kadar iyi oynayabilecek az aktör-aktrist vardır bence :)) ikinci filmde olduğu gibi bu filmde de ben julie karakterini çok sevdim çocuğun konuşmaları replikleri özellikle \"tık tık\" şakası mükemmel oturmuş filmde :)) arşivlik bir seri :)) sıkılmadan izleyebilirim hepsini :) ailece izlenebilecek bir komedi bence :)","label":6} {"text":"Das experiment tarzında olup onun yanında geçemese de, grup mülakatlarının tadına varmış beyaz yakalı veya olmaya çalışan kardeşlerim için güzel zaman geçirtir anılarını canlandırır.","label":8} {"text":"Amacı olan korkutmayı başaran güzel bir film.Konusu astral seyahat yani çok da el atılmamış bir konu.Sonuda güzel ve heyecanlı bitti devamı umarım gelir ben beğendim ve korku severlere tavsiye ederim.","label":7} {"text":"ejderha dvmeli kzn glgesinde kalm bir film, daha iyisini beklerdim. 6.5/10","label":5} {"text":"Farah yerine daha iyi bir oyuncu bulabilirdiniz ve bergenin şarkıları daha çok olmalıydı. Bergenin sesi ruhu hiçbirşeyi yoktu filmde.","label":1} {"text":"Nedense WWII için Alman yapımlarını izlemekten daha çok keyif alıyorum ve her seferinde beni haksız çıkartmamayı başarıyorlar. Bu da onlardan biri, hatta en başarılısı belki de...","label":8} {"text":"psikolojik gerilim türünde bir film. konu ve senaryo çok ilginçti ve de iyi işlenmişti. yönetmen gerilimin yüzlerde bıraktığı yansımayı iyi aktarmıştı. oyunculuk özelliklede Robert Walker'ın kiçok inandırıcıydı. filmiiyi buldum ve beğendim ama final kısmı daha da etkili olabilirdi.","label":7} {"text":"Film çok güzel bir gerilim filmiydi. Oyunculuklar desen muhteşem. Film adalet, doğru, yanlış, insanların koyu bi dindarken inançlarını hemen nasıl da kaybedebilicekleri gibi konuların hepsi birbirine giriyor, kavram karmaşası içinde gelişiyor. Sonu bile gerilimli bitiyor. Film güzel ama şöyle diyebilirim bi tık üstü olabilseymiş unutulmaz kült film olurmuş.","label":7} {"text":"Gizem etiketinin hakkını vermiş izlerken yuh yani dedirten kaliteli bir film. Evlilik planı yapanlar için korku filmi kategorisine eklenebilir sevgilinizle nişanlınızla falan izlemeyin derim :) Kadınlardan korkulur abii.","label":5} {"text":"en sevdiğim fatih akın filmi","label":8} {"text":"bu kadroyla bu film mi yapılır e adam bu ne ? hala yüce amerikan felsefesini basit simgelemlerle işlemeye çalışan adamlar kaldımı diyordum bende. filmin en güzel yanı hulkun ben tanrıyım üstünüm diye atarlanan lokiyi yerden yere vurduğu sahne ve scarlettir abicim","label":3} {"text":"Görsellik muhteşemdi, eğer superhero, savaş, bol aksiyon filmlerine karşı bir zaafınız varsa mutlaka izleyin, doyuracaktır. Ayrıca hep Amerika'da geçen Amerikalıların ''Safe the world'' filmlerinden gına gelmişti, Asyalı kardeşlerimizi görmek, klişelikten gına gelmiş olan bana ilaç gibi oldu. Ayrıca namıdiğer Oberyn Martell abimizi görünce bi hüzünlenmedim de değil :) Senaryodan ziyade görselliğe odaklanmanızı tavsiye ederim.","label":7} {"text":"filmi çok beğendiğimi söylemeliyim, eğitimin bireyleri ne düzeyde etkilediğinin en depresif örneklerinden biri, maalesef piyasada adı duyulmayan daha çok film festivallerinde gösterilen bir film. eğitim ile ilgilenen herkesin izlemesi gerekir. yapıcı şeyler yapmaya çalışırken çocuklar ve kendi üzerinde nasıl yaralar açıldığının acımasız bir örneği bu film. izleyin izlettirin.","label":9} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en başarılı, en kusursuz, en \"olmuş\" film. Ne Interstellar, ne The Revenant ne de The Martian böyle etkilemedi beni. Herkese hitap etmediği çok açık. Hayat ve tiyatro hakkında, şöhret hakkında mesajları hem çok ince, hem çok açık. Tam bir ustalık işi. Bende yeri her zaman ayrı olacak.","label":8} {"text":"O ruh halinde bile yapılması istenen eylemin karşılığının nasıl alınacağının garantisini sorgulamak gerekmez miydi? Bu önemli ayrıntı dışında siz olsaydınız ne yardınız sorusunu çokça sorduran, çaresizlik duygusunu hissettiren, sorgulatan, düşündüren bir film... Asıl konusu bu olmasa da şiddet ve kadına şiddet kavramı ile birlikte intikam üzerine de düşündürüyor... 75/100","label":7} {"text":"Zaman zaman bazi sahneler çok uzamis olsa da filme bayildim","label":8} {"text":"3D olmasından başka hiç bi özelliği yok.ayrıca yönetmenin filmlerine bakarsak (araf,cennet) seriyi tamamladı gibi gözüküyo :D araf cennet cehennem :))","label":9} {"text":"Kelimenin tam anlamıyla underrated. Belki herkes ürkmek, tırsmak istedi ama, ben filmden çok daha farklı bir tad aldım. Herşeyden önce, kendi içerisinde çok mantıklı bir senaryosu vardı. Ama tabi çok daha iyilerini izledik, O yüzden beğenmeyenlere de fazla bir şey diyemeyeceğim.","label":6} {"text":"filmi bitirdikten sonra hissettiğim tek duygu pişmanlıktı maalesef.aslında zaten çok merak ettiğim falan da yoktu,bir kalite falan beklediğim de,fakat ilk filmi o büyük reklam kampanyasına dayanamayıp izlemiştim ve onun hatrına bunu da görelim diye düşündüm.ilkini beğenmiş miydim?hayır.yani türe bir nebze yeni bir soluk getiriyormuş gibi görünüyordu ve bazı kısımlar izleyiciyi sağlamına gerebiliyordu (özellikle salonda izlerseniz) fakat el kamerasıyla gerçekçilik hissi sağlamaya çalışmak paranormal activity ile başlamadı.ve bu gerçekçilik için gereksiz aşırılıkta kasmaları,yani abartmaları da diyebiliriz,önümüze çok ama çok berbat bir senaryo ve sığ bir konu çıkardı.ne oyuncular oyuncu,ne olaylar olay.bu ikincisi ilkinden de vasattı,kesinlikle ticari amaçlarla aceleyle çekildiği ilk saniyesinden son saniyesine kadar bas bas bağırıyor.saymaya başlasak sanırım pek çok olumsuzluk çıkartabiliriz ortaya fakat filmin övebileceğim tek bir noktası yok.","label":2} {"text":"Ben filmi çok beğendim. Değişik bir senaryoydu, ilgi çekici. Tim Burton herzamanki gibi harika bir iş çıkartmış. Süper bir film..","label":7} {"text":"1948 yapımı olmasına rağmen gerek kurgusu gerekse oyunculukları bugünkü çoğu filmden daha modern.","label":7} {"text":"Bence de çok kötü bir filmdi!Saçmasapan senaryosuyla insanı güldürüyor!TRT pazar günü 12 kuşağında verilebilir.","label":4} {"text":"Konusu güzel ve hissedebildiğiniz bir film. Kendinizi sorularla kaptırabilirsiniz sahnelerin bazılarında. Suçluyu bile kendiniz aramaya başlıyorsunuz. Oyuncuların seyirciye verdiği elektrik sağlam.","label":7} {"text":"Lobster'ı da sevmemiştim, bu da aynı yönetmenin kötü filmlerinden biri! Filmde verilen bir mesaj filan yok, mitolojiden esinlenmiş diye başyapıt olamaz böylesine kötü bir film, kendinizi kandırmayın lütfen filmden çook şey anladığını düşünenler...","label":0} {"text":"Seneler önce kitabını okuduğum bu filmi izlemek büyük keyif verdi. kitabını okumamışsanız bile filmi mutlaka izleyin. hayattaki en büyük zenginliğin sevgi olduğunu gösteren harika bir eserdir. Louis: Şarkı söylesene Zeze. Zeze: Ben zaten şarkı söylüyorum. Louis: Gerçekten mi? Zeze: Evet içimden söylüyorum. İçimde şarkı söyleyen bir kuş var. Kuşumu sana verebilirim..","label":8} {"text":"what's this? what's this!? this is halloween, this halloween! :) güzel bir müzikal-animasyon filmiydi. ve oldukça orijinal bir yapım bence. jack skellington'ın kimlik bunalımına girip christmas'ı sahiplenmesi... kasabadaki herkesin sorgusuz saygısı sayesinde bu düşüncesini kolayca gerçekleştirmesi bize çok farklı bir christmas ortamı sundu. :) jack, belediye başkanı, oogie boogie ve özellikle sally karakteri hoş kreasyonlar olmuş. =P müzikallerin tadı bir başka oluyor yahu...","label":8} {"text":"beklediğimden daha iyi bir filmmiş, tipik türk filmlerinden makyajlı ama içi boş sanmıştım ama dikkate değer bir konuyu eğlenceyle harmanlayak işlemişler, beğendim çerezlik film arayanlar için birebir.","label":7} {"text":"arzu yanardağ başrolde orada ufacık rolu olan demet şener yazıyor,enteresan..","label":6} {"text":"Çok güzel bir film olmuş her sahnesi insana bir şeyler katıyor herkesin izlemesini tavsiye ederim emeği geçen herkese teşekkürler:)","label":9} {"text":"klıse hollywood anımasyonu ama eglencelı ızlenebılır...her zaman wall-e ve persopolıs kalıtesınde anımasyon beklenemez..7","label":6} {"text":"Evsizlerin dünyasına eski bir fotoğrafçı-şimdinin şizofrenik genç adamı ve iş hayatına atılıp dibe vurmuş yaşlı herifiyle evsizlerin dünyasına bakışını atar, insanların doğallıklarıyla gülümsetirirken, hayatın drmatik yanlarını sunuşuyla da ağlatacak kıvama getiririyor. Muhteşem bir senaryosu ya da sinemada devrim yaratacak bir kurgusu falan yoktur keza, birşeyler empoze etmeye kalkmadan kapitalizmin birbirinden koparttığı insan ilişkilerini, dostluğu en güzel haliyle yansıtıyor.","label":7} {"text":"eşim bu tarzı sevdiği için izledim am beklediğimden çok daha eğlenceli çıktı ben beğendim çokta çocuksu sayılmaz.","label":6} {"text":"Böyle bir senaryo elinizde ise oyunculuğunuzu sergilemeniz gerekir. Zerrin Sümer sadece oynamıstır. İyi oyunculuk felan değildir bu filmde ki. Zaten toplamda 4 kişinin oynadığı bir film. Yani öyle Zerrin hanım döktürmüş harika bir oyunculuk sergilemiş yorumlarını gerçekçi bulmuyorum. Ama hakkını yememek lazım Zerrin Sümer başarı ile canlandırıyor karakterini. Film yine uzun sürmemesi için oldu bittiye getirilmiş. İzlenilebilir ama hikaye bilindik haberiniz olsun.","label":4} {"text":"Giriş jeneriği ile, 'Ezel' dizisine de ilham kaynağı olan gerilim filmi :)","label":9} {"text":"Berbat bir filmdi diyebilirim. 10/4. Özcan Deniz kendini göstermekten başka birşey yapmamış diyebiliriz.","label":1} {"text":"İyi bir uyarlama değil. Clooney'nin oyunculuğu bile filmi kurtarmaya yetmemiş. Komedi mi Dram mı belli değil. Oscar alırsa haketmemiş olacak.","label":3} {"text":"fena değildi boşzamanınızda izlenebilir","label":5} {"text":"seni sevmiyorum charles.","label":8} {"text":"Bazı romanlar karanlıkta büyür.","label":7} {"text":"Mulholland Dr. (2001) Yönetmen : David Lynch Yönetmene Cannes Film Festivali'nde En İyi Yönetmen ödülünü getiren bu film aslında dizinin bir bölümü olarak çekilip anlaşmazlığa düşüldüğü için daha sonradan filme dönüştürülmüş. -Yazılacak olanlar film özetinden ziyade analiz içerdiği için (kendi çapımda tabi) yüksek miktarda spoiler içerir.- No Panic ! Just Listen ! [spoiler][/spoiler]İş bu film sadece lezbiyen bir hatunun kıskançlık sebebiyle aşığını öldürtmesinden ve girdiği buhrandan çıkamayışından ibarettir !!! En genel hatlarıyla film iki ayrı temadan oluşuyor,rüya ve gerçek. ilk yarısında rüyayı ikinci yarısında ise gerçeği sunuyor yönetmen bize. Rüyayı gerçeğin üzerine işleyeceğim için filmi ikinci yarıdan yani gerçeklerden başlayarak anlatmayı uygun gördüm. Film derin nefes alışverişlerin duyulduğu bir sahneyle açılıyor. Uyuyan güzel; Diane Selwyn.Diane, seçmeleri kazanıp aktris olmak için Hollywood a gelen fakat başrolü Camilla'ya kaptıran genç kızımızdır. Bir süre sonra Camilla'ya olan duyguları bambaşka bir boyut kazanır ve arkadaşlık duygusu aşka doğru geçiş yapar. Fakat Camilla'yı rol alamadığı filmin yönetmenine kaptırması ve bundan sonra tabir-i caizse Camilla'nın Diane'a pas vermemesi Diane'da kıskançlık krizlerine ve intikam duygusunun körüklenmesine neden olur. Şimdiyse filmin ilk yarısına yani uyuyan güzelin rüyasına dönüyoruz. Rüyaya şöyle bir değinelim,kendisini öldürmek isteyen adamların elinden kurtulan Rita (Camilla) (o da hafıza kaybı yaşadığı için Gilda filminin afişinde gördüğü ismi geçen aktrisin adını alıyor kendine) Betty'nin (Diane) teyzesinin evine sığınır. Betty gayet yardımsever bir çizgide ilerleyerek Rita'nın sırrını açığa çıkarmak ve kötü adamlardan korumak için kolları sıvar. Gelelim rüyanın analizine; gerçek hayattaki herkes farklı olay örgüleri ve kimliklerle rüyaya dahil oluyor. Diane rüyasında kendisine Betty ismini alıp (bu ismi de Camilla'yı öldürtmek için tuttuğu kiralık katille anlaşmak için gittiği Winkie adlı cafede çalışan kızdan alıyor.) kendisini gerçekte olduğu gibi yaşadığı küçük yerden oyuncu olmak üzere Hollywood'a gelen genç bir oyuncu olarak hayal ediyor. Gerçeğin aksine çok başarılı bir oyuncu olarak tabi. Gayet başarılı geçen denemeden sonra rolün kendisine verilmeyişini tek bir sebebe bağlıyor,mafyaya. Yeteneğine rağmen seçilememişse bu işin içinde mafya var diyor ve yönetmeni mafyanın karanlık dünyasına kendi elleriyle bırakıveriyor. Tabi yönetmenden alacağı intikam bununla sınırlı değil. Bazen gerçek hayatta yapamadıklarımızı rüyamızda yaparız,Betty de gerçek hayatta yönetmenden alamadığı intikamı rüyasında alıyor, Rita'yı (Camilla) yani kendi sevgilisini nasıl yönetmene kaptırıyorsa yönetmenin eşi de rüyasında kendisini aldatıyor. Gerçek hayatta Camilla'yı öldürmek isteyen Diane rüyasında onu kötü adamlardan koruyup kolluyor. Rüyada psikopat bir adamı dedektife kendi rüyasını anlatırken görüyoruz. Sen kasadaydın ve ben çok korktum.& diyor adam dedektife. Ve hep oturdukları cafeyi sanki birtakım olayların dönüm noktasıymış gibi rüyasında gördüğünü anlatıyor. Aslında bu adam aynı cafede Diane'nın kiralık katille anlaşmak için konuşurken kasada gördüğü adamdan başkası değil. Ve adamı kasada gördüğünde bakışlarından korkan da Diane'dan başkası değil tabi ki. Gerçek hayattaki bu olay da rüyaya bu şekilde yansıyor. Rüyanın sonuna doğru Rita Silencio diyerek uyanıyor uykusundan ve Betty ile birlikte gecenin bir vakti tiyatroya gidiyorlar. Sahnedeki adam Her şey aslında bir illüzyon.& diyor ve Silencio kelimesi yankılanıyor tüyler ürpetici bir sesle. Diane, her şeyin bir illüzyondan ibaret olmasını istiyor,yaşadığı her şeyin aslında yaşanmamış olmasını.Rüyasında çok zengin olan teyzesinin mirasının aksine gerçek hayatta teyzesinden kalan bir miktar parayla Camilla'yı öldürtmek içi kiralık katil tutmuş olmamayı istiyor ve Silencio&-Sessizlik istiyor,vicdanının konuşmamasını,onu rahatsız etmemesini. mavi kutu ve anahtar filmin kilit bölümleri. Kiralık katil Diane'ya mavi anahtarı verip bunu masanın üstünde bulduğunda işin bitmiş olduğunu anlamasını gerektiğini söylüyor. Filmde mavi kutunun olması bana göre Diane'nın mavi anahtarı mavi bir kutuyla bağdaştırması. Filmin sonunda Diane'nın uyanıp anahtarı masanın üstünde bulması sandığı gibi ona sükunet getirmiyor,beynini kemiren düşünceler ve vicdanı sebebiyle sessizliği tek bir kurşun sesiyle bulmak istemesi de bundan sanırım. Basit bir konuyu tepetaklak edip,kesip,biçip,montajlayıp biz izleyici kitlesine sunduğu için Lynch abimizin önünde saygıyla eğilmeyi borç bilirim,bir kez daha !!!","label":7} {"text":"Sevimli birergen kız filmi :) Repliklerini kesinlikle sevdim. Büyümek böyle bir şey küçüğüm.. Küçük dünyanda isyankar yalanlarınla boğulurken, sınırları geçince özgür adımlarınla daralırsın özlersin yine küçük dünyanı.. Böyle böyle büyürsün, akıllanırsın kıymet bilirsin işte. İzlenir mi ? Evet izlenir :) Bir şey kaybettirmez..","label":6} {"text":"güney kore filmlerine bir sempatim oldugu için ne yapıyım izliyorum.. ben keyif alıyorum ya güsel bir film..","label":6} {"text":"Az Önce Kuzenimle Çıktık Filmden Ama Ne Filmdi Be. Eğer Yakında Sinemaya Giderseniz Kesinlikle Öneririm Ayrıca 3D Mükemmel Oluyor.","label":9} {"text":"tüm zamanların en iyi komedi filmi.martin i bu film sayesinde tanıdım.martin’in diğer komedi filmlerinide izledim(bela işbaşında,kaybedecek bişey yok vb.)ama bu filmin yerini tutmuyorlar.bu filmin tadı başka.filmi 15-20 defa izlemişimdir.ama ilk izlememde gülmekten ölmüştüm.adam süper rol yapmış yaa.komedi filmi olarak 10 üzerinden 10 veriyorum.","label":8} {"text":"Mukemmel Bir Film. Mutlaka İzlenmesi Gerek Muhteşem Görselleri ve macerası ile harika bir his bırakıyor.","label":9} {"text":"İngiliz yapımı filmleri oldum olası sevmememe rağmen belki eğlenceli olabilir diye izledim.Ama bir iki sahne dışında yine boş bir filmle karşılaştım..Tek ilginç yan aslında Carmen Electra konusunda da teredütlerim olmasına karşın beni şaşırtması oldu..Filmi kurtaran yegane şey kendisi..Hayranı olan arkadaşlar mutlaka izlesin benden tavsiye..","label":4} {"text":"Bu filmi 7 kişiye izlettirin. o 7 kişi de 7 kişiye izlettirsin. öyle bi film arkadaşlar.","label":8} {"text":"Popülerliği az olan, yıllar geçsede akıllarda kalan harika bir film... İzlemeyen varsa izlemeli.","label":8} {"text":"aslında kusursuz bir film.kötü diyebileceğimiz bir şey yok.gayet kaliteli bir yapım,belki de beklemediğim derecede.çekimler,sahneler,senaryo,oyunculuklar gerçekten üst düzey,cengiz hanı merak edenlerin ve hatta genel olarak herkesin rahatlıkla izleyebileceği bir yapım.akıcı ve sıkmayan bir iki saat sonunda memnun kalıyorsunuz,tavsiye ederim.","label":7} {"text":"2013 Model Uzay Yolu J.J. Abrams, çoğunluk tarafından beğenilen ama benim beğenmediğim, Star Trek filminden sonra, yine basit ama Star Trek'den daha akıcı, heyecanlı ve yaratıcı bir bilim-kurgu olan Super 8'e imza atmıştı. Şimdi ise tekrar bir Star Trek filmiyle karşımızda. Bilinmeze Doğru Star Trek filminin fragmanını gördüğümde beklentilerimi düşürmüştüm. Ama vizyona girdiğinde, Abrams'ın ilk Star Trek'in üstüne fazlasıyla koyduğunu ve o filmde yaptığı hataları tekrarlamadığını öğrendim. Böylece, düşük beklentilerim yükselmiş oldu. Tabii sonuçta bildiğimiz bir hikayenin üstüne ne katılabilir ki? Günümüz teknolojisi ile yapılmış müthiş görsel efektler ve harika aksiyon sahnelerinden başka bir şey katılamayacağını bildiğim için bu açıdan fazla umutlanmadım. Gerçi Abrams, ilk Star Trek'de bunu bile başaramamıştı. Ama bu sefer dersine daha iyi çalışmış. Çok iyi bir geçmişi olan hikayeye harika aksiyon ve görsel efektler katarak, izlemesi çok daha rahat, akıcı bir Star Trek yaratmış. Bundan sonraki çalışmalarında bu filmin de üstüne koyması gereken (seyirciyi fazla düşünmediği) bir kaç unsur var, onlardan da bahsedeceğim. 2009 yapımı Star Trek filminin sonunu getiremediğim için bu filmle arasında olan bağlantıyı kuramadım. Ama çok önemli bir bağlantı oluşturduklarını da sanmıyorum. Atılgan gemisi mürettebatıyla dünya dışındadır. Fakat dünya, ileri bir terör örgütünün saldırısına maruz kalmıştır. Bu yüzden dünyaya geri çağrılırlar. Dünyaya saldıran bu yenilmez düşmanla Kaptan Kirk'ün şahsi bir hesaplaşması da vardır. Bu intikam yolunda ailesi olarak gördüğü mürettebatına karşı bazı fedakarlıklar yapması gerekecektir. Kirk'ün, bu fedakarlıkları göze alırken yaşattığı dramatik sahneler ne kadar akıllıca olmuş, o da tartışılır. Zaten konusu bakımından da 2009 Star Trek'inden daha üstün olan Bilinmeze Doğru Star Trek, yılın en eğlenceli bilim-kurgu macerası olmayı başarıyor. Zaten Abrams'ın, gişe başarısından da elde etmek istediğini aldığını görüyoruz. Fakat bilimsel konular ve fizikle ilgilenmeyen arkadaşların filmin bazı yerlerini anlamakta güçlük çekeceği ortada. Ben de zaten bazı yerlerde zorlandım. Abrams, anlamayan kişilerin de sıkılmaması için her şeyi yapmasına rağmen bazı noktalarda sıkılmamak elde değil. Mesela 2009'da bunu hiç düşünmemişti ve bizi sıkıntıdan patlatmıştı. Gelecekteki filmlerinde bize bu sıkıntı yaşatan yerleri daha iyi kurgularsa çok daha fazla beğeni toplar. Eğer bilim-kurgu seviyorsanız bu filmi beğenmemeniz çok zor. Sevmiyorsanız da filme gitmeniz mantıksız ve saçma olur zaten. Sonuçta Bilinmeze Doğru Star Trek, bu yaz fazlasıyla izleyeceğimiz, patırtılı gürültülü (dünyanın tehlike altında olduğu ve birilerinin dünyayı kurtardığı) filmler arasında en iyilerden biri hatta belki en iyisi olmayı fazlasıyla hak ediyor. 8,4/10","label":7} {"text":"Çok güzel bir filmdi. Öyle nahit, temiz ve duygusaldı ki, izleyip de beğenmeyen olamaz herhalde....","label":9} {"text":"Dostlar seni hatırlasın üstad.","label":8} {"text":"filimi izlemeden önce ismini bile duymamıştım. izledim ve vakit kaybı olarak düsünüyorum. neden begenildigini anlayamadagım gereksiz oldugunda ısrarcı oldugum film.","label":5} {"text":"Fragmanını ve Klibini izlediğim kadarıyla güzel bir filme benziyor 13 Şubatta Yav He He 'deyiz.","label":9} {"text":"hey gidi pokemon 5.sınıftayken hayatımın vazgeçilmeziydin öhöm neyse nasıl ele geçirmiş herkesi hayret","label":1} {"text":"Lynne Ramsay, tıpkı Kevin Hakkında Konuşmalıyız'da yaptığı gibi oldukça karanlık sularda geziniyor. Yine çocuklar ve çocukluk, yine donuk bir atmosfer, yine şiddet.. Bazı sahneler asla akıldan çıkmayacak nitelikte. 21. yüz yıl Leon hikayesi gibi bir nevi.","label":6} {"text":"Divineeeeeeeeeeeee! Bu filmi izlemeden önce şunu bilin ki kötü olmak için yapılmış bir film var. Burada oy verirken gerçekten ne kadar kötü olmuş durumuna oy vereceksiniz, iyi kriterine göre oy vermeye kalkmayın. Bence 90 puanı hak edecek kadar kötü. =)","label":7} {"text":"\" maveraünnehir nereye dökülür..\"","label":6} {"text":"Kitabını okuyanlar tabi ki farklı bir beklenti içine giriyorlar çünkü okuduklarımızın başarılı bir şekilde görselleştirilmesini bekliyoruz ama bunu bu uyarlamada da göremedim bence kitapları katletmesinler. Filmi ayrı değerlendirmek isteyenler olabilir ama bence hakkı verilmeli yazarın ve eserin.","label":6} {"text":"fragmanı bile berbat bir film olduğunu anlamaya yeter.","label":0} {"text":"İzleme tarihi açısından anımsayabildiğim en eski film. 8/10","label":7} {"text":"harbi kötü film ya oyununa ihanet gibi izlerseniz pek bişey beklemeyin izlemezseniz hiç bişey kaçırmamış olacağınız bir film","label":7} {"text":"Yaşar Ustanın \"Bak Beyim sana iki çift lafım var.\" sözleriyle hatırladığımız, emek, şeref ve sadakat kavramlarını üzerine basa basa belirten sıcak ama bir o kadar da göz yaşartan aile filmidir. Fakirliğin, sevginin gerçek anlamını bulduğumuz, Adile teyzemiz, Münir amcamız, Itır ablamızla, Vecihimizle evi bahçeye taşıyıp, acılarına ortak olunası kekremsi bir hikayedir. İyi seyirler.","label":8} {"text":"bu filmi ve sergio leone'nin bir çok filmini kelimelerle anlatmak gerçekten çok güç, filmde her sahne her ayrıntı sayfalarca anlatılacak kadar derin anlam taşıyor, söyleyerek değil göstererek filmi yaşamanızı sağlıyor sahneler, geri dönüşler müziklerle öylesine bezenmiş adeta o dönemin içinde hissediyorsunuz kendinizi.","label":8} {"text":"Yönetimiyle , senaryosuyla , oyunculuklarıyla , içeriğiyle , müzikleriyle , kurgusuyla , kalitesiyle , emeğiyle ? kısacası her şeyiyle has bir sinema örneği ? son dönemin en önemli filmlerinden ? Sadece daniel day-lewis in olağanüstü oyunculuğu için bile izlenebilir ? 10/10","label":9} {"text":"İzlemesi zevkli izledikten sonra da 'özgün bir senaryo' dışında kategorilere sokamadığım film. aslında filmin konusunu çok sevdim. Ama o aşk alışılmışın çok dışındaydı onu tam hissedemeden film bitti gibi geldi. Değişik filmdi ya, izlenmeye değer.","label":6} {"text":"çok kötü bi filmdi.tamamen balon.tek bir sahnede bile güldüremedi.senaryo diye bişi zaten yok.arog dada durum aynı olucak fragmandan ibaret.","label":0} {"text":"Hala izlemeyen varsa izlesin. Benim çok sevdiğim bir klasiktir. Kah filmdeki manzaralar kah teatral oyunculuklar bir üst seviyede seyrediyor. Roman Polianski bu filmde hem oyuncu hem yönetmen. Filmin müzikleri de ayrı bir ziyafet. Eğlenceli bir vampir parodisidir Dance Of The Vampires. Halen Broadway sahnelerinde tiyatro eseri olarakta sergilenir.","label":7} {"text":"Boş zamanı değerlendirmek için izlenebilir.","label":6} {"text":"Filme konu olan oyununyönetmeni Dionysusu mantıksız, hükmedilemez, coşku dolu bir yaşam gücü olarak yorumlamış. Bu, Bakkhalar'da Euripidesin tanrıyı ironik, kendine hakim olan ve zekice düşünen, dahası bir ölüm erki olarak sunmasına biraz ters düşmüş. Tanrıdaki bu iki-anlamlılık Dionysus in 69un temelini oluşturmuş, bu yolla, 60'ların yeni solunun politik devrimden geri çekilmesinde saklı olan faşist eğiliminin ve drug kültüründeki içedönük cinsel özgürleşmenin betimlenmesi amaçlanmış... İlgilisi için tarihi değerde, arşivlik bir kayıt.","label":7} {"text":"The Courier eski moda ağır tempolu, gerçek hayat hikayesi etrafında şekillenen bir klişe Amerika-Rus gerilim dönemi filmi. Bu türe doymuş olmam sebebiyle pek ilgimi çekmedi. Benedict için izleyecekler varsa bunun yerine gidip Enigmayı tekrar izlemelerini tavsiye ederim.","label":5} {"text":"film tamamen vakit kaybı saçma sapan sahneler klasik bi hikaya klasik son vasatı geçmeyen oyunculuk vasatın altında bir film :(","label":1} {"text":"Transformers gibi bir efsaneyi izlerken bitse de gitsem dedim. bana bunu dedirten adamın ensesindeyim her iki cihanda. nasıl bir gereksizlikle çektin lan sen bu filmi? Michael Bay'ın mantık dışı zibilyon tane filmini izlemiş olmakla birlikte bu filmde tahammül sınırlarımı aştı. Tam anlamıyla \"çizgi film\" tadı ve mantığıyla çekmiş adam filmi. Karma karışık, kendi içinde tutarsız, mantıksız aksiyon sahneleri, hızını alamamış ta çektikçe çekmiş filmi 3 saate dayamış f. İyice absürd işlemiş. karakterlerin bir çoğu yeni ve bunlar kim lan diye diye bir hal olduk. karikatürize autobotlar, terminatör deki civa adam çakması yeni düşmanlar, ortalıkta gemiyle dolanıp duran gerizekalı kötü karakter, filmin başından sonuna kadar başı dertten popusu birşeylerden eksilmeyen güzel kız. sorunlu baba- damat klişesi vs vs. içim şişti lan filmi izlerken. Michael BAY.... yazdım oğlum seni. 5/10","label":6} {"text":"Filmin gerçekten özgün bir senaryosu var. Başrolde olan Jım Carrey'nin oyunculuğunu her zaman beğenmişimdir. Bu filminde de mimikleri ile olsun başarılı bir film çıkarmış. Spoiler vermemek adına film halkkında çok konuşmayacağım ama filmin konusu yakın zamanda dünyada konuşulacak bir proje olabilir bence. Ayrıca filmde efektler pek güzeldir. İzlemediyseniz vakit kaybetmeden izleyin derim. Dünya.. Senin yaşadığın yer. Asıl mide bulandırıcı yer. Dünyanın olması gerektiği hali.. http://bi1dunya.blogspot.com.tr/2016/06/truman-show-1998.html","label":9} {"text":"Hangover serisinin final filmi olan PART III, PART I VE PART II 'de edinilen hayran kitlesine \"Dağılın beyler\" demek için çekilmiş. Aslında 3. bölüm flashback'ler ve geçmişe dair hesaplaşmalardan oluşuyor. Seriye artı olarak ilave edilmiş hiçbirşey yok. Zorlama bir final filmi hepsi bu.","label":5} {"text":"heath ledger o kadar iyi ki filmde. batman filmi değil joker filmi olmuş. Her izlediğimde hayran kalıyorum müthiş bi oyunculuk.","label":8} {"text":"ilmar raag filmografisinin her zaman en tepesinde kalacak olan çok kaliteli bir film. aslında çok tanıdık bir konu gibi görünse de şok edici bir alt içeriğe sahip. türevlerinden farklı ve farklı olmasının nedeni de aşırı gerçekçi ve dürüst. teknik kurgusu, hikayesi ve oyuncu performansları ile kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım","label":7} {"text":"Çok vaktiniz ve çok paranız varsa gidiniz, yoksa tv de falan yayınlanana kadar bekleyiniz. Sinemaya gidip izlenecek bir film asla değil.","label":1} {"text":"aynı konudan hatta bırakın aynı konuyu, aynı senaryodan beş film çıkartmak başarıdır. altıncının çekilmemesi için hiç bir engel yok bence. biz de tekrar tekrar izliyoruz aynı şeyleri film yokluğundan. neyse, son durak 1' den hiç bir farkı yok. tek farklılık ölüm biçimleri; o da artık saçma olmaya başlamış. son durak 1 güzel bir filmdi ama artık yeter..","label":5} {"text":"“Apostle”, aynı zamanda senaryosunu da kaleme alan Gareth Evans’ın yönetmen koltuğunda oturduğu fantastik bir drama… 2 Kasım 2016’da Gareth Evans’ın, hem senaryosunu yazacağı hem de yöneteceği yeni bir proje üzerinde çalışmakta olduğu duyurulmuş ve sonrasında da bu filmin baş rolünde Dan Stevens’ın oynayacağı açıklanmıştı… Bütün bu gelişmelerin ardından, Nisan 2017’de; bütün hakları 2017 Mart’ın da Netflix tarafından satın alınan filmin çekimlerine başlanılmıştı… Prömiyeri, 21 Eylül 2018’de Fantastic Festivalinde yapılan ve 12 Ekim 2018 tarihinde Netflix tarafından yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 7/10 (564 oy) ve 3.6/5 (97 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.9/10 (35 yorum) ve 62/100 (14 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar katılımcı sayısı yeterince yüksek olmasa da orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Gelin isterseniz, oldukça mütevazı bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu Netflix filmine, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım… Oyuncu kadrosuyla ilgili fikrimizi, çok uzatmadan hemen söyleyelim: “Çok çok iyi…” Gerçekten de Dan Stevens, Michael Sheen, Mark Lewis Jones, Lucy Boynton ve Bill Milner’lı kadro, burada adını sayamadığımız diğer oyuncularla beraber son derece iyi iş çıkartmış… Yani filmin oyuncu ayağında işler yolunda… Hatta Dan Stevens'ın birkaç abartılı sahnesini saymazsak, bize göre filmin en başarılı unsuru… İşin teknik kısmına da kısaca bir göz atacak olursak, filmin yapımcılığını ve editörlüğünü de bizzat kendisi üstlenmiş olan Gareth Evans’ın, ağırlıklı olarak TV dünyasından gelen bir ekiple bu işin de üstesinden geldiğini görüyoruz… Biz, özellikle makyajları ve efektleri çok beğenmiş olsak da, dekor, kostüm, ışık ve müziklerin de yeterince iyi olduğu söylenebilir… Filmin hikâyesine ve yönetmenin kurgusuna gelince… Öncelikle, filmin neden bu kadar uzun tutulduğunu pek anlayamadığımızı söylemeliyiz… Zira 130 dakikalık bu “zorlama” süre, acemi sürücünün kullandığı bir aracın, gecenin zifiri karanlığındaki buzlu zeminde zaman zaman kontrolden çıkarak sağa sola kayması gibi filmin hikâyesinde de benzeri kayma ve hatta savrulmalara da neden olmuş… K, bunu özellikle de ilk bir saatlik sürenin sonunda başlayan konudan konuya atlamalarda açıkça görebiliyoruz… Öyle ki, bu atlamalar sebebiyle neredeyse kadrodaki bütün oyuncular, kendi hikâyeleriyle tek tek ana karakter konumuna getirilmişler… Hal böyle olunca da, başlangıçtaki haliyle aslında hiç de fena sayılmayan bir konusu olan bu film, ilerleyen dakikalar içinde çekiştirile çekiştirile sündürülmesi nedeniyle biraz orasından biraz da burasından pek çok filme benzemeye başlamış… İşin asıl kötü tarafı, filmin bu haliyle “Yönetmenin Kurgusu” şeklinde kısaltılarak yeniden kurgulanması da ne yazık ki, pek mümkün gözükmüyor… Sonuç olarak, herhangi bir mesajı da olmayan bu “darmadağınık” film için puanımız 2,5 önerimiz ise “siz bilirsiniz” şeklinde olacak… Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 13 Ekim 2018 günü saat 01.11’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":4} {"text":"Filmde bir ton saçmalık vardı buraya yazsam çok uzar senarist op izlememiş gibi bütün filmi Uta ve müzikler taşıyor Uta'nın hikayesini bu kadar mükemmel uydurup diğer şeyleri bu kadar kötü yapmaları şaşırttı Uta hala aklımda kaldı sırf Uta için bu puanı verdim.","label":7} {"text":"Sade ama etkili bir film... hazım körmükçü ve özellikle ebru akel çok çok iyiydi rollerinde.. gerçekten SıCaK bir film...","label":9} {"text":"iyi niyet her zaman iyi sonuçlar doğurmayabilir. olmamış filmdir, zaman kaybıdır. 5.5 / 10","label":8} {"text":"Yatalak abisine bakmak durumunda kalan orta yaşlı bir adam ve eşinin komedi öğeleri içeren hikayesi. Lin Pesto'nun şarkı videolarında kullandığı yaprakları uçuşan ağaç sahneleri sanırım bu filmden.","label":6} {"text":"Farklı bir romantik komedi/dram. Nebel, sıradanlaşmış bir yaşamı içerisindeyken, bir eylemden kaçmakta olan Vera ile çarpışırlar. Derken, sıkıcı hayatına bir nebze renk katmak isteyen Nebel, Vera'ya yardım etme kararı alır, birlikte kaçarlar. Nebel, Vera'dan son derece etkilenmiştir. Vera olayından sonra film bize, Nebel'in hayatındaki diğer ögeleri göstermeye başlamaktadır. Kendisini sevmeyen enişte, hiçbirşeyi umursamayan abla, son derece kötü ilişkileri olan babası ile olan münasebeti, işinden kovulması vs. vs. derken karşılaşabileceği tüm terslikler peşinden gelir. Son darve ise mevcut kız arkadaşının, ben HIV'im demesidir. Film sanki tüm anlatımlarının içerisinde bir farkındalık projesi de yerleştirmek istemiş gibiydi. Nebel'in arkadaşı Buddy olmasa, aslında Nebel'i izlemek bir noktadan sonra sıkmaya başlıyor. İş denemeleri fena değildi ama Vera ile olan ilişkisindeki kırılım noktaları fazlasıyla zayıftı. Orta halli bir filmdi diyebilirim.","label":5} {"text":"Issız adaya düşme filmlerini her zaman ilgi çekici olmuştur. Artık ıssız bir adaya düşersek ne yapacağımızı hepimiz biliyoruz gibi. Bunların yanında bu filmlerin temelinde hakim olan duygu bu filmde de var hayatta kalmak için tutunacak bir dal. Ne yapalım bu filmlerin kaderide böyle. Her izlediğim filmden sonra hayatımı sorgulayıp ertesi gün aynen devam ediyorum. Tüm bu klişelere rağmen bu film kötü mü? Hayır değil oturulup büyük bir keyifle izlenebilir ama pek bi yenilik beklememek gerek. Puanım: 7","label":3} {"text":"muhteşem sürükleyici türk gizem filmi.. Sürükleyicilik seneryo (uyarlama imiş ama olsun) çok iyi… iyi bir aşk intikam filmi olmuş","label":8} {"text":"fena olmayan ama çok şey beklenmemesi gereken film.","label":7} {"text":"İzleme hic gerek yok diye yazayım şuraya, sonra bana tesekkur edeceksin :)","label":4} {"text":"malesef ilk filmki kadar sığ bir senaryo her kötü yerli komedi filminde gördüğümüz klasik sahnelerden ibaret kötü bir serinin kötü bir devamı olmuş... birkaç gaz çıkarma sahnesi ve bir iki iyi espri koskocaman bir filmi kurtarmaya yetmiyor hele ki günümüzde hiç yetmiyor","label":0} {"text":"Güzelliğinin zirvesinde olduğu yıllarda Demi Moore'un oynamış olduğu bu film gerçekten bu kadar düşük puanı hak etmiyor. Dans figürleri ve sahne ve ortam filmin adı konusunda hakkını verir nitelikte. Film ne tam bir dram ne de tam bir absürd komedi o yüzden arada bir yerlerde. Eşi yüzünden işini, hayat standardını ve çocuğunu kaybetmiş olan Erin, en azından kızını geri alabilmek için hızlı bir şekilde para kazanmaya ihtiyacı vardır ve bunu striptiz kulübünde dans ederek çözmeye çalışmaktadır. Erin'e fazlasıyla kendini kaptırmış olan milletvekili David, aynı zamanda seçime hazırlanmaktadır ve işlerin ters gittiği bir gece ifşa olmuştur. Böylesi bir zincir içerisinde ilerleyen hikayesi oldukça absürt bir sonla bitmektedir. Özellikle Garica üzerinden ilerleyen hikayenin zayıflığından olsa gerek senaryoda yetersizlik hissediliyor.","label":6} {"text":"Çok fazla güldürmese de beklediğim gibi eğlenceli çıktı .. Güzel bir Jim Carrey filmiydi .. 10/7,5","label":6} {"text":"Buna yorum yapmasam olmazdı, içimde kalırdı! Sıktı hocam, sıktı! Cary Grant ağır kaçıyor, Audrey oldukça şımarık geldi bu kez; ayrıca filmi gereksiz uzatmışlar, ilk kez atlayarak izledim son kısımları. Bitse de gitsek modu... Hiç atarlanmayın, cidden sıktı. Bu arada müzikler güzel.","label":9} {"text":"bayılıyorum woddy allen a ve tarzına.. diyaloglar uzun uzun çok uzun ama harika tüm cümleler edebi birer şaheser gibi.. filme karakterlere yaşam tarzlarına hayran olmamak elde değil..","label":7} {"text":"Film çok tehlikeli sularda geziyor. Nazileri hatta Hitleri bir komedi unsuru olarak gösteriyor. Bir tarafım filmi izlerken rahatsız oldu. Bu kadar büyük bir şiddeti böyle basite indirgemekten rahatsız oldum. Diğer tarafım da evet naziler de insandı, nasıl bunları yaptılar dedi.","label":5} {"text":"Yedinci Oğul, aslında 2014 yılında vizyona girecekti fakat görsel efektlerin yeniden düzenlenmesi yüzünden tarihi 2015’e kaydı. Aslında gereksiz olmuş çünkü görsel efektlerinde büyütülecek bir şey yok. Yine de efektler ekibi iyi bir iş çıkarmış. Aslında bu film bana I, Frankenstein vakasını hatırlattı. Filmde senaryo basitti, sadece görsel efektler iyiydi. Aslında bu film için de aynı şey aşağı yukarı geçerli. Ama bu film, birazcık daha iyi. Yedinci Oğul, büyücüler ve cadıların olduğu bir dünyada geçiyor. Büyücü Gregory (Jeff Bridges), Ana Malkina’yı (Julianne Moore) öldürme şansını kaçırır ve çırağını da Malkina öldürmüştür. Bu yüzden de Gregory, Malkina’yı öldürmek için 7. Oğulun 7. Oğlunu bulmaya yola koyulur. Daha sonra 7. Oğulu (Ben Barnes) bulur ve birlikte tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar. Öncelikle şunu söyleyeyim ki, filmin senaryosunda ekstra bir şey yok. Film bunun gibi fantastikliklerden ibaret. Ayrıca, 7. Oğulun annesinden ayrılarak Büyücü Gregory’nin yanına gitmesi çok basit kalmış. Annesi önce “gitme” diyor ama sonra gitmesine izin veriyor. Ayrıca hikayede bazı kopukluklar da var. Ara sıra görsel efektlerin hafiften animasyona dönüştüğü de bazen fark ediliyor. Ama yine de ortaya heyecanlı bir yolculuk çıkıyor. Ayrıca filmin başındaki şeytan çıkarma sahnesi de korku filmlerinden alıntı olmuş, fazla iyi olmamış o başlangıçtaki sahne. Filmin ilk yarısı böyle basit kalmış. Hikaye tam oturmamış ve ileride de daha da kötüleşeceğinin sinyallerini veren bir yarıydı. Hatta ben bile “çıksam mı” diye düşünmedim değil. Ama ikinci yarıya girmeye karar verdim. İlk yarıdan daha iyi bir sonuç aldım ikincide. İlk yarıyı bir kenara atıp, yoluna koyulmuş. Aksiyon sahneleri daha fazla ve iyi olmuş. Özellikle yerden çıkan dev yaratıklı sahne aklılda kalıcıydı. Jeff Bridges ile Ben Barnes arasındaki atışmalar (komedi bakımından iyi ve bu atışmalar filmde birkaç kere daha geçiyor) ve efektler başarılıydı. Oyunculuklar: Julianne Moore, yine başarılı oynayarak iyi bir kötü karakter yaratmış. Jeff Bridges ise son zamanlarda başarısız filmlerde rol alsa da, bu film ile çıtasını biraz yükseltmiş. Ben Barnes biraz hafif kalmış ama iyi oyunculuk sergilemiş. Kit Harrington’ı ise Game Of Thrones’dan tanıyoruz. Bu filmde de şaşırtıcı ama kısa bir rolde yer almış. Yani onun için filme gitmenizi pek tavsiye etmiyorum. Djimon Hounsou ise oyunculuktan ziyade daha çok aksiyon olarak ön safhada yer almış. Aslında film izlettiriyor da ben puanımı düşük verdim. Çünkü senaryo açısından pek bir şey yoktu ve senaryo da filmin bel kemiğini oluşturuyor zaten. Ama efektler ve filmin ikinci yarısı işi biraz olsun kurtarıyor ve ortaya eğlenceli bir seyirlik çıkıyor. Yani puanıma fazla aldanmayın, eğlenceli ve kafa dağıtmak amaçlı ve senaryoya önem vermeden iyi bir fantastik-aksiyon filmi arıyorsanız, size bu filmi rahatlıkla tavisye ederim. Ama Açlık Oyunları, Labirent: Ölümcül Kaçış gibi teenage tarzı bir film ve senaryosu başarılı olan bir film bekliyorsanız bu filmi izleyebilirsiniz. Ama beklentinizi çok düşük tutmanızı tavsiye ederim, ortaya daha iyi bir seyirlik çıkıyor. İyi seyirler. Not: Filmi evde izlemenizi tavsiye ederim ama sinemada izleyecekseniz eğer 3D olarak izleyin. Filmin 3D’si başarılıydı bence.","label":4} {"text":"Maalesef başladığı kadar eğlenceli devam etmeyen, daha çok kısa filmlik bir hikaye. Uzun metraj haline getirebilmek içim müzikal bölümleri gereğinden fazla uzatmak ve erotizm içeren bir sekans eklemek gibi ucuz numaraları var. Beğenmedim. Tavsiye etmiyoum.","label":3} {"text":"Senaryo güzel,oyunculukları da beğendim ama bir film ancak bu kadar kötü çekilebilirdi.Abdullah Oğuzun niye herkesin ağzına zorla sigara tıktığını anlayabilmiş değilim.Kopuk kopuk sahneler yerine biraz daha düzenli ve tempolu film çok daha başarı ve saygı görebilirdi 4/10","label":3} {"text":"Neyse ki yeni bi proje için toplanmışlar. Yakında izleriz umarım","label":8} {"text":"Serinin temposunun yavasladigi bir yapim, pek keyif vermiyor.","label":2} {"text":"Hindistan'ın büyüleyici güzelliğini bizlere izleten bir film. Manzara görmeyi seven annemi çok mutlu etmiştir bu yüzden :) King Khan, her zamanki gibi enerjik performansıyla göz doldurmuş. Patlamış mısırınızı elinize alıp zevkle izleyebileceğiniz bir film olmuş.","label":7} {"text":"vıcık vıcık amerikan milliyetçiliği bocalandıktan sonra üzerimize abondone olmuş bir vaziyette salondan ayrıldık. ve filmi unutmaya çalıştık. tek kayda değer sahnesi bombaların gözünden aşağı gemilere doğru kayan kamera sahnesiydi. başka bir numarası yoktu.","label":6} {"text":"Felsefeyi severiz ve Ingmar Bergman'ın anlatmak istediklerine hep pür dikkat kesilirim ama filmlerin çoğu sürekli din temasını işlediği için beni bu metafizik suallerilne daima daraltmıştır. Bu filmde de bol bol ajitasyon var. Dostlarımız ölümle satranç oynuyor, sohbet ediyor ve raks ediyor. Varoluşculuk, hiçlik ve din felsefesi nedense Bergman bu konulara hep tek yönlü yaklaşıyor ve bilinmeyeni hep sorgular cihetinde. Hiç bilimsel bir teori ya da yaklaşım görmüyoruz. İnsan doğasının bu cehaletinden nefret etmeye başladım. Haçlı seferlerinden bile pişmanlık duymuyorlar oysa din uğruna savaşmak ne kadar saçma birşey idi.","label":6} {"text":"erotik temalar üzerine kurulmuş bir film sonuç ne inanın çözemedim 2/5","label":3} {"text":"Kesinlikle izlemeye değer bir filmdi. Tavsiye ediyorum.","label":8} {"text":"Arkadaşlar filmin ikinci (Joy Ride 2) serisi çıkmıştır onuda izleyin o da süper bişi ..","label":9} {"text":"Konu değişik olmayabilir fakat oyuncu kadrosuyla izlenilmesi zevkli bir film. Özellikle vizyonda iyi bir film bulunmuyorken.","label":7} {"text":"Mahmalbaf'ın ilk filmidir. Öldü zannedip gömülen ve mezardan çıkıp yeni bir hayata başlayan Lütfü Ali için dünyanın bir anlamı kalmaz artık. Bütün mal varlığını sıfırlar ve hayatını ahireti için harcar ve devamlı tövbe eder. İlginç bir filimdir, devrim sonrası çekilmiştir ve İslami rejimi yücelten filmler arasında gösterilir. Richard Tapper'e göre Mahmalbaf; 'sineması didaktik, görsel dili nasihat yüklü, tutumu ahlakçıdır.' Bu özellikleri de filimde fazlasıyla görürüz.","label":6} {"text":"bomboş bir film. bacımız takmış kredi kartı borcunu. sonra aaa içinde bir finans dahisi yatıyor ve bir anda parlıyor. bi de aynı anda aşkı bulmasın mı? gelsin holywood senaryosu.","label":3} {"text":"Rahmetli Sunal'ın en güzel filmlerinden birisidir bence güldürürken aynı zamanda bizi düşündürebiliyor. Her sahnesi beni güldürmeyi başardı her filmi gibi yine başarılı bir işe imza atmış keşke daha uzun ömrü olsaydı da bir çok film daha çekseydi diyor insan. 10/8","label":7} {"text":"filmin ilk yarısını özellikle çok beğendim. sonu biraz basitti. yani herkes tahmin etti. ikiside ölseydi daha hoş bi son olurdu... büyük aşk hikayelerinde de hep ölmezlermi???","label":4} {"text":"geçen akşam denk geldim bu filme ve kendime gülerek de olsa başından sonuna kadar izledim. acayip keyifli bir filmmiş gerçekten. tv de vermeselerdi izleyeceğimi de hiç sanmıyorum. iyi ki vermişler. anne ve hugh çok iyi oynamış. sempatik ve izlendiğinde büyük keyif veren bir film. ama sadece bu tarz filmlere karşı önyargınız varsa onu kırıp izlemelisiniz. o zaman gerçekten çok hoş. ben zaten severim, denk geldiğimde izlerim böyle filmleri, büyük bir eğlence. iyi seyirler.","label":8} {"text":"Çok güzel bir senaryo Çok güzel bir yapım Meslektaşım İlker Sarı beyefendi başta olmak üzere tüm film ekibini tebrik ediyorum 👏🏻👏🏻👏🏻","label":9} {"text":"Vasat olduğunu tahmin ederek sırf Sophia Bush\\'un hatrı için izlediğim bir filmdi. Çok vasat gelmedi izlediğimde, beğendim. Film boyunca heyecanı eksik kalmamış ve çok da abartıya kaçmadan güzel bir film yapmışlar. İzlenilebilir.","label":6} {"text":"bence değişik hoş bir aşk filimi...izleyin derim..","label":9} {"text":"Senaryosunu, Camille DeAngelis'in aynı isimli romanından (2015) uyarlayarak David Kajganich'in yazdığı ve yönetmen koltuğunda da (her birini, benzeri bir itinayla yine bu mecrada yorumladığımız) Call Me by Your Name (2017) ile Suspiria (2018) gibi başarılı filmlerinden de tanıdığımız Luca Guadagnino'nun oturmakta olduğu “Bones and All”; insan etinin atıştırmalık yapılarak &çiğnendiği / yenildiği ve sırf bu nedenle de, yeni ve değişik bir tarz olan rom-chomp olarak tanımlanabildiği romantik bir gerilim olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, tahminen yaklaşık 16 milyon dolarlık bir yapım bütçesiyle, yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra özellikle de protez makyaj uygulamalarının da etkin bir tarzda kullanıldığı; ancak nihayetinde de, brüt 14.1 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da, son derece haksız bir biçimde gişeye çakılarak darmadağın olmuş olan bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Doğu kıyısından yeni taşınmış oldukları Virginia'daki bir lisenin oditoryumunun sahnesindeki piyanoda, Maren Yearly (Taylor Russell) tek başına oturmuş bir melodiyi yorumlamaya çalışırken; çıkartılacak okul yıllığıyla yakından ilgilenen, sınıf arkadaşlarından Sherry'de (Kendle Coffey) içeri girerek kendisine katılır... Ama hemen söyleyelim ki, Maren bu yıllıkta yer alamayacaktır... Zira kendisine üç kez söylenmiş olmasına karşın, halen fotoğraf çektirerek teslim etmemiştir... *** Neyse... Babası bütün gece sayımda olacağı için Kim (Madeleine Hall) ile Jackie'nin de (Ellie Parker) hazır bulunarak birlikte sabahlayacakları evlerine Sherry, Maren'ı da davet eder... *** Okul çıkışında Maren'ı, kendisini almak için gelmiş olan babası Leonard Wayne Yearly (André Holland); otomobilinin içinde oturmuş beklemektedir... Eve vardıklarında, gitmesine izin vermeyeceğini bildiği babasının uyumasını bekleyen Maren; odasının penceresinden dışarıya çıkmak suretiyle, Sherry'nin kız kıza yapılacak olan pijama partisi davetine icabet etmiş olur... *** Kızlardan, yerde yan yana uzanmakta olduğu Kim ile iyice kaynaşmış olan Maren, sorduğu soru karşısında ona; annesi Janelle May (Kerns) Yearly'e (Chloë Sevigny) dair bırak herhangi bir anısının, tek bir fotoğrafının dahi bulunmadığını söylemektedir... Aynı esnada... Sherry'nin, oje sürdüğü tırnaklarının üstündeki turuncu rengi göstermek amacıyla Kim elini, yanındaki Maren'ın yüzüne doğru uzattığında; Kim'in elini kaparak yüzük parmağını ağzına götüren Maren, parmağın parçalanmasına neden olacaktır... *** Hızlıca... Yamyamlığını açık ettiği Sherry'nin evinden ayrılarak kendi evine koşturan Maren, telaşla kapıyı çaldığında uyanan babası; kızının yaptığının anında farkına vardığı için, üç dakika içinde toparlanarak otomobillerine binmeleri gerektiğini belirtir... Çünkü... Polisler kapılarına dayandığında, her defasında olduğu şekilde çoktan şehri terk etmiş olmaları gerekmektedir... *** Yeni uğrak mekanları Maryland'dır ve aylardan da Mayıs'tır... Maren bir sabah uyandığında; geride bir miktar nakit para, doğum belgesi ve bir kaset bırakmış olan babası, kendisini terk ederek gitmiştir... Kulaklığını kafasına geçiren Maren, babasının kasetteki şu anlattıklarını dinlemeye başlar: Diyeceğim bazı şeyler var... Sonrada bu kaseti imha etmeni istiyorum... Onu saklama... Bunda sesim var... Beni bir daha görmeyeceksin Maren... Artık sana yardım edemem... Başka bir şey de yapamam... İstersen polisi falan ara... Yerime biri geçebilir... Bunu kendin çözmen için seni bırakmam gerek... Annenin yaptığı gibi... Özür dilerim... Neyi kast ettiğimi biliyorsun... Söyleyeceklerimin, ne kadarını hatırlayacağını bilmiyorum... Evet... Hiç emin olamadım... Ama ne olur ne olmaz diye sana bildiğim her şeyi anlatacağım... İlki, sen üç yaşındayken olmuştu...& Ve... Maren, burada bırakır kaseti dinlemeyi... *** Doğum belgesini inceleyen Maren, otobüs terminaline gittiği gibi resepsiyondaki bilet satıcısı kadından (Christine Dye); annesinin doğduğu Bagley, Minnesota'ya ancak Frederick, Maryland, Columbus ve Minneapolis güzergahı üzerinden ulaşabileceği bilgisini alsa da, cebindeki parası sadece Columbus, Ohio kısmına kadar olan yere yetmektedir... *** Neyse... Otobüse binerek koltuğuna yerleşen Maren; kasetin geri kalanında, babasının anlatıklarını dinlemeye devam eder... O zaman sana bakıcı tutmuştum... Adı Penny'ydi... Geldiğimde, banyoda yerde yatıyordu... Çok fazla kan vardı... Yüzü fena kemirilmişti ama en kötüsü boynuydu... Başladığın sırada, onun kucağında falandın herhalde... Elleri hep kemirilmişti... Senin de öldüğünü sandım... Birinin, ikinizi de öldürdüğünü sandım fakat sen uyuyordun... Seni çevirince, ağzındaki kanı gördüm... Ağzının içinde bir şey vardı... Onu çıkardım... Sakız gibi yumuşak bir şeydi... Üzerinde ufak bir delik vardı... Küpe takmak için... Küpe takmamış diye şükretmiştim... Boğulabilirdin çünkü... Cesedi çıkardım, orayı üç kez çamaşır suyuyla sildim... Sonra da yola koyulduk... Cesedini hiç bulamadılar... Gerçek soyadımızı, en son o zaman kullanmıştım... Artık sebebini biliyorsun... Birkaç yıl bir şey olmadı... Rahatladım... Okula başlaman gerekiyordu ve herkesin içinde yapmazsın sanmıştım... Ve yapmadın da... Ama zekileştin... Hem de çok zekileştin...& Burada keser dinlemeyi Maren... *** Gecenin karanlığında otobüsten inip, yağmurun bastırmak üzere olduğu sokaklarında kitap okuyarak günün ağarmasını beklerken Maren; kendisi gibi bir yamyam olan Sullivan Sully (Mark Rylance) çıkarak gelir ve kokusundan bir yamyam olduğunu anladığı Maren'i evine götürür... Ki aynı evin üst katında Maren, kendiliğinden ölmekte olan yaşlı bir kadının yerde yatmakta olduğunu da görecektir... Dakika 25... Lee karakterini canlandıran, sinemanın yıldızı yükselen değerlerinden Timothée Chalamet'in de oyuncu kadrosuna dahil olacak olduğu, Amerika'nın eyaletler arasında aşılarak boydan boya geçildiği bu kanlı yol hikayesi&nin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; müziklerinin de kulaklarının pasını silerken, ilgiyle izleyecek olduklarından da tamamen emin olduğumuz,106 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"YANİ FİLM BAŞLIYOR, BİR GRUP VAR NE YAPILDIĞI, NERDE YAPILDIĞI, NEREYE GÖTÜRÜLDÜĞÜ BELLİ DEĞİL, SONRA KAÇIŞTAN SONRA DÜŞÜLEN ÇUKUR ORDA GEÇEN GEREKSİZ 1 SAAT, EN SONUNDA ANLAMSIZ BİR SON EKSİK BİR SON.. FİLME VERDİĞİM 17 LİRAYI FAKİR FUKARAYA VERSEM DAHA İYİYDİ.. FİLMDEN AKLIMDAN ÇIKMAYACAK TEK ŞEY AYSEL YUSUBOVA”NIN GÜZELLİĞİ..","label":3} {"text":"eski çocukluk arkadaşlarımı hatırlattı.","label":8} {"text":"Filmi beğendim. Öyle aman aman bir film değil tabi ama izlettiriyor. Bunda oyuncuların rolü çok fazla. Denzel ve Ethan'ın oyunculukları tek kelimeyle süper!","label":7} {"text":"fikirlerimiz pek uyuşmasada belli bi tarzı,çizgisi olduğu için pek bi sevdiğim sinema dergisinin aykırı sesi uygar şirin i sonuna dek destekliyorum inşallah başarılı olur","label":4} {"text":"Birlikte Öleceğiz Filmini Birlikte ölmek istediğim kişiyle izlemenin ayrı bir zevkini yaşıyorum.","label":7} {"text":"Klasik bir seri katil filmi jason statham için izlenebilir ama çok fazla bir şey beklemeyin.","label":4} {"text":"sadece eminem hayranıyım diye izledim eminem hayat hikayesi olduğunu sanıyordum ama film için eminem in yarı hayat hikayesi desek daha iyi olur ben koyu bir eminem hayranı olmama rağmen pek sevmedim arşivimde olmasının tek sebebi filmde eminemin oynuyor olması","label":6} {"text":"masalların en güzeli, bitmese hiç.","label":8} {"text":"Film oryantalizm akımından nasibini almış. Komedi unsurları içinde aslında derin göndermeler var. Açık açık kastetmediği için rahatsız etmiyor ilk etapta, ancak kesinlikle bir şeylerin hollywood yordamıyla önizlemesi sunuluyor gibi. Seyir zevkine gelirsek; bazı sekanslar çok acele ettirilmiş ve çok yüzeysel geçilmiş olsa da sonuçta izlettiriyor kendini. Arap baharı kapsamı dışında kalan suudilerin de önümüzdeki zamanlarda bundan nasibini alacak olması gibi konuların sanki sublimine edildiğini düşünüyorum. yamuluyor da olabilirim.","label":5} {"text":"Etkisinde kalıp 1-2 ay boyunca iddaa da West Ham a verdiğim etkileyici bir yapım.","label":7} {"text":"Deli filmi kadar başarılı olmasa da kendi vermek istediği mesaj açısından güzel buldum. Tamamen, medyanın iki yüzlü yanları üzerine yazmış senaryoyu. Başkasına akıl veren kişinin aynı duruma düşmesi iyi anlatılmış.","label":5} {"text":"Emeği geçenlerin eline sağlık bir uğraş var sonuçta. Ama şahsi fikrim &çöp olur. Askeri bir filmde duygunun verimsizliğini ilk defa gördüm. Dağ filmini geçtim, daha basit askeri filmlerden bile bi tık altta kalmış. Bir ara çıkmak istedik ama, askeri film sonuçta saygısızlık gibi hissettim (kendime karşı, çünkü 2 kişiydik).","label":1} {"text":"Farklı konusuylu ideal bir fantastik film...","label":6} {"text":"ateşkes...nasıl anlatayım bilmiyorum az önce izledim ve bende az da olsa babam ve oğlum tadı uyandırdı.aynı konu değil belki ama yönetmen babam ve oğlum'daki gibi acı sahneleri mizahla harmanlamış...bir yandan zğlıyorsun ve bir bakmışın gülüyorsun aynı anda.bir savaş filminden beklemediğim sahneler vardı.hayal kırıklığına uğradım?kesinlikle hayır!!!yönetmen işin içine müziğide katarak bizlere izlenmesi gereken ve arşivlerde mutlaka bulunması gereken bir film sunmuş.tavsiyem gidin ve izleyin...","label":7} {"text":"bu gece kesin seyrederim yine çok güzel bir filmdi...","label":7} {"text":"berbattttt ötesiiiii","label":0} {"text":"Oyunculuklar son derece başarısız ayrıca sahne planları çok amatör açılardan alınmış. Diyaloglar kısmına ise girmek dahi istemiyorum. Derinlikten çok vasatlık var.","label":2} {"text":"Seyrederken çok eğlendim. Farklı ve eğlenceli bir konusu var. Kesinlikle tavsiye ederim. Hiç sıkılmadan izledim. Puanının bu kadr düşük olmasıa anlam veremedim en az 8lik bir komdi filmi.","label":9} {"text":"konusu fena değil oyuncu kalitesiyle kendini izlettiriyor sakin kafayla izlerseniz sıkılmazsınız :)","label":7} {"text":"insani duyguları uyandırır, oyunculara söylenecek söz yoktur.","label":7} {"text":"Türkiyede film kalitesinin düştüğünü görmek çok üzücü din üzerinden yaptırımlarla filim yaptıklarını zanneden insanların gösterisi,insanları dine odaklayarak dinin korkunç birşey olduğunu gösteren saçma bir yapıt DİN GİBİ GÜZEL BİR KONUDAN ÇIKARILAN SAÇMA VE SAPTIRICI BİR YAPIT. SANAT İÇİN SANAT YAPANLAR LAZIM BU MİLLETE, PARA İÇİN SANAT YAPANLAR DEĞİL !","label":1} {"text":"harika konu. Müthiş giden bir saat. Sonra saçmalama başlamış. Bu kadar harika konunun sonu nasıl bağlanamaz anlamadım gene de ilk bir saat ten ötürü harika film diyeceğim. Oyunculuklar da çok üst düzey.","label":8} {"text":"Tamamiyle iyi anlamda \"Bu neyin kafası?\" diye sormak istediğim, değişik kafaların bulunduğu, lezzetli film. Frank'i çok sevemedim film süresince ama özellikle son bölümde duygulandırdı. \"I Love You All\" şarkısı da filmi baştan sonra gözlerimin önünden geçirten, sıcak bir şarkı oldu. Aslında tüm şarkıları tuhaf ama tarihsiz bir lezizliği var. 7/10","label":8} {"text":"Danush ve Erin Moriarty'nin başrollerini paylaştığı film Hindistan, Belçika ve Fransız ortak yapımı. Romain Puertolas'ın çok satan kitabından senaryolaştırılan film en az kitabı kadar başarılı. Film ilk yarısına kadar insanı sıkan bir tarzı olsada filmin geri kalanına hizmet ettiği kanısına filmin sonlarında kani oluyorsunuz. Filmin oyunculukları pek matah bir şey olmasada senaryo ve diyaloglar müthiş. Son yıllarda seyrettiğim en hoş filmlerden birisi.","label":8} {"text":"mutlaka izlenmesi gerekiyo. komedi ve aksiyonu çok iyi harmanlamış","label":7} {"text":"uzun zamandır bir filmde bu denli sıkılmamıştım. filmi izlerken sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırdım. bu filmi 13 yaş ve altı çocuklar izlesin, n'olur ey erginler kendinize eziyet etmeyin. ses, görüntü, müzik hiçbiri kurtarmıyor bu filmi.","label":4} {"text":"Berbat ötesi, tam anlamıyla zaman kaybı bir film. Biz Hollywooddan kaçıyoruz ama aynı klişeleri, aynı saçmalıkları Netflixte de görüyoruz... 2/10 veriyorum.","label":1} {"text":"ben bir fanboyum","label":7} {"text":"Kitaplarını okumuş, neredeyse bir çok filmini izlemiş bir James Franco taraftarı olarak diyorum ki Amerika'nın Recep İvdedik filmi. Natalie Portman ve Jmes Franco'nun bu filmde ne aradığını hiç anlamıyorum. Zaman ve bütçe kaybı.","label":3} {"text":"Klasik Tarantino filmlerinden birtanesi.Çok farklı görüntüler,diyaloglar,farklı kadınlar ve soluksuz bir eğlence.Kaçırmayın derim:)","label":6} {"text":"keyifle izlenebilecek bir yapım ... ben izlerken sıkılmadan eğlenerek izledim ... emre altuğ nun perfomansı genel itibarıyla fena değildi ancak bazı sahnelerde aşırı zorlama oynamış :( ... durul bazan dışında diğer oyuncularda kötüydü ayrıca ... işlenişide biraz hafada kalmış filmin ... yinede izlemek isteyenlere öneririm ... keyifli bir film ... 10/6 ...","label":5} {"text":"Garip bir film olmuş.. Filmin sonu fena değildi.. Vincent Cassel için izlenir zaten..","label":6} {"text":"Çağan Irmak'a ait olupta ağlamadan bitirebildiğim film yok henüz. Altan Erkekli o kadar güzel oynamış ki Eşref karakterinin naifliğini, sıcaklığını her bir sahnede hissedebiliyorsunuz. Bazı insanların iyi olduğu yüzünden okunur ya Eşref'te öyleydi. Eşref'e eşlik eden Leman... İkisinin dostlukları, paylaştıkları çok kıymetli hissettirdi. Filmde sevmediğim karakter yok sanırım. Başlarda gelin hanıma uyuz olmuştum fakat hepsi bir bir kırılıyor. Gerek konusu gerek işleniş tarzı olsun film benim çok hoşuma gitti. Son yarım saate kadar anlamıyorsunuz nasıl geçmiş film. O son yarım saatte kalbinize dokunuyor. Kaan'ın hastane bahçesinde babası ile otururken kendi ile yüzleştiği bi sahne var. Söyledikleri çok içtendi. Aynı şekilde eşinin ailesi ile yüzleştiği bir sahne var. İçim çok acıdı. Anladım Gelin hanımı sonunda. Fatma, İrem hatta Uras çok güzel karakterlerdi. Çok sevdim.","label":9} {"text":"BİZİM KUŞAĞIMIZ İÇİN EFSANEDİR. Y Kuşağı'nın ilk gençlik yıllarına özeldir. Yıllar sonra 4. filmin gelmesi sırf güzel hatıralara olan saygımız sebebiyle bile izlenmeye değerdi. Ve öyle de yaptık. İzledik. Demek istediğim eleştirmeyeceğim. Seni seviyorum Matrix. Kalp bırakıyorum. İzlediklerime ekleme şansı verdiği içinde filimadamı ismiyle anıldığı yıllardan bu yana üyesi olduğum sinefil'e teşekkür ediyorum. Sizi seviyorum. Çünkü ailemsiniz. Yine kalp. ♡","label":7} {"text":"selam, filmi dün izledik arkadaşla macera filmi tadında güzel bir film olmuş brandon fraserı mumyadaki performansına benzer bir rolle görüyoruz yine. herşeye rağmen film iyi bir seyirlik.","label":9} {"text":"Atmosferiyle, müzikleriyle ve oyunculuklarıyla etkileyici bir film olmuş. Farklı kültürlerin çatışması ve iletişimsizliğin yanı sıra, yanlış verilen hukuki kararların insanların hayatlarını nasıl kararttığını da iyi aktardığını düşünüyorum. Süresi biraz uzun geldi, onun dışında aldığı puanı hakediyor.","label":7} {"text":"....bu filmi izledikten sonra sunu soyleyebilirim ki Eli Roth#39;un sinemanin ssinden haberi yok. Son derece gerzek 2 Amerikali gencin yanlarina aldiklari Izlandali ucuncu bir elemanla ciktiklari yolculuk sirasinda, bir oneri uzerine seks deneyimlerini arttirmak uzere uyusturucu da dahil herseyin kaynagi olabilecek Amsterdam#39;dan Slovakya#39;ya yol almalari bir kere anlamsiz ve sacma. Slovakya#39;da kalacaklari otelde karsilarina cikan 2 cekici -ve bir o kadar da basit- kizla ayni odayi paylasan Paxton ve Josh sabah uyandiklarinda kaybolan Izlandali Oli#39;yi aramakla geciriyorlar gunlerini. Ve ardindan da dehset dolu, mantik sinirlarini zorlayan, estetikten yoksun bir film izlemeye basliyoruz. Eli Roth filmin senaryosunu net#39;te gozune ili$en gercek bir olaydan esinlenerek yazmis duydugumuza gore. Tarantino da arkadasi bir guzel gaza getirip bunu yazmasini ve cekmesini ogutlemis. Sonra da ortaya basindan sonuna kadar hicbir ozel yani olmayan, sadece i$kenceden zevk alan hasta bir kesimin ilgisini cekebilecek, kucucuk cocuklarin sakizla kandirilip cinayet isledikleri, zerre kadar yonetmenlik becerisi barindirmayan bir film cikmis. Takeshi Miike#39;ye hayranligini dile getirip filminde de yonetmene kucuk bir rol veren Roth#39;un saniyoruz ki daha cok film izlemesi ve sinema nedir? diye oturup kendisine sormasi gerekiyor sanirim. Ayrica tum bir milletin polisinden vatandasina kadar boyle bir filmle kotulenmesi kabul edilebilecek gibi degil. Herhalde zamaninda yaptigi bir Slovakya gezisinden cok kotu anilarla vatanina donen Roth, bir sekilde intikamini Hostel ile almaya karar verdi diye dusunmeden edemiyorum...(1/10)","label":0} {"text":"Bu kadar kötü senaryo ve oyunculuk ile Imdb'den nasıl 6,8 puan almış şaşırdım. Sonundaki düello sahnesi bana FRP oyunlarını hatırlattı","label":2} {"text":"“BlacKkKlansman”, yönetmen koltuğunda, senaryosunu Charlie Wachtel, David Rabinowitz ve Kevin Willmott ile birlikte emekli polis memuru Ron Stallworth’un, meslektaşları ile birlikte yürüttükleri KKK (Ku Klux Klan) soruşturmasına ilişkin anılarını anlattığı “Black Klansman” (2014) isimli kitabından uyarlayarak yazan Spike Lee’nin oturduğu biyografik bir drama… Prömiyerini, 14 Mayıs 2018 tarihinde aday olduğu Altın Palmiye ödülü için yarıştığı ancak Jüri Özel ödülü (Grand Prix) ile yetinmek zorunda kaldığı Cannes Film Festivalinde yapan film, 10 Ağustos 2018’de vizyona girmiş… 15 milyon dolar gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen (işin içinde Blumhouse Productions olunca başka türlüsü de olamazdı zaten) ve yaklaşık 88 milyon dolarlık bir gişe yapan filmin, 7.6/10 (56.486 oy) ve 4/5 (6.574 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.3/10 (351 yorum) ve 83/100 (56 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları oldukça etkileyici… Gelin isterseniz gerek izleyiciden gerekse de eleştirmenlerden bu yüksek puanları almış olan filmimize, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım ve bu beğeninin nedenlerini anlamaya çalışalım… Yoruma başlamadan, usta yönetmen Spike Lee’nin, bu film ile bir kez daha sıra dışı bir işe imza atmış olduğunu baştan teslim edelim… Ancak bunu yaparken filmin kategorisine ilişkin çok &özel bir itirazımız olduğunu da belirtelim… Nasıl mı? Şöyle ki, dikkat ederseniz IMDB’sinden Rotten Tomatoes’a kadar neredeyse hemen hemen bütün mecralarda film, dram ve biyografinin yanı sıra “komedi” kategorisinde de tanımlanmış… Şimdi, “E, ne var bunda?” diyebilirsiniz… Eğer komediyi, Recep İvedik’ten ibaret bir tür sanmıyorsanız elbette bir şey yok… Ama tersi söz konusuysa, yandı gülüm keten helva… Zira filmi izler izlemez, bu arkadaşlar başlarlar hemen, “Bu nasıl komedi?” diye ver yansın etmeye ve puan olarak 0,5’leri, 1’leri, 1,5’leri yapıştırmaya… Neyse biz tekrar dönelim filmimize… Her şeyden önce, kapitalizmin kendi yapısal krizi sonucunda bizzat yine kendisi tarafından bütün dünyada eş zamanlı ve örgütlü bir biçimde yeniden sahneye konularak tırmandırılan faşizm isimli oyununun Amerika versiyonunun trajikomik bir dille anlatıldığı bu film için söylenilecek oldukça fazla şey var… Fakat biz sadece çok önemli gördüğümüz birkaç hususu sıralamakla yetineceğiz... Bir, film aracılığı ile verilen mesaj, öyle görünüyor gibi olsa da, kesinlikle sadece Amerikalıları (ve özellikle de Afrika kökenli Amerikalıları) ilgilendirmiyor… Çünkü faşizmin, sabit bir ırkı, dini, dili ve vatanı yoktur… Onu, her kılıkta ve insanın ayak bastığı her coğrafyada görebilirsiniz… İki, Alec Baldwin’in varlığı ile renk kattığı filmde, başta Ron Stallworth karakterini canlandıran John David Washington ile Adam Driver ikilisi olmak üzere bütün oyuncu kadrosunun oldukça rafine bir performansa imza attıklarını söylememiz lazım… Üç, Spike Lee’nin diğer filmlerinde olduğu gibi bu filmini de yine, isimlerini ve filmografilerini burada tek tek saymamız halinde sabahlamamıza neden olacak nitelikte bir teknik kadro ile birlikte çektiğini görüyoruz… Aslına bakarsanız filmde, dört, beş, altı vs. diyerek sıralanarak anlatılacak daha pek çok şey var… Ancak bir yerde, yoruma da noktayı koymamız gerekiyor… Sonuç olarak, sadece iyi vakit geçirtmekle kalmayıp insanlığın vardığı üzüntü verici son aşamayı bir kez daha sorgulamamıza da vesile olan bu harika film için puanımız 4 önerimiz ise, “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 26 Kasım 2018 günü saat 00.35’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":7} {"text":"İzledim en ilginç Yerli yapımdı. Sanki bir David Lynch filminin yerli versiyonunu izliyor gibi oluyorsunuz. David in filmlerinde imgeler arka arkaya film boyunca sular seller gibi akar ama film buram buram Hollywood kokar. İşte burda ise daha halkçı bir yapı üzerine kurulu imgesel bir film izliyorsunuz. Sesler, efektler ve müzikler bence 1 numara, çok başarılı. Karekterlerin hehen hemen hepsi çok iyi işlenmiş ve oynanmış. Bence Yeşil in ses rengi filme uymayan tek yapı. Çok ince kalıyor ve bazen ne dediğini altyazı ile anlıyorsunuz. Kosmosun karekterislik hareketleri ve tavırlarına hasta olacaksınız. Karektere çok iyi oturmuş. Farklı dünyadan bir insan gibi. Neptün ile Kosmos un iletişimi süper işlenmiş. Karsın o puslu ve gizemli havası filme çok iyi oturmuş. İzleyin ve başarılı bir yapıtın farkını görün. Mutlaka izleyin ve özgün felsefesi yüksek bir yapıtın tadına varın. 7 puan","label":6} {"text":"Film aşırı güzel. Ben seyrederken çok keyif aldım. Sorum beyazperde.com ekibine geçen hafta 31.01.2019-01.02.2019 arası çıkıcak diye yazmıştınız. Niye şuan çıkış tarihi 12.04.2019 acaba sorabilir miyim?","label":7} {"text":"doğanın tam içinde yaşayan, onu tüm ayrıntılarıyla bilen iyi yürekli ve yardımsever adam. dersu uzala...","label":8} {"text":"Bloom Bloom Bloom.. Seni nasıl kategorize etsem bilemedim - seçenekler çok dar kalmış ama başlayayım madem ; extreme - küt film sürpriz yanıltıcı afiş gülsem mi, ağlasam mı izlemeyin de odanızda uyuyun","label":4} {"text":"bu tarz filmleri nasıl yapıyoruz anlamıyorum... karalama defterinde bile bir ahenk bulabiliriz istersek... doğrusu özensiz hazırlanmış bir sofra gibi bir film... doyurucu değil... aparatif bile değil... daha güzel filmler var... Ve gerçekten iyi bir film seyretmezsem hemencecik kendime gelemeyeceğim... Emeği geçenlere şunu diyorum siz daha iyisini yaparsınız...","label":0} {"text":"2 Guns, tipik bir aksiyon filmine benzese de aslında filmin senaryosu çok farklı. Film değişik aksiyon sahnelerine ve biraz da mizah anlayışına sahip. Denzel Washington ile Mark Wahlberg'ün kimyaları tutmuş, çok iyi bir ikili olmuşlar. Film sürükleyici, sıkmadan izlettiriyor. Aslında bu film öyle ciddiye alınacak, önemli bir film değil. Vakit geçirmek isteyenler için öylesine keyifle izlenebilinecek bir film. Mizah içeren aksiyon filmi sevenlerin hoşuna gideceği bir film çıkmış ortaya. Fena değil. İzlenebilir. 3.5/5","label":6} {"text":"Ben hiç beğenmedim. Ağır olmaya çalışırken abartılmış ve saçmalamış bir film. Beğenene saygım sonsuz ama ben bir Nazım Hikmet sever olarak bu filmi beğenmedim! 3/10","label":2} {"text":"Film Agatha Christie romanları gibi bir konuya sahip.Birazda akıl oyunları filmi gibi.Aslında fena ilerlemiyor ama tam olarak içine aldıgını söyleyemem.Nedeni ise matematik senaryonun ana dayanağı olduğundan.Rakamlar,çözümlemeler falan filan derken biraz kafanız karışabilir.Hele birde benim gibi matematik özürlüyseniz ağır gelebilir.Kötü bir film diyemem.Bana göre orta sınıf bir polisiye filmi.Matematik ile aranız iyi ise ve polisiye filmleri seviyorsanız izleyebilirsiniz.","label":4} {"text":"Özürlü bir çocuğu olan doktor anneyi oynayan Fatma Girik son derece başarılı bir performans sergilemektedir. Hayatını çocuğuna adamış, her hamlesini, hayatının her dakikasını onun için adayan Doktor güzin çevresindeki insanların çocuğuna olan hareketlerini bir zaman sonra kaldıramayıp başka bir muhite taşınır fakat burada da başına gelen olayların ardı arkası kesilmez. Filmi iki perdede incelersek taşınmadan öncesi ve taşındıktan sonrası diyebiliriz. Ben filmin taşınmadan önceki evresini daha çok beğendim. Çünkü özürlü bir çocuğa bakmanın zorlukları oldukça başarılı işlenmiş. ikinci perdedeki olaylar trajedi oluşturabilmek için mantıksal kopukluklar içermiş.","label":6} {"text":"Barlasturan arkadaşa tamamen katılıyorum. Bende Amerikan sinemasının her iyi şeyi yeniden çevirmesinden sıkılanlardan biriyim. Amenabarın Tez den sonra izlediğim 2.filmiydi bu. Kaptan köşkünde bulunduğu tüm filmleri çok beğendim. Genç yönetmenin dram, gerilim, aksiyon her alanda yetenekli olduğu çok açık. Tez ile başlayan kariyeri benim için çok değerli olan mar adentro ile duraklamaya girdi. Umarım daha sık film çeker. Kendisini özletti doğrusu. Vesselam...","label":7} {"text":"Bu film benim favori filmlerimden.Kaç kez izlediğimi hatırlamıyorum,daha da izlerim. Bu kadar tatlı bu kadar sıcak bir karakter olamaz..Hugh Grant harika oynamış,o cazibe o şeytan tüyü.. Adama kanmamak mümkün değil,Bridget haksız sayılmaz:)","label":7} {"text":"Şaçma bir konusu olmayan ama orta halli bir gerilim filmi.5/10","label":4} {"text":"Bu yaz TVde denk gelmiş izlemiştim hikayesi ilginç geldi bana ama süper bir film değil tabiki...","label":4} {"text":"Bu film ''sevmek, nedir?'' sorusuna verilen yanıttır şahsım adına. Film sevgiden geçilmiyor ama sıkıcı, alışılmış bir aşk filmi değil asla. İnsanı gerçekten derinden etkiliyor.","label":8} {"text":"Salaş çizgilere sahip ancak savaş sahneleri itibariyle epey ayrıntılı bir anime. Konusu epey karışık. Büyük, politik ayaklara sahip. Hareketli motor aksiyonları var. Sürükleyici sayılmaz. Amaaaan anime işte, anime seven izler. Sevmeyen izlemesin. İzliyorsa seviyordur, izlemiyorsa sevmiyordur. Git papatya çayı iç.","label":7} {"text":"bence de çok ara filmdi, yani tamam ikinci film olduğunu devamı çekileceğini biliyoruz ama dizi de değilsiniz ki arkadaş o nasıl bir bitiş sahnesi öyle. neyse orta dünyayı da özlemiştik iyi oldu. son yarım saati gereksiz uzadı bence ejderhanın muhabbeti, onu alt etme çabaları filan. ya bi de ben evangeline lilly'yi hiç bi şekilde sevemiyorum arkadaş, isterse elf olsun.","label":7} {"text":"izlemeye ilk başlandığında paralel evren olarak adlandırılan ortam, gecmiş zaman olarak algılanıyor. ama teknolojik altyapıyı gorunce aynı zamanda varolan paralel fantastik bir evren olduğu fikri oturuyor. biraz izleyince evrenler baglantıyı kurmak da kolaylaşıyor. filmi büyük oranda beğendim ama ne yalan soyliyeyim bir kac onemli değişiklikle daha cok sevebilirdim. mesela filmin sonunda, paralel evren diye adlandırdığımız meanwhile city'nin esas yaşanılan evren, gercek sandığımız evrenin de bir karakterin kafasında yarattığı paralel evren olduğunun ortaya cıkması benzersiz olurdu. bir de insan o maskenin filmin başında cıkmasını beklemiyor. iyi mi oldu kotu mu karar veremedim.","label":7} {"text":"herkez ayrı bir dünya o dünyaları da bize en güzel gösterenlerden izlemek acaip keyifli","label":8} {"text":"clasic liam neeson filmi. çıtırlık zaman geçirmek için ideal. fazlasını beklememek gerekir.","label":6} {"text":"Mafya, sendika olunca işçinin de patronun da üzerine çıkıyor ve sistemi sömürüyor. Sesini biraz yükselten ortadan kaldırıyor. Sindirilmiş insanlar kilisenin desteğiyle bir lider arıyorlar ve o lider mafyanın içinden çıkıyor. Hikaye ispiyonculuk üzerine kurulu olup, arkasında kimse olmayan zayıf insanların gammazlıkla, suçu saklama arasında sıkıştırıldığı resmediliyor. Dönemin politik konjonktürüne göre değerlendirilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Soğuk savaşın başlangıç yıllarında, sendikacı ve politikacılar kötü, kilise iyi, işçiler ve işverenler de sistemde kaybedenler olarak resmedilmiş. Sendikaların zaafları var onun yerine, kilise size doğru kişi ve doğru yolu bulmanızda yardımcı olacaktır algısı hissediliyor. Filmin senaryosu, diyologlar çok başarılı, görsel olarak oldukça iyi, oyunculukların çok iyi olduğu görülen filmde özellikle Marlon Brando öne çıkıyor.","label":8} {"text":"Başta uyuz edici bi yavaşlık olmasına rağmen son sahnesi gerçekten şoka uğratıyor. Kadının şizofrenik tavırları beni benden aldı. İzlenesi.","label":7} {"text":"Böyle amatör şekilde çekilmiş bir film hayatım boyunca izlediğim bir çok filmde hissetmediğim duyguları hissettirmeyi başardı bana. Uzun uzun yazmaya gerek yok, sadece izleyin diyorum. \"Baktay, ancak özlürsen özgür kalırsın\"","label":8} {"text":"Ben Affleck’in en iyi oyunculuğunun olduğu film denilebilir. Senaryo ve kurgu oldukça güzel, akıcı ve etkileyici. Oscar için sürpriz olabilecek bir film. Siteyede teşekkürler böyle filmleri en kısa zamanda bize ulaştırdıkları için. Herkese iyi seyirler…","label":7} {"text":"Aşırı orta da olsam da filmi genel olarak beğendim. Anlamadığım tek şey neden bu kadar çok oscara boğulduğu. Özellikle en iyi film oscarı alması saçma olmuş. İzlenebilir keyifli bir film olsa da daha fazlası değil","label":7} {"text":"winslet in en iyi kadın oyuncu oscarına pek mümkün gözüyle bakamıyor. başta neredeyse pornografiye varan sahneler abartılmasa oldukça dokunaklı bir hikaye olabilirmiş..","label":5} {"text":"Kültür Bakanlığının desteğiyle çekilen film Ermeni tehcirini arka plana alarak, tartışma yaratmayacak şekilde katliamlara değinmeden, küçük bir kasabanın evlerinden edilip sürgüne gönderilmesini, savaşın ardındaki acıları iki çocuğun gündelik yaşantıları üzerinden anlatmış. Bir sabah vakti evinize gelen askerlerin postallarıyla uyanmak ve geride bırakılan evler, eşyalar, çocuklar ve yaşamlar.. Yersiz yurtsuz kimsesiz kalmak. Bu detaylara filmde fazla yer verilmemiş bence böyle acı bir zamanda geçen bir film çekmek daha yoğun bir duygu gerektiriyor. Belki de toplum olarak o dönemle henüz yüzleşmediğimiz için eksikliğini hissetmişimdir Olayları fazla dramatize etmeden anlatan, durağan, hafif de masalsı güzel bir film olmuş.","label":6} {"text":"Netflix filmleri çıtayı yükseltmeye devam ediyor. Detaylara takılmayıp kendinizi kaptırdığınızda keyif alacağınız, sürükleneceğiniz bir film. Kurgusu son derece başarılı her şeyden önce ve finale kadar artan bir merak duygusu var. Klişeler de bolca mevcut ancak dediğim gibi, filmin türü içinde bazılarına göz yummakta fayda var. Oyunculuklar iyi, başta Bullock.","label":6} {"text":"ilk 10 dakikasından sonra sizi iyice içine çekiyor film, dili filmde anlatılan döneme ve kişilere çok uygun ve kibar bir havada. intikam üzerine gayet başarılı bir film.","label":7} {"text":"Çok sağlam korku insanı iyi geriyor çok iyi bir filme denk gelmişim, son zamanlarda bu türde yapılan filmlerden fazla iyileri çıkmıyor ama bu film gerçekten iyidi hala etkisindeyim.","label":8} {"text":"Zeki Demirkubuz 40'lı yaşlarını aşmış bir yönetmen. Yani ''olgunluk'' çağında. Ayrıca yönetmenin filmografisine baktığımda da insan geçmişte bu kadar kaliteli işlere imza atmış bir yönetmenden daha ''aklı başında'' işler bekliyor. En basitinden bu filmde yaptığı gibi filmin ilk yarısını -üstü kapalı da olsa- Nuri Bilge Ceylan'a hakaret ederek doldurmasını ve izleyeni kendisi için utandırmasını beklemiyor. Tamam aranızda çok derin sorunlar olabilir, belki bununla ilgili filmde bir iki küçük espri, dokundurmada olabilir ama arkadaş filmin yarısını bir adama hakaret etmek için kullanırsan haklı dahi olsan ben seni seyirciyi bu işin içerisine dahil edip, olayı magazinel boyuta taşıdığın için eleştiririm. Benim perdede görmek istediğim ''ilkokul çocuğu kavgası'' değil. Adam gibi senaryosu olan, sağlam karakterleri olan, adam gibi bir film. Şu filmde Nihal Yalçın'ın canlandırdığı hizmetçi karakteri dışında inandırıcılığı olan hiç bir karakter yok. Onun hikayesi haricinde ise filmde konu diye birşey de yok zaten.Benim gönlüm bu filmde ''Masumiyet''teki genç usta Demirkubuz'un, olgunluk dönemindeki halini görmek isterdi. Perdeyi karşısındaki insana saldırmak için adeta silah gibi kullanan Demirkubuz'u değil.","label":2} {"text":"Dünyanın en güzel jankie filmlerinden, izlemesi şiddetle tavsiye edilir.","label":2} {"text":"Güzel bir felaket filmi. Felaket boyutu gerçekçi işlenmiş bir filmdi. Sonuna kadar heyecanlı ve sürükleyici. Oyunculuklar güzel. Özellikle de Norveç'in manzaraları bir harikaydı. Beğenerek seyrettim, tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Konusuyla, görselliğiyle ve samimiyetiyle tamamen farklı bir çalışma. Yine kurgusuyla, yaratılmış dünyasıyla, fantastik öğeleriyle güzel bir Miyazaki filmi. En iyisi olduğunu söyleyemem lakin her Miyazaki filmi gibi izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor.","label":7} {"text":"Bu filmin ilk serisinide izledim ve beğenmiştim,bu seriside güzel olmuş.Diğer Türk korku filmlerine hiç benzemiyor,gerek ses,gerek görsel efekt yani film her yönüyle korkutuyor.Oyuncular çok doğal,sanki rol değil gerçek hayatlarını dışardan izliyormuş gibisiniz,roller hiç abartılı değil.Gerek drama gerekse korku sahneleri süper olmuş.İlk kez bir Türk korku filminin devam filmide çok güzel olmuş.3. Serisi gelmesini bekliyorum.","label":6} {"text":"Güzel bir filmdi , dram yönünden etkileyici sahneler mevcuttu , oyunculuk ise harika bence eleman bu rolün hakkını çok iyi vermiş 10/7,5","label":6} {"text":"Filmde, Londra sokaklarında top gibi yuvarlanarak dolaşıp etrafına felsefe saçan geveze bir adam bizi de merakla peşinden sürüklerken, içeriğindeki kara mizahla sürükleyiciliği ve seyir zevkini arttırıp, kabullenmek olmasa da varoluşçuluğu ve nihilist felsefeyi anlamak için güzel bir fırsat sunuyor. Yönetmenin deneysel tiyatro kökenli olmasından kaynaklı olarak Secrets & Lies filminde olduğu gibi bu filmde de tiyatro oyunu havası oldukça güçlü bir şekilde hissediliyor. Belki bu yüzden her biri görevini fazlasıyla yerine getiren oyuncuların başarısında yönetmenin parmağı olduğu çok açık görülebiliyor. Anlatımında, kadınlara yönelik yaklaşımı fazlaca erkeksi olan film, toplumsal yansımayı aktarması için yönetmen tarafından özellikle böyle tercih edilmiş olmalı. Coen'lerin \"Big Lebowski\"sinin aksine aylaklığı yüceltmeden sorgulaması filmin en önemli artısı olurken, diyaloğa dayalı anlatımı sinema dili açısından en önemli eksisi... 75/100","label":7} {"text":"motion capture tekniğiyle çekilen bir animasyon filmi...gerçekten çok iyi...benden 8 aldı...izlenmeli...","label":7} {"text":"abartmadan övülebilecek hoş bir film Meryl Streep harika oynamış keşke 90lık halinide görseydik...","label":7} {"text":"Russell yönetmenlik deneyimi umarım bu filmde son bulur. Çok zorlama bir film. Güzel birşeyler yapalım diye uğraşılmış ama olmamış, ne senaryo ne oyunculuklar. Russell çekicek diye bizim 2 Yılmaz da koşarak gitmişler ama onlarada yazık olmuş.","label":5} {"text":"*Çok tatlı çok dokunaklı bir wes anderson filmi.sinema aşk ve aile adına ince işlerin olduğu harika bir yapım.en iyi senaryo oscar adıyıymış ayrıca.Gwyneth paltrow harika bir kadın.kesinlikle izlenmesi gereken bir film* sessiz ve derinden","label":7} {"text":"Filmin başındaki everybody knows isimli şarkı süper. Film tam bir kahraman filmi olmuş, Filmin afişi hiç çekmemişti beni çok kalitesiz duruyordu ama izlemesi çok zevkliydi...","label":7} {"text":"Tek kelime ile düşünmeden izleyin. Harika Kameraman herkesle bir kosuyo resmen. Çekimler oyuncular kısaca herşey kaliteli","label":9} {"text":"Bahman Ghobadi'nin, İran/Türkiye arasında geçen filmi \"Rhino Season / Gergedan Mevsimi\" güçlü oyunculuklarıyla ve şiirsel sinema diliyle akılda kalacak bir yapım. Ghobadi'nin \"aşk\"ı ele aldığı tek filmi olması ve Türk oyuncuların da yer alması nedeniyle merak ve ilgi büyüktü. Uzun süre akıllardan çıkmayacak derecede güçlü bir görselliğe ve şiirselliğin kol gezdiği bol metaforlara sahip Gergedan Mevsimi. Özellikle Yılmaz Erdoğan'ı güçlü bir \"karakter oyunculuğu\" içerisinde görmek sevindiriciydi. Bu filmden sonra yolunun daha çok açılacağı kanaatindeyim. Behrouz Vossughi, Monica Bellucci, Caner Cindoruk, Beren Saat, Belçim Belgin hepsi iyi. Fakat içine girmesi zor bir film Gergedan Mevsimi. Oldukça tutkulu ve acıklı bir hikaye barındırsa da özdeşleşmeye pek izin vermiyor. Olabildiğince kasvetli görselliğinde \"Gökhan Tiryaki\" dokunuşunu hissetmek zor değil. Bu yüzden jenerikte Gökhan Tiryaki, Bora Gökşingöl ve Nuri Bilge Ceylan isimlerini görmek tebessüm ettirdi.","label":0} {"text":"Dvd arşivimin en sevdiğim örneklerinden biri. İlk izlediğimde de baya etkilenmiştim. Bence bir seyir şöleni.","label":7} {"text":"Göze sokulmadan yansıtılan siyasal atmosfer, adalet ve intikam temaları kadar etkileyici anlatılan aşk hikayeleri... \"BigBrother\"ın gözü kameraların olmadığı bir dönemde, yaşlı kadının evine giden adamların parkettiği araba ve bağcıksız ayakkabıya atılan fiyonk gibi gelen bilgiler, makyajların yapaylığı ve stadyumdaki karşılaşma sahnesi pek inandırıcı olmasa da akıcı, ayrıntılara önem veren anlatım ve kurguyla seyir zevki yüksek bir film çıkmış ortaya... 80/100","label":7} {"text":"süper bir film","label":8} {"text":"12 dakikada insanı ağlatabilen bi' animasyon bu. Senaryosu, çizgileri, renkleri her şeyiyle harika.","label":8} {"text":"fılmın yarısına kadar herşey sıradan bı cok seye anlam veremeden ama sıkılmadan ızlenebılıyor ıkıncı yarısında ıste ne olucak sımdı neye karar verıcek derknenn fılmın ıcıne sekılden sekıle gırıyorsunuz izlenmesi bilinmesi gereken bi film","label":7} {"text":"beğenmediğim bir kitabın beğenmediğim bir uyarlaması.. konuya sadakat ve görsellik açısından iyi olduğunu söyleyebilirim ama.. vermeer'in atolyesi ve çalışmaları çok iyi gösterilmiş özellikle.","label":5} {"text":"fazla söze gerek yok son derece muhteşem bir film.bu arada bruce williside başarılı rolünden dolayı takdir ediyorum.10/9","label":8} {"text":"Basit bir film olduğunu düşünmüyorum.Gerek atmosferi gerek zirve yapan oyunculuklarıyla beni fazlasıyla tatmin etti.Şu ana kadar Kate Winslet diyordum Oscar için fakat, Meryl Streepi izleyince gerçekten 23 yıl aradan sonra tekrar kucaklamasını istedim birden.Philip Seymour Hoffmanda ağır bir taş olduğunu kanıtlamış.Yine Amy Adamsda etkileyiciydi.Kısacası oldukça güzel bir konu ve sürükleyiciliğini bana verdi.8/10","label":7} {"text":"bayıldım :)","label":8} {"text":"Hollywood'un 150 milyon dolarlar harcayarak dünya çapında vizyona soktuğu fakat kimsenin istemediği bir devam filmiyle yeniden karşı karşıyayız. Bu konuda Independence Day: Resurgence ile Transformers: The Last Knight gibi filmlerden sonra sıra Pacific Rim: Uprising'e geldi. Şahsen, ilk Pacific Rim filmi zayıf karakterleri ve bilindik hikayesine rağmen epik aksiyon sahneleriyle oldukça eğlenceli bir seyirlik sunuyordu. İlk filmin bu kadar akılda kalıcı ve keyifli olmasının asıl sebebi, yönetmen Guillermo del Toro'nun görsel efektlere ve prodüksiyona verdiği emekten kaynaklanıyordu. Filmdeki dev robotların büyüklüğünü hissedebiliyor ve filmin aksiyon sahnelerine hemen giriş yapabiliyordunuz. Çünkü dev robotların uzaylılara yumruk atarak dövüştüğü bir filmde yönetmenin yapması gereken sadece tek bir iş var; bunu havalı göstermek. Bu yüzden ilk Pacific Rim filmi bu açıdan son derecede tatmin ediciydi. Eğer bu bakımdan Pacific Rim: Uprising de ilk filmdeki boyutu ve eğlenceyi yakalasaydı hiçbir sorun olmazdı. Fakat Universal, yönetmenlik koltuğundan Guillermo del Toro'yu çıkarıp yerine daha önceden hiç uzun metrajlı bir film yönetmemiş olan Steven S. DeKnight'ı getirince, ne yalan söyleyeyim, film hakkındaki beklentiler ister istemez düşüyor. Üstelik filmin sıradan fragmanları da bu konuda hiç yardımcı olmuyordu. Fakat hiçbir zaman bir kitabı kapağına göre yargılamayı doğru bulmadığımdan, filme gidip ortaya çıkan sonucu kendi gözlerimle görmek istedim. Sonuç olarak film hakkındaki bütün endişelerim doğruymuş. Pacific Rim: Uprising, beyninizin off tuşuna basarak eğlenebileceğiniz bir film olmaya çalışırken, işin içerisine eğlenceyi eklemeyi unutuyor. Ki bu da, böyle absürt bir filmde olması gereken en önemli element. Ve bunun yerine, oldukça sıradan karakterler, stilden yoksun aksiyon sahneleri ve son zamanların en kötü görsel efektleri bu filmin ana merkezi oluyor. Her ne kadar ilk Pacific Rim filmi bir başyapıt olmasa da, yapması gereken yegane şeyi yapmayı başarıyordu. Bu filmse bırakın bir şeyi başarmayı, herhangi bir şey yapmayı denemiyor bile. İlk filme verilen emeğin %10'u dahi bu filmde görülmüyor. Bu yüzden, film bittikten sonra 150 milyon dolarlık bütçenin nereye harcandığını insan ister istemez merak ediyor. Yalnız filme derinlemesine giriş yapmadan önce evet, filmin bir konusu var: Ana karakterimiz Jake, ilk filmde kahramanca ölmüş olan Stacker Pentecost'un oğludur. Ve dünyamız yeniden Kaiju'ların tehditi altında kaldığında Jake, 15 yaşındaki Amara ile birlikte yeni nesil Jaeger pilotlarına öncülük eder ve böylece büyük savaş başlar.& Konunun epey bilindik olduğunun farkındayım ama eğer Pacific Rim: Uprising, dediğim gibi bunu havalı ve hiç olmazsa gerçekçi göstermeyi başarsaydı benim için hiç sıkıntı olmazdı. Fakat bu film kolay yoldan ilerlemeyi tercih etmiş; başlı başına düzgün bir film yapmak yerine bir sinematik evren yaratıp devam filmlerinde kendisini geliştirmeye çalışmak. Dürüst olmam gerekirse, Pacific Rim: Uprising'i izlerken bir film yerine 2 saatlik bir reklam izliyor gibiydim. Fakat bir reklam ile bu film arasındaki tek farksa; bir reklama bu filmden daha fazla emek harcandığı olurdu. Görsel efektlerden başlayalım. Jaeger'ların görünüşünden yeşil ekrandan çıkmış olan arka planlara kadar Pacific Rim: Uprising, uzun zamandır dev bütçeli bir filmde gördüğüm en kötü efektlere sahipti. Üstelik sadece efektlerin kendisi kötü değildi, filmin görünüşü de bir hayli zayıftı. Mesela ilk filmde Jaeger'lar hareket ettiği zaman dev metal yığınını bütün detaylarına kadar görebilirken, bu filmdeyse her şey bir animasyondan çıkmış gibi hissettiriyor. Bu filmde Jaeger'lar bir robottan ziyade bir insanın büyümüş versiyonu gibi, daha hızlı ve daha çevik hareket ediyor, aynı zamanda ilk filmden daha fazla enkaz yaratıyor. Üstelik bütün bunlara karşı ana karakterler hiçbir sonuçla karşılaşmıyor. Bütün bu enkazın altında kimin ölüp kimin yaşadığını bilemiyoruz. Bir sinema filmi ile düşük bütçeli bir animasyon arasında büyük bir fark var. O da şu; sinema, size ekrana bön bön baktırıp efektler fena değilmiş& dedirtmek yerine sizi bu filmin içerisine sokmak için var. Özellikle bu tarz filmlerde bütçe ne kadar büyükse ve yönetmen ne kadar tecrübeliyse, sonuç daha da iyi olur. Ama Pacific Rim: Uprising esnasında ortadaki hikaye, karakterler, aksiyon ve yönetmenlik öyle sıradandı ki, bir süreden sonra fenalık gelmedi değil. Hollywood'un para düşkünü olduğunu ve sürekli güvenilir, yeni riskler denemeyen filmler yapmaya çalıştığını biliyoruz. Bu esnada da nadiren ortaya çıkan Blade Runner 2049 ile Star Wars: The Last Jedi gibi filmler ise seyirciye daha önceden yapılmamış şeyleri ortaya koymaya çalışıyor. Bu yüzden bu tarz filmlerin yapılmasını destekliyorum. Pacific Rim: Uprising ise uzak durulması gereken, ortaya hiç yeni veya iyi bir şey koymayan, tembel, tam da Hollywood'un sevdiği türden bir film. Mesela MCU'nun 18 filme sahip olmasına rağmen başarısını sürdürebilmesinin nedeni, Disney'in sürekli ne yaptığını iyi bilen farklı yönetmenleri seçerek ortaya yeni stiller koyabilmesinden kaynaklanıyor. Eğer bu filme birazcık emek verilmiş olsaydı, ortaya bilindik içeriğine rağmen kendini izlettirebilen, kafa dağıtmak için uygun bir seyirlik çıkabilirdi. İşte bu yüzden Pacific Rim: Uprising, her haliyle sınıfta kalıyor. Bunun dışında, oyunculuklar eh işte&den halliceydi. John Boyega, karakteriyle filme biraz karizma getirmiş ve Cailee Spaeny'nin performansı gayet samimiydi. Fakat bu ikili filmi kurtarmak için yeterli değildi. Scott Eastwood ile ilk filmden Rinko Kikuchi'nin bu filmde olması için ortada hiçbir neden yoktu, bu iki oyuncunun bulunduğu sahnelerin hızlıca bitmesini istedim. İlk filmde gayet iyi olan Charlie Day'in karakteri ise bu filmde resmen yok edilmiş, sırf başka bir devam filmi çekilmesi adına. Ne diyeyim, yazık olmuş. Genel anlamda Pacific Rim: Uprising, var olmak için hiçbir nedeni olmayan, ilk filmin epik atmosferini yok eden bir filmdi. Ana karakterleri bir anlığına bile umursamadım, senaryo ise gereğinden fazla yüzeyseldi ve aksiyon sahneleri insanın uykusunu getirecek seviyedeydi. İlk filmde Guillermo del Toro'nun yönetmenliği ile Pacific Rim'e bir devam filmi gelmesini dört gözle bekler olmuş olsam da, Uprising'den sonra artık bu serinin bitmesini ister oldum. Her ne kadar bu filmin içeriği zararsız olsa da, aynı zamanda ortaya hiç yeni veya ilgi çekici bir şey atılmadığı için ortadaki sonucu iyi olarak değerlendiremiyorum. Eğlence, adrenalin ve epik bir havadan yoksun olan ve bu seriyi en başta neyin iyi kıldığını unutan bir aksiyon filmi olmuş. Dev bir vakit kaybı. FİLMİN İYİ YANLARI: + İçeriğinin zararsız olması. + İdare eder performanslar? FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Sıkıcı aksiyon sahneleri, görsel efektler. - Stilden yoksun olan yönetmenlik ve sıradan senaryo. - Umursamayacağınız durumlar ve karakterler. TOPLAM PUAN: 3/10","label":2} {"text":"Gerçekten çok güzel bir film. Konusu; bir muharın sadece para kazanmak için başka birinin evinin önünü Hacali adındaki kişiye satması ve onun da ev yapmak isteği üzerine diğer yaşlı ev sahibinin kaymakama şikayet etmesinin üzerine durumun düzelmesi anlatılıyor... Film de kadına şiddete de değinilmiş. Genel olarak güzel bir film.","label":7} {"text":"Şevval Samın 'Doktor bugün canım seni çekti' cümlesi dışında izlennmesi sıkıcı bir film !!!","label":5} {"text":"shah rukh khan'ın izlediğim en kötü filmiydi. İzleyip vaktinizi boşa harcamaın değmez.","label":4} {"text":"The Greatest Showman, La La Land'in ardından yine müzikalleri ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha hatırlattı. 'Baz Luhrmann meets Freaks' olmuş bir nevi. Her şarkısı/koreografisi defalarca dinlenesi/izlenesi, mesajı klasik ama önemli, duygusu kalıcı. Hugh Jackman yine harika. Rebecca Ferguson'a ise aşık olmamak elde değil.","label":7} {"text":"serinin diğer filmlerini izlememiş biri olarak bunu lee pace için izlediğimi itiraf etmekte bir sıkıntı görmüyorum. atlaya atlaya ancak dayanabildim o da lee pace'in hatrına. ayrıca o kafa koparma sahneleri neydi Allah aşkına","label":0} {"text":"Filmin 1 milyon barajını geçme ihtimali olan tek Türk korku filmi olacağı öne sürülüyor. Toplamda 103 bi kişi izlemiş :)) Bunu öne süren arkadaşı çok merak ettim","label":0} {"text":"Fare şehrinden daha başarılı olduğunu söyleyebilirim.","label":7} {"text":"Kafa bir yerlere takıksa izlenebilecek iyi hissettiren, kafa dağıtmalık, romantik ve eğlenceli bi filmmiş ben bugün bunu gördüm. Zengin oyuncu kadrosuna sahip olduğundan izlemeden kadroya bakılması tavsiye olunur zira filmi izlerken Natalie Portman'ı fark edemeyen ben, film bitiminde ismini görünce fazlaca şaşırıp onun sahnelerini tekrar izlemek zorunda kaldım:)","label":7} {"text":"Filmi 1.5 sene kadar bir dünya blog, forum, web sitesinden takip ederekbekledikten sonra IMAX olarak izledim ancak büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Cameron'un yarattığı dünyaya aşikar olduğumdan olsa gerek. WOW gibi ince ayrıntıları çok iyi işlenmiş oyunlarla içli dışlı insanlar için, filmde yansıtılan dünya çok da etkileyici olmamıştır sanıyorum. En azından bende öyle göz alıcı, kendine hayran bırakıcı bir etkisi olmadı. Ancak sinemada bu şekilde detaylı gösterilen başka da dünya yoktur sanırım. Çiçeğinden, böceğine, köpeğinden, atına gösterilmiş herşeyi ile. Hikayesi ise içler acısı. Girmeye gerek görmüyorum. Filmdeki Na'vi'ler ise güzel karakterler. Doğa insanları oldukları daha da iyi anlatılamazdı herhalde. Görsel olarak herşey muhteşem. Tam bir Cameron filmi yani. Tavsiyedir. İzlenmelidir.","label":6} {"text":"aldığı puaanı kesinlikle hak etmiyor 6.4 bu film için çok düşük puan verenleri anlamak imkansız en az 8 puan almalıydı senaryo güzel oyunculuklar güzel sürükleyi ve devamı umarım gelir hikaye devam etmeli bence bu filmi izleyin kesinlikle pişman olmayacaksınız aldığı puana bakmayın 10/8","label":7} {"text":"matrix'te bi allahın kulu çıkıp giriş portlarını dillemedi. o nedenle bu filme çok değer veriyorum..","label":7} {"text":"imdb puanını oldukça yüksek buldum.. yoksa izlenebilir. hatta melankolik izlenimi verse de öyle içim daralmadı. ingiliz yapımlarının sadeliği mesafesi bu film de var.. zaman kurgusu biraz kafa karıştırıcı söylemeden geçmeyeyim..","label":6} {"text":"Resmen büyülendim... en son bu kadar harika gözüken izlediğim film & The green knight dı Ridley Scott bana kalırsa sinema tarihinin en iyi filmi gladyatörü çektiğinden beri hayranım bu filmdede mükemmel iş çıkarmış bu hafta sonu bir filme gitmek istiyorsanız venom hayal kırıklığı yerine buna gidin.","label":8} {"text":"İzlemeye değmez zaman kaybı boş para gerilim %20 konu %80 ama boş boş bir konu anlamsız. Size şöyle söyleyeyim ücretsiz izleme hakkım olsa bile izlemem imkanı yok","label":0} {"text":"SON YILLARDA ÇEKİLEN EN KUSURSUZ EN İYİ HAPİSHANE FİLMİ 10 ÜZERİNDEN 10 Hallam Foe, Young Adam, ve Perfect Sense gibi filmlerinin yönetmeni David Mankenzie, yine oldukça sarsıcı bir filme imza atmış. Eski bir cezaevi (HM Prison Wandsworth) terapisti olan Jonathan Asser’in yazdığı senaryo filme uyarlanmış. “Hunger” filmi gibi etkisi uzun sürecek bir hapishane filminde bu sefer farklı bir konu ile karşı karşıyayız. Türkçeye Yüksek Risk olarak çevrilen Starred Up filmi son dönemlerin en iyi hapishane filmi diyebiliriz. Starred Up bir hapishane terimidir. Genç bir suçlulunun, yetişkinler bölümüne transferini ifade etmek için kullanılır. Hapishane filmlerinin sadece aksiyona dayalı olması gerekmediğini “The Shawshank Redemption” filminde görmüştük. Konu açısından hem şiddeti ele alıp hem de mekan olarak hapishane olunca elbette dövüş ve kan ikilisini görmemek mümkün değil. Filmde hapishane hayatı ne kadar abartılmış bilemiyorum ama 1960 ve 70’lerde hapishanelerin durumu ortadaydı. O dönemi göz önüne alırsak şiddet olaylarının bu denli açık bir şekilde yaşanması kaçınılmaz. Daha 19 yaşında bir gencin bu kadar şiddete meyilli olmasının arkasında ne yatıyor? Bir babanın oğluna bu kadar sert davranmasının sebebi nedir? Hapishaneler insanı cezalandırmak için mi vardır yoksa islah etme görevlerini de üstlenirler mi? Klasik bir hapishane filminin her ögesini taşıyan Starred Up aynı zaman da mesaj vermeye çalışmadan bir çok konuyu tartışmaya açmaktadır. Kuzey İrlanda'da geçen hikaye, gerçekliği yansıtması için iki eski hapishanede filme alınmış. “Bir insan şiddet eğilimini bırakıp, “normal” yaşamaya devam edebilir mi?” sorusunun irdelendiği filmde aile yapısındaki çocukluk yıllarının toplum üzerindeki etkisi de açıkça görülüyor. “Ben 5 yaşındayken seninle annemin küfürlü konuşmalarınızı dinliyordum” diyen Eric (Jack O'Connell) aslında bize çok şey anlatıyor. Şiddet eğiliminin ortaya çıkışını biyolojik arka planını bir kenara bırakırsak, yapılanması ve sıradanlaşması açısından aile hayatının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bir baba-oğul ilişkisi farklı bir açıdan ele alınması da oldukça ilginç. Muhteşem oyunculuğu ile Dublin Film Festivali'nde En İyi Aktör ödülünü alan Jack O'Connell ödülünü sonuna kadar hak ediyor. Burada iki oyuncuya da ayrıca değinmek lazım. Bir çoğumuzun Homeland dizisinden tandığı Rupert Friend (Oliver) ve Killing Them Softly&, Animal Kingdom filmlerinden hatırladığımız Ben Mendelsohn’in (Neville) performansları oldukça iyi. Çok fazla film izlediğimden midir bilmiyorum ama son dönemlerde kaliteli film bulmak benim açımdan oldukça zor. Bu yüzden Starred Up gibi filmleri görmek hoş oluyor. Özellikle hapishane temalı filmleri sevenlerin kesinlikle izlemesi gereken bir film","label":9} {"text":"oyununu oynadığım günden beri filmini cekeceklermi nye cekmiyolar dye düsünürdüm kısmet bugünlereymis Max Payne'in de bundan esinlendiğini düsünüyorum ayrıca","label":7} {"text":"Bu film için fazla söz söylenmez , 90 ların bilimkurgu-aksiyonlarına hasretiz ve bunlarla idare etmek istemiyoruz. Senaryoda öyle saçmalıklar var ki bunları görememizin nedeni şaşalı bir film gibi gösterilmesi ayrıca yine amerikan sempatizanlığı had safhada. Kadrodaki oyuncular arasında iyi isimler belki onlar için gidilir ne bileyim..","label":3} {"text":"Ben herkesden farklı bi film izledim sanırım. Kesinlikle top 250! yi zorlaması gerekirken 5 küsür puan almasına dehşetle ve hayretle baktığım bi film. İzleyenler özgünlüğün, kalitenin ve fikirlerin ne kadar iyi bir biçimde kurgulandığını görecektir elbet. Düşük puanların sebebi senartistin ve yönetmenin seyircinin algısını sürekli acımasızca yanılgıya düşürmesi olamaz! Olmamalı. Dipnot: Her yapım gibi bunun da eleştirilecek yanları var elbet. Ben genel kanımdan bahsettim.","label":6} {"text":"Spawn mükemmel ötesidir..bu filme iki üç yetmez...hele ilk filmdeki o şişman zebani karakteri yok mu........","label":9} {"text":"Çok beğendim filmi. Senaryo oyunculuklar harika bir yönetmenlik işi, çok başarılı bence. Hele finalde eskiyle yeniyi kombine etmesi bence çok başarılıydı..","label":8} {"text":"Bana Şans Dile Öncelikle bu filmin puanı çok çok fazla Babam ve Oğlum'a dayanarak filmi gösterime sokan İrfan Tözüm kötü bir karar vermiş. Babam ve Oğlum kredisini sonuna dek tüketen ve günümüzün mini-popüler isimlerinin genç hallerini izleyip ah canım demek gariptir. Rıza Kocaoğlu'nun zaman zaman 'fazla' bağırsada oyunculuğu başarılı. Volkan Severcan ve Nilgün Belgin oldukça itici 10/4","label":3} {"text":"Hayatımda bu kadar boktan film görmedim paranıza yazık kötü olur dedim fakat bu kadar kötüsünü tahmin etmedim","label":1} {"text":"2 yıl önce sinemada izlemiştim ve çok etkileyici bir film meleğin sırları.. nehir erdoğan harika bir oyunculuk çıkarmış ve şaşırtıcı finaliyle akıllarda kalacak bir film... muhakkak izlenmeli","label":9} {"text":"Film tam bir hayalkırıklığı, çok kötü bir film 3 puan","label":2} {"text":"saw akımına kapılan filmlerden biri.. bilmeceyi hemen çözememeniz filmi merakla izlenir kılıyor.","label":6} {"text":"Filme verilen puanlar 0 veya 5. Yani ya çok beğenmişler. Ya da hiç beğenmemişler. Toplam ortalama 2.3 olduğuna göre genel olarak istenen verilmemiş demek. Güzel film güzeldir. Ne boykot dinler ne fasa fiso güzel film ezer geçer. Güzel değil. Nerdee arif v 216 nerde bu. Nerde hokkabaz nerde bu. Güldürmedi değil derdimiz. Olmamış ya. Olmamış.","label":0} {"text":"Boks sahneleri kusursuzdu. Bu sahneler için filme gidilir. Filmin kurgusu da iyiydi ancak boks sahneleri dışındaki kısımlarda biraz sıkılabilirsiniz. Konu çok da akıcı değil. Tavsiye ederim ancak biraz sikilabileceginizi de not ediyorum.","label":7} {"text":"Gerçek yaşam öyküsünden uyarlanmış bir mafya filmi. Armand oldukça iyi bir oyunculukla filmi bir tık üste taşımış diyebilirim. Film iki kısımda ele alınabilir. Sokaklardan gelmiş olan John'un yükselişi ilk kısım, John Gotti'nin hapse girene kadar ki süreci ise ikinci kısım. İlk kısım kendini soluksuz izlettirirken ikinci kısım ise biraz sıkıcı geçiyor malesef. Sanırım olayların durağanlaşmasından böyle oluyor. Yada bu evre, ilk kısma göre fazla uzun olduğundan aksiyonlu kısımların çabuk bitmesi filme de bitti gözüyle bakmanıza sebebiyet veriyor. Genel olarak iyi bir filmdi. Kuralları olan bir mafya düzeni ekrana yansıtılmış denilebilir.","label":5} {"text":"[spoiler][/spoiler]Filmin Siccin 3 Devamı olması beni şaşırttı beklentilerimi yükseltmesede film efso","label":9} {"text":"Filmin yönetmen koltuğunda Singin' in the Rain filmden tanıdığımız Gene Kelly oturuyor ve ona eşlik eden isim ise usta oyuncu Walter Matthau'dur. Film hikayesinde ise 60 yıllarda karısını aldatmaya çalışan ve bu konuda da yakın bir arkadaşından yardım alan bir adamın başından geçen komik olayları görüyoruz. Klasik komedi türünde enler arasında yer almasada hoş zaman geçirebilebilecek bir film olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"Öncelikle eski seriyi izlemiş biri olarak yeni bir film çekileceğini duyduğumda çok sevinmiştim. Çünkü önceki seri oyunla uzaktan yakından alakalı değildi. Fakat bu filmi izledikten sonra çekmeselerdi daha iyiydi dedim. Oyuncu tercihleri Kaya , Neal ve Robbie dışında berbat. Hele leon için seçilen arkadaş hiç olmamış. Ayrıca senaryoda leon'u bu kadar pasif ,bu kadar alay edilen biri olarak işlemek nasıl bir akıl tutulmasıdır anlamak mümkün değil. Adamın karizması falan kalmamış. Tamam ilk oyuna göre filme yön veriyorsun ama 2. oyunun geçtiği karakol sahnelerini bu kadar kısa ve ucuz nasıl geçebildiniz diye sinirlenmeden edemiyor insan. Oysa Ada , Mr. x gibi karakterler ,ile 2,5 saatlik kaliteli bir çekim yapılabilirdi. Resmen hayal kırıklığı olmuş. Söylenecek çok şey varda işte neyse... [spoiler][/spoiler]","label":3} {"text":"tek kelimeyle vakit kaybı...","label":3} {"text":"hayatımda seyrettıgım en absurt fılmlerden bırı ıdı, ne anlattı neyı anlatmak ıstedı anlamadım belkı fılm ustatları bılırler ama sanat fılmı yapacagım dıye boyle bır fılm cevırmekte fransızlara yakısırdı. ustelık ıkıde bırde bahsedılen vurgulanmak ıstenen malum bır kesısme de olmadı. asla seyretmenızı tavsıye etmem.","label":0} {"text":"işte olmuyo ya çok sıradan","label":5} {"text":"Serinin ilk filminden daha atraksiyonu bol ve kaliteli bir yapım olmuş ama bir alex değil.. Falcon karakteri çok saçma ve gereksiz olmuş. Steve Rogers ilk filme nazaran daha bir işlevsel. Robert Redford bu tarz roller için biçilmiş kaftan. Akbabanın 3 günü filminden beri hayranım oyunculuğuna. Bu arada Captain America karakterini çizgi roman olarak ortaya çıkmasına vesile olan efsane Stan Lee filmde güvenlik görevlisi! rolünde cameo olarak arz-ı endam ediyor. Bu film aynı zamanda Avengers:Age of Ultron filmininde öncülü niteliğinde(bkz. filmin jeneriği). Eğlencesi bol olan yapımda Marvel's Avenger daki gibi espri diyalogları beklemeyin.","label":5} {"text":"Çok keyifli filmlerden biriydi. Zamanında birkaç kere izlemişimdir.","label":5} {"text":"gercekten carpici bir fiLm... keske erotizmi biraz abartmasaLardi... buna ragmen super fiLm... tiLda swinton u eskiden de begenirdim... obi van kenobi de roLunun tadini cikarmis :)))","label":4} {"text":"Dönüş.. 2 kardeşin önceden yaşanacakları bilme şansı olsaydı, hayatları boyunca hiç tatile çıkmayacak olsalar bile bu tatile çıkmazlardı sanırım.. çok etkili bir film.. görsellik harika.. oyuncular, senaryo ve çekim açıları çok iyi.. film müzikleri hem sahnelerle uyumlu hem de başlı başına dinlenebilecek güzellikte.. andrei zvyagintsev aldığı ödülleri fazlasıyla hak ediyor.. 10/10","label":9} {"text":"Romen sinemasından yine harika bir film. Son zamanda toplumsal yozlaşma, çürüme gibi olguları işleyen bir Romen filmi daha. Adalet, hukuk gibi kavramları sorgulamaktan çok film bizi ikilemde bırakıyor. Bir tarafta düzene adapte olmuş bir baba ve onun gerçekçi bakışı onun karşısında el bebek gül bebek büyüyen kızı. Film bizleri hangisi haklı ikilemine çekmekten çok bakış açıları ve çözümsüzlük ile bırakıyor. Gerçekçi biri ve karşısında ilkelerinden vazgeçmek istemeyen ailesi. Bozuk bir düzende yaşamaya, varolmaya çalışan insanların hikayesi. İhtişamlı hayatlardan ziyade basit yaşamlar, derin konular barındırıyor film. Mutlaka izlenmeli 82/100 puanım.","label":7} {"text":"Film uzasın bir hikaye olsun diye, ölüm haberini duymaması gibi sacma bir kurgusu var. Bu devirde, kim öldü? nerde? nasıl? Hepsi avucumuzun içinde akıllı telefonlardan öğrenebiliyoruz, yani film inandırıcılığını kaybediyor böylelikle.","label":4} {"text":"Gülse Birsel'in önceki işlerine bakacak olursak sanırım en kötü işi maalesef... Efsane dizi ve filmlerden sonra bu olmamış komik olarak...","label":5} {"text":"Klasik Amerikan propagandası. Başka da bir halt yok.","label":4} {"text":"diyalogları çok iyi yazılmış bir film - bu devirde yeter de artar :)","label":6} {"text":"Ben bu filmi seyrettikten bir karara vardım bundan sonra asla bu ikilinin (Neveldine ve Taylor) filmlerine gitmeyeceğim adamlar nasıl rezalet film yapılır onun tezine seyirciye sunuyorlar sanki.","label":2} {"text":"güzel","label":5} {"text":"En komik Pembe Panter filmlerinden biri. Dreyfus'u çileden çıkarmasını konu alan bu filmde Sellers'ın sakarlıkları, insanın sabrını taşıracak düzeyde.","label":8} {"text":"Sermiyan Midyat'ın beynimizde oluşturduğu algıyı yerle bir eden, berbat ötesi bir film. Film bittiginde bile bişey anlamadığım sanki araya girmişiz devam edecekmiş hissi veren, ne duygusal ne komedi, ne aşk icinde hic birşey bulamayacağınız, tamamen birbirinden kopuk sahnelerle bezeli bir yapım olmuş.","label":0} {"text":"\"Kitabın hikayesi bu sonuçta, Tim Burton ne yapsın?\" demek isterdim ama film bittikten sonra kafamda böyle bir hikayeden daha iyi bir uyarlama yapılabileceğine dair bir sürü fikir geldi. Hepsinden önce şu döngü konusu seyirciye daha iyi açıklanmalıydı. Ve saldırı altında kaldıkları sahneler daha mantıklı olmalıydı.","label":5} {"text":"Çocuklarımla oturup çok eğlenceli 1,5 saat geçirdik.Ben 8 puan verdim.Çocuklu aileler için iyi bir seçim.","label":7} {"text":"Amerikan yapımı havası vermeye çalışmışlar ve bu çok göze batıyor. Dialoglar hiç bir adetimize uygun düşmeyen türden. Bir kadına bunu mu giysem verirdin dediği anda ne gibi bir duruma uğrayacağını aklım bile almıyor. Saçmalık diz boyu. Aşk desen sıfır.","label":4} {"text":"Izmir de cekiliyor. Haluk bilginer oynuyor. Dramin drami var. Sonu yok. Bize izlemekten baska birsey kalmiyor. Sanirim Cem Yilmaz in Hersey Cok Guzel Olacak filminden sonra kesinlikle 2. favori turk filmim budur. Filmin en guzel ve komik sahneside kavga ederken birbirlerine o.. sun o.. yum yeriydi :D","label":7} {"text":"Vakit geçsin diye hiçbirşey beklemeden öylesine oturup izleyeyim bari dediğim, o vakiti bile geçirtmeyen bir filmdir. Efekt ve tasarım konularında çalışanların hakkını yemek istemiyorum ama geri kalan tüm konularda aman eksik kalsın. Adamlar aleni izleyiciyle dalga geçiyor böyle filmlerin yönetmenlerine tekme tokat girişmek istiyorum yemin ederim. Nerden bulaştım gece gece yahu görmez olaydım.","label":1} {"text":"Türk sinemasına olan ilgi arttığından beri iyi oyuncu kadrolarıyla içi boş komedi filmleri çekilmeye başlanınca iyi kadrolu komedi filmlerine korkuyla bakmaya başladık;’Ya kötüyse?’ Ancak bu sene önce Kaçma Birader bu önyargıyı kırdı şimdi de Şeytan Tüyü.Muhteşem oyuncu kadrosu,fragmanı ve film müziğinin yanında lezzetli bir komedi.Alışılmadık espriler ön planda olsada Güven Kıraç’ın olduğu yerde küfür yok desek yalan olur.Tüm bunların dışında aynı zamanda doyurucu bir polisiye.Kadro iyi dedik ama Haldun Dormen üstadı ayrıca anmakta boynumuzun borcu.Sosyal mesaj konusunda ise bastırılmış cinselliğin ortaya çıkardığı problemler,bir adet Cumhuriyet gazetesi ve toplumumuzdaki kadın cinayetlerine olan duyarsızlık naif bir şekilde geçiyor.Şeytan Tüyü’nü mutlaka seyretmelisiniz.İyi seyirler. -Spoiler- - Buraya kadarmış Metin.Buraya kadarmış oğlum.Ama merak etme,3 tane kadın öldürüldü diye kimseyi asmazlar bu memlekette. -Spoiler-","label":7} {"text":"içinizdeki katili çıkartmak istiyorsanız izleyin:)","label":7} {"text":"Bir rahibe ve müezzin, acaba gerçek hayatta olsa böyle bir ilişki nasıl olurdu, herhalde filmlere konu olurdu :)) Biraz ağır akıyor ama seyrettirdi kendini.","label":8} {"text":"Bencil, duyarsız toplumun, takıntılar, rutinler üzerine kurulu yaşama sahip bir adam üzerinden kara komedi tarzında sorgulandığı filmde bu adamın yaşadığı strese ortak olup düştüğü durumlara gülümserken artan mizahi doz sonunda gülümsemenizi kahkahaya dönüştürüveriyor... 80/100","label":7} {"text":"Aslında Laurence Fishburne gerilim-bilim kurgu gitmez mantığı ile izlemeyi ertelediğim bir film oldu. Velakin filmin sonunda atomun yargıyı parçaladığı fikri gelişti. Film baya iyi. Hele öteki taraf dair mesajlar bırrr :D Arşivimdeki sağlam yerini aldı...","label":7} {"text":"Bi işe yaramaz kaldır çöpe at çok ciddiyim bu konuda puanına bakıpta izleme pişman olursun!!!!!","label":6} {"text":"Uzun zamandır eski filmlerin yeni çekimlerini ya da sırf tutan bir film var diye ekmeğini yemek amaçlı yapılan kötü devam filmlerini izledikten sonra ilaç gibi gelen, gayet başarılı bir bilimkurgu - fantezi filmi. Özellikle star trek severlerin hoşuna gidebileceğini düşünüyorum","label":7} {"text":"İlk filmi kadar bende etki bırakmamış olsa da, yine de sınırları oldukça zorlayan bir film olduğunu söyleyebilirim.","label":5} {"text":"Bu 168 dakikalık siyah beyaz sinema hadisesini hayatımın farklı zaman dilimlerinde birkaç defa izleyebilirim. Her izleyişimde de farklı bir noktasına takılıp kalacağıma veya aynı sahneleri farklı yorumlayacağıma eminim. İtalyan yeni gerçekçiliğinden mi bilmem ama özellikle Visconti'nin filmlerinde böyle hissediyorum. Rocco ve Kardeşleri de bazen melodrama doğru kaymasına rağmen bana göre fazlalık tek bir karenin dahi bulunmadığı, epey doğal oyunculuklarla şekillenen, büyük şehirde mücadele, dağılma, nefret ve sevgi hikayesi. Atmosfere dahil olmak veya aile üyelerinden, kardeşlerden biri haline gelmek güç değil. Durum böyle olunca da olan bitende tuttuğunuz taraf neyse, kiminle özdeşlik kurduysanız değişiyor. Açılış sahnesi ile müziği de gayet iyi. İzlerseniz memnun kalmanız yüksek ihtimal.","label":7} {"text":"Şimdi birakin şu yalandan filmi övenleri.Gercek ve objrktif yorumumu dinleyin.Buradaki yorumlara kandim bugun gittim filme.İlk yarida hic gülmedim.2. Yarida 2 yerde güldüm.Sadece bu kadar.Konu desen dizi tadinda.Avrupa yakasi gibi bise beklemeyin.Gülsecim bu sefer olmamis ayni kaliteyi yakalayamamışsın.Herseye gülen tiplerdenseniz gidin izleyin ama benim gibi cem yilmaz kalitesinde espri anlayisiniz varsa dedigim gibi 2 saatlik filmde sadece 2 yerde gülersiniz.","label":3} {"text":"sıkılarak izledim. :(","label":3} {"text":"sabırla çekilmiş, kamera çok yavaş geçiyor ve hızlandırılmış bir film değil bu! yaşam ile aynı saniyeleri paylaşan bir film... sahnelerde durmuş, portreleri uzun uzun bekletmiş; bize bence düşünmemiz için zaman bırakmış. böyle bir yönetmen ile her zaman tanışamazsınız, vesile olan birisi var ise onu da sabırla özümseyin","label":7} {"text":"arkadaşımın tavsiyesi üzerine izlediğim ve çok eğlendiğim bi filmdi. İsmi duyulmamış güzel filmler listeme ekledim:))","label":8} {"text":"Son 20 dakikaya kadar güzel ve izlemeye değer bir film diyebilirdim, kurgusu, hikayesi, vince vaughn'un sakin ve ilginç karakteri ortaya farklı bir aksiyon filmi çıkarıyormuş fakat final bölümü rahatsız edici düzeyde aşırı şiddet sahneleriyle dolu. Parçalanan kafataslarını, ezilmiş yüzleri, kopan kafalarını izleyiciye göstermenin nedenini ve filme ne kattığını merak ediyorum doğrusu. Kendinize eziyet etmek istemiyorsanız izlemenizi tavsiye etmem.","label":3} {"text":"karanın da karası bir komediden çok, absürd bir film herşeyiyle.. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! - ama bu yalan, yalan söyleyemem. - yalan filan değil, bu yeni gerçek. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"yani film ortalama. zaten öylesine çerezlik izliyordum. Ama sonlarda bir şey fark ettim. Bir sürü romantik dram filminin yapamadığını yapmış ve duyguyu seyirciye geçirmiştir diye düşünüyorum.","label":6} {"text":"Klasik ve şık bir filmdi bence.Dönemi hoş yansıtışı ve detaylarındaki incelik ve tabii ki John Keats şiirlerine uyum sağlayan o atmosfer.7.5/10","label":6} {"text":"dönemi anlamak, Lincoln'ü tanımak adına faydalı bir iş, derli toplu, temiz çekim ve anlatımla, Spielberg'in yönetmen olarak kendini geri çektiği, sadece yönetmenlik yaptığı bir film. epey uzun, biraz da kasvetli.. meraklısına.","label":4} {"text":"van sant iyi bir efektçiydi ama çok iyi bir yönetmen değil iyi yönetmen olduğunu ispat etmek istiyorsa orjinal fikirler bulmalı","label":4} {"text":"Jaws hakkında çok fazla detaya girmeden sadece çocukluk dönemimizin kült filmlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Hatta yıllardır seyretmemiş olmamdan dolayı bir çok sahnesini hatırlamıyorum bile. Ama akıllarımızda bir şekilde yer etmiş güzel bir film.","label":6} {"text":"İlk filmi alakası sınırlıdır. İlk filmin hatrına izlenebilir.","label":6} {"text":"Dabbe, Siccin serilerine ulaşamasa da kaliteli bir film olduğunu söylemem gerek. Korku unsuru ilk başlarda hafif tempoyla başlıyor ve karakter tanıtımı ve gerilimli bir atmosfer verilmeye başlıyor. Başrol karakterimiz burada rolü hissettirme konusunda sıkıntı yaşatıyor. Korku filmlerinde korku öğelerinden daha önemli bir şey varsa oda senaryodur. Salt korku isteyen arkadaşlar gidip başka filmler izleyebilir. Bir filmin amacı olmalı, bir konuda fikir vermeli. Korku olsa bile!! Siccin ve dabbe serileri bu tip konuları iyi yaptığından mükemmel hale geldi. Hatta Siccin bu konuda ayrı bir noktada. Siccin 2'nin atmosferi ve sondaki vurucu kısmı harikaydi. Ana karakterimiz orda da bilinen bir oyuncu değildi ama mükemmel oynamıştı açıkcası. Hüddam 2, genel piyasaya bakıldığında diğerlerinden kolayca sıyrılan bir yapım. Bence güzel bir emek verilmiş. &Çöp&, 20 liram boşa gitmiş&, Nerede korku diyen arkadaşlar mars dağıtım korku filmlerine bakabilir.","label":6} {"text":"Daha önce de söylendiği gibi muhteşem görüntülere, konuşmalara, müziklere, kıyafetlere sahip bir film. Ama bu söylediklerim daha çok ilk 1.5 saatlik kısım için geçerli. Filmin genelinde bir karamsarlık var, evet ama ilk 1.5 saatlik kısımda bununla bir alay var ve filmin o zarafeti karamsarlığın da önüne geçiyor. Daha sonra gidenlerin ve ölenlerin etkisiyle yüzler daha az gülüyor. Hele Azize'nin de gelmesiyle film sinir bozucu ve iç karartıcı bir hal alıyor. Ben filmin sonlarına doğru gerçekten çok sıkıldım, bir türlü bitmiyormuş gibi geldi. Bunun dışında rahatsız olduğum şey Jep'in karizmasına yakışmayan iğrenç kemik gözlükleri. Bir de ara ara ağzında bir şeyler geveliyormuş hissi veren İtalyanca. Yine de çok güzeldi, çok 'klas'tı. 7.9/10","label":7} {"text":"Her ne kadar film fantastik olsa da bir o kadar da gerçekti. Kore filmlerini çok tercih etmem ama bu film kesinlikle bakış açımı değiştirdi. SPOILER Filmin başındaki kızın kendimi 30 yaşına gelmeden öldüreceğim demesi ile filme aşık olduğum doğrudur. Sonra o yaşlı bayan genç haline dönünce hala bir ahjumma olarak davranması daha da güzeldi işte bu yüzden ne kadar fantastik olsa da gerçek gibiydi çünkü eğer bu bir hollywood filmi olsaydı kız genç gibi davranırdı. En sonunda cidden ağladım içim paramparça oldu ama birleşmeleri de pek iyi olmazdı ama olsun içimdeki kız duygularına engel olamıyorum işte. Ve en sonunda o yaşlı adamında genç olması en iyisiydi. SPOILER","label":8} {"text":"Reis'imizin yaşam öyküsünü anlatan bu filmimside üniversite hayatı, diploma töreni, attan düşmesi gibi eksikler bulunduğunu belirtmek isterim. Benim gibi devlet memuruysanız eninde sonunda izleyeceğinizden emin olabilirsiniz. Neyse, göklerden gelen bir film vardır. Herkese iyi seyirler ve sabır dilerim.","label":0} {"text":"pek inandırıcı gelmese de bu kadar ses getirdiğine göre beğenenler mevcut ben vasati buldum 2,5/5","label":4} {"text":"Sözlerim bitiyor, muazzam. - Bu çok kötü - Ne kötü? - İnsanları ele vermek. - Hayır bu normal. İhbarcılar ihbar eder, soyguncular soyar, katiller öldürür, sevgililer sever.","label":8} {"text":"Bu film Hitler'e düzenlenen tam \"42\" suikast girişiminden birini içeriyor ve başarısızlıkla sonuçlanıyor tabi ki. Görüyoruz ki Hitler inanılmaz bir istihbarat teşkilatı oluşturmuş ve kuş uçurtmuyor etrafında. Keşke başarılı olsaydı bu girişimlerden birisi dünyanın en kanlı trajedisine maruz kalmazdık kesinlikle.. Arşivlenebilir..","label":6} {"text":"tüm italya görüntülerine, italyan halkının sıcaklığına, içtenliğine, alfredonun bilgeliğine, küçük toto'nun haylazlığına ve akıllılığına, henüz içi boşaltılmamış her şeye hayran oldum. bir de sinemanın tek eğlence olduğu zamanlarda, seyirci olarak türk halkı ile italyanların benzerliği gözümden kaçmadı değil. yine de şunu anlamadımki toto'nun artık ünlü bir yönetmen olduğunu nasıl anladık?","label":7} {"text":"Karakterlerin psikolojilerindeki değişim etkileyici bir şekilde anlatılmış. Zorluklar esnasında insan öylesine kararsızdır ki bu kararsızlık istedikleriyle yaptıklarının büyük bir tezat oluşturmasıyla dışa vurulur. Ancak filme dair söyleyebileceğim tek olumlu cümleler bunlar... Hikayedeki çabuk geçişler ve kapıcılık aksiyonunun bir anda ortadan kaybolması, yalnızca ikili ilişkilere yönelen öyküye tekdüzelik katmış... İzlediğim en yavan nordik filmi oldu ne yazık ki...","label":6} {"text":"Adı üstünde Stigmata..Size hitap ediyor,zevkinize uygunsa izleyin..","label":6} {"text":"Hayatı tanımayan iki çocuğun yakınlaşması çok klişeleşmiş gibi görünse de bu yakınlaşmanın diğerlerinden farklı olduğunu görebiliriz.Filippo'nun hiçbir şeyden habersiz kendini ölü sanması ve Michele'in en sevdiklerinin tutumu karşısında hayal kırıklığına uğraması çok sade ve samimi bir dille anlatılıyor.","label":6} {"text":"başarılı aktör edward norton'ın,dövüş kulübü ve american history x'den sonraki en iyi performansı.25.saat'de norton'ın dışında philip seymour hoffman,brian cox ve barry pepper'da muhteşem oyunculuklarıyla dikkat çekiyorlar.usta yönetmen spike lee yine tarzını korumuş. ahlak ve yoğun sistem eleştirisiyle dolu bir filme imza atmış.çok iyi yazılmış diyalogları ve vurucu sahneleriyle övgüye layık 25.saat,başarılı kurgusu ve iyi yönetmenliğiyle lee'nin unutulmaz filmlerinden biri.","label":8} {"text":"Dinle şapkanın ne alakası var? Birisi vicdan işi, öteki medeniyet. -Reis bey, ne vicdan medeniyetten, ne medeniyet vicdandan ayrılır. Din sadece Allahla kul arasındaki bir düşünce değildir. Hayatın her safhasını Rızai Bari'ye göre tanzim etmiştir. Kuran ve sünnette, icma ve kıyasta bu alenen çerçevelenmiştir. Bir insan dinin hükümlerini ya toptan reddetmek, ya da kabul etmek mevkiindedir. İslam dairesine ancak bu takdirde girebilir. Kısmen kabulü mümkün değildir. Ne demek bu şimdi? Şapka giyen kafir mi olur? - Biz şapkaya karşı değiliz reis bey. Şapka medeniyet demek değildir. Medeniyet ilimdir, tekniktir, tecrübedir. Dinimizse buna büyük değer vermiştir. Mesele bir inancın bütünlüğünü koruma meselesidir. Hoca başındaki sarık da bez, şu şapka da. Onu çıkarıp bunu giysen ne olur? - Reis bey, arkanızdaki bayrak da bez, ingiliz bayrağı da bez. Bunu çıkarıp onu assanız ne olur?","label":8} {"text":"usta yönetmen usta oyuncular sonuç olarak kaliteli bir film","label":7} {"text":"sıradan bir polisiye filmi, kevin costner için izlenebilir","label":6} {"text":"Peter Sellers harika oynamış bu filmde. Sırf onun için bile izleyebilecekken, filmin bu kadar harika bir konuya sahip olması, onu en iyiler listesine koyuyor. Dünya öylesine yozlaşmış ki, saflık ve dürüstlük, olması gerektiğinin tam tersine bir tepkiyle karşılanıyor. Filmde çok güzel eleştiriler mevcut. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"İspanya iç savaşının olduğu dönemde, faşistlere karşı mücadele etmek için bir araya gelen anti-faşistlerin zamanla fikir ayrılığına düşerek birbirlerine düşme sürecini anlatan bir film. Devrim yapma kararı almak ve o yolda savaşacak kadar cesur olmanın yeterli olmadığı, fikir birliği yada başarılı yönetim gerektiğini iyi anlatan bir film. Özellikle kasaba içi çatışmalar başarılıyken, açık arazi çatışmaları ise bir o kadar başarısızdır. Filmin biraz fazla şişirilmiş bir puana sahip olduğunu bile düşünmekteyim. En çok beğendiğim kısım, köyleri aldıktan sonra toprakların kolektifleştirilmesi üzerine yapılan tartışma oldu.","label":6} {"text":"anlam bazen kendi sessizliğinde hüküm kazanır.. insanın içinde derin ağıtlar bırakır.. sessizdir ama içine girdiğinizde tüm çığlıkları ve tüm hayatı çırılçıplak görebilirsiniz.. bu film için sabaha kadar bir sürü şey anlatabilirim size... Sayın Feza Çaldıran bravo... muhteşem bir iş çıkarmışsınız... oyuncuların iç sıkıntılarını, geçmişe dönük özlemlerini, yaşanamamışlıklarını ve pişmanlıklarını harikulade anlamlı ve hisli aktarmışsınız... yöreye özgü kullanılan lehçe de çok doğal ve samimi bir tat katmış.. ortam, duygular, kişiler o kadar doğal ki... kullanılan müzikler, karlı çam ormanları, sahilin her rengi, iskeledeki dalga sahneleri muhteşemdi... kemençe sesiyle, puslu dağlarıyla, bitmek bilmeyen yağmuruyla dumanlı karadeniz... son sahnede annenin insanın içini burkan feryadı, ah dettiren ağlamak istediğiniz ama içinizde kaldığı de derin bir yutkunma sesizlik nöbeti yaşatıyor... mükemmel bir final..","label":8} {"text":"Arkadaşlar hayatımdan daha kötü ne olabilir derken bu filmi izledim 30 dakika kadar izledikten sonra filmden daha kötü bişey bulamadım teşekkürler.","label":0} {"text":"Kara filmlere devam... Ernest Hemingway'in kısa bir öyküsünden uyarlanan oldukça sürükleyici kara film örneği. Burt Lancester'ın karizması, Ava Gardner'ın büyüleyici ve zehirli güzelliği. Temposu yüksek, olay örgüsü iyi kurulmuş, merak dürtüsünü harekete geçiren film. Geri dönüş eşliğinde anlatılan öykü anbean seyirciyi etkisi altına alıyor. Bir kara filmden ne beklenirse fazlasıyla yerine getiriyor. İzlenmeli...","label":7} {"text":"Arjantin ile Türkiye yi kıyaslamak ? futbol alanında bir çok ülke gibi bizden ilerideler ama sinema olarak da mı ? ekonomisi genişleyen bir ülkeyiz ve halen dizilere takıldık, yaptığımız filmlerde de ne oyunculuk var, ne güzel kameralar, ne gizem, ne şu ne bu! Devrin en büyük propagandası olan sinemayı kullanamıyoruz! Adam nasıl bir film çekmiş!!! senaryo o kadar net ve basit ki, filmin sonunun nasıl biteceğini tahmin ediyorsun ama yönetmenlik işte bu demek ve aklımı karıştırdı; hayal mi gerçek mi, o gözler ne demek istedi, kim daha aşık, film şöyle de bitebilirdi, böyle de bitebilirdi, acaba... ? şöyle mi bitti ? ... Filmin değil ama yönetmenin kurgusuna şapkamı çıkarıp, zekasına eğiliyorum","label":7} {"text":"Filmin ilk bölümü iyi.. Küçük saroo insanı etkiliyor ama saroo büyüyünce filmin havası değişiyor.. Nicole ve büyük saroo iyi oynayamamışlar.. İzlenebilir, fazla abartmamak lazım..10/6","label":5} {"text":"Kesinlikle zaman kaybı değil, eğlenmek için izlenecek bir film. İzlerken filmden zevk alabiliyorsunuz en azından. Sürükleyici, komik ve aksiyonu bol bir film. Ben çok sevdim, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Kesinlikle zaman kaybı değil Film de ki şu söz çok hoşuma gitti değinmek istedim izleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim :)","label":7} {"text":"Bulunan durumu iyi anlatmasına rağmen filmin sanki anlatacağı başka bir şeyi, mesajı yokmuş gibi olması ve olay örgüsündeki büyük kopukluklar bağlayıcılığını oldukça zayıf kılmış..","label":3} {"text":"İlk filmin gerisinde kalmakla beraber yinede eğlenceli ve keyifli. Aksiyonu, macerası yeterli. Zaman geçirmek adına ideal diyebilirim.","label":6} {"text":"Karakterlerin sığlığı, klişeliği, olayların kısmen tahmin edilebilirliği vs. bir kenara, sürükleyici ve son saniyeye kadar ayakta tutan bir film. Önemli olan da bu. Diğer tüm klişeler göze batmıyor böylece. Türün meraklılarının rahatlıkla tercih edebileceği bir yapım.","label":6} {"text":"izlerken eglenip keyif aldıgım gzl bir romantik komedi","label":7} {"text":"Çok kötü bir film değil. teknolojiyi yermeye çalışmışlar.","label":5} {"text":"Keşke tiyatro oyunu olarak kalsaydın...","label":3} {"text":"Vasat ve klişelerle dolu bir film. Ama görüntüler müthiş.","label":3} {"text":"Ya bu adam dehşet başımı döndürüyor. Yine efsane bir film müziklerde cuk oturmuş","label":8} {"text":"Bu akşam filimden çıktım. Hayatımda ilk defa bir sinema filmi hakkında bir yere bir eleştiri yazmaktayım. Genelde filmler hakkında konuşmayı çok severim ama bir yazı yazmaya her zaman üşenmişimdir. Bazı arkadaşlar film eleştirmenini de eleştirmiş filmi bırakıp ama bence eleştirmenin yazdıklarının bile az olduğu kanısındayım. Bunun sebebinin; filmi izlemeyenlere, kendi fikirlerini empoze edip filmin konusunu yorumlama şeklinize direk etki etmek istememesi olduğunu düşünmekteyim. Yapılan olumsuz yorumları görüp eleştirmenin yapmaktan kaçındığı şekilde; hem izlemeyenlere, hem de olumsuz yorumlara biraz bakış açısı katmak adına bir kaç kelam etmek isterim. Öncelikle son yıllarda elle tutulur bilim kurgu filmlerinin veya bayıla bayıla izlediğimiz Cosmos, Mars gibi belgesellerin altında bir felsefe yattığına inanmaktayım. Bilmiyorum bu konulara çok kafa yorduğum için midir bilinmez ama artık film olsun belgesel olsun yapıtlar; insanlara, onları bekleyen teknolojik yeniliklerle alakalı veya gelecekteki yaşamı göstermek yerine, evrimin biz insanların müdahalesiyle ne noktalara gidebileceğini göstermeye çabalamaktadırlar. Diğer gezegenlerde yaşamak mümkün olabilir mi, biz oralara uyum sağlayabilir miyiz, oralarda yaşamaya uygun ortamlar geliştirebilir miyiz? Ya da dünya da kalıp doğayı tahrip ederek, diğer canlıları yok ederek küresel ısınmaya katkıda bulunarak ve eninde sonunda doğal kaynakların kullanımı çıkarlarına dayanan savaşlar nedeniyle, ırkımızın sonunu izlemeye devam mı edeceğiz? Geçenlerde başladığım ancak henüz bitiremediğim, Yuval Nooah Harari adlı yazarın “Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens” adlı kitabının bir ölümünde, insanoğlunun devam eden evrim sürecinde nasıl bu kadar ileriye gittiğini irdelemektedir. Doğanın genel kanunu güçlü olan hayatta kalır olgusu insan için o kadar ileri boyutlardadır ki, besin incirinin en tepesindedir. Bu çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşmiştir ve artık tepesinde bulunduğu besin zincirini yine çok hızlı bir şekilde yok etmeye başlamıştır insanoğlu. Bu zincirin tepesine oturmamızın ve bu düzeni bu kadar hızlı bir şekilde tahrip etmemizin nedeni çok hızlı bir evrim sürecine dahil olmamızdır. Evrimin çok hızlı bir şekilde ilerlemesinin ana nedeni ise 'Dil'dir. Kitabın ilk 60/65 sayfasını okuyup biraz daha bilgiyi detaylandırmanızı tavsiye ederek yukarıda bahsettiğim şeyleri filmle ilişkilendirmeye başlamak isterim: [spoiler]Film benim için: Amerika ordusundan askerler, uzaylılarla iletişim için yardımı dokunur diye dil bilimci ablamızı evinden alıp helikoptere bindirdikleri sahnede başladı aslında. Burada ilk defa karşılaştığı ve sonunda evleneceği fizikçi abimizle tanışır ablamız. Adam orada: 'pozitif bilimler her şeyi açıklar, dil bilimciye ne hacet' tarzı bir şeyler söyler. Temel olarak filmin bütün yukarıdaki gözlemlerim ışığında bahsettiğini düşündüğüm şey; dünya dışı varlıklar gelip insanlara: 'Kelimeler yeter. İletişim kurun birbirinizle. Biz uzaylıları da siz kurtaracaksınız 3000 yıl sonra ve bu sayede. Dürüst olun, şeffaf olun ve evrenin dilini anlamaya çalışın. Zira şuan kullandığınız 'Dil' sizi bu kadar geliştirdi. Sonunuzu hazırlamasından ziyade, onu yaşamın mucizesine katkıda bulunması adına, bir şeyleri pozitif yönde geliştirmek için kullanın. Bakın dünya ne hale geldi, şuana kadar ki sağlıksız, samimiyetsiz, dedikodu üstüne kurulu iletişiminiz yüzünden. Siyasetin yalan dolanları... 'Dil'in negatif yönde gelişmesi yüzünden; kağıt üstünde kurulan ülkelerin, kendi yarattıkları çıkarları ve bu çıkarlar yüzünden silahlanmaları, savaşmaları, daha fazla zenginleşme çabaları... Belki evrenin bize anlattıklarını sırf 'Dil'in gelişimine yanlış yön verdiğimiz için kaçırmaktayız. Birde kendinizi sorgulatan tarafı da var filmin. Filmin sonunda ablamızın, uzaylıların onu zaman kavramının algılanması konusunda aydınlatmasından mütevellit midir bilmem (burası da yoruma açık güzel bir nokta); geleceği görme yetisi kazanmasını işliyor. Bu yetisi sayesinde uzaylıların dünyaya aktarmak istediği mesajı gelecekte doğacak kızından (fizikçi abimizle evleniyor gelecekte ve kızları oluyor) destek alarak çözümlemesi ve dünyanın mesajı alıp refaha bürünmesini sağlaması… Bencilliği sorgulama kısmı şurada devreye giriyor: Ablamızın gelecekte doğacak kızının amansız bir hastalıktan öleceğini de görmesi ve fizikçi abimizin küçük kızı ve dil bilimci ablamızı terk etmesi... Ablamızın yerinde olsaydınız, geleceği görüp bu acıları yaşayacağınızı ama aynı zamanda dünyanın da kurtuluşunun o gelecekte saklı olduğunu bilseniz, onu değiştirmek için bir şey yapar mıydınız? Filmin bilim kurgu kısmına ise ne açıyla baktığınız önemli tabii. Interstellar'daki gibi kara delikler, evrenin ve zamanın bükülmesi, uzay mekiği, solucan delikleri gibi olguları göreceğim beklentileriyle giderseniz beğenmezsiniz. Yine bu ön yargı sebebiyle, karakterlerimizin 450 metrelik UFO'nun altından açılan o küçük kapıdan içeriye ilk girdikleri sahnedeki muhteşem görüntü yönetmenliğini de ve ‘uzaylı istilası oluyor lan şimdi ne olacak’ düşüncesindeki insanların nasıl bir hale bürünebileceğini bize sindire sindire anlatan fevkalade oyunculuğu de kaçırabilirsiniz. Bilim kurguysa aradığınız bu muhteşem sahne bile doyurmalı bence sizi. Çok detaya girmeyeceğim bilim kurgu kısmıyla ilgili, ama birçok sahne var buna benzer beni benden alan ve pozitif bilimlerin ışığında ilerleyen. [/spoiler] Çok kısa bir paragraf yapıyorum diğerlerine oranla, çok uzadı çünkü. Şimdi ben; bana yukarıda bahsettiğim hisleri uyandıran ve yine yukarıdaki bahsettiğim fikirleri canlandıran, düşünmeme ve beynimi bu yazıyı yazmak için zorlamama katkıda bulunan bir film için nasıl kötü diye bilirim ya da kötü denmesine nasıl kulak tıkayabilirim siz söyleyin a dostlar?","label":9} {"text":"Vasatın altında bir film. Politik meseleleri ''sadece sanatla'' daha doğrusu apolitik yöntemlerle dolu sanat anlayışıyla çözebilirsiniz mesajı veren bir klişe. Politikacılar ve partiler değil sanatçılar yön verecekmiş topluma, katılıyorum bu söyleme ama hangi yöntemle? Herkesin benzer şeyler ifade edip, ifade ettiği şeyin bağlamını dahi bilmediği bir neoliberal tüketici zihniyetiyle mi? Politik bir eserleriniz yayınlandığı sergide bu eserlerin ifade ettiği anlamı paylaşmazsanız üzerine giz yaratırsanız bu sizin zavallılığınız, korkaklığınız ve anlamdan uzak bir hayatı resmettiğinizin özetidir. Gazetecinin eleştirdiği gibi sahibi olmayan bir eserden öteye gidilemez. Modern sanat ve beraberinde içi boşalan sanat furyasını iyi özetleyen bir film. Filmin savunduğu ve desteklediği fikir, günümüzde akademide bulunan kum havuzunda oynayan çocuk olgunluğunda düşünce bütünlüğüne sahip akademik kadroları iyi özetliyor. Fakat film bunun farkında bile değil.","label":2} {"text":"güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederiz yorucu bir çekimden sonra güzel bir projeye oraya koyduk diye umuyorum iyi seyirler","label":9} {"text":"Filmi uzun zaman önce izledim, yazılanlardan dolayı şüpheye düştüm şimdi. fakat hafızam benle dalga geçmiyorsa; Eli Oscar'a aşık değildi. Bakımının sağlanması için genç bir uşağa ihtiyacı vardı. sadece bu yüzden Oscar'ı ayarttı. Ayrıca o Elinin babası denen adam babası falan değildi. Elinin aşığı ve uşağıydı. İş görememeye başlayınca tekmeyi yedi. Oscarında sonu muhtmelen aynı olacaktır. zalım Eli, gitti kaç yiğidin gençliği... Ayrıca, isveççe bilmiyorum ama Filmin İngilizce adına bakarsak, türkçe çevirisi biraz, nasıl desem, tam oturmuyor. ","label":6} {"text":"Aşırı abartılacak bir film değil.. Western filmleri havası var.. Ağır tempo, karizmatik duruşlar, etkili mimikler... Oyunculuklar iyiydi.. Genç pederi çok beğendim.. Daniel D.Lewiste çok iyi iş çıkarmış..10/7,5..","label":6} {"text":"adile naşit telaşla sultanı istemeye geleceklerini söyler. sonra koşturarak giderken elindeki soba borusunu fark eder \"aa bu ne ayol\" diyerek boruyu atar. kahkahayı patlatır. o sahneyi unutamıyorum arkadaş. bu kadar sevimli olunmaz.","label":7} {"text":"Hayat Ağacı filmi kolay bir film değil .Öyle bir filmki aynı anda iki kişi izlediği zaman film sonrası yorumları birbirine zıt olacak şekilde potansiyelede sahip ama ben beğendim.Özellikle o harika müzik eşiliğinde Big bang sahnesi ve dünyamızın geçirdiği merhaleler belgesel tadındaydı.","label":7} {"text":"Çok samimi ve sıcak bir film, oyunculukları çok beğendim, özellikle Amélie yi:) Duygu yoğunluğunun yanında heyecanı da bol..Alttan alttan verdiği mesajlar çok hoştu, psikolojik yoğunluğu tam bir Fransız edasıyla anlatılmıştı.Filmin beğendiğim diğer yanı ise dil çaşitliliğiydi.","label":7} {"text":"Endonezya yapımı orjinal bir konuya sahip korku - gerilim filmi... Ufak bir bütçeyi göz önüne alırsak harika bir film demekten çekinmem bu bütçeye bu film çok bile. İzleyiciye korku ve gerilimin aksiye birde öyle bir gizem sunuyor ki ne olduğunu film süresi boyunca çözmek güç. İlk yarım saat sıkılıp sakın bırakmak gibi bir hatada bulunmayın sonlara doğru yavaş yavaş çözülüyor filmimiz. Oyunculuklar ve konuşulan lisan biraz kulağa hoş gelmese de ben sevdim diyorum. İzlenir...","label":5} {"text":"Çok sevdim. Gerçek yaşam öykülerini izlemeyi hep çok sevmişimdir zaten. İnsanın içini ısıtan bir hikaye.","label":7} {"text":"bir insanın suratında hep aynı yüz ifadesi mi olur ya ?? korkuyor mu, gülüyor mu, heyecanlanıyor mu her ifadede aynı surat ifadesi. kusura bakma ama kristen oyunculuk yeteneğin çok zayıf tipten kazanıyorsun sadece","label":5} {"text":"çok güzel bir film bütün annee-kızlar izlemeli çünkü herkesin ortak dilini anlatıyor anne ve kız yer değiştirince olaylar çığrından çıkıyor chad michael murray de bu filmde oynuyor ilk başta chad için almıştım ama filmi izleyince çoookk beğendim.","label":4} {"text":"Ewan ve ajanlık ehehe çok hoş. Sanırsam daha çok kızın kendisini göreceğiz ama olsun, konuda ajan vari filmleri sevenler için güzel :)","label":4} {"text":"Beklediğimden çok daha iyi çıktı kesinlikle. Konunun sürpriz yapamayacak olması ve açıklıkları bir handikap olsa da türün sevenleri için önerilir.","label":6} {"text":"Oyunculara ön yargıyla bakıp izlemeyip kaçırılıcak filmlere örnek olan bir film bence. Çoğu kişi J.Lopez’in oyunculuğuna inanmayıp izlememeyi tercih edip bu güzel senaryoyu bu harika filmi kaçırmış oluyorlar. Bence mutlaka izleyin.","label":7} {"text":"Bu tarz animasyonlarda genellikle beklenti hareketli, eğlenceli ve mizahi yönüyle tatmin edici bir film oluyor. Rango aksiyonu az, mizahi yönü az bir animasyon. Hikayesi çok özgün olmasada animasyon yapılmadan çekilseydi daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Ne çocukları nede büyükleri tatmin edebilecek ortalama bir film. Sinemada türkçe dublajlı gösterildiğini ve Johnny Depp, 'in seslendirmesininde pek bir önemi olmadığını düşünürsek pek bir numarasıda yok açıkcası.","label":5} {"text":"Sırf gay ilişkilerle ilgili bir film olduğu için çok abartıldığını, altında çeşit çeşit manalar, güzellikler bulunmaya çalışıldığını düşünüyorum. Eğer gay ilişki haricinde herhangi bir konuyu anlatsa harika müziklerine, iyi oyunculuklarına rağmen bu ağır işleyişi ve vasat-altı hikaye örgüsüyle alacağı not en fazla 5.5 olurdu. Sıkıldım ve bir çok yerinde >> tuşuna bastım. Boş beleş bir film; uzak durun.","label":5} {"text":"cok orjinal konu ama çok karışık.. Sonunu tutturamamışlar.. Bir sürü şey havada kalmış… konuya yazık etmişler gibi","label":4} {"text":"Infinity war üst noktasıydı, bu film yaratılan evreni aldı ve çöpe attı. Çok güzel başlayıp yavaş yavaş kötüleşmeye başladı, bir noktasında aldı ve ben bu filmi seyrettim zaten dedirtti. Bence devam filmi değildi, infinity war ın yarattığından ne kadar ekmek yeriz filmiydi.","label":0} {"text":"Bu filme yorum yazmaya, Alfred Hitchcock'un diğer filmleriyle kıyaslama yapmadan başlanmıyormuş. O zaman bana göre bir Vertigo değil demeden başlamalıyım. Puan olarak da sanki biraz daha aşağılarda olmalıydı, yine de -tabii ki- oldukça başarılı buldum. Bundan sonrası spoiler; Filmi başarılı kılan -bana göre- en iyi nokta, film içerisinde kendimizle çelişiyor oluşumuz. Filmi izleyen hemen hemen herkes, kendini bu paranoyanın içinde bulmuştur. Dedektifin her mantıklı açıklamasından sonra, biz de hayal kırıklığına uğradık. O adam, o kadını öldürmüş olmalıydı ve biz haklı çıkmalıydık. Önemli olan kadının sağ olması değil, önemli olan bizim haklı çıkmamızdı. Önemli olan, alt katta bulunan kadının intihar edip, etmemesi değil, üst katta adamın cinayet işleyip işlemediğine dair kanıt bulmaktı. Yani asıl sorun, sadece haklı çıkmamızdı.","label":6} {"text":"Evet phobos85..hatta bende filmde 2 sinekle 1 karıncanın fizik kurallarını ihlal ettiğini gördüm.:)Emin ol söylediğin detaylar kimsenin dikkatini çekmemiştir.. Film efekt olarak neredeyse kusursuz.. Oscar kazandığı halde birçok kişi tarafından beğenilmeme nedeni ise taraflı oluşuydu.. Filme göre Amerikalılar hiç birşey yapmadıkları halde Japonlar gelip durduk yere bombalıyorlar.. Sahnelere dikkat ederseniz 'bakın biz ne kayıplar vermişiz, o yüzden atom bombasını atmakta haklıyız' diye bağıran bir film.. Ama kimse bu fikre katılmıyor.. Ne olursa olsun atom bombaları masum insanları yok etti.. Ve yıllarca da sürdü zararları.. İşte bu yüzden taraflı Pearl Harbor filmini ırkçı Amerikalılar dışında kimse beğenmedi.. Oysa efektler, sahneler, oyunculuklar mükemmeldi.. Eğer tarih konusuna takılmam diyorsanız filmi çok beğenirsiniz, izleyin..","label":7} {"text":"Shutter Island'ı anımsattı. Güzel bir kurgu olmuş doğrusu; ama film stranded havası vermekte zorlanmış biraz.","label":8} {"text":"Filmi beğenmeyenlere çok da kafayı takmayın. Eli yüzü düzgün, seyredilebilir nitelikte, iyi kurgulanmış bir film bu. Genelin aksine ben oyunculukları beğendim. Öyle göze batan, abartılı, aşırı dramatize edilmiş bir oyunculuk yok, bence bu iyi. Film hikayede olası boşlukları geri dönüşlerle doldurmaya çalışmış. Bana kalırsa yeterince başarılı da olmuş. Ancak hayatın olağan akışına pek de uymayan mantıki tutarlılık pek yok ne yazık ki. Örneğin başkalarına evlatlık verilmiş ve yeni aileleri tarafından hiç de kötü yetiştirilmemiş iki kardeş nasıl olur da bu denli köklü ve derin bir nefretin ve yıllarca planlanan bir intikam duygusunun kölesi olurlar ve bu aşırı duygularda kusursuz bir şekilde ortaklaşırlar anlayabilmek güç. Yine de intikam hikayeleri için sıradışı bir patolojiye ihtiyaç duyulduğunu ve bu patolojinin gündelik hayatın mantığıyla bağdaşmayacağını kabul etmek gerek. Hikaye kendi olay örgüsünü ilmek ilmek dokuyor ve tatmin edici bir sona ulaştırıyor. Son tahlilde yanlış bir hayatın xdoğru bir şekilde yaşanamayacağı, düzenin koruyucularının da gerçek bir adeletin ve temiz bir vicdanın temsilcileri olmayacaklarını anlıyoruz. Hikayenin başarısı elbette iyi bir kore suç ve gerilim filminden uyarlanmış olmasının payı var. Gönül isterdi ki bu intikam hikayesi iyi bir toplumsal arka plan ve güncel siyasal mesajlarla harmanlansın. Ancak ne günümüzün baskıcı siyasal ortamı, ne de netflix'in temelde ticari bir platform olması buna izin vermiyor ne yazık ki. Şayet netflix muhalif siyasal göndermeleri desteklese bence bu ülkede barınması mümkün olmaz. Yine de bu platformda kaliteli filmlerin yer alması ve dünya pazarına açılacak elverişli bir ortama sahip olması sevindirici. Sonuç olarak filmi kötüleyen yorumların fazla etkisinde kalmadan oturup izlemenizi tavsiye ediyorum.","label":7} {"text":"yorumlara bakıyorum da, ben filmden hiç anlamıyorum sanırım. Bunu izlerken, \"film\" izlediğimi hissettim bir kere çekimler çok iyi, yaratılan atmosfer çok iyi, giriş sahnesi çok iyi. tamam hikaye anlatımında eksikleri var, duygu geçişi biraz zayıf. ama kesinlikle 7. sanatı yaşatan bir film. La haine çakması diyenler, tamam en çok siz biliyorsunuz, en sinefil sizsiniz. nasıl da birbiriyle hemen bağlantı kurdunuz öyle çok şaşırdık. sinemada bir hikaye bir kere anlatılmalı değil mi? , birbirine yakın konular çekilince ilk filmin çakması oluyor hepsi. iki film arasında çok büyük farklar var. kesinlikle izlenilebilecek filmlerden. kaçırmayın derim.","label":6} {"text":"Müjde Ar'ın Kupa Kızı filmini de izlemenizi öneririm.","label":7} {"text":"Konunun uzatıldığı ve mantık hatalarını içeren sahneleri saymazsak eğlendiren çerezlik bir filmdi. Ortalama bir film.","label":5} {"text":"Sinemada izlediğim halde hiç etkilenmediğim, basında çıkan övgülerden sonra, hayal kırıklığına uğradığım bir filmdi..","label":2} {"text":"asla kötü bir film değil fakat bu türü sevmeyenlerin uzak durması gereken bir yapım 3/10","label":2} {"text":"Bazıları tarafından overrated iyiki 10 yıl ertelemişim çokta bir şey yokmuş bazı arkadaşlarımın dedikleri kadar, Gizemi iyidi diyebilirim sadece kadro iyi ama çoğu karakter rolüne yakışmamış sanki.","label":4} {"text":"Dağ 2 filmi bana göre çığır açan bir film olmuştu, 10+. Börü bu ölçüye varmasa da türünün başarılı bir örneği, 8+. Anlatım dinamik ve sürükleyici. Abartılı ve/veta ucuza kaçmış sahne yok. Politik mesaj kaygısı yok. O gecenin atmosferi ve bugünün konjektürü başarıyla aktarılmış. Bir kaç eleştiride belirtildiği üzere, acaba kişisel hikayeler (sondaki dövüş sahnesi gibi) daha az olsaydı daha iyi olabilir miydi diye düşündüm ama o zaman da belgesel olmuş mu derdik onu da bilemiyorum. Eleştirilerde belirtildiği üzere gözlerimiz kitleleri aradı, hiç değilse montaj yapılamaz mıydı diye düşündük. Sonuç olarak Börü başarılı, sinemada seyredilmesini tavsiye ederim. Özellikle 15 Temmuz'u hatırlamak veya içeriden görmek isteyenlere.","label":7} {"text":"Açıkçası bu kadar iyi bir film beklemiyordum..3-4 sene önce üniversite yollarında, otobüs seyahatinde izledim ve çok etkilendim.. Bu konu üzerine yapılabilecek en iyi film bu olurdu sanırım..","label":8} {"text":"Film seyre gelenlere enfes bir lezzet sunuyor... Sonunda hissettiklerinizi yoğun bir şekilde yaşamanızı sağlayacak çok fazla oyunsal ahenk, yönetmenin bıyıkaltı gülüşüyle önünüze seriliyor... Keyifli ve her daim heyecanlı, merakınız doruklarda dopdolu iki buçuk saatlik muhteşem gösteri... Mutlaka izlenmeli, izlettirilmeli canımıniçi... Bir de filmde hiç öpüşme olmadı. Hem de aşk filminde!","label":9} {"text":"Hem gece hem gündüz çekimlerinde gerçekten başarılı çekimler yapılmış, mağaralar, sisli havalar, tabiat sizi alıp o dağlara götürüyor, üfürükten değil gerçekten dağın taşın tozunu toprağını yutarak çekilmiş film, takdir ettim, film doğrudan bir şey anlatmıyor size, ki bu yüzden diyaloglar son derece az, film size dağdaki yaşamı, yokluğu, yok oluşu, kaçışı, el mahkumluğunu ve çaresizliği resmediyor. Film savaşın gölgesindeki hayvanların çırpınışlarını kareliyor, Film savaşın her iki tarafta da yokluğa sebep olduğunu anlatıyor, Film kaplumbağa hızında da olsa barışa bir zeytin dalı uzatıyor, Film dağdakilerin kendi kabına pisleyenler değil, düşmanının yaralarını saran, hayvanların yarasını saran bir insan olduğunu gösteriyor, Film savaşma, barış diyor...","label":7} {"text":"Başından sonuna her sahnesinde kahkahaya boğulduğu güzel bir film olmuş. Emeği geçen tüm herkesi tebrik ediyorum 👏🏻","label":9} {"text":"dönem tasfirine bayıldım doğrusu buram buramguy ritchie kokuyor.","label":8} {"text":"Müzikler... sadece müzikler için bile izlenilebilir. ama tabi ki oyunculuklar, kamera da çok iyiydi. bir sürü konu işlenmiş. çok etkileyici bir film kesinlikle. --spoiler-- Veerle Beatens'ın ölüm sahnelerindeki mimikleri, o durağanlığı adeta beni ölümün içine çekti. Johan Heldenbergh'in ise değindiği noktalar aynı şekilde. Hikayenin anlatımı baştan sona değil de aralara serpiştirme şeklinde olması çok güzeldi. aralarında geçişler, renkler çok uyumluydu. --- öylesine bi izliyim denilecek bir film değildir. şimdiden uyarıyım.","label":9} {"text":"Hareketli, tuhaf bir film. Normalde psikolojik filmleri severek izlerim. Filth'i izlerken rahatsız hissettiğim oldu. Son bölümlerde ne olacağını kestiremediğim için sonu tatmin etti diyebilirim. Çok güzel şarkılar kullanılmış, 99 Luftballons'u duyduğum 5 ya da 6. film olabilir. Ama genel olarak çok gürültülü. Sürekli bangır bangır bir müzik olayı var.","label":6} {"text":"Görünmez adamın dramını anlatan,gerim gerim geren bir film.","label":6} {"text":"çok gereksiz bir film pek çok boşluk ve açıklanmayan şeyler wardı çok da sıkıcıydı ayrıca ...","label":0} {"text":"bu filmi 13, 14 yaşlarındayken televizyonda izlemiştim. ağlamaya hazır bir insan olduğum için bu filmde de gözyaşlarımı tutamamıştım. senaryosu, yönetmeni, etkili oyuncuları tek kelimeyle insanı filme adapte edip o hapishanede hissettiriyor insanı. asla izlemekten bıkmayacağım filmlerden biri... izlemeyenler lütfen en kısada sürede izlesin.","label":8} {"text":"Gelmiş geçmiş en rezil film olduğuna emin olabilirsiniz. Sinirden filmin yarısını izlemeye bile takatiniz kalmıyo.Hem aklınıza,hem paranıza,hem de zamanınıza ziyan. Resmen seyirciye hakaret. Kesinlikle gitmeyin kardeşim.","label":0} {"text":"Arkadaşlara katılıyorum zaman geçirmek için izlenebilecek izlenmesede bir sinemasever için eksikliği hissedilmeyecek sıradan bir film.","label":4} {"text":"Karakterler çok güzel. Konu da farklı olunca 8 diyelim.","label":7} {"text":"Film savaşın sahteliğini, kardeşin kardeşe nasıl düştüğünü bir tokat gibi vuruyor. Her ne kadar Çingeneler Zamanı kadar dramatik, Kara Kedi Ak Kedi kadar komedi içermese de ikisinden de bir şeyler almış. Kustrica bence vazgeçilmez bir yönetmen ama en iyi filmi Çingeneler Zamanı. Düğünler, gelinler, duvaklar, kazlar, üflemeliler, akordeonlar, içkiler, cümbüşler...","label":7} {"text":"Senaryo çoğu insana klişe gelebilir fakat aslında klişe ve basit türden bir film değil. Kullanılan müzikler bile özenle seçilmiş filmin atmosferine uygun olarak. Hayata bakış ve kararlarımızla ilgili bir film ergenlikle çok bağı yok aslında. Çağdaş sanat ile ilgili olan tartışma aslında günümüzde benimde çok sık şahit olduğum ve filmdekiyle benzer şekilde ilerleyen türde oluyor. 90'lardan günümüze pek birşey değişmemiş çağdaş sanat ve sanatın küreselleşmesi ile ilgili. Yönetmen ileride postpunkla ilgili bir film çekse çok daha güzel olur. Ülkemizden çıkan ve ülkemizde bilinmeyen deha müzik grubu She Past Away'i anlatan.","label":7} {"text":"'Bir Ayrılık' ve 'Satıcı' filmlerinde olduğu gibi yine aynı başrol oyuncularının harika performanslarına tanık olacaksınız.","label":7} {"text":"!---spoiler---! !---spoiler---! !---spoiler---! kolundaki siniri keserken içim gitti lan!---spoiler---! !---spoiler---! !---spoiler---!","label":8} {"text":"filmin adını, ecnebi bir dilde rambo'nun karşılığı olageliyor lan herhalde, diye hiç sorgulamadan kabul etmiştim. güzel bir the cure sonrası bayağı güldüm. film genel olarak çok tatlıydı, keyifle izlendi, gülündü, gözler nemlendi, ... ayrıca: \"büyük sınıfların etüt saati\"","label":8} {"text":"Youtuberlar oyunculuk eğitimi almadan, eğitimi bir kenara bıraktım bu yolda tecrübe edinmeden film ve filmografi ye yıllarını vermiş olanların bile eleştirildiği bu film sektöründe sadece internette fenomen oldukları ve izlendikleri için film yapmamalılar. Oyunculuk ciddi bir iştir. Üzüldüm açıkcası ve fazla yorum yapmak istemiyorum","label":0} {"text":"Oyun Gecesi,Sıklıkla oyun geceleri düzenleyen bir grup arkadaşın farklı bir fikir üzerine gruptan birinin kaçırıldığı ve diğerlerinin kaçırılan kişiyi bulup ganimeti alması mantığıyla işleyen bir oyun düzenlemeye karar veriyorlar. Çok geçmeden yaşanan kaçırılma olayınının bir oyun değil , gerçek bir olay olduğu anlaşılınca işlerin sarpa sarması konu alınıyor. Başrollerinde Rachel Mcadams,Jason Bateman,Billy Magnussen,gibi bir çok ünlüye ev sahipliği yapan film vadettiği eğlenceyi ve komediyi sonuna kadar taşıyor. Özellikle Hollywooda komedi türünde son yıllarda hatrı sayılır çok az iyi film çıkarken Game Night bu azınlığa hakkıyla girmeyi başarıyor. Özellikle Rachel Mcadams kendine yazılan durum komedilerini, espirileri çok iyi tonlamalarla çok iyi mimiklerle ve sempatikliğiyle içten bir şekilde seyirciye aktarıyor. Film içeriği gereği basit bir senaryodan ziyade ters köşeler dolu , durum komedileri içeren , popüler kültere bir sürü referans içeren bir yapıya sahip. Ve yaratılan karakterlerin kimyaları , oyuncuların sempatikliği bu bağlamda harmanlanınca ortaya izlemesi çok keyifli bir yapım çıkıyor. Film her ne kadar mantık hataları barındırsa da özellikle göndermeleriyle bile seyirciyi film sonuna kadar koltuğunda tutmayı başarıyor. Özellikle Denzel Washington üzerine yazılmış espri başta olmak üzere birçok akıllıca espri ve komik durum komedileriyle karşımıza çıkıyor. Filmin yan karakter konumunda olsa da özellikle oyunculuğuyla ön planda olan Jesse Plemons kendine yazılmış zor bir karakteri bile en olabilecek şekilde perdeye aktarmayı başarıyor. Game Night kesinlikle Hollywodda son yıllarda çıkmış Masterminds Keeping Up With Joneses &&Baywatch&gibi örneklerin yanından sıyrılıp hatrı sayılır bir filme imza atıyor.","label":6} {"text":"Güzelim Silent Hill hikayesinin içine etmiş bu film. Uzakdoğu usulü korku deyince akla gelen ilk yapımlardan biri olan Silent Hill'i ucuz bir gençlik dramasına çevirmişler. Üstüne berbat oyunculuk, habire oradan buradan fırlayan jumpscare'ler de eklenince rezalet bir film çıkmış ortaya. Oyunlardaki duygusal yoğunluğu, psikolojik alt metinleri falan zaten aramıyordum, ortalama bir film çıksa öpüp alnıma koyacaktım yani. Düşük beklentiyle izlememe rağmen nefret ettim filmden.","label":2} {"text":"10/10 Kesinlikle muhteşem bir film.2009 Yılının en iyi filmi.Ama tabiki herkezin algılayabileceği bir film değil.Özellikle Türkiyede yaşıyan insanların sex hayatı yok denecek kadar az ve hissiz olduğunu düşününce filmden verilen mesajlar yerine ulaşmıyor doğal olarak.Filmin finalinde tüylerim diken diken oldu.Böyle bir final hiç mi hiç beklemiyordum. Kimseye tavsiye etmiyorum;) Bırakın azınlık izlesin,bırakın azınlık anlasın.Film hayatımda büyük bir değişiklik getirdi.Hayat görüşünüzü değiştirebiliyor.Bırakın beğenmeyenler aynı hayatı yaşamaya devam etsinler.Bizse, yeniden doğalım... Aytac Akcin Inanç perdesi ne kadar kalınsa,akıl güneşi o kadar geç doğar.","label":7} {"text":"Çerezlik bir slacker filmi görüntüsüne sahip olmasına rağmen medya ve televizyon dünyasına, sponsorluk müessesesine,90larda farklılaşan dünyaya sağlam eleştiriler sunan bir film Wayne's World. Espriler yer yer bayat gelebilir, Mike Myers'in mimikleri kimilerine itici gelebilir. Ama filmin başındaki Bohemian Rhapsody ile kafa sallama, Garth'ın kur yapma dansı, uçak sesi ile sansür gibi naif anlarla dolu film özellikle Rocknroll kültürü ile haşır neşir olmuşlara olduça hoş vakit geçirebilir, \"en yakın konser ne zaman ulan\" dedirtir.","label":5} {"text":"Stephen king uyarlaması ve başrolde John Cusack ve Samuel L Jackson olduğu için beklentim yüksekti. Fakat film 'neden' sorularına cevap vermekte zorlanıyor bu da senaryodaki zayıflıktan olsa gerek. Mükemmel bir konu baştan savma ele alınmış bu filmle. Kısacası beklentimin çok altında kaldı ne yazık ki...Keşke sadece kitap olarak kalsaydı.","label":5} {"text":"Keşke filmi gördüğüm an da görmezden gelseydim. Hem de Armie Hammer'e rağmen.","label":2} {"text":"Renk tonları çok soluktu, görüntü kalitesi HD değildi,ses kalitesi de oldukça düşüktü.Bir sinema filmine göre çok daha iyi olması gerekirdi TRT çocuk HD kanalındaki Kaptan pengu'nun çizgi filmleri bile daha güzel, sinemaya gidip izlemeye değmezdi.","label":2} {"text":"brad pitt nasıl truva da tom cruise nasıl the last samurai da değişik bir performans gösterdilerse van damme de bu film de aksiyon sahnelerinden ziyade daha çok bir savaş ortamında kendini ülkesini savunmak için çabalayan bir kişinin cesaretini göstermekte ve de oldukça başarılı bir performans göstermiş film de kesinlikle bir mantık hatası yok eskiden yaşanmış bir olayın gerçekçilik payının da olması filme ayrı bir hava vermiş","label":7} {"text":"Konu aynı, gidişat aynı, karakterler aynı.. Sadece görsellik var o kadar.. Bilimkurgudur tamam ama o kadar saçma sahneler varki, şaşırıyor insan.. Adamlar para harcamışlar orası ayrı, gidelim ki filme adamlar para kazansın, devamını çekebilsinler.. Sİnemaya can verelim..","label":3} {"text":"Bu filmi çok sevdim ve beğenerek izledim.","label":8} {"text":"Haa ilzedim ha izliyeceğim derken. Niahayet tüm seriyi 1 haftaya yayıp izledim. Nihayetinde yapacak işimiz yok şuanlık. Velasılı kelam konuya geleyim hemen. Dans filmlerini severim, aslında dans eden insnaları severim ve kıskanırım bile. Çünki, tanrının bana bahşetmediği çok uzak bir yetenek. Genel olarak tüm seviye iyi ve hepsi geçerli not alır kanımca. Faakt son serinin son dansı. Beni bendne aldı resmen, yok böyle kaografi yok böyle uyum yok böyle müzik seçımı. Son seri son sahnede patlamayı yapmışlar bence. Kesinlikle izleyin diyorum. Keisnlikle eğleenceğinizi düşünüyorum. Hatta kesinlikle izledikten sonra youtube'den tekrar açıp bazı sahnelerini izliyeceğiniz iddaasından bulunuyorum. çünki ben son sahneyi sürekli izliyorum. Son bir iki kelimede oyuncular için söylmem gerekirse briana Evigan aşığım. Hatun ateş gibi resmen.2. seride de gayet güzeldi, burda çok daha güzel. Hep güzel tam güzel güzel oğlu güzel. Burdan sevgilerimi yolluyorum Briana Evigan'a. İzleyin kesinlikle diyorum..","label":6} {"text":"İsveç'te komünist olmak... Fakir, yalnız, mutsuz ama umutlu insanların öyküsü anlatılır komünal yaşamın sürdüğü bir evde. Evin yeni misafirleri olur zorunlu olarak ve hiç bir şey eskisi gibi olmaz artık. Ne komünizm katı kurallar bütünüdür ne aşkta sınır vardır. İsveç'te de yaşıyor olsanız, paylaşımın yarin yanağından gayrısı mübahtır. Çocukların masumca isteğine sığınılarak tv nin gelişi ve eve giren et ile başlayan yozlaşma gittikçe \"normalleşen\" insanlara dönüşmenin önünü de açar. Bir de tutucu yaşamlarına karşın engelleyemedikleri merak duygusuyla hanemizi gözetleyen komşularımız vardır yapamadıklarının burukluğunu yaşayan. Farklılıklara tahammül ediş ve paylaşımı öne çıkarmasıyla olumlu, ilişkileri \"normalleştirmesiyle\" olumsuz söylemi olan bir film. Yaşama seyirci kalmayın siz de bir tekme atın topa... 70/100","label":6} {"text":"güzel ve eğlenceli:)walt disney yine paraya kıymış ve harcadığı paranın hakkını veren seyirlik bir popcorn sineması ortaya çıkarmış. arkadaşlarla zaman geçirmek için çok ideal olabilir. hazine avcılarını anlatan filmlerdeki tüm klişeleri barındırmasına rağmen kendini izletiyor7/10","label":6} {"text":"filme baslarken hadi biraz aglayalim, biraz dram izleyelim diye basladik. acikcasi filme baslarken acayip onyargiliydim. ilk yarisinin bende biraktigi tat cok guzeldi, sanki muslumun hayat hikayesini izliyor gibi degildi oyunculuklar da cekim de inanilmaz basariliydi hatta bazi sahnelerde muzikal havasi vardi bence. sonra bir anda filmin ikinci yarisina geldik... keske gelmeseydik. film bir anda klasik turk filmine dondu. gercekten devami boyle olmamaliydi diye uzuldum. ayrica bize anlatamadiklari bazi detaylar oldugundan midir yoksa ozellikle ustunu ortmek istediklerinden oturu mudur pek anlayamadim ama muslumle kardesinin ve karisinin hikayesi cok kopuk ve ilginc geldi. ayrica bir insanin filmini yapinca ille de onu mukemmel gostermek zorunda degilsiniz. hele de mukemmel degilse... gereksiz bir 'melek o melek' cabasi var ikinci yarida ve bu beni inanilmaz rahatsiz etti.","label":5} {"text":"Eşini öldüren bir adamın o noktaya varma sürecini sorgulayan bir kısa film. Kayda değer birşey göremedim, çerezlik olmuş.","label":4} {"text":"Beğendim etkileyici ve güzeldi...","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en güzel savaş eleştirisiydi. Ülkece zor zamanlar geçirdiğimiz şu günlerde bence herkesce izlenmesi ve anlaşılması gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Savaşın gereksizliği ve düşmanlık kavramları üzerinde müthiş bir yapıt. Gürcü sineması beni şaşırtmaya devam ediyor.","label":8} {"text":"Yalnızlık temasını yazılarında çok iyi işleyen Yusuf Atılganın Anayurt Oteli kitabından uyarlanan bu film izledikten sonra ruhunuzda bi daralma hissederseniz film amacına ulaşmış demektir. Türk sinemasının yapı taşlarından biri olan bu filmi ele alan Ömer Kavur her bir ayrıntıyı özenle işlemiştir. Ayrıca Anayurt Oteli kitabını da herkese tavsiye ederim","label":7} {"text":"Başrolde seyrettiğimiz Theodore karakteri mekanlara uyumlu gömlek seçimleriyle gönlümü kazandı, her biri ayrı yakışmış filme, görsel detaylara bayıldım. Filmin bu güzel görselliği ve sakinliği sizi içine çekiyor evet, senaryoya saçma ya da değil demiyorum ama film boyunca Theodore'a salak gözüyle bakmaktan da kendimi alamadım açıkçası, biraz \"Lars and the Real Girl\" havası var onu izlerken de bu şekilde hissetmiştim.","label":0} {"text":"Tüm filmlerini merakla beklediğim ve izlemekten çok keyif aldığım Tim Burton yine beni hayal kırıklığına uğratmadı. Fantastik yapımlarda bence en başarılı yönetmen. Dark Shadows çok keyifli, fantastik öğelerle farklılık katan harika bir film olmuş. Tabiki Johnny Deep ve Helena Bonham Carter'ı tebrik etmeden geçmek mümkün değil..","label":8} {"text":"Eheheh.. Varolan kalıpları yıkmayı esprili bir şekilde yansıtan izlenesi bir animasyon olmuş. Beklenmedik anda yapılan esprilerle okkalı bir kahkaha attırdı bazı bazı. Ben çok sevdim, izlemeye değer!","label":7} {"text":"Böyle saçma sapan bir film görmedim. Konu itibari ile çok güzel olabilecek bir konuyu saçma bir şekilde sonlandırmak sadece Türk sinemasına özgü değilmiş, içim ferahladı.","label":2} {"text":"Çağan Irmak'ın en iyi filmi olmamakla birlikte güzel bir film olduğu bir gerçek. Ben filmi beğendim ve hatta itiraf ediyorum ikinci yarı ağladım. Ama doğruya doğru; nostaljik açıdan değerlendirsem filme 10 üzerinden en fazla 4 puan verirdim. Kıyafet, saç, makyaj tamam ama nostaljik bir hava yok ortada. Neyse ki filmde nostaljiden çok müziğe, aşka ve kardeşliğe odaklanan seyirci durumu gözardı edebiliyor. Kerem Bürsin'i ise Güneşi Beklerken'de izlemiş biri olarak şunu söylemeliyim ki ben Kerem Sayer'i izledim. Çağan Irmak'ın Kerem'i popülaritesi için kadroya aldığını düşünenler kervanına üzülerek eklendim anlayacağınız. Amma uzun yazdım ha, benden bu kadar.","label":0} {"text":"bence izlenmeye deyen cok daha iyi uzay filimleri war onlari izleyin","label":7} {"text":"Türüne komedide eklenmesi lazım diye düşünüyorum... Polis abimizin film sonuna kadar uğraşından sonra bunun içinmiydi diyerek beni baya bi güldürmüştür... Oyunculukların baya göze batarak kötü olduğunu söylemeliyim, senaryo ise tam bir rezaletti saçmalıklar diz boyu ve zorlama gerilimli sahnelerle sizi hiç germiyor... Bunlardan ötürü zaten filme odaklanamayıp sizi sesli güldürecek şekilde film son buluyor. Çerezlik bile demeye dilim varmıyor izlemeyin derim.","label":0} {"text":"kesinlikle güzel işlenmiş keyifli bir romantik komedi. arkadaş ortamında izlenebilecek ideal filmlerden bir tanesi.","label":7} {"text":"Son donemde izledigim en iyi film. Bir basyapit ve ileride klasiklesecek bir eser. Yaraticiligin giderek kisirlastigi bir donemde cok etkili ve ic tutarliligi olan bir senaryo. Filmin gidisati kismen tahmin edilebilir de olsa oldukca ozgun bir hikayeden soz edilebilir. Oyunculuklar ve yonetim cok basarili. Ozellikle JGL on planda, filmi tek basina surukluyor. Looper kismen ters bir Terminator hikayesi ve iste onu klasiklestirecek olan da mukemmel sonu...","label":8} {"text":"Efasane komedinin baslangıcı ayrı bir efsane :))","label":7} {"text":"Hayatımda izlediğim Türk filmleri içerisinde en uç seviyelerden sabrımı zorlayan, acayip bir yeraltı kült filmi. Bilmiyorum bu kadar çarpıcı konuların, çarpıcı sahnelerin işlendiği başka bir türk filmi var mı ama izlerken aklıma quilis ve sadom'un 120 gün filmleri geldi. Çok çok uç bir film olmuş. Açıklayıcı olmaması için yazılarımı yazarken zorlanıyorum ama izlerken izlediğinizin bir Türk filmi olmasından şüpheye düşebilirsiniz.","label":7} {"text":"yorumlardan sonra filme karsi sikintili basladim ama cok iyi cikti sonu biraz oldu bittiye getirilmis ama zamanin nasil gectigini anlamiyorsunuz el kamera teknigiyle cekilmesi daha gercekcilik katmis gonul rahatligiyla tavsiye ederim 10/8","label":7} {"text":"Bu tarz filmler çekilirken çok iyi tarihi araştırma yapılması gerekir. Büyük hevesle gittiğim filmden hayal kırıklığıyla çıktım. Bu güzel projeyi hayata geçiren kişi Ermeni asıllı Türk genci Kirkor Divarcı olmasına rağmen filmde ismi bir kere bile geçmiyor. Evi yanan kişi de Kirkor Divarcı’dır. Bu detayı yönetmenlerin ve yapımcıların gözden kaçırması gibi bir durum mümkün değil.","label":0} {"text":"Johnny evrakta sahtecilik suçundan hapse düşmüş ve hapishanedeyken ahçı olmuş bir şahıstır. Frankie ise Manhattan'da garsonluk yapmaktadır. Yalnızlığı tercih eden Frankie'nin iş yerine Johnny'in hapisten çıktıktan sonra ahçı olarak başvurup kabul edilmesinden sonra, biraz zorla da olsa bir ilişki başlar ve ilerler. Film pekte kayda değer bir numarası olmayan, hatta gayet normal bir ilişki gelişim sürecini işliyor diyebilirim. İki geçmişinden hasarlı orta yaşlı çiftin, biraz istemez davranışlarla eninde sonunda birlikte oluşlarını izliyoruz. Sıradan bir romantik-komedi diyebilirim.","label":4} {"text":"geçmişe eleştirel bakış devam ama bu filmin de tam olduğu söylenemez. yine çok suya sabuna dokunmak istemeden, bazı kesimleri çok kırmadan bişeyler yapmaya çalışmışlar. gerçeklerin bunlardan daha ağır olduğu artık herkesçe biliniyor. ismail hacıoğlu oyunculuğuyla kurtarıyor sadece. yinede izlenmeli elbette","label":6} {"text":"Bu filme 1puan bile fazla. Yönetmen ve oyuncular hepinize yazıklar olsun! Ben hayatımda böyle saçma bir filme gitmemiştim. Saçmalıklarınıza gülmekten korkamadık bile ki korkulacak birşey de yok. Oyuncular kendilerine dublaj yapmışlar ya var mı böyle bir saçmalık. Sakın izlemeyin paramı da vermediler geri zaten. Ulan yayın yönetmeninden ışıkççısına kadar hepinize yazıklar olsun!!","label":0} {"text":"Filmi tek solukta izliyorsun. Oraya atlıyo buraya atlıyo hep bi ekşın ama Polat Alemdar'ı geçti Lara Croft'umuz. Ne yapsalar da bir türlü öldüremiyorlar. Sinemia kartım olmasaydı verdiğim paraya üzülürdüm diyebilirim. Ama Sinemia kartınız varsa gidin ama tabi Kızıl Serçe filmine gitmediyseniz ona gidin. Bu arada filmin devamı gelecek bunu sonunda anlaştırıyolar.","label":4} {"text":"Sonu daha güzel olabilirmiş. Ama çok kaliteli bir çalışma.. Çok beğendim.","label":9} {"text":"Muhteşem bir film! Keyes ve Walter karakterlerine bayılacaksınız. Billy Wilder'ın Sunset Bulvarından sonra izlediğim ikinci filmiydi. Bu filmi daha iyi buldum. Olaylar o kadar beklenilmeyecek şekilde gelişiyor ki, son saniyelerde bile bir ters köşe, bir numara bekliyorsunuz.","label":7} {"text":"Senaryosunu da, Laura Hasn't Slept (2020) isimli kendi kısa hikayesinden uyarlayarak kaleme almasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Parker Finn'in (@ParkerJFinn) yönetmen koltuğunda oturduğu Smile&; gizemini son anına kadar koruyan, basit bir gülümsemenin ardındaki dehşetin ne olduğunun anlatıldığı psikolojik bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 17 milyon dolarlık bir bütçeyle; korku - gerilim sinemasında deneyimli görüntü yönetmeni Charlie Sarroff, editör Elliot Greenberg, casting direktörü Monika Mikkelsen, özel efektler makyajcısı Lisa Forst ve görsel efektler supervizörü Vico Sharabani'nin de içinde yer aldıkları teknik bir ekibin çabalarıyla kotarılarak, brüt 102.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan sıra dışı nitelikteki bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Dr. Rose Cotter (Sosie Bacon); ofisindeki masanın başında daldığı ve annesinin intihar ederek hayatını kaybettiği on yaşındaki çocukluk (Meghan Brown Pratt) günlerine ait bir rüyayı görmekte olduğu uykusundan, çalan telefonun sesiyle uyanır... Zira kendisinden; O ölecek, ben öleceğim, herkes ölecek şeklindeki sözcükleri mütemadiyen tekrarlamakta olan Carl Renken (Jack Sochet) isimli bir hastayla ilgilenmesi istenilmektedir... Rose'a göre hastadaki bu depresif savrulma, her ne kadar hastasını bir türlü ikna edemese de; birkaç günlüğüne müşahede altına alacağı Carl'ın, geçirdiği manik ataklarından bir başkası da değildir... *** Tam mesaisini tamamlayıp hastaneden ayrılmaktayken, çalan telefonun sesini duyarak odasına gerisin geriye dönen Rose'a; acil servise getirilmiş olan, yirmi altı yaşındaki yüksek lisans öğrencesi Laura Weaver'ın (Caitlin Stasey) bilgisi verilir... Ki aynı zamanda, mevcut polis kayıtlarında bu Laura; çekiçle intihar ederek kendini öldüren Profesör Muñoz vakasının, tek tanığı olarak da yer almaktadır... *** Kendisine emanet edilen hastayla ilgilenmek üzere muayene odasına girdiğinde Rose; içerideki koltuklardan birine oturmak yerine Laura'nın, duvarın bir köşesine dikilmeyi tercih etmekte olduğunu görür... Neyse... Rose ikna eder de, duvarın kenarından ayrılan doktora adayı Laura; kendisine, klasik psikolojik terapi protokolüne uygun soruları yönelten Rose'un karşısındaki koltuğa oturarak derdini anlatmaya başlar... Şöyle ki Laura; kimsenin göremediği, insana benzeyen ama insan olmayan bir şeyi gördüğünü iddia etmektedir... Öyle ki bu yaratık; bazıları Laura'nın yakından tanıdığı, şu an hayatta olmayan dedesi gibi çok farklı karakterlere de bürünebilmektedir... *** Derken... Rose, Görününce, sana ne yapıyor?& biçimindeki can alıcı soruyu sorar Laura'ya... Yanıt: Dostça olmayan bir 'gülümseme'dir...& Ve... Bu gülümsemenin ardından Laura, kötü bir şeyler olacağına dair bir duyguya kapılarak son derece korktuğunu da belirtir... Bunun üzerine Rose, bunun kalıtsal bir halüsinasyon sorunu olup olmadığını anlamak amacıyla, Laura'nın aile geçmişini irdelemeye başladığında; zaten ağlamakta olan Laura'nın verdiği tepkiler, daha da agresifleşir... Çünkü Laura, gördüklerinin gerçek olduğu hususunda ısrarcıdır ve aynen Rose'un diğer hastası Carl gibi öleceğini söylemektedir... *** Çok geçmez... O, şimdi burada diye bağıran Laura, kendini yere atarak resmen tepinerek yuvarlanır... Çaresiz kalması sebebiyle, duvardaki kırmızı telefona yönelerek yardım ekibi isteyen Rose, telefonu kapatıp gerisin geriye döndüğünde; ayağa kalkmış olan Laura, gülümseyerek hatta pis pis sırıtarak kendisine bakmakta ve kırılan porselen çiçek vazosunun bir parçasıyla da gırtlağını keserek intihar etmektedir... *** Dedektif Buckley (Perry Strong) ile memur Wilkes (Shevy Gutierrez), bu olayın soruşturmasını yürüten polis görevlileri olup; Rose'dan, Laura'nın akıl sağlığına ilişkin bilgiler almaya çalışmaktadırlar... Rose; kötü bir ruhun kendisine musallat olduğuna inanan Laura'nın, paranoyak sanrıları olduğu düşüncesindedir... Böylelikle dedektifler de, Laura'nın delirmiş olduğuna kanaat getirmiş olurlar... *** Nihayet hastaneden ayrılabilen Rose, artık evindedir... Duşunu alıp kadehine doldurduğu şarabı, gün içinde yaşadığı üzüntünün neden olduğu dalgınlık içinde ağır ağır yudumlarken Rose; aniden kapı açılıp da nişanlısı Trevor (Jessie T. Usher) içeriye girdiğinde, irkilerek yere düşürdüğü şarap kadehi kırılıverir... Ardından da birlikte... Rose'un evli kız kardeşi Holly (Gillian Zinser) ve kocası Greg (Nick Arapoglou) ile önceden ayarlanmış restorandaki yemek randevularına giderler... *** Ertesi gün hastanede... Memur Wilkes, hastası Laura'nın ölümüyle sarsılmış olan Rose'un durumunu kontrol etmek için öylesine bir yanına uğrar... Wilkes'ı başından kısa sürede savmayı becerebilen Rose, resepsiyon hemşiresi Wanda'nın (Ura Yoana Sánchez) gönderdiği; Laura'nın Profesör Muñoz'un ölümüne dair polisteki ifadesinin bulunduğu dosyasını, bilgisayarında incelerken oldukça ilginç bir söyleme rastlar... Nasıl mı? Aynen Laura'nın kendini öldürürken Rose'a gülümsediği gibi Victoria Muñoz'un (Judy Reyes) yastaki şaşkın eşi Profesör Muñoz'da Laura'ya gülümsemiştir... Mümkünse, hadi gel de çık işin içinden... *** Tam bunları okurken kardeşi Holly'den gelen telefon sonrasında dikkati dağılarak hastane içinde vizite çıkan Rose; kendisine &öleceksin diye bağırarak seslenen hastalarından Carl Renken'ın, aniden saldırganlaştığına ve ancak erkek hemşirelerce kontrol altına alınabildiğine tanıklık eder... Peş peşe gelen bu iki vahim olay neticesinde hastanenin başhekimi Dr. Morgan Desai (Kal Penn); uzun vardiya sürelerinden bunalarak yorgun düşen Rose'un, bir haftalık ücretli izin kullanmasını uygun bulur... Böylelikle kafasını boşaltacak olan Rose, daha sağlıklı ve dingin olarak dönerek işine dört elle sarılabilecektir... *** İstemeye istemeye de olsa izne ayrılan Rose, yolda uğradığı bir oyuncakçı dükkanından; Holly'nin de verdiği bir tüyo ile, yedi yaşına girecek olan yeğeni Jackson'ın (Matthew Lamb) Cumartesi kutlanacak doğum günü için hediye olarak bir tren lokomotifi satın alarak evine gider... Bir iki yudum bir şeyler içerek rahatlamaya uğraşırken ötmeye başlayan kapı alarmının yarattığı şaşkınlıkla Rose, yine içki kadehini elinden düşürecektir... Evet... Gerçekten de Rose'un evinin arka kapısı, davetsiz bir misafirce açılmıştır... Üstelik de bu durum, alarmın kurucusu güvenlik şirketinden gelen oldukça garip bir telefon araması ile de teyit edilmiştir... *** Elbette Rose, polis ile Trevor'ı haberdar etmekte çok da gecikmez... Fakat Laura ile Carl'ın davranışlarının nedenlerini araştırmayı takıntı haline getirmiş olan Rose'un, ruh halinde de ciddi değişiklikler olması ve o yüzden Dr. Madeline Northcott'a (Robin Weigert) başvurması da kaçınılmaz bir hal almıştır artık... Dakika 40... Korku sinemasına, oldukça sağlam bir giriş yapmış olan Parker Finn'in filminin geride kalanında kategorinin meraklısı sinemaseverleri; beklenmedik ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, ilgiyle izleyeceklerinden kesinlikle emin olduğumuz 75 dakikalık muhteşem bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Bir arkadaşım Andrew Garfiel'in Oscar alabileceğini söylemişti ama ona hak vermemiştim. Filmi izledim sözümü geri alıyorum. Neden olmasın...","label":6} {"text":"Büyük bir vakit kaybı. Televizyonu açıp rastgele bir film seçip izleseniz daha iyi.","label":1} {"text":"BU FİLME 5 YILDIZ VERMEMİN SEBEBİ JAMES MCAVOY OYNAMIYOR ADETA OYUNCULUK ADINA ŞOV YAPIYOR 10 ÜZERİNDEN 10 Muhteşem bir Psikolojik Gerilim filmi. Shayamalan yine başarmış ! Olağanüstü bir sürükleyicilik var. 1 dk. bile dikkatiniz dağılmıyor. 2 saat nasıl geçti anlamadım. Özellikle oyunculuklar çok başarılı. James McAvoy çok büyük bir iş başarmış. 23 (hatta 24) karakteri bu kadar ayrık oynamak büyük hüner ister. Karakter geçişleri büyüleyici ! Doktoru ile arasındaki diyaloglar yüksek zeka ve takip istiyor, çok güzel. Diğer oyunculardan da Anya çok başarılı. Filmi hissederek oynamış. Birkaç yerde mantık hatası vardı ama göz ardı edilebilir. Finalde ki sürprizler çok etkileyici. Son karakterin ortaya çıkışı mucizevi nitelikte. Beyin İrade gücü bu tip bir fizyolojik değişim yapabilir mi ? Bilimsel ve tıbbi yönden bu mümkün mü ? Merak ettim açıkcası. Ucu açık final devam filmi olacağını gösteriyor. Ama bence yapılmamalı. Devam filminin senaryosunun başarılı olacağına inanmıyorum. Zirvede bırakılmalı ... Gerçekten ana konu hangi senaristin zihninden çıktıysa efsane, James'in oyunculuğu hakkında tek kelime yazma gereği bile duymuyorum 'dehşet ötesi'.Her zaman psikolojik problemi olan karakterlerin canlandırılmasının zor olduğunu savunmuşumdur ve her çeşit oyuncu bunun altından kalkamaz.Her ne kadar oyunculuğun zamanla deneyim sonucu pekişen bir yapı oldugu düşünülsede, bu tip karakterler zaman veya deneyimle aşılamaz çünkü düşünce yapıları çok değişkendir ve düşünce değiştikçe tavır değişir ve standart mimikleri bulunmaz.Bu adamın ne zamanı nede deneyimi olduguna inanıyorum oyunculuk üstüne.yani oyunculuk 'bu zamana kadar kaç filmde oynadın? ' işi değil.Ne kadar yetenekli oldugunla alakalı bir olgu ve bence bu filmde bunu herkese kanıtlıyor.Bu adam tek bir karakterin ötesinde 23 farklı karakteri canlandırıyor, aslında fiziksel bir bölünmenin ötesinde, kendini bilinçli şekilde zihinsel olarak 23 farklı karaktere bölmüş durumda.Bu yüzden cinsiyetler farklı olmasına rağmen, bu kadar inandırıcı oynayabiliyor.Her bir karakteri gerçekten izlerken ayrı bir nefes kesiyor.Sadece 23 asıl karakteri keşke biraz daha natural olsaydı diyorum çünkü bütün film boyunca 23. karakter için heyecanlanıyorsunuz arkadan gelen 22'si adım adım 23'e götürürken bir anda bir evrimle karşılaşmak bana bir tık itici geldi açıkcası.Daha insani ama uçuk bir karakter yaratılabilirdi diye düşünüyorum çünkü olay gerçek bir tabandan fictiona kayıyor finalde ama bu adam için izlenir, bu adamın oyunculuğu için bu film kesinlikle arşive alınır Sonuç olarak N.Shayamalan filmlerini seviyorsanız, Psikoloji Gerilim filmlerini seviyorsanız kesinlikle izlemenizi öneririm. Özellikle James McAvoy’a eşlik eden Anya Taylor-Joy, Jessica Sula ve Haley Lu Richardson’ın teen slasher’ları andıran oyunculuk performanslarının da bunda etkili olduğunu söyleyebilirim. Bu açılış, benim gibi Shyamalan’dan çok şey bekleyen sinemaseverleri korkutsa da, ilk yirmi dakikalık bölümün ardından hem McAvoy performansıyla öne çıkmaya başlıyor hem de filmin senaryosu giderek kuvvetleniyor. Bu dakikadan itibaren gerilimin her geçen dakika arttığı filmde, James McAvoy’un hayat verdiği karakterin sahip olduğu farklı karakterlerin önemi artıyor. “Canavar”ı da sayacak olduğumuzda toplamda 24 farklı kişiliğe sahip olan Kevin’ın bedeninde yaşattığı bu karakterleri tek tek analiz etmek mümkün değil, nitekim film de bu karakterlerin tamamını seyirciye aktarmıyor. Özellikle, yaşça diğer kişiliklerden daha küçük olan ve Kevin’ın masumiyetini simgelediğini düşündüğüm Hedwig karakteri, senaryonun devamlılığı açısından son derece önemli bir konumda bulunuyor. Bu karakterin, hem diğer karakterler tarafından kolaylıkla yönlendirilebiliyor olması hem de kaçırılan kızların bu karakter sayesinde olayların derinine inebiliyor olması iyi düşünülmüş ve iyi yazılmış. Dennis ile birlikte hakimiyeti ele alan bir diğer kişilik Patricia ise, muhtemelen çocukken tacize uğrayan Kevin’ın o dönemde ortaya çıkardığı bir kişilik. Sanatçı kimliği ile öne çıkan gey kişilik Barry ise, Kevin’ın hayatta konumlanmak istediği karakter olarak okunabilir. Fakat, uzun süre hakimiyeti elinde bulunduran bu karakterin fazlasıyla naif olması, Kevin’ın yaşadığı travmalara karşı bir başkaldırı amacıyla ortaya çıkan Dennis’in güçlenmesi ve diğer kişilikler üzerinde hakimiyeti ele geçirmesine yol açıyor. Diğer 20 kişilikten farklı olarak, Dennis ve Patricia, Kevin’ın hayatında önemli rol oynayan kötü olaylardan sonra ortaya çıkmış, şeytani yönleri simgelerken diğer tüm kişilikler Kevin’ın gerçek kişiliğini ortaya koyan masum ve zarar görmüş kişilikler olarak arka planda kalıyor.","label":9} {"text":"Yine Bergman yine tiyatral bir şölen. Senaryo ve oyunculuklar da bambaşka.","label":8} {"text":"müthiş orijinal konu.. çok guzel degisik başlıyor film.. Sonra durağanlaşıyor..birşeyler eksik kalmış..sonu vasat.. Küçülen insanların hikayesi kadro çok iyi sürükleyicilik iyi","label":7} {"text":"Geçtiğimiz yılın ve Oscar, Altın Küre, BAFTA gibi ödül yarışlarının da en iddialı filmlerinden birisi olan Birdman'i sonunda izledim. Lafı kısa kesiyorum ve bu filmi mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. Evet, filmin konusu oldukça basit ama bu konuyu sanatsal biçimde anlatış şekli muazzam ve kesinlikle ilgiye değer. Filmin konusu, Riggan adında ünlü bir ismin Broadway oyunu sergilemesi ve geçmişte oynadığı süper kahraman Birdman'i canlandırması arasındaki gidip gelmeler ve sergilenen oyunun geleceğini konu alıyor. İşte konunun temeli bu kadar basit. Ama sonradan gelen elementler filmi daha izlenebilir kılıyor. Peki nedir bu elementler? Öncelikle Alejandro González Iñárritu'nun yönetmenliği. Şimdi, ben Iñárritu'nun hiçbir filmini izlemedim ama bu film ile dikkatimi çekti. Iñárritu, bütün filmi tek çekimmiş gibi göstermiş. Bu da filmin içindeymişiz hissi veriyor. Oscar'da En İyi Yönetmen ödülünü kesinlikle alacağını düşünüyorum. Üstelik iyi elementler bununla sınırlı değil. Michael Keaton, müthiş bir performans sergilemiş. Bu film bir nevi Keaton'ın beyazperdeye geri dönüşünü müjdeliyor. Edward Norton ise canlandırdığı dramatik karakterlerin aksine bu filmde karakterine oldukça hakim olduğu, Keaton gibi akıllarda kalacak bir performans sergilemiş. Aslında Emma Stone, Zach Galifianakis, Naomi Watts, Andrea Riseborough... Filmdeki bütün oyuncular yeteneğini konuşturmuş ve en iyi oyunculuklarını sergilemiş. Bu yüzden bütün oyuncuları ve filmi masalsı bir işe dönüştürdüğü için de bütün teknik ekibi ayakta alkışlamak lazım. Yani herkes o derece iyiydi. Aslında film daha iyi olabilir miydi? Bence evet. Çünkü dediğim gibi, filmin en temeli yani ele alınan konu biraz basit olduğu için daha iyisi olabilirmiş hissine kapıldım ben. Ama o basit temelin üstüne eklenen etkenler, ortaya başarılı bir sonuç çıkarıyor. Yazdıklarımın en ana özeti buydu bence. Sonuca gelelim: Birdman bir o kadar basit ama bir o kadar da etkileyici bir film. Ortaya çıkan sonuç başarılı ve mutlaka sinemada veya evde izlenmesi gereken bir film. Son zamanlarda izlediğim en başarılı filmlerden birisi. İzlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":7} {"text":"Fazlasıyla gerçek dışı ve zorlama olmuş","label":0} {"text":"Film çok iyi bir uçak kazası ile başlıyor ama sonrası bir alkoliğin sıkıcı hayatı. Bazı sahneler gereksiz uzunlukta, bazı sahneler tamamen gereksiz. Boş zamanınız varsa izleyin.","label":3} {"text":"Sinemamız açısından farklı bir senaryo iyi bir film.Mert Fırat tan harika bir performans -hem senaryo hem oyunculuk olarak-Kendinize ve sinemamıza bir iyilik yapın ve bu filmi izleyin.Yalnız dikkat edin her kapı çalışında -Ceketimi sende unutmuş olabilir miyim? sorusuyla karşı karşıya kalmanın hayaliyle kalp çarpıntısı oluşturmak gibi bir yan etkisi olabiliyor filmin ,seven bünyelerde.","label":7} {"text":"Ben genel kanaatin aksine filmin da vinci şifresi kadar iyi olmadığını çünkü daha sıradan ve korkak bir yapıya sahip olduğunu düşünüyorum.İki filmi de izlemiş olanlar ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.Beklentilerin uzağında kalan bir film olmuş.","label":6} {"text":"Dylan O'Brien, kendisini iyi bulduğum bir oyuncu. Her ne kadar bulunduğu filmler o kadar dört dörtlük olmasa da her performansına kendisini iyice adamayı başaran bir oyuncu, Maze Runner filmleri ve Teen Wolf dizisi gibi. Bu yüzden bu film hakkında ilgimi çeken şey, Dylan O'Brien'ın Michael Keaton gibi bir oyuncuyla birlikte başrolde olacak oluşuydu. Üstelik fragmanları hiç de fena değildi. Bu yüzden American Assassin filmini izlemeden önce içimde ufak da olsa bir beklenti vardı. Kız arkadaşına sahilde evlenme teklifi ettiği gün teröristler tarafından saldırıya uğrayan Mitch'in (Dylan O'Brien) sevgilisi öldürülür. Büyük bir depresyona giren Mitch, bunu yapan adamı öldürmek için intikam yemini eder ve büyük bir hırsla çalışmaya başlar. Bu sırada da CIA'nin radarına giren Mitch, gizli bir operasyona dahil olmak için Stan'in (Michael Keaton) başında olduğu bir ekibe katılır. Duygusal yükü ile yüzleşmeye çalışan Mitch, aynı zamanda da bu gizli görevleri tamamlamaya çalışır.& Dürüst olmam gerekirse, American Assassin'in ilk 45 dakikası oldukça ilgi çekiciydi. Bir intikam öyküsüne ilgi çekici bir giriş yapılmıştı ve genel anlamda yaratılan sert ve gerçekçi atmosferi etkileyici buldum. Üstelik Dylan O'Brien ve Michael Keaton'ın harika performansları, benim için filmi daha sürükleyici bir hale getirdi. Ama ne olduysa ilk 45 dakikadan sonra oldu. Film bu ilgi çekici intikam öyküsünden sonra birdenbire tahmin edilebilir bir ajanlık filmine dönüştü. Ve daha sonra film her 15 dakikada daha az ilgi çekici bir hale geldi. Hikayeyi bundan önce rahatça takip edebiliyorken birdenbire ana karakterlerin bulunduğu durumları umursamadığımı ve aksiyon sahnelerini o kadar da etkileyici bulmadığımı fark ettim. Son 30 dakikada nelerin yaşandığını doğru dürüst hatırlamıyorum bile, yaşananlar o kadar sıradandı. Sadece filmin finalinde denizde yaşanan aksiyon sahnesinin ilk 45 dakikada hazırlanan tonla hiçbir alakası olmadığını hatırlıyorum, o kadar. Bu noktada filmin rezalet olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında değil. American Assassin, gerçekten de iyi bir şekilde başlamasına rağmen bu iyi tempoyu sürdüremeyen bir yapım. Filmi bu son haliyle kesinlikle izleyebilirsiniz fakat bir süreden sonra konuya o kadar ilgi duymayabilirsiniz. Bazı aksiyon sahneleri fena değildi, üstelik film şiddet konusunda aldığı yaş sınırını gerçekten hak etmiş. O'Brien ve Keaton, benim için filmi izlenebilir yaptı. Eğer onlar olmasaydı, American Assassin'i zayıf bir aksiyon filmi olarak görecektim. Filmi izleyip izlememek tamamen size kalmış. Çıkan sonuç kötü değil fakat eğer ilgi çekici bir hikaye görmek ve takip etmesi kolay olan bir film izlemek istiyorsanız, American Assassin tam olarak size göre bir film değil. FİLMİN İYİ YANLARI: + Dylan O'Brien ve Michael Keaton. + Aksiyon sahnelerinin oldukça şiddetli oluşu. + İlk 45 dakika. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Filmin ilgi çekici tonunu ve karakterlerini birdenbire kaybetmesi. - Bir süreden sonra karmaşık bir hal alan senaryo. - Taylor Kitsch'in kötü adamını herhangi bir oyuncu oynayabilirdi. TOPLAM PUAN: 5.8/10","label":4} {"text":"Son yıllarda, komedi türünde, Hollywood dan gelen; 'The Hangover' ne kadar karnımı ağrıttı ise gülmekten, 'Eyvah Eyvah' da aynısını yaptı Yerli komedilerden...","label":9} {"text":"Kesinlikle underrated... Gelmiş geçmiş dili en sade ve sağlam filmlerden biridir, kesinlikle izlenmeli. Aranofsky'den çok Mickey Rourke filmidir.","label":8} {"text":"Berbatttıııı. En kötü cem yılmaz filmiydi. Bolca reklam yapılmış başka bişey göremedik. Paranıza yazık gitmeyin","label":0} {"text":"Üretim ilişkilerindeki değişimin sınıflar ve katmanlar üzerine etkisi mizahi bir dille ve büyük bir başarıyla anlatılmış... 9/10","label":8} {"text":"Kanlı absürt komedi diye bir tür varsa, işte bu film odur. Robert De Niro ile Don Johnson'a ayıp. Vakit kaybı bile değil; çöp resmen. 3/10","label":2} {"text":"İyi film ama listelerde üst sıralarda yer alacak kadar iyi değil..10/7","label":9} {"text":"Güzel bir atmosferde geçen güzel bir senaryo. Oyunculuklar göz dolduruyor. Bence gayet iyiydi. Keyifle izledim.","label":7} {"text":"Dönem filmlerini seviyorsanız şans verebilirsiniz.","label":4} {"text":"jet li harika bir oyuncu efekte ihtiyaç duymadan başlı başına bir özel efetk olan bir aktör:) film gayet güzel de bir final sahnesi var işte o mükemmel...belki de 20 defa izledim o sahneyi ve tekrar tekrar izlerim....","label":7} {"text":"tam bir fransiz filmi :)","label":6} {"text":"Evet, Nazilerin azınlık halklar üzerinde gördüğümüz caniliğin dışında milli idealleri ve bunları gerçekleştime ihtiarasında kendi halkına verdiği zararı anlatan bir psikolojik-savaş filmi. Bunca zamana kadar yapılan her 2. dünya savaşı fimlerinden üstün, dramatik ve gerçekci anlatımıyla tarafsız, yargısız, tarihi vak'alardan ve sebeblerden uzak, savaşı çıkaran halkın kendi üzerinde yaratdığı psikolojik te'siri ve meşakkatlerinin oluşturduğu efkarı anlatan bir başyapıt.","label":8} {"text":"Poseidon izlese sinirden kendi mızrağını kırar. 4/10","label":3} {"text":"Son 20 yılın, en matrak iki Türk filminden biri... Not: Diğer film; 'Eyvah Eyvah'","label":9} {"text":"Polonya'da 1943 yılı savaş zamanında küçük bir çiftlik evinde geçen film, savaşın insanlar üzerindeki etkisi ve ilişkileri üzerine oyunbaz bir bakış atıyor.. Pornografik bir hikaye degil, ismine aldanmamalı. tebessümlü melodram diyebiliriz... :) Meraklısına bol bol ödüllü bir film..","label":7} {"text":"izlerken bayağı keyif aldım yer yer güldüm güzel bir belgesel","label":7} {"text":"zamanı için bir sinama şaheseri ve yönetmeni de bir sinema dahisi olabilir ama listelerde sürekli adı geçtiği için merak edip izlemiş ve yeterli tatmini almamış biri olarak bu filmi izleyeceklere tavsiyem, çok şey beklemeden izlerseniz hayalkırıklığına uğramazsınız olacaktır.","label":7} {"text":"2009'un en iyi Romantik-Komedilerinden biri.. Film başlarken de söylendiği gibi, bu bir Aşk filmi değil... Bu film, toz pembe tablolar çizmiyor, aşkın her evresini gerçekçi bir biçimde anlatıyor..500 gün sırayla değil, bir ileri, bir geri sarıyor ve o evreyi, o geçişlerdeki farkı, aşkın zaman içinde insan bünyesinde yarattığı değişiklikleri çok iyi aktarmayı başarıyor.. Geçişlerin bu denli fazla olduğu bir filmde, kurgunun da çok iyi olması filmin en büyük artısı... Film geçmiş dönem müziklere, efsane gruplara, efsane şarkılara ve hatta efsane dizilere göndermeler yapıyor.. Özellikle Zooey Deschanel çok tatlı ve role tam oturmuş diyebilirim..","label":7} {"text":"fisher, hg'nin zihnine biz ise lvt'nin zihnine girmekle uğraşıyoruz film boyunca. kamera ve geçiş kullanımı oldukça fazla ve belki de biraz fisher'daki gibi baş ağrısına sebep olsa da suçun haritasında ilerlemek ve bu yolculuğu yönetmenin gözünden izlemek ilginç bir deneyimdi.","label":6} {"text":"Usta oyuncu Rechard Gere hatrina izlemedigim filmi yok!..Ve yine alkislanacak bi oyunculuk!..Filmin basi degilde sonu cok guzel baglanmis,;&mutlu son ve Marc Marc Anthony'nin U Sang To Me sarkisi ile kalbime dokundu!..Kesinlikle izlenmeli en azindan Sevgili Rechard Gere hatrina!..","label":8} {"text":"Batı penceresinden tam bir Lübnan filmi.. Değişik bir film, vakit varsa izlenebilir.. 6/10","label":5} {"text":"Tamamen diyaloğa dayalı bu filmde pek birşey sorgulanmasa da akıcı ve sevimli bir anlatım var... 70/100","label":6} {"text":"Animeleri hep çocukluk hayallerimi canlandırdığı için seyrederdim.... Ama bu sefer hayallerim değildi canlanan;göz ardı ettiğim gerçeklerdi... Canım yandı ama büyük ihtimal hiç bir zaman anlayamayacağım.. Bilmek hissetmek değil çünkü.","label":8} {"text":"Ço çok abartılmış bir film. Değil film boyunca kahkaha atmayı gülümsetmiyor bile. Efsanevi bir şekilde bahsedilmesini anlamak mümkün değil.","label":0} {"text":"Filmi iki sonlu yapmışlar sinemada izlediğimde will smith ölüyordu ama internette izlediğimde ölmüyo ve ölmediği sonu çok daha güzel bulup izleyin google a yazarsanız zaten son sahnenin videosu çıkıyor. Keşke köpeğinin ölmediği bir son daha yapsaydında herkes istediğini izleseydi ey senarist :D","label":5} {"text":"İngiliz komedisiden anlayan ve hoşlanan herkesin gülmekten kırılacağı bir film. 10 puan","label":9} {"text":"Bugün izledim... Çok beğendim... Hissederek, anlayarak izlenilmesi gereken bir film. Nasıl anlatsam.. İzlemek için değil bir romanı okur gibi içinde o duyguları betimleyin, görün... Asmalı Konak'tan sonra çok özlenilen bir film olmuş ve umarım ikisi üçü serisi devam eder. Emeğinize sağlık...","label":9} {"text":"Rahatsız edici. Şu sıralar bayağı rahatsız edici filmler izledim ama gerçekten bu film çok değişik bir işlenişe sahip. Başından sonuna kadar görülen karaler birçoğumuza anlamsız gelebilir ama film tarihi bir döngüyü anlatıyor. İncil'de geçen kutsal diriliş olan Hz. İsa hakkında bir hikaye mevcut. Yani O korkutucu kare geçişleri Doğum, yükseliş, işkence ve ölüm bağlamına göre ilerliyor. Her türlü türünün önemli yapımları arasında. Yönetmenimizin görsel alan zekası gerçekten dikkate değer boyutta. Sinemaya yeni bir boyut getirmiş resmen. 72 dakika izleyiciyi aşırı kendine çeken bir yapım. Korku, gerilim ya da hiçbir şeyin karmaşıklığını izliyoruz. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Maymunlar cehennemi oldukça uzun bir seri. Ben serinin tamamını bir film olarak ele alma kanaatindeyim. Zira, birbirine eklemlenmiş bir anlatım dizgesine sahipler. Ya hep ya hiç diyebilirim kendileri için. Tematik bakımdan, maymunlar ve onların sosyal sistemleri üzerinden konuşuyor. Bizim ilkel doğamızın ardında bıraktıklarını maymunlara mal etme çabası da bir tür maymunluk sanırım. Ancak seri süresince, aslında tüysüz maymunlardan çok da farkımız olmadığı, güce ve iktidara dönük hırsın primatlarda ortak bir güdü olduğu iddiası baskın. Serinin finali ise bu bakımdan düşündürücü. Kendinden olmayana muamele konusunda hepimiz maymunuz işte. Gorillik ve ayılık arasında gidip gelen var oluşumuza dair, güzel bir taşlama örneği.","label":8} {"text":"ne desem bilemiyorum. tamam, kabul ediyorum ki korku/gerilim filmlerinde aptal ana karakterlerin hata yapma payı vardır. bir olur, iki olur kabul edilir. ama aynı aptal ana karakterler yetmiş sekizinci kez aynı hatayı yapınca benim tölerans eşiğim oldukça düştü filme karşı. [spoiler]filmin sonu ayrı bir rezalet. ölmesi gereken herkes yaşarken yaşaması gereken kişi -james- ölüyor[/spoiler]! hem de aptal ailesi için onca şey yapmışken. konu ve konsept ilgimi çekmişti ve bence doğru işlenseydi harikalar çıkarmış bu filmden.","label":4} {"text":"Muhtemelen bu senenin en iyi komedi filmi ''Ted''.Bir yetişkin komedisi ama kirli mizahtan çok da fazla beslenmeyen,romantik komediye de bir yandan göz kırpan,80'lere bol bol selam çakan bir çocukluk düşü özü itibariyle.Flash Gordon sahnelerindeki naifliği,kahramanıyla tanışmanın John üzerindeki sihri yansıtış şekli asla içi boş bir komedi izlemediğimizin kanıtı.Seth MacFarlane'den ilk sinema filmi tecrübesinde çok iyi bir başlangıç bu film,daha iyilerini de çekecektir.","label":6} {"text":"okan yalabık ilk başlarda yürüyor hafif aksıyor. sonra resmen pantolan paçası bükülü tek bacak oluyor . Boris yani ozan guvenin aşırı abartili halleri sonra kuzuya donmesi ve arkadaşlarıyla ava giderken cok abartılı sahne meryem üzeride son sahnede yapamamış tam duyguyu veremedi belçim ise anne anne diyor son bölüm kadından nefret ediyor güzel bir senaya ewet ama çok hata var","label":5} {"text":"süper kahraman filmi bu… aksiyon çekimleri bilgisayar yapımı olduğu çok bell bence… tarz bana göre değil","label":2} {"text":"Beklediğim gibi çıktı,bu tarz filmlerde birinci amaç daima eğlendirmektir ve we re the millers bunda da sonuna kadar başarılı tabi beklentiler düşük tutulduğunda,yol filmlerini oldum olası severim çünkü sürükleyici olurlar;bu da onlardan biriydi keyifli bir 100 dakika için birebir ama aile ortamında izlemeyin,bel altı espriler var çünkü sıkça 7/10","label":6} {"text":"yine drama bağlamışlar :) güzel ve merakla kendini izlettiren bir filmdi. Tünelde kalışı ne kadar film olabilir ki ? diye kendi kendime yorum yapıp ertelediğim ve sonrasında başucu yaptığım bir film. Denk gelirseniz izleyin derim.","label":8} {"text":"filmin puanına aldanmayın en azından 7lik bir film komedi ve gerilimi birleştirmeye çalıştırmışlar belki çok süper bir film değil ama izlenmeye değer","label":7} {"text":"bir belgeselden beklenilecek herşey var içinde. çok iyi. es geçmeyin.","label":8} {"text":"çok şeker bir film azim mermer hayat kader ve daha fazlası","label":7} {"text":"İzlerken sizi içine çeken filmler vardır ya hani, bu filmde onların çok güzel bir örneği. Eğer birde azda olsa empati kurabilirseniz izlerken, film sizi gerçekten çok etkileyecektir. 2013 en iyi dram filmlerinden.","label":8} {"text":"Rezalet. Yorumlara bakmadan gittiğim için bin pişmanım. İki mekan dört oyuncuyla filim çekmişler oyunculuk bile yok.. Filmin ne konusu ne de sonucu var berbattı zamanı bol olanın bile zamanı boşa gidsr. Bunu vizyona nasıl koymuşlar denetim şart. Sıfır masraf yok.","label":0} {"text":"Gravity den sonra izlenmesi daha anlaşılır olacaktır, filmin can alıcı noktalarından bir kesitin görsele sunulmasıgüzel fikir. Stone'un uykuya dalmadan önceki sahnesi.....","label":7} {"text":"Baroldeki iki kii Bergzar Korel ve Tolgahan Saymann oyunculuklar berbat tesiydi,filmde oynayan Zeki Alasya ve Altan Erkekli gibi duayen isimlere bu film yakmamz diyorum ve 3 puan bu filme layk gryorum.","label":2} {"text":"çok gerçekci bir film olmuş gerçekleri anlattığı için pek ilgi de görememiş sanırım, genelde öğretmen gelir herşeyi düzeltir herkez onu sever o herkezi sever tarzında olurdu bu film farklı özellikle ilk otobüs sahnesi ne hale gelindiğini anlatıyo ki bu sadece amerika için geçerli değil. Anne babaların çocuklarını umursamadığı bir dünyada kim umursar otobüste ki kızı?!","label":7} {"text":"diğer 2. dünya savaş filmlerinden farklı olarak karşımıza çıkanSophie Schollinsanların nasıl mücadele etmesini fikir bakımından işleyen başrol filmlerinden biri olabilir...","label":7} {"text":"gerçektende film süperdi hele antonio banderas çok yakışıklı","label":7} {"text":"fantazı fılmı nıtelıgınde degıl ızlemek ıstersenız de tavsıye etmıyorum ne amacla ızleyın bos bı fılm","label":4} {"text":"Oyunculuğun konuştuğu filmlerden birisi. Rasim Öztekin ve Ferhan Şensoy gibi oyuncuları çıkartın yerine sade bir oyuncu koyun ne oluyor? Film diye birşey kalmıyor değil mi?","label":6} {"text":"Her bayram televizyonda görebilirsiniz. :) Ben izlemekten bıkmadım çocuğun sevimliliğinden. Küçücük bebeğin hayal dünyasındakilerin gerçek hayata uyarlanmasıdır. Harika :)","label":5} {"text":"Filmde hastalık anlatılmıyor. o yüzden neden sonuç aramaya gerek yok. bu film sadece elimizdeki en değerli şeyin kımetini anlatıyor.","label":5} {"text":"bu tarz belgesel kaliteli bir şekilde nasıl yapılır görmek istiyorsanız : https://www.sinefil.com/title/ye907dg","label":6} {"text":"Dünyadaki tüm sorumsuz ebeveynlere bela okutan filmlerden.","label":6} {"text":"nefis bi film. annemle dün izledik, o da ben de çok beğendik. izleyin!","label":9} {"text":"Efektler olsun, oyuncular olsun, senaryo olsun tam bir rezalet! Yok yok öyle yumuşatma yapıp \"şu yerde şu sanatı verselermiş daha iyi olurmuş, yok efendim subliminal mesajlar biraz gereksiz kalmış, yok efendim konuda birazcık daha şunları katsalarmış vs. vs.\" demeyeceğim. Kısa ve öz rezalet! Hiçbirşey göremedim filmde, hatta tam tersine sinir oldum o fotoğrafçının eşine, hem de öyle böyle değil! Filmi izleyenler anlamıştır neden böyle söylediğimi. Yazık böyle filmlere, dalga geçilmek için bire bir.","label":2} {"text":"tam bir hayal kırıklığı :((2/10","label":1} {"text":"hayır tabii ki oturupbu filmi izlemedim, akşam yemeğine misafirlerim gelecekti, yemek yaparken izledim, yani ekstra vakit harcamamam tek tesellim oldu. ya biri de biz ne yapıyoruz, bu ne saçma iş demiyor mu, ben onu merak ediyorum. zaten o başroldeki kızı da sevemedim gitti.","label":0} {"text":"Rami malek iyi oynamış, filmde fena değil ama oscarlık bir durum göremedim ben.. Rami Malek'in oscara aday gösterilmesi, tamamen filmin konusuyla alakalı bir durum..","label":7} {"text":"komikti ama 1. filmin yerini tutmadı","label":4} {"text":"Hayatım da izlediğim en kötü filmi geçtim en kötü videodan bile kötü. Boşa para ve vakit israfı. Bir saat boyunca duvarı izleseniz bile daha çok keyif alırsınız","label":0} {"text":"Acaba bu kez katil kim diye düşündürmek amacıyla yapılan, germeyen, teen slasher filmi. saçma sahnelerle dolu. 1 den sonrası baydı. 90'lardan çıkamamış bir film.","label":2} {"text":"anlatıldığı kadar çok güzel bir film değil ama akıcı sonunu ben anlayamadım ne oldu ne bitti derken bitmiş geçer bir film ama daha berbatlarıda mevcuttu","label":5} {"text":"Çok keyifli, izlemesi zevkli güzel bir film. Steve Carell çok başarılı, diğer göz doldurucu oyunculuklarla da başarılı bir film olmuş","label":6} {"text":"Disney'in yarattığı peri masalları arasında Pamuk Prenses baya iyi bir yere sahipken günümüz teknolojisi yüzünden maalesef bu filmle baya alt sıralara düşürülmüş. Saçma sapan canavarlar ve savaş sahneleri ekleyip, süsleyip püsleyip peri masalını ciddileştirmeye çalışmışlar ama ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Yaptıkları canavarlar, savaş sahneleri filan fena değildi ama filme genel olarak bakarsak iyi bir film olduğunu söylemek zor. Çok boş vaktiniz varsa ve merak ediyorsanız izleyin ama izlemezseniz de bir şey kaybetmezsiniz.","label":4} {"text":"Başyapıt!","label":8} {"text":"Önce kitabını okumuş birisi olarak beklentimi çok yüksek tutmadım ama beklediğimden iyiydi genelde bu tarz kitaptan uyarlama filmler bu kadar iyi olmaz kitap okurken ki hayalimdeki sahneler sanki bu filme yansımış, Film 2 yada 3 bölümden oluşturularak kitaptaki detaylar ile doldurulup daha iyi bir iş çıkarılabilirdi ortaya ancak önemli olan filmin ne anlatmak istediğidir bence. İzlemeden önce mutlaka kitabını okuyun derim. 10/8","label":7} {"text":"Olmamış.","label":5} {"text":"Çok iyi! Ama çok iyi! Paris sokakları mı desem, Marion Cotillard mı desem.. Ne desem bilemiyorum. Fazla basit bir film aslında ama arka planında çok hoş bir fikir var ve asıl önemli noktası bu fikri bize sunma şekli. Muhteşem bir film çıkmış ortaya bu sunumdan sonra. Hemingway modellemesi de muhteşemdi, unutmadan.","label":8} {"text":"Bol ödüllü vede biraz daha ödül kazanacağını umduğum bir film. 2014 'den eli boş dönmez kanaatindeyim. Aids hakkında kafa karıştırmadan sadece homeseksüel vs ilişkilerden geçmediğinin üstüne basarak zihnimize kazıyor, sizinde başınıza gelebilir deniliyor adeta. Elektrikçilik yapan, rodeo meraklısı, kumar, alkol ve uyuşturucu sorunlarının üzerine HIV virüsü kapıp AIDS olan adamımızın 30 günü kalmıştır ama nasıl yedi yıl yaşayacaktır bunu görüyoruz filmde tabi, denize düşen yılana sarılır misali meşakkatli serüveniyle. Uyuşturucu kartelleri ne iş yapıyorsa, ABD nin ilaç uygunluğunu güya halk sağlığı için kurulan ve çalışan FDA denetim kurumunun nasıl kartel/tröst ilaç firmalarına çalıştığını bir nevi vatandaşın faşizan kan emiciliğine kafa tutan modern donkişotumuzun macerası. Bu tür filmlerin benzeri konularıyla başarılı örnekleri aklımıza geliveriyor, anımsatayım İki yıl ömür biçilen oğlunun 22 yıl daha yaşamasını sağlayan ilacı geliştiren ve hikâyesi Lorenzo'nun Yağı 1992 yılı yapımı filmi var ilk olarak. Sonra Sinirda Yasayanlar (2010) Extraordinary Measures&var gene en azından sıradışı doktor ve tedavi arayışı yapan ebeveyn konusu olarak. Bu tür azmin zaferi oturup ölümü beklemektense birşeyler yapalım konuları klasik de olsa, burda usta oyuncular, başarılı kurgu ve yönetimle ön plana çıkıyor film izlemesi zevk veriyor. Hele başrol oyuncularımızın ve yardımcı rollerin bu işi akıcılıkla abartmadan sanki o anda yanı başımızda cereyan ediyormuşcasına izlettiren yöönetmenin sayesinde oskara göz kırpıyor ...","label":7} {"text":"Türüne uygun. Öncelikle oyuncu kadrosunu düşünerek zaten kendini izlettirecek bir film bizi beklemekteydi. Öyle de oldu. Dram türünde yapılmış bir filme uygun gidişe sahip. Bazı yerler sıkılıyorsunuz ki bu önemli. Asıl ilginç olan Zodiac adlı filmin hemen hemen aynı konuyu işlemesi seri katil kısmıyla tabi ve o filmde de Jake Gyllenhaal'ın oynaması. Sanırım Jake bu tarz filmlerde oynamayı seviyor tabi biraz daha basite kaçıyor senaryo. Filme gelince bazılarımız başta olacakları tahmin edebilir. Öyle üst düzey bir karmaşa içinde bulmuyorsunuz kendinizi. İzleyip sonra bitiyor film. Biraz basit kalıyor oyuncu kadrosu yanında. Uff bu muydu yani şimdi diyenleriniz olacaktır. Filmin bağlantı kesitlerinde bazen kopmalar oluyor. Bu yönüyle filmin bir bölümü kopabilir ya da tam olarak bağlayamadıklarından da olabilir. Filmin eksileri, ama kısaca türüne özgü bir yapım çıkmış ortaya fazla abartmaya gerek yok. İzle kafana göre sil veya sakla durumu. İyi seyirler. P: 6","label":7} {"text":"Kıymeti bilinmemiş filmlerden.. Faramir rolüyle tanınan David Wenham ve usta oyuncu John Goodman için bile izlenir. Kadın hakları konusunda tarih boyunca anca bir arpa boyu yol katettiğini insanlığın yüzüne çarpan bir filmdir aynı zamanda...","label":7} {"text":"Hoş macera, bol mantık hatası, vasat ve klişe son... Yazık olmuş... 60/100","label":5} {"text":"Çocukların izleyebiliceği fakat yetişkinlerin uzak durması gereken bir film 5/10","label":4} {"text":"masraftan kaçınılmış bir film. koskoca ırak savaşında bi tank kullanılmazmı :) biraz fantastik olmamışmı ? ama genede iyi işte","label":6} {"text":"filmin başı ve sonu muhteşem bağlanmış. ben çok sevdim. sadece tek sıkıntı seste bence. bilerek inişli çıkışlı yapılmış ama beni biraz yordu açıkçası. yine de etkileyici.","label":8} {"text":"Oyunculuklar çok da iyi değil ama düşük bütçesine rağmen ilgi çekici hikayesi ve yeterli efektleriyle şans verilmesi gerekilen bir film.","label":4} {"text":"Film benim için Christian Bale'in güzel oyunculuğundan ibaretti. Fight Club'ı izlemiş olanların daha filmin ortalarına gelmeden olayı çözebileceğini düşünüyorum. Benim için de böyle oldu, bu yüzden de biraz sıkıldım, ağır ilerliyordu film. Esrarengiz bir hava katılmaya çalışılmış ama pek olmamış. Yine hakkını yemeyelim elbet fena film değildi. Fakat Christian Bale'in eğer doğruysa o 30 kiloyu verdiğine değdiğini pek söyleyemeyeceğim.","label":6} {"text":"Çok fazla övgü aldığından inat edip filmi sonuna kadar 3-4 günde izledim. İzlemeseydimde olurmuş. Beni sarmadı","label":8} {"text":"türkçe karşılığı deccal olan film için; bu kadar başarılı bir betimleme yapılamazdı diyorum ve ekliyorum. aşırı şiddet ve porno gösterimi bolca sex mevcuttur. --- spoiler --- klitorisini makasla kesen bir kadın görmek istiyorsanız izleyiniz efenim. --- spoiler --- lars von trier in diğer fimleri de düşünülünce, karmaşık yapısal filmlerinin üstüne bir de korku filmi katagorisine dalmasıyla nasıl bir film ortaya çıkar bir düşünün bakalım. uç noktalara değiniyor ya abimiz; bu çizgide gitmesini temenni ediyorum abimizin :) --- spoiler --- saf porno gösterimleri bolca sex ile trier abimiz korku alemine acayip giriş yapmış bulunmakta. --- spoiler --- ha bu da bana ait bir görüş.","label":7} {"text":"İnanılmaz etkilendiğim ve büyülendiğim bir film Arrival. Çok büyük bir aksiyon bekleyen insanların izlememesini tavsiye edebilirim çünkü filmde beklediklerini bulamayacaklar. Daha çok arka planda hakim olan dram aksiyondan daha hakim filmde. Kullanılan müziklerle filmin atmosferi güzel bir şekilde desteklenmiş, özellikle Max Richter'in On the Nature of Daylight adlı şarkısının kullanılması harika olmuş. Kısacası çok beğendiğim, beni tatmin eden bir film oldu ve Denis Villeneuve'e saygım kat kat arttı.","label":9} {"text":"Sinemada izlemeyi düşünenleri şimdiden uyarayım kesinlikle değmez!Ağır tempoda geçen din ve inanç temalı bir yapım..Güzel değil demiyorum ama beklentileri karşılamayan bir yapım..7/10","label":6} {"text":"Mükemmel..har karesi bir şahaser..sonuna kadar action!!!!","label":9} {"text":"Tarih öncesinden başlayıp ortaçağa gelirken dini ve siyasi ince göndermeler barındıran keyifli bir film. Biraz underrated kalmış bence.","label":6} {"text":"film çok durağan ve yavaş ilerliyor.. buna rağmen kendini izletmeyi de başarıyor.. güzel bir film...","label":6} {"text":"\"SON NEFESİM\" Luis Bunuel... papaz kukuletası altında, sakkallı olarak ben.. Bu cümleyle başladım özellikle kitabında bu filmi çekerken zorlandığından bahsetmiş ve sonuna bu cümleyide yerleştirmiş.. Film zor sarsıcı; La Voice Lactee, le charme discret de la bourgeoisie ile aslında bir üçleme oluşturmaktadır efenim gene Bunuel bunun böyle olduğunu ifade etmektedir.. \"Halk ihtilallere kalkıştığında bu özgürlüğünü istediğinden değil, daha sağlam DESPOTLUKLARA talep ettiğindendir. Halkın nefret ettiği birşey varsa o da Özgürlüktür. Dehşete düşer özgürlükten ona bakmaya bile tahammül edemez.\" Bu cümlenin devamını yazmayalım çünkü Louis Ferdinand Celine'nin sözü ve politik olarak Luis Bunuel'le zıtlar.. ama elimde değil ben bu filmi izlerken bu tümce yankılanıyordu.. Sonuç olarak put kırmak cesaret işidir hele öncellikle de kendi putlarını.. Luis Bunuel'im benim surrealim amcam..","label":9} {"text":"Bu filme yapılan olumsuz yorumları okuyunca neden Recep İvedík'in 4 milyondan fazla insan tarafından izlendiğini çok daha iyi anladım... Öncelikle şunu söyliyeyim- film olağanüstüydü- Mickey Rourke ve Ram'in hayatları arasında paralellik- ikisin de hayatlarında benzer noktalar taşıması bu filmi çok daha özel kılıyor... Filmdeki belgesel tadı- yoğun duygusallık ve gerçekçilik inanılmazdı ve her dakikasından keyif aldım hatta bazı yerleri nemli gözlerle izlemek zorunda kaldım.... Bu filmi beğenmediğini buraya yorum olarak yazabilenler bence aksiyon filmlerinden başka film izlemesin çünkü 50'den fazla ödül kazanmış ve Oscar'a aday olmuş bir filme kötü diyebilmek için sinema zevkinizin kalite açısından yerlerde sürünüyor olması lazım. Hala izlememiş sinefil varsa mutlaka izlesin- Tam bir sinema ve oyunculuk şöleni....","label":9} {"text":"ilişkiler üzerine yapılmış fimler arasından belki de en güzeli. seattle ve grunge da çabası. alice in chains ve soundgardenı sahnede görebilirsin, ayrıyetten chris cornell, eddie wedder ve tim burton'un da ufak rolleri var.","label":7} {"text":"peri masallarından hoşlanıyorsanız bu filmi de seversiniz, keyifli zaman geçirmek için izlenir.","label":6} {"text":"Bu korku türü Hollywood sinemasının özelliği olmuş ve kendisiyle özdeşleşmiş olmasına rağmen,korkusever biri olarak söyleyeceğim,bu korku sineması endüstrisinde Norveç'in de payının olduğunu bu korkuyla kanıtlamış olmasıdır.Hakikaten başarılı bir korku filmi olmuş.Ancak,Hollywood ürünü korku sinemasından başka alternatife tahammülü olmayanlar,yüksek olasılıkla beğenmeyeceklerdir.Standarda göre korkuseverlerin beğenebileceği bir korku olmuş","label":6} {"text":"Film ilk yarısı ile merak uyandırsada vasat bir kapanış yapıyor. Türü sevenler için izlemeye değer.","label":4} {"text":"Çok bilinmedik ama Bronson'un karizmasını konuşturduğu bir film. Son derece tehlikeli polis tarafından da aranan bir suçlu gece vakti evine girdiği bir kadına saldırmaya kalkışır. Kendi evinde saldırıya maruz kalan genç kadın saldırganı öldürür ve delilleri de yok eder. Herşey olağan akışında devam ediyor gibi görünürken yaşadığı şehre bir adam gelir. Adam olan bitenden haberdar gibidir. Charles Bronson'un en olgun dönemine ait bir film. Ben Dvd den izlemiştim internet ortamında bulunur mu bilemiyorum. Aktörün hayranlarının hoşuna gidecek bir film.","label":6} {"text":"Film diyalog nasıl yazılır dendiğinde çok rahat örnek olarak gösterilecek kalitede. O kadar iyi karşılıklı konuşmalar var ki benim bile bir şeyler yazasım geldi filmden sonra.","label":8} {"text":"valla bende filmi izlediğimde aklıma ilk silgikafa geldi.yani siyah beyaz olması ve rahatsız edici,sanrısal bi atmosferi olması(bunu da ben salladım ha,sanrısal atmosfer havalı geliyo kulağa)galiba silgi kafayı çağrıştırıyo ilk başta.evveet puanlar kaldırılıyor sinemadan evveet 8 point.","label":7} {"text":"Gidenler kalanların kıymetini belirler. Filmin potansiyeli bence harcanmış özellikle dövüş sahnelerini yönetmen hiç çekememiş. Bazı diyaloglar çok gereksiz ve karakter açısından başrol oyuncusu bir eski askere göre çok korkak bilmiyorum böyle ufak ufak detaylar filmin parıltısını yok etmiş. Yoksa puanı daha yüksek olurdu. Bir sahneyi izlerken \"ya burası daha iyi çekilirmiş aslında\" hissiyatı veriyor.","label":7} {"text":"Beklediğimden iyi çıktı , film öncesi zombiler gerçekten koşmaz yahu diyordum ancak film bunun önüne geçerek başarıyı yakaladı. Alışveriş merkezinde yaşam sahnelerine pür dikkat.","label":5} {"text":"Beklenen gişeyi yakalamamasına çok şaşırdığım bir film doğrusu... Andrew Garfield ve Micheal Shannon un harika perfonmanslarınının yanısıra harika bir konu ile hükumet ve bankaları eleştiren mükemmel bir drama çıkmış ortaya. Bence son dönem süpriz filmlerinden, dram filmi sevenler kaçırmamalı...","label":6} {"text":"son sahnesi uzun süre aklınızdan çıkmayacak.","label":5} {"text":"Birçok yerde boğazımı düğümleyen film. Zaman su gibi aktı izlerken.","label":7} {"text":"Abbas hocanın tamamen deneysel bir çalışması ve ilk kez yaptığı bir iş bana göre çıkmadı. Filmin başında çekilen fotoğraflarda veya yapılan resimlerde bir anın yakalandığı ancak öncesinde sonrasında ne olduğunu hep merak ettiğini, buradan yola çıkarak bu çalışmaya başladığını söylemiş ama gel görelim ki çalışmalarda ben buna ait bir şey göremedim. Eğer bir grup insan duvara yaslanmış Eyfel Kulesi'ne bakıyorlarsa 4 buçuk dakika boyunca put gibi bakmaya devam etmezler. Onlar öyle put gibiyken arkalarından biri yürüyüp geçiyorsa bu bana fotoğraftaki an'dan öncesi ve sonrasını göstermez. Bu bir nevi fotoğraflara ufak hareketlendirme yapılmış haliydi, amaçtan çok uzaktı.","label":4} {"text":"Dört gözle bekliyorum uzun zaman oldu güzel bi anime izlemeyeli","label":7} {"text":"Sıkılırken televizyonda rastladığım bir film olduğundan beğendim. İzlenebilecek güzel bir film.","label":7} {"text":"Bana mantıklı gelmeyen pek çok şeyi barındıran film. Ha derseniz ki: \"Ne mantığı kardeşim Transformers bu, otur seyret, görsel efektler falan kendinden geç\", eyvallah haklısınız. Efektler tamam etkileyici ama biraz abartılmış ya da beni aşmış da olabilir, bilemiyorum.. Ama çoğu kavga sahnesinde değil hangisi iyi hangisi kötü ayırt etmek, ne olduğunu bile tam çözemedim, yuvarlanan fantastik bir metal yığını seyrettim. Güzel film tavsiye ederim ama fazla da takılmamak lazım sanırım...","label":6} {"text":"hımmmmmmmmmmmmmmms:)","label":4} {"text":"Kötü ve vasat kelimelerini sonuna kadar hakeden, bu görselliğin bu kadar güzel olup filmin berbat olması gerçekten müthiş kötü bir duyguydu... Bir örnekleme yaparsak televizyonlarda yayınlanan yaratıklı anakondalı filmler den tek farkı bütçesi ve kadrosu... Leş.","label":0} {"text":"aman diyim ben gibi uyumadan arkada ses olsun diye bu filmi açmayın. sonra sabah 5 olur daha uyumamış olursunuz :) filmi tahmin edilebilir öğeler içeriyor ama fazlasıyla kendini izletiyor. Ben beğendim. 6. his tadı verdi.","label":7} {"text":"Kieslowski'nin öğrencisi ibaresini görüp beklentilerinizi yükseltmeden izlerseniz eli yüzü düzgün bir dram izlemiş olursunuz. Daha fazlası değil.","label":5} {"text":"Daha bu gün çıktı arkadaşımla çıktığı an gittik. Eğer dikkatle izlemezseniz hiçbir şey anlamazsınız ama dikkatle izlediğiniz zaman harika bir şey oluyor.","label":8} {"text":"Keyf Düşkünü Bir Sinemasever Gözüyle : ‘ Abraham Lincoln : Vampir Avcısı ‘ … Aslında özü itibariyle bana ait olmayan bir hikaye idi ‘ Abraham Lincoln : Vampir Avcısı ‘ nın anlattığı şey… Geri planda Amerikan Kuzey – Güney Savaşı ve sahnede küllerinden yeniden doğmaya çalışan taze bir ülke… Sanırım filmle ilgili olarak asıl ilgilendiğim unsur, bugüne kadar hep sempati ile yaklaştığım vampirlerdi…","label":9} {"text":"Tek kelime ile HARİKA. En iyi film Oscar'ını almış bir filmdir. Şiddetle izlenmesi tavsiye edilir...","label":7} {"text":"biyografiden çok inançları uğruna canını dişine takıp mücadele eden Harvey Milk'i canlandıran sean penn'in muhteşem oyunculuğuyla her saniyesi keyifle izlenen bir film.","label":8} {"text":"Film saçma ama zaten amaç bu komikliği de buradan geliyor. Gerçekten çok güldüm. Tavsiye ederim...","label":6} {"text":"Henüz uzun metraj kariyerinin başında olan bir yönetmene göre çok olgun, ne yaptığını bilen bilen bir film ortaya çıkarmış Matt Ross. Bundan sonra tarafımdan takibe alınacak. Oldukça farklı bir hikaye. İzleyen neredeyse herkesin olaya kafa yorduğuna, kısa süre de olsa şöyle bir hayal ettiğine eminim. İster kendi çocuklukları, isterse kendi çocukları için şöyle bir düşünülmüştür nasıl olur diye. Film zaten bir yerinden sonra yol filmine dönüşüyor ve kabul etmemiz gerekir ki bu işleri Amerikanlar iyi yapıyor. Aynı formülleri de uygulasa tekrar tekrar izletiyor kendini. Film zaten geneli itibariyle son derece sürükleyici. Senenin önemli filmlerinden. Akademi'de ne yapacağını meraklar bekliyorum.","label":7} {"text":"tabiki seriyi bütün değerlendirmek gerekiyor ben bu filmle başladım belki ondan kaynaklanıyordur ama beni çok etkilemedi film bir blade değil yani vasat","label":5} {"text":"Harika bir sinema diline sahip etkileyici film. Harika bir \"dincilik\" eleştirisi. Ve tabii sistem... Film az kelimeyle çok şey anlatarak edebi derinliğini de kanıtlamayı başarmış. ---------------spoiler------------------- Şu meşhur repliğin \"I am a false prophet\" kısmını bize musallat olan bütün alimciklere, şehyciklere, mürşitciklere söyletebilmeyi ne çok isterdim.","label":6} {"text":"Bir de filmde öyle bir 'karabasan' sahnesi var kisinemada izlediğim en iyi gerilim sahnelerinden biriydi.Monica sanki benim böğrüme hançeri sapladı.Müthişti.","label":7} {"text":"Olagan üstü guzellikle durustulugu savunan ve hep anlatan insani derinden etkileyen bugune kadar izlediğim en güzel bir basyapit sonunda insan mutluluktan goz yaslarini tutamıyor mutlaka tavsiye ederim","label":9} {"text":"aklıma kaos teorisi geldi... bir şekilde yaşanıyor. modern toplumda neyin nesi? diye sorgulayan ve bunu yaşayarak anlatan bir film. buko baba loserlarla düşüp kalkan topluma adeta cinsel organını kaldırırca davranana adam... oyunculuklar yerinde ve fevkalade.","label":7} {"text":"izlerken sıkıldım.. gereksiz, saçma, amaçsız, sıradan, boş bir film.. bu ne biçim bir gerilim filmi uyuttu resmen.","label":3} {"text":"Emre Altuğ, göze batmayacak bir oyunculuk sergilemiş ama O ve Durul Bazan dışında ki kadın oyuncular felaketti!","label":3} {"text":"Başka bir filmdir; içine girebileni alıp götürür. İzlediğiniz mod da önemlidir, her ruh halinde izlenmez...","label":9} {"text":"bu film doğum kontrol yöntemi olarak izletilmeli.","label":5} {"text":"muhteşem bir görsellik,harika makyajlar ve usta bir sanat yönetmenliği.sıra dışı hikayesiyle fantastik sinemanın son zamanlardaki en iyi örneklerinden biri.pan'ın labirenti korkunç bir peri masalı.bazı şiddet içeren,kanlı sahneleri bile var.ispanya/mexica/abd ortak yapımı bu film blade 2,hellboy gibi filmlerin yetenekli yönetmeni guillermo del toro imzalı iyi bir film kesinlikle.oyunculuklarda çok iyi.özellikle yüzbaşı rolündeki sergi lópez'in performansı muhteşem.pan'ın labirenti;geçtiğimiz yılın gerçekten de en iyi filmi.","label":7} {"text":"Chakushin Ari gerçekten inanılmaz bir filmdi yerimden kıpırdayamamıştım. En çok korkutan film olmuştu beni hayatımda belki o gün sinemanın atmosferi ya da başka nedenler bilmiyorum ama hiç bi zaman unutmayacağım onu. Umarım Amerikan versiyonu da o kadar başarılı olabilir ama çok da sanmıyorum açıkçası orjinali kadar vurucu olacağını..","label":7} {"text":"Konusuna bakarak bol gerilimli bir film beklerken beni hayal kırıklığına uğratacak derece de durgun ve basit bir konuya sahipti... Kate Mara hariç oyuncu kadrosuda baya amatördü zaten, alternatifiniz varsa izlemeyin derim.","label":2} {"text":"Parmak bastığı konu açısından tabii ki önemli bir film fakat Steve McQueen'in diger filmlerindeki tadı alamadım. Özellikle Shame'in görüntü yönetmenliginin yaninda bu film cılız kalıyor. Ayrıca ilk iki filminde de karakterlerini daha iyi tanıttığını düşünüyorum yönetmenin. Michael Fassbender ise ileride zamanının jönlerinden olarak anılacak bir oyuncu. Filmin en iyi performansına sahipti. Sonuç olarak McQueen-Fassbender ikilisine daha iyi bir film yakışırdı bence.","label":4} {"text":"Senaryosunu, D.H. Lawrence'ın, müstehcenlik suçlaması sebebiyle 1960 yılına kadar sansür baskısı altında bırakılarak, ana vatanı İngiltere'deki genele yönelik yayımı dahi engellenmiş olan aynı isimli romanından (&1928 - İtalya özel basımı&) uyarlayarak David Magee'nin yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Laure de Clermont-Tonnerre'in oturmakta olduğu Lady Chatterley's Lover&; erotizme varan cinselliğin özgürce yaşandığı, romantik bir drama olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, yıllar boyunca pek çok kez; beyazperdedeki sinema filmleri ile televizyon film ve dizilerine de esin kaynağı olmuş olan bu çok satan romanın, 22 Kasım 2022 tarihindeki sınırlı salon gösterimiyle vizyona sokulan Netflix versiyonuna da biraz daha yakından bakalım... *** Film: Ben Constance Reid (Emma Corrin), sen Clifford Chatterley'i (Matthew Duckett) nikahlı kocam olarak kabul ediyorum... Bugünden itibaren; iyi günde, kötü günde, zenginlikte, yoksullukta, ölüm bizi ayırana kadar beraberiz...& Şeklindeki, klasik evlilik vaadi sözcükleri eşliğinde; varlıklı ailelerin çocukları olarak dünyaya gelmiş olan gelin ile damadın, hatıra düğün fotoğraflarını çektirdikleri bir sahneyle başlar... *** Ardından... İngiliz soylusu babaları, Sir Malcolm Reid (Anthony Brophy) ile Sir Geoffrey Chatterley'in de (Alistair Findlay) hazır bulunacakları; düğün eğlencesi faslına geçilecektir... *** Düğün sabahı... Birinci Dünya Savaşı döneminde İngiliz ordusunda asker olan Clifford, yeniden Almanya cephesine dönecektir... *** Gel zaman, git zaman... Constance, sırdaşı da olan ablası Hilda'ya (Faye Marsay) yazdığı mektupta: Sevgili Hilda, savaşın hepimizi değiştireceğini biliyordum... Ama bu kadarını tahmin etmezdim... Sanki bitişinin üzerinden altı ay değil de bir ömür geçti... Londra'dan taşındık bile... Clifford'ın aile mülkü Wragby'ye yeni geldik... Yerleşince, daha sık yazmak niyetindeyim... Seni seven kardeşin Connie...& Biçiminde hitap ederek, mevcut durumunu bildirir... *** Wragby'ye vardıklarında... Constance ile savaşta ciddi anlamda yaralanarak, cinsel gücünü yitirmenin yanı sıra tekerlekli sandalyeye de mahkum kalmış olan Clifford'ı; malikaneyi çekip çevirmekte olan, Bay ve Bayan Warren (Marianne McIvor) karşılarlar... Ki, malikanenin odalarının kullanılış düzeni de; Chatterley'ler gelmeden önce, Clifford'ın engellilik hali göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden düzenlenmiştir... *** Ertesi gün... Malikane de çalıştırılacak yeni elemanların alımı amacıyla iki ayrı koldan, iş görüşmeleri yapılmaya başlanılır... Ve... Bir yanda, savaştan önce babası Sir Geoffrey için de çalışıp, Almanlara karşı teğmen rütbesiyle de savaşmış olan Oliver Mellors (Jack O'Connell); Clifford tarafından, avlak bekçisi olarak işe alınırken diğer yanda da Constance, ev işleri için Lily Weeden (Rachel Andrews) ile Kelly Martin'i (Holly Dennis) istihdam etmektedir... *** Constance, Hilda'ya yazdığı son mektubunda durumlarını: Sevgili Hilda, daha önce yazamayarak kabalık ettim... Fakat yoğun bir şekilde Wragby ile ilgilenmem gerekti... Neyse ki yeni çalışanlarımız, burayı harika bir şekilde toparladılar... Clifford da, neredyse eski gücüne erişiyor... Hala yalnızca benim yardım etmeme izin verse de, gün geçtikçe daha çok kendi kendine yetiyor... Yazıyor... Hem de hiç durmadan... Bu da, moralini yüksek tutuyor... İlk romanını bitirmek üzere... Taşra yaşantısı çok sessiz... Londra'daki hayatımızı özlüyorum... Tabii seni de... Ama defalarca dünya başımıza yıkılsa da, yaşamaya devam etmeliyiz sonuçta... Konuklarımız oluyor... Genelde Clifford'ın eski bekar dostları... Çoğunun, birini hala bulamamasına şaşırmadım doğrusu... Ara sıra, Clifford'ın tavsiye istediği yazarlar da geliyor... Benim eski dostlarım ise, talihsizliği bulaşıcı sanıyor gibi... Sen ve Owen, savaş bittiğinden beri seyahat ediyorsunuz; ama eve döndüğünüzde, seni görmeyi çok isterim... & Diyerek özetlemekte, ancak Clifford'a editörlük yapıp yazdıklarını daktilo ettiğinden de hiç söz etmemektedir... *** Derken... Wragby'de iyice bunalmış olan Constance; birkaç günlüğüne Londra'daki ablası Hilda'yı ziyaret etmeyi düşündüğünü söylediğinde, kendisine karısı değil de sanki bakıcısıymış tarzında davranan Clifford'ın tepkisi olumsuz olacaktır... Bunun üzerine Constance, malikanenin arazisinde yürüyüşe çıkarak; ormanın içindeki derenin kenarına kadar gider... Aynı gün orada; köpeği Flossie (Diva) ile Oliver'a şöyle bir rastlasa da, halihazırda tanışamazlar... *** Eve geri döndüğünde... Kendisine banyosunu yapmasında yardımcı olduğu kocası Clifford Constance'a; her yılın 1 Mayıs'ın da düzenlenen panayıra katılması için, Tevershall köyüne gitmesi önerisinde bulunur... Bunu memnuniyetle kabul eden Constance, bisikletine atladığı gibi yola koyulur... Constance'ın o günden aklında kalanlar, eylem yapan maden işçileri ile köyün öğretmeni Bayan Flint (Ella Hunt) ve kucağındaki bebeği Josephine (Zoé Wallon) olacaktır... *** Çok geçmez... Contance ile Oliver'ın, Clifford'ın neden olduğu bir tesadüf sonucunda karşılaşarak; resmen tanışacakları an da, nihayet gelir çatar... Yetmez... Londra'dan çıkıp gelerek Hilda'nın, kendisine bakıcı olarak Constance'ın yerine Bayan Bolton'ı (Joely Richardson) ayarlamasından sonra; Constance ile Oliver'ın ikinci karşılaşmalarına da, farkında olmadan bizzat Clifford'ın kendisi ön ayak olur... Dakika 31... Biri zengin diğeri de yoksul iki genç arasındaki yasak ve tutku dolu bir sevdanın hikayesine tanıklık edeceğiniz, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Emma Corrin ile Jack O'Connell'ın sanatçı cesareti içeren performanslarına yaslanılarak, zarif bir aşk şiiri lezzetinde kurgulanmış olan, 95 dakikalık ilgi çekici bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"E sizin dediğiniz gibi olsun faradaykafesi belkide babasıydı kim bilir :))))) Çok haklısınız o çocukluğumuzdaki çizgi filmlerinin keyfini şimdiki çizgi filmlerde bulamıyoruz...","label":4} {"text":"Amerikayı bilmem ama ben sevmiyorum biyografi filmleri bi kişinin yaşamı ölümü filan onun dışına çıksa severdim.Hilary yazık","label":0} {"text":"Richard, Emanuelle'ye takıntılı bir şekilde hayrandır. Konuşmalarını tekrar tekrar dinler, halka açık yerlerdeki tüm çekimlerine yetişip izler. Bu takıntısı artık kendisini tutamayacak seviyeye gelir ve Emanuelle'yi kaçırır. Bu süreçte kendisi ile bağ kurması için elinden geleni yapar. Emanuelle ise bu hayranlığın farkına varır ve durumu lehine çevirmek için kendini kullanır. Fazla derinliği olan bir film değil. Vasattan bir tık üstte ortalama bir filmdi.","label":5} {"text":"Hatice Aslan'ın mükemmel oyunculuğu için kesinlikle izlenmeyi hak ediyor....onu çok seviyorum...","label":6} {"text":"Kendisi de genç ve oldukça ciddi psikolojik sorunları olan Grace çocuk sığınma evinin en önemli görevindedir. Bu nitelikte birinin böylesi önemli bir görevde yer almasının tartışılırlığını bir yana bırakırsak gerçekçi anlatımıyla izlenebilirliği olsa da zaman zaman klişelere başvuran, yeni bir şey diyemeyen bir film... 65/100","label":6} {"text":"Bogart'ın performansı taktire şayan gerçekten. Filmi genel itibariyle ele alırsak başarılı ve o başarısını günümüze kadar bile getirebilmiş. Diyaloglar da bi o kadar güzel.","label":7} {"text":"Film bence gücünü diyaloglardan alıyor. Ayrıca siyah beyaz anlar ile renkli çekilmiş anların farklı zaman dilimlerini temsil etmesi güzeldi. Fakat film anlatacağı şeyleri daha halka inerek ve kısa sürede de anlatabilirdi. Biraz fazla uzatılmış durumdaydı.","label":6} {"text":"De Niro ve Sergio Leone tartışılmaz isimler ama kardeşim ben bu filmden haz almadım.. Yaklaşık 4 saatimi ayırdım ama hiç bir şey yok filmde.. Ne doğru düzgün bir aşk hikayesi, ne mafyanın o vahşi havası, ne öyle oyunculuğun tavan yaptığı bir sahne, ne öyle son derece kaliteli bir senaryo.. Leone'nin kalitesi belli, De niro zaten malum ama senaryo yavan geldi bana..10/6,8","label":6} {"text":"harika birfilmdi, çok çok şıktı..kamera kullanımı, görsel yönü kuvvetli bir film","label":8} {"text":"insan bitsin istemiyor o derece içine çekiyor. benimsiyorsun.","label":7} {"text":"çok önemli yönetmen ve usta oyuncularla sıkı bir film çıkmış ortaya ki bence en başarılı edebiyat uyarlamalarında da ilk 10'a girecek bir yapıt","label":7} {"text":"Korku filmi sandığım için başta önyargılıydım ama üst düzey bir gerilim filmi çıktı. Bayıldım. Çekimler ve müzikler şahaneydi. Oyuncular da öyle. Ama Jack Nicholson'ın burada kariyerinin en iyi oyunculuğunu sergilediği kesin.","label":9} {"text":"Roald Dahl çocuk edebiyatı alanındaki başarısı Britanya sınırlarını aşmış, dünyaca tanınan bir yazar. Başlıcaları Charlie'nin Çikolata Fabrikası&, Fantastic Mr. Fox ve BFG olmak üzere pek çok eseri sinemaya uyarlandı ve özellikle çocuklar tarafından büyük ilgi gördü. Önceden de filme çekimiş olan BFG'yi bu sefer sinema tarihine geçen Spielberg yönetiyor. Üst üste Lincoln ve Bridge of Spies gibi ağır yapımlardan sonra o da biraz rahatlamak ve kafa dağıtmak ister gibi adeta. Çocuklar ile birlikte izlenebilecek sevimli, sempatik bir film. Disney ve Pixar animasyonlarının aksine, her ne kadar BFG bir animasyon sayılamayacak olsa da, yetişkinlere de değil de yalnızca çocuklara veya çocuklu yetişkinlere hitap ediyor gibi geldi bana. Bridge of Spies&taki muhteşem Mark Rylance da aynı Spielberg gibi bambaşka bir eserde, bambaşka bir rol ile çıkmış karşımıza!","label":6} {"text":"Bir yere bağlamaya ihtiyaç duymayan eleştiri filmidir, neden göstermek hollywood klişelerinde olur. İnsanlık dünyayı mahvedüüür bu yüzden doğa ana cezalandırdı edebiyatı yapsa sinema izleyicisi puanını yükseltecekti ya, buna yanarım. İzleyin.","label":7} {"text":"Hem diziyi hem de ilk filmi izlemiş biri olarak hiç ama hiç beğenmedim...Tamam elimizde ki malzeme belli ama bu kesinlikle elimizdekinden başka bişey yapma derdi bence..Yani tamamen içi boş eğlencelik bir filmi sen al müslüman kadınların kılıgına,cinsel yaşamlarına göndermeler yap..üstüne üstlük kim hanımda filmin kadınların özgürlüğünü düşündüğünden dem vuruyor sanki filmde oynadıgı karakter çok özgür elbette sınırsız cinsel yaşam maneviyatsız yaşam çok özgürlükçü...eğlenmek için izlediğim ama kesinlikle hayal kırıklıgı yaşadım neden müslümanların hayatlarını eleştiriyorlar sanki kendi hayatları çok matah..bu film eğlence filmi olmalıydı kendilerince sorun olan esir gibi gördükleri müslüman kadınların ne kadar zor şartlarda yaşadıklarını anlatan bi film olmamalıydı kaldı ki kendi hayatları bence çok daha acıklı ve vahim..","label":0} {"text":"Güzel film.","label":7} {"text":"Rezaletti açıkçası. Bunu bütün seriyi okumuş biri olarak söylüyorum. Duygu yoktu öncelikle oyunculuk desen o da kötüydü ve kitaptaki bütün hikaye çöpe atılmış karakter gelişimleri olsun arkadaşlıkları olsun yavandı baya. Öncelikle annesiyle olan diyaloglar saniye sürdü kitapta sayfalarca anlatılan olaylar geçiştirildi Harden'ın ailevi olayları küçükken yaşadığı travması hiç biri anlatılmadı ve düğün bölümü daha da kötüydü stephle tessin arkadaşlığı hiç anlatılmamış bile 500 sayfalık bir kitabı olabilecek ek kötü şekilde işlemişler nefret ettim filimden size tavsiyem gidip kitapları okuyun film tam bir zaman kaybı.","label":0} {"text":"berbat bir film. uzak durun bence :(","label":1} {"text":"5,7 mi ??? Nasıl bu ortalama çıkmış çok garipsedim.Film tam bir türk filmi , duygu yüklü.Türkan Şoray , Kadir İnanır yine çok iyi oynamışlar.Bu bir aksiyon filmi değil, gerilim filmi değil, macera türü de değil.Neye göre bu puan anlamış değliim.Tam bir türk tarzı dram.","label":7} {"text":"Filmi DEADPOOL vari cekmisler. Kafa dinlendiren eglencelik ve komik aksiyon filmi. Gise yaparsa devami gelir. Beklenti yapilmadan eglencelik izlenebilecek bir film","label":6} {"text":"sonu muhteşemdi beni bile şaşırttı:)","label":7} {"text":"''Eğer yeterince ister ve inanırsanız her şeyi başarırsınız'' fikri artık beni biraz sıktı. Üstelik bu görüşe de hiç katılmam. İnsanların sınırları vardır ve herkes her şeyi başaramaz. Ancak bu Onward'ın kötü bir film olduğu anlamına gelmez. Animasyonların sürekli aynı alt metni konu edinmeleri ve bundan bir süre daha kurtulamayacak olmalarını da hesaba katarsak çok da yakınmama gerek yok. Üstelik malum pandemi nedeniyle 2020'de doğru düzgün film izleyemedik ve Onward bu açlığımı bastırmam için gayet yeterliydi. Zaten Pixar'ın yaptığı bir animasyonun kötü görünme ihtimali de yok. Evren hemen içine çekiyor ve klişe olsa da tatlı bir kendini bulma hikayesi izliyoruz. Öneriyorum, gayet keyifliydi.","label":6} {"text":"11 Eylül trajedisini abartıya kaçmadan belgesel tadında bir film.Kanlı Pazar filminin yönetmeni Paul Greengrass giderek sinema kimliğini oturmaya başladı","label":7} {"text":"Bence vasatı aşamamış..Çocukluğumda kitabı okumuştum o açıdan bakıldığında filmdeki hikayeden çok kopuk görünmüyor ama oyunculuklar,mekanlar ve müzikler çok sönük kalmış..Yer yer çok sıkılarak izledim filmi..Heyecanlı olması gereken sahneler bile çok ağır bir anlatımla çekilmiş..Kısacası gerçekten klasiklere meraklıysanız izlerim derin yoksa sıkılırsınız!!","label":6} {"text":"\"Abuk bir şiddet\" Filmi ilk izlediğimde yaptığım yorum bu olmuştu. Filmde hem cinsel, hem bedensel hem de psikolojik şiddeti yönetmen karikatürize ederek sunduğu için iğrenmekten çok, saçma bulmuştum. Kaderin garip bir cilvesi sonucu bu filmin ardından yönetmenin sonu filmde sunduğundan çok daha ileri derecede bir şiddetin kendine uygulanması sonucu linç edilerek öldürülmek oldu.","label":0} {"text":"her orgazm böyle olsun dedirten ve güldüren bir film! :)","label":7} {"text":"Hero ve House of Flyin Daggers'tan sonra yeni epik yapımı ile Zhang Yimou yine çok şey vaat ediyor,özellikle kadrodaki iki eski kuşak oyuncuya dikkat derim,Chow Yun Fat'i özlemiştik doğrusu.Fragmandan görüldüğü kadarıyla ihtişamlı görsellik ve aksiyon bu yapıma da damgasını vuracak gibi,bakalım filmdeki romantizm nasıl olacak,merakla bekledğim yapımlar arasında ilk sıralarda.Saygılar.","label":7} {"text":"Yılmaz Erdoğan'ın senaryosu ve bu kadro bir araya gelip nasıl böyle anlamak bir film ortaya koyar anlamak güç. Netflix yerine basit bir film izleme sitesinde olsa yarısına gelmeden kapatırdım. Netflix top list olunca insan istem dışı tolerans tanıyor sanki","label":2} {"text":"Kiz arkadaşım beni ekince sıkıntıdan girdim 😂 😂 😂 akiciligi anlatimi süper olaya baska bi boyut katmislar sevin lan beniii👍👍","label":9} {"text":"Konuyu açıkladıkları için özür mü dilesinler?","label":5} {"text":"Spierig kardesler farkli bir dunya kurmaya girismis. Oldukca zorlu bir ugras, zira cok guclu bir alegorik hava var filmde, ve bu genelde ters teper. Cok siritmadigini soyleyebilirim. Ikincisi, boylesi bir konunun cok hizli bir sekilde parodilesme tehlikeside var, filmin o tehlikeyi de kismen siyirdigini soyleyebilirim. Bir basyapit degil ama uzerine dusunulmus bir film oldugu ortada. Daha karanlik bir sinematografi dusunulebilirmis, ya da karakter sayisi sinirlandirilabilirmis. Mesela, Dalton'un kardesi ya da is arkadasi gibi rollere cok gerek yokmus, ha keza Sam Neill'in rolu de havada kaldi. Ama herseye ragmen ciddi bir ugras var, oldukca surukleyici bir film...","label":6} {"text":"film, senaryo gayet güzel, sürükleyiciydi. evet sonu tahmin edilebilir, ama bunun sebebi de ilginç film çekicez diye işin suyunu çıkaran ve sonunda katil çoklu kişilik sahibi bi şizonun olduğu filimlere bizi alıştırıp paranoyak yapan Hollywoodun suçu!Bu arada Jennifer Aniston olmamış, hiç olmamış. güzel olabilir ama ne yazıkki aktris olarak çok zayıf kalıyor.","label":6} {"text":"Evet 1500 yıl daha eril zihniyet laf anlamaz ama siz can sıkıcı, sinir bozucu gerçekleri çok keyifle anlatmışsınız yorumdaki arkadaşa katılıyorum ama Fleabag o kadar şahane iz bıraktı ki etkilenilmesine de izine de kızamıyorum umarım Yönetmen güzel işlere devam eder de zamanla daha özgün işler de yapar herkesin emeğine sağlık takip edeceğim yönetmeni","label":7} {"text":"filmin başındaki animasyonlar kötü de olsa film bütününde gayet güzel... filmde kafalar güzel.. insan bu neyin kafası diyor :)","label":7} {"text":"İzlemeden ölünmeyecek filmlerden birisi. Sonunu daha iyi tamalayabilirlerdi belki ama gerçekten harika bir senaryo bu kadar iyisini beklemiyordum açıkçası.","label":6} {"text":"Final sahnesindeki bal süt yumurta da, bildiğiniz gibi birçok yerde esin kaynağı olmuş ve çocuğun söyledikleri çok güzel değil mi.. Senin gözlerini seviyorum sevgili arkadaşım; öyle tutkulu ve ışıl ışıllar ki, yukarı bir anda bakış fırlattığında; cennetten çıkmış gibi ışıklı. Bunu baştan başa karşılamak için oradayım. Ama daha da hayran olduğum şey; aşağı indirdiğin zaman gözlerini, aşkın yakıcı alevi yakıyor beni ve hızla yere indirirken kirpiklerini, kasvetli bir ihtiras çağrısı beliriyor gözlerinde.","label":8} {"text":"Birkaç saniyeliğine Johny Depp 'i göstermesi dışında bi özelliği olmayan şey","label":0} {"text":"şu kadro bir araya gelip çay bahçesinde otursa muhabbetleri daha komik ve izlenir olurdu. küfürlü esprilerle garantiye oynanmış ama berbat ötesi olmamış","label":1} {"text":"Sonunu sevmedim.. Başını da sevmedim.. ortasını hiç sevmedim.. çoklu evrende yaşadığımızı düşünenler var mı merak ettim o kadar..","label":7} {"text":"Beklediğinizden ve puanından çok çok daha iyi çıkacak bir film. Kesinlikle izlenmesi gerek. Oldukça eğlenceli ve güldürücü olması bir yana, senaryosu da oldukça hoş. Genç oyuncuların performansı da gayet iyi. Ve daha da önemlisi, film önemli bir ders veriyor. Neyin önemli olduğuna sen karar vermelisin. Ayrıca bir şeyi daha dikkate almak gerek ki, hayat yeniden yapma şansı vermez. Tek seferde doğruyu bulmamız gerekecek bizlerin","label":9} {"text":"Masalsı bir hikaye olsa da ailelere birçok mesaj veriyor. Oldukça naif bir drama. Tam ailelerin çocuklarıyla izleyebilecekleri cinsten.","label":5} {"text":"Film gayet aksiyonlu ve izlemesi keyifli olan bir filmdi. 1. filmden biraz daha iyi. 3.5/5","label":6} {"text":"tutku esirleri, holy smoke, quills gibi ender filmlere yapılan haksız eleştrilerin bu filme de yöneleceğini tahmin etmiştim. görüyorum ki hal öyle. çıplaklık neden korkutur çoğu insanı? neden bazı şeyler normalken bazıları değildir? bu gençlerin bir sorunu var... evet. fakat bu bulundukları ortamın neticesinde oluşan bir durum. ya içeride olacaksınız ya dışarıda! anne-baba bile durumu kabul ediyorlar yeter ki onlarda direnişci olmasın diye. peki bu gençler ne kadar mutlu? aşk, sevgi, saygı onlar için ne anlam ifade ediyor? peki ya düşler? sinema... düşler ülkesi. 19 yaşında ki bir gencin diğer düş ülkesi; cinsellik. ve bu iki kavramında kimilerince normal bulunmaması ve şuç görülmesi. aslında herşey çok basit ve doğalken insan yine becerisini konuşturuyor; ben nasılsam sende öyle ol! normal olduğunu düşünenlerin yapacağı en büyük hata bu filkmi izlemek olur... izledikten sonrada safsatalar yayması.","label":9} {"text":"1800 ler 1900 ler ingiltere balina avları falan sürükleyici güzel bir macera filmi. anlamadığım burada çok az puan almış.. yorumlar genel olarak ovücü ama herkes puan kırmış.. neden çok merak ettim bunu.. olumsuz bir şey yazmıyorsun ama 4 puan veriyorusun çok saçma... 10 numara beş yıldız film...","label":9} {"text":"Açıkçası ilk filmi bir nebze geçiyor olmasına rağmen yinede vasatı aşamamış. Germiyor, korkutmuyor. Sadece kesilen, biçilen insanları izliyorsunuz.","label":5} {"text":"Son dönemde artık süper kahraman filmlerinin gazı kaçmaya ve tat vermemeye başladığından bu filmi evde seyretmeye karar verdiğim için şuan o kararımın ne kadar doğru olduğunu görmüş bulunuyorum. Film DC dünyasının en bilinen süper kahramanlarından Shazam!ın çıkış filmi olduğu için her süper kahraman filminde olduğundan sıkıcı bir şekilde başlayıp aksiyonu az ve bir sonraki filmi ısındıracak nitelikte bitiyor. O yüzden içerik ve senaryo bakımından çok fazla bir şey beklememekte fayda var. Bunun dışında Shazam DC dünyasının Deadpool'u olarak göründüğünden diğer süper kahraman filmlerine göre daha eğlenceli bir yapıya sahip. Evet izlerken çok sıkmıyor ama sonuçta yine de bekleneni tam veremiyor. Süper kahraman filmlerini sevenler için ve 07-19 yaş aralığına daha çok hitap eden yapısı ile çizgi roman külliyatını sevenler için izlenmesi daha bir eğlenceli olacaktır. Baş roldeki Zachary Levi ve Mark Strong gerçekten başarılı oynamışlar. Ama hikayesi biraz zorlama ve çocukça kalmış gibi. Belki de bunun nedeni olayın baş rolünde ki kahramanın aslında çocuk olması olabilir ama bunu bilmeyeceğiz. Bunun dışında son dönemde izlenebilecek en eğlenceli cıvıl cıvıl yapımlardan biri.","label":6} {"text":"içinde mickey rourke var robert de niro var soundtrack güzel izleyeniz efenim. !--SPOILER--! robert de niro şeytan rolüne cuk diye oturmuş olmakla beraber kendisine olan hayranlığımızı kat kat arttırmıştır. yumurta yeme sahnesi, mickey rourke tuz u omuzunun üstünden şuh bir şekilde atması ve ve sevişme sahnesi bu 3 sahne dikkatle izlenilmeli. !--SPOILER--!","label":8} {"text":"Sosyal ve hukuki anlamda bir çöküşü anlatması itibariyle dikkatleri üzerine toplasa da, Son Durak’ı değerlendirirken duygusal olmamak gerekiyor. ABD’nin varoşlarında geçen bir öyküyü sinemaya uyarlayan Coogler, filmine gerçek görüntülerle başlayarak seyirci için merak uyandırıcı bir metot tercih etse de kısa zamanda kızıyla ilişkisini iyi tutmaya çalışan sorumsuz baba figürü üzerinde fazla durarak etkileyici sonla arada seviye farkı yaratıyor. Bu da filmin her iki bölümünden birinin diğerine göre (daha) önemsiz yahut gereksiz değerlendirilebileceğinin yolunu açıyor. Filmde Jordan ve Spencer’ın performansları da vasat olmaktan öteye geçemiyor. Geriye ise devlete söven kuru bir kalabalık bırakıyor. Sundance’in bugüne kadar sinema seyircisine kattığı filmler göz önünde bulundurulduğunda ise kendine ancak orta sıralardan yer edinebilecek bir yapım Son Durak. Yine de bir ilk film için dikkat çekici. En azından Coogler’in gelecekteki çalışmalarına göz atacak olmamızın garantisini veriyor.","label":5} {"text":"...Yeni Zelandali yonetmen Lee Tamahori, 1994 tarihinde ulkesinde cektigi ilk sinema filmi 'Once Were Warriors' ile dikkat cekmis ve gunumuzde cogu yonetmenin basina gelmesine alisik oldugumuz sekilde Hollywooda transfer olmustu. 'Mullholland Falls' ve 'The Edge' gibi oyuncu kadrosuyla dikkat ceken iki orta karar yapimin ardindan 'Along Came a Spider', 'Die Another Day' ve XXX 2' gibi vasat filmlerle yoluna devam eden Tamahorinin 'Next' ile kariyerini sonlandirma noktasina geldigini rahatca soyleyebilirim. Philip K. Dickin 'The Golden Man' adli oykusunden uyarlanan film, hicbir derinlik icermeyen yuzeysel bir seyirlik. Tamahori, kotu karakterlerini bize hic tanitmaya yanasmadan hikayenin icine sokuveriyor, bas karakter Cris Johnsonin gelecekte olacaklari gorebilme yeteneklerini olaylar uzerinde fazla tekrarlara basvurarak kullaniyor ve isin tadini kaciriyor. Ilk yarisinda bir yere kadar beklentileri karsilayabilecegine dair seyircisine yesil isik yakan film, ikinci yarisi itibariyle iyice dibe vuruyor. Crisin hayatinin aski olduguna inandigi Liz, hikayeye bir katkisi olmadan seyirciyi gereksiz yere oyalamak icin filme dahil oluyor, tum film karma$adan ibaret tek bir aksiyon sahnesiyle seyircinin beklentilerini kursaginda birakiyor. Ayrica Crisin FBIla isbirligine karar vererek, nukleer bombayi bulma girisiminin ardindan gerceklesen operasyon sahnesindeki Crisin yonlendirmeleri cok basit ve komik duruyor. Ve herseyin ardindan gelen, seyircisiyle adeta dalga gecen o final...! Son birkac senedir, birbirinden kotu filmlerle Oscarli bir aktor oldugunu unutturmak icin neredeyse elinden gelen herseyi yaparak kariyerini iyice sallayan Nicolas Cagei maalesef bu film de kurtaramiyor. Jessica Biel fizigini ve guzelligini ortaya koyarak 'beni unutmadiniz dimi ?' diyor, ama sadece o kadar. Tek anlayamadigim Julianne Mooreun boyle bir filme nasil ikna edilebildigi. Sanirim o da 'Hannibal'dan sonra bir kez daha FBI ajani olmak keyifli olur diye dusunmus. Sonucta 'Next' hicbir beklentiyi karsilayamayacak turden bir film. Iyi bir Philip K. Dick uyarlamasi mi izlemek istiyorsunuz ? 'Blade Runner' veya 'Minority Report'u arsivden cikartip bir kez daha izlemeye ne dersiniz...? (1/10)","label":1} {"text":"cok iyi kalbim çıktı be","label":8} {"text":"Çok bizden bir hikaye Çoğunluk. Diyaloglar bire bir yaşantımızdan... Film de bu yüzden çok doğal. Kanka muhabbetlerinin aynısını yaşamayan erkek yoktur. Yine baba baskısı gençleri bunaltan ve hayatlarında çizmek istedikleri yola taş koyan bir unsurdur. Bunlar çok güzel yansıtılmış. Ancak pek neden-sonuç ilişkisi olmayan bir film. Neden var ama sonuç yok. 6,5/10","label":6} {"text":"Kesinlikle izlenmesi gereken bir yapım. Oyuncu kadrosu üst seviyede ve olay örgüsü çok güzel işlenmiş.Emeği geçenlere çok teşekkür ederim.","label":9} {"text":"Filmi dün izledik ve gerçekten çok güzeldi.Çocuklarla beraber büyüklerinde izleyebileceği ve beğenebileceği bir film olmuş.Devamı gelirmi bilmiyorum ama çok eğlenceli bi film olmuş.Özelliklede Alvin sincabı çok güzeldi..","label":8} {"text":"ilk yarısı çocuklara ikinci yarısı yetişkinlere yönelik gibi geldi. ama gayet eğlenceli olmuş, devamı da gelir muhtemelen, bekliyoruz.","label":7} {"text":"Filme bilet aldım, boş vaktim de olsa vaktimi verip izledim ve beni teselli eden tek nokta biletlerin indirimli olmasıydı. Seneye görüşürüz tarzı espirilere gülmemizi bekleyenler filme komedi etiketi verenler: komik mi şimdi bu?","label":2} {"text":"Daigo Kobayashi'nin çocukluğunudan beri tek bir hayali vardır bir gün orkestrada çello çalmaktır, tam her şey oldu derken olaylar olumsuz sonuçlanır meğer kaderin Daigo için bambaşkaplanları varmış. İnsan hayatı boyunca kendi kendine planlar yapar hayatına yön vermek ister ama olaylar beklentilerin dışında gelişir ve duruma göre yaşamayı öğrenir öğrenirken de kendisi hakkında yenilikler keşfeder Gidişlerhayat hakkında öğretecek gerçekleri olan duygusal sevgi dolu hafif eğlencesi ile mutlaka izlenecek bir film.","label":8} {"text":"off off hangini birini desem, yoldan geçen bisikletli amcayı mı desem, polis sahnesini mi desem. hayatımda korku açısından en şok edici sahneleri bu filmde izledim. tabi o zamanlar starda böyle güzel filmler çıkabiliyordu. ayrıca filmin kurgusu da pek güzel.","label":1} {"text":"Konusu cok güzel ancak film acele cevrilmis gibi. Senaryo biraz daha ince düşünülerek hazırlansaydı film daha cekici olabilirdi. Ayrıca işitme engellileri de düşünerek bir türkçe altyazı ilave edilseydi veya isaret dili dublaji yapılmış olsaydı amacina daha cok hitap ederdi.","label":3} {"text":"An itibariyle imdb'deki puanı 8.0 ve 246. sırada. Uzun süredir arşivimde sırasını bekliyordu. 3 saat 22 dakikalık süresinden dolayı geniş bir zamana ihtiyacım vardı. Cumartesi günü o fırsatı yakayınca hemen değerlendirdim. Merak ettiğim bir filmdi, hakkında pek bir şey bilmiyordum. Yalnız ismi bana bir dram filmini çağrıştırıyordu nedense. Ağır bir dram filmi bekliyordum ama aksine zaman zaman tebessüm ettiren zaman zaman düşündürmeye çalışan bir filmmiş. Eğer birbuçuk saatlik bir film olsa tam tadında olurmuş. Ama 3 saati dolduramamamış bence hikayesi. Filmin en renkli karakteri Tom Cruise'un canlandırdığı Frank Mackey'di. O da olmasa izlenecek pek bir hali kalmayacakmış filmin. 6 / 10","label":6} {"text":"mafya filmlerinin en keyiflisi, dün gittim ve aksam aksam yüzüme bir gülümseme geldi. Tavsiye ediyorum.","label":9} {"text":"izlenmeye değer film türk filmi olduğu icin 5 verdim başarıları devamını beklerim ssssssssssssssssssssssssssssss","label":9} {"text":"normalde bir filmi beğenmemek benim için aşırı zor bir şey ve filmlerde emek harcandığından kötü yorum yapmak benlik değil. ama gerçekten filmde çok sıkıldım...:( özellikle replikler olmak üzere feci klişeydi...","label":1} {"text":"İnsanlara gerçekten hayret ediyorum leon diyen var no country old men diyen var taxi driver diyen var böyle filmleri buna nasıl benzetirsiniz anlamam film bana kalırsa izlemesende olur tadında ne bi adam gibi metin var ne özgün bi konu ne filmin ismine yaraşır bi takip sahnesi bi sürüş sahnesi var biraz transpoter gibi yapalım demişler onuda becerememişler takip sahnelerinde aksiyon ve polisiye olarak kategorize etmelik bişeyde göremedim millette tapınsın böyle filme ayrıca şu filmi beğenmeye insanlarada ne saldırmışsınız arkadaş ya herkes beğenmek zorunda değil filmden anlamamakla falan suçluyosunuz insanları film hakkında savunabileceğim tek şey müzikleri onun haricinde bi cacık olmaz filmden","label":0} {"text":"Hareketli bir yapım. Buldukları arşiv görüntüleri özel ve detaylı. Beğendim. Ne hayatlar...","label":7} {"text":"kim tam olarak severek izliyor bu filmleri? berbat","label":4} {"text":"Bu filme django'dan iyi diyen olmuş vallahi çok acayip. Bu film tam 7'lik bir film hatta 7'nin kendisinden daha 7'lik bir iş çıkmış ortaya. Sen hikaye anlatmayı boşver tarantino reyis sen vurdulu kırdılı, parçalamalı işlere gir vallahi, olm biz margot robbie'yi niye izledik ya filmle en ufak ilgisi neydi biri ciddi ciddi bana açıklayabilir mi, iyi film ama en kötü tarantino filmlerinden kesinlikle başa oynar.","label":7} {"text":"Adetimdir, filmlerin konularına bakmadan izlerim onları genelde. Çoğunlukla böyle yaparım. Çünkü hep şaşırırım ve şaşırmak çok hoşuma gidiyo :f afişine baktığımda pek bi şey uyduramamıştım kendisine ama böyle bi konu beklemiyodum. gerçi bi şaşırtma olacağını tahmin etmiştim, ama buradaki çok hoştu gerçektende... sanırım hepimiz angela nın dediği kadar var olmalıyız... biraz kendimizi ölçüp biçmemize yarayan filmlerden oluvermiş. Hoş.","label":8} {"text":"gereksiz.. 10/5.2","label":4} {"text":"3.kalite bir western. Tek akılda kalabilecek olan Jeremy Irons karizması. Başka bişi değil. 6","label":5} {"text":"Tipik Hintli anne ve baba ve de kızları sonra aşık oldukları amerikalı erkekler... Sıkıldık artık bunlardan. Basitlikten kurtulamamış sıradanlığı aşamamış bi film.","label":4} {"text":"Kadro sağlam ama oyunculuklar çok vasat. İzlediğim en kötü noir olabilir.","label":5} {"text":"Geçen hafta gittim filme. Oyunculuk ve konusu gerçekten iyi. Gerisi yalan ağlar.","label":6} {"text":"http://img-9gag-lol.9cache.com/photo/ag0mO9W_460sa_v1. gif şu sahnesinde bildiğin kişnedim, tekrar tekrar izledim. gerisi olmasa da olur.","label":7} {"text":"Öncelikle James McAvoy'un oyunculuğuna hayran kaldım, filme gelecek olursam gerçek bir olaydan uyarlama olan yapım konu bütünlüğü ve iyi oyunculuklarla sizi içine çekmeyi başarıyor. Güzel bir dram filmiydi The Conspirator, underrated bir film maalesef.","label":7} {"text":"Amerikalılar bu işi gerçekten çok iyi biliyorlar ve beceriyorlar.Ne mi?Yaşanan bir olayı, bir kahramanlık öyküsünü bulup, ortaya çıkartıp, cilalayıp parlatıp sunmak/satmak!Bu filmde onlardan biri. Güzel bir varoluş, başarma, azim hikayesi.","label":4} {"text":"çağan kardeşimizin hatırına bu film izlenir, seviyorum kendi adıma türk sinamasında böyle abilerimizin olmasına arada herkesi yakalayan güzel, sıcak, samimi filmler yapıyorlar, bu filmi sıkılmadan izlersiniz fakat bir babam ve oğlum bir ıssız adam değil","label":6} {"text":"The Nun, çok iyi olmayan senaryosunu çok iyi kotardığı atmosferiyle oldukça iyi bir dengeye oturtarak başarıya ulaşıyor. Filmin esas meselesini tipik bir iyi kötü çatışmasından daha ağır, hollywood klişelerini tamamen olmasa da büyük ölçüde es geçerek iman ve küfür noktasında yoğunlaştırması, çok iyi, çok karanlık, bir çok noktada şaşırtıcı görselliklerle kurulmuş atmosferiyle daha ilgi çekici bir hal alıyor. Daha çok dindar hristiyan bir yönetmenin, senaristin öyküsü gibi görünen senaryo ise elbette anlatmaktan çok hayal ettirmek, göstermek, ima etmek derdinde. Şeytanın, kötülüğün resmedilmesi, hissettirilmesi, gösterilmesi ve onun korkunçluğunun izleyiciye duyurulması için film çok doğru, iyi kullanılmış oyunlar kuruyor; görsel anlamda son derece karanlık, çok az ışıklı ortamlarda, bugüne dek şeytan çıkartma filmlerinde görmediğimiz türden sahne düzenlemeleri, efekt kullanımlarıyla aşina olduğumuz korkutma hilelerinin yanına taze, ilginç yeni numaralar etkiliyor, ama bunlar ilginç, karanlık bir estetik içeriyor ve bence filmin başka türlü çekilse sırıtacak ve basit bir hollywood korku filmi olmasına neden olacak handikaplarını büyük oranda atlatmasını sağlıyor. İzlenmese elbette olur, ancak yine de görselliği ve ağırbaşlı, bizi kendisini ciddiye almaya davet eden korkutma çabalarının tamamı için izlenmeyi hak eden bir film bu.","label":5} {"text":"Güzelim konuyu heba etmişler.","label":4} {"text":"Senaryo zorlama olmuş. İmkansız şeyler o kadar basit ve hızlı oluyor ki bir türlü seyirciyi inandıramıyor. Belki de inandırma çabası yok. \"Yönetemen\" bir mesaj veriyor galiba. Ama bana gelmedi mesaj. Aynı sahneleri az biraz değişmiş de olsa tekrar tekrar izlemek insanı sıkıyor. 20 dakika, yönetemen için ne kadar bir süre ifade ediyor bilemem ama 20 dakika bu kadar olayın olabileceği bir süre değil. İyi ki kısa bir filmdi. Alman lobisinin filmi şişirdiğini düşünüyorum.","label":4} {"text":"Korku sahneleri genellikle çok yapay olsa da komedi-dram yönü iyi olan bir film bence.. nehir erdoğan, ahmet mümtaz taylan ve burak altay başarılılar.. Etkili bir film değil tabiki ama izlenebilir keyifli bir film..","label":7} {"text":"Bence Nolan ın şu ana kadar yaptığı en tartışmalı film. Çünkü beğeneni de çok beğenmeyeni de. Hatta şu an itibari ile beğenmeyen kesim beğenen kesimden daha fazla. Ben ise filmi beğenen kesimdeyim. Şu senaryoyu başka bir yönetmen yapsaydı eminim elinde patlardı. Çok kafa yorulmuş bir konu, çok emek harcanmış bir film. Benim de anlamadığım noktalar var fakat bu noktaları filmi bir kaç kez daha izleyerek ve bol bol film hakkında review okuyarak kapatmaya çalışacağım. Müziklerine ayrı bir parantez açmak istiyorum. Şahsen ben bayıldım. Sahnelere çok uygun seçimler olmuş. Bu konuda ludwig goransson u tebrik ediyorum. Edit: Yazmak istemezdim ama cingöz recai, deli yürek tarzı yapımları başucuna almış kurtlar vadisi filistin filmini izleyin izletin diyen bir takım profilin beğenmediği film.","label":7} {"text":"Gayet güzel bir bilim kurgu ve psikoloji karışımı bir filmdi mükemmel değildi evet ama şahsen bana güzel bakış açısı kattı ve düşünme kaibiliyetimi genişletti normalde yorum yazmazdım ama bu kadar kişi iğrenç bomboş yazınca dayanamadım kötü bir film değil çünkü. Biraz Black Mirror'u andırdı bana izlerken teknolojinin yararlarının, üzerimizde yaratması muhtemel kaçınılmaz sonları gayet içimde hissettim. Bir klon olmanın verdiği varoluş sancısını yaşadım. Anıların ne kadar değerli olduğunu bir ke daha fark ettim. 8 Nisan Sahur Gecesinden Güzel Ramazanlar ve İyi uykular herkese.","label":7} {"text":"Unutulmayan filmlerden..Defalarca izlemişliğim vardır..Müthiş bir akıcılıkla ilerleyen bir film..Müthiş bir kadro..","label":7} {"text":"Değerli arkadaşlar! Beyazperde.com a yazmış olduğum ilk yorum ve umarım bundan sonra yazacaklarım sizin için değerli ve etkili olur... Karşımızda yeni izleyici kitlesine hitap eden, bol aksiyon ve efektlerle harmanlanmış bir Terminatör var... Filmi IMAX olarak izleme fırsatım oldu ki bu konuda bilmeyen arkadaşlarım için söylüyorum kesinlikle görseli bol aksiyon filmlerinde IMAX ı tercih edin. Perde olarak yetersiz olsada İstanbul için sadece Marmara Park ve İstinye Parkta mevcut... Filmin yaratıcısı olan James Cameron un dediği gibi karşınızda Terminatör 5 değil 3 var diyor. Çünkü Rise of the Machines ve Salvation Terminatör için hayal kırıklığı olduğunu biliyor ve tekrar serinin geçmişine sadık kalarak bu filmde devam edeceğini söylüyor... Nitekim filmi izlerken geçmişe dönük sahneleri izleyerek anılarım tazelendi ama Terminatörün bana hissettirdiği o korkuyu veya gerilimi film boyunca hissedemedim. Aksiyon sahneleri bol ama çok hızlı ve kısa geçiyor. Filmin konusuna hayran kaldım ki Arnold ın yaşlanması için müthiş bir çözüm bulmuşlar. Tabi onuda sinemada izleyin artık. Sonuç olarak beklentilerimi karşıladı ve gönül rahatlığı ile gidebilirsiniz...","label":8} {"text":"yabancı tür müzikle ilgilenen arkadaşların olağanüstü bulabildiği bir film olmasına rağmen kimseyi yanlış yönlendirmek istemem ama keyif alamadığım vasati bir film 3/10","label":2} {"text":"film güzeldi.bazı yerlerinde güldüm diyebilirim;ama sonlara doğru aşırı rahatsız oldum,sakın ailece izlemek gibi bir hataya düşmeyin :)","label":7} {"text":"bazı yönetmenler vardır ki kötü film yapmaları olanaksızdır. kim ki dukta onlardan biri. sadece kareleri izlemiyorsunuz filmden ötesi var çünkü karşınızda.","label":7} {"text":"Hasan Karacadağ' filmlerini özenle saçma çekiyor diye düşünmeye başladım. Konun var, malzemen var kullansana güzel bir şekilde. Berbat bir film berbat.","label":0} {"text":"izlenmesi gereken iyi psikolojik gerilim filmlerinden biri..","label":7} {"text":"iyi, bir film. İnsanın gözlerinden, kulaklarından, hormonlarından çok, \"beynine\" hitap eden bir film. Eğer benim gibi \"sanal hikayeler\" anlatan filmlerden çok, gerçek hayatı-yaşanmışları anlatan filmlere değer veriyor ve izliyorsanız evet bu filmden zevk alırsınız. ama hikaye anlatan, olmayacak hayalleri satan biraz görsel efekt, biraz batıyı büyük ve şefkatli gösteren film türlerinden hoşlanıyorsanız bu size göre değil hiç bulaşmayın bu filme, zaten dayanamayıp izlemekten vazgeçersiniz. yani bu film çocuklara ve daha çocuk kalanlara değil büyüklere hitap ediyor. Baba filmine 10 dakika kadar izlemeye dayanamıyorsanız, bunuda izlemeye dayanamazsınız.","label":7} {"text":"Paranormal Activity ve türevleri arasında güzel diyebileceğim bir film. En azından filmdeki korku unsurlarının bir altyapısı var, arka planda dramatik bir olay ve sonuçları var. Bu açıdan türün diğer filmlerinin üstünde kalıyor bence. Uzun, anlamsız kamera çekimleri, boş boş ekrana bakmalı sahneler yine mevcut tabii.","label":5} {"text":"Bu filmin bu kadar yerden yere vurulmasına hiç anlam veremiyorum.. tek mekanda çekilmiş olmasına rağmen son derece sürükleyici ve oyuncu performanslarıyla da etkili bir film banyo... evet filmin konusu ve mekanı pek normal değil ama zaten püf nokta bu farklılıklar.. ben hem eğlendim güldüm bu filmde hem de etkili bir dram izledim.. mükemmel bir film değil tabiki ama kesinlikle iyi bir film..","label":9} {"text":"dandik bi film","label":5} {"text":"Nefes kesici bir film kusursuz olmuş kendinizi tereddütsüz filmin dünyasına bırakın","label":0} {"text":"''ağlak'' izleyicilerin ilk dakikasından son dakikasına kadar zırlayacağı kesindir.. bunu beğenen bunu da beğendi ---- i am sam","label":6} {"text":"1. daha güzeldi ama katilleri tahmin etmek imkansızdı güzel bi film yinede 1. sinin heyecanını vermiyor","label":6} {"text":"Nolan olduğu için daha fazlasını bekliyordum ama sınırlı bir film olmuş ayrıca gerilim diye müziğin hiç durmadan çalmasi baydı. Abartılacak ama abartıligi kadar yok gerilim yok ama gerilim müzikali olur [spoiler]3 gemi 3 uçak arasında geçen film askerler o gemiden iniyor o batıyor diğerine biniyor o batıyor. Oyunculuk olarak ortada olağanüstü performans görmedim. Şile agva da çek çekilir öyle bi yer durkıng dramla gerilim olarak bana hiç biri geçmedi tren sahnelerinde kafam rahatladı gerilim müziği durdugu için [/spoiler]","label":3} {"text":"çok eğlenceli bir gençlik filmi hoşça vakit geçirmek için çok güzel","label":6} {"text":"filmin afişi o kadar dandik geldi ki uzun süre filmi izlemediğim. \"tom hanks var leonardo var imbd'si yüksek izle hadi kızım\" diye içinden geçse de filmi izlemek istemiyordum. en sonunda odamın temizliğini yaparken filmi açıp \"arkadan ses yapsın bari diye izlemeye başladım\" sonra odamı temizlemeyi bırakıp oturdum filmi izledim. zaten bu adamlar oynuyorsa kalitesiz bir filmlerini ben izlemedim şimdiye kadar. güzeldi. yemek masasındaki sahne kalbimi çıkardım orda...","label":8} {"text":"Sanırım büyük bir umutla girdim bu filme. Daha isminden başka bir şeyin bilinmediği zamanlardan beri takip ediyordum. Benim gibi bilim-kurgu müptelası olan insanlar bilir bu duyguyu. Gerçi her tür için geçerlidir ama bilim-kurguda başkadır bu. Disney yapımı olduğunu mu unuttum yoksa kendimi mi avuttum bilmiyorum ama bilim-kurgu diye girdim çocuk filmi çıktı. Hele Athena'nın Casey'yi kurtardığı sahne sharkboy and lavagirl filminden bir kesit gibiydi. Halen gülüyorum ya. Filmin felsefesi güzeldi. İki kurt hikayesi de öyle. İlk perde fena değildi hakkını yiyemem. Sadece girişte biraz zorlandılar gibi. Ama ikinci perde hele ki son 20-30 dakika klişe bombardımanı gibiydi. Gelelim oyunculuklara. George Clooney vasat bir performans göstermiş. Başroldeki kız fena değil ama yine de yeterli değil. (kendisini ilk defa burada gördüm. İsmine bakardım ama çok üşeniyorum.). Hugh Laurie bile kurtaramamış bu filmi öyle düşünün. Çok pişman oldum. Yarım saat bekleyip Mad Max'e girmeyi tercih ederdim.","label":4} {"text":"Ya millet enayimi paramıza yazık film yapmak için yapılmış film. Gitmeyin. Paranıza. Yazık türk ler film yapmak için yapıyor yazıklar olsun size","label":0} {"text":"Kötü, katlanılamayacak kadar diyemem çünkü Virginie Efira katlanılabilir kılıyor. Soğuk bir Fransız romantik-komedisi. Pek romantizm ya da komedi öğesi barındırmasa da... Daha önce önyargılı yaklaşıp beğendiğim Fransız romantik-komedilerini referans alarak izledim, vaktimi boşa harcamış hissediyorum.","label":3} {"text":"Niye telefonlarda da indirme yok bunu çok dikkate almanız gerekiyordu indirme linki de çıkmıyor[spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"kapısının önüne hoşgeldin paspası atmış insanların, değil evine ülkesine dahi gelen farklı birine tahmmül edemeyenleri anlatan müthiş bir lioret filmi. müzikleriyle ve vicent lindonun buğulu gözleriyle filmin sonunda boş boş ekrana baktırır","label":7} {"text":"Film gercekten harika.Aynı anda hem sevgi hem özlem hem de üzüntüyu gorebilirsiniz.Kesinlikle gidin.Ozcan deniz i tebrik ediyorum.","label":9} {"text":"Frankenstein, kurtadam, vampir, dracula gibi karakterleri güzel birleştirmiş müzikler oyuncular baya iyi izlenir güzel film","label":8} {"text":"oyunculuklar müthiş, karakterler de tamam lakin yönetmenin bu sürelerle izleyicinin dikkatini tutmak için kurgu/montaj konusundaki özgüveni nereden geliyor.. bu 125 dakika içinde; zaman geçişleri, aşırıya kaçan ayrıntılar ve üstü kapalı anlatım salonda zaten yavaşlayan kan dolaşımıyla birlikte nefes almakta da zorlanan seyircinin sabrını sınadı - belki de zıvanadan çıkardı.. 6/10","label":5} {"text":"Kuzgun havalanır çıkar semalara.. Boynunda ki zille süzülürken adi insanoğlunu görür! Hem eziyet eden hem de şefkatle bakan aynı yalancı gözleri..... işitir sözleri Bilir ki lanetlenmiş adından değildir bu zulüm.","label":8} {"text":"Zarif film. Sade içten rahat. Oldugu gibi olabilen insanlar gibi...","label":7} {"text":"Beklediğimden çok daha kötü değildi, ancak fazla da iyi değildi :D Karantinalık diyemem. Lakin bunu yapmamam üzerine ellerinden geleni yapmışlar. bilhassa kadro nezdinde. John Hurt'den Phiennes'e ve daha birçok dizi filmden tanıdığımız iyi oyunculara yer vermişler ve bunları kendi çaplarında iyi kullanmışlar, ancak aynı durumu senaryo için söylemek, sinema tarihindeki tüm filmlere hakaret olurdu. Gel gör ki film boyunca 1 saniye bile sıkılmadım, ancak film biter bitmez, film bitmişti. İyi bir film, film bittiğinde zihinde dönmeye devam eder, rüyalara girer. Tabi bu dandirik aksiyon filminde bundan bahsetmek bile yersiz ama, spoylır olmasın diye böyle diyeceğim, hikayenin temeline yaratıcı denebilecek bir dokunuş yapmışlar. Bu son söylediğim ve kadro, filmi akademik dünyada DD ile 'sorumlu' geçiren kriterlerdir. 60/100","label":5} {"text":"Uzun filmlere normalde katlanamam, spor hiç ilgimi çekmez ama bunlara rağmen filme bayıldım. Üzerinde büyük bir emek var, oyuncular rolleri için ciddi eğitimlerden geçmişler, çok bariz. Bize yalnızca güzel bir film izletmiyor, bir bölgedeki sosyolojik bir mesela hakkında bilgi sahibi de ediyor. Hikayesiyle, oyunculuklarıyla, müzikleriyle, görüntü yönetmenliğiyle harika bir film.","label":8} {"text":"İnci caps'deki quantum'um hikayesi. İzinsiz alınıp senaryolaştırılmış. Ben olsam telif hakkı davası açardım yapımcı şirkete. Zaten hikaye gayet güzeldi bunu kendi kafanıza göre çekip berbatlaştırmaya ne hakkınız var...","label":4} {"text":"Roberts ı, Oscar ile ödüllendiren, film...","label":9} {"text":"Unut o kızı. Beni sev. Beni daha çok sev. Beni üzgün bir kadına dönüştürme.","label":8} {"text":"Son Papa vakasından sonra, daha bir dikkatle izlenmesi lüzum ediyor. Bu filmdeki papanın naifliğiyle gidenin gayrı insaniliği büyük bir tezat. Son papa ne kadar ruh hastası, adi bir şovense bu papa o kadar sevimli :) Cidden papa böyle biri olacaksa eğer, benim papam olabilir :D Canım papam.","label":6} {"text":"Bir önceki film ne kadar güzelse ikinci film bir o kadar kötü. Gitmeyin! En ufak bir masraf, en ufak bir emek yok. Milletin gösterdiği ilgiyi fırsat bilip 2. filmi çekmişler. eee para tatlı.","label":1} {"text":"Vasat bir film, kesinlikle kötü olduğuna katılmıyorum. Gerçek bir olaydan filmleştirilmiş bir film olmasından da kaynaklanarak izlediğim en gerçekçi filmlerdendi. Yer yer belgesel tadında yer yer gerildiğiniz ve hüzünlendiğiniz, ne yazık ki biraz da sıkılarak izleyeceğiniz bir film. Tüm izleyiciler için farklı bir deneyim olacağından şüphe yok.","label":5} {"text":"aslında bir yaratık hikayesi..ama hikayenin merkezindeki yaratık filmin başrolünde değil..aile ilişkileri,gençlik,amerika ve korenin kendi iç sorunlarına göndermeler yapan farklı bir film.izlenir.","label":6} {"text":"Efekt, müzikler ve aktarılan duygular ile yönetmenin seyirciyi çok güzel yönlendirdiği bir film. Son sahnelerde dram dozu aşırı derecede yüksekti. Sağ kesimin gözünden darbe döneminin en net görülebileceği yapım desem yanlış olmaz. Gerçekten samimi ve usta oyuncuların yine neden usta oyuncu olduklarını gösterdiği, güzel bir film olmuş.","label":7} {"text":"Bu filmi izlemek müthiş bir deneyim. Müziklerde eşsiz hiçbirşeye benzemiyorlar. Filmin müthiş bir mütevazılığı var. Teknoloji bu kadar ilerlemesine rağmen filmdeki anlatılmak istenen duygular 1000 yıl öncesinin insanlarının hissetiği türden. Avangarde sinemanın son örneklerinden. Farklı birşey izlemek isteyenler kaçırmamalı bu filmi.","label":7} {"text":"Müthiş ikili olmuşlar. Woody Harrelson oyunculuğunu severim ama Wesley Snipes'ın basketbolculuğunu ve filmdeki giyim tarzını da çok sevdim. 80ler sonu ve 90lar havasını da yansıtması zaten benim için + puan getirir. Az çok tahmin edilebilir, yer yer kendini tekrarlayan sahneleri var ama ben izlerken çok keyif aldım. Zaten 1992 filmi olmasını göze alırsam bunlara takılmam çok doğru olmaz.","label":6} {"text":"Film uzun,ağır işliyor,ama gayet güzel olmuş.İkinci bölümde film asıl konuya giriyor.Tom Hanks yine çok iyi.Sabırla izleyin,beğeneceksiniz.","label":6} {"text":"vasat bir film, izlenebilir ama kaçirsaniz da olur","label":5} {"text":"Harika karakterler var bence. klişelikten yıkılsalar da uyumları hoşuma gitti. Kevin Costner'ın büründüğü karakter de çok hoşuma gitti Ancak, geriye kalan herşey aşırı lakayit ve gerçek dışı. Fantastik olmamasına rağmen, herşeyin aşırı fantastik olduğu bir film. Diyaloglar tek başlarına yaratıcı, ancak topyekün incelendiğinde mantıksızlıktan yıkılıyor. Gene de hiç sıkıcı değildi benim için. Vakit kaybı değil, bayatlamış bir çerez gibi... 50/100 Costner hatrına karantinaya alamadım ne yalan söyleyeyim... Tabi bu geçer bir not değil","label":4} {"text":"sıkıcı bir film konu iyi ama. bu arada etiketlemek isterdim vakit kaybı diye ama hiç bir emeğe vakit kaybı diyemem. .. beğenirsin-beğenmezsin","label":1} {"text":"Yılmaz güney filmlerini pek izlememiş biri olarak bugün bunu boş zamanımda açıp izlediğim de duvara çarpmış gibi oldum... Nedeni ise 1983 senesin de bu kadar açık ve sert çekilmesi beni şoke etmedi değil, Tuncel Kurtiz haricin de sanırım profesyonel oyuncusu bulundurmayan kısıtlı imkanlarla çekilen Türk sinemasında çoğu kişinin düşüncesine katılıyorum bu gerçekten bir başyapıt...","label":8} {"text":"Film kesinlikle bazılarının yazdığı gibi siyasi hiç bir kaygı taşımıyordu. Birisi Atatürkçülükten bahsetmiş(ki bu niye rahatsız ediyor anlamadım) Atatürk ile ilgili bir sahne var ki bence çok iyi bir sahneydi yıllar önce atamızın askerlerin siyasete girmemesi ve bugünleri öngörmesi ile ilgili idi. Cumhurbaşkanı yoktu vs gibi birşey yazmış eğer bu film para ve gişe kaygısı taşıyor olsa idi nasıl bir film izleyeceğimizi az çok tahmin edersiniz! öncelikle bu film 15 Temmuz darbe gecesini BÖRÜ timinin gözünden anlatmış. O yüzden şu vardı bu yoktu demek saçma burada ki en anlamlı amaç bazı hainler yüzünden şerefli Türk polisi ve asker üniformasının kirletilemeyeceğini göstermekti çok teşekkür ediyorum emeklerine. Son olarak balyoz göndermesi şahaneydi...","label":9} {"text":"muhakkak izlenmesi gereken filmlerden birisi her ne kadar filmi sonu bilinemezlikte bırakılmışsa da 8/10 hak eden güzel bir yapıt.","label":7} {"text":"Bu film Elephant'ı ezer geçer. Eğer bir sorun üzerine film çekiyorsanız, onun iyi yahut kötü bir mesajı olmalı. Elephant filminde bu eksik. Ama Klass filminde kendimizi katliamı gerçekleştirenlerin safında buluyoruz; Şiddet şiddeti doğuruyor. Fakat bu durum izleyen için şiddeti meşrulaştırmıyor, aksine filmin sonunda seyirciye de düşünme payı bırakıyor. Bu sorunlar evrensel boyuttadır, her kültüre göre biçim değiştirir, ama özü aynıdır. Her yerde bu tip baskılarla karşılaşabiliyoruz, ezilen olarak ezeni öldürme hayali kurmayanı görmedim, ama çözüm bu değildir. İnsani ilişkilerin tepeden tırnağa yenilenmesi gereken tüketim/korku toplumunda yaşıyoruz.","label":8} {"text":"Romanya yeni dalga sinemasının hissettirdiği o muhteşem yabancılaşma hissi ve kayıtsız davranışları bu filmde yakaladım. Yönetmen toplumumuzu harika bir şekilde gözlemlemiş ayrıca. Yapmacık hiçbir diyalog yoktu. Sinemamız için önemli bir yer teşkil ediyor bu film. Plaj sahnesi özellikle diyaloglarıyla en çok dikkatimi çeken enteresan sahnelerden birisi.","label":7} {"text":"Ölü insanlar görüyorum, öldüklerini bilmiyorlar...","label":8} {"text":"sinema tarihinin belki de gelmiş geçmiş en korkunç filmi arkadaşlar.. bu film klasik korku filmi anlayışını tamamen değiştirdi. nasıl ki avatar filmine, sinema devrimi deniliyorsa, bu film de eski korku film anlayışını kökten değiştirdi. bu filmi izledikten sonra artık hiçbir korku filmini ciddi ciddi izleyemeyeceksiniz...ben tek başıma izledim bir gün ve özellikle o gece sabaha kadar etkisinden kurtulamadım...benden söylemesi...","label":9} {"text":"çok iyi iki oyuncuyla gerçeklestirilmis klasik bir amerikan komedisi","label":4} {"text":"Kadın, erkek, dolaylı olarak evlilik üzerine diyecekleri olan ama herhangi bir olay örgüsü üzerine değil bir çiftin tatil süresince yaşadıklarına tanıklık yolu seçildiği için izleyiciyi ancak sorun ortaya koyulduktan sonra dahil etmesiyle çekiciliğini yitiren ve ele aldığı konuları çok da derinleştiremeyen bir film. Ama sonuçta birebir insan ilişkilerini ele aldığı için izlettiriyor... Küçük çocukla girilen diyalog çok hoştu... 60/100","label":5} {"text":"filme oldukça düşük bir beklentiyle gittim ve gerçekten çok eğlendim, konu zamanda yolculuk olunca tabiki senaryoda klasik olaylar oluyor doğal olarak ama 70 ler fikri falan şahane :) şu aralar vizyondaki iyi tercihlerden biri","label":7} {"text":"filme bir genclik filmi onerisi videosunda rastladim. izlemeye karar verdim fakat tam bir fiyaskoydu. yakisikli ve guzel oyunculari toplayip kameraya aldiginizda kaliteli film yapmis olmuyorsunuz maalesef. piyasada tonlarca olan basit genclik filmelerinden biriydi. film hakkindaki tek iyi elestirim muzikleri sanirim.","label":3} {"text":"Zeki Alasya-Metin Akpınar'ın oynadığı ikili komedilerin kötü bir taklidi bence bu film.","label":1} {"text":"ya bence ilk 2 film daha güzeldi 3. film o kadar degıl.sacmalıkları cok fazlaydı.yanı kötü bir film degıldı ama ilk 2 film kadar iyi değildi","label":1} {"text":"Michael C. Hall ın olağanüstü performansı ve müzik seçimi dışında elle tutulur yanı yok filmin . Senaryosu , konu bütünlüğü ve olay örgüsü oldukça zayıf kalmış . Aksiyon sahneleri de tat vermedi bana :( . Yönetim de Michael Bay-variydi :) .. Gerard Butler da rolünün hakkını vermiş . ancak dediğim gibi Michael C. Hall inanılmaz oynuyor :) . Dexter ımızı filmde görmek çok keyif verdi bana . özellikle son 20 dakikada müthiş bir iş çıkartmış :) . dans ettiği sahneyi kaç kez izledim bilmiyorum :) . ona buna benzer roller çok yakışıyor - ilerde böyle rollerde görmeyi çok isterim :) . Genel olarak rahatlıkla izlenebilecek , ortalama bi action . ancak beklenti içine girmemek gerekir , beklentileri karşılayacak bir film değil :) . 10/5.5 .","label":4} {"text":"Sanki Elvis Presley'in yeniden doğması olasılığı gibi şaşırtıcı, peri masalını andıran öyküde her daim kendi olan, kendi gibi kalan, yaşamın her alanında üretkenliğini sürdürebilen sıradan bir adam anlatılıyor. 1994 de Nelson Mandela'nın devlet başkanı olmasıyla Apartheid rejimin uygulamaları sonlandırılmaya başlanmış olmasına rağmen, Rodrigez'in 1998 de Cape Town'da dolu salonlara verdiği konserlerde acı olan şey, sanatçıyı dinlemeye gelenlerin içinde eğer varsa zencilerin konser kayıtlarında dahi kadraja girememiş olması. \"Her devrim bir şarkıya ihtiyaç duyar\" Rodrigez kendi şarkısını söyledi... Not: \"from being the outcast - to being, uh, who he really was - ... kimsesiz olmak... onun gerçek kimliğiydi\" diye çevrilmiş ama dışlanmışlık, yalıtılmışlık anlamı da taşıyan ilk cümle sanatçının kişiliği ve yaşam biçimi düşünüldüğünde \"sadelik\" olarak çevrilse daha anlamlı olacak sanki... 75/100","label":7} {"text":"bir kere filmde yer alan america daki ev, baharın saçlarını 0 a vurdurması ve harcanan onca emek GÜZEL. ama gelin görünki filmin konusu berbat.","label":4} {"text":"Mükemmel bir senaryonun, usta bir yönetmen'in ellerinde nasıl başyapıt'a dönüştüğünü görebileceğimiz kıymetli bir eser.. Bu kült gerilim'in tahmin edilmesi güç finali ise kalp hastalarına önerilmez...","label":8} {"text":"2002'de vizyona girmiş olan Halka, orijinal Japon filminin yeniden çevrilmiş bir versiyonu olmasına rağmen çok başarılıydı ve bu yüzden de devam filmini serisin orijinal yaratıcısı Nideo Nakata yönetti. Fakat sonuç büyük hayal kırıklığı yarattı. Bu filmden tam 12 yıl sonra çıkan Halka 3 için diyebileceğim en iyi şey şu: Tam anlamıyla idare eder bir film. Halka 3'ün en iyi yanı bu herhalde, tamamıyla rezalet olmaması. Halka 3, mutlu bir genç çift olan Julia ve Holt'a odaklanıyor. Holt, üniversiteye gittikten sonra ondan bir süre haber alamayan Julia endişelenir ve onu görmeye gider. Gittiği zaman da orada özel bir grubun Samara'nın Laneti adında bir şeyle ilgilendiğini görür. Kısa süre içerisinde bu lanete maruz kalan Julia, Holt'u bulduktan sonra bu işin içinden çıkmaya çalışır çünkü Julia'nın yaşamak için sadece 7 günü vardır.& Öncelikle sevdiğim şeylerle başlayayım. Oyunculuklar fena değildi. Julia'yı canlandıran Matilda Lutz, film için iyi bir seçim olmuş. Ne abartılı ne de sinir bozucu, tamamıyla normal bir performans sergilemiş. Filmdeki en iyi oyuncu kesinlikle Vincent D'Onofrio'ydu. Sonlara doğru filme giren D'Onofrio, yine eğlenceli bir performans sergilemiş. Bunun dışında filmin sadece bu lanetten ibaret olmaması da güzeldi. Halka 3, bu olayı günümüzün teknolojisine uyarlayıp bir yandan da bu hikayenin arka yüzünü ortaya koymaya çalışıyor. Bunları görmek bayağı bir ilginçti. Her ne kadar bu sahneler durağan ilerlese de, filmin geri kalanında korkutucu sahneler de mevcut. Aslında filmin bu iyi yanları Halka 3'ü kötü bir film olmaktan kurtarıyor. Eğer vizyonda izleyecek bir korku filmi arıyorsanız, Halka 3'ü sırf bu nedenlerden tercih edebilirsiniz. Ama bunun dışında, eşit derecede kötü yanlar da vardı filmde. Bunlardan birisi filmin hiç de orijinal olmaması. Evet, Halka 3'ün bir uyarlama olduğunun farkındayım ama değinmek istediğim nokta, bu filmdeki birden fazla sahnenin başka filmlerden çalınmış hissettirmesi. Son Durak serisine benzeyen ve daha geçtiğimiz aylarda vizyona girmiş olan Don't Breathe filmine benzeyen sahneler vardı. Bu film zaten zaten korkuyu yaratıcı bir şekilde kullanamadığından bu tarz filmlere sığınmış. Filmin açılış sahnesi çok kötüydü. Abartılı oyunculuklar ve genel itibariyle gereksiz bir sahne, film için hiç de iyi bir giriş olmamış. Ayrıca filmin bitişine de çok güldüm. Gülmemem gerekmiyordu ama filmin bitiş şekli bana çok basit geldi. Yani seri bitmesin de bunlardan bir tane daha çekelim demişler gibi en sonda ufak bir ters köşe yapmışlar. Bu arada yukarıda filmin içinde bulunan laneti daha fazla keşfetmesinin iyi bir şey olduğunu ama bunları yaparken hikayenin durağan ilerlediğini söylemiştim ya? Bu bir korku filmi, dedektif filmi değil! Ciddiyim, heyecanlı bir ilk 30 dakikanın ardından 45 dakika boyunca aşırı ciddi diyaloglar ve yavaş ilerleyen bir hikaye görüyorsunuz. Burada sadece birkaç tane kötü jumpscare sahnesi yaşanıyor. Eğer film bunu işlerken temposundan ödün vermeseydi, ortaya gayet başarılı bir korku filmi çıkabilirdi. Çünkü şu an ortaya çıkan sonuç, korkusu az olan bir korku filmi olmuş adeta. Kısacası Halka 3, ne iyi ne de kötü, tam ortalama bir film. İyi oyunculuklar, ilginç bir konsept ve başarılı bir şekilde yönetilmiş Halka 3'ün yanı sıra hikayesi çok yavaş ilerliyor ve senaryosu başka korku filmlerin kopyasıymış gibi hissettiriyor. Eğer harcayacak 100 dakikanız varsa ve Halka serisini seviyorsanız, bir şans tanıyabilirsiniz. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Oyunculuklar fena değil. + Güzel yönetmenlik. + Bazı ürkütücü sahneler. + İçinde bulunduğu durumu detaylıca inceleyip sıradan bir korku filminden fazla olması... FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - ...ama bunu yaparken film iyice yavaşlıyor ve korkudan eser kalmıyor. - Başka filmlerden alınmış hissettiren sahneler. - Açılış ve kapanış sahnelerinin ciddi olması gerekirken komik olması. TOPLAM PUAN: 5/10","label":4} {"text":"Aksiyon ve eğlence dozu çok çok yüksek olan filmde, sıkılmanız mümkün değil. Daha önce ki filmlerden özlediğim yarış olaylarını son 2-3 filmdir bir sahneye sıkıştırıp, ileride olacak olay için mesaj veriyorlar. Keşke Tokyo Drift tarzında bir film daha çekseler. Müzikleri, karakterleri, arabalar her şey aklımda ve tekrar tekrar izliyorum. Ben 40 yaşıma geldiğimde Hızlı ve Öfkeli vizyona girsin, bilet alır izlerim. Seriye, arabalara ve karakterlere karşı gerçekten büyük sevgim var. Vin Diesel ağır abi rolünde iyi iş çıkarmış. Michelle her zaman ki gibi büyülüyor. Tyrese ve Ludacris hakkında söylenecek söz yok hatta aralarına katılan Nathalie Emmanuel birlikte üçlü olarak daha çok eğlenceli olmuşlar. Dwayne Johnson'ı WWE zamanlarından severim fakat bu film için gereksiz buluyorum, ağır kaslı abimiz ve ona kendisi gibi bir araba vermek ve kas kuvvetiyle her şeyi yapabilmesi açıkca hoşuma gitmiyor. Jason Statham kendisinden beklendiği gibi, iyi bir rol oynadı. Fakat benim için, hatta herkes için olabilir filmde özlediğimiz bir isim vardı. Dom karakterinden sonra Ailede önemli ve yol gösterici birey olan Brian filmde gerçekten eksikliğini hissettirdi. Han ve Gisele ikilisi de Brian karakterinden sonra tekrar bu filmde aradığım isimlerden ikisiydi. Film hakkında fazla anlatılacak ve söylenecek bir şey yok. Bu film mükemmel olmuş. İzlerken büyük keyif alacağınız kesin bu yüzden gidip de sinema çekimi falan arayıp, izlemeyin. Sinemanıza gidin ve filmin tadını çıkarın.","label":7} {"text":"Bu nasıl bir oyunculuk... Woody Allen'ın iyi bulmadığım bir filmine denk gelmedim henüz ama bu bir başka. Normalde her filmi bizzat oynamasa bile Woody Allen diye bağırır ama bu filmde Cate Blanchett öne geçmiş.","label":7} {"text":"Finaline kadar her şeyi çözdüm ama son sahneden hiçbir şey anlamadım. Garip bir film...","label":5} {"text":"Kız : Seni arkadaş olarak kaybetmek istemiyorum Erkek : Söz veriyorum, asla senin arkadaşın olmayacağım Kız - Erkek ilişkisinin net bir özeti olmuş; bunun haricinde dişe dokunur bir şey yok sanırım ve Natalie Portman da soyunacak filmi bulmuş diyelim :) nasıl olsa 13 dakika, müzikler güzel","label":2} {"text":"Çok fazla boşluk barındıran bir senaryosu olmasına rağmen kendini ciddiye alan ve ciddiye aldıkça da inandırıcılıktan uzaklaşan bir film ''The Ledge''.Yine olağanüstü oynayan bir Patrick Wilson var ancak Tyler ve Hunham hem yanlış tercihler hem de vasatı aşamıyorlar.","label":4} {"text":"Ortalamadan biraz daha üstte bir romantizm içeren kısmen komedi kısmen dram içerikli bir film. Caroline'nin bir türlü ulaşamadığı \"kendisini gerçekten seven birine\" ulaşma fırsatının aslında burnunun dibinde olduğunu fark etmesi için başına ciddi bir olay gelmesi gerektiğini görüyoruz. Sonrasında oluşan ilişkilerini ise \"peşini bırakmayan geçmiş\" baltalamaya çalışıyor. Marisa Tomei'nin oyunculuğu oldukça başarılı. Rosie Perez'in dükkandaki dans edişi çok candandı. Christian'ın henüz ustalaşma yolunda olduğu bir film. Adam karakterinin suskunluğu için uydurulan hikaye fazla çekici gelmedi açıkcası.","label":5} {"text":"sakın izlemeyin böyle saçma bi film yok... fasa turistik geziye giden adam kızla tanışıyo kız onu bi yere götürüo. birinin evinde kalıyolar evde bi geçit buluyo... sonra adamları rehin alıyo organ mafyası bu kadar başka hiç bişe yok bu filmde....","label":0} {"text":"Çekildiği zaman pek ilgi görmemesi garip ben 5 yaşındayken çekilmiş o dönem varlığından haberdar olsaydık ilgi gösterirdik:) çünkü gayet eğlenceli bir kara mizah sıradan bir film değil kesinlikle ben kendi adıma çok sevdim ve baş ucuma koydum:)","label":8} {"text":"Vee motor..! Bu film benim aklıma ilk olarak aklıma siyah beyaz filmlerin ve sessiz sinemanın üstadı Charlie Chaplin'i getirdi. Üstad bu konuda bir numaradır benim için. Bu filmde de o havaya yakın bir hava vardı. Yani şöyle filmi hiç bilmeyen birine izletseniz o yıllarda çkilmiş bir film zanneder. 2011 yapımı olduğunu tahmin edemez. George Valentin sessiz sinemanın kaliteli isimlerinden biri ve çok popüler. Ama zamanın teknolojisi gelişmekte. 1920-1930 yıllarına doğru geçen hikaye de bu teknoloji ile birlikte yeni çıkan ve popüler olmaya başlayan sesli sinemanın çıkışı ile birlikte eski isimler piyasadan silinip yerine yeni isimler gelmeye başlıyor. Ve bu etkiden George Valentin de etkileniyor. Filmleri artık ilgi çekmez ve demode oluyor. Seyirci yeniliklere yöneliyor. Daha sonrasında George Valentin'nin yaşadıklarını yine filmde çekilen sessiz sinema tarzı ile anlatan film müziklerle desteklenmiş. Başlarında biraz ağır başlasa da kendini bulduktan sonra takip emesi keyifli bir hal alıyor. Yönetmen biraz eleştiri de yapar gibi sessiz sinemanın değerini göstermek istemiş ve bunu 2011 yılında da yaparım ve sizlere de izletirim demiş ve başarılı olmuş. Sessiz sinema severlere özellkile tavsiye ederim. İyi seyirler... 7.4/10","label":6} {"text":"[spoiler]Film boyu gripin reklamı yapıldı :) Hasta adama tuvaletini yaptırma sahnesi bayağı anlamlıydı. O kadar uzaklar ki şehir yaşamına, hasta kişiyi hastaneye bile götürmediler. Kaplumbağaları öldürme sahnesi çok kötüydü. Gerçek öldürmüşler galiba. O yüzden 9 / 10 verecekken 4 / 10 vermek zorunda kaldım. İlişkilerde bayağı açıklık var. Başkasıyla birlikte olan kişiyle başkası birlikte olabiliyor önceki ilişkilerine aldırmadan. Evlenme olmadan. Bu, şaşırtıcı geldi biraz. Filmin odağı parça parça kayarak ilerledi. İlk başta fabrika ve 2-3 işçiyken sonra inşaat, o genç kadın, topal kişi, tarla filan derken tuncel kurtiz e geliyor. Zaten o 3 işçiden 1i sağ kalıyor. Esrar da serbestmiş, karışan yok :) kullanım amacı ağır işte çalışmalarını sağlamak için olsa da. En sonda da kapitalist zihniyetin canavarlığını görüyoruz. Bir yandan patron, bir yandan ustanın ısrar eden, motive eden suratını görüyoruz. Ve hazin bir son başına geliyor bir işçinin. Fatma aklındaydı belki, belki en son birlikte olduğu kadın, belki yükseleceüi mevkiler. O düşüncelerle ölüme gitti. Ve yine birlik olamıyorlar, işbirlikçi olan yüzünden hepsinin başı belaya giriyor. Tuncel kurtiz, bulent kayabas, yaman okay gibi efsane oyunculuklar var. Kitap özetini de okudum. O 3 işçiden sağ kalan köyüne geri dönüyormuş.[/spoiler]","label":3} {"text":"JET Lİyine döktürüyor arkadaşlar.Ama ingilizce dublaj berbat ötesi.Yinede hayranlarının zevkle izleyeceği bir film.Ancak bu eski filmde bile JET'in kızı öpmediğini görüyoruz.Bu adam ya gay yada türkan şoray kanunları gibi öpüşmeme kanunu var.Muamma yani.","label":5} {"text":"efsane konusu ve bi o kadar da fantastik komedi filmi yalan olmasaydı nasıl olurdu sorusuna cevap arayanlar için gerçekten izlenmesi gereken kült filmi ki bence hakettiği deger verilmiyor","label":7} {"text":"Çok iyi bir gerilim filmi, Lilithin ne olduğu tahmin edilsede çok soğukkanlı ve derinden gelen sinsi bir gücü olduğu için ne yapacağını tahmin etmek zor :) Filmin sonunun ne olacağını tahmin ettiğim anda, başka bir şey olması ve bana göre öyle bitmesi çok iyiydi ;) 8 /10 Gerilmeye birebir film :D","label":7} {"text":"Gece gece tek başıma izledim. Baya da gerdi beni sağa sola bakar oldum filmden sonra. Gerilim filmlerini seviyorsanız, senaryosu ve gizemini sonuna kadar saklamasıyla artı puanlar kazanmış güzel bir film. Ayrıca gerilim halindeyken de düşünmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Başarılıydı.","label":7} {"text":"Film sona erdikten sonra bi pompa sanki durmadan hava bastı. Nefes aralıklarınız daralıyor nabzınız hızlanıyor ve yüzünüze seyirmeyle karışık bir tebessüm beliriyor... Will Smith adamın dibisin dibi :)","label":7} {"text":"güzel bir filmdi. ismi dolayısıyla daha farklı birşey bekliyordum ama beklediğimden daha hoştu","label":6} {"text":"Aksiyon anlamında çok güzel bir film olmuş. Özellikle araba kovalama sahneleri çok güzel. Bir çok şehirde çekilmiş olması da görsel şölen sunuyor. Hareket bir an olsun durmuyor. Oceans serisi tarzında ama bu seriden daha güzel bir film olmuş.","label":6} {"text":"Niye geldinnnn istanbulaaaa, nie geldin istanbulaaaaa.... Şarkısı geldi aklıma. Filmi geçende izledim klasik Jackie Chane filmlerinden. Yani sıkılmıyorsunuz bu adamı izlerken orası hoş. Ve en güzel tafaı da dublörünün kendisi olması. Yani her sahnede onu izlediğinizi biliyor olmanız çok güzel...","label":5} {"text":"Aklımda iz bırakan en manyak filmlerin kesinlikle başında geliyor. İlk filmi ve ikincisinin ardından bakalım nasıl bir senaryo bizleri bekliyor. Sabırsızlıkla bekliyorum çıkmasını...","label":0} {"text":"King Kong filminin öncüsüdür ileriki yıllarda çıkan Kong filmleri için 33 yapımına sevgiler. Filme gelirsek korku gerilim adına hiçbir şey yok. İşitsel açıdan çok başarılı Olağanüstü öğelere kahkaha attım aşırı dandik ama o günleri düşündüğümüzde anca o kadar... Güzel bir film çıkartmak uğruna kafatası adasına giden yönetmenin ekibiyle yaşadığı aksiyonlar ele alınmış, özgün ve güzel bir konu. Vaktiniz değerliyse izlemeyin","label":5} {"text":"Jude Law,Gwenthy Patrow,Matt Dimon,Cate Blantchet ve Philip S. Huffman'ın çok başarılı performanslar sergilediği iyi ve sürükleyici bir yapım.","label":7} {"text":"Çok durağan bir film öyle gösterişli fragmandan sonra bana kofti geldi resmen. Elbette bir bütçe emek oyuncular var ama beklediğimin çok altındaydı film.","label":1} {"text":"Farklı bir şeyler denenmiş ama olmamış..","label":4} {"text":"İngiliz komedilerine benzemiş :) Olmuş bu film :)","label":7} {"text":"Ulaşılmaz ideallerin peşindeki insanların sürreal ve soyut anlatımındaki korku ve öfke gibi gerçek olgularla ilgili anlatımlarla bezeli, belirsizlik ve nihayetsiz bir hikayenin tüm gizemini ve etkileyiciliğini koruyarak darbe bir finalle tatdığım en büyük zevklerden birini yaşatan duygu-durum karışıklığı oluşturan ve düşünmeye sevk eden bir defineydi.","label":8} {"text":"Sırf bu filmin ne kadar kötü olduğunu söylemek için açtım bu hesabı. Boş zamanınızı bile harcamayın. Yazık oradaki oyuncuların zamanına , filme ayrılan bütçeye. Çok üzüldüm umarım filmi çektikleri zaman kendileri eylene bilmiştir 😃 o kadar kötü ki . Çok yani.","label":0} {"text":"bizim için başyapıt,beklediğimiz film sonunda geldi","label":9} {"text":"Akılda kalıcı sahnesi oldukça fazla olan film. Oyuncak bebek olayı, iki el ile ilgili diyaloglar ve daha da fazlası. Orjinal bir kötü karakter ve güçlü bir kadın karakter ile birlikte başarılı denilebilecek çocuk oyuncular filme ayrı bir güzellik katıyor. Nehir sahneleri ise muazzam, sinematografi hakkında fikir veriyor. Etkileyici bir anlatım ve atmosfere sahip klasiklerden birisi. Gelgelelim sitedeki puanı komik. Daha doğru puanlamalar olduğunu düşünürdüm oysaki. Bu arada renkliyken o atmosferin yakalanacağını pek sanmıyorum. Özellikle nehir sahnelerinde.","label":5} {"text":"Jolie nin, rolüne, tabir-i cazise, 'cuk' oturduğu bir uyarlama idi.","label":9} {"text":"Senaryo gediklerine kurban gitmiş bir kara film.Kafa karıştırıcı ve yorucu.Aslında çok iyi başlayan ilk yarım saatinde mükemmel bir tat bırakıyor ama ilerledikçe iyice çorbaya dönüyor işler.Yine filmin en başında değinilen iki polisin çekişmesi daha sonra unutulup,havada bırakılıyor.Kay'le olan ilişkileri de inandırıcılıktan uzak,ona da gereken önem verilmemiş.Bunun gibi eksikleriyle beraber en fazla ortalama olabiliyor.","label":5} {"text":"cemal hünal olmak üzere sevmediğim bütün oyuncular bu filmde toplanmış sanki.","label":6} {"text":"Aşırı rezil bir film. İzlemeyin, izlettirmeyin, gördüğünüz yerde kaçın.","label":1} {"text":"ethan hawk bu role kesinlikle olmamış bence, o alışık olduğumuz el, kol hareketleri, mimikleri yakışmamış bu karaktere, olmamış işte. biraz inception havası var filmde, yok dersem yalan olur. Ahım şahım bir film olmamakla beraber izlenmemesi içinde bir neden yok. Film, bir şekilde merak içinde 'e yani', 'ee yani'...'eee yani!?!' havasında izletiyor kendini ve birden bire de bitiveriyor. Sırf sonunu, ne olacağını merak ettiğim için izledim filmi, belki de bilim kurgu türü izleyicileri için sonu baştan belli filmlerden biridir. Filme başlarken ful konsantrasyon lazım, eğer anlamazsanız veya ipin ucunu kaçırırsanız toparlayamayıp filmi 'ne ya bu' deyip kapatma ihtimaliniz yüksek.","label":5} {"text":"benimkisi klişe bir tabir olacak ama; hem hikayesi hem sunumuyla damakta farklı bi' tat bırakan, müziğine aşık olunası bir film. özgün bir şeyler izlemek isteyenlere güzel alternatif.","label":6} {"text":"Bir dizinin pilot bölümünü çekmek isteyip sonra filme karar vermişler gibi :)","label":7} {"text":"aslında bu film için ortada kaldım izleyin desem bir türlü izlemeyin desem bi türlü film konusu sıradan aksiyon yok görselik yok çok ağır işliyor oyunculuk basit ryan de farklı bi gizem var sanırım o izlettiriyo filmi hep bişeyler olacak tamam şimdi film başlıyor dediğiniz anda yine birşey yok ama şöylede bir tarafı var film biraz sanatsal diyaloglar çok durağan her konuşma arasına 3 saniye bekleniyor farklı bir kıvam var sıkılmakla sıkılmamak arasında kalıyorsunuz sonuç olarak eğer boş zamanınızda kafanız dinçse ve başka birşey bulamıyorsanız tavsiye ederim karar sizin iyi seyirler...","label":5} {"text":"İçi dışı bomboş gereksiz bir yapım!!! Dar alanda geçen, düşük bütçeli psikolojik yönü daha çok ağır basan basit bir film. İyi olabilirmiydi orası muamma fakat imdb de aldığı puana yakışır bir film...","label":1} {"text":"Bu filmi uzun süre aradım.İyi ki de aramışım açıkçası.Leslie ile tanıştıktan sonra herşey çözüme doğru yol alıyor ve asıl beğendiğim de işin içinde bir kazık olmadan yol alması.'Karşıdan karşıya geçmek zor değilmiş.Önemli olan karşı kaldırımda seni kimin beklediğiymiş.'10/10","label":9} {"text":"Bence kötü bi animasyon. Normal bi cizgi filmden farkı yok.","label":2} {"text":"çok gerekli bir film olduğunu düşünmüyorum maalesef.sıradan ve derinliği olmayan bir konuyla karşılaştım,ne kadar kaliteli oyuncular olsalar da kimi zaman onların hareketleri de dengesizleşiyor sanki,herkesin beğenebileceği bir film değil,haneke sinemasına hayran değilseniz büyük ihtimalle sıkılır ve pişman olursunuz zaten.","label":5} {"text":"vasatın üstünde kısmen sıksa da izlenmeye değer 7/10","label":6} {"text":"Ailede babasız büyümenin nasil etkiler yarattığını gösteren iyi bir örnek. Bu hikayede baba vefat etmiş, fakat vefat etmeyen ailelerde de baba çoğu zaman aileden ve çocuklardan uzak, dışarıda işte veya kendi uğraşlarında. Ev hayati hep anneye kalmakta. Cocuklar babasiz büyümesin, anne babanin yerini dolduramaz, sadece kendi yerini doldurabilir.","label":5} {"text":"Çok vasat bir film. Oysa beklentilerim vardı. Irkçılığın nasıl beyin yıkamak üzerine kurulu olduğu ve neticesinde neler olabildiği anlatılmaya çalışılmış. Filmin dikkat çeken tek yanı Thomas Turgoose'un yaşından büyük oyunculuğu. Daha sonra dizi olarak da çekilmiş galiba. Bu filmi beğenmediğim için de çok tepki gördüğüm yerler olduğunu söyleyeyim. Beni tatmin etmediği için 6 küsür/10.","label":5} {"text":"Sex and the city bomba gibi geri geliyor fragmanı çok beğendim . . . =)","label":9} {"text":"İzlediğim en berbat filmlerinden biri, filimin yarısında çıkıp gidenler oldu, korku desen hiç yok, konu çok berbat, film çok amatörce çekilmiş, bu kadar amatörlükde yani pes pes, verdiğimiz paraya yazık, kaybettiğimiz vaktimize yazık... Serinin ilk filmi diyorlar birde, aman diyeyim, devamını falan çekmeyin, Kültür sanata yazık...","label":0} {"text":"Tarihsel vurgularıyla eğlenceli fantastik bir komedi filmi olmuş.","label":5} {"text":"Mükemmel ayrıntılı benzetmelerle dolu çok güzel bir film. Türkiye'de bir televizyon kanalında yayınlansa mozaiklenmiş ekran dışında hiçbir şey göremeyeceğiniz kadar \"reklam\" dolu. Ha unutmadan, filmin bir de mesajı var.","label":8} {"text":"Bugün gece seansına gittim güzel ve paranormal bir iş olmuş , gürültüsüz ve sade . Emek verenlere teşekkür ederim.","label":9} {"text":"Annesi tarafından sevgisizliğe mahkum edilmiş bir çocuk. Yeni adıyla kafadan kontak tam bir psikopata dönüşen zemin kat Jack. Filmde herkes durmuş Jack gel beni öldür bekliyorum der gibiydiler maaşallah. Çok kötüydü film hiç beğenmedim... Filme puanım 10/2","label":0} {"text":"Fazla bir şey beklenmeden izlenmeli bu film.Ridley Scott ve Russell Crowe Gladyatör gibi bir filmden sonra neden bu filmle tekrar bir araya gelmek istemişler anlamadım.Elbette gişede hatrı sayılır bir başarı için ama ortada Scott'ın en naif filmi duruyor.Ama yinede keyifle seyrediliyor çünkü Russell Crowe gerçekten iyi oynamış.","label":5} {"text":"leo mükemmel oynamış...","label":9} {"text":"hint filmlerine bayılan biri olarak bu filmide sabırsızlıkla izledim.aşk ve gurur un hint versiyonuydu.ama yinede çok güzeldi...","label":6} {"text":"jennifer yok mu ya?????","label":7} {"text":"İlk filmi izlemeseniz ya da olayları çok az hatırlasanız bile kopukluk çekmeyeceğiniz bir devam filmi olmuş. Konu olarak güzel, sarıyor ancak bir kült film değil. Eğlenceli ve güzel bir film, izlenebilir.","label":6} {"text":"Mekan araştırmasının yanında, bölgedeki üç farklı kabile ile etkileşimlerini ve bu esnada denk geldikleri ritüelleri de izliyoruz. Özellikle kabilelerin yaşantıları ile ilgili bir belgesel çekilmek istense muhtemelen bu kadar olurmuş.","label":5} {"text":"Başrolündeki Cecilia Kass karakterini Elisabeth Moss’un canlandırdığı “The Invisible Man”, senaryosunu da H. G. Wells’in aynı isimli romanından (1897) uyarlayarak yazan Leigh Whannell’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama… İsterseniz önce bu filmin ardındaki “ana faktörleri” sıralayarak kısaca bir tanıyalım ve sonra da başlayalım yorumlamaya: 1. Leigh Whannell’i, para kokusu alma konusunda uzman olan Jason Blum’ın, “Insidious: Chapter 3” (2015) ve “Upgrade” (2018) gibi projelerinden de yine hem senarist ve hem de yönetmen olarak tanıyoruz zaten… Onun, “Saw” (2004 – 2005 – 2006) serisindeki Adam ve “Insidious” (2010 – 2013 – 2015 – 2018) serisindeki Specs karakterlerindeki oyunculuk performanslarından hiç söz etmiyoruz bile… Yani aslında kendisi buralara öyle tesadüfen değil de sinemanın içinde ağır ağır demlenerek gelmiş olan birisi… 2. Yapımcı Jason Blum’ı anlatmaya hiç gerek yok… O, kendi adını taşıyan BH Productions’ın, getirisi yüksek olacağını öngördüğü düşük bütçeli filmlerin finansör patronu olarak biliniyor sinema dünyasında… Ki, 7 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen bu film ile de hiç de küçümsenmemesi gereken brüt 130.5 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış… 3. Hulu’nun distopik TV dizisi “The Handmaid's Tale” (2016 – 2020) den tanıdığımız Elisabeth Moss ise, rolünde yine çok ama çok iyi… O da artık, korku – gerilim sinemasının bu tür “çarpıcı” konularının “önemli” yıldızlarından biri haline gelmiş durumda… Moss, bu filmde de adeta “döktürüyor” … Hal böyle olunca da görsel efekt ile yeşil perde teknolojilerinin nimetlerinden de azami miktarda yararlanılarak çekimleri Sydney, Avustralya’da gerçekleştirilen, izlenmesi kolay ve zevk veren bir film çıkmış ortaya… Başlangıçtaki küçük bir hareketliliğin ardından: Öldüren bir “gerilim…” Sakin bir tempoda ilerleyen (ve hatta kimi ülkelerde düşük olarak açıklanan vaka sayıları nedeniyle bitti zannedilen Covid – 19 salgını gibi) bu filmde, otuzuncu dakikanın sonlarındaki, görünmez (invisible) birinin ağzından çıkan bir buhar sahnesi ile birlikte “ikinci sert bir dalga” olarak yeniden ivme kazanmaya başlıyor… Artık o andan itibaren de fazlasıyla “intikam” kokan sürpriz bir final ile de sonuçlanacak olan ve soluksuz izlenebilen müthiş bir “kedi – fare kovalamacası” geliyor karşımıza… Elbette kaçanın, Cecilia olduğu çok açık… Hikâyenin kurgusu gereği onu herkes biliyor… Fakat kovalayanın kimliği konusunda, peşin bir ön yargı ile hemen karar vermemenizi öneririz… Zira Cecilia gibi sizde, bir “şok” şaşkınlık yaşayabilirsiniz… O nedenle, Cecilia’nın marifetlerine odaklanarak biraz sabırla bekleyin diyoruz… Nasılsa 124 dakikalık süresine karşın su gibi akıyor film… Bitirmeden, bu filmin ticari başarısının verdiği cesaretle; Elizabeth Banks’in oyuncu, yönetmen ve yapımcı olarak yer alacağı, hikâyenin “görünmez kadın” versiyonunun da bir “The Invisible Woman” (1940) uyarlaması olarak, Hollywood’un programına alınmış olduğunu da belirtmiş olalım ve izleme listelerimize dâhil ederek bekleyelim… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"message in a bottle güzel bir aşk fimi.görüntüleri müzikleri kevin costneri ile her dakikası inanılmaz.finalde duygu yüklü bir o kadar.sinemadan çıkarken ağlıyordum kesinlikle aşk filmlerini sevenler için paha biçilemez.","label":7} {"text":"turune gore fena degıl eglencelı fılm ozellıkle tom ve sarah bunlar tam bı kacıkk fılmı ızlettırıyorlar tavsıye ederım pısman olmazsınız","label":7} {"text":"Belirsiz sonu haricinde kalan hiçbir yerinde kusur bulamadığım, muhteşem vakit geçirten, gerek görsel efektler gerek akıcı olaylar yönünden çok başarılı bir film. Tempo bir an bile düşmüyor, oyunculuklar çok doğal ve çok başarılı. Kesinlikle sinemada izlenmesi gerektiğine inanıyorum, paranın karşılığını kat kat alacağınız bir film","label":8} {"text":"Lone Survivor. Müslümanları ve Arapları sürekli kötüleyen savaş temalı Amerikan propagandası yapan filmlerin tam aksine, gerçekten iyi olan Müslüman ve Arapların da olduğunu gösteren savaş temalı mükemmel bir AMERİKAN filmi. Ve başrolünde Mark Wahlberg, Ben Foster gibi isimler. Kaç kere gözlerim doldu bilmiyorum bile. Kendimi salsam ağlardım. Hikayenin gerçek olması ve filmin sonundaki askerlerin resimleri ayrı bir olay zaten. Helal olsun. Filmi çekene de oyunculara da helal olsun. İlk defa böyle bir Amerikan filmi çıkıyor. Bu filmin Türkçe altyazısını Türkiye'de yasaklayan şirketin de Allah bin belasını versin. #LoneSurvivor","label":9} {"text":"En başta söylemek lazım gelir ki bu filmin başrol karakteri John McClane değil başka birisi.Serinin hayranlarını bunun aksine inandırabilmek zor.Kuvvetle muhtemeldir ki esasında yine Bruce Willis'in kendini oynadığı bir aksiyon filmi izlediğimiz.Sınırlı mekanları,başrol haricinde ''ucuza oynatılabilecek'' nispeten isimsiz yardımcı oyuncu kadrosu,yine bütçeden kısıldığı belli olan afiş tasarımları gibi birçok unsuruyla tam bir video filmi formatında ''A Good Day to Die Hard''.Serinin en zayıf halkası olmakla kalmıyor,altıncı filmle bitirilmek istenen John McClane serüveninin devamı için peşin bir reddedişe sebep oluyor.","label":4} {"text":"Büyük bi beklentiyle izledim ama film bittiğinde bu muydu yahu ? demiştim. Bu film günümüz zamanında çekilse heralde samanyolu tv modunda bişey olurmuş. Öte tarafa geçmeler salih abiler falan yine sır kapısı modunda geçmişinin bedelini ödeyeceksin git hepsinden helallik iste günahların affolsun modunda korkutmaca....","label":4} {"text":"İş hayatımızdan bunaldığımız,herkesin işleri sırtımıza yıktığı dönemlerde hepimiz birer 'marvin' iz...baş oyuncu kendisidir..depresyonlu,başını öne eğmiş hali gözümün önünden gitmiyor..zorla etrafımızı saran,dayatılan kuralların başka düzenlerde önemini yitirmesi insanoğlunun en acınacak hallerinden biri..farelerin intikamı süper..bilim adamlarına ve kadınlarına kapak olsun:)..süper film...","label":7} {"text":"Ülkesinde çektiği 'Das Experiment' (Deney) ve 'Der Untergang - Downfall' (Çöküş) ile adını duyuran Alman yönetmen Oliver Hirschbiegel. Bu ilk Hollywood biletinde, Warner Bros. un takdirini kazanamayıp, filmin bazı bölümlerini, James McTeigue ye (V For Vendetta) çektirmişti Warner Bros. stüdyosu...","label":9} {"text":"sadece İstanbulda, harika...Ankarayı sevmiyorum","label":1} {"text":"Olağanüstü bir filmdi. Bittiğinde gözlerime inanamadım. 3. filmi olduğunu öğrendim. Onu da izleyeceğim. Samimiyet inanılmaz... Kendini filmin içinde buluyorsun.","label":9} {"text":"çocuk oyuncu çok tatlı çok sevimli :)","label":6} {"text":"Çerezlik bile diyemiyeceğim bir vakit kaybı daha. 47/100","label":4} {"text":"pek begendiim sölenemez 10/5","label":4} {"text":"kitabını okuduktan sonra gittiğim bi film di.ne yazıkki beğendiğimi söyleyemeyeceğim.çok kopuk sahneleri vardı.","label":4} {"text":"Bana göre bu konuda yapılmış en iyi film rahmetli Paul Walker'ın Asla yabancılarla oynama filmidir. Gece tarifesi gereksiz aşk üçgenini saymazsak fena başlamıyor ama sonrasında farklı olacaz diye öyle saçmalıyor ki aman Allah'ım! diyeyim siz anlayın. Vakit kaybı uzak durun.","label":0} {"text":"İlk olarak söylemek gerekirse filmin müzikleri son derece güzel olmuş, filme de cuk diye oturmuş. McDowell'ın performansı parmak ısırtacak cinsten. Psikopat rolünü çok çok iyi başarmış. Dünya sinemasında nadiren görebileceğimiz bir sayko modeli çıkartmış karşımıza. Ayrıca, Alex'in hapishanedeki ilk zamanlarında peder bir konuşma yapıyordu, o sahnede de Alex'e öpücük atan bir tip vardı. O ne biçim bir tiptir arkadaş yaa kahkahalarla güldüm onu izlerken. :)) Sonuç olarak söylemek gerekirse film gayet başarılı olmuş. Başucu ilk 100'ümde.. ;)","label":8} {"text":"Hiçbir tanıdık oyuncuya sahip olmayan, çok kötü bir film. Büyük ihtimalle tüm oyuncular, köy halkından seçilmiş. Samimiyetten çok itici ve yapmacık geldi doğrusu. Tek kelimeyle rezalet bir film.","label":0} {"text":"neredeyse her ay tvde gösterilirdi e malumunuz o zamanlar internet yok bilgisayar yok öyle her evde, oturur izlerdik biz de her defasında :) o zamanki şartlar dahilinde ilk filmi ne kadar beğensek de serinin sonraki filmleri oldukça abartılı ve gereksizdi","label":5} {"text":"vasat bir film olmuş","label":4} {"text":"Tam bir hayal kırıklığı..","label":5} {"text":"Spawn benim pek eski bir kahramanımdır. Çocuk bir insanken, herkesin, süperman, he-man, örümcek adam olduğu bir devirde ben \"spawn\" olurdum. Ama kimse bilmediğinden çok da iplendiğim söylenemezdi. Çizgiroman olsun, animasyon olsun, oyun olsun tüm türevlerini hırsla takip etmişimdir. Öncelikle IMDB saldırganlığına itiraz etmek isterim. 4,7 ne demek ? Bu ayıptır. Tamam 7,4 de etmez ama yuh 4,7!. Büyük bir ayıp. Çabuk tüketilebilen, hızlı bir film. Teknik bakımdan çok üsteleyememişler sanırım o bütçeyle. Ama kendi sınırları düşünülürse pekala keyifle izlenip Spawn'a dair biraz olsun fikir sahibi olmanızı sağlayabilir. Spawn'ı yaşatmaz ama, olsun.","label":7} {"text":"Serinin duygu yoğunluğunun en üst seviyede olduğu filmidir..","label":4} {"text":"orta düzey bi film, aman kesin izleyin tarzında değil gülemkten geberdim de değil. samimi bi yapım olması ve bi kaç sahnesi güzeldi. kız arkadaşını alıp gidebileceğin filmlerden.","label":6} {"text":"malesef ki kitapdan aldığım haz ı alamadım...!!! tom hanks hiç yakışmamış doğrusu sadece silas karakteri çok iyiydi...!!! yane melekler ve seytanlar ı da beyaz perdeye aktaracklarmış bence gerek yok.. syagılarımla","label":9} {"text":"Fena değildi. ama beklenileni vermiyor. ilginç bir konu ama seri filmi olacağı için yarıda kesmişler ve gereksiz uzatmalar var. 10/6","label":5} {"text":"filmin konusu denenmemiş bir konu ve bakış açısıda diğer yapımlara benzemiyor. bu açıdan baktığım içinde bana son derece güzel göründü ama izlemek lazım tabi. sonuç olarak bizim filmlerimizdede hayal gücünü görebilmek güzel...","label":7} {"text":"Truth or dare filminin yandan yemişi ama truth or dare kadar kötü değil. O film efsane derecesinde kötüydü. Film güzel kurgulanmamış olaylar çok rastgele gelişiyor. Black Mirror Bandersnatch filmi gibi seçimleri kendimizin yaptığı bir oyun olarak yapılsaydı daha iyi olurdu.","label":4} {"text":"filmi dün izledim, gerek konusuyla gerek 3D olmasıyla beni çok etkiledi. ben de filmi orijinal izlemek isterdim aslında; fakat yine de türkçe dublaj çok kötü olmamış. herkese önerir, iyi seyirler dilerim! :-)","label":9} {"text":"&Eğer hayatın nerde başlayıp nerde biteceğini bilseydin onu şekkilendirirmiydin Açıkçası yalan yok izlerken beynim yandı diyebilirim Öncellikle cemdemirbolat adlı kullanıcıya teşekür etmek istiyorum . Cidden filmi iyi özetlemiş onun yorumunu okuduktan sonra filmi net anlayabildim. Öncellikle filme dönücek olursak Oyunculuklar çok iyiydi . Senaryo baya dolu doluydu sanki izlediğim 1.50 saatin 3 saat falan olduğunu düşündüm . Film biraz gerçekçi başladı ama Spoiler : Louise ın geleceği gördüğünü öğrendiğimizde iş daha fantastiğe kaçtı . Film aklımızda bazı soruları bırakarak açık kapı bitti. Ama filmin giriş - gelişme-sonuç kısımları çok iyi yapılmış uzaylılarla iletişim kurmak için yapılan çabalar ve onlara haraketlerimizi taklit etmeleri çizdikleri şekkilerikavramak için uğraşılan caba iyi örneklerdi . Sonda uzaylılarla savaşın eşiğine gelinmesi ve Louiseun bu durumu güçlerini kullanarak düzeltmesi fantastik bir sondu. Ama sanırım Silah diye bahsettikleri kişi Louise di . Kısacası aşırı beyin yakan bir film ama cidden muazzam olmuş diyebilirim . Bu yılın en iyi filmi olabilir . İyi Seyirler ... Puan : 10/8","label":8} {"text":"Bazı yerlerini sardığım halde çok zor bitirdim filmi. Zaman kaybı olarak düşünüyorum.","label":1} {"text":"Mila Kunis'i yine American Psycho'daki gibi bir karakterde zannediyordum. Bu kamp olayı da gerçekmiş, ilk defa duydum. Filmde çok aksiyon yok ama kendini izletiyor. Hikaye de zaman zaman heyecanlandırabiliyor. 6,5/10","label":6} {"text":"Film başından beri dikkatimizi çekip izletmeyi başarıyor ama her sahnesinde başka bir film hatırlıyorsunuz. Özgün değil. Vakit kaybı.","label":4} {"text":"Filmi beğenmek için çok uğraştım, bittikten sonra düşündüm acaba bir yerde bir bir şeyler mi kaçırıyorum diye ama bir şey bulamadım. Süresi çok uzun, tempo çok düşük bir filmi sıkıcı yapacak bütün unsurları barındırıyor. Filme dair aklımda kalan tek şey Tom Cruise'un başarılı performansı. Vermek istediği ''pişmanlık'' temalı mesajla ve güzel bir Tom Cruise performansı ile tatmin olacaksanız izleyebilirsiniz...","label":4} {"text":"Berbat ötesi sakın kadroya aldanıp girmeyin bu kadronun böyle bir senaryoyu kabul etmesi çok şaşırtıcı müge anıyı izliyoruz sanki","label":1} {"text":"almodovar sıradışı ilişkileri sıradışı insanları normale indirgemeyi çok iyi başarıyor.annem hakkında herşeyde de bunu çok iyi başarmış.filmi izlerken bir sahnede kendime şu soruyu sordum..esteban'ın annesine sorduğu benim fahişem olurmusun tarzında bir soruyu kaçımız annemize sorabiliriz.hiçbirimiz!peki kadının bu soruya verdiği cevabı kaçımızın annesi verebilir?yaşamadığımız ya da yaşama ihtimalimizin yüzde o olduğu bir filme hayran oluyoruz..nasıl bir şey bu ya?bir şey daha rosa'eğer bana bir olursa' diye başladığında hepimiz ona bir şey olacağını biliyorduk öyle değil mi?neyse..film almodovar tarzını beğenenlerin kaçırmaması gereken güzellikte..ve tabi ki konuş onunla'yı teğet dahi geçmiyor.","label":9} {"text":"Ne film, ne yönetmenlik, ne senaryo, ne oyunculuklar, hiçbiri ama hiçbiri iyi bir film olabilecek kapasitede değil. Alelacele çekilmiş, hızlı gelişmiş, aniden bitirilmiş, kısa film olabilecekken uzattıkça uzatılmış bir saçmalama olmuş. Sıkıntı katsayısı filmin puanından ne yazık ki çok çok daha yüksek. Onur Ünlü sinemasının gerilemesi ile Murat Menteş yazınının zayıflaması, kendisini tekrar etmesi, tekrar ettikçe sıkıntı vermesi arasında muhakkak bir bağ var.","label":2} {"text":"Gömlek ve hafıza okuma esprileri iyidi :)","label":9} {"text":"valla bu filme güzel değil demek için zevksiz ötesi bişey olunması lasım Bi jackie chan hayranı olarak mükemmel bi film eee jackie chan den de ne beklenir süpersin jackie","label":9} {"text":"piştt bekliyorum ama:(","label":9} {"text":"Asla düşmanı olmak istemeyeceğiniz bir adamın \"yarın için yaşayanın, bugün için yaşayan karşısında hiç şansı olmaz\" sözünü gerçeğe dönüştürdüğüne şahit olduğumuz alışılageldik tarzda bir Kore filmi. Bu filmle birlikte, Kore filmlerini izlerken neredeyse üzerime bile sıçrayan kanlara artık aldırış etmediğimi fark ettim. Adamlar bu işi yapmayı biliyor zira.","label":7} {"text":"bazı yerleri komedi sadace x","label":4} {"text":"vasat tutarsız bi film...105","label":4} {"text":"bence çok hoş bir film... belli bir konusu yok ama kendını ızlettıren ve muzıklerıyle hoş bır ortam yaratan bı fılm olmuş!...tavsıye ederım dınlenmek için birebir bi film :D","label":9} {"text":"ehh ebenin ki diyerek izlediğim film. sorry","label":4} {"text":"Acelesi olmayan sade anlatımına bayıldığım yapım kapana kısılmışlık duygusunu izleyiciye geçirmek konusunda oldukça başarılı. Özellikle dinlenme tesisi ve kamyonla yaratılan metafora hayran kalmamak imkansız. Müzik kullanılmaması, dialogları ve oyuncu performanslarıyla abartısız ve samimi bir hikaye anlatan Araf'ı çok beğendim. Uzun süresi biraz gözümü korkuttuysa da izlerken hiç fark etmedim. Bu da benim gözümde Yeşim Ustaoğlu'nu gerçek bir \"usta\" yapıyor. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":3} {"text":"Senaryosunu da, DC Comics'in orijinal karakter setinden uyarlayarak Peter Craig ile beraber yazan ve yapımcılardan biri de olan Matt Reeves'in yönetmen koltuğunda oturduğu “The Batman”: Neo - noir tarzda kurgulanmış ve Reeves'in kendi ifadesiyle; madeni bir paranın, aynen yazı& ve tura gibi iki farklı yüzünde yer alan bir süper kahraman ile yöntem değilse de benzeri ilkelere sahip olan bir anti kahraman karakterin kozlarını, kıyasıya paylaştıkları aksiyon dozu yüksek bir filmi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 185 - 200 milyon dolar aralığındaki bütçesinin de sağladığı rahatlık sayesinde yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerinde, dublör oyuncuların performanslarına da yaslanılarak büyükçe bir kısmı, stüdyo ortamında çekilmiş olan bu filme biraz daha yakından bakalım... Yapılan son seçim anketi sonuçlarına göre mevcut Belediye Başkanı Don Mitchell Jr. (Rupert Penry-Jones) ve onun, Thomas Wayne'in (Luke Roberts) başlattığı Gotham Yenilenme Hareketini yürürlükten kaldırmak istediğini iddia ettiği yirmi sekiz yaşındaki rakibi Bella Reál'in (Jayme Lawson) oyları neredeyse eşitlenmiş olarak görünmektedir... İşte saat 20.00'de verilen bu akşam haberini, TV'de tedirginlikle izleyen Başkan; maskeli katil Riddler (Bilmececi)& lakaplı Edward Nashton (Paul Dano) tarafından, metal bir yer / döşeme parkesi sökücüsü ile kafasına defalarca vurulmak suretiyle hunharca öldürülür... 31 Ekim Perşembe... Yani Cadılar Bayramı... Ki bu tarih, ilginç bir tesadüf eseri; hayırsever milyarder Thomas Wayne ve karısı Martha'nın da (Stella Stocker), tam yirmi yıl öncesindeki, benzeri bir belediye başkanlığı seçim kampanyası esnasında öldürüldükleri ve failinin de halen bulunamadığı haftaya da denk gelmiştir... Ve... Batman, her ne olursa olsun sokaklar da, suçlularla olan mücadelesini de sürdürmektedir... Neyse... Belediye Başkanının vurarak parçaladığı kafasına sardığı bandın üzerine Daha Fazla Yalan Yok yazan Riddler; Batman'e de, bilmece içeren &şifreli bir mesaj bırakmıştır... O sebeple de Gotham Şehri Polis Departmanı dedektiflerinden Teğmen James Gordon (Jeffrey Wright), Batman'i de vaka mahalline davet etmiştir... Ancak aynı departmanın komisyon üyelerinden Emniyet Müdürü Pete Savage (Alex Ferns), Batman'in derhal gönderilmesini emreder... Bunun üzerine Bruce Wayne olarak yuvası Batcave'e (Yarasa Mağarası) oradan da Wayne Malikanesine geri dönen Batman; baba yadigarı yardımcısı ve akıl hocası da olan Alfred Pennyworth (Andy Serkis) ile kendini, gereğinden fazlasıyla Gotham'ın güvenlik ve huzuruna adayarak normal işlerini aksatması nedeniyle küçük bir tartışma yaşar... Ama karşılığı sürücü& olan Riddler'ın şifrelediği bilmeceyi de birlikte çözerler... Bu işaretin ardından Batman ile Teğmen James Gordon, Başkan Mitchell'ın otoparkındaki araçlardan birine; (aslında bir adliye muhasebecisi olan) Riddler'ın bırakacağını düşündükleri, ikinci bir mesajın peşine düşerler... Gerçekten de lastiğine makas saplanılmış olan bir araca; sonradan adının Annika Kosolov (Hana Hrzic) olduğunu öğreneceğimiz tanımadıkları bir kadın ile aralarında Carmine Falcone'un (John Turturro) sağ kolu Penguen'in de (Colin Farrell) bulunduğu bir çok fotoğrafı ihtiva eden bir USB bellek bırakılmıştır... Fotoğrafların çekildiği mekan da; Shoreline Lofts'un altındaki Falcone'un saklandığı Iceberg Lounge'dır ve polis, arama izni olmadan oraya girememektedir... Elbette izin veya davetiyeye gereksinin duymayan Batman; kapıdaki korumalar İkiz Kardeşler (Charlie ve Max Carver) engelini de aşarak, namı diğer Penguen olan Oswald Oz Cobblepot'a ulaşır... Fakat Başkan Mitchell ile ilişkisi olabileceğini ima eden Oz'dan, fotoğraftaki Annika hakkında hiçbir şey öğrenemese de; aynı kadının oda arkadaşı Selina Kyle'ın (Zoë Kravitz) kulüpte çalıştığını fark eden Batman onu, evine kadar takip eder... Aynı zamanda Catwoman'da olan Selina, içine gizlice sızacağı Başkan Mitchell'ın evindeki kasadan, Mitchell'ın el koymuş olduğu Annika'nın pasaportunu alır... Peşindeki Batman'de ondan... Ne olup bittiğini anlamak amacıyla Annika ile konuşmak üzere eve geri dönen Batman ile Catwoman vardıklarında, Annika kayıplara karıştığı gibi TV'de, Emniyet Müdürü Pete Savage'ın öldürüldüğü de duyurulmaktadır... Üstelik sosyal medyada; Gotham'daki devlet görevlileri ile siyasilerin bulaştığı tüm rüşvet pisliği, tamamen temizleyinceye kadar durmayacağını belirten bir video yayınlayan Riddler çekinmeden, bu cinayeti de üstlenmektedir... TV'deki görüntülerinden tanıdığı, öldürülen Emniyet Müdürü ve benzeri üst düzey görevlerdeki insanları; çalıştığı kulübün içindeki, uyuşturucu mafyasının takıldığı asıl kulüp olan Eksi 44 e giderlerken gördüğünü ifade edince de Selina: Batman ondan, kendisine yardımcı olmasını ister... Böylelikle Annika'yı da kurtarabileceklerdir... Tabii yeri gelmişken Riddler'ın, ilk cinayette olduğu biçimde Batman'e şifreli bir mesaj daha bırakmış olduğunu da vurgulayalım... Derken... Gözlerine kamera, kulağına da ses aygıtı taktığı Selina'yı Batman kulübe gönderir... Artık Selina Batman'in kulüpteki hem gözü hem de kulağıdır... Uyuşturucu kullananlar arasında polis Willam Kenzie'den (Peter McDonald) Gotham Belediye Meclisi Üyesi Keith Bergman'a ve Bölge Savcısı Gil Colson'a (Peter Sarsgaard) kadar kimler yoktur ki içeride... Dakika 50... Geride sizleri, annesi ile babası üzerinden Bruce Wayne'in özel hayatına da dokunulacak olan oldukça hareketli sahneleri de ihtiva eden 126 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Bitirmeden, henüz kafasındaki temizlik görevini tamamlayamamış olan Riddler'ın; hem de umulmadık bir gerekçe ile sürpriz bir hedefi de, imha planına dahil etmiş olduğunu da belirtmiş olalım... Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"Aksiyonu damarlarınıza kadar hissetmek istiyorsanız kesinlikle doğru yerdesiniz. Tom Cruise'un başı çektiği sağlam da bir kadrosu var. Biraz eskiye yöneldiğim bu günlerde bana ne varsa eskilerde var dedirtecek bir yapım Görevimiz Tehlike. Bir olayı çözmeye çalışan gizli bir ekip bir anda kendilerini köstebek avının içinde bulur. Ethan baş şüpheli olarak itham edildiği bu durumu düzeltmek için esaslı bir mücadeleye girişir. iyi seyirler...","label":8} {"text":"kesin bende bir problem var, herkesin beğendiği bir filmi beğenemedim ama acaba modum mu uygun değildi ? Walter Mitty bu filmin çok çok üzerinde, yani karma karışık bir film ve ben sığ bir adam, sığ bir yorum.","label":2} {"text":"boş bomboş bir film zaman kaybından başka birşey deil birine işkence etmek istiyorsanız tam filmi","label":7} {"text":"Ilk filmdeki o güçlü senaryo gitmis yerine tek amaci germek olan bir film gelmis ... 5/1.5 ...","label":2} {"text":"hayatımda izlediğim en güzel, en içime dokunan şeylerden biri.","label":8} {"text":"Yapılan yorumlarda yere göğe sığdırılamadığı için beklentilerimi Stratosfer'e kadar yükselttiğimden midir nedir, çok beğenmedim ben bu filmi. Nasıl desem, bir çiğlik, bir hamlık, bir olmamışlık var.","label":0} {"text":"geçmiş-gelecek geçişleri çok güzel. İlk yarı senaryo çok iyi akıyor ama ikinci yarı için aynı şeyi hissedemedim. Sürekli tekrarlanan şarkılar beni fazlasıyla baydı. Belki şarkıları sevemediğimden. O duyguyu alamadım. Mehmet Günsur yaşlanmış, farah gene hep aynı farah, Kerem bursin güneşi beklerken setinden fırlayıp gelmiş gibi. Kostümü geçirip takılmış. Eğreti duruyor. Ama işte ışıl yücesoy ve hümeyra'nın o kızkardeşlik sahneleri var ki-hele hümeyra'nın namus üzerine yaptığı sert konuşma. İşte sırf o öykü için izlenir. Yoksa ayperi ve şarkıları filan tırı vırı geldi bana. Sonuç olarak son filmi tamam mıyız? dan çok daha güzel buldum filmi ben. edit:Işıl yücesoy'un gençliğini oynayan kızı es geçmişim yahu o baya başarılı bir kızdı bak. Tip olarak da cuk oturmuş. Önü açılır umarım :)","label":6} {"text":"diğer serilerine kıyasla gerçekten sıkıcı bir film olmuş 2/5","label":3} {"text":"Direkt akıl hastanesine kapatılması gereken ruh hastası bir piçi güzelleme çabası. Nafile; böyle bir çocuk eldivenle bile sevilmez. Yarıda bırakmak zorunda kaldım.","label":0} {"text":"Izlerken hayali bir film izlemedigimizin farkına variyoruz. Gerçeklerle yüzlesiyorsunuz! Bitmemis bir yani var filmin... Tıpkı gerçekte olduğu gibi yuzlercesi bitmemis hayat hikayesi.kimsesiz ćocukların farkına varmamiz için yapılmış en gerçekçi yapıt Bırakma Beni... İzleyin ve yüzleşın masum çocuklarla...","label":9} {"text":"Sınıfta kalan filmler listesinde zirveye oynayacak türden bir örnek olmuş. Bireyi farklı şekillerde ön plana çıkarma isteğinin yanısıra \"temelde\" özel mülkiyetle sınırlı bir anlayışla hareket ederek köleliğe karşı mücadeleyi bir son olarak göstermesi ile özgürlükler anlamında yüzlerce yıllık bir yanılgıya düşüyor. Tarih var oldukça, kavga da var olacaktır, rüya hallerine girmenin alemi yok!","label":7} {"text":"bu tarz filmler pek sevmem ama güzel hareketli bir filmdi vurdulu kırdılı seviyosanız kaçırmayın...","label":4} {"text":"yeterince komik , özellikle kardeslik temasi konusunda oldukça sempatik , ilk filmin bir devami ...","label":7} {"text":"Oyunculuk için izlenir, sıkılınmaz ama çok şey beklemeyin. mark Wahlberg'in en sağlam oyunculukları arasında bence. Adam her türlü rolü kaldırabildiğini göstermiş.","label":5} {"text":"Güzellikleri geçmişte aramayı ve anı yeterince yaşamamayı fantastik bir yaklaşımla anlatmış yönetmen. Yüzünüzde hafif bir gülümsemeyle içine çekiyor film sizi...","label":6} {"text":"insanda derin yaralar açan gerçek kesit...çok başarılı","label":9} {"text":"Edward Norton'ın yönetmenlik yerine sadece oyunculuğa devam etmeli tezini güçlendiren bir film olmuş. Evet belki ilk denemesi lakin epey zayıf kalmış. 1999 senesinde çektiği bu filmden sonra yönetmenlik adına gerisi gelmediği ortada. Aslında güzel giriş yapan film, ilerledikçe havasını kaybediyor. Zaten süre olarak gereksiz derecede uzun, hatta son 40 dakikası biraz sıkmaya başladı ki internette gezinerek filmi tamamladım ve de hiçbir şey kaçırmadım. Komedi yönü fena olmasa da Dram ve Romantizm yönleri vasat durmuş. Başroldeki bayan Jenna Elfman son derece kötü bir seçim, filmden uzaklaştıran en önemli etken. Düşünüyorum da o rolde mesela Cameron Diaz, Kirsten Dunst ayarında bir oyuncu olsaydı filmin havası biraz değişebilirdi. Sonuç olarak çok kötü diyemeyiz. Ben Stiller ve Edward Norton ikilisinin oyunculuğunu birarada görmek adına tek seferlik göz atılabilir.","label":4} {"text":"Sinema tarihinin klasik mertebesine ulaşan ancak aynı zamanda izlemesi son derece zor filmlerinden. Tarkovsky'nin en bilinen eserlerinden biri. Yaklaşık 160 dakika boyunca hiçbir hareket yok, diyalogların hepsi, abartmadan söylüyorum tek tek bütün harflerine kadar, anlam yüklü, arkasındaki sembolizmi anlamanız, çözümlemeniz, veya filmi izledikten sonra uzun uzun eleştirmenlerin yazılarını okumanız gerekiyor. Beni kasar diyorsanız bulaşmayın derim, kasıyor. Ancak tüm bu bahsettiklerimi çözümledikten sonra film gerçekten anlamlı hale geliyor.","label":6} {"text":"Oscar’da animasyonlara özel hem uzun metrajlı, hem de kısa film ödüllerinin dağıtılma teşvikiyle, zaten bir hayli ciddiye alınan animasyon işi iki kat daha ciddileşti. Animasyonların sadece çocuklara özel olduğu ön yargısı, tamamen ortadan kalktı. Artık sinema salonlarında çocuklardan daha fazla yetişkin görür olduk. Pixar’ın, Walt Disney’in rekabeti bize güzel işleri izlettirmeye devam edecek gibi gözüküyor. Her sene eli ayağı düzgün bir animasyon filmi izlemeyi alışkanlık hale getirttiler bizlere. Geçen sene Pixar yapımı, Inside Out (Ters Yüz) Oscar’ı kazanmıştı. Walt Disney yapımı Zootopia, bu sene Oscar’ın en büyük favorilerinden biri olacağa benzer. Filmden “Up, Wall-e, Ratatouille, Toy Story kadar büyük haz almasamda, Inside Out ayarında güzel bir animasyon olmuş. Hayvanların özleştirildiği karakterler ve espiriler çok başarılı seçilmiş. (Tembel hayvanlardan, gişe memuru, çok güzel bir gönderme olmuş) Güzel bir macera yaratılmış ve aksiyonun da bol olması, sıkılmadan, çoluğunuz çocuğunuzla, maaile izleyebileceğiniz eğlence dozu yüksek bir animasyon olmuş. Kusur olarak, senaryonun sonlara doğru bocalaması ve havada kalan mantıksız bağlamalar olmasını söyleyebilirim. Bu arada IMDB’in Hint filmleri, süper kahraman filmleri ve animasyon filmlerindeki şişkin puanlarına aldanmayın ve Çinlilerin güzel kumaşlarına ve kızlarına inanmayın derim. Türkçe seslendirmede Cem Yılmaz, Tilki Nick Wilde karakterine hayat veriyor. Filmi ingilizce dublajlı izlediğim için Cem Yılmaz’ın performansı açısından bir değerlendirme yapamayacağım. Yönetmen ve senarist koltuğunda yer alan, Rich Moore,” Wreck-it Ralph ve The Simpson’da” 17 bölüm bulunmuş. “Byron Howard ise Bolt, Tangled” gibi başarılı işlerde yönetmen ve senarist olarak imza atmış. Anlayacağınız iyi işler yapan bir kadro, güzel bir iş için buluşmuş. Kahramanımız Tavşan Judy Hopps, hayvanlar aleminin, çiftçilikle özleştirdiği tavşan ırkının, bu makus kaderinden farklı bir meslek edinmek için, en büyük hayali olan polislik mesleğini tercih etmek istemektedir. Daha çok boğa, fil, aslan gibi daha iri yarı hayvanların seçildiği meslekte, kendini kanıtlamak için büyük metropol, zalım şehir, Zootopia gider. Burada akademiye katılarak, rozetini takar. Ancak zor hayali, mesleğe başlayınca daha da zor bir hale dönüşür.","label":6} {"text":"Bu kadar gerçekçi yansitilabilirdi bir kaçis plani. Benim basima böyle bi durum gelse, böyle davranirdim diyorum. Pasaport olayı olsun, hapishaneden kacisi aliskanlik haline getiren eski bir mahkumla görüsmek olsun kayda deger sahnelerdi... 8/10","label":7} {"text":"Tek başına izlense daha başarılı anlaşılır.","label":7} {"text":"& Bu senin zafer anın sen Kartal Ediessin & Başarı hikayelerini okumak hep hoşuma gitmiştir. Bir başarı hikayesini anlatan & Kartal E diee & kücüklüğünden beri değişik değişik branşlarda olimpiyatlara katılmak isteyen Kücük Edienin hikayesiyle başlıyor. Ediee babasının ordaki kayak pistini görüyor ve kayakla ilgilenmeye başlıyor . Ama biraz sakar oldugundan işler yolunda gitmiyor ve takıma kabul edilmiyor. Ediee işten tam vazgeçiçeken Finlandiyali Kayak Atlayıcısının performansını görüyor. Ve Kayak atlayıcısı olarak olimpiyatlara katılma hikayesini anlatıyor film boyunca. Öncellikle seneryo cok güzel ama içinde bir takım klişeleri barındırmıyor değil Hugh Jackman aşırı güzel oynamış eğlenceli karakterleri hep güzel oynuyor zaten. Filmin temposu biraz çalkıntılı. Film bir anda olumlu giderken aniden bir sözle bir olayla kötüleşedebiliyor . İngiltereden Kanadaya kadar giden bu macerada bir cok yer mekan görüyoruz ve kesinlikle çekimleri cok iyi Oyunculuklarda cok iyiydi diyebilirim. Şu son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biriydi diyebilirim. 8.0","label":7} {"text":"Jennifer Lawrence un iyi bir oyunculukla one ciktigi film.","label":5} {"text":"Film eğlenceli idi. fantastik açıdan güzeldi.","label":5} {"text":"Eğlenceli bir stop-motion...","label":6} {"text":"Birçok yeniden çevrimin aksine bence gayet başarılı bir çalışma olmuş. Filmdeki ince detayları, göndermeleri çözmek de ayrı bir zevk. Duvarlardaki resimlerde bile annenin oğlu üzerindeki otoritesini görebiliyorsunuz. Yer yer biraz bilimkurguya kaçan hafıza kontrolü sahneleri biraz abartılı olsa da film gayet başarılı bir psikolojik-politik gerilim filmi...","label":7} {"text":"cameron diaz muhteşem oyunculuk sergilemiş… eğlencelik romantik komedi diyebiliriz.. Kötü kızın sonunda iyi adamı bulma hikayesi..","label":6} {"text":"Romanı çok severim. O nedenle beklentim büyük olabilir. Kadro çok iyi ama o nedenle çok da umutla başladım filme ama pek beğenmedim. Belki romanı okumamış olanlar belki beğenebilir.","label":4} {"text":"tatlı konu, sıkıcı film.","label":3} {"text":"merak etmeyin işin içinde ticari kaygılar olunca 2 de geliiir 3 de geliir 4 te. siz içinizi rahat tutun","label":1} {"text":"Gerçekten beklentilerimin üstünde bir film olmuş begendim çok güzel bir filmdi oyunculuklar atfosmer 80 ler harika anlatılmış","label":6} {"text":"Tim Burton filmlerini seviyorum ancak Batman Tim Burton yapımı olarak o kadar kötü olmuş ki. Michael Keaton'ın da açık ara izlediğim en kötü batman olması cabası. Yani tamam filmin Tim Burton filmi olmasından kaynaklanan görsellik ve filmin işlenişi güzel ama batmanla çok zıt düşmüşler. Filmin tek güzel yanı catwoman'dı sanırım. Batman returns diye film yapıp bu kadar silik bir batman yapılamaz ya. O kadar saçma sapan şeyler oluyor ki filmde tahammül edemedim çok zor bitti. Çocuk filmi diyeceğim değil, yetişkin filmi diyeceğim o da değil saçma sapan bi' şey olmuş","label":4} {"text":"gerçege yakin bir mantikla ilerleyen bir film ama bu oyuncu kadrosuna ragmen kalkip sinemaya gitmeye degmez","label":3} {"text":"Kötü yorumlara kesinlikle aldırış etmeyin.İlk teksas katliamını izlerseniz kesinlikle ürperirsiniz.","label":7} {"text":"bu dokunakli ve basit filmi çok sevdim . Küçük çocuk çok iyi seçilmis .","label":5} {"text":"Şehrin harabe binaları arasında son model arabalar sürülür, bir müslüman ailenin yanından hristiyan cenazesi geçer, trafik cezasını ödeyemeyen aileler evlerini ışıklı noel ağaçlarıyla süsler, bir yanda davud yıldızı, diğer yanda zeytin tepesi...","label":7} {"text":"Filmi Sıradanlıktan kurtaran garner rolunu başarıyla yerine getirmiş. Keyifli ve hoş vakit geçirmek isteyenlar için kesin öneririm","label":6} {"text":"Gelen vuruyor, giden vuruyor;sinek olmak hakkaten zormuş. Daha nazik olmaya çalışalım bundan sonra. İzlemek için, tıklayın.","label":8} {"text":"Puanı düşük bence. İyi bir film. Çok fazla Avusturalya-aborjin atmosferi vermemesine rağmen başarılı bir yapım. Beklediğimden iyi bir film çıktı. Bakmayın öle yorumlara. Her zaman derim zevk-renk-kek meselesi. İzleyin mutlaka...","label":8} {"text":"Din, Hristiyanlık, Papa, Vatikan, Gizem anahtar kelimeler Hristiyanlık hakkında heyecanlı aksiyonlu ama öhh artık dedirtecek abartılı olmayan birşeyler izlemek isterseniz izleyin Film bitince dur bi bakıyım papa kimmiş moduna girdim","label":7} {"text":"The Space Between Us, vizyona girmesi oldukça uzun süren bir film. Normalde 2016 yazında vizyona girmesi gereken film ilk önce Eylül'e, oradan Aralık'a, oradan ta bu tarihe kadar ertelendi. Normalde bu pek iyi bir işaret olmaz çünkü genelde bu tarz filmler oldukça kötüdür. Ama ben yine de The Space Between Us'dan umutluydum çünkü oldukça iyi bir kadrosu ve ilginç bir hikayesi vardı. Konu şöyle: Nathaniel'in (Gary Oldman) başında bulunduğu bir uzay programı, Mars'a 6 tane astronot yollar. En başta görev gayet iyi giderken astronot ekibinden Sarah Elliot'ın hamile olduğu ortaya çıkar ve Mars'da Gardner'a (Asa Butterfield) doğum yapar fakat doğum sırasında ölür. Bu olayı basına açıklamamak için Nathaniel, bu olayı kimsenin öğrenmemesini sağlar. Bu olaydan 16 yıl sonra Gardner iyice büyümüştür ve artık dünyayı görmek istiyordur. Özellikle de Mars'da chatleştiği Tulsa'yı (Britt Robertson). Böylece Gardner dünyaya, ona anne gibi davranan Kendra (Carla Gugino) ile iner. Fakat onun vücudu dünyanın basıncı ve yerçekimine ayak uyduramadığı için uzun bir süre Nathaniel'in başında durduğu tesiste tesiste tutulur. Fakat Gardner, tesisten kaçıp Tulsa'yı görmeye gider ve böylece Tulsa ile Gardner, Nathaniel ve Kendra'dan kaçmaya başlarlar. Bu sırada da Gardner, dünyayı keşfeder.& Oldukça karışık bir konu, değil mi? Bir de filmi izlemeyi deneyin. Ama ilk önce iyi yanlardan başlayalım. Oyunculuklar gayet iyiydi. Asa Butterfield, bu filmde oldukça başarılıydı. Karakterinin samimiyeti bütün filmi iyi etkilemiş. Ve Britt Robertson'la olan kimyası da başarılıydı. Tomorrowland'den beri oyunculuğu hoşuma giden Robertson, bu filmde idare eder bir derecedeydi. Performansının tek iyi tarafı, Butterfield'la olan kimyasıydı. Ayrıca Gary Oldman ve Carla Gugino'yu görmek de çok hoştu, filme bayağı katkı sağlamışlar. Ayrıca dediğim gibi, filmin konsepti oldukça hoşuma gitti. Hikayesiyle ortaya koyduğu yeni fikirler gerçekten yaratıcıydı. Bu yüzden film uzun bir süre boyunca kendisini sıkmadan izletebiliyor. Şimdi de kötü yanlara değinelim. Yukarıda filmin konusundan bahsederken şaka yapmıyordum. The Space Between Us, hayatımda gördüğüm en karman çorman filmlerden birisi. Hikayede o kadar çok şey oluyor ki, film neye odaklanacağını şaşırıyor. Filmi 1 hafta önce izlemiş olmama rağmen hala konusuyla ilgili kafamda bir sürü soru işareti var. Bu bölüm biraz spoiler içerebilir ama bundan bahsetmem lazım. Filmin ilk yarısı sırasıyla şunlara odaklanıyor: Filmin ilk yarısı, tamamen planları alt üst eden uzay görevine, sonra Nathaniel'in şirkette yaşadığı zor duruma, sonra Gardner'ın büyüyüp Mars'da yaşadığı çevreye, oradan Tulsa'nın günlük hayatına, oradan Gardner'ın Mars'a gitme isteğine, Nathaniel'in 16 yıldan sonra şirkete geri dönmesine, Gardner'ın tek başına Tulsa'yı aramaya çıkıp dünyada hayatta kalmasına, Nathaniel ve Kendra'nın kendi başlarına Gardner'ı aramaya başlamasına odaklanıyor. Ve bu sadece filmin ilk yarısı. Üstelik filmin süresi 2 saat. Açıkçası, filmin ilk yarısı tamamen kötü değildi. Dediğim gibi hikaye, yaratıcı yerleriyle kendisini bir süre izletti. Benim de filmden beklediğim şey buydu zaten. Ama film ikinci yarısıyla beni kaybetti. Hikaye o kadar saçma ve alakasız bir yöne saptı ki, böyle uçuk bir konuya rağmen film iyice saçmalamayı başardı. Film ikinci yarıya geçer geçmez, seyirciye nefes bile aldırmadan şunlara odaklanıyor: Gardner'ın dünyayı tanımaya çalışması, Gardner ve Tulsa'nın polislerden kaçması, Nathaniel ve Kendra'nın arayışının ümitsiz bir duruma düşmesi, Gardner'ın birdenbire babasını bulmak istemesi ve Tulsa ile Gardner'ın birbirine aşık olması. Film burada beni kaybetti. Tam bu noktada filmden koptum. Pekala, filmin fragmanlarını izlediğim için Tulsa ile Gardner'ın eninde sonunda birbirine aşık olacağını biliyordum. Ama filmin işleyişine göre bu konu çok yapmacık kalmış. Hatta o bile değil, film aşkı anlatışı biraz fazla garipti. Bir de üstüne üstlük, filmin en sonunda Gary Oldman'ın karakteriyle ilgili bir ters köşe yapılmış. Bu noktada kendimi sanki bambaşka bir film izliyormuş gibi hissettim. Bu filme tamamen yabancı olan bir film. Ayrıca bir de şunu bir türlü anlayamadım. Filmin 2 saatlik uzun (hatta gereğinden uzun) bir süresi var ve hikayesine bu kadar konuyu sıkıştırmaya çalışmış. Ve nedense önemli kısımları kısa kesip gereksiz olanları iyice uzatmış. Mesela Gardner'ın dünyaya gelmesi ve Tulsa'yı bulması 5 dakika içinde gerçekleşiyor filmde. Ama bunlar filmin en önemli 2 bölümü zaten. Ama film bunlara değil de bitmek bilmeyen yan konulara gereğinden fazla zaman ayırmış. Filmin en büyük sorunu da bu zaten; konusunun ne olduğunu bilmemesi. Ortada belli ki ilginç bir hikaye var. Ama film bundan ziyade bildiğimiz romantik gençlik filmlerine benzemeye çalışmış, kendi yaratıcı hikayesine odaklanmak yerine. The Space Between Us, rezalet bir film değil. İçinde gerçekten de farklı ve yaratıcı şeyler var. Oyunculukları eğlenceli ve senaryosu dinamikti. Fakat filmin ikinci yarısı hikayeyi daha tahmin edilebilir, sıradan bir filme dönüştürmüş ve süreyi de iyice uzatmış. Eğer sinemalarda ilginç bir film görmek istiyorsanız ve bu türe aşinaysanız, bu filmi izlerken iyi vakit geçirebilirsiniz. Fakat geri kalan herkes için The Space Between Us, zaman kaybından başka bir şey değil. FİLMİN İYİ YANLARI: + Asa Butterfield ve Gary Oldman. + İlginç bir konu ve yaratıcı fikirler. + Senaryosu dinamik. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Gereğinden fazla konuya değiniyor ve sonuç çorbaya dönüşüyor. - Tamamıyla gereksiz sahneler. - Tulsa ve Gardner arasındaki aşk. - Tahmin edilebilir olması. TOPLAM PUAN: 5.4/10","label":4} {"text":"Film çok keyifli olmuş. Çocukları sıkmayacak şekilde arada Doğukan Manço ve Aydilge gelerek oyunlar oynatıp şarkılar söyletiyor. 10 yaşın altındaki çocuklara çok uygun bir film. Çocukların sinema perdesiyle sohbet edişini izlemek çok eğlenceliydi. Tekrar gideceğiz gibi gözüküyor:)","label":9} {"text":"Teen-slasher ların revaçta olduğu dönemin, iyilerinden...","label":9} {"text":"Ben artık bu filmden sonra bir Korku filmleri sever şu kanıya vardım biz (ne kadar iyi niyetli olursak olalım) bu korku filmi işini bir türlü beceremiyoruz ve elimize gözümüze bulaştırıyoruz. Ya korku filmi yapanların bu işi ciddi yapmaları gerekiyor ya da Yeşilçamın bu korku filmi sektörüne hiç bulaşmaması gerkiyor çünkü olmuyor hakikaten olmuyor.","label":2} {"text":"Bu yıl Blade Runner 2049 ve Star Wars: The Last Jedi'den sonra en çok beklediğim film Thor: Ragnarok'du. Çünkü filmin yönetmeni Taika Waititi'nin tarzına ve espri anlayışına bayıldığım için, bu etkileyici karaktere nihayet renkli bir film kazandırabileceğini düşünüyordum. Fakat şu ana kadar gelen eleştiriler son derece karışık olduğu için beklentilerimi biraz düşürmeye karar verdim ve sadece eğlenceli bir film izlemek istedim. Thor: Ragnarok'u izledikten sonra bundan çok daha fazlasını buldum. Pekala, bu seferki konumuz ne? Thor serisinin üçüncü filminde Ölüm Tanrıçası Hela, Asgard'ı işgal etmeye geliyor ve Thor'u Sakaar adında hiç bilmediği bir gezegene sürgün ediyor. Jeff Goldblum'un canlandırdığı ve buranın yöneticisi olan Grandmaster karakteri, Thor'u bir kafes dövüşçüsü olarak esir tutuyor. Bundan sonra Thor, Valkyrie ve Hulk ile karşılaşıyor ve birlikte bir takım oluşturarak Hela'yı Asgard'ı işgalinden durdurmaya çalışıyorlar. MCU'da bulunan, en az ilgi çekici süper kahraman benim için Thor sayılır. Çünkü ilk iki Thor filminde Chris Hemsworth'un karakteri son derece havalı, kaslı ve normal bir süper kahraman gibiydi, karakterinde pek yeni bir şey yoktu. Bu yüzden onu görmek eğlenceli olsa da, karakterini hiç doğru düzgün umursayamadım. Fakat Thor: Ragnarok filminde ise bambaşka bir Thor ile karşılaşıyoruz. Bu filmindeki Thor, son derecede komik ve hiç olmadığı kadar samimi birisi. Eğer Thor'un diğer Marvel filmlerindeki karakterine bayıldıysanız, onun bu filmindeki haline pek alışamayabilirsiniz. Ben ise Thor'un bu filmdeki haline bayıldım. Çünkü diğer Marvel süper kahramanların aksine Thor, başlı başına bir Tanrı olduğundan en özgün ve en sürükleyici filmlere sahip olması gereken şahıs aslında. Ve yönetmen Taika Waititi de Thor'un hak ettiği filmi yapmayı başarmış. Taika Waititi'nin yönetmenliği tek kelimeyle harikaydı. Her ne kadar onun What We Do In The Shadows filmine pek ısınamamış olsam da Hunt For The Wilderpeople'ın samimi stiline bayılmıştım ve Thor: Ragnarok'da da buna benzer bir hava görüyoruz (hatta Hunt For The Wilderpeople filminden Sam Neill ve Rachel House bile var bu filmde!). Ve bu samimi hava, son zamanlarda çıkan süper kahraman film furyasının içerisinde seyirciye eşsiz bir şeyler sunmayı başarmış. Neredeyse bütün MCU filmlerinin aksine, Thor: Ragnarok, kendisini gökyüzüne çıkan ışın&, karakterin geçmişini görme&, &çok fazla açıklama içeren konuşmalar ve sırtını sürekli aksiyona yaslama gibi şeylerle kendisini kısıtlamamış. Bu film, bu yıl çıkan Logan, Galaksinin Koruyucuları 2, Wonder Woman ve Spider-Man: Homecoming gibi filmlere benzemek yerine ve hikayesini diğer süper kahraman filmlerine bağlamaya çalışma olaylarından uzak, kendi kafasında bir iş olmaya çalışmış ve sırtını bu sefer komediye yaslamış. Doğru, günün sonunda bu yıl çıkan diğer süper kahraman filmleri belki bu filmden daha akılda kalıcı olacak ama Thor: Ragnarok'un bu yıl izlerken en çok eğlendiğim filmlerden birisi olduğunu da inkar edemem. Hatta süper kahraman olayı bir yana, Thor: Ragnarok şu an vizyonda oynayan en komik film olabilir. Öncelikle oyunculuklar harikaydı. Az önce dediğim gibi, Chris Hemsworth nihayet komik yanıyla bu filmde parlama fırsatı bulmuş. Onu izlemesi çok keyifliydi. Ayrıca Tom Hiddleston'ın filmdeki rolü daha büyük olabilirdi ama yine de bir sürü şey içeren bu hikaye, onu filmde gayet iyi bir şekilde kullanmış. Cate Blanchett ise Hela rolünde etkileyiciydi, hatta Marvel'ın en iyi kötü adamlarından birisi olabilir. Çünkü karakterinin amacı netti ve son derece etkiliydi. Ama şaşırtıcı derecede benim için ön plana çıkan karakterler; Tessa Thompson'un izlemesi çok eğlenceli olan Valkyrie karakteri, Jeff Goldblum'un döktürdüğü Grandmaster'ı ve Mark Ruffalo'nun Hulk'ıydı. Thor: Ragnarok, bu filmde Hulk ile Bruce Banner'ın kişiliklerini daha fazla ön plana çıkarmayı başarmış. Bu arada unutmadan, filmin en komik karakteri yönetmen Taika Waititi'nin canlandırdığı Korg'du. Korg ne zaman sahnede olsa salon gülmekten yerlere yattı. Bu arada Thor: Ragnarok, içinde çok fazla aksiyon sahnesi barındırmayan bir film olsa da, aksiyon olduğu zaman son derece tatmin ediciydi. Özellikle de son 25 dakikası. Üstelik bu sahnelerle iç içe geçmiş olan 80'li yılların şarkıları filmi daha da iyi bir hale getirmiş. İlk fragmanda geçen Immigrant Song şarkısının çalmaya başladığı sahnelerde ise salondan tezahüratlar geldi. Filmle ilgili sadece bir tek büyük sorunum var, o da dramın ağırlığıydı. Thor: Ragnarok, çok şükür epik bir sahnenin ortasında bir şaka söyleme gibi bir sorundan muzdarip değil ama yine de filmin o kadar büyük bir kısmı komediye ayrılmış ki, bu yüzden ortada olan tehlikenin boyutu küçülmüş. Mesela Hela, Asgard'ı işgal ediyor ve bir sürü asker öldükten sonra içinden diyorsun ki; Vay be, Hela amma da güçlüymüş. Eğer film böyle giderse Marvel'ın en iyi kötüsü olabilir bence&. Peki film bundan sonra ne yapıyor? Asgard'da bir sürü kişinin acı ölümünden, Hela'nın şehri ele geçirmesinden, Ragnarok'un ortaya çıkma tehlikesinden ve Dokuz Krallığın yok olabilme ihtimalinden sonra bunlara odaklanmak yerine filmin büyük kısmını Thor'a ve komik şakalara adıyor. Beni yanlış anlamayın, filmde Thor'un olduğu sahneler ve şakalar harikaydı fakat ortada bu kadar ciddi bir durum olunca, film bütün bunlara daha fazla vakit ayırmalıydı. Bu yüzden Hela, sadece arada sırada görünen başka bir Marvel kötüsü olarak akıllarda kalıyor ve ortada bulunan tehlikenin ne kadar ölümcül olabileceğini bir türlü göremiyoruz. Bu yüzden eğer Thor: Ragnarok'un epik veya son yılların en iyi süper kahraman filmi olmasını bekliyorsanız, filmden ufak bir hayal kırıklığı ile ayrılabilirsiniz. Fakat bu filmin iyi yaptığı bir şey varsa, o da türünün klişeleriyle harika bir şekilde dalga geçebilmesi. Bu filmdeki her sahne son derecede yaratıcı, komik ve genel anlamda gözlerini üzerinden alamadığım bir filmdi. Taika Waititi, bu film ile son zamanlarda çıkan tahmin edilebilir süper kahraman filmlerinin arasında seyirciye ufak bir nefes aldıran, son derece komik bir film sunmayı başarmış. 2 saat boyunca hiçbir şeyi düşünmeden izleyebileceğiniz, harika bir patlamış mısır filmi adeta. Ortaya daha iyi bir film çıkabilir miydi? Elbette. Ama ben şu anki sonuçtan son derece memnunum. Üstelik filmde bu kadar fazla materyalin başarıyla dengelenmiş olduğunu düşünürsek, ortaya gayet etkileyici bir iş çıkmış. Sinemada keyifli vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Taika Waititi'nin harika espri anlayışı, filmin samimi havası. + Hemsworth, Thompson, Goldblum ve Ruffalo'nun oyunculukları. + Taika Waititi ve birkaç tane daha ünlünün ufak cameoları. + Son 25 dakika. + Marvel evrenini genişletmeye çalışmaktan ziyade sadece eğlenceli bir film oluşu. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Bu yıl çıkan diğer süper kahraman filmleri arasında o kadar da akılda kalıcı değil. - Filmin ciddi tonu daha da ön plana çıkartılabilirdi. TOPLAM PUAN: 8.5/10","label":7} {"text":"bende uzun zamandır izlemek istiyordum sonunda izleyebildim.sürükleyici bir film temposu hiç düşmüyor.başta nicolas cage,john cusack ve john malkovıch çok iyi bir performans göstermişler.şimdi izlerseniz film biraz klişe gelebilir.ama 1997 yılına göre baya iyi bir film ve klişe değil.aksiyon-macera sevenler kaçırmasınlar.8/10","label":7} {"text":"Süper teknolojik sistemler var ama monitörlerin hepsi tüplü :) Hatta Mouse bile kullanmıyorlar, internet browser yok çok nostaljikti. Aksiyon hala tat veriyor.","label":7} {"text":"üçer dakikadan oluşan her kısa film çeken yönetmenin tarzını yansıttığı gibi perde de yine yönetmenin beğendiğini düşündüğüm klasik bir filmin eşlik ettiğini görüyor yada duyuyoruz. vebir çok filmde dünyanın heryerinden sinema salonları ve seyirci profilleri görmemiz sağlanıyor. hep içimde uhde kalmış bir şeyi sinemasıyla gerçekleştiren lars von trier'e saygılar...","label":7} {"text":"Önem olarak ele alındığında sinema tarihinde ’’Scream’’ daha önemli bir yerde.Devamı niteliğindeki ’’Scream 2’’ ise çıtayı daha da yükseğe çıkarmayı başarıyor.’’Scream 2’’ işte bu yüzden önemli.","label":6} {"text":"Çok klişe ve alışılagelmiş bir hikaye olmasına rağmen keyifle izledim. Tucker & Dale'den beri bu tür kara mizah ve kanlı filmleri seviyorum. Bir hayalkırıklığı Emma Roberts'ın çok kısa gözükmesi oldu. Ancak başroldeki Betty Gilpin çok sempatik bir oyunculuk sergilemiş. \"İzle geç\" kategorisinde değerlendirdiğim için başarılı buldum.","label":6} {"text":"lock stock and two smoking barrels ve snatch filmlerini sevenler buna da mutlaka bayılacaktır. filmi açmamla bittiği bir oldu.90 dakikalık tam gaz eğlence. yapanların ellerinden öpüyorum. Sitede sadece 35 kişi izlemiş. izleyin izlettirin. you talking to me!","label":8} {"text":"Katil Uak filmlerinden :) Filmdeki kurt ile ilgili efektler ok iyi yaplmt. Ama kurguda eksiklikler hissettim. Yinede izlenebilir bir film..","label":9} {"text":"The Shining filmini ilk defa izleyen Stephen King de aynı Rujenuar gibi tepki vermişti ve düşünmüştü ta ki kendi romanın uyarlamasını yapana kadar. Edebiyatın bittiği yerde sinema başlar.","label":7} {"text":"gayet güzeldi. sıkılmadan izleniyor.","label":6} {"text":"Yeryüzündeki en iyi kitap uyarlaması film hangisi diye sorulsa hiç tereddütsüz bu film derdim. Müthiş bir final, müthiş performanslar... Mutlaka seyredilmeli.","label":8} {"text":"Hayatımda izlediğim en berbat film bütün salon filmin yarısı olmadan çıktı benim anladığım şey şuydu biz Türklerden hala korkuyoruz onları yenemicegimizin farkındayız bu yüzden dünya sultanini hayali bir kahramanla yenip egomuzu tatmin etmeye calisiyoruz","label":0} {"text":"Ortalama, dingin, çerezlik bir hikaye. Mutlu hissettiğinde bayılan Charlie'nin ilk görüşte hoşlandığı kadını erkek kardeşiyle flört etmeye teşvik etmesini önce filmin gidişatını bozuyor diye yadırgadım. Ama mutsuz hissetmek için bunu yaptığını görünce bir nebze kabul edilebilir hale geldi. Yine de olmasa da olur, farklı bir gidişat yapılabilirmiş. Katapleksiden de haberim olmasını sağladı. Bir de Charlie'nin mutsuz hissetmek için her sabah kulaklığı takıp cenaze marşı dinlemesi güldürdü. Duygusal olarak hassas bir karakter olduğunu da görüyoruz zaten. 6/10","label":5} {"text":"film'deki efsane \"these go to 11\" lafına gönderme olarak bu film imdb'de 11 puan üzerinden değerlendiriliyor.","label":7} {"text":"güzel,duygu yüklü başrol oyuncularının performansı çok iyiydi.Farklı bir aşk hikayesi.8/10","label":6} {"text":"Jim Carrey üzerine yüklenmiş bir senaryo ve kısmen başarılı bir komedi.10/7","label":6} {"text":"1.Bölümden daha iyi bir film bekliyordum açıkçası fakat .e yaklaşamamış bile.","label":2} {"text":"Bir gün önceden izleme şansım oldu gerçekten çok mutluyum. Film de çok güzeldi, Jennifer'a bi kez daha hayran kaldım. 85/100","label":7} {"text":"Josh Radnor 2. başrol deneyiminde de başarılı. Bu tarz rollere çok güzel gidiyor ve öle gitmeye de devam edecek gibi duruyor.","label":6} {"text":"Requiem for a Dreamile birlikteuyuşturucu ve bağımlılık üzerineçekilmiş en iyi filmdir diyebilirim. sankiRequiem for a Dreambirçok sahne bu filmden esinlenilmiş.","label":8} {"text":"daha izleyemedik ama eminim çok zevkli ve fantastik bi film geliyooo","label":4} {"text":"bence ıyı bır fılm 2 sı cıksın aslında herkes nasıl yapıldıgına bakıyo onemlı olan o fılımde neyın anlatıldıgı :)","label":9} {"text":"Efendim neden İrlanda'ya gitmek istiyormuşuz, ne varmış orada? Yahu ne olacak, alabildğine yemyeşil yerler katedraller sınırsız bira var. Bir erkeğin düşünceli oluşunu seviyoruz biz kadınlar, bu film bize bu ihtiyacımızı sunuyor açıkçası. Başuca koyulası.","label":7} {"text":"Filmi az önce bitirdim.Bece mükemmeldi neden diğer animasyonlar kadar ünlü olmamasının sebebi; esprilerin bazılarının 6-16 yaş arası olmayışıdır heralde.Bununla eş zamanlı olark çıkan Rio dan kat be kat daha iyiydi diye düşünüyorum.","label":9} {"text":"film izlenebilir ben çok beğendim. oyunculuk özellikle Noomi Rapace' nın oyunculuğu had safhada. İzlemek için düşünmeyin direk izleyin hala ne duruyorsunuz :D","label":7} {"text":"Serinin ilk filmini seyrettikten sonra beklenti hayli yükselmişti. İkincisi ise bu beklentiyi karşılayamıyor. Neyse ki miyonlar var da sonuna kadar izlenebiliyor. Dedektif kadın karakteri, çizimi dahil başarısızlık örneği olmuş Seyredilir mi derseniz, elbette ancak ilkini düşünmeden.","label":5} {"text":"Bu kadar siyasileştirmeden yorum yapacağım ben de.Başında çok güzel bir tempoyla başladı.Çocuk soğuk olmasına rağmen kız direk kendini yakın gördüğünü belli etti zaten.Sonraki mektuplaşmalarda birden değişim ve o değişimin sebebi biraz daha çekici olabilirdi diyorum ben ama tamamen bu bir minnet duygusu diyorsunuz izlerken.Finali çok sıradan yalnız sonu daha iyi olabilirdi.","label":9} {"text":"Sen afişte o kadar gerine gerine dur triplere gir ama filmde iki saniye dur seninkide iş be dövmeli adam :D","label":6} {"text":"hayatımda ızledıgım en ıyı romantık komedı fılmı cok kalıtelı olmus mutlaka ızleyın 10/8.5","label":9} {"text":"Daha öncesinde anne-kız,baba-oğul arasında beden değişimi yaşansa ne olurdu tarzında filizlenen hikayelerin farklı bir formatı.Çok enteresan bir hikaye değil,çok iyi bir film de değil ama başrol oyuncularının performansıyla sıcak bir film,yer yer güzel espriler de mevcut..Sıkılmadan izlenebilecek hoş bir gençlik komedisi","label":6} {"text":"Kesinlikle zaman kaybı.","label":4} {"text":"hakem tff'den galiba. kan gövdeyi götürdü, izledi adam.","label":5} {"text":"Şuan sinemadayız tavsiyedir izlemeyin. 4 arkadaş toplanıp daha iyisini telefonla çekersiniz. Biz 6 arkadaş para verdik diye mecbur izliyoruz bu daha korkunç.","label":1} {"text":"Sade bir anlatım tarzıyla etki bırakan 'sapkın' bir film. İzledikten sonra hakkında pek çok yorum okuma ihtiyacı hissettim. Finaliyle izleyiciyi kesinlikle şaşırtıyor. Hem Raymond hem de Rex'in saplantılı olduğunu düşünüyorum. Biri iyi, biri kötü karakter olarak bunu yansıtıyor. Rüya anlatım sahnesiyle, kurban seçimi ve denk gelişiyle kader inancını vurguluyor. Ayrıca \"iyi aile babası\" olan bir insanın içinde de kötülük olabileceğini göstermiş; ki bu günümüzde çok daha fazlasıyla mevcut bir durum. Teknolojinin gelişmediği bir dönemde çekilmiş olması dolayısıyla flashback geçişleri biraz amatörce hissettirdi. Son dönemde 80'ler Avrupa'sında geçen iki film izledim. Biri Gotcha!, diğeri Spoorloos. İkisini de beğendim, galiba aradığım buymuş.","label":6} {"text":"USTALARDAN RESMİ GEÇİT TEK KELİME İLE ŞAHESER Bütün günler ölüme gider, son gün varır. Muazzam. Bir film ancak bu denli muazzam olabilir , iki saatlik film bir solukta bitti ve ardında bir çok şey bıraktı .Sorrenti'no sinemasına bu filmle başlamak istedim , daha evvel bir çok yerde denk gelmeme rağmen bir türlü izleme fırsatı yakalayamadığım bir filmdi , az evvel bitti ve bende büyük bir üzüntü içerisinde kaldım Çünkü böyle filmler hiç bitmemeli , hayatımda izlediğim en iyi ikinci film oldu diyebilirim . Repliklerin muazzamlık derecesinde olduğu kaç yapım üretiliyor ki bu sıralar . Her karesi bir tablo olan kaç film var , hangi film hayatı iki saate sığdırmıştır ki ? İşte bu film yapmış bunu. Neden hayat kadar iddialı bir kelime seçtim , şöyle açıklayayım. Bu film size ölümü göstermez , ölümün anlamını gösterir size , yerde cansız yatan bir bedeni göstermez size çünkü bunun bir öneminin olmadığını bilir , bize ölümden sonra geriye kalan acıyı gösterir . Tek bir filmle kalıplaşmış ve diğer yapımlarının unutulduğu bir oyuncuyu gösterir bu film size çünkü insanların tek yapıda düşündüğü gerçeği sunulur size . Cinselliği gözünüze sokmaz bu film , doğadan ilham alır ve bir manzarayı gösterir o huzurun içinde yaşanılan aşkı gösterir . Anne baba arasında olanları göstermez ,çocukların babalarına düşman gibi baktığını gösterir oysa geri planda ebeveynlerin aşkı vardır . Aşkı gösterir bu film size , dostluğu gösterir Kaybetmeyi gösterir , bir zamanlar dünyanın en iyi futbol oyuncusu olan Maradonanın kilo almış hali ve çocuğun birine bende solağım dediğini gösterir çünkü oda artık genç değildir ve ölmeye başladığını hissetmektedir , her şeyi vardır ama çevresinde hiç kimse kalmamıştır , özlem duyduğu tek şey vardır ,Gençlik. Hayatın kendisi vardır bu filmde , bir yönetmenin yarattığı karakterlerin arasında bakakalması , kendi boşluğu ve kendisini bıraktığı boşluğu gösterir size onunda özlediği tek şey vardı o da gençlik idi. Michael Caine muazzam oyunculuğu bir kez daha konuşturmuş, baba olmuş ,dost,öğretmen olmuş ama özlem duyduğu şey gençlik değil aşkıdır çünkü gençlik ona fazlasıyla uzaktır , tıpkı teleskoptan ters baktığınızda dağların size uzak kalması gibi Muazzam idi her şey . Mekanlar , muhteşem doğa manzaları , replikler , müzikler her şey muazzamlık kıvamındaydı , bir ömrü ,sevgiyi aşk ı her şeyi iki saate muazzam bir şekilde sığdırmış Sorrenti'no. Her neyse tıpkı filmde olduğu gibi doğaya karşı enstürmansız bir şekilde müzik yapmak ve anlamsız bir şekilde dans etmek isteyenleriniz olacak bu filmi izledikten sonra ve size farklı bakan insanlar ama onları umursamayın çünkü; Müziğin sesini duyamayanlar dans edenleri deli sanırlar.","label":7} {"text":"Sadece bir iki yere güldüm kalanı tam anlamıyla vakit kaybı olan bir film..Zaten Şafak Sezerin komedi anlayışını beğenmem ama bu filmi çok övmüşlerdi ve farklı olcağını düşünmüştüm. Güldüğüm bikaç yer hatrına 4/10","label":3} {"text":"bu kadar kaliteli oyuncu kadrosundan bu kadar vasat bir film izlemek şaşırtıcı... sıkıcı da diyemem ama yönetmeni kutlamak lazım...","label":6} {"text":"Spoiler> Sondaki odunlar üzerinden tren ilerlerken atlama sahnesi ve dinamit ile barajı havaya uçurma sahnesi dışında pek fazla hareket yok film de, Kirk Douglas'ı sevdiğim halde nedense bu filmdeki rolüne gıcık oldum biraz oyunculuklar bakımından fena film değildi tabi.","label":5} {"text":"Jim Carreyden farklı bir sunum izlemek için ideal. Tarzının dışında çok başarılı olmasada farklı bir film. Gizem kendini sonlara kadar hissettiriyor. Dediğim gibi çok olmasada yinede bence başarılı ve izlenebilir bir film.","label":6} {"text":"Güzel bir alternatif son için, tıklayınız. Potter da büyüyor ve artık 10 yaşında değil. Dikkat. Saygılar.","label":8} {"text":"Neredeyse 50 yıldır sinema sektörünün içinde bulunan ve ilk Jaws filmi ile Blockbuster terimini icat etmiş olan Steven Spielberg'ün yeni filmi Ready Player One'ı ne kadardır beklediğimi size anlatamam. Evet, fragmanları filmin kendisini sadece göndermelerden ibaret olan bir CGI gösterisi gibi göstermiş olsa da, Spielberg'e olan güvenim tamdı. Ne de olsa Spielberg, Jurassic Park, Er Ryan'ı Kurtarmak ve Indiana Jones filmleri gibi sayısız kült filme imza atmış olan birisi. Ve yeni filmi Ready Player One ile Steven Spielberg, sinema sektörünün en güçlü yönetmenlerinden birisi olduğunu bir kez daha kanıtlamayı başarıyor. Konu blockbuster filmleri olunca, Ready Player One bana istediğim her şeyi ve fazlasını sunmayı başardı. Sinema salonundan çıkarken ne kadar mutlu olduğumu size anlatamam. Ama öncelikle filmin konusundan başlayalım. Ready Player One, 2045 yılında Ohio'da geçiyor ve bize oldukça gerçekçi bir gelecek sunuyor. İnsanlık, dünya hakkındaki sorunları düzeltmek yerine onlarla yaşamayı öğrendiği için kimsenin gidecek bir yeri kalmamıştır, Oasis adındaki bir sanal alem dışında. Ana karakterimiz Wade Watts, filmin başında bize Oasis'i tanıttıktan sonra bu oyunun yaratıcısı olan James Halliday'in öldüğünü ve ölmeden önce oyunun içerisine üç tane gizli anahtar yerleştirdiğini öğreniyoruz. Bu anahtarların hepsini bulan kişi ise Oasis'in kontrolünü ele geçirecektir. Bunu yapmak için oyunda kimsenin fark etmediği ip uçlarını keşfetmeye başlayan Wade, bu yolculuk esnasında yeni arkadaşlar edinecek ve onu durdurmaya çalışan oyunun yöneticilerine karşı amacından vazgeçmemeye çalışacaktır. Bu filme girmeden önce kafamdaki en büyük endişe, Ready Player One'ın yüzeysel bir hikayeye sahip olup sırtını sadece pop kültür referanslarına yaslayarak seyirciye Bunu hatırlıyorum!& dedirtmesiydi. Ready Player One'ın gelmiş geçmiş en çok göndermelerle dolu filmlerden birisi olduğununa dair hiçbir şüphem olmasa da bu film hakkında en çok sevdiğim şey, hikayesinin yarattığı hissiyattı. Bu yüzden filmin içerisindeki bol göndermelere karşı aklımda en çok kalan şey, filmde yaratılan dünyanın içerisindeki macera oldu. Ve Spielberg'ün sihri de burada devreye giriyor. Eğer bir blockbuster filmi çekilecekse, bunu Spielberg'den daha iyi birisi yönetemez. Çünkü Spielberg, hikayenin içerisinde geçtiği dünyayı nasıl gerçekçi kılacağını ve karakterlerini nasıl ön plana çıkaracağını çok iyi biliyor. Ready Player One sona erdiğinde, Oasis'e dair bütün detayları biliyormuş ve bu dev dünyanın bütün hatları içerisinde uzun bir yolculuğa çıkmışsınız gibi hissediyorsunuz. Ben küçüklüğümde ne zaman bir film izlesem, iyi veya kötü olması fark etmez, eğer hikayenin içerisinde benim için ön plana çıkan samimi bir karakter veya havalı bir sahne varsa bunlarla ilgili hikayeler yazardım. Bu bakımdan filmler bana çok ilham verirdi. Bunların sayesinde sayısız hikayeler, hatta senaryolar yazdığım bile oldu. Ve eğer ben bu filmi yaklaşık 10 yaşımdayken izlemiş olsaydım, bu filmin karakterleri veya filmde geçen olayların içerisinde bulunduğu sayısız hikayeler yazardım. Bu film beni çocukluğuma geri götürmeyi başardı -nostalji bakımından değil üstelik- ve küçükken hayalini kurduğum sıra dışı hikayeleri yeniden kafamda canlandırdı. Bu film kusursuz olsun veya olmasın, son yıllarda sinemada bir film izlerken hiç bu kadar iyi vakit geçirmemiştim. Buradan Steven Spielberg'e şapka çıkarıyorum, adam 70'lerinde olmasına rağmen halen dev bütçeli, kaliteli filmler çekmeyi başarıyor. Bunu nasıl başardığına dair hiçbir fikrim yok, yaptığı filmlere hayranlık duymaktan başka bir şey elimden gelmiyor doğrusu. Peki eğer daha derine inecek olursam, Ready Player One hakkında başka neler başarılıydı? Filmdeki karakterler ve oyuncuların performansları çok iyiydi mesela. Gerçi karakterlerin geçmişleri hakkında daha fazla bilgi edinmek iyi olabilirdi ama hikayenin anlatmak istediği arkadaşlık, aşk ve kararlılık duygularını çok iyi yansıtmayı başarıyor. Oyunculuklardan da; ana karakteri canlandıran Tye Sheridan gayet karizmatik ve samimiydi, Olivia Cooke ise karakterinin içten ve güçlü yapısıyla bulunduğu her sahneyi çalıyordu, kötü adam rolünde Ben Mendelsohn epey akılda kalıcıydı ve izlemesi çok eğlenceliydi, Mark Rylance ise bir kez daha inanılmaz bir performansa imza atmış. Filmin aksiyon sahnelerine gelecek olursak herkes, kimsenin Steven Spielberg gibi bir aksiyon sahnesi çekemeyeceğine hemfikir. Filmin epik kelimesinin tam karşılığı olan bu sahnelerde uzun kamera çekimleri, ekranda görünen her şeyin canlılığı ve bu sahnelerin taşıdığı güçlü adrenalin, bu filme apayrı bir hava katıyor. Filmin başındaki araba yarışı sahnesinde müziğin kullanılmaması ve sadece araba motorları ile kaosun yarattığı seslerin oluşu harikaydı. Finaldeki dev savaş sahnesini izlemenin ne kadar tatmin edici ve eğlenceli olduğunu ise size anlatamam. Oasis'in içerisinde geçen sahnelerdeki görsel efekt kullanımı ise gayet iyiydi. Bazı kişiler bu bölümleri CGI'nın aşırı kullanılmış olması yüzünden hiç de gerçekçi bulmayabilir ama bu bölümlerin bir oyunun içerisinde geçtiğini ve gerçek hayatta oynadığımız oyunlarda da bunun fazlaca kullanıldığını düşünürsek, efektlerin bazı sahnelerdeki zayıf görünümü canımı sıkmadı. Üstelik Oasis dışında filmin gerçek dünyada geçen sahnelerindeyse ilginç bir şekilde, o kadar fazla görsel efekt yoktu. Bu da hikayenin gerçekçi havasına yardımcı olmuş. Şimdi sıra asıl merak ettiğiniz bölüme geldi; pop kültür göndermelerine. Spielberg genel itibariyle hikayenin akışını bozmadan ortaya harika göndermeler serpiştirmeyi başarmış. Bazı ufak istisnaların dışında bu film, içerisine yerleştirdiği göndermeleri layığıyla işlemeyi başarıyor. Bu konuda size fazla spoiler vermeyeceğim ama sürükleyici bir hikayenin içerisinde bu ufak detayları görmek gerçekten de yüzümü gülümsetti. Eğer filmin çok da başarılı olmadığı taraflara gelecek olursam; filmin ilk 15 dakikasında gereğinden fazla sesli anlatım vardı. Ana karakter Wade'in Oasis'in işleyişini ve dünyamızın ne hale geldiğini anlattığı bu uzun bölüm, bu sıra dışı hikayeye yapılabilecek en sıradan girişmiş gibi hissettiriyor. Bu yaşananları gerçekten görmek yerine başka birisinin ağzından dinlemek ise aynı hissiyatı yaratmıyor. Bunun dışında filmde I-R0k adında bir kötü karakter vardı -kurukafalı olan- ve bu karakter filmde resmen işe yaramazdı. Hikayeyi ileride etkileyecek bazı detayları göstermekte yardımcı olmasının dışında bu karakter, filmin süresini uzatmaktan başka bir işe yaramıyor. Bu arada süreden bahsetmişken, Ready Player One'ın 141 dakikalık süresi biraz fazla uzun hissettirebiliyor. Filmi ilk defa izlediğinizde her şey tadında ve tatmin edici bir şekilde sona erse de, zaman zaman tempoyu yavaşlatan birkaç sahne yüzünden filmi yeniden izlediğinizde bu sahneleri hızlıca sarmak isteyebilirsiniz. Bu bahsettiğim bazı sahneler kötü olmasa da, hikayenin akışı adına daha kısa tutulabilirdi. Fakat bunun dışında Ready Player One'ı izlerken harika bir vakit geçirdim. Filmin sadece göndermelerden ibaret olmaması ve bu göndermeler yaşandığı esnada ortadaki sürükleyici hikayeyi izlemeye doyamadım. Üstelik bu filmin günümüz teknolojisi ve insanlarına dair güçlü mesajlar yöneltmesi de bu filmi eşsiz kılan yanlardan birisiydi. Çünkü çoğu zaman bu kadar gönderme içeren dev bütçeli bir aksiyon filmi gördüğünüzde, stüdyonun ve yönetmenin tek amacı, seyirciye hiçbir ağırlığı olmayan, sırf havalı görünsün diye yapılmış aksiyon sahneleri göstermektir. Daha buna benzer bir örneği geçen haftaki Pacific Rim: Uprising filminde görmüştük. Ready Player One'ın ise gerçekten de iyi bir mesajı, samimi karakterleri, izlemeye doyamayacağınız bir dünya ve sıradışı yapısına karşın gerçekçi hissettiren bir tonu var. Spielberg, E.T. ve Jurassic Park gibi filmleriyle nasıl 80'li ve 90'lı yılların nesline damgasını vuran filmler yaptıysa, aynı başarıyı Ready Player One'da da yakalamış. Eğlenceli, sürükleyici ve hatta ilham verici blockbuster filmlerinin yapılmasını istiyorsanız, Ready Player One'ı mutlaka destekleyin. Özellikle de bulabildiğiniz en büyük perdede filmi izlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Steven Spielberg'ün filmlerine kattığı eşsiz havanın burada da geçerli olması. + Aksiyon sahneleri ve pop kültür referansları. + Samimi karakterler, güçlü performanslar. + Bitmesini istemeyeceğiniz bir hikaye. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - İlk 15 dakikanın gereğinden fazla sesli anlatım içermesi. - Hikayenin temposunu yavaşlatan bazı gereksiz karakterler. TOPLAM PUAN: 8.5/10","label":7} {"text":"sonuna kadar sıradan bir filmdi işte sıradan bir aşk konusu. ama sonu enteresan biten filmlere örnek işte","label":7} {"text":"EFSANEYDİ KESİNLİKLE GİTMELSİNİZ,BEN ŞOK OLDUM VE ARTIK EN SEVDİĞİM FİLM OLDU... SÜPERDİ GİDİN HADİ NE BEKLİYORSUN HALA","label":9} {"text":"Gus Van ın elephant ın dan kat kat ii ve onun kadar sıkıcı olmayan bir film cannes u filmi görmez iste Gus van ı yüceltirler festivaaldeki film neydi çölde hic konusmadan dakikalarca yürüyen adamları izledik","label":7} {"text":"Farklı bir yapım ben şahsen filmi sevdim, bazı bölümleri biraz sıksada ve biraz absürt bulsamda verdiği mesajlar yinede güzeldi zaman ayırmaya değer.","label":8} {"text":"Zamna yolculugu hakkında pek ayrintili degil ama guzel bir film. zaman geçirmek icin izlenebilir","label":6} {"text":"Hem seyircisini hem meraklısını beklenti içine sokacak fragman ve teaserlerıyla iddialı bir korku olan Dabbe 6 seri takipçilerinin en iyi kabul ettikleri Cin Çarpması filmi kadar iyi olmasada beklentileri karşılayacak bir korku filmi.Etkileyici kanıtlarla ispatlanan konusu,gerçekçi karakterlerle kurulmuş örgüsü,tam çözdüm dediğiniz anda sizi bir kez daha ters köşeye yatıracak senaryosu, Hasan Karacadağ usulü çekim açıları, mekanları ve büyük final süprizi ile 'Amaan yerli film değil mi ? Ne bekliyorsun ? ' modunda olmayan her sinemasevere estetik zevk verecek kalite kokan bir korku.Yalnızca müziklerin biraz sinir bozucu olduğu söylenebilir. Dabbe 6,6.kez uyarılmayı bekleyenleri uyarmak için vizyonda.İyi seyirler. UYARI: Gişeler her ne kadar önemsemesede unutmayın film +18 ve bu çok doğru bir karar. 18 yaşından küçükseniz lütfen filmden uzak durun. Dip Not-1:Yönetmen MAGİ isimli filmi ile Hollywood'a açılıyor. Bilginiz olsun. Dip Not-2 : Filmin etkisini azaltmak için izlerken işaret parmaklarınız suretiyle kulaklarınızı tıkayınız. Ben ne korkacağım canım ?! Bir arkadaşımın önlemi bu!?","label":7} {"text":"Ben daha önceden bu filmin Anime serilerini izleme fırsatı bulamadığım için gayet objektif bir değerlendirme yapacağım. Ben bu filmi baştan sona zevkle keyifle izledim ve son zamanlarda beni yaptıkları filmlerle hayal kırıklığına uğratan Syhlaman tekrar bu filmle beni memnun etti. Syhlaman bu filmle bana göre çok güzel bir dönüş yaptı. Filmin kurgusu, senaryosu uzak doğu mitolojilerine dayanan felsefesi ve karakterleri çok ilgimi çekti. Film belki hayranları tarafından yerden yere vuruluyor ama dediğim gibi ben bu filmin animesini seyretmediğim için o yorumu maalesef yapamıyorum. Filmin tek handikapı bence fimin iki boyutlu çekildikten sonra üstüne üç boyutlu sahnelerin eklenmesi olmuş filmi gözlükle izlerken müthiş rahatsızlık yaratıyor bu seyirciye. Ancak yine de genel puanım 8/10.","label":7} {"text":"Bu adamın bu role ya da herhangi bir aksiyon filmine yakıştığını veya yakışacağını düşünmüyorum. Yürüyüş ofsayt tip ofsayt koşma ofsayt tip de ofsayt. Film de Öyle çok iyi değil orta derecede diyeyim.","label":6} {"text":"Çok kötüydü yahu. Sahneler o kadar yapmacıktı ki filmi sürekli gözünüzün ucuyla izleyip hade lem dedirttiriyor.","label":0} {"text":"\"Straight couple yelling at each other for two hours\" janrından bir film daha. Oyuncuların ikisi de ayrı ayrı çok çekici insanlar olmasına rağmen partner olarak hiç yakışmamışlar. Toksik ilişki görmekten içim şiştiği için filmdeki tartışma konuları da içimi epey şişirdi. Gerçekçi mi? Evet. İnandırıcı mı? Hayır. Bu kavga sahnelerinde daha çok bağırınca daha çok inandırıcı olunacağı fikrini kim ortaya attıysa yazıklar olsun. Başarısız deliveryler yüzünden nice replikler boşa gitmiş resmen. Kimse Zendaya'ya sigara tutmayı da öğretmemiş belli ki, uyuşturucu batağından zar zor kurtulan kimse o şekilde sigara içmez zira. Güzel tarafları da vardı tabii. Siyah-beyaz olması, kamerayla beraber evin içinde dolaşmamız, tek mekanda geçmesi, haklı-haksız ayrımı yapamamamız, bir türlü sevişememeleri ve filmin müzikleri gibi.","label":6} {"text":"herhangi bir madde kullanmıorsanız izlemeyin zevk almazsınız.","label":7} {"text":"o zamanın şartlarında diye başlayan yorumlardan yazmayacağım çünkü o zamanlarda değiliz. ben izledim ve hiç beğenmedim. müzikler, sahneler korku filminden çok korku filmleriyle dalga geçen filmleri akla getiriyor. Ben ki korku filmlerini korkudan izleyemeyen adamım, bu filmde korkmadıysam film korkunç değildir. yinede o kadar insan beğendiğine göre benim göremediğim bişeyler olsa gerek filmde.","label":7} {"text":"18 yaşına gelince hallomuyor herşey. Ergenlik üzerine bir ana oğul hikayesi, kurallara değil özgürlüklere dayanan. \"Menstruation\" sahnesi ayrı güzel.. 75/100","label":7} {"text":"Nuri Bilge Ceylan'ın mükemmel bir filmi daha, karakterlerin iç dünyasını ustaca bizlere gösterebilen nadir yönetmenlerden. Seyirciye gösterirken de daha çok filmin çekildiği alanlardan yararlanması onu diğer yönetmenlerden ayrı bir yerde tutuyor ki Bir Zamanlar Anadolu'da filminde de bunu görebilirsiniz. Sanatsal filmlere ilgisi olanlara tavsiye ederim, 9/10.","label":8} {"text":"Güzel senaryosunun yanında yer yer abartılı müzik kullanımı ve duygusal sahnelerin iyi işlenememesi gibi hatalar barındıran seyir zevki yüksek bir film olmuş. Muhtemelen yakın zamanda hollywood'dan bir remake gelir. Keşke biraz daha soğuk, biraz daha durgun bir atmosferin hakim olduğu bir film olsaydı. İhtiyarlara Yer Yok filmindeki gibi bir tarz, filmi çok daha iyi yerlere taşıyabilirdi. Umarım muhtemel remake'i yapılırken dandik yönetmenlere emanet etmezler bu senaryoyu.","label":6} {"text":"Eugenio Derbez'in izlediğim en vasat filmiydi diyebilirim. Anna Faris'i de pek beğenmiyorum. Konu ilgi çekici, film de öyle başladı ama beklediğim mizah ve romantizmi bulamadım. Son bölümdeki pazarlık sahnesi güldürdü. Kız çocuklar çok sevimliydi. Zaman zaman duygusala bağlayacak gibi oldu ama hep bir seviyede kaldı. 6/10, vakit geçirmelik.","label":5} {"text":"Bir türlü ilerleme kaydedemeden olduğu yerde sayan, son derece karanlık bir film 'Kurdun Günü'. Şu ana kadar izlediğim Haneke filmleri arasında en zayıf olanı... (5/10)","label":4} {"text":"Ölülerle ilgili hertürlü filmi seyretmişimdir.Zombilere karşı bir ilgim var.Bu tarz filmlerin dahada çok çekilmesi ve o özlediğimiz 80 yıllar tarzındaki olması lazım.Şimdi biraz bu tür filmleri çekmekten korkuyorlar herhalde.","label":9} {"text":"en sonunda hrithik roshan nın bir filmi vizyona gircek hayret!! bu çocuk çok sempatik yaşuklu süperde bi danscı ve şarkıcı yani hinduların tarkanı krissh 2 de umarım vizyona girer","label":7} {"text":"ortaokulda lidyalılar ne zaman anlatılsa parayı icat ederek iyi mi yaptılar kötü mü yaptılar tartışması olur du?cevabı bu filmde...","label":7} {"text":"Mükemmel bir film. Filmi izlerken her ani na dakikasina dikkat etmeniz gerekiyo hic bi sahneyi kacirmadan izlenmesi gereken bi film . Filmin bitmesiyle bitmeyen nerde ne oldugunu anlamaya calistiginiz cok guzel basarili bi film . Iyikide izlemisim . Kesinlikle tavsiye ediyorum . Film bittikten sonra 2 gun boyunca film analiziyle ilgili yorumlari okudum farkli bakis acilarina sahip olanlar var . Konusu farkli sekillerde yorumlanmis. Guzel ve basarili","label":9} {"text":"Filmi 5 - 6 kere izledikten sonra bi de linkteki çözümlemeyi izleyin. O kadar da kısa bi film olmadığını göreceksiniz. Kısa film dalındaaçıkara en öndedir benim için. O göndermelerin hepsini çözmek yürek ister. http://www.youtube.com/watch?v=F1KYk405ePE&feature=youtu. be","label":8} {"text":"Çok yüzeysel kişilerden oluşan,içi kof bir film,hiç bir kahraman inandırıcı değil.Ezgi Mola çok iyi oynuyor,ancak yetmiyor.","label":3} {"text":"Aaron Eckhart ın başrolünü oynadığı cia ve derin devlet temalı aksiyon filmi. Taken filminin bir tık altı demek yanlış olmaz sanırım. Tadında aksiyon sahneleri nadirde olsa var ve aksiyon filmlerinde bulunan klişelikler mevcut. Orta seviye diyorum izlenebilir...","label":5} {"text":"Anime severler için bulunmaz nimet.","label":7} {"text":"David Blaine'nin bir takım insan dışı hareketlerini, dumanlı ve karanlık sahne önünde değil, insan ve sokak içinde sergilediği eğlenceli -özellikle zenci abilerimizin verdiği inanılmaz tepkiker- sıra dışı, doğaüstü ve olağanüstü performansıdır.","label":6} {"text":"Macera dolu Amerikaaaa Amerikaaaaa Daha önce de buna benzer bir film izledik aa dur ya bunun aynısıydı sanırım neyse bu film de aynı. Hatta bu film diğerine göre biraz daha komik olmuş. Espriler falan izlettiriyor filmi. Oyunculuk da gayet iyi duruyor yalnız filmde yer alan efektler tam bir kaos. Çekimler olsun helikopterlerin geçişi falan izlerken gülebilirsiniz. 150 milyon para harcıyorsun efektler olmuyor bir şeylerde hata var. Yönetmeni bu yönüyle beğenmedim. Filmin içerisinde göndermelerde mevcut. Başkanın kalem kılıçtan güçlüdür sözü ve buna karşı gelen silah yapımcıları falan bizlere bilmemiz gereken düşünceyi anlatıyor. Para gelsin de insanlık önemli değil diyenleri al aşağı eden bir yapım. Oturup izlenebilecek bir film olmuş. Efektler de tam olsaydı film çok rahat 7 puanı hak ederdi. Tabi klişe senaryoyu da görmezden gelirsek. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"filmde sinemada fantastik olsunda çamurdan olsun diyenlerdenim Fantastik sinemanın yeri bende her zaman farklı bir yerdedir fakat son yıllarda tüm fantastik filmler klişe fantastik sinemanında en kısır yaratıcılıktan en uzak zamanlarındayız diyebilirim hani tabiri caizse ortalık taytlı süper kahramanlardan çılgın manyaklardan geçilmiyor Öncelikle şunu belirtmeliyimki filmde Çok büyük beklentilere girmemek lazım. Farklı ve özgün bir konusu olan film. Aksiyon neredeyse hiç bitmiyor. Peter Jackson ismini duyunca beklediğinimiz görsel şöleni de fazlasıyla karşılıyor.izlerken keyif aldığım bir post-apokaliptik, distopik/ütopik bilimkurgu- fantazya. aynı zamanda da başından sonuna dek hiç durdurak bilmeyen bir aksiyon-macera. görsel açıdan leziz. görkemli, pek tabii ki göz doyurucu.özel (görsel-işitsel) efektler harika. marvel filmlerinden farklı olarak yaratıcı bir blockbuster/popcorn filmi. ancak klişeleri de çok.gene de iyi an'lara sahip. misal gösterişli açılış sahnesiyle film sizi hemen yakalamayı başarıyor. serinin yıllar sonra gelen dördüncü filmi mad max fury road ile distopya açısından yakınlıklar-benzerlikler mevcut. elbette burada gördüğümüz tamamen ütopik. tekerlekler vb. üzerinde hareket eden şehirler var. hugo weaving. konu kendisinden açılmışken filmin kötü adamı olarak beklenildiği gibi yine başarılı. başroldeki 1988 doğumlu aktör robert sheehan'da hiç fena değil. mortal engines, peter jackson'ın the lord of the rings ve hobbit filmlerinde sanat yönetmenliği yapmış olan, yine jackson'ın 2005 yapımı remake king kong filminin görsel efekt ekibinin başında yer alan isimlerden biri olarak oscar kazanan christian rivers'ın kendi yönettiği ilk uzun metrajı oluyor.açıkçası teknik anlamda altından kalkmasını bilmiş. gişede umduğunu bulursa devamı gelecektir, görmeyi isterim de. bu açıdan bir başlangıç filmi olarak tam not alamasa da eğlenceli. Her zaman başyapıt veya oskarlık filmler izleyemezsiniz bazen çerezlik filmlerde izlemek gerekir Buda onlardan biri izlerken keyif veren ama izle unut tarzında denilecek bir film 10 üzerinden 6.7","label":7} {"text":"Öncelikle filmi çok beğendim. Oyunculuk üst düzey. Film hakkında birkaç not düşecek olursam: Filmin son sahnelerinden biri, adamın grup seks yaptığı sahne. Adam resmen bağımlısı olduğu filmlerin içine düştü. En etkileyici sahne. Filmin hemen başında gördüklerimden sonra on beş dakika kendime gelemedim, sarsıldım.","label":7} {"text":"Öncelikle kesinlikle uzak durun. Rezalet. Komedi namına birşey yok. Amatörce yazılmış amatörce kurgulanmış amatörce de çekilmiş. Tamamen vakit kaybı.","label":0} {"text":"guzel film","label":7} {"text":"Bu filmi, varligindan haberdar oldugum ilk gunden beri izlemek istiyorum. Bu kadar bekledikten sonra hayal kirikligina ugratmayacagini biliyordum. Dokundugu yeri kanatiyor, oyle bir film.","label":8} {"text":"Bu film çok bambaşka bir film. Klasiklikten çok uzak, farklı düşünce yapısı ve içeriği ile ayrılmış bir film. Beyin kaslarını çalıştıran, bir ileri iki geri yapan ve zekice kurgulanmış bir film. Daha ilk anından sizi yakalayan ve sonuna kadar bırakmayan bir film. Evet belki zamanda yolculuk ile ilgili çok fazla film çekildi. Ama bunların çok büyük bir kısmı saçmalayıp, sıkıcı ve komik hale gelen filmlerdi. Bu film ise ayakları yere sağlam basan kaliteli bir film. Biraz fantastik, bira aksiyon, biraz dram ve bolca bilim-kurgu ile izlenilmesi gereken filmlerden. Bu zamana kadar nasıl gözümden kaçmış bu film bilmiyorum ama sizde geç kalmadan izleyin. Tabi ki bir zamanda yolculuk filminde pek mantık beklenmez, sonuçta olmayan bir şey ve tamamen kurgu. İşte bu yüzden bunun bir sınırı yok. Sen nasıl düşlersen öyle oluyor. Burada yönetmen aynı kişinin genç ve yaşlı halini bir arada bolca kullanmış ki, bu tarz filmlerde pek rastlamadığım bir durum. Genel de bunun büyük sorunlara yol açacağını söyleyip uzak duruyorlar. Burada ise gayet cesurca işlenmiş. Oyunculuk anlamında Joseph Gordon-Levitt ve Bruce Willis başı çekmişler. Daha ağırlıklı olarak Joseph'i izliyoruz ve gayet başarılı bir oyunculuk çıkarmış. Şaşırtan finali ile güzel bir film diyebiliriz. İyi seyirler... 7.5/10","label":6} {"text":"allahtan popüler bir film değil ha yoksa burada film yerine o 3-4 sn gösterilen tabloyu, malum konuyu tartışıyor olurduk. amerikanın yobazı da çok zayıfmış ya türk yobazlarından öğrenmeleri gereken çok şey var. bu arada ötönazi kararı, hasta komadayken ailesi/doktorlar tarafından veriliyorsa 'pasif' kararı hastanın kendisi veriyorsa doktok destekli ötönazi yani 'aktif ötönaziye' giriyor ve birkaç amerikan eyaleti dışında hiçbir yerde yasal değil. Olması gerekir mi? Bence gerekir.","label":6} {"text":"Gary her filmde olduğu gibi bu filmde de rahat durmayıp manyaklığını yaptı.","label":7} {"text":"filmi tek kelime ile ifade edeyim zayıf / birşeyler eksik kalmış bittiği anda siliniyor filme dair düşünceleriniz","label":4} {"text":"iyi vakit geçirmeye yarayabilir.......eee julianın sempatikliği yeter...","label":6} {"text":"Uçuş, baştan sona gerçekmiş hissi yaratan ve özel efektler ile boğulmamış ancak süresini sıkılacak kadar uzun bulduğum bir dram. Sonuç olarak; yalanın tükendiği anda işe tanrının karışması fikrini sevmedim, uyuşturucu ve alkol kullananların dramını efekte boğmadan empati kurmamızı sağlayacak şekilde aktarmak güç. Alkol, olağanüstü yetenek, uyuşturucu, kaza, mutsuzluk, yürütülemeyen evlilik, doğru yolu tanrı sevgisiyle bulmak… hepsi bir arada olunca bana fazla geldi. Hayatımda izlediğim en gerçekçi uçak kazası sahnesini yaşatan Robert Zemeckis eserinde; Denzel Washington’ı, hostes Margaret Thomason rolü ile Tamara Tunie’i ve özellikle kanser hastasını canlandıran James Badge Dale’e iyi ki rol vermiş. İyi oyunculuk ve yönetim arıyorsanız bu filmi kaçırmamanızı öneririm. http://www.fundalina.com/alkol-ve-sigaradan-sogutan-ucus-flight/#.UOss7uQj6Bc","label":5} {"text":"Pornhub'ın 2008'de nasıl kurulduğu ile başlayıp, 2012'de porno sektörünü nasıl kendine bağımlı hale getirdiğine değinen, ardından zorla tecavüz, çocuk istismarı, çocuk pornosu yayınlaması ile ilgili dava sürecini anlatan kısmi belgesel. Büyük bölümü boş muhabbetle geçen bir yapım. Günün sonunda, pornhub oluşturduğu pazarda bu tarz videoların geziyor olmasını, insanlar böyle istiyor biz ne yapalıma bağlıyor. Böylesi hassas bir konuda çalıştırdığı personelin günlük 800 video kontrol etmek zorunda kalması, ne kadar çok açığı doğurabileceği ortada iken böyle bir bahaneye sığınması çok saçma.","label":3} {"text":"bir korku filmi olarak arşivimde ise de ortalama bir korku filmiydi. george c. scott'un perili evinde basit bir beyzbul topu korkutucu olabiliyordu. İnsan bedeninin bütünlük arzeden ve etmeyen her halini yaşarken ve sonradan görmüş biri olarak bu filmdeki korku unsurları bana ilginç gelmedi.","label":6} {"text":"İnsanların koma hallerindeyken birleştikleri bir araf dünyasından sıyrılmaya çalışmalarını izleğimiz kısmen bilim kurgu kısmen fantastik bir film. Rus yapımı olmasının etkisiyle soğuk bir havası bulunmakta. Hikaye ve kurgu fena değil. Oyunculuklar ortalama seviyede fakat efektler başarılı. Filmin dialogları biraz daha başarılı olsa çok daha iyi bir seviyede olabilirdi. Fakat olaylar anlaşılmaz bir şekilde ani gelişiyor. Bir örnek vermek gerekirse, mesela filmin başında Viktor'u kurtarmaya gelen ekipte tek bir kız var ve üsse döner dönmez kurtarılan karakterimiz kızın phantomla ilişkisi olup olmadığını öğrenmeye çalışıyor. Hele bi kaç gün geçsinde, bi ortama alışıpta bunları sorsaydın bu ne acele? Devam eden olaylarda böyle bir hızlandırılmış konu değişimi var. Ne ara konu buna geldi dedirtiyor insana.","label":5} {"text":"Filmde bebeklerin hareketlerini canlandırdıkları kısımlar hoşuma gitti. Filmin başlarında hayal gücüyle ilgili bazı korkunç kısımlar vardı. Sanırım bu sahneler 7+ olmasının sebebini açıklıyor. Ortalama bir film.","label":4} {"text":"ben 13 yaşımda olmama rağmen beklediğimi bulamadım.bence küçük çocuklara hitap eden bir film.tamam komiklikler var ama çok değil.kanustaki balık komikti mesela.13 yaşından büyüklere tavsiye etmiyorum.ama bu yaşın altındakilerin gerek renkleri,gerek karakterleri,gereksede şarkılarıyla ilgisini çekebilir ve hoşlarına gidebilir.","label":6} {"text":"gerçek hayattan alıntı olması ile birlikte filmi gerçekten begendin insanı fazlasıyla geriyor ama filmin sonunda hikayeyi güzel bağlayabilirlerdi diye düşünüyorum. Uzun bir film ve izlerken şaşırtıcı bir sonla yada hareketli bir sonu bekliyorsun ama sondaki o dingillikle birlikte bir bakmışsın film bitmiş anlatıyor sana bu bu kadar yaşadı şu kadar çocugu oldu bu şöle öldü diye. bence son daha etkileyici olabilirdi.","label":6} {"text":"Tam tadında bir film.. müzikler harika. ufaklığın ağzı fena laf yapıyor","label":8} {"text":"Bu kadar konuyu aynı anda işleyip kitap yapabilmek ayrı bir dert bunu 2 saate sığdırıp film yapabilmek ayrı bir dert. Filmde boş sahneler sadece 10 dakika falandır. Geri kalan her sahne sürükleyici ve güzel.","label":8} {"text":"İnsanın kendisine doğru gerçekleşen rezil geri dönüşümü şüphesiz ki müstahaktır! Kendi emeğini çöp eden, o çöpü sonunda afiyetle yiyen değil midir insanoğlu..","label":8} {"text":"Bu film blues u anlatır, konuyu okumanıza gerek yok, izlemeye başladığınızda ta en başından vaat eddiği şey budur ama öyle oturup da blues şöyle çalınır böyle okunur demez. Bu bir ruh halidir, dertlerini sıkıntılarını anlatmanın en basit şeklidir, belki daha basit şekli de yoktur. Bu durumda ki insanlarla başlar, onlar da basittir, ne vaat ediyorsa onu gösterir, bu müziğin ruhundan anlamayan insan bu filmden de sıkılır, ona hitap etmez çünkü.","label":7} {"text":"Vücut... Mustafa Nuri'nin ilk filmi olan Vücut, ilk film olmanın bütün zaaflarını ve handikaplarını içinde barındırıyor. Oldukça sorunlu bir yapıya sahip olan senaryosu vasat bir öğrenci projesi dolaylarında gezinirken, sinematografisinin kalitesizliği basit bir samanyolu tv filmi düzeyinde kalmasına neden oluyor. Tamamıyla yanlış ve sorunlu yazılmış karakterlerine bir de inandırıcı olamayan uyumsuz oyunculukların eklenmesi filmin -sınıf tekrarı gerektiren başarısız bir öğrenci projesi- gibi gözükmesine neden oluyor.","label":2} {"text":"nasil bir konu, izlerkennasil duygulara sokuyor insani nasil bir rahatsiz edicilikcok ilginc. oyunculuklar süper.''en azindan kötü biri degilim, iyi bir insanim! '' derizya hep kendimize, ruhumuzdaki gün isigi görmemis karanliklardan haberimiz yoktur daha. bu filmo karanliklardan bir kaçina isik tutuyorsadece. günes gözlügüyle izleyin kalbiniz kamasmasin... ???","label":8} {"text":"Tamamen korkunç olmasa da insanı geren bir film izlemeye deger mi, değer.","label":6} {"text":"Filmin gerçek olaydan esinlenerek hazırlanmış olması ve amerikan kayıtlarına geçmiş tek büyü, cin, ruh vb. muhabbeti olması cazip kılıyo. İzlenmeye değer! 7/10","label":6} {"text":"başta klişe gibi görünsede film sizi başka yöne götürüyor. bazı sahneler var ki görülmeye değer. filmin sonu biraz saçma olsada farklı bitiyor.","label":6} {"text":"yani 4 çiftin sorunları çözme hikayesi.. Eğlencelik güzel kadrolu.. vakir geçirmecelik katagorisinden bir film","label":4} {"text":"Kendini süper güçlü bir köpek sanan bolt,setten dışarı çıkınca gerçeği anlayacaktır.Yeni edindiği dostlarla,yabancısı olduğu hayata alışmaya çalışır ve bir yandan da sahibi penny bulmaya koyulur.Disneyden yine çok güzel bir animasyon.Özelikle güvercinlere bayıldım:)Benim gibi animasyonları seviyorsanız izleyin.","label":4} {"text":"eğer 3 saat 15 dakikalık bir filmin bir sahnesi için bile \"burası hiç olmamış ya\" diyemiyorsanız o film olmuştur. kubrick'ten öğrenmemiz gereken çok şey var.","label":7} {"text":"Yalnızlığı tek başınalığı ruhsal bunalımı çok iyi anlatan bir film kendine yapayda olsa cevre yaratmaya aile yaratmaya çalışan bir adamın yaptıgı olaylar örgüsü.Film duragan olsa bile film bittikten sonra aklınızda olusan fikirler hızlı geçecek o yavaslıkta bile aslında neler anlatıldıgını göreceksiniz.İzleyin..","label":7} {"text":"Artık insanlar sinema üzerinden misyonerlik faaliyetlerine son vermeli dedirten film. Fazlasıyla klişe dolu yenilik vermeyen, ''aa ben bu sahneyi daha önce izlemiştim\" dedirten film. Vasat","label":6} {"text":"Spielberg'ün 80'lerde çektiği filmlere (E.T. , The Goonies gibi) saygı duruşu niyetiyle yapıldığını J.J.Abrams'ta açık açık söylüyor ama arkadaş 2011 yılındayız. Bu gözler ne Ucuz Roman'lar, ne Dövüş Kulüpleri, ne Matrix'ler gördü. Bu yılda ben bu filmi nasıl demode bulmayayım? Kesinlikle kötü değil ama zamanının çok gerisinde bir sinema diline sahip, nostalji tadı almak isteyenlere tavsiye edebilirim sadece. İyi seyirler.","label":3} {"text":".. çocuklar kafa bulup, kendi dünyalarında eğlenmişler ;)","label":6} {"text":"korku hele hele vampir filmlerinden hoşlananların mutlaka izlemesi gereken arşivlik bir yapım olmuş ..isveç çevrimini henüz izlemedim ancaka buna bayıldım .. efektler ,karlı soğuk karanlık atmosfer,müzik kamera veeee çocuk oyuncular özellikle erkek olan muhteşemdi ..10/8.5","label":7} {"text":"artı yönleri : - müzikleri şahane - oyunculukları şahane - anlattığı dönemi çok iyi yansıtmış -kostümler yine aynı derecede başarılı eksi yönleri: - filmde bir tempo yok - eğer dikkatli birisi değilseniz anlattığı hikayeden ansızın kopabilirsiniz.. - senaryo klişe ve içersinide bir çok klişe sahnede mevcut kişisel görüşüm ; eğer güzel oyunculuk ve iyi soundtrack için gidiyorsanız gidin. fazla bir şey beklemeyin. ayrıca şöyle efsane bir soundrack filme renk katmış. https://www.youtube.com/watch?v=mAJ4-Ey7jBM birde filmdeki şeyhi acaip bekir bozdağ'a benzettim. işte bunlar hep gündemin bilinç altımıza işlemesinin bir sonucu :)","label":6} {"text":"Bence mükemmel bir animasyon olmuş. Bu kadar düşük puanı ve kötü yorumları haketmiyor. Küçümsemeden izleyin animasyonları...","label":7} {"text":"IMDB'yi anladım da sitede nasıl sabit kalabilmiş 4.3'te hayret.","label":0} {"text":"Televizyonda benzerlerini çokça gördüğümüz klişe bir felaket filmi. Kötü efektler ve oyunculuklara hiç değinmeyeyim bile. Neyse fazla uzatmadan kısa keseyim. İzlemeyin!","label":1} {"text":"Senenin en büyük beklenti içinde olunan benimse hayal kırıklığı yaşadığım farklı cinsel eğilimleri barındıran film.","label":6} {"text":"Filmi izlerken ve bittikten sonra birkaç defa düşündüm: Bu film yeni bir şeyler veriyor mu bize? Elle tutulur olumlu bir cevap bulamadığımı fark ettim. Evet, Cooper'ın bu ilk yönetmenliği takdir edilesi, Lady Gaga ve özellikle kendisinin şarkıları kendi sesleriyle icra etmeleri de takdir edilesi, ancak bunlar haricinde kesinlikle küçümsemek için söylemiyorum ama bildiğimiz Yeşilçam. Tabii Hollywood versiyonu diyelim. Ancak giriş-gelişme-sonuç aynı. Lady Gaga'nın müzikal performansı haricinde oyunculuğunu da beğendim bu arada. Beklediğimden iyiydi. Kadında gerçekten bir star ışığı var. Yıllarca mikrofon arkasında, son zamanlarda da kamera önünde inanılmaz rahat, doğal, ve bunu da seyirciye anında hissettiriyor. Özellikle yurt dışında bayağı beğenildi diye biliyorum, genelde bu tarz hikaye ve karakterleri tutmuşlardır zaten. Ancak bana kalırsa çok da şart bir film değil. Son yirmi dakika biraz sıkmaya bile başladı aslında.","label":6} {"text":"Ben ve ogullarim bayildik bu filme , tabi agir basan ticari yönü biraz rahatsiz edici","label":6} {"text":"Çocuk sahibi olmadan önce izlenmesi gerekiyor. Bir çiftin üç kardeşi evlat edinmelerini ve aile olma sürecinde yaşadıkları zorlukları anlatan sıcak, samimi ve duygusal bir film. Sürecin gerçekçi yönlerini ele alırken, aynı zamanda bazı kahkaha dolu sahneler ve ince göndermeler ile izleyicileri eğlendirmeyi başarıyor. :)","label":8} {"text":"Haluk Bilginer ve Demet Akbağın tartıştığı sahne bile filmi sevmek için geçerli bi sebep","label":8} {"text":"Çocukluğumdan hatırladığım hayal meyal sahneleri şimdi izleyince zihnimde tekrar canlandırabildim. 90'lı yılların başına VHS kopyalarıyla damga vurmuş filmlerden biri de diyebiliriz, izlerken çok keyif aldım.","label":7} {"text":"bu kadar kötü olabileceğini beklemiyodum ilkokul çocuklarına hitap eden bir film . ayrıca buldukları prenses de daha genç ve güzel olabilirmiş :-)","label":0} {"text":"1-2 tane ölüm sahnesi dışında malesef çok sıkıcı ve komik bi filmdi.beğenmedim...","label":3} {"text":"İlerleyişi ve farklı bir bakış açısıyla işlenmiş bir şekilde devam etmesi gerçekten etkileyiciydi.Harika bir yabancılaşma anlatımı ve kabusu.Çelişkilerle dolu oldukca güzel bir filmdi.","label":6} {"text":"Şener Şen'in ilk başrol oynadığı filmdir.. Motorsiklet sahnesi ise unutulmazlar arasındadır..","label":6} {"text":"\"Gerçek şu ki, her zaman belki bende bir sorun vardır diye endişelendim, anlıyor musun? Belki yaşamak için yeterince iyi değilimdir diye.\" Eğlendiren bir o kadar da insanın kalbine dokunan bir film..","label":8} {"text":"Seriyi takip edenler neyle karşılaşacaklarını bilirler; bol aksiyon takip kovalamaca araba bina falan patlatmaca vs, fakat bir sorun dikkatimi çekti; farkında değiller belki fakat aksiyon filmleri gitgide hayalileşmeye yani izleyenleri atmosferden uzaklaştırarak içi boş bir balona dönüşmeye başlıyor, bunun nedeni de başroldekilerin insanlıktan uzaklaşması, yahu parmağımıza çivi batsa veryansın ederiz, düz yolda düşsek bile sarsılırız, onlarca şey yaşayıp defalarca yaralanıp binalardan düşüp camları parçalayıp tahtalara çakıldıktan sonra hala hiçbirşey olmamış gibi kalkan ve daha canlı devam edenleri gördüğümde ister istemez bir & hadiyin len ordan & diyesim geliyor ve bir filmden ziyade çizgi film izlediğimi hissediyorum, film terminatör ya da predatör tarzı birşey olsa hadi neyse diyeceğim ama öyle bir konusu da yok, güya bunları insan diye yutturacaklar bize biz de bunu benimseyip vay beee diye izleyeceğiz ! yok öyle birşey, gerçekçi olması için çabaladıkları hayal dünyasında dozajı fazla kaçırmışlar...","label":5} {"text":"Huzur verici. Harika. Daha önce seyretmediğime pişman oldum resmen.","label":8} {"text":"tabiat anayla makinenin savaşı, muhteşem bir görsellik, harikulade hayvan figürleri...","label":9} {"text":"&HER ŞEY BİR ÇOCUKLA BAŞLADI.& Japon kültürünü gerçekten çok takdir ediyorum. efendilerine onur ve sadakati çok üst düzey seviyelerde göstermeleri örnek alınacak bir davranış. eski zamanlardaki giyimleri ne kadar komik gelse de herkese ders olacak cinsten. filmimiz 47 Ronin efsanesine dayanarak çekilmiş. efsane olduğu için filmde geçen her şey tamamen doğru mu bilemeyiz ama Ronin'lerin çok iyi yansıtıldığını düşünüyorum. bunun dışında filmin süresi fazla uzun tutulmuş daha kısa da olabilirdi ve afiş çok anlamsız olmuş. sırf ilgi çeksin diye 5 dk. bile gözükmeyen iskelet dövmeli adamı koymuşlar oraya. bunun ticari kaygılar için yapıldığının farkındayım. filmdeki hızlı dövüş teknikleri görülmeye değer. finalinin daha farklı bir şekilde bitmesini isterdim. ailecek izleyebileceğiniz, aksiyondan daha başka şeyleri vaat edemeyen seyirlik bir film olmuş iyi seyirler...","label":6} {"text":"Umut Işığım, Pat ve Tiffany’nin sıra dışı ilişkisini sıkmadan ve ritmi bozmadan başarıyla bizlere aktarıyor. Oyunculuklar çok iyi. Sadece başrol, yardımcı oyuncular açısından da değil, yan roller de etkili. Bradley Cooper’ı filmin başlarında biraz eğrelti bulmama rağmen sonrasında sevdim. Jennifer Lawrance ise star ışığı dediğimiz ışıltısını bulunduğu her sahnede sergiliyor. İkilinin uyumu etkileyici. Yönetmen koltuğunda oturan David Russel’ın öyküyü, Matthew Quick’in romanından senaryolaştırdığını da belirtmekte fayda var.","label":7} {"text":"2 yıldır vizyona giremedi bu film ya... vizyon tarihi hakkında bilgi var mı acaba ?","label":4} {"text":"Paralel evren konulu filmleri seviyorsanız beğenebilirsiniz. Gayet sürükleyici bir film","label":7} {"text":"gerçekten bu ekibi çok özlemişiz. esprileri, sohbetleri çok güzeldi ama Cevdet'e ne oldu onu da bir anlasaydık keşke...","label":6} {"text":"Oscar ödülünü haketmemiş ama kötü olmayan bir film, duyguyu güzel aktardığını düşünüyorum boş vakitte izlenir 7/10","label":6} {"text":"Filmde ki EscobarınJorge Luis Ochoaın yansıcı olarak resmedilmesi ve tip olarak zerre benzememesi filmin olmamışları. Gerçi olmuşları kısmına da ekleyecek pek birşey yok.","label":6} {"text":"Bence türünün sağlam örneklerinden..Yıllar geçmesine rağmen hala aklımda sahneleri kalan bir yapım,izlenmesi gerekenlerden..","label":8} {"text":"komple bir yapım gerek oyunculuklar gerekse ortam yaratımı bakımından çok iyi bir çalışma hugo nun eserini çok iyi yorumlamışlar. final sahnesi gerçekten çok çok iyi çekilmişti jenerik ise süperdi... izlenmeli","label":8} {"text":"Filmi klişelere boğmuşlar ama yine de Hint filmlerinin akıcılığına kapılmanızı sağlayan muhteşem müziklere sahip olduğundan izlenesi bir film olmuş diyebilirim.","label":5} {"text":"final cümlesi yüzünden allak bullak olduğum film","label":8} {"text":"lars von trier izlese sever.","label":7} {"text":"daha iyisini izleyene kadar bu film galiba dünyanın en feel good filmi.. izledikten sonra akılda 60lar, hippiler ve tabiki rock'n roll kalıyor.. şimdi bunları yazarken bile gaza geldim bi daha izliycem feel good olacam:) ayrıca afişindeki abbey road göndermesi de on numara olmuş..","label":8} {"text":"bu kalitesizlikte filmler için keşke eksi puanlama olsa 1 puan bile buna fazla.","label":0} {"text":"Bir Xaiver Dolan hayranı olarak, her filmini izliyorum. Diğer 2 filmine göre bu filmde yer yer de olsa sıkıldığım anlar oldu ama tamamına bakacak olursak, biraz fazla uzun olmasının dışında gayet etkileyici bir filmdi. Eşcinsellik çok güzel bir bakış açısıyla anlatılmış ve saklanacak birşey olmadığı insanlara aşılanmaya çalışılmış. Bunu da kendisi de eşcinsel olan fıstık yönetmen/oyuncumuz Xaiver yapmış. Kendisi çok takdir ettiğim bir kişiliktir. Genç yaşında benim gibi 1000lerce film izlemiş birinin favorilerine filmlerini eklemeyi başarmıştır :) Ayrıca filmdeki her oyuncunun performansı, ayrı ayrı harikaydı.","label":7} {"text":"beklentilerimin epey üzerinde iyi diyebileceğim bir film 7/10","label":6} {"text":"Woody Allen ütopyası ilişkilerin yalın, basit, kolay ve gerçek olamayacak kadar üçgen olması... Seviyorum tarzını, oyunculuğunu, filmlerini... izlerken çok güldüm, baraşırılı bir durum komedisi. Woody nin oynadığı karakter çok tatlıydı, mükemmel.","label":7} {"text":"1 saniye guldugumu hatirlamiyorum , emeklere yazik eminin daha iyisi yapilabilsiniz","label":0} {"text":"O kadar etkileyiciydi ki zamanın nasıl geçtiğini anlamadık mutlaka gidilip görülmesi gereken bir film ayrıca yasananlar tamamen gerçek","label":9} {"text":"enteresan ve güzel bir film kaçırmayın. Hele o sigara olayı fena :)","label":6} {"text":"cin çarpmasını aratmayan bir filmdi. harkulade tereddüt etmeden gidebilirsiniz...","label":9} {"text":"klasik doğaüstü korku/gerilim türünden filmlerden biri.çok fazla klişe kullanıldığından ayrıcalıklı olamıyor.ama herşeye rağmen filmin iki artısı var.1-jessica alba.2-sonundaki kurgu.gece geç saatte izlerseniz beklenen sonucu alabilirsiniz.ama bence vasatı aşamamış.6/10","label":5} {"text":"çok iyi bir filmm...","label":7} {"text":"Kendi yaptıklarını iyi/doğru olarak yorumlayanların da içinde bir kötülük barındırdığını ve bunun hayatın akışında bir yerlerde ortaya çıktığını gördük.","label":8} {"text":"filmin konusu ve mekanları dışında herşey rezil. aşırı kötü. oyunculuk fekalet beş para etmez. duygusuz replikler, anlamsız bakışlar. böyle bir konudan harika şeyler çıkarılabilicekken rezalet bir yapıt çıkarılması ayrı bir başarı.","label":2} {"text":"Çok güzel bir hikaye. Empati yaptırma yeteneği yüksek bir film. Buram buram yaşam kokuyor..","label":8} {"text":"Disgusting fuckin'bullshit!!!!","label":0} {"text":"insanın içine işleyen, sarsıcı, etkileyici bi film. uzay heparı, ceylan çaplı, derya arbaş ve travesti rolü için kendine travesti bir koç tutarak filme hazırlanan deniz atamtürk gibi güzel insanları barındıran bi filmdir ayrıca. ve tabii ki melek, deniz türkali.. gecenin en karanlık haliyle hüküm sürdüğü sokakları, o sokağın insanlarının sevgileri, aşkları.. küçük iskender bir şiirinde demiştir; \"kimbilir belki de bu masalı dinleyerek uyuyanlar bir daha asla uyanmayacaklardır ya da gece, melek ve bizim çocuklar'da uzay heparı'nın çay içerek derya arbaş'ı bekledigi kahvenin önünde bileklerini keseceklerdir.\"","label":0} {"text":"oyuncular ve oyunculuklar şahene.. Bildiğin sanat filmi.. Abartılı sıkıcı uzun sahneli… basit konulu boş bir film.. Kadroya yazık olmuş","label":3} {"text":"Başlarda sadece güzel film , farklı diye başladığım ama bitirirken hayran kaldığım bir filmdi. Oyunculuklar ayrı çekimler ayrı..verdiği mesajlar ayrı güzeldi. şiddetle(!) öneririm..","label":9} {"text":"korku yada gerilim sevenlerden çok drama sevenlere hitap eden bir film, gitmeden önce düşünün...","label":5} {"text":"Nasıl desem.. Geç kalmamanızı dilediğim bir film. yaşadığımı hissettim.. Etrafıma bakıp o kadar üzüldüm ki :(( Görüntüler netleştikçe ufalandık, yalnızlaştık.. Mutlu hissetmeye ihtiyaç duyduğum her an bu filme talibim.","label":8} {"text":"tanrıyı inançları sorgulayan filmleri severim bu da onlardan bir tanesi her inançlı birey tanrının kendisini koruduğunu savunur ve tüm hayatını bunun üzerine kurgular tanrı sizinleyse sizin inancınızda olmayanların yanında ki kim ya da tarih boyunca yaklaşık 4.500 tanrıya inanılmış dünya da bunların bir çoğuna aynı dönemde inanılmış hangisi doğru olan sizinki mi bir daha düşünün derim...","label":7} {"text":"fear and loathing las vegas ın daha az kafa yapmış haliydi malesef sıkıla sıkıla izledim ama müzikleri güzeldi. johnny depp arada böyle acaip yapımlarda kendini harcıyo. sadece depp in oyunculuğu için izlenir. vizyona girdiğinde etrafımdaki sinemalarda neden bulamadığımı şimdi anlıyorum. çok az bi kitleye hitap ediyo.","label":6} {"text":"Fikir güzel, uygulama kötü. Korku-gerilim sıfır. Öldürme sahnesi neredeyse hiç yok, olanlar da yaratıcı değil. Senaryo basit, oldu bittiye gelmiş. Karakterlerin davranışlarının mantıklı açıklaması yok, karakter derinliği yok. Tamam harikalar beklemiyoruz ama bu da şaşırtıcı derecede boş bir film olmuş. Kendi içinde bir mantık bekliyoruz en azından. Adam Buddi'yi evil yapıp sonra intihar ediyor. Sebep? Patron bağırdı diye... Oldu canım. Bu arada Chucky değil de Joker izlemiş gibi oldum Mark Hamill sağ olsun.","label":4} {"text":"Beklediğim gibi değildi ama sonunda verdiği mesajı tüm filmde geçen olaylar ile bütünleştirdim. Böylece zekice kurgulanmış şaşırtıcı bir film çıktı ortaya.","label":6} {"text":"Başından sonuna kadar göğüs kafesinizde huzursuzluk hissettiren bir film. Daniel Day-lewis' in filmdeki resitalini bilmeyen Joaquin Phoenix' in joker performansını inanılmaz sanıyor. izleyenler ise popülizm sen nelere kadirsin diyor :) Müthiş oyunculuklar, ingiliz adalet sisteminin rezilliği ve haksızlığa uğrayan insanların çaresizliği beni inanılmaz derece de rahatsız etti. Bu duyguyu film size yansıtabiliyor. Hikayenin uyarlama olması da ayrı bir rahatsız edici durum..","label":7} {"text":"film hem eskiye göre hemde yeniye göre gayet iyi bir film çok hoşuma gitti, zaten yönetmenin filmleri genelde türü aynı o yüzden bu türü genelde bu yönetmen yaptığı için yönetmenede ayrı bi sempatim var başarılarının devamını diliorum...","label":7} {"text":"Bir arkadaş filmde fazla aksiyon yok demiş, herhalde salonda uyumuş kalmış. Birde bu arkadaş fantastik ve bilimkurgu filmlerinden kendisine gına geldiğini söylemiş o zaman bu filme gitmeseymis diyorum. Gidipte neyini elestiriyorsun filmin anlamış değilim. Galiba dwayne johnson un başka bir filmine girdiğini sanmış arkadaş.Alternatif filmler var onlardan birine gitseymis bari. Birde artık bana gına geldi şu fantastik filmlerde ciddiyet arayan insanlardan, seyret geç ne bekliyorsunuz bu tür filmlerden anlamıyorum. Ciddiyet mantık oyunculuk kalitesi arıyorsanız bu tür filmlere gitmeyeceksin arkadaş. Alternatifmi yok, ha jurassic park, ha kıng kong seyretmis sin ne ne fark ediyor,dev hayvanlı fantastik filmler her daima sinema var olduğundan beri yapılan filmler bunlar 1950 lerde tarantula filmi bataklık golü canavarı vardı.her zaman. çekildi cekilecek o kadar.","label":9} {"text":"Yaşanmış bir hikayeyi çarpıcı bir şekilde anlatmış.","label":6} {"text":"neredeyse bütün filmlerinde olduğu gibi renk, curcuna, neşe,çok tatlı...","label":7} {"text":"romantik film dalında gelmiş geçmiş ve de gelebilecek en iyi film.bir daha böyle film yapılamaz.paltrow ve hawke ın uyumu çok zor bulunur.","label":9} {"text":"IMDb'den aldığı puan bir hayli yüksektir bu film için, o kadar diyim ben.","label":0} {"text":"statham tam bu filmlerin adamı. yönetmen de iyi iş çıkarınca güzel bir film olmuş.","label":6} {"text":"Ben çok başarılı buldum bu filmi..O savaş sahnelerinin çarpıcılığı,kostümler,geçmişe dönüş..Filmin kurgusu,oyuncular herşey etkileyiciydi.Tavsiye ederim..","label":9} {"text":"Vanilla Sky'ı izleyen ve izlemeyen insanların ruhsal dengeleri arasında uçurumlar olduğunu iddia edebilirim.","label":4} {"text":"Belki film mükemmel denilecek derece değil ama gayet iyi şekil de yazılmış bir senaryo mizah ve hafif gerilim olan bir film oyuncular gayet başarılı oynamış yorumlara kapılıp gitmemezlik yapmayın zevkler tartışılmaz belki ama en azından yorucu bir gün ardından yüzünüz de tebessüm yaratacak bir film Çağlar Çorumlu'yu özellikle tebrik ediyorum oyunculuğu çok iyi bunu bir kez daha kanıtladı...Hasibe Eren'İ daha fazla görmek isterdim ama bu kadar dahi mutlu etti :)","label":6} {"text":"ilkinden daha iyi efekler ve konusu daha iyi olmuş bence 10/8","label":7} {"text":"Kickboxer: Vengeance'ın devam filmi. Saçma sapan bir konu ve her klasik dövüş filminde olduğu gibi abartısız ayıya benzeyen bir heriften önce dayak yiyen sonra döven asıl olan. Hayatımda izlediğim en kötü dövüş filmlerinden birisi olabilir. Aynı zamanda serinin de en kötüsü.","label":0} {"text":"çoğu kişinin aksine ben filmi beğendim, bekleme odasına benziyor","label":6} {"text":"hadi porno çekip para kazanalım gibi saçma bir konusu var ve filmde cinsellik o kadar doğal ki hiçbir özel yanını komamışla.cinselliği tamamen iç güdüye bağlamışlar anlayacağınız duygu yok.","label":1} {"text":"müziklerin sonlara doğru uykumu getirmesi dışında çok iyi bir filmdi. başroldeki karakterimiz gururlu,dobra,umarsız, ve eski parlak günlerinin gölgesinde yaşayan işinde birtürlü başarılı olamayan hayatı oldukça düzensiz bir tiptir. coen kardeşlerin filmlerinde tiplemeleri gerçekten çok beğeniyorum. [spoiler]filmin sonlarına doğru çocuğunu görmek için gitmesini bekliyordum fakat beklediğim gibi olmadı.[/spoiler]","label":7} {"text":"izleyene harika bir iki saat yaşatan pre-apokaliptik film. geleceğin britanya'sı gibi şimdiye dek pek çok kez işlenmiş bir ambiyansta geçse de orijinalliğinden ödün vermeyen, sinema için bir şeyler yapmaya çalışmış bir film children of men. bu bakımdan kendisine duyduğum saygıdan öpüp başıma koyasım var. araba ve mülteci kampı sahnelerinde -hala nasıl bu kadar başarılı olduğunu anlayamadığım- el kamerasıyla çekilmiş upuzun tek plan çekimlerin gözlerimize zevkin doruk noktasını yaşatması filme ne kadar gerçekçilik katıyorsa, clive owen'ın filmin uzun bir bölümünü çıplak ayak parmak arası terliklerle geçirmesi gibi alakasız detaylar da filme bir o kadar absürtlük katmış. arada kaynayıp giden onlarca metaforu, göndermeyi ve clive owen'la julianne moore'u hesaba katmıyorum bile. kısacası benden 10 üzerinden 8 alır..","label":6} {"text":"sabır sınavı resmen bı fılm anca bu kadar kotu olabılır","label":0} {"text":"Bu film kadar beni ağlatan başka bir film bilmiyorum. Mükemmeldi.","label":8} {"text":"sırf gişe yapsın diye piyasaya sürülen, abartıldıkça abartılan, seyircinin dahi izlerken her saniyesine gülmem gerekir diye şartlandığı, büyüük umutlarla izlediğim film. bi defa fragmanda ne varsa film zaten o kadarcık, ondan ibaret çok netim bu konuda. en baba esprilerin hepsi fragmanda verilmiş ki seyircide beklenti artsın ve film gişe yapsın. tuzağa ben de düştüm. paramı çöpe attım, üzgünüm. ekleme: film için ''küfür etmeden de komedi yapılıyormuş öeğağefa'' diyenlerin küfür şiddeti skalasını tahmin edemiyorum.","label":0} {"text":"İzlenebilecek düzeydi iyi bir yapım olmuş, film baştan sona sıkılmadan izlenebilir, vin diesel yine herzaman ki gibi, 4 yıldızı hakediyor bu film, izlememiş olanlar varsa izleyebilirler asla zaman kaybı değil","label":7} {"text":"zaman geçmiyorsa, canı sıkılan varsa bu filmi izlesin.akıcı film=acil arama.kalite kokusu var","label":7} {"text":"Dram yönü biraz daha ağır basan bir Kemal Sunal filmi..'Ölürsem Kabrime Gelme İstemem' şarkısını ne de güzel okumuş.. Final sahnesinde yaptığı konuşma ise, kan davası üzerine yapılabilecek en güzel konuşmalardan biridir..","label":5} {"text":"Meksika filmlerini genelde seviyorum ama bu gerçekten çok klişeydi. Hikayeyi geçtim, sahneleri ve olayların gelişmesi bile aşırı klişe içeriyor. Sonu olmasa direkt 5 verecektim ama sonuyla puanı 6'ya çıkarttı.","label":5} {"text":"yine muhteşem bir film olmuş, kesinlikle sinemada izlemelik... ve yine yekta kopan, haluk bilginer, ali poyrazoğlu döktürmüş : )","label":9} {"text":"80'lerden şahane bir korku çorbası. Lovecraft öğeleri var, zombiler var, ucundan folk-horror var, hayaletler var, gore var ve en önemlisi muazzam ötesi özel efektler var. Katliam sahnelerinde hem mankenler kullanılmış, hem de oyunculara plastik makyaj yapılmış. Hikaye ve oyunculuklar biraz zayıf kalsa da müzik, makyaj, sinematografi üçlüsü filmi ayrı bir yere götürüyor.","label":7} {"text":"Başarılı bir çalışma olmuş ayna tutuyor gerçeğe. Tam olarak beklendiği gibi, belki az daha ağır ve umutsuz sefillik devam ediyor beter olmuş halde ama standart","label":7} {"text":"Okuduğum yorumlarda hep gerçekçi olduğu için övülmüş. Hayatın gerçekleriyle hep yüzyüzeyiz zaten. O yüzden bu kadar gerçeklik fazla geld. Celine ve Jesse çatışmaları bu kadar göze batmasa kendilerine has romantizm ön planda olsa daha hoş olurdu bence. Otel sahnesinde oehhh artık demeyen var mıdır? Ama diyaloglar her zamanki gibi harika.","label":7} {"text":"önyargılarla yaklaşmıştım bu filme. ama izledikten sonra ne kadar güzel bir fantastik film olduğunu gördüm. ikinci filmden çok daha güzel bence bu film.","label":6} {"text":"İlginç bir filmdi, beklemediğiniz bir sonla karşılaşıyorsunuz. Niye böyle birşey yaptı ki bu adam derken, adamın kafasındaki planın başka olduğunu görüyorsunuz.. Ama herkes bu tür bir sonu sevmeyebilir, ben sevemedim mesela. Hayatın şans ile ilgili filmde çok anlamlı sözler de var, dikkatli dinlemek lazım. Filmin başındaki tenis topunun fileye çarpıp oyuncunun kendi sahasına düşmesiyle ilgili sahnenin filmin sonundaki yüzük sahnesiyle bağlantısı da çok hoş olmuş. (8/10)","label":4} {"text":"Eğlenceli bir film ama bence önceki filmler daha güzeldi. Yine de bu sene animasyon dalında oscarı alır gibime geliyor. Yani rakibi olabilecek Frozen 2'den daha iyiydi. Eğer sürpriz bir film gelmezse oscarın sahibi belli oldu.","label":7} {"text":"Serinin en iyisi diyorum ben, çünkü diğer 4 filmde sinemadan titreyerek çıktığımı hatırlamıyorum..","label":9} {"text":"berbat bir film,bu filmi izlemek zaman kaybı","label":0} {"text":"Film hakkında merak ettiğim bir sorunun cevabını vikipedide buldum. Merak edenler için buraya da yazayım; Hitchcock filmi siyah beyaz çekmesinin nedenlerinden birinin, renkli çekildiği takdirde bir gerilim filminden çok kanlı bir korku filmi görünümünde olacağı endişesini taşıması olduğunu belirtmişti. Asıl neden ise filmi mümkün olduğunca ucuza mal etmek istemesiydi. Ona göre siyah beyaz çekilmiş ucuz B-film'ler gişede çok iş yapıyorsa, yine siyah beyaz çekilmiş, ucuza mal olmuş ama kaliteli bir film kimbilir nasıl bir gişe yapardı. Nitekim tahmininde yanılmadı ve 1 milyon doların altında bir maliyetle tamamlanan film tam 40 milyon dolar hasılat yaptı. Ayrıca bu film klasik dönem amerikan sinemasından modern dönem amerikan sinemasına geçiş olarak kabul edilir. Vertigo ile birlikte ustayı usta yapan filmdir. Kesinlikle izlenmelidir.","label":8} {"text":"eşim bile bu kadar uzun filmi uyumadan seyretti... uzun olsa da takip ettiriyor.. seyirciye bırakılan bir çok ayrıntı var: her şey gözümüze sokulurcasına gösterilmemiş..","label":8} {"text":"açıkcası kötü bir filim değil .görsel olarak iyi fakat kurgu olarak zayıf bir filim.fullhd izliyebiliyorsanız tavsiye ederim ama beklentinizi yüksek tutmamanızı öneriyorum .","label":4} {"text":"böyle filmler çoğalsın istiyorum. bu bir karpuz kabuğundan gemiler yapmak iki. başka sayacağım yok malesef son zamanlarda. samimi içten doğal oyunculuklar artistlik yapma derdinde olmayan yönetmenler harika bir görsellik daha ne isterik.","label":8} {"text":"Uzun zamandır bu kadar dikkatli izlediğim bir film hatırlamıyorum. Çok farklı..","label":7} {"text":"Turgay tanülkü diyorum daha da bir şey demiyorumm arkadaşlar..Gerçekten dizilerde ve filmlerde iyi bir oyuncu.","label":9} {"text":"Wow :)) Hepsi birbirinden iyi harmanlanmış hikayeler.. Düşündürücü ve kesinlikle eğlenceli, hele sonda ki mekanizma bir harika olmuş. Çıplaklıkla sömürülmeden bu kadar güldüren bir film ender bulunur...","label":8} {"text":"doğal yalın bir anlatım tekniği... ewan emily ve tilda gerçekten iyiler izlenmesi gereken farklı bir film. özellikle kamera açıları ve görüntüler çok iyiydi...","label":7} {"text":"bu filmi izledikten sonra bi süre hiçbir çocuğa güvenmedim hepsine psikopat manyak gözüyle baktım. gerim gerim geren bi korku filmi.","label":7} {"text":"yani kültleşme yolundaki filimlerden temaları alıp ,farklı bir senaryoyla izleyici karşısına çıkarılmış sermaye tuzağı bir yapım,izlemesenizde olur ,ben beğenmedim.","label":1} {"text":"Hayatımda gördüğüm en psikopat kadın karakteri oynamıştır -Doktor Mergeret- rolüyle \"Lindsay Crouse\" Film, baştan sona kadar seyirciyi ters köşeye yatırmaktan bıkmaz.. Ben, sadece filmin finalinin bile kişiyi dumura uğrtabilecek \"çok özel\" bir sahne olduğunu düşünmüşümdür.. Tabii orda De Sadenin sözü devreye giriyor; -ve belki filmin teması da buna ayak uyduruyor.. \"Cezasız kalan suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur\" İzlemeden ölmeyin..","label":8} {"text":"Çerezlik hoş vakit geçirilebilinecek bir film. İzlemezseniz bir kaybınız olmaz. Ama hani bir film izleyeyim fark etmez dediğiniz an olur ya o anı boşa harcatmayan bir film bence.","label":5} {"text":"Bilindik konusu ve tahmin edilebilir sonuyla izlemezseniz hiçbir şey kaybetmeyeceğiniz bir film.","label":6} {"text":"Filme büyük beklentilerle gittim fakat hayal kırıklığına uğradım. Her zaman görmeye alışık olduğumuz artık klişeleşmiş din ile korkutma cabası filmin başından sonuna kadar uygulanmış durumda. [spoiler]Karakterler ve senaryo deseniz ağlanılacak durumda. Öyle komikler ki filmin bir sahnesinde odanın kapıları açılıp kapanıyor, saniyeler içerisinde tüm herşey dökülüyor, darmadağan oluyor her yer fakat kadın evi topluyor. Öyle birşey olsa arkanı bile bakmadan basıp kaçman gerekiyor kızım :D.He birde film boyunca amacını anlamadığım gıcık bir kaynana var o daha komik. İşin kötü tarafı film 1-1.5 saat boyunca nerdeyse ilerlemiyor. 2 tane boşrolümüz var ve devamlı bunlar arasında sahne geçişi olup duruyor. Bir yerden sonra artık sıkmaya başlıyor. Zaten müzikleri ve kamera açılarını öyle bir kullanmışlar ki neyin nereden çıkacağını anlıyorsunuz. Bende bunun 2 tane istisnası oldu.Onu da söylemeyin artık çünkü filme gittiğinizde korkacağınız başka bir yer yok.[/spoiler] 1.5 puanı nerden verdin diye soracak olursanız oda görsel efektlerden. Ha çok mu güzeller? Kesinlikle hayır. Ama yinede idare eder.","label":2} {"text":"film mükemmel bir fikirin nasıl katledileceğine dair bir kanıttır gözümde. fikri mükemmel bir metal olarak düşünecek olursak, kılıcı kınına bile girmeye utanacak kadar katledilmiş seviyedir. Oysa bir hattori hanzo görse o metal, christian bale yeteneklerini daha güzel kullanabilirdi.","label":6} {"text":"Kung Fu Hustle’ı izlediğimde değişik geldiği için hoşuma gitmişti. Çok beğenmemiştim ama farklı bir tarz olmasından dolayı kendini bana izlettirmişti. Ama aynı tarz efektleri, aynı tarz esprileri bu filmdede görünce işin tadı biraz kaçmaya başladı. Evet bu filmdede güldüm, bu filmdede eğlendim ama artık tanımaya başladığımız bir tarz var ortada.","label":6} {"text":"Giderek zekasını kaybeden bir üçlemenin çok da ciddiye alınmayacak son filmi Revolutions. Örnek vermem gerekirse Alien serisi bilinçli bir şekilde basitleşmeye gidip başarılı da olmuştu. Ancak Matrix kendini zeki zannedip hiç de zeki olmayan bir yoldan gidiyor. Umalım da 4. film aksiyon ve ucuz umut pompası dışında bir şeyler verebilsin.","label":5} {"text":"salgın dolayısıyla sinemaların kapanmasıyla birlikte, yazık oldu dediğim filmlerden biri oldu. 7. koğuştaki mucize'nin netflix ile yakaladığı başarıya benzer bir şekilde, belki blu tv ya da netflix'te yayınlanır da sinemada izleyemeyen birçok kişi izleme şansına sahip olur dediğim, yılın en iyi yerli yapımlarından biri.","label":7} {"text":"Sürpriz sonlu diyebileceğimiz filmlerden bir tanesi daha, ama senaryo zayıf arkadaş. Sanki yönetmen filmi çekerken \"beyler bayanlar Antalyadaki yazlığıma gidicem hızlı çekelim şu filmi\" demiş gibi. Jennie Jacques'in \"+18\" üstün oyunculuğu ve filmin sonu harici beni bu filme bağlayan bir şey olmadı.","label":5} {"text":"Dağ filmlerini izleyip beğenmiştim. AlperÇağlar ismini bildiğimden filme gittim. Fakat hayal kırıklığına uğradım. Belki çok büyük emekler verildi filme ve iyi de bir kadro kuruldu fakat olmadı be usta. Öncelikle 15 temmuz ruhu filme verilmeye çalışılmış fakat izleyici olarak o elektriği biz alamadık. Dövüş sahneleri komik denecek tarzda basit ve anlamsızdı. Kurgu zayıftı. Müzik filmden bağımsız çok iyiydi(yabancı birine yaptırmışlar) oyuncuların birbirleri ile olan konuşmaları bile inandırıcı değildi. En azından sokağa dökülen halkı yansıtması açısından figüran sayısı çok tutulabilinirdi. Yazık çok basit bir film olmuş. Bu arada dizisini hiç izlemedim belki de ordan ısınamadım filme bilemiyorum.","label":2} {"text":"izlerken kahroldum, çok üzüldüm.. ruh hastaları!! belki sadece bir film ancak ben bildiğin ağladım!!!!!","label":7} {"text":"Gerektiği değer görememiş bir film bana göre. İzlediğim en psikopat filmler listesinde üst sıralardadır kendisi :) Baştan sona ilgiyle ve merakla izlenecek filmlerden. Tavsiye ederim henüz izlememiş olanlara.","label":7} {"text":"Bu filme çok geç kalmışım mutlaka izleyin daha fazla gecikmeden..","label":8} {"text":"Filmi izledikten sonra net olarak şu yorumu yapabilirim. Bu filmi izlemenin tek nedeni başrolde dünyanın en güzel kadınının oynaması olabilir. Başka bir sebep görmüyorum. Baştan sonra saçmalık. Margot Robbie izlemek dışında herhangi bir keyif alamadım.","label":5} {"text":"harika bir film seyrettim,konusu ve oyunculuk süper...","label":7} {"text":"İlker Aksum'un sahneleri çok iyiydi gerçekten her rolün hakkını veren bir oyuncu Gökçeada manzarası iyiydi Film ise güzeldi eğlenceli komik sahneleri vardı Eyvah eyvah serisi kadar olmasa da diğer filmlerine göre daha iyiydi Bazı sahneler gereksiz uzatılmış ve filmi sıkıcı hâle getirmiş","label":7} {"text":"Filmdeki silahlı sahneler ve müzikler baya wachowski brothers stayla, çekimler açısından matrix'i hatırlamamak elde değil ama kurgu olarak oldukça farklılar. şahsen Ceaser Violet'i Corky'le telefonla konuşurken yakalayana kadar bu ne mitiş bi filmdir yareppim havasında izledim ama oradan sonra saçmalamışlar. O kadar iyi soygun planı yapabilecek kadar zeki olan Corky'nin aklına kendisinin Mickey olmadığını kanıtlamak için hello mello bişiyler demek gelmiyor. Zaten ona gelene kadar Violet ceaser'a mickey'le konuşmuyodum falan da demiyor resmen ceaser'ı şüphelendirmeye çalışıyor gibiler. Bu noktadan sonra kurgu iyice cıvıyor zaten. Dikkatimi çeken ikinci şey telefonun ya da kapının filan tam kilit noktada çalarak durumu birkaç kez kurtarması. Tamam şanslı olunur da o kadar şanslı olunmaz be kardeşim. Ama genel olarak wachowski gardaşlar hakkını vermiş diyelim, değindiğim noktalar hariç gayet akıcı ve zekice kurgulanmış, orijinal bir film.","label":8} {"text":"güzel sürükleyici temponun bir an düşmediği eksik omadığı suikastçı tetikçi filmi.. Taksici ve tetikçi nin geçirdiği muthiş gece","label":9} {"text":"Bu animasyonun filmi zaten vardı televizyonda izlemiştik filmi varken aynı konu baştan niye çekildi ki?? Yine aynı konu...","label":4} {"text":"Bu yılın en iyi aktör Oscar adaylarından Eddie Redmayne'ın harika oyunculuğu ile göz kamaştırdığı, en iyi film Oscar adaylarından biri olan orta karar bir biyografi.","label":5} {"text":"Konusu bilindik ama işleyişi farklı olup beni mest etti, filmin başlarında daha çok duyu organlarının aşkın üzerindeki alışılmışlık hissiyle artık yok olmasını ve geriye sadece dokunarak hissetme, geriye kalan ve değişmeyen tek şey dokunmak olarak algılamıştım daha cok soyut düşünerek bu konuya varmıştım... velhasıl izleyince pişman olunmayacak bir film olduğunu düşünmekteyim. afiyet olsun herkese.","label":8} {"text":"böyle projeler yapılınca türk sinemasının geliştiği anlamına geliyor başarılarınızın devamını dilerim","label":9} {"text":"Seyir zevki yüksek gerilimi bol bir film. Aynı zamanda fazlasıyla eğlenceli kendi içinizden katilin kim olduğunu bulmaya çalışırken tamamiyle farklı bir şeyle karşılaşmanın farklı ve rahatlatıcı bi tadı var.","label":5} {"text":"Erkeğin varoluşunu belgesel kıvamında, mahalle bakkalı önünde, bir tam gün içinde keyifle gözetledim. En sonunda da gözetlendim. Bittim, bittim, eğlendim.","label":8} {"text":"Yönetmenlerin 2012 yapımı Resolution filminin devamı niteliğinde. Iki film de zihnimde garip bir yer edindi. Sevmekle sevmemek arasında gidip geliyorum ama bir saniye bile gözümü ayıramadım.","label":9} {"text":"vakti zamanının en gerici filmidir bu benim için. Bahçıvanlar hep sempatik gözükürlerdi bize bu sebepten suçsuz hiç bir zararı o lmayan insanlar olarak kabul etmiş bünye bu filmle yıkılmıştır.","label":7} {"text":"Bu mudur Osmanlı? Bu mudur Kösem Sultan? Bildiğim kadarıyla devletin en güçlü kadınıdır Mahpeyker. Bu sağlam malzemeye rağmen bu kadar kötü anlatılan bi hikaye olamaz. Oyunculuk görsellik hepsi çok altta kalmış. Bence bu filme yaklaşmayın. Uzak durun.","label":1} {"text":"2. yarıya katılmadım","label":0} {"text":"Ayy çok güzel bi film yaa izlemeye doyamadım bi hafta sonra tekrar izledim gerçek hayattan alıntı olması zaten başlı başına bi sebep izlemek için izleyin sıkılmaz ve pişman olmazsınız...!!!9/10","label":8} {"text":"bu tarz filmler piyasada çok var.. ve artık sıkmaya başladı.. filminde çoğu sahnesi sıkıcıydı.. ama yinede liam neeson için izlenebilir.","label":6} {"text":"Evil Dead film serisinin komedi ve korku unsurlarını harmanlayan yapısını nasıl yeniden cekip bunu başarılı bir şekilde sunacaklar merakla bekliyorum. Suan tek tesellimiz Sam Raimi olsa gerek.","label":7} {"text":"Kaliteli bir işcilik, kaliteli oyunculuklar ve sonuna kadar götüren yoğun akıcı bir senaryo...","label":9} {"text":"Senaryosunu, Antonio Skármeta'nın basılmamış El Plebiscito isimli tiyatro oyunundan uyarlayarak Pedro Peirano'nun yazdığı ve Pablo Larraín'in yönetmen koltuğunda oturduğu No&, Pinochet dönemi faşizminin, satirik bir anlatım dili ile resmedildiği &Şili Üçlemesi&nin final filmi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, vakti zamanında diktatör Pinochet'e destek veren muhafazakar ve sağcı Bağımsız Demokratik Birlik Partisinin başkanlığını (2006 - 2008) (2015 - 2017) yılları arasında yapan Hernán Larraín ve yine aynı partinin üyesi olarak Sebastián Piñera hükümetinde İskan ve Şehircilik Bakanlığı (2010 - 2011) görevini icra eden ve ülkemizdeki Koç veya Sabancı ailelerinden birinin kızı kadar varlıklı olan Katalan kökenli Magdalena Matte’nin oğullarından biri olarak dünyaya gelen Pablo Larraín'in: Yabancı Dilde Yılın En İyi Filmi kategorisinde Şili'yi temsil eden ve Cannes'da kendisine C.I.C.A.E. (Sanat Sineması) Ödülünü kazandıran filmine biraz daha yakından bakalım... 1973 askeri darbesinin üzerinden geçen on beş yılın ardından faşist diktatör Pinochet, rejimini meşruiyet içinde sürdürme bağlamında, uluslararası baskılara maruz kaldığı günlerdedir... Bunun üzerine hükümet, hiç istemese de;1988 Temmuz'un da bir referandum yapma kararı almak mecburiyetinde kalır... Bu karara göre halk, Pinochet'in sekiz yıl daha iktidarda kalabilmesi için 5 Ekim'de sandığa giderek, EVET / Sİ& veya HAYIR / NO oyu kullanacaktır... Ancak daha da önemlisi, yirmi yedi gün boyunca sürdürülecek olan seçim kampanyaları esnasında gerek EVET ve gerekse de HAYIR cephesinde yer alan taraflar; TV'ler de her gün, sadece on beş dakikalık propaganda sunumları yapabileceklerdir... Doğrusunu söylemek gerekirse aslında bu, iktidarın medyayı bütün gün kullanabiliyor olması sebebiyle, muhalefetin günde on beş dakikalık bir sürenin içine sıkıştırıldığı anlamına gelmektedir... İşte bu temel atmosfer çerçevesinde başlayan filmimizde, aralarında Pinochet iktidarına yakınlığı ile bilinen patronu Lucho Guzmán'ın da (Alfredo Castro) bulunduğu bir meşrubat firmasının yöneticilerine sunum yapmakta olan sektörün tanınmış popüler reklam tasarımcılarından (şahane bir performans sergileyen Gael García Bernal'in canlandırdığı) René Saavedra, ülkenin komünist liderlerinden José Tomás Urrutia ((Luis Gnecco) tarafından telefonla aranır... Zira Urrita, dostlukları bulunan René'den HAYIR kampanyasında yanlarında yer almasını istemektedir... Fakat oldukça yoğun ticari çalışmalar içindeki René, bizzat kampanyanın tamamını üstlenmeyi değilse de danışmanlığı kabul eder ve bu görüşmenin sonucunu işvereni Guzmán'a, projeyi kabul etmeyerek geri çevirdiği biçiminde de yansıtır... Bu arada hemen söyleyelim, Lucho Guzmán'ın da katıldığı EVET cephesinin kampanyasının esasını; yoksul halk kitlelerini, geçmişin yoklukları ve uzayıp giden kuyrukları ile korkutmak ve herkesin değilse de, kendisine oy verenlerin arasından fırsatını yakalayan birilerinin zenginleşebileceği fikrini aşılamak oluşturacaktır... Çok parçalı vaziyetteki HAYIR cephesine gelince... René işe, onlara; Bu referandumu, kazanacağınızı düşünüyor musunuz?& sorusunu yöneltmekle başlar... Aldığı yanıt, kolaylıkla kabul tahmin edilebileceği şekilde olumsuzdur... Zaten yine aynı olumsuz yanıtı verenlere göre elindeki tüm devlet olanaklarını kendi lehine değerlendirecek olan cunta, bir seçim yenilgisine asla izin vermeyecektir... Yani tüm muhalif cepheye, 2022 Türkiye'sinden de aşina olduğumuz; bir yılgınlık, bir peşinen kaybetmişlik ve içselleştirilmiş bir öğrenilmiş çaresizlik hali tamamen sinmiş gibidir... Ki, kararsız seçmen kitlesinin %70 in üstünde olduğu böylesi bir tablo, kamuoyu yoklama sonuçlarına da yansımaktadır... Çünkü 60'lı yaşlarının üstündeki, özellikle de kadınlar, cunta dönemindeki kazanımlarını kaybederek eski günlerine döneceklerini düşünürlerken gençler de seçim sonuçlarının önceden belirleneceğine inanmaktadır... Örneğin René'nin oğlu Simón (Pascal Montero) bakıcısı Carmen (Elsa Poblete), oğlu üniversitede okuduğu ve kızının da bir işi olduğu için geçmişte kaldığını iddia ettiği tüm baskı ve işkence uygulamalarına rağmen EVET oyu verecektir... Bu durumda da, HAYIR cephesindekilerin bir mucizeye ihtiyaçları bulunmaktadır... Elbette bu mucizeden önce aralarına Alberto Arancibia (Marcial Tagle) ve Fernando'yu da (Néstor Cantillana) alarak kadroyu güçlendirirler... Aynı esnada René'nin, HAYIR kampanyasının bir parçası olduğundan iyice şüphelenmeye başlayan ve ima yoluyla tehdit de eden Guzmán, son çare olarak René'ye ortaklık teklif eder... Artık referandumu da, sanki kitlelere pazarlanan bir meta imişçesine reklamı yapılması gereken bir ürün olarak değerlendiren liberal oportünist René ve HAYIR kampanyasının farklı duyarlılıktaki segmentlerden oluşan siyasi paydaşları da, önemli bir yol ayrımındadırlar... Dakika 42... Geride sizleri, görüntü yönetmeni Sergio Armstrong'un, 1980'li yılların atmosferini dönemin ruhuna uygun olarak yansıtabilmesi açısından U-matic video kamera kullandığı; eğlenmenizi de sağlayacak gerilimli bir referandum sürecinin yaşanacağı, 76 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler, Son bir not: Serinin ilk filmi Tony Manero&yu (2008) 11 Ocak 2022, ikinci filmi Post Mortem&i de (2010) 12 Ocak 2022 tarihinde, yine bu mecrada yorumladığımızı belirtmiş olalım...","label":7} {"text":"Beyazperde.coma şu ana kadar yüzler yüzlerce yorum yazdım ve yazdığım yorumlarda hiçbir film için 'bilmem ne propagandası yapıyor' veya 'bilmem ne mevzuyu saptırmış' gibi harcı alem olmuş deyişlerden kaçındım...Aslına bakılırsa Krallık, Amerikan yobazlığının ve cehaletinin son perdesi. Sanatsal açıdan kantarın kefesine konulmayı ne derece hak ettiği bile tartışılır filmin gerçeklerle uzak veya yakından alakası olmayan saptırma ve mide bulandıracak kadar taraflı bir hikayesi var. Kamera kullanımı ile ışık ve de görsel efekt gibi sinemasal unsurları ortalama bir Hollywood aksiyonunda görebileceğiniz cinsten. Filmin yaklaşık 20-25 dakika süren final sahnesi hariç geri kalanında da pek fazla aksiyon yok zaten...Filmle ilgili olarak söylenebilecek en iyi şey sanırım başrollerinde Jamie Foxxun olması. Ancak ne var ki o da bu bayağı, sığ ve Ortaçağ yobazlığına taş çıkartacak filmi kurtarmaya yetmemiş. Ayrıca, 13 Going on 30, Daredevil ve Elektra gibi yapımlarda hayal kırıklığına uğradığı yazılıp çizilen Jennifer Garner, bu filmde de aradığını bulamayacak gibi görünüyor. ..Lafı uzatmadan belirtmek gerekirse The Kingdom, cahil ve faşist bazı Amerikalılar -ki bu ortalama bir Amerikalı demek- dışında dünyanın geri kalanını pek memnun edecek bir film değil. Muhtemelen kimi yerlerdeki Amerikan antipatisinin artmasında emininim payı olacaktır...","label":6} {"text":"Aslında daha iyi bir film beklemiştim fakat biraz öznel bir konuyu işliyor.Savaş sahnelerinden yola çıkarak filmin çok büyük bir bütçeyle çekilmediğini ve diyaloglara daha çok önem verildiğini söyleyebiliriz.Uzun süresine rağmen sonlarına doğru sürükleyici bir hal alıyor ve sonunu gerçekten merak ediyorsunuz.Tarihi bilgiler edinmek,değişik mekanlar görmek ve film içindeki birkaç mesaj için izlenebilir.Bu arada Milla jovoichin filmdeki oyunculuğu çok iyiydi...","label":7} {"text":"Günümüzde yaşamış olduğumuz pandemi konusu değerlendirilerek yapılmış bir animasyon. Kısa film olduğundan sanırım Kral Şakir Korsanlar Diyarı'ndan aldığım keyfi pek alamadım. Daha çok çocuklara hitap eden bir yapısı var.","label":5} {"text":"Bence mükemmel bir yapım herkesin izlemesi lazım...","label":9} {"text":"izlemizi tavsiye ederim. Gunumuzde Bazi yanlis bilgilerin doğru sekilde işlendiği, gecmisteki yaşantıları olduğu gibi anlatmışlar. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum","label":9} {"text":"Bu filmle ilgili söylenecek çok fazla şey var ve çok şey de söylendi. Gerçekten hikayesi, kurgusu, oyunculuklarıyla oldukça başarılı bir film. Ama herkesin kafasındaki soru işaretinde olduğu gibi gerçekten imdb birinciliğini hak ediyormu? tartışılır. En sevdiğim sahne ise \"kurtuluşun içinde yatıyor\" diyerek incilin verildiği sahnedir.","label":8} {"text":"İlk 3 filmi yıllar öncesine dönerek tekrar izledim. Müthiş keyif aldım. Gerçekten başarılı ;)","label":7} {"text":"Eğlenceli bir filmdi bence Bunu asla bilemiceksin xdxdxd","label":5} {"text":"Aksiyon arıyorsanız izleyin diyecektim normalde ama biraz fazla yavaş bir aksiyon filmi olmak için. 15 dk daha kısa olsa hiçbir şey fark etmezdi aslında. Bunun yanında film başladıktan sonra açıkçası başta biraz ilginç gibiydi. Ama bi noktadan sonra sonunu tahmin etmeme gibi bir şansınız yok. Ve ne olursa olsun o kadar aksıyona rağmen hala baş karaktere bunları yapmayı yakıştıramıyorum. Bulmaca çözse, kitap okumaya devam etse, ne bileyim torun falan sevse hiç değilse uygun olurdu. Boş zamanınız varsa izleyin derim. Ama acele edip benim gibi uykunuzdan feragat etmeye de gerek yok.","label":7} {"text":"Ölmeye Hazır mısın ? Onu kabullenmeye, teslimiyete ve şifa bulmaya hazır mısın ? Henüz yitirmeye razı gelmediğin birisinin, yitirmeyi kabullenerek teslimiyetinivurgulaması kim bilir nasıl korkunç bir histir. Oradan oraya koşarken çabalarken, ellerinin arasından kayıp gitti işte zaman.. Toprak, ağaçlar, kökler ve yıldızlar.. Bu yolun sonunda gerçekte ne var ? Bilmene rağmen hissemediğin için korkuyorsun. Yitirmemek için insan hangi çarelere başvurmaz ki.... Mümkün olsa eski çağlara da şüphesiz dönerdi.. Hayat Ağacı şifa ve iksir bağlamında enteresan bir şekilde \" Yılanın Kucağında \" filmini anımsattı. İnsanoğlu yetinmeyi bilmez. Sömürgendir kurutucudur.. Bazı filmleri anlamlandırmak için kendi gerçeğinden de katmalısın :) Bu film ne yazık ki böyle.. Hugh Jackman ve Rachiel Weisz mükemmel oynamışlar ve hissettirmişler..","label":9} {"text":"Güzel bir klişe film olmasına rağmen duygusal sebeplerle imdb puanı 9 olan film. Puanını görünce çok şaşırdım. Bence klasik 7.5 filmi.","label":7} {"text":"Ay hiç beğenmedim hele ki başları boş boş diyaloglardan ibaret çok sıkıcıydı. Filmin sonuda tatmin etmediği için boş bi film olarak kaldı benim için.","label":3} {"text":"çok güzel bir film. sıkılmadan keyifle izledim. j.lo gayet başarılı bir performans sergilemiş. tavsiye ederim. çok eğlenceli. :)","label":8} {"text":"Eğitici, öğretici, sürükleyici, bilimin uç noktalarında dolaşan ve yaşama dair heyacan verici teoriler yaratan mükemmel bir film. Beklediğimden fazlasını aldım diyebilirim. İzleyin. Saygılar...","label":8} {"text":"Önceki serileri daha güzel,&ölümcül deney filmlerinin sıkı takipçisi olarak bu seri biraz daha iyi olabilirdi,ama yinede beklentileri karşılıyor.","label":6} {"text":"Filmde bir adet Ali İhsan Varol var. :) Güzel filmdi.","label":9} {"text":"İlk filmin yapısına ve anlatım stiline sadık kalan DeBlois, bu kez Berk halkıyla ejderhalarının nasıl barış içinde, özgürce yaşadığını anlatarak filmini açıyor. Bu barış ve özgürlük vurgusu daha sonra filmin seyredeceği ana hattın temel iki ögesini oluşturmak için de bir nevi ipucu aslında. Hemen ardından yeryüzünde türünün tek örneği olduğu düşünülen kediden-bozma-ejderha Dişsiz ile esas kahramanımız Hıçkıdık’ın dostluklarının ne kadar ilerlediğine dair, semalarda süregelen bir yolculuğa davet ediliyoruz ve böylece anlatıcı, görevini olay örgüsüne bırakıyor. Dişsiz ve Hıçkıdık, Berk’in dışındaki adaları keşfetmeye çıktığı bir gün yüzlerce ejderhaya ev sahipliği yapan devasa bir mağara keşfediyor ve o ejderhaların gözcüsü gizemli bir ejderha sürücüsü ile tanışıyor. Aynı zamanda ejderhalardan bir ordu yaratıp diğer insanlara hükmetme gayesi taşıyan Drago Kanlıyumruk’un da hem bu gizemli adadaki hem de Berk’teki ejderhalar için harekete geçtiğini öğrendiklerinde muhteşem ikili zorlu bir sınav vermek üzere yepyeni bir maceraya atılıyor.","label":7} {"text":"En güzeli ilk ikisi ama dördüde izlenmeli,bu seriye bayılıyorum..=)","label":7} {"text":"Buzulların arasında, hayatta kalmaya çalışan insanların başından geçenler anlatılıyor. Fena olmamış ama mantık hatalar sırıtıyor. Silahlı insanların üstüne saldıran silahsız insanlar gibi.","label":5} {"text":"film güzel olmasına güzel de benzer konularda birçok film var.7/10","label":4} {"text":"Zaten Süngerbob en çok sevdiğim iki çizgi filmden biri...1000 kez izlesemde sıkılmayacağım bir çizgi film:):)","label":9} {"text":"Karizmatik06 arkadaşıma katılıyorum.Gereksiz ve boş bir film...İlk iki filmin yanında çok sönük kalıyor.","label":2} {"text":"90'ların Temel İçgüdü ile zirve yapan erotik gerilim rüzgarından pay alayım, şöyle saplantılı bir aşk hikayesi anlatayım derken güldüren acemilikte sahnelerin kaynadığı, türün Gecenin Rengi ile sonunu getiren bir film. Yaşı 40'a gelenler çocukluğundan sansürlü halini hayal meyal hatırlayacaktır. İyi ki Kim Basinger oynamaktan vazgeçmiş. Aman aman.","label":2} {"text":"Oyundan uyarlama filmlerin tadı başka oluyor hakikaten. Diyaloglar çok güçlü, oyunculuklar çok iyi. Cosby' yi böyle fit vücutla görmekte ilginç oldu:) 6/10","label":5} {"text":"Beğenmedim. Anlamsız bulduğum pek çok kısım var. Bir şeyler söylemeye, vurgulamaya çalışmış ancak olmamış. Gerekli şeyler yok, gereksiz şeyler var bu anlamda. İki kardeşin oyunculukları ise açıkçası iz bırakmadı bende. Hele ki Kaplumbağalar Da Uçar gibi bir filmden sonra (aynı coğrafyada geçtiğinden ve bazı benzer unsurlar taşıdıklarından naçizane karşılaştırma hakkı buluyorum) çok yavan kalıyor. Özensiz buluyorum. Karman çorman, hızlı hızlı oradan oraya akan bir sahneler bütünü. Senaryo genellikle zayıf. Hepsinin yanında, pek çok izleyicinin de şikayet ettiği üzere küçük kardeş film boyunca sürekli (abartmıyorum gerçekten sürekli) bağırarak, çığırarak konuşuyor. Bir süre sonra gerçekten kulak tırmalıyor bu durum. Tamam bazı sahnelerde bu gerekli, belli bir sevimlilik de yaratıyor belki, ancak bu tiz sesi ara sıra duymasak daha iyi olurdu sanki.","label":3} {"text":"Bu tarz hayat mücadelesini anlatan, zorluklara karşı göğüs geren kişilerin hikayeleri hep ilgimi çekmiş ve hoşuma gitmiştir. Bunun benzeri belki çok fazla kanser hikayesi vardır ama bunun da kendine has bir farklı yapısı var. Özellikle biraz vurdumduymazlık söz konusu. Yani filmin genelinde bir rahat tavırlar, umursamama veya çok ciddiye almama durumu var. Adam isimli karakterimiz daha çok genç olduğu için belki de kendine konduramıyor bunu. Bir kanser hastası olmadan o duyguyu bilmek pek mümkün değil herhalde ama filmde o duyguyu vermeyi çok iyi başarmışlar. Bence bu filmin artılarından biri de bu olmuş. Joseph Gordon-Levitt çok çok iyi oynamış. Sanki gerçekten onun başına gelmiş gibi bir ruh haline bürünmüş. Reddedişten kabullenişe kadar geçen o süreci çok iyi yansıtmış. Seçtiği filmler genelde kaliteli filmler oluyor. Ve rolleri ile filmlere değer katıyor. Bu filmde oynadığı filmler arasındaki en iyi oyunculuklarından biriydi onun adına. Bazen güldürdü, bazen ise duygulandırdı. Genel olarak olumlu ve mutlu bir havada geçen bir film. Yakında tanıdığınız hastalar varsa izletebileceğiniz filmlerden birisi bence. İyi seyirler... 7.4/10","label":6} {"text":"Yorumlara aldanarak izlediğim bi film. Neresi güzel bu filmin?? Hayatımda izlediğim en berbat filmlerden bitanesi. Gereksiz. Bi o kadar sıkıcı.","label":0} {"text":"Benzerini yıllarca Hollywood filmlerin de izledik. Teknik olarak film iyi iş çıkartıyor. Ama Türk filmi olunca inandırıcı olamıyor.","label":4} {"text":"Ben bu filmi yıllar önce izlemiştim. Adı da 50 ilk öpücük tü 😊 bari kore filmlerini taklit edin. Ünlü filmleri taklit edince güzel olmuyor.","label":1} {"text":"Ömer Faruk Sorak’ ın son filmi ve büyük çoğunluğu başrol oyuncusu Esra İnal’ ın hayatından senaryolaştırılan 8 Saniye, pazarlaması, fragmanı ve sinopsisi ile uyuşmayan bir yapı içersinde farklı ama ortalama bir hikaye anlatıyor.","label":4} {"text":"Kürtaj üzerine gerçekçi ve çarpıcı bir film","label":6} {"text":"Tek kelimeyle berbat!Ömrümde izlediğim en saçma film bile denemeyecek kadar kötü birşeydi.[spoiler][/spoiler]","label":1} {"text":"Klasik bir özcan deniz filmi ve güzel şimdi yani kıvırmaya gerek yok. yalnız... İremin söylediği bilmezdim şarkısı ancak bu kadar acemice söylenebilirdi, güzelim şiiri 10saniyede bir nefeste okuyor(dinleyiniz hıııh hııh sesleri) müsamere şiiri okumak ve heyecanlanmak_","label":7} {"text":"yaklaşık 4 yıl önce sinemada izlemiştim bu filmi.. gayet etkili bir dram ve özgü namal harika oynamış..","label":9} {"text":"süper bur filmdi yaa...","label":9} {"text":"Filmin senaristliğini ve yapımcılığını üstlenen büyük bir isim olunca şüphesiz büyük bir beklentiyle oturuyorsun filmin başına ve beklediğimi aldığımı düşünüyorum? Filme başlamadan önce biraz yorumlara göz gezdirdim ve İstanbul hakkında bir sürü filme karşı eleştiri okudum, etkilenmeden izlemek için elimden geleni yapsam da gözüme sokulan bir çok sahne rahatsız etti beni. İstanbulu en başta çok çirkin betimlemiş bir film. Murat 131 den polis arabaları, kara çarşaflı kadınlar, taksi direksyonun da oturan kızı görünce şaşıran kadınlar, eskilerden kalma sınır kapısı vs uzatabiliriz. Bunları göz ardı edersek illaki ilki kadar iyi olmasa da geçer notu hak edecek bir film. Liam Neelon yine kaliteli oyunculuğuyla almış götürmüş filmi.","label":5} {"text":"Bir film olsun ana konusu soygun olduğu halde o soygun hiç gösterilmesin. Gerçekten enteresan","label":7} {"text":"Slasher filmler gayet surekleyici oluyor korku Kapanı serisi bu filmlerin başında gelir daha iyi olabilir miydi evet olabilirdi kötü film mi asla değil izlesende olur izlemesende :)","label":5} {"text":"YahooMovies’den baktım, ABD’de 93.000 USD gişe yapmış.Görünce nedense üzüldüm; sanki biraz haksızlık edilmiş filme.Belki çok enteresan bir film değil ama, baymadığı da bi gerçek yani.Bana göre iyi bir film ama, benim gibi düşünenler çok az galiba.","label":4} {"text":"britanya yapımı.. Mezarlar.. Fantastik.. dünyayı kurtaran kız filmi.. Sürükleyici.. Aksiyon abartılı ama baymıyor… tarzı sevenler bayılır.. Oyunculuklarda başarılı.. Tarz bana uzak ama genede 10 / 8","label":7} {"text":"Film boyunca gökyüzüne öyle heyecansız ve yapmacık bakıyorlar ki uçak dışında ne görmüş olabilirler diye düşünüyorsunuz. Bir Hande Subaşı var ki akıllara zarar, hem kendi sesini kullanması hem de berbat oyunculuğu dünyanın en güzel kadını bile olsa izlenmez dedirtiyor. Bu kadar görüntü zenginliğini yönetmeyip, senaryo yazmaya çalışmasalar enfes bir belgesel izleyebilirmişiz. Mevlana’nın sözünün film içinde kullanılmasına ve askeri pistte dolanan sivillerin saçmalığının üzerinde durmuyorum bile. Umarım Türk Hava Kuvvetleri 100. yıldönümü şerefine filmin gökyüzü sahnelerini ayıklayarak tekrar yayınlar, böylece hepimiz gözümüz dolarak gerçek bir kutlama yapabiliriz.","label":1} {"text":"Deniz tutkunları memnun edecek güzellikte,vasat üstü bir macera filmi.10/7","label":6} {"text":"izlediğime pişman olduğum bi film... değil russel crowe sırayla tüm baba oyuncular girse kurtaramazdı bu filmi... ha russel crowu da böyle bi filmle keşfeden amcaya da helal olsun diyorum","label":3} {"text":"Sıradışı Hesher karakteri için görülmesi gereken film. Konu olarak çok değişik değil, yer yer absurtlüğe kaçan bir anlatımla izleyeni pek sıkmayan ama cenneti de vaat etmeyen beklenti düşük tutularak izlenebilecek bir yapım","label":4} {"text":"Son derece korkunç bir trajediyi farkli iki zaman ekseninde, savaslar ve yikimlar esliginde, sürükleyicilikle, ustalikla ve vurucu bir gerçeklikle anlatan; sok finaliyle de insani dumura ugratip altüst eden son yillarin en sahane filmlerinden. Kesinlikle kaçmaz.","label":8} {"text":"Çok güzel bir senaryo, oyunculuklarda çok iyi bence biraz WALL-E esintileri vardı filmde. Hakkaten sürpriz sonluydu.","label":8} {"text":"senaryoyu oldukça etkileyici buldum. filmde anlatılan karakterlere benzer hikayeler gündelik hayatta da sıkça karşımızda çıkıyor. ibretlik güzel bir film bence. 8/10","label":7} {"text":"Film tekrar izlenir mi tartışılır bana göre ama filmi izlerken merak seviyesi yüksekti sonu daha iyi olabilirdi Kadının Mastürbasyon yapması şaşırtı ama güzeldi sajsns","label":6} {"text":"hayal kırıklığı demek bu film için söylenebilecek en acı en gaddar eleştiri olur ama , maalesef öyle ... bir tek filmin sonu güzeldi , oyunculuk kötü ,hikaye ağı , kurgu ... ne diyim ki keşke izlemeseydim :((","label":2} {"text":"korkunç komik... eleştiri yapamıyorum bile 3 tane türk filmi girdi vizyona seğredelim deyip kötü olsada toz kondurmuyorlar. bir hortlağın filmden çıkıp üzerime atlayacağını düşünüyorum eleştiri yaparsam. neyse... düşe kalka öğreneceğiz....","label":1} {"text":"Gerçekten şişirilmiş balon, bir film neden bu kadar uzatılır. Değinmeleri gereken önemli bir yer var ondan bu kadar uzatıldı deseler tamam diyeceğim ama çıkan sonuçta üzdü. Sonuç olarak beğenmedim. Beklentim yüksekti istediğim gibi olmadı :((","label":3} {"text":"Bir kız çocuğunun, saflığı ile bir kurdu bile kendisine arkadaş edinmesini anlatan kısa animasyon :)","label":4} {"text":"Baştan sonra Hollywood klişelerinin yer aldığı ve Face Off adlı filmden esinlenilerek çekildiğini düşündüğüm bir film olmuş. Bildiğimiz klasik senaryo işleyişi ve sonu, anarşistler ve iyi polislerin karşı karşıya gelmesi ve sürpriz gibi görünen halbuki en başından tahmin edilen olaylar silsilesi birleşince bu film ortaya çıkmış. Tommy Lee Jones'in oyunculuğu müthiş olsa da tek başına filmi kurtaramıyor maalesef.","label":3} {"text":"Apocunun filmini beğenmemi beklemeyin.Keşke biraz hissiyatlı olsanız. Böylelerine para kazandırıyorsunuz. Kendinizden utanın.","label":1} {"text":"yönetmenin basiretsizliği diyorum bu film için. konu güzel am abunu anlatış biçimi yayvan kalmış. farklı ellerde çok daha güzel bir sunuma ulaştırılabilinirmiş. ortalama bir gerilimden öteye geçememiş benim için. kötü değil ama senaryonun böyle hunharca harcanmasına üzüldüm.","label":6} {"text":"Exodus filan görünce ben Thrash Metalin kralları tanrıları Exodus grubunu anlatıyor sandım içinden peygamber çıktı anasını satım.","label":8} {"text":"Ufak kuzenimle gitmiştim seneler önce. Sıkmayan bir filmdi. Hepimiz, yetişkin olmaktan kaçmıyor muyuz sanki?","label":9} {"text":"Fazla beklenti içine girmeden mantık aramadan eğlenmek ve görsellik için izlenir özellikle görselliği muhteşem olan bir film.","label":9} {"text":"Animasyon = çocuk filmi tabumu yıkan sonona kadar heyecan ve endişe ile izlediğim bir film... evi şeleleye taşıyamayacak kaygısıyla sonuna kadar heyacanla izledim... lakin okulda çocuklarıma izlettiğimde onlar kahkahalarla izlemişti... kesinlikle izlenilesi bir film","label":7} {"text":"oyuncu kadrosu mükemmel olmasına rağmen senaryonun basit ve yavan kalması filmi eğlencelik çekirdeklik bir havaya sokmuş. basit gaz çıkarma falan filan sahnelerle güldürmeye çalışmışlar. vaktiniz fazlaysa izleyin.","label":6} {"text":"Yılın kaydadeğer İngiliz yapımlarından.Carey Mulligan ve Peter Sarsgaard oyunculukları güzeldi.Anlatılan konunun gerekliliğini düşündüğümüzde ve iyide anlatıldığı ele alınırsa güzel bir film olduğu söylenebilir.7.5/10","label":7} {"text":"yıllardır beraber olduğunuz arkadaşlarınızın bir gün sizi öldürmek isteyeceği hiç aklınıza gelir mi.bu filmi izlerseniz aklınıza gelir.42 kişilik bir sınıf japon hükümeti tarafından bir adaya gönderiliyor.görev çok basit.herkes birbirini öldürecek.sonuçta sadece bir kişi kalacak ve krtulacak.göreve karşı gelen olursa yine öldürülecek.sonuçta öğrencilerin yapması gereken iki şey var.ya kendilerini öldürecekler ya da arkadaşlarını.işte filmin böyle ilginç bir konusu var.bu katliama kızamıyorsunuz.hatta öğrencilerin yaptıklarını haklı buluyorsunuz.sonuçta yaşamak istiyorlarsa başkalarını öldürecekler.köşeye sıkışan bir kedinin yaptığı gibi.sonuç olarak ölüm oyunu bazı eleştirmenlerce beğenilmese de bana göre içinde düşündürücü bir çok şey barındıran ilginç bir film.benden tavsiye.mutlaka izleyin.","label":7} {"text":"Tam anlamıyla berbat bir film,konu belki güzel seçilmiş ama işleyiş berbat,bomboş bir film olmuş,gidipte paranıza yazık etmeyin.","label":1} {"text":"12-16 yaş grubunun dışında kalanlar için hiç bir albenisi olmayan ve hatta oldukça itici iki başrol oyuncusu var bu filmin öncelikle.Ve bu başrol oyuncularının yetenekleri de tartışmaya açık.Yönetmen de ''2 Fast,2Furious'' ve ''Four Brothers'' gibi filmler çekmiş biri olunca bu başarısızlık kaçınılmaz oluyor.","label":2} {"text":"serinin birinci filmi ile kıyaslandığı zaman ikinci filmdeki hayalkırıklığı bu filmde de devam ediyor.......","label":6} {"text":"Espriler oldukça bayattı ve ben filmde Adam Sandlerin oyunculuğu dışında hiç elle tutulur bişey yok.Çok gereksiz bir film olmuş, beğenmedim...6/10","label":5} {"text":"Filmin gişesi 3 kişiydi herhalde (biz üç kuzen olarak). Film telefonla çekilmiş gibiydi. Telefonun şarjı bitmeye yakın filmin sonunu geçiştirmişler. Siyahlı adamı da flash tvden mi aldınız? Neyse filmi beğenmedik. Türk korku film sektörüne yakıştırmadık.","label":1} {"text":"Buda tabiki diğerleri gibi bir harikaydı.Her Fast and Furious filminin benim için ayrı bir yeri vardır bu filmde doğal olarak öyle.Özellikle bazı arkadaşların da dediği gibi filmin ilk ve son sahneleri soluksuz izleniyor.Ve 5. filmi de sabırsızlıkla bekliyorum.","label":7} {"text":"İlk saniye bu kadar yaşlı bir kadını nasıl seyredeceğim diye endişe duydum, ikinci saniyeden itibaren yanıldığımı anladım. İki insan arasındaki bağa odaklanarak izleyin. Sorgulayarak seyrederseniz tadı kaçar.","label":9} {"text":"izlemesi o kadar keyifli o kadar güzel bir filim ki sadece cocuk oyuncular için bile izlemesi yeter. ferhat ın haykırması ise olağanüstü bir perfonmanstı. çetin tekindor ve hümeyra nın karşılıklı oynadığı sahneler mükemmeldi. yetkin dikinciler kötü adam rolünde resmen döktürmüştür ama çok da güldürmüştür küfürleriyle :)","label":8} {"text":"sandra bullock beğendiğim bir aktirsttir.nip tuck dizisiylede julian mc mohan'ın oyunculuğu dikkatimi çekmiştir.filmin fragmanınıda beğendim.girsin vizyona izlerim.","label":9} {"text":"güzel bir film.sadece futbolu anlatmıyor maradona var diye futbolla ilgidir ep diye gidicekseniz sakın gitmeyin ama futbolda var içinde maradonayı anlatıyor.ben seyretmeye değer.","label":7} {"text":"Filmler hakkında yazarken çevremdekilere en tarafsız yorumumu verebilmek için en sert şekilde yazarım. Ancak Johnny Depp in yaptığı her iş, altına imza atabileceğim çok sağlam yapıtlar oluyor. Çook eski bir filmi hariç (siyah beyaz;) beğenmediğim hiçbir filmi olmadı. Şimdide perde karşısındakileri hayal kırıklığına uğratmayacağına inanıyorum.","label":7} {"text":"Aşırı seviyede sıkıcı bir film. Üniversite dönemindeki gençlerin ilişki tercihleri, ilişki ile kariyer arasında kalmaları gibi unsurları özellikle ön plana alarak, o dönemdeki düşünce değişimlerini anlatmaya çalışan bir film. Fakat filmin içerisinde pek bir hareketlilik veya anlatılanların içerisinde ilgi çekici herhangi bir unsur bulamadığınızdan epeyi sıkıcı ilerliyor. Filmin içine yerleştirilmiş olan çeşitli cesur sahneler de filmi kurtarmak için yetersiz kalıyor. Toplasanız on dakikalık çeşitli konuşmalardan oluşan kısımlar belki kayda değer denilebilir. Doğum günü kutlaması yada kariyer için ülke değiştirme muhabbeti gibi konular eh işte dedirtebilir. Onun dışında vasat bir film.","label":3} {"text":"Vücut ağırlığıyla oyuncak gibi oynayan Christian Bale'in performansı için dahi izlenebilecek, içerisindeki detaylarla insanı hüzünlendiren ve düşündüren on numara bir film.","label":7} {"text":"Şimdi böyle bir durum gerçekte söz konusu olamayacağı için konu mantık dışı olabilir.Evet kesinlikle öyle fakat yine de iyi toparlanmış bir romantik komedi diye düşünüyorum.","label":8} {"text":"ilk film sürprizdi. Kötüyüm ama bir sorun neden diyordu. İkincisinde de insan oğlunun hırsı gözler önüne seriliyor. Bu kadın iyi oynuyor.","label":9} {"text":"Ecem Uzun'un performansı inanılmaz. Perdede göründüğü her an filmi izlenebilir kılıyor. Araf'taki doğum sahnesi gibi unutulmayacak bir sahne de bu filme koymuş yönetmen. O uzun terapi sahnesi. Şahaneydi.","label":6} {"text":"AŞK için ölmek istiyorum. çılgın, salak ve bir o kadar da aptal aşık charlie countryman in başına gelenlerin anlatıldığı balkan ülkelerinin o soğuk yapısını da iliklerinize kadar hissettirecek bir yapım. yönetmen aşk için göze alınacakların ya da aşkı uğruna aptallaşan bireyin neler yapabileceğini anlatmaya çalışmış. film boyunca charlie nin ölmeyi son derece hak ettiğini söyleyebiliriz. filmde ki oyunculuklar son derece iyiydi ama aksiyon yönü sadece fragmanda ki kadar desek yeridir. Bunca olay olduktan sonra \"sen kaşındın charlie\" demek doğru olacaktır. 7.1/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"Kusursuz oyunculuklar ve diyaloglar ile Quentin Tarantino'nun az imkanla çok iş başardığı başyapıtı. Söz konusu bankayı ve elmasları hiç göremediğimiz soygun filmi. Film bir depodan ve flashbacklerden ibaret; filmi esas sıradışı ve başarılı kılan nokta da bu.","label":0} {"text":"Altyazı harikası film. Reynolds'ı hiç sevmem ama başarısını gözardı edemem. Baya eğlenceli filmdi.","label":7} {"text":"beklentilerimin altinda olsada izlenmeye deger bir film","label":7} {"text":"Demet Evgar'ın müthiş bir oyuncu olduğu inkar edilemez.Ama bugüne kadarki oynadığı en kötü film.Senaryo saçma sapan...yabancı filmlere özenti had safhada.Zamanıma acıdım.","label":1} {"text":"kendine has bir izleyici kitlesi olan ender aktörlerden olan Jackie Chan filmlerini sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapım olmuş büyük ustanın son dönemdeki en iyi filmi diyebilirim filme puanım 10 üzerinden 7 Beyazperdede sevdiğim iki oyuncu olan Chan ve Brosnan oyunculuk adına çok iyiler.ayrıca iki oyuncununda 60 lı yaşlarını geçmiş olmaları ve yaşlılığının bu kadar hissedildiği bir filmde izlemekte beni gerçekten hüzünlendirdi jackie chan'lı filmleri neredeyse çocukluk yıllarımdan beri izlerim jackie chan'ı da belkide ilk kez komiklik yapmadığını film boyunca neredeyse hiç gülmediği ve biz sinemaseverleri güldermediği bir filmde görüyorum.dediğim gibi büyük oyuncu jackie chan drama, komedi, aksiyon, fark etmiyor jackie chan en kötü film bile onun sayesinde izlenir. The Foreigner filmine gelince duygu sömürüsü yok, aksiyonu dozunda, hani sinema dilinde tabirle çerezlik güzel bir intikam filmi olmuş Ayrıca uzun zamandır beyazperdede görmediğimiz Pierce Brosnan resmen döktürmüş Üstelik Pierce Brosnan'ın aslında İrlandalı olup karakterinin de İrlanda aksanıyla konuştuğunu göz önünde bulundurursak, rolüne cuk diye oturmuş Filmin konusu kısaca Martin Campbell imzalı film İngiltere-Çin-ABD ortak yapımı Stephen Leather’ın 1992 tarihli romanı ‘The Chinaman’den uyarlanan ‘İntikam’ (The Foreigner) Kızının mezuniyeti için alışverişe çıktıklarında patlayan bir bomba mutluluklarına son noktayı koyar. Kızıyla beraber sekiz kişi daha ölmüş ve İrlanda Kurtuluş Ordusu’nun yaptığı bu eylem ülkeyi derinden sarsmıştır. İrlanda ile İngiltere arasındaki ilişkileri normalleştirmeye çalışan müsteşar Liam Hennessy ise bunu yapanları bulup İngilizler ile arasını bozmama çabasındadır. Basit bir uyarı niteliği taşıması beklenen eylemde, hamleye soyunanlar işin dozunu artırıp çok sayıda kişinin ölümüne neden oluyor. Peşi sıra ortalık karışırken olayda kızı Fan’ı kaybeden, eski özel kuvvetler üyesi Quan, soruşturmanın ağır ilerleyen seyrine başkaldırarak kendi göbeğini kendi kesmeye çabalıyor","label":7} {"text":"Son sahnede olan at arabalı sahneyi izlemeden kapatabilirsiniz diğer hikayeleri izleyin ancak son hikaye boşuna zaman kaybetmeyin.","label":6} {"text":"Sizi psikolojik olarak bağlayan, görselliğinde ki farkla dikkat çeken güzel bir uyarlama... Yakın zamanda izlediğin \"Delicatessen\" filmiyle kıyaslamalar olmuş fakat çok çok altında olduğunu söylemeliyim. Birde her bünyenin bu filmi kaldıracağını düşünmüyorum. İzlemeyip izleyecekler varsa bunu göze almalı...","label":6} {"text":"Kastamonuluysanız Kastamonu şivesini de biliyorsanız özellikle izleyin derim :) ,yalnız küçük çocuklar sıkılabilir","label":9} {"text":"Amor Omnia Vincit Labor Omnia Vincit Ve başucu (:","label":7} {"text":"film 1920'lerden başlayıp, 1960'lara kadar uzanıyor.. Nazizmin yükselişi, Avrupa'yı işgali, II. Dünya savaşı - hiç abartısız söylüyorum - dönem bu kadar farklı anlatılmamıştır. Kurgusuyla, oyuncularıyla, sanat yönetimiyle, görselliğiyle ve en önemlisi mizahıyla az bilinen bir baş yapıt. boşa hiçbir sahnesi yok :)","label":8} {"text":"konu her ne kadar iyi gibi gözüksede, çok can sıkıcı bi film olmuş bence... sıfır tempo filmi çekilmez hale getiriyor...","label":0} {"text":"Stephen king hayranıyım. O yüzden tüm filmlerini beğenerek izlerim. Bu film de bana göre mükemmel bir çalışmadır.","label":9} {"text":"şu repliğe bakarmısınız -niye uçmuyor inci! --uçar bir gün... offffffffffff...","label":9} {"text":"Spielbergin 80lerde çektiği bilimkurgu filmlerine bir gönderme mi demiş Abrahams'İyi de Spielberg Üçüncü Türle Yakın İlişkiler ve E.T. adlı klasikleriyle dost canlısı,uygar ve sevimli dünya dışı yaratıklarla tanıştırıp adeta barış anlaşması imzalamıştı.Para hırsıyla Dünyalar Savaşı adlı ucubeyi çekmeseydi keşke.Super 8 adlı yapım ise fragmanından bilim kurgu aksiyon gerilim türünde olduğu izlenimi veriyor oysa.Bu J.J. yetenekli ancak yukarıda adını andığm iki harikulade filmin ayarında film çekecek biri olduğunu sanmıyorum.Yeni Spielberg mi dediniz onun varisi gelmedi daha.","label":4} {"text":"filmi çok beğendim insanı çocukluğuna götürüyor.küçük oyuncularda tam karakterlerinin hakkını vermişler özellikle clotaire isimli çocuğa çok güldüm .puanım 8.","label":9} {"text":"Fazlasıyla yavanlık ve gereksiz küfürler var.İşin açıkçası karakter hazır olduğu için filmle uğraşılmamış. İnternet sayesinde reklamı çok iyi yapılmış ve meraktan herkesin gitmesini sağlamış bir film. Cem Yılmaz ın yapımları gerek konu,gerek espri, gerek çekim kalitesi olarak çok çok daha üst düzeyde. Şahan bu şekilde devam ettiği taktirde bu işin devamı gelmeyecektir.İkinci filmden itibaren düşüş yaşayacak ve 3. yü bile göremeyecektir.","label":5} {"text":"Bu filme bakınca güzel bir konunun işleyiş, makyaj ve hikayeye bağlılık konularında sınıfta kalarak harcandığını görebilirsiniz. Kendi içinde tutarsız olan yerler var ki önceki yorumların bazılarında arkadaşlar da değinmişler: Diğer iki çocuk filmin ikinci yarısında nereye kayboldu? Madem bedenin ele geçirilmesi için ruhla beden arasındaki bağın zayıf olması gerekiyordu, adamın bedeni nasıl ele geçirildi? gibi... Filmin gerilimi bana düşük geldi biraz. Daha çok fantastik film havasında gibiydi. Sonu çok şaşırtmadı, bekliyordum zaten ama yine de hikayeyle çelişen yanları var. Üstünde çok düşünülmeden çekilmiş gibi. Vakit kaybı değil de çerezlik diyebilirim buna.","label":4} {"text":"ben açıkçası filmi beğendim güzel olmuş çok kötü yorumlarla karşılaştığım için temkinli yaklaştım ama heyecanlı güzel bir jaston stanham fimi","label":7} {"text":"tam bir komedi 2 ustanın muhteşem oyunculuk gösterisiyle sizi bir hayli eğlendirecek tavsiye ederim pişman olmazsınız gülmeye doyacaksınız iyi seyirler...","label":7} {"text":"İzlediğim en dandik 10 film arasına girmeyi başardı","label":0} {"text":"Zeki Demirkubuz filmlerini seven, bunu da sever. Görüntü yönetmenine de alkışlar.","label":5} {"text":"Film konu itibariyle gzüel fakat görüntü ve efektlerin iyi olmamaması bu filme karşı olan ilgimi düşürdü.Bilimkurgu meraklısı olarak diyebilirim ki görüntü ve efektler daha iyi olsaydı daha iyi bir puana ulaşabilirdi. Birşeyler gene eksik kalmıştı izlenebilirlik durumu ise izlenebilir.(benden 7/10)Saygılar...","label":6} {"text":"Filme daha bugün gidebildim. Spoiler yemeden okuduğum yorumlar filmi yerin dibine sokmuştu ve işin açıkçası sinemada izlememeyi düşünmeye başlamıştım ama serinin tüm filmlerini izlemiş birisi olarak bu filmi de kaçırmam olmazdı tabii. Nihayet bugün izlemeyebildim. Ama film gömdükleri gibi rezil bir film değildi. Aksine ben keyif alarak izledim. Bence sürükleyici, akıcı ve özel efektleri üst düzeyde bir filmdi. Tek kötü yanı senaryodaki kopukluklar veya mantık hatalarıydı. Elbette bunu da benim gibi serinin tüm filmlerini izlemiş olanlar anlayacaktır. Serinin önceki filmlerini unutursanız, gayet güzel bir filmdi. Ama serinin diğer filmlerinyle bağıntı kurmaya kalkarsanız, hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Yine de her şeye rağmen, gayet güzel filmdi.","label":6} {"text":"It Follows'u sevmemiştim. Bunda yine korkulup kaçılan bir şey var ortada, biraz gerilim yaratıyor o yüzden ama yeterli değil. Film sonlara doğru sıkıcı olmaktan kaçamamış. Sonu da Barbarian gibi olmuş biraz. Filmin en korkunç yeri en başıydı sanırım. Afişteki hatun kızın gülümsemesi gerçekten ürkütücü çünkü. Abartılmış korku filmlerinden biri daha ne yazık ki... Biraz da Mirrors esintisi var bu arada.","label":6} {"text":"w efsanedir.","label":9} {"text":"Film de kitabı kadar etkileyiciydi ama kitap mı? film mi? diye sorsalar \\\"kitap\\\" derim.","label":7} {"text":"4'teki Tempura Sushi Sashimii! Sahnesi gibi sahneler filmde bol. Tam bir başyapıt.","label":9} {"text":"Güzel başlayan fakat sonlara doğru gereksiz saçmalayarak uzatılan finalle de gözümde iyice batan İngiliz yapımı bir korku filmi.","label":5} {"text":"kesinlikle zaman kaybı ve aşırı şekilde alec baldwinden soğudum,uyuz oldum böyle bir filmde oynamış diye=).çok kötü,zavallı bir film.","label":1} {"text":"20 dakika katlanabildim.","label":3} {"text":"Bence güzel bir filmdi. Yaklaşık 3 saatlik olmasına rağmen sıkılmadan zevkle seyrettim. Tavsiye ederim 7/10","label":6} {"text":"Önyargısız izlemeye çalıştım ama keşke bildiğimiz masal olarak kalsaydı.","label":3} {"text":"Gen insanın iç dünyasının ilişkilere yansımış şeklne derinlemesine bir dalış yaparak bu sefer \"aslında ben şöyle oacaktım ama çocuklara bakıyorum, ben seni tanıyorum, seni olduğun gibi kabul ediyorum, beni değiştirmeye çalışmamalısın\" larla dolu yaşanmışlığın üzerine cesurca giderek aslında kendinize sormaya korktuğunuz soruların partnerinizle nasıl açığa çıktığını ve belkide sonu gelmeyecek tartışmalar üzerine kadın-erkek taraflarının sinirli tavırlarını gördük bu seferde. İlk filmin oluşma, ikincisinin yaşanmamışlık bu filmin ise yaşanmışlıklar üzerine oluşu çok iyiydi. Yemek sahnesindeki muhabbetler de özenle hazırlanmış. Genç çiftlerden, uzun yıllar sonra kocasını kaybetmiş birine, birbirlerini olduğu gibi kabul etmiş orta yaş ilişkilerden bulunan bir kalabalık bulunuyor. Zorlanırsa 2. defa izlenilmesi tavsiye edilebilir :)","label":7} {"text":"Uzun zamandır böyle bir hayal kırıklığına uğramamıştım.Bence filmi açın sonuna kadar sarın son repliği ve son sahneyi izleyin yeter.. gerisi boş..","label":2} {"text":"\"Diğer insanlar olmadan bizim de zombilerden bir farkımız olmaz \" güzel bi mesajdı.","label":7} {"text":"Tekrar izlenebilecek türde filmlerden. Özellikle Şükrü Özyıldız'ın oyunculuğu çok iyi.","label":8} {"text":"Acemi işi, berbat bir film. İlk yarıyı zar zor izledim sonra terkettim, son derece sıkıcı. Paranıza yazık.","label":1} {"text":"benim cöpe atıcak 1.5 saatim var diyorsanız acın onda da arkada ses olsun izlemeyin yani","label":0} {"text":"İnsanların ayrımcılığa dair şansa değil de mucizeye tapınmaları diye yorumlayabilirim.. Mucizeler diz çöktürür en yüksekte olana bile! Daima böyle değil mi.....","label":6} {"text":"çok zevkli filmdi. izlerken çok keyif veriyor :) bence boş vaktinizde izlenebilir.","label":6} {"text":"filmi izleyeli epey oldu. Bu kadar az puanı haketmediğin düşünüyorum. Bir basucu filmi mi, tamamdeğil ama;ben izlerken keyif almıştım. Puanım;6 :)","label":6} {"text":"Çok güzel manzaralarla dolu bir hayatta kalış öyküsü... Oyuncular çok başarılı sonu tatmin ediciydi. Aksiyon, dram olarak geçiyor ancak aynı zamanda romantik bir örgüsü de var hikayenin. Aşağıda üzdü gibi yorumlar yapılmış ben de hüzünlü bitiyor sanıp izlemeyi ertelemiştim ancak mutlu sonla bitiyor, izlemek isteyenlere duyurulur...","label":6} {"text":"Film dram olarak başlayıp aksiyona bağlıyor sonunda ise \"ah canım o işler öyle olsa keşke\" dedirten masal sekansıyla bitiyor. Sri Lanka ile ilgili ne kadar az bilgiye sahip olduğumuzu yüzümüze çarpmasının etkileyiciliğiyle kaptırıp izliyorsunuz İllayaal'ın varoluş mücadelesi için de izledim çok güzel yorumlar yapılmış ben de \"olmamışlık\" sezilmesine katılıyorum ama ilk kez Sri Lanka mültecileriyle ilgili bir film izlemiş olmanın memnuniyeti ve karakter dönüşümleri -çok başarılı işlenmese de- hatrına 7 diyorum. Ve Paris seyahatimde uygun olsun diye 3. zoneda kalmış biri olarak \"bu hangi paris bu çeteler nedir nerde bu devlet nerde bu millet\" diyesim gelmedi değil bir de bir arkadaş ilgili konular kısmına \"eşcinsellik\" yazmış nasıl yani bunu nerden çıkarmış bu neyin kafası yani aklımda deli sorular.","label":6} {"text":"Kostüm mekan oyunculuklar ve müzikleri harika olan bir başyapıt, yıllanmış bir şarap gibi hiç bir zaman eskimeyecek piyasada binlerce boş izle geç filmler var iken bu sanat eseri uzun yıllar daha hatırlanacaktır dönemine göre kesinlikle çok farklı çok iyi bir film.","label":9} {"text":"kaLiteLi bir fiLm...","label":4} {"text":"Kurgu müthiş. Film kurgu yönüyle çok sağlam yapılmış, ama işlenişi ya da bu kurguyu biraz heba etmişler gibi. Yine de film izlettiriyor kendini. Bruce'u böyle güzel bir filmde izlemeyeli uzun zaman olmuştu. Film konu itibariyle sizi içine çekse de senaryo vasat kalmış. Efektler de pek iyi sayılmaz aslında. Oyunculuk standart düzeyde olsa da abi bu kurgudan daha iyi şeyler çıkardı ya. Beni üzen bu durum oldu yoksa film zamansal boyutta arşivlik yani. Şimdi spoilerden bir şey soracağım filmin sonu hakkında millet meraktan bakacak sonra ya bu da yazılır mıydı diyecekler. Doğru karar yazmamak. En iyisi izleyin siz fazla da kurcalamayalım. Filmin tadını çıkartalım. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Bu filmi Ata Demirere hiç yakıştıramadım","label":4} {"text":"\"Her canlı bir gün ölümü tadacaktır\" ama böylesini ? burada çaresiz iken, normal ölümlerde değiliz, insanlığın her döneminde hasta ruhlu diye görülen, dünyaya tutunamamış olan insanlar mı yoksa siz her anı buraya bağlı olan korkak insanlar mı kurtulacak ? ve kim çareyi bulacak ölümde...","label":8} {"text":"filmin adından da anlaşılacağı üzere daha ne beklenebilirdi ki. ikinci filmin sinyallerini aldık gibi de artık seyirciler bu tarz konulara doymaya başladılar. daha gizemli düşündürücü bi'şeyler şart devam filmi olacaksa.. bu arada edward çok şirindi :)","label":6} {"text":"Filmin 2 senaryoya sahip olduğunu belirtmekte fayda var ve ikiside oldukça sağlam kurgulanmış. İnsan yeryer kendinden bir parça buluyor filmde.. Arasıra gözleriniz doluyor.. harbi romantizm işte bu filmde mevcut.. Dram desen zaten yeteri kadar var. Filmin sonu ise ayrı bi his yaşatıyor kalbinize. 7 verirdim ama İMDB kurbanı olduğunu düşünüyorum 7.5 veriyorum.","label":7} {"text":"Benim hayatıma uygulayamayacağım ama izlerken kendimi çok kaptırdığım film. Herhalde insan bu filmi ömrünün sonuna kadar, belli aralıklarla izler. Ben öyle yapacağım. 96/100. 4 puanı da ışık/müziklerden kırdım. Renkler biraz içimi baydı.","label":9} {"text":"Bir yönetmen hem sosyologdur, hem bir filozoftur, hem bir psikologdur hem de bir edebiyatçıdır. Yönetmen işte o zaman yönetmendir. Alın bu filmi ayda bir kere izleyin. Ben başka bir şey demek izlemiyorum.","label":5} {"text":"Bence Aşk Tutulması hoş bir yapım olmuş.Eğer eğlenceli dakikalar geçirmek istiyorsanız size Aşk Tutulmasını önerebilirim.Sonuç olarak ben bu yapıma 10 puan üzerinden 7 puan veriyorum.","label":6} {"text":"Kitap gerçekten akla zarar. Justine'in ardından okudum. Sade'ı az buçuk tanıdığımı sanıyordum. Yanılmışım sanırım, zira Justine'e nazaran şiddet dozu çok yüksek. Okumak için çok sağlam bir mideniz olmalı. Aksi takdirde psikolojik olarak çok zorlar. Ben gençken okudum uzunca bir süre etkisinden sıyrılamadım. Gençlere tavsiyem, yaşlanınca okursunuz. Şimdi bu filmi de izlemeyin bence. Ama beni dinleyen kim ?","label":6} {"text":"hiristiyanlik propagandasi yapan bir film baska bir eyi yok ne gercek gerilim ne de konu var,fuska ya tamamen katiliyorum.bu iki senarist 2 si birden ne yapmislar acaba bu filme anlayamadim...10/2 oda tom hanksi severim o kadar","label":4} {"text":"çok sey beklemeden izleyin pisman olmazsiniz fena degil","label":6} {"text":"Eleştirmenler tarafından oyunculuk performansı yerden yere vurulan Edward Lionheart, müthiş bir ironiyle kılıktan kılığa girerek harika oyunculuk performanslarıyla intikamını alıyor. Oyunculuk dersi için Vincent Price izlenmeli.","label":7} {"text":"Bu kadar yaratclktan uzak ve klie bir film beklemiyordum akas.Yer yer yine abd ordusu reklamna dnen neredeyse her sz binlerce kez duyduumuz ok baarsz bir aksiyon filmi 2/10","label":1} {"text":"Bilgisayar oyunlarından derlenen en iyi filmdi bence. Oyunu bilmiyorsanız bile, aksiyon dozu için bile izlenebilir, tabii pek mantık, konu falan aramayın.","label":7} {"text":"Ölümlü Dünya'dan sonra beklentileri çok yüksek tutmuştum. Yeri geldi güldürdü ama maalesef tatmin edici bir film değildi :(","label":6} {"text":"seriye yeniden başladım michael gambonun yani dumbledore u canlandıran oyuncunun ölmesiyle melez prenside izledim bu filmide gayet güzeldi filmde genelde aşk olayları gecti rona sürekli aşk büyüleri yapıldı :D hermione sürekli onu kıskandı başka kızla olurken aralarında ilerki bölümlerde aşk olacak :d melez prensin severus snape olduğu ortaya cıktı ayrıca snape dumbledore u öldürüyor seride en cok güldü replik Profesör Minerva McGonagall: Neden bir şey olduğunda hep siz üçünüz orada oluyorsunuz? Ron Weasley: İnanın bana profesör. Altı yıldır kendime aynı soruyu soruyorum.:D 10/8","label":7} {"text":"Film boyunca sorguladım. Cennet mi ? Yoksa cehennem mi ? Umarım tek bir seçenek vardır. Masumlar için tek bir seçenek! \" Şeytan, bir keçi gibi kıllı yerden ortaya çıkar... Gövdesi güneş gibi parlar. Cadılar dizlerinin üzerine çökerek.. Sol ayağını ve kıçını öper. \" https://www.google.com/amp/s/dialmformovie. net/2021/09/16/witchhammer-otakar-vavra-ve-malleus-maleficarum/amp/","label":8} {"text":"Film kesinlikle çok sade ve güzel.Sadeliğinde barındırdığı hoşluk ve bize verdiği enerjisi harika.Hugh Grant çok yakışmış rolüne ve diğer oyuncularda renk katıyorlar onun yanında.Çok keyifli ve sıcak film, bazen insanın ihtiyaç duyduğu türden.8/10","label":8} {"text":"Haram yemeyen bir toplum! olarak öncelikle şunu belirtmeliyiz. Arkadaşlar filmin yapımcısı TMC zaten filmin afişinde uyarlama olduğunu ve 2005 yapımı black filminin senaristi olan Hintlinin adını deklare etmiş. Yani çalıntı değil. Gelelim filme. Uğur Yücel uyarlamanın bir nevi mirasın kaymağını yiyor. Fakat bunda çokta başarılı diyemeyiz. Türk kültürüne yönelik ufak tefek değişikliğe gidememiş. Örneğin kız isteme merasiminde yemek masasındaki günün anlamına binaen yapılan konuşma ve şerefe sahneleri çok absürd ve anlamsızdı. Uğur yücel'in oyunculuğu her zamankinden bir tık yukardaydı. Aynı şeyleri Beren Saat içinde söyleyebiliriz. Normalde Beren'in oyunculuğuna karşı bir antipatim olmasına rağmen bu filmde o umursamaz gıcık konuşma tavrıda olmadığından sessiz oyunculuğu gayet iyiydi. Çocuk oyuncu Melis 10 numara bir oyunculuk sergilemiş. Ayça Bingöl'de çok iyiydi. Kısacası özgün bir senaryo olmamasına rağmen ve ajitasyonun dibinede vurulsa filmin cezbedici yanını zedelemiyor. İzlemenizi öneririm.","label":6} {"text":"Berk Hakman'ın performansını çok çok iyi buldum. O kadar güzel saf ve temiz adam rolunu oynamışki insan gerçek hayatta da bu kadar saf mı diye soruyor kendi kendine fakat genel olarak baktığımızda bundan başka pek birşey göremedim olumlu olarak. Eh işte..","label":5} {"text":"filmin en büyük avantajı oyuncu seçimindeki başarısı. neredeyse bütün oyuncular rollerine çok güzel uyum sağlamışlar.geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen sahneler zaman zaman kopukluk yaratmış. maalesef filmde akıcılık sağlanamamış. çok olayın ucu açık bırakılmış, bir sonuca bağlanamamış. özellikle münevver ve piraye arasında gidip gelen nazım hikmet’in duyguları yeterli bir şekilde verilememiş, bu arada piraye ve münevver’in yaşadıkları biraz daha anlatılabilirdi. ya da film nazım hikmet üzerine kurulu diye düşünüldüyse de en azından nazım’ın duygularına biraz daha yer verilebilirdi.tabii ki böyle bir filmin yapılması hem tarihi açıdan hem de nazım hikmet’i anmak ve bilmeyenlere de öğretmek açısından çok önemli ancak siz de takdir edersiniz ki filmin sinematografik açıdan büyük eksikleri var. bunda da hem nazım hikmet’in çok vefalı bir hayran kitlesinin olması hem de olayların siyasi boyutunun önemli yer tutmasının payı büyük. kimseyi kırmadan ve olay yaratmadan bir film yapmak istenmiş sanırım ama bu durum da filmi çok yüzeysel kılmış. filmin sonu da insanda yarım kalmış hissi uyandırıyor. daha iyi ve etkileyici bir şekilde bitirilebilirdi.","label":6} {"text":"Süresi ve sonundaki aksiyon süreci beni sinemada filmden biraz kopardı. Gereksiz uzun olmuş. Oyunculuk ve senaryo bakımından da sıkıntılı buldum. Diyaloglar sıkıcı ve tahmin edilebilirdi. Espriler fazla güldürmedi. Deniz altında geçen görsel efektleri iyiydi. Filmi ilgi çekici yapan benim için buydu. DC Sinematik Evreni içerisinde en azından izlenebilir bir macera filmi olmuş. Gözüme takılan bir şeyde Aquaman çocukken annesi Atlanna'ya benzerken büyüdüğünde babasına benziyor. Biraz komik geldi. Mera'yı oynayan aktris çizgi romanlardaki karaktere benzemiş. Film 7 üstü yapmaz ama 6 puan yapar gibi.","label":5} {"text":"Çok kötü bir filmdi arkadaşlara önerdiğim için pişman oldum ben antakyalayım antakya ya yakışan bir film değildi antakya kaçakçıların şehri değil filmde henhangi bir mesaj bile yok bomboş ve anlamı olmayan bir filmdi antakya ile ne ilgisi vadı bu filmin bi de kaliteli oyuncularla cekilmis oyunculara bakıp sakın gecmeyin filme hayatınızın hatasını yaparsınız. Filmle ilgili daha yazacak cok kötü yorumlarım var da neyse...... :(","label":1} {"text":"Demansın yerleştiği bünyenin etrafındaki gerçekliği eritişi hem ana karakter üzerinden hem de çevresindeki nesneler üzerinden, resim sanatının post-impresyonist tarzı da kullanılarak nefis anlatılmış. Film, kuvvetli ışığı demans hastası ressam Louis'e tutarken ışığı ele geçirip karısı Michelle'e de tutmak gerek. Ve keşke onları o 12 dakikalık an'a taşıyan uzun geçmişten de izler görebilseydik. Her ikisini daha iyi tanır, anlayabilir ve bazı şeyleri daha iyi anlamlandırabilirdik böylece.","label":7} {"text":"ÇOk kötü film. Nasıl Robin Hood filmini daha da batırırız düşüncesini benimsemişler. İzlemeyin sinemada falan paranıza yazık.","label":4} {"text":"Etkileyiciydi.. \" Ihimaera'nın aynı isimli romanından sinemaya uyarlanan film, soyları yaşadıkları topraklara binlerce yıl önce bir balinanın sırtında geldiği söylenen Paikea isimli atalarına dayanan Whangara kabilesi yerlilerinin eski Maori efsanesi mistisizmi ile modern yaşama uyum sağlamakta yaşadıkları sorunları ve geleneklerden kaynaklanan ayrımcılığı etkileyici bir biçimde anlatmaktadır. Dünya prömiyeri Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılan ve sonrasında pek çok festivalde eleştirmenlerden büyük övgü alan film Türkiye'de! f İstanbul 3. AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali'nde Hit Filmler kategorisinde gösterilmiştir.\"","label":8} {"text":"Filmin 2. yarısı tam bir kabus. IMAX bile kurtaramadı. :(","label":5} {"text":"Vay be 30 sene öncesinde yapılmış bir film. Eski dönemn ünlü futbolcuları da var bu filmde. Özellikle Pele. Bir sahnede taktik yaparlarken pele aynen şunu diyor : Topu bana veriyorsunuz ben bunu çalımlıyorum... hepsini çalımlıyorum ve golü atıyorum :) Pele gerçekten müthişti. Filmin adı aslında konusuyla birebir örtüşüyor.. Zafere kaçış. Michael Caine ve stallone de cabası. Tavsiye edilir. 10/ 7.0","label":6} {"text":"Hiç ama hiç beğenmedim. Türk aile yapısı bu mu ? Gereksiz ayrıntılar, bir çocuğun bile çözebileceği bir cinayetle yapılan final..Vakit kaybı.","label":2} {"text":"Cesur ve aksiyon dolu sahnelerin bulunduğu zamanının iyi absürt komedilerin biridir. Şener şen'in \"aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni\" ve Lale Mansur'unda \"düş gezginleri\" filmlerinden sonra birleşerek oynadıkları başarılı bir film olmuş. Maketli sahneler ister istemez sırıtsada, genel olarak amerika ile ilgili özdeşleşmiş unsurlara ve filmlere göndermeleri yerinde olmuştur. En vurucu replik: \"Ben amerika'da eğitim aldım ve onlar gibi düşünürüm. Ben ortak olmam, herşeye sahip olmak isterim. O yüzden şirketlerinizi satın alacağım.","label":5} {"text":"Dizinin birinci sezonuyla ikinci sezonu arasına girmiş standart bir bölümü olarak tanımlanabilir.","label":6} {"text":"&The Breadwinner, Afganistan'da ailesiyle zor koşulların altında yaşayan, 11 yaşındaki kız çocuğu Parvana'nın öyküsünü anlatıyor. Bir gün Parvana'nın babası gereksiz yere tutuklandığında, Parvana ailesini koruyabilmek için saçlarını keserek bir erkek kılığına bürünür ve babasını hapsolduğu hapishaneden kurtarmak için elinden geleni yapmaya çalışır.& The Breadwinner, içerik bakımından amacına ulaşmayı başaran bir animasyon filmiydi benim için. 90 dakikalık kısa süresine karşılık bu film etkileyici karakter gelişmeleri ve izlemesi zor olan durumlarla doluydu. Geçtiğimiz yıllarda Song Of The Sea'yi yapmış olan aynı ekip, bu filmde ayrı bir başarıya ulaşmış. Filmdeki animasyonun kalitesi, her bir karedeki renkli görüntülerin büyük emeklerle hazırlandığı rahatça görülüyor. The Breadwinner, bu yılın en iyi görünen animasyon filmlerinden birisi. Eğer filmin hikayesine gelecek olursam; The Breadwinner'ın içeriğinin tahmin edilebilirliğine rağmen işlenişine bu kadar önem vermesi biraz garipti. Çünkü film boyunca kimsenin başına böyle bir şeyin gelmesini istemediğimizden ana karakter Parvana'nın arkasında dursak da, hiçbir zaman onun bununla neyi başaracağını da bir türlü çözemiyoruz. Filmin büyük bir çoğunluğu Parvana'nın babasını kurtarmak için yaptığı planlarla geçse de, bu esnada hikayede yaşanan dramatik olaylar sırf seyirciye dramatik bir etki yaratmak için yaşanıyormuş hissi uyandırıyor. Bunun dışında mesela Parvana'nın ailesine anlattığı Fil Kralı& öyküsü ise hikaye ile bağlantılı olup seyirciye güçlü bir his uyandırması gerekirken, film sadece vakit öldürüyormuş hissi uyandırıyor. Bu yüzden ara sıra filmin hikayesinin daha kesin bir şekilde işlenmiş olmasını istediğim bölümler oldu. Ama bunun dışında, The Breadwinner vakti geldiğinde nasıl parlayacağını çok iyi biliyor. Yönetmen Nora Twomey'in harika görselleri ile The Breadwinner, çocuklara biraz karanlık ve karışık gelebilecek bir hikayeyi aptal bir hale getirmeden anlatmayı başarmış. Bu yüzden The Breadwinner, bilindik hikayesi ve atmosferine rağmen türünün diğer filmlerinden biraz daha farklı ve çarpıcı hissettiriyor. Benim için hikayenin en güçlü olduğu bölüm ise son 20 dakikaydı. Filmin geri kalanının hikaye işleyişi hakkında sorunları olsa da, bu bakımdan son 20 dakika tek kelimeyle kusursuzdu. Filmde gereksiz bir yük gibi dolaşan Fil Kral öyküsünün bu bölümde her bir aile bireyinin yaşadıklarıyla bir araya getirilmesi gerçekten de etkileyiciydi. Gerçi finalinin biraz fazla havada kaldığını düşünsem de, The Breadwinner yüksek bir notla hikayesini bitirmeyi başarıyor. Kusursuz olmamasına rağmen The Breadwinner, zaman zaman izlemesi zor, etkileyici bir animasyon filmiydi. Filmin bu yıl En İyi Animasyon dalında Oscar'a aday düşünürsek The Breadwinner, Coco'dan sonra bu kategoride en çok sevdiğim filmdi (gerçi kategoride The Boss Baby de olunca, bu fazla bir anlam ifade etmiyor). Kesinlikle desteklenmesi gereken ve bir göz atılmasını tavsiye ettiğim bir film. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Harika animasyon, çarpıcı görseller. + Son 20 dakikası. + Hikayenin çocuklar için fazla zayıflatılmadan anlatılmış olması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Ana karakterin amacının ne olduğunun biraz belirsiz oluşu. - Finalinin belirsizliği. TOPLAM PUAN: 7.7/10","label":6} {"text":"Tarkovsky'nin filmi üzerine inşa edilmiş, o ne kadar iyiyse bu filmde bir o kadar kötü ve rahatsız olmuş. Festival kapsamında yapılabilecek en kötü tercih olduğu düşüncesindeyim.","label":3} {"text":"3. Filmini sabırsızlıkla bekliyorum umarım bir an önce gelir bu seriye bayılıyorum. İzlemenizi tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Bourne identity ve Jason Bourne bence serinin en iyileri.Bu karakter o kadar oturdu ki eminim hayranları yolda gördüklerinde bourne diye sesleniyorlardır.Matt Damon'un izlenesi filmlerinden...","label":7} {"text":"Durağan ortalama bir filmdi bazı sahneler duygusaldı bazı yerlerde sıkıcıydı öyle çok güzel muhteşem bir film diyemem","label":5} {"text":"Efsane Adam çok fazla bir şey beklenmeden izlenilmesi gereken yeryer komik ve yeryer de hüzünlü bir film.Ha Anthony Hopkins'i soracak olursanız;kendileri tek kelimeyle müthiş.Bütün filmi alıp götürüyor.Üstelik Hopkins'in ilerlemiş yaşına rağmen yarış sahnelerinde olabildiğince dublör kullanmaktan kaçınmış olduğunu da belirteyim.Bir insanın hayallerine çok geç de olsa kavuşmasını anlatan film gerçek bir hikayeden uyarlandığından dolayı bize arzularımızı ve isteklerimizi gerçekleştirmemiz için bir umutta veriyor.Efsane Adam bir yol filmi olarak da adlandırılabilsede ırkçılık karşıtı ucuz mesajları bir yerden sonra iyice sıkıyor onu da söylemeli.Hopkins için izlenebilecek bir film.","label":6} {"text":"Katil kim filmlerine bayılan biri olarak çokta beğenmediğimi söylemeliyim. Bazı eksikleri vardı. Mesela Ailenin üyelerine çok az değinmeleri bunları cinayet şüphelisi olarak görmemizi engelliyor. Şüpheler hep 2 kişi üzerinde kalıyor. Bu çok yanlıştı. bu tip filmlerde izleyicinin katil tahmini sürekli değişmeli ki izleyici keyiften dört köşe olsun. Bu arada ben filmi daha karanlık bir atmosfere sahip sanıyordum ama bildiğin komedi filmi çıktı. Bir sürü sahnede çok güldüm geri alıp tekrar izledim tekrar güldüm. Şaka bıçağı sahnesi, nazi çocuk, sjw muhabbetleri, Kaptan Amerikanın nutuk çekerken dedektifin hadi lan oradan babanız Pakistanlı birinden aldı burayı diye dalga geçmesi ve en çokta hemşirenin memleketini herkesin farklı bilmesi; Ekvatorlu, Brezilyalı, Uruguaylı, Perulu vs. Bakalım 2. film nasıl olacak. Sinemalarda bu tarz filmleri daha fazla görmek umuduyla.","label":7} {"text":"\"Bir adamın içinde kötülük varsa o adam kötüdür.\"","label":6} {"text":"Benim favorim inatlaşan iki trafik magandasının ebediyete sevgili kıvamında gitmeleriydi","label":9} {"text":"Harry Dean Stanton' ı ateist kişiliğinde, yaşlı ve ölüme yaklaştığını yeni farkeden Lucky olarak görüyoruz. Film HDS' nın son filmi olmasıyla beraber baya anlam kazanıyor çünkü sanki bir şekilde kendini ölüme bununla hazırlamış-anlatmış gibi bilemiyorum. Özellikle filmin son sekansındaki bakışını görürseniz anlarsınız sanırım demek istediğimi. Johnny Cash'in \"I see a darkness\" şarkısının sözleri, çalındığı sahnede çok şey anlatıyor aslında. Hangi yaşta olursak olalım bir son olduğunu unutuyoruz çoğu zaman. Ve sonun olduğunu bilmek de anlamak için yeterli değil galiba. - ungatz. nothing. that's all there is. +what do we do with that? - you smile.","label":7} {"text":"İlk bölümüyle bir çok kişiye keyifli dakikalar geçirten Müzede Bir Gecein ikinci bölümü,ilkine göre biraz daha sönük kalıyor.Sanırım yapımcılar ilk bölümdeki beklenin üstündeki başarıyı daha üst sıralara çekmek için izleyici çıtasını aşagıya çekmiş.Bu bölüm ilkine göre daha çoçuksu kalıyor.Hikayeye çok takılmak istemiyorum.Müzede bir gece ailece izleyip keyifli vakit geçirebilirsiniz.Yinede beklentilerinizi çok yüksek tutmayın.","label":5} {"text":"begenmedim hele de imam rolundeki oyuncumu desem bilmiyorum oyunculugu bir kere beni itti film cok yavas ve sıradan vasattın ötesinde","label":1} {"text":"Beklediğimden daha iyi çıktı diyebilirim görsel açıdan da güzeldi bayağı ama siz yinede fazla beklenti içinde olmayın herkesin film zevki değişebilir çünkü, içinde metafor içeren ve tek mekan da geçen filmleri seviyorsanız seyredin.","label":7} {"text":"Burak Çok biliyosan sen yap bi filmde ozaman seni görelim:S Yok yapamam kapesitem yetmez diyosanda milletin işine burnunu sokma izle beğenmiyosan beğenmiyorum de..Film daha çıkmadan saçma sapan yorumlara gerek yok..","label":9} {"text":"Inanilmaz keyifliydi, Emma Seligman'ın ilk uzun filmi imiş, takibe alındı","label":7} {"text":"bence filmin hakkını yememek lazım fena bir film değildi daha iyisi mutlaka olurdu ama buda iyi oyunculuklar en azından tatmin ediciydi konusuda iyiydi çok birşey bulamasamda filmde izlencek bir film 10/7...","label":6} {"text":"Diziyi izleyeceklere uyarı: Her sezonu bir öncekinden çok daha kötü bir hale getirilmek suretiyle, benim açımdan mükemmel bir 4. sezon finaliyle bittiğini zannetmiştim. Lakin bu son derece gereksiz ve saçma 90 dakikalık 'Final Break' rezilliğiyle dizide kayda değer bulduğum neredeyse her şey silinip süprülmüştü. Saygılar","label":0} {"text":"Bir bağımsızlık mücadelesi öyle bir hale geliyorki iki kardeşi bile ayrı taraflara itebiliyor .. Ama bir savaş filmi beklemeyin tabiki , güzel filmdi 10/8","label":7} {"text":"in the mood for love filmi daha etkileyiciydi bana kalırsa. ama bu filmin de farklı bir dokusu var. zamanla oynanmış gibi hayatın düz bir çizgi değil de yaşadığımız tüm anların karmaşası halinde olduğunun bir örneği gibi. şuanı yaşarken aslında tüm hatıralarımız bizimledir. müzikleri de bunu destekler biçimde, gerçekten güzel. biraz uzun ama çok da sıkmıyor. devam filmi olarak ilk filme yakışan bir film.","label":6} {"text":"Karışık bir yapı. Sıralamaya koymak diğer filmleri izlemiş olmak lazım. Tad alamadım doğrusu. Bilmiyorum eksik bir yön var. Yani tamam görsellik ve atmosfer iyi. Lakin kurguda baya bir sorun yaşanıyor. Belki de devam film olacağı düşünülmemiş ve ortaya böle bir yapı çıkmış da olabilir. 7/10","label":6} {"text":"Senaryosunu da Jiang Rong'un aynı isimli yarı otobiyografik romanından (2004) uyarlayarak Alain Godard, John Collee ve Lu Wei ile birlikte yazan Jean-Jacques Annaud'nun yönetmen koltuğunda oturduğu “Le dernier loup / Wolf Totem”, abartılı görsel efektleri ile dikkat çeken bir doğa macerası olarak çıkıyor karşımıza... Annaud'nun sinemasını yakından takip edenler, onun filmografisinde yine hayvanlar ile çekilmiş L'ours / The Bear (1988) ile Deux frères / Two Brothers ın (2004) bulunduğunu da bilirler... Gelin isterseniz daha önce çektiği Seven Years in Tibet (1997) filminin gösteriminin Çin'de yasaklanmasının yanı sıra kendisinin de ülkeye girmesine izin verilmeyen Annaud'nun konusu Çin'de geçen bu filmine biraz daha yakından bakalım... Kültür devriminin ikinci yılı olan 1967 yılında kentli öğrenciler, öğrendiklerini oralardaki eğitimsiz insanlara aktarmaları için kırsal bölgelere gönderilmektedirler... Pekin'in karmaşasından uzaklaşmak isteyen Chen Zhen (Shaofeng Feng) tercihini, Yang Ke (Shawn Dou) ile beraber İç Moğolistan'dan yana kullanmıştır... Bu arada kendilerine yaşam alanı olacak obanın lideri Bilig (Baasanjav Mijid) ve ona, kalacakları iki yıl boyunca obadaki çocuklara Çince okuma yazma öğretecek Chen ile Yang'ı teslim eden bölgenin yeni üretim başkanı Bao Shunghi (Zhusheng Yin) ile de tanışıyoruz... Altı ay sonra... Steplerde tek başına gezintiye çıkmış olan Chen'in atı, kendilerini izleyen kocaman bir kurt sürüsü nedeniyle huysuzlanmaya başlamıştır... Kurtlar ile göz göze gelen Chen, tam sonlarının geldiğini düşünürken, birbirine vurduğu üzengilerinin çıkarttığı metalik sesten ürken kurtlar, saldırmak yerine birden kaçışarak onlardan uzaklaşırlar... Obaya vardığında Chen bu yaşadıklarını Bilig'e de anlatır ve baharda bir kurt yavrusu yakalayarak onu incelemek istediğini söyler... Ancak sabır&, &örgütlülük ve lidere itaat konusunda uzman olan kurtlar konusundaki ilk teorik ve pratik dersini, bir ceylan sürüsünü çevreleyen kurt sürüsü örneği üzerinden baba diye hitap ettiği Bilig'den alır... Ki aynı Bilig, Cengiz Han'ın ordularının da aynen bu kurt taktiği ile bütün dünyaya kafa tuttuğuna inanmaktadır... Neyse... Chen ile Bilig'in dün tanık oldukları bu saldırı sayesinde, kurtların yiyerek tüketemedikleri kurbanlarını, baharda doğacak yavruları için doğal derin dondurucu görevini üstlenen karların altına itina ile gömdüklerini de öğreniyoruz... O yüzden de Bilig'in obası, kurtların karların altına gizledikleri ölü ceylanların tamamını çıkartıp almazken, hayatta kalan ceylanları da gelecek yıl için koruma altına almaktadırlar... Yoksa kendi koyun sürüleri aç kalan kurtların hedefi haline gelecektir... Fakat ne yazık ki, gecenin karanlığından yararlanan başkaları, Bilig'in kurtlara bıraktığı ceylanları da yağmalarlar... Ve kurtlar da bu manzarayı izlerler... Derken üretim başkanı Bao Shunghi, askerler ile birlikte refakat ettikleri Çin Halk Kurtuluş Ordusu'na ait bir at sürüsünü, Bilig'in obasının himayesine verir... Atların sorumluluğu, Bilig'in oğlu ve Gasma'nın (Ankhnyam Ragchaa) kocası Batu (Gexige Baoyin) ile obanın en iyi çobanı Shartseren'de (Tumenbayaer) olacaktır... Yalnız Bao Shunghi, kötü bir haber daha da doğrusu acı bir talimat da getirmiştir gelirken merkezi yönetimden... Ne midir o? Sayılarının azalması amacıyla yavru kurtlar öldürülecektir... Her ne kadar Bilig buna karşı çıksa da elinden hiçbir şey gelmez... Zira emir kesin olup tartışmaya açık değildir... Bu da aslında kurtlar ile dans başlayacak demek olup bu kanlı eyleme istemeden de olsa Pekinli Chen ile Yang'da dahil olacaklardır, filme damgasını vuran küçük bir sürpriz eşliğinde... Dakika 38... Geride 83 dakikalık bir bölüm daha mevcut... Bugüne kadar fırsat bulup da gerçek Moğol ceylanları ile İskoç hayvan terbiyecisi Andrew Simpson tarafından eğitilen Moğol kurtlarının kullanıldığı bu filmi henüz izlememiş olan sinemaseverlere, baş roldeki Shaofeng Feng'in etkileyici performansı dışında &çok büyük beklentilere girmeden izlemelerini önerebiliriz... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"film grçkten çok hoş nede olsa Freddie Prinze var","label":9} {"text":"Bir nevi Black Mirror. Soft version.","label":8} {"text":"ben çok etkilendim yani beğendim ortam ürkütücüydü ve de gizemli bekleyişler ses efektleri ile birleşince gerilim yüklü bir film olmuş sonuçta bir emek var bence deymiş bu emeğe ben çok korkmasamda baya bi ürperdim özelliklede geçiş sahneleri etkiledi beni...benim aklıma korku denince kanlı cesetler gelmiyor yada acayip iğrenç suratlar bunlar saçma geliyor ama bu filmde çok ince bir çizgi ve kırılma noktası var o da insanın içine işliyor neyse izlemeyenler bence izlesin derim farklı bi film...","label":8} {"text":"güzel bir türk romantik komedisi. Zengin oğlan ve polis kız aşk hikayesi. Sürükleyicilik tempo çok iyi.. Komedi kıvamında. çok iyi espriler, ve gülünecek çok sahne var. birde cengiz bozkurt filmi almış başka bir seviyeye çıkarmış.. Bravo.","label":7} {"text":"DUNKIRK mu EN KARANLIK SAAT mi deseler. Ikisini karıştırıp ortaya karışık yapsanız daha iyi olurdu derim. Bu arada görseller olarak DUNKIRK iyi olsa da bu filmdeki bakış açısı daha iyiydi sanki. Burda konuyu öğrendik. DUNKIRK de olayları izledik. Ikisi birleşince bir film oluyor.","label":6} {"text":"Tarih var, bilim var, sosyal algı var, oyunculuklarda güzel.. Sorgulama var : hangi ahlaki duygularla doğru olan ne yanlış olan ne. buna kim nasıl karar verebilir ? Bu kadar insanın hayatını etkileyebilen bir adam... Uvvv... Güzel kaliteli bir film, izlemenizi öneririm.","label":8} {"text":"Cok guzel sicacik bir aile filmi olmus cok eglendik cok gulduk tebrikler. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.","label":9} {"text":"korkudan ziyade iğrendiren bir yapım olmuş kesinlikle ilk filmin devamı niteliğinde diyemeyeceğim. ilkinin yerini tutması imkansız.","label":5} {"text":"Anlamlı izlenilir. Bazı sözleri ve kareleri çok beğendim","label":8} {"text":"heheh adamlar yürüye yürüye enlem aştı ya daha ne diyim: )","label":0} {"text":"\"streetcar named desire\" filminden direkt kopya olmasın demiş W. A. ve değiştirmiş filmin ağırlık merkezini ama iki filmde de kuvvetli kadın oyuncular var ve Vivien Leigh ile Cate Blanchett e Oscar getiriyor performansları.","label":6} {"text":"Son sahneye kadar ufak tefek bikaç gülümseme dışında güldürmedi, eğlendirmedi, duygusal da değildi. Hiçbi şey değildi. Ha kötüydü sadece. Ama son sahne iyiydi. O da filmi kurtaracak kadar değil.","label":4} {"text":"Fikir çok güzel ve orjinal. Oyun dünyasına adım atmanızı sağlayan eğlenceli bir animasyon olmuş. O kadar karakterin içinde gözlerim Marioyu aradı ama sadece ismi geçti. Sanırım 2. film gelirse bu sefer onuda göreceğiz :)","label":7} {"text":"biraz empatiyle savunulan şeylerin oldukça yüzeysel kaldığı fark ediliyor. 12 adamın tek tek zihnine girmiş gibi hissediyorsunuz.","label":7} {"text":"1.sikötü de bu ondanda kötü...sığ ve çok anlamsız bence...","label":2} {"text":"Film gönüle,kalbe hitap ediyor gerçekten..hüzünlendiğim de oldu,ama sadece bundan ibaret.Oyuncu performansları da iyi.Bazı mantık hataları vardı filmde.Birleştirme olayını uzattıkça uzatmışlar..Çıkardığım sonuçlardan biri,senaristlerin sadece duyguları hesaba katması,yoksa iyi çekilmiş,iyi bir senaryoya sahip bir film değil..zaten o da olsa 9 puanı verirdim.puanım 6.5-7..","label":6} {"text":"ben bu filmi şimdi nasıl i[spoiler][/spoiler]zliyceeem?[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":4} {"text":"Komedi filmi dedigin boyle olur. Film boyunca güldum. Rowan Atkinson gercekten büyük oyuncu. Olga deseniz filme ayri renk katmış. Kısaca İZLEYİN.","label":9} {"text":"2013'te beni en çok etkileyen filmlerden biri oldu. Cate Blanchett'in muhteşem performansının ona Oscar getirmesini istiyorum. Woody Allen, karakter detaylandırmasına ve kurguya hayli önem vermiş. Onun mizahını sevenler filmden çok keyif alacak! Senaryosu ise tam okumalık, kitap olmasını isterdim.","label":8} {"text":"Baştan sonra gerilim dolu;robert zemeckis çok iyi bir yönetim sergilemiş.Tempo son 20 dakikada artıyor ama konusu itibarıyla başından beri merak duygusu hakim,aslında içinde bulunduğumuz yıllarda izlediğimizde konusu çok da farklı gelmiyor ama 2000 yılına göre düşündüğümde farklı olduğunu söyleyebilirim,izleyin derim 8/10","label":7} {"text":"Kötü yorumlara aldırmayın. 15 temmuz ile ilgili yapılan tartışmasız en kaliteli film. Ayrıca filden önce Börü dizisini izlemelisiniz. Film çekimleri başladıktan sonra bir yandan da 15 temmuz öncesini anlatan bir dizi çekip filme bağlamak kolay bir şey değil. Prodüksiyon olarak da gayet başarı. Tabi gereksiz bazı sahneler vardı, sesler ile ilgili de biraz sıkıntı vardı ama gözardı edilebilir şeyler. Kesinlikle izleyin derim. Tabi önce diziyi izleyin.","label":8} {"text":"Biraz önce izledim. Çok uzun zamandan beri ilk kez bir gerilim-korku filminden bu denli keyif alıyorum. Konusuyla; herşeyin içine girebilen huzursuz ruhlarla dolu, ilk dönemlerde bize farklı gelip hepimizi ve dünya korku sinemasını etkileyen Güney Kore korku-gerilim sinemasının artık fotokopiyle çoğaltılmış gibi gelen klişe örneklerinin dışına taşmış; görüntüleriyle Bergman-Tarkovsky ortak yapımı havası veren etkileyici bir film. Lakin film boyunca süren bu kusursuzluk konunun muallakta kalmasıyla bozulmuş. Yine de önerdim gitti...","label":7} {"text":"Devam filmi olan Glass'ın maalesef önceki hikaye filmleri olan Parçalanmış ve diğer filmlerini seyretmeden izledim. İlginç bir konusu var. Çizgi Roman karakterlerine çılgınlık derecesinde tutkun olan günümüz gençlerine yönelik bir yapım. Amerika'da özellikle çoğu comic book fanatiği gerçek ile çizgi romanı birbirlerinden ayıramıyor. Okul basıp insanlara ateş açmalar ve tuhaf tuhaf akımlar bunlara örnek. Film izleyiciyi hep bir istim üstünde tutuyor. Finale yakın anyayı konyayı anlıyoruz. Hintli yönetmen Shyamalan tecrübesini konuşturmuş. Filmde oyunculuk olarak James McAvoy dominant bir karakterle önplanda. İzlerken sıkılmayacağınızı düşündüğüm bir film.","label":6} {"text":"Uçur Beni Anthony ! Yalan yok marvel hayranı değilim ama ciwil warı kedinin ete atlarken baktığı gibi bekliyorum . Ant Manin Ciwil wara göndermeleri oludğunu duyunca koşa koşa gittimn. Film cok güzeldi . Yani Komedi unsurları Marvel filmlerinde cok nadir bulunan bir öğedir ama bunda komediye özellikle açıkça yer verilmiş . Ama ve lakin bana aksiyon tadını yaşatıramadı malesef . Ama Falconla kapışması cok hoş sahneler çıkarmış ortaya ve credisten sonraki sahnede Hope un Wasp olabileceğini gördük bi ihtimal Ciwil Wardada görebiliriz . Ayrıca Spiderman göndermeside sondaki cok iyiydi . Sonlara doğru bilimsel yoldan gidilmesi cok iyiydi . Yalnız Hope","label":7} {"text":"Gilroy'un ilk uzun metrajlı çalışması, senenin en iyilerinden biri olmayı başarıyor. Şöyle bir düşününce, kusursuz bir film aslında! Ekrana kilitliyor sizi. Muhteşem bir Lou ile Gyllenhaal. Yan roller de gayet iyi. Konu oldukça ilgi çekici. Hikaye örgüsü harika. Senaryo da eksiksiz, fazlasız. Tadından yenmez bir sinema deneyimi. Yer yer sağlamına geriyor. Mutlaka izlenmesi gerek. Çalışmak, adanmışlık ile ilgili söyledikleri, tutku, etik, ahlak konularına da değinmesi, onu bir izle-geç filmi olmaktan kurtararak, üzerine konuşulabilecek bir film yapmış. Lou'nun kıyafet, saç stili, hareket ve mimikleri, kişiliği, sürdüğü kırmızı araba gibi pek çok karakteristik unsur aklınızda uzun süre yer edecek. Finale yaklaştıkça merak duygusu bayağı bir yükseliyor.","label":8} {"text":"Lucy, ilm-i mutlaka vardı ene'l-hak dedi. ben bunu bilir bunu söylerim.","label":7} {"text":"film mükemmeldi harika vakit geçirdiğim ender filmlerden biri ayrıca filmde Maggie Gyllenhaalın tatlılığına söylenecek söz yok izlenmeli...","label":4} {"text":"Önlemsiz, izinsiz, takım elbise kravat, iki kişi, bir kazma bir kürekle arkeolojik kazı yapılabildiğini, iki metre derinlikle çok eski tarihlere ilişkin buluntuya rastlanabileceğini, balayının balayı olmayabileceğini gördük, yumuşak bir anlatımla boş bir senaryoda... 50/100","label":4} {"text":"\"Arkanıza bakmadan çekip gitmeniz gereken nedenler vardır. Ve bir o kadar da dönmenizi gerektirecek nedenler... Fakat son bir kez daha, ömrünüzün sonuna dek, kendi hayatınızın efendisi olduğunuz illüzyonunu gösterebilmek zordur. Ve bu nüvedeki yalan, dünyanın tamamı, ölüm ise alt tarafı dünyanın sonu.\"","label":6} {"text":"insanlara \\'iğrençliklerinin aslında bi yandan da zevkleri olduğunu nasıl anlatabilirim\\' sorusunun cevabını bulmaya uğraşmış yönetmenin ikinci filmi. ayrıca banyo küvetiyle neler yapabileceğimizi göstermiş filmdir...","label":8} {"text":"bol diyalog var.. yazlık evde geyik muhabbeti var.. güneşlenme var.. 45 dak dayanabildim.. Konu monu yok.. sıkıcı sanat filmi tadında. aksiyon atraksiyon gizem vs sıfır.. nesi oscar a aday gösterilmiş anlamadım","label":0} {"text":"Benzerlerinden tek farkı çok sıkıcı olması. Kadroya aldanıp izlemeyin.","label":4} {"text":"Son derece başarılı bir film olmuş, çekenlerin emeğine sağlık, saçmalıkların diz boyu olduğu sinema sektörümüz için dişe dokunur bir tat bırakıyor film izlendikten sonra.","label":6} {"text":"Çin asıllı Amerikalı yönetmen ve senarist Lulu Wang'ın kendi yaşadıklarından esinlenerek yazdığı ve yönettiği kalbe dokunan bir film. Wang, Doğu ve batı kültürü arasındaki farkı, hayatın neşesini ve hüznünü, mizah ve komedi arasındaki uçları çok iyi harmanlayarak bir denge kurmuş ve güzel bir aile hikayesini anlatmış. Yeterince ödül alamamış olsa da izlenmesi gereken bir film.","label":9} {"text":"Film gerçek bir öyküye dayandığı düşünüldüğünde insanı daha da kötü düşüncelere sevk ediyor. İzlerken ekranın içine dalıp çocukları pataklayasım geldi yemin ederim. Filmi izleyecek olanlara tavsiyem biraz sabırlı olmaları. Zira filmin ilk yarısı Arka Sıradakiler vb. lise dizileri şeklinde geçiyor. Fakat ilerleyen süre içerisinde gerçek etkisini gösteriyor.","label":7} {"text":"Yapma be Olivia, Bates Motel filmindeki oyunculuğuyla hayran olduğum Olivia Cooke, bu filmiyle beni hayal kırıklığına uğrattı. Kötü film mi, kötü de ne kelime berbat bir yapım. Tabi her film emek işi olduğundan filme en az 3 puan verilme taraftarıyım, öyle 1 puan verip geçmeyin yani. Yönetmenin çok da tecrübe sahibi olmamasını hesaba katarsak bu sonuç çok normal olacaktır, ama gerçekten film çok kötü. Klişe dayatması. Bazı klişeler aşılmış ama. Mesela el feneri yerine ıphone flashının açılması ya da halk kütüphanesine gitmek yerine full hd pclerden internet aracılığıyla bilgilere ulaşılması falan. İşin daha da kötü tarafı klişe olan bu senaryonun çok kötü işlenmesi. Evet, bu durum filmi daha da izlenilmez hale getiriyor. Bildiğin acemi işiyle baş başayız. Filmi izlemek isteyen varsa uzak dursun. Korku filmleri deneyimime dayanarak söylüyorum çok boş bir yapım. İzlemeyin. P: 3","label":2} {"text":"Alt yazısını bulamadığım bir film. iyi kötü çirkin'deki bazı sahneler araklanmış. filmde ana planda 3 karakter var zaten. biri güzel biri kötü biri çirkini andırıyor. öyle izleyerek ya da izlemeyerek bir şey kaybetmiyorsunuz. bu da galiba ilk yorumumdu.","label":6} {"text":"Bu kadar az puan alması saçmalık. Rahatsız edici bir film olduğunu söyleyebilirim.","label":6} {"text":"Beklediğimden daha iyi çıktı. Tam anlamıyla köşe kapmaca oynanan bir film. Anne ve kızın yeni tuttukları eve gelen soyguncularla olan imtihanı gerilimi, temposu ve oyunculuklarıyla orta üst bir yapım olmuş. Öyle çok büyüt bütçeli müthiş oyuncu kadrosu olmamasına rağmen o sınıfa yakın olmuş. Sadece bir iki yerde çok az bir sıkma potansiyeli var ama onuda hemen telafi ediyor. İkincisi süre olarak sanki biraz kısa olabilirmiş. Ama yinede son dakikasına kadar kendini izlettirmeyi başarıyor. Özellikle soygunculardan Burnham bana istemsizce Yeşil Yol filmindeki John Coffey karakterini hatırlattı.","label":6} {"text":"Tam anlamıyla vakit kaybıydı.","label":6} {"text":"Gerebilmesi ya da korkutması seyirciden seyirciye değişir ama şurası kesin ki,sinirlerinizi bozmayı çok ama çok iyi başarıyor.Hastanedeki tokat sahnesinde yaşattığı katharsis ve bazı salonlarda bu sahnede alkış kıyamet kopması bu konudaki başarısını ortaya koyuyor filmin.Türün vasatı aşmayı başarabilmiş örneklerine nadiren rastlıyoruz,''Orphan'' onlardan biri.Olağanüstü Isabelle Fuhrman performansı için bile izlenir.","label":5} {"text":"arkadaşlar bu sosyal medya fenomenleri lütfen film yapmasın ya. Bu sinemaya ihanettir resmen. tamamen zaman kaybı.","label":0} {"text":"Bu adam hangi film çekerse çeksin, nerede oynarsa oynasın aynı tat, aynı zevksizlik, benim için. Şafak Sezer'in de oynadığı, diziler, filmler artık her neyse Şahan Gökbakar'la aynı kıvamda. Sinemayı geçtim, oturup evde çerezlik bir şey izleyeyim de, hadi bu olsun derseniz bile en büyük hatadır diye düşünüyorum. Gönül rahatlığıyla da hiç izlemeden karantinaya alıyorum. Yine fikrimce bu tarz yapımlar kesinlikle film kategorisinden kilometrelerce uzak olup ve Türk sinemasının tekrar etmesine, hadi bunu da geçtim Türk sinemasına hakarettir ya.","label":0} {"text":"Bu hoş filmin adını 'Monella' olarak biliyorum. Çünkü Tinto brass’ın Lola adlı bir filmi yok. Ayrıca film 1998 değil 1997 yapımı.","label":9} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en gerçekçi 3 boyut uyarlaması bir ara öyle sahneler oldu ki filmde sanki filmde atılan kurşunlar bana geliyormuş gibi hissetim. Belki Resident Evil genelde film olarak sevmeme rağmen bu uyarlama beni filme sevmeye itti. Haftanın en iyi filmi diyebilirim.","label":7} {"text":"Mis gibi film miss. İçinde barındırdığı muazzam İmam Efendi ile de benzersiz! :))","label":8} {"text":"Filistindeki zulmün bir nevi başlangıcını anlatmaya çalışan ve bunu bir aile üzerinden yansıtan bir film. Bombalama eylemlerinin başlangıcına kadar süren süreçte stratejik olaylardan ziyade bir yahudi liderinin bölgedeki kararları ile anlatım tercih edilmiş. Görece biraz kısıtlı kalmış gibiydi ama anlattığı konu itibarıyle nadir olan filmlerden biridir.","label":6} {"text":"Değişik bir konusu olmamasına rağmen Edward Norton'un oyunculuğu sizi filmin içine çeker. Sırf afişine bakıp aksiyon filmi diye yıllarca izlemedim. Yazık etmişim. Bir insanın düşüncelerinin ve kendinin ne kadar değişebileceğini göstermesi bakımından beni baya etkiledi.","label":6} {"text":"Hala izleyemedim ve kafayı yemek üzereyim bir Resident Evil serisi manyağı olarak.","label":2} {"text":"-ortalama/ortalama altı- sınıfında, çok canın sıkılıyorsa, sıkılmaya devam etsin filmi. çok neşelendirmez, ama ufaktan zaman geçirtir. Daha kötülerini izlemiştim.","label":4} {"text":"İki ağır hastalığın pençesinde olan kız ve erkeğin yaşamından bir kesit... Çok iyi bir dram ve içinde gözyaşı olan bir aşk hikayesi... Yanı sıra kitapdan uyarlama... Bu filmi duygu dünyanız hassas ise beğeneceksiniz! hemde çok","label":9} {"text":"Bence film guzeldi, satir aralarinda ince vurgulari vardi. Hele adamin karisinin arkasinda duramamasi sahnesi bence cok etkileyiciydi.","label":4} {"text":"böyle bir kadroyu geçtim, böyle bir hayattan çıka çıka bu senaryo mu çıktı dedirten bir filmdir.. yıllarca beklenen Nazım filmi işte bu mudur? çok yazık.. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! zaten 20 metre karelik alanda çekiyorsunuz çoğu sahneyi, bari tavşana dikkat edin di mi? aradan kaç sene geçiyor, tavşan hiç büyümüyor.. pigme mi bu nedir? !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"Güzeldi. Yaşanmış hikayeye dayanıyor. Çekimlerde saçmalıklar yok değil. Ama film izletiyor kendini. Tavsiye ederim. İyi Seyirler.","label":6} {"text":"Bu film bir ayna. Bizedünyada maddi olarak yaşanan gerçekleri \"Bilim Kurgu\" süsü ardında anlatıyor. Hayatların değersizliğini ve değerini, dengesizliği düşündürüyor kimi kesimler arasında. Eşitlik isteyen, kan emici koca göbeklibüyükbaşlardanbunalan, \"Neden ya neden?\"sorusunu soran herkesin bu filmi büyük bir keyifle izleyeceğine inanıyorum.","label":7} {"text":"cok beğendim.konusu güzel sürükleyici duygu yüklü daha ne olsun .","label":7} {"text":"Ahlaki çöküş kapasitemiz bir sınır tanımıyor, işlemek istediğimiz bütün suçları işlemeden rahata ermeyeceğiz.. GUİDO CERONETTİ De Sade bir din yazdı ve bu din belki de yeryüzündeki son dindi.. Bu dinin adı \"başkalarına acı çektirerek egoları en yüksek seviyeye çekme\" diniydi.. Bu din, öyle bir dindi ki, kıyamete kadar her geçen saniye dozunu arttıracaktı.. \"Sadece talan edilme ve mahkumiyeti kabullenme var\" gerisi laf kalabalığı.. ... Filmdeki ruh hastası doktorumuz, bana Testeredeki Jigsawi anımsattı.. İki muhteşem film..","label":9} {"text":"Bu yangın sönecek türden bir yangın değil.İzledikten sonra 3 gün kendime gelememiştim.Sindirimi hemen olmayan bir film.Hassas bir bünyeniz varsa izlemeyin.Simon'un kız kardeşine 'bir artı bir bir eder mi' sözünden sonra o soğuk sessizliği hissedebiliyorsunuz.","label":8} {"text":"bi yere ulaşmayan bir film olmuş","label":3} {"text":"+O, 20 yıldır hiç konuşmamış ki -Kimse benimle konuşmadı ki","label":5} {"text":"Merab'ın on numara oyunculuğuyla filmin içine giriyorsunuz, duygularını ne kadar güzel aktarabilmiş gerçekten helal olsun. Müzikler, konu, imgeler, mekan seçimleri her şey çok çok iyiydi.","label":7} {"text":"Muhtemelen ilk film tutunca ikinciyi yapalım demişler. Ortaya da zorlama bir hikaye ve espriler çıkmış. Özellikle bebeğin elinde film boyunca bulunan oyuncak olayı gereksiz uzatılmış ve sinir bozuyor. Chloe Moretz'i Hit Girl olarak sevdim, daha hanım hanımcık rollere yakışıyor bence. 3-4 sahnede güldüğümü söyleyeyim, yerden yere vuruyorum anlamı çıkmasın. Seth Rogen'ı ve işlerini severim, argosuna bile katlanabiliyorum. Yine sıkılmadım ama çok gerekli bir devam filmi olduğunu da söyleyemem. 6/10, sadece çerezlik.","label":5} {"text":"10 yıldız olsa da versem. Kimisi için bilim kurgu veya metal dolu gibi gözükse de film son derece duygusal. Aksiyon heyecan komedi hersey var. Hugh jackman süper tabiki. Cılız robot yaşamdaki bazı insanların güçlülere neler yapabileceğini de göstermiyor mu? Final dövüş sahnesinde her izleyisimde gözlerim yaşarıyor. Belki 2 oğlum olduğu için:)","label":9} {"text":"Birincisi tuttu ikincisini de yapalım mantığıyla çekilmiş ve sonucu beni şaşırtmamıştır.Tadında bırakmak en iyisi olurdu.Film kısaca; rakı,dövme ve Halil Sezai'nin bar performansı ve zorlama vecizeler...","label":2} {"text":"gelmis gecmis en kötü filmlerden biri secildi,vizyona girecek olması bile ilginc,nice mükemmel filmler vizyona girmezken,bu topluun her an paris hiltonu görme ihtiyacı yüzünden bu film vizyona giriyor bence.","label":4} {"text":"İzlenilmesi gereken eğlenceli bir animasyon olmuş...","label":8} {"text":"TÜRK SİNEMA TARİHİNİN EN KÖTÜ FİLMİ","label":0} {"text":"Bu güne kadar izlediğim en iyi fin filmiydi diyebilirim scoresese etkisini görün","label":8} {"text":"Kendime çok yakın bulduğum, samimi, muhteşem film. Şöyle de bir gerçek var ki bu filmde nedir seni bu denli etkileyen diye soracak olursanız cevap verebileceğimi sanmıyorum. Çok sevdim ama neden sevdim? I-hıh cevap yok. https://24. media. tumblr.com/tumblr_lynahrhg7B1qa6spbo1_500. gif ehe","label":8} {"text":"bruce willis ile ortalamanın biraz üzerinde bir film","label":6} {"text":"Pek çok sinemasever gibi bana da Fatih Akın'ı sevdiren ilk filmdir. İzledikten sonra böyle bir filmi nasıl bu kadar geç izlediğime inanamadım, kendime kızdım, psikolojimi zedeleme aşamasına kadar geldim. Fatih Akın'ın \"sıradan bir konudan leziz anlatım sunma\" özelliğini de ilk kez Im juli'de farketmiştim. Yol filmlerini de severim, izlediğim en güzel yol filmlerindendir. Belki de en sevdiğimdir. Filmin müzikleri yine çok iyi. Filmden sonra bir süre Ortaköy sahnesinde çalan şarkıyı günlerce aramış, uzun bir süre telefon zil sesim olarak kullanmıştım. Bir şarkı insana bu kadar mutluluk verebilir.","label":7} {"text":"Recep ivedik filminde bile daha az küfür ve cinsel içerik var. Paraniza ve zamanımıza tek kelimeyle yazık edersiniz. Bir de sakın ve sakın çocuğunuzu/cocuklarinizi götürmek gibi bir hata yapmayın.. Yoksa çocuğunuzun bazı sorularını cevaplamakta zorluk çekerseniz...","label":0} {"text":"Zenginler kulübünün şımarık çocuklarının okuduğu okulda öğrenciler arasında cana kastedecek kadar ileri boyutta bir örgütlenme vardır. Okul yönetimi bundan haberdardır ama düzeltmek için kılını kıpırdatmaz. Esas oğlan Gandhi midir, Terminatör müdür belli değildir. Bir de anladığımız kadarıyla ekonomik erkin de sahibi olan esas oğlanın annesi kocasından memnundur ama olur olmaz zamanda piyano çalmayı da çok sevmektedir. Elbette yatılı okullarda, askerlikte hatta iş yerlerinde böylesi hiyerarşik düzenler var ama ele alınış şekliyle tamamen yapay bir şekilde ilerleyen filmde tek artı James Dean'i anımsatan karizmasıylayakışıklı Andreas Wilson'un iyi oyunu. Öykü ne derece gerçek bilinmez ama aktivizm-pasifizm dengesini tutturamamış oldukça abartılı bir uyarlama olduğu kesin...30/100","label":2} {"text":"Kötüydü.Başarısız bir yapım bence.Konu ve grafik açısından tatmin edici değil.Ama vakit geçirmek için izlenebilir.Tabi başka alternatif yoksa...","label":4} {"text":"imdb de en iyi 250 film arasında 86.sırada şu an.bu da yeterince iyi olduğunu gösteriyor.","label":7} {"text":"Cilalı yönüyle 'CIA' pohpohlayıcısı bir film...","label":2} {"text":"film çok kalabalık, gürültülü ve bir o kadarda yalnız ve sessiz. hayatın içinden olması dolayısıyla hiç sıkılmadan sadeliğin verdigi ihtişamla izlenilebilir bir film. özellikle işsiz adamın rolüne hakim olması çok etkileyiciydi. o nasıl bir gerçekliktir, hayran olmamak elde değil. çok sevdim filmi.","label":7} {"text":"O kadar berbat bi FİLİM ki hayatından 2 saat çalınmış olduğunu açık açık hissedebiliyorsun...","label":1} {"text":"bence çok sıkıccı bir film konusu aşk türne girse bile yne başaarısız olur baa görefilmi bitiremedim","label":3} {"text":"Üzgünüm ama beğenmeyenlerin önyargılarına kapılarak değerlendirdiklerini düşünüyorum. Gayet sıcak, tam bir aile filmiydi. Keyifli vakit geçirirsiniz merak etmeyin, bir deneyin yahu :)","label":8} {"text":"Film asıl konuya girene kadar neredeyse film bitecek olsa da pandemi döneminde olduğumuzu düşünürsek ortalama bir Marvel filmi diyebiliriz. Kişisel bir marvel filmi değil, sanki bir bağlantı filmi gibi olmuş.","label":5} {"text":"Michelle Pfiefferin Oscara aday olma ihtimali sıfır malesef. Film ortalama bir seviyede, Pfieffer çok iyi ama gene de bir şeyler eksik.","label":4} {"text":"İnsanın etkileyebilen nadir filmlerden bir tanesi. Süresi nedeniyle de insanı izlerken sıkmıyor. Sonu bence daha güzel olabilirdi ama dram filmleri seviyorsanız izlemenizi tavsiye ediyorum. Nokta","label":7} {"text":"Sinemanın en efsane oyuncularından Michael Caine, Morgan Freeman ve Alan Arkin'in başrolünde olduğu Son Macera, tam da tahmin edebileceğiniz gibi ilerliyor. Joe, Willie ve Albert'in emekli maaşlarının yattığı banka soyulduktan sonra bankadaki çalışma durdurulur ve kimseye emeklilik maaşı verilmez. Buna çok bozulan Joe, Willie ve Albert, bankayı soymaya karar verir. Bunun için de bir plan hazırlarlar.& Bu konuyu biliyorsunuz zaten. Ama Son Macera'nın en önemli yeri konusu değil zaten, filmin komik olup olmaması. Ve bu durumda şunu söyleyebilirim ki, film bayağı komikti. Filmin kolaylıkla en iyi yanı, Michael Caine, Morgan Freeman ve Alan Arkin'i yan yana görmekti. Bu filmde hepsi de çok komikti ve aralarındaki kimya çok başarılıydı. Bu arada şu çok ilginç geldi; Morgan Freeman bu film ile resmi olmayan yaşlıların çılgınca şeyler yapması& üçlemesini tamamlamış oldu. İlk önce The Bucket List, sonra Last Vegas ve şimdi de bu. Bayağı etkileyici aslında. Ayrıca, bu üç büyük oyuncunun yanı sıra filmde Ann-Margret ve özellikle de Christopher Lloyd'u görmek çok iyiydi. Bu oyuncuların hepsini bir arada izlerken yüzünüzde büyük bir gülümseme oluşuyor. Bunun dışında filmde banka soygunu sahnesi, markette Freeman ile Caine'in reyonun arasından birbirine baktığı bölüm ve bu efsane oyuncuların birlikte olduğu bütün sahneler, özellikle altını çizmek istediğim komik yerler. Böyle bir filmde kötü yanları bulmak çok kolay. Elbette mantık hataları, senaryo boşlukları gibi sorunlar var bu filmde. Ama film, bunlara odaklanmadan iyi vakit geçirmenizi sağlıyor. Son Macera, eksik yanlarına rağmen tam da aradığınız film aslında. Tamamen eğlenceli, güldüren ve sinemadan çıktıktan sonra da üzerinde fazla düşünmeyeceğiniz bir film. Kesinlikle görmeniz gerekmiyor ama eğer kafanızı dağıtacak ve eğlenceli bir 90 dakika geçirmek istiyorsanız, Son Macera sizin için doğru adres. FİLMİN İYİ YANLARI: + Michael Caine, Morgan Freeman, Alan Arkin ve Christopher Lloyd. + Tam da istediği tonu yakalayabilmesi. + Oyuncuların kimyası ve komik sahneler. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Birkaç mantık hatası, senaryo boşlukları. - Tahmin edilebilir yerler. TOPLAM PUAN: 6.9/10","label":5} {"text":"Gayet eğlenceli bir filmdi, izlerken bir an olsun sıkılmadım. Çok renkli karakterler seçmişler film için. Güzel vakit geçirmek için birebir.","label":7} {"text":"İzlerken anlatım tarzının ne kadar da Forrest Gump'a benzediğini farkettim ve senaristleri aynı kişi Eric Roth imiş.","label":7} {"text":"Sonunda izleyebildim. Gayet hoş bir film. Jane Austen'in 'Aşk ve Gurur' adlı çağdaş klasiğinden uyarlanan romandan uyarlanan bir film?!?! Neyse, eğlencelik bir film izlemek dışında fazla beklentiye girmezseniz siz de bir gün şirinleri... Pardon, beğenirsiniz işte ya, uzatmaya gerek yok.","label":6} {"text":"Film her bakımdan güzel ve heyecanlı olmuş flashbach sahneleri ve aksiyon kısımları iyi hazırlanmış [spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Edward Norton tüm film boyunca harika bir oyunculuk sergiliyor gerçekten. Film de genel olarak gayet başarılı, Çoğu yerde farklı nedenlere yönlendirdiği için filmin sonu şaşırtıcı geliyor insana.","label":8} {"text":"Bu tür filmler,ülkemizde sanki insanları küçük yaşta sinemadan soğutmak için,kasten yapılıyor izlenimi veriyor.","label":1} {"text":"evet oldukça dramatik bir öykü karşımızda. ama vıcık vıcık sıradan bir dram değil. Kahramanların her birisine kendinizi yakın hissedebiliyorsunuz. Karar verme sürecimizi etkileyen sosyo-ekonomik şartlar, aile bağlarının gerginliği, duygusal bir havada yansıtılmış.","label":8} {"text":"Sadece methini ismen duyduğum bu filmi orjinal yapımı zannederek izledim.Meğer remake izlemişiz.Fazla söze gerek yok çoğu remake gibi bu filmde klişelerle dolu zayıf bir gerilim korkuydu.10/5","label":4} {"text":"Charlie Chaplin gibi bir oyuncunun filmlerini izlemek sıkıcı olmasa gerek. Bu filmde de gariban bir adamın zengin olma yolunda yaşadıklarını bizlere komik bir dille anlatıyor.","label":7} {"text":"Tek artısı görsellik açsından doyurucu olan bi film. Gene tarihten saptırılmış uydurulmuş bi kurgu. Tamam savaşı kazandınız kendinizi daha epik gösterebilirsiniz de. Gerçeklikten de bu kadar uzaklaşamazsınız ki. Japonların en büyük savaş taktiklerinden biri olan kamikaze dalışı nerde!!! Onu bile kendiniz yapmaya çalışmışsınız. Tarihten o kadar sapmış ki izlerken salak yerine koyulmuş gibi hissettim. Utanmasa filmde japonlar çine atom bombası attı diyecek bu kadar yüzsüz bi devlet yada yapımcı. Bana kızabilirsiniz hani sonuçta bu film, illaki olay kurguda değişiklik olabilir diye. Değişiklik olabilecekse adını midway yapma ozaman kardeşim","label":4} {"text":"1 puan bile fazla.Normalde Türk Fİlmeleini Çok seven ben için İzlediğim en berbat Türk Fİlmi.. ne konu ne görüntü ne ses.. hiçbişi yok anlamsız saçma berbat","label":0} {"text":"Ajan filmleri gittikce aynı hikayeyi anlatır oldu. Kendi içlerinde hain var, yapılanma var vs vs... Bu filmlerin içinde de geçen sürekli gizli örgüt, yeni dünya düzeni gibi sözlerde ilginç. İnsanın aklına hep aynı şey geliyor :)) Ha bunu yorumun ana konusu haline geitrmeyecem ama bi değinim dedim. Filme gelecek olursak, sinema gitgide gelişiyor, sırf aksiyon filmlerinin isteneni veremediği aşikar. Gittikçe daha karanlık atmosferlede çekiliyor filmler. Cidden öyledir, müziğin dahi melankolik olanı etkiler, gerisi geçicidir ancak karamsar olan hep bi içimize oturur. Bakıyorum efsane olan filmlerin hep bir karanlık yönü, dramatik yönü var... Bu filmde sanki izlediğim bond filmlerinin arasında en karanlık olanıydı. En son görevimiz tehlike 5 de böyle düşünmüştüm. Bilmiyorum siz ne dersiniz ama ben genel bir yorum yapmam gerekirse bunu cıkarıyorum. Bence sinemada izlenecek iyi filmlerden. Belki biraz daha üzerine çalışılan bir bond filmi çekilmeli. Ne bilim nolan'a yalvarın bir bond filmi de o yapsın. Bence film seviye atlar sonuç olarak izleyin pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":6} {"text":"maçı izledikleri sahne çok hoştu.","label":7} {"text":"Tüğler diken diken. Metallica' nın One şarkısını hemen ardından dinleyin. Etkiyi iki kat artırmakla beraber görmediğinizi gösterir. Duymadığınızı duyurur. Hissetmediğinizi hissettirir.","label":8} {"text":"Filme sinemasal anlamda bir önyargı ve minumum bir beklentiyle gitsemde, beni şaşırtan bir izlenimle ayrıldım. Bir başyapıt değil elbette fakat kötü de değil. Afganistan hikayesinde Zehra karakteri oyunculukta sınıfda kalıyor ayrıca bu bölüm en zayıf halka filmdeki, yinede filmden sonra insanın Afganistana infakta bulunası geliyor :D Türk filmlerinde hikaye ne zaman yurt dışında geçse macera filmide olsa drama da olsa komik sahneler olur, sinema tarihimiz bu beceriksizliğimizin örnekleri ile doludur. İlk kez bir Türk filminde Yurtdışı sahneleri bu kadar başarılı cekildiğine şait oluyorum. Bu filmi; dünyadaki ilk siyasi, propaganda içerikli, ideolojik bir yapıt zanneden ve Negatif yorum yapan arkadaşlar, dünyadan bi-haber bir kitlenin var olduğu gerceği yüzleştirdi beni. Daha gecen günlerde ARGO filmi oscar töreni vardı. Her film patlamış mısır ve cola ile geciştirelecek hikayeler barındırmaz. Bazı filmlerin birşeyler anlatma derdi vardır. Tüm dünyada bu böyledir sinema tarihine adını yazdırmış siyasi, ideolojik filmler vardır. Birde son olarak bir filmi izlemeden oturup yorum yazanlar üstelik bazılarının ilk beyazperde yorumu olması bu insanlardaki kin nefret haset duygularının bu kadar baskın olması, bu ve bunun gibi filmlere güzel ülkemde ne kadar da ihtiyaç olduğunu bana bir kez daha gösterdi.","label":1} {"text":"Başroldeki Daniel, Lakeith ve Jesse çok kaliteli oyuncular. Bu kalite filme yansıyor. Senaryo ve yönetmen de fena değil. İyi film.","label":7} {"text":"Fransız filmleri genelde filmi güzel işler. Bu filmde de sizi geren sahneler var. Ancak filmin sonu saçmaydı. [spoiler]Ne amaçla katil öldürüyor? Sonunu niye öyle bitirmişler? Niye asıl katil vurulmuyor?[/spoiler] O bakımdan film kaybetmiş.","label":5} {"text":"vin diesel vin diesel işte bu","label":7} {"text":"Amy karakterinin yanında Marla kesinlikle bir melek.","label":4} {"text":"Bu gözler birinci ve ikinci partı izleyince bu çok sıradan geldi... Zach ile bir kaç replikle güldürürüm düşüncesi ile çekilen, abartılı replikler ve kopuk sahneleriyle beni hayal kırıklığına uğrattı. Dakikalarca şamata başlıyor diyerek bekledim fakat boka saran serilere ne yazık ki The Hangover da katıldı... Çok kötü çok.......","label":3} {"text":"bence romantik,eğlenceli,güzel bir filmdi...","label":6} {"text":"varya filmini izlemeyecek kadar nefret ettiğim adam varsa oda mehmet ali erbil dir.Ama Haluk Bilginerin oyunculuğuna güvendiğim için izleme şansım oldu ve gülmekten kriz geçirdim.tavsiye ederim","label":7} {"text":"izlettiriyor, heyecanli bir film.","label":7} {"text":"çok abartılacak bir senaryosu yok ama ilginç bir şekilde sizi kendine bağlıyor, izlettiriyor. Bir grup yalnız insan bağlanacak birilerini arıyor, sizi de bu yalnızlıklarına ortak ediyorlar. Onun dışında tipik Manhattan yaşantısını görmek için bile izleyebilirsiniz.","label":6} {"text":"Normalde müzikallere uyuz olurum hatta iflah olmaz bir animasyoncu olsamda sırf bu yüzden Frozenın o sahnelerine zor katlandım. Ama bu film başka seyrettiğim en iyi Hint filmlerinden. Hala seyretmediyseniz çok şanslısınız.","label":9} {"text":"saçma sapan bir sanat filmi adı altında türk sinemasını baltalayan film...","label":1} {"text":"Eleştirel olarak fena bir film değil ama yorumlar beklentimi yükseltmiş olacak ki; aradığımı bulamadım. Çok beğenemedim, çerezlik olarak değerlendirebilirim. Aaron Eckhart daha çok görmek istediğim, hak ettiği değeri görememiş isimlerden bence. Filmde sevimli bir baba-oğul ilişkisi var ayrıca.","label":5} {"text":"arabayla uzun bir yolculuğa çıkan iki kardeşden biri olan lewis büyük bir hata yapıp telsizle bir kamyoncuya gbağlanır ve kadın sesi çıkararak onunla oyun oynamaya başlar. bir süre herşey eğlenceli gitsede zamanla yaptıkları bu şaka tadından çıkar ve olaylar bundan sonra başlar. kesinlikle heyecan ve gerilim dolu bir film. izlemenizi öneririm. paul wolker iyi bir oyunculuk sergilemiş bu filmde","label":8} {"text":"\"korkulanların korkusu\" diye özetlemek istediğim film. güzel senaryo, güzel ters köşe. ve nicole kidman. söyleyeceklerim bu kadar. 8 veriyom biraz daha kısa olsa 8.2 verirdim. kafamı kurcalayan yerleri yok değil ama çaktırmıyorum. unutmadan, \"hiçbir kapı diğerleri kapanmadan açılmayacak.\"","label":7} {"text":"gel gor ki; filmin altmetin okumalarından yola çıkarak antropoloji ilimi hakkında önemli ipuçları vermiş. kendisine katılıyorum. tamamen bir ihtiyaçtan yola çıkarak oluşturulmuş bir bilimdir antropoloji. batılı aklın vicdanını rahatlatmak için sömürdüğü insanları farklı gözle baktıkları eksik kusurlu insan muamelesi çektikleri bir bilimdir antropoloji. ne kadar bilim olduğu bu argümandan da bellidir. philip k. dick uyarlaması azınlık raporu da böyle konulara temas eder zaten. suç işlenmeden önüne geçilebilir mi. bu da bizi bush a guantanamoya ebu gureyb e ve ırak işgaline getiriyor doğal olarak. göz boyayarak işgal ettikleri bir ülkeyi talan ettikleri yetmezmiş gibi türlü insan hakkı ihlaliyle başbaşa bıraktı bizi neocon tayfası. dünyanın jandarması olduğunu sanan bu ülkenin durma zamanı geldi de geçiyor bile.","label":7} {"text":"Şimdiden imdb puanı 8.7 ve müziklerinin de çok iyi olduğu söyleniyor. 2014 ün en çok merak ettiğim filmlerinden biri..","label":7} {"text":"Köstebekgiller Perili Orman Özellikler çocukların severek izlediği Köstebekgiller dizisi bu kez uzunmetrajlı olarak sinemaya uyarlanmış 23 Ocakta vizyona girecek olan film Gerçekle Animasyonun bir arada harmanlandığı ve oldukçada eğlenceli bir film olmuş. Filmin hikayesi şöyle başlar yeni eve taşınan ailenin küçük kızı pelin evin bahçesinde bir Köstebek yuvası keşveder kısa süre sonra bu yuvada tuhaf şeylerin olduğunu farkeden küçük kız yuvada yaşayan köstebekleri bulur ve onlarla tanışır isimleri Baba , Anne , Kösteban , Bebi ,Süslü,Boyo,Dede ve Kösteban Amcadır insanlar gibi konuşan yürüyen bu canlılar köstebekya adı verilen gizemli bir ülkeden gelmişlerdir kısa sürede onlara alışam küçük kız Pelin ile Köstebekgiller arasında birbirinden güzel maceralar başlayacaktır. Dizisi bu şekilde gelişen film versiyonu olan Köstebekgiller Perili Orman Filmi Ailenin Ormana gitme kararı alması ile başlar ormanda başlarına geleceklerden habersiz mutlu bir şekilde arabalarına binen aileyi tek uyaran köstebekgillerin büyük ve yaramaz oğlu Boyo dur. Boyo bir kitaptan okuduğu bu ormanın Perili olduğunu söyler lakin kimse inanmaz ama ormanda başlarına binbir türlü iş gelecektir Köstebek ailesini kaçıran kötü adamlar onları kurtarmak isteyen köstebekler ve Pelin gruba yeni katılan köstebekler ve perilerle dolu büyük bir maceraya hazır olun . Yönetmenliğini Mustafa Kotan üslendiği filmin oyuncu kadrosu değişmemiş dizi versiyonu ile aynı olan kadroda oldukça başarılı bir iş çıkarmış gibi dağıtımını Warner Bros Turkey’in üslendiği uzun metraj olarak çekilmiş olan filmi Aile ortamında ve özellikle Çocukların çok beğeneceğine eminim . iyiseyirler dileriz","label":9} {"text":"Kesinlikle harika bir film zaten Çağam Irmak yine üst düzey bir şey başarmış, [spoiler]bu müzik tutkusu olan bir kızın hayallerinden sevdiği adam ile gitmesini, şöhret basamaklarını çıkıp sonra bir anda düşüş yaşadığı [/spoiler]mükemmel bir şekilde empoze edilmiş. Fakat aradaki zaman grçişleri çok fazlaydı ve bir ara film nereye doğru gidiyor dedim.","label":8} {"text":"kuzey ülke sinemalarından güzel örnekler çıkmıyor değil.konu itibariyle yabancısı olmadığımız bir konu olsada ,yönetmenin bakış açısını görmekte fayda var.insan psikolojisini temel alan bir gerilim filminin ipuçlarını gördüm yazılanlardan...","label":7} {"text":"kürt edebiyatında çok önemli yere sahip bir hikayenin sinemaya uyarlanması güzel olmuş.","label":9} {"text":"konu güzel,film güzel,izlenmesi tavsiyedir.10/8,5","label":4} {"text":"Son derece çarpıcı ve cesur bir filmdi. Tabular konusunu gerçekçi bir boyutta işlemiş.","label":7} {"text":"holiganlik ve bu tutku uzerine yapilmis en iyi filmlerden biri bence sons of anarchy dizisinden tanidigimiz filmde pete dunham i canlandiran charlie hunnam en iyi rollerinden birini sergilemis bence.. genel olarak oyunculuk da senaryo da gayet iyi. Ve gercekten de kadin yonetmen olmasina ragmen futbol ve fanatizmi gayet iyi yansitmis diye dusunuyorum. Bu arada filmin ikincisi hic cekilmeseymis ve sadece bu film olsaymis daha iyi olurmus diye dusunuyorum. sonuc olarak 7.5/10","label":7} {"text":"Film 19 yy İrlandasında geçiyor. Kadınlar erkeklerden değersiz ve çalışma hayatında ikinci sınıfBir de zengin ve alt tabaka olmak üzere kesin sınıfsal ayrımlar ve burjuvazinin alt tabakaya her şekilde üstünlüğü ve hükmedişi var. İşte öyle bir ortamda hayatını iyi bir şekilde idame ettirmek ve sorunsuz bir yaşam sürmek isteyen bir kadın, erkek gibi giyinip erkek gibi davranarak bir malikanede yıllarca hizmetkar olarak çalışıyor. Tam kendini gizlediği bu yaşamda her şey yolunda giderken yine kendi gibi erkek kılığına girmiş bir kadınla tanışıyor. Ve ama bu erkek görünümlü kadın, yine bir kadınla evli Oysa Albert Nobbsun da çok hoşlandığı bir kız var ancak o evlilik kurumuna dahil olabileceğini aklının ucundan bile geçirememiş o ana dek Zaman zaman durağan, aksiyonsuz bir film ama izleyiciyi sarıp sarmalayan sonuna dek izlettiren bir film Oyuncuların performansları harika dönemle ilgili dramatik sahnelerle karşılaşmak sarsıcı ve etkileyici Konusu aykırı ve olağan dışı","label":6} {"text":"Neden herkes Seligman'ı konuşmuş? P'nin yaptığını ya da P'ye yapılanları neden görmüyorsunuz? Oysa bu film P'yi görmeyen gözler için yapılmıştı.","label":7} {"text":"Finaldeki başarılı twist ile, sevdiğim bir polisiye olmuştur...","label":9} {"text":"Başarılı bulduğum bir, tek mekan gerilimiydi...","label":9} {"text":"Masalsı fantastik bir film, efektler dışında çok bir özelliği yok gibi. A knight's tale tarzı biraz ama onun kadar komedi değil. Geç saatte izlerseniz uykunuz gelebilir (5/10)","label":0} {"text":"Bu gözler maviş Javier Bardem da gördü","label":8} {"text":"kesinlikle gizemin öne çıktığı bi seksilik var atmosferinde Filmde Fez in cenazesinde Mevlevi Dansının arka fonunda çalan müziğin Türkçesi: To know the truth is to know the self To know the self is to know the Mecca Mecca's not a state of mind or a place Mecca is a way of life It is the answer to all confusion","label":7} {"text":"Angelina Jolie için bile izlenecek bir film ancak baştan söyleyeyim; klişelerle dolu. Oyunculuk yönünden değerlendirirsek yine Angelina Jolie açık farkla en iyisiydi. Çok sorgulatıcı ve mesaj veren bir film değildi, sonu kolay tahmin ediliyordu. Görsel efektler tabi ki Disney olduğu için muazzamdı, alıştık artık. İlkinden daha güzel, ortalamada bir film.","label":4} {"text":"boş beleş vasat sıradan gençlerin filmi.. 6 yıldır birlikte olan son sınıf bir çiftin etrafında dönenler.. Konu çok fazla boş.. Sıfır heyecan.. Çok fazla konuşma.. Sürükleyicilik de yok.. Bence tamamen vakit kaybı 10 / 3","label":2} {"text":"Bir grup müslim terörist tarafından esir tutulurken, bir çekiç ve biraz hurda yardımıyla yaptığı, tüm termodinamik ilkelerini alt üst eden icadıyla, kötü adamları öldüren, bir silah tüccarının hikayesi şimdiye kadar \"fantazi\" sınırlarını aşmadı da, şimdi mi o çizgi geçilmiş oluyor ? :) Nasıl bir metal alaşımıysa bu, abimiz duvardan duvara çarpıyor da, çizik bile yok abimde. Neresine absorbe ediyor o metalik alaşım enerjiyi ? Sonra nasıl bir jet yakıtı lan o, kaç saat uçacaksın, yakıt depon bile yok. Onu da geçtim, abimin mühimmatı nereye saklanmış ? O füzeler falan nerden çıkıyor ? Haa bütün bunlara fiziğin birbirinden değerli ilkeleriyle açıklanıyor da, Elin büyücüsü \"fantastik\" oluveriyor. ???? :)","label":6} {"text":"film cok güzel olmuş yaa gülmekten öldüm :D v s","label":7} {"text":"Merakla beklenen bu filmi -ki yıllardır, İzmirde izleme şansı kopya sayısının azlığından maalesef şimdilik yok ama sabırla DVDsini beklemek düşer. Umarım az sayıdaki gösterimi ile de hakkettiği ilgiyi görür.","label":7} {"text":"gerçekten eğlenceli...107","label":6} {"text":"Ne kadar batırılırsa o kadar batırılmış. Güzel bir olay örgüsü varken, neden ? Filmin sonunda kahkaha attım, çok özür dilerim.","label":3} {"text":"İşte bu gerçek korku filmi.Argentonun herşeyi muhteşem bi şekilde korku öğesi olarak kullandığını görüyoruz ve gerçekten korkuyoruz..Nasılmı Müzik, görüntü ve kamera açılarının harikalığından..","label":4} {"text":"izle eğlen unut filmi olduğu için bir kaç kişi dışında hiçkimse oturaklı bir yorum yazmamış filme. Ben de yazmayacağım tabi ama birkaç noktayı vurgulamadan edemeyeceğim.Romantik komedi tahlili yapmak istemezdim burda ama yapmam lazım .Bir Filmin türünü öğrendim (romantik komedi) iki adını öğrendim 'Keşke otuz olsam' üç filmin konusunu beyazperde de okudum ve bitti bu filmin herşeyi kabataslak bellidir artık Bir çocuk otuz olmak (ne demekse) isteyecek olağanüstü bir biçimde olacak ve karakterindeki karanlık yönleri ve hatalarını sorumluluklarını şirin bir kurguyla görecek ve geri dönecek mutlu yaşayacak bu. ama Romantik komediye bunun için gidilmez bilhassa bu filmlerde güzellikler ayrıntılarda gizlidir.Filme iyi ki gitmişim dedirten muhteşem sahneler vardı bence bunların en önemlisi cemaat halindeki 'thriller' dansıydı evet bir 87 çocuğu olarak Michael jacksonun en çok satan albümlerinden biri olan 'thriller'ın değerini podyumda hakkıyla veren Garner muhteşem bir sahne yaratmış. Bi kere hatun çok şirin dans çok geyik müzik çok cool Gollum rolünden hatırlayacağımız Andy Serkis’de sevimli bir karakterle bu dansı yapıyor (Evet gollum thriller’da dansediyor:)) dolayısıyla da sahne tadından yenmez oluyor :)Genel bağlamda bakacak olursak klişelerden kurtulamıyor tabiki ama Garner için bile gidilir. Zaman para korelasyonunu sağlayabileceklere tabi.Bol sinemalı günler","label":7} {"text":"film gerçekten müthiş... ama iki kez izlemek lazım.... bence es geçmeyin mutlaka izleyin...","label":9} {"text":"Ol. ma. mış.","label":2} {"text":"Zor film... izmesi de sindirmesi de... Süresinin uzunluğu seyir sırasında bir eksi gibi algılansa da bittikten günler sonra bile hala kalbin üstünde kara bir taş gibi kalmasını hikayesinisindire sindire uzun uzun anlatmasına bağladım. LGBT sineması için kült olabilecek sahnelere sahip olduğu aşikar. Tarzları çok farklı olsa da aşkın gerçekliği açısından mavi en sıcak renktir'in bile üstüne çıkmış. ve evet, bir yerde okuduğum şu yoruma sonuna kadar katılıyorum: \"sinema tarihinin en iyi kapanış sahnelerinden birine sahip\"","label":8} {"text":"Binlerce yıldır ne olursa olsun nasıl olursa olsun ne yaparsak yapalım bir şekilde yaşamı ve toplumun devamlılığını sağlayan insan oğlunu, beş duyu yeteneğini farkında olmadığımız gerçekler eşliğinde kaybedişimizi anlatan çok farklı bir yapıt, öyleki üzerine saatlerce konuşulabilecek onlarca farkılı düşünce ve teori geliştirilebilecek bir yapıt. Oldukça vasat geçen 2011 sinemasının az sayıdaki farklı ve iyi filminden biri 10/7,5","label":7} {"text":"Paul giamatti barney's version filminde ki performansıyla döktürmüştü. Bu film bana klişe geldi. Parçalanmış bir aile ortada kalmış bir çocuk ve onu tekrar topluma kazandırmak için çabalayan başka bir aile amerikalılar bu tür konuları seviyor dramatize etmesini biliyorlar onların hoşuna gideni vermiş yönetmen ama benim için bayağı geldi. Başkalarını mutlu ediyorlarmış mış gibi görünüyor ama gene alt metinde şu var para için babamı bile satarım satıyorlarda :) Bazı sahnelerde güldük tabi paul ve asistanı orta düzey oyunculuklar sergilemiş ama diğerleri vasat görünmekten sıyrılamamışlar.","label":6} {"text":"Birkaç güzel çekilmiş sahne dışında saçma sapan dövüş ve kötü senaryosuyla kesinlikle izlenmeye değer değil.","label":3} {"text":"ölüme ne kadar yaklaştığını düşünürsen düşün hayatında hep kaybedecek ve kazanacak bir şeylerin olacak ve yine de hayatına aynı şekilde devam edeceksin kaybettiklerin seni ne kadar eksiltse de hayat yaşamaya devam etmek demek. film sakin ve hoştu, müzikleri de güzeldi.","label":6} {"text":"Biraz daha net ve akıcı anlatılabilirdi. Oyunculuklara tek kelime yok hakikaten Meryl Streep,Amy Adams muhteşemdi ancak konu çok durağan işliyor.Fakat 100 dakikalık bir süresi var ve farklı noktalardan işlenen dram dikkat çekici nitelikte.","label":6} {"text":"Filmi izlememin ilk sebebi tabiki Dakota Fanning’di. Sıkılmadan hoşca vakit geçirerek izlenebilen bir film. Çocuklar için hem hayvan sevgisi hemde arkadaşlık dostluk adına öğretici bir film oluduğunu düşünüyorum. Bence gayet güzeldi.","label":7} {"text":"arkadaşım bu vakit kaybı dediğin film altın portakala girseydi tüm ödülleri toplayacaktı,fakat çeşitli siyasi baskılar ve jürinin mantıksız hareketleri yüzünden festivale alınmadı,piyasadaki bir çok gereksiz popülist filmden daha çok şey anlattığı kesin","label":4} {"text":"Oldboy kadar vurucu olmasa da iyi bir filmdi. Oyunculuk için bile izlenebilir.","label":7} {"text":"Kadının oturmuş bir film karakteri var ve ne yapsa kendisini izletiyor. Kaliteli bir filmdi.","label":7} {"text":"big fish'ten sonra izlediğim en naif, naifliğiyle yürek ısıtan göz dolduran filmdi. ryan gosling bu filmle gözümde çok ayrı yere geldi gerçekten. ancak yoğun duygulu bir insan bu rolü bu kadar güçlü oynayabilirdi. filmin bence tek eksisi abiyi oynayan elemanın berbat rol yapmasıydı.","label":7} {"text":"harika, harika, harika. kesinlikle hakettigi yerlerden, siralamalardan, begeni oranindan yuzlerce kat asagilarda olan, bunu da insanlarin anlamak icin kendilerini zormaladiklari yada gercekleri gormeye tahammulleri olmadiklarina bagliyorum. ayrica \\'\\'full metal jacket\\'\\' tan sonra aslinda bir savas filmi olmamasina ragmen, izledigim en iyi savas ortasi sahnesine sahipti.","label":7} {"text":"Her zaman en iyi filimleri yapar xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxcccccccxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx","label":9} {"text":"dogville kadar başarılıydı. etkileyici bir senaryo ben yeterili buldum 9/10:)","label":7} {"text":"bir beklentiyle sonuna kadar size izletiyor. ara ara da germeye başarıyor. verdiği msj ı almak istemiyorsanız ve msj la ilgilenmiyorsanız çok sizi sarmaz. illa ilginç bir şey olsun diyorsanız o yok malesef. berbat bir film de değil. izlenebilir. ama isteseydiler sonuna vurucu darbeyi yapıp bitirebilirlerdi filmin konusu ona açık.","label":0} {"text":"Ufak tefek detaylar dışında gerçek bir hayat öyküsü gibi duran, zamanın nasıl geçtiğini bile anlayamayacağınız film. Temposu yüksek ve darbe atmosferini adeta yaşayabileceğiniz, türünün en güzel örneklerinden biri olmuş.","label":7} {"text":"Kesilmemiş sahnelerini olduğu bölümle izlenirse, alaya aldığı filimlerle hiç alaka kurulamıyacağı anlaşılır bu filimin. Aslında daha çok bu türlerle dalga geçen bir filim!","label":6} {"text":"bende biraz hayal kırıklığına uğradığımı belirtmeliyim daha iyi bir film olabilirdi tamam aksiyon sahneleri iyi ama filmin senaryosu üzerinde çok uğraşılmamış.Oyuncular üzerlerine düşeni yapmışlar.Film için izlenilsede olur izlenilmesede olur çünki insana bir şey vermiyor.","label":6} {"text":"İlk önce, filmin korku ve ya gerilim unsuru taşımadığını ya da taşısa da bende bu hissi uyandırmadığını belirtmek isterim. Fakat, izlerken müthiş bir merak uyandırıyor ve filmin hakkını veren ve kurgusu çok başarılı bir finalle sona eriyor.. Özellikle filmin sonu benim için önemli diyenlerdenseniz, bu filmi izlediğinize pişman olmazsınız...","label":6} {"text":"bu kadar keyif alacağımı asla beklemediğim film. adeta ilkokul çocuğuna dönüştüm izlerken. shredder olmamış. megan fox iş görür. mc mikey. vuku vuku vuk. bu ninjalar bi harika dostum","label":4} {"text":"Başından sonuna kadar zevkle izlenen yaş itibariyle büyük kesme pek hitap etmese de her izleyinin sonundaki temayı kendince oturup düşüneceği başarılı diyebileceğimiz bir animasyon olmuş. 6/10","label":5} {"text":"Son dönemde hayvanlara karşı çok hassas olduğum için çok etkileneceğimi düşünüyordum. Beklediğim etkiyi yarattığını söyleyemem ancak gerçekleri tokat gibi vuran bir film olmuş. Ünlü oyuncularla bezenmesine rağmen bir tv filmi gibi başlasa da, sıradışı ve bir o kadar realist bir hikayeye dönüşüyor. Jake Gyllenhaal'u çok severim, kötü adam rolleri dahil her tür rolde görmek isterim ama buradaki karaktere gerek var mıydı emin olamadım. Bazı sahnelerde sadece büyük endüstri ve şirketlere dokunduruyor olsa da bana evcil hayvanları çiftleştirip satan kurumları da anımsattı. Mezbaha sahnesi ise paramparça ediyor.","label":6} {"text":"Hayvanlar ve kadınlara hiçbir şey yapmayan ama erkeklerin canına okuyan Thana. Sevdim seni. Hahaha.","label":6} {"text":"film biter bitmez amerikan elçiliğine koşup vatandaşlık talebinde bulundum","label":7} {"text":"Kesinlikle hayal kırıklığı bir film. Birçok kişi gibi 'Ya aksiyon yoktu, hareket yoktu' serzenişinde bulunmicam. Filmin ağır bir film olduğunu bilerek gittim. Ki ağır filmleri çok severim. Ama birşey anlatması kaydıyla. Bu film hiçbir şey anlatmıyor. George Clooney hakikaten iyi oynamış. Tavırları, mimikleri başarılıydı. Ama film boş. Filmin derdi nedir, ne anlatmak istiyor belli değil. İşinden memnun olmayan, mutsuz bir tetikçi profili çizmeye çalışmışlar. Ama konu bir yere varmıyor. Her an acaba nereye varacak, ne olacak diye merak ediyorsunuz ama bir şey olmyor. Bence tamamen zaman kaybı.","label":4} {"text":"Şunu söyleyeyim film romantik bir film değil. İki kişinin aşka ne kadar farklı açıdan bakabileceklerini anlatmakta. Kesinlikle izlenmesi gerekli.","label":7} {"text":"Bir dakika profesör Jean Grey tarafından öldürülmemişmiydi? Hortladı mı? Aynı durum Mystic için de geçerli görünüşe bakılırsa. Bu durumda her ne kadar konu ve oyuncu kadrosu aynı olsa da diğerlerini unutup 2011 tarihli X-Men First Class'ın devamı olarak izlemeniz gerekiyor yapımı. Ki bu şekilde bile kurgunun karman çormanlığını gözardı etmeniz imkansız olacak tır. Senaryonun kağıt üzerinde ki halini görmeyi çok istedim. Mekan tasarımı oldukça kötü. Bazı sahnelerde 1995 yapımı Mortal Combat'ı izliyorum sandım. Ama en çok Beast'in kendini Hulk sanması kısmı iyiydi. İyi güldüm manasında. Sıkıcılık dozu ölümcül bir film için süresi çok uzun maalesef. Oyunculuk performansları ve afiş tasarımı dışında bence tamamen gereksiz. Beğenmedim tavsiye etmiyorum.","label":7} {"text":"bildik bir konu ancak izlenmeye değer. film fragmanı güzel ve etkileyici ancak tamamı için bir yargıya vardırmıyor.","label":2} {"text":"ben fazla begenmedim dierleri daha ii di","label":5} {"text":"Yani zaman geçirmek istiyorsanız izlenir ama bilemedim biraz saçma gibiydi ama sardi yani siz bilirsiniz","label":6} {"text":"1922 sanırım buradaki fare sayısı","label":5} {"text":"oldukça vasat sıradan bir film pathology de gerçek hayatta olayların bu kadar abartılacağını sanmıyorum..finali bıraz kurtarıyor.10/5","label":4} {"text":"Müziklerfevkaladenin fevkinde. İnsanı başka zamanlara götürüyor adeta; geçmişe, yaşanmışlara, yaşanmamışlara.","label":7} {"text":"Film uzunluğuna bakmayın tek oturmada 6 saat izleniyor. Bu güne kadar nasıl izlemedim dedirtiyor.","label":9} {"text":"Günümüzde pek bir esprisi olan özgün senaryoya sahip olduğu söylenemez. Normalde güzel bir film ama nedense izlerken içine çekemiyor. Yada başka bir sorun var ondan kaynaklı. Ağır temposu var aksiyonu maalesef hiç yok. Daha çok suç filmi tarzında. Türünü sevenlerin hoşuna gideceği türden.","label":6} {"text":"Senaryo: Çok kötü Oyunculuk: Çok kötü Alt metin: Anlamsız, kof Yine de bu filme karantinalık diyemiyorum çünkü parodi Tv programlarının bazıları çok komikti, birkaç yerde kahkaha bile attım. Özellikle magazin programı ve \"Tuvaletteyiz\"deki vatandaşlar çok acayipti. Sadece bu sahneleri açıp izleyebilirsiniz.","label":4} {"text":"Filmdeki oyunculuklar çok iyi özellikle Lee marvin askerlik psikolojisini çok iyi anlatan bir karakter çizmiş. Başına buyruk hareketleri ile tanınan bir asker olan Albay Reisman' a zorlu bir görev verilir. Birçoğu ağır cezalara çarptırılmış -hatta bazıları idam suçlusu- 12 askeri mahkuma ikinci dünya savaşı sırasında bir alman karargahına yapılacak operasyon için oluşturulacak ekibe dahil olmalarını teklif etmesi istenir. Ekip kurulur ancak askerlikle alakası olmayan disiplin edilmesi zor ve hepsi de birbirinden farklı mahkumları ortak bir amaç için yönlendirmek albay için kolay olmayacaktır. Filmin ilk yarısı hatta neredeyse üçte ikisi mahkumların eğitimi ile alakalı bölümü izliyoruz. Fİnal bölümünde Almanların kaldığı binaya operasyon yapıyorlar. Filmdeki amerikan milliyetçiliği bazı yerlerde çok rahatsız ediyor. Propagandaya çok takılmazsanız seyirlik bir film.","label":7} {"text":"İnsanların değil, ideolojilerin savaştığını gösteren etkileyici bir savaş filmi.","label":6} {"text":"daha iyi bir film bekliyordum ama biraz hayal kırıklığına uğradım.Arkadaşlara katılıyorum filmde bir çok hata mevcut ayrıca oyunculuklara fazla önem verilmemiş birde delinin ikide bir söylediği replikler sinir bozuyor sonuda klasikti.daha iyi türk filmlerinin olduğu şu sıralarda bu filmi izlemesenizde olur.","label":6} {"text":"Kendine komedi-aksiyon türünde bir kariyer yapan Brett Ratner ın ironik bir şekilde en iyi filmi.Leoni ve Cage arasındaki mükemmel kimya,yönetmenin duygu sömürüsüne zerre kadar izin vermemesi filmin başarılı yönleri.Janrının farklı örneklerinden biri.","label":6} {"text":"Sert sahneleri var. Kız ve küçük yaştakilere izletmemek gerekir. Etki veya korku bırakabilir.","label":4} {"text":"Filmi elimde olmayan nedenlerden dolayı izledim ama film ekibi çok film izlememiş gibi, hatta elimde olmayan sebep de olsa bir sebebim vardı izlemek için ama bu filmin neden çekildiği hakkında bir neden bulana sebepsiz veya nedensiz yere teşekkür edesim var. Erkeğin Recep'i varsa kadının da Maide'si olsun. Sayenizde tüm gençlik vaynla, kepsle aynı şeylere güler oldu ; koca bir nesil mizaha Fransız, oysa biz izleyicileğ olağak Fğansız Fğansız takılıyoğuz salonlağda, aksanı geçtik yazı dilimiz bile Fğansız oldu. Alkışlarla - 3/10","label":2} {"text":"Hakikaten baştan sona esprileri ardı ardına sıralıyor. Yetenekli komedyen vesselam.","label":9} {"text":"Az sinemaya çıktık hayatım gördüm en iyi animasupn olmuş 6 yaş ken izlemiştim hayran kaldım insallah inanılmaz aile 3 bekliyorum tüm herkes tesviye ederim","label":9} {"text":"Sakin akıp giden buram buram ustalık kokan film. Sinema bu işte. Peter Boyle, Robert Mitchum ve Steven Keats ı birlikte izlemek zevktende öte benim için. Mitchum un Keatsle karşlıklı sahneleri için bile izlemeye değer.","label":8} {"text":"Bilim kurgu kült filmleri arasında geçen bu filmin daha sonraki yeniden uyarlaması berbat denebilecek türden. Ancak bu filmin tutarlılığı ve akıcılığı sınırlı konusuna rağmen \"aşmış\" kendini.","label":5} {"text":"berbat bi film zaman kaybı kesinlikle izlemeyin sinemadan soğudum jessica bielden soğudum herkezden soğudum :S","label":7} {"text":"filmdeki şiirleri oldukça kötü buldum ya :/ şiir etrafında şekillendirilen bir filmdeki şiirlerden çok daha fazlasını beklemeye hakkım var diye düşünüyorum. çok fenaydı be dostlar :/ zenginleştirilmeye son derece müsait bir filmken oldukça sığ kalmış maalesef. tatlı bir ruh yakalanmış güzel tesadüflerle falan ama üstüne çıkılamamış.","label":4} {"text":"Samantha Morton belki de en başarılı oyunculuğunu bu filmde sergilemiş dersek fazla iddialı olmaz sanırım.","label":3} {"text":"gayet uyduruk başladı film hatta bana çok amatör geldi nedense pat diye film başladı falan bir giriş yok... çat diye fırtına oldu bitti olaylar başladı.... çooookk uzun zamandır filmler konusunda yanılmazdım bir filme gitmeden atar tutar yerden yere vururdum ısrarlarıma rağmen filmi izleyen arkadaşlarım pişman olurlardı izlediklerine... ... ama bu film başta da dediğim gibi gayet dandirik amatör bir film gibi başlamasına rağmen ortalarda sizi filme bağlayıp son sahnede ilkönce bana olmak üzere suratımıza çaaat diye tokadı koyuyor yeminle. kesinlikle izleyin! not: daborant bu filmden 3 elemanı alıp walking dead'de ana karakterlerin arasına serpiştirivermiş...","label":7} {"text":"güzel, sıcacık bir film...","label":8} {"text":"Ata Demirer'in başrolü Demet Akbağ ile paylaştığı, Şebnem Bozoklu, Levent Ülgen, Ayşenil Şamlıoğlu gibi başarılı isimleri de kadrosunda barındıran Niyazi Gül Dört Nala filmi, bugün(8 Mayıs) itibariyle, 324 sinemada gösterime girdi. Veteriner hekim olan Niyazi Gül'ün kahkaha dolu hikayesini izlediğimiz film, (adından da anlaşılacağı üzere) önemli bir at yarışı mücadelesi olan Ege Derbisi'ne safkanlarıyla katılan Sultan ve Rıza'nın zafere giden yoldaki maceralarını konu ediniyor. 15 yıl önce ''Korsan Tv'' skeçlerinde yarattığı Veteriner Niyazi Gül tiplemesini beyazperdeye uyarlayan Ata Demirer, diğer oyuncuların da katkılarıyla ortaya başarılı bir oyunculuk ve seyir zevki yüksek bir film çıkarıyor. Deney sahnelerinde Hediye'yle, yarış sahnelerinde Rıza'yla, diğer sahnelerde ise Sultan'la yaptığı konuşmalar itibariyle filmin bambaşka bir soluk alması kaliteyi yükseltmek açısından verimli oluyor fakat maalesef ki beraberinde birkaç teknik aksaklığı da getiriyor. Filmin seyir bağlarını koparmasa bile, bu hatalar böyle tecrübeli ekipten beklenmeyecek kadar acemice... Daha önce 4 projede(Eyyvah Eyvah, Eyyvah Eyvah 2, Berlin Kaplanı, Ryyvah Eyvah 3) Ata Demirer'le çalışan Hakan Algül'ün senaryoya adapte olan yönetimi ve elinde barındırdığı cast ekibini çok iyi yönlendirmesi sayesinde filmin izlenilebilirlik seviyesini arttırması ve -özellikle de son sahnelere doğru- artış gösteren başarı grafiği, filme ayrı bir tat katıyor. Ata Demier'in kendine yakıştırdığı Niyazi Gül karakterinin beklenen kıvamda eğlence ve bilginlik barındırması, -Şebnem Bozoklu'nun canlandırdığı- Hediye karakterinin yerinde eğlenceli, yerinde dramatik halleri, -Demet Akbağ'ın canlandırdığı- Sultan Şahmerdan karakterinin azim, istek, ve yeri geldiğinde kibirli davranışları ve de -Levent Ülgen'in canlandırdığı- Rıza karakterinin hırslı ve aşık olmasının sonucunda getirdiği kararlılık halleri, karaktere adapte olma yolunda büyük adım atmalarını sağlıyor. Son sahnelere doğru, absürt komedi halini alması dışında büyük bir sorunu bulunmayan Niyazi Gül Dört Nala filmi, absürt haliyle güldürse bile ani türden-türe geçiş yüzünden seyircide mantık hassasiyeti yaratabiliyor. Fakat bu mantık hassasiyetini düşünmeye fırsat kalmadan, kahkaha dolu sahnelerin ardı arkası kesilmeden seyirciye sunuluyor. Son sahnelerdeki ilacın etkisi sayesinde filmin daha da komikleşmiş olması seyir açısından önemli bir gelişme olsa bile, ardından gelen mantığa aykırı dayak sahneleri bütün sahnenin havasını bozuyor... Belki filmin ilerleyişi açısından olmasa olmazdı fakat seyirci açısından olmasaydı da olurdu, hatta çok daha güzel olurdu... Uzun lafın kısası, Niyazi Gül Dört Nala, ''İnsan-Hayvan'' ilişkisine de dokundurmalar yapan, mizahi yönü yüksek, ilk sahnedeki ayıdan başlayıp-son sahnedeki atla biten yere kadar, türlü türlü hayvan, türlü türlü maceralarla birlikte -seyirciyi- kahkaha krizi altına almayı başarabilen, seyircinin ''fazla küfür içermeyen'' filmlere de güleceğini kanıtlayan, aile boyu izlenebilecek, yönetmenin Hakan Algül olduğunu, kadrosunda ise Ata Demirer, Demet Akbağ gibi komedi türünün tecrübeli isimlerini barındırdığını, her bir sahnesiyle kanıtlayan, kaliteli bir komedi filmi.. Ata Demirer'in tam da yakıştığı gibi... *Ata Demirer, Korsan TV skeçlerinin dışında pek bir şey katmıyor... İzlediğimiz şeyleri tekrar izlemiş oluyoruz... Kahkahalar atsak bile, aynı şeyler meze yapılıp-önümüze seriliyor. *Demet Akbağ, Sultan Şahmerden karakterini 'Sultan'lar gibi oynuyor, seyirciye ise şapka çıkartmaktan başka yapacak iş bırakmıyor... *Şebnem Bozoklu filme sesiyle de damgasını vuruyor. Doktor şarkısını yorumlaması gerçekten başarılı. *Levent Ülgen, belki de ülkede Rıza karakterine en çok yakışacak oyuncu. Cast ekibine tebrikler. Filmin Notu: 7,8/10(yerli komedi filmlerine oranla 10/10)","label":6} {"text":"Hanekenin konusu belli değilmiş gibi gözüken bağımsız filmlerinden birisi. Doğum günü sahnesindeki bu bizim Faslı kölemiz dediği an film daha da anlaşılır hale geliyor. ","label":6} {"text":"çookk güzeldi.bikaç kere izlememe rağmen hiç sıkılmadım.özellikle filmin içindeki espirilerin bazıları gülmekten çatlamanızı sağlayabilir.dikkat :)","label":9} {"text":"Hollywood kilişelerine boğulmamış olsa daha güzel bir film olacakmış ancak yine de insanların hayallerinin peşinden koşması gerektiğini gösteren motive edici güzel bir film.","label":7} {"text":"ben bu filmi sevdim.genel olarak pek beğenilmedi,vasat dendi biliyorum,aslında ben de zaten mükemmel,klasik,kesinlikle izlenmeli falan demiyorum tabii ki,fakat bahsedildiği kadar kötü ve yetersiz olduğunu da düşünmüyorum.korkutmaktan ziyade kimi bölümlerde oldukça geriyor izleyiciyi,ancak bu özelliğinin yanında bir de özellikle konu ve final beni etkiledi diyebilirim.joshua jackson da bu rollerin adamı zaten,yakışmış,amerika yine yeniden çevrim ile bence original filmi gölgede bırakmayı başarıyor.","label":7} {"text":"Zaman ne kadar da hızlı ilerliyor dedirten film.","label":7} {"text":"Millet bu filmin neyini beğenmiş anlamadım. Hiçbir sürükleyiciliği yoktu filmin. Sıkılarak ve ilerleterek izledim. Film çok durağan geçiyor ve bu da sıkıyor. Bence vakit kaybı bir film.","label":4} {"text":"Şu filme yapılan yorumlara bakıyorum da, filmin kendisinden kat be kat kötü. Adam film kötü demek için 8 parande atmış. Kötüyse kötü demen yeter, laf salatasına ne lüzum var. Mantıksal bilmem neyin, kare kökünün sekiz üssü dokuzu falan... ne gerek var lan. Olmamış de, yarısında çıktım de. hayret yav.","label":7} {"text":"Filmi açıkçası hiç beğenmedim. Filmi beğenmememin sebepi filmdeki sahnelerin soft porn yakın oluşundan kaynaklanmıyor, aksine günlüğe ve Melissa’nın anlatığına göre bu filmdeki sahneler çok daha masumane bence, üstelikte 18 yaş engeli dalgasına kapılır diye çoğu sahneler sansürlenmiş. Ancak, ben zaten Melissa anlatıklarını bile bir hayal ürünü ve reklam uğruna yapılmış olduğunu düşünüyorum, kaldı ki filmine inanayım. Hadi günlüğü inandırıcı bulduk diyelim, Mellisa’yı 20 yaşlarda olan ve İspanyol bir oyuncunun oynamasına ne demeli. Filmde usta oyuncu Geraldine Chaplin haricinde hiç bir oyuncu başarılı değil. Ama en ilginci filmin oldu bittiye adeta getirlmiş olması. Sonuç bana göre kötü bir film olmuş.","label":2} {"text":"Marvel veya DC evreni fark etmez, son dönemin yine başarılı süper kahraman filmlerinden biri. Bunlar büyük prodüksiyonlar ve hepsi de belli bir kaliteden üzerinde çekiliyor açıkçası. Süper kahraman filmi deyip geçmemekte fayda var, sonuçta bir türün yaratılışı veya en azından köklü bir evrimine tanıklık ediyoruz. Artarak da devam edecek gibi duruyor. Artık özgün aksiyon-maceralar görmek son derece zorlaştı beyazperdede. Çok büyük oranda bir çizgi romana, bir seriye veya o serinin içindeki tek bir karaktere odaklanılan filmler görüyoruz. Bu film de yine görselliğin tavan yaptığı, efsane olmasa da kendi türü içinde yeterli sayılacak bir senaryo, oyuncu performansı vb. unsurlara sahip, keyifli bir seyirlik. Süper kahramanlar son dönemde yalnızca salt aksiyonun ortasında değil, aynı zamanda bir veya daha fazla ahlaki ikilem arasında da kalıyor, karakterleri daha özenli işleniyor. Burada da Wakanda ve geleceği ile ilgili, babasından tahtı devralmak ile ilgili ve hepsinin arka planında Kara Kıta Afrika ve yaşadığımız dünyada Afrika'nın konumu gibi çok daha kapsamlı konular ele alınıyor. Türün meraklıları gözü kapalı tercih edebilir.","label":6} {"text":"Konusu yine çok güzel bir film ancak yine yanlış oyuncular ve yanlış ellere kurban gitmiş. Bilimkurgu severler için çerezlik ir film.","label":5} {"text":"jasmijn rolündeki evelien bosmans adlı hatun tam bir afet 89 un altın çağından izci kampına giden sevimli grubumuz kai ve onun dayısı yada amcası olan bi adam tarafından tek tek öldürülüyor. sam isimli ufak izcimiz grubun asi çocuğu. kai ile gönül bağı kuruyor lakin ufak tefek çatışmalara giriyorlar. filmin sonunda kai ve sam in paralel evrende aynı kişi olduğu sam in zamanda yolculuk yapıp tek tek gıcık arkadaşlarını öldürdüğünü görüyoruz. yok artık.","label":5} {"text":"ali larter oynuyosa her film qsldir;)","label":7} {"text":"Eğlenceli film. Ancak daha iyi bir yönetmenlik ile Midnight Run gibi bir klasik haline gelebilirmiş. Bunu kaçırmasına üzüldüm.","label":5} {"text":"erkek oyunucuyu beğenmemekle birlikte, franny karakterinin biraz itici olduğunu söylemeliyim bu nedenle de insan filmden sıkılıyor. filmin tek güzel yanı farklı tarz ve dillerde insanlardan duyduğunuz müzikler ve şehir görüntüleri.","label":5} {"text":"Anlaşıldığı kadarıyla sanatçının gerçek yaşam öyküsüne bağlı kalınan ama hızlı ve yüzeysel bir anlatım tercih edilmiş. O'na sen güzelsin, sen güçlüsün dendiğinde bu fikri bizim de çıkarmamız değil kabullenmemizi sağlamaya çalışmış film. Süresinin uzunluğuna karşın öykünün derinleşmekte ciddi sıkıntısı var. O dönemde komün öyle mi yaşanmıştır, yoksa senaristin, yönetmenin bakışındaki sığlık mıdır bilinmez ama özgürlük denilince sadece cinsel özgürlük anlaşılır gibi olmuş. Oldukça ciddi masraf ve titiz bir emek harcanmış olduğu belli filmde dönemin modası ve kıyafetlerinin yansıtılması başarılı olsa da aynı başarıyı dönemin ve kadının özgür ruhunu yansıtmakta yakaladığını söylemek zor... 65/100 Film adının anlamı ne acaba?","label":6} {"text":"zorro'yu evli,çocuklu,sarhoş,kötü espri yapan,çocuğunu okuldan almayı unutacak kadar sorumsuz resmedilmiş görmek istemiyorsanız uzak durun.sadece eski usül aksiyonuyla yüz gülümseten,dört başı mamur saçmalıklarla dolu senaryosuyla üstüne güldüren,trenin üzerindeyken tünele gireceklerini gören atın büyüyen gözleri ile looney toons seviyesinde espri anlayışı olan bir film.sadece Martın Campbell Zorro çeksin,canımı yesincilere..","label":3} {"text":"16 yaşında ''s ktir et'' kafasında olan bi kızın umut ve umutsuzluk arasındaki mükemmel bi FİLİM. Sosyalist dönemin sosyo-kültürel yapısından, özgürlük ile yaşam amacı arasına kadar geniş, çarpıcı, yorum dolu bi ŞAHESER.","label":7} {"text":"İçinizi ısıtıcak çok hoş bir film...","label":7} {"text":"ortalama bir film yapmışlar.. sürükleyici olduğu kısımlar var ancak tamamı yeterli mi ? hayır onun dışında sinemadaki insanların tutumu yüzünden rahat film izleyemedik","label":5} {"text":"karikatürize edilmiş karakterler bana hiç de çekici gelmiyor.. bana hikaye de sıkıcı geldi maalesef.. italyan sinemasında o ince çizgi meselesini her zaman hissediyorum.","label":5} {"text":"Ben beğendim açıkçası. Yaratığın animasyonu çok çok başarılı. Ayrıca duygusal bağlantılar da gayet güzel. Ama kadına çok uyuz oldum. Filmin klişeleri de çoğunlukla kadından kaynaklanıyor..8/10","label":7} {"text":"öncelikle şunu belirtmek isterim film izlemeden izlediğim fragman tatmin etmemiş ama beklentimizi yüksek tutmadan en azından pazartesi gününü biraz da olsa renklendirebilirz diye gittiğim bir filmdi.Belli bir bekleti içine girmeden gittiğim filmde daha ilk sahneden kötü gidişatın sinyalini vermişti.banel espri anlayışıyla kötü senaryosuyla hiç sarmadı ve ilk kez ilk yarının bitip filmden gitmek istedim","label":0} {"text":"İlk filmi çok iyiydi. İkinci filmde gayet doyurucu. Ben filmin sonunda 3. Bölümde gelir havasını aldım umarım çekilir . İyi seyirler[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Yani işte.. Öncelikle absürd komedi değil yapım. Yani komedinin farklı bir senaryoyla karşımıza çıkmış hali. Olağan dışı bir şey yok ortada. İzlenmelik hani denir ya çerezlik bir yapım var karşımızda ama ben pek beğenmedim. Eski filmlerde olan kaliteden sanırım bu hikaye günümüzde daha saçma bir hale gelebilirdi. Öyle kafa dağıtmak için izlenebilir. İkincisi de çıktığı için bunu izledim. Umarım yeni yapım daha keyiflidir yoksa ondan da pek bir şey olmayacaktır. İyi seyirler. P: 5","label":4} {"text":"düşük bütçeyle büyük işler çıkartılabileceğinin güzel örneklerinden. üstü kapalı eleştiriler güzel yapılmış. yaratıcı senaryo.","label":7} {"text":"çok iyi bir film değil.olaylar bir anda gelişiyor ve bitiyor.görsel olarak çok tatmin olduğum söylenemez.belki de yüzüklerin efendisi serisinin çok başarılı olmasından dolayı çita yükseldi.","label":6} {"text":"tek kelimeyleee harikaaaaa bir filmm konusu cok güzel bir kez daha izlemeye deger oyuncular da başarılı","label":9} {"text":"iyiydiayrıca lise yıllarını hatırlattı.","label":7} {"text":"Değişim hiç bir zaman spontane değildir hanfendi sözlerinin aklımıza kazındığı, distopik ve reel hayatın kendisi.","label":8} {"text":"İlk 1 saatinden çok zevk aldım sonrası hayal kırıklığı","label":6} {"text":"Olmaz bu kadar diyeceğiniz bir film. gerilimi bir an olsun bitmiyor ve uzun süresine rağmen sıkmıyor. Old boydan hatırladığımız Min-sik Choi yine döktürmüş.Koreliler old boydan sonra intikam almanın değişik bir yolu daha göstermiş oldular...","label":9} {"text":"''bir zamanlar anadolu'da''dan daha iyi olmayan film. kanaatimce nbc, tüm filmlerinin toplamı olarak altın palmiyeye layık görülmüştür ve hak etmiştir de. diğer filmlerini genelde seven biri olarak ben bu filmini çok sevmedim ama kötü film değil.","label":7} {"text":"zombi türevi filmlerinin azalarak bitmesinin gerektiğini gösteren bir başka film daha. öyle ki her zombi filminde aynı kaçış sahnelerini, aynı aksiyonları, aynı diyalogları, aynı tür dramatik sahneleri, aynı dünya barışı insanların kardeşliği mesajını görmekten gına geldi. tamam izlemek biraz eğlenceli olabilir ama artık gerilim sahneleri bile germiyor çünkü neler olacağını az çok tahmin ediyorsunuz. sonra dönüp george romero'ya bir kez daha ah ediyorsunuz.","label":5} {"text":"Kaybedecek vaktiniz yoksa , bu filmden uzak durmanizi öneriyorum","label":3} {"text":"Sıfır oyunculuk, sıfır senaryoya bağlılık... Hani Masumiyette kır sahnesinde anlatılanların yarısı yok filmde, yok derken var ama çarpıtılmış, biz öyle sevmiştik uğur bekir ve zagorun hikayesini, değiştirmeye gerek yoktu... Üstelik 96da çekilen bir filmin senaryo olarak 20 sene öncesini anlatıyorsanız gerçekçiliğe önem vermek gerekir... Sevmedim, senaryo yazık edilmiş...","label":3} {"text":"Yalnızca dövüşün olduğu türünün iyi örneği... 75/100","label":7} {"text":"Savaşın ne denli gereksiz ve acı bir şey olduğunu gösteren süper ötesi anime. İzledikten sonra kendine gelmek için bayağı mesai harcıyor insan.","label":8} {"text":"Güzel adamsın Antonio Banderas.. Kendin pişir kendin ye","label":7} {"text":"Klasik bir sylvester stallone filmiydi bence... başlarda gayet güzeldi ama sonlara doğru baymaya başladı 5 yeterli bi puan bence..","label":7} {"text":"Hayatımda bu kadar saçma film görmedim 2 saatinizi boşa harcamayin saçmalıklar üst üste durmuyor kafanız almıyor değmez","label":0} {"text":"Klasik bir Taxi filmidir. Çakma Vin Diesel'in başrolde olduğu ve eski serilerin tadını vermeyen, serinin en kötüsü olan film.","label":1} {"text":"\" İnsanoğlunun mutsuzluk üreten bir doğası var..\" \" İç dünyanın derinliği ile ağızdan çıkan söz arasındaki uçurum her zaman acı vermiştir bana.\" \" Hayatın aklın diş geçiremeyeceği bir boyutu olduğuna her zaman inandım.\"Nuri Bilge Ceylan. Eksik tarafları var elbet. Yukarıda ki alıntıları, filmin esintisi, samimiyeti, o garip huzurlu karanlığı, kaplumbağanın çaresiz kadere boyun eğişini yüreğimle buluşturdu. Bunu inkar etmek olmaz. Hissettirdiği hüzünü öptüm toprağımdan..","label":7} {"text":"bunu izleyin ve uyuyun. ertesi gününüz mutlulukla geçsin.","label":6} {"text":"Irkçılık, hastalıktır.","label":7} {"text":"Müthiş animasyonn nin kısacası hayran kaldım ! Keşke bizim ülkemizde böyle performans gösterse !!!!! İzleyinnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn !","label":9} {"text":"bu film için nedendir anlamıyorum bir linç kampanyası mı var? Filme Cuma günü gittim gayet iyi bir film, buradan bu filmin Pr sorumlusuna da sesleniyorum özellikle şu anda film hakkında burada çok kötü yorum yapan kullanıcıları dikkatli analiz et gerekiyorsa hakkında işlem başlat, bu filme kötü yorum yapmak için üye olmuş şu ana kadar sadece 1 yorumu olan kasıtlı birileri tarafından tutulmuş tetikçiler gibiler.Gerçek puanım film hakkında 4 ama uğradınız haksızlığı bir tık düzeltmek adına 5 veriyorum. Umarım sesim ilgili kişilere gider.","label":9} {"text":"Bu filme kötü diyen sinemadan anlamıyordur yorumunu yapan kişi sinemadan anlamıyordur kardeş.Cok minimalist film izledim bu reha erdem in izledigim ilk filmiydi ve bekledigimi alamdım.Bir nbc filmleri kadar carpmadı beni basladı ve bitti 5/10","label":4} {"text":"Yılın en büyük hayal kırıklıklarından biri; 1-Yönetmen'in ilk uzun metrajı ve filmi mahvetmiş.En önemli anlarda (spoiler olmasın diye yazmıyorum) alakasız şeylere odaklanmış, yada sahneyi kesmiş.(editör ve senaristlerde en az yönetmen kadar suçlu ve yapımcılarda..) 2-Senaryonun 1 yıl ileri atlaması tam bir felaket.O bir yılda yaşananlara 5 ayrılsa karakterler seyirciye daha yakın gelecekti. 3-Filmle ilgili afiş ve posterlerde öne çıkan dövmeli adam filmde 1 dk bile gözükmüyor 4-Cadı'yı oynayan kadın bu role hiç yakışmamış. 5-Sırf yaş sınırlamasından kurtulmak için filmde hiç kan göstermemişler.Şiddet ya da kan görme meraklısı değilim ama bir samuray filmi için bu durum çok saçma. Filmin iyi olduğu tek nokta kostümleri bu dalda oscar adayı bile olabilir ama bence yılın fiyaskolarından biri..","label":3} {"text":"hanı ıyı bır senaryo ıyı calısılmıs ama cok da eglenmedım bırkaç yer dısında fazla amerıkan klısesıydı...6 verebılırım...","label":4} {"text":"Jackie’nin baya kötü bir ingilizcesi var... Bir tek onun ingilizcesiyle zenci esprilerine güldüm...","label":2} {"text":"Ben sinemasına gidemedim dvd veya cd'si yok izleyemedim nsl izliyecem tavsiye lütfenn","label":1} {"text":"Bir tiyatro oyunu tadında, 2 büyük oyuncunun güç kattığı film. Laurence Olivier, muhteşem oynamış bu filmde.","label":7} {"text":"cok tatlı bır fılm hayat guzeldir tadında dramı ve neseyı bır arada veren klasık begnini fılmı hıc sıkılmadan ızleyecegınız bır fılm dusunmeden alın ve izleyın gercek aşk ı da gorun ..","label":7} {"text":"Collins'in kitabını okumadım. Bu nedenle onunla karşılaştırmak yerine yalnızca bir sinema seyirliği olarak değerlendireceğim. Kitaba göre daha mı iyidir daha mı kötüdür bilmiyorum. İki buçuk saatlik süresi uzun gelmedi. Daha çok karakterlerin yaş grubundaki seyircilere hitap ediyor gibi gözükse de, kendisiyle benzer kulvarda yer alan Twilight gibi tamamen ergen işi de diyemeyiz. Bu durumda bana kalırsa Jennifer Lawrence'ın oyunculuğu ve canlandırdığı Katniss'in daha olgun, daha durgun olmasının da payı büyük. Bella da öyle gibi gözükse de aslında çok sığ bir karakter. Katniss devam filmlerinde gerekli eklemeler de yapılabilirse daha oturaklı, daha gerçek bir karakter olabilir. Hutcherson da gayet iyiydi. Onun da abartısız bir rolü var. Kendini izletiyor film kısacası. Aksiyon-macera yeterli seviyeye ulaşabiliyor. Politik bir altyapı oluşturma çabası biraz arka planda kalıyor tabii ki. Ama zaten hem yazar hem de yönetmen çok çarpıcı fikirler sunmak yerine gençlere ve aksiyona odaklanıyor. Baştan sona radikal, klişenin yanından geçmeyen bir film diyemem, ancak kendi çerçevesinde farklı olmayı başarabilen, izlenebilecek, vakit kaybı olmayacak bir seyirlik.","label":6} {"text":"Öncelikle soundtrack konusunda son dönemin en iyi filmi diyebilirim. Çocukluğumuzun önemli film karakterlerinden Rocky ile tekrar karşılaşmak insanı duygulandırıyor. Fakat yeni kuşak bu duygusallığı anlamayabilir. Pazar banyosundan sonra gece Rocky izlemek. Son saniyeye kadar ayaklarımızı ellerimizi sıkarak izlemek. Tabi bir de Apollo vardı. Hatta ikiye bölünürdü Balboacılar Apollocular diye. Güzel ve tatsız olmayan günlerdi. Ülkemiz yeşillikti. Beklentiniz olmadan izleyiniz. Star Wars gibi beklenti yaratıp abi bu olmamışcılardan olmayın.","label":8} {"text":"Yine alışılmış bir Hugh Grant filmi izlenebilecek bi film bir aile film ama çok da farklı bi yapım değil!","label":6} {"text":"Çok güzeldi çok... Özellikle de baştaki o hızlı kronolojik akış çok hoştu Çoğu yerde gözleriniz yaşarabilir o ayrı...","label":8} {"text":"güzel bir film.. tek mekan çekimi filmleri arasında değerlendirecek olursam gayet iyiydi.. sıkılmadan izlenebilecek bir film..","label":5} {"text":"Bilindik bir hikayeye farklı bir bakış açısı ve farklı bir sunumla yeni bir renk katılmış diyebilirim. Farklı bir sunumdan kastım müzikal ağırlıklı olmasıdır. Filmin `'ı müzikal kalanı normal film seyrindedir. Kostüm ve ortam başarılı, oyunculuklar ortalamanın biraz üstünde. Hem eğlenceli hem de keyifli vakit geçirmek için güzel. Will Smith, cin rolünde başarılı bir sempati toplamış diyebilirim. Ayrıca filmin içine yerleştirilmiş olan güç ile ilgili felsefik söylemlerde oldukça yerindeydi. Özellikle de Jasmine'nin \"toplumdaki en mutsuz adam kadar mutlu olabilirsin\" sözü bir sultan olmayı hedefleyen biri için mükemmel bir yaklaşımdı.","label":6} {"text":"Güzelmiş, geç kalmışım izlemeye ama bu Bunuel hep bir kurban seçiyor hem de hiç acımadan onun üzerine oynuyor, zavallı Pierre... suçu neydi ki ?","label":7} {"text":"Olağanüstü soran, sorgulatan senaryo, muhteşem görsellik, çarpıcı müzik, şaşırtıcı kamera kullanımı... Bu dediklerimin hiçbiri yok. Oyunculuk mu? Ustalıkları tartışılmayacak iki duayen oyuncu fazla efor sarf etmeden yaşlarına uygun düşen rolleri başarıyla canlandırmışlar. Birbirini öldüresiye seven iki yaşlı insanın hastalık ve acı çekme karşısındaki aczleri ve ötanaziyi gündeme alan konusu izleyiciyi seyirci kılan anlatımıyla sınıfta kalmış... Yaşamı, aşkı, ölümü sorgulayan film diyorsanız \"Mar adentro - İçimdeki Deniz (2004) \"","label":3} {"text":"Tamam karmakarışık falan süprizli falan yapalım derken mülteci kampı gibi olmuş.. Kimin eli kimin cebinde belli değil. İzlediğime pişman oldum.","label":4} {"text":"antonio banderası bu kadar genç görmek güzeldi.. karışık, yoğun ve eğlenceli bi film..","label":6} {"text":"bi b.. anlamadım filmden. Resmen 1 buçuk saatim çöpe gitti. İzlemeyin izlettirmeyin.","label":3} {"text":"Film kendisini sanki akıcı ve heyecanlı bir hikaye kitabı okur gibi izlettiriyor. Alışılmış klişelerin dışında bir tarza sahip, getirdiği yeniliğe tamamen hakim, ilginç ve emek harcanmış bir yapım. Bilimkurgu seven sevmeyen herkesin izlemesini bir sinemasever olarak tavsiye ediyorum.","label":9} {"text":"Filmin bitmesini istemeyeceksiniz. acılar üzerine kurulmuş mutluluk dolu bir film. \"Bir yazar bana çok güzel bir şey söylemişti. Bana demişti ki: \"Her 5 yılda bir, 5 yıl önce ne kadar dallama olduğumu anlıyorum. Hiç şaşmadan, 5 yılda bir. 5 yıl önce ne dallamaymışım\" Josh Radnor'ın yönetmenlik ve yazarlık denemesi, şaşırtıcı bir şekilde başarılı olmuş, üstelik diziye de ara vermeden. Ann ve Missisipi karakterlerinin oyuncaları da çok başarılı! Kesinlikle izlenmeli..","label":6} {"text":"kirkor divarci meselesiyle ilgili bir yorum (eksidrn alıntıdır) roket kulubu'nun kurucularindan olan artug sayiner'in su soylesisinde. kirkor bey hakkinda bildiklerini dile getirmis. kirkor divarci'nin bir fuze ile yarismaya katildigi ama bunun disinda bir katkisi olmadiginin alti ozellikle cizmis. anladigim kadariyla internette dolanan bir makale uzerinden insanlarin gazlamasi ile sisirilmis bir vatandasimiz kendisi. hatta iddia olur ki adamin evinin yanmasi roketcilik calismalarimizi giderek kotu yonde etkilemistir. eger boyle bir sey varsa ilgili videodaki konusmalarin hepsi yalandir. https://youtu.be/ICVN2tlNEg0?t=526 (ilgili video) ayrıca belirtmek isterim ki filmin 2. yarısından sonraki olayların belirle bir kısmı gerçek değildir ilk yariya odaklanarak izleyiniz.","label":9} {"text":"ya kardeşim komik işte!senaryo belki çok saçma,sürpriz son zaten tahmin edilior,çünkü bu senaryoda sürpriz olmasaydı ztn yüzyılın en kötü senaryosu olacaktı.bu sayede film saçma olmuş ama komikti.bence peker açıkalın,şafak sezer,melih ekener gibi oyuncular gayet ii oynamış.hülya avşar ise pek ii değildi.üstelik eski hababamlar da çok mu ii senaryo wardı?bu filmde daa kötüydü ama filmleri oyuncular sürüklüyordu bence yine sürükleyebilir.ben çok güldüm ama diyebilirim ki berbat senaryo yüzünden zzz","label":5} {"text":"Şu ana kadar Nazım'ı anlatan en iyi belgesel. Yeni nesillere Nazım'ın \"vatan hainliği\" suçlamasının nasıl boş bir etiket olarak yapıştırıldığı anlatılmalı.","label":8} {"text":"Bu kadar cheesy sahnelerle dolu bir filme daha gitmemiştim.Bİr starwars fanı olarak filmden soğudum rezillik kepazelik diyebilirim.Keşke gitmeseydim Disney Lucasartstan keşke izin almasaymış bir sw fanı olarak çok moralim bozuldu,baya kötü","label":0} {"text":"Farklı bir yaşama sade bir bakış... İlişkiler dağıtılıyor, nasıl toparlanacak diye düşünüyorsunuz. Toparlanıyor bir şekilde ama kalıcı bir iz bırakmadan. İzlemeye değer... 7/10","label":8} {"text":"1 Eylül Hogwarts 5972","label":8} {"text":"Çok eğlenceli güzel bir filmdi.","label":7} {"text":"Aşk, yeri geldiğinde bir müezzine kilise çıkışında rahibe bekletir.","label":7} {"text":"Dünyaları alt üst edecek bir hikaye beklemeyin. Lego Film'i tadında zevk alarak izlediğim bir film oldu. Ayrıca anlamlı mesajlar veren nadir filmlerden biri olduğu için izlerken çok olumsuz düşüncülere kapılmadım. İzlenebilir.","label":5} {"text":"huzur huzur huzur..","label":6} {"text":"çok güzel ve komik","label":7} {"text":"Herkezin izlemesi gereken bir filmdi, cok guzel ve anlamliydi.. mustafa kemal sahnesi yapmacik olsada filmin her bir bolumu anlamliydi","label":9} {"text":"Normalin dışında bir konsepte sahip film. Penguenler güzel oyunculuk sergilemişler açıkcası.. Fakat jim carrey abimizin mimiklerini pek görememek üzdü.. Verilen puanın da yetersiz olduğunu düşünüyorum p 6.5","label":6} {"text":"deliliğin tatlı hallerini anlatan filmler arasında ön sıralarda rahatlıkla yer alabilir.","label":6} {"text":"Kitaptan uyarlama olduğunu bilmeyenler için film saçma gelebilir... Pek gerilim filmi denemez. Geneli dram ağırlıklı etkileyici bir filmdi. Ben Whishawın oyunculuğu olağanüstüydü.. Daha ne söylenebilirki... Gidin görün..","label":7} {"text":"fragmanına baktığımda Warner Bros logosunu görünce tamamdır tuttum bunu dediğim film. izlediğim en iyi savaş filmlerinden bir tanesiydi. özellikle öldürme sahneleri on numara olmuş. olga kurylenko yu bir filmde bu kadar asi ve korkutucu göreceğim aklıma gelmezdi. imogen pootsa gelince.28 hafta sonra filmindeki o küçük tatlı kızın ilerde bu kadar güzel bir oyuncu olacağı aklıma gelmezdi doğrusu. çok güzel bir oyuncu ve rolünün hakkınıda fazlasıyla vermiştir bu filmde.","label":6} {"text":"Sanırım Kemal Sunal'ın en eğlenceli filmi...","label":9} {"text":"Ben yeterince başarılı buldum.Bazı sahnelerinde koptum adeta.Cem Yılmazın her filmi gibi buda gayet güzeldi.","label":9} {"text":"final sahnesi mükemmeldir...","label":6} {"text":"son saniyesine kadar sürprizlere açık iyi bir film fakat iki eli bağlı olduğu halde koltuktan söktüğü pamukları kulağına nasıl soktu onu merak ediyorum herşeye rağmen 8/10","label":7} {"text":"Beğenmedim.","label":4} {"text":"Genç işi korku filmi olarak tanımlayabileceğim filmdir kendileri. Fazla beklentiyle izlenmediğinde beğenebileceğiniz, daha önce rastlamadığımız zombi ve solucan karışımı bir film. Her sahnede birileri, birileriyle öpüşmese daha güzel bir film olabilirdi kanaatindeyim.","label":4} {"text":"Sıkılır gibi oldum belkide nedeni Kanyondaki 30 dk süren reklamlar mıydı :) Film bir ara sıkar gibi oldu,farklı bir konsept...böyle izlerken aklıma birçok film geldi...Kate Abla bayağı yaşlanmış,Nikita ablamızıda özlemişiz....","label":6} {"text":"Son zamanlarda seyrettiğim en eğlenceli bir filmdi. Hiç sıkılmadan izlettirmesi filmin başarısı. Kate Hudson ve Matthew McConaughey birbirlerini tamamlayan elmanın iki yarısı gibiler. Ayrıca usta oyuncu Donald Sutherlandın hakkını vermek gerek. Filme renk katmış.","label":7} {"text":"İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencilerinin korkulu rüyası olan bu güzide kitap bu kadar güzel sinemaya uyarlanabilir. Önceki versiyonlarının aksine görsel olarak da çok çekici.","label":7} {"text":"Daha şimdiden 8 kişi izlemiş bile :)","label":6} {"text":"Yönetmen çıldırmış olmalı! Rezalet ötesi! Hele ki filmin sonlarındaki vurulma sahnesi ve gereksiz helikopter efekti tam bir fiyasko! Çok duygulandım.","label":0} {"text":"Onur Ünlü’nün 2010′dan bu yana Sırrı Süreyya Önder ile birlikte geliştirdiği İtirazım Var, camisinde işlenen bir cinayeti kendi metotlarıyla çözmeye çalışan bir imamın fazlasıyla komik ve bir o kadar aksiyon dolu macerasına odaklanıyor. Polisin, cinayetin failini bulmak için çaba sarf etmediğini, hatta daha sonra kendisini şüpheli ilan ettiklerini fark eden imam, müezzin başta olmak üzere çevresindeki ve yeni tanıdığı pek çok kişinin şüpheli davranışlar sergilediğini fark edip işe koyuluyor. Bir yandan bu cinayetle uğraşıyor, diğer yandan teftişe gelen Diyanet İşleri ekibini idare etmeye çalışıyor, işin en zor kısmı ise kızının tanıştırdığı erkek arkadaşı ile verdiği mücadele oluyor. Neredeyse film boyunca tampon basılmış bir burunla Karaköy sokaklarında katil avına çıkan imam, Onur Ünlü’nün veya herhangi bir yönetmenin yaratıp yaratabileceği en marjinal polisiye karakteri olarak seyirciye aralıksız bir komedi tufanı sunuyor. Yönetmenin ve senaryoda kendisine yardımcı olan, aynı zamanda filmde bir karaktere hayat veren milletvekili Önder’in politik göndermeler ve taşlamalarıyla süslediği bu polisiye komedi, çok uzunca bir süredir Türkiye sineması dahilinde seyredeceğiniz en eğlenceli iş olarak hafızalarınızda yer edinmeye hazırlanıyor.","label":6} {"text":"Liv Tyler için izlenebilecek bir film. Sıradışı bir güzelliği var; filmse sıradan klişelerden ibaret olduğu için tercihin ne olacağı gayet açık. Hep dediğim gibi cips ve kola ile ne güzel, ne güzel...","label":4} {"text":"Sadece Angelina Jolie ve 1-2 savaş sahnesi için izlemiş olduğumu düşündüğüm film.","label":2} {"text":"Uyarlandığı kitabı okumadım. Jack'in oyunculuğu çok çok başarılı. İlk 50 dakika çok başarılı. Ancak ondan sonra pek çok mantık hatası, veya içinize sinmeyen pek çok sahne var. İkinci yarısında durağanlaşıp tekrara düşüyor sık sık. Akılda kalıcı önemli bir film olabilecekken yalnızca farklı konusu sayesinde akılda kalıcı bir film olmakla yetiniyor.","label":4} {"text":"Bu tür filmleri izlemem, açıkçası genelde kayda değer bulmam. Bu sabah kahvaltı yaparken televizyonda denk geldim. İşim gücüm de olmayınca, çok keyifli vakit geçirttiğini söyleyebilirim. Başroldeki oyuncuyu pek sevmesem de, Şevkat Yerimdar çok sıradışı bir karakter olmasa da, belki de Yeşilçam tadında olduğu için filmi izlerken sıkılmadığımı söyleyebilirim. Şevkat Yerimdar sıradışı değil ancak eğlenceli bir karakter. Ufak tefek dokundurmaları var ki; böyle basit bir filmde o dokundurmalar oldukça başarılı gözüküyor. Sinemada izlenmezdi, ancak evde olmadık bir zamanda tvde denk gelirse iyi bir tercih olabilir.","label":5} {"text":"Genç bir anne evinde annesiyle sohbet ederken, Fransa'da tatilde babasıyla olan 6 yaşındaki oğlundan telefon alır. Çocuk adını bilmediği deniz kenarında bir yerlerdedir. Babası ise ormanda bıraktıkları karavandan çocuğun oyuncaklarını almak üzere oradan ayrılmış ama hala dönmemiştir. Derken bir adam belirir. Telefonun öbür ucundaki anne için kabus dolu dakikalar başlar. Finalin ucu açık, gerilimi yükseltip yükseltip en tepede bırakmışlar, lakin film bitse de o gerilim pat diye inmiyor... İyi ki filmdi...","label":7} {"text":"Yarım saat dayanabildik gerçekten vasattı film yapmak için yapılmış hiç kafa yormamislar üstüne sinemaya gitmeye değmez","label":1} {"text":"Fazla keşfedilmediği için beklentimi düşük tutarak izlemiştim ama beni ters köşe yaptı. Oldukça geriyor, tadı damağımda kaldı.","label":7} {"text":"Ne yazık ki aradığımı bulamadığım bir filmdi. Film kısa süre içerisinde o kadar fazla yol katediyor ki odaklanmakta güçlük çekiyorsunuz. Filmde muazzam tasarımlar var ancak bu hız sebebiyle aralarından bir tanesi bile spesifik olarak aklınızda kalmıyor.","label":6} {"text":"Bu dönemde çizgi filmlerin sinemaya uyarlanması epeyi moda olmuştu. Buda aynı dönemin ürünlerinden biridir. Çizgi filmini beğenerek izlerdim. Filmden aklımda kalmış olan en belirgin sahne, uçakta domuz burnu ile bir ürün ararken trinitrotolüen tanımıyla karşılaşmalarıydı. Bu vesile ile dinamitin bileşenlerini araştırasım gelmişti :)","label":5} {"text":"Filmin başrol oyuncusu girdiği her karakterin hakkını veriyor ancak sonu tam bir hayal kırıklığı :(( Cüneyt Arkından esinlenmiş Demir parmaklık açma sahnesi :/ filmle ilgili hayal kırıklığı yarattı.","label":1} {"text":"drew barrymore için izledim ve pişman olmadım hoş bir film tavsiye edilir.","label":7} {"text":"hadi senaryo zorlaya zorlaya bu kadar oldu, onu geçtik. hadi beceriksizsin aksiyon, dövüş sahnesi çekemiyorsun, tek bildiğin saniyede bir kesme yaparak çorba sahneler çekmek, bari en gereksiz yerlere dahi ani ve yüksek volümlü ses efektini boca edip seyir zevkini sıfıra indirme. maalesef çöp.","label":4} {"text":"Birçok Hollywood aksiyon filminin aksine, karakterin olgunlaştığı,öğrendiği,oldukça akılcı, ek olarak atmosferi ve psikolojik çizgisiyle çok doyurucu ve etkileyici bir film. Şiddetin ön planda olması çoğu kişiyi filme ön yargılı hale getirse de,ön yargı kırılabilirse, bu filmden öğrenilecek çok şey var.","label":7} {"text":"İzlediğim en kötü Recep İvedik serisi. Önceki filmlerde iyi kötü bir senaryosu, bir altyapısı vardı ancak bu seride hiçbiri yoktu. Tamamen içi doldurulamamış senaryo, kötü görsel sahneler.","label":0} {"text":"film güzeldi çok büyük beklentiniz olmasın ama iyiydi. Mantık hataları barındırmasının yanı sıra sıkmıyor.","label":5} {"text":"j-lo olmasaydı daha iyi olabilirdi.bi de ramp;b söylüyo ya öldüresim geliyo!neyse,görüntü ve renkler çok etkileyiciydi,hoş tatlar verdi.zaten yönetmen de klip yönetmeniymiş bi aralar;losing my religion klibini çekmiş.filmin bi sahnesindeki mekan klibin geçtiği mekana çok benziyor,dikkatli bakın!","label":6} {"text":"Slumdog Millionare gibi filmlerden tanıdığımız ünlü yönetmen Danny Boyle ve en son The Social Network'ü yazmış olan başarılı senarist Aaron Sorkin bir araya gelerek daha önce yapılamamış, zorlu bir uyarlamaya kalkışıyor: Apple'ın kurucusu Steve Jobs'un hayatı. Duymuşsunuzdur, 2013 yılında yine Steve Jobs'un hayatını anlatan bir film ve bu yıl çıkan bir belgesel vizyona girdi fakat beklenileni alamadı. Mesela 2013 yılındaki Jobs filminin en büyük sorunu, senaryonun bir yere taşındıktan sonra konunun bir yere bağlanmadan filmin yarım kalarak bitmesiydi. O filmde, Jobs'un hayat hikayesi anlatılmaya çalışılmıştı. Aslında hangi birisi anlatılır ki? Yetim olarak doğduktan sonra üniversiteden atılıp derslere yabancı olarak girmesi mi? Yoksa Apple'ı kurup atıldıktan sonra 1986 yılında tüm zamanların en iyi animasyon şirketi olan Disney Pixar'ı kurması mı? Evet, Jobs Pixar'ın kurucusu ve benim de favori insanlarımdan biri açıkçası. Gerçekten de çok detay var ve saymakla da bitmez. Bu film bu yükün altından kalkamayacağını düşündüğü için hikayesini daraltmış herhalde. Bu yüzden bir yaşam biyografisi arıyorsanız yanlış yere geldiniz. Film, Steve Jobs'un hayatının 3 dönüm noktasına değiniyor: 1984 yılında ilk Apple ürünü olan Macintosh'un sunumu, 1988 yılında Jobs'un Apple'dan atıldıktan sonra NeXT adlı bilgisayarı çıkarması ve 1998 yılında Apple'a geri dönüp iMac'i çıkarması. Evet, film sadece bundan ibaret ve bu yükün altından başarıyla kalkıyor. Nasıl mı? İşte burada Boyle-Sorkin sihri devreye giriyor ve bu filmi bitmeyen, seyirciyi dinç tutan, zekice diyaloglar alıp götürüyorlar. Bu yüzden film 2 saatlik süresine sadece 40 dakikalık 3 konuyu içine alıyor. Filme bunun yanında Steve'in eşiyle ve çocuğuyla olan ilişkisi, işiyle ve arkadaşlarıyla olan ilişkisi de inceleniyor. Her 3 olayda da aynı kişiler yer alıyor ama olaylar daha da geliştiği için kişilerle bağlantı kurabiliyor ve sonucu merak ediyoruz. Film her ne kadar dar olsa da bu kadar çok şeyi sığdırıp iyi bir iş çıkartmayı başarmış. Sadece filmle ilgili tek bir eleştirim var. O da şu ki, Jobs'u biraz sert, mükemmeliyetçi ve tatmin olmayan bir insan olarak işlemeleriydi. 1984 ve 88 yılında geçen kısımlar Jobs'un bu yönüne biraz odaklanmış ve eğer film böyle devam etseydi daha düşük bir puan verirdim. Ama 98 kısmı her şeyi kurtarmış. Senaryo güzel bir yere bağlanmış, baba-kız ilişkisi, arkadaş ilişkisi ve iş ilişkisi sonunda bir neticeye bağlanıyor ve iyi bir yere bağlanıyor. Filmdeki ince detaylar da oldukça kayda değerdi. iPod'un yaratılması da öyle. Sonuç olarak, bu film her ne kadar yaşam biyografisi olarak beklentilerimi düşürmüş olsa da ve Jobs'u başlarda sert bir insan olarak çizmesine rağmen, sonuna doğru film kendisini toparlıyor ve akıllarda kalıcı bir iz bırakıyor. Michael Fassbender ve Kate Winslet özellikle çok iyi oynamış. Kimyaları çok iyiydi, filmin akıp gitmesine izin vermişler ve müthiş performanslar sergilemişler. Bu yıl Fassbender'ın bir Oscar adayı olacağını düşünüyorum, umarım aynı şey Winslet'in başına da gelir. İyi bir film ortaya çıkmış. SONUÇ: Beklediğinizden daha farklı noktalara, yönlere ve ince detaylara imza atan yeni Steve Jobs filmi, durmayan diyalogları ve başarılı sahne oyunculuklarıyla, son zamanların en akılda kalan filmlerinden birisi. Türünün sevenlerine tavsiye ederim. FİLMİN İYİ YANLARI: + Durmayan, zekice ve tempolu diyaloglar. + Basit bir filmin dolu dolu geçmesi. + Müthiş oyunculuklar. + iMac'in sunumunun yapıldığı, final kısmı. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Steve Jobs'un başlarda sert ve mükemmeliyetçi bir insan olarak altının çizilmesi. - Konunun bazen tekrara sarması. - Bir hayat biyografisi değil. TOPLAM PUAN: 8.3/10","label":7} {"text":"Film olarak Maskeli Beşleri andırıyor, zaten o filmin ekibi bu filmi yapmış. Aslında baktığınızda vasatı geçemeyen bir komedi olmuş, eski kuşak bilir TVde Amerikan Askeri Parodisi 'Mash' vardı bir zamanlar filmdeki bazı sahneler adeta o filmi hatırlatıyor (sanki o filmden araklanmalar var gibi geldi bana). Bence film olarak Maskeli Beşler bu filmden daha iyiydi. Ancak, oyunculuklara gelince bence bütün oyuncular çok başarılı hatta bana göre çok ilginç ama en iyi oyunculuğu Burhan Öcal sergiliyor (tam bir karakter oyuncusu olmuş). Film zaman zaman Ergenkon olayınada göndermelerde bulunuyor. 7/10.","label":6} {"text":"İki buçuk saatlik süresiyle bu kadar zor bir konuyu ancak böyle müthiş bir yönetmen: Steven Spielberg böyle iyi yapabilir. Arada sırada filmden kopabiliyorsunuz ama çok iyi oyunculuklarla harika bir film ortaya çıkıyor. Filmi izlerken de adeta Tarih dersi alıyorsunuz, Amerika'nın en önemli başkanı; Abraham Lincoln'ün hayatını izleyerek öğreniyorsunuz. Ayrıca sıkıcı, sadece ders anlatan bir film değil, sanatsal bir şekilde yapılmış kendini sonuna kadar izlettiren bir film. 8,6/10","label":7} {"text":"Sonunda çok duygulanmıştım, güzel dramatik bir film. Bu arada filmde tarihlerle ilgili hatalar vardı.","label":5} {"text":"Film beni bir çok yönüyle çok etkiledi. Neresinden tutarsan tut konuşulacak bir çok şey var... Harcanılan zaman böyle filmler söz konusu olunca önemsiz oluveriyor... Mutlaka izleyin...","label":9} {"text":"Ajan filmlerini oldum olası sevmişimdir.. Gerçekten çok başarılı...","label":9} {"text":"Ciddi anlamda begendigim bir yapimdi.Biliyorsunuz aslinda neler olucagini ama cok hos bir sekilde yansitilmis filme bunlar.Drew yine harikaydi bence izlenmeli.10/8","label":7} {"text":"ateşböcekleri ile geceleri gökyüzünde parıldayan mermiler, füzeler... yer yer 'life is beautiful' havası var.","label":7} {"text":"Son zamanlarda izlediğim gizemi ve gerilimi gayet iyi hissettiren ve beni içine katmış bir film olarak insanın sinirlerini alt üst eden bir derli toplu bir suç-gerilim filmi. Filmi izleyen arkadaşlarımdan bazıları filmin eksik kaldığını bazı yerlerini anlamlandıramadığını söylemişti; fakat dedikleri gibi çıkmadı. Filmi dikkatlice izleyince her sorunun aslında bir cevabı var. Olaylar örgüsü birbirine sıkıca bağlı , evet kabul ediyorum bağlantıları anlatmada biraz eksiklik var ama dikkatli izleyince her şeyin cevabı bulunuyor. Paul Dano kendine bu filmde hayran bıraktırdı, filmin ikinci yarısında tek gözü gözükmesine rağmen oynadığı karakterin çaresizliğini iliklerimize kadar hissettirdi.","label":7} {"text":"Erzurum'da yaşayan biri olarak hicbir hastenede o şekilde giyinen doktor ve danışan görmedim. Erzurum ihram giyen teyzelerimiz ve takke takan dedelerimiz ile dolu degil mi? Her yönü ile tanitılmaya çalışılan bu şehrin fikraları bile filme konu olurken muhafazakar olan bir şehir olduğu tamamen unutulmuş. Beğenemedim hiç gülemedim","label":0} {"text":"Tolga Cevik gercekten cok yetenekli bir komedyen. Komedi dukkani da cok basarili ama bu filmde oynayarak sanatina ve yetenegine yazik etmis bence. Hele Köksal Engür gibi bir usta...Yorumsuz.","label":2} {"text":"Gerçek bir hikaye olması ve gizemli ilerlemesiyle aslında merak uyandırıyor ama sonunda izleyiciye bekleneni veremediğini düşünüyorum. James Franco, Longo rolünü iyi oynamış. Zaten izleyenler de ağırlıklı olarak James Franco-Jonah Hill işlerini sevenlerden oluşuyordur.","label":5} {"text":"Hayran kaldığım bir film,2 kez gittim,sinemaya tekrar gelse yine giderim,dvd çıksa ki hala niye çıkmadığını anlamadım fiyatı ne olursa olsun hemen alacağım.","label":9} {"text":"Görsel efektler açısından yeterli bir fim ancak alt yazı olarak 3D izlerseniz sıkıntı var. Çok küçük yazmışlar.","label":7} {"text":"Size gerçek olanı sorgulatan bir film. Tercihi kendiniz yapın diyor kısaca. Kasmadan kasılmadan izleyebileceğiniz nadir filmlerden.","label":8} {"text":"amerikalının sanat filmi bu kadar olur ha? hahaha. (: fragmanı kendisinden çok daha güzel. beklentiyi görünce mallick kim ki boyundan büyük işlere girişmiş demiştim. halbuki adam birilerine özenmiş, kekelemiş, ama yüzüne bulaştırmış.","label":4} {"text":"Berbat ötesi Bir film kesinlikle tavsiye etmiyorum kesinlikle izlemeyin ben izledim pişman oldum verdiğin paraya yazık","label":0} {"text":"seneryo ve oyunculuk çok iyiydi. bence çağan ırmak ın en iyi filmi olmuş. türk sinemasına böyle insanlar lazım. böyle güzel filmler izlemek istiyoruz...","label":8} {"text":"Açıklanamayan ve söylentileri kulaktan kulağa büyüyen olaylarla ilgilenenler için oldukça iyi bir film. Asıl kazaya dair teorileri inceledikten sonra izlememe rağmen oldukça doyurucuydu. Hem asıl olaya dair, en mantıklısından en uçuğuna tüm söylentilere değiniyor, hem de bunu güncel, enteresan ama inandırıcı bir hikayeyle tamamlıyor. Sinemadan ziyade evde, televizyonda izlenesi tabi.","label":6} {"text":"Inanilmaz bi film!Fikra gibi desem yeridir sanirim![spoiler]Etnik kokenleri farkli uc damat ve (okeye dorduncu misali )dorduncu damadinda Afrikali olmasi sonucu aileye minik bi inme inerse..Neyseki tatliya baglaniyor[/spoiler]Komedi turunde hakkini veren bi komedi filmi ayrica cok akici ,daraltmiyor hic!Tavsiye edecegim ender filmlerden!","label":9} {"text":"EğLenceLi kafa yormayan komediLerden.. FiLmdeki fikir çok orjinaL bence.. FiLmin içinde fiLm çekimLeri eğLeceLi oLmuş.. Bazı sahneLer varki cidden çok güLdüm :) Ama onun dışında daha iyi oLabiLirdi diye düşünüyorum.. Çünkü oyuncuLar komedide çok iyi.. Açıkçası Eddi Murphy ve Steve Martin'den daha iyisini bekLerdem.. Ama bekLentinizi yükseLtmeden izLerseniz baya eğLenirsiniz fiLm boyunca.. Bir UFO fobisi ve bir \"fiLm çekmiyormuş gibi fiLm çekmek\" fikrini buLuşturan bu yapım bence eğLence düzeyi iyi bazı sahneLerinde koparan ama geneLinde \"daha iyisi oLabiLirdi\" diye düşündüğüm ve oyuncuLarı karakterLerine yakıştırdığım bir fiLmdi :) Eddie Murphy ve Steve Martin yine bu işte iyi oLdukLarını göstermiş :) Heather Graham'a fiLmin içinde fiLmdeki karakteri çok yakışmış :) ve Robert Downey ) fiLme tat katmış :) İzLeyin hoş vakit geçirirsiniz :)","label":6} {"text":"Favori animasyon filmlerinden birisi...Gülmekten kırıldım film boyunca.Seslendirmeler ve tiplemeler harika.Özellikler Marty ve Penguenlere bomba bayıldım..10/10","label":9} {"text":"Benim için güzel keyifli bir filmdi. Sürükleyici ve heyecanlıydı büyük bir zevkle izledim..","label":7} {"text":"ilk ikisinin yanında pop malzemesi yaplmış hissi yaratsada, skynet in ha koptu ha kopacak denilen nükleer kıyameti başlatmasıyla bizleri muradımıza erdirmiş, devam filmi. bu filmin tek suçu terminator 1 ve 2 den sonra çekilmiş olmasıydı :)","label":5} {"text":"Benzerini ispanyollarda yaptı eskalofrio diye ama onun konusu farklıydı biraz.","label":5} {"text":"gerçekten özel efekt ve ses olarak insanı yerinden zıplatacak böle bir film yok. spielberg herşeyi süper düşünmüş mesela tom cruise'un arabayla kaçtığı sahnede kamera hiç ara vermeden arabadan iyice uzaklaşıyor sonra arabanın içine kadar giriyor bunlar ufak ama süper detaylar. fakat filmdeki 2 şey beni soğuttu birincisi filmin sonu çok basit olmuş uzaylılar bir anda savaşı kaybediyorlar insanın hevesi kursağında kalıyor ikincisi uzaylıların tipleri çok dandik olmuş o teknolojileri yaratan uzaylılar bisikletten bile korkuyorlar keşke orijinal filmdeki gibi uzaylılar hiç gözükmeseydi...","label":7} {"text":"Testere artık bir rutine bağlamış ve 90 - 100 dakikalık birer dizi film bölümü gibi her yıl pişirilip pişirilip önümüze konan bir yemek gibi. 4 ün 3 ten, 3 ün 2 den bir farkı yok. Herşey aynen devam ediyor. Standardı belli olan ne kötüleşen nede iyileşen bir seri.","label":6} {"text":"Toplumsal gerçekçi, siyasal bir film gibi görünse de sonu ile tam bir zombi filmine dönüşüyor. Birçok farklı konuya değinip bu son ile hiçbir şey diyememiş. Kalabalık sahneler fazlasıyla yapay... 50/100","label":4} {"text":"Bunca zaman nasıl ıskalamışım bu başyapıtı!","label":8} {"text":"BREZİLYA TELEVİZYONLARINDA YAYINLANAN DİZİLER GİBİYDİ. Canım sıkkın, günlerden perşembe ve her zamanki gibi üst komşum ses sistemini test ediyordu. Ses yüzünden film izleyemiyordum bile ve o, sürekli yeni aldığım ses sistemini test ediyorum derdi, anlaşılan her gün yeni bir tane alıyordu:)) Film, yeni evler satın alıp onları restore ederek satan bir çiftin tanıştıkları iç mimarın nasıl bir baş belasına dönüştüğünü anlatıyordu. Böyle basit konulu bir filmi bence çok uzun tutmuşlar, daha kısa tutulup görsel efekt açısından iyileştirilebilseymiş şu an iyi bir filmden izlenimleri okuyordunuz ama tanrı aşkına cinayet süsü vermek neyin nesi Michael Myers1978'beri herkesi doğradı ama bu yola hiç başvurmadı:))Dikkatimden kaçmayan şey vasat bir filme göre oyunculuklar hiç fena değildi. Hepsi bir kenara biri kırmızı yağmurluklu, çizmeli, tomb raider özentili kadına balta vermeyi unutmuştu:)) Filmin geçtiği ev harikaydı ama film hiç de öyle değildi.","label":3} {"text":"Orta şekerli bile diyemeyeceğim ortalamanın altında bir film. Filmin içine giremiyorsunuz bir türlü. Karakterler çok yapmacık gibi. Açıkçası pek beğenmedim.","label":3} {"text":"Bol aksiyonlu güzel bir film. Ah şu Güney Koreliler yine duyguları çok güzel yansıtmışlar. \"Ya Güney Korelilerde aksiyon filmi mi yapar\" demeyin! Oturun İzleyin!","label":8} {"text":"Baztan üçlemesinin ilk filmi olarak hikayeye güzel bir giriş yapmakta evet bazı yerlerde mantık hataları mevcut mesela baş kahraman olan kadın dedektifin neredeyse öldüresiye dayak yemiş olmasına rağmen hamileliğinin sürmesi düşük yapmaması veya buna dair her hangi bir biçimde düşük yaşamayacak olsa bile hastaneye gitmemiş olması gerçi hikeyenin devamlılığı açısından her halükarda o çocuğun yaşaması gerekiyordu. Genel seyir zevki olarak kötü değil özellikle suç gerilim olgusuna mistik ve mitolojik unsurların katılması benim hoşuma gitti ve bunu üçlemede her filmin bir biriyle bağları kopmamış olsa da farklı farklı mitolojik unsurları ele alması hoş bir ayrıntıydı. Daha güzel suç gerilim filmleri yok mu elbette var ama bu üçlemede ard arda izleyince altı saatimi boşa harcadım demiyorsun en azından benim açımdan boşa harcanmış bir altı saat değildi. Film serisi çıplaklık ve cinsellik içerir aileyle izlenecek türden bir film değil izleyeceklere şimdiden iyi seyirler.","label":6} {"text":"Senaryo olarak özellikle de filmin ilk yarısında ilk Rocky filmlerinin derinliğini koruyor.Ama sanki ikinci yarısı aceleye gelmiş.Ve de dövüş sahnesinde kullanılan farklı formatlardaki görüntüler nerdeyse çorba halini almış.Özellikle bu bölümlerde Stallone nin bir yönetmen olarak işin altından kalkamadığını düşünüyorum...Rocky nin oğlu Richard babasından daha fazla italyan gibiydi.Ben eski bir efsaneyi, çocukluk kahramanlarımdan birini tekrar gördüğüm için çok mutlu oldum.Bence izlemnesi gereken bir film.","label":7} {"text":"dün tv de izledim gerçekten komikti özelliklede fareye solunum yapma sahnesi çok güzeldi kaçırmayın.","label":6} {"text":"Bir kez izlemeyle çok büyük bir hata yaptım bir kez daha izleme işkencesine katlanacağıma gider Keloğlan Kara Prens'e Karşı'yı izler daha çok zevk alırım ya bu ne.","label":0} {"text":"-----spoiler------ haşamanın ölmeye kıyasla her zaman daha iyi bir tercih olduğunu bir kez daha hatırlatan sıcak bir film....","label":8} {"text":"terminolojisi cok agir, konuya ilgisi, bilgisi olmayan adamı direk bogar. Filme kabahat bulmuyorum cunku bu konu, hikaye belki de basitlestirseler hic anlami kalmayabilirdi. Kotu denmez ama herkese hitap etmedigi de cok acik. hicbir oyuncunun ödüllük bir sivrilme yapabildigini de dusunmuyorum. İlla birini sec deseler en iyisi steve carell idi. Lakin akademi bale'e adaylik verdi sadece.","label":6} {"text":"Sevdiğim yönetmen ve senarist Luc Besson un hem yazdıgı hemde yönettiği filmlerden biri daha. Leon gibi bir başyapıtı bize sunan Luc besson bize Kült bir film sunuyor. Filmin karakterleri, senaryosu, kostumleri, mekanları herşey çok güzeldi. Yer yer güldüren film bence Luc Besson un tarzı olmsada Yinede çok başarılı. Birde zamanını düşünecek olursak Dönemin ötesinde. 10/ 8.0","label":6} {"text":"Türkiye'de geçen ve sözde Türklerin oynadığı filmde hiç Türk oyuncunun olmamasını anlayamıyorum. Sözde Türkçe konuşulan kısımda altyazıya ihtiyaç duydum. Çerez niyetine izlenebilir.","label":5} {"text":"Japonya'da kullanılan iki atom bombasından önce ilk atom bombası deneyinin yapıldığı meksikada kullanılan atom bombası ile birlikte toplam üç atom bombasından sonra atom bombalarının dünyada nasıl bir gelişim izlediklerini anlatan bir belgesel. İnsanoğlunun üstünlük sağlama amacıyla insanlığı hiçe sayarak izlediği adımları gayet güzel bir şekilde nakleden bir belgesel olmuş.","label":8} {"text":"beni fazla sarmadı zaman kaybı","label":1} {"text":"bu film hakkında ne yazsam bir yerlerden cevap geliyor , daha önce hicbir filme yorum yazdıgımda bu tip bir durumla karsılasmamıstım.Kurtlar Vadisi bazılarını o kadar fanatik yapmıs ki,dizinin fahri avukatları olmuslar.Begenmiyorum diyorum zorla begeneceksin diyorlar,mafya diyorum vatansever diyorlar.Bu ne ya! bu diziyi izleyen ilkögretim lise ögrencileri hakkında bir arastırılma yapılsa keske de bakalım vatansever iskender cocuklara nasıl yansıyor.Aman artık bana kimse cevap mevap yazmasın , film vizyona girsin ondan sonra puanınızı verirsiniz ,burada konusulur yine.Bakalım bu kadar sevdiginiz dizinin filmi kac puan alacak,8 puan alabilecek mi hep beraber göreceğiz.","label":4} {"text":"Senaryoda saçmalıklar var. Gece mezarda sarhoş olan adamlar sabah kalktıklarında hala sarhoşlar hadi bu oldu diyelim akşamına bile hala sarhoşluğa devam ediyorlar. Sarhoşlar ama gözleri normal bir insan gibi. Sarhoş konuşması güzeldi ama. Akasya durağındaki zeki alasyanın oğlu rolünde oynayan eleman o dizide de iticiydi burada da aynı şekilde devam ediyor. Adamla malları satmak için konuşup buluşacakları yerde bir anda rehineleri teslim etme senaryosuna döndü iş. Rezil bir Türk filmi daha. izlemeseniz hiçbir şey kaybetmezsiniz. Aksine vaktinizi kazanmış olursunuz :) Spoiler yazmadım çünkü bunu okuduktan sonra filmi izlemeyceksiniz :))","label":0} {"text":"sıkıcıydı","label":4} {"text":"Bir yere varamayan başrolünde bir aptalın,enayinin oynadığı yine saçma sapan bir film yine vakit kaybı yineee..Bu filmi izleyip nasıl beğendikleri konusunda hiçbir fikrim yok o kadar saçma sapan filmleri beğeniyorsunuz ki şaşıp kalıyorum artık komik geliyor bu durum.Birde neymiş Cannes film festivalinde ayakta alkışlanmış umarım bu kadar berbat olacağını tahmin etmezdik diyip alkışlamışlardır..","label":0} {"text":"Bir filme beklentisiz başlamak en iyisi sanırım, ben beklentisiz başladım ve ummadığım derecede eğlenceli çıktı beklemedigim bazı yerlerde çok güldürdü. Danny Devito ve Kevin Hart harikaydı, kısacası çerezlik çok eğlenceli Jumanji devam filmi.","label":7} {"text":"En İyi Kısa Animasyon Oscar'ı çok ama çok fazla. Tamam görselliği iyi de bir derdi, bir diyeceği de olaydı... 50/100","label":4} {"text":"Paramparça Aşklar ve Köpekler ile Çarpışma filmi tadında hoş bir film olmuş. Yelda R. bence o şaşkın bakışları ile süper bir iş çıkartmıştı :) Nurgül Yeşilçay ı bile çok beğendim . Nasıl psikopat bakışlardı onlar :)","label":9} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en sürükleyici, en izledikçe merak uyandıran, sizi alıp bir yerlere götüren ve sonunda nasıl yani diye öyle bir darbe vuran ve sizi şok eden bir film. Emeği geçen herkese teşekkürler bize böyle bir film izlettirdikleri için... Engin AKYÜREK ve Farah Zeynep ABDULLAH resmen gözleriyle konuşmuşlar...","label":9} {"text":"Kuzuların Sessizliği kesinlikle bir korku filmi değil. Müthiş bir gerilim polisiye filmi. Ne kadar gerilemesem de sonuna kadar büyük bir merakla izledim. Oyunculuklar harika. Ayrıca filmi sevmemin bir diğer nedeni de aslında filmin bize asıl anlatmak istediği şeyin katilin psikolojisini anlamamızdı. Hannibal akıllardan çıkmayacak bir karakterdir. Daha tanışmadıysanız bu filmle başlayabilirsiniz :) Anthony Hopkins kesinlikle en iyi performanslarından birini gösteriyor. Hatta onu bu alanda yücelten filmdi diyebilirim. Jodie Foster'ı sorarsanız onun oyunculuğuna da hayran kaldım. Belki de filmi kalıcı yapan oyunculuklardı. Ama hakkını yememek lazım çok iyi anlatılmış bir zeka savaşı, tadında bir gerilim ve etki bırakan izlenmesi gereken bir başyapıt.","label":7} {"text":"Hani Film ibneler Film izlemeden yorum istiyorsunuz sahtekar oruspu çocukları ananızı göründen sikerim bacınızın alnını parçalarım kızınızın azına boşaltırım yeterlimi en az 100 karakterlik yorum","label":0} {"text":"ilginç bir film komedi filmi değil onu söyleyebilirim kendini izletebiliyor ama izlemezsenizde çok şey kaöırmış olmazsınız 6/10.","label":4} {"text":"Jack Dwyer Amerikalı bir mühendistir. İşi gereği ailesi ile birlikte Güneydoğu Asya’ya yerleşme kararı alır. Ülkeye ayak bastıkları andan itibaren ülkede siyasî çatışmalar patlak verir ve darbeciler yabancıların ilk görüldüğü yerde idam edileceğini açıklarlar. Jack eşi ve çocukları ile hayatta kalma mücadelesi verirken bir yandan da Hammond adındaki yeni tanıştığı birinden ülkeden kaçmak için yardım almaktadır. John Erick’in yönetmenliğini üstlendiği film aksiyon ve gerilim türünde. Çekimleri Tayland’ın Chiang Mai bölgesinde gerçekleştirilen filmin başrollerinde Owen Wilson, Pierce Brosnan ve Lake Bell yer alıyor. Filmin ilk dakikaları durgun geçse de ne zaman bir gerilim yaşanacak ne zaman kötü bir şey olacak diye tedirgin oluyorsunuz. Bir süre sonra tamam her şey güllük gülistanlık derken o olay ortaya çıkıyor ve gerilim bir kere başlayıp filmin sonuna kadar devam ediyor. Evet, gerilim. Film aksiyon ve gerilim türünde fakat gerilim türünün filmin bütününe nüfuz ettiği aşikâr. Filmin başrol oyuncularının başından geçen şöyle ilginç bilgiler de var. Mesela Lake Bell’in canlandırdığı karakter Annie Dwyer için ilk başta Michelle Monaghan düşünülmüş fakat filmin çekim tarihlerinin ertelenmesi sonucu yeni çekim tarihlerinin Michelle Monaghan’ın hamilelik zamanına denk geleceği için bundan vazgeçilmiş. Annie Dwyer’ın kocası rolünde Jack Dwyer’ı canlandıran Owen Wilson’un 2001’den bu yana komedi olmayan ilk rolünü bu filmde üstlenmiş. Owen Wilson, 2001’de aksiyon, savaş ve dram türündeki ‘Behind Enemy Lines’ adlı filmde rol almıştı. Ben filmi bir dakika bile sıkılmadan izledim. Arşivlik bir film değil ama haftasonunuza değişiklik katacak arkadaşlarınızla sıkılmadan izleyebileceğiniz kaliteli bir yapım.","label":4} {"text":"Aşırı iyiiiii ay bide robert var ağlıycam normalde yılan fobim var ama ona rağmen korkmadan izledim tavsiye ediyorumm","label":9} {"text":"bir işi çala kalem yaparsan, o kalemin gözünüze girmesi kaçınılmazdır.. üstüne üstlük bir de Ferzan'ınmisyonerliğe soyunmasısinema için can sıkıcı bir hal almaya başladı..","label":4} {"text":"İnsan insana muhtaç. Garson çok iyi...","label":6} {"text":"cok begenıp takdır ettıgım ıkı sanatcının bır araya gelmesıyle oldukca dokunaklı duygu yuklu ve gercekcı, fakat ınsanı hıc sıkmayan bır fılm ortaya cıkmıs. . bu ıkılının bır baska filmıdaha var sanırım.","label":0} {"text":"Nedeni tam işlenmediği için sonu biraz abartılı görünse de Hilary Swank'ın doğal oyunuyla \"hermafrodit\" konusunda bilgilenmemizi sağlayan güzel film... 75/100","label":7} {"text":"filmin amacı bana kalırsa sadece ve sadece ağzından salyalar akıtarak \"başyapıt, şaheser, muazzam bir gerilim filmi\" falan diye yorum yapacak olan klasik bağımsız film seyircisini eleştirmek. karakterlerden en baskın olanınaaçıkça anlatıcı rolü verilmiş, film boyu seyircinin beklentileriyle dalga geçiyor. bu bir film bile değil hatta. hanekeolsam bunu izleyip \"hayatımda izlediğim en iyi gerilim filmi\" diyenkitleyi görüncesanat hayatıma son verirdim herhalde.","label":8} {"text":"Hikayesi 20 yılı aşkın bir süreyi kapsayan filmde, üç kadının genç kızlıktan orta yaşlarına gelmeleri, hayatlarına yön veren önemli olayların eşliğinde anlatılıyor. Bu yolculuğu izlerken de Sovyetler Birliği'nde sıradan insanların günlük yaşam akışına tanık oluyoruz. Hikayenin merkezinde olan kadınlar aslında Moskova'lı değiller ve yurt gibi bir yerde yaşıyorlar. Kadınlardan özellikle biri, evlilik yoluyla sınıf atlamak konusunda kararlı ve ana olaylar da bu hikaye etrafında dönüyor...","label":8} {"text":"Çok şey kaybetmeyeceksin. Yani işte bildik film. İzleme sadece konusunu oku tamam işte izledin. Bunu başka türlü anlatamam yani film klişe kaynıyor. Sadece anı kurtarmak için çekilen veCameron Diaz'ın o yine zavallıyı oynayan ve öne çıkmaya çalıştığı tipik karakteri. Güzel, çok konuşan ve başroldeki kadın Cameron bu tiplemlerle anca bu film çıkar da ne bilim işte komedi filmi izlemek için bulaşmayın derim. İzle/izleme P: 4.9","label":4} {"text":"Zamanında kaç kere izledim bilmiyorum :) Aksiyonu bol klasik Jet Li filmlerinden biridir. Baba-oğul temalı dövüş filmlerinin de ilki olması lazım. Gizli görev ile başlayan hikayenin ailesine dokunmasıyla şiddetlenmesini gördüğümüz ailecek izlenebilecek yaratıcı dövüş sahnelerini barındıran bir film.","label":6} {"text":"Sylvester Stallone’un senaryo kaygısı olmadan kendi neslinden kalma emektar iri yarı adamları toplayıp çektiği serinin üçüncü filmi Cehennem Melekleri 3… Yine diğer iki filmde olduğu gibi bolca aksiyon, gerilim ve onlarca mermi, roket, tank ve akıl almaz çatışmalara yer verilmiş. Serinin üçüncü filmi olmasına rağmen senaryo sönük kalmış. Birinci filmde bir diktatörü deviren ekip ikinci filmde rakip paralı askerlerle intikam için savaşıyorlardı. Üçüncü filmde de konunun intikam olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Bu filmde ekibi alt etmek için onlara karşı kelimenin tam anlamıyla bir ordu gönderilmesi ve ekibin bundan 1 yaralı ile kurtulması fazlasıyla alıştığımız türden bir durum. Bunun yanında finalde silahı bırakıp teke tek dövüşme, en yakın dostlarının en zor gününde tekrar ortaya çıkması gibi klişeleşmiş olaylara filmde bolca yer verilmiş. Sylvester Stallone kadroyu genişletirken daha çok yükselişte olan genç oyunculara yer vermesi serinin gelecek filmleri için hem eski nesli hem de yeni nesli filme çekmeye çalıştığını gösteriyor. Bütün bu kusurlara rağmen geçmişin iri yarı yıldızlarından nostaljik sıkı bir aksiyon istiyorsanız Cehennem Melekleri 3′ü tavsiye edebilirim.","label":6} {"text":"Film kesinlikle izleyicisine vaadettiği herşeyi veriyor.Neden bu kadar düşük puan aldığını anlayamıyorum.Maskeli Beşler ve Hababam Tarzı filmlerin izleyici kitlesi sanırım oy verenler.Yazık olmuş bu filme verilen düşük puanlara.10/10..","label":7} {"text":"yaşadağımız zamanın sorunlarını ve sıradanlığı geömiş fantastikliğiyle ve süper müziklerle tamamlamış bir baş yapıt","label":9} {"text":"Film senaryo olarak gerçekten güzeldi. Fakat şu Thomas'ı neden bu kadar büyütmüşler anlamadım. Çocuk sanki süper kahraman. Buna anlam veremedim. Bir de o yaratıklar tahtadan yapılma barakanın kapısını nasıl kıramıyor? Deneyi yapanlar kendilerini neden öldü süsü verdiler? Çocuklar nereye götürülüyor? Sanırım bunlar ikinci filmde ortaya çıkacak. Filmde ufak tefek hatalar olsa da izlendiğinde vakit kaybının kesinlikle olmayacağı ve hatta ileride gelecek ikinci filme göre hareket ederek tekrar izlenebilecek bir film. İyi Seyirler.","label":6} {"text":"arkadaşlar andy garciadan bir baş yapıt eğer garciayı biraz biliyosanız filmlerini, bu filmdede yaptığı hareketler filme ayrı renk katmış kesinlikle bu film için bu puan çok düşük müthiş emek harcanmış filmin sonunda ağlıcaktım garcianın bulaşık yıkadığı sahnelerde etkileyiciydi baya 10/10 süperdi...","label":9} {"text":"Skladanowsky kardeşlerin, bir dakika metrajlı çekim/sunum yapabilen sinema altyapısından önce tasarladıkları sunum mekanizması ile ilgili, Lucie'nin ağzından anlatımların yapıldığı bir belgesel. Oldukça hoş bir anlatım metodu ve geçişleri olmakla beraber dönemsel geçişler başarılı bir şekilde aktarılmış. Lucie'nin odasında hala saklamakta oldu diğer objeler de bu sanatın gelişim sürecindeki eski el emeğinin ne kadar önemli olduğunu da vurgulamaktadır.","label":6} {"text":"http://www.onlinefilmsinema.com/savasci-men-of-war-1994-online-film-izle.html filmin türkçe dublajlı tamamını izleyebileceğiniz site.","label":8} {"text":"The Founder dünyaca ünlü MCDONALDS markasının yükselişe geçip günümüzdeki pöpüler restoran zincirine dönüşmesini anlatıyor. Çoğu yerde MCDONALDSIN kuruluşu denmiş. Aksine bu film MCDONALDSIN bayilik sistemine geçiş / yükseliş dönemini anlatıyor. Açıkçası konusu itibariyle filmden mükemmel bir beklentiniz olmuyor zaman geçirmelik , sıcak bir film olarak görüyrorsunuz ama maalesef film göründüğü kadar masum değil ve masum olmadığının farkında. Öncellikle Founderın konusu Ray Kroc ( Micheal Keaton ) un bir gün yolunun Kaliforniyadaki MCDONALDS tan sipariş alması ve yolunun oraya düşmesiyle başlıyor . Ray Mcdonalds a girdiği anda büyüleniyor. MCDONALDSIN seriliği , hızlılığı ve insanların bunları iştahla yemesine şaşıran Ray MCDONALDS ' tan epey etkileniyor. Ve bu büfenin geçmişini öğrenmek için MCDONALDS ın iki kurucusuu ( RAY VE MAC MCDONALD) ile bir yemeğe çıkıyor. Hikayeden epeyce etkilenen Ray bu işin bir parçası olmak istiyor. & Öncellikle şu 5-6 aydır Uyarlama hikayeyle doldu Hollywood her ay her hafta mutlaka bir Gerçek Hayattan Uyarlama görüyoruz kimisi kötü ,kimisi iyi oluyor. Ama bu konsept zevkli olsada bir yerden sonra sıkıyor. Bu filmler para getirmesine getiriyor , ödül almasına alıyor ama Hollywood un acilen bu işe bir dur demesi lazım.Öncellikle filmi eleştirmeden önce Oyunculuklardan bahsetmeliyim ki Micheal Keaton çok iyi durmuş. Abartı mimikleri olabiliyor ama bu oyunculuğunu kötü anlamda etkilemiyor.Diğer oyunculuklardan bahsetmeme gerek yok çünkü tek ön plana çıkartılan oyunculuk Micheal Keatonun oyunculuğu diğer oyunculuklar varla yok arasındaki çizgide duruyor.Filmin diğer iyi yanıda 50 leri iyi yansıtması o ortamı , köstümleri ,arabaları cidden güzel detaylar var 50 ler hakkında birde nedense gözüme çok çarpan COCA COLA göndermesi vardı . Umarım bu sadece bir göndermeyle kalır ve aynı bu şekilde bir COCA COLA filmi izlemeyiz. Bunları dedikten sonra filmin en büyük sıkıntılarından bahsetmem gerek çünkü filmin hataları çok büyük ve göze çok batıyor.Öncellikle evet herkes bu film hakkında klişe desede bu film Kapitalistliğe bir övgü ha iyi yanından bakarsak Ticaret Sektörünün savaş alanına benzetilmesi cidden gerçekçi ve haklı bir yaklaşım.Film resmen şöyle yaklaşım yapmış & Kapitalistlik yap , Ve bir milyarder ol. Dick çünkü her şubeden paradan sonra gözü dönmeye ve MCDONALDS firmasını .çok ayrı yönlere çekiyor. Hatta bir ara Mcdonalds şubeleri açmak isteyen yatırımcılar için arsa satın alma işine bile girişiyor bu anları izlemek cidden sinir bozucu filmin ne yapmak istediğini anlamadım. Birde MCDONALDSI KİLİSELERLE karşılaştırması var.Film iyi bir yolda giderken birden deliriyor. Ya bu yaklaşım sonradan filme eklenmiş yada filmin bölümlerini ayrı ayrı kişiler yazmış. Çünkü kesinlikle bir dağınıklık söz konusu.Kısacası bu filmin size kattığı tek şay Mcdonaldsın şubeliğe geçişi ve geçmişi onun dışında çok kendini sapıtmış bir film. Kesinlikle gerçekçi yaklaşımı var ve bunların açıklamasıda var ( Tuvalet Sahnesindeki gibi ) ama kötü şeyleri iyi gibi gösterip övmesinden dolayı çok sinir bozucu hale geliyor.: İyi Yanları : + 50 Ler + Mcdonalds + Gerçekçi yaklaşım + Keaton : Kötü Yanları - Kapitalistlik - Filmin gereksiz saçmalaması -Bazı karakter ve oyunculukların çok geride kalması veya hiç umursanmayan karakterler Toplam Puan : 6/10","label":5} {"text":"ben bu filmden çok daha etkiliyeci bişeyler bekliyordum, beklentimin çok altında kaldı. bu isimden böyle bir film çıkması biraz hayal kırıklığı yarattı bende. oyuncular süper zaten o konuda bı sıkıntı yok. filmin hikayesi çok güzel ama film o kadar sakin ki, iki doz sakinleştrici vermişler gibi izledim filmi...","label":7} {"text":"düşük bütçeyle çekilmiş, güzel bir zamanda yolculuk filmi. izlemesi, anlaması zor bir film, o yüzden yorgun kafayla izlenmemesi tavsiye olunur.","label":6} {"text":"Kimse kusura bakmasın ama ortaya her yönüyle dandik bir film çıkmış,o herkesin dalga geçtiği 40 yıl önceki cüneyt arkın'ın ve kartal tibet'in kahramanlık filmleri buna her yönüyle bin tek zayıflıklarını söylemeyeceğim zamanınıza yazık şahsen ben geçen 2 saatime üzüldüm","label":3} {"text":"Ne öyle göklere çıkarılacak ne de yerden yere vurulacak bir film. Serra Yılmaz çok iyiydi bana göre ama Deniz karakteri iyi oyunculuk sergileyememiş. Mekanın değişmemesi ama hikayenin bir sürü insanı kapsaması, nar meteforu, işin içine falcılığın girmesi de güzeldi. Finalde ne mesaj verilmeye çalışılmış tam anlayamadım.","label":7} {"text":"Hansel ve Gretel'İn günümüz versiyonu 3D izlemenizi tavsiye ederim 3D'siz tuzu eksik olur","label":6} {"text":"Çok güzel isterseniz izleyin ama gerçekten çok güzel tavsiye ederim spoiler vermiyorum senaryo çok güzel Benim puanım 5 yıldız","label":9} {"text":"bomboş bir film. bomboş.","label":1} {"text":"Gültepe yenimahalle kiremithane gormemis bir senaristin eseri paristeki evini getto sanan oyuncular donuk renkler buz gibi oyuncular sevmedim.","label":7} {"text":"Bir film dibe vurmuş bir aileyi ancak bu kadar güzel ve çarpıcı anlatabilirdi sanırım.Gerçekten birçok sahnesiyle beynimde fazlasıyla yer edip etkilemeyi başardı.Her daim favorim olan Philip Seymour Hoffman oyunculuğu kusursuzdu.Ethan Hawke da kendini aşmış bir oyunculukla karşımızda.Albert Finney ve Marisa Tomei de aynı şekilde.Beklemediğim kadar güzel buldum filmi, izleyin.8/10","label":7} {"text":"Güzel bir dönem filmi,hatta filmden ziyade edebiyat eseri gibi bir şey.Türk sinemasının en iyi örneklerinden naif bir film.","label":7} {"text":"izlerken cok fazla sıkıldım. kendimi vererek izleyemedim cok sıkıyor izlerken . buda yönetmenden kaynaklanıyor. 5/10","label":4} {"text":"Film gayet güzeldi, bir adamın hayalleri peşinde herşeyi feda ederek nasıl koştuğunu anlatıyor. Tabi di caprio nun oyunculuğu sayesinde ve de efektleri de boşgeçmemek lazım. Hell's Angels filminin çekimindeki sahneler süperdi. Di caprio'nun tek eksiği yaşlı halinde bile çok çocuksu görünmesi, bu da kendi yüz tipinden dolayı tabi. (8/10)","label":7} {"text":"Ne güzel filmsin sen be. Zaten senaryoda Sons Of Anarchy'nin yaratıcısı Kurt Sutter baba var, kötü bir şey çıkması beklenemez bile. Eminem'in şarkılarıyla da film ruhunu bulmuş. İzleyin yani.","label":7} {"text":"Eğer filmi izlemeden önce yorumlara bakan biriysen: Bu film öyle aman çerezleri hazırlayayım da bir film izleyeyim tadında bir film değil bir kere onu belirteyim. Ama eğer bir film izleyeyim de ufkumu açsın, düşünme yöntemimi değiştirsin, oyuncuları kaliteli, senaryosu sağlam olsun dersen buyur izle. Günümüzde David Lynch'i aratmayan bir filmin çekilmiş olması beni sevindirdi doğrusu. Eğer filmi izledikten sonra yorumlara bakan biriysen bu incelemeyi okumanı tavsiye ederim:http://www.filmloverss.com/gece-hayvanlari-nocturnal-animals/ Filmi Jake Gyllenhaal ve eski sevgili tavsiyesi sebebiyle izledim. Eski sevgilim ne demek istedi acaba?","label":8} {"text":"Muhteşem bir film olmuş. Fevkalade. Nerede olduğumuzu , nimetleri, hamd ve şükürü en iyi şekilde anlatmış aslında.","label":9} {"text":"Zamani icin iyi bir distopyadir, temposu biraz dusuktur ancak hak ettigi takdiri almamis bir film oldugunu dusunuyorum.","label":6} {"text":"Ben beğendim hoş bir filmdi ama öyle yüksek puanı hak edecek bir film değil tabiki. Ben izlerken hoş vakit geçirdim. Tavsiye edebileceğim çerezlik bir film. Çok ileride tekrar izlerim diye arşivimde duracak. İyi Seyirler...","label":5} {"text":"kadın ve erkek gel-gitleri.. Aslında nasıl da benziyormuşuz birbirimize. İzlerken öyle mi böyle mi derken film bitti. fazla iz bırakmadımaalesef.","label":1} {"text":"Konusunda anlaşılmayacak bir şey yok. aksine çok basit.. film sürükleyicilik ve vahşet açısından gerekeni veriyor. böyle filmler piyasada çok. hostel mesela. ama bu filmide izleyeyim derseniz bişey kaybetmmezsiniz. fransızlar gerilim yapmasını biliyor.","label":8} {"text":"Puanlarken ve yorumlarken siyasi görüşünüzü bir kenara bırakıp,insna olarak yapmasanız bunları ne bu puanı alırdı bu film,neden bu kadar kötü yorumlar yazılırdı. Gerçek bir insan profili çok iyi film edilmiş...Syn. Türkan Saylanın son günlerinin en temiz şekilde anlatıldığı bu film,tam bir aile filmi olmuş.Çok beğendim,gözlerim dolu dolu izledim.","label":8} {"text":"öncelikle şunu söylemek istiyorum.film abartıldığı kadar güzel değil.israile ait nükleer bir bomba kayboluyor israil bunu arama zahmetine bile katlanmıyor.aradan yaklaşık 30 yıl geçiyor ve bombayı teröristler buluyor ve amerikada patlatıyorlar.sonrada amerika bunu rusya yaptı diyerek savaş açıyor.rusyada karşılık veriyor vs.böyle saçmalık olurmu hiç.kaybolan basit bir araç gereç değil.büyük bir kenti havaya uçurabilecek milyon dolarlık bir atom bombası.kaybolsa bile anında bulurlar.sonra teröristler koskoca bombayı kente nasıl soktular.hadi soktular patlattılar bombanın patlama sahnesi çok yapay olmuş ayrıca stadyumdaki insanlara ne olduğu gösterilmiyor.atom bombasının zehirleyici özelliği olduğu halde yakınlardaki kişiler ben affleck ve başkanda dahil etkilenmiyor.amerika kesin olarak bilmemesine rağmen hemen rusyaya saldırmak istiyor.yani olaylar çok bağlantısız ve mantıksız işliyor.sonuç olarak film sıkıcı,diyaloglar yetersiz,aksiyon zayıf,savaş sahneleri zayıf,ama oyunculuk güzeldi özellikle morgan freeman ve ben affleck güzel rol yapmışlar.zaten filmin tek artısı bu gerisi boş.10/5","label":4} {"text":"Film genel hatlarıyla güzeldi ancak, süresinin çok kısa olması nedeniyle birçok konu es geçilmiş ve sadece aksiyona odaklanılmış. Mars uygarlığı ve bilimsel çalışmalar konusu daha iyi işlenebilir ve böylece e.von daniken hayranları mest edilebilirdi! Oyunun ruhu senaryo için tamamen bozulmuş ve sinema için muhteşem kanlı ve dehşetli sahneler sulandırılmış. Oyundan miras gelen tek şey ise fps olmuş.ancak ne yazık ki o da sadece 5-6 dk. yine de doom fanatiklerinin ve aksiyon severlerin es geçmemesi gereken bir yapım...","label":5} {"text":"Tarihimiz de böyle bir olay varmıdır yokmudur bu beni pek ilgilendirmiyor fakat mahsun sıçmış sıvamış bu kesin... Vaktinize yazık.","label":0} {"text":"Owen Wilson dan farklı bir rol.Sırpların Bosnalı müslümanlara yaptığı soykırımı merkezine oturtması filmi ayrıcalıklı yapan başka bir detay.Bu tür filmler fazla yok..Bunun haricinde iyi bir aksiyon olduğu da bi gerçek..","label":7} {"text":"İki cinsiyet arasında sıkışmak çok üzücü olmalı. Filmde ince bir ayrıntı anne faktörüdür. David karakteri çok samimi oynamış. Kadını oynamak bir erkeğe bu kadar yakışır mı ? Yer yer güldüğüm, düşündüğüm oldukça doğal bir film.","label":6} {"text":"son zamanlarda iyi bir film seyredemedim mi diyorsunuz işte size film her yönüyle dört dörtlükSylvester Stallone yönetmen olarakda cok iyi iş çıkarmış oyunculuguna diyecek laf yok zaten kısacası izlemeyen kalmasın derim 10/9olumsuz yorumlara aldanmayın derim","label":8} {"text":"Kitabın ruhunu yakalamış. Çocuk oyuncular çok başarılı. 80 lerin samimi havası filmde fazlasıyla var.","label":7} {"text":"ilk filme göre daha iyi olmasına rağmen beklediğim isyan ruhunun yükselişini fazla göremedim filmde. belkide yönetmen çarkları ağır ağır yerine oturmak istemiş ve bu isyanın yükselişini gelicek olan diğer bölümlerde fazlasıyla hızlandırmak istemişte olabilir. sadece bu açıdan beklediğimi bulamadım ama her türlü diğer vizyona giren filmler arasında tek geçilebilir.","label":7} {"text":"Bu film Edgar Allan Poe, George Romero, Dario Argento üçlemesinin bir kutlaması gibi. İlk bölüm zengin ama hasta kocasını hipnotize ettirerek parasını çalan bir kadının ilahi adaletle karşılaşmasını, ölümden sonrasını konu alırken, ikinci bölüm ise batıl inançları sebebiyle kendi evinde cadı avına çıkan bir adamı işliyor. Korkunun babaları Romero da Argento da kendilerine has dillerini Edgar Allan Poe'nun hikaye uyarlamalarında sonuna kadar kullanırlarken, film bir plastik makyaj çeşitliliği de sunuyor. İlgilisine bulunmaz bir nimet. Lüks kuruyemiş tabağı.","label":6} {"text":"olmamış. klişelerle doldurulmuş.","label":2} {"text":"Gerek aldigi olumlu elestiriler gerekse kazandigi birçok ödül sebebiyle daha izlemeden havaya girmistim bile.Ama olmadi,bir türlü istedigim elektrigi alamadim. Sik ve düzensizce yapilmis zaman kaymalari,kafami karistirmaktan baska bir ise yaramadi,anlatim tarzini begenmedim.Oyunculuklar konusunda sikinti yok,Swinton ve Reilly belkide kariyerlerinin en iyi performanslarini sergilemisler.Film boyunca çok az diyalog var oldukça duragan ki bunu anlayabilirim ama bu diyaloglarin çogunun hiçbir amaca hizmet etmemesini anlamam mümkün degil.Ama son 5-10 dakika gerçekten dramatik ve insani derinden etkiliyor.Oglunun yatagini topladigi ve onunla son görüstükleri sahne esine az rastlanir nitelikte ama bu bölümler için koskoca bir doksan dakika beklemek beni baya bir yipratti...6,5/10","label":5} {"text":"Bu filmin beğeni kriteri kültür ve din ile oldukça orantılı. Olağanüstü göndermeler film boyunca havada uçuşuyor. Sıkıntı şu ki bizim bu göndermelerin hepsini yakalayacak altyapımız yok. Bunu bir eksiklik olarak algılamayalım tabi. Cem Yılmaz'ın \"Ka-Fa 1500\" esprisini bir Amerikalının anlaması nasıl zor ise bunları bizim anlamamız da zor. Hristiyan bir aileden bile gelsen Amerikan kültürüne aşina olmaman filmi robot gibi izlemenize sebep olabilir. Filme puan vermeyeceğim. Zira en az güldüğüm Kevin Smith filmidir Dogma. Bunun sebebi dandik oluşu değil, evrensel olmayışı sadece... Kısaca izlemeseniz daha iyi...","label":6} {"text":"ülkemizde genelde bu tarz filmlere değinilmesi ülke olarak ne kadar kötü bir durumda olduğumuzu gösteriyor filme gelecek olursak güzel bir film olmuş en kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum","label":2} {"text":"sonuna doğru sıkan ancak yine de çerezlik bir film... bayanların daha fazla hoşuna gidebilecek tarzdan","label":5} {"text":"SPOİLER Şeytanın en büyük kurnazlığı tüm dünyanın varolmadığına inandırmaktır. SPOİLER","label":7} {"text":"Yeni doğan bir bebeğin gözleri nasıl oluyorda açık olabiliyor pek yeni doğmuş bebek gibi değildi. Doğum yapan bayanın karnı şişkin doğum yapıyor hala şişkin. Ajanın yapmış olduğu iş her ajanın yapabileceği türden bir iş bu ajanı farklı kılan bir şey yoktu. Vasatın altında olan filmi izlemekle zaman kaybından başka bir şey olmayacaktır.","label":1} {"text":"İran sinemasından yine doğallıyla ön plana çıkan sımsıcak güzel bir film, bu kadar az kişinin izlemesine şaşırdım doğrusu, denk gelirseniz mutlaka seyredin, ben filmi çok beğendim özellikle bir zamanların birçok kült filmine filmin değinmesi çok güzeldi müzikleri ve replikleride iyidi bazı yerlerde üzüp bazı yerlerde tebessüm ettiriyor, sinema içinde tiyatro sunmuşlar resmen yine denk gelse yine izlerim.","label":9} {"text":"Güçlüklerle başa çıkabilmek, panik yerine soğuk kanlı olabilmek, korkularının üzerine gidebilmek gibi konulara dikkat çeken bir animasyon. Hikaye bağlantıları biraz zayıf, kurgusu iyi olmayan, ordan oraya atlayan bir film. Kötü değil fakat herşeyi ile ortalama, boş vakit filmi.","label":4} {"text":"Michael Mann'in biraz fazlaca abartılmış filmi (film ''Ölmeden Önce İzlemeniz Gereken 1001 Film'' kitabında bile yer alıyordu ?!). Tamam film iyi, sürükleyici ve sizi boğmayan, bırakmayan bir film ama yine de karakterler biraz fazla zorlama gibi. Ben mesela Tom Cruise'un oynadığı karaktere de, oyunculuğuna da bir türlü inanamadım, ısınamadım. Film boyunca sanki Vincent'ı değil de Cruise'u izledim. Yönetmen belki de daha az bilinen oyuncularla çalışmalıydı. Başta da dediğim gibi film, eli yüzü düzgün iyi bir film, ama başyapıt, klasik gibi yorumlara kesinlikle katılmıyorum.","label":6} {"text":"No pain no gain","label":6} {"text":"komedi filmlerini amacı tek bir amacı vardır o da sizi güldürmesidir...ben epey keyif aldım...","label":7} {"text":"Bu filmi ne zaman izlesem aklıma hep Yapay Zeka filmi gelir.. Modern bir Pinokyo masalı gibi..","label":5} {"text":"Üzerine uzun uzun yazılacak derinlikte bir film olduğunu düşünmüyorum. John Wick'in daha az şov olan ve daha gerçekçi versiyonu diyebiliriz. Müthiş ağır akan, bittiğinde sanki saatlerdir film izliyorum duygusu yaşatan bir film olmuş. Böyle ağır aktığının bilinciyle otursaydım benim için daha keyifli olabilirdi. Kötü bir film asla değil ama konusu itibariyle orjinal de değil. Fazla övgünün kurbanı oldum, yüksek beklentiyle oturdum filmin başına. Neden neden insanlar her şeyi bu kadar çok övüyorlar...","label":6} {"text":"Batman, benim için her zaman ilgi çekici bir kahraman olmadı ve bu filmi izledikten sonra tercihimi ne kadar doğru yaptığımı bir kez daha fark ettim. Film iyi bir yapım, ancak 7.5'in üzerine çıkabilecek kadar özel değil. Hem film açısından hem de karakter gelişimi açısından, özellikle bu film için konuşursak, beklenen özel bir şey sunmuyor.","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en saçma salak filmini izlettiğiniz için teşekkürler. Enes Batur filminden daha fazla zevk almıştım","label":0} {"text":"Ergenlik tehlikleli. Her ne kadar, 13 yaşı Türkiye için pek geçerli bir değişim yaşı olmasa da, 'ne gelirse kötü arkadaştan gelir' mesajıyla bir çok kişiyi etkisi altına alacağı kesin. Özellikle, ergenlik döneminin ruhsal çalkantılarına, popüler olmaya, iyi gözükmeye, anne-kız ilişkilerine, içki-uyuşturucu-sigara üçgenine ve ergenliğin diğer karanlık sırlarına bakış açısıyla, takdire değer bir iş çıkarıyor Catherine Hardwicke. Senaryo aşamasında, yanına Nikki Reed'i de alması, gerçeklik konusunda adımlarını daha sağlam atmasını sağlamış. Özellikle kullandığı omuz kamerası ile ortaya çıkan görsellik, ergenlik döneminin ruh haline tam oturuyor. Holly Hunter ve Evan Rachel Wood'un performansları ise birinci sınıf, özellikle final sahneleri çok çok iyi. Her saniyesinde etkileyen, bazen fazla sertleşen, ama gerçekçi olmaktan milim sapmayan, Amerikan gençliği üzerine ağır eleştirileri olan, çarpıcı bir film Thirteen. 13 sayısının uğursuzluğunu da farklı bir açıdan onayladığı kesin.","label":7} {"text":"kafayı yemiş iki kadının gereksiz telaşı!","label":1} {"text":"Donnie Yen olmasa 10 dakikadan fazla tahammül edilmeyecek bir film.","label":3} {"text":"Olağanüstü bi film olmuş.Dram sevenler kaçırmasın.","label":7} {"text":"aldığı ımdb puanını kesinlikle hak etmeyen oldukça cesur bir filim. çocukluktan itibaren taciz gören nancy manevi acısını fiziksel acıyla atmaya çalışır ve bu konuda kendisine yardım edebilecek biriyle internetten tanışır olaylar gelişmeye başlar. bir bakıma yalnızlık filmidir. amacına ulaşır rahatsızlık verir gerilirsiniz. aslında nancy kendi acısını şu cümlesiyle çok güzel tarif ediyor: !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! -ya hayat? -yanlış eve tıkılıp çıkış yolu aramak. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! oldukça güzel bir soru. ya ölüm senin dediğin gibi bedeni terk etme ama aklını terk etme değilse ?","label":8} {"text":"''Nolan'' ilk uzun metrajlı filminde kendi tarzını göstermiş olup Tekinsiz karakterler, karmaşık kurgusu, süpriz bir son nasıl olunacağını gösterip ''memento''nun haberciliğini yaptığı filmdir. ilgi çekmeyi bir hayli aşmış bir yönetmen..........","label":7} {"text":"1. kadar iyi değil ama daha karanlık ve korkunç...ben izlerken baya bir gerilidiğimi hatırlıorum...snipes yine karizma...10/7","label":6} {"text":"Camus'ya özgü tipik bir varoluşçuluk dahilinde işlenen ve anlamsızlıkla sonuçlanan bir film olmuş.","label":8} {"text":"ibrahim tatlıses galata köprüsünün üzerinde sevgilisi gülcana süpriz yapacağını söyler: hadi gülcan vızır vızır geçen araçların içinden yolun karşısına geçelim, hangimiz daha evvel ölecek ve tabiki gülcan ölür, müzik girer, ibonun elde sigara, deniz kenarındaki kedilere bakar, efkarlanır. gerçekten büyük yönetmen ibrahim tatlıses.!","label":0} {"text":"Bu nasıl bir filmdi nasıl tarif edilir bilemiyorum. İntikamın böylesi imkansız değilmiş demekki. Hikaye ise bi o kadar sarsıcı. Ama süprizin oldugu kısım ise inannılmaz. Alvador Gerçekten ilginç bir film sunmuş bize. Başrolde sevdiği oyuncu yani genelde tercih ettiği güzelliği ile büyüleyen Elena anaya. Filmin müzikleri sahnelerde kullanış biçimi inanılmaz. Sanatsal mı demeliyim. Bu filmle ilgili çok konuşulması ve tartışılması gerekiyor. Hatta Oskar ı hakeden bir film oldugunu % 100 kendimden emin bir şekilde söyleyebilirim. Belkide BİR BAŞYAPIT OLABİLİRMİŞ ama yinede öyle bir mantık hatası var ki kabul edilebilir gibi değil. Evet belki görünüşünü değiştirebilirsin ama bir kişinin ruhunu karakterini nasıl değiştirebilirsin ki. İşte en büyük saçmalık burda. Film buna bile vurgu yaptıgı halde en büyük saçmalıgıda burda yapmış. Doktorun o kişiye güvenmesi. 10/ 8.0","label":7} {"text":"Arkadaşlar Kesinlikle izlemeyin! Hristiyanlık propagandası tamamen Dinimiz kötülenior.. hristyanlık el üstünde tutuluyor. hristyanlar ezilen... medeni zeki övgü hakeden insalr dizide.. müslümanlar yobaz olarak dışkayan.. haçlıları unutmayın.. hz isa nın başına gelenlerii hristynlığa ilgi duydurmaya çalışan bir film karadeniz insanımız kullanmışlar duygu sömürüsü yaparak onları kandırmak başkabir şey değil filam zaten doga harikası karadeniz görüntüleri dışında berbat!!!! iyi düşünün","label":0} {"text":"Tekno müziklerle yapılan sahne geçişleri oldukça lezzetliydi.","label":7} {"text":"Ya İngilizlerin mizah anlayışı çok farklı ya da biz hiç komedi filmi izlemedik. Gerçekten filmle alakalı tüm yorumlar komedi olduğu yönünde. Merak uyandırdığı oldu ama genel olarak baydı. Gemma Arterton'ın duru güzelliği izletiyor ama diğer oyuncular çok iticiydi.","label":5} {"text":"N. B. Ceylan’ın sinemasal anlatım yönünde olgunlaştığının göstergesi fakat görüntünün soğuduğu , Ceylan’ın kamera gözünü kaybettiği gibi yorumlara insanı sürükleyebilecek türde bir film.Film sırasında düşünmeden edemedim.Bu adam köyde , doğal mekanlarda görüntü konusunda devleşiyor fakat metropole , teknolojinin soğuk havasını içine çektiği mekanlarda alelade bir dizi çeker gibi hava oluşturmaya başlıyor.Hikayenin gidişatını pek fazla etkilemese de bu ayrıntı çoğu zaman insanı rahatsız edebiliyor.Ayrıntılara fazla takılmadan meramını anlatmaya çalışan Ceylan , yan hikayelere de pek fazla önem vermeden seyirciye sunmaya çalışıyor ve nitekim bu da pek fazla gözü yormuyor.Köyde görüp tanıdığımız iki karakter , filmin temelini oluşturuyor ve hikaye onların üzerinde işlemeye başlıyor.Bir nevi Mayıs Sıkıntısı’nın devamı niteliğine bürünüyor.Mehmet Emin Toprak’ın canlandırdığı karakter köyünden ’uzak’lara gidiyor ve İstanbul’a geliyor.Burada ideallerinden ’uzak’laşmış tanıdığının yanına geliyor.Birbirlerine ’uzak’ iki insan mecburi bir yakınlaşma yaşamak zorunda kalıyorlar fakat ne demiş şair ’’En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir.’’.Bunun sonucunda kıvrılan , bükülen hayatlar , zoraki hayati değişimler kaçınılması zor sonlardan bazıları haline geliveriyor.Köyünden ’uzak’ bir insanın ülke sınırları içinde bile olsa aslında ne kadar da uzak yerlerin havasını soluduğunu anlaması , hayatını değiştireceği , ona yön vereceği şeyler her ne kadar gözünün önünde bile olsa aslında ona ne kadar uzakta olduğunu görmesi , belki de eğer üçlemeye komple bir bakış atacak olursak , metropol hayatının ne kadar zor , köy hayatının ne kadar zor ve aslında her çeşit hayatın ve her yerdeki hayatın zor ve anlaşılması güç olduğunun farkına varılması , tüm hayallerin sonuçta bir hayal ve her sıkıntının sonuçta bir sıkıntı olduğunun bilinmesi adına yapılmış en önemli yapıtlar bütününü oluşturduğu için aslında Ceylan için ne söylesek şu durumda belki de dönüp dolaşıp aslında kifayetsizlik sınırlarına dayanacağımız bir film.","label":7} {"text":"Ninth Gate filminindeki tonu beğenince benzer filmler arayışına girmiştim ve karşıma bu film çıktı. Bence kendine has bir tonu var. Sonlara doğru hafiften geriyor da insanı. Ancak dedektiflik-keşfetme hissiyatı filmin 40. dakikasından sonra pek başarılı değil. Sürekli insan sorgulama ve cevap alamama üzerinden gidiyor. Ana karakterle birlikte bir şeyler keşfettiğiniz hissi kaybolmaya başlıyor. Belki süresinden 15-20dk kesilse bunu çok fark etmezdim çünkü bazı sahneler gerçekten neye hizmet ediyor anlamadım. Filmden çıkarılsa yönetmeni bile farketmeyebilir. Yine de tavsiye olunur. Güzel film.","label":6} {"text":"Gerçek bir hikaye, ama karakterle çok yüzeyel kalmış","label":5} {"text":"Senaryosunu da, Lara Sendim ile birlikte yazmasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çekmekte olan Oriol Paulo'nun yönetmen koltuğunda oturduğu El cuerpo / The Body / Ceset&; gizemini son anına kadar koruyan, bir korku - gerilim olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz; daha sonra Contratiempo / The Invisible Guest / Görünmeyen Misafir (2016) ve Durante la tormenta / Mirage / Fırtına Anı& (2018) ile yoldaki Los renglones torcidos de Dios (2022) gibi benzer nitelikteki filmlere de imzasını atmış olan Paulo'nun, sinema dünyasına yaptığı bu enfes giriş prodüksiyonuna biraz daha yakından bakalım... *** Elindeki fener ile gecenin karanlığında, sanki ürktüğü bir şeylerden kaçıyormuşçasına, içine daldığı orman da koşuşturmakta olan gece bekçisi Ángel Torres'e (Miquel Gelabert); ormanın bitimindeki ana yola çıkarak ayağını bastığı an, kendisine bir otomobil çarpar... *** Söz konusu bu ilginç kaza olayının soruşturulması görevi, uçak yolculuğuyla Berlin'den henüz üç saat önce dönmüş olan müfettiş Jaime Peña'ya (Jose Coronado) verilmiş olup ajan Pablo'da (Juan Pablo Shuk) kendisine yardımcı olacaktır... Koma halinde hastaneye kaldırılan Torres, şuuru kapalı ve konuşamayacak durumda olduğu için Peña ile Pablo; incelemelerde bulunmak üzere, doğrudan morga giderler... Ki, incelemelere başlamış olan ajan Mateos (Oriol Vila) ile ajan Norma'da (Patrícia Bargalló), konunun uzmanı ekiplerle beraber kendilerini orada beklemektedirler zaten... *** Çok geçmez... Vardıklarında edindikleri bilgilere göre, gördükleri karşısında dehşete kapılan Torres; saat 20.30'a doğru görev yerini terk ederek, morgun etrafındaki tel örgüleri de aşmak suretiyle ormana doğru kaçmıştır... Morg çalışanlarından elde edilen bir diğer bilgi de; gasilhanenin alarm zilleri çaldığında, kimi acemi güvenlikçilerin, her zaman böylesine bir paniği yaptıkları şeklindedir... Ama Torres üç yıldır bu tesiste çalıştığı gibi o gece, alarm da çalmamıştır... *** Polisin elindeki tek ip ucu; Torres'in kaçmasından çok az önce kendisini almaları için polisten, bir ekip otosu göndermelerini istediği ancak sebebini de belirtmediği telefon görüşmesidir... Bu acil çağrı sonrasında ajan Carlos (Manel Dueso); geri dönüş yaparak morgu arasa da, kendisiyle konuşulabileceği herhangi birine ulaşamamıştır... Zira çoktan kaçmış olan Torres'ten başkası da bulunmamaktadır bina da o saatlerde... Yani eğer Torres'e yapılan basit bir eşek şakası değilse; sonuç itibarıyla, polisin elinde somut hiçbir kanıt bulunmamaktadır... Bir de, bu esrarengiz mevzunun yaşandığı aynı gece; Dr. Tapia'nın (Cristina Plazas) düzenlediği &ön rapora göre&, kalp krizi nedeniyle ölmüş ve daha ayrıntılı bir rapor için otopsi sırasını beklemekte olan Mayka Villaverde (Belén Rueda) adındaki bir kadının cesedi ortalıktan kaybolmuştur... *** Derken... Cesetlerin soğutucu dolaplar içinde tutulduğu bölüme geçildiğinde, Mayka'nın içinden çıkartılarak öylesine açık bırakıldığı dolabın karşısında yer alan duvardaki kameralardan sadece bir tanesinin çalıştığı fark edilir... Çünkü elektrik devreleri kesilmiştir... Ki o gece, alarmın çalmamasından da; bu kesintinin bizzat kendisi, sorumluymuş gibi durmaktadır... Peki bu operasyonu kim yapmış olabilir ve halen de binanın içinde midir? Elbette henüz bilinmiyor... İşte o yüzden de müfettiş Peña, emri altındaki ajanlardan Norma'ya; bina ile ormanın etrafının tamamen sarılması talimatını verir... *** Cesedi kayıplara karışan orta yaşlardaki Mayka Villaverde'nin kimliğine gelince... Kendisi, Farmatech isimli bir ilaç laboratuvarı şirketinin kurucu yöneticisi olan varlıklı bir iş kadını olup genç Álex Ulloa (Hugo Silva) ile de yeni evlenmiştir... Gelişmiş teknolojili birkaç şirkette hisseleri de bulunan Mayka'nın çocuğu olmayıp sadece Luna (Mia Esteve) ve Gloria Villaverde (Montse Guallar) adında iki kız kardeşi mevcuttur... Ve... Los Angeles'taki bir iş gezisinden de henüz yeni dönmüştür... *** Tam da bu hengamede, Álex'in genç sevgilisi Carla'da (Aura Garrido) ortaya çıkıverir... Böylelikle de filmin, tüm ana karakterlerinin tanıtımı tamamlanmış olur... Dakika 15... Bugüne kadar fırsat bulup da, henüz izleyememiş olanların; spoiler vererek ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için filme dair anlatımı, burada noktalıyoruz... Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz filmin, geride kalanında kategorinin meraklılarını; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, pimi çekilmiş bir el bombası biçimindeki, 97 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"Ve uzun zaman sonra bu sıcak yaz gününde yine sinema salonu yolunu tuttuk ve Mission İmposible: Fallout'u yerinde yani sinemada seyretmiş bulunmaktayım. Film nasıl derseniz film güzel, Tom Cruise abimiz ise yine yirmibeşli yaşlarındaymış gibi enerjik, kadro yine aynı ve konu ise öncekilerin lacivert renginden. İMAX atmosferinde seyredilen her film gibi bu filminde etkisi haliyle daha fazla oluyor seyircinin üzerinde.. Önceki serileri izlemiş ve beğenmiş olan arkadaşlar bu filmden de hoşnut kalacağını söyleyebilirim. Aksiyon sahneleri ve zeka oyunları ile 2,5 saat boyunca kendini izletmeyi bilen film ile Tom abimiz yine coşmuş diyebiliriz. Son yıllarda ki James Bond filmlerinin vasatlığına iyi bir alternatif olarak izlenecek yegane film serisi olmuş durumda Mission İmposible serisi. Kısacası bu aralar gözünüzü dolduracak bir aksiyon filmi arayışındaysanız mutlaka izleyin. Ama senaryo olarak çok fazla beklentiye girmeyin derim. Benim puanım 5/4.","label":6} {"text":"vassat,vasat otesi vasat bişe bu ne yaa","label":3} {"text":"Film çok iyi. insanı sürüklüyor ama bütçeyi düşürmek içinmi bu tarz? diye sorası geliyor insanın. Yinede izlemeye değer. Sonunu merak ettiren bi film.","label":7} {"text":"Başta Alacakaranlık Serisi ile aşık atmaya çalışan bir görüntüde ilerleyen film, açıkçası beni şaşırttı. Hatırlayacağınız üzere, Alacakaranlık çokları tarafından alaya alınmasına rağmen benim çok sevdiğim bir seri. 124 dakikalık filmimiz, karakterler, kimi zaman muhteşem oyunculuklar, görüntü yönetimi ve Ethan’ın gözünden anlatılan sahnelerde kullanılan karanlık sahneler açısından oldukça başarılı bir yapım. Açıkçası başı sonundan belli, sıradan bir gençlik vampir filmi diye geçiştiren yanılır. Baştan sona ilginç karakterler, anlatımın esprili bir dille süslenmesi, görüntülerin cazibesi etkileyici. Ancak yönetmenin karışık kafası sebebiyle zaman zaman çok sıkan, sona bağlanmayan ama bir türlü de yarıda bırakılamayan bir film bu.","label":8} {"text":"Acemice çekilmiş bir film ’’Spawn’’.İzlerken sonuna kadar beklemek çok zor.Kötü bir uyarlama anlayacağınız.","label":4} {"text":"Arkadaşların yorumlarına katılıyorum, gerçekten düşük puan almış. Arşivimde olan bir filmdir, defalarca izledim. Film bilim kurgu olmasına rağmen çok güzel bir romantizm de içeriyor. Filmi sadece şu yönden eleştirebilirim, keşke biraz daha uzun olsaydı. Bunun dışında efektler de çok başarılı.","label":7} {"text":"'Onlardanmış gibi melek dilini konuşabiliyor olsam Ama aşk sahip olmadığım bir şey ise İçi boş ama ses çıkaran çandan farkım ne kalır ki... Bu müzik başladığı an herşeyin susup müziğin özgür olduğu an. Bir dram filmini dram yapan herkesin o filmde başka şeyler hissedip başka şekilde kanamasıdır başka yaralarının. Ama bu müzik bana tek bir şeyi anlattı ve ben tek bir şeyi anladım. Mutsuz değilim sakinim. Avizenin julie nin yüzünde bıraktığı mavi yansımalar kadar sakinim.","label":7} {"text":"pacinonun paraya ihtiyacı çokmuş anlaşılan.","label":4} {"text":"bence gzl bi filmdi, ndn böle bi puan aldı bi anlam veremiyorum. öncelikle cameron diaz çok sevdiğim bi oyuncu ve çok başarılı buluyorum. drew barrymore u ve lucy liu yu bu filmle beraber tanıdım ve onlarıda çook sevdim. filmde gzl ve eğlenceliydi. bazı yerleri çok abartılı olmuş ama genelde çok gzldi. ben kesinlikle tavsiye ederim","label":7} {"text":"Senaryo'da eleştrilebilecek tek şey, bazı sahnelerin tekrar edip durmasıydı. Film 90 dakika olmasına rağmen 150 dakikalıkmış gibi hissettirdi. Bu benim açımdan filmin tek sorunu. Bunun haricinde senaryoya laf atmak sizlere kalmış, lakin film GERÇEK bir hikayeden. Dolayısıyla senaryonun nesini beğenmediğinize karar vermeniz gerekiyor. Ancak bunun için vereceğiniz 1456 örnekten 1455 tanesi saçmalık olacaktır, çünkü film zaten, tekrar edeyim dedim GERÇEK hikaye. Yani böyle bir olay hakikaten olmuş, yaşanmış. GERÇEK İŞTE YAA!! 75/100","label":7} {"text":"Şeytanı yenmenin tek yolu sevgidir. Ne çok sevilebilecek ne de çöpe atılabilecek bir film. Film boyunca bu iki kriter arasında gidip geliyor insan. Oliver Stone'nun tarzını seviyorsanız belki o zaman tadından yenmez bir esere dönüşebilir. Ben pek sevemediğim için bu hissiyata kavuşmuş değilim. Büyüdükleri aile ortamı ve küçüklükten yaşadıkları sonucu masum suçlu ayırt etmeksizin önüne geleni öldüren bir çiftin, hapishaneye düşünce bir rapörtaj ile kurtuluşunu anlatan ve bu arada ki olaylarla amerikan kültürüne ve medyaya oldukça yoğun eleştiriler gönderen bir film. Özellikle medya eleştirisi kısmı son derece başarılıydı. Fakat masum ve çocuklu aile ebeveynlerini bile öldürme ile ilgili açıklama çok zayıftı. Kim masum ki? diyerek işin içinden çıkılmış. Bu tezi destekleyen bir olay olsaydı daha güçlü olabilirdi. Müzikleri oldukça başarılı. Özellikle Juliette'nin oyunculuğu harikaydı.","label":5} {"text":"[spoiler] Film güzel ama ana karakteri ve kzı izleyiciye daha fazla tanıtabilselerdi son sahne daha dramatik olurdu ve son 40 dk daki aksiyon sahneleri filmin başındaki gibi değil. Ana düşmanda keşke filmin başındaki ekip olsaymış onlar ölünce filmin temposuda biraz düşüyor ama onun dışında güzel film. John Wick seviyosanız izlersiniz rahat. [/spoiler]","label":5} {"text":"&Günce filmini andıran bir film. Cemal Hünal ile Russell Crowe ve küçük kız Katie rolündeki Kylie Rogers ile Nisa Melis Telli ancak bu kadar birbirleri ile çağrışım yapardı. İtalyan yönetmen ve Amerika'lı oyuncuların yapımda yer aldığı bu film Amerikan sinemalarında gösterime girmedi. Uluslararası gişelerde toplam 4 milyon $ gişe yapan film dramatik yönüyle yeşilçam filmlerimize gönderme yapar gibiydi. Klişe konusu ve Jack Davis rolündeki Russel Crowe'un abartı oyunculuğu filme 2.sınıf damgası vurmaya yetecek donelerdi. Çocuk oyuncu Kylie Rogers uzak ara filmin en iyi oyuncusuydu. Aaron Paul Cameron rolünde kısa da olsa olgun bir oyunculuk sergiledi.","label":4} {"text":"Deneysel yönü takdire şayan. İlk başlardaki sanatsal şölen büyüleyiciydi. İtalyan resim ve heykel sanatının yükselişinden, Flemenk ve Kuzey Rönesansının eserlerinden oluşan bir nevi sanat tarihi. Kendisi zaten bir film sanatı olan Russian Ark'ta Klasik Müzikten, Resme, Heykel'den Edebiyata her şey var ilgilenenler için. Ayrıca Edebiyat nereden mi var? diyecek olanlara. O şatafatlı balolar, kıyafetler, subaylar ve önemli Rus kişilikleri bir Tolstoy romanı gibi değil miydi ?","label":6} {"text":"Raul, 1978'de, Cumartesi Gecesi Ateşi filmindeki Tony Manero karakterine takıntılı, obsesif, şiddet dolu 52 yaşındaki bir adam. Pinochet diktatörlüğü Şili'nin ahlaki değerlerini, kültürel kimliğini yok ederken, ülke de Amerikan kültürüne, yağmasına açılır. Raul, bu yeni Şili'deki Amerikayı temsil ediyor. Acımasız, dengesiz, şiddet dolu, tam bir hasta ruh. Filmdeki tv, imaj fetişizmi, özenti, başka biri olma arzusu da cabası.","label":8} {"text":"Filmdeki ejderha ne kadar gevezeydi öyle. Ben filmi çok sıkıcı buldum gerçekten ve sonu da öyle bitiyorki çıldırıyorsun. Para için yapıldığı apaçık","label":5} {"text":"Ağır aksak akan bir hikaye, bir şey söyleyemeyen, derdini anlatamayan bir film. Oyuncuların sessiz sessiz uzaklara bakıp sigara içmesinden ne dediği anlaşılmayan mırıltılı konuşmalarından...","label":5} {"text":"Tron: Legacy ve Oblivion gibi harika görünen bilim kurgu filmleriyle tanınan yönetmen Joseph Kosinski, bu sefer daha hayatın içinden, gerçekçi bir filmle karşımıza çıkıyor. Granite Mountain Hotshots adlı bir itfaiyeci grubun gerçek hikayesinden esinlenen film, bu ekipte yer alan kişilerin yangınla savaşma konusunda gösterdikleri cesaretlere ve hayatlarında yaşadığı önemli durumlara değiniyor. Ve bu hikayeyi, ekibin içerisinde bulunan ve hayatındaki sorunları düzeltmeye çalışan Brendan McDonough (Miles Teller) ile eşiyle daha iyi bir gelecek kurmak isteyen Eric Marsh (Josh Brolin)'in gözünden görüyoruz. Öncelikle bu ekipte yer alan insanları onurlandırmak ve anmak bakımından Only The Brave, oldukça iyi bir film olmuş. Eğer gerçek hikayeden uyarlanan ilham verici filmleri seviyorsanız, bu filmi muhtemelen seveceksiniz. Bu konuda yönetmen Kosinski, gerçek bir atmosfer yaratıp empati kurabileceğiniz kişiler oluşturmayı başarmış. Ayrıca filmdeki performanslara ve oyuncuların birlikte olan kimyasına bayıldım. Josh Brolin zaten filmi alıp götürmüş, onu izlemek harikaydı. Ayrıca Miles Teller'ın normalde tanındığı karakterlerden daha farklı birisini canlandırdığını görmek hoştu. Yardımcı oyuncu kadrosundan Jennifer Connelly, Jeff Bridges, Taylor Kitsch ve -filmde en fazla iki diyaloğu olmasına rağmen- Andie MacDowell'ı izlemek çok keyifliydi. Özellikle de bu oyuncuların bir arada olduğu sahnelerde karakterlerin kaynaşmasını görmek, muhtemelen filmin en iyi bölümleriydi. Bunun dışında filmin taşıdığı tonları ve bunlarla gösterdiği çabayı takdir ettim. Film, ne zaman komik ve ne zaman ciddi olması gerektiğini biliyor. Bu yüzden ortaya duygular devreye girince, bu sahneler hak edilmiş oluyor. Gerçi bu noktaya gelene kadar film biraz zorlansa da, karakterlerin yaşadıkları şeyler hiç yapmacık hissettirmiyor. Fakat bütün bunlara rağmen, Only The Brave'in herkesin söylediği kadar harika bir film olduğunu düşünmüyorum. Evet, filmde kesinlikle takdir ettiğim şeyler var ve eğer bu tarz filmlerden hoşlanıyorsanız, dediğim gibi muhtemelen bu filmi seveceksiniz. Ama her ne kadar film gözümde olsa da, senaryonun taşıdığı bazı sorunlar film boyunca gözüme battı. Only The Brave hakkındaki en büyük sorunum, hikayesinin aceleye getirilmiş olmasından kaynaklanıyor. Ve böyle bir şeyi söylemem garip çünkü film 134 dakikalık, hiç de kısa olmayan bir süreye sahip. Ve film bu süreçte karakterlerin kendi içinde yaşadığı önemli şeylere zaman ayırmak yerine, daha çok herkesin birbiriyle kaynaşmasına odaklanmış. Mesela Brendan'ı ele alalım. Filmin başında onu tembel ve sarhoş birisi olarak görüyoruz. Ve Brendan, bir bebeği olacağını öğrendiği zaman yanlış bir şeyler yapıp kısa bir süreliğine hapse giriyor. Ama onu gördüğümüz diğer sahnede ise Brendan'ın hemen bütün bunları geride bıraktığını ve değiştiğini görüyoruz. Bu değişim o kadar ani oluyor ki, bu karakterin yeni haline alışmanız biraz zaman alıyor. Mesela onun bir ayna karşısında dönüştüğü kişiyi fark edip bunları düzeltmeye çalışmasını anlatan bir sahne daha yer alabilirdi. Aslında sadece bu bölümde değil, filmin büyük bir çok sahnesinde keşke bir sahne daha olsaydı& derken buldum kendimi. Çünkü karakterlerin yaşadığı önemli durumlar öyle hızlı geçiştirilip en tahmin edilebilir şekilde bağlanmış ki, filmi izlerken hikayede bir şeylerin eksik olduğunu fark etmeniz elde değil. Ayrıca sahnelerin bir araya getirilişini de biraz garip buldum. Mesela filmde fazla detay vermek istemediğim bir sahne var ve bu sahnede bir barın dışında Brendan ile Eric'in önemli bir konuyu konuşmasını görüyoruz. Sonra film nedense, kamerayı barın içerisine çeviriyor ve filmde sadece iki cümlesi olan Andie MacDowell'ın bunu izlediğini görüyoruz. Sonra Jeff Bridges onu dansa kaldırıyor ve kamera yeniden Brendan ile Eric'e geri dönüyor. Ve merak etmeyin, bu konuda MacDowell ile Bridges'ın karşılıklı konuştuğu ve endişelerini anlattıkları bir sahne filmde bulunmuyor. Yani bu kısa sahne son derecede gereksizdi. İşte bunun gibi hikayeye hiçbir etkisi olmayan ufak şeyler, beni sürekli önemli sahnelerin içerisinden çıkardı. Son olarak senaryonun büyük bir kısmı, bu grup arasındaki bağa ve konuşmalarına odaklandığı için (grup dediysem, çoğunlukla ana karakterler yani), film bir süreden sonra iyice yavaşlamaya başlıyor. Bu yüzden filmden rahatça 15-20 dakika çıkartılabilirdi veya dediğim gibi, karakterlerin yaşadığı önemli meselelere biraz daha fazla ekran süresi tanınabilirdi. Yine de Only The Brave, vaktiniz varsa izlemenizi rahatlıkla tavsiye edeceğim bir yapım. Samimi ve etkili performanslar, Kosinski'nin başarılı yönetmenliği ve itfaiyecilik konusunun ilgi çekiciliği, bu filmi türünün benzerlerinden daha etkileyici ve sürükleyici kılıyor. Ama hikaye, temponun yavaşlığından ve senaryonun istediği şeye tam olarak odaklanmasından etkilendiği için doğal olarak, bütün bunlar filmi de biraz etkilemiş. Bu yüzden filmi başından sonuna kadar bitirmeye çalışmak biraz uzun sürüyor. Her halükarda, ben filmi başarılı buldum. Çıkan sonuç harika değildi ama bu hikayeyi ve kişileri anmak bakımından, ortaya iyi bir film çıkmış. Vaktiniz varsa bir göz atmanızı tavsiye ederim. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Oyuncular arasındaki kimya. + Sade ve gerçekçi atmosfer. + Bu olayı ve insanları anmak bakımından etkili olmuş. + İtfaiyecilik konusunun ilgi çekiciliği. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Senaryonun bazen ulaşmaya çalıştığı şeyi tam olarak başamaması. - Filmin bir süreden sonra yavaşlaması. - Eksik sahneler, filmle tam uyumlu olmayan bazı sahne geçişleri. TOPLAM PUAN: 6.8/10","label":5} {"text":"Hayatımda hiçbir filmi bu kadar saçma bulup, aynı zamanda da bu kadar mantıklı bulmamıştım. Bir takım klişeleri ve klişe olmayan şeyleri harika şekilde harmanlayan bu salak komedi, türünün en iyi örneklerinden. Oyunculuk, bu kadar genç kadroya rağmen şaşırtıcı derecede güzel. Tabi bunda senaristin katkısı diyalogların harmanlanış biçimi bakımından oldukça büyük. Şahsen bu filmin beğenilmemesinin tek nedeni 'taz'ın hitap etmemesi olabilir. Teknik olarak kusur bulmak son derece güç... Tüm bunların yanı sıra aşırı derecede özgün karakteri ise onu olabileceği en iyi yere koyuyor: Başucuma... (90/100) Saygılar.","label":8} {"text":"bu ekibin diğer filmlerine kıyasla oldukça muhafazakar bir film.ve hala en iyi işleri korkunç bir film..bu eğlenceli bir film ama çok komik bir film değil.ama bu ekibi beğeniyorum ilerde daha iyi işler yapacaklardır.","label":6} {"text":"Vakti zamanında bir büyüğüm, biz bu filmler çıksın diye 4 gözle bekliyorduk dedi. Durdum, düşündüm, işte ondan sonra şükrettim halimize:)","label":2} {"text":"jack Finney'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan İstila,ilk olarak 1978'de filme çekilmişti.İlk film bir kült olarak kabul edilir.2007 Yapımı bu yeniden çevrim ise, fragmanı görüp iyi bir film izleyeceğiniz beklentilerine gireceğiniz ama kesinlikle aradığınızı bulamayacağınız bir film.Nicole Kidman ve Daniel Craig'in başrollerinde olduğu istila,ne oldu,nasıl oldu demeden başlayan;neler oluyor,nasıl oluyor demeden de biten bir film.Başladığı gibi bitiyor anlayacağınız.Uzaydan düşen bir organizmanın insanlara bulaşarak onları kontrol altına alışı anlatılıyor filmde.Tükürük,kusmuk yoluyla yayılan parazit bulaştıktan sonra uyuduğunuz anda sizi etkisi altına alıyor.Uykuduyken organizma bütün vücüdunuzu kaplıyor.Böylece sizde onlardan birine dönüşüyorsunuz.Ancak insanlarda herhengi bir fiziksel değişim olmuyor.Bu hastalıklı insanlar,hipnoz edilmiş gibi,garip davranıyorlar.İşte bu nedenle parazit size de bulaştığında uyumamanız gerek.Nicole Kidman'da öyle yapıyor zaten.Film sürekli Amerikan'ın Irak işgaline karşı göndermelerde bulunuyor.Bağdat'ta Amerikan askerlerince çok sayıda Iraklının öldürüldüğünden bahsediyor.Parazitin bulaştığı insanlar sanki töreristlere benzetilmiş.Filmin 11 eylül ve sonrasında yaşananların izlerini taşıdığını da söylemek mümkün.Her ne kadar film boyunca hastalığın kuzey Amerika'daki yayılışını izlesek de parazitin Asya ve Avrupa'ya da bulaştığından söz ediliyor.Nicole Kidman ve Daniel Craig'in oyunculukları görülmeye değer.Sonuç olarak oldu bittiye getirilmiş,bazı şeylere anlatıp anlatmamakta tereddüt eden,tam olarak bekleneni veremeyen,neyi anlattığına da tam karar verememiş,vasatın biraz üstünde,sıradan bir film istila.Mutlaka izlenilmesi gereken bir yapım değil ne yazık ki.Yine de vaktiniz bolsa izleyebilirsiniz.","label":4} {"text":"gayet iyi bir film.eğer zaman yolculuğu ile ilgili filmlerle ilgileniyorsanız gayet güzel bir seyirlik olabilir. 7/10","label":7} {"text":"Çağlar Çorumlu son dönemlerde en beğendiğim komedi oyuncularından biri. Bu filmde de oldukça başarılı bir performans ortaya koymuş. Karakterinin hakkını vermiş. Sevinç Erbulak hep sempatiyle baktığım bir oyuncu, fakat nedense oyunculuk konusunda beni tatmin etmiyor. Hep aynı tepkileri, hep aynı mimikleri tekrar ediyor gibi geliyor bana. Filmi çok beğendim. Çağan Irmak hikayelerini kendine has dünyasıyla seyirciye çok güzel işliyor. Türk sinemasında fazla denenmemiş bir işin altından da bence çok güzel kalkmış..","label":6} {"text":"Filmin müzikleri mükemmel. Bang Bang ve The Lonely Shepherd çok güzel müzikler ve filmde de çok iyi kullanılmış. Bunların da katkısıyla filmin açılış ve kapanış sahneleri gerçekten başarılı olmuş, hakkını vermek lazım. Fakat başarısını tamamen bu müziklere borçlu olan filmin gerisinde hiçbir şey yok maalesef. Bu yönüyle çok aldatıcı. Bir intikam listesi peşinde bitmek bilmeyen dandik dövüş sahnelerini ve kesilen uzuvlardan fışkıran kanları izlemek istiyorsanız buyrun bir buçuk saatinizi harcayın. Mangacı ve \"Tarantino çok iyi yaa\"cı fanboyların abartması. Hayır bir de \"Samurai kültürünü bilmeyenler anlamaz!\" ve \"Bu filmin bir felsefesi var tamam mı?\" gibi hezeyanlara kapılmış durumdalar. Bilmesek inanacağız. Gidin Seppuku filmini izleyin, orada o dediklerini bulabilirsiniz. Amerikan sinemasıyla anime hayranlarının gazını alıyor, başka bir numarası yok. Girişini ve final sahnesini açın, o güzel müziklere kendinizi bırakın, kalanını izlemeseniz de olur bir şey kaybetmezsiniz.","label":5} {"text":"filmde amerika'nın savaştığı uzaylı canlıların kasklarında bulunan bir uygulama, yazılım, program vs. uzaylılarla ilgili çok önemli bir bilgi veriyor. uzaylılar bu kask sayesinde kendilerine tehdit oluşturan şeyleri kırmızı, düşmanlık belirtisi olmayan şeyleri yeşil görüyorlar. burdan da anlayacağımız uzaylılar renk körü değiller. bu film de öyle saçma işte.. uzaylının atla karşılaştığı bir sahne var. o zamana kadar süperkaskları sayesinde baktıkları her şeyde belirli materyaller görüyorlardı. insanda göz, kalp falan.. sıra ata gelince aha şimdi ne çıkacak dedim heyecanla ve at nalı çıktı. sen nerden gördün o nalı..","label":4} {"text":"Ülkelerine yaşananları bir oyunmuş gibi algılayan çocuklar üzerinden Afganistanı anlatmış yönetmen. İzlenilebilir..Fakat bölgeyle ilgili Osama ve Kandahar gibi daha kaliteli filmler de var..","label":3} {"text":"Tarihe ışık tutan çok özel bir film Başkalarının Hayatı.Oldukça durağan geçsede senaryo o kadar güzel yazılmış ve kusursuz işlenmişki birde üzerine müthiş oyunculuklar eklenince her aldığı ödülü sonuna kadar hakeden bir film ortaya çıkmış.10/9","label":8} {"text":"Zekice kurgulanmış pskolojik gerilim. Jim carreyi genelde eğlenceli karakterlerde görürüz bu sefer çok ciddi ve çözmesi gereken şeyler var. Film bana göre Kült bir yapımdır. Gizemi sonuna kadar çözemiyorsunuz","label":6} {"text":"ucuz bir '2001 macerası' kopyası. 6/10 o da yönetmenin hatırına binaen.","label":5} {"text":"Björk'ün oyunculuğu müthişti. İlk defa bu filmde rast geldim kendilerine. Son sahne özellikle inanılmazdı. İz bırakan bir film. Kapanış cümlesi de bu: \"... it is only the last song if we let it be.\"","label":4} {"text":"Büyük savaştan yıllar sonra, barışı sağlamak adına hayatta kalanların tümü beş farklı gruba ayrılıyor ve çevreleri bir duvarla çevriliyor. Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk, Bilgelik adı verilen bu grupların her biri farklı bir erdemi temsil ediyor. 16 Yaşına giren her genç bir teste tabii tutuluyor ve yer almak istediği gruba kendisi karar veriyor. Bu seçim bir kere yapılıyor ve ömür boyu bu seçime bağlı bir hayat yaşıyorlar. Alacakaranlık ve Açlık Oyunları serisini sevdiyseniz Uyumsuz serisine kayıtsız kalmamalısınız. Her ne kadar gençlere yönelik olduğu konusunda eleştirilse bile bence bu seri izlenmeli.","label":6} {"text":"Senaryo oldukça zayıf . Konuya ne zaman giriliyor film nasıl sonuç bölümüne giriyor hepsi içiçe geçmiş..Konu ise ( Kapkaççılık , İstanbul Çeteleri )çok yüzeysel işlenmiş olsa da Yılmaz Erdoğan yine karakter yaratmaktaki başarısını sürdürmüş. Çete ve Süpermen ve Cem Yılmaz 'ın oynadığı karakter nevi şahsına münhasır. Tarantinovari diyalogları çok beğendiğimi söylemeliyim.İstanbul Görüntüleri çok güzel çekilmiş olsa da filmle bağlantısı biraz havada kalmış.Filmin finali ise tamamen inandırıcılıktan uzak tam bir facia olmuş.Filmin sonundaki Nil Karaibrahimgil 'in müziği ve şarkı sözleri ise tam oturmuş. SPOİLER : Süpermen in kendini anlatırken - tabut hikayesini kastederek Abi , ben nerde bir cenaze görsem hemen yardıma koşarım . ben böyleyim işte demesine bittim valla ...","label":5} {"text":"seriye yakışır bir filmdi. aksiyon her zaman zirvedeydi. kardeş o nasıl bir uçak pistidir öyle!? yarım saat süren kovalamacanın ardından anca bitirdiler pisti.","label":7} {"text":"Filmi beğenip olumlu yada olumsuz eleştirmekten vazgeçtim de Baya kötü oldum. Doldum, taştım, düşündüm.. İzlenilmesi gereken filmlerden biridir. Song Kang-hu önemli, damga bir rolü üstlenmiş.","label":8} {"text":"Kesinlikle son dönemlerin en iyi filmi gerçekten insanı epey hüzünlendiriyor sonuna dek izlenmeli 9/10","label":8} {"text":"eveet izlediğim en gereksiz filmlere bir yenisi daha ekledim. Ben izleme hatasına düştüm, siz düşmeyin..","label":1} {"text":"Her bir bölümü “zekice” kurgulanmış olan senaryosunu da Özlem Lale, Uğur Saatçi ve Adnan Yıldırım ile Tayfun Türkili’nin iki perdelik tiyatro oyunundan ve Lilith efsanesinden esinlenerek yazan Ezel Akay’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “9 Kere Leyla / Leyla Everlasting”, umudumuzu kesmeye başladığımız Türk sinemasının “yüz akı” işlerinden biri olmuş… Olmuş olmasına da, belki tiyatro oyunundan değil ama Musevi mistisizmine göre tanrıya baş kaldırmış “Dişi Şeytan” olan ve İbranice de (Türkçe okunuşu Leyla olan) “Laila” kelimesi ile bağdaştırılan (Adem’in kaburga kemiğinden yaratılan Havva’dan önceki kendisi gibi topraktan imal edilen karısı) Lilith’e atfedilen anlatılardan haberdar olmayan kitleye pek de hitap edememiş… Halbuki, ilk sahnelerde bu konuya değinilmişte… Fakat “okuma” alışkanlığını neredeyse tamamen yitirdiği için anlatılanları anlamlandırma yetisini de kaybeden bir toplum açısından bu durum, bizi çok da şaşırtmadı… Elbette uzun uzadıya bu efsane ile vakit kaybedecek değiliz… Zaten konuya ilişkin olarak daha detaylı bilgi edinmek isteyenler, arama motorlarında A’dan Z’ye kadar her türlüsüne ulaşabileceklerdir… Yalnız elleri değmişken, “Hıdırellez” olarak da bilinen “Hızır ile İlyas” ın hikayelerine de şöyle bir göz atmalarını önereceğiz… Zira konu itibarıyla o da gerekecek… Bu kısa girişin devamında isterseniz şimdi de, sinema dünyasında “dark comedy” olarak adlandırılan “kara mizahın” dibine vurulan filmin kendisine biraz daha yakından bakalım… Ancak filme geçmeden, tiyatrolar.com.tr ’de Türkili’nin oyununa dair, ana fikri yansıtmanın ötesinde tek bir “spoiler” içermeyen ve oyunu izlemeden önce bütün tiyatro severlerin okudukları bu kısa özeti, isimleri filmdeki karakterler ile eşleştirmek dışında noktasına dahi dokunmadan paylaşmak istiyoruz: “Dokuz Canlı bu kadın, ölmüyor işte ölmüyor! “ Faruk (Adem – Haluk Bilginer) orta yaşta, evli, genç bir sevgilisi (Mine) (Nergis – Elçin Sangu) olan ve bu yüzden karısından (Güzide) (Leyla – Demet Akbağ) boşanmak isteyen adamdır. Güzide de orta yaşlı ve kocasını seven (!) sıradan bir ev hanımıdır. Faruk, Mine ile evlenebilmek için sürekli olarak Güzide’den boşanmak ister fakat Güzide bunu kabul etmez. Faruk sevgilisi Mine ile evlenmek için birazda onun ısrarıyla Güzide’yi öldürmeye karar verir ve OYUN BAŞLAR… İşte filmde de kafayı, karısının ve kendisinin genç evlilik terapistleri Nergis ile bozmuş olan Arkeolog Adem Evliyaoğlu ’da: Bu genç kadınla evlenebilmek için (ev hanımı ancak sahip oldukları bütün malın mülkün sahibi olan) Leyla’dan bir an önce boşanmak istemektedir… Bu arada, balkondan üzerine düşerek hayatını kaybeden dayısına ilişkin olarak Adem’in çocukluk günlerinden kalma, her ceset gördüğünde baygınlık geçirdiği psikolojik bir ölüm travması olduğunu da öğreniyoruz… Tabii ki filmdeki bütün hikâye sadece bu üçlü arasındaki renkli “gelgitler” de yaşanmıyor… Daha sırada, Adem’in kovmakla tehdit ederek “süt oğlan” muamelesi yaptığı aile avukatları Haris Adıvar (Alican Yücesoy) ile boğaza nazır muhteşem köşklerinin bahçesinde yapılacak müzayedeyi yönetecek olan koleksiyoner ve tarihi eser uzmanı Mahdum Aksaman ’da (Fırat Tanış) var… Ki ardından, Mahdum ’un ekibindeki Faruk ve Harun Garipoğlu (Emre Kıvılcım) kardeşlerin yanı sıra 112 Acil Ambulans hizmeti için koşuşturan tıbbi eğitimli Hızır (Hakan Eke) ve İlyas (İhsan Ceylan) ile de müşerref olacağız… Ne zaman mı? Önce Mahdum’ un muhakkak alarak kendi koleksiyonuna eklemeyi düşündüğü değerli yazmaların bulunduğu müzayede bir başlasın… Sonra da Leyla’nın kendisinden boşanmaya yanaşmayacağını anlayan Adem, onu öldürerek “aradan çıkartma” girişimlerinde bulunsun… Eminiz gerek oyuncularının performansları ve gerekse de müzikleri ile kara mizaha ek olarak “neo – noir” ögelerden de yeterince yararlanılan bu film, sinefillerin gönlünde taht kuracak… Yeter ki, bu sıraladıklarımızın farkına varılarak izlenilsin film… Yoksa “heyhat” … Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, “Neredesin Firuze” (2004) den bu yana Akay’ın bütün sinema projelerinde yer alan görüntü yönetmeni Hayk Kirakosyan’ın: “Bu filmde de pırıl pırıl bir iş çıkarttığı” biçiminde olacak… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Meksikalıların sağlık hizmeti alabilmek için Amerika'ya iltica etmelerini geleceğe uyarlamışlar. Birkaç teknolojik öngörüm hoşuma gitti. Ama bazıları da ellerinde olan diğer teknolojilerle kıyaslandığında çok basit göründü. Commodore 64'ün yanına günümüz bilgisayarlarını koymuşlar gibi.","label":7} {"text":"Beklentinin altında bir film, Senaryo sıkıcı oğul işi felen girince bozmuşlar işi Zor ölüm 4 'nerede bu nerede,Rusya atmosferi filmi boğmuş, Hani türkiyede çekseler yeridir o derece atmosfer boğuyor insanı senaryo sıkıcı aratıyor diğer filmlerini,tipik amerikan filmi olsada keyifle izleseydim keşke diyeceksiniz.","label":4} {"text":"Benim romantizm anlayışıma pek uymayan bir gidişatla sonlandı. Aralarındaki ilişki sıradışı, aralarında oluşan bağ da daha etkileyici anlatılabilirdi. Oyunculuklar başarılı. Sıradışı ilişkiden sıradışı romantik hikayeler fazlasıyla çıkıyor, maalesef Sekreter'de bu açıdan umduğumu bulamadım.","label":5} {"text":"Kalite emekle buluşunca işte böyle eserler çıkıyor ortaya. Evet kaliteli ekipmanla üzerinde çalışılarak, emek harcayarak,gerçekten ortaya iyi bir film çıkarmak için çalışılmış ve olmuş. İşte bize böyle yapımlarla gelin. Bilete verdiğim hek kuruş helal olsun. Ben ,beni yani izleyici adam yerine koyan ,onları önemseyen yönetmenlerin ellerinden öpüyorum. Benden oyunculuk ayrı, görüntü kalitesi,sahneler vs ayrı olarak tam not tam not aldı darısı diğer yerli yapımları başına","label":8} {"text":"Bu benim müzik sevgim olmasa maksimum 15 dk katlanırdım Gerard'ın Seda Sayan dudaklarına. İçime içime fenalık çöktü. Film harika da işte o dudaklar olmasa. Taktım mı takıyorum arkadaş napayım.","label":6} {"text":"Adam Sandler yine farklı bir türde karşımıza çıkıyor.O kadar şeker sahneler var ki o esprili dialoglar o tatlı iki ufaklık..Bence çok hoştu. 10/8","label":7} {"text":"ya hayatımdan 1.40 dk. boşu boşuna gitti ya ne gereksiz bir film resmen kandırıldım ya bu kadar gereksiz bir film olamaz","label":1} {"text":"Aslında filmle ilgili söylenecek çok şey var ama filmin başındaki şu söz herşeyi özetliyor : 'Olmayın riyakârlık edenlerden,bir yanda yüksek sesle Kuranı dillendirirken Öte yanda ahlaksızlığını sakladığını zannedenlerden.' Hafız-ı Şirazi, 14. yüzyıl, İranlı ŞairÇok güzel bir film mutlaka izleyin...","label":7} {"text":"Çok başarılı bir romantik komedi senaryosu da oldukça orjinal bildiğimiz romantik komedilerden farklı çok eğlenceli izlenmeyi hakeden bi film!","label":7} {"text":"Sen yaşa ama herkes seni deli olarak bilsin. Yaşadığında değerini bilmesinler alay konusu ol hayattayken yüzlerce tablolardan yalnızca 1 tanesi satılsın ama öldükten sonra senin filmini yapmak için 125 ressam bir anda toplaşarak 65 binden fazlası kadar film karesi ortaya çıkarsınlar . Gerçekten bir film izlemiyorsunuz. Film sahneleri yerine canlı müze olarak yağlı boya tabloları arasında geçişler yap ve bir anda film bitsin. Uzatın arkadaş şunu 3-5 saate bir şeye . Millet de abartarak yüzlerce binlerce farklı söylentiler var. Yok böyle intihar etti yok deliler hastanesinde şunu yaptı bunu yaptı. Fazla kafa yormayın açın filmi de görün. Sonuçta ne demiş Van Gogh : Sözcüklere Gerek Kalmadan Beni Anlayacaklarını Sandım.& Filmde hatırladığım kadarıyla hiç söz verilmemiş olmasına rağmen aslında o kadar duygu yüklüyor ki insana muazzam. Kusursuz bir şekilde hayatını nasıl izleyebilirim derseniz film veya diğerki adıyla müze gezisi tam size göre.Film de biterken burada bitemez diye üzülmedim değil ama iyi ki toplaşmışsınız bak adamın değeri şimdi ortaya çıktı :)","label":8} {"text":"Bir şeyi gerçekten istersen onu elde edersin. Çok pozitif bir film. İzlerken beni de mutlu etti :D bu küçük kız çok iyi iş çıkarıyor. dünyalar savaşı filminde de performansı harikaydı. büyünce neler yapar acaba :D","label":7} {"text":"Bi korku seansı diğil ama kötü bir film de diğil. Atmosfer falan iyi yapılmış ama kesinlikle daha iyi olabilirdi.","label":6} {"text":"Spoiler butonuna basmalımıyım bilmiyorum.Bildiğim şey ise marvel filmlerini izleyenler genel izleyici olan kişiler yani cinselliği filmlerde istemeyenler.Şimdi arkadaşım öpüştürdün buna okeyiz devamını gün batımında anladık neden gösteriyorsun hadi bunu geçtik 2 erkek 1 çocuk olayı kavradık ne gerek öpüştürüp gözümüze sokuyorsun.Ben 2 yetişkin izledim film i kimseye önermemiştim ki rezil olurdum.Eğer ailenize gitmeyi planlıyorsanız sakın gitmeyin eğlenmek için değiş fikir aşılamak için yapılmış gibi","label":0} {"text":"Tek cümle: Boşuna zaman kaybı! Evde güvenlik kamerası kayıtları izleyin, aynısı...","label":4} {"text":"Oscar için yapılan, Amerikan propagandasının başka bir tü bir gözdağı var..Ama Tom Hanks'in müthiş Rich Philips performansı ve Barkhad Abdi'nin nükteli üslubu filme başka şeyler katmış.Filmde bir yandan faşizm kınanırken, bir yandan Amerika bas bas bağırıyor: ''Ayağınız denk alın!'' ne anlatmak istediği çok açık değil.Özellikle son karakterden taraf olalım? gibisinden soru işaretleri kalı tabi gerilim ve aksiyonu Hanks için izlenir.","label":5} {"text":"Denzel abinin efsanesi Man on fire filminin birebir aynısı diyebileceğim bu film mantık hataları içerse da aksiyon filmlerini sevmemden ötürü 2020de izlediğim filmler arasında en keyif aldığım oldu. Genel olarak aksiyon sahneleri çok başarılı çekilmiş hatta bazı sahneleri o kadar iyiydi ki tekrar tekrar izleyip helal olsun dedim. Özellikle araba takip sahnesine bayıldım.","label":7} {"text":"Sacco-Vanzettiyi insanlığın vicdanında canlı tutmak içinherşey yapılmalıdır... Albert Einstein","label":8} {"text":"Woody Allenyine yapması gerekeni yapıp entellektüel geyik felsefesinin dibine vurmuş. Karşılaştığımız karakterleri geyik örgüsü altında bir güzel toplamış ve lezzetli sofrasını izleyiciye sunmuş. Biraz yazar bilginiz var iseWoody Allen'nın onlar adına hakladığı yanlarınıkeyifle izleyebilirsiniz. Not: yazar bilgisi yoksa da izleyebilirsiniz, izleyin işte.","label":6} {"text":"Film geçmişe sadakat adına bir tekrar filminden öteye gitmiyorum. Özellikle Batman ve Superman gibi tekrar cekimlerdeki yeni bakış, yeniden ele alış Robocop da yok. Benim gibi 30 larını geçmiş izleyici kitlesi icin hayel kırıklığı. Fakat şunu da dile getirmeden geçmek istemiyorum. Filmin açılış sekansı Tahran da geçiyor ve insanı film adına yüksek beklentilere sokuyor, güncel bir konu olarak google robot yatırımlarını düşünüyor insan ve ürperiyor.","label":3} {"text":"Balıkların biri hariç hepsi kurtarılmış.","label":7} {"text":"Ben beğendim. Güzeldi. Bir kere tipler süperdi. Oyuncular çok yakışmış. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"güzel bir bilim kurguydu. geleceğe dair merakı olan izler","label":8} {"text":"Aşkın gücü yaşamın merkezidir. Gayet keyifli bir animasyon. Hatta 8 puan ortalamasında olması gerekirdi. Beklediğimden iyi çıktı. Aşkın ve gerekirse ondan vazgeçmenin gerçekliğini anlatıyor. Tabi her animasyonda aşılanmak istenilenler bu filmde de var. Atalara değerden tutun, insanın yaşamını kendi yazdığını onu başkalarının dayatmasıyla oluşturmanın hatalarına kadar film güzel göndermelerde bulunuyor izleyiciye. Ha bir de müzik her şeydiri ve tabi ki hayvanları sırf zevk uğruna öldürmenin hatalarından bahsetmesi de filmi beğenmem de önemli etken. Bu nedenle avcılık bir spor değildir. Neyse film ailecek izlenilecek kalitede. Kaçırmayın derim. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Vasat, 0 puan verilseydi verirdim ama verilmiyor :(","label":0} {"text":".. bu havada en iyi gidecek film ;) cok begendim - carpici diyelim!","label":7} {"text":"Alışılmış romantik aşk filmlerinden oldukça farklı bir yapım. Kesinlikle çok gerçekçi ve çarpıcı bir anlatım. Kalburüstü oyunculuklar ve izlenmeyi hak eden bir yapıt. Fatih Akın gerçektan çok başarılı bir yönetmen. Senaryoda biraz daha ilginçlik olsaymış başyapıt olabilirdi. 8/10","label":7} {"text":"Carlos isimli terör örgütü liderinin yakalanma sürecindeki donanma subayı ve istihbarat ajanının rolünü anlatan film. Yaşanmış olaylardan esinlenilerek yapılan filmde, bir terör liderinin ne derece acımasız olabileceği, onu yakalayabilmek için nelerden fedakarlık edilmesi gerekebileceği, büyük amaç için masum insanların bile feda edilebileceği gibi konular işlenmektedir. Aynı zamanda, bir askerin yaşadıklarından sonra aynı kişi olarak kalamayacağı kısmına da oldukça başarılı değinilmiştir. Oldukça güzel kadrosu ve oyunculukları ile başından sonuna izleyici ekrana kilitliyor diyebilirim.","label":6} {"text":"Boşa zaman kaybı olacağını düşünüyorum.. Çok sıkıcı bir film.. Bir çok defa bitsin artık dua ettim..Yönetmenin anlatmak istediği bir şeyler var kesinlikle ama ne olduğunu sanırım bir tek kendisi biliyor..Oyunculuklar sıkıcı.. Hlele Kosmos konuştukça boğasınız geliyor..Karşılıkl bağrışmalar ise tamamne fantastik bir hava katmak için olduğunu düşünüyorum..Film ile ilgili hoşuma giden tek bir replik kaldı aklımda: Pisliği kar öldürür, su götürür.&Onun dışında fazla bir şey aramayın..10/5,5..","label":5} {"text":"Temponun hiç düşmediği sıkılmadan izleyebileceğiniz çok eğlenceli ve güzel bir film. Hiç düşünmeyin hemen izleyin. Jennifer Lawrence kesinlikle müthiş.","label":8} {"text":"Filmde Oscar, Eli'den daha fazla kıza benziyordu, 'kız gibi çocuk' denilenlerden :) İzlenebilir, 7/10'luk film iyiydi bana kalırsa; ama herkes sevmeyebilir, herkesin beğeneceği bi film değil. Soundtracki ise baya iyiymiş;http://www.youtube.com/watch?v=woMOlC2q10I Aşağıda yorumların birinde bahsedilmiş, bence de Eli Oscar'a aşık değildi zaten yaşlı adamn öldüğü gece Oscar'ın odasına geldiğinde yatakta bunu baya belli ediyordu. Yaşlı adamın ölmesinden sonra kendine ayak işlerini yapacak birini arıyordu, Oscar da oydu. Tabi Oscar açısından bakarsak o da yalnızdı, ana-baba ayrı, eşi dostu yok. O da Eli'de yalnızlığını gideriyordu. Bi bakımdan 'mutualizm' diyebiliriz işte ikisinin ilişkilerine.","label":6} {"text":"favori filmlerimden biri","label":9} {"text":"sıradışı kötü bir -hayat hikayesinden- iyi bir biyografi çıkarmış j. franco. rolünden set arkasında bile kopmamış. ciddi emek verilmiş.. seth rogen:\"en kötü film hakkında bir film yaptık ve bu bizim en iyi filmimiz olabilir.\"","label":7} {"text":"her ülkenin o ülkenin insanı olmayanlarca çok da iyi bilinemeyecek hikayeleri var. bu filmde onlardan biri anlatılıyor, hem de çok güzel anlatılıyor.","label":7} {"text":"Yani fan yapımı tabii farkındayım ama olmamış be. Çekim profesyonel görünüyor aslında ama konuşmaları kameradan çekildiği için çoğu yerde anlaşılmıyor. Müzik iyi kullanılmamış. Oyunculuklar da kötü. Bir de Michael'ı oynayan arkadaş çok biçimsiz, maskesi de çok kötü. Keli var resmen. Film, 20 Yıl Sonra filminden 22 yıl sonra, Laurie'nin oğlu John ile devam ediyor.","label":3} {"text":"Şirin mi şirin, sıcak mı sıcak bir film.İzlerken hem çok güldüm hem çok duygulandım.İki genç oyuncunun şiveleri ve oynadığı rolün hakkını vermeleri sizi mest edecek.Kaçırmayıon derim...8/10","label":7} {"text":"filmin senaryosu güzel çağan ırmakın ilk filmlerinden çok güzel olmasa da izlenebilir","label":4} {"text":"Kafamda soru işaretleri bıraktı film. Ama senaryonun kopukluğundan değil. Hala ikilemdeyim a. i. iyi mi kötü mü diye. Sanırım mesele her zamanki gibi böyle şeylerin kötü niyetli insanların eline geçmemesine dayanıyor. Sanırım Will insanlara dokunmadan sadece doğayı yenilemeye yönelik bir şey yapsaydı ortaya çıkan işten bu kadar korkulmazdı diye düşünüyrum. Ben de öyle bir konuştum ki sanki olaylar gerçek de etiğini tartışıyoruz. Neyse işte güzel filmdi.","label":7} {"text":"bayıldım çok güzeldi ya hikaye orjinal, kurgu mükemmel, jim carrey harika, son muhteşem daha ne olsun :D :D","label":8} {"text":"yine uzakdoğuya özgü geleneklerden birini öğrenirken aynı zamanda şiir gibi bir aşk hikayesinede tanıklık ediyoruz bu filmde. sade ama çok güzel bir filmdir.","label":7} {"text":"Muhteşem bir filim izlerken çok eylendik uzun zamandır böyle güzel filim izlemedim büyüklerin hemde küçük lerin kahkahalara boğulacak emek veren herkesin eline sağlik atilla emirhan kırık başarıların davamını diliyoruz aslan parçam. Geleceyin yıldızları atilla emirhan kırık","label":9} {"text":"çok güzel bir çbir anında sıkılmadan e ediyorum","label":7} {"text":"yazarlar başkalarının hikayeleriyle ilgilenmiyorlar. onlar sadece kendi hikayelerini anlatma derdinde.","label":8} {"text":"Oyunculuğun, beklediğimden daha kötü olduğu çeşitli müthiş oyuncuları barındıran bir film olarak tanımlayabilirim. Birkaç sahne dışında gerçekten kötü ve gereksiz bir Marvel filmi olmuş. Batman v Superman filminden kesinlikle dahai yi olduğunu söyleyebiliriz fakat Marvel filmleri arasında bırakın ilk 3'ü ilk 10'a bile giremez. Film boyunca sürekli süper kahramanlar birbiri ile dövüşüyor. Biz de biliyoruz hiçbirinin birbirine temelli olarak zarar ver(e)meyeceğini. Filmdeki komplonun da yetersiz olduğunu söylemek gerekir. Wakanda'nın da hikayeye girişi beklediğimden çok daha sönük geçti. Hali hazırda yeterli bilgiyi Black Panther filminde verdiler ancak bodozlama olarak karşımıza çıkan bir karakter merak uyandırıyor. Genel manada -belki de beklentimden dolayı- kötü olarak karşıladığım bir film oldu.","label":2} {"text":"T[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Istanbul mersiyesi... Öyle aman aman bir film değil gibi durup, bir ilk film için gerçekten iyi bir çalışma olduğunu belli ediyor... Aslen bir \"Köprü\" hikayesi belki, fakat simgesi ile \"Istanbul\" anlatısı olarak göze çarpıyor. Ki bu Istanbul; iyi davrandığı insan sayısından çok insanı yutan. Milliyetçilik, ulusalcılık minvalinde yoğurulan alt metni yanında, ön yargılar, arka yargılar, yan yargılar, bizim ve bize ekilen yargılar hakkında bir film. Amatör oyuncular, ışık kullanımı ile İtalyan Yeni Gerçekçiliği sularında dönüyor \"Köprüdekiler\"... Yarı belgeselden fazla belgesel lezzeti bulunan yapımın benim için en büyük artısı, kozu, herkese, her olaya aynı mesafede duran yönetimi. Toplumsal gerçekçiliğe göz kırpan, bu göz kırpmayı bir duygu sömürüsü, bir onur meselesi haline getirmeyen, bize bildiklerimizi, aslında üç maymunu oynadıklarımızı gösteren tavrı. \"Aslı Özge\" zannımca takip edilmeye değer bir yönetmen olduğunu \"Köprüdekiler\" ile işaret ediyor...","label":6} {"text":"karini eLaLemin herifLeriyLe bir yere gondermeden bu fiLm akLina geLsin....","label":4} {"text":"Bir başyapıt olan Incendies filminin oldukça kötü ve yetersiz bir takliti. Hani nerede öyle tarihsel geri plan, nerede öyle olay örgüsü? Hayır yeniden çekim yapıyorsanız da layığıyla yapsaydınız. Bir de, imdb'de yazar kısmında, Gözde Kural yazıyor. Kötü bir şaka gibi. Bu filmi izleyenlerin, dünyaca ünlü bir yönetmenin filmi olan Incendies'i izlememiş olabileceğini mi düşündünüz gerçekten? Skandal!","label":0} {"text":"Yaşadığımız yeryüzüne tutunmak için bahanelere ihtiyacımız var; bu, kimine göre güneşin doğuşu kimine göre kirazın tadı... Ölüm için kazdığın çukurda, bulutların arasından süzülen dolunayı görüp de ölmek mümkün mü? Bana göre bu seyir, kirazın tadından daha nefes kesici!","label":3} {"text":"Holivud yapımı samuray filmi mi ? Cidden dolu dolu 2 buçuk saat geçirmek isteyenlere tavsiye etmiyorum, emrediyorum! İzleyin... 8/10 Gatsumoto'nun kız kardeşinin güzelliğine değinmeden edemicim dostlar..","label":7} {"text":"Davıd Fıncher ın Panıc Room'unun renklerini,başrol oyuncusunu,kamera hareketlerini hatta bariz bir şekilde arkadaki insandan kaçıp kapıyı hızla kapatarak kendini bir odayakabine kilitleme sekansını taklit eden,küçük kızını koruyan savaşçı Jodıe Foster'a aynı rolü uçak dekorunda oynatan ve sırf Hollywood a geçti diye daha iyi film yapabileceğini sanan yönetmenimizi kutluyorum.İddialı fragmanını,heyecan dolu internet tanıtımlarını izlediğimiz ve ilk yarı boyunca her saniyesini bildiğimiz senaryonun nasıl gelişeceğini görmeye gittiğimiz salonda 55dk boyunca sadece Shyamalan tarzı bir hayatı olduğuna inandırılmaya çalışılan baş karakterle birlikte 'bu kez hayal değil' diyerek bekledik..Ve yerden yere vurulan Wes Craven-Red Eye ını aşamayan bir sona ulaştık..Tarihin en beceriksiz kötü adamlarından birini gördük ve çıktık.Ne diyelim,güzel reklam vasat film..Yedik kalktık,afiyet olsun.","label":5} {"text":"Ali Atay, senin ne haddine yönetmenlik! Hayır, orada da iyi olmayıver be kardeşim. İzlediğim en iyi Türk filmi; net!","label":8} {"text":"Emeğinize sağlık. Dizide güldüğümün 2 katı kadar güldüm diyebilirim. 1 film daha çeksinler yine giderim. Kesinlikle çok güzel bir kurgu olmuş, filmin 2. yarısı bir ayrı harika. Dizinin ve filmin devamını istiyorummm","label":9} {"text":"Fragmanından belli İyi bir Korku filmi olduğu bizimkilerde artık Korku filmi yapmayı öğreniyor gişeniz bol olsun :)))","label":9} {"text":"Bu filmin etkisi o kadar vurucu ki az önce Lucy filmini izledikten sonra bile bana burda yorum yaptırtabiliyor. Milyonlarca yıllık geçmişi bilgisayarlara ya da dijital ortama aktarmaktansa bilim kurgunun en yalın halini kullanarak saatlerce düşündürebiliyor..","label":7} {"text":"ilk filmden çok daha güzel ve eğlenceliydi. chris tucker yine replikleri ve mimikleriyle beni gülmekten yerlere yatırmayı başardı. bu adama bayılıyorum. hatta bu seriye bayılıyorum.","label":7} {"text":"Öncelikle filmin dilinin japonca olması gerektiğini düşünüyorum ingilizce çekilmiş olması tamamen ticari kaygıların bir ürünüdüa tarihi için önemli bir yer tutan,47 roninin hikayesi sürükleyici bir şekilde beyazperdeye aktarılmış ama anlatmak istediği duyguyu tam veremediğini ve amacına yeterince ulaşamadığını söylemek mümkün [spoiler][/spoiler]sonunun buruk bir şekilde bitmesi de ayrı bir üzüntü oldu,gerçekten ne kadar gururlu insanlarmış günümüzdekilere bakınca hayrete düşüyor insan sonuçta beğendiğim bir film oldu 47 ronin ama daha duygu yüklü,dövüş sahneleri daha etkileyici bir yapım da olabilirmiş..","label":6} {"text":"Efektleri ve oyunculukları ile başarılı bulmuştum filmi...","label":9} {"text":"I LOve AngelİNa JoLİe","label":9} {"text":"Yapılmış en eli ayağı düzgün dini içerikli film. Bugün biraz film hakkın da gezerken dikkatimi çekti yapımcıların film üzerindeki desteğini çekmesi üzerine film ekibinin Fasta bir otelde uzun süre bekleyip en sonunda gereken parayı Kaddafi tarafından verilip filmin tamamlandığını bugün öğrendim belki bir çok kişi biliyordur... 1976 dan buyana ramazan, kurban gibi mübarek günlerde sık sık televizyonlarda rastladığımız ve hepimizin bir çok kez izlediği filmdir. Fakat aklımda hala soru işaretleri bulunuyor filmle alakalı değil tabi bu kadar çok zengin müslüman ülkesi var iken başta bizim ülkemiz neden peygamberimiz adına daha iyileri çekilmiyor ? Yani taşın altına kimse elini koyamıyor ne yazık ki. Hala 30 senelik bu yapımı gelecek nesillere tek film olarak yayıyoruz bana göre çok yanış birşey... Ayrıca bu filmde ki müziklere değinirsek fevkalede iç titren müziklere sahiptir.","label":8} {"text":"Tam böyle insanı silkeleyen bir film. Uzun zamandır erteliyordum izlemeyi, pişman oldum! Ağlamaktan ciğerlerim soldu bir de, izlemeden önce hazırlıklı olun.","label":8} {"text":"eh işte e","label":3} {"text":"Ne mantıkla bu filmi yapmaya kalkmışlar anlamadım. Hyatımda izlediğim en kötü Türk filmlerinden biri (2.0)puanı","label":0} {"text":"Genç bir aktörün çocukluk yıllarında babasının travmalarından nasıl etkilendiğini konu alan çarpıcı bir film. Kendi babasını oynayan aktörün bakış açısı tamamen değişmiştir... Her travma, ötesine geçtiğimizde bize bir hediye bırakır. Hayatımızda başımıza gelen olaylar, seçtiğimiz meslekler, ilişkilerimiz... Hepsi ailemizle ilgilidir. Aile dinamikleri, çocukken yaşadıklarımız veya kök ailemizin geçmişinde olan travmatik olayların yarattığı bir olgudur. Bunun farkında olmadıkça, neden bu mesleği seçtiğimizi ve neden sürekli bazı olayları üzerimize çektiğimizi anlamayız. Tehlikeli durumlar içeren meslekler bu gruba dahildir. Aksiyon sahnelerinde rol alanlar çoğu zaman ölümle hayatı ayıran çizgiye yaklaşırlar. Honey Boy isimli filmde kahramanımız riskli sahnelerde rol almanın yanı sıra özel hayatında da zor durumlarda kalır. Bunlardan biri de içkili araba kullanarak kaza yapmasıdır. Bazı durumlar, olaylar Otis’i tetikler. [spoiler]Artık onun derinindeki probleme bakmak için bir yardım eli gerekmektedir. Psikoloji konusunda uzman biri onun çocukluk hikayesi ile başlar. Otis’in anne ve babası ayrıdır. Babası ile yaşayan Otis, içsel olarak anne ve babasının arasında kalmıştır. Babası anne hakkında olumsuz konuşmalar yaparak oğlunu yanına çeker. 12 yaşındaki oğluna bir paket sigara hediye eden bir babadır. Otis ise oynadığı küçük rollerle az da olsa tanınmaktadır. Babası onun üzerinden para kazanır ve onu devamlı mesleği konusunda zorlar. Otis bu durumdan ve ilişkilerinden hiç mutlu değildir. Babasında daha iyi bir baba olmasını talep ettiğinde ise aldığı yanıt fiziksel şiddettir. “Hep gerçek bir baba olarak davranmanı bekledim. Bunu bir kez olsun yapmadın. Seni uzun zamandır özlüyorum baba...” Otis’in babası sabıkalı biridir. Bir çok bağımlığı olan biri. Onun annesi (Otis’in babaannesi) yazar ve şair... ve bir alkolik. Annesi oğlu 11 yaşındayken kadınlardan hoşlandığını açıklar. Annesinin sevgilisi olan kadın da alkoliktir ve çocuğu her seferinde döver. Çocukluğunda elinin alçıdan kurtulduğu zamanları hatırlayamaz. Annesi camdan otobana düşer. Ölümünden sonra askere gider. Tüm bunlar onu uyuşturucu bağımlısı olmaya sürükler. Kendinden geçtiği bir anda, bir kızın arabadan atlamasına sebep olduğundan kendini dört yıla yakın bir süre hapishanede bulur. Kapalı kaldığı dönemde Tanrı’ya yaklaşır ve kendi oğlunu – Otis’i – elinden geldiğince büyütmeye çalışır. [/spoiler] Yazının tamamı blogta TuvaletKağıdınaNotlar.com","label":8} {"text":"Bütün seriyi severek takip etmiştim ve bunu da izlemek için sabırsızlanıyordum. Fakat bu filmle birlikte gerçekten güzelim seriye yazık olmuş. Kalite olarak diğer filmlerden çok ama çok uzak. Feci derecede sıkıcı ve vasat. Hiç beğenmedim.","label":3} {"text":"Filmi 19Kasım2014 Çaşamba günü basın ve sanatçı galasında izleme şansım oldu. Başrol oyuncuların dizi geçmişini bilmiyorum. Gala bana göre gayet kalabalık idi, yani ilgi had safhada idi. Salon doldu taştı desek doğrudur, merdivenlerde bile oturanlar var idi. Yönetmenimiz Biray Dalkılçı ilk olarak Peri Masalı filmiyle tanımış ve tarzını sevmiştim. Başrol oyuncuların harici ünlüler gecidi bir kadro oluşmuş. komedi, dram, romantiklik öğeleriyle ilk yarım saatin ardından Klasik yeşilçam filmi dedirtti. Bu arada salonu terk eden bazı izleyicileri ve gala gösterimi boyunca konuşan sanatcı ve ünlüleri kınıyorum, kendi sektörlerine saygısı olmayan insancıklar. Film bittiğinde etiktir adettir yazıların bitmesi beklenir oyuncularla izlendiğinden hürmettir saygıdır, adeta filmin yarısında çıkmak neyse aniden terk etmekte çok garip geldi, demek biz izleyiciler onlardan daha etiklere bağlı, sektöre saygılıyız. Hani bir laf varya imam şunu yapsa cemaat ne yapmaz diye.. Filme dönersek , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde geçen bir ada filmi sandığım anda , istanbulun büyüsüne kapılılıyorsunuz, bana göre çekimler harika. Senarist Gül Abus Semerci 'nin kitaplarının hala kütüphanemde olmasının verdiği keyif ile adına rastlayonca ayrı bir sevindim. Gayet güzel film ve dizilere imza atmış bir yazar/senarist. Güçlü kadroda genç başrol oyuncularımız biraz yavan kalmışlarsada ilkfilm heyecanı acemiliği filme renk katmış, tad vermiş. Sıcaklık elde etmiş samimiyet doğmuş. Filmin müzikleride şimdiden klipleri dönmeye başlamış sosyal medyada , sanırım OST çıkar yakında, belkide piyasadadır. Bu arada film boyunca selfie / özçekim neredeyse manyaklık derecesinde vurgulanmış idi, ama film gösterimi sonrası kokteyl ardından hepimizi süpriz bir şekilde filmin o selfie lerinin bir kısmının basılmış/print edilmiş orjinal fotolarının dağıtılması güzel jest oldu. Gala adeta sevgililer gününü andıran kızmızı renk ve kalp şekilli balonların resitaliydi. Bu arada filmde en Murat Serezlinin tam role büründüğünü ve gayet başarılı bulduğumdan gala çıkışında bakındım göremedim. Tebrik edecektim onu ve diğer usta oyuncular gayet güzel renk katmışlar. Klasik Yeşilçam filminin modernize edilmiş hali desek kimse itiraz etmez sanırım. Yer yer güldürüp yer yer içinizi burktuysada bazılarının gözlerinden yaşlarda getirtti. Ama filmin tatlı bir sıcaklığı var.","label":5} {"text":"Tarihi ve dini gerçeklerle alakası olmayan bir film olmuş,zaten çok beklentim olmadan izlemiştim ama böyle bir oyuncu kadrosundan çok daha gerçekçi ve görkemli bir yapım beklerdim ben,hayal kırıklığı 6/10","label":5} {"text":"Sonunu zor getirdim böyle sıkıcı olacağını tahmin etmezdim.Yarısından sonra koptum gerçekten.Karar sizin","label":3} {"text":"benzeri çok olan ve inanaın ancak evde dvd de seyretmeniz gereken bir film..sinama için vakit kaybı","label":4} {"text":"Bir aşk hikayesi bu kadar mı içten bu kadar mı samimi bu kadar mı yalın bir şekilde güzel anlatılabilir. Hayatımda izlediğim en güzel aşk filmlerinden biridir. ŞİDDETLE TAVSİYE EDERİM.","label":8} {"text":"iç gıcıklayıcı, içtenlikle küfür etmenizi sağlayan bir film. bu kadar da olmaz diyebiliyorsunuz. sınıf arkadaşlarının diger arkadaşlarına yaptıklarını. mütemadiyen, şiddet içerikli olsa da gerçekten izlenmesi gereken bir film.","label":8} {"text":"kaliteli film çekimleri müzikleri atmosferi daha ilk dakikadan yönetmen farkı belli oluyor.","label":7} {"text":"süpersin (sir)benigni film bittiğinde kendimi zor tuttum ağlamamak için ellerine sağlık...","label":9} {"text":"yeni izleme fırsatı buldum ve hemen yazmak istedim ne kadar kişiyi kurtarırsam kardır kesinlikle bırakın sinemayı evde bile izlemeyin konu 50 ilk öpücük filminden çalıntı ama tabiki işleyiş olarak yanından bile geçemez konu yok oyunculuk yok yapmacık bir özcan deniz özellikle fahriye evcen bu ne kötü oyunculuktur arkadaş neyse duygusal bir arkadaşım ama bir kez olsun gözlerim dolmadı bile sonuç olarak canını seven kaçsın bırakın paranıza ruh sağlığınıza yazık eywallah","label":0} {"text":"Çerezlik tabiri bu film için çok fazla kalıyor bence. Bir konusu olmaksızın anlamsızca akmayan bir film. Seyir zevki ve sinematografi açısından bir şey vaad etmiyor. Konusuna gelince film eski bir grup arkadaşın tatil yaparlarken birbirlerinin eşlerine ve çocuklarına karşı sapkın davranışlarını güldürü olarak işlemiş. Her kültüre saygı duyulması gerekir fakat bu toplumsal değerlere zarar vermemeli. Yorumlarda da bir arkadaş bu filmi aile filmi olarak nitelendirmiş. Bu beni oldukça şaşırttı açıkçası.","label":2} {"text":"Tesadüfen izlediğim sonrasında da ara ara bulamadığım film.. Kesinlikle bu puanı haketmiyor..","label":7} {"text":"fatih akının temmuz filminden sonra en etkilendiğim filmi diyebilirim şiddetle tavsiye ederim cesur konusu repilkleri oyunculuğuyla sizi bir hayli etkileyen film taş gibi film zaten aldığı ödüllerle kendini ispatlamış sibel kekillinin cesur ve yerinde oyunculuğuyla kral fim izleyin iyi seyirler...","label":7} {"text":"bece 3 film arasında en mükemmeliydi. boyka yine fizik kurallarına aykırı dövüşerek kalitesini konuşturmuştu. tabi marko zarorunda ondan geri kalır yanı yok. onun stilide boykanınkinden farksızdı diyebilirim.","label":8} {"text":"uzaylilarin insanlari yalayarak tuzlarini emdigi sahneler cok dusunulerek yazilmis olsa gerek. keyifle izledigimiz filmlerimizden..","label":8} {"text":"güzel, eğlenceli bir film.. anna kendrick ve mimikleri çok tatlıydı.. sıkılmadan izlenebilecek bir film.","label":5} {"text":"Oyunculuklar cok kötüydü filmi izlerken sadece ne zaman bitecek diye bekledim. Ayrıca Mehmet Akif rolü hiç olmamış, diğerlerine bir şey demiyeceğim ama baş rolün böyle olması ayrı bir kötü. Filme o kadar fazla müslümanlık işlenmiş ki 1 saat 51 dakikanın 1 saati namazla niyazla geçiyor.Cok bos zamanınız varsa izleyin ama izlemeniz size bir sey katmaz.","label":0} {"text":"Buram buram rahatsız edicilik kokuyoru film mekanlar, çekim açıları... Sinemanın asi yönetmeni dogma95'in kurucularından olan Lars abimizin filmi izlemezsenizde çok fazla birşey kaybetmezsiniz açıkçası.","label":6} {"text":"Alışılagelmiş amerikan tarzının dışında hıristiyan yada yahudi olmayan insanların çektikleri acıları yansıtan bir film.Bosna katliamını,sırpların katliamdan sorunlu olanları kahraman görmesini,birleşmiş milletlerin görevlerini nasıl yerine getirdiğini(!) anlatıyor.","label":7} {"text":"Kesinlikle bir Lynch klasiği.Hatta en iyi filmlerinden birisi.Ve kesinlikle kolay anlaşılabilir bir film.Ama diziyi izlemeyenler için film sıkıntı yaratabilir.Ama izleyip benim gibi hastası olanlar içinse Laura Palmer ın ölmeden önceki 7 gününü izlemek müthiş bir keyif.10/10","label":9} {"text":"bu filmi neden izledim ya da ben ne izledim bilmiyorum ama beğendim","label":8} {"text":"Açılış sahnesi çok iyi bildiğim ve hiç tanımadığım birini hatırlattı, dans sahnesi ve Richie'nin pasif nihilist yaşamı da Buffalo '66 'yı... Pasif agresyonla sonuca ulaşılmaz, karanlıkta duyacağın tek ses yarasalara ait olacak olsa da kulak vermelisin.. 8.5/10..","label":8} {"text":"\"Beden zevk peşinde, akılsa güç.. Ruh da burada varoluşuna bir anlam arıyor, bulamıyor.\" Eddi Anter -->Günümüz insan ilişkilerinin ne kadar da basite indirgendiği, mekanikleştiği ve dumura uğradığının en büyük kanıtıdır bu film.. tıpkı Lost Highwaydeki o enteresan sahne ve diyalog gibi; -adın ne ? +Pete.. ya senin ? -alice.. (birbirlerini 5-6 saniye süzüyorlar ve..) şeytanı bile baştan çıkartabilecek Arquette: \"bence hemen bir otel bulmalıyız..\" her şey bu kadar basit.. iki saat hikayeye gerek yok.. ancak sözünü ettiğim şeyi anlamışınızdır umarım. filmin puanı düşük, ama bu önemli değil; ilerleyen yıllarda kült statüsünü alacaktır.. Tıpkı Dogtooth gibi..","label":8} {"text":"büyük hayal kırıklığına uğradım. Filmi beğenmedim. Sağlam oyuncu kadrosuna güvenip gitmiştim. Uğur Yücel'in rolü çok iticiydi, eğreti durmuştu. Meltem Cumbul çok vasattı. Sarp rolünün içine girememiş gibiydi. yani kısacası film iyi değildi.","label":3} {"text":"Bir gerilim ya da yol filmine göre çok orijinal ve yenilikçi değil ’’The Devil’s Rejects’’.Rob Zombie’nin kullandığı hareketli kamera ve sık sık yaptığı yakın plânlar gözü yorsa da,yönetmenin yetmişlerin istismar filmlerinin sıkı bir takipçisi olduğunu anlıyoruz.","label":5} {"text":"Tatsız tuzsuz,estetik yönünün olmadığı gibi konu olarak da izleyiciyi sarmayan bir film.Tv de izlemenin dahi zaman kaybı olacağını düşünüyorum","label":3} {"text":"Film 2 dakikada bitti, o kadar güzel.","label":7} {"text":"Serinin son filmine yorum yazmadan önce Peter Jackson'a teşekkür etmek gerekir, böylesine enfes bir üçlemeyi sinema tarihine sunduğu için. Onun başarısının sadece görsel anlamda olduğunu düşünmüyorum. Gandalf'ı, Hobbit'leri, Elf'leri bize sonuna kadar hissettirdiği için de bir teşekkürü hakediyor. Filme gelince;seriye yakışır doyuruculuktaydı ve finali benim için büyük ve güzel birsüpriz oldu. Hobbit'lerin önünde herkesin diz çöktüğü sahne de istemsizce helal olsun çıkıvermişti ağzımdan.","label":8} {"text":"Kesinlikle zaman kaybı.","label":0} {"text":"Öğrenme işlemini geri almak mümkün mü? Derine işlemiş saf nefreti ve saldırganlığı unutmak? Yoksa titizlikle programlanmış, kana işlenen bu nefreti hiçbir zaman genlerimizden çıkaramaz mıyız...","label":8} {"text":"türkçe dublajdaki, Rachel Mcadams'ın sesi olmamışş.. Gerisi olmuş :D","label":8} {"text":"Senenin en iyilerindendi..","label":7} {"text":"Klasik netflix senaryosunun çok iyi bir teknikle gereksiz uzun planlarla sıkıcılığa varan şekilde anlatımı. Rahatsız edici sahneler içeriyor. Alanında yenilikçi ama senaryonun daha yaratıcı olmasını beklerdim... Müzikten ziyade ses tasarımı başarılıydı bence. Müzikteki akapellalar sinir bozmak içinse gayet sinir bozucu ama yine gereksiz fazlalıkta. Sanatsal detaylar özellikle resim ve figürler de doyurucu olsa da 2.5 saatin sonunda size ne verdiği tartışılır. Çoğu izleyici için zaman kaybı hissiyatı yaratacaktır. Sinemanın da evrildiği ve artık eskisinden farklı bir sinema anlayışına doğru gidildiği birçok türde karşımıza çıkmaya devam ediyor.... Modern zamanlar:)","label":8} {"text":"Huzurlu naif tatlı bir bağımsız sinema örneği. Yalnızlık ve sosyofobi olgusu; abartısız ve en doğal haliyle bu kadar mı güzel işlenir! Sanki 10 dakikada bitti hissi yarattı bende. 8 / 10","label":8} {"text":"izlerken \"bu neydi ya\" dediğim film. filmin içinde sıkıcı bir sekssellik almış başını gitmiş hiç beğenmedim. bu filmde yer alan \"gay sandım\" modundan romantik film çıkarmaya çalışma güdüsü de bitti canım 80lerde. hala nelerle uğraşıyorsunuz.","label":1} {"text":"Film gerçekten tam bir çocuk filmi.Bence Lindsay gibi bi güzelliği artık çocuk filmlerinde oynatmamalılar.Herbie’nin bazı efektleri gerçekten çok yağmacık olmuş.Çok daha iyi bir film olabilirdi.Yazık olmuş bence.Gitmeyen varsa boşuna sinemaya o kadar para vermesin.Bikaç ay sonra tvde veririler zaten.Orda izleyin derim.","label":5} {"text":"güzel bir film tamam ama önceki serilerinin bir tık altında kalmış.. yine abartı sahneler vardı.. serinin hatırına izlenir.","label":5} {"text":"hayatımda izlerken uyuya kaldığım tek film","label":0} {"text":"guseldı ben sınemada ızledım haz aldım bu fılımden bırbırıne tezat gusel bır ıkılı olusturmuslar keyıflıydı","label":7} {"text":"Düşük bütçe, kötü senaryo. Vakit kaybı.","label":1} {"text":"filmin kalitesizligini berbatligini anlatmaya sayfalar yetmez bizim için öneminin tartisilamayacaginin çanakkalenin bu kadar asagiya çekilmek istenmesi kabul edilemez bir daha sinan çetin mi asla","label":0} {"text":"Herkes sonunu beğenmediğini yazmış. Bu da bana ne yazık ki hep aynı profilde ve sığ bir kitlenin sitede olduğunu gösterdi. Size kalsa sonunda belediye binası uçardı ve siz de fight club'daki gökdelenlerin havaya uçması gibi seyrederdiniz. Sonra işte budur yaa anarchyy diye mutlu olurdunuz. Burada senarist adalet sisteminin mahvolmuş işe yaramayan bi sistem olduğunu ama her zaman kazandığına imada bulunmuş. Eğer film böyle bitmese kendi içinde tutarsız olurdu, benim fikrim bu. Filmde bazı boş kalan yerler olmuş ama beni tatmin etti 8.5/10","label":7} {"text":"Hüzün, az diyalog karlı hava, soğuk iklim ama sıcak bir film. Karşılıksız aşkın, en önemli iletişimimiz olan sevgi o yoksa bir başınalığın dayanılmaz iç burkan halini yaşıyoruz. Öyle diyor usta jeryz. İspanyollar bu filmin aynısını gerilimi ve korkuyu ekleyerek çekti hiçte fena değildi izlemeyenlere öneririm. Ölüm uykusu","label":6} {"text":"bu yorumları okudugum halde içimden bir ısrar bu filmi izlememi söyledi ve izledim ama beğenmedim soylenilenler dogru filmde neden nasıl ilişkileri yok sayılmış bişeyler oluyor ama anlaşılmaz.. konu iyi seçilmiş ama iyi perdeye aktarılamamış.","label":3} {"text":"İçerisinde orijinal replikler barındıran ve daha önce izlediğimiz romantik filmlerden ayrılan, klişeden bir nebze olsun uzak bir Türk filmi. Avşar Film'i arkasına alan bir yapımın daha da kaliteli olmasını beklerdim ancak bu bile yetti. Macera ve çok dozunda komedi de aralara serpiştiriliyor. Genel olarak ortalamanın üzerinde.","label":6} {"text":"\"His story will touch you, even though he can't.\" Muhteşem bir film! Tim Burton görselliği, Johnny Depp'in inanılmaz oyunculuğu ve şaşkın, kırılgan bakışları, Peg karakterinin içten ve anlayışlı yaklaşımı... Ne kadar izlesem bıkmam bu filmden!","label":7} {"text":"bence tam gençlik filmi!izlerken çok eğlendim!sonu çok çabuk tahmin edilebiliyo aslında ama yinede kendini sewdirerek izletiyo işte bence gençlik filmlerini sewenlerin,aşk filmi sewenlerin,romantizm isteyenler için hem eğlenceli hemde çok hoş bir film!tawsiye ederim:))","label":9} {"text":"Beni fazla etkilemesede vasatın üstünde bir filmdi oyuncu kadrosu hatrına izlenir 10/7","label":9} {"text":"brian de palma bazen -aman boşver-tadında filmler yapar. ancak biz onun çok özenli, nakış gibi işlenmiş filmlerini görmek istediğimiz için bunları bir kaza gibi görürüz. black dahliada de palma ne anlatacağına bir türlü karar verememiş ve ortaya bir bulamaç çıkmış. halbuki konu biraz daha işlense, karakterler özenle çizilebilse ortaya bir başyapıt adayı çıkabilirmiş. bu seferlik yine olmamış, ustaya hiç yakışmamış!!!!","label":4} {"text":"Süperr filmindi Hayran kadlım vallahi 2. defa giderim belki :)","label":8} {"text":"Atıştırmalık bişiler ararken gözüme çarptı izledim. Çok etkilendiğim söylenemez. Güzel bir yaşam mücadelesini güzel oyunculuklarla anlaşmışlar. Hikayenin gerçek olması kendine özgü bir senaryo olması gayet iyi, farklı kılıyor filmi. Sonunda Tony'nın kız kardeşiyle evlenmesine ayrı bir sevindim arkadaşının.","label":6} {"text":"Çocukken çok sevdiğim gençlik dönemlerinde hazzetmediğim bu günlerde ise fazla önemsemediğim J.Bond un yeni macerası bir durulup bir dalgalanan deniz misali,hareketli..Bir önceki filmdeki gibi şaşırtıcı dönüşlere sahip bir senaryosu yok ama takındığı çevreci tavır hoşuma gitti.. Korku filmi izlerken önce kim ölecek diye bahse tutuşan sinemasever kitle Bond flmlerinde de Bond önce hangi kızla bulutların üzerinde bir gezintiye çıkacak(!!)diye iddialaşır.Bu filmde beni şaşırtan tek nokta orası oldu..Ve de filmin ana fikri-bence-;Lütfen Dünyayı koruyalım ve kaynaklarımızı doğru kullanalım.Belki susuz kalınca motor yağıda içebilirsiniz ama bu sizin ölümünüze neden olur.Mide kanamasından değilse kafanızın arkasına sıkılan iki kurşunla hemde..","label":7} {"text":"3D olmasına aldanmayın rezalet ötesi bir film,elle tutulur hiçbir yanı yok.Senaryodaki saçmalıkları,tutarsızlıkları anlatmaya kelimeler yetmez.3-5 arkadaş biraraya gelip haydi film yapalım demişler ve bu çıkmış ortaya ya da absürd komedi yapmak istediler de ben ciddiye aldım.Filmin sonunda oyuncu kadrosunun kendilerini tiye alan bir hiphop klibi mevcut,izleme konusunda bir tek onu tavsiye edebilirim...3/10","label":2} {"text":"Filme büyük umutlar ile gitmeme rağmen, hayal kırıklığı yaşadım.Buz devri seviyesinde hatta ondan daha iyidir zannetmiştim ama, tamamıyla çocuklara yönelik....","label":4} {"text":"bana bir şey söyler misiniz nasıl izleyeceğim????? nolur bir bilgi verin 2 saat birşey yapamıyorum ?","label":9} {"text":"Evde ailece izlenecek hoş bir yapım. İlk filmine göre olaylar daha akıcı daha güzel anlatılmış.","label":6} {"text":"kesınlıkle vasatın dısında bir film ama orat duseyde cok daha guzel olabılırdı bu kadar ıyı bir konu heyecen dram ask konuları bıraz daha etlıleyıcı olabılırdı fakat yınede izlenmeli","label":4} {"text":"ewet çocuklara hitab eden bi film ama akrabaları toplayıp izleyeceğiniz hoş bi fiLm","label":7} {"text":"mükemmel tabiatı izlerken içiniz ısınacak ama fakirliği ve umudu iliklerinize kadar hissedeceksiniz 7/10","label":6} {"text":"Konu yeni olmasa da işlenişi güzel. Eva Mendesin canlandırdığı kadın tiplemesi ve oyunculuğu çok iyi. Doğru soruları sordurabildiği için başarılı bir film... 8/10","label":7} {"text":"Malum tablo yüzünden uyuz olduğum bir filmdir, bu yüzden iyi kötü diye bir yorum yapamayacağım ama finansmanını yapanlar hakkında ufak bir fikir sahibi olunabilir Kevorkian soyadına bakılınca. Kevorkian'ın tablolarından birisine odaklanılan 2-3 saniyelik bir sahne ardından filmin asıl işlemek istediği konular! üzerine biraz gitmesi ve en son mahkemede Kevorkian'ın Genocide suçlamasına verdiği aşırı tepkiyle dikkatler istenilen noktaya güzelce çekilmiştir. Alttan alttan art niyetli bir film gibi geldi bana. Amerikan yobazı güzel bir tespit bu arada ;)","label":7} {"text":"Üçleme gayet güzel tamamlanmış ?. Bütün olaylar birbirine çok iyi bağlanmış ? son 20 dakkakasını da soluksuz izledim :D ? serinin en zayıf filmi olarak görsemde 10/8 i hak ediyor ?","label":7} {"text":"(...) Disney'in sevilen animasyonu Arabalar'ın dünyasından çıkıp gelen Uçaklar, geçen sene izlediğimiz ilk filmiyle beklentileri karşılayamasa da hemen bir yıl arayla devam filmiyle tekrar karşımızda. İlk filmle bağını koparıp onun düştüğü hatalara düşmemek için taze bir hikayeyle yola koyulan Uçaklar: Söndür ve Kurtar, her şeye rağmen Arabalar'ın seviyesine yaklaşamıyor. Özellikle de çocukların bile seçebildiği klişelerle donatılmış ve tamamen küçük izleyicilere hitap eden komedi ögeleriyle süslenmiş hikayesi büyükleri yine bir türlü saramıyor. Fakat neyse ki ilk filme kıyasla en azından bomboş bir seyirlik sunmuyor; küçüklere güzel bir eğlence vaat ederken aynı zamanda doğayı sevmeleri ve korumaları için hoş mesajlar da veriliyor.","label":4} {"text":"hayatımda izlediğim en başarısız filmdi senaryo berbat oyuncular kötü çekimler kalitesiz boşa vakit kaybı","label":0} {"text":"Nurgül Yeşilçayın performansı hariç gerisi yalan bu filmde. Zaten filmde onun üzerine kurulmuş.. Belki 4-5 oyuncunun süresini toplayın Nurgül Yeşilçayınki kadar ediyor. Ki hakkı da..","label":3} {"text":"Güzel olmuş tek kelimeyle özetlemek gerekirse,klasik kadın-erkek ilişkileri eğlenceli ve yalın bir anlatımla ele alınarak izleyiciye aktarılmış.izleyin..","label":6} {"text":"Herhalde Howard sülalesinin yarısı filmde görev almış. Stadyum sahnesi tam bir curcuna, eğlenceli bir film, başrollerdeki çift tatlı ve uyumlu fena iş çıkarmamışlar. Nanc Morgan ın en taze zamanlarını da görme fısratı buluyoruz. Bu filmi mesela yol filmleri listenizden eksik etmeyin veya 3-4 filmlik haftasonu yol filmleri maratonları için ideal bir parça.","label":6} {"text":"2012 yılının en iyi korku filmi adı altında bir çok film sitesinde adı duyrulan, yönetmeninin ve kadrosunun iyi olmasıyla çok şey beklediğim filmdi. Gecenin bir yarısı korkmak ve gerilmek için tek başıma başına kurulduğum, gerilmedim desem yalan olur fakat birşeylerin eksik olduğu apaçık ortada. Film içinde çalan müzikler ve kasetlerde ki cinayet görüntüleri içimi ürpertti doğrusu. Sonuna değinecek olursak eğer şaşırtmadı ve zaten beklenen bir sondu ikincisi de yakın zamanda fiyasko olarak çıkacaktır bekliyoruz...","label":6} {"text":"Başlardaki gerilimi ve merak duygusunu finaline doğru kaybeden bir film... (5/10)","label":4} {"text":"Malik ve Cezar'ın Bir Peygamber'den sonraki buluşmaları.. Sırf bunun için bile izlenir.","label":7} {"text":"Önceki yorumlara bakınca çoğunda uzun süredir izlenen en iyi polisiye-gerilim filmi olduğu yazılmış ve benim için de cidden böyle bir filmdi, bu senenin de en iyilerinden birisi şahsi kanaatime göre. Mağdur aile psikolojisi güzel yansıtılmış, oyuncuların rolle bütünleşmeleri etkileyiciydi, özellikle Jake Gyllenhaal'in tikli polis karakteri müthişti. Film hakkında en çok edilen şikayetlerden senaryonun kopukluğu ve açık kalan noktalar namına bir şey göremedim açıkcası. Sonunu muallakta bırakmasalar iyi olurmuş ama bu haliyle izlendikten sonra da germeye devam ediyor. Süresine bakıp da gözünüzde büyütmeyin, zaten havalar soğudu oturun evinizde paşa paşa izleyin.","label":7} {"text":"Jet Li nin her filmi iyidir ama bu hem farklı hem en iyilerinden..Kurgu çok iyi,izlenmesi gerekenlerden..","label":7} {"text":"Birşey anlamadım, Ama izlemesi güzeldi.","label":8} {"text":"Gerçek Kesit: Manyak, Onur Ünlü'nün Put Şeylere filmiyle başlattığı Mor Koyun Harekatı'nın ikinci filmi. Bu yüzden bu film komedi veya dram olmaktan ziyade, Onur Ünlü'nün yarattığı demokratik dramaturji türüne giriyor. Peki demokratik dramaturji kavramı ne anlama geliyor? Ünlü'nün 54. Ulusal Yarışma'da yaptığı açıklamaya göre bu yeni tür, sinemanın kalıplaşmış algılarını sorguluyor ve seyirciye bir şeyler göstermekten ziyade farklı duygular uyandırmaya çalışıyor. Şahsen, Put Şeylere filminin tamamı bu duygular bütünlüğünden ibaret olduğu için o filmin bende yarattığı etki epeyce büyüktü. Bu yüzden Put Şeylere'yi kusursuz olarak görmememe rağmen Ünlü'nün senaryosu ve özellikle de yönetmenliğinden dolayı, Put Şeylere'nin dünya sinemasının en özgün işlerinden birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu yüzden Ünlü'nün Gerçek Kesit: Manyak filminde neler yapacağını merak ediyordum. Gerçek Kesit: Manyak, annesine çok düşkün olan Rıza'nın zaman içerisinde karşı apartmana Serpil adlı bir kadının çocuğuyla taşınmasıyla birlikte, Rıza evlilik hayalleri kurmaya başlar. Fakat bunu düşlerken bir yandan da kendisini annesine karşı mahcup hissediyordur. Bundan sonra Rıza kendi kişiliği arasında derin bir çıkmaza düşer ve neyi nasıl yapacağını karar vermeye çalışır.& Bu filmle birlikte Onur Ünlü, filmografisine yine eşsiz bir film eklemeyi daha başarmış. Manyak, hem Gerçek Kesit dizisinin hayranlarını son derecede memnun edecek, hem de sinemada daha önceden hiç görmedikleri bir şeyler izlemeyi isteyen seyircileri de aynı anda tatmin edecek bir yapım. Gerçek Kesit'in eski oyuncu kadrosunu bu filmde yeniden bir arada görmek harikaydı. Her ne kadar bu film içeriği bakımından demoktratik dramaturji türüne cuk diye oturuyor olsa da, Ünlü'nun bu filmi Gerçek Kesit adına bir saygı duruşu olması için çektiği rahatlıkla görülüyor. Hikayesinin absürt ilerleyişi, zayıf oyunculukları ve saçma diyaloglarıyla birlikte Manyak, Gerçek Kesit'in kusursuz bir uyarlaması olmuş. Bu bakımdan filmi izlerken harika vakit geçirdim. Oyuncu kadrosu ise tek kelimeyle harikaydı. Cahit Kaşıkçılar, bu filmde tek kelimeyle döktürmüş. Karakterinin ani duygu değişimleri ve garip havasını canlandırmasını izlemeye diyecek lafım yok zaten. Orijinal Gerçek Kesit kadrosundan Mehmet Vanlıoğlu, Mesut Hakyemez ve hatta Perihan Savaş'ın bu filme kattığı hava ise bir başkaydı. Bu oyuncuları yeniden bir arada görmek kesinlikle bu filmin en iyi tarafıydı. Onur Ünlü'nün yönetmenliğine gelecek olursak; her ne kadar bu filmdeki görüşünün Put Şeylere veya Kırık Kalpler Bankası'ndaki kadar etkili ve özgün olduğunu söyleyemesem de Manyak, Gerçek Kesit'in birebir kopyası olmaya değil, bir Gerçek Kesit öyküsünü Onur Ünlü'nün özgün bakış açısıyla anlatmaya çalışıyordu (filmdeki oyuncak askerler, ani gece-gündüz değişimleri gibi). Filmin bu tarafları kağıt üzerinde bir anlam ifade etmese de, çıkan sonuçta tıpkı Put Şeylere filminde olduğu gibi seyirciyi düşündürtmeyi başarıyor. Ayrıca, Onur Ünlü'nün büyük bir Gerçek Kesit hayranı olduğu her yönünden belli zaten. Mesela birkaç yıl önce çektiği Leyla ile Mecnun dizisinin 33. bölümünün tamamı Gerçek Kesit'e yapılan dev bir saygı duruşu niteliğindeydi (eğer izlemediyseniz o bölümü izlemenizi şiddetle tavsiye ederim). Bu filmin de bundan ne eksik, ne de fazlası var. Manyak'ın demoktratik dramaturji türünün ikinci filmi olduğunu düşünürsek, bu filmi karşılaştırmak için ortada Put Şeylere'den daha iyi bir örnek olamaz. (Bu paragraf Put Şeylere filmi için spoiler içeriyor) Şimdi, Put Şeylere filminin tamamı aklınızı kurcalayan olay örgüleriyle doluydu ve her bir sahne birbiriyle bağlantılı olsa da, bunun nasıl olduğunu çözmek neredeyse imkansızdı. Ünlü, o filmde sinemanın zaman, senaryo ve yönetmenlik kavramlarını yıkıp hem geçmişe hem de geleceğe aynı anda gidip gelen, bu esnada da önceden yaşanan olayları birden farklı versiyonlarıyla gösteriyordu. Put Şeylere'yi anlamak o kadar zordu ki, film bittiğinde hayatımda gördüğüm en kafa karıştırıcı filmin bu olduğuna dair hiçbir şüphem yoktu. Bu yüzden Onur Ünlü film bittikten sonra sahneye çıkıp filmin bununla hiçbir alakası olmadığına ve asıl amacının bize sinemada hiç eşi benzeri denenmemiş türden duyguları hissettirmek olduğunu söylediğinde, film benim için netlik kazandı. Sonuçta her ne kadar Put Şeylere'yi çoğu kişinin sevmeyeceğine adım gibi emin olsam da, film kesinlikle amacına ulaşmayı başarıyordu. Tıpkı geçen yıl vizyona giren Darren Aronofsky'nin mother! filmi gibi, Put Şeylere de kiminin nefret edeceği, kimininse bayılacağı bir iş olacak. Ve bir filmin insanları ikiye ayırıp içeriği hakkında konuşmasını sağlaması gerçekten de nadir görülen bir olay. Bu yüzden Onur Ünlü, o filmde gerçekten de yapılması zor bir işi başardı. Fakat Put Şeylere filmindeki gibi birbirini takip eden karmaşık olaylardan ziyade, Manyak filminin belli bir konusu ve karakterleri var. Onur Ünlü, bu sıradan filmi elinden geldiğince sıra dışı kılmaya çalışmış olsa da, ortaya çıkan sonuç benim gözümde Put Şeylere kadar taze ve özgün değildi. Manyak'ın sevilecek bir sürü yanı olmasına rağmen, senaryonun yeterince demokratik dramaturji türünün derinine inememesi benim için ufak bir hayal kırıklığıydı. Bu yüzden eğer bu filmi garip bulduysanız, asıl Put Şeylere filmini bekleyin. Bir de bunun dışında Manyak filminde, Onur Ünlü'nün diğer işlerinde gözüken bir sürü ünlü oyuncu da yer alıyordu, sadece birer sahneliğine. Serkan Keskin, Zeynep Çamcı, Sadi Celil Cengiz, Öner Erkan gibi hep bayıldığım oyuncuların filmde görünmesi hoş olsa da, bu bölümlerin biraz dikkat dağıtıcı olduğunu söylemeliyim. Yani filmin tam içerisine girecekken ekranda birkaç saniyeliğine bir ünlü gözüküyor ve bu ünlü de mi buradaymış& diyorsunuz. Hoş bir jest ama hikayenin içeriği bakımından biraz fazla yersiz olmuş. Yine de genel anlamda Gerçek Kesit: Manyak'ı izlerken iyi vakit geçirdiğimi söylemesem yalan olur. Evet, bu film Onur Ünlü'nün diğer işleri kadar özgün ve taze hissettirmese de, Gerçek Kesit'in kendine has havasını ve harika oyuncu kadrosunu yeniden görmek çok hoştu. Üstelik film sadece 72 dakika sürdüğü için, ortada öyle göze batan büyük bir sorun da yoktu. Filmin elinde çok daha büyük bir potansiyel olsa da, ortadaki sonuç bile kendisini izlettirmeye yetiyor. Onur Ünlü'nün çektiği her filmle birlikte kimsenin çekmeye cesaret edemediği şeyleri yapabilmesi gerçekten de etkileyici. Eğer sinemada farklı bir şeyler izlemek istiyor veya Gerçek Kesit dizisinin büyük bir hayranıysanız, Manyak'a mutlaka bir göz atın. İyi seyirler. Not: Onur Ünlü'nün filmlerini bana göre şöyle sıralayabilirim (henüz Güneşin Oğlu ile Beş Şehir'i izleyemedim): 1) İtirazım Var (9.3/10) 2) Sen Aydınlatırsın Geceyi (9.1/10) 3) Kırık Kalpler Bankası (8.4/10) 4) Put Şeylere (8/10) 5) Polis (7.4/10) 6) Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi (7.1/10) 7) Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok (7/10) 8) Gerçek Kesit: Manyak (6.5/10) 9) Cingöz Recai (5.5/10) 10) Çocuk (3/10 FİLMİN İYİ YANLARI: + Oyuncu kadrosunun harika performansları. + Onur Ünlü'nün stili, Gerçek Kesit'e dev bir saygı duruşu olması. + Sıkmaması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Biraz dikkat dağıtan cameo&lar. - Hikayenin biraz yüzeysel kalmış olması. TOPLAM PUAN: 6.5/10","label":5} {"text":"Güzel gibi başlayan filmin 2. Bölümünde sacmalayan zaman kaybı bir film ve senaryo..oyunculuk fena olmasa da içi bomboş bir film..","label":0} {"text":"ingilterenin kendilerine savaş açtığını ingilizlerin dilinde söylemesi.. dilin tamamen almanca olmaması çok büyük bir eksi! Rudy! nein Rudy wake up!!! neinn!! wake up!","label":6} {"text":"ya sinemada izledim ama burdaki fragmanda ki bazı sahneler filmde yok galiba bana öyle geldi","label":9} {"text":"Ne b*ktan bir film,boşa zaman ve para kaybı. Kaliteli oyuncuları görüp girdim ama değmez,belki daha iyidir diye ikinci yarıyı bekledim ama filmin devamını telefonla uğraşarak geçirdim","label":0} {"text":"Eğlenceli bir film arıyorsanız mutlaka izlemelisiniz. Baştan sona kahkaha...","label":6} {"text":"gerçekten muhteşemm","label":4} {"text":"Öyle bir film ki tekrar izlersem radikal kararlar alırım.","label":8} {"text":"Genel olarak güzel bir film.Giriş bölümü çok iyi, insanı filme çekiyor ve gittikçe artan bir merak duygusuyla olay sarmalının iç yüzünü ve düğümü nasıl çözeceklerini beklemeye başlıyorsunuz.Ancak filmin sonunda olaylar çözüldükçe mennuniyet seviyeniz biraz düşüyor, üstüne mantık hataları da eklenince orta seviye bir film karşınıza çıkıyor.Keşke sonuç bölümü üzerinde biraz daha çalışılsaymış. Yine de güzel bir film gitmenizi tavsiye ederim.Burçin Terzioğlu harika bir oyunculuk çıkartmış.Serkan Keskin için zaten yorum yapmaya gerek yok:)","label":5} {"text":"Senaryosunu da yazan Ruben Östlund'un yönetmen koltuğunda oturduğu Force Majeure / Turist&, insanın hayatta kalma iç güdüsü ve meta fetişizmi ile evlilik ve ebeveynlik kurumlarının, komedi unsurlar kullanılarak sorgulandığı bir drama olarak çıkıyor karşımıza... İş adamı Tomas (Johannes Kuhnke), Norveçli karısı Ebba (Lisa Loven Kongsli) ve çocukları Vera (Clara Wettergren) ile Harry (Vincent Wettergren), İsveç'ten gelerek beş günlük kış tatillerini Fransız Alplerindeki lüks bir tesiste geçirmekte olan sevimli bir ailedir... İlk gün topluca hatıra fotoğrafları çektiren aile, ertesi gün yine kayaktadır... Bir sonraki gün, hep beraber öğlen yemeğindeyken meydana gelen çığ, her ne kadar bunun kontrollü olarak yapıldığını bilse de panikleyen Tomas'ın, &İPhone'u ile cüzdanını& kaptığı gibi ailesini orada bırakarak kaçmasına neden olurken karısı ve çocuklarının kendisine olan güvenin sarsılmasına da yol açar... Özellikle de Vera ile Harry son derece olumsuz etkilenmişlerdir... Öyle ki, ne annelerini ne de babalarını yanlarında istememektedirler... Akşam yemeğinde bu trajik olayı onların şaşkın bakışları arasında, kaçamak ilişki yaşayan Alberto Tomba (Jorge Lattof) ile Charlotte'a da (Karin Myrenberg) anlatır bir güzel Ebba... Gerçi Tomas, korkarak kaçtığını kabul etmediği gibi bunu Ebba'nın yüzüne karşı da söyleyebilmektedir... Artık kocası ve çocukları ile değil de tek başına kayağa çıkmaya başlayan Ebba, evlilik ve eşe sadakat konusunu tek eşliliği anlamsız bulan Charlotte ile tartışmaktadır... Ki bu konuşma, Ebba'nın aklını daha da karıştıracaktır... Bu arada tesise, Tomas ve Ebba'yı yakından tanıyan Mats (Kristofer Hivjuve) onun yirmili yaşlarındaki genç sevgilisi Fanny'de (Fanni Metelius) gelmiş olup birlikte Ebba'ların odasında yemek yiyip şarap içmektedirler... İki çiftin aralarındaki iyice koyulaşan sohbet esnasında, ne yapar ne eder Ebba lafı bir kez daha Tomas'ın korkarak kaçtığı çığ gününe getirerek &çok mutsuz olduğunu belirtir... Elbette bu son söylenenler Tomas açısından, hiçbir kalecinin uzanamayacağı üst köşeden ağlara takılan beklenmedik bir gol etkisi yaratır... Henüz dakika 54... Geride kalan 66 dakikalık bölümün içinde, Tomas'ın beraberlik golünü atıp atamayacağı kadar hayatta kalma iç güdüsünün cinsiyet ayrımına dayanıp dayanmadığına dair bilgileri de öğreneceğiz... Bitirmeden spoiler vermemek adına bu kez kısa tutmak zorunda kaldığımız yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, ironik bir biçimde Östlund'un yaşanmakta olan her olağan üstü durumda doğrudan Vivaldi'nin Dört Mevsim'ine başvuruyor olması... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Filmden zevk almanız için bu tür konulara uzaktan da olsa aşinalığınızın bulunması gerekiyor , yoksa film sıkıcı gelebilir. Finans şirketlerinin nasıl işlediğini gösteren ,büyük dev şirketlerin ve kapitalizmin gerçek yüzünü sergileyen oyuncuları ile de başarılı bir film bence. Filmin başındaki işten çıkarılma sahnesi ne kadar etkileyici.. izleyin pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":6} {"text":"Bence düşük puanı hak etmiyor,filmin sonunu ilk filimle çok iyi harmanlamışlar gayet başarılı ve güzel bir film devamı gelecek gibi merakla bekliyorum.","label":9} {"text":"İzlerken mideme kramplar giren, sıkıntıdan ve kasvetten dolayı daraldığım ama oyunculuk açısından başarılı bir yapım... Beğenene karışmam ama ben bu filmi oturup bir daha izlemem...6/10","label":5} {"text":"film çok güzel hazırlanmış... mandela'nın hayatını anlatan yenilmez filminin tadında bir film olmuş... insanların birbirini sevmesi üzerine çok güzel mesajlar içeren bir film. dine olan bağlılığı ve ortak payda olarak dini öne çıkarması çok güzeldi. ayrıca yakın tarihimize ışık tutarak, dış güçlerin ülkemiz için düşüncelerini de çok güzel izah etmiş... !---spoiler---! filmde said nursi'nin sürekli olarak elinde taşıdığı sepeti, filmin sonunda bi yere bağlayabilirlerdi. !---spoiler---!","label":8} {"text":"büyük ihtimalle bir süre daha \"en iyi türk filmi\" olarak kalacak harika film..","label":8} {"text":"Geçen yıl izlemiştim yorum yazmıştım ama nereye gitti bulamıyorum Amerika larin herşeyi zombiye bağlamaları filmin gercekciligini oldukça azaltilmisti yoksa insan iyi ki o dönemde yaşamadım diyor","label":5} {"text":"kaliteli","label":8} {"text":"nicolas cage ve ben affleck ne yaparsa yapsın bana yaranamayacak oyuncuların başında geliyorlar. nedendir bilmiyorum ama sevemedim bu adamları. nicolas cage gerçek soyadı olan coppola'yı kendisine ayrıcalık yapılmasın diye piyasaya girmeden önce değiştirmiş diyorlar. buna karşın birçok filmde şans bulmuş olması, oldukça çaba sarfettiğini gösteriyor. dediğim gibi yinede sevmiyorum bu adamı matchstick men filmindeki oyunculuğu ve canlandırdığı karakter, jack nicholson'un as good as it gets filmindeki canlandırdığı karakterle benzerlik göstermesindenmidir nedir benim izlediklerimin en iyisiydi..","label":6} {"text":"Film IMDB puanına yaraşır şekilde hazırlanmış, Bilim kurgu & Fantastik türünde hemen hemen her filmi izlemiş biri olarak, efektleri çok abartı, karışık ve gereksiz buldum. Bu tür filmler 1990?ların ortasında izleniyordu, 2015?te tutmaz. The Fifth Elementh ve Super Mario Bros. ayarında film çekmişler. Müzikler özellikle soğuttu beni, 2015 yılında Tom ve Jerry kovalama sahnesi müzikleri kullanmışlar, efektler ve sahneler o kadar karışık ve abartı ki izlerken gözünüz ne olup bittiğini kaçırabiliyor. Mila Kunis neyse de Channing Tatum?a yakışmayan tek kelime ile berbat bir film, teşekkürler.","label":5} {"text":"çok övüldü, ödül aldı izlemek şart oldu demiştim ama pek de umduğumu bulamadım filmde. evet konu iyi, iyi de işlenmiş ama bazı ayrıntılar çok rahatsız etti beni. özellikle rojin. belki de rojin'i sevmediğimden dolayı ama ilk sahnede arabanın arkasında giderken şarkı söylemesi, çok itici geldi bana. sonra adam akıllı şive bulamadım karakterlerde bunlar gibi bir kaç ayrıntı daha filmde gözüme takılanlardan.","label":4} {"text":"filmin başlangiç ve gelişme kısmında o kadar fazla, gereksiz yere uzun sahne varki adamın ruhu sıkılıyor… klasik korku filmlerinden yani.. Dolayısıyla sürükleyiicilik ve tempo çok çok kötü… konu basit… hayaletler korku saçıyor falan filan.. Başka yan konu falan da yok... olmamış bu annabella serisi... korku seansı nın yanına bile yaklaşamaz ..","label":2} {"text":"Sanat budur bence. Dönemi tiye almak ve farklı bir yol gösterebilmek. Diktatörler ve zalimler yıkıldıktan sonra çok filmi tiyatrosu şarkısı yapılır. Ama bir diktatör henüz güçlüyken böyle bir film yapabilmektir olay. \"sanat korkatların işi değildir\"","label":8} {"text":"Basit konu-Kaliteli oyuncular..","label":3} {"text":"Testere 4-5-6-7 nin senaryo ekibinde bulunan Marcus Dunstan yine testerevari bir film projesinde senarist olarak karşımızda.. The Collector'da belki Testere kadar olmasa da uzayıp gidecek bir seri olacağını daha ilk filmden belli etti.. Çoğu soru cevapsız kaldı, öncelikle filmin adından da anlaşılacağı üzere 'Koleksiyoncu' devam filmlerinde de yine insanlara tuzak kurmaya devam edecek.. Jigsaw gibi onunda belli bir amacı var mı, seçtiği kurbanların önceden işlediği günahları var mı ya da tek suçları zengin olmak mı.. Katil hakkında en ufak bir ipucu verilmedi filmde, bu da ister istemez ikinci film için bir sabırsızlık oluşturuyor.. İlk filmde oluşturulan tuzaklar çok zekice ve filmdeki çekim teknikleri çok iyi.. Başrolde Josh Stewart ise başarılı bir performans göstermiş bir de Edwart Norton'a çok benziyor.. İlk filmdeki bazı saçma sahneler umarımikinci filmindaha iyi kurgulanması için oluşturulmuştur..","label":4} {"text":"Jackson ve Spacey'nin performanslarıyla öne çıkan, başarılı bir polisiye. Türü sevenler kaçırmasın...","label":7} {"text":"Şuan en çok izlenenlerden.. Bildiğim kadarıyla Shrek in kadrosundan bazı isimler var... Güzele benziyor.. Mutlaka izliycem...","label":7} {"text":"Korku filmi sevenler için kesinlikle tavsiye ettiğim bi film.. son yıllarda izlediğim en başarılı gerilim/korku filmlerinden biriydi...","label":9} {"text":"Olayın yaşanmışlığını öğrenmek istiyorsanız çok daha dikkat çekici, önemli kaynaklar var. Sinemaya dair bir şey yakalamak hayli güç. Ne senaryo, ne oyunculuk, ne diyaloglar sizi filme çekebiliyor. Görsel bir kanıt olarak insanları konuya çekmesi dışında sinemaseverlere katkısı yok.","label":1} {"text":"Filmin DVD’si ilk elime geçtiğinde -film hakkında hiçbir fikrim yok o sıra- ismine takıldım. Muhtemelen filmin ismini ilginç bulan sadece ben değilimdir. Sadece ismi değil, DVD’nin kapağındaki Ricci’yi zincirlemiş Samuel L. Jackson kompozisyonu da bir o kadar tuhaf geldi. 'Allah Allah' dedim 'bu ne ola ki'...Filmi izlemeye başladığımda ilk 20 dakikası pek ilgimi çekmedi açıkçası. Ta ki Lazarus’un (Samuel L. Jackson) Rae’yi (Christina Ricci) zincirlediğini görene kadar :)))Kara Yılan İnliyor’un sıradışı bir hikayesi var. Hikayesi sıradışı ancak kurguyu genel itibarıyla tahmin ettiğiniz gibi çıkıyor...Filmde gerek Jackson ve gerekse Ricci çok çok iyi oynamışlar bence. Hatta Timberlake bile fena değildi. Bu haliyle oyunculuk olarak iyi bir film Kara Yılan İnliyor. Bununla birlikte kameraışık kullanımı da bir o kadar iyiydi filmde. Yönetmen Craig Brewer’in diğer bir filmi olan Hustle Flow’u izlemedim, o yüzden fikir ve bilgi sahibi değilim kendisi hakkında ama Kara Yılan İnliyor’a bakılırsa hiç de fena bir yönetmen olmasa gerek...Filmde en beğendiğim şeylerden biri de Samuel L. Jackson’un kendi sesinden blues dinlemekti. Çok dinlediğim ve takip ettiğim bir tür değildir blues ancak, Jackson’dan dinlemek keyif vericiydi...Film hakkında bir yargı belirtmek gerekirse, seyri güzel, hatta yer yer sürükleyici, büyük iddialara sahip olmayan bir film Kara Yılan İnliyor. Bana göre kesinlikle olmasa bile izlenmesi hiç de fena olmaz. En azından sıradışı bir konuya sahip iyi oyunculukla süslenmiş enteresan bir film izlemiş olursunuz...","label":6} {"text":"enteller tarafından oscarı hak eden bir film. Benim açımdan ömründen bir daha geri gelmeyecek birkaç saat. Filmde emeği geçen herkesin allah belanısını versin","label":0} {"text":"Tam hak ettiği puanı almış zaten. Çerezlik. İzle geç filmi.","label":5} {"text":"Filmin ana hikayesine baktığınızda Kadın Erkek ilişkilerine farklı perspektiflerden baktığını görüyoruz. Arkadaş olunamayacağı tezi üzerinden yürüsede aslında birbirinden hoşlanan iki insanın arkadaş kalamayacağı çıkarımı yapmak daha doğru geliyor. Bunu doğru buluyorum. İşin içine sevgi, hoşlanma ve hazlar girince arkadaş kalınamıyor. Filme gelecek olursak cıvık cıvık bir romantik komedi beklemeyin. İkili sohbetlerin döndüğü yer yer komik yer yer duygusal sahnelerin olduğu hoş bir film. 89 yapımı olması en büyük avantajı. Günümüzde böyle bir çekilse çok sükse yapmayabilirdi. Ayrıca Mag Ryanın güzelliğine ek parantez açmak gerekiyor. İzleyip, ilişkilere dair bazı anlamlar çıkartılabilecek hoş bir film.","label":7} {"text":"Sinema tarihi ile ilgilenenler, Hitchcock sevenler için harika bir film. Diğer seyirciler beğenmeyebilir. Film yönetmenin yaşamından kısa bir bölümü anlatıyor. Sapık filminin çekildiği dönemi anlatıyor. Usta tam bitti derken o yaşta tüm riski alıyor. Karısıyla ilişkisi ne derece gerçek bilmiyorum ama o hikayede çok güzeldi.","label":6} {"text":"DC dünyasına göre çok çok basit kalmış bir film, benim açımdan bekleneni vermedi.İzlediğim film hiç DC yapımı gibi hissettirmedi.","label":3} {"text":"filmi dün izledim. kitaplarının okuru olarak hayal kırıklığı içinde ayrıldım. tamam kitabı birebir uyarlasınlar istemiyorum ama kitaptan uyarlanan kısımlarda tutarsızlıklar var (mesela harry snape’in anılarına zihinbend sırasında nufüs ettiği zaman görmesi gereken anı o değildi babası james’in snape’i okulda rezil ettiği sahneleri düşündelinde görmesi gerekiyordu) bu belki küçük ayrıntıları oluşturuyor ama filmin bütünlüğüne yayılmış bir çok sahne var. ve ron’un ilk Quiddich denemesine değinmemelerini saymıyorum bile. her önüne gelen senaris-yönetmen kafasına göre bir şeyleri ya kitaptan atıyor ya da değiştiriyor. unutmayalım ki 5,6,7. kitaplar birbiryle çok bağlantılı","label":9} {"text":"çok sıradan daha da farkındalık yaratılabilirdi ama aksiyon sahneleri iyidi...","label":5} {"text":"Filmi izledim ama hala ansıl başlayıp nasıl bittiğini anlayamadım. Aksiyonun çok fazla olamdığı bir filmdi.","label":7} {"text":"herşeyi ile harika bir film olmuş senaryo başlıca harika TEK KELİMEYLE BENCE PERFECT.","label":9} {"text":"Ben pek animasyon filmleri izleyen biri değilim ancak benim için Red Kit bir klasik insanı hakikaten bu film yirmi yıl öncesine götürüyor. Bu sefer Red Kit çevreci olmuş ve ağızında otu (!) bırakmış. Volkan Severcan ve Peker Açıkkalın’ın Avarel ve Joe Dalton’u seslendirmeleri olağanüstü, Red Kit’i tanıdık bir ses seslendirseydi daha başarılı olurdu. Bu animasyon büyük küçük bence herkese hitap ediyor. Kaçırmayın.","label":6} {"text":"böyle bir hikayeyle, bu oyuncularla böyle bir filmin ortaya çıkmış olması şaşkınlık verici. izlemeyin efenim, değerli vaktinizi boşa harcamayın.","label":2} {"text":"Black Swan (Siyah Kuğu) 2010 Yönetmen : Darren Aronofsky Siyahla beyazı ruhunuzda iç içe geçirdiğinizi,duygularınızdan baskın olanını bir kenara koyup karanlıkta kalan yanınıza ışık tuttuğunuzu hissettiğiniz zaman dilimleri oldu mu hiç ? Filmin konusu kısaca şöyle; Nina (Natalie Portman) hayatını baleye adamış oldukça yetenekli bir balerindir. Balede oyun yönetmeni Leroy (Vincent Cassel),yeni sezonda Kuğu Gölü Balesi ni yeniden sahneye koymak ister ve bunun için de hem saflığı,naifliği temsil eden Beyaz Kuğu hem de hırsı ve şehveti temsil eden Siyah Kuğu'yu canlandırabilecek bir balerine ihtiyaç duyar. Baş balerin Beth'i (Winona Ryder) değiştirmeye karar veren Leroy'un ilk tercihi kırılganlığı ve masumluğundan ödün vermeyen Nina olur. Beyaz Kuğu için oldukça uygun olan isim Nina'dır fakat Siyah Kuğu için ise Lilly (Mila Kunis) biçilmiş kaftandır. Nina'nın içinde büyüttüğü rekabet duygusu ve hırsı ikili arasındaki ilişkiyi ilginçleştirecektir. Nina,kendisi gibi balerin olan annesi ile yaşamaktadır. Annesi,Nina'ya hamile kalınca baleyi bırakıp,yarım kalan hayalini kızının omuzlarına yükleyerek biryerde kendi hayalini tamamlamaya çalışmaktadır. Bu yüzden her şeyin mükemmel olmasını istemekte, kızının mutlu olmak istemesinden çok kendi hayallerinin yıkılma ihtimaline karşı çabalamaktadır. Bu da anneyi dominant bir karakter yapmaya yeterli bir sebep tabi ki. Hayallerdir insanı ayakta tutan çünkü. Annenin dominantlığı Nina'ya resesiflik olarak geri dönüyor. Nina karakterine baktığımızda;ürkek, masum,baleden ve annesinden başka hayata kapılarını kapatmış birini görüyoruz. Tüm çıkıntı duygularını, aşırılıklarını sümen altı etmek zorunda kalan biri dış dünyasında kendini sadece biryere odaklar,bu da muhtemelen işi olur. Nina için kendini ispatlayabileceği,annesinin takdiriyle özgüven noktasında bir adım ileriye gidebileceği tek durum annesinin yarım kalan hayalini tamamlayacağı 'bale'. Aşk, baştan aşağı uçarılık,aklına eseni yapmak,bedenin kontrolünü kaybetmek,bu duyguyla kendinden geçmek demek. Bu da Nina için birkaç beden büyük bir hadise. Bu mükemmel duyguyu yaşamayı istemek bile onu korkutmaya fazlasıyla yetiyor. Yaşamaya korktuğu bu duygu aslında onu Siyah Kuğu rolüne sokacak olan duygu. Nina'nın iç dünyası daha karışık; içinden geldiği gibi davranamadığı için belki de sürekli bir sıkıntı ve stres halinde. Bazen öyle bir hale geliyor ki kendi vücuduna eziyet etmekten geri kalmıyor ama bunu öyle bir halüsinasyon haliyle yapıyor ki kendisi bile farkına varmıyor. Siyah kuğu rolüne adapte olma olayı tam olarak burada başlıyor. İçindeki şehvetin ortaya çıkması için ilk adımı Leroy atıyor. (Nina'nın Leroy'un dudağını ısırdığı an,Leroy içindeki siyahı çıkarabileceğini anlayıp onu seçmeye karar veriyor bence). Kendi vücudunu tanımasını istediğinde Nina mastürbasyonla adım adım bu yönüne eğiliyor. Korktuğu,görmeye çekindiği yanını en dişli rakibi Lilly ile keşfediyor ve Lilly'nin şehvet yönünün Nina'daki hırsı azami düzeye çıkarışı Nina'da daha fazla strese ve halüsinasyonlara neden oluyor. Nina'nın bastırdığı yönüyle ilgili halüsinasyonlar oyunun sahne alışı yaklaştıkça hat safhaya çıkıyor. Bu da kendisini psikolojik olarak Siyah Kuğu rolüne adapte edişinin göstergesi. Çünkü beyaz kendi,siyah bastırdığı kişiliği. Film afişi Aronofsky insan psikolojisindeki bölünmeyi andırırcasına göz kırparak film hakkında bir önbilgi veriyor bize. İnsanın kendisiyle mücadelesi,bastırdığı,gizil kalmış yanına eğilimi,hırslarıyla cebelleşmesi bu kadar sakin ve aynı zamanda keskin ifade edilebilirdi. Filmde her oyuncu rolünün hakkını fazlasıyla verirken Natalie Portman tapılası bir performansla seyirci karşısına çıkıyor. Özellikle Kuğu Gölü Balesi'nin sahne aldığı son 20 dakika tadından yenmiyor. Bakışlar,halüsinasyonlarla gerçeğin iç içe geçişi muazzam ! Film müzikleri Clint Mansell in elinden çıkma ve filmle 4-4 lük uyum içinde. Natalie'nin oscarı alması farz. Yönetmen Aronofsky birkez daha başımı ağrıtmayı ve insan psikolojisini nüanslarıyla irdelemeyi başarıyor. Görmezden geldiğimiz kaç yüzümüz var bizim ? Kaç kırılma noktasından sonra yüzümüz döner karanlıkta kalmış yanımıza ?İnsanın karanlıkta kalmış yanını hırsı ile nasıl keşfettiğini rağmen&lerine rağmen nasıl gün yüzüne çıkardığını görmek istiyorsanız bu filmi kaçırmayın derim.","label":9} {"text":"christian bale adamın özüdürde film çok sıkıca ya","label":4} {"text":"Public Enemy ve Little Caesar ile birlikte üçlemenin sonuncu filmidir ve en popüleridir. 3 filmdeki başlar da yüzeysel olarak aynı gözükseler de bambaşka karakterler. Burdaki karakterimiz diğerlerine nazaran daha ilkel ve daha aptal. Bu filme dönecek olursak karakterler o kadar başarılı oynanmıştı ki hayran kaldım, Tony kendine biçilen rolü bizlere öyle bir hissettirdi ki gerek savaş modlarında gerek aşk gerek komedi modlarında kendisine hasta bıraktı, özellikle eline taramalıyı aldığında hem gaza gelip hem de gülmeyen insan yoktur, zaten aptal sekretere hayran kalmayan varlık yoktur, olay örgüsü olarak Little Caesar ile aşşşırı benzerdi sanki kopya film izler gibiydim o biraz beni üzdü. İzlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. This World Is Yours :)","label":8} {"text":"Paranormal alien. Evet paranormal activitynin uzaylı şekli. Bir ev, aile ve evde olan gerilim sahneleri. Activity daha gerici olduğu gerçeğiyle birlikte gerilmek isteyenler filmi rahatça izleyebilir. Çok iyi değil yani 6 puanı geçemez film. Ama her türlü sonunu merak ettiriyor ve sen de izliyorsun. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"Ölüm hayat çizgisini güzel derlemiş sunmuş, güzel bir dram, klasik bir konu belki ama oyuncular güzel, ölümün dayanılmaz hafifliği ağır gelecek","label":7} {"text":"yaratıcı bir konunun yine hollywood'da heba olması","label":7} {"text":"özgün, eğlenceli, hareketli ve komik. bütün bunların yanında \"mesajı da var.\" film içinde çocuklar için bariz olmasa da büyükler için çok bariz bazı dokundurmalar görülebiliyor. bank of evil, kara dumanlar saçan kötü adam araçları gibi. minionlar ve agnes için bile izlenir.","label":8} {"text":"Turk sinemasi boyle eziyet gormedi diye baslayan yorum,olumsuz yorum yapanlar ,elestiri yapilabilir bu herkesin en dogal hakki fakat boyle sahte hesaplar acipta sirf filmi kotulemek icin karalama politikasi yapiyorsunuz. Yazik yazik. Sizler kimsiniz ben bilmem fakat ALLAH bilir.Unuttugunuz bazi seyler var. Film cok emek verilerek yapildi ve bir cok sinema elestirmeni tarafindan tam not aldi. Milyon dolarlik filmler bile ne kotu elestiriler aliyor. Ama dedigim gibi tamenen sahte hesaplarla yorumlar yapiliyor. Bakin ben kendimi gizlemeden yorum yapiyorum.sizde kendinizi gizlemeden yapin kendinizi gosterinde kim oldugunuzu bilelim hos buna cesaret bile edemessiniz cunku tamamen sahtesiniz,sirf filmi kotulemek icin yorum yapiyorsunuz.","label":9} {"text":"Akraba olan iki kurdun çiftleşmesi (ensest) hiç görülmemiştir. Kurtlar çiftleşmek için yabancı bir kurt bulamazlarsa ömür boyu çiftleşmezler. Yanlış incelemeye ithafen yazılmıştır film baştan sona saçmalıklarla doludur.vakit kaybı izlemeyin","label":1} {"text":"İlk filme daha kötü olduğunu söyleyebilirim.Ama kötü bir film olduğunu söylemem.Orta şekerli bir sulu bir komedi filmi.Yer yer abartılar olsa da bu insanı rahatsız etmiyor.Bir çok sahnede uzun uzun güldüğümü hatırlıyorum.Şafak Sezerin mizahını her zaman beğenmişimdir ve Kutsal Damacana 2yide genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim..10/7","label":6} {"text":"siddetle tavsye ediyorum hersey mevcut bu flmde :)))","label":8} {"text":"Çok güzel bir film olumsuz içerik neredeyse hiç yok ama bazıları filmi sevmeyebilir bence yeterince iyi[spoiler][/spoiler]","label":7} {"text":"Çok başarılı çok duygu yüklü bir film Engin hepileri özellikle oynamamış yaşamış resmen Çok iyiydi tekrar izlemek istiyorum -Doğru zamanın geldiğini nasıl anlıycam -Bana adını sor 😟 Harikaydı..","label":9} {"text":"jolie-pitt birliklteliğinin kaynaı film...güzel ve eğlenceli bir yapım olmuş...iki sağlam aktörde performansları yerinde...ve ben çok eğlendim izlerken...izlenebilir ben 7 verdim...","label":6} {"text":"konunun orjinalliği ile birlikteJosh Hartnett'ın oyunculuğu yine suratımızdan tebessübü eksik etmemekte. ancak konunun işleniş tarzı ve biraz uzun sekansları ara sıra izleyiciyi filmden kopartabilmekte. Josh Hartnett hayranlarının keyifle izleyebilecekleri eski ama güzel bir film.","label":4} {"text":"ilk filmi izlemedim.ondan karşılaştırma yapamayacağım.ilk olarak şunu söyleyeyim;aksiyon sevmeyenler bu filmi izlemesinler film çünkü aksiyon severlere hitap ediyor.bazı abartılar vardı filmde.mesela:zorroya herkes ateş açıyor ama kimse vuramıyor,zorro atıyla tepeden atlıyor ve tam vagonun üstüne düşüyor gibi...ayrıca zorro’nun tek bir kişiye bile kılıç sokmaması hem beni şaşırttı hem de hayal kırıklığına uğrattı.komik esprilerin koyulması iyi olmuş.benim söyleyeceklerim bu kadar...filmi 4/4 lük bir film olarak görmeyin ve izlemeyin bence.","label":6} {"text":"tek plan çekilen doğum sahnesi etkileyiciydi gerçekten. benim tüm film boyunca gördüğüm şey kimsenin kimseyi gerçekten \"görmediği\" bir ilişkiler yumağı. ihtiyaçlar, duygular görülmüyor, kimse kimseyi anlamıyor, herkes kendi içinde diğeriyle kavga ediyor. tam bizim kültürümüze göre, çok tanıdık! ","label":6} {"text":"Benim eğlendiğim, bir Western/bilim kurgu kırmasıydı...","label":9} {"text":"Aaron Paul'u yetenekli bulan birisi olarak sitede yer alan etiketlerden sadece 'vakit kaybı'nı seçtim. Yorum size kalmış..","label":6} {"text":"Devasa prodüksiyonuyla etkileyici olduğu kadar, özellikle oyuncu yönetimi olmak üzere yönetmenliği ve senaryosuyla vasat bir film Troy. Bir tarihi destanı konu alması bile sunileştirilmiş epikliğin ateşini kısamıyor. Storyboardda defalarca kez \"Brad Pitt uzaklara bakar ve zoom-in\" yazmışlar sanırım. Oyunculardan bu esnada iyi performans beklemek de haksızlık olur. Eric Bana dışında her isim kötü oyunculuklar sergiliyorlar. Film boyunca aynı basit görsel tekniklerin kullanılması da eseri sıkıcı bir hale getiriyor. Yer yer savaşların aslında ne din, ne kadınlar, ne toprak ile alakalı olmayıp erkeklerin hırsından ortaya çıktığını güzelce irdelese de senaryo devamında tüm bu fikirlerin üzerine mum dökecek yerlere gidiyor. Neticesinde Truva kült sahnelerden oluşan ama bir araya getirildiğinde ortalama bir film oluyor. Ünü de kesinlikle bu birkaç kült sahneden geliyor.","label":5} {"text":"Adamın hayatı ve yalnızlığı çok iyi betimlenmiş, kendimi o şahane doğada tek başına yaşayan biri gibi hissettim film boyunca. Ve yine çok güzel anlatılan bir ayrıntı var, adamımız iyi bir kalbe sahip nazik bir adam özünde ama muhtemelen hiç medeniyet görmemiş, başka insanlarla nasıl iletişim kurabileceği konusunda gerçekten fikri yok ve bu onu kaba, duygusuz biri gibi gösteriyor. Şanssız bir adam, çok şanssız. Onun için üzülmemek elde mi? Filmi olumsuz elestirecegim tek nokta karakterlerin geçmişi ve kişilik oluşumlarının dayandığı altyapı hakkında hiçbir bilgi verilmemesi. Bize daha çok tanıtılsalar yaşananları daha kolay anlamlandirabilirdik.","label":6} {"text":"film iii olmuş. özellikle son bir saati ii lavlardan kacış sahneleri, şehrin yok olması , depremler falan güzel film syredin","label":9} {"text":"\"Samimi\" diye özetleyebilirim. Bir kızın ergenliğe dair hissiyat ve ruh halleri abartı ve belaltına kaçan sahneler olmadan güzel aktarılmış. Ayrıca öğrenci-öğretmen diyalogları çok keyifli. Woody Harrelson sanki filmde ek iş olarak rol almış gibi oynamış ama diyaloglar gerçekten keyifli. Komedi unsuru barındırmıyor. Vıcık vıcık romantizm yok. Gereksiz belaltı mizahı yok. Alışılagelmiş ergenlik filmlerinden biraz daha sade. 7/10","label":6} {"text":"Seride haplanmalarına alıştırdıkları için midir, yoksa çıtayı fazla yükselttikleri için midir... Bu film iyi/kötü demek zor fakat beklentilerin altında. Farklı bir film olmuş, Hangover ismi olmasa da olurmuş. 2. sınıf Amerikan komedisine gerilemişler.","label":5} {"text":"çok keyifli bir film bu tür filmlere bayılırım..","label":8} {"text":"kesinlikle digerlerinden farklı bir yerde saw 4--bence senaryo cok daha ii digerlerinden farklı bir gerilim var ayrıca tuzaklara ınanaıymaksınız cok cok basarılı :)benım sıralamam saw için 1-4-3-2 dir","label":4} {"text":"Fazlasıyla düşündüren ve beyin yakan bir Aamir Khan filmi dikkatle izlemenizi tavsiye ederim kısacası çok beğendim","label":6} {"text":"Bu filmi sinemada izledim ve de bunun yek sebebi senaryosu konusunda aldığı övgülerdi. Nasıl bir hüsrana uğradığımı anlatamam. Ne senaryo ama!! Gereksiz diyaloglar, akıcı olmayan bir anlatım.. Yabancılaşma, kültür farkları, iletişimsizlik... Bunları bu filmle mi öğreneceğiz? Çok daha iyilerini seyrettiğimden eminim..","label":5} {"text":"filmdeki tek güzel şey ilk dövüş sahnesiydi. yaklaşık 5 dakikalık tek bir plan vardı ve bu olağanüstüydü bunun dışında filmi izlerken biraz sıkıldım filmdeki ikinci ve son dövüşte oldukça klişeydi. tamam bu bir film farkındayım ama birazcık gerçek boks maçı izleyen insanlar \" yok artık hıaaaağmına\" demiştir eminim, 12 raunt boyunca doğru dürüst gardını almadan birbirlerine 25 - 30 indirici yumruk atmışlardır. bu durumun filmdeki gerçeklik duygusunun yitirilmesine neden olduğunu düşünüyorum normalde boksörler bu yumruklardan ikisini alsalar yerden kalkamazlar artık bu durum gerçekten klişe geliyor","label":5} {"text":"Film baştan sona saçmalıklarla dolu, mantık hatası diyebileceğimiz neredeyse bütün hatalar kullanılmış. Buda filmin değerini büyük ölçüde düşürüyor. Konusu ve işleyişi klişe bir macera filmi olarak ilerliyor. Filmin başından beri ciddi olmayan bir hava mevcut, belki bu filmi eğlenceli kılmak için yapılmış olabilir fakat belli bir süreden sonra izleyicide sıkıntı oluşturuyor. İzleyiciyi biraz bu sıkıntıdan kurtaran kısımlar ise aksiyon sahnelerinin hiç azalmaması. Tamamen 2.sınıf bir macera filmi olması filmi zaman geçirmek için izlemekten yukarı çıkartamamış.","label":4} {"text":"filmi dvd den izledim film harika olmuş geçmişi olmayan adam tarzında birkez daha izleyeceğim zor ölüm kartal göz geçmişi olmayan adam tarzından hoşlananlar kaçırmamalı .","label":0} {"text":"Hopkins ve Travoltadan müthiş bir aksiyon mutlaka izlenmeli..Süper.","label":8} {"text":"Bal rengi gözleri ve muhteşem vücudu ile Amira yine rolünün hakkını vermiş. Kürt ve Rus annebabadan doğan Amira görülmeye değer...","label":7} {"text":"Aylardır beklediğim filmin bu kadar kötü olabileceğini nerden bilebilirdim ki bence hiç zahmet edip gitmeyin..","label":0} {"text":"Uzun uzun diyaloglarla çok sıkıcı ve karanlık bir film. Diyalog üzerine kurulmuş filmleri sevmeme rağmen burda çok bunaldığımı hissettim. Bana göre değildi ama sevenleri vardır mutlaka.","label":3} {"text":"Tahmin edilebilir kurgusu olan amerikan komedi filmlerinden çok uzak olan, son anlarda \"oha\" dedirten sahnelerin olması, içinde eski filmlere bol bol göndermeler yaparak güldürmeyi başaran güzel bir film olmuş. Zengin oyuncu kadrosuda filmin en büyük artısı diyebilirim... Tipik bir 90'lar komedi filmi olmuş çok kasmadan güldüren çerezlik niyetine...","label":6} {"text":"Sosyal medya psikopatlığı bu kadar kısa sürede bu kadar iyi anlatılabilirdi.","label":5} {"text":"Bence harika çünkü kızların gerçekten bir şeyler başarabileceğini gösteriyor. Yani anlayacağınız kızlar ne demek isterse onu başarabilir. İster beyaz tenli olsun ister siyah tenli. İster zayıf olsun ister şişman. Bunlar bizi biz yapan şeyler.","label":9} {"text":"süper bir film filme arkadaşımla gittim ve bayıldım.","label":7} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden..İzlenilmesi gerekenlerden.8/10","label":7} {"text":"\"Nasil tanimazsin be adam!\" diye soylensek bile Johnny'nin sucluluk -veya hainlik mi diyelim- psikolojisi ile gercekleri gormekten kacan bir korkak oldugunu kabul edip izlendigimizde sahane film.","label":7} {"text":"Güzel bir savaş filmi.Çekimler bence çok etkileyici ve gerçekti zevkle izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"ortalama yada ortalamanın biraz üstü gibi bir film.","label":4} {"text":"Ilk filminide izleyen biri olarak; ikinci filmden çok daha umutluydum. Umudum bir iki yerde kirilsa da, yapimi basarili buldugumu söylemeliyim. Buna ragmen filmin olumsuz yönlerinden biri, oyuncularin performanslari. Oyunculuk biraz zayif kalmis, güçlü saglam karakterlerle yola çikilsaydi çok daha büyük ses getirebilirdi. Bide son yillardaki Türk korku türü yapimlarda yapilan hata maalesef burada karsima çikti; yapimcilar, senaristler ve yönetmenler; korku filminin kurgusunu iyi oturtamiyorlar yani hikayenin gidisati belli bir yerden sonra size cevap vermiyor, özellikle bunu bu filmde hissettim. Bunun yaninda Filmin görsel efektlerini çok basarili buldum, hatta bu türdeki izledigim Türk yapimlari içinde belkide en iyi, en kaliteli görsel efektler izleyenlere sunulmus. Bu yönüyle gerçekten filmi takdir ediyorum. Olumsuz yanlari olsa da görsel efektlerdeki olumlu basari musallat 2 filmini Izlenmeye deger kiliyor..","label":6} {"text":"Bu filme kötü diyenlerin çoğunun anlamamış olma sorunsalı.","label":8} {"text":"birkaç sahnesi için belki geçer not verilir ama sıkıcı genel manada sırf dayı var diye izlenileceği kesin demişler çekmişler sanki olaylar hızlı kopuk kopk","label":4} {"text":"Beni çok boğdu, çok sıkıldım izlerken. Ben beğenmedim.","label":2} {"text":"Pascal'dan tutun da Hristiyanlığa kadar türlü konularda muhabbetler eden kahramanların yönetmeni Rohmer'in ahlak öyküleri arasında en çok bilineni ve sevileni Maud'la Bir Gece'dir herhalde. Bu filminde de yine bir aşk \"üçgeni\" denilebilecek bir ilişki üzerinden hristiyan ahlakını odağına almış. İyi de yapmış.","label":9} {"text":"Çocuk yaşta izlediğim, etkisinde kalıp birkaç ay 'yaşayan ölü' olarak dolaşmama neden olan film. P. S.. Bandura'yı seviyorum.","label":6} {"text":"Ayrıntıların her birini tesadüften yoksun yaratarak basit ama güzel metaforların üzerine oturtmuşlar. Özellikle mesih göndermesini epey akıllıca buldum. Netflix'ten de böyle ''nitelikli'' ve sert bir film gördüğüm için şaşkınım.","label":9} {"text":"bu film tam bir komedi, senaryo ve oyunculukta oldukça başarılı. 1932 yılında çekilmiş olduğu düşünüldüğünde insan gerçekten şaşırıyor....","label":7} {"text":"ilk filme fark atmış geçmiş gitmiş çok daha kaliteli bir yapımla ve oyunculuklarla daha ilk dakikadan kendini belli ediyor ve temposunu hiç düşürmeden sona kadar akıcı bir şekilde ilerliyor.","label":7} {"text":"Aksiyonu yerinde her yerinde s*ks sahnesi olmayan bir aksiyon filmi. Bence soygun sahneleri daha ihtişamlı olabilirdi. Biraz kısa olmuş bunun yanında kadın karakter üzerinde fazla durulmuş bu yüzden tek düze bir senaryo olmuş. Her şeye rağmen izlenir ama çok da bir şey beklemeyin.","label":2} {"text":"Okuduğum eleştiriler hep olumluydu ama filmi hiç beğenmedim. Beklentilerimin çok uzağında kaldı.","label":2} {"text":"Trajik... Baştan sona karnınızda ağrılara kasılmalara sebebiyet verecek kadar trajik. Mutsuz Müzikal.","label":7} {"text":"Megan Fox’un seriden kovulması, Shia LaBeouf’un artık daha fazla dayanamayacağım diyerek bu gidişata bir dur demesinin ardından cebini Mark Wahlberg ile doldurmak için dördüncü kez bir Transformers filminin başına geçen Michael Bay, bir kez daha senarist Ehren Kruger’ın pek de yenilikçi olmayan metnine güvenerek yola çıkıp çocukluğunu kamyonlardan robot yaparak geçiren nesli sinema salonlarına doldurmak için Transformers: Kayıp Çağ için düğmeye basalı aslında çok uzun zaman oldu. Oyuncu kadrosundaki değişiklikler bir sonraki film için planları değiştirse de ilk filmlerin getirdiği yüksek hasılat, Hollywood’un para, para ve para diye gezen yapım şirketlerinin gözlerinde Dolar sembolü gözükmemesi için hiçbir şey vaat etmiyordu. Sonuç olarak ortaya, beşincisi yolda olan Transformers serisinin en uzun ve muhtemelen sinemanın gerçek dışı elementlerini en iyi kullanan filmi çıktı.","label":4} {"text":"senaryo, işleyiş ve akış çok güzeldi fakat 7 verdim. çünkü Richard Gere’a o rol yakışmamış. onun yerine çok daha iyi oyuncular olabilirdi o rolde, örnek olarak Kevin Costner, Stallone... böylesi daha güzel olurdu diye düşünüyorum. saygılarımla Cüneyt.","label":6} {"text":"Baştan sona seyircinin istediği gizemi sunuyor ve merak uyandırıyor. Sanırım sonunda seyirci iyi ya da kötü bir son istiyor. Bu açıdan tatmin etmemiş olabilir. Onun haricinde gayet akıcı ve uzun sayılabilecek süresine rağmen bunu başarabiliyor. Kadın erkek ilişkileri ve günümüz evliliklerine dair mesajı da olabilir ancak her iki karakterin de çok iyi karakterler olmadığını ve birbirlerine karşı dürüst olmadığını da görüyoruz. Böyle değerlendirince tek bir tarafı suçlamak doğru değil gibi sanki... 7/10","label":6} {"text":"Çok iyi bir filmdir imdb notu sizi düşündürmesin, Özellikle ama özellikle iyi bir ses sistemi ile izlenilmesi tavsiyemdir sesi de biraz açınızki bence filmin en başarılı noktası kullandığı seslerin gerçekçiliği.","label":0} {"text":"Bence bilimkurgu olarak iyiydi Konusunun da anlamlı olduğunu düşünüyorum. İnsanın yaşlandıkça işlevsiz hale gelmesi onları makineleri kullanmaya zorluyor bunun neticesinde daha çok tembelleşen bir insan toplulugu. Tabi olaysadece bundan ibaret değil... İzleyin","label":5} {"text":"İspanyollar bu işi çözmüş 10/7.5","label":7} {"text":"filmdeki ufaklığın \"filmlerdeki başroller\" hakkındaki düşünceleri ya da tespitleri gayet yerindeydi. onun dışınca veletler için döneminde güzel bir filmdi diyebilrim. tekrar izlencek bir numarası yok.","label":5} {"text":"eğlenceli bi film hareketli ve her zamanki gibi karınca dayanışmasına dönük bir film...karınca-z sevimli böcek gibi örnekleri olmasa çok daha çarpıcı olurdu belkide yinede güzel derim","label":7} {"text":"Engelli bir arkadaşı filan anlatması güzel idi ama bu filmin gerçek hikayeden alıntı olduğuna hayatta inanmam gözümle görmediğim birşey ve mucizelere filan asla inanmam sonu eğer farklı bitseydi inanabilirdim belki ama klişe bitti tahmin ettiğim gibi bitti ve mucizelerin yalan olduğunu birkez daha gördük kuranı bilmeyen kızı almıyolarmı şimdi he sonra sakat bir çocuk olunca sormaya bile gerek duymayıp aldılar dinlere bir eleştirimi vardı yoksa anlıyamadım, filmi çekerken bir hayvana zarar vermemişlerdir tabiki ama güvercinlerin kafalarının koparılması kızlara kuranı sormaları filan eğer öle saçma sapan adetler varsada yiyim öle adetleri ben, birde bu mahsun çaktırmadan pkkyı mı övüyor nabıyor, ya mahsun iyi güzel filmler yapıyorsun insanın duygularını harekete filan geçiriyorsunda hep kendi memleketin ile filmler çekmeyi bi bıraksan artık biraz değişik şeylere el atsan iyisinide yaparsın eminim içindeki herşeyide tek bir filmde kusmasan artık..","label":8} {"text":"En güzel yerleri fragmanda olan filmlerden:(( Allahtan Demet Akbağı oynatmışlar yoksa daha da kötü olabilirdi:(( Filmi beğenmedim... Espriler sıradan değil ama komik de değil... Vizontele bekleyerek gitmedim tabi ki ama kötü filmler içerisinde benim gözümde bu film... Sermiyan Midyat asker Hamza ya geri dön hazır emret komutanım yeniden dönmüşken:(( Böyle bir senaryo yazmak Demet Akbağ ve Mahirİpek gibi oyunculara saygısızlık olmuş:(( Madem o devrin ilk kadın belediye başkanını konu alıyorsun ya dram yap ya da komedini dozajını arttır:(( Böyle olunca olmuyor:(( Belki Cem Yılmaz Şahan Gökbakar gibi insanlar vizyonda iken girmesinden dolayı mı bana kötü geldi diyeceğim ama buradaki arkadaşlar içerisinde de beğenmeyen fazla:(( Tek hatam buradaki arkadaşların yorumlarına filmden sonra bakmam oldu:(( Siteye daha sık girmeliyim anlaşılan:(( Buraya bakıp filme gidecek arkadaşlara tavsiyem 2 ay bekleyin nete düşer bakarsınız.((Olmamış:((","label":3} {"text":"Oldukça başarılı bir aile dramı filmi. İdealleri olan iki tarafın birleşimiyle oluşan evliliğin karşılarına çıkardıkları tercihler. Hayal kırıklıkları, aile içi sorunlar, aile sorumluluklarının getirebileceği yükler, ünlü olma yolunda yaşananlar, evlat için insanın neler yapabileceği gibi bir çok konuyu içermiş zengin bir film. Üstelik, klasik hint yapımlarının çoğunun olduğundan çok daha az kareografik müzik sahneleri vardı. Dolu bir film.","label":7} {"text":"Film hikaye olarak güzel ama bir çok sıkıntısı var filmde sahne geçişleri ses gidip gelişleri sesin kayması aniden sesin gitmesi mesela kadın başta suv kullanıyodu bir kaç sahne sonra başka arabayla gezmeye başladı olay 2021 de geçiyordu mert 2020 de öldü oyunculuklar çok iyi değildi hatta iyi değildi ama hikaye bakımından iyiydi iyi oyunculuk iyi bir yönetmen ve iyi bir ses dizaynıyla baş yapıt olabilirmiş","label":5} {"text":"Özellikle oyunculuklarından ve flash-backler ile desteklenen hikaye kurgusundan güç alan, beklentilerimi karşılayan bir film. Yaşanılan süreçlerin içinde olmayanlar kuşkusuz tam olarak anlayamaz ancak yönetmen ve oyuncular, gerçek kişi ve olaylardan uyarlanan bu filmde seyirciye olabildiğince ileri düzeyde bu aktarımı sağlayabiliyorlar. Nic'in çocukluk sahneleri çok güçlüydü. Ciddi anlamda duygusal bir baba-oğul ilişkisi.","label":7} {"text":"Oldukça özgün bir konuya sahip olan iyi bir gerilim filmi . Sürükleyici , hareketli ... Ama abartılmaması gerekir , ortada 4/4 lük , doyurucu bir film yok . Sonu da çok daha iyi bitebilirdi diye düşünüyorum ... 5/3.5 ...","label":6} {"text":"ılk filmi kesinlikle daha komikti bunda son anlara kadar izleyip artık sonun getiremedim ve kapattım yetersiz kalmış çok basitti tavsiye etmem","label":3} {"text":"filmden sanki bir dram filminden çıkmış gibi burnumu çekerek çıktım. bir devrin sonu resmen. iyiydi, çok fazla yoruma ihtiyaç yok zaten izlenmese olmayacak bir film.","label":7} {"text":"Standart bir ilişki filmi diyenler sinema nedir net bilmiyor derim. Bu sadece bir ilişki filmi değildi, film içinde filmin kullanıldığından, teknolojinin sadece yaşlılar ve gençler arasında uçurum yaratmadığını çiftleri de çıkmaza soktuğuna ve eskinin her zaman kül tablasındaki bunaltıcı kokusu da olsa samimiyeti ve rahatlığıyla sık sık hatırlanmak isteniliyor oluşuna kadar bahsedilecek çok şey olabilir. Bir adamın anılarını satın alıp tekrar yaşama isteği deyip geçiştirmek çok sığ geliyor bana. Umarım izlerken siz de zevk alırsınız:)","label":8} {"text":"Ben böyle saçma bir film izlemedim yarısında çıktık zaten salonun yarısı filmi tamamlayamadı çıktı . Küfür duymaktan yorulduk","label":0} {"text":"Film tamamiyle nasıl olsa seyirci çeker bu seri diyerek zoraki yapılmış bir film. Ayrıca karakterler ve olaylar çok yapay olduğundan izlerken gülemiyorsun bile tamamiyle zaman kaybı bir film uzak durmanızı tavsiye ederim.","label":0} {"text":"İkinci filmden tam 17 sene sonra gelen bir devam filmi. Bu film belli ki seyirciye bir veda niteliğinde, diğer filmleri izlemiş olan kitleye adanmış bir film. İlk iki film şahane işlenmişti ancak üçüncü filmde klişelerden maalesef kaçılamamış. Yine de keyifli ve izlenebilecek bir film.","label":4} {"text":"İşin içine metafizik girince izlemeye değer bir film","label":6} {"text":"beklediğim kadar iyi olmasa da güldürdüğü sahneler mevcuttur. bu da yeterli 3/5","label":5} {"text":"Aksiyon, Gerilme, Merak 10/9","label":8} {"text":"tek kelimeyle etkileyici ve üzerinizde etki birakan filmlerden.Oyuncularda harika oynamislar.","label":7} {"text":"Film güzel zaten en iyiler listesinde bulup izlediğim bi film. Psikolojik gerilim türü daha ağır basıyor. Merak uyandıran çok ağır ilerlesede sonuna ulaştırabilen bi film. Filmin en büyük eksisi sahneler gereksiz uzatılmış çok ağır işlenmiş. Bir buçuk saatlik filmi gereksiz yere iki saatin üstüne çıkarmışlar. Filmdeki kız Charlie otistikmiydi bilmiyorum ama inanılmaz gıcık kaptım o karaktere. Abi Peter ise benden tam not aldı. Yaşadığı korkuyu duyguları muhteşem oyunculuğuyla bize çok iyi yansıttı. Kaza sahnesi cidden iyiydi. Fakat film bi konuda bana ters köşe yaptı onuda spoiler vererek yazacağım anneden oğlunu kurtarmak için çok daha büyük çabalar bekliyorken pasif kalıp çabuk ölmesi beni hayal kırıklığına uğrattı. Büyük cesaretler gösterip büyük adımlar atıp oğlunu ne kadar sevdiğini oğluna göstermesini ve ölmeden önce son bi kezde olsa kötü olan anne oğul ilişkisini düzeltip oğlunun güvenini kazanmasını istemiştim. Ama maalesef kötü sonla bitti. [spoiler][/spoiler]Finali benim için tatmin edici değildi güzel bağlanmadı basitleştirdi filmi. İyi seyirler...","label":5} {"text":"sahneler çok uzun olduğu için zaman zaman sıkılsam da sürpriz sonla toparladığını düşündüğüm bir film....","label":6} {"text":"siyah beyaz olmasıyla filme ayrı bir hava katan gerçekten eğlenebileceğiniz ve karakterlere yakın hissediceğiniz bir film sanki filmin sonunda Frances'ı yıllardır tanıyor gibiydim","label":7} {"text":"O son sahneye gerçekten gerek var mıydı?","label":6} {"text":"çok güzel, çok eğlenceli,çok komik! harika bi film!!!! mutlaka ama mutlaka izleyin....benim için animasyondaki başyapıtlardan bi tanesi.","label":9} {"text":"Güzelldi ama bir şey unutulmuş red kit günbatımına sadece atıyla ve bir müzkte onlara eşlik ederdi.","label":6} {"text":"Kötü bir film olduğu fikrine katılmıyorum. Baştan sona sıcacık bir film ve kendini keyifle izlettiriyor. Tabii ki çok iyi bir komedi veya dram beklemeyin. Daha ziyade boş zamanlarda seyredilecek değişik bir yapım. 6/10","label":5} {"text":"Bu üçlemenin en sevdiğim yanı gerçekçi olması. Yani iki kişi arasındaki o tuhaf anları bile filme aktarmışlar bu açıdan çok hoş. Boyhood'da da buna benzer bir gerçekçilik hissetmiştim. Richard Linklater'ın filmlerindeki bu esintiyi bu doğallığı seviyorum. Yine de bu üçüncü film... Yani o kadar güzel ilk iki filmden sonra bu üçüncü filmde istediğimi bulamadım. Bir kere sonunu çözümleyemiyorum. Celine'in duygularını çözümleyemedim çünkü sanki uzatmak istemiyor da o yüzden zaman makinesine geri dönüyormuş gibiydi. Hisleri üzerinde daha çok konuşmalıydı. Yani bu açık kapı bırakmak değil sanki duyguyu tam yansıtamamış gibiydi. Son sahnesi için tüm filmi çöpe atacak değilim elbette. Yine genel olarak beğendim fakat bahsedildiği kadar vurucu olduğunu düşünmüyorum.","label":6} {"text":"12 yılda çekilmesi ve birkaç diyalog dışında pek numarası olmayan bir film olmuş bence.","label":6} {"text":"Gereksiz...4/10","label":3} {"text":"sigarayı bırakmışken izleyince, koşarak bakkala gidip camel aldırır.","label":8} {"text":"güldürmek için kıçlarını yırtmışlar ama pek gülmedim konusuda baştan sağma hikmet barındırmayan kaba saba bir iş oyunculuk güzeldi ama gereği kalmamıştı zaten","label":0} {"text":"Çok eğlenceli bir film . İzlerken çok güldüğümü söyleyebilirim ... Şahan Gökbakar'ın Recep İvedik serisine takılıp kalmamasını , bu tarz filmlere yönelmesini bir sinemasever olarak isterim ... Sinemada iyi vakit geçirmek , mutlu ayrılmak isteyenlere tavsiyemdir ... 5/3 ...","label":5} {"text":"Defalarca izlediğim filmlerden biri. Tabi döneminde denk geldiğimiz için bu böyle oldu. Filmin ilk yarım saati kısmen sıkıcı sayılabilir ama ikinci yarısı oldukça gerilmeyi sağlayan ve iyi bir dramı barındıran bir yapıya sahip. Çocukluğumla özdeşleştirdiğim filmlerden diyebilirim.","label":6} {"text":"Bu filme Mazhar Alanson gerçekten çok iyi gitmiş..Cem Yılmaz iyi iş çıkarmış..","label":6} {"text":"İyi bir fikre dayalı senaryosu ve tel tel dökülen yardımcı oyunculuklarıyla yine de şu sıcak günlerde içimizi ferahlatacak bir sinema filmi!","label":5} {"text":"Anılar ve onun belleğimizdeki temsilinin nasıl olabileceği ile ilgili modern bir film. Hatıralar başlı başına temsili değil midir zaten? Onlar aslında hatırladığımız gibi mi? Parçalanmış, hatırlanamayan noksan anıların kişiliğine etkisi var mı? Sanırım Hong Sang Soo bunu düşünmüş ve bu sorulara kendi filminde bir cevap aramış. Filmde azıcık Woody Allen etkisi görmedim değil. Beklenmeyen kaynaklardan gelen mizah, esprili cümleler, doğal yaşamın aynası oyunculuklar, tuhaf bir konu. Kıskançlık, kader ve iletişim üzerine bir film işte. Ben Isabeelle Huppert olmasa farketmezdim bile bu filmi. İlginç bir deneyim diyebilirim. Ha birde şemsiye metaforu kullanılmış benim anlamadığım.","label":7} {"text":"İnsan ilişkilerini, özelde de kadın erkek ilişkilerini, basit, çok anlaşılır şekilde anlatan tipik Woody Allen filmi. Hayata dair çoğu kimsenin kendisinden bir şeyler bulabileceği kapsayıcı bir senaryo. Başta Kate Winslet olmak üzere diğer oyuncuları da iyiydi. Bence sıkılmadan izleyebileceğiniz, hayata dair öğretici olabilecek tarzda bir film. Tavsiye ederim...","label":6} {"text":"Yorumlara daha fazla bakmadan filmi izlemeye başlamalı :)","label":8} {"text":"filmle ilgili birsürü eleştiri yapılabilir. hatta en barizi sanırım oğuz'u oynayan adamın gerçekten kötü oyunculuğu.. gel gelelim ben bu film çok seviyorum. iki kere izledim ve ikisinde de bitince gülümsedim, kendimi iyi hissettim. bazı filmler vardır, herkes topa tutar kimse beğenmez ama sizi bir yerinden yakalar ya, bu filmde öyle işte. kullanılan eski arabadan mı, melisa sözen'in oynadığı karakterin tatlılığından mı bilemiyorum ama bu filmde beni bir yerlerden yakalıyor. bence kesinlikle zaman kaybı olarak görülmemeli ve bir şans verilerek izlenmeli :)","label":6} {"text":"Bu kadar methedilmesine rağmen, açıkçası çok iyi bir konulu beni şaşırtacak bir film beklemiyordum, ama yanılmışım.. Zekice yazılmış bir senaryo ve mükemmel çekimlerle süslenmiş bir film 'Vertigo'.. Alfred Hitchcock bu filmle sinema da ilk defa geriye doğru zoom tekniğini uygulamıştır..'Vertgo' yani yükseklik korkusu olan eski bir dedektifin sıradışı bir aşk hikayesi anlatılıyor.. Senaryo bazen oldukça durağanlaşıyor, bazı uzun takip sahnelerinde sıkılabiliyorsunuz. Sabır gerektiren, karşılığında bunun ödülünü veren bir film.. Alfred Hitchcock'un, Arka Pencere'den sonra bana göre en gizemli, en merak uyandırıcı filmi.. Ayrıca filmi izlerken Kim Novak'a hayran olmamak elde değil hem oyunculuğuyla, hem de güzelliğiyle filme çok ayrı bir hava katmış.. Özellikle içinde bulunduğu gizemi tutması gereken yere kadar çok iyi tutabilmiş ve olayların aydınlanmasıyla kafalarda soru işareti bırakmayan bir Alfred Hitchcock klasiği..","label":7} {"text":"bu filme hiç bulaşmayın..Gidin orjinalini izleyin..","label":1} {"text":"film cidden güzeldi ama öyle bir çikolata krizi tuttu ki:D filmin tamamında çikolata çikolata ve çikolata istedim","label":8} {"text":"Gerçekten çok kötü bir filmdi ya her şeyi ikiye saklamış ya da kötü işte. It was awful we dont know maybe he hide everything for vol 2 or it was bad","label":1} {"text":"The New 52'nin Origin hikayesinden uyarlanmış. The New 52 akımının hoşuma gidecek bir şey olmadığını tasdiklemiş oldum bu filmle.","label":4} {"text":"Filmin ilk dakikaları, istisnasız en iyi dakikaları. Gerçekten yalnızca ilk 15 dakikalık bölümüyle bile birçok filmi solluyor. Olayların nasıl başladığını anladığımız bu filmde maalesef sonlara doğru gerilimi düşürerek tahmin edilebilir bir noktaya geliyor. İlk filme göre kötü, tek başına değerlendirildiğinde ortalama bir film.","label":6} {"text":"Aşırı derecede vakit kaybı ne olduğunu zaten hiç anlamadım geriye sararak izlediğim zamanlarda oldu ama gerçekten başarısızlığın da altında","label":1} {"text":"Heath ledger huzur içinde yat...","label":8} {"text":"her on dakikada bir onbeşer dakikalık aralarla, bir miktar viskinin yardımıyla, dört saat gibi bir sürede ancak bitirebildim filmi. neden sonuna kadar zorladım kendimi bilmiyorum. daha fazla sıkıldığım bir film hatırlamıyorum. film kesinlikle bana hitap etmiyor, tanıdığım kimseye ettiğini de sanmıyorum.","label":0} {"text":"Bu zamana kadar nasıl izlememişim dediğim mükemmel bir film. Konusu ve bunun oldukça sakin bir şekilde işlenişi, oyuncunun mükemmel performansı, görüntüler.. Ne diyebilirim ki müthiş..","label":7} {"text":"5. sınıf yaratıklar ve bi o kadar kötü final...gerilim dozu yerlerde.","label":4} {"text":"Sinemamızın en güzel film örneklerinden.Filmin kendine has acayip bir havası var.İzlenmesi gereken filmlerden.","label":7} {"text":"Oldukça saçma oldukça sığ ve oldukça sıkıcı, saçmalıkları o kadar fazla ki tek tek anlatılamaz, senaryosu çocuklara yazdırılmış gibi basit ! sıkıcılığıysa filmde güya şehirdeki kaostan sözediliyor fakat kısa bir süre sonra filmin tamamı bir binanın içinde geçiyor, iyi de bütçeden tasarruf edeceksiniz diye izleyiciye klostrofobi yaşatmanız şartmıydı :)) yargıç değil eli silahlı kapıcılar kralını izledik sanki, çöpleri toplama şekli değişik sadece hepsi bu, zaman geçirmek için bile boş bir film tavsiye etmem.","label":1} {"text":"\"12 bölüm, bir prolog ve bir epilogdan oluşan bir film\" diyor başında ama maalesef bize bu tekniğin kötü bir örneğini yaşatıyor. Bu sefer nefesi, birikimi yetmemiş ekibin. Bölümlere ayırmak, bir anlatıcıyı yerleştirmek - Kubrick ve Von Trier olmak - o kadar da kolay değil demek ki.. Küçümsediği romantik komedilerin, hele Woody Allen'ın yanından bile geçmiyor.","label":4} {"text":"Açikçasi film sikici bir konuya sahip.Yönetmen de bunun farkinda olmali ki ara ara izleyiciye ufak soklar vererek(güzel bir espri,manzara,dikkat çekici monolog veya diyaloglarla) uyutmamaya çalismis.Ama basarabilmis mi,emin degilim.Sanirim filmi sonuna kadar izleyen sansli insanlardan biriyim...6/10","label":5} {"text":"mel gibson çevirdiği her yeni filmiyle çıtayı yükseltmeyi başarıyor. dramı aksiyonu gizemi macerası yerinde bir eski dönem filmi. tuttum bu filmi. son saniye mesajına da o kadar anlam yüklememek lazım bence. kendisinin sömürgeciler kralı ingiltereye olan nefreti bilinen bişey.","label":8} {"text":"eğelecelik komedi diyebileceğim güzel bir çizgi film.","label":5} {"text":"kimse yorum yapmamış, ilk ben yapayım da artizzlik olsun. Ben, bu filmi 7 sene evvel (10'umda) trt izlemişdimilk defa, film yapı olarak her yaşdan kişinin izleyebileceği bir filmdi, Standbyme misali başrolünde çocuk ve çocuk kitabından uyarlansa da çocuk yılışıklılığı yokdu filmde, nitekim zencilerin köle olduğu dönemlerde geçen bir film bu hikaye üzerine gelişiyor, belki acımasız denilemeyebilir ama durumu ciddi anlatan filmdi. Sonuç:IMDB'de puan beter, pek bilinmeyen bir film ama eğlence/macera ve hüzün vardı hiçbirinin dozajı da arda kaçmıyodur. torrent'dan bulun da izleyin ya da s... tir edin --> :)","label":7} {"text":"Film bağırarak nasihat veriyor! Hey... insan canı kanı haramdır. kutsaldır. Nefsine hakim ol! Gerçek bir dram hikayesi. Diyaloglar ve işleyiş gerçekten etkiledi. Hiç bir hollywood filmi karakterinde olmayan diyaloglar ve mimikler var... Gerçeklik kokuyor buram buram ödülünü de taçlandırması boşa değil. Saygılar","label":7} {"text":"Ted Chiangın Story of Your Life isimli hikayesinden uyarlanmış. Bir gün dünyaya uzaylılar geliyor ve dilbilimci olan bir adam onlarla insani bir ilişki çerçevesinde iletişim kurmak istiyor. Ordu ise tam tersi, sertlikten, zorbalıktan yana Tabii bunun bu dereceye gelmesi için, yakalanmak istenen o iletişim süreci üzerine şekillenmiş pek çok sahne var Bu hali ile de, böyle bir durumla karşılaşma olasılığı olan izleyiciye kendi tepkisinin nasıl olacağını da sorgulatan bir film Bazı sahneler sıkıcı ve yersiz germelere sebep olduğu için çok da keyifle izlediğimi söyleyemem.","label":7} {"text":"Hayatımda böyle sıkıcı bir film izlemedim..162 dakika!! Böyle bir film için 90 dakika bile fazlaydı ama gerçekten ben ve arkadaşlarımın canı sıkıldı..Gelmişken izleyelim dedik ama ortasında çoktan çıkmamız lazımdı..","label":1} {"text":"İnsanın ömrü hayatında izleyebileceği en kötü film bu olsa gerek. Ne başı ne sonu ne konusu belli.","label":0} {"text":"Filmin özeti az olsun ama senin olsun azla yetinebilmenin nekadar önemli olduğunu anlatıyor hem komedi hem gerilimi içinde barındıran ilginç bir film güzel fakat puanı çok fazla bence 7 yeterli.","label":6} {"text":"diyebilirim ki gael garcia bernal'in en kötü filmi.","label":5} {"text":"Opsiyonuz olmasa bu filmi izleyemeyecegiz yani sadece istanbulda gösterime girmesi kadar saçma bişey yok izmirdeyim ve filmi izleyemedim nasıl bu sektörde daha ileri gitmeyi bekliyosak biz bu arada filmi başka yollardan izledim ve tavsiye ederim","label":4} {"text":"Konuya biraz feminist bir açıdan yaklaşan, yarı eleştirel,düşündüren,oyunculuk kalitesi yüksek 2004’ün iyi filmlerinden.Özellikle Kirsten Dunst’ın oyunculuğunu çok beğendim.İzlenmesi gerek","label":7} {"text":"Bir dönemi tüm çıplaklığıyla anlatmış.. Oyunculuklar da iyi... Ben beğendim.....","label":7} {"text":"Hayal kırıklığı yaşadım... Benim düşünceme göre 5 üzerinden 1 anca verilir. Bu gerilim filmi olmaya layık değil","label":0} {"text":"Sinemayı asağılayan zeka ve yaratıcılıktan yoksun abaza genclerin dialoglarını bize film diye yutturmaya calısan türlere son. 1/10","label":0} {"text":"İlk 20 dakikalık Kripton sekansı muazzam. İlk 1,5 saat senaryosu ve gerçekçiliği de iyi ama son 1 saat büyük kakafoni!","label":7} {"text":"İnan’ın 5 para etmez izlediğim en kötü film bu filmi vizyona sokan adam görevden alınmalı paramı helal etmiyorum inşallah kimse izleme gibi bir hatada bulunmaz","label":0} {"text":"Amerikan gençligi hakkinda oldukça vurucu tespitler yapan ve bunu rahatsiz edercesine gözümüzün içine sokan bir film. Basroldeki Holly Hunter ve Evan Rachel Wood'un döktürdüklerini ve çogu omuz kamerasiyla gerçeklestirilen görüntü çalismasinin harika oldugunu rahatlikla söyleyebilirim...( 6/10)","label":5} {"text":"Kemal Sunalın Akrabana bile güvenmiceksin dedirten filmi, he öle zaten insanın yakınlarından daha çok zarar geliyor.","label":7} {"text":"Bilemedim arada kaldım. Başta sıkıcı olmasına rağmen merak ve gizem canlı kalıyor sonlara doğru aksiyonlu bi hal almaya başlarken yinede tatmin edemiyor bu yüzden idare eder tarzında bi film diyorum. İzlemek size kaldı. Ha şunuda söyliyim film kötü değil.","label":4} {"text":"Sürpriz son. Demek ki neymiş? Aptalı oynamak zeka işi imiş.","label":6} {"text":"Yine gerçek anlamda değerini bilmediğimiz bir sanatçımız. Kendisinin daha çok sinema yol haritası ve bu alanda nasıl örnek biri olduğuna odaklanmış kısa bir belgesel. Hitabeti, bilgi dağarcığının engin genişliği, babasının mesleği sebebiyle çok fazla yer gezme fırsatı yakalayabilmiş olması derken kişinin kendisine hayran olmaması mümkün değil. O günden bugüne ne değişti dersek, tabiki hiçbirşey değişmedi ve yine böyle kıymetli şahısların değerini hakkıyla bilemiyoruz.","label":7} {"text":"İlk söylemem gereken şey vasat bir gerilim olduğu (korku değil).İzlemeden önce çok daha farklı bir şey bekliyordum ama bunda da hep aynı numaralar...İspanyada şu an çekilmekte olan ikincisi ve Amerikan yapımı,henüz izleyemediğiz Quarantine in bundan daha iyi bir film olma olasılığı var.O kadar sıradan yani.","label":6} {"text":"Film mükemmel , çok iyi çevirilmis , oyuncular çok etkileyici Tilda Swinton, John C Reilly, Ezra Miller ve Jasper Newell Kitabini da okumanizi öneririm","label":6} {"text":"Son yılların en yaratıcı,en orijinal,en etkileyici filmlerinden biri.Nicolas Winding Refn'in çektiği onlarca mükemmel sahnesi,müzikleri,oyunculuklarıyla daha önce benzerini izlemediğiniz bir bağımsız sinema başyapıtına dönüşüyor.Tabii ülkemizde ''Transformers'' hayranlarının Jason Statham aksiyonlarının bir benzerini görmeyi umarak izleyip,kendi kapasitelerinin üstünde (hem de ortalama bir senaryoya rağmen üstünde) bir filmle karşılaşmaları sonucu oluşan hezeyanlarını bu site dahil pek çok sosyal mecrada görüp eğlenebilirsiniz.","label":8} {"text":"Son derece sinir bozucu. Afişini hiç başarılı bulmadığımı söylemeliyim. Öyle ki afişini gördüm ve konusunu okuyunca filme ön yargıyla yaklaştım. Afiş kötü konusu özgün bir hikaye değil. Ama az da olsa beni şaşırtmayı başardı. Gerilimi adım adım artması ve son dakikalara kadar bunu koruyabilmiş. Filmde eksik noktalar veya mantık hataları var. Ancak genel çerçeveden bakıldığı zaman ayrıntılara takılmadan vakit geçirmek için izlenebilir.","label":6} {"text":"Böyle bir şey izlemeyi beklemiyordum hakikaten. Tüm oyunculuklar iyi fakat Mia Goth... Duygu aktarımı ve duygular arasında geçişi fevkalade ve korkunç. Filmin geneli ile ilgili konuşmak gerekirse, konunun film boyunca işlenişi ve filmin ritmi pürüzsüz. Sinematografisi etkileyici, müzik kullanımı yerli yerinde. İyi oyunculuk içeren vasat bir gerilim filmi bekliyordum çok daha fazlasıyla karşılaştım. Yine de senaryodan çok büyük bir beklentiniz olmasın, daha çok oyunculuk ve hikayenin film edilişi ile öne çıkıyor. Pearl çıldırdıkça domuzun giderek kurtlanması ve çürümesi etkileyici bir dokunuş olmuş. ","label":8} {"text":"Klasik çift taraflı oynama meselesi gibi başlayan ama umudumu kaybetmeden izlediğim ve sonunda olmasını beklediğim bir film oldu.Aksiyonda mantık aranmaz paldır küldür izleyin zevki alırsınız.","label":3} {"text":"Burcu biriciğin bu kadar kötü filmde başrol oynamasına çok şaşırdım sıkılmam ne kelime uyuduk resmen boşa giden 40 lira ve zaman... 2 puanı bile haketmez aslında sadece emeğe verilen puan.... 2 kişi bi gidio bi gelio ordan oraya konu zıplıo hele başroldeki adam ne kadar kötü oyunculuk sergilemiş öyle yaa hayret doğrusu","label":3} {"text":"Filimde o kadar mantık hatası var ki paranızı harcamayın ergence bir filimden öte değil hele hele holywod klişelerini saymıyorum bile","label":0} {"text":"Filmin giriş bölümü efsanevidir. Müzikleri çok iyidir. Henry Fonda nın son oynadığı western'dir.","label":7} {"text":"Oyuncu kadrosu güzel,ama film yok küfür başka bişey değil malesef bu kadro daha iyisini yapmalıydı 3 puan","label":1} {"text":"James Wan, korku filmleriyle kendine bir vizyon yaratsa da Malignant da biraz yaşlanmış gibi görünüyor. Ustalık eserinden ziyade çaylaklık eserine doğru kayan bu filmin konusu itibariyle mantık hatalarıyla boğuşan bir döngüye girdiğini görüyoruz. Bu film için korku değil gerilim ve macera filmi diyebiliriz. The Conjuring serisinin önüne geçemeyecek fakat arka sıralarda kendine yer bulabilecek seviyedeki bir James Wan filmi. Genel olarak ortalamaydı fakat izlenir.","label":5} {"text":"Mükemmeldi..Kesinlikle izleyin tavsiyemdir..","label":9} {"text":"Kesinlikle izlediğim en iyi animasyonlardan. Animasyon türünün değişiminden sonra özellikle Pixar öncülüğünde büyük bir gelişim kaydetti bu tür. \"Çılgın Hırsız\" hemen her karesiyle gülmeme neden oldu. Karakterlerin sevimli çizimliliği, jets ve mimikleri bir yana senaryosunda açık bırakmadan ilerleyen, güzel bağlantılarla, güzel detaylarla süslü bir film olarak aklımda kaldı. \"Çılgın Hırsız\" hakkında söyleyebileceğim en net cümle; filmin animasyon veya animasyon değil ayrımına pay bırakmadan, başlıca iyi bir film olduğu yönünde. Kesinlikle, kesinlikle tavsiyedir, özellikle sisli, puslu havalarda, hayatı biraz renklendirmek isteyenlere.","label":7} {"text":"Denzel Washington ile klasikleşmiş bir aksiyon yapım. Her zamanki gibi serinkanlı, donuk, kendi halinde yaşayan ama bir o kadar duygusal ve yardımsever kahraman modunda. Ancak ne diyebilirim ki bu karaktere de 10 numara oturuyor. Defalarca aynı tipleme ile benzer filmler çevirmiş de olsa oyunculuğu her zaman beni etkiliyor.","label":7} {"text":"Guy Ritchie, hayranı olduğum bir yönetmen. Zaten beğenin veya beğenmeyin, kendine has bir tarzı olduğunu kabul edersiniz sanırım. Kamera kullanımı, müzik kullanımı, sahne koreografileri, aksiyon ve eğlence dozu, diyaloglar, oyuncu tipleri, kısacası her bir unsuruyla tam bir Ritchie filmi. Oldukça eğlenceli, sürükleyici. Pek çok otorite ekibin kimyasını ve filmi genel anlamda yetersiz bulsa da, bana kalırsa hem ekip son derece uyumlu ve sempatik, hem de film gayet akılda kalıcı. Özellikle İtalya'da geçen bölümler hayranlık uyandırıcı derecede stilize. Son yılların popüler oyuncularından oluşturduğu üçlü, dediğim gibi çok keyifli duruyor. Vikander'in sempatikliği ve tarzı, yükselişte olan kariyerinde önemli bir başka adımı atmasını sağlamış. Hammer, Rus ajan rolünde, &Çelik Adam Cavill de Amerikalı ajan rolünde uyumlu bir ikili oluşturmuş. Filmin asıl sürprizi ise, bu tarz filmlerdeki kötü kadın karakterine bambaşka bir yorum katan Elizabeth Debicki. Çok beğendim. Aksiyon ve komedinin başarıyla harmanlandığı film, türe yepyeni bir soluk veya aşırı orjinal bir fikir katmasa da, kesinlikle keyifli dakikalar vaat ediyor. Senenin görülmesi gereken yapımlarından.","label":8} {"text":"trt de kaçırdığım için indirip izlemiştim bu filmi. klasik bir konusu olsada gayet başarılı bulduğum bir film oldu. oyunculuklar da gayet başarılıydı. yarı western yarı polisiye kıvamında hoş bir film olduğunu düşünüyorum. izlemeyen arkadaşlara öneririm","label":6} {"text":"Sadece iki yorum almış, çok ilginç, yanlış hatırlamıyorsam en iyi yabancı film dalında oscar da almıştı bu film, bu kadar az popüler olması haksızlık. film çok güzel, anti-sovyet sayılabilir, ama sovyetleri sevseniz bile izleyin derim, Küçük kız ki yönetmen ve başrol oyuncusunun kendi kızı, harika bir oyunculuk sergiliyor, sevmemek mümkün değil. Biz batı filmlerine alıştığımız için, filmin yavaşlığı belki sıkabilir izleyeni ama sadece bu doğu- batı yaşam tarzı farkını göstermesi açısından bile çok hoş bir film. Doğu batı yaşam tarzı farklılığından kastım, filmdeki o geniş aile'nin bir arada yaşaması, yaşlı teyzeler, işsiz dayı, torun torba hep beraber mutlu mesut yaşıyorlar, batıdaki bireysel yaşam burda yok. müzikleri de çok güzel, sanırım soundtrack albümü de var. Biraz bölük pörçük oldu ama son izleyişimin üzerinden çok geçti, ama işte izleyin pişman olmazsınız.","label":8} {"text":"nejat işlerin en kötü işi olsa gerek.","label":1} {"text":"Açıkçası filmi bittikten sonra beğenip beğenemediğimi ben bile anlayamadım. Çok güldüğüm replikler, iyi göndermeler vardı. Senaryo olarak çok basit olmuş. Oyunculuklar oldukça amatör. Amerikan polisi benzetmesine gerek var mıydı, ya da böyle bir dublaja bilemiyorum. Daha özgün bişeyler çıkarabilecek potansiyeli olan bir işmiş aslında. Yine de farklı bişeyler yapılmaya çalışılmış, bunun hakkını vermek gerekir.","label":4} {"text":"Bir Yüksel Aksu klasiği. Türk sinemasının değeri bilinmemiş ustası,ülkemizin içinde bulunduğu durumu yine çok başarılı bir şekilde beyaz perdeye aktarmış. Dondurmam Gaymak ve İftarlık Gazoz'da olduğu gibi yine insanın içini ısıtan bir film.","label":9} {"text":"Bir iki klişe haricinde başarılı bir aksiyon olarak değerlendirilebilir. Ana karakter tam oluşturulamamış, karizma eksik kalmış bence. Aslında filmin başlangıcında iddialı bir Jack Reacher karakteri izleyeceğimi düşündüm ama oldu bittiye kurban gitti adam. Herşeye rağmen Tom Cruise, Nicholas Cage gibi iki ayda bir film çekip \"yerseniz\" mantığı ile hareket etmiyor. Ortalamanın üstü, fena değil.","label":3} {"text":"Bence iyi bir eser ortaya çıkmış.Casanovanın kadınlar üzerindeki etkisini çok iyi anlatan bir film olmuş.Yanlız şunu görüyorsunuz bu maalesef normal hayattada bu böyle ne kadar çapkınsanız kadınların gözünde o kadar albeniniz artıyor.Arkadaşımın şu söylemini yazmadanda yapamayacağım.Yeryüzünde etkilenmeyecek kadın yoktur.Önemli olan doğru zamanda doğru mekanda doğru hareketleri yaptığınızda her kadını etkileyebilirsiniz.Bu da bir erkekte ancak Casanova zekasını gerektirir.","label":7} {"text":"Siyah beyazı en iyi kullanan özgün filmlerden. Aslında her açısıyla, araya kattığı komedi unsurlarıyla, William Blake karakterinin mimiksiz bir şekilde, ''kendindeki değişime şaşırma belirtisi göstermeden şaşırmasıyla'' ve en çok da müzikleriyle kült hale gelmiş harika film. Farklı bir şeyler arayanlara önerilir.","label":7} {"text":"Akira Kurosawa zaten senaryo ve çekim konusunda kendini kanıtlamış bir yönetmendi. Bu film hepsinin iç içe geçip olgunlaşıp seyirciye kafasındaki mesajları zerk ettiği döneme denk geldiği için leziz demekten ileri gidemiyorum. Bir insan olarak ne kadar ileri görüşlü olduğunu ve insanca yaşamanın özlemini buram buram koklatıyor. Evet eleştirilcek şüphesiz çok yeri vardır ama övülmesi gerekenler bit mediği için yazmayacağım.","label":8} {"text":"Filme gelen çok kötü eleştiriler var aslında. Senaryonun basitliği vs... Ama bence film bundan çok daha öte. Sadece ne olacak diye merak etmek yada heyecanla hareket dolu sahneleri izlemekse amaç tabi bu filmden bir şey beklenemez. Fakat bence filmi bunların daha ötesinde kılan bir şeyler var. Uzun zamandır bir film ilgimi çekememişti. Ama \"Can\" cidden hoşuma gitti. Filmde insanın kalbine dokunan sahneler var... Hatta uzun zamandır hiç olmayan bir şekilde filmde gözyaşlarımı tutamadım Bence izlenesi bir film;ama durağan filmlerden hoşlanmayanlar bulaşmamalı.","label":7} {"text":"herkesin en azından bir kez izlemesi gereken bir film bence.. dini öğeler kullanılmış ama rahatsız edici değil... oyuncu kadrosu ve performanslara laf söylenemez zaten.. izlemeyenler için ya da benim gibi ara ara tekrar izleyenler için iyi seyirler..","label":8} {"text":"Film oldukça başarılı idi. Dövüş tutkunu ve zevklerine düşkün bir babanın nasıl kendi evladına karşı sorumsuz davranıp, gerçekler yüzüne çarpınca herşeyin geç olduğunu anlatan bir film. 10/8","label":6} {"text":"esprileri anlayabilmek için çok değil az miktarda hristiyanlık hakkında bilgi sahibi olmaka fayda var bence. genel hatlarıyla gayet başarılı bir komedi filmi bence.","label":8} {"text":"Gülmek için bu filmin adını bile duymak yeterli, anında gözümün önünden onlarca komik sahne geçiyor.. Hortumm, Kıblee, Hortummm, Kıblee..-La hortumda ne oluyo ki:))","label":6} {"text":"Cocugun hareketlerinden bipolar oldugu tahmininde bulunmustum bi insan öyle yüksek öyle mükemmel davraniyorsa bir o kadar kötü bir tarafida vardir çünkü hiç şaşmaz... \"Sevdanin anormalliginin zehir etkisi\"","label":5} {"text":"yer yer ağladığım animasyon filmi. daha iyisi gelmez bence.","label":8} {"text":"Roman uyarlaması olduğu yazıyordu. Kitabını da daha önce hiç duymadım ve haliyle de okumadım. Öncelikle söyleyeceğim kesinlikle yaş sınırının göz ardı edilmemesi gereken bir film olduğu. Rahatsızlık derecesinde cinsellik söz konusu. Kaçırılıp zincirlenen ve cinsel istismar edilen bir erkek. Diğer bir tabirle tecavüz. Açıkçası tam olarak ne anlatmak istediğini ben anlamadım. Birçok izleyiciye filmdeki sahneler ve bu film saçma, iğrenç gelecektir. Şahsen filmi bende beğenmedim.","label":3} {"text":"eh işte bir film.. araba sahnesi çok ii ya :D","label":4} {"text":"Popüler sinema adına umut veren film ödülüm olsa bu filme verirdim çünkü yine popüler olacağım diye sinemadan senaryodan bir sürü ödün verilmiş. Şiir seven biri olarak bu filme şiir filmi denmesine bozuluyorum! Mesleği ya da hayat uğraşı şiir yazmak olan iki arkadaşın hikayesinden başka bir şey göremedim ben. Elbette bunu yaparken aralara şiir serpiştirmesi olağan birşey. Mesela Belçin Bilgin'in oynadığı karakterin tam olarak hikayedeki anlamı neydi? İki kişi bir kız için iddiaya giriyor ardından biri başka birine aşık olunca kız diğer arkadaşa kalıyor buna da aşk mı deniyor. Verem konusu çok daha iyi işlenmişti şiire göre. Filmin görüntüleri ne kadar iyiyse, hikayesi o kadar dağınık bence! Erdoğan bir sürü şeyi bir arada anlatmak istemiş ama maalesef senaryoda dağıldıkça dağılmış. Film bittiğinde olayları toplamıyor insan. Yine de dediğim gibi popüler dram türünde umut verici!","label":5} {"text":"Sıkmadan izlettiriyor kendini. Ülkesinde hakettiği değer almış, fakat yurt dışında görmesi gereken değeri görememiş sanırım. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film.","label":7} {"text":"Çok sürükleyici olmayan ortalama bir filmdi. Aksiyona bilim kurgu katmışlar birkaç dövüş ve kovalama sahnesi dışında ortalamayı geçemedi bence.","label":5} {"text":"İlk filmi neydi ki ikinci filmi ne olsun diye vakit geçirmek için açtığım fakat ilk filme kıyasen bir tık daha iyi diyebileceğim bir film olmuş... Film de tek anlam veremediğim olay Selena Gomez in tek sahne görünüp ortadan kaybolmasıydı... İlginç. Vakit geçirmek, çerezlik bir film arıyorsanız izleyin derim.","label":5} {"text":"Siyahi karizmaların döktürdüğü film bana göre serinin Yuri Boyka'lı filmlerini aratıyor. Alışık olduğumuz hapishane filmlerine benzemiyor. Onlar kadar hapishane yaşantısını yansıtmadığını düşünüyorum. Tek odaklanılan Iceman ile Monroe'nun boks müsabakası. Bana kalırsa ikilinin boks müsabakası da beklenti altında kalıyor. 75 dakika boyunca son dövüş bekleniyor, 5-6 dakikayla geçiştiriliyor biraz. Ama yine de gerçekçiliğinden dolayı tatmin ettiğini de söyleyebilirim. The Walking Dead'in Merle'sini sesinden tanıdım, filmde reyizin gençliğini görüyoruz. Bir diğer tanıdık isim ise Oz'un Dino Ortolani'si. Ortalama bir dövüş filmi, serinin hatrına izlenebilirliği var.","label":6} {"text":"wowww etkileyici bir filmdi....","label":8} {"text":"Filmi izlemeyenler için söylemek istediğim ilk şey; film baştan sona tiyatro sahnesine benzeyen bir şeyde ve dekorların içinde geçiyor,film başladığında ve bunu görünce önce bir hayal kırıklığı yaşadım fakat film ilerledikçe realiteden koptum ve o dekorların içine girdim oldukça ağır,uzun ve yorucu bir film -izlediğim diğer Lars von Trier filmleri gibi- fakat izlediğim diğer iki Lars von Trier filmine göre bu filmi daha çok beğendim ve baştan sona nerdeyse hep ağır bir tempoda ilerliyor fakat film ilerledikçe hem insan doğasının ne kadar iğrenç olduğunu gösteriyor ve filmdekilerden nefret ettiriyor ve siniriniz bozuluyor ayrıca filmin tiyatro gibi dekorların içinde geçmesi de sanki hiçbir yere kaçılamayacak dipsiz bucaksız bir yermiş gibi gösteriyor Dogville kasabasını ve bu daha da çaresiz kılıyor başrolü.Film ilerledikçe kendine çekiyor izleyeni,gittikçe sinir bozmaya başlıyor ve insanların nasıl diğer bir insanın zaafını kendi pis istekleri için kullandığını seyircinin gözüne normalde bir filmi izlerken sesli tepki pek vermem fakat bu filmi izlerken olanları izlerken baya sesli tepki verdim hatta küfür bile ettim dediğim gibi gerçekten sinir hoplatan bir luklar başarılı Nicole Kidman'ın o vurdum duymaz tavrı aslında beni daha da sinir den önce bilin ki bu film dram filmi ayrıca oldukça ağır bir film fakat insan doğasını sinir bozucu bir şekilde anlatmayı başaran etkileyici ve herkese hitap etmeyen de bir olarak ben filmi beğendim fakat dediğim gibi herkese hitap etmiyor ağır,dram-psikoloji ve farklı bir film izlemek isteyenlere tavsiye ederim. 7.5/10","label":6} {"text":"tamamen çerezlik 10/8 verdim liam neeson için murdak ta iyiydi sizlere tavsiyem aksiyon istiyorsanız stallonenin the expendablesı izleyin pişman olmazsınız.","label":7} {"text":"kötüydü.","label":6} {"text":"zagor kimdir, nedir? içinin bu kadar boş bırakılmasına şaşırdım doğrusu. nedir onu bir kız için çekici kılan şey? 'aşk için aşk' söylemine yaslanmak ve ne idüğü belirsiz bir fenomen üzerine bir takım erdemlilik halleri bina etmeye çalışmak fazla çekici gelmedi bana doğrusu. Bekir’e yüklenen zoraki kaderi de konuşmalıyız. aşktan 'bir sızı' ve 'karın ağrısı' olarak bahsediyor. bunun bir tutku, körü körüne bir bağlanma hali olduğunu hepimiz biliyoruz. etrafındaki hiç kimseyi mutlu edemeyen tam anlamıyla kerameti kendinden menkul karanlık bir olgunun bu derece kutsallaştırılmasını kabul edemem. ne diyeceğiz yani 'Bekir aşkının peşine gitti' mi? Kars, sonra?.. Ötesi var mı??","label":4} {"text":"Scorsese'nin en iyi ama en az bilinen filmi. Zehir gibi bir senaryo, ayrıntı ve göndermelerle dolu bir film. Filmi çok dikkatli izlemek gerekiyor. Paul'in giydiği bir gömleğin, elindeki bir kitabın dahi bir anlamı var.","label":9} {"text":"İki kere izlediğim bir Tom Cruise filmi. Zannedildiği ve alışıldığı gibi yalnızca aksiyon değil, yer yer duygusallık ve gizem de barındırıyor. Filmde birkaç mantık hatası bulunsa da bir aksiyon filminde bunları gözardı etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Genel olarak ortalamanın üstünde ve benim için 2016 yılının en iyi aksiyon filmlerinden birisi.","label":7} {"text":"Bu neydi yaa.. Ne diye izledim ben bunu şimdi. Üstelikte olumsuz bir sürü yoruma rağmen olumlu bi kaç yoruma aldanıp izledim. Jake Gyllenhaal (Morf) olmasa hiç çekilmezdi ki tüm sempatikliğine rağmen filmi kurtaramadı. Tavsiye etmiyorum...","label":3} {"text":"jumanjinin bilimkurgu versiyonu. hangisini tercik edersin diye sorucak olursanız tabiki efsane jumanjiyi ama bu filmide beğenerek izledim ama vasatla-vasatin üstü arasında birşey 10/7.5-8","label":8} {"text":"İnanılmaz bir filmdi ne kadar düşüncelerimi ifade etsemde edemem bu Film için Her Yaşta İnsana Ve O insandaki Hayal Gücünü İfade Eden Bir Film Keşke TÜRK'lerde böyle Filmler Yapsa Ozaman Zamanımın Çoğunu abd Yapımı Filmlerle Değilde Milletimin Filmlerini İzleyerek Geçiririm","label":9} {"text":"Filmdeki ilerleyişi ve oyunculukları çok başarılı buldum. \"Kasabadaki yozlaşma\" sinema için yıllar boyu bayatlamadan işlenecek bir malzeme zaten. Bu filmde bu malzemeden ilk yararlananlardan. Sadece beğenmediğim iki şey var. Birisi; güzel bir soundtrack e sahip olmasına rağmen film boyunca arkada çalan müzik; diğeri ise filmin sonu. Spoiler'da 2014 yapımı Calvary filminden de bahsettim. Yönetmen ben olsam eğer şerifin acımasızca öldürüldüğü bir son tercih ederdim. Bu şekilde daha akılda kalıcı ve rahatsız edici olurdu seyirci için. Mesela buna kısmen benzer bir yapıda olan günümüz filmi Calvary, böyle bir sonla biterek beni mest etmişti.","label":7} {"text":"Ayşecik bu filmde tripleriyle milleti çileden çıkarmıştır:))","label":4} {"text":"Bu filmin tekrarı çekildimi bilmiyorum ama mutlaka çekilmeli diye düşünüyorum.. bu filmle Buster Keaton'un zeki bir sinemacı olduğunu öğrenmiş oldum.. zor bir işi başarmış bu filmde.. unutulmayacak esprileri ve şahane finali ile harika bir film olmuş..","label":7} {"text":"Bence animasyon olması oldukca iyi bir fikir.Zira filme aktarmaya kalktıklarında ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.","label":7} {"text":"Sevgilinizi alın izleyin aşkınız tazelenir aşk nedir anlarsınız. Sevgiliyle izlenmesi gereken filmlerden","label":8} {"text":"konu guzel ıslenmıs.uma thurman’ın oyunculugu super.ben affleck ortalama.","label":6} {"text":"Dün herzamanki flm adlığım yere gittim ve bana canım sıkıldığı için şöyl eğlencelik bi film vermesini soyledim! Ve bu filmi alıp izledim... Arkadaşlar gerçekten güzel film olmuş, çok eğlendim, ve bence roadtrip ya da diğerlerinden daha iyiydi. Tıpkı diğer filmlerde olduğu gibi güzel güzel insanlar vardı (buarada bende almana vuruldum :))) espiler iyidi özelillikle trendeki 'Mi scuci' koptum :)) Galiba türkiyede gösterime girmedi ama ya da girerse izlemenizi tavsiye ederim hoş seyirlik, kaa dağıtıcı bi film hatta film yüzünden hollandaya bile gitei düşünüyorum :D","label":6} {"text":"Woody Allen her zaman farklı tarzıyla eşsiz bir sinema keyfi sunuyor. Blue Jasmine de çok başarılı bir tablo çıkartmış ortaya, alışık olabileceğimiz bir konu fakat farklı bir anlatım tarzı. Jasmine karakterinin başarısı tabiki Cate Blanchett' ten geçiyor. Küçük bir not, Allen'ın Avrupa filmleri benim için izlemesi çok daha keyifli oluyor. Bu film çekilirken Newyork olduğunu okuduğumda küçük bir hayal kırıklığı yaşamıştım.","label":7} {"text":"arkadaşlar bu bilim kurgu filmlerini bari gerçek dünyayla karşılaştırıp saçmalıkla itham etmeyin.eğer bi film KEendi İÇinde TUtarlıysa filme olumsuz bir yorum yapan kişi yorumculuktan anlamıyor demektir.bu film oyuncularıyla konusuyla kendi içinde tutarlılığıyla çok hoş bir film.zevkle izlenebilcek film.bu arada johnun oğlunun babasına john ilaçlarını içtinmi olarak hitap etmesi bunun saçmalğından değil,konusuyla paalel olarak duygudan uzak bi hitap olması yönünden önem taşır.bunu saççmalıkla yeren arkadaşlar için söyledim.bu arada film gayet hoş bir şekilde ilerliyo ve gelişim-sonuç ta o derece güzel bitiyo.finalin uzatılmamış olması tek düze film finallerinden uzaklaştırıyo ve artı puan kazandırıyo.en güçlü rakibini de üç hamlede halletmesi insana daha bi rahatlık veriyo.christian bale harika bi oyuncu.zevkle izleniyo adam.gülsün,yürüsün,konuşsun,karizma abi adam.son olarak dövüş sahneleri alışılmıştan uzak çok harika.bence tam 10 luk bi film.","label":7} {"text":"franklin franklin uzun zamandır gördüğüm en eğlenceli karakterlerden biri. -olivetti dün akşam bir yangında öldü. -şimdi iyi mi?","label":5} {"text":"Mark Dacascos'un, aksiyonu hiç bitmeyen filmlerinden biri. Süper asker projesi bağlamında geliştirilmiş olan bir askerin, kendini kullanan şirkete karşı başkaldırması ile başlayan süreci konu alan film de hemen hemen her alana has oldukça yaratıcı koreografilerin bulunduğu dövüş sahneleri ve absürt komedi öğeleri görmek mümkün.","label":6} {"text":"öyküsü sağlam hazırlanmış fakat; filmde kullanılan görsel ögeler bi harika.. her kare özenle doldurulmuş süslenmiş.. ışıkla orantılı çekimler profesyonel işi.. film bir tavsiyedir.. ve beğenilmiştir.","label":7} {"text":"“Dogman”, hikâyesi ile senaryosunu, Ugo Chiti ve Massimo Gaudioso ile birlikte yazmış olan Matteo Garrone’nin yönetmen koltuğunda oturduğu değişik bir drama… Dünya prömiyeri, 16 Mayıs 2018’de aday olduğu Altın Palmiye için yarıştığı Cannes Film Festivalinde yapılan ve burada başrol oyuncusu Marcello Fonte’ye “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandıran film, 91. Academy Ödüllerinin Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde İtalya’nın adayı olmuş ancak Aralık ayındaki kısa listede kendine yer bulamamış… Türkiye’de, 1 Şubat 2019’da vizyona girmesi planlanan filmin, 7.4/10 (6.370 oy) ve 3.8/5 (141 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.6/10 (52 yorum) ve 75/100 (14 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan izleyici ve eleştirmen sayısı çok yüksek olmasa da, hiç de fena olmayan bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ancak tabii bu, sadece bir tahmin… O nedenle, film hakkında daha gerçekçi konuşabilmek için gelin isterseniz, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle filmimize biraz daha yakından bakalım… Evet, baş roldeki Marcello Fonte gerçekten de, Cannes’da kendisine verilen En İyi Erkek Oyuncu ödülünü hak edecek bir performans sergilemiş… Bu bir… Filmin yönetmeni de olan Matteo Garrone, kamerasıyla Nuri Bilge Ceylan kadar sağlam görüntüler yakalamış… Bu da iki… Bu ikisi dışında, bize göre filmde konuşulmaya değer pek de fazla bir şey yok… Filmde anlatılan hikâye, Avrupa ve Amerika’nın büyük metropollerinin ayrıcalıklı semtlerindeki sırça köşklerinden pek fazla dışarı çıkmayan film eleştirmenlerine ilginç gelmiş olabilir… Ancak bu anlatılanların neredeyse tamamına yakını, Balkanlardan Ortadoğu’ya, eski doğu blokundan uzak doğuya ve Latin Amerika’dan Afrika’ya kadar uzanan üçüncü dünya coğrafyalarında, vaka-ı adiyeden olduğu için oralarda yaşayan kimseyi şaşırtmaz… O yüzden izlerken bizde şaşırıp, Ne hikâyeymiş be demedik… Elbette bu durum filmi, “izlemeye değmez” de yapmıyor… Tersine puan olarak 2,5 verdiğimiz bu filmi, fazladan bir 103 dakikası olan ve Matteo Garrone’nin sinemasını merak eden herkes gönül rahatlığıyla izleyebilir… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 19 Aralık 2018 günü saat 00.15’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":4} {"text":"ehhh bee duygularımı paylaşan ne kadar çok arkadaş varmış","label":8} {"text":"Saçma bir şekilde imdb puanı yüksek filmlerden biri. İnançlı bir aile yapısında, babası olmayan bir çocuğun nasıl büyüdüğünü ve hayat rütinini anlatmaya çalışan müzikal kıvamda bir film. Fakat izlerken insan şöyle bir izlenime kapılıyor, sanki 3-5 arkadaş bir araya gelmiş hadi bir saat boyunca şarkı söyleyelim ve bunu filme alıp film yapalım demişler gibi. Hikaye derinliği bulunmamakla birlikte saçma konu geçişleri barındırıyor. Ayrıca evin ortasında serili bir halıyı 2 dakika boyunca niye çekersin ki ?","label":2} {"text":"Otomatige baglamıs..bir devam filmi.. ilk 3 serisini ortalama olarak begedigim afterlife ile zıvanadan cıkmıs serinin 5 bolumuyle zıvananın otesıne gecmıs bır fılm.. Zaten felsefık acıdan cok sey beklemedgımız fılm fantastık acıdanda tam bır hayal kırklıgı ..ozellıkle dogus sahnelerı tam bır rezıllık abıdesı ...tek tesellı sahnesı olan roys royce lu moscow sahnesı idareeder gerisi gürültü patırdı....","label":3} {"text":"Bilinen hikayenin çizgi-animasyon versiyonu. Özellikle küçük kardeş veya çocuğunuzla keyifli izlenebilecek bir film diyebilirim.","label":4} {"text":"Tamamiyle para israfı. Türk sinemasının son dönemdeki komedi filmlerinin bir çoğu beni gerçekten endişelendiriyor. +18 koyulması lazım yakında bu ve benzeri filmlere çocuklarda zeka geriliği yapabilir diye. Al bir tane kurmalı kedi oyuncağı saatlerce kur kur izle bu filmden daha çok zevk alırsın. En azından kaynak israfı yok. Karantina..","label":0} {"text":"göç temasının aile üzerindeki etkileri ve yeni neslin şekillenmesi güzel işlenmiş. ayrıntılar iyi düşünülmüş. filmin müzikleri arasında \"la casa del sol naciente-los speakers\" var orjinali \"animals-house of the rising sun\" bir diğer güzel müzik ise \"barbara vitali-canto di solino\". özetle müzikler güzel, kurgu güzel tavsiye ediyorum izleyin.","label":8} {"text":"Spoiler sayılmaması gerektiğini düşünüyorum; bu filmi izleyeceklere yegane tavsiyemdir: Film bittikten sonra isimler akarker birden Stephen Merchant'ın oynadığı 3-4 dakikalık bir bölüme geçiliyor. Mümkünse sadece bu bölümü izleyin ve kapatın.","label":5} {"text":"Sırf görselliğiyle bile şaheser niteliği kazanabilir. James Cameron'dan beklenen bir film daha demek lazım herhalde. Gişe rekortmeni Avatar'ı ayakta alkışlıyorum tüm olumsuz eleştirilere rağmen \"ben buyum, buradayım\" demeyi bildiği için.","label":7} {"text":"Olaganustu oyunculuklar sayesinde izleyebileceginiz en iyi biyografi filmlerinden biri. Hele de suc filmlerini seviyorsaniz basucu filmlerinizden biri olacaktir, fakat sakin ola bol atraksiyon beklemeyin. Zira bu filmde daha cok katilin aile iliskileri ve ailesine verdigi deger isleniyor. Ailesini bu kadar cok seven bir adam nasil olurda sogunkanlilikla yuzun uzerinde adam olduruyor? Anlayacaginiz uzere film katilin psikolojisini de irdeliyor.","label":7} {"text":"Karşımızdakini olduğu gibi görmeyip onu Tanrılaştırmak, sonra da sanki böyle bir Tanrı olabilirmiş de olmuyormuş diye ona kızmak. Bana biraz haksızlık etmiyor musun?","label":8} {"text":"anlatmak istediğini tertemiz şekilde anlatan güzel bir film.","label":7} {"text":"La Grande Bellezza yani ''Muhteşem Güzellik'' dram-komedi türünde karşımıza çıkan bir yapım. Filmi izlerken birçok farklı duygu patlaması ve sorular silsilesi içerisinde buldum kendimi; insanın hayatının bir dönemine duyduğu özlem, hayatın doyumsuz ve tatminkarlıktan uzak insanlar yaratması, metropol yaşamının insanı mekanikleştirip duygusuz varlıklar ortaya çıkarması ve sosyete-elit tabakanın doğallıktan uzak yaşamı. İşte La Grande Bellezza'da işlenen bu alt konular seyir boyunca izleyicinin önüne koyuluyor ve izleyici, bana da olduğu gibi, kendisine hayatla ilgili sorular sormaktan kendini alamıyor. Ayrıca filmin Roma'yla alakalı muhteşem bir görsel şölen sunduğunu da belirtmek isterim. Jep Gamberdella Roma sokaklarında gençliğini ve benliğini ararken, ben de geçmişimdeki bir haftalık Roma seyahatimde edindiğim ve Roma sokaklarında bıraktığım hatıralarımı zihnimde canlandırardım, tıpkı Jep'in geçmişine duyduğu özlem gibi ben de Roma'da geçirdiğim günlerimin özlemini damaklarımda hissettim; Jep Roma sokaklarında yürürken Latince'de ''caput mundi'' yani dünyanın başkenti anlamına gelen ve Roma'ya ithafen söylenmiş bu sözü bir kez daha hatırladım ve muhteşem Roma'yı görme fırsatı bulduğum için kendimi şanslı hissettim. Son olarak La Grande Bellezza, kendi adıma bana yaşattırdıkları bu özel hisleri muhtemelen diğer sinemaseverlere de yaşatmış olmalı ki 2014 yılında Altın Küre'de ve Oscar'da ''Yabancı Dilde En İyi Film'' ödüllerini kazanmış..","label":6} {"text":"Duygusal ve içinde çok az da olsa edebiyat barındıran bir film. Benim favorilerim arasında. kesinlikle herkes izlemeli","label":9} {"text":"imdb den aldığı puana en çok şaşırdığım film. puanının yüksek olmasından dolayı izledim keşke izlemez olaydım. kendisini dolu göstermeye çalışmış ama aslında bomboş bi film. tam bir vakit kaybı. filmi izlemeyenlere tavsiyem uzak durun bu filmden, puanı sizi heyecanlandırmasın çünkü bu film tam bir balon","label":2} {"text":"Acısı ile tatlısı ile göndermeleri ile gerçekten güzel bir dram filmi.","label":6} {"text":"animasyon filmlerinden ilkiydi özgür ruh. böyle güzel bir animasyon filmi sayesinde sinemaya bağlandım. gerçekten güzel bir film. özellikle oskar alan müzikleri bir harika...","label":8} {"text":"duygusallık, aşk, macera içi içe geçmiş etkileyici bir dram. Sonu, baştan tahmin edelimeyecek kadar trajik. Yönetmeni tebrik etmek gerek manzaralar, kareler enfesti.","label":6} {"text":"ewet bu filmi ben dün izledim.. frklı ve güzel bir film hoşuma gitti beğendim.. sonu da çok farklı izlemeyen herkese öneririmm..","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en uçlarda film ama kötü olarak, izlediğim en sıkıcı, en yavaş, en anlamsız ve en kötü filmdi ben senaryo yazsam abartısız izlemesi bundan daha keyifli olurdu.","label":0} {"text":"Heath Ledger'ı çok severim fakat ben ne izledim böyle dedirtti film resmen adsfasdfgd. Film akıcı ona lafım yok yani uzaydan gelmiş olsam dünya tarihi hakkında hiçbir şey bilmiyor olsam İnsanlık hakkında hiçbir fikrim olmasa muhteşem bir film. Tamam bu bir film ama ortaçağda we will rock you şakısıda çalınmaaz asdsfdsaf komikti yani başka bir şey değil Dansıyla müzikleriyle hikayesiyle komik.....","label":4} {"text":"Cok farklı baslaması sizi büyük merak içinde bırakıyor ama sonra 2.sınıf bir aksiyon filmine dönüsüyor.Yine de bazı sahneleri için izlenebilir","label":4} {"text":"sıkılmadan izleyebileceğiniz konusu ve oyunculugunun iyi oldugu ıyı bır aksıyon bılım kurgu fılmı olmus tavsıye ederım zararlı cıkmazsınız","label":7} {"text":"into the wild tadında bi film. izlemek için 1sn bile düşünmeyin derim. bu filmi izlediğiniz de; yapmak istediğiniz, yapmaktan çekindiğiniz ya da olması imkansız dediğiniz ne varsa hepsini kafanızdan siliceksiniz. jay moriarityin gerçek yaşamından uyarlanmış bu film, ilham verici bi baş yapıt.","label":8} {"text":"Oyunculukları çok beğendim özellikle küçük kızın oyunculugunu ama astral seyahat yapılan sahne de güzeldi . İzlenmeye değer","label":7} {"text":"Ben Filme çok acımasız davranıldığını düşünüyorum film oldukça güzel ve sürprizlerle dolu tabiki dünyanın en güzel filmi değil ama kötü bir film değil","label":9} {"text":"izlediğinize pişman olmayacağınız ama size yeni şeyler de katmayacak film. sıkılmadım eğlenceliydi bazen neden dedirtti sonuç herkesin tahmin edileceği gibi mutlu bitti yani hayat gibi değil de hayattan bir parça barındıran film diyebiliriz. herkesin kaçırdığı bir çok fırsat olur filmde de bunu görüyoruz ama hayatta çoğu kişi kaçırdıklarını bir yerlerde yakalayamaz.","label":6} {"text":"Klişelerle dolu bir film ayrıca karakterler antipatiklik sınavında yarışıyorlar sanki 10 üzerinden 1 , bu kadar emeğe yazık. Daha iyisi 50 sene önce gösterilmişti","label":0} {"text":"Ehh işte. İçindeki kurgu dikkat çekse de film bu açıdan bir adım geride kaldı. Film festivalinde izleme şansı bulduğum Küçük Joe filminin en can alıcı noktası içinde saklı ana düşüncesi. Diğer anlamda tam bir sanat filmi, tabii buradaki sanat filmi eleştiri noktası. Sanat filmlerindeki klişeler ne yazık ki bunda da var. Hollywood kafası her ne kadar klişe ise sanat filmlerinde de klişe dolu. Sanat filmi olsun diye zorlama olaylar bunda da var. Daha özgün bir anlatım bana kalırsa değerlidir ama bu filmde bu olay biraz azdı. Her anlamda farklı bir hikaye ile anlatılmak istenilen Joe filmi Japon masalından alıntı yapıyor. Bunu da belirtmek isterim. Ha zaten yönetmen de bunu içindeki müzik seçimlerinde bizlere yansıtıyor. Genel anlamda iyi olmasa da kötü de değil adlı bir çalışma var karşımızda. Sinema sektöründen bıkanlar buna bakabilir. Not: Bazılarınıza film çok yorucu/sıkıcı gelebilir. İyi seyirler.","label":4} {"text":"Şimdi bu film ne anlattı ben anlamadım. Bu ölçekte organize bir katliam ancak bu kadar nötralize edilip izleyiciye sunulabilirdi. Birde yönetmeni sözümona Boşnak. Binlerce kadın eşlerini vahşice katleden erkekler tarafından sistematik tecavüze uğradı hamile kaldı ve o çocukları doğurdular. Yüzlerce erkeğe keyfi işkence edildi. 200den fazla 10 yaşının altında çocuk kurşunlanarak öldürüldü. Bu söylediklerimi tekrarlamak bile beni gerdi. Ama bu film zerre kadar germedi. Bu filme 1saat40 dakika civarı vakit ayıracağınıza Aliya İzzetbegoviçin mektubunu okuyun çok daha çarpıcı. Bu film srebrenitsada yaşanan etnik kıyımdan ziyade ordaki şahıslardan birinin kendi çocuklarını kurtarmak için bm yetkililerini ikna etmeye çalışmasını ve başaramamasını anlatıyor","label":4} {"text":"Oyuncular filmin seneryosu gereği filmin hakkını vermişler fakat bana göre sıradan pek bir artısı ne yazık ki oolmayan film.türkiyede neden komedi filmleri çekilemez anlayamadım gitti çekilen filmlerde avrupa ile karşılaştırılınca gerçekten çok basit kalıyor bu filmde onlardan birisi.yalnız Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Kemal Uçar ve de Tuba Ünsalın oyunculuklarını çok beğendim.. 10/5","label":4} {"text":"Filmin durağan ama kendini içine çeken bir atmosferi var ve sürekli yükseliyor bu gerilim. Sürekli yükseldiği için de hiç sıkmıyor. İlk 10dk filmin içine girmeniz için yeterli bir süre sonrasında film kendine bağlayıp akıp gidiyor. Tabi tarz olarak durağanlıktan gerilime gitme, iç hesaplaşma, 90ların baskıcı boğucu siyasi atmosferi (bugünkü atmosferden belli başlı benzerlikler de görüyoruz) hoşuna gitmeyen izleyiciler olacaktır. Dolayısıyla türü sevmeyen izleyicilere bakarak bir karar vermek doğru olmaz. Yukarıda yazdığım başlıklar filmde güzelce harmanlanmış ve ortaya müthiş bir iş çıkmış, eğer yukarıdaki konular hoşunuza gider diye düşünüyorsanız mutlaka izleyin. En çok hoşuma giden de filmin ismi ve metaforu olan Gelincik. Aynı zamanda filmin ortalamadan kısa olması (70dk kadar) filmin vuruculuğunu daha da arttırmış. En sonda tüm hikayelerin bağlanışı oldukça ustaca yapılmış. Ahmet Mümtaz Taylan zaten döktürmüş, usta işi bir oyunculuk sadece onun için bile izlenir. Filmin atmosferi de müthiş açıkçası, bu filme kötü yorum yapmak için recep ivedik fanı falan olmak gerekir sanıyorum :) Emeklere sağlık.","label":9} {"text":"arkadaşım şu arabaların tavanına çıkma klişelerini bırakın sen 100 le giden bir arabanın tavanında nasıl durursun lan... yeter gerizekalı yerine koymayın milleti artık...","label":5} {"text":"marvelin çekebileceği en leş film açık ara farkla captain americanın ilk filmidir. ikinci de bu. klişe, god bless america ve kalleş almanlardan ibaret kötü bir film. 1o üzerinden 3 falan. o da samuel abi için.","label":8} {"text":"@lahanaman, kavuniçi'nin kendikendini uçurduğundan bihaber olmalısın, değilse böyle bir suçlamada bulunurken bir şeyler bildiğini varsaymamız lazım ki bunları da açman gerekir. zira bu sayfa neredeyse kavuniçini her şekliyle sevme töreni zaar! niyet okuma tekniklerine çok güvenmemeni salık veririm yine de.","label":6} {"text":"Doğa üzerinden insanı sorgulayan güzel bir yapım olmuş aynı zamanda eğemen erkek rekabeti eleştiriside taşıyor özellikle daha çok ön plana çıkan Yakup karakteri üzerinden, ayrıca bir çok ayrıntıyada yer verilmiş filmi izlerken koptuğunuz anda hiçbir şey anlamaya bilirsiniz sıkılabilirsiniz bu filmden o yüzden diyalogları iyi takip etmek gerek gerçi sadece diyaloglarda değil doğa manzaraları üzerinden ön plana çıkmış bir çok ayrıntıyada yer vermiş yönetmen resimler üzerinden işlenmiş bir film gibi daha çok, filmin asıl vermek istediği mesajıda çok beğendim spoiler: asıl canavar kurt değil kurdun yavrularını öldüren insan. Seyid Çolak'ın çekimleri devam eden Obruk isimli filmini merakla bekliyorum ilk uzun metrajlı filminde fena iş çıkarmamış yönetmenin birde soğuk isimli kısa filmi var tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Sonlara doğru tam diyordum ki yine bir sanat filmine denk geldim sonu bir yere bağlanmadan bitecek. Ancak etkileyici son sahnesi ile beni haksız çıkaran film. İzlerken sürekli neden yapıyor, nasıl oluyor gibi soruları sormaktan kendinizi alamıyorsunuz. Filmin tek eksi yönü biraz ağır ilerlemesinden kaynaklı ilk dakikalarda sıkma potansiyeline sahip. Ama dikkatle ve sabırla izlenildiği takdirde pişman etmiyor.","label":7} {"text":"İspanyol yönetmen Julio Medem'in dramatik bir aşk öyküsünü anlattığı bu film, festivallerde çok sayıda ödül almasına rağmen bir o kadar da Türk seyircisinin gözünden uzak tutulmuştur. Bu ikilemi Avrupa sineması söz konusu olduğu zaman çok görüyorum, gişeye yönelik yapımlar dışında böylesine kaliteli yapımların adı bile edilmiyor. Bu konuda sersenişlerimin sonu gelmez onun için en doğrusu filme geçmek. Okul yıllarında tanışan Otto ve Ana'nın adım adım aşkının resmedilişi, kaderin bir aşk üzerinde nasıl oyunlar oynayabileceğinin kanıtıdır bu film. Kutup çizgisinin buzdan topraklarında daha öncesinde Akdenizin sıcak havasında bir aşkın filizlenip kök salışını anlatmaktan uzak duran yönetmenimiz, karakter tahlillerine, kişilerle özdeşim kurmamıza imkan veren bir kurguya sadık kalacaktır. Film boyunca hakim olan mavi atmosfer bu çözümlemeyi yapmamıza, dramatik havayı solumamıza yetip artmaktadır. Hayatın acımasız oyunlar oynadığı çocukluk yıllarında tanışan Otto ile rinde yaşanan ayrılık ve ölümle sarsılacaklar aynı evde buluşan kaderlerine el uzatıp, birbirlerini anlayan ve birbirlerini seven tek yürek olmayı başaracaklardır. Otto'nun bu mutluluk arayışı, Ana'ya duyduğu büyük aşk annesinin ölümüyle suçlamalara içten içe büyüyen vicdan azabı onu aşkından vazgeçmeye sürüerini göklerde arayan gözleri Ana'dan kaçış için bir fırsat ayrılık için bir neden olacaktı masalsı aşk öyküsü, Otto ve Ana'nın aşklarının hikayesi seyredilmeyi fazlasıyla hak ediyor.","label":6} {"text":"... the ninth gate; hiç bu kadar beklenir miydi? beklenmezdi tabi ama bulmak zaman aldı desem. roman polanski ile johnny depp tadından yenmez hani, emmanuelle seigner gizemli meleğimiz olarak işe dahil olunca nadide kitapların büyülü dünyasında lucifer'ın izlerini ararken buluyoruz kendimizi. zeki ama şaşkın kitap tüccarı (dedektif yazmışlar çoğu yerde eh işte) corso, dini imanı para iken hidayete eriyor sonunda ters yönden de olsa. ve yine anlıyoruz ki bunca plan içerisinde şeytan en başından kuru vermiş tezgahını insan oğluna. zavallı balkan'ın dokuzuncu kapıdan yanarak geçemeyeceğini son nefesinde anlamış olması ne acı. o dakika dean corso'nun alaycı tavırları. sürükleyici ve gizemli havası filmi en başından sevmenizi sağlıyor. siz siz olun okunmaması gereken kitapların kapağını dahi kaldırmayın bunu ben mi söylüyorum duy da inanma!...","label":7} {"text":"Fikir sıradışı ve çok güzel, başlangıç çok güzel, işlenişi çok güzel, ancak ele aldığı hassas konunun üzerine cesaretle gidip sorgulamak yerine işin kolayına kaçılıp sıradanlaşmış... 65/100","label":6} {"text":"Futbol ve karnavallar dışında Brezilya'nın bir diğer gerçekliği olan yoksulluk ve eğitimsizliğin arka planda başarıyla yansıtılıp, yaşlı kadın ile küçük çocuğun zorunlu bir yolculuk sırasında sevgi, vicdan, umut ve kendilerini keşfinin başarıyla anlatılıp güzel final ile sonlandırıldığı bir yol filmi... 7/10","label":6} {"text":"Bana katkısı büyük oldu.","label":1} {"text":"Hayatımda izlediğim en saçma filmdi sinirden gülme krizlerine girdim diyebilirim. Korku filmi yazdığına bakmayın alakadı dahi yok.","label":0} {"text":"İçinde gizli birşeyler var.Sonsuza kadar izleyebilirim gibi geldi...Bıkmadan usanmadan yorulmadan. Dinimiz ile mesafesi olmayanların mutlaka gitmelerini öneririm.","label":9} {"text":"Filme genel olarak bakarsak anlam yüklü,mütevazi ve doğal anlatımıyla samimi bir dram olmuş diyebiliriz.Ancak bana göre filmin tek eksik tarafı işleyişteki durağanlıktı yani tamam ağır işlenmesi normal olabilir bir dram için lakin bazı sahneler de gereksiz uzatılmış diye düşünüyorum. 10/7.5","label":6} {"text":"Sinema tarihinin en uzun soluklu devam filmlerine sahip James Bond serisinin son filmi Quantum of Solace, alışık olduğumuz bond filmlerinin maceracı havasını fazlasıyla yansıtsada, kahramanımızın bu seferki görevini kişiselleştirmeye gittiğini görüyoruz. Bir önceki filmin bond kızı tarafından ihanete uğrayan james bond, bir yandan Quantum projesiyle ilgilenirken, diğer yandan da vesperin ihanetinin peşine düşüyor.Her zamankinden daha sert ve ciddi bir bond karekteri sergilenmiş son filmde, yine bond filmlerinde alışık olduğumuz kovalamaca sahneleri filmin açılışında göz dolduruyor. Bond filmlerinin hemen hemen tamamının abartılı sahnelerle zenginleştirildiğine alıştığımız için artık gördüğümüz abartılı sahnelere şaşırmıyoruz. Ajanımız bu seferde görevini farklı farklı ülkeleri gezerek sürdürüyor. Sanırım bir filmde dolaştığı en çok ülke olan film buymuş. Farklı mekanlar görmek özellikle bu tarz sinema örneklerinde çok daha fazla heyecanlı oluyor. Filme, hareket ve dinamiklik kazandırıyor, böylece izleyici filmi daha bir dikkat ve ilgiyle izleyebiliyor.Filmde olumsuz olarak gördüğüm tek şey senaryosunun zayıflığı. Ne hikayenin akışı, nede kahramanın peşinde sürüklendiği olaylar fazla ilgi çekici gelmiyor. Yönetmen marc forster ve son dönemlerin en popüler senaryo yazarı paul haggis, senaryo konusunda keşke daha fazla ortak çalışmalarda bulunsalarmış. Yalnız senaryonun paul haggis(ve birde neal purvis) tarafından yazılması filmde fark edilir bir dram etkisi yaratmış. Camille karakterinin geçmişin intikamını almak istemesi, james bondunda vesper olayının peşine düşmesi bu filmin duygusal yönüyle ön plana çıkmasını sağlamış. Drama türüyle dikkat çekip başarılı işlere imza atmış bir adamın, dark knight modunda bir senaryo yazmasıda sanırım zor bir durum olsa gerek.Daniel Crag bu filmle bond karakterini daha başarılı yansıtmış, bir önceki filmde uğradığı ihanet onu derinden sarsmış olacak ki, yeni bond kızı camille ile cinsel temasa girmekten özellikle kaçınmış bond. M karakterinin vazgeçilmez ismi Judi Dench ise her zaman ki gibi zerafetiyle göz kamaştırıyor. Rus actress, olga kurylenko ise fark edilemeyecek kadar başarılı bir şekilde latin ırkına benzetilmiş. Bir sonraki bond filminde yer alması muhtemel bir oyuncu kendisi...Ayrıca film için yapılan alicia keys ve jack white imzalı parça 'Another Way To Die' filmin açılış sekansında gönüllerinizi fethedecek. Serisine yakışır derece başarılı, aksiyon ve heyecan dolu bir bond filmi Quantum Of Solace...","label":6} {"text":"Pray for the best, but prepare for the worst. \"en iyisi için dua et, fakat en kötüsüne hazırlıklı ol\" oyunculuklar çok iyiydi.. böyle filmleri özlemişim..","label":7} {"text":"1. filmden dahi iyi veya kötü olduğu tartışılır 10/7","label":6} {"text":"Dağ sahneleri muhteşem gerçeklikte, oyuncularda harika. Ama son 30 dakika iyi olmamış, yani tam oturtamamışlar sonları :(8 / 10","label":7} {"text":"İzlerken bir an bile kuşkuya düşmedim konusu hakkında, sağlam ve inandırıcı ama her şeyi anlatmıyor çünkü devamı 2. filmde ;) ;) 9 / 10 kesinlikle sıkılmazsınız bana göre :P","label":8} {"text":"Yapımcısının da yönetmeninin de senaristinin de kameramanını da sanat yönetmeninin de oyuncuların da onların hepsinin yardımcılarının da hatta onlara çay getirenin de ben ta ******* ******* ***","label":0} {"text":"Allahımmm ömrümde izlediğim en berbat film ne konu, ne sonu,,,,,, .Rezalet zaman kaybı ve sinir bozucu","label":0} {"text":"Spoiler Filmde neredeyse herkes ölüyor, bağ kurdurtmuyor kimseyle yönetmen Spoiler","label":5} {"text":"Film tam bir fiyasko ya bizim yönetmenler hiç mi doğru dürüst Korku filmi yapamayacaklar anlamak mümkün değil. Hasan Karacadağın ilk Dabbesi az çok seyredelibilir bir korku filmi idi ama bu filme tahammül bile edemedim film aynı tempoda başlıyor aynı tempoda bitiyor, oyuncular deseniz kendilerini kanıtlamak (!) için o kadar kasmışlar ki korkutmaktan ziyade gülünç olmuşlar. Benim bir naçizane önerim var bizim yönetmenlerimiz ve yapımcılarımız Korku filmi lütfen çekmesinler çünkü biz bu işi beceremiyoruz hiç kimse kusura bakmasın.","label":1} {"text":"Yapay zeka ve robotların hangi boyutlara gelebileceğini anlatan güzel bir bilim kurgu ve gerilim filmi. Bilim kurgu filmlerini çok sevsem de doğaüstü kurguları pek sevmem. Bu filmde saçma sapan kurgular görmedim. Film tek bir mekan içinde geçse de sürükleyici. Bu tür filmlerde insan sürekli şüpheci oluyor. Haliyle acaba şu kim bu kim hepsini aklımdan geçiriyorum. Yine de filmde çok şaşırdığım sahneler oldu. Bence bilim kurgu ve robot merakı olanların mutlaka izlemesi gerekir.","label":8} {"text":"Çok hareketli diyeceğim ama aslında çok gürültülü demek daha doğru olabilir. İlk film Türk Sineması için ortalama üzeri bir komediydi ve oldukça eğlenmiştim. Devamı niteliğinde çekilen ikinci filmde; ilk filme olan bağlılığı iyi düzeyde sağlamış bir senaryo gördüm. Fulya Zenginer-Ezgi Asaroğlu ikilisi arasında 100 kere Ezgi derim ama burada oyuncu değişikliği gerçekten olmamış. Yer yer güldüren, vasat diyebileceğim bir komedi. Siyahi arkadaşların kendi aralarındaki diyaloglar eğlenceliydi. Bu arada şimdi farkettim; şiddet sahneleri nezdinde düşünüldüğünde Dale & Tucker tarzı bir komedi filmi yapılmaya çalışılmış olunabilir.","label":4} {"text":"Gerçek öyküden esinlenilmiş ancak anlatımda bu gerçeklik hissettirilememiş. Çünkü insanlar ilk kez bir kedi görüyormuş gibi abartılı davrandırılmış... 60/100","label":5} {"text":"filmin 3 saat olması sizi korkutmasın. izleyin elazığın köyünde yaşanan tecavüz olayı aklıma bu filmi getirdi direkt. köyün içinde olan köyün içinde kalmış.","label":7} {"text":"Beklentilerimin kesinlikle altında kaldı. Bu kadar büyük prodüksiyon yapıp nasıl bu kadar kötü senaryalar yapıyorlar ilginç. Tam olarak neyi anlatıyor belli değil.","label":2} {"text":"“Midnight Special”, senaryosunu da yazan Jeff Nichols’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir bilim – kurgu filmi… Prömiyeri, 12 Şubat 2016’da büyük ödül “Altın Ayı” için yarıştığı Berlin Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 18 Mart 2016 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.6/10 (76.441 oy) ve 3.5/5 (10.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.3/10 (235 yorum) ve 76/100 (44 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de 18 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 6,7 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile de gişeye çakılmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun için de Jeff Nichols’ın başrollerdeki Michael Shannon ile Joel Edgerton’ın bırakın eti ile sütünü, kılı ile derisinden bile etkili bir biçimde yararlandığı filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, izleyenine Steven Spielberg’in “Close Encounters of the Third Kind” (1977) isimli sıra dışı filminin tadına yakın kıvamdaki bir lezzetin sunulduğu sağlam bir seyirlik olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… “Midnight Special”, hepsi bir diğerinden değerli olan “Shotgun Stories” (2007), “Take Shelter” (2011), “Mud” (2012) ve “Loving” (2016) sonrasında yorumladığımız beşinci Jeff Nichols filmi olacak… Bütün bu filmler arasındaki tek ortak nokta, Michael Shannon’ın bu filmlerin tamamında, Joel Edgerton’ın da “Loving” (2016) dâhil iki tanesinde rol almış olmaları… (Kaliteleri hariç) bunun dışında, Jeff Nichols’ın filmlerinde, kendini tekrarlayan yahut da tek bir sahnesi ile dahi anımsatan herhangi bir şeye rastlamak neredeyse imkânsız gibi… Yani bu filmi (ve diğer Jeff Nichols filmlerini) yorumlarken, incelenmekte olunan eserin, Amerikan sinemasının yükselen değerlerinden birinin elinden çıktığını biliyor olmak ve öyle de davranmak gerekiyor… Bu kısa girizgâhın ardından, şimdi yeniden filmimize dönecek olursak... Her şeyden önce, yukarıda da vurguladığımız gibi Michael Shannon ile Joel Edgerton, performansları ile filme damgalarını vururlarken, Kirsten Dunst, Adam Driver ve Jaeden Martell’de bu ikiliye ellerinden geldiğince ayak uydurmaya çalışmışlar… Evet, bu bir bilim – kurgu filmi… Ama bize göre, baş roldeki kahramanlar ile FBI ve askerler arasındaki takip ve kovalamaca sahnelerindeki aksiyon da son derece tatminkâr… Fakat muhtemelen, ortamın iyice gerilerek ısındığı ve hatta kan da aktığı bu sahnelerde, akıl dışı mantıksızlıklara başvurulmadığı için film, aksiyon meraklılarının nezdinde de izlenmeye değer bulunmamış… Nichols’ın teknik kadrosundaki kemikleşmiş isimler haline gelen “görüntü yönetmeni” Adam Stone ile “editör” Julie Monroe, son derece doğru bir kararla bu filmde de koltuklarındaki yerlerini korumuşlar… Filmin dikkate değer bir diğer özelliği de Jeff Nichols’ın, 18 milyon dolarlık bütçenin hakkını veren görsel efektler kullanmış olması… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; “Light of My Life” (2019) filminin yorumunda yazdıklarımızın bir kısmını (bir kez daha) tekrarlamış olmak pahasına, nitelikli film izlemeyi alışkanlık haline getirmiş sinemasever dostlara, “Amerikan sinemasının Jeff Nichols, Casey Affleck, Joel Edgerton, Paul Dano, Olivia Wilde ve benzerleri gibi iyi işler yapmaya çalışan yeni nesil yönetmenlerinin filmlerini de izleme listelerinize eklemeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de aradan geçen bunca zamana rağmen halen izlemediyseniz olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":6} {"text":"bu filmin fight clubın yanından bile geçemeyecegine eminim","label":4} {"text":"Daha kötü bir film çekileceğini sanmadığım için sinema dünyasının en kötüsü olarak yerini koruyabilir. Oyunculuklar ilk öğretim tiyatro sahneleri gibi abartı ve duygusuz. İzlemek gibi bir hataya düşmemeniz dileğiyle","label":0} {"text":"Türkiye'de çekilen Klasik korku sinemasının dışında bir başarılı gerilim filmi .. Filmin ilk yarısında gülerken son yarısında koltuğa gergin bir şekilde seyirciyi kitleyen film bence gayet başarılı ..izlemenizi tavsiye ederim ..","label":9} {"text":"Bu kadar harika görsellik dişe dokunur bir senaryo ile birleşmiş olsa sıradışı bir film çıkacakmış ortaya. Başta küçük çocuk olmak üzere oyunculuklar ve müzik harikaydı... Bu arada o eski uygarlığa ait yapıların asgari ücretle çalışan işçiler tarafından yapılmadığını anlamış olduk...70/100","label":6} {"text":"Eğer şu ana kadar en iyi olduğu iddia edilen tüm polisiye aksiyon filmlerini izlemişsem bu herhalde en iyisiydi. Lakin, Holyood sinemasında şu ana kadar izlediğim tüm aksiyon filmlerinde Michael Mann'den daha gerçekçi ve doğal çatışma sahnesi çeken bir kişi daha göremedim. Al Pacino ve Robert De Niro faktörleri zaten başka bir olay. Yönetmenin özellikle Pacino'ya odaklandığı De Niro ve Kilmer'ın oynadığı karakterlerin daha az betimlendiği bir film. Ancak her şey olması gerektiği gibi. İyi seyirler","label":9} {"text":"Çok abartıldığı için merakla izledim açıkçası ama o kadar overrated geldi ki bana. asla bir his yakalayamadım. tek beğendiğim kısım görsel kısımlar çekim açıları vs. bize hiçbir şey gösterilmedi dümdüz devamı olmayan 10. dk da bitirsen de tüm filmi bitirsen de hislerinde bir değişlik olmayacak bir filmdi. çok üzgünüm :(","label":2} {"text":"eşcinsel oğlu ile son derece güçlü bağlar kurmuş olan babanın, oğlu için gerçek aşkı bulması sürecinde birlikte ve oğlunun sevgilisi Jeff ile geçirmiş olduğu vakitlerin anlatı şeklinde geçtiği bir film. Genel olarak sıkıcı bir filmdi, sadece Russell Crowe var diye biraz katlandım ama muhtemelen kendisi bile nasıl böyle bir filmde oynadığını sorguluyordur.","label":1} {"text":"Camille Claudel'in neredeyse 30 yıl süren akıl hastanesindeki yaşamı daha ne kadar iyi anlatılabilirdi ki... Sonuçta akıl hastanesinde geçenyirmi küsür yıldan bir kesit anlatılıyor, filmden çoktaatraksiyon beklememek lazım ;) Camille gibi bir sanat dehasını ne güzel canlandırmışjuliette Binoche..","label":7} {"text":"Filmden çok şey çıkarılabilir fakat benim anladığım şey şu ki: Bir söz verdiğinde tutarsın. Yeterince açık mı ha? Eğer bir söz vermişsen, sözünü tutarsın!","label":9} {"text":"izlediğim en sakin ama bir o kadar alttan kıpırtı hissettiren filmi. bence kaliteli bir yapım, sakin ve boş zaman kafasıyla izlenmeli. hani beklenti falan olmadan. öylemesine, sıradan basit bir film diye acar izlerseniz baya baya zevk alırsınız. bu garanti. williem dafoe hayranları kesinlikle izlemeli, o kadar açık ve net.","label":7} {"text":"şu filmi izlerken habire mördaklar, sabancılar, koçlar, ağaçocukları aklıma geldi, midem öylesine bulandı ki,,, öylesine nefret etmedim daha hayatımda!","label":6} {"text":"Yorumlar genelde olumsuz gibi ama sanırım Robert De Niro'nun beklentiyi yükseltmesinden kaynaklanıyor. Ben karakteri çok yakışmış, bu kadar özgüveni yüksek bir karakter anca ona yakışırdı. Dostluk ve tecrübenin hayatımızda önemine küçük de olsa dokundurma yapan bir film. Anne Hathaway'in giyinik haliyle de çok güzel olduğunu da göstermiştir. 7/10, keyif aldım.","label":6} {"text":"oscar adayı olmamış felçli rolü barındırdığı için izledim sırf, merak işte.","label":6} {"text":"arabayla evi yıkma sahnesinde sümer tilmaç ın kahkahaları hala gözümün önündedir. belki 20 yıl oldu izleyeli ama o biçim etki bırakmış o abuk sabuk gülüş.","label":6} {"text":"Filmlerden kitaplardan cümleler, görüntüler toplayanlara; belki hayata, kendine, insana, anlama, farkındalığa dair gerekli harfleri yanyana getirip tam da düşünülenleri hissedilenleri ifade edecek kelimelerin bulanamazlığını, boşluğun doldurulamazlığını bir nebze olsun telafi edecek cümleler kurulmuştur yahut bir yerde birileri bir mimiği, mekanı, anı, duyguyu öyle bir kayda almıştır o kelimeleri görmeye ihtiyaç kalmacaktır diye. İşte bu film hem o cümlelere hem o görüntülere sahip. Henüz Ingmar Bergman sinemasını keşfe çıkmadım, bu yalnızca bir adım. Lakin ilk adımda dahi yoruyor, uzun soluklu bir dinlenme gerektiriyor.","label":9} {"text":"michael bay yine teknik yönden birinci sınıf bir film ortaya koymuş. Otobanda takip sahnesi olağanüstü, Lawrence- Smith ikilisi yeterince komik. Her Michael Bay filminde olduğu gibi çok hızlı bir kurguya sahip olan yapımın esas yıldızı ise bence sinematografisi. Sonuçta baştan sona keyifle izlenen 'Bad Boys 2', -biraz uzun olsa da- 147 dakika boyunca seyircisine aksiyon pompalayan bir yapım... (6/10)","label":5} {"text":"Kendini arayış hikayesinden çok daha fevkalade bir mesaj veriyor. Kıyamet alametlerinde de üzerine nice savaşlar yapılacağı haber verilen en değerli içeceğin sadece sağlığımız için değil, tüm hayatımız ve diğer canlılar için ne kadar mühim olduğunu çok başarılı bir şekilde yansıtmışlar. Bazı karakterlerin muhteşem güney aksanına da bitmemek elde değil.","label":8} {"text":"take the lead kadar olmasada güzel bi film.Keyifle izledim..","label":7} {"text":"Sinemaya ciddi anlamda ilgisi olan ve en azından Melies ismini veya Le voyage dans la lune filmini duymuş olan seyirciler daha da memnun kalacaktır. Her bir noktası, virgülüyle başarılı bir film gelmiş yine Scorsese'den. Kendini bir çırpıda izletiyor. Gözden düşmüş sinema sanatçısı& altyapısı Hugo&nun rakiplerinden The Artist&te de karşılıyor bizleri ancak ikisi de kendine has bir şekilde işliyor bu altyapıyı. Fırınıyla, cafesiyle, Eiffel'iyle, sokakları ve renkleriyle çok çekici bir 1930lar Paris atmosferi. Başarılı Butterfield ve Moretz'in yanına tabii ki usta Kingsley. Cohen de başarılı. Her şey bir kenara bırakın, Melies filmlerinin yapım aşamaları ve sinemanın doğuşunun o özenilesi yılları için dahi izlenebilir Hugo&. Önemli bir tarihi kişilik olan Melies'in büyüsünü kapılıyor ve eğer varsa da filmin bazı kusurlarını fark etmiyorsunuz, ki yok bana göre. Sıcacık, samimi bir hikaye.","label":8} {"text":"çok fena gaza geldim :) keşke daha çok dövüş sahnesi olsaydı ama iyiydi","label":3} {"text":"Çok güzel ve komk bi rfilm. Neden mi, espriler insanı istese de istemese de güldürüyo.. Ayrıca Temelius ve Sezar çok hoşuma gitti.. Tabi Asteriks ve Oburiksi de yabana atmamak lazım...","label":7} {"text":"Dizisinin bitmesinin ardından izlenmesi gereken bir film. Dizideki kutsal savaşın bitmesinin ardından Dünya'nın dengesinin bozulmuş olduğuna inanan eski peri ve dev krallarının çıkardığı yeni kaos ve elizabeth-'in annesinin öfkesini kustuğu savaşı izliyoruz. Dizisi kadar keyifliydi. King ve Diane'nın düğünleri ve meliodas ile zeldris'in balayı gezilerini izlemek eğlenceliydi.","label":7} {"text":"Oldukça iyi bir film, oyuncu kadrosuda gayet iyi, puanından fazlasını hakeden bir film, izleyin beğeneceksiniz..","label":7} {"text":"Bu film sinematografik olarak gerçekten söze gerek bırakmıyor ama politik olarak bi çok eleştiri yapılabilir. Filmin sosyalist düzeni sadece tek taraflı olarak acımasızca eleştirdiği gibi... Bayanın yola fırladığı sahne gibi çarpıcı çok az sekans görmüşümdür, gerçekten insanı bir anda derinden etkiliyor. Belirtmeden geçemeyeceğim; iki ana karakterimizde filmin sonlarında birbirilerine yaptıkları iyilikleri (Daktiloyu saklama-Kitabı stasi ajanına adama) denize atıyorlar bence bu çok önemli ve duygulu bir anlatımdır; dikkat derim... Mutlaka izlemeniz gereken bir film, ama sizlerden ricam dediğim gibi tek taraflı bakış açısından bakmayın aynı ülkenin Elveda Lenin filmini de izleyin, içiniz rahat etsin... Yılın en iyi 2-3 filminden biriydi, hayatımda izlediğim en iyi filmlerden de biri... 8,7/10","label":8} {"text":"Sanırım bende bir sorun var. :D Ben filmi gerçekten çok beğendim. Bence gayet güzeldi. Gerek senaryosu olsun gerek oyunculuk gerekse görsel efektler olsun bence gayet başarılıydı. Benim gibi düşünen bir tek bile yorum bulamadım. :D Sanırım bende bir sorun var. :D:D","label":9} {"text":"Favori yönetmenlerim Coen Kardeşlerin en sevdiğim filmlerinden biri olan 'The Ladykillers' filmini kopya etmiş,bizim Türk filmi standartlarımızın nasıl yerlerde süründüğünün tescilli onaylı bir belgesidir bu film...İnanılmaz kötü,bu filme gülmek neredeyse imkansız,bırakın gülmeyi sinemaya sanat olarak bakıp sinema ile haşır neşir olanları tebessüm bile ettiremeyecek kadar anlamsız,manasız,kötü ötesi bir film...Aslında film de değil bence...Buna film demek bile yürek ister...Tek kelimeyle Türk Sinemasına yazık ediyorlar...","label":1} {"text":"Hapishane filmleri seven bir izleyici olarak hiç düşünmeden açıp izledim. Hapishanede geçen sahnelerden çok olay dışarıda dönüyor. Sert bir aksiyonu yok. Aksine bir suç hikayesine göre sempatik ve renkli bir film olmuş. Yer yer gülümseten sahneleri var. Beklentisiz olarak keyifle izlenebilir. 7/10","label":6} {"text":"tansiyonu yüksek, hikayesi ilginç bir film.. Emma Thompson şahane ama bir türlü karakterin karmaşık dünyasını çözemedim - zorlandım. belki tekrar izlemem gerek. aklıma hiç gelmeyecek detaylardaki çıkarımlar beni afallattı diyebilirim.","label":6} {"text":"güzel bi filme benziyor negüzel ramp;b'ci ashanti de var. soundtracki de çok güzel buarada. dünyanın en hızlı rapçisi Twista ile Faith Evans'ın Hope şarkısı var çok güzel.","label":7} {"text":"Hiç sevmedim filmi","label":6} {"text":"Hiç beğenmedim. Bu kez efektler çok daha kaliteli ama korkutuculuk sıfır. Demek ki neymiş? Amatör ruh paradan önemliymiş. Backpakers: Aslında oldukça yaratıcı bir çıkış noktasına sahip. İyi de başlıyor ama sonra nedense tepetaklak yuvarlanıyor. Ya o değil de japon kadınların böyle vıyık vıyık, ağlamakla, mızmızlanmak arasındaki o konuşma tarzlarından nefret eden tek ben miyim acaba? Bende seri şekilde kafa atma isteği uyandırıyor :( Salvages: Yaratıcı ve bir miktar gore içeriyor fakat ilk filmin 1. bölümü Happiness'in korkutucuğuna ve 4. bölüm olan Last fright'ın rahatsız ediciliğine sahip değil. In the end: İlk filmdeki In the middle'a bağlantılı olması çok hoştu. Ki beğendiğim tek bölüm de bu oldu. Geri kalan bölümler üzerine yorum yapılmayacak kadar boş. Bu arada oyunculukları da beğenmedim.","label":5} {"text":"Film acayip ters köşe yaptı. Final sahnesine kadar asla akla gelmeyecek bir bitiş oldu. Bu izlediğim en başarılı korku ve en iyi mekanda geçen gilm","label":9} {"text":"Overlord Operasyonu'nu doğru bir sinemada, doğru bir ses düzeniyle izlediğinizde ilk on beş dakikanın verdiği heyecanı başka bir yerde bulmak zor doğrusu. Filmin bu ilk on beş dakikası çok iyi çekilmiş, gerilimi çok iyi ayarlanmış ve hem korku hem gerilim filmleri için çok iyi bir açılış sekansı sayılabilecek ve örnek gösterilebilecek kadar iyi. Filmin geri kalanı için aynı şeyi diyemeyiz, çünkü klişelerle klişe olmamaya çalışan klişeler bir arada loş ışıklı, insanı yerinden sıçratmak amacıyla çekilmiş, benzerlerini izlemiş olduğumuz nice filme benziyor filmin geri kalanı, ama yine de bir şekilde bir tazelik hissi de veriyor. Filmi izlerken hem ben bu filmi defalarca izledim hissi alıyoruz hem de sanki yeni bir şey izlediğimizi bir şekilde hissediyoruz. Bu yeni şeylerden biri 2. dünya savaşında geçen ama yahudilerden söz etmeyen bir film olması olabilir. Fransız kasabasında yaşanan bütün vahşi olaylarda imalar var ama aleni işaret etmeler yok. Bir yandan da sanki bütün olup biten vahşilik, gaddarlık ve kötülüğün hepsinin bir çizgi roman öyküsüne dönüştürülmüş olması gibi bir hafife alma da var diyebiliriz, belki, çünkü filmin sırrını öğrendikçe yaşanan şeylerin bir senaristin hayal gücü değil de tarihsel bir gerçek olduğunu bilmemize rağmen yine perdede izlediğimiz şeyin hakikat olamayacağını ve hayal edildiğini düşünüyoruz. Oysa hayal değildi. Overlord Operasyonu, bütün kusurlarına rağmen insana heyecan dolu anlar yaşatabilecek, bir eğlencelik tüketim aracı. Bunu yapmak yerine filmin başından sonuna egemen olan bütün o pas rengine yakın atmosferiyle ciddi bir savaş eleştirisi de olabilirdi; ama Overlord Operasyonu gerçek dünyayı değil heyecan ve tüketim dolu, hayali bir dünyayı hedef alıyor ve amaçladığı şeyi de büyük ölçüde başarıyor bence.","label":5} {"text":"Bilim Kurgu Filmi oluşturmak çok kolay olmadığını bariz anlatan bir film olmuş. Filmin, düşünce yapısı evet evren ve insanın çaresizligine dem vursa da beni filmden alıkoyan basit mantıklardı fakat yinede sonuna kadar izledim. Filmin saçmalıkları 1) 3 Senedir gözlemlenen bölgeye karşı ufak askeri gruplar gönderilmesi ve herhangi operasyon düzenlenmemesi, araştırmak için gönderilen kişilerin ise hiç bir şekilde radyoaktif önlem almamalarıydı. 2) Bölge de mutasyona uğrayan Hayvanlar, Çiçekler ve İnsanlar evrimleşiyor fakat Natalie Portman (LENA) hiçbir şekilde mutasyona uğramıyor değişim görmüyor nitekim sadece eşi ile ikisinde gerçekleşiyor bu olay. Bir de çimler evrimleşmiyıor :D 3) Anlatımı en çok etkileyen unsurların başını çeken Görsel Sunum berbattı :) 4) Lena'nın sürekli kocasına ettiği ihaneti +18 ile saçma sapan vurgulamaya çalışmanın mantığı neydi hala anlamış değilim sanırım onun evrimleşmesi de Kocasını aldattığı için gidiyim şu bölgeye giriyimde sevgimi kanıtlayım gibi birşeydi sanırım :D bana göre çok gereksiz saçma ve yersiz daha farklı işlenebilseydi çok kaliteli bir film çıkacagı kanısındayım...","label":0} {"text":"komediyi at, belki biraz dram ama o da değil. gerçekçi bir film amaçlanan belli ki ama gerçek insanların duyguları, hareketleri yok. abartılı bir juno’nun donuk bir hikayesi.","label":4} {"text":"Yönetmen steve mcquuen den ilginç bir o kadar da iddialı bir yapım. Seks saplantıları olan bir adamın tuhaf dünyasının ele alındığı filmde michael fassbender ın harika bir oyunculuk çıkardığı söylenebilir. yer yer dramın, ağır psikolojik travmaların ve elbette +18 sahnelerin yer aldığı film bir çok yönden eleştirilerin odağına otursada oldukça farklı bir konuya değinmesiyle ilginç bir seyir vaadediyor. beklentileri çok yüksek tutmayarak izlemek faydalı olacaktır. 7/10 iyi seyirler.","label":8} {"text":"Bir otobüsün içi küçültülmüş bir dünya gibidir. Dışarıda esip gürleyen kızıl bayraklı bir militan koltuğunda uyuklar. Sevmediği erkekten çiçek alan kızın attığı çiçeği başka bir erkek, evdeki mutsuz karısına götürmek için yerden keyifle alır. Yaşlı ve şemsiyeli adamlar aynı durakta inmek için yorgunca ayaklanırlar. İndikleri bölge sessizce ölmek için tasarlanmış gibidir. Yaşlı adam ve çocuk; biri ölüm yolculuğuna, öbürü kaçak yaşadığı topraklardan memleketine yapacağı yolculuğa hazırlanırken umutları birbirine karışır, birbirini besler. Yaşlı adam, sıkça geçmişinde dolaşır. Yazacağı kitaplar uğruna, kafasındaki uğursuz fikirleri şekillendirmek uğruna bütün ömrünü harcarken, karısı ondan “iki kitap arası” kendine ayrılacak bir zaman, hatta bir gün ister. Ama bu geçmiş zamanda, şimdiki haliyle dolaşıp af dilemesi, onların isteklerini yerine getirmek için çabalaması boşunadır. Kendinden yüz çevrilmesi, geçmişte kalan o güzel yaz günlerinde, kışlık paltosuyla aralarında dolaşması, umursanmaması, çektiği acının ve pişmanlığın yansıması gibidir. Yeşilde durup kırmızıda geçmiştir hep. Kendini bırakmakta olan bedeninden vazgeçip, bir çocuğun bedeninde var olmak ister. Bu çabasının da boşa olmasını aynı hastalıklı umursamazlıkla, bir gün bile olsa unutmak ister. Kelimeler satın alıp karşılığında para –maddiyat- vererek yok olmayacak, kendinden geriye kalacak bir şiir inşa etmeye çalışır. Hastalık ruhuna sıçramadan temize çıkmaya çalışır. Büyük bir sessizlik, kabulleniş ve olgunlukla.","label":7} {"text":"Pieta... Kim Ki-Duk'un biraz da tartışmalı bir kararla Venedik Altın Aslan ödülü aldığı filmi Pieta, şiddet içindeki bir adamın 30 sene sonra çıkıp gelen anneyle ilişkisini \"kapitalizm eleştirisi\" ekseninde irdeliyor. Çok tartışılan şiddet sahneleri bazen rahatsız edici boyutlara ulaşıyor fakat Kim Ki-Duk, \"Seom\" türü filmlerindeki şiddeti \"Time\" tarzı filmlerindeki anlatı gücüyle destekleyerek fa rklı bir yapı ortaya koyuyor. Özellikle baş karakterin güçlü fiziği ve oyunculuğu karaktere büyük katkı sağlıyor ve filmin yeşilimsi renk paleti de atmosferi destekliyor. Pieta, Filmekimi çıkışı izleyicilerde genelde \"olumsuz\" irtiba yarattı sanki ama bence Kim Ki-Duk'un \"iyi\" filmlerinden biri. Fakat Pieta gerçekten Altın Aslan'ı haketti mi? Bunun cevabını verebilmek için \"The Master\"ı izlemek gerekiyor.","label":8} {"text":"bnce cok orjinal bir senaryosu var.oyuncuların rollerini hakkıyla vermeside eklenince muhtesem bir film ortaya cıkmıs.eger izlemeyen varsa siddetle izlemelerini tavsiye ederim.10/10luk bir film bence.","label":9} {"text":"Bağımsız filmler çeken yönetmenlerin Hollywood tarafından ithal edilip memur yönetmenler sınıfına dahil olmalarıyla vasatı bile bulmayı başaramayan filmler çıkar ortaya genellikle.''Contraband''de Baltasar Kormákur'un başına gelen de bu kanaatimce.Acemiliğini yendikçe en azından bu filmdeki gibi tempo sorunu yaşamayan daha kolay izlenir filmler çekebilir.Ama bu haliyle maalesef olmamış.Giovanni Ribisi'ye yazık olmuş gerçekten,filmi aşan üstün bir performans yine.Wahlberg her zamanki gibi kendini oynuyor tabii ama belki de en kötü filminin en iyi hasılat rakamlarına ulaşması büyük bir ironi olsa gerek.","label":3} {"text":"Film bile demeye dilim varmayan berbat ötesi bir espri anlayışıyla ortaya sürülmüş absürt ötesi ve cinsellikten insanı bir anda soğutabilecek sahnelere sahip bir senaryo ve oyunculuk! Aklınız varsa izlemeyin derim.","label":1} {"text":"TRT'nin,ekranın sağ üst köşesinde maç skorunu verdiği film kuşaklarından birisinde izlemiştim tesadüfen bu filmi..Scarlett Johansson'un Hollywood gözdesi olmadan önce-the horse whispererdaki performansı en iyisiydi belki de- çok iyi fotoğraflar verdiği,iletişimsizliğin,yalnızlığın,yabancılaşmanıngüzel ve hatta ironik bir şekilde anlatıldığı bir film..Bill Murray'ın o saf,anla-ya-mamış,şaşkın ifadesi için ,belki bir de Nicholas Cage seçilebilirdi uygun bir cast olarak;) .Ben çok keyif aldım filmi izlerken..Cidden Bir iletişimsizlik vardı filmde; off yeter,ne diyor bu insanlar,ne anlatıyorlar diye tepki bile verdim bir ara..Fotoğraflar çok güzeldi filmde,Uzakdoğu manzaraları,geceleri,filmin senaryosu..Çevirisi de bir konuşabilse.. ya ; oraya takıldım ben yine;)..Filmin-ve diğer filmlerin de- alt yazılı izlemesini tavsiye ederim ayrıca; dublaj içinde kaybolmamanız için..iyi seyirler.","label":7} {"text":"Hatchet serisinin üçüncü ve son filmi sanırım... Komedi korku sevenlerin izleyebileceği, diğer iki serisinde olduğu gibi yine kan gövdeyi götürmüş olup kötü bir senaryoyla karşı karşıyayız. Bu seri aklımda hep ölüm sahneleriyle kalacak çünkü çok orjinallerdi :)","label":5} {"text":"komik belirli bir yaşseviyesi altında olan bütün çocukların extra bayılabileceği bir film klasik kedi köpek kavgasının biraz abartılmış tabiki bazı şeyler katılmış hali","label":7} {"text":"Bu daha vizyonda ne arıyo ya","label":4} {"text":"AC/DC'nin \"Who Made Who\" albümü bu filmin soundtrack'idir.","label":4} {"text":"muhteşem senaryo muhteşem oyunculuk!","label":9} {"text":"Bırakın karşılaştırma gibi saçma bir olguya ortak olmayıda filmin özgünlüğünün tadına varın.Film ya sevilir ya nefret edilir cinsinden sahnelerle dolu ama o kadar orijinal ki bu sahneler şahsen beni büyüledi.Yer yer içerisinde barındırdığı absürdlüklere kahkahalar yer yer kara komedi tarzına başlı başına kayışı simgeleyen görsellikler, sepia nın muhteşemliğini gösteriş ve anlamlı mesajlar, izlemeden ölmeyin, Jeunet kesinlikle apayrı bir adam.9/10","label":8} {"text":"İran toplumunu iyisiyle kötüsüyle en güzel şekilde tanıdan çok kaliteli ve profesyonel bir bakış açısıyla beyaz perdeye aktarıldığını söyleyebilirim. iyi ki İran Sineması var ve bu güzelliklerden haberdarız. Verilen mesajlar ince ve hayret verici. Boşa zaman kaybettirmiyor. Fikir ve ahlak üstünlüğü aşılıyor","label":9} {"text":"Çok iyi bir konuya değinmiş film ve içerisinde güzel mesajlarda barındırıyor.Zaten film sırf iki büyük oyuncu için bile izlenir artı olarak iyi senaryo ve yönetimde eklenince tadından yenmiyor.Bizede izlemek düşüyor.9/10","label":8} {"text":"eğlenceli, güzel bir film.","label":6} {"text":"Rus tarihine sembolik bir anlatımla yaklaşan ve vahşeti doruklarda hissetmenizi sağlayan iyi film.","label":7} {"text":"Bu hafta izlediğim en iyi en beğendiğim filmdi, konusunu ve işleyişini sevdim, etkileyici bir polisiye dram.","label":9} {"text":"Bu film, çok sevenler ile anlamayanlar arasında bölünmüş gibi. Evet, film biraz karışık gibi duruyor. Gerekli mesajlar yakalanırsa bence ne kadar güzel olduğu anlaşılacaktır.","label":8} {"text":"Taktik yeteneğiyle, enstrümantel şovlarıyla, ince esprileriyle çok güzel bir stand-up şovu. İzlemeyen ve gülmeye ihtiyaç duyan arkadaşlar varsa kesinlikle kaçırmasınlar, izlesinler.","label":9} {"text":"Sinemada izlerken baya eğlenmiştim.. eyvah eyvah ya da vizontele kadar kaliteli komedi olmasa da iyi bir komedi filmi..","label":6} {"text":"Ardından \"Titus\" izlenmeli bence. Mis gibi!","label":7} {"text":"İki dövüş ustasının bir araya geldiği bu filmi kaçırmayın..Konu çok hızlı ilerliyor,bu yüzden de Çin efsanelerine dayandırılan konusu bilinmediğinden anlaşılmazlıklar doğuyor..İzlemeden önce Wikipediadan maymun kral ve Batı hikayeleri hakkında araştırma yapılabilir..Genel anlamda seyri yüksek keyifli eğlenceli bir film olmuş..10/8,5..","label":7} {"text":"İzlenmesi gereken bir filmden ziyade görülmesi gereken bir gerçek. Filmdeki öğretmen arkadaşa idealist bile diyebiliriz. Çünkü daha eğitim öğretim yılı başlamadan bu tabloyu görüp, geldiği yere arkasına bile bakmadan kaçan çok. Gerçek tablonun daha can sıkıcı olduğu kesin. Filmle ilgili trajikomik bir bilgi: Film, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından düzenlenen '1. İlk Yönetmen Uluslararası Film Festivali'nde en iyi müzik ödülünü almış.'Oha!' diyesi geliyor insanın. Filmde müzik yoktu ki be!","label":7} {"text":"Tamamen ciddi başlayıp yarısından sonra sapıtan ve yardıran bir film. Son yarım saati tam bir kahkaha fırtınası, tayfunu, kasırgası..","label":6} {"text":"bu film, fransız kaçınca dalga sinemasına giriyor bilmiyorum lakin bana genç amerikan bağımsızlarını bile arattı.. peşi sıra gelen anlamsız sahneler, kimi zaman çok ağır kaçan alıntılar ama genel olarak bir yere götürmeyen diyaloglar gerçekten daha çok üniversite öğrencisi ödevi tadında.. teknoloji kullanmazsam olaylar dramatikleşir herhalde formulünün de işlemediğini görmüştür herhalde yönetmen.","label":5} {"text":"Senaryosu, Shaun Grant tarafından Peter Carey’in aynı isimli romanından (2000) uyarlanarak yazılan “True History of the Kelly Gang”, Justin Kurzel’in yönetmen koltuğunda oturduğu “sözde” biyografik bir drama… İrlanda sürgünü bir babanın çocuğu olan Ned Kelly (George MacKay) ile ailesinin (ve hatta benzer sınıfsal yapıdaki yoksul insanların) 19. Yüzyıl Avustralya’sında yaşadıkları korkunç sefalet, Ned’in, “çocukluk”, “gençlik” ve “çeteleşme” dönemlerini içeren üç bölümlük nefes kesen bir hikâye de “destansı” bir kurgu ile anlatılmış… Hani bir anlamda, “True History of the Kelly Gang” için: “O, neredeyse Avustralya’nın Vahşi Batısı gibi olmuş” da diyebiliriz… Zira her ne kadar Avustralya’da, Amerika’daki gibi varlıklı insanların çıkarlarını temsil eden ve onları koruyan “kasaba şerifleri” bulunmasa da yine aynı ayrıcalıklı yapıya hizmet etmek üzere, her zaman için hazır ve nazır bekleyen “askerler” ile “polisler” mevcut… Üstelik kanunlar da her daim onlardan yana… Tabii ki, karşılarında da yapılan bütün bu haksız ve hukuksuz uygulamalar nedeniyle zıvanadan çıkmış olan insanlar… E, hal böyle olunca da aynen Hollywood yapımı muadilleri gibi oldukça ciddi bir hareketlilik kaçınılmaz oluyor… Yalnız burada kullandığımız şu “hareketlilik” sözcüğü, lütfen “aksiyon” olarak algılanmasın… Bu filmin, kesinlikle o taraklarda bezi yok… Zaten öyle bir şey de anlatılmıyor filmde… Bu yüzden de öyle bir beklenti içinde olan sinemaseverler, “True History of the Kelly Gang” den, bi hayli uzakta durmalılar… Fakat Tarantino tarzı, her yerinden kan fışkıran ve kısmen vahşet de içeren filmlerden hoşlananlardansanız da ekrana biraz daha fazla yaklaşmalısınız… İsterseniz bir miktar da filmin, bir tür İngiltere, Yeni Zelanda ve Avustralya sinemalarının “yıldızlar geçidine” dönüşmüş olan oyuncu kadrosuna bir göz atalım… George MacKay, Russell Crowe, Essie Davis, Nicholas Hoult, Charlie Hunnam, Thomasin McKenzie ve Ned Kelly’nin 12 yaşlarındaki çocukluğunu canlandıran (ve henüz ilk sinema deneyimi olan) Orlando Schwerdt dâhil, filmde “olmamış” denilebilecek tek bir performans dahi mevcut değil… Herkes inanılmaz iyi oynamış… Bitirmeden edeceğimiz son söz, az ama öz film çeken Justin Kurzel’in de “True History of the Kelly Gang” ile nihayetinde şeytanın bacağını kırdığı biçiminde olacak… Keyifli seyirler, Son “kallavi” bir not: Bu filmde anlatılanlar, kesinlikle Ned Kelly’nin yaşamına birebir sadık kalınarak yazılmış bir biyografi uyarlaması değildir… Örneğin, filmde sıklıkla kullanılan ve Kelly kardeşlerin ebeveynlerinin aşkına işaret eden Sons of Sieve sözcüğü ile Mary Hearne (Thomasin McKenzie) karakteri ve çocukları tamamen kurgusaldır… Ancak senaryoya esas olan Peter Carey’in “True History of the Kelly Gang”i, İngilizce olarak yazılmış en önemli 100 romandan biri olarak kabul edilmekte olup, 2019 yılında The Guardian’ın listelerinde 53. sırada yer almaktadır… Yani dememiz o ki, eğer bu aralar gerçekten de iyi bir şeyler izlemek istiyorsanız, gelin bizi dinleyin ve ıskalamayın bu filmi… Biliyorsunuz, kimi zaman biraz sert de olsa asla “boş” konuşmuyoruz… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-ÇÖP- ÇÖP-","label":0} {"text":"Güzel film. Bazı sahnelerinde tüylerim diken diken oldu. Tavsiye ederim. 10/10","label":7} {"text":"Sevgiyi sevgiyle öldürenler gerçekten sevenlerdir.","label":8} {"text":"Filmin özelliğine hep tek mekan diye bahsetmişler tamam ama kameranın filmin başından sonuna kadar 80 dakika tek planda çekilmesi hitchcock filmlerinin en önemli özelliğidir; hatta cinayeti nasıl işlersin sorusunda kameranın bize tasvir yapın dercesine ordan oraya yürümesi eşsiz olmuş. Filmin senaryosu diğer hitchcock filmlerinin yanında biraz havada kalmış senaryosu diyaloglara dayandırılmış bir film....","label":6} {"text":"fragamanı baya başarılıydı ama film hakkında bir kişi olumlu yorum yapmıyo ilginç","label":4} {"text":"insanların parası ve zamanı değerli lütfen böyle rezalet filmler ile soygunculuk yapmayın lütfen! Küfürler havada uçuşuyor espri yok denecek kadar az, konu vasatın altında, düğün dernek, ailecek şaşkınız gibi filmlere kıyasla dibin dibi bir film! Yorumlara bakarak filme gidenler umarım dikkate alırlar...","label":0} {"text":"ben filmi çok sevdim.kesinliklede tavsiye ederim.7,2 az olmuş gerçekten.","label":7} {"text":"böyle bir filmin bu kadar az sinemada gösterimde olması gerçekten üzücü","label":9} {"text":"İki kızım çok eğlendi. İnternetteki bölüm kısmını anlayamadım. Pedagojik olarak kendini tüm dünyada ispatlamış, çocukların görmeyi çok sevdiği bir karakter Maşa. Çok sevdikleri internet ünlülerini görünce de ekstra eğleniyorlar. Bu kadar basit. Bizim salonda eğlenmeyen çocuk görmedim.","label":9} {"text":"Yönetmen Dominic Sena ve başrol oyuncusu Nicolas Cage in 2000 senesindeki ilk ortaklığı Gone in Sixty Seconds (60 Saniye) kadar kıyak olamayan bir film. Fiyasko desek yeridir...","label":1} {"text":"film muthis olmus.biz 10 seansina girdik. ilk basta arkadasima kizdim turk filmi neden gidiyoruz diye.bitene kadar nefes alamadik,korku,heyecan,gerilim hepsi bir arada. inanilmaz, adete yabanci filmlere nazire yapmis,ders vermisler.ellerinize saglik, boyle kaliteli film icin .gitmeyen bence hemen gitsin ne demek istedigimi anlayacaklar.","label":9} {"text":"izlemyenler bir an önce gidip izlemesi gerekir...Güzel he de çok güzel...","label":9} {"text":"Bu filmi niye yapmışlar, kim izlesin diye yapmışlar bilmiyorum. Ama maalesef ben de izledim, film hakkında yazmak bile istemiyorum çünkü film çoook kötü, yani filmin her şeyi kötü, filmi kurtaracak bir şey yok maalesef. Artık bu kadar iyi teknoloji varken niye bu kadar kötü bir fantastik/süper kahraman filmi yapılıyor anlamıyorum.","label":1} {"text":"Robert Zemeckis'den bunca zaman sonra hele hele Geleceğe Dönüş serisinden sonra daha mükemmel bir filmle karşımıza çıkmasını isterdim. Film anlaşılacağı üzere ikiz kulelerde yapılmış olan yürüşün nasıl gerçekleştiğiniz anlatan Eh işte olarak değerlendirilmenin ötesine geçemeyecek belkide unutulacak bir film olmaktan malesef kurtulamıyor. 2,5 - 3 puanı zar zor hakkeden bir film. Posterinde de belli olacağı üzere yürüyüş sahneleri film heyecanını tırmandırmayı başarıyor. Genel olarak zayıf bir yapım olsa da yürüyüş sahneleri izlenmeye değer.","label":5} {"text":"Bugün deccalle arasında kararsız kalıp gittik.Nasıl desem sanki işler güçler tarzı bir dizi gibi izledik.3 4 yerde gülmedik değil.Zaten fragmandaki sahneler en eğlenceli yerler.Sıfır beklentiyle giderseniz gülümsersiniz yoksa televizyonda izlemeyi tercih edin.","label":4} {"text":"zaten bilim kurgu izlemem de eşlik etmem icap etti.. oyunculuklar felaket, ve amerika'nın insanları özgürleştireceği destanı üzerinden abuk tahammül sınırlarını zorlayan gürültüde bir iş olmuş. karantina! i!","label":4} {"text":"Vasat izlemeyin.","label":0} {"text":"Tür olarak dram değil, kesinlikle bir komedi filmi; üstelik kaliteli bir komedi. Ama ardından gelen 'geri dönüşlü filmler' daha iyi bir kurguya sahip olduğu için o çok söylenen 'kült' tabirini kullanamam bunun için. İyiydi; ama müthiş, süper, amaaannn tanrrıııımm değildi. :) ama john travolta'ya bayıldığım bir film oldu :)","label":9} {"text":"De Niro dedik, Norton dedik, Jovovich dedik filmi bağrımıza basıp gittik, ama umduğumuzu bulamadık. film aşırı durağan olduğu gibi konusuzda.kadroya aldanıp 2 saatınızı boşa harcamayın derim. 5/10","label":4} {"text":"Gerçekten iyi sahneler var kesinlikle tavsiye ederim...","label":6} {"text":"ilki kadar basarılı olmasa da basarılı bir film,güzel bir komedi:)tavsiye edilir;ama izlemediyseniz önce zor babayı izleyin.","label":7} {"text":"bu film tarzı bana gore değil seven varsa saygı duyarım","label":3} {"text":"sıradışı karakterler, özgün bir senaryo (animasyon filmi kuralları içinde mümkün olduğunca özgün bir senaryo, aykırı ama muhteşem bir animasyon. herşey bir yana minimoyların davranışları-sözleri bile katıla katıla gülmenize yeter. ayrıca dvd'sinde extra 3 tane kısa film daha var. bunlar youtube'dan da bulunabilir. isimleri banana, vb.. olan ortalama beşer dakikalık keyifli videolar.","label":8} {"text":"mukkemel gerilim mukkemel bir korku","label":8} {"text":"uzak doğu sineması hisleri yansıtmada rakipsiz","label":7} {"text":"kıssa ve öz yazıklar olsunki 06-17 yaş arası youtube ergenlerinin beğeni kitlesinin başını çektiği bir adamın nerelere geldiğine örnek küçük düşürücü bir yapım ... DİPNOT: Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu saçmalıklara engel olması lazım artık . Tabi Türk Sineması Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın umrundaysa ...","label":0} {"text":"film fena değildi senaryoda kopukluklar coktu ama kurgusu sürüklüyordu bir yere kadar aksiyon sahneleri de eh isteydi, açıkçası sinemada izlenmemesi pek de bir şey kaybettirmez insana, gitmesenizde olur bence bu filme.","label":6} {"text":"siyasi birtakım olaylardan bahsettiğini iddia eden filmler genelde teğet geçer,toplumsal film örneklerine çok nadir rastlıyoruz,ancak Kazım Özü cesur buluyorum,ve fragmanından anladığım kadarıyla bahoz(fırtına) bayağı ses getirecek.umarım gitmek filmi gibi ülkemizin ayıbı olan sansür engeline takılmaz.","label":7} {"text":"Herşeyi olması gerektiği gibi ve dört dörtlük bir film. Uzak doğu sinemasının biraz dışında, kendi halinde, mütevazi, mükemmel film..","label":8} {"text":"Konu iyi olmasına rağmen, bu güzel konuyu açıkçası iyi işleyememişler. 7/10","label":7} {"text":"Söze şöyle başlamak çok daha doğru olur; filmi beğendiniz mi diye sorarsanız. Ne evet derim ne de hayır. Çünkü film de bir şey eksikdi ve bu baya hissediliyordu. Belki benden kaynaklıdır. Bilemiyorum Bir hevesle başladığım fakat o hevesle bitiremedim. Açıkçası ilk 20 dakika gerçekten benim için çok sikici geçti ama şu konuda gerçekten birşey diyemiyorum. Film konusu bakımından çok iyidi ayrıca oyunculardan birbirinden kat kat iyidi. Ayrıca şunu söylemem lazım.filmde türk motivlerinden de bahsediliyor belki de bu filmi bitirmenin sebeblerinden biri olarak da bunu gösterebilirim 🙂.","label":7} {"text":"Gişe rakamlarına bakınca merak ettim.Açıp izliyeyim dedim ama zar zor 20 dakika tahammül edebildim.Sinema filmi diyemem böyle bişeye.","label":0} {"text":"Yine birileri dünyayı ele geçirmek istiyor ve süper kahraman dünyayı kurtarıyor. Ama sözde süper kahramanın süperliğinin ne olduğunu pek fazla göremiyoruz. 3 tekme 5 yumruk ondan sonra kırmızı bir duman düşük kalitede efektler bence hiç çekilmese daha iyiymiş. Sırf Marvel evrenine Yelena karakterini Widow olarak devam ettirilmesi için çekilmiş bir film. Her şeyi geçtim. Aslında ölen bir karakterin geçmişini izliyoruz bu filmde bilemiyorum Altan. Bence izlenecek bir yanı yok 2 saatlik bir zaman kaybı. He bir de bir tane eleman var. Lafta Captan Amerika'nın Rus versiyonu o ne alaka filmde onu da anlamış değilim. Bayılmak için oynamış filmde galiba.","label":6} {"text":"bir de ödül aldıklarında yapacakları konuşmaları çok merak ediyorum... bu sefer hangisi olacak acaba? Afrikadaki çocuklar mı? İklim değişikliği mi?","label":6} {"text":"Öncelikle hem Ferzan Özpetek'i hem de BKM'yi bu filmi yaptığı için tebrik etmek lazım. Zaten seyirci de yaklaşık 10 günde 500 bin gişe ile bu tür filmlere şans verilmesi gerektiğini ve emeğin karşılığını bulacağını göstermiş oldu. Serra Yılmaz'ın ilk yönetmeliği denilse de, sinemaya adanmış bir ömrü olan Serra Hanım yuttuğu tozun boşa gitmediğini göstermiş. Geç bile kalmış aslında film yönetmek için. Gelelim filme. Çevremdeki insanlara önerirken, özellikle çiftlerin filme gitmeden iki kere düşünmesini önerdim. Zira, hepimizin cebindeki yabancı& yani cep telefonları sırlarla dolu. Hafazanallah filme gidersiniz eşiniz/sevgiliniz tutar sizden cep telefonunuzu ister çıkışta. İstesin ne olacak ben kendimden eminim demeyin, bu bile aslında bir güvensizlik göstergesi. Birbirini uzun zamandır tanıyan iki çift ve bir erkek bu ekibin paçası bir çiftin evine akşam yemeğine misafir ediliyor. İçlerinden bir tanesi ( gelecek Aliye Rona rollerinin adayı Berçim Bilgin ) tuhaf bir fikir atıyor ortaya. Herkesin telefonu yemek boyunca masada olacak ve mesaj/arama neyse herkes duyacak şekilde diğerleri ile paylaşacağız diyor. Zaten bundan sonra olanlar oluyor. Herkesin kirli sırları bir bir masaya veya seyircinin gözleri önüne seriliyor. Şimdi işin en ilginç yanı ise [spoiler]evli erkeklerden birinin düzenli olarak ona bir kadının saat tam 22:00'de çıplak fotoğraflarını yolladığını söylediği anda başlıyor.[/spoiler] Bu andan sonra filmin ritmi değişiyor. Daha sert daha yüksek sesler çıkıyor. Tam bir durum komedisi aslında. Filmin sonunda anlıyoruz ki hepimiz sevdiklerimizin ( eş-sevgili-dost) bilmediğimiz yalanlarını cahillik en büyük mutluluk durumunda yaşıyoruz. Zaten filmin sonundaki mesela yani anı ile anlıyoruz. Filmin belki de en çarpıcı anı bu. bilmek mi bilmemek mi daha iyi kararını size bırakıyor olması.","label":6} {"text":"Belki kitabını okusaydım daha insaflı davranabilirdim - ama bu filmi hiç bir mana dünyasına koyamadım maalesef.","label":1} {"text":"çok sıkıcı bir film.. ileri sardırarak izledim hep.. ne aksiyonu doğru düzgün aksiyon, ne de komedisi doğru düzgün bir komedi.. gereksiz, bomboş bir film..","label":3} {"text":"izlediğim en berbat filmdi diyebilirim.10 tane adam bir araya gelmiş sosyal mesaj bir acıkoturum programında da komik değ küfürlere gülüyor insanlar.0 bütçeyle çekilmiş bir film.","label":0} {"text":"Paradoks yaşanan nadir filmlerden 12 maymun tarzında bir paradoks puanım:8.8","label":8} {"text":"gayet güzel bir film.. ilk başları biraz sıksa da ilerleyen süreleri sürükleyiciydi.. sıkılmadan izlenebilecek bir film..","label":6} {"text":"Sımsıcak bir filmdir.. Metin Akpınar'ın,'Yolcular arasında, aradım seni bir bir' şarkısını keyifle yorumladığı sahne çok güzeldi..","label":5} {"text":"[spoiler]2019 yapımı film. Cinsiyetçi ve kadını metalaştıran ifadeler daha fazla bu filmde önceki 2 filme göre. Mundar oldu.& gibi ifadeler kullanılıyor kadınlar için mesela ve namus kavramları saçmalığı kadın üzerinden. Önceki 2 filmdeki sahnelerin aynısı var. Tuvalette gurkan la altan in seviştiğini sanması dışardaki kişinin ve yolda arabayla giderken yürüyen kadınlara laf atmaları. Önceki 2 filmde de vardı bu 2 sahne. Mahmut tuncer de varmış, ilginç bir figür olmuş :) Kabadayıları biraz güçsüz göstermiş. O açıdan kötü. Diğer 2 filme 7 vermiştim. Buna 5 anca. Ali surmeli bile kurtaramamış.[/spoiler]","label":4} {"text":"Harika bir film hem güldüm , hem ağladım emeğinize sağlık ... Herkese tavsiye ediyorum kesinlikle Türkiye de yapılan en iyi filmlerden biri bence 👊🏻","label":9} {"text":"Güzel bir film izlemek isteniyorsa şayet, bu kötü bir film. Uzun parçalı 7-8 sekanstan oluşması dışında ilgi çekici bir yanını göremedim. Katiller eğitimli falan olsalar bile, dil hadiseye göre ve dönemin filmlerine göre dahi fazla ağdalı kanımca. Uzun sekanslar oyunculuk kısmını çok zorlamış. Bazılarının, Tiyatro sahnesinden jest ve mimiklerini izleyiciye fırlatıyorlarmış gibi oynadıkları anlar görmezden gelinmeyecek kadar çoktu. En azından ben o dönem filmlerinde daha iyi oyunculuk olan filmler izlediğimi düşünüyorum. Nihayetinde, Hitchcock'un yönetmen olarak kendine has usta üslubuna erişene kadar, kendi filmleriyle olan yarışını görmek için izlenebilir güzellikte bir film. James Stewart ve Hitchock'un buluştukları ilk film olması da ayrıca izleme sebebi olabilir.","label":6} {"text":"hoş bir romantik komedi.oyuncular çok sıcak ve tatlılar bence.zevkle izlenebilen bir film.","label":6} {"text":"Tavsiye edilecek güzel bir film. Tutarlı heyecanlı merak ve gerilimide dozunda izleyin... saçmalamamışlar..","label":7} {"text":"cok kotu bir fiLmdi....","label":4} {"text":"Evet, bu çok eski ve güzel filmi, ailemle beraber, televizyonu yeni aldığımız ve siyah-beyaz olduğu dönemde, izlemiş ve beğenmiştim. Fontana di Trevi'ydi ama yanılıyor da olabilirim. ben ve annem beğenmiştik. bir dağ adamı olan babam bön bön bakmıştı. Ablamın bakışları da anlamsızdı, ne yani? der gibi. tabi sonradan ben de dağ adamı oldum ama, bu filmi sabit kamera döneminin iyi bir romantik filmi olarak hatırlıyorum.","label":7} {"text":"HİÇ BİR İŞE YARAMAZ NEYİN NE OLDUĞU ANLAŞILMAYAN SAÇMA BİR FİLM.","label":5} {"text":"film igrenc 11 dakikada salonu 15 kisi terk etti. Verdiğim 20 liraya yazik zaten filmin yapi 20 tl","label":0} {"text":"mutlaka izeyin çok değişik duygular yaşayacaksınız,tek sorun süresi biraz kısa olsa çok güzel olurdu, iki saat bu film rahat rahat 90 dakika olurdu,ama yönetmen yusuf kurçenli yöre insanını ve yöreyi tanıtan bir belgesel çekmek istemiş sanki,bu yüzden süreyide kasmış biraz bu olumsuzluklara rağmen izleyin, he birde kenan ece çok başarılı oynamış,tubada rolün altından kalkabilmiş","label":9} {"text":"Beatlesı dinleyen ve sevenlerin bu filmi beğeneceklerini düşünüyorum.","label":7} {"text":"Büyük beklentilerle izledim ; \"Cidade De Deus\" veya \"La Haine\" benzeri bir yapımla karşılaşacağımı umdum ama umulduğu gibi olmuyo bazen :) Filmin atmosferine giremeyip boşlukta kalma ihtimaliniz yüksek, beklentiniz yüksekse irtifa kaybedip yere çakılma ihtimaliniz de yüksek, yani filmden ziyade düşüşe geçen, yere hızla çarpan siz oluyosunuz ;gençler rave partiden gayet memnun gibi yani, keyiflerini bozmayalım izleyip :). 6/10","label":5} {"text":"Sıradışı ve ilginç; hic sıkıcı değil ama filmde kopuk sahneler var toparlamaya ve anlamaya çalıştım.film sizi içine çekiyor izleyin bence","label":5} {"text":"Aksiyon severlerin ve Jason Statham fanatiklerinin hayranlıkla izleyecekleri fantastik sahnelerle bezenmiş bir yapım. Taşıyıcı Frank Martin profesyonel kariyerine bu sefer Miami kentinde Zengin bir ailenin minik evladının okul servisliğine başlamıştır. Ama bela onun peşini yine bırakmaz. Bomba-vinç-uçan araba sahnesi ile bizleri yine dumurdan dumura uğratan yapım mantık hataları aramama kaydı ile izleyenlerin sıkılmayacağı bir film vaadediyor. Tarconi komiserimiz bu sefer ununu elemiş eleğini asmış ve tatilini geçirmek için Frank Martin'i ziyaret eder. Aşçılık göndermesi ile ilk filme selam çakmayı ihmal etmez. Esprileri ilede bizleri gülümsetmesinide bilir. Luc Besson filmin finalinde taşıyıcı 3 için sinyalleride vermiştir.","label":5} {"text":"yolucuk yapamıyorsam ben de oturur bu filmi izlerim!","label":7} {"text":"Film sıradan bir ilişki filmi gibi ilerlerken yerini gerilimli dakikalara bırakıyor. 7 puan verdim. Nedeni anlaşılamaz şekilde 1 puan veren yaşam formu bir arkadaş yüzünden site puanı şimdilik düşük gözüküyor. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Neredeyse tüm klişelerin toplandığı bir dram-romantizm filmi diyebilirim. Aman doğuştan sakat bir çocuktur ve kimse onunla arkadaşlık kurmamaktadır. Akash onunla arkadaş olur ve ailesi ile tanıştırır. Beraber büyürler. Aman zeki çalışkan biriyken, Akash berdust ve serseri biri olmuştur. Aman aynı zamanda gizli bir şekilde yazarlıkta yapmaktadır. Pooja sadece okuduğu şiirlerle Aman'a aşık olmuştur. İki arkadaş bir şekilde bu kızla tanışır ve aşık olurlar. Derken fedakarlıklar yağmuru, gerçeklerin ortaya çıkması, ihtiraslar ve aşıkların kavuşması şeklinde hikaye devam eder. Daha en başka ailenin Aman'ı evlatları olarak kabul etmeye 2 saniye gibi bir sürede karar vermeleri filmin kalanı için biraz yorum yapmanıza yetebilir. Tek beğendiğim sahne Aman kilisede isyan ederken senden daha kötüleri var haline şükret mesajı verilen kısımdı.","label":3} {"text":"İlk filmin doğallığından eser kalmadan ortaya çıkan, yalnızca maddiyat düşünülerek ortaya çıkan bir film. Hayatımda izlediğim en kötü film değil ama gerçekten çok kötü film.","label":0} {"text":"Bu kadar sulu çocukça Dicem çocukların bile gülmeyeceği rezalet bir film yarı gelmeden çıkacaktım yanımdakilerin ısrarına ileride güzelleşir diyerek beklediğim ve keşke çıksaydım diye pişman olduğum insanı sinemadan soğutan bir film tam bir fiyasko bir yıldız vericem onu bile haketmiyor o derece berbat","label":1} {"text":"Cok kisa, cok guzel, cok begendim. Punisher999'un altyazisi gayet iyi ancak gom yerine vlc player yada classic media playerda acmak gerek.","label":7} {"text":"tamamen vakit kaybı. 1980de izleseydiniz belki ilginç gelebilirdi.","label":0} {"text":"Bencil bir polis olan Bruce'un hayattaki arzularını gerçekleştirmek için etrafındaki insanlarla nasıl oynadığını izliyoruz. Tüm bu pisliklerini izlerken de ara ara geçmişini anlatan diyaloglarla nasıl bir psikolojiye sahip olduğunu tahmin etmeye çalışıyoruz. Filmin en büyük artısı James McAvoy'un oyunculuğu ve dinamik konu anlatımı. Kamera iki saniye serbest durmuyor diyebilirim. Filmin +18 olduğunu da eklemek lazım.","label":9} {"text":"\"Şerefsizim bi cinnet her şeyi halleder ha!\" Pek naif ve samimi bir film.","label":7} {"text":"Statham uçaktan binlerce metre yükseklikten yere çakılmıyomuydu :):)","label":1} {"text":"\"Hayat devam ediyor\" filmi olur mu umuduyla izledim. Tam olarak olmadı ama keyifli bir zamanda izleseydim muhtemelen daha çok keyif alırdım. Keyifli, ailece izlenebilecek bir film olmuş. Yer yer güldürdü. \"Gonca Vuslateri ne alaka?\" diye düşündürdü. Ama bir yerden sonra duyguyu iyi verdiğini hissettim ve düşündüğüm kadar sırıtmadı. \"Hedefim sensin\" ismi de çok alakasız geldi. Gökçeada manzaraları şahane. Ata Demirer'in ülkedeki en yetenekli insanlardan olduğunu düşünüyorum. Böyle filmleri iyi ki yapıyor. Ata Demirer-İlker Aksum çok iyi ikili, daha sık görmek isterim. Ata'nın bu tarz filmlerini Adam Sandler'ın çerezlik, 6/10'luk, yormayan ve eğlendiren filmlerine benzetiyorum.","label":5} {"text":"mükemmel ... söylenecek çok söz yok.1010","label":8} {"text":"Konusu itibarı ile çok dikkat çekici bir film.özellikle filmde yaşanan olayların gerçek hayattan alınmış olması insanı cezbediyor.ancak konu yeterince iyi işlenememiş ve oyunculuklar,kameralar iyi değil.daha iyi olabilirdi. 10/6","label":5} {"text":"durustluk ve arada kalmak temali, edward norton\\'in en iyi filmlerinden bir tanesi. colin farrell\\'ida unutmamak gerekir. Cok basarli bir film.","label":7} {"text":"enges diyaloglarla, harikulade repliklerle bir an bile yüzünüzden tebessümü eksik etmeyecek eğlenceli bir film. şiddetle tavsiye edilir. o dönemden bugüne gazetecilerin ikiyüzlülük testinden geçemediklerini görüyoruz.","label":8} {"text":"Sonunda gerçeğe dönüşerek anlamını bulan sahte paranın leitmotif olarak kullanıldığı, kadercilikle yakından uzaktan ilgisi olmayan, kelebek ve bumerang etkilerinin anlamını kavramamızı sağlarken kuzeyin soğuğunu yansıtan titrek görüntülerle içinizi üşüten bir film... 75/100","label":7} {"text":"Berbat demek berbat filmlere hakaret olur. Yine de kadın memesi görmek isteyenler izleyebilirler.","label":0} {"text":"Berbat bir film rezalet baştan aşağı küfür başka hiçbir şey yok.Seslendiren sanatçıların hatırına bile izlenme.","label":0} {"text":"Harika bi devam filmi olmuş.ilerleyen yaşına rağmen willis güzel oynamış.filmin sürükleyiciliği ve bitmeyen aksiyonu izleyiciyi hiç sıkmıyor.ayrıca aralarda yapılan espriler çok komikti.boş vakit gerçirmek için izlenebilir.10/8","label":7} {"text":"Acıklı bir aşk öyküsünün etkileyici bir şekilde anlatılmış hikayesi. Film belki çoğu kişiye sıkıcı ve ağır gelebilir ama dramların en büyük özelliğde zaten bu değilmidir. İzlemenizi tavsiye ederim.","label":6} {"text":"filmi beğendim. böyle filmler ender bulunur. düşen herkesin çıkışı bulması dileğimle.","label":5} {"text":"Resim öğretmeninin, Ishaan'ın babasına verdiği Solomon adasıyla ilgili örnek çok iyi ve yerindeydi. Naçizane fikrim.","label":8} {"text":"Son zamanlarda izlemiş olduğum benim açımdan iyi filmlerden birisiydi Evet belki filmde tek karaktere odaklandığı için Demet Evgar 'ın oyunculuğu aşırı göz dolduruyordu ki bence rolü hakkıyla oynamış fakat yan rollerdeki herkes gayet başarılıydı Filmin akıcılığı dekorları sahnelerde kullanılan ışık bence yerli yerindeydi Filmin en hoşuma giden yönü ise katmanlı bir biçimde çok abartıya kaçmadan anlatabildiği anlatmak istediği belli dertleri olması oldu","label":6} {"text":"Harika bi filmdi. sıkıcı olacağını düşünmüştüm ama çok etkileyici bi filmdi. Özellikle michelle pfeiffer güzelliği ve oyunculuğu beni çok etkiledi. yalnız sinemada izlemeye gerek yok evdede izlenebilir.","label":4} {"text":"inanamıyorum bu film nasıl 6lık olur şimdiye kadar izlediğim en samimi en içten en dobra filmlerden bir tanesi okadar gerçekçiki 9/10 bi film ve şiddetlede tavsiye ediyorum","label":7} {"text":"muhteşem bir son. yalnızca o son sahneyi anlamak için bile izlenebilir bu film. kaybettiğini düşünürken, garip bir geceden sonra hala ailesine sahip bir adam olduğunun farkına varması, dönüp teker teker ailesine bakması, hatta o bakışlar.. nedense en çok o bakışlar çarptı beni. o kadar dibe çökmüştü ki benji o garip gecede, sabah arabaya bindiğinde resmen ayağını dibe vurarak hızla yukarı çıktığını hissetti. o yüzden ağladı belki de.. mutluluktan ve rahatlamadan.. ayrıca adam olacak çocuk o zamandan belliymiş zaten.","label":7} {"text":"asla böyle bir filme para verip gitmem.","label":4} {"text":"Tanrı ile bir anlaşmamız var. O benim evime gelmez, ben de onun evine gitmem. Bumpy Johnson 1930'lu yıllarda, Harlem'de piyango işi en önemli para kaynağıdır. Bu işi 10 yıldır yürütmekte olan Kraliçe lakaplı liderin elinden almak isteyenler vardır. Bu bağlamda Bumpy, kraliçenin en önemli adamı olarak duruma karşı çıkmaktadır. Tabi film ilerledikçe çatışmaların ve oynanan kirli oyunların dozu da artmaktadır. Film biraz gereksiz uzun ve fazlasıyla klişelerle dolu. Kötü bir film değil ama iyi kadrosuna rağmen çok beklentiyle de izlememek lazım.","label":5} {"text":"Mindfuck filmlerinden. Çok ince detaylar, sözler, imgeler. Muhtemelen ilk izleyişinizde çoğunu kaçıracak veya anlam veremeyeceksiniz. Aklınıza takılan sorular için incelemelerini izlemek faydalı olacaktır. 7.5/10","label":7} {"text":"ha sen kurtaji diyorsun babel. yahu o isin yuzeydeki resmi. anlamamak mumkun mu. bir suru gonderme yaptim guya. bi daha metafor kulllanirsam ne oliyim!","label":7} {"text":"filmden hiç haberim yok ama 1 hafta konuşulur sonra da unutulur sıkmaya başladı artık bu tür korku(!) filmleri hep aynı efektler aynı konu sürekli yardım isteyen bir hayalet pek bi durum olmaz bence tek sevindirici yanı michael keaton un uzun süre sonra bir filmin ağır topu olarak lanse edilmesi...","label":4} {"text":"Renkleri, görselliği ve atmosferiyle göze hitap eden hem gerçek hem masalsı çok çekici bir film. Çekici ve komik.. su gibi akıp geçti.","label":7} {"text":"Çok aşırı bir şey beklemeye gerek yok. Çok düşük de değil. Çerezlik. Eh işte fena sayılmazdı filmi.","label":4} {"text":"Filmde kesinlikle kopma ve abartı yok,tüm karakterler gelişen olaylarla doğru bir şekilde kurgulanmış.Ansızın evi terk eden baba yine ansızın yeni karısını öldürmeye gidiyor.Ansızın duygularıyla karar veren tipik 'suç ve ceza' karakteri.Çocuk kusursuz oynamış,Kadın karakteri ses tonunu çok iyi kullanmış.Adamın son bölümdeki kız çocuğunun kendisinin olmadığını düşündüğünde benzer şekilde duygusuz ve kabullenemez görüntüsüyle karısının film boyunca çizdiği karakteri çok güzel tamamlamış. Bence mutlaka izlenmesi gereken iyi bir film olmuş.TEBRİKLER...","label":6} {"text":"Çok eğlenceli bir filmdi. Ben Stiller e yakışan bir film. oyuncularda harikaydı. 10/7","label":6} {"text":"Özellikle berber sahnelerinde çok güldürdü.","label":6} {"text":"Çok hoş bir film, keşke bunun gibi daha çok Türk filmi olsa.","label":8} {"text":"IMDB'de puanı 8 görünce güzeldir herhalde deyip izledim, benim için yılın overrated filmi oldu.","label":6} {"text":"Amy sen tam bir akrep burcusun! Hatta yükselen alçalan ne varsa hepsi akrep.. Film de herkese biraz hak verdim izlerken Bence izlenmesi gereken ilginç bir film","label":6} {"text":"Filmi üç kez seyrettim gene seyredebilirim sıkılacağımı zannetmiyorum.","label":8} {"text":"filmin adını yanlış çevirmemişler mi? sözlükten baktığım kadarıyla la vie adele, adele'in yaşamı demek. Blue is the warmest color çok da uymamış bence, yani mavinin pek bi olayı yok. böyle filmleri izleyince sanatçı olasım geliyor, adam bişey yapıyor herkes kendine göre bi şey çıkatıyor, bense her zamanki gibi hiçbir şey anlamıyorum. niye bu kadar öküzsem:/","label":8} {"text":"karakterlerin halet-i ruhiyesi yüzeysel, klişelerle aktarılmış. ama yine de hikayenin gerçek olması nedeniyle fazlasıyla merak uyandırıyor. Sundance 2016'da Christine hakkında iki yapım gösterime girmiş. bir diğeri de 'Kate Plays Christine'","label":6} {"text":"Alev adam ve Ben Grimm haricinde hiçbir karakterin tam olarak yansıtılamadığı, fazlasıyla hızlı gelişen dolayısıyla kısa, hareketli sahneleri yaratıcılıktan uzak olan bir film. Marvel'in kötü filmlerinden biri.","label":5} {"text":"Defalarca izlediğim bir film, Ocean's serisinin ilk filmi, Ocean's ten:))","label":6} {"text":"Gökkuşağı ve baba tarafından da önemlisi olan ve baba tarafından da önemlisi de olsa da önemlisi de en","label":7} {"text":"Tüketim çılgınlığını körükleyen reklamcılık sektörünün aktörlerinin yaşamı bir reklam filmi izlermişçesine hızla akan görüntülerle anlatılırken, tüketim toplumunun insanı da nasıl tüketilebildiğini göstererek buna mecbur olmadığımızı anımsatıyor... \"Her yıl, dünya çapında reklama ayrılan bütçe 500 milyar dolar artıyor. Bir BM araştırmasına göre bu miktarın sadece \u0010'nun dünyadaki açlığı yarıya düşürmek için yeterli olacağını ortaya koymuştur.\" Başka bir dünya mümkün... 70/100","label":6} {"text":"Üzerine gunlerce konusulabilecek bir konusu var filmin, fakat bugune kadar cekilmis en gercekci ibadet sahneleri bu filmdeydi. zikrin mantigini hayati boyunca anlamamis biri olan beni bile zikir sahnelerinde hayran birakti.","label":6} {"text":"Açıkcası filmin konusu çok güzeldi. Bayıldım hangi ülkenin filmi olduğunu önemsemeden izleyenlerdenim ve bazıları Asya filmlerini kötü buluyo ama bence çok güzeldi. Tam bi abi kardeş ilişkisi. Aslında abisinin o yapdıkları davranışın nedenini öğrenince hayran kaldım 2 saatinizi ayırıp izlerseniz bence bi şey kaybetmezsiniz😊","label":9} {"text":"Ah bu benim onulmaz sanat filmi algılayamama özelliğim. Ah bu benim nereler vuracağımı bilemediğim başım. :) Yok efendim böyle bakıp kalıyorum ekrana, sanırım hiçbir zaman için elimde şampanyam masamda siyah havyarm ve kanepelerim ile böyle filmlerden özenle bahsedemeyeceğim.","label":4} {"text":"Filmin geçtiği yıl öyle bir izah edilmiş ki bahsedilen yılların kokusunu bile alabiliyorsunuz. Film için ortalama bir Woody Allen filmi demek yanlış olmaz. Keyifli bir akşam geçirebileceğiniz ve duygularınızı sorgulayabileceğiniz, her tarz insanın yansıtılmaya çalışıldığı ortalamanın üzerinde ve zevkli bir film.","label":6} {"text":"türkçe seslendirme çok güzel olmuş...şarkılarınada bayıldım......banada bir hulahop :)","label":7} {"text":"arada bir hatırlamamız gereken mevzulardan dolayı çekilmiş bir film. iyi ki yapılmış, westerne hasret kalmıştık iyi gitti. basit masit değil güzel bir dram.","label":5} {"text":"Bu kadar uzun olmasına çok da gerek olmayan ,aynı kavramları tekrarlayan içerisinden Antony Hopkins i çıkardığınızda yavan bir film haline gelen ,ama yine de bir sinemaseverin izlemesi gereken vasat ı kıl payı aşmış bir film diye düşünüyorum.6/10","label":5} {"text":"Film; aslında internetin, sanal ortamın etkilerini basamak olarak kullanıp daha geniş bir açıya, insan ilişkilerine yoğunlaşmış. Müzikleri, oyuncuları, hikayesiyle gayet kaliteli film olmuş. Konu olarak da etkileyici olunca bu tarz çok karakterli, kesişen hikayeli kurguların ayrı bir tadı oluyor.","label":7} {"text":"hattat imdbye göre 3 te johnny deep var bi ikiyi izleyelimde sonrada 3 ü bekleriz artık 2 20113 2012 tarhliymiş ...","label":6} {"text":"kurgu ve de senaryo bazında filmin artık kendini kanıtlamış yeni neslin en iyi yönetmenleri arasında gösterebileceğim Christopher Nolan'a yakışmayacak şekilde olmasının dışında,yinede özellikle artık senelerin efsanesi haline gelen ve de filmde de kendini her haliyle ''ben burdayım''şeklinde belli eden Al Pacino ustanın ve de genelde komedi filmlerinde görmeye alışık olduğumuz fakat bu filmdeki ''sapkın'' ve de''zeki'' katil karakterini oynayan Robin Williams'ın ve de yanlarında biraz çaylak kalsa da yinede oyunculuğunu ve de filmdeki karakteri baskın karakterlerin arasında ezdirmeyen oyuculuğuyla Hillary Swank'ın oyunculuklarıyla,çok ters olmasa da ilginç sonuyla ve de,tabii ki merak edilen sonuyla kendisini bence izlettirmeyi başaran bir film olmuş...ama bence bu filmin özellikle isminin ''Insomnia''yani ''uykusuzluk''olması bence saçma...çünkü filmde de gördüğümüz gibi Al Pacino'nun yaptıkları sadece uykusuzluğuna bağlanamaz...çünkü onun bence yaptığı vicdan muhasebesi...ama sonuçta dediğim gibi film türlerinin arasında özellikle etkileyici kadrosuyla ön plana çıkmayı başarabiliyor..ama daha bilinmedikler içeren senaryosu ve de daha iyi bir kurgu ile izleyiciyi hop oturtup hop kaldırabilirdi,daha büyük hatlarda gerilim çizgisini taşıyabilirdi...bu arada müziklerde gayet iyi...benim gibi daha yeni izlediyseniz boş bir zamanınız da vakit ayırabilirsiniz...","label":7} {"text":"Film de unutamadığım sahnelerden biri ; çocuğun gaza gelip istiklal marşına başlaması ve babasından tokat yeyip odasına gittikten sonra dedesinin marşı devam ettirmesinin akabinde eve gelen komşunun neyi kutluyoruz demesi. Çetin Tekindor un ustalığını yine yeniden konuşturduğu bir çok mesajlar ve yaşanan gerçek hayatlardan bilgi sunan ders niteliğinde defalarca ender izlenecek bir yerli yapım.","label":6} {"text":"Rammstein Deutschland dinledikçe bu film aklıma geliyor, bu adamı ilk kez izleyenler için tamam ama sürekli izleyip hala eleştirenler kaynana-gelin gibiler. Değişmez, olmaz :) adamın mayası bu. Ve siz ne derseniz deyin, filmler sığ görünür ama derin yaralar sonucu oluşmuş derin mesajları vardır. Müzik hala kafamda kaç aydır","label":7} {"text":"Çerezlik, klişe seneryo, tv denk gelirse izlenilir cinsten. İkincisi gelirse ilkinden daha kötü olacak orası kesin.","label":4} {"text":"fragmanını görüpte gitmek için can atmıştım.öyle yaptığıma değdi..filmden çıktığımda gayet mutluydum ve beynimde yankılanan şarkı can't fight the moonlighttı.duygusal film seviosanız izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.hiçbir sahnesi sıkıcı değil.","label":7} {"text":"bu filmde bizim oyuncuların yabancılara göre nekadar zayıf kaldığını gördüm.Tamer karadağlı hala çocuklar duymasın psikolojisiniden kurtulamamış.Sanki arada yine havuça bağırıyor gibi.Deniz Akkaya nın ise tek yerde rolu var onuda nasıl büyük bir zevkle oynadığı belli:)malum tecavüz sahnesi onada yalnız o uygun görülmüş sanırım ama neden bu küçüc.k rol için isminin en başlarda yazdığını anlayamadım.Bu arada malum ikizilerinide görmüş olduk harikalarmış doğrusu.Bizimkilerden içlerinde en fazla diğerleriyle uyumlu olan kişi bence Yelda Reynaund tu.Film basit bir soygun ve klişe bir konudan ibaret.Bizimkilerin basında ne kadar övünüp hava yaptıklarını hatırlıyorumda gülmeden duramıyorum doğrusu.Sanki bir coppola yada scoreses filminde oynamışlar gibi.","label":4} {"text":"Kimseye izleyin diye önereceğim bir film değil ama izledikten sonra zaman kaybı dediğim bir filmde değil..Psikopat bir herif izlemek istiyorsanız izleyin..Ayrıca son 10-15 dakikasındaki sahnesiylede midemi kaldırmayıda başaran bir film..Sonuda çok sadistçe mi desem öyle bir son..","label":5} {"text":"İzlemedim ama gayet başarılı bir çekim yapılmış silahlar da muhteşem inşallah herkes rahata kavuşur","label":9} {"text":"dışardan aksiyon filmi gibi görünen ama sağlam felsefesi olan bi film, ayrıca filmin şiddet dolu olduğunu, çocukları vs. kötü etkilediğini söyleyen bi muhabire çocuklar dayak yedikten sonra intikam almak yerine oturup ağlamayamı özensinler gibisinden bi ayar vermiştir tarantino... aklıma geldikce yazıyorum, filmde salt iyi ya da salt kötü bi karakter yoktur aslında, belki sadece elle driver için salt kötü diyebiliriz, tarantino her karakteri iyi ve kötü yanlarıyla anlatmıştır ve ortaya bi şaheser çıkmıştır... sonuç olarak çok güzel film izleyin, izlettirin...","label":9} {"text":"Kıvamında bi gerilim ve merakla seyirciyi canlı tutan, baştan sona saranbir film. Konusunun özgünlüğü, konuyu işlerken ki derinlik takdir edilesi. Özelliklere replikler şahane! Absürd komedi tadında, harika ince esprilerle güldürmeyi de başarmış. Müzikleri böylesine ağır konulu bir filmi işlerken, seyircinin modunu yüksekte tutmayı başarıyor. Oyunculuklar harika aynı zamanda karakterlerin \"kahramancı\" tavır da olmayıp, büründükleri inanılmaz realistik duruşlar da filmi bir o kadar otantik yapıyor. Aynı zamanda \"yardım eden kime yardım eder aslında ? \" sorusunu da düşündürüyor. Otoriteye gönderilen göndermeler de filmin gülümseten düşündüren hoş kareleri. Kullanılan metaforik nesneler anlamlı. Görsellik ve kamera açılarının da hakkını yememek lazım. Son kare ile de harika bir tat bırakıyor seyircide.. Şiddetle tavsiye ederim!","label":8} {"text":"öğrenci filmi","label":4} {"text":"çok sıkıldığım bi film oldu yarım bırakmayı sewmediğimden sonuna kadar izledim ama bu yönetmenin bi daha hiç bi filmini izlememem için bi ders oldu bana","label":0} {"text":"Müzikal filmlere olan sevgim fazla değildir itiraf etmem lazım. Nefret etme veya hiç izlemem demem tabii ki ama diğer türlerle kıyaslanınca en alt sıralardadır müzikal fakat buna rağmen filmi sevdim.","label":7} {"text":"Yılın en keyifli filmi","label":7} {"text":"Sırf Sarp Akkaya ve farklı bir yüz olduğu için girdiğim filmin yarım saatten sonra verdiğim paraya ve zamanıma acımakla geçti. Senaryo çok kopuk karakterler eksik kalmış filmin en kaliteli yeri Sarp Akkaya ve Tülin Özen'in konuşmasıydı. Gerçekten ne rol ne de senaryo bakımından tamamen zaman kaybı ve kesinlikle 15 yaş altı adına yapılmış bir film..","label":0} {"text":"bence türkiyede komedyen diyebilceğim nadir insanlardan. celal ile cereni kıyaslayanlar olmuş. ben ikisini kıyaslamam. gösteri güzel olmuş. cem yılmaz ı eleştirmek yerine bence kendi mizah anlayışını eleştirmeli bazıları.","label":8} {"text":"Çok önce izlediğim bir filmdi. Hoş bir filmdi.","label":6} {"text":"Filmde Jet Li oynuyor diye ilk başta tereddüt etmiştim. Çünkü o tarz oyunculara karşı bir önyargım var. Sonuçta Jet Li 2. hatta 3. sınıf aksiyon filmlerinin oyuncusu ama buna rağmen filmi izledim. Sonuç mükemmeldi. Görsel bir şölen ve şiirselliğin karışımı bir Yimou Zhang filmi. Özenerek ve mükemmelliyetçi bir anlayışla yapılmış sahneler, yerinde kullanımış müzikler, filmden aldığınız zevki doruğa çıkartan renk kullanımı ve sinematografi, her ne kadar 'Rashomon' a benzesede çok güzel bir kurgu ve Maggie Cheung, Tony Leung gibi yerinde oyuncu seçimleri. Bence Hero sinema tarihine adını altın harflere kazımış, kazımasa bile kazıyacak olan, harika bir film. Kaçırmayın. 8,7/10","label":9} {"text":"Yapay zeka üzerine zaman kaybı denilemiyecek güzel bir film","label":6} {"text":"Konusu itibariyle eğlenceli olabileceğini düşündüğümden ve de 6,5'a sahip IMDB puanı izlemeye sevk etti. Komedi dozu düşük, hafif melankolik, kararsızlıklar ve pişmanlıklar üzerinde yoğrulmuş bir film. Final bölümünü oldukça zayıf buldum sanki yarıda kesilmiş gibiydi. Yeni tarihli romantik komedi kıtlığında tek atımlık gideri var bence, hareketli ve matrak film beklentisi içinde olmadan izlenebilir. 6 - 6,5 / 10","label":6} {"text":"yeraltı canavarı serisinin ilk ve en güzel filmi kavon bacon keşke devam filmlerinde de olsaydı.","label":7} {"text":"Nakkaş Eflatunun, Anadolunun tarihi ve kültürel yapısı ile harmanlandığı hayatından kesitler sunan, izlemeye değer güzel bir Türk filmi ...","label":7} {"text":"Filme grup olarak gittik. Filmden sonra hepimiz filmin tek iyi noktasında birleştik: Film arasına çıkmayarak hayatımızın hiç değilse 10 dakikasını kurtarmanın mutluluğu. İnsanların kitaba veya yönetmene aşık olup filme puan vermeleri anlaşılır bir durum. Ama bu ne yav, Imdb 7,5! Beyazperde'ninkini hiç söylemiyorum. Ne için? Abuk subuk, ortaokul öğrencisi psikolojisinde bir aşk hikayesi ve güya Amerika'nın dönemsel fotoğrafı. Film, DiCaprio karakterinin absürd şekilde cilalanıp sunulması, iki sahne sonra da inkar edilmesinden ibaret. Öykü yok, karakter yok, herkesin kafasına göre aldığı ve kafasına göre iptal ettiği kararlar, seçimler silsilesi var. Kimin, neyi, niye yaptığını anlamak mümkün değilken, bizim bütün bunları niye seyrettiğimizi anlamak hiç mümkün değil. Kitabın, yönetmenin ve oyuncuların baskısına dayanıp filme hakkı olan 5/10 puanı veren güzide basın üyelerine buradan selamlar.","label":4} {"text":"Keyifle izleyebileceğim tarzda her an gülmeye hazır sahnelerin bolluğu çok hoş.Oz ve Nıcholas'ın diyaloklarına dikkat","label":6} {"text":"Büşra Pekin ile Alper Kul bile kurtaramamış bu senaryoyu. Emeğinize yazık 2/10","label":1} {"text":"Kong - Skull Island (2017) “Kong - Kafatası Adası” Yeni bir film evrenin ikinci filmini seyretmeye gidelim dedik. Tabi bu ikinci film bir devam film yerine daha çok başka bir hikayeyi anlatan ama daha çok aynı evren içerisinde geçen bir ön giriş gibi göre biliriz. Daha sonra bu konuya detaylı gireriz zaten. John Gatins'in bir hikayesinden uyarlanınlan ve Dan Gilroy, Max Borenstein ve Derek Connolly tarafından senaryosu yazılan filmimizin yönetmen koltuğuna da Jordan Vogt-Roberts oturuyor. 2013’te çektiği düşük bütçeli bağımsız gençlik filmi “The Kings of Summer” ile adını duyuran yönetmenimiz Jordan Vogt-Roberts’i daha çok çektiği TV serilerinden tanıyoruz. Çektikleri bağımsız filmlerle kendilerini kanıtlayan bazı yönetmenlere stüdyolar tarafından yüzlerce milyon dolarlık bütçeli filmlerin emanet edilmesi son birkaç yılda çok sık karşılaştığımız bir durum olmaya başladı. 150 milyon dolarlık Jurassic World’ü yöneten Colin Trevorrow ya da 160 milyon dolarlık Godzilla’yı yöneten Gareth Edwards gibi. Jordan Vogt-Roberts da bu film ile bu arenada başarısını ispat ederek ileride adından daha çok söz ettireceğini umuyorum. Tabi burada Stüdyo patronlarını tebrik etmek gerek gösterdikleri cesaret için. Filmin konusuna değinmeye gerek yoktur her halde, klasik hikaye herkes tarafından bilinmekte. Yalnız burada ki küçük fark, King Kong serisinin yeniden başlatılması ve yeniden çevrilmesinden daha çok Legendary Entertainment şirketinin Çinli yatırım şirketi tarafından satın alındıktan sonra oluşturdukları MonsterVerse'deki ikinci filmi olarak karşımıza çıkması. Tahmin ediyorum ki herkes artık biliyordur. İlk film 2014 senesinde çevrilen Godzilla. Bu ilk film ile başlayan ortak evren mevzusu 2019 senesinde çekilecek olan “Godzilla: King of the Monsters” filmiyle devam ederek 2020 senesinde çıkacak olan “Godzilla vs. Kong” filmine bağlanacak. Şimdilik MonsterVerse evreni bu dört filmle kısıtlı gibi duruyor. Burada benim tarafından naçizane bir teklifim olacak oda niye sadece bu iki büyük karakterle bu evrenimizi sınırlandırılması. Elerinde Legendary stüdyolarına ait olan “Pacific Rim” gibi bu evrene cuk diye oturacak ellerinde bir yapım mevcut. Godzilla ve King Kong Kaiju adlı devasa canavarlara karşı. Arkadaşlar bu konu hakkında sizlerin de görüşlerini alalım !!!!!! Tom Hiddleston, Samuel L. Jackson, John Goodman, Brie Larson, Jing Tian, Toby Kebbell, John Ortiz, Corey Hawkins, Jason Mitchell, Shea Whigham, Thomas Mann, Terry Noter ve John C. Reilly'den oluşan büyük oyuncular topluluğunu barındıran filmimiz de ne yazık ki hikayeyi taşıyacak karakter eksikliği mevcut. Karakterler o kadar sıradan ve tek düze ki bu kadar yıldız için üzülmemek elde değil. Tabi burada ki en büyük sorun bu kadar çok karakterin hikaye içerisine entegre edilmesi olarak görüyorum. Tom Hiddleston. Samuel abimiz ve güzel kızımız Brie Larson’nun film deki motivasyonlarına derinlemesine girilmeye süre yetmemiş. Buda büyük yıldızımız Kong’un yanında sadece figüran olarak durmalarına sebep olmuş. Tabi bu arada filmin görseline, çekimine, müziğine laf edemeyiz. Film sahip olduğu 185 milyon dolarlık dev bütçenin hakkını veriyor. Sonuç olarak dev canavarların birbiriyle kıyasıya dövüştüğü, arada böcek gibi ezilmemek için çırpınan insanları aksiyon dozunun hiç düşmediği ve arada bir gülmenizi sağlayan şakaların yapıldığı bir film seyretmek istiyorsanız tam yerine geldiniz diye bilirim. iyi seyirler","label":7} {"text":"başlarda ıyı baslayan ama ortalarda kan kaybeden bır fılmdı.sonu ıyı baglandı ama uyarlama kostum ortam olarak superdi.makyaj ıyı.ama fransız fılmını fransızlar cekmelıydı.hollywood tarzı oldugu ıcın tam havayı alamadım.fransızca olması gerekırdi.fınal aceleye gelmıs.etkıleyıcı dıyaloglar yoktu.romandan kırpılmıs ama fılme yedırılmemıs..en ıyı uyarlama jane austen sense and sensebility bana gore. fılm ıcın 8... babanızın sozunu dınleyın kızlar???yabancılarla konusmayın.","label":7} {"text":"orijinal bir hikayeyle gerçekten güzel bir film , özellikle dekorlar ve 3d süper olmus","label":7} {"text":"2. film ne kadar kötüyse, 3. film bir o kadar daha kötü.","label":0} {"text":"Tipik bir kıyamet senaryosu olduğunu söylebilirim The Day After The Tomorrow için.Eğer kıyamet senaryosu içeren yapımları beğeniyorsanız bu filmde ilginizi çekecektir.Ben The Day After The Tomorrow a 10 puan üzerinden 7.5 puan veriyorum.","label":7} {"text":"Kızın başına ne geldiğinin belli olmadığı, adamın bu durum karşısında neden öyle davrandığının ve su üstünde yürümenin anlamlandırılamadığı bir garip film... 5/10","label":4} {"text":"genel olarak baktığımızda güzel bir film geyşaların hayatını anlatıyor.biraz uzun olması nedeniyle yer yer sıkılıyorsunuz ama yinede kendini izlettiriyor.dram severlere tavsiye olunur.","label":6} {"text":"Filmin ilerleyiş biçimi, anlatış tarzı güzeldi pek rastlanılan cinsten değil ve oyuncular tam olarak olması gereken kişilermiş gibi çok yakışmışlar karakterlere. Bir de çölde geçen iktidar savaşlarını ezmeden ince bir biçimde sergilemiş olması yönünden de iyiydi. Ancak yorumları okuyunca sanırım beklentim daha da arttığı için çok fazla etkilenmedim. Ama güzel film yani izlenmezse eksik kalınır. Son olarak Juliette Binoche olduğu her yapımı etkin hale getiriyor bence.","label":8} {"text":"Yine benim iki farklı kısımdan oluştuğunu düşündüğüm bir film. İlk yarısı bilim-kurgu ağırlıklı, ikinci yarısı daha çok aksiyon. Daha güzel olan kısmı da tabi ki bilim kurgu ağırlıklı olan kısmı... Yüksek binalar arasından, havada giden trenler on numara düşünülmüş. Olmayacak iş değil, ileride Japonlar yapar. Konusunu epey orijinal buldum. Sean Bean Doktor rolünde çok iyi iş çıkarmış. Ancak bir Odysseus değil tabi... Scarlett Johansson'un Sarah Jordan karakterinin gerçek dünyaya alışma süreci de zaman zaman gülümsetiyor.","label":7} {"text":"Bugune kadar seyrettiğim en etkileyici filmlerden biriydi.hala etkisindeyim filmin bu kadar guzel bir hıkaye bu kadar ii 2 oyuncu 'ralph fiennes' ve 'kate wınslet 'gercekten muazzamdı..en ii kadın oyuncu oscarını 'kate' in almaması ımkansız dıorum.bu filmi mutlaka seyredın..10/10","label":7} {"text":"Valla bence güzeldi. Komikti. Açık sahneleri var. Benim gibi komedi filmlerini seviyorsanız tavsiye ederim.","label":5} {"text":"eglencelı bır fılm dızı tadında sevket coruh yıne gosterıyokı ''kucuk rol yoktur buyuk oyuncu vardır''","label":7} {"text":"kesinlikle cok hoş bir film görüntüler ve konunun işleniş cok hoş olmuş.iyi vakit geçirilebilecek bir film.","label":4} {"text":"Sadece Liam Neeson ın hatırına izlenebilecek bir film...","label":4} {"text":"Kesintisiz planları ve başarılı aksiyonu ile dur durak bilmeyen bir film. Aksiyon severler oldukça kaliteli bir filmle karşılaşacaklar.","label":7} {"text":"Konu olarak çok bişey beklemeyin, ama eğlenceli bir film, bi de bu dört ustayı aynı filmde yakalamak güzel oldu.Özellikle John Malkovic bukalemun gibi adam olduğunu bir kez daha kanıtladı, 'Öldürdü' gülmekten:).. Bu arada Karl Urban ın yüzüne olgunluk çökmüş,bence sıkı bir politik-gerilime yakışır gibi geliyor bana...","label":6} {"text":"Filmi sinemada izleyemedim keşke izleseymişim sonradan tv de izleme şansım oldu 106 dakika değil 216 dakika olsada soluksuz izlenirdi mükemmel bir film insanları kusurları nedeniyle aşağılayan Kişiler özellikle izlesin ders alsınlar özellikle 6-12 yaş arası çocuklara mutlaka izletilmeli günlerce vereceğimiz nasihatları 106 dakikalık bu filmde alabilirler hemde bu onların hafızasında kalıcı olacaktır tv den internetten nerden izlerseniz izleyin ama mutlaka izleyin derim.","label":9} {"text":"Film biraz uzun ama yinede Kevin Costner için izlenir.","label":6} {"text":"filmi okuduğum bazı yorumlar doğrultusunda çok büyük beklentilerle izledim ama beklentilerimin altında kaldı...ha izlenirmi izlenir izlenmiycek bi film değil ama orta şeker bi film...10/7","label":6} {"text":"Atmosferini çok beğendiğim, oyuncukların çok iyi olduğu, oldukça dramatik bir film. Keşke sonu da filme yakışır şekilde olsaydı...","label":7} {"text":"Yıllar sonra izleyince değişik duygular yaşadım. Çok fazla nostaljik hissi bir arada verdi. Özellikle babamla çok paylaşımım olmadığı için bu filmi 90'lı yıllarda onunla izlediğimi hatırladım. Zaman yolculuğu denince akla gelen ilk film. Çekildiği yıl böyle bir iş çıkmış olması insana inanılmaz gelebiliyor. Bir de izleyiciyi bilimsel ve teknolojik detaylara boğmuyor. Teknolojik gelişmeler küçük espriler olarak sunuluyor. Yine danslar, müzikler bile yıllar ile birlikte nasıl değişiklik gösteriyor; bunu çok tatlı bir dille aktarıyor.","label":7} {"text":"O herhangi bir ana değil! Kendi oğullarından hareketle çemberi genişleten Kathleen Quigley veya Vera Baranovskaya vb. kadınların başımızın üstünde yeri var. Bir adım ötesinde; yüzünü bile görmediğin insanlar için eyleme geçebiliyorsan, onlara dokunabiliyorsan bil ki ayrı bir kattasın. Güneşi içen kadına türkü: \"Düşmesin bizimle yola: evinde ağlayanların göz yaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar! Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!\"","label":8} {"text":"Pandemi nedeniye vizyona girememişti. İyi ki de girememiş. Savaş sahneleri ve efektler berbat. Netflix’in yerinde olsam böyle kötü bir filmi yayınlamazdım. Hiçbir şekilde para kazanmayı hak etmeyen ve üstüne emek harcanmamış bir film. Yazık…","label":0} {"text":"harika bir filmdi sahneler ınanılmaz bitmeyen temposu ile super bir film.kesinlikle izleyin .10/8","label":7} {"text":"şimdiye kadar izlediğim en kötü western temalı film. başrol ezik, diğer oyuncular kağıttan okuyor gibi duygusuz.. sarışın erkek çocuk tam bir salak, her gerçekleşen olayı sesli bir şekilde söylüyor sanki herkes mala bağlamış gibi ben de dahil dinlemek zorundayız. çocuk resmen filmden soğutuyor insanı. bir de akademi ödüllerinde en iyi yardımcı oyunculuğa aday olmuş çıldırmamak elde değil. çocuğu film boyunca gördükçe aklıma sürekli green day'in american idiot parçası geldi. öfke kontrolu olmayan biriyseniz izlememenizi tavsiye ederim.","label":4} {"text":"yönetmenin farklı bir türde bir 'deneme'si olarak gördüğümü söylemeliyim.bu türün atası olarak gördüğüm aranofskynin 'requiem of a dream'inin etkisi kuvvetlice hissediliyor. bu bilgiden hareketle bu tür içinde kötü değil ama iyi de değil diyebiliriz. vasat tabiri tam oturuyor bence. başarılı karakter tahlilleri,başarılı oyunculuk ve başarılı yönetmene rağmen kurguda bir takım aksaklıklar ve senaryonun biraz sığ kalması çok belirleyici oluyor.çağan ırmakın en az izlenen filmi olacağı kesin.ama reklam ve promosyon çalışmasına girmemesi de zaten kendisininde bu film için gişe iddası olmadığının ispatı.farklı bir türde çektiği bu film çağan ırmakın filmografisinde özel bir yerde olacaktır mutlaka ama genel izleyici sıralamasında hep sonlarda olacaktır. bu durum bu türün birazda kaderi sanırsam.eğer çok üst düzey olmadıysa film pek rağbet görmüyor.minimal ve depresif içerikli filmlerden hoşlananları tatmin edecektir.6/10","label":5} {"text":"Oyunculuk çok vasat, konunun islenme şekli çok klişe... Norveç sinemasından Hollywood denemeleri diyorum. Vakti olan izlesin.","label":4} {"text":"Kesinlikle harika bir film ya. Hele sonunda acayip bi şok yaşıyosunuz. Filmin her dakkası heyecan ve merak içindesiniz. İzlediğine asla pişman olmucan bi film.","label":7} {"text":"Bir Fatih AKIN filminin kötü olduğunu görmedim hiç bir filminde ve yine kusursuz bir film ile karşımızda .... Dram sevmeyenler izlemesin ama zira sıkılma ihtimali düşük dram dediysem salya sümük ağlamak elbette ki değil lakin Katja'nın başına gelenlerde kolay şeyler değil aslında önemli bir replik bir bir ana fikir yok filminde ama ırkçılığın nasıl kötü bir şey olduğunu ve yanlış mahkeme kararlarını görünce üzülüyor insan suçlu adamın babasının da dediği gibi '' Zaten olan bir durum için incelememizi istiyorsunuz ''","label":9} {"text":"Filmin anlatmaya çalıştığı bir şey var ve bu aslında gerçekten başarabilmiş olsaydı çok hoş, ilginç ve farklı bir film olabilirmiş ama karakterleri işleyişini özellikle beğenmedim. Yinede farklı bişey arıyorsanız ve sıkılıp film kapatma huyunuz yoksa izleyebilirsiniz. Bu düşünceyle çok daha iyi şeyler yapılabilir ama zannımca.","label":5} {"text":"Favori yönetmenim David Lynch'in ilk müzelik portresi.Duygusal karmaşa ve hiç sevmesemde mükemmel işlenmiş romantik bir atmosfer.Diğer filmlerine bakarak pek Lynch tarzı gibi durmasa da bu filmi izleyip,Lynch'in yöneliminin ve gelişiminin bir şahidi olmak çok keyifli bence.İyi seyirler.","label":6} {"text":"gülümsemek için izleyin :) çok hoş... ayrıca başroldeki adam da çok yetenekli.","label":7} {"text":"bir erkek fantezisidir bu film, hayatına bir şekilde dahil olmuş ve yer tutmuş kadınların -çocukluk dönemi sanrıları ve masumiyeti çerçevesinde anne figürü de dahil- son dönemlerinde başarısızlığa mahkum olmuş ve maymun iştahlı narsist yönetmen daniel day-lewis'in zihnindeki yansımalarından oluşan, ortalama üstü oyunculuklar ve değişik çıkarımlara gebe guido karakteri ile güzel olmuş, ama \"olamamış\" filmdir. bir şeyler eksik evet, izlerken belli bariz farkediliyor ancak yerin dibine sokulacak bir film de değil. türün meraklıları için, özellikle de daniel day-lewis'in varlığıyla oldukça ilgi çekici bir film. kadroyu görünce insan olağanüstü bir film bekliyor haklı olarak, ama öyle olmasa da izlenesi bir yapım olmuş nezdimde. kadro zenginliğinin işe yaramaması şu yüzdendir ki film tümüyle guido'dan oluşmakta, diğer tüm karakterler onun hikayesindeki irili ufaklı figüranlar ve hepsi konuk oyuncu rolündeler. demiştik bu bi erkek fantezisi diye! (7/10)","label":6} {"text":"şunu söyliyim film bir amerikan toplumuna bir de rap severlere hitap ediyor.onun dışında hiç kimseye hitap etmiyor.bu yüzden filmde evrensel olma özelliği yok.eminem in bazı şarkılarını severim.ama bu film bizim gibi insanlara çok yabancı.kendimi filme bağlanmaktan çok sanki kendimi fillmin dışında hissettim.ama filmin sonunu hiç beğenemedim.adam bir şey söyleyememiş gibi değilde,rol icabı susup çekilmiş olduğu belliydi.bence film zaten baş rol oyuncusu bir oyuncu değil bir rapçı.bu da filmi kötü yapan etkenlerden biriydi.","label":0} {"text":"Fazla prim yapamayan ilgi görmeyen bir film ama bence çok sağlam bir konusu var olgun şimşek çok iyi oynamış film daha sürükleyici olabilirdi daha iyi yapılabilirdi ama buda hiç fena değil izleyin derim güzel bir türk filmi diye düşünüyorum","label":6} {"text":"ilk dakikalar biraz sıkıcı geçse de sonrasında gülmeye hazır olun :) 7 puan verdim teyze oğlu :)","label":6} {"text":"Şu anda TV'de yayınlanıyor. Valla ne yalan söyleyeyim, beğendim. Üzerinde çok emek verilmiş bir film olduğu belli. Bu gibi filmlerin sinemamızda artması dileğiyle.","label":7} {"text":"çok beklentiye girmeden izlemek lazım.. gerim gerim geren bi film değil ama fenada değil","label":6} {"text":"Film insanı sıkmadan izlettiriyor, ben sıkılmadan izledim...","label":7} {"text":"hayatımda bu kadar kötü film izlemedim. Bunun için (film diyemiyorum zira film demeye 1000 şahit lazım) harcanan her türlü emeğe yazık, sinemada gösterime sunulması ise en hafif tabiriyle kandırmaca. Üste para verseler izlenmeyecek bir şey bu...","label":0} {"text":"Sessiz bir şekilde haykıran bir film. Çocuklarının ölümünden sonra çökmüş olan eşi de ölmek üzeredir. Hatta hastane ki doktor; \"eşinizi buradan alın yapacak birşeyimiz kalmadı. Bu zamana kadar yapmak isteyip yapamadığı birşey varsa onu yapmaya gidin\" der. Durum böyle olunca Yoshitaka, önce tefeci ile olan işini halleder sonra bir banka soygunu planlar ve son olarakta Fuji dağına eşiyle olan yolculuğuna çıkar. Eşi ile olan anıları muhteşemdir. Filmin sonralarına doğru pointizm tekniği ile çizilmiş olan resim oldukça manidardır. Sanatsal ögelerle güzel bezenmiş olan filmin kendine has sessizlikler içindeki anlatım tarzı ise apayrı bir sanattır. Mutlaka izlenmesi gereken filmlerden biri diyebilirim.","label":7} {"text":"\"Sorunun odağında kadın var. Sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmaz. Tahrikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değil\" diyen yetkin ağız bu durumda ıssız ortamda hemi de yarı çıplak ne işin vardı diye sorar kadına da değil mi ya? Şehirli züppelerin yapamadığını yapabilen şahsiyetler. Üstelik içlerinden biri dini bütün bir kanun adamı ve iyi aile babası. Başarıyla ve uç noktada anlatılan öykü bir o kadar da gerçek... Efektler, oyunculuk ve kurgu ve yaratıcılık iyiydi... 7/10","label":6} {"text":"Film 40 yasini geçmiş iki insanin egzotik bir kentte düğün macerasini konu aliyor. Gelin ve ailesi epeyce zengin. Gelinin dugunune babasi ile arkadas oldugu icin gelinin eski sevgilisi de katiliyor ve macera burada basliyor. Kacirilmalar, özel gün kiyafeti ile itis kakis, rituellere aykiri sahneler. Aslinda tam anlamiyla bir komedi filmi. Izlerken sıkılmiyorsunuz, sadece olaylar kimi zaman birbirinden kopuk oldugu icin anlama guclugu yasanabiliyor.","label":4} {"text":"Romantik komedi ve dram türü arasında arafta kalan bir senaryo izliyoruz. Ancak filmin duygusunu bozan heyecanlı girişler ve başından beri sonunu tahmin edebileceğiniz bir kurgu ile film beni kendisine bağlamayı başaramadı.","label":2} {"text":"süper sevimli böcekler,çok sevimli bir kurgu ve gene pixar dan sevimli bir animasyon.Kesinlikle izleyin kahkaha ve duygusallık bir arada.Pixar ilk animasyonlarından biri ve bu kadar güzel bir animasyon.tebrikler pixar tebriker disney","label":7} {"text":"çok eğlenceli ve çok komik bir film jack nicholson harika keyifli vakit geçirmek için çok doğru bir seçim olur","label":8} {"text":"Oyuncu tercihleri son derece başarılı. Oyunculara yapılan birtakım dokunuşlar ve makyaj karakterleri gerçek hallerine yakın bir şekilde resmetmelerine olanak tanımış. Yapım bu konuda gerçekten takdiri hak ediyor fakat gereğinden uzun olduğunu da belirtmek isterim. Oscar'da iş görürler mi? Belki kostüm ödülü gelir. Eyyorlamam bu kadar. r. i. p gucci...","label":6} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Kadının içine girdiği bunalım ve edebi bir sonla intikamı, biraz Fransız rüzgarları estirmiş gibi.. yine de masalsı ve duru anlatımıyla gözden kaçırmamalı. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"baba dayağı gibi film. fiziksel şiddeti az manevi şiddeti kuvvetli ve derinlere inen.","label":7} {"text":"Leyla ile Mecnun'daki fedakarlık hikayesini enine boyuna incelediğinizde I'm Here'in karşısında yetersiz kalır. Alternatif dünya, bilindik ötekeleştirme ve unutmaya yüz tutulan hisler. Tüyler ürpertici, 10/8,5.","label":8} {"text":"Berbat bir film sonu yok gidin çizmeli kedi izleyin daha mantıklıdır bundan - yıldız olsa o bile fazla gerçekten","label":1} {"text":"Muazzam olabilecekken, olamamış 7/10.","label":6} {"text":"Taylor aşkına izledim. Çok sıkıcı bir filmdi. Taylor'ın vücudunu bu kadar iyi kullanışını görmek eğlenceliydi. Ama kesinlikle ortalamanın altında bir film. Sonu da hoşuma gitmedi.","label":0} {"text":"kitabı okur okumaz değil de, kitabı özlediğinizde izlerseniz çok eğlenebileceğiniz bir film. ayrıca başrol benim kitabı okurken kafamda tasarladığım kahramana aşırı benziyor.","label":7} {"text":"şahsen wonder woman'ı daha iyi biri beklerdim çok cılız kalmış sanki.. dövüş sahneleri falan iyidi de konuyu tam toparlayamamışlar.. kopukluklar falan vardı sanki..","label":6} {"text":"sosyal düzensizlik, sistem eleştirisi ve daha niceleri tüm Netflix basitleştirmeleri ve klişeleriyle karşımızda. Yahu bunun trenlisi vardı zaten asansörlüsüne ne gerek vardı ki? Neyse hazır hatırlamışken buna benzer dikey mimariyle kapitalizm eleştirisi yapan High-Rise diye film var.","label":6} {"text":"Kültürümüzden çok şey taşıyan çizgi film aşk ve hırs kavramlarına ressam Ali Akbar Sadeghi'nin gözünden bakmamızı sağlıyor. Müzikleriyse gerçek anlamda eğlenceli. Bu sırada ufak bir hatayı düzeltmek istiyorum ki filmde diyaloglar var, arapça yazılar eşliğinde bunları görebiliyorsunuz. O dönemin şartlarına göre seslendirilememiş maalesef, 10/7","label":6} {"text":"Ucu açık film.. Klasik Reno filmi.. keyifliydi","label":5} {"text":"Son kısmında bir yere bağlansın diye bekliyorsunuz ama filmin genel yapısıyla da uyumlu bir son olmuş. Bence harika bir filmdi. Hem içindeki tartışmalar, hem filmin yapısı hem de filmin çoğundaki tek oyuncu olan Maisie Williams ile. En son söylenen söz ise filmden almanız gereken en önemli ders","label":9} {"text":"son derece klise ve basit bir film...bana da what lies beneath i hatirlatti ama o bundan kat kat ustun tabii belli bir atmosfer yakalanmis fakat yeterli degil","label":6} {"text":"İç içe birkaç konunun işlenmeye çalışıldığı bir film. Taner, tehditler alan bir avukattır. Aynı zamanda eşi ile bitmenin sonuna gelmiş bir evliliği bulunmaktadır. Uzun süredir böyle devam eden evliliği yüzünden de başka bir kadınla ilişkisi de bulunmaktadır. Bu girdabın içerisindeyken tek dert yanabildiği kanal, katıldığı radyo kanalıdır. İçindeki düşünceleri buraya aktararak deşarj olur. Radyo ile konuşma sahnelerinin felsefi olarak derinliği olsa da filmi tek başına kotaramadığını düşünüyorum. Çok fazla askıda kalan unsurlar var. Mesela, Taner'in tekerlekli sandalyede olan kardeşinin filme katkısı nedir? Diğer kadınla olan ilişkisi öylece havada mı kaldı gitmeleri ile birlikte? Baskı yediği dosyanın içeriği nedir? vs. vs. Ortalama oyunculuklarla ortalama bir filmdi.","label":5} {"text":"İnanın bana çok güzel bir film 1 de güzel di hatta süperdi mükkemeldi ancak bu filmi gelecek seneye nobel ödülüne aday olacagını inanıyorum","label":9} {"text":"Orta halli bir felaket filmi. Her şey son yarım saat içine sıkıştırılmış. Bu sebeple ilk bir saat içerisinde sıkılma olasılığınız da bir hayli yüksek. Sabrederseniz bir nebze de olsa sonu ile film kurtuluyor. Çok iyi olmadığı gibi kötü de değil.","label":6} {"text":"Filmin kamera arkası görüntülerini izlediğimde filmi daha iyi anladim diyebilirim. youtubeda nbc filmlerinin çoğunun kamera arkası var ve sinema dersi niteliğinde. Tavsiye olunur.","label":6} {"text":"çok içten ve sıcak bir film olmuş özellikle çocuk oyuncular müthiş. izleyin pişman olmazsınız. iyi seyirler...","label":9} {"text":"Sabırsızlıkla Beklediğim Filmlerden Biri. Her Ne Kadar Beyazperde Beklenenler arasında yerini almasada biz ülkücüler olarak sabırsızlıkla bekliyoruz.","label":9} {"text":"Gülse birselin yazdığı en iyi film olmasa da bence keyifli vakit geçirmek için ailecek izlenebilecek güzel bir film. Yine karakterler muhteşem. Gülse Birsel'in filmlerinde en sevdiğim şey karakterler oluyor her zaman. Bu filmde de yine karakterler çok iyiydi.","label":5} {"text":"sanatsal film severler için... gişe filmi sevenler uzak dursun","label":4} {"text":"Yapılan yorumları da şöyle bir okuduğumuzda çoğunluğun evvelden Piaf veya Cotillard hayranı olduğunu görürüz. Belki film ilgili tek tük kötü eleştiri yapılmış olmasının da sebebi budur. Ben sadece Cotillard ın çok evvelden beri hayranı olduğum için izledim; ama sadece sinematografik açıdan yorum yapmak gerekirse; Gerçekten çok sıkıcıydı film !! Oyunculuk, Makyaj, Hayatının kronolojik sıra göz önünde alınmadan yansıtılması gerçekten başarıyla yapılmış ama artık filmin son dakikalarında bit bit bit dedim kendi kendime. Ben Cotillardın tüm filmlerini izlemiş bir hayranı olarak sıkıldıysam; başkalarının vay haline. Bence izlemeseniz de olur. Tabii ki Piaf, Fransız Sineması, Cotillard hayranlığınız yoksa. 7,6/10","label":7} {"text":"Sinirleri zıplatma özelliğine sahip romantik komedilerden de değil,aşkın her şeyin üstünde tutulduğu naif türdeşlerinden de...Fazlasıyla hınzır ve edepsiz,genç izleyiciye hitap eden bir kirli komedi.Daha masum rollerde görmeye alışık olduğumuz Selma Blair'i barındırması ilginç.Finale yeterli zamanı ayırmayıp çabucak bitivermesi de eksik yönlerinden.","label":5} {"text":"Süper bir anımosyan ya ilk izlediğim gün geldi aklıma süperdi. Az önce milo nun geri dönüşü adında atlantis 2 olduğunu öğrendim.","label":9} {"text":"uzun zaman sonra ilk defa bu kadar samimi bir film izledim 2 saat su gibi akıp gitti","label":7} {"text":"ciddi anlamda yabancı düşmanlığını körükleyen bir tarafı var. başından itibaren insanlarla içiçe yaşayan robotların tehlikeli olabilme ihtimali kaşınıyor. film ilerledikçe karakterin önyargısı sözde yıkılıyor tabii ama aslında yıkılma yerine kategorileştirip bölüyor. nihayetinde paranoya olarak tanımlanacak ruh halinin normal olduğu aktarılıyor izleyiciye; çünkü içimizde yaşayan robotlar tehlikelidir, kontrol etmek gerekir. filmin hikayesi bu, isterseniz izleyin...","label":6} {"text":"filmi eleştirirken türk yapımı filmlerle eleştirmeye özen gösterdim ve bizimde kötü komedi denemelerimiz var ama inanın bunu biz yapsaydık bu puanın yanından geçmezdi film son derece kötü senaryo diye bişey yok tamam her kötü komedi filmi bir - iki yerde güldürüyor bu da öle ama başka yok. sinepuan çok geldi banai. her hollywood yapımını gazlamayalım derim ben. 10/2","label":1} {"text":"İlk filme göre sönük bir film. Ne güzel ne de kötü fakat film içerisinde çok fazla didaktik öge bulunuyor. Aksiyon ve senaryo kötü, oyunculuklar ise ortalamanın üzerinde.","label":4} {"text":"Ben hayatım da bu kadar kötü ve saçma bir film izlemedim ya. Oyunculuk berbat resmen amatörce bir film. Paranızı alıp çöpe atın. Zaman kaybı. Kadın hamile köye gidiyor ve kadının bebeğini alıyorlar film de ki herkes ölüyor bu kadar. 3 kez falanda yüzü kanlı beyaz gözlü birini görüyorsunuz bu yani.","label":0} {"text":"Kristen'ın oyunculuğu yine aynı, dümdüz. Ayrıca Kristen'ın filmde Charlize Theron'dan daha güzel gösterilmesi tam bir saçmalık.","label":2} {"text":"İlk defa bir filmin yarısında salonda bu kadar çıkan birilerini gördüm... Film gerçekten çok sıkıcıydı... Ama çizgiromanını okuyanlar filmin çok iyi olduğunu söylüyolar... Film herhalde sinema seyircisi için değil çizgiroman okuru için yapılmış bir film... Eğer çizgiromanını okumadıysanız kesinlikle tavsiye etmem aşırı sıkıcı bir film... Yatmadan hemen once izleyebilirsiniz uyku için birebir :)","label":8} {"text":"Değişik bir film. Baştan sona gerim gerim geren bir yapım değil ama o doz ve merak düzeyi o kadar iyi ayarlanmış ki film sıkmadan kendini izlettiriyor.","label":7} {"text":"filmi yeni izledim. güzeldi","label":7} {"text":"kitabı biter bitmez filmi izleyince filmden tat almanın neredeyse mümkün olmadığını bana gösteren yapım. gerçi bu filme özel bir şey değil, genelde böyle olur zaten. kitaptan uyarlama filmlerde kaba boyası yapılıp bırakılmış ev gibi kalır ortada olaylar. oysa kitabın yaşanan her bir anı ince ince sabırla işleyişi, karakterlerin bir süre sonra hislerine şahit olduğun, içlerine dokunabildiğin tanıdıklar haline gelişi bir başka oluyor. filmi objektif değerlendirmem mümkün değil bu yüzden ama hiç yoktan almanca konuşsalar iyiydi. ingilizce kurulan cümlenin bağlacının und olması gibi zorlama saçmalıklar bi yerden sonra göz ardı edilemez hale geliyor. yine de çok gömmeye gerek yok. dönem filmi izlemek isteyenler için orta bir yapım olarak izlenilebilir","label":5} {"text":"Çok keyif aldım, son sahnesinde çok güldüm:) Prestijdeki Tesla'nın kahyası ve Borden'ın eşi yine aynı filmde buluşmuş. Herkes +180 IQ'ya sahip olduğu için de teori, kuram, bilimsel açıklama, işlem, formül bekliyormuş galiba bu filmde, amma güldürdünüz ya:D Gayet güzel bir tarihi filmdi.","label":7} {"text":"Film;erkeklerin gözünden kadınlara bakış açısını, fantastik bir dille ele almış.. Fazla bir beklenti içine girmeden hem Nicole Kidman'ı izlemek için hem de keyifli dakikalar geçirmek için izlenebilecek bir iflm..","label":4} {"text":"çete savaşlarını yada hesaplaşmalarını anlatan harika bir film daha, jackie chan olmasaydı filmin puanı kesinlikle daha yüksek olurdu..neden mi? bu soruyu kendinize sorun ;)10/9","label":8} {"text":"Çocuklardan çok bizler için yapılmış bir animasyondu. Çook zevk aldım, çok güldüm. Orjinaldi.. Devamı yapılacak belli. Merakla bekleyeceğim devamını. Kesin izleyin :)","label":8} {"text":"Fragmanını izlediğim zaman çok etkilenmiştim.Filmi izlediğimde de neden sadece fragmandan etkilendiğimi anladım.Çünkü fragmanda genelde savaş sahneleri vardı ve meğer filmin en dokunaklı sahneleri de sadece savaş sahneleriymiş.Konu çok kopuk birbirinden.İzlerken 'aaa neden böyle oldu' diyorsunuz ki bu izleyiciyi oldukça yoruyor.Aslında güzel bir konusu var ama çok gereksiz şeyler de eklenmiş filme.Son zamanlarda en çok izlemek istediğim filmdi.Müthiş oyuncu kadrosunu, yönetmenin grafik anlamdaki başarısını ve görüntülerin kalitesini göz önüne aldığımda bu kadar düşük puanı hak etmiyor diye düşünüyorum ama kendimi zorlayıp en fazla 7/10 verebiliyorum.Savaş sahneleri ise kesinlikle izlenmeye değer.Özellikle de sahnelerin desteklendiği müzikler harika.","label":6} {"text":"Ters köşe film izlemeyenler için tam bir ters köşe filmi en başında çözdüm olayı.Ptestige, inception, memento gibi filmleri çözenler bu tarz yeni yetme filmleri daha ilk dk'da çözer suçluyu bulur sana teslim eder","label":3} {"text":"Açıkçası merak ediyorum.Fragmanı hoşuma gitti.","label":4} {"text":"Bunun neresine 7.8 - 7.4 verilmiş anlamadım... Tamam filmleri puanlarla kategorilendirmiyorum ama... Yahu kim izlemiş de bu kadar beğenmiş, neyini beğenmiş bi anlasam... Bi de yılın filmi seçilmiş... Sonuna kadar zor sabrettim...","label":5} {"text":"Harika herkesin gitmesi gereken bir film aksiyon ve komedi karışık mükkenmel","label":8} {"text":"Senaryosu, Paul Wernick ve Rhett Reese tarafından yazılan “6 Underground”, yönetmen koltuğunda Michael Bay’in oturduğu bir aksiyon filmi… Prömiyeri, 10 Aralık 2019’daki gösterim ile Manhattan’daki The Shed kültür merkezinde yapılan ve 13 Aralık 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilen filmin, 6.1/10 (141.068 oy) ve 3.4 /5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 4.8/10 (93 yorum) ve 41/100 (22 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, vasat ile orta karar arası bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de Steven Soderbergh’in on bir kişi ile başlayan “Ocean's” serisinin altı kişi ile yola koyulan (ve finalinde devam filmi sinyali de verilen) bir Michael Bay versiyonu olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, 150 milyon dolar gibi oldukça iddialı bir bütçeyle çekilen filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; diyelim fazladan bir 127 dakikanız var ve günün stres ile yorgunluğunu, olan bitene kafa yormadan atabileceğiniz hareketli bir film arıyorsunuz... İşte tam da bu noktada size, karşımızdakinin, aradığınız tarzda bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Yeter ki siz: • (Bu fiyatlarla kuruyemiş diyemediğimiz için) mevsim meyveleri ile çay ve kahveden oluşan atıştırmalıkları yanınızdan eksik etmeyin… Bu bir olsun… • Birde, (filmin ilk 20 dakikalık bölümündeki nefes kesen araç takip ve silahlı çatışma sahnelerinde aynası kırılan Alfa Romeo'nun bir sonraki sahnede aynalarının yeniden çıkması& örneğinde olduğu gibi) çekim (aslında editörlerin masada fark edip izin vermemeleri gereken “kurgu”) hatalarına takılmayın… Bu da iki… Eğer anlaştıysak devam edelim… Öncelikle de şu herkesin kafasını çokça karıştıran Turgistan – Türkiye benzerliği konusuna bir açıklık getirerek… Gördüğümüz kadarıyla filmde, sadece bir yerde (tahta çıktığı 1603 tarihi de verilerek) 14. Osmanlı Padişahı Sultan I. Ahmed ve Topkapı Sarayı üzerinden böyle bir imada bulunulmuş… Ancak bunun dışında maddi ve manevi bir başka benzerliğe de yer verilmemiş… Zira hikâyede de (sonu Saddam ve Kaddafi'nin Irak ve Libya'sı gibi biten) her şeyi ile tipik bir Orta Doğu ülkesi resmedilmiş… Ki, zaten yurtdışındaki profesyonel yorumlarda da (bizim yerli ve milli yorumcularımızın aksine), filmde anlatılanlar ne bu biçimdeki bir algı ile değerlendirilmiş ne de kimse Türkiye vurgusu yapmış… Fakat hep söylediğimiz gibi, (sinema dünyası açısından hiçbir güvenilirlik ve itibara sahip olmayan) IMDB’de yazılanlar ve verilen oylar üzerinden bir film hakkında karar vermeye kalkışmak, aynen bu filmde olduğu gibi son derece ciddi yanılgılara yol açacağı gibi henüz filmi izlememiş olanları da yanlış yönlendirecektir… Bu durumu fark ederek dikkate alan Rotten Tomatoes'da, özellikle de sinema salonunda izleyici karşısına çıkan filmlerin oylama sisteminde (bilet sorgulamasını da içeren) radikal değişikliklere giderek “taraftarlık ruhu içindeki” (aşırı milliyetçi, ırkçı ve faşizan grupların) kitleler halinde verdikleri abartılı puanların önünü kesmiş… Filmin oyuncu kadrosuna gelince… “Deadpool” serisinin de yıldızı olan başroldeki Ryan Reynolds yani “Bir”, çok tanıdık ve başarılı bir isim… “İki”yi oynayan Mélanie Laurent’i de canlandırdığı sinema işletmecisi Shosanna karakteriyle Tarantino’nun “Inglourious Basterds”ın dan (2009) bu yana tanıyor ve ilgiyle takip ediyoruz… “Üç”, “Dört”, “Beş”, “Altı” ve “Yedi” için de yapılacak herhangi bir olumsuz yorumumuz mevcut değil… Yorumu noktalamadan söyleyeceğimiz son şey ise, lafı çok da fazla dolandırmadan, bu filmi (en taze örnek olduğu için verdiğimiz) “Fast Furious Presents: Hobbs Shaw” (2019) ve benzeri diğer büyük bütçeli Hollywood aksiyonları ile kıyaslamaya kalkmanın gereksizliği olacak… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez, ayrım yapmaksızın değişik işlere imza atan isimleri takibe alan sinemasever dostlara, “Yaptığı filmler tür olarak pek tarzımız olmamasına karşın, Michael Bay’de kesinlikle göz ardı edilmemesi gerek sinemacılardan biridir” diye seslenerek kullanmak isteriz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"Güle Güle;İyi kadro,İyi senaryo=İyi Bir Türk Filmi......8/10","label":7} {"text":"aşırı bol vakit ve minimum beklenti olursa eh iştelik bi film.. aksi takdirde vakit kaybı","label":5} {"text":"Filmin tek iyi yanıKen Jeong. Adamın tipi yeter.","label":4} {"text":"Bi git Herkül ya. Hayır, şimdi yapıyorsun bir film neden kekini kabartmıyorsun. Bu kadar mı sadece Herkül mantığına uzak durur bir film. Aynı konunun aynı yılda başka filmi çıktı o bile bundan çok çok daha iyiydi. Oyuncuda da bi farklılık var anlamadım yani ilginç bir tip kötü oyuncu zaten. Yani bir mitolojiyi nasıl yok edilirin örneği olacak kalitede. Mitoloji demişken şöyle iyi bir peygamberler mitolojisini anlatan sağlam yapım yapsalar da en azından farklılık görsek ekranlarda. Ya da dur ya şimdi yanlış bir sahne falan çekerler sonra Işid saldırsın dursun etrafa vazgeçtim çekmeyin kuru kafa gitmeye devam. İzlemeyin. P: 3.1","label":2} {"text":"twilight da zenti bir film. hatta zenti bir senaryo, zenti bir kitap ona bakarsan.","label":4} {"text":"Berbat bir film, güzel bir intikam şekli.","label":4} {"text":"çok hoş tatlı bi film","label":7} {"text":"merakla bekliyoruz,yönetmen aynı zamanda senarist oldukca idealistmiş,severim tuttuğunu koparan çizgisinde giden yönetmenleri,umarım türk sinemasına yeni bir soluk ve bir sevdiğimiz yönetmen daha eklenir ve umarım çizgisini bozup kafalarımızı karıştırmaz,bekliyoruuuzzzz:))))","label":7} {"text":"1. ve 2. filmi arka arkaya izledim bunu daha çok beğendim ilk filmden çok daha iyi hem süresi daha uzun hem anlatılan şeyler belli daha anlaşılır, ama 1. filmi izlemezseniz devam filminden bir şey anlamazsınız 1. filmi izledikten sonra 2. filmi izlemeniz gerek onun için tabi rahatsız olacaklar ikisinide izlemesin rahatsız edici iki film de çünkü.","label":8} {"text":"Dünyada 700 den fazla icadı olan ve elektriğin babası olan , bugün yapılan tüm icatların onun sayesinde yapıldığını bildiğimiz halde nicola teslaya o kadar az sahne vermişler ki, geçmişte amerikalı olan edison’un da yaptığı tipik amerika sahtekarlığını bugün elektrik savaşları filminde de görüyoruz o yüzden film rezalet hiç beklentilerimi karşılamadı... Tesla ‘ ya yaşarken verilmeyen değer öldükten sonra da verilmemeye devam ediyor.","label":0} {"text":"Klasik bir Adam Sandler filmi desek yanlış olmaz herhalde. Klasik derken tabii ki müthiş kelimesini kastediyorum. İzlemek isterseniz kesinlikle içinizden ben buna gülmem, canım sıkılır falan demeyin film sizi sizden alıp bir kahkaha tufanına götürüyor.","label":6} {"text":"Sonunda ilk Charlie Chaplin filmimi izledim. Uzun bir süre onun filmlerinden devam etmeye karar verdim. Filmin üzerinden neredeyse 80 yıl geçmiş fakat bence halen seyircisini güldürebiliyor düşündürtebiliyor. 80 yılda pek de bir şey değişmemiş dedirtti maalesef. Gönül isterdi ki bak görüyor musun eskiden çalışma şartları ne kadar kötüymüş bla bla demek fakat maalesef çok fazla halen bir değişiklik olmamış. Bu değişikliğin olmaması hangi düşünce biçiminin suçu?","label":8} {"text":"öyle aman aman bir filmdi değildi, ancak izlenebilir. karar size kalmış...","label":6} {"text":"Hollywoodvari bulduğum klişeler barındıran bir film, az barındırmasada kendini belli ediyor. Bir distopya özelliği taşımakla birlikte, suyun tekelleşmesi üzerinden bir kapitalist sistem eleştirisi var ama fazlasıyla eksik kalıyor bu eleştiri. Film kritik soruya cevabı verirken şaşırtıyor aslında; susuzluktan doğan halüsinasyon mu? Yoksa gerçekten eve girenler var mı yada hangileri halüsinasyon? Cevabı verirken şaşırtıyor ve aslında eksik ve çelişkili bırakıyor. Tam olarak durumu anlayamıyoruz nedense.","label":4} {"text":"Bu filmin ne anlamı vardı ki şimdi. Filmin aynısını Benizakura Arc ta izledik zaten. Bir kaçta Shinsengumi bir kaç geçmişe dönüş sahnesi eklemişler sadece. Ha arctan daha mı güzeldi? Olabilir. Daha detaylı işlenmiş olaylar o kadar. ekleme- Arc çok tutunca istek üzerine filmi yapılmış. Çok sinirlenip animenin diğer filmlerini izlememeye karar vermiştim. Özür dilerim","label":6} {"text":"Güzel ve keyifli zaman geçirmek için ideal bir film. Eğlenceli, komik. Zamanı hissettirmiyor. Beni iyi güldürdü ;)Çok eğlenerek seyrettim. Eğer komedi filmleri seviyorsanız izlemenizi tavsiye ederim. İkinci filmide en kısa zamanda izleyeceğim.","label":6} {"text":"Arabalar ilk animasyon filmi ile fenomen olmuştu. Fakat bu ikincisi izleyicisi ile olan o sıcak bağlantıyı koparmış görünüyor. İlk filmde başrol oynayan karakter Şimşek McQuinn burada yerini Mater'a kaptırıyor. Zaten 35 dakikalık seriden ayrı çekilen Car's Toon Mater filmide Mater karakterinin ön plana çıktığının delili niteliğinde. Cem Yılmaz'ın seslendirdiği Francesco karakteri filme renk kattı. Bu animasyon aksiyonuyla çocuklardan çok yetişkinlere hitap eden tarzda yapılmıştı sanki. Yine de serinin müdavimlerinin kaçırmayacağı bir yapıkte efekt bölümünde Tolga adında bir Türk ismi gördüm. Umarım Türkiye'den global film stüdyolarına daha çok eleman göndeririz.","label":5} {"text":"2023 yılının beğendiğim yapımlarından birisi oldu. Film nabzı sürekli yüksek tutmaya çalışmış ve bunu da başarmış. Gerçek manada heyecanlanıyorsunuz ve merak ediyorsunuz. Tabii kurgu vs abartılmış olabilir, hafif olsa da propaganda vs var ama izlenilesi bir film olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.","label":7} {"text":"Sarsaklık ve salaklığın komedi unsuru olduğu filmleri seviyorsanız, kelime tekrarı ve anlam kargaşasından hoşlanıyorsanız tam filmi... Bana Tolga Çevik'i sevmeme rağmen eziyet oldu... Bu sürede neler izlerdim neler...","label":3} {"text":"Eğlenceli bir film. Sıkılmadan izlenir cinsten. İllaki izlemelisin diyemem. Çerezlik","label":6} {"text":"Üç saat gibi standartların biraz üstündeki süresince seyirciyi ayakta tutmayı başaran Para Avcısı için söylenecek ne kadar olumlu şey varsa bir o kadar olumsuz şey de vardır deniyor. Filmin ilk gösterimi sonrasında yuhalanmasından böyle bir ayrımın ortaya çıkacağı en başından belliydi aslında fakat kimin, hangi safta yer alacağını kestirmek de hayli zordu zira Scorsese’nin filmi oldukça riskli bir işe benziyordu. Hızlı bir girişle başlayan Para Avcısı, Wall Street’in derinliklerinde gezinen ve para içinde geçen bir film değil. Aksine, biyografik özellikleriyle öne çıkan, zenginliğini dünyevi zevkler için kuruşuna kadar harcayan ve en sonunda mağlup olan bir adama odaklanıyor. Scorsese’nin filmde attığı en önemli ve eserini kurtarmada en etkili adımı da bu oluyor. Wall Street hengamesi üzerine çekilen onca filme rağmen Para Avcısı için karakter bazlı bir aile draması demeyi çok istesem de iş aile kısmına gelince biraz sekteye uğruyor. Belfort’un iki evliliğini de filme sığdıran Scorsese, karakterin aile yaşantısından ziyade dostlarına ve hayatına öylesine girip çıkan insanlara önem veriyor. Özellikle arkadaş ilişkilerini ele aldığımızda, Belfort’un da onları ailesinden daha yakın gördüğünü fark ettiğimizde Para Avcısı için yine de bir aile draması yakıştırması yapmak pek ala mümkün hale geliyor. Elinde hiçbir şey yokken kafasını kullanarak yirmi kişilik bir çekirdek ekiple borsanın kralı haline gelen Belfort’un hızlı bir ivmeyle yükselip daha hızlı bir ivmeyle düşüşe geçtiği yaşantısının bu bölümü neredeyse tüm detaylarıyla aktarılıyor. Scorsese’nin Para Avcısı’nı bu kadar uzun tutmasının bir sebebi de bu aslında.","label":7} {"text":"Animasyon filmleri gerçekten çok severim. Çok ayrı bir yerleri vardır benim için. Zaman geçirmek için sinemaya gitmem gerekiyordu ve izlemediğim bi bu film kalmıştı. Animasyonda severim diye giriyim dedim. Öncelikle söylemek istiyorumki mehmet ali erbilin sesi gerçekten felaketti. Hiç yakışmamıştı vede kulagı tırmalıyordu. Karakterlerin hareketleri çok kötüydü çok yapaydı. Grafik desen zaten o 0 dı. Animasyondaki olay çok çok çabuk gelişiyordu ve çok abartılmıştı hiç masalı gibi değildi. Kısacası televizyonlarda bulunan çizgifilm kanallarında bile gösterilmiyecek kadar berbat bir filmdi. İlk yarı bitince çıkmak istedim ama sadece şu filminin sonunun nasıl bittiğini merak etmiştim. Sonuda filme yakışır bir şekilde klasik olarak olağanüstü bir mutlulukla bitti.","label":0} {"text":"Tek kelime ile helal olsun. Böylesine duyarlı insanların varlığını görmek gerçekten gurur verici ve özellikle Erman hoca, Turgay kıran Kaya çilingiroğlu gibi isimlerin katkı sağlaması on numara olmuş","label":9} {"text":"İnanılmaz bir film, son dönemlerini yaşayan bir imparatorluk sarayının bile ne kadar büyüleyici bir manzarası olabileceğini gösteriyor izleyicisine. Her ne kadar süresi çok uzun olsa da (ki benim izlediğim versiyonu 3 saat 40 dakikalık versiyondu) konuyu işleyiş biçimi ile sıkmıyor, süresinin uzunluğundan korkup sıkılacağını düşünenlerin de iki güne yayarak izlemesi bir çözüm olabilir. İzlenilmesi gereken bir dönem, bir biyografi, bir başyapıt. Muhteşem soundtrackinden güzel iki örnek için buyrun efendim: http://www.youtube.com/watch?v=PcGY0dStHuA http://www.youtube.com/watch?v=n_NRcS0wdlw","label":8} {"text":"Birbirinden farkli üç hikaye birbiri ile harmanlanarak anlatilmak istenmis. Ilk ikisi kismen de olsa baglanmis ama üçüncüsü ile kopukluk var. Ve filmin mesaji da çok net degil. Ayrica bilimkurgu yerine fantastik yani agir basiyor.","label":4} {"text":"...acikcasi son zamanlarin en iyi filmiyle karsi karsiyayiz ancak kimsenin bundan haberi yok gibi. Alman asilli yonetmen Marc Forster Monster#39;s Ball ile yaptigi cikisini Finding Neverland ile (bana gore) frenlemis, gectigimiz yaz gosterime giren Stayle de hic haketmedigi elestirilere maruz kalmisti. Ancak Stay gercek anlamda gorsel imgeleri kullanisi bakimindan bana kalirsa en iyi filmiydi, hatta yonetmen olarak konumunu belirledigini kanitlayan bir calismaydi. Cok iddiali olacak belki ama kanimca Stranger Than Fiction#39; ise Forster#39;in basyapiti. Daha acilisindan itibaren seyircisine inanilmaz bir enerji ve sevimlilik yayan bir film bu. Zach Helm#39;in uc noktalarda dolasan senaryosu, son yillarda karsimiza cikan en ozgun calismalardan biri. Sadece zamanimizin degil, sinema tarihinin gordugu en itici komedyen olduguna inandigim Will Ferrell dahi performansi ile beni kendisine hayran biraktirdi. Maggie Gyllenhaal hic olmadigi kadar cekici, Emma Thompson adeta yeniden dogmus. Sezonun en iyi filmlerinden biri olduguna inandigim yapimin finaline belki ufak da olsa bir itiraziniz olabilir. Ancak dikkat edin, film bastan sona o kadar dolu dolu ki bir anda herseyi ezip gecebilir...(9/10)","label":8} {"text":"ugur polatı sevsem de bu role gitmemiş.. Erkan Can candır.. ismail hacıoglu da 10 seneye nirvanaya erer.. Aksiyon sahneleri filme daha guzel yedirilebilirmiş.. Ortalamanın hafif uzerinde bi film.. Ama devam edilsin boyle produksiyonlara..","label":5} {"text":"Filmi hiç bı sekilde tahmin edemiyosun çok fazla gerilim çok iyiydi dublajini beyendiğim tek film ama çok moralim bozuldu çok kötü bi durum piskilojim bozuldu uyuyamıyorum","label":9} {"text":"Ailenin kız çocuğuna karşı vermiş olduğu aşırı tutucu davranışlar karşısında,13 yaşında bir kızın cinsel hayatı bariz ve yanlış yoldan öğrenip keşfetmesi üzerine çekilmiş komik,dramatik ve zeki bir film.Bir konu hakkında ne kadar katı-tutucu olunursa,o konuya o kişinin daha çok ilgi duyacağı çok iyi anlatılmış.Cinselliğin aile yardımıyla çocuğa zamanında öğretilmesi gerekirken,tam tersine sanki o çocuğun bir cinsel organı yokmuşçasına yapılan hatalı aile eğitimi yüzünden 13 yaşındaki bir kızın,sorunlu bir cinsel yaşam sürmesini anlatan film,öğretici bir unsur da taşımakta.Bunun yanında film,çeşitli insan ırklarını,bundan doğan karşıt görüşleri,ilginç ilişkileri ve birçok bariz,sıradışı olayları da bir banliyö ortamında konu almakta.Başroldeki karakterlerden 13 yaşındaki kızı canlandıran aktris iyi bir performans sergilemiş.(Alan Ball,ismini duymak-görmek bile yeter.Bu film izlenmeli.)","label":9} {"text":"aslında genel olarak falsosu olmasa da başroldeki Nicholson ve Keaton'ın performanslarıyla ayakta duran bir yapım olmuş. Son derece keyifli (özellikle ilk yarısı) bir romantik komedi olan filmde ayrıca Keanu Reeves'in oldukça doğal bir performans sergilediğini belirtkmekte de fayda var... (6/10)","label":5} {"text":"Erkan Can iyiydi ama sıradanlıktan kurtulamaması filmin eksisi. Senaryo çok bayağıydı. Yine de seyredilebilir.","label":4} {"text":"Hikaye olarak kötü giden X-Men serisini tekrar başlatmak için mükemmel bir film olmuş. Marvel'in Avengers ile yakaladığı başarıya yaklaştırabilmek ve seriye devam edebilmek için ilk üç X-Men filminin çöpe atılması gerekiyordu. Çok güzel bir şekilde seri tekrar başlatılmış ve Marvel standartlarına çekilmiş. Artık bu filmden sonra X-Men serisindeki karakterleri hangi Marvel filmine koysalar sırıtmaz.","label":0} {"text":"film izlenebiliyor . ama senaryo nefesinizi kesmiyor ya da oyunculuklar sizi büyülemiyor.","label":3} {"text":"Oyuncular kusursuz tabi ama ben daha çok filmin yönetimine hayran kaldım, Tony Scott gerçekten bir dahi. Çok sağlam bir kurgusu var ve film kendi türündeki diğer filmlerin aksine değişik temalar bakımından da zengin, örneğin müzik.. Herkese tavsiye ediyorum.","label":8} {"text":"genelde beyazperde de yorumlara bir göz gezdirdikten sonra filme giderim. ama okuldan çikmis arkadaslarimla eve dönerken bir filme gidelim dedik. gitmek istedigimiz asil filmin ilk seansi 2 saat sonra oldugu için bu filme girelim dedik ki diyen arkadasi filmden sonra bogmak istedim. ben enayi yerine konmus gibi hissettim. neden mi? sinemaya kaç tl verdigimi söylememin geregi yok ama bir 17milyon dolar harcanan bir filmde gitmek var birde böyle 17bin tl. he 17bin tlye adam amatör bir film çeker konusu olur ne biliyim kendi hayatini bile anlatsa bisey olur. ama vaadedilen sey güldürmekse bu olamamis arkadas. filme 3 kurus para harcayip buna absürd komedi demisler bu hiç olmamis. fotograf makinasiyla çekilen bir dizimiz varya inanin bir bölümüne bu filmden daha fazla emek harcaniyordur. daha buraya isyanimi binlerce kelime üzerinde yazabilirim ama gittikçe kötülesirim yorum yayinlanmaz diye korkuyorum. Eger bir filme gidecekseniz ve gittiginiz mekandaki tek film buysa bence o gün filme gitmeyin. internetten komik videolar filan izleyin. paraniz ve iyi niyetiniz cebinizde kalsin.","label":0} {"text":"abartılacak kadar güzel olmadığını başta söyleyeyim ama kesinlikle angelina jolie ve brad pitt çok iyi bir ikili oluşturmuşlar.konusu çok güzel ama daha hareketli sahneler olabilirdi , özellikle heyecanlı olması gereken bölümler çok soğukça çekilmişti ama yine de izlemeye değer 7/10","label":6} {"text":"travesti olayı kötü diye düşünenler, ilk olarak o travesti de olmayabilir çift cinsiyet diye bir şey var.travesti olsa bile bunlar da hayatta olan şeyler, filmine bile tahammül edemiyoruz.","label":5} {"text":"Biyografi başarılı değil. Daha çok Apple'ın biyografisini izledik sanki. Dialoglar çok hızlı ve anlamsız. Oyuncular güzel ancak yönetmen ve senaryo berbat.","label":2} {"text":"Yılın en iyi korku filmiydi, bir efsanenin efsane dönüşü hatta kim ne derse desin ilk filminden bile daha iyiydi eksik olarak sayabileceğim hiçbir şey yok muhteşem","label":8} {"text":"Emmerich filmografisindeki felaket filmlerine bir yenisini daha eklerken, hikayeyi eline yuzune bulastirmayi yine pek iyi becererek gorsellikle seyirciyi tavlamaya calisiyor. Dunyanin yokoldugunu, daglarin taslarin yerinden oynayip okyanuslarin sehirleri kapladigini mi gormek istiyorsunuz? O halde filmin fragmaniyla yetinmeniz daha yerinde bir secim olur. Zaten fragmanda tum o sahneleri bize ezberleten Emmerich, geriye onemsiz bir avuc karakterin anlamsizca mucizenin mucizesinin de mucizesini gerceklestirmelerini izletirken seyirci olarak koltukta sikintidan taklalar atmamizin onune gecemiyor malesef... Hele bir son 40 dakika var ki, tahammul sinirlarimizi zorluyor... (3/10)","label":2} {"text":"Siyahi western filmi olur mu ? Olursa nasıl olur ? İşte tam da böyle olur. Filmin geneline gelecek olursak western filmler sadece beyazlara aittir genel olrak sadece beyazlar oynar sadece beyazlar oynamalı gibi gibi kalıpları aşabilecek olursanız bence güzel bir western filmiydi. Tamam belki bir The Good, the Bad, the Weird değildi ama bence ona yakındı. Sinematografik açıdan, dekor hatta kostüm açısından bile başarılı diyebileceğim tarzda bir filmdi Yalnız en başarılı bulduğum yönü müzikleriydi izlemiş olduğum filmler arasında film içersinde geçen bütün müziklerini beğendiğim tek film şimdilik bu film diyebilirim. Siyahi tarzda western izlemek isterseniz hiç çekinmeden izleyin derim izleyeceklere iyi seyirler.","label":7} {"text":"beklediğim gibi çıkmayan bir film oldu.gerilim dozu iyi ayarlanmış ama korku namına pek kayda değer bir yenilik sunmuyordu.vasat bir film olmuş..dram da denilebilir aslında 10/5","label":4} {"text":"Yönetmenin en bariz bulduğum özelliği seyircinin filmlerine dalıp gitmesini engellemesidir. Hikayelerine bağlanmazsınız, tanık olursunuz. Sizin ayık olmanızı ve bir film izlemekte olduğunuzu bilmenizi ister. Bu filmde bunu sağlamak için sabit kamera ve geniş çekimleri tercih etmiş. Sahneleri kesmeyerek de tanıklık hissiyatını pekiştirmiş. Bence Haneke'nin en iyi filmi değil. Ancak güzel bir film.","label":8} {"text":"dahilik ve aptallık arasında; herşeyden ve hiçbişeyden bahseden bir film uzun olması yorsada sonunda güzel tat bırakıyor. İstediğini bulamayanlar için güzel bir dinlence.","label":7} {"text":"Sevdiğiniz insanların yapmasına asla izin vermeyeceğiniz şeylerin çoğunu yapan insanların olduğu film/canlı gösteridir. Jackass'ı sevenler mutlaka göz atmalı. Düz salaklıktan fazlası var. \"Tekerlekli sandalyeme biniyorum, ona mahkum değilim.\"","label":7} {"text":"Gizem ustası yönetmenden gizem dersi.","label":7} {"text":"kubrick kubrickliğini cansız mankenlerin arasındaki dövüş sahnesinde gösterdi.. başka da pek bi bok yok filmde. 1955 yılı filmi sonuçta diye düşünebiliriz ama neblim adamın boksör oluşu mesela senaryodaki hiçbişeye hizmet etmiyor, manav olsa da bişey değişmeyecekti. olsun o kadar olur yine de hala izlenebiliyor işte..","label":6} {"text":"Beatles ve o dönemleri sevenlerin kesinlikle izlemesi gereken bir film! Beatles şarkılarını oyuncuların ağzından dinlemek de ayrı bir keyif, güzel bir deneyimdi ayrıca ;)","label":7} {"text":"Bölge halkı, olaya karışan hırsızlardan Miguel’i yargı mekanizmasına başvurmadan yakaladıkları yerde linç etmişlerdir. Varoşlarda yaşanlara karşı nefretle dolu, bu gözü dönmüş insanlar bulundukları bölgede birinci sınıf insan şekline bürünmüş olsalar da, maddi zenginlikleri ve nüfuzları onlara iyi insan ruhu kazandırmamış, aksine onları köreltmiş, ruhsuz ve kalpsiz bireyler haline getirmiştir. Genç yönetmen Rodrigo Pla, Miguele saklanmasında yardım eden bölgede ailesiyle yaşamaya mecbur genç Alejandro’nun penceresinden, ruhları da çitlerle çevrili bu insanların metafizik değerlerden uzak ve zavallı hallerini çok iyi yansıtmıştır.","label":6} {"text":"izlenebilir konusu farklı oyunculuk fena değil boş zamanınızda izleyebilirsiniz bide başka film bulamazsanız :)","label":5} {"text":"Oyuncun kadrosu iyi ama malesef beklentileri karşılamıyor","label":6} {"text":"katiliyorum kesinlikle hayal kirikligi ...","label":8} {"text":"Modern zaman Mulan’ı.Aynı anda iki klasiği batırmayı başarıyor.Gitmeyin.","label":1} {"text":"Sadece sean penn için izlenebilecek bir film,gerçekten çok iyi bir oyuncu yeri geldiği zaman sınırlarını zorlayan bir aktör,benim adım sam'deki performansını mutlaka bir izleyin derim ama tabii ki türkçe dublajsız halini:)Yönetmen bu filmde bizleri şaşırtmayı hedeflemiş ama pek şaşdığımız söylenemz tama olacakları belki tahmin edemiyoruz ama gerçekler ortaya çıktığında ben kendi adıma söyleyeyim pek şaşırdığımı söyleyemem.7/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"Filmin başları sıkıcı olsada sonlar doğru heyecan kasırgası var. Gerard Butler, Common ve Michael Nyqvist filmin öne çıkan oyuncularıydı.","label":6} {"text":"Bazıları daha önce izlediğimiz bölümleri olmak üzere Maşa ile Koca Ayı çizgi filminin bölümleri ve arasına amacının ne olduğu belli olmayan en fazla televizyon programı diyebileceğim kesinlikle film diyemeyeceğimiz bir yapım. Harcanan para veya zamana değmiyor. Gidip de böyle saçmalıkları desteklememek lazım.","label":0} {"text":"O kadar cok izlenecek film, okunacak kitap var ki... Bi' filmi ikinci kere izlemeyi, bi' kitabi ikinci defa elime almayi tercih etmiyorum. Olur da uzun yasarsam, belki... Neyse, konuyu uzatmayayim. Birden fazla izledigim nadir filmlerden, sekizden fazla izledigim tek film. Belki sekiz sene once ilk kiminle izledigimdendir, kim bilir. Cunku ikimiz disinda bu filmi seven baska insana denk gelmedik yillardir. Biz hala her seferinde keyifle, cogu sahnesinde kocaman gulumsememizle izliyoruz. Benigni'nin ilk ingilizce filmi oldugunu okumustum bir yerde. Yani o kotu ingilizce rol icabi degil, cunku o sira cidden ingilizcesi iyi degil. Tavsan ve ailesiyle ilgili anlattigi sahne ornegin, tamamen dogaclama. Ki en sevdigim sahnesidir. Siz de izleyin, bakalim, \"Cok rutin\" bulanlardan misiniz, \"Eh iste\" mi, \"Ama cok guzel!\" mi...","label":7} {"text":"Temiz, duru, sıcak, güzel. Mizah duygusu çok kuvvetli sahneler de mevcut. Düşünmeden izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"herseyiyle tam bir star trek ........... 10-9..........","label":9} {"text":"Film bittiğinde üç kelime vardı aklımda. You're so cool, you're so cool, you're so cool... :)","label":7} {"text":"son 10 dakikası için izlenir","label":5} {"text":"Bildiğiniz tüm vampir filmlerini silecek ve güzel bir iz bırakacak... izlenmesi gereken bir flm...","label":7} {"text":"Bilim kurgu dalında bu güne kadar bir çok film ilzedim ama bu kadar analitik bir film ilk kez görüyorum. Müthiş.","label":7} {"text":"Film bi kere hiç eğlenceli değil filmin başından sonuna kadar kötülüğü anlatıyor kötü olmak güzel birseymiş gibi aktarılıyor çocukların beyni yikaniyor hiç onermiyorum","label":1} {"text":"Filmin ana teması nedir'Dünyayı yok etmeye gelen bir uzaylının aslında insanların o kadar da kötü yaratıklar olmadığının farkına varması.Peki bu konu iyi işlenebilmiş mi?..Hayır.İzlenir mi?..Yani..öylesine..Filmde en çok hoşuma giden şey;belki konuşsalar sorunları çözebilecekken inatla ve ısrarla şiddet ve saldırıyla sonuca gitmeye çalışan ve bunu yaparak Dünyayı yokoluşa sürükleyen Amerikan Başkanı tasviriydi.Bence şu anki şahsa tam uyan bir portre olmuş.","label":7} {"text":"Efsane iyiydi. Tam bir konser atmosferi vardı salonda. Seoul konserinin görüntüleri vardı sadece ama konserin bütünü sergilendiği için çok iyi geçti.","label":9} {"text":"ben açıkçası daha iyi bir film bekliyordum tam olarak beklediğimi bulamadım kötü değil ama bu kadar reklamı yapıldığı için filmin insan daha iyi bir şeyler bekliyor değişik bir film izlemek ve türk sinemasına destek için izlenebilir inşallah daha da güzelleri de olacak.oyunculuklar iyiydi bu arada.6/10","label":5} {"text":"Filmin adı Şeytan olmasa berki süpriz sonlu film olabilirdi :) Kesinlikle önermem korkudan daha çok aksiyon yapmışlar polsiler fenan P:4.5","label":4} {"text":"Türk filmlerinde aşk konusuna çok rastlanır ama böyle işlenenlere çok rastlanmaz bu filmin en büyük artısı ama geri kalan kısmında özgünlük kozunu çok iyi kullanamıyor,Bence filmin en büyük eksiside inandırıcılıktan uzak saçma sapan sonu .Filme çok büyük bir çelme attı 4/10","label":3} {"text":"geç saatlerde izlemeyin çook hareketli bi film olduğu söylenemez ama baya güzel bi film izlemenizi tavsiye ederim.... 10/8","label":7} {"text":"bekarlığın cinsellikte sınırsız özgürlük olarak sunulması bi yana, evliliğinde bu sınırsızlığa sadece gölge düşüreceği izlenimini veren, eşler arasında aldatmanında sıradanlaştırılması ve normal karşılanması gibi gizliden mesajlar bırakan beyin yıkama filmi.","label":2} {"text":"Çok kötü demek yetersiz kalır. Afiş iyi olduğu için sinemada izleme gibi bir aptallık yaptım. Gülmekten dik oturamadım. Komik. O kadar. Berbat efektler. Berbat oyunculuk. Saçma sapan bir mantık. İğrenç bir film. Vakit kaybının da kaybı.","label":0} {"text":"Klişeler zekice kullanılmış. Yaptığı ters köşeler filmin keyfini daha da arttırmış.","label":7} {"text":"İlk filmdeki kadrodan bazı kişiler olmasa da serinin ikinci filmi de güldürmeyi başarıyor, çerezlik bir yapım olmuş.","label":6} {"text":"klişe olan devam filmleri ilklerini aratır cümlesi kült filmler için geçerli değildir aslında; ancak milenyum Star Trek'i biraz bu duyguyu yaşatmıyor değil. ilk filmde yakalanan aksiyon ve mantık dozu, aksiyonun ve kamera açılarının iyi yakalanması ile mantık hatalarını görmemenizi sağlıyor. görsel şölen ve müzikler yerine otursada filmin asıl senaryosunda eksiklikler olduğu bariz olarak belli olmakta..","label":7} {"text":"Filmi başarılı kılan Anthonynin başarısı idi. sıkılmadan izlenecek bir film.","label":7} {"text":"Olmamış kesinlikle sırf Harley Quinn hayranı olduğum için gittiğim filmden hayal kırıklığı ile ayrıldım. Filmde Harley Quinn'in öne çıktığı sahneler dışında sadece müzikleri güzeldi. Yani Harley Quinn ve Margot Robbie'nin sempatikliği üzerinden film yapmışlar ama olmamış yani resmen Marvel, Black Widow'un filmini çıkartıyor bizde bizde Harley Quinn'in filmini yapalım demiş gibi bir film olmuş. Güzel bir oluş hikayesinin senaryosu da o kadar vasattı maalesef olmamış tam boş zaman da izlenilecek bir film. Sırf Harley Quinn olduğu için iki yıldız veriyorum birde müziklere","label":3} {"text":"değişik bir film.. sonunda farklı şeyler bekliyorsunuz fakat istediğiniz gibi gitmiyor, böyle son olmamalı dedirtiyor, sanki filmin devamı varmış da yayınlamamışlar gibi.. karakterleri ve hikayenin giriş-gelişme kısmını çok sevmeme rağmen bittiğinde keşke izlemeseydim dedim ne yalan diyeyim :)","label":5} {"text":"&...Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir.& Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.& Hepinize soruyorum şimdi. En son ne zaman kitap okudunuz. Ya da düzenli olarak kitap okur musunuz. Şu filmi bir kenara bırakın ve gidin Uçurtma Avcısının kitabını alın. Bu sizin kendinize yapmış olduğunuz en büyük iyilik olacaktır. Sürekli film izlemek tamam belki ama filmde her zaman o duyguyu hissedemezsiniz. Aynen bu filmde olduğu gibi. Bu kitap öyle basit bir kitap değil. Benim hayatım boyunca okuduğum en sağlam hikayelerden birini barındıran, belki de gelmiş geçmiş en iyi kitaplar arasında bir kaç taneden biridir. Size söylüyorum, belki hiç kitap okumamışta olabilirsiniz ama gidin şunu okuyun. Sonra teşekkür edersiniz. Gözlerimden yaşlar gelerek, kalbime ağırlar gire gire bitirdim kitabı. O Emir'in hikayesini Hasanı öyle yürekten anlatmış ki Khaled Hosseini adeta insanın içi cız ediyor. Yüreği sızlıyor. Sulugöz hiç değilimdir ama sağlam ağladığımı hatırlıyorum, kitabı okurken. Bu kadar kitapla ilgili yazdığımıza göre ki daha çok az bile yazdım ama neyse. Şimdi filme gelirsek, film bu kadar olağanüstü bir hikayenin vasatça harcanması diyebilirim. Benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Kitabı okuyanların hepsi dediğim olayı yaşamıştır. Gerçekten çok büyük eksikler vardı filmde. Bir kere olayların çok büyük bir kısmını hızlıca geçiştirmişler. Bazı çok önemli olayları dahil bile etmemişler. Daha sonra Emirin içinde yaşadığı o ikilemleri, acıları, yaşadığı psikolojik travmayı hiç mi hiç anlatamamışlar. Emiri oynayan oyuncunun oyunculuğunu da hiç beğenmedim. Çok büyük eksikler vardı yani. Filmler kitaplara göre bazı avantajları olduğu gibi, kitaplarında sinemaya göre bazı avantajları vardır. Mesela kitapta kişinin ruh halini ve ne hissettiğini çok daha iyi anlatabilirsin. Ama sinemanın da görsel etkileyicilik gibi bir faktörü var. Bu filmde onu pek kullanamamışlar. Ayrıca bana göre bir filmi film yapan şeylerden biri o filmde kullanılan müziklerdir ki, bu da kitapta olmayan özelliklerden biri. Filmde sadece bir yerde Sami Yusuf'un bir parçası etkili kullanılmış. Bunun dışında daha fazla film içinde kullanılabilirdi. Özellikle böyle dramatik filmlerde müzikler insanın ruhuna işleyebilir. Kitabı olmasa belki bu kadar eleştirmezdim ama ortada böyle bir kitap olunca eleştirmemem saçma olurdu. Film ortalama bir film. Puanım kitaba saygımdan dolayıdır. Bunu izleyeceğinize gidin de şu kitabı okuyun. Sonra filmi yine izlersiniz. İyi seyirler... 7.1/10","label":6} {"text":"Kendinizi her kötü hissettiğinizde izlemeniz gereken bir film. Yaşam enerjisi veriyor, dolup taşıyorsunuz hatta. Nasıl mutluyum, nasıl huzur doluyum anlatamam. Her şeyin ilacı resmen :3","label":8} {"text":"uzay fiLmLerini sewerim o yuzden bu fiLmide sewdim...","label":4} {"text":"izlenmesi gereken, son zamanlarda ki en beğendiğim film diyebilirim.","label":8} {"text":"Farrely biraderler, ağlatana kadar güldürüyorlar gene...","label":9} {"text":"Leş gibi","label":0} {"text":"Sırf şu film hiçbir şekilde eleştirilmedi kimse tarafından, herkesçe motto edildi diye 100 değil 90 puan vererek ekledim başucuma. Evet filmde takılacak çok nokta yoktu, film bana göre de gerçekten çok güzeldi ama eleştirmenlerinden tutun da izleyen herkesin sabit bir şekilde aynı şeyi söylemesi beni irrite ediyor. Bir anda bir yanlış olduğunu düşünüyorum \"Hepiniz benimle aynı fikirdeyseniz bir yerde yanlış yapıyorum.\" mantığı ile hareket ediyorum. Değişik bir durum. Fakat güzel film vesselam. Mutlaka izlenmeli.","label":8} {"text":"filmi zamanın ötesine geçe geçe izliorum. durup durup hey arkadaş bıkmadı bu amerikada bu mutlu aile tablolarından, baskın ana, komik koç, idealist hoca takımından die hayıflanıorum ama yok seviorum sevioruz biz placebo etkili, fırından yeni çıkmasıcacık ekmek filmleri. böyle die die sona geldm. filmim demez mi \"sen böle düşüncen ya şimdi al sana belgelerle gelioruz fotoğraflar bastık biz bunları yaşıoruz yaşıoruz be filimadamı..\" işte o noktada takdir ettm eyvallah dedim. o deil de bizi de sandralar bullocklar bulsa be ah ahh. ne zenginlikmiş be arkadaş maddisi yetmemiş gönül zenginliğini de kapmış sarı sandramız..","label":6} {"text":"Ola ki bi şekilde fragmanını göreyim, ağlamaya başlıyorum. Baba çocukları sahile götürürken Cameron Diaz'ın arabayı yumrukladığı, öldüreceksin onu diye bağırdığı sahne, salya sümük ağlattı. Ayrıyetten; http://www.youtube.com/watch?v=Ym9wFydQFYc","label":8} {"text":"Aaroncım Paulcum senin için nelere katlanıyoruz bir bilsen!","label":5} {"text":"Konumuz gariban cocuk ve zengin ve yaramaz kızın askı klisesi olsada,soundtrackleri , kirstenin harika oyunculuğu ile gözkamaştıran,insanın için ısıtan ve burkan iyi bir aşk filmi.10/8","label":7} {"text":"Türk sinema tarihi açısından öneminin ve yerinin çok ayrı olduğunu düşündüğüm bir film Eşkiya. Ayrıyetten benim içinde çok anlamı bir yeri var. Şöyle ki zamanında Urfada yaşarken ufak çaplı bir gala yapılmıştı ve bütün oyuncuları orada görme şansına sahiptim. Bu yüzden benim açımdanda apayrıdır bu film. Bu repliği ise ölümsüzdür ; \"beni hapiste vurdular keje ölmedim. hastalandım bi ciğerimi orda bıraktım gene ölmedim. çok dövdüler beni kan kustum ama ölmedim. yaşadım... seni bir kez daha görebilmek için yaşadım...\"","label":8} {"text":"beklentilerden çok ama çok uzak kalan bir film hiç mi hiç begenmedim","label":1} {"text":"Ardından sık sık düşündüren, ruhunu geren, rahatsız eden ve daha bir çok sıfatı önünde barındırabilecek sanat eseri. Marvel in tadı ayrıdır, hollywood, bolywood vs hepsi ayrıdır ama bu film \"sınıflandırılamaz\". Düz bir çift göz ile izlendiğinde hayal kırıklığı olabilir, saçmalık denebilir fakat tüm bunlara filmdeki \"bağışlanma\" sahnesi yeter de artar...","label":8} {"text":"Eğer bu film bir ABD yapımı olsaydı bir kaç dalda oscas ödülü alırdı . Filmin senaryosunu kim yazdı bilmiyorum ama gerçekten harika bir iş çıkarmış.Ayrıca Usta oyuncu Uğur Yücel in izlediğim en mükemmel oyunculuk performansıydı bu film. Beren Saat i de ayrıca kutlamak gerek çok güzel oynamış.Film baştan sona kadar ilgiyle saniyesi dolu , hiç bir dolgu malzemesi sahne yok. Bana göre kesinlikle izlenmesi gereken bir film . Ne zamanınızı ne de paranızı boşa harcatır aldıklarına kesinlikle değecek bir film .","label":9} {"text":"Islı adam mükemmel bir yorumdu! :D Böyle bir aşk anlayışından uzak olayım ben. Her şeyden öte, film yapmacık duruyor.","label":6} {"text":"Hopkins vs. Gosling, iyi film (B) ..***..","label":7} {"text":"Sinema, Aspirin ve Akbabalar İkinci Dünya Savaşı döneminde geçen, sıcak ve sade bir yol filmi. Yol filmlerinin genel özelliklerinden yararlanan, farklı motivasyonlarla yolda olup, sinema sayesinde insanlara aspirin satan iki ana karakterin Brezilya'da geçen hikayeleri. Bir Motosiklet Günlüğü kadar olmasa da dönemin Brezilyası'na, savaşa dair sosyal tespitlerde bulunan film fazla beklentiye girilmezse keyifle izlenebilir.","label":6} {"text":"Komedi filmleri arasında bence güzel filmlerden biri.Jason Bateman olunca filmi izlememek elde değil :-).Vaktinizi gönül rahatlığı ile ayırıp izlenebilecek filmlerden biri.","label":9} {"text":"Valla bizim sinemada testerenin yanına bu filmi koymuşlar. Biz testereye gittik ve bu filmden çıkanlar bize psikopatlar der gibi bakıyodu :( Film çevreci mi ne arkadaşlar ya :)","label":7} {"text":"Gerçekten çok klişe olmuş ve mantık diye bir kavram yok filmde...","label":5} {"text":"Komedi yönü kadar dram yönü de ağır basan güzel bir film. Abigail Breslin olur da bir filmde o film kötü olur mu zaten.","label":7} {"text":"nedendir bilinmez bu yedi ölümcül günahtan en çok \"oburluk\" ile ilgili bölümde acımasız hissettim kendimi..","label":6} {"text":"Benim gibi dram-gerilim filmi izlemekten hoşlananlara tavsiye edebilirim. Filmin sonuna dair ortaya çıkacak merakınız ve kötülerin hakkından gelme isteğiniz film boyunca ilginizi yüksek tutacaktır. Olayla ilgili okuma yapmak isteyenlere tavsiyem \"The Wineville Chicken Coop Murders\" diye araştırmaları. http://www.theoccultmuseum.com/family-affair-gordon-northcott-wineville-chicken-coop-murders/","label":6} {"text":"Harikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa....................................................","label":9} {"text":"Tek kelimeyle harika, zekice, süper bir film. İzleyin derim, inanınki izlemezseniz eğer çok güzel bir filmi kaçırmış olacaksınız. 10/10","label":9} {"text":"bence ilk filmin elinde su bile dökemez.ama tabiki gülmediğim sahnelerde yok değildi.yani orta şekerli bi filmdi deyim...","label":9} {"text":"Muhteşem bir görsellik ve Mircan Kaya'nın ödüllü müzikleriyle, iç burkan bir film.","label":6} {"text":"son zamanlarda izlediğim en kötü film. sinemaya gelenlerden 1 kişi bile gülmedi. basit bir senaryo..","label":1} {"text":"Guzel başladı guzel bitti amerikan kasaba draması gayet güzel işlenmiş...","label":6} {"text":"aslında soru sormak için bu yorumu yazdım. tanım da yapayım bari. güzeldi, izleyin. aslında karaokla vurmuş olmasına rağmen neden ejderha ölmedi anlamadım açıkçası. ejderha bir yerde şöyle diyordu. '' kanatlarımı kalkan olarak kullanırım'' ve yara izi kanadındaydı. işte bunu merak ettim.","label":0} {"text":"Hayatımda gördüğüm en saçma filmdi kesinlikle tavsiye etmem sonlara doğru dayanamayıp çıktık . Küfür cinsiyet ayrımı saçma animasyonlar yani 3 yaşında ki çocuğa küfürleri ve belli sahneleri çıkar çizgi film niyetine izlet. Paranıza yazık ...","label":0} {"text":"Bu filmden nefret ettiğimi bir kez daha söylemek istiyorum çünkü kız arkadaşıma sordum nasıldı film diye Süpeeaar perfect mükemmeaal flan dedi ona bişey diymedim burd dyorum hadi ordan DÜRrRük!!!!!!!!!!!","label":0} {"text":"valla bır sey anlamadım dersem kusuruma bakmayın. varlıklı bır ıngılız bayanın vercegı partı evvelı gecmısnı sorgulamsını anlatıyor. mrs dalloway ın gecmısnı ve gelecegını canlandıran aktrıstler ıse kel alaka zerre kadar bırbırıne benzemıyor. dıgerlerıde hemen hemen aynı sekılde. haydı onu gectık ama ne anlatmak ıstedı mrs dalloway hatamı yapmıs dogru mu yapmıs helebır de araya savas gazısını de sokusturmuslar kı neden ne ? anlatılmak ıstenen savas travmalrı ıse bu fılmse ısı ne? velhasıl vakıt kaybı.","label":0} {"text":"çok çok çok kötü bitirdiler gerilim dozu iyiydi yükseliyordu tam ısınmışken şakkkk o nasıl bir sondu ya allah aşkına evcil hayvan mı bu babadook lan bu öyle bodrumda beslemeler falan millet sıyırmış iyice oyunculuklar iyiydi hakkını vermek lazım çocuk otistikti de birden nasıl düzeldi o da şaibeli","label":2} {"text":"Wtf adamım! Bir zamanlar morga girmiş biri olarak hiç tahmin etmediğim şekilde gerildim. Oldukça başarılı. 7.8/10 Truvu'daki Agamemnon ve Cesur Yürek'deki Amca Wallace olan eskilerden sevdiğim dayıyı görmeyeli ya da fark etmeyeli uzun zaman olmuştu. Oğlu da idare eder ama ceset bile oyuncluğuyla beni filme çekti, çekici bir irlandalı öyle değil mi? Ölmüş eşten bahsedip şaklabanca hareketler yaptığını anlatanların oldukları film sahnelerini seviyorum çünkü ben de öyleyim. Filme geçersem pat diye karşımıza bir şeyler çıkararak germek yerine sadece irkiltmeyi başarabilen filmlerin aksine oldukça başarılı ve pek bir çığlıksız olması filmi türünün diğerlerinden ayıran özellikler. Ama o müzikler yok mu, illa olmak zorunda de mi o radyodan çalan aheste ve tatlı ama geren şarkılar :D","label":7} {"text":"b gibi film çok kötü lütfen zamanımı geri verin nasıl böyle bir iş çıkarmışlar hala şok içindeyim!!!!!!!","label":0} {"text":"Liseli ergen ilişkileri anlatan, psikopat bir kızın hoşlandığı çocuk için yaptığı saçmalıkları bizlere izleten \"vakit kaybı\" bir film... Okuduğum bazı yorumlarda izleyin mutlaka \"gizem\" severler kaçırmamalı gibi yorumlara aldandığım için öncelik verdiğim fakat bu konunun üzerine çevrilmiş filmerden bile basit kalan sıkıcı bir film. Gizem falanda yok zaten...","label":3} {"text":"Şişko çocuğun meşhur \"vurucam kırbacı\" repliğini söylediği film. Hatırlayamayanlara..","label":5} {"text":"Bittikten sonra farklı bir duygu bırakıyor. Futboldaki şiddetin kişisel olarak nasıl başlayıp nasıl devam ettiği ve ne gibi büyük sorunlara ve olaylara ayrıca insan hayatına nasıl etkilere yol açabileceğini adım adım anlatıyor. Kalabalık psikolojisi diye bir kavram vardır. Kısaca şöyle denir bir insanın içinde bulunduğu kalabalığın etkisinde kalarak olmadığı bir insana dönüşmesi ve ayak uydurmasıdır. Bu kavramın vücut bulmuş hali diyebilirim bu film için. Filmi izlerken tam tek düze girdi tempo sıradanlaştı derken farklı bir evreye dönüşmesi filme ayrı bir hava katmış. Futboldan daha çok fanatizm boyutundaki taraftarların duygularını neler hissettiklerini bu uğurda neler yapıp nelerden vazgeçebileceklerini gözler önüne seriyor. Keyifle izleyebileceğiniz bir yapım olmuş.","label":6} {"text":"Güzel sinematografi,uyumlu atmosfer,gerçek bir hikaye.Beklediğinizden fazla duygu...Kesintisiz bir aksiyon tadı vermese bile yoğun drama etkisini gösteriyor.İyi seyirler..","label":5} {"text":"Yani bildik bir hikaye. Sıradan bir konu haline gelen Frankenstein'ın başka uyarlaması var karşımızda. Bu sefer oyuncular ön plana çıkıyor tabi. İyi bir film değil öncelikle bunu belirtmem lazım sadece izleten bir film var ortada. Özellikle her filmiyle iyi iş çıkartan James McAvoy yine çok iyi oynamış. Harry Potter damgasıyla ne yazık ki rolüne bir türlü kavuşamayan Daniel Radcliffe de yine akıllarda soru işareti bırakıyor. Kötü değil ama oyunculuk yönünde çok da iyi olduğu söylenemez. Film biraz olduk olmadık ilerliyor. Mekan darlığı yaşadığı kesin ha onu da eski çağ filmine bağlıyorum. Kolay değil kostüm olsun mekan olsun ama bu durum filmi kısıtlıyor. Genel anlamda 6 puanlık bir seyir keyfi sunduğu gerçek. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"rakip yoksa sende yoksun. iyi bir film olmuş. demek ki zorda olsa Ayı ele geçirebiliriz","label":7} {"text":"bence gidilmesi gereken bi filmm ki erkek arkadaşım kötü demesine rağmen girdim çokta beğendimm hayatta kalmakmı sevdiklerinin yaşamasını seçmekmi film sizi bu noktada yönlendiriyor","label":9} {"text":"Filmde korku kısmı abartılmadan işlenmiş gizemle karışık ama tadında devam eden hikaye. Çekim tekniği ise filmin mantığına ve seyircinin de içinde bulunmasını istenilen 'top secret' havasına uygun olması için düşünülmüş. Çerezlik asla değil hatta izlerken huzursuz oluyorsunuz.","label":4} {"text":"sonuçta oyuncular olsun yönetmen olsun emek veriyolar o yüzden hakaret etmek istemem ama..senaryo oyunculuk gerçekten parlak değil..","label":4} {"text":"Gerçek hikAyeleri hep severim bence izleyiciyi ekrana kitleyen gerçekçilik ve birşey öğrenmek bazı filmleri sadece izlersin bazılarınıda anlayarak izlersin ve bu ilginç bir duygudur film çok iyi bence gerçek kalitedir gerçek kalitelidir çünkü kurgu kurmacadır","label":7} {"text":"Bu tarz filmler içinde en başarılı olanlarından biri diyebilirim.Heyecan dozu giderek artan bir film.Mantık hataları çok olmasına rağmen gerilimin sürekliliği bu kusuru kamufle edebiliyor:Fransızların gerilim filmlerindeki çıkışları giderek artıyor.Kısacası ben çok beğendim ve on üzerinden 8 veriyorum","label":7} {"text":"Brian De Palma, Passion ile eski görkemli günlerine bir dönmüş, pir dönmüş. 80'ler estetiği kokan görselliğiyle müthiş bir tecrübeydi. Akıllardan çıkmayacak müzikleri, atmosferi, renkleri, Noomi Rapace ve Rachel McAdams'ı ile De Palma'nın sinemaya geri dönüşü olmuş. Son derece \"kitsch\" bir film olan Passion, De Palma'nın nev-i şahsına münhasır yorumuyla erotik gerilimle film-noir arasında bir yerde. Fakat tabii ki kendisini ciddiye almıyor. Seyirciyle dalga geçmekten, ters köşe yapmaktan oldukça keyif alan bir filme bürünüyor.","label":7} {"text":"Artistik buz patinajcısı Tonya Harding’in yaşam öyküsünden esinlenilen senaryosu, Steven Rogers tarafından yazılan “I, Tonya”, yönetmen koltuğunda Craig Gillespie’nin oturduğu kısmi anlamdaki biyografik bir drama… Prömiyeri, 8 Eylül 2017’de Toronto Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 8 Aralık 2017 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 7.5/10 (187.425 oy) ve 4.0/5 (10.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.8/10 (381 yorum) ve 77/100 (47 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları oldukça iyi… Yine de isterseniz, 11 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve brüt 53,9 milyon dolarlık bir hasılat rakamını da imza atan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, eğer anlatılanların Tonya Harding’in gerçek yaşam öyküsünden yapılan alıntılara ve esinlenmelere dayandığını bilmesek, emin olun hiç tereddüt etmeden Craig Gillespie’nin “dark comedy / kara mizah”ın dibine vurduğu tamamen kurgusal bir film olduğunu söyleyerek başlayabilirdik… Zira filmde, Tonya Harding ve çevresindekilerin yaşadıkları, bütün karakter tiplemeleriyle birlikte o tarza uygun bir biçimde anlatılmış… Hatta öyle ki, film ekranlarda akarken bir ara izlemeye ara verip, filmin hikâyesini birkaç farklı kaynaktan kontrol etmeyi dahi düşündük… Fakat filmin finalinde (yazılar akarken), filmdeki öyküde adı geçen karakterlerin gerçek hayattaki görüntülerini de görünce böyle bir araştırmaya gerek olmadığına karar verdik… Elbette buna rağmen, “kara mizah” konusundaki görüşümüzde de herhangi bir değişiklik olmadı… Çünkü kim ne derse desin bu film, bir “kara mizah” klasiğiydi bizim için artık… Değişen tek şey ise, bu kara mizahın bizzat Tonya Harding tarafından mı yaşandığına yoksa yönetmen Craig Gillespie ve filmin senaristi Steven Rogers tarafından mı öyle kurgulandığına, “ilk anda hemen” karar veremememizdi… Ama nasıl olursa olsun nihayetinde, vakti zamanında pişmiş tavuğun başına gelenlere benzer bir hayat yaşamış olan (en azından Craig Gillespie ve Steven Rogers ikilisince öyle paketlenerek servis edilen) Tonya Harding’in öyküsünü izlemenin, kısmen irkiltici olduğu kadar keyifli olduğunu da keşfettik böylelikle… Tabii ki, ortaya böylesine ilgi çekici bir filmin çıkmış olmasında yeterince seviyeli bir iş çıkartmış olan castingin de etkisi var… Özellikle de başta Tonya’nın hayatını yaşanması oldukça zor bir zindana çeviren annesi LaVona Golden karakterindeki sıra dışı performansı nedeniyle “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” kategorisinde 1 Academy, 1 Golden Globes ve 1 BAFTA ödülü de kazanan Allison Janney olmak üzere Margot Robbie (Tonya Harding), Sebastian Stan (Jeff Gillooly) ve Paul Walter Hauser (Shawn Eckardt) gibi isimler sayesinde… Yalnız bu casting meselesinde, hem 15 yaşındaki Tonya’nın hem de 23 yaşındaki Tonya’nın film çekildiğinde 27 yaşında olan Margot Robbie tarafından canlandırılması gibi dikkatli gözlerden kaçmayan önemli bir yanlışlığa da dikkat çekmek istiyoruz… Tahminimizce, 4 yaşındaki küçük Tonya ile 8 – 12 yaş aralığındaki Tonya’da olduğu gibi 15 yaşındaki Tonya içinde farklı bir oyuncu kullanılmış olsaydı ortaya çok daha rafine bir iş çıkmış olacaktı… Bu haliyle 15 yaşındaki Tonya, oldukça kart bir ergen irisi gibi durmakta filmde… Bitirmeden bir iki laf da filmin muhteşem soundtrack’i için etmek gerekirse: Cliff Richard, Bad Company, Foreigner, Chicago, Dire Straits, Supertramp, Fleetwood Mac ve Laura Branigan gibi dönemin efsane isimlerinin harika müzikleri ile bizimki gibi yaşlanmış kulakların pasının silinmiş olmasının harika bir duygu olduğunu söylemekle yetinebiliriz… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; “Bu film, 70’li ve 80’li yıllarda Dünya ve Avrupa Artistik Patinaj Şampiyonalarını canlı& olarak ekranlara getirerek bizimde içinde bulunduğumuz bir nesli, Katarina Witt, Kira Ivanova, Denise Biellmann, Scott Hamilton, Igor Bobrin, Irina Rodnina / Alexander Zaitsev, Natalia Linichuk / Gennadi Karponosov, Natalia Bestemianova / Andrei Bukin, Jayne Torvill / Christopher Dean, Sabine Baeß / Tassilo Thierbach, Marina Klimova / Sergei Ponomarenko ve adını burada sayamadığımız yüzlerce sporcu ve buz dansçısının nitelikli müzikler eşliğinde gerçekleştirdikleri performanslarıyla tanıştıran tek kanallı siyah beyaz TRT televizyonu ile bugünün full renkli televizyon kanallarının oluşturmaya çalıştıkları kültürel alt yapılar arasındaki derin uçurumu fark edebilmemiz içinde bir tür “turnusol görevi oynadı” diye bir mesaj vererek kullanmak istiyoruz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de eğer halen izlemediyseniz olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":6} {"text":"İlk filmi çok beğenmiştim ama bunda o tadı bulamadım. Savaş sahneleri ve görsel efektler yine çok güzeldi ama hikaye açısından ilk film daha iyiydi. Film boyunca Aslan ha çıktı ha çıkıcak diye beklerken sonlarında göründü. ilk filmin en büyük artısı aslan ve cadı gibi karakterlerin daha baskın rol almasıydı. bu filmin en büyük eksisi sanırım buydu. ayrıca prens caspian rolündeki oyuncuda tam bir fiyaskoydu. yine de narnia filmleri keyifli oluyor seriyi sevenlerin izlemesi lazım 6/10","label":5} {"text":"Konuyu direk konuyla ilgili olan mahkeme kayitlarindan ve söz konusu mahkeme üzerinden başarili bir şekilde kurgulayarak ağır temposuna rağmen gözlerinizi kırpmadan izlediğiniz, bu tarz filmlerde sıkça gördüğümüz aşırılıklara ve duygu sömürüsünün çekici yöntemlerine fazlaca kaçmayarak oldukça etkileyici, kasıcı ve gergin bir yapim yaratmayı başarmış başarılı bir film. Bence konuyu amerikalılara tekrar hatirlatmayı amaçlamış.... ellen page ve catherina keener'ın performanslari üst düzey olmuş oscar adaylığı verilebilirdi....","label":7} {"text":"\"Kitapların her sayfasında bir zafer yazılı. Ama pişiren kim zafer aşını? Her adımda fırt demiş fırlamış bir büyük adam ama ödeyen kimler harcanan paraları? İşte bir sürü olay sana Ve bir sürü soru.\" Brecht- Okumuş Bir İşçi Soruyor: https://www.youtube.com/watch?v=DG-aAE-xdxM","label":8} {"text":"ilk filmin yerini tutmasada yinede serinin ikinci filmide güzeldi. filmdeki gwyneth paltrow un seslendirmesi çok hoştu. onu daha sevimli ve sempatik gösteriyordu.","label":5} {"text":"güzel bir film diyor ve ekliyoruz: i love the smiths!","label":8} {"text":"romantik-komedi severler icin cok iyi bi secim olur cok sicak eglenceli komik ve iyi oyunculukla birlesince guzel bi film cikmis Julia Roberts yine oyunculuk dersi vermis tavsiye ederim","label":8} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi filmdi diyebilirim..gerçekten etkilendim filmden...","label":8} {"text":"Goodfellas'tanPaul Sorvino'yu görmek güzeldi. Aile devam ediyor hissi veriyor.","label":7} {"text":"Senaryonun yavan olma sebebi çok belli. Devamı gelecektir ve asıl konuyu sona saklamışlar gibi.","label":6} {"text":"İlk filmi ortalama bir filmdi fakat ikinci filmde cinselliği abartarak bambaşka bir boyuta geçmişler. Grinin Elli Tonu benzeri bir film olmuş. Kötü.","label":2} {"text":"Ejderha Dövmeli Kız beni çok etkilemişti. Son derece heyecanlı ve akıcı bir filmdi. Bu filmi sabırsızlıkla bekliyordum o nedenle ama açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradım. Kötümü ? Kesinlikle değil ama ilk filmin gerisinde kaldığı bir gerçek.","label":5} {"text":"başlarda sıkılsamda konuyu anladıkça sızı baglayan bır fılm olmuş... oyunculuklarda detaylara verılen onem; mekan seçimi,göruntu kalıtesı hersey muazzam guzel olmuş. konu ıtıbarıyle dını bır fılm oldugunu dusunmesenızde aslında hz isa dönemını anlatıyor yada daha eskı bır donemı ... cunku lut kavminde bu tür ahlaksızlıklar oluyordu...yani senaryo biraz komplike olmuş...ama 3 -4 tane dini olayın karması gibi geldi bana...neticede verdiği mesaJ harikaydı... biraz babam ve oğlum müzikleri barındırması ıyı olmamıs... vede çocuklara bayıldım.. çağan ırmak türkiye için bir değer...bunu anlamalı herkes.... 9/10 mukemmel...1 puan kırma nedenım muzıkler...vede bazı sahnelerın aceleye getırılmıs bır acemılıkte cekılmesı...o kadarda olsun ...","label":8} {"text":"Film sakar bir adamın bir partiyi mahvetmesinden ibaret değil. Aslında burjuvayı yerden yere vurmuş ama anlayana. Bana Bunuel'in Burjuvazinin Gizli Çekiciliği'ni hatırlattı. Film bittiğinde gülmekten yerlere yatarak işte parti dediğin böyle olur demeniz de olası.","label":7} {"text":"Oyunu kadar güzel olmuş.. Sinemada izlemelik bi film... Ama biraz daha aksiyonu bol olsa tadından yenmezdi...","label":9} {"text":"Gerçekten çok iyi bir filmdi. Audrey Tautou yine çok iyi oynamış. Açıkçası filmin senaryosuda çok başarılı ve özgündü. Gerçekten çok başarılı ve sağlam filmdi. Michel Gondry böyle güzel filmler çekmeye devam etsin.","label":7} {"text":"Çok eğlenceli bir aksiyon filmi...","label":5} {"text":"Seri katil filmi ama verilen mesajlar siyasi ve adaletin aksaklıklarını anlatıyor. Yargısız infaz filmlerinden yabancı olmadığımız bir durum. Adaletin ne kadar önemli olduğunu yalın ve hüzünlü bir dille anlatıyor. Olmayan düğmeyi iliklemeye çalışanlara gelsin.","label":7} {"text":"kanser hastası kadının torun özlemi aile ilişkileri vs.. Oyunculuk kadro süper ama konu biraz basit sürükleyicilik vs çok iyi.. Konunun sıradanlığına rağmen iyi film genede","label":7} {"text":"Keşke fransızca bilseydim de bu filmi orjinal dilinde anlasaydım hissi uyandırdı bende :) Filmi beğendim kurguyla gerçeğin içiçe geçmesi zaman zaman birbirine karışması çok iyi kullanılmış. Ama bir öğretmen olarak öğrencinin zekası ve çevresindekileri zekasıyla kullanması, ajitasyonu bir silah olarak kullanması korkutucuydu :p :D","label":7} {"text":"George Melies'in yeteneğine ve bakış açısına yakışmayan filmdir. -4, bu filmi george melies'in önceki filmleriyle karşılaştırıp neden haksız olduğumu yazarsa sevinirim.","label":2} {"text":"Karnım acıktı","label":7} {"text":"Ercan Kesal isminin büyüklüğüne güvenip iki saatinizi heba etmeyin... Filmin ne başı var ne sonu var, tam bir hayal kırıklığı... Sadece Ercan Kesal izliyorsunuz, hepsi bu. Uyumak için birebir...","label":1} {"text":"Kurgu, tutarlılık hataları bulunduran yine de süper kahraman filmleri arasında verdiği mesajla keyifli vakit geçirmeyi sağlayan film. Daha fazlası var mı peki Green Lantern'da? Hayır. 10/6","label":5} {"text":"Jake ve Annei bol bol çıplak görmek isteyenler izleyebilir. Açıkçası konu olarak pek tatmin edici değildi. Yer yer gülümseten bir kaç sahnesi ve zaman zaman hüzünlendiren anları olsada genel anlamda vasat bir film.","label":5} {"text":"Halloween 3'ten sonra Michael Myers'ın olmadığı ilk film diyebiliriz sanırım. Bu da üçlemenin son filmi olduğundan denk gelmesi manidar olmuş. Filme çok düşük beklentiyle gittim, yine de memnun olmadım. En azından bir Halloween filmi olarak izleyince. Yer yer güzel anları vardı ama Michael'a yapılan saygısızlık artık sabrı taşırır cinsten. Atmosfer olarak da senaryo olarak da Halloween serisini yansıtmıyor. Ama bunları saymazsak izlenebilir bir film. Hala Rob Zombie filmlerinden kötü değil. Scream 5'ten ise kat be kat iyi...","label":3} {"text":"Ava giderken avlanmak dedikleri bu olsa. Komik, eğlenceli, düşündürücü.","label":7} {"text":"Güzeldi. Senaryo baya sürükleyiciydi. Tam da gerektiği gibi film sonsuz döngü şeklinde başladı bitti. İsteseler aynı şekilde 10 saat film çekebilirlermiş. Oyuncular gayet iyiydi. Rachel McAdams a bir kez daha aşık oldum. :) Bu kadının her filmi etkiliyor beni. Ne diyelim. İzleyin izlettirin. Ama şu var ki Zamanda Aşk filmi çok daha iyiydi. :))","label":7} {"text":"Metal müzik sevenlere hitap ediyor gibi gözükse de farklı bir film izlemek isteyenlere de önerebilirim. Mark Wahlberg oldukça iyi oynamış ama Rahmetli Heath Ledger da başrole gidermiş. Işıltılı gözüken, arzulanan bir hayatın gözüktüğü gibi olmadığını anlatan; aynı zamanda müzik ziyafeti sunan ve nostaljik bir yapım. 7/10","label":6} {"text":"çok kötü olmuş zaman kaybından başka birşey değil...","label":0} {"text":"Chopin'in muazzam konçertosu ve oyunculuklarıyla etkileyici bir film olacağını baştan garantileyen bir yapım. Toplum, aile ve sistemin çocukların üstünde yarattığı baskının ne tür sonuçlar verebiliceği üzerine manidar bir film.","label":7} {"text":"Özellikle Beat kuşağına ilginiz varsa kesinlikle tavsiye ederim. Genel olarak neler göreceğimiz belli olsa da izlerken büyük keyif aldım. Film hakkında konuştuğum pek çok kişi gibi ben de Allen Ginsberg'i biraz daha görmek isterdim daha güzel olurdu. Herkese tavsiye etmekteyim filmin süresi gayet yerinde geldi bana. Kristen Stewart'ın oyunculuğu da şaşırtıcı şekilde iyiydi. Steve Buscemi'nin oynadığı sahneler gülümsetti salondaki herkesi. Howl'u biraz daha okusaydı çok çok daha keyif alırdık:) izleyin ve izlettitrin, iyi seyirler..","label":8} {"text":"Bazı filmlerin bir aurası var. Bu da o filmlerden biri bence. Ozan Güven ve Meryem Uzerli çok iyi bir ikili olmuş ve oynadıkları rollere cuk oturmuşlar. Konu güzel, konsept güzel hiç sıkılmadan izledim. Keyifli zaman geçirmek için izlenebilir.","label":7} {"text":"Overdose sembolizmden vefat ettim, katilim spider man hala dışardadır. Şaka bi yana hakikaten sağlam film idi. Geç saatte izlememe rağmen 90 dakika akıp gitti valla. Kitabı da daha önce duymamıştım, benim cahiliye dönemim :( Jake sen nasıl bi adamsın be kardeşim, bi tane filmin de osuruktan olsun ya, bi tane filmde de berbat bi oyunculuk sergile. Yeter yav, sana hayran olmaktan yorulduk.","label":8} {"text":"yükselen fiyatlar, hayat pahalılığı karşısında vazgeçmek istemediği viski ve sigarasına karşılık evinden çıkmayı göze alan ana kadın karakterimizle birlikteyiz. garip ama direkt mizahı ve hüznüyle beni çok etkiledi. Az bilinen şaheserlerden :)","label":7} {"text":"İmdb de an itibariyle 913 oy almış ve 5.5 puanı var. İyi bir film mi ona birşey diyemem ama bu puanı hak edecek kadar kötü bir film mi? Kimse kusura bakmasın. Bu filme 5.5 puan anca grup psikolojisiyle verilir. İzleyenler bu türden ne bekliyorlar ben onu tam anlamıyorum ama benim beklentim bariz saçmalıklar olmaması çünkü her haunted house filminde birtakım metafizik saçmalıklar birtakım filmiçi tutarsızlıklar oluyorki bunda da vardı. Sözün özü türü sevenler için gayet izlenebilir bir film. Mekan açısından kendi çapında orijinal bile sayılabilir","label":6} {"text":"Kötü bir film mi ? Hayır. Çok çok iyi bir film mi ? Bence onada hayır. izleniyor ama bana öyle aman aman keyif vermedi. Bir kere başrol oyuncularına hiç ısınamadım. Bill Murray olsun Andie MacDowell olsun eyreti durmuş. Sonuç olarak kesinlikle Overrated","label":7} {"text":"Bir M.Night Shyamalan klasiği...Köy,sinema sanatından anlayabilen için mini bir klasiktir...","label":9} {"text":"Hoş bir film gerçekten sıkmıyor,romantik tadında..Ricky Gervais o soğuk,garip kişiliği harika canlandırıyor.Ve ukala Frank o pis espriler kurnaz tavırlar Greg Kinnear harika..Ben beğendim 10/8","label":7} {"text":"Korku gerilim bunlarla pekte ilgisi yok aile filmi diyebiliriz daha çok, hatta daha çok çocuklara hitap ediyor bile diyebiliriz, fazlaca boş vaktiniz varsa çerezlik izlenir ama fazla bir şey beklemeyin.","label":4} {"text":"“The Help”, senaryosunu da Kathryn Stockett’in aynı isimli ilk romanından (2009) uyarlayarak yazan Tate Taylor’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama… Prömiyeri, 9 Ağustos 2011’de Beverly Hills’de yapılan ve 10 Ağustos 2011 tarihinde de Amerika’da vizyona giren filmin, 8.0/10 (434.229 oy) ve 4.2/5 (100.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.0/10 (230 yorum) ve 62/100 (41 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, yeterince iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de 25 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 216,6 milyon dolar gibi yapımcılarını fazlasıyla mutlu eden bir hasılat rakamına ulaşmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun için de doğup büyüdüğü Jackson, Mississippi’nin 1960’lardaki ırkçılık yıllarını Psychologies’e göre, “Baş döndüren kurgusu, dokunaklı yan hikâyeleri, oldukça eğlenceli anekdotlarıyla sizi büyüleyecek. Bittiğinde de üzüleceğiniz” bir dille anlatan Stockett’in romanının son derece büyük bir beceriyle beyazperdeye aktarılmış hali olan bu filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, yıldızlar geçidine dönüşmüş olan castingi ve Tate Taylor’ın ustalık dolu yorumu nedeniyle 146 dakikalık koskocaman bir sürenin nasıl geçtiğini anlayamadığımız sıra dışı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Gerçekten de, Minny karakterindeki performansı nedeniyle “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” kategorisinde 2012 yılının Academy, Golden Globes ve BAFTA ödüllerinin tamamını kucaklayan Octavia Spencer’ın yanı sıra Emma Stone, Viola Davis, Bryce Dallas Howard, Jessica Chastain, Allison Janney ve Sissy Spacek gibi isimlerden oluşan oyuncu kadrosu son derece göz kamaştırıcı… Ki, bu oyunculardan 1 Academy, 1 Golden Globes, 1 BAFTA ve 6 Primetime Emmy ödüllü Allison Janney, bugüne kadar Taylor tarafından çekilmiş olan bütün filmlerde oynarken Octavia Spencer’da, onun “The Girl on the Train” (2016) filmi hariç diğer hepsinde rol almış… Elbette bu filmin başarısındaki temel faktörlerden bir diğeri ve belki de en önemlisi, Kathryn Stockett’in yazımı beş yıl süren ve başlangıçta 60 yayın danışmanı – temsilcisi tarafından reddedilen sonrada Türkçe’nin de aralarında olduğu 42 dilde basılan, ırkçılığın bugüne kadar pek tanık olmadığımız farklı bir yüzünün betimlendiği romanının bizzat kendisi… Zira Skeeter, Aibleen ve Minny’nin yaşadıkları pek çok fantastik öyküyü gölgede bırakabilecek türde bir yapıya sahip… Bunu fark eden Chris Columbus, Michael Barnathan ve Mark Radcliffe gibi film yapımcıları da bu romanı sinemaya uyarlamak için çok fazla beklemeden harekete geçerek filmin senaryosunun yazımı ve çekimi işini, kendisi de Jackson, Mississippi doğumlu ve romanın yazarı Kathryn Stockett ile çocukluk arkadaşı olan Tate Taylor’a ihale etmişler… 2008 Temmuz’unda daha roman henüz basılmadan, kitabın film haklarını Stockett’den almış olan Taylor’da, görüldüğü kadarıyla yüzünün akıyla çıkmış bu işin içinden… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar başta Chubby Checker’ın o ölümsüz “Let’s Twist Again” isimli şarkısı olmak üzere Johnny Cash, Ray Charles ve Bob Dylan’ın da müzikleriyle renk kattıkları bu filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; “Ma” (2019) filmindeki yorumumuzun bir kısmını bir kez daha tekrarlamış olmak pahasına, nitelikli film izlemeyi alışkanlık haline getiren sinemasever dostlara, “Tate Taylor gibi az ama öz işe imza atan yönetmenlerin filmlerine, yapılan olumsuz eleştiri ve verilen olumsuz puanların hiçbirini ciddiye dahi almadan izleme listelerinizde yer vermeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de eğer halen izlemediyseniz bu arşivlik Tate Taylor filmine “mutlaka bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Filmi izlerken sanki bir Yılmaz Erdoğan filmi değil de bir Çağan Irmak filmi izliyormuşum hissine kapıldım.Bu kötü bir şey mi peki? Maalesef evet.Bir yönetmenin imzasının silikleşmesinden hatta yok olmasından daha fena ne olabilir? Yıldızlar geçidi bir kadro...Yeşilçam esintisi bir senaryo...Reklamı 'fazla iyi' yapılmış bir film... Erdoğan mı Irmak mı siz karar verin.İyi Seyirler.","label":3} {"text":"Seneryo kötü Oyunculuk berbat ötesi (çocuk oyuncular muhtemel torpilli tipler ) Kurgu beş para etmez Fazlası ile american özentisi Çocukların hayal dünyası diye yola çıkıp çocukların duygularını renkler ile çalan bir film. Çocuğunuzu bu filme götürmek yerine ona güzel bir renkli masal kitabı alsanız daha iyi olur . Bin değil bir milyon kez pişman oldum","label":1} {"text":"Büyük beyeni toplayan çok iyi bir film nasıl sömürülür ve nasıl rezalet bir devam filmi çekilirin en iyi örneklerinden öyleki okullarda okutulup asala ama asla bunları yapmayın diye gösterilmesi gereken bir yapıt. Bol güzel kızlar, bol modifiyeli arabalar birbirini seven ama devamlı çekişen ortak yani hertürlü klişe mevcut filmde.","label":4} {"text":"Klişelere sonuna kadar batmış bir film. Eğlenceli ve vakit geçirtir mi derseniz, her klişe Amerikan romantik komedisi gibi bunun garantisini veriyor. Uyuşturucu gibi, sonunu bile bile devam ediyorsunuz.","label":5} {"text":"bazı sahnelerini unutmuş bile olsam beğenimi asla kaybetemeyecek bir film.izlenmesi gerekli mi?kesinlikle.en azından fikir sahibi olmak için izlenmesi gerek diye düşünüyorum.başka da birşey yok=)","label":8} {"text":"“Mr. Turner”, senaryosunu da yazan Mike Leigh’in yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama… İngiliz ressam J. M. W. Turner’ın son yirmi beş yılının anlatıldığı film, dörder kategoride Academy ve BAFTA dâhil toplam 66 ödüle aday olmuş… Ancak prömiyerinin de yapıldığı 67. Cannes Film Festivalinde, Timothy Spall (En İyi Erkek Oyuncu) ve Dick Pope’ın (Görüntü Yönetmeni) kazandığı iki ödülün de içinde bulunduğu 19 ödül ile yetinmek zorunda kalmış… Yaklaşık 11 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve brüt 18 milyon dolarlık bir gişe hasılatı yapabilen bu filmin, 6.8/10 (22.169 oy) ve 3.3/5 (16.258 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.4/10 (187 yorum) ve 94/100 (44 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip Metacritic yorum ortalamaları bize, “Mr. Turner” ın sıradan sinema izleyicisinin patlamış mısır ve meşrubat eşliğinde izlediği gösterişli Hollywood prodüksiyonlarına benzer bir film olmadığını söylüyor gibi… Bu yargımızın doğru olup olmadığını anlayabilmek için, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle gelin isterseniz filmimize biraz daha yakından bakalım… İşe ilk olarak da, Academy ödülüne aday olduğu kategorileri ve bu kategorilerde ödülü kazanan filmlerin isimlerini sıralamakla başlayalım… 1. En Başarılı Görüntü Yönetmeni: “Birdman or (The Unexpected Virtue of Ignorance)” (2014) ile 3 Academy ve 4 BAFTA ödüllü Emmanuel Lubezki, 2. En Başarılı Kostüm Tasarımı: “The Grand Budapest Hotel” (2014) ile 4 Academy ve 3 BAFTA ödüllü Milena Canonero, 3. En Başarılı Film Müziği: “The Grand Budapest Hotel” (2014) ile 2 Academy, 2 Golden Globes ve 3 BAFTA ödüllü Alexandre Desplat, 4. En Başarılı Prodüksiyon Tasarımı: “The Grand Budapest Hotel” (2014) ile Adam Stockhausen ve Anna Pinnock. Bize göre, bu ödül dağılımı karşısında, Academy ödülleri jürisinin “Mr. Turner” a ciddi bir haksızlık yaptığını söyleyebilmek için geçerli tek neden, söz konusu ödülleri kazanan filmlerden haberdar olmamak olabilir… Ki özellikle, aynı kategorilerdeki BAFTA ödülleri de yine aynı iki filme gitmişken… Elbette, bu önemli sinema ödüllerinin kazanılamamış olması “Mr. Turner” ı kesinlikle değersiz kılmaz… Tam tersine karşımızdaki filmin, dekorlarından kostümlerine, mekân seçimlerinden müziklerine kadar her şeyinin titizlikle ele alınarak kurgulandığı belgesel tadında bir drama olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçek artık… Tiyatro kökenli usta oyuncu Timothy Spall’ın performansı için de, Cannes Film Festivali jürisinin söylediklerine eklenilecek çok da fazla bir şeyin olmadığını düşünüyoruz… Zira Spall bu filmde, gerçekten de adına yaraşır bir iş çıkartmış… Bizce filmin tek kusuru, 150 dakika gibi biraz uzun kaçan süresi… Belki, kimi bölümlerdeki gereksiz yere uzatılmış diyalog sahneleri olmasaydı, bu 150 dakikalık süre pek fazla göze batmayacak ve izleyiciyi bu kadar rahatsız etmeyecekti… Ancak olmuş artık bir kere… Daha sonra Mike Leigh, filmi tekrar bir elden geçirerek süreyi 110 – 120 dakikaya indirecek şekilde yeniden kurgular mı bilinmez… Bilinen tek şey, bizim bu haliyle filme vereceğimiz puanın 3 önerimizin ise, uzun da olsa “sabırla izlenmeli” şeklinde olacağı… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 4 Ocak 2019 günü saat 01.02’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"yine bol aksiyonlu ve kovalamaca dolu sürükleyici seriye yakışır bir son oldu bence. beni en çok sevindiren serinin bu filminde julia stiles inde olmasıydı.","label":7} {"text":"Bu filim hayvanları anlatan ve çocuk animasyonundan çıkan bir filim Amarikayı dost gibi düşündüren ama daha dün Amerika da yaşananlara baktımızda Amerika .... Güzel bir animasyon herşeyi sanki Amarika çok güzel bir ülkeymiş gibi göstermişler.bu çocuk animasyon filmi çocukluktan çıkmış farklı bir mesaj veriliyormuş gibi............................................................................ sevdim ama kısacısı Amerikayı dost gibi gösteren bir çocuk animasyonu ama gerçek ..................................................................................................................................... [spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"haha bu filmi beğenenler kendini 10. kattan atsın ölmezse bi daha atsın bu filmin yönetmeni ben olsam(ki bu kadar iğrenç bi filmin yönetmeni olmam) daha güzel yapardım heralde tam bir rezalet sinemasına gidenlerede acıyorum bence gidip paranızı geri alın şafaktan hahahaha ayrıca 1. filmde vasattı","label":0} {"text":"bayıldım filme..","label":7} {"text":"bağımsızlığıyla öğünen ama aslında bağımsız olamayan bir kadının hikayesi. ne kadar kararlarını kendi veriyormuş gibi dursa da hep bir onaya ya da tavsiyeye ihtiyaç duyuyor ve aklıyla değil daha çok duygularıyla hareket ediyordu bana sorarsanız. ama film fena değildi insanın bağımsız olması yalnız olmasını gerektirmez dedi kısaca. Gabriel güzel bir karakter olmuş duruşuyla konumuyla, Carey Mulligan aynı şekilde yakışmıştı.","label":6} {"text":"Tam bir rezalet.filmde bir çok konu hatası var.ve korkuya dair hiçbir sahne yok.konuşma yok sürükleyicililik yok.hep bi aaa koş aaa eyvah gibi sıradan sahneler.film sonunda korkulmadığı anlaşıldıgndan korkutmak adına söylenen o biz heryerdeyiz&muhabbeti ise tam bir fiyasko.sadece film olsun para kazanalım mantığıyla yapılmış.fazla sıradan.","label":2} {"text":"İyi desem iyi degil kotu desem kotu degil. Fena degil iste :D","label":5} {"text":"Müthiş bir film, The godfather'dan bile daha çok seviyorum...","label":0} {"text":"Bu filme vampir filmi diyip o gözle bakıp o şekilde yorumlamak net olarak dangalaklıktır. acaba ana mesele vampirler gibi mi duruyor? algı bu kadar mı yani? imdb puanı 5.4 imiş. Bunu erkeklerin gerzek kıskançlıklarıyla bitiştirsem çok uzak bir tahminde bulunmuş olmam. Net olarak erkeklerin dünyasında kadınlara özgü bir filmdir. Nasıl ki aptal westernler erkeklere özgü ise ve imdb'de başı çekebiliyorlarsa... ek: nedense bir sürü başka filme ağızlarından köpükler saçarak saldırmaz da erkekler bu film söz konusu olunca bir tiksinme bir bulantı. Neden? kadınlar kendilerine özgü şeyleri fantezilerini bu filmle ifade ettiler diye mi? Kadınlar sizin gösterdikleriniz haricinde başka bir şeyi sevdiler diye mi? alt tarafı bir \"piyasa\" filmi, neden bu kadar taktınız?","label":8} {"text":"G. Del Toro yönetmen olarak başarılı işlere imza atmış bir isim, fakat yapımcı olarak aynısını söylemek zor. Julia's Eyes ve Don't Be Afraid of the Dark fiyaskolarından sonra içeriği güçlü dolu bir film beklerdim ama maalesef bu da olmamış. İyi başlayan ve enteresan ilerleyen ilk yarının ardından, oturmamış bir ikinci yarı, duygusallıktan prim yapmaya çalışan ama duvara toslayan bir final izledik. Aşırı derecede Hollywoodvari ve klişe korku öğelerini pervasızca kullanan zorlama bir film olmuş. Öyle ki görsel efektler, bırakın korkutucu olmayı bir süre sonra komik bir hale dönüşüyor. D. Toro imzalı hiçbir filmde Mama kadar berbat bir CGI görmedim. Yüzünü hiç göstermeseler çok daha ürkütücü olabilirdi! Filmin temel dayanağı olan dramatik ve duygusal öğelerin de başarılı bir şekilde işlendiğini söylemek zor. En azından bana geçmedi. Del Toro imzalı olan korku filmlerinin klasiği haline gelen çocuk odaklı hikayeler artık kabak tadı vermeye başladı. Belki de Pan's Labyrinth ve Devil's Backbone lardan sonra çıta o kadar yükseldi ki izleyiciyi tatmin etmek giderek zorlaşıyor. Sonuç olarak, fazla beklentiye girmeden izlenebilir.","label":3} {"text":"bilim kurgu dalında bir film olmuş. Ben çok beğenmedim ama izlerken sıkılmadım da. Orta seviyeli evde izlenmesi gereken filmler dalında benim için. Ben filmi 2 ay önce filan 1080p olarak izledim ancak film türkiye de yeni sinemaya girmiş. Bu yıllarda halen ülkemize filmlerin bu kadar geç gelmesi şaşırtıcı.","label":5} {"text":"İzlenmeli. Demet Akbağ her zaman ki usta oyunculuğunu sunmuş. Kış mevsiminde, sıcak yaz görüntüleri, Gökçeadanın güzelliği filme renk katanlar arasında.","label":9} {"text":"Rus erkeğini çok iyi aktarıyor kameraya, Dönüş teki baba profili ve burada da eş profili. Sonuç olarak yalnız kalan ve tek başına ayakta durmaya çalışan Rus kadını. Son sahneye dikkat; adam arabası ile tüm yaşananları bıraktı gitti, tarlada çalışanlar ile filmin bitmesi tesadüf değil.","label":7} {"text":"Güzel bir film.. genelde işlenmeyen bir konu olduğu için de farklı bir film.. oyuncular çok başarılı.. ama anlatım daha etkili olabilirdi diye düşünüyorum.. 8/10","label":7} {"text":"“Private Life”, aynı zamanda senaryosunu da yazan Tamara Jenkins’in üçüncü uzun metrajlı sinema filmi… Prömiyeri, 18 Ocak 2018’de Sundance Film Festivalinde yapılan ve 5 Ekim 2018’de Netflix tarafından yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 6.6/10 (340 oy) ve 4.2/5 (142 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.6/10 (48 yorum) ve 83/100 (28 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan izleyici sayısı yeterli olmasa da, sadece yorum ortalamalarına bakarak dahi kaliteli bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz… Peki, gerçekten de öyle mi? Bunu anlayabilmek için, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu filme, gelin isterseniz her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım… Göründüğü kadarıyla “Private Life”, bu yılın oyuncu kadrosu çok güçlü olan birkaç filminden biri gibi duruyor… Ki zaten, “Equilibrium” (2002), “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” (2004), “I, Robot” (2004), “Foxcatcher” (2014), “Collateral Beauty” (2016) ve “Solo: A Star Wars Story” (2018) gibi filmler dâhil toplam 169 projede casting direktörlüğü yapmış olan Jeanne McCarthy’den de başka bir şey beklenilemezdi diye düşünüyoruz… Bu çerçevede, başta Paul Giamatti ve Kathryn Hahn olmak üzere kadrodaki bütün oyuncuların el birliği ile son derece rafine bir iş çıkarttıklarını peşinen söylememiz lazım… Bu kadro, pek çok izleyici için sıkıcı olabilecek bir konuyu, bir aile filmi sıcaklığında sunmayı başarmış… Öyle ki, böyle bir film için uzun sayılabilecek 123 dakikalık süresine rağmen filmden bir an için bile olsa kopmuyorsunuz… Elbette bu durumu sadece oyuncuların performansı ile izah etmeye çalışmak, kameramanından ışıkçısına kadar teknik ekipteki isimlerin emeğine ciddi bir haksızlık olacaktır… O nedenle de bu filmi, bütün unsurlarıyla kompakt bir sinema projesi olarak tanımlamanın çok daha doğru bir iş olacağına inanıyoruz… Filmin hikâyesine ve sunumuna da şöyle kısaca bir göz atacak olursak… Filmin yönetmeni olmanın yanı sıra senaryosunun yazarı da olan Tamara Jenkins’in izleyiciyi, çok varlıklı olmasalar da sonuçta evleri, arabaları ve işleri olan tipik orta sınıf kentli bir karı kocanın, yani Rachel (Kathryn Hahn) ile Richard’ın (Paul Giamatti) özel hayatlarına sokmaya ve sorunlarına ortak etmeye çalıştığını görüyoruz… Kırklı yaşların son demlerinde olan bu New York’lu çiftin tek bir ortak derdi vardır, o da mutlaka bir çocuk sahibi olmak… Bunun dışında onların, Orhan Veli’nin de dediği gibi: “Ne atom bombası, Ne Londra Konferansı, Bir elinde cımbız, Bir elinde ayna; Umurunda mı dünya”… Fakat doğruyu söylemek gerekirse Tamara Jenkins, bu özel hayata dair hikâyeyi, Ty Burr’ün Boston Globe’daki filme ilişkin yorumunda da söylediği gibi, Woody Allen tarzında zekice kurgulayarak çok hoş bir komedi – dramaya imza atmış… Sonuç olarak, büyük bir ilgi ve keyifle izlediğimiz bu film için puanımız 3,5 önerimiz ise, “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 7 Ekim 2018 günü saat 01.13’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":6} {"text":"arkadaşlarının külleriyle yetiştirdikleri bir cannabis bitkisi sayesinde harvarda girmeye başaran iki doperın maceralarını konu alan boş ama çok hoş film.Kısacası amerikan filmleri icindeki en cok güldugum,beğenirseniz etkisinde kalırsınız:)","label":9} {"text":"hakikaten aşırı düz bir film olmasına karşın televizyonda izlenilebilecek ve keyif alınabilecek bir film.","label":6} {"text":"Hükümetler ve yaptıkları ticari işlere yönelik bilgiler veren bir film olmuş. Serinin aksiyon dozu yüksek bir filmi.","label":6} {"text":"İzlemeye başladıktan çok kısa bir süre içinde filme kilitlenmeniz olası. Çünkü hem sinematografik açıdan hemde başarılı hikaye anlatımından dolayı oldukça merak uyandırıyor. Kurgusal açıdan çok iyi bir anlatıma sahip hemde sanat filmi tadında olması filmin ayrı bir başarısı. Galiba hayatım boyunca izlediğim en erotik film olarak da aklımda kalacak... Ama ufak bir ayrıntıyı da es geçmeyelim porno ile erotizm arasında çok ince bir bir çizgi vardır birbirine karıştırmayınız! Bu film kesinlikle çok erotik bir o kadar da sürprizlerle dolu şahane bir film. Kesinlikle sanat eseri!","label":7} {"text":"Yine sektirmiyor şu yaptım oldu saçmalığına bile methiyeler düzenler var. Yönetmen seviciler bitmedi bitmez. Başroldeki adam Ryan Gosling olmasa veya local bir film olsa acaba bu aptallığı bu kadar övebilir miydiniz? Bir seferde çıkın kral çıplak deyin ya. Uzun süredir izlediğim en anlamsız ve saçma film. Pusher serisi nere bu saçmalık nere. Aynı kişinin zihinsel ürünü olduğuna inanmak istemiyorum.","label":0} {"text":"Açıkçası filmin ortalarına kadar neredeyse sıkıldım ama senaryonun iyi olmasıyla ve başroldeki kadın oyuncumuzun rolünün biraz daha ön plana çıkmasıyla izlemeye devam edebildim. Eh tatmin de etti sanırım kurtarışıyla:) Sanırım bir yönetmen olsam bu filmi benden çekmemi isteseler senaryoyu kırpar da çekerdim. The Life of David Gale'i izleyenler hatırlayacaktır, şaşırtan kadın hamleleri özellikle suç filmlerinde baya ilgi çekici olabiliyor:) Filmin kendini bir şekilde kurtardığını söyleyebilirim ama gerim gerim germedi, senaryosuyla şov yapamaya çalışan filmlerden ve keşke Ben Affleck yerine başka bir isim bulsalardı...","label":9} {"text":"Yoğun Emir Kustirica tadı sezilen Irak filmi. Filmden sonra aklımda kalan tek şey Golshifteh Farahani'nin çaldığı müzik aleti. https://www.youtube.com/watch?v=sFjwsUInJ0c","label":6} {"text":"Çok çok kötü bir uyarlama değil ama, bazı sahneler de buram buram ucuzluk kokuyor..2-3 kere de kendini izletmişliği vardır, hakkını yemeyelim..","label":3} {"text":"Gerilimli ve bol kanlı bir filmdi tabi sansürsüz versiyon için konuşuyorum konu hepimizin bildiği gibi klasik ama işlenişi başarılı yönetmen ve oyuncular üzerine düşeni yapmış çok söze gerek yok şiddet ve vahşet görmek isteyenlere iyi seyirler.7/10","label":6} {"text":"Filmde ön plana çıkan iki olgu var ki biri oyunculuk ve aktörler diğeri de etkileyici görüntüler. Gerçekten seçilen lokasyon, o cennet parçası kumsal ve denize kabadayılık yapan pansiyon. Bunun dışında bakarsak bence hikaye biraz basit kalmış. Karakterlerin geçirdiği değişim çok sade anlatılmış. Eğer aşk'ın diğer anlamı acıdır kabul edersek filmin sonu tam buna göre yapılmış.","label":5} {"text":"seNaRyo dediğin böyle olmalı işte.. beni tatmin etti.. güzel iş çıkaRmışlar..","label":7} {"text":"Nicholson hayranı değilim ama oyunculuğu gerçekten çok iyi bu filmde...","label":7} {"text":"daha kendi janrına, beslendiği mite saygısı olamayan bir film. altmetindeki saçma mesajlar da cabası. karantina...","label":0} {"text":"Gayet eğlenceli bir animasyondu.Puanını az buluyorum 10/8","label":9} {"text":"Jim Carreyin tartşmasız en mükemmel oyunculukları arasına girebilecek mükemmel eğlenceli bir film.","label":8} {"text":"bi ara her hafta televizyon vermişti artık sıkılmıştım ya","label":7} {"text":"Çok ama çok kuvvetli bir dram, kaldırması zor geliyor naif bünyelere.Anlatımı fazlasıyla başarılı, hissettiriyor tüm duygusunu.Gabourey Sidibe ve Monique devleşmiş, izleyin.8/10","label":7} {"text":"epey uzun süre nfs oynayan biri olarak filmden çoook fazla keyif aldım. sehrin içindeki yarışta sanki ben oynuyormuşu gibi hissettim. sahneler oyundaki mekanlara çok benziyorudu, hatta oyunda da bulunan beyaz kuleler filmin başlangıcındaki ilk yarışta kullanılmış, nfs oynayanlar bilirler, belki başka sembolleride kullanmış olabilirler. filmin müziklerinide çok beğendim ama tabikide ff deki gibi insanı gaza getiren müzikler ve güzel kadınlar yoktu :) ancak bu eksikliği ff serisini bilmeseniz hissetmezseniz ki zaten ff serisinın aksıne sadece arabaların konuştuğu bu film ff nin fantastik aksiyonunu solda sıfır bırakarak solluyor.","label":6} {"text":"Film beni inanılmaz şekilde içine çekti. Eğer bu dünyada doğuştan bir şansınız yoksa hepiniz \"Noi\" gibi yaşamak zorunda kalırsınız. Hele bir de buna doğuştan bir hastalık eklenince. Adaleti olmayan bir dünya da adaletli bir şekilde yaşamakta imkansızdır.","label":4} {"text":"Film içinde film.. Oyuncuların performansı takdire şayan. uzun zamandır pek bir filme gülmüyordum, ilaç gibi geldi.","label":7} {"text":"Film zaman zaman temposu düşmesine rağmen bilim-kurgu öğeleri doğru olarak kullanılmış bir aşk filmi. Matt DAMON ve Emily BLUNT iyi oyuncular ve filme yakışıyorlar. Tanrı, melekler, kader, yazgı gibi kavramların öykünün içine doğru oturtulması öyküyü izlenir kılıyor. Bana çok sevdiğim Sliding Doors filmini hatırlattı. Salondan çıkınca hayatınızı gözden geçirip acaba diye düşünüyorsunuz.","label":5} {"text":"Konu bakımından çok yaratıcılık beklemeyin. Ama gerçekten komik ve eğlenceli bir film olmuş. Özellikle bazı iğneleyici yerleri çok dikkatimi çekti. Tam tamına çerezlik film niyetine izleyebileceğiniz bir film.","label":7} {"text":"İzlerken çok sıkıldığımı söyleyemem, vakit geçirmek için izlenebilecek bir film ama bu iyi olduğu anlamına gelmiyor..Konu çok klişe bir kere..İntikam için geri döndüler..Ayrıca korkmanız gibi bişey söz konusu değil.Sonu da hiç tatmin edici olmamış..Yani canınız sıkılıyorsa ve yapacak daha iyi bir şey bulamadıysanız izlenebilir..","label":6} {"text":"basit bir film gibi dursada Emma Stone samimiyeti yeter","label":7} {"text":"filmi atlayarak seyrettim. karanlık ortamdan başka bişey yoktu. dialoglar berbattı. ama oyuncular ilk bölümden daha iyiydi. sanki senaryo iyi olsa oyuncular işin üstesinden gelebilecekti. ama olmamış.","label":0} {"text":"Özellikle filmin sesini açıp öyle izleyeceksin !!***Animasyon seviyorsanız kaçırmayın. Olumsuz eleştiriler kendince haklı olabilir ama film tadında animasyon seviyorsanız bence izlemelisiniz.9/10","label":8} {"text":"Yine klasik berbat bir türk komedisi; klişe ve cinsel içerikliespiriler, kötü bi senaryo... Unutmadan, Kürt olarak tanıdığımız Seyithan abimizin hakkını da vermek gerek.","label":1} {"text":"2. Dünya Savaşı Filmi'dir diye izlememen lazım. Batan bir gemide ölmeyi bekleyen aciz adamlarla ilgili bir filmdir, bu film. Göstere göstere gelen bir yumruktur, ölüm. Sponsored by Liselim","label":7} {"text":"Kesinlikle izleyin. Mükemmel olmuş. Barış yok, evet ama olmaması ayrı bir şaka katmış. En iyilere girer.","label":9} {"text":"tony gatlif ve emr kustarica sayesinde neredeyse dünyada ki çingenelerin hepsinin yaşayış şekillerini görmüş oldum ve öğrendiğim şey çingenelerin dünya insanı olduğu evi yeri yurdu olmadığı. bu film nedense bana reha erdemin kosmos filmini anımsattıhttp://www.filimadami.com/film/11097/kosmos/ iki film de aydı sene vizyona girmiş bazı sahnelerini çok benzettim ilginç geldi bana....","label":7} {"text":"ilginç bir süper kahraman filmi bakalım nasıl olacak","label":3} {"text":"İlk sahne ve Son sahne için kesinlikle izlenmesi gereken bir film:)","label":8} {"text":"Çok komik mi hayır ama konu olarak gayet başarılı eğer çocukların bazı değerler kazansın diyorsanız şiddetle tavsiye ederim.. arkadaş olmanın ve çocuklarında birşeyler değiştirebiceceğini anne ve babaların çocuklarına ilgi göstermesi gerektiğini layıkıyla anlatan tek bir küfür olmayan çocuklarınızın kardeşlerimizin ve büyüklerin gözü kapalı izleyecekleri bir film.. sinemadan çıkar çıkmaz ablamı aradım ve yeğenlerimi muhakkak bu filme götürmesini söyledim...","label":9} {"text":"Daha çok çocukların hoşuna gideceği bir uyarlama.","label":6} {"text":"Eğlenceli kadrosuna rağmen, orta karar bir komedi idi...","label":5} {"text":"öyle bi film ki vurgulana temayı hiç farketmeden beyninize yerleştiriyor. Frezan Özpetek Nuri Bilge Ceylandan sonra gururumuz olma yolunda dev adımlar atıyor. devam et:)","label":7} {"text":"İlkini gerçekten aratan ve konu bütünlüğü olmayan bir filmdi. Durum komedisi havası yaratılmaya çalışılmış, fakat onda bile başarılı olunmamış.","label":0} {"text":"Bence çok güzel bir filmdi. O kadar beğenmiştimki iki kez gitmiştim bu filme. Ayrıca çok komikti. Herkese tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Beyazperde de izlenilebilecek harika bir komedi filmi,izlerken çok çok çok güleceksiniz...Sıcak yaz akşamlarında içinizi serinletecektir..Mutlaka izleyin derim VE 10/8 veriyorum selamEtle..","label":7} {"text":"Yükseklik korkusu olan biri olarak müthiş bir gerilimle izledim. Filmin gerilim seviyesi gerçekten iyi. Beğenmediğim çok daha fazla şey var ama gerilim seviyesi son ana kadar filmin içine tutmayı başarıyor. Hikaye çok klişe. 20 dakikada hikayenin nereye gideceğini ve sonunun ne olacağını tahmin ettim. Filmin gidişatında kullanılacak simgeleri çok göze sokuyorlar. Priz olayı olsun, akbaba olayı olsun. Çok bölümü olan bir dizi de değil sonuçta, film olmasından dolayı bunu çok önemsemedim. Ama hikaye gerçekten çok sıradanlaşıyor. Mantık hataları çok göze batıyor. Tırmanırken Hunter sosyal medyada daha fazla izlenmek için göğüs dekoltesi verdiğini söylüyor. Hah işte filmde de tam olarak bu yüzden memeleri kullanmak istemişler gibi ama bunu da çok göze sokarak yapmışlar. Sonu da biraz oldu bittiye getirilmiş gibi geldi. Tüm bunlara rağmen kaliteli vakit geçirten bir film.","label":6} {"text":"Detaylı inceleme pek yakınad","label":8} {"text":"bundan fazla bişey beklemeyeceksin zaten.....","label":0} {"text":"Exodus: Gods and Kings İnsan doğduğunda kendinin ayrı bir birey olduğunu bilmez; anne ile birdir ve bebekken çok cesurdur, korku nedir bilmez. Bedeninin farkına varmaya başladığında ayrı bir birey olduğunu fark eder... Ne kadar çaresiz ve güçsüz olduğunun farkında varır. Bedeni güçlendikçe zihnin yarattığı ikilik rekabete ve çekişmelere yol açar. Bireysel düzeydeki bu ikilem toplum düzeyinde savaşlara ve zorbalıklara yol açar. Artık savaşacak, kendini karşılaştıracak bir şey kalmazsa insan artık kendisine yeni bir rakip bulur: Tanrı! Mısır imparatorluğunun da durumu bunun gibidir, halkları köle gibi kullanarak devasa tapınaklar ve heykeller yaparken, hep daha fazlasını ister güçlü içerideki ikilem yok olmaz ve beslenmek ister... Ama artık müdahale gelmek üzeredir... Devamı Blog'da...","label":7} {"text":"Ortalama bir yerli komedi filmi. Sinema açısından zayıf olsa da keyifli vakit geçirtmeyi başardı. Bazı sahneleri gereğinden uzun olsa da kesinlikle sıkmıyor. Oyunculuklar da yerindeydi, izlenir.","label":6} {"text":"Şimdi beni iyi okuyun Millet : Öncelikle izlediğim en iyi kurguda filmler arasında diyebilirim ;ama izlediğim en iyi kurguyu en iyi şekilde batıran bir film olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Başta her şey iyi ama sona doğru film git gide basitleşmeye başlıyor. İşlenişi tam bir fiyasko. Banka soymak o kadar basit mi ya. İkisi soyup soyup duruyorlar. Bu arada polis arabaları çok saçma. Kısacası film tarihe geçti diyebilirim. Alacağı ödül belli. En iyi kurguda işlenen en kötü film dalında oscar ı alır hade gözümüz aydın. Başta İn Time oluyor sonda Out Time","label":4} {"text":"Film ararken karşınıza çıkarsa eğer bu bir sanat filmidir.. Güzel","label":7} {"text":"Ben bu filmi nasıl kaçırmışım bilmiyorum ama iyi ki izledim. Birol Ünel'in oyunculuğu ise beni benden aldı. Son olarak biber dolması ve rakı sahnesinde beni bitirdiler. Düştüm, kalkamam artık. Yine mi güzeliz yine mi çiçek..","label":7} {"text":"Yapımcılar maalesef hala çok kanla insanların korkmadıklarını anlamadılar ve bundan sonra da anlamayacaklar gibi geliyor bana.Dün 13.Cumanın 2009 uyarlamasını izledim ve gerçekten hoşuma gitti gerilim açısından da beni yeteri kadar tatmin etti ve bugün de bunu daha önce izlememe rağmen tekrar izleyeyim dedim ama beklentilerimin bir hayli altında kaldı ve beni dün izlediğim 13.Cumanın aksine pek germeyi de başaramadı.Yalnızca son 10-15 dakikası kayda değerdi.Onun haricindeki bölümler tam bir hayalkırıklığı ayrıca hikayenin de biraz zorlama olduğunu düşünüyorum ama yine de türün hayranları belki beğenebilirler.","label":6} {"text":"Liam Neeson'dan bir güzel film daha. Tavsiye ederim. 7/10","label":6} {"text":"Arkadalarn abartt kadar kt bir film deil. Orta karar bir uzayl istilas filmi. Candice rolnde ki Brittany Daniel iin bile olsa seyredilir...","label":5} {"text":"1920 ile 1960'lı yıllar arasında kurulmuş büyük ölçekli fabrikaların insan seli işçi çalıştırmaları ile oluşan insanların robotlaşması üzerine bir eleştirel belgesel denilebilir. Dönemlerde çekilmiş, işçi eylemlerini destekleyen filmlerden sahnelerle de zenginleştirilmiş olmasıyla bir tık iyi bir kısa film olmuş denilebilir.","label":5} {"text":"bu bir test yorumudur, bu bir test yorumudur, bu bir test yorumudur, bu bir test yorumudur, bu bir test yorumudur,","label":9} {"text":"tam komedı olmasada ızlenebılecwek fılm güzel","label":7} {"text":"Sürükleyici ve duygusal. Abartıldığı kadar değil bence ama yinede güzel bir seyirlik. Esas oğlanı başarılı buldum ama esas kız bence tam olmamış. Yinede zevk alarak izledim.","label":6} {"text":"boooring! vakit kaybı! ne mortal kombat, ne bu, ne street fighter, hiçbirinin filmleri oynarken alınan hazzın en azından yüzde onunu bile yaşatamıyor.","label":3} {"text":"-çocuğumu öldürecek misin?-hayır-neden öldrmüyorsun?süper bi sahneydi fragmanda.bekleyelim bakalım 1 hafta daha sonra görecez.","label":5} {"text":"The Angels' Share, toplum hizmeti cezasına çarptırılan bir grup suçlunun yaşamlarını 'komedi-dram' ekseninde ele alıyor. İngiliz bağımsız sinemasının tadını kendine has mizahıyla ele alan Ken Loach, komedide özellikle unutulmaz bir karakter/tipleme yaratmış. Gary Maitland bundan sonra adından çok söz ettirecektir. Fakat İngiliz bağımsızı gibi başlayıp, Hollywood'a öykünen bir hikayeyle sonlanması ise 'Meleklerin Payı'nın eksi yönü. Özetlemek gerekirse: Komedi ve viski...","label":6} {"text":"Yrvajdvthidhfbfjwjahvdhshsvdvtihqvdifvdjxixbd Ghdhwufiegoehodhotznsgmgskgsmsyntshtqjwybtwnshnsgnsgnsgnagnatbafbatbafbafbfabafnfahe stbafbarhrh1 Çok güzelk","label":9} {"text":"beklentilerin üzerinde bir film","label":6} {"text":"Bu adamin oyunculuğu, tipi hareketleri hoşuma gitmiyor nedense. Filmi puanı iyi diye izledim fakat izlemesem de olurmuş. Beni sarmadı. Izlemeseniz de olur bence. 6\\10","label":5} {"text":"Bir ilginç David Lynch filmi daha 10/8 puanı rahat alabilecek farklı bir film..","label":7} {"text":"Western filmlerinin The Godfather'ı diyebilirim. Bence gelmiş geçmiş en iyi Western filmi İyi kötü ve çirkin. Eli Wallach yani The Ugly'yi çok çok beğendim. Bir insana kötü, sinsi ve hırslı adam karakteri bu kadar mı yakışır. Tuco karakteri çok başarılıydı yani demek istediğim. Daha fazla söze ne hacet, izlemeyen çok çok şey kaçırır.","label":8} {"text":"Cok kaliteli bir film.Gerek konusunun can alıcılığından gerek Judy Bridgewater - Never Let Me Go sarkisindan,gerek cekimlerin kalitesinden, o manzaralarin ferahlaticiligindan gerekse oyuncularin doyurucu performanslarindan harikaydi.","label":9} {"text":"Yeğenim sağolsun Nasreddin Hoca'yı dizisini biz de biliyorduk. Bu haftasonu filmine gitmek isteyince iş başa düştü :) Sonuna kadar merakla izledik. Çıkınca da üstüne konusacak bir sürü konumuz oldu. Kerim'in halleri ve şarkı kısmı cok eglenceliydi. Umarım devam filmi gelir :)","label":9} {"text":"Filmin her bir saniyesinden çok büyük keyif aldım. Ne güzel bir filmdir bu, ne komik, ne iyi...","label":8} {"text":"Çok etkileyici bir uyarlama olmuş. Uyarlama deyince her şeyi harfi harfine eksiksiz görmek ve duymak isteyen zihinleri tatmin etmeyeceği aşikar. Kitaba dair donelerle çok rahatsız etmeden oynanmış ve olaylar, şahıslar birazcık yapboz misali dağıtılmış ama tüm bu yapısal değişikliklere rağmen film hem tekrardan bizlere o muazzam kitabı anımsatıyor hem de olayın içine içine çekip insanı mest ediyor. Özellikle kitapta Russ Brissenden karakterine kişisel olarak aşırı bağlanmıştım, filmdeki oyuncu seçimi de muazzam olmuş. Gerçi diğer oyuncular da gayet iyiydi. Keza Luca Marinelli kararı cuk olmuş. Müzikleri ve filmin o eskitilmiş görüntüsü de bahsedilmeye ve övülmeye değer. Ne diyelim emeği geçenlerin ellerine sağlık.","label":8} {"text":"Project X'in zaman yolculuğu soslusu :)","label":6} {"text":"sonunda beklediğim film geldi arthur un devam filmini çok meraketiyordum 1.si kadar güzel olacağına inanıyorum","label":7} {"text":"Zaman zaman güldüren çerezlik bir film. Bazı diyalogların birbiriyle uyumsuz olması, doğallıktan uzak gelişmesi filmin eksilerinden. Da Vinci'yle tanışmaları ve ona birşeyler öğretmeye, anlatmaya çalışmaları \"Nasıl anlamazsın bunu\" şeklinde neredeyse aptal muamelesi yapmaları ve ayrıca Troisi'nin kendini müzisyen olarak tanıtması ve Beatles ve domenico modugno şarkılarını sanki kendisi yazmış gibi söylemeye çalışması filmi neşelendiren artılardı. Onun dışında filme dair söyleyecek pek birşey yok. İzlemezseniz pek birşey kaybetmez, izlerseniz de pek birşey kazanmazsınız. İtalyanca geliştirme amaçlı izleyecek seyircilere yönelik de şunu söyleyebilirim: Karakterlerden biri Napoli lehçesi diğeri Toskana lehçesi kullanıyor. Özellikle Napoli lehçesi Kuzey İtalya'lılarca dahi anlaşılması zormuş. Bunu bilerek izlemenizi öneririm. İyi seyirler.","label":6} {"text":"filmin adını truman show yaparsanız ben de kesin jay leno'yla tonight show gibi bişeyin filmidir diye senelerce izlemem tabi. kimse de uyandırmadı. insafsızlar. film günümüz televizyonculuğunun ağzına sıçmış bırakmış ve insan hayatının sermaye karşısında ne kadar ucuzlayabildiğini göstermiş. 30 sene boyunca adamı izlerek yeri gelince gülen yeri gelince ağlayan, adamın hayatının değerini zerre umursamayan ama çıktığında kafayı yiyen kitle de genel izleyici kitlesini çok güzel anlatmış. film tam anlamıyla televizyonu özetlemiş.","label":8} {"text":"Filmi çok beğendim fakat tek anlamadığım nokta spiderman'nin ağları neden kostümsuz ağ atamamasını anlamadım eski filmlerde öyle değil ama","label":9} {"text":"Film başarılı idi. Aldığı puanı haketcek aman aman bir film değildi ama oyuncular oldukça iyi ve işleniş mükemmeldi. 10/7","label":7} {"text":"Van Gogh'u, M. Scorsese'nin canlandırdğı 5. düşteki atmosfer ve müzik tüylerimi diken diken etti o nasıl bir anlatımdı. Bir de tünel bölümü çok etkileyiciydi. Üzerine çok konuşulacak bir film anlatmak istedikleri bize verdiği mesaj çok önemli beni duygulandıran bir film.","label":7} {"text":"Farklı bir film arıyorsanız kesinlikle kaçırmamanız gereken bir yapım.. Robert de Niro'yu bu rolle izlemek oldukça keyifliydi..","label":6} {"text":"bir arkadaşımın, Tolga Karaçelik'in 'Sarmaşık' filminde bundan esinlendiğini iddia etmesi sonucu izlediğim güzel bir film fakat alakaları pek yoktu. filmde karakterlerin motivasyonları farklıydı. izlemenizi tavsiye ederim, gizli kalmış filmlerden. harika bir senaryo örneği.","label":8} {"text":"Black's Game, kitapçıkta da bahsedildiği gibi \"Trainspotting - Run Lola Run\" enerjikliğinin İzlanda şubesi olmaya çalışmış. Bir ilk film olarak görsel ve kurgusal açıdan kaliteli bir iş olan Black's Game, klasik \"uyuşturucu filmi\" formulünü hardcore yapısıyla birleştiriyor. Bunu yaparken unutulmaz \"tiplemeler\" yaratıp, görsel açıdan da akılda kalıcı hamlelerde bulunuyor. Fakat senaryonun \"klasik uyuşturucu-suç filmi panorması\" şekil itibariyle değişmiyor. Buna rağmen Black's Game görsel ve kurgusal açıdan getirdiği yeniliklerle \"suç ve uyuşturucu\" filmleri içerisinde hatırlanacak bir yer ediniyor.","label":6} {"text":"Aşırı klasik. Hani başta iyi gibi dursa da filmimiz tam bir klasik dayatması. Her yerde başka filmlerden alıntı durumlar mevcut. İyi bir film olduğu söylenemez. Hatta bazı sahneler fazla basit olmuş. Başı sonu çok açık. Senaryo da dediğim gibi çoğu filmlerin harmanlanması. Animasyon filmlerden beklediğimizi bulamıyoruz bu yapımda. Yani bu film 10 numaraysa Vol. İ, Up, Ice Age gibi değerlerimiz kaç puan çok merak ediyorum. Beğenmedim. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"genfilminin senaristlerinden alper mestçi'nin yazıp yönettiği musallat,türk sinemasında özellikle son birkaç yılda alevlenen korku/gerilim türünün kayda değer örneklerinde biri.özellikle teknik olarak kaliteli bir film musallat.çekimler güzel,yönetmenlik iyi.ama kurguda bazı problemler var sanki.geri dönüşler,başlarda hoşunuza gidiyor ama sonradan bunaltmaya başlıyor.hal böyle olunca da film kendini çok tekrarlamış oluyor ne yazık ki.filmin açılışındaki uyku sekansı da gereksiz yere uzatılmış.aman aman öyle çok korkutucu makyajlar yok bu filmde.bizim filmi izlerken korkmamaız beklenen suratlar bilgisayar yardımıyla ürkütücü hale getirilmiş.Yine de fena olmamış.müzikler ve ses efektleri oldukça başarılı ama.görsel efektler her ne kadar çok sırıtsa da gelişmekte olan sinemamız için önemli ve iyi bir adım olarak kabul edebiliriz.ancak diyaloglar fazlasıyla zayıf.sonuç olarak iyi çekilmiş ve iyi yönetilmiş,bazı durumlarda gülünçleşse de genel olarak ürkütmeyi başaran,oyunculukların fena olmadığı,sinemamızda şimdilik bu türde yapılmış,ciddiye alınacak tek film.üstelik filmin güzel bir de final sürprizi var.eğer çok dikkatli izlenirse anlaşılabilir bir sürpriz ama yine de başarılı.günahıyla sevabıyla musallat,yine din kaynaklı ve cinleri konu edinen bir türk korku filmi belki ama;kesinlikle taklit veya çalıntı bir film değil.gidip görülmeli.","label":5} {"text":"Eleştirmenlerin gözdesi olması bile filmden uzak durmak için yeterli bir sebep olabilir. Ara sıra hızlandırıp izlemeyi düşündüğüm bu donuk film tam bir sabır testi.","label":2} {"text":"Bir yılbaşı gecesi evde tek başıma bu filmi izlemiştim. Filmi öneren kişi ise yılbaşını benimle geçirmeyi reddeden, uzun zamandır aklımdan çıkmayan, hoşlandığım kadındı. Duygusal olarak bir çıkmaza girmiştim. Kendi kendime evden çıkmayım film izleyeyim dedim zaten moraller iptal. Aklıma malum insanın önerdiği bu film gelmişti. Yılbaşını tek başıma bu filmi izleyerek geçirmek moralimi inanılmaz derecede yerine getirmişti :) Filmi çok önceden önermişti ama iyi ki yılbaşında izlemişim demiştim :) Film, klasik Capra filmlerindeki gibi size gerçek olamayacak derecede mutlu bir dünya yaratıyor, sıkıntıdan stresten uzaklaştırıyor, en önemlisi hayata karşı umutlandırıyor. Herkesin izlemiş olması gereken filmlerden biri.","label":8} {"text":"izlediğim en güzel jennifer lopez filmi ama diğer romantik komedi filmlerine göre vasat yinede izlenebilir...","label":6} {"text":"izlerken rahatsız olduğum başka film izlediğimi sanmıyorum türkleri tüm dünyaya barbar iğrenç kötü gösteren iğrenç bir filmdi.Paranıza yazık etmeyin ....","label":0} {"text":"konusu itibariyle beklentim yüksekti; fakat beklentimi karşılamadı maalesef. böyle bir konu neden böyle işlenmiş anlamadım. herhalde yalan söylemeye özendirmemek için. pek olmamış diyorum üzülerek...","label":5} {"text":"Keşke Tuba Büyüküstün yer almasaymış filmde. Ferzan Özpetek pek şahane fakat bir sürü sahne Tuba Büyüküstün'ün kuramadığı karakter yüzünden gücünü kaybetmiş.","label":5} {"text":"Sanki olay şöyle gelişmiş gibi, Rosamund Pike'ı ayarlayalım ona uygun bi senaryo oluştururuz zaten ordan da yürürüz... En iyi kadın oyuncu altın küresini aldı ha haketti de ama iyi oyunculukla / iyi oyuncularla filmin kurtarılamayacağını özellikle bu sene sıklıkla gördük. Senaryoda genel bir özensizlik var bir çok nokta var ki nasıl yani bunu neden düşünmediniz dedim. Arabada uyanabilmesi, mafyanın 1 tane korumayla aşağı ineceğini hesaplayarak plan yapması ve öyle olması, inanılmaz bir rahatlıkla üç katı iri adamları sanki her gün yapıyormuşçasına alaşağı etmesi, kullandığı arabayı şöförünün üstüne kaydettirmiş bi de şaka gibi, fran'i her ne hikmetse ölmeden kurtarabilmesi... yani daha çok var sayamadım hepsini. Hadi hepsini geçtim bu adam gelip 10 milyon verdikten sonra sıkıverse bi tane kafana neyinden bu kadar eminsin tekrar öldürmenin bu kadar beceriksizce yapılacağından. Neyse sonu fena değildi güzel bitirmişler, öyle ummadığın taş minvalinde. ","label":5} {"text":"Güzel oyunculuklar, gerçek hikaye.. İzlenmeye değer bir filmdi. Büyük bir satranç tahtasında piyon bile olamamış varlıklarız hepimiz. Değil kalemi tutan el, yazıyı bile göremiyoruz çoğu zaman. Herneyse zaten bildiklerimizdi anlatılanlar ancak beyazperdede gerçeği görmek az da olsa iyi hissdettirdi.","label":5} {"text":"2013'ün en iyi gerilim filmlerinden biri, yönetmen bezı gerçekleri saklamada çok başarılı.. oyuncu performansları çok iyi. belli bir yerden sonra kestirelebilir bir durum alıyor olabilir gibi gözüksede ki düşündüğünüz gibi sonlanmayabilir, ama gene de iyi bir senaryo ve kurgu mevcut. keyifli bir filmdi, tavsiye ederim. 7/10","label":3} {"text":"Hem savaş sonrası dönemi, hem de psikolojik bir gerilimi barındırması filmi oldukça farklı ve zevkle izlenebilir kılmış. İzlemeden önce okumuş olduğum yorumlar ve ismi beni Klass tarzı bir film beklentisine soktu. Ancak Ondskan'ın Klass'ın yanında biraz daha soft kaldığını söyleyebilirim. Filmin çok büyük bölümünde ne olacağına dair heyecanlı bir bekleyiş var. Ancak son kısımlarda o heyecanımı kaybettim. Beklentimin dışında bir son olduğunu kabul ediyorum, ancak filmin güzelliğini bozduğunu söyleyemem. Erik'in göstermiş olduğu azim ve sabır da takdire şayandı. Zevkle izledim, yine izlesem yine aynı zevki alacağımı düşündüğüm bir yapım. -Bir sorum var. İki kere mi vurmalıyım yoksa bir tane yeter mi? -Bu sana kalmış. -İyi, bir soru daha. Onları istediğim gibi dövebilir miyim?","label":7} {"text":"Romantik dramın kurgulanmış olduğu, büyük bir bütçe harcanmadan yapılmış olan film.","label":7} {"text":"Michael Mann in geçmişte önemli filmler yazmış,yönetmiş veya yapımcılığını yapmış önemli bir sinemacı olduğu bir gerçek.Ancak bu gerçek filmde kamerayı zaman zaman çok kötü kullandığı gerçeğini değiştirmiyor.Birileri sinemadan anlamadığımı iddia edebilir ama benim zaten öyle bir iddiam yok.Yönetmenin kamera kullanımı ve görüntü seçimindeki başarısı!! sayesinde film zaman zaman kamera arkası belgesellerini andırıyor,sahip olduğu büyük oyuncuların performanslarını baltalayan bu tutum Stephen Dorff,David Wenham gibi oyuncuları tanımanızı bile engelliyor.Yönetmene rağmen Marion Cotillard harika bir performans sergiliyor,en sevdiğim adam Johnny Depp beklentilerimin uzağında ama yinede standartlarını koruyor.Christian Bale i fazla beğendiğimi söyleyemem.Müzikleri filmin sahip olduğu en güzel şey,ses efektleri de çok güzel.Keşke yönetmen farkımı göstercem diye bu kadar kasmasaymış da ortaya çok daha güzel bir film çıksaymış.-elveda siyah kuş..","label":6} {"text":"102 dakika işkence ve ıstırap.. kulağa çok hoş geliyor değil mi? Maalesef değil. Kitabı okumadım ama film için yapabileceğim tek yorum beş para etmez olduğu. Anlamsız diaoglar, berbat oyunculuklar, nedensiz cinsellik, mekan ve kostümü geçin özel efektler öyle komikti ki. Cronenberg gösterime girmesine izin verdiğine göre her hangi bir rahatsızlık hissetmemiş ama ben onun adına utandım bunu izlediğimde. Yazık. Bir Baba'nın bitişi bu. Cronenberg Cosmopolis'le kariyerine altın vuruş yapmış. Şiddetle uzak durulması tavsiye olunur.","label":0} {"text":"2000 li seriye kıyasla daha genç, enerjik ve sempatik bir örümcek adam tiplemesi olmuş. Dramın kıvamını da enerjili akış yumuşatıyor gibi daha çok eğlenceli yani.","label":6} {"text":"1-Sophie karakterinin rahatsız edici konuşma biçimi, sinir bozucu aksanı ve davranış biçimi. 2-Varoluşsal sıkıntılar, bulantı ve bunaltılar. 3-Oradan oraya dolaşıp büyük laflar eden, feylesof havasını sürekli savuran başkarakter. 4-İçine biraz da sadizm koyalım. ... Yüklerinden kurtulsa daha iyi bir film olabilirmiş.","label":5} {"text":"iki senedir arsivimde duruyor hala izlemeyemedim.. birkac sefer actim altyazisi bozuk diyerek kapattim.. 5kb altyazi mi olur.. mutlaka bir yanlislik olmali.. kesin altyazisi problemli canim.. yoksa iki senedir izlenmezmiydi.. (izlemeye cesaret edemiyorum demeye cekindigim cok mu belli oldu?)","label":8} {"text":"artık sizin için iyi bir film arayışının samanlıkta ki iğne olduğu zamanlarda ve ontolojik yaklaşımlarınızın artığı bir dönemde bu filme rast geldiyseniz sanşlısınız beklemeyin","label":2} {"text":"konu güzel işlenişte güzel ama çok abartılacak bir film değil bana göre izlenilebilir...","label":5} {"text":"hayatınızda aynı günü tekrar tekrar ve tekrar yaşasadınız ne hissederdiniz sorusuna sarhoş adamın: benim hayatımın özeti demesi en iyi cevaptı filmdeki:) kurgu olan birşeyden çok şey beklemek bence abartlı olur. bu kafayla izlediğinzde prestij, brazil hatta the man from earth bile saçma gelir ama aristotelesçi bir kafayla izlerseniz en sevdiğiniz filmlerden olur zira sanat olanı değil olması gerekeni yansıtır:)","label":8} {"text":"Bayıldım filme☄️ Sinop boyabatlılar mutlaka gitsin diyorum.Sinop’un en güzel mekanları bu filmde yer almış","label":9} {"text":"genelde sürpriz sonlu, tokat gibi inen, oha dedirten filmleri severim. bu da o tarzlara benziyor ama kafa karıştırma etkeni yetersiz. sevmedim =l","label":3} {"text":"Türk sinema sektörüne yeni soluk getiren gerçeklik konusunda hemen hemen hiçbir filmin eline su dökemeyeceği börü filmi saçma senaryolardan, berbat efektlerden uzak güzel bir yapım 15 temmuz gecesini özel hareket gözünden anlatan film börü dizisinin finali şeklinde yapılmıştır. Diziyi izlemeden filmi izleyenlerin konuları anlaması biraz zaman alabilir önce diziyi izlenirse daha iyi","label":7} {"text":"Aslında ilk yarım saatinde gayet düzgün giderken sonradan iyice saçmalamaya başlayan egzantrik bir film ''Legion''.Hamile kadına doğum yaptıran melek ve dini mesajlarıyla barış yanlısı gibi durup her şey tatlıya bağlanmışken,filmin sonunda arabanın bagajındaki silahları izleyicinin gözüne sokması gibi absürt fikirleri mevcut.Yönetmen Scott Stewart'ın ilk filmi olması hatrına bazı kusurları gözardı edilmeye çalışılsa bile,kendisi bir sene sonra çok daha kötüsüyle geri dönecekti.","label":3} {"text":"orijinal olabilecek fikirlere sahip, ama kötü işlenmiş bir film. her vampir filmi izlediğimde aklıma takılır, vampirlerin her ısırdığı kişi kendileri gibi vampir oluyorsa bir süre sonra kaçınılmaz olarak vampir nüfusu insan nüfusunu geçmez mi diye. spierigler de bu fikri almışlar, azalan insan nüfusunu mandıradaki inekler gibi sağan ve satan kapitalist vampirlerin olduğu bir dünya yaratmışlar. açıkçası ben vampir dünyasının daha özgün olmasını beklerdim, sadece insanların yerini vampirlerin aldığı kentler pek yaratıcı olmamış. hikaye - kötü adamların arasındaki doğru yolu gören iyi adam - da çok standart ve biraz dağınık. ama sonuçta sıkılmadan izlenen ve sonra fazla iz bırakmayan bir film.","label":6} {"text":"Free Jazz dinlerken emprovize hissi veren kurgusuyla Jazz severler için keyifli zaman geçirtecektir.","label":8} {"text":"Kitabı daha önce okuduğum için filmi izlerken anlatımda bi eksiklik hissetmedim. Okumayanlar için film biraz havada kalmış olabilir. Yaklaşık 300 sayfalık bir kitabı bir filme sığdırmak tabi ki zor ama yine de ortaya kötü bir iş çıkmadığını düşünüyorum. Filmde beni en çok sevindiren şey de doktorun karısı rolünü julianne moore'un oynamasıydı. Kitabı okurken kafamda canlandırdığım karakter aynı onun gibi biriydi çünkü.","label":8} {"text":"James mason çekirdek aile babası rolün de mükemmel bir oyunculuk çıkartmış.. Hele ki amerika da cadı avcılığının olduğu dönem de çekilmesi önemli. Ailesini geçindirebilmek için iki işte çalışmak zorunda olan bir babanın kullanmak zorunda olduğu kortizon ilacından sonra nevrotik ataklarıyla mücadelesini anlatıyor. İnsan olarak sorumluluklarımız maddi ve manevi çabalarımız olduklarımız ve olacaklarımız üzerine insanoğlunun modern çağ bunalımını mükemmele yakın anlatmış. Harika repliklere sahip binlerce yıl geçse de unutulmayacak gucci envy parfümü kıvamında bir başyapıt. Dior öte gitsin","label":8} {"text":"Ashley Scott hayranı olarak fılm saglam dıyebılırım yıne aksıyon severler ıcın ıdeal bı fılme benzıyo beklıyelım bakalım","label":7} {"text":"fena degil , bas karakter Nathan güzel oynuyor ama görülebilecek daha iyi filmler var","label":4} {"text":"dr. strangelove'ın kötü bi taklidi mi olmuş ne.","label":6} {"text":"Gerçekten güzel bir filmdi Ha bazılarının zoruna gidebilir aman dikkat diyim😂😂 oyunculuk çok güzel gerçekten tüm Salon çıt çıkmadan izledik. Verilen emeğe değmiş gercekten. Emeği geçen herkesin eline sağlık👏👏","label":9} {"text":"Doğa'ya tecavüz eden deli Şahan mıydı ki? o_O' Edit: Amaan hemen de eksi vermişiniz. Hemen de cümlenin altında ima aramalar :","label":1} {"text":"Yeminimi bozdum kategorisinde. Vasatın da altında.","label":4} {"text":"140 milyon $ bütçeli dev bir prodüksiyon. Son 10 yılındaki fiyaskoları saymazsak Rıdley Scott gibi efsane bir yönetmen. Kadroda ise en iyi Batman'lerden biri olan Christian Bale, kaliteli filmlerin duayen ismi Ben Kingsley, Breaking Bad dizisinin de Jesse Pinkman karakteri ile fenomen olmuş Aaron Paul(gerçi burda figüran gibi oynatılmış) Sigourney Weaver gibi bir yıldız, John Turturro, Joel Edgerton ve Diyarbakır doğumlu İngiltere'de Shakespeare'ı tiyatro da en çok oynayan oyunculardan biri Kevork Malikyan(Musa'nın kayınpederi, Meryem'in babası rolünde kısa da olsa) da var. Kevork Malikyan evvelki sene Reaksiyon adlı dizimizde Öktem karakterinide oynamıştı. Bir de Türk seyircilerin iyi bildiği Suriye'li star oyuncu Ghassan Massoud'da Ramses'in veziri rolünde oynuyor. Filmin konusu; Musa peygamberin Mısır kralı Ramses ile mücadelesini ve ibrani halkının özgürlüğü için hayatını adaması konu edinmiş. Her ne kadar kutsal kitaplarda yazılmışsa da yönetmen film içerisindeki kurgulamalarda bilinen gerçekleri gözardı ederek kendine göre hikayeleştirmiş. Efektler ve oyunculuklar fena değil. Fakat bildiğimiz çoğu gerçekler saptırılarak verildiği için filme soğuk bakmamak elde değil. Filmin içinde bi ara Türkçe uzun havamı okundu? Ne alaka anlamadım. Öyle aman aman bir film değil. Zaman geçirmek için izlenebilir.","label":5} {"text":"Filme bu gün gittim film gerçekten harika bi dram ancak bana kalırsa Osmanlı ve Türk toplumu biraz olsun yanlış anlatılmış onu es geçip de filme bakacak olursak kaçırmayın derim gerçekten harika bi film..","label":9} {"text":"Yine zaman zaman ses efektlerine başvurarak korkutmaya çalışan bir film bu ama biraz daha özenilmiş olanından ve daha derli toplusu.Son yirmi dakikasına kadar oldukça sıradan ilerlerken bir anda vites yükseltmesi filmi kurtarıyor.Ama beklentileri büyük tutmamak lazım gene de.","label":5} {"text":"Şimdi izledim ve daha önce neden izlemedim diyorum..Gerçekten güzel bir film.Trajedi,dram,komedi ve özellikle müzik ..,ne ararsanız var..Oyuncularda güzel iş çıkarmış..","label":7} {"text":"Senaryosu, Danny Matier tarafından yazılan “The Unborn”; sinemadaki asıl işi kameramanlık olan Tal Lazar’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, bir ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi… Tek bir mekânda, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu “indie”nin (bağımsız) en iyi tarafı, süresinin 70 dakika ile sınırlı olması… Onun dışında da, neredeyse hemen her ayrıntıda, tam bir “vasatlık” ile “olmamışlık” hali damgasını vurmuş filme… Ki bu durum, filmin ilk saniyesinden, son anına kadar da hiç değişmiyor… *** Çölde, kutup ayısının hışmına uğrayan bedevi Arap misali, yıkım aşamasındaki metruk bir binada özel güvenlik görevlisi olarak gece vardiyasında nöbet tutan Tiffany ile Joey’i canlandıran, genç oyuncular Manni L. Perez ile Chris Bellant’da bu curcunada, tüm çabalarına karşın deneyimsizliklerinin sonuçlarına yenik düşmüşler… Hani, deneyimsiz değil de, usta olsalardı da; en azından, hiçbir derinliği bulunmayan senaryonun azizliğine uğrayarak yine de tökezleyeceklerdi performanslarında… Hatta emin olun, o iki talihsiz güvenlik görevlisini; “Gravity” (2013) deki, Sandra Bullock ile George Clooney oynasaydı da durum pek fazla değişmeyecekti… Zira korkunun “hayaletler tarafından ele geçirilmiş ev / haunted house / ghost spirits” kategorisinde yer alan filmin, neresinden tutulursa tutulsun elde kalan hikâyesinin altı tamamen “bomboş”… Öyle ki, uzunca bir süre; o binanın içinde dolaşan “kimliği meçhul” varlıkların ne olduklarını ve oraya hangi nedenle, nereden geldiklerini bir türlü anlayamıyorsunuz… *** Hâlbuki film, bir 10 – 15 dakika daha uzatılarak flashback geçişleri aracılığıyla; geçmişte o binada yaşanmış olan olaylarla da ilişkilendirilmiş olsaydı, işin (ve tabii ki de filmin) rengi bayağı bir değişmiş olacaktı… Ancak gerçekten de, işin ilginç olan tarafı; Lars von Trier’in “Riget / Kingdom” (1994 – 1997) TV dizisine de öykünülmüş olan filmin finalindeki bir sahne aracılığı ile bir devam filmine de “işaret edilmiş” olması… Fakat muhtemelen, aslında ölü bir fikir olarak doğmuş olan ilki gibi “The Unborn 2” yi de yine kimse finanse etmeyeceği için çekilemeyecek ve zamanla da unutularak başarısız bir sinema projesi olarak tarihin çöplüğüne gömülecektir… *** Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun… Sinema sanatına yaraşır, “emek verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden sizlerle buluşmak üzere; kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Anlamsız” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 1.5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, ne yazık ki, “vakit kaybından daha fazlası değil” şeklinde olacak…","label":2} {"text":"Film çok sıkıcı. Film boyunca defalarca uyudum. Sürükleyici diyen arkadaşlarda bi zahmet film izlesinler arada insan gibi.","label":0} {"text":"vırus 1 ıyıdı fılımın bıtımınde acaba devamı gelırmı acaba dedık ama vırus 2 atm bır hayal kırıklıgı.","label":4} {"text":"Film uzun olması ve konunun yavaş ilerlemesiyle insanı sıkan bir yapım...","label":1} {"text":"Film,sahneleriyle göz doldursa,müzikleriyle keyifli dakikalar yaşatsa ve Engin Hepileri oscarlık oyunculuk performansıyla bizleri büyülese de filmin senaryosu o denli tutarlılıktan uzak o denli klişelerle örülü ve bir o kadar amatörce ki ne filmin duygusunun içine girebiliyoruz,ne kahramanları özümseyebiliyoruz.Ancak senaryodaki bu hatalar düzeltildiğinde bile film maalesef bir Kore uyarlaması olan Evim Sensin'in uyarlaması olmaktan ileri gidemiyecek kadar sıkıcı,klişe ve boş.Ne zamanınızı ne de paranızı çöpe atmayın derim. Dip Not;Filmi iki tür seyirci tipinden biriyseniz sevebilirsiniz. 1-) Aşırı Melodramcı Seyirci 2-) Filmde Sadece Engin Hepileri'nin sahne ve repliklerini önemseyecek Engin Hepileri Fan'ı Seyirci.","label":3} {"text":"bu filmi bir kere izledikten sonra ikinci seferi denk geldiginde yine izleme garantisi sunan bir film. ben en az 20 kere izlemişimdir ve her seferinde bebegin parkta adamıın ceketinin altında oldugu sahneye geldiğimde gülmek konusunda son noktaya gelip yerlerde surunecek kıvama getiriyor beni. bu filmi çoook seviyorum :D","label":7} {"text":"Son derece keyifli ve özgün bir senaryoya sahip film. Politik filmlerde mizahla anlatım fazla yok. Ve bu şekilde mizahla birlikte mesajlar vermeye çalışan filmlere denk geldiğimizde ise yüzümüzde tebessümle izliyoruz. Ne de olsa gülmek devrimci bir eylemdir. Leon müdürü esir almışken, artık uyanan gençlerin sokak köşelerinden gruplar halinde gelmeye başladığı sahnede \"ellerinde pankartlar gidiyor bu çocuklar\" ezgisini mırıldandım gözlerim dolu bir şekilde.","label":7} {"text":"Senaryo, Avustralyalı bir hanımın iki oğlunun askere alınması etrafında dönüyor. Bir tanesi Türk ordusuna, diğeri ANZAC kuvvetlerine yazılmış ve her ikisi de Çanakkale cephesine sevkediliyor. Kadın, oğullarının birbirini öldüreceği vehmiyle mütemadiyen halusinasyon görüyor. Kurusun diye bahçeye astığı beyaz çamaşır yağmurda kızıla dönüyor. Kestiği elmadan kan damlıyor. Derken çocuklardan biri diğerini süngüleyip nedamet getiriyor. Bir sahne ile sonraki sahne arasında alaka kurmak mümkün değil. Bu bir harp filmi değil, kahramanlık destanı hiç değil. Sadece insanın içini bayan bir psiko-analiz filmi. Dünyayı Kurtaran Adam filmi gibi bir ucube. Siyasî bir mesaj verilmiş. Bu kadar berbat bir filmi kim yapmış diye Sinan Çetin'in kim olduğunu araştırınca Karslı olduğunu öğrendim. Her şey anlaşıldı. Bu filmde işlenen tema, oğullarından biri askere alınan, diğeri PKK'ya katılan Kürt karılarının haleti ruhiyesini anlatmak için çevrilmiş!","label":0} {"text":"En başından en sonuna neler olacağını tahmin edebiliyorsunuz aslında, en azından kafanızda kurduklarınız diyeyim doğru çıkıyor. Çekimler ve mekanlar, yıllar sonra kar yağması falan güzel düşünülmüş incelikler lakin vakit geçirmek için izlenecek bir film.","label":6} {"text":"REC tıpkısının aynısı :)","label":4} {"text":"son dönemde izlediğim en iyi psikolojik gerilim filmi, aksiyon filmi bekleyenler yanaşmasın.","label":7} {"text":"Açıkçası bu alacakaranlık serisine bu kadar tepkili olunmasını anlayamayacağım, ancak bu filmi de kalkıp savunmak yersiz, ilk 2sine göre temposu düşmüş baya bi. Bunun yanında hemcins veya yalnız gidilmesi halinde nefret edilme oranı çok daha yüksek. Bilgilerinize :)","label":6} {"text":"Artık arka arkaya çevrilen gerilim filmlerinden sıkldım.girdapta sıradan bir gerilim filmi.yinede izlenmeli.emek için.","label":4} {"text":"İzlerken aklıma 5-6 sene önceki bir haber geldi. Yaşlı bir adam, alzheimer hastası karısının acı çekmesine dayanamayıp öldürüyordu. Bu davranışının nedeni \"aşk\" mıdır tartışılır fakat unutmayalım \"amour\" Fransızcada sadece \"aşk\" anlamına gelmiyor, \"bağlılık\" ve \"sevgi\" anlamları da var. Georges, karısını o kadar çok seviyor ki yaşlanmasına rağmen genç bir aşık gibi flört ediyor, filmde belirttiği üzere imajı zedelenmesin diye alay konusu olan anılarını saklıyor, her şeyden önce karısının acı çekmesine dayanamıyor. Aynı zamanda Georges, karısına o kadar bağlı ki, karısı öldükten sonra intihar ediyor. Sadece Georges değil, Anne de kocasına karşı sevgi ve bağlılık taşıyor, hastaneye gitmek istememesi ve ölmeye çalışması bunu gösteriyor. Haneke'nin \"aşk\" yorumu, \"sevgi\" ve \"bağlılık\" olsa gerek. Bunun dışında klasik Haneke sinemasındaki sertlik biraz durulmuş. Oyuncular her Haneke filminde olduğu gibi mükemmel iş çıkarmış.","label":7} {"text":"Bir Mr. Bean hayranı olarak bu filmden hayal kırıklığıyla ayrıldığımı söylemeliyim. Gerçekten gitmeye değmeyecek derecede kötü. Hele on sene önceki o herkesin karınlarının gülmekten yerlere yıkıldığı ilk filmi hatırlayınca, bu film tam bir fiyasko olmuş üzüldüm doğrusu. Hâlbuki filmde bir hikâye, kurgu senaryo ve önemlisi Bean karakterinden ziyade diğer oyuncular ön plandaydı, Bean kaarkteri ise destekleyici unsur olmuştu. Hâlbuki bu film Benny Hill Show gibi Mr. Bean Show dönüşmüş ve maalesef olmamış, Restoran ve Para Toplama sahnesi haricinde filmde güldüğümü hatırlamıyorum bile. Filmin ilk on dakikası ise sadece jeneriğe harcanmış adeta.","label":2} {"text":"Film den komedi falan beklemeyin, espirileri falan harika diyemem ama filmin sonlarına doğru alacağınız mesaj günümüzdeki baştan sağma komedi filmlerini çürütür.","label":9} {"text":"Posterden de anlayabileceğimiz üzere gotik bir hikaye. Beklentiyi düşük tutup izlemekte fayda var. Konu klişe fakat güzel, işleyiş ise berbat.","label":3} {"text":"korku ve gerilim filminin nadir başarılı örneklerinden.gerçekten çok iyiydi hatta radyasyon sonucu mutasyon geçiren kişilerin makyajı süper olmuştu(acaba gerçek hasta insanları mı oynatmışlardı???).8/10","label":7} {"text":"Film konu itibariyle çok güzeldi.Bu filmin puanının düşük olmasına üzüldüm.Film bazı yerler çok abartılmış,yani birazda oyunculuklar da sorun var gibi geldi bana.Özellikle baş roldeki erkek oyuncu gerçekten rolünü çok iyi oynamış hissederek oynamış.Film hakkında düşünceme gelince bu filmi beğendim farklılıkları kabul etmek ,onlarla yaşayabilmek, onları anlamaya çalışmak,bazen farklı uçtaki insanlarında birbirlerine aşık olabileceğini düşündüren, farklı kültürleri ve inançları yaşasak da birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini anlatan içten,bizden bir yapım...İzlenilebileceğini düşündüğüm filmlerden bir tanesi...Saygılarımla...","label":6} {"text":"ortadoğulular hep kötü,batılılar melek,bıkmadılar gitti,sıradan taraflı haberlerle abartılmış bir vasat film çok kötü...","label":1} {"text":"Tayfun Güneyer'in \" Türk'ün Uzayla İmtihanı \" sıfatsızlığından beri böylesine sahte, ucuz bir sıfatsızlık izlememiştim. Bu denli mühim mevzular bu denli ahmakça işlenebilirdi sanırım. Yazanı da yöneteni de oynayanı da öylesine yabancı kalmış, öylesine bu toprağın sesinden, geleneğinden, tavırlarından uzak kalmış. Vakit kaybı.","label":2} {"text":"üçüncü kişi olarak anlatıcının filme ve sonuna katkısı büyük. hoş çerezlik bir polisiye","label":8} {"text":"film korku filmi olsa bile bi anlam ifade etmiyor.kötü ruhlar insanlarımızı öldürüyor ve buna dur diyecek kimse çıkmıyor ve film bu şekilde bitiyor.yani anlamsız boş bir film.sonuç olarak vasatın altında bi film.hiç çekilmese daha iyi vakit kaybı.10/1","label":1} {"text":"Bi' kaç ay önce izlemiştim.. \"Shichinin no samurai'ın çakması\" diyip geçemeyeceğim kadar güzel bi' film.. Bu türü sevenler bence izlemeli ;)","label":7} {"text":"Bu filme şaheser, muhteşem görsellik filan diyenlerin öncelikle Emir Kusturica ve Fellini sinemasını izlemesini öneririm. Pek çok sahnede Balkan ve İtalyan sinemasına öykünme var. Filmin sonunda çalan müzik pek hoşmuş...","label":6} {"text":"Öncelikle Robert Downey Jr., ukala ve kendini beğenmiş Tony Spark'ı yine muhteşem bir şekilde oynamış. Ölüme çok yakın bir durumda bulunan bir adamın ne kadar fütursuz olabileceğini anlatan bir hikaye olmuş. Filmin kadrosunda başka yıldızlar da mevcut. Özellikle Scarlette Johansson aldığı özel dövüş sanatları eğitiminin karşılığını hakkıyla vermiş. Elbette beklenildiği gibi aksiyon ve komedi unsurları oldukça tatmin edici. Bu arada Marvel filmlerini birbiri ile ilişkilendirmeyi sevmeye başladı. Filmin sonunda, ilk filmin sonunda Hulk'a yapılan bir bağlantıya benzer şekilde, şu an filmi yapılmamış bir Marvel karakterine de bağlantı yapılmış. O yüzden konuya ilgili kişiler filmin sonunu kaçırmasın. Buna bağlı olarak filmde S.H.I.E.L.D.'da aktif olarak yer almış. Konuya ilgisi olanlar S.H.I.E.L.D.'ı bilir. Ben de yeni yeni öğreniyorum. Puanım: 8.5/10","label":8} {"text":"Bence Haluk Bilginer için izlenilebilecek bir film.Filmde Haluk Bilginerin 30 un yukarısına çıkmam dini bişey demesiyle koptum :D","label":7} {"text":"hüseyin karabey kısa metrajlı filmlerinin kalitesinde olacagını ve begeniyle izlenilecegini düşünüyorum..","label":4} {"text":"ibodirector \"ya sevilir ya nefret edilir\" demiş, ben o spektrumun en \"nefret\" noktasına düştüm galiba. Aslında bir filmi \"sanat filmi bu, pis enteller!!\" diyip kötülemeyi sevmem. En iyi niyetimle, o filmin hakettiği bilgi ve birikime sahip olamayabileceğimi düşünürüm, bundan gocunmam. Ama bu sefer gerçekten kendime engel olamadım ve bu eleştiri kalıbını kullandım. \"Cosmopolis, anlaşılmaz karakterlerin anlaşılmaz cümleler söyleyip anlaşılmaz davranışlarda bulunduğu, kendini fazla beğenen bir sanat mastürbasyonu.\" ... diye yazmışım şurada: http://herseydenanlayanadam.blogspot.com/2012/08/sinema-cosmopolis.html","label":0} {"text":"Bence bu kadar kötü yorumu haketmiyor. Size hitap etmeyen bir film olabilir ama sırf bu yüzden kötü diyemezsiniz. Güldüm ama bi o kadar da ağladım. Beni farklı duygular içerisine soktu sürekli. Gülmek ve ağlamak dengeliydi. Eğer biri daha yoğun olsaydı o tadı vermeyebilirdi. Başarılı.","label":8} {"text":"İnsanın beynini yakan filmlerden, izlemesi zor ve ağır. Arkadaşlarıma hava atmak en derin filmleri arayıp durduğum bir dönemdi. Aman Allah korusun artık. Varoluşçuluk, epitolizm, felsefe size yabancı kavramlar değilse seversiniz.","label":7} {"text":"Tam olarak ne anlatmak istediğini kendi bile bilmeyen bir film. Tasavvufi öğeler barındırıyor ama o kadar sığ ki bu, hiç barındırmasaymış keşke, suni ve zorlama bi film. Batının ilgisini çekmeyi amaçlamış sufi, derviş temalı ama bizler için hiçbir anlam ifade etmeyen ticari bi film.","label":5} {"text":"Sinemada izlediğim film olmuştur. Arkadaşla şu mu olsun korku filmi mi olsun bu mu olsun derken birden denk gelip hadi buna gidelim bari yapmıştık. Beğendiğim bir filmdir. Özellikle şu binadan binaya çocukları fırlattıkları sahnede ve ileriki kaçış ve yakalanma sahnelerinde gerim gerim gerildim. Ah şu film birine zarar gelmeden bitse de ailece kurtulsular diye koltukta şekilden şekile girip bazı sahnelerde açıkça isyan bayrağı çektim. o. O Sonuç olarak beklediğimi aldım sıkılmadan izledim. Boş vaktinizde şöyle biraz merakla ve gerilerek film izleyeyim diyorsanız tercihiniz bundan yandan olabilir. :)","label":7} {"text":"Ötekileştirilmiş toplum olgusunu çok güzel ortaya koyduğu gibi olay örgüsüyle de izleyeni fena halde içine alan bir film. Farklı bir kültürü bu kadar iyi tanıtması da cabası. İzleyiniz, izlettiriniz efenim.","label":8} {"text":"Filmin başrolündeki çocuk oyuncunun performansı bence çok gerçekçiydi. Teması ve kurgusuyla gayet duygusal olmakla birlikte, benzer durumları göğüslemek zorunda olan ebeveynlere de yol gösterici olabilecek bir film. İnsanları dış görünüşleri nedeniyle farklı, hatta çok yanlış değerlendirmek ve yargılamak, onların içinde bulundukları psikolojik süreçleri anlamaya çalışmamak (anlayamamak) ve bu tarz nedenlerle belki de her yönüyle harika bir insanı tanıma şansını kaçırmak gibi birçok çıkarımı sorgulatan bir yapım. Bence izlemeye değer.","label":9} {"text":"Verdiği mesajları gene çok güzeldi ama ilk filmindeki muhteşem manzaralar yoktu ve ilk filmi çok daha güzeldi.","label":6} {"text":"çok çok iyi bir komedi filmi...her zaman izlesem sıkılmam çok eğlenceli...atkinson mimiklerle işi bağlamış ve çok da iyi olmuş...izlenebilir ben 8 verdim...","label":7} {"text":"Açıkçası başlarda biraz hayal kırıklığına uğradım salonda çıkınca.Ama yine de filmi izlerken o neo-noir ambiansı yeniden özlediğimi fark ettim.Çok tatmin etmese de Mickey Rourke sayesine eğlendim.Eva Green'in sayesine de etkilendim.Olay bu.İzlemek isteyenlerin de aklında kalmasın.Ama filmi izlerken de çok bir şey aramayın derim.","label":5} {"text":"Zengin bir züppenin özel hemşirelerle özel iletişim psikiyatristlerle çalışarak bir hikaye çıkarması üzerine bir film, ölümün beteride var dedirtecek cinsten bir olgu yaratılmış fakat onun hastalığı dünyada binlerce bu cinsten hastalıklar var bu hastanın zengin olması diğerlerinin fakir olmasından kaynaklı kitap çıkartmaya neden engelki vasat bir film içimdeki deniz bu konuda bu filme 100 basar","label":4} {"text":"film bence fena değildi alışık olduğumuz kaba bir kızın 'hanımefendi'ye dönüştürülme süreci. filmin oyuncular dekor müzikler yönünden bir eksiği yok ancak çok uzun film, ikiye bölerek izledim bu şekilde dahi sıkıldım. ingiliz kültürünün, dilinin muhteşemliğini anlata anlata bitiremediler doğrusu. ve cinsiyetler arası farklılığa da çok açık bir şekilde değinmişler! izleyin de diyemedim izlemeyin de..","label":6} {"text":"tom cruise un artistik hareketlerine şahit olduğumuz filmdir. İyi son, iyi oyunculuk, izlenmeye değer","label":7} {"text":"7 gizemli bir sayıdır, ilahi bir yanı vardır sanki, şanslıdır, güzeldir, harikadır, çakradır, basamak ve kattır, deliktir, tavaftır, haftadır, notadır, gezegendir, kapıdır, soydur, tepedir, cücedir, başyapıttır.. uzayıp gider. Yedi Samuray işte bunların hepsidir bana göre. Ademoğlunun, doğuşundan ölümüne kadar başına ne geleceği ve neler öğreneceğini kadim Japon kültürünün kendine has sembolizmi ile, kendi üslübunca filme aktaran Kurosawa, büyük ama çok büyük bir masal anlatıyor..","label":8} {"text":"Çok iyi bir senaryo ya da çok derin mesajlar falan beklemeyin, salt aksiyon filmi işte, ama havada kalan, tam olarak açıklanmayan 'ulan nasıl böyle oldu şimdi' diyeceğiniz yerler var, bunu göze alarak izleyin.","label":7} {"text":"Sevdim bu filmi sevdim sevdim ama içim öyle bir kötü oldu ki Alabama'nın mafya elemanı ile kavga etmeye çalıştığı sahnede. Güzel mi bitti desem bilemedim. Lee'ye de üzülmedim değil. Azıcık spoilerlı oldu ama olsun. İzlenilebilir.","label":7} {"text":"Filmin garip, gizemli bir havası var ve finaliyle bunun sebebini anlıyorsunuz, sürpriz final sevenlerin kaçırmaması gereken filmlerden.. Nicole Kidman yine oyunculuğuyla büyülüyor, tür olarak korku olmasa da, gerilim yaratmayı başarıyor..","label":6} {"text":"İlk filmden çok daha iyi buldum bu filmi. Bundaki en büyük etken Gümüş sörfçü tabi. Sadece gümüş sörfçü üzerine bile bir hikaye yazılabilir aslında. Bu filmde yok olmasaydı, dediğim olurdu belki. Başka bir projede gümüş sörfçüyü görmek adına. İleride belkide çıkabilir. Diğer marvel çizgiroman kahramanlarıyla farklı bir projede düşünülürse filme giden ilk kişi ben olurum. Gelelim filme. İlk filme göre daha çok aksiyon ve eğlence söz konusu. Yönetmen Tim story 3. filmin geleceğinin haberini versede veya film gişede büyük başarı sağlamış olsada halen 3. film gelmedi. Aradan geçti 5 yıl. Marvel şu aralar çok yogun gerçekten.. Hangi birini çekeceğini şaşırdılar artık. Ha bu arada Jesica albanın kötü makyajı ve yakışmayan saç rengine ne demeli bilmiyorum. Sen o kadar Felaket oluştur dünya tehlikeye girsin ama hatuna bi düzgün makyaj yapamamışlar. IMDB nin canı cehenneme yine düşük puan vermiş. Zaten çizgiromanları bi sevemedi şu Imdb... 10/ 7.5","label":6} {"text":"seyredilmesi gereken bir film, gercekci ve duygu yuklu","label":7} {"text":"uzak durun zamanınızı çalacak sadece izlemeseniz daha iyi olur 1/10","label":0} {"text":"Iyidir iyi. Mutlaka izleyin.","label":6} {"text":"70lerdeki komedi oyuncularının drama kaydığı yıllar.şener şen eşkıya ile kemal sunalda propaganda filmi ile gelecekte dram filmlerinde oynayacaklarının haberini verdiler bize.ama kemal sunalın ömrü yetmedi maalesef.eğer yaşasaydı daha nice filmlerde oynardı.9/10","label":7} {"text":"Film +18 Film olmasına rağmen filmgüzel Konusu:kim jong' un en sevdiği 2'inci program olan Dave skylark Programı gazetede gören Dave skylark küzey kore gidip onla röpartaj yaptırmak isterken csı onların evine geliyor. ve kim jong un öldürmesi gerektiği söylüyor çünkü amerikaya nükleer bomba atıcak ve adamıda ele ele tutuştuğun bant şeklinde bir şey var ona deydikten 12 saat sonra ölüyo olaylar ters gidiyo başka şeyler oluyor. Fakat İzlemenizi kesinlikle öneririm Puanım:8.7","label":8} {"text":"sadece saçma sapan bir çocuk filmi.İzlerken sıkıldığım,sıkılırken bunalıdığım bir film.Bir kere film sadece eğlence üzerine yapılmış ama hiç de seyirciyi eğlendirmiyor.Sadece çocukları.Filmden anlayan çocuklarda bu filmden eğlenceğini sanmıyorum.Bir kere filmin doğru dürüst bir konusu bile yok,o yüzden izlemeye hiç gerek yok bence.Filmde tek beğenediğim nokta,balık dı,balığın konuşması ve knedisi süperdi.Filmde başka olumlu an yok","label":1} {"text":"Martin Lawrence’ın en iyi filmlerindenBaştan sona erprilerle dolu bu eğlenceli filmi kesinlikle izlemelisiniz","label":7} {"text":"Eduardo, orduda görev yapmış ve yaşadığı olaylar yüzünden psikolojik bunalıma girmiş biridir. Artık farklı bir hayat kurmaya çalışırken bu psikolojik sorunlar nedeniyle pek çalışamaz. Evliliği kaybetme noktasına geldiğinde iş bulma kurumunun desteği ile iki eyalet uzaktaki bir alışveriş merkezinin güvenlik görevlisi olarak göreve atanır. Fakat burada da başka bir çetenin yapmış olduğu olayların içinde bulur kendini. Aksiyonlu ortalama bir çerezlik film diyebiliriz.","label":4} {"text":"yarida biraktim","label":0} {"text":"Yer yer biraz sıkmasına rağmen etkiletici diyalogları ve başta Anne Hathaway olmak üzere ouncuların gösterdikleri harika performansları ile etkileyici bir aşk filmi olmuş.Ve geçtiği yılları da güzel bir şekilde lanse etmiş film.8/10","label":7} {"text":"İyi bir Dreamworks animasyonu...","label":9} {"text":"bende fragmanını yeni görenlerdenim ve dediğiniz gibi fragmanalr yanıltıcı olabiliyor ama bu bana diğerlerinide hatırlatmadı değil. tabi izleyince fikrim kesinlik kazanacak kehanetim hakkında :)","label":5} {"text":"''Düşünüyorum da, yavaş yavaş batan bir gemi gibiyiz. Filikalar çoktan gitti. Su ağzımıza kadar geldi. Durumun umutsuz vaka olduğunu bilsek de hala bir çıkış yolu arıyoruz. Ve suyun altına dalmaya da cesaretimiz yok.'' Her şeyden önce söylemeliyim ki, bu filmin ne kadar üzücü olduğuna inanamıyorum. Derinden üzücü ve umutsuz. Duygusal olarak o kadar yoğun ki, filmin sonunda kendimi farklı biri gibi hissettim. Sadece iki saat sürdü ama deneyim bana sonsuz gibi geldi. Requiem for a Dream gibi sadece depresyon pornosu değil, aynı zamanda gerçekten içten bir hikaye.","label":8} {"text":"evet,kathryn bigelow bizleri şaşırtarak erkek işi olarak görülen savaş filmi yönetmenliğine yeni bir soluk getiriyor.başarılı ve oscar adayı bir film çekmeyi başarıyor.bugüne kadar pek çok savaş filmi izledik,pek çok şey gördük.asıl soru the hurt lockerın onların arasında nerede durduğu ve hangi özellikleriyle ön plana çıktığı'öncelikle bana göre çok sağlam bir senaryo var.gerçekten de bigelow sırf çıkayım savaş felsefesi yapayım,askerler şöyledir böyledir,psikolojik bir film çekeyim diye yırtınmıyor.altyapısı çok sağlam,gerçekçi,kusursuz bir senaryosu var filmin mark boal tarafından yazılan.ve bence savaş filmlerindeki bu sağlam senaryolara zaten çoktan sinema tarihine geçmiş olan bir iki büyük yönetmenden gelen bir iki başyapıt hariç pek de rastlayamıyoruz.bunun yanında film sizi sürekli uyanık ve meraklı tutuyor,hatta bazı yerlerde sağlamına geriyor.belki de izlediğiniz pek çok gerilim korku filminden daha fazla.yani kısacası yönetmen bu gerçeklik hissini kullandığı çekimler,hareketli kameralar ile birlikte bize iyice aşılayabiliyor.karakterler de o kadar sağlam oturmuş ki,bu durumun göstergesi olarak filmi izlerken içinizden lütfen böyle olsun,lütfen böyle olmasın gibi isteklerde bulunuyorsunuz,hikayeye kapılıyorsunuz.final başta biraz klişe gibi gözükse de,savaşın ne demek olduğunu,cephedeki askerliğin ne demek olduğunu uzaktan bir nebze de olsa anlamanızı sağlıyor ve bu kaliteli film nihayete eriyor.oscar adayı da olduğundan görülmesi gerekli sanırım.","label":7} {"text":"Gerçekten katılıyorum korku filmi kategorisine kesinlikle giremeyecek, yoldan çevrilmiş oyuncularla çekildiğini düşündüğüm(ki suç onlarda da değil böyle bir senarist ve kameraman ekiple heralde anca bu şekilde yapılabilmiş 😒), hayatınızdan bi saatinizi çalan çok gereksiz bir film. Böyle filmler sebebiyle türk filmlerini yargılıyoruz ama olmuyosa da yapmayın be kardeşim! Gerçekten de filmin bittiğini düşündüğümüz bi yerde ilk kez beğeni belirtileri gösterir gibi olduk fakat adamlar orda bile bitirememiş. Tatmin etmeyen bir son, gereksiz uzatılmış sahneler, mantıksız bir hikaye.. Daha ne denir ki!","label":0} {"text":"&Tinker Tailor Soldier Spy'ın yönetmeni Tomas Alfredson'ın yönettiği ve Martin Scorsese'nin yapımcılığını üstlendiği The Snowman'ın başrolünde son zamanların başarılı oyuncularından Michael Fassbender, Rebecca Ferguson ve J.K. Simmons var.& Başlı başına bu cümle ile ortaya hiç olmazsa ortalamanın üzerinde bir iş çıkması gerekir, değil mi? Ama maalesef The Snowman, bu tabirin yakınından bile geçemiyor. Hatta ortaya bu yılın kaçırılmış en büyük fırsatı çıkmış diyebilirim. İlk önce konuya değinelim. Filmin fragmanına göre The Snowman'in konusu şu: Son zamanlarda ortaya çıkıp insanları vahşetli bir şekilde öldüren Kardan Adam Katili'ni yakalamak için ünlü detektif Harry Hole ile meslektaşı Katrine Bratt, kendilerini oldukça tehlikeli bir gizemin içerisine bulurlar. Ve bu ikili katili bulmaya yaklaştıkça cinayetler artacak, durum ise içinden çıkılamaz bir hal alacaktır.& Öncelikle fragmanının anlatmaya çalıştığı konunun filmle alakasızlığını bırakın bir yana, bu fragmanın seyirciyi en çok yanıltacak yönü, The Snowman'i aşırı vahşetli bir korku filmi olarak gösteriyor oluşu herhalde. Çünkü film başlamadan önce arkamda oturan çiftlerden bir tanesi Eğer film fazla şiddetli gelecekse salondan hemen ayrılabiliriz gibi bir laf etti. Dürüst olmam gerekirse, ben de bu filmin ne kadar rahatsız edici olacağını bilmiyordum. Ama ortaya çıkan sonuçtan oldukça memnun kaldım çünkü bu film sayesinde 2 saat boyunca mışıl mışıl uyudum. Ama şaka bir yana The Snowman, muhtemelen şu an vizyonda oynayan en sıkıcı film sayılır. Neden mi? Çünkü bu filmde hiçbir şey yaşanmıyor da ondan! Aslında her ne kadar The Snowman'in ilk yarısı, tıpkı filmin geri kalanı gibi sadece diyaloglardan ibaret olsa da sürekli kendi kendime; Meraklanma, cevaplar yakında gelecek, yaşananlar en sonunda bir yere bağlanacak.& deyip durdum. Sonra film ikinci yarıya girdi. Ve film bittiğinde süre boyunca sorulan soruların hiçbirine cevap alamadığımı fark ettim, katilin kim olduğu dışında. Bu film Søren Sveistrup, Peter Straughan ile Hossein Amini gibi kuvvetli senaristler tarafından yazılmış. Fakat film stüdyosunun sürekli içeriğe karışması, filmin %15'lik bir diliminin çekilememesi, yönetmen ile senaryonun son anda değişikliğe uğraması ve hatta bir sürü sahnenin yeniden çekilmesiyle The Snowman, görüleceği üzere, büyük bir dağınıklıktan ibaret olmuş. Ve işin asıl acı veren tarafı bu filmde o kadar çok yetenek var ki, film bunların hiçbirini kullanmayı beceremiyor. Bu filmin de yaşadığı en büyük sıkıntı burada aslında. The Snowman harika manzaralara, başarılı bir yönetmene, güçlü oyunculuklara ve bazı yaratıcı fikirlere sahip olsa da ortaya çıkan sonuç o kadar dağınık olmuş ki, çıkan sonuç tek kelimeyle izlenemez bir hal almış. Aylar sonra bu film ev sinemasına gelip The Snowman'in DVD'sini rafta gördüğünüzde içinizden büyük ihtimalle şöyle bir düşünce geçecek: Vay be, oyuncu kadrosuna ve yönetmene bak hele! Gizem filmlerini sevdiğim için muhtemelen bu filmi de severim, bence eleştirmenler olayı fazla abartmış.& Ama filmi izlemiş birisi olarak size diyorum ki, bu filmi sakın izlemeyin. Biliyorum, film ekibi ile içerik hakkında o kadar yerden yere vurulacak bir şey yok. Hatta bu yıl izlediğim en kötü filmler arasında ilk 10'a gireceğinden bile şüpheliyim. Ama bu filmi öyle bir kırpmışlar ki, çıkan sonuç neresinden tutsan elinde kalıyor. Bir gizem filmi için fazla durağan, bir korku filmi için fazla kansız, sırf oyuncuların döktürmesini görmek isteyenler için fazla sıradan. The Snowman, neredeyse her açıdan sınıfta kalıyor. Bunun da en büyük nedeni, dediğim gibi filmin editlenmesinden kaynaklanıyor. Eğer bu filme karşı gerçekten ilgi duyuyorsanız, yazının bu bölümünü geçebilirsiniz çünkü gelecek paragraflar spoiler içerecek. Çünkü bu sorun hakkında spoiler vermeden konuşabileceğimi zannetmiyorum. [spoiler]Daha filmin ilk dakikalarında sahne geçişlerinin ne kadar acemi bir şekilde hazırlanmış olduğunu fark edebiliyorsunuz. Çünkü film çekilmeyen sahneleri sürekli gereksiz diyaloglarla doldurmaya başlıyor ve bir süreden sonra bundan bunalmaya başlıyorsunuz. Sırf bu yüzden film boyunca ana karakter Harry Hole'un (garip bir isim bu arada) kişiliği ve geçmişi hakkında hiçbir şey öğrenemiyoruz, hatta katilin amacını ve neden özellikle Harry'ye ipuçları bıraktığını anlayamıyoruz. Filmin sonunda katilin Harry'nin eski eşinin yeni kocası olduğunu görüyoruz ama yine de geçişliklerde o kadar çok kopukluk var ki, mesela neden katilin çocuklu aileleri hedefi olarak belirlediğini ve Harry'yi tuzağına çekmesi istemesini anlamıyoruz. Zaten film de olabilecek en saçma şekilde, katilin buzun üzerinde yürürken birdenbire suya düşmesi ve sudan çıkmak için hiçbir şekilde çaba göstermeyip ölmesiyle bitiyor. Bir de filmin temposundan bahsedelim. Kardan Adam Katili, film boyunca aşağı yukarı 4 defa harekete geçiyor. İlk defa katilin birisini öldürmesini görmek için 45. dakikaya, ikinci defa birisini öldürmesini görmek içinse 70. dakikaya kadar bekliyoruz. Üstelik bu sahneler de 18+ yaş sınırı almamak için öyle hafif geçiştirilmiş ki, her cinayet sahnesi çok zorlama bir şekilde filme alınmış gibi hissettiriyor. Üstelik son 5 dakikada Harry ile katil arasındaki ufak dövüş sahnesi, 13+ yaş sınırı almış bir filme ait gibiydi. Asıl sorun ise bu filmin 15+ yaş sınırı almış olması. Ayrıca film boyunca ortada gerçek bir tehlike, azalan bir süre bile yoktu. Katilin her işlediği cinayetten sonra ana karakterler film boyunca bunun hakkında konuşup sonucu hiçbir yere vardırmadan başka bir sahneye geçiyor, bu esnada da Val Kilmer gibi hikayeye hiçbir katkısı olmayan yardımcı karakterlerle tanışıyoruz. Bu arada ana karakterleri bir anlığına umursamadım, birisinin başına bir şey geldiği zaman Ay, umarım hayatta kalır.& yerine sürekli kendimi uyuklarken buldum. Sorun oyuncularda değildi ama bu karakterler öyle zayıf bir şekilde yazılmış ki, ortada onları umursamam için gerçek bir neden bile yoktu.[/spoiler] Kısacası, The Snowman'in harika bir sinematografisi, başarılı oyunculukları ve iyi bir yönetmenliği var ama bunları hiçbiri film üzerinde uygulanan editlenme tarzının acemiliğini geçiştirmiyor. Tıpkı geçen yılki Suicide Squad gibi, bu film de gereksiz derecede dağınıktı ve fragmanlarında gösterilen sahnelerden o kadar çoğu filmden çıkarılmış ki, çıkan sonucu bir film olarak göstermek sinema camiasına aykırı sayılır. Gerçi bu yıl çıkan Cumali Ceber gibi başından sonuna kadar kötü bir film değil The Snowman ama bu filmin içinde o kadar iyi ve umut verici şeyler var ki, çıkan sonucun hiçbir yere bağlanmadığını görmek büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Eğer yakın gelecekte bu filme bir göz atmayı düşünürseniz, sakın düşünmeyin. Kötü bir filmden ziyade, tek kelimeyle bir vakit kaybı. FİLMİN İYİ YANLARI: + Yönetmen Tomas Alfredson'ın deniyor olması. + Başarılı oyunculuklar. + Sürükleyici bir ilk yarı... FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - ...ama ilk yarıda anlatılan hiçbir şeyin bağlanmadığı ikinci yarı. - Birdenbire biten sonu. - Kötü editleme, umursamayacağınız karakterler, mantıksız sahneler. TOPLAM PUAN: 3.7/10","label":2} {"text":"Üstünkörü izlenirse eğer merhamete, en ince ayrıntısına kadar tekrar düşünülürse eğer, kesinlikle intikam doğuran bir yargı söz konusu. Film çok daha iyi olabilirdi...","label":6} {"text":"İzlediğim sıradışı yapımlar arasında yerini aldı. İzleyen pek çok kişinin değindiği gibi; David Hyde Pierce döktürmüş. Film ağırlıklı olarak gerilim ve gizeme yakın bir işleyişe sahip olsa da absürt komedi tarafı da barındırıyor. Dans sahnesinde kahkaha attırdı. Sürprizli, daha ne olacak diye bekletirken \"yok artık\" dedirten sahneler peşpeşe geliyor. Kırmızı şarap içmem ama kırmızı şarap gördüğüm zaman mutlaka The Perfect Host'u da anacağım.","label":6} {"text":"Keşke böyle bitseydi :) Die Easy Live Hard :)","label":7} {"text":"Çok güzel bi animasyondu. Bazı sahneler durağan olmasına rağmen hikaye filme çok güzel yedirilmiş. Rita, Berrak Tüzünataç'a ne kadar çok benziyordu. =)","label":8} {"text":"Birinci filmde virüs köpekten yayılmıyordu, köpek de virüsten etkilenmişti virüsün ne olduğunu bilmiyorduk. Amerikan versiyonu direkt kuduz virüsü olarak almıştı olayı ama işin aslı çok farklıymış. Ben beğendim. Hristiyan propagandasından çok eleştiri var. Sonuçta bu meselenin büyümesinin sebebi onlar oluyor. Ki gördüğüm en sürprizli korku filmlerinden oldu tebrik ediyorum.","label":8} {"text":"bir gün içerisinde vuku bulan olayları,olabildiğince doğal ve sıradan biçimde anlatan ve yansıtan son derece başarılı bir minimalist yapım.filmi yine baştacı yapacaklar da olcak, acamasızca yerenlerde olacak.her bünyenin kaldırabileği filmlerden değil.bu türün sevenleri çok beğenecektir diye tahmin ediyorum..","label":8} {"text":"SEN KİMİNLE DANS EDİYORSUN? - FİLM YORUMUM Geçtiğimiz günlerde çıkan ve bir çok eleştirmen ve izleyici tarafından beğenilen Burak Aksak filmi. Açıkçası ben en son zirve noktası olan Bana Masal Anlatma'da bırakmıştım Burak Aksak'ı. Senaryo, oyuncular, akış, çekim şekilleri, görsel efektler... Harika bir filmdi, her şeyi dört dörtlüktü. Şimdi Sen Kiminle Dans Ediyorsun'a gelirsek, gerçekten de bahsedildiği kadar iyi miydi? Filmin ilk yarısının, rahat bir yirmi dakikası fragmanlardan aşina olduğunuz kısımlardan oluşuyordu. O beni biraz rahatsız etti. Gerekli gereksiz küfür sahneleri de. Ama şimdi sende küfürlü ne filmler var diyecekseniz. Sorun küfür değil. Durun bir dinleyin. Ben küfür edildi ya da edilmediye değil Burak Aksak'ın yerli yersiz koymasına şaşırdım. Komedileri kendine hastır, hani dersiniz ya onu demeseydi olmazdı! Hah! İşte bu his Sen Kiminle Dans Ediyorsun'da pek olmamıştı. Senaryo birazcık yavan kalmıştı. Ama elbette ki eğlenceliydi. Güldürdü mü güldürdü. Fakat bir BANA MASAL ANLATMA değildi. Hep şey bekliyor insan. İyi bir iş yapıldıktan sonra, onun üzerine çıkacak bir şeyler... Tabi bize demesi kolay, o senaryoyu yazmak, yönetmek, yapımcı sponsor falan bulmak... 7/24 çalışmak oldukça zordur, bende farkındayım. Sen Kiminle Dans Ediyorsun? Herhangi bir hayali ve yaşama arzusu kalmayan bir kızın tekrar hayata dönüşünü konu alıyor. Defalarca intihar eden bir kıza aşık olan doktor da onu bu yoldan çevirmek için mutlu olduğu bir şeyler arayışına giriyor ve buluyor da. Dans etmek! Baş roller bütün her şeyini tekvando salonundan bozma bir dans kursu olan Şengül Dans Okulu'na gidiveriyor. Şengül de Binnur Kaya olunca ortaya koca bir şamata çıkıyor. Şengül karakterini çok sevdim. Hatta en iyi güldüren kişi oydu. Diğerleri o kadar da kopartamadı sinema salonunu. Binnur Kaya oldukça iyi bir iş çıkarmış ama şöyle bir durum var ki rollerin bir arka planı yok. Fazla düz. Sadece başrol kızımızın hayatının acıklı kısımlarını ve Şengül'ün acıklı bir kaç anısını görüyoruz. Fikir tam olarak ne? Sen Kiminle Dans Ediyorsun da tam olarak anlatılmak istenen ne? Yani başrol karakteri ailesini kaybettiği için mi intihar etmek istiyor? E ablası hep yanında? Durumları oldukça iyi görünüyor? Evleri deseniz o da gayet iyi? Çalışmıyor da? Madem psikolojik bir rahatsızlık bu neden denli tiye alınıyor? Komedi olması her şey ile kafanıza göre dalga geçebileceğiniz anlamına mı geliyor? Dans etmek hakkında en son 6 yaşında bir şeyler yapan kız Şengül Dans Okulunda balerin oluveriyor? O da komikti mesela. Bir de doktor ile olan sahneler komiklik konusunda biraz zorlamacaydı. Sen Kiminle Dans Ediyorsun'u niye pek sevemedim bilmiyorum. Bir çok kişinin filme bayıldığını duydum. Ama o fragramandan sonra daha iyi bir şey bekliyordum! Beklememem gerekirdi ama oldu işte. Türk sinemasında fragmanı arşa çıkan filmlerden uzak durmaya karar verdim. Orada espriler gırla film de yani koca 1 buçuk 2 saatte fragmandakilerin yayılmış halini izle dur. Belki de Burak Aksak'tan daha iyi daha dolu bir hikaye beklediğim için böyle oldu. Beklentiyi yükselttiğim için sinemadan çıkışım iyi gibiydi oldu. Tabi ki piyasada ki küfürle güldüren mizah katili filmlerden daha iyiydi! Ama biliyorum ki daha iyisini yapabilirlerdi! Ama yine de güzeldi. İzlenmeli ve Türk Sinemasında mizahın daha iyiye, daha güzele doğru gidişi gözlemlenmeli. Burak Aksak, Gülse Birsel gibi senaristler eminim daha iyisini yapacaklardır!","label":6} {"text":"Baya komik filim.","label":5} {"text":"Kablo tv'de yeni izledigim bu filmde tek korkunç ve saldırgan hayvanlar kediler! Ve film boyunca ölüp öldürülüp gidiyorlar, Izleyiciler de böylece rahatlıyor ve mutlu oluyor. Tek köpek sadık Mico ise daha başında kediler yüzünden yanıp ölüyor! Kitapta olmayan bir kötü, nefretlik karakter olarak neden kediler eklenmiş animasyona? Doğrusu şüphelerim var. Sokak hayvanlarının her tür eziyete uğradığı, toplu olarak katledildiği bir dönemde bu yönüyle Robinson Cruose animasyon filmini şikayet ediyorum. 7 yaş üstü çocuklara önerilen bu filmin etkisi sorgulanmali. Ekranda uyari olmalı.","label":1} {"text":"Nuri Bilge Ceylan sinemasına çok uzağım ama bir okadar da yakınım. Ne kadar soğuk olduğunu düşünsemde sinema dilinin, izlemeden yapamıyorum filmlerini. Kış Uykusunu izlerken inanılmaz keyif aldım, diyaloglar muhteşemdi, filmin içinde kayboldum. Görüntüler beni içine çekti, izlerken iliklerime kadar üşüdüğümü hissettim. İlerleyen zamanlarda tekrar izlemeyi düşünüyorum ve hakkında etraflıca bir yazı yazmaktan da büyük keyif alacağımdan eminim.","label":8} {"text":"İlk filmle bağlantısı olması harika olmuş bence, daha çok düşmanlarımızın gözünden bir film olmuş ve ben sinemadan çok memnun ayrıldım. Şu lanet olası 3 boyut olayından arındırılmış halde izlenirse çok daha zevk vereceğini düşünüyorum çünkü siyah ve gri tonlarını ayırt etmekte zorlanılıyor. Filmde de belli olduğu gibi 3. filmin gelecek olması bu filmi daha bir anlamlı kılacak bence. 3. film çıktığında filmde yaratılan dünyanın bizi içine çekeceğini ve hakkettiği değeri alacağını düşünüyorum..","label":7} {"text":"Yılın en çok konuşulan ve beğenilen bağımsız filmlerinden biri olan ?Precious??u siyahî ırkı çok iyi tanıyan ve insanların hayatlarını çok iyi aktaran bir film olarak nitelendirebiliriz. Tabii tamamen siyahî kadınları anlatmasıyla bir kadın filmi demek de kâfi.Filmin gereksizce uzatılmış isminde de anlayabileceğimiz gibi bir kitap uyarlaması ?Precious?. Ülkemizde hiçbir kitabı çeviriyle uğramamış yazar Saphire'in de filmde hangi karakter olduğunu bulmak hiç de zor değil. Babasının tecavüzleri sonrası down sendromlu bir çocuk dünyaya getirmiş olmasının yanı sıra 16 yaşında yine babasından ikinci çocuğuna hamile, babasıyla ilişkisinden ötürü annesinin suçlamaları ve şiddetiyle boğuşmakla kalmayıp; Harlem'in sefalet, cinsel istismar, cehalet gibi başlıca sorunlarıyla da boğuşan obez Precious filme de adını veren başkarakterimiz. Böyle yaşanması imkânsız gibi duran hayatta ayakta durmaya çalışan Precious'un okuldan atılması sonrası tahsiline devam etmek için gitmek zorunda kaldığı eğitim kurumu sonrası hayatı da başka bir yöne doğru ilerliyor. Bu eğitim kurumu Harlem'deki farklı sebeplerden ötürü eğitimlerinin tamamlayamamış kadınların geldikleri bir yer. Filmin siyahî yönetmeni o bölgeyi ve bölgenin insanlarını çok iyi tanıdığı belli ki oldukça gerçekçi ve kusursuz bir biçimde bu insanlar ve bu hayatlar hakkında bilgileniyoruz film boyunca.Duygu sömürüsüne olabildiğine açık olan bir hikâyeyi Lee Daniles; bu yola hiçbir şekilde sapmadan, yer yer gerçeküstü unsurlarla yer yer de ufak naif esprilerle öykünün sertliğinden kaçarak anlatıyor. Sıradanlıktan kaçan kendine özgü bir yönetmenliğin yanı sıra oyunculuklar filmin esas en çok öne çıkan unsuru. İlk sinema filmi olmasına rağmen oldukça başarılı Gabourey Sidibe'nin yanı sıra Daniles'in önceki filminde Precious adında bir karakteri canlandırmış olan Mo'Nique karakterimizin annesi Mary rolünde yılın en etkili oyunculuklarından birini çıkarıyor. Diğer dallarda çok fazla şansı olmasa da Altın Küre'de olduğu gibi Mo'Nique En İyi Yardımcı Kadın oyuncu Oscar'ını kazanacaktır. Film boyunca tanıyamadığımız öyküye ara ara dahil olan Weiss karakterini canlandıran şarkıcı Mariah Carrey de filmde çok başarılı.Harlem'i ve mahvolmuş hayatları iyi anlatmakla beraber; ne yazık ki içimize işleyecek güçte bir film olamamış ?Precious??; ama tabii bu onu yılın en iyi dramlarından biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.","label":6} {"text":"Ben çok beğendim filmi, Edward Norton yeter zaten. Kesinlikle tavsiye ederim. Paul Giamatti'nin son sahnedeki yüz ifadelerini kopyaladım resmen :)","label":9} {"text":"batıda büyük bir çoğunluğun yabancı dili yok. doğuda ise o yaşta ve tüm olumsuz şartlarda yabancı dil öğrenmeleri zor ve mecburiyetten sayılır.","label":0} {"text":"Filmin bu kadar abartılacak neyi vardı açıkçası anlayamadım.","label":6} {"text":"Uzun yıllar önceydi, Onlar küçük birer çocuktular, kasabada bisikletleriyle geziyorlar oyunlar oynuyorlardı. Ama biri daha vardı, kızların yanına gelen tuhaf bir erkek çocuk, ona Milo diyorlardı ve Milo onlara doktor olan babasının bir sırrını bahsetmişti, göstermek için karşılığında çok ağır bir bedel ödeyecekleri bir sırdı bu. Ve o bedelin ödendiği korkunç günün izlerini taşıyan Claire, yıllar sonra genç bir kadın olarak, eski arkadaşlarından birinin düğünü için kasabaya geri dönüyordu... Ve asıl kabus şimdi başlıyordu BB66TEAM katkılarıyla kendi ripimize sekronladık iyi seyirler...","label":9} {"text":"Gel de anlat artık \"Türkiye böyle bir yer değil.\" diye. Liam' a olan hayranlığım da uçtu gitti bu vasat ötesi filmle.","label":3} {"text":"karantinaya atın gitsin, sevmedim hiç","label":0} {"text":"Açıkçası beklentileri karşılamıyor ve benim için biraz hayalkırıklığı oldu desem yanlış olmaz..Robert ve Val Kilmer da olmasa pek bi sebeb yok izlemek için.","label":5} {"text":"Büyük,küçük herkesin izlemesi gereken güzel bir animasyon.","label":7} {"text":"Eğer güzel bir macera (aksiyon) yapımı izlemek istiyorsanız size The Taking of Pelham 1 2 3 ü önerebilirim.İzlediğinize asla pişman olmayacağınız bir yapım The Taking of Pelham 1 2 3.Sonuç olarak ben bu yapıma 10 puan üzerinden 7 puan veriyorum.","label":6} {"text":"çok basit konusuyla başlayan basit şekilde devam eden güzel kadroya rağmen oldukça sıkıcı.. 3 kezdir bitirmeyi başaramadığım gereksiz bir film","label":1} {"text":"Sona kalan kızın kurtlarla karşılaşmasında kurtların karnı doymuş olacak ki onu farketmemiş gibi davranmaları da enteresandı. Eksilerine rağmen iyi bir gerilim sayılabilir. Böylesine düşük bütçe ile etkiliyor yinede. birde filmi izlerken +18 yazıyordu ade len ordan:):)","label":6} {"text":"güzel bi devam filmi ama tabiiki bir önceki film olan başlangıç'ın yerini tutmaz.10/8 Not: 1968 yapımı maymunlar cehennemi serilerinin yerleri ayrı benim için onlar başyapıttı.","label":7} {"text":"baya mesafeli durduğum Tom Hanks'e bu filmde kanım ısındı.. Mimikleri, konuşmasındaki aksaklıklar, zırvalaması içimde nedense bir sıcaklık uyandırdı..","label":5} {"text":"SCREAM SERİSİ SEVİLMEZ Mİ YA, SCREAM SERİSİ HAKKINDA 5000 KARAKTERDEN FAZLA YAZABİLİRİM. AYRICA BİRÇOK KİŞİ DE SEVER. NİYE SEVMEZ DİYE BİR GÖRÜŞE KAPILDIN LOCKSMITH BİLMİYORUM, AYRICA DEDİĞİN GİBİ EN BABA KORKU FİLMİDİR SCREAM!!!!","label":9} {"text":"\"I can't breathe\" sahnesi nefes kesiciydi. Filmi bile bu etkiyi bırakıyorken, olayın kendisini izlemek insanı gerçekten çok zorluyor. Filmin devamı ise merak uyandırıcıydı. Net bir mesaj yarım saate sığdırılmış. Etkileyiciydi. Dolayısıyla başarılı bir iş. Kısa film olmasaydı bu son beni tatmin etmezdi ama kısa film olduğu için tadında bir son olarak değerlendirdim.","label":6} {"text":"altamira bu filmin sürü ve yol örneklerine eklenmesi gerektiğini düşünmüş.Ama bence bu film onların ötesinde daha simgesel anlatımıyla Yeşim Ustaoğlu’nun bizlere sunduğu gerçek bir sinema şaheseridir!...","label":9} {"text":"Butch karakterinin çocuklara yaklaşımında kendimi bulduğumu söyleyebilirim. Onların sevilmesi, korunması ve özgür bırakılması kavramları çok güzel işlenmiş. İnsanların onları doğurmalarını yeterli olmayacağının, en önemli şeyin verilecek sevgi olduğunun altı çok iyi çizilmiş. Daha da önemlisi kişinin dışarıdan nasıl göründüğü, nelere karıştığı her zaman kişilik analizinde yeterli olmayabilir. Sizin suçlu dediğiniz bir insan sizden daha iyi bir kalbe sahip olabilir.","label":7} {"text":"Sanıldığının aksine, Keanu Reeves filmde zorla oynatılmamıştır. Eğer bu doğru olsaydı, Ted bir röportajında ''3. filme 400 milyon dolar gerekiyor'' demezdi. Üstelik o konuşmadan epey hevesli olduğu anlamını çıkarmak güç değil. Reeves'i Matrix serisi ile hadi olmadı Speed ile tanıyan biri açısından talihsiz bir tespit olmuş. ''Beğenirsem 100, beğenmezsem 0 puan'' yaklaşımıyla yazılmış yorumun sahibine, The Hitchhiker's Guide to the Galaxy veLock, Stock and Two Smoking Barrels gibi isimlerin de ne kadar hayırsız olmuş olduklarını sormak lazım. Mizah anlaşınızı, hayranlığınızı, beklentilerinizi ve tür seçiminizi gözden geçirerek izlerseniz ''belki'' sevebilirsiniz henüz iki filmi bulunan bu serinin birinci bölümünü. Ağlamazsanız şaşırmayın.","label":7} {"text":"Yıllar önce izlemiş ve beğenmiştim. Oyunculuklar harika. Zaten 2 usta oynuyor. Zaman kaybı olmaz. İzlemelisiniz. Konusunun kurgu değil de gerçek bir olaya dayanması da ayrıca güzel.","label":6} {"text":"İron Sky, bir Nazi parodisinden çok USA & UN parodisi. Filmin elindeki temel söylem, Cumhuriyetçi ABD zihniyetinin, Nazi ahlakını çok da aratmadığı. Sarah Palin ve danışmanı doğrudan bu zihniyetin, karikatürize edilmiş halleri gibiler. Reklamcı Vivian Wagner'ın ofisinden astlarına hitaben yaptığı konuşma gibi göndermeler filmin politik altmetnini oluşturuyor. Ancak filmin söylediklerini aktarmak için seçtiği dil, fazlasıyla soğuk. Film, çok soğuk bir mizah anlayışına sahip. Göze fazlaca sokulmuş bir absürt çabası var ki, bir yerden sonra gerçekten bezdiriyor insanı. Film için birçok şey söylenebilir de, \"komik\" demek için uğraşmak gerekiyor. Keşke hiç güldürmeye çalışmasalarmış. Yine de, oldukça ilginç ve orjinal bir fikrin üzerine inşa edilmiş, kostüm tasarımlarıyla ve görece sınırlı bütçesiyle (10 milyon Avro, çok az dimi :) ) fiziksel boyutu güzel kotarılmış, sıradışı bir politik taşlama örneği. İlerleyen yıllarda kült film pozisyonuna bile çıkabilir.","label":4} {"text":"Filmin fragmanına aldandım ve gittim evet Skyline dan birazdaha hareketli ama,öyle abartılı efekler falan yok,filmde mal amerikan askelerine nasıl gaz verildiğini gösterip,amerikan bağrağını da gözünüze sokuyorlar herzamanki gibi,kısaca boşa geçmiş 2 saat.","label":4} {"text":"Enfes enfes enfes Türk sinemasının haşarı senaristlerinden Ümit Ünal'ın yönetmenliğe terfi ettiği film. Muazzam senaryosu , eşsiz müzikleri(Zen) , döktüren oyuncularıyla bir başyapıt. Fikret Kuşkan'ın mahallenin oğlanı kompozisyonu şu anki gençliğin bir resmi , Rafa Radomisli ve Serra Yılmaz'ın belli etmeden 'oynadığı' ve alkışı ayrı hakettiğini düşünürsek bu filmin başyapıt olduğunu belirtmek de abes olmaz. Böyle filmler üretildikçe türk sineması çağ atlar","label":8} {"text":"Arkadaş kurbanı olarak kendisini kıramayarak istemeye istemeye gittiğim rezil bir film daha.. Kötü bir senaryo, kötü bir kurgu, kötü oyunculuklar, kötü sahneler sonucu ortaya bir başyapıt çıkmasını zaten beklemiyordum ancak bu kadar kötü olmak zorunda mıydı diye kendi kendime sormadan edemedim.. Altın Ahududu'ya bile aday olamayacak kadar kötü.. Pat diye başlayan bir olay örgüsü, her sahnede (gerilimi artırmak için midir bilemiyorum) derin derin soluk alarak, Cemil'im Cemil'im diye ortalıkta dolaşan bir kadın, çalıntı sahneler, en rezili de (seyrederken bile benim utandığım) karnına yastıklar doldurulmuş hamile görünümlü kadınlar.. O kadar bariz ki bi an kadınların nevresim takımları doğuracaklarını düşünmedim değil.. Anlayamıyorum nasıl içlerine sinerek tamam budur demiş olabilir yapımcıları.. Yapmayın bunları gençler yalvarıyorum ya.. Rezil ötesi..kesinlikle gitmeyin kaçın canınızı kurtarın...","label":0} {"text":"Beklentiyi çok üst düzeyde tutmadan izlerseniz bence güzel bir film. Ben seviyorum böyle mesajlı gerilimleri :)","label":8} {"text":"az önce izledim tam bir vakit kaybı oldukçada sıkıcı üstelik keşke izlemeseydim","label":0} {"text":"Güzel bir yapım.Yanlız adamlar şunu yaparak müthiş bir fikir sergilemişler.Yeni Teknoloji Shrekde filan gördüğümüz Gibi Aşırı 3 boyutlu film değilde red kiti bildiğimiz teknikle yapmışlar bu da güzel bir faktör.","label":4} {"text":"Vakit kaybı olabilir başka filme geçebilirsiniz.","label":4} {"text":"jenıffer fenaydı, film türk işi komedi olmuş küfürle değilde cinsellikle güldürmeye çalışmışlar, yinede izlenebilir","label":5} {"text":"Vakit öldürücü bir film, hoca tiplemesi hayli ilginç...","label":1} {"text":"Hayatimda izledigim en sacma filimdi gerçekten.Verdiğim para haram olsun resmen insanlarla dalga geçiliyor","label":0} {"text":"Neresinden tutsanız elinde kalacak filmlerden biri daha. Aksiyon olsun da nasıl olursa olsun diyorsanız izleyin, aksi halde uzak durunuz. Bruce Willis cepten yemeye devam ediyor. Biz ona çık ortaya, dağıt milleti sen John McClane'sindemiyoruz, seçici ol diyoruz. Moonrise Kingdom'da olduğu gibi çık, böyle değil.","label":3} {"text":"Hikaye erkeklerin neredeyse tanrı olduğu bir köyde geçiyor. Cehaletin ve sözümona adetlerin insanları ne durumlara soktuğunu bir kez daha gördüm bu filmde. Maalesef dinler bu gün bile saman beyinliler tarafından olmaz olmaz yerlere çekiliyor ve insanların bu akıldan mantıktan yoksun şeylere uyması bekleniyor, hatta zorlanıyor. Burda ise kız çocuklarının sünnet edilmesi söz konusu. 3-5 tane saman beyinli işte bu adettir diyor ve insanları buna uymaya zorluyor. Bir kadında yanına sığınan dört çocuğu ve kızını sünnet ettirmemek için direnişe başlıyor. Filmin akış problemi var ve bazı yerlerde sıkıldım ama sadece işlediği konunun hassaslığı için bile izlenmeyi hakeden bir yapım olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en samimi ve en sempatik filmdi.Özellikle Türk Sineması’nda seyirci ile iletişimi güçlü filmleri bulmak çok zor.'Korkuyorum Anne' gerçekten çok içten bir film olmuş.Ben izlerken çok keyifli dakikalar geçirdim.Öyle aman aman komik ya da çok dramatik bir film değil ama müthiş sıcak bir film.Kesinlikle tavsiye ediyorum...8/10","label":7} {"text":"Yıllar önce, cnbc-e'de izlemiştim. Çok tatlı bir filmdi. Ne izlesem diye düşünenlere, torrentlerde bu filmi arayın, bulun derim.","label":6} {"text":"Andy Garcia için izlemiştim ama beklediğimden az rol almış.. Ama onu bekleyeceğim diye mi yoksa gerçekten filmin güzel oluşundan mıdır bilemiyorum sonuna kadar soluksuz izlediğim filmlerden biri idi.","label":8} {"text":"Fiziksel olarak çirkin bulunduğu için dışlanan, bu dışlanmışlığın içe kapanık bir yaşam biçimine sürüklediği kadının dile getirilmeyen iç dünyası...65/100","label":6} {"text":"her dönem her kültürde aynı çevre baskısı","label":7} {"text":"öldürülen kızın katilini bulma filmi.. Sürükleyici.. Ara ara düşüyor gibi oluyor ama yan konularla seyredilir film olmuş","label":5} {"text":"evet 'kaliteli seyirci'’ye katılıyorum.film çok kafa karıştırıcı.neyin ne olduğu belli değil.üstelik diyaloglar çok saçma.anlamak çok zor.görüntü ve ses güzel ama senaryo berbat.","label":1} {"text":"Ne saçma sapan bir film bu yahu. İnsanları tekneden soğutmak için yapılmış sanki. Tekne canlı mı yani şimdi. Saçmalık","label":0} {"text":"Britanyalı yönetmenler Roma Btitanyasında geçen tarihi filmler yapmaya devam ediyorlar.Neil Marshall imzalı Centurion filminden sonra 9.lejyonun İskoçyada katledilip hiçbir iz bırakmadan kaybolmasını bu kez Kevin Mcdonald işlemiş.Kadro fena değil.Kaliteli bir yapım olmasını umuyorum.","label":8} {"text":"CAN EVRENKOL’un aynı ismi taşıyan kısa filminden uyarlanan Türkiye’den Toronto film festivalinin gece yarısı çılgınlığı bölümünü seçilen ilk film olan Baskın,klasik türk korku filmlerinin aksine izleyicisine psikanalizden ve freudcu bir tavırla filmin sonunu hazırlıyor. Film,bir meyhane sahnesiyle başlıyor.Meyhane sahnesi oyuncuları anlamamız ve karakterleri tanımamıza yardımcı olan bir sahne gibi.Film 5 polis in başından geçen esrarengiz bir olayı anlatıyor. Polislerden biri,bu serüveni kaldıramayacak kadar zayıf karakterli. Arkadaşlarının sohbetinden sıkılan ve zaten görünürdeki bunalımlı halinden dolayı da zayıflığını belli eden karakter koşarak tuvalete giderek kan kusar.Kustuktan sonra gördüğü kurbağa aslında bize filmi yavaş yavaş anlatmaya başlamıştır.Kurbağa Psikanalizde yalnızlık ve terkedilmişlikten kaynaklıyı korkuyu anlatan nesnelerden tekidir.ayrıca yönetmenin kurbağa ögesini bu kadar bastırmasının sebebi seyirciyi buna meraklendırmak olsa gerek. Polislerden diğeri Yavuz; Rakı masasında erkekliğini ispat etme adına ,yaşadığı anıları anlatıp bunlardan zevk alan bi karakter.Yaşadığı transeksüel ilişkiyi hem övünerek hemde iğrenç göstererek çevresindekilerin takdirini toplamaya çalışan karakter.Sonrasında çırakla yaşadığı basit bir olayı büyüterek tabiri caizse erkekliğine cila sürmesini istemesi karakterin tek bir olgu üzerinde kendini ispatlamaya çalışması hem güç hemde cinsel başarısını pekiştirmek üzere kurulmuş bi sahne.Nitekim filmin son sahnelerinde hayvansı bi kadınla cinsel ilişkiye zorlanması ‘İnsanın cehennemi kendi içindedir’ sözünü destekler niteliktedir. Polislerin amir diye adlandırdığı kişi; Güvensizlik halinde ‘Rozet de bizde silah ta’ diyecek kadar korkaklığını kendisine inandırmamak üzerine kurmuş dünyasında yıkımı yaşıyacak ikinci insan.Karakterlerin ortak özelliği olan azalmış güven duygusunu kurduğu cümlelerle atlatmaya çalışsan karakter. Başkan; Neyin yada kimin olduğunu bilmediğimiz başkan Arda’nın ruh ikizi.Arda’nın kurtuluşunun anahtarı olan gizemli bir polis. Arda; Hikayenin başrolü.Küçükken annesinin odasından gelen cinsel birleşme sesleriyle uykusundan uyanan,daha sonrada bir yaratığın elinin ona doğru uzandığını görüp korkan Arda,o zaman pek anlam veremesede o elin erkekliğine uzandığını daha sonra anlayacaktır. CAN EVRENKOL’un vermiş olduğu bir röportaj da ‘Benim sevdiğim şeyler hep freudyen çıkıyor’ dediği yönetmen filmin ilk sahnesi olan,Freud’un da ilk sahne olarak tanımladığı ‘bölük pörçük çarpıtılmış anılar nevrozlarda da belirli bir rol oynayabilir’tanımlamasının filmin her anında gözümüze iliştiriyor yönetmen. Arda bu olayla bir türlü yüzleşememiş içindeki korkudan hiç bi zman kurtulamamştır.O’na bu korkuyu bırakan ‘BABA’ dan intikamını aldığı zaman içindekileri serbest bırakacak belki de özgür olacaktır. Benim diğer ilgimi çeken olay polis arabasının suya düştüğü anda karşılaşılan insanların kova içerisinde bulunan kurbağaları ve yanında duran ateş.Psikiyatride,’Kaynayan kurbağa’ diye adlandırılan hikayeye göndermede bulunuyor olmasıydı.Kaynayan kurbağa;Kurbağanın kaynayan suya atıldığında dışarı zıplayacağı,fakat soğuk suya atılıp yavaşca ısıtıldığında ne olduğunu farkedemeyip yavaşça kaynayarak öleceğidir.Polis arabasının olay yerine giderken başlarına gelen olaylar onları iyi şeylerin beklemediği polislerden birinin gittikleri yerle ilgili efsaneleri anlatmasına rağmen hiç bir şey yokmuş gibi yollarına devam etmesi gösterilebilir. Filmin final kısmı ise; Karakterlerin yaşamış oldukları hayat ve övündükleri şeylerle ‘Baba’ diye adlandırılan kişi tarafından yüzleştirilmesidir.klasik korku filimlerinde gibi bi kovalama sahnesi olmayışı izleyenleri direk olayın içine çekiyor. Yakalanan polislerden ilk amir olan öldürülüyor ‘baba’ tarafından.’Biz devletiz lan’ diyeni öldürmek orda devletin olmadığını gösteriyor bize. Sonra Yavuz,ilk cinsel birleşmesini katırla yaptığını anlattığı ilk sahnelerde filmin son sahnesi arasındaki bağlantıyı da kurmuş oluyodu yönetmen.yavuz gözleri oyularak hayvanımsı bi kadınla cinsel birlikteliğe zorlanıp öldürülüyordu. Başkanın ölmesi Arda’nın kurtulmasının anahtarıydı.Anahtarı ‘BABA’ ya saplayarak öldürmesi o’nu geçmişin karanlıklarından çıkarıyor,mavi renkte aydınlatılmış(mavi renk kurtuluşu temsil ediyor)merdivenler den huzura doğru kaçıyordu. Filmin son sahnesi; Korkuların asla sona ermeyeceği herhangi bir olay ya da aynı olayla tekrar insanın yüzleşebileceğini anlatıyor olabilir.","label":7} {"text":"Film açıkçası benim için yeterli idi bir arkadaşın dediği gibi film Amerika da ki elektrik mücadelelerini -hatta bu filmin isminden de anlaşılıyor- anlatıyor. Filme de ciddiyete önem verildiği için fazla müzik kullanılmamış yada ben filmin ciddiyetine kapıldığım için fazla takılmadım. Vede burada bu insanların bulunduğu psikolojiye de iyi değinilmiş ve de Nikola Tesla'ya da yeterli olduğunu düşündüğüm kadar yer verilmiş bazı arkadaşlar neden Tesla'ya daha çok yer verilmediğini sorgulamışlar. Sanırım bu arkadaşlar filmin Tesla'nın hayatını anlatan bir biyografi olmadığını farkedememişler merak etmeyin o da bir ara gelecektir. Ve de filmin kadrosu iyiydi ben açıkçası bu filmi kişisel olarak beğendim.","label":8} {"text":"vizyona girmemiş onca kaliteli film varken 12 yaşındaki ççocukların bile korkmayacağı bir film yayınlamak gerçekten çok anlamsız. made yaz dönemi ölü sezon o vakit toronto veya sundence'te başarı kazanmış bağımsız örnekleri yayınkasalar da biz sinema tutkunları saf sinemaya olan hasretimizi gidersek!!!","label":2} {"text":"seyrettiğim en psikopat filmlerden biriydi...","label":5} {"text":"sahne arkasında kalmış tozlu raflarda kalmış bir film. komik bir film pişman olmazsınız","label":6} {"text":"Genel kanının aksine çıkacağım ama filmi gerçek anlamda sevmedim. İlk yarım saat çok sıkıldım. Ne oluyor şimdi olayı nereye getiriyorlar derken ilk yarısı bitti. Sahneler arası geçişler sıkıntılı. Pat diye başka konuya, başka insanların görüşmelerine giriyor. Dublajlar oldukça basit ve anlaşılmaz geldi. Üzerinde çalışılmamış. Senkronize olmamış. Aşırı aksiyonu ben de sevmem de biraz koysaydınız sanki kötü olmazdı. Sadece diyaloglar üzerinden gidelim demek biraz kolaya kaçmak olmuş. Casusluktan ziyade aşk ve anne-çocuk ilişkisi ön plandaydı. Ben bir noktadan sonra sıkıldım. Herhalde büyük beklenti içerisine girdiğim için böyle oldu. Müslüm ya da Ayla'ya ayrılan zaman, bu filme harcanmamış gibi. Yine de kendi açımdan söylemek gerekirse Türk filmleri, şu filme harcanan yapım ve maliyeti en düşük alt sınır kabul etse belli bir tecrübe sonrası başarılı olurlar.","label":7} {"text":"www.didaktik.cjb.net FİLM BANA ÇOK GERÇEKÇİ GELDİ, BİR SAVAŞ NASIL ÇIKABİLİYOR, BAŞTAKİLER HANGİ DÜŞÜNCELERLE HAREKET EDİYOR... GERÇEKTEN ÇOK AYDINLATICI BİR FİLM OLMUŞ BU KONUDA. SADECE TEK KİŞİNİN BU SAVAŞA SON VERMSİ HARİÇ FİLMİ KUSURSUZ BULDUM VE ŞİDDETLE TAVSİYE EDERİM ...","label":7} {"text":"Lara Croft'u son oyunda ki şekline benzeterek çekmişler bunun için fizik olarak uygun oyuncu olan Alicia Vikander'i tercih etmişler ama İsveç'li oyuncu iyi bir performans sergilemesine rağmen daha önce ki iki Lara Croft filminde Lara Croft'u canlandıran Angelina Jolie'nin performans olarak gerisinde kalmış ve bu da bariz şekilde daha önce ki filmleri izlemiş olanlar tarafından bariz şekilde görülüyor. Filme gelince de film oyunla uygun olarak hazırlanmış senaryo'da kopukluk olmayan seyircinin filmden bir an kopmadığı, tempolu bir film olmuş gayet güzel çekimleri efektleri felan gayet güzel olmuş tek eksik yanı Alicia Vikander'in, Angelina Jolie'nin yerini dolduramaması olmuş bu yüzden puanım 4.5/5","label":8} {"text":"Batman serisini hiç sevmem ama bu film başka. Joker karakteri muhteşemdi. Tekrar tekrar izlenesi...","label":8} {"text":"Arkadaşlar afişe aldanmasınlar.Eminim ki, olumsuz yorum yapanların büyük bir çoğunluğu büyük bir beklentiyle gittiler ve afişe bakıp 'nasıl olsa korku-gerilim filmi,bizi korkutacak mı,gerecek mi acaba!'diye düşündüler.Bunlar yok filmde.Sadece bir film.Hafif bir gerilim filmi.Böyle izlerseniz, belki keyif almazsınız,ama en azından bu kadar olumsuz da düşünmezsiniz.","label":5} {"text":"çok gereksiz","label":2} {"text":"ımdb'sine aldanmayın, dönemine iyi sayılabilecek anlamlı bir film. Çoğu benzer olayın bir araya getirildiği bir hikaye. Kayınpederden kurtulmak isteyen damat, babasının mal varlığını almaya çalışan kız, ömrü denizlerde geçmiş emekliliğinde bir huzur evine tıkılmış baba.. Bir insanın yaş ilerlediğinde dahi mutlu olabileceği birini bulma ihtimalinin varlığı bile insana umut vermeye yetiyor.","label":6} {"text":"Herhangi bir uyuşrucuyu bir kez bile denememiş veya en azından bir kere bile sağlma kafa olmamış birinin bu filmi anlamlandırması veya anlaması beklenemez,yok yaşadıysanız filme tapmanız olası,görselliği ile o kafayı gerçeğine çok yakın bir şekilde yansıtan film,en büyük gücünü iki başrol oyuncusunun son derece doğal(hatta fazlasıyla doğal)performanslarından alıyor,her ne kadar kel bir Jhony Depp ve göbekli bir Del Toro kabul edilebilir gibi olmasa da iki aktörün enfes performansları filmi inandırıcı kılıyor,kafanız iyiyken izlenmesi pek tavsiye edilmez ayrıca kayıp 70ler kuşağı için söylediği şeyler de gayet önemli ve günümüzün kaybolamay yüz tutmuş(özellikle üniversite gençliğinin)kuşağının mutlaka izleyip çeşitli dersler çıkarmaları gereken bir yapım,eğlence yönü de oldukça yoğun,yok ben daha sert birşey arıyorum diyorsanız izlemeniz gerek film,Requiem for a Dream`dir.Saygılar.","label":7} {"text":"Aynı zamanda bu filmde Miriam adlı rehineyi oynayan Marcia Jean Kurtz adlı oyuncu, Inside Man adlı filmde yine Miriam adlı bir rehineyi oynuyor...","label":7} {"text":"Çerezlik bir film. Üstüne çok fazla yorum yapmaya gerek yok.","label":4} {"text":"Aslında film nekrofiliyi, çocuk pornosunu, ensest ilişkiyi v. s bir sürü şeyi eleştiren bir film. Filmin çekilme amacı da bu zaten. Yine de herkesin kaldırabileceği bir film değil kaldıramıyorsanda izlemezsin bu kadar basit, film iğrenç olabilir ama birsürü örnek verebilirim mesela mezarına tüküreceğim ondada böyle sahneler mevcut yada fury de savaş ortamını yansıttıkları için bir çok küfür mevcut belki bu film daha iğrenç gelebilir çoğunuza ama verdiği mesaj önemli anlayabilene tabi, gerçek hayatta yokmu sanıyorsunuz bunların hepsi var adamlar bunu film yapmış bu kadarda üstüne gitmemek lazım filmin olaya böyle bakmak lazım içinde yaşadığımız gezegende daha çok iğrençlikler var bunları yapanlar var bu film neden bu kadar batıyor anlamış değilim ben kendi türünde çok başarılı buldum filmi izlediğim en iyi final sahnesi bu filmdeydi diyebilirim. son olarak bu filmi imdb ye ekleyen arkadaşada sormak lazım bu filmin neresinde savaş var korku gerilim dram olsa anlarım.","label":6} {"text":"hukukun adaletin yozmasligi, ahlak, harika bir turkiye alegorisi gerilim unsurlarini cok iyi kullanmis seyircinin kendisini rahat hissetmemesini saglamis katharsis yasatmamis tabi ki. alegorinin kotu tarafi sagolsun filmin reklamina cok vesile oldu, ilk haftasonu sayisi kis uykusu ahlat agacini gecmis. kendisini boyle basarilarda gormek cok onur verici cunku filmi tasarladigi siralarda biz muhendislere sinema sanati dersi veriyodu teknik universitede. gercekten inanilmaz dolu bir insan ve hayatimizda aldigimiz en iyi dersti sinif arkadaslarimla.","label":9} {"text":"Genel olarak insalar beğenmiş ama film kötü arkadaş sırf birşeyler olacak mı diye sonuna kadar izledim iki saatim çöp oldu. Filmden bir anlam çıkarmaya çalışmak anlamsız çünkü yok. Gelecekteki insanlar geçmişi yok etmek istiyormuş kim olduğu bile belli olmayan kahramanımız ve herkezin sıradan birşeymiş gibi hiç şaşırmadan konuştuğu ve nedense konu hakkında çok bilgili olduğu zaman evrilmesi","label":0} {"text":"Oyuncuların başarısız performansları ve birkaç mantık hatası dışında gayet ilginç bir senaryo.","label":5} {"text":"İlk filmi izlememiş olsaydım bu filme 4 yıldızı rahatlıkla verirdim. Ancak ilk filmi bilen biri olarak bir tık altında kalmış diyebilirim. Elbette bu durum filmin kötü olduğu manasına gelmesin. Elimizde yine etiyle kemiğiyle dimdik duran bir yapım var. Bu sefer olayların nasıl başladığına da şahit oluyoruz üstelik. Yine insanı geren , nefesini tutmasına ve sıçramasına sebep olacak sahneler bizler için özenle hazırlanmış. Ben Sessiz bir yer 2 ardından The tomorrow war - Yarının savaşı& filmini izleyerek kombo yapmıştım kendime. Güzel bir deneyim olmuştu bu iki filmi arka arkaya izlemek. Bu tarz filmleri seviyorsanız ufak tefek hataları görmezden gelirseniz keyif alarak izleyebileceğinizi düşünüyorum. Çevremdeki insanlar film zevkime güvenirler. Bu filmi de tavsiye ederim arkadaşlar.","label":6} {"text":"Hindistan'dan fantastik film çıkar mıymış? Aşksız hint filmi olmaz zaten, epey ilginç bir aşk hikayesi bu da. Shahrukh Khan'ı bıyıklı görmek için bile izlenir desem abartı olacak ama kıyafetler, tipler çok hoş. Hint filmlerinin alamet-i farikası olan özellik; yavaş ilerliyor. 140 dakika olacak birşey yok filmde. Ama zaman kaybı denemez. Beklentiyi fazla yüksek tutmayıp izlenirse, keyif alınan bir film olur bence.","label":6} {"text":"Bu gün Beyond the Reach yani Tehlikeli Oyun adlı filme gittim gitmeyi düşünenlere tavsiyem Michael Douglas olduğundan yükselen beklentiniz karşılanmayacak senaryok çok basit.Başta çok güzel başlıyor sonra senaryo gerçekten çok basitleşiyor filmin sonunda öyle bir potansiyel var ki tüm filmi toparlatır diyorsunuz ta ki senarist o güzel sonu bok edene kadar. 4/10 Filmin sonu bana şu sahneyi hatırlattı: Tüm Zamanların En Kötü Ölüm Sahnesi&","label":0} {"text":"Yine güzel, güzel kadın. Nurgül Yeşilçay için izlenir yoksa filmde bi numara yok. Bu filmde Nurgül Yeşilçay yerine başka bir oyuncu olsaydı hiç bir güç bana bu filmi izletemezdi!","label":5} {"text":"Açıkçası filmi izlemeden önce beklentilerim ne kadar fazla ise, seyrettikten sonra ki hayal kırıklığım bir o kadar fazla oldu... Çok karmaşık ve gereksiz öğelerle dolu idi, oyunculuklar ise hepsinden berbattı.... Kesinlikle izlemek için bir istek duyulmayacak türden bir film, vaktinizi boşa harcamaya değmez...","label":1} {"text":"Ben izledim yeniyıl zamanı gayet iiyi giden hoş bir filmdi. ancak martta vizyona girmesi biraz zamansız oluyor tabi... Yine deeğlenceli film...","label":7} {"text":"natalie portman'ın en iyi performansı olduğunu düşünüyorum","label":7} {"text":"Güzel bir animasyon filmi. 7/10","label":6} {"text":"Ahh ahh. Şu piyasaya bunun gibi filmlerin daha az olacağını hissediyorum ama, hadi hayırlısı. Milyonların sevdiği ve bildiği; Joker karakterimiz, filmde neredeyse 'ben bir kaç sahnede rol alayımda insanlar Joker oynamadı demesin!' düşüncesinde, varla yok arasında ikilemde kalınan birkaç sahnede rol almıştır. Ah Joker Bey, bize yetmiyor ama birkaç sahne, daha çok görmek isteriz sizi ! Filmde Jokerden bu kadar az bahsetmeleri, teknik bir arıza gibi geldi nedense. Lütfen ama, Harleyimizin 'puding'ini daha çok gösterin bize !!","label":7} {"text":"Madagascar serisinde severek izlediğimiz penguenlerin bu sefer kendilerine ait bir filmi oldu sonunda! Aslında zaten bu penguen ekibinin bir dizisi var ama bunu beyazperdeye aktarmak akıllıca olmuş diyebilirim. Yani bu beni fazla heyecanlandırmasa da sevenlerini fazlasıyla heyecanlandırmıştır. Aslında ben de biraz heyecanlanmadım değil çünkü bu işin arkasında en son Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2 filmiyle zirveye çıkan Dreamworks stüdyosu var. Bu yüzden bu filmden de buna benzer bir başarı bekledim. Bu filmin başarısı ise, stüdyonun önceki filmlerine göre daha az ama yine de belli bir başarısı var filmin işte. Film, penguenlerimizin küçüklüğü ile başlıyor. Eğlenceli ve maceralı bu sekanstan sonra filmdeki olaylar günümüze uzanıyor. (ya da Madagaskar 3 filminin sonundan itibaren başlıyor diyebiliriz) Penguenlerimizin düzenlediği bir operasyondan sonra bir kötücül düşman yollarına çıkar. Penguenler, hem bu düşman ile baş etmeye çalışırlar hem de Kuzey Rüzgarı denilen gizli bir ajan örgütü ile de görevlere ayak uydurmaya çalışırlar. Eleştirinin bu kısmından sonra filmin olumlu ve olumsuz yönlerine değinmek en mantıklısı. Filmin olumsuz yönleri şunlar öncelikle; Film bu stüdyonun diğer filmlerine göre epey geride. Bu yüzden bu etken filmi çabucak unutulabilir bir şekilde kılıyor. Ayrıca filmdeki bazı şeyler -bu etken çok az olsa bile- biraz iğrendirici diyebilirim. (ama öyle abartılacak bir şey de yok tabii ki bu konuda Olumlu yönleri ise şunlar; Olumsuz şeyleri bir kenara bırakın da, bu film gerçekten eğlenceli ve komik. Yani film hiçbir zaman seyirciyi sıkmıyor -ki süresi zaten yaklaşık 90 dakika- ve güldürmeyi başarıyor. Ayrıca filmin vermek istediği mesaj -her ne kadar Dreamworks ekibinin diğer filmlerine karşı yoğun olmasa da- başarılı. Filmin vermek istediği mesaj ise birlik ile beraberlik, ekibe ayak uydurmaktan ziyade kendin olmak ve dış görünüşün değil, iç güzelliğin ve yaptıkların şeylerin seni önemli kılması gibi güzel mesajlar geçiyor filmde. Yani anlayacağınız, film (son zamanların en iyisi olmasa da) en eğlenceli filmlerinden birisi. Çoluk çocuk, ailecek rahatça gidebileceğiniz eğlenceli bir deneyim. Su gibi geçen eğlenceli bir 90 dakika sizlere yaşatıyor. Yani Dreamworks her ne kadar etkili bir iş yapmış olmasa da iyi bir iş yapmış. Çerezlik bir deneyim kısaca. Eğlenmek isteyenler için bu haftanın en dikkat çekici filmi. İyi seyirler. 3.5/5 Son notlar: 1-) Filmin dublajlı seslendirmesi oldukça başarılı. Yani filmin orijinal seslendirme kadrosunda her ne kadar ünlü isim olsa da dublajlı versiyonu da idare eder bence. 2-) Filmi sinemada 3D mi yoksa 2D olarak mı gitmeli? Bence 2D giderseniz pek bir eksiklik hissetmezsiniz ama 3D giderseniz de olabilir bence. Filmin 3D tekniği Life Of Pi ile aynı. Bazı sahnelerde ekranın boyutu daha bir incelip o kısımda geçen şeyler sanki bizim üzerimize de geliyormuş gibi bir taktik yapmışlar. Her ikisi de olur bence yani pişman olmazsınız.","label":5} {"text":"aksıyon sahnelerı harıka fakat bu kadarda abartı olmaz yanı yuh dıyorsunuz seyrederken gercekten cok uzak kalmıs fılm ama ıyı ses ıyı goruntu vakıt gecırmek ıcın bır fılm","label":4} {"text":"bence gayet başarılı bir devam filmi.van dammeın oyunculuğu ve dövüş sahneleri mükemmeldi.filmin senaryosu ve haraketliliği ise güzeldi.10/8","label":7} {"text":"araklama ısmarlama harmonikası olmuş.. bu oyunculuklar bile kurtaramamış, hani kotarır dedim olmamış.. sevilesi oyuncuların hatrına sığınasım kaldı elimde..","label":4} {"text":"güzelim karakterler yalnızca iki tipe dönüşmüş. o efsane anılar koca bir \"hiç\" olmuş. sanki böyle kötü bir parodi izliyormuş gibi oldum. öyle etkileyici bir kitaptan böyle derinliksiz bir film nasıl çıkarılmış tebrik etmek lazım.","label":3} {"text":"Bir devam filminin, ilkini aratmaması yada daha iyi olması izlenebilir yüzdesinin yüksek çıkma ihtimali için öncelikle yönetmen-senarist aynı kalmalı sonrasında da oyuncular karakterler aynen korunmalı. Yoksa bu iş yatar... Şimdiye kadar izlediğimiz devam filmlerinin çoğunda bu düşüncem gerçekleşti... Sin City II de ise senarist-yönetmen aynı kalmış buna sevinilir. Ama oyunculardan eksilmeler var bu işi batırıyor. Öncelikle Bruce Willis abimiz kesilikle ölmemeliydi Sin City II de de olmalıydı. Sonra Michalle Madsen abimiz ne alemde. Diğer kötü karakter o canlı canlı yedirilen bir anlamda dirilmeli (bilinen birisiydi ama ismini hatırlayamdım şimdi). Yine filmin sonuna kalan adamamızda, o bayanlarda olmalıydı... Yaa işte böyle işin aslı budur. Bruce Willis'sin olmaması beni üzdü ya bakalım nasıl bir yapım olacak bekleyeip görücez...","label":4} {"text":"Film kendini izletiyor mu ? Evet. Sonuna kadar merakta bırakıyor ve sonunda istediğinizi veriyor mu? Evet :) O zaman izlemeniz önerilir. Ama Paul Dano'ya cok benziyor zaten Ethan Hawke yani başında belli kim olduğu zaten, yanılmadım tahminimde de. Biraz büyümüş hali ama yüz hatları aynı :D notum:6/10","label":5} {"text":"Yönetmen galiba film çekimleri sırasında tatile çıkmış. Bu kadar mı odun oyunculuk olur yahu :D Romantizime vasat demiş bir arkadaş, iltifat etmiş resmen :=) Neyse sonu sevimli bitti bir de cadıyı çok beğendim. Not: Hayatımda bu kadar yakışıklı bir çirkin görmemiştim. Karantinalık bir film değil, burun farkıyla.","label":4} {"text":"çok çok komik bi film.Gerçekten çok güldüm bu filmde.Bazı sahnelerde zaten koptum filmle irtibatım kesildi :) Babasına dogum günü sürprizi yapıp pasta yedirdikleri sahne zaten öldürüyor.Yok böle bişi... :) :)","label":7} {"text":"sıradan ve vasat bir film bu kadar iyi bir oyuncu kadrosundan çok şey bekliyor insan hayalkırıklığına uğradım=S","label":4} {"text":"Romantik komedi izleyesim vardı. E haliyle yüksek beklentiyle izlemedim. Zaman zaman eğlendiren ortalama bir romantik komediydi. İstanbul sahnesi var diye izleyen hiç izlemesin, 3 saniyelik bir sahne. Filme puanım 6, Catherine Zeta Jones'la birlikte 6,5. MILFciler sever bu filmi, yaban çakalları sizi... Bu arada Justin Bartha = Faruk K.","label":5} {"text":"Vakit varsa izlenebilir bir film yani zamanım boşa gitti demezsiniz Selma Ergenç hiç bir şey katmamis filme murat Yıldırım almış götürmüş sonu kötü biten vasatin bir tık üstü bir film","label":6} {"text":"Atlatılan bir travma sonrası dramatik şekilde hayatı değişen hayata küsmüş bir kişi ile karşı cinsin ilişkisini inceleyen sayısız filmden yeni bir tanesi. Kötü demek büyük haksızlık olur fakat Emily Clarke'ın harika oyunculuğunun tek başına götürdüğü film, hiç bir merak, sürükleyicilik, heyecan barındırmıyor. Film başladığında nasıl biteceğini bilmek, bu filme kadar bu tarz filmlerden alınan mesajlardan ötede hiç bir mesaj verememek, filmi vasat üstü duygusal filmler kategorisine mahkum eden eksiklikler olmuş. Yine de bir kere izlenir, genel hatlarıyla beğenilir olmuş. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Hani dersin müthiş bir senaryo var da bir takım görselleştirmeler yarım yamalak bırakılmış, o da değil. Bazı mekan görselleştirmeleri haricinde, o kadar yavan ve 10 sene öncesinin teknolojisi ile CGI kullanılmış. Bu tarz fantastik filmlerde 2015 senesinde kabul edilebilecek birşey değil bu. Ayrıca bir takım oyunculuklar gerçekten inandırıcılıktan uzaktı. Kılıç dövüş sahnelerinin yavanlığından bahsetmeyeceğim bile. 51 puan vermiştim, vazgeçtim. hakkıyla karantinalık bu. Güzelim çocukluk hikayesi hiç nasıl edilir görmek isterseniz buyurun izleyin.","label":3} {"text":"bu zamana kadar izlemeyi neden ertelemişim diye hayıflandığım film. yalnız efsane kısmına biraz daha yer verebilirlerdi.","label":7} {"text":"Indie, 2000 ler sinemasını da etkiliyor...","label":9} {"text":"Ailecek izleyebileceğiniz son derece keyifli bir iş çıkmış. Mobil oyunlar üzerinden böyle bir hikaye düşünüp yapmaları üstelik bunu animasyon ile anlatmak güzel bir düşünce olmuş. Yabancı animasyonlar gibi beklentiniz olursa maalesef hayal kırıklığına uğrarsınız. İzleyecekler için tek önerim sadece keyif almak için bizim coğrafyamıza özgü terimler, esprilerin tadını çıkarın. Yabancı animasyonlara erişecek hatta geçecek düzeye ulaşırız. Adana esprisi nedense çok hoşuma gitti","label":6} {"text":"çok hetta çok","label":8} {"text":"Farklı bir kültürü ve geleneği tanıtmak adına başarılı bir yapım olduğunu söyleyebiliriz, keza çoğu insanın kafasında yer etmiş Geyşa modelininin safi basit bir hayat kadınından ibaret olmadığını görebilmek bu filmde mümkün. Oyuncular içinde özellikle başroldeki küçük kız acayip derecede tatlıydı, iyi iş çıkarmış. Bu arada dip not olaraktan; film 6 dalda Oscar'a aday olup 3 dalda kazanmış.","label":6} {"text":"bana görede ilk film daha iyiydi bu seferki zorlama olmuş işte abomonition nedir onun varlığı zorla sokulmuş sonu olmamış","label":7} {"text":"film beklediğim gibi çıkmadı.çok kafa karıştırıcıydı.çok dikkatli izlememe rağmen pek bişey anlayamadım.söylenen sözler düşüncemi yoksa kişinin konuşmasımı anlamak zor.verdiği mesajlar mantıklı olabilir ama yinede film tam bir saçmalıktı.vasatın altında bir film.jason için 10/4","label":1} {"text":"etkileyici, ince noktalara çok güzel değinen, içinde bi çok ayrıntıyı barındıran(anlayabilene), o amatör ruhun güzelliği, sıcaklığı yansımış nefis bir sanat filmi.8/10","label":7} {"text":"Daha bugün gittim filme.. Hoş bi film aslında, ama başları baya bi sıkıyo. Onun dışında baş roldeki kızımız çok şirin ve masum falan filan işte.. Çok da önerebilceğim bi film değil ama fazla film seçeneğiniz yoksa gidebilirsiniz.","label":4} {"text":"çok sıkıcı ve gereksiz abartı. Arada çıkan çıplak görüntüler vs. Fazla didaktik olmuş, gerek yok. Bir cumartesi gecei film izleyelim dedik, boşa 2 saat bisin diye dua ettim.","label":4} {"text":"Sanatçının, sıradan insanların anılarınıve öykülerini, yaptığı iş adına kullanabileceğini söyleyen Bergman, bununla birlikte kadının iç dünyasına iniyor ve, uzun tiradlardan oluşan özgün monologlarla, insan siluetlerindenoluşan metaforlarlabize bir başyapıt sunuyor.","label":7} {"text":"bitene kadar zor dayandığım film. iğrençliğin dik alası, hiç bir amacı yok, ortada olan bir espri de yok. sırf diktatör ve ali g filmlerinin hatrına merak edip açıp izledim. izlemez olaydım. tam recep ivedik bunun yanında oscarlık film kalır gibisinden bir şey yazacaktım ki aşağıda aynı fikirde olduğum bir arkadaş benden önce yazmış. boş ama bomboş bir film. sadece belli bir misyon güttüğünü sezebiliyorsunuz, arap baharı günlerinde çekilen diktatör gibi bu da amerikalıların film sektörünü silah gibi kullanıp düşman belledikleri kazakistanı kirletmek uğruna arkalarında durdukları bir film.","label":0} {"text":"Çavuşesku dönemi Romanya'sında sosyalist rejim baskılarıyla toplumsal baskılar arasına sıkışmış üniversite gençliği realist bir biçimde sergileniyor. Kazandığı ödülleri sonuna kadar hak eden harika bir yapıt. Film boyunca tempo biraz düşük ama insanı derinden sarsan iyi bir romen filmi.","label":7} {"text":"Bu Hint şarkıları çok tatlı gerçekten İzlediğim en uzun filmler arasına girmesine rağmen kendini izlettiren bir yapım olmuş. Kostüm müthiş. O kadar insanla çekime rağmen başarılı bir film çıkmış ortaya. Sırf o renk cümbüşü için bile izlenir bu film. Aşka, insanlık için savaşa ve hatta en sevdiğim yönü din özgürlüğünün önemine vurgu yapılmakta bu film. Herkes dini kendi içinde yaşar. Yani herkes Müslüman olmak zorunda değil ve kimse Müslüman olduğu için aşağılanmamalıdır. Yeter ki insanlık ölmesin!!! İzlemediysen hala kaçırma izle ve arşivine ekle.","label":7} {"text":"Ya şöyle filmlere bayılıyorum. Çoluk çocukla izlemelik, güldüren, mesaj veren güzel bir animasyon filmi.","label":8} {"text":"fena diyil.sıkılmadan izleyebilceğiniz bi film.başlangıç tarafı güel.devmı o güzellikte gitmesede idare eder.","label":7} {"text":"Olmaya çalışan, ancak özellikle ana düşman eksikliği ve senaryo yavanlığından ötürü hiç de olamayan yegane süper kahraman filmidir kendisi. Seneler önce izledik, işaretleyeyim dedim. İzlemezseniz fazla kaybınız olmaz bence. Lafı fazla uzatmadan karantinaya almak, hastalığın yayılmasını önlemeye yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.","label":3} {"text":"O dönemleri o kadar yaşamışlar ki bizi de o dönemlere götürüyorlar. 60'lı yıllardan fırlama bir film havasındaydı. Çok aman aman bir konu yok ama izlettiriyor.","label":5} {"text":"Son zamanlarda salgın - enfeksyon filmleri ile sık sık karşılaşır olduk. Tabi bu tür filmler de hiç alışık olmadığımız isim olan Arnold olunca dikkat çekmemek elde değil. Bu sefer salgın filmlerine çok farklı açıdan bakılmış teması\"aile\" olmuş. Bu açıdan fazla aksiyon, gerilim, kan beklemek saçma olur. Fazla durağan ve iyi bir konusu olmayan sadece Arnold üzerinden para kazanılmaya çalışılmış basit bir film.","label":0} {"text":"Farhadi filmlerine yaraşır tek yanı, yine kimden şüphe duyacağımızı bilemeyecek kadar ters köşe üstüne ters köşe yapmaya çalışmasıydı. fakat diğer filmlerinin yanında gerçekten klişe olan bir senaryonun üzerine güzel bir kadro dışında pek de. rahatsız edici ve akılda kalıcı bir şey bırakmaması. bir çok şeyi filmde hızla tahmin edebilmek farhadi'nin şimdiye kadar izlediğimiz zekasına pek yakıştıramadığım bir tarz oldu. yönetmenin hatrına yine olsa yine bu tarz bir film izler der ve susarım!","label":6} {"text":"Iyi bir senaryo , film bize bir aksiyon filminden beklenen herseyi veriyor.","label":7} {"text":"Ağzım açık izlediğimden bir yorum yapamıyorum. Tek diyebileceğim bu rüyayı pardon filmi mutlaka izleyin, sevdiklerinize de izletin. \"Kim olduğumuzu hatırlamak için tevazuya ihtiyaç vardır.\"","label":9} {"text":"Çok eğlenceli ve bir o kadarda komik.","label":6} {"text":"Çoğunluğun azınlığı ve kendine has halini hiçe sayması, onu da kendilerine benzetmeye çalışması, sonrasında ise değiştirmeye gücünün yetmediği ve karşısında çaresiz kaldığı varlığa tapınarak bir nevi günah çıkartması, amiyane tabirle yalakalık yapması fakat akıllanmayıp aşina olmadığı diğer bir duruma karşı da aynı tavrı takınması bir kağıt parçasıyla daha iyi anlatılamazdı herhalde.","label":7} {"text":"İlk kez bu tarz aksiyon denenmesi güzel ancak aksiyon sahneleri şöyle oldu böyle oldu diyor Ozan Akbaba. Çekerken size aksiyonlu gelmiş olabilir de izleyiciye bu pek geçmiyor. Ozan Akbaba'nın hayali yapıt eminim bu değildi yine de devam filmi çekerek daha iyi bir film çıkarabillrler.","label":4} {"text":"klasik bir senaryo, kötü oyuncular, ve tabiki de berbat bir yönetim. Absürt bişey izlemeye değmez.","label":0} {"text":"ABD, Fransa ortak yapımı filmde Fransızların zevkli esprilerine daha çok yer verilmiş. Amerikalıların vasat ve kaba espri anlayışından hoşlanan kişiler filmdeki zarif esprilerin birçoğunu anlamayabilir. Ayrıca kara komedi filmlerinin en büyük özelliği absürt komedi unsurları da filmde bolca bulunuyor. Evet, çok iyi bir film olmayabilir ama çok eğlenceli bir film olduğu kesin. Malavita: Belalı Tanık, usta yönetmen ve yıldız oyuncular sayesinde vasatın üstünde seyreden, keyifli bir mafya parodisi. --------Eleştirinin tamamını görmek istiyorsanız sitemi ziyaret edebilirsiniz.","label":5} {"text":"Maalesef begenemedim..Çok sıkıldım izlerken. Ateşböceklerinin bi esprisi var beklentisiyle izledim ama filmin sonunda onunla ilgili bir açıklama da geçmedi. Bir de Gülseren karakterinin yaşlı hali ;görünüm olarak iyi yaşlandırılmış fakat ses 30 yaşında :/ Bu sebeplerden dolayı sıkılarak izledim","label":1} {"text":"Eksik, baştan sona birçok şey eksik bu filmde.","label":4} {"text":"Hiç böyle bir zombi filmi seyretmemiştim :)İzlemeye başlarken bu kadar beğeneceğimi tahmin edemezdim. Oldukça güzeldi. Zombi filmlerine farklı bir bakış açısı olmuş. Güzel ve keyifle izlenebilecek bir film. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Gerilim ve korku filmi seven biri olarak bu filmi çok da beğenmedim. Konu zaten saçmaydı ama bu konuyu işleselerdi bir zombi filminden bile daha güzel ve özgün olabilirdi. Çok gereksiz dialoglar, uzatmalar, anlamsız bir senaryo. Filmin sonunu zor getirdim.","label":3} {"text":"Tim Burton'dan yine iyi bir iş. Gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanmış çok güzel bir biyografi filmi. Başladığınız andan itibaren ilerleyen her saniye merak uyandırıcı bir şekilde gidiyor. Müzikler son derece başarılı ve özellikle Amy Adams'ın performansı görülmeye değer. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Seri filmleri ilk filme nazaran genelde daha büyük beklentiye sebep olur . Buda maalesef ilk filme nazaran bir tık geride kalan filmlerden olmuş. Annesinin savaş sahneleri neydi öyle ya. Gereksiz olmuş bence. Olumlu olarak ise müzikler iyi oturmuş. Bi gülümseme geliyor o an . Komedi filmleri içerisinde kendine yer bulur ama ilk filme göre biraz geride kalmış. 7/10 hakeder. (709)","label":6} {"text":"Birçok bekletiyi karşılamasa da oldukça eğlenceli bir dönüş olmuş. Özellikle oyuncu kadrosu izlemeye yeter de artar bence. İlk filmin mantığını bildiğimiz için abartılı övgüler dizelemek de saçma kalıyor. Yılın izlenmesi gerekenlerinden..","label":7} {"text":"Olağanüstü mesajlar, başarılı oyunculuklar, etkileyici sekanslar. Sadece filmin genel bağlamının bulanık olması ve 2.5 saatlik süre izlekliği biraz azaltmış.","label":8} {"text":"Hayatimin filmlerinden biri.. Her izledigimde ilki gibi etkileniyorum..","label":9} {"text":"küfür kullanmayı komiklik olarak bolca kullanmışlar Sağ Salim kadar güldürmedi çerezlik","label":5} {"text":"izlediğim saçma filmler arasında üst sıralarda yerini aldı. film türü absürt komediyse tamam; ama değil... ancak filmlerde olur diyebileceğiniz gerçek dışı bir sürü olayı içermekle beraber, filmlerde olurun da bir sınırı bir mantığı var be kardeşim dedirttirecek size...spolier vermek istemediğimden örneklendiremiyorum. siz en iyisi izleyerek karar verin ve içerdiği saçmalıkları sıralamaya sokun. tamam bu bir fillm.. tamam komedi filmi ama bir ölçüsü bir karatı olmaz mı arkadaş? belirli bir mantığa oturmaz mı? komedi filmi diye her türlü saçmalığı izletmeye kimsenin hakkı yok. gerçek dışı ve saçma bir film olmuş. kimsenin emeğine sağlık diyemeyeceğim.","label":0} {"text":"Ders çalışmak la film izlmek arasında kaldım. BU bir bir süre aklımı kurcaladı peki ne mi oldu aklımda en çok kalanlar Marion Cotillard ve paris olduuu dğier herşein canı cehennme..","label":7} {"text":"Brendan Fraser ı pek sevmem ama rolüne tam oturmuş ve soderberghin iyice kilo aldırıp bu rolde değerlendirmesi güzeldi. Soderbergh ne yazıkki bu tarz çok karakterli karmaşık olay örgülü kara mizah sayılabilecek hikayeleri ara ara deniyor ama bu işi en iyi yapan tarantinoyla yada guy ritchienin filmleriyle kıyaslayacak olursak epey yavan bir film","label":5} {"text":"Görüntü yönetmeni iyi iş çıkarmış o kadar, film hakkında yapabileceğim tek iyi yorum bu. Neyse ki 1.5 saat film daha fazlası çekilmezdi.","label":5} {"text":"BaşroldekiSeung-bum Ryoo çok iyi.. Senaryo ve yönetmen de iyi olunca, ortaya müthiş bir film çıkmış.. Benim gibi mankurt, devlet denilen olguya her anlamda karşı çıkan birisi için kaçırılmaz bir film.. Milliyetçilerin de canını çok sıkacak, onları derin düşünceleri sokacak bir film.. Çok beğendim filmi, çok..10/8","label":7} {"text":"Bu filmde john travoltaya bayıldım ya!Müthiş bir oyunculuk,espriler,yapılan ince göndermeler hepsi harikaydı umarım ikincisi de çekilir ve tabiki aksiyon baştan sona dur durak bilmiyor.Ben çok beğendim size de öneririm.8/10","label":7} {"text":"İlk serisi kadar etkileyici olmasa,yinede güzel,İlk serideki gibi konu içeriği ürkütücü,bu seride de ilave ürkütücü konular da eklenmiş.Fakat filme eklenen yan konular filmin ana konusu olan arınmayı gölgede bırakmış.Bu filmin senaristini çok merak ediyorum,insanın aklına gelmeyecek senaryolarr üretmiş.Yinede izlenir,3. serisi gelirse yine kaçırmam.","label":5} {"text":"John ford Steinbeck'in romanını öyle bir gerçekçilik ve duygu yüküyle anlatmış ki nerdeyse amerikan halkı sola yakınlık duymaya başlayacaklarmış solcu olmadılarsa filmin kitaba ihanet edip tüm emekçilerin özündeki iyiliği gösteren iyimser bir havayla son bulması bence....... Filme gelince bir yıkıntıya dönüşmüş oklahoma'daki çiftliklerinden ayrılmak zorunda kalarak california'ya doğru yola koyulan ama orada vaadedilmiş toprakları değil, daha büyük yoksulluk ve daha kötü dramatik yaşam koşulları bulunan joad Ailesinin öyküsü, kapitalist açgözlülüğün sert bir eleştirisi ve sıradan insanın kutsanışını içeriyor... yapım tam bir belgesel niteliğinde insanın insana acımasızlığı, Amerikanın büyük buhrandaki sınavını gösteriyor...","label":8} {"text":"Filmin havası çok farklıydı..Ayrı bi tat sezdim filmde..Oyunculuklar ve senaryoda yerinde olmuştu..Filmi herkes gibi bende beğendim..Çok abartmaya gerek yok ama hoş bir filmdi..10/8","label":9} {"text":"İliklerime kadar gerildim.","label":7} {"text":"Filmi, modern medya eleştirisi olduğunu düşünerek izlemeye karar verdim. Yanılmışım. Ama haksız değilim. Fragmanından tut, özetine kadar her şey bu sinyali veriyor. Ama film, yalancı çıktı. Evet, yalan söyledi. Böyle bir derdi yok. Film, eleştirdiği şeyi yapma sevdasında. Bu kadar iki yüzlü olunur. Edepsizliktir bu yaptığınız. Ayıptır. Tombalacılar yapmıyor bu yaptığınızı. Düşünün ki, o kadar çakalsınız. Okan Bayülgen, her zamanki kadar rahatsız edici. Aslında her zamankinden daha çok rahatsız edici. Şive toparlamaya çalışırken, zaten doğasından gelen rahatsız ediciliği üçle çarpılmış. Sırf o adamı görmeyim diye, baş parmağım salonda dolandı sürekli. Birkaç izleyici tarafından, korkulu bakışlarla izlendim. Neden, çünkü o izleyiciler de biliyordu ki, film o kadar kötü. Filmi izleyeceklerine beni izlediler. Sonuç ne, 10 lira zarara girdim. O parayı bankaya koysam 10 yıl sonra iyi para olurdu. Zararım katlanarak artıyor. Üzücü :((( Alper Mestçi, karma puanın düştü gözümde.","label":4} {"text":"dc comic animasyon filmleri içindeki en sıkıcı film diyebilirim. özellikle bu alanda üstün başarıları olann dc nın öyle bir filmi yapması hiç yakışmadı","label":4} {"text":"bekirin evde ailesiyle otururken bir anda evden basıp gitmesi esnasında tv'da vildan atasever'in oynadığı Kadın İsterse'nin olması da çok hoş bir ayrıntıdır.","label":7} {"text":"Müzikal sevenler kadar sevmeyelere de hitap edebilmeli diye düşünüyorum böyle filmler o yüzden şarkıları çok uzatmamak ve bazı yerlerde diyalog koymak takibi kolaylaştırarak,izleyenlere de nefes aldırır,joel schumacher bunu pek yapmamış,yer yer boğucu oluyor ama görsel ve özellikle işitsel olarak önemli bir yapıt olmuş diyebilirim özellikle phantom ve christine'in karşılıklı düet yaptıkları sahneler ve oyunculukları güzeldi,150 dk lik çoğu şarkılardan oluşan bir müzikalden sıkılmayacağınızı düşünüyorsanız izlemelisiniz bence","label":6} {"text":"maalesef 2saat 10 dakka suren fılmde;hıc heyecan yok.konu daha aksıyonlu anlatılmalıydı.konusmalarda hıc heyecan yok.olaylar cok gundelık gelısıyor.sınemasal dıl kullanılmamış.anthony hopkıns ıyı oyuncu ama cok yaslı yanı emma thompson 30unda ıse o ellısınde adam.asık oluyorlar falan ne saçma.?? sonra kadın evlenıyor kızının cocugu oluyor o kadar zaman gecıyor ama adam hıc yaslanmıyor.kadında..bu uyarlamalar boyle kotu olmak zorunda mı? maalesef 5.","label":4} {"text":"Son derece kötüydü önceki filmleri 10 çeker acayip kötüydü en kötüsüydü sıkılarak izlesim bitsin istedim","label":0} {"text":"Geç keşfettiğim müthiş bi filmdi. Son bölümde resmen nefes kesen bir düello izledik. Adam driver oyunculuğunu çok severim ayrıca yüksek sınıftaki insanların yaşam tarzı ve derebeylik gerçeklerini güzel bir şekilde yansıtmış","label":7} {"text":"Mükenmmmmmmmmeeellll bir filmdi gerçektende :D Hayaletler, New York, hayalaet avcılarının kullandıkları avlama aletleri. Senaryosu iyiydi, efektleri hafızamdan hiç çıkmaz :) Oyuncularda muhteşemdi, bu film hiç unutulurmu ya ??? 10 /10 :d :d :d","label":9} {"text":"western sevenler için hiç de fena bir film değil ama temposunun baya düşük olduğunu bilerek izlemekte yarar var.","label":6} {"text":"Başarılı görsellik dışında açıkçası bilim kurgu-aksiyon janrına çok da bir şey kattığını söyleyemem. Sıkmadan izletiyor belki ancak uzun süre akıllarda kalacak bir film değil. Filmin merkezindeki konu pek çok kereler benzer şekillerde işlendi sinemada. Yakın döneme ait aksiyon dozu daha düşük ancak felsefesi ve etkileyiciliği daha yüksek bir film olan Ex Machina&yı önerebilirim mesela. Scarlett Johansson'ın maskülen pozları da kimi yerde fazla eğreti durdu gibi geldi bana.","label":5} {"text":"Anlaşıldıki Marcus Nispelin vizyonu eski ünlü filmleri günümüzde içini boşaltarak kendine göre saçmalıklar ekleyip, klasik filmlerden çalıntı hikayeler ve sahneler etkileyip 21. yüzyılın en kötü filmlerini yapmak. En başında anlatılan hikaye yüzüklerin efendisinden çalınmış saçma sapan şeyler eklenmiş rezalet bir senaryo, 300 spartadan alıntı bir çocukluk, sıska kassız karizmadan yoksun oyunculuktan nasibini almamış bir başrol oyuncusu, berbat savaş sahneleri, rezalet replikler, berbat ötesi anlatımına kadar herşeyiyle rezalet ötesi bir film.Yerin dibine soktuğumuz battalgaziler bunun gibi bin tane yapar. 10/1","label":0} {"text":"bir animasyon olmasına rağmen çok etkileyici ve duygusal...büyük küçük herkesin birşeyler öğrenmesi açısından da izlemesi gereken bir film...","label":9} {"text":"her izlediğimde kendimi kaybedene kadar güldüğüm film. sırrı süreyya önder'de çok hoş bir hava katmış filmin başlarına. kesinlikle tavsiye edilir.","label":6} {"text":"görevimiz tehlike dizisini bilirmisiniz bilmem zamanında popülerdi ve bence görevimiz tehlike denince akla gelen aksiyon değil entrikası bol sürprizli bi senaryodur eğer bi filmde senaryodan çok aksiyyon öne çıkıyosa o yapım sadace çerezliktir..ve hala iddia ediyorum ikinci senaryo olarak çok zayıf bir halkadır.. aksiyona gelince john woo nun daha iisini yapabiliceğini biliyorum senaryo onu bile çaresiz bırakmış olmalıki temposu düşük bi aksiyon yapmış..ama bu filmi izlenmez kılmıyo izlenir ama yinede zayıf kalmış bir film john woo ve tom cruise dan daha iisi çıkablirdi.............","label":4} {"text":"bir film olarak sürükleyici belki ama bir Polanski filmi olarak vasattı. Film baştan beri seyircisini belli bir entrikanın içinde finale kadar sürüklüyor ancak finalden beklediğinizi alamıyorsunuz. Yine de oyalayıcı bir tür örneği...(5/10)","label":5} {"text":"keşke sadece skeç olarak kalsaydı keşke sadece kim 500 istemezde izlediğimiz karakter olarak kalsaydı çok vasat bir filmm...","label":5} {"text":"Vaktinizi boşa harcamayın aşk filmi mi baba oğul filmimi belli degil emeğe saygı duyarım ama cidden sıkıldım izlerken","label":0} {"text":"Tipik bir propaganda filmi.Ama zeka seviyesi oldukça düşük olanlardan.Daha çok on beş yaş altı için çekilmiş gibi duruyor.Willis,Thornton ve Stormare dışında izlemek için pek fazla sebep yok.","label":6} {"text":"Bahman Ghobadi bir kez daha İran'ın yasaklarını elinin tersi ile iterek; bu kez yeraltına inmek zorunda kalan müzik sektörüne el atıyor. Film, İran hükümetinden izin alınmadan, 17 günde çekilmiş. Her bir müzisyenle İran sokaklarında gezintiye çıkıyoruz çünkü hepsi için adeta birer video klip çekilmiş. Kaldı ki müzisyen simaları hep tanıdık. Bunlardan Mahsa ve Marcan Vahdat kardeşleri ve Hich-Kas benim sevdiklerimden. Bu vesile ile İran müziklerinin sineması kadar güzel olduğunu söylemek isterim ve tabii ki tavsiye ederim.","label":6} {"text":"saçmalardan seçmeler. İlk filmde yer altından gidiyorlardı, ikinci filmde yürümeye başladılar, üçüncüsünde uçmaya başladılar bir dahakinde yüzerler artık.","label":2} {"text":"The Tragedy of Macbeth William Shakespeare'in trajedi, Hırs ve ihanet gibi kavramları anlatan çok ünlü bir oyundur bu oyunu çok iyi bir görsel anlatım biçimde ve çok iyi oyunculuklara görüyoruz Joel Coen çok iyi bir yönetmen tiyatro ve sinema arasında üçüncü bir tür bulmuş bazı yerlerde sinema dili çok yoğun yaşarken doğal olarak diyaloglar ve senaryo özünde kalmış. Denzel Washington ve Frances McDormand çok güzel oynuyor ama filmin bence en kuvvetli olduğu şey Sinematografi The Lighthouse tan sonra onun da üstüne çıkan bir Sinematografi izlemek seyir zevkini çok artırıyor. Bu yıl Oscarlarda göreceğimizi umuyorum.","label":7} {"text":"İlk filme göre daha gerilim dolu geldi bana. Kötülüğün başladığı dönemleri anlatıyor. Gayet başarılı idi.","label":8} {"text":"Tam da yönetmesi gereken adamın yönettiği, tam da oynaması gerekenlerin oynadığı epey etkileyici film. Pek çok duyguyu barındırıyor içeriği zengin, görseli başarılı. İzlenmeli.","label":6} {"text":"sadece 'elisha' için bile izlenir bu film bence vasatın biraz ustünde bir film gerilim gayet ii- fakat bişeyler eksik filmde alışıldık sahneler ve alışıldık senaryo galiba biraz bozmuş olayı..ama izlenebilir cinsden..","label":4} {"text":"dünyayı nasıl bi yer işte böyle birinin iyiliği diğerinin kötülüğüne eşdeğer olduğunu kanıtlayan hasim abbaas gerçektende yüreğiyle oynamış","label":4} {"text":"Bozuk saat bile günde iki kez dogruyu gösterir misali Tom Raideri çeken bir yönetmenin 90'larin en iyi aksiyonlarindan birini çekmesi nerdeyse mucize, küçük bir sistem elestirisiyle basladigimiz film, evine güzel karisina ve hiç görmedigi kizina kavusmak için içi mahkumlarla dolu bir uçaga binen kader mahkumu eski bir askerin yildizlar toplulugu bir oyuncu kadrosuyla taçlanan bol aksiyonlu bol testestoronlu mücadelesini anlatiyor.Tabiki birçok kliseyi ve abartiyida kullanmayi eksik etmiyor, o gün için bunlar kabul edilebilir düzeydeydi ama geçen 14 senede filmin biraz eskidigini hatta zayifladiginida kabul etmek gerekiyor.","label":7} {"text":"evet evet... belki bir şeye benzeyebilir","label":4} {"text":"vicent gallo'nun son sahnede sıcak çikolata alırken etrafa mutluluk saçması gerçekten başarılı bir oyunculuk örneğiydi. aşık bir insanın mutluluğunu harika yansıtmış. cana yakın bu film. evet kesinlikle öyle :)","label":6} {"text":"Eğer benim düşündüğümü düşünüp tatlı romantik naifbir japon filmi bekliyor iseniz ki ben öyle düşünerek izlemeye başlamıştım- izlemeyin çok büyük bir hayal kırıklığıydı benim için. Özellikle de \"Warm water\" ın ne olduğunu anladığım an küçük çaplı bir şok yaşadım diyebilirim. Ama eğer başka türkü kategorize edersek filmi örneğin egzotik cinsel tercihler şeklinde, evet kendi içinde bütünlüğe sahip romantizm yüklü bir film olur.","label":2} {"text":"Merak duygusu ile sonuna kadar götüren bir film. Araba takip sahneleri de, şahane çekilmiş...","label":9} {"text":"Filmi sağolsunlar kaçak olarak izledim. İzlemez olaydım. Size şöyle söyleyeyim hayatımdan çalınmış 2.30 saati geri istiyorum. Filmi izlerken sürekli eee dedim ve bir şey olmasını, kişilerin bağlanmasını bekledim ama sonuç hüsran. Hele inal sahnesindeki çığlıkları duyarken içimden yönetmene sövdüm. Bu filmi izlemeye vereceğiniz para ile gidin sevdiklerinizi sevindirin çünkü o bileti alırsanız pişman olacaksınız.","label":0} {"text":"şiddeti şiddetle çözmeye çalışan bir avuç maceracının öyküsü, dövüş sahnelerinin gerçekçiliği dışında pek bir artısı yok.","label":3} {"text":"Gerçekten hakkını vermek lazım süper başladı güzel ilerledi harika senaryo sıkıntısı şu filmin sadece sonlara yaklaşınca öööhh olayıdır.. [spoiler]Kemal sunal'dan alıntı yapılacak bi son sende paşasın bende paşayım hepimiz shazam olalım oh sende bunu okuyan kardeş sende ol bi shazam kardeşin varsa o da olsun çevrede çoluk çocuk ne bulursan topla reis beleş shazam dağıtılıyor.. xD[/spoiler]","label":5} {"text":"bence yönetmen biraz daha cesur olsa koreden ikinci bir ihtiyar delikanlı fenomeni çıkabilirmiş. Olay örgüsünün biraz daha ayakları yere basacak şekilde kurgulanması lazımmış sanki. Haddim olmayarak hayatta kalabilmek için adalete sığınan psikopat-sapık katil teması daha ön plana çıkarılmalıymış gibi geldi bana.. Konu sıkıntısı çeken Hollywood bu filme el atarsa alışılagelmişin aksine orjinalinden daha sağlam bir film çıkarabilir belkide..","label":3} {"text":"Fikir güzel, mekan güzel ama yemezler.","label":3} {"text":"fincher'ın bahsettiğin anlamda eski formuna dönmesini ben de isterim ama, social network ile benjamin button biraz horgörülmüş gibi geldi bana. tamam, aykırı hikayeler anlatan bir yönetmen olarak tanınmış, böyle kabul görmüş birinin daha hafif hikayeler anlatması bir ödün olarak görülebilir ancak her iki filmde de çok sağlam bir anlatım var. bütün fincher filmlerindeki gibi. eğer fincher'ın kariyerine odaklanırken hala çaptan düşmemiş ve değişik hikaye ve türlerde rüşdünü ispat etmiş bu anlatım gücüne odaklanmayı tercih ederim. nitekim, sen de dikkat çekmişsin ki fincher çok da güçlü olmayan bir ana hikayeyi etrafındaki elementlerle sağlam bir yapıya oturtmayı başarmış. bir de, rooney mara'nın performansı muhteşemdi. buna çok dikkat çekilmediğini -yani, genel anlamda, pek çok mecrada- görmek garibime gitti.","label":7} {"text":"Çağan Irmak en sevdiğim ve zaten en bilinen yönetmenlerden birisi. Babam ve Oğlum, Mustafa Hakkında Her Şey, Çemberimde Gül Oya gibi dizi ve filmlerin harika yönetmeni iken Unutursam Fısılda'dan sonra bir şeyler oldu. Tamamıyla artık gişeye dönük, herhangi bir şey katmayan ve birbirinin tekrarı yapımlar ortaya koymaya başladı. Çocuklar Sana Emanet filminden sonra bu da hiç olmamış. Sürekli ortaya baba-oğul ilişkisi koyma, sürekli bir hastalık, basit ve özensiz diyaloglar, göze sokulan mesajlar... İnsan yeni bir şeyler katmasını ve farklı ilgi çekici bir senaryo-kurgu bekliyor. Altan Erkekli'nin oyunculuğu ve yetenekliliği filmi götürüyor. Diğer oyuncularda gözle görülür bir vasatlık var.","label":5} {"text":"Behzat ç. yi sigara içip , 'bip'siz küfür ederken görmek için bile izlenir . Ancak 'Son Hafriyat ve 'Red Kit'i 2. sezona yaysalar daha mı iyi ederlerdi diye de düşündürtmedi değil . Son 10 dakikasından oluşacak bir sezon finali düşündüm de , aman aman ... 5/3 ...","label":5} {"text":"Başrol kızın iticiliğimi desem diğer oyuncuların amatörlüğümü desem hepsi bir arada toplanınca birde buna the exorcist'in birebir taklit sahneleri eklenince sonunu zor getirebildiğim bir film oldu.","label":0} {"text":"Az biraz spoiler olabilir: Evliliği, aşkı, mutluluğu, sebepsiz susmaları ve boşanmaya giden yoluinanılmaz derecede gerçekçi anlatan film. Filmin özellikle ağır basan tarafı erkek bakış açısı olunca insan kendini sorgulama fırsatı da buluyor. Dean'in dediği gibi belki de ciddenerkekler herşeye olduğu gibi evliliğe de aşka da salt bakıp basit yaşıyor. 'Hayatımın kadını tamamdır' deyip evleniyor. Kadınlarınsa hayata, ilişkilere dair kaygıları; sorgulamaları hiç bitmiyor, kadın ölene dek olmayanı aramaya devam ediyor. Özellikle ilişkilerinizde çok bıçak sırtı noktalardaysanız ruh halinize cuk oturacak filmdir. Eternal sunshine of the spotless mind'dan beri beni ilk kez bir film tutup kollarımdan sarsmıştır. Oyunculuklar muhteşem son sahnesi de oldukça manidardır. Filmde geçen en güzel replik ise sanırım: 'Öylece yok olabiliyorken, hislerine nasıl güvenebilirsinki?'","label":6} {"text":"Duyuların şekil değiştirdiği, her şeye rağmen yaşadığımız gerçeği ve aşkın duyu halini görüyoruz bu filmde mackenzie farklı bakış açılarıyla sunmuş filmi bize. Eva Green'in performansı ise göz alıcı.","label":7} {"text":"fifilmi konusu enterasan bir konu uzun zamandır bu konuda bir film görmedim umarım emeginizin karşılıgını alırsınız","label":9} {"text":"Çeçenistan'ı işe karıştırmaları hoş olmamış şimdi serbes olsa amrikanlara bi küfür ederdim ama...Töbe töbe","label":1} {"text":"çok sık sinemaya giden ve evde de çok fazla film izleyen biri olarak şunu söyleyebilirim ki, aylardır ilk kez bu kadar iyi bir film izledim! senaryosu, karakterleri ince ince işlenmiş... homofobi, sadakat, özgürlük, ateizm, din gibi işlenmesi zor konular hiç rahatsız etmeden, dipten ve derinden, gözüne sokmadan, inceden inceye işlenmiş... finali zaten tam ters köşe... koltuğa gömülüp, haşatınız çıkıyor eğer gerçek bir sinema izleyicisiyseniz... filmin çok iyi olduğu, az sayıda kopa ile, sınırlı sayıda salonda gösterime girmesinden belli... gidip yarasa adam&ı izleyip bu aptal sürü hayatımızı sorgulamadan, düşünmeden devam ettirmek varken, şimdi böyle bir filmi ulu orta her salonda gösterime sokup, milletin aklını karıştırmanın manası yok değil mi ama :))","label":9} {"text":"4 Tane jumpscare ile biz korkmayız hacı bütçeyide biraz artırın 100 tl ile olmaz amcanızıda kameraman yapmayın aga titriyor kamera ha bi de izlemeyin 25 tl haram olsun :D","label":0} {"text":"Ölümsüz bir adam, görünmez adam, Van Helsing'sin arkadaşı ve Dracula tarafında ısırılmış vampir kadın biraz da teknoloji ortaya karışık fantastik bir film. Bir filmi en iyi yerlere taşıyabilen yönetmen faktörü bence bu filmde en büyük eksik. Sean Connery bile bu filmi izlettiremiyor.","label":6} {"text":"en yakın arkadaşı tarafından dolandırılan adamın yol mecerası.. Yol filmi denebilir. Güzel bir komedi olmuş. En azından eğlencelik. Sürükleyicilik kurgu fena değil.. Kadro oyuncular çok iyi.. Vakit geçirmecilik eğlencelik türk komedisi.. Biraz küfürlü bu arada. 10 / 7","label":6} {"text":"Bu mesajı görür görmez, senaryo ve görüntü yönetmenliği hususunda en az %1 bilgi sahibi biriniz metascore'un nasıl olurda 30/100 civarlarında olmadığını, ya da bu film ile en asgari şartlarda nasıl empati kurabileceğini pm atsın bana. Birden fazla kötü adamın olduğu hikayeleri severim, ancak mantıksız davranmaya ve plot demands it şeysinin emrine amade olup, ellerinden eteklerinden durmadan öpmeye başladıklarında işte o zaman çıldırma noktasına gelirim!!! sınırsız bir uzunluğa sahip trenin üzerinde geçen gereksiz ve oldukça saçma olmasından ötürü sıkıntıdan ter bastıran aksiyon sahnesinden bahsetmedim bile!!!","label":2} {"text":"1991 yılında çekilmiş en iyi gerilim bilim kurgu filmi. zaten 2011 de olmamıza rağmen ben daha böyle bir gerilim filmi izleyebilmiş değilim. james cameron gibi bir yönetmen bile herhalde böyle başarılı bir yapım ortaya çıkaracağını düşünmemiştir o dönemde. terminator iki den sonra seriye iki film daha gelmiştir. terminator 5 de yolda. ama bir gerçek varki serinin hiçbir filmi terminator 2 yi geçemez onun yerini dolduramaz.1991 yılında o şartlarda nasıl oluyorda böylesine müthiş efektlerle böyle bir film yapmayı başarıyorlar inanılmaz birşey. örneğin T-1000 sıvı metal robotu. tek kelimeyle harika bir kurgu. eriyen civaya dönüşen ve dokunduğu her insanın şeklini alabilen bir robot. james cameron u kutluyor ve teşekkür ediyorum. böyle bir film yaptığı için. ne avatar ne diğer filmleri bu filmin yanından bile geçemez.","label":8} {"text":"Bu ne şimdi ya! :) ABD zırvalığının son örneği resmen, uzaylılara zaten kafayı takmışlardı oldum olası , bir de bunu geçmişleriyle karıştırınca absürt saçma bir karışım ortaya çıkmış, zaten filmin baş kahramanı bile masum insanları öldüren bir seri katil :) katillerin haydutların kahraman edildiği başıboş bir ülkeden de ancak böyle bir saçmalık beklenirdi zaten!....","label":1} {"text":"requem for a dream filminin esin kaynağı olsa gerek...","label":7} {"text":"Antartika'ya yapılan ilk yolculuklar, orada bulunan bilim adamlarının araştırmaları ve bölgenin habitatı üzerine yapılmış 40 dakikalık hoş bir belgesel. Özellikle penguenler ve altı aylık gündüz döngüsündeki güneş çekiminin olduğu kısımlar çok keyifliydi.","label":7} {"text":"geyiklerin tipi çok komikti...küçük ayı nasıl dövdü sopayla...küçük ayı çok komik ya...tüm ayıların arasına katılınca çığlık atması çok komikti...yani tamamen güzeldi...","label":7} {"text":"Hiç bu kadar uzun bir Derrick bölümü görmemiştim. Bana hiçbir heyecan vermeyen bu filmi sonuna kadar izlemek için çok uğraştım .Gerçekten çok yavaş ve flashback'ler anlaşılır değil Sonunda benim için gölgede kalan çok fazla bölüm ve bugüne kadar hiç yaşamadığım bir sıkıntı var . iki yıldızı bana yine de filmi beğenmemi sağlamayan oyuncu topluluğu için verdim .","label":3} {"text":"Sadece şunu söylüyorum 10/10 hele de müziği...","label":9} {"text":"kesinlikle izlenilmesi gereken Sundance Film Festivali'nden aldığı ödülü sonuna kadar hak eden iyi bir yapım 8/10","label":7} {"text":"2010 un ilk vampir filmi oldukca güzeldi... vampir filmi dalinda daha ne türden senaryolar cikacak merakla bekliyoruz...","label":6} {"text":"Belli bir konuya sahip, başlayan gelişen ve belirgin bir sonu olan bir film izleyeceğinizi düşünüyorsanız boşuna vakit kaybetmeyin. Daha önce izlediğiniz tüm film tarzlarını unutun, bu farklı bir tarz, başka bir örneği olmayan farklı bir film. Bir çok toplumsal olayı masaya yatıran, ağır fakat üstü kapalı (yani çok gizli) bir şekilde eleştirisini yapan, ulaşmayı hedeflediği gerilim havasına ulaşmış, anlatmak istediği engin konuları birkaç karakterle anlatıp vermeyi başarabilmiş, deha ürünü bir filmdir. Final sahnesi filmi izleyip anlayan bir sinemasever için (mesela kendim için) harikulade bir final sahnesidir. Not: Tüm yorumlar deyince ikinci sayfada erdem2005 adlı kullanıcının 12 Kasım 2005 cumartesi 01:05 tarih ve zamanlı yorumunu da okumanızı tavsiye ederim. Saygılarımla.","label":9} {"text":"Tek kelimeyle berbat bir film. Beyazperde ortalama puanına güvenirdim genelde ve kadro iyi olunca gittim. Keşke olumsuz yorumlara daha çok kulak verseydim. Hayatımda seyrettiğim en berbat filmdi. Yarıda bırakıp çıktığım da ilk film oldu hatırladığım kadarıyla. Herkesin fikrine saygılıyım ama bu kadar basit ve küfürlü filmin ortalamasının bu kadar yüksek çıkması beni üzen en çok şey oldu. Bu derece basit ve küfürlü filmler izleyici kitlesi bulduğu müddetçe devam edecektir çünkü.Toplumun espri ve komedi anlayışının bu noktaya gelmiş olması çok düşündürücü. Benimle aynı düşünceyi paylaşan arkadaşları not ettim, bir daha onların eleştirilerine göre film seçeceğim. Yorum yazmakta geç de kalmış olsam da filmin ortalamasını düşürmem gerektiği için üşenmedim yazdım.","label":0} {"text":"giovanni ye dikkat harika bir oyuncu gerçekten rol gereğide olsa özürlü olmak bile muhteşem yakışıyor yaa","label":7} {"text":"Filmi Ecem Erkek ile daha çok Ahmet Kural'ın sırtına yüklemişler. İkisi elinden geleni yapmış ama basit bir iş çıkmış. Komedi düzeyi çok düşük bir iki yerde gülümsetti. Senaryosu alışagelmiş tahmin edilebilir öyle bir al benisi yok. Çok kötü değil bir tık üstü. Mantık hatalarına takılmadan, üstüne düşünmeden izle geç çerezlik.","label":5} {"text":"Kütük sahnesinde, insan boğulma hissi yaşıyor seyrederken!","label":9} {"text":"Büyüklerden çok çocuklarin begenecegi güzel bir animasyon filmi , büyüklere ailece güzel vakit geçirmek için tavsiye edebilirim","label":7} {"text":"Efekt göresel bakımdan mükemmel bir film. Birincisine nazaran daha iyi olmuş. Keyif alacağınız bir film. Ellerinize sağlık avatar ekibi. Mutlaka izleyin","label":9} {"text":"Çok üzücü çok çok üzücü ama bu kadında kendimi gördüm çoğu anlamda. Onun için epey etkilendim filmden.","label":8} {"text":"kesinlikle son dönemin en iyi psiko-gerilim türü filmi diyebilirim. James McAvoy oyunculuğuyla efsane olur 8/10","label":7} {"text":"Bullock ve McCarthy harika bir ikili olmuş. Bu tür filmlerde erkek karakterlere alışkınken kadınların öne çıkması filme olan ilgiyi artırıyor. Eğlenceli vakit yaşattığı şüphesiz. Gene de türünü unutmayarak beklentiyi yükseltmemek gerekir.","label":4} {"text":"Hayatımda böyle kötü bir film izlemedim..O iki kadının ilişkisi zaten katlanılacak gibi değildi,bitsin diye izledim filmi resmen. Ne anlatılıyo,ne veriyo,kocaman bir hiç.. yazık ya yazık..","label":1} {"text":"efektleri kuvvetli olan bir animasyon. eğlenceli ve eğitici.","label":7} {"text":"Düşük bütçe propagandasıyla bir yerlere gelmeye çalışan film. Fragmanından, tanıtımına, hatta film içerisindeki absürt sahnelerde bile sürekli aynı şeyden dolayı yakınma söz konusu. Eğer dedikleri gibiyse, değişik bir bakış açısıyla çekilmiş ve kısıtlı altyapı ile yapılan güzel işlerden birisi. Ancak bunun seyircinin gözüne fazlasıyla sokulmasını doğru bulmuyorum. Bana göre ortalama bir film.","label":5} {"text":"BÜYÜK HARFLERLE YAZIYORUM UZAK DURUN.... Şimdi yazacaklarım için belki de çok fazla diyeceksiniz ya da bu filmden filan anlamıyor diyecekler. Ama şu unutulmamalıdır ki bunlar benim görüşlerim beğenen olur beğenen olmaz orası kişiye göre değişir. Ama bir şey var ki kral çıplak diyebilmekte ayrıca bir cesarettir. Hayatımda gördüğüm en berbat, en dandik, en gereksiz filmlerden biri oldu Moonlight. Tam bir buçuk saat süren bir hiçlik sadece. Şimdi gelelim neden böyle dediğime. Sinemanın herkese hitap ettiğini düşünmüşümdür hep ama nedense bazı filmler sanat filmi kisvesi altında sadece eleştirmenlerin kafa yapısına göre yapılıyor sanki. Sadece onlara bir anlam ifade ediyor gibi. Bu filme benzer ve bundan çok çok daha iyi bir çok biyografi, gerçek hayattan alınma hikaye ya da dram tarzı film izledim. Ama son yıllarda Oscar'ı bu tarz sanatsal ve Drama filmlerine verilen ve sadece eleştirmenlere anlamlı gelen filmlere veriyorlar nedense. Arkadaş yapılan filmi sadece eleştirmenler mi izleyecek. Bu ödülleri verirken hiç mi izleyici düşünülmez. Bu nasıl boş beleş filmdir böyle anlamıyorum. Şimdi aradan birileri de çıkar sen ne anlarsın demeye başlar.Sen git anca aksiyon filmi seyret filan der. Sanırsın kendi 20 film çekmiş gibi bu yazdıklarıma muhalefet olacak bir sürü insan var piyasada. Ama kendilerini çok bilmiş sayan ve sırf insanların bir kısmının beğendiği ve geri kalanların ise o beğenenlerin bir bildiği vardır kıvamındaki düşünceleri ile kendilerininde beğendiği yapımlar olarak kalacak bir film daha. Filmi izlerken can sıkıntısından ölmemeniz içten bile değil. Bir de bu filme en iyi film Oscar ile en iyi yardımcı erkek oyuncu Oscar'ını vermediler mi kafayı yememek elde değil. Aga Hacksaw Ridge gibi efsane bir filme git sen ses oscarını ver bu kıçı kırık ne olduğu belli olmayan filme de en iyi film ve en iyi erkek oyuncu Oscar'ını ver. Ben böyle adaletin ve böyle ödül anlayışının üstüne başka şeyler söylemek dahi istemiyorum. Kimse olanı görmek istemiyor. Bu film ne anlatıyor, etkileyiciliği nedir, herkese hitap ediyor mu. Ben söyleyeyim anlattığını sandığı her neyse o bile hiç etkileyici değil ve en iyi yardımcı erkek oyuncu Oscar'ı verilen baş roldeki Mahershala Ali bil sadece 20 dakika filan gözüküyor.Ulan neyine verdiniz bu Oscar'ı adamın endamına mı.. Yok arkadaş anlamak istemiyorum. Benim giden 1.5 saatimi kim geri verecek. Bir de son dönemde Birdman da böyle olmuştu. Böyle saçma sapan boş beleş filmlere ödül verip abartan elinde piposu sanat eleştirmeni kılıklı adamların elinden de ancak bu çıkardı. Bu film bu kadar ödül almasa ve ön plana çıkmasa. Diğer fimlerle birlikte ilk halka izletilse ve halk vermiş olsa bu filmlere ödül değil ödül almak aday bile olamazdı. Ama devir reklam devri ve saçma sapan filmler sırf trend diye insanlarda laf edemez oldu.Çünkü anlasa da anlamasa da yapacağı kötü eleştiri onun dışlanmasına neden olacak. Aga öyle sinirliyim ki şu ana bu yorumu yazmak için gecenin bir vakti kalktım dikildim. Ve asıl korkum La La Land denen filminde bunun gibi boş beleş bir film olduğu korkusu. Tek diyeceğim aklı olan bu saçmalıktan uzak dursun o kadar. Benim puanım 1. Şimdi İMDB ye gidip orada da 1 vericem. Uzak durun..","label":0} {"text":"Astro Boy'da, bundan çalıntı figürler var. Öz olarak Harika!","label":9} {"text":"benim izlediğim en iyi filmlerden birisi.hayran olduğum japon kültürüne bir pencere açıyor ve çok bilgi sahibi olmadığımız geyşaları detaylı olarak anlatıyor.mekanlar, kurgu, oyunculuklar, senaryo bence çok iyiydi.dostlarıma tavsiye ettiğim filmlerden.filmdeki zarafet göz kamaştırıcı o kadar ince detaylara kadar düşünülmüş olması filme ayrı bir hava katarken sürükleyici olmasınıda buradan aldığına inanındığım film.","label":7} {"text":"aksıyon severler ıcın harıka bır fılm. bence kacırmayın.","label":7} {"text":"Yine bir şaheser ve yine Kim Ki-Duk.. Kim Ki Duk'un en büyük özelliği sanırım mutluluğu bile mutsuzlukla ve bir şekilde dramla anlatıyor. Aşkın tanımı ancak bu kadar acımasız, kontrolsüz ve sınırsız yapılabilirdi. Listem de uzun süredir ertelediğim filmlerden benim gibi geç kalmayın derim.","label":8} {"text":"Güzeldi beğendim izlenir... sonu her ne kadar istediğimiz gibi bitmemiş olsa bile olması gereken buydu","label":7} {"text":"oyunculuklar mükemmel... yönetmeni de tebrik etmek lazım, bu konuyu ancak bu kadar güzel çekebilirdi... hiç sıkılmadan izledim, kesinlikle kendini izleten bir film... ama filmde duvak kavramıyla ilgili hiç bir şey yok, kim çevirdiyse derin sevgilerimi sunuyorum...","label":7} {"text":"Ama film gerçekten çok güzeldi yalnız ilk yarı ve 2. yarı tamamen farklı insanların elinden çıkmış gibiydi ilk 1 saatte izlediğimiz IQsu yüksek sahnelerin tersine 2. saatte çok az zaman kaldı hem düğümü çözelim hem de şu Türklerden hıncımızı çıkaralım matığı hakimdi ve o film maalesef pembe dizilerde görülür cinsten bir finalle bitti polis çocuk 3 dakikadır tanıdığı kıza bir ten uyumundan mıdır bilinmez aşık oluverdi. hayret!","label":7} {"text":"Tek kelime ile muhteşem bir film. Sadece Çocuk filmi değil büyükler içinde çok keyifli güzel bir film","label":9} {"text":"İzlemeseniz de çok bir şey kaybetmeyeceğiniz bir film. Güzel Çirkin sinemaya uyarlanmış fakat keşke bu kadar kötü uyarlanmasaydı. Oyunculuk tam değil, kişiler yapmacık. Role oturmamış kimse, Mary-Kate Olsen dışında.","label":6} {"text":"Türkan şoray-kadir inanır ikilisinden çok daha iyisini beklerdim.. uzun zaman önce sinemada izlemiştim ve zaman zaman sıkıldığımı hatırlıyorum.. rojda demirerin oyunculuğu umut vericiydi ama daha sonra herhangi bir sinema filminde oynamadı nedense.. sonuç olarak orta seviyede bir film.. 6/10","label":5} {"text":"Bi kere kötü deil..Acımasız olmayalım..Orjinaline sadık kalınmış günümüze uyarlanmış..ölüm sahneleri de iyiydi..Orjinalini bilmeyenlere hiç olmazsa kendini tanıtmış,hatırlatmış..","label":6} {"text":"\"Hepiniz aynısınız.\" \"Şimdi hepimiz aynıyız.\"","label":7} {"text":"Sinemaya gittiğimizde yakın seansata başka film olmadığı için girdik.Fena değildi,daha iyi olabilirdi.Nasıl daha iyi olabşilirdi derseniz,bilmiyorum.Her an sinemada olduğumu hatırladığım film,benim kendiimi kaptıramadığım filmdir.Bu da öyleydi.","label":5} {"text":"Uyarmışlar ki 7+ 13a ve cinsel içerik işareti. beyefendi yazıyor saga sola begenmedim çok cinsel icerikti argo vardı. La arkadaş sen daha nasıl bir filme gittiğini dahi bilmiyorsun ve eleştirmenlik rolüne giriyorsun. De haydi be kardeş de haydi.","label":9} {"text":"çok iyi bir komedi...çok cinsel unsur var ama yinede fena deil güzel ve eğlenceli bir film...","label":6} {"text":"Aksiyon severler için kaçırılmayacak bir film. Ama filmden anlam çıkartmaya çalışanlar, sanat arayanlar falan sevmezler sanırım.","label":7} {"text":"Sevgilimle beraber gittik ilk yarısında dayanamayıp çıktık rezalet ötesi bir film tek diye diyeceğim siz bir daha film yapmayın","label":0} {"text":"dizi olarak çekilseydi keşke harika bir film","label":8} {"text":"Kısaca; Erkan Can’a hayran olmaya başladığım film..","label":7} {"text":"aksiyon sahneleri de olmasa izlenecek gibi değil 2,5/5","label":4} {"text":"Benim için tek eksi yanı Micheal Shannon'ın canlandırdığı kötü adamı karikatürize olması. Eli yüzü düzgün iyi bir aksiyon filmi.","label":7} {"text":"etkileyici... güzel mesajları olan, düşündüren, sarsan bir film olmuş. kesinlikle dramı komedisinin önüne geçiyor. eleştireceğim yanı ise şu: ulaş ve deren o kadar çabuk birlikte oldu ki, hangi ara deren de aşık oldu ben kaçırdım sanırım. ikisinin arasındaki ilişki bence daha iyi verilmeliydi. hep ulaşın tarafını izledik, ulaş konuşmaya başlar başlamaz da çok kısa bir zaman içinde sevgili oluverdiler. derenin hislerini tam da aktaramadı film yani bence.bunun dışında gerçekten başarılı bir film. küresel ısınmaya bile değinmiş, eylem yapıyorlar da noluyor, holding sahipleri kapatıyor işte üstünü, arkaları geniş ya... kadro süper, oyuncular bir numara. iyi seyirlik bir film. 8/10","label":7} {"text":"büyük oyuncu böyle olur dedirten film. acı içerisinde seyretsem de tamamını izledim. russell abi obez trafik canavarını iyi canladırmış canlandırmasına da kardeşim bu filmdeki saçmalıkların hepsini toplayıp zekat diye dağıtmak gerekiyor cinli türk filmlerine falan. bu kadar basit bir konu ancak bu kadar paranormal olarak anlatılabilirdi çünkü. ama işte izlenmesi gerekiyor bu filmin. hem russell babanın rolü için harcadığı big mac masrafını karşılamak hem de destek olmak gerekiyor yapımcılara. bu adamı nasıl böyle bir garabete ikna ettiler ted konuşması gerekiyor. son bir not. aynen kardeşim şişko olunca ve psikopatlık da eklenince hulk oluyorsun, trafik hulku.","label":5} {"text":"su an sıtedekı arkadaslara seslenıyorum ben bu sıteden fılm izleyebılıyormuyum arkadaslar lutfen bırı cevap versın","label":4} {"text":"Dram yönü ağır basan bir film. Komedi yazdığına bakıp da izlemeyin. Akıl sorunları ile ilgili bir film. Bu yüzden bana sıkıcı gelen bir film. Fakat başroldeki kişiler oldukça iyi oyunculuk sergilemişlerdi. Bu yüzden puanım ortalamayla aynı oldu.","label":6} {"text":"Çok güzel çocuklarla izlenebilecek Brendan Fraser tarz bir film. Tavsiye edilir.","label":7} {"text":"tabutta rövaşata atamazsın Mahsun, tavusla arkadaş olamazsın Mahsun...","label":8} {"text":"Kurgu çok iyi kurulmuş. Tam bir Hitchock filmi. Belli objelere odaklanılmış ve bu objelerle çok güzel bir gerilim havası oluşturulmuş. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Filmin sonundaki psikopatın konuşması çok etkileyici. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Cannes ve Oscar ödüllerine damgasını vuran, yıllarca unutulmayacak, sinema tarihinde kültleşecek dev bir eser yaratılmıştır. Güney Kore sinemasına ne kadar mesafeli de olsam film beni muhteşem derecede etkiledi ve hayran olmamı sağladı.Zaten 96 yıllık Oscar tarihinde en iyi film ödülünü İngilizce dışında bir dille çekilen Parasite aldı. En iyi film dışında en iyi yönetmen, en iyi uluslararası film ödülünü de kazandılar.Altın Palmiye ödülünü de Cannes'te kazandı. Uluslararası otoriterler tarafından bu kadar beğenilmesi gerçekten boşuna değil. Film öncelikle bir oyunculuk filmi değildİ ; Senaryoyu işleme ve sosyolojik tabaka farklılıkların ortaya serilmesi filmiydi. Film hiçbir zaman bir sosyal tabakayı ne iyi ne de kötü göstermiş. Grileriyle, siyahıyla ve beyazıyla resmedip izleyiciye sunmuş, tarafgir bir yaklaşım yoktu açıkcası. Filmin isminin Parazit olmasından hareketle çözümleme yaparsak Park ailesi zengin olan aile yani, fakir ve alt sınıf Kim ailesinin yeteneklerinden daha önceden miras yoluyla kendilerine akseden paralarıyla kullanıyor. Nasıl derseniz Kim ailesinin babasının şoförlüğüyle, genç oğlanın İngilizce bilgisiyle, annenin yemek yapma yeteneğiyle falan. Hatta bir sahnede Park ailesinin Beyi diyor böyle giderse kıyafetlerim kokmaya başlayacak yeni bir hizmetçi tutmak gerekir. Diğer taraftan Kim ailesi de alevere ve dalevereyle Park ailesinden 4 maaş alarak krallar gibi geçinip, aileyi yönlendiriyorlar. Hatta masanın altında kalma sahnesi de parazit formlarına bir atıfta bulunmaydı. Kovulan temizlikçi kadın ve mahsende sakladığı eşi de bir alt sınıf sınıf parazit gibi yaşayan forma örnek. En dikkat çekici taraf bu iki alt tabakadan gelen aile parazit formu devam ettirebilmek için birbirlerine atmadıkları kazık, yapmadıkları kötülük kalmadı, hatta Kim ailesinin oğlu hediye kayayla mahsene girip adamı öldürmeyi bile düşündü.Alt tabakaların menfaat için birbirini ezebileceğine en bariz delili sunmuş.Metaforlarla yüklü senaryo. Özellikle koku metaforu; ne yapılırsa yapılsın alt tabaka olduğunun anlaşılacağı bir durum olacağını ortaya çıkarıyor. Bu özelliğin ne kadar saklansa da ortaya çıkacağı anlaşılıyor. Kim ailesinin babasının masada çocuklarının yanında farkında olmadan aşağılanması; en son bıçaklama sahnesinde kendini ortaya çıkarıyor. Belki de bu sınıfların refleksif olarak ilerde duygusal tepkiler verebileceğine ya da zaman zaman verdiğine bir işaretti diye yorumladım. En başta gelen o kaya ise aslında şöyle bir metafor gördüm. Alt sınıf tabakaların her zaman yukarı sınıfa çıkabilmek için içindeki umut metaforuydu. Hatta işlerinin bozulmaması için aynı tabakadaki rakiplerine karşı kullanılabilecek bir silah metaforuna dönüştü. Sel sahnesinde ise her şey mahvolsa bile o yüzeyde kalan inanç metaforuna dönüştü. Ona kaya mı desek taş mı fark etmese de hareketli, değişken ve farklı anlamlar yüklenebilen bir metafor oldu. Görüntü ve çekim açılarını çok beğendim. Zengin olan Park ailesini kamera hep aşağıdan yukarıya gösterdi, fakir olan aile Kimi ise kamerada yukarıdan bakan açıyla, hatta Kim ailesini Bodrumda göstererek mesaj verdi. Işıklandırma da bile Park ailesi aydınlığı temsilen rahat bir hayatı sembolize etti. Kim ailesi karanlıkta resmedilerek zorlu ve çetin bir hayatı ortaya koydu. O yüzden sanat ve görüntü yönetmeni de başarılıydı. Senaryo basit değildi; tahmin edilebilir kısımları vardı en büyük handikapı filmin. En son sahnede Kimlerin oğlunun babasını kurtarmak için en sonunda gösterilen sahne hayâldi zaten sonra gerçeğe döndüğünü fark ettik. Mors alfabesi Kimlerin babası için bir sinyal ve yardım çığlığına dönüştü.İlk baş fakir tabakadan birinin, zengin tabakadan Parkların hayatı kolaylaştırmak için kullandığı bir şeyken. Fakir sınıf her fırsatta kendi sınıfında olan kişilere kötülük yaptı, o sınıfın çirkin ama var olan yüzünü gösterdi, Park ailesinde sürekli kendini yüksekten görme, kibir, alt sınıfa karşı hep mesafe, onlardan bilinç altından duyulan tiksinçlik, kendini gerçek anlamda geliştirememe özelliklerini gördük; film hakkında sayfalarca yazılabilir, konuşulabilir ama burada noktalarsak harika film, harika senaryo, harika çekim, harika sosyolojik analiz, harika akıcılık ve harika uyum vardı filmde.","label":9} {"text":"Bir nevi politik komedi diyebileceğimiz, diğer yandan şaban askerde'nin bir italyan versiyonu diyebileceğimiz bir film. Egedeki bir adayı gözetlemek ve korumak amacıyla gönderilen bir grup italyanın karşılaştıkları olayların anlatıldığı bir film. Yer yer tebessüm ettiren ama çokta bi numarası olmayan ortalama bir film olmuş diyebilirim. Vassilissa'nın hayat kadını olarak ikizlerle çalıştığı sahnenin de ne derece vasat olduğuna değinmiyorum bile. Zaten parola muhabbeti aklınıza direk Kemal Sunal'ı getirtecektir. Yapboz bir ekibin zamanla birbirine kaynaşması dışında verdiği pek bir şey göremedim.","label":5} {"text":"Film bastan sona kadar guzel filmdi Görevimiz tehlike 4 e nazaran temposu daha düşük film olsada aksiyon sahneleri gayet gerçekçi ve heyecanlıydı.","label":7} {"text":"gönüllü köleliğe kapı açan kapitalizme kafkaesk bir eleştiri getiren film","label":8} {"text":"Resmi Elite Hunting yapmak isteyen sevgili dostlara: Taşeron işçi sunan bir firmaya, örneğin; Damgacıoğlu bilmem ne A. Ş. ye başvurun. Bi iş için, iki adam lazım diyin. Haftalık 200 - 300 lira gibi komik rakamlarla bu işçileri temin edebilirsiniz. İkisi birden hem de. On tane alana yanında bir tane de Moldovalı hizmetçi veriyorlar. Artık kaç tane öldürecekseniz, onu siz bilirsiniz. Aldığınız bu işçilerin başına her şey gelebilir. Hiç bir hukuki bağınız olmadığı için, hiç bi şeyle de suçlanmazsınız. En sonunda yeterince yüzsüzseniz; \"he he he he.... takdir-i ilahi veya içmiş içmiş alem yapmış kefereler :))) de diyerek yırtmak mümkün. Haftada 100 liraya, elite hunting keyfi. Hostel kesmezse diye. İşte bunu seviyorum.","label":6} {"text":"İyi işlenmiş bir seneryo, sürükleyici bir film. Diyaloglar, verdiği mesajlar harikulade.","label":7} {"text":"Serinin ilk filmine yaptığım yorumda ''umarım ikinci film için daha iyi yorumlar yaparım'' demiştim. Ama sanırım ilk filme söylediklerimin daha iyisini söyleyemeyeceğim. Film gerçekten inanılmaz bir oyuncu kadrosuna sahip ayrıca ilk filme göre aksiyon sahneleride daha iyi bu da seyirciye tam bir görsel şölen sunuyor. Fakat bu kadar iyi ve bu kadar çok aksiyon sahnelerinin olması biraz abartı olmuş. İlk filmdeki senaryonun izleyiciyi tatmin etmemesi ikinci filmde de görülüyor. Umarım serinin son filminde artık o beklediğim senaryoyu görürüm.","label":4} {"text":"Bu filmin linkini bulan varmı allahaşkına kaç aydır bu filmi arıyorum bu film burda varmı yada","label":0} {"text":"Müthiş bir mahkeme salonu filmi. Özellikle son dakikaya kadar şüpheli ile ilgili gizemi koruması konusunda neredeyse benzersiz. Filmi izlerken günümüze kadar çekilmiş bazı yönleri benzer filmleri yok sayarak izlemek gerekir. Bu açıdan dönemine göre oldukça özgün, müzikleri harika, oyuncuları harika ve senaryosu oldukça başarılı bir film olduğunu görmek mümkündür. Mutlaka izlenmelidir.","label":8} {"text":"Dün açlığa, ölüme terk edilen sığınmacılar bugün de botlarına nişan alınıp sulara gömülüyor. Dünyada bin yıllardır aynı gün yaşanıp duruyor gibi.","label":8} {"text":"Kostümler ve oyunculuklar çok iyiydi,savaş sahneleri sanki aceleye getirilmiş gibi onun haricinde beğendim ama konu tarih filmi olunca insan daha fazla şey bekliyor doğal olarak tam karşılığını vermese de güzeldi 7/10","label":6} {"text":"Mükemmel ötesi bir film geliyor en çok beklenenlerde 4. Siraya düşmesi saçmalik hep birinci kalmali site yöneticisi düzeltsin bunu","label":9} {"text":"Filmdeki şarkıyı belkide onlarca kez dinlemişimdir, Drew Barrymore yine tatlılığıyla ön plana çıkmış, romantik, romantik olduğu kadar da komik ve eğlenceli bir film..","label":6} {"text":"filmin durgun bir havası var. özellikle ankaralı değilseniz, ya da bu şehri sevmiyorsanız fazlaca sıkıcı gelebilir. karakterler arasındaki paylaşım fazla detaylandırılmadığı için beklenen etkiyi yaratmıyor filmin sonunda. 6.5/10","label":5} {"text":"iyi bir film fakat sinemada veya cok iyi bir sistemde izlenilmedikten sonra tat vereceğini zannetmiyorum. ses ve görsel açıdan keyifli.","label":8} {"text":"İzlediğim en hoş romentik komedilerden biri.","label":6} {"text":"tipik bir türk korku filmi yani kötü 2/5","label":3} {"text":"Hem dönem filmi, hem gerçek bir hikaye, hem de üstüne Clint Eastwood dokunuşu. Daha ne istenebilir ki?","label":7} {"text":"Yönetmenliği kadar oyunculuğuna da hayran olduğum Vittorio De Sica ve güzeller güzeli Sophia Loren bir arada. Eğlenceli bir İtalyan komedisi. Her zevke hitap etmez ama asla ben gibi \"sonra izlerim\" diye ertelemeyin, hemen izleyin.","label":7} {"text":"Amerikan tarzı bir polisiye film yapalım diye düşünmüşler ve zaten bu düşüncede kalmış yapılmak istenenler..Öyle bir senaryo var ki; birbirinden kopuk kopuk, daldan dala...Birini sorgularlarken diğerine atlıyorlar(ilk sorgudakinin sözleriye), ordan oraya, ordan oraya falan...Garip bir anlamsızlık var senaryoda ve zaten polis de cinayeti bir türlü çözemiyor.Daha doğrusu cinayet olup olmadığını anlmıyor...Ee kardeşim bu senaryo ile çözemezsin zaten !Filmi beğenmedim ve sıkıldığımı söyleyebilirim...Kişisel olarak, Uğur Polat’ın oyunculuğunu çok beğenen biriyim, ve bu filmde de harikaydı.Ben filme 6 veriyorum, o da Uğur Polat’ın hatırına...","label":1} {"text":"Kesinlikle serinin devamı olarak çok iyi bir film. Luna parkta başlarına gelen olaylar çok gerçekçi idi. Ama olmaz böyle şey dedirten sahneleride vardı. oyuncular sanki daha iyiydi ama seneryo biraz abartılmış geldi bana. ama yine de serinin hiçbir orjinalleğini bozmamış. ancak 2. sini daha çok beğendim.","label":7} {"text":"2011 yılında vizyona girmiş olan The Mechanic filmini hatırlıyor musunuz? Cevabın hayır olduğunu biliyorum çünkü o filmi o zamanlarda pek kimse umursamamıştı, şimdi de pek kimse umursamıyor açıkçası. Ve İnanılmaz Aile, Unbreakable gibi devam filmi olmayan ama olması çok istenen başarılı filmlerin olduğu bir dünyada, The Mechanic'e kimsenin isteyip sormadığı bir devam filmi geliyor. Peki karşılığını alıyor mu? Öncelikle filmin konusu şöyle: Adam öldürmekte usta olan Arthur Bishop (Jason Statham), artık emekliye ayrılıp bu işlerden sıyrılmanın niyetindedir. Bu yüzden bir adaya yerleşir ve orada Gina (Jessica Alba) ile tanışır. Ve 1 gün içerisinde birbirlerine aşık olurlar. Daha sonra Gina kaçırılır ve Bishop'ın onu görmesi için tek şansı, kendisine verilen görevdeki 3 kişiyi öldürmektir.& Kötü yanlardan başlayalım. Bu filmdeki mantık hataları saymakla bitmiyor, resmen yer çekimi ve fizik kanununu yok sayıyor. Bunların içerisinde olduğu sahnelerden birkaçı eğlenceli olsa da genel olarak bu durum, göz ardı edilemeyecek kadar büyük. Mesela daha filmin açılış sahnesinde Bishop, bir teleferikten atlıyor ve resmen bir planör paraşütün üzerine konuyor. Senaristlerin bu sahnede uçtuklarını söyleyebilirim açıkçası. Bunun dışında filmin 30 dakikası gereksiz derecede uzundu ve aşırı yavaştı. Sadece Statham ile Alba arasındaki aşka biraz değinip ondan sonra hemen kaçırma işlemine bodoslama dalmış. Ama bütün bunlar bir yana, filmin asıl sorunu konusunda açıkçası. Mantık hatalarından ziyade senaryodaki boşluklar, gereksiz sahneler ve zayıf karakterler çok fazla. Mesela filmdeki kaçırma olayı, eğer Statham ile Alba'nın karakterleri evli olsaydı mantıklı olurdu. Ama birbirlerini daha 1 gün tanıdıktan sonra her şey gelişiyor ve olaylar mantıksız bir hale geliyor. Filmdeki korumalardan hiç bahsetmiyorum bile. Bishop, herkesi teker teker öldürürken korumalar ise ya olayın hiç farkında bile değil, ya çok kötü nişan alıyorlar ya da öyle aval aval bakıyorlar. Nasıl bir koruma olunmaz?& sorusunun cevabı bu filmde var kısacası. Son olarak da filmin yanıltıcı posteri pek hoşuma gitmedi. Poster dediysem de resimden değil, başrolde olan kişilerden bahsediyorum. Bu kişiler fragmanlarda ve posterlerde, filmin büyük bir parçası olarak gözükse de, gerçek hiç de öyle değildi. Jessica Alba'dan başlayalım. Alba'nın oyunculuğu bu filmde hiç de iyi değildi açıkçası. Bazı dramatik anlarda biraz parlasa da genel anlamda çok donuktu. Filmdeyse en fazla 15-20 dakika vardı. Tommy Lee Jones ise fena değildi ama onun karakteri filmin son 20 dakikasında gözüküyor ve filmde kaç dakika görünüyor dersiniz? En fazla 3 dakika. Bu yüzden Jones'dan büyük bir şeyler beklemeyin. Ve son olarak da posterde yazan Michelle Yeoh, koca filmde sadece 1 dakika gözüküyor. Ama filmin posterinde başrol oyunculardan biri olarak gösterilmiş. Bu pek hoşuma gitmedi açıkçası. Normalde bu kadar eksiği olan filmleri epey kötü bulurum. Fakat bu filmdeki durumlar aslında çok daha farklıydı. İlk The Mechanic filmi, farklı konusuna rağmen kendisini çok fazla ciddiye alıyordu ve eğlenceli sahnelerine rağmen ortaya daha önceden gördüğümüz bir Statham işi ortaya çıkarıyordu. Bu film ise yaptığı saçmalıkların farkında olup yavaş-dramatik sahnelerine rağmen ortaya tamamen uçuk ama izlemesi çok eğlenceli olan bir seyirlik çıkarıyor. Ve Mechanic: Resurrection, kesinlikle çok eğlenceli bir guilty-pleasure filmi oluyor. (guilty-pleasure, bir film çok kötü olduğu halde izlemekten zevk aldığınız, sorunlarına kafayı takmadan eğlendiğiniz filmlerdir kısaca Bir de benim için iyi yanlarına bakalım. Jason Statham, bu role resmen uymuş, hatta ilk filminden bile çok daha iyi bir performans sergilemiş. Üstelik karakterinin aksiyon sahneleri saçma olsa da, izlemesi çok eğlenceli. Ayrıca filmin zayıf konusunun uyarlanma şekli hoşuma gitti. Film oldukça kötü başladı, sonra 30 dakika boyunca sabit bir şekilde ilerledi, daha sonra ise hikaye ilgimi çekmeye başladı ve olacakları keyifle izlemeye başladım. Bunu diyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama bu filmi izlerken zevk aldım. Ama dediğim gibi bu film mükemmel değil. Hatta epey kötü. Klişe ve tahmin edilebilir, senaryo boşlukları, mantık hataları çok fazla... Ama film bunlara kafanızı takmanızı istemiyor zaten. Eğer ciddi, mantıklı ve gerilim dolu bir aksiyon filmi arıyorsanız yanlış yerdesiniz. Eğer Jason Statham'ın ve 70'li yıllarda çekilmiş gürültülü aksiyon filmlerin hayranıysanız, sadece eğlenceli vakit geçirmek istiyorsanız bu filmi tavsiye edebilirim. Kıscası Mechanic: Resurrection, kendi halinde bir film. Hiçbir sahnesi şaşırtmıyor, klişeleri ve mantık hataları da çok fazla. Ama aynı zamanda epey eğlendiriyor da. Özellikle de filmin ikinci yarısı klişe olmasına rağmen epey sürükleyiciydi. Fakat bu film herkese göre değil, eğer mantıksız B sınıfı aksiyon filmlerini ve Jason Statham'ı seviyorsanız, bu filmi izlerken iyi vakit geçireceksiniz. Sonuç başarılı olmasa da, beklediğimden bir tık daha iyiydi açıkçası. Kafa boşaltmak isteyenler için hoş bir seçim. FİLMİN İYİ YANLARI: + Jason Statham. + Saçma ama çok eğlenceli aksiyon sahneleri. + Klişe senaryoyu izlenebilir hale getirmiş olması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Mantık hataları, senaryodaki boşluklar ve görsel efektlerin yerlerde gezinmesi. - Jessica Alba. - Gereksiz yere uzatılmış ilk 30 dakikası. TOPLAM PUAN: 5.9/10","label":4} {"text":"Herhalde son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden. Konu basit gibi görünüyordu ama sonra karmaşıklaştı ve gayette basit gibi görünen konuyu güzel işleyerek yediriyor, mesele de bundan ibaret zaten. Çok sevdim kendisini","label":7} {"text":"Julianne Moore ve Oscar Isaac oyunculuk dersi vermişler de, bu usta oyuncuların yanında, diğer oyuncularda çok iyi iş çıkarmışlar.. Filmdeki komiser bile müthiş oynamış.. Matt Damon herzamanki gibi çok iyi.. Senaryo Coenlerin olunca, yine tipik bir kara mizah var karşımızda.. Ben hastasıyım.. Gülmek üzereyken bir anda şaşırmak veya gerilirken bir anda gülmek acayip birşey.. George Clooney'de sırıtmamış.. Spielberg gibi film çekmiş.. Aslında yönetmenliğini beğenmem ama bu sefer becermiş.. Fena film.. Filmi beğenmeseniz bile oyunculara hayran olacaksınız.. Hepsine..:) Hiçbirşeyi beğenmeseniz bile, filmde vurgulan ırkçılık karşıtı göndermelere veya Abd'nin özeleştiri yapmasına kayıtsız kalamazsınız.. Bu yönüyle de çok iyiydi.. Oscarda niye bu film anılmadı, bunu anlamıyorum..10/7","label":6} {"text":"Abi bu ne saçma bir film ya böyle. Depardieu'ya yakıştıramadım şahsen. İzlemeye değmez. Zaman kaybından başka bir şey değil. Bu filmi izleyeceğime gider kahvede kağıt oynarım daha iyi. İsminde de hayır yok zaten.","label":0} {"text":"Öncelikle belirtmek gerek ki durağanlığı, sahne geçişleri, sinematografi açısından zayıflığı ve süresi yönünden izlenmesi zor bir film. Fakat ele aldığı konu ve felsefesi bakımından kült sayılabilecek bir eser, öyle ki çocukluktan ergenliğe geçisi, geçiş sırasında toplum beklentileri, kimlik, disiplin kazandırma ve kendi bedeninizde kendi zihninizin azınlık durumuna geçişini ;sürecin baş aktörlerinin kendi otonom bölgesini doğal olarak nasıl oluşturduğunu göreceksiniz. Zaten hep böyle değil midir ? Gücü elinde bulunduranlar araya hiçbir kanal koymadan mesajı direk iletirken, azınlık öfkesini, acısını saza söze dökmez mi ? Firavunun gazabından kendi hakikatlerini, anlamlarını, arayışlarını, özgürlüklerini, kendi yaşam alanlarını, din adı altında korumaz mı köleler ?","label":7} {"text":"çok sempatik iki insanın başını çektiği,yan karakterlerin de son derece eğlenceli olduğu bir başka son dönem amerikan romantik komedisi.daha önce de söylemiştim,adamlar bu işi iyi yapıyorlar.oyuncular iyi seçiliyor,inanılmaz klişe bile olsa seyirciyi sürükleyen bir hikaye bulunuyor,ve bazı kısımlarda sağlam güldüren ve özellikle bel altı olan espriler sunuluyor.vakit de hemencecik geçiyor ve sonuçta keyifli,eğlenceli bir film izlemiş oluyorsunuz.türünün son zamanlardaki başarılı gördüğüm örneklerinden.çağımızda artık bu filmler nothing hill veya pretty woman gibi klasiklerden biraz daha farklı.bana kalırsa en büyük farkları da dediğim gibi bel altı komediye daha fazla bel bağlamaları.ancak eğlenceli mi?kesinlikle eğlenceli?oyuncular çok sevimli,hoş vakit geçirmek için ideal bir film ivan reitman'dan.","label":6} {"text":"şu an itibariyle sitede aldığı 7,2 puanla nasıl bir kesme hitap ettiği belli olan bir yapım.. ergen kesim bol bol vermiş puanları.. benden 4 puan","label":3} {"text":"Klasik diğer soygun filimleriyle aynı katagoride fakat beklenen hazzı vermiyor açıkcası. Daha iyilerinide gördük, fakat izlenesi bir filim. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Film iyi değildi ama Amber Heard seviyorsanız...","label":4} {"text":"Kaliteli bir film olduğu kesin ama insan bu kadrodan çok daha iyisini bekliyor ama finali tatmin edici böyle yapımlar olsun çamurdan olsun tavsiye ederim","label":6} {"text":"Orijinalini izlemedim ama bunda da oldukça eğlendiğim sahneler vardı. Tipik bir \"siyahi komedisi\" tadında ilerliyor. Zoe Saldana çok güzel. Chris Rock ve ekibi başarılı. Çerezlik, vakitlik, selamlık-sabahlık bir film. 6/10","label":5} {"text":"Temmuz 2016'da vizyona girmiş olan bu filmi izlemek hiç aklımın ucundan bile geçmemişti. Ama bu film Ağustos'da birkaç sinemada yeniden vizyona girince bir göz atmaya karar verdim. Ve çıkan sonuçtan da hiç memnun değilim. Un + Une, hem çapkın olan hem de sinema işleriyle ilgilenen Antoine'in (Jean Dujardin), daha yeni tanıştığı bir kadınla birlikte çıktığı dünya turunu ele alıyor. Neden mi? Bilmiyorum ki! Bu film kötü değildi aslında, iyi performansları, güzel manzaraları ve ilginç bir konsepti vardı. Ama işleniş tarzı o kadar karman çorman ki, filmin konusunu bile doğru düzgün yazamadım. Film boyunca ekrana bir şeyler atılıyor ve filmin 2 saatlik süresini geçirmeye çalışıyorlar. Bu yüzden bu filmi hiç ama hiç sevmedim. Sinemasına gittiğime pişmanlık duyduğum filmlerden birisi. Bu filmin en nefret ettiğim 2 yanı var. Bunlardan birisi, ortaya felsefik açıdan ilginç bir şeyin atılıp sonra da bunun umursanmaması. Filmin adı Un + Une (Bir Kadın ve Bir Erkek), işte kadının anı öne çekilmeli, Juliet ve Romeo olmalı gibi gibi şeyler atmaya çalışıyor film, sonra da ortaya Secret gibi kişisel gelişme kitaplarından bir şeyler atmaya çalışıyor, sonuç da çorba oluyor. Filmin en çok nefret ettiğim ikinci yanı ise, yapılan ters köşe. Böyle bir filmde ters köşe olacağını tahmin ediyor muydunuz? Elbette hayır! Böyle bir filmde ters köşenin ne işi var zaten? Hani yapılan şey başarılı olsa neyse de, bu filmdeki ters köşe, her şey gibi çok yavan ve gereksiz kaçmış. Eğer bu filmi görmeyi gerçekten istiyorsanız, buraya ters köşeyi yazacağım çünkü bunu yazmadan bu eleştiri tamamlanmış olmayacak benim için. Bu yüzden eleştirinin bu kısmı spoiler içerir. Antoine, Anna ile çıktığı anlamsız geziden sonra eve sonunda varır ve Anna'nın yaşlı sevgilisi, Antoine'in sevgilisiyle evlendiğini söyler (ya da aşağı yukarı öyle bir şey). Sonra da Antoine herkese küser ve filmin sonunda da Anna ile birlikte olmaya karar verir. Anna'nın yaşlı sevgilisiyse hangi akla hizmetse, yalan söylemiştir çünkü kıskandırmayı istiyordur vesaire... Un + Une, saçmalıktan başka bir şey değil. Filmin içinde biraz potansiyel olsa da ortaya çıkan sonuç resmen çorba olmuş. Konu belirsiz, konu namına yapılan şeyler gereksiz, karakterler anlamsız... Vaktinizi lütfen bu filmle harcamayın. İzleyecek daha iyi bir film bulmanızı şiddetle tavsiye ederim. TOPLAM PUAN: 3/10","label":2} {"text":"Bir taliban gerçeği...Osama Afganistan*da yaşayan 12 yaşında küçük bir kızdır. Babasını savaşta kaybetmiştir. Annesi ise bir hastanede doktorluk yapmaktadır; fakat annesi hastanedeki işinden olunca düpedüz ev hapsine mahkûm olurlar; çünkü yanlarında ?yasal bir eşlikçi? - yani erkek bir aile üyesi - olmadan evden çıkamamaktadırlar, hayatlarını kazanmaları da yasaktır.Evde hiçbir erkek yoktur. Bu yüzden anne ve büyükanne kızın saçını kesip, kıyafetlerini de erkek şeklinde giydirerek sokağa iş bulması için çıkartırlar.Kimliğinin açığa çıkmasından korkan küçük kız kendisine Osama adını verir ve öldürülmüş babasının arkadaşı olan mahalle sütçüsünün yanında çalışmaya başlar.Sütçü ne iyi niyetli ve cömertse de, genç Osama'nın önünde uzanan yolculuk vicdansız karakterler ve tehlikelerle doludur. Artık bir ?oğlan çocuğu? olduğu için mahalledeki diğer erkek çocuklarla birlikte Medrese'ye başlatılır. Burası, aynı zamanda Taliban'ın askİstanberi eğitim merkezidir...Güzel, çarpıcı bir taliban gerçeği ile karşı karşıya geldiğimiz bu filmde, Osama ve ailesini kötü bir son beklemektedir. Osama rolünde izlediğimiz Marina Golbahari*yi gerçekten tebrik etmek gerekir, çünkü Osama onun ellerinde olmasa, belki bu kadar gerçekçi bir film olmayabilirdi. Hiçbir abartısı olmayan, sıradan, hayat gibi devam eden bu film bizi Afganistan*daki taliban gerçeği ile karşı karşıya getiriyor. Hayatı önümüze seriyor ve bizi kendi dertleri ile baş başa bırakıyor","label":8} {"text":"filmin sonunda çocuk şiiri verdi mi vermedi mi anlamadım yaa :/","label":5} {"text":"atari oyunu seviyesinde görsel efektlere sahip steven spielberg'e hakaret niteliğinde film.","label":3} {"text":"Tek eksisi o ufak çocuk ergen olunca o hale mi dönüşür gerçekten.....","label":7} {"text":"Bir siyahi Bir asyalı Bir Meksikalı Bir kızılderili Bir Meksikalı karşıtı Bir kızılderili karşıtı 21nci yüzyılda yapılan güzel bir kovboy filmi olmuş, eskiler ile kıyaslamak saçma olur. Eski Western filmlerinin yerini doldurmaz.","label":6} {"text":"kaynanaları ilişkilerden tenzih etmek lazım.","label":7} {"text":"Bazen bir guy ritchie filmi izliyormuş hissine kapılıyorsunuz.Tehlikeli aslar gerek mesajıyla gerekse aksiyon sahneleri ile tam bir sinema filmi.8/10","label":7} {"text":"Filmin ismi İlahi Komedya'nın yazarı Dante' den geliyormuş. Esinlenmişler. Dante mezarında ters dönmüştür heralde.","label":0} {"text":"netflixteki çöp içeriklerden biri, izlemeyin","label":0} {"text":"Tek bir film gibi görünen fakat simgelerle, cümleleriyle, mekan ve tasarımlarıyla, kurgusuyla falan 2. bir filmide içinde barındıran fevkalade bir yapıt.","label":8} {"text":"Abartılı, kan, kesme-biçme, sıçrama sahnelerinin bulunduğu bir intikam filmi. Oldukça yaratıcı olan kısmı ise vajinasındaki kasılma gücü sayesinde o bölgeden mermi atabilme becerisi edinmiş olan Mika Kannonji karakteri. Absürtlüğün içerisine renk katmak için ilginç betimlemeler kullanılmış bir film. Aksiyon ve hareketlilik pek durmuyor.","label":5} {"text":"garip bir hikaye.. zamanda bir ileriye, bir geriye.. simgeler, simgeler.. hayranlık, kıskançlık ve pişmanlık, anahtar kelimeler..","label":7} {"text":"Sadece ve sadece ingiltere kraliyet ailesinin ilgisini çekecek ve seveceği bir film. Sarayın dışındaki bir insanın bu filmi beğenmesi imkansız ! Ödül bile almış . Zaten Kraliyet ailesi dışında kimsenin Torpiliyle ödül alamazlardı . filmin başında bi umut beklersiniz. Ortalarında ben bişey anlamadım dersiniz sonlarında öyle bir yerde film biter ki , hiç sesinizi çıkarmadan en yakın yoldan otoparka inmeye çalışırsınız çok film izlemişimdir. 1000 e yakın . parama ve zamanıma en çok acıdığım film :D internette olsa bile izlemeyeceğim bir film. Ama ingiltere sarayı kültür ve edebiyatına meraklıysanız beğenebilirsiniz","label":0} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! gora'dan kötü arog'dan iyi bir film olmuş bence, herkes küfür sahneleri var diye eleştiriyor lakin sinemada en çok küfürlere güldü millet kesinlikle küfürler rahatsız edici değil sadece cem yılmaz bir sahnede 1000 doları ve üzerindekileri bir yerlerine saklıyor onları çıkartma sahnesinde iğrendik o kadar, kısaca çok aman aman bir film değil yine de izlenebilir... !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"Çok keyifli bir film..Sonlarına doğru biraz bozsada,Leo nun filme çok şey kattığını söyleyebiliriz..","label":7} {"text":"oryantalizm nedir filmlerine bir tane daha ekleybileceklernizden.. Tabii illa oryantalizmi şarkiyatçılık olarak algılamıyorsanız gayet \"batı uygarlığınndan olmayanları\" kapsayabilecek kadar geniş","label":7} {"text":"İlki kadar beğenmesem de, gene de seyrettiriyor...","label":6} {"text":"Hem Neo'yu hem de Lola'yı aynı filmde görebilirsiniz. Yönetmenini bilmeden giden bir sinemasever benzerlikleri farkedecektir eminim. Bu sene En İyi Kostüm, En İyi Makyaj ve En İyi Film Müziği dallarından en az birini alacaktır diye düşünüyorum.","label":7} {"text":"3D güzel bi animasyondu ben pek sevmem animasyon ama bu flim hoşuma gitti","label":7} {"text":"Jason Statham filmlerinin bir kaçını ayrı tutarsak bu ve buna benzer filmlerinden zevk alanlar için harika fakat zevk almayanlar için tekrar filmi olmuş... Kariyeri hayatında acaba farklı bir senaryoda yer alcak mı bende merak konusu olmaya başladı açıkcası...","label":6} {"text":"Başlarda biraz önyargım vardı,diğer korku filmlerinin bolca kullandığı klişelerden yararlanır mı diye ama izledikçe hepsi boşa çıktı.Kız arkadaşımla birlikte çok beğendik gerçekten başarılı bir film olmuş","label":6} {"text":"Normalde hiç sevmediğim tarzda bir içeriğe sahip olmasına rağmen film baya hoşuma gitti. Belki de naif ve içten atmosferi bu denli etkiledi.","label":6} {"text":"Genndy Tartakovsky, zaten çeşitli çizgi filmlerle tanınıyor. Bu filmde de çizgi filmlerden esintiler vardı. Bu arada Türkçe seslendirmede Laz aşçı çok komikti. Canavarlar da çok iyi yansıtılmış. Ailece gidilebilecek bir animasyon filmi. 3D olarak vizyona girmesi zaten ayrı bir güzellikti bence. Tavsiye ediyorum.","label":6} {"text":"\"Baba biz 90'larda televizyonda neler izlemişiz ya ?\" diye sormak isterim, ancak babamla görüşmüyorum. Muhtemelen bu filmi beraber izlediğimizi de hatırlamıyordur. Yakın zamanda seriye tekrar başlayıp iki filmi peşpeşe izlemiştim. Üçüncü filmi ise kovboy temalı olduğundan pek izleyesim gelmiyordu. Kalitesinden şüphem yoktu elbette, sadece kovboy temasına biraz mesafeliyim. Fakat öyle bir film olmuş ki; espriler olsun, tarihi detaylar olsun; hem kendine çekti, hem gülümsetti. Seri bir yana; 1990'da böyle bir film çekmek, o tren sahnesini yapmak; yuh gerçekten! Müthiş iş.","label":7} {"text":"Artık sanırım Eddie Murphynin emekliye ayrılma vakti geldi de geçiyor. Norbit fiyaskosundan sonra tam bir rezalet var karşımızda.","label":1} {"text":"Görsellik, çekim tekniği, Eva Green faktörü dışında 300 spartalı filminin gölgesinde kalmış. İlk filmin adının arkasına sığınarak çekildiği belli.","label":4} {"text":"Trt2'de denk geldim bugün. Güzel film. Fransız sineması sevenler keyif alabilir. Görsellik oldukça başarılı. Tepede neden komedi yazılmış bilmiyorum, komediyle alakası yok. Konuyu belki klişe bulabilirsiniz ama şahsen film içerisinde yer yer güzel tespitlerin de olduğunu düşünüyorum.","label":7} {"text":"ilk izlediğimde çok etkilenmiştim ve bu filmin sonunda arkeolog olmak istemiştim.","label":7} {"text":"Before Sunrise tarzında ama daha doğal. Biraz Playing It Cool'u da andırıyor. Yine ondan daha samimi. Çok doğal bir kadın-erkek diyaloğu ile başlayıp sürüyor. Hong Kong görüntüleri etkileyici. Jamie Chung'a aşık olmamak zor. Süresi de kısa zaten, keyifle izlemelik bir yanlış zaman-doğru insan hikayesi. 7/10","label":6} {"text":"Filmin senaryosu güzel düşünülmüş ama iş uygulamaya gelince film basitleşmiş.yani film sanki doğaçlama gibi ayrıca kurgusu zayıf.bu film geleceğe dönüş filminin taklidi gibi olmuş.oyunculuk dersen yerlerde başrol oyuncusu gürgen öz bu role hiç gitmemiş.filmin ilk başlarında ilginç sahneler vardı (örneğin:arabanın uçuşu,zeki müren vs.) ama sonraları siyaset girdi işin içine film vasatlaştı.yinede eğlenceli bi filmdi boş vakit değerlendirmek için izlenebilir.10/6","label":5} {"text":"Filmin senaryosu zaten mantık hataları üzerine kurulmuş. Fakat filmin içerisinde o kadar çok mantık hatası var ki (en basitinden saat sorunları) filmi izlerken bir türlü ciddiye alamadım. Düşük maliyetli olsun diye el kamerası ve kalitesiz efektler kullanalım demişler ama hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biri.","label":0} {"text":"bazı filmler vardır izleyiciyi o kadar etkilerki film kahramanları yerine kendinizi koyarsınız.canavar ev bir animasyon da olsa bende bu hissi uyandırdı.çok hoş,zevklive komik bir filmdi.filmdeki tombişe de ayrı bir parantez açmak lazım.çok güzel performans sergilemiş demiyecem,onu çok güzel tasarlamışlar diyecem","label":7} {"text":"Filmin kendine has bir tarzı var. Bence bu yüzden birçok insan nefret etmekle sevmek arasında gidip gelmiştir diye düşünüyorum. Bence ne nefret edilecek ne de çok hayranlık duyulacak bir film. Bugün çekilse çok bir anlamı olmaz belki ama çekildiği dönem bağlamında ele alırsak, popülizmin, medya ve tüketim çılgınlığının filmdeki yansımalarını görebiliriz. Her şeyin artık bir film halini alması, medya manipülasyonu, hipergerçeklik çağı v. s hepsi filme absürt çekimler, abartı üstüne abartı, içi boş ama büyük diyaloglar ve yamuk yumuk sahnelerle yansımış. Ama şunu da belirtmekte fayda var ki film öyle çok da toplum, sistem eleştirisi v. s yapmıyor. Hatta belki de yer yer bunları yeniden üretiyor bile diyebiliriz. Takılmışlar işte öyle ya o yüzden çok da derin derin incelemeden seyirlik izlemek gerektiğini düşünüyorum. Oyunculuklar başarılı müzikler baya baya iyi.","label":7} {"text":"filmi az önce seyrettim ve kesinlikle ilk filmden daha komik olduğunu söyleyebilirim ancak sonu çok uzatılmış bir an önce bitsin duygusu yaşatıyor.","label":6} {"text":"orta karar bir aksiyon filmi, tom cruise fena değil..kitabı okumadım fakat illa romanda tarif edilen bir oyuncu olması şartmı bilemiyorum fakat tom cruise karakterin inandırıcılığını verebilmiş..fakat genel olarak defalarca gördüğümüz aksiyon gilmlerinden bir farkı yok..","label":4} {"text":"Köstebek ismini görünce -ki konuyu da okumama rağmen- daha farklı bi olay bekliyordum her nedense :) Böyle filmlerde bir yerden sonra konuyu tabir-i caizse takmayıp oyunculukları izliyorsun. Hakikaten Al Pacino ve Russell Crowe muhteşemlerdi hatta diyebilirim ki çoğu karakter çok hoşuma gitti o nokta da. Zaten Russell Crowe'un Akıl Oyunları filmindeki tarzına hayranım, burda da biraz onu gördüm daha bi hoşuma gitti. Evet, film çok uzun ve fazlaca karmaşık yapı sahip olsada benim için; the Discovery Channel'daki belgeselleri andırsa da çoğu sahnesi; hatta dramatizme boğulmuş hissetsemde kendimi, hiç bir eksisi bu filmi izlenmez yapamaz..","label":2} {"text":"Aksiyon olarak fena olmayan \"El salvadorda ne yapıyordun ? - Tenimi bronzlaştırıyordum. - Binayı neden havaya uçurdun ? - Güneşimi kapatıyordu.\" repliğiyle hatırlanan the tournament filminin bir benzeri. the tournament hem kurgusu hem de oyuncularıyla çok daha iyi bir filmdi. bu tarz aksiyon filmlerini sevenler için iyi bir alternatif.6.8/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"Bu filmi ilk kez üç arkadaş bir aradayken; ben 8, diğer arkadaş 7 ve öteki 10 yaşlarındayız, izlemiştim. Şuna eminim ki hayatımda hiçbir film beni daha sonra bu film kadar korkutup etkileyemedi. O kadar ki birkaç yıl Gül isminden bile korktuğum olmuştu. O zamanki şartlarda gerçekten korku filmiydi. Şimdi izleyip gülünüyor o ayrı..","label":5} {"text":"RE - ZA - LET!!","label":0} {"text":"22 nisan#39;da vizyonda...","label":7} {"text":"melis ağlama gerçekten. neden böyle bittin kurt çocuk... izlemeye başlamadan önce çok tereddüt etmiştim alacakaranlık tarzı bir film olma ihtimali nedeniyle. film bu açıdan beni şaşırttı çünkü gerçekten özgün bi senaryosu var. küçük tatlı ayrıntıları mis gibi gülümsetirken böyle son niyeeğ!! dedirtti. oyunculuklar da iyiydi bana göre. güzel filmdi ya değişikti.","label":7} {"text":"Aksiyonuna laf yok , sürekli bir hareket , heyecan var ama senaryodaki aksaklıklar çok göze batıyor... 10/6","label":5} {"text":"Çok fazla artısı olmayan, ortalama bir aksiyon/dövüş filmi. Girişi itibariyle sıkılmadan ve çok beklenti içerisinde olmadan izlenebilir. 6/10","label":5} {"text":"çok iyi film kabul ama bence en overrated film","label":7} {"text":"http://www.youtube.com/watch?v=xup0ZFR2MjM bir \"mezarcı\" şarkısı vardır ki böyle acıklı bi şarkıda nasıl oynuyor bunları sorgulatır.","label":6} {"text":"FİLM sadece efekt bakımından göz alabiliyor onun dışında imdb puanının bu kadar yüksek olmasının insanların yeteriz kültür birikimlerine bağlamakla birlikte filmde çok fazla eksik var. Örneğin filmde herhangi bir duyguyu seyirciye aksettiremeden bitiyor.Zaten yarısında sıkılmaya başlıyorsunuz. İkincisi filmde ana karakteri sevdirecek onunla beraber bir öaceraya çıkabileceğimizi hissettiren detaylar yok.Bunu geçtim ana karakterimiz filmde konuşmuyor bile. Burada okuduğum yorumlardan bir arkadaş çıkmış demişki postapakaliptik filmlerin babası diye nitelemiş filmi burada o arkadaşa sormak İstiyorum:DOSTUM SEN ÖMRÜNDE KAÇ KİTAP OKUYUP KAÇ FİLM İZLEDİN? Üçüncüsü ise bir filmden çıktığınızda en az 2,5 saat o filmi düşünebilmeniz gerek bu kadar yüksek imdb puan almış bir filme bittiğine sevindim demekten başka birşey gelmiyor içimden. Dördüncüsü senaryo çok amaçsız geldi bana çok gereksiz Beşincisi bazı efektler abartılmış çok abartılmış VE DAHA TONLARCA OLUMSUZ ŞEYİ BURALARDA YAZMAYA ÜŞENİYORUM ANCAK FİLMİ İZLEMEZSENİZ İNANIN BANA HİÇBİR ŞEY KAYBETMEYECEKSİNİZ","label":3} {"text":"harikaaa","label":7} {"text":"sonunda oha dedirten filmlerden üstelik başından beri heyecanlı olanından. tekrar tekrar izlenesi","label":8} {"text":"Filmin sonuna kadar sıkılmadan izleyebilenlere bonus var. \"Yoshimitsu\". Görmeyeli kanatlanmış tabii.","label":1} {"text":"1 puan bile fazla bu filme sadece 6 oyuncu var ve o kadar saçma bir senaryosu var ki hikayesi yok, konusu yok ,korkunç değil,gerilim yok . Hiçkimseye tavsiye etmiyorum","label":1} {"text":"Joseph gordon levitt harika bi oyuncu. Yönetmenliktede iddialı gibi gözüküyor. Ben filmi beğendim. Tek beğenmediğim scarlett johanson'un rolü aynı bizim türk kezban kızlarını oynamış...","label":6} {"text":"Öncelikle glass bireysel bir film değil devamı gelir mi bilinmez ama bir üçlemenin son halkası. 2000 2016 ve 2019 yıllarında beyazperdeye aktarılan oyuncu kadrosu ve işlediği süper kahramanların aslında nasıl oluştuklarını iyi ile kötünün nasıl bir araya geldiklerini temel alan bir yapıt. İlk 2 filmi izlemeden bu film izlenmez çünkü glass kimdir breath nasıl ortaya çıkmıştır ölümsüz de kim yahu soruları havada kalır. Filme adını veren glass ın nasıl bir süper kahraman yaratıcısı olduğu ve klasik marvel dc süper kahramanları gibi değilde kırılgan olan süper kahramanlarda varmış dedirtecek, kesinlikle 3 filmide mutlaka ama mutlaka izlenmesi gereken hatırı sayılır seviye bulduğum güzel bir yapıt olarak hafızama yer etmiştir kendileri...","label":7} {"text":"Emiy Dickinson Titrek Işıklar şiirinden ilham alan film. Şiirin dizeleri şöyle, \"Hafızalardan kazınmayan o gecede titrek ışıkların altında çocukluk günlerimizden işaret gelir, kaçarken ürkek kalbimizden/ Gecelerini paylaşmak isteyen biri var ve günler asla uzamayacak/ hayatın titrek ışıkları altında uzanıyor ve kimse kim olduğunu bilmeyecek.\" Cinsiyetçi bir film gibi gözükse de erkeğin kırılgan hayatına bakmaktan kendimizi alamıyoruz. Yönetmenin aile eleştirisini alkışlıyorum!","label":8} {"text":"içinde barındırdığı bir adet \"şehirden taşraya gelmiş, geçmişle hesaplaşmalara girdikçe çat diye bayılan entelektüel tip\"i daha önce de görmüştük. yumurta'nın bayılanı en azından bize şiir okumamıştı.","label":5} {"text":"kate hudson olsaydı bayan oyuncu daha güzel olurdu sarah j.p. yüzünden filmin tadı kaçmış:(","label":4} {"text":"Filmin süresi uzun olabilir ama pek sıkmıyor seyirciyi. Farklı ve etkileyici bir film izlenmesi gerek ahlak hesap, aritmetik hesap sahnesi çok iyiydi","label":7} {"text":"gerçekten ilgi çekici senaryosu ve bi okadar iyi bi oyunculukla suikastçıların iç dünyaları","label":6} {"text":"izlediğim en iyi filmlerden biri. Her şey mükemmel. Avengers 4 ten daha iyi bi filmdi. komedi, aşk heyecan ve aksiyon ne ararsan var. gerçekten çok kaliteli bir film. marvelin en iyi filmlerin biri kesinlikle bu film","label":9} {"text":"Şarkısıyla gönüllerde taht kuran bir Kemal Sunal klasiği.. Sanırım Ahu Tuğba ile ilk ve son filmi..","label":5} {"text":"Femme fatale bir kadının ölçüsüz ve aşırı sevgisinin ne kadar tehlikeli olabileceğini anlatan güzel bir film. Bu uğurda neleri feda etmedin ki zalım..","label":7} {"text":"Contagion... Steven Soderbergh'in filmi, virüs salgınının 2. günüyle başlıyor ve 135. güne kadar devam ediyor. 1. gün ise finale saklanıp, hem şok eden, hem gülümseten, hem düşündüren ilginç bir finale zemin hazırlıyor. Yığınla yıldız oyuncu barındıran filmin en güçlü yanı, yıldız oyuncuların aşırı sıradan resmedilmesi ve kameranın herkese eşit derecede mesafeli davranması. Hiçbir artistik çekim y ok. Kimseye özel muamele yok. Contagion'u ticari bir film olarak adlandırmak bile yanlış, çünkü hikaye ticari gibi dursa da senaryo değil, yıldız oyuncular ticari kaygı gibi dursa da bahşedilen oyunculuk alanı değil, çekimler ise ticari bir filmin kullanmaktan kaçacagı kadar çok fazla belgeselvari plan içeriyor. Soderbergh bazen çok çuvallıyor filmlerinde fakat Contagion örneğindeki gibi yaptı mı da yapıyor hakikaten!","label":5} {"text":"Uzay ve uzaylı temalı filmleri puanları 6 dan düşük olmadıkça seyrediyorum. Burada uzay temasının üstünde bir de brad pitt faktörü de vardı izlemem için. Film çok güzel başlıyor ama ilerledikçe gerilim kendini maceraya bırakıyor tekrar gerilim oluyor sonra psikolik bir filme dönüyor sonlara doğru dram oluyor ve en son macera ile tamamlıyor. Görsel efektler mükemmel olmasına rağmen filmde ne anlatılmak istendiği belli değil. Gereksiz sahneler barındırıyor. Bir de ayda ve marsta dünyada yürür gibi yürüyorlar. Bilimsel açıdan da bu mümkün değil ayın ve marsın yerçekim ivmesi yaklaşık dünyanın 3 te 1 i oranında. Bu tarz hatalar da vardı filmde. Ama barındırdığı görsel şölenden dolayı sıkılmadan izlenebilir.","label":6} {"text":"Afişine memlektimizde, sansür uygulanan film :)","label":9} {"text":"Son zamanlarda seyrettiğim en iyi yerli film. Abartılı sahneleri çok fazla olmasına rağmen aksiyo heyecan bir an bile düşmüyor son anına kadar soluksuz izlenecek bir film. Kaçırmayın derim.","label":8} {"text":"Daha önce Cehennem Melekleri serisinde izlediğimiz iki yaşlı kurt Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger bize bu yapıtta da eşlik ediyor. Performanslarına laf yok. Her ikisi de sinema tarihine adlarını altın harflerle yazdırmış abilerimiz. Cehennem Melekleri serisinde bol aksiyon sahnelerine doymuştuk ama ben serinin senaryosunun çok yetersiz olduğunu belirtip serinin 3 filmine de düşük puan vermiştim. Ama başrollerde yine bu 2 yaşlı kurt'un oynadığı Kaçış Planı sürükleyiciliği, kurgusu ve mükemmel senaryosu ile Cehennem Melekleri serinin eksiklerini doldurmuş. Ayırdığınız zamana değecek bir aksiyon filmi..","label":5} {"text":"\"no soldiers were harmed during production of this film\" eheh =) gerçekten her şeyiyle süper.. HQ olarak şuradan izlenebilir.","label":8} {"text":"Görsellik bakımından güzel, hareketli ve izlemesi keyifli bir film olacağa benziyor. Fakat fragmandaki bazı sahneler, Son Samuray filmindeki sahnelerle neredeyse aynı. İnşallah kopyala yapıştır bir film olmaz. Bekliyoruz.","label":6} {"text":"devamında ne gelirdi bilmem lakin ben filmin 1saatini izledikten sonra bıraktım çünkü o kadar süründürülerek geçtiki o bir saat gerisine tahamül edecek gücüm kalmadı.","label":3} {"text":"bence çoooooook güzel bir film herkes izlemeli oyuncularda rollerine çok yakisiyor. kesinlikle ödül almali. bu filmi 10 kere izlesem bikmam tek kelimeyle süper mutlaka izleyin :)","label":9} {"text":"Keyif aldım..","label":7} {"text":"ne dersmiş yahu, tümden dünyaya bakışımı değiştirdi.. üstüne üstlük bu sene bağımsız film festivalin'de - hangi akla hizmet seçmişler bu filmi anlayamam..!","label":4} {"text":"yağmurun düşecek toprak arayacağı günün habercisi.","label":8} {"text":"Descent’in yönetmeninden, fragmanından gördüğümüz kadarıyla yeni Mad Max görselliği ve cool kadın karakteriyle merakla beklediğimiz proje.","label":7} {"text":"Yönetmenin çocukluğu sıkıntılı geçmiş anlaşılan. Nedense Hlywood filmlerinde aile içi geçimsizlik, kuşak çatışması vb. ailevi sorunlarda hep baba suçludur. böyle ailelerin çocukları da hep psikopat ama hep çok zeki olurlar.","label":6} {"text":"yorumlara bakıp aldanmayın bu tür filmler sanatsaldır bısey beklememelısınız yazık onca uğrasıyorlar fılmı yapabılmek ıcın ama surdakı 2 yorumu okuduktan sonra bı anlamı kalmıyor.","label":8} {"text":"Son sahnesini hiç unutmayacağım. Sürpriz, yenilik, beklenmedik gelişmeler istemiyorum. Her şeyin şu an olduğu gibi kalmasını istiyorum. Daima. Daima diye bir şeyin olmadığını bilsem de.","label":7} {"text":"Ahh sırf o geçmişe özlem duygusu için bile izleyebilirim bu filmi, Zaten yönetmeni için laf etmeye gerek yok, adamın hayal gücüne hayranım, Oyuncular hele başrol çok iyi performans sergilemiş bence. Hüzünlenerek gülerek düşünerek izledim bu filmi ve bir kere daha sinemaya aşık oldum :)","label":6} {"text":"&Gerçek bir hikayeden uyarlanan American Made, başarılı plot Barry Seal'ın nasıl CIA'de çalışmaktan Pablo Escobar gibi uyuşturucu tüccarlarına hizmet ettiği ve hükümetin ana hedeflerinden birisi haline gelmesini anlatıyor. Bu süre içerisinde de Seal'ın evlilik hayatındaki iniş ve çıkışları, yasa ile yaşadığı ufak sorunları görüyoruz.& Bu filme girerken ne düşüneceğimi bilmiyordum çünkü son zamanlarda Jack Reacher 2 ve The Mummy filmleri ile Tom Cruise kariyerinde biraz düşüşe geçti. Her ne kadar bu film The Bourne Identity ve yine Tom Cruise'lu Edge Of Tomorrow'un yönetmeni Doug Liman tarafından çekilmiş olsa da, bilindik konusu yüzünden filme pek ısınamamıştım. Ama ne diyeceğim biliyor musunuz? Bu film hiç de fena değildi. Dürüst olmak gerekirse, American Made benim için bu yılın en hoş sürprizlerinden birisiydi. Film kesinlikle bir başyapıt değil ama böyle bilindik bir konuya sahip olduğunu düşünürsek, ortaya olabilecek en sürükleyici ve dinamik filmi yapmışlar. Bir süredir Tom Cruise'un canlandırdığı karakterlerde büyük bir motivasyon ve biraz da karizma eksikliği vardı. American Made filmini, Tom Cruise'u kaybolduğu yola geri sokan film olarak düşünebilirsiniz. Cruise'un canlandırdığı Barry Seal karakteri çok karizmatikti ve onu bu filmde izlemesi çok eğlenceliydi. Fakat Doug Liman'ın yönetmenliğinden de bahsetmem lazım. Çünkü bu filmin bu kadar iyi olmasının en büyük sebebi o aslında. Filmin fragmanından American Made'in aşırı uzun, tahmin edilebilir ve sıkıcı bir iş olacağını düşünmüştüm. Ama gerçekte ise bu filmi izlerken hiç sıkılmadım. Her ne kadar biraz tahmin edilebilir olsa da film sürükleyiciliğini benim için hiç kaybettirmedi. Liman'ın bu konuda başardığı en büyük şey, karakterleri ve büyük olayları olabilecek en hızlı ve ilgi çekici şekilde işleyip senaryoda boşluklara yer bırakmamasıydı. Bu sayede film çok daha hızlı bir şekilde ilerliyor. Ayrıca filmin açılış logosundan çeşitli ülkelerdeki atmosferlere ve dekorlara kadar 70'li yılların sonu ve 80'li yılların başlarındaki atmosfer çok iyi yansıtılmış. Normalde yapılması çok zor olan bir işi başarmışlar ve bu benim için filmin en çok takdir edilesi bölümlerinden birisiydi. American Made, tahmin edebileceğiniz gibi kusursuz bir film değil. Konusunun bilindik olmasının dışında bazı yan karakterlerin filme çok fazla katkısı olmadığını düşünüyorum. Gerçek bir hikayeden uyarlanmış olmasına rağmen (gerçi filmdeki olayların ne kadarı sahte, ne kadarı gerçek bilmiyorum) eğer hikayeden bazı karakterler çıkarılsaydı, film çok etkileyici bir tempoya sahip olurdu. Çünkü filmin hızlı bir temposu olmasına rağmen ortalara doğru biraz yavaşladığı kısımlar oluyor. Gereksiz yan karakterler de bunun en büyük sebebi. Ayrıca film tahmin edebileceğiniz gibi yeni duvarları yıkmıyor, yani American Made'in içinde daha önceden hiç izlemediğiniz bir şey yok. Sadece filmin hikayesini o kadar stil sahibi bir şekilde anlatıyordu ve hızlı ilerliyordu ki, elimden gelen tek şey kendimi hikayenin akışına bırakmak oldu. Film beni derinden etkilemedi ama izlerken çok iyi vakit geçirdim. Filmi özetleyecek olursak; yeni duvarların yıkılmamasına ve işlenişinin kusursuz olmamasına rağmen American Made, izlemesi çok eğlenceli bir filmdi. Hikayenin içinde geçen zaman dilimi çok iyi yansıtılmış, Doug Liman'ın yönetmenliği filme dinamik bir hava katmış ve Tom Cruise da karizmasıyla çıkan sonucu daha iyi bir hale getirmiş. Eğer American Made'i izlemezseniz bir şey kaybetmezseniz ama eğer sinemalarda kafanızı dağıtacağınız eğlenceli bir film arıyorsanız, bu filme bir şans verin. Pek pişman olacağınızı düşünmüyorum. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Tom Cruise'un geri dönüşü. + Doug Liman'ın stil sahibi, dinamik yönetmenliği. + Yaratıcı durumlar, komedi ve dramın iyi dengelenmiş olması. + Hareketli temposu. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Konusu oldukça bilindik olduğundan bazı sahneler rahatça tahmin edilebiliyor. - Yeni duvarlar yıkılmıyor. TOPLAM PUAN: 7.4/10","label":6} {"text":"hayal kırıklığı yaratan bir film... bu kadroya yakışmamış...","label":3} {"text":"Güzeldi,senaryo çok farklılıklar sunmasada izlenmeye değer özellikle bi 5-10 dk lık çatışma sahnesi var ki akıllara zarar.7/10","label":6} {"text":"Cok guzel bir kısa film senaryosu olabilecekken alt metinlere haddinden fazla yer vermeleri filmin gercekciligini zedelemiş. Gereksiz ayrıntıları attıgınızda oldukca lezzetli bir tat kalır agzınıda.","label":7} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi süpriz sonlu filmlerden biriydi. Oyunculuk, senaryo, gerilimin tadı her şey yerli yerinde ve iyiydi. Bence vakit kaybetmeden izleyin, üzülmezsiniz.","label":8} {"text":"Gayet komik ve eğlenceli bir film olmuş.oyuncularda gayet iyi oynamış film izlerken sarıyor ben beğendim izlemenizi tavsiye ederrim","label":9} {"text":"meh film, güzel animasyon. finali de en az çizgi romanındaki kadar başarılı. sanırım.","label":7} {"text":"Şu günlerde kafa dağıtayım diye bi' film izleyeyim dedim. Sen mi konuyu okumadan film açarsın, sen mi ülke gündeminden kaçarsın; buyur.","label":6} {"text":"Türk korku filmlerinin ortalamasının bile altında kalan, başarısız bir film. İzlememenizi tavsiye ediyorum.","label":0} {"text":"Yine bir kitap serisinden uyarlanmış bir yapım. Temel şeyler haricinde kitapla neredeyse hiç alakası yoktu. Kendi başına tempo ve efekt açısından güzel buldum ama senaryosu biraz sıkıntı. Bazı şeyleri değiştirmeden bıraksaydılar daha güzel olabilirdi. Ek olarak olayları fazla hızlı geçmişler 5-8 bölümlük bir mini dizi olsaydı karakter değişimine ve olaylara daha iyi altyapı sağlanabilirdi. Film olarak çok kötü değildi ama beklentimi karşılayamadı.","label":6} {"text":"tek kelimeyle şahane","label":7} {"text":"Bence oldukça duygu yüklü ve güzel bir film . Beni ağlatmayı başardı , çok sevdim bu filmi ve kesinlikle tavsiye ediyorum .","label":8} {"text":"Bu filmi en az 3-4 kez izlemişimdir, gene olsa gene izlerim. :)","label":7} {"text":"Böyle bir film ankarada yok ,o kadar kötü filmler varli şu an hayretler içindeyim...","label":6} {"text":"Çözmemiz gereken bir gizemi olması filmin seviyesini yükseltiyor. İnsanları ikiye ayırdığı kesin olan bir film. Filmin geneli sakin geçiyor, sıkılanların çoğu bundan rahatsız olmuş gibi duruyor ama izleyiciyidüşündürmesi gereken bir kurgusu olmasısıkılmanıza müsaade etmiyor.","label":0} {"text":"&Aşırı özel bir koruma ajanı olan Michael Bryce (Ryan Reynolds), bir müşterisi vurulduktan sonra işini kaybeder ve hayatında dibe batar. Bu sırada da CIA'de çalışan eski sevgilisi Amelia Roussel (Elodie Yung), Bryce'dan elinde tuttuğu bir suçluyu yargılanması için mahkemeye götürmesini ister. Ve bu suçlu da Darius Kincaid (Samuel L. Jackson)'ın ta kendisidir. Birbirleriyle hiç anlaşamayan bu ikili, yoldaki tehlikelerden sağ çıkıp diktatör Vladislav Dukhovich (Gary Oldman)'in yargılanması için yola çıkar.& Bu filme girerken ne düşüneceğimi bilmiyordum çünkü bu film her türlü sonuçlanabilirdi. Filmin fragmanlarından çok etkilenmemiştim ve eleştirmenlerin bu film hakkında yazdıkları yazıları görünce bu film için bütün beklentilerimi iyice düşürmüştüm. Ama bu film benim için büyük bir sürpriz oldu. Uzun zamandır hiç bu kadar eğlenceli bir film izlediğimi hatırlamıyorum. Gerçi bu, filmin çok iyi olduğu anlamına gelmiyor ama bir yaz filmi olarak The Hitman's Bodyguard, bana istediğim her şeyi verdi. Önce iyi yanlardan başlayalım. Bir önceki filmi Cehennem Melekleri 3 olan Patrick Hughes'ın bu filmdeki yönetmenliğini daha başarılı buldum. Her ne kadar filmdeki bazı aksiyon sahneleri bazen sallantılı ve karanlık olsa da, çoğu zaman netti ve sizi direk olayın içine alıyor. Mesela Ryan Reynolds'ın bir hırdavat dükkanında eline geçen her türlü alet ile kötü adamı öldürmeye çalışması, bana Kingsman'daki kilise sahnesini çok anımsattı (bütün sahnenin tek çekim gibi gösterilmesi ve kamera stili gibi). Eğer bu filmden bol miktarda aksiyon bekliyorsanız, The Hitman's Bodyguard'da bunu fazlasıyla bulacaksınız ve yönetmen Patrick Hughes da bu konuda başarılı bir iş çıkartmış. Aynı zamanda bu film çok komikti! Tamam, bazı şakalar ortalamaydı ama genel anlamda yerlere yattığım sahneler çok oldu bu filmde. Bunun da en büyük nedeni, Samuel L. Jackson ile Ryan Reynolds'un kimyasından kaynaklanıyor. Eğer Jackson ile Reynolds'un sosyal medyada ve filmlerinde gösterdiği absürt kişiliklere bayılıyorsanız, bu filmde onun 10 kat fazlasını bulacaksınız. Özellikle de Jackson'ın bu filmi çekerken ne kadar iyi vakit geçirdiği rahatça görülüyor. Ayrıca oyunculuklardan Salma Hayek de çok komikti. Benim için filmin en büyük sürprizi oydu, Hayek'in bu kadar eğlenceli olmasını beklemiyordum. Sırf bu saydığım şeyler bile The Hitman's Bodyguard'ı son derece eğlenceli bir film yapmaya yetiyor. Fakat her filmde olduğu gibi, bu filmin de kusurları var. Ve benim için bu filmin en büyük sorunu karmaşık tonundan kaynaklanıyor. Bu film, bir anda patlamalarla ve bolca ölümle dolu absürt bir aksiyon filmiyken, birdenbire herkesin tehlike içinde olduğu ve insanların hayatını kaybedip herkesin üzüldüğü bir filme dönüşüyor. Bu özellikle de son 15 dakikada fark ediliyor. Mesela Gary Oldman'ın karakterini ele alalım. Oldman'ın oyunculuğuna lafım yok (hatta onun yeniden bir kötü adamı canlandırmasını görmek çok havalıydı) fakat ne zaman film ona odaklansa başka bir film izliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz, sanki Oldman'ın bu filmle hiçbir alakası yokmuş gibi. Ayrıca filmin süresi gereğinden fazla uzundu. Çünkü film ortalara doğru biraz kendisini tekrarlamaya başlıyor ve konusunu başka bir yere çekmek için de ortaya yeni karakterler, ayrı hikayeler atmaya çalışıyor. Bu da haliyle, filmin dinamik temposunu biraz düşürmüş. Ama genele bakacak olursak, bu sorunlara çok da kafanızı takmanıza gerek yok. Her ne kadar senaryosu ve tonu hakkında büyük sorunlar yaşasa da The Hitman's Bodyguard, hoş bir yaz sonu seyirliği. Oyunculukları keyifli, esprileri çoğu zaman başarılı ve aksiyon sahneleri oldukça doyurucu. Çok akılda kalıcı olmasa bile, izlerken eğlenceli vakit geçireceğiniz kesin. Daha önceden benzerleri yapılmış olsa da sırf Reynolds/Jackson ikilisinin atışmalarını izlemek bile bu filme göz atmak için yeterli bir sebep. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Ryan Reynolds, Samuel L. Jackson ve Salma Hayek'in kimyaları. + Çoğunlukla başarılı olan yaratıcı aksiyon sahneleri. + Hızlı ilerleyen tempo. + Çoğunlukla başarılı espriler. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Filmde çok gereksiz duran ton değişiklikleri. - Gary Oldman'ın başka bir filmdeymiş gibi hissettirmesi. - Filmin bir süreden sonra kendisini tekrara sarması. TOPLAM PUAN: 6.8/10","label":5} {"text":"Bir Bond filmi olduğu için doğal olarak ekstra birşeyler bekliyorsunuz ama malesef diyorum..Pek çok kişi gibi benim içinde hayalkırıklığı oldu..Sonuç ortalama bir film..","label":6} {"text":"filmi izlerken insan kendini bir rüyanın içinde buluyor. hem görseliyle hem müzikleriyle muhteşem bir rüya.","label":8} {"text":"lise veya ortaokul öğrencisi değilseniz vakit kaybı olarak görmeniz kuvvetle muhtemel olan film. vay efendim ben illa fantastik öğeler içeren vampirli bi film izlemek istiyorum diyorsanız lat den ratte komma in izleyin derim.","label":5} {"text":"Filmin sonu iğrençti. Oyunculuklar iyi fakat benim için film gidişatı vasat.","label":1} {"text":"Stephen Frearsdan bir yönetmenlik dersi.Romandan uyarlama, roman türünün tüm kurallarına sağdık bir senaryo nasıl akıcı kılınır?","label":7} {"text":"Garfieldi hiç sevmiyorum. Sadece çocukları güldürebildiğini düşünüyorum...","label":4} {"text":"Ya da bu filmi sevdiniz mi intouchables ı da görmelisiniz diyebiliriz. Her neyse sadece bir tekerlekli sandalye yani halk ağzında engelli olmak yaşamaya, kendi hayatına ve tercihlerine hümetmeye engel değil, olmamalı. Afişte yazdığı gibi sen de hayatını \"Rory burdaydı\" diyebilecek gibi yaşa, hepsi bu.","label":7} {"text":"Kim bir çocuğu öldürebilir ki ? filminin yönetmeninden harika bir yapım. Bu kadar başarılı bir yönetmenin az film çekmesine üzüldüm. Yönetmenlik tekniği çok titizce ve stilize. Yatılı okula verilen çocukların hikayesi. Okul müdürü Psikolojik bozukluk derecesinde Oğluna düşkün bir anne. Oğlunu ancak kendisi gibi olabilecek ( ondan mükemmeli yok tabi birinin uygun olduğunu düşünüyor. Onu kendisi ile beraber izole edilmiş bir yaşam alanı ile sınırlıyor. Yönetmen otoriter bir kişiliğin karakterini ve diğer insanlara bakışının ürkütücü boyutuna vurgu yapıyor. Düzeni sağlamak için şiddetten kaçınmıyor. Anne olması onu işkence etmekten dolayı rahatsızda etmiyor. Çünkü her öğrenci kurallara uymalı! Tıpkı bir diktatör gibi en iyisini ben bilirim ve uygularım. Tedirgin edici müzikler ve gerilim sahneleri çok iyi.","label":7} {"text":"Hikaye olarak tatmin ediciydi.","label":6} {"text":"ilkinden iyi...ikincisinden kötü...","label":7} {"text":"Şiir gibi bir film mutlaka izleyin zaman si gibi akıp geçiyor ve siz bu arada kendinizi hayatınızı sorgularken buluyorsunuz","label":9} {"text":"öncelikle film sıkıcı olmamakla beraber çokta eğlenceli olmuş.küçük smith eğitimiyle beraber bu sektörde sanırım babası ile olacak ki yatırım yapıyor. film tabiki orijinal filme göre çok büyük şevk veren bir film değil ama sanki yeni nesil için çekilen bu filmde yaş ortalaması biraz yüksek olabilirdi. jaden smith çabuk öğreniyor ve bunu görebiliyorsunuz.herkese iyi seyirler dilerim 10/8","label":7} {"text":"Vakit harcamaya değmeyecek kadar gereksiz ve saçma bir film.","label":0} {"text":"yemin ediyorum ancak iki defa gülümseyebildim filmi izlerken, ah be şahan ne yaptın.. eski skeçleri açıp tekrar tekrar izlemekten başka yapacak bir şey yok.","label":1} {"text":"Açlık … Size normal gibi görünebilir. Manasını ve anlamını biliyor olsak bile bunun nasıl hissettirdiğini bilmek asla! Bunun için günleri bıraktım. Ayları devirmek gerekiyor. Hiçbir şey yememek. Açlıktan ölecek duruma gelmek. Bunlar normal şeyler değil. Bunları her cesaretliyim diyen insan yapamaz. Bu ancak bir dava için yapılır. Bunlar bir mücadele için yapılır. Herkes yapamaz. Kimsenin buna cesaretini olacağını sanmıyorum. (İstisnalar vardır. Tıpkı; Bobby Sands gibi) Çünkü bize bu yapılsa ve yapmak zorunda olsa idik. Yalvarırdık. Bir lokma için her şeyi yapardık. Aynı şu sevimli köpekler gibi… Film kanımı o kadar soğuktu ki. Soğuktan kanım donacak hale geldi. Gerçek bir yapıtın bu kadar derinden geleceğini zannetmezdim. Çok farklıydı. Çok mucizevi bir yapıttı. İzlediğimde tüylerim diken diken oldu. Muazzam bir filmi başlangıcı… Film dört duvar içinde geçiyor. Hapishane ! Çok farklı bir hapishane. Hapishane farklı değil, içindeki insanlar çok farklı. Çünkü bir mücadele için içerde işkence görüyorlar. Bir mücadele için … Biz buna ‘ özgürlük olarak nitelendirebiliriz. ‘ Özgürlük… Hani kimseye bağlı kalmayarak yaşamak. Bir milletin, diğer millete karışmaması. Manda ve himayenin olmadığı. Ama bunlar olmuş o dönemde. Olmuş. Peki hangi ülke ? Tahmin edin. İNGİLTERE ! Şu bencil ülke. Kendini kibirliliğini gösteren. İnsanlara zulüm yapan ülke. Benim de sesimi duysunlar. Bakın burada sert eleştiri yapıyorum. Bana da bir şey desinler. Yorum yapsınlar. Yada hapishaneye atıp. İşkence çektirsinler. Yada özgürlüğümü alsınlar. Yada bu milletin… Filmde beni etkileyen ‘ Bobby Sands ‘ bu filmi izledikten sonra, benim için; ilham aldığım bir insan konumumda oldu. Neden mi ? Bu adamın yaptıkları son derece mükemmel. Savaşçı ruhu, asla pes etmeme arzusu, Mücadeleci davranışı, kendi hayatını feda ederek, başka insanların hayatını kurtarmak. Bunlar herkesin yapamayacağı farklı şeyler. Bu adamlar inanılmaz derece aydınlık. Parıldıyor sanki. Işıltısı herkes görmeli. Bu ışıltıyı herkes hissetmeli. O zaman anlaşılır bazı şeyler. Bazı mücadeleler… Filmde dikkatimi çeken, en büyük etken “ 16.5 dakika hiç durmadan devam eden konuşma sahnesi.” (Bobby Sands ile Peder rolündeki Liam Cunningham.) Bu filmde Bobby Sands’in o konuşmaları, çok farklı. Bu kadar konuşma, kolay kolay hiçbir filmde göremezsiniz. Özellikle Bobby Sands sigara sahnesi o biçim. O kadar sigara içen gördüm. Ama bu adam kadar ağzına ve içme şekli her insana yakışmaz. Kesinlikle möhteşemdi. Filmde iz bırakanlar daha bitmedi. Michael Fassbender’ın müthiş oyunculuğu. Bu kadar bir oyunculuk asla beklemezdim. Sonuna kadar hak etmiş. Sonuna kadar… Filmde dikkatimi çeken bir başka olay ise; Christian Bale “ The Machinist “ filmini bilirsiniz. Çok kilo vermişti. Filme gerçeklik için çok zayıf bir vücuda geçmişti. Peki Michael Fassbender ? Bale yanında bence hafif kalmış. Adam mükemmel oyunculuğunun yanında gösterdiği zayıflık gösterisi kesinlikle filmi büyülük katmış. Kesinlikle diyorum. Kesinlikle bu adam harika. Film zaten olağanüstü iken bu adamın performansı asla unutulmamalı.. Filmi anlatacak o kadar harika, möhteşem şeyler var ki. Anlat anlat bitmez. Filmdeki o sahneleri, hiçbir filmde göremeyeceğiniz sahneler. O sertlik gösterileri, o inanılmaz oyunculuk, o inanılmaz banyo sahnesi kesinlikle filmi anlat anlat bitmez. Her şey şüphesiz gerçek gibiydi. Zaten filmin türü. Biyografi olduğundan gerçeklik kesinlikle gösterilmeliydi ama bu filmde çok gerçeklik gördüm. Film her şeyiyle bir bütün. Olayı benzetme sanatları yapmaya gerek yok. Gerçekçi boyutu o kadar derin ki süslemek yanlış olur. Sadece izleyin. Böyle filmleri izlemek inanın çok zor. İzleyin ve filmi tam olarak keşfedin. Filme vereceğim sadece eksi not: Kısa olmuş. Olay çok hızlı başladı. Ne kadar ağır olsa da filmin kısalığını beni üzdü. Biraz daha uzun olsa tam anlamıyla bir başyapıt olurdu. Benim için şuan bile başyapıt! Son olarak filmi bana tavsiye eden kaan abime teşekkürlerimi iletirken filmi izlemini canı gönünden ister. Sinemaseverlerinin böyle filmi kaçırmaması gerektiğini yüksek sesle vurgularım puanım 10 üzerinden 8.6","label":9} {"text":"Önce filmin türünde komedi yazıyor ama pek komedi filmi değil,zira dram ve biyografi ağırlıklı.Filme gelirsek zaten bunu ya çok sevip,bayılırsınız veya hiç sevmezsiniz,açıkcası ben 2.türe giriyorum bilmiyorum ama bana sıkıcı geldi hani bir sürükleyiciliği yok bunda andy kaufmann ın hayatı ilgimi çekmiyor bunun da etkisi var belki tekrar izlersem daha farklı şeyler söylerim ama ilk izleyişimde çok beğendim diyemem ama genel yorumlar olumlu bu benim tabi şahsi görüşüm,siz kendiniz izleyin kararı verin...","label":5} {"text":"Jahrein: çılgın şişko PintiPanda: efendi memur çocuğu Enis Kirazoğlu: magazinD YouTube sorumlusu WTCN: kaptan turuncu sakal Jahrein wtcn Cherryson ve Panda adamdır","label":9} {"text":"bu filmi yapanın yazanın vede uygulayan herkesin amına koyum bune lan filimden çok sesler etkiliydi en sonda sanırım kadın burnuyla yedi bunlara neyse filim o kadar boktandıki allah belamı verdiikincisini çekerlerse nah giderim","label":0} {"text":"Kesinlikle farklı bir uzaylı filmi, kendini izlettiriyor...","label":6} {"text":"mel gibson gerçekten gene büyüledi. film heralde amerikan yanlısı olacak çünkü onların yaşanmış ve o bölgedeki zaferlerini anlatan bir film ama bunun içinde gerçekte herşeyin ülkeleri için olduğunu vurgulamıyor. bir alanda iki düşman ve sağ kalabilmek için savaşan askerler görüyoruz bu amerika yada vietnam savaşı değil bu hayatta kalma savaşı terkedildiklerini bildikleri halde eri dönebilme savaşı. 10/8","label":7} {"text":"Çok fazla bütçe ayırılmadığı her halinden belli olan bu film, kurgusunu gerçek hayatta da desteklemesi insanı mutlu ediyor. Henüz eşi benzerine rastlamadım. öngörü: Film bittikten sonra filmin adını arama motoruna yazacaksınız. Filmin kurgusu, aşağı yukarı 2030 yıllarında çekilmiş ve geçmişe yönelik bir hikayeyi anlatan belgesel niteliğindedir. Film hayal ürünü olmasına rağmen, film hakkında bir bilgisi olmayan izleyiciyi gerçekliğine inandıran muhteşem bir başyapıttır.","label":8} {"text":"İkincisi daha eğlenceli ama ilki de fena değil .","label":4} {"text":"Çok beklentim yoktu aslında ama bu kadar kötü olmasını da beklememiştim... Sinemadan soğutur bu film en az bir yıl gidemem artık... insan utanır ya bu kadar basit bi saçmalık karşılığında insanlardan para talep etmeye...","label":0} {"text":"Güldürüyor mu ? evet hatta bazı yerlerde karın bile ağrıtır lakin bu oyuncular ve yönetmen bi araya gelmişken biraz daha üst düzey bi komedi bekliyor insan. Bütün olumsuzluklara rağmen son yıllardaki en iyi komedi filmlerinden biriydi.","label":7} {"text":"İmkansızlığın bir palavra olduğunu yüzümüze çarpan sert bir manifesto! Küçük (en az yüzölçümü kadar insanlarının zihinleri de öyle) bir yerde doğmuşsanız,kadınsanız,hem bir de ıslık dilinden başka dil bilmiyorsanız ne yapabilirsiniz ki! İzleyin ve görün.İyi seyirler!","label":7} {"text":"filmi pek komik bulduğumu söyleyemeyeceğim ama beyonce için izlemeye değer...karizmasını filmde de koruyan güzel şarkıcı bence rolüne çok uymuş.ayrıca okan bayülgenin dublajını da çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim,ancak filmden sıkıldığım anlar bayağı oldu...5/10","label":4} {"text":"kötü yorum yapanlar film boştu diyenler çok haklı çünkü kendileri film izlemeyi ve bir filmin ne anlatmak istediğini anlama kapasitesinde değiller gelelim filme benim 5 yıldız verenlere filmin verdiği mesajı ne anlatmak istediğini anlayanlar için film mükemmeldi film kader kavramını çok güzel bi şekilde işlemiş hayatta hiç bi karşılaşma tesadüf değildir ancak küçük yol ayrımları ve seçimler yapmamız gerekir bazen umut o gece oscarı dışarı çıkartıp çıkartmamak arasındaki yapacağı seçimin sonuçlarını yaşadı ve umut iyi bir baba olduğunda karısı ve çok sevdiği mesleğini hayatının filmini kaçırdı ancak iyi bir yönetmen olup hayatının filmini çekerken yine denizle tanıştı sadece biraz daha geç oldu sadece denizle geç tanışması denizi ölümden kurtardı sonuç olarak yönetmen izleyiciye iki farklı senaryo iki farklı son hazırladı ilk sonu seçerseniz deniz öldü ve umut kızıyla hayatına devam etti ancak ikinci sonu seçtiyseniz ki bende son anda ikinci sonu seçtim çünkü ikinci son demek devam filmi demek buda çok güzel bişey demek ''kaderinizden kaçamazsınız sadece farklı yolları seçebilirsiniz''","label":9} {"text":"filmde en çok kardeşlerin silahla taranmalarına, bombalanmalarına, havaya uçurulmalarına rağmen hiçbir şey olmamış gibi devam etmelerine güldüm. yalnız senaryo çok doyurucu değil. yönetmen birazda dönemin popilist filmlerinde olan 'ne kadar araba havaya uçursam o kadar büyüleyici olur' a kaymış. abartı absürdün vazgeçilmezidir ama bu şekilde değil.","label":1} {"text":"izleyeli uzun zaman oldu fakat güzel bir film olduğunu hatırlıyorum.jeunet ve tautouya bu kez ulliel gibi son dönem fransız sinemasının yetenekli ve sempatik aktörlerinden biri eşlik etmişti.savaşın gölgesinde oluşturulmuş aşk hikayesi etkileyiciydi.film boyunca sık sık mutluluk ve mutsuzluk hisleri arasında kalıyorsunuz.","label":7} {"text":"Ben filmi beğendim. Konusu hoş olmayan bir ilişkiyi anlatsa da bence üzücü bir film. Orta yaş ve yalnız kadınları güzel bir şekilde modellemiş. Ayrıca harika manzaralar ile hiç sıkılmadan keyifle izlenen bir yapım olmuş diyebilirim.","label":6} {"text":"GENÇLERE içkinin yararlarını göstermek için yapılmış bi başyapıt...bi film sadece içki üzerine kurulu olur mu be kardeşim yazık bomboş bi film bi daha mı asla üçü çekmeyi denemeyin bile...","label":0} {"text":"Hikayesini sevdim gerçekten. Ama kurgu ve oyunculuklar haz vermedi.. Başka türlü bir yönetmenin elinden çıksaydı başyapıt olabilirdi..","label":7} {"text":"harika bir film.nicole kidman hayranlık uyandıracak derecede iyi oynamış.sean penn mi? o zaten usta!","label":7} {"text":"bir insan nasıl oluyor da hem sevip hem de korkabiliyor... nasıl olabiliyor da bir insan,hem seviyor hem de zarar verebiliyor... etkileyici ve de gerçekçi.almodovarın bir çok film müziğini yapmış olduğu alberto iglesias ,sanatını bu filmde de konuşturmuş.keşke sonu daha güzel olsaymış ama iyi bir film olduığu muhakkak...","label":6} {"text":"Yorumlar sanki filme değil sadece Deppe yapılmış gibi.Filmimize gelirsek atmosfer başarılı fakat kurgu ve final zayıf,sürükleyicilik yok.Vasat üzeri bir gerilim.10/7","label":6} {"text":"Filmin senaryosu falan güzel ama yani bazı arkadaşların da dediği gibi aynı sahneyi 10 kere izleyince bayıyor insanı birazcık.Ama film sağlam özellikle de sonlara doğru tempo yükseliyor izlemek isteyenlere tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Bayanları tanıtan bir film ..4 Farklı karakter :) arkadaşlık dostluk içinede katılınca izlenebilir türden","label":6} {"text":"Çok kötüydü sonunu getiremedim bile... 1/10","label":0} {"text":"Seri üçüncü filminde biraz daha kaliteyi yükseltmiş diyebilirim. Çünkü ikinci film epeyi vasattı. Daha seri dövüş sahneleri ve daha bol aksiyon içermiş. Tabi yine ilk film kadar başarılı değil ama çin'in geleneksel aslan dansına ayrıntılı yer vermiş olması güzeldi. Ayrıca hikayede, bir yarışma için birbirine düşen kulüplerin gereksiz yere birbirlerine zarar vermesi ile bunu körükleyen ingilizlerin arka planda hazırladığı kötü amaçlı planlarının işleniş şeklide fena değildi. Fakat iki filmdir yeni icat edilen kameraya duyulan yabancılık konusu sanırım yeterli. Bir noktadan sonra aynı etkiyi yapmıyor. Ve sonunda 13. teyze ile biraz daha yol almış olmaları görmek gülümsetti.","label":6} {"text":"soundtracklarını finlandiyalı grup nightwishin yaptığı inanılmaz ama inanılmaz bir düşünce gücüyle böyle bir film cıkması akıl almaz züper tek kelimeyle bazen de duygulanmamak elde değil hani kesinlikle fantastik bir film arıyorsanız buyurun arkadaslar","label":7} {"text":"Haftasonu sabahı filmi.","label":7} {"text":"Alba nın çıkış filmlerinden. Dans koreografileri çok sağlamdı...","label":9} {"text":"Müzikal anlamda çok fazla emek sarf edilmiş fakat sahne gösterisi olmadığı için doğal ortamlarda diyalogların şarkıyla gerçekleşmesi filmi komik ve hatta bir süre sonra sıkıcılaşır hale getirmiş. Ayrıca bazı olayların akışı tam yansıtılamadığı için senaryoda kopukluklar olduğunu söyleyebilirim.. Kısaca sefiller romanı candır. :-)","label":4} {"text":"Konusu ve senaryosu çok saçma. Hiçbir inandırıcı özelliği yok ve prodüksiyon olarak ucuza kotarılmaya çalışılmış olduğu her halinden belli. Bir tek Haley Bennett'in rol performansı ve Chase Crawford'un yakışıklılığı pozitif unsurlardı. Gerisi çöp. Filmde gerilim müziği dışında herhangi bir gerilim ögesi yok. Filmin başından sonuna kadar her an müziğin etkisiyle birşeyler olacak diye bekliyorsunuz, filmin anlamsız final sahnesine kadar gelip beklentilerinizin karşılanmadığını görünce dumura uğruyorsunuz ve kendinize şu soruyu soruyorsunuz. \"Bu film hangi amaç doğrultusunda çekilmiş?\" İzlemenizi tavsiye etmem. Gereksiz bomboş bir film.","label":0} {"text":"Konusu gerçekten çok ilginç ama ilk yarısından sonra öyle bir yere sarıyor ki filmden sıkılıp telefonuma falan baktım. Ellerinde böyle güzel bir konu ve deneyimli oyuncular varken nasıl bu hale getirebildiler gerçekten inanılmaz.","label":3} {"text":"maviliklere dogru gzl bir macera yaşamak istiyorsanız tam filmi 10/8","label":6} {"text":"çok başarılı bir film ... serinin belkide en iyisi ... baştan sona sürükleyici ve keyifli bir yapım ... 10/7 ...","label":6} {"text":"yaw orda o taslarin ustunde saatlerce yatan adamin hic mi karni guruldamaz. hic mi bi yellenmez :) benim karnima agri girdi gulmekten filmin sonunda. bi daha da olsa izlemem yahu dedim. heheh.","label":0} {"text":"Filme hangi taraftan bakmalı burnu yükseklerde olan avrupalılar mı yoksa geldikleri yerden kültür şoku yaşayan, kandırılan Türklerin dramını mı? Böyle olaylar yaşanmamış mıdır?Elbette yaşanmıştır ancak filmde gösterilen Türk insanı figürü çok uç noktada yani hayatında gerçek anlamda hiçbirşey görmemiş bir insan olarak gösterilmiş ve buda filmi izlerken beni rahatsız etti. Hal böyle olunca filmde verilmek istenen diğer mesajları pek inandırıcı bulmadım.","label":0} {"text":"İlk filmde Tom Cruise için Mission Impossible dışı bir polisiye aksiyon filminin de olabileceğini görüp heyecanla izlemiştim, en azından film kendini izletmişti. Ama bunda merak duygusu barındırmaksızın sadece dövüş ve kovalamaca sahneleriyle pompalanmış, bu türün başrolünden emekli olmadan önce son bir çırpınışı gördüm. Seçeneğin çok olmadığı dönemde izlenir ama düşük beklenti ile...","label":4} {"text":"sineklerin tanrısının güncele uyarlanmış versiyonu gibiydi. fena değil, izlenir. çocuğun içinde uzaylı olduğuna inanıp onu kovalamaları kitapta Simon'ı öldürdüleri sahneyle benzerdi. iki ayrı düşüncede başkan olması, birinin kötülüğü birinin iyiliği temsil etmesi yine kitaptaki gibiydi. o mavi içeceği içmeyi bırakmasa mıydınız acaba çocuklar....","label":6} {"text":"Klasik intikam hikayelerine farklı bir açıdan bakmış yönetmen, politik bir açıdan ele almış klişe senaryoyu. Bu farklılık güzel ama filmin işçiliği çok iyi değil.","label":4} {"text":"hiçkimse vicdanıyla cüzdanı arasında bırakılmamalı. möheal mann kriz eşiğindeki erkellerin dramını yansıtmakta iyidir zaten. iyi film. sigara şirketleri bence de uyuşturucu satıcılarıyla bir tutulmalı ve sigara üretimi durdurulana kadar yaptırımlara devam edilmeli. başka türlü bırakamıyacığım gibi görünüyor.","label":8} {"text":"Serinin En iyi Filmi Bence ( 7 Dahil ) Süper Effect'ler Ve Sahneler Harika Bir Organizasyon Para Bastılar Zaten Bu Filmden..","label":8} {"text":"Başarılı bir japon-polisiye filmi. Daha ergenliğe bile girmemiş üç küçük çocuğun çete lideri tarafından polis okuluna yazılması ve köstebeklerini daha o yıllarda teşkilatın içine sokmuş olan bir uyuşturucu örgütünün hem kendi içinde hemde polislerin içerisinde dönen köstebek istihbaratı ve bunların yakalanma sürecini işlemektedir. Filmin içinde kişilerin taraf değiştirmeleri ve düşüncelerini nasıl dejenere olduğu iyi işlenmiştir. Fazla aksiyon sahnesi barındırmamakla birlikte bir miktar gereksiz sahnede içermektedir. Ortalama bir film.","label":5} {"text":"bir korku filmi üstadı olarak gayet beğendim,gerilimleri konusu akıcılığı hiç sıkılmadım öneririm.Sinemaya gidin","label":8} {"text":"Tesadüfen denk gelip izlerken ciddi anlamda keyif aldığım bir filmdi. Imdb, Beyazperde ve bu yorumu yazmış olduğum mecralarda düşük puan almış olmasından dolayı şaşkınım. Kesinlikle özgün ve şaşırtıcı bir senaryoydu. Ayrıca başırılı oyunculuktan da söz etmek gerekir. Böyle bir filmin kıymetinin bilinmemesi çok üzücü...","label":9} {"text":"filim çok güzel tavsiye ederim başarılı bir film olmuş. Vampir sevenler için harika tek sıkıntı sonu az açıklayıcı olmuş belki 2. film olacak diyedir ama 15 dk daha uzun olup devamından bahsedebilirdi biraz","label":9} {"text":"film güzel ama çocuk filmi gibi geldi bana:)","label":6} {"text":"Senaryosunu, Gay Forden'ın The House of Gucci: A Sensational Story of Murder, Madness, Glamour, and Greed / Gucci Ailesi: Cinayet, Delilik, Cazibe ve Açgözlülüğün Sansasyonel Hikayesi & (2001) isimli kitabından uyarlayarak Becky Johnston ile Roberto Bentivegna'nın yazdıkları ve yönetmen koltuğunda yılların sinemacısı Ridley Scott'ın oturduğu “House of Gucci”, biyografik bir drama olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 75 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve izlerken nefret duygusuna kapılacağınız muhteşem performansı ile Lady Gaga'yı En İyi Kadın Oyuncu kategorisindeki BAFTA ve Golden Globe ödülü adaylıklarına taşırken; başarıyla uygulanan protez makyajların ardında tanımakta bayağı bir zorlandığımız, halk arasında Oskar olarak da bilinen Academy ödüllü Jared Leto'yu bir kez daha yıldızlaştıran bu filme biraz daha yakından bakalım... Milano, 1978... Biyolojik babasının kim olduğunu bilmeyen ve annesi Silvana'nın (Alexia Murray) kendisi henüz 12 yaşındayken evlendiği, kendisini evlat edinen üvey babası Fernando'nun (Vincent Riotta) nakliye şirketi Corriere F. Reggiani'de muhasebeci olarak çalışmakta olan Patrizia Reggiani'yi (Lady Gaga) arkadaşı Max (Mauro Lamantia), tesadüfen Maurizio Gucci (Adam Driver) ile tanışacağı akşamki maskeli baloya davet eder... Maurizio'nun, İngiliz sinemasının unutulmaz simalarından Elizabeth Taylor'a benzettiği minyon görünümlü Patrizia, doğrudan Maurizio'dan değilse de taşıdığı Gucci soyadından fazlasıyla etkilenir... Öyle ki, ertesi sabah adım adım takip ederek; nitelikli bir avukat olma hayalleri kuran Maurizio'yu, sanki ilahi bir tesadüfmüşçesine bir kitapçı da bile isteye sıkıştıran Patrizia, telefon numarasını vererek kendisine çıkma teklif etmesini de sağlar... İlk buluşmaları dahil, bütün bu olaylar zinciri; Gucci'lerin şoförü Franco'nun (Gaetano Bruno) gözleri önünde gerçekleşmektedir... İşte bu buluşmalarının ardından bu kez, Patrizia'nın bilinçli bir şekilde tasarlayarak kurguladığı ve duygusal olarak etkileyerek ağına düşürdüğü; bizzat Maurizio'nun kendisi olur ve hayatının kadını olduğunu düşündüğü söz konusu Patrizia'yı Maurizio, tereddüt etmeksizin babası Rodolfo Gucci (Jeremy Irons) ile tanıştırır... Bu tanışma ve sonrasında birlikte gidilen Gallia isimli lüks restorandaki yemek; yoksulluk ve yoksunluk içinde geçen çocukluk günlerinin, duygusal olarak toplumsal statü sağlamaya yönlendirdiği Patrizia'yı, bu varlıklı aileye daha da bir bağlar... Aynı şekilde farkında olmadan, celladı Patrizia'ya körkütük aşık olmuş olan Maurizio'da, her ne pahasına olursa olsun onunla evlenmeyi kafasına koymuştur zaten... Ancak şoförleri Franco'nun da yardımıyla baba Gucci, Patrizia'nın gerçek niyetinin farkına varmış olup oğlunun o kadınla evlenmesine karşı koymaktadır... Hatta daha da ileri giderek, eğer böyle bir şey yaparsa, tek varisi olan Maurizio'yu mirasından çıkartacağını da ifade etmektedir... Bunun üzerine tası tarağı toplayarak evini terk eden Maurizio, soluğu Reggiani'lerin kapısında alır... Sırtına tulumu geçiren Maurizio artık, onların kamyon işinde çalışacaktır... Çok geçmez Patrizia ile Maurizio, kilisede yapılan bir törenle evlenirler de... Fakat o tören de Maurizio dışında tek bir Gucci bulunmamaktadır... Örneğin amcası ve babasının ortağı Aldo Gucci (Al Pacino) dahi bu evliliği, bir magazin dergisindeki haberde okuyarak öğrenmiştir... Kardeşi ile yeğenin aralarının açık olduğunu fark eden Aldo, onları Pazar günü yapılacak olan 70. doğum günü partisine davet eder... Ki, Rodolfo bu davete icabet etmese de; Aldo'nun oğlu Paolo (Jared Leto) ile gelini Jennifer Jenny (Florence Andrews) ve şirketlerinin CEO'su Domenico De Sole'de (Jack Huston) orada hazır bulunmaktadırlar... Bu davetin bitiminde New York'ta yaşayan Aldo, bir çift uçak bileti hediye etmek suretiyle Patrizia ile Maurizio'yu, yanına çağırır... Henüz Gucciler den planladıklarını tam olarak alamamış olan Patrizia, TV izlerken dikkatini çeken falcı Giuseppina Pina Auriemma'ya (Salma Hayek) canlı yayında, isteklerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini sorar... Sonrasında da, New York'a giderek Maurizio'yu babası ile barıştırması için Aldo amcaya ricacı olur... Zira bir moda devi olan Gucci İmparatorluğunun&, Paolo ile beraber iki veliahdından biriyle evli olan Patrizia kendinin, geleceğin Gucci kraliçelerinden biri olduğuna inanmaktadır... Derken... Aldo yeğeni Maurizio'ya New York'a yerleşerek kendisinin yokluğunda işlere sahip olmasını teklif eder... Aynı esnada Aldo'nun oğlu Paolo'da, babasının beğenmediği tasarımlarını amcası Rodolfo'ya göstermektedir... Ama ne yazık ki, babası gibi amcası da Paolo'nun tasarımlarını vasat yani işe yaramaz bulur... Bu arada Patrizia ve Maurizio'nun, Rodolfo'nun ölmüş olan karısından esinlenerek Alessandra (Nicole Bani Sarkute) adını verdikleri kızları da dünyaya gelirken, bu isim verme işinden ziyadesiyle mutlu olan İtalya'daki Rodolfo ölmeden önce oğlunu affeder... Bir anlamda, bu isim verme işinin baş mimarı olan Patrizia'nın hinliği, bayağı bir işe yaramıştır... Yaramıştır yaramasına da, Gucci hisselerinin yüzde ellisinin Maurizio'ya devrinin önünde yasal engeller bulunmaktadır... Çünkü Rodolfo hisse senetlerini imzalamamıştır... O yüzden de, toparlanması neredeyse mümkün olmayan 14 milyar liret miktarındaki bir veraset vergisini ödemeleri gerekmektedir... Bu durum karşısında çıldıran Patrizia, soluğu falcı Pina'nın evinde alır... En nihayetinde de Patrizia ile Maurizio, New York'a yerleşirler... Patrizia için sırasıyla, bir ayağı çukurda olan büyük patron Aldo ile oğlu Paolo'yu, bir takım hileler ile devre dışı bırakarak Gucci markasını tek başına sahiplenmek bulunmaktadır... Nasılsa, kocası Maurizio'yu parmağında oynatmaktadır... Dakika 77... Geride sizleri, daha da dallanıp budaklanacak ve Maurizio'nun yaşamını kaybetmesiyle neticelenecek olan bu entrikalar zincirinin anlatılmaya devam edeceği, ilgiyle izlenilen 81 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Bitirmeden; Donna Summer, Mina, Neil Diamond, George Michael, Eurytmics, Andy Williams, Blondie, David Bowie, James Brown ve Tracy Chapman'ın seslendirdikleri dönemin popüler müzikleri ile Ludwig Van Beethoven, Wolfgang Amadeus Mozart ve Giacomo Puccini'nin klasiklerinin, kulaklarınızın pasını sileceğini de belirtmiş olalım... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Sırf başrol oyuncusu yüzünden izledim. Game of Thrones'da sergilediği performansı burada sergileyememiş maalesef. Çok vasat bir filmdi bence.","label":0} {"text":"55-60 yaşından sonra bir aksiyon yıldızına dönüşen Liam Neeson'ı takdir etmek gerekir sanırım. Çünkü adam kesinlikl çok başarılı. Taken tadında bir heyecan fırtınası yine. Baştan sona keyifle ve merakla izleyeceksiniz.","label":6} {"text":"Kahraman! Amerikan Ordusunu, kötüleyen bir filme, geçmiş dönemlerde belki Oscar verirlerdi ama bu zamanda bunu beklemek hayalden öteye geçmez. Teknik olarak iyi bulduğum bir filmdi. Oyunculuklarda gayet dramatize idi...Sonuç olarak; yaşa sen Birleşik Devletler Ordusu!","label":9} {"text":"cinemageddon'da buldum bu filmi. bu filmde anca orda bulunurdu zaten. CG 4ever.","label":8} {"text":"Yapan yöneten, yok 'savrulan poşetle şunu demek istemiş', yok 'gökdelenlerle, köpeklerle şunuları bunları demeye çalışmış' demekle yönetmeni izleyiciye çözmeye çalışmanın bir gereği yok, film anlaşılmıyor, seyirciye bir şey aktarıp, bir mesaj vermiyor, tek anlaşılan şey, psiko manyak iki kardeş, cellat bir devlet, yani teröristler bir film yapmak istese, kolluk kuvvetlerimizi ancak bu kadar ezebilir, bu filmin konusunu hazırlarken, hangi ruh halindeyse bırakalımda yapan yöneten kendi anlatsın, ama anlatacak birşeyde yok ortada, çünkü yazarken, ya alkollüydü, ya pkklı, yada akıl hastalarını çok seviyor, yahu filmden bir halt anlaşılmıyorki, giriş ne, gelişme ne, sonuç ne, yani arkadaşlar karmaşık film diye, bu kadar abartılı iltifatlara coşkulara gerek yok, FİLM KOCAMAN BİR TIRT..., ayrıca izleyenin vaktini katleden bir film...","label":0} {"text":"Sense and Sensibility beklentisindeyseniz uzak durun, resmen bir vakit kaybı. Beklentim yüksek değildi ayrıca çerezlik filmlerle de vakit geçirmeyi severim ama Bunun yerine izlenecek çok daha güzel çerezlik filmler mevcut ben sizi onlara yönlendireyim :)","label":2} {"text":"gerçek bir hikayede uyarlama olduğunu bilerek izlemek, insanın inanılmaz sinirini bozuyor.. angelina jolie de bayağı iyi iş çıkartmış..","label":8} {"text":"Türk sinemasında komedi absurtluk olarak yeni bir bakişaçısı getirmiş bence film, ince bi cizgi ceker gibi olaya. Ben dusuk beklentiyle gittim ve mutlu ayrildim, cidden eglenceli ve komik bir filmdi, birbirinden farkli bir suru kisilik ve tipleme ile hatta yer yer ince gondermeler cok guzeldi. Gidilmeli yani tonla kotu turk filmine gidiyor insanlar birazda iyi filmlere gidip ayrimi yapmaliyiz artik. Ikinci yarisi evet biraz dustu tempo ama guzel sondu. Film ici gorsellik muzikler detayli gecisler de cok hostu.","label":8} {"text":"Her ne kadar durağan ve sıkıcı bir film gibi gözüksede derin konuları işleyen ve işlediğini ana akım seyirciye pekte farkettirmeyen bir bağımsız yapım. Sadece daha çarpıcı olaylar döngüsü ve diyaloglar olsaydı bu kadar üst düzey olmazdı belki ama izleyiciye sırf sanatsal amaçlı çekilmiş bir film gibi de gelmezdi. Yönetmenin politik kaygılardan çok bu filmde sanatsal kaygıları işlediğini gösteriyor. 51/100","label":4} {"text":"harika bir film, beyazperde 'nin donusu mu diyelim ?Edebiyat ile filozofi, sosyoloji ile siyaseti dengeli bir sekilde tarih siralamasinda, bir kesim ve bazi karakterlerin gozu ve yasadiklariyla aktarmayi basaran bir guzel basyapit. Yurekten, bu yurekli kadroyu kutluyor, solcu sehitlerimizin ailelerine hediye ediyorum, mazlum ruhlari sad olsun, Allah Rahmet eylesin . . . Sizleri bu vatan evladi kardesiniz untmadi . . [spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"gerekesiz bir film olmuş zor getirdim sonunu","label":0} {"text":"lost'un sawyer'ı ile prison break'in sarah'sını bu kadar kötü bir filmde görmek çok üzücü.. ama david rolündeki çocuk, süper seçim olmuş.. omen serisindeki çocuktan daha iyi kanımca.. ki film ana konu olarak, direkt olarak omen kopyası gibi..","label":4} {"text":"\"Şiiri kimin için yazdığı değil, kimin yazdığı önemli.\" Cory \"Acın hafiflemeyecek. Eğer insanı rahatlatan bir an varsa, o da acıya alıştığın andır.\" Cory \"Bir iyi bir de kötü haberim var. Kötü haber bir daha asla eskisi gibi olmayacaksın. Kendini hep eksik hissedeceksin, bu hiç değişmeyecek. Kızını kaybettin ve hiçbir şey onun yerini tutmayacak. İyi haber, bu fikirle barıştığın anda kendine acı çektireceksin... Acıdan kaçamazsın. Eğer kaçarsan, kendini esirgersin. Kızına ait bütün anılardan kendini yoksun bırakırsın. Attığı her adımdan, son gülücüğüne kadar. Acıyı kabullen. Kızından kopmamanın tek yolu bu.\" Cory","label":7} {"text":"Yine etkileyici, yine sert, yine ters köşe bir Kore filmi. Anne karakteri muhteşemdi.","label":7} {"text":"penelope cruza bu performans oscar kazandırmıştır woody allenin sabık seti new yorkun dışındaki ikinci filmiydi. ilki maç sayısıydı ondan daha iyi filmler geleceğinden eminim","label":4} {"text":"mafya filmlerini izlemeyi sevenler kesinlikle listelerine alsınlar fakat uzun süre benzeri yapımları izlediğinizde hikaye özgün gelmeyebilir. yine de dert değil oyunculuklar ve değinilen küçük nüanslar vaktinize değiyor","label":7} {"text":"Beklentimin çok üzerinde, sıcak, komik ve hayatın tam içinden bir film. Çok iyi zaman geçirdim. Bebeği olan veya sahip olmak isteyen herkese özellikle tavsiye ederim :)","label":9} {"text":"13 yaşındaki kuzenim çok beğendi; ama bana sorsanız pazar günü öğle vakti tv'lerde gösterilmesi bile şüpheli olacak.Özetle Vasat altı.","label":3} {"text":"Kesinlikle vasatı aşmayan bir film. Halee Berry yine her zamnki gibi kötü film seçimlerinden birinde bulunmuş ama Bruce Willisi bu filme hiç yakıştıramadım. Gerçi Oda son dönemde iyi seçimler yapamıyor ama bu filmi nasıl kabul etmiş anlamadım. Boşa zaman harcamayın derim film için.","label":5} {"text":"Cinsel sorunları olan üç kadın davet edildikleri evde deneysel çalışmanın parçası olurlar. Travmaları, utançları, zevklerini anlattıkları itiraf diyologları ile işlenen senaryosu, düşük tempolu kurgusu, filmin büyük çoğunluğundaki yakın plan çekimler, sabit durmayan kamera izlerken zorladı.","label":1} {"text":"Degisik gecislerle izleyiciyi bogmayan bi yapiya sahip. Konusmalar sacma, günümüzdeki dialoglar gibi! Safak Sezerin hatirina izlenebilecek bir film...","label":4} {"text":"Gerçekten çok beğendim. romantik olmasına rağmen komik sahneler de , hele konser sahnesi tam bomba..","label":9} {"text":"Hayatımda izlediğim en başarısız sözde korku filmi. Büyük bir heyecanla gittiğimiz filmden hayal kırıklığıyla çıktık 😄","label":0} {"text":"Çok güzel bir konuyu saçma bir senaryo ile heba etmişler. Filmin başı klişelerle doluydu ama onu bile eline yüzüne bulaştırmışlar. Filmin akıcılığı yok, konuyu nereye bağlayacaklarını bilememişler, saçma sapan ilerledi. Gerçekten yönetmen de başarısızdı.","label":5} {"text":"ED HARRİS in hem yazdıgı hem yönettiği hemde oynadıgı fena olmayan bir film. Western Türünün soyu tükeniyor günümüzde pek yaygın değil. Ben dolar üçlemesini de izlemiş biri olarak Western dalında en begendiğim film 3:10 to yuma. Bu film biraz geride kalmış ama ortalamanın üzerinde. Ed Harris i kutlamak gerek bence. 10/ 6.5","label":5} {"text":"İlk filmin başarısı , dvd si çıkar çıkmaz sepete 4,99 tl. ye düşmesinden belli.Zaten bu tarz filmleri sevmiyorum..Testere olsun veya hostel tarzı kanlı, organlı filmler olsun..Elbet bu türün sevenlerine ve fanatiklerine saygım var ama benim kişisel görüşüm bu yönde. İnsan mezbahası tarzı filmleri beyazperdeye yakıştıramıyorum.Velhasıl kelam sözün kısası ilk filmin olayı budur yani. İkincisini çevirmek gerçekten ya büyük bir cesaret ya da yapımcıların zenginliğinden kaynaklanan can sıkıntısı.","label":4} {"text":"her kesime hitap edebilecek ,herkesin beğeneceği bir film değil.tipik bir sam rockwell filmi.değişik bir anlatım,değişik bir kurgu..10/6..iyi seyirler..","label":5} {"text":"Jackie Chanın kıvraklığıyla süslenmiş,eğlenceli güzel bir film.. 8/10","label":4} {"text":"Öyle çok ciddiye alınıp, mesaj içerikleri deşilecek bir film değildir. Tabiri caiz ise 'hafif' bir filmdir. Bunu göz önüne alarak, önceki film izleme beğenilerinizi de hesaba katarak izlerseniz zaman kaybını en az hasarla ekarte edip, kupayı evinize götürebilirsiniz. Ben ise filmi aptalca buldum. Bu aptalcalık yüzümde aptalca bir gülümseme yarattığından filmi de beğendim. Mevcut yaşımı bana çaktırmadan 5-6 yaş sınırına çeken filmlere karşı bir zaafım var. Eğer sizin de varsa eğlenebileceğinizi tahmin ediyor ama yine de garanti kapsamının dışında tutuyorum. Korumacı izleyici.","label":7} {"text":"Hiçbir yerinde korkutmayı başaramadı. Maalesef ilk iki filmin altında kalmış. Öylesine izledim sıradan bir korku filmini izler gibi.","label":6} {"text":"sıradan gençlik filmlerınden biriydi bence nolcağını tahmin edebiliyordunuz yani izlemeye gerek yok ..","label":4} {"text":"Komedi ögeleri yetersiz sıkıcı sayılabilecek bir film. 10/5","label":4} {"text":"Gişede patlayan, gerçekten çok kötü bir senaryoya ve esprilere sahip olarak sıfır kaliteli bir film.","label":0} {"text":"Bright Star, oldukça dokunaklı bir aşk öyküsünü içeren içten bir film. Filmin konusu çok iyi ancak yönetmenin çekim tarzı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Filme başlarken sanki ilk 15 dakikasını izlememişsiniz gibi hissediyorsunuz. Bazı sahneler çok lüzumsuzken bazı detaylarda çok atlanmış. Ancak filmde işlenen aşk öylesine hisli ki insanın izlerken etkilenmemesi mümkün değil. Sınıf ayrılıklarına rağmen her iki tarafında vazgeçmediği, tende değil ruhta yaşanan güçlü bir aşk. Öyleki bir sahnede kız oğlana \"Ne istersen yapabilirim, bunu biliyorsun\" der, çocuğun yanıtıysa \"Ben vicdanlı biriyim\" olur. Filmi izlemeyenler için bu replikler çok boş gelebilir ancak izleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır. Vicdanlı bir aşk öyküsü izlemek isteyenlere iyi seyirler...","label":7} {"text":"Grinin elli tonunun serisini okumuş biri olarak hep beklediğim bir filmdir :) şimdide 3. bölümünü bekliyorum. Güzel bir aşk hikayesi...","label":9} {"text":"İnsanların ilişkilerinin karmaşıklığını, bazen değil karşındakini kendini bile tanıyamadığını, hayatına yolu düşen kim varsa seni sen yaptığını ve aynı zamanda senden bir şeyler aldığını çok güzel bir şekilde anlatmış. Oyunculuğuyla, senaryosuyla, renkleriyle çok yoğun bir film. Kendinizden parçalar bulmanız, hikayeden kendinize bir pay çıkarmanız çok olası, zira filmin kendisi hayatın bir parçası. Yapay zekayı bu hikayenin amacı değil aracı olarak görüyorum ve tebrik ediyorum. Hem bu hikayeyi yürütüp hem de teknolojinin bizleri nasıl değiştirdiği mesajını da inceden vermeyi başarmışlar. Filmler de hayatımızdaki insanlar gibi değil mi zaten? Bizden bir şeyler alan, bizi biz yapan, hayatımızın bir parçası olmuş yaşanmışlıklar.","label":8} {"text":"Maalesef günümüz başarısız filmlerinden biri daha. Böyle güzel bi konu anca bu kadar basit bi hale gelebilirdi. Koskoca ölümsüzler bilmem kaç bin yıldır yaşamış adamların sıradan insanlardan bi farkı yok hatta daha aciz ve aptallar. Boş bi film..","label":4} {"text":"Sadri babanın birçok filmini izledim eksik kalanları da tamamlamaya çalışıyorum. Ancak bu film maalesef çok kötüydü. Özellikle de sürekli çalan uyumsuz müzikleri. İstanbul'da geçmesine rağmen manzaralara da yer verilmemiş film nerelerde geçiyor anlamadım. Hayalkırıklığı oldu.","label":5} {"text":"Bazen kader çok zorlayıcı olabilir, bazen çok güçlü olabilir. Çocuk yaşta babası onu çalıştırabilir, annesine ve ona şiddet gösterebilir. Yetmez babası, annesinin ve bebek kardeşinin katili olup hapse girer. Artık erkek kardeşine bakacak tek kişi odur. Hayat ona neredeyse hiç bir şey vermemiştir; sesi ve şarkı söyleme arzusu dışında. Müzikle ilgili ona destek olan üstadı sayesinde biraz türkü söylemeyi ve saz çalması öğrenir. [spoiler]Oysa kader, yeniden vurmaya hazırlanmaktadır. Önce çok ağır bir trafik kazası yaşar; doktorlara göre bir daha şarkı söylemesi imkansızdır. Babasının hapisten çıkması onun için bambaşka bir sınavdır. Herkese gönlünü açtığı gibi babasına kalbini açar. Her ne kadar duygularını bastırarak bunu yapsa da ona kötü davranmaz. Annesine olan özlemini annesi yaşta bir kadınla evlenerek gidermeye çalışmaktadır belki de. Hiç baba olmaz, ancak milyonların babası olmak için yola çıktığının farkında bile değildir.[/spoiler] Yazının tamamı blogta: TuvaletKağıdınaNotlar.com","label":7} {"text":"Türkiye'de 2014 yılı başlarında vizyona giren filmlerinden biri Mr. Banks (Saving Mr. Banks). Emma Thompson ve Tom Hanks'in başrolleri oynadığı film, 'da beş üzerinden 4.5 yıldız (1) ve uluslararası film veri tabanında (IMDB) on üzerinde 7.6 puan yanında tüm zamanların en iyi 500 filmi arasına girme başarısı elde etmiş (2). Bu yazımda Mr. Banks filmini sinemacılık yönünden değil liberal ideolojiyi yayma aracı olarak bir Hollywood filmi olması yönünden ele almaya çalışacağım. Senaryoyu deşifre etmem gerektiğinden ve haliyle filmin senaryosu anlatılacağından filmi seyretmemiş olanları baştan uyarmakta fayda görüyorum. Öykü yazarı Bayan Travers (Emma Thompson) aksi bir yaşlı kadındır. Yazdığı Mary Poppins adlı çocuk kitap dizisi Bay Walt Disney tarafından sinemaya uyarlanmak istenmektedir (3). Bayan Travers telif haklarını vermek için film senaryosunun da istediği gibi olmasını ister ve detaylara girer, sürekli sorun çıkartır. Film ilerlediğinde anlıyoruz ki Bayan Traves kitaplarında çok sevdiği ve çocukken kaybettiği babasını yaşatmaktadır. Film senaryosunun detaylarına girmesi ve bir türlü beğenmemesi anılarındaki baba imgesinin bozulmasını önlemek içindir. Geri dönüş sahneleri (flashback) ile ise görüyoruz ki Bayan Traves'ın çocukluğunda babasıyla olan ilişkisi toz pembe şekilde sürerken babanın çalıştığı bankadan kovulması, alkolizme yönelmesi ve sosyal itibarını yitirmesi ile dramatik bir hal alıyor. Ardından altı yaşında iken babasının influenza enfeksiyonu (4) sebebiyle ölümüne şahit oluyor. Yaşlılığında aksi olmasının nedenini bununla bağlantılandırıyoruz. Çünkü Sigmund Freud'dan beri kişiliğin oluşumunda çocukluk hayatının ve bu dönemde yaşanan ruhsal travmaların önemini biliyoruz. Bayan Travers'ın yardımına Bay Freud pardon Bay Walt Disney geliyor. Çünkü kitabın sinemaya uyarlanma hakkı için Bayan Travers'ın ikna edilmesi ve imzası gerekiyor. Walt Disney de aynı Bayan Travers gibi travmatik bir çocukluk yaşamıştır. Babasının gazetelerinin hem sabah hem de akşam baskılarını buz gibi soğuk havalarda ve boyuna varan karlar içinde dağıtmıştır. Yorgunluktan dersleri bile dinleyememiştir. Ama artık bu üzücü anılardan yorulmuş ve onlardan kurtulma vaktinin geldiğine inanmıştır. Bayan Travers'ın da ruhunu yoran anılarından kurtulma vakti gelmemiş midir? (Artık yaklaşık altmış beş yaşındadır). Burada geleneksel psikanalitik yaklaşımı izleriz. Bay Walt Disney, Bayan Travers'ın uzlaşmaz tavırlarının çocukluktaki kökenlerini fark eder, empati yapar ve buna ek olarak kendi yaşam deneyiminin benzerliğini göstererek duygudaşlık da gösterir. Böylece kilit açılır, imza alınır, Bayan Travers'ın ruhu geçmişin zincirlerinden azade olur. Filmde kişilerin ruhsal kurtuluşunun ya bizzat kendilerinin eseri (Walt Disney) ya da bireyler arası ilişkiler yoluyla (Bay Walt Disney'in Bayan Travers üzerindeki etkisi) olabileceği gösterilir. Genel toplumsal ilişkiler dışlanmış bireysel ilişkiler merkeze alınmıştır. Bayan Travers altı yaşında babasını kaybetmiş ve altmış beş yaşında kitabı filme uyarlandığına göre aradaki onca uzun zaman boyunca kendisini çözümleyecek ve kurtaracak birisi çıkmamıştır içinde bulunduğu toplumda. Ne zamanki kitabının telif hakkı için bir meta değeri olmuş işte o zaman bir ticari ilişki içinde onu çözümlemek zorunda kalan birisi kurtarıcısı olmuştur. Bu kişi bir kapitalist olan Walt Disney'dir. Bu dolaylı olarak toplumun kalan kesimi yarım asırdan fazla bir süre Bayan Travers'a yardım eli uzatmadığı için ruhsuz bir toplumdur anlamına da gelir. Ne zor bir çocukluk geçiren Bay Walt Disney ne de Bayan Travers geçirdiği zorluklara neden olan toplumsal düzeni sorgulamaktadır. Walt Disney kendisini babasının kazancı için çocukluğundan feragat etmek zorunda bırakan toplumsal-ekonomik düzeni sorgulamaz. Sadece çok üzgün ve ruhu yaralıdır. Bayan Travers da ne babasının bankadaki işinden atılıp işsiz kalmasına neden olan toplumsal düzeni sorgular ne de onu alkolizme sürükleyen nedenleri. Babanın bir hastanede değil evde ölmesi bile ele alınmaz. Tüm kötülüklerin yükü bireylerin omuzuna yüklenmiş gibidir. Toplum, siyasal ve iktisadi sistem suçsuzdur. Tüm kötülüklerin yükü bireylerin omuzuna yüklendiği gibi çözümleri de bireyseldir. Acılar bireyin ruhunu yormuştur ve artık bundan kurtulmak gerektiğini idrak ederler işte bu kadar. Bay Walt Disney çocukluğunu yaşatmayan toplumsal düzeni sorgulamaz. Zaten artık zengin bir kapitalisttir o. Bayan Travers'ın kitabını sinemaya aktarmak istemesinin nedeni ise ticari değil çocuklarının çok istemesidir. Bu şekilde aslında kar amacı değil çocuklarının mutluluğu için çaba gösteren bir kapitalist portresi çizilmeye çalışılırken bir firmanın onca çalışanın ve mali kaynakların sırf çocuklar istedi diye harekete geçirilmesi kapitalizmin nasıl da keyfi ve akıl dışı bir mekanizma şeklinde işlediğini de sergiliyor. Bu şekilde Mr. Banks filmi pek çok Hollywood filmi gibi liberalizm ideolojisini sinsi bir şekilde izleyiciye zerk etmeye çalışırken kapitalizmin irrasyonelliğini ele vermekten kurtulamıyor. Toplum matematiksel olarak bireylerin toplamı olsa da ona asıl anlamını veren basit bir matematiksel toplam değil sinerjik bir toplam olmasında. İki hidrojen atomu ile bir oksijen atomunun toplamı onların tekil varlıklarıyla değil su molekülünün varlığıyla sonlanıyor. Farklı bir anlam ve nitelik kazanıyor. Toplumlar da tekil bireylerin toplamıyla değil farklı bir sinerji ve yeni ilişkiler ağıyla anlam kazanıyor. İşte bu anlam liberalizmin bireyi merkeze alan anlayışı tarafından göz ardı ediliyor. Bireyciliğin öne çıkarılması sadece Mr. Banks filminde değil pek çok Hollywood filminin ana eksenini oluşturuyor. En uç örneklerini Süperman, Batman, Robocop, Hulk, Spiderman, Ironman vb. filmlerde gösteriyor. Bunlarda toplumu felakete veya kurtuluşa götüren iyi veya kötü tekil bireylerdir. Toplum kötülüklerden sorumlu olmadığı gibi kendisini toplumsal mücadele ile de kurtaramaz, acizdir, güçsüzdür. Onu kurtaracak olan olsa olsa süperman gibi ideal bireylerdir. Zeki , hızlı, güçlü ve iyiliksever. Sadece fantastik ve bilim-kurgu filmlerde değil polisiye ve aksiyon filmlerinde de böyle. Zeki, hızlı, çevik ve aynı zamanda duygusal kahramanımız iyi toplumu kötü insanlardan kurtarır. Böylece kapitalist düzenin bekasını sağlar. Mr. Banks filmi ve diğer hepsi yaşamlarımız üzerindeki toplumsal etkenleri ya görmezden gelir ya arka plana atar. Birey-toplum ilişkisini parçalar, mutluluğu salt bireylerin kendi çabasına indirger. Kötülükten sorumlu da tekil bireylerdir. Kapitalist toplum aslında huzurludur ve onun huzurunu bozan ya doğal felaketler ya uzaydan gelenler ya da psikopat katiller vb.'dir. Bayan Travers kendisini anlayan ve çözen birini bulmuştır ve psikanalizi tamamlanmıştır. Artık mutludur&. Sevgili babasını mutsuz eden koşulları, sözleşmeli ve güvencesiz iş yaşamını, kişileri alkolizme yönelten etkenleri çözmek ve hiç olmazsa başka insanların benzeri acılar yaşamaması için mücadele etmeyi düşünmez. Telif hakkını satmış ve oturduğu evin borcunu bu şekilde karşılamıştır. Kapitalizmin ve liberalizmin insanları içine soktukları sığlık bu olsa gerek.","label":3} {"text":"başından sonuna kadar hiçbir sahneden sıkılmadan izledim.. bence başarılı bir çalışma..","label":7} {"text":"efsane deyip de nefret edebileceğiniz nadir bir film","label":7} {"text":"sevdiğim ve tom hanks'i başarılı bulduğum filmdir. ben o durumda olsam ne yapardım? sorusunu defalarca aklıma getirmiştir. wilsonyardımcı erkek oyuncu oskarı almalıydı :))","label":8} {"text":"cok guzel bi film kesinlikle tavsiye ederimm","label":8} {"text":"Geçen sene bu ekibin Bizim Köyün Şarkısı filmini izledikten sonra her sene böyle ailecek izlenecek filmler çekilmeli demiştim.Can Dostlar filmi ailecek izlenecek bazen güldüren bazen ağlatan güzel mesajlar veren süper bir film olmuş.Günümüzdeki sorunları anlatmış maalesef akıllı denen tablet telefon gibi şeylerin esiri olup dostluğu muhabbeti unuttuk.Belkide bu film bize bunu tekrar hatırlatır.Eskisi gibi olmasada park sayıları çok olmasada her çocuk parkta oynamak ister.Muhakkak gidin ve izleyin.Filmdeki kötü kazım karakterinin bile niye öyle olduğu anlatılmış aslında insanların bakış açıları maalesef şu an bile böyle.Çocukların ve onlara bunu anlatacak büyüklerin bunu iyi anlatmaları lazım..Her çocuk oyuncu iyiydi ama benim favorim her zaman Esat olacaktır.","label":8} {"text":"Gerilim-Korku film hayranı olan birisiyim ve birkaç örnek vermek gerekirse Testere serileri, Texas Katliamı, Ruhlar Bölgesi, Korku Seansı, Ölümcül Deney serileri, Tepenin Gözleri vs derken tarzım bu şekildedir. Türk yapımı hiçbir filmde öyle zevkler almadım ama yine de fragmanını izledim, ilgimi çekti ve izledim. Fragmana bakılırsa vay beah, Türkler de bu işi çözmüş.& Dedim. Artık gerisi sizde,","label":9} {"text":"2005 yılında Red Wings adındaki operasyona giden askerlerin, Afganistan'daki yaşadıklarının anlatıldığı kitabın sinema uyarlaması olan Lone Survivor, 4 kişilik bir ekibin [Mark Wahlberg (Marcus Luttrell), Taylor Kitsch (Mike Murphy) ve Ben Foster (Matt Axelson )]operasyona giderken yolda köylülerle karşılaşması ile başlıyor. Masum insanları öldürmek ile hayatta bırakmak arasında kalan ekip, bir taraftan da bu insanları öldürürsek dünya basını bundan bahseder ve bundan dolayı ceza alır korkusunu da yaşıyorlar. Köylüleri bırakmaya karar veren ekip, yoluna devam ederken, serbest bıraktıkları insanların içinden biri, gidip Taliban askerlerine haber verir. Merkez üs ile irtibatı bir türlü sağlayamayan ekip, Afgan dağlarında Taliban askerleriyle karşı karşıya kalır. Taliban askerlerinin sayıca üstün olmalarından dolayı, yaşanan ilk çatışmada askerler kötü şekilde yaralanırlar. Film propaganda yapıyor gibilerinden basit yorumlara hiç girmeyeceğim. Propagandasız ya da mesajsız film olmaz zaten, o türden bir film izlediğinizde de verdiğimiz tepki & eee ne oldu peki şimdi şeklinin dışına pek çıkmıyor. Elinde teknolojik imkanın, konun ve de piyasaya sürme şansın varsa niye kulanmayasın. Almanya Nazisi döneminde, Almanların çekmiş oldukları Titanik filmi gelir aklıma her seferinde, filmi izlediğimde henüz çocuktum ve İngilizlerden nefret etmiştim. Almanlar amacına ulaşmış mıydı. Kesinlikle, çocuk aklıma girmişler ve İngiliz umursamazlığı ve bencilliğini beynime kazımışlardı. Bugün halen bu insanların çok soğuk ve itici olduklarını düşünüyorum. Gelelim filmimize, vicdan ya da angajman kuralları gereği, verilen bir kararın bedelinin ödenmesi üzerine kurulması, bana biraz Güneşin Gözlaşları'nı hatırlattı. Tabii, oradaki konu çok daha insani bir boyuttaydı; ama bedel aynı bedeldi. Vurulma sahneleri özellikle de on metrelerce yükseklikteki kayalıklardan düşüş sahneleri öyle her filmde görebileceğiniz türden sahneler değil. Gerçekten çok büyük bir özveriyle çekildikleri belli oluyor. Öyle ki ben izlerken sanki kendi kemiklerim kırılıyormuş gibi hissettim. Aldıkları onca yaraya rağmen düşmek bilmeyen battal gazilerin, kurşun yaraları için kullandıkları toprağı, sanki krem sürüyormuş gibi rahat rahat kullanmaları . Bir başka nokta da atılan her bir merminin, açık alanda yaptığı yankı sesiydi. Bu sesler sonradan mı yerleştirildi bilemiyorum; ama sanki filmde gerçek mermi kullanıyorlar gibi geldi bana. Filmin yönetmeni Hancock, Battleship gibi filmlerinin de yönetmenliği yapmış Yapımcı, Yönetmen, Senarist ve Oyuncu olan Peter Berg bize filmin başındaki eğitim sahneleri ile bu askerlerin nasıl birer battal gazi olduları, sonundaki askeri opeasyon ile de işi elimize yüzümüze bulaştırsak ta teknolojik gücümüz yeter diyor.","label":6} {"text":"Film baya komikti konuda güzel izlenir.","label":7} {"text":"Coenlerin en hoş özelliklerini fazlasıyla yansıtarak hoş bir seyirlik sunduklarını söyleyebilirim.Baştaki olağanüstü kısa hikaye, filme fazlasıyla yakışmış olan Somebody To Love ve başarılı oyuncu seçimleri sevilesi detaylarından bazıları.Absürd hikayeyi, ince ayrıntılarla dokuyarak başarılı bir iş çıkarmışlar.8/10","label":7} {"text":"kuzey avrupa ülkelerinde bir şey var ama ben anlamadım, adamlar çok güzel gerilim filmi çekiyorlar. film gerçekten baştan sona kadar heyecanını ve gerilimini koruyor. ana hikaye ile karakterlerin hikayelerini birbirine ve ana hikayeye iyi bağlanmış. oyunculuklara gelince başroldeki kadın karakteri çok cesur ve sırıtmadan bir oyunculuk sergilemiş, erkek oyuncu ise hollywood filmlerinden çıkmış dedektiflere benzese de güzel bir oyunculuk sergilemiş. kitabını okumadım ama sağlam bir senaryo yazılmış kitabın üzerine. ejderha dövmeli kız her ne kadar erkek düşmanı olarak gözümüze sokulsa da içindeki duygusallığı ve aşkı iyi yansıtmış yönetmen. efendim izleyin izlettirin şöyle ki hollywood versiyonundan önce mutlaka izleyin....","label":7} {"text":"Ailecek yeğenlerimle seyrettiğim ve sıkılmadan güzel bir haftasonumuzu geçirdiğimiz bir çizgi film olmuş Çocuklarımız ve gelecek nesil için alt temelini basit bir şekilde çocuklarımızın akılları karışmadan kolaylıkla anlamarını sağlayan güzel bir yapım teşekkürler. Amaç dini değerlerimizi HZ. peygamberimizi merakla tanımaya çalışan çocuklarımıza güzel bir hikaye şeklinde aktarılmış. Emeği geçen herkese teşekkürler.","label":9} {"text":"hollywood konu sıkıntısndan artık iyice saçmalamaya başladı.. zaten vampir filmlerini ısıtıp ısıtp önümüze veriyorlardı... şimdide aşık olan vampir çıkttı.. bakalım meyers daa ne kadar uzatacak.. bu arada ikincisine biraz baktım.. izlemeye tahammül edemedim bıraktım... yani güç kimdeyse o kuralları koyar misali sinemadada hollywood hegemonyası altındavampir zombie bunların aşklarıtürüfilmler izlemeye devammmm","label":3} {"text":"Senaryosunu da yazan Keith Thomas’ın yönetmen koltuğunda oturduğu (debut) ilk uzun metrajlı sinema filmi olan “The Vigil”, korkunun “haunted house / hayaletli ev” konseptinin Ortodoks Yahudilik bakış açısına uygun bir biçimde kurgulandığı bir film olmuş… Halbuki “The Conjuring Universe / Evreni” ve Alper Mesçi’nin “Siccin Serisi” örneklerinde olduğu gibi bugüne kadar sinemaseverler, Hristiyanlık ile İslam dinlerinin şeytan, iblis ve cin figürlerinin terörüne alıştırılmıştı… O yüzden de bu film, aynı ezberlere takılıp kalmış olan kitleye fazla hitap etmeyeceği gibi “Nereden çıktı şimdi bu Mazzik’de?” dedirtebilecektir… Elbette “spoiler” oluşturmaması adına Yahudi mitolojisin önemli ürünlerinden biri olan Mazzik’in açıklanması işine soyunmayarak, onun keşfini bizzat sizlere bırakacağız… Konuya gelince… Lane’in (Nati Rabinowitz) evinde dostlar arasında yapılan bir sohbet de işsiz olmasının yanı sıra yaşadığı bir travma nedeniyle psikolojik tedavi de görmekte olan başrol karakteri Yakov Ronen’in (Dave Davis) ilaçları ile yiyecek içecek arasında tercih yapmak zorunda kaldığını öğreniyoruz… Yani Yakov’un vaziyeti çok kötüdür… Lane bu durumu, dini bir bakış açısı ile bir “imtihan” olarak yorumlar… Yersen tabii… Zira tersi bir izah sonu pek iyi gelmeyecek olan ciddi bir “umutsuzluğa” yol açacaktır… Neyse… Herkes evine doğru dağılıp giderken Sarah (Malky Goldman), ertesi gün buluşarak çay, kahve içmek üzere Yakov’a telefon numarasını verir… Dışarıda Yakov’a, korkarak kaçan aile üyelerinden birinin yerine geleneksel bir Yahudi ritüeli olan “ölü nöbetçiliği” hizmetini yapmasını teklif edecek olan Reb Shulem (Menashe Lustig) beklemektedir… Ufak bir pazarlığın ardından topu topu beş saat sürecek olan gece nöbeti için 400 dolar karşılığında el sıkışarak anlaşırlar… Bay Rubin Litvak’ın (Ronald Cohen) cenazesinin bulunduğu eve gittiklerinde, kendilerini karşılayan Bayan Litvak (Lynn Cohen), Yakov’a çıkıp gitmesini söyler ve yatmak üzere üst kata çıkar… Aslında bu Yakov’a yönelik koruma amaçlı bir uyarıdır… Fakat günlük kazandıkları ile geçinmek durumunda olan Yakov için 400 dolar kaçırmaması gereken bir paradır… Reb’in de gitmesinin ardından odadaki üstü örtülü cenaze ile baş başa kalan Yakov, sırtı dönük bir biçimde oturduğu sandalyenin üzerinde kulaklık ile telefonundan müzik dinlemeye ve kadınlar hakkında araştırma yapmaya başlar… Ama evin içinde duyduğu ve anlam veremediği seslerden rahatsız olur olmaz da oda da duran Tevrat’tan sesli sesli dualar okumaya başlar… Her ne kadar Yakov’un gözüne çarpmasa da cesette de kıpırdanma vardır… Sesler devam edince de artık huzuru iyice kaçar… Bir ara uykuya yenik düşerek dalan Yakov, çok geçmeden rüyasında gördüğü (hayatını karartan)) kâbus sonrasında uyanır… Duvardaki saate baktığında bir saatin daha geçtiğini fark eder… Ancak pek sevinemez… Kurallar gereği yapmaması gerektiği halde Sarah ile mesajlaşmaya başlar… Ve… O da nesi başının üstündeki apliğin ampulü yanıp yanıp sönmesin ve bu durum evdeki bütün ampullere sirayet etmesin mi… Üstelik bilinmeyen bir numaradan Yakov’a, içinde kendisinin biraz önceki uykudaki halinin görüntülerinin yer aldığı şaşırtıcı bir mesaj da gönderilir… Derken öyle şeyler yaşanır ki, aklını yitirmekte olduğunu zannederek yardımını istediği Dr. Marvin Kohlberg’e (Fred Melamed) ilettiği sesli telefon mesaj ile durumunu özetler… Dakika henüz 35… Kaçan aklı mıdır yahut da evde bir şeyler mi vardır? Artık bu sorunun yanıtını, içine Nazi (Hunter Menken) ve Mazzik (Rob Tunstall) metaforunun da itina ile yerleştirildiği geri kalanını izleyerek kendiniz öğreneceksiniz bu düşük bütçeli Blumhouse Productions filminin… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Çok hoş bir film. Yorum yapılmamasının nedeni bence filmingarip japon isimlerinden dolayı, izleyen de 200 civarlarında görünüyor. Duygusal, dramatik, ekşınlı. sonu biraz havada kaldı benim için sadece onun dışında gayet güzel bulduğum bir film En sevdiğim J. Chan filmlerinden biri.","label":7} {"text":"Uzaylının, TV de göründüğü bölüm, baya dikkat çekiciydi...","label":9} {"text":"ilk film gibi devam filmi de güzeldi. aksiyon ve heyecan dozu ikinci de artmış mı ne. ortalığın daha kan revan orlması da muhtemel. babanın evden çıkıp koştuğu sahne filmin doruk sahnesi bence.","label":7} {"text":"Tolga Çevik bu hikayeyle adından çok söz ettireceğe benziyor. Mutlaka sinemada izlenmesi gereken Türk filmlerinden bir tanesi. Bu filme gidecek arkadaşlar; sürprizlere hazır olun! Baştan itibaren sürprizler silsilesi ile gelişen olaylar yine bir sürprizle son buluyor. İyi seyirler.","label":8} {"text":"Rumor Has It, disardan 1967 tarihli Mike Nichols klasigi The Graduate#39;in mirasini yemeye calisir gibi gorunse de en azindan sonunda bu konuda ciddi olmadigini belirterek durmasi gerektigi yeri bildigini gosteriyor. Anlattiklari yonunden cok farkli sularda yuzmeyen, ancak uzerine duseni yapan ve seyircisini cesitli gondermeler (Titanic ve Deliverance esprisi bir harikaydi) ve durumlarla (Earl ile Beau#39;nun karsilastiklari sahnede oldugu gibi) guldurmeyi basaran bir keyifli romantik komedi Rumor Has It. Bir turlu icindeki cevheri ortaya koyamadigina inandigim Aniston, kariyerini duzeltme cabasinda olan (ve bence son iki filmi Open Range ve The Upside of Anger ile bunu fazlasiyla basaran) Costner#39;la uyumlu bir ikili olustururken MacLaine, ilerleyen yasina ragmen hala bir filmi ayakta tutan tek tabanca olabilecegini kanitliyor. Kisacasi keyifli vakit gecirmek icin birebir diyebiliriz...(6/10)","label":5} {"text":"Daha izleyemedim!. Şu, film iyi değildi küfürlüydü falan diyenlere soruyorum.. Hangi komedi filmlerini izliyosunuz? Recep ivedik falan mı?","label":7} {"text":"Korku/gerilim filmleri hastası olarak ben .ok güldüm çok eğlendim diyenlere gıcık oluyorum yahu nesine güldün gülmek istiyorsan komedi izle yok illa korku filmindede gülüorsan akıl sağlıgından şüphe ederim ki bu filmde gülecek bişey yoktu korku filminde güvenler hahaha hiç korkmadım çok güldüm diyerek korku filmlerini aşağılamaktan vazgeçsin artık hakikaten bu tür yorumlardan gına geldi..yeni bişeyler söyleyin mesela oyunculuk inandırıcı değildi,efectler fazla yoktu ne bileyim senaryo yetersizdi falan ama lütfen çok komikti eğlendim demeyin...filmde en çok beğendiğim oyunculuklardı ..korku filmindeki olmazsa olmazlardan atmosfer yaratma da çok başarılı idi...film bir kaç kişi arasında geçtiği çok fazla konuyu destekleyici sahne olmadıgı için ve efecklerin azlıgı filmi vasat üstüne çıkardı ancak...çok daha güzel sahneler yazılabilir di mesela süt anne cahidenin konuya katkısı nedir yani ben anne ile baba arasındaki sahnelerden görmek isterdim ..yada trafik kazası anlatılacağı yerde gösterilmeliydi sanırım sınırlı bir bütçesi vardı yani şu konu ve oyunculuk amerikan filmi olsa daha çok görsel efeklerle biraz daha gösterişli çekilse çok daha etkileyici bir film olurdu..ama sema ergenç gerçekten müthiş oyuncu çok duru bir güzelliği yumuşak bir ses tonu ve sinemaya çok yakışıyor..son olarak filmin dram yüklü gerilim oldugunu ama asla GÜLünmeyecek bir film oldugunu belirtmek isterim..","label":5} {"text":"film fena değil.. ama öyle harika bir film de değil.. çok çocuksu ve bildiğin çocuk filmi bu.. hiç bir sahnesinden zerre gerilmedim, zerre korkmadım.. çok büyük beklenti ile izlemeye başladığım, hayal kırıklığı ile bitirdiğim bir film oldu.. bir kere filmin süresi aşırı gereksiz uzun, aşırı gereksiz diyaloglar var.. uzun zamandan beri korku-gerilim filminden bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum.. sırf Bill Skarsgård ın hatırına izlenebilir..","label":4} {"text":"film güzel özellikle sonu etkileyici güzel vakit geçirebilinecek hoş filmlerden biri aşk entrika yalan dolan kanunlar idam vs.vs...","label":4} {"text":"Orta karar bir suç komedisiydi...","label":5} {"text":"en etkileyici sahneler, hatice aslan ın denize sarktığı sahne, 3 suskun insanın evin salonunda 3 maymunu oynadığı sahne ve en çok da finaldeki çatıdan boğaz gökyüzü ve yağmur metaforu muhteşemdi...","label":8} {"text":"çok güzel... beğendim... izleyin...","label":5} {"text":"HArika bir bilim kurgu filmi","label":8} {"text":"bu film çok fazla \"charles chaplin\"den özentidir. 1921 yılında çevrilmiş olan \"the kid\" filmindeki bazı sahneleri neredeyse birebir olacak derecede.... the kid filmi yazan yöneten ve oynayan adam olan chaplin i kemal sunal kadar severim ama önce fatma girik'e bir sormak lazım \"esinlenme dereceniz var mı? varsa ne kadar? \" diye..","label":4} {"text":"Film beklediğimden iyiydi. Özellikle Jobs karakteri iyi verilmiş ve yadırgamıyorsunuz. Daha uzun olup son yollardaki gelişmeleri, iphone, ipad vb hayatımızı değiştiren buluşların daha çok üzerinde durulmasını isterdim.","label":6} {"text":"Türk sinemasının son yıllarda biyografik filmlerdeki başarısı beni sevindirse de bu filmin yeri bende apayrı. Bu filmi geç izlediğime mi yanayım, Naim Süleymanoğlu gibi muhteşem bir insanı sadece milli haltercimiz olarak tanımama mı yanayım. Doğup büyüdüğü Bulgaristan'da yaşanan zulümleri, o kadar rahat yaşamasına rağmen tüm dünyaya duyurmak için kaçmasını ve yaşananları bilmemek büyük ayıbımız, o kadar insanın kaderini değiştirmesiyle ve birleşmiş milletlerdeki konuşmasıyla gözümde çok başka bir yere ulaştı. Sadece halteri değil 2 milyon Türk'ün dertlerini de yüklemiş Cep Herkülümüz... İzlerken yanınızda mendillerinizi eksik etmeyin : Ruhun şad olsun küçük dev adam... Eypio'nun bu hem sözleri hem de şarkısı kaliteli olan Naim adlı rapini bırakmadan olmaz. https://youtu.be/xAMLyhuCeY4 Sözleri cidden acıttı, dinlemeden geçmeyin efenim.","label":8} {"text":"O kadar vldki bu film. Grmek istedim bende. Ama hite beklediim gibi bulmadm filmi. Hi bir derinlii olmayan karakterler. ok abartl ve teatral bir oyun karan Celile Tolon. Akas hi uygulanmadm, hislenemedim. Vasat bir filmden teye gidememi.","label":5} {"text":"Rezalet bunlar birde bundan para mı kazanıyor ? Yani ne güldüm ne aşka birşey. O kadar basit olmuş ki anlatamam.","label":0} {"text":"Robert De Niro sanarak izledim. Sizde izleyin yorum yok.","label":8} {"text":"Senaryosu, yönetmen koltuğunda oturan Albert Hughes’un yazdığı hikâyeden Daniele Sebastian Wiedenhaupt tarafından uyarlanan “Alpha”, aynı zamanda Albert Hughes’un ikizi Allen Hughes’dan (The Hughes Brothers) bağımsız olarak tek başına çektiği ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi… 51 milyon dolarlık bir bütçeyle çekimlerine Şubat 2016’da Kanada’da başlanan film, pek çok ertelemenin ardından 17 Ağustos 2018 tarihinde ABD’de vizyona girmiş ve şu ana kadar da sadece 97,6 milyon dolarlık bir brüt gişe hasılatı elde edebilmiş… IMAX 3D formatında çekilen filmin, 7/10 (12.026 oy) ve 3.8/5 (2.880 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.5/10 (113 yorum) ve 63/100 (26 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Gelin isterseniz, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle filmi mercek altına alarak bizzat kendimiz incelemeye ve sonrasında da puanlamaya çalışalım… Fakat yoruma geçmeden, özellikle de başta şu pantolon olayı olmak üzere oyuncuların kostüm ve makyajlarına pek fazla takılmamak gerektiğini hemen söylememiz lazım… Zira benzeri içerikli pek çok Hollywood prodüksiyonu gibi bu filmde, kesinlikle bir National Geographic belgeseli mantığı ile kurgulanarak çekilmiş değil… Elbette ki, 51 milyon doları bastırıp yapımcı olarak bu filmi finanse edenlerin ve hikâyesini yazıp çekenlerin kendileri de: “Bırakın filmde anlatılan pek çok şeyin, tarihi gerçeklerle örtüşmemesini hayatın olağan akışına bile uymadığını bilmiyorlar mıydı sizce?” O yüzden kurulun koltuklarınıza ve harçlığı ile aldığı dondurmayı yalayan bayram çocukları gibi tadını çıkartmaya çalışın bu görsel şölenin deriz kısaca… Şimdi gelelim filmin oyuncu kadrosuna… Görüldüğü gibi filme adını da veren başrol karakteri kurt Alpha”yı, Çek – Slovak kökenli beş yaşındaki bir kurt köpeği olan Chuck oynamış… Diğer başrolde ise Keda karakterini oynayan Kodi Smit-McPhee var… Bunun dışında kadroda, Keda’nın anası, babası ve kabilesindeki diğer insanlar gibi elbette birkaç oyuncu daha mevcut… Ama ne yalan söyleyelim bize göre kadrodakilerin en iyisi, anlatıcı olarak filme sesiyle renk katan Morgan Freeman… Zaten bu filmi, oyuncuların performansı üzerinden değerlendirerek puanlamak da son derece yanlış olur… Zira kurt Alpha ” nın yüz mimikleri dahil filmdeki neredeyse hemen her şey sanal efekt ekibince bilgisayar başında üretilmiş durumda… O yüzden, belki biraz abartılı bir ifade olabilir, ancak oyuncuların filmde, sadece birer aksesuar olarak kullanıldıklarını dahi söyleyebiliriz… Sonuç olarak, 12 yaş ve altı çocuklara hitap edecek şekilde kurgulanmış olan bu film için puanımız 2,5 önerimiz ise, hoşça vakit geçirmek için çocuklarınızla birlikte “izleyebilirsiniz” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 28 Ekim 2018 günü saat 00.43’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":4} {"text":"hayatım boyunca izlediğim filmler arasında farklı bir yeri vardır.","label":9} {"text":"deli dolu, çocuksu çoşkularıyla kadın karakterler beni gülümsetti.. yine karşınızda konuşkan ve samimi bir eric rohmer filmi","label":6} {"text":"Müslümanların terörist gösterilmeye çalışıldığı bir film daha. Cami, Allahu Ekber kısaca herşey terörizme, bombaya bağlanmış. 11 Eylül'ün intikamı olduğu bir çok dialogda hissediliyor. İsmi müslüman olan herkesin direk terörist olması, temiz olduğunu kabul bile etmek istemeyişleri ve içlerinde kalbiyle de olaylara bakabilen bir amerikalı.","label":7} {"text":"fıstık ezmesi yiyesimizi getiren bir filmdir. etrafında haz alman gereken o kadar şey varken karamsarlığa gerek yok:)))","label":8} {"text":"dövüş klubunun yazarından mı cıkmıs bu roman hayret???? berbat konusu felsefe degıl tabıkı... tamamen porno fılm sayılabılecek amacsız bır gulduru dıyecegım .... yada porno fılme sanat gıydırılmesı ..ama yok oda degıl..sanat adına ne muzık ne oyunculuk nede çarpıcı dıyaloglar.senaryo hıcbırsey yok..sadece bel altının keyfını suren sapıklar ve bızım bunun altında yatan salak psıkolojıye hak vermemız beklentısı...yozlasma ve saçmalık. 00000000000000 vermek ısterdım ama 1.","label":0} {"text":"Kimsenin izlemeye tenezzül dahi etmediği bir gösteri barındırır. İzleyin, izletin. -blablablabla -bla.","label":7} {"text":"Ben bu filmi beğenmedim. Nerede önceki filmlerdeki dövüş ve vurulma sahneleri? Burada çok yavaş ağır ağır dövüş sahneleri vardı. Keanu neden altına yapmış gibi yürüyor ona da anlam veremedim. Önceki filmlere göre bu bence idare eder çerezlik bir film olmuş.","label":5} {"text":"Dünyayı değiştirmek istemiştik ama perişanca yenildik. Şimdi ise değişmemek için ben dünyaya direniyorum. Sanat, içinde geleceği barındıran bir silahtır.","label":8} {"text":"Film özetine yazılan ile filmin hiç alakası olmadığını belirteyim. Zengin bir babanın çocuğu olarak istediği her imkana sahip ama bir kız arkadaş edinemeyen gencin, bir köşe barındaki şarkıcıya aşık olmasıyla başlıyor hikaye. Sonra bu sevgiliye babasının göz koymasıyla işler sarpa sarmaya başlıyor. Oldukça basit bir şekilde işlenmiş konu ve zayıf prodüksiyon sebebiyle film vakit kaybından ibaret diyebilirim.","label":2} {"text":"yaw gidin birebir taklit olamaz ya tam hüsran hemde jennifer carpenter gibi bir oyuncuya hiç yakıştıramadım bunu..","label":4} {"text":"Hayatım boyunca izlediğim en güzel filim Türk filmlerine para verdiğimiz filmler dalga geçiyor. Bu filmi. Mutlaka mutlaka. İzleyin.... 5.yıldız","label":9} {"text":"Dikkat ağır illuminati içerir. Ama gel gör ki güzel film, çok hareketli ve şaşırtıcı","label":6} {"text":"Etkileyici ve duygusal... Oyunculuklarda yada senaryoda bir numara yok fakat. Bu kadar ünlü olmasının sebebi şüphesiz ki müzikleri. Imdb puanını az çok hak ediyor.","label":5} {"text":"Gayet eğlenceli bir film olmuş. Özellikle Küçük Adam'ın tipi, hareketleri, konuşmaları beni çok güldürdü. Kusursuz olmasa da keyifle izlenebilecek bir seyirlik. 7/10","label":5} {"text":"Benim en fazla sevdiğim gençlik filmi şu ana kadar Komşu Kızı’ydı;ama inanın bu film ondan daha güzel.Çok süper yapmışlar.Çok komikte :)","label":7} {"text":"Güzel bir filmdi. Aklımda şu replik kalmıştı hiç unutmam:?I'm yours. Save me.?İzlemenizi öneririm...","label":8} {"text":"bende dün akşam gidip izledim ve çok begendimmm. Emeklerine sağlıkkkk. sinema yaptım dıye ortada gezenler gitsinlerde bu filmi bir izlesinler, alakasız filmler izleyeceklerini birde bunu izlesinlerr bence. şahsen ben çok begendim...","label":7} {"text":"Luc Besson;scarlett johansson vemorgan freeman'ı yanına alarak seyircilere adeta ateş etmiş. Tamam artık bu kadar yeterli dedirtmiştir. Hiç izlenmeyecek bir film değil ama çok izlenilesi hiç değil. Uzun zamandır hayal kırıklığına uğramadıysanız iliklerinize kadar yaşatacaktır kendileri.","label":2} {"text":"ciddiye almak bu olsa gerek! güzel ve eğlenceli bir filmdi. zekice bir kurgu :D","label":8} {"text":"Çok basit bir senaryo ile, araya politika ve dünyayı kurtaran amerikan askerleri karıştrılmadan; suç dünyası içinde hiçbir karakteri iyi göstermeden çekilmiş keyifli bir aksiyon filmi. Film neyse o, size fazlasını vaad etmiyor zaten. Derinlik veya anlam bekleyenler sanırım hayal kırıklığına uğramış ama dediğim gibi film size bunu sunacağını hiçbir zaman iddia etmiyor. En başından itibaren, ana karakterimizin bile pek fazla sorgulanmayışından anlaşılıyor bu. Filmi çekenlerin ve oynayanların ben bundan ödüller kazanırım gayesi olmadığı belli, biraz para kazanalım biraz da klasik hollywood suç filmlerine geri dönelim herkes janti olsun demişler. Süresi de kısa tutulmuş, bence son 10 yılda çıkan aksiyon filmleri arasında en iyisi. Ötesini bekliyorsanız zaten ne işiniz var sizin burda? Bergman, Godard, Allen, Kubrick, Fellini, Bertolucci dururken ne işiniz var sizin burda diye sormazlar mı adama?","label":6} {"text":"Türü sevmememe rağmen beğendiğim bir film oldu. Malesef film basitliğiyle eleştirilmiş ki tersine buydu hoşuma giden. Çerezlik film kötü filmdir gibi bir algı var. Yönetmen kimin köstebek olduğu kimin kime çalıştığı gibi mevzular üzerine düşünmenizi değil, tersine basit bir hikaye anlatarak dikkatinizi tamamen bu hareket dolu filme vererek zevk almanızı sağlamak istemiş. Ryan Gosling her zamanki gibi müthiş. Yalnız Emma Stone'un canlandırdığı açıkçası gereksiz bir karakterdi. Sanki aşksız film olmaz mantığıyla konmuş filme. Eğlenceli, sıkmayan, çok güzel zaman geçirten bir film.","label":6} {"text":"X-Men dünyası gerçekten başarısızlığa doğru sürükleniyor. Hiç mi dergilere bakılmıyor? Nasıl bir phoenix hikayesi hazırlamışlar şaşırıyorum. Belki serinin en kötü filmi olmuş diyebilirim. anlaşılan Jennifer Lawrance bu seriden çok sıkılmış ki bu vesile ile kadrodan ayrılmış oldu Ben daha çok James McAvoy ve Michael Fassbender gibi kaliteli oyuncuların boşa harcanan zamanlarına üzüldüm. Evet aksiyon sahneleri kendini izlettiriyor olabilir ama hikaye gerçekten inanılmaz vasat ve dialoglar malesef sığ. Bu filme sinemaya gitmemekle en doğru kararı vermişim diyebilirim. Boş bir akşam vakti çay/çekirdeğinizle izleyeceğiniz bir film olmuş.","label":5} {"text":"Alman mahsülü 2014 yapımı bir film olan ''WhoAmI'' bir çok Hollywood filminin üstünde bir film olmuş. Bazı sahneler de Hollywood'dan nasibini aldığını belli etse de çok başarılı, kendine özgü havası olan bir film olmuş. Filme ilk başta önyargı ile yaklaşmak mümkün. Sonuçta Alman yapımı ve insan pek emin olamıyor izlemek için. Ama ilk dakikasından itibaren kalite kokusunu almaya başlıyorsunuz. Oyunculuklar şaşırtacak derecede iyi. Benjamin'i oynayan kişinin oyunculuğu üst düzey bir oyuncu gibiydi. Hacker alemini film kendine özgü bir tren istasyonunda izleyiciye görsel olarak çok güzel açıklıyor. Filmin handıkabının ise sanki bir sürü Amerikan filmlerinin toplanıp, böyle bir film ortaya çıktı hissini vermesi. Fazla Amerika merakına girmişler. Biraz ''Dövüş Kulübü'' kokan bir film olsa da izleyiciyi bu konuda da ters köşeye yatırmışlar. Odadaki ''Dövüş Kulübü'' posteriyle bunun biraz da olsa mesajı verilmiş aslında. Ama ''WhoAmI'' kesinlikle üst düzey bir film olmuş. Herkese tavsiye ederim. iyi seyirler..","label":7} {"text":"siyah beyaz bi düşler ülkesi yaratmış metin erksan. her anı mükemmel estetiklikte bi fotoğraf karesi.","label":2} {"text":"Zamanınıza yazık, adam driver ne alaka. Andrew yakışmamış. Liam neeson 5 dakika oynuyor.","label":1} {"text":"Steven Spielberg her saniyede farkını gösteriyor mutlaka bir kalite var başkası çekse bu kadar beğinirmiyim bilmem filmi begendim...","label":7} {"text":"İrlanda yapımı kara komedi. Suçun trajikomik hali. Eğlencesi ve heyecanı yüksek, üstelik komikte. In Bruges tadı alsamda eklemeliyim ki bu film onun yanında epey zayıf kalacaktır.","label":6} {"text":"David Fincher yine yapmış yapıcağını zaten bir filmin içinde hem Fİncher hem de Kevin Spacey varsa ben o filmden kıllanırım, normal bir şekilde bitmez, bitemez:).. Maalesef geç izleme fırsatı bulabildiğim bir filmdi ve sonunda oluşan bu zamana kadar nasıl izlemedim pişmanlığı.. Brad Pitt, Morgan Freeman çok iyiydi, ama az ve öz Kevin Spacey bir filme bedel oyunculuk çıkarmış..","label":7} {"text":"ilk kez turk fılmınde bu kadar guldum aslında safak sezerı hıc sevmem ama hak vermek gerekırse ınanılmaz bı oyunculuk gostermıs cok komık ama bıraz sacmalamıslar ama sınema ızlencek fılm degıl evınızde daha keyıf alırsınız tavsıye ederım","label":9} {"text":"ne diyim bu filme bazı igrenç şahnleri vardı ama yinde insanı güldürüyooo.izlenmeye deger buluyorumm..çogu komedi filminden iyi oldugu keşin","label":7} {"text":"televizyonda rastlayınca izlenebilecek bir film.çok inanılmaz bir konu,oyunculuk,senaryo beklemeyin.yine de sıkmayan bir hartnett yapımı.","label":6} {"text":"gerçekten iyi vakit geçirebilecek eğlenceli bir komedi filmi... mel gibson çok komikti...özellikle gibson hayranıysanız bu filmi kaçırmayın derim...","label":7} {"text":"Böyle hikayeleri İngilizler seviyor, pek bize göre bir bakış açısı değil. Tam onlara göre olmuş.","label":6} {"text":"Önceki mesajta eklemeyi unuttuğum son not filmin 19 haziranda vizyona gireceği söyleniyor.","label":9} {"text":"Sıkı bir senaryo, nasıl vasat bir filme çevrilir; merak edenlere...","label":5} {"text":"Her yer lobi dolu. Bir film çekilir ama siyahi bir sevgili, Hintli patron, çocukları da koruyalım iki üç kere... Bıktım ya. Marvel ve DC sinema evreninin yok etti. Lanet olsun bu düzene. Görsel efekt olana salonları kapatan lanet düzen. Film kötü mü çok değil ama araya sıkıştırılan komedi saçmalığı bıktırdı artık. Ölecekler araya bir şaka koyalım da gülsünler. Ha filmin en sevmediğim yanı Flash'ı kullanıp senaryoyu istedikleri gibi değiştirmeleri. Bu saçmalıktan vazgeçmeleri gerek. Beğenen beğenir ama ben bu DC yapımını da beğenmedim. İyi seyirler","label":5} {"text":"çok başarılı buldum.. özellikle filmin ikinci bölümü çok sürükleyici ve oldukça yaratıcı bir senaryoyla kombine etmişler.. film beklenilenin aksine bir ilerleyiş sergileyerecek seyirciyi meraklandırmayı başarıyor.. görsel olarak da isteneni verince ortaya müthiş bir film çıkmış. mutlaka izleyin..","label":9} {"text":"Ruka, dönemin siyasi otoritesini müthiş görsellik ve güçlü simgeleriyle eleştiren bir film olmuştur. Ece Ayhan der ki ; kukla filmiyle çizgi filmi birleştiren Çek Jiri Trnka'nın El filmini adeta Kafka'nın bir anlatısı gibi görmüştüm. Haksız da sayılmaz gerçekten bir baş yapıt. Aynı zamanda Ruka'nın Prag Baharı'na da ilham olduğu söylenir.","label":9} {"text":"Resmen zaman kaybı bir film izlemeye değmez 1 puanı bile haketmiyor rezalet ötesi olmuş","label":0} {"text":"dehşetle göz göze geldim.","label":5} {"text":"beklemediğim dolayısıyla şaşırdığım bir nokta var; ilk filmde 80'ler teknolojisini, 80'lerin tasarımını bariz görebiliyordunuz, bu filmde de günümüz tasarımlarından bir şeyler görmeyi bekliyordum ama günümüz dünyası tasarımları, blade runner evrenine neredeyse hiç taşmamış. ki çoğu gelecek tasvirinde \"istemsiz yapılan\" bir tasarım taşması görürüz, gelecekteki aletlerin formu günümüzdeki aletlerden çok farklı olmaz, bu filmde buna dikkat edilmiş. sanal gerçeklik, drone vb. var ama daha çok ayrıntılarından bahsediyorum. bu; günümüz hakkında bildiğin her şeyi unutup, ilk filme dönüp, o zamanı ileri sararak tutarlı ve yeni bir teknoloji konsepti, tasarımı yaratmak/geliştirmek demek. filmde birkaç şey hariç her şeye tuhaf ve güzel bir yabancılık hissettim. bir paralel evren izliyormuşum izlenimi uyandırdı. o evrenin, bu evrene hiç sapmadan 30 yıl sonraya atladığını hissedebildim. devam filmi gibi devam filmi.","label":4} {"text":"nerdeyse hiçbir klişeyi bünyesinde barındırmadığı gibi;hayatımda izlemiş olduğum tek sanatsal vampir filmi de diyebilirim. stilize sahneleri ve sıradışı öyküsüyle izleyiciyi büyülüyor adeta. amerika bu filmi de remake yapacakmış,vakit kaybetmeden orijinalini bir izleyin derim..","label":7} {"text":"Filmin adı yanlış olmuş adam üliminatinin iç dünyası olmalıydı Amanda bildiğiniz ahit kitabını arıyor tek gözlü deccal doctor s. Kitabı ele geçirmeye çalışıyordu kötü olan gerçek senaryoyo iyi olarak yansıtmaya .çalışmışlar iyi bir izleyici herşeyi görmüştür gereksiz bir film","label":1} {"text":"ABD#39;de secimlere yakin bir tarihte gosterime giren film, ne yazik ki Jonathan Demme#39;in hanesine benim icin bir eksi puan olarak yazilacak. Ilk yarim saatindeki seyircinin uzerinde biraktigi merak duygusunu bir sure sonra kaybeden ve sikici olmaya baslayan film, uzerine gittigi konunun da gerceklik sinirlarini bir parca zorlamasi yonunden benim icin pek keyif verici bir deneyim olmadi. Cok sevdigim Denzel Washington ve Meryl Streep#39;in (son derece itici bir rolu var!) varliklari da bu filmi kurtarmaya yetmemis neticede...(4/10)","label":3} {"text":"durand90, Biray Dalkıran yabancı mı ? :)","label":4} {"text":"Inglourious Basterds'ta iyi bir rolü olan Eli Roth, neden film yazıyorsun ve yönetiyorsun? İnsan niye böyle bir film yapma gereği duyar ki, film buram buram bayağılık kokuyor, Tarantino usta bu filmde uygulayıcı yapımcılık bile olsa ismini görmek istemezdim. Yazık.","label":0} {"text":"bu nasıl saçma bir senaryodur arkadaş, her şeyin sorumlusu/suçlusu sensin ve büyük bir kin besliyosun, garip!","label":0} {"text":"valla helal olsun ben beğendim adam fena döktürmüş başrolundeki bol gişeniz olsun 2 şubatta izlicem kesin","label":9} {"text":"serinin adına ve şanına yakışır bir film olmuş. Ayrıca belirtmem de fayda var ki ben filmde herhangi bir dinsel mesaj göremedim 8/10","label":7} {"text":"Çok fazla seyahat etmesi filmin bütünlüğünü bozmuş bence. Eric Bana ve Rachel McAdams hoş insanlar, onlar için vakit ayırmayı düşünürseniz çerez niyetine gidebilir film.","label":2} {"text":"Kusursuz bi film :) Filmi The Notebook daki kızı görünce izlemek istedim ve izledim çok iyiydi en sevdiklerim listesine aldım bile :)","label":9} {"text":"Biri demiş ki kaşağı ilk yayın tarihi 1926 gerisini siz düşünün. Hayır efendim yanlış biliyorsunuz Eylül 1919 ilk yayınlanma tarihidir.","label":5} {"text":"muhtemelen şimdiye kadar çekilen en harika beauty and the beast. görsellikler inanılmaz franszcanın o tatlı tınısıyla izlerken insanın yüzünde gülümseme oluşuyor. fantastik ve romantik film severlerin kaçırmaması gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"Galiba bu dünyanın en desteklenilesi, en tutulası takımının belgeseli :) \"Birisi neredeyse gol atacakmış ama ben görmedim.\" repliğiyle beni benden alan bu belgeselde, 271 gol yiyip 1 gol atarak sezonu kapatan takım oyuncularının ufak yaşlarına rağmen sahip oldukları özyargılama kapasitelerine, durumu tartıp kendince neden-sonuç ilişkileri kurmalarına ) , hayallerinden vazgeçmeyip birgün atacakları gole inanmalarına ve hepsinden önemlisi bir takım olmaktan ve yaptıklarının güzelliğine inanmaktan vazgeçmemelerine hayran kalmamak elde değil.. İzleyiniz..","label":7} {"text":"bazı animasyon filmleri vardır ki.insanların oynadığı filmlerden daha çok duygularımıza yöneliktir.parti hayvanları da o tarz bir film.arkadaşlık,sevgi,aşk herşey var.mükemmel bir film","label":7} {"text":"iyi hoş bir filim ama korku filimleride sıktuı artık ama naomi watts buradkai oyunu ile her zaman takdirimi almıştır... bu arada korku filimi fanatiklkeri bana neden korku filimini seviyorlar onu atarlarsa sevinirim","label":9} {"text":"Başroldeki Matthias Schoenaertsçok iyiydi.. Filmde gayet iyiydi.. Gerilim film boyunca devam etti..10/6","label":5} {"text":"Herkese hitap eden bir film değil bence filmi izleyecekler ya bu filmi çok beğenecekler yada hiç beğenmeyeceklerdir sanatsal bir film tarzı ve konusu güzel evet ama seven kadar sıkılanda olacaktır.","label":4} {"text":"Göklere çıkarılmasına gerek olmadığı gibi, yerin dibine de sokulmaması gereken filmdir kanımca.. yani daha kötüsünü görmemiş gibi yorumlar yapıyor bazı insanlar sanki bu filmi beğenmemek bir prim yapma aracıymış gibi.. nedir yani, daha kötüsünü izlemedik mi hiç? neyse, rica ediyorum, bu site de bir adet \"yerli yapımları kötüleme ekibi\"ni barındırmasın zamanla içinde.. dikkat ediyorum, puanlamalarda resmen yerin dibine sokulmuş birbirinden güzel Türk filmleri.. Neyse işte öyle..","label":6} {"text":"Başroldeki iki oyuncu, çok iyiydi.. Film de genel anlamda çok başarılı.. O dönemde, bir film için bunca çabayı görmek müthiş.. Özellikle Yahudilerin çok beğeneceği bir yapım..10/7","label":6} {"text":"böyle oyunculardan böyle bir film çıkmasına açıkçası üzüldüm.o kadar gereksiz ve sıkıcı bir film ki,fragmanını çok önce izlediğimde oldukça beğenmiş ve filmi beklemeye başlamıştım.ancak tam bir hayal kırıklığı.konusu da aslında çok ilginç ve farklı değil ama yine de bundan çok daha etkili ve hareketli işlenebilirdi.süresi de uzun zaten, saçma sahnelerle dolu.kendi adıma kesinlikle önermiyorum,beğenenler neden beğendi onu da merak ediyorum aslında.diyaloglara kadar herşey alakasız ve anlamsız.","label":4} {"text":"Akılda sadece Oyuncuların başarılı performanslarının kaldığı, düşük tempolu bir film olmuş..","label":5} {"text":"Sevineyim mi üzüleyim mi bilemediğim film. Senaryo %100 doğru. Böyle insanlarla çok karşılaşmamız üzüyor insanı. Rekor kırması ise düşündürücü. Demek ki hakikaten sorun var sorun yok diyenlere nazaran.","label":8} {"text":"Baba özleminin eski bir çift ayakkabı ile giderildiği, birine hediye verebilmiş olmanın hediyelerin en güzeli olabildiği dönemlerden... 8/10","label":7} {"text":"Imdb puanını biraz düşük buldum bu filmin açıkçası. 5 puan altındaki korku filmleri genelde gerçekten leş, kolpa ve izlenmeyecek gibi olur. Fakat bu film en başta bu tanıma uymuyor. Ayrıca düz bir korku filmi de değil, senaryosu var, sonu fena değil. Puanına ve filmin ismine bakınca insanda ister istemez inli cinli, hayaletli, şeytanlı, bol screamerlı bir film beklentisi oluşuyor fakat film beklentimin üstünde çıktı.","label":5} {"text":"ridley scottun bir filmi bir diğerini tutmadığı için çok da sürpriz olmayan vasat bir film.","label":4} {"text":"Gülmek, eğlenmek ve arkadaşlarla seyrederken makara yapmak için ideal gençlik komedilerinden...","label":9} {"text":"claaaaraaa claaaaraaaa claaraaaaaa, bir tek seni sevdi claraaaaa... hep seni istedi claaaraaaaaa","label":8} {"text":"Avrupa sinemasını sevdiğim için ve bir de Mehmet Günsür oynadığından(yorum yapan diğer arkadaşlar gibi benim açımdan da izlemem için önemli bir faktör) mutlaka izleyeceğim bir film.","label":7} {"text":"bence güzel bir film.baştan sona gerilimi eksik olmuyor ve insanı sürüklüyor.bu arada lopezde iyiydi.","label":6} {"text":"Müzikler o kadar güzel yedirilmiş ki filmin içine, o duygular sadece müzikle anlatılabilirdi gibi geliyor izlerken... Andrew Garfield'ın oyunculuğunun bu kadar güzel olduğunu fark etmemiştim bu zamana kadar, oynamamış adeta Jonathan Larson olmuş, şahaneydi.","label":7} {"text":"Kolay kolay her filmi beğenmem ancak bu film çok farklıydı.Özellikle belirtmek isterim ki bu film çocuk filmi değil yetişkinlere de hitap eden bir film.Filmin en büyük özelliği bana göre hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden bir yapısının olmasıdır.Senaryo gerçekten de çok orjinal ve detaylara iyi çalışılmış.Filmdeki espriler ise son derece orjinal espriler.Yönetmeni tebrik etmek istiyorum ve inanıyorum ki çok daha ses getirecek çalışmalara imza atacaktır.Filmde kusur bulmak için kendimi zorladım ancak gerek senaryo,gerek çekimler,gerekse oyunculuklar son derece profesyoneldi.","label":9} {"text":"Ağladım ben be. Yaşlanmışım bunu anladım. Karakter küpü sevgili Maximus; atların kralısın sen. Çoluk çocuk izleyin, izletin efendim...","label":7} {"text":"film gercekten cok ıyı anlatımı var ayrıca mehmet gunsuru tebrık ederım oyunculuk adına cok daha ıyı ıslerı hakedıyor ama bunları derken sıkı bır mehmet gunsur hayranı olarak deyıl gercekten ıyı fılm ızleyıcısı olarak soyluyorum saol mehmet ıyıykı yakısıklı yuzunle sınemadasın:)","label":7} {"text":"Bir yol filmi olarak kategorilendirilebilecek garip bir hikayesi var. Kaybedecek çok şeyi kalmamış bir grup insanın porno tiyatrosu kurarak girdikleri yoldaki değişim sürecini ele alan film ; daha fazla para kazanarak daha kolayca hedefe ulaşmaya çalışan grubun geri dönüşü olmayan yozlaşma sürecine girerek nasıl kapana kısıldıklarını, eylemlerini eylemlerinde kullandıkları insanların hayat hikayelerini veya kişiliklerini baz alarak meşru göstermeye çalışsalar da saplandıkları bataklıkta daha çok dibe batmalarından başka bir işe yaramadığını thanatosla libido arasındaki ilişkiyle ele almaya çalışmış. Hikaye olarak çok iyi ve renkli olmasına karşı kurgu ve oyuncuların yetersizliği izleyeni olayın içine çekemediği için \"Srpski Film\" kadar rahatsız edici değil ve izleyen üzerinde onun kadar ağır bir baskı kurmakta yetersiz kalmış. Özgün hikayesi için izlenebilir yine de. 7/10","label":6} {"text":"ne yazık ki beğenemedim. Çok büyük umutlarla izlemiştim. Çekimlerin vasatlığına epey takıldım. Oyunculuklarda birazcık yapaylık ve hikayede abartı buldum. Bunlar filmde bir yerden sonra göze batmaya başlayıp izlenebilirliğini kırıyor. Aşk Tesadüfleri Sever'in bu filmden esinlendiğini biliyordum ama tat olarak farklı bir üstünlük hissettirmedi.","label":5} {"text":"son dakikaya kadar bir şey olsun diye bekledim. saçma sapan anlamsız komik olmayan konusuz bir film. kendimiz senaryo yazsak bu kadar kötü olmaz. 80dklık çöp.","label":2} {"text":"tek kelimeyle muhteşem oyunculuk filmin içeriği ie benimde zaman zaman kafa yorduğum konular arasında film içinde de çok iyi işlenmiş başucu eserlerim arasına girdi bile....","label":7} {"text":"Beklediğimden çok daha iyidi..Harika bir kurgu var filmde..9/10","label":8} {"text":"Gerçekten efsane bir film olmasına rağmen az kişi tarafından bilinir. hala daha izlemediyseniz izleyin, kesinlikle pişman olmayacaksınız.","label":7} {"text":"Bir Hasan Karacadağ korkusuymuş! Gören de bu türün üstadı falan sanır. Senaryo, oyuncu performansları, görsel efektler, korku öğeleri, çekimler v. s. hepsi tek kelimeyle berbat. Türk Sineması'ndan çıkan en kötü filmlerden biri kesinlikle. 1,5 / 10","label":1} {"text":"Film Carmen Electra dışında boş. Ben de zaten Carmen Electra için izledim :) (5/10)","label":4} {"text":"Tatlıses'in bazı filmleri en azından kendini öyle ya böyle izletiyor.. Bu film katlanılacak gibi değil.. Yapmacıktan da öte..","label":2} {"text":"Johnny\\'nin döktürdüğü, kendini bulduğu filmlerden!","label":6} {"text":"Julia Roberts'ın belki en kötü filmlerinden biri diyebilirim. Kötü olmasının sebebi oyunculuklar falan değil senaryonun vasatlığıdır. Başlangıçta bir erkeğin başarılı görünümünden etkilenip hatalı bir evlilik yapmış bir kadın görüyoruz. Laura eşinin gerçek yüzü ile karşılaşınca hayat kabusa döner. Yıllardır bu çileyi çekerken resmen bir öğrenilmiş çaresizliğe hapsolur. sonra bir fırsat yakalayıp adamdan kurtulur ve kendine yeni bir hayat kurar. Sonra Laura'nın bir arkadaşının başsağlığı dileme telefonu ile adam yine şüphelenir, ne hikmetse sifonu çekmesine rağmen gitmeyen yüzükte bunu doğrular bu arada Laura'nın taşındığı yerde de yeni birliktelik kurmak için hazırda bekleyen bir bekar, yardımsever deli dolu bir elemanda vardır derken geleceğinde ne olacağı belirsiz bir sonla film biter. Belki çerezlik sayılabilir.","label":3} {"text":"jacke chandan gayet eğlenceli güzel bir film olmuş. filmde jason isaac ın iyi karakteri canlandırmasıda beni bir hayli şaşırttı doğrusu","label":6} {"text":"Hareketli, eğlenceli, çerezlik bir haftasonu filmi olarak değerlendirebilirim. Türünün diğer örneklerinden fazlası yok. Müzikleri güzeldi.","label":5} {"text":"Pixar'ın zaman zaman gerçekçi olmaya, hatta animasyonu animasyondan uzaklaştırmaya çalışan tarzı burada da devam ediyor. Özelikle genel planlarda gerçekliğe fazlaca abanıyor. Aslında animasyonun sınırsız dünyasının detaylarına yoğunlaşsa çoluk çocuk daha da keyif alabilir. Sonuçta animasyonları karşımızda uçsuz bucaksız gerçek dünyadan kopuk bir öykü görmek için tercih ediyoruz...","label":6} {"text":"Bu film izlenmeli diye başlamak istiyorum sözlerime. Bir başyapıt değil ama film bittikten sonra herkesin gönlünde yer edebilecek bir proje. Robert Downey Jr. ve Robert Duvall'ın uyumuna bayıldım. Oldukça samimi ve doğal oyunculukları filme ayrı bir renk katmış. Senaryosu çokta özel olmamasına karşın izleyiciye tadımlık olarak kolayca izlettirebiliyor kendisini. Teknik olarak sahneler arası keskin iniş ve çıkışlar olmaması filme olumlu anlamda bir ''sakinlik'' katmış ve tabi ki duygusallık ön planda olup herkesi etkileyecek bir film. İzlenmeli ve izlettirilmeli...","label":7} {"text":"baştan geriliyorsunuz heyecan artıyor ama ne olduysa sonradan sıkıcı hal alıyor..helekı ölümler çok saçma.vede kumandayla zamanı gerı alma olayı berbat.bence verdıgı psıkolojıyı keske sonuna kadar surdurseydı..bence bu 2 adamı oldurmek zor olmasa gerek?6","label":5} {"text":"Muazzam bir film oyunculuk ve senaryo gerçekten başarılı","label":9} {"text":"son zamanlarda izlediğim en güzel aksiyon gerilim diyebilirim kevin bacon süper oynamış tavsiye ederim...","label":8} {"text":"izlenmesi gereken en iyi türk filmlerinden. üstelik taner birselli.","label":7} {"text":"Filmin fragmanından korkup kaçmayın , kesinlikle görülmeye değer bir film , özellikle Chastain gerçekten de alkışlanmaya değer bir iş çıkarmış","label":7} {"text":"Klişe senaryo, aşina olduğumuz kanlı görüntüler.. Ben biraz sanırım beklentiyi yüksek tuttuğum için, umduğum gibi bir filmle karşılaşamadım ama her şeye rağmen filmi izlemek keyifli idi..","label":7} {"text":"Mutlu son nerede.. Hıgjk..","label":6} {"text":"sonunu tahmin edebiliyorsun yani sevmedim filmde keyif aldığım yerler vardı ama o kadar uzundu ki sevemedim","label":4} {"text":"Yani Witcher hastası olup dizi ile hayal kırıklığına uğradıktan sonra bu gayet iyi geldi yalan yok.","label":7} {"text":"Tahammül edemeyip kapattım emeklere yazık berbat . Eleştirmek bile yersiz fakat az karekter diye kabul etmedi o derece","label":0} {"text":"film gerçek anlamda sıkmayan bir yapım olmuş.ben özellikle aydemir akbaşın bu yaşına rağmen bu kadar aktif olacağını sanmıyordum. safak sezer başrol oynuyor ama bence yan roldekiler filmi götürüyor şafak sezerden kutsal damacana gibi bir performans bekleyenler iin o kadar parlak olmaya bilir film ama yan karakterler filmi götürmüş.aydemir akbaş 1 numara. sanırım filmde herkes ayin sırasında kopmuştur. 10/6","label":5} {"text":"Gezici film festivalinde izlediğim filmdir kendisi. Filmin her zerresi adından da bilindiği gibi o şüpheyi barındırıyor. Kedi'nin şaibesi, seraların yanmayışı, kızın esrarengizliği, müziklerin mükemmelliği.. İzlenesi hayran kalınası senaryo. Teşekkürler Haruki Murakami. Muhteşem!","label":7} {"text":"Kesinlikle sürükleyici bir flim çağatay ulusoyun hırçın ve çocuğu bukadar fazla sahiplenmesini flimin sonunda anlayabiliyoruz bence başarılı ve iz bırakabilecek bir flim bazı filimleri seyredersin hemde heycanla merakla fakar bir müddet sonra unutursun bu flim uzun yıllar unutulmayacak","label":8} {"text":"İlk sinema filminde olağanüstü bir oyunculuk performansı gösteren Dilan Aksüt ile yıllar sonra sinemaya başrol ile dönen İlyas Salman'ın olduğu yapım hemen hemen tek mekanda geçiyor... Aldığı ödüllerden bazıları... Brüksel Uluslararası Bağımsız Film Festivali; En iyi film & En iyi yönetmen 25. Panorama Avrupa Filmleri Festivali; FIPRESCI & Seyirci Berlin Film Festivali; Generation; Kristal Ayı Nürnberg 17. Türkiye / Almanya Film Festivali; En iyi film Fransa Ulusal Müzeler Birliği; Coup de Coeur du Musee 2013 Mar Del Plata Film Festivali; En İyi Aktör & En İyi Yönetmen Tokyo Uluslararası Film Festivali; Reis Çelik Vesoul Asya Film Festivali; Reis Çelik Sanat yönetimi ve sinematografisinin çok başarılı olduğu, oyuncuların performansının en üst seviyede izlediği film, kanayan yaramız olan ``Çocuk Gelinler dramını Reis Çelik'in özgün tarzıyla anlatan bu yapımı izlemenizi isterim... Teşekkürler vaktinizi ayırıp okuduğunuz için...","label":7} {"text":"[spoiler][/spoiler]Filmde çok sıkıntı vardı. 1- Hafize ananın kızının adı Ayşegüldü Dudu Değil. (bknz. Hababam sınıfı Güle Güle filmine) 2- Erkekle kız aynı tuvalette sizce mantıklı mıydı? 3- Acemi oyuncular resmen hababam filmi değilde abazan liseli filmi yapmışlar. 4- Filmdeki iyi sanatçılara resmen nasıl kötü rol yapabilirim yarışması içindeler. 5- ve daha niceleri. Emin olun ki filmi izlediğimiz zaman kazanacağınız pek birşey yok ama kaybedeceğini çok. Bu arada bitirirken filmdeki en iyi benim gözümde rol yapanda Pinti Müdür olmuştur. Herkese iyi seyirler dilerim.","label":1} {"text":"Filmin eleştiri oklarını yönelttiği konuları ciddiye almıyor. Şöyle ki Brüno'nun üzerinden homofobi ve çeşitli ayrımcılıklar topa tutulduysa bile Brüno gibi karikatürize bir karakterle bunun ne kadar ciddiye alınacağı ya da başarılı olacağı muallak. Zaten Cohen'in de öyle bir düşüncesi olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Dünyadaki eşcinsel algısını eleştirmekten ziyade seyircinin önüne koyup \"bu böyle\" diyor film.","label":1} {"text":"Kitabını da okudum filminide izledim hoş bir film bana göre ben pek eleştirecek bir kısmını bulamadım zaten boşuna da oscar adaylığı almamış (:","label":9} {"text":"İlk filmin altında kalmış, yine de insanların söylediği kadar kötü olmadığını düşünüyorum bu filmin. İlk filmdeki karanlık ve duygusal ton tamamen terk edilip, yerine daha basit, çocuksu bir hava getirilmiş. Bu da filmin çerezlik bir havaya sahip olmasına sebep olmuş. Benim en çok gözüme batan şey villain'ın çok zayıf olmasıydı. Pedro Pascal gibi iyi ve karizmatik bir oyuncuyu klişe ''kötü niyetli şirket adamı'' rolünde oynatarak harcamışlar bence. Birde şu nostaljik 80'ler temasını sömürmeyi bıraksa artık keşke Hollywood. Bir şey tutunca hemen aynı şablon üzerinden fabrikasyon filmler çıkarıyorlar. Bu tarz sıkıntıları görmezden gelirsek izlemesi gayet keyifli, akıcı bir film olmuş bence. Sinematografisi şöyle iyiydi, oyunculuklar böyle güzeldi falan demeyeceğim, zira bir Hollywood filminden bahsediyoruz. Bir zahmet 200 milyon dolarlık filmin sinematografisi iyi olsun zaten.","label":6} {"text":"NEFESİNİZİ TUTUN, KÖR ADAMIN ŞAKASI YOK. Eğer ilk filmi izlemediyseniz bu sizin için bir kayıp değil gerçekten ve bence bu film ilk filme göre daha iyiydi fakat bazı sahneleri John Wick ve The Collector'u hatırlatmasaydı çok çok iyi olacakmış gibiydi. Kör adam ilk filmdeki iğrençlikleri bu filmde yapmıyordu ama sokakta bulduğu her şeyi de sahiplenecek potansiyeldeydi:)) Filmdeki aileyi görünce sessiz çığlık attım ama çocuk oralı bile değildi bilmiyorum belki de ona, gerçekten bir şey içirmiştiler bu sahneye alışabilmesi için. Ayrıca camı açık olan bir minibüste çalan bir şarkının duyulmaması da hayretler vericiydi. Filmin son sahnesi beni hiç ikna etmedi çocuğu uzaklaştırmak için yapılmıştı bence 3. film bomba gibi olacak beklentilerimi de yükselttim. Bir Kızılderili Atasözü derki; insan iki ruhludur içinde bir iyi köpek birde kötü köpek kavga eder, hangisini daha çok beslersen o kazanır,, izleyin..","label":6} {"text":"16 yıl önce Johnny Deppin performansı gerçektende çok kötümüş eski bi kaç filmini izlemişim bana çok yapmacık geliyor filme gelecek olursak vasat bir film olmuş","label":4} {"text":"Mumya,Universalın yeni oluşturduğu sinematik evren Dark Universun ilk halkası . Dark Universe bünyesinde Korku Sinemasındaki çoğu karakteri göreceğiz ( İnsivble Man ,Frankenstein) üstelik Dark Universe bünyesinde birçok ünlü aktörüde bulundurmakta (Javier Bardem ,Joohny Deep,ve Mumya filminde karşımıza çıkan Tom Cruise ve Russel Crowe) . Dark Universun giriş kapıları ilk kez Dracula Untold filmi ile atılmak istenmiş ama bu filmin başarısızlığından dolayı iptal edilmişti.Bir sinematik evren için giriş olmak köprü aracılığı görmek zor bir iştir . Mumya kadrosunda birçok ünlü ismi bulundurmanın yanında bu ağırlığı kaldırmakta ciddi bir sorun yaşamış. Öncellikle Dark Universeun teması korku üzerine olmalıdır. Aksine Mumyada ne gerici bir atmosfer nede korkutucu ses efektleri, öğeler bulunuyor.Bu açıdan ciddi bir sorun yaşamışlar eğer ileriki filmlerdede bu konsepti devam etirirlerse Dark Universun sıradan aksiyon filmlerinden oluşan bir sinematik evrenden farkı kalıcağını zannetmem. Dark Universe bünyesindeki filmleri R-Rated yapmak yerine PG-13 gibi bir sınırlandırmayla sunması iyi olmamış. Umarım Mumya ile sadece bu konsepti test etmekle kalırlar ve olumsuz eleştirilere kulak asıp bu evreni dahada şekillendirirler. Mumya çok sıradan bir film olmuş. Klasik Yaz Aksiyon Filmleri kategorisine girebilecek bir film. Haliyle Tom Cruieseunda başrol olması cabası. Filmin konusu kabaca şöyle : Nick ve Chris gittikleri düşman topraklarında yapılan bir hava saldırısı sonrasında bir Mumya mezarı keşfederler. Nick mezara girdiğinde yanlışıkla Mumyayı ( Sofia Boutella) uyandırır ve lanetlenir. Mumya , Ölüm Tanrısı Setle yaptığı anlaşma sonucu Ölüm Tanrısını Nick araçılığıyla dünyaya getiricektir. Konu aslında cidden merak uyandırıcı ve yoğun atmosferli duruyordu fragmanlarda bu sebeplede fragmanlar film için büyük bir beklenti yaratıyordu. Keşke bu film fragmanıyla kalsaydı, Öncellikle oyunculuklar çok iyi değildi . Tom Cruiese yine yaşına göre iyi oynamış Nick Karakterini ama Russel Crowe,Annabele Wals iyi oyunculuklar sergileyememişler. Film düzensiz ve kopuk olmuş yer yer bu net farkedilebiliyor ayrıca yanıtlamadıkları çok soru ve hep başka konulara değinmekten esgeçtikleri önemli yerler olmuş bunu belki ileriki filmlerde daha açıklayıcı yapacaklardır. Ama yinede bu filmin kopuk durmasını sağlıyor. Mumya karakteri cidden az olsada düzgün işlenmiş, sadece fiziksel üstünlükle kalmayıp telepati gibi güçleride bulunuyor.Aksiyon sahnelerinde kamera açıları çok oynuyor ve göze batıyor . Filmde elle tutulur tek aksiyon sahnesi bana kalırsa Uçak Sahnesiydi. Fragmandaki sahneler filmden çok şey beklemenize sebep oluyor ama sadece fragmanı bile izlense yeter filmin çünkü fragmanındaki sahneler dışında filmde ek hiç elle tutulur bir unsur yok. Mısır Atmosferini düzgün yaşatmasını beklemiştim ama Atmosferi sizi içine alamayacak kadar yavan ne yazık ki. Filmde Jumpscare tekniği ile korkutulmaya çalışmış onun dışında ne bir gerici atmosfer ne bir ses efekti yok korkutma konusundada sığ kalmış. Kısacası Sıradan Yaz Aksiyon filmlerinden olmuş. Bir sinematik evrenin girişi olmak için çok yavan olmakla beraber , çok tahmin edilebilir ve kötü bir sona sahip film. Puanım :4/10","label":2} {"text":"Tek kelimeyle mükemmel. Dave grohl'un foo fighters'dan önce nirvanada davul çaldığı zamanlardan tutunda şarkı sözleri yazarken kurt cobain'den nasıl etkilendiğini onun ölümüyle kendi hayatının nasıl bir yönde seyrettiğini kendi ağzından dinliyoruz...","label":8} {"text":"Çok eğlenceli olmasının yanı sıra mükemmel bir taşlama. Yönetmen ortadoğu üzerine oynanan politik oyunlara iğneleyici bir biçimde gönderme yapıyor. Oyıllarda alaycı bir üslupla bu konuyu ele alabilmesi takdire şayan. Ayrıca Masonluktanfilmdebu kadar açıkça bahsedilmesi de ilgi çekici. İndiana Jones filmleriyle benzerlikler taşıması açısından kıyaslanabilir amabu film birkaç gömlek daha üstün.","label":8} {"text":"Ben beğendim filmi , siccin 1 i anımsattı bana. Aniden kaybolma birden bire başkasının kılığına bürünme sahnelerinde hafiften tırstım diyebilirim.","label":6} {"text":"Merakla bekliyorum ve Özcan Deniz'in yönetmenliğine güveniyorum. Evim Sensin2den sonra daha zirve bir iş yapacağını düşünüyorum.","label":9} {"text":"haşlanmış bezelyeyi çatalıyla tane tane, kabuklarını ayırarak yiyen kız.","label":4} {"text":"herkes kitabı filme tercih ettiğini söyler durur bu sefer de ben bunu söylüyorum ama yine de izlenir.. önce kitap okunmuşsa güzel ; çünkü filmde izlediği tiplemeleri kitabı okurken göz önüne getirip durmak hoş olmaz keza yüzeyseller","label":6} {"text":"Şive komikliğini bile başaramamış bir film.. Film için söyleyebileceğim tek olumlu şey Salih Kalyon'un oyunculuğu.. Senaryo çok zayıf.. Bir de filmde gerçek bir dünya yaratıp, komik olacağım diye adres soran adamı ayağından vurmak, sonra hiç bir şey olmamış gibi devam etmek ayrı bir saçmalık.. Bir diğer kötü haber ise filmin ikincisinin çekilmeye çok müsait bir şekilde bitirilmesi.","label":3} {"text":"İzlediğim, açık ara, en eğlenceli kapanışa sahip filmdir.","label":6} {"text":"Bu tarz filmleri çok seviyorum. Çok sıcak, çok naif ve içten buluyorum. Uzun sayılabilecek süresini bile hiç fark etmedim. İnsanın içine işleyen sıcaklığı sizi alıyor başka yerlere götürüyor. Aslına bakarsanız bir sürü hata ya da eksiklik bulabilirsiniz belki. Ama film ona bile izin vermiyor. O kadar içten bir film. Bu tarz filmlerin çoğalması dileğiyle.","label":7} {"text":"Siyah kuğu olmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışan ve bu durumun onda yarattığı psikolojik baskı. İzlediğim en iyi psikolojik durum yansıtan filmlerden. Natalie Portman muhteşem. Masum ama bazen kendini karanlık taraflara atan beyninin onunla oynadığı oyunlara karşı kendini savunmaya çalışan bir balerini çok iyi canlandırıyor. Kendi masum tarafını bir kenara atıp içindeki karanlık şehvetli, karakteri çıkarmaya çalışıyor. Senaryosunda hiçbir şey olmamasına rağmen yarattığı psikolojik durum ve görüntüsüyle izlenmesi gereken bir film","label":8} {"text":"\"Kendimiz için planladığımız şey her zaman hayatın bizim için planladığı şey değildir.\" Adını çok duyduğum ama bugüne kadar izleyemediğim filmi nihayet izleyebildim. Övüldüğü kadar iyi olduğunu düşünüyorum. Sınıf ayrımı abartısız komedi ve gerilim harmanlanarak gayet başarılı bir anlatımla sunulmuş. İlk yarısı eğlenceli sahneler izlerken, ikinci yarısı işlerin tamamen rayından çıktığı sahneler görüyoruz. Menfaat ve çıkarlar söz konusu olunca kimsenin kimseye acıması olmuyor. Bu gerçekte de ne yazık ki böyle. İyi filmdi.","label":8} {"text":"filmi gemideden sonra izledim ve çok beğendim herşey o kadar güzel bağlanmış ki olaylara hayranlıkla seyrediyorsunuz belki amatör bi kamera olabilir ama hikaye ve olaylar çok güzel anlatılmış acaba böyle birşeyi şimdi yapabilirmiyiz?????!!!!!","label":7} {"text":"Bu Adam işi Biliyor James Cameron 3D ile artık aramızda bu filme gelirsek The Abyss Sanki biraz araklama var gibi....Geldi bana ^3D olarak bişi vermiyor Avatar ile kıyaslanamaz tabi burada parasal bir kaynak sağladı yönetmen kendisi değil sadece finas olarak yardım etti....10/7 veriyorum Ben İstemde Yine TİTANİC diyorum","label":9} {"text":"kaç yıldır bu filmi bekliyorum hani ne zaman girecek?","label":1} {"text":"bu tarz tek mekan, diyalog ağırlıklı, tiyatral filmleri ayakta tutan iki seçenek var; ya olay örgüsündeki gizemi sonuna kadar koruyacak ya da yaptığı felsefi diyaloglar ile kitap gibi sürükleyici olacak. bu film ilk seçenek üzerinden yürüyüp çabuk dağılmış, ikinci yarısı zaten tamamen sıkıcı geçmiş ve sonuçta başarılı bir film olamamış ama keşke yerli sinema bu tarz işlerden daha çok denese..","label":4} {"text":"Film bir çizgi roman uyarlaması iddiası taşıyor. Ama kesinlikle çizgi romanıyla bir ilgisi yok. Çizgi romandaki hava, atmosfer o kadar kötü bir şekilde filme yansıtılmış ki çizgi romanı okuyup da seven birinin filmi sinir olmadan izleyebilmesi imkansız. Filmin sonunu getirmemi sağlayan yegane karakter Hit-Girl oldu. 13 yaşındaki Chole Moretz gerçekten iyi oynamış bu karakteri. Bu kadar iyi bir çizgi romanın bu kadar kötü bir uyarlamasını izlemiş olmak insanı üzüyor. Çizgi romanın yarısı kadar başarılı olabilseydi keşke dedim. Halbuki çok iyi bir çizgi roman uyarlaması izleyeceğim beklentisi de taşımıyordum filmden önce. Buna rağmen hüsranla kalktım filmin başından. Filmi beğenenler bir de Mark Millar'ın yazdığı John Romita Jr.'ın çizdiği 8 sayılık çizgi romanını okusun derim. Emin olun ki filmden aldığınız seyir zevkinin kat be kat fazlasını çizgi romandan alacaksınız.","label":6} {"text":"izle izle bıkmıyorsun ya, bu filmi çook seviyorum","label":7} {"text":"Film İzlerken Gerçekten Çok Zevk Aldım Aile Ortamında da İzlenebilcek En İyi Filmlerden Filmdeki Küçük Kızın Oyunculuğu Çok Hoşuma Gitti Hatta Film Bittikten Sonra Abigail Breslin(Küçük Kız)ın Biyografisini İnceledim ve 2 Akademi Ödüllü Olduğunu Gördüm Geleceği Parlak Bir Oyuncuya Benziyor ..","label":6} {"text":"Barındırdığı tür karmaşıklığına bakılmaksızın izlendiğinde düşündürücü, yer yer durağan yer yer akıcı belgesel, film ya da her neyse işte.","label":6} {"text":"her defasında 2 dakika sonrasını gören ve bunu kazanç olarakta kullanan ve hükümetin peşine düşmesinden sonra kaçmak zorunda kalan bir adam. 3 kez izledim gerçekten güzel bir fantastik aksiyon filmi olmuş. jessica biel inde performansıyla dahada zevkli hale gelen bir film.","label":4} {"text":"acayip kötü bir film izlemeye değmez. filmleri yarıda bırakmayı sevmem çok beğenmesemde bitiririm ama bu filme tahammül edemedim bıraktım yarıda.","label":0} {"text":"Bittikten sonra aynısı benim başıma gelse diye düşünürken, aslında günlük hayatımızın böylesi bir durumdan çok da farklı olmadığını hissettiren film.","label":7} {"text":"Bir yönetmenin ilk filmi olması nedeniyle ve ilginç konusuyla tam bir kapalı kutuyken başrol oyuncularının tutan kimyası ve George Nolfi'nin şaşırtan yetkinliğiyle beklentileri fazlasıyla tatmin etmeyi başarıyor.Sıcacık öyküsüyle iz bırakıyor.","label":7} {"text":"KONU İLGİNÇ.YÖNETMENİ TANIMIYORUM.AMA ŞANS VERİP İZLEYECEĞİM.JULİAN MOORE DENEN OYUNCUDA CABASI TABİ...","label":7} {"text":"Çok beklediğim gibi değildi belki diyalog olmaması ve tek kişinin etrafında dönmesindendir ama bitsin diye beklediğim filmlerden,robert redford müthiş oynamış o ayrı konu ama ödülü hak ettiğini düşünmüyorum","label":6} {"text":"bomboktu.","label":7} {"text":"Bu yeniden çevrim filmde azalmak bilmeyen ve bir türlü de çözümlenmeyen bir gerilim var. Filmin başından sonuna kadar bu gerilim izleyiciyi bağlıyor.","label":3} {"text":"Filmi İzlemeyen Kimseler İçin Tehlike Oranı \u0016 Uzun diyaloglar, donuk geçişler, gereksiz odaklar, garip karakterlerle; oldukça dolanbaçlı bir yoldan, basit bir mesaj vermek istemiş bize Haneke. Ama neden Almanya ? İnsan aklının kızılcık sopası, tanrı ve erk ile yontulduğu tek ülke Almanya değildir sanıyorum. Kötülük kimin rahminden doğar ? Kötülüğü kim gebe bırakır ? Kötülüğün ebesi kimdir ?","label":9} {"text":"Amaçsızca şiddet izlemek, kafayı boşaltmak için izlenebilir. Yüksek beklentiyle izlenmemesi gereken bir film kanımca. Gerçi ilkini izleyen birinin sanatsal kaygılarla filmin başına oturacağını zannetmem.","label":6} {"text":"Kesinlikle rafadan tayfayi haketmeyen bir film öncekilere göre çok daha kötü amlesef aksiyon macera yok komedi yok. Animasyon zayıf konu kısa ve macera yok","label":0} {"text":"J. K. Rowling evreni hayranları, nasıl ki bizler Lord of the Rings efsanesinden yıllar sonra Hobbit serisi ile heyecanlanmış ve keyifli bir nostalji yaşamışsak, yepyeni ve epey de uzun olacağa benzeyen Fantastic Beasts and Where to Find Them serisi ile benzer duyguları yaşamıştır diye tahmin ediyorum. Tabii bu nostalji hissi bazen bu yeni filmleri tarafsız bir gözle izlemeyi ve yorumlamayı engelleyebiliyor. Tüm Harry Potter filmlerini izlememe rağmen, aslında şu an seriye dair pek bir şey hatırlamadığımı da fark ettim, serinin bir hayranı değildim kesinlikle. Çocukluğumuza denk gelen Felsefe Taşı&nın masumiyetini, Azkaban Tutsağı&nın Alfonso Cuaron imzalı kalitesini, kurgusunu, bir de Ateş Kadehi&nin maceralı yarışmalarını beğenmiştim. Koskoca bir külliyattan en fazla aklımda kalanlar bunlar. Dolayısıyla FBAWTFT ilk filminin başında da büyük bir merak ile oturmadım. Sıkmayan, eğlenceli karakterler barındıran, çerezlik bir film olmuş. New York sokaklarında fantastik canavarların dolaştığını görmek her daim eğlenceli değil midir? Oscar ödüllü Redmayne, Newt karakterinde de geçmişteki tüm rollerinde canlandırdığının kopyası bir performans sergiliyor. Başlarda oldukça başarılı bulduğum, ödülü de hak ettiğini düşündüğüm oyuncu, dramda da, müzikalde de, fantastik filmlerde de, Danish Girl gibi bir filmde de neredeyse tamamen aynı role bürünecekse, maalesef fikrim değişir. Mimikleri, karakteri, hareketleri hep benzer ve sıkmaya başladı aslında biraz. Kadronun geri kalanı da oldukça kaliteli aslında. Hepsi üzerine düşeni yapmış. Seriye hiç başlamasam da olurmuş. Şimdi ilk filmi izleyince bunun hatırına diğerlerini de takip etmek gerekecek!","label":5} {"text":"Harika Süper bir film benim bu yıl Oscarlarda favori filmim. Coen Kardeşler yine döktürmüş, çok başarılı bir kadro ve üstat Atilla Dorsayın dediği gibi bir 'Aptallıklar Komedyası' filmde herkes Aptalı oynuyor. En yakın zamanda DVDsini alıp tekrar tekrar izlemek istiyorum.","label":8} {"text":"Lil (Naomi Watts) ve Roz (Robin Wright) çocukluklarından itibaren beraber yaşamış iki çok iyi arkadaştırlar. Her ikisinin de birer tane çocuğu olmuştur, çocuklar büyüyünce dostluklarının arasına aşk girmeye başlar; çünkü iki yakın arkadaş birbirlerinin oğullarına aşık olmuşlardır. Olaya yakın arkadaşlar tarafından beraber yetiştirilmiş, genç delikanlılara aşık iki kadın gibi görmek yerine, iki kadın ve genç aşıkları olarak bakmakla başlamaya karar verdim. Genç ve yakışıklı erkek çocuklarının kendilerinden oldukça yaşlı kadınlara aşık olabilme ihtimallerini göz önüne aldığımda, olayın o kadar da ters olmadığını düşündüm. Buradaki olayı bu şekilde düşünmek pek münküm olamıyor maalesef; çünkü bu kadınlar bu çocukları beraber yetiştiriyor, onları seviyor, koruyor hani deriz ya emek. İşte bu kadınlar çocuklar için emek harcamışlar, elinizin altında büyüyen bir çocuğa karşı bu türden duygular hisseder misiniz sorusu akla geliyor. Kadının annelik duygusu bu olaya olmaz gözüyle bakmanızı sağlıyor. Aynı durum bir erkek için olsa, akla hemen erkek hormonları ve kafa yapısı denir belki; ama orada da durum aynı, çocuğu yetiştirmek, büyütmek, sevmek girince bu iş insanın içine sinmiyor bir türlü. Peki, böylesi yok mu? Elbetteki var; ama bunun var olması, kabul edilebileceği anlamına gelmiyor. Gelelim filmin inandırıcılığına, sadece birkaç dakikalık arzular dışında bu insanların birbirlerine aşık olduklarını gösteren bir bulgu yok. Cinsel istek dışında yaşadıkları herhangi bir şey de yok. İki kadının yaptıklarının pişmanlığını dile getirmeleri ya da bunun sıkıntısını hissettiklerini yansıtma şekilleri beni pek tatmin etmedi. Film boyunca bunların tek düşündükleri cinsellik, duygusunun dışında hiç; ama hiçbirşey hissetmedim ve son dakikalarında kendime, insan ancak bu kadar umursamaz olabilir dedim. Filme konusu olarak değil de işleniş biçimi olarak baktığımızda da oldukça yetersiz olduğunu görüyorsunuz. Müthiş bir manzara ve rahat bir yaşam size orada olma isteği verse de elinizde olan sadece bu. Kişiler arsında çakışmalar, gel gitler o kadar yüzeysel ve duygusuz ki ben bir türlü sevemedim, filmin içine giremedim. Adore, Fransız filmlerine karşı olan hoşnutsuzluğumu bir kat daha arttırmış olmakla birlikte, cesur konusu ile Yönetmen Anne Fontaine için pek te yabancısı olmadığı bir içerik barındıran filmin puanı: 6,0","label":5} {"text":"Trajedi yoğun olarak film içerisinde yaşanmakta ve izleyici tarafından da hissedilmekte.. Bir şekilde film izleyenlerin kalbini sızlatıyor. En duygusalımız ağlayabilir de... Her şeyden öte Eddie Redmayne aldığı Oscar'ı sonuna kadar hakketti. Olağanüstü bir oyunculuk. Belki de onun yerinde farklı bir oyuncu olsa idi verdiğim 4 yıldız 2,5 hatta 2 bile olabilirdi.. İzlemelisiniz","label":7} {"text":"çok farklı ve müthiş bir film.. tek kelime ile bayıldım ve çok eğlenerek izledim.. gerek senaryo olsun gerek oyuncular olsun baştan aşağı tatlılık kokan film :) her şeyiyle çok şeker.","label":8} {"text":"Filmde herkes kuran ı kendine göre yorumlayıp kurallar koyuyor ama bunun islamla hiç bir ilgisi olmadığını yansıtan en iyi filmlerden biri sanırım. İnsanların aslında merkeze koymaları gereken tek duygunun ' merhamet' olduğunu anlatan müzikleri nefis, çöl rüzgarına karışmadan önce yürek dağlayan bir afrika melodisi gibi..","label":8} {"text":"Aşk, tutku, öfke, kıskançlık, çaresizlik, imkansızlık üzerine... 80/100","label":7} {"text":"Filmin içinde geçen kolayca öldürmek deyimi gerçekten seyirci üzerinden gerçekleşmekte mecbur kalınmadıkca gitmeyin :)","label":2} {"text":"şeker gibi bi film işte.. paz vega-penelope cruz benzerliği dikkat çekici.. ispanyol doğmalıymışım yeminle:)","label":7} {"text":"Eğer ilişkim yeni olsaydı veya ilişkim yeni bitseydi bu filme kesinlikle 9 puan verirdim. Çünkü tamamen ilişkinin yarattığı veya bitirdiği ruh hali içinde olacaktım. Filimden sıkılmadım, 6,5 puan bandında Netflix filmi olmuş. Klişe diye tabir edilebilecek hikayesi olan, içinizi ısıtacak çerezlik bir film.","label":6} {"text":"Çok keyifli, duygusal ve etkileyiciydi. Herkese izlemesini tavsiye ediyorum. Zaman da yolculuk, aşk, romantizm, aile vs. çok güzel harmanlanmış. HER GÜNÜ SON GÜNÜNÜZMÜŞ GİBİ YAŞAYIN......","label":7} {"text":"Bir müzikal filmin oscar almasına hayret ediyorum doğrusu.Genel olarak dünyanın en fazla yüzde biri yada ikisi müzikal film sever fakat jüri bu filme oscar vererk yine bildiğini okumuş.","label":1} {"text":"Hollywood'da her sene 15 tane çekilen filmlerden biri. Üstelik Anna Kendrick ve Adam DeVine gibi oldukça itici iki ismi tercih etmişler. Anna Kendrick'in cırtlak sesine tahammül etmek zorken, bir de kız kardeş Jeannie'nin ses tonu kulak tırmalıyor. Zac Efron yeni nesil Ashton Kutcher. Kas yapmışken her filmde mutlaka gösteriyor. Hep aynı tür filmleri tercih ediyor olması da kariyeri açısından düşündürücü. Oysa yetenekli olduğunu düşünüyorum. Atv sahnesi ve masaj sahnesi başarılı. Geri kalanı klişelerle dolu, vakit geçirmelik. 5/10","label":4} {"text":"Her yeni bölümde mantığı gectim mantıksızlığın sınırlarını kanırtan serinin bitmek tukenmek bilmeyen devam filmlerinin sonuncusu olmasını diliyorum. Bir nesli apaçi haline getiren sefil bir avuc hirsiz, Sibiryada nukleer denizaltı kovalamaya başladı. 9. Bölüm uluslar arası uzay istasyonunu araklamak olabilir. Lütfen olmasın.","label":1} {"text":"Böyle rezalet bir film yok. İsim ile güzel para kazananlardan. Gora'dan sonra hele ki büyük hayal kırıklığı. Cem Yılmaz'ın küfürle güldürmeye çalışması da Recep İvedik'i hatırlatıyor. Filmde hayvana tecavüz unsuru olması ise zaten güzel bir yapım olsa bile değersiz kılardı benim gözümde. İzleyici kitlesinin bir kısmının çocuk olduğunun farkındayken böyle bir sahne koymak mide bulandırıcı.","label":0} {"text":"Köpek kısmını gereksiz ve fazlaca bulduğum film. Dramayı tam olarak hissettiremeyen yer yer ağır temposuna yenik düşen bir yapım olmuş..","label":5} {"text":"Yani artık bıktık. Avengers da dahil dünya düzeni artık bıktırdı bizleri. Diziler olsun filmler, oyunlar siyasetçiler yani her şey hep aynılık girdabında ilerliyor. Ciddi söylüyorum dünyanın çok net bir devrimden geçmesi gerek. İlaç firmaları satmak için hastalık üretmekten vazgeçmeli ya da dünya yönetenleri toplumları isyandan uzak tutmak için din ve milliyetçilikten başka bir olguya odaklanmalı. Dünya gerçekten aynılık laneti içinde. Filmi izlerken her yerde bunu gördüm. O kadar aynı ki diğer milyon yapımlarla bıktım artık bu filmlerden. Hollywood'a olan ya da bu tarz klişeler aptallık göstergesi. Başı sonu belli ve içinde saçmalıklarla dolu bir başka kahramanlık filmi. Kötü karakter ve iyi karakter savaşır durur. Avengers da iyi değildi bu da. Dünya insanı adına çok üzülüyorum. Bir kalıp içinde b. ktan hayatlarına devam ettirilmeye sürükleniyor. Hepimize geçmiş olsun. İzlemesen de olur ki yeter artık bu tarz filmlere.","label":5} {"text":"Ne yalan söyleyeyim bende cok merak ediyorum.Oyuncuların performansı harika diye cok duyum aldım zaten bi değişme olmazsa Geraldine Mc ewan yardımcı kadın oyuncu favorim neyse izleyip görmek en iyisi","label":7} {"text":"gerçek bir olayı anlatıyor olması filmi daha farklı izlememizi sağlıyor yakın dönemde günlerce dünya gündemini meşgul eden olaya farklı bir gözle bakmamızı sağlıyor 7/10","label":6} {"text":"çok ağır bir dram tmm kabul ediyorum ama beni hiç ama hiç etkilemedi sürekli birilerini arama çabası ve çok ağır dram benim içime işlemedi dolayısıyla kötü buldum filmi","label":2} {"text":"Çocukluğumdan beri tekrar tekrar izleyip zevk aldığım filmlerin başına çekmektedir Back To The Future. Özellikle Martin McFly karakteri olmak istediğimiz bir genç tiplemesiydi gitarist, kaykayla turlayan, güzel bir sevgilisi olan, iyi bir dostu olan, rockn roll tutkunu gibi özellikler çok imrendiriciydi.. Kesinlikle bir arşiv filmidir. Arşivimde üçüde bulunur elbette..","label":8} {"text":"District 9'ın yönetmen ve senaristi Neill Blomkamp'ın benzer eksendeki yeni çalışması ve de üstüne müzikleri Hans Zimmer'den... Daha başta ilgi çekip izlemeye sevk ediyor... Uzaylı, robot v. s. gibi karşı taraf olarak tabir edeceğimiz nesnelerle duygusal bağ kurma temasını güzel işliyor bu yönetmen, yer yer tebessüm ettiren bazen de dokunaklı bölümleri vardı yine, hafif cartoon tarzına sahip olsa da muhakkak seyrettiriyor... Eğer Hans Zimmer hayranıysanız müziklerin ondan çıktığını bariz hissediyorsunuz, distopik atmosfere ve filmin akışıyla güzel giden melodilerdi... Bir Distict 9 etkisi ve seviyesi yok kesinlikle, daha bir piyasa filmi olmuş ama bu haliyle de gayet hoş, izlenesi...","label":6} {"text":"Film, İsmail Hacıoğlu'nun oyunculuğu ile gidiyor; arka mahalle delikanlısı karakterini resmen yaşamış, çok iyi oynuyor, pürüzsüz... Kostüm seçimleri de başarılı; fakat senaryo çok basit, senaryo denemeyecek ölçüde. Vasat seviyesindeki filmde tek parlayan, İsmail Hacıoğlu.","label":5} {"text":"Bazen her şeyi bırakıp çekip gitmek mi istiyorsunuz? Her şey çok fazla mı geliyor? Her şeyin, rekabetin, şiddetin, sevgisizliğin aşırısını mı yaşıyoruz? Belki de artık basit ve doğal yaşam daha cazip gözüküyor... Bazen ailemizi alıp, bazen tek başımıza çekip gidesimiz geliyor. Captain Fantastic filmi modern hayatı tamamen bırakmış, ormanda tek başlarına yaşayan bol çocuklu bir aileyi konu alıyor. Avlanan, tırmanan, dövüşen... Tüm bu ilkel hayatın yanında çocuklar, anne ve babaları tarafından eğitim alan çocuklar, anayasayı, klasik müzikleri, filozofları ve tüm ideolojileri öğrenmektedir. “Burada, yarattığımız şey belki de tüm insan varoluşu içerisinde eşsiz bir şey. Cumhuriyet dışında bir cennet yarattık. Çocuklarımız filozof kralları olacak. Bu, beni tarif edilmez şekilde mutlu ediyor... Burada iyiyiz. Hareketlerimizle tanımlanırız, sözlerimizle değil.” Hayat onlar için bu şekilde devam ederken, anne önce hastalanır ve tedavi için ebeveynlerinin yanına gittiğinde intihar ederek bu dünyaya veda eder. Bu olay tüm aile derinde sarsar ancak özellikle küçük oğulları bu olaydan dolayı babasını suçlar ve ondan nefret eder... Annenin cenaze törenine katılmak için aile yola çıkar, artık son bir görev vardır: Annenin isteği üzerine cesedin yakılması... Önlerindeki tek engel ise oldukça zengin büyük babadır... Filmin en çarpıcı sahnelerinden biri, doğada son derece sağlıklı ve güçlü yetişen çocukların şehirdeki insanları gördükleri sırada verdikleri tepkidir: “Bu kişiler hasta mı? Hepsi çok şişman...” “Kola ne baba? – Zehirli su...” Baba çocuklarına şehir hayatına hakim sistemi anlatmaya çalışır. Demokrasi kılıfı altında rekabete ve tüketime dayandırılan kısır döngü mevcuttur. “Amerikanın işi iştir... Demokrasimiz, insan tarihindeki sosyal adaletin parlak ışıklarından bir tanesi. Yine de birçok vatandaşımız başlıca sosyal etkileşimleri olarak çılgınlar gibi alışveriş yapar...” Yazının devamı blog'ta...","label":7} {"text":"Bu filmi çok uzun zaman önce izlemiştim. Bunca zamandan sonra hala üzerinde yorum yapabilecek kadar aklımda kaldıysa film beni etkilemiş demektir. Filmdeki gizem sizi ekranın karşısında tutmaya yetiyor konu farklı oyunculuklar iyi verdiği mesajlarda var daha ne... bence izleyin değişiklik iyidir.","label":6} {"text":"Zaman ayırmaya değiyor. Çok eğlenceli bir filmdi..","label":7} {"text":"Ken Loach, 'I, Daniel Blake'ten sonra yine çalışma şartları geçim sıkıntısı ve tüm sistem içinde birey ve aile olarak hayatta kalabilmenin zorluğunu çarpıcı ve gerçekçi bir anlatımla ortaya koyuyor.","label":7} {"text":"efektlerin kalitesi harika, gerçekten 70 lerde çekilmis bir film havasi veriyor","label":7} {"text":"Casino Royal'den sonra yükselen beklentileriniz Skyfall'a kadar sürekli düşüş içindeyse bu düşüş Spectre ile devam edecek. Görsel efekt teknolojisi öyle noktaya geldi ki , patlayan bombalar, yıkılan binalar , araba kovalamaları filmden etkilenmek için yetmiyor.İyi bir senaryo ve oyunculuk olmadan anca bu kadar oluyor işte. Ben beğenmedim. Bond'da taze kan artık şart. Yeni bir Bond, yeni bir yönetmen olmazsa Bond efsanesi için tehlike çanları çalıyor demektir. Filme değinecek olursam, Senaryoda akıcılık yok, süpriz yok, tempo düşük..Aksiyon sahneleri yaratıcılıktan uzak, kuru gürültü sadece. Monica Bellucci hayranlarına da kötü haber. Bu kadın hiç yaşlanmayacak mı diye soranlar.. Malesef artık yaşlanmış. Başta da söylediğim gibi, filme gidip gitmeme kararsızlığındaysanız, Skyfall size ölçü olsun. Onu beğendiyseniz bu film de geçer not alır sizden.","label":4} {"text":"Cameron Diaz bu rolde bile çok tatlı ve sevimli olmayı başarmış, filmde iki kız kardeşin klasik olarak çok tezat yaşam biçimleri ve geçinememeleri, final olarak da gene klasik ne de olsa kardeşler mantığı yürütülmüş.. Filmin işleyişi gayet akıcı ve eğlenceli, sıkılmadan izlenebilecek bir film..","label":5} {"text":"televizyonda izlemiştim bir yıl önce çok beğenmiştim.1,5 saat ne çabuk geçti anlamadım. heyecanı, macerası bol, bi film.. tavsiye izleyin derim.","label":8} {"text":"Oyuncuların üst düzey olduğu ama nedense izlerken bir sonraki adımı tahmin ettiğiniz yavan bir ikinci dünya savaşı temalı film olmuş. Marion Cotillard'ın oyunculuğunun göze hoş geldiği ama bir o kadar Brad Pitt'in sönük kaldığı bir yapım gibi. Konusu itibari ile çift taraflı ajan hikayesine dayanan yapım yavaş ilerleyen ve aksiyonun çok az bir bölümde göze çarptığı bolca zamanınızın ve ikinci dünya savaşı teması aşerdiğiniz bir anda seyredilmesini tavsiye ederim. Orta kıvam seyri rahat ve bir o kadar çok akılda kalmayan bir yapım olmuş.","label":4} {"text":"filmin iki adet long take var ki her izleyişimde üylerim diken diken oluyor. bu sahneler kimbilir ne emeklerle çekilmiştir. iki sekans da birbirinden güzel, leziz.","label":8} {"text":"Ormana hiçbir malzemeleri olmadan avlanmak için giden 3 kişinin yaşadıkları olaylar zinciri.. Aslında ortada bir avlanmada yoktu.. Tüm film boyunca 2 tavşan avladılar:)Daha çok avcıların kendi arasındaki didişmelerini izliyorsunuz. Tabi ki sonunda karşınıza değişik bir tablo çıkıyor ama çok saçmaydı.. Nasıl oldu, o hale gelmedeki sebep neydi hiçbiri yoktu. Gereksiz diyologlarla dolu çok keyifsiz bir filmdi.. O kadar gün geçirdiler bir iki böcekle nasıl yaşadılar hayret:)Korku ve gerilim adına bişey beklemeyin... Bişeyler olsun diye bekliyorsunuz hiçbir şey olduğu yok.. Boş boş filmin sonunu getiriyorsunuz.. Arada görülen halüsinayonların nedenini bari öğrenseydik onlarda filmde es geçilmişti.. Ne oldu ne bitti anlamadım.. Kısacası hiçbir anlamı olmayan kötü bir filmdi.. Filme puanım10/1","label":0} {"text":"Kendinizi bir hakim, davayı sonuçlandıracak kişi olarak görmenize olanak veren bir film. Bir yalan hiç bu kadar gerçek olmazdı. Bir gerçek bu kadar yalan olamazdı. Akira kurosawayı kurosawa yapan film budur. Bu filmin ardından japon sinemasının odağı haline gelmiştir yönetmen. Film aslına uygun olan \"ormanda\" kitabından esinlenilmiştir diye söylenilir. Kitabı okumadığım için öyle söylendiğini söylemek isterim. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! \"dört tanığın ifadeleriyle yola çıkılarak suçluyu arayan bir film\" Film kamera teknikleriyle kendinden çok sözettirmiş vakti zamanında. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":8} {"text":"Film içinde bazı hatalar var. Filmde bazı kısımlar oldukça güzel ve heyecanli fakat bazı kısımlar silik kalmış.","label":6} {"text":"Bizi Jim Haynes ile tanıştıran sevgili Ece'ye sonsuz teşekkürler. Daha çok kişinin tanışması dileğiyle.","label":8} {"text":"Bende açıkçası pek beklediğimi bulamadım.Kitabını okumadım ama yinede filmde bişiyler eksik kalmış.Ayrıca filmin sürekli karanlık yerlerde geçmesi insanın içini karartıyor son olarakta türkleri kötülemişler.Bence daha iyi filmler izleyebilirsiniz.6/10","label":5} {"text":"ya ewet ya ben filmi izlemeden yorum yazdım özür diliyorum hepinizden BENCEDE GİTMEYİİİİİİİİİİİİİİİİ","label":0} {"text":"DC comicsten beklenen aksiyonun yarısı bile yoktu.. Ne sinemada izlemeye ne de 3D izlemeye değmez, sadece altyazıya 3D uygulanan filmlerden biri daha","label":1} {"text":"ya çok saçma, gereksiz, kötü ayrıntılar var filmde ya. Hangisini desem bilemiyorum da, izleyenin türk kahvesiyle ilgili olan kısmı gözden kaçırmasının mümkünatı yok, en barizi bu çünkü, ve daha bir sürü var. Yansız savaş bakış açısı iyi, hristiyanlık propagandası yok ama yani bu ayrıntılarda insanı çok soğutuyo ya filmden.","label":6} {"text":"Filmde 'Lotte' karakterini canlandıran küçük kız; filmi göremeden, filmin yayınlanmasından bir kaç hafta önce gripten ölmüştür :(","label":6} {"text":"Korelilere giderek daha bi alışıyorum sanki.. bence dram konusunda iyiyeler arkadaş.. fakat Kore diline alışkın olmayanlara biraz sahneler ciddi gelmiyor genel olarak analiz bu gibi.. zamanla diyoruz o halde zamanla ;)","label":9} {"text":"filmin tamamı kıbrısta çekilmiştir.","label":3} {"text":"Tam bir korku filmi olduğu söylenemez daha farklı bir derdi var filmin ve buda insanı merak ettiriyor bana göre izlenmeli.","label":6} {"text":"Neredeyse, dönemde çıkmış tüm filmlere göndermesi olan, izlerken gülmekten kırıldığımız serinin son filmi. Leslie Nielsen'in komedi oyunculuğunu oldukça başarılı. Sadece film göndermelerinden ziyade, filminde bir nevi adını aldığı erotik göndermelerle doldurulmuş olan komedi yapısı da başarılı.","label":6} {"text":"Durağan bir havası var.. Konu sıka basa ilerliyor.. Yönetmenin iyi bir şeyler yapmak istediği belli ama bunu filmin içine sıkıştırmış ve izleyice ağır tempoda bir çok düşünme fırsatı veriyor..10/6,5..","label":5} {"text":"bence film kesinlikle ilkinin gölgesinde kalmış.abartılı bazı sahneler var.ama vakit geçirmek ve bazen gülümsemek için birebir.vasat bir aksiyon olmuş kısaca.ben en çok atı beğendim..özellikle trende bir sahnesi varki çok eğlenceliydi:))","label":6} {"text":"Bu kadar uzun bi filmin içinde sadece bi yerde süprizle karşılaşıcaktık ki; !--SPOILER--! O da mafya tipli adamın o kadın olmasıydı!--SPOILER--! Onu da dakikasında çözdük ve tüm eğlence kaçtı. Film aforizmalarla doluydu, bence senarist ve yönetmen Onur Ünlü'nün apansızın aklındaki sözleri biyerlere karalayıp yeni filmini onlarla doldurmaması lazım, şayet komedi türünde bi filmde bu kadarı çok absürd kaçıyor.","label":7} {"text":"hayalperest insanların(benim gibi:)) realistlere göre daha çok seveceği bir film masalsı bir film efektleri başarılı buldum çocuklara hayal gücü gelişimi için izletilebilir 7/10","label":6} {"text":"ve tüm dengeler bozulur.. buhranın görünen yüzü, delilikler... ;)","label":8} {"text":"Sürekli karşılaştırıldığı filmlerden Er Ryan'ı Kurtarmak kadar güçlü bir anlatımı olmasa da İnce Kırmızı Hat filmi kadar güçlü olduğu kesin. Sinema dünyasında pek değinilmeyen bir konuyu iyi kotarmış.","label":7} {"text":"dublaj rezalet... korku sahneleri yetersiz... oyunculuk cok kotu... konu yok... paranizi ve vaktinizi bosuna harcamayin","label":0} {"text":"Banahttp://www.filimadami.com/film/28839/copte-dostoyevski-buldum/anımsattı","label":7} {"text":"Bu yıl gidilebilecek bir filmken gidemedim. Daha yeni izledim ve çok beğendim. Fazla yazacak bir şey yok. Tavsiye edilir.","label":7} {"text":"Çok güzel bir animasyondu ya , hiç sıkılmadan izledim :) !","label":7} {"text":"oldukça sürükleyici ve gerçekçi bi film. film her ne kadar gerçek bir hikayaden alıntı yapılarak çevrilmesede filmde olmayacak olaylar yok. oyunculuklar muazzamdı. 10/10","label":7} {"text":"kitabin hepsini filme aktaramazlar diyosunuz 3.5 saatlik filmler var sefilleri sefiller yapan birçok konu atlanmis","label":7} {"text":"Gizem unsurunu sonuna kadar saklayan,biraz açlık oyunlarına benzeyen bir roman uyarlaması the maze runner bakalım devam filmleri nasıl olucak?","label":6} {"text":"Uzun yıllar evvel 78 yapımı olan filmin namını duyarak başını kurulup izleyip çok çok etkilenidiğimi hatırlıyorum ve yeniden sinema sahnesine çekilceğini duyduğumda ise merak içindeydim. Bende bu filmin büyüsü bozulmaması adına baya bekleterek dün izlemiş bulundum... Rahatsız edici film kategorilerinin başında gelen, filmde ki tecavüz sahneleriyle uzun süre konuşulan en iyi gerilim filmlerinden biri bana göre. Kadının filmde ki psikolojisini en iyi şekilde anlatıldığını, karakterlerin hepsinin başarılı perfonmansıyla 78 yapımı filmi aratmayan bir yapım çıkmış ortaya... Tecavüz sahneleri bir kenara koyarsak intikam sahneleri bombadır bana göre. İzlemeyen varsa orjinalden başlayarak belli aralıklarla 3 filmide izlemeli diyorum.2013 yapımı tekrar yenisi yayınlanmış onuda yakın zamanda izlerim bakalım nasıl olmuş...","label":6} {"text":"mustafa kaya cin çeşmesinden sonra iyi ders almıssın belli filme korku degilde dram yazsaymışsınız iyi olurmuş korku degil çünkü dram ve gerilim filmi ha birde unutmadan o samiyi çokmu aradınız ya ne komediydi o bebe oyle","label":5} {"text":"CAMİ AVLUSUNDA BIRAKILAN FAKİR ÇOCUK İLE ŞOFÖR GOZETIMINE BIRAKILAN ZENGİN ÇOCUĞUN KADERİ AYNIDIR DİYE BAŞLIYOR FİLM Büyük ustanin oynadigi jumanji ile karsilastirmadan öny[spoiler][/spoiler]argisiz izleyebilirseniz beklentilerinizin üzerinde olacağı kesin vakit harcayıp seyredebilirsiniz. Görsel efekt konusunda inat etmeyip klasik bir yerli film olsa çok daha güzel olurmuş Birde Mustafa Kemal Atatürk sahnesi olsa ....","label":5} {"text":"film-noirden alışkın olduğumuz siyah beyaz tema ve finalde dumur olma durumu çok başarılı bir şekilde işlenmiş.","label":6} {"text":"Oyunu bir kenara brakıp sadece filme bakar isek ; sıradan,yenililk katmayan,ilginc birşeyler bekleyip bulamadıgımız bir film olmuş.","label":4} {"text":"benim için hafızada kalan en güzel yanı losttan aşinası olduğumuz kate ablamızın o her zamanki bakışlarını yeniden seyredebilmiş olmamdı.","label":4} {"text":"Bu filmi izlerken birden fazla yabancı dil bilmek ne güzel şey olsa gerek diye düşündüm. Film de Tarantino filmi zaten, ne desen var. Sinema çok güzel şey lan, harbi diyorum ve bu Tarantino hem eğlenmeyi hem de eğlendirmeyi iyi biliyor.","label":8} {"text":"filmi izlemeden önce öyle büyük beklentiler içerisinde değildim. kurgusuna, olay örgüsüne, sahne çerçevelerine falan da dikkat etmedim. konusuydu benim için önemli olan. kapatlılan maden ocağında çalışan çalışan işçilerin umutsuzlukları, aileleriyle yaşadıkları çöküntüler gayet naif anlatılmış. hafif siyasi mesaj isteyenlere tavsiye edilebilir. ama özellikle rodrigo konçertosu dinlenmeli.","label":7} {"text":"bu filme savaş filmi denemez asla çünkü hiçbir savaş ve savaş filmi bu denli hümanist bir akış açısıyla yapılamaz.en güzeli de bunun gerçek bir hikaye olduğunu bilmek...","label":7} {"text":"tamam iyi güzel bir film ama süre olarak çok çok uzun.insan izlerken bazı sahnelerin gereksiz yere uzun çekilmesi sonucu sıkılıyor,bunalıyor.filmin sonlarına doğru insanın uykusu geliyor.ama yinede geçer not almıştır benden.matin sheen çok başarılı. iyi seyirler...","label":7} {"text":"Senaryosunu da, Japon Capcom şirketinin aynı isimli video oyun serisindeki ilk ve ikinci hikayelerinden uyarlayarak yazan Johannes Roberts'ın yönetmen koltuğunda oturduğu Resident Evil: Welcome to Raccoon City&, son saniyesine kadar ilgiyle izlenen bir aksiyon gerilim olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, görsel efekt ve yeşil perde teknolojilerinin dibine vurulduğu; 25 milyon dolarlık bütçe ile türün usta görüntü yönetmenlerinden Maxime Alexandre'ın bakış açısıyla çekimleri, Kanada Ontario'da yapılan filmimize biraz daha yakından bakalım... Sekiz yaşındaki Claire (Lily Gail Reid) ve kendisinden bir iki yaş daha büyük olan ağabeyi Chris Redfield (Daxton Gujral), Raccoon Şehir Yetimhanesinde yaşayan çocuklardan olup söz konusu Claire, dünyanın en büyük ilaç devi Umbrella / Şemsiye Şirketinin bir çalışanı ve yetimhanenin denetçisi olarak Dr. William Birkin'in (Neal McDonough) üzerinde yaptığı deneyler neticesinde fiziksel yapısı ciddi biçimde bozulan Lisa Trevor (Marina Mazepa) ile arkadaş olur... Aradan geçen yıllar sonrasındaki yağmurlu bir 30 Eylül 1998 akşamında, otostop çekerek bir tankere atlayan genç Claire (Kaya Scodelario), polis olan kardeşi Chris'i (Robbie Amell) görmek üzere yeniden, Umbrella'nın ana üretim tesislerini başka bir bölgeye taşıdığı Raccoon Şehrine dönmektedir... Ancak yolda kendisine sarkıntılık yapan tankerin sürücüsü (Pat Thornton), bir anlığına gözünü yoldan ayırınca yola fırlayan zombi görünümlü bir kadına (Kalie Hunter) çarpar... Çarpar çarpmasına da, her ikisinin de öldü sandıkları kanlar içindeki bu kadın, kendilerine fark ettirmeden kaza mahallinden uzaklaşırken ardından koşuşturan sürücünün köpeği, kadının asfalta yayılmış olan kanlarını büyük iştahla yalar... Saatler 23.17'yi gösterirken, Umbrella'nın kurucusu Oswald Spenser'ın hayattayken kullandığı Malikanesinde bulunduğu ihbar edilen parçalanmış vaziyetteki bir cesedi teşhis etmeye giden resmi kıyafetli Enrico Marini (Sammy Azero) ve Kevin Dooley (Dylan Taylor), birer kahve içmek amacıyla bir kaç haftadır tuhaf bir şekilde gözünden kan akmakta olan Louise'in (Jenny Young) işlettiği Emmy'nin Lokantasına daldığında içeride; gece vardiyasındaki sivil memurlar Jill Valentine (Hannah John-Kamen), Albert Wesker (Tom Hopper) ve Richard Aiken'ın (Chad Rook) yanı sıra karakollarına yeni tayin edilen Leon Kennedy'de (Avan Jogia) oturmaktadır... Yani Raccoon Şehrine o gece ayak basacak olan tek kişi Claire değildir... Derken Claire'de gelir zaten... Ve kendisini tankerden indirir indirmez sürücü, zombileşen köpeğinin saldırısına uğrayarak ısırılır... Neyse... Nihayet Claire, açan olmadığı için kilidini kırmak zorunda kaldığı Chris'in evine girer ve onun ile internette yazıştığı Raccoon sakinlerinden Ben Bertolucci'den (Josh Cruddas) öğrendiği, şehrin suyunun ve dolayısıyla da insanlarının yıllardır zehirlenmekte olmasının yanı sıra kapatılan Umbrella tesisinde, Çernobil benzeri tehlikeli bir sızıntının meydana geldiği bilgisini de paylaşır... Üstelik yine Claire göre Bertolucci, o paylaşımından itibaren sırra kadem de basmıştır... Fakat aynen diğer polisler gibi hastalığa dair tek bir belirti dahi göstermeyen Chris, Claire'in anlattıklarına kulağını tamamen tıkamakta ve hatta vakti zamanında kendisini tek başına bırakarak kaçtığı için kızgın olduğu kardeşini neredeyse şehirden kovmaktadır... Halbuki biraz sonra Claire ağabeyinin, zombiye dönüşen karşı komşusunun (Stephannie Hawkins) saldırısına uğrayacak ve ağabeyinin motosikletine atlayarak oradan hızlıca uzaklaşacaktır... Tam bütün bunlar yaşanırken, Umbrella Şirketinin öten sirenleri ve Evlerinizden çıkmayın anonsları, şiddetinden hiçbir şey eksilmeyen yağmurlu gecenin sessizliğini böler... Ki, aldığı telefon ardından Dr. Birkin, karısı Annette (Janet Porter) ve kızları Sherry (Holly de Barros) ile şehri terk etmeye hazırlanmaktadır... Yalnız duyduğu ve her hangi bir anlam da veremediği anonslar karşısında telaşa kapılan Şef Irons (Donal Logue), tüm aramalarına karşın Spencer Malikanesindeki ceset için yola koyulan Marini ve Dooley'in telsizlerine de ulaşamamaktadır... Aynı esnada polis memurlarından Wesker'ın çağrı cihazına, &Şimdi zamanı& şeklinde bir mesaj gelir ve soyunma dolabına yönelir... Oraya bırakılan elektronik bir cihazda, Raccoon Şehrinin sabah saat 6'da imha edileceği yazmaktadır... Dakika 35... Aracına atlayan Şef Irons tek başına şehri terk etmeye çalışırken, Vickers (Nathan Dales), Jill, Chris, Albert ve Richard'tan oluşan Alfa takımını Marini ve Dooley'ı bulmaya gönderecek, çaylak memur Leon'u da karakolda tek başına bırakacaktır... Burada kestik... Zira Claire'ın kentten ayrılmasına sebep olan travma dahil filmdeki bütün kırılma anları, geride kalan 72 dakikalık bölüm içinde sizleri bekliyor olacak... Yeter ki, çok büyük beklentilere girmeden ve yapılan mesnetsiz eleştirilere aldırmadan tadını çıkartmaya bakın... Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"The Shining fanatiklerinin izlemesi gerektiği ilginç bir belgesel..","label":6} {"text":"Aldığı ödülü de puani da kesinlikle hakeden bir film. Ozellikle Jack Nicholson ve Leo'nun oyunculukları için bile izlenir. Özellikle Leo'nun yaşadığı sıkıntıyi stresi panik halleri resmen hissediyorsunuz. Spoiler yemezseniz sonunda dumura uğramanız mümkün.","label":7} {"text":"Keyifle, sıkılmadan izlenebilen bir aksiyon filmi. Dram türünden baya baya aksiyona evrilmiş. Senaryosu hakikaten iyi. Son yimi dakikasında işler iyice çığırından çıksa da. Hollywood yerine başka birileri bu filmi yapsa hali nice olurdu acaba? Sağlam bir bağımsız film çıkabilirdi belki. Yine de Dennis Quaid'ın karizması yeter. Bir de Johnny sana bir sözümüz var; \"Ne babanı arıyordun evlat o telsizde.\" Filmin tüm malzemesi sayende ortaya çıktı. Kuzey ışıklarını görmek de pek hoştu doğrusu. İzlenir.","label":6} {"text":"ikinci dünya savaşını anlatan filmler arasında belki de en kenarda köşede kalmış olanı bu filmdir.bu çok talihsiz bir durum tabii ki çünkü film şiirsel bir dille aktarılmış çok iyi bir film.farklı yapısıyla benzerlerinden ayrılmış.film üzerine söylenecek çok şey var.komedi ile heyecan öğeleri çok iyi harmanlanmış.mutlaka izlenmesi gerek","label":8} {"text":"Cok kaliteli bir film. 3D sevmem genelde ama bu filme yakışmış. Life of Pi andırıyor konsept olarak ama bence daha güzel. Tavsiye ederim.","label":9} {"text":"harika güzel bir film. romantik duygusal ve komedi.harmanlanmış ve ortaya bu çıkmış.","label":7} {"text":"Konu itibari ile yine çok uçuk ama anlatım itibariyle başarılı bir yapım... İnsanlık dramını ele alış şekli ve aksiyon sahneleri oldukça başarılı... İzlemeye değer...7/10","label":6} {"text":"dünyadan böyle bir insan, böyle bir sanatçının geçtiğini bilmek ne güzel! Yıl 1925... Ortada akıl almaz bir sinema aşkı olmalı ki bu filmler ortaya çıksın. Takdir etmemek, hayran olmamak mümkün değil. ayakkabı yeme sahnesini çok duymuştum ama bu kadarını beklemiyordum. hakikaten şahane!","label":8} {"text":"Serinin en kötü filmiydi, diğer filmler ve sabit kalan kadro için izlenilebilir...","label":5} {"text":"güzel bi aksiyon filimi.eski ama güzel.8","label":7} {"text":"Jim Carrey i ve hayvanları sevsemde katlanamadığım filmdir. Tam bir hayal kırıklığı. Belki de işin içinde Jim Carrey'nin olduğunu bildiğim için beklentilerimi yüksek tuttum. Özellikle Jim Carrey nin o samimi halinden eser yoktu sanki, film çok samimiyetsiz ve çok antipatik geldi bana. Bunun yerine çok daha güzel aile filmleri izlenebilir","label":5} {"text":"eğer Ufuk özkan seviyorsanız Metin zakoğlunun tiyatro oyunlarını severek izliyorsanız hoşunuza gidebilir,az da olsa komik sahneleri yok değildi ama sinemaya gelen çocuklara baktığımızda hedef kitlesinin ne olduğu anlaşılıyor,çocuklar için ideal bir film olmuş 4/10","label":4} {"text":"Netflix'in her zaman ki gibi para kazanmak için yaptığı beş para etmez, altı boş filmlerinden biri.","label":0} {"text":"Beklediğimden çok daha iyi bir iş olmuş. Izlemesi keyifli özgün bir film. Renkler, dekor, kostümler çok hoş. Cem Yılmaz gerçekten kaliteli işler çıkarmak ve projelerini bu şekilde izleyiciye sunmak için elinden geleni yapıyor. Muhtemelen bir TV kanalı alıp surmimor diye bir program yapsa Türkiye'de daha sevilen bir insan olurdu ama kendi bildiğini yapıp kaliteli işler çıkardığı için ben kendi adıma buradan teşekkür edeyim kendisine.","label":8} {"text":"Dostum 70'lerde çok değişik kafalar yaşamışsınız dediğim yapım. Şimdilerde her şey yapay, sahte. Alın 90'lar 2000'ler sizin olsun bize geçmişi verin lan.","label":9} {"text":"Sıkıcı, gereksiz ve ucuz ama çok şükür ki kısa.","label":4} {"text":"Finali ile şaşırtan, eli yüzü düzgün bir gerilim...","label":9} {"text":"İsmi pek olmamış. Çeviri daha iyi duruyor. Ride the Lightning olsa daha iyiydi sanki","label":7} {"text":"turunun iyilerinden sikilmadan izleyebilirsiniz tek izlemenizde yarar var Natalie Portman hayranlari kacirmayin :)","label":7} {"text":"çoğu kişiden cok sıkıcı diye yorum aldığım ama çok beğendiğim bir film.. ayrıca üç ana karakterde çok iyi oyunculuk sergiliyorlar..Anlatmak istedigi seyler harika, kurgusu mükemmel, izleyin derim.","label":8} {"text":"Xaiver Dolan'ın çektiği 2. film ve benim de izlediğim 2. filmi. Çok seviyorum bu çocuğu, çok takdir ediyorum! Genç yaşından büyük işler başarıyor. Müzikleri, diyalogları, oyunculuklarıyla müthiş bir filmdi. Daha da izlesem aynı tadı alırım :)","label":8} {"text":"Çok iyi bir film, sonundak çatışma bu kadar baygın ve uzatılmış olmasaydı daha da iyi olurmuş. Yine de, Japon filmlerini sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.","label":7} {"text":"Filimin konusu tamamiyle yalan, kurgu dersen oda 3. sinif aksiyon savas filmleri gibi, Gurcistan hakli propagandasini acil bir sekil de filme etmek istemisler.","label":4} {"text":"Aslında özgün bir konu.. fakat Çağan Irmak filmlerinden alışılmadık bir çömezlik..","label":7} {"text":"Açıkçası çok kolpa bir film çıkacağını düşünmüştüm. Tek umudum, Tom Cruise'ın Collateral filmindeki performansına yakın bir şeyler izleyeceğimdi. Ki, o kadar olmasa da, son derece soğuk kanlı ve bir o kadar da 'sevimli' bir ajan olup çıkıvermiş. Sonuçta eğlendirmek amaçlı çekilmiş başı sonu belli, amerikan komedi gençlik filmleri ve ajan temasının tek çatı altında ve diğerlerinden bir takım tekniklerle ayrılan bir filmdi. Önyargılı gittiğinizde bu ne ya diyebileceğiniz, ancak önyargınızı bir kenara bıraktığınızda sizi çok güldürecek bir 'filim' :) Özellikle yönetmenin bir takım zor sahnelerden kurtulmak için filmin 2 yernde kullandığı yöntem çok hoşuma gitti. Saygılar.","label":7} {"text":"Baştan aşağı klişelerle örülü bir 'aldatan erkek' hikayesi...Neden kendisine başyapıt muamelesi yaptığını​ anlamak oldukça güç.","label":1} {"text":"Ne geçmişi ne geleceği, şu an ayaklarınızı bastığınız ve ne yazık ki, çocuklarınızın da üzerinde yürüyeceklerini düşündüğüm, çivisi çıkmış dünyamızı anlatan bir film, kanımca bilimkurgu filmi bile değil. Bildiğiniz sosyolojik gerilim. Etkili bir hiciv. Ağlayarak alkışlıyorum.","label":7} {"text":"Yönetmenin önceki Lawless filmi de birebir benzer şekilde seyretmişti. İyi kadro, nispeten gerçekçi atmosfer, olaylar gelişiyor, film bitiyor ama bıraktığı hiçbir etki yok. Haliyle ertesi gün unutulup gidiyor. Yönetmen bir şeyler yapmaya çalışıyor ama malesef tam anlamıyla beceremiyor. Kattığı ekstra hiçbir şey olmayınca yine sıradanlıktan kurtulamamış. Kadro olmasa filmi şu haliyle izlemek için pek bir sebep kalmaz görüşündeyim. 5 / 10","label":4} {"text":"Son bi ay içinde izlediğim en iyi film. İnsanı içine alıp daracık sokaklarda dolaştırıyor, araba camından cadde üzerindeki evleri izlettiriyor. Tabiyki Jim Jarmusch","label":9} {"text":"Her şey harikaydı ama o final neydi be birader!","label":9} {"text":"Berbat bir film olmuş korku filmiyle alakası yoktu daha çok filmin içerisindeki ilk hocanın yaptığı gibi bıyık altından güldük oyunculuklar zaten berbat korku filmlerinde zaten oyunculuk değil konu sürükler o da sıfır !!","label":0} {"text":"lee pace için izlediğimi itiraf etmekte tereddüt etmeyeceğim bu film yerine sevdiğim bir dizinin herhangi bir bölümünü tekrar izlesem de olurmuş, filmi.","label":3} {"text":"Filmi öncelikli olarak standart bir senaryoya sahiptir diyerek izledim. Senaryosu izlenmeye deyecek kadar güzel. Filmin içerisinde izleyici yer bulabiliyor. Çekim esnasında, kamera kullanımını ve görüntüleri çok beğendim. Sonu tahmin edilse de güzel bir dokuyla bitirilmiş ve yok artık dedirtebiliyor.","label":8} {"text":"Filmin bitmesiyle beraber yüzünüzde kocaman bir gülümseme oluşacak ve şöyle diyeceksiniz kendi kendinize: Ben bu filmi şimdiye kadar nasıl izlememişim!","label":9} {"text":"giden 90 dakikamı geri istiyorum. amaçsız konusuz iğrenç bir filmdi. sürekli bir şeyler olması için beklesem de bomboş bir sonla bitirdi kendini. izlemeyin","label":0} {"text":"gülünecek hiç bir şey yok. senaryo 2 günde yazılmış kalitesiz bir senaryo. 2 ve 3 iyiydi ama 4 de saçmalamış. aynı bayat espirilerden başka birşey yok","label":0} {"text":"İntikam filmleri her zaman merak uyandırmıştır ve bu nedenle sevilir. Burdada bir intikam öyküsü izliyoruz. Daha doğrusu kendi adıma izlemeye çalıştım demeliyim. Mel Gibsonun oynadığı bir filme en azından vasat iyebilmeyi isterdim ama maalesef onu bile diyemiyorum. Film gerçekten kötü. Mel Gibson bile kötü. Film bana kesinlikle duygusunu geçiremedi. Çocuğu gözlerinin önünde vurulan bir baba ne hisseder. Allah kimseye yaşatmasın ama sanırım bunu yaşayan biri Mel Gibson gibi yaşamaz. Kızını kaybeden bir baba rolünü hiç yaşayamamış. Bu kadarmı duygusuz ve donuk olur bir baba. O yüzden daha 10. dakikada koptum zaten filmden ama yinede tahammül ederek izledim. Ama bence siz zamanınızı harcamayın.","label":4} {"text":"İsmail Hacıoğlunun oyunculuğu çok başarılı. Film ise vasat. Küfür olayına bende değinmek istiyorum. Birçok kişinin dediği gibi evet yer altı dünyasında canımlı, cicimli konuşulmuyor ama filmdede buna özellikle vurgu yapmak için küfür olayı fazlaca abartılmış. Kısca ortalama bir film olmuş.","label":5} {"text":"Son zamanlarda izleyip izleyebileceğiniz en komik ve keyifli filmlerden..","label":0} {"text":"Seks sahnelerinin varlığını gercekten ilk kez bu filmde olmazsa olmaz olarak gördüm. Ozon öyle yerleştirmişki genellikle gereksiz olarak gördüğümüz bu sahneleri, heralde onlar olmasaydı bu film mesajını veremezdi diye düşünüyorum ister istemez. Olay örgüsü Secret windowla cok benzesen ama apayrı bir film desek uygun olur sanırım. İzlenmeli.","label":7} {"text":"Sadri Alışık'aen çok üzüldüğüm filmlerden biri, bir diğer film iseAh Güzel İstanbul'dur.","label":8} {"text":"Çok keyifli ve komik bir film. Özellikle İlker Aksum çok başarılıydı onun için dram veya komedi farketmiyor. Her türlü rolün altından kalkabilecek çok yetenekli bir oyuncu. Ayrıca Çinli rolündeki elemanlar çok komikti. Çetenin reisi olanı Goradaki Arif'in \"seni seçtim çünkü sen farklısın japonsun bi kere akıllı adamsın\" dediği deri atölyesinde çalışan Kazlıçeşme çocuğu :) Bu arkadaşla 2004 yazında Avşa adasında tanışmış, kuzeniyle arkadaş olmuştum. Buradan selam gönderiyorum kendilerine :)","label":6} {"text":"Eğlenceli filmdi. Angelina bu rolün üstesinden de gelmeyi başarmış.","label":6} {"text":"Müziği bırakmış bir rock n roll gitaristi olduğumdan dolayı diye tahmin ediyorum beni etkilemeyi başardı film. Fakat göreceli bir film olduğunu düşünüyorum. Müzik ruhu olmayan birisi; ' bu ne lan böyle' ya da 'zaman kaybı' diye yorumlar atacağından eminim.","label":7} {"text":"Tek solukta izlenebilecek kadar kaliteli bir aksiyon. The Rock'ın en iyi filmi belki de... Son yarım saat sonu için ipucu veriyor, dolayısıyla tahmin edilebilirliği var ama en azından havada bırakmıyor. Bittiğinde Borderlands 2'nin müziğiyle bitmesi beni mest etti. Şahane şarkı, şahane oyun, iyi film. 7/10","label":6} {"text":"Senaryosu klişe de olsa kendini izlettirmeyi başaran bir film, 90'lar filmlerini seviyorsanız bu filmi de seversiniz ilk 10 dk'sı biraz durağan sadece ondan sonra akıcılaşıyor.","label":6} {"text":"Emir-komuta zinciri içinde dik durmaya çalışırken veya sadece tenlerinin renginden dolayı ezilen askerleri anlatan mükemmel bir film. Aynı zamanda hayatım boyunca gördüğüm en komik sahnelerden birine de sahip olan film. Zenci eleman, esas elemanın uğradığı haksızlıklar ve kendisine yapılan ırkçı hareketler sonucunda limitini doldurur ve kafadan birkaç tahtayı atarak, kırık bir şekilde hareket etmeye başlar. \"Orduyu bıraktım artık\" diyerek yaptığı hareketler ve konuşmalar beni gülmekten gebertti. Hele ki komutanın odasına girişi... offf hala gülüyorum :)","label":7} {"text":"Muhteşem bir belgsel, konuya ilgili herkesin izlemesi lazım. Görsellik çok iyi, anlatım muhteşem. Sıkmadan, uzatmadan konuya çok iyi odaklıyor sizi. Gitmediğimiz, belki hiçbir zaman gidemeyeceğimiz yerler ile ilgili bu kadar çok bilgi sahibi olmamız takdire şayan.","label":8} {"text":"kesinlikle çarşı nasıl karışır bunun tam anlamı olan bu filmde ırak üzerindeki oyunların nasıl işlendiğini kurulan cümlelerin nasıl değiştirildiği tamamiyle ortaya koyulurken aynı 'kurtlar vadisi gladyo' filmi gibi olduğunu ısrarla söyleyebilirim. iyi yapılmış bir siyasi eleştiri filmi en azından şunu başarıyor, izleyici üzerinde 'acaba olmuşmudur ? ' etkisini başardığı için film hem sine puanını hemde beğenisini yadırgamamak lazım.daha nice bu gibi gerçekliğe vurgu yapan filmlerin gelmesi dileğimle hem türkiyedeki yapımların hem avrupadaki yapımların hemde amerikadaki yapımların bu yönde olması dileğimle herkese iyi seyirler dilerim.son olarak 'traitor' filminide izlemenizi tavsiye ederim yine bir amerikan iç hesaplaşması var filmde konuyu yazmıyorum buraya ama izleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız 10/7","label":6} {"text":"Genel olarak aksiyon filmlerini çok seven ve her fırsatta izşleyen bir insan olarak, bu filmde nedendir anlamadım ama sıkıldım. Çoğu çizgi roman karakterini, mitolojik karakterleri tekrar yarattılar ve hepsi ciddi anlamda güzel oldu. Ama Herkül söz konusu olunca bir türlü işi kıvıramadılar. Dwayne Johnson Herkül'ü oynamak için gayet uygun olmuş, ama nedense film boyu bana çok az konuşuyormuş gibi geldi. Bir de keşke biraz daha uzatsalarmış filmi. Her şey çok hızlı olup bitiyor. Nedendir bilmem ama ben böyle filmlerdeki asker eğitin sahnelerini çok severim. Olabildiğince uzun olsun isterim. Bu filmdeki eğitim sahnesi, diğer bütün olaylar gibi çok kısa sürdü. Uzun lafın kısası izleyin ama çok bir beklentiniz olmasın filmden.","label":5} {"text":"Capote, kabul etmek gerekir ki bu film herkese göre değil. Aslında bu biraz bu tarz filmlerden ne beklediğini bilmekle alakalı bişey. Bu ve bunun gibi biyografik filmlerde senaryodan öte ana karakter göze çarpar ve bencede öyle olmalıdır. Yani karakter bir anlamda senaryodur başlı başına senaryoyu o karakter yaratmıştır. Ama bazı filmlerde de olur ki bir senaryo vardır ve oyuncular o senaryo çerçevesinde ordan oraya savrulurlar...Yani anlatmak istediğim bu tarz filmlerden olağanüstü bir senaryo beklemek artık bana anlamsız geliyor. Çünkü ortada bir hayat hikayesi var sırf konu ilginç olsun diye yaşanmamış bir takım olayları o kişinin hayatına sokmak, öyleymiş gibi nitelendirmek yanlış olur. Bu filmde zaten truman capote’nun hayatında yeterince ilginçlikler yer alıyor zaten. Truman Capote gercektende dünyada gördüğüm en ilginç ve karmaşık insanlardan birisi. İnsanların kendisi sadece konuşma tarzından dolayı tanıdıklarını zannettiklerini söylüyor. Bu sözü beni çok etkiledi, gerçektende öyle değil mi bakın şöyle çevrenize sizi tanıdığını idda eden insanlara eminim sizden bir haberdir. Hatta bu konuda bay capote öyle ileri gidiyor ki zamanla çıkarları uğruna kendi kendini tanıyamaz hale geliyor. Hatta filmin sonlarında capote’ye harper lee(catherine keener) sanıkları kurtarmak istediğini ama bunun için hiç bir şey yapmadığını hatırlatıyor. İşte benim için filmin en can alıcı sahnesi buydu. Hayatımda duyduğum en manalı sözleri sarfetti catherine keener... Bu sözler üzerine uzunca düşündüm halada zaman zaman düşünmekteyim bir insan neden hem ister hemde yapmak istemez...Bütün bunlar bir yana film oldukça sade ve düz bir anlatım uslubuyla izleyiciyi zaman zaman sıksada yinede önemsenecek kadar başarılı bir film. Filmde kendimce eksik bulduğum tek şey özgün müziklerin son derece gelişigüzel ve çok az yerde çalmasıydı. Belirtmeden gecemeyeceğim philip seymour hoffman gerçekten muhteşemdi belki bu filmi bu kadar önemsememin sebebi o olsa gerek, harper lee rolündeki catherine keener de yılın en iyi yardımcı rollerinden birinı canlandırdı. Her ikiside bağımsız sinemadan gelmelerinin avantajını yaşadılar, çünkü bu rolleri sıradan bir oyuncunun kaldırması mümkün değil...","label":6} {"text":"Elbetteki mükemmel bir film değil, sonuçta bütçesi belli, sponsorları belli, çapı belli. Bu yüzden filmin teknik boyutuna bir şey diyemem, kaldı ki kötü bir teknik var da diyemezsiniz. Sadece anlattıkları için bile izlenmesi gerekir. Anlattığı şeyler ütopik değil, bilimkurgu değil...","label":8} {"text":"tam anlamıyla anlamsız oyunculuktan uzak bel altı bir film yaklaşmayın","label":0} {"text":"Filme hiç bekkemediğim bir anda,2 dakika içerisinde karar verip salona girdim.Açıkçası filmle ilgili fazlaca tereddütüm vardı ancak filmin baslangic sahnesi bir anda bende olumsuz ne kadar düşünce varsa alıp götürdü.Filmin izleyici kitlesi haliyle kurtlar vadisi dizisini izleyenler olacağından bazı izleyiciler gibi sırf aksiyon sahnelerinden dolayı bu filmi izlememeliler.Zira filmin değinmiş olduğu konu çok önemli.Ve bu konuda gerçekten güzel işlenmiş.Musa Uzunlar resmen oyunculuğunu konuşturmuş.Hiçbir şekilde sıkılmadan izlemdim diyebilirim.Ve filmi izlemeyi azıcık bile düşünen arkadaşlara olumsuz yorumlara kapılmadan gönül rahatlığıyla gitmelerini öneriyorum.Filmin sonunda herkesin üzüldüğü ve tahmin ettiği son farklı bir son ise kaçınılmazdı...","label":9} {"text":"Herşeyden öte filmin görselliği çok başarılı. O kadar çok masaüstü arka plan manzara fotoğrafı çıkar ki filmden senaryosu da vurucu ve güzel işlenmiş. Ama ben bu konuda biraz şansızdım. \"Bir Umut Yeter\" adlı yerli dizinin ilk bölümünü izlemiştim ve bu dizinin senaryosu bu filmden bire bir alınmış. Spoiler yemiş gibi oldum.","label":6} {"text":"İki saat boyunca hiçbir soru sormadım; sadece çığlık attım, şaşırarak içecek fışkırttım ve kıkırdadım. Sonuç olarak film, her zaman olmak istediği gibi görünmüyor (korku filmi olarak kategorilendirilmesi açısından). Ama yine de harikalarla dolu, gotik bir keyif.","label":7} {"text":"Şiir dışında pek artısı olmayan süreside çok uzun olduğu için zaman zaman sıkıcılık boyutlarına ulaşan bir filmdi..Filmde sağlam bir başrol erkek oyuncu eksikliği hissediliyordu..Belki o zaman biraz daha tempolu bir film olabilirdi.","label":6} {"text":"Açıkçası sıkıcı bir filmdi.Tamamen zaman kaybı.Sinemadan çıkınca kendime Ben bunun için mi geldim.Zaman kaybından başka bir şey değil.&dedim.Son zamanlarda cin,şeytan konulu çok film çekildi ve açıkçası ben artık sıkıldım.Nerdeyse hepsi de birbirinin aynı.Artık bu işten vazgeçilip farklı ve orjinal konularda filmler çekilmeli.Bence bizler korku filmlerini beceremiyoruz.","label":2} {"text":"Oyuncu kadrosuna aldandım ama tamamen vakit kaybı! Konu güzel seçim fakat anlatım bir ilkokul öğrencisinin anlayacığı düzeyde diğer yandan yapılan reklamlarla sürekli sponsor desteğini hissettiren inandırcılıktan uzak vasat bir film.","label":4} {"text":"Buna film diyen bir daha film izlemesin. Bir film kötü olabilir, konusu sarmayabilir ama bu bir film değil.Filmin sahnelerini yürürken cekmisler ve kamera sallaniyor. Basim döndü izlerken 15 dk dayanabildim.","label":0} {"text":"Çok başarılı bir absürd komedi. Beklentilerimi kesinlikle karşıladı. Oyuncuların kalitesi filme de yansımış. Çok iyi bir kitap uyarlaması.(7/10)","label":6} {"text":"işin içinde Pixar Var Tabi Bu Anime Seyredilmesin Hangisini Seyredicez valla güzel olsada olmasada pixarın animeleri her zaman anlamlı komik ve göz alıcı oluor tavsiyemdir herkese...","label":9} {"text":"böyle kadroya böyle dandik film. harika oyuncular aynı filmde. ama oyunculuk yapmalarını gerektirecek bir film yok ortada. roller kısacık. bi kere konu dandik. soderbergh parasız kalmış bu arkadaşlardan da rica etmiş onlar da kıramayıp filmde oynamışlar havası var. izlemeyin vakit kaybı.","label":6} {"text":"Tek bir cümleyle konuyu açıklayabileceğiniz sıg bir film. Özgürlükçü damarlarınız bi hızlı akmaya başlıyor film de o ayrı. Birde egede akdeniz koyları kasabaları bir içinizden geçiyorki oda ayrı. Rahatsız edici şekilde sevişme sahneleri, anlamsızca araya giren ofis sahneleri, tam bir konusu olmayan radyo sahneleri. Oyunculuklar süper diyebilirim. Sonuç olarak insanın harley davidson alayım birde deri kaplı kask çakayım hemen diyesi geliyor.","label":5} {"text":"Uzun zaman sonra bende Into the Wild etkisi bırakan bir başka film ile karşılaşmış durumdayım şu anda. Etkisi üzerimde bir süre daha kalacak gibi sanırım. Ayrıca bu sene izlediğim onlarca çöpün arasından çıkan altın değerinde bir film. 2016 yılındaki izlediğim 40 küsür film arasından kesinlikle en iyisi buydu. Hem oyunculukları hem senaryosu her bakımdan tam bana hitap eden bir film. Film sizi alıp hayal dünyalarına götürüyor, farklı duygular yaşamanıza neden oluyor. Bambaşka hislerle izliyorsunuz. Eğer siz de o çocukların arasında olmak, onlar gibi hayatı hayatın içinde öğrenmek gibi duygulara kapıldıysanız, bu film sizi de etkilemiş demektir. Sistem eleştirisi, hayat enerjisi, doğa, orman görüntüleri basit ama çok değerli bir tema ile işlenmiş ve hem huzur veren hem de oldukça düşündüren bir film. Ben çok sevdim. Şehrin kalabalığından ve stresinden sıkıldıysanız şu film ile bir mola verin kendinize. İki saatlik bir yolculuğa çıkın. Bir dipnot; kapitalizm çok güçlü, hemde çok. İyi seyirler...","label":8} {"text":"Sinematografisi itibariyle sanki 1950'li yılların ürünü, siyah beyaz klasik filmlerden birini seyretmişim hissi verdi. Miller's Crossing, Coen biraderlerin şişirilmiş diğer birkaç filmi yerine tercih edebileceğim, ellerinden çıkan en kaliteli çalışmalardan biridir bence.","label":6} {"text":"çok güzel çok heyecanlıydı","label":9} {"text":"1 yıldız fazla gelir bence filim in sonu başında gösterildi filmi anlamaya çalıştık korku sahnesi mi hiç korku titreme aksiyon yaşamadık arkadaşlarla. Bide koca sinemada 5 kişiydik millet niye gitmiyor dedik meğerse filim berbatmış. 5 arkadaşım da beğenmedi. Vaktimize yazık valla","label":0} {"text":"İşin içinde David Mamet var bir kere. Hikayenin kendisi zaten on numara. İlk versiyonu da bunu da çok severim fakat David Mamet ve oyuncuların etkisiyle bu film noir bence ilkinden de iyi.","label":7} {"text":"Haneke'nin Mutlu Son'unu izlemişim. Neyse ki iyi bir filmdi.","label":8} {"text":"ülkemizin somut bir acisina vurgu yapan bir durumun biraz karikatürize edilmis bir yansimasi.izlenmeli 4/5","label":7} {"text":"Filmi beğendim gibi. Ama olmamış diyebileceğim çok fazla nokta var. İlk olarak hikayede eksiklikler kendini gösteriyor. Hikayenin baştan sonra anlatılmayışıyla gizemli bir hava verilmeye çalışılmış. Ama olmamış. Çoğu zaman \"Ne oluyor lan şimdi?\" \"Bu çocuğun gücü ne şimdi anlamadım?\" kafasında takılıyorsunuz. Bir hava verilmeye çalışılmış ama olmamış. Ne tam anlıyorsunuz ne de tam olarak zevk alıyorsunuz. Oyuncular iyi. Micheal Shannon Take Shelter filminden tanıdığım bir oyuncu. Buradaki performansı da o filmdeki kadar iyi. Kirsten Dust'ın varlığıyla yokluğu bir olmuş. Joel Edgerton'da elinden geleni yapmış diyebilir. Kısacası, eğer fantastik bir film izleyeyim çıtır çerez bir şey olsun, konu-senaryoya çok gerek yok diyip izleyecekseniz zevk alacağınız bir film. Ama beklentiye girip izlerseniz aynı şeyi söyleyemeyeceğim.","label":5} {"text":"İlki kadar olmasa da yine de keyifle izlenebilecek bir film..","label":5} {"text":"Çocuklar için yapılmış bir animasyon. Çoğunlukla film izledikten sonra etkilenirim, birkaç gün bazı sahneler aklıma gelir. Bu filmde aklımda kalan sahne yok. Vasat altı bana göre.","label":3} {"text":"bu kadar klişe bi senaryo olamaz","label":1} {"text":"Ortalamanın üstüne çıkamamış, biraz da sıkıcı. Filmden hatırladığım tek şey rakun t şşağı...","label":5} {"text":"Hayatımda izlediğim en saçma filmlerden biri olmayı başardı. 2010 larda değilde sanki 70 li yılların imkanlarıyla çekilmiş gibi. Her yanından saçmalık akıyor. Kısır olan kadının kocası hastalığa yakalandıktan sonra eşiyle ilişkiye giriyor ve kadın nasıl oluyorsa hem hamile kalıyor hem böcek doğuruyor. Böcek büyüyüp devasa birşey haline gelip promethusu yiyor. Sonra alien tarzı birşeye bürünüyor. Yani her yerinden ultra ötesi saçmalık akıyor. Görsellik olarak tamamen vasat. Maymunlar cehenneminin eski versiyonları kalitesinde görüntü olarak resmen. Bu film için sinemaya gitmediğim için sevinmekle beraber bu filmi izlemek için harcadığım zamana üzülüyorum.","label":0} {"text":"film bildiğin district 13&.son yıllarda bu kadar saçma izlediğim 2. film düğün dernek&.daha filmin 10. dakikasında sonunu gördüyin!!Paul Walker'ın anısını kirleten bir film.","label":0} {"text":"Hayatımda izlediğim en berbat film. Ne senarist ne oyunculuk ne makyaj ne sanat ne de yönetmen. Hiç biri iyi değil. Paranıza boşa harcamayın. Yapmayın böyle filmler yapımcılar.","label":1} {"text":"Tamamen boş bir film zamanınız çoksa izleyin.Film öylesine sırf kadın kahraman film furyasından yararlanmak için çekilmiş","label":1} {"text":"Filmi bugün izledim.Herkes gibi pilar rolündeki bayan oyuncuyu çok beğendim,olağanüstü bir performans segilemiş.Film psikolog yardımıyla antonıo'nun duygularını,çatışmalarını çok net veriyor.Konu da özellikle ülkemizde çok rastlanan toplumsal bir sorun olunca, ister istemez yaşamınızdan küçük alıntıları izler gibi oluyorsunuz.(bir de söylemeden edemiyeceğim sevişme sahnesini çok özel ve güzel buldum(:)","label":6} {"text":"Madem efektler güzel ben bu filmi izlerim.","label":7} {"text":"Dünyanın en boktan filmi olduğunu söyleyebilirim. Yorum yapmaya normalde çok üşenirim ama beni buna zorladığı için kız arkadaşımı davet edip beraber izleyipde beni rezil ettiği için bu eleştiriyi yapmayı bir namus meselesi bildim. Tamamıyla emeksiz bir halta yaramayan film olmuş. Kısmen recep ivedik özentisi olmaya çalışıp onu bile becerememiş çok konuşarak izleyicisinin beynini bitiren gereksiz bir karakter olmuş. Keşke bu kadar harry potter benzetmesi yapılırken biraz onun gibi tek kişi yerine genele yayılsaydı roller.. Adam zengin heralde tüm filmi adamın üstünden yürütmüşler ve çok gereksiz bir ATMOSFER oluşmuş. Şahsen tamamen para tuzağı bir film 5 kuruşunu bile haketmiyor verdiğim paranın.. Yönetmene yazık oldu.. çekim kalitesi boşuna gitmiş tarihin ilk filmi oldu herhalde..","label":0} {"text":"Biz bu filmi niye izledik ? Neden izledik ? İzlemeyin izlettirmeyin arkadaşlar. Şans verin demişler . Ne şansı? Allah belasini versin tüm emeği geçenlerin","label":1} {"text":"BDSM'siz BDSM.","label":7} {"text":"Reeves faktörü olmasa sıradan bir çin dövüş filmi bana göre..","label":6} {"text":"Ne komedisi komikti, ne dramı ağlattı. Romantizm desek zaten romantik komedi olacak kadar sahne ve ilişki detayı içermiyordu. Neticede hikaye ilgi çekiciydi ama bence filme başarılı şekilde uyarlayamamışlar. Imdb sini Kumail'in gerçek hikayesi olmasına bağlıyorum.","label":5} {"text":"Ben filmi çok beğendim.İzlerkende çok etkilendim.Göz yaşlarımı tutamadım.Neden kötü diyorlar anlamıyorum.","label":9} {"text":"üç boyutlu olduğu için izlemesi çok keyifli bilimkurgu sevmesem de izlerken hiç sıkılmadım güzel film olmuş","label":6} {"text":"Son durak esintileri taşıyan, kontrolden çıkan olaylar filmlerinin başarılı bir örneği. Keyifle izlenir.","label":6} {"text":"Uzun süresine rağmen, sıkılmadan izlediğim bir film.. Savaşın nedenleri, gerekliliği ya da gereksizliği üzerinde değil, insanlar üzerindeki etkisi çok iyi yansıtılmış.. Filmin oyunculukları ise tek kelimeyle harika..","label":6} {"text":"Film ilk 20 dakikada güzel sonrası berbat ve darmadağın. Acaba bu filmi çeken yönetmen ve oynayan oyuncular filmi bitmiş haliyle izlediklerinde 'biz nasıl saçma ve alakasız ahmakça bir film çevirmişiz' diye birbirlerine sormuşlar mıdır? Rezalet tek kelimeyle..","label":0} {"text":"Harika, değişik, tuhaf bir gençlik filmiydi. Her saniyesini severek beğenerek izledim. Not: Bir önceki yorumu yapan arkadaşa teşekkürlerimi iletirim. Bu kadar güzel bir filmi 1 gün sonra, 1 ay sonra vs. yerine hemen izlememe neden, sebep olduğu için. :))","label":7} {"text":"arkadaşlar benim anlamadığım bir konu bir filmi izlemek için sadece oyuncu kadrosuna bakmamalısınız filmin türüne ve konusu da önemlidir yorumlardan görüyorum ki çoğu kişi oyuncu kadrosuna göre gitmiş ve yönetmenin önceki filmlerini izlememiş. yönetmenin tasarısı hep bu yönde psşkolojik, komedi mizacı taşıyan öğeleri kendi çıkmazlığında anlatıyor. bu açıdan bakıldığında film güzel ama süresi konusunda bende şikayetçi olabilirim. donnie darko da ki gibi daha kısa tutabilridi.","label":5} {"text":"Bugüne kadar izlediğim en saçma filmdi. Üstüste binen sesler, konu bütünlüğünün olmayışı, neyin ne olduğunu dahi aktaramayan bir yapım... Tam bir zaman kaybı","label":0} {"text":"Solucan deliği temasıyla oluşturulan hikayesi yanında öne çıkan, şu işi başarılı yapmışlar diyebileceğim hiçbir özelliği yok filmin. Boş zamanı olanların izlemiş olmak için izleyeceği yapım olacaktır.","label":4} {"text":"İzlerken çok sıkıldığım, bitsin diye dua etdiğim çok kötü bir FİLİM. Nasıl oluryorsa birçok dalda birçok ödül aldı bu filim. David Fincher'in en kötü filimi bunu rahat söyleyebilirim. Oyunculuklara gelicek olursak, abartacak bişey yok Gary Oldman'ı severim ama bu performansıyla oscar'a aday olacak kadar iyi değil.","label":0} {"text":"Korku filmi değil, geriyor mu muamma fakat çok iyiydi. Evde, her kapıdan başka bir yere çıkılması detayını beğendim. Öyle dalmayacaksınız her eve koçum.","label":7} {"text":"Film başarılı. oyuncular süper. türünün ilk örneği. 10/9","label":8} {"text":"yanılmıyorsam filmde vucudunun tek tarafını geliştiren bir adam vardı. filmden aklımda kalan tek ayrıntı...","label":5} {"text":"Vakit kaybına yakın çerezlik bir film","label":4} {"text":"film fena değil, ama bildiğin ergen filmi olmuş.. ben daha iyi bir film beklerdim açıkcası.. beklentimi pek karşılamadı.. daha çok gerilimli bir film yapabilirlermiş ama olmamış..","label":4} {"text":"Bir tek köpek sahnesi güzeldi izlerken sinirim bozuldu Bir tek köpek sahnesi güzeldi izlerken sinirim bozuldu[spoiler][/spoiler]","label":2} {"text":"Birol Güven'in dizileri cok basarili ama bu film olmamis. Senaryo cok basit ve kotu. Uzerinde emek harcanmamis. Dizilerini izleyen millet gider diye ( ki ben de dizileri guzel film de iyidir diye gittim) az emekle bol para kazanmak icin yapilmis bir gise filmi.","label":3} {"text":"The Big Short'u yakın zamanda izlemiştim. Her iki filmin de konusu borsa ve finans. Ancak iki film karşılaştırıldığında Money Monster, açık farkla sürükleyici ve izleyici sıkmadan aynı zamanda bilgilendiren bir film. Senaryosu birinci sınıf olmasa da özgün ve oyunculukların öne çıktığı bir film olmuş. Kalite olarak rakip olduğunu düşündüğüm filmi yakalayamasa da özgünlüğü ve sürükleyiciliği ile benden fazlasıyla yüksek bir puan almayı başardı.","label":8} {"text":"\"Dur bakalım ne olacak?\" diye merak ettirirken epey kötü bir senaryo ve oyunculukla devam ediyor. Nitekim sonu da tatmin etmiyor. Biraz yorumlarına baktım, vermek istediği mesajlar var ama bunları bile tam becerememiş bir havası var. Benzer triplerle ben de Los Angeles'a yerleşmeyi planlıyordum, olmadı. \"İyi ki olmamış\" bari dedirtebilse iyiydi. Onu da söyletemedi. İzleyip beğenen muhakkak olur. Ama benim için \"izlenmese de olur\" kategorisinde.","label":4} {"text":"Film aslında konu itibari ile fena değildi. Josh Holloway ve çocuk karakterleri çok iyi canlandırılmış. Fazla gerilmeden izleyeceğiniz bir film ama güzel.","label":5} {"text":"bir film bu kadarmı kötü olur..... vaktinize yazık...","label":1} {"text":"Gerçekten zaman kaybı olarak nitelendirebileceğiniz bir film klişe konu klişe sahneler ve dikkatli izlerseniz çoğu kez çekim hataları ile dolu.Korku var mı derseniz de inanın yok malesef beğendiğim en küçük sahne bile yok sırf korku filmi yapalım diye yapılmış paranıza yazık olabilir.","label":1} {"text":"Güzel bir drama ama çok iyi değil. 10/8","label":6} {"text":"Aynı adlı kitaptan uyarlama. İlginç bir film. Kadrosu bu kadar iyi olmasa sıkıcı olduğunu söyleyebilirdim ama iyi oyuncuları tuhaf/komik karakterlerde, tuhaf/komik olay örgülerinden izlemekten keyif alıyorum. Kadrosu için izlenmeye değer.","label":5} {"text":"Şimdiye kadar izlediğim en iyi yerli korku filmi.İlk filmin çok önünde,ayrıca korku sahneleri kadar dram sahneleri de çok iyi.","label":9} {"text":"bu film izlenimi çok fazla olcaktır:) bu filmde en fazla komedi filmlerinde çalışan kişiler var bende bu filmi beğendim ama bu film en fazla çocuklara yönelik olcak :) çünkü burda yani bu filmde komedi ile uğraşan tüm komedyenler bu filmde toplanmışlar:):):)","label":7} {"text":"...bu film ne 'In amp; Out- Vücut Dili'', 'Bowfinger', 'What About Bob?- Peki Ya Bob', 'Dirty Rotten Scoundrels- Kirli, Çürük ve Adi' ve 'The Score- Komplo' gibi son derece düzeyli komedilere imza atan Frank Oz'a ne de son yılların yükselişteki yıldızı Nicole Kidman'a yakıştıramadım. Bir anda oldu bittiye getirilen senaryosu, son derece soğuk havası ile itici ve komik olmaktan uzak bir film. Aralarında bir bağlantı olmasa da Zemeckis'in 1992 tarihli faciası 'Death Becomes Her'ün verdiği tadı veriyor...(4/10)","label":3} {"text":"Küçük kahramanımızın gözünden anlatılan hikaye öylesine yoğun duygular barındırıyor ki etkilenmemek mümkün değil. Küçük oyuncu Onata Aprile'in muhteşem bir performansla hayat verdiği Maise malesef zamanından önce büyümek zorunda olan çocuklardan. Julianne Moore'u çok severim her zaman ki gibi kusursuzdu fakat Onata onu bile gölgede bırakmış. Bu hayatın içinden, dokunaklı hikayeyi çok beğendim tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":9} {"text":"bize şöyle de güzel duvar kağıtları armağan etmiş kült kahve&sigara filmi:","label":7} {"text":"Festivalde izledim, sonrasında ayık kafayla gelmeyen, zaten söyleşi için izleyicileri bekleten, sorulara abuk cevaplar veren yönetmenin filmi. Kişisel saçmalıklar filme çekilmiş, itibar ediliyor olması da yönetmen sayesinde. Keşke sadece 10 dakikadan ibaret bir kısa film olarak kurgulansaymış diyebiliyorum. Bu şekilde ancak saçmalık ve vakit kaybı.","label":0} {"text":"Konu klişe olması bir yana sinir olduğum nokta şu dram filmlerine özgü mutlu birkaç gün geçiriyoruz sahneleri. Ah tüm film izleme şevkimi öldürüyor...","label":5} {"text":"galiba filme giden arkadaşlar filmin fabtastik türde olduğunu unutmuşlar....","label":4} {"text":"mukemmel bır fılm sevgı bu gercekten...","label":7} {"text":"Film mantık hatalarıyla dolu ama kendini izletmeyi başarıyor. Bu kadar yüksek puan alabilmesi ilginç geldi bana. Ederi en fazla 70/100","label":6} {"text":"Öncelikle filmi yerden yere vuranları anlayamadığı belirtmek istiyorum. Sanki Tr'de hergün hollywood kalitesinde korku filmi çekiliyorda adamlar beğenmiyorlar. Bu bağlamda Dabbe ve Hasan Karacadağ türk korku sinemasında bnce çığır açmıştır. Filme gelir isek ben filmi serinin bir önceki filmi kadar beğenmedim. Cin çarpması daha gerçekçiydi yani daha çabuk filmin içine girmiştim. sonu daha farklı da olabilirdi bilemiyorum. Fakat tavsiyem bence herkes izlemeli. 8/10","label":7} {"text":"Gerçekten Muhteşem Bir Senaryo Oyunculukta Manyak Tek Kelimeyle Manyak Bİr Film Eddie Murphy'le Bu Adam Hep On Numara 10/10","label":9} {"text":"böylesi bir filme imza atmak ve o güzelim Hababam Sınıfı ismini kullanmak cahil cesareti olsa gerek.","label":0} {"text":"bu film beni ve devrelerimi başka yerlere götürdü şırnak ta görev yaptığımız zamanlar geldi alımıza 90 gün su yüzü görmediğimiz zamanlar olurdu allah meteleri ve diğer görev yapan askerlerimizi korusun","label":9} {"text":"geçenlerde cnbce de izlemiştim doğrusu beklediğimden çok iyi çıktı...lilya nın yaşamak istediği şey bir macera mı? yoksa bir çaresizlik mi? ya da hayallerinin peşinden koşan beyaz atlı prensini arayan masum bir prenses mi? belki de hepsi...kimi suçlamalı o halde? hayalleri mi? lilyayı mı?","label":7} {"text":"Vizyondayken ne gürültü koparmıştı bu film. Gidip izlemiş ve hayal kırıklığı yaşamıştım. Kötü bir film mi ? Hayır ama o kadar abartılmış ki ne var bu kadar demiştim. Yüksek beklentilerle izlemeyin. Orta karar bir film bana göre.","label":4} {"text":"“Charlie's Angels”, senaryosunu da Evan Spiliotopoulos ve David Auburn’ün hikâyelerinden uyarlayarak yazan ve başrol karakterlerinden Rebekah Bosley’i canlandıran Elizabeth Banks’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama… 15 Kasım 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 4.8 /10 (57.339 oy) ve 4.0/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.4/10 (230 yorum) ve 52/100 (41 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları ne yazık ki, pek de iç açıcı değil… Ama biz yine de önemli sahneleri Hamburg ve İstanbul’da görüntülenen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, 48 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve yapımcılarına, “Ehh işte” dedirten 73,2 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, “arkana yaslan ve tadını çıkart” tarzında bir eğlencelik olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Araç takip, silahlı çatışma ve yakın dövüş dâhil aksiyon ile gırgır ve şamatanın hız kesmeden devam ettiği bu filmi izlerken yapılacak en önemli şeyin, beğenmemek adına bahane üretmemeye çalışmak olduğunu düşünüyoruz… Tamam, 1976 – 1981 yılları arasında ABC kanalında yayınlanan ve TRT’deki gösterimine de 16 Ekim 1977 tarihinde başlanılan efsane dizinin gönüllerde taht kuran (bu filmde de kısaca bir görünen) Jaclyn Smith (Kelly Garrett), Cheryl Ladd (Kris Munroe), Kate Jackson (Sabrina Duncan), Farrah Fawcett (Jill Munroe) ve David Doyle’lu (John Bosley) kadrosu, bizim gibi o yılları anımsayan kuşakların hafızalarına kazınmış olabilir… Ancak emin olun, bu filmin 118 dakika boyunca ilgimizi ayakta tutmayı başaran, Kristen Stewart, Naomi Scott ve Ella Balinska’lı “melek” ile Elizabeth Banks ve Patrick Stewart’lı “Bosley” kadrosu da fena değil… Bu arada, en başlardaki Kristen Stewart ile Chris Pang arasındaki tatlı sert bir cilveleşme dışında, cinsellik de içermemesi nedeniyle “Charlie's Angels” ın, (iki bölüm üst üsteymiş gibi oldukça makul ve doyurucu bir süreyle kurgulanmış olan) bu yeni versiyonunu ailecek izleyebileceğinizi de belirtmiş olalım… Siz yeter ki; çay, kahve, meşrubat ve taze mevsim meyvelerinden oluşan atıştırmalıkları da hazır etmiş olun… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"Sırf Kadir İnanır ile Türkan Şoray’ı bir araya getirmek için yazılmış bir senaryo...Çok klasik bir aşk hikayesi.Sadece oyunculara olan saygımdan dolayı 7/10 veriyorum.","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en saçma en gereksiz filmdi insanları keriz yerine koyup sinemaya koymuşlar bide yazıklar olsun.","label":0} {"text":"Uludağ'a bakarak izledim, ağustos ayında içim üşüdü. 80/100","label":7} {"text":"İlk izlediğimde kararsızdım çünki kalitesi çizimleri hamur dan yapılmış gibiydi. İzlediğimde yaşım küçük olduğu için korkunç geliordu. Büyüdükden sonra tekrar tekrar izledim. Şuan en çok sevdiğim animasyonlardan biridir bendeki yeri ayrıdır tavsiye ederim kesinlikle izleyin.","label":8} {"text":"Carrey e kötü adamlık da gidiyor...","label":9} {"text":"Daha kötüsü çıkana kadar en kötüsü bu herhalde yazık verdiğim paraya kardeşim için gittim gitmez olaydım boşa para illa izlicem diyorsanız internetten izleyin","label":0} {"text":"içinde biraz sevişme geçen her film neden erkeklere göre diye damgalanıyor anlamıyorum özüne inmek yerine yüzeysel izleyip filmin heba edilmesini hoş bulmuyorum. film ise şaşırtıcı sonu ile güzel bi baş yapıt olmuş","label":8} {"text":"izlediğim en saçma romantik filmlerden biriydi. ilk kısımlarını zar zor izledim hemen finaline geçtim hatta. şimdi 40 yaşında bir adam ve 17 18 yaşlarındaki bir kızın arasında geçecek olan şey aşk olmaz sübyancılık olur. bu gözle izlemeyi bir kenara bırakırsak yine bildiğimiz klişe dolu hikayelerden biri. ben bu tarz filmleri izlemekten sıkıldım millet çekmekten sıkılmadı. sevmedim, tavsiye ETMİYORUM","label":2} {"text":"Çok daha iyi şeyler çıkarılabilecek bir senaryonun çekirdekleri güdük bırakılmış. Çok şey yapılabilecekken ancak bununla yetinin denmiş bir film..","label":6} {"text":"Yusuf Üçlemesinin son filmi Bal önceki filmlerin bekleyen çözümlerini de getirdi. Balda hikaye, çocuğun gözüyle ekranı kaplıyor. Onun için belki, saf, duru, telaşsız ve yavaş ilerliyor sahneler. Tempo diğer filmlere göre iyice yavaşlıyor. Filmde mükemmel görüntüler var. Görüntülere çok emek verildiği belli. Kaplanoğlu sinemasında dil, sesler ve görüntüler. Keyifli, saf, telaşsız bir film. Farklı tatlar bırakan bir film. Genel olarak beğendimi söyleyebilirim. Özellikle filmin bitiş sahnesi Yusufun ormana kaçışı, uyuyuşu çok güzeldi. Unutmadan, Bora Altaş Yusuf rolünü çok başarıyla oynuyor.","label":8} {"text":"Yol filmleri listelerine bakıp hepsini izlemeye çalışan biri olarak nasıl gözümden kaçtığını bilmiyorum. Çok geç fark etmişim. Fark etmemle birlikte gömülü hazine bulmuş gibi oldum. Üstelik oyuncuların gerçekten baba-kız olmaları filmi daha da anlamlı yaptı benim için. Ayrıca sonraki fotoğraf sahnesinde hafiften gözlerim dolmadı değil. Benim gibi yol filmlerinden hoşlananlara yine çok geç fark ettiğim Midnight Run'ı da öneririm.","label":8} {"text":"serinin en güzel en komik filmiydi bence. sebebi ise o dönemlerin en iyi gerilim filmlerinin t ye alınmış olmasıydı. bir replik çok hoştu. -bana başkanı arayın hemen -başkan sizsiniz efendim. leslie nielsen yine gülmekten kopardı beni","label":6} {"text":"Yani arkadaş beğenenlere çok şaşırıyorum. Sanırım çığlık veya testere ekibi like atanlar. Film bu kadar rezalet olabilir ancak. 1 ve 2 kurtarır idare eder ama daha bismillah film baştan eşyaların dansı ve bay şeytanın girmesi falan yani gerçekten eskilerin hiçbir bereketi kalmamış buna filmlerde dahil. Nerede o eski paranormal activity tarzı filmler.. Ulan daha yeni açtık filmi dur vardır bunda da bi hayır niyetiyle hemen şeytan efendi basmış yaygarayı.. Bırakın abi bu mesleği..","label":0} {"text":"Yaklaşık 1,5 saat kadar felsefi yönü kuvvetli bir resimli roman okuduğunuzu varsayın.","label":4} {"text":"felsefe ve filozoflarla dalga mı geçmişler?yoksa bana mı öyle geldi. gerçi neyle dalga geçmemişlerki. en çok da savaş ve komutanlarla dalga geçtikleri sahne hoşuma gitti. değerleri neye göre koyduğumuzu, insanoğlunun iki yüzlüğünü ve basitliğini güzel aktarmışlar. savaştaki şu erin sözü bunu net bir şekilde ortaya koyuyor '' savaşta 15 kiişi öldürsem madalya takarlar, kendi şehrimde öldürsem idam ederler.'' ayrıca seyirciyle bile dalga geçmişler, saf saf bekliyorum hayatın anlamına dair ne diyecekler diye. iyi güldüler bana da. aslında hayatın anlamına dair söyleceğini söylüyor. izleyin kendiniz bulun...","label":9} {"text":"çok kötü.","label":1} {"text":"Şu an bitirdim filmi, Mickey Rourke'un Oscar almaması gerçekten çok yazık olmuş.","label":6} {"text":"yalnızca... 1/10","label":0} {"text":"Karakterlerin absürd harikalıkları, uyumsuz müzikleri ve Ledger ın performansıyla beklediğimden daha fazlasını alıp gayet eğlendiğim güzel film.7/10","label":6} {"text":"Bu filmi izlerken hiç yabancılık çekmedim. Çünkü aynı dikta rejimi bu ülkedede var. Kurtuluş Hayırdan geçiyor.","label":6} {"text":"Sıcak ve eğlenceli bir film olmuş. Gülse Birsel'den Cihangir temalı çalışmalar artık klişeleşti belki biraz farklıliklar getirmeli kendisine. Konu yine de güzeldi tabii ve oyuncular filmin hakkını vermiş diye düşünüyorum.","label":7} {"text":"bence başarılı bir gerilim filmi olmuş. sürekli izlemekten sıkıldığımız gerilim filmlerinden değil. psikolojik etmenleri de çok fazla. izlerken baş karakterin hislerine büründüm bir an o çaresizliği ve sürekli diken üstünde olmayı vs. bence gayet başarılı bir gerilim filmi. tebrikler","label":7} {"text":"Filme puan veremiyorum açıkçası.... Bir Peter Jackson klasiği olarak olağanüstü sahnelerin, inanılmaz efektlerin ve ilginç bir senaryonun yanında vasat bile denemeyecek bir oyunculuk silsilesi... Adam belli ki 'Oyuncuyu Yönlendirme' işini yapamıyor. İzlemeyin demeyeceğim, ama ben bu adamın bir yardımcı yönetmen daha bulup oyunculuk konusunu ona bırakması gerektiğini düşünüyorum. Yapımcı falan olsun işte ne bileyim ben :D","label":3} {"text":"Hüzünlü bir başyapıt.","label":8} {"text":"imdb puanına bakarak izlemeye karar verdim.Ancak film gerçekten hayal kırıklığı.Harcadığım zamana üzüldüm.Heleki sonu tam bir hüsran.Eşimle biran gözgöze geldik nasıl yani? :/ .... diyerek.Ve hem dışarda hem Türkiye'de nasıl oldu da bu kadar yüksek puan aldı şaştım.","label":3} {"text":"12 yıl sonra tekrar izlendiğinde gelen edit: bomboş senaryoya dayalı filmi izlemek, bomboş tepelere sahip eski İstanbul'u izlemek kadar keyifli değil :(","label":4} {"text":"Bizler olmasını istediğimiz şeylere hemen inanırız ve hep kendi düşündüğümüz şeylerin başkalarının da görüşleri olmasını umarız.\"","label":7} {"text":"güzel bir film bence savaş sahneleri olması gerektiği gibi hareketli ve kanlı sinemaya gidip seyretmeye değermi tartışılır.","label":4} {"text":"Enes batur. Gelip doctor strangein amına koyuyo siz kerizler de ilk filmdeki zenci savaşacak sanım sonra geçmişe dönüp zaman taşıyla başak ablaya dönüo","label":9} {"text":"Pek sürükleyici değildi, güzeldi ama kimseye önermem ya da oturup bir kez daha izlemem. Fena değildi. Oldukça uzun ama ilk yarısı özellikle oldukça yavaş gidiyor.","label":6} {"text":"acilmiyor firat ve ceyda var diye izlicektim bu filmde evlenmisler UTCJGCJGCUFXYFXYRXUFFIYYIYF6TDYRFIYXYRDUTCHFVIGGIYCFZRTFYIGIZ6RIHTRD7TFU8GIO","label":9} {"text":"öncelikle film gerçekten güzeldii sıkıcı diyenleri anlamıyorum daha nasıl olabilirdi ki bende olumsuz eleitirilerden dolayı filmi izlemek istememiştim ama şimdi bakıyorum da aslında geç kalmışımmm müzikler o kadar güzeldikii insanı gerçekten etkiliyor","label":9} {"text":"çocukluğumun filmidir. konusu ve filmdeki kasvet her zaman germiştir beni. evde tek başına ve yalnız izlemek bu heyecanı daha artırır. ha mükemmel bir film mi tabi ki hayır","label":6} {"text":"Beklediğimden iyiydi. Uzun zamandır beklettiğim bir filmdi ama sonunda izledim. Başından sonuna kadar keyifle kendini izlettirdi doğrusu. Beni en çok etkileyen oyuncu kadrosu oldu. Bu kadar iyi oyuncunun bir arada olması gereçekten büyük keyif. Tabi balina avcılığını kahraman modunda anlatmaları az üzse de çok da buna odaklanmamal lazım çünkü her gün katliamla üretilen et şirketlerinin ürünlerini yiyorsak buna da karşı çıkmak mantıklı olmaz. Her türlü balinalar değerli canlılar tabi. Dönemin ekonomik yaşam mücadelesini izliyoruz bunu da unutmamalıyız. Sadece bir kadame daha sağlam senaryo olsaydı çok daha keyifle izleyebilirdik. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Biraz olsun eglence ariyorsaniz bu filmi izleyin.Zaman gecirmek icin birebir.","label":6} {"text":"Kurguyla gerçek arasındaki duracağı yeri bilememiş bir film diyebiliriz. Hollywood'un en iyi satacak hikayeyi uydurarak yeni tarih yazma isteği olabilir. Sanat yönetimi, set dekarasyonu Marvel elinden çıkmiş gibi.","label":2} {"text":"Bir dövüş filmi olarak yeterli dövüş sahnesi sunmuyor, bu bir eksi olarak görülebilir ama sanırım hikayeyi dövüş öğesinden farklı olarak duygusal tarafıyla yansıtmak istemişler. Gerçek bir hikaye olması etkileyici ama bu etki yeterli seviyede yansıtılamamış gibi geldi bana. Kaza sahnesi başarılı ama filmin süresi dolayısıyla Vinny Paz'ın psikolojik etkileri yine yeterli bir seviyede yansıtılamamış gibi. Tüm bunlara rağmen izlemek keyifli, 7/10","label":6} {"text":"Gün Işığı sonlara doğru saçmalamasa aslında gayet güzel bir film. Mesela filmin bize sürpriz olarak sunduğu -ama filmi batıran- gemideki beşinci kişinin ortaya çıkışı insanda nasıl ve neden gibisinden soru işaretleri bırakıyor. Tabii senaryo da bunun gibi havada asılı pek çok soru var. Ayrıca bu beşinci kişiyle birlikte filmin tüm olayı yitip gitmiş. Ucuz bir korku filmi izler gibi oldum. Senaryodaki boşluklar doldurulsa konu daha inandırıcı olurdu. Yani film gayet güzel giderken sonlara doğru resmen bir \"u\" dönüşü yapıyor. Hele finali hiç beğenmedim, her şey karmaşık ve boş bir görselliğe dönüştü. Karakterler fazla derinlik içermediğinden bir bağ kurmakta güç. Filmin böyle basit ve \"saçma\" bitişi hüsrana uğramama sebep olsa da izlenebilir bir film. En azından gemideki beşinci kişiye dek geçen süre hatırına... 7 puan veriyorum.","label":6} {"text":"Gerçekten acı bir hayat öyküsü..Monique harikalar yaratmış..","label":7} {"text":"abartılacak kadar aykırı bir film değil bence. İşlenişi daha ayrıntılı ve derin olabilirdi ama yine de önemli bir bertolucci yapıtı","label":7} {"text":"Animasyon kalitesi pixar ve disney ile rekabet edebilrcek düzeyde değil. Filimin temposu çok yavaş çocuklar sıkılabilir. Megamind 8.5/10 alırsa bu filim 2,5/10 alır. Denizaltı daha gözterişli anlatılabilirdi. Nemo bu işin nasıl daha güzel yapılacağını gösteriyor zaten.","label":0} {"text":"yılan sokmalarında resmen fantazi yapılmış.","label":5} {"text":"İzlediğim en komik Türk filmlerinden birisidir. Özellikle Savaş Dinçel'in aşk mektubu okunduğu sırada takındığı pişkinlik izlemeye değer.","label":8} {"text":"gayet de eğlenceliydi,şimdi olsa yine izlerim yani,çocuklar için tecih edilebilecek bir film kesinlikle,pokemon hayranlarını da tatmin edecek güçte.","label":7} {"text":"muhteşem bir hikaye, emek de verilmiş ancak ne yazık ki güzel bir iş ortaya çıkmamış. Bu hikaye çok daha güzel işlenebilir, perdeye çok daha güzel aktarılabilirdi. Muhteşem bir kitap olan Betty Blue, film olan Betty Blue ile ne yazık ki kıyaslanamaz bence. Filmin her şeye rağmen iyi yanları ise, Betty 'nin ve Zorg'un fizikleri itibariyle role tam oturmaları, hikayedeki olaylara detaylara kadar sadık kalınması olabilir. Ancak Betty'yi oynayan kızın aktrisliği çok vasat bence.","label":6} {"text":"Film sonuna kadar heyecanını koruyor ve sıkmıyor. İskandinav sinemasının soğukluğu ile birlikte çok başarılı bir film olmuş.","label":7} {"text":"Jim Carrey olurda film kötü olurmu yine gülüp eğleneceğiniz sıcak tam bir aile filmi eğer haftasonu filmi arıyorsanız şiddetle tavsiye ediyorum pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":7} {"text":"Spor filmlerini sevenlerin, özellikle amerikan futbolunu sevenlerin mutlaka seyretmesi gereken film. Gerçek bir hikayeyi anlatan bu film, amerikada kolejlerde sporcu gençlere, performanslarını arttırmak için için gösteriliyormuş.","label":9} {"text":"Bu kadar kaliteli oyuncu bi araya gelir de bu kadar kötü bi film olur mu?oluyormuş..çok sıktı hiç beğenilmedi bizim salon tarafından..bir giyim mağazasından kıyafet alırken 1 ay içinde iade edebilme hakkimiz varken, sinemada ilk 30 dk içinde begenilmezse çıkıp paramızı geri alabilme hakkımız da olmalı..zira sen böyle oyunculardan öyle sonuç cikartirsan kusura bakma yılmaz abi..paramızı ve zamanımızı boşa harcadık ah be abi","label":5} {"text":"Keanu abimizi özlemişimiz... film gerçekten çok sağlamdı...biran olsun sıkılmaya meyil vermeyen bir akışı vardı... seneryosu ki gerçek olaydan esinlenilmesi ayrı bir merak ,kurgusu,işleyişi,görselliği... farklı bir film olmuş. beğendim zaten bu tazr tür hayranları kaçırmamalı..salonda en ön dahil tamamen doluydu buda zaten iyi bir veri filmin başarılı olduğu konusunda.","label":8} {"text":"Nev-i şahsına münhasır bir filmken her filme benzetilmiş güzelim film, bu filme benzer bir film izleyeyim diye \"benzer filmler\" linkine tıkladım ama tıklamaz olaydım, sıradan bir filme dönüşmüş kıymetlimiz :/","label":8} {"text":"zaten gec kalmıslardı","label":1} {"text":"Çok beğendim sanırım ikinci filmine hazırlık yapmışlar ikinci filmi çok daha farklı bir şey olacak gibi. Konu güzel, yaratıcı, filmin sonu da duygusal olmuş :)","label":7} {"text":"çok çok güzel bi film değil ama çerezlik boş zamanınızı doldurabileceğiniz bir film. bunun yanında bir alışverişkoliğin itirafları daha güzel tabi o ayrı :)","label":5} {"text":"Senaryosunu, aynı isimli çok satan (bestselling) kendi romanından (2015) Liz Hannah ile birlikte uyarlayarak Jennifer Niven’ın yazdığı “All the Bright Places”, yönetmen koltuğunda Brett Haley’in oturduğu romantik bir drama… 28 Şubat 2020 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil… O nedenle bizde, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filme, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce Netflix'in, yine bingo dedirten bu filmine ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, yaşamayı, ölümün tam da kıyısındayken, ölmek isteyen ancak ölümü korkutucu değil büyüleyici bulan (ve zaman zaman da bunu deneyimlemeye çalışan) Theodore Finch’den (Justice Smith) öğrenen Violet Markey’in (Elle Fanning) etkileyici öyküsü olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… İlk bakışta iki ergenin basit bir arkadaşlık ve gönül macerası gibi algılanabilecek olan film, bize göre bundan çok daha fazlasını anlatıyor… Örneğin; filmde, duvar yazıları üzerinden kendi romanı “Before I Die” a (2007) gönderme de yapılan Jenny Downham bu ilişkiyi, “All the Bright Places, cesur ve güzel bir aşk hikâyesi. Violet ve Finch kalbimi acıttı ama onlarla tanıştığıma çok memnunum” diyerek tanımlamış… Ki, Downham’ın sözünü ettiğimiz bu romanının, “Now Is Good” (2012) adı ile sinemaya yapılan uyarlamasının başrolünde de bu filmin ana karakterlerinden birini canlandıran Elle’in ablası Dakota Fanning oynamış… Yani, bu sıradan bir tesadüf müdür bilemiyoruz da nereden nereye demekle yetiniyoruz bu noktada sadece… Maddi olarak varlıklı ve sağlıklı bir aile bünyesi içinde yetişen, lisenin popüler kızlarından Violet ile aynı ortamda “ucube” olarak tanımlanan Finch’in bu ibret dolu hikâyesi, eminiz Elle Fanning ve Justice Smith’in performanslarının da katkısı ile filmi izleyen herkese iyi gelecektir… Dikkat ederseniz Violet’ın aile yapısına kısaca da olsa değinmemize rağmen Finch’inkinden hiç bahsetmedik… Zira filmin anahtarı orada… Ve biz, tarzımız gereği diğer pek çok şeyle birlikte onu keşfetme işini de yorumumuz sonrasında meraka kapılarak filmi izleyecek olanlara bırakalım istedik… Fakat bitirmeden, ek bir not olarak, özenle seçilerek sunulmuş olan filmin müziklerine bayıldığımızı da belirtmiş olalım… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"\" insan bazen, hayatı boyunca kelimeleri hatırlamak için bir neden bulamaz..\"","label":7} {"text":"kesinlikle super bir film.dort dortluk...","label":8} {"text":"Vin Diesel’i bu filmle sevmeye başaldım desem yeridir. Bilimkurguları çok seven biri olarak bu filmi 6-7 defa izlemişimdir. Serisinin devamı bu tadı vermese de ilk film oldukça idalı bir yapım. Bence arşivlik bir bilimkurgu.","label":8} {"text":"Korku Seansı filminin baya gerisinde kalmış ayrıca merakta uyandırmıyor sürüklemiyor sıkıla sıkıla filmi izledim senaryosu cidden kötü , güzel bir ters köşe yapıp senaryoyu kurtarmaya da çalışmamışlar yazık keşke senaryo özenli yazılsaydı","label":3} {"text":"Ortalama senaryosunu ve karikatürize karakterlerini göz ardı edebilirsek kusursuz bir film diyebiliriz. Sinematografik olarak bu kalibrede aksiyon filmi görmek kolay değil. Güzel yönetmenliğin kaliteli aksiyon sekansları, güzel müzikler ve ünlü oyuncularla süslenmesi tatmin duygusunu arttırıyor. Ancak Baby Driver'ın da hype kültüründen nasibini almış olması keyfimi biraz kaçırdı. Marvel yüzünden aksiyondan nefret ettim. Tamam da eli ayağı düzgün bir film çıktı diye bu kadar pohpohlamaya da gerek yok. Tüm sitelerde puanlar havada uçuşuyor. 10/7 iyidir. Abartmaya gerek yok. Ekstra olarak sonda gösterilen hapishane neydi öyle ya? Amerika'daki hapishaneler öyleyse yıllardır bize neyin acıtasyonunu yapıyorlar. \"Night of\" veya \"OZ\" izleyen birinin o hapishaneyi gerçekçi bulması çok zor.","label":6} {"text":"Miyazaki'den bir \"yalnız ve güzel ülkem\" Japonya güzellemesi. Istanbuk'da cok sayili sinemada gosterime girdigi icin ulasmak biraz zor olsa da Miyazaki'yi sinemada izlemeye kesinlikle deger.","label":7} {"text":"çerezle bile gitmeyen 2 saatlik uzun süresi ile sıkıcı bir film. Boş zamanınızı başka bir film ile değerlendirin","label":0} {"text":"Çok beğendiğimi söyleyerek başlayayım. Filmin bölüm bölüm ilerlemesi merak duygunuzu sürekli canlı tutuyor. Bir diğer bölümde ne olacak diye bekliyorsunuz. Gerilim dozu yüksek sahneler sinirleri bir hayli geriyor. Senaryonun işlenişi oldukça etkileyici ve çarpıcı. Oyunculuklar da gayet iyi ama özellikle Guy Pearce. Nasıl iğrenç, nasıl uyuz, nasıl lanet bir tipti öyle yaa. Adam rolünde müthişti. Ailece izlemeyiniz, ama tek mutlaka izleyiniz!","label":6} {"text":"Bir amaca sahip olmanın etkisi çok güzel yansıtılmış. Uzun zamandır bu kadar orjinal biyografi izlememiştim. İyi geldi.","label":5} {"text":"Tarzıyla, hissettirdikleriyle bambaşka bir film. Oyuncular, kurgu gerçekten çok iyi. Son dönemlerde ki bu filme benzer temada olan \"Aynı Yıldızın Altında \" filminden çok daha iyi. Kesinlikle izleyin.","label":8} {"text":"Tarantino'nun ''aşk'' anlyışıdır.","label":6} {"text":"\"Sam: OK, remember when Paul McCartney wrote the song \"Michelle\" and then he only wrote the first part, Annie said. And then he gave that part to John Lennon, and he wrote the part that said, \"I love you, I love you, I love you.\" And Annie said that it wouldn't have been the same song without that... and that's why the whole world cried when the Beatles broke up on April 10, 1970. \" Sean Penn de benim film boyunca nemli gözlerle oturma sebebimdi. Bidılslı midılslı diye demiyorum, hakikaten güzel bir film.","label":7} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en cüretkar sahnelere sahip erotik bir dram en son sanırım 9.5 hafta bu alanda bu kadar cüretkar sahnelere ssahipti. Sağlam bir hikayesi ve kurgusu var.","label":7} {"text":"Zaman kaybından başka hiçbir şey olamayan bir film. Küçük bir kızın ailesi içindeki sorunlardan etkilenmesi sonrasında ilerleyen zamanlarda içindeki şeytani sesi dinlemesiyle psikopatlaşmasını izlediğiniz bir film. O palyaço kılıklı şeyler tam bir komediydi. Ayrıca sonlarıda doğru olan şeyleri neden 10 kere tekrar göstermek zorundalar anlamadım sanki bir kerede anlaşılmıyor. İzlemeye değmeyecek bir film. Filme puanım 10/0","label":0} {"text":"Rio'da babasının birnevi gölgesi altında kalmış Sam'in, babası ile ilgili gerçekleri öğrenmeye çalışması ile ileryen bir hikayeye sahip film. Filmi sonuna kadar izlemek ciddi sabır gerektiriyor. Dönemin ırkçılık unsurları ile ilgili işlenen konular olması belki o da pek mümkün olamaz.","label":4} {"text":"Gerilim ve gizem.. Film meraklandırıyor sizi sıkılmadan izleyebilirsiniz. Ama çok korkmayı beklemeyin. Güzel gerildik.","label":7} {"text":"John Wick 2, dövüş koreografilerini ilk filmin de üzerine çıkarak uygulayan, kendi evrenini daha da genişleterek eğlendiren, çizgi roman, video oyunu ve anime estetiği - tiplemeleriyle çok yönlülüğünü artıran, sinematografik vizyonuyla keyif veren ve sekanslarıyla nefes kesen bir aksiyon bombası.","label":7} {"text":"Benim gayet hoşuma gitti. görüntüler güzel, müzikler uyumlu. hikayesini beğendim, durgun lerleyen bir sanat filmi ama hikayenin seyri, dikkati sürekli üst düzeyde tutuyor. sanatseverlere tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Gülmek istiyorsanız kesinlikle doğru adres. Hikaye her ne kadar gerçek olaylara dayanıyormuş gibi anlatılsa da tabi ki filmde anlatılanlar tamamen kurgu. Yoksa herkes o dönemde o bölgede böyle bir dil kullanılmadığını ve espirilerin o dönemle alakası olmadığının farkında. Ama sadece gülmek için izlerseniz çok keyif alacaksınız.","label":7} {"text":"Trump sonrası Amerika'yı çok yerinde metaforlarla anlatan bir film çekmiş George Clooney ama daha çok Coen kardeşler çekmiş gibi. Özellikle Nicky karakterini canlandıran çocuk oyuncu Noah Jupe'a bayıldım.","label":6} {"text":"Filme kahkahayla başladım. Sonra ise pek çok duyguyu aynı anda yaşadım. Konunun nereye gideceği başından belli ama \"nasıl gideceği?\" merak ediliyor ve kendini izletiyor. Başarılı ve eğlenceli bir film olmuş. Sanki Eric Messer karakteri beni biraz andırıyor. :p Sıcak bir aile duygusu yansıtan filme puanım 7. Katherine Heigl, sana puanım 9 kanka.","label":6} {"text":"Filmi izlerken stresten dişlerimi sıktığımı farkettim. Çoğu durumda erkek cinsinin ne denli bencil ve özensiz olabileceğini çok güzel işlemiş film. Canım kadın sen tek başına tüm dünyayı sırtlayabilirsin...","label":7} {"text":"Baran ve Keje'nin büyük aşkını anlatır Eşkıya, içinde yıllar boyu dillerde dolaşacak replikler barındırır.. Şener Şen yıllar yılı komedi tarzı filmlerde oynadıktan sonra Eşkiya, Gönül Yarası, Kabadayı gibi dram türü filmlerde ne kadar iyi olduğunu, komple bir oyuncu olduğunu, bir usta olduğunu ispatlamıştır... Yanlız ben herkesin aksine Uğur Yücel'in bu filmde iyi bir oyunculuk çıkardığını düşünmüyorum.... Hala izlemeyen varmıdır bilmem ama, kaçırılmayacak bir filmdir Eşkiya, hele bir final sahnesi var ki, kelimelerle ifade edilemez...","label":7} {"text":"Uzun zamandır bu kadar güldüğüm bir şeyi hatırlamıyorum :)))","label":8} {"text":"Yetimlerin hayatlarına uzanan yaşadıkları sıkıntıları ve zorlukları bu kadar duygulu olarak anlatabilen ve yaşamları içinde fark edemediğimiz o küçük gibi görünen şeylerin hayatları üzerindeki etkilerini derinden hissedeceğiniz bir film...Bırakma Beni. Gelirinin sadece yetimlere harcanacak olması ise bu filmi izlenebilir kılan en önemli özelliklerden bir tanesi.","label":9} {"text":"Kitaplarını okuduğum film uyarlamaları içerisinde filmini kitabından çok beğendiğim tek seri oldu Yüzüklerin Efendisi. Bu kadar mı güzel tasvir edilebilirdi?","label":9} {"text":"Ali Atay döktürmüş be.","label":7} {"text":"Keyifliydi. Oyuncular çok başarılıydı. Yer yer kahkalarla güldük. Boş zamanlarınızı değerlendirebileceğiniz, sevdiklerinizle beraber izlerseniz daha çok keyif alabileceğiniz bir film.","label":5} {"text":"bundan sonra umarım çekilmez","label":4} {"text":"en guzel yeri 672 kere pastadan sonra 673 demesi bunu kacirmayin ama film zayif","label":5} {"text":"Bu film bana bişeyler hatırlattığı için yeri başkadır bende...","label":4} {"text":"Doğruyu söylemek gerekirse Atatürk adına yakışacak bir film yapılmamış. Oyuncular çok kötü, özellikle en en en kötüsü göründüğü andan itibaren bir Latife Hanım olamayan kendisi kalan bir Ezgi Mola. Ve eğer bir filmi Atatürk'e en yakın adamın üzerinden anlatarak yapıyorsan ki bu adam Salih Bozok'sa, Atatürk olmadan yaşayamam demişse bu adam, işte o adamı iyi resmetmek çok önemlidir ki Atatürk vefat ettikten sonra bir ona ağlarken bir de Salih Bozok'a ağlamamız o adamın yaşadığı acıyı içten hissetmemiz gerekir. Hissedemiyoruz, o kadar sıradan o kadar duygusuzca yapılmış ki, Salih Bozok niye bu kadar üzüldü anlayamıyorsun ki onun kendini öldürmesi Falih Rıfkı'nın kitabında nekadar hüzünlü anlatılır. Zülfü Livaneli duygusuz bir film yapmış.","label":1} {"text":"Yaklaşık otuz sene boyunca hapse mahkum olmuştu. Ailesinden ayrı kalmış, işlediği suç ise herkesin eşit haklara sahip olması için mücadele vermekti. Oğlu öldüğünde bile cenazesine katılmasına izin verilmedi. Dışarıda ise siyahlara olan zulümler devam ediyordu. Nihayetinde hapisten çıktığında 71 yaşındaydı. İlk defa ülkesinde siyah tenli yerli halk oy kullanabiliyordu. 75 yaşında Devlet Başkanı olarak göreve geldi. Nereden başlayacaktı? Beyazlardan intikam almak isteyen taraftarları, onun göreve gelmesiyle tedirgin olan karşıtları vardı. Onun ismi Nelson Rolihlahla Mandela ya da kabile adıyla Madiba’ydı. Biliyordu ki, herkese gönlünde bir yer vermezse bu kan davasına dönüşecek ve kısır döngü sürüp gidecekti. Bir ulusun medeniyet seviyesi azınlıklarına gösterdiği saygıyla ölçülüyordu. Ekonomik sıkıntılar altında farklı duygu yoğunluğuna sahip iki grup nasıl ortak bir payda da birleştirebilirdi. Milli marşları konusunda bile aynı fikirde değillerdi. Onları bir araya getirecek olan katalizör spor olabilirdi. Rugbi her ne kadar İngiliz kaynaklı olsa da, oyuncuların biri hariç herkesin beyaz olduğu bir dal da olsa Dünya Şampiyonasına ev sahipliği yapmak büyük bir fırsat mıydı? Bir yandan iki grubun arasını iyileştirmeye çalışırken, taraftarlarına şu mesajı veriyordu: “Affetmek ruhunu özgür kılar. Korkuyu siler. Bu yüzden çok güçlüdür.” Takıma destek olmak için takım kaptanı Francois Pienaar ile iletişime geçti. Manevi destek vermek adına ona öğütler veriyor, her takım oyuncunun ismini ezberliyordu. Onun liderlik yetenekleri takım ruhunu da olumlu yönde etkiliyordu. Lakin kimse Güney Afrika takımına çeyrek finalden ötesi için şans tanımıyordu. Yeni Zelanda takımı ise tüm rakiplerini fark atarak yeniyordu. Takım kaptanı Francois Pienaar için de bam başka bir yolculuktu bu. Mandela’nın 27 yıl kaldığı küçücük odasını, yer yatağını gördükçe onun kalbinin genişliğine anlam veremiyordu. İlk defa tüm Güney Afrika için oynayacaklardı. Yerel dildeki marşlarını da ezberlemiş, takımı sırtlamaya koyulmuştu. Benzer yorumlar TuvaletKağıdınanotlar.com da","label":8} {"text":"İlk film ile karşılaştıracak olursamTrue Grit (1969)ile, yeni film; eski filmin önündediz çöker dua eder sayın filimadamları.","label":6} {"text":"tek mekan filmlerinin en iyi örnegi","label":8} {"text":"son derece basit bir konusu var vaktinize yazık..","label":3} {"text":"Gerçekten film kusursuz kesinlikle gidin derim ve zaten güldür güldür show ekibinin filmleri çok güzel oluyor buda çok çok muhteşem","label":9} {"text":"Coen kardeşlerin, klişelerden uzak, samimi, gerçekçi bir müzikal drama filmi. Amatör yada profesyonel bütün müzisyenlerin bu filmi izlemesi gerek. Film bir adet de Justin Timberlake içeriyor ama filmde emin olamadım, o mu acaba dedim sadece. Oyunculuklar ve diyaloglar çok kaliteli. Film gri bir tonda çekilmiş. Kışın izlenilmesi tavsiye edilir.","label":7} {"text":"Ailenizle rahatça izleyebileceğiniz türden bir yapım. İzlerken sıkılmadım aksine eğlenceliydi kahkahalarla değilde sıcak bir gülümseme ile izlettiriyor kendisini ve bir o kadar da içten sade bir film. Her ne kadar senaryo basit olsa da film belirttiğim gibi ailenizle rahatlıkla izleyip keyifli vakit geçirmek için yapılmış, büyük iddiası yok ama yine de kötü sayılmayacak kadar başarılı, elbette en önemlisi Jim Carrey'in olmasıydı, yine harikaydı özgün mimiklerinden ödün vermemiş. Penguenler başarılıydı gerçeğini aratmayan efektlerdi. Filmin aslında anlatmak istediği de güzel sevgi ve bağlılık temalarını eğlenceli bir şekilde işlemiş. Büyük beklentiler içerine girmeden, özellikle de ailenizle birlikte izlerseniz keyifli vakit geçireceğinizi düşünüyorum. İyi seyirler. ''Franklin, kaç yıldır senin için çalışıyorum? Kaç futbol maçı kaçırdım, biliyor musun? Kaç dans resiteli? Bunu ne için yapıyoruz ki? İnsan bazı şeyleri kaçırmamalı.'' iyi seyirler...","label":6} {"text":"yemek yerken izlemeyin ilk yarım saatte 2 tane kusma sahnesi var iştahınız kaçabilir.","label":3} {"text":"orijinal bi konusu var. esas oğlanımızın sahip olduğu zamanı durdurma gücünün çok sıradan bi şeymiş gibi anlatılması da ilginç. ne var yani sıkıntıdan uyku tutmadı, zaman geçmek bilmedi. sora bi bakmışım zaman durmuş. neyyyyse markete giderken sıkı giyinin","label":6} {"text":"Oyuncu seçimi, konu ve oyunculuk maalesef çok kötü. Hiç yapmasalardı daha iyiydi. Dumbledore u farklı hayal etmiştik.","label":1} {"text":"barındırdığı bütün acımasızlık ve yabaniliğe karşın sıcak bir film. bir başyapıt değil belki, ancak öyle olmak gibi bir iddiası da yok. altkültüre dair ülkemizde çekilmiş filmlerin belki de en çarpıcısı, özellikle de iki başrol oyuncusunun zamansız vefatıyla artık izlemek iyice yürek ister hale gelmiştir. bütün bunların dışında michael jackson - in the closet, ace of base - all that she wants şarkıları ve kısacık da olsa arka planda görünen jurrasic park afişiyle 90'larda çocuk olanlara, konusu itibari ile de gözardı edilen ancak varlığını beyoğlu başta olmak üzere bir çok özel mekanda hissettiren yeraltı kültürüne, kaybedenlere selam çakmaktadır. izlenesi.","label":6} {"text":"Serisinin en iyisi diye de not düşmüşler 😂 Abi şaka mısınız cidden ya efekt sıfır kurgu sıfır kan efektleri o kadar dandik ki boya olduğu bariz belli oyuncular zatwn flash tv den toplama gibi oyunculuk ediyor şuna harcadığınız paraya yazık hikayeler de hep aynı değişen bir şey yok hep insana musallat olan cin yada büyü yaptıran insan 20 yıldır değişen tek bir şey yok senarist mi aptal yoksa siz mi çözemedim insan niye sorgulamaz hep yanı şeyleri neden yazıyorsun diye belli ki yeteneği yok bu alanda izleyen de aptaldır net","label":1} {"text":"Su gibi akan bir film, duru ve sade. Özellikle içindeki şiirler çok güzeldi. Oyuncu seçimleri de tam yerinde, Adam Driver hiç sırıtmamış. Minik detaylara önem vermesi ve bunu filmlerinde özenle kullanması Jarmusch'u tepelere çıkarıyor benim gözümde. Bu güzel film için teşekkürler Jarmusch!","label":8} {"text":"90'ların Gunnm isimli mangasından uyarlama, Elysium (2013) ile benzer bir setting içerisinde geçen film. Rodriguez'den beklenebileceği gibi görsel açıdan doyurucu dövüş sahneleri var; klişe sahnelere gelince... Absürt ve cringe düzeyleri kasıtlı yapılmış olduğunu düşündürüyor ki yine Rodriguez'den beklenebilecek bir durum. Özellikle Alita'nın bar konuşması sahnesinde... kıvrandım. Atmosfer güzel ama hikayenin bütünü için klişeler dışında yoruma değer yeterince bilgi açığa çıkmış değil, özellikle asıl antagonist büyük oranda gizemini koruyor; devam filmine hazırlık niteliğinde olmuş. Ancak devam filmi için henüz yeşil ışık yakılmamış, muallak.","label":6} {"text":"Konu olume gelince ya cok aglatiliriz ya da cok korkutuluruz...Ama filmin bu temayi kullanis sekli bunlarin hepsini bir kenara itmis..Aglamak yerine duygulaniyoruz,korkmak yerine gulumsuyoruz kimi zaman..Hakikaten dozu guzel ayarlanmis,ve denildigi gibi hicbir duygumuzu konusuyla suistimal etmemis bir film...Izlemeniz tarafimca tavsiye edilir:)","label":8} {"text":"Serinin, tek heyecan uyandıran bölümü bu ilk filmdi...","label":4} {"text":"Futbolu ile tanıdığımız Brezilya'nın sefalet içinde yaşanan bölgelerinde bir fahişeye aşık olan iki çocukluk arkadaşının çıkışı zor üçlü hikayesi... 70/100","label":6} {"text":"tempo bakımından ilk film kadar olamsada zamanınızı eğlenceli bir şekilde geçirmek için ideal filmlerden biri. ve filmde de son zamanalrda çok sık 'duyurtturulan' bir yargı var oda 'sevdiğiniz işi yapın' mesajı. 10/6","label":5} {"text":"film ilk başlarından son 15 dk kadarına kadar gayet sürükleyici bir şekilde gidiyordu gizemini de koruyordu.. fakat son dakikalarını izlemez olaydım iyice saçmalamışlar bu filmden daha farklı bir sonuç çıkarabilirlermiş ama becerememişler..","label":5} {"text":"ben tesadüfen bulup izledim bu filmi çok beğendim güzel olmuş kendine özgü bir konusu var her şeyi iyiydi neden ilgi görmediğini anlamak güç.balede kendinden beklenen performansı göstermiş.Dövüş sahneleride süperdi.İzlememek için hiçbir neden yok bence.8/10","label":7} {"text":"2006 yılındaki superman returns'ün hayal kırıklığı yaratmasının ardından böyle bir devam filmi daha çekmek riskli bir iş olacaktı bu yüzden filmin içinde bir sürü değişikliğe gidilmiş;yönetmen,oyuncular,konu özellikle aksiyon ve kapışma sahnelerine önem verilerek kotarılmaya çalışılmış.Güzel olduğunu söyleyebilirim,ortaya iyi bir iş çıkmış tabiki eleştirilir yönleri var mesela;clark'ın dünyaya geldikten sonra ailesiyle tanışması yok,lois lane'le olan ilişkisi yüzeysel kalmış,aksiyon sahnelerindeki kurgu çok hızlı bir süre sonra takip etmek zorlaşıyor vetabiki sonundaki klasik düşmanı alt etme sahnesi aşırı basite kaçmış o kadar kapıştılar 2 sn'de adamı zod'u öldürüyor sonuçta gidin görün,kendiniz değerlendirin 8/10","label":7} {"text":"filmle ilgili so haber; johnny deep kadroda!!","label":4} {"text":"Usta yönetmen Alfred Hitchcock'dan, bir seri katil hikayesi... Sapıkça fantazilerini uygulamak için kendine eş arayan bir adamın, nasıl bir seri katil haline dönüştüğünü ve her cinayetten sonra, hiçbirşey olmamış gibi, günlük hayatına nasıl devam ettiğini izlerken, çok şaşıracaksınız... Filmdeki polis müdürü ve eşinin, yemek muhabbetleri, yemek yerken katili çözme arayışları gayet eğlenceli olmuş.. Ayrıca tüm bunlar ele alınırken, hikaye;haksızlığa uğrayan bir adamın, hayattan darbe üstüne darbe yiyen bir adamın, etrafında oluşturulmuş... Akıcı hikayesiyle, tutturduğu temponun hiç bozulmamasıyla, usta yönetmenden keyifli bir film...","label":6} {"text":"Paz Vega’nın performansı (ve fiziği) iyi olsa da film bana hiç enteresan ve zevkli gelmedi.Kötü bile denebilir bence...","label":4} {"text":"aslında stallone filmin başında anlattığı eski günlerini özleyen yaşlı amca ile kendi sinema kariyerini tasvir ediyor. bize şu mesajı vermeye çalışıyor- hayat size yumruk atabilir ama asla yere düşmeyin- ancak bize anlatmak istediğini kendisi pek gerçekleştirememiş gibi görünüyor. yerlerde sürünen sinema kariyerinde tekrar zirve yapmaya çalışması ve bunu da rocky ve rambo ile yapmaya çalışması da onun çok büyük bir acizlik içinde olduğunun göstergesi. filme gelince; bize yeni hiçbirşey anlatmadığı gibi eski anlattıklarını da deforme ediyor!!!bu filmle ortaya çıkan gerçek şu; stallone artık tamamen bitmiş!!!!!!!!!","label":1} {"text":"Her şey çok yarım yamalaktı, ne yaşanan duyguların build-up ı tam yapıldı, ne tam karakter gelişimlerine tanık olabildik, her şey çok hızlı ilerledi ve bir anda tamamen aksiyon odaklı, kötü kamera açılarının kullanıldığı intikam hikayesi izlemeye başladık. Oyunculuklar, hatta stiller bile gözüme batmaya başladı. Oysa başarılı olabilecek bir fikir bulunmuş aslında. Filmi 5 puanın üstünde tutan tek şey sonda gelen twist. Gerçekten beklenmedikti ve filmi değiştirdi.","label":5} {"text":"Film başlarda klişe gibi başlıyor ancak ilerleyen dakikalarda farkı hissediyorsunuz. Oyunculuk ve kadro süper. Ancak çok da şaşıracağınız ve korkacağınız bir sahnesi yok. Sonunu neden o şekilde bitirdiler anlaması da güç.","label":5} {"text":"CASTLE İN THE SKY : Biz kimiz? Amacımız ne..? Biz insanoğluyuz. Tüketmekten, yok etmekten başka amacımız yok. Doğayı katledip yerine istediklerimizi yapmaktan başka amacımız yok. Elimizde binlerce altın bile olsa, bizde olmayanları almak için yaptığımız açgözlülükten başka amacımız yok… Paradan, şöhretten, zevkten, mevkiden, açgözlülükten, öldürmekten, doğayı yok etmekten, yakmaktan, yıkmaktan başka amacımız yok… Bu bizim sevgisiz yönümüz. İçimizdeki sevgiyi uzaklaştırdığımızda, dinlemediğimizde yaptıklarımız. Güneş battığında yeryüzü nasıl karanlığa gömülüyorsa sevgiyi kaybettiğimizde de biz karanlığa gömülürüz. Nasıl davranmamız, nasıl yürümemiz gerektiğimizi bilemeyiz. İşte o zaman içimizdeki bitmeyen isteklerin, kötülüklerin esiri oluruz. Bir de sevgiyle yaptıklarımız var. Gece bitip güneş doğduğunda tüm canlılar güneşin sıcaklığını hisseder. İçlerindeki yorgunluk, üzüntü, karanlık yerini yeni bir başlangıca bırakır. İçimizdeki sevgi de güneş gibi önce bizi ısıtır sonra sıcaklığıyla çevresindeki tüm canlılara yayılır. Pazu ve Sheeta’nın içindeki sevgi bizim sevgiyle, merhametle yaptıklarımız. General ile Muska’nın içindeki sahip olma, yok etme isteği ise bizim sevgisiz yaptıklarımız. Yani karanlık yönümüz. Bana göre bu filmde çıkarılacak en güzel ders; sevgi olmadan dünya kuramazsınız. Hayao Miyazaki usta’dan harika bir anime daha. Hem eğlendirici hem ders verici bir eser. Miyazaki’nin hayal gücüne, her filminde olduğu gibi hayran olmamak elde değil. Puanım:10/8","label":9} {"text":"aslında film için ne iyi ne de kötü demek geliyor içimden.güzeldi ama sinemada izlemeye değecek bir film olduğunu düşünmüyorum. tek komik gelen yer hayvanat bahçesindeki o kaplan sahnesiydi ve şafak sezer her zamanki gibi mükemmeldi:)","label":4} {"text":"güzel bi genclik filmi cinsellik cok derin islenmemis orasi da guzel..heath ledger i anmak da gercekten tekrar hos..","label":6} {"text":"DVD için, çekilmiş gibi duran, vasat bir gerilim denemesi!","label":3} {"text":"filmin kurgusu gerçekten çok iyi. bahsi geçen pek çok kişinin hikayesini konuyu dağıtmadan, birbirine baglıyor ve anlatıyor. bir de filmde anlatılan fakir çocukların hepsi gerçekten orada yaşayan çocuklar.. bu hikayenin gerçek bir dram oldugunu da bir kez daha gözümüze sokmakta..","label":6} {"text":"Kungfu vede futbol birleşince orataya manyak bişey çıkmış.İlginç vede zevkli bir film.Abartılı ama sıkmayan","label":6} {"text":"Her ne kadar sahnelerin geneli klişe içeriklerde olsa da film sizi sıkmıyor. Bilakis akıcı yönü ağır basıyor. Oyuncuların performansı da bunda etkili olsa gerek. Dönemin yaşantısını mekan ve kostümlerle çok iyi uygulayıp anlatmışlar. Görsel anlamda da zengin karelerin çokluğu dikkat çekiyor. Yer yer dramda can yakıcı unsurlar olsa da daha fazla olabilirdi demekten de kendimi alamadım. İzlenebilir bir kaliteye sahip olduğundan tavsiyemdir.","label":6} {"text":"Zeki Demirkubuzun en iyi filmi bana göre bu filmdir. Her yönüyle eksiksiz, müthiş bir film. Kaliteli ve başarılı bir roman uyarlaması...10/9","label":8} {"text":"İlerlemeyen bir türk filmi daha.Kuru dialog kalabalığından başka hiçbir şey yok.Kurgu desen sıfır.Oyunculuk flash tv seviyesinde.Kısacası uzak durun. 2/10","label":4} {"text":"Filmi vizyondayken izleme şansım olmamıştı o zamanlar yurt dışında olduğumdan... Sonrasında televizyonda izleme şansı buldum. Kelimenin tek anlamıyla bir Çağan Irmak filmi gördüm. Benim de dedem göçmen mübadereyle gelmiş bir muacir. Ara sıra ondan da Rumca kelimeler duyarız filmde olduğu gibi. Filmde en çok içime dokunan dede-torun ilişkisinin çok ince işlenmiş olması. Bunun dışında dedenin insanlara karşı tutumu da çok farklı ve insancıl. Denize olan sevdaları ki denize bir kurban vermiş olmalarına rağmen. Tabii ki son sahneler. İnanılmaz bir film...","label":7} {"text":"bu dereceşuursuzfilm yapan bu ekip, ne oldu da, ne vakit duyu kaybı yaşamıştır merak etmedim değil.. mavi gözlü dev deyince 1.90 lık mavi gözlü bir aktör, Piraye demişkende minnacık bir kadın getirtelim- çok gerçekçi olsun mudur tek teknik / espiri? aferin.","label":5} {"text":"Bir mesaj verme çabasında olan, bu mesaj verme kaygıysını içeriğinde taşıyan filmler bir şekilde beni sürekli kendine çekiyor ve Akshay Kumar'da bu noktada tam olarak benim için biçilmiş bir kaftan. Bir adamın her filmi mi böyle harika, bir sosyal sorumluluk projesi gibi olur? Toilet Hindistan'da nüfusun yarısı tarafından evlerinde bulunan ibadet araçlarını, putları, kirleteceği düşünüldüğü için tercih edilmeyen ve kullanılmayan tuvalet sorununu dile getiriyor. Tabii bunu yaparken de arada bir din sansarlarını, kadınların taciz ve tecavüze maruz kalmasını ve toplumun dejenere olmasında büyük katkılar sağlayan farklı sorumluları da eleştirmeyi es geçmiyor. Filmlerin en sıkıntılı ciheti bence aşırı abartılan karı-koca ilişkileri, bana aşırı yapmacık geliyor oralar maalesef. Padman'i çok daha fazla sevmiş olsam da bu da çok güzeldi.","label":7} {"text":"“The Grudge”, senaryosunu, aynı isimli seriye yeni bir başlangıç olmak üzere, 2004 tarihli Amerikan remake ile orijinal film “Ju-On: The Grudge” u (2002) esas alarak, (hikâyesini de Jeff Buhler ile birlikte) yazan Nicolas Pesce’nin yönetmen koltuğunda oturduğu bir korku – gerilim filmi… 3 Ocak 2020 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 4.3 (20.324 oy) ve 2.2/5 (3.394 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 4.2/10 (124 yorum) ve 41/100 (28 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, oldukça düşündürücü… Ama biz yine de 10 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve Sony’nin tüm iddialı pazarlama çabalarına karşın 49,5 milyon dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kalmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, verilen bunca düşük puan ve (yurtdışında) yapılan onca olumsuz eleştirinin ardından, “beğenmemiz gereken yerleri” not etmek amacıyla kâğıt kalem elde (ve bu bölümleri yahut da sahneleri kaçırmamak adına) biraz da tedirgin izlediğimiz filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Şimdi yazacaklarımız nedeniyle Pesce’nin bu filmini beğenmeyenler belki şaşıracaklar (ve biraz da kızacaklar): Ancak film, yeni bir devam filmine de göz kırpan sürpriz bir final ile sona erdiğinde ne yazık ki elimizdeki kâğıtta, “olumsuzluk” adına alınmış tek bir not dahi yoktu… Ki, aşağıda sıralayacağımız koşullarda zaten olması da pek mümkün değildi… Bir kere, her şeyden önce bu filmin senaryosu, serinin ilk üç filmini izlemenizi gerektirmeyecek bir biçimde kurgulanmış… Hatta bırakın izlemeyi, “Grudge” adını ilk kez duyuyor olmanızın bile herhangi bir sakıncası yok… Zira Japonya’dan Amerika’ya sıçrayan “lanet” ve sonrasındaki “ruhlarca ele geçirilmiş ev / haunted house” hikâyesi, beceri dolu bir flashback yöntemi ile sindire sindire öyle bir işlenmiş ki, anlamamak için çok özel bir çaba gösterilmesi gerekiyor… Üstelik filmde kullanılan mekânlarda yaratılan ürkütücü atmosfer de işin cabası… Hele filmin, Andrea Riseborough, Demián Bichir, John Cho, Betty Gilpin, Lin Shaye, Jacki Weaver, William Sadler, Frankie Faison ve Zoe Fish gibi isimlerden oluşan oyuncularının takdire şayan performansları… Doğrusu bunun için de edilecek, olumsuz tek bir laf dahi mevcut değil… Elbette filmin pek çok artısı daha var… Örneğin, The Newton Brothers’ın, filmdeki gerilimin ritmine eşlik eden müzikleri… Bu ikiliyi, korku sinemasının yeni nesil ustalarından Mike Flanagan’ın çektiği “The Haunting of Hill House” (2018) ve “The Haunting of Bly Manor” (2020) TV dizileri ile “Doctor Sleep” (2019) filmi için yaptıkları bestelerden de tanıyoruz… Editör koltuğunda da adlarına, “Friday the 13th” (2009), “Ouija” (2014) ve “The Nun” dan (2018) aşina olduğumuz Ken Blackwell ile “Don't Breathe” (2016) ve “Hotel Artemis” ten (2018) Gardner Gould oturuyorlar… Tabii filmin yapımcıları arasında, korku sinemasının efsane isimlerinden Sam Raimi’nin bulunması da tam anlamıyla pastanın çileği gibi olmuş… Yani neresinden bakılırsa bakılsın görünürde, eksik gedik hiçbir şey yok gibi… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de belirli kalıpların içine sıkışıp kalarak yapılan olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"Kesinlke güze bi film. bi çok saçmasapan anne kız vea 2 kızkardes vakaları filmlerinden en dokunaklısı diyebilirim:P konusu çok sıradan olsada dokunusu bi farkıl geldi banaa sevdim yani 10/7","label":6} {"text":"Daha önce işlediğim en kötü film verdiğiniz parayı gram haketmiyor oyunculuklar 0 prodüksiyon hiç bir şey yok izlemeyin tavsiye etmiyorum.","label":0} {"text":"Film saf komedi isteyenler için birebir çünkü alt konu olarak dahi olsun aşk romantizm vb. temalarla film yumuşatılmamış, olaylar aşırı akıcı izlerken hiç sıkmıyor, filmde bir anda gemide kaçışırken aniden gangsterlerin içine düşüyorlar falan olaylar arasında pek bir bağlantı aramayın ne de olsa absürt komedi, oyuncuların oyunculukları zaten harikulade bir seviye, zeki olan abimiz ağzınız açık izletiyor","label":6} {"text":"HARİKA BİR FLİM ÇOK ÇOK ÇOK GÜZEL....HERKESE BİR PARCA İBRETLİK VAR....:","label":9} {"text":"Muhtemelen çoğunluk tarafından beğenilmeyecek ama bence güzel filmdi. İki buçuk saatlik süresine rağmen şaşırtıcı derecede akıcıydı. İlk filmi pek beğenmemiştim ancak bu filmi baya sardı. 80'ler muhabbetleri çok komik ve keyifliydi. Pedro Pascal ve Kristen Wiig'in performanslarını beğendim. Mantık hataları var mıydı evet hem de sürüyle ama benim için önemli olan keyif almamdır film de bunu sağladı.","label":6} {"text":"Seyrederken Equilibrium'u andıran filmi kurtamak Theron'a düşmüş, ama onunda pek başarabildiğini söyleyemeyeceğim. Bir pazar günü eğlencesi olabilir hatta bir dvd seçeneği daha çok, aslında filmin notu bence 5 ama yüksek not verme beyazperde geleneği olduğundan 6-10...","label":5} {"text":"yaw bu bazı arkadaslar varya sankı farklılık gosterdıklerını dusunen kısıler barı bu fılme laf soylemeyın daha ne beklıyorsunuzkı cagan ıırmak bu adam gercekten ısı bılıyo ve ınsanının ne ıstedıgını bılen bırı aradıgınız hersey var cok erotıc buluyorlarmıs yaw hangı devırde yasıyosun bırakın bu orumcek kafalılıgı sızı anca recep ıvedık paklar sıddetle tavısye edıyorum cok sey kaybedersınız 10/9.5","label":9} {"text":"Normalde ben asla cinsel filmi izlemem ve önermem bunuda çok yorum almış diye rastgele izledim fakat şuana kadar izlediğim en mantıklı cinsel sahneler vardi mesela bir başka filmde bireyler ucundan gösteriyor fakat bu bile absürt kaciyo fakat bunda bir sahneyi çıkarsan sanki filmin zevki kacacakmis gibi geliyo bence yapılabilecek en iyi erotik filmi yapmislar ama genede 5 puan vermiycem çünkü bu tarz filmlerin genede olmaması gerektigine hala inaniyorum zaten dönemimiz çok kötü bide bu tarz filmler tadı tuzu olmasın","label":7} {"text":"Birbirinden absürt şakaları arka arkaya saydırmışlar ve o kadar beklenmedik şakalar ki saçma bile olsa güldürüyor bir şekilde. İlk kez izledim anladığım şakaların yanı sıra bir o kadar da anlamadıklarım var muhtemelen o yüzden ilerde tekrar izleyeceğim kesinlikle.","label":6} {"text":"Ellerinize sağlık... Bir hikaye bu kadar mı güzel anlatılır... Osman aga eline sağlık... kenan abi enerjine bereket...","label":7} {"text":"İzlerken bu kadar iyi olacağını tahmin etmemiştim beklediğimden daha iyi çıktı.James Bond ve Görevimiz Tehlikenin karışımı gibi bir film olmuş her ikisinden de var,başından sonuna kadar komik,heyecanlı,yaklaşık 4-5 farklı şehirde geçen son zamanlarda izlediğim en iyi aksiyon filmi tom cruiseı ne zamandır böyle iyi bir aksiyon filmin de görmemiştik gözümüzün pasını sildi.Bir çok kez sıkılmadan izlenebilecek seyir zevki yüksek çok eğlenceli bir film bence kaçırmayın","label":7} {"text":"Bu seri insanda bağımlılık yapıyor. Bir başlayan bir daha bırakamıyor. Ekip aynı değişiklik olarak kötü tarafta Charlize Theron var. Bir önceki kötü taraf elemanı Jason Statham burda saf değiştirip iyi tarafa geçiyor. Yakışıklı kontenjanında Brian Walker'ın boşluğunu Clint Eastwood'un oğlu Scott ile tamamlayıp yerinde duramayan bu bızdık ekibe bir teyze ve babalık yapacak Kurt Russell ve usta aktris Helen Mirren dahil olmuş. Senaryo bilindik klişe. Sadece aksiyonun şekilleri biraz değişik. Hacklenmiş araç sahnesi şapka çıkarttıran cinsten olmuş. Oyunculuklar çok iyi. Özellikle Jason Statham'ın dövüş teknikleri Jet Li'yi aratmadı. 250 milyon $ bütçe ile çekilen film tüm dünya genelinde 1 milyar 250 milyonluk gişe yaptı. Neal F. Moritz ve Vin Diesel yapımcı olarak köşeyi dönmek yerine tur bindiriyorlar:) Mantık aramadan keyif alarak izleyin.","label":7} {"text":"Bazı kopukluklara rağmen izliyosunuz. Yönetmenin oyunculuğu başrolden daha iyi.","label":6} {"text":"Konusu kurgusu vs. o kadar hoşuma gitmese de Ella Fanning muhteşem bir performans göstermiş. Çok büyük bir aktrist olacak. Çok.....","label":5} {"text":"Bu tarz filmler genelde birbirine benzer ama önemli olan akıcılık, oyunculuk ve mantıklı bir sonla bitmesidir. Film de kurgu ve oyunculuk güzeldi, yeteri kadar germese de kendisini izlettiriyor.","label":4} {"text":"İzlediğim en kötü film diyebilirim, korku katagorisiyle hiç bir alakası olmayan sadece vakit kaybı için bire bir yapılmış bir film","label":1} {"text":"Müzikleri, oyuncuları, konusu, her şeyiyle dört dörtlük bir film. Kaç kere izledim gerçekten bilmiyorum. Biri gelsin yarın izleyelim desin yine de izlerim.","label":9} {"text":"Ne film ama, tarihi bir türk yapımına tanık olduk. Bırakın o alışılageldik üç harfli komedilerini, yabancı yapımlar dahil çok farklı bir filme şahit olduk. Eğer korku türünü seviyorsanız ve gizem türünün hastasıysanız kaçırmayın derim!","label":9} {"text":"Kesinlikle izlenmeli ilk 2 film gibi müthiş bunun son film olması biraz üzmüştü beni ama filmi izledikten sonra hiç öyle bir his olmadı :)","label":9} {"text":"sinemaya gidip, darlamayın hiç kendinizi.. çok yakında düşer zaten malum yerlere.. gatlif'in yaklaşımı bakışı aynıdır a ahali.. turist olmaktan başka bir keyif alıyor - aşikar.. 5/10","label":4} {"text":"kısa süresine rağmen keyifle izlenebilen güzel bir animasyon.Bir dünya klasiği olan kitabın böyle kaliteli bir şekilde ekranlara yansıtılması epey sevindirici. ailece izleyebileceğiniz iyi bir yapım 8/10","label":7} {"text":"POYRAZ KARAYEL adlı filmde poyraz olan oyuncu yok bune saçmalık poyrazı poyraz oldugu için izliyorduk","label":0} {"text":"film son zamanlar da seyrettiğim eğlenceli vede komik olan bir filmdi. gayet akıcı vede sıkılmadan seyrettim. gözlerimden yaş galdİ gülmekten. SANIRIM ELEŞTİREN ARKADAŞLAR DA AŞİNA OLDUKLARI FİLMDE GÖRMEYİNCE ELEŞTİRME GEREĞİ DUYUYORLAR şimdiden herkeze iyi seyirler","label":8} {"text":"sakince fısıldıyor, duymadım bir daha soyle diyorsun... cevap vermiyor... biraz üstüne düşün biraz yor kendini hatta birazda kopya al netten anlaşılmayan şeyler havada kalanlar için... Aman aman sonda bir ha s.. tir!!","label":8} {"text":"Tek kelimeylşe muhteşem gülme krizine sokuyor adamı. Bu film dünyada bile yankı uyandırdı her zaman en kötüler listesine girmeyi başarmış Türk sinemasının varlığını yurt dışına ilan eden saygıyla anılması gereken bir film :D","label":9} {"text":"Marcus Flavius Aquila, talihsiz bir şekilde kaybolan, babasının da içinde bulunduğu, IX.Lejyonun izini sürmek ve aile şerefini kurtarma umuduyla Esca adındaki kölesiyle Britanya topraklarına doğru yola çıkar. Köle ve efendi konumundaki iki adam, sadakat ve ihanet, dostluk ve nefret ve kahramanlık duygularıyla IX. Lejyon'un izini sürmek için maceraya atılırlar ... ''Centurion filmi gibi IX.Lejyonun sonu ile ilgili izlenebilir bir film ...''","label":6} {"text":"izlemekten pişman olmayacağınız bir film bu dünyada forrest gump gibi biri lazım herkese","label":7} {"text":"İzlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz. derli toplu bir film ama istediği duyguyu verememiş bana göre. Hiçbir şey hissetmedim izlerken.","label":5} {"text":"Sıradışı bir konuya sahip olan ve izlerken akıp giden film. fakat kamera açıları ve kurgu bakımından beni pek tatmin etmedi. Kurgunun aceleye gelmiş gibi bir hali vardı.","label":6} {"text":"Ağır gelmişti bana film...","label":3} {"text":"Türk sinemasına haksızlık ettiğimizi düşünüyorum, bu filmi neden bu kadar abartıyoruz bunu da anlamıyorum. Bizim zaten çok iyi yapımlarımız var. Kış uykusu çıtayı yükseltti desek daha yerinde olur. Filim boyunca kafamda başka bir son tasarlamıştım, senaristle fikirlerimiz uymadı. Ama buna rağmen diyaloglara ve görselliğe bayıldım. Herkes gibi zaman konusuna değinmeden geçemeyeğim, cidden zaman nasıl geçti anlamadım. Ama benim olduğum seansta 4 kişi salondan ayrıldı:/ Atı ehilleştirme ve sürekli Aydın'ın arkasında onu eleştiren kardeş fikri çok hoştu. Kısacası bu filim bir romanın görsel hali gibiydi, afiş ise benden tam puan aldı...","label":9} {"text":"hayao hayao hayao ne dener ki müthişşşşşş mükemmel bir animeeeee seyretmeden yatmayınnnnn","label":4} {"text":"Hikayesini gayet dengeli ve inandırıcı olarak anlatabilen, her sahnesinde sorular sordurup izleyiciyi içine dahil eden, görsel yönetmenliği üst düzey bir film. çok beğendim. Beğenmediğim tek nokta Özcan Deniz'di. Fazla popüler olmayan bri oynasa çok daha inandırıcı bir karakter olabilirmiş. Bir de filmde bir doğum sahnesi var ki, ekrana bakamadım yer yer. Mükemmel bir sahneydi!","label":7} {"text":"Tek kelime ile müthiş gaz bir film. Akıcı kurgu, özgün senaryo. Ayrıca; Di Caprio'nun neticesine mum diktirmesine rağmen oskar alamaması enteresan!","label":8} {"text":"romantizm heyecan, bilmiyorum çok beğendiğim filmlerden oldu açıkcası","label":8} {"text":"\"overrated\" kelimesinin tanımı","label":7} {"text":"Yeni nesil Korku filmleri maalesef 20 yıl öncelerinin senaryolarına birkaç efekt katıp önümüze sürmekten başka birşey yapmıyor.Buda onlardan biri..10/5","label":4} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü film olabilir, kaybettiğim 2 saatime üzülüyorum.. Emeğe saygı olarak sonuna kadar izledim ama Sermiyan Midyat gibi bir komedyene hiç yakıştıramadım.. Senaryo çok basit, berbat, diyaloglar çok zayıf, içerik 0... Kısacası zaman kaybı...","label":0} {"text":"Dedektif Dee için Uzakdoğu'nun Sherlock Holmes'ü diyebiliriz.Son derece zeki ve dövüş sanatlarında usta bir karakter.Filmdeki olayı çözerken de bu özelliklerinden faydalanıyor ama hikayenin mantıktan çok entrika ve mistizm üzerine kurulu olduğunu görüyoruz.Bu da işi biraz özünden uzaklaştırıyor kanısındayım.Kurgusal hatalar ve olayların bir anda çorbaya dönmesi de bunların bir sonucu.Kostümler ve makyaj gayet başarılı,hikayenin geçtiği dönem çok iyi yansıtılmış.Dövüş sahneleri ve efektler de onlardan aşağı kalır değil.Sonuç olarak bazı konularda çok amatör bazılarındaysa beklenmedik şekilde profesyonelce çalışılmış bir iş çıkmış ortaya...6/10","label":5} {"text":"minibüs sahnesi muhteşem ayrıca takside ufuk bayraktarı görünce de bir gülümseme geldi","label":6} {"text":"güzel bir flim.yalnız bu flim bence gençlere hitap ediyor.....","label":7} {"text":"Filme kendinizi öyle güzel kaptırıyorsunuz ki meraklı komşu gibi evin içine girip her şeye müdahale etmek istiyorsunuz. Oyuncular, sahneler, hikaye, gerilim her şey yerli yerinde ve çok iyi. İzlemeden geçmeyin bence.","label":7} {"text":"Okyanustaki balık:)","label":8} {"text":"Kedinin oyunculuğu takdire şayan, izlenmeye değer, zaman zaman komedi, zaman zaman gerilim tadında bir film.","label":7} {"text":"bu filmle ilgili yazmayı uzun zamandır istiyorum ama benim için o kadar önemli ki, değerini teslim edemeyecek bir şeyler yazmaktan çekiniyorum. almodovar sevenler bilir, yönetmen her filminde hayatta her gün olan ama hala bize garip gelen, bir türlü alışamadığımız şeyleri ele alır. ölüm, eşcinsellik, aldatma, terk edilme, tecavüz, aşk... ve bu olayların aslında ne kadar da normal, hayata dair olduğunu adeta gözümüze sokar. işte annem hakkında her şeyde de tam olarak bunu yapıyor. çarpık ilişkiler, evlendikten sonra cinsiyetini değiştiren bir adam, saçma sapan bir şekilde ölen bir oğul, oğlunun uğruna öldüğü şeye yakın olmaya çalışan bir anne ve bu annenin sonunda ölen oğlunun yerine yenisini (!) bulması. ve tüm bu olan biten esnasında karakterlerin hayran kalınacak soğukkanlılığı. onlar soğukkanlı, çünkü almodovar hayata bizden daha yukarıdan bakıyor. çünkü o hayatta başına gelebilecekleri kabullenmiş ve her şeyi ama her şeyi normal karşılıyor. annem hakkında her şey ise sadece bunu bize göstermek istediği mükemmel filmlerinden bir diğeri...","label":8} {"text":"Bu türü seviyorum, iyi ya da kötü, başarılı ya da başarısızbir fikir sunuyor. evet 1-2 mantık hatası var ama yine de heyecanla ve merakla izledim. Hakettiği değeri en azından ilgiyi göremediğini düşünüyorum.","label":6} {"text":"Filmin sanki biraz zorlama bir senaryosu varmış gibi. Yani insana biraz basit biraz eksik geliyor ama ne olursa olsun filmin edindiği konuyu bizzat hayatlarında yaşan insanların olması ve filmin özellikle o insanların yaşadıklarına dair vermek istediği mesaja odaklandığı bilmekte fayda var. İzlemeye değer bir film.","label":5} {"text":"filmi bende begendim benzerlerinden cok cok iyi hatta en iyisi diyebilirim kaçırmayın derim ;)","label":7} {"text":"kendi kendine kısaca eğlenmiş - seyir keyfi vermedi.","label":3} {"text":"Hem İran'ın halı kültürünü hem bölgedeki bir aşiretin, başından gelen olayları figüre etmesini anlatan farklı bir film. Gabbeh, filmin başında bir halıyı yıkamaya çalışan ihtiyar bir çiftin, halının üzerindeki figürleri şiirsel bir şekilde anlatırken tasvir edilmiş olan bir kızdır. Taliplileri, gençlik yaşam öyküsü derken film, halının renklerinin doğa ile buluşmasına kadar uzanıyor. Her ne kadar farklı bir film olsa da zaman zaman sıkılabiliyorsunuz.","label":5} {"text":"sonunu getiremedim içim bayıldı. Trouble everday vardı onu anımsattı biraz iki aşığın birbirlerine tamamen sahip olma tutkusuyla kan vahşet içinde sevişmelerini. güzellik değerinin yükselmesine paralel güzel film aslında da bilmiyorum sıkıldım ben","label":5} {"text":"aşka en iyi şekil veren filmlerden biri..ethan hawke müthiş..kesinlikle izlenmesi gereken bir film.","label":7} {"text":"Yıllar sonra tekrar o dünyadan biseyler görmek beni ne olursa olsun mutlu edicekti zaten ama basta oyuncular olmak uzere film çok kaliteli yine rowling in zekasına hayran kalacaksınız.","label":8} {"text":"benim için sihirbazlık konusunda prestige ile illusionist arasına yerleşti gayet başarılı bir film.","label":8} {"text":"2. Seans salon olarak gülmekten yıkıldık. Bence iyiydi. Olumsuz yorumların abartı olduğunu düşünüyorum.","label":9} {"text":"Ailenizle izleyebileceğiniz güzel bir film..Vin Diesel yine harika her zaman ne rolde olursa olsun bu adam oynadığı filmleri izlettiriyor..","label":7} {"text":"Yabancı sanat filmleri bize hitap etmiyor. Çok kötü çok sıkıldım izlerken. Nedense bazı filmler çok şişiriliyor.","label":0} {"text":"Muhteşem. 3D olarak izleyin derim","label":8} {"text":"Seth Rogen'ı aşırı argo kullanımına rağmen severim ama Knocked Up'ı uzun bulduğum için hep erteliyordum. Jason, Jay, Martin ve Jonah'ın kendi isimleriyle oynaması hoş ayrıntı. Katherine Heigl yine dünya tatlısı. Paul Rudd ve Leslie Mann, hatta yine küçük bir J. Franco eklemesiyle müthiş komedi kadrosu olduğunu düşünüyorum. Kısa süreli olsa da çocuk sahibi olma isteği uyandırıyor. Neyse ki dünyanın durumu düşünülüyor ve bu istek rafa kaldırılıyor. 7/10","label":6} {"text":"sıradan bir film olacakken senaryonun sağlamlığı ve oyuncuların performansıyla üst basamaklarda kendine yer bulmuş 11 eylül etkisini üzerinde hisseden bir amerika portresi sunuyor bize.","label":8} {"text":"Aman Tanrım dediğim ender filmlerden! Öyle feci gerildim ki mantık hatalarını göremedim :) Lütfen hamile olan bayanlar kazara merak edip izleyeyim demesin.. Şiddet, kan banyosu, delilik hepsi birbirini güzel tamamlamış. Mantık hatalarını fazla gözlersek eğer gerilemeyiz ki, böyle de bir gerçek var :) Filmi beğenenlerden oldum..","label":8} {"text":"Sinema perdesine gümbür gümbür gelen bir film. uzaylı-insan kavramını yeniden yazmış. türünü yeniden yaratmış kült film olma yolunda hızla ilerlemektedir. Sen ben gibi karakterler var filmde. Biraz rahatsız da etmiyor değil. \"ulan biz böyle miyiz\" gibisinden sorular da sorabilirsiniz kendinize. olmuş, yapılmış bir film. güzel olmuş.","label":8} {"text":"Tavşan Peter öykü kitabını yazan Beatrix Potterın yaşam öyküsünü konu alan bir dönem filmi Viktoryan döneminde geçiyor Kıyafetler, mekanlar, manzaralar bir harika Karakterimiz yaşadığı döneme ters, bambaşka hisleri ve beklentileri olan bir kadın","label":7} {"text":"iyi kurgulanmış meraktan tv yi kapatamadım güzeldi bdhahc nxmökaslrhcdnslşasqwekojıxkslöwkoejırgtnhıje","label":8} {"text":"Yeni izleyebildim. Tek kelimeyle zamanında, hünerle oynanmış, diyalogları incelikle kurulmuş, salt iç mekânda geçtiği halde konunun genişliğinden ödün vermeyen enfes bir eser. Bir kez daha izleyeceğim.","label":9} {"text":"Jennifer Lopez’in oyunculuğunu çok fazla beğenmedim. Film ilk başlarda biraz sıkıcıydı. Ama daha sonra dansı ele aldıkları için eğlenceli olmaya başladı. Vakit geçirmek için izlenebilir.","label":4} {"text":"Fransız mısınız arkadaşım ?","label":0} {"text":"Çok sıcak ve samimi bir filmdi. Fethiye'nin tanıdık manzaraları izleyenleri daha da içine çekiyordu. Paran yoksa ve aile kurmada, ikili ilişkilerde başarısız olmuşsan her türlü zor bir hayat sizi bekliyor. Değişen ve ilerleyen hayata ayak uydurma çabasını en güzel şekilde sergilesek de yeterli gelemeyebiliyoruz. Daha kırılgan olarak görülen bizden çok daha güçlü olabilmekte. Her günümüz ve her anımız birbirini tutmayabilir. Ama yine de sevdiklerimizin kalbini kırsak da onlara tutunmak ve onların iyilikleri için çabalarız, sonuna kadar. ","label":7} {"text":"Stallone filmleri artık iyice senaryo ve mantıktan uzak içi boş bir cinnete dönüşmeye başladı, bırakın filmi adamın sesi de tamamen robotlaşmış, vahşet cinayet böğürtü kavga ahan da size film, bu ne be? sonraki filminde detaylarla hiç uğraşmasınlar en iyisi boşuna zaman kaybı, doğrudan çıkıp böğürsün biraz birkaç şey söylesin sonra her önüne çıkanı öldürsün filmin sonunda daha yüksek böğürerek kapanış yapsın tamamdır işte ! içimi kararttı resmen, adam zombiye dönmüş filmlerini de kendine göre zombileştiriyor, bir aksiyon filmleri yıldızının komedi filmlerinde oynaması beklenemez elbette fakat en azından artık arka plana çekilerek yönetmenlik koltuğuna yönelmeli ve yeni yıldızlara fırsat tanıyarak sadece ufak sürpriz sahnelerde görünmeli...","label":1} {"text":"al pacino ya böyle roller yakışmıyor..babada scarface de izledikten sonra böyle filmlerini izlemek acayibime gidiyor..ama film güzeldi,","label":7} {"text":"Mahsun Kırmızıgül'ün en iyi projesi..Bu filmden sonra adama büyük sempati kazandım...Harika bir dram gerçekten...Kapalı kapılar ardındaki unutulmuş insanlar,görmüş geçirmiş uzun hayatlar...Filmdeki verilen mesajlar o kadar güzel ki..Bir yandan anlatıların ve gösterilenlerin gerçek olduğunu bilmek düşündürücü ve üzücü...Aynı zamanda filmde rol alan büyük usta sanatçılarımızın bir çoğunun hayatta olmaması çok acı...Artık film benim için daha bir anlam kazandı bu sebeple..Her seferinde baştan sona gözlerim dolarak seyrederim...Şimdi genciz hayatı istediğimiz gibi yaşıyoruz peki bundan 50 yıl sonrasını kaçımız düşünüyoruz...Benim için bir başyapıttır bu film aldığı ödüllerle de bunu kanıtladı kanımca..Ayrıca yaşlı ve bakıma muhtaç kimselere sağlık ve yerinde Bakım Hizmetleri hususunu içeren bir kanun hükmünün yer almasına önayak olmuştur şiddetle tavsiye ederim saygılar... iyi seyirler...","label":9} {"text":"dün akşam film+ festivali'nde izledim filmi. türkiye'deki ilk gösterimiydi ve ankapol sineması tıklım tıklımdı. tam bir festival coşkusuydu ve bunu sağlayan da almodovar'ın ta kendisiydi işte. ve beklenen oldu: almodovar o muhteşem diliyle kadın öyküleri anlatmıştı. annem hakkında her şey ve tabii ki yüksek topuklar'ın yanına konulabilecek bir film volver. onlar kadar etkileyici olmasa da beyazperdede kadınlara dair dillendirilemeyen ne varsa hepsini konuşuyordu.","label":9} {"text":"filmde çok fazla mantık hatası var ama cenifır çok tatlı","label":8} {"text":"IMDb'de 7.5 puanı var ki ben bunun bile underrated olduğunu düşünüyorum. Hikayedeki bazı klişeler dışında inanılmaz bir film, 100 dakika gibi kısa bir süresi var ancak bu süre zarfındaki tüm sahneler muhteşem, her ana ayrı ayrı özenmişler.","label":8} {"text":"yaş ilerledikçe gözleri dolduran film sayısı artıyor dememe sebep olan bir film öyle ahım şahım duygusallıkta yok ama işte çok güzel bir senaryo ve insanı acayip duygulandıran harika bir animasyon eseri. keşke daha önce izleseymişim.","label":9} {"text":"Kesinlikle gitmeyin hayatımda gördüğüm en dandik film siccin dabbeden korkan anasini seviyesindeki kardeşlerimiz gidebilirler filimde toplam 3 kere cin gözüktü pastel boyayla insan boyayip koymușlar film diye lanet olsun böyle filme gercekten cok kotu kelimeler kifayetsiz kalır. Enes batur videolari bile bu filmden daha guzel Edit: Altta yorum yapan musa kardeșim galiba filmin yonetmeni ya da oyuncusu ya da çekim ekibinden birisi, cunku bu filme korku diyebilmek icin bu işten para kazaniyor olmak gerekir gercekten izleyiciyle dalga geçmiş kaale almayın gişesi 100 bini gecerse ben dd korku filmi çekicem","label":0} {"text":"Klasik korku öğelerini kullanarak ani hareketlerle tırsmamızı sağlayan film sürpriz sonu ile diğer ucubik benzerlerinden bence ayrılmıştır. tayvan yapımı bu filmi hafiften korkmak isteyen film insanlarının izleme listesine almasında fayda var. swh.","label":6} {"text":"Oldukça duygusal bir film..Oyunuluklarda çok iyi..Yer yer güldürsede içinde çok şeyler barındırıyor hayata dair..Çekim tekniğide ilginç film boyu siyah beyaza varan bir çekim var..Ama bu sizi yormuyor tam tersi başka bir dünyaya götürüyor..Birgün bende böyle bir melek bekliyorum kendim için:))Herkese iyi seyirler..","label":6} {"text":"film bittiğinde şu şekilde özetledim kendi kendime: rahatsız edici.","label":7} {"text":"içimdeki tanrıyı neden öldüremiyorum? onu kalbimden atmak istememe rağmen, neden alçaltıcı ve acı verici şekilde içimde yaşamaya devam ediyor? neden her şeye rağmen, bu şaşırtıcı gerçeklikten kurtulamıyorum?\"","label":8} {"text":"bazı arkadaşlar bizim gen filminin konusunun hipnoztan benzerlikler taşıdığını söylemişlerdi..tek kelimeyle şu yorumu yapıcam gen hipnoztan yüzbin kat daha anlaşılır ve güzel bir film...","label":5} {"text":"Gayet başarılı bir yapım.Filmi izlemeye başlamadan bu kadar zevk alacağım bir film beklemiyordum açıkçası..Amanda Peet ve Ashton çok yakışmışlar birbirlerine ve harika bir film çıkmış ortaya.Zaman zaman çok güldüm, zaman zaman da o 'imkansız aşk' ın acısını hissettirdi bana...Kesinlikle arşivlik bir film.Tavsiye ederim...8/10","label":7} {"text":"günümüzdeki gelişmiş efekt teknikleri vs. ile karşılaştırıldığında belki biraz demode kaçıyormuş gibi geliyor,ancak gerçekten kendini izlettiriyor,pek çok sahne bu filmden sonra iyice moda oldu,efsane ayarında değil ama sıkmayan bir seyirlik.","label":4} {"text":"olmamış ! sizi bir türlü film içine alamıyo bunun nedenise sahnelerdeki kopukluklar,kim işin içinde nasıl içinde uyuştrucuyu çalan diaz ise sonra ondan çalan kim (sonra çalan yine diaz izlenimi var ama kendinden çalcak değil ya) ,nasıl ortaklıklar var kendı aralarında belli değil gereksiz uzun dialoglar offffffff çok sinir oldum sinemadan çıkınca çok büyük beklentiyle gitmiştim sinemaya gitmeyin dvdsini al evde seyredin oda senarist,yönetmen ve oyuncuların isminin hatrına...","label":5} {"text":"ben filmi açıkçası beğendim güzel bir film olmuş. izleniyor. konusu klasik olsada filmde güzel sahneler vardı gidin dvd sini izleyin 6/10","label":6} {"text":"Michael Clarke Duncan Mekanı cennet olsun, Asla unutmayacağımız bir insan. Film'e gelince zaten yorum yaparsam kendimi aşağılanmış hissederim.","label":8} {"text":"aile ilişkileri benden sorulur demiş Asghar Farhadi, filmi izlerken sanki bizim yan komşu bunları yaşıyormuş gibi hissettim ki bu havayı her yönetmen veremez. oyunculuklarda gerçekten çok iyiydi ve finaliylede film bize güzel bir veda etti.","label":8} {"text":"filmin izlenme sayısı 2 milyonu geçmiş hemde Alvares abi film sayesinde örümcek adam yapımcılarından film teklifleri almış. insan saşırıyor, 300 dolara böyle bir film nasıl çıkar ortaya (bu noktada pek çok eşeltiri getiriyor filme. şunu diyenler var; -görüntüler Independence day den alıntı. şeklinde yorumlar yok değil. her ne olursa olsun bu bir kısa film ve 300 dolara böyle görüntüler kullanılmış. abiyi ayakta alkışlıyorum. maharet isteyen emek isteyen bir iş. güzel.","label":7} {"text":"Çooook zeki bir çocuk ve amacı çocuğa iyi bir hayat yaşatmaya çalışan bir ebeveyn. Eğlenceli ilişkileri olan bu ikilinin hayatları idealist ve despot bir büyükanne tarafından değiştirilmeye çalışılır. Genel olarak keyifli bir film. Filmin sonuna dikkat etmenizi öneririm.","label":6} {"text":"Vakit kaybı :(","label":0} {"text":"istemeden de olsa victoria(2015) geldi aklıma izlerken.. kötü yorumlara aldanmayıp iyiki izlemişim.","label":7} {"text":"Bence Oğuzhan Uğurum içinde yer aldığı en kaliteli hiç bir şekilde sıkılmıyacağınız için halktad normal kişilerimde dahil olduğu ( bu Hamdi Alkan sayewsinde .) Özetlersek bazı Cem Yılmaz filimlerinden bile daha çok güdüren bir filim olmuştur izlemenizi şiddetle öneririm .","label":9} {"text":"Film hristiyanlık konulu ama çok da ciddi bir propaganda gözlemleyemedim ben,bu filmdeki propagandaya kadar ne filmler var Hollywoodda.Denzelin Malcolm x de verdiği mesajların yarısı bu filmde hristiyanlık için verilmiyor,bence filmde kendine verilen rolu harika götürmüş.I am a Legend ve özellikle de Doomsday filmleri , Fallout pc oyunu ile aynı paralellikte olan iyi bir aksiyon-gerilim,atmosfer ve oyuncu makyajları müthiş başarılı.10/8","label":7} {"text":"Amerikalılar bunu çok seviyorlar. Küçük, çelimsiz, acemi çocukların kocaman adamları alt ettiklerini görmekten hoşlanan bir çoğunluk olsa gerek. Kendilerini de böyle görüyor olmalılar. Eminim, küçük, acemi, çelimsiz çocuk, Büyük Britanya İmparatorluğu'na tekme çaktığında da böyle hissetmişlerdir. Aynı çocuk Vietnam'da ekme yediği vakit, nasıl hissettiler acaba ? Filmi, kocaman bir analoji olarak görüyorum. Bilimkurgu filminden çok baba-oğul merkezli bir yarı aile filmi olarak izlendiğinde göze daha masum görüneceğinden de şüphem yok. Belki de öyle izlemeli. Azmeden, neler başarmaz, Hakkı yense bile, gönüllere sığmaz. Temalı, bir absürt.","label":6} {"text":"Senaryodaki belirgin zaaflar, Dodge (Steve Carell) karakterinin iyi yazılmamış, donuk bir karakter oluşu, Keira Knightley ve Steve Carell arasındaki uyuşmayan kimya. İşte bunların hepsi konusu ile umut vaat eden bu filmi diplere çekmeyi başarıyor. Senaryo üzerinde hafif iyileştirmeler ve doğru oyuncu seçimiyle daha başarılı olabilecekken film yukarıda saydığım sebeplerden dolayı izleyip kısa sürede unutulacak sıradan bir seyirliğe dönüşüyor.","label":4} {"text":"Diziyi izlemeyen biriyim ama filmi beğoda kopukluklar olup,bazı şeylerde basite indirgemişte olsa izlenir diye düşünüyorum.7/10","label":6} {"text":"Vizontele Tuuba'nın konusunda öğretmen demişsiniz ama kütüphaneci o adam yani Tarık Akan oynadığı karakter.","label":6} {"text":"Diziyi izlememiştim, hatta beğenmeyeceğime dair bir önyargıyla bile gittim diyebilirim. Filmi izlerken şaşırdım, gururlandım ve çok beğendim.","label":4} {"text":"Saçmalamayın arkadaşlar. son zamanlarda Liam'ın içerisinde bulunduğu filmlerle alakası bile yok. Bu film oldukça özgün... Çünkü bu filmde bir kızı yok, oğlu var!!! OĞLU VAR!!! OĞLU VAAAAAAAR!!!! 50küsür/100 Yok size saygılar. Bu kadar özgün bir filme nasıl klişe dersiniz. .... o değilde, zamanında Schindler'i oynayıp oscar almış bir oyuncuyu, böyle üfürükten filmlerde oynatıyorlar, sonra da biz \"klasik Liam Filmi\" demek zorunda kalıyoruz ya, içim acıyor.","label":5} {"text":"basit sıradan bir film. izlerken eminim sıkılacaksınız 0;5/5","label":0} {"text":"orjinal bir konu, iyi bir atmosfer ve iyi hikaye anlatımı. belki de filmin tek sorunu biraz uzun olması. biraz kısaltılsa, daha akıcı olabilir gibi geldi bana.","label":7} {"text":"savaş uğruna insan insanlığından çıkabiliyor ama aşk uğruna da büyük risk ve sorumluluklar alabiliyor. güzel bir film, izlenmeli..","label":8} {"text":"Komedi tarafından ziyade duygusal yönü daha ağır basıyor bence. Ya da benim duygusal anıma denk gelmiş de olabilir. Başı sonundan belli olsa da kendini izleten, samimi filmlerden. Mark Wahlberg Daddy's Home'dan beri bu baba rollerine çok yakışmaya başladı. Keza Rose Byrne de Neighbors'tan beri anne rolünde çok sempatik gözüküyor. Gerçek bir hikayeden uyarlama olduğunu da belirtelim.","label":6} {"text":"izlenmesi gereken bir film.beklediğimden daha iyi.bu ortalamadan daha yükseğini hakediyor.","label":7} {"text":"Filmin türkçe ismi çukur olmalıymış bence çünkü filmin büyük bir bölümü hatta en fazlası bir çukurun içinde geçiyor, bana çukur dizisini hatırlattı diye bir espri yapardım ama diziyi hiç izlemediğim için yapmıyorum, fakat yaşadığım yere çukur derler bizim burda bu çukurlar yokken bizim çukur vardı mekan olarakta hala duruyor ama pek tekin mekan değildir:) neyse çukurdan çıkıp artık filme gelecek olursam böyle hayatta kalma mücadelesinin anlatıldığı filmleri sevsemde filmde bayağı bir eksikler vardı daha iyi işlenebilirmiş konuyu biraz açabilirlermiş mesela oldu bittiye getirilmiş bazı şeyler, ama ilk kez bir Azeri zombi filmi izlediğim için ve korku filmlerine haksızlık edildiğini düşündüğüm için Azeri kardeşlerimize puan konusunda cimri davranmayacağım çukurda çekilen sahneler iyidi yinede hareketini heyecanını sevdim.","label":6} {"text":"aksiyon var evet ;) goruntuler \"renkler\" sahane..","label":8} {"text":"Jon Favreu ‘’Iron Man’’le en başarılı çizgi roman uyarlamaları denince belki ilk akla gelenlerden olmayacak ama vasatı aşan,’’iyi’’ denebilecek bir filme imza atmıştı.Sonra büyük bir hayal kırıklığı olan devam filmi geldi,şimdi de yine bir uyarlama olan ‘’Cowboys Aliens’’. Bazı büyük bütçeli projelerde yapımcının müdahaleleri ve eldeki imkanların varlığıyla ne kadar acemi de olsanız ortalama bir film meydana getirmek zor olmaz.Bu filmde de var yönetmenin böyle bir şansı ama Jon Favreu Western türüne o kadar hakim ki ortaya çıkardığı iş biçim olarak kusursuz.Bilimkurguyla beraber gayet de güzel eritmeyi başarmış aynı potada.Artık izlemekten bıktığımız bol karakterli,kendini ciddiye almayan sulu sepken komedilere hiç yüz vermeyip filmini daha karanlık bir tonda tutması benim için oldukça cazip.Üstüne Daniel Craig’in bu tarz bir role Robert Downey Jr.’dan daha uygun olması,Harrison Ford’un tüm rollerinde olduğu gibi yine huysuzluğu ama yeteri kadar oynaması,Olivia Wilde’ın o hep yüzünde taşıdığı gizemin filme uygun olarak değerlendirilmesi ve filmin birinci sınıf işçiliği eklenince eli yüzü düzgün gayet hoş,beklentilerin üzerinde bir eğlencelik çıkıyor ortaya. Western türü anavatanı Amerika’da temkinle yaklaşılan bir tür.’’Wild Wild West’’,’’Jonah Hex’’ gibi gişe hezimetleriyle ünlü aynı zamanda.Daniel Craig ve Indiana Jones serisi dışında (özellikle son yıllarda) gişe performansı pek de parlak olmayan Harrison Ford’u bir araya getiren ‘’Cowboys Aliens’’ da tüm şatafatına rağmen istenen rakamlara ulaşamadı box office’te.Ama türü bize ne kadar yabancı (ya da yeni) gelirse gelsin ‘’Cowboys Aliens’’ın seyirciyi tatmin edeceğini düşünüyorum.","label":5} {"text":"Bazen idealist insanların ihtiyaç duydukları rol modeller vardır ben bu filmde onlardan birini buldum. Will Smith mükemmel oynamış. Hikaye neredeyse kusursuza yakın. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Film size hayatınızın değerini anlatıyor.","label":7} {"text":"Bu filme yarım yıldız bile fazla. Boşuna vaktinizi ve paranızı harcamayım. Vasatın daha da altında yani...","label":0} {"text":"Tam 5 yıllık bir aşk. Zamane aşklarıda keşke bu kadar bekleseler birbilerini. Parça parça izlemesem filmden daha büyük bir keyif alabilirdim ama yine de kuzey-güney dönemini anlatan amerkan filmlerini sevmem hasebiyle hoşuma gitti. Yani konu tam olarak şöyle savaş döneminde kavuşamayan iki aşığın hikayesi. biraz köleliğe de vurgu var tabi. neyse iyi seyirler bayanlar baylar.","label":6} {"text":"Hem Tuncel Kurtiz , hem Erkan Can...İzleme de yanında yat...Bu film tadından yenmez..Harika bir haber bu..Şimdi 1 hafta nasıl geçecek.?","label":7} {"text":"vurdu vurdu duvara attı... asghar farhadi'nin insanı bıraktığı şu malum ikilemi, en doğal halini çektiği ev hallerinde çok kısa bir süre ağzımıza bir parmak bal çalışını ve masama koyduğum çayı içmeyi unutturuşunu seviyorum. bir asghar farhadi klasiği olarak hayatınıza kaldığı yerden değil +1 dert ile dönüyorsunuz. filmi çok zor izledim. çok zorlandım. o kadar dertlendim ki devam edemedim durdurdum bir süre... vicdan, itibar, gurur, empati, duygu istismarı.. vay arkadaş. siz bu filmi nasıl çektiniz? amir jadidi hiç konuşmasa gözlerinden de anlayabilirdik olan biteni. öyle bir oyunculuk.. filmin sonunda hapisten çıkan bir adam eşiyle sarıldı, tatlı dağıttı ve otobüse binip gitti.. rahim, buruk bir gülümsemeyle izledi, bir an ortasında bulunduğu düğümden uzaklaşıp yerine koydu kendini belki de. film bitti siyah ekranla bakıştım bir süre. \"para umrumda değil. umrumda olan tek şey onurum.\"","label":9} {"text":"insanların para olan zaaflıgını anlatan sıradan fılmlerden sahsen o kadar ahım şahım bulmadıgımı ıfade etmelıyım. tabı zek meselesı. saygılar.","label":0} {"text":"Hafta sonu izleme fırsatı buldum arkadaşlar izlemeye değer komedi-dram karışık içeren güzel bir yapım. 1980 dönemi olaylarına yarı karışık yarı komedi bakış açısını yansıtan hapishane filmlerden bir tanesi. Saygılarımla...(3,5/5)","label":6} {"text":"Bilim kurgulu bir dram diyebiliriz aslinda.Çok güzel düsünülmüs bir senaryo.Neredeyse Truman Show tadinda bir filmdi.Bir oyuncu ve bir robotla neredeyse mükemmel bir film yapmislar.Mekani da çok iyi yansitmislar.---spoiler---Robotoun Sam'e klon oldugunu söyledigi sahnede ekraninda gözüken aglamakli simge benide aglatacakti yeminle,mükemmel bir bilim kurguydu. ---spoiler---","label":8} {"text":"bir filmde olamsı gereken ne varsa fazlasıyla var. Muhteşem...","label":8} {"text":"Bu filmin sonundaki müziğe bayılıyoruum. Sinemada son jenerik akarken utanmadan ağlamıştım ahhah Bana kalırsa yetişkinlerin de son derece keyif alacağı bir film. \"Babam demişti ki; Yapabilenler yapar, yapamayanlarsa denetler.\" Hahah çok iyi ","label":5} {"text":"Cem Yılmaz filmi olduğu için beklenti çok yüksek fakat tamamen hayal kırıklığı sıkıcı bir filmdi hemen bitsede çıksam modundaydım arada bir ufak tebessümden öteye geçemedim !!!!","label":2} {"text":"İyi film. zaten De Niro standartın üstüdür.","label":6} {"text":"bir japon korku klasigi en iilerinden 10/8","label":7} {"text":"kaliteli bir seyirlik olmadığı kesin gibi ama allah için beni eğlendiren ve yaratıcı çekilmiş dövüş sahneleri de vardı filmde.zaten bu tarz filmler sinemada değil de evde televizyonda öylesine izlense daha uygun olur,sinemada izleyenlerin boşuna bu filme geldiklerini düşünmeleri oldukça normal.güzel kızlar ve ortamlarla dikkat çekmeye çalıştığı doğru ama bir nebze başardığı da söylenebilir yani.","label":6} {"text":"İlk filmine göre sıkıcı kalıyor :P 6 /10","label":4} {"text":"Bu akşam sırada, 13 milyon dolar gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen “The Last Station” var… Jay Parini’nin, ilk baskısı 17 Haziran 1990’da yapılan, aynı adlı biyografik romanından sinemaya uyarlanan filmin senaryosunu, filmin yönetmen koltuğunda oturan Michael Hoffman yazmış… Bu filmi bizim açımızdan hemen ilk bakışta cazip kılan husus, tabii ki de 1 Academy, 2 Golden Globe ve 5 BAFTA ödüllü Helen Mirren ve 1 Academy, 1 Golden Globe ve 1 BAFTA ödüllü Christopher Plummer gibi efsane yıldızlarla Paul Giamatti ve James McAvoy’un aynı sahneyi paylaşıyor olması… Kim ne derse desin, kesinlikle rüya gibi bir kadro… Tutkulu aşık Sofya ve Leo Tolstoy çiftini canlandıran Helen Mirren ve Christopher Plummer’ın en büyük talihsizlikleri, o yılın Academy ve Golden Globe’unun “En İyi Kadın” ve “En İyi Erkek” oyuncu ödülü kategorilerinde karşılarında, “The Blind Side” (2009) daki performansı ile Sandra Bullock ve “Crazy Heart” (2009) daki performansı ile Jeff Bridges’ın bulunması… Yoksa bu ödülleri birer kez daha kazanmaları işten bile değildi… Büyük romancı Leo Tolstoy’un yaşamının son yılını anlatan filmin çekimleri, başta Tolstoy’un yaşamının nihayetlendiği “son tren istasyonu Astapovo olmak üzere dönemin tarihsel dokusunu ve ruhunu en iyi şekilde yansıtabilmek amacıyla Almanya (Leipzig, Saxony) ve Rusya’da özenle seçilen mekânlarda yapılmış… Mekân seçimindeki bu özene, dekor, kostüm ve müzik (Mozart, Sergei Yevtushenko) seçimlerindeki titizlik de eklenince 1910 yılına uygun atmosfer büsbütün tamamlanmış… Her şeyin tam ayarında olduğu bu filmi, biz büyük bir ilgiyle izledik… Özellikle son on dakikasında izleyene duygu dolu anlar da yaşatan bu biyografik dramayı, bugüne kadar halen izleme fırsatı bulamamış olan sinemaseverlere, daha fazla bekletmeyin diyoruz… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 31 Mayıs 2018 günü saat 00.32’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"Ve cinsel tabular insanları yönetirmiş... Ve Kinsey bu tabuları kırmamıza yardım etmiş. Etkileyici.","label":8} {"text":"Bence ödül alması gereken Matt Damon dı. Her açıdan güçlü bir biyografi-dram olsa da alttan alta yükselen bir mizah ta söz konusu. Rob Lowe'a özellikle çok güldüm. Kostüm ve mekan tasarımı inanılmaz güzellikte ve makyaj sanatçısını övmek için kelime bulamıyorum. Her şeyiyle film öylesine güzel ki içinde yaşamak istiyorum. Gerçek anlamda ibretlik olarak tanımlayacağım yapımı tavsiye ederim mutlaka izleyin.","label":9} {"text":"İçinde bulunduğu ruh halinden vicdanını rahatsız eden haltlar yediği belli olan Willard son bir görev için çağrılı görev kontrolden çıkmış bir albayın yok ın karargahına giden yol boyunca albay hakkındaki bilgiler willard'ın ona hayranlığını arttırırken bahsi geçen albayın Marlon Brando tarafından canlandırılmış olması nedeniyle seyircinin merakı da bu hayranlıkla birlikte artar.Yönetmen bu merakı filmin sıkıcılığını kapatmak için son derece başarılı bir şekilde kullanmıştır. Film vietnam savaşını abd'nin hiç de hoşuna gitmeyecek şekilde yansıttığı için ö bu yüzden Coppola filmi için amerikan ordusundan hiç destek alamamış bu boşluğu filipin ordusu kapatmıştı ayrıca savaş karşıtı söylemleri bakımından ö Robert De Niro'mu Al Pacino'mu daha iyi sorusunun mutlak cevabı olan Marlon Brando'nun karakteri ordudan ayrılmış Albay Kurtz'un bir sözü şu şekildedir: (Gençlerimizi insanların üzerine bomba atmak için eğ bir yandan da komutanları, bu gençlerin uçaklarının üzerine fuck yazmasına izin yazmak müstehcen olduğu için !) Orduda görev yapan Bill Kilgore ise; (Sabahları napalm kokusuyla uyanmaya bayılıyorum) bugün napalm bombası kullanmak bir savaş suçudur. Film ses ve görüntü açısından başarılı olmakla birlikte Robert Duwall ve efsane Marlon Brando'nun oyunculuklarıyla sinema tarihine geçmiş filmi efsane yapan bu başarısından ziyade kamera arkasında yaşananlardı bir arama yaptığınızda filmden çok kamera arkasının hakkında konuşulduğunu görebilirsiniz. Sonuç itibariyle pek beğenmesem de her sinemaseverin en az bir kez izlemiş olması gereken bir film.","label":5} {"text":"Bu güne kadar izlemediğim için pişmanım dedirtecek kadar güze bir film...","label":6} {"text":"Bu zamana kadar nasıl izlememişim kendimi efsane ayıpladım. Hiç bir söz söylemeye gerek yok. Filim harikulade. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. İnsanın gözleri doluyor gerçekten. Ebevynler çocumklarını bir eşya gibi görüyor çoğu zaman ve onlardan her zaman en iyisini istiyorlar. Ve bir çok annebaba hayllerini giydiriyor çocuklarına. Böylece çocuklar kendi hayatlarını yaşamak yerıne zorla kendisine bensedilen hayaller içinde kayboluyor. Çocuk yetiştirmek gerçekten büyük zanaat.. Filim müthiş ele alınmış bu gibi konular. Filimdeki herkesi canı gönülden tebrik ediyorum. Kesinlikle izlenmesi gerek.","label":8} {"text":"Halüsinasyonlu bölümlere kadar çok beğendim. Oralarda biraz dağıldım. Çabuk unuttuk ama pandemideki ruh hallerimizi çok iyi yansıtan bir karakter oluşturulmuş. Karakterler ve görsellik başarılı. Zaten komedi filmi değil. Dramatik tarafı daha ağır basan, farklı mizah anlayışı sunan bir kara komedi filmi. Dolayısıyla herkese hitap etmeyecek, Cem Yılmaz'dan hep kahkaha attıran komedi filmleri bekleyenler tarafından eleştirilecektir. Genel olarak beğendim. Ayzek karakterinin içinde bulunduğu ruh halinde zaman zaman kendimi buldum.","label":6} {"text":"''insanoğlu doğarken ağlar ve yeterince ağladığında ölür.'' çekimlerinin nasıl gerçekleştiğini merak ederseniz chris marker'in 'A. K 1985' isimli belgeselini izleyebilirsiniz. tamamına yakını bu filmin kamera arkasında set işçileri, oyuncular, figüranlar ve yönetmen kurosawa'nın çalışma tekniklerinin görüntülenmesinden oluşuyor..","label":7} {"text":"Marvel suan dunyada gundem olan cinsiyetini secme konusuna ciddi el atmis tabi gorebilene...tv de yayinlansa cocuguma asla izlettirmem. Rtukten gececegini sanmam. Gorsel efektleri fena degil. Film cogu yerde sıkıcıydı gorseli icin katlandim","label":4} {"text":"İlginç bir film, acizliğinden dolayı kendine acıyan bir insanın yıllar sonra seksi keşfetmeye çalışmasını anlatan; tabuları biraz sarsan bir film. Hoş, bir samimiliği var ama pek beklentiye girilmemesi tavsiye edilir. Oyuncular fena değil ama şahsen, fawkes'ın sesi hiç hoşuma gitmedi. Sadece konuştuğunu da düşünürsek ve engelli olmasına rağmen yazarlık, şairlikle uğraşan bir karakteri canlandırdığını düşünürsek; ses önemli kanımca. Diğer yandan filmin eksik yanları da yok değil. Daha can alıcı şekilde anlatılabilirdi karakter. Çok sıradanlaştırılmış.","label":6} {"text":"Konusu basit gözükmesine rağmen beni içine çekemedi. Görselliği ise tam tersi. Müthiş bir görsellik sunuyor. Kostümler de başarılı. Emily Blunt ve The Rock birlikteliği için tereddütlüydüm ama gayet uyumlu gözüktüler. Emily Blunt'ın güzelliği en az filmin görselliği kadar dikkat çekiciydi. İki karakterin arasındaki duygusal yakınlaşma bana işledi. Full aksiyona bağladığı sahnelerde bazen sıkıldım, dikkatim dağıldı. Genel olarak iyi vakit geçirdiğimi söyleyebilirim.","label":6} {"text":"Film eğlenceliydi ama Cameron Diaz'ın kıyafetlerine hayrnlıkla bakmaktan neredeysefilmi izleyemedim","label":6} {"text":"Arnold Schwarzenegger ve Sharon Stone’lu ilk çevrim tam bir bilim kurgu klasiği olarak belleklerimizde yer almıştı. Türünün yaratıcı ve şaşırtıcı özelliklerinin yanı sıra eğlenceli ve enerjik anlatımıyla hepimizin beğenisini kazanmıştı. Yeni versiyonun senaryosunu beş yazar birlikte yazmış. Anlatım esnasında kafa karıştıran Mars gezegeni ise öyküden tamamen çıkartılmış. Olaylar kimyasal savaşın ardından başkalaşmış bir dünyada geçiyor.","label":6} {"text":"eğer çok canınız sıkılır yapacak bişey bulamazsınız o zaman bu filmi izleyin ama yinede çok bi beklenti içine girmeyin derim 10/5,5","label":1} {"text":"günümüzde sıkça tartışılan satanistlik ve şeytana tapma gibi konuları kendileri açıdan gösteren, birazda bu konuları tiye almaya çalışan bir film. ama her şakada bir gerçeklik payı vardır.","label":3} {"text":"İlk filminin yanından geçemez... Beklentimin çok altında sıradan basit bir film olmuş. Umarım devamı gelmez ilk filmi kadar başarıya ulaşamayacakları çok net. Devam çekcez diye saçmalamışlar.","label":2} {"text":"sanılanın aksine bu matrix e değil matrix buna öykünmüş hatta direk araklamış ve gun kata yı bullet time çevirmiştir. bu film ilk olarak 1998 yılında sinemalarda boy gösterdiğinde bilinmeyen güçler tarafından parası neyse verelim çekin filmi vizyondan diyerek filmi apar topar gösterimden kaldırtmışlardır. bu film dünya çapında 6 milyon dolar gibi komik bir gişe yapmıştır ki film matrix in gösterime girmesinden yaklaşık 2-3 yıl sonra tekrar gösterime sokulmuştur. parası neyse verelim diyen abilerin vakovski kardeşler olduğu rivayet edilir. kesin olan birşey varki bu film matrix ten önce çekilmiştir.","label":7} {"text":"efektler 0 ,çekim 0 , senaryo 0,oyunculuk 0, boş duvara baksanız daha çok zevk alırsınız","label":1} {"text":"Cellatların saygı duyduğu, tereddütsüzce güvenebildiği bir kimliği çamura bulayarak!! Tanrı'ya tekrar dönüş yolunda, dik duruşu ve hızlı adımlarıyla Ida.....","label":7} {"text":"Sanki yüz yıldır film izliyormuş gibiyim; işte sinema olacaksa,işte bir film çekilicekse,işte bir son olucaksa böyle olmalı...İlkin bir görüntü gelir gözünüzün önüne,bir silüet, kısacık bir anın belli belirsiz fotoğrafı, bulanık bir resim.Kapı aralığından sokulan ayak gibidirler, çok güzel bir hikayenin meydana geleceğine dair kıvançlı bir karıncalanma hissedersiniz aniden karnınızda.Ve sonra o görüntüyü bir an olsun akıldan çıkarmayarak, ve onu derinleştirip ayrıntılandırarak kurarsınız hikayenizi.Fatih Akın da böyle kurgular filmlerini.Bu insanoğlunun,bu azizin filminin görüntüleri beyazperdede akmaya başlayınca unutturuverir bir çok şeyi.Ama bahsettiğim sey boşvermişliğe sürükleyen bir unutma değil.İnsanı kaygılarınızı, kaptırdığınız dünya hali endişelerinizi buharlaştırır adeta ama gözünüzü kapattırmaz. Dünya üzerinde böyle bir insanı böyle bir yönetmeni etiyle, kanıyla, filmleriyle görmüş, izlemiş bir mamul olarak, ölsem gözüm kapalı gitmez,gerçek bir üstat...Film varsın Almanya adına yarışsın,baştan aşağı Alman kültürüyle yetişmiş bir insanın duygularının mantığına baskın gelişini bizim mucizevi inanışlarımızla açıklıyorsa bu film bize de tüm uluslara da yeter...Filmi izlerken biri çıkıp da yine mi Türk-Kürt meselesi, yine mi gurbet, yine mi hukuk meselesi diyorsa cevabımız okkalı bir evet olacaktır.Desteğimiz bunadır.Buralarda henüz etnik, dini, hukuki ve insan haklarıyla ilgili meseleleri halledemedik.Sanatın toplumsal ya da bireyselliği değil tek mesele. Gördüklerini de anlatmalı insan.Üzüldüklerini de.Değişmesini istediklerini de.Benim tuzum kuru, yaş olan düşünsün bencilliğiyse baktığımız yer o zaman Hollywood yapımı galaksiler arası savaş uydurmaları izlenmeli.Gerçeklerden daha çok aksiyon içerir, ama oradaki lazer silahı, her nedense, gerçeklerden doğmuş bir filmdeki tokat sahnesinden daha az acıtır canı...Ve Kazım Koyuncu vardır filmde..Özlediği yaylalarına kavuşmuş olan hırçın denizlerin çocuğu.Gittiği yerde, kemençelerini çoktan akort etmiş, tulumlarını çoktan havayla doldurmuş ve bizi bekliyen,hasret gidereceğimiz,sonrada şenliği başlatacak olan insan...Canı canımıza çok yakındı, çok kişinin canına yakındı. Öldüğünde canımıza ateş düştü...","label":7} {"text":"-'68 dönemi Paris'i..Paris'te ABD'li bir öğrenci(Micheal Pitt).Cinématheque kapatılıyor.Film gösterilerine sürekli giden sinemaseverler bu kapatılmaya karşı direniyorlar ve gösteri yapıyorlar.ABD'li genç de bu gösteri sırasında Fransız bir kız ve onun ikizi genç oğlanla tanışıyor.Bohem bir hayat süren ve aileleri tatile çıkan bu iki-ilginç-kardeş;yabancı öğrenciyi evlerinde misafir ediyorlar.Arka fonda yürüyüşler,sokak isyanları,bildirilerle dolu Paris ilerlerken;gençler eve kapanmış,tutkuları olan sinemadan konuşuyorlar..ve ilginç oyunlar oynayarak aralarında cinselliği keşfediyorlar.. Filmi izledikten sonra Bertolucci'nin filmde '68 dönemini arka plana ittiğini,anlatmak istediğini anlatamadığını düşünebilirsiniz;ancak biraz kafa yorunca,yönetmenin ne yapmak istediğini;cidden arka fonda 68 dönemini çok iyi kullandığını ve sinema hakkında eğitici bir film çıkardığını anlıyorsunuz..Bertolucci bu filmde ne yapmak istediğini kesinlikle biliyor bence.. Film,evet cinsellik üzerine oturtulmuş gibi görünse de bu filmde asıl; sinema var..Sinema tutkusu cinsellikten daha önce gelişmiş bir tutku bu gençlerde.Birbirlerini tanıdıkça,keşfettikçe;ilişkilerini tartmaya,sorgul-a-maya başlıyorlar ve sorular soruldukça arka plandaki,sokakta olanlar,68 Paris'i önem kazanıyor filmde..ve gençler sokağı tercih ediyorlar sonunda.. Filmde karşılaştırmalar,tartışmaya açık sinema konuları konuşuluyor ve siz yine kendinizi tartışmaya dahil buluyorsunuz o anda..Bu tartışmaları yaparken gençlerin konumu,durumu,halleri,çıplaklılarını gözardı ederek;tartışmayı takip edebiliyorsunuz. Ayrıca,Gençlerin aralarında oynadıkları oyunlar sırasında;sinemadaki kült filmlerin sahneleri ile filmin sahneleri arasında paralel gösterimler çok hoş olmuş bence..Kurguyu iyi beslemiş yönetmen.Sahneleri gördükçe;siz de hangi filmdi bu? diyerek bu sinema oyununa katılıyorsunuz üç genç ile..ancak sadece sinema ile ilgili kısmına ;)..","label":7} {"text":"Bir dönem, 'Ali G' ile birlikte DVD satışı yasaklanan film. 'Süper Ot' diye çıkmıştı DVD si.","label":9} {"text":"diğer guy ritchie filmlerine göre biraz sönük kalsa bile her türlü gideri olan film.","label":6} {"text":"Ayrılırken babasına kalemi vermesi güldürdü. Hoş vakit geçirici, şirin bir film.","label":5} {"text":"Tau beni etkisinde bırakan iyi filmdi dediğim bi film oldu. Julia ve Tau'nun arasındaki iletişim ve etkileşim çok hoş oldu. Makine bile olsa sevgi her yerde geçer... duygusal olarakta heyecan ve gerilim olarakta bana geçti. Ailecek izlenebilir bi film güzeldi ben beğendim.","label":7} {"text":"Bilimkurgu-ül otaku abi ya harika. Kesinlikle izleyin. Ben çok beğendim, yani 5 tam yıldızı layıkıyla hak ediyor, IMDb puanınada aynı şekilde şaşırmamak lazım. Bilimkurgu severlerin; benim gibi, kesinlikle ve kesinlikle izlemesi lazım tabi bilimkurgu sevmeyenler için bir şey diyemem. Başta tereddütlerim vardı; çocuk filmi mi yoksa, sıkılır mıyım falan desemde koskoca 2 saatin nasıl geçtiğini bile anlamadım. Siz bir izleyin 2.filmi sabırla bekleyeceksiniz. (Bilimkurgu severler) Ha burdan, burda gala gule yapan; bilimkurgu sevmez arkadaşlara da bir çift lafım var: izleme arkadaşım gerçekten izleme yani. Bilimkurgu dan anlamıyorsan sevmiyorsan burda beğenmedim çocuk filmi gibi şeyler demenin alemi yok, eğer bu filmi biri yerin dibine bile sokacak olsa bilimkurgu dan anlayan ona göre ağır ve eleştirel yorum yapabilecek birisinin olması gerektiğini düşünüyorum.[spoiler]&Benim adım Groot.& Bazen bir cümle çok şey anlatır. [/spoiler]","label":8} {"text":"Zımba gibi müziklere sahip, hızlı bir zombi filmi. Londra nın o boş hali, görülmeye değer...","label":9} {"text":"izlerken peçete bırakmayana dek ağlayıp izlemeyi bitirdiğinizde Stromae'den \"Batard\" eşliğinde sövebilirsiniz.","label":7} {"text":"The Shining neden mi yüksek puan aldı. Bu yapım Kubrick gibi bir zekanın filmi olan The Shining filminin bir nevi çözümlemesini yapıyor. Bir nevi değil hatta tam bir çözümlemesi hatta tezini. :))Sağlam bir işlenişe sahip. The Shining'i izlerken neden bu kadar yüksek puan almış bu film deyip durdum ki zaten o filme iki yorum bırakmıştım. Filmin içinde saklı zeka patlamalarını göstermesi 237 Room filmi için de büyük başarı. Kubrick zekasını anlamak zor iştir de bu filmi anlamamızda büyük yardım ediyor. The Shining filmine bir kez daha hayran olacağınız, The Shining filmini izledikten sonra filmi beğenmediyseniz bu filmden sonra filme hayran olacağınız bir film işte 237 Room. :D İzleyin, anlayın sinemanın tadını çıkartın. İyi seyirler. P: 8","label":7} {"text":"Del Toro'nun parmağı olan diğer filmlerde de olduğu gibi, korku ile dram ögesinin nadiren bir araya geldiği filmlerden. Bu tarz filmleri sevenler, kaçırmasın. İzlenmeli.","label":7} {"text":"Dabbe siccin vb bilindik filmler hariç hiçbir korku filmi sarmadı sürekli aynı konu sürekli o sıkıcı efekt bu filmde ne olduğunu anlayamadım geçen her an zaman kaybı bu filme 5 yıldız verenler kesin o adamların knkları falandır","label":0} {"text":"beklentimi düşük tutuğum filmin beklentimden iyi çıkması. böyle şeylerle mutlu oluyoruz bizde işte ne yapalım. 7 lik film bekliyordum ama tam 7.9 luk ne çerezlik ne de özel bir film izlenmeli","label":7} {"text":"ayyy hemen başucuma aldım. :)","label":7} {"text":"dha iyi olabilirdi ayrıca filmi anlamak da bi hayli güç tek güzel olan şey oyunculuklar bana göre vasataı aşamayan br yapım","label":3} {"text":"filmin gidişatı biraz sıkıcı ama benim asıl merak ettiğim şey eğer bu filmde kemal sunal ustamız oynasaydı acaba film nası olurdu....filmde dedğim gibi belki konu yönünden iyi ama sanki biraz yavaş ilerliyo...","label":4} {"text":"Film o kadar saçma ve kötü ki bitmesini beklemeden terkettik salonu olan bizim giden paraya oldu yakışmadı OZAN Akbaba’ya","label":1} {"text":"yalin sicak sakin bir hikaye.. basrollerdeki kahramanlar sempatik ve rolleri icin uygun insanlar.. daha dolu dolu seyirciyi daha cok carpicak bir filim olabilirmis ancak bu haliye de izlenesi.","label":7} {"text":"Başrol oyuncuları özellikle de adamım hopkins mükemmel ötesi bir oyunculuk sergiliyor. Filmde psikolojik gerilim ve gizem çok ustaca yansıtılıyor. İzlerken bir an olsun filmden kopmuyorsunuz. Hannibal karakteri bana her nedense çok ilgi çekici geldi. Bence en karizmatik kötü karakterlerin başında geliyor. Yollar geçmesine rağmen bu kulvarda daha iyi bir film görmedim. Açın izleyin bayılacaksınız..","label":8} {"text":"yine harika bir soudtrack ile karşı karşıya kaldık","label":6} {"text":"Sevgisiz büyütülen bir çocuğun intikamı sarsıcı bir dille aktarılmış. Tilda Swinton'un oyunculuğuyla da birleşince ortaya muhteşem bir şey çıkmış. Filmin açılış cümlesi de: \"A child needs your love most when he deserves it least.\"","label":7} {"text":"Başları özellikle havadaki sahneler çok hareketliydi resmen yerime çivilendim tabi sonradan tempo düşüyor kendine göre haklı olan bir pilotun suçsuzluğunu ispat etme çabasını ve vicdanıyla yüzleşmesini ele alıyor kalan dakikalarda da ortanın üzerinde bir yapım.Denzel washington her zamanki gibi iyi,güzeldi kısacası","label":7} {"text":"istanbul'un bıçak gibi keskin olan soğuğunda bize masumiyetin tanımını yapan bir adamı anlatan bir film. ''Artık hiçbir şeye izin vermiyorlar.''","label":8} {"text":"Bence diğer çizgi filmlere göre oldukça farklı ve sevimli bir film.verdiği mesajlar da çok hoş.","label":7} {"text":"Ben kendi adıma beklediğimden fazlasını buldum diyebilirim..Gece sakin bir ortamda izlerseniz o gergin havanın etkisini yer yer hissedebilirsiniz..İlker Aksumu ise gerçekten yürekten tebrik ediyorum..Çok çok iyidi..Umarımki bu tarz yapımlarda karşımıza çıkmaya devam eder..Yolu açık olsun diyorum..","label":7} {"text":"julie delpy bütün psikopatlııyla dişe dişi kana kan bi film yapmış ama filmde daha çok temaönplanda hani fılmı ızlemeden kapaıında, acıklamalarından herhangi bir cinayet filmi gibi gözüksede yok efendım sakin sakin yormadan izletirir kendisini","label":6} {"text":"Film tam anlamıyla hayal kırıklığı oldu, ne bir kurgu ne de sahne bütünlüğü var. Ne anlatıyor kendini hangi tür de konumlandırıyor belli değil. Komedi filmi ise sadece filmdeki oyuncular gülüyor, polisiye ise anlattığı cinayet hikayeleri ve soruşturma ile ilgili hiç bir detay yok. O kadar özenle oluşturulmuş renkli cinayet mekanları bile doğru düzgün gösterilmiyor, hiç konu olmuyor. Kısmen absürt denebilir ancak. Ali Atay’ın diğer filmleri ile alakası yok.","label":3} {"text":"Sonu dahil her şey iyi.","label":8} {"text":"Tom Hulce'nin muhteşem kahkaları ile hayat verdiği Mozart defalarca izlenebilecek müthiş keyifli; hırs, kıskançlık, kıskançlığa rağmen engellenemeyen hayranlık duygusunu çok güzel betimleyen bir film. Yazıya da bayıldım sanat ve Amadeus filmi adına darkblackinde dediği gibi harika bir inceleme olmuş. Yetenek ve dehayı tuğla ile harca benzeterek sanatın içerik ve ambalaj olarak bütünselliğine deyinmen insanlığa da rahatlıkla oturtulabilecek bir anlatım olmuş. İnsanların da içerik olarak bilgi ve kültür adına elinden geldiğince fazla birikime sahip olması, bunu yansıtabilmesi; bedensel olarak sahip olduğu sağlıklı, dinç, bakımlı görünümüyle birleşirse kişi mükemmel bir sanat eserine dönüşebilir.","label":8} {"text":"Filmi kurtaran engin günaydin oldu,onun disinda filmin bir esprisi yok.Ilk 30 dk guldugum hicbirsey olmadi,kadro cok saglam fakat engin gunaydinin hareketleri disinda guldugumuz birsey olmadi.","label":3} {"text":"Filmi yıllar önce CNBC-E'de izlemiştim. O zamanlar sinemayla alakam şimdikinin yüzde biri kadardı, Hababam Sınıfı vs. Türk filmleri idi kültürüm. Nasıl olduysa, izlemeye başladım. Allen'ın kendisiyle dalga geçer hali hoşuma gitmişti, filmin sonu ise aklıma kazındı. Şimdi bazı karelere bakıyorum, Bergman göndermeleri gırla gidiyor yani açıp izlesem alacağım zevk daha fazla olacak büyük ihtimal. Ama hala özel bir yerde olduğundan, izleyip tüketmek istemiyorum belki.","label":8} {"text":"Hayattaki tercihlerimiz ve bunların olası etkileri üzerine kurgulanmış güzel bir film.","label":7} {"text":"film güzeldi,yani yazacak pek yorum da bulamıyorm.izlemek benim için vakit kaybı olmadı ama izlemesem de olurdu.bildiğimiz klasik polisiye türü filmlerdendi...yanlız kurbanların ölüm sahneleri çok güzeldi o ayrı...","label":7} {"text":"her ne kadar imkansızlıklar nedeniyle film pat diye 60lara bağlanıp bitse de bu hiç sırıtmıyor hatta hayran oldum diyebilirim o bir kaç dakikalık zıvanadan çıkmış şekilde dans eden insanların çekimine ve simon'un o duruşuna:) 45 dklık bir film bu denli etki yaratıyorsa tamamlanmış hali nasıl olurdu kimbilir?","label":6} {"text":"İzledim filmi çok çok iyiydi diyemem ama gittigime pişman olmadım eşkıya dizisini düşününce baya eğlenceli ve komikti izlenilebilir 👍 puanım 7 ***","label":6} {"text":"Basarisiz bir film olmus , yeterli bulmadım. 10/5","label":4} {"text":"Türkleri arap gibi ya sıtmaları orospu çocukluğu türkler terörist ya da arap değildir reform öncesi hristiyanlarla da daşak geçselerdi keşke","label":0} {"text":"Gayet keyifli bir film.Bazı sahnelerine gercekten cok güldüm .Her Türk filminde olduğu gibi argo kelimeler var ama genel icerigi ve oyuncular cok iyiydi.Kesinlikle tavsiye ederim","label":7} {"text":"buna film demek diğerlerine haksızlık olur hayatımdan 2 saatimi çaldı.sadece zaman kaybı bir filimdi.","label":0} {"text":"çok iyi bir dram fakat vasat bir suç-gerilim. tek amacı şaşırtmak olan saçma holivud filmlerine alışık olduğumuzdan belki. filmde şaşırılacak şey sonu değil devam ettiği esnada suratımıza vurulan şeyler. buna göre izlenmeli öncelikle. çünkü sonunda kesinlikle şaşırmadım gayet tahmin edilebilir, ama yorumlara bakarakdeli dehşet bir son beklediğim için biraz hayalkırıklığı oldu diyebilirim. öte yandan hepsi birer aforizma olan replikleri, sahneleri ki özellikle meşhur stadyum sahnesi, karakterlerin derinliği, totalde filmin o tüm naifliği, şiirselliğiolağanüstü. o kadar çok şey o kadar ustaca iç içe geçmiş durumdaki vurucu etkisi bundan ileri geliyor. bittiğinde birden fazla film izlemiş hissediyoruz. nadir rastlanacak incelikle emekle işlenmiş bir film. su gibi. spoiler ''bana kalan hatıralar mı hatıraların hatıraları mı bilemiyorum.'' spoiler aşkı ve anıları bundan daha güzel anlatan bir cümle söylenmedi.","label":8} {"text":"Çocuklarinizi olumlu yönde etkileyecek çok hos bir film. Gerçekten çok zevk aldim. Büyüklerinde gitmesini tavsiye ederim.","label":4} {"text":"her ne kadar verdiği mesaj yönünden gerçekten anlamlı bi film olsada çok ağır ilerliyor olması sabırları zorluyor açıkçası...","label":5} {"text":"Film bittiğinde şeytanın bizim gibi aptallara nasıl güldüğünühayal ettim.. Hokkabazlık ve cambazlıkla bindiği dalın ölümle kesileceğini zerre kadar ummaz ya insanoğlu.. Aklına dahi getirmez.. Ne yalan söyleyeyim ürkütücü. Bu satırları yazarken etrafımda dolaşıyordur belkide :) Her canlı ölümü tadacaktır! kimsenin kimseye faydası ve müdahalesi olmadan. Sona saflık ve iç huzuruyla, o huzurun verdiği dinginlikle ve kabullenişle erişebilmek hiçliğin en güzel hezimeti.. Ve inanç korkuyla tapınmaların ötesinde, kıymetli olan teslimiyete herkesin erişmesinin mümkün olamayacağı bir yerde................... Bergman seviyorum seni..","label":8} {"text":"Bence harika bir filmdi. Filmi iyice izlerseniz dikkatini verirseniz beğenirsiniz. Kötü diyenleri anlayamadım pek. Bu sene izlediğim en iyi filmlerden biri.","label":9} {"text":"Hamasetten uzak,yapıcı bir 'kafayla' yazılmış bizden,bize dair bir hikayeyle günümüze atıflarda bulunan eğlenceli bir komedi filmi!","label":7} {"text":"güzeL bir komedi fiLmi.. hoş ve eğLenceLi vakit geçirmek için bire-bir :D kristy aLLy gibi kendini komedi de kanıtLamış birinin de fiLmde oLması fiLme artı puan katıyor... fiLmdeki çiftimizin köy hayatına ayak uydurma çabaLarı gerçekten komik ve güLdürüyor :))","label":6} {"text":"ya ben beğenmedim bu filmi..H.Grant inde D.Barrymore unda daha ii filmleri var.","label":1} {"text":"dev sıkıldım. 100 dk falan ancak dayanabildim.","label":0} {"text":"Beklediğimden daha eğlenceli bir film çıktı, komedi yanı da abartılı değildi. Canınızın sıkkın ya da aklınızın karışık olduğu bir dönemde izlerseniz oldukça keyif alabilirsiniz.","label":7} {"text":"lisede 'maymun teosi' diyip, kimya hocamdan kalayı yediğim günden beri, okuduğum, izlediğim, araştırdığım doğal seçilim ve evrimin, detaylarıyla olmasa da güzel bir anlatımı. hayır maymun teorisi desek ne oluyo","label":7} {"text":"bu belgeseli sevdiğim her insanı yanıma alıp oturtur izletirim, bir daha izlerim.","label":9} {"text":"baya güzel film çerezlik","label":7} {"text":"filmde tutarsızlıklar fazlaca..konu ilginç olsada parlaklık ifade etmiyor...oyunculuk fena değil ancak yeterlide değil...özetle tam bir vakit öldürmelik film..beyazperde tanıtımda morglarda yapılanlar aynen yapılmış yazılmış ama umarım cinsellik içeren sahneler kastedilmemiştir..:))izlesenizde olur izelemeseniz de 5/10","label":4} {"text":"https://i. hizliresim.com/vaaRov. jpg umut sarıkaya'nın övmek için yaşayanlar karikatürünü gördükten sonra iran sineması hakkında yorum yapamaz oldum. neyse ayrıntılara girmeyelim zaten aşağıda yazanlara ekleyeceğim çokta bir şey de yok gibi. sadece minimalist film izlemeyi seviyorum diyip bundan sıkılanlar yada çok ağır ilerliyor diyenleri anlamadım. minimalizmin sözlük anlamı gibi bir şey zaten bu film.","label":7} {"text":"Henry Cavill'in mükemmel Superman yorumu ve gerçekçi yapısıyla Superman efsanesine harikulade bir açılış yapan Man of Steel / Çelik Adam&, gelmiş geçmiş en iyi Superman filmi olmasının yanında yönetmen Zack Synder'ın da en iyi filmi. Etkileyici ve heyecanı bir an bile elden bırakmayan aksiyon sahneleriyle seyirciye olağanüstü bir seyir deneyimi sunan filmin en büyük eksiği ise devam filmleriyle giderilecek önemli senaryo boşlukları. Buna rağmen özellikle Krypton sahneleriyle DC evrenine daha derinden bakmamızı sağlayan filmdeki Superman kostümü de bir o kadar başarılı.","label":7} {"text":"\".. the morning will come, the world is mine. tomorrow belongs to me!\" isik saciyor.. desteklenmeli ;)","label":7} {"text":"kadro falan muhteşem.. Oyunculuklar harika… ama biraz Uzun sahneli.. Boş muhabbetli.. Süre uzun gibi.. Konuda yada kurguda sıkıntı olabilir... beni sarmayacak bir film.. beğenenleri net anlayabiliyorum.. Ama beni sıktı işin açıkçası.. 70 lerde bir dolandırıcının diğer dolandırıcıları yakalatma filmi..","label":2} {"text":"Müthiş bir film.. Gülmek istiyorsanız, mutlaka izleyin:) 10/8,1","label":7} {"text":"ben sewiyorum ya bu filmi, ikinci kez dün yine izledim, gayet eğlenceli..Michael Vartan tam bnm tipim bi erkek :D bikaç kere daha izliyebilirim :oops: ..***..","label":6} {"text":"Filmdeki karakterin zekasına hayran bırakan seyirciyi hem üzen hem tatmin eden harika bir intikam filmidir. Karakterin zekası gerçekten hayret verici KESINLIKLE kaçırmayın pişman olmıycaksınız.","label":7} {"text":"Cüssesi büyük olsa bile kalbi bir çocuk kalbi gibi kırılgan Koca Mike'in hayatını izlerken gözleriniz dolacak. Gerçekten büyüleyici bir filmdi. Son zamanlarda izlediğim en başarılı filmlerden biri diyebilirim. Sandra Bullock'un canlandırdığı anne karakterine hayran kaldım çok başarılıydı çokta yakışmıştı bu role. Herkese tereddütsüz tavsiye edebileceğim çok kaliteli bir film. Filme puanım 10/10","label":7} {"text":"İzleme listemde uzun süredir bulunan ve en sonuna geçen izleme fırsatı bulduğum yapım. Korku-Gerilim türünde bir yapısı olan film sizi ilk başta meraklandırıp sonradan ağır ve bir türlü kendisine bağlayamayan yapısı nedeni ile hep aynı tempoda devam ediyor. Ve sizde bakalım nereye bağlanacak diye beklerken filmin sonunda çok da tatmin edici bir son ile bitmiyor açıkcası. Şöyleki sizi alıp sonuna kadar merak içinde getirip sonunda biz böyle bir son düşündük bununla idare edin dercesine etkisi düşük bir şekilde bitiyor. Baş roldeki Rebecca Hall her ne kadar etkili bir oyuncu olsa da diğerleri için bunu söylemek çok mümkün değil. Korku ve gerilim türünde orta şeker bir şey arıyorsanız bununla şimdilik idare edebilirsiniz.","label":4} {"text":"cok hoş cok samimi bir film.olusturulan atmosfer her yanıyla göz dolduruyor.ben filmin sonuna değinmek istiyorum.yönetmen bizi sonuna kadar empatiye zorluyor.bütün bu olanlar sizin de basınıza gelebilir,ailenin tv de gösterdiği tepkiler siz de basınıza geldiğinde belki daha fazlasını verebilirsiniz. hakikaten filmin sonunda buna şahit oluyorsunuz baba karakterinin cektiği acıları izlerken.cocugun gerek ailesiyle gerek arkadaslarıyla olan ilişkilerini son derece gösterişsiz ama carpıcı olarak sunan yönetmen zaman zaman oklarını insanoğlunun en derin yerlerine göndermeyi de ihmal etmiyor.izlenmesi gereken bir yapım.","label":7} {"text":"Bu film, Yılmaz Güney ve Ömer Lütfi Akad ortak çalışması. 31. İstanbul Film festivalinde gösterime giren kopyası, Martin Scorsese'nin öncülüğünde oluşturulan Dünya Sinema Vakfı tarafından restore edilmiş. Ancak, filmin bazı noktalarında kopukluklar söz konusu. Filmin elde tek kopyasının olmasının müessibi ise 12 Eylül darbesinde filmin diğer tüm kopyalarının darbeciler tarafından yakılması. Filmin bir diğer önemi ise 60'lar Türkiye politikasında etkin yeri olan ekonomik ve sosyal kimliklerin sembolik olarak film içinde var olması.","label":6} {"text":"video kamerasıyla çekilmesinden ötürü adeta bir arşiv görüntüsünü hatırlatan No (Hayır), duygunun mantığa göre daha güçlü bir araç olduğunu politika üzerinden anlatan yılın kesinlikle en iyi filmlerinden biri. İletişim sorununa da oldukça başarılı bir şekilde değinen filmde Meksikalı aktör Gael García Bernal ise harika bir performans sergiliyor. Adeta bir politika dersini andıran reklam kampanyalarıyla oldukça güçlü bir film olan Hayır&ın en öne çıkan özelliği ise seyirciyi reklam savaşlarına ortak etmesi. Eleştirim: http://www.filmdoktoru.com/2013/02/no-2012.html","label":8} {"text":"Asya menşeili filmlerin 6 puandan aşağısını görmediğini düşünürsek, Asya Mafyası denen bir oluşumun varlığından söz edebiliriz. Filmin başından sonuna, saçmalamak için özel bir çaba sarf etmiş senarist Bin Suçan. Filmde, bir sünger muhabbeti var ki, bunun mevzubahis hayalet hikayesiyle ne ilgisi var, harbiden anlamadım. Hadi ben gerizekalıyım diyelim, malım diyelim, amma güzel kardeşim, dürbünlü tüfeklen hayalet avlamak neyin nesi oluyor ? Ilginc basladi cilgin bitti. Arada aglatti. Duygusal sahneleriylen huzunlendirdi. Guldurdu ama dusundurtmedi. Gerdi ama korkutmadi. Oldurdu ama surundurmedi. Ahanda budur.","label":4} {"text":"\"En çok sevdiğin film\" dendiğinde aklıma gelen ilk film..","label":9} {"text":"Senaryosunu da Anthony Fletcher ile birlikte yazan Prano Bailey-Bond'un yönetmen koltuğunda oturduğu Censor&, sansür olgusunun; tek bir karesinde dahi tebessüm edemeyeceğiniz kara mizah tarzı ironi de içeren gizemli bir korku hikayesi aracılığı ile ele alınarak, masaya yatırıldığı son derece başarılı bir bağımsız (indie)& film olarak geliyor karşımıza... Öyle ki, son derece düşük bir bütçeyle çekilmiş olmasına karşın, kült kategorisine şimdiden girmiş olan bu ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi denemesinde dikkatleri üzerinde toplayan Bailey-Bond, Variety'nin 2021'deki &İzlenmesi Gereken Yönetmen listesinin merkezine oturuvermiş... Hani zaten 2018 yılında da Screen International dergisince Star of Tomorrow / Yarının Yıldızı& olarak ilan edilmişti aynı Bailey-Bond... Gelin isterseniz Nasty (2015) isimli kısa filminde de, esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolan babasını araştırırken kendini VHS korku dünyasında bulan on iki yaşındaki Dough'ın macerasını işleyen Bailey-Bond'un çok ses getiren bu filmine biraz daha yakından bakalım... Sözünü ettiğimiz kısa filmdeki gibi yine Demir Leydi lakaplı Margaret Thatcher'ın kabinesinin iktidarda olduğu 1980'li yılların İngiltere'sindeyiz... Hadi oldu olacak; @pranobaileybond un kendi twitter hesabından, aynen filmin Türkiye'deki vizyonuna ve 01 Ekim 2021 tarihinde TBMM'nin açılması ile gündeme gelecek olan sosyal medya kısıtlamalarına ilişkin olarak, adeta isyan edercesine İngilizce yazdığımız tweet de olduğu gibi @Film4'ün yazdıklarını da retweet ederek paylaştığı, görüntülü bir söyleşideki bilgi bağlamında, tam nokta atışı ile 1985 yılında olduğumuzu söyleyelim ve başlayalım... Filmimizin kahramanı, şiddet barındıran içeriklerin kesilmesi veya tamamen yasaklanmasını önerme konusundaki katılığı nedeniyle çalışma arkadaşlarınca Küçük Bayan Mükemmel olarak tanımlanan Enid Baines (Niamh Algar) olup kendisi, merdiven altında kurgulanarak çoğu gizlice pazarlanan VHS videolara yönelik Video Nasty tartışmalarının zirvede olduğu günlerde, İngiliz Film Sınıflandırma Kurulunda iş kolik bir sansürcü olarak görev yapmaktadır... Bu arada ebeveynlerinden aldığı davet üzerine bir restoranda onlarla birlikte olduğu bir akşam yemeğinde Enid'in yedi yaşındaki kız kardeşi Nina'nın (Amelie Child Villiers), uzun yıllar önce (5 Eylül 1965) ortadan kaybolduğunu öğreniriz... Ki, annesi Valerie (Felicity Montagu) ile babası George (Andrew Havill) kızlarının öldüğünü düşünerek resmi bir ölüm belgesi düzenletirlerken Enid, Nina'nın öylece kaybolduğuna ve halen de bulunamadığına inanmaktadır... Yani Enid'e göre Nina bir yerlerde yaşamaya devam etmektedir... Derken bir gün; Enid ile iş arkadaşı Sanderson (Nicholas Burns), tabloid bir gazete tarafından, yasaklamadıkları bir film gerekçesiyle, söz konusu filmden kopyalanmış bir cinayete yol açmakla itham edilirler... Aslında daha sonra katilin bırakın izlemeyi, bu filmden haberdar dahi olmadığı anlaşılacaktır ya... Neyse... Aynı günlerde çalıştığı ofiste patronu Fraser'ı (Vincent Franklin) ziyaret eden yapımcı Doug Smart (Michael Smiley) ile tanışan Enid, onun da hararetle tavsiye ettiği yönetmen Frederick North'un (Adrian Schiller) filmlerinden biri olan Don't Go in the Church / Kiliseye Gitme yi bir diğer sansürcü Perkins (Danny Lee Wynter) ile beraber izlediğinde kendisine, kız kardeşinin kaybolduğu günü anımsatan korkunç görüntüler ile karşılaşır... İşte o andan itibaren de Enid, Nina'nın kayboluşuna dair suçluluk duygusunu derinden hissettiren Frederick North hakkında derin arşiv araştırmalarına başlamasının yanı sıra North'un el altından gizlice satılmakta olan filmlerinin de peşine düşmüştür... Dakika 40... Geride, izlediği videodaki Alice Lee (Sophia La Porta) adlı oyuncuyu kız kardeşi zanneden Enid'in gerçeklik ile yanılsama arasında gidip gelen hastalıklı ruh halinin genellikle 35mm lik kamera ile resmedildiği 44 dakikalık oldukça kanlı bir bölüm daha mevcut... Sanıyoruz, içerikleri kısıtlama yahut da tamamen engelleme kriterlerinin, temsil ettiği toplumsal gruplara göre şekillenecek olan sansür kurumu ile o kurumda görev yapan insanların yapısının gözler önüne serildiği bu film, sosyal medyaya da sansürün söz konusu olduğu ülkemizde de yeterince ses getirecektir... Bitirmeden baş roldeki Niamh Algar'ın, şahane bir performans sergilediğini de belirtmiş olalım... Keyifli seyirler, Son bir not: Dünya prömiyeri 21 Ocak 2021 tarihinde Sundance Film Festivalinde yapılan Censor&un, Uluslararası İstanbul Film Festivalinde aday olarak yarıştığı Altın Lale ödülünü, Madalena ya (2021) kaptırdığını belirtmiş olalım...","label":7} {"text":"yaz günlerinin en iyi filmi kuşkusuz. final güzel ama farkedebilirsiniz dikkat ederseniz. 710","label":6} {"text":"Güzeldi tavsiye ederim.","label":6} {"text":"&Cetin Tekindor un oyuncuguna sözüm yok ama film kotu .zaman ve para kaybı diyebilirim.hatta bir daha türk filmine gitmeyeceğim dedirtcek kadar kotu.[spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"Ken Loach usta her ne olursa olsun sinemanın vicdanı olma görevini bu yaşta bile layıkıyla sürdürüyor (şu an 76 yaşında, bu filmi yönettiği yıl ise 71 yaşındaydı). Dünya'da ve Avrupa'da işçi sınıfıyla, işsizlikle, göçmenlik sorunlarıyla ilgili film çeken yönetmen neredeyse kalmadı. Artık filmlerin kahramanları zengin işadamları, güzel, bakımlı kadınlar. Üstad Loach ise neyse ki hala vicdanının ve mantığının sesini dinliyor. Bu tarz filmlerin artması dileğiyle.","label":6} {"text":"Eglenceli bir yapıt olmasına ragmen ana temasından cok uzakta olan bir seneryo olmus hababam sınıfı serisini bilenler hababam vokal grubu sahnesi olmamasi cok buyuk bir eksiklik cok degerli yesilcam ve beyaz perdenin duayenlerinden olan sayın Mehmet Ali ERBIL e ufakta olsa sahne verilmesi biraz canlılık getirmis saniyorum saglık probleminden dolayı kısa bir rol ustlenmis insallah eskisi gibi bizleri hayat verdigi ve canlandirdigi karakterlere bizleri yine guldurur ve nese verir habam sinifinda son 20 senelik vizyon tarihinde en onemli temel yapisi olan eski ogrencilere yer verilmemesi o hababam sinifi ruhunu hissetmemize cok buyuk oranda engel olusturdu ogrencileri anlayan yine hababam sinifinin eski ogrencileridir rahmetli GÜDÜK Necmi (Halit AKÇATEPE) gibi allah rahmet eylesin oynadigi 3 seride o eski havayi bizlere inanilmaz derecede yasattirdi ama butun bunları ele aldigimizda o ruhtan o temelden cok uzak bir yapit olmus eglencelimi evet eglenceli komik mi evet komik ama hababam sinifini dort kisi uzerinden konu edilmesi cok sacma olmus o sinif birbirine bagli bir zincir gibidir et ve tirnak gibidir insallah bu elestirim sayesinde bu eksikler goz ardi edilmez bundan sonraki serilerinde saygilarimla...","label":2} {"text":"iyi bir film keyifle izleyebilirsiniz ama öle çok aman aman bi film değil;) filmin kusuru bence çok uzun olması... belki biraz daha kısa olabilirdi gereksiz uzatma bence...onun dışında iyi film ama uzun film izlemeyi sevmeyenler kesinlikle izlemesin pişman olurlar...","label":7} {"text":"Boş bomboş... Sadece boş, gereksiz ve anlamsiz. Ne gerek var demek istiyorum...","label":0} {"text":"Filmi izlerken çok eğlendim . sürükleyici ve kaliteli bir aksiyon filmi . Beklenti içine girmeden izlerseniz eminim sizde keyif alırsınız . Travolta da rolünün hakkını fazlasıyla vermiş . 10/6 .","label":7} {"text":"keşke izlemeseydim diyebilirim beelki ama hiçbi filme bunu demek istemem ama param yanıyorum sadece...","label":3} {"text":"Filmin bizlere vaat ettiği yegane şey, enerjisi tükenen güneşi tekrar faaliyete geçirmek için görevlendirilen takımın uzay gemisinde yaşadıkları. Senaryo gayet ilgi çekici fakat yan olay denen bir şey yok. Baştan sona uzay gemisinde geçiyor. Atmosfer ve özel efektler çok iyi fakat Danny Boyleun bilimkurgu sinemasında daha çok yol alması gerektiği açık. 6.5/10","label":6} {"text":"Cok fazla beklentiye girmeden gidin ve cok mutlu olun 💪izlemeye deger. Oyuncularin farkli uklerden olmalari beni kendisine cekmisti gittigime degdi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Daha önce izlemiştim ama geniş yorumu yayınlamak bugüne kaldı?Oscar ödülleriyle alakalı filmleri izlemeye karar verdiğimde ilk tercih ettiğim film bu filmdi ve en güvendiğim filmlerin başında geliyordu. Dolu dolu iki saat yaşatıyor bu film izleyenlere. Hoş vakit geçirmenin yanında oyuncuların da parmak ısırtan performansını görmek güzeldi?Son dönemlerde izlediğim en sıcak en samimi ve en iyi filmlerden biriydi. Sandra Bullock un enfes oyunculuğu eşliğinde birde Quinton Aaron'nun duru, inandırıcı ve güçlü oyunculuğunun filmi izlenir kılan en önemli etkenler olmasının yanında anlattığı olayın ilgimi baya bir çektiğini not düşüyorum? Kendi yaşıtlarından farklı, sorunlu ve zor durumdaki zenci bir gencin hayata tutunma mücadelesi ve en sonunda kazandığı zafer etkili, yalın bir dille sunulmuş bizlere yönetmen John Lee Hancck tarafından?Genel olarak dram filmleri en beğendiğim filmler listemdedir ve bu filmde dram yönüyle o listeye girmeyi hak ediyor bence. Filmde keskin bir dram olmasa da yinede içinizi burkan sahneler çoğunlukta? Oscar ödüllerinde Sandra Bullock'un ?en iyi kadın oyuncu? ödülünü alacağına kesin gözüyle bakılıyordu ve aldıda zaten. Bence Bullock bu filmdeki performansıyla taraflı, tarafsız herkesin beğenisini kazandı?","label":7} {"text":"tatile giden evli çift arabaları yolda arızalanır. bunun üzerine jeff karısını yoldan geçen bir kamyonla benzin istasyonuna gönderiri. ve gizem dolu olaylar burda başlar. uzun zaman önce izlediğim ve çok beğendiğim bir filmdi. maalesef günümüzde halen bu kadar kaliteli ve kurgusu çok iyi hazırlanmış filmler yapılamıyor.","label":8} {"text":"Sevenleri çok biliyorum da bence vasat bir film olmuş. Konu klişe, işleniş de oldu bittiye gelmiş. Yönetmenin Another Earth filmini sevmiş gibiydim ama bunu sevemedim. Sadece her iki filmde de işlenilen ölümün çaresizliği teması iyiydi. Spoiler olur mu bilmem de onda paralel evrenle çare bulmaya çalışıyordu bunda da reankarnasyon gibi bir şeyle.","label":6} {"text":"sahneler ve oyuncular çok güzeldi ama aralarda bir yerlerde sıkıldığımı itiraf etmeliyim.","label":8} {"text":"E yerli Pulp Fiction bu. Ali Atay film çeksin, izleyelim. 75/100","label":7} {"text":"İzlerken çok eğlendiğim, absürt havada geçen bi film. Bu zamana kadar neden izlememişim yav.","label":7} {"text":"Korku filminden ziyade gençlik filmi gibi çerezlik falanda değil zaman kaybı sadece. Ayrıca herhangi bir hikayesi yok","label":0} {"text":"Film beni çok sardı,ara verildiğinde artık başlasın diye sabırsızlıkla bekledim,oyunculuk kötü değil,benim gibi uçakta geçen gerilim-korku filmlerinden hoşlananlar için uygun bir ilginç ama biraz tanıdık bitiyor,izledikten sonra tanıdık geldiğini anlayacaksınız,efektler güzel,film hiç boş dialoglarla doldurmamışlar,başlıyor,sizi heyecanlandırıyor,efektler dozunda ve ilginç yerde bence çekim hatası olmuş,o da uçağa yolcular binerken hava karanlık ama uçağın dışarıdan kalkış sahnesi akşamüstü aydınlığı olmuş ve bu sahnesi biraz amatörce olmuş.Onun dışında bence olmuş.","label":6} {"text":"izlemezseniz herhangi bir kaybınız olmaz. izlerken verilecek tepki ise mmeeeh!","label":4} {"text":"Johnny zaten insanüstü bi yetenek tamamda.. leonardo o nasıl bi oyunculuktur.. leonardoyu tanımayan bi adama izletin yemin ederim gerçekten hasta birini oynattıklarını zanneder.. harika mükemmel kesinlikle izleyin.","label":8} {"text":"konu itibariyle ilginç bir film","label":4} {"text":"izlerken beynimde çalan şarkı the cranberies will you remember gayet uyumlu olurmuş filimle.","label":7} {"text":"almodovar’ın tüm hünerini konuşturduğu müthiş bir film. belki de en iyisi.","label":7} {"text":"Serinin tamamını izlemedim ama çok iyi bir ilk film olduğunu düşünüyorum. İlk saniyesinden son anına kadar aksiyon ve 2001'e göre oldukça başarılı yarış sahneleri içeriyor.","label":6} {"text":"BaştaAslıhan Gürbüz'ün sivrilen oyunuyla anlatılan, arafta kalan bir kadın hikayesi Kor... Sinopsisteki soru daha çok Nuri Bilge Ceylan'ın Üç Maymun'ununa ait. Bu daha farklı, söyleyecekleri daha net olan bir film... 80/100","label":7} {"text":"İzlemeyin, vakit kaybı. Absürdleştirmenin temelinde ironi yatar; yaptığın şeyi kastetmiyorsundur yani ama bu filmin kastetmeye çalıştığı bir şey varsa bile ben bulamadım. Hadi bi film çekelim, çekerken doğaçlama yapalım ama önce hepimiz bi kıyak olalım demişler bu çıkmış herhalde.","label":4} {"text":"19.Uçan Süpürge Kadın Filmleri Film Festivali'nin sinema şöleni devam ediyor... Festivalin iddialı filmlerinden olan Ana Yurdu maalesef ki tam bir hayal kırıklığı oldu.Pek çok gereksiz sahne,görmeye çalışırken gözümüzü bozacak kadar karanlık sekanslar bir yana karakterlerinin bu kadar kartondan olmasıda belirtmeden geçemeyeceğim. Festival seyircisinin -hakkı olarak- politik film istediğini gören yönetmenler maalesef ki bazen bunu ellerine yüzlerine bulaştırıyor...","label":0} {"text":"Bir noktadan sonra \"yok artık lebron james\" dedirten bir film. Fazlasıyla tesadüfler üzerine kurulu. Ve bu tesadüfler daha ikinci dünya savaşı dönemine kadar dayanmakta. Anne-babaların, ikinci eşleriyle tanışmlarından tutun, Ana ile Otto'nun tanışmaları, ayrılma sonrası karşılaşmalarına kadar tesadüf çılgınlığı mevcut. Bir şekilde -ara ara sıkarak- kendini izlettirmeyi başarıyor film. Örneğin, meydandaki sandalyelerde gerçekleşen tesadüfi yan yana gelme durumuna rağmen, tesadüfi bir şekilde birbirleri ile etkileşime geçmemeleri iyi bir sahneydi benim nazarımda. Filmin ilk kısmı, ikinci kısmına kıyasla daha başarılıydı. E tabi böyle bir filme de tesadüfün dibine vuran bir son gerekir. Öyle de yapılmış. Ortalamadan bir tık iyi bir film nazarımda, izlenilesi.","label":6} {"text":"Herhangi bir oyunculuk eğitimleri yokken bile bu kadar güzel oynamaları şaşırtıcı film çok güzeldi çok zorluk atlatıp çok güzel yerlere gelmişler bir aydır evliyim burak ve kurtuluşun isimlerini bile bilmeyen eşim bir ayda tüm şarkılarını ezberledi başarılarınızın devamını ve nicelerini dilerim.","label":9} {"text":"Etkileyici bir aşk hikayesi..'Bir kere de olsa değerdi hem de her anına'..","label":6} {"text":"Bu devam filmide her yönden ilk filmi aratmayacak nitelikte;sürükleyicilik,oyunculuk,aksiyon,macera,komedi ne ararsanız filmde mevcut.2 saat boyunca başından kalkmadan güzel vakit geçirmenizi sağlayan bir film.Bazı klişeler falan var ama bunlar filmin iyi olmasını engellemiyor.Ben herkese tavsiye ederim.8/10","label":7} {"text":"Bok gibiydi berbat yani varya benim gibi korkak bir tavuğu bile korkutamadılar Götümle gülerek izledim olmamış başarısız","label":1} {"text":"Son zamanlarda bu kadar gerilmemiştim,gerçek olaylar olması insanı daha da etkiliyor size tavsiyem gece yarısından sonra çekilin odanıza ve bu filmle başbaşa kalın..","label":7} {"text":"Bir tiyatro piyesinden uyarlanan, üstelik sadece iki kişinin tek bir mekanda oynadığı bir filmin bu kadar başarılı olabileceğini, oyuncuların bu kadar başarılı oynayıp birbirlerinden bu kadar rol çalabileceğini düşünemezdim. Film çok başarılı ve olağanüstü tek kelimeyle.","label":7} {"text":"Liverpool'da küçük Liam'ın ailesinin çektiği ekonomik sıkıntıları anlatan bir yapım. Fakat öyle bir şekilde anlatılmış ki 1930 İngiltere'sini her açıdan görebilmenizi sağlayan bir film Liam. Liam başta olmak üzere oyunculuklar epey iyiydi, özellikle Ian Hart mükemmel bir performans sergilemiş. İçerisinde dini, politik ve ekonomik eleştiri barındıran bir yapım olmuş Liam, ama çocuk karakter sayesinde de saflığını kaybetmemiş. Açıkçası izlemeye başladığımda bu kadar iyi bir yapım olduğunu tahmin etmemiştim.","label":8} {"text":"Çok iyi bildeğimiz, bilgimizinde oldukça yüzeysel kaldığı bir konu olan kıbrısta yaşananları fon alan ve olaydan uzun yıllar sonra bile hala etkisinden çıkamayan yara almış insanların öyküsü, hikaye ilginç olsada, oyuncu performansları başarılı olsada, Derviş Zaim bir türlü ana konuya giremiyor etrafında dolanıp duruyor, anlatımıda oldukça soğuk olunca sizde filme giremiyorsunuz.Sonuç olarak çıkış noktası önemli olan ma yarım kalan, hatta olamamış bir film var karşımızda. 10/5","label":4} {"text":"Çekilenin bir belgesel değil de film olduğunu unutmamak lazım. Çoğu kişinin filmi izlemeden direk milliyetçi bir damarla Çin Seddi Türklerin korkusundan yapıldı bu film atalarımıza görmezden geliyor, tarihi çarpıtıyor diyerek atlamaları çok normal.. Filmi izleyecekler için tavsiyem şudur: Filmin giriş kısmında ki açıklamayı dikkatlice okumaları ve bu açıklamayı bilerek ve özümseyerek filme başlamaları her açıdan yararlı olacaktır. Filme gelecek olursak usta yönetmen Yimou Zhang Çin dışında film çekmemeye oldukça kararlı görünüyor. The Great Wall, esasında prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, görsel efektleri ve aksiyon iddiasıyla fantastik ve epik bir savaş filmi vadediyor. Özellikle canavarlara karşı savaşan ordudaki askerlerin birbirinden rengarenk ve parlak kıyafetleri, saçları, duruşları, hareketleri bariz şekilde “anime” hissiyatı uyandırıyor. Senaryosu absürt ve yetersiz olmasına rağmen, klasik bir gişe filmi olarak düşünüldüğünde görselliği ve aksiyonu tatmin edici bir film olduğunu düşünmekteyim..Çok beklenti içine girerek izlerseniz pişman olursunuz 3D seçeneği için sinemada izlenebilir iyi seyirler...","label":6} {"text":"Güzeldi yorumları boşverin bilim kurgu ayagına degil normalce izleyin film güzel. Filmde oynayanlarda çok iyi yorumları cok bos insanlar yazmıs","label":9} {"text":"Güzel kadroya rağmen kötü bir film olmuş. 2. sınıf tv filmi ayarında.","label":4} {"text":"Teen-slasher alt türünün kalıplaşmış senaryolarına sahip Şeytanın Oteli. İlk uzun metrajlı sinema deneyimi olan bir yönetmen için oldukça beklenecek bir tutum gibi. Ama yönetmen, senaryodan topladığı eksi puanları üstün anlatımıyla kısa bir süre olsa da izleyenlere unutturmayı başarmış. Özellikle teen-slasher filmlerde özensiz işlenen karakter yapısı filmde gayet özenle işlenmiş. Aralarındaki diyaloglar, tartışmalar doğal ve bir teen-slashera göre gayet iyi olan oyunculuklarla keyifli bir izlenim sunmuş. Benzer filmlerde aşırı kanlı sahnelerden kaçınan film, gerilimi daha farklı yollardan sunmuş. Müziklerin gerilimi sağlamadaki katkısı da yadsınamaz. Ayrıca sürüyle The Shining göndermesiyle de boş bir yönetmen ve film olmadığını kanıtlamış gibi. Türün tüm klişelerini barındırsa da sağladığı gerilim ve gerçekçi atmosfer bizleri filmi izlememize iten bir neden gibi. Göze hitap eden planlar ve de heyecanı koruyan bir teen-slasher izlemek için izlenebilir. Özellikle de türe özgü ucuz Amerikan filmlerinden sıkılanlar için birebir gelecek gibi.","label":6} {"text":"yılın en sağlam yapımlarından olmasına rağmen adaylık almaması şaşırtıcı. geoffrey rush tek başına sırtlayıp götürmüş filmi. oyunculuklar, çekimler, müzikler, her şey üst düzey. konu da oldukça orijinal. geriye izlemek kalıyor. final hakkındaki eleştirilere gelince, finalin tahmin edilebilir olması filmin güzel olduğu gerçeğini değiştirmiyor. keyfini çıkarmaya bakın.","label":7} {"text":"macbeth'i bir trajedi haline getiren bu filmin görüntü yönetmeni ve film müziklerinin bestecisidir.","label":6} {"text":"kötü film. drew'e yakısmadı. 2. filmi daha iyi kotarıyo 1.kötü ama yaa 2. izlemek için 1. cisini de izleyin derim. gerçi ben ilk olarak 2. yi sora 1 i izledim ama nese.10/5","label":4} {"text":"[spoiler][/spoiler]çok teşekkür ediyorum oyunculara başta yönetmene sonrada oyunculara hepside çok iyi oyuncular bir gün bende onlarla birlikte oynamak isterim","label":9} {"text":"espirileri güzeldi ama bi öncekinden daha düşük performanslıydı sanki. Hi guys espirisi ve gece gece icat çıkarma en güzelleriydi","label":6} {"text":"Bu kadar gerçek üstü bir hikayeden yola çıkarak,izleyicide bu kadar samimi duygular oluşturabilecek ender filmlerden biri.Komedi,dram,romantizm,hepsinin güzel bir karışımı.Oyunculuklar gayet yerinde ki ben en çok Dustin Hoffman'ı beğendim.Will Ferrell'in yerinde daha sansasyonel bir isim olsaydı belki çok fazla ses getirebilirdi.Şiddetle izlemenizi tavsiye ediyorum...7,5/10","label":7} {"text":"Valla Allah rahmet eylesin. Yeri nurla dolsun Ayhan Kahya'nın sesi olmadan optimus hiç etkili olmuyormuş. Bu yeni seslendiren arkadaş hiç güzel olmamış. Optimus ;primal'i seslendiren adamın sesi bile optimusa daha iyi olurmuş. İnşallah bundan sonraki filmlerde bu kişiye seslendirmezler. Gerekirse bilgisayardan yapın kardeşim. Tamam Ayhan Kahya gibi bir ses çok zor bulunur ama bu seslendiren kişi de olmamalı. Benim için tam bir hayal kırıklığıydı optimusun sesi. Bu kişiye gelene kadar çok kişi vardı. Çok canım sıkıldı anlatamam. Allah Rahmet eylesin tekrar. Ayhan Kahya abimizin ruhuna El-Fatiha...","label":6} {"text":"filmi yeni izleme şansı buldum ve çok beğendim. yönetmeninden yapımcısına, oyuncusundan müziklerine dek emeği geçen herkese çok teşekkürler. tabi filme esin kaynağı olan Hasan Ali Toptaşa da teşekkürler. suçlunun güçlü olduğu yerde masumlar değersizdir sözü karakterlerle çok iyi işlenmiş. mutlaka izleyin.","label":9} {"text":"Çok beklentiye girmeden izlenebilir, ortalama çerezlik aksiyon filmi olmuş.","label":6} {"text":"damakta tadı kalan enfes film.. özellikle oyunculuklar beni ziyadesiyle mesud etti. dram ve komedi ancak bu kadar uyumlu olabilirdi. film yeri geldiğinde güldürür yeri geldiğinde hüzünlendirir bizde öyle.. işin kötü tarafı böyle enfes bir filmden sonra harman kaldık ne yapmalı ?","label":9} {"text":"De Sica'nın filmlerindeki dramatik kurgu, Rossellini'den daha ağır. Merkezinde şefkat emmeci çocuklar olsa da Bisiklet Hırsızları ve Umberto D. kadar değil. Yine de iyi film.","label":7} {"text":"Ben gülecek bi espri bulamadım, yoksa benim komedi anlayışım mı farklı..","label":4} {"text":"Sınırda Kişilik Bozukluğuna örnek dramatik harika film... 75/100","label":7} {"text":"Nevrotik kadın kahramanımız kaşık kaşık toz şeker yiyerek beslenmekte ve günlük tutar gibi sevgilisine mektuplar yazmaktadır. Günler sonra dışarı çıkar ve otostop yapar. Kamyon şoförünün tek yönlü cinsel tatminine yardım ettikten sonra şoför monoloğuyla kendi evliliğinin nasıl tutkuyla başladığını ama çocukları olup kendisi de çalışmaya başlayınca tutkunun da kaybolduğunu seksin görev gibi yapılmaya devam ettiğini anlatır. Hemcinsine aşıktır kadın. Ona ulaşır ama pek sıcak karşılanmaz. Yalnızca bir gece kalabilecektir tutkuları galip gelir ve güreşir gibi sevişmelerine tanık oluruz... Filmin anlam kazanabilmesi için \"Je, tu, il, ellen\" zamirlerinin karşılığı olan \"Ben, Sen, O, O\" dan özellikle \"ellen\" e yüklenen başka bir anlam olmalı...","label":4} {"text":"Aile olmak, çocuk yapmak kolay... Önemli olan anne-baba olmak ve o aileyi sürdürebilmek diyen bir film... Sıcacık... samimi... ve içe işleyen türden...","label":7} {"text":"Filmi çok beğendim. bir önceki film de güzeldi. Seri güzel gidiyor tabi ki devamı gelecekse. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"bizz sinemada izledik kötüydü.tek mekanlı komple evde geçiyor sadece 2dksı bahçede geçiyor. 4/5 kişi oynuyor. seneryo basit sonrasında saçmalamışlar bide sinemada 4 kişiydik. parlaklığı full kısmışlar. karanlık sahneler hiç gözükmüyor. canavar felan ya tamam canavarı görsem korkçam ama sadece çığlık sesleri duyuluyor. bide çok kesit kesit işliyiyor . filmin 10dksında yemek yiyolar kız merdivenden yarım satte iniyor ztn film 90dk bile değil paranızı ya başka filmlere ya bowlinge ya da tatlı yiyebilirsiniz daha verimli olur benden bu kadar bb.","label":1} {"text":"Böyle ilginç bir konu varken ve böyle iyi oyuncularla bu kadar güzel işleyebiliyorken bir film nasıl bu kadar fazla mantık hatası barındırabilir aklım almadı. Sanki hayal ettikleri bazı gerilim sahnelerini ortaya çıkaracak koşulları neden sonuç ve mantık aramadan serpiştirmişler gibi duruyor. Gerçekten gerilimi çok iyi yansıtabilmişler, atmosfer çok iyi kurgulanmış hatta tüm detayına kadar görmemize rağmen canavarlar da hiç göze batmıyor fakat gelin görün ki bu insanlar bu kadar temkinliyken nasıl marketten çıkarken küçük çocuklarını arkada bırakıp gidebiliyorlar, çocukları ölmüşken böyle bir ortamda çocuk yapabiliyorlar, ortam sesinin gürültülü olduğu bir yerde doğumu gerçekleştirmeyi hatta yaşamayı düşünemiyorlar da gidip ahşap bir evde dekorasyonu hiç düzenlemeden yaşamaya devam ediyorlar benim aklım almadı. ","label":6} {"text":"Türlerine benzeyen bir film. Klişelerle dolu. Çok heyecanlı değil. Gerilim biraz sonlarda artıyor. Oyunculuk ise vasat.","label":3} {"text":"ilgi çekici bir konu, gerek kadınların hikayesi olması, gerekse anlamsız bir şekilde çizilmiş ortadoğu sınırlarında geçmesi filmden beklentileri yükseltiyor. fakat hikaye bir türlü olgunlaşamıyor, rebecca rolündeki natalie portman'ın hanna'ya eşlik etmesindeki motivasyonu bir türlü anlayamıyoruz. filistinli leyla da dahil olduktan sonra olaylar çözülür diye bekliyoruz ama nafile. özellikle bir parodiyi andıran sonu ile ilgi çekici başlayan film beklentileri karşılayamıyor maalesef.","label":5} {"text":"...Romeo Must Die, Exit Wounds ve Cradle 2 the Grave gibi vasat filmlerle yonetmenlige adim atan, goruntu yonetmenliginden gelme Andrzej Bartkowiak#39;in son filmi Doom. Mortal Kombat, Resident Evil ve Lara Croft gibi ayni adli bilgisayar oyunundan uyarlanan film, onceki uyarlamalar gibi derinlikten yoksun hikayesi, klise karakterleriyle zaten ciddiye alinacak bir gorunum sergileyemiyor. Iyi vakit geciren bir gerilim- aksiyon filmi degil mi peki? derseniz, acikcasi o da supheli derim. Daha oncesinde Alien ve Predator#39; gibi, ne oldugu belli olmayan bir canli tarafindan kapana kisilan bir grubun hikayesini anlatan film, bu turden onlarca film tuketen biri olarak bana hic mi hic etkileyici gelmedigi gibi seyir yonunden de oldukca zor bir deneyimdi. Yonetmen Bartkowiak#39;in metalik tonlarda, karanlik bir goruntu calismasiyla soguk bir gorsellik yarattigi filmde vasat bir performans sergiledigini soyleyebilirim. Belki finale dogru aynen oyunda oldugu gibi, John Grimm#39;in gorus acisindan savasirken seyircisini bir parca heyecanlandiriyor Doom, ancak boyle bir filmde de o kadar da olsun degil mi? Oyunun fanatiklerini belli oranda mest edebilir belki ancak ama genel sinema seyircisini yeterince doyurdugunu soyleyemiyecegim, en azindan benim uzerimdeki etkisi boyle oldu...(2/10)","label":0} {"text":"İşte bu harika filmde, senaryo ve oyuncu kalitesinin zirvesinde olan bir film. İzlenmeye doyulmayan bir film bence. Çok etkileyici, duygular, düşündürücü.. Fim bütünüyle bir harika..","label":7} {"text":"Bu arakdaş grubu için harika bir son olmuş , tam sevdiğimiz gibi bir amerikan pastası filmi olmuş. Steefler yine çok komik , tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Sinemanın özel ve kişisel bir anlatım aracı olarak ne kadar muhteşem kullanılacağını göreceğiniz bir film. Rus edebiyatından tutun da sinema tarihinin önemli yapıtlarına kadar bize her zaman kült olarak sunulan eserlere göndermelerle dolu bir film. Gülmekten yarıldım. Potemkin Zırhlısı'nın meşhur aslan heykeli sahnelerine bir gönderme de var filmde. Rus halkının uyanış sürecini simgeleyen bu üç aslan heykelinden sonuncusu yorgunluktan bayılmak üzere bir aslan olarak değiştirilmiş filmde. Kullanıldığı yere de cuk oturmuş.","label":9} {"text":"Çok güzel film. Hiçbir yerinde türk muhabbeti geçmemesi beni birazcık kırdı ama, şaka bir yana \"gerçek bir hikayeye dayanmasını söyleyişleri\" özellikle etkiledi beni.","label":8} {"text":"Gerçek anlamda bir başyapıt. 1980 yapımı, kısıtlı bütçesiyle, fazla atraksiyon olmadan tek mekanda geçen ve bunlara rağmen her saniyesinde izleyiciyi gerebilen böylesi bir film zor bulunur. Filmde bir dinginlik hakim ama kesinlikle bundan sıkılmıyorsunuz. O koca otelin kasvetli yapısı ve filmdeki karakterlerin otel içinde pervasızca ketum bir halde dolanmaları... Ayrıca Jack'in eşinde öyle tavırlar ve bakışlar var ki sadece o ablamızdan bile irkilebilirsiniz. Keza çocuk oyuncu da ziyadesiyle başarılı. Jack Nicholson'ı ise zaten anlatmaya gerek bile yok sadece izlemek gerekiyor. Kısacası gerilim türünün en başarılı örneklerinden biri. 9 / 10","label":8} {"text":"Shakespear'in oyunundan direk beyazperdeye aktarılmış, tiyatrodaymış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Açıkçası uyumamak için zor tuttum kendimi, herkesin seveceği bir tarz değil, farklı bir tarzı var (6/10)","label":0} {"text":"Ben filmi çok severek izledim. Gerek hüzünlendim gerek kahkaha attım. Çok tadında bir filmdi. Emeğini geçenlerin ellerine sağlık. 50 ilk öpücük filmin aynısı diyorlar ama onlarda onun aynısını yaptığını zaten belli etmişler ve film içindede filmin orjinal adını vurgulamışlar zaten. Bence yakın bir arkadaşla yada sevgiligiyle izlenebilecek güzel bir film. Ben nişanlımla izledim oda çok beğendi. İzlemek isteyenler bence gitsinler derim. Tabi 50 ilk öpücük filmini izlemedilerse, yoksa sıkılabilirler bildikleri şeyi gördüklerinde.","label":9} {"text":"Bazı filmler vardır etrafınızdaki insanların da o filmleri izlemesini ister ve o filmden edindiğiniz bilgi birikimine onlar da sahip olsun, onlar da o duyguyu yaşasın istersiniz ya, işte bu film öyle bir film. din konusunda, doğma fikirler konusunda kafanızda bir kıvılcımın yanmasına, yanıyorsa alevlenmesine yardımcı olur. Tam bir şaheser. İlk izlediğimde dumura uğramışx çok etkilenmiştim..","label":6} {"text":"1915'te Ermeniler mi haklı, Türkler mi ye girmeyeceğim kesinlikle. Ben para konuşur diyorum. Dünya üzerinde günümüzde bile Afrikalı, Asyalı, Latin vs. milyarlarca insan acı çekiyor ama her ne hikmetse sadece Yahudilerin çektiği acılar filme çekilirdi diyordum ki; bu film imdadıma yetişti... 2015 Ermeni tehcirinin yüzüncü yılının başlangıcında böyle bir film; yapımcı ve sponsorları okuyunca kulağa hoş geliyor; tıpkı paranın sesi gibi... Dünyada dağılmış ailesini aramasını içeren filmin 3/4' lük kısmı dışındaki; politik algı çalışması olan ve Ermenilere soykırım yapıldı& bilincinin işlendiği; Türkiye'de geçen kısımlar hayatımda gördüğüm en sahte, en zorlama sahneleri içeriyordu. Baş rol oyuncusu Nazaret' in zorla çalıştırıldığı yol yapım kampından geçen perişan haldeki Ermenilere eşkiyalar saldırıyor ve bir Ermeni kıza tecavüz ediyor. Orada bulunan Türk askerleri de olaya müdahale etmiyor. Yüzlerce kilometre yürüyen Ermeni kızın; tam orada gökten gelen 3 eşkiya tarafından tecavüze uğraması; Manidar : Nazaret; Mardin - Halep arasında yoğun güneşli bir günde trene kaçak biniyor, gece şiddetli yağmur yağıyor ve Nazaret su içiyor. Sabah oluyor yine her yer güllük gülistanlık. Buradan anlıyoruz ki; Nazaret susamış ve Allah razı olsun ki; yönetmen ve senaristimiz Fatih Akın çok insaflı; onun su ihtiyacını karşılayıveriyor çölde gökten indirdiği yağmurla... Filmde bunun gibi bir sürü zorlama ve sahte olay örgüsü var; anlatmakla bitmez... Bu film için daha fazla yazmaya da değmez; bence...","label":1} {"text":"Rezalet ya. Kesinlikle uzak dur. H'leri söyleyen anlamsız ve gereksiz trakyalı şiveli oyuncu varsa zaten film kötüdür. filmdeki tek iyi Şafak Sezer'in konuşma tarzı. O da ara ara bozuldu tabi. Sonuçta rezalet tamamen vakit kaybı olan gram güldürmeyen bir film.","label":0} {"text":"Anlayana sivri sinek saz , anlamayana davul zurna az.& Hocam bu filmi beğenmediysen gec git, bir daha da film izleme.sen git recep sevildik e !!!.ne diyeyim daha sana.sener sen üstadım büyük oyuncusun .yavuz tuğrul biliyosun sen bu işi.begenmeyene uğurlar olsun.","label":9} {"text":"Görünürde 'gazeticilik' filmleri aksiyon, macera, korku, gerilim gibi türlere sokulmaz fakat bazı gazetecilik filmleri bu türdeki pek çok filmden daha gazla gerilim, hareket, tempo içeriyor. Aslında gazetecilik film türünü tam da bu nedenden ötürü 'politik gerilim' olarak da düşünebilir. Akla gelen ve son yıllarda ödül sezonlarından başarıyla ayrılan pek çok bu tarz film var. All the President's Men&, Spotlight gibi başarılı örnekleri anında sayabiliriz. The Post da tartışmasız ödül avcısı bir kadroya sahip, iddialı bir film. Pek çok alışılmış formülü kullanıyor belki ama ilk saniyesinden sonuncusuna kadar gözlerinizi kırpamıyorsunuz. Senenin görülmesi gereken yapımlarından.","label":7} {"text":"iceman19 a katılıyorum çok eğlenceli bir film evet altyazılı harika kesinlikle öeririm....","label":7} {"text":"josh hartnett, beni öldürüyorsun.","label":6} {"text":"çocukluğumda beni en çok etkileyen filmdi, valla az izlemedim filmi, bir 20 kere falan..","label":8} {"text":"İntikam filmi izleyeceğim diye başına oturdum komedi filmi çıktı. Herkeste bir tuhaflık. Aksiyonsuz dingin değişik bir film.","label":6} {"text":"Görevimiz Tehlike son sürat devam ediyor. Önceki filmlere hakimseniz bu filmide beğeneceksiniz. Kanımca MI3 hariç diğer filmler hep belirli bir seviyeyi tutturmuştu. Bu filmde o seviyelerin altına inmiyor. Aksiyon sahneleri gayet iyi. Senaryo MI1'den sonra en iyisi. Ben keyifle izledim. Gayet güzel bir aksiyon filmi.","label":6} {"text":"Benicio Del Toro abimizden görmek istediğimiz hareketler kesinlikle. Olması gerektiği gibi olmuş herşey. Sakin Hızlı Heyecanlı güzel bir film. Olmuş olmuş. Ha bu arada Salma Hayek ablamızda oyunculuğunu yine konuşturmuş.","label":6} {"text":"Ben çok eğlendim filmi izlerken, çok da sevdim :) Hızlı koşmaları filan çok hoştu.. Duvara tırmanan örümcek zombiler beni benden aldı.. Şaheserdir, başyapıttır demiyorum elbette ama kendini gayet de güzel izlettiriyor.:) İkincisi olsun onu da izlerim :)","label":1} {"text":"10 dalda oskara aday olması benim beklentilerimi arttırmıştı fakat hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.Çok sıradan bir konu babasının katilini arayan bir kız ve ona yardım eden bir adam sonu bilindik,öyle çok kayda değer etkileyici bir sahnesi de yok yani durağan ilerliyor bundan kat be kat iyi western filmleri sayabilirim mesela iyi,kötü,çirkin,affedilmeyen,3.10 yuma gibi çok eleştirmemek lazım ama ben neresinin bu kadar beğenildiğini anlamadım.Oyunculuklar da olmasa... 7/10","label":6} {"text":"efenim film konu ve kurgu açısından oldukça başarılı oyuncular da bir o kadar yetenekli olmasına karşın baş karakter olan Derek'in film boyunca yaşadağı dengesizlikler kafamı bozdu. yani abartıya kaçılmış denilebilir. diğer bir yandan da azınlıklar ve amerika'nın bu konudaki tavrı acayip açık bir şekilde gösterilmiş. izlenesi","label":8} {"text":"yıllarca süren sırp faşizmine ve buna göz yuman emperyalist güçlere ilginç bir bakış açısı 8/10","label":7} {"text":"Böylesine ilginç böylesine derinlemesine anlam yüklü bir film izlemedim. Hiç olmadık anlarda korku seviyesini had safhaya getiriyor. Kesinlikle izlenmeli.","label":8} {"text":"Hani bazı filmler vardır ya; ilmek ilmek işlenir, merak duygusunu derinden yavaş yavaş alevlendirir. Sonra bir bir parçaları birleştirmek için ipuçlarını vermeye başlar, tempoyu yükseltir ve sürpriz bir final, ardından tatmin olmuş bir duygu hali salondan ayrılmamızı sağlar. İşte o filmler için çıkışta, hakkında bir şeyler okumak, beğenimizi paylaşmak ve listelerde oy vermeye koştururuz. Top 250 filmleri hep böyle filmlerdir.. Filmimiz gayet iyi bir şekilde devam ederken belirli bir noktada ne yazık ki bu rotadan sapıyor ve tempoyu iyice yükseltmesi gerekirken bir süre sonra sıradan bir TV filmi hissi vererek buruk bir tatla sona eriyor. Ancak kesinlikle haksızlık edilmemesi gereken, izlenmeye değer bir film Sır&. Konuyu kısaca özetlemek yerine, kesinlikle hangi türe girdiğinin dahi anlatılmaması gerektiğini söylemeliyim. Konusu da ismi gibi sır kalmalı ve film kesinlikle düşük bir beklenti ile seyredilmeli. Jessica Biel'in gayet iyi bir oyunculuk çıkardığını söyleyebilirim. Filmin yapımcıları arasında olması fikre ne kadar inandığını da gösteriyor. Ancak filmin büyük bir prodüksiyon olamayışının sebebi belkide konuya inanan doğru ellerde bu fikrin değerlendirilemeyişi ve girişte bahsettiğim gibi bir klasik olma fırsatının kaçırılması söz konusu.. Yönetmen Pascal Laugier'in gene aynı zamanda senaryo yazarı olduğunu görüyoruz. Gene diyorum, çünkü kendisi 2008 Fransa yapımı bol kanlı fakat felsefi dokunuşları olan kaliteli bir senaryoya sahip Martyrs de hem yönetmenliği hem de yazarlığı ile dikkatimi çekmişti. Doğrusu bu filmi gene bir Fransız Sineması çerçevesinde çekmiş olsa çok daha başarılı olacağına inanıyorum. Sır&, orijinal yapısı ve yerli yerinde mesajı ile her şeye rağmen izlenmeye değer.","label":5} {"text":"Değişik kurgusu ile hikayeyi ilginç bir dille anlatmayı başarmış film.. İzlenirliği yüksek ve hoş :)","label":6} {"text":"Serdar Orçini yazgı filmindeki performansıyla hatırlıyorum iyi bir film bekliyoruz yönetmenden","label":4} {"text":"çeRez film birkaç çekim hatasına rağmen 6 puan","label":5} {"text":"Soğuk bir hikaye. İzlanda soğuk, karakterler soğuk, müzikler soğuk. İzlemek isteyenleri baştaki yolculuktan daha zorlu bir süreç bekliyor olabilir.","label":5} {"text":"Andrew Garfield'ı ilk Spiderman de izleyip pek begenmemiştim açıkçası. O yüzden filme karşı bi antipatim vardı uzun zamandır kenarda bekletiyordum Ama filmin daha ilk sahnesinden itibaren tek kelimeyle olağanüstü bi oyunculuk çıkarmış. Tamamen kusursuz. Peter Mullen da Tyrannosaur daki kadar ön planda olmasada kendini belli ediyor. Sadece film olarak bakarsak ortalama üzeri iyi bir film ama sivrilmesini sağlayan faktör kesinlikle oyunculuklar.","label":8} {"text":"Ne zaman bir yıldız kaysa aklıma bu film gelir. EFSANE","label":8} {"text":"İzlediğim en iyi filmler arasındaydı . Senaryosu oyunculuğu harikaydı. İzlerken heyecanlandırdı . Kaliteli bir fillmdi . İzlenebilir.","label":9} {"text":"bir kere çok sıkıcı durağan sıfır tempo sıfır aktaksiyon.. Birde beyzbol zaten bize yabancı bir spor olunca sonu zor geliyor filmin.. Beyzbol da istatistikle başarı eden bir menejerin hikayesi… gerçek hikaye…","label":3} {"text":"\"Yağmur için dua edersen çamura hazırlıklı olmalısın\" Bazen doğru yere gitmek için yanlış seçimler yaparız\" gibi replikleriyle yine sosyal mesajların sık sık verildiği filmde denzel abimiz bize tatar ramazanı çağrıştırmıyor değil. Adaleti sağlama istediği oyuncağı elinden alınmış bir çocuğun çığırtkanlığından daha fazla ve daha şiddetli. Bir çok sey alışagelmiş sıradanlıkta olsa da gerek kamera açıları, gerek dövüş sahneleri, gerek atmosferiyle izlenmesi gerekenlerden. En azından denzel için bile izlenebilecek bir yapım. 7/10 iyi seyirler.","label":4} {"text":"gayet güzel ve kaliteli bir film tarihi olaylar gerçekçi ve sürükleyici bir biçimde işlenmiş kostümler ve müzikler ise gerçekten takdire şayan","label":7} {"text":"Nasıl yorum yapsam cidden bilemedim. Söylenecek çok söz var ancak uzun uzadıya anlatmaya üşendim. Sadece şu kısma değinmeden geçemeyeceğim; Giulietta Masina'nın muazzam oyunculuk performansı! Ben mimikleri bu kadar etkin kullanabilen çok az oyuncu gördüm. Mutlaka izleyin içinizi sar acak bir film!","label":6} {"text":"Keyifli bir Disney animasyonu olmu...","label":9} {"text":"Bence başarılı bir cinayet filmi.. Ünlü oyuncuları ile de senaryo desteklenmiş..","label":7} {"text":"böyle bi senaryo yok müthiş olmuş","label":7} {"text":"Ya arkadaşın biri bu filmden ders alınacak bir şey yok demiş. Her film illaki ders alınmak için izlenmez. Hele ki korku - gerilim filmlerinde hiç mantık aramaya gerek yok. Bu film son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerdendi. Tecavüz sahnesinde abartılacak bir şey yok. Çünkü çok film gördüm bu sahnelerin yer aldığı. Evet biraz rahatsız edici ama bu filmin amacıda o zaten.","label":7} {"text":"Klasik bir konu üzerinden ilerliyor sonuna kadar hep böyle bir değişik bişiy bekliyorsunuz ama maalesef olmuyor ;oyuncu kadrosu için izlenmeye değer fazlası da olmaz..","label":6} {"text":"Alice Harikalar Diyarında hikayesinin 21. y. y. İngilteresine uyarlanmış bir versiyonu. Ancak uyarlama yapma derdinden; bir filmi devam ettiren şeyin, olay örgüsü olduğunu unutmuşlar. Olaylar arasındaki bağlantılar çok dağınık. Sahneden sahneye fırlıyoruz. Karakterlerin hareketleri ve diyalogları ise son derece yapay. Hareketsiz ve donuk bir film. Klasik İngiliz havaları bunlar. Hoş değil.","label":4} {"text":"Dizi versiyonu daha güzel.","label":6} {"text":"İlk yarısı güzel gidiyor gizemli gerilim havası gayet yerinde iken sonlara doğru bizim yerli filmler benzeri bir hale geliyor ve berbat bir final yapıyor. Temposu ve atmosferi iyi olmasına rağmen etkili bir kurgusunun olmaması filmden çok şey götürmüş. 55 / 10","label":5} {"text":"Film 1988 yapımı olmasa çok güzel animasyon yapmışlar dicem, değil. Film boyunca 'acaba ayı kostümlerinin içinde insan mı var?' diye düşündüm, o da değil. Bildiğin ayı oynamış filmde. Bildiğin mükemmel oynamış. Bildiğin insanlık dersi vermiş. Belgeselimsi bi tarz filmle nasıl bu kadar derine inebilmiş yönetmen; hayret ettim, saygı duydum. Ayının avcıyı sıkıştırdığı, yerin dibine gömdüğü, nokta gibi ufacık kalmasına sebep olan sahnesi herhalde kült kareler arasında çoktan yerini almıştır. İç acıtan, oh olsun dedirten, tek nefeste binbir duyguya sokan efsane sahne! Küçük ayının mantar kafası da çok hoştu :) Ve tabiki son sahne, ikisnin pumayı kaçırmak için aynı anda bağırdıkları güzide an.. Her izlediğinde aynı etkiyi verebilecek, her zaman hafızada yerini koruyacak, fazlasıyla gerçekçi, belgeselimsi başyapıt..","label":9} {"text":"aslına bakıldığında kolu olarak çok değişik olmasada filim biraz yavaş işlensede bence filimin kurgulanışı ve anlatımı güzel olmuş.aslına bakıldığında filimin başında sonuna dair büyük ölçüde ne olucağını tahmin etsenizde genede işlenişi güzel olmuş.çok güzel değil ama çok kötü ve sıkıcı olduğunuda düşünmüyorum...","label":6} {"text":"konu ve karakterler açısından tipik bir fransız filmi. filmi benim için eğlenceli kılan tarafı lunapark...","label":6} {"text":"sıkılmadan izledim, türünün güzel örneklerinden. çerezlik film arayanlar için birebir. yalnız pek bir korku ögesi yok. korku filmi izlemekse amacınız yanlış yerdesiniz.","label":7} {"text":"Gerçekçilik sorunu bağrında taşıyan, hayalci ama sevimli sıcak bir film... 60/100","label":9} {"text":"Yönetmenin çocukluğuna dair anımsadıkları ve önemsediklerinden şiirle desteklenmiş, şiirsel anlatıma sahip bu oldukça kişisel film, bizim açımızdan anlatılabilir bir konusu olmaması ve şiirlerde kendi dilinin ahengini yakalayamıyor oluşumuzdan kaynaklanan eksiklik olsa da yaşattığı duygularla alıp götürüyor bizi...","label":7} {"text":"Müzikleri 10 numara","label":7} {"text":"Filmin isminden filmin gidisati tahmin ediyorsunuz zaten. Muhtesem manzalaralar esliginde, insanı da doğaya benzeterek vermek istediği mesajı en dogal en sade haliyle vermeye çalışmış.","label":6} {"text":"Harika bir final ve harika müzikleriyle alman işi fight club hack dilinde olağan şüpheliler, izleyiniz.","label":8} {"text":"Beş para etmez, vaktinize yazık olmasın","label":5} {"text":"İlk sahnede türkçe şarkı çalması :D","label":6} {"text":"Öncelikle filmin türünün romantik komedi olduğuna bakmayın, romantik yönü ağır basmakta. Oyuncu kadrosu mükemmel ve iyi performans sergilemişler, kurgusu da çok güzel fakat bir şeyler eksik kalıyor: Hareketlilik. Evet film gittikçe sıradanlaşıyor, son 40 dakikada sadece baş rol William Hayes'in kimlerle çıkacağını ve kiminle evleneceğini merak ediyorsunuz bu kadar. Bunun dışında güzel bir romantik filmdi Definitely, Maybe. Ama overrated olduğu kesin.","label":6} {"text":"Diğer seyrettiğim Mumya filmlerine nazaran daha iyi ve oturaklı bir film, en büyük artısı filmin Çinde geçmesi ve dövüş sanatlarını kullanması. Yine de diğer Mumya filmleri çok fazla abartıya girilmiş. Filmin tek kötü olayı ise, ilk filmde çok başarılı bir performans çizen Rachel Weiszın olmayışı bence büyük handikap yerine oynayan oyuncu çok sıradan.","label":7} {"text":"İzlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Hayatımızın en kötü zamanı, en kötü günümüz olduğuna inandığımız anlarda dönüm noktalarının ne kadar açık ve önemli olduğunu bizlere seren adeta hayal dünyamızı açığa çıkarabileceğimiz bir film. Filmdeki karakterleri çok tatlı ve alıştığımız klişe filmlerden birisi olmaması da severek tamamlamamı sağladı. Ancak filmin sonunun açık uçlu olmasını hiç beğenmedim. Filmi izledikten sonra kendi kafamda sürekli alternatif sonlar çizerek bazen sinir bazen de mutlu oldum. Türü göz önüne aldığımızda, kendi kategorisinde farklı ve güzel bir film olduğunu söylemeliyim.","label":7} {"text":"Bu film hakkında yorum yapmak içimden gelmiyor ancak şunu söyleyeyim Cengiz Semercioğlunun Hürriyet Gazetesinde bu film hakkında yazdığı yoruma aynen katılıyorum hatta az yazmış bile.","label":4} {"text":"ilk piranha filmi çok daha kaliteli ve güzeldi bu 3d filmi tamammen fantastik ve aynı senaryo cinsellikde ön planda izlerken sıkmayan ama vasatı aşamamış bir film diye düşünüyorum hollywood daha akılcı şeyler bulmalı artık","label":5} {"text":"“Siccin 4”, senaryosunu da yazan Alper Mestçi’nin yönetmen koltuğunda oturduğu aynı isimli korku serisinin dördüncü filmi… Bu kez karşımızda, Mestçi’nin favori oyuncularından Merve Ateş’in canlandırdığı Hilal’in anlatıcı olduğu, Yılmaz ailesinin üzerine “karabasan” gibi çöken tipik bir “haunted house / perili – hayaletli – cinli ev” hikâyesi var… Hele birde olayların merkezindeki karakterin, evin küçük oğlu Ömer (Muhammed Salih Gönültaş) olduğunu görünce, film için bir ara: Tamamen haklı olarak, “İşte başlıyor Mestçi’nin yerli ve milli ‘Poltergeist’ i (1982)” demekten de alamadık kendimizi… Ki bu ufaklık, babaannesi Saadet’in (Yasemin Büyükağaoğlu) bakıcısı Rahime’ye (Sebahat Adalar) ciddi anlamda “takık” vaziyettedir… “Kıl” olduğu bu kadına dik dik de bakan Ömer, onun pişirdiği yemeklere elini dahi sürmezken sofrada ortalığı resmen ayağa kaldırmaktadır… Aslında, Hilal’in durumu da çok farklı değil… Yani her iki kardeş de tedirgin oldukları o evde kalmak istememektedirler… Ancak ne yazık ki, ciddi bir ekonomik kriz sarmalının içine düşmüş olan Halil (Mirza Metin), karısı Feyza (Yasemin Kurttekin) ile çocukları Hilal ve Ömer’le birlikte yatalak annesinin yanına sığındıkları bu baba (Muhsin / Kıvılcım Kaya) evinde yaşamak zorundadırlar… Çok da tekin bir ortamın bulunmadığının açıkça görüldüğü evde, artık hemen herkes sabah akşam ayrımı olmaksızın sürekli kâbus görmeye başlar… Zira bu ev bünyesinde, tamamına ancak filmin finalinde vakıf olabileceğimiz önemli bir “sır” barındırmaktadır… Bir şeyler onları sıkıştırmakta ama ne yazık ki, işin içine maddi sıkıntılar girince çıkar bir yol da bulunamamaktadır… Yalnız yaşanan ilginç bir olay sonrasında, Halil bütün gerçekleri öğrenecek fakat o zamanda, “iş işten geçmiş” olacaktır… İşte tam da her şey bitti denilen o anda, telepati yoluyla Ömer ile iletişim kurabilen, serinin üçüncü filminin “kafayı sıyırarak” ortalıktan kaybolan kahramanlarından Orhan (Adnan Koç) aniden devreye girerek Yılmaz ailesinin imdadına koşacaktır… Ve tabii bizde, hikâyenin anlatımını burada kesecek ve asıl can alıcı olan gerisini bizzat sizlere bırakacağız… Yalnız açıkça belirtmeliyiz ki, serinin bu dördüncü filminde, özellikle de Orhan karakteri üzerinden, abartılı bir biçimde “din istismarının” dibine vurulmuş… Hem de muska vs. gibi “pagan” figürler de kullanılmak suretiyle… Aynen Hristiyanlık temelli batı kaynaklı “The Exorcist” (1973) türü filmlerde de sıklıkla başvurulan bir yöntemle, nasılsa herkes bu tür teolojik konulardan pek anlamaz düşüncesiyle, “sap” ile “saman” yine birbirine karıştırılarak servis edilmiş sinemaseverlere… Neyse ki, şu ana kadar izlediğimiz dört film arasında “serinin en zayıf halkası” olduğunu gördüğümüz bu filmde de başta çocuk oyuncular Merve Ateş ile Muhammed Salih Gönültaş olmak üzere oyuncu kadrosu bir kez daha Mestçi’nin yüzünü güldürmüş… Bu Muhteşem Tözüm prodüksiyonlarında casting ayarlamalarını kim yapıyorsa, onu gerçekten de kutlamak lazım… Aynı olumlu sözleri, görsel efekt ve plastik makyajlar için de sarf edebiliriz… Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"Heyecan verici. Uzun zamandır böyle güzel ters köşe olmamıştım :) Umarım devamında çıta daha da yukarı çıkacaktır.","label":8} {"text":"Birisinin Murat boza sadece şarkı yapması gerektiğini anlatması gerekiyor 10 dk zor dayandım ben o hataya düştüm siz düşmeyin kardeşlerim","label":0} {"text":"Son yarım saati ve başındaki ortasındaki bir kaç sahne hariç vasat bir yapım, vakit öldürmek ve sonrasında unutmak için izlenebilecek bir yapım","label":6} {"text":"çok eglenceli izlemediyseniz mutlaka izleyin tabii bir komedi arıyorsanız :)","label":7} {"text":"film oldukca eglenceli ve de akiciydi, izlerken sIkmayan konu butunlugu araya giren detaylarla parcalanmayan bir filmdi, filmin basrol oyuncusu keira knightley olsada parminder nagra#39;nin oyunculugunun yadsinamayacak kadar iyi performansda oldugunu soyleyebilirim. eglenceli hos bir film ozellikle hint dugunu :) konu olarak klise olmadigi icin izlenmesi gereken bir film oldugunu dusunuyorum :) simdiden iyi seyirler","label":8} {"text":"ilk filmi dünyadan iyi bir başarı yakalamıştı ve devam filmi olucağı kesinlikle belliydi , Film ilk filmine göre biraz daha kapsamlı bir iyilik ve kötülük savaşı içerisinde geçiyor , zaten bu tarz filmler her zaman seyirciye oynar ve gerçekten aksiyon filmlerinden zevk alan kişilerin kesinlikle izlemesi gereken bir film , oyuncu kadrosunu güçlendirerek biraz daha iddalı bir film ortaya çıkarmışlar Dwayne Johnson bu tarz filmlerin vazgeçilmez ismi zaten , seyir zevki veren bir film izleyince pişman olmuyacağınız bir film","label":6} {"text":"işte herkesin aklında kalan noktalar başka başka demek ki.. kürtajın dışında da mesela ben, kadınların zor durumda olmasından faydalanan bir adam hatırlıyorum ki o sahnelerde kulaklarımdan alevler çıkmış olabilir.. nedense dönem eleştirisi adına hiçbir şey kalmamış zihnimde.. hani \"kadın kadına filmler\" gibi bir kategorizasyon olsa, içine bu film girer, Precious girer, Hard Candy girer, vs.. tabii benim fikrime göre..","label":7} {"text":"- Bugün günlerden ne, biliyor musun? + Hayır, neden? - Bugün yarın.","label":6} {"text":"hayatimda izledigim en komik film! izlemeyenler kesinlikle izlesin kaçirilacak gibi deil...","label":7} {"text":"gayet basarili bir film olmus. küfür olmadanda komik oluna bilecegini göstermis ata demirel. Samimi, komik, eglendirici ve baymayan bi komedi filmi. Kesinlikle bakmaya deyer","label":7} {"text":"Mübadele, ulusal sorun, gözaltında kayıplar, savaş, halkların kardeşliği, darbeler... Tüm bu konulara değinmiş film, birini diğerine baskın çıkarmadan ama çoğunlukla derinleşemeden. Ele alınan dönemin çok çeşitliliği yüzünden olsa gerek, zaten fazlasıyla diyaloğa dayalı film, senaryonun, oyunun anlatmaya yeterli olamadığı bölümde dış sese gereksinim duymuş. Çağan Irmak'ın alışılagelen duygusallığına, anlatımındaki sıcaklığına karşın yeterince etkili olamamış film. Kefen siparişindeki yaşlı kadının oyunu ve film genelinde Durukan Çelikkaya'nın doğal oyunculuğu ön plandaydı. Çetin Tekindor'un oyunculuğuna diyecek yok senaryodan kaynaklanan bir iki sahnedeki olumsuzluktan başka. Sona yaklaşıldığında tüm dönemler için söylenebilecek en doğru sözler söylenmiş. \"Ama halkın gücünü unutma başkan! Onların da söyleyeceği iki çift lafı vardır belki. Yoktu. Vardıysa da biz duymadık. Bir fısıltı bile.\" 7/10","label":6} {"text":"Altın Küre de en iyi animasyon dalında aday olmuş. Ve IMDb den 7.6 gibi bir yüksek puanı var şu anda. Bu sebeplerden ve Snoopy'i görmek için oturup izlemeye karar verdim. Bir çok animasyon izlemiş biri olarak, animasyonların mesaj olarak bazen filmlerden daha net mesajlar verebildiğini düşünüyorum. Animasyonların bazıları sadece çocuklar için yapılır. Bazıları da sadece belli bir yaşın üzeri için. Bu ise her yaşa hitap eden bir animasyon filmiydi. Altın Küreye aday olan filmlere baktım da Inside Out'un yanında açıkçası hiç şansı yok diyebilirim. Aday olmayan filmlerden Minions filmi var mesela bu ondan bir tık daha iyi gibi geldi bana. Özellikle Snoopy karakteri çok komik ve eğlenceliydi. Muzip ve her şeyi becerebilen çok sadık bir dost. Açıkçası o dişi köpeğe ulaşmaya çalıştığını anlatan kısımları biraz sıkıcı geldi bana. Filmin en komik yerleri hep Snoopy'nin olduğu kısımlardı. Yer yer biraz basit kalmış bir animasyondu. Çok abartmaya gerek yok. Yüksek puanının biraz da özlemle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ama eğlenceli ve komikti. İyi seyirler... 6.0/10","label":5} {"text":"The Notebook, John Q, My Sister's Keepergibi kaliteli dramaların yönetmeni Nick Cassavetes neden böyle bir işe el attı acaba? Paradan başka bir sebep bulamıyorum. Haliyle bu çalışması olmamış. Hani bu tarz filmlerde çok bir şey aramaz insan... Az buçuk eğlendirip, keyifli 1-2 saat geçirtmesi yeter de artar... The Other Woman'da ise bunu yakalamak pek mümkün değil. Tıkanık bir senaryo eşliğinde çoğu yeri zorlama, abartılı karakterler & oyunculukların sergilendiği ve nihayetinde çerezlik sıfatını bile alamayacak bir yapım olduğunu söyleyebilirim.","label":4} {"text":"tam bir hezeyan.. levent üzümcü'nün gözümden düşmesine neden olan film. 2/10","label":1} {"text":"oscar ı fazlasıyla hakeden bir başyapıtolmuş. farklı hayatlar farklı konumlar ancak hepsinin yaşamlarının bir noktada kesiştiği anlar. aynı zamandaırkçılığa verilen en güzel cevapların olduğu sahneler. ırkçılık kavramına gelince neden insanlar ten rengine göre ayrıştırılıyor ve neden buna ırkçılık deniyor. çünkü ırk dediğiniz zaman tek bir kavramı ele almış oluyorsunuz. sanki ayrım yapılan o insanlar insan değilde başka bir canlıymış muamelesine maruz kalıyor. bu kabul edilebilir birşey değildir. bana göre bu ayrımı yapanlar ırkçılığı hakediyor çünkü benim gözümde ırkçılık yapan kişiler insan ırkından değildir.","label":8} {"text":"çok sürükleyici bir film. cate blanchett çok güzel oynamış..","label":7} {"text":"Bu filmin puanı neden bu kadar düşük anlamak mümkün değil..Güzel bir filmdi..Farklı..Gerçek hayattan alınması insanı dehşete düşürüyor..Salma Hayek mükemmel bir oyunculuk çıkarmış gerçekten..Puanına aldanmadan izleyin derim","label":6} {"text":"Öncelikle , film kesinlikle izlemeye değer. Genel olarak yapılan eleştirilerin çoğu Grace Kelly karakterinin yanlış veya daha doğrusu eksik yansıtıldığı ve Monaco kraliyet hayatının yanlış gösterildiği üzerine. Ancak bana kalırsa ; oyunculuğa baktığımızda Nicole Kidman rolünün hakkını veriyor ve sizi filme çekiyor. Filmin konusu itibariyle Monaco da geçmesi de ayrı bir seyir keyfi katıyor. Her ne kadar bazı sahneler fazla uzatılmış ve hatta sıkıcı denebilirse de filmden çıktığınızda memnun kalacaksınız. iyi seyirler...","label":5} {"text":"İzlediğim kısa filmler arasında en iyi olanı","label":7} {"text":"Yönetmenlik ve betimleme bu kadar güzel olur.. Yıllar geçse de herşey aynı..","label":8} {"text":"Güzel bir senaryo heba edilmiş.Birşeyler yapılmaya çalışılmış ama maalesef amacına ulaşmayan bir performans ve hikaye anlatımı sizi an be an filmden soğutuyor.","label":1} {"text":"Seyirciyi baştan sona germe özeliğine sahip","label":8} {"text":"Film arşivimdeki en güzel filmlerden biri. Bolşoy'un itibarını korumak için verilen, kimi zaman güldüren, kimi zaman hüzünlendiren bir mücadele konu ediliyor filmde. Özellikle filmin sonunda dinlediğimiz Çaykovski'nin keman konçertosu, filme harika bir son hazırlamış. Sonuçta, yıllarca unutamayacağınız bir film ortaya çıkmış.","label":2} {"text":"Türkiyenin son dönem de en başaralı komedi ekibinin oynadığı, izleyicisini güldürmesini bilen bir film olmuş. Zaten gişe rekoru kırmasından ve bugünkü salonun doluluğundan filme ilgiyi anlamak güç değildi... Bazı sahneler var ki sizi filmden en az beş dakika kahkaha tufanıyla alıyor ve kopartıyor. Mesela Sivas Otel sahnesini unutmak çok güç. :) İzlemeyenler var ise gülmek için düşünmeden gitmelerini öneriyorum...","label":7} {"text":"ben de filmi sinemada 7-8 kisilik bir kitleyle izleyen sansli azinliktan oldugumu söyliyebilirim:) yollari askerde kesismis bu iki farkli insanin öyküsü beni gercekten etkiledi, en cokta filmin sonu...baslarina geliceklerden habersiz kendi aralarinda gelecege dair yaptiklari konusma esnasinda gözümden bir iki damla yasin süzülmesine engel olamadim. film hayata dair ve tüm gercekligiyle bizden bir film.türk sinemasinda pek rastlanmayan cekim teknikleri ise filme ayri bir lezzet katmis. klise hollywood filmlerinde sonra bana bu film ilac gibi geldi, isteyen begenir isteyen begenmez ama ben begendim. hababam sinifi, kahpe bizans gibi berbat filmlerin hasilat rekoru kirip böyle bir filmin gise yapamamasi ise cidden üzücü.ama zaten en iyi filmler nedense en az izlenilen filmler oluyor bu da ayri bir tartisma konusu...oyunculura gelince , kenan imirzalioglunun oynadigi hicbir diziyi izlemedim ama bu filmdeki oyunculuguna hayran kaldim, canlandirdigi karakter bence özellikle guy ritchie filmleri icin bicilmis kaftan , umarim cok daha iyi projelerde yer alir.olgun simsekin annesi rolundeki kadin ise bence filmin gizli yildiziydi, bir oyuncu bu kadar mi icten ve dogal olur...eksiler yokmuydu filmde? var tabii ki ama yillarini sinemaya vermis usta bir oyuncunun ilk filmine ben ancak fistik gibi olmus diyebilirim baska da birsey demem..bikmadiniz mi artik hala baska milletlerin birbirinin aynisi hikayelerini izlemekten?","label":7} {"text":"Film konusu gereği zaten ilgi çekici. O anlamda zaten maça 1-0 önde başlıyor ama bana göre bu avantajı değerlendiremiyor. Bana göre maalesef vasat bir film. Film kendini izletemiyor. Çok tıkanıyor. Kanımca bu konu izlenirliği çok daha yüksek bir film çıkarabilirdi.","label":5} {"text":"her kore filmini oldboy la karşılaştırma isteği duyanları tatmin etmeyebilir ama vasatın çok üstünde başarılı bir intikam film. avcı nın ava dönüştüğü finalde üzüldük ağladık. film içinde oldukça etkileyici sahneler vardı. böbrek ağrısından inleyen kızı, seks yapıyor zanneden otuzbirci tayfaya çok küfür ettim. ayıp la. insan olun biraz.","label":7} {"text":"İçinde her türlü duyguyu barındırıyor İnsana onu öyle bir yansıtıyor ki izleyicide duygudan duyguya sürükleniyor. Bir animasyonun insanı ne kadar etkileyebileceğini izleyerek öğrenmenizi tavsiye ediyorum. Her yönüyle insanı mest ediyor. Çok beğendim.","label":7} {"text":"bu kadar ödül aldı herkes gerçek bir başarı sanmıştır , bende o umut ile izledim ancak hayatımın boşa geçen 2 saatini yaşattı film bana .kesinlikle vakit kaybı bu film .....","label":9} {"text":"bombacı adamın macareları.. Abartılı ve mantıksız sahneler olmasa fena film olmayacaktı ama şu hali gereksiz internet fonemenlerinin filmleri tadında kötü bir türk komedi filmi","label":3} {"text":"karanlık, sıkıcı, iğrenç bir film. testere ve sevenin yanından bile geçemez.","label":0} {"text":"Nazım demişken; Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldamadan durdum. Sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara. Bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, güneş ve ben... Bahtiyarım...","label":8} {"text":"Aslında para ya kıysa biri daha ziyade riziko etse...olağanüstü bir yapım çıkabilir..günümüz teknolojisi herşeyi yapmaya gebe!!! Fetih olağanüstü bir seneryo çünkü....Birgün biri bunu yapacak ama bakalım.......................","label":9} {"text":"Senaryosunu, Evan Spiliotopoulos, Joe Shrapnel ve Anna Waterhouse'ın yazıdığı ve Robert Schwentke'nin de yönetmen koltuğunda oturduğu “Snake Eyes: G.I. Joe Origins”, ana karakterleri Larry Hama tarafından yaratılan Hasbro'nun G.I. Joe serisinin üçüncü devam filmi olarak çıkıyor karşımıza... 88 milyon dolarlık bir bütçeye sahip olan bu aksiyon filminde, dibine vurularak kullanılan görsel efekt ve yeşil perde teknolojilerinin yanı sıra özellikle de, (aralarında Snake'i canlandıran Henry Golding'in dublörü olarak Mustafa Bulut'un da yer aldığı) tehlikeli dövüş ile motosiklet ve araç kullanımı sahnelerinde, dublör oyuncuların performanslarına da başvurulduğunu görüyoruz... Gelin isterseniz, Japonya Osaka'daki 15. yüzyıldan kalma Kishiwada Kalesinin, Arashikage klanının merkezi mekanı olarak kullanılarak çekilen filmimize biraz daha yakından bakalım... Hikaye bu ya: 20 yıl önce Washington'da, her seferinde hepyek gelen bir çift hileli zar atışı sonrasında, babası (Steven Allerick) gözleri önünde öldürülerek ortalıkta öylesine yetim bırakılan küçük Snake Eyes (Max Archibald), intikam ateşi ile yana kavrula büyümüş ve günümüzde de sanatını, yer altında icra eden ölümcül bir dövüş sanatları ustasına dönüşmüştür... Bu durum onun, bir Yakuza patronu olan Kenta Takamura'nın (Takehiro Hira) radarına takılmasına yol açmıştır... Kenta'nın, yalnız takılmaktan hoşlanan Snake Eyes'a (Henry Golding) teklifi, ekibine katılması halinde, babasının katilini bularak kendisine teslim etmesi şeklindedir... Snake - Kenta görüşmesinden sadece dört hafta sonra: Balıkların içlerine gizlenen silahların Japonya'ya ihraç edildiği Los Angeles limanında balıkçı olarak işe başlayan Snake'ten Kenta, herkesin gözleri önünde eline silahı da tutuşturarak alenen, ihanet içinde olduğunu iddia ettiği kuzeni Tommy'i (Andrew Koji) öldürerek sadakatini kanıtlamasını istese de Snake, Tommy'den yana tavır koyarak Kenta'nın isteğini geri çevirir... Böylelikle de aslında Snake, Arashikage klanının bir sonraki lideri olmak için yıllardır kendi aralarında mücadele etmekte olan Kenta ile Tommy arasında bir tercih yapmış ve Tommy ile beraber Tokyo'ya dönmek zorunda kalmıştır... Zira Snake'in artık Los Angeles'ta barınabilmesi neredeyse imkansızdır... Uçak yolculuğunun ardından malikanede kendilerini, kalenin güvenlik şefi Akiko (Haruka Abe) karşılar ve Snake, aynı zamanda Tommy'nin büyük annesi de olan klanın mevcur lideri Sen (Eri Ishida) ile de tanıştırılır... Snake gibi, bir türlü ısınamadığı Amerikalı bir yabancının klanlarına katılmasını istemeyen Akiko'nun tüm itirazlarına karşın Tommy'nin niyeti, onu aralarına almaktır... Bunun için de Snake, birbirini takip eden &üç ayrı sınavdan geçecek olup kazanırsa klana katılacak kaybederse de ölecektir... Kendisini sınayacak eğitmenler de, Zor Usta (Iko Uwais) ile Kör Usta (Peter Mensah) olacaklardır... Ki, bunlardan ilki&, dördüncü denemede de olsa geçilir... Neyse... Tommy'nin motosikletini ödünç alarak şehir turuna çıkan Snake'in yolu, Kenta'nın mekanına uzanır ve bizler de aralarındaki konuşmadan, Los Angeles rıhtımındaki Tommy mizanseninin bizzat Kenta tarafından kurgulandığını öğrenmiş oluruz... Tokyo'da yeniden bir araya gelen ikiliden Kenta avucunda, 20 yıl öncesinden çıkıp gelen bir çift hileli zarı tutmaktadır... Yani Kenta, Snake'in babasının katili Augustine'i (Samuel Finzi) bulduğunu ima etmeye çalışmaktadır... Ancak Augustine'in kapalı tutulduğu yerin bilgisini ele geçirerek intikamını alabilmesi için Snake'in, kalan iki sınavı daha geçmesi artı, Arashikage klanının gücünün sembolü olan ve çok sıkı bir koruma altında tutulan tarihi Güneş Mücevheri&ni çalarak silah kaçakçılığı yapan Kenta'ya getirerek teslim etmesi gerekmektedir... Dakika 41... İlk bakışta her şey; iki kişinin, oldukça sade ve kolay bir alışverişiymiş gibi görünebilir... Halbuki geride kalan 80 dakikalık bölümde, uluslar arası bir terör örgütü olan Kobra&nın Barones lakaplı komutanlarından Ana DeCobray (Úrsula Corberó) ile G.I. Joe adındaki anti-terör organizasyonun askerlerinden Binbaşı O'Hara Scarlett'ın da (Samara Weaving) mevzuya eklenecekli oldukça hareketli sahnelere de tanıklık edeceğiz... Üstelik Snake'in, hakkında her şeyin karanlıkta olduğu babasının gerçek kimliği de gözler önüne serilecek, finalinde Tommy'nin yoluna Storm Shadow adıyla devam edeceği bir devam filminin müjdesinin de verildiği bu filmde... Söz konusu bu devam filmine dair ayrıntılar için yazılar akmaya başlar başlamaz yerlerinizi terk etmemenizi ve bir kaç saniye daha beklemenizi öneririz... Çok büyük beklentiye girmeden izleyeceklere, keyifli seyirler,","label":4} {"text":"9/10. Fazla söze gerek yok. Umarım ikincisi de çekilir. Çok da güzel olur.","label":8} {"text":"ben hıc beenmedim.vakıt kaybı...","label":1} {"text":"Aksiyon filmlerinin bana göre en büyük handikaplarından biri, genelde salt aksiyon üzerine kurulu olmaları. Kısa bir intikam girişi, havada kalmış karakterler ve klişeleşmiş senaryolar. War bu çizginin dışına biraz da olsa çıkmayı başarabilmiş. Merak uyandıran senaryosuyla ve dozunda aksiyonuyla seyri keyiflibir film olmuş.","label":5} {"text":"Sonunu tahmin edemediğim filmlerdendi daha doğrusu öyle sıradan bir insan yaşamı varken aslında sahnenin arka tarafında neler döndüğünü gördüğümde ağzım açık şaşırtmış hiç mi özel yaşama saygı yok kardeşim dedirtmişti.:D Kısacası izlemediyseniz bir an evvel bir yerlerden bulup başına kurulmalısınız. Olur ya belki bir daha görüşemeyiz şimdiden; iyi günler, iyi akşamlar, iyi geceler :)","label":8} {"text":"büyük bir zevkler izledim gerçektende komikti :D","label":9} {"text":"Film üstün bir zekanın ürünü. Kısıtlı mekanları ve bütçesine rağmen son derece sürükleyici bir yapım. Her sahnesi çok iyi düşünülmüş. Özen gösterilmiş. Diyaloglar ve hikayeler çok başarılı. Ayrıca zaman zaman Şok ediyor diyebilirim. Her dakika artan gerilimiyle son bölümleri nasıl bağlanıcak heyecanıyla sonunda da harika bir final yaşattı diyebilirim. Filmde başroldeki adam ne kadar zekiyse senaryoyu yazan da en az o kadar zeki gerçekten. İspanyol sineması bence son yıllarda çok iyi filmlere imza atıyor. Sevdiğim ve bayıla bayıla izlediğim bazı hollywood filmlerinden bile böyle değişik bir tat almamıştım. Fazla bilinmeyen 2016 yapımı olan bu filmi şiddetle tavsiye ederim. 10/ 8.5","label":7} {"text":"Yeter lan, yeter. Bi dirilip durmayın. Ölüler haddinizi bilin lan!!!! Ölün kalın. Aaaaaaa, ne bu beeeee!!!!!","label":2} {"text":"Film klasik bir amerikan yapımı gibiydi ama yönetmenin kendine has tarzını ara ara yansıttığını sö kendi kurgusu içinde dünyanın hem ütopik hem distopik geleceğini aynı anda yansıtması da ayrı bir sonunun ben efsaneyim filmine benzemesi -ki başroldeki kadın oyuncununda o filmde oynaması gözlerden kaçmadı- biraz gişe kokan bir hamleydi..herşeye rağmen verilen duygu bilir bir film.","label":8} {"text":"Seriye futbol sosu eklenmiş...","label":4} {"text":"Bu tarz bir filmi bizim yapacağımız beklenemezdi,filmi izledikten sonra; evet gerçekten olmuşdedim.Filmi izledikten sonra film bende apayrı bir tat bıraktı.Kesinlikle tavsiye ediyorum.8/10","label":8} {"text":"ilk filme nazaran bu filmi daha çok begendim. İlk film hayal ettiğimin altında kaldığı için bu filme sinemaya gitmemeye karar vermiştim ancak ejderhanın ve elflerin güzelliği için bile gidilebilirmiş bu filme, pişman oldum. film beni yine şaşırttı yalnız, film devam ediyomuş gibi koltukta otururken filmin bitmesi ilginç oluyor tabi, çok az filmde bu duyguyu yaşanabilir, filmin bittigini sahnenın gelişinden anlarsınız, bi 3 saat daha olsa sıkılmadan izlerdim yani. Ayrıca Hobbit serisine çok bi kusur bulmanın bi anlamı yok bence, rüştünü kanıtlamış bir seri, görüntüsüyle müziğiyle kalitesiyle başarıyla seyirciyi etkiliyor ve memnun ediyor.","label":6} {"text":"Bu iyiydi be! İnsan denilen varlığı 1.5 saatte özetlemiş film. İzlerken bende biraz muhakeme yaptım, acaba hangisi doğru söylüyor diye, ve anlatanların insan olduğunu göz önüne alınca hiçbirine inanamadım tam. Mükemmel bir iş.","label":8} {"text":"Ühü ühü","label":5} {"text":"korku sinapslarını açtığı düşünülen görüntüler ve görülerden oluşan saçma bir kısa film.","label":1} {"text":"Bir aksiyon filmi olarak aranılan herşey mevcut. Jason Statham oynadığı rolün hakkını vermiş. Frank karakteri cuk oturmuş.","label":6} {"text":"Uzun zaman sonra izlediğim en kötü film. hem vakit hem para kaybetmek istiyorsanız durmayın gidin ama ikiside değerliyse bu filmden uzak durun.","label":3} {"text":"Film, birinci dünya savaşı öncesi dönemlerde, dünyanın kömüre olan talebinin inanılmaz bir hızla artışı sonucu doldurulan madenlerdeki işçilerin, bu talep azalmaya başlayınca ki fakirleşme süreci ve buna karşı greve kalkışmalarını işlemekte. Kitabını okumadım ama filmin vermesi gerekeni iyi yansıttığını düşünüyorum. Oyunculuklar ve dönem sanatı başarılı yansıtılmış. Bazı sahnelerin gereksiz uzun tutulduğunu düşünüyorum. Tam iki saat olabilirdi. Filmi izlerken Paul Lafatgue'nin tembellik hakkı kitabı ve Sixty Tons belgeseli aklımda belirdi. Bu işçilerin günümüz şartlarındaki çalışma şartlarına ulaşma sürecinin ne kadar zorlu bir süreçten geçtiğini anlamak için bu eserlere göz atmanızı öneririm.","label":7} {"text":"Aslında bu da bir dış politika eleştirisi ama başka filmler kadar patlamış bir volkan görünümünde değil.Ya da şöyle söylemek lazım;eleştiriyor ama çok da fazla ürkütmek istemiyor.Zaten öyle olmasaydı yetmiş beş milyon dolara değil,maksimum on milyona çekilmiş bir film olurdu.Bir yandan seyirciye ulaşma çabası bununla birlikte aşağı yukarı yüz dakika süren (fazla uzayıp sıkıcı olmak istememiş belli ki) hayli kısa süresini de beraberinde getirmiş.Özellikle ödeneğin giderek arttırılma süreci filmin sonlarında çok hızlı bir kurguyla ışık hızında bitirilmiş.Bunun dışında su gibi akıp giden gerçek bir yönetmenlik başarısından söz etmek mümkün ki Mike Nichols ismi üzerine konuşmaya gerek yok zaten.Tom Hanks'in zaman zaman komediye kayan performansı eleştirilebilir ama genel olarak iyi,bir de iyiden öteye geçmeyi her daim başarmış Philip Seymour Hoffman var,bu filmi en çok onunla hatırlayacağız galiba.","label":7} {"text":"Hoş bir vakit geçirmemi sağlayan fakat konusu tırt olan film. !--SPOILER--! Giriş sahnesindeki çalan müzik ve üstü açık araba aklımda kalıcı bir iz bırakmıştır. hatta bu filmden sonra playlistimde sadece bu şarkıyı defalarca çaldım. Placebo - every you and every me!--SPOILER--!","label":6} {"text":"hayatım boyunca izlediğim hiçbir filmdeki hiç bir karakter musa kadar bana benzemiyordu.replikler müthiş olmuş.özellikle savcıyla konuşması sinema tarihine geçer.arada bazı şeyleri hızlı geçmeseler çok çok daha iyi olabilirmiş ama bu hali de çok iyi","label":8} {"text":"Giriş sahnesinde gelir sağlam bi yumruk çakar. Daha sonra sahneyi açıklayıp bi daha çakar. Kısaca film sürekli çakar, hazırlıklı olun. Başrolü konuşmaya bile gerek yok. Sıradışı, \"5 dakkada değişir bütün işler\" temalı bir film. Yüreğe oturan cinstendir o da ayrı bi konu..","label":9} {"text":"Nerde eski bayramlar tadında bir film olmuş.. Nerde serinin ilk 2 filmi bittikten sonra, yaşadığımız o tarif edilemez his, nerde bu film sonunda yaşadığımız 'Eee, bu mu yani!' hissi... Sadece görsel efektlerin arkasına sığınmış, senaryo açısından Terminator ruhunun yanından bile geçememiş bir film.. Keşke çekilmeseydi dedirtecek türden..","label":3} {"text":"kimisi bir gizemin peşinde kimiside hazine peşinde olan gençlerin paris yeraltı mezarlarında başına gelenler.. Bir kere bu tarz çekimli filmlerden nefret ediyorum.. Film sıkıcı korkunç değil sürükleyici hiç değil. Saçma sapan bir film olmuş bence.. sadece oyunculuklar başarılı gerisi boş bence 10 / 3","label":2} {"text":"Sinemamızın son dönemdeki önemli filmlerinden biri. Başlangıçtaki sekanstan son saniyesine kadar belli bir kaliteyi tutturuyor. Yılmaz Erdoğan sinema alanında her zaman güzel anılacak işler çıkarıyor. Umarım bu özenli çalışmaları devam eder. Bu ağır filminde de en büyük destekçileri tam performans aldığı Tatlıtuğ ve Fırat. Kendisi de kısa ama etkileyici oynuyor. Gerçekten yaşamış bu iki genç şairin hayatından da etkilenmemek mümkün değil. Sürükleyicilikle, finalde ne olacağını bile bile izliyorsunuz. &Şiir&in yüceliğine tanık oluyoruz aralıklı sahnelerde. Başarılı.","label":7} {"text":"çok rahatsız edici bi film. parça parça izleyebildim..","label":5} {"text":"Salya sümük ağlatan Yeşilçam filmlerinden birisi ve gelmiş geçmiş en saçma ölüm sahnesine sahip filmi. Kadının hastalığını öğrenemedik bile. Ayrıca nasıl geçti habersiz şarkısından tiksinme garantili.","label":5} {"text":"Hala eski Indian tadında. Indiana jones hayranları muhakkak izlemeli. 2008 versiyonuda diğerleri gibi güzel.","label":6} {"text":"yine berbat bir hint filmi. durduk yere şarkı söylemeye başlayan adamlar, klişe senaryo bir hint filminden beklenen herşey var. ön yargılarımı kırayım dedim yine olmadı 10 dakikasına sabredebildim.","label":0} {"text":"Keşke Amerika\\'da Michael Moore gibi adamların sayısı çok olsa dedirten bi belgesel film..","label":8} {"text":"ustanın en özel filmidir kanımca... yozlaşan kent insanı, küfürle reddettiği \"gemici cigarası\" elinde, denize karşı kalakalacaktır öylece...","label":9} {"text":"Saçmalıklardan seçmelerin yapıldığı Cameron Diaz filmi","label":2} {"text":"Arkadaslar film bok gibi sakın gitmeyin küçücük bir kamerayla film çekmiş 3 kişi adamlar para bile harcamamış","label":0} {"text":"Kötü bir film değil. İdare edebilecek bir film. Tv de karşılaşırsanız vakit öldürmek için izleyebilirsiniz. Daha da fazlası etmez. Bu filmden de bir beklentiniz olmasın.","label":6} {"text":"Filmi seyrederken, acıkmanız muhtemel...","label":9} {"text":"Önemli olan uçabilmek değil, konabilmektir. Ve konmayı başaramamış olan bu kuş, film boyunca ana karakterin iç sesi yada huzursuzluğu olarak surekli gorünuyor. Ulaştığı ünü koruyamamış unutulmaya yüz tutmuş bir yıldız yada kendi tabiriyle genel kültür sorusu olarak sorulan bir kişi kalmış bir baş karakter var karşımızda, ve ilginç olan bunu canlandıran oyuncunun gerçekten de böyle bir durumda oluşu belkide en iyi şekilde oynayacağı düşünüldüğünden... Innaritu'nun diğer filmlerini izlemiş birinin bu filminde aynı hisleri yaşayabileceğini söylemek gerçekten zor. Birdman'de diğer filmleri gibi bir dram ama daha çok haline gülüp eğlenen bir dram... Filmin sinemanın ünlü isimlerini diline dolamış olması hoş bulduğum bir özelliğiydi bunun yanı sıra eleştirinin ve sansasyoneligin tüm iyi niyet ve çabalardan daha önemli ve önde tutulduğunun vurgulanması da öyle...","label":8} {"text":"hem çok kötü hem de çok iyi olan bir film nasıl olduğunu bilmiyorum ama hem komik hem de iğrenç ola bilen tek film bu herhalde çünkü kendini dengeliyor zaman öldürmek için iyi bir film ne olduğunu anlamasam da filmin sonu güzel bitti ve the dreamers gibi gereksiz cinsel sahne vb kötü bir anlatım yok beklentileri yükseltip sonra da içine etmiyor beli bir çizgide ilerliyor bu yüzden izlenilir ne çok iyi nede çok kötü olduğunu düşünüyorum ikisinin ortası","label":6} {"text":"Yani olay belgesel değil ki doğa deyip durmuşuz. Çoğumuzun beklediği filme yanaşmamış bile. Oldukça donuk bir oyunculuk var ki bu da galiba havadan kaynaklı. Gerçek bir olaydan alıntısı ve dikey limit tarzı olmaması güzel. 7/10","label":6} {"text":"Film adı üstüne bilim kurgu temalı ve kuantum mekaniğini ve gerçeklik üzerine yazılmış . Anlaması zor ama izlemesi eğlenceli.","label":9} {"text":"film fena değil ama daha iyi olabilirmiş zaman zaman sıkıcı oldu.. özellikle ilk 1 saat sıkıcıydı.. ikinci film daha iyi olacakmış gibi duruyor ama bakalım..","label":5} {"text":"bencede gayet eğlenceli bir film zamanınız boşa gitmez :D","label":7} {"text":"Tarantino döktürmüş. Kişisel olarak Tarantino filmleri tarz olarak çok hoşuma gitmez. Ancak bu film oldukça başarılı özellikle Django veDr. King Schultz karakterleri son derece iyi oturtulmuş.","label":8} {"text":"\"dude\"dan başka repliğin olmadığı filmdir. 1 saat 44 dk boyunca öylece tavana baksanız daha anlamlı. demedi demeyin Eksileyecek olanlar için not: Lütfen eksileyin durmayın, bu filmi beğenip bir de nefretle eksileyenler oldukça farkındalığım artıyor, dünya daha bi netleşiyor. asjghdsfh","label":0} {"text":"Tolga Karaçelik'ten sonra hukukçu bir yönetmeni daha takibe aldım. Başarılı bir ilk film. Gelecek vaat ediyor.","label":7} {"text":"Ben yandım eller yanmasın diyorsanız direkt karantina, direkt karantina. Televizyonumun kablo yayınını söküp 1 küsür saat karıncalı ekranı izlesem bundan kat kat daha zevk alırdım. Daha fazla yoruma bile gerek yok rezalet ötesi.","label":1} {"text":"süper bir komedi,bi insanın üstüne bu kadar da gidilmez ki,Ben Stiller'in haline acıdım;ama izlerken cok eglendim:)","label":7} {"text":"Jeunet'nin kendi yorumunu katabildiği, seriye ve karakterlere farklı bir pencereden bakabildiği, biz seyircileri de daha başka duygulara sürükleyebildiği bir film yapmış olduğu kanısındayım. Serinin en güçlüsü en zayıfı olayına girmek istemiyorum, ama ilk üç filmden bariz farklılıkları ve şaşırtıcı tarafları olduğu bir gerçek bu son halkanın. Sonuç olarak seri bitti, kendini izleten, önemli bir seri olduğu ortaya çıktı. Mutlaka izleyin gibi iddialı cümleler kuramasam da, sinemaya gönül vermiş ortalama bir sinema seyircisinin görmesi, kendisinden bahsedildiğinde yabancı kalmaması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum Alien&ın. Weaver kariyerini bu seri üzerine inşa etti zaten. Bu filmde de şaşırtıcı fakat yine etkili bir performans sergiliyor. Winona Ryder, bu filmde de, aslında ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu, fakat bazı dış sebepler nedeniyle her zaman gölgede kalmış olduğunu bir kez daha kanıtlıyor bizlere. Kadronun geri kalanı da eksiksiz. Önceki filmlerden alıştığımız karanlık koridorlar, sürekli kaos havası, kargaşa, kovalamaca, uzayın derinlikleri yine yerli yerinde.","label":6} {"text":"Şunu söylemeliyim ki bu filmde artı ve eksi yönler oldukça yoğun. O yüzden bu eleştiri artı ve eksi tarafından olacak. Filmin eksi (kötü, yetersiz) tarafları: Filmdeki Electro karakteri resmen harcanmış. Sadece 2 sahnede gözüküyor ve çok kolay bir son ile yok oluyor. Onun dışında filmdeki diğer 2 kötü adam ise ben girip çıkarım havasında. Rhino filmin sadece başında ve en sonunda gözüküyor (ki tam da film orada, heyecanlı yerde bitiyor o yüzden biraz üzücü), Green Goblin ise sadece filmin en sonunda, 1 sahnede gözüküyor ve ölmüyor. Yani Rhino ve Green Goblin, serinin 3. filmine kaldı. O zaman bu filmde tek bir düşman var: Electro ama dediğim gibi beklentileri karşılamıyor. Bunların dışında Electro olmadan önceki Max'in Spider-Man'e kızma sahnesi ve Green Goblin'in de kızma nedenleri gerçekten saçmaydı. Başka bir konuya değinilebilirdi bence. Filmin artı (iyi) yönleri: Filmin aksiyon ve komedi yönleri iyi olmuş. Yani anlaşılacağı gibi filmde fazla aksiyon sahnesi yok ama olunca da limitler sonuna kadar çıkıyor. Görsel efektler gerçekten başarılı. Gwen ve Peter arasındaki durum filmi bir yandan da başarılı bir gençlik-romantik filmi de yapıyor aslında. Bir yandan da sürükleyici. Sıkmıyor bu film. Ayrıca Peter'ın babası ile ilgili bazı bilgiler daha öğreniyoruz. Bu da iyi sayılır. Son olarak filmin müzikçileri Hans Zimmer ve Pharrel Williams'ın bu filme etkisi gerçekten büyük. Onlar olmasa film daha zayıf olabilirmiş. Aslında bu film biraz The Hobbit serisine benzemeye başladı. İlk film tatmin edici ve başarılı, devam filmi içinse bir şey demek zor. İlk filme göre daha kötü fakat aksiyon sahneleri çok veya başarılı olduğu için sıkmıyor ve film sürükleyici oluyor. Sonu ise hiç olmayan yerde bitiyor ve her şey 3. filme kalıyor. Film biraz bu tarzda. Çünkü bu filmde Green Goblin, Rhino düşmanlarının yanı sıra Peter'ın babası hakkındakileri öğrenmeye devam edeceğiz ve asıl merak edilen şey de Gwen'in ..mesi sonucu Peter'ın ne yapacağı. (.. yerini film hakkında bilgi vermemek için yaptım ama biraz anlaşılabilir) Sonuç olarak bu film aksiyon, bilimkurgu ve hatta gençlik filmleri sevenlerini oldukça tatmin edecektir. Fakat beklentilerinizi olduğundan da düşürmenizi tavsiye ederim. İlk filmden biraz daha kötü ama yine de başarılı. 3.5/5","label":6} {"text":"Aga ben sevmiyorum, ateş alıp kaçar gibi giden sahneleri.","label":5} {"text":"Sonu ile insanı şoke eden, son dönem bağımsız filmlerinin en güzellerinden biri bence.","label":7} {"text":"Keşke hiç doğmasaydım ya da doğarken keşke bir hayvan olarak dünyaya gelseydim gibi içsel bir feryat var filmde. Bulunduğumuz toplumun ve zamanın riyakar sevimsiz dayatmalarını, ilişkilerini karakterimize ters şekliyle mecburen yaşamak hakikaten çekilir gibi değil. Olduğumuz gibi görünememenin robot yalnızlığı. Bu film çok daha iyi işlenebilirdi, çıtası daha yüksek tutulabilirdi. Bu deliliği yaşamak korkunç bir cesaret gerektirir değil mi.. \" Nicolette Krebitz, birkaç gece rüyasına girip gözlerini onun gözlerine diken bir kurttan etkilendiği için filmi çekmeye karar verdiğini söylüyor. Yaptığı araştırma sonrası kurtların açılan sınırlar yüzünden Almanya'ya geri döndüğünü ve doğu tarafında uzun zamandır terk edilen bazı askeri binaları işgal ettiğini keşfeden Krebitz insan yapısının kentlerde dolaşan kurt imgesinden çok etkilendiğini de saklamıyor. \"","label":7} {"text":"Wowwww denile bilicek bir film deyil ama gayet akici ve güzel. Hem aglatan hemen güldüren romantik bir film. Sonunu begenmedim ama cok klise. Genel olarak ama iyidi.","label":5} {"text":"Bir Hollywood klişesi haline gelmiş Dünya’nın sonu geyiğinden başarılı bir romantik komedi filmi çıkarmışlar. Gerçi filmde bir klişe daha var. Steve Carell’ın önce kaybeden ve filmin sonunda kazanan karakterleri oynaması. Crazy Stupid Love, Dan in Real Life, The 40 Year Old Virgin bu filmlerin örneklerinden. Ama Sezar’ın hakkı Sezar’a gerçekten bu kaybeden karakterler Steve Carell’ın üzerine cuk oturuyor. Ve romantik komedi filmlerinde hem komedi tarafını hemde romantizm tarafını eş değer oyunculuk performanslarıyla üstelendiği rollerin altından kalkıyor. Filmde Steve Carell’a, İngiliz aktirist Keira Knightley eşlik ediyor. Başrol oyuncuları gerçekten iyi bir ikili oluşturmuşlar. Yönetmen koltuğunda Lorena Scafaria bulunuyor. Genç bayan yönetmenin ilk filmi ayrıca senaryoda da yine Lorena Scafaria imzası var. Aslında filmin konusu alışılageldik olduğu için ilk dakikasından, dolandırılmadan hikayenin içine alıyor sizi. Dünyanın sonu geyiğine bambaşka bir açıdan bakmış yönetmen ve büyük bir olayın, keşmekeşin içerisinde küçük tatlı bir aşk hikayesi yaratmış. Böyle gök taşının gezegenimize çarpacağı filmlerde kahramanlarımız, kendilerini ya da dünyayı kurtarmak için yaşadıkları yerden, dünyayı kurtaracakları yerlere giderken türlü türlü yol maceralarına atılırlar. Bu filmde de ana hatlarıyla kahramanlarımız için böyle bir rota çizilirken ironik olaylarla bu filmler ufaktan dalgaya alınıyor. Filmin sonunda da kurtuluş beklentisi olan izleyicilere ve benzer hikayeli filmlere güzel bir gönderme yapılıyor. Bazen kısa bir zaman dilimi bile yaşamımızın en unutulmaz anlarını kapsıyor ve bu sürecin hayatımızın neresinde karşımıza çıkacağı belli olmuyor. Tıpkı bu filmde olduğu gibi 21 günlük bir yaşama süresi olan kahramanlarımız gerçek aşkı yaşamlarının sonunda buluyorlar ya da bulduklarını zannediyorlar.","label":6} {"text":"bilmiyorum ama film türk ortak yapımı yönetmen türk 3 yapımcıdan biri türk (fatih akın) oyuncualr 4/2 türk falan olay şu: bizim isa bildiğimiz işi gücü olmayan serseri ruhlu klasik sadık dost ve vurdum duymaz. filmi genel olarak çok durağan buldum. haretlendirmeler az ve sıkıcı seyirciyi boğuyor. ben filme 10/4 verdim oda rehan için :)","label":3} {"text":"kaliteli bir popüler film.. akıcı,güzel bir dönem filmi.. kenan imirzalıoğlu bu filmde çok başarılı","label":8} {"text":"İzlediğim en iyi animasyon diyebilirim. 86/100","label":8} {"text":"Boşa vaktim gitti.begenmedim,tavsiye etmem. Başı örtülü karakter ne alaka anlamadım saçma sapan.......","label":0} {"text":"&Farklı& olarak niteleyebileceğim bir Türk filmi. En azından bir fikir oluşturmaya ve yola buradan çıkmaya çalışmışlar. Kimi zaman başarmış, kimi zaman tökezlemişler. Oyuncuların bazıları gerçekten inandırıcı ve akılda kalıcı performanslar sergilerken bazıları biraz yapmacık kaçmış. Ama özellikle Deniz Celiloğlu son derece başarılı. Felsefik çözümlemelere girmeye çalıştığı sıralarda sırıttığını söyleyemem, ancak daha tatmin edici şeyler yazılabilirdi bana göre. Boş vakitte tercih edilebilecek bir Türk filmi. Büyük beklentiler ile başlamamak lazım. İzle ve geç.","label":4} {"text":"Çok güzel bir hikayenin anlatıldığı bu filmde, üstün bir oyunculuk performansı sergilenmiş Peter Sellers tarafından. Hafif bir tempoda geçen fakat izleyiciyi hiç sıkmayan bu film gerçekten çok hoşuma gitti. Hoşuma bir şey daha var ki, o da yazar Murat Menteş'in bu film hakkındaki yorumu: \"Bahçıvanın bitkisel hayatı\". İzleyenler mutlaka anlayacaktır ne denilmek istendiğini :) İzlemeyenlerin de en kısa zamanda izlemelerini tavsiye ediyorum.","label":8} {"text":"bazı eksiklikleri dışında eğlenceli bir film.","label":6} {"text":"Arkadaslarimla eglenmek için gittik filme ama gerçekten begendik , siz de izleyin","label":7} {"text":"Her ne kadar filmin ortalarında tahmin edilebilen bir finale sahip olsa da eleştirel ve özgün senaryosuyla mutlaka izlenilmesi ve izletilmesi gereken bir film.","label":7} {"text":"homofobiklerin rahatsız olacağı bir belgesel film ve bu yüzden de homofobikler izlemeli zaten. saygı neymiş öğreniversinler..","label":8} {"text":"Güzel bir senaryo, tarihi film , izlenmeli. 6 puan","label":5} {"text":"Yaşamın, gençliğin, yaşlılığın, ölümü, doğumu her şeyi müthiş şekilde aktarıyor. Tabi bu kadar başarılı şekilde bunun aktarılmasında en büyük rolü filmi çekerken verilen emek ve sabırla yıllara yayılan çekimler sağlıyor. Oyuncularda gerçek zamanlı bunları yaşadıkları için film bize çok kolay bir şekilde geçiyor. Tabi yıllarca süren çekimlerde oyunculardan birinin ölebilme ihtimalini düşündüğünüzde filmin verdiği duyguyu ve hayatın anlamını daha iyi kavrayabiliriz.","label":8} {"text":"İnanmıyorm şaka gibi kaçırdığım Bi yer oldu mu diye 10 dk geri sardım o kadın kim katil amacı ne suçlu kim ya sonuç ne iğrenç resmen sinirim bozuldu berbat","label":0} {"text":"çok basit konu. İki komşunun kavgası vs vs.. Mantık hatalarıyla dolu. komik olmayan Abd komedisi.. benim için feci gereksiz bir film..","label":1} {"text":"Filmin müzikleri de muhteşemdir.. Andrea Guerra imzalıdırlar..","label":8} {"text":"diğer fikmden daha ii olması gerekir.. yoksa 3. filmi tutmaz..hadi bakalım kolay gelsin...","label":7} {"text":"Nene Hatunu konu alan bir film yapılması çok güzel ama film özellikle senaryoda geçer not alacak gibi değil. Keşke dramatize-belgesel gibi bir film çekilseldi. Yine de sinemada yıllar sonra Serdar Gökhanı, Nuri Alçoyu görmek hoş oldu.","label":7} {"text":"Oliver Twist'in dramı çok iyi yansıtılamamış gibime geldi..Ama görüntü yönetmenliği müthişti.Renkler,zamanın yansıtılışı çok başarılıydı.Filmdeki en iyi performans Ben Kingsley'e aitti.Müthiş bir oyuncu..İzlenilmezse bir şey kaybedilmez belki ama benim gibi Charles Dickens meraklıları ve romanı okumuş olanlar izleyebilirler.","label":4} {"text":"film duygu yogunlugu bakımından cok dramatize olarak işlenmemesine ragmen olumlu tepkıler aldı.filmde michael oher oynayan karakter sırıtmış gereklı yerlerdekı yuz ıfadesı ve ses tonu ıyı olmadıgından sızde uyandırması gereken duygu yogunlugu eksık kalıyor.sandra bullock iyi oynamıs film işlemiş oldugu konunun tam hakkını veremesede izlemekten kaçmanızı tavsiye etmeyeceğim bir film.10/6","label":5} {"text":"Açıkçası bu kadar iyi bir filmin karşıma çıkacağını düşünmemiştim. Klasik dünyanın sonu olayı ve klasik zafer insanlığındır edebiyatının tamamen dışına çıkılmış. Filmi izlerken zaman zaman çok gerildim.. Özellikle küçük çocuklarla, meleklerin karşılaşmaları, fısıldaşmalar, yaratılan karanlık atmosfer ve yakın çekimler, bu sahneleri çok farklı kılmış.. Uçağın düşme sahnesi ve metro sahnesi, hem görsel olarak çok doyurucu, hemde o anlardaki kargaşa, çaresizlik ve gerçekçilik çok iyi aktarılmış.. Kurguda yer yer boşluklar oluşsada, en azından klasik bir final izlemediğim için, bunları görmezden gelebilirim... Final sahnesinde Baba ile oğul'un ayrılığı daha iyi dramatize edilebilirmiş.. İnsanlığın yeniden başlaması için alınan iki çocuk, yeni hayatın, yeni neslin Adem ve Havva'sı olarak seçilip, sanırım Cennet'e bırakılıyolar... Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Kaderi,insanlarin seçimleri ve seçimlerinin sonuçlarini sorgulayan basarili bir yapim.Filmi izlemeden önce herhangi bir beklentim yoktu bu yüzden filmi izlerken hiç bir dakikasinda bir hayal kirikligi yasamadim aksine filmin konusunu gerçekten ilgi çekici buldum.Filmin konusu gerçekten farkli ve etkileyici ama isleyis bakimindan biraz sorunu var söyle ki filmin ortalari gerçekten sikici ama film ilerledikçe hem simdi ne olacak hem de heyecan duygusu artiyor,evet filmin bir basyapit olma derdi yok zaten bir basyapit da degil ama gerçekten güzel konulara deginmis.Bence filmin konusu ve olay örgüsü biraz daha gelistirilseymis üzerinde biraz daha ugrasilsaymis çok daha basarili ve ünlü bir film çikabilirmis ama bu haliyle film biraz yüzeysel kalmis.Oyunculukar fena degil,filmin en büyük eksiklikligi bence müzikleri dogru düzgün etkileyici bir müzigi yoktu filmin.Son olarak ben filmi begendim diyebilirim farkli bir romantik-macera filmi izlemek isteyenler izlesin derim. 7/10 7/10","label":6} {"text":"Çok güzel bir konu, berbat bir senaryo ve mantık hataları yüzünden güme gitmiş. Eğer mantık hatalarına takılmayan biriyseniz belki keyifle izleyebilirsiniz.","label":3} {"text":"Bence çoook güzeldi... Yeni nesil hababamların hiçbiri beğenilmiyor; ama, ilk film hariç neyini beğenmiyorsunuz anlamadımm... Tamam, Kemal Sunal’ı, Tarık Akan’ı, Halit Akçatepe’yi (gerçi o oynuyo ama, sizler ona da o rolde oynamıyor dersiniz...)Adile Naşit’i, Münir Özkul’u ve daha nice abilerimizi ablalarımız kadar yapamıyorlar ama hiç değilse onların bıraktığı mirasa SAhİP çıkarak, bu vizyonu daha da ileriye götürmeye çalışıyorlar... Bence çok güzeldi, çok da eğlendim... Kıskananlar çatlasınn... İyi seyirler..","label":9} {"text":"Ben sevdim. Gerilim tarzında değişik bir konusu olan film işte.","label":9} {"text":"hepimizin bildiği katil kim oyununun kanlı canlı hali. sigaranın zararlarını anlatmak için birebir.","label":5} {"text":"film bana woody allen'ı hatırlattı.bir adamın yaşadığı ilişkiler,arkadaşlıklar,müzik ve hayat felsefesi.kendimizden çok şey bulabileceğimiz özel filmlerden biri.john cusack çok başarılı,tim robbins'i dövdükleri sahne hakikaten çok komikti.müziklerde güzel.zevkle izlenecek bir film","label":7} {"text":"ilkini izlemedim ama bunu izlemeyi düşünüyorum fragmanını gördüm hoşuma gitti.","label":7} {"text":"ilk bölüm biraz sıkıcı geçse ve anlam veremeseniz de film ikinci bölümde kendini toparlıyor...","label":5} {"text":"1930lar Amerikası'ndaki ekonomik depresyonla ilgili bir klasik olan film, kapitalizm eleştirisinin en güzel örneklerinden. muhteşem. 100/100","label":9} {"text":"Kesinlikle gitmeyin izlemeyin 1 saatiniz boşa gidiyo korku filmi felanda degil sadece igrenc hayatımın en kötü filmiydi hic keyif almiyosunuz bi kadının bağirmasiyla bitirmisler filmi .","label":0} {"text":"Karmaşıkmış gibi görünse de senaryo, senaryodan çok oyunculuğa odaklanılmalı bu muhteşem filmde. Çoğu yerde kahkaha ata ata güldüğümü hatırlıyorum. Özellikle Walter karakterini canlandıran John Goodman'ın geçtiği sahnelerde. Aklıma geldikçe hala gülüyorum. İzleyiniz, izlettiriniz.","label":7} {"text":"öncelikle çok tatlı bir film, izlemenizi öneririm. bu tayfanın hepsinin marifetli olması birlikte yapacakları işler anlamında beni çok heyecanlandırıyor. yeni tanışan iki kardeşin turkıye makedonya arasında geçen bu yol hikayesinde, karakterleri tam anlamış ve sevmişken yani film tam anlamıyla açılıyorken hikayenin senaryo gereği erken bitmesi beni azıcık üzse de film başarılı ağbi.","label":7} {"text":"Ülke nüfusunun sinin Ermeni ve Rum'lardan oluştuğu 1. Paylaşım Savaşı yıllarında (1914 Nüfus sayımı : Müslüman: 13.390.000 Ermeni: 1.173.422 Rum:1.564.939 kaynak: wikipedia. org) adı her ne olursa olsun yaşanan trajediye ışığı ve rengiyle görsel olarak tutulan ayna her ne kadar başarılı olsa da bize o dönemde yaşanılanları hissettirmekte bir o kadar zayıf kalmış bir film Rüzgarın Hatıraları... Az sayıdaki diyaloglar klişe ve yapay... Ele alınan konu daha açık daha cesur anlatımlara ihtiyaç duyuyor... 55/100","label":5} {"text":"Senin gözlerindedir bildiğim her ne varsa..","label":6} {"text":"Mary'yi oynayan oyuncu, rolü çok abartıyor; zaten Mary karakterinin ezikliğine, sünepeliğine bir yerden sonra tahammül edemiyorsunuz! Bazıları bunu ''iyi oyunculuk'' diye çeviriyor; fakat artık yüzünü görmeye dayanamadım o kadının! Bunları dışında sıcak, rahatlatan, kendini izleten bir film. Kafa dağıtmak için izlenebileceklerden...","label":6} {"text":"Son zamanlarda izledigim en kotu filimler arasinda.","label":1} {"text":"filme girdiğim zaman arkadaşıma ya çok güzeldir yada sıkıcıdır demiştim gerçeği söylemek gerekirse film banyoda çok sıkışmış onun için sıkıcı diyebiliriz ama erotizm ile komediyi güzel verdiği içinde izlenebilir bir film olmuş..tavsiye ederim","label":7} {"text":"Film imgeleriyle bir politik eleştiri. Her dönem birileri küçük görülür birileri kıymetli bilinir ama sonunda barış yapılır barış için çok kan dökülür düzen sağlandıktan sonra literatüre geçirilir sonra başka bir problem ortaya çıkar sonra onun için savaşılır sonra barış sonra savaş sonra barış savaş barış sava barı sav ba s...","label":7} {"text":"Hayatımda ilk defa bir filmin arasında çıktım. Dayanamadım gerçekten hadi herşeyi geçtim filmin diyalogları o kadar kötü o kadar basit sıradan ki 10 yaşındaki çocuğa yazdırsalar senaryoyu daha etkileyici diyaloglar yazabilirdi gerçekten bomboş film.","label":2} {"text":"Film çok ama çok ama çok kötü. Hayatımdan 2 saat çaldı. Sinema oyunculuk sanatına ilgi duyanlar filmde çekim tekniği falan gibi değişik şeyleri sevebilir. Ama normal vatandaşsan, uzak durman tavsiyem.","label":0} {"text":"Caprica, Stargate Universe gibi dizileri iptal eden Syfy'nin bu tarz filmler için bütçe ayırdığını gördükçe kafayı yiyesim geliyor. Baştan sonra rezil bir tv filmi! Ne senaryo var var ne oyunculuk. 2000'li yılların Dünyayı Kurtaran Adam'ı desek yeridir! Filmin, benim için tek eğlenceli tarafı 90'ların Nickelodeon'unda yayınlanan \"All That\"in en komik elemanlarından olan \"Kel Mitchell\"in de oyuncu kadrosunda yer almasıydı. Çocukluğuma gidip geldim. :)","label":0} {"text":"heyecanlı bir şekilde sinemaya gittik beklenti büyüktü ama hiç umduğumuz gibi olmadı çok kötüydü hayatımda izlediğim en kötü sinema filminden birisi diyebilirim 😏😏","label":0} {"text":"hint filmi sandım başta, ama bir araştırayım dedim amerikan çıktı :D çocuklar için kötü örnek içeren sahneler olsa da süper kahraman filmlerinin ortaya karışık versiyonu olmuş :D","label":6} {"text":"Cameron Diaz ablamız sinirimi hoplattı sonunda HÖNKÜREREK ağladğımı belirtmek istiyorum :(","label":7} {"text":"al pacino nun gene en iyi yaptığı şeyi yapıyor ve yeni bir yetenek buluyor bunu en iyi şekilde işiliyor.sürükleyici bir filim en azından birbirini takip eden olaylarda bir sonraki sahnede ne olucağını belirli değil ve buda filime değişik ve merak uyandırıcı bir yan katıyor.","label":7} {"text":"İlk filmden iyi mi kötü mü tartışılır ama filme kötü dememek lazım bence.. Zorlama bi devam filmi olsada güzel olmuş...","label":4} {"text":"Filmin başında yazan \"valla billa gerçek hikaye oğlum\" yazılarını ciddiye almadan izledim ve sonradan öğrendim ki, durum hakikaten bu derece romantikmiş!! Son zamanlarda izlediğim en duygu dolu filmlerden biriydi diyeceğim, abartmış gibi olacağım, ama işin içine gerçek hikaye de girince... Filmin adı hakikaten başka bir şey olamazmış yani, gerçek Russel'ın da dediği gibi..\". Gerçi gerçekten her yaptığını aşkı için mi yapmıştır, tartışılır ama yine de pek bir etkiledi beni =). Ayrıca özellikle Ewan McGregor tarafından verilmiş bir oyunculuk dersi niteliğindedir film kanımca.. Diğer yanda - ki bu senaryonun zayıflığıdır esasen - Steven'ın kılık değiştirme hikayeleri fazlaca hafife alınmış gerçek olan bitene kıyasla. Ama sonuç olarak bence eli yüzü düzgün, insanı bir saniye bile sıkmayan bir film çıkmış ortaya..","label":7} {"text":"izlemeyi düşün müyorum.. müzikallerin cogu başarısız.. siyah kugu filminde sanat ve konu iç içe idi burada zorlama bişey yapay müzikal . aslı var romanın ve filmin var .. ne yapıyorsun olmayan yeni bişeyin müzikalı daha iyi olabilir","label":2} {"text":"Böyle filmleri izlemeye bayılıyoruz. Sosyal düzen eleştirisi diyoruz, haksızlık diyoruz, az ile yetinmek diyoruz, yorumlamaya, anlamaya çalışıyoruz, bazı kısımları din ile bağdaştırıp farklı yorumlar ekliyoruz... Sadece tek bir şey yapmıyoruz; anladığımız mesajı hayatımıza katmıyoruz. Gözümüz hep yükseklerde, hep daha fazlasında, elimizdekiyle yetinmek bizim için imkansız. Sosyal medya sayesinde bu film çok izlendi, çok konuşuldu ve sonrakine geçildi. Keşke biraz da kendimizi sorgulasak.. Ben bu filmin neresindeyim, neresinde olmak istiyorum ve bunu neden istiyorum?","label":6} {"text":"\"Sıcacık \" diye tabir edlen filmlerden. İnsana lendini iyi hissettiriyor. Fransa'nın ücra bi kasabasında salaş bi restoranda çiçekli eteğiyle dolaşan bir garson olası geliyor insanın.","label":6} {"text":"Açıkcası tam bir hayal kırılığı olmuş. Filmde Alan Turing'in karakter gelişimi ve cinsel tercihlerini ön planda tutup, şifreli haberleşme cihazının yani enigmanın çözülme sürecine çok yer vermemesidir.... üstüne akademinin oscar adaylığı vermeside akıl almaz değil sanırım farklı konularla gündem yaratma çabası gibi geldi...","label":2} {"text":"Çekimler yönünden eksisi olsa da senaryosu oldukça hoş ve masumdu.","label":7} {"text":"Peter ve dede çok iticive mendebur geldi, yanlış kişiler seçilmiş. Kız onlara nazaran daha sevilesi biri idi. Filmde bir şeyler havada kalmıştı, yönetmen azıcık yorumunu katabilirdi, olduğu gibi dümdüz masalı aktarması artık bizim için sıkıcı oluyor. Tabii çocukların gözüden bakacak olursak onlar bayıldı, sıkıntı yok. Ailecek izleyebilieceğiniz sıcak bir film olmuş yinede.","label":4} {"text":"Bak yanlış olmasın? Hava olmasın?","label":7} {"text":"Marvelin yaptığı en kötü filmlerden biri gereksiz yere uzatılmış hiçbirşeyi anlatamayan boş bir film zaten neden bu kadar eleştirildiğini anlamak zor değil zaten Chlaoe Zoe gibi bir yönetmeni getirirsen normal yani sx sahnesi ve lgbt sahnelerinden dolayıda tepki çekti bide şunu da ekliyim bu film nasıl +13 oluyor shang chi de hiç bir şey olmamasına rağmen +13te bu nasıl o kadar sevişme sahnesiyle +13 oluyor acaba her neyse benim için kötü bir film","label":2} {"text":"filmi gerçekten dikkatli izlemeniz gerekiyor ve güzel bir film.. ama yılın en iyi filmi dendiğini duydum ki o kadar da abartmamak lazım... bütün olaylar ikinci yarıda gerçekleşiyor birinci yarı biraz sıkıcıydı... yinede george clooney için gitmeye değer bir film =)","label":4} {"text":"İzlediğim en saçma filmdidiyarbakırda gala diye gittiğim filmde oyuncusuz izledim.resmen kandırıldık","label":1} {"text":"Final şaşırtıcı ve güzel.. finali dışında bu filmi hiç beğenmedim ve hatta sıkıldım izlerken..","label":0} {"text":"Şuan sinemadayım ilk yarı bitti hayatimda izledigim en igrenc en berbat en vasat sinema filmi oyunculuk sıfır konu yok sadece +18 küfür 22 tl yi düşürsem belki biri bulurdu bi işine yarardı boşa gitmemiş olurdu 😡","label":0} {"text":"korku film=bu film,,adamlar bitirmiş hayatımda izlediğim ve beni en çok korkutan korku filmi,,özellikle de kameralı kızın öldürüldüğü sahneden bi 10 15 saniye öncesi...","label":7} {"text":"Aynı soruyu ikiz kulelerin arasında yürüyen arkadaşa da yöneltmiştim, Neden bunu yapıyorsunuz..? Bir cevabı olmadığını da biliyorum. Cevabı, en mantıklı olarak açıklarsak farklı olmak ve o tepeye ayak basan o azınlıkta olmak. Everest'e tırmanmak İkiz kulelerin üzerinde yürümekten daha kolay olsa gerek, zira bunu yapan kişi sayısı çok daha fazla ama İkiz kulelerin arasında ip ile geçen tek bir insan var... Film açıkçası hikaye olarak çok bilindik ve klişe olmuş bir hikaye. Herkes az çok tahmin ediyor. Burada önemli olan atmosferi seyirciye yansıtabilmek. Bu filmde bu bakımdan çok iyi değildi. Ortalama diyebiliriz. Manzara görüntüleri, çekimleri, görsel anlamda her şey harikulade. Ama gel gelelim film o kadar akıcı değil. Aksiyonun başlaması için epey bir ürenin geçmesini bekliyorsunuz, ardından çok yüksek dozda olmayan bir aksiyon ve gerilim karşınıza çıkıyor. Bende öyle çok etkilenme falan olmadı. Normal seyrinde giden bir film. Film için söylenebilecek bir artı oyuncu kadrosu. Çok geniş bir kadrosu var. Jason Clarke, Jake Gyllenhaal gibi başrollerin yanında çok kısa rolleri olmasına rağmen Keira Knightley ve Robin Wright gibi üst düzey oyuncular da yer alıyor. Bu bakımdan saymadığım bir sürü oyuncu ile çok meraklandırıcı bir film. Ama ortalamanın pek üstüne çıkamamış ne yazık ki. İyi seyirler... 6.8/10","label":6} {"text":"Hoş vakit geçirmek için iyi bir seçim olabilir.. Komedi adına beklentileri çok yüksek tutmadığınız sürece keyif alırsınız kesinlikle.. Ve çoğunluk gibi bende 2. filmin daha iyi olduğunu düşünüyorum","label":7} {"text":"Fazlasıyla etkilendim filmden. Her türlü yoruma ve düşünceye açık bir yapısı var. Baba neden çocuklarının evden ayrılmasını istemiyor diye sorarsak kendimize enteresan bir görsel retorik ile karşılaşıyoruz. Baba esmer olmasına rağmen çocuklar sarışın ve kendisi kapitalist karakterde birisi. Çalıştığı firma ise gemi yada bina inşaat firmasına veya fabrikasına benziyor. Ve filmde ev dışında gösterilen tek mekanda orası. Yani kapitalist bir dış dünya. Tüm çabası adeta çocuklarının kapitalist dünya gerçeğiyle karşılaşmaması için. Etkileyici fazlasıyla etkileyici.","label":5} {"text":"güzel bir filim izlemenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Yorumlar ve aldığı puanlar yüzünden yüksek beklenti ile izledim. 2. bir Farhadi beklentisine girdim diyebilirim. Kötü film değildi ama biraz abartılı buldum. Doğru-yanlış sorgulamasını ebeveynler üzerinden yapmışlar. Yine de tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Gerçekten çok ama çok kötü bir film. Sakın ama sakın izlemeyin. İnanın bu şekilde yorum yaptığım ilk film. Boşuna siniriniz asabınız bozulmasın. Vakit kaybı kalitesiz uyduruk bir yapım.","label":1} {"text":"Carpenter ve Hooper'ın cameo'larının yanı sıra Wes Craven ve Sam Raimi de kısa olarak filmde boy gösteriyorlar. Korku türünde yönetmenlerin sürekli birbirlerine selam vermesi, arka çıkması çok hoşuma gidiyor.","label":6} {"text":"Hellraiser film serisini, birinci filmden başlayarak izlemeye devam ediyorum. Seri, diğer devam filmlerinin aksine kalite düzeyi artarak devam ediyor. Bundan bir önceki filmi çok beğenmişken. Hellseeker'i izledikten sonra şuanlık serideki en beğendiğim film durumunda. İMDB'de almış olduğu 5.1 puan gerçekten şaşırtıcı. Filmin akış örgüsü çok güzel işlenilmiş baştan sona merak düzeyi üst seviyedeydi. Beyin yakan filmler kategorisine eklenecek bir yapım olmuş. Son zamanlarda izlediğim en kaliteli korku filmlerindendi. Korkunçluk seviyesi yok denecek kadar az da olsa kaliteli bir yapım olması neticesiyle izlemenizi tavsiye ederim. Hellraiser film serisinin bu kadar az kişi tarafından bilinip ve bu bilenlerinde çok az bir kısmının seriyi beğenmesi gerçekten enteresan. Çok orjinal bir konusu var ve bölümler kendini tekrarlamamış. Bu bölümden sonra serinin 7. filmi olan Deader'i izleyeceğim, bakalım artarak devam eden kalite o filmle de devam edecek mi.","label":7} {"text":"James Cameron film endüstrisi için çok büyük bir şey yaptı.Avatar ile birlikte 3D filmleri çok popüler hale getirdi.Bu durum özellikle sıka sıka suyu çıkarılmış seri filmlerin yapımcılarına biraz daha para kazanabilme fırsatı doğurdu.Ülkemizde yakında Testere serisiyle devam edecek filmlerin bugünkü karşılığı Resident Evil..Hayranlarının çok beğendiği film benim de dahil olduğum grup tarafından beğenilmedi.Daha önce serinin hiçbir filmini sinemada izlememiş olduğum için koşarak gittiğim filmi izledikten sonra yine koşarak kaçtım dersem abartılı olur ama film beklentilerimin altında kaldı.Süre olarak günümüzün ciddi filmlerinden kısa olan film alışılageldik hikayeyi devam ettiriyor.Bi kardeş hikayesi katmaya çalışmışlar ama durumun ne olduğu anlaşılamıyor.Sadece kafa patlatmalar,kaçışmacalar falan filmde bir derinlik yok.Yönetmen eşine kıyak geçiyor demesinler diye bazı önemli aksiyon sahnelerinde Alice yerine yan karakterleri kullanmış ki bu beni hiç sarmadı.Devamının geleceğine dair bir söz verişle hatta bir sonraki filmin açılış sahnesi olabilecek bir sahne ile biten filmin beşincisinide izliycem ama sadece Alice hatırına o da meraktan ama sinemada değil..","label":4} {"text":"son sahnelerde saçmalasa da sıkılmadan ve sinir olarak izliyor insan. hakikaten filmin içine girmek isteyeceğiniz bir film.","label":7} {"text":"İyi bir film izleyicisiyim,ilk defa bir filmde uykum geldi.Sadece oyuncuların ismine güvenilmiş bu filmde,çok kötüydü.","label":3} {"text":"District 9 ile birlikte geçtiğimiz yılın (son yılların) en başarılı bilim-kurgu filmlerinden birisiydi.Sam Rockwell in kalburüstü oyun işi ve az bütçeyle çekilmiş ilk yönetmenlik deneyimini önümüze sunan Duncan James fazlasıyla takdir edilesi.Düşünmeden izleyin.8/10","label":7} {"text":"bana gore bu film son yıllarda christian bale in oynadığı butun filmlerin neden guzel olduğunun kanıtı. muthiş mimikler harika bir oyunculuk sergiliyor. izlemeyen varsa mutlaka izlemeli. oyuncluğunun tavan yaptığı filmlerden biri belkide 1. cisi","label":9} {"text":"İlk izlediğimde beğenmiştim ama puanım 7 idi o dönemlerde de, tekrardan izledim 10 sene geçmiş ve puanım 5 - 6 arası oldu birden. \"Hero\" yu izleyin, Kill Bill de neymiş dedim kendi kendime. Ama tabi Tarantino nun ismi var ; aynı filmi başkası çekse böyle olmazdı; komik olmayan bir şeyi Cem Yılmaz dan dinleyip gülmek gibi. Neyse, film \"overoverover rated\" bana göre.","label":7} {"text":"Burada kimse izlememiş ve ben tek buna sevindim. İlk şansız ben olduğum gibi son kişi de ben olayım. Lütfen izlemeyin!","label":1} {"text":"cerezlik","label":4} {"text":"gerilim,aksiyon açısından güzel ama böyle filmlerde çok var dedirtiyor yani yaratıcılık biraz eksik kalmış ayrıca Bond un hiç ölmemesi gerçek dışı tamam ölmesin ama en azından nasıl sağ çıktığını göstersinler.","label":7} {"text":"bence burada aldığı puanı hak etmeyen bir filim daha.bu puandan daha iyi bir filim.filim konu olrak güzel oyunculuk olarak güzel neden puan az anlamak zor.filim biraz ağır olduğu için herkese hoş gelmeye bilir ama bana kalırsa güzel ve anlamlı bir filim olmuş.aslından bilenen bir olay bence anlatılabilecek ve iyi bir şekilde vurgulanarak anlatılmış.özellikle oyunculuk bence tam anlamıyla süper iki başrol oyuncusuda bana kalırsa rolünün hakkını vermiş.bence izlenmesi gereken güzel bir filim ama biraz derin filimleri sevmiyorsanız izlemeyin sıkılabilirsiniz...","label":6} {"text":"Film yanlış ata oynadı. Kaptan Amerikanın gençliğindeki ''bakımsız tarzan'' hali aklıma geldikçe duvarlara terlik firlatıyorum.","label":0} {"text":"Film belgesel formatında ilerlerken bile içinde barındırdığı insaniyeti ve dramı hissedebiliyorsunuz. Hele baş karakterin kendini canlandırması apayrı birşey! Daha önce hiçbir film bu kadar insani gelmemişti. Kirazın tadı'ndan sonra izlediğim bu ikinci Kiarostami filmi de gayet başarılı. film, son sekanstaki gerçek makhmalbaf. la yapılan yolculuk için bile izlenir.","label":8} {"text":"Diğerleri kadar bilinmeyen Wilder başyapıtlarından biri geri planda kalması üzücü. Film karakterin buhran dolu arayışına sizi de sürüklüyor aynı hislere büyük bir başarıyla ortak ediyor. Sinema bu iletişim biçimini kullandığında zaten amacına ulaşmış oluyor.","label":8} {"text":"Tamamını izleyemedim. Bunalım bunalım bekliyorsunuz işte... Sonra da kanalı değiştiriyorsunuz.","label":3} {"text":"Eğlenceli ve yer yer güzel dersler veren bir filmdi. Boş zamanda izlenmeli.","label":6} {"text":"İmdb puanı biraz abartılmış sanki. Film ne çok iyi ne de yerin dibine sokulacak kadar kötü. Mesaj verme kaygısıyla çekilen filmlerde bir hata yapılıyor. O da mesajı insanın gözüne sokmak. İzlemeseniz bir şey kaybetmezsiniz.","label":5} {"text":"Vasat bir film..","label":6} {"text":"Anime tarzı bir film. Filmde gereksiz ilişkiler, uzun sahnelerle sıkıcı bir şekilde anlatılıyor. Bana hitap etmedi ve izlerken oldukça sıkıldım. Bu tarz filmlerden hoşlananlar için iyi bir film olabilir.","label":1} {"text":"Kaliteli gerilim filmleri bulakta zorlandığımız dönemlerde bu film ilaç gibi. Tek mekanda geçen ve gerilimi de izleyecisine her saniyesinde hissettiren başarılı bir gerilim filmi. Oyuncu performansları da oldukça iyiydi. Ve tabi ki o Köpek. Onu her gördüğümde filmin genelinden bir fazla daha gerildiğimi itiraf edebilirim. Gerilim severler kaçırmasın, iyi seyirler.","label":7} {"text":"başroldeki karakter seçimi bence müthiş. bu rolü daha iyi oynayabilecek birisi olamazdı. yeşil yoldan tanıdığımız psikopat \"Wild Bill\" ve bu filmdeki rolüyle \"Victor Mancini\". !--SPOILER--! \"sürpriz sonlu\" filmlerde seyirciyi şaşırtmak çok zordur. fakat yönetmen, Sam Rockwell'e verdiği looser karekteriyle tüm ilgiyi onun üzerine çekmeyi ve finaliyle de seyirciyi şaşırtmayı başarmış gibi gözüküyor. !--SPOILER--!","label":7} {"text":"Kurgusunda soru işaretleri barındırmasına karşın sıradışı, sürükleyici ve Sarah Snook'un oyunculuğuyla damga vurduğu izlenmesi gereken film.","label":7} {"text":"insanın yüzüne tokat gibi inen bir film..Kaplumbağalar da uçar´dan 3 gömlek daha iyi..sonu da çok iyi! 10/10","label":9} {"text":"harika bir gerilim filmi. muhteşem bir girişle zaten tüm ilgiyi çekmeyi başarıyor, merak uyandırıyor ve sonunu getiriyor. olayların gayet muntazam sırayla tarikata bağlanışı ve nedenselliği açıklandığında taşlar yerine oturuyor bu açıdan da seyirciyi tatmin ediyor. Türünün en başarılılarından.","label":6} {"text":"Filmi daha izlemedim ama iyi olduğu kes ffggggffffewdgyuhcswrin Dfgujhgferertggg c ddrfggvdetygg43e","label":5} {"text":"Kızlar için çekilen kura sahneleriyle, müfettişin kampta delirdiği anla, komedinin tavan yaptığı, yine tadından yenmeyecek bir Hababam Sınıfı klasiği...","label":7} {"text":"tek kelimeyle berbat","label":0} {"text":"Umudu pedalda bir adam.. Nesim'in kaslarındaki ağrıyı bizzat hissediyorsunuz. Film, iranın ve irandaki göçmenlerin sefaletini en acımasız biçimde gözümüze gözümüze sokar.. Ama fedakarlığın o saf duygusunu da içimize işler.. ..... SPOİLER.... Baba ve oğul ilişkisi görülmeye değer.. Çocuğun karanfil getirdiği ve uyumasın diye babasını tokatladığı sahneler aklıma işlenenlerden..","label":7} {"text":"Film güzeldi. Başlarda çalan müzik 10 numaraydı. Sürekli onu dinliyorum","label":6} {"text":"Bir gabriele salvatores filmi.Aşağıdaki ise; filme dair şahsıma ait yorumdur.Masumiyet, vicdan ve sevgiye dairÖncelikle okuyucu, yazının kimi kısımlarında son derece duygusal histeriye sebebiyet verecek argümanlar ile karşılaşacağı bilinciyle karar vermelidir, bu yazığı okuyup okumayacağına. Her film insanı duygusal yönden savurmaz sağa sola ya da işkence edercesine insanın en savunmasız yönü olan vicdanına oynamaz. Dediğim gibi hazırlıklı olun gözyaşlarınızın seller misali akmasına ve mutlaka selpaklarınızı hazır edin yanı başınızda. duygusal bir gelgit yaşatacak diyorum bu yazı ama belki de bu, şahsımın duygusal olmasından ve filmin duygu yüklü olarak bir tetikleyici işlevi görüp taşma haddine gelmiş duygusallığımın kapaklarını ardı sıra açmasına sebep olmasından kaynaklanacaktır, kim bilir.italyan yönetmen gabriel salvatores tarafından ingiltere ve ispanya ortak yapımı olarak 2003 senesinde çekilmiş bir film. Yönetmenin uluslararası düzeyde adını duyurmuş ve Berlin film festivalinde 2003 yılında golden bear ( altın ayı ) ödülüne layık görülmüş. Aldığı ödülden de anlaşılacağı üzere sağlam bir film. Gerçi ödül almamış olması sağlam olmayacağı anlamına gelmez. Ödül alması filmin sağlamlığının bir teyidi olmuş o kadar. iyide olmuş hani. Hak edene hak ettiğini vermek gibisi yoktur ve bu film o ödülü hak ettiği gibi izlenilmeyi de hak eden bir film.Hani göz pınarları kurur ya, bir süre sonra insan ağlamaz olur ve acır göz. Kuruduğu için feri sönmeye başlar gözün, gözyaşlarını yitirmesinden sebep. Yitirilen kuruyan yaşlar değildir ya hani, bazen umutlarda yere düşüp parçalanır ve bazen sevgi hayal olur, ulaşılmazdır, kaf dağının ardında ya da ayın bir kraterinin en dibine savrulur. Açtır oysaki insan hem gözyaşına hem de sevgiye ve umuda. Acıkmıştır bir kere, durmak bilmez bir özleme kapılıverir insan. Ağlamak ister, sevmek ve sevilmek ve birde umut etmek. işte insanın arayıp da bulamadığı gözyaşı da vardır, sevgi de ve umutta bu filmde.Hikayemiz italya da küçük bir köyde geçmekte. Yaz sıcağında şehirden uzak bir yer. Sapsarı buğday tarlaları ile çevrilmiş, altın bir denizin tam ortasında serpilmiş bir vaha gibi bir yerde hikaye başlıyor. Buğday tarlalarına nefes olan rüzgarın okşaması ile özgürlüklerine kanat çırpan kuşlar gibi uzsuz bucaksız buğday denizinde süzülen çocukların huzurlu, umarsızca gökyüzündeki kelebekler misali süzüldüğü, bir masalın gerçek dışı kurgusunda var edilen büyülü bir dünya karşımıza çıkıyor. arkadaşlık, dostluk, sevgi, insaniyet, vicdanlı olma gibi insana mutluluk veren ve onu insan kılan bir masal diyarının görülmeyen kuytuluklarında karanlığın içine sinmiş kuzgunlar, ölüm, hırs, şeytansı düşünüşler gizliden ve hiç sezdirmeden varlık sürdürüyor. Ayın aydınlık ve karanlık yüzü kadar birbirine zıt iki hava çarpışıyor ve şimşekler düşüyor her yana, kulaklarda asılı kalan ise acıya meyleden acıma ile yoğrulmuş sualler oluyor.Michele adından küçük bir çocuğun ekseninde gelişen bir hikaye var karşımızda. Bir sırrı açığa çıkartıyor çocuk. Bu sır, çocuk yüreğinin küçük atışlarına yansıyor ve oradan yetişkinlerin duygusuzluk damlayan dünyalarının soğukluğundan geçerken daha bir ağırlaşıyor. Kaçırılan bir çocuk, o çocuğu kaçıran insanlar ve o kaçırılan çocuğu bir rastlantı sonucu bulup da onunla güvene dayalı sevgi bağları kuran michele. Fidye için çocuğu kaçıranların michele nin kirlenmemiş masumiyetini ona veren ama artık kendi masumiyetlerini kaybetmiş olmanın da etkisi ile hissizleşmiş ve umutlarını tüketmiş bedenlerin örtüşmezliği. ironik bir anlatım ile çocuk vicdanının içine hapsolduğu küçük yapının aksine ne kadar büyük olduğunun resmedilişi, olanca çekiciliği ile endamını sergilemekte.insanı hayvandan ayıran düşünme özelliğine ek yürekte var olan sevgi, acıma ve yürek gibi küçük bir odacığa hapis olamayacak denli büyük bir duygu olan vicdanın yitiminin resmedilişini gerçekleştiriyor film. Yaşamak için başkalarının yaşamını çalan insanlar gerçeğine bir bakış atıyor. Bir çocuğun, en temiz duygular ile bezenmiş ve korunmaya muhtaç korumasız bir küçük bedenin zenginlik uğruna, insanın gözünü kör etmiş para uğruna göz kırpmadan feda edildiği suretin orta yerine çarpılıyor. Afallamamak ne mümkün, insanın yeri geldiğinde hayvandan da vahşi, tanımlanamaz bir biçime dönüşeceğine dair gerçeklerin ortaya serilmesine karşısında.Konusunun olanca negatif etki yaratmasına karşın bir çocuk filmidir ıo non ho paura. ilginç olmakla birlikte başroldeki çocuk oyuncuların performansı bir hayli tatmin edici. Hani çocukların oynadığı ya da genel itibariyle çocuk filmleri umudun serpiştirildiği, yüzde gülümsemenin hakim olduğu, sevgi ile şefkat gösterilerinin sergilendiği bir tiyatro oyununu andırır. Ama bu film hayatın gerçekliğine bir bakış atıyor. Yapay mutluluklar yok. Bir anne şefkati ya da babanın savurduğu bir sevgi yok. Çocuğun dünyasına giren ve o dünyayı tarumar eden, yetişkinlerin dünyasından kopup da gelmiş bir karanlık, korku, çaresizlik var. ama tüm bunlara karşın o küçücük bedenlere sığmayıp da taşan ve kurban edilmek istenen çocuk ile celladın çocuğunun var ettikleri sevgi var.Michele bu sevgiyi yüreğinden çıkarıp da karanlık bir kuytuluğa hapsedilmiş, yaralanmış ve kanatılmış fillippo ya sunuyor. Titrek, ürkek ve gözleri kapalı bir biçimde atılmış olduğu ölüm çukurunda nefessiz kalarak çaresizce, kaderin ona oynadığı oyunun ve o oyunu ölümcül soğuklukları ile dolduran yetişkinlerin nefret ile yoğrulmuş yüreklerinin kurbanı durumunda olan fillippo, michele ile sevgi ve güven köprülerini inşa etmeye çabalıyor ve bunu başarıyor da. Michele nin bu köprüleri inşa etmedeki azmi ve katkısı yadsınamaz bir gerçek olup çıkıyor karşımıza.sanki iki çocuk insanlığa bir insanlık dersi veriyor. ibretlik ve oldukça hüzünlü bir ders. Acı ile başlasa bile, acı çekerek sürse ve neticede acı ile sonlansa bu ders, kenetlenen iki masumiyetin ve devleşen bir vicdanın dünya üzerinde yıkımlara yol açmış sevgisizliği ve nefreti kazıyıp savurması ile alınası bir derse dönüşüyor adeta film.Oyunculukların başarısı, kamera kullanımının kusursuzluğu, renklerin canlılığı ve müziğin insan zihnini okşaması ile yer yer masalsı anlatıma eş michele karakterine söyletilen tekerleme biçimindeki, kendi içindeki cesareti açığa çıkarmaya dönük argümanlar ile başarılı bir film kotarılmış. Kimi zaman çocuk filmleri çocuklardan öte büyüklere hitap edecek denli mantık ile dolu olur, anlam içerir ve niteliklidir. işte bu filmde onlardan birisi. Çocukların ortaya koyduğu performans ile devleştikleri ve mutlaka bir kere izlenilmesi gereken bir film. Kameranın buğday denizinde süzülüşü, gökyüzünün farklı hallerinin yansıtılması, doğa görünümlerinin uzakı ya da iklimleri andırması tatlı bir sürpriz. Vicdana bir giriş yapılması ve insanın kaybetmekte olduğu bu değerinin kaybedilemeyecek denli kıymetli olduğunu göstermesi de ayrı bir güzellik. Yaşamın yaşanılır olduğunu, yaşamlarını farklı yaşantılar içinde sürdürseler de bir biçimde hayatlarını birbirine sevgi ve güven duygusu ile kenetleyen iki çocuğun yaşama sımsıkı tutunuşlarını ve fedakarlıkta bulunacak denli olgunlaşan masumiyeti tecrübe etmek için izlenmesi gereken bir film netice itibariyle ıo non ho paura.- ıo non ho paura ( korkmuyorum ) -","label":7} {"text":"Hapishanede büyüyen bir çocuğun acıklı ve bir o kadar da komik hikayesi.. Filmde kadını deli ettiği sahnelere çok gülmüştüm..","label":5} {"text":"bir kere film tanrı bilincini çok iyi işlemiş. bayıldım. insani duyguları bu kadar iyi sezdirmesine hayran kaldım. nefreti, korkuyu, sevinci, kederi, mutluluğu, güveni/güvensizliği, yoksunlugu, korkuyu, sevgiyi, egoyu yani bir insanda var olabilecek tüm duyguları sezdirmişler. çok sevdim filmi. müzikleri, görüntüleri söylemiyorum bile onlarda çok iyi düşünülmüş, seçilmiş, kafa patlatılmış belli yani. beni şaşırtan insanın içindeki boşluğu bile hissettirmeleri. film beklemediğim kadar iyiydi. insanı duygudan duyguya sürüklüyor. çok gerçekti içsel olarak. bireyin yalnızlığını bu kadar sezdirmeden iyi işleyen başka bir film var mı bilmiyorum, varsa izlemek istiyorum. bir daha söylemeden edemeyeceğim filmi çok çok çok sevdim.","label":9} {"text":"soldier filminin müziği beni çok etkilemişti ve kurt russelin oyunculuğu da öyle.","label":7} {"text":"Kontrolsüz güç, güç değildir. Alman sinemasından das experiment ve der experiment tarzında etkili bir dram-gerilim filmi. Olayın akışına kendini fazla kaptıran çılgın bir gençliğin neler yapabileceğini gösteren farklı bir yapım. 7.2/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"Çok güzeldi, eşimde ben de çok beğendik. Büyüklere de hitap eden, akıcı, insanın içini ısıtan çok hoş bi animasyon...","label":8} {"text":"Önce Geleceğe Dönüş III'ü izlemiş olmanın acısını hep kalbimde taşıyacağım.","label":6} {"text":"Tesadüfen çekilen ve zamanla yüzyılın en çok kopyalanan fotoğraf karesinin ardında saklananları o anın şahitlerinin ağzından anlatan güzel bir belgesel, bunun yanında ironik bir biçimde anti-kapitalist bir liderin kapitalizm tarafından nasıl da metalaştırıldığını görmek düşündürücü.","label":7} {"text":"Çok kanlı bir filmdi. Ben pek sevmem kanlı şeyleri. Şiddet falan, öööö.... Bana göre değildi. Seven arkadaşlarıma saygı duyuyorum. Hepsini öpüyorum. Ama ben izlemek istemiyorum böyle filmleri. Barış ve huzur kuzusuyum ben. Çayırlarda geçen filmler görmek istiyorum. Hoş şeyler değil, bunlar. Yani light snuff mı derle, ne derler bunlara ? Ben snuff da izlemiştim gençken. Hoş değildi. Şimdi anımsadım da. Ne o öyle, kafa koparma, göz oyma, adam oyup içine badem koyma falan.... Yani ne diyim. Tasvip etmiyorum. Kınıyorum. Barış diliyorum herkese.","label":7} {"text":"Kurban ile suçlu arasındaki ilişki ilginçtir. Suçlu kurbana kötü diye tanımlanan bir şey yapar. Genellikle de suçlu gücünü ve konumunu kullanır ve kurbana zarar verir. Ancak suçtan sonra kurban ona şöyle söyler: “Seni hiç zaman affetmeyeceğim!”... Bu noktada roller değişir; suçlu artık güçsüz ve zavallı bir duruma düşer, kurbanın onu affetmesinden başka çaresi yoktur, vicdanı onun içini kemirmeye başlar. Kurbanın zihni ise kurbana daha da beter bir onun oynar. Bu hikayeden bir kimlik çıkartır; mağdur kimliği... Bu hikaye onun bahanesidir artık. Bu her şeyin bahanesi olabileceği gibi yaşama isteğini öldürecek kadar ileri gidebilir bu durum. Hayat neşesi gider, başka kimseyle ilgilenmez, çalışmak istemez, hiç bir şey zevk almaz... Bahanesi de vardır her zaman. Cake filminin kahramanı Claire, kurbanlardan biridir. Büyük bir trajedi ile oğlunu ve sağlığı kaybetmiş, kocasından ayrı bir şekilde tek başına yaşamaktadır. Daha sonra katıldığı bir terapi grubundaki genç kadının intiharı onu daha da etkilemiştir... Ona bir anne gibi destek olan bakıcısı Silvana kalmıştır yanında. Silvana da yapı olarak devamlı veren bir annedir... Evde geçen küçük sahnelerde aile içinde de Silvana’nın hep veren taraf olduğu anlaşılıyor. O da hayatında Claire ile bir sınavdan geçiyor. Claire ve Silvana’nın bu simbiyotik yaşamları ikisinin de dönüşümüne vesile olacak mı? Yaşamı seçecekler mi?.. Devamı... Blog'da.","label":7} {"text":"Teşekkürler.","label":4} {"text":"kimse kimsenin diğer yarısı değil yada başka bir açıdan herkes herkesin diğer yarısı olabilir. pekii.. katılıyorum.. da.. niye bu kısa filmde iyi olan hiçbir şey yok gibi.. oyuncu ve sanat yönetiminde biraz incelikli olsaydınız keşke de puanlamaya alacak, tutunacak bir yerimiz olsaydı. daphne patakia fenaydı - belli ki sadece aklı eksik karakterler için biçilmiş kaftan. bir de 13 cm topuklu ayakkabı arzuluyorsan lütfen evde giy sevgili Yorgos!! -/10","label":4} {"text":"iki ustayı karşı karşıya getiren film. biraz durgun geçsede gerçekten iyi bir yapım olmuş. ilginç olan ise bu filmde robert de niro ve al pacino çekimler boyunca hiç karşı karşıya gelmemişler. yani sahneler ayrı ayrı çekilip birleştirilmiştir.","label":8} {"text":"nerdeyse Snatch filmiyle konuları aynı. nerdenmi biliyorum murat şeker kendi ağzıyla söledi.","label":1} {"text":"Son yılların en iyi westerni..","label":7} {"text":"Aile saadeti, karşılıksız iyilik, dostluk, dayanışma, özveri, güven, tecrübe vb.... yani kısacası, benim gibiler tarafından unutulmuş değerler üzerine kurulu bir film. Bir sürü mesaj verdi, bol mesajlı bir film. Her yanım mesaj oldu. Bir an dedim, ulan keşke ailem olsaydı falan da, öyle bir işime yarasaydı. Ama işte o da yok. Baba değilim, ana değilim, bana ne oluyorsa.... Ama yine de, işte diyor insan, öyle mesaj veriliyor, ben de alsam.... öyle cümleler kurduruyor. Şimdilik mesajlar cepte, bakalım kısmet olursa ileride kullancam mesajları. Uzun lafın kısası: Güzel film be. Öğrencilere izlettim ben, çok sevdiler. Hepsi ayrı ayrı mutlu oldu. Güldüler falan. Ben de görsel sanatlar dersinde armut çizdirmekten kurtuldum. Tabi bu özel bilgi ? Haa şimdi sen diyceksin ki, armut falan ne diyorsun sen ? Sana ne diycem, tartışcaz, hoş değil. Kavganın yeri değil bu filmin altı. Neyse.","label":6} {"text":"İzlemesi gayet keyifliydi bence içindeki bütün absürdlüklere rağmen","label":6} {"text":"\"Ben uzakdoğu dövüşleri severim.\" diyorsanız tamam. Yoksa başka bir amaçla izlerseniz üzülürsünüz.","label":6} {"text":"Bu seriye bu kadar ekleme yapılırsa çığrından çıkar gerçekten de 10 a kadar tırmanır. Hoffman karakterini tanıtan ve araya bir de kedi-fare oyunu sıkıştıran klasik bir testere filmi","label":1} {"text":"Güzel bir senaryoya sahip fakat yönetmen daha güzel işleyebilirdi. Yinede keyfile izlenir.","label":6} {"text":"Del Toro ismini duyunca insan gerçekten yaratıcı birşeyler bekliyor ve ben de filme bu ümitlerle son derece klişe ve sonu iyi bağlanamamış bir işle karşılaştı hataları ve finalde saçmalanması ilk göze çarpan sıkıntılar...Onun dışında hayatımda gördüğüm teknolojik olarak en yetersiz hayalet karakter Mama'ydı.Bundan 10 yıl önce çekilmiş Garez ve Halka filmlerinde yaratılan hayaletlerin yanından bile geçmesi mümkün değil...5/10","label":4} {"text":"Bazı detaylar çok hoş olsa da genel anlamda baktığımızda ortalamanın altında bir filmdir. Sıkılmadan izleyebileceğiniz, zaman geçirmelik bir film.","label":3} {"text":"Youtubeda komik video aramaktansa yoğun bir günde aralarda parça parça netflixten izledim. Şayet böyle bakılırsa ve atlana atlana izlenirse eh tatmin eder. Fakat sinemaya gitseydim ve bu senaryoyla karşılaşsaydım çok üzülürdüm. Bol Gökçeada manzarası bulunuyor özellikle ilk yarıda. Oralarda durup gün batımına sahilin güzelliğine filan odaklanın. Yoksa izlemeseniz de bir şey kaybetmezsiniz. 5/10.","label":4} {"text":"oldukca keyifli, komik ve de son derece parlak bir animasyon ornegi. Seveceksiniz... (7/10)","label":6} {"text":"Ne anlattı dediğiniz film. hiçbir bağ kuramadım ne karakterlerle ne de filmle. bomboş bir film olmuş maalesef..","label":3} {"text":"evet yanlış okumadınız, gerçekten de 4 saatlik bir film.. ama kırpılıp kırpılıp kuşa çevrilip mahvedilmiş versiyonlarından kat kat iyi o açıdan..","label":7} {"text":"dharma karakteriyle akıllarda yer eden jenna elfman ve aksiyon-komedi olan tarzını tamamen komediye çevirmiş olan brendan fraser uyumlular.tabii ki asıl önemli olan onlar değil looney tunes kahramanlarımız.çocuklar ve çocukluğunu hatırlamak isteyen büyükler izleyebilir rahatlıkla.","label":6} {"text":"Animasyon filmi olduğu için komik olduğunu düşünerek filme girdik ama gülecek tek bir şey bile bulamadık. Filmin ilk yarısı bittiğinde kendimizi dışarı zor attık. Emeğe saygı duyuyorum ama bir animasyon filmi daha kotu olamazdı herhalde...ayrıca içinde yersiz cinsel içerikli göndermeler olan bir film, animasyon olduğuna aldanıp çocuklarınızla gitmeyin..","label":0} {"text":"Sophia Loren'in sarışın olarak oynadığı ilk ve son film.","label":8} {"text":"çok nadir bir filmi yarıda bırakıp kapatırım. bu filme dayanamadım zor tuttum kendimi ama nafile son 5 dakka kala bunalıp kapattım.. hiç de şişirildiği kadar iyi bir film değil ayrıca imdb puanını abartılı buldum","label":6} {"text":"insanı sıkmayan özellikle müzikleriyle bir ara sami yusuf'un sesini dahi duyduk ve Mevlana'nın isminin geçmesiyle keyif veren bir film 7/10","label":6} {"text":"Aslında film romantik-dram. Sadece romantik diyerek beklediğimi vermedi. Dram yönü daha ağır basıyor. Film romantik diye geçen türk filmlerine göre çok çok üst çıtada bir film. Sanki bu bizim filmimiz değildi. Çok başarılıydı. Hem oyuncu hem senaryo hem kurgu hem ortam... Muhteşemdi. Bu film kesinlikle izlenmeli, desteklenmeli.","label":6} {"text":"filmin konusu oldukça ilginç olup,zaman zaman geren,zaman zaman düşündüren izlenilmesi gereken güzel bir film. finali çok etkileyiciydi.","label":7} {"text":"Son yllarda Trk sinemasnn ektii en orjinal filmlerden bir tanesi olduunu syleyebilirim rahatlkla. Filmi, bir dram filmi olarak ele alrsanz ok baarl, bir komedi olarak ele alrsanz ok baarl, bir belgesel olarak ele alrsanz yine ok baarl. Batan sona byk keyifle izledim. Mutlaka grlmesi gereken bir film olmu. Tolga rnek, Devrim Araalar ve arkasndanda bu filmiyle favori ynetmenlerimden biri oldu artk. Yeni filmlerini merakla bekliyorum.","label":7} {"text":"Sağlam bir zamanda yolculuk filmi. Sıkılmadan izledim 8.4/10","label":7} {"text":"https://wannart.com/icerik/20121-atesi-calan-titan-prometheus","label":3} {"text":"Bu tarz korku,gerilm filmleri eskiye nazaran artık çok yapılmıyor.Çünkü her türlüsü yapıldı.Bu filmde yine diğer filmler gibi,klasik bir yapıda geçiyor.Yinede bu tarzın sevenlerindenseniz,izliyebilirsiniz.Ben severim korku,gerilim filmlerini.Çok büyük beklentiler içersinde izlemem.Orta derecede kaliteli olması bile bana yeter.Rogue orta derecede,hatta birazda üstünde.Beni tatmin etti.","label":4} {"text":"alpertunga ya bende katiliyorum tamamen eglenceli komedi filmlerini severim ama bun filmi dizilerinide hic ama hic sevmem bunun nedeni de sarah jessica parkerdan kaynaklaniyor olabilir.cunku bu kadina guzel deniyor...neresi guzelki???yuz desen yuz yok goz desen kedi gibi,vucut desen siska bacaklar carpik.....","label":4} {"text":"Kadın işleyeceği günahın bedelinin cehennemde yanmak olacağını bildiğinden gaz lambası ateşinde elini yakarak sınar bu acıya dayanıp dayanamayacağını. Canı çok yanar, dayanamaz daha fazla acıya çeker elini. Bile bile gidilen son, tensel çekim gücü tinsel çekim gücüne, duygunun inanca ve korkuya galip gelmesi cennetten de kovulmamıza neden olan insanlığımızın işareti değil midir aslında? 80/100","label":7} {"text":"Filmi altinda yazan kötü, çok kötü yorumlara rağmen izledim, pişman değilim. Öncelikle gaspar noe sondan başa doğru gitme tekniğini bayağı sevmişe benziyor, işin aslı gayet de güzel kullanıyor. Ben yaklaşik iki bucuk saat saat boyunca bir porno film izlemedim. Guzel bir ask hikayesi izledim. Hatta cogu yerinde gozlerim falan bile doldu. Amma velakin biz dogulular ask kavramina daha spirtualist yaklastigimiz icin filmde sekse yapilan vurguyu fazla bulmusuz. Ne yalan soyleyeyim hakli yonlerimizde var. Ama bir batili aski en salt haliyle ancak bu kadar net ve duygusal anlatilabilirdi. Holywood yapimi vicik vicik ask filmlerindense bu trajik ve carpici filmi bin kez tercih ederim Velhasil kelam. Biz dogululara fazla tensel ve maddi gelmis olsa da, bir batili gozunden guzel bir film olmus. Zira size ne kadar porno film gibi gelmis olsa da, batıda en kıyak ask budur kuzum........","label":3} {"text":"Sıkı bir Harry Potter serisi takipçisi olarak, heyecanla galasında izlediğim, oyunculukları beğendiğim, doğu batı sentezi yaparak beni güldürmeyi başarmış, türk sinemasının yeni oyuncularını görme şansı bulduğumuz keyifli, komik, muzip bir film. Tebrikler","label":9} {"text":"Böyle filmleri sanatsal bir gözle eleştirmektense vaat ettiğini yerine getirip getiremediği konusunda eleştirmeyi tercih ediyorum. Eğlence vaat ediyor ve eğlendiriyor. Bitmiştir.","label":6} {"text":"şimdi izledim konusu ilginç diye - yönetmeni Kathryn Bigelow olduğu halde. beni yanıltmadı.. konu Detroit'teki polis şiddeti ve buna karşı halkın ayaklanması.. velhasıl bu yönetmen hakkındaki olumsuz düşüncelerim değişmedi.","label":6} {"text":"Gerçekten güldürmek için yapılmış sayılı zombi filmlerinden biri. Diğer birçok zombi filmi gibi korkutmaya çalışırken güldürmek yerine güldürmeye çalışırken güldürüyor bu. Simon kardeşim yine aşmış.","label":9} {"text":"Al Pacino'nun hayran olunası oyunculuğunun yanı sıra, izlediğim en hoş tango sahnelerinden birini barındırır bu film ve fakat o sahnede çalan dinlediğim, bildiğim en güzel tango parçasının da etkisi büyüktür sanırım, Por Una Cabeza... Her duyduğumda tango dersi mi alsam, keman çalmaya mı başlasam bilemiyorum :)","label":7} {"text":"görsel açıdan iyi olması izlenebilir olduğu manasına gelmiyor 2,5/5","label":4} {"text":"İzlediğim en iyi müzikallerden biriydi. Roman aşırı uzun olduğu için filmde konu bakımından eksiklikler olsa da işleniş tarzı ve şarkılar harika. Hugh Jackman da Jean Valjean’a cuk oturmuş. Müzikal seviyorsanız kesinlikle izleyin.","label":9} {"text":"Türk filmlerin'in dünya sinemasında yerinin neden olmadığını bi daha anlamış olduk. İlk önce senaryo yetersiz, oyunculuklar berbat (Bartu Küçükçağlayan, bir an önce diksiyon dersi alması lazım zira filmde konuştuğunun yarısını anlamadım; acilen sitcomlara geri dönsün sinema biraz fazla onun için), Tolga Tekin ve Tuğçe Altuğ çok çok yetersiz, uzun ve anlamsız diyaloglar, gereksiz sahneler (cenazeyi beklerken rakı içip dans etmeler, salak salak gülmeler) ve çocuksu fikirler (tavukların patlaması gibi ancak TRT Çocuk çizgi filmlerinde ilginç olabilir) başlı başına filmin ne kadar kötü olduğunun göstergesidir. Filmi bir tek muhtarı oynayan Serkan Keskin ve imamı oynayan Hakan Karsak izletmiş, gerisi boş. izlemeyin, izlettirmeyin...","label":2} {"text":"1988'e göre çok iyi film. O dönem, bu filmi seyredenler şanslıymış. ''Uzaylılar yoktur, sermaye sahipleri vardır'' diyeceğim sadece.:)","label":6} {"text":"Anladığım kadarıyla 2009 yapımı, BAFTA adaylığına sahip Unforgiven isimli TV mini serisinin yeniden çevrimi bir film. Genel olarak filmi beğendim ama sonlarına doğru Hollywood'un modası geçmiş kalıplarından biraz payını almış gibi hissettirdi. Gerçi önyargı da olabilir, İngiliz yapımı orijinalini izlemedim; gözüme batan kısımları da oradan kopyala yapıştır yapmış olabilirler. Belki bilahare seyrederim.","label":6} {"text":"şişirilmiş balon.","label":0} {"text":"ciddi vakit kaybı.","label":0} {"text":"Lone Survivor(Son Kalan), başlarda sıkıcı olarak nitelendirilebilecek bir film olsa da elbet herkes ikinci bölümünü ilkinden daha çok beğenmiş veya beğ ilk bölümde sıkıcı diye adlandırılan kısımlarda aslında savaştaki asker psikolojisini yansıtmak istemiş yönetmen, sonlara doğru hareketlenen film sonunda çok iyi bir şekilde bağlanmış, savaş filmi izlemek isteyenler için güzel bir film olacağını düşünüyorum.","label":6} {"text":"Gerçekten Çok ilginç bir film Ailecek iyi vakit geçirirsiniz izleyin derim","label":7} {"text":"o inanılmaz acıyı en iyi aktarabilme yolunu seçmiş olan filmdir benim için. abartı, klişe hiçbirşey. sadece izlemek.. dümdüz, olabileceklerden öte olanların var olduğu.. bu yüzden gerçekliğe oldukça yaklaşmıştır. ancak film izliyoruz sonuçta diyip beklentileri olan kitle için sınıfta kalabilir, lakin bu şekilde değerlendirilmemeli diye düşünüyorum. zira abartılı salyası sümüğü bol çok yapım gördük, sonuca bağlayayım bu tür bir yaklaşıma ihtiyaç olunduğu fikrindeyim, iyidir.","label":6} {"text":"Nebula ile Mantis arasında geçen konuşmada Drax'tan salak diye neredeyse lower life form olarak bahsetmeleri çok acayipti. Hayvan hakkını yüceltelim derken büyük pot kırmışlar bence.","label":5} {"text":"Film konusu için izlenebilir. Gerilim korku üst seviyede olmasa da bir akıcılığa sahip. Hoş vakit geçirebilirsiniz de gerek yokmuş diyebilirsiniz de.","label":4} {"text":"ben o kadar da beğenmedim.el kamerası tekniği de moda oldu zaten bu olayları takip etmemizi zorlaştırıyor.başka bi işe yaramıyor.","label":4} {"text":"Konusu gayet sıradan, işleyiş başarılı evet fakat aşırı bir yavaşlık söz konusu filmde.Dolayısıyla bir süre sonra fena sıkıyor ve izletmiyor kendini.Bunun haricinde herhangi bir eksikliği yok, gayet güzel bir dostluk hikayesi.6/10","label":5} {"text":"ilk yarisi sıkıcı olmakla birlikte ikinci yarısında gercekten cok eglendimçççhakkikaten kahkahalarla guldugum bırkac sahne var ozellikle taksi sahnesi.....kadroda baya saglam","label":7} {"text":"Morgan Freeman adına hiç yakışmayan son günlerin en kötü filmlerinden. Zaten o da pek bir katkı sağlamamış. Öylesine geçerken bir uğramış çıkmış gibi. Hiçbir ağırlığı hissedilmiyor. Ruby Rose'yi de bu filmde sevmedim. Senaryo ve oyunculuklar kötü. Film çekilmiyor ve izlenmiyor. Çok zevksiz. Cidden bu kadar kötü olacabileceğini hiç ama hiç düşünmezdim. Morgan Freeman ismi sizi de aldatmasın. Kanarsanız da benim gibi kötü bir aldatmaca yaşayacaksınız demektir. Diyorum ki izlemeyiniz.","label":1} {"text":"İlk filmini de izledim dedim ki kendi kendime belk o kadar yıl aradan sonra belki bir ilerleme kaydetmiş düzeltmişlerdir, ama nerde Komik bile değil, abartıl, boka saran mizah içeriyor. tam anlamyla ilk film kadar ÇÖP o yüzden vakit kaybı izlemeyin derim gene de siz bilirsiniz :) puanm : 10 üzerinden 0.5 :)))","label":0} {"text":"Mon Roi, erkek ile kadın ilişkisini bütün detaylarıyla anlatan bir film kısaca. Bu filmi sinemada izlerken bu filmin yapılma amacını düşündüm. Bir mesajı var mıydı?&, &İçine yaratıcı şeyler kattı mı?& gibi soruları düşündüm ama bir cevabını bulamadım. Bu filmin tek amacı, sadece bir çiftin yaşadıklarını anlatmak. Bunlar tam olarak &örnek bir çift olmasa da, aşık bir çift. Film de kendi amacında kesinlikle başarıya ulaşmış. Başroldeki Vincent Cassel ve Emmanuelle Bercot, müthiş bir çıkartmış öncelikle. Performansları o kadar iyiydi ki, resmen o karakterlerin kendisini izliyormuşum gibi hissettim. Aralarındaki tutkuyu ve sevgiyi dibine kadar hissediyorsunuz. Özellikle de Bercot, son zamanlarda izlediğim en iyi performanslardan birini sergilemiş. Geçen yıl Cannes festivalinde aldığı En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kesinlikle hak etmiş. Ayrıca bu film, çoğu filmin yapamadığı bir şeyi yapmış ve o da şu: Bütün duyguları hissettirmek. Bu konuda Cassel ve Bercot çok iyi bir iş çıkartmış ve aralarındaki ilişkiyi sadece kendilerine değil, seyirciye de hissettirmeyi başarmış. Filmi izlerken eğer ana karakterler mutlu, üzgün, kızgın veya şaşırmışsa, siz de aynı duyguyu yaşıyorsunuz. Film bu konuda hiç duygu sömürüsü yapmaya çalışmıyor, olayların sadeliğinden dolayı sizler de filmi izlerken aynı duyguları yaşıyorsunuz. Filmin editlenme tarzını da çok iyi buldum çünkü Mon Roi'nin kronolojik bir sırası yok. Emmanuelle Bercot'un karakteri Marie'nin bir kayak kazası sonucunda ayağını kırması ile başlıyor bu film. Sonra onun tedavi merkezine gidişini görüyoruz ve Marie'nin önceden Georgio ile yaşadığı hikaye başlıyor. Bütün bu aşk hikayesi, bir flashback içinde geçiyor aslında. Ve filmin bu havası, seyirciyi tempoda tutuyor. Gerçi Mon Roi'nin kötü yanları da var. Mesela filmde yapılan bazı tercihler çok mantıksız geliyor, film kendini tekrarlamaya başlıyor, bazı karakterler ilgi çekmiyor... Bu sorunların birkaç tanesi filmin kendisiyle ilgili olsa da, genel anlamda sorunların tümü ana çiftten kaynaklanıyor aslında (bu çifttin mükemmel değil, sadece aşık bir çift olduğundan bahsetmiştim). Ve bu çift de bunun farkında zaten ve bazı sahnelerde birbirlerine karşı parlıyorlar. Yani bizim filmle ilgili sorunumuz, aslında onların da sorunu. Ve bu parlama sahneleri oldukça yoğun yaşanıyor. Georgio ve Marie'nin bazı anlarda birbirine karşı yaşadıkları ruhsal ve fiziksel psikolojik durumlar, seyirciye de yansıyor. Bu yüzden film aslında bir nevi başarıya ulaşmış oluyor. Kısacası Mon Roi, benim için bir başyapıt veya sürekli hatırlayacağım bir film olmasa da, şu ana kadar gördüğüm en güçlü romantik filmlerden birisi. Georgio ve Marie çiftinin ilk zamanlar yaşadıkları aşkı, daha sonra çıkan sorunları, karakterlerin yaşadığı şeyleri hissediyorsunuz. Film bu konuda zoru başarıyor. Ve her ne kadar bazı sahneleri daha az ilgi çekici olsa da veya bazı sahneler gözümüze fazla sokuşturulmuş olsa da genel anlamda akıllarda kalan etki aynı kalıyor. Farklı ve etkileyici bir film arıyorsanız, Mon Roi'den pişman olmayacağınızı düşünüyorum. FİLMİN İYİ YANLARI: + Vincent Cassel ve Emmanuelle Bercot. + Normal bir aşk hikayesine cesur ve detaylı bakış açısı. + Filmde yaşanan bütün duyguları seyirciye hissettirmesi. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Sürekli hatırlanıp başyapıt olarak hafızalara kazınacak bir film olmaması. - Bazı sinir bozucu gereksiz elementlerin üzerine çok fazla gitmesi. - Mesajlı, amaçlı filmlerden biri olmaması. TOPLAM PUAN: 7.8/10","label":6} {"text":"Türk filmi olan uyarlamasın da o da eşini aldatıyordu yatmaya gittiklerinde çekmecenin gizli bir bölmesinde ona ait başka bir telefon çıkıyor mesaj geliyordu ama Fransızların filmine ekleme olarak bunu yapmışlar sadece","label":8} {"text":"Öncelikle Alacakanlık serisini okuduğumu ve çok beğendiğimi belirteceğim fakat film serisi pek iç açıcı değil çoğu yanlış uyarlanmış fakat bunu Göçebe için söylemek yanlış olur gayet iyi uyarlanmış ve kitabı okurken hissettiğin duyguyu filmini izlerken de hissediyorsun. Filmin 110 dakika olmasını yadırgadığımı belirteyim ve onca olayı 110 dakika içine sığdırmaya çalışmaları kötü olmuş çok kez ayrıntıya girmeden olayın üstünden geçmişler bu benim için kötü oldu açıkçası ayrıca bazı karakter uyarlamaları da yanlış olmuş(bu yan karakterler için)yinede vizyondayken bu filmi kaçırmayın derim.","label":9} {"text":"Afişe aldanıp gülüp eğleneceğinizi sanmayın..Tam bir dram filmi ve iyi bir film..Fakat büyük üstad 'de niro'nun gözümüzün önünde git gide yaşlanması içimi acıtıyor desem yeridir.Çok büyük bir aktör çok..","label":7} {"text":"Gerek uzaylı tiplemelerindeki yaratıcılık olsun gerek komedi unsuru olsun ilk filmi kesinlikle aradım. Ancak özellkle final sahnesindeki detaylar film hakkında olumlu bir izlenim bırakması açısından etkili oldu. Fazla bir beklenti içine girmeyin derim.","label":6} {"text":"açıkçası hayal kırıklığına uğradığım Brad pitten soğuduğum bi film. O kadar abartılı o kadar doğallıktan uzaktı ki 2. dünya savaşı değilde sanki vietnamda ırakta savaşıyormuş gibi bi hava verdi. Filmi gerçekten yahudi baronları hazırlamış olmalı. Hani 2. dünya savaşı hakkında belli başlı bilgiye sahip olmayan birisi bu filmi izlese tepkisi herhalde vavv yahudiler nazilere nasılda direnip onları ezmiş der. üç yıldızı hak eden tek adamda Christoph Waltz. Adam rolünün hakkını vermiş.","label":5} {"text":"J.Lawranceın performansı harika.Film ise ağır ilerleyen izleyecisine çok birşey vaad etmeyen bir drama.. 10/6","label":5} {"text":"Film gerilim-dram türünde. oldukça başarılı işlenmiş. sizi geren yerleri de var. oyunculuk süper. ancak korku filmi kategorisine girmiyor. 10/9","label":8} {"text":"Dışarıdan bakıldığı gibi bir film We're The Millers yani ne beklentinizin altında çıkacak ne de beklentinizin üstünde çıkabilecek bir film değil ortalama bir komedi filminden ne daha azı ne de daha fazlası değ baştan sonra sürükleyici diyebilirim ayrıca zaman zaman heyecanlandırdığı gibi zaman zaman da gerçekten güldürdü.Filmin olay örgüsü her ne kadar fazlaca sıradan ve basit olsada diyaloglar ve oyunculuklar başarılı.İzlerken bir an bile sıkılmadığımı söylemeliyim yani izlemeden önce sıkılmak gibi bir endişeniz olmasın ayrıca bence genel olarak herkesi güldürebilecek kapasitede bir film fakat diğer güldüren komedi filmlerinden maalesef fazlası sonunu hiç beğenmedim sırf mutlu sonla bitsin diye saçmalamış olarak filmi vasatın üzerinde bir komedi filmi fakat sinemada izlenecek kadar iyi bir film değil,beklentiniz olmadığı takdirde izlerken keyifli vakit geçireceğiniz bir film. 6/10","label":5} {"text":"tek kelimeyle harika. süper diyaloglar süper mizah anlayışı ve olağan üstü zekice hazırlanmış bir senaryo. daha ne denilebilir ki? final kısmı takdire şayan. bunu izleyipte 12 angry men filmini izlemediyseniz hiç durmayın izleyiniz...","label":9} {"text":"Hala Irak işgalinin demokrasi ve insan hakları için yapıldığını zanneden ?aklı evvellere? ders niteliğinde izletilmesi gereken cesur bir politik gerilim. Belgesel havasındaki anlatımı ve ağır temposu ?yeniyetme? ?action filmleri? tutkunlarına ızdırap gibi gelecektir ama gerçek bir sinema izleyicisinin bu filmden alacağı lezzetler saymakla bitmez...","label":7} {"text":"klasik marvel filmleri konu iiçerik işleyiş amaç aynı ARTIK BÖYLE FİLMLER DAHA DEĞİŞİK şeylerle yapılsın","label":2} {"text":"film öyle abartıldığı kadar güzel değildi. ne etkisinde kaldığım bir olay oldu, ne bir söz.. birden fazla kez izlenecek tarzda bir film de değil. olayları derinlemesine işleyememişler. açlığı bile hissettirememişler. öylesine vakit geçirmek için izlenecek bir film kategorisinde benim için. sondaki şarkı güzeldi ama..","label":7} {"text":"Bazı filmler vardır, izleyiciyi yaşadığı dünyadan alıp götürür. Big Fish de tam böyle bir yapım. Tim Burton için ne desem az. Kesinlikle en muhteşem filmi. Böylesine güzellikte bir yapıtı beğenmemek sinema sanatına haksızlık olur kanaatindeyim.","label":8} {"text":"Bu kadar kaliteli bir işin türk filmi olduğuna inanması güç aksiyon sahneleri abartmıyorum matrix seviyesinde desem yeridir Baki Ilhanın aksiyon sahneleri efsaneydi ilk çıktığı gün izleme fırsatı bulduğum için çok şanslıyım görsel efektler harika bu kadar iyi aksiyon sahneleri yabancı filmlerde izlemedim oyunculuklar çok iyi filmin sonunuda o kadar güzel bağlamışlardı ki film bitince kalkıp alkışlamak istedim din konusu dışında göze batan büyük bir eksi yok hiç düşünmeden gidin hem kaliteli hem senaryosu ilgi çekici aynı zamanda da gişeye oynayan bir filme 170 salonda gösterime sokup sırf bergen izlendi diye onun salon sayısını arttıranlara inat umarım film en azından 100 binden fazla izlenir muhteşem tavsiye ediyorum kesssin sinemada izleyin...","label":7} {"text":"Çok iyi film. Kevin gerçekten izleyiciyide inandırıyor karakterine. Okumak incelemekle uğraşmayın sonunu merak ettiriyor sürekli açın izleyin direk.","label":7} {"text":"Korkunç tanıklık. Bir insanlık suçunun tanıklar aracılığıyla anlatılması. Herkes izlemeli. Tarih daha nelere gebe kimbilir. Kanınız bir kez daha donacak, nefesiniz kesilecek. Öfkenizi tutamayıp belki de hıçkıracaksınız, ama tarihi bilmek onu sorgulamaktır. Bu tanıklığı kaçırmayın, derim.","label":8} {"text":"sadece şafak sezer için izlenebilir vasatın altında bir komedi...","label":5} {"text":"yaa ben bazı şeyleri anlamıyorum.yani her filmde illaki kötü rolde biri oynamak zorundamı.içinde kötülük barındırmayan bi film yokmu'bu filmdede zamanı durdurma özelliği olan bi saat var ve bunu ele geçirmeye çalışan kötü niyetli adamlar.bence o kötü adamlar olmasada film gayet güzel ve maceralı olabilirdi.","label":4} {"text":"Konu biraz saçmaydı ama atmosferi iyidi değişik bir filmdi /spoiler> saçları tekrar uzatıyordum vazmı geçsem acaba:)","label":6} {"text":"Ortağı ile düştüğü durum yani o planlanmış soygun sahnesi ve sonuna kadar olan bölüm hariç baştan insanın aklına \"aha lan Türk filmi bu\" düşüncesini getiriyor. Köyden kente göç, parasız kalma, kötü yola düşme, çaresizlik..","label":7} {"text":"ilk serisine göre biraz daha yavan kalmış fakat yine de keyifle izleniyor 7/10","label":6} {"text":"İnsan bu filmde Almanya'nın o yanmış yıkılmış perişan halini görünce \"iyi ki bizim Hitler gibi ülkesini yıkıma götürecek, dünya liderliği takıntısı olan çılgın liderlerimiz olmadı\" diye düşünmeden edemiyor. Her ne kadar mizahi bir dille anlatmaya çalışsalar da dram yanı oldukça ağır basan ders niteliğinde bir filmdi. Tavsiye ederim, çoluk çocuk izleyin...","label":7} {"text":"Genel olarak güzel bir filmdi. Katil hakkinda bilgi olmamasini, filmin sonunda katilin hala bulunamamis olmasi sebebiyle anlayabilirim. Fakat yeni gelen polisin veya filmde bahsi gecen diger kisilerin kisilikleri hakkinda hicbir arkaplan bilgisi olmamasini anlayamadim. Yeni gelen polis neden digerlerinden daha fazla is ahlakina sahipti, neden digerlerinden yetenekliydi, neye istinaden bu davaya gelmeye karar vermisti? Muamma. Keza, gercek bir olaydan esinlenilmis dahi olsa, katilin davranislarinin veya filmde bahsi gecen ipuclarinin da hicbiri bir sekilde gerekcelendirilmemisti. Buna ek olarak gereksiz drama yaratan bacagini ampute edelim gibi sahneler bence filmin genel kalitesini yaralayacak kadar alakasiz ve gereksizdi. 6,7/10","label":6} {"text":"Sonu başından belli, sabun köpüğü filmlerden. Çok basit gözüküyor ama aşkın insanın hesap edemeyeceği bir duygu olduğunu anlatmaya çalışıyor. Şöyle iki Zoey arasında kalamadan hayattan göçüp gideceğiz.","label":5} {"text":"Bu kadar kötü yorumdan sonra izlemeden önce korkmuştum ama beklentilerimin üstünde çıktığını söyleyebilirim.İsmi zor yönetmen merak duygusunu filmin sonuna kadar canlı tutmayı başarıyor.Rolüne ''cuk oturan'' Liam Neeson ve Christina Ricci de her zamanki gibi çok iyiler.Anna'nın ölü olup olmadığının filmden sonra bile hala tartışılıyor olması aslında filmin kalitesiyle ilgili bir fikir veriyor.","label":6} {"text":"Tom Hooper The King's Speech ve Les Miserables filmleri ile yüksek beğenimi kazanmıştı. Uzun süre konuşulacak, her anlamda etkileyici filmlerdi bunlar. The Danish Girl&de günden güne parlayan iki yıldızı, Akademi Ödüllü Eddie Redmayne ile Alicia Vikander'i bir araya getirmiş. Çok zor, çarpıcı bir hikaye. Ancak başarılı bir işe imza atarsanız da aynı oranda dikkat çekecek, popüler, etkileyici bir konu. İzlediklerinizin kurgu olduğunu bilseniz yok artık tepkileri içinde kalır, yönetmenin abarttığı düşünürsünüz. Ancak yaşananların (en azından çok büyük bir kısmının) gerçek olduğunu bilerek izleyince filmi, çok daha başka oluyorsunuz. Büyük bir duygu yoğunluğu içinde son dakikalara girerken, Redmayne ve Vikander'in modern dönem sinema tarihine geçecek performanslarına tekrar tekrar hayran kalmamak elde değil. Bu sene DiCaprio'nun favori gösterildiği (ve kesinlikle onun da The Revenant ile hak ettiğini söyleyebileceğimiz) heykelciği üst üste Redmayne'in alması her ne kadar mümkün gözükmese de, The Danish Girl&ü izleyenler ve hikayenin içine girebilenler kesinlikle onun kazanmasından büyük mutluluk duyacaklardır. Vikander ile ikisi umarım bu seçmece işlerine devam ederler. Kopenhag'ı da bir karaktere dönüştürmeyi başarmış Hooper. Müzikleri, kostümleri, mekanlarıyla birlikte dönem filmi atmosferi başarıyla oluşturulmuş. Senenin görülmesi gereken filmlerinden.","label":8} {"text":"başarılı bir çin filmi.gerek konusu gerekse özel efektleriyle hollywood sinemasına meydan okuyor.kaplan ve ejderha filmine çok benziyor.ancak kaplan ve ejderha nın yeri benim için bambaşkadır.hero yu sıkılmadan izleyebilirsiniz","label":7} {"text":"Farklı anlatımı olduğu ortada. Sondan başa gidiş tercih edilmiş. Bazıları için Memento'nun atası niteliğinde sayılır ama ben pek o gözle bakamadım bu filme. Çünkü kısmen baş-son şeklinde bir ilerleme var. Birbirinden farklı çiftlerin son derece alakasız başlayan hikayelerinin kesişmesini anlatan filmin finali, filmin geneline göre fazlasıyla zayıf. Ayrıca, filmde renklerle bir anlatım metodu da benimsenmiş durumda. Rebecca üzerinde kırmızı giyimle arzular, Laura üzerinden ise yeşil giyimle doğallık aktarılmaya çalışılmış. Tabi bu ne kadar izleyiciye geçiyor o kısmı muamma. Doğru düzgün sevebildiğim tek karakter Rene oldu. Ortalama bir filmdi diyebilirim.","label":5} {"text":"senaryonun olmadığı bol bol kadın vücutlarının sergilendiği vasati bir film. 5/10","label":4} {"text":"Görsel efektleri olmasa çekilmez. Uyuyan güzel masalını modernize etmeye çalışmışlar ama ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Masalın aslı bundan daha tutarlıydı. Yeni hiç bir şey söylemeyen, hiç bir mantık kaygısı taşımayan saçma sapan bir kurgu çıkmış ortaya. Bu filmi \"çocuk filmi\" diye haklı olarak eleştirenlere saygı duymak yerine atarlanan yirmi küsur yaşındaki bazı ergenlere; \"gidin IQ seviyenizi bi ölçtürün\" diyeceğim. Ayrıca en çok Angelina Jolie'ye üzüldüm; maymun etmişler güzelim kadını. 4,4/10","label":3} {"text":"Charlienin Çikolata Fabrikası Roald Dahlın eserinden ve dahi Tim Burtonun yönetiminde, Johnny Deppin inanılmaz oyunculuğu üstüne enfes bir masal kurgusu, renkler, Umpa Lumpalar, çikolata şelaleleri, şekerden ağaçlar, yoksulluk, açlık ve azmin tatlı öyküsü","label":7} {"text":"2015'te izlemeye gittikten sonra bu ne lan demeyeceğiniz bir film olarak hatrınızda kalabilecek bir yapıt bence.","label":9} {"text":"Hint filmlerine gereğinden fazla değer veriliyor bazen, abartılıyor. Bu da gereksiz yere abartılanlardan bence.65/100","label":6} {"text":"Son yıllarda böyle kaliteli bir komedi yapımı izlememiştik. Farklı bir tarzı var filmin. Belden aşağıya vurma ,küfür vs yok ve ailece izlenecek çok çok nadir bir komedi filmi. Komedi oyuncuların repliklerine sözlerine sıkıştırılmamış hikaye komikleştirilmiş. Nurgül Yeşilçay oyunculuğuyla ön plana çıkmış.","label":7} {"text":"izlediğim en ilginç yapımlardan biri, oyunculuklar olağanüstü sadece hikaye biraz daha açık anlatılabilirmiş! Mark Romanek video yönetmenliğinden gelmiş olup (Madonna nın Rain ve Bedtime Story şarkılarına mükemmel videolar çekmiştir) kalbimi kazanmış isimlerden biridir..***..","label":4} {"text":"Filmin yönetmenliğini pitof'un almasını isterdim.Tom Hanks ve Jean Reno 'un nasıl bi ikili olacaklarını merak ediyorum ordinary decent Criminal gibi gişede yatması söz konusu değil kitabın reklamı bile filme yeter.Herkes gibi bekliyorus...","label":4} {"text":"film sıradan başladı, güzel gelişti, çok güzel bitti..","label":6} {"text":"film kötü değil, ama öyle bi nokta varki insan düşünmeden edemiyor. gözleri önünde kızı öldürülen bir baba, yas tutmuyor, üzüntüsü seyirciye yeterince yansımıyor ama deli gibi intikam peşinde koşuyor. burası biraz abartılmış geldi bana. yine de izlenebilir, sıkıcı olmayan bir film.","label":5} {"text":"Beden fani.. ama şeytan sonsuza dek baki kalacak ;) Çizimlerin ve müziğin birbiriyle uyumlu olduğu enfes bir yapım.","label":8} {"text":"Truman Show, Big Fish, Den brysomme mannen ve Fahrenheit 451 (1966) gibi birçok filmin karışımı gibi resmen fikir hoşuma gitti. Keyifli ve anlamlı bir film. Paul Walker'ı izlemek de güzeldi","label":8} {"text":"Valla arnoldu pek sevmem ama bu filmde sevdim.Senaryoyu çok iyi uydurmuşlar.Güzel film","label":7} {"text":"82 yaşındaki Clint Eastwood amcamız 4 sene sonra oyunculuğa geri döndüğü yeni filmiyle; Gran Torino'da olduğu gibi yine huysuz ve aksi bir ihtiyar olarak göze çarpıyor... Tabii o kalitede bir film olmamış bu sefer, vasattan öteye gidememiş. İkinci yarısı ile birlikte biraz içine çekse de klişe bir şekilde ilerleyip sonlanıyor. Değer olarak4 - 5 puanaralığında olduğunu düşünüyorum.","label":4} {"text":"filmin yarısına kadar izleyebildim çöp film çok özensiz çekilmiş konusu anlatım yok hiç bir şey anlamadım","label":1} {"text":"Jdjdhdjdjskwkkwjwhdhbebrbtbdnjfjcisooqlqkwkenrbtbfbxnhchchcjkakqlqmqnebrbtbfncnvhjcjdkqlqlksjdnrnrbtbbg","label":9} {"text":"Çok sığ ve yavan kalmış bölmleri vardı ve Oscar şansı bana göre çok az. Anlatmak istediği şeyleri anlatamamış bir film. Oscar ödülüyle alakası olamayacak vasatlıkların olduğu bir seyirlik...","label":4} {"text":"Final sahnesi çok çarpıcıydı.Ağladım...[[spoiler][/spoiler]","label":8} {"text":"Ülkemiz dizilerinde bu aralar pek revaçta olan kimin eli kimin cebinde tarz- ve ne yazık ki yaşanmış olayların anlatıldığı- film, tam da bu dizilerin müptelası olmuş kitlenin hayranlıkla izleyeceği türden..Korkum o ki,artık paraya para deme durumunu çoktan aşmış yurdumuz yapımcılarından biri bu hikayeyi bize adapte etmeye kalkışır.Bölüm başına, asgari ücretle çalışan bir işçinin 6 yılda kazandığı parayı alan iki manken kırması oyuncu ve bir tane paranın tadını almış duayen tiyatrocu..Araya iki Shakespeare tiradı,pahalı arabalar,yoksulluktan gelip zenginliğe ulaşan, halkın kolayca rol model olarak alabileceği iki karakter.. alsana yeni bir fenomen yerli! dizi..","label":5} {"text":"5 para etmez gittiğime gideceğime bin pişman oldum siz olmayın arkadaşlar. Söve söve günaha girdim sizin yüzünüzden resmen rezalet .kurgular karmasalar berbat ötesi bir film asla önermem","label":0} {"text":"Bu tür komedi filmlerini yüksek beklentiyle izlemem. 3-5 gülümsetse yeter. Game Night belki bunun bir tık fazlasını sunuyor. Konu fena değil, aksiyonu bol ve sürükleyici. Oyuncu kadrosunda Jason Bateman'ı sevemedim. Filmi izleyip Rachel McAdams'a aşık olmak zorunlu kılınmış. Sempatiklik sınırlarını zorluyor. Aynı zamanda Lamorne Morris'i de çok severim, kaliteli bir yapımda oynamasına sevindim. Filmin kapanış jeneriği de çok başarılı. Ayrıca Gary karakterine özel bir yer ayırmak lazım. Filmin başında sinir bozucu gözükse de mükemmel bir karakter. Benzer ruh halini yaşamış insanların kendinden bir şeyler bulabileceği, çok başarılı bir yan karakter. Gary karakteri biraz daha derinleştirilebilirdi. 7/10","label":6} {"text":"7,6 puan pek haketmesede ortalama bir film olmu.Tv de bo zamannzda zaman geirmek adna izlenilecek bir film.5/10","label":4} {"text":"baştayken filmin çok yapmacık olduğunu söyleyebilirim ,gerçekten oyunculuk namına hiç birşey yoktu!fakat ben diğer arkadaşlar gibi filmin çokta sıkıcı olduğunu düşünmüyorum,filmi izlerken bir ara kendimi okyanusun ortasında hissettim.filmi fazla birşey bekleyerek izlemeyen çünkü umduğunuzu bulamayabilirsiniz,ama benim pek de vasat bir film değildi","label":7} {"text":"senaryo itibariyle çok hoş, dustin hoffman herzamanki gibi müthiş, hele bu role çok yakışmış. yalnız film işte şimdi başladı derken aniden bitiyor. Sanırım devam filmide çekilecek. Çocuklar ve büyükler için eğlenceli.","label":7} {"text":"Carpenter filmografisini tamamlama isteğim beni bu şahane işe uçurdu. Uzay gemisi parçalarıyla uzayda sörf yapan bir astronot, var oluşu sorgulayan bir yapay zeka, deniz balonu giydirilerek yapılmış uzaylı ve salim kafayla düşünülmemiş bir dolu eğlenceli şey. Dark Star tek bir konuyu muazzam sunamıyor ama açık büfe gibi bir kült. Bunu da Carpenter'ın ilk filmi olmasına bağlayabiliriz sanırım. Bütçe yetersizliğinden oluşan çirkin görüntüyü ise ufak bir felsefi bilim-kurgu parodisine dönüştürerek çekilir, hatta gülünür hale getiriyor. Zaten kariyerinin devamında da hem korku hem bilim-kurgu işlerinde eğlenceyi ön planda tuttu.","label":5} {"text":"bu ne allah aşkına bekleyenim yok diye ağlayan yumuşak teğmenler, saçma sapan cast; hande subaşı bakmayı bilmezken en kilit rollerden birinde, onca kişinin emeği harcanmış onca para hava kuvvaetlerinin imkanları vs yazık yahu olmamış hiç olmamış","label":0} {"text":"Beyazperde eleştirisi yazan arkadaş Duygu Hanım film yapımcılarından teşvik pirimimi alıyorsunuz. Yaptığınız eleştiri bu film için değil muhtemelen bi yanlışlık olmalı.İnsanları kandırmacadır yaptığınız.","label":0} {"text":"Bu kadar basit ve akmayan bir senaryoyu 2 saat 45 dk'ya yayabilmek bir yönetmenlik başarısı olsa gerek, benim için ise 'keşke keçiboynuzu çiğneseydim'' tatsızlığı bırakan bir film etkisi bıraktı..Tavsiye etmiyorum efendim..","label":2} {"text":"Tabiki hiçbir film bilmiyorum ki (Buna 11 oscarlı Y.Efendisi 3 dahil) ilk filmin tadını versin. Yine de karakter yapısı bakımından ve kurmacası ile bence 8 puanı fazlasıyla hak ediyor.","label":8} {"text":"Reeves sizi yanıltmasın. Basit bir \"ailesi için her şeyi yapan adam\" filmi.","label":5} {"text":"Finali güzeldi. 10/8","label":7} {"text":"Bu zamana kadar ne evde ne sinemada korku filmi izlemeyi sevmiyordum belkide korktuğumdan olabilirdi.Bunu ilk kez adını vermeyeceğim bir yerli korku ama o daha çok gerilim filmi idi onda yendim ve şimdide bu filmi izleyerek korku filmi izlememe hobimi yendim.Ben daha önceki 3 filmide izlemedim ve bu filme gittim gerçekten harika bir korku filmiydi tabiki etkileyici idi eğer böyle fobileri olanlar varsa yenebilirler..Korku filmi ve özelliklede alper mestçiyi seven varsa kesinlikle bu filme gitmelidir...","label":7} {"text":"Alfred Hitchcock olunca benim için akan sular durur. Bu filmi diğerlerine kıyasla pek beğenmedim ama dönemin ilk American filmi olma özelliklerini taşır. Aşkın ve umutsuzluğun daha çok ön planda tutulduğu bu filmin son yarım saati daha çok geriyor insanı. Mrs. Denver rolünü oynayan Judith Anderson gerilimi çok güzel sağlıyor.","label":7} {"text":"Oscarda bu filme neden hiç yer verilmemiş?Ayıp etmişler.. Senaryo çok iyi..4 usta oyuncu ve 4'ü de rollerininhakkını vermişler.. En azından bir dalda aday olmalıydı.. En iyi film olmazsa, en iyi erkek oyuncu;o da olmazsa en iyi yardımcı erkek oyuncu.. Jude ve Colin çok iyiydi.. Jude'un Colin'in omzuna başını koyduğu sahne, duygusallığın tavan yaptığı yerdi..10/7","label":7} {"text":"'Snuff' kelimesi ilk kez geçene kadar çok daha sakin bir film olacağını düşündüm. Fakat sonrasında işler değişti tabi. Ama bu değişim Srpski Film'deki gibi keskin değil. Srpski Film hakkında 'sakın izlemeyin, karantina! karantina!' diye bağıranlar tabi bu filmi de beğenmeyeceklerdir. Ama senaryonun çok daha akıcı, karakterlerin sıcakkanlı, ve snuff olayının ayarında olmasıyla filmi çok daha başarılı bulduğumu söylemeliyim. Aşk, eşcinsellik, savaşın Sırplar üzerindeki etkileri gibi altbaşlıklarla da olay örgüsünün desteklenmesiyle, film basitlikten oldukça uzaklaşıyor.","label":7} {"text":"iyi ki evet iyi ki sinema da izlememişim vereceğim paraya içim sızlardı. bu filmi \"hokkabaz herşey güzel olacak pek yakında\" dışındakilerin yanına çöpe koyabiliriz.","label":0} {"text":"Filmin gerçek olaylardan esinlenmesi , öyküsünün veya kurgusunun gerçekçi olması muhakkak ayrı bir güzellik katıyor.Ancak filmi diğer 2. Dünya Savaşı filmlerine nazaran ( Piyanist, Kapıdaki Düşman, Schinlerin listesi, Çöküş v.b gibi) daha basit daha sıradan gördüm. Ayrıca filmde ruh ve duygu eksikliği vardı ve başrollerdeki Rachel/Ellisin bunu iyi yansıtamadığını düşünüyorum. Ama sonuçta izlenmeye değer ve arşivime kattım ...","label":4} {"text":"Çoğu filmde olduğu gibi Thor'un da artıları ve eksileri mevcuttur. Artıların başında Buz Devleri ile Asgardlıların arasındaki savaşın çıkış sahnesi çok güzeldi. Filmin başlarına denk gelen sahne. Fakat bu kadar güzel girdikten sonra buz devleri ile asgardlılar arasında büyük ve bol aksiyonlu bir savaş bekledim açıkcası lakin böyle birşey bulamamak beni ziyadesiyle hayal kırıklığına uğrattı. Ayrıyetten güldürme sahneleri başarılı olmuş. Saçma sapan esprilerin yerini kısa ve öz hareketler ve mimikler almış. Chris Hemsworth'u bugüne kadar vizyonda pek fazla görmedik fakat Thor karakteri açıkca söylemek gerekirse cuk oturmuş. Rolünün hakkını vermiş. İzlerken beğeniyle izlediğim lakin izlerken de eksileriye zaman zaman karşılaştığım bir film Thor. 10 üstünden 7.5-8 arası puan veriyorum.","label":7} {"text":"Son derece etkileyici bir polisiye. Merakla son saniyesine kadar tetikte izledimacaba ne olacak diye. Polisiye severler mutlaka izlemeli.","label":7} {"text":"Görsellikle falan alakası yok olayın. Yorumlar canımı yaktı. Film başyapıt. Konu harika, o şafşataya kananlar anlayamaz tabii ya neyse. 9/10","label":8} {"text":"nedense ben beğenmedim bu filmi başrol oyuncusu hariç ;)","label":4} {"text":"'Clash of the Titans', 'Harry Potter' ile buluşuyor...","label":9} {"text":"Yorum yapması güç evet, yorum yapan iki arkadaşıma da katılıyorum, özellikle Yorgos Lanthimos benzetmesine. Acayip derecede feminist bi film izlediğime inanıyorum. Yetişkin kadınlar ve sadece erkek çocuklar var filmde. Bunun bi anlamı olmalı di mi ama :) Erkek egemen sisteme, belki erkeksiz, başka bir cinsel tatmin olabilir demiş burada yönetmen ki kendisi gaspar ın eşiymiş Daha ayrıntılı yorum gelecek buraya, zor filmdi vesselam, sevdim ama. Bayılırım kadınların egemenliğine :)) 8 mart bugün ona göre :)) edit:Pardon ya film çözülmüş, dağılabiliriz :))","label":5} {"text":"ben izlerken keyif aldım. 7/10","label":6} {"text":"düzenin kıskaçlarının son katmana, özgürlüklerin en temeline ve \"ilkeline\"; bedene saldırdığı bir durumda, insanın bu vahşi saldırıya, akıldan yoksun, içgüdüsel tepkiler vermesine kızamazdık elbette ama geleceğe olan umudumuzu kaybedebilirdik. Fakat insanlık tarihinin sayfalarında minnet ve güzellikle anılacak olan Bobby Sands ve yoldaşlarının, zamanın en karanlık meydanlarına tezat olarak, beden aracılığıyla, aklın ışığında ilerici bir mücadeleyi örgütleyişine, bu mücadeleye yakışır bir sanat eseriyle, tanık olmanın ötesinde, hem insani hem de ideolojik olarak bağlanıyoruz.","label":8} {"text":"bu sincaplar izlenmezler mi? çoçukluğumuzun sevilen karakterleri.... ne kadar büyürsek büyüyelim dogdumuz gibi çoçuğuz....... McCrayx...","label":4} {"text":"Harika bir film. Film sektörüne yeni görsel efektler ve tasarımlar kazandırmış bir filmdir. Kesinlikle izlenmesi gereken film ve seridir","label":8} {"text":"Cutout animation şeklinde hazırlanmış veEugene'nin rüyalarında kırmızılı giyinen bir kadını görmesi ile başlıyor film. Sürekli o kadını rüyalarında görmek istemesi, Eugene'ninbir psikanaliste gitmesini sağlıyor ve böylece Jung ve Freud'lu rüyalarla - gerçekler arasında bir filme konuk oluyorsunuz. Film kafa karıştırırken bir yandan olayları yavaş yavaş çözdüğü için soru işaretleriyle bitmedi ama böylesi daha iyi olmuş bence. kesinlikle farklı bir filmdi","label":4} {"text":"oyuncu başarısı yüksek ders werici güsel bi film.fakat neredeyse tüm filmin aynı evde geçmesi biraz sıkıcı olmuş ama gende izlenileblr...","label":5} {"text":"izlerken kafanız karışabilir ama filmin sonunu ve adamın dünyada oluş amacını anlarsanız netleşiyor herşey. bunun yanında ryan reynolds yine gözlere ziyafet çekiyor =) ayrıca 2008 sundance film festivalinden çıkan en iyi film olarak gösterildi. pek kıymetinin bilinmediği kanaatindeyim =) kısaca muhteşem daha yazarsam spoiler vereceğim bu kadar yeter =)","label":8} {"text":"Casus filmleri türüne farklı bir bakış açısı ile yaklaşan “Kingsman: The Secret Service”, aksiyon ve heyecan dolu hikayesi ile seyircilere eğlenceli bir seyirlik vaat ediyor.","label":5} {"text":"süper bir film daha önce yarısına kadar izleyeblmiştim.. bugn tamamladm kesinlikle bayıldım.. Patrick Batemanın kullandığı kelimeler çok iyi özllikle filmin başında ve sonunda söyledikleri:)) Artık aşılacak engeller yok Tek ortak yanım kontrol edilmez bir akıl hastası oldugum kötü ve şeytani.. Tüm sebep oldugum olayları ve onlara aldırmaz tavrımı artık geride bıraktım Acım sürekli pek yezik Hiç kimse için daha iyi bir dünya dilemiyorum Hatta acımı başkalarına yüklemek istiyorum ve onlarda kaçamasın istiyorum Tüm bunları itiraf ettikten sonra bile kötülükten arınamıyorum Cezalandırılmaya devam ediyorum kendimle yüklü daha derin bir bilgi edinemiyorum Anlattıklarımdan elde edilecek yeni bir anlam yok Bu itirafın anlamı yok, yok..","label":6} {"text":"Fotoğraf ve mimari sevip, üstüne şehirlerde zaman zaman inancını kaybetse de yine de aşkla, umutla yaşayanlara bu film.","label":8} {"text":"Tanıdığım bir yönetmen olmadığı için nasıl bir iş çıkaracağını bilemediğim Beeban Kidron'un yönettiği devam filmi, ilki kadar sevimli, keyifle izlenen ve özellikle ilk 45 dakikasında oldukça komik sahnelere sahip. Tabi ki özellikle Zellweger'ın performansından güç alan film, ilkini aratmayan hoş bir romantik/ komedi olmuş. İyi vakit geçirmek için rahatlıkla tavsiye olunur...(6/10) tavsiye","label":5} {"text":"“Run”, senaryosunu da filmin yapımcılarından Sev Ohanian ile (beğenerek izlediğimiz “Searching” in (2018) ardından) ikinci kez bir araya gelerek yazan Aneesh Chaganty’nin yönetmen koltuğunda oturduğu psikolojik bir gerilim… İkili bu senaryoda da formlarını korumaya devam ettiklerini göstermişler dünya âleme yine “pimi çekilmiş el bombası” kıvamındaki gizem dolu bir hikâye ile… Öyle ki, böyle giderse bir üçüncü hatta dördüncü “iş birliğine” de kimsenin itirazı olmaz diye düşünüyoruz… Hadi gelin başlayalım isterseniz… Film, yeni doğum yapan Diane Sherman’ın (Sarah Paulson), kuvözde tutulan “küçük kızının” sıska bedenine endişeli gözlerle bakarken ve etrafındaki sağlık ekibine de “İyi olacak mı?” diye sorarken start alır… Ve aradan 17 yıl geçtikten sonra kendimizi, birdenbire günümüzde buluruz… Diane kasabanın dışındaki “gözlerden uzak” bir köşede bulunan evinde: Tekerlekli sandalyeye mahkûm olan ve yiyecek diyetinin yanı sıra günün değişik saatlerinde, astım, ritim bozukluğu, hemokromatoz ve diyabet gibi rahatsızlıklara karşı önlem olarak bin bir türlü ilaç kullanmak mecburiyetinde kalan kızı Chloe (henüz ilk uzun metrajlı filminde oynayan Kiera Allen) ile beraber “münzevi” bir hayat sürdürmektedir… Ömrü hayatında “hiç okula gitmeyen” ve annesinin yaptığı ders programı eşliğinde eğitimini evden devam ettiren Chole’nin her sabah dört gözle beklediği şeylerin başında postacı Tom (Pat Healy) gelmektedir… Zira Chole, neredeyse rüyalarına girmekte olan Washington Üniversitesine başvuru yapmış olup, “Kutlarız, kabul edildiniz” yazan bir mektubun kendisine ulaşacağı ve mutluluktan havalara uçacağı günü iple çekmektedir… Ama artık her nedense, postanın geliş saatlerinde Diane hep kapının önündedir ve bütün gönderileri de o alır ve aralarında da asla öyle bir mektup bulunmaz… Bir gün annesinin market alışverişinden döndükten sonra elindeki paketleri masanın üzerine bıraktığı ve kızının doktoru Qasabian (bu filmdeki gibi “Searching” de de diğer yapımcı olan Natalie Qasabian’a yapılan hoş bir jest) ile telefon görüşmesi yapmak üzere dışarıya çıktığı esnada: Atıştırmalık aşırmak amacıyla market paketlerini karıştırdığında, annesi Diane’nin adına yazılmış “yeşil – gri” renkli yeni bir hap şişesine rastlar… Chole önce annesinin hastalandığını zanneder… Fakat o haplar kendisine verilmeye başlanınca canı bayağı bir sıkılır… Neyse ilk gece fazla üstelemez ve yutar… Fakat ters gitmekte olan bir şeylerden ciddi anlamda kuşkulanmaya başlayan Chole önlem olarak, ertesi akşamdan itibaren annesine karşı yutuyormuş gibi yaparak dilinin altında tutacaktır “Trigoxin” (gerçekte Digoxin) denilen bu hapları… Elbette bununla da yetinmez ve Google’da ilacı araştırmaya karar verir Chole, tam da annesi loş karanlık içindeki karşı odadan “sinsice” kendisini gözetlerken… Tabii tesadüf bu ya, anında gidiverir internet de… Derken, birisiyle yaptığı bir telefon görüşmesinin neticesinde bu hapların aslında Trigoxin olmadığını öğrenmekte de çok fazla gecikmeyecektir… Bunun üzerine Chole annesine, sinemaya gitmek istediğini söyler ve ellerindeki koskocaman bir mısır patlağı kovası ile film izlemeye giderler de… Birden tuvalet bahanesi ile Chole kendini, sinemanın karşısındaki eczaneye atar… Duydukları karşısında, bir anlamda dili tutulmuştur Chole’nin… An itibarı ile de dakika 35… Geride daha, karşılıklı hamlelerin birbirini izleyeceği ve gerçekte kimin kim olduğunu öğreneceğiniz son derece sağlam bir 55 dakika daha mevcut… Bitirmeden kendimizi muhakkak değinmek zorunda hissettiğimiz “anne ve kızını” canlandıran oyunculara gelince… Sarah Paulson her zamanki gibi iyi ve “inandırıcı” bir performans sergilemiş… Peki, ya çömez Kiera Allen’a ne demeli? Resmen o da döktürmüş Paulson’un karşısında… Muhtemelen meyvelerini de toplar yakında bu “ilk büyük” başarının… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Usta oyuncular, güzel bir senaryo.. Filmin akışı durağan ama özünde güzel bir dram var karşımızda..10/7 Başrolde iki katil var.. İki kardeş.. Ufak olan babasını öldürmüş, büyük olan ufağın korumacılığını yapıyor.. Büyük olan hassas bir insan.. Bir katil de hassas olabilir sonuçta.. Zaten film, bu minvalde ilerliyor..","label":6} {"text":"Felsefe hocamın tavsiyesiyle izlemiştim zamanında. İyiki de izlemişim. Psikolojik filmleri seven insanlar için izlenmezse olmaz fimlerden. Hatta karakollarda polislerimize de izletilmeli ki biraz düşünüp sakinleşsinler.","label":8} {"text":"....Wes Craven, 1997#39;deki Scream vakasindan bu yana en saglam donusunu yapiyor Red Eye ile. Freddy Kruger#39;i sinema dunyasina armagan eden Craven, bir ucakta iki kisi arasinda gecen gerilimli bir oyku anlatiyor bizlere. Daha ilk sekansta havaalani terminalinde, yolcular arasindaki kosusturma ve gerginligi son derece iyi yansitarak filme hizli bir giris yapan film, 85 dakikalik suresi icerisinde seyircisine nefes aldirmadan bir cirpida derdini anlatmayi beceriyor. Lisa ile Jackson arasinda tum yolculuk boyunca yasanan gerilim, bir saniye bile temposunu dusurmeden ucagin disinda da devam ediyor. Cillian Murphy gercekten de Batman Beginsde de oldugu gibi gicik bir kotu adam portresi ciziyor. Finale dogru yasanan kedi-fare oyunu ise, Screamin finalinde oldugu gibi tirnak kemirtecek cinsten. Wes Craven#39;in koca filmografisi asagi yukari gercekten iyi diyebilecegimiz 3-4 film barindirir. Red Eyeda bu sayinin icine dahil olabilecek, yonetmenin bundan bir onceki faciasi Cursedu rahatlikla unutturabilecek derecede basarili bir film. Ucak sekanslarindaki gercekci atmosfer ve ses efekti calismasi yuzunden en azindan beyazperdede bir kez izlemeniz gerektigine inaniyorum...(7/10)","label":6} {"text":"35 yıl önce ne kadar güzel film yapmışlar. Yaşlandırma, şişmanlatma teknikleri bile çok iyi. Serinin diğer filmlerini de izleyeceğim. Çok sevdim.","label":8} {"text":"kötü film","label":0} {"text":"izlemedim açıkça söylüyorum fakat izlemeden filmleri kötülemeyin..afişi kurtarmaz klişe bir film dedirten bazı filmlerin bile ne kadar güzel olabileceğini ya da ne kadar vasat olabileceğini izlemeden bilemezsiniz... romantik komedilerde konularda farklılık olsa da temalar aynıdır o yüzden fazla bir beklentiyle gitmeyin","label":9} {"text":"Yine bir Çağan Irmak klasiği.Yerli yapımlarımızın arasında dramın en kalitelisine imza atan Çağan başkan bu filmde de farklılıklar sunuyor önümüze.Öncelikle film Şark Bülbülü filminin harmanlanmış hali gibi olmuş.Farah Zeynep'te Öyle Bir Geçer Zaman Ki imajının aynısını gözler önüne sermiş.Film bi yandan nostaljik sevenler için de göndergesel öge dolu keyifli bi film olmus diyebiliriz.Filmin akışı ve olay örgüsü o kadar tatlı bi şekilde ilerliyor ki filmin nasıl geçtiğini umursamaz hale geliyorsunuz.Filmin müziklerine ise Kenan Doğulu imza atmış ki yer yer çok tatlı şarkılar dinlememize yol açtı buda.Gürkan Uygun'un rolü az olmasına rağmen görünce bi mutluluk oluşturdu çok kaliteli bi oyuncu rolüne iyi bürünmüş.Tabi asıl oyunculuk Hümeyra'ya aitti diyebiliriz.Her filmde oldugu gibi bu filmde de çok başarılıydı.Konu biraz daha geniş çaplı tutulabilirdi tabi zira filmin finali Tamam Mıyız filmini anımsattı ancak bu şekilde de yerli izleyiciyi elinde tutabilmiş Çağan reis, sonuç olarak kimsenin lafına aldırış etmeyin şiddetle tavsiye ediyorum özellikle çiftler için ideal bir film iyi seyirler...","label":7} {"text":"konuyu daha önce çok izledik özel bişey yoktu senaryoda ama onun dışında jackie amca yine döktürmüş aksiyon sahneleri tat veriyo gereksiz aksiyondan çok sizi konunun içine çekmek için baya uğraşmışlar boş zamanınızda izlenebilir bir film","label":4} {"text":"Başrolden kısa süreli oyunculara kadar herkes çok gerçekçi bir oyunculuk sergilemiş. Özellikle Bebe'yi ve Otilla'nın ilk gittiği oteldeki resepsiyonist kadını çok başarılı buldum. Yönetmen, ailesinden uzakta yaşayan ve ekonomik olarak onlara bağımlı olan genç kızların yaşadıkları zorlukları, gelecek kaygılarını çok iyi anlatmış. Filmi gerçekçi bulmam beni biraz üzdü aslında. Demek ki çok da farklı şeyler yaşanmıyor buralarda da..","label":0} {"text":"Kill List... Çok farklı bir atmosferi olan Ölüm Listesi, bir bütün olarak \"kült\" bir film olması için tasarlanmış gibi duruyor. Kill List, biçimsel ve estetiksel olarak \"kült\" olabilecek bir film halini alsa da aşırı sorunlu senaryosu, bir türlü oturtulamamış kişilik karakterleriyle önce sıradan bir film seviyesine düşüyor, sonrasında ise akıllanmayıp final sahnesinde resmen lise öğrencisi aklıyla bir \"aşırı gülünçlük\" örneği sergileyerek bir daha hatırlanmayacak, hatırlansa bile hakkında kötü konuşulacak, dalga geçilecek bir film haline geliyor.","label":7} {"text":"süper... japon toplumuyla ilgili çarpıcı bir yansıtma olması dışında, son derece eğlenceli bir film. kaçırmayın...","label":8} {"text":"malesef...........................................","label":1} {"text":"Etkileyici bir film. Özellikle sonu itibariyle insanın içine işleyen bir yapısı var. Suçlu ve suçsuzun karıştığı bir ortam. Umutsuzluk içinde hak arayışları.","label":7} {"text":"Filmi izlerken üşüdüm. Çok etkileyici bir film olmuş. Elbette treferik operatörleri bu kadar vurdum duymaz iş yaparsa, bir çok donma haberleri ile karşılaşırdık. Ama bu bir film. Ve film gerçekten etkiliyor. 8","label":7} {"text":"Deli bir film.Güzel bir film ama 'Oldboy geri döndü','Oldboy 2' gibi sözler etrafta duyarsaniz sakin inanmayin.Yalniz sunuda demeden geçemeyecegim Korelilerde ne kafa varmis,vur vur ölmüyorlar :)","label":5} {"text":"demekki neymişş az parayada övünç duyulacak nitelikli türk filmleri çekilebiliniyomuş..harika bir film özellikle ufak kız çocuğu sağlam oyunculuk çıkarmış şuan nerde ne yapıyor acaba kendisi ?? :(","label":9} {"text":"Ne eksik ne fazla, hos animasyon","label":6} {"text":"Üstadım kendi ağzınla söyledin biz kolpaçinolarda battık diye niye bi tane daha? Başka bir şey yazacak beyin yok mu sizde?","label":0} {"text":"Benzerlerini sıkça gördüğümüz filmlerden biri ’’The Dark’’.Klasik gerilim ögelerinden birçoğu (Küçük korkunç kız,tuhaf yardımcı...) kullanılmış.Sonuçta daha önce hiç izlemediğimiz türden bir film değil ama başrol oyuncuları ve yönetmen John Fawcett bir şekilde sıkılmadan izlememizi sağlıyor filmi.","label":5} {"text":"İlk 1 saatinde nereye gidiyor bu film dediğim, sonrasında senaryosuyla şaşırtarak bu senenin en iyilerinden olduğunu gösteren güzel film.","label":8} {"text":"ülkemiz sineması çerçevesinde değerlendirdiğimizde ortalama bir komedi filmi diyebiliriz.gerçekten aralarda güzel espriler,komiklikler var.fakat tabii ki genel olarak baktığımızda film çok profesyonelce değil.bir otobüs yolculuğunda izlemiştim.başladıktan sonra kapatma ihtiyacı duymadım demek ki sıkıcı veya bıktırıcı değilmiş.tanınan amerikalı oyuncular da mevcut,sırf bu açıdan bile cesur ve iyi bir deneme olduğunu söyleyebiliriz aslında sermiyan midyat açısından.kendini izletiyor ama tam bir 'izle geç' filmi.türk komedisi izlemek isteyenlere önerilebilir.büyük eksiklikleri olmasına rağmen merak ediliyorsa izlenebilir.","label":5} {"text":"Bu film değişik bir film. İlk iki buçuk saatinde başrol oyuncusunu görmüyorsunuz. Lan?! Evet, değişik bir film ama hayır, kötü bir film değil; bilakis etkileyici bir film.","label":9} {"text":"Giallonun atalarından olan bu film de yok yok. Yılına göre gayet başarılı ve yepyeni bir devir başlattığı için saygıyı hak eden bir film. Katil kim sorusunun peşinde, şaşırtmacalarıyla ve gerilimiyle benim gözüme girmeyi başardı. Giallo türünü seviyorsanız kaçırmayın derim.","label":7} {"text":"Lucasın yerinde olmak istemezdim:) ÇoOoOoK güzel olmuş herkese tavsiye ederim","label":7} {"text":"Bu film gerek çizgi/animasyon yapısından gerek eski bi film olmasından dolayı olsun, izlediğiniz diğer Batman filmlerine benzemiyor olabilir. Bunları göz önüne alarak izlediğinizde beklediğinizden daha zevkli bir filme dönüşüyor. Normalde Batman filmlerinde olan çok güçlü bir senaryo yok. Yani beklentileri az tutmakta fayda var. Yine de filmin ilk yarısında biraz sıkılabilirsiniz ama geri kalanını seveceğinizden eminim.","label":6} {"text":"Ben bu film hakkında üstat Atilla Dorsay görüşlerine kesinkle katılmıyorum. Bence çok başarılı bir dini gerilim filmi var karşımızda, bu alanda Exorcist filmden sonra gördüğüm en etkileyici film. Özellikle Anthony Hopkins ve genç Rahibi oynayan oyuncu rollerini mükemmel oyanmışlar. 8/10.","label":7} {"text":"çerezlik, izlenebilir bi film, beğendim. yalnız kate winslet'ın ölmesi insanı duygulandırsa da, ünlü başrol oyuncusunun asla ölmemesi klişesi yıkılmış- demek isterdim ama maalesef, sanırım filmlerin yeni klişesi, eski klişelerden baş karakterin asla ölmemesi klişesini yıkmış gibi görünmek diyebiliriz. evet oluyor böyle şeyler bu aralar filmlerde. not: ulan hangi baba öz kızını sevgilisiyle kendi evinin salonunda buluşturur, hadi buluşturmak bi yana evi balo temasıyla süslemiş, bi de müzik ayarlamış ambiyans olsun diye. o sahne ileri derecede hayal gücü olmuş. hayır yapmasın demiyorum ama gerçekte olmaz yani.","label":8} {"text":"sinemadan yarısında çıktığım ikinci film. abartılı oyunculuklar, kasma replikler. ve bir filmden tümüyle bu kadar nefret etmişken aynı gün üstüne birde filmin hem yönetmeni hem oyuncusu olan Fatih Haciosmanoglu'nu bir mekanda kasıla kasıla konuşarak gördüm. görmez olaydım. izlemez olaydım. başka da bişey demiyorum.","label":0} {"text":"setlerde kullanılan onca makyaj malzemesine ve elektiriğe yazık olmuş dedirten film","label":0} {"text":"senaryo olarak iyi olduğunu düşündüğüm ancak kurgu, yönetim, oyunculukların kötü olduğunu gördüğümüz bir film.emre altuğ bu role hazırlanırken sanki 'güven kıraç' izleyerek hazırlanmış gibi geldi bana.baş roldeki kız çok itici kalmış anlamadığım şey zeynep beşerler gibi tecrübeli biri varken bu kız nerden çıktıfilm kötü ve izlenilmemesi tavsiye edilir.filmdeki tek komik sahne hatırına 10/3","label":2} {"text":"Bu film tarihin tozlu sayfalarına kurban olmuş filmlerdenmiş meğersem. Seçim yapmak zorunda değiliz aslında ve bunu çok iyi anlatmış yönetmen. İzleyin, izlettirin ve oy verin. En azından bunu hak ediyor film.","label":7} {"text":"film iyi başlayıp ilerleyen sahnelerde iyice durağanlaşıyor maalesef bunun üzerine eklenen gereksiz uzunluk seyir keyfini düşürüyor 4/10","label":3} {"text":"ufoloji literatüründe yer alan en önemli olaylardan birini, travis walton'ın kaçırılmasını konu eden bir film olmakla birlikte, walton'ın kaçırılma deneyimi sırasında tecrübe ettikleri beyazperdeye abartılı yansıtılmış ve kanımca bu durum filmin hedefi ıskalamasına neden olmuştur. ancak yine de ufo'lar ve kaçırılma vakaları ile şöyle ya da böyle ilgisi olmuş herkesin çok iyi bildiği böylesine önemli bir olayı kitlelere yayma bakımından başarılıdır, nadir örneklerden biridir. sinema sanatı namına pek bir şey bulunmasa da konuyla ilgililerin kaçırmaması gereken bir yapıt. başrolde olan robert patrick'in birkaç yıl sonra x-files dizisinde yine başrol oynamış olması ise hoş bir tesadüf olmuştur.","label":6} {"text":"konuyu ele alışları biraz daha ayrıntı barındırsaydı sahnelerde de bu ayrıntıları görebilseydik harika bi film olabilirdi.. ama böyle de güzel değişik konusuyla izlenmeyi hakeden bir film.. iyi seyirler..","label":6} {"text":"4 x 4 lük bir sinema başyapıtı Sinema, günümüzde Allah’ın Rab sıfatıyla tecellisinin farklı bir görünümüdür. Bazen hikmet, bazen ibret, bazen nefret uyandıran, negatif veya pozitif yönde insanı kuvvetle etkileyebilen değişik bakış açılarını aksettirebilmektedir. Aslında, görmeyi bilen göz için, Allah’ın bu âlemde kadîminden (ezelinden ve ebedinden) âşikâr ettiği hadiseler; hakikaten Allah’ı tanımak ve bilmek için iyi bir fırsattır.Her filmde bir hikmet görebilmek ârifin işidir. Aslında lüzumsuz görünse bile her çeşit film ve romandan pek çok ders alınabilir.Sinema, kitap gibi insana kendi hayat hikâyesini okur, beyaz perdedeki aynada kendi hâlini seyreden insan, başkasına gülüyor ya da ağlıyormuş gibi hisler duyar. Her devirde, insan, yaradılışın ve devrin ilmine göre farklı filmlerden zevk almıştır.Sinema, insanı kolaylıkla kendi hakikatine, hata ve doğrularına iletebilir. Gülün güzelliğini âşikâr eden, gülü görmeyi becerebilen gözdür. Filmlerdeki mânevi mânâları idrâk etmek seviyesine ulaşabilene ne mutlu. Bu pencereler ışığında gökyüzünden kayarak gelen bir yıldız '' İçimdeki Yangın ''.! Oldukça fazla sürpriz bozan içerdiği için hikayeye dair başka kelam etmek olmaz ama sinemaya hangi anlamı yüklerseniz yükleyin kayıtsız kalamayacağınız kadar güçlü bir film bu. Villeneuve sadece çok gerçekçi ve etkileyici setler oluşturup bunları kameraya çekmekle kalmamış. Seyircisini Marwan’ın ikizleri gibi konuşlandırarak ve cevaplanan her sorunun yerine daha büyüğünü koyarak finale kadar giden ve yükselen bir meraklı izleme sağlamayı da başarmış. Nefret ve aşk duygularının birbirine karışması ve diğerini beslemesini dert edinen güçlü bir senaryoya sahip ve 130 dakikalık süresinin tek bir anını bile boşa harcamayan saf bir sinema örneği… Mütevazı bir bütçeye sahip olan “İçimdeki Yangın” sinemanın görselleştirici etkilerini sonuna kadar kullanan inanılmaz bir film! Panzerlerin ve tankların çatışmaya gitmesi, yakılmış evler, Milislerin bir otobüs dolusu insanı kurşuna dizmesi, Marwan’ın küçük bir kızı kurtarabilmek için annesiymiş gibi yapması gibi tüm sekanslarda olabildiğince inandırıcı ve detaylı bir görsel çalışmaya sahip. Kanada’dan çıkıp gelen ve seyirciyi iki yakasından tutup sarsan filmi izlerken altı boş “Türk sineması son yıllarda çok gelişti canım” laflarını sorgulamamak imkânsız. İçimdeki Yangın’ı izledikten hemen sonra, bahsettiğim bu filmler bir anaokulu öğrencisinin, öğretmenine yaranmak için çizdiği yeteneksiz resimler gibi algılanıyor.İçimdeki Yangın da ne kadar taraf öyle değilmiş gibi görünse de aslında taraflı bir film. Hayali bir Arap ülkesinde (nedense ben hep Lübnan’a benzettim) Hıristiyan ve Müslümanlar arasında başlayan ve yükselen olaylar sırasında yaşanan acıları anlatırken filmin Hıristiyan olan başkarakter Marwan’a rağmen Müslümanların tarafını tuttuğu açıkça görülüyor. Ama yaşananları ve yaşayanları karikatürize etmeden, insan doğasının muktedirliğiyle açıklanan ve her anına pişmanlıkların sindiği bir taraf tutma hali bu… Yönetmen her şeyin faturasının Müslümanlara çıkarıldığı geleneksel anlayışı bozmak istemiş sanki.Sinemanın giderek ticarileştiği ve bir lunapark eğlencesine çevrildiği şu zamanlarda böyle filmlere her zaman rastlamak mümkün değil. Çölde bir vahaya rastlarcasına sevdiğim İçimdeki Yangın, işte tam da bu tarife uyan bir film.İzlerken boğazınızda kocaman bir yumruk oluşacak ama sonunda tamamen arınmış bir şekilde, huzur içinde gözlerinizi yumacaksınız…!! 10 / 9.0","label":9} {"text":"İlk filmin gerisinde evet belki daha çok aksiyon var,daha çok robot dalaşı izliyoruz ama herşey aksiyon değil konu,duygu bunlar da önemli unsurlar bence birde sam'in ailesi filmin sonunda birde mısır'a nasıl geldiler ışınlanmış gibi orayı hiç anlayamadım saygılar 7/10","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmlerden birisiydi. Bu kadar yüksek puan alması beni o kadar şaşırttı ki! En ufak bir sahnesinde bile gerilmedim. Hele efektler çok kötüydü. Kesinlikle izlemeyin. Gidin başka güzel filmler izleyin.","label":0} {"text":"Sağda solda hakkında duyduğum övgülere inanmakta zorluk çekiyorum, hayır ben farklı bir film mi izledim acaba? sonuyla ilgili beklenmedik ve o kadar güzel ne vardı anlamıyorum, ethan hawke tam bir rezaletti, gwyneth paltrow ise olağan odun performanslarından birini göstermiş, de niro ustanın olayı bile havada kaldı ve çok saçma bir şekilde sonlandı. Dickens'ın hikayesi ve güzel soundtrack hatrına 5.5/10","label":5} {"text":"Bu Jurassic Park serisi en hayran olduğum film serisi ve her filmi kendine özgü süper film Ler buda muhteşem olmuş bana göre dinozor film lerinin içinde en kaliteli olanı","label":9} {"text":"Demirkubuzun Nahid Sırrı Örikin Kıskanmak adlı romanından uyarlaması, 1930-1940 dönemini anlatan bir film. Olaylar Zonguldakta geçiyor. Romanı okumadığım için yorumlarım tamamen film üzerinden olacak.Yönetmen, 'Bugüne kadar hem zaman olarak, hem akıl olarak, hem farklılık olarak en çok emek verdiğim, en çok para yatırdığım, en çok meşgul olduğum filmim bu' diyor kendi web sitesinde. Filmin ana kişisi çirkin, sığıntı kardeş Senihadır. Senihanın davranışlarındaki kodları anlamak, anlamlandırmak, çözmek için şifre çözücü olmak gerekir. Yönetmen 'Aslında geceler boyunca neler hayal etmesine, en az Mükerrem kadar arzuları olmasına rağmen onun öyle bir yaşamı yoktur, aynı doğaya sahip olduğu halde.' Allah aşkına bu sözleri doğrulayacak bir sahne var mı filmde? Ne arzusu, ne hayali? Dümdüz, buz gibi bir kadın resmi var. İlk ilişkisini bile anlatırken yemek tarifi verir gibi. Kıskanmış nasıl, ne zaman nerede? Yönetmen 'Romanda Seniha mahrum bırakıldıkları yüzünden çirkinleşmiş bir karakterdir' diyor, ancak filmde neden mahrum bırakıldığını anlatma lütfunda bulunmuyor. Sadece ilk cilişkisini yaşadığı ve evlenmeyi düşündüğü kişiyi ağabeyinin askere aldırdığı bilgisi veriliyor. Bunların dışında, çocukluk, gençlik yılları, aile ortamı, anne babanın davranışları neden, nerede, ne zaman birikti bu kadar kin, öfke. Müneccim olmak lazım bunları kavramak için.Hikayeyi kimin gözünden gördüğümüz, belli değil. Garip bir karışıklık var. Tıkanmışlık var. Oyuncu seçiminde yine ciddi hatalar var. Nuriye Hanımın dünya güzeli oğlu Nusret ömründe ilk kez kamera karşısına geçmiş herhalde. Dökülüyor. Hele yatak sahnesi sonrası tartışma sahneleri evlere şenlik. Bu kadar kötü olabilirdi. Konuşma metni ise tam bir felaket: Nüzhet: 'Bu münasebete sırf zevk almak için et ve sinir tarafına düşkünlüğün sebebi ile başlamış olduğun halde böyle konuşman deli ediyor beni.' Bu mükalemeyi (!) 3-5 kez dinledim. Aynen böyle. 'et ve sinir tarafına düşkünlük' Burada yazacak kelime bulamıyorum. Dekorlar, sahneler için özenilmiş, uğraşılmış, emek verilmiş de kardeşim dikkat niye edilmemiş. Seniha 'Bütün olanları tasavvuf ederek....' diyor. Tasavvuf ile tasavvur arasındaki telaffuz farkını bilmez mi insan. Bir harf değişince anlam da değişir. Tasavvur kelimesi iki sahnede geçiyor. İlerleyen sahnede doğru telaffuz edilmiş. Ancak Seniha yanlış söylemiş ama perdeye yansıyana kadar kimse fark etmemiş. İnanılır gibi değil. Filmde 'Mutlak suretle kabil olur.' deniyor. Yine Senihanın mÜkerreme söylediği 'Şeriata hesap vermek' ten bahsetmesi, bilmem ki o dönemde böyle bir cümle kurmak mümkün mü? Cümle en fazla 'şeriatın kestiği parmak acımaz' olabilirdi. Arada dağlar kadar fark var. Anlaşılıyor ki yönetmen konuşma dili ile yazı dili arasındaki farkı hiç kavramamış yazık ki? Genel olarak metin dilini beğenmedim. Zorlama olmuş. İğreti, akışkan değil.Mahkumların geçtiği bir sahne var. Boyunlarında koca koca kelepçeler. 1930larda mahkumlar böyle mi taşınıyordu bilmiyorum. Umalım büyük bir hata yapılmamaıştır. Yine aynı sahnede sakallı bir mahkum var. Sakalı ve bıyığının kesiliş tarzı 1980 sonrası biçimde. O dönemde Türkiyede böyle bıyık sakallı biri olmaz. (sakal uzun bıyık çok çok kısa) Yine sonlara doğru hapishaneden çıkmadan önce bir sokak sahnesi var. Sokakta insanlar yürüyor. Arada bir türbanlı genç kız geçiyor. Artık burada diyecek söz kalmadı. O tarz baş bağlama da 80 sonrasına ait. Türban değil başörtüsü olmalıydı. Dikkatsiz, özensiz olmuş. Yönetmenin bazı konuları hiç bilmediği fazlasıyla sırıtıyor. Filmde bir de cep telefonu sahnesi olsaymış tam olacakmış. Tüyümüz eksik kalmış. Filimdeki kurgu, senaryo yine koca koca boşluklarla dolu. İzleyen istediği gibi doldursun. Ancak hiç bir halde muhayyileniz bir mantık, bir bütünlük bulamıyor. Karşınıza nedensizlik toslayıp duruyor. Nedensizlik, sonra anlamsızlık olarak dönüyor size. Mükerrem ile Halitin evliliği ile ilgili hiç ama hiç bir bilgi kırıntısı yok. Mükerrem niye kocasını aldatıyor? Bir sorunları mı var da aldatıyor. Sevmiyor mu? Tutku mu? Aşk mı? İhtiras mı? Zevk mi? Değişiklik mi? İhanet etmenin merakı mı? Spor olsun diye mi? Laf ola beri gele mi? Yok da yok. Anlamanız mümkün değil. Bir genci görüyor, bir de yatağı. 3 ay gündüz buluşuyorlar kavga ediyorlar ayrıldılar sanıyorsunuz, sonraki sahnede gece buluşmaları ihtiraslı sevişmeler başlıyor? İyi de neden?Tipler oturmamış. 'Tatlılardan ne yiycez' Halit, nasıl bir insan anlamak mümkün değil. Avrupada mühendislik eğitimi almış, filmin bir yerinde fötrle aydın tip, bir yerinde kasketiyle köylü Halit ağa, davranışları, duruşu, tepkileri, namus cinayeti vs. Gel de inan. Filmde kocaman bir inandırıcılık problemi var. Basit hatalar, boşluklar tüm keyfinizi bozuyor. Canım çok sıkıldı. Masumiyet yönetmeninden böyle bir film beklemiyordum. Keşke dönem filmi çekmeseydi. İlk kez Demirkubuz filmine 5in altında üzülerek puan veriyorum. 4/10 Unutmadan, filmin sonunda kendiliğinden açılan kapı filmlerin en kötü kendiliğinden açılan kapısıydı.","label":0} {"text":"Bu filmi bile beğenmiyorsunuz ya, pes yani..! Müthiş bir film, tabi anlayana..","label":8} {"text":"Çoooooooooooooooooooooooooooooooooookgüzel bir site olmuş","label":9} {"text":"Trafik kazası geçiren ailede anne ölür ve zombiye dönüşür. Baba da zombiye dönüşme süreci tamamlanmadan bebeğini güvenli ellere teslim etme derdine düşer...","label":6} {"text":"Hayatımda gördüğüm en iğrenç film.Haram olsun size verdiğim para.Tamamiyle para tuzağı izleyen kesinlikle pişman olur demedi demeyin.Paranıza yazık.Filmin hiçbir korkunç yanı da yok.Filmden çok açık bir şekilde belli oluyor ki yönetmeni,senaristi,oyuncuları,kameramanları amatör.2 ağaç bulmuşlar oraya gidip film çekmişler.Bu filmin berbat oğlu berbat olduğunu yazmak boynumun borcudur.","label":0} {"text":"bence güzel bir animasyon olucağına inanıyorum komik bir çizmi var sinemasına gidicem","label":7} {"text":"Yoğun duygular içerisinde izleyeceğiniz etkileyici bir film. Tom Cruise'u ne kadar çok seviyor olsam da bu filmde özellikle Dustin Hoffman benim için çok daha iyi ve öndeydi. Yıllar geçse de bende değerini kaybetmeyecek filmlerden biri. Tereddüt etmeden izleyiniz!","label":8} {"text":"filmi izlememdeki en büyük etken bir tarantino filmi olmasıydı.bu tür filmleri sevmem ama gerçekten quentin işi biliyor.acaip hoşuma gtti özellikle kamera çekimleri ve zaman kurgusu bakımından.yönetmenin filmlerini takip ediyorsanız bu filmi tavsiye edebilirim.","label":8} {"text":"Bu seriden 15 tanede çekilse herhalde hepsine aynı yorumu yaparım. Eğlence istiyosan izle sadece.","label":6} {"text":"Ryan Gosling'in dublörü değil esas oğlanı oynadığı filmin konusu ve türünün sinopsiste yazılan ile ilgisi yok. Hatta konusu yok. Amaçsız, mantıksız ne olduğu belirsiz, olsa olsa slasher kategorisinde film... 20/100","label":1} {"text":"DVDRipten izledim. İzlerken 2011 yapımı olduğunu unutmuşum. \"Eski bir filmdi bu galiba, acaba kaç yılında çekilmiş. Eski filmlerin de bu doğal hayatı anımsatan ardışık olay örgüsü ne kadar güzel oluyor. Süreki sanki bir büyük olay var da herşey onun etrafında dönüyor hissi vermemesi yani. Şimdi artık böyle film çekmiyorlar. Hem bu komünizmi liberalleri kapitalistleri nasıl da yedirmiş hikayeye. Arada ne kadar çarpıcı replikler var. Çok gürültülü olmayıp bir yandan da ufak sosyal mesajlarla iki saat geçirdiğim fikrini vermesini beğendim ben bu filmin.\" diye düşündüm. Sonra açılış şarkısı olarak Volare güzel bir seçim. Galiba ilk olumlu izlenimim o şarkı oldu. Sakin, günlük hayatın akışını hissettiren filmleri sevenler için iyi bir seçenek.","label":8} {"text":"A History of Bullshit","label":0} {"text":"film beklediğim kadar iyi çıkmadı ayrıca ben amerikada gerçekten böyle bir katil olduğunada inanmıorum şahsen....","label":1} {"text":"En başta bu film 1978 yapım the Driver yeniden çevrimi, herkezin love storyle hatırlayacağı sarışın aktör Ryan O'Neal ve fransız afet Isabel adjani başroldeydi zamanının ötesinde araba kovalamaca sahneleri olan zeki olmaya çalışan ama olamayan bir aksiyon filmiydi(transporterın direk babası diye biliriz).Taxi driverla isminden, bir kaç sert şiddet sahnesi dışında ne işleyiş ne içerik nede psikolojik olarak bi benzerlik yok 1978 tarihli yapımı izlerseniz dediğimi daha iyi anlarsınız.Bu yeniden çevrimde yine aynı şekilde etkileyici bir kovalamaca ve kaçış sahnesiyle başladıki ondan sonra tempoyu oldukça düşürüp kerpetenle ağzından laf alınan kahramanımızın gönlünü komşusuna kaptırmasını ve binbir tesadüfle hiç olmıyacak şekilde yanlış adamlarla başının belaya girişini ve sert sahnelerle hesaplaşmasını gösteriyorki, yönetmenin beceriksizliği yüzünden tempoyu hiç ayarlayamıyor, sahneler hep birbirinden kopuk bazı şeyleri neden niçin yaptığının mantıklı açıklamasınıda kuramayınca orta karar bir suç filminden fazlası olamıyor niyazikki.Oyuncu performansları oldukça başarılı Ryan gosling(az konuşan sevdiği için öldüren sert adam halinden onlarca var kralıda Viggo Mortensen'den galmişti 2 cronenberg filminde üst üstte) özellikle Never Let Me Goyla gönüllerde taht kuran Carey Mulliganın varlığı filme güç katıyor. 10/6","label":5} {"text":"Film tek bir amaç için çekilmiş, o da 'Amerika karşıtlığı'...Yani aslında filmin senaryosunda geçen olaylar pekala Türkiyede veya başka bir ülkede de yaşanabilir...Her 10 dakikada bir 'Welcome to Amerika' söylemleri, filmin sonuna Amerikan polisinin acizliğinin eklenmesi ve film biterken Amerikan bayrağının gösterilmesinin başka bir anlamı yok...Tamamen tek taraflı bir film olarak görüyorum...İzleyi yorumlarını okudum burada ama kimse bu konuya değinmemiş.Nasıl film izliyoruz bilmiyorum...Filmin verdiği mesaj çok açık...'Bu olaylar ancak Amerikada olur'...İşin aslı öyle değil ama...Yemezler...En kızdığım şey izleyicilerin milli duyguları üzerinden raiting yapmaktır...Amerikan karşıtı biri olmama rağmen filmi beğenmediğimi çok rahatlıkla söyleyebilirim.Filmin en güzel yanı Nehir Erdoğanın mükemmel oyunculuğu idi.Sadece bu oyunculuğu izlemeniz için tavsiye edebilirim.Ve bu filmi de sadece tek bir oyuncunun kurtarabilmesi mümkün değil...Nehir için: 6/10","label":5} {"text":"İlk olarak filmin sonucu o kara sama bittiki ilk hata zaten gong yoo nun gömleği bile yırtılması (link ?) Kadın düşük yapmadi ama baya sardı izlemenizi tercih ederim","label":6} {"text":"Paul Blart Mall Cop filminin ve recep ivedik tarzının iğrenç utanç verici kopyası izlemeyin insanlık adına izletmeyin","label":0} {"text":"Filmin konusu, giriş -gelişme kısımları ve geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki geçişler gayet güzeldi fakat bir filme verilecek en büyük not filmin bitişine bakılarak verilir bence... bu sebeple pek de beğendiğimi söyleyemem.... Finalden bir sonuç çıkmıyor ne yazık ki:/","label":6} {"text":"Binlerce yıl önce yazılmış Gılgameş Destanı'nda Enkidu'nun söylediği gibi ; \"Göz kamaştırıcı nesnelerin parıltısı arttıkça; İnsanların iç gözü de o derece körleşir.\".. ...9/10...","label":8} {"text":"2. izleyişim İFF'de oldu. Tüm o emeği ayrıntılarda fark etmek ne güzel, emeğine sağlık Hasan Söylemez...","label":7} {"text":"Tek kelime ile harika çok sürükleyici ve heyecanlandıran filmler arasından bir tanesi. Sonu güzel bitiyor","label":9} {"text":"cast'tan önceki yaklaşık 1 dakikalık \"sahne\" filmin en gerici sahnesi olabilir.","label":7} {"text":"Film oyunculuklar olsun senaryo olsun baya kötüydü.Yani bu film için ayırdığım süreye üzülüyorum.Tavsiye etmeyeceğim filmlerden","label":2} {"text":"tanıtımına kıyasla oldukça sönük bir film olmuş. oyunculuklar gerçekten çok iyiydi. finaline kadar germeyen, sakin, akıcı bir film ve bunu sağlayan şey karakterlerin doğru yansıtılması ancak beklentiyi karşılamıyor sadece kendini izlettiriyor. sıradan, tahmin edilebilir bir kurgu.","label":5} {"text":"adamı izlediğim platforma verdiğim 40 lirayı çok bulurken karşımda az para kazandığından yakınması çok özel.","label":4} {"text":"Audrey Tautou Amelieden Coco Chanel mı olur'Yanlış rol tercihi.","label":4} {"text":"aslında güzel olabilecek bir filmi mahvetmişler.. Sanki dakikayla yarışıyormuş gibi sonunu anlamadan bitirmişler.. Kurgu zayıf kalmış.. 4/10","label":3} {"text":"Gördüğünüz, duyduğunuz herkesin masum olduğu, bir başkasıyla olduğu kadar kendisiyle de sorunları olan karakterle sahip, draması yerli yerinde gayet kaliteli bir film. \"Aaa drammış. Kalsın şimdi sevgilimden ayrıldığımda izlerim\" dememeli, en kısa zamanda bir yerden edinip izlemelisiniz. Kağıt üzerinde basit bir hatanın hayatları nasıl mahvettiğine ve görüp te umursamadığımız birçok insanın hayatı sınırda yaşadığına, ölüme ne kadar yakın olduklarına çok güzel bir örnek teşkil ediyor.","label":7} {"text":"Dans dans dans, sabaha kadar dans. İşte eğer bir dans tutkunuysanız ve özellikle hiphop ile ilgileniyorsanız bu film tam size göre. Çekinmeden izleyiniz. Müzikleri de çok güzel. ;)","label":7} {"text":"Ready player one filmini izledikten sonra merak edip baktığım, baktığıma pişman olduğum rezil bir film. Zamanına göre iyiymiş diycem ama o zaman da iyi değilmiş. En kötü film, senaryo, yönetmen ve kadın oyuncu dallarında altın ahududu adayı olmuş. Kesinlikle hakettiği ödülleri vermeyerek ayıp etmişler bence. Bu kibrit midir nedir, herifin 3 filmini izledim, üçü de berbattı. Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en kötü yönetmeni kesinlikle. İzlemeyin, izlettirmeyin!","label":0} {"text":"19 yaşındayım binlerce filme girdim böle kötü bi korku filmine girmedim filimde cinleri en fazla 3 veya 4 kere gördüm hiçde korkutucu deillerdi Film çok saçma bitti film bittikden sonra çok argo kelimeler kullandım çok günaha girdim saolsunlar Para ve zaman israfından başka bişi deil","label":1} {"text":"Birinci film; türü dahilinde görevini yerine getiren, çerezlik kategorisinde, eğlenceli bir yapımdı. Haliyle ikinciden de benzer şeyi beklerken bu sefer Christmas öğretisinden başka bir şey sunmayan; fazlasıyla cıvık, kafa ütüleyen bir çocuk filmi olmuş. Bayat espriler, kötü senaryo, abartılı sahneler filmin tadını kaçırmış açıkçası.","label":2} {"text":"Liam Neeson seviyorum seni :) bu nasıl bir filmdir ya her filminde olduğu gibi nefes kesici bir film daha :) bayıldım çok harika bir oyunculuk. Resmen yaşıyorsun ve yaşatıyorsun. Her filminde saniye saniye bütün gerilimi hissettiriyorsun ve 65 yaşında böyle enerji takdire şayan","label":9} {"text":"Şu şekilde başlayan ; Her zaman ana kuzusuydum. Tek çocuktum, annem gibi. Birbirimizin arkadaşlığını sevmiştik. Hiç kimse ziyaretimize gelmezdi. Ama annem ölünce, geldiler. Hayatım hakkında konuşmak isteyen bir sürü yabancı Konuşmak için kendi hayatları yok muydu sanki? Çok iyi hissettiren film.","label":8} {"text":"Filme büyük beklentiyle yaklaşanların canını yakacak bir film ancak ben beklentimi film adamı puanına göre tuttum daha fazla keyif aldım ;)","label":6} {"text":"Öncelikle filmin en çok kurgusunu beğendim.Gerçekten iyiydi.Filmi izlerken sanki kitabın sayfalarını çeviriyormussunuz gibi bir his oluşuyor.Anlatılan hikayede etkili.Sylvia annesini suçladıgı ve cezasını verdikten sonra,kendiside aynı derece yaptıgının cezasını çektmektedir.Sürekli farklı insanlara aradıgı çıkış yolunu yine en başa sararak,sorunun kaynagında bulmaya dönecektir.Charlize Theron hem güzel bir kadın hemde iyi bir oyuncu.Bir çok boş güzel yıldıza iyi bir örnek.Kim Basinger ise çok yaşlanmış ama iyi bir iş çıkarmış.Filmdeki genel anlamda oyunculuklar iyiydi.Sonuç olarak,iyi bir film diyebilirm.","label":4} {"text":"Eğlenceli güzel sonu da güzel biten bir film olmuş ortalama bir film vaktiniz varsa bakın sıkılmaz siniz","label":5} {"text":"Hayt Güzeldir le kıyaslaması nasıl yapılıyor bu filmin anlamadım, inanılmaz bayık bir film, böyle bitsin diye dakikaları saydığınız.","label":2} {"text":"Türünün en iyi örneklerindendir. Öyle ki, lokomotif film olma özelliğini taşır. Dövüş filmlerine ilham kaynağı olmuştur film. Lee'nin Yeniyetme ama kendinden emin hali için de izlenilebilir.","label":6} {"text":"Herkesin emeğine sağlık çok güzel bir film olmuş.Kesinlikle tavsiye ederim. filmi sinemada izledim ve beklediğimden daha güzel bir film olmuş emeklerinize sağlık.","label":9} {"text":"Berbattı sinemada izlemeyi çok istemiştim ama bazı sebeplerden gidememiştim iykide gidememeşim kopuk konu sıkıcı olaylar güzel başlıyor iğrenç devam ediyor çok çok kötü bir film aslında komik ve sevdiğimiz oyuncularla güzel bir komedi çıkarılabilir di ama nerdee","label":0} {"text":"İzledigim en farkli filmlerin basinda geliyor.daha umut dolu bir finalle bitseydi daha da iyi bir film olabilirdi gibime geliyor.oyunculuk ve gorsellikler ise cok iyi.","label":6} {"text":"Türk korku sinemasının ne kadar vahim durumda olduğu ortada -bazı filmler dışında-. Ancak bu film, maalesef kötü standartlarının da altında. Köy gibi bir yerde geçen ve maskeli yaratıkların aniden ekrana çıkarak seyirciyi korkutmaya yönelik bir film. Makyaj ve maskeler, gerçekten kötü. Efektlere hiç girmek istemiyorum.","label":0} {"text":"Yosemite Sam ile Bugs Bunny'in ilk tanışmasını anlatan kısa filmi.","label":3} {"text":"Bence ilk filmden çok daha güzeldi. Bir kere çok fazla güldüm. Komediye ağırlık vermesi güzeldi. İlk filmi beğenmeme rağmen izledim ve kesinlikle pişman değilim. Mutlaka izleyin derim.","label":7} {"text":"Sözde yıllar önce çevrilmiş olan 'Misery' filminin bir başka versiyonu (kurgu benzer sadece daha kanlı) olmaya çalışan ancak B tipi gerilim filminden öte geçemeyen vasat bir film. Film, gerçek hikayeden alındı deniyor ama hikaye hiç bir şekilde inandırıcı bir adam o camın içinde nasıl o kadar yaşar meçhul. Oyunculara gelince Stephen Rea (ki çok başarılı) diğer oyuncular bu tarz filmi kaldıracak güçte değil.","label":1} {"text":"Küresel krizin yaşandığı yıllarda herkesin kredi borçları ve bu borçlardan dolayı yaşadıkları sıkıntılarada dem vuran sistem eleştirisi bakışı var. Annesininde şizofren olduğunu öğrendiğimizde acaba genetik bir durummu diye düşünememize sebep oluyor. Annesininde babasının ailenin geçimine katkısının olmamasından dolayı bu hastalığa yakalanmış olduğunu düşündürüyor. Ve filmin sonlarında ki yemek faslında michael işçi sınıfınada sizler gerçeği göremiyorsunuz koyun gibisiniz bunlar daha başlangıç dermişcesine kestiği yol fecidir. Göz pınarlarımızı nemlendirdiği bir kaç sahneden birisiydİ.","label":7} {"text":"tek kelimeyle harika! bir kızın hikayesini akıcı ve eğlenceli bir şekilde anlatmanın yanında önemli politik konuları da çok güzel işlemiş ve sadece iran değil avrupa nın da yanlışlarını tarafsız fakat etkileyici bir biçimde dile getirmiş bir film. izlerken hem duygulandım hem de güldüm animasyon şeklinde olması da filme ayrı bir keyif katmış herkese rahatlıkla tavsiye edebilirim","label":9} {"text":"Kesinlikle ''Savaş Tanrısı'' filmi ile kıyaslanacak kadar kaliteli olmadığını düşünüyorum. Boş vaktinizi dolduracak kadar iyi orası doğru.","label":6} {"text":"Amerika'da doğup büyümüş ama atalarının topraklarında yaşama özlemiyle geri gelmiş genç bir kadın ve korkunun egemen olduğu adeta açık hapishane haline gelmiş bu topraklarda yaşamaktan bıkmış genç bir adamın yaşadığı toprakları terk ederek Kanada'ya gitme özlemiyle anlatılan vatan olgusu, araya sıkıştırılan soygun olayı dışında gayet başarılı... 75/100","label":6} {"text":"Serinin , beşinci bölümü de geliyor...","label":9} {"text":"Diğer izleyicilerin de sözünü ettiği gibi, çok emek harcanmış ve kafa yorulmuş bir film. Fakat ekseriyete katıldığım bir diğer husus da senaryonun; yaratılan fizik kuralları, güzel aksiyon sahneleri ve müzik gibi ögeler kadar çarpıcı olmadığı. Anlamaya çalışırken akışı ıskalama riskim olduğunu filme başlamadan önce bildiğimden, buna izin vermeden izledim. Anlamadığım ama film ilerledikçe çözülen noktalar da, film bittikten sonra bile anlamadığım noktalar da var. Bir şarkının, resmin, heykelin keyif vermesi için onu anlamak çoğu zaman bir kıstas olmadığından; tükettikten sonra genizde bıraktığı koku, damakta bıraktığı tat önem arz eder ve bunun ışığında keyifli, güzel bir film izlediğim yargısına varabilmekteyim. Puanım 7.3.","label":7} {"text":"filmi çok beğendim çünkü tam anlamıyla keyifliydi. oyuncu seçimi çok iyi hepsi samimi ne zamandır rahatça yatağıma kıvrılıp tatlı bir film izlemenin hayalini kuruyordum. Çok güzeldi.","label":7} {"text":"Filmi oldukça gerçekçi yapmışlar. Derinliklerde hissediyorsunuz kendinizi. Heyecan gayet dorukta. Bu tarz filmleri seven izlemeli.","label":6} {"text":"\"Usta yönetmen\" Altıoklar'ın repertuarı içinde hiç sırıtmıyor. Özellikle Beyza'nın Kadınları, Banyo gibi filmlerle çok uyumlu.","label":5} {"text":"Sadece efekt....Hikaye sıfır...Senaryo bulmada zorlanan film şirketleri, böyle saç sapan dan konulardan kurgu yapıp, bizlere pazarlıyorlar....","label":6} {"text":"İzlemesi hiç kolay olmayan bir film, uzun süre aklımda kalacağına eminim. Micha karakterinin, Benni ile bağının derinleştirilmemesi canımı sıkan yerlerden biriydi. Ona nasıl hayatta kalacağına dair bir şeyler öğretir sanmıştım ancak olmadı. ","label":7} {"text":"Zaman kaybı. Kolay kolay bu yorumu yapmam, gerçekten izlemeye değer herhangi bir şey sunmuyor ya da eğlendirmiyor.","label":3} {"text":"çok iyi diyemesem de iyi diyebileceğim bir yapım fakat 1.Dünya savaşı üzerinden Almanlarla olan kısmi müttefikliğin üzerinden olumsuz bir hava sezdim sanki bu durumda bir süper kahraman filmi üzerine kurgulanan senaryonun politize olması gibi bir olumsuzluğa neden olabilir. Yine de 7/10","label":6} {"text":"kaybetmeden önce kazanılması gerektiğini düşündürüyor insana. gerçekten kaybetmenin gerçekten kazanmış olmakla orantılı olduğunu düşünüorsunuz istemeden.. nefretler de bu kadar basit değil sevgiler de.. başarısız bir film..","label":1} {"text":"Üç Soyguncu Üç soyguncu,Saddam'ın altınlarına göz koyar ve onları binbir olaydan sonra bulurlar ve evlerine götürmek için harakete geçerler.Ama onların hiç hesaba katmadıkları bir şeyle karşı karşıya gelirler.Üç Soyguncu Üç Kral olur.Çok eğlenceli aksiyon dolu bir film. ideefixe.com 18.04.2005 yayımlanmıştır.","label":5} {"text":"Ingrid Bergman'ın oyunculuğu göz dolduruyor ancak film için aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil, oyuncu ile ilgileniyorsanız izlenebilir ancak onun dışında ilgi çekici değil.","label":5} {"text":"evet pıtırcık ne ya tipitip gibi basbaya fransızca bilmediğim halde anladım küçük prens işte","label":4} {"text":"Bağırma ve çağırma ile tamamlanan ve güzel görüntü açılarına sahip olmasına rağmen senaryodan dolayı vasat bir film.","label":0} {"text":"mmm yani fena sayılmaz sürenin nasıl geçtiği anlaşılmıyor. Akıcı. Hyun bin'e selamlar :D","label":5} {"text":"belirtildiği üzere komik ve de oldukça eğlenceli saatler vaat eden bir film. espriler olsun,kostümler, replikler olsun gerçekten muzipçe gülümseyip yer yer kahkaha atmanıza neden olabiliyor. oyuncular arasında ise beni en çok şaşırtan gülse birsel oldu, olağanüstü bir oyunculuk sergilediği söylenemez fakat avrupa yakasından sonra kendisi çok farklı bir rolde ve bu role hakim olmuş şekilde izlemek süpriz oldu benim için. aynı şeyi nurgül yeşilçay için de söyleyebilirim; ne olursa olsun hiçbir rolü oynamaktan çekinmeyen ama kelimenin tam anlamıyla da canlandırdığı karakterin kalıbına giremeyen bir oyuncuydu benim gözümde. 7 kocalı hürmüzde ise rolüyle daha uyumluydu ( en azından yüzünde film bitse de evime gitsem havası yoktu).türk sinemasında eşine sık rastlanmayan eğlencelik bir film,kafa dağıtmak için iyi gelebilir...7/10","label":6} {"text":"eehh fena değildi,Gerard Butler için izledimm=) ama Abigail Breslin cidden çok yetenekli,ekrana çok yakışıyor,çok doğal bi tarzı var, seslendirmeyi beğenmedim açıkcası, Gerarda Halit Ergenç in sesi hiç yakışmamış, nası diyim sesi çok havada kalmış bence, Meltem Cumbulsa çok cırtlak geldi, kulağımı tırmaladı diyebilirimzaman geçirmek için iyi bi seçim olabilir ama daha fazlası değil..***..","label":4} {"text":"Oscar'da en iyi film ve en iyi yönetmen ödüllerine adaydı ama ikisini de parazit filmine kaybetti.. Saçma yani.. Parazit iyi bir film ama ödül alacak kadar değildi.. Ödüllü filmlerin farklı bir tadı/havası olur ve bu film de, o tadı/havayı alırsınız.. En iyi erkek oyuncu ve en iyi yardımcı erkek oyuncu adayları arasında da olmaması saçma.. En azından en iyi yönetmen ödülü verilmeliydi.. Sam Mendes'in yönetimine hayran kalmamak elde değil.. Film aslında bir konuyu filan işlemiyor, savaşın yıkıcılığına odaklanmış bir film var karşımızda.. Filmin konusunu yavan bulanlar, filmin ne anlatmak istediğini anlamamışlar.. Neyse, çok beğendim filmi.. Müthişti..","label":7} {"text":"Sürükleyici.John Travolta,Salma Hayek,Jared Leto..Harikaydılar ki filmi ilk aldığımda dikkatimi çeken şey kadro oldu.Martha nın -adeta tarif edilemez- aşkı,Ray in hiçbir kadının dayanamayacağı bir çekiciliğe sahip olması,1 dedektifin davaya kafayı takmış olması.. Ben beğendim..Sizin de izleyip karar vermeniz en doğrusu.","label":9} {"text":"Bu kadar kotu film haytimda izlemedim sakin gitmeyin . Filmde espri bile.yok oyunculuk desen öyle ortada senaryo bile yok tam anlamiyla rezillik Ben pismanim siz bari zarar gormeyin","label":0} {"text":"işte hayallerimin filmi. çekersem böyle film çekerim ilerde.","label":9} {"text":"Beni derinden etkiledi..","label":8} {"text":"Güzelim konunun heder edildiğini düşünüyorum. Filmi, Vecihi'nin biyografik belgeseli gözüyle izlerseniz belki biraz iş görebilir. Böyle bir hikayeyi aşk ekseni üzerinde ve torunlarının dilinden anlatmak birinci seviye düşürücü etken olmuş. Film efektleri maalesef inanılmaz zayıf. Tamam bütçe zayıf olabilir ama çok sırıtıyor be sahneler. Bir örnek veriyim; Suşehri muharebesinde uçak düşerken yapılan çekimde, tepeden aşağı düşmesi için çekilen maketin nasıl kademe kademe çekildiği bariz görülüyor. Bu kadar ciddi kostüm ve mekan harcanmış iken böyle sahnelere biraz daha özen gösterilseydi daha iyi olmaz mıydı? Malesef sevemedim.","label":3} {"text":"3 yıl önce ilk Paddington filmini sinemada izlemiş ve hoş bir sürprizle karşılaşmıştım. Ortaya çıkan iş bütün kuralları yıkan bir film değildi elbette ama son zamanlardaki çocuk filmlerine bakacak olursak, Paddington'ın taşıdığı samimi ve eğlenceli hava beni eğlendirmeyi başarmıştı. Bu yüzden Paddington için yapılmış bir devam filmini nasıl bulacağımdan, hatta gerekli olup olmadığından bile emin değildim. Yine de filmi izlemeye karar verdim ve tıpkı ilkinde olduğu gibi, burada da hoş bir sürprizle karşılaştım. Hatta benim için bu yılın en güzel sürprizlerinden birisi olabilir Paddington 2. Tıpkı ilk filmdeki gibi bu film de yeni kuralları falan yıkmıyor fakat sırf bir çocuk filmi bakış açısından bakacak olursak, Paddington 2'de küçükleri, gençleri ve hatta büyükleri eğlendirecek miktarda komedi, samimiyet ve hatta aksiyon (bu konuda son 20 dakika gerçekten şaşırtıcıydı) bulunuyor. Film tam olarak benim demografime hitap etmese de, Paddington 2'den son derecede memnun olmuş bir şekilde ayrıldım. Pekala, konumuz ne? Bu filmde Lucy teyzesinin doğum günü için özel olan bir kitap bulan Paddington, bu kitabın son derecede nadir ve pahalı olduğunu öğrenir. Bundan sonra da ufak işlere girip kazandığı paralarla bu kitabı almaya çalışan Paddington, bir kötü adamın bu kitabı çaldığını görür ve bu yüzden suç mahalinde bulunan tek kişi olduğu için hapse girer. Masum olduğunu kanıtlamaya çalışan Paddington, aynı zamanda hapishanede yeni arkadaşlar edinecek ve bu kitabı çalan kişiyi yakalamanın yolunu Brown ailesiyle birlikte bulacaktır. Uzun lafın kısası Paddington 2, her haliyle ilkinden daha iyi bir filmdi. Çünkü bu filmin ilkinden çok daha sürükleyici bir hikayesi, izlemesi daha eğlenceli olan karakterleri ve daha hareketli bir temposu vardı. Bu konuda aynı zamanda ilk filmin de yönetmeni olan Paul King, harika bir iş çıkartmış. Ayrıca size bu filmin ne kadar harika göründüğünü söylemiş miydim? Özellikle hapishane sahnelerinde kullanılan simetrik kamera açıları ve Erik Wilson'ın görüntü yönetmenliği harikaydı. Bunun dışında dublajlı versiyonu izlememe rağmen, bu filmdeki ünlü oyuncuları görmek çok güzeldi. Renkli karakterleriyle Hugh Grant, Sally Hawkins, Hugh Bonneville, Brendan Gleeson, Peter Capaldi ve hatta Spaced'den aşina olduğum Jessica Hynes, bu filme büyük bir enerji kazandırmış. Fakat bu film hakkında muhtemelen en çok sevdiğim şey, tonuydu. Çoğu çocuk filmi ya alt tarafı bir çocuk filmi kafasıyla ilerleyip süresi boyunca ekrana saçma sapan olaylar fırlatır veya bazen de gereğinden fazla gerçekçi olup bir çocuk filmi olmanın asıl amacını kaçırır. Paddington 2'de ise mantıklı düzeyde saçmalık ve gerçekçilik var. Filmde kurulan atmosferle hikayenin günümüz dünyasında geçtiğini görebiliyorsunuz ama aynı zamanda işler bir süreden sonra o kadar absürt bir hal alıyor ki, saçma olduğunu bildiğiniz halde bu sahneleri izlerken keyif alıyorsunuz. Üstelik sahne sıralamaları olabilecek en anlaşılır biçimde ilerlediği için, film esnasında kendinizi bambaşka bir filmin içinde bulmuyorsunuz. Paddington 2'nin başka bir sevdiğim tarafıysa, hikayesinin bazı anlarda kolay yolu seçmek yerine risk alıyor oluşuydu. Mesela filmin son 20 dakikasına bir bakalım. Film burada rahatça 5 dakika içinde bitebilir veya devamını gelecek filmde göreceksiniz gibi bir şeyler diyebilirdi. Ama Paddington 2 ise burada hikayesine tatmin edici bir son vermek için çabalıyor, ana karakterini hiç umulmadık durumların içerisine sokuyor. Bu yüzden bu bölüm esnasında filmde hiç olmadığı kadar eğleniyorsunuz. Peki film mükemmel mi? Elbette hayır. Filmin yaratıcılığına ve yönetmenliğine hayran kalmış olsam da, hikayenin içeriği son derecede tahmin edilebilirdi ve son zamanlardaki diğer çocuk filmlerine bakacak olursak, Paddington 2'nin atmosferi ve samimiyeti dışında pek fazla akılda kalıcı bir yanı yoktu. Film sadece seyirciyi eğlendirmeye çalışıyordu ve ben de kendimi genel anlamda eğlenirken buldum. Son olarak filmdeki karakterlerin gelişmelerinin biraz fazla hızlı geçiştirildiğini düşünüyorum. Mesela film esnasında ufak flashbackler ile gördüğümüz Mary'nin yüzme sevdası& veya Jonathan'ın lokomotiflere olan ilgisi gibi şeylerden film boyunca 1 kere daha bahsedilmiyor, sadece final sahnesinde hikayenin işine yarasın diye geri getiriliyor. Bence bunlar üzerinde daha fazla odaklanabilirdi. Kısacası Paddington 2, çocuk filmleri kurallarını yeniden yazan bir film değil. Fakat kendi türü içerisinde, son zamanlarda vizyona girmiş en samimi ve eğlenceli filmlerden birisiydi. Şakaları başarılıydı, karakterleri izlemesi keyifliydi ve yaratılan ton harikaydı. Eğer Paddington filmleri aynı bu tempoda ilerlemeye devam ederse, ileride daha fazla devam filminin gelmesini çok isterim. Eğer sinemalarda ailecek izleyeceğiniz veya sırf kafanızı dağıtacağınız neşeli bir film arıyorsanız, bu filme bir şans verin. Düşük beklentilerle giderseniz kendinizi eğlenirken bulabilirsiniz. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Yaratılan atmosfer, başarılı ton. + İzlemesi daha eğlenceli karakterler. + Yönetmenlik, dekorlar ve kostümler. + Filmin tamamına hakim olan samimi atmosfer. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Senaryosunun son derecede tahmin edilebilir olması. - Sırf hikayenin ilerlemesine yardımcı olmak için ortaya atılmış karakter özellikleri. - Yeni kuralları yıkmaması. TOPLAM PUAN: 7.3/10","label":6} {"text":"\"bakın general, güney'in ne olduğunu bilmiyorsanız, o zaman siz, kuzeylisiniz..\"","label":8} {"text":"İzleyiciyi filmin içindeymiş gibi bir anksiyeteye sokabilen, çarpıcı ve tokat gibi bir film..","label":7} {"text":"sıradışı aşk hikayesi mi? yok o zaman ben boşa yaşamışım..","label":6} {"text":"İzlediğim en berbat köpekbalığı filmi. Oyunculukları hiç beğenmedim. Boş bir film.","label":1} {"text":"Havaalanından evine gitmekte olan Ernst, yolda İsa'yı arabasına alır. Gösterdiği mucizelere rağmen o olduğuna inanmaz ve hatta yaratıcı ile olan ilişkisine kadar sorgulamaya başlar. Bu konuşma öyle bir noktaya varır ki İsa'nın zoruna gider ve \"ne haliniz varsa görün\" babında bir tavır takınarak geri döner. Bir nevi inanç eleştirisi barındırmakla birlikte insanların inançtan ne kadar uzaklaştığı ile ilgili de saklı mesaj içeren bir kısa filmdi.","label":5} {"text":"Dinler ve din kitapları bir gün sadece müzelerde sergilenecek, aynı bu filmde gösterildiği gibi. Film in en kısa özet anlatısı bu şekilde olabilir. Henüz hala imkanız gibi görünüyor fakat zaten birçok filmde ki hayali anlatılar eninde sonunda hiç gerçekleşmedi mi? Dinler ve din kitapları iktidar olmak ve adaletsiz haksız paylaşımsız yönetmeyi isteyen insanlar için önemli bir YÖNTEM ARACI.","label":6} {"text":"Filmdeki karakterler beni benden aldı. Hepsi ayrı bir eğlenceydi benim için. Takıntıları, sorunları ve sebepleri... Komedi unsuru çok başarılı ama romantik kısmı beni pek sarmadı ne yazık ki. Bradley Cooper diğer filmleriyle gözümde pek bir değere sahip değildi ama bu filmde 'e bu adam rol yapabiliyormuş!' dedirtti. Jennifer Lawrence'a ise zaten hastayım ve bu filmde kendini aşmış gerçekten. Filmin tüm ödülleri ve adaylıkları helal olsun valla :)","label":7} {"text":"Önyargıyla yaklaştığım bu film beni çok şaşırttı. Film tek oyuncuyla ve tek mekanda geçiyor sonuna doğru heyecanı iyice arttırıyor.","label":6} {"text":"İnsan hayatını düşünmesi için ele alınabilecek bir film... Bakınız 2 saniyede başına neler gelebiliyor insanın.. Çok ii olmasa da senaryo ve kurgu çok iyi idi.. Tabi Oyunculukları da unutmamak lazımm..","label":8} {"text":"Fena film değildi. Welcome to the Game oynayan biri olarak epey benzerlik buldum.","label":5} {"text":"birincisinden daha iyi olduğuna inandığım film. görsellik muhteşemdi.","label":7} {"text":"hiç güzel değil. boşuna fitmeyin. paranıza yazık","label":4} {"text":"Kamera ve kadraj kullanımı ile sevilesi film diğer açılardan aynı oranda izlenilesi değil.","label":2} {"text":"iyi oyunculuklar güzel bir final fakat vasati bir film 6/10","label":5} {"text":"bu aralar çin de görülen virüsle birebir aynı olan yapım. gerçekten cok korkunç. izleyin","label":7} {"text":"bana küçüklüğümü hatırlatan, o zamanlar ağzımız açık izlediğimiz bir filmdi","label":7} {"text":"Filmin başkarakterleri yeniden aşık olduğu Aime 'yle bir şeyler yaşamasına bir türlü engel(!) teşkil etmeyen kocası tarafından kaleme alınmıştır.Dört kişilerdir,onlar filmin içerisinde ama gel gör ki 1 kişi 2 aynı kişiye,2 kişi 1 kişiye,1 kişi de kendi içinde..Kim kimin içinde;kim kimle ilişki içinde;aşık oldumdu,hani nerde gibi reAKTÖRler vermeme sebebiyet veren bir filmdir. 7/10","label":6} {"text":"tam anlamıyla felaket. bu filmi izlerken aklım nerdeydi benim. kocaman bir sıfır.","label":2} {"text":"Uruguayda duzenlenen ilk dunya kupasında yugoslov takımının inanılmaz başarısı ve katlanmak zorunda kaldıkları haksızlıkları konu alan bir film. Uzun suresine karşın hiç sıkılmadan izleyebilceğiniz yeryer komik sahneleriyle gulecek en önemlisi de futbolun ilk gunlerinin ne kadar imkansızlıklar içinde gunumuze geldiğini şaşırarak izliceksiniz. kesinlikle tavsiye ederim","label":6} {"text":"Dizisi kadar olmasa da kurgusu,senaryosu,çekimi ve oyunculuklarıyla sağlam bir aksiyon macera filmi.Özellikle masa başı gerilimi ve sahne plan sekansları çok başarılı ve derinlikli.Sonra çekilen filmler aynı kalitede olamadı.8/10","label":8} {"text":"sağlam bir macera filmi. marc dacassos da filmin sürprizi. soundtrack te çok sağlam özellikle dmx'ten x gonna give it to ya","label":7} {"text":"Kuru aksiyon meraklılarının hazzetmeyeceği felsefi takılmalar,varoluşsal sorgulamalarla geçen giriş-gelişme bölümlerinden sonra vurucu bir finalle son bulan bu filmden çıkardığım sonuç: Acırsanız acınacak duruma düşersiniz. Bence güzel.","label":6} {"text":"resmen aylardır beklediğim bir filmdi.tabii ki yönetmenin adını,hatta filmin adını ve bir de trailerını öğrendikten sonra benim için bu beklenti kaçınılmaz oldu.görselliğin tavan yapacağı ve biz sinemaseverlere de iki saatlik güzel bir deneyim yaşatacağı kesin gibiydi.ve öyle de oldu.bu temelinde bir aksiyon filmi ve türünün gerektirdiği her zorunluluğu eksiksiz yerine getirmekle kalmıyor,yönetmenin bireysel yaratıcılığı ve zekasının sayesinde de bunları birer seviye yukarı taşımayı başarıyor.ilk başta konusu mantıksız ya da saçma gelmiş sanırım bazı izleyiciye ancak özellikle filmin giriş kısmı ile finalindeki dış sesin neler söylediğini analiz ederseniz,ki aslında öyle analiz etmeye de gerek yok düzgünce ve açıkça söylüyor zaten,aslında filmin bir şekilde daha kapsamlı bir derdi olduğunun ve bu beğenmediğiniz konunun da yine bir şekilde bu derdi perdeye dökmeye yarayan bir köprü olduğunu anlayacaksınız.yani içi gayet dolu cümleler var özellikle giriş ve final kısımlarında.ve geri kalan kısım da tabii ki katıksız aksiyon diyebiliriz.300de kaslı erkeklerin yarattığı aksiyon bu kez çıtı pıtı,kırılgan fakat aynı zamanda da ölümüne sert kızlar yaratıyor.film boyunca pek çok fantastik aksiyon unsuru görüyoruz,ve hepsinin de kendine özgü stilleri var.snyder ne çekerse çeksin izlenebilecek adamlardan biri,sucker punchı da görmek gerekir kısacası.takipçisiyiz.","label":7} {"text":"Değişik bir film. Akıcılığı, oyunculuklar gerçekten çok iyi. Hiç sıkılmadan izleyeceksiniz. Puanını sonuna kadar hak ediyor. Ayrıca Sevilay çok masumsun.","label":6} {"text":"en iyi animasyon filmlerden...","label":7} {"text":"beklemediğim kadar vasati 2,5/5","label":4} {"text":"“La nuit a dévoré le monde” ya da nam-ı diğer “The Night Eats the World”, Pit Agarmen’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan senaryosuna da katkı veren Dominique Rocher’nin yönetmen olarak çektiği ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi… Zombi işgali altındaki bir Paris sabahına uyanan Sam’in tek başına verdiği yaşam savaşının anlatıldığı filmin tamamını henüz izlemedik… Her ne kadar o anlı şanlı Variety’deki yorum, bu tek kişilik mücadeleyi “sıkıcı” bulmuşsa da Rotten Tomatoes olumlu yorum ile 3,5/5 üzeri izleyici puanı ortalaması %80 ve %92 olan bu filmin, şöyle bir göz attığımız 59 saniyelik resmi fragmanı dahi bizi şahsen etkiledi… Hani neredeyse filme şimdiden bayıldık… Bir demlik dolusu çay ve film hakkındaki pozitif düşüncelerimizle biz, filmi izlemeye hazırız… Bakalım film bittiğinde de bu pozitif ruh hali devam ediyor olacak mı? İzlemeye başlıyoruz (Saat: 23.45)… Filmi izlemeyi biraz önce bitirdik (Saat: 01.30)… Yoruma başlamadan hemen söyleyelim, ortada negatif düşünmeyi gerektirecek herhangi bir durum söz konusu değil… Evet, filmde yaklaşık 90 dakika boyunca bir kişinin, yani Sam karakterini canlandıran Anders Danielsen Lie’nin hayatta kalma mücadelesini izliyoruz… Ona, bu mücadelesinde asansörde mahsur kalan zombi Alfred rolündeki Denis Lavant neredeyse bütün film boyunca zoraki olarak eşlik ederken Sarah rolünü oynayan Golshifteh Farahani’de küçük bir katkıda bulunuyor… Sonuç olarak da, sokaklar da amaçsızca gezinen zombileri canlandıran oyuncular (ve sevimli bir tekir kedi) dâhil kadrodaki herkesin yeterince derli toplu oynadığı güzel bir iş çıkmış ortaya… Ölü şehir Paris’teki bir apartman dairesinin mekân olarak kullanıldığı film de, dekorlardan kostümlere, makyajlardan görsel efektlere kadar da her şey oldukça iyi… 2012’deki Brezilya turnesinin afişi vesilesiyle B.B.King’e saygı duruşu ile başlayan filmin müzikleri üzerine de bir iki laf etmek gerekirse, başta David Gubitsch, Sébastien Schuller ve Flavien Berger’in müzikleri olmak üzere filmdeki bütün müziklerin, yönetmenin kurgusu üzerinde izleyiciyi kuşatan bir büyü etkisi yarattığını da söylemek isteriz… Tekrardan Eric Kohn’un Variety’deki bu tek kişilik mücadeleyi “sıkıcı” bulduğuna ilişkin yorumuna dönecek olursak… Kendisine, “All Is Lost” (2013) ve özellikle de 150 milyon dolarlık bütçeyle çekilen “I Am Legend” (2007) hakkındaki görüşlerini de sormak gerektiğini düşünüyoruz… “İyi ki, bir George A. Romero varmış ve iyi ki de zamanında “Night of the Living Dead” (1968) diye bir film çekmiş… Yoksa biz, zombi hikayelerine konu olan bu filmleri nasıl izlerdik…” dedirten ve son derece düşük bir bütçeyle çekilmiş olan bu filmi, biz ilgiyle izledik… Umarız sizler de sever ve aynı keyifle izlersiniz, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 23 Haziran 2018 günü saat 02.07’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"Muhtesem oyunculuk, set, göndermeler, gerilim sahneleri, renk paleti, müzik, gercekten izledigim en güzel türk filmlerinden birisi. Sonu yoruma baya bir acik olmus, keske daha net bir son olsaymis. Mutlaka izleyin oyunculuk nasil olur görün...","label":8} {"text":"Shakespeare in Love adından da anlaşılacağı üzer dünya edebiyat tarihe adını altın harflerle yazdırmış İngiliz edebiyatçı William Shakespeare özelinde çekilmiş bir yapım. Barındırdığı tarihselliğin yanında edebi dili ve komedi unsuruyla dönemin zihniyetini biz seyircilere sorgulatan yapım ağızda güzel bir tat bırakarak seyircilere tiyatromsu bir film izletme tadı veriyor. Filmin büyük bir kısmı tiyatro oyununun provası-sahnesi sırasında geçtiği için oyuncuların tiyatro performanslarını görüyor ve filmdeki oyuncu-karekter seçiminin ne kadar kusursuz olduğunu bir kez daha anlıyoruz.Gwyneth Paltrow ve Joseph Fiennes ikilisinin bizi büyülediği yapımda Ben Affeleck, Goeffrey Rush ve Colin Firth gibi usta oyuncular da ustaca performanslarıyla hafızamızda yerlerini alıyor. Son olarak 7 dalda Oscar kazanmış Shakespeare in Love değişik tarzıyla izleyicilerine hoş bir film vaad ediyor.","label":6} {"text":"Afişinden etkilenip izlemiştim bu filmi. Başarılı ve yalın bir anlatım...","label":7} {"text":"10 üz 7.2 bu puan aksiyon ve bilim kurgu için değil filmin eğlenceli olmasıyla ilgili hele o ağaç adam olmasa filmin espirisi kalmazdı","label":5} {"text":"filmin güzel bir konusu olabilirmiş arkadaşlar.. ama işleniş iyi olmamış.. karakterlerin çoğunun yahudi oluşu ve kominizm politikasından bahsetmeler falan benim de gıcığıma gitti biraz.. sadece müziği konu edinen ve drama ağırlık veren bi film olsaymış daha iyi olurmuş bence.. bu film harika bir şekilde işlenebilirdi.. yazık olmuş.. haddim değil ama filmi izlerken sürekli ben olsam böyle devam ettirmezdim demekten kendimi alamadım.. güzellikleri de var filmin de düşündükçe keşke daha iyi değerlendirilseymiş diyorum hep..","label":5} {"text":"izlenmeye değer bulmuyorum sanat için değil bazılarını aklamak için yapıldığını düşünüyorum","label":0} {"text":"İyi çerezlik filmlerden olmuş. Scott Adkins çevikliğinden hiç kaybetmemiş. Süper dövüşüyor. Michael Jai White çok ağır kalmış. Kilo almış sanki çevikliği gitmiş gibi. Belkide Scott ı daha iyi göstermek içindir ama yine de ağır kalmıştı. Nerede o Yenilmez serisindeki Michael ve Scott kapışması nerede buradaki kapışma. Ama film güzel tavsiye ederim. İyi Seyirler...","label":6} {"text":"Yaklaşık olarak 1000 den fazla film izlemiş biri olarak nacizane eleştiri. Hilmicem yol yakınken bırak bu işleri git spor falan yap... Bu kadar kelimelere duygu yukleyemeyen biri daha gormedim... Bu tamamen diş bir görüş ve art niyet yok nacizane bir eleştiri...","label":1} {"text":"çok değişik bi kurguya sahip bir film. gemide ile anlamlı bir bütün oluşturuyorlar. gemide gibi bu da bir sanat filmi.","label":7} {"text":"ölünür de böyle sevimli bir şekilde mi ölünür yahu. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! chad karakterinin gözlerini kısarak ve ses tonuna ciddi bir hava katarak osbourne cox demesiyle kahkahalar attırmıştır. oh my fuck böyle bir küfür de edilir. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Bir dönem filmi olarak inandırıcılığını film boyunca koruyabiliyor. Oyuncuların performansı göz doldurucu. Christian Balenin makinst filmindeki performansı aklına geliyor insanın ( sadece aklına geliyor :D ) . Bazı filmler vardır 3 - 5 kez izlesenizde sizi etkisi altına alır ve bazı filmlerde tek kullanımlık traş bıcakları gibidir Kelebeğin Rüyası biraz öyle bir film. Senaryoda bazı yerler sanki film cekilirken eklenmiş gibi film bütünlüğünü sonuna kadar sağlayabilen bir hikaye anlatmıyor. Ayrıca şiir ve edebiyat adına birşey umanlar derin bir hüsran yaşayabilir, bir iki sahnesi hariç şiir adına hiç bir şey yok hikayede, şiir değil şair ön planda.... keşke öyle olmasaydı demiyor değil insan. Birde ne alaka dedirten gereksiz sahneler var, bir bakıyorsunuz Mert Fırat deniz kenarında yavuklusu dizinin dibinde sahili seyrediyorlar hiç konuşma gecmeyen 10 snlik bir görüntü montaj hatası herhalde diyorum :)","label":6} {"text":"Destanlarla dolu bir tarihimiz var, şöyle bir filmimiz yok. Belki de Türk askerinin o şekilde aciz durumda kaldığını göstermemek içindir. Ruslar başarılı bir film yapmışlar. Kısa bir süre karakterleri tanıyorsunuz. Sonra pat diye savaşa giriyorsunuz. Savaşın başlama sahnesi oldukça dramatik. Filmin başrolündeki çocuk karakter kız arkadaşıyla balık avlamaktayken, romantik dakikalar geçirmek üzereyken başlıyor bombalar düşmeye. Etkileyici sahneleri olduğu kadar abartı sahneleri de var. Oyunculuklar da başarılı. Yine gerçek bir hikayeyi anlattığını not düşeceğim.","label":6} {"text":"Görme ne müthiş bir şeymiş. Farkına varmadığımız değerlerimiz olduğunu anımsatıyor. Bizi karanlığımızdan kurtaran film","label":8} {"text":"film leş atıyo","label":0} {"text":"Yani kara komedi olmasına kara komedi ama pek bizim kültürümüze hitap eden bir mizah anlayışı olmadığından olsa gerek pek beğenemedim. Herkese gelen postaları okuyan bir postacı, av ile kafayı kırmış bir lisanslı avcı, her gün eşiyle yatmaktan eşini bıktırmış olan bir kasap, kocasından kurtulmak için kendini inzivaya çeken bir anne.. bunlardan ortaya çıkarılmaya çalışılan bir komedi teması... ortalama oyunculuklar, ortalama sanat yönetimi.. çerezlik bir film. Sadece açılış müziği çok güzeldi :)","label":3} {"text":"çok iyi kamera kullanımı ve saf sinema örneği.....","label":8} {"text":"Arada kaybolmuş iyi filmlerden oldukça başarılı, çocuklar için filan değil herkes keyifle izler bence.","label":6} {"text":"Hayat bazen devam edemez. Florian Zeller bir tiyatro yazarı tiyatroda yazdığı şeyleri sinemaya uyarlıyor ilk uyarlaması The Father çok beğenildi özellikle Anthony Hopkins çok iyiydi zaten hakkettiği değeri ödül sezonunda aldı. Şimdi ise bizi The Son filmin uyarlaması ile karşılıyor yine oldukça dram ve melankolik olan bu film bir şeylerin üstesinden geleme gibi konuları çok derinden ve çok hayattan veriyor. Hugh Jackman filmi taşıyan kişi olsa da yan karakterlerde olukça iyi The Father nazaran bu daha çok sinemadan faydalanıyor The Son durgun ilerlerken diyalog ve duygu ile durgunluğu heyecana kaptırıyor. Son otuz dakikasında Bazı aile değerlerini ve aileyi yerden yere vuruyor. Florian Zeller aile bağlarını baba olmayı yada baba olamamayı gösteriyor ve filmin sonunda da bize bıraktığı şey hayal kırıklığı. Florian Zeller iyi bir dram anlatıcısı iki filmi de oldukça beğendim.","label":7} {"text":"bende numetalfan'ın görüşümdeim. pokemon bir çizgi film deil bir animedir. hemde dünyada bu güne kadar yapılmış en ii animedir bence. ama bu anime eskidiği için artık pek hayranı kalmadı(yani eskisi kadar çok diil) hayranlarının büyük bir kısmıda çocuklardan diil gençlerden oluşuyor. eskiden pokemonu izleyenlerin, pokemonu sevenlerin çoğuda artık pokemonla ilgilenmiyormuş gibi görünüyor. bence bu havadan kurtulup istedikleri şeyle uğraşmalılar. yani pokemon çocuklara hitp edio lafıdan kurtulmalıdırlar.","label":9} {"text":"ağlatmasa da yürek burkan izlenmesi gereken bi film diye düşünüyorum, oyuncular çok başarılı","label":7} {"text":"önclikle bu filmde emeği geçen herkesin azına filmdeki penis girsin tamı tamına 2 saatiim alındı saatımı bana geri verin. Film'mi izledim yarrak fotoğrafınamı baktım anlamadım aq sikeyim yapcanız filmi iki kızın memesini amını görelim dedik ondada yarrak gördük yapcanız işe..","label":0} {"text":"Yine iyi oyunculukların, sıcak ve derin bir konunun boşa harcandığı bir film olmuş. Film başladı ve bitti, ee diyorsunuz sonra. Akılda kalıcı bir sahnesi yok, basit bir intikam filmi gibi başlayıp, mutlu sonra biten aile dramı gibi sona eriyor film.","label":5} {"text":"Virüs ve zombi konulu filmler içerisinde en beğendiğim çalışmalardan biridir. Benim gibi fazla şey beklemeden izlerseniz çok zevk alırsınız diyebilirim. Baştan sona müthiş bir macera.","label":9} {"text":"Akla ara sıra Şener Şen'in Milyarder filmini getirir. Oscara aday oldu ve hiç ödül alamadı. Bence bu çok iyi bir şey. Sıcak samimi insanlar burada, saflığını yitirmeyen insanlar burada, daha ne olsun. http://www.sineptik.com/?p=593","label":7} {"text":"Doğruluk, vicdan, adalet gibi kavramları, dinsel araçla ama dine dayanmadan oldukça farklı bir bakışla anlatan farklı bir film... 80/100","label":8} {"text":"İlk filmin afisini sinema salonlarında gördüğüm de çok şaşırmıştım, diziyi severek izleyen ben hislerime dayanarak uzun süre filmi izlememe taraftarıydım fakat bugün izledim... Dizi bölümlerinin tadında dahi olamayan, o samimiyeti çıkarmışlar sadece gelir için çekilmiş olduğu çok belli. Devam filmi geliyor olması daha üzücü olan. Dizisini sevenler eminim eski tadında bulamayacaklar. Kısacası kötüydü...","label":5} {"text":"Nefisti. Çok beğendim. Biraz ağır işleyen ama çok etkileyen bir filmdi. Senaryo ve Juliette Binoche'nin güçlü performansı birleşince müthiş bir film olmuş. Tavsiye ederim ama ailece değil tabi ki :)","label":8} {"text":"Film de oluşturulan çatışma öğeleri çok sıradan ve klişedir. Hiç gülemedin gülünecek bir mizah bulamadım.","label":0} {"text":"Dünya'yı ele geçirmek isteyen şeytani ruhlu bir cin bundan binlerce yıl önce bir kırmızı elmasın içine hapsedilmiştir. Bir tarihi paket aktarımı sırasında yaşanan aksilik sonucu kırılan bu cinin elması artık bir hapishane değildir. Bu noktadan sonra dileklerini yerine getirdiği kişilerin ruhlarını toplayarak güçlenmeye başlamaktadır. Cin'in teklifi şudur, bir dilek hakkın vardır ve buna karşılık ruhunu verirsin. Cin, yeterli güce ulaştığında mükemmel ruh olarak tespit ettiği kişinin ise üç dileğini yerine getirmelidir. Dileklerin yerine geliş biçimi isteyen kişinin istediği gibidir ama istediği şekilde değildir. Bu sebeple dileklere bakış açınızı değiştirebilir. Döneminde birkaç kere izlediğim bence hak ettiği puanın altında kalmış bir gerilim filmi.","label":6} {"text":"Bu kadar kötü bir film izlemek çok şaşırtıcı oldu. Baktığınızda iyi bir yönetmen ve kadro olarak da kötü diyemeyeceğimiz isimler görüyoruz ama gerisi tam anlamıyla fos çıkıyor. Sanki filmdeki her şey kötü olmak için birbiriyle yarışıyordu. İzlemeye değmez.","label":2} {"text":"film acaip hoşuma gitti yanlız filmin sonunda biri bana izlediklerini anlat deseydi hiç bir şey anlatmazdım çünkü karmakarışık bir filmdi ama her şeye rağmen gzeldi özellikle jennifer:)","label":4} {"text":"bir türlü karar veremedim kimdi madur filmi izlereken sonunu düşünmeyin ters köşenin kralı var...","label":7} {"text":"Ben filme önyargılı olarak gittim.Neredeyse sinemada tek genç kız bendim.Fakat filmin 3D olması gerçekten güzeldi.Keyifle izlenebilecek güzel bir animasyon.Konusu basitte olsa animasyon sizi içine çekip derin duygular yaşamanıza nedne oluyor.10/7","label":6} {"text":"Çok iyi bir aksiyon sahnesi ile karşıladı izlerken kazanın içinde buldum kendimi. Film ilerledikçe yerini agır bir drama bırakıyor. Son sahneleri ile duragan ilerleyen bölümleri resmen unutturuyor. Güzeldi beh:)","label":7} {"text":"''Kaderi değiştirebilir misin?'' Psişik güçleri olan ikiz kardeşleri anlatan Rabbit gergin atmosferi ve iyi oyunculukları ile dikkat çekiyor. Kader ve özgür irade kavramları üzerinde bir hikaye yaratmaya çalışan yönetmen zekice bir kurgu ile bunu yapıyor. Ancak hikayenin hayli yavaş ve durgun işlemesi izlemesini zorlaştırıyor. Ucu açık sonu ile net bir cevap vermeyen yönetmen gizemi baltalasa da iyi bir iş çıkarmış gibi duruyor.","label":5} {"text":"eğlencelik türk komedisi.. Akıl hastanesin de 3 kadadarın meceraları.. Sürükleyici.. Kurgu senerto iyi denebilir.. Kadro ve oyunculuk üst seviyede.. Ender orta kaliteyi aşabilmiş en azından rezil durumda olmayan komedi denebilir.. 10/78","label":6} {"text":"İster yönetmen Ozon, ister hikayenin kendisi, ister oyuncu kadrosu, ister siyah-beyaz estetiği deyin, hepsi tek bir kapıya çıkıyor: Son yılların görülmesi gereken filmlerinden birine. Hitchcockvari bir gerilim, şüphe, sürükleyicilik, yer yer drama, yer yer romantizme kayan, arka planda ise her daim savaş ve savaşta yitirilenlerin olduğu, birden fazla konuyu başarıyla ele alan bir film Frantz&. Tecrübe edilmesi şart.","label":7} {"text":"2 filmi de dün ardarda izledim. 2. film için baya eleştiri okumuştum ama ben 2 filmden de müthş keyif aldım. 2 film arasında neredeyse 1 saatlik bile ara vermedim ve yaklaşık 6 saat zevkle severek izledim. Yalnız eleştiriler sanırım kitaptan farklılık olduğu vs. üzerine onu bilemiyorum kitabı okumadığım için. Ben sadece film eksenli konuşuyorum, hem ilk hem bu film için puanım ortak; 8/10.","label":7} {"text":"KONU ANLATIMIYLA GERÇEK BİR BAŞYAPIT 10/10 Uzun zamandır güzel bir film önerisiyle gelmiyordum ve bende gerçekten iyi filmleri ıskaladığımı fark etmeye başlamıştım. Aslında bu arada bir çok ödüllü ve eleştirmenler tarafından çok beğenilen filmler izledim ama bende nedense istenilen etkiyi yaratmadı, Amour ve Kıskanmak gibi. İşte Persepolis bu arada ilaç gibi yetişti hem kaliteli, hemde akıcı bir şekilde ilerleyen film açlığıma. Baştan söylemekte yarar var, Persepolis bir animasyon filmi ama bildiğiniz Disney animasyonları gibi de pembe bir dünya anlatmıyor. Persepolis, son dönem İran'da yaşanan olayları küçük bir kızın bakış açısından anlatıyor, devrimle İran:'da Şah'ın devrilmesi ardından, daha demokratik bir ülke kurma hayalleri olan İranlıların islami devrimle beraber iyice kötüleşen yaşam koşulları ve sınırlanan özgürlüklerini izleme şansı buluyoruz. Marjane'de 5 yaşından 20'li yaşlarının ortasına kadar hikayeyi anlatarak, bizi olayların içine dahil ediyor. İslam cumhuriyeti denen saçmalığın ve palavranın da gerçek yüzünü görüyoruz. Film Marjane Satrapi'nin kendi yaşamını anlattığı kitabınında bire bir çevrimi, fransız yapımı bir animasyon. Persepolis, İran'ın İslam/Molla devriminde yaşanılanların bir ailenin kız çocuğunun gözünden anlatıldığı sağlam bir yapım.Filmin siyah beyaz oluşu olayların ciddiyetini ve etkileyiciliğini arttırmış.İçerdiği ağır dram ve kara mizah unsurlarının da ne kadar iyi detaylar olduğunu es geçmemek gerek.Kısaca filmimizin konusuna odaklanırsak tarih bilgilerimiz ışığında şunları söyleyebiliriz: Dönemin lideri Şah Muhammet Rıza Diktatör lakin modernist bir şahıstı.Kendisine karşı gelenleri mahkum veya idam etmekten çekinmemiş ancak ülkesinin gelişimi için elinden geleni yapmaya çalışan, yaptığı Ak Devrim ile Kadınlara oy hakkını tanıyan, farklı bir liderdi.Tarımdan sanayiye geçip ülkesini kalkındırmaya çalıştığı sırada fanatik dincilerin, fakirlerin ve cahil kesimin hışımına uğradı ve ülkesini terk etmek zorunda kaldı.Filmde denildiği gibi ''Daha kötüsü gelemez.'' diye düşünen halkın içi rahattı ancak ilerisi onlar için bir daha hiç aydınlık olmadı.Şah tarafından defalarca sürgün edilen Dindar muhalif İmam Humeyni kaçan Şah'ı görünce fırsatını iyi kullandı ve ülkesine dönüp yalan vaatlerle yeni lider oldu.İran'ın İslam Devriminden önceki tarihi onun en büyük nefretiydi.Bu yüzden önce muhalifleri ve eski hükümet yetkililerini ortadan kaldırdı daha sonra da tarihi... Kadınların kapanması, alkolün ve batı müziğinin yasaklanması gibi yasalar getirildi.Müzik kasetleri el altından satılıyordu, insanlar istediği sanatçıyı dinlemeye korkar hale gelmişti.Irak savaşının patlak vermesiyle iyice yaşanmaz hale gelen İran'dan insanlar kaçar hale geldi.Günümüzde birçok İranlı yurtdışında yaşamaktadır.Bazıları o dönemde din değiştirmeyi bile düşünmüştür.Hatta değiştirmişlerdir de.Ancak daha sonra ''Din değiştirmenin cezası idamdır.'' gibi hükümet tarafından duyurular yapılınca, bu kesimin sayısı da azınlığı geçmemiştir.Özellikle 2.sınıf insan muamelesi gören İranlı kadınların yaşadığı sıkıntıları iyi noktalardan yakalayan iyi bir film Persepolis.Molla devrimi hakkında söylenecek daha çok olay ve ayrıntı olmasına rağmen bu film için ana hatlarıyla bu bilgiler yeterlidir.Çünkü bu bilgiler filmi daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.Böylelikle bu harika kurgulu animasyon filminden daha çok zevk alabilirsiniz.Puanım 9/10.","label":9} {"text":"Konu bayağı saptırılmış ilk filme göre. Ayrıca yüksek korku unsuru ikinci filmde yerini Hristiyanlık propagandasına bırakmış. Tek kamera ile yapılmış olması bir avantaj olsa da bu avantajı iyi değerlendirememiş. İlk film kat be kat daha iyiydi.","label":6} {"text":"Efsane serinin başlangıcı. Rocky solaktır ve kuzey bilek diye adlandırılır filmde, tabii bir de İtalyan Aygırı lakabı vardı. Apollo'yu ringe dar ettiği sahneler çok keyifliydi. Müthiş bir hikaye, ama izlemeyen varsa izlesin demicem, izlemeyen yoktur diye düşünüyorum..","label":7} {"text":"ilk 20 dk içinde çok güldüm sonra tek düzen devam etti film. zafer alagöz oynadığı karakter bana yeşilçamdan 'ali şen' hatırlattı. filme gelince dekor, kostümler, mekanlar, müzik çok güzel sadece bana senaryo zayıf geldi baştaki yoğun akış devam etseydi daha komik bir film çıkardı ortaya.filmin devamın da geliyor 'yahşi doğu' cem yine gora-arog benzetmesi yaptı yahşi batı-doğu yalan yok bu konuda iyi ama bir konuda da sanki onu izleyenlerle dalga geçiyor gibi geliyor. ne yapsam izler bunlar diye bu beni sinirlendiriyor. hokkabaz-herşey güzel olacak gibi filmlerde yapmasını bekliyorumoyunculukalra gelirse övülecek bir performans bulamadım ben o yüzden10/5","label":4} {"text":"Ruhu olan bir film. Duygu arayanlar ruh arayanlar izlesin...","label":9} {"text":"Film bir türlü insanı içeri almıyor. Bir müzikleri var iyi denebilecek. Bazı saçmalıklar da gözüme çarpmadı değil. Mesela: 1) Posta güvercini öyle adres falan bulamaz. Onun tek özelliği nereye gidersen git saldığında eve geri dönmesidir. 2) Her istediğin arabayı öyle eline bir cihaz alarak açıp, çalıştırıp kaçıramazsın. gibi.","label":8} {"text":"Kadro çok güzel... Başlangıcı kötü fakat çok geçmeden toparlıyor ve aynı heyacanla bitiyor. Sorunda burada zaten patlama yapamıyor. Ama kesinlikle çöp değil. 6,7/10","label":7} {"text":"Farklı filmlerden göndermeler de bulunan muhteşem film. Herkes sevemeyebilir elbette.","label":7} {"text":"inceden dini eleştirmesiyle,nereye koyacağımı şaşırmama rağmen,çok etkili olmayan gerilim sahneleriyle,vasat finaliyle ortalamayı geçemeyen buna rağmen patricia arquette'nin etkileyiciliği,gabriel byrne'nin karizmasıyla izlenebilirliği katlanan,çoğu zaman ''the exorcist'' filmine benzeyen,kumaşı sağlam olsa da,korku severlerin ''korku''ihtiyacını pek karşılayamayan,1999 yapımı rupert wainwright filmi..","label":4} {"text":"Filmin en başarılı oyuncusu (başrolde de olan) Josh Hartnett gerçekten de. 40 Days 40 Nights’ı tanımlamak gerekse ’tipik bir Amerikan gençlik komedisi’ derim. Ancak emsallerinden bir hatta birkaç gömlek üstün olduğunu da söylemek gerek. Son olarak, filmde çok da fazla gülmediğimi söylemek istiyorum...","label":5} {"text":"As Good As Dead : Diyalog açısından daha ön planda bir yapım yapmışlar. Her ne kadar belli başlı temaları olan bir yapım olsa bile gene de kendini izlettirmeyi başarıyor. Bunun dışında gizem yönünden de oldukça doyurucu olmuş diyebilirim. Filmi izlerken acaba dedirtecek kadar gizemli bir yapım izledim. Tabi bunun dışında filmin başka bir özelliği de sağlam oyuncu kadrosunu bünyesinde barındırması Andie MacDowell, Cary Elwes ve Matt Dallas gibi isim yapmış önemli bir kadroya sahip bir yapım. Ama gene de kadroyu görüp aşırı beklenti içine girmeden izlerseniz iyi olur diyorum.","label":5} {"text":"Alper kulsuz olmamış bence olmalıydı filmde rol ağırlığı cünyor da olsaydı da Alper kul Gine de oynasaydı","label":1} {"text":"bu film 2019da çekilmemiş miydi müjde hanımda görmüştüm sanki bilgi sahibi olan varsa yazabilir mi ettim??","label":9} {"text":"Ben hep serilerin finalinin 2 bölüme ayrılmasını saçma bulmuşumdur. Bu konuda ilk akla gelen örnekler Harry Potter ve Alacakaranlık. Mesela Harry Potter ve Ölüm Yadigararı Bölüm 1'deki bir kaç sahne çıkarılarak film daha kısa bir hale getirilebilinirdi. Bu konudaki ana örnek Harry ile Hermonie'nin dans sahnesi. Bu sahne kitapta bile yoktu, öylesine koymuşlar sanki. Bundan sonra Alacakaranlık mevzusuna girmek hiç ama hiç istemiyorum. Şimdi ise bu 2 bölüm kervanına Açlık Oyunları da katılıyor. Aslında gereği yoktu çünkü serinin tüm filmlerinin sonu zaten yarın kalıyor(!). Gerçi bu duruma alıştık diyebiliriz. Ayrıca serinin 2. filminin getirdiği büyük başarı sayesinde 3. film için beklentiler iyice arttı. Ama sonucun hüsran olduğunu söyleyebilirim. Ha film iyi mi? İyi ama yetersiz maalesef. Serinin bu filmi diğerlerine göre daha sakin, ara sıra sıkıcı, daha az etkileyici olan bir film olmuş. Ayrıca serinin bir önceki filmi, uyarlandığı kitaba oldukça sadık kalırken, bu film o konuda biraz yalpalamış. Tabii ki bu etkenler bu filmde daha az olduğu için, filmin başarısını büyük bir derecede etkilemiş. Sıradan gidiyorum. Film epey bir sakin. Aksiyon sahneleri sadece fragmandakilerden ibaret. Bu yüzden filme aksiyon filmi amacıyla giderseniz, büyük bir hayal kırıklığına uğrarsınız. Sıkıcılık, önceki etken ile aynı şey. Film, türünün hayranı olmayanlar için oldukça bayıcı bir deneyime dönüşebiliyor. Ara sıra işin içine gerilim sahneleri giriyor ama sonra bitiyor ve unutuluyor işte. Neticede film daha az etkileyici oldu işte. Çünkü filmin başarılı olmasını sağlayan temel bir etken yok. Özellikle de filmin en kötü yanı, bu filmin sadece basit bir geçit görevi görmesi ayrıca da filmin epey bir havada kalan sonu. Keşke başka bir şekilde bitirseydiniz filmi. Yani her şeyin son filme kaldığını biliyoruz. (bu arada bu haber bugün geldi, Açlık Oyunları büyük bir ihtimalle bir spin-off olup beyazperde de yolculuğuna devam edecekmiş. Pes yani,başka bir şey diyemiyorum buna Peki filmin iyi tarafları neler? Öncelikle filmde aksiyon az ama aksiyon olunca seyirciyi son derece etkilediğini söyleyebilirim. Bunun dışında Jennifer Lawrence, Elizabeth Banks, Sam Claflin, Josh Hutcherson'ın oyunculukları çok başarılı. Ayrıca Haymitch'i ( Woody Harrelson) de kutlamak lazım. Woody, filmin sıkıcı anlarında araya girip ya güldürüyor ya da tempoyu arttırmayı başarıyor. Son olarak filmin müzikleri çok başarılı. Akla ilk önce 2 başarılı şarkı geliyor. İlk önce Jennifer Lawrence'den The Hanging Tree ve başarılı şarkıcı Lorde'dan Yellow Flicker Beat&, film bitince akılda kalan şeylerden bazıları. Sonuçta, aslında ortaya çıkan sonuç iyi denilebilir ama seyirciye yetmiyor işte. Daha iyisi olabilirdi. Ama bu haliyle de izlenebilir bence. Ama serinin en zayıf kalmış filmi diyebilirim.Yani ona göre film seçiminizi dikkatlice yapın. Serinin hayranları için izlenebilir ama serinin hayranı olmayanlar içinse bayıcı bir deneyim olarak akıllarda kalacaktır. Gelecek yılki serinin son filmi, kesinlikle bol aksiyonlu ve başarılı bir deneyim olacak, burası kesin. Yani son filmi izlemeden önce bu filmi de bilmeye yarar var diyorsanız izleyebilirsiniz. İyi seyirler, düşük beklentiler ile izlenebilir. 3/5","label":5} {"text":"çok eğlenceli çok profesyonel bir Türk filmiydi. gurur duydum. mutlaka izlenmeli. haluk bilginer ile beyazıt öztürk yeteneklerini döktürmüşler.","label":9} {"text":"Code Blue... Hollanda-Danimarka ortak yapımı Mavi Kod, 81 dakikalık kısa süresi içerisinde görsel bir şölen sunuyor orası kesin. Filmin ana karakteri Marian'ın cinsel sapkınlığını anlatmakta da yer yer çok başarılı. Fakat filmin \"yalnızlık\" üzerine çözümlemelerinin izleyiciye yeni bir şey sunup sunmadığı ve final sahnesiyle izleyiciye verilmek istenen mesaj ise tartışılır. Filmin başrolündeki erkeğin \"saç tipi ve suratıyla\" Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisindeki Mete ile No Country For Old Men'deki Anton Chigurh karakterinin ergen versiyonunu anımsattığını özellikle belirtelim :)","label":6} {"text":"cesur ve oldukça sevimli.işte iyi film karakteri diye ben buna derim ;)","label":9} {"text":"Sinan Çetin in, sevdiğim filmlerinden...","label":9} {"text":"Mükemmel tam anlamıyla harika. Çok severek izlemiştim halada aylar geçtikçe izliyorum.","label":9} {"text":"marique ye fena halde gıcık oldum. bildiğimiz conan ama savaş sahneleri falan gayet harketliydi hatta bi ara o kadar kanı midem kaldırmıcak sandım. aç aç izlemeyin. bu kadar aksiyonlu olmasaydı sıkabilirdi. iyi kurtarmış bence.","label":6} {"text":"Fazlasiyla abartilan hatta ödüle bogulan ne balonlar gördük yilla içinde hepsini foyasi çikti ortaya ama hiç bu kadar abartili, kötü, kilise bir film oscar almamisti;kahramanlarimizin duvarlarda yürüdügü, agaçlarin tepesine uçarak çikilan, ama ne hikmetse acele bir yere ulasmak gerektiginde atla gidilen, aksiyon sahneleri etkileyici olmaktan çok güldüren Çin efsanesi anlatiyoz diye klise bir ask hikayesi ve bir ton saçmaligin yer aldigi çok çok kötü bebat bir film.","label":1} {"text":"Bu film, hakkında yorum yazmaya bile değmez. Zaten millet şartlamış kendini buna gülmek için. Ben burada ne kadar ağlaşsam da ancak gerçek sinemaseverlere bir faydam dokunur. Türk komedisi, Türk mizah anlayışı, Türk kahramanı, Türk filmi, Türk halkı bu mu yani? Yazık ya... Allah aşkına böyle bir filmi izleyen yabancı ülkeden iğrenir ya, nasıl bir iş bu? Bu filmde yaşlı bir kadına bile el hareketi çektirilmiş bir sürü küfür ettirilmiş, olacak iş değil! Berbat, boş, iğrenç... Ne desem azdır. 0,3/10","label":1} {"text":"Yeni hicbirsey yok,uzaylilar usaya saldirir yine kahraman pilotlar,baskan,deli doktor ilk bolum zaten narkoz etkisi aman ha paraniz cepte kalsin","label":5} {"text":"Bir film günümüz teknolojisini, imkanlarını ancak bu kadar kötü kullanabilirdi. Daha önceden bir sürü filmde gördüğümüz tip çatışma sahneleri, kostümler ve hikayesi olan gereksiz bir aksiyon filmi. Stephen Sommers, Mummy filminden sonra bu kadar kötü bir film yapmayı nasıl başarmış, hayret bir şey. 3,0/10","label":2} {"text":"Yapış yapış dramdan uzak, durumu olduğu gibi anlatan, ötenaziye giden bir genç kızın duygularını gerçekçi biçimde izleyiciye geçiren güzel bir dram filmi Und Morgen Mittag Bin İch Tot. Beni epey etkiledi.","label":6} {"text":"Gerilimden ziyade psikolojik olarak nitelendirebiliriz. Pek çok yorumdaki kadar gerilmedim ama film sürükleyici ve başarılıydı. Celda 211'den tanıdığımız Malamadre'miz Luis Tosar, ve yine Celda 211'den tanıdığımız Marta Etura'nın çok iyi oyunculuk çıkardığını söyleyebiliriz. Cesar sadece mutsuz değil, aynı zamanda takıntılı. Filmin sonu ise alışılagelmişin dışında olduğundan gayet başarılı. \"Gayet\" demeyeyim hadi, bence \"net\" başarılı.","label":6} {"text":"Çok tatlı ve komik bir film bebek sevgim depreşti","label":7} {"text":"\" Rembetiko, İzmir ve İstanbul rumları arasında ortaya çıksa da coğrafi bölgesi Yunanistan olup bağlama ve bazika gibi çalgıların olduğu, daha çok İzmir usulü Kafe Aman'larda çalınıp söylenen ve genellikle otoriteye karşı gelen ve esrar yuvalarında yaşayan toplulukların icra ettiği bir müzik türüdür \" Filmde bir Sur esintisi varmış gibiydi.. Yalnızlığın kadınlarının ezgileri ve kim bilir kaç hüsrana tanıklık etmiş seslendirmiş müzik aletleri.. Ne güzel bir filmdi.","label":8} {"text":"birbirlerinden tiksinme derecesinde nefret eden eski karı-kocanın başlarına gelen ilginç olaylar karmaşasında tekrar aşklarını keşfettikleri romantizm dolu aksiyon filmi.. puanım 3","label":2} {"text":"Avrupa ve asya sinemalarının hızlı yükselişine şahit olmaya başladığımız şu günlerde yine izleyici tarafından oldukça beğenilen bir yapım rec. Olağan bir durumda yaşanan olağanüstü bir durumu korkutucu ve soğukkanlı bir şekilde anlatmış yönetmen izleyicisine. Burada tabi yönetmende bir nevi filmin oyuncusu görevini üstlenmiş. Amatör bir kamera tarafından kaydedilen görüntüler son derece usta bir anlatım tarzıyla izleyiciye aktarılıyor. Filmin ilk yarısı o kadarda hareketli olmasada özellikle ikinci bölümün başlangıcından itibaren tempo hiç düşmüyor. Kapalı mekanın vermiş olduğu tedirginlik, çığlıklarla birbirlerini kovalayan insanlarla bütünleşince korku dolu sahneler çıkıyor ortaya. Hiç bir çığlık benim bu filmdeki kadar ürpermeme neden olmadı. Filmin amacı korkutmak olduğuna göre ben ve salondaki diğer izleyicilerin filmden gerçekten korktuğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Filmin finali, şuanda çekilmekte olan devam filminin geleceğini işaret ediyordu zaten. Umarım filmi beğenenlerin beklentisini boşa çıkarmayacak kadar başarılı bir devam filmi izleriz. Son dönemlerde gösterime giren korku filmlerinin yerlerde süründüğü bir dönemde rec, izleyiciyi fazlasıyla tatmin edecek ölçüde korkutucu ve başarılı bir korku filmi...","label":6} {"text":"Salt aksiyon ya da uçuş filmi bekleyenleri hayal kırıklığına uğratabilir. Bu filmin tek teminatı muhteşem bir Denzel Washington performansı. Filmin en büyük sürprizi benim için John Goodman oldu. Adamı görür görmez, ister istemez yüzümde bir tebessüm oluşuyor. Umursamaz, rahat adam karakterini ondan daha fazla kimseye yakıştıramıyorum. Uzun süresine rağmen sıkılmadan izlenebilecek bir film.","label":7} {"text":"ya çok seveceksiniz, ya da ilk 10 dk bile katlanamayıp nefret edeceksiniz. bu durumlardan birbirine geçiş de olabiliyor, bu yüzden deneyin.","label":7} {"text":"Amatörlük dönemlerinde çekmiş oldukları, birkaç gencin bir araya gelip farklı konuları kendi espri anlayışlarıyla anlatmaya çalıştıkları bir kısa film. Oldukça kötü olması dışında bir numarası yok.","label":1} {"text":"ilk filmin yanına bu filmde yaklaşamaz ama yinede oldukça başarılı ve kaliteli bir film zaten istediği kadar iyi olmasın al pacino ve diğer oyuncular perdenin önünden geçseler bile izlerim","label":6} {"text":"Açıkçası ben filmi beğendim. Belki de amacım sadece boş vaktimi değerlendirmekti ve hiçbir beklentim olmadan girdim filme, beğenmemin sebebi bu olabilir. Ama bir arkadaşın yorumunda bahsettiği şey benimde dikkatimi çekti, Poe'nun tanıtımı konusunda film başarılı değildi, sadece alkolik yönüne değinilmişti.Klişeleri de çok fazla içinde barındırdığı doğrudur ama fazla beklenti içinde olunmadığı sürece beğenilecek bir film olduğuna inanıyorum.","label":7} {"text":"İzlediğim en samimi ve içten film olabilir farklı bir kültür çingeneler gerçekten. \" Çok uzun yollarda yürüdüm, mutlu çingenelere bile rastladım.\"","label":7} {"text":"Filmin ismi çok hoşuma gitti sırf o yüzden izledim. İzlemezseniz çok şey kaçırmazsınız.","label":6} {"text":"Kesinlikle güzel bir gerilimdi. Heran her yerde hiç tanımadığınız biri dimdik size bakıyor ve yavaşça üzerinize doğru geliyor. Konu bence çok güzel ve farklı. Yüzlerce kişi içinde bile olsanız biri size dimdik bakıyorsa siz onu farkedersiniz yönetmen bu detayı güzel yakalamış bence. Üstelik yönetmenimizin süper bi mesajıda var evlenmeden olmaz demelisiniz yoksa ahanda başınıza bu gelir. Öyle tanımadığınız insanlarla gece gece kuytulara tenhalara tekinsiz yerlere gitmeyin diyor. Bence haklıda. Film korkutmuyor ama iyi geriyor. Farklı bi moda yada duyguya sokuyor. Filmin eksilerine gelince ana kahramanımız çok pasif. [spoiler][/spoiler]Çaba yok anlamak için araştırma yok kurtulmak için bi çözüm aramıyor önüne gelenle yatıyor bu nasıl iş. Halbuki çevresindeki insanlara bulaştıracağına tanımadığı bi adamla halledebilirdi bu işi tıpkı sevgilisinin ona yaptığı gibi. Ama bizim pasif sadece kaçma kovalamaca oynamak istedi. böyle mıy mıy karakterleri hiç sevmem.","label":6} {"text":"Senaryosundan kaynaklanan etkileyici atmosferi ile iz bırakan bir çalışma. Merdivenlerde gezinen çocuğu unutamadım mesela. Lopez'in şüphesiz en iyi performansı, D'Onofrio'da oldukça iyi. Psikolojik-gerilim sevenler kaçırmasın...","label":6} {"text":"Amerikanın günah çıkarması olarak algılayabiliriz bu filmi.Greengrassdan ortalamanın üzerinde bir politik-aksiyon.Ancak sinemada fazla gürültülü ve baş döndürücü gelebilir.Ev sinemasında izlemek daha rahatlatıcı olacaktır.","label":6} {"text":"Karmakarışık,ne ararsanız var ama eğlenceli.Yönetmeni de kutlamak lazım,bu kendine has film için...7/10","label":6} {"text":"How to train your dragon 2 ilk film kadar güzel ilk film kadar etkileyiciydi. How to train your dragon filmi epic ve fantastik konu içeriği elbette ejderhalar nedeni ile benim için türünde özel bir yere sahip how to train your dragon 2'yi ilk filmi izlerken aldığım kadar çok keyif alarak izledim bu nedenle how to train your dragon 2 de benim için türünde özel bir yere sahip oldu şimdiden üçüncü film çıksa diye umut etmekteyim umarım seri devam eder. Üçüncü filme dair bir teori Stoick ile beyaz alfa beraber dönecekler. :D","label":8} {"text":"gayet keyifli bir film tavsiye ederim izleyin :)","label":7} {"text":"her egelinin özellikle de gurbette yaşayan her egelinin izlemesi gereken flm. süper şiveleriyle beni benden almıştır.","label":6} {"text":"Filmde koptuğum bir diyalog;egzersiz yaptım kanatlarımı tut. Ve sonda taş hediye etmeleri çok güzeldi ama film 6/10","label":5} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en eğlenceli film. Scorsese'nin de en eğlenceli filmlerinden biri olduğu kesin. Goodfellas kadar iyi bir film değil tabi ama gayet iyi bir film. Bir de, birazcık uzun. Oyuncu kadrosu ve görsellik de elbette çok iyi.","label":7} {"text":"Kolay kolay türk yapımı romantik film izlemem çünkü başı , ortası , sonucu bellidir ancak Bir küçük eylül meselesinde sonu tahmin bile edemedim gerçekten çok farklı bitiyor diğer romantik filmlere göre üst bir yapım olmuş . Engin Akyürek ' in oyunculuğu rolüne tam oturmuş gerçekten çok güzel oynamış.","label":8} {"text":"4kişi gittik üçümüz beğendik.Köy çok iyiydi.Mekanlar bile korkuttu.ikinci yarısında film çok gerdi.Sonundaki sürprizini eh işte fena olmamaış El kamerası filmlerinde ben daha çok etkileniyorum.","label":8} {"text":"Dünya'nnı yakınından geçen bir meteorun uzay-zamanı etkilemesi üzerine.. Bir olay olur bazen geleceği değiştirdiği gibi aynı zamanda yaşananları da değiştirir.. Bir mekanda geçen birkaç oyuncudan oluşan diyologların ve karakterler arası ilişkinin çok iyi kurgulanmış ve gerilimin ayarının çok iyi ayarlandığını düşündüğüm bir film. Tavsiye edilir.","label":7} {"text":"Kendi yazdığı karaktere aşık olan bir yazarın ego savaşından galip çıkmaya çalışırken yediği gollerin toplu gösterimi olmuş. Filmin hem yazarı hemde oyuncusu olan Zoe kazan yakın akrabası Türkiye'den göçmüş bir ailedir. Neyse uzatmayalım film güzel olmuş. kesin seyredin derim. Ama ilk 30 dakikayı lütfen sabrederek geçirin. Film sonradan yarış atı gibi açılıyor. :)))","label":7} {"text":"Bir kaç kötü türk filminden biri ömerçip.....3/10","label":2} {"text":"bu cronenberg çok acayip bir yönetmen ya, çok dahiyane fikirler barındıran senaryolara sahip filmler çekmiş ama prodüksiyon olarak hep bir zayıflık var filmlerinde. scanners da öyle bir film hatta ne yazık ki izlediğim diğer filmlerine göre sadece filmi oluşturan fikir bakımından çekici. fikir muhteşem ama işleniş yetersiz kalmış. normalde çok acayip noktalara gidebilecek bir filmken sıkıcı bir senaryo, girift olmayan bir olay örgüsü, zayıf oyunculuklar ile sıradan bir film haline gelmiş. yine izlenir ama çok bir şey beklemeyin.","label":7} {"text":"sırf pattison hayranlarını çekebilmek için orjinal adı water for elephant: filler için su olan ismi aşkın büyüsü diye türkçeye çevirmek oldukça gülünç... Neyse","label":0} {"text":"Diğer iki filmden geri kalmayan bir iğrençlik. Film seri olarak dev bir çöplük olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Ne tarafa kusuyoruz ??","label":0} {"text":"Ortalama bir zombi filmiydi... Basit ve kısa anlatımla sıkmıyor fakat efektler göze batacak şekilde kötüydü. Çok daha iyi alternatifleri olmasına karşın bu filmede çok kötü demek olmaz.","label":3} {"text":"Korkunun yanı sıra bayağı eğlenceli bir film hatta komedi yanı daha ağır basıyor, güzel zaman geçirmek için izlenebilinir özellikle karakterler çok iyidi.","label":8} {"text":"Sakın gitmeyin 05 yaş için.... 5 para etmez zamanınıza Yazik filmi doldurmak için bos sahneler ve insanlar","label":0} {"text":"O çocuk bu kızı ele vermedı mı grupca gezenlere bu nasıl aşka donustu lan. barı esas oglan cesur olsaydı. ya da ne bılıyım fılmdekı orman sahnelerı azcık daha gercekcı olsaydı kucuk cocuk öldurmedi esas kızla oglan hıc bıze ıyı göstermek ıcın sacmalık burda baslıyor. ayrca tek kısının sag cıkıcagı bıyerde kı grup olayına hıc anlam veremedım ama yınde de özgun bır fılm ve sevdımmmmmmmm","label":7} {"text":"Güsel bi tarih filmi.Jeremy Irons beklediimden daha iyi bir performans çıkarmış,gerçekten tarih filmlerine çok yakışıyor kendisi.Ve genellikle bu tür filmler sıkıcı olurken ben hiç sıkılmadım.İzlenmeye değer...","label":7} {"text":"Favori filmlerindendir. Senaryo çok zekice...","label":9} {"text":"Animenin en iyi örneklerinden biri! Sıradışı bir hikayesi olan bu filmden gerçekten etkileneceksiniz. Yani izledim demek için değil, izledim demek için :)","label":9} {"text":"Eğlenceli bir film çocuklarınız varsa sizde onlarla hiç sıkılmadan izleyebilirsiniz.","label":6} {"text":"Özellikle casting konusunda çuvallamışlar. Filmdeki ölüm örüntüsü olayların film uyarlaması Stab setindeki aktörlerin ölümleriyle gerçekleşiyor. Ve kurmaca Stab filminin oyuncuları sahiden karakterlerin gerçeklerinin ucuz birer kopyası gibiler. Type casting zenci oyuncu var, durum o kadar vahim. Bu yüzden kimin öldüğünün duygusal anlamda da zerre önemi kalmıyor. Wes Craven da seriye dair heyecanını kaybetmiş gibi. Kendi taklidini yaparak çekmiş bu işi. Bu bir slasher filmi ve diğer slasher filmlerinin matematiğine sadık kalmayı hedefliyor. Fakat bunu eğlenceli ve zekice yaparken, yaratıcı bir şeyler eklemeyi de beceriyordu. Yaratıcılık \"Sidney film setinde eski odasına girsin ve orada annesini görsün\" seviyesinde. Dokunmaya çalıştığı 1-2 tane arı kovanı var ama onlara da elini tam olarak daldıramıyor. Kadına şiddet, Hollywood'da kadına yapılanlar, tecavüz ve taciz eden erkek film yapımcıları dilinin tam ucundayken geri çekiyor. Birçok açıdan hiç mi hiç olamamış bir film.","label":5} {"text":"Resmen hayatimdan 2saat calindi Resmen hayatimdan 2saat calindi Resmen hayatimdan 2saat calindi Resmen hayatimdan 2saat calindi","label":0} {"text":"valla birçok süreklli birbirinin aynı filmlerdense bu tip animasyonları tercih ederim... İlkini izlemek için küçük kardeşimi götürmüştüm sinemaya, diğerini de divz olarak izledim 2.side güzeldi ama aralarında ki fark seslerndrimede. Gerçekten de M.Ali ve O.Bayülgenle film daha bi güzel inşallah değişmeden yine onlar seslendirir...","label":7} {"text":"!!!!!! rezalet bir film asla izlemeyin !!!!!!! Biz izlediğimize pişman olduk İffıdkfkfkfoffffıdffkfkfkfkffkfkdkdrkffkkfkddfkdkfkffkdıdkddkdkddkdkdd iğrenç","label":0} {"text":"kesinlikle spartaküsün bir bölümü bile etmez. ayrıca görsel effeck ve savas sahnesi hiç yok","label":3} {"text":"john ford ‘un klasikleşmiş westerni ‘Posta Arabası havasında son derece iyi yazılıp, iyi çekilmiş, oyunculukların kusursuz olduğu sezonun ve yılın en önemli filmlerinden biri türün meraklılarına şiddetle tavsiye ederim 10 üzerinden 8 scott cooper'ın yeni filmi,aynı zamanda ilk westerni Film 1800'lerde geçip kızılderililerden nefret eden bir askere odaklanıyor, Hostiles filmin konusu, 1890’lıların Amerika’sında, New Mexico’dan Montana topraklarına ailesiyle birlikte geri dönmek isteyen Cheyenne savaş şefi ve onlara başkanın yazılı emriyle eşlik etmeyi kabul eden efsanevi Ordu kaptanın, yol öyküsünü ve yol boyu karşılaşatıkları zorlu süreci ele almaktadır. Vahşi Komançilerin kendilerinden olmayanlara duydukları akıl dışı nefretle sakin Cheyenne’lerin barışçı, bilge olgunluklarının karşı karşıya gelmesiyle birlikte öykünün seyri değişiyor Savaş ve şiddetin etkisiyle karakteri sertleşmiş olan ABD süvari subayı Blocker'a, bir Cheyenne savaş şefi ve ailesinin Montana'daki kabile topraklarına geri dönüş yolculuğunda eşlik etme görevi verilir yılarca savaştığı yakalayıp 10 yıl boyunca askeri hapishanede mahkum edilen askerin düşmanı chayenne şefine evine dek eskortluk yapmasını, bu sürede değişmesini konu alıyor. eşlik ettiği şef yıllar boyunca en büyük düşmanlarından biri olmuş ve birçok asker arkadaşının hayatını ellerinden almıştır cooper'ın dramı fazlaca abarttığı anlar filmin aleyhine işliyor kanımca. neticede oyuncular çok iyi, christian bale kindar asker rolünde her zamanki gibi bekleneni veriyor, rosamund pike acılı anne rolünde jestleri ve mimimikleriyle mükemmel timothee chalamet, ben foster, stephen lang, wes studi, jesse plemons çok görünmeseler de filme renk katıyorlar. filmin yavaş tempolu olduğunu belirtmeliyim. Dram yönünün çok olduğunu sonuç olarak Yol filmi görünümlü klasik western, tarzında örnek göstermem gerekirse western klasiği olmuş tarzın kült filmi john ford ‘un ‘Posta Arabası havasında son derece iyi yazılıp, iyi çekilmiş, oyunculukların kusursuz olduğu sezonun ve yılın önemli filmlerinden biri türün meraklılarına şiddetle tavsiye ederim","label":8} {"text":"Bazı detaylar atlanmış ve havada kalmış sahneler var filmde. Çok daha iyi bir film olabilir demek istiyorum ama içimden bir yandan buna da şükür diyorum. Sonu ne kadar tahmin edilebilir olsa da diğer Türk korku-gerilim filmlerinden daha iyi olduğunu düşünüyorum. İyi seyirler.","label":5} {"text":"ben iksv festivalde izleme şansı buldum. gerçekten çok iyi bir film. pamukların arasında geçiyor. eski filmlerin sinemada yeniden izlenmesi beni çok mutlu etti :) festival haricinde :)","label":4} {"text":"harika bir film.. değişikti.. sıkılmadan izlenebilecek bir film.. naomi çok başarılıydı.............","label":8} {"text":"Filmi dün sinemada izledim. Güzel lakin asla puanı 8 i geçemez 7.2 / 7.7 arası bir film bence. Gereksiz derecede uzun bazı diyaloglar adamın canını sıkacak kadar uzun. Aksiyon filminde bazı yerlerde uykumu bile getirdi. Bu kişisel bir problem olabilir ama ben çok sevmedim ama 7.2 puanı verdim o kadar da kötü değil sadece 8 üzeri alacak bir film değil.","label":6} {"text":"En umutsuz hayatlardan birine atlayan sihirbazın siyah rengine rest çekişini, ışığın rengini umutsuzluğa anlatışını izliyoruz. Hırsa, ümide, hayale, çaresizliğe birde bu açılardan bakmanız gerekli. Gülümsetiyor, göz dolduruyor, yutkunmaya engel oluyor, sevindiriyor, kısaca bambaşka... Ama onun alfabesi, tıpkı benimki gibi, \"a, b, c, d, e\" diye başlamıyor. S, i, y, a, h\" diye başlıyor. Siyah...","label":8} {"text":"Genelde, romanlardan uyarlanmış filmler hakkında yorumda bulunacağım zaman uyarlanılan kitapları da okuyarak, en azından kalemine güvendiğim veya eşit düşünce-zevk paydasında bulunduğum eleştirmenlerin fikirleri ışığında yorum yapmayı tercih ederim. Die Welle'nin uyarlandığı kitabı okuma şansım olmadı fakat edindiğim izlenimlere göre filmin uyarlaması kitabından daha sönük olmuş. Die Welle, 1967 yılında Kaliforniya'da yaşanmış gerçek bir olayın günümüz Almanya'sına uyarlanışını konu ediniyor. Film, temel amaç olarak faşizmin dinamiklerini, nasıl geliştiğini ve topluluklar içinde büyüyerek ne tür sorunlara yol açabileceğini seyirciye aktarmayı ön görüyor. Genç ve dinamik oyuncu kadrosunun iyi işler çıkardığı filmin bir diğer başarılı tarafı ise karekterlerin psikolojik analizlerinin yeteri kadar iyi olması ve seyirciye doğru aktarılması olmuş. Öteki taraftan, filmin nezdimde ''vasat'' kategorisinde yer almasının sebebi ise senaryonun tatminiyet seviyesinden bir hayli uzak olması ve yer yer haddinden fazla uzayarak seyirciyi anlam karmaşasına sürükleyen diyalogları oldu.","label":4} {"text":"Gınaa geldi artık bana bu seriden... Beğenmedim fazla..","label":6} {"text":"vizyondaki en iyi film.özellikle Ben Kingsley döktürmüş ve dram çok iyi yansıtılmış.","label":7} {"text":"Filmi en sonunda izledim...80 dakkalık güzel bir sinema keyfi...Baya farklı bir film...","label":7} {"text":"Daha önce okuduğum olumsuz yorumlar film hakkında olumsuz önyargıyla yaklaşmama sebep oluyordu ancak izledikten sonra filmi beğendim..Filmin müziklerini yetersiz buldum ancak, daha sağlam müziklerle sağlam bir film çıkabilirmiş ortaya..10/8..","label":7} {"text":"Lorelai Gilmore'u özleyenler için izlenmesi gereken bir film. Konu olarak da değişik, güzel işlenmiş.","label":5} {"text":"Bir kerede anlaşılması güç,ikinci kez izlemeyi gerektiren filmlerden.??Lock,Stock and Two Smoking Barrels?? ya da ??Snatch?? türü bir şey bekleyenlerin hayal kırıklığına uğraması muhtemel.Guy Ritchie daha derin mevzulara dalıyor bu sefer.İzleyenleri iki ayrı uçta yer almaya iten ??Revolver?? için şunu söyleyebilirim ki ; Eğer bu film kötü bir filmse (ki bence değil),ancak ve ancak usta yönetmenlerin çekebileceği tarzda kötü bir film.","label":6} {"text":"gayet güzel eğlenceli bir fantastik yapım olmuş sihirli bir oyuncak dükkanı ve bu dükkanın yakında sahibliğini üstlenecek olan kişi molly. dustin hoffman ve natalie portmanın harika oyunculukları ortaya başarılı bir film çıkarmış izlemenizi öneririm.","label":7} {"text":"Oyuncuların isimlerine aldanıp da sakın izlemeyin. Bence çok gereksiz ve boş bir film olmuş. İlerlete ilerlete zor izledim. Sıkıcı.","label":0} {"text":"Bu aralar sıkı sık Sam Raimi izler oldum.Sebebi the evil dead 1 filmindeki ustalığını görüp hayran olmamdı.Yönetmen kara film türünü de nitelikli yapıyormuş,bunu gördüm.Çoğu kara film türünde görüldüğü üzere özensiz ve başarılamamış planlar,gizlenen paralar-mücevherler,plan sahiplerinin birbirine attığı kazıklar,parayla beraber değişen davranışlar,beklenmeyen olaylar,boş yere yok olan hayatlar bu filmde de ön planda işlenen unsurlar.Efektler,kan,şiddet öyle çok kullanılan yöntemler değil filmde ama heyecanı arttıran senaryo şahlandıkça şahlanıyor.Thornton en başarılı performanslarından birini ortaya koymuş.Birçok filmle de paralellik gösteriyor özellikle fargoyla.Fargo’dan daha önce planlanmış ama sonra çekilmiş.Basit bir plan işte,olmaz tabii:)Filmde en manidar olan da bence başta parayı kabul etmem diyen Fonda’nın planların ve olanların asıl sorumlusu olmasıydı.Sam Raimi’den iyi bir film daha...","label":7} {"text":"Senaryo zayıf olsa da Yönetmenlik ve Yapım gerçekten üst düzey. Fakat Filme neden bu kadar sert tepkiler verildi anlamış değilim. Mesajlar gerçekten çok hoştu, tabi anlayabilene. Mesela Süpertürk'ün tuvalet sahnesi mükemmel bir mesajdı ama dediğim gibi anlayabilene. süperman'in bir filmde eliyle düzeltip, film sonunda yine eliyle düzelttiği Pisa kulesini osurukla yamultması, amerikanın aya diktiği varsayılan bayrağı osurukla devirmesi ve bu mesajların daha açık şekilde Bir Türk dünyaya bedeldir, ya Süpertürk repliğiyle vurgulanması hiç mi bir şey ifade etmiyor. Hollywood olmasaydı şu an amerika bu kadar güçlü olamazdı, peki neden biz Türk Sinemasına değer vermiyoruz. Kötü bile olsa iyi niyetle, Türkiyeyi Türkiye yapacak filmleri neden yerden yere vuruyoruz. Şurası açık ki bizde Film kültürü malesef yok.","label":7} {"text":"ilk filmi çok çok güzeldi.. ikinci filmi de güzeldi.. ama bu üçüncü seri malesef olmamış.. resmen hayal kırıklığı yaşadım.. zaten ilk 1 saat gereksiz boş muhabbetler ve vıcık aşk sohbetleri ile geçiyor.. yani bu film 1. ve 2. serilerin çok çok altında kalmış..","label":5} {"text":"Yanıbaşınızda bir hikaye... O kadar olaylara yakın olmanızı sağlamış ki yönetmen filmden bir dakika kopmanın imkanı yok... Imdb top 250 list i tekrar gözden geçirdiğim de dikkatimi çeken ve İran filmlerini seven biri olarak hemen izlememin gerektiğini düşündüm. Sanırım altın ayı ödülünü alan ilk İran filmiymiş ki ve sonuna kadar hakettiğini düşünüyorum. Film de insan psikolojisinin çok iyi anlatıldığını düşünüyorum, ayrıca insan ahlakını ve insanın inancının çoğu kararlarımızda vicdanla birlikte ne kadar kuvvetli bir silah haline geldiğini göstermiş. Bu yüzden bu filmde hiç bir karaktere kin güdemedim ve kızamadım. Yönetmen farkı bu olsa gerek. Bir ayrılık hikayesini bu kadar güzel ve farklı ele alan bir film daha gelmeyecek. İzlemeyenlere şiddetle öneriyorum...","label":9} {"text":"Ya ne korkuturlardı filmde, filmden daha çok insanların yorumlarından korkmuştum zamanında. :) Ama şimdi etkilemiyor bile. Yani öyle çok etkili bir film değil, ama yine de izlenebilir.","label":2} {"text":"Hazır sırası gelmişken yorum yapayım dedim. Kitabından yola çıkarak eleştireceğim filmi. Elbette dekor güzel, oyunculuk tiyatroya yakışan bi şekilde sergilenmiş bla bla... Gelin görün ki efenim Anna böyle bir kadın değil. Kitabını okuyanlar da bana az çok hak vereceklerdir diye umuyorum. Kocasını aldatırken kendiyle verdiği savaşımdan ziyade kadını aşk kuşu yapışmışlar. Anna mutsuzdur hemde oldukça mutsuz. Okurken kafamda gözü yaşlı bir kadın olarak canlanırdı. Hele ki kocası lanet bir adamdır. Tolstoy kitapta sık sık Karenin olarak bahseder Anna'dan. Çünküğ evlidir. Başkasının malıdır. Kaldı ki evet aşık olur bu yalnız kadın. Ama tamamıyla mutlu olamaz. İstediği bir adam değil bir kişi olabilmektir. Varoluşsal bir mücadele yani. Velhasıl film kötü.","label":7} {"text":"Mitolojiyi tam olarak anlatamamakla beraber Tanrıları çok masum gösteren bir film. Arkadaş, türlü katakullilerle mevcut yönetimi Titanlardan çalan bunlar değil mi? Bunlar mı masum şimdi? Yapma, basitleşme bu tür oyunlarla ey yönetmen. Yok masumane baba-oğul figürleri, dostluklar vesaire vesaire. Hepsi sapık emeller aracılığıyla gerçeleşen evlatlar bunlar. Cronos da çok bi kötü gösterilmiş. Görsellikten başka birşey bulamadım, halbu ki mitolojiyi severim.","label":7} {"text":"Amerikan Tarihi açısından çok önemli bir kahramanı çok önemli bir olayı anlatıyor. Ancak sanki hepimiz amerikalıymışız gibi gurur duymamızı bekliyor. Bence film sıkıcıydı. Amstrong'un evlat acısı ile filme anlam katmaya çalışmışlar ama olmamış.","label":4} {"text":"Bu filmden anlamak için sanat,tarih,kültür vs bilmek gerekiyormuşmuş..Filmin ortalarındaki çakma Jackie Chan'in çırılçıplak saçma sapan akrobasik hareketlerinin sanatla ne ilgisi var birisi açıklayıp izah ederse eğer sevinirim..Günlerdir bir kaç yerde görmüştüm listemde vardı,yorumları okumadan izleme gafletinde bulundum ne yazık ki..Keşke yorumları okusaydım en azından hayatımdan 2 saat 15 dakika boşa gitmezdi..Bakın bunu tüm samimiyetimle söylüyorum,kötü filmler için genellikle böyle klasik cümleler söylenir ama bu film kadar hayatımda gereksiz bi yapıt görmedim..Yok kamera açıları güzelmişte,yok o anki tarihi yansıtıyormuşta..Filmin resmen konusu yok..İlk dakikasından son dakikasına kadar bekliyorsunuz bi mesaj verecek,bi yerden sonra heyecanlacaksınız,acaba bi sonraki sahnede ne olacak diye meraklanacaksınız ama yok yok yok..Çok ağır sıkıcı işliyor ve siyah beyaz çekilip detaylardan mahrum bırakmasıda cabası! Benim gibi birisine üyelik açtırıp yorum yaptırdı ya helal olsun..Beğenmedim tavsiye etmiyorum..Yıldızı falanda haketmiyor ama mecbur yorum yapabilmek için 0.5 yıldız verdik bakalım..","label":0} {"text":"Baya kötü oyunculuklarla çekilmiş olan bir film. Hali vakti yerinde olan bir iş adamının eski sevgilisi Mine'yi bulup erkek arkadaşının şiddetine maruz kalmasından korumasıyla başlayan hikaye çeşitli ilişki bozuklukları ile devam ediyor. Ayrıca filmin yarısında dansöz ve parti dansları izliyorsunuz.","label":1} {"text":"Görsel zenginliği güzel oyunculuk ve kurgusuna karşın sınıflar arası savaş sorununu, sıradışı birkaç kişilik ve dinsel motiflerle çözerken yeni bir Amerikan rüyası yaratılması, filmin değerini oldukça düşürmüş. 6/10","label":6} {"text":"bence gayet konusu ve esprileri güzeldi ben beğendim imbdsi 7yi hakediyor diye düsünüyor en cokta deli hikmette güldüm :D cok iyiydi","label":9} {"text":"Dylan'ın oynadığı her film mükemmel zaten :) buda baya güzel bir film dylan'ın oyunculuğu zaten mükemmel izleyin.","label":9} {"text":"Kulübenin tuvaletinde geçen sahne dışında öyle çok da fazla özelliği yok.Korkutmayı başaramıyor ve bir süre sonra sıkıcı ve kafa karıştırıcı bir hal alıyor.Stephen King uyarlamalarına ilgi duyanlara...","label":6} {"text":"Ben filmi beğendim hiç sıkmıyor, izlettiriyor. Ve izlerken sürekli bir şeyleri tahmin etmek istiyorsunuz, merak uyandırıyor. Güzel bağlamışlar. İzlenilmesi gereken bir film.","label":8} {"text":"hiç beğenmedim izlerken sıkıldım.çok fazla kötü espiri ve şaka vardı.görsel efekler iyi olmuş ama sadece o kadar","label":2} {"text":"Andy Kaufman gibi bir komedyen(yada her neyse)tanımıyorum,heleki yabancı ve eski bir ünlüyse tanımam zor.Bundan dolayıdırki Kaufmanı film ilerledikçe tanımaya başladım,ve gerçektende anladım bu filmi sanki kaufman çekmiş,bütün olaylar onun gözünden anlatılmış...Mükemmel bir biyografi diyemeyeceğim ama yinede idare eder...","label":6} {"text":"isaac asimov'un robot yasası üzerine inşa edilmiş filmde insana yakın duran robotun haline acıdım. aynı duyguyu A. I. Artificial Intelligence filmindeki küçük robot için de hissetmiştim.","label":6} {"text":"İlk filmin fersah fersah gerisinde kalmış başarısız bir devam filmi.Senaryo gayet zorlama ve filmin süresi kabul edilmeyecek derecede kısa 3/10","label":2} {"text":"İlk önce kısaca filmin konusundan bahsedeyim film kısaca bir polis bir tetıkçi ve birkaç kişi arasında geçen olayları anlatıyor. Filmin aksiyon sahneleri çok yapay ve gerçekçilikten uzaktı film başlarda çok fazla düşük bütçeli bir iş gibi gözüküyor ve ilk 20 dakikasında inanılmaz sıkıyor gerçi filmin sadece oraları değil genel olarak filmden hiç keyif alamadım üstelik fragman gayet esprili ve eğlenceli dursada filmi izlerken sürekli ilerletmek istedim ancak bütün bu eksilere rağmen final kısmı gayet iyiydi ancak orada da saçmalıklar vardı kısaca film neresinden tutarsak elimizde kalan kötü bir yapım..","label":3} {"text":"Kendini afişinden bile belli eden, klişe ama zaten izleyenin beklentisi olmadan \"iyi vakit geçsin\" diye izleyeceği türden bir film. Bu yüzden sonu başından belli diye çok da eleştirmeye gerek yok. Bence türünün daha güzel örnekleri var. Duyguyu da yeterince veremiyor. Jennifer Aniston'ı özel olarak sevmiyorsanız izlemeye gerek yok.","label":4} {"text":"Belgeseli genel olarak beğendim. Ama Rudi'nin hastalanmasına üzüldüm. Keşke bir köpek için uzun otobüs yolculuğunun uygun olup olmayacağını yolculuğa çıkmadan önce araştırmış olsalardı. ","label":7} {"text":"bıktık dramlı aşklı filmlerden ya. biaz bütçeli filmler yapın. bu nehiç mi orijinal bir senaryonuz olmaz.","label":4} {"text":"Bariz çocuk filmi, ancak Tim Burton yine o büyülü ve fantastik dünyayı çok güzel yansıtmış. Efektler, grafikler, sahneler muazzam. Helena Bonham Carter sempatikliğin zirvesine çıkmış. Anne Hathaway benim gözümde zaten her zaman White Quenn'dir. Hikaye çok bilindik olduğundan merakla izlemedim, ancak Tim Burton'ın fantastik filmleri illa ki kendini izletiyor. Oyuncu kadrosu da filmi unutulmaz kılan bir kadro; 7/10","label":6} {"text":"Çok beğendim farklı bir deneyimdi benim için.Film bu puandan daha fazlasını hakediyor.Filmi anlamak için illaki matematikden anlamak gerekmiyor herkesin anlayabileceği bir film.Filmi izlerken zaman zaman kendinizi onların yerine koyuyorsunuz buda hoş oluyor tabi. 10/8","label":9} {"text":"ÇİĞ KALMIŞ.. filmin ilk otuz kırk dakikası dramatik yapı gayet iyi kuruluyor kalan seksen dakika da nasıl içine ederiz diye birtakım uğraşlar falan filan.","label":5} {"text":"SPOILER gibi gibi.. bende modern it s a wonderful life etkisi bırakmış mutluluk filmi. hiçbir zaman mutsuz sonla bitmeceğini garanti eden adam sandler filmleri arrasında önemli bir yer teşkil etmiştir kanımca. zaten her bir sahnede rüya olsun rüya olsun rüya diyerek filmin sonunu getirmişizdir..","label":7} {"text":"Siyahi cüce lütfen beni bul","label":8} {"text":"puanının düşük olmasına aldanmayın. ailesiz büyüyen iki kardeşin psikolojilerini sıkmadan anlatan bir film. ayrıca klasik kasvetli amerikan kasabası havasını da filmde bol bol hissediyorsunuz.","label":7} {"text":"joker ve batman aynı şey için savaşırlar.. aralarındaki tek fark birinin savaştığı şeye inanması diğerinin inanmaması. ve bu bir film, tabiki inanan kazanacak","label":8} {"text":"Hayatimdan calinan 1 saat 42 dakika. Abartida son nokta olan film cok bos vaktiniz olsa bile izlenilmeyecek tipten.","label":0} {"text":"Adalet, ırkçılık, tanrı ve en önemlisi blues müziği üzerine tiyatro oyunundan devşirme bir film; \"Geçmişte olanlar neticesinde bugün bu toplulukta olduğumuz kişiyiz. Ama yaşadığımız kültürde iki hafta önce olanı unutuyoruz. Kim olduğunu ve ne yapman gerektiğini bilmen için önce tarihini bilmen gerek.\" Finalde çalan, genç trompetçi Levee'nin 5 papele sattığı şarkılardan biri miydi acep?! 85/100","label":7} {"text":"önce kitabını okumuştum.. kitabı kadar ilgimi çekmedi film. bence abartılıyor... ayrıca kitabın yazarı konu, kurgu ve üslup açısından gayet başarılı.. açıkçası kubrick dehalık adına öyle görkemli bir iş çıkarmadı.. hazıra kondu ama hakkını çok da fazla veremedi.........","label":6} {"text":"Robert Zemeckis bu filmi 90lı yıllarda yapmış olsaydın normal olabilirdi ama 2012de böyle bi film yapman yakışmamış, sıradan olmuş vakit geçirmek için izlenir anca. 7,6yı nasıl almış merak ettim.","label":5} {"text":"ne derseniz deyin, nasıl film olduğunu biliyorsun ne diye kalkıp gidiyorsun ki diye yüzüme de haykırabilirsiniz. evet,fazla merak başa bela!bu filme gittiğim için kendimden utanıyorum...1/10 (eksi puan olsa keşke)","label":0} {"text":"Zemeckis dedik, bağrımıza bastık, merak ettik ama hayal kırıklığı, üzüntü ve muz kabuğu oldu. THY uçağında izledim, çeviriler bomba; God'a yaradan diyolar mesela sürekli. Öpüşmeleri ve zegz sahnelerini kesmişler hep.. olm niye bu kadar sevgisizsiniz siz, niye kesiyosunuz filmi, siz öpüşmüyo musunuzeşinizle bilmem kimle. keyifsizliğim katlandı sayenizde apron develeri..","label":0} {"text":"adam kendinine aşık oldu, sonra dölledi, sonra aşkının meyvesini öksüz yetim bıraktı, sonra kendini öldürdü, sonra yine kendine aşık oldu, sonra yine kendini dölledi sonra sonraaaaa öğk! 1 saat 37 dakikalık ethan hawke'lı zaman israfı.","label":6} {"text":"Gitmeyin gidene de mani olun. Oyunculuk iğrenç ses kalitesi iğrenç 20 dakika sonra film ara veriyor. Senaryonun iğrençliğinden hiç bahsetmiyorum.","label":0} {"text":"Coen kardeşler filmografisinin -bana göre- en kötü filmi. Folk müziği seven biri olarak, şarkıları çok kötü bulduğumu söylemeliyim. Coen kardeşler, müthiş diyalog yazabilme kabiliyetleriyle filmi bir şekilde izlenebilir kılmışlar fakat genel olarak vasat bir film çıkmış ortaya. Carey Mulligan filmin en güzel yanı, harika oynamış.","label":6} {"text":"Uyrıyorum,tam bir trash filmi,yani b sınıfı 1 film.Aksiyon filmi diyip de giderken 1 daha düşünün.Oldukça kötü diyebilirim,hele son sahnesi hiç olmamış..Ama bu kadar güleceğimi we eğleneceğimi de düşünmemiştim.Sahneler tam dalga geçmelik,eski b sınıfı filmlere atıfta bulunuyor.Müzikler de ayrı 1 olay zaten.The Expandables bunun yaninda oscar lık kalır.Filme 5/10,ama eğlencesi 10/10.","label":4} {"text":"İlk yetmiş dakikasını gerilim kurmaktan ziyade vakit öldürmek için kullanıyor,bir korku filmi için affedilir gibi değil.Gerilim bölümleri son yarım saate sıkıştırılmış ki bu açıdan ''El orfanato''yu fazlasıyla anımsatıyor.Klişe ve ucuz numaraları da var,iyi çekilmiş,germeyi başardığı ufak birkaç yeri de...","label":4} {"text":"amerikan medeniyetinin henüz medeniyet olma çabalari zamanindan bir hukuk hikayesi..benim gayet hosuma gitti, bu tarz filmleri sevenler gitmeliler..","label":6} {"text":"Serinin en tahammül edilmez bölümü. Fenomen karakterin suyu ancak bu kadar sıkılır. Bu son yapımda kanaatimce izleyici ve dvd alıcısını keriz yerine koyma gibi bir durum sözkonusu. Nasıl olsa her türlü 3 milyon seyirci barajını aşarız mantalitesi ile girişilen bu oluşumda maalesef ne elle tutulur bir senaryo ne bir konu bütünlüğü ne kadro ne de prodüksiyon var. Ama her hayırda bir şer, her şer de bir hayır var sözü burda geçerliliğini koruyor. Çünkü yapımcı Faruk Aksoy bu serinin ikincisi ve üçüncüsü ile elde ettiği muazzam geliri Fetih 1453 filminin yapımında kullandı. Umarım Şahan kardeşimiz ve yapımcılarımız biz izleyicileri gözlerinde fazla küçük görmeyi kenara bırakıp kaliteli işlere imza atarlar.","label":1} {"text":"Her zamanki gibi harikaa müzikler, sade ve belki de sıradan bir konu ama muhteşem bir film. Bir arkadaş yorumunda \"Woody Allen filmi olduğu o kadar da belli olmuyordu.\" demiş. Kesinlikle haklı. Allen'ın filmleri genelde bas bas bağırır BENİ WOODY AMCA ÇEKTİ diye. Ama Blue Jasmine'de öyle olmamış. Belki Cate Blanchett'ın muazzam oyunculuğundan, belki üstüne cuk oturan zarafetinden belki de Woody Allen'ın oynamamasından ötürü bu film Cate'in filmi olmuş. Çok da iyi olmuş. Rolünü canlandırmamış, Jasmine karakterini canlandırıp hayat vermiş ve gözlerimizin önüne sermiş. Böylesi bir oyunculuğun arkada kalması haksızlık olurdu. En sevdiğim Allen filmlerinden biri oldu bile.","label":8} {"text":"daha farklı bişeyler beklerdim 10/6","label":5} {"text":"Kubrick'in fazla izlenmeyen filmi sanırım. İyi bir kara fim örneği. Özellikle kurgusal ve soyguna katılanların farklı motivasyonlarına dokunan senaryosu açısından gayet sevdim. Finali ise filmin geri kalan detayları da düşünüldüğünde yavan kalıyor gibi. Tabii bu yavanlığın alışık olmadığım bir final seyretmemden de kaynaklandığını düşünüyorum. Neticede yönetmenin ismini öğrenmeden seyredenler için Kubrick'i duyduklarında şaşkınlık yaratabilecek, Kubrick'i gördükten sonra tekrar izlendiğinde ise yönetmenin geleceğine dair ufak tefek ipuçları yakalanabilecek çok karakterli izlenilebilir bir yapım. Özellikle at yarışı çekimleri gayet iyi...","label":6} {"text":"seri tadında film, bleach gibi... çok güzeldi :')","label":8} {"text":"eglenmelik tatli bir film.özellikle çocuklar için gidilebilir....:D","label":5} {"text":"Dustin Hoffman'ın oyunculuğu için izlenebilir film Ayrıca film 15 dakika daha kısa olabilirmiş Eğer 80'lerde Amerika'da yaşamadıysanız izlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz.","label":7} {"text":"Yorumlara ve IMDb puanına bakıp izledim herkesin görüşüne saygılıyım,benim görüşüm sanki cep telefonuyla hiç masraf yapılmadan çekilmiş bedava bir film.Nuri Bilge Ceylan'ın kendi tarzı olabilir,film sanat için çekilmiş olabilir,filme bayılanlsr tekrar tekrar izleyenlerde olabilir ben bu 3 saatlik filmi azmettim 3 seferde anca bitirebildim zamanıma yazık oldu fazlasyla 1 saatte anlatılacak konu 3 saatte anlatılmış aynı Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da filmi gibi bedava çekilmiş ve diyaloglar gereksiz uzatılmış ben beğenmedim izleyenlere iyi seyirler","label":3} {"text":"Ben filmi çok beğendim. Son zamanlarda izlediğim en iyi Türk filmlerinden biri kesinlikle. Gizem Karaca ve Barış Kılıç'ın uyumu çok iyi. Ağlama garantili bir film olmuş. Biray Dalkıran da iyi bir iş çıkarmış. Yan kadro son zamanların en iyisi. Mutlaka izleyin ve eski Yeşilçam tadını damağınızda hissedin. :)","label":9} {"text":"yüzeysellik ve minnoşluk aradığınız zaman basın playe","label":5} {"text":"Bundan 12 yıl önce seğretmiş pek beğenmemiş orta karar diye düşünmüştümki Açlık Oyunlarını beğendikten sonra birçok arkadaşın bu filmin daha iyi daha özgün olduğunu idda etmeleri sonucunda Bluray yönetmen kurgusunu bulup izledim.İlk dikkatimi çeken filmlere karşı o zaman çok daha sabırlı ve daha toleranslı olduğumu anladım.Çünkü filmin en başta senaryosu deli saçması gençlerle 18-25 büyük sorunlar yaşana bilir devrim bile yaparlar ama 10-15 arası çocuklar ne verilirse ona göre yaşarlar ona göre beyinleri yıkanırki ülkemizdede imam hatiplere başlama yaşının 10 düşmesinin okullarda ağır din eğitiminin getirilme sebebide budur.Yani kontrol edememe saçmalığını hatta ölüm oyunu matığını bir yere koyduktan sonra bile tutarsızlıklar saçmalıklar diz boyu, buna rezalet oyunculuklar(kulak tırmayalayacak şekilde bağıran veletlerden başka birşey yoktu), kötü aksiyon ve ölüm sahneleri, ucuz adalet dağıtımı ve rezalet sonuyla çöp niteliğine bir film. 10/4","label":3} {"text":"80 küsur yıl önce yapılmış böyle bir filmi eleştirecek durumunda değiliz.. fikir gayet güzel.. o günün yaşamını tanımak adına ayrıca izlenebilir.. büyük gözlü peter lorre..","label":7} {"text":"barikatlar ve baskı mekanizmalarına karşı direniş gösterme... zaman ve coğrafya ne olursa olsun, değişen çok bir şey olmadığını seriyor gözümüzün önüne. ezenler ve ezilenlerin ebedi mücadelesi anlatılıyor adeta. bazı ufak tefek sahneler bana gezi sürecini bile anımsattı. sokaklara kurulmuş barikatlar ve halkın, kolluk güçlerinin donanımına karşılık yine kendi imkanlarıyla direnişi.. kapitalizme ve sömürüye karşı iyi bir eleştiri sunuyor bu film.","label":7} {"text":"Sade duygusal etkileyici bir film, özellikle veteriner Yacine çocuk oyuncu Ziad ve Fransız gazeteci Laura etrafında geçiyor, tabi birde ismindende anlaşıldığı gibi diğer hayvanların yanı sıra zürafalar ön planda tutulmuş, gerçek bir hayat hikayesinden esinlenen yönetmen aynı zamanda Filistin İsrail meselelerinide yansıtıyor filmde zaten filmin çoğu Filistinde geçiyor, sade doğal oyunculukların olduğu filmleri seviyorsanız şans vermelisiniz.","label":8} {"text":"Aşağıdaki yorumların bazılarına katılmamak elde değil.Müjdat gezen kimdir? İyi bir tiyatrocu olabilir(bana göre değildir)sinemaya hiçbir getirisi yoktur.Geçen yıllarda sibel can ile oynadığı rezil filmi unutmak mümkün değildir ya da kalitesiz dizilerini.Filmin kadrosunda zaten tabir-i caizse hep loserlar var karadağlı da buna dahil. 2/10 Kesinlikle çok ama çok kötüb ir film.Chaplinde sistem eleştirmişti...","label":1} {"text":"Biri 7, diğeri 8 yaşındaki kızlarım ile birlikte izledik. Başları ilgimi çekti. Sonra biraz sıkıcılık. Ve o kötü olay. Tilki ölüyor. Film doğayı sevdirmekten çok korkutuyor. Doğadan korkutuyor ve kışkırtıyor. Kurtlardan, geyiklerden, ayılardan, pek çok kuştan ve belki biraz tilkilerden kışkırtıyor. Doğanın vahşiliğini, zararını ve bize yaptıklarını anlatıyor. Ben hayvanları severim, küçüklüğümden beri onlara yakınımdır. Filmde anlatılan olay gerçekte olabilen olaylar. Ama bunun çocuklara böyle anlatılması yanlış. Zarar görebilir, ölümden kurtulabilir. Bu ölümle veya kötü örneklerle anlatılmaz. Ben sevmedim.","label":1} {"text":"Heath ledger'ın güzel oyunculuğuyla süslediği,yer yer komik yer yer hüzünlendiren güzel bir tarihi yapım.7/10","label":6} {"text":"1946 - 2015! ve sanırım izlediğim en harika filmlerden biri. Tek film içinde tüm duyguları yaşattı, günümüzün komedi filmleri bu film gibi komik değil derken insan erdemleri üzerine örnekli ders veren bir filme döndü ve sonunda gözyaşlarını da eksik ettirmedi. Tek hoş olmayan yanı vardı ve belki de o müthiş duygular arasında Amerika halkını etkilemenin en iyi yolu bu idi - 6 Ağustos 1945 Hiroşima ya atom bombası atıldı, film 1946 da çekildi ve Ocak 1947 de Amerika sinemalarında gösterilmeye başlandı. Amerikan ordusunun Japonya ve Fransa yı yenip Amerikan halkını mutlu ettiği sözlerle de olsa aktarıldı ya işte o sahne içimi acıttı... --- Her iki neden yüzünden film 10/10 almayı hak ediyor ---","label":4} {"text":"Olmamış malesef..Sönük bir uyarlama.6/10","label":5} {"text":"sakinmi sakin bir işlenişi var filmin ben biraz sıkıldım izlerken, ayrıca türünde komedi yazıyor ama dram tadındaydı sanki.","label":2} {"text":"Murat Menteş'in üstün olay örgüsü yeteneğinin dışında, film zevkinin de bu kadar iyi olması şaşırtıcı :) Hülasa, güzel filmdir mutlaka izlemenizi tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Gerçek bir hikaye olmasa çekilmeyecek klişelerle dolu; ama güzel bir film, baba-oğul ilişkisini güzel anlatmış, tüm eğitimcilerin izlemesi gerek...","label":7} {"text":"aklıma bazı şeyler takıldı: -kyung-chul kurbanlarını araştıran titiz bir katil olmamasına rağmen, dae-hoon'un nişanlısının adını hatırladı. üstüne üstlük kızın babasının evini eliyle koymuş gibi buldu. ayrıca kore'de polis teşkilatı bu kadar zayıf mı ki, onların bir türlü yakalayamadıkları şüphelileri bir ajan küt diye bulup icaplarına baktı. insan yiyen bir seri katilin hastanede başında kimse olmadan tedbirsizce bırakılması da düşündürmedi değil. ama mesajı olan bir gerilim filmi izlemeyeli uzun zaman olmuş. bu filmin klişeleri aştığını ve iyi bir puanı hakettiğini düşünüyorum.","label":8} {"text":"yaaa aslıdaan güzel bir film ama 2. sınıf bir filmm yine de izlenmeye değer","label":7} {"text":"Miyazaki ile tanıştığım ilk film, hatta studio ghibli ile tanıştığım. Çok farklı dünyalar yaratıp bunu anime görselliği ve aslında sıkıcı olan şeyleri inanılmaz bir akıcılıkla anlatabilen bir yönetmen. Bu film harika bir yapıt özellikle bu yorumu okuyup izleyenlerin Miyazaki hayranlığı ve bu tür filmlere ısınması için gerçekten iyi bir başlangıç olacaktır...","label":8} {"text":"Enteresan bir anime. Hem dizisi hemde bir çok filmi var. Denk gelip direk bu filmi izlemiş bulundum. 5 farklı gezegeni temsil eden kızlardan oluşan bir gezegen savaşçıları takımının, dünyayı çeşitli tehditlerden koruması üzerine işleyen bir anime. Bu filminde ise, Mamoru'dan küçüklüğünde ayrılan sevgilisin yıllar sonra kötü bir çiçeğin etkisi altında dünyaya dönmesiyle başlayan olaylar işleniyor. Animede enteresan bir dialog dikkatimi çekti. Bitki ile ilk çarpıştıkları sahnede, jupiter savaşçısı, \"bir bitkinin ömrü bakire bir kızın ömrü kadardır\" diyerek saldırısını yapıyor. Böyle bir animedeki bu repliğin amacı neydi şimdi? kızlar çok fazla bekar kalamayacaksınız tadını çıkarın falan mı denmek isteniyor? ayrıca savaşçıların çizimleri ve animenin öyle bir ilerleyişi varki, tüm filmlerini izledikten sonra bilinç altınızda mini etek fetişizmi oluştuğunu fark edebilirsiniz... Birde sadece 5 savaşçının sivil hallerinden kahraman hallerine geçiş süreci filmin tam 8 dakikasını almış :)","label":4} {"text":"İzlediğimde beni şok eden bir filmdi. Bugün bile rahatlıkla seyredilebilecek bir film. Herkese tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Güzel bi konusu olup berbat bi şekilde işlenen sıkıcı bir film. Tüm olumsuz yorumlara rağmen sırf Robert Pattinson için izledim fakat feci derecede pişmanım. Aşırı ağır sıkıcı mantık hataları ile dolu saçma sahneleri olan saçma sapan bi film. Gereksiz aşırı cinsellik içeriyor. Filmi cinsellikle kurtarmak istemişler oda başarısız. Sonuda hiç bişeye bağlanamayınca film tamamen çöp oldu. İzlemeyin uzak durun.","label":1} {"text":"Hayret yorum yazılmamış buna :) Eski kız arkadaşım izletmişti falan, acayip sevmiştim ben bu filmi. Böyle garip bir şeyi var, havası var, atmosferi var. Ne denir ona hiç anlamam, kurgu mudur, nedir? Başka birilerine daha bu şekilde garip gelmiştir, onlar söylerler belki :) Sonu da harika filmin, her tarafı. İzlerken kesinlikle sıkılmamıştım, net hatırlıyorum yani. Tavsiye edilesi dememe de gerek yoktur sanırım :)","label":2} {"text":"bir umut fakirin ekmeğidir azimle her şeyin üstesinden gelinir temasını sulu-tercihen gözyaşı-şekilde aktaran filmin insanları yanlış yönlendirdiğini düşünüyorum ben şahsen. eğer filmin argümanı doğruysa new york sokaklarında evsiz karton mukavva kutuda yaşayan insanlara ne demeli. onları nereye koyacaz biz.","label":8} {"text":"Mona Lisa Smile, aslında her şeyiyle eli yüzü düzgün bir film. Görüntü Yönetimi, Sanat Yönetimi, Kostüm Tasarımı özellikle başarılı. Kirsten Dunst özellikle iyi ama diğer oyuncular da gayet başarılı. Mike Newell zaten sevdiğim bir yönetmen. Mizansen olarak son derece ince bir iş çıkarmış ortaya. Söylediği şeyler de çok doğru. vs. vs. vs...Sorun şu: Biz bu filmi daha önce gördük! Hem de defalarca. En bariz örnek de Ölü Ozanlar Derneği tabii ki... İşte bu yüzden, film tat vermiyor. Son derece eski moda, banal geliyor. kısaca, önemsiz... yine de 6/10.","label":5} {"text":"daft punk'ın contact şarkısından keşfettim. sanırım onlar da bu filmden ilham almışlar kesinlikle muhteşemdi, bilim kurgu olmasına rağmen tüm karakterler çok doğal. massbombcu eleman çok korkunçtu","label":8} {"text":"Sakın gitmeyin Netflix deki 3 sezonu aynısı oğlum ilk sinema deneyimi tam bir hayal kırıklığı yarattı insanları resmen kandırmışlar","label":0} {"text":"Farklı bir senaryosu var fakat film yarısından sonra sıkıcı bir hal almaya başlıyor.Filmin son anına kadar acaba Samantha, Yapay Zeka ve Chappie filmlerindeki gibi bir robot olarak ya da bir insan bedeninde karşımıza çıkacak mı diye beklerken film aynı şekilde bitiyor.","label":5} {"text":"Öyle renkli,neşeli bir film ki sıkılmayacağınız garanti.Owen Wilson,Adrien Brody,Jason Schwartzman üçlüsünün uyumu dikkatlerden kaçmıyor.Keyif aldım.","label":7} {"text":"bu filmin biraz çocuklara hitap ettiğini düşünmekteyim.çünkü salondakilerin çoğu çocuktu ve hemen hemen her sahnede gülüyorlardı,espriler’de çok süper değildi zaten.ben şahsen 1.filmi daha çok beğendim ama şu bir gerçek ki dublaj süperdi ve tebrikler.birde bu filme bu puan biraz fazla olmuş!","label":6} {"text":"Boşa zaman harcamayın. izlemek için büyük bir sabır lazım. Paranızla berbat vakit geçirmek isterseniz izleyin. Hayatım da izlemek zorunda kaldığım en kötü film dersem yalan olmaz...","label":1} {"text":"Öncelikle ahım şahım olay örgüsü olmamakla birlikte dönemine göre konusuyla bir öncüdür, filmi izlerken o kültlük damarlarınızda akıyor, aynı zamanda farketmişseniz insanı felsefi konularda bir hayli düşündürüyor, bana kalırsa mutlaka izleyin","label":7} {"text":"Nuri Bilge Ceylanın sinemasına hayran biri olarak çok beğendiğimi söylemeliyim. Onun filmlerindeki o duruluğa, sessizliğe hayranım. Filmleri sessiz bir şekilde o kadar çok şey anlatıyorki. Fotoğrafçılıktan gelme bir yönetmen olması sebebiylede her filminde müthiş kareler sunuyor bizlere. Üç Maymundada yine müthiş bir işe imza atmış NBC. Konu güzel, oyunculuklar harika, NBC müthiş. Elbetteki NBCnin tarzı oldukça ağır ve her kesime hitap eden bir tarz değil. Bu film için mutlaka gidin görün diyemem. Çünkü yorumlardada görebileceğiniz üzere benim gibi hayran hayran izlemiş olanlarda var, 'Bu nedir ya, filmmi ?' diye soranlarda. Bu filmi sevebilmek ve anlayabilmek için NBC ile aynı dili konuşuyor olabilemniz gerekiyor. NBC kimdir, nasıl bir yönetmendir, kendisini tanımıyorum, nasıl bir tarzı vardır diye soracak olanlar varsa kısaca şöyle yardımcı olabilir. Onun filmlerini sevebilmek için öncelikle sabırlı olmanız gerekiyor. Film başladı hani hareket derseniz NBC size göre değildir. NBCnin filmlerinde en belirgin özellikler uzun sessizlikler, uzun, geniş, fotoğraf karesi tadında planlar gibi sinemada çok kullanılmayan özellikler. Kendisini tanımıyor ve filmlerini izlememişseniz deneyin derim. Filme dönersek son derece başarılı. Oyunculuklar çok doğal. Zaten NBCnin filmlerinde oyuncular rol yapmıyorlar. Doğaçlama yapıyor gibiler. Filmde emeği geçen herkesi kutluyorum.","label":7} {"text":"Çok enteresan bi kurgusu var . Beğendim . Türk yapımı aksiyon filmi denince klişe filmlerden ötürü ilk başta kulağa komik geliyor. Ama film tadında","label":9} {"text":"Hikayesi iyi olmasa da sadece görselliği için izlenebilecek bir film.Gelişmeyen ve basit bir hikayeye sahip","label":6} {"text":"Film gerçekte böyle birşey olsa ne olurdur ? işte böyle olurdu diyebiliriz devamlı medikal açıdan salgına çözüm aşı arayan sahnelerin ön planda olmasından dolayı durağan ilerliyor film biraz aksiyon yükselme noktası yok filmde...","label":4} {"text":"Bu seriye yakışmayan bir film. Ama bir daha ki filmden umutluyum.","label":4} {"text":"Jet li nin olduğu film izlenir, adamın karizması müthiş.. Ancak son filmlerinin hepsinde aynı tarz oyunu oynuyor ve bu beni biraz rahatsız ediyor..Staham başarısız bir oyunculuk gösteriyor..Bu tarz filmlerde hareket bekliyorsanız, dövüş görmek istiyorsanız izlemekte yarar var.. Ayrıca finali güzel bağlıyorlar ancak final dövüş sahneleri pek olmamış.. Staham-lii kapışmasını daha renkli beklerdim..10/8..","label":8} {"text":"çok hoş bir film çok farklı ancak hepsinin teması aynı olan güzel hikayeler var ve oyuncu kadrosu da çok güzel çok eğlenceli bir film herkese tavsiye ederim","label":6} {"text":"Tam bir Ortaoyuncular işi, zaten filmde tiyatro oyunu havasını almamak mümkün değil. Bu adamların yaptıkları her şey izlenir.","label":8} {"text":"Aşırı derecede acımasız bir şekilde Türkleri eleştiren ve Türkleri aşağılayan değişik bir film. Filmin konusu Ermenilerin ve Arapların dünyanın en iyi insanları olduğunu göstermek. The Cut dediğimiz bu filmi eğer Ermeni ve Arap değilseniz izlemenizi tavsiye etmem. 2 saat boyunca sıkıntıdan patladığım ve sadece yanımdaki arkadaşlarıma saygısızlık yapmamak için çıkmadığım bir film The Cut. Almanya'da yaşayan ve kendine hala Türk diyen biri için gerçekten çok garip bir film olmuş. İzlemenizi kesinlikle (TAVSİYE ETMEM.)","label":1} {"text":"aksiyon, heyecan dolu, temponun düşmediği, değişik bir konuya sahip çok iyi bir film..","label":8} {"text":"Dwayne Johnson ve Emily Blunt hatrına izlenebilecek bir film. Birçok senaryo hatası, mantık hatası ve Mummy çakmalığı barındırıyor. Bu iki oyuncunun hayranı değilseniz seyretmeseniz de olur.","label":2} {"text":"dabbe serisini korku yönünden cok basarılı bulmadım.ama şöyle birşey var etkileyici.bunun bir nedenide snırım biraz dinsel.mesela büyü filmi cok korkunc olmamasına rğmen bni cok etkilemişti.ama dabbe 2 dabbe1 kadr olmamıs.ve günümüzde artık korku filmlerinin konularının ksırılştığını görüyorum hp aynı yerde dönüp duruyorlar birz daha güzel fikirlere ihtiyc var. inş ülkemizdede en kısa zmnda iyi senaryolar olur ve bizde büyük keyfle izleriz.","label":4} {"text":"Dafoe abimiz zaten tartışılmaz. Bir tiradı var ki izlerken ağzım açık kaldı. Robert Pattinson da ileriki yıllarda usta bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Filmin kendisine gelince, bir an bile sıkmadan hem kendini izlettiriyor, hem merak ettiriyor, hem gerilimi dozunda hissettiriyor. Üzerine düşündükçe daha çok sevilecek filmlerden.","label":4} {"text":"0.5 puanın bile bu filme çok gelebileceğini düşündüğüm film..","label":0} {"text":"\" Onun ebedi anıtı taştan değil, mısralardan yapılmış. Ve sözler nefes.. nefes de can olduğu sürece.. hatırlanmaya devam edecek. \" Farklı bir aleme yolculuk ettim.. Her defasında küllerinden doğan güzel ruh... sınırsızsın.","label":8} {"text":"... yonetmen David Slade, gerilim dozunu yukseltmek ve seyirciyi kavramak adina iki saate yakin gorsel yonden tatmin edici bir seyirlik cikartiyor ortaya. Ancak film, hikayenin derinine inmeye bile yanasmamasi acisindan bundan daha fazlasi da olmayi basaramiyor acikcasi. Bildik kaliplara fazla ters dusmeyen yapisiyla turunun izlenip cabuk unutulacak orneklerinden biri olmayi basariyor sadece. Geriye ise bu senenin en iyi cikis yapan genc aktorlerinden Ben Foster#39;in (bkz. Alpha Dog, 3:10 to Yuma) kisa ama etkili performansi kaliyor ..(4/10)","label":3} {"text":"Kitabı ayrı filmi ayrı güzeldi. Kitaptan farklı olarak kızın eklenmesi ve hikayenin günümüze göre anlatılması benim hoşuma gitti.","label":7} {"text":"Bazı skeçlerde güldüm bazılarında uyudum resmen. Özellikle Yılmaz Erdoğanın olduğu sahnede bütün salon uyudu. Ben bütün bir film olarak bekliyordum ama 9 skeçten oluşan bir filmmiş. En beğendiğim bölüm 'uçak' bölümüydü. Kısacası beklentimi karşılamadı. Zaten karşılamayacağını biliyordum. Kız arkadaşımın ısrarı ile gitmiştim. Bu tür şeyler orjinal kalmalı. Tiyatroda kalmalı.","label":0} {"text":"İspanya ya da işte bizim gibi Avrupa aa pardon bir anda aklım geçmişe gitti, neyse Avrupa ülkelerinde işlenen komedi çoğu kez aynı kalitede ne yazık ki. Hollywood'u o kadar çok izledik ki aradaki farkı görebiliyoruz. Farktan kastım basit işlenişi. Tabi Avrupa sineması dediğimizde dram gelir ama komedi ve belki de en önemlisi bilim kurgu filmlerinde de Avrupa'nın başarı olmasını isterim. Bu yapımda biraz bizden hava hakim ya da işte bu coğrafya havası demek daha doğru olur. Okul düzeni ya da öğretmenlerin geldiği durum falan benzer özelliklerde. Bu yönüyle bir yakınlık hissedebilirsiniz ama filme gelince pek de başarılı bir kalite yok ortada. Senaryo hani farklı desek de çok basit gerçekten çoğu şey. Eğlendiriyor mu evet ha bunu düşününce beklentiyi yüksek tutmadan bir İspanyol komedisi izleyebilirsiniz. İyi seyirler. P: 5","label":4} {"text":"Artık eskiler ama bir o kadar bu işin yağında kavrulmuşların, hafif siyaset kokan ama gözü kapalı seyredilecek komedilerine aşkız. Umarım beklentilerimizi yarı yolda bırakmayacak bir yapıt çıkar. Siyah beyaz karelerle çekilmiş, sessiz film olsa, M.Gezen için çiğ tavuk yenir. Şimdiden ellerinize sağlık...","label":7} {"text":"Lütfen eleştiri yazarken, filmleri yapılış amacına uygun olup olmadığına bakın. Adam zaten absürt komedi olarak yapmış filmi. Sen kalkmış &çok saçma diye eleştiri yapıyorsun. Kendi kulvarında güzel film.","label":9} {"text":"Belkide Hitchcocka olan büyük hayranlığından hiç birşeyi değiştirmeden modernize etmeden böyle bir film çıkardı Sant ama en basit tabiriyle olamamış bir yeniden çevrim.Keşke hiç çekmeseydi dedirtilen bir yapım.","label":1} {"text":"İzleyelim bakalım. Beyaz perdeye sırf bunun için kayıt oldum fakat açılmıyor. Bu eleştiri de hiç kullanmayanlar için olsun boşa kayıt olmayınn","label":9} {"text":"1990 lardaki jumanji filminin biraz daha teknolojik haliydi. Efektleri ses sistemi herşey güzeldi. Lakin çocuklara yönelik bir film. Aşırı keyf aldığım söylenemez","label":7} {"text":"Angelina Jolie oynadığı karakter icabı filmin büyük bölümünü neredeyse sıfır mimikle oynamış ama yerde yatan kocasına bakarken gözlerindeki donukluğa rağmen çenesindeki titreme eğer bir bilgisayar hilesi değilse onun oyunculuğu hakkında yeterince fikir veriyordur.Oyunculuklar yönünden eleştirilen film tam tersine sağlam oyunculuklar ama sınırlı aksiyonla da eleştiri alacaktı ki kaç aksiyon filminde oscarlık performans izlediğimizide sorgulamalıyız.Ben genel anlamda iyi bir eğlencelik olduğunu düşünüyorum.Ayrıca son kötü adamı öldürme sahneside hafızama kazınmadı değil.","label":7} {"text":"Robert Redford sağlam iş çıkarmış yine..","label":6} {"text":"Ridley babanın epik destanı Exodus, “Hz. Musa” nın bildik hikayesinin modernize bir anlatımı... Bütünü düşünüldüğünde, kült bir Ridley Scott filmi izlemediğimiz muhakkak. Hikaye ve izlediklerimiz olağanüstü ancak karakter derinliği konusunda boşluklar var… Exodus : Tanrılar ve Krallar, önceden izlediklerimizle karşılaştırılmadan izlenmesi gereken farklı – taze bir bakış açısıyla sunulan, etkili bir yapım. Her ne kadar tarafsız olmasa da, propaganda yapmadan bir dinin doğuşunu anlatışı ve üzerimizde bıraktığı görsel etkisi kusursuz.","label":8} {"text":"animedeki önemli sahneleri alıp birleştirmişler, artı olarak başına ve sonuna yeni sahneler eklemişler. orijinal animeyi izledikten 3-4 yıl sonra, özlediğinizi fark edince bunu açıp, tekrar niteliğinde izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"Film o kadar hızlı ilerliyor ki, filmde ne olduğunu anlamakta zorlanırsınız.. Şiddet çok ön planda ve başrol oyuncumuzun sadece ellerini görüyoruz.. Bu bakımdan beni sarmadı film.. Ben oyuncuların performanslarını filmden ayrı tutamam.. Filmde başrol oyuncusu görünmediği için de, filmin bir değeri yok benim için.. Sıradan bir film..10/5 Bu arada filmde iyi oyuncular var ama filmin vasat yanını yükseltememişler..","label":4} {"text":"Uzun bir film olsa da hiçbir sahnesinde sıkılmıyorsunuz. oldukça başarılı sürükleyici bir aksiyon filmi. oyuncular bir harika. 9/10","label":8} {"text":"çıkış şekli hulkun dişi versiyonu, diyebiliriz,kozmik enerjiyi kullanabiliyor. bir uzaylı istilası, var ama aslında gerçek göründüğü gibi değil.Boooool efekt hantal mı hantal basenli mi basenli bir süper kahraman bilmiyorum bana öyle geldi.Tempo araba kovalama,sahnesinden bile daha düşüyor yer yer.Memleketten canlı düğün bile izledim salonda.","label":2} {"text":"romantik komedi seviyorsanız, kaçırmayın derim;)","label":7} {"text":"Overrated bir film çok sıkıcı","label":4} {"text":"Muhteşem bir film. Eski filme göndermeler, nostalji, duygusallık içeren sahneler, heyecan ve en önemlisi de aksiyon. Kusursuz olmaya çok yakın fakat birkaç mantık hatasıyla kusursuz olmaktan çok az da olsa uzaklaşıyor. İzleyiniz, izletiniz.","label":8} {"text":"herhangi bir siyasi fraksiyona takılıp kalmadan tarihe damgasını vurmuş bir teorisyenin gençlik yıllarını,yaşadığı zorlukları ve Engels ile olan yol arkadaşlığının başlangıcını ekrana yansıtan bir yapım izlenmeye değer 7/10","label":6} {"text":"bu tür tarihi animasyonlar bir ara çok popülerdi.birçok örneği çekilmişti.bence bu tür animasyonların en iyi örneği bu film.","label":4} {"text":"Doğal güzelliği olmayan, kuru, kırsal, bir köyün kenarında bulunan bir evde İNSANIN VAKTİNİ ÇALAN, lüzumsuz, anlamsız bir film.","label":0} {"text":"Serinin uzak ara en kötü filmi, John Woonun kendine has abartıları, klişeleriyle dolu olan, sadece filmin başında harika fon müziğiyle dağa tırmanan Cruise dışında iyi bir sahnesi olmayan kötü bir aksiyon.","label":3} {"text":"İlk filme izlediğim an aşık olmuştum. İkinciler genelde senaristlerin konu bulamamasından kaynaklandığından ilk filmin adını da lekeler bunlar diye düşündüğümden ama sadece sin city atmosferine duyduğum aşktan dolayı gittim. Pişman değilim. Yine olsa yine giderim. Bayıldım. Ben Miho karakterinin daha önceki filmde silik kalmış olmasından rahatsızdım bu filmde Miho'yu doya doya izledim. Bruce abimiz az kalmış gönül isterdi ki daha çok görelim ancak durumu malumumuz. Jessica Alba'nın performansı iyi, Eva Green'inki şahaneydi. Son olarak ÖZLEMİŞİZ MARV REYİZ!","label":7} {"text":"insanın için ısıtan bi film...","label":8} {"text":"savaş tanrısının adı ares :D","label":4} {"text":"Harika bir film. Charles Xavier döktürmüş. Filmi beğenenler için bir de şunu izleyin diyorum: http://www.filimadami.com/film/268/primal-fear/ Yaşadığım kadarıyla insanların karakter bozukluklarıyla ilgili çıkardığım sonuçlardan birisi, bu bozukluğun ya da sıradışılığın çocukluktan gelmesi. Gerçekten çocukluk çok önemli, kişilerin fıtratında veya genlerinde belirgin farklılıklar olabiliyor ama hayatı yeni tanırken yaşanan travmalar geri dönüşü olmayan bir şekilde kişileri etkiliyor. Buradan sonrası spoiler içerebilir. Bu filmde de eş zamanlı olarak kızın yaşadıklarını ve diğer kızlardan farklı olarak hayatı yorumlayışını görürken, beast'in ortaya çıkışını, farklı karakterlerini ve bunun ortaya çıkış sebebini izledim, izlerken gerildim. Gerçekten gergin bir film, hatta filmin sonlarına doğru yatakta parmaklarım uyuştu. Beast'in gayesi ve kurduğu cümleler de oldukça tatmin ediciydi. Kesinlikle tavsiye edilir, 8.8/10","label":8} {"text":"Dün gittim, kuzen ve arkadaşlar ile. Açıkçası ilk film kadar sağlam ve olmuş bir Çığlık beklemiyordum. Film arasında katil kim toto muz de kazanan çıkmadı. Her kafadan bir katil sesi duyuldu ama finalde klişe tabir ile ters köşeye yattık! Filmin soundtrack i ve yapılan korku filmi göndermeleri de çok kıyaktı...","label":9} {"text":"açıkça söylemek gerekirse piyasaya ilk çıktığından beri izlemek istediğim ancak bir türlü fırsat bulamadığım bir filmdi.gerçek bir olaydan esinlenilmesi fikri tabii ki çok cazip,aslında bunların çoğu gerçek olaylardan falan esinlenmiyor ancak bu sefer gerçekten de sanırım kayıtlara bir ruh tarafından işlendiği geçen ilk ve tek cinayet vakasıyla karşı karşıyayız.konu ilgi çekici ancak filmin hafızalara kazınmasını sağlayacak birşey yok,vasat bir film,19.yüzyıl amerikası beni her zaman ürkütmüştür,yine böyle bir atmosfer yakalanmaya çalışılıyor,ne var ki dediğim gibi çok daha iyi korku filmleri var.yine de benim gibi merak ediyor ve bu tarz filmlerden hoşlanıyorsanız çok da fazla pişman olmazsınız herhalde.","label":5} {"text":"AYDEDE FİLMİ,MÜKEMMEL OLMUŞ,KENDİNİ Zİ İÇNDE HİSSEDİYORSUNUZ,TEK SIKINTI,BAZEN UZAK ÇEKİMLERDE ÇOCUKLARIN KONUŞMALARI NI ANLAMAKTA ZORLANDIM,ORAYA BELKİ ALTYAZI GİREBİLİR,AMA PERFECR,MÜKEMMEL,TAVSİYE EDERİM","label":9} {"text":"Ey Taylan kardeşler sine- ması. Neden diye soruyorum kendime. Bu kadar güzel insanları bir araya getirip emeklerini gök yüzüne savuruyorsunuz. Sanat sanat için de yapılır sanat toplum için de yapılır. Yahu sanat sırf kendin için yapılır mı. Hayır kendin için illa bir şey yapacaksan yapma, yapmana gerek yok içinde kalsın hayal et, et ki biz de seni sevmeye ve sanat adına bir şeyler yapabileceğine inanmaya devam edelim. Seyirciyi yakalamak şöyle dursun seyircisini hiçe sayan bir kafa. El insaf seyirci de hayatının en değerlisini zamanını size emanet etmiş bari bir tane de olsa bir kul da bizi izler ya diyip biraz hesaba alsaydınız. Yazık emeğe çok yazık. [spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Arabulucu Danny, ortağının, geçmişte işlenmiş bir devlet içi yolsuzluğu ortaya çıkarmak üzere olduğu sıralarda öldürülmesine tanıklık eder. Bunun üstüne süreç, ortağının öldürülmesi ve bu yolsuzluğun faturası üzerine yıkılacak şekilde gelişmeye başlar. Olayı çözebilmek için aklına gelen tek çözümü uygulamaya karar veren Danny, kendini aklayabileceğini düşündüğü kişileri rehin alır ve film başlar. Danny'in mantığı, \"bazen en güvenebileceğin kişiler, tamamen yabancı olanlardır\" üzerinedir. Ortalama bir film gibi başlayıp, özellikle arabuluculuk üzerine dönen senaryosu sayesinde heyecanlı bir hal alıyor. Samuel ve Kevin'ın oyunculuklarının başarısı, devlet içi yolsuzluğun işleniş şekli, FBI'ın her filmde olduğu gibi bu filmde de \"her işe olur olmaz burnunu sokup işleri zorlaştıran\" bir yapı olduğuna değinilmeden de geçilmemiş. Keyifli vakit geçirmelik bir film diyebilirim.","label":6} {"text":"Klişe bir kurguya sahip sıkıcı bir aşk filmidir diye düşünerek başladığım filmi beğendim. İlk yazdıklarım \"sıkıcı\" kısmı dışında doğru. Tamam filmin sonuna doğru 10 dakika falan sıkıldım, ama o kadar da olsun sonuçta klişe bir kurguya sahip. Filmdeki tüm oyuncular rollerinin hakkını vermiş, özellikle de Hugh Grant. Kullanılan müzikler, daha doğrusu şarkılar az ve özdü. Filmin en sevdiğim yanı aslında bunlar değil, film sade ve içten. Size daha fazlasını verebilmek için alakasız şeyleri filmin içine ekleyip filmin içine etmemişler, ki bu durum son yıllarda birçok romantik filmde karşımıza çıkıyor ve bana göre başarılı da değiller. İyi seyirler.","label":7} {"text":"samira nın da dediği gibi film aşk tutku ihtiras ve aldatma üzerine dayalı ancak çok başarılı deil antonio banderas ve angelina jolie ise bir filmi izletmek için doğru seçim!","label":5} {"text":"Neredeyse her gün Kemal Sunal filmi yayınlayan bazı ismi lazım olmayan televizyon kanallarının nedense uzun süredir televizyonda görmemizi istemedikleri bir filmdir bu. Bence bu bile filmin anlatmak istediklerini çok güzel anlatıyor. Yokluğu ile bile bir şeyler anlatan film.","label":8} {"text":"böyle bu kadar uzun filmleri pek izlemeyi sevmiyorum ama bunu defalarce izledim.. gerçekten eğlenceli ve tekrar tekrar izlenesi bi film :)) Aamir candır yaa :))","label":8} {"text":"berbat flim yarıda cıktık ve cıktılar yazık verilen para turk flımler 10 da 1 ıyı.................................","label":0} {"text":"Aşırı kopya ve klişe bir filmdi lakin aksiyon bol ve sürükleyiciydi, özellikle çekimin kalitesi ve Tokyo'nun ambiyansı beni benden aldı, izlenir mi ehh","label":5} {"text":"Bruce willisin dedeme benzediği film :D ...Filmden beklentiniz aşırı derecede olmasın...zaten film bekleneni veriyor.Joseph Gordon-Levitt oyunculuğuyla iyi iş çıkarmış...zaten batman filmindede bunu görmüştük...Emily Blunt da gayet iyi bir performans sergilemiş...Bruce willis her zamanki gibi :) ...Konu ne çok iyi ne çok kötü ama mantıklı.Oyunculuklar ve kurgu iyi...İzlemenizi öneririm","label":5} {"text":"notantana filmde kafanızda oluşan bütün soruların cevabını buluyorsunuz demiş.peki o kaseti kim çekmiş? neden kaseti kopyaladığınızda kız sizi öldürmüyor'kız annesine nasıl zarar veriyormuş'bunların cevabını biri verirse sevinirim.beklediğim kadar güzel bi film değildi.özellikle sinema tarihinin en korkunç son 5 dakikasının bu filmde olduğunu söyleyenlere ne demeli bilmiyorum","label":6} {"text":"mmm bilemedim ama çok da benlentimi karşılamadı. Kadroyu görünce daha farkılı bekledim sanırım.","label":7} {"text":"All hallows eve ve ilk terrifier'deki gizemli havayı bu filmde verememişler ve sanki eğlencesine çekilmiş süresi gereksiz uzun vasat bir film.","label":4} {"text":"Ailede sarışın yok nasıl o kız o kadar sarışın doğmuş. Buraya takıldım :D Ha çok tatlıydı kız o ayrı :)","label":5} {"text":"Açıkçası Bir Ayrılık&tan sonra aynı seviyeyi tutturmak zordu. Bu zorluğun üstesinden de gelinememiş bana kalırsa. Başarılı bir senaryo, başarılı karakterler var yine. Fakat film özellikle son yarım saat bayağı bir başıboş& hale geliyor. Bir Ayrılık&taki gibi bir noktadan başlayan, daha sonra ince ince, bir oya gibi işlenen ve sonunda yine belli bir noktaya ulaşıp nihayete eren akışa bu kez yeteri kadar şahit olamadım. Büyüklerin sürekli bir yüzleşme-yüzleşememe hali var ve küçüklerin büyük ölçüde bundan etkilendiğini görüyoruz. Filmin can alıcı fikirlerinden birinin bu olduğunu düşünüyorum. Beni de en fazla vuran kısım buydu zaten. Çünkü bu bahsettiğimiz büyükler gelmiş oldukları noktayı kolaylıkla hak ediyorlar&, yine benim düşüncem tabii ki. Savrulan hayatlar, çatırdayan aileler, çocukça davranan büyükler, büyükçe davranan çocuklar...Kaliteli bir film. Ama beni yeteri kadar tatmin etmedi ve tam anlamıyla beğenmemi engelleyecek olan bazı izler bıraktı kendisini izlerken. Oyuncular filmin içine girmeyi başarmış.","label":6} {"text":"Bence filmin özeti ; Cindy'nin markette Bobby ile karşılaştığında yüzündeki gülümsemedir. Öyle bir gülüştür ki o, kocası Dean'e öyle gülmemiştir hiç. Filmde beni en çok acıtan da bu sahnedir işte.","label":8} {"text":"Güzel espiriler vardı. İlk film daha mı güzel ne?","label":6} {"text":"Bunun kadar mükemmel bir sey az gördüm çok saf bir aşkları vardi ve cok masumdu . Kesinlikle izleyin ilk başta biraz sıkıyo ama sonra çok sarıyo lütfenn izleyin","label":9} {"text":"Bu tarz filmlerdeki propoganda ögelerine bu kadar takılınmasını anlamıyorum. Bu kadar bütçeli bir film çeken ekip tabiki ülkesinin propogandasını yapacaktır. Bu hangi ülke çekerse çeksin böyle olacaktır. Zamanına göre oldukça iyi bir filmdir. Absürt komedi unsurları başarılıdır. Defalarca izlediğim ve keyif aldığım filmlerden biridir. Ayrıca son sahnesi Metal Slug 3 oyununun sonunda da vardı. Dönem anılarımdan biridir :)","label":6} {"text":"fılm gercekten basarılı oyunculıklar harıka senaryo super 10/7","label":8} {"text":"Yaşasın Ben Barnes'ın filmi! deyip, oaah, Jeff Bridges de varmış dedirten, sonrasında obarey Julianne Moore, horey Kit Harington dedirten, İzlerken Kit'in 5 dakika göründüğü için isminin afişe yazılmasının hüsranı yanı sıra, Amerikan aksanlı Ben Barnes dışında hiçbir çekiciliği olmayan film. Zira düşündürttü, Jeff amca neden oynamış? Bulamadım cevabı.","label":5} {"text":"hayatları çalkantılı geçen evli çift seyahat esnasında mola için bir pansiyon bulurlar ve boş bir odaya yerleşirler. ancak burda normal gitmeyen şeyler olmaktadır. pansiyon sahibi odayı kamerayla gözetleyerek cinayet işlemekte ve bu cinayetleri kameraya kaydetmektedir. bu kez hedefte bu evli çift vardır. kate beckinsale bu filmde gerçekten iyi bir oyunculuk sergilemiş. güzel bir gerilim filmi olmuş. izlemeyenlere öneririm.","label":7} {"text":"BARSELONA’YI BİLE YENEBİLİRSİN; BARSELONA SAHADA YOKKEN… Başrollerini Özgür Çevik, Tuba Ünsal ve İlayda Akdoğan’ın oynadığı “Masallardan Geriye Kalan” klasik bir aşk öyküsü olarak yola çıkan, ancak devamında psişik olayların içine dâhil olduğu bir hikayeyi içeriyor. Evren (Özgür Çevik) bir üniversitede doçenttir. Bir gün alt kat komşusunun kapısının önünde tanıştığı Hece (İlayda Akdoğan) ile aşk yaşamaya başlar. Hece, Evren’den yaşça küçüktür ve aynı üniversitede yüksek lisans öğrencisidir. Hece, oldukça bilmiş, gizemli tavırda bir kadın olarak Evren’in dikkatini çeker. Nitekim Evren, daha evvel Canan adlı bir kadınla ilişki yaşamış, ancak onu aldattığı için ilişkilere karşı önyargı edinmiş biridir. Filme bir bütün olarak baktığımızda aslında aşk hikâyesi gibi gözükse de bir adamın, özellikle mesleğine karşı oldukça titiz davranan bir adamın deneysel çalışmalarının hayat karşısındaki başarısızlığını sorguladığı bir film olduğu görülmektedir. Evren, nöropsikoloji alanında çalışmakta ve her şeyin, aşk da dâhil, beyinde yaşanıp şekillendiğine inanmaktadır. Evren’in bu inanışı ilişkilere bakışına da yön vermiştir. Aldatmanın da insan beyninde bittiğine inandığı için çok sevdiği Canan’ı aldatmıştır. Dolayısıyla Hece’ye de bakışı ilk etapta aynıdır. Ancak Hece, filmde yer alan diyaloglarında da görüldüğü üzere oldukça zeki ve hazırcevap bir kadın olarak Evren’i şaşırtır. Evren gitgide Hece’ye âşık olur, hatta inanmadığı evlilik kurumuna dahi inanmaya başlar. Hece’nin de Evren’e yaklaşımı bu şekilde iken bir gün ansızın ayrılmak ister. Aradan geçen bir ay sonra Evren, Hece’nin başka biri ile ilişkisi olduğunu öğrenir. Bu kısım aslında filmde gerçek aşkın da sorgulandığı kısımdır. Filmde sorgulama noktasında klasik Türk filmlerinin Ramiz dayısı modundaki akil kişisi görevini ise Asya (Tuba Ünsal) üstlenir. Asya cinsiyetsizdir. Evren’in lisanstan arkadaşı olan Asya hayat konusunda birçok şeyi aşmış, insanların akıl danıştığı türde biridir. Nitekim bu hikâyede de gerçekleri gösterme rolü kendisine verilmiştir. Filmin sonunda her şeyin aslında Evren’in aklına olup biten, gerçekliğin bir yanılgısı halinde yaşandığı gibi şaşırtıcı bir sonuca ulaşılır. Aşk aslında Evren’in Canan’da yaşadığı travma olarak Hece’de ortaya çıkmıştır. Aslında Hece diye biri hiç yoktur, Hece Evren’in aklında yarattığı bir yanılsama, bir roman kahramanıdır. Filmde en beğendiğim husus replikler oldu. Gerçekten nokta atışı, hayata dair güzel çıkarımların olduğu replikler vardı. Bunlardan en iyisi “Barselona’yı bile yenebilirsin, Barselona sahada yokken” repliğiydi. Bunun yanında Eskişehir’de çekilen filmin ortamı ve mekânları oldukça güzeldi. Filmde oyunculuklar konusunda tek başarılı bulduğum isim Özgür Çevik’ti. Özellikle son sahnedeki şizofreni halleri başarılıydı. Tuba Ünsal’ın nezdinde Asya karakteri ise oldukça zorlama ve ses tonuyla arada kalmışlığın kötü bir kopyası gibiydi. Filmin en önemli mesajı ise sanırım, filmde de geçtiği gibi; “gerçekliğin hiçbir zaman vasat olmadığı” fikriydi…","label":3} {"text":"\"Adalet kötülerin cezasını çekmesi değil, sadece birilerinin bedelini ödemesi demek\" kesitinin sahibi ırkçılık, eşitlik ve insanlık üzerine yapılmış bir film. Tabiki dünya tarihindeki tek katliamın yahudilere yapılmış olduğunu göstermeleri, pek hoşuma gitmedi.","label":8} {"text":"nedense hiç bir yönden sevemedim beğenemedim.. Fragmanda yer alan aksiyon kısımlarının ötesinde cazip bir yönü yoktu benim için. Gene de izledim sonuna kadar.","label":2} {"text":"Bir tavşan ve bir tilki nasıl olur da el ele verip bir gizemi açığa çıkarabilir? Zootopia’da her şey mümkün. Türkçe olarak Zootropolis: Hayvanlar Şehri adıyla vizyona giren film Bolt ve Big Hero 6 filmlerinin de yönetmenliğini yapmış olan Byron Howard’ın elinden çıkan ve Disney’in içinde hiç insan karaktere yer vermeyen üçüncü filmi. Zootopia, bir zamanlar doğada vahşi bir şekilde yaşamlarını sürdüren fakat zaman içinde evrimleşerek modern bir uygarlık içinde yaşamaya ayak uyduran memeli hayvanlardan oluşan bir dünyayı konu alıyor. Zootopia’daki bu hayvanlar tıpkı insanlar gibi sabah erken kalkıp giysilerini giyip arabaları ile işlerine gidiyorlar. Yine tıpkı insanların dünyasında olduğu gibi ırkçılık, ayrımcılık gibi üstesinden gelmeleri gereken sorunları var. Av ve avcı her ne kadar birlikte yaşasa da hayatın bazı yönlerinde doğal olarak avcının üstünlüğü önplana çıkıyor. Özellikle olay polis olmaya gelince avın yüzüne kimse bakmıyor. Fakat pes etmek nedir bilmeyen tavşan Judy için bu rahatlıkla üstesinden gelinebilecek bir engel gibi görünüyor. Arkadaşlarının ve yakınlarının itirazları da Judy’i yıldırmayınca Judy polis akademisine kaydoluyor ve akademiyi birincilikle bitiriyor. Zootopia’nın ilk tavşan polis memuru olan Judy, polis şefi Bogo tarafından trafik görevine atanıyor. Tavşan Judy daha ilk günden avın avcı üzerindeki üstünlüğüne ve ayrımcılığına şahit oluyor. Judy bir yolunu bulup avcı konumundaki hayvanların bir anda vahşi hayvanlara dönüştüğü yönünde bir gizemi araştırmaya başlıyor. Zootopia aslında günümüzde rahatlıkla karşımıza çıkabilecek olan önyargı, ayrımcılık ve ırkçılık gibi konulara değiniyor. Bu yönüyle film çocuklara hitap ettiği kadar yetişkinlere de hitap ederek bu gibi sorunları ve nasıl üstesinden gelineceğini gayet eğlenceli bir şekilde izleyiciye yansıtıyor. Bunu yaparken çeşitli esprilerle bizleri güldürmeyi de es geçmiyor. Özellikle çok konuşulan tembel hayvanların çalıştığı devlet dairesi sanırım filmin en komik sahnelerinden biri. Bunun yanında Breaking Bad ve Godfather filmlerine yapılan göndermeler de harika olmuş. Film, fazlasıyla sıcak Sahra Meydanı’ndan tutun da buz gibi Tundra Kasabası’na kadar her türden hayvanın kendine ait iklimlerde yaşayabileceği çeşitli habitatların yer aldığı bir dünyaya yer vermesiyle oldukça ilgi çekici bir hal alıyor. Tavşan Judy’nin şehre girmesiyle farklı farklı canlıların kendi boyutlarına göre araçlara binmesi, kendi boyutlarına göre kapılardan girip çıkmaları, yine kendilerinin rahatça oturabileceği mahallelerde yaşamalarıyla oluşmuş muazzam bir şehir karşılıyor bizi. Farklı açılarla çekilen bu şehri izlerken fazlasıyla mükemmel manzaraları seyretme şansı buluyoruz. Zootopia ailenizle izleyebileceğiniz yılın en iyi animasyon filmi niteliğinde bir film.","label":8} {"text":"İlk yarı fevkaladeydi. Hatta bir ara içimden janrında kült olabilecek bir film geliyor dedim. Fakat ne zaman ki sus işareti yapan veletler ortaya çıktı, olay benim açımdan bitti. Yavaş ilerlemesine rağmen gerilim düzeyi ve atmosferi genel olarak başarılıydı. Ethan Hawke'ın performansı da iyiydi. 8mm kamera ile çekilen asılma sahnesi bile tek başına gayet ürkütücüydü. Fakat, özellikle son yarım saatte yönetmen de film de tam anlamıyla dağıldı. Senaryodaki boşluklar, soru işaretleri ve mantık hatalarının üstüne Kiss grubunun basçısıdan bozma Bulgur (muydu neydi?) ve evde hoplayıp zıplayan hayalet veletler tüy dikti. Çok iyi işlenebilecek bir malzeme tam anlamıyla rezil edilmiş, yazık olmuş. Eli yüzü düzgün korku filmi yokluğunda fazla beklentiye girilmeden izlenebilir.","label":5} {"text":"filme hangi açılardan bakıldığına bağlı bence güzelliği.. konusu futbol ve aşk gibi görünse de ince detaylar filme çok anlam katmış. bu ince detaylar da tabi ki basmakalıp örnekler (stereotype olaraktan).. cinsiyet kavramı geleneklerle çok başarılı bir şekilde işlenmiş.. bayan dediin yemegini yapar, evlenir, cocuk sahibi olur vs. futbolu erkekler oynar.. bir bayanın meslegi, kişiliği deil boşanıp boşanmaması onun ne olduğunu gösterir (filmde deniliyo yani).. farklı bir kültürden, dinden ya da ırktan bir kişiyle evlenmeyi düşünmek geleneklere göre imkansız.. hazır kendi kültüründen bir insan varken niye başkasıyla evlensin ki? diğer yandan ingiliz aile daha açık görüşlü gibi dursa da kızlarının lezbiyen olduğunu düşünerek kendilerini mahvediyolar fakat durum anlaşılınca lezbiyenliğin kötü birşey olmadığını dile getiriyolar.. ve daha bir sürü ufak detaylar.. bu basmakalıp düşünceler sadece bu iki kültür için geçerli değil tabi, herkes bu genellemeleri yapıyo başına geldiği sürece.. ama bunları futbol ve aşk filmi gibi görünen bir filmde aralara serpiştirerek göstermek filmi klişe olmaktan çıkarıyor bana kalırsa.. ve bu ufak detayları her gördüğünüzde eğlendirmesi de cabası.. farklı bir film ve izlenilmesi gerek..","label":6} {"text":"İzlerken sağınızda solunuzda çikolata arayıp krize girebilirsiniz. Film çok tatlı aynı çikolata gibi. ^_^","label":6} {"text":"Sıradan bir erotik polisiye... 4/10","label":3} {"text":"Çok iyi bir film makyaj\"la alakalı bir çok ödül alMIŞ. Düşündürücü bir senaryosu var. çocuksu bir anlatım yerine daha sert bir anlatımla tv dizisi olsaydı çok daha etkileyici olurdu. Biraz senaryoya yazık etmişler.","label":7} {"text":"beğenmedim son sahnesi iyiydi yalnızca","label":3} {"text":"Kısaca şöyle ozetliyeyim koskoca solonda üç kişiydik hayatımda hiç bu kadar berbat iğrenç bı film izlemedim bu ilk oldu yemin ederim arka sokaklar daha aksiyonlu ve kaliteli","label":1} {"text":"genel olarak olması gerektıgı gıbı sondere akıcı bır fılm ozellıkle ucurumdakı nınjalar mucadelesı aksıyonseverler ıcın deger","label":6} {"text":"Bir filmde müzikler nasıl kullanılır diye sinema derslerinde gösterilmesi gereken bir film. Filme vasat müzikler koy film bukadar başarılı olurmu tartışılır. Genel olarak iyi bir film ama bunda en büyük payın müzikler olduğu bi gerçek.","label":6} {"text":"Düşünceler, kararsızlıklar böyle arada kalıyor insan, iyi olan ne acaba diye!!","label":7} {"text":"Bu filmin 2 tane abartılı yanı vardı: 1. Oyunculuk 2. Müzikleri Ben izlediğim zaman, film boyunca 2sine de abartılı derecede doymuştum. (Oha izleyeli 8 sene geçmiş nasıl hatırladım) Daha basit zevklere itirazım yok, ancak bu film kesinlikle o zevklere hitap etmiyor. Beğenmedim, sıktı vb. bunlar kabul... Olmamış, kötü vb.... 'E çocuk olmuş mu?' diye sorarlar. Günaydın.","label":8} {"text":"Arkadaşımın ısrarı üzerine gittiğim bir filmdi,başlarda olumlu olduğu izlenimine kapıldım ve biz Türkleri öven ifadeler vardı fakat gitttikçe fantastik olmaya ve saçmalamaya başladı tabiki filmler hayal ürünüdür ama tarihi olayları anlatıyorsan biraz da tarihe bağlı kalman gerekli diye düşünüyorum hele ki anlattığın kişilik bir döneme damga vurmuş cihan imparatorluğunun padişahıysa tek taraflı anlatmamak gerekir en azından biz Türkler için hayal kırıklığı diyebileceğim bir film;sinemada izleyip para verdiğim için pişman oldum","label":5} {"text":"Yutup'da yüklü. Ben de geçenlerde orada izledim zaten. Merak eden varsa bakabilir. Film, propaganda amacını bir yana bırakırsak veya bırakmazsak da yani her türlü rezil, rüsva, kepaze bir film. Yahu anladık, propaganda amaçlı bir film yapacaksınız bari düzgün bir şey yapın! Hiç mi Triumph des Willens izlemediniz! Leni Riefenstahl'den hiç mi ders almadınız! Yürüyün gidin be..!","label":0} {"text":"Filmdeki rüya kısımları çok iyiydi. Filmin başında, bu kısımların Salvador Dali'nin eserlerinden esinlenilerek hazırlandığı yazılmış. İsabet olmuş.","label":7} {"text":"hank ve yalnızlığının cisimleşmiş hali manny'nin güzel diyaloglarına şahit oluyoruz, kıyısından platon'un diyalogları'nı hatırlattı.","label":2} {"text":"kadrosu için izlenir:)","label":4} {"text":"Devrimciliğe giden yolda insan Che'nin yaşamına sade bir bakış... 75/100","label":7} {"text":"Çocuklarımıza kültürümüzdeki çok önemli bir karakteri eğlenceli bir şekilde gösteren harika bir animasyon filmdi. Çok tatlı bir havası vardı emeği geçen tüm herkesin ellerine sağlık başarılarının devamını dilerim.","label":9} {"text":"Her filmin kendine göre izleyicisi vardır, başından buna benzer olaylar geçen veya şahit olan insanlar bu filmden daha çok etkilenir dinsel temalara gelince inanın bizde bundan daha fazlası yaşanıyor, inanç meselesi. İşin özüne gelince küçük bir çocuğun ölüme gidişini izlemek zaten insanı bitiriyor, babanın, annenin çaresizliği çocuğun konuşmaları bence mutlaka izlenmesi gereken bir film.","label":9} {"text":"Kesinlikle öneririm. Çook güzel. Hele Jacob Tremblay varsa o film yine çok güzeldir :) başka bir film olan Mucize’de de oynuyor bu çocuk. Harika rol, konu, verilen mesajlar. Çook güzell.","label":8} {"text":"Rezil bir senaryo vasat bir işleyiş zaman kaybı 128 dakikalık bir eziyet. Konuyu ve oyuncuları harcamışlar başka şekilde uygulansa güzel olabilirdi. Oyuncular yüzünden yüksek imdb puanına sahip yapım.","label":4} {"text":"sen ne güzel filmsin..","label":7} {"text":"Bokum bile daha iyi bu nasıl film iğrenç hayatımın en berbat filmi idi hiç uğraşılmamış bizim mahalledeki gençler daha iyi oynardı yani","label":1} {"text":"Biraz daha ofansif şakalar olsa daha iyi olabilirdi sadece filmi izlerken aklıma 35 tane geldi","label":7} {"text":"Keşke Doğu insanını bu kadar aşağılayıcı bir film çekmeseydiniz. Birde bunu devrimci solcu diye tabir ettiğmiz şahıslar yapıyor. Ne zaman değişecek Doğu insanına bakış açınız? Film vasatın altında bile değil o kadar kötü.","label":0} {"text":"Son zamanlarda yerli sinema için 2 temel görüş var.Bunlardan ilki;sinemaya olan ilginin arttığı ve buna bağlı olarak her hafta yeni bir yerli filmi vizyonda görebilmenin mümkün olduğu diğeri ise;yeni bir komedi anlayışının doğduğu. İşte,Gani Müjde bu yeni komedi anlayışını çok yanlış anlamış. Tam anlamıyla bir 'Gişe Oyunları' filmi yapmış. Film iyi bir deneme dahi olamamış. Ama yine de kötü filmler iyi ki var.Yoksa iyilerin kıymetini nasıl anlardık?","label":1} {"text":"bu film kemal sunal ile necla nazır’ın oynadığı çarıklı milyoner filminin tıpkısının aynısı.ama çok komikti.(yangından kedileri kurtarırken)","label":7} {"text":"Boş vakit ve zaman kaybı tek mekan biri abartı diğeri sapık diğeri sürekli küfür biri gidiyor diğeri geliyor saçma sapan amacı da yok sinemada 6 kişiydik herkes sıkıldı ilk yarı olmadan çıktık","label":0} {"text":"Devrimden Sonra = 1/100. Devrimden Sonra = En kötü Türk filmi. Devrimden Sonra= En gülünç Türk filmi. Devrimden Sonra= En ütopik Türk filmi. Devrimden Sonra= En kendi karikatürizeliğinin içinde boğulan Türk filmi. Devrimden Sonra= Kendi siyasal görüşünü insanlara empoze etmeye çalışırken aslında içler acısı bir hale düşen, farkında olmadan karşıt görüşünü haklı konumuna çıkartan ve kendi kendini lekeleyen TEK Türk filmi.","label":0} {"text":"politize olmuş bir film olduğu için tarafsız olarak izlenmesi zor fakat siyasi olduğu kadar da içerisinde sosyolojik/psikolojik çarpıklıklara da değinen bir yapım 7/10","label":6} {"text":"Ne kadar moralim bozuk olursa olsun bir Woody Allen filmi izleyince yüzümde gülümseme oluyor bence Woody Allen en büyük derdi Ölüm ve Aşk bu filmde de Ölüm ve aşkı çok güzel şekilde anlatıp onunla dalga geçiyor.","label":7} {"text":"Bazı mantık hataları var ama komedi ağırlıklı olduğu için çok önemsemedim. Bu kadar düşük puan alması mantık dışı. Sanırım hardcore bilim kurgu zannedip izlediler filmi. Çok güldüm çok eğlendim","label":8} {"text":"Gerildim diyemem ama sinirlerim çok bozuldu. Ortalama bir gerilim filmi ama aynı zamanda son sahneleri izleyiciyi tatmin etmeyecek düzeyde absürt. Özellikle vampirlerin duygusal konuşması ve gaza gelme sahnesi beni benden aldı. Manu Bennett reyizin film ve dizilerdeki hallerine çok üzülüyorum. Sinirimi bozdu, izlenebilir elbette ama ne bileyim çok hızlı geçip gidiyor gibi. 30 gün saklanıyorlar, dede hariç kimsenin tuvalet ihtiyacına değinilmiyor. Filmin başında hızlı olan vampirler, günler geçtikçe yavaşlıyor. Fizik kondisyon güçleri azalıyor. Böyle filmlerde pek de mantık aramamak lazım gerçi...","label":6} {"text":"Para babalarını, daha zengin, güçlü ve nihayet dünya üzerinde tek egemen güç haline getirmek üzere kurulu bir dünya düzenin de medya ve basına ancak bu kadar sağlam eleştiri getirilebilirdi.. Lumet'in başyapıt'ı, aşmış Peter Finch ve kısa da olsa Ned Beatty perfonmanslarıyla bugün hala yapılmış en iyi medya taşlaması konumunda.. Neleri nasıl bilmemiz gerektiğine karar verenler ve bize hikaye üstüne hikaye yutturanları anlamak için izlemeli izlettirilmeli...","label":7} {"text":"Doga manzaraları muhteşem kendinizi yenilemek istiyorsanız mutlaka izleyin. Ayrıca içinde hiç bir değişik unsur barındırmayan sade ve bir o kadar da akıcı bir film. Sıkılmadan hatta keyifle izlenebilecek harika film","label":7} {"text":"Sen Aydınlatırsın Geceyi (SAG), daha çok bir sinema filmi gibi değil de daha çok festival filmi havasında, karamsar ama romantik, dramlı fakat orijinal bir fikre sahip yeni bir Onur Ünlü projesi. Onur Ünlü, bu filmde de kendi farkını ortaya koyuyor ve çok orijinal, fakat biraz bazı yerleri havada kalsa da başarılı bir film diyebiliriz. Onur Ünlü çok farklı bir yönetmen ve senarist. Bu filmde de ortaya çıkardığı çok orijinal bir senaryoyu izleyicinin karşısına çıkarıyor. Tabii ki müthiş oyunculuklarla. Filmde ayrıca Leyla ile Mecnun ekibinden de bir sürü kişi görmek de mümkün. Öncelikle başrolde oynayan Ali Atay’ı daha çok Leyla ile Mecnun gibi komedilerden sonra böyle bir dramatik filmde karakterini başarı ile canlandırıyor. Konuşma tarzı ve yüzündeki burukluğu çok iyi yansıtmış. Demet Evgar’da filmin iyi oyuncularından. Ali Atay ile karşılıklı olan sahnelerde de çok iyi bir performans sergilemiş. Birazcık da 7 Numara’daki karakterinin köy havasına da geri dönmüş aslında. Filmde Serkan Keskin, Ahmet Mümtaz Taylan, Ezgi Mola, Ercan Kesal gibi ünlü oyuncuların performanslarına aşinayız zaten. Onlar da karakterine uyum sağlayıp iyi bir performans sergiliyorlar. Gerisi ise Onur Ünlü’nün hayal gücü. Onur Ünlü’nün hayal gücü derken gerçekten de bu filmde farkı görülüyor. Filmdeki süper kahraman güçleri çok enteresandı. Ve de üstelik bazı filmler gibi dandirik değil, efektlerin hakkı sonuna kadar kullanılmış bu filmde. Uçan adam, duvarların içinden geçebilen adam, ölümsüz adam, görünmez kadın, eliyle ateş edebilen adam gibi çok yaratıcı şeyler var filmde. Bunlar da filmi çekici kılan etkenler. Filmi merakla izlememizi sağlıyor. SAG, bir yandan da Türk sinemasının olanaklarını sonuna kadar kullanan bir film fakat filmdeki oyuncu ekibine daha çok komedi tarzında alıştığımız için film biraz bayıcı gelebilir ancak tüm bunlara rağmen Onur Ünlü başarılı bir film ortaya çıkarmış. Evet, konusu biraz bilindik fakat filmdeki hayal gücü, oyunculuk ve final sahnesi, filmin nefes kesen ve filmi izlettirmeyi başaran etkenler. Filmin siyah beyaz çekilmesi de başka bir etken mesela. Bu arada filmi müzikleri de müthişti. “Gülmek İçin Yaratılmış” ile “Myerte ya Myerte” akılda kalıcı müzikler. Filmin atmosferine uyumlu olmuş. Sonuç olarak konu pek de orijinal bir konu değil ama dediğim gibi Onur Ünlü’nün hayal gücü, görsel efektler, oyunculuk vs. sayesinde filmi rahatlıkla izleyebilirsiniz. Başarılı bir film fakat daha da başarılı olabilecek kapasitede. Ama bu haliyle de güzel bence. İzlenebilir. 4/5","label":7} {"text":"Terminatör, döneminin kültüdür. Filmler ve yapay zek ya da robotlar arasında artık bir klasik hline gelmiş \"yapay zeknın insanlığın başına iş açması\" mevzusunun atalarından biridir. Ayrıca Arnold abimiz gibi kaliteli oyuncuları da vardır. Aynı şekilde yönetmenimiz James Cameron, gönüllerde, \"Titanic\" ya da \"Avatar\" gibi filmlerle hafızamızda da yer edinmiştir. Tek problemi Türkçe dublajının berbat olması. \"Yeniden seslendirilip piyasa sürülse ne muazzam olur ulan!\" dedirtmişliği vardır ill. Yine de değerini eksiltmeye yetmiyor. Tüm bilim kurgu severlerin izlemesi gerektiğini düşünüyorum.","label":7} {"text":"Fransızlardan oldukça enterasan bir gore denemesi. Hikaye çok özgün olmasa da özellikle feminist alt metinleri ve sirk kumpanyalarına karşı olan bakış açısıyla benzerlerinden ayrılan bir senaryoya sahip. Başrol oyuncusu Emmanuelle Escourrou cesareti ve iyi oyunculuğuyla adeta yapımı sırtlamış. Oldukça farklı bir film. Ben beğendim tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Bir köşede kalmış gizli hazinelerden bu film. Gerilim yavaşça tırmansa da asla sıkıcı değil, gizem duygusunu korumak konusunda çok başarılı. İyi oyunculuklara, özgün bir senaryoya, sahip yapım ana mekan olarak seçtiği Paris'ten de oldukça iyi yararlanmış. Çok beğendim tavsiye ederim.","label":9} {"text":"yapmayın lütfen böyle filmler yapmayın ciddi anlamda diğer Türk filmlerine karşı önyargım oluşuyor.","label":0} {"text":"Meg Ryanın cüratkar sevişme sahneleri ve çıplaklığıyla adını duyuran üçüncü sınıf bir gerilim filmi.Ne konusunda iş var ne oyuncu performanslarında nede yönetmenin anlatımında, 40larındaki megi çıplak göstermesi dışında ilginç bir yanıda yok filmin.","label":3} {"text":"gizemini sonuna kadar sakLayan, fiLm boyunca gergin anLar yaşatan, teoriLer ürettiren ve dahası sonunda neredeyse hiç tahmin etmediğiniz bir şey çıkması fiLmi bence başarıLı yapmaya yetiyor.. fiLmin sonunda \"katiL kim?\" sorusuna veriLen cevap pek hoşuma gitmese de fiLmin geneLi çok iyi bence.. Etkisinden uzun süre kurtuLamamıştım.. Dram ve geriLimi çok iyi verdiği gibi psikoLojik oLarak da iyi bence... PerformansLar ise gerçekten \"waay\" dedirtecek cinsten.. o moteLde kaLan herkes için geçerLi bu yazdığım.. Her birkarakter üstüne düşeni çok iyi yapmış.. En başta fiLmi John cusack ve Amanda peet için izLesem de, fiLmin konusu ve gizemine öyLe kaptırmışım ki fiLmi izLerken ikisine de pek dikkat etmedim :) Sonuç oLarak sıkı bir gizem-geriLim fiLmi arıyorsanız buLdunuz kaçırmayın derim :)","label":6} {"text":"Senaryosu, çekimleri ve izleyene hissettirdikleri ile enfes bir film. Farklı duyguları yine bir arada yaşayacaksınız. Filmi izlerken üşümeyi geçtim iliklerime kadar adeta dondum. Görsellik çok doğal. Hem ürkütücü hem de kar ile kaplı görünüşüyle ihtişamlı bir dağ. Çok etkileyiciydi. Dağcılık üzerine yapılmış bu güzel filmi tavsiye ederim.","label":8} {"text":"bu filmi ilk izlediğimde çok beğenmemiştim , ama tekrar izlediğimde daha çok sevdim, çünkü ilk izlediğinizde tüm ayrıntıları yakalayamıyosunuz. cameron diaz biraz soğuk geldi bana. ama filmin geneline bakarsak , film güzel ve anlamlı özellikle ordaki şiire ve en sondaki şarkıya bayıldım . bence izlenmesi gereken bi filmm","label":8} {"text":"Alman sinemasını seviyorum. Karl, hayatını sadece işi üzerine kurmuş, kariyerinde gelecek vaad eden ve mutlu olup olmadığından bile bihaber olan bir karakter. Hans ise daha alt sınıf işlerle uğraşan, ancak herşeye rağmen mutlu olmaya odaklanmış bir karakter. İkili arasındaki yakınlaşma Karl'ın yaşantısını sorgulamasına neden oluyor. Karl; iş-aşk-mutluluk-mutsuzluk-arkadaşlık kavramları arasında git-geller yaşıyor. Değişik değil ama anlatım tarzı güzel bir hikaye.","label":6} {"text":"Johnny Depp için izlenir diyemem,tamam iyi oynar ama filmi bütün olarak bakınca bence konuya giriş güzel,atmosfer o muhteşem heybetli tarihi yerler çok iyi gözlem edilmiş yerler özellikle geceleri gerçekten ürkütücüdür.Fakat gel gelelim kitaptaki konu filme iyi uyarlanamamış,ben beğenmedim.","label":2} {"text":"Bir hatun arkadaşın davetiyle sinemada izlemiştim. O zamanlar çok popülerdi ve özellikle sosyal medyadaki paylaşımları gına getirtiyordu. Bir Aşk filmi olsa da; işlenen Baba-Oğul ilişkisi de oldukça etkileyiciydi. Herkesin \"çok ağlaştık, ağlaşmaktan geberdik\" tarzındaki yorumları nedeniyle değişik beklentilerle gittim. Duygu adamıyım, ağlamam ama duygulanırım diye düşündüm. Film beklediğimden iyi olsa da; beklediğim kadar duygusala bağlayamadı beni. Yine de arkamı dönüp baktığımda ağlaşan onlarca hatun kişi gördüm tabi. Şaşırtmalı son yapmak konusunda biraz daha çalışmalı yönetmenlerimiz. Ama en azından girişim var; güzel birşey. Çocuk oyuncuların performansları, Altan Erkekli'nin performansı, eğlendiren tesadüfler filmin kalitesini bir nebze arttırıyor.","label":6} {"text":"Bitirmeyi tercih ederim ne kadar kassada bir film. Kesinlikle de bitiririm. Ama bu öyle bir şey ki pişman oldum yarısında çıkmadığıma sinemadan. Abarttığımı düşünebilirsiniz belki ama bir filmi seyrettiğine utanırsa insan sanırım o da bu film için geçerlidir. İlkokul öğrencilerinin bile bu filmdeki esprilerden daha iyisini yaptığını söylemeliyim. Kara listemin ilk sırasında.","label":0} {"text":"güzel gibi.bekleyip göreceğiz","label":4} {"text":"çok güzel film. oyuncular iyiydi. Güzel işlenmiş. filmin sonunda gözlerim yaşardı.....................................................","label":8} {"text":"tam anlamı ile \"az kişi tarafından bilinen şaheser bir film\". neden bu kadar izlenme oranı düşük bilemiyorum, belki tanıtımı iyi yapılamadı belki reklam bütçesini iyi ayarlayamadılar belki de bu kadar güzel olabileceğini tahmin etmemişlerdi. 2010 yapımı olmasına rağmen film için yıl problemi yok. her dönem izlenilebilecek bir konusu, bir kurgusu var. karakterlerin psikolojik ruh halleri ve gerçekliğe yatkınlıkları o kadar yalın ve güzel işlenmiş ki şahane. baştan sonu belli olan ama izlerken bu belirliliğin hiçte rahatsız etmediği bir yapım. o yüzden bu tarz filmlerde işleyiş çok önemi oluyor. ve yönetmen bu işleyiş biçimini resmen nakış nakış dokumuş. bu tarzı sevenlerin kaçırmaması gerekir.","label":7} {"text":"Neyseki aynı olayın üzerinden devam etmişler bence güzel olacak..Başroldeki kadın çok başarılıydı..","label":4} {"text":"Son zamanlarda sinemada izlediğim en etkileyici polisiye/gizem filmlerinden biriydi. O kadar akiciydi ki inanılmaz iyiydi. Zamanin nasıl gectini anlamadim. Sinema tekniği ve senaryo bakımından çok iyi. Filmin tamami bilgisayar ekranında ya da telefon üzerinde geçiyor. İşletim sistemleri, web siteleri ve yazılım detayları çok iyi düşünülmüş. Hayatımıza giren sosyal medyanin sayfalarındaki iki yüzlü ve sahtekar bakış açımiz çok iyi anlatılmış. Film içerisinde bazı noktalar sadece yazışmalar üzerinden gidiyor. Bu kadar iyi olacağını düşünmemiştim. Tahminler ve detaylar konusunda yakalayamadigim bir film oldu. Sonu da çok iyiydi. Sinemada paranızın degecegi bir film arıyorsanız, mutlaka gidin.","label":8} {"text":"harika bir film kesinlikle izlenmeli...","label":8} {"text":"Aksiyon dolu bir filmdi. Hızlı ve öfkeli arabalar dışına çıktı polisiye oldu.. Bu hali de bence çok iyi","label":9} {"text":"Film başlarda oldukça iyi gidiyordu. Ancak bu filme bir katil yetmez ara birazda yaratık serpiştirelim dşyen yönetmen konunun içine etmiş ve iyi olması gereken sonu mahvetmiş. Öldürme teknikeri çok yapmacıktı. Ama izlenebilir bir film.","label":6} {"text":"8 saatlik orijinalini izlemek için bende ziyadesiyle merak uyandıran film. Müzikleri de harika. Özellikle Reinhold karakterini canlandıran abi resmen döktürmüş ve sonuyla Michelangelo'nun Pieta'sına da selam etmiştir. Zaten göz attığım kadarı ile orijinali epey bir dini simge içeriyor.","label":7} {"text":"Oyunculukların berbatlığı bir yana ingilizce dublajlı olması durumu daha da kötü bir hale getirmiş. Gereksiz bir cinsellik söz konusu. Erotik film mübarek. Senaryo yok, kurgu ise hak getire. Aklımızda güzel bir fikir var fakat senaryo yazmaktan bile anlamıyoruz değil ki film çekmeyi bilelim. İşte bir kaç amatör oyuncu bulalım onları soyalım, yatağa sokalım nasılsa birileri izler mantı ğıyla çekilmiş. Çöp. Uzak durulmasını tavsiye ediyorum.","label":0} {"text":"ağzımın ortasına çaaat diye vurmak suretiyle yere yığılmamı sağlamış film diyebilirim.","label":7} {"text":"Bazı filmler tadında güzeldir, bizim ülke insanı Şevkat karakterini çok sevdiği için tadında bırakmayı bilememişler. Ayrıca fazla maliyet olmasın ama kazanalım mantığıda devreye girince böyle bir filmle karşı karşıya kalmışız... Yazık.","label":6} {"text":"n:Billy Elliot; bana çok fazla sey ögretti diyebilirim. Onu ilk izleyecegim zaman uykuluydum.Film bittikten sonra artik uykum yoktu.Sabaha kadar da uyuyamadim.BÜYÜK bir darbeydi benim icin. Birseyler boğazıma dügümlenmis,gözlerim dolmustu. O gece sürekli düşündum.kendim icin ne yapabilirim diye. Yapabilecegimi biliyordum. İstedigini yapabilme gücünü kendinde bulabilmek. Bu gücü ondan almistim. Olanaklarını zorlamak,hayallerine ulasmak icin. Hedef belirlemek ve ona ulasabilmek icin çabalamak. Gerekirse babana ve agabeyine karsi gelmek.Yasadigin yeri cevreni karsina alabilmek. yapilmasi gerektigi düşünulen şeyi degil yapilmasi hos karsilanmayani tercih etmek. Ve dans etmek.Delicesine dans etmek,kendinden geçercesine. Sokakta,yatağında,tuvalette,evin catisinda heryerde. Sana destek olmayan babanin karsisinda dans edebilmek.Olmak istedigin sey icin neyin varsa ortaya dokmek. HiÇ bir seye kulak asmamak,sirtini donebilmek.Yaşadigin cevre aldırmadan dans etmek.Gene Kelly mi Alfred Astair mi daha iyi tartismasini yapabilmek. Boks yerine baleyi tercih etmek, annenin ölmeden once, 18 yasina gelince okuman icin sana yazmiş oldugu mektubu ogretmeninle paylasmak ustelik o yasina 7 yil varken.Ağabeyinden izinsiz aldigin plağı dinlemek, 'time to boggie' eşliginde ögretmeninle dans etmek. Ve en onemlisi en sonunda basarabilmek. Billy Elliot bana basarabilmeyi ogretti;ama O bana sadece basarmayi ogretmedi...","label":9} {"text":"hayatımda bukadar iğrenç bir şey izlemedim yarısında kapattım bunun neresi komedi neresi şakaaldığı puanı hak etmeyen önceden kurgulunmış eşşek şakaları 10 üzerinden 2","label":1} {"text":"Eugene ' nin kardeşini tokatladığı sahneyi başa alıp bir kaç defa daha izlemeyen yoktur sanırım :)","label":9} {"text":"beklentimin altında kaldı maalesef - dijital medya, yayıncılık mevzularının konuşulduğu ama diyalogların yetersiz kaldığı bir film.. sevdiğimiz oyuncuları luzumsuz rollerde görmek de can sıkıcı.. mizahi bir yanı da yok filmin - hiç gülmedim. konuşkan, çerezlik bir yapım.","label":5} {"text":"Bir Türk filmi olarak ilkleri basarilan ve görsel efektlerin sahnelerin iyi olduğu bir film olmuş inşallah devamı gelir özellikle benim gibi araba tutkusu olan insalari doyuracak bir film herkese şiddetle tavsiye ederim","label":9} {"text":"kitabı okumadım ama kitap hakkında yazılan yorumlara binaen filmde ,kitabın ruhunun çalındığı söyleniyor. bu da gişe için 'kıvırmak' anlamına geliyor. film ise görsel açıdan tatmin edici ama bu kadar büyük bir bütçe için hayal kırıklığı maalesef. sanırım 2.film için yeteri kadar umut vermedi ilk film. çocukların bu kadar fantastik bir dünyada gezinmesi ise ne kadar ruh sağlıklarını etkiler bilmiyorum. netice itibariyle insanı pek etkilemeyen sıradan bir iş çıkarılmış. 6/10","label":5} {"text":"bence son derece eğlenceliydi sırf haluk bilginer in muhteşem seslendirmesi için bile izlenir...'tanrı aşkına söyleyin neden sosis ekmekten daha uzun? (: '","label":7} {"text":"şehirler arası otobüslerdeki filmlerin reytingleri yayınlansa başı çeker herhalde. çıplak oturdukları sahnede herkes başını çevirip dışarıya bakar camdan, bu da spoiler.","label":1} {"text":"çok güzel başlayan film sonlarda değişik bir şey olsun kurgusuyla saçmasapan bitti. Sonu anlaşılmaz saçmalamışlar. Son 10 dakikaya kadar herşey muhteşemdi.. Başı ve otası 10 / 8 sonu 10 /0,1","label":3} {"text":"Dunyada bicok film yapilmis ama gercek film a yapilmis yani konu bakimindan cok siradan","label":2} {"text":"1 buçuk saatte bu kadar sıkıldığım çok nadir olmuştur. Başlarda ilginç geliyor hikaye ama sonrası klasik umutsuz aşk hikayesi kıvamında. Gus Van Sant'tan hiç beklemezdim böyle bir film. Hele o Japon muhabbetleri...","label":4} {"text":"fahrenheit 451 ne midir ? kağıdın yanma derecesi","label":4} {"text":"Val Kilmerin bu filmde ki rolünün üzerine oturduğunu ve gözümde bir seviye daha yükselten bir film oldu açıkcası... Hapishane temalı filmleri çok seven ben bu filmi sonunda izleme şerefine eriştim. Klişelerle dolu olduğuna bir nebze katılabilirim ama konu ve akıcılık çok sürükleyici bir şekilde anlatılmış. Bir insan hayatının bir anda nasıl mahvolacağını ve her insanın birer potansiyel suçlu olduğunu anlatan güzel bir filmdi. Amerikada zaten gardiyanların suçluları gladyatör olarak kullandıkları birer gerçek ve filmin konusununda gerçeklilik payına uygun olduğunu düşünüyorum... İzlenecek kaliteli filmlerden birisi izlenmeli...","label":6} {"text":"sinemada izlediğim ilk film o yüzden bede özel bir yeri vardır. hiç unutmadım unutamam :DD","label":6} {"text":"Usta oyuncularla harmanlanmış bir film Hayattan Korkma.. Dostluk üzerine kurulmuş bir senaryo ve bunun üzerinde gelişen yer yer komik ama dram ağırlıklı olaylar..3 arkadaşın dostluktan da öte, kardeşlik hikayesi.. Film eski Türk sinemaları tadında bir içtenlik, sıcaklık, dostluk bağı kavramları üzerine oturtulmuş, ama maalesef hep atladığımız bir şey var oda filmin finali.. Bu kadar basit olmamalı, bu kadar kolay, bu kadar emeksiz, bu kadar baştan savma olmamalı.. Film o kadar güzel ilerliyor ki, her şey tadında, bazen karekterlerin iç dünyasına giriliyor.. Senaryo final sahnesine kadar kusursuz ilerliyor, ama final sahnesi benim için tam bir hayal kırıklığıydı.. Yine de izlenmesi gereken güzel bir Türk filmi..","label":6} {"text":"Tek kelime ile mükemmel bir film 3d kalitesi harika oyuncular ve sahneler mükemmel Jason da harika mükemmel ötesi bir oyuncu","label":9} {"text":"Senaryosunu da yazan Neasa Hardiman’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Sea Fever”, tam da Covid – 19 virüsünün neden olduğu salgın ve karantina günlerinde: Açgözlü bir balıkçı teknesi kaptanının para kazanma hırsına yenik düşüp, “yasaklanmış sulara” girerek avlanmaya çalışması sonucunda, bölgedeki gizemli bir deniz canlısının yaydığı parazit ile enfekte olan ve hayatları tehlikeye giren teknedeki kendisi dâhil yedi insanın yaşadıkları ölüm kalım mücadelesinin anlatıldığı bilim – kurgu tarzında bir felaket draması… Yani aslında, filmin hikâyesini, o “meşum” teknenin kaptanı Gerard’ın (Dougray Scott) dünyayı algılayış biçimi ile değerlendirdiğimizde, karşımızda tam da bir “ava giderken avlanma” durumun bulunduğunu görüyoruz… Gerçi bu, ava gidenleri avlayan “avcıyı”: “Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim ne de iyileştirebildim bir yaramı ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna” Diye devam eden, Sunay Akın’ın “Beceriksiz” şiirinden alıntıladığımız bu dizelerdeki “elma kurdu”na benzeterek tanımlamak da pekâlâ mümkün… Zira oralar, Sahil Koruma tarafından sırf laf olsun diye “yasaklı avlanma bölgesi” olarak ilan edilmemişti… Ama işte söz konusu şey eğer “para” ise, her zaman olduğu gibi ne “çevre” ne de “yasak” tanıyor gözü dönmüş insanoğlu… Ancak, artık hangi olasılığı kabul ederseniz edin, teknedeki diğer altı kişi, olan biteni iş işten geçtikten sonra anlıyorlar… Aynen “totem yapma” veya “dua etmenin” bu sorunu çözmede de bir işe yaramadığını öğrenmiş olmaları gibi… Tabii böylelikle bu arada, genç bilim insanı Siobhán’ın (Hermione Corfield) “uğursuzluk” getireceği iddia edilen kızıl saçlarına dair mesnetsiz rivayet de bir anlamda tamamen “çöp” oluyor… Ki, şu ana kadar bu sıraladıklarımızın tamamı, Hardiman’ın anlayana verdiği son derece net dünyevi mesajlardı zaten… Tamam, yurtdışındaki pek çok profesyonel yorumda belirtildiği gibi filmde, “Jaws” (1975), Alien (1979), “The Thing” (1982) ve “Annihilation”dan (2018) esinlenmeler fazlasıyla mevcut… Eğer sinema ile yakından ilgiliyseniz, yapılan bu kritikleri okumadan da söz konusu benzerlikleri hemen fark ediyorsunuz da… Fakat bu kesinlikle, dünya prömiyeri, 5 Eylül 2019’da Toronto Uluslararası Film Festivalinde (TIFF) yapılan ve 10 Nisan 2020 tarihinde VOD (video on demand) olarak Amerika’da internet üzerinden vizyona sokulan filmi, izleyenler açısından değersiz bir taklit (yahut en azından anlamsız bir kopya) haline de getirmiyor… Oldukça düşük bir bütçe ile “masmavi” açık deniz ve “billur” gibi deniz altı sahnelerinin yanı sıra, kapalı tek mekân olarak kullanılan eski, paslı ve kontrast “koyu karanlık” renkler de içeren bir teknede çekilen filmde, başta prodüksiyon tasarımcısı Ray Ball ve görüntü yönetmeni Ruairí O'Brien ile Alex Hansson yönetimindeki görsel efekt ekibi olmak üzere, teknik kadronun oldukça temiz bir iş çıkarttıklarını görüyoruz… Aynı şeyi, sinirlerin iyice gerildiği kaotik bir atmosferde, birbirleriyle çatışmaya başlayan yedi karakteri canlandıran, Connie Nielsen, Hermione Corfield, Dougray Scott, Olwen Fouéré, Jack Hickey, Ardalan Esmaili ve Elie Bouakaze için söylemek de pekâlâ mümkün… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Açıkçası umduğumu bulamadım bir film oldu. Her zaman olduğu gibi duygusuz bir anıma mı denk geldi bilemiyorum ama beni hiçbir yönden etkilemedi film. Çocuğun dışlanmışlığı -belki de çocuğun kuvvetinden- pek işlenememiş. Yine de ayrı bir şekilde belirtmekte fayda var, bellki de çocuğun karakteri bu duyguya izin vermemiş olabilir. Dışlanmış, sinmiş, yardıma muhtaç, hüzünlü karakterlere alışık olduğumuzdan olabilir. Bunun dışında herkesin değindiği 'Mor Amca' filmin en dikkat çekici karakteriydi, onun hikayesinden bence çok daha iyi bir film çıkabilir. Nine'ye gelince, yahu kadına film boyunca sinirlendim, çocuğun başarısından sonra tam yola geldi, çocuğu bağrına basacak falan dedim, kadın paraları direk şapkaya soteledi, anladım ki, bu nine iflah olmaz :)","label":5} {"text":"j. depp ve c. bale isimlerini görüp gaza gelinse de bale'in rolü biraz sönük kalmış. film depp üzerinden gidiyor. diğer karakterler yardımcı oyuncu statüsünde kalmışlar.","label":6} {"text":"imdb puanı:5.9 olmasına rağmen bir zamanlar trt 2 de rastlayıp izlediğim daha sonraları uzun uğraşlar sonucu bulabildiğim hayatın tam içinden bir de niro filmi o olmasa izlenirmiydi ??","label":7} {"text":"Yazılımcı bir şeytanın hikayesi...","label":5} {"text":"trol edebilmek için sürekli aksin sahnesi konulan güzel bir film ilkine göre maalesef yetersiz.... Ama yinede izlediğinizde anlayacaksınız ki bir şey kaybetmemişsiniz.","label":6} {"text":"türünün sıradan örneklerinden biri hiç farklı değil bunun gibi onlarca film izledim buda onlardan biri olarak yerini aldı sinemaya falan gitmeye gerek yok evinizde oturup izleyeceğiniz tarzda bir film...","label":4} {"text":"Ticari kaygıyla çekildiği belli olan ama aksiyonu,komedisi yerinde olan 100 dk lık bir eğlence,beğendim ben,sıkılmadan bir oturuşta izletiyor kendini araya serpiştirilen espriler de güldürüyor ...","label":6} {"text":"Sinema ses sistemi çok kötü tavsiye etmiyorum havalandırmalar çalışmıyle Kesinlikle TAVSİYE ETMİYORUM çok çok berbet film kendi kendine oynadi uyudum","label":0} {"text":"filmi vizyona girmeden önce izleme şansım oldu , sert duyguları belli olmayan ,sıkı dövüşcü ceysın steytım amcamız daha önce izlediğiniz filmlerde çizdiği profil ne ise bu filmde bulacagınız ondan fazlası degil . saymın vest yönetiminde cekilen 1 ci mekanik filmini .gerek seneryo ve gerek çekim tekniği acısından oldukca beğenmiştim .jasın amcamı dövüş yetenegine ila ve olarak zekice ölcumcul tuzakları filme daha mistik bir hava katmıştı .2 mekanik filmi maalesef 1 cisinden zayıf daha havalı aksıyon daha zayıf zeka var ..hayranları jeysın hatrına izleye bilir ama salondan cıktıklarında 1 ci mekanıgı yad edeceklerınden şuphem yok","label":4} {"text":"Film hakkında olumsuz konuşup haksızlık yapmak istemiyorum ama tipik fransız sineması örneği ve gene benim beğenimi kazanamadı...10/6","label":5} {"text":"Böyle bir robot her eve lazım :) Ahhh çok eğlendim...Sevimli,hareketli, bir animasyon olmuş.Not:32 yaşındayım.","label":7} {"text":"Beklentilerimin altındaydı..İzlemesenizda olur ama Vin Diesel için değer bence..","label":6} {"text":"kesinlikle izlenmesi gereken hoş bir film.","label":7} {"text":"ufaktan bir american history x çağrışımı yaptı bana. ve hatta american history x'in daha yumuşatılmış hali gibi. shane meedows ırkçılık yada aşırı milliyetçiliği daha yumuşatarak, şiddeti daha kontrollü yansıtmış izleyiciye. bilemiyorum belkide thomas turgoose'un varlığı filmi bu noktaya getirmiştir. tony kaye american history x'te yüzümüze çok daha sert vuruyordu ırkçılığı. stephan graham için oyunculuk dersi vermiş diyebiliriz. hele final sahnesindeki patlaması tahminimce izleyen herkesi etkisi altına almıştır. ve tabiki thomas turgoose. ufaklık büyük oynamış. hemde çok.1980 ingilteresine güzel bir eleştirek bakış. ve tabiki savaş meraklısı dünyaya.","label":7} {"text":"Aksiyon ve gerilim türüne İngiliz yönetmen Paul Greengrass’dan yeni bir film. Greengrass’in filmi teknik açıdan oldukça başarılı. Gerçekten film yapımında para konuştuğu zaman nerelere çıkılacağını gösteriyor. Senaryosu aslında tek bir konu üzerinde fazlası ile yoğunlaşıp lineer bir hava yakalamış ama iyi işlenmiş. Oyunculukların sağlam olması ve kamera tekniği ile birleşmesi filmi yukarıya taşımış. Ana karakterin aile sevgisi ve aileye verilen önemde filmin mesaj yönleri hissediliyor ama rahatsız etmiyor. İlginç olan ise kurtarma operasyonunun gereğinden fazla uzatılması. Aslında film burdan besleniyor. Ara ara mesajlar verilse de fazla rahatsız edici değil. Üzücü olan ise Somali halkının ezikliğinin kafalarına vura vura işlenmesi. İlk kez oyuncu Barkhad Abdi ise bence iyi bir performans sergiliyor. Tom Hanks ise sanki son filmlerinde oyunculuk üzerine daha fazla çaba gösteriyor, keşke bunu daha önce yapabilseydi. Görüntüler ise gerçekten kusursuz ve filmin en büyük yanı. Liman çekimi, denizdeki mücadele çekimleri çok güzel. Bazıları yorumlarda ABD propagandası diyorlar ama unutulmasın ki bölgede bizim de savaş gemilerimiz var gelen geçen her gemi acil durumda yardıma çağırabiliyor. Belki bu olaylar bu çağda korsanlık mı kalmış filan diye pek önemsenip medya da takip edilmiyor ama bizim deniz kuvvetlerimiz de bir çok korsan yakaladı (gerçek bilgi). Filmi Amerikalılar yapıp ta Türk donanmasını övecek değil zaten. Sen de bu kadar iyi yaparsan sende kendini översin bir yerlerinde. Zaten Amerika vurgusunu azaltılabilir miymiş diye düşündüğünüzde mümkün olmadığını çünkü senaryonun ana temasının bu olduğunu göreceksiniz. Bence görevini tamamlamış bir film olmuş. İzlenmeli.","label":6} {"text":"Gerilim ve Korku romanlarının Dünyaca ünlü,usta yazarı Stephen King'in aynı adlı,çok satan kitabından beyazperdeye uyarlaqnmış bir Carpenter filmi.John Carpenter bu filmden önce çekmiş olduğu The Fog(sis) ve efsanavi seri katil Micheal Myres'ın anlatıldığı Hollowen filmleriyle ortalığı kasıp kavurduktan sonra Carpenter Stephen King'e yönelmiş.Chrstine aslına bakarsınız Carpenter sinemasına uygun bir film.Ama Carpenter bu filmle eleştirmenlere hiç mi hiç yarananmamıştı.Başarılı ve iyi bir King uyarlamalarından...","label":6} {"text":"gerçekten vasat bir film.senaryo ,diyaloglar,kurgu dökülüyor.filmi izlemeden oy verenler sayesinde böyle yüksek bi nota sahip.öylesine izlenebilir.10/6,5","label":6} {"text":"Eğer biraz politikadan anlıyorsanız flimin kesinlikle gerçekçi olduğunu anlarsınız.Filmdeki eleştiriler de süper olmuş.Bence gayet de komikti. Özellikle Haluk Bilginer'in türkçe küfür ettiği sahne..","label":7} {"text":"amerikan aile yapısını başarılı bir biçimde anlatan ve izleyici kalbinden vuuran güzel bir film","label":7} {"text":"Muhteşem👍😘 atilla Emirhan kırık başarıların devamını diliyorum çok beğendim alkışı bol olsun Bol gıseniz olsun.","label":9} {"text":"Daha şimdiden komedi klasikleri arasında yerini almış bir film ’’Analyze This’’.Komedi filmlerini sevenlerin es geçmemesi gereken,Robert De Niro’ya olan sevgimin katlanmasına neden olan bir film.Bu seride eğlendiğim kadar daha başka bir filmde eğlendiğimi hatırlamıyorum.","label":5} {"text":"Aşk filminden çok bilim kurgu filmi olmuş, baştan bilseydim ona göre giderdim.","label":0} {"text":"günü kurtarmak adına yapılmış çok yetersiz bir ucuz bir film sadece... 12 yaş grubu eğlenebillir..bu filme sakın gitmeyin derim....vakit ve nakit kaybı..","label":3} {"text":"Senaryo gerçekten çok sığ , bazı kısımlar sırf mesaj verme kaygısı içeriyor yinede mahsun oyuncu çeşitliliği ve çekim kaliesi ile izlenebilir ve vasat üzeri bir film çıkarmış. 10/7","label":6} {"text":"bir film. bir müzik.. ancak bu kadar bağdaştırılır...","label":7} {"text":"Ben Fatih akını gerçekten tebrik ediyorum ortaya müthiş bir iş çıkarmış.Başları biraz durağan geçsede sonradan açılarak sürükleyici bir hal alıyor.Ve ben çok beğendim çeşitli ve birbirin tanımayan 6 kişinin günün birinde yollarının kesişmesi dramaktik bir şekilde aktarılmış ve insanı duygulandırıyor.Bence izleyin yani.8/10","label":7} {"text":"faşizmi, nadir bulunan görsellere dayanarak çok net bir biçimde tanımlayan bir belgesel. mutlaka izleyiniz.","label":7} {"text":"tek kelimeyle harika!","label":8} {"text":"Marion Cotillard'a aşık olmanın muhtemel olduğu, sanatseverler için bulunmaz bir nimet sayılabilecek, sıcacık hikayesiyle kendisine bağlayan ve samimi bulduğum ender filmlerden biridir.","label":7} {"text":"Berbattı zamanınıza yazık nasıl saçma Bir film sadece 2 kişi oynamış ve mekan sadece trende geçiyor başka hiç bir konu yok Cinselliğide abartılmışş kesinlikle izlemeyinnn","label":0} {"text":"dizi gibi bi film gerçekten o kadar sıkıldım ki ikinci yarı daha dayanamadan çıktım sırf bu film için yorum yapıyorum cidden gitmeyin paranıza yazık.","label":0} {"text":"Bir kere olayın Hansel İle Gretel hiç alakası yok, ormanın ortasındaki şirin görünümlü ev dışında masalla hiç ilgisi yok, ama film kötü değil kurgusu ve senaryosu bence başarılı, biraz fazla uzatılmış ama gizemseverler için bence izlenirliği yüksek bir film.","label":5} {"text":"Başarılı bir kısa film. Emilie Muller, bir oyunculuk alımı yapılan stüdyoya başvuru yapmıştır ve film başladığında bu oyunculuğun görüşmesine gelmiştir. Yönetmen elindeki çantanın içindekileri çıkararak aklına ilk gelen şeyleri söylemesini ister ve sonucuna göre oyuncuyu alıp almayacağına karar verecektir. Film hem sadece bir çantanın içindekilerle bile bir kimseyi ne kadar tanıyabileceğini anlatmaya çalışırken kendisine ait olmayan bir çantadan bu kadar çıkarım yapan bir oyunculuk ne kadar başarılı olabileceği ile ilgili göndermesini de barındırmaktadır. Gerçekten sonu son derece başarılıydı ve Veronika'nın oyunculuğu harikaydı.","label":9} {"text":"Eleştirmenler bu film için \"vasat üstü\" demişler. Bence büyük haksızlık etmişler. Gerçi bu biraz yönetmenin diğer filmlerinde çıtayı arşa çıkartması nedeniyle de olmuş olabilir. Bence türünün güzide örneklerinden. Oldukça başarılı. Bir kere Sophia Loren var, delirtmeyin beni.","label":8} {"text":"bu filmin 2 cd sini izleyemedim ama izlemek te fazla istemediğime göre fazla beni sarmamış olacak... ama ilk cd sini izlerken kesinlikle sıkılmadım...","label":7} {"text":"o kadar sıkıldım ki izlerken sononu getiremedim","label":1} {"text":"Bu film seyredilmek zorunda, seriyi takip edenler için önemli. yeni maceralarda eski yazarlara dönülmeli.","label":7} {"text":"Hikaye olarak bahsedersek 1920'li yılların Chicago'sunda geçiyor. İki kadın aynı suçtan ötürü hapse girerler: İnsan öldürme suçu. Biri, ünlü bir şarkıcı Velma Kelly. Biri ise sıradan bir kadın olan Roxie Hart. Velma Kelly, kızkardeşini kocasıyla beraber öldürdü. Bu olaydan sonra All That Jazz şarkısını sahnede söyledikten sonra hapse girer. Aynı zaman içerisinde ise Roxie Hart, kocasını aldattığı bir erkeği vurmasıyla hapse girer. Bu iki kadın da hapisten çıkış yollarını arar. Hapisten çıkış anahtarı tek bir kişinin elindedir: O da yakışılı avukat Billy Flynn. Bu adam ikisini hapisten çıkartmaya çalışırken bir kadının hayatını değiştirir ve artık büyük bir şöhrete sahip olur: Roxie Hart. Bu süreç içerisinde iki kadının zamanla büyük bir düşmanlık ve dostluk arasında seçim yapmaya zorlanmalara sebep olur. Uzun lafın kısası: Bob Fosse'nin başarılı müzikalinden uyarlanan bu film, gerek müzikte, gerekse çekimlerde, gerekse kurguda. Yani herşeyiyle 10 numara 5 yıldız. Aynı zamanda En İyi Film ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Catherine Zeta - Jones) olmak üzere 6 dalda Oscar kazandı. Bu filmde Catherine Zeta - Jones, Renée Zellweger ve Richard Gere'in oyunculukları da cabası. Kesinlikle XXI. (21.) Yüzyılın Müzikal Başyapıtı. Görüntü / Çekim: 10/10 Ses / Müzik: 10/10 Kurgu: 10/10 Oyunculuk: 10/10 Genel: 10/10 BAŞYAPIT!!!!!","label":9} {"text":"Çok iyi bir aksiyon komedi. Özellikle sahneler çok iyi çekilmiş. Kült bir film diyemem ama aksiyon sevenler kesinlikle kaçırmasın.","label":8} {"text":"o kadar kötü yerli komediler çekildi ki ülkemizde, bu film onların arasında nahif ve samimi kalır. süresinin birazcık uzun olması tek dezavantajı ama sıkmıyor.","label":6} {"text":"Yıllarca önce daha çocukken TV'de izleyip hala daha sahnelerini hatırladığım gerçekten başarılı bir film. Kızın mücadelesi ilham verici.","label":8} {"text":"Pek Türk filmi seven bir insan değilimdir ama bu filme hayran kalmıştım. Özellikle Mert Fırat rolü almış götürmüş. Bilmesem sağır dilsiz olduğuna inanacaktım yani o kadar :) Çok etkileyici bir filmdi. Mor ve Ötesi-Ayıp Olmaz mı da bonusuydu.","label":7} {"text":"Jake Gyllenhaal amp; Anne Hathaway arasındaki kimya muhteşem. Sırf bu ikiliyi hayranlıkla seyretmek için bile sinemaya gidebilirsiniz. Bunun yanı sıra bol kahkahalı , duygusal ve çok sıcak bir senaryo var karşımızda...","label":9} {"text":"Aslında soft bir gerilim olması gereken filmin erotizmi bu kadar fazla kullanması kalitesiyle ilgili fikir verecektir.Alexandre Aja Hollywood'ta daha önce çektikleriyle böylesi yeteneksiz bir yönetmen olmadığını göstermişti,o yüzden bu ''ısmarlama'' kötü film için kendisine çok da fazla kızamıyoruz.Piranha sinemada 3D hatrına çekilirdi belki ama ev sinemasında katlanmak zor.","label":2} {"text":"Aşk hakkında bir şeyler söyleyen kısa film. Aşk tamamlayıcı bir şey bir aynı puzzle'ın farklı ama uyumlu iki parçası gibi. İnsan olarak hayallerimizde çok güzel özellikleri olan bir insan düşlüyoruz halbuki hiç kimse dönüp kendine bakmıyor. Ne kusurları ne negatif yanları var bunları kriter olarak almıyor. Bu kısa filmdeki fikir The Lobster\" de de vardı. Aynı kusurlara sahip olan insanlar birbirleriyle çok mutlu olabilir. Mutlu aşk için prens ve prenses olmaya gerek yok. Dünyaları güzeli günahsız birini aramak yerine kendi gibi birini bulmak gerek. Ve merdivende öpüştüklerinde dedim ki, işte gerçek aşk imkansızlıkları yener. Önüne ne çıkarsa çıksın aşıyorlar.","label":7} {"text":"dünyanın yok oluşunu konu edinen tüm filmlere hasta olduğum için bu filmi de keyifle izledim ve bilmem kaçıncı defa da oturup yine izlerim. insanoğlunun dışardan gelen tehditler karşısında çaresiz kalışını ve sürekli bir kaçış halinde olmasını izlemek oldukça keyifli oluyor. zannımca filmi tek çekilmez kılan unsur başrolde tom cruise'un olmasıdır. daha filmin başlamasıyla o kendinden emin gülüşü, yürüyüşü ve küçük dağlar ne demek dünyadaki tüm dağları hatta dünyaları ben yarattım hareketleri mide bulandırıcı. evet sevmiyorum bu adamı. film oldukça eğlenceli ama. bu akşam yine oturup izleyeceğim:)","label":7} {"text":"İzleyenler için İzlemeyenler okumasın ----------------------------------------------------- Filmin Sonundaki Samantha gitmesi işletimle çok uğraşmaanlatıyordiyebilirim. Her sanal şey seni elbet bir gün ayrılacak. Öbür güzel yanıda Samantha adam dışında başka 176 sevgilisi olması sanal gerçekleri anlatıyor. Benim Düşüncem;Sanal Dünyada Sevgili Bulmayın Başka Sevgilileri olabilir :) İzlemeyenler için ------------------------------------------------------------------ Film güzel kesinlikle seyredin derim sanal gerçekleri anlatıyor. Sanal hayatlar insanları birbirininden ayrılır. Sanala çok takılma hayatının dengesini bozabilir. Hatta Karısı dışında Sanal İşletim sistemini sevdirebilir sana sevgi için gerçek sevgiyi seçin.","label":8} {"text":"çok güzel bir film sonunda katilin kim olduğunu görünce şaşıracaksınız acayip geriyooo","label":9} {"text":"Neill Bloomkamp, Elysium'da Hollywood klasik şablonunu kullanıp garantici bir işe soyunmuş. Dolayısıyla District 9 kadar cesur değil. Fakat klişeler olsa da politik altmetni ve görsel albenisi açısından önemli bir bilimkurgu sineması örneği. Sharlto Copley müthiş!","label":6} {"text":"Filmin senaryosu gerçekten orijinal fakat bu yapım ile heba edildiğini düşünüyorum. Bilim-kurgu içermesine rağmen fazlasıyla mantık hatası barındıran bir film. Dizi olsaydı ve konu bölümlere bölünseydi daha ilgi çekebilirdi.","label":4} {"text":"Boş vakit öldürmek için izlenebilecek filmlerden birisi. Ancak içinizdeki çocuğu tamamen öldürdüyseniz filmi büyük ihtimalle ilk dakikalarında kapatırsınız. Disney yapımı olmasına rağmen sirklerdeki hayvanların hangi şartlar altında olduğu anlatılıyor. Görüntüler güzel, oyunculuklar kötü.","label":5} {"text":"çok iyi bir filmdi,senaryosu bu kadar güzel ve şaşırtıcı bir film daha bulmak çok zor bence.ben affleck ve charlize theron filmin izlemesindeki en büyük etkenlerden vede çok iyi birer oyunculuk çıkartmışlar.keyifli bir 100 dakika için iyi seyirler.8/10","label":7} {"text":"Süper bir film nasıl bu kadar az puan alır anlamıyorum gerçekten..Bir sürü film daha izlenmeden sadece oyuncularına bakılarak puanlanırken yaşanmış bir olaydan yola çıkılarak yapılan belgesele yakın harika çekimlerle bütünleşen bu film gerçekten en azından 8 puan almayı hakediyor bence..Filmin sonunda bir müddet oturduğum yerden kalkamadım..Hele son sahnede (fotoğraf makinasının bulunma sahnesi) gözyaşlarıma engel olamadım.Kendimi koydum yerlerine ve düşündüm kafayı yerdim herhalde..Sadece müziklerini pek beğenmedim daha etkileyici olabilirdi.Zaten yavaş tempoda olan filmi dahada ağırlaştırmış..Ama puana bakmayın kesinlikle izleyin derim hayatın ne kadar inanılmaz bir macera olduğunu bir kere daha anlayacaksınız!!","label":9} {"text":"ne komiktir ki bende sonunda ninja kaplumbağaları izledim.ama güzelolan yanı neydi biliyor musunuz 90 ları hatırlatıyor olmasıydı.O zaman çizgi filmde de garip garip yaratıklar çıkıyordu karşımıza,şimdide de öyle oldu.güzel bi animasyon olduğunu söylemek isterim ve teşekkürer çocukluğa ufak bir yolculuk için...","label":7} {"text":"Filmin isminden, afişinden ve fragmanından beklentim çok yükselmişti. Ancak filmin bitmesiyle kafamdaki hiçbir soru işareti ortadan kalkmadı ve filmi de bir yere bağlayamadan bitirdiler. Görsellik dışında bana hiçbir şey katmadı.","label":5} {"text":"İsabelle Adjani gibi müthiş bir güzellik böyle bir filmde harcanır mı? Onun güzelliğinin hatırına filmi bitirdim ama ben de bittim. Abartılı oyunculuklar, gerçekdışı karakterler, saçmasapan bir konu, gereksiz aşırı uzatılmış sahneler... Tek kelimeyle yazık olmuş İ. Adjani'ye. Vakit kaybı:5/10","label":6} {"text":"filmin aldığı yüksek puanın tek sebebi Necip Fazıl tarafından senaryosunun yazılmış olması sanırım, yoksa film oldukça vasat ve mantık hatalarıyla dolu, yeşilçamda bir ton benzeri çekilmiştir, mesela filmde eroin illetinden kurtulmak için karısı zeynep'in yardımıyla \"soğuk tuş\" diye bir tedavi uygulanıyor güya,3 gün boyunca odaya kapanıp hiçbir yere çıkmayınca bu illetten kurtuluyrmuşsun, halbuki filmde zeynep ve kocası günlerce, haftalarca çiftlikte tabiatla başbaşa yaşamış, kırlarda dolaşmışlardı, hiçbir sahnede ne kriz geçiren oldu ne de eroin isteyen oldu. özetle film uyuşturucunun zararına, eşlerin sadakatine ve maneviyata dair mesajlarıyla iyi ama film kalitesi kesinlikle çok kötü.","label":3} {"text":"Bu film, Leon S. Kennedy karakteri ve Las Plagas virüsü hatirina izlenir. RE4 oyununu oynayanlar bilirler, oyunun bir senaryosu var ve gerçek zamanli gibi akici gidiyor. Ortada bir hedef var ve hiç durmadan araliksiz oynasan 5 saat gibi bir sürede roman gibi soluksuz geçen bir oyunla karsilasiyorsun. Oynadigim en mükemmel oyun ve o oyunun basrol karakteri sonunda ete kemige bürünüyor. Umarim Leon S. Kennedy'nin hakkini verirler.","label":5} {"text":"Mulan film beğendim ve çok anlamlı anlam veriyor bazen düşünüyom bu senede degilde o senede yaşamayı tercih ederdim diyom film mi yapan kişilerin emeklerine sağlıklı olsun film mi beğendim ve çok sevdim.🙂🙂","label":9} {"text":"hiç yorum yapılmamıştır diye düşünerek baktım ve yanılmadığımı görerek üzüldüm. rahatça \"yol filmi\"az kişi tarafından bilinen şaheser film\"ve \"dehşetengiz replikler...\" olarak kategorize edilebilir. ki ben ettim. eskiden böyle filmelerin bilinmediğini gördükçe mutlu olurdum. artık üzülüyorum. yaş ilerledikçe duygusallaşıyorum galiba.","label":7} {"text":"Ciddi bir uyarıdır! Film tamamen Kubrick adını alıp prim yapmış ama içi bomboş olan bir senaryoyla karşımıza çıkmıştır. Oldukça sıkıcı bir işlenişle oldukça sıkıcı bir oyunculuk eklenirse ahanda ortaya bu film çıkar. Fragmanı ile dikkat çeken ama içi olmayan yapımlar vardır ya işte bu o. İsteyen kızabilir ama bu filmi beğenenler korku filminden anlamayan kafalardır. Elle tutulur bir yanı yok. 3. sınıf bir dizinin son bölümü gibi geldi hatta izlerken. Ewan McGregor ve Mike Flanagan film izleme hayatımda önemli yere sahip kişiler de neden böyle bir şey ortaya çıkartma gayreti içine girmişler gerçekten şaşardım. Tepedeki Ev ile zirve yaptığı bu dönemde özellikle Mike adına üzücü bir durum. Sakın aldığı puana aldanıp izleme. 4-5 puanlık bir korku filmiymiş gibi başla. Sonra zaten film anca iyi gelecektir. İyi seyirler. .","label":7} {"text":"teshirciligin ön planda oldugu tipik amerikan gençlik komedi tarzi bir film 1,5/5","label":2} {"text":"Aslında çok güzel bir film.Bu filmde zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz ve eğer gerçek bir army iseniz filmin sonunda bitti diye ağlarsınız.Ve not olarak ise dondurma yiyerek izlemek çok güzel.Ve doğrusu BTS kendi yaşamlarından veya kurgusal olaylardan ele alarak normal bir film yapsa ve türkiye ye gelse güzel olur.","label":9} {"text":"lütfen sessiz olun sessiz film başlıyor başlarda sıkılsanız da finali itibariyle izlenmeye değer 7/10","label":6} {"text":"Bu filmi aslında büyük bir merakla bekliyordum ve nihayet izleme fırsatım oldu. Film beklediğim gibi çıkmadı. Zaten konusu ne bir dram, romantik, aksiyon değil. Hepsinden biraz biraz koyup ortaya sunmuşlar. Ha film çok mu kötü? Hayır değil. Film biraz sıksa ve mantık hataları ile yani bütün kötü ve iyi kısımlarına rağmen sonun kadar izlettiriyor. Bence izlenebilir ama büyük beklentilerle değil. Vakit geçirmek için iyi bir seçim. 3/5","label":5} {"text":"Gal Gadot'u görünce bi izleyeyim dedim. Aksiyonu bitmeyen film. Yapay zekanın ulaşabileceği en üst noktayı ve onu ele geçiren kötü niyetli insanların neler yapabileceğini anlatmaya çalışan bir film. Gal Gadot güzel oynamış. Dövüş ve çarpışma sahnelerini beğendim ama ekibin kalanının oyunculuğu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ayrıca kısa süreliğine de olsa BD Wong'u görmek benim için hoş bir sürpriz oldu. Patlama görselleri güzeldi. Klişe hikaye ve sahneler fazlasıyla var ama çerezlikten bir tık üst seviye olarak kabul edilip ailecek izlenebilir bir film.","label":6} {"text":"evet senaryo cok basit ve böle filmler cok cekiliyo ama vin diesel cok iyi rol yapmıs bu tamamen filmin basitligini yukarıya tırmandırmıs action sahneleri ile var olan sıkılmayacagınız bir vin diesel klasigi ...","label":7} {"text":"AlmanlarınAuschwitz kampında yaşananları ilk defa araştırmasını ele alan gerçeklerden esinlenmiş oldukça başarılı, izlenmeye değer bir film..","label":6} {"text":"izlemeye yeltenmeyin.","label":2} {"text":"eli yüzü düzgün bir savaş filmi.özellikla fassbenderin oyunculuğu da filme çok büyük katkı sağlıyor.sürükleyici,saçmalamayan,belki klişe kısımları olan (ki zaten bunun olmamasını beklemek çok çok iyimserlik olurdu) ve bittikten sonra da izleyeni pişman etmeyen bir film.çekimler güzel,özellikle takip sahneleri mesela başarılıydı.beklentileri çok yüksek tutmazsanız sonunda memnun kalırsınız çok büyük ihtimalle.gerek kostümler,dediğim gibi gerek çekimler gerekse de ingilterenin doğasıyla yine başarılı bir hava yakalanmış ve sanki siz de o kış zamanlarında,o dağlarda askerler ile birlikte zorluklar çekiyorsunuz.filmin bu yönü de tatmin ediciydi.ben beğendim,dediğim gibi beklentileri tavan yaptırmaya gerek yok,ve yine dediğim gibi aslında başrolde fassbender değil de başka birisi olsaydı film gücünden çok şey kaybedebilirdi.tarihi filmleri ve tabii ki savaş filmlerini sevenler beğenecektir.","label":7} {"text":"Sadece fragmanı izleyenlerin Annabelle çakması sandığı ama özünde oldukça farklı ve sonu şaşırtacak bir film.","label":7} {"text":"yaşlanmanın en hüzünlü yönlerinden biridir yetenekleri kaybetmek. şarkı söyleyememek, güzel bir kadının gönlüne girememek, eskisi gibi koşamamak, nefes alamamak, yürüyememek, hatta bazen o yetenekleri bile hatırlayamamak. yaşlılık hüzün doludur. ama aşk? aşk unutulmaz. aşk eskimez, kaybedilmez. çünkü aşk bir yetenek değil, bir coşkudur. aynı yaşlılık gibi; aşkın da bir bedene hapsolup o bedenle solup gitmemeye uğraşması ne acı. \"geri gel bir daha gençlik; bırakma beni!\" diye yakarır her yaşlı, içten içe; cevabın gelip gelmediğini ise her birimiz, zaman içinde göreceğiz. quartet, insanın ölüm karşısındaki acizliğini ancak bir opera tadında anlatabilirdi. anlatabildi.","label":7} {"text":"ATMOSFER VE GERİLİM AÇISINDAN YARATIK 1-2`NİN FERSAH FERSAH GERİSİNDE KALIYOR BU FİLM.AMA ESKİ UYGARLIKLARA HİKAYEYİ BAÐLAMASI, LABİRENTLERİ, KAPKARANLIK ORTAMI VE PREDATOR`UN YARATIÐIN KAFASINI 0,3 SANİYE İÇİNDE KESTİÐİ O KARİZMATİK SAHNE FİLMİ KURTARIYOR.YALNIZ YARATIK FİLMLERİNİN ÖZÜNE PEK SADIK KALMAMIŞLAR GALİBA.KULUÇKA SÜRESİ 1-2 GÜN SÜRERKEN BU FİLMDE SANKİ 10-15dk. SÜRÜYORDU.BÜYÜMELERİ DE ÖYLE.BELKİ DE GENETİK YAPISI İYİLEŞTİRİLMİŞ ALIEN`LARDIR ONLAR.BİRKAÇ İNSAN VARKEN ONLARCA YARATIK NASIL ÜREDİ ONU DA ANLAMADIM.YARATIK VE PREDATOR SERİLERİYLE MANTIKİ BİR BAÐ ARAMADAN İZLERSENİZ ZEVK ALABİLECEÐİNİZ BİR AKSİYON-BİLİMKURGU FİLMİ.FİLMİN SONUNDAKİ YARATIK ACABA PREDALIEN MIYDI'DEVAM FİLMİNİ ZORUNLU KILAN BİR FİNAL!...","label":6} {"text":"etkileyici ve rahatsız edici olduğu kesin.filmi izlemeden önce esinlenilen gerçek hikayeyi internette okumuştum.sadece okuduktan sonra bile ürperdim bir de üstüne film izlemek daha da etkileyici oldu.sağlam bir korku filmi,bir yandan bir davaya bir yandan da genç kızın yaşadıklarına tanık oluyorsunuz.türün meraklıları tatmin olacaktır.","label":7} {"text":"Kotu sadece 23 yasima kadar beklemisim keske izlemeyeymisim","label":0} {"text":"Çok güzel bir filmdi. Ağladım .. Keşke Ahmetle elifin düğününden evlilik hayatındanda birkaç kare görebilseydik","label":9} {"text":"Film hakkında hiç bir bilginiz olmadan izleseniz bile bu filmi Tarantino çekmiş dersiniz güzel film tereddüt etmeyin.","label":9} {"text":"Beklentisiz başladığım bir film harika bir filme dönüştü. Film sizi içine çok rahat bir şekilde çekerek size de kendi içinizden seçim yapmanızı sağlıyor. Özellikle müzik ve plak ile haşır neşir olan \"ben\" için harikaydı.","label":8} {"text":"film gerçekten çok hoş ve güzel.daha türkiyede gösterime girmedi ben amerikada izledim.gelince mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum.","label":9} {"text":"Tek kelime ile mest oldum diyebilirim. Kolay kolay film beğenen biri değilimdir. En büyük zevkimdir oysa film izlemek. Her filmi hemen hemen izler maksimum iki gün sonra beğenmezsem hatırlamam bile. Ama bu film başka. Filmi, baştan sona kadar büyük bir hayranlıkla izlediğim doğru. Nişanlım pek film izlemeyi sevmez sinema ortamında. O bile her saniyesini büyük hayranlıkla izledi. Çok başarılı bir film, kesinlikle herkesin izlemesi gerekiyor. Filmin gerçek hayattan alıntı olduğunu lütfen unutmayalım. Mahsun Kırmızıgül tebrik ediyorum seni. Filmin sonun da ayağa kalkıp alkışlamak istedim başarını.","label":8} {"text":"hala tüylerim diken diken puanı 9 vericektim ama düşündüm neyi eksikti garcia bernal ın oyunculuğumu;soğuk bir cani ve şehvetli bir travesti;herşey mükemmeldi ya filmdeki enriquo nun her şaşırışında açılan güzel gözleri sigara içerken elini tutuş şekli ya peder hayır bu film 10 puanı çoktan kazandı","label":9} {"text":"Çok keyif aldığımı söyleyemem. Komedi korku karışımı bişey yapılmaya çalışılmış ama çok da kaliteli değil.","label":3} {"text":"Uzerinden yaklasik 5 sene gecmesine ragmen,hala unutamadigim ve her izledigimde ayni zevki aldigim, belkide genclik filmleri arasinda yapilmis en iyi film. Her sahnesi etkileyici.Insanlarin kendi duygularina bile ne kadar yuzeysel kalabilecegini cok iyi aktarmis.Ikinci bolumunun cekilmesinin ise tamamen bir hata oldugunu dusunuyorum. Filmin turkce tercume adı ise tam bir felaket, ve filme cok sey kaybettirdigine inaniyorum.","label":9} {"text":"Eglenceli bir film , 3 boyutlu versiyonu süper, çocuklarim bayildi , iyi seyilrler","label":8} {"text":"Ah Tom ah yıllardır başına gelmeyen kalmadı. Çocukluğumun çizgi filmi biraz nostalji yapayım dedim.","label":6} {"text":"inanılmaz derecede kötüydü.filmin amacını korku olarak düşünüyordum.ama gittiyimde korkayım mı,güleyim mi anlamadım.korku diye bir şey yok zaten.boş ve klişe olan herşey yine karşınıza çıkıyor.ayrıca saçmalıklar vardı.mesela fredy nin jason un gözlerini oymasına ragmen hala gömesi büyük saçmalıktı.izlemeye degermi tartışılır","label":0} {"text":"Rezalet bir film! Konu yok, espri desen bes para etmez, bosu bosuna paranizi ve vaktinizi ziyan etmeyin derim. Cok yazik birde butce ayirmislar bu filme...","label":1} {"text":"'Point Break' ve 'Bad Boys II' göndermeleri şahaneydi :)","label":9} {"text":"Çocuklarına iyi bir gelecek sunabilmek için genelev işleten bir kadın, değişen dünya ve ekonomik ilişkilerin sonucu iş yerinin kapanmaması için uğraş vermektedir. Geçmişleri ve gelecekleri olmayan, etten kemikten, duygu ve aklıdan oluşan genelev çalışanları, her gün yüzleri olmayan insanlarla \"müşterilerle\" birlikte olmakta, sıra dışı anları yaşamaktadırlar... Çıplaklıktan dolayı erotik film gibi düşünüp izleyenlerin bir şey anlayamayacağı ve hissedemeyeceği filmde, yürek burkan bir dramdır aslında anlatılan....... günümüze dek uzanan... 8/10","label":7} {"text":"çok başarılı bir yapım, izlenmesi gereken filmlerden..","label":7} {"text":"Sanki bütün Hollywood'u askere almışlar. Sean Penn,James Caviezel,Nick Nolte,Ben Chaplin,John Cusack,Adrien Brody,Woody Harrelson,Jared Leto,John Travolta ve George Clooney.. Bütün bu muhteşem kadroya rağmen film bende büyük bir etki bırakmadı.Karakterlerin bazıları çok zayıf ve birbirleri ile olan ilişkileri yeterince anlatılmamış,bunun yerine roman uyarlamalarının çoğunda olduğu gibi dış ses monologları kullanılmış.Bu durumda filmin etki alanını daraltmış ve yoğunluğunu azaltmış. Sonuç olarak birilerinin çok övdüğü bir yemeği yedikten sonraki o kadar da güzel değilmiş tadı veren bir film..","label":4} {"text":"Japonların ne kadar ifadesiz insanlar olduklarını gözden geçirince gerçekten inanılmaz bir şey var; daha önce hayatımda hiç başroldeki adam kadar çaresiz bakan bir adam görmemiştim. film fazlasıyla güzel, biraz uzatılmış ama alışkınsanız çok yormaz. alışık olduğumuz konuların işlenişinin ne kadar tatlı olabileceğini hatırlatmadı değil. ama gene de hep başrolle hatırlayacağım sanırsam bu filmi.","label":8} {"text":"Nehir Erdoğan ın oyunculuğu beni çok şaşırttı bu kadar vasat bir oyuncudan bu kadar iyi bir performans beklemiyordum.Filmin senaryosu çok basit ve klişe ama oyunculuk bana yeter diyenler için bir göz atın derim.","label":3} {"text":"Müzikten soğuttu şahsen uzak durulması gereken filmlerden.","label":0} {"text":"Senaryosunu, Ching Nakamura'nın Gunjō (羣青, Ultramarine)& isimli çizgi roman serisinden (2010 - 2012) uyarlayarak Nami Sakkawa'nın yazdığı, Sürüp Kaç veya Öl şeklinde tercüme edebileceğimiz “Ride or Die”, Ryuichi Hiroki'nin yönetmen koltuğunda oturduğu romantik bir gerilim filmi... Yalnız başlamadan hemen belirtelim ki bu film, LGBTI insanlara yönelik homofobik ön yargılara sahip olanlar ile erkeklerce kadınlara uygulanan şiddeti, kendi dar kültürel kalıpları çerçevesinde mazur göstermeye çalışanlara kesinlikle uygun değil... Zira yeni nesil Thelma Louise (1991) tarzı &özgün bir yol hikayesine de sahip olan film de özenli bir biçimde bu iki hususa vurgu yapılmaya da çalışılmış... Gelin isterseniz son bir kaç yıldır sağlam prodüksiyonları kendi dağıtım ağına dahil eden Netflix platformundaki bu filmde anlatılanlara biraz daha yakından bakalım... Gittiği barda, tercihini Meksika'nın ünlü Don Julio Añejo marka tekilasından yana kullanan Rei Nagasawa (Kiko Mizuhara), biri kendine diğeri de yanındaki bar taburesinde oturan Kotaro Shinoda'ya (Shinya Niiro) olmak üzere, bir defada yudumlanarak (shot) içilen iki kadeh sipariş verir... Birer tane de, bunu bir davet olarak algılayan Kotaro'dan gelir... Ardından da birlikte Kotaro'nun evine gidilir... Ve yatakta sevişirlerken Kotaro'dan karısı Nanae'yi (Honami Satô) kendisine vermesini isteyen Rei, önce bir bıçakla şah damarını deldiği ardından da kırık bir şarap kadehiyle gırtlağını kestiği aynı Kotaro'yu apansız öldürüverir... Eminiz izlediğinde, Tarantino bile hayran kalmıştır bu kan banyosu sahnesine... Neyse biz devam edelim... Ama bir flashback aracılığı ile önceki güne dönerek... Eşcinsel bir kadın olan Rei, birlikte yaşadığı alkolik sevgilisi Mika Oe'nin (Yôko Maki) otuz dördüncü doğum günü için aldığı pasta ile eve gider ve tam onunla ilgilenirken çalan cep telefonundaki kişi, kendisini arayarak gelmesi için yanına davet eden yaklaşık on yıldır görüşmediği, büyük bir aşk ile tutkun olduğu genç kızlık soyadı Tsujimura olan Nanae'dir... On yıl önce ne mi olmuştur? Nanae (Yui Uemura) borç olarak aldığı 3 milyon Yen'i, beş yılı doldurmadan Rei'ye (Sara Minami) iade etmiştir... On yıl sonrasındaki günümüzde ise kocasından yediği dayaklar nedeniyle Nenae'nin bütün vücudu çürükler içindedir ve böyle devam ederse Nanae'ye göre ya kendisi ya da kocası ölecektir... Bunun üzerine, &Ölecekse kocan ölsün diyen Rei'ye Nanae, Onu benim için öldürür müsün?& diye sorar... Tabii zaten bildiğimiz gibi Rei onu hiç düşünmeden öldürür... Yalnız bu işi yaparken Rei, hem kameralara yakalanmış hem de bol miktarda parmak izi bırakmıştır geride... Olsa olsa polisin tespit edemeyeceği tek şey, azmettiricinin yani Nanae'nin kimliğidir... Duygu sömürüsü ile kandırıldılarak katil olduğunu çok geç fark eden Rei ile koca dayağından kurtulan Nanae, şimdi bir otel odasının küvetinde beraberce yıkanmaktadırlar... Kocasından önce, evi terk eden annesinin yerine kendisini döven ve o yüzden de Kortaro ile evlenmek zorunda kalan Nanae'nin, alkol sayesinde yıllardır komada olan hastanedeki babasını ziyaret eden ikilinin, bir başka flashback geçişi ile ilk tanıştıkları lise yıllarına uzanarak, beş yıl vadeli 3 milyon Yenlik borcun arka planını da öğreniriz filmin bu bölümünde... Ancak günümüze yeniden döndüğümüzde artık bir karar vermeleri de gerekmektedir... Çünkü gazeteler de ana manşetlere oturmuşlardır... Dakika 72... Geride, Kiko Mizuhara ve Honami Satô'nun, özellikle de sevişme sahnelerinde büyük bir cesaretle sergiledikleri performanslarının bulunduğu 70 dakikalık koskocaman bir final bölümü daha mevcut... Olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan bu sıra dışı filmi izlemenizi öneririz... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"bütün sahneleri çok etkileyiciydi özellikle yumurtanın kayboluş macerası ve göktaşının düştüğü sahne harika bir animasyon","label":7} {"text":"Kara film türünün ince örneklerinden, anlayacağınız biraz karışık ama çok dikkatli izlerseniz Henry fonda'nın büyüsüne kapılıp filmi daha keyifli hale getirebilirsiniz...","label":0} {"text":"tipik amerikan propagandası:D ama sürükleyici","label":4} {"text":"Bir western hayranı olarak vahşi batı temalı bir çizgifilm başta oldukça heycanlandırmıştı beni, kasabaya yeni gelen hayalprest acemi klişesiyle başlıyor film, kötü adamlara karşı koyan yiğit yeni kovboy olarakta devam ediyor.Eğlenceli olmasına eğlenceli, clint amcamıda hayal olarak olsada gösterip saygı duruşunda bulunsada yinede bir çok klişeyi fazlasıyla kullanması ve sonlara doğru yeterince akıcı olmamasıyla ortalama bir animasyondan fazlası olamıyor.Kesinlikle kötü değil ama son yıllarda alıştığımız kalitede değil niyazikki. 10/7","label":6} {"text":"Sanki ben onlarla beraber o dağa çıkıyordum, yükseklik korkusu olan biri olduğum için filmi izlerken başım döndü, çok gerçekciydi. Gerçek bir olaydan esinlenmiş dendiğine göre senaristler bazı bölümleri kendi hayal güçleriyle yazmışlar ki filmde ki bu bölümler dağ da başlarına gelenler. Filmin müzikleri daha iyi olabilirdi ve filmi daha etkili bir film haline getirebilirdi.","label":4} {"text":"Ne olursa olsun, dostlarına kazık atma Al Pacino","label":7} {"text":"Selvi Boylum, Al Yazmalım'ı al, modern hale getir. İçine bi iki sevişme sahnesi kat. Al sana Issız Adam. Film kötü mü? Değil. Ama ne gerek vardı bu filme? Gül gibi Selvi Boylum, Al Yazmalım var zaten hali hazırda. İyi olan bi yapımı biraz değiştirip vasat bi film elde edip seyirciye sunmanın bi anlamı yok ki.","label":5} {"text":"Zamanımı hiç değmeyecek bu filme ayırdığım için çok üzgünüm. Bir şey olacak diye bekleye bekleye film bitti. Jake Gyllenhaal'da bu filmde nasıl oynamış hiç bilmiyorum.","label":5} {"text":"Eternal Sunshine Of The Spotless Mind'ın senaryosuna aşık olanlar Adaptation'daki oya gibi işlenmiş senaryoyu görünce kıblesini Charlie Kaufman yapacaktır herhalde. Film adeta bir korku tüneli. Nerede ne olacağını önceden kestirmek mümkün değil. Klişe Hollywood hikayelerinden sıyrılmak, onların yüzüne şamarı atmak isteyen Kaufman nakavt etmiş. Bu aralar maalesef durgun. Böyle bir zekanın eksikliği de hissedilmiyor değil.","label":7} {"text":"Son yıllarda yurtdışında belki de en fazla ses getiren Türk filmi. Aslında kağıt üzerinde Fransız filmi ancak tüm kadroyu ve anlatılanları göz önüne aldığımda Türk filmi olarak bahsedeceğim. Tabii ki pek çok başarılı yapım önemli festivallerden önemli ödüllerle, güzel eleştiriler ile döndü, ancak Mustang&, hikayesi ve oyuncu kadrosunun da etkisiyle, festival seyircisinden tutun, örneğin dünyaca ünlü Amerikalı aktör James Franco'ya kadar. Film, yabancı basın veya eleştirmenler tarafından muhakkak belli açılardan ele alınıyor, ancak biz Türk seyircisinin yorumları da, bu topraklarda ve kültürde yaşayan insanlar olarak çok önemli haliyle. Mustang ile ilgili en sık dile getirilen eleştirilerden biri, ülkemizin aslında bu kadar iç karartıcı& bir yer olmadığı ile ilgiliydi. Bunlar tabii ki çok ama çok derin konular ve üzerine saatlerce konuşulabilir, sayfalarca yazı yazılabilir. Ben çok üstünkörü geçmeyi düşünüyorum. Ülkemizde yaşanan şeyler olmadığını, yani yönetmen Ergüven ve ekibinin bunları tamamen hayal ürünü olarak sunduğunu düşünmüyorum. Ancak gözüme batan bazı hususlar da var. İster istemez, hele ki ülkemizin son on beş yılına baktığımızda, Kastamonu'daki genç kız öğrencilerin filmin girişinde erkek arkadaşlarıyla denize girip deve güreşi oynayacağı düşüncesi pek yakın gelmedi bana. Hele ki o kadar kapalı bir çevrede yaşıyorken. Bu yalnızca bir örnek ve oldukça çoğaltılabilir filmin genelinde. Kısacası demek istediğim, seyirci biraz daha gerçeklik arıyor. Veya Lale ve o uzun saçlı şoförün, Yasin miydi?, dostça ilişkisi. Yani çok enteresan bir durum aslında. Bir yandan filmde asıl anlatılmak istenenler bir şekilde ülkede yaşanıyor, ancak bu durumun yaşandığı çevre, atmosfer, karakterler, diyaloglar, bu şekilde yaşanmıyor. Veya bazıları yaşanıyorsa dahi bu kadar klişe, bu kadar kör göze parmak bir tavırla yansıtılması, 2015 yılına pek de uymuyor gibi. Filmin tarzı kesinlikle farklı, kesinlikle stilize bir yaklaşım var, kabul ediyorum. Fakat senaryo ne yazık ki çok çok zayıf. Genç oyuncular belli bir başarıyı tuttursa da, onlardan da çok akılda kalıcı bir performans çıkmamış denebilir. Film çok fazla konudan aynı anda bahsetmeye çalışıyor ve bu özelliği ile pek çok yerde yazdığı bir Mahsun Kırmızıgül havası var. Ancak yine de, o kadar kötülenecek bir deneme değil. Bazı hataları olsa da.","label":5} {"text":"Son derece vasat. Zaman kaybından başka birşey değil. Tanışmaları saçma, ilişkileri saçma, herşey saçma. O kadar kavga edecekseniz ne diye evli kalmaya devam ediyorsunuz diyorsunuz. Sonuda bir o kadr saçma yine. Ne oldu derken film bitior. Uzun lafın kısası uzak durun.","label":5} {"text":"Nan! Film işte zevk almaniza bakin!! Ayni ise ne olmus?? Memento yu siz mi kurguladiniz da bu kadar zorunuza gidiyor??","label":5} {"text":"Rene clair makina, insan, eşitlik ve paylaşım üzerine harika şiirsellik barındıran mükemmel bir film ortaya çıkarmış.","label":7} {"text":"Ben açıkçası bu kadar sürükleyici ve bu kadar başarılı bir film beklemiyordum. Filmin sonunda filmden adeta çıkmak istemedim herhalde yapımcılar da bunu anlamış olacak ki (!) son jenerikten sonra beş dakikalık müthiş bir sekans var filmde sakın kaçırmayın. Başrol oyuncuların çoğu çocuk ama film 18 artı olacak şekilde bir erişkin filmi. Müthiş gizem, gerilim ve bilim kurgu var filmde. Tabii Lost ve Fringein yaratıcısı Abrahams filmin yönetmeni olunca bir başka güzel oluyor film. Filmin en önemli özelliği George A Romero ve Zombiler, E.T., Steven Spielberg ve 8mmlik kült kameralara sürekli gönderme yapmasıydı. 9 puanı bu film benden hakediyor.","label":8} {"text":"Güney Afrika Cumhuriyetinin efsaneleşmiş nobel barış ödüllü lideri Nelson Mandelanın ve onun hapishanede geçirdiği yaklaşık 20, 25 yılında sorumlusu rolündeki asker James Gregorynin gerçek yaşam hikayesinin anlatıldığı bu biyografik film etkileyiciydi. Özgürlüğe giden yolda taviz vermeyen Nelson Mandelaya ilk başlarda önyargılı bir biçimde davranan James Gregory yıllar içinde onun fikirlerinden etkilenmiş ve dost olmuşlardır. James Gregorynin kitabından uyarlanarak yapılan bu filmi görme şansı olmadı. Çünkü 1911de doğan James Gregory 2003te kanserden ölmüştür. Seyredilmesi gereken bir film. Yaklaşık 5 ayrı ülkede çekilen film 30 milyon dolara malolmuştur. Gişede her ne kadar başarılı olmasada bu onun kaliteli film olmadığı anlamına gelmez. En azından Güney Afrikada ki son 40 yılın kronolojik siyasi çalkalanmanın yada bizim deyimimizle dağdan gelip bağdakini kovmanın belgeselini izlemek içinde olsa seyredilir. Çünkü nihayetinde Güney Afrika da ki beyazların ataları Hollandadan gelip burada ki zencileri sömürge düzeni içinde yönetmişlerdir.","label":5} {"text":"\"Allak bullak eden filmler\" diye bir liste yapılsa 1 numraya konulacak film.","label":8} {"text":"bu kadar düşük puanda olduğuna inanamıyorum.....","label":8} {"text":"Bumblebee bence en iyi transformers filmi neden mi artık yeni bir evrenin başlangıcı olduğundan filmin uyarlandığı konu 1980'li yıllardaki asıl transformers serisi olan TRANSFORMERS G1'den esinlenmiş olması robotların tipleri falan aynı o serideki gibi. Film çok güzel bir cybertron sahnesi ile açılıyor savaşın son zamanında otobotlar gezegenden kaçıp evrene dağılıyorlar optimus bumblebee'ye ise dünyaya gitmesi için emir veriyor ve bumblebee dünya için yola çıkıyor sonra dünyaya düşüş anında eğitimde olan ajan burns (John Cena)'ün timinin üstüne düşüyor, sonra s7 ekiplerinden kaçan bee tam yakalanırken bir de ne olsun Blitzwing geliyor ve bee'ye saldırıyor güzel bir dövüş sahnesinden sonra ise blitzwing mortingen şıtrayze oluyor bee de hazasını ve sesini kaybediyor saklanmak için ise bir woswos'a dönüşüyor ama karakterimiz Charlie (Hailee Steinfeld ) ise 18 yaşına yeni girmiş ve bir arabası olmasını çok istiyor evde eski bir corvette'i tamir etmeğe çalışır yedek parça almaya gittiğinde hurdalıkta yatan woswos ile karşılaşıyor sonra hikaye o zaman başlıyor charlie o sırada radyosu ile oynarken istemeden bir sinyali açıyor ve başka bir gezegende bulunan cliffjumper'ı öldüren shatter Dropkick'i dünyaya gelmesine neden oluyor zaten gerisinde Charlie woswosu tamir etmeye çalışırken birden bire bumblebee ortaya çıkıyor. sonra gerisini siz izlersiniz artık dediğim gibi bu film ilk 5 film ile alakalı değil göndermeler ve referanslar var ama bağlı değil şuan puansal bakımından ilk 5 filmi solladı geçti. okuduğunuz için teşekkürler / BATUHAN E. TOPRAKMAN (BEYLİKDÜZÜ / İSTANBUL)","label":8} {"text":"Oldukça klasik bir intikam senaryosu üzerinde kurulmuş bir film olsada iyi bir işlenişi ve sürükleyici bir yapısı var.10/8","label":7} {"text":"sizi her karesiyle yavaş yavaş içine alan, her an dokunabileceğiniz kadar gerçek bir adamın hikayesi jeff bridges'i tanımayan birine kaybolmuş bir country sanatçısı derlerse inanmamak mümkün mü? yalnız ve keşkelerini sigara paketi gibi cebinde taşıyan herkesin seveceğini düşündüğüm bir öykü...","label":8} {"text":"Diğer yoruma katılmamak elde değil, kısıtlı bir bütçe ve imkanlarla yönetmen başarılı olmuş.","label":6} {"text":"Tarık Akan ve Gülşen Bubikoğlu'ndan keyifli bir yeşilçam filmi..","label":4} {"text":"kentsel dönüşümü, feminist hareketin ülkedeki yansımalarını ve suriyeli göçünün etkilerini başarılı bir şekilde resmetmiş.","label":7} {"text":"Nolan filmlerinin hastası olan benim, en sona bıraktığım filmdi. Oldukça da beğendim, hatta tahminimden daha iyiydi bile diyebilirim. Çok net olarak, Nolan'ın gelişimi hakkında fikir sahibi olabilirsiniz bu filmi izleyerek. Filmin sonunda Cobb ile Kel Adam arasındaki bağı çözemedim yalnız, dönüp bir kez daha da izlemedim açıkçası finali.","label":7} {"text":"Yönetmenin Marley & Me ve The Devil Wears Prada gibi hoş filmlerine rağmen yeni çalışması tek kelime ile vasat olmuş. Halbuki oyuncu seçimleri ve performansları gayet yerinde... Fakat işleniş oldukça sıradan bir hal almış. Finali tebessüm ettirdi bu arada. 5,5 / 10","label":5} {"text":"Güya 7+ çok saçma kur yapma filan var gitmeyin aşırı saçma çocuklar için değil kız köpekler erkek köpeklere kur yapıyor","label":0} {"text":"bu arada, aklıma gelmişken bir ayrıntı:Sous Le Sable, Virginia Woolf’u yorumlamak ve benzer temaların görsel kaşılıklarını bulmak anlamında, bu sezon izlediğimiz aşırı stilize The Hours’a göre çok daha başarılı. Aslında bütün mesele sadelik.","label":9} {"text":"rey annakinden farklı güçlere sahip imparatorun torunu hem karanlık hemde jedi eğitimi almış aydınlık tarafta, bu ona farklı güçler vermiş olabilir. ","label":5} {"text":"ACI GERÇEKLER!","label":8} {"text":"Kusursuz değildi ama muhteşem bir filmdi. Kesinlikle 2 saatin hakkını veriyor. Bilim kurgudan anlamayan bazı insanların yorumlarına kanmayın ve izleyin. Eğer bilimkurgu ilginizi çekiyorsa kesinlikle izlenmeli","label":8} {"text":"çok güzel bi filim bence izleyin size öneririm ama korkanlar izlemesin tercih ederim","label":7} {"text":"Ya birde tamam bu bir seri katil filmi, seri katil filmlerinde aksiyonda olur ama sanki Demi Moore’nin bazı hareketleri havada kalmış gibiydi.","label":9} {"text":"Ben tam bir hayal kırıklığına uğradım bu filmle, fazlasıyla basit bir hikaye anlatılan...","label":3} {"text":"por una cabeza nın sonuna kadar yakıştığı bir dans sahnesi vardır ki tadından yenmez. al pacino da helal olsun sana dedirtir. özellikle araba sürdüğü sahnede. şahane bir film bence","label":8} {"text":"Film iyi bir amaca hizmet etmiş gibi görünsede kendisi ile çelişen bir senaryoya ve dialoglara sahip. Evet amaç islam dininin terör ve töre gibi canilikte kullanılarak islamın karalandığını gözler önüne seriyor. Müslümanlıkta adam öldürmenin ne kadar büyük günah olduğu anlatılıyor. Ancak &şeriat kelimesi laiklik ile bir kullanılıp, laiklik yüceltiliyor ve şeriat karalanıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demezler mi Mahsun efendi şimdi sana? Şeriat Allah'ın kanunu iken, inkarı kafirlik iken sen bu filmde şeriatı öcü gibi göstermişsin. Şeriat deyince insanlar sadece kafa kesmek anlıyor. Şeriat Allah'ın kanunu demektir. İkincisi diğer tezatlık; tamam müslüman bir erkek hristiyan bir kadınla evlenebilir buna islam izin veriyor ancak asla HACI bir baba kızını bir hristiyan ile evlendiremez. Yani müslüman bir kadını hristiyan bir erkek ile hele ki klisede evlendirmek kızını zinaya vermektir. Allah aşkına bir film yapacaksan önce islamın kurallarını iyice öğrende eline yüzüne bulaştırma!!! Polis karakteri Mustafa Sandala yakışmış. Mahsunun ise gereksiz aşırı mimikleri onu gülünç duruma düşürmüş. Halık Bilginerin oyunculuğu da fena değil ama Şener Şen olsa başka olurdu.","label":5} {"text":"Hayvanlı çizgi filmler arasında farklı bir film Cesur Civciv. onların insalcıl yaşamlarına uzaylıların sokulması eğlencenin dozunu arttırıyor. Shrek gibi birçok filmle kafa bulması filmin komedi yönüne büyük katkı sağlımış.Doğrusu beklediğimden daha komik bir film çıktı. Özellikle domuzcuğun saflığı ve obezliği... son bölümdeki Hollywood taşlaması da hoştu.Daha iyilerini izlemişsinizdir ancak Cesur Civciv de animasyonlar arasında kendine iyi bir yer edinebilecek bir kalitede.(7)","label":6} {"text":"Senaryosunu da, Hur man stoppar ett bröllop (How Stop a Wedding - Bir Düğün Nasıl Durdurulur)& (2014) isimli İsveç filminden uyarlayarak, Silsile de (2014) olduğu gibi yine Faruk Özerten ile birlikte yazan Ozan Açıktan'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Yarına Tek Bilet”, romantik komedi tarzındaki bir yol hikayesi olarak geliyor karşımıza... Henüz daha iki gün önce Açıktan'ın Silsile sine kapsamlı bir yorum yazmış biri olarak; o filmdeki ekipten, senaryo yazımındaki Faruk Özerten'in, görüntü yönetmenliğindeki Cenk Altun'un ve editörlükteki Erkan Erdem'in yerlerini koruduklarını görünce, aynı coşku ve beklenti ile geçtik ekranın başına... Ancak film akmaya başladığı andan itibaren de, kaç kişiyle oynanırsa oynansın filmlere, casting direktörlerinin de damgalarını vurduklarını bir kez daha iliklerimize kadar hissettik... Zira Metin Akdülger ve Dilan Çiçek Deniz, fazlasıyla sırıtmışlardı rollerinde... Yani benzeri bir hatanın, düşük bütçeli bağımsız Amerikan komedilerinde sıklıkla tekrarlandığı gibi bu filmde de, dizi film oyuncusu kullanma kolaycılığına teslim olunarak oyuna, daha ilk dakikadan itibaren 2 - 0 geriden başlanılmış... Üstelik Türkçenin, kelimelerdeki bazı harflerin yutularak sokak jargonu ile konuşulduğu faslına hiç girmiyoruz bile... Özellikle de,aynı yıllarda (davranışlarıyla ele avuca sığmayan) Burak Sergen ile de Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesinde aynı yıllarda okumuş biriyken... Tabii şöhretli öğrencilerimiz Burak ile de sınırlı değildi..., Daha kimler mi vardı? Zülfü Livaneli'den tutun da, Çetin Tekindor, Kayahan, İlhan Şeşen, Hülya Avşar, Meral Okay, Köksal Engür, Osman Yağmurdereli, Salih Memecan, Mehmet Ağar ve Selçuk Ural gibi ülkenin sosyal ve siyasal gündeminde etkili olan isimler ile de okuduk o yıllarda.. Peki, biz nal mı topluyorduk o arada? Ne gezer... Kendisine, Mutluluklar Prensi unvanını da lanse ettiğimiz İlhan İrem ile yıllardır hastası olduğumuz Cem Karaca'nın fan clublerinin yöneticiliğini yapmaktaydık o gençlik günlerimizde... Eminiz meraklıları; Hey dergisi arşivlerinde gerekli kontrollerini de yapabileceklerdir, Türk pop müziği tarihinde arşiv kıvamında yerini almış olan bu bilgilerin... Şimdi diyebilirsiniz ki, Ne yani, mektepliler dışındaki alaylı oyuncular taş mı yesinler?& Elbette hayır... Ama bir zahmet, en azından diksiyon dersi alarak, ailelerinden öğrendikleri yerel şiveleri ile kulaklarımızı tırmalamaktan da bir vazgeçsinler... Zaten böylesine bir faciaya yol açmamak amacıyla, Yeşilçam sineması döneminde, Cüneyt Arkın'dan Kadir İnanır'a, Türkan Şoray'dan Filiz Akın'a kadar bütün yıldızların canlandırdığı karakterler, yıllarca profesyonel tiyatro sanatçılarınca seslendirilmedi mi... Bu ufak fakat önemli serzenişimizin de ardından, e madem 90 dakika boyunca oturup sabırla izledik, hadi gelin kısaca filmde anlatılan hikayeye de bir bakalım... BÖLÜM 1: (Tanışma) İzmir'e gitmek üzere Mavi Tren'e binerek boş bulduğu bir kompartımana yerleşen Leyla (Dilan Çiçek Deniz), aslında Ali (Metin Akdülger) ve diğer üç erkek arkadaşı adına biletlendirilmiş olan koltuklardan birinde oturmaktadır... Zira o gün için yer bulamayan Leyla'ın bileti yarınadır... Derken önce Ali, ardından da bilet kontrolü için kondüktör (Tevfik Kartal) aynı kompartımana teşrif ederler... Neyse ki, bileti olmayan Leyla, baştan beri ters davrandığı Ali sayesinde, sadece cezalı bir bilet parası ödeyerek yoluna devam edebilecektir... BÖLÜM 2: (Muhabbete Giriş) Karşılıklı laf atma ve dokundurmaların baskın olduğu derin bir muhabbet başlar... Ki böylelikle, her ikisinin de bir düğüne gitmek de olduklarını öğreniriz... BÖLÜM 3: (Muhabbetin Koyulaşması) Laf lafı açtıkça, Avukat olan Ali'nin yolculuğunun, davetli olmadığı& halde Urla'da tanıştığı eski sevgilisi Burcu'nunkine doğru olduğunu anlarız... Çünkü Ali, bu evliliği durdurmak istemektedir... BÖLÜM 4: (İtiraflar ve Yüzleşme) Spoiler oluşturmasın diye anlatımı burada kesiyoruz... Konuya ilave edebileceğimiz tek husus, Ali ile yolu tesadüfen kesişen Leyla'nın da gerçekleşmesini istemediği aynı düğüne doğru yola koyulduğu... Yalnız Ali'nin aksine Leyla'nın elinde, bir düğün davetiyesi mevcuttur... Dakika 36... Artık gerisi sizlerde... En başta da belittiğimiz gibi film, oyuncularının yetersiz performansları nedeniyle bizim açımızdan tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oldu... Ozan Açıktan sinemasına dair görüşümüzü ise, yine bir Netflix filmi olan Geçen Yaz&ın (2021) yarınki yorumunda paylaşacağız...","label":3} {"text":"İzleseniz ya bunu mesela, mesela izleseniz. Güzel yani bence izleyin. Ben olsam izlerdim!","label":7} {"text":"Çok güzeldi,çok büyük bir keyifle izledim...","label":9} {"text":"Bu köyü nerden buldular.Efsoydu.Arkadaşlarla oraya gitmek istiyoruz.Açıkcası filmin ilginç bir ambiyansı var evlere girdiklerinde duyduğumuz hayvan sesleri çok iyiydi.Ben etkilendim ve son yarım saati gerildim.","label":8} {"text":"film vasatın bile altında:( bazı filmlerde oyunculuk bile yetmiyor ki bu da onlardan biri:(","label":3} {"text":"Ford vs. Ford kendi içlerinde çatıştıkları kadar Ferrari ile mücadele etmediler.","label":6} {"text":"DUSTİN HOFFMAN! ! !","label":7} {"text":"jumanjının uyarlaması gibi birşey olmus eglenceli","label":4} {"text":"Bugüne kadar izlediğim en vasat filmdi. 3.sınıf taşra esprileri, kalitesiz oyunculukları ve olmayan senaryosuyla tek bir yıldızı bile haketmiyor. Sinemadaki insanların kahkahalarıyla içim daha çok acıdı çünkü insanlar bu tip yapımları seviyor.. Bizim gibi film severler için ise işkenceden farksız.","label":0} {"text":"Bok gibi ergen filmi çok sacmaydi kiralık aşk kiraz mevsimi gibi dizileri sevmeyenler sakin gitmesin","label":1} {"text":"Ben serinin bu filmini çok beğendim, bence herşey yerinde gayet, heyecan dorukta, vurgulanması gereken yerler vurgulanmış olarak hazırlanmış. Ben büyük bir zevkle izledim.","label":8} {"text":"Beklentimi az tutarak izlediğim ancak yine de beğenemediğim film olmuştur kendileri. Film güldürüyor ve eğlendiriyor ama bir sıkıntı var. Çok düşük tempoda geçen, sonu kolaylıkla tahmin edilebilen bir olay örgüsüne sahip hikaye ile öylesine, devam filmi olsun diye çekilmiş bir film gibi görünüyor. Kısacası, doyum noktasına ulaşan bir seri ile birlikteyiz. Yeni karakterler ve yeni hikayeler seriye eklenmedikçe yavaş yavaş tarihin tozlu raflarında kendisine yer bakmaya başlayabilir. Bir önceki film gibi yalnızca ve yalnızca küçük çocuklara hitap eden film olmuş.","label":3} {"text":"Beklediğim bir filmdi.Beklediğime de değdi.Gayet tatmin ediciydi.","label":8} {"text":"Dublajlı izlemeyin, sakın dublajlı izlemeyin, sesini kısıp izleyin yine de dublajlı izlemeyin. Dublajlı izleyecekseniz hiç izlemeyin. Çünkü dublajla bu filmin puanı 3 falan oluyor o derece kötü. Ama bunun dışında film yer yer güldürüyor. Ben hapishane filmlerinde gerçeklik ararım bu biraz gerçeklik dışında ama beni çok rahatsız etmedi. Çerezlik tabi. Özetle izlemekten kaçmayın, ama izlemek için de uğraşmayın.","label":6} {"text":"Oynadigimiz oyunu en azindan film halinde izlemek keyifliydi. Animasyon türü de cok genisliginden cogu animasyon filminin yaninda gerilerde ama eglenmek ve iyi vakit gecirmek icin guzel bir film.","label":5} {"text":"Bu yılın dikkat çekici yapımlarından. Elisabet Moss, Mad Men'den sonra iyi bir işe imza atmış. Sanırım bu filmi hep ortasındaki restaurant sahnesi ile hatırlayacağım. Bir de \"sürpriz\" lafını herhalde.","label":6} {"text":"çok iyi olmadığı kesin ama, kötü mü yoksa idare eder mi bir türlü karar veremedim bu film için. yer yer istemeden kptum filmden sıkıcı geldi. konu güzel fakat, kendine yapılmasını istemediin şeyi başkasına yapma minvalinde zibilyonuncu film olma özelliği gördüm ben bu filmde. taraf değiştiren esas oğlan ve illa ki bir adet bayan. bilmiyorum iyi mi kötü mü izledim geçti gitti. izleyin karar verin ama benim için bi anlamı olmadı bu filmin.","label":6} {"text":"Realistik, rejim türkiyesini gözler önüne seren bir kült.","label":8} {"text":"Film çok güzel akıcı ve sürükleyici. Hatta son 1 yıldır izlediğim en güzel filmlerden biriydi. Tek eleştireceğim yönü daha önceki x men filmlerini izlediyseniz ve birbirleriyle bağlantı kurduysanız her tarafında mantık hatası vardı. Mesela profesör charles 2 defa öldü. Jean 2 öldü. Film 1992 yılını anlatıyor. Raven bu filmde ölüyor. 2000 yılından sonraki her film de oynayan raven 1992 yılında öldüyse sonraki yıllarda nasıl dirildi. Daha önceki filmlerle bağlantı kurmayıp bu filmi tek başına değerlendirirsek film harika ben çok keyif aldım. Tavsiyede ederim","label":8} {"text":"Bu filme ayıracağınız vakti başka bir şeye ayırın film bana kalırsa vasat bir yapım ama insanlar filmi beğenmiş","label":2} {"text":"Doğru düzgün konusu olmayan, Japon liseli ergenlerin şekil yapıp birbirini dövdüğü bu seriyi izlemeyi seviyorum. Film boyunca yine aynı şekiller, aynı artistlikler ve Japonların olmazsa olmazı \"küfür eder gibi konuşmak\" mevcut. İlk iki filmin her açıdan çok gerisinde kalmış. 2 saat 10 dakika sürüyor ama doğru düzgün bir konusu yok. Hikaye yok, karakter derinliği yok. İlk iki filmde Genji, Serizawa, Rindaman karizma basıyordu. Burada Kaburagi ve Shibata fena karakterler olmasa da sadece Kaburagi üzerine yoğunlaşılmış ve bence yetersiz kalmış.","label":5} {"text":"Güzel eğlenceli bir aile filmi. Değerli oyuncularlada zenginleşmiş, keyifle izlenebilen bir film olmuş.","label":7} {"text":"Nasıl başlasam acaba cümlelerime bu filmim izlediğim için çok mutluyum:)ayrıca bu film sayesinde ve al pacino sayesinde imkansız olmadığını bi kere daha gördük ve tabiki fox..bence kesinlikle izlenmeye değer..sıkılmadan izleyeceğiniz çok güzel bir film..Zaten al pacinonun ne zaman kötü filmim olduki:)..Ayrıca filmin sonundaki any given sunday şarkısına hasta oldum heryerde arıyorum:)Bu filmlede tescillendiki bi çok filminde olduğu gibi al pacino bir konuşmacı olarak mükemmel motive ediyor..Bunun örneklerinin çoğu filminde gördüm o bu işi çok iyiy yapıyo..city hall da justice for all gibi..","label":7} {"text":"Zaman kaybı. Film 44 dakika ama bana 5 saat gibi geldi. Senaryo, kurgu ve oyunculuk olmadığı için sanırm.","label":0} {"text":"Eglenceli oldugu kadar duygusalda, gercekten cok guzel bir animasyondu.","label":7} {"text":"Yılbaşında farklı kişilerin farklı yerlerde kısım kısım gösterildiği sıradan bir filmdi. Kadro mükemmel ama film beklenilenin çok çok altında. Ben michelle pfeiffer'a bayıldım çok tatlı bir kadını oynamış. Film çerezlik olarak belki nitelendirilebilir. Daha iyi filmler izleyebilirsini...","label":4} {"text":"Paranın bir insanın aile hayatını nasıl mahfedebileceğini anlatıyor. Başroldeki kadın öyle güzel oynadı ki rolünü hayran kaldım.","label":6} {"text":"Durduk yere insanın içinde ki yaşama sevincini alan bir film Biutiful... Kesik kesik izlesem de iç karartıcı mekanlar, Javier Bardem in muhteşem oyunculuğu sizi alıp götürüyor filmin içine... O kadar gerçekçi ki etkilenmemenin mümkünatı yok. Şimdi gelde çık bu ruh halinden.","label":7} {"text":"Oyuncuların gerçekten öldürüldüğü söylenen yönetmeninin hapise girdiği ancak oyuncuların yaşadığını kanıtlamasıyla hapisten çıkan ölümü vahşeti anlatan bir film. İlgi duyanlar varsa izleyebilir. Yerlilerin gerçekten katledildiği söyleniyor ve hayvan sahneleri gerçekmiş. Konu olarak ilginç ama görüntü, çekim, oyunculuk berbat.","label":1} {"text":"Keşke detaylar daha derin işlenmiş olsaydı. Çünkü konusu izleyicisini alıp duygulanımların doruğunda gezdirmeye müsait bir konu... ama duygu bağlamında yüzeysel işlenmiş... içe dokunmuyor... sarsmıyor.","label":5} {"text":"filmi izleyince, bu senaryoya kim parayı yatırdı diye düşündüm. evladım olsa, babası olarak para yatırmam. Film hiç bir şey anlatmıyor. hiç bulaşmamnızı ve romantik alt metin okumalarını kaale almamanızı tavsiye ederim.","label":2} {"text":"Overrated! Hafta sonu kafa dağıtmak için dahi izlenmez...","label":6} {"text":"Onlar hem polis hem yargıç. Bu noktada adaletin en hızlı işlediği bir dünyadayız. Suçluysan cezalandırılırsın. Bunun acıması yoktur. S. Stallonenin başrolünde Oynadığı 1995 yapımı bilindiği gibi kötü uyarlamalar arasındaydı. Aradan geçen 17 yıl.Bu kadar beklemelerine değmiş. Çünkü 95 yapımını geride bırakan müthiş bir yapım izledim. Senaryo olarak aralarında büyük fark var. Teknik anlamdaki farkı saymıyorum bile. Endonezya yapımı Baskın isimli filmi izleyenler için senaryosu yabancı değil. O filmde de bir grup suç çetesinin bulunduğu bir binaya polisler baskın yapıyordu ve bir çatışma söz konusuydu. Bu filmde de buna benzer bir durum var. Tabi burada sadece biri çaylak olmak üzere 2 yargıç binanın içinde. Ve kaçma şansları yok. Bina bir tür Para kasası gibi. Filmin teknik kadrosunda önemli isimler var. Yönetmeni Bakış Açısı gibi farklı bir yapıma imza atmış geçmişte, senaryosunu yazan ise 28 Hafta sonra, Gün ışığı gibi bilimkurgu filmlerinin senaryosunu yazmış olan Alex Garland. Çizgi romanı okumadım fakat araştırdım ve çizgi romana sadık kaldıklarını öğrendim. Yani Çizgi romanın hayranları bile Çizgi romana sadık kalmamış gibi bir eleştiri getiremezler bu filme. Filmin atmosferi, çekim mekanları, çekim teknikleri, Kamera açıları, Renk kullanımı, Grafik tasarımları mükemmel. Film zaten sürükleyici. Bir an olsun tempo düşmüyor. Filmle ilgili tek pişmanlığım Keşke sinemada 3D olarak izleseymişim. Böylesi bir yapımı sinemada izlememek büyük kayıp gerçekten. Bu arada son olarak Kötü karaktere de değinmeliyim. Süper bir kötü karakter yaratılmış. Terminatör sarah conner günlükleri ve 300 spartalı gibi projelerde gördüğümüz Lena Headey çok iyi bir seçim olmuş. Çaylak Yargıç rolünde Olivia Thirlby e bayıldım. iyi seyirler..","label":7} {"text":"Uzun zamandır bu kadar iyi absürt komedi izlememiştim, Ted öyle beklendiği gibi normal bir oyuncak ayı değil. Ot çekiyor, içki içiyor, seks yapıyor, küfür ediyor. Bir oyuncak ayıdan beklenmeyen her şeyi yapıyor yani :) Filmin tek sıkıntısı klişe bir kurgusu var, ama o kurgunun içine bizim \"ayıcığımız\" Teddy güzel yerleştirilmiş :)","label":7} {"text":"Filmin imdb'de aldığı oy inanılmaz yüksek. Hayatımda ilk kez bu kadar yanıldım film beklentilerimde. Kötü demiyorum, 7.1'i asla haketmiyor diyorum. Bunun üzerinde daha çok film var bu oyu alamayan.","label":3} {"text":"Bu arada bir şey daha eklemek isterim. Başrol oyuncumuzun son dakikalarda orduyu gaza getirme sahnesi, sinematografisi ne kadar başarılıysa, o kadar da başarısızdı.","label":6} {"text":"Senaryo ok zayf, ekimler berbat(mekan gzel), oyunculuklar tam bir amatr ii ksacas bu film deil baka bir ey!!","label":0} {"text":"Bir kaybeden olarak hayata ne kadar dayanabilirsin, ya da ne kadar ayak uydurabilirsiniz? Nereye kadar denemeye devam edersiniz? Parlak günlerin geçmişte kalmasını ne kadar içinize sindirebilirsiniz? Üstelik bir müzisyenseniz, hassas ruhlu bir adamsanız. Oscar Isaac’ın oldukça başarılı bir performans ile canlandırdığı Llewyn Davis karakteri, akustik gitarı ve neredeyse hiç satmayan solo albümünden başka hiçbir şeyi olmayan böyle bir adam. Tabir-i caizse beş parasız, 10 dakika önce tanıştığı birinin koltuğunda günlerce yatan –yatmak zorunda kalan- bir şekilde tüm kapılar yüzüne kapanırken, durup kendisini ve talihsizliğini ancak karşıdan seyredebilen bir karakter. Ama Coen Kardeşlerin sineması Llewyn’a acımanıza yol açmıyor bilakis onla aynı k.çı kırık barda yan yana oturup iki tek yuvarlama duygunuzu pekiştiriyor. Llewyn’a üzülseniz de acımıyorsunuz, zira tarih tekerrürden ibaret siz de biliyorsunuz. Bir de folk müziği sevenler için tam bir keyif film, seyirlik zevki müzikle birlikte katlanıyor.","label":8} {"text":"Yüzeysel karakterler, karışık bir hikaye ve keyifsiz bir film olmuş. Kadrosuna bakıp aldanmamak gerekir.","label":4} {"text":"hiç beklemediğim kadar kötü bir xavier dolan filmi. şaşkın ve üzgünüm; bitiremedim.","label":4} {"text":"Fİlm hakkında yorum yapmak çok zor. Çünkü adam zırt pırt zamanda yolculuk yapıyor. Bir yerden sonra gitse de gelmese artık diyorsun. 65/100","label":6} {"text":"Film bayağı uzun ama seyrederken hiç sıkılmadım.. Sürükleyici, atmosferi gerçekçi, sonu kafa karıştırıcı, seyirlik bir film.. Ben çok beğendim filmi..10/8,2","label":7} {"text":"İlk izleyişimden sonra televizyona baya bi süre kapalıyken bakamamıştım ilk iki filmi süperdi bakalım serinin üçüncü filminde de aynı korkuyu yaşayabilecekmiyiz.","label":6} {"text":"Birşey yapmaya çalışmışlar ama olmamış ya. Aşırı zorlama duruyor ve gereksiz uzatmışlar mantık hataları çok fazla ama oyunculuklar güzel. En fazla 5/10.","label":4} {"text":"Imdb'de tutarlılık konusunda ciddi bir sorun var sanırım. Kendi açımdan genelde tersi yönde bir durum oluşur, çoğu filme neden o kadar puan verildiğini anlayamam ama bu film biraz haksızlığa uğramış sanki, tabi Johnny Depp de... Kısaca puanına bakarak değerlendirmeyin, farklı bir konusu var.","label":7} {"text":"çok güzel kardeşim kral şakiri izlemeyi ço😗😛😛😍😨😘😛😍😛😘😛😍😨😘😛😍😛😨😘😨😘😨😗😛😍😑😘😐😑😍😎😨😑😘😑😘😐😍😨😘😒😡😐😍😨😘😜😘😛😍😨😘😛😡😒😡😨😨😎😜😡😐😍😨😃😨😘😇😑😘😨😍","label":9} {"text":"çocukluğumun filmi ve gerçekten bulduguma inanamıyorum ❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️","label":9} {"text":"bazı yorumları okudum ve inanamadım,iyi ki filmi izleyip izlememeye buradaki yorumlara göre karar vermemişim.aslında hiç böyle birşey yapmadım çünkü nedense çoğu türk seyirciyle zevklerim uyuşmuyor.bence harika bir gençlik filmi.bizim çektiğimiz 18ler takımı,çılgın dershane tarzı filmlerden 30 kat iyi olduğu kesin.açık seçik konuşmalar var sürekli gibi yorumlar yapılmış.bir filmi izlemeden önce o filmin neden,kime hitaben,ne amaçla çekildiğini de bilmek ve anlamak lazım.bu bir nuri bilge ceylan filmi değil,bir dram değil,romantik komedi de değil.boş diyaloglar ve saçma olaylar olması normal,emin olun yapımcı,yönetmen,oyuncular da bunun farkında.filmin adı zaten superbad,ki çoğu arkadaşımız bu adın altındaki anlama da dikkat etmemiş sanırım izledikten sonra.espriler bence güzeldi ve güldürüyordu,olaylar da öyle.klişe şeyler oldukça fazla,ancak bu klişeler bilerek ve isteyerek kullanılmış.tüm piyasanın,sinema dergilerinin beğendiği ve kaliteli bulduğu bir komediye 6 puan verilebiliyor.bu çok normal,birşey demiyorum.kurtlar vadisi de 9 puan alıyor.bu normal değil.","label":8} {"text":"Basarili görsel efektleri ve atmosferi ile kaliteli bir fantastik mitoloji filmi ortaya çikmis.","label":6} {"text":"Yaşadığımız dönemde teknolojinin öneminden, hayatları nasıl etkilediğinden uzun uzadıya bahsetmeye, Steve Jobs kimdir, ne iş yapmıştır, neyi başarmıştır, bunları irdelemeye pek gerek yok şu aşamada. Filmin ardından onunla ilgili pek çok şey öğreniyoruz, orası doğru, ancak Danny Boyle'un bu işi klasik anlamda bir biyografiden çok uzak. Yalnızca üç sahne, yoksa üç sahne arkası& mı demeliyim, var filmde ve neredeyse hiç gün ışığına çıkılmıyor 2 küsür saat boyunca. Jobs ve ekibinin, ki bu ekibin bazı üyeleri kendisi kadar tanınmış ve önemli isimler, 1984, 1988 ve 1998 yıllarında yaptıkları ürün ve teknoloji tanıtımları üzerinden ilerliyor film. Her bir tanıtımdan önce iş ve aile ilişkilerinin ön planda olduğu, arka planda da ürünlerin yaratıcı süreçlerinden bahsedilen yaklaşık 40-45 dakikalık zaman dilimleri var. Film de gerçek zamanlı diyebileceğimiz bir şekilde tanıtımlardan önceki bu son 40-45 dakikaya odaklanıyor. Her şeyden önce filmin senaryosu muhteşem. Kurgusu muhteşem. Fassbender ve Winslet başta olmak üzere tüm ana ve yan karakterler oldukça başarılı. Steve Jobs'ın konu edildiği bir filmden beklenecek şekilde senaryo basit ve net cümleler yerine uzun, dolambaçlı, göndermeli, kısacası zeka kokan diyaloglardan oluşuyor. Geneline baktığınızda zaman ve mekan kullanımının darlığı, filmde kayda değer bir hareketin olmaması hususları nedeniyle tempo düşük gözükebilir, ancak senaryonun başarısı sayesinde aslında akıcı bir yapım ortaya çıkıyor. Arka planda ara sıra duyulan müzik de muhteşem bu arada. Filmin dokusuna uygun. Hele hele Jobs ve günümüz teknolojisine özel ilgisi olanların başucu filmi olması gerekiyor.","label":7} {"text":"başta ne olduğunu anlamadım. yani benim okuduğum Hakan Günday-Az kitabı bu değil diye düşündüm. ama sonra kısa filmde anlatmak istedikleri fikri kavrayınca anlamlaştı. kitapta sürekli tesadüfler, rastlantılar vardı. insanlar bir şekilde birbirlerinin hayatlarını etkiliyorlardı. bazen de geri dönülemez bir şekilde. filmde de aynı şekilde. ama daha kalabalık bir film olabilirdi yaşananlar açısından. böcekten korkuş ve ranzadan düşme anı, yatağını vermek istemeyen kızın üst kata çıkıp yaptığının pişmanlığını yaşaması muazzamdı. ancak biraz daha bir şeyler yaşansaydı keşke diyorum.","label":6} {"text":"Baska Sinema vasitasiyla izledim. Aksiyonu bol ama bilmedigimiz bir sey yok. O yuzden cok bir sey beklemeyin.","label":7} {"text":"Benim gibi Mikrobiyoloji ya da benzer bir branşa sahip kişilerin her anını soluk almadan izleyebileceği bir film. Çünkü üniversitede kağıt üzerinde okuduğumuz \"şu hastalık şuralarda şu kadar insan öldürdü\" şeklinde tanımlanan pandeminin hayat bulmuş en gerçekçi senaryosu. Bürokrasiden ve kodamanlardan normal bir vatandaşın hayatına kadar neleri değiştirebileceği, muhatabını paranoyaya sokacak kadar iyi işlenmiş. Uzmanı olarak söyleyeyim, bu gerçekleşmesi oldukça olası bir senaryodur. \"Her kış nezle oluyorum, neden bu lanet antikorlar beni bir iki kış bile koruyacak kadar idare etmiyor?\" diye soruyorsanız, onun cevabı da dolaylı yoldan filmde gizli. Yine de kadroyu bu kadar abartmalarına gerek yokmuş, ama belki de insanların dikkatini çekmek için haklı olarak bu yola başvurdular?","label":6} {"text":"filmde ilk dikkati çeken scarlett johansson’ın rolüne bu kadar yakışması ve diğer oyunculuklarda gayet güzel17. yüzyılda ressamların nasıl boya elde ettiklerini izlemek bile çok hoşuma gitti.öyleki ’inci küpeli kızdan’ sonra yağlı boya yapma isteği uyanmıştı içimde aynı o dönemdeki gibi kendi boyamı kendim hazırlayarakressam ve hizmetçi arasındaki sıradışı yakınlaşmada filmin ana noktalarındanbu filmi izlememek için hiç bir nedeniniz olduğunu düşünmüyorum","label":7} {"text":"İşte harika bir film. Turgay Tanülkünün oynaması ise süper bir haber.","label":7} {"text":"Masallara İnanmak İçin Yeni Bir Sebep Daha. Masal Şatosu Sihirli Davet Sizleri Yeniden Masallara İnandırmaya Ve Umut Etmeye Hazırlıyor. Türkiyede Başarılı Çocuk Filmlerin Yapılabilmesi'nin Genel Olarak Çok Da Zor Olmadığını Gösteriyor Zamanlama Ve Senaryodaki Ufak Eksikleri Saymazsak, Başarılı Bir Film Olmuş. Not Filmin 13 Gün Gibi Kısa Bir Sürede Çekildiği De Göz Önüne Alırsak İyi Bir İş Çıkaralabildiğini Görmekteyiz.","label":9} {"text":"Hiç beğenmedim 0-7 yas arası bi film tam ecrinin kafasından . Bok gibi tavsiye etmiyorum paranızı buna vereceğinize enes baturun flimini izleyin.","label":1} {"text":"Bu animasyonlara oldum olası kötü diyememişimdir,o kadar iyi yapıyorlar ki,çünkü teknolojinin üstün nimetlerinden ilk onlar faydalanıyor,geriye de sadece iyi karakterler ve iyi hikaye yaratmak kalıyor,ee onu da becermiyorlar değil hani..","label":7} {"text":"Bu filmin en büyük şanssızlığı, Dogville'den sonra çekilmiş olaması...","label":7} {"text":"Filmin adı \"Zeka Pırıltısı \" ama konu bu pırıltı üzerine değil Amerikan hukuk sistemi ve kapitalist işleyişe yönelik... 65/100","label":6} {"text":"Psikopat bir seri katilin kendine veliaht yetiştirmesi ahlaki olarak uygun mu bilmiyorum.seriyi devam ettirmenin en iyi yolu olabilir diye düşünmüşlerdir.Ama bir arkadaşımızın da dediği gibi ilk filmden itibaren izlemeyen bunu anlayamaz gibime geliyor.testere filmini 6 seri olarak planlanmış olduğunu duydum.gerçekten de bir yerde artık bitmesi gereken bir film.uzayınca iyi olmayan filmlerden.puanı ise 10 üzerinden 6...(korku sevmeme rağmen)","label":5} {"text":"The Sixth Sense'siizlemediyseniz ve izlemeye niyetiniz varsa önce onu izleyin. Cidden.","label":6} {"text":"17 yaşın üstündekiler izlemesin derim..","label":6} {"text":"gerçekten muhteşem bir görsellik, çekim teknikleri çok başarılıydı. Mimari konusunda ilgisi olanlar muhtemelen daha da bir sevecektir. Filmde sadelik sevenler için oldukça güzel","label":7} {"text":"film psikolojik gerilim romanlarının filmleri gayette güzeldi....kötü yorum yapanlar tahminen bu tarz kitaplar okumadan korku başlığı altında filme tiklayanlar....romandan alıntı filmler böyle boşlukta olur gayette sürükleyici ve güzeldi....o yüzden kötü yorumlara bakmadan izlemelisiniz....kitap filmleri kitap kadar kusursuz olmadığı için 4 puan verdim....mesela stephan king okuyanlar bilir asla filme uyarlanmışlarını beğenmem romanları daha iyi oluyo....;)) eğer yetkililerden okuyan varsa jennifer mcmahon psikolojik gerilim romanlarinin filmleri tahmini ne zaman yapılır....o yazarin uyarlamalarindan beklentim asiri yuksek çünkü romanlarında daki zaman uyarlamaları gerilim noktaları normal seviyede yazdigi için filmleri çekilse 5 yildiz olur gibi....:)) izleyin pişman olmassiniz....biraz keyif alanininizin zevkine bağlı:))","label":7} {"text":"Filmi bir kaç gün önce televizyon da denk gelerek göz ucuyla izlemek için açtım fakat fazla uzun sürmedi filme kendimi vermem. Filmi izledikten sonra gerçek bir hikayeden alıntı olduğunu duymam bir tık daha filme daha çok hayran olmamı sağladı. Oyuncu kadrosu ve hikayesiyle gerçekten bu ilgisizliği hak edecek bir film değil. Zihinsel engelli rolünü oynayan arkadaşta gerçekten rolünün hakkını vermiş diyebilirim.","label":5} {"text":"penolope cruz bile bu filmi kurtaramamış.. çok sıkıcı depresif bi havası war.","label":4} {"text":"İlk olarak kitabını okumadım ve fazla ön yargılıydım.Bir filme ön yargılı yaklasmayı hos bulmuyorum diye bugün izlemeye gittim ve açıkcası büyük pişmanlık içindeyim.Ortada bir emek var tabi onu inkar etmiyorum ama o yapmacık tavırlar falan oyunculukları beğenmedim.Filmin tek artısı müzikleri olabilir desem doğrudur. Kesinlikle 12-14 yas arası bir film.Ne kurgu,ne oyunculuk ne de replikler açısından ufak da olsa iyi bir yanı yok.İlla bir kitap filme dökülecek ise kesinlikle daha iyi bir kitap bulunur.Bu benim görüşüm,tavsiye etmiyorum ama izleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.","label":1} {"text":"Ortalama giden Bond serisini gerek teknolojinin nimetlerinden yararlanmasıyla gerek aksiyon sahnelerinin güzelleşmesiyle bir tık yukarı çıkardığını düşündüğüm bir film olmuş. Tabi yine can alıcı Bond filmlerinden aşina olduğumuz abartı sahneleri es geçmemek gerekiyor. Bol bol göstermişler sağolsunlar. Yinede güzel bir aksiyon filmi.","label":6} {"text":"Film gerçekten çok güzel çok etkileyici..bir arkadaş filmde duygu sömürüsü var diye eleştirmiş..ona derim ki sen duygu sömürüsü yapılmış film izlememişsin demekki hiç..bu filmde kesinlikle duygu sömürüsü yok..hatta özellikle uzak durmuş yönetmen bu durumdan çünkü zaten elindeki sinema konusu, malzemesi yeterince duygusal ve etkileyici..Bu filme gidip Yüreğinize Sorun muhakkak bazı şeyleri.. zaten soramadığımız için bu haldeyiz..ayrıca Kenan Ece olağanüstü bir oyunculuk başarısı göstermiş..Bu filme emeği geçen herkese teşekkürler","label":9} {"text":"Film izlenebilecek kalitede, çerezlik. Filmi özellikle beğenme nedenlerimi spoiler olarak paylaşacağım. Öncelikle standart cube, saw tarzında olan bir film ama yönetmen burada bize farklı olarak binadan çıktıktan sonra kazanan kişilerin neler yaptığını, hayatlarına nasıl devam ettiklerini devam niteliğinde gösteriyor. Üstüne üstlük oyunu tasarlayan kişiler görünüyor ve amaçları az çok belli ediliyor. Bu bakımdan faklı geldi. Yer yer saçmalıklar olsa da çok soru işareti bırakmıyor. Ayrıca sonuyla devam filminin geleceğine yönelik bir ışık da bırakıldı. ","label":6} {"text":"Filmin o kadar kötü olduğuna inanmıyorum. Evet bir çok klasik korku-gerilim filmlerinin klişeleri kullanılmasına rağmen ilginç bir kurgusu var filmin. Filmi izleyen arkadaşların bir çoğu tvden dolayısıyla dublajlı olarak izledikleri için filmin puanı 2-3 derece daha düşüyor dolayısıyla. Filmin gerilimi fena değil her ne kadar bazı sahneleri amatör olsa da güzel kızlar ve yakışıklı çocuklarla bi nebze izlenebilirliğini arttırıyor. 6.2/10 iyi seyirler.","label":5} {"text":"Klostrofobik olmak isterseniz, buyrunuz efendim. Filmi iki büklüm izlediğimi biliyorum. Böylesine az sahne içerip böylesine beni geren başka bir film olmamıştı. Gerçekten güzel bir gerilim filmi.","label":8} {"text":"Korku filmlerini çok severim fakat bu film gerçekten çok berbat. Hiç bir korkunçluğu yok aksine filmin birçok yerinde gülme krizine girdim. İyi bir mantığı var aslında. Paranormal Activity tarzında yapılmış bir film. Bence film 10 üzerinden 2. Hatta daha düşük fakat oyunculuklar ve aradaki ufak esprilere 3 puan verebilirim. Filmden çıkınca Bu muydu yani?& gibi bir soru kalıyor aklınızda. Bu film yerine keşke şu filme gitseydik.& gibi.. Her neyse fazla uzatmadan bu film yerine Aamir Khan'ın yeni çıkan filmine gitseniz o bile bundan daha korkunç olur. Film sadece baş ağrısı ve gürültü yapıyor falan.","label":3} {"text":"Yorum yazan arkadaşların hemen hepsi ilginç bir film olduğunda hemfikir Next Door’un.Elbette ki ben de katılıyorum buna, ilginç bir film olduğuna şüphe yok...Evet, dediğim gibi film ilginç.Konusu çok ilginç olmasa da konunun işlenişi ve filmin sonu ilginç olduğu kadar etkileyici de.John’un ruh hali bundan daha çarpıcı bir şekilde anlatılmazdı sanırım...Film ilginç dedik, sonu çarğıcı dedik vs. ama, ben film bittiğinde acaip mutsuz oldum. Gerçi pişman olmadım izlediğime ama, özellikle filmin sonuna doğru iyice rahatsız oldum.Değişik bir deneyim oldu.Vakti olan arkadaşlar izlerse, çok iyi vakit geçireceklerini sanmam, ancak sıradışı bir film izleyecekleri muhakkak...","label":6} {"text":"Çok ince düşünülmüş birkaç espri dışında diğer filmlerden iyiydi diyemeyeceğim. Ama eğlenmek için izlenebilir, pişman edeceğini sanmıyorum.","label":6} {"text":"Teena'nın arkadaşı zannettiği o iğrenç herifler tarafından tecavüze uğramasının ardındanşerifle geçen bir dialogu vardı. Bu film o bölümden sonra benim için farklı bir boyuta taşındı. Ve tabi oskarlı performansıyla Hilary Swank da.. Yetenek asla görmezden gelinemiyor....","label":7} {"text":"başta paul newman olmak üzere jackie gleason, piper laurie ve george c. scott harika iş çıkarmışlar. bilardo üzerine yapılmış en iyi film olmasının yanında, ki bu alanda örnek gösterebileceğimiz pek fazla yapım da yok, oldukça başarılı bir dolandırıcılık ve dram örneği the hustler. eksi yön olarak filmin seyir zevki yüksek sahnelerinin dışında kalan iç bunaltıcı kısımlarının seyirciyi de bunalttığını söyleyebiliriz ama diğer yandan anlatmak istediğini anlatma babında filmin bu alanda da amacına ulaşmış oluyor. zaman ayırılması gereken filmlerden.","label":7} {"text":"Hayata dair güzel bir drama. IMDB puanı dikkat çekmese büyük ihtimal gözden kaçacaktı... Keşke böylesi sade ama içten yapımlara daha çok denk gelebilsem... Genel anlamda yıldızı çok parlamamış olsa da senelerden beriLaura Linneyen beğendiğim bayan oyunculardan biri, yine seyredilesi bir oyunculuk sergilemiş, keza buradaki performansı ile o sene En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmiş. Büyük beklenti içinde olmadan şöyle kafa dağıtmak adına, yaşamın içinden gerçek bir kesit izlemek için ideal bir film tercihi olacaktır. 7 - 7,5 / 10","label":6} {"text":"eğer benim gibi filmin kitabını okumadan, hatta filme dair de hiçbir fikriniz olmadan izlerseniz çok çok büyük bir ihtimalle hiç beğenmeyeceksiniz. eminim kitabı okusam çok daha fazla etkilenirdim ama filme tek başına bakıldığında nerdeyse övgüye layık hiçbir özelliği yok bu filmin. tavsiye etmem. elinizdeki iki saati değerlendirmek için çok daha güzel, doyurucu, kaliteli filmler var. not: sözüm stanley tucci'den dışarı. bu arada rhoda griffis yerine helena bonham carter olsaydı en azından oyunculuk açısından sağlam bi film diyebilirdim","label":5} {"text":"konu güzel gibi gelsede işleyişi o kadar ii degil bence agır ılerlıyor vasat bir fınal ile bitiyor.degişik bir film degil .izlenmesede olur.","label":4} {"text":"Çok gerçek film... Boğazda düğüm bırakan... Yönetmen ve Lubna Azabal çok iyi iş çıkarmış....","label":8} {"text":"Bu yılın en beter hayal kırıklığı demek istiyorum ki allah daha beterinden saklasın! Çok kötü çok dağınık, kurgusunu acayipleştireceğim derken film acayip bir hale bürünmüş! Filmin başrolündeki abi sanki bir karakteri oynasın diye değil kaslı yapılı bir erkek vücudu nasıl olmalı onu göstersin diye var. O hastanedeki sevişme sahnesi neydi öyle! İrkildim resmen, karısı kanser oluyor ama adamı topu topu üç beş kere görüyoruz ama aklına estiği bir anda aşka gelip hastane de karısıyla seks yapmak istiyor. Bir de şehvet, tutku uyandırsın diye sarılmalı, ağlaşmalı fln yapmışlar. İzlerken rahatsız olduğum sahnelerin arasına büyük harflerle yazdım.","label":2} {"text":"aslında açıkça da görüleceği üzre bastırılmış cinselliğin \"günaha girmemek\" uğruna insan psikolojisine yaşattığı tahrip. id'in Süperego'yla kavgası. bi konu ancak bu kadar güzel ve gerçekçi işlenebilirdi.","label":8} {"text":"gzl di begendim 10/7","label":6} {"text":"ŞAHANE! Sinemanın bir sanat olduğunu,hikaye anlatmayla sınırlı bırakmadığını anlatan bir Anderson şaheseri! Kısacası bayıldım!","label":9} {"text":"kore sinemasının en başarılı olduğu dallardan biri olan romantik komedi tarzında klasikler arasında arasına girmiş bir yapımdır ilk bölümü insanı epey bir güldürür kendi kendinize \"ulan ne geyik bir filmmiş diyebilirsiniz\" ama 2. bölümde kafanızda ki geyik imajını anında yok edip ağır bir duygusallık yükleyerek gözleriniz nemli bir şekilde film'i bitiriyorsunuz tavsiye edilir...","label":9} {"text":"Hikaye ve Filmin sonunu bir kenara atarsak izlenebilir ama tekrar izlermiyim sanmıyorum","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi filmdi. Karakterler çok iyi yaratılmış özellikle baş rol oyuncuları. Basit ve klişe hapishane filmlerinden faha fazlası, daha önce izlediğim hiçbir hapishane filminde mahkumların sorunlarının bu kadar yüzeysel ama etkileyici anlattığına tanıklık etmedim.","label":8} {"text":"Bundan 2 sene önce bu filmi izleseydim, dinle insanları hizaya getirmeye çalışanların bir oyunu derdim. Ama şuan mc in yolculuğunun kaç yerinde gözlerim doldu saymadım. Öyle tanıdık, tanıdık olduğu için de kendini şanslı hissetmek.. çok..","label":9} {"text":"Oldukça sert,anlamlı ve etkileyici bir yapım ? Yönetim çok çok iyi ? micheal fassbender da çok iyi oynamış ? hali gerçekten açlık grevi yapar gibiydi :)? durağan ve bazı sahneleri sıkıcı olmasına rağmen ,kaliteli ve eli yüzü düzgün bir film ? izlenebilir ? 10/7 ?","label":6} {"text":"Gupse'nin çoğu konuşmalarında alt yazı aradım. Mizah yapacağım derken lafları ağzında yuvarlaması hiç profosyonelce değil bence. Çok abartı vardı çok güldürmedi. Yapmacık olunca komik gelmiyor açıkçası.","label":4} {"text":"Film başlangıç itibariyle dünyanın sonu konulu filmlerle benzerlik gösteriyor. Fakat sonrasında özellikle hastane bölümlerinde büyük oğlanın yaptıklarıyla ilginizi arttırıyor. Kardeşlerin ve ailenin buluşma anları görülmeye değer. İyi seyirler.","label":6} {"text":"hem güldürücü hemde düşündürücü bir filmdi bende filmde gerçekten elizabeth hurley’i dilerdim.Çok hoşuma giden değişik ve eğlenceli bir filmdi.İzlemeyenlere önerebilirim.8/10","label":7} {"text":"Konu olarak enteresan ama ne yazık ki güzel işlenememiş. Hiçbir sahnesine gülmedim, komedi demek çokda doğru olmaz aslında... İzle geç unut tarzı bir film...","label":4} {"text":"Bayağı açık uçlu bir kısa film olduğunu düşünüyorum. Küçük yaşlarda başlanan koşullama sürecine karşı bir eleştiri gibi. Televizyon ve reklamlarla enformasyon bombardımanına tutulan çocuklarda ilerki yaşlarda oluşan beden imgesi baskısı veya bir içgüdü gibi istemsiz bir şekilde insanları kategorilendirmeye sebep olan şekilciliğin başlangıç süreci gibi algıladım filmi. Yani varlığını kendine yüklenen anlamlarla ifade etmek zorunda hisseden insanın esir, köle olma durumu. Tıpkı 21. yüzyılda sosyal medyada beğenilme, takip edilme, fotoğraflarla bilinebilme gereksizliğini gerekli sanan, rakamlarla tatmin olmaya çalışan yeni nesil köleler gibi. İlerki dönemlerde kaynağı bilinmeyen acıların sebebi küçükken barbie ve ken e maruz kalma olabilir veya özçekim tekniğinin yaygınlaşmasıyla artan yüz ve burun estetik ameliyatları kaynağı çok eskilere dayanan koşullanmaların bir sonucu olabilir. .7.5/10","label":7} {"text":"ilk film tuttu ya mutlaka devamı gelecek. ne zaman gelir diye bekliyordum zaten. bu amerikalılar harbiden yaratma özürlü!!!!!","label":1} {"text":"klişe senaryo. kesinlikle vakit kaybı.","label":2} {"text":"Filmdeki görüntüler ve oyuncular harika olmuş senaryo ise iyi denilebilir. Ancak bir çok mantık hatası var ama bunlar filmi izlerken hissedilmiyor çünkü film kendine sarıyor, yaşananları hissettiriyor.","label":7} {"text":"çok büyük beklentilerle izlenilmemesi gereken bir film. güldüremese de gülümsetebiliyor. kötü değil fakat iyi de değil. Michael Schumacher, zidane renk katmış. Beğendiğim nokta ise Schumacherin At yarışına Ferrari görünümlü bir at arabasıyla Germenleri temsil ederek katılması gerçekten ince düşünülmüş. Filmin beğendiğim tek sahnesi:)","label":6} {"text":"Bu filmi dışarıdan birisi izlese aslında türk askerlerinin aciz, güçsüz ve silah tutmasını bile bilmeyen bir ordudan ibaret oduğunu sanacak. bu filmde türkler değil teröristler kahraman olarak lanse edilmiş. izlerken bu ne yaa dedim. Dağın eteklerinde türk askeri ile karşılaşmaktan korkan ve korkudan tirtir titreyen teröristleri almışlar bu filmde kahraman yapmışlar. Türk askerlerinide çaylak gibi göstermişler. o yüzden bu filme puanım 0. çünkü türk askeri bu değil. türk askerinin başındaki komutanda askere senin cesedini kime yolluyalım diye bir konuşma yapmaz. yaptıysa zaten baştan herşeyi kaybetmiştir o ordu ve o millet.","label":0} {"text":"filmi nasıl ve neren izliyeceğiz","label":6} {"text":"Yavaş gibi görünen ama gerilimi ve uyandırdığı merak nedeniyle aslında akıp giden bir film olmuş. Ben beğendim! Eeee verdiği mesaj da cabası.","label":8} {"text":"Açıkçası o kadar da başarılı olmayan bir film. Almanca ana dillerimden biri olduğu halde keyif alamadım. Çok daha iyilerini izledim.","label":3} {"text":"Durağan ve sert bir yapım. Para ve sevgisizlik, vurdumduymazlık ve sessizlik iç içe geçmiş tahammülü zor bir aile dramı. Saygısızlığa ve şefkatsizliğe karşı yumruklarıyla konuşan bir baba.. Birbirleri için yaradılmamış eşlerin sorunlu isyankar evlatları mı olmalı ? Baba karakteri sonunda ekrana öyle bir baktı ki, şaşkınlıktan buz kesilebildik. Çarpıcı bir aile dramı.","label":6} {"text":"Tim Burton'ın işin ucundan hala bir şekilde tutuyor oluşundan mıdır bilmem ama bu kadaryerden yere vurulacak bir film değil benim nezdimde. Özellikle Van Kilmer'ın kötü bir Batman performansı gösterdiğini düşünmüyorum. Joel Schumacher'i serinin bu filmi için eleştirebileceğim yanları;Gotham'ın gotik havasından eser bırakmaması ve karakterlerin, özellikle Two Face'in yüzeysel işlenmesidir. Jim Carrey'nin hayat verdiği The Riddler bunun aksine oldukça güzel aktarılmıştır. Jim Carrey'den bir joker performansı izlemek ne kadar da güzel olurdu demeden geçemeyeceğim.","label":6} {"text":"Jackie Chan in eğlenceli,güzel filmlerinden biri..Zaman kaybı olmaz..","label":5} {"text":"süper animasyon kahkahalara boğulacağınız sahneleri var.. ve tam bir azim hikayesi türk filmi gibi:))","label":7} {"text":"güzel bi film. etkileyici. pek çok kişinin isteyipte yapamadığı düşünüpte söyleyemediği şeyler. mahrem şeyler.","label":4} {"text":"Klişelerle dolu olsada bu film boş değil. Bazı göndermeler ve farkına varılmayan nedenler ile güzel film. ayrıca gerdiği sahnelerde var. 10/7","label":7} {"text":"Hayatımda izledigim en sıkıcı en bos filmlerden biri. Filmde konu yok, belli bir iki alt mesaj verilmis hepsi hepsi bu! Konu yok ki ortada ruhlu bir ask oykusu olsun.. Tek benim fikrim degil giden herkes ayni seyi soyluyor..Kimseye de tavsiye etmiyoruz..Gidip vaktinizi harcamayin derim.. ismi ve yorumlarla ilgisi yok bu filmin..herkes şavatanın oyunculuğu için iyi demiş tamam da biraz da filmi objektif eleştirin, kac dakikacık surecek filmin konusu bu kadar mı uzatılır walla bravo. Biz sıkıldık gerisini bilmem..tavsiye edemem..","label":1} {"text":"Hristiyanlığın aksine filmin genelinde Ateizm'e göndermeler yapılmış. Hob'un yakalandığı sahnede geçen konuşma; +Cehennemde seni sıcak bir karşılama bekliyor. -Cehennem diye bir şey yok. +Cennette seni istemiyorlar. -Cennet diye bir şey yok. Tanrı yoktur. ve Langiva'nın ölü diriltme olayının sahte olduğunu anlattığı sahnede; -\"Öldürmeyeceksin.\" bunu hatırladın mı? +Averill Araf'taydı! -Belki de senin çarpık zihnindeydi. Averill'in ölmemiş olabileceğini düşünen sen değil miydin? Onu ormanda yaralı olarak bulduk ama canlıydı. +Bu doğru değil. -Evet Osmund. Averill asla ölmedi. Canlıydı. Ona ilaç verdim. +Bunu neden yaptın! -Çünkü insanların mucizelere ihtiyacı vardır. Ve onlar mucize yaratan her kim olursa ona taparlar. Köydeki insanlar bana inandı. Ve sen de inandın. Onu sen öldürdün. +Sana yalvarıyorum, onu geri getir. -Tanrı'na yalvar. Ne yapabiliyormuş gör!","label":5} {"text":"Yakın tarihin önemli olaylarından 6-7 eylül vakası üzerine kurulmuş gibi görünen ama gekersiz bir aşkın içersinde boğulup giden bir yapım Güz Sancısı.Aşk zaten inandırıcı olmadıgı gibi,filmde 6-7 eylül olaylarının çıkış sebepleri çok yavan kalmış.Filmlerimizdeki şu yardımcı oyuncu veya figürasyon işleri o kadar kötüki,güz sancısıda bundan nasibini almış.Sonuç olarak çok beğendigimi söyleyemem.İnlakide biraz hüzün olsun ee birazda aşk sonrasında da hem birilerine bir şeyler diyelim hemde övelim derseniz ortaya ne dedigi belli olmayan bir film çıkar.Güz Sancısıda öyle ortalarda gezinen bir film.Birde filmin iki başrol oyuncusu Murat Yıldırım ve Beren Saat kötü oyunculuklarıda filmin puanını düşürüyor.","label":3} {"text":"Vahşi Batı'nın felsefesi mi olur dedirten film. İlginç hikayeleriyle western severler için altın değerinde. Varoluşculuk felsefesini kara mizahla çevreleyen enteresan bir filmler dizisi.","label":7} {"text":"Kesinlikle orphan filmi ile çok parallel vasat üzeri bir gerilim olmuş ,fakat orphan kalitesi ile 39.dosyaya göre birkaç adım önünde bir film.10/7","label":6} {"text":"Absürd çizgisinde daima kalamamış ama eğlendirdi.","label":8} {"text":"film genel anlamda dabbeden daha iyi inşallah yönetmen daha iyisini de yapar..bunun içinde daha iyi oyuncularla çalışması çok daha sağlam diyaloglar yazması gerek..","label":5} {"text":"Tesadüfen denk geldim filme.Bu tarz filmlere ön yargılı olmama rağmen oturdum seyrettim.Bence filmde fakirlik, onur, namus, kader, ve doğuran değil bakanın önemli olduğu gayet başarılı verilmiş. O garibanlığı Hissettim. Çocuğunu karlı havada sırtında okula taşıyan anneye saygı duydum. Aynı odada yemek, banyo, uyku uyunan evler olduğunu hatırladım...Başarılı bir film bence[spoiler][/spoiler]","label":7} {"text":"jennifer westfeldt tarafından yazılan yönetilen ve başrolü canlandırılan film izleyenler tarafından klişe olmakla suçlansa da aslında film pek çok klişeyi kırıyor.. kaldı ki bu film bir romantik komedi ne bekliyordunuz ki size hayatın anlamını 1 saat 40 dakikada anlatmasını mı? film izlenilen her dakika hoşça vakit geçirmenizi sağlayacak efendim.. özellikle benim gibi metropol insanıysanız..","label":6} {"text":"Gerçek karakterlerden esinlenerek yaratılan iki ayrı zamanda fransız yemeklerinin iki farklı kadını uçurumdan nasıl kopardığını nasıl hayata tekrar döndürdüğünü anlatan sıcak bir film.Açıkçası Saatler filmini bana fazlasıyla hatırlattı ama ona göre çok daha yüzeysel ve daha sıcak bir film olduğunu söylemek gerek, Amy Adams ne kadar sevimli ve sempatik olsada Meryl Streepin muhteşem performansı karşısında biraz yüzeysel kaldığını yada basit durduğunu kabul etmek gerekiyor. Sadece Julia Childin yaşamını Amerikanın o zamanki politikalarını ve cadı avcılığını daha detaylı ele alsa sadece Meryl Streepin kusursuz oyunculuğunu izlesek çok daha iyi bir film olabilirmiş gibi geliyor.","label":6} {"text":"basın gösteriminde izlediğimiz Jay Roach'ın imzasını taşıyan ikinci bölüm, Robert De Niro'nun yanına daha önce 'Wag the Dog' ve 'Sleepers'ta da beraber çalıştığı Dustin Hoffman'ı ekleyerek komedi potansiyelini 2 katına çıkarıyor. İlk filmde karşımıza çıkan damat Greg Focker, sevgilisinin babası Jack'in gözüne girebilmek için çok çabalıyor ancak çabaladıkça daha da çok batıyordu. İkinci bölümde ise babası ve seks terapisti olan annesinin göze batan yönlerini saklamaya çalışıyor ama tabi ki bu da pek kolay olmuyor. Oyuncu kadrosunun keyifli performanslarından güç alan, baştan sona ilki kadar ilgiyle izlenen bir komedi 'Meet the Fockers'. En azından son zamanlarda vizyonda çok kötü komedi filmleri izlediğimizi düşünecek olursak bu devam filminden keyif almamanız imkansız...(6/10)","label":5} {"text":"bugüne kadar izlediğim en güzel kurtadam filmiydi...sinemada da tadı başkaydı tabi...ama konusunda çok tutarsızlıklar vardı...","label":9} {"text":"\"Basit bir adam Tanrı'nın sözlerini fazla okursa kalbi katılaşır. Tanrı'nın iyi olan sözleri de kötüye döner.\"","label":7} {"text":"Miyazakinin alışageldiğimiz türden her kesimden insana hitap eden, çevreye, doğaya, insana saygı içeren animelerinden biri değil. Yetişkinlere yönelik bir anime olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar bulunmakta. Şimdiye kadar izlediğim Miyazaki animeleri arasında tek düz yapıya sahip bir anime diyebilirim diğerlerine kıyasla. Yinede keyifle sıkılmadan izleyebileceğiniz bir anime.","label":7} {"text":"Fazlasıyla pohpohlanmış, anlamlar yüklenip durulmuş bir film. Benim için filmdeki kopma noktası saçma düğün sahnesiydi. Hiçbir şekilde hikayeye yedirilememiş. Filmde doğru düzgün beğendim diyebileceğim nokta ise, bir kişinin attığı çiçeği diğerinin sevinerek almasıydı. Sarı çocuk fazla sırıtıyor. Kırmızı kız esprisi mi yapılmaya çalışılmış artık ne ise olmamış. Hikayenin akışı acayip sıkıcı. Gerçekten bir melankoli içerisindeyken izlenilse belki birkaç anlam yüklenebilir.","label":3} {"text":"Tam bir \"farhadi\" filmi olmuş... Saklanan gerçekler ve sorgulanan değerler üzerine o kadar güzel bir aile teması çıkarıyor ki hayran kalınmaması elde değil... Film de karakterler o kadar güzel oturmuş ki filmin sonuna dek hangi karakterin yerine kendinizi oturtursanız oturtun göreceksiniz ki hepsi için üzüleceksiniz... Ayrıca Farhadi film de öyle bir sona imza atmış ki tüm insanlığa ders niteliğin de selam çakmış resmen. Bu yönetmenin bütün filmleri itinayla izlenmeli diyorum...","label":8} {"text":"5 yıldız yaparsın russell crosel en iyi filmleri :)","label":9} {"text":"İlk 20 dakika biraz eğlenceli geçti.Film ondan sonra öyle bir hal aldı ki; hani bi çay molası verip dönsen bile aynı yerde olduğunu, hiçbir şey kaçırmadığını görebileceksin...Konu ilginç lakin film tıngır mıngır tadında.Özellikle son yarım saati işkence gibi geldi.Şsahsen ben beğenmedim ve tavsiye etmem...6/10","label":5} {"text":"Tarikat gücünüzü gişe yapmak için kullanıyorsunuz. Fetö de sinemaya el atmıştı sora Menzil tarikatına gelmiş demekki! Üstelik filmin sermayesini Şeyh oğlu onca Holding Şirketleri olmasına rağmen İzinsiz milletşn bağış paralarından Beşir Derneğinden kuşlanmış. Biletleri de bağış altında satıyor bir kişi onlrca bilet alıyor ama kimse demiyor Cinemaxximum da kalacak paranın çoğu..","label":0} {"text":"Prometheus, bilimkurgu sevenler için son yillarda gelen en iyi film. Alien kültünü takip edenler zaten filme bayilacaklar... Bu evrebden hiç bir sekilde haberdar olmayanlari ön hazirlik yapmadan, keyifle izleyebilecekleri bir film bekliyor. Sinema tarihinin en etkileyici kürtaj sahnesini görmek için bile izleyebilirsiniz. Ripley'in aksine Noomi Rapace'in canlandirdigi Elizabeth Shaw'un bir yaratik annesi olmaya hiç niyeti yok! Bir devam filmine büyük bir kapi aralayarak biten Prometheus, usta yönetmenin sanina yakisir bir film olmus. 10 üzerinden 100 Prometheus (2012) Seni belki de yaratabildigimiz için yarattik.. – Siz de yaraticinizdan ayni cevabi alirsaniz hosunuza gider mi? Yönetmenligini Ridley Scott üstlenirken oyuncu kadrosunda Noomi Rapace, Michael Fassbender, Charlize Theron, Guy Pearce ve Patrick Wilson gibi isimleri izleyeceksiniz.. Film Bilimkurgu-Gerilim-Macera türlerini barindiriyor.. Bir Ridley Scott filmi bu yönetmenin her filmi olay benim çok sevdigim bir yönetmen her filmi basyapit olma gibi bir durum söz konusu.. kariyerinin baslarinda Alien” ve “Blade Runner” gibi yaptigi filmlerle bilimkurgu türünde yeni bir sayfa açan yönetmen bu iki filmden sonra pek bilimkurgu filmi çekmemistir.. Bu zaman araliginda Gladyatör, Hannibal, Cennetin Kralligi ve Kara Sahin Düstü gibi filmlere imzasini atarak milyonlarca hayran kitlesine ulasarak zamanin en iyi yönetmenleri arasinda kendine yer bulmustur.. Yillar sonra çektigi Prometheus bilimkurgu filmini 1979 yapimi Alien filminden bile daha fazla ilgimi çekmeyi basardi.. Alien yorumladigimda da pek sevmedigimi belirtmistim.. Alien o kadar sevmesem de onun nasil ortaya çiktigini anlatan Prometheus begendim filmin ikincisi de yolda.. Ridley Scott isi biliyor uzun zaman sonra çektigi bilimkurgu ile sahalara çok iyi geri dönüs yapmis.. Oyuncu kadrosunda dikkat çeken isim oscarli güzel oyuncu Charlize Theron aslinda bu filmde oynamasa bile olurmus izleyenler bana hak vermistir.. Asil basrol oyunculari Noomi Rapace, Michael Fassbender çok iyi performans sergilemisler.. Konusu karmasik olarak gelebilir aslinda film ilerledikçe çözülüyor.. Bu yüzden filmi begenmeyenler hatta Alien ile bir alakasi yok diyenler çikabilir Alien filmi ile bir alakasi yoksa bende hiçbir sey demiyorum.. Uzayi Ridley Scott size yasatacak önemli olanda bu agir isleyen bir senaryo asiri aksiyon falan bekleyenler bu yüzden de hayal kirikligina ugramis olabilirler.. Gerilim bakimindan gerçekten rahatsiz edici.. Dedigim gibi uzayin o karanlik ve kasvetli havasi ayrica konunun insanoglunun nasil var olduguna dayanmasi tam benim filmim diyebilecegim bir film daha izlemis oldum filmin kendi içinde sorgulamalari muhtesem.. Ikincisini merakla bekliyorum.. Filmde hiçbir hata yok görsellik ve senaryo kusursuz.. Bu filmden sonra yönetmenin 1979 yapimi Alien filmine göz atin.. Prometheus Imdb puani: 7.4 oldugunu söylemekte fayda var Bilimkurgu-Gerilim severlere siddetle tavsiye ediyorum.. 8.8 Geldigim yere degil, onlarin geldigi yere gidecegim..","label":9} {"text":"Kaliteli ve hüzünlü bir Kore dramı izlemeyi kaldırabilenler izlesin.","label":7} {"text":"TEK KELİME İLE 4X4 LÜK BAŞYAPIT BİR YAPIM 2017 nin en çok olumlu ve olumsuz eleştiri alan filmi olan mother sinema tarihinde en çok tartışılan ve tartışılmaya devam edecek olan filmi olma özelliğini hep koruyacak gibi şunuda net söyliyeyim kendi seyir zevkime göre benim için şaheser bir filmdir ve şu konuda çok iddialıyım ileride kült olarak konuşulacak 30.40 sene sonra böyle bir film çekilmiş denilerek sinema derslerinde gösterilecek bir yapımdan bahsediyoruz dünya sinema tarihinde spoiler vermeden yorum yapmanın mümkün olmadığı tek film budur bence yine belkide sinema tarihinde filmi beğenen ile beğenmeyen arasında uçurumun bu kadar büyük olduğu tek filmdir neden bu örneklemeyi yaptım İMDB sitesinde puanlamaya baktığınızda çok büyük bir çoğunluk filme 10 puan verirken aynı oranda büyük bir çoğunluk ise filme 1 puan vermiş aldığı kötü yorumlardan dolayı çekindiğim yılın en çok tartışılan ve tartışılmaya devam edecek olan filmi. izlediğime değdi mi, kesinlikle değdi darren aronofsky sinemasına olan hayranlığımdan dolayı dayanamayıp sonunda gittiğim ve bayıldığım filmdir. evet film yönetmenin sinemasına ve fikirlerine hakim olmadan izlendiğinde saçma, sıkıcı bulunabilir. aronofsky'ın varoluşu, dinleri sorgulayan bir sinemacı olduğu filmlerinden net bir şekilde görülebilir. the fountain yine bu tarz sorgulayıcı, yoruma açık bir filmdi. noah filminin en kötü filmi olduğunu düşünsemde olaya farklı bir bakış açısıyla yaklaşmıştı. metafor kullanma başarısını da zaten black swan'dan biliyoruz. mother'da bu sorgulayıcı gözle izlenmediğinde anlamsız bir film gibi gelebilir ama üzerine düşündükçe ve araştırdıkça değeri artacak bir film olduğunu düşünüyorum. Herkesin farklı bir tepkisi olacaktır mesela ben Black Swan” filmini 3 kere izledim ve her seferinde farklı bir şey görüp hissettim. Bu film de kesinlikle çok tartışmalı olacak. mekanlar , çekimler , gerilimin yansıtılışı ve oyunculuklar kısacası film gerçekten etkileyiciydi. bir yaratılış, evren, tanrı, din, doğa ve dünya tarihi hikayesini 2 saate ve tek bir mekana sığdırmak gerçekten müthiş bir beceri ve cesaret ister. Bravo kameranın başrolü takip edişi , sanki siz de o evin içindeki sessiz şahitlerden biriymişçesine hissettiriyor. jennifer lawrence'ın o güzel yüzü tüm film boyu yakın plan. illa kıssadan hisse yapmak zorunda diilsiniz veya haa şu tanrıydı bu isa bu da meryem'i keşfetmek zorunda diilsiniz. oturup izleyin ve sinemasalın keyfini çıkarın 10 üzerinden 9","label":9} {"text":"Yusuf üniversite yıllarında siyasi olaylara karışması sonucunda ızdıraplı hapishane yılları başlıyor. Hapisten çıkınca memlekete dönüyor ve hayata adaptasyon sürecinde buluyor kendini Yusuf. Filmin siyasi boyutu bir yana, Karadenizin büyülü atmosferi melankolik bir yapıda işlenmiş. Durağan bir film olmasına rağmen etkileyici sayılır.","label":6} {"text":"konu mankeni dünyalar güzeli kız sen kalk lord megatronu gaza getir :) o an ilk önce şöyle bi striptiz yapıcakda megatronu etkilicek sonrada istediklerini yaptırıcak falan diye düşündüm. birinci yarı çok sıkıcıydı, arada birbirimizi gaza getirdik 2. yarı süper olur tamam aksiyon başlıyo dedik ama malesef. gitmeyin mi diyorum haaşa gidin görün gidilmeyecek bir film değil ama ilk 2 filmden daha iyi bir performans beklemeyin. not: filmde gelgitlerin aslında ay ile hiç bir alakası olmadığını, koskoca gezegen dünyanında dibine geldiğinde anlıyoruz.","label":3} {"text":"Öncelikle saniyelik bir görüntüyle Tayyip Erdoğan'ı görünce acaba yanlış mı gördüm diye bir duraksadım geri sardım ki doğru görmüşüm ve de şaşırdım hep bu dış güçler :)Neyse filme gelince çok çok başarılı bir filmdi diyemem ama izlerken keyif aldığımı belirtebilirim. Bu kadar uzun bir süreye rağmen her saniyesiyle ilgimi çekti ve keyifle izledim. Belki de son dönemlerde doğru düzgün filmler çıkmadığı için de biraz keyif alarak film izleyince o da yeter hale geldi belki de bilemiyorum. İzlemek isteyenlere iyi seyirler.","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en kötü filmlerden. Başında bişeyler olacakmış gibi sizi sürükleyip ama bu kadar kötü bitiren bir film olamaz. Korku desen korku değil, gerilim desen oda değil. Filmin ismiyle de filmin hiçbir alakası yok. Bu kadar oyuncuyu toplayıpta birşey yapamamak daha cok koyuyor.","label":1} {"text":"Oyunculukları iyi ve senaryosuyla izlerken beni beklediğimden çok daha fazla etkileyen bir filmdi. Pedofili suçlaması, bununla yüzleşme ve ilerledikçe gelişen olaylar oldukça dikkat çekiciydi. İzlemeye değer, tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Senaryo itibariyle başarılı bir filmdi. Zülfü Livaneli'yi tebrik etmek gerekir.. Fakat Sinan Tuzcu, Atatürk rolüne hiç olmamış, hiç inandırıcı gelmedi bana.. Tabii ki Atatürk'ü canlandırmak kolay değil, büyük bir ağırlık ama bu işin hakkını verecek çok daha iyi isimler vardı.. Latife Hanım ve Fikriye Hanım'ı canlandıran oyuncular çok iyiydi.. Yanlız koca bir hayatı 2 saate sığdırma çabası yüzünden çok şey es geçilmiş filmde.. Atatürk'ü dönem dönem anlatan filmler çekmeliyiz.. Çılgın Dershane orda, burda, şurda ya da Maskeli beşler'e 3 film çekebiliyorsak.. Atarük'ün de çocukluk, askerlik ve cumhuriyet sonrası olmak üzere hayatını 3 değişik filmle yeni nesile anlatabiliriz.. Kitaptan okumak tabii ki çok iyi ama sinemanın büyüsü ve görselliğin cazibesi yeni nesillere Atatürk sevgisini aşılamak için bulunmaz bir fırsat..","label":6} {"text":"Ernest Hemingway'in romanından uyarlama bir filmdir lakin kendisi pek sevemediğini söylemiştir... Film anti-militarist unsurları ön planda mı tutuyor acaba diye düşünüyordum ama ana tema romantizmmiş. Film seyirciye duyguyu çok güzel geçirmiş. Cephedeki sahneler aşırı gerçekçiydi. Sinematografi olarak 32'nin en iyisiydi diyebilirim. Şu finaldeki ölüm sahnesi çok saçma idi. Gayet dinçsin büyük bir olay yaşamamışsın doktor gelmiş senin ömrüne vakit biçiyor da falan o tüm duyguyu alıp götürdü, ama izlenir.","label":6} {"text":"Her ne kadar ordan burdan toplanılan senaryo da olsa yönetmenliği iyi başarmış Özcan. Bazı kısımları tam Hülya Avşar Sekreter filmiydi mesela. Filmi evirip çevirip kendine uyarlamış. İzlerken bir kaç saçma sahneden dolayı gerçekliğin dışına çıkıp duyguyu kaybediyorsunuz. Çok masalsı vurgular yapmaya gerek yok insanları duygulandırmak için.","label":7} {"text":"böylesine tempolu ve içten bir film çektiği için salvatores e teşekkür etmek lazım.fazla benzeri olmayan bu film bir an önce izlenmeli...","label":9} {"text":"Görsel efektleri ve çekimleri usta işi . Ama filmde genel anlamda sıkıntılar var . Kopmalar var , dağınıklık var . Bir yerden sonra filmde olan hiçbir şey size ilginç gelmiyor , ters köşeye yatıramıyor . Sürekli bir hareket halinde olunması , silahlar , çatışma vs. bir yerden sonra insanı sıkıyor , farklı şeyler aratıyor . 'Zengin kalkışı' modunda finali de havada kalan diğer bir kısım . Toparlamak gerekirse ; bomba adam J.J. Abrams'ın elinden çıkma , ortalama bir gerilim filmi Cloverfield ...","label":4} {"text":"Ucuz efeklerle korkutmaya çalışan ne atmosfer yaratımı nede senaryosunda zeka kırıntısı olmayan kötü bir korku filmi.","label":2} {"text":"’bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’ atasözünü aklıma getirdi bu filmiki arkadaş farklı olsada birbirlerinden etkileniyorlarfilm için kötü demek yanlış olur özellikle konusu gerçekle çok bağdaşıyor fakat bu konuyla daha iyi bir film ortaya çıkabilirdiayrıca hülya avşar’ın iyi bir oyunculuk sergilediğini düşünmeme rağmen anne rolünde bir başkasını görmek isterdim çünkü özel hayatıyla okadar gündemde ki izlerken az sonra kızı zehra çıkıcakmış gibi geldi:)","label":4} {"text":"Spoiler: Gözlerimi kapamaya korkuyorum... Gözlerimi açmaya korkuyorum... --Bitti--","label":6} {"text":"filmin dekorları iyiydi bir iyi olan şeyde filmin başındaki yaşlı adamın oyunculuğu tüm filmdeki iyi olan tek şeyler bunlar film 0.5 puanı bile haketmiyor bence benim küçük kardeşim hayaletsiz daha korkutucu böyle filmler çektiği için mike flanagan dan utandım umarım kariyerindeki en büyük hatası bu olur","label":0} {"text":"Gerçekliği, sürükleyiciliği, oyunculukları ve hikayesi ile müthiş bir filmdi. İki farklı adamın hayranlık uyandıran rekabeti, hırs dolu mücadelesi. Nefesimi tutarak seyrettim. İzlemeyenlere tavsiye edilir.","label":8} {"text":"izlemeye değmez,gereksiz uzun ve sıkıcı.Danzel bile kurtaramamış,hayal kırıklıgı","label":2} {"text":"Dünyaya dalgalar halinde saldıran uzaylılar… Kardeşini bulmak için hayatta kalması gereken genç bir kız… Başrolünde Cassie karakterini canlandıran Chloë Grace Moretz‘in yer aldığı film ‘5th Wave’ adıyla Rick Yancey’nin çok satan romanından uyarlanarak Susannah Grant, Akiva Goldsman ve Jeff Pinkner tarafından beyaz perdeye aktarılmış bir yapım. Senaryoya baktığımız zaman daha filmin ilk dakikalarında yapımın aceleye gelmiş bir yapım olduğunu fark edebilirsiniz. Film hakkında okuduğum yorumlardan anladığım kadarıyla film kitapla pek bütünleşememiş. Kitabını okumayan birisi olarak senaryo benim gibi kıyamet sonrası bilim kurgusu türünü sevenler için yeterli gelecektir ancak yapımın 2 saate sığdırılmış olduğunu fark etmek hiç de zor değil. Olayları üstünkörü aktarmadan daha detaylı bir şekilde verseler daha güzel olabilirdi. Tek filme sığdırmayıp Divergent veya Hunger Games tarzında seri yapılabilirdi ki böyle bir planları varmış. Fakat kitap üçleme şeklinde çıkmış olmasına rağmen ikinci filme ne konu kaldı hiç bilemiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse filmi hem bu türlerin yokluğundan hem de Chloë Grace Moretz’in oyunculuğunu merak ettiğimden izlemiştim. Chloë Grace Moretz yeni yeni yükselen bir yıldız. Fakat yer aldığı yapımlara biraz daha dikkat etmesi onu kariyerinde daha iyi yerlere getirebilir diye düşünüyorum. Yani onu bu filme pek yakıştıramadım. Hem de dediğim gibi hızlı bir gösterim dolayısıyla daha dün liseye giden bir kız izleyici gözünde kısa bir sürede hayatta kalmasına yetecek kadar askeri kabiliyetler öğreniyor. Bunun yanında oyunculukları ve senaryoyu bir kenara bırakırsak filmi izlerken özellikle bazı kısımlarda gerilmedim diyemem. Fakat gerilim değil de gizem çok iyi bir şekilde işlenmiş. Tabi film kısa olduğundan soru işareti oluşmadan kendine cevap buluyor. Yazıma son vermeden ekleyeyim. Revolution ve Falling Skies dizilerini izlediyseniz pek sıkılmazsınız. Dediğim iki diziyi izlemediyseniz onları da tavsiye ederim. Ha bir de sanıyorum bir sahnesi benziyor. Will Smith‘in Kurtuluş Günü adlı bir filmi var. Onu da mutlaka izleyin derim. Bundan alamadığınız zevki o filmden mutlaka alırsınız. Film, romandan uyarlama gençlik filmlerinin şablonuna uygun bir biçimde kadın başrol oyuncu üzerine yoğunlaşmış bir yapım. Zaman geçirmek, kafa dağıtmak için izlenebilir. Fazla bir şey beklemeyin.","label":5} {"text":"bir kiralık katilin ceza kesme süresinceki amerika ve sistem eleştirisi.. müzikler ve çekimler süper.. uzun zamandır böyle zevkli diyaloglara sahip bir film izlememiştim..","label":7} {"text":"Zamanında George Lucas'ın hayal dünyasına daldığım fantastik bir film gözüyle bakarken şimdi benim için bir doritos cips, coca cola veya iphone'dan farksız bir film olmuş. Her bir sahnesi pazarlama ürünü gibi kokuyor. Marvelleştirme ve peşi sıra gelen laçkalaşmadan nefret ediyorum. O kadar yemedim ki filmi, bir ara TRT Çocuk izliyormuş hissine kapıldım.","label":3} {"text":"Eğer gereğinden fazla uzun olmasaydı sevebilirdim belki ama özellikle sonlara doğru sıkılmamak elde değil.","label":5} {"text":"Steven Spielberg'ün sevilen 1961 Oscar ödüllü müzikal klasiğinin (ki o da 1957 tarihli Broadway sahne gösterisinin ilk sinema uyarlamasıydı ) olağanüstü, görsel olarak çok çarpıcı, capcanlı, destansı bir yeniden tasarımıdır.Spielberg'ün filmi çok etkileyici bir sinema deneyimi yaşatıyor izleyene.Zaten Steven Spielberg sahneleme ve kamera kullanımında inanılmaz yeteneklidir.Bir kez daha ustalığını gösteriyor. Yönetmenlik, görüntü kurgusu, sinematografi, yapım tasarımı tam anlamıyla nefes kesiyor. Dans koreografileri de çok başarılıdır. Yeni versiyon hikayesindeki sadece birkaç değişiklikle orijinaline benziyor ve bazı şarkılar farklı sıra ve yerlerde söyleniyor.Müzikallere mesafeli bile olsanız bunu görün","label":8} {"text":"Yeni dönem sinema akımını severek takip ederim.. Vakit ve bilet bulabildikçe festival filmlerine giderim, minimalist sinemaya olan bir hayranlığım da küçümsenemeyecek düzeydedir, ama bu demek olmuyor ki bu türde yapılan her filmi beğenirim.. Sanat filmi deyince bizde akan sular duruyor, hiç anlamasakda off adam ne film yapmış ya diyoruz.. Hayır efendim ortada film falan yok, sadece görsellik var, madem amaç bu git fotoğraf çek koy sergiye... Semih Kaplanoğlu gibi iyi bir senarist ve yönetmenin en kötü filmi diyebilirim..","label":3} {"text":"Baştan sona klişelerle dolu mu evet baştan sona klişelerle dolu, ama oyunculuklar iyi mi bence filmin tüm o klişelerine rağmen izlettiriyor be arkadaş. Derya Karataş'ın canlandırdığı Leyla karakteri yine Yalan Dünya dizisinde canlandırdığı Zerrin karakterinin sanki tekrarı gibi olsa da belkide bu bir sürü klişe ile dolu film oyunculuların çok iyi olması, eğlenceli olması, güldürme yönü olması nedeni ve en önemlisi trans bir bireyin sadece \"seks işcisi\" olarak sunulmadığı bir role sahip olması nedeniyle bile bence izlenebilir. Kısacası evet klişelerle dolu, sonu ilk bir kaç sahneden bile tahmin edilebiliyor, ama gülmek keyifli vakit geçirmek için eğlenceli bir çerezlik film.","label":6} {"text":"Yılbaşı haftası benim bildiğim seyircileri sinemaya çekmek için güzel başarılı filmler getirildi sinemaya bu hafta ben yanıldığımı anladım. Dağıtımcılar bu hafta adeta birbirleriyle yarışırcasına nasıl 'berbat ötesi' filmler vizyona sokarız diye 'trip'lere girmişler adeta ('Yolcular' filmi biraz elle tutulur oldu aralarında). Mutant Günlükleri de onlardan biri.","label":2} {"text":"?kurdukları ve kuracakları, yaptıkları ve yapacakları birer aldanma ve yalan. Düşündükleri ve düşünecekleri saçma. Düşünüyorlar, çünkü korkuyorlar.? yapay bir dünyanın içinde boğuluyorsanız dingin bir anda yapay olan herşeyden uzak ve içinizde çırpınan dalgaları bırakmak istiyorsanız bu yapıma davetlisiniz.. Bela Tar iyiki ama iyiki varsın...","label":7} {"text":"Tekrar olarak fassbinder'e hayran oldugumu hatırlatan film. eskiciden bir kitap alırsın da kıyıda köşede kalır, sonra belkı 1-2 yıl sonra okursun. farkedersın ki nasıl böyle bir eser bu kadar bekler. cidden büyük bi yönetmen fassbinder. dönecek olursak ; kız kurusunu oynayan margit carstensen harika bir oyunculuk çıkarmış. kadın kız kurusu rolunde, bir şekilde kibar, yakışıklı ve toplumdan kabul görmüş biriyle evleniyor. önce fiziksel ve dusunce olarak ustun olan kocası, kadının da zor buldugu kocasını kaybederim korkusuyla, erkeğin egemenlıgını kazanma sürecini çok kolay bir sıralamayla anlatırken sinemasal olarak fassbinder olma yolunda sinemanın dilini ağlatıyor.","label":7} {"text":"Kentsel dönüşüme evlerini kaptırmak istemeyen masum gecekondu sakinlerinin paragöz müteahhitte karşı mücadelesini ele alan 54365477877. klişe örneği.","label":2} {"text":"çok güzel ve eğlenceli bir film güzel bir senaryosu var izlemeye değer","label":6} {"text":"kesinlikle iyi bir film hele hele gerçek bir olaya dayanıp beyazperdeye yansımış olması benim için daha da önemli hale geliyor fakat filmin içindeki çok ince İslamfobiyi nasıl açıklayacağız? Maalesef iyi bir film ama verdiği mesaj yönünden asla değil 7/10","label":6} {"text":"Muhteşem Karadeniz manzaraları eşliğinde 90lı yılların devrimci gençliğine ağıt.","label":7} {"text":"Trt 2 sayesinde izlemiş olduk az önce zaten izleme listemdeymiş uzun süre güzel oldu, bu gece tekrarı var kaçırmayın yada bir yerde denk gelirseniz mutlaka seyredin, Sanat ve kültür adına iyi şeyler yapan Trt 2 iyiki varsın, Fransız sanat ve kültür kanalı Arte tv den sonra en çok izlediğim 2. kanal oldu iyiki keşf etmişim ülkemizdede böyle kanalların olması güzel yüzlerce dandik kanal içinde, ve iyiki sinefil varda böyle filmleri arşiv de tutabiliyoruz ayrı bir teşekkürde değerli sitemize.","label":8} {"text":"otobüste giderken izlediğim bir film.Fena değildi diyebilirim yer yer iyi sahneler vardı.Bir korkudan ziyade gerilim diyebiliriz izlenebilir 7/10","label":5} {"text":"Cem yılmaz bizi devamlı güldürmek zorunda değil ama kalite farklı bişi..çok saçma mantıksız bir filmdi..zaman kaybı oldu gercekten","label":1} {"text":"Etkileyici girişiyle oldukça sert bir filmdi. Filmdeki acıyı baştan sona izleyene geçirebiliyor yönetmen. Arkadaşlarınızla izlediyseniz bitiminde uzunca bir kritik yapmanız mümkün. Kafam dağılsın, iyi vakit geçireyim düşünceleriyle asla izlememelisiniz, dahada dağılabilirsiniz. Sonuç olarak bu filme ya hayran kalacaksınızdır yada nefret edeceksinizdir.","label":7} {"text":"filmin akıcılığı,sürükleyiciliği güzel.öle ahım şahım bir komedi deil","label":6} {"text":"scooby doo filmi kesinlikle çok güzel ve çok eğlenceliydi..Bence tüm oyuncular iyiydi!Sarah'nın bi sahnesi wardı kapıyı açtı diye seviniyodu ya orda kopmuştum ben oh yeah aha.. eheheh :p ayrıca bu filmle ilgili üzüldüğüm bi konu da yok değil!filmde Linda ve Sarah'nın öpüşme sahnesi olcakmış ama kaldırılmış..Yine bi best kiss ödülü iyi olurdu :p neyse..buakşam zaten kanal d bizimle payalşıyo bu filmi herkese iyi seyirler ;))","label":8} {"text":"uzun zamandır böylesine güzel bir aşk filmi izlememiştim. bi kere başrol oyuncuları çok iyi.. sevgilerini sonuna kadar gizleyen sabırlı, bir o kadar da tutkulu aşıklar.. esas oğlana her baktığımda aklıma putin geldi ayrıca :)","label":8} {"text":"film fena değil.. ama bazılarının abarttığı kadar ooo öldüm, bittim muhteşemliğinde bir film asla değil.. yer yer sıktığı sahneleri var.. kısacası normal sıradan bir film işte.","label":5} {"text":"merak ettiğim bir şey var: doğum sonrası jane'in iki cinsel organı olduğu fark edildi de rahim kurtarılamaz hale geldi erkek olmak zorundaydı falan ya neden cinsiyet değiştirme operasyonu uygulanmadı acaba? mümkün mü değildi? aydınlatan olursa çok sevinirim","label":7} {"text":"ben sınemada calısan bırıyım fılmerı cogunu ızler seyırcı kıtlesıne bakarım goruldugu uzre balon bır fımdır ama ondan da kotu olan fılmın sonunda kı mustafa fılmıne yaptıgı gonderme sanırım yontmen yapımcı da gordu bu fılm olmamıs barı bunu koyalım da reklamı olsun. her yerde gecen emek hısızlıgı lafı var ya buda onlara bır ornek bır adam bır belgesel yapıyo ve cesaretle bazı seylerı soluyo ama obur arkdas ondan nemanlanmaya calısıyo ayıptır basak bı sey degıldır","label":6} {"text":"jeff harikaydı. mutlaka izleyin. eski filmin yeni versiyonu olmasaydı bana kalırsa oscarı alırdı","label":8} {"text":"Bartu ivedik desem yeterli olur heralde","label":0} {"text":"bence ii bi filmdi ama kanıtın üstünde biras daha durabililerdi daha ii olabilirdi konusu pek içaçıcı olmasada bence izlenmeli","label":6} {"text":"İlki kadar keyifli olmasa da yine de seyredilebilir nitelikleri olan bir film olmuş..","label":6} {"text":"Filme verdiğim 3 yıldız kesinlikle filmin içeriğini baz aldığı Arınma fikri için... Geriye kalan yarım yıldız veya vermediğim bir buçuk yıldız ise; filmin bir yerden sonra tek düze oluşu, sıradanlaştığı, tahmin edilebilir oluşu durumları yüzünden... Öncelikle dediğim gibi inanılmaz orijinal bir fikri merkeze alan bir film Arınma Gecesi. son zamanlarda bu kadar kasetli - dvd li, ahşap bebekli, korkutmacalı filmin arasında insanı farklı bir şekilde germeyi başarıyor. Gerilmekten kastım gerçekten gerilmek, özellikle ben Barda filmini izlediğimde bu duyguyu hissetmiştim. İnsanın içerisinde bulunduğu çaresizlik, içgüdüsel olarak korumacı tavrı ve bu korumacı tavrı içerisindeyken yapabildikleri-potansiyeli ancak bu şekilde resmedilebilirdi herhalde... Sonuç olarak izlemenizi önerdiğim bir film var karşımızda. peki izlemezseniz ne mi kaybedersiniz? bir düşünelim; Filmin orijinal konusunun yanında, Ethan Hawke ın Pompalı bir tüfekle bir kaç kişiyi avladığı sahneden mahrum kalabilirsiniz mesela...","label":6} {"text":"tha hangover tadında bir film, son zamanlarda izlediğim en başarılı Türk yapımı.","label":7} {"text":"Evet bende arkadaşa aynen katılıyorum çok süper güzel değil ama vasatta değil çok güzel sahnelerde var ör/ ŞELALEDEN DÜŞÜŞ GİBİ izlenmeye değr bir film.","label":6} {"text":"böyle filmler insana filmi birinci yarıda terk etme alışkanlığı kazandırıyor.hiç bir şekilde önermiyorum.benim espri anlayışımdan çok uzak.verdiğim bilet parasına hiç bu kadar acımamıştım.","label":4} {"text":"Çok çok iyi. İzlerken sizi alıp başka diyarlara götüren muhteşem bir film. Mutlaka izleyin derim.","label":8} {"text":"Hilary Swank için izledim daha doğrusu bitiremedim.Tam bir fiyasko olduğu kanısındayım.Başta iyi gibi geliyor fakat sonradan bayıyor ve klişeleşiyor.","label":4} {"text":"azbilinençokkalitelibirgerilimfilmi. heyecanıvegizemifilminsonunakadartaşımayıbeceriyor. bence, katilkimfilmlerinineniyilerindenbiri.","label":7} {"text":"Tuhaf Film belgesel havasında olmadığı için artı bir değere sahip. Sinematik işlenmiş olması izlenilirliği artırıyor ne de olsa. Sadece film fazla hızlı ilerliyor. Oyuncuların başarısı bir kademe filmi izlenilir yapan etken. Her türlü aldığı puana göre bir yapım yok karşımızda. Beğenmiş olsam da 6 puanı geçecek bir emek göremedim. Sıkılmanın olmamasını her şeyin hızlı ilerlemesine bağlıyorum. İngilizlerin sonuncu olan atletine bakış açıları da ilginç doğrusu. Sinema işte. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"inceptiondan sonra izlediğim en mükemmel bilim kurgu filmiydi. gerek oyuncular gerekse konusuyla beni fazlasıyla tatmin etti. başlarda kafa karıştıran ancak ilerledikçe anlamanızı kolaylaştıran bir konusu var kesinlikle izlemenizi öneririm.","label":7} {"text":"Nasıl olurda kendisine tam 7 kez yıldırım çarptığını hatırlayan adam, bundan hiç bahsettini hatırlamaz. izledigim en guzel filmlerden birisi. Bir eser.","label":8} {"text":"bu kadar kötü bir filme daha gitmemiştim","label":0} {"text":"5 sene içerisinde büyük umutlarla gittiğim tek filmdi. Malesef vasaf bir film olmuş. Filmde beni şaşırtıcak herhangi birşey yaşanmadı. Riddlerın bilmeceleri bir yere varmadı. 2 tane eli silahlı adamı dövdü durdu. Kardeşim elin topal penguenini nasıl 55 saat yakalayamıyorsun arabanla. Böyle aciz batman görmedim. Batman'in film boyunca kullandıgı tek şey esnaf tekmesi ve sümsük vurma.","label":8} {"text":"animasyonu çizgiromanına çok sadık hazırlanmıştır, bu yönüyle de takdir toplamıştır.","label":9} {"text":"Eski Batman serisinin yeri ayrı yenisinin yeri ayrı deriz ya, işte Spider-man de durum öyle değil. Bu filmi izledikten sonra önceki seriden hiç tad almadığımı farkettim. Marvel'i ye bitir ne kadar çizgi romanı varsa oku sonra saçma sapan film koysunlar önüne. Önceki seri hiçbir şeyi haketmiyordu ama bu film biraz çizgi romanın havasını yakaladı. Daha iyi olur muydu olurdu, baştaki ağır olay örgüsünden gizemli olaylardan, kasedin forward tuşuna basılmış hali gibi bir anda gelişme sonuç bölümüne zıplamasalardı daha iyi olabilirdi. Film sürükleyici tavsiye ediyorum. Peter Parker'ımız olması gerektiği gibi eğlenceli bir karakter tabiri caizse piçlikleri var. Önceki seride olduğu gibi sünepe amerikan çocuğu değil, depresif acıların çocuğu takılmıyor.. İyi seyirler...","label":6} {"text":"Sevgili kardeşimin ısrarı üzerine izlediğim ve imdbsine aldandığım iğrenç derecede rezillikte bir korku filmiydi. Korku filmi bile demeye bin şahit ister. Komedi filmi bile daha iyi oturup güldüm çünkü. Ayrıca o kadar sıkıcıydı ki 2 günde izledim. Ve burdan Esra ya sesleniyorum. Kızım şurda bi film keyfimiz var onu da böyle saçma sapan şiylerle mahvediyosun. Hayvan gibi şiy yapıyosun yaa. Bu kadar.","label":1} {"text":"film çıkalı uzun yıllar oldu ama yakın zamanda yeniden izlediğim için bir şeyler yazmak istedim. ilk izlediğim zaman çok etkilenmiştim bu filmden. üzerinden 14 yıl geçmiş ama hala aynı duyguları hissediyorum bu film hakkında. klasik zengin kız fakir oğlan konusu var gibi ama bunu çok özgün bir duyguyla göstermişler. bu kadar etkilenmemin bir sebebi de filmin müzikleri. onlarda gerçekten başarılıydı ve filmle çok güzel uyum sağlamışlar. sizin için gerçekten özel olan kişi kim ise, oturup onunla izleyebilirsiniz.","label":8} {"text":"Benim diyen her adamı ağlatabilen, yüreğinizin en uç noktalarına dokunabilen, boğazınızdaki düğümün ancak dramı bir anlığına unutmanız için varolan komik diyaloglar ile geçtiği şahane bir öykü!","label":9} {"text":"Rami Malek Oscar'ı elleriyle söküp almış. Onun dışında filmin pek numarası yok.","label":7} {"text":"Sonunda oh be dedirtecek bir film geldi. Tek kelimeyle harika.","label":7} {"text":"1966 yılında bir şehir ne kadar yozlaşmış olabilir? 54 yıl sonra bugün gelinen noktayı düşününce \"hiç\" diyebiliriz. Ancak Atıf Yılmaz'ın öngörüleri günümüz için daha geçerli sanki. Sadri Alışık'ın ağzından dökülen inanılmaz sözlerle, o dönemde az rastlanan, bir tezi, bir derdi olan film Aaah! Güzel İstanbul. Ayla Algan'ın saf köylü kızı rolüne tam oturduğu, Haşmet İbriktaroğlu karakteriyle Sadri Alışık'ın oyunculuğun ötesinde bir şeyler yaptığı, günümüzde bile gücünü kaybetmemiş, kendisini izletmeyi başaran bir film.","label":7} {"text":"filmin yönetmeni Shyamalan olursa bir filmde bu kadar kötü olur. okadar kötü çekim tarzı varki filminanlatmak istediği şeyi çeviriyor çeviriyor en sonunda bayıyor insanı 10/4","label":3} {"text":"filmin müthiş bir atmosferi var. senaryonun yanında renk ve ışık da harikaydı. baba'nın soğukkanlılığına, vanya'nın performansına da diyecek yok. ağır ilerleyen ama sıkmayan bir film.","label":7} {"text":"İZLEMEYIN","label":0} {"text":"İlk iki filmden çok farklı bir şey beklememek gerek.Kurgu hemen hemen aynı ve tekdüze olmayıp merakla seyrettiriyor filmi.Oyunculuk açısından bir sorunu olmadı zaten serinin,hem bu sefer Al Pacino da var.Olağanüstü beklentilere girmeden zevkle izlemek mümkün.","label":6} {"text":"Çocukluğumun filmi cümlesini kurmadan duramıyacağım bir yapım. Çok tatlı ve bir o kadar da keyifli bir film. Hala izlemeyen varmıdır bilmiyorum ama çok geç kaldığınızı bilmeniz gerekir...","label":7} {"text":"Seyircinin ilgisini hep üst seviyede tutmayı başarıyor ama yine de çok tatminkar değil. Benim için hayalkırıklıklarından biriydi. Boş zamanınız varsa...","label":5} {"text":"Film o kadar değil, ama hap çok güzelmiş..","label":6} {"text":"filmin kadersizligi ülkemizin geleneksel \"ideolojik sidik yarislari\" donemine denk gelmesinden. dahasi, o yaris ugruna siparis verilmesinden. ona alet olmasindan. bagimsiz bir bakis getiremiyor o yuzden. sinemanin olanaklarini kullanisi da, politikacilarin ucuz yollu propaganda yaparkenki kurnazliklarina benziyor. yoksa hikaye hakkaten beckett'e rahmet okutacak nitelikte, bulunmaz bir absurd mizah ornegi. yazik olmus devrime diyorum baska da bir sey demiyorum.","label":4} {"text":"Filmi seyretmeden önce ulaştığı seyirci rakamına bakmıştım; izlerken o kadar absürt filmler muazzam seyirci rakamlarına ulaşırken bu filmin nasıl bu kadar düşük rakamda kalabildiğini düşünüyordum. Ancak ilerleyen dakikalarda ne yazık ki fikrim değişti ve film hayal kırıklığı yaşattı.. Bu tarz konular o kadar çok işlendi ki, eğer seyirciyi sinemaya çekmek istiyorsanız benzer bir konuda olsa çıtayı yükseltip, daha yaratıcı unsurlar eklemelisiniz. İnandırıcılıktan uzak ve ne yazık ki son yarım saati tam bir facia... Zorlama bir dram yaratma çabasıda mantık hataları ve klişilere boğmuş filmi. Nesli Çölgeçen'in bir kaç filmini daha izlemiştim; kendisi çok iyi bir yönetmen bu kesinlikle tartışılmaz ancak böyle bir sonucun ortaya çıkmasını anlayamıyorum... Sanırım senaryo konusunda sınıfta kalıyor..","label":1} {"text":"Beatles şarkılarının mükemmeliğinin yanında bu kadar çok duygunun bir arada verilebilmesi çok etkileyici.. En az bir kez izlenir.. Sonrasında across the universe geceleri yapılır.. Hiç olmadı film açılıp sadece dinlenir.. Birçok temanın aynı filmde olması tehlikeli ama bu filmde çok ustaca işlenmiş.. izlemeden geçmeyin derim..","label":8} {"text":"\"Çok az insan ölmeden önce ruhuna sahip oluyor ne acı.\"","label":7} {"text":"Fikirlerinizin doğru olduguna inanıyorsanız ve bütün haksızlıklara rağmen ayakta durmayı dimdik durmayı bir imge halinde görmek istiyorsanız 12 Angry Men tam size göre...","label":8} {"text":"Militarist vesayetin yerini Islami vesayetin aldığı ülkemizde sadece belirli bir zümrenin onay verdiği bir eğitim sisteminin devrim diye lanse edildiği şu günlerde İranlı sinemacı Babak Anvari'den harika bir kısa film. Kaba kuvvetle, mütemadiyen biat etmeye zorlayarak insanın aklını şekillendirebilirebilir misiniz? Baskılar kabullenmeyi mi yoksa daha fazla direnişi mi doğurur? İşte bu düşündürücü kısa film size tam da bu soruları sorduracak cinsten. İzleyin, izlettirin!","label":8} {"text":"filmi,konusu itibariyle çok ilgi çekici bir festival filmi niteliğinde sanki. Umarım iyi işlenmiş ve resmedilmiştir. İzleyeceğim.","label":7} {"text":"herkes gibi bende aynı hatayı yaptım, bir solukta bitirdiğim kitabın filmini izleme işine koyuldum, elde var; hayalkırıklığı. Kitabı okumadan izleyenler filmi çok beğenmiş, konuyu anlayabilmiş olmaları bana çok entersan geldi, bana göre filmde Amir'in pişmanlıklarından, korkularından ve kıskançlıklarından neredeyse bahsedilmemişti. Filmde bir replikte, \"siz zaten Afganistanda hep turist gibiydiniz\" dedikleri gibi bu filmde kitaba ve afganistana turist gibi kalmış.","label":4} {"text":"Her yorum aynı zamanda bir SPOİLER dir. Bu kalp seni unuturmu? Sahi bu dünyada silinebilecek birşey var mı? daha doğrusu silebileceğimiz...","label":0} {"text":"sadece kitabını okuyun derim. hayal kırıklığı oluyo ikisiinide yapınca","label":7} {"text":"Çok eğlenceli ve sürükleyici bir film. Gönül rahatlığıyla ailecek ya da tek başına izlenebilir bir film olmuş. Küçükten büyüğe herkese öneririm. Güzel kaliteli bir animasyon olmuş","label":9} {"text":"Uykuya dalar gibi aşık oldum..Önce yavaş yavaş, sonra bir anda. John Green'in çok satan Aynı Yıldızın Altında kitabının film uyarlaması gecikmelide olsa ülkemizde bugün vizyonda yerini aldı. 16 yaşındaki Hazel Grace, troid kanserine yakalanmış ve kanserin ciğerlerine sıçramasıyla birlikte hayatını sürekli yanında taşıdığı oksijen tüpüyle sürdürmek zorunda kalmıştır. Annesinin ısrarıyla birlikte kanser hastalarının bulunduğu destek grubuna gitmeye başlayan Hazel, burada kanseri yenmiş ve bir bacağını kaybetmiş olan Augustus ile tanışıyor. Aynı gün terapiden sonra Gus'ların evine giden Hazel, birbirleriyle hayatları hakkında paylaşımda bulundukları sırada çok etkilendiği hatta hayatına yön verdiği 'Muazzam Çile' isimli kitaptan bahsediyor. Kitabı okuyan Gus, sonunun beklenmedik bir şekilde bitmesiyle Hazel'ın uzun zamandır cevaplanmayı bekleyen sorularına cevap bulabilmek için kitabın yazarı Peter Van Houten ile iletişime geçiyor.. Film Hazel'ın, hayata bakış açımızın aslında her şeyi değiştirebileceğini anlatmasıyla başlıyor. Yapıt oldukça pozitif bir yaklaşım ile ele alıyor dramı. Aslında ölüm ve aşk temaları başı belli, sonu belli olan alışılagelmiş konular. Yalnız John Green bu ikisini alıp kendi tavasında pişirip önümüze koyuyor bu sefer. Hazel ve Gus'ın hastalıkları ve hayatları konusundaki farkındalıkları, bunu kabul edişleri ve olayı dramatize etmeden kalan yaşamlarını sürmeleri Aynı Yıldızın Altında'yı türünde farklı bir yere yerleştiriyor. En mükemmel yanı aşk ve dramın mizah ile harmanlanması elbette. Güçlü bir dramın yanında güçlü bir mizahı bulundurması filmin en büyük artısı oluyor bence ki seyirciye göz yaşları döktürenin de bu olduğunu düşünüyorum. Salt dram bu kadar etkili olmazdı. Kitabı çok etkileyici olmasına rağmen en ufak bir yanlış seçimde filmi bu özelliğini yitirirdi. Oyuncu seçimlerinin doğruluğu, tiplemelerin bu kadar iyi yapılması ve performansların mükemmel oluşu filmi, en iyi kitap uyarlamaları arasında ilk üçe taşıyor bence. (Filmin kitaba sadık kalması konusunda biraz aşağıda daha detaylı fikirlerim yer alıyor.) Güzel bir hayata ! Umutları hiç bitmeyen, yaşamayı seven.. Aşkı, acıyı, bütün duyguları bu kadar güzel hissedebilen iki gencin ölümle burun buruna olması şüphesiz ki seyirciye ağlama garantisi veriyor. Hayatın anlamını aramak, umut, aşk, keşfetmek, ne olursa olsun yaşamayı bilmek; yanında getirdiği muhteşem duygular ile birlikte filmin özünde yatan mesajlar.. Aslında film anlamını beraberinde getirdiği duyguların içinde saklıyor. Ben filmi beğendim, oldukça başarılı buldum ve beklediğime değdiğini düşünüyorum. İzlemenizi öneriyorum ama özellikle sinemada değil. Sinemada tatsızlık verici olaylarla karşılaştığım için size DVD'sinin çıkmasını beklemenizi öneririm ama yine de sinemada izlemek isterseniz bence vizyondaki 2. haftasını bekleyin.. ACI HİSSEDİLMEYİ TALEP EDER. Ve herkesin merak ettiği soru ; FİLM DE KİTABA SADIK KALINDI MI ? Sanırım bu soruya rahatlıkla EVET cevabını verebiliriz. Evet, film de olabildiği kadar kitaba sadık kalındı. Burada yazarında ilgisinin büyük payı var tabii ki. John Green, film yapım aşamasındayken oldukça titiz davrandı ve yapımın her detayı ile ilgilendi. Green, çekimlerin çoğunda setteydi ve oyunculara tavsiyelerde bulundu. Bütün bunlar %100 kitaba sadık kalındı demek değil elbette. Bu mümkünde değil zaten. Eğer her sayfası bambaşka anlamlarla yüklü bir kitabı beyaz perdeye uyarlıyorsan bazı şeylerden taviz vermek zorundasın demek oluyor bu. Çünkü bütün bunları 2 saat 5 dakikaya sığdırmak imkansız..! Kitapta, okuyucu için önemli olan ve derin anlamlar yüklediğimiz noktaların filmde üstün körü geçilmesi elbette ki benim gibi kitabı çok sevip ; filmi hevesle bekleyenler için bir hayal kırıklığı yaratacaktır. Bu yüzden Film mi ? Kitap mı ?& diye sorsanız; film izlemeyi geçekten çok çok çok fazla seven biri olarak, düşünmeden kitap derim. Film tabii ki beni muazzam bir şekilde etkiledi. Eğlendim, eğlenirken aynı zamanda üzüldüm ve göz yaşları döktüm.. Fakat aynı hikayeyi John Green gibi usta bir kalemden dinlemek gerçekten çok farklı . Bu yüzden kitabı okumadan filme gidenler için mutlaka kitabı (hatta John Green'in bütün kitaplarını) okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.","label":8} {"text":"Her geçen gün daha da anlamlı olan belgesel. Röportajı yapılan kişiler alanlarındaki uzman kişiler.","label":7} {"text":"Karpuzcudan kaleci oluyor kemal abimiz bu filmde iki rolde oynadığı filmlerinden biri Götürün bunu odasına dışardan içeriye içeriden dışarıya sinek uçmuyucak - ama ya inek uçarsa:) laubalilik istemem, ciddiyeti severim, disipline hayranım O kadarrr :)","label":3} {"text":"Mükemmel derecede sadeleştirilmiş bir konu. Harika sıkılmıyarak ve aşırı gülerek izledim! İzlemenizi tavsiye ediyorum","label":7} {"text":"Michael Keaton'ın geri dönüşünü yapamadığı son derece sıradan, sığ bir film.. Senaryonun üzerine gidilmemiş, başka çıkış yolları aranmamış.. Başarısız...(4/10)","label":3} {"text":"İnanın 4x4 lük bir yapım. Şunu anlamıyorum herifler film gibi film yapıyor eleştrilere bakın sürekli Amerikan Milliyetçiliği üzerine olumsuz yorumlardan ibaret. Önemli olan ve üzerinde durulan görsellik temasıdır. Okuduğumuz bir roman veya düşünce kitabı değil ki kalkıp o yönden yorumlayalım. Evet Amerika’nın Viyetnam’da kazandığı ilk ve son galibiyettir. Emin olun bizimkiler böyle bir film yapacak seviyeye gelsin siz o zaman milliyetçiliği görün. 10 tam puan","label":9} {"text":"Scorsese tarzı mafya filmlerinden daha farklı, Heat filmine yakın duran bir tarzı var bu filmin. Dönemin müzikleri filme başarıyla yedirilmiş ve film sanki 70lerde çekilmiş gibi duruyor. Sokaklarda geçen sahnelerde özellikle arka planlarda olan bitenlere dikkat ederseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Filmin mekan çekimlerinde az ışık kullanılmış ve genel olarak filmin bütünü de soluk renkler hakim. Sanırım Scottun bu tarzdaki ilk filmi ve bu filmin altından başarıyla kalkmış. Filmin sadece ilk 15-20 dk.sı aksıyor, geri kalanı, özellikle de final öncesi bölümleri son derece şık. Final sahnesine ?anlayan? için gerçekten çok etkileyiciydi. Ridley Scottın en iyi filmlerinden biri değil. Aslında bu film tarzı ve atmosferi nedeniyle kardeş Scottu çağıran bir projeymiş bence...","label":7} {"text":"az çok sinema dünyasından anlayan biri olarak diyorum ki tamamen zaman kaybı","label":4} {"text":"Senaryo çok zorlama olmuş gibi geldi. Hani bazı filmleri izlerken gerçekten yaşanıyormuş gibi hissedersiniz ya o yok işte bu filmde. Ama oyuncuları iyi.","label":5} {"text":"AÇILIŞ SAHNESİ NEYDİ? Ridley Scott'ın söylediğine göre ilk sahnede gördüğümüz yer dünya olabilir de olmayabilir de, bunun önemi yok, orada mühendis (filmdeki engineer denenlerden) siyah yapışkan sıvıyı (black goo) içerek kendini feda ediyor ve bu sıvı sayesinde DNA'sı parçalanarak yaşamın ortaya çıkmasını sağlıyor. Kendini feda etme filmde önemli bir role sahip, aynı din ve mitolojide olduğu gibi. DAVID NEDEN HOLLOWAYI ZEHİRLEDİ David'in duyguları yok, ancak çok meraklı ve Weyland için halihazırda bir araştırma yapıyor. Siyah sıvının Holloway'e ne yapabileceğini görmek istedi, ancak bunun için Holloway'in onayını aldı. MÜHENDİSLER NEDEN DÜNYADAKİ İNSANLIGI YOK ETMEK İSTİYOR Film açıkça gösteriyor ki mühendisler Dünya'da yaşamın oluşmasını sağladı ve insanoğlunu gelişme sürecinde bilgilendirdi, belki bir gün onları ziyarete gideriz diye. Ancak bizler insanoğlu olarak çok kötü bir şey yaptık. O kadar kötü ki, bu mühendisleri üzdü ve filme göre her ne yaptıysak, bu 2000 sene önce oldu. en olası ihtimal, İsa'yı öldürmemiz olabilir, ki isa da bir mühendisti. Scott'ın bir demeci: eğer olaya 'çocuklarımız büyük yaramazlık yapıyor' gözüyle bakarsak, kontrolden çıktığımızı gösteren pek çok ân var hayatta, silahla ve etekle koşuşturduğumuz zamanlar, ki bu roma imparatorluğu oluyor. aykırı davrandıkları için mühendisler 'onlara bir temsilci gönderelim, bakalım o durdurabilecek mi?' diyip İsa'yı gönderdiler ve onlar ne yaptı? Onu çarmıha gerdi!& SIYAH SIVI NEDEN HOLLOWAYI CANAVARA DONÜSTÜRDÜ Siyah sıvı yaradılış, ancak onu kullanan bünyeye göre tepki veriyor. Mühendisler, kendilerini feda ederek başkalarına yardım etmeyi doğru buluyor. İsa'yı öldürdükten sonra öyle görülüyor ki insanlar kendi niyetleri için başkalarına zarar verebiliyor, bu yüzden siyah sıvı Holloway'de ters tepti ve onu öldürdü. David mesela bir robot olduğu ve duyguları olmadığı için onda etki etmedi. DAVID MUHENDİSİ CILDIRTMAK İCİN NE SÖYLEDİ Bununla ilgili çeşitli fikirler var David, eğer Weyland ölecek olursa kendisinin serbest kalacağını, ama Weyland'ı kendisinin öldüremeyeceğini bildiğinden mühendisi bu konuda dolduruşa getirmiş olabilir. Ancak bu Ridley Scott'ın isteyebileceği bir yöntem değil. En olası senaryo, David mühendise, Weyland ne dediyse aynısını söyledi, ancak mühendis biliyor ki insanlar ahlaki olarak çoktan bozulmuş ve siyah sıvıyı ölümcül bir hale getiriyorlar, öte yandan Weyland zaten yeteri kadar yaşadı ve saltanatını bırakacak noktaya geldi, ama daha fazla yaşamak istiyor, bu da bir etken, işin ilginci, mühendis hem kendi yarattığı olan Weyland'ı, hem de Weyland'ın yarattığı olan David'i öldürüyor. ELiZABETH NEDEN AHTAPOT BiR YARATIK DOğURDU? Elizabeth'in çocuğu olamıyor, ancak sürpriz bir şekilde hamile olduğunu öğreniyor, üstelik bebeği de beklediğinin aksine, farklı bir bebek, bu tamamen Ridley Scott'ın hikayeyi incil'e bağlama sebebi, bir düşünün... bunların hepsi noelde oluyor, ayrıca, uzaylı yaratığın yaşayabilmesi için tek koşul, bir insan tarafından yumurtalanmış olması, yaratık bencil ve yaşayabilmek için öldürüyor, mühendisler tamamen tersi, yaşatabilmek için ölüyorlar, mühendislerin elindeki sıvı hayat bahşediyor, ancak insanların elinde yaratık biçiminde ölüm halini alıyor, o yüzden bu adım, yaratıkların ortaya çıkmasında önemli bir etken ayrıca Elizabeth'in ameliyatı kürtaj değil de sezaryen olarak nitelendirmesi de önemli bir nokta. VICKERS ROBOT MU? Büyük ihtimalle hayır, öyle olup olmadığına herhangi bir şekilde değinilmiyor, ancak bütün ipuçları onun bir insan olduğunu gösteriyor. Weyland'ın David için bana hayatta oğlum kadar yakın tek kişi demesi Vickers'ı sinir ediyor, ayrıca Vickers, Weyland'ın ölmesini çok istiyor ki onun yerine geçebilsin. Weyland imparatorluğunu bir robota bırakmaz. AMELİYAT KAPSÜLÜ NEDEN BİR ERKEK İÇİN? Kapsül Seksist deği, Weyland'ı hayatta tutmak için gemide onu kadınlar için de ayarlayabilirsiniz, ama Weyland için yani bir erkek için ayarlanmıştı. BU GEZEGEN ALİEN FİLMİNDE GÖRDÜĞÜMÜZ GEZEGENİN AYNISI MI ? İki gezegenin aynı olabileceği yönünde ipuçları bolca olsa da, gerçekte Prometheus filmindeki gezegen LV-223 ve Alien filmindeki gezegen LV-426, bu aynı zamanda, filmin sonundaki yaratık, Alien filmindeki Kraliçe değil demek.","label":9} {"text":"Aksiyon filmlerini sevenler bu filmi sevecektir. 7.8/10","label":7} {"text":"bence çok kötü bir film yani artık bıraksınlar bu seriyi artık sadece tebessüm ediyosunuz birkaç kere hele o tom ryan karakteri hiç olmamış neyse bence izlemeyin bile:)))","label":4} {"text":"Engin Çağlar filmde Fatma Girik'i duşta 1-2 saniyeliğine gözetlediği için onunla evlendirilmiştir, tecavüz değil ha sadece birkaç bakış.","label":5} {"text":"daha ertesi günden ne oldugunu hatirlamadiginiz bir film ama güzel vakit geçirmek için ideal","label":5} {"text":"Bence tipik romantik komedi filmlerinden değildi. Özellikle müzikler, film ile bütünlük oluşturmuş. Colin Firthün umursamaz tiplemesi de ayrıca hoş. Final sahne de, film ile bütünlük arz etmesi ve sürpriz içermesi bakımından iyi tasarlanmış. Vurdu - kırdı ve kan revan türü dışında bir film arıyorsanız, öneririm. 8/10","label":7} {"text":"Kesinlikle serinin en iyi filmi olmuş diyorum. Bu filmde aradığınız herşey var. Örümcek adamın en önemli düşmanları, aşkı, kendini sorgulaması hepsi bu filmde toplanmış. Sam Raimi 300 milyon dolarlık bütçesiyle inanılmaz bir filme imzasını atmış. Benim en az beğendiğim 2. filmin ardından çok sevindirici bir film oldu. Mizah duygusunun da her zamankinden daha fazla ama ölçülü olduğu bir film. Venom’u ile Sandman’i ile kısacası herşeyiyle en iyisi olan bu filmi kesinlikle kaçırmamanızı söylüyorum. Ayrıca filmin müziklerine imzasını atan Danny Elfman da gene harikalar yaratmaktan başka birşey yapmamış.","label":6} {"text":"Çok beğendim filmi.. Özünde psikolojik bir film aslında.. Seks sahnelerine takılmadan izlerseniz, filmin bir toplumsal eleştiri yaptığını ve bunu çok iyi yaptığını anlarsınız.. Özellikle evlilik kurumuna yöneltilen eleştiri çok iyi..10/8","label":7} {"text":"dark shadows: tim burton ve johnny depp ikilisini tekrar bir arada görmek şaşırtıcı değil ama ilgi uyandırıcı. bir cadının aşkı mıdır bunca fenalığı yaptırtan diyorsunuz ama filmin sonunda barnabas gerçeği yüzüne vuruyor ve cadının yakut kalbi dağılıveriyor. çok iyi bir film denemez hikaye ilginç olsa da bilindik vampir, kurt adam, büyücü, hayaletler öğelerini barındırıyor ama farklı biçimde işliyor. ancak filmin sonunda anlıyoruz ki cadının yitip gitmesiyle hikayemiz bitmiyor, yakışıklı vampirin aşıkları peşini bırakmıyor, belli ki devamı gelecek. ve filmden akıllarda kalan bir söz 'aşk, hiçbir zaman özür dilerim demek zorunda olmamaktır.'","label":6} {"text":"Eleştirmenlerin genel fikri filmin ilk yarısının klişelerle dolu ve ikinci yarısına göre daha düşük olduğu yönündeydi. Benim kişisel fikrim ise ikinci yarının izlenmesinin çok zevkliydi ve görsel açıdan çok başarılıydı.","label":6} {"text":"Müzikleri pek başarılı, izlenesi aimasyon. Değişik bir konu işleyiş tarzı var.","label":7} {"text":"İlk film daha eğlenceli gelmişti, ikincisi benim için hayal kırıklığı... bir de film bittikten sonraki görüntüler eğlenceliydi :)","label":6} {"text":"CMYLMZ 2008 > Fundamentals > Diomand Elite PP >","label":7} {"text":"herkesin fikrine saygım var ama bence 1. jane austen in kitabına uymuo. 2. anlatım ve şu hint hikayesi hiç uymamış 3. film yanlış znm da!! 4.kitabın adı pride and prejudice bride değil 5. kısacası berbaaaaaaaat!!!!!!!!!!!!!!","label":7} {"text":"bugün izledik çok güldük çok beğendik.Ahmet kural ve tüm ekibe çok teşekkürler..ikisi gelirse film içinde güzel bir müzik yapılırsa tadından yenmez..","label":9} {"text":"Bu kadar yaratıcı konuyu, bolca mantık hatası ve gereksiz şekilde aşk hikayesine çevirmek de herkesin harcı değil. Görsellik ve başlardaki ilginç sahneler filmin artısı.","label":4} {"text":"Braindead 80'lerin özel efektleri ve görselliğini, absürd karakterler ve olay örgüsüyle birleştirençok eğlenceli bir zombi filmi. Hatta bu konuda kendisinden 12 yıl sonra çekilen Shaun of the Dead filminede hafiften öncü olmuş gibi geldi bana. Bunun dışında gerçekten de izlediğim en mide bulandırıcı filmlerden biriydi. Zira filmde kopan organların, fışkıran kanın haddi hesabı yok. Bir süre sonra bu duruma alışsanız da gene de filmi izlerken birşeyler atıştırmamanızı tavsiye ederim.","label":6} {"text":"bir başyapıtın yeniden yorumlandığı izlenirken sıkmayan ve kısmen sürükleyici bir film izlemeye değer 7/10","label":6} {"text":"iyi bir filmdi,biraz tarihe dayanması filmi güzel bir hale getirmiş","label":7} {"text":"Benim gibi Veronica Mars dolayısıyla Kristen Bell'i evinizin kızı gibi seviyorsanız beğenmeme ihtimaliniz çok yüksek. Ha filmin beğenilecek tek yanı da müzikleri bence. Duygusal bir film için çaba sarfedilmiş ama birkaç sahne hariç duygusallık seviyesi de oldukça yetersiz. Kristen Bell iyi oyuncu. Her zaman 17 yaşında olmayı becerebilen bir oyuncu, bu sefer 30 yaşında olmayı becerebilmiş. İzlenmese de olur, 5/10 puan yeter.","label":4} {"text":"Bir aktöre aşık olan Pooja babası tarafından hapis edilmiştir. Oldukça varlıklı bir aile olan Dharamchand ailesine uygun bir damat olmadığını düşünmektedir. Bir fırsat yakalayıp kaçmayı başaran Pooja, sevgilisi Deepak'a doğru kaçar. Tabi gerçek dünya ile hiç karşılaşmamış olan zengin kızımız bir çok aksilikle karşılaşır. Bu yolculuk esnasında Raghu ile karşılaşır. Raghu'da bir türlü dikiş tutturamamış bir gazetecidir. Bu yolculuğun iyi bir haber olacağını düşündüğü için Pooja'ya yardım etmeye karar verir. İkilinin yolculuk sürecinde başından geçenleri ve zamanla birbirlerine aşık oluşlarını izlediğimiz bir nevi absürt komedi içeren kısmen dram-romantizm filmi. Kayda değer bir albenisi yok. Ortalama bir hint sineması ürünü diyebilirim. Otostop tecrübelerini paylaşan Raghu'nun anlatım sahnesi güzeldi ayrıca ölü taklidi yaptığı kısımda eğlenceliydi. Onun dışındaki kısımlar klasik hint sineması ve klişelerden ibaretti.","label":4} {"text":"Bu filmin oyuncularına bakığımda çok daha yüksek beklentiler içinde gittim filme.. Sıkmadan ilerleyen bir kurgusu olsada belki fazla şey beklediğim için beni pek tatmin etmedi.. Ayrıca JUde Law'ın da yaşlanmaya başladığını görerekten üzüldüm..","label":6} {"text":"Mükemmel bir film olmuş kesinlikle izlenmeye değer son 5 yılda izlediğim en iyi film diyebilirim her saniyesi bir heycan ve sürekleyici .","label":9} {"text":"Türden pek haz almamama karşın, Zack Snyder'ın bol kanlı ilk uzun metrajlı filmi mütevazi bütçesi, ağır hareket eden zombilerin yerine atletik zombileri ile B movie havasında. İçine kattığı biraz mizah ile farklılaşmayı başarsada iyi diyemeyeceğim televizyonda yayınlanabilecek vasat bir film. Belki sadece zombi filmleri sevmediğim içindir.5/10","label":4} {"text":"Oldukça etkilendiğim bir film oldu. Gerçek hayat hikayesinden alıntılanan filmde üç çocuk babası bir adamın ve eşinin, pedofili suçlamasıyla hayatlarının nasıl karartıldığı anlatılıyor. Alain Marecaux rolündeki Philippe Torreton'un gerçek resmini görünce film için nasıl bir konsantrasyon içine girdiğini daha iyi anladım. İlk elli dakikalık bölümü hakim Le juge Burgaud'ya sinirlenerek biraz sıkıcı şekilde geçirseniz de sonrasında dramı daha ağır hissediyorsunuz. Özellikle Alain Marecaux'nun onurlu bir birey olarak davranıp olanlara katlanmak istememesi sonrası yaşadıkları beni oldukça derinden etkiledi. Kurgu ve diğer oyuncular az daha iyi olsaydı puanım biraz daha yükselebilirdi.","label":6} {"text":"Konu itibariyle oldukça güncel ve fragmanı oldukça etkileyici....","label":4} {"text":"gerçekten çok güzel bir filmdi oyunculuklar çok güzeldi gerçekten harika bir filmdi amerikan filmlerine taş çokarıyor yalnız sonuna çok üzüldüm adamların bir suçu olmadığı halde adamları yakladılar inşallah inşaat 2 gelir. izlemeyenler mutlaka izlesin 8/10","label":7} {"text":"Az kişi tarafından bilinen muhteşem bir film. Müzikleri de ayrı güzel. Kesinlikle başucu filmlerinizden olacak.","label":7} {"text":"Yani cezaevinde yaşadığınızı düşünün, ve size dışarı çıkmanız işin bu filmi otur baştan sona izle deseler bile izlemeyin o derece berbat ve amatörce hayır yani bu filimi çeken yöneten arkadaş hiçmi dabbe ve siccin serilerini izlememiş??","label":1} {"text":"Tamamen çocuklara hitap ediyor. Öyle büyüklere de hitap eden animasyonlardan değil…","label":5} {"text":"Kelebek etkisi konulu filmeleri severim. Bu film sıkıcı olmaktan süresinin kısa olması nedeniyle kurtulmuş. Kesinlikle izlenebilirliği olan bir film.","label":6} {"text":"Fena değil ama olağanüstü bir durum da yok , bir kerelik izlemelik bir film","label":5} {"text":"Güzel bir filmdi, tavsiye ederim.Bence çocuklara güzel mesajlar veren keyifli bir animasyon olmuş.","label":7} {"text":"Bu kadar az puan almasına şaşırdım, izlerken insanı sıkmayaniyi bir aksikyon filmi olmuş. Matthew Fox psikopat rolüne cuk oturmuş. Filmdeki rolü için çok zayıflamış ve kas yapmış. Takdire şayan gerçekten.","label":6} {"text":"ozgun namal basarılı ve dığer sanatcılrda oyle basarılarının devamın dılıyorum soylencek soylenmıs sağolsunlar","label":9} {"text":"William Shakespeare'nin muhteşem komedyalarından birinin sinema uyarlaması. Oyunculuklar başarılı sayılır ama nedense Laurence'i bu rola tam anlamıyla yakıştıramadım. Kenneth cuk oturmuş mesela. Sadece fitne fesat üretimi ile neler yapılabileceğinin, kıskançlık gibi bir duygunun insanın gözünü nasıl karartabileceğinin başarılı bir yansıtmasıdır. Gerisini malum hikayeyi bilenler biliyordur zaten.","label":6} {"text":"Çok güzel, değişik bir konu, göndermeler, mesajlar da çok iyi fakat espri kalitesi genel olarak baya düşük, konunun işlenişi de pek başarılı sayılmaz. Potansiyelini kullanamamış film bence.","label":5} {"text":"Sadece yapması gerekene odaklanan iyi filmlerden. Yapımda işe yarayamayacak öğeler yok. Eğer bir karakteri görüyorsanız ekranda biliyorsunuz ki hikayeye hizmet ediyor. Diyaloglar iyi yazılmış. Uzay filmlerinde, sürekli gezegen değiştiriliyorsa bunların her birinin farklı yerler olduğunu izleyiciye geçirmek zordur. Dune bunu çok iyi yapan filmlerden. Ayrıca gezegen savunma kısımları çok heyecan veriyor.","label":7} {"text":"Belgeselin eksikleri yok değil ancak modellerin dünyasına ilgi duyanların bir göz atması gerekir. Güzellik bir avantajdan ziyade bedel olarak atfedilmiş gibi, kazanacaklarınızın ve kaybedeceklerinizin bedeli. Manken avcısı ve 13 yaşında bir manken in bu endüstri içerisindeki beklenti ve umutlarının serzenişinde biri kurtulan diğeri kurutulan hayatını irdeliyor.","label":0} {"text":"Sempatik bir film , başlangıçta sıkılıyorsunuz ama zaman geçtikçe sizi içine çekiyor .","label":5} {"text":"Kızların ve film ambiyansı hatırına 6.4 verdim. Başkan ne anlatıyon amk","label":5} {"text":"bence oldukça başarılı fantastik bir animasyon.herkese tavsiye ederim.izlemeden ölmeyin derim.olukça acıklı da aynı zamanda. dünyada en değerli şeyin hayat olduğunu bastıra bastıra dile getiren ve ölümün hiçte korkulacak birşey olmadığını vurgulayan bir yapıt...izlemeye doyum olmuyor:)","label":9} {"text":"Çocukluğumuzun Şirinleri, büyüdü adam oldu da artık sinemalarda animasyon olarak oynuyor. Sinemada gösterime girdiği zaman kızımla ve yeğenimle izlemeye gittim. Çok da keyif aldım. İlkini de severek izlemiştim ama bu daha iyi diyebilirim.","label":5} {"text":"Bu filmde Nicole Kidman oynadığı için özellikle merak ettiğim bir filmdi ama hiç beğenmedim. Oldukça sıkıcı geldi bana. Sinemada yaş ortalaması oldukça yüksekti.","label":7} {"text":"Filmin akışı, görüntüleri, oyunculukların performansları başarılı. Fakat bir türlü film beni içine çekemedi. Sürekli olarak filmden koptum, bunun neyle alakalı olduğunu gerçekten anlayamadım. İzlenebilir, ortalamanın üzerinde.","label":5} {"text":"filmin güzelliği hakkında bir şey söylemeye gerek bile yok. spam içerebilir aşk ın böyle işlendiği bir filmi ilk defa izledim galiba, yada izlediysemde bu saatten sonra kıymeti kalmamıştır. o'nun fiziksel acılaarına son verip kendinin ve onun kurtuluşuna yol açmak mı, yoksa olanları aşman gereken bir mücedele olduğunu düşünüp devam etmek mi. bunun cevabı film de çok acı, o sahneler içime oturdu ve kalkmadı. cevap ne olursa olsun aşk hep aynı aslında, kalbinizi sizin için attığını düşündüğünüz birine bağlamak, anne, sevgili, eş, çocuk, arkdaş, dost olmak.","label":7} {"text":"Edebi açıdan fazlasıyla symbol metaphor içeren bi filmdi.. İyi işlenmiş bir konusu vardı bence, fazla orjinal konuşmaya dayanamayanlar için sıkıcı olabilir, eğlence arayanalara tavsiye etmem.","label":6} {"text":"zaman zaman gerilmedim değil ama senaryo klişe olmaktan öteye gidememiş. Filim boyunca esrarengiz güçleri olan çiftin o kadar lanetli şeyi o küçücük çocukla aynı evde tutmalarına çok kızdım:)","label":4} {"text":"Filmdeki kahramanımız efsanevi/mitolojik bir karakter. Bir nevi yarı tanrı gibi. Filmi bu şekilde izlemek lazım. Öbür türlü çok saçma ama film izletiyor kendini.","label":5} {"text":"Aktif bir tarih filmleri izleyicisi olarak gerçekten bu filmi çok beğendim. Oyunculuklar gerçekten harika, mekanlar ve kıyafetler harika. Resmen o dönemi size yansıtmayı başarabilmişler. Yaşanan olayın gerçek olması, dialoglar olsun çok hoşuma gitti. Özellikle churchill,hitler ve Atatürk'ün çok kısa canlandırılıp gösterilmesi çok yerinde olmuş. Atatürk'ü gördüğümde ağlayasım geldi bukadar güzel canlandırılmış. Bu konuda en iyisi oldugunu söyleyebilirim. Sadece İsmet İnönü canlandırması iyi olmamış. Tarihteki fotoğraflara baktığımızda İnönü'nün Churchill ile çok samimi görüntüleri var. Burda daha soğuk yansıtılmış. Film gerçekten mükemmel, şiddet ile tavsiye ederim. Bu alanda daha çok Türk yapımı film yapılmasını ümit ediyorum.","label":9} {"text":"Film benim için ortalamaydı. Filmi çok büyük bir heyecanla izlemeye başladım David fincher filmi hem de 1930ların görseli ile muhteşem bir şey izlicem kesinlikle 10 numara film diye açtım. Şunu da eklemeliyim filmi izlemeden önce yorumlara bakıp David filmlerinden farklı olduğunu anlamıştım zaten. Beklentim mi fazla yüksekti bilemedim ama filmi sevemedim. Filmde çok fazla isim ve kişi vardı hepsi birbirine karıştı ve bu yüzden filme adapte olamadım. Filmi bir kere daha izlicem kesinlikle isim ve kişilere daha dikkat ederek umarım fikrim değişir. Filmin en iyi yanı Gary Oldman ve görsellikti, o dönemin kostümleri, mekanları, siyah beyaz ambiyans falan filan onlara söylenebilecek bir şey yok.","label":5} {"text":"film gerçekten çok uzun. ama önyargı oluşturmasın bu sizde çünkü akıcı gerçekten. sürekli bir heyecan merak uyandıran şeyler yok elbette fakat sıkmıyor ve izletiyor bir şekilde. çekimler güzel, konu güzel, oyunculuklar güzel. siyasi gelişmelerin, savaşların insanların basit yaşamlarına kadar nasıl derinden nüfuz edebildiğini görüyoruz. hayatımızı anlamlı kılmak için hayatımıza kattığımız her şeyden belki hiçbir dahilimiz dahi olmadan nasıl vazgeçmek zorunda kalabileceğimizi izliyoruz. yaşamak sadece \"yaşayabilmek\" oluyor.","label":7} {"text":"Bildiğimiz american polisiyesi ajan filmi. Dönemine bakılırsa aksiyon sahneleri, konusu itibariyle güzel film. Ama günümüzde bildiğimiz sıradan aksiyon filmi pek cezbeden tarafı yok. Boş vakitte değerlendirilebilir.","label":6} {"text":"Amerika’ nın bir zamanlar uyguladığı ırkçı politikasını eleştiren ve kadının gücünü gösteren başarılı bir film","label":7} {"text":"Gayet iyiydi. J. Deep ve Al Pacino şov yapmış. Sırf bu reyisler için bile izlenir. İzleyin izlettirin.","label":6} {"text":"Ferzan özpetekinen iyi filmi bana göre. Kendini tekrar tekrar izlettiren film. Ben bu filmede yönetmenine aşığım resmen :) Dostluklar, nazım hikmet, bardağın kırılmayışı :)çok güzel ya","label":7} {"text":"Bir terminator veya terminator 2 kadar olmasa da en azından terminator 3 veya terminator salvation gibi konudan kopuk,uzak ve de alakasız değil. Arnold, sabaha kadar tek başına oynatsa yine izletir. Arnold'un oynadığı üç farklı terminatör, en az Cüneyt Arkın filmlerindeki baba-oğul ikilemi gibi kafa karıştırıyor.","label":7} {"text":"oyunculuklar ve tabiki görüntüler muhteşem.. samimi bir hikaye..","label":7} {"text":"Metaforlardan oluşan bir kısa film. Boş muhabbet gibi.","label":1} {"text":"boş ama hoş bi film. kafama takılan şeyse filmin sonunda kazak milli marşının sözlerinin onları aşağılayacak derece de çarpıtılması...","label":7} {"text":"Bazı şeylerin propagandası yapılmasa daha iyi olurdu. Onun dışında belirli bir kaliteyi yakalamış çerezlik bir film.","label":6} {"text":"Film bence müthişti. Şu ana kadar gördüğüm bu tarz filmlerden en iyisi bence Görevimiz Tehlikeden de daha başarılı özellikle Tom Cruise ve Diaz uyumları mükemmeldi.","label":7} {"text":"Dönemimizin de anlam ve önemini ifade eden enfes bir film! Grunwalski'nin ve 50. kattan düşen adamın hikayesi ile akılda kalıcı olacağı belli. Bob Merley'nin Burnin' and Lootin' i ise filme daha da anlam katmıştır.","label":7} {"text":"film çok güzeldi herkeze tavsiye ederim çok beğendim harika bir filmdi tekrardan herkeze tavsiye ederim","label":9} {"text":"hakikaten bir aşk hikayesi. O kadar asil olunabilir mi? O kadar küçük olunabilir mi peki? yaşanmış mı? evet ise, gerçekten çok üzücü.","label":8} {"text":"2002 tarihli İspanyol Pansiyonu’nda maceralarına ilk kez tanık olduğumuz Xavier, Martine ve Isabelle ile seyirci 2005′teki Rus Bebekler’de tekrar buluşmuştu. Yönetmen Cedric Klapisch aradan 8 sene sonra hikayesine Aşk Bulmacası ile devam ediyor. İlk filmde yazı geçirmek için gittiği Barcelona’da tanışan Xavier ve arkadaşları artık kırk yaşına merdiven dayamış, Xavier ve Wendy evlenip iki çocuk sahibi olmuştur. Isabelle, New York gezisi sırasında tanıştığını Çinli bir kıza aşık olup onunla dünyanın en görkemli şehrine yerleşmiş, Martine ise iki çocuğuyla sıkıcı hayatına devam etmektedir. İki haftalığına New York’a giden Wendy, eve döndüğünde Xavier’e başka bir erkekle tanıştığını ve ona aşık olduğunu söyler. Paris’ten kalkıp okyanusun öteki ucuna yerleşmeye karar veren kadın, iki çocuğunu da yanına aldığı için Xavier’i yeni bir macera beklemektedir. Çocuklarından uzak kalmamak için doğup büyüdüğü şehri terk eder ve New York’a gider. Klapisch, antidepresan görevi gören üçlemenin son filminde kararsız karakterlerini soluksuz bir ilişkiler çıkmazına sürüklerken seyircisine romantik ve eğlence dolu dakikalar vaat ediyor.","label":7} {"text":"Yine orijinalini görmedğim bir korku filmi. Uyarlanmış hali hoşuma gitti, finali olsun, oyuncuları olsun, iyi bir korkuydu...","label":9} {"text":"Her filmde sadece goruntu , ses , oyunculuk aranmaz ,, saglam bir konu ve sizdeki etkisi aranir ,, bu filmi izlemek asla ve asla bu acilardan zaman kaybi olmayacaktir ,, ozellikle filmin ikinci yarisi ,,,, yonetmen bu filmi biraz daha fazla muzik ve oyunculukla islese ikinci bir ,, babam ve oglum ,, vakasi olabilirdi ,, tebrikler","label":9} {"text":"Yönetmen: Wes Anderson Senaryo: Wes Anderson, Stefan Zweig Oyuncular: Ralph Fiennes, Tony Revolori, Saoirse Ronan, Willem Dafoe, Adrien Brody, Edward Norton Tür: Komedi, Cinayet Wes Anderson’un kendine has sinema dili, kendine has hikaye örgüsü ve eskitilmiş havası (Vintage, Retro) veren görüntü rengiyle sinema dünyasında bambaşka bir yerde adını söyletiyor. Ve büyük oyunculardan figüran yaratma işinde de ciddi gözüküyor. Zira Adrien Brody, Jude Law F. Murray Abraham, Edward Norton, Tilda Swinton, Mathieu Amalric, Owen Wilson ve Harvey Keitel gibi Hollywood’un kalburüstü oyuncularını, hikayenin ufak yan rollerinde görüyoruz. Yine baş karakterlerimizden biri erken olgunlaşmış bir ergen olurken, film boyunca nereden çıkacak diye beklediğimiz Bill Murry, Murry’siz Wes Anderson filmi olmaz dedirtiyor yine. “Grand Budapest Hotel” ilk defa bir Wes Anderson filmi izleyen biri için pamuk şeker gibi mutlu edecektir. Ama daha önce Rushmore, The Royal Tenenbaum ve özellikle de Moonrise Kingdom’ı izlediyseniz, yine kaliteli bir iş yaptığına şahit olacaksınız. Filmin Görüntü Yönetmeni Robert D. Yeoman ve Sanat Yönetmeni Stephan O. Gessler’ın da hakkını teslim etmek gerekir. Masalsı bir dünya yaratmışlar. Avusturyalı Stefan Zweig’in romanlarından esinlendiği filmde, Wes Anderson’un yaşamın içindeki büyük olayları (ölüm, evlilik vs.) basitleştirmesi ve karakterlerine de düz anlattırabilmesi hikayeyi ayarında köpürtüyor ve komedi unsurunu çaktırmadan ortaya çıkarıyor. Ralph Fiennes ise kibar otel görevlisi M. Gustave karakteriyle filmin tek izlenme sebebi dahi olabilecek bir performans gösteriyor. Film simetrisi, görüntü rengi ve kendine has roman tadında anlatımıyla, hoş ayrıntılarıyla benden tam puan alsa da güzel başlayan hikaye filmin sonlarına doğru sıkıyor, sonuç bölümü basit ve bazı şeyleri havada bırakıyor. Bu arada filmi 1080p izlemek gibi bir gayeniz varsa, filmin büyük bir kısmının geçtiği 1930’lu yıllarda ki asıl hikayesi 4:3 formatta izleyicilerine sunuluyor. Genç Yazar (Jude Law) eski şöhretini kaybetmiş Budapeşte Otel’de kalıyordur. Otel’in hamamında çimerken, Otelin sahibi Mr. Moustafa (F. Murray Abraham) ile tanışır. Mr.Moustafa, bu büyük otele nasıl sahip olduğunu öğrenmek isteyen genç yazarı akşam yemeğine davet eder ve bu ilginç başarı hikayesini anlatmaya başlar. Genç Zero Moustafa (Tony Revolori) Lobi Boy olarak başladığı çalışma hayatından, Otelin Odacısı M. Gustave (Ralph Fiennes) ile yaşadıkları macerayı ve büyük aşkı Agatha’yı (Saoirse Ronan) anlatır.","label":6} {"text":"Ne oran var ne orantı. Gereğinden fazla şişirilmiş bir film. Olaylar çok hızlı gelişiyor \"ne oluyor yahu\" diyorsunuz. Robotu boynunu kırmak suretiyle öldürmeler mi dersiniz, kafası parçalanmış, ölmüş birini iki saniyede diriltmeler mi dersiniz, adamın kafatası beyni yokmuş gibi kafasına, vücuduna 10 santimlik vidalar sokmak mı dersiniz... Tamamen vakit kaybı4/10.","label":7} {"text":"Corona vaka sayısının ülkemizde 5'e çıktığı bu sıralar izleyip de benim gibi moralinizi bozmamanızı paniğe kapılmamanızı öneririm...","label":8} {"text":"doğumdan hemen sonra ölen bebeğin anne babaya yansıması.. feci uzun sahneli.. ve ilginç ama o kadarda gereksiz bu sahneler.. süre doldurmak için çekilen saçma sapan netfix filmlerinden biri... inanın filmi konusu tam kısa metrajlı film kadar. 5 6 lık gilmi yapmışlar 2 saat..","label":0} {"text":"Vizyona girer girmez izledim Tom Cruise diye bir gerçek var","label":7} {"text":"Hollywood filmi sığlığında ve tam bir hayal kırıklığı.Vincent Cassel'in abartılmaması gereken performansı dışında akılda kalan bir yönü de yok.Fransızlar çok sevmişlerdi nedense.","label":4} {"text":"hayır izlemedm yaaaaaaaaaaaaaa nasıll izlicezzzzzzzzzzzzzzzzzzzz","label":9} {"text":"Prodüksiyon açısından tam bir video filmi havasında ama video filmlerinin en iyilerinden kanaatimce.Çok zevkli bir 90 dakika geçirmek mümkün.Ödüllü kısa filmleriyle tanınan yönetmen Scott Mann'i de ''takip edilecekler'' listesine alıyoruz.","label":5} {"text":"Stellan Skarsgard bir filmde oynar da o film kötü olur mu? Eğlenceli ara ara acıtan iyi bir seyirlik.","label":7} {"text":"Sonuç: İnsan istediği zaman olağanüstü şeyler başaran varlıktır.","label":7} {"text":"bu kadar düşük almasına çok şaşırdım başlarda fazla sarmasa da sonunu nasıl getirdim anlamadım. sürükleyici bir film puanına aldanmayalım.. bu arada johnny depp te döktürmüş tabiki.","label":7} {"text":"Hayattan bu filmi alın geriye sikilmayan filmde uyumayan millet kalir... Ayikünmu komedi diye sacmalamak nasil birsey Ayikünmuu....","label":1} {"text":"insanın düşünce dünyasının seyrinde değişiklikler yaratan filmdir;meryll streep ve nicholas cage isimlerini görüp de klasik bir hollywood filmi bekleyerek seyretmek, film hakkındaki hayal kırıklıklarını artırabilir.eee unutmayın bu bir charlie kaufmann filmidir...sadece meryl streep’in performansı için bile izlenebilecek film ki asla bundan ibaret değildir.çünkü nicolas cage de bu rolüyle yada rolleriyle 2 tane oscar alabiliteye sahiptir...kaufman’ın allah belasını versin. kitabın bittiği noktada filmi bitirseydi olmazdı sanki. böylece biz de 'eh işte, hayatta insan her zaman ideallerine ulaşamaz, ama önemli olan da bir ideal’e sahip olmaktır, onun uğrunda çaba harcamaktır' derdik. buruk bir gururla filmi terkederdik. oysa kaufman bizi, şu hippi herifin maymun iştahlığını göstererek, önceden uyarmıştı. fuck fish! filmdeki evrim gelişimine ait görüntüler filmin en mükemmel kareleriydi... orkidelerin kaç çeşit olduğunu, nerelerde yetişebileceğini, hayalet orkide’nin neden çok değerli olduğunu öğrenmiş olduk...izledikten sonra 'benim bu hayattaki tutkum/tutkularım nedir?' sorusunu şiddetle kendime sormamı sağlamış filmdir ayrıca...eğer senaryo dersi verseydim ilk bu filmi izletirdim öğrencilerime....birşey yaratma sürecindeki bunalımları gerçekten hissetmenizi sağlayan bir film. düşüncelerin yaratırken nasıl sular seller gibi akıldan geçtiğini, o an mükemmelmiş gibi görünen bir fikrin daha sonra nasıl b.ktan gelebileceğini mükemmel anlatmışlar...sanki filmi çekiyolarda sende sahnelerin arkasından izliyomuşsun gibi... özetle:'bir erkek hakkında yazı yazan bir kadın hakkında bir kitap hakkında bir film yazan bir adam hakkında bir film'...","label":9} {"text":"Para verip beğendiğim korku filmi oldu. Evden çıkış sahnesinde sanırım ses sorunu vardı, fakat konu anlatımı ve efektler aşırı iyi ve kaliteliydi. Oyunculuklar da güzeldi filmin finali sürpriz bitiyor :) yönetmeni ilk defa duydum ama tebrik ederim ilerde bol bol duyacağız eminim. Bu arada bu filme neden saçma sapan salonlar verildi ? Ve hep uzak sinemalar verilmiş , bu kadar saçma filmlere yer vereceğinize bu filme verin de daha çok izlensin , sinemaya gittim resmen 1 saat yol sürdü ayıp gerçekten …….","label":8} {"text":"HerHer karesi bir kültürü, bir mesajı içeren görsel büyüye bürünmüş bu filmi sadece oturup izleyin ve kekeyfini çıkarın.","label":8} {"text":"Atesli pilice cok benzemesi negatif yönü ama en az onun kadar eglenceli ve komik bence.","label":7} {"text":"Film ismi kadar iyi değildi.","label":4} {"text":"İçinde savaşa dair bir detay bulunduran filmleri hep sevmemişimdir fakat bu film... bambaşka. Çok beğendim, su gibi akıp gidiyor.","label":7} {"text":"oyunculuk ve hikaye güzel ama amerika milliyetçiliği ve kahramanlığı göze batıyor nitekim uçağın çakılırken pilotun nazlı yarine bakıp bir an duraksamasıyla uçağı patlatamaması ardından rodeovari çabaları tam komediydi","label":6} {"text":"Dost tavsiyesi üzerine izleyeceğim.sonrasında da sanırım oldukça iyi diye de not düşeceğim. Bana iyi seyirler","label":9} {"text":"iyi bi biyografi ve dönem filmi daha fazlası değil, kostümler şahane ama.. bende Emily Blunt ı Demet Evgar a benzetenlerdenim özellikle The Devil Wears Prada da..***..","label":6} {"text":"İnternetin insanların hayatına olumsuz etkileri güzel bir kurguyla işlemiş, çok etkileyici bir dram olmuş. Bu türü sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir film.","label":7} {"text":"çok durağan bi film","label":5} {"text":"Filmin iki tane versiyonu var. Birisi; 94 dakikalık, diğeri ise 143 dakikalık olan Terry Gilliam'ın versiyonu. Süresi sıksa da uzun olanı izlemeniz tavsiye olunur. Çünkü; Uzun versiyon mutsuz sonla bitiyor. Bu bir distopik film. Böyle bir filmin mutlu sonla bitmesi etkisini azaltır. Şuan da hayatımızda sıradanlaşmış ancak 80'lerde henüz henüz hayatımıza giren birçok alışkanlığa bazen çok ince bazende gayet kalın göndermeler yapılmış filmde. Distopik gelecekte geçen hikayede şehir atmosferi Blade Runner kadar iyi olmasa da sahnelerin arkasında gördüğümüz posterler ve sloganlar sayesinde atmosfer için ne kadar uğraşıldığını görebiliyoruz. Film o kadar dolu ki altında ezilebiliyorsunuz. Tüm bu doluluk, zaman zaman akışı zedelemiş ve yönetmenin 12 Maymun'da çok iyi ayarladığı dinamik anlatımı bu filmde kaybetmesine yol açmış. Filmdeki ince göndermelerden biriside kağıt işlerinden nefret eden tarihin en karizma tesisatçısının ölüm şekli.","label":8} {"text":"\"Bu maskenin altında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var, ve fikirler kurşun geçirmez!\"","label":7} {"text":"Freddie Mercury'in Queen grubuna katılışından başlayıp LiveAid konserine kadar ki sürecini işleyen bu filmin son derece başarılı olduğu kanaatindeyim. Çok geniş kapsamlı bir biyografi filmi değil belki ama sonuçta o grubun arasındaki çatışmalardan tutun Freddie'nin huysuz olduğu dönemlerden, grubun dağılışdan, liveaid'e katılış süresine kadar olan kısım, \"meyve sinekleri\" örneğini vermek durumunda kaldığı olaylar zinciri, ailesi ile olan ilişkileri derken bir çırpıda film akıp gidiyor. Zaten Queen hayranı biri olarak bende bu etki x2 oldu diyebilirim. Rami Melek inanılmaz bir başarı göstermiş. Ayrıca bu filmin çekilme sürecini de araştırmanızı tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Sıcak bir film, izlerken sıkılmıyorsunuz birde; oturup aile ile izlenecek filmlerden bir cuma gecesi filmi desek tam oturur herhalde; oyunculuklar da iyi. Fazla şey beklemezseniz; ufak ayrıntılarla samimi ve güzel bir dram- komedi izlersiniz.","label":6} {"text":"Etkileyici bir hayatta kalma mücadelesi... Yaşanmış bir olayı anlatıyor olmasından olsa gerek İnsan kendini fena kaptırıyor.","label":6} {"text":"ashes and snow bir terapidir. \"Bak, bütün gözlerinle bak.\" jules verne.","label":8} {"text":"Diğer kült mafya, gangster filmleri kadar güçlü bir senaryosu, kurgusu, dram yönü yok. Düz bir film, yer yer de klişe. Bu açığını da türün diğer filmlerine göre daha fazla olan aksiyon, çatışma sahneleriyle kısmen kapatıyor. Mafya filmlerini ve o dönemi seviyorsanız, doğru bir beklentiyle de izlerseniz beğenmemeniz için bir neden kalmaz gibi.","label":7} {"text":"Boyka'nın insan üstü hareketlerine burada'da tanıklık etmiş olduk.","label":6} {"text":"Yeşilçam sonrası dönemde türk sineması adına çekilen en iyi romantik komedi filmi bence.. fahriye evcen ve tolgahan sayışman gayet uyumlu ve başarılılar.. çok keyifle izlediğim ve keyifle hatırladığım tatlı bir film..","label":9} {"text":"Gizemini son ana kadar koruyan enfes hikaye, her biri enteresan ve mükemmel oynanmış karakterler.. Ve tabi Güney Kore sinemasının kendine has atmosferi.. Her yıl tonlarca film yapılmasına rağmen nadiren yakalanacak kalitede bir kült film, kıymetini bilmek gerek..","label":8} {"text":"Dönemin gerçeklerini hem komedi tadında hem de dramatik bir şekilde aktaran, izlenmesi gereken bir Türk filmi.. Final sahnesi yüreğinizi burkacak cinsten.. Özgü Namal'ın Mutluluk filmiyle beraber en beğendiğim performanslarından biridir..","label":6} {"text":"Yeterince ilgi görmemiş olmasına rağmen bence gayet başarılı bir film, zoe saldana rolünün hakkını gerçekten de vermiş, belki de çok fazla beklentim olmadan sadece meraktan izlediğim için sıkılmadım fakat mükemmel kurguladığı planlarıyla soğukkanlılıkla cinayetler işleyen müthiş bir kadın izlenmeye değer diye düşünüyorum :)","label":7} {"text":"Kaliteli çekimleri, metafor yağmuru ve oyunculukların başarısı ile sodom'un 120 günü kadar sert olmasa da faşizmi onun kadar derinlemesine anlatan Lars von Trier'in avrupa üçlemesinin ikinci filmi.","label":6} {"text":"Bu filme başka bir açıdan bakılması gerektiğini düşünüyorum. Filmin adının içeriğiyle bu kadar uyumlu olabileceğini hiç beklemiyordum. Karanlık geçmişini geride bırakan Tom istese de istemese de o geçmişindeki karanlık dönemle yüzleşmek zorunda. Temposu çok fazla düşük aksiyon macera bekleyenler hayal kırıklığına uğrar. Ama film konusu itibariyle anlatmak istediğini sade bir dille çok açık ve net anlatmış. Ama işleyişiyle ve yapısı gereği çok uç bir film. Yani ya seviyorsun ya sevmiyorsun filmi eh işte orta halli dedirtmiyor. Ama düşük beklentiyle izlenebilecek bir yapım.","label":6} {"text":"dikkatimi çeken bişey var. amerika nın dünya ordularını örgütlemesi, uzaylılara saldırması falan yok artık daha neler, amerikalılar kahraman olamaz gibi tepkiler alıyor. bir çok filmde böyle yalnız bunu diyen arkadaşlara şunu sormak istiyorum ; bir gün dünya uzaylıların istilasına uğrarsa, onlarla kim savaşabilir? siz mi? iran mı?kuzey kore ? böyle bir olay vuku bulduğunda amerika niye bizi kurtarmıyor diye ağlayacak ilk insanlarda siz olacaksınız :)) ağlamasanızda amerika bizi kurtarsın beklentisi tüm dünyanın ortak beklentisi olacak. filmde amerikan propagandası yapılıyor bol bol doğruda, film zaten fantastik olduğu için mühim değil o kadar. sizde böyle film çekebilseniz kendi propagandanızı yapardınız eminim. şuna buna akılmadan, çekildiği yılın teknolojisi ile gayet başarılı, güldüren, aksiyonu bol seyirlik bir film. kasmaya lüzum yok. her film sanat eseri olacak diye bi kural varda ben mi bilmiyorum?","label":6} {"text":"Film farklı bir mizah anlaşıyla iş hayatındaki samimiyetsizlik, yabancılaşma, hırs, mükemmelliyetçiliği eleştiriyor. Film aslında bu yaparken burjuva ahlak anlayışını, burjuva değerlerini ve burjuvalaşmanın getirdiği yapmacık ilişkileri eleştiriyor. Eleştiriyi yaparken insani yönlere dem vuruyor. Gayet başarılı işlenen bir film. Ders verme amacı gütmeyerekte didaktiklikten sıyrılıyor.","label":7} {"text":"İzlemeyin ve İzlettirmeyin. Hatta siteden kaldırın.","label":0} {"text":"güneşin berrak ışığı altında herkesin gün boyunca sevecen ve cıvıl cıvıl olmasını akşamın karanlığı bozuyor. Mahallenin tüm fertleri derinlerinde bastırdığı gizli hıncı açığa çıkarıyor. saman alevi gibi hiddetlenen şiddet kısa sürede son buluyor ve sabahın tekrar aydınlanmasıyla akşam yaşananlar bir rüyaymış gibi hatırlanıyor","label":8} {"text":"üzüm şarap için neyse strummer da müzik için o! mad poet revolt!","label":6} {"text":"filmi yeni izledim.yönetmen ne yapmış onu da anlamadım.kurgu bir garipti,bazı sahnelerde ortada olan duyguyu iletemedi.çok kötü de diyemem.konu güzel,oyuncular...mehmet'i mehmet olduğu için izledim aslında objektif olmıyacağim yani:)ama ne zaman biter dediğim çok oldu izlerken.bi de keşke ilk yarıda mehmet'in öleceğini tahmin ettirmeseydi!değişik!","label":1} {"text":"Jasan Statham son 1-2 yıldır aksiyon filmi yıldızı oldu gibi geliyor bana.Heryerde bu adam karşımıza çıkıyor.Galiba kariyerinin zirve dönemleri.Arnold, Stallone ve Van Dammedan boşalan koltuğu almak niyetinde sanki.Bunun içinde habire iyi yada kötü birçok filimde boy gösteriyor.Ama bana sorarsanız Transporter serisi isim yapmış bir seri olsada bence şişirilmiş bir seridir.Jason Stathamın ilerde vasat 3 filminden oluşmuş bir seri olarak akılda kalacağı inancındayım.Tetikçi,Ölüm Yarışı ve War Jasonın en iyileridir bence.Transporter serisi bende nedense Taxi serisini yada şu Uzakdoğu Polis filmlerini çağrıştırmıştır.Hep.Zaman geçirmek için iyi ama defalarca izlenecek insanda etki bırakacak bir seri değil açıkçası.","label":5} {"text":"heyecan öğesini hiç yitirmeyen,koşmadan duramayan film..güsellll!!","label":7} {"text":"Spilberg in yönetimi,teknik açıdan başarısı ve etkileyici oyuncu perfomanslarıyla; baştan sona inanılmaz sürükleyici bir yapım'ben çok başarılı buldum'efsane serinin efsane başlangıcı? izlediğim en iyi macera filmlerinden ? beklentilerimi tam olarak karşılamaması ve sonunun biraz eksik kaldığını düşünsemde 10/8 i hak ediyor ?","label":7} {"text":"Gooood morninnnnng vietnaaaammmm... ABD'nin Vietnam savaşına anlamsız, gereksiz bir şekilde girmesini ancak komediyle izah edilebileceğini gösteren bir film olmuş. Ve buna sebep olanlara usta bir aktörle cevap vererek siz buna layıksınız demek istenmiş. Hollywood'un en çok sevdiğim yanlarından birisi de her zaman olmasa da bazen kendi ülkelerinin yanlışlarını göstermekte çekimser kalmamaları.","label":6} {"text":"Bence puanı abartılmış bir film. Öyle 8 alacak bir film değil. Bence çerezlik olmuş.","label":5} {"text":"justin timberlake hayranıyım fakat filmin de konusu hoşuma gitti önceden belki giderim diyordum ama şimdi kesin gidiceğimden eminim:)","label":7} {"text":"İzleyecekseniz orijinalini izleyin. Lat den ratte komma in","label":5} {"text":"Arakçılar (Shoplifters / Manbiki kazoku Hirokazu Koreeda'nın yazıp yönettiği Arakçılar 18 Ocak'ta gösterime girdi. Box Office Türkiye&nin verilerine göre, kendisine 17 salonda yer bulan film ilk hafta 6 bine yakın seyirci sayısına ulaştı. Yazımız tarihi itibariyle filmin IMDb puanı 8,1. Puan verenlere bakıldığında, adı geçen site verilerine göre filmin beğenisinde yaşın, cinsiyetin veya milliyetin çok da farklılık yaratmadığı, puanların belirtilen kriterlere göre önemli değişiklikler arz etmediği görülüyor. Filmde fakir ve bir o kadar da sefil hayatlarını bakkal ve marketlerden yaptıkları ufak tefek hırsızlıkların desteği ve sahip oldukları düşük gelirle sürdürmeye çalışan bir aile karşımıza çıkıyor. Yaşadıkları tüm sefalete rağmen, mutlu ve huzurlu bir hayat sürerlerken, bir akşam vakti, çok soğuk bir havada dışarıda buldukları küçük bir kızı evlerine almalarıyla olaylar gelişmeye başlıyor. Küçük kızın da aileye katılımının ardından aile içi ilişkilerini izlerken, iyilik, kötülük ve özlük, üveylik kavramlarını ve aile bağlarını sorgulamaya başlıyoruz. Film ilerledikçe aile içi ilişkilerin şaşırtıcı sırlarına vakıf oluyoruz. Film alışık olduğumuz giriş, düğüm ve çözüm gibi bir akışa sahip değil. Daha başlangıçta bir düğümün içinde olduğumuzu fark ediyoruz ilerleyen dakikalarda. İşlediği konuya koşut olarak kasvetli ve ışık kullanımı genel olarak çok düşük. Filmin çok büyük bölümüne oldukça loş sahneler hâkim. Filmdeki karakterlerin aile içi ilişkileri - tam olarak benzemese de - bana, Adile Naşit ve Münir Özkullu, fakir ama mutlu aile filmlerini anımsattı. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, ana karakterin yiyişinin tüm iticiliğine rağmen filmden çıktıktan sonra ilk fırsatta kendime marketten noodle aldım. Benim gibi boğazınıza düşkün biriyseniz, noodle'ınızı alıp sinemaya ondan sonra gidin. 😉","label":7} {"text":"çok güzel ve kasinlikle izlenmesi gereken bi film","label":9} {"text":"Çok ama çokkk sevdiğim, senaryosu, müzikleri, diyalogları ve oyunculuklarıyla efsane bir film. Marilyn Monroe, Jack Lemmon ve Tony Cortis müthiş bir üçlü olmuşlar. Hepsi çok iyi ve filmde hiçbirini birbirinden ayıramadım. Her anı eğlenceli keyif dolu bu filmi izlemeden bu dünyadan göç etmeyin.","label":9} {"text":"Kitabını büyük bir zevkle ve heyecanla okuduğum Adınla Çağır Beni şimdi sinema filmiyle karşımızda.Tabi bu kadar duygu yüklü bir kitaptan sonra beklemeden izledim filmi.Kitabını okumaktan heralde beklenti daha bir artıyor diyorlar.Ama şöyle bir gerçek de var ki kitap Elio'nun ağzından yazılmıştı.Birebir onun hislerini düşüncelerini Oliver geldiğinden beri her gün giydiği şortların renginden ruh haline anlam çıkarmasına kadar biz de birer adet Elio oluyorduk.Kitabında en büyük başarısı buydu kesinlikle.Filme gelince Elio'nun iç dünyasını izlemektense dışarıdan bir göz haline dönüşüyoruz.Bizi de karakterimizle bağ kurmamızı zorlaştırıyor.Filmin en büyük sorunu da bu bence.Kesinlikle Elio'nun dışardan bir sesiyle dinlemeliydik bence filmi.Filmin 1 saati bu yanlış tercihle gidiyor.Son bir saat ise birbirlerine duygularını paylaştıkları için daha çok içine giriyoruz filmin.İkisine de yabancılığımız kalmıyor.Harika finali de gözümden yaş gelerek izlediğim film bitmiş oluyor.Oyunculukları son derece beğendim.Her şey yerli yerindeydi.İlk bir saatlik kısımdaki Elio'ya yabancılığımız fazla göze batmış olsa da.Belki de ilk kitabını okuduğum için ben bu yokluğu fazlasıyla hissettim.Beni Adınla Çağır olarak vizyona girdi ama daha yakışacak kitapta da geçen ismi Adınla Çağır Beni tavsiye edilir","label":7} {"text":"Tarihsel filmleri sevmememe rağmen sıkılmadan izlediğim bir film. Tek sıkıntısı alt yazılar ve arka plan açık renk olduğu için arada okuyamadım. Onun dışında kusursuz bir film.","label":9} {"text":"Suriyeli'nin tipi Avrupalı seçilmiş Türk bayan ise Arapmı Afrikalımı özeĺlikle türkleri aşağlıyan film","label":1} {"text":"diyaloglar o kadar tatlı, o kadar samimi, o kadar şirin ki.. tadı damakta bırakıyor..","label":7} {"text":"ben de başka bir eksiğini farkettim şimdi. hani arizona rüyası!","label":7} {"text":"Geçen hafta kaybettiğimiz, o güler yüzlü, enstrüman sesli Ciguli abinin konuk oyuncu olmasının dışında foss... Bir yerli komedi olan film, Bir erkek üreme organından kaç espri türetilebilir sorusuna cevap vermeye çalışıyor. Çok penisten bir film olmuş anlayacağın. Sıfır masrafla reyting rekorları kırarak yüksek bütçeli dizileri bir bir batıran Güldür Güldür yıldızlarının yer aldığı film, bu kez sıfır mizahla komedi yapmayı hedefliyor. E sonuçta Çok Film Hareketler Bunlar'ın 1 milyon izlendiği cennet bir memlekette yaşıyoruz.. Olur olur, bal gibi olur..","label":2} {"text":"HARKULADE ETKİLEYİCİ BİR FİLM... Bir kadın ve o kadına aşık 2 adam. Dillerden düşmemesi gereken bir aşk filmi. Yer yer güldüren, yer yer ağlatan bir savaş filmi. Savaşın iç yönünü farklı bakış açısıyla anlatan Olaganüstü bir film. Filmin müzikleri de mükemmel. Filmi izlerken her sahnesi o kadar çok etkileyiciydi ki kendimi garip hissettim. Hani ağlamaklı olursunuz ama kendinizi tutarsınız ve boğazınız düğümlenir ya. İşte tam olarak böyle hissediyordum. Özellikle bir sahne vardır ki Tüylerim diken diken olmuştur. Bir askerin penelope'ye onun arkasını kollayacagım deyip bunu hayatı pahasına gerçekleştirdiği an bence kült sahneler arasına girmeyi hakediyor. Farklı duyguları hissettiren Mükemmel harmanlanmış bir film. Ş İ D D E T L E T A V S İ Y E... NOT: Nicolas Cage ile Chiristian bale önümüzdeki zamanlarda tekrar yeniden bir projede buluşacaklar. Ünlü bilim adamı Nicola Tesla nın hayatını anlatan bir filmde.10/ 8.0","label":7} {"text":"Öztürk Serengil'e dikkat... Azrail'i canlandırmıştı bu filmde... gerçekten çok iyi bir oyunculuk sergiliyordu... ürkütücüydü... bazı sahnelerde...","label":9} {"text":"Elde bu kadar güzel bir senaryo varken daha kötü bir film yapılamazdı heralde. Max Payne\\'i oynayanlar bilir oyundaki atmosferi, aksiyonu, konuyu... Filmde bu bahsettiklerimin yarısı bile yok. Film, oyunu oynamayanlara da hitap etmiyor bence, çünkü aksiyona dair hiçbir şey yok filmde.","label":3} {"text":"Filmin senaryosu kötü, aksiyon sahneleri orta, oyunculuk vasat, sahne geçişlerinin bazıları sıkıntılı, müzik sesi konuşmayı bastırıyor. Filmin sonu oldu bittiye getirilmiş. Özetle, daha iyi bir kalite beklentisiyle, 2 saat 10 dakikaya yazık. Kasaba doktorundaki, Ozan performansı, bu filme yansımamış. Masrafa yazık olmuş.","label":1} {"text":"Tarantino'nun filmlerine aşık olan biri olarak, en beğendiğim filmi oldu. Düşününce bile Leonardo di Caprio'nun dublörünü Brad Pitt'in yapması tuhaf olsa da bunun filmi çekiliyor. Çok fazla yorum yapmaya gerek yok, direkt izleyin. Bir modern klasik olacak gibi görünüyor.","label":9} {"text":"izlenecek bir niteliğe sahip sahneleri gayet iyi jackie hayranları kaçırmasın daha iyi bişey umsamda buda beklentilerimi karşıladı 10/7 ...","label":6} {"text":"iyi film. genelde geleceğe dair olan filmlerin çoğunda geleceğe ilişkin bir abartı vardır; ancak bu film gerçekten sahici. bu sebepten de gerçekten etkileyici. görüntü yönetmeni müthiş bir iş çıkarmış. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! araba sahnesindeki 360 derecelik çekim dikkat çekici. ayrıca pekçok bakımdan göndermeleri olan bir film: bebek ve annenin kayıkla denize açılması, bebekle annenin, askerlerin arasından denizi yarar gibi ilerlemeleri.. vs!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":5} {"text":"bu tür filmleri kaldıramıyorsanız izlemeyin derim ama sorun yok diyorsanız da güzel filmdi. 3-4 gün aklınızdan çıkmaz belki ama sonra arkadaş ortamında anlatılınca çok dikkat çekecek bir film izlemiş oluyorsunuz. filmin içeriğiyle ilgili düşüncelerime gelince; başroldeki kızlar çok güzellerdi. aralarındaki dayanışma gücü de beni çok etkiledi. ortadaki kızın sık sık arkadaki kızın elini tutması çaresizliğin ve dostluğun resmiydi resmen","label":7} {"text":"Bu filmi izlemeden önce tam da Hindistan'dan şöyle güzel bir bağımsız film çıksa da izlesek diyordum ki onun üstüne izledim bu filmi. Eğer bollywood karşamasından ve hintli oyuncuların vazgeçilmezi abartılı mimik ve oyunculuktan uzak, danssız, bağımsız film tadında bir hint filmi izlemek istiyorsanız bu film tam size göre. Yönetmen sanırım filmdeki karamsarlığı ışıklada hissettirmek istemiş ama biraz daha çalışılmalıymış bunun üzerinde diye düşünüyorum. Yinede oldukça iyi bir filmdi.","label":8} {"text":"Bu filmi nedensiz keyif alarak izlemiştim... Basit bir gençlik filmi.","label":5} {"text":"Yorum yazabilmek için Honeymoon'u ararken tesadüfen karşılaştığım Haunted Honeymoon yine Gene Wilder'ın elinden çıkan Young Frankenstein kadar keyif aldığım bir yapım olmadı maalesef. Kurgusal hataların yanında senaryodan kaynaklanan bazı boşluklar da söz konusu. İçerdiği dramatik ögeler ise hikayeye gerektiği şekilde yedirilememiş. Genel anlamda çok kötü değil ama daha iyi olmalıydı. Ben beğenmedim. İyi seyirler.","label":3} {"text":"O kadar abartı ve saçma sahneleri var ki Anthony Hopkins'in bile iyi oyunculuğu filmi kurtaramamış. Yağmur gibi yağan onbinlerce mermiden yara almadan kaçmayı hadi bir nebze anlayayım da Mardin taklacı güvercin kuşu gibi takla atan arabadan yara almadan çıkıp hafif sersemlikle yeni bir araba çalabilmek için android olmak az gelir. Aksiyon filmi çekebilmek adına mübalağa etmeyi anlarımda dozajı ayarlayamayınca ortaya basit bir film çıkıyor 6/10","label":5} {"text":"İlk Tron filminin üstünden yaklaşık 30 yıl geçtikten sonra Tron Efsanesi adıyla yeniden yeni kuşak gençlerin ilgi odağı olmuş durumda. Walt Disney'in üçüncüsünüde 2018 yılında gösterime sokacağını düşünürsek geçte olsa seri olacak gibi görünüyor. İlk film her ne kadar başarısız olarak lanse edilsede internetin hatta microsoftun ortalarda olmadığı bir zaman diliminde efektleri ile çığır açmış bir yapımdı. İkincisi olan bu film ise çok şanslı. Çünkü hali hazırda binbir çeşit yazılımlar ile harikulade efektlerle yapılan filmler artık sıradan bir hal aldı ve bu yapımda bu nimetlerden faydalanmısını bilmiş. Kadroda Jeff Bridges haricinde kayda değer bir oyunculuk yok. Bu filmden haz duymak ve anlamak için kanımca ilk yapım olan 1982 gösterimli Tron filmini izlemek gerek. Pek tabii filmden sıkılanlar olacak. Görsellik ve elektro müziğin ritmine kendinizi bırakmanız yeterli..","label":5} {"text":"Erdal Beşikçioğlu, nam-ı değer Behzat Ç. , neden film de oynamış acep diye düşünürken, asıl vahim olanın, atılan hiç bir merminin duvarlarda ve herhangi bir alanda iz bırakmaması...","label":6} {"text":"Film anlatıldığı gibi efsane bir film değil bence. Heyecanlı, yer yer geren ama açıkçası çok fazla korkutmayan, korku filminden ziyade gerilim dediğimiz türe daha yakın duran güzel bir film. Ben beğendim. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"coen tadı alabileceğiniz bir film. özellikle finaliyle.","label":7} {"text":"What if adlı Yunan filminin uyarlaması. Ne o kadar kötü ne de o kadar iyi. İdare eder. Asıl Kadıköy belediyesinin destekleri ile mi çekildi acaba film merak ettim. Koskaca film Kadıkoy tanıtım günleri etkinliği gibi olmuş. Sık sık ilçe detayları gösterilerek hikaye işleniyor. Garip geldi. İki hikayede çiftimiz balayını da ilçede yaptılar galiba.","label":5} {"text":"Özgün bir hikaye ama zayıf oyunculuklar ve bazı sahnelerdeki diyalog yetersizlikleri işi epeyi bozuyor. Artık resim yapmayı bırakmış olan bir ressamın, kendisine poz verecek bir model araması sırasında Ebru'ya rastlaması tüm hayatını değiştirir. Yeniden resim yapma hevesi geri gelmiştir fakat Ebru epeyi gizemli biridir. Ebru'nun gizemleri çözüldükçe işler kaosa doğru sürüklenir.","label":3} {"text":"Gerçekten de arkadaşımızın dediği gibi bunlar insanlıktan nasibini almamış yaratıklar topluluğu,kurmaca olsa belkide çok sıradan bi film ama gerçekten yaşanmış bir olay, etkileyiciydi..","label":7} {"text":"Tarih ile kurgusu enfes bir şekilde birleştirmişler. Dönemin dili, inancı, Müslümanlığa geçişleri, vergi sistemi, yörüklerin durumu tarihe uygun yansıtılmaya çalışılmış. Belli ki senarist dönemle ilgili okumalar yapmış. Bu çeşitlilik hızlı geçişler olmasına rağmen güzel sığdırılmış. Kültürel tarihten yararlandığı için savaş sahneleri hiç yok eğer hırsızlık olayındaki dövüşmeyi saymazsak. Bazı oyuncuların toylukları belliydi. Beyaz çok iyi olmasa da iyiydi. Türk sinemasında ayrı bir köşede film.","label":7} {"text":"Uzun zamandır beklenen filmlerden birisiydi, Nihayet filmi bekleyenlerin yüzü güldü diyebilirim. Amazon ormanlarına doğru bir yolculuk başlar burada kayıp şehir Z yi bulmak için büyük bir çaba sarf edilecek Filmin tamamlanması 2 3 yıl sürdü herkesi bu filmi izlemeye davet ediyorum Teşekkür ederim beyazperde","label":9} {"text":"ŞŞŞPOOOYYLLLEEERRR ------------------------------- Hepimiz ya o son hamlesiyle intikamını almasını, ya da iyi yönünü gösterip telefonu bırakmasını bekliyorduk. Ama ikisi de olmadı, işte bu yüzden sonunu sevemedik.","label":8} {"text":"30-45 dk izledim. sonra baktım 3 saat. o kadar sıkıldım ki, bi gariplik var filmde. izleyeyemedim","label":5} {"text":"dün gittim... gitmez olaydım :))) gerçekten bitsede gitsek diye düşündüm... Uğraşsan bu kadar kötü film yapamazsın.. 10 / 1 bile fazlaa.. çok büyük umutlarla gittim filme.. Ya o ne saçma oyunculuk ölee ... kesinlikle gitmeyin hatta arkadaşlarınızı uyarın.. paranıza zamanınıza yazık.. benden demesi....","label":0} {"text":"Çıtır çerez gençlik filmlerinden biri, çok da fazla hikmetini şey etmemek lazım. \"Once\" bundan daha iyiydi kesinlikle.","label":0} {"text":"yavuz bingöl mükemmeldi","label":6} {"text":"Yüksek tempolu bu filmi inanılmaz tema müzikleri ile desteklemişler. Film gergin bir havada geçiyor. Sonları ise inanılmaz heyecanlı bir film. Boston maçına sanki ben bahis oynamışım gibi heyecan duydum. Filmin kadrosunda The Weeknd ve Kevin Garnett de bulunuyor sektör dışından diyebileceğiz. Julia Fox' un da oynadığı ilk büyük yapımmış. Kendini geliştireceğini düşünmekteyim. Adam Sandler' da başarılı bir performans sergilemiş.","label":7} {"text":"Güzel bir oyuncu kadrosunun vasat kullanımıdır. Harcanmış oyuncular.","label":5} {"text":"Gayet gerçekçi bir film.Beklenildiği gibi;bir salgın olup filmde dünya nüfusunun %99'u ölmüyor ya da bir virüs yüzünden zombiler de ortaya çıkmıyor.İnsan nesli tükenme noktasına gelmiyor,bir süper kahraman ortaya çıkıp salgını da durdurmuyor,zaten bu özelliklerini saydığım filmler piyasada gırla mevcut ve çoğu kişi saydığım özelliklerde filmler hoşuna gittiğinden bu tarz filmlerin bazı bünyelere ağır gelmesi normaldir.Evet tempo olarak ağır ilerliyor ama gayet açık,net ve derin manalar barındıran bir film.","label":6} {"text":"Özel yetenekleri olan insanlardan faydalanıpta savaşta kullanmak isteyen canilere çok güzel bir mesaj vermiş film ;) Ben George Clooneyin rolüne bittim şahsen, heleki 70lerdeki saç tipi-giyimi-hareketleri acayip hoşuma gitti xD Ben bu filmi çok sevdim. 9 / 10 :D","label":8} {"text":"Kitabın yanında o kadar sönük kalıyorki. İlk defa bu çelişkiye düşüyorum. Muhtemelen kitaptan filme çevrilmiş bir eseri aynı anda tüketmedim. Kitap beklentimi çok yükseltmiş olabilir ama karakterin o içinden yaptığı değerlendirmeleri, ayrıca ana karakterleri de kitaptaki tasfirleri aratıyor resmen. Müzikler bana göre hiç olmamış filmden uzaklaştırıyor resmen.","label":5} {"text":"Film değil de dizinin bir bölümü gibi çekilen devam filmi&. Diğer filmlerle de arasında çok fazla süre var. İzlemeye değmez.","label":1} {"text":"Bu filmi bir erkeğe ya sevgilisi ya da Isla Fisher izlettirir herhalde.Sinema tarihinin en sevimli tiplemelerinden birini tüm sevimliliğiyle,itici olmamayı başararak canlandırıyor Fisher.Bunun dışında benim için hiç bir önemi yok filmin.Zaten türe katlanmak da hayli zor.","label":3} {"text":"tırnak yeme garantili film. deli oldum ya","label":3} {"text":"Mandariinid filminin yürek titreten etkisi derli toplu anlatımının yanısıra izleyiciye mesajı direkt göndermesidir kuşkusuz. Filmin kilit noktasında bulunan Çeçen tarafından Ahmed ve Gürcü Niko birbirlerinin düşmanı oldukları kadar fikirsel olarak da tamamen zıt karakterlerdir. Her ne kadar baş karakter Ivo olarak gözükse de aslında filmin alt metninde yönetmeninAhmed ve Niko karakterleri üzerinden başarı oluşturduğunu söyleyebiliriz.","label":8} {"text":"yılın eli yüzü en düzgün filmi - görüntüler, oyunculuklar - diyaloglar çok iyiydi.","label":7} {"text":"Verdiği mesaj bir nebze telafi edebilir ama Jim Carrey'nin bundan çok daha iyi filmleri var","label":4} {"text":"Masalsı anlatımına karşın iç burkan bir gerçeklik taşıyor film. Maalesef her türlü fanatizmin egemen olduğu; yapılanın, yapanın yanına kar kaldığı acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Çok zıt ideolojilerde bile aynı şeyi gözlemleyebiliyoruz: kişinin kendisini suçlu hissetmesi sağlanarak yaratılan bağımlılık... Oyunculuklar çok iyi özellikle anneninki. Bu filmin çağıştırdığı iki filmi de anımsatmak istiyorum, You Dont Know Jack (2010) ve Mar adentro (2004) 9/10","label":8} {"text":"Zamanında Lykke Li'yi bu filmden öğrenmiştim. http://www.youtube.com/watch?v=RvMeOllo_Vo","label":8} {"text":"Korku/Gerilim filmi yazılmış ama ne korktum ne de gerildim. Gerilim diye gösterdikleri kısımların sunumunu şef öyle güzel yaptı ki yumuşak bir geçiş oldu. Otoriteye karşı olan sınırsız itaat, popüler olan şeyin sorgusuz kabul edilmesi ve aşırı övülmesi, bir şeyin değerini niteliğiyle değil de fiyatıyla ölçülmesi, güç sahibi insanların kendilerinde her türlü yetkiyi görmesi.. çok doğru eleştirileri yerli yerinde adeta çok iyi hazırlanmış bir tabak gibi sundu film. Ralph Fiennes çok yakışmış şef rolüne. Kısaca sürükleyici ve lezzetli bir filmi mutlaka izlenmeli..","label":6} {"text":"Başrolünde Natalie Portman'ın oynadığı romantik komedi :) Bir de burnu tıkalı bir kız var o da aşkı buluyor. Bunların bilim insanları olması da güzel.","label":5} {"text":"berbat vaktinize yazık...","label":0} {"text":"herkes en iyi yaptığı işle meşgul olsun temalı harika bir stop motion animasyon filmi. müzikal sahneleri birer harika. özellikle oogie boogie'nin sahnesine ekstradan bayıldım. kalite olarak bence zamanının çok ötesinde bir film yapılmış. karakterler, çevre, atmosfer son derece detaylı yaratılmış. tabi işin içinde tim burton'ın parmağı olunca gayet muntazam bir iş çıkmış ortaya. gelmiş geçmiş en iyi stop motion filmlerinden, belki de içlerinde en iyisidir. izlerken çok keyif aldım.","label":8} {"text":"ilk rock müzikali olma özelliği taşıyan jesus christ superstar ın orjinalinde jesus ın vokallerini deep purple ın solisti ian gillan yapmaktaydı. vokaller değişse de ruhu yakalayabilmiş denebilir. judas rolündeki zenci abimiz taş gibi rol yapmış. onu ayrıca tebrik ediyorum. judas için spoiler: https://www.youtube.com/watch?v=W_hlGtZalhs","label":8} {"text":"Hakan Evrenselin Güneydoğudan Öyküler:Nefesisimli,bir üçleme olan kitaplarından esinlenerek senaryolaştırılan ve beyazperdeye uyarlanan Nefes:Vatan Sağolsun,son derece çarpıcı ve etkileyici bir film.Çok iyi yazılmış diyaloglar,doğal ve samimi oyunculuklar,iyi bir yönetim ve elbette ki başarılı bir Türk filmi.Nefes;reklam ve klip yönetmenliğinden gelen Levent Semercinin ilk uzun metrajı ve haliyle de ilk sinema filmi.Nefesi izledikten sonra şunu çok iyi anlıyorsunuz ki;Türk sinemasının geldiği nokta gerçekten umut verici.Filmlerimizin teknik kalitesi giderek yükseliyor ve uluslararası standartları yakalıyor.Özellikle Nefes için söyleyecek olursak;çekimler ve planlar çok başarılı.Fotoğraf gibi kareler izliyorsunuz filmde.Dağ,kar ve bulut görüntüleri bir harika.Oyuncu yönetimi için de benzer şeyler söylemek mümkün.Oyuncuların hepsi, bu işin eğitimini almış kişiler oldukları için ortaya çok iyi performanslar çıkmış.Hele hele Yüzbaşı rolünde izlediğimiz Mete Horozoğlunun oyunculuğu görülmeye değer.Yüzbaşıyla Doktor kodadlı törerist lideri arasında geçen telsiz konuşmaları çok başarılıydı.Psikolojik yönü daha ağır basan bir film olan Nefes:Vatan Sağolsun;Güneydoğu Anadoluda Irak sınırında 2365 metre yükseklikteki bir karakolda vatan toprakları için ölümü bekleyen askerlerin hüzünlerine,acılarına,anılarına,hasretlerine,korkularına ve kabuslarına ortak oluyoruz film boyunca.Film bizide içine alıyor ve karakterlerle bağ kurmamızı sağlıyor.Onlarla kendimizi çabucak özdeştiriyoruz.Finaldeki karakol baskını gerçekten çok iyi çekilmiş ve oldukça da sarsıcı sahneler.Ses ve patlama efektleri de çok başarılı.Film politik söylemlerden olabildiğince uzak durmayı çalışıyor.Bu film için bir artı mı,yoksa eksi mi?Bunu söylemesi zor.Askerlerden birinin Atatürk mozolisiyle olan manevi bağı insanı çok hüzünlendiriyor.Senaryonun belli başlı aksakları da var;ama görmezden gelinebiliyor.Film verdiği mesaj;savaş kötü;ama teslim olmak,umutsuzluk çok daha kötü.Yüzbaşı bir konuşmasında;Bitmeyen savaş yoktur.Bu da biter.Ben bu savaşın sadece savaşarak bitmeyeceğini biliyorum;diyor.Ben de diyorum ki;bu savaş elbetteki birgün bitecek;ama önemli olan nasıl biteceği?Teröristle müzakere yaparak mı,teröristlerin ayrılıkçı-bölücü taleplerini kabul ederek mi,Milli kimliğimiz olan Türklüğü ayaklar altına alarak mı,Türk milliyetçiliğini faşizm ya da ırkçılık gibi göstermeye çalışarak mı,üniter yapıyı ve milli devleti yıkarak mı,tavizler verek mi,yoksa güneydoğu anadoluyu kaybetmeyi içimize sindirerek mi,devlet içinde devlet kurulmasına müsade ederek mi,yeniden ümmetçi fikirleri hortlatarak mı,Kürt bölücülüğüne pirim vererek mi,söyleyin nasıl?Son söz;fiilmden uzak durması gerekenler:feministler ve liberaller...Hepinizin Cumhuriyet bayramını kutlarım.Neyi kutluyoruz;Çöküşü...","label":7} {"text":"Owen Wilson'ı sevemesem de sırf Google'ı görmek için seyretmeye koyuldum. Sonuç: Gençliğe öğüt veren, komedi türüne girmeye çalışan fakat çok beceremeyen bir proje. Seyredilir mi derseniz, Google için evet!","label":3} {"text":"Muhtesem bi film olmus. Bayildim 5 yildiz az gelir. Gulmenin en uc zirvesine ulasitiriyor. Mutlaka izlemelisiniz.","label":9} {"text":"Sorunlu bir çocukluk dönemi geçiren, iyi ebeveynlere sahip olmayan Francie'nin, gittikçe dozu artan haylazlıklarının anlatıldığı, komedi-dram karşımı film. Evet, Eamonn, yaramaz çocuk karakterini oldukça başarılı oynuyor ama filmin tamamını beğenebilmem için bunu yeterli bulamadım. Film bir türlü kişiyi tam anlamıyla içine çekemiyor. Filmin her noktasına koatik unsurlar eklemek yerine olağan bir hikaye akışı içine çocuğun yaramazlıklarını yerleştirselerdi daha başarılı olabilirdi.","label":4} {"text":"Kimi sahnelerde gözlerim dola dola, kimisinde ise gülümseye gülümseye izledim. Seyahat yolculuklarını seven insanlar kesinlikle izlemeli. Durağan ama sıkmadan sizi içine ala ala izleten bir film. +Hayatım seninkine çok benzemeyebilir ama bu benim seçtiğim bir hayat. -Hayat seçilmez, baba. Yaşanır.","label":7} {"text":"kadına şiddeti anlatıyor ama o kadar da etkileyiici değil fakat sürükleyici tabi.","label":4} {"text":"cinayetle suçlanan kadının acemi avukat sayesinde kurtulma hikayesi.. supriz sonlu. sürükleyici güzel mahkeme falan lı netfix filmi. Tek eksik oyunculuklar biraz acemi genel olarak","label":8} {"text":"Etkileyici bir kişilik Desmond Doss. Kesinlikle tarihe geçen bir hikayesi var. Mel Gibson bu gibi kahramanlık hikayelerini her zaman sevmiştir. Hacksaw Ridge&te de iyi iş çıkardığını söyleyebiliriz. Aslında izlerken pek çok mantık hatası var gibi gelse de, sonradan kısaca göz attığım tarihi gerçeklerde meğer olayların büyük oranda bu şekilde gerçekleşmiş olduğunu okudum. Uzun yıllar akılda kalıcı bir film mi? Pek sanmıyorum. Çünkü nedense o Er Ryan'ı Kurtarmak gibi bir hava yok maalesef filmde. Başlangıç bölümlerini biraz daha kısaltabilirlerdi. Garfield'ın oyunculuğu başarılı ancak kendisine ödül getirmeye yeterli mi, sanmıyorum. Filmin ikinci yarısı katıksız bir savaş filmi havasındayken, ilk yarısında pek bir hareket yok. Bunun bilinciyle izlemenizi öneririm.","label":6} {"text":"Beysbol hakkında birdolu film seğretmeme rağmen tam olarak oyunu tüm yönleriyle anlamış değilim, açıkçası ilgimide çektiğini pek söyleyemem ama filmin sürükleyici anlatmı, gerçek olaylardan kurgulanması ve başarılı oyuncu performanslarıyla oldukça kaliteli bir seğir sunuyor. Kısaca Lost'tanda hatırlayabileceğimiz gibi 1918'den beri şampiyonluk laneti üzerinde olan Red Sox'ın(red sox asla kazanamaz sözüyle) şampiyonluğa taşıyan sistemin nerden çıktığını çok küçük bir takım olan Oakland nasıl dev takımlara kafa tuttuğunu bilimin spordaki önemini anlatan 90'larda pazar sabahı seğrettiğimiz filmlerin tadını bulabileceğiniz sıcak eğlenceli bir film. 10/7,5","label":7} {"text":"alpertungaya katılmamak elde değil","label":4} {"text":"Filmin sonlarına doğru heyecandan titriyordum. İzleyiciyi bu kıvama getirebiliyor ya adamlar, takdir etmemek elde değil.","label":9} {"text":"bir El Secreto de Sus Ojos olmasa da... sağlam film.","label":8} {"text":"filim cok yavaş ve sıradan ilerliyor hatta bzen insan sıkılıyor ama Amber Heard izlenir cok hoş bir rolde oynuyor boş vaktiniz varsa oturun seyredin ama onun filim seyretmek için zamanınız varsa bence başka filimler deneyin 10/5","label":4} {"text":"animasyon seven ya da sevmeyen, büyük, küçük herkesin izlemesi gereken harika bir animasyon film olmuş. Kesinlikle ve kesinlikle izleyin. Devam filmi olur mu bir bilgim yok ama umarım çekerler.","label":9} {"text":"İnteraktif sinema diye tanıttıkları için çok fikrimiz olmadan gittik. Çocuklar Maşa ile Koca Ayı'yı duyunca zaten uzun zamandır bekliyordu. Çocuklarla sinema perdesi üzerinden sohbet havasında geçiyor filmin bazı bölümleri. Ben çok beğendim. Çocuklar zaten çok eğlendi. Bizim ufaklığın ilk sinema deneyimi en sevdiği filmle başlamış oldu. Emeği geçenlere teşekkürler.","label":9} {"text":"Birbirinden farklı, 6 öfkeden delirme ve intikam hikayesinin anlatıldığı film oldukça eğlenceli. Yabancı Dilde En İyi Film adayı oldu Oscar'a.","label":7} {"text":"Ailecek izlenecek bir film. Boş Zamanınız fazlasıyla varsa izleyin, yoksa kabına bile dokunmayın...","label":4} {"text":"Filmleri yapıldıkları seneye göre değerlendirmek gibi bir alışkanlığım yok maalesef. Bu açıdan Scanners bana göre oldukça yaratıcı final sekansı dışında sıradan ve sıkıcı bir yapım. Beğenmedim tavsiye etmiyorum.","label":4} {"text":"I believe if there's any kind of God it wouldn't be in any of us, not you or me but just this little space in between. If there's any kind of magic in this world it must be in the attempt of understanding someone sharing something. I know, it's almost impossible to succeed but who cares really? The answer must be in the attempt. Celine'nin söylediği bu replikti filmin anlamı. Genel atmosferi oldukça hoştuFilmin verdiği mesajdan hoşlanmasam bile sonlara doğru olan sanki bir yan çiziş edasıyla yapılan geri dönüşten hoşlanmadım. Amaç filmin devamını çekebilmek gibi duruyor. Bütün gece konuşan orjinal insanlar bir anda klasik bir romantik filmden fırlamış tiplere döndüler. İşte tam da bu yüzden. Diğer filmlerini izlemedim. Çünkü bana göre herhangi bir devam filmi olmamalıydı. Nasıl olursa olsun.","label":7} {"text":"başaRılı bir yapım.. 8 puan","label":7} {"text":"film kendini tamamen görüntü ve sanat yönetmeni sayesinde izletmiş. yani hangimiz o konfetiler patlarken gatsby'nin neden bahsettiğine dikkat ettik ecebe?","label":8} {"text":"Gülmekten çenem ağrıdı :)","label":7} {"text":"Muhtemelen daha çok kadınlar tarafından beğenilen bir film.Puani çok çok yüksek olduğu için izlemek istedim. Hayatın içinde bir arayış olan kadının hikayesini anlatiyor. Geçici mutluluklara erişse de tam olarak hic bir yere ait olduğunu hissedemiyor. Açıkçası oyunculuğu olmasa vasat altinda bir film","label":5} {"text":"Üzülerek söylüyorum ki filmin overrated olmadığına kendimi ikna etmeye çalışsam da başaramadım.","label":7} {"text":"Maalesef filmlerimizde kürt şivesi olsun laz şivesi olsun bir türlü tatbik edilemiyor. Yüreğine sor masalımsı bir senaryo harikulade karadeniz görüntüleri ile bizleri cezbetmeye çalışsada efektlerin dandikliği,oyunculukların pasifliği özellikle Esma rolünde ki Tuğba Büyüküstün hiç oynayamamış, orta karar bir yapım görüntüsü veriyor. Senaryo daha iyi olabilirdi. Oyuncu seçimide karadeniz yöresinden oyuncular ile daha inandırıcı olabilirdi. Vasat....","label":5} {"text":"İlkinden daha matrak olmuş...","label":9} {"text":"film çok güzel başladı.. yarısına kadar gayet iyiydi.. sonunu çok beyenmesemde korku sevenler izlemeli bence..","label":7} {"text":"Sinemalar da 3D keyfiyle izlenecek mükemmel bir film.Filmin ana konusu:Kaderden hiçbir zaman kaçılamayacağı ve Azrailin muhakkak bizleri biryerde yakalayacağı.Son Durak 5, ilk sahnelerinde gördüğü rüyayla elinin kesilmesiyle uyanıp ölümden kurtardığı 8 kişinin,Kurtulduktan sonra başından geçen olayların anlatıldığı bir film.İlk 15 dakikadaki 3D harikuladeydi.8 kişinin ölüm sahnelerindeki kurguda ve 3D çok iyi tasarlanmış.Son sahnedeki uçağın motorunda yangın çıkması ve motorun ölümden kurtulan kişinin üstüne düşmesi çok iyi düşünülmüş.Tekrar gitmeyi düşünüyorum.Yapanların emeğine sağlık.","label":9} {"text":"Filmin senaryosu oldukça güzeldi. Senaristi tebrik etmek lazım. Ancak sahneler kopuk kopuk bazen bende ''şimdi ben ne izliyorum acaba'' hissi uyandırdı. Sahneler arası geçiş biraz anlamsız. Bir de filmin ilk bir saati bu filmi öneren arkadaşıma içimden saydırdım, yakın arkadaş-esas kız-esas oğlan üçgeni oldukça ''klişe'' gelmişti. Hani bir saat boyunca bize bunları göstereceklerine yarım saatte hallolurdu bu iş. Yani gereksiz bi uzama olduğunu söyleyebilirim. Bunların dışında oyunculuklara zaten söylenecek söz yok. Filme hak ettiği puanı verdiğimi düşünüyorum.","label":7} {"text":"Seyredeni yoruyor. Oyunculuklar ve senaryo harika.","label":5} {"text":"Farklı hikayelerin biraya gelmesiyle oluşan son derece güzel bir filmdi. Verdiği inanılmaz bir keyif var. Bazı bölümlerde kahkaha atmadım dersem yalan olur çok eğlenceliydi :) Her hikaye kendi içinde çok başarılı ve hepsi ayrı ayrı güzel. Ama tabiki benim favorim son hikaye :) Sık sık insana ben böyle bir şey ile karşılaşsam ne yapardım? sorusunu sordurmayı başarıyor. Herkesin bir sınırının olduğu gerçeği de muhakkak. Hiç düşünmeden izleyin.","label":9} {"text":"Interstellar filminde işlenen konular ele alınmış.. İzlemeniz lazım..","label":6} {"text":"Şu sıralar gösterimde olan filmlerden mutlaka kaçırılmaması gerekeni. Genel olarak Yahudi kültürü üzerine olsa da, ana tema benlik, sosyal benlik, kim olduğumuz gibi sorular üzerine kurulu. Oldukça dokunaklı sahneler var. Müzik de çok etkileyici. Ben kaçırmayın derim.","label":7} {"text":"Fikir güzel, izlenebilitesi yüksek bir film lakin Kim ki Duk'un o metaforik hipnotize edici anlatımı mevcut değil...","label":6} {"text":"Son derece gerçekçi ve başarılı bir yapım. Hiçbir şekilde sırıtan, yapmacık gelen birşey yok. Oyunculuklar, tema ve senaryo muhteşem. Özgün bir film ayrıca onuda belirtiyim. Gaspar Noe'nun filmlerini andırdı bana ayrıca.","label":7} {"text":"bu kadar iyi olmasını beklemiyordum. keyifli senaryosuyla izlenmeye değer 7/10","label":6} {"text":"Kesinlikle izlenebilecek izlerken sıkılmadığım ve sonunda ailecek kahkaya boğulduğumuz bir film. Mükemmel herkeze tavsiye ederim.","label":9} {"text":"bence izlesenizde olur.izlemesenizde.orta güzellikte bi film;)","label":4} {"text":"okadarda kötü bir film değil bence harika bulmasamda beğendim","label":6} {"text":"O ufak yeşil cinde kim öyle?Yodaya benzettim ama...Daha çok 1.filmdeki haline benzemiş.Günümüzde Beowulf gibi, Karanlığı Taramak gibi animasyonlar yapılırken şu rezalete bakın.O 25 yaşındaki Anakin gitmiş, En fazla 17 yaşındaki Anakin gelmiş.Obiwan desen hiç benzemiyor.Konu veya efektlerden tam not alsa da, tipler açısından 10/2.","label":4} {"text":"filmin yönetmeni son derece usta ve işi bilen bir yönetmen.iyi bir işin ortaaya çıkacağını sanıyorum...","label":7} {"text":"Beş kuruş etmez bunu film diye çekip sinemada yayınlayan hangi akla hizmet yapmış acaba hayatımda izlediğim en basit film","label":0} {"text":"Çoğu yorum gibi bilimsel bir konuşma yapmıyacağım. Askerliğimi yapmadım, tanklardan da çok fazla anlamam. Bir kere brad pitt gibi bir karizma oynuyor filmde bu başlı başına benim için bir artıdır. Oynadığı karater saçını tarayış şeklinden, tırnağına kadar ''çuk'' diye oturmuş. Rölü laikiyle kaldırmış. Sonra konu hayet iyi savaş ve içindeki çaresizliği tam anlamıyla verıyor seyirciye. Röller çok iyi. Çaresizlik var, Savaşin acımazsızlğı var, vatan toprak vurgusu var, cesaret var, kan var, parçalanan insan cesetleri var, birbrini amansızca öldüren askerler var, ölüm var, umutsuzluk var, endişe var, var oğlu var.. Daha ne yapsın yönetmen sizleri tatmin edebilmek için. Bence gayet iyi bir filmdi. Kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ediyorum..","label":7} {"text":"Sevenler için güzel bir 'katil hangimiz' filmi.Çekildiği ülkenin yaşam tarzından kaynaklanan farklılıklar hemen dikkat çekecektir,tarihteki belkide tek bembeyaz polis merkezi ve rica minnet sorgulama gibi.İzleyiciyi biraz daha tersköşe yapsalar daha çok sevebilirdim...7/10","label":6} {"text":"Tek kelimeyle abartılmış. Durağanlığı ve uzun süresinin seyirciyi ziyadesiyle sıkması bir yana tahammül edilmesi zor mide b ulandırıcı sahneler de içeriyor. Karakterler fazla tek boyutlu ve açıkçası ben küçük kızın tüm bu sınavlardan geçmeyi neden kabul ettiğini anlayamadım. Korkarım bu film bir \"İmparator'un yeni giysileri\" vakası. Bu denli yere göğe sığdırılamaz kelimelerin kifayetsiz kaldığı yorumlar yapılmasının nedeni oskar almış olması. 118 dakika 2. dünya savaşı arka fonunda altyapısı sağlam dramatik bir hikayeyi sunmak için oldukça yeterli fakat ortada dram yok. Açılış sekansından sonra çökmeye başlayan bir senaryo var. Ve final. Finali ancak zalimlik olarak yorumlayabilirim. Bunun dışında anlamsız. Yapım tümüyle kocaman bir zaman israfı. Beğenmedim. Tavsiye etmiyorum.","label":0} {"text":"Senaryosu, oyunculukları, kullanılan dekor, kostümler çok güzel. Özellikle son sahneler çok farklı his bırakıyor. Herşey o kadar mükemmel ancak eksik birşey var gibi. Birde film bence gereksiz yere uzatılmış kanısındayım.","label":7} {"text":"Özgürlük Savaşçısı ile ilgili minik yazıma filmin müziklerinden başlamak istiyorum: Okuduğum birçok yorumda filmin müzikleri, daha doğrusu müziği (çünkü filmin her yerinde aynı tuhaf inlemeyi andıran müzik kullanılmış) hakikaten kötü. Ancak ben DVDden izlediğim için filmi, o kadar belirgin değildi müzik. Lakin sinema salonunda izlesem muhtemelen başımda bir zonklamaya neden olurdu...Filme gelince: Nedendir bilemiyorum, filmle ilgili fazla bir beklentim yoktu. Sanırım Stathamın zaman zaman oynadığı absürditenin sınırlarını zorlayan filmlerini izlemiş olmam etkili oldu. Uwe Bollun yönetmen olduğunu izlemeye başladığımda fark ettim, fark ettiğimde de zaten beklentim daha da düştü :)))Bir tabir vardır 'neresinden bakarsan bak' diye başlar. İşte Özgürlük Savaşçısıda aynen öyle, neresinden bakarsanız bakın gayet özensiz bir film. Kostümler özensiz, oyuncular özensiz, senaryo özensiz, montaj özensiz vs...vs... Hatta müzik bile özensiz... Filmle ilgili diğer unsurları da ekleyerek uzatabilirsiniz bu listeyi...Filmin özensiz ve akıcı olmayan anlatımına upuzun olmasını da eklemek lazım. Sonradan öğrendiğime göre sinema versiyonu daha kısaymış filmin...İtiraf etmem gerekirse, tüm olumsuzluklarına rağmen filmi izlediğime -neden bilemiyorum- pişman olmadım. Filmin kötü olduğu hemen hemen herkes tarafından dile getirilmiş. Ancak filmde bazı değişikliklerle pek de fena sayılamayacak bir film haline getirilebilirmiş Özgürlük Savaşçısı ancak maalesef montaj masası da diğerleri kadar özensizmiş?Son olarak, filmin beyazperde'de 6,1 olan puanı Imdb'de 3,8, üstelik neredeyse 16.000 oy sonucunda?","label":6} {"text":"Gece gece görmüşken yazmadan geçemedim. En sevdiğim replik, açık ara Türk filmlerinde en sevdiğim repliklerden biri olan : -Kaç kızı seviyorsun ulan ? Evi kümese çevirmişsin orada... Ruhun şad olsun Hulusi Kentmen.","label":8} {"text":"Xavier Dolan'ı gerilim filminde de denemek isteyenler filmi izlemeli. Yine iyi iş çıkarmış. O sadece iyi bir yönetmen değil iyi de bir müzik dinleyicisi. Kapanış sahnesindeki müzik seçimi harika. Dinleyin. Dinletiniz efendim. Going to a town-Rufus Wainwright","label":7} {"text":"Serinin en iyi filmi net.","label":9} {"text":"Gerçekten bu kulak tırmalayan, kötü müzikleri martin scors bilerek seçmiş olmalı. Yani ne yaparsam izleyenlere rahatsızlık verebilirim demiş resmen ve amacına ulaşmış.","label":5} {"text":"Filmi dün akşam izledim, Büyük bir umutla birşeylerin olacağını bekliyorsunuz ama sonra hüsran, tek güzel yanı oyuncular çok doğaldı","label":5} {"text":"Berbat bir afiş! Sırf Denzel Hatırına izlenebilir. onun dışında gerçekten bi numarası yok! gerçek bir hikayeden esinlenmişhollywood filmi diyebilirim. Film geriyor, fakat sonu bariz belli olan filmleri izlemek ne kadar keyif verir bilemiyorum.","label":5} {"text":"filmin başlarındaki komedi aksiyon havası sonuna kadar korunsa tam süper olacakmış.. sonlara doğru baymaya başlasada izlenir bi film..","label":6} {"text":"Klasik Teen Slasher filmi. Ama katilin kim olduğu konusunda iyi düşündürüyor ve sonunda katil ummadık kişi çıkıyor.","label":5} {"text":"senaryosu güzel, aslında aynı şeyleri izlettirmesine rağmen sıkmayan bir film. özellikle filmin sonunda benim kafam çok karıştı. ama imdb mesaj panosuna girdiğimde 1 saat senaryo üzerine yazılmış teorileri okudum. bayağı ilginç fikirler üretilmiş. tavsiye ederim.","label":7} {"text":"İdare eder diyelim. Yani sıradan bir film sinema dışında tv ye düşerse izlenebilecek can sıkıntısı giderebilecek bir film. İzleyince ne gülüyorsunuz ne kızıyorsunuz ne de başka bişi. Yani sanki kanepe üzerindeki bi yastık gibisiniz...","label":6} {"text":"Bu yaz Korku Seansı 2'den sonra ilgimi çeken başka bir korku filmiyse Işıklar Sönünce'ydi. Işıklar Sönünce'nin ilgimi en çok çeken kısmı, konseptiydi. Karanlık korkusunu oldukça yaratıcı bir şekilde kullanan bir filme benziyordu. Bu konsept bana cazip geldiği için filmi izlemeye karar verdim, beklentim olmadan. Ve sonuç olarak da, beklediğimden biraz daha fazlasını buldum ama sonucun çok iyi olduğunu söyleyemem. Işıklar Sönünce, ayrılmış bir aileye dadanan, sadece karanlıkta ortaya çıkan bir canavarı anlatıyor. Ve bu canavarın da aslında anne ile ilgili bir ilişkisi olduğunu öğreniyoruz. Olaylar daha da tehlikeli bir hale geldikçe aile bir araya gelecek ve bu durumdan kurtulmaya çalışacaklardır. Dediğim gibi, Işıklar Sönünce'nin en çok konseptinin kullanılma tarzını sevdim. Film bu konuda epey yaratıcı davranmış ve seyircinin istediği tonda olan bir gerilim filmi yaratmış. Ayrıca film sadece bundan da ibaret değil, aynı zamanda da karakterlere yoğunlaşmış bir film. Bu filmdeki bütün ana karakterler hoşuma gitti, Oyunculuklar iyiydi. Fakat film dediğim gibi, o kadar iyi değil. Işıklar Sönünce'nin 81 dakikalık kısa bir süresi var ve film bir süreden sonra senaryoyu hızlandırıp toparlama aşamasına geçiyor. Ve finalini de şipşak diye bitiriyor. Bunun dışında yaşanan bazı klişe anlar da cabası. Korku Seansı 2 eleştirimde dediğim gibi, eğer korku filmlerini seviyorsanız bu filmi izlerken çok keyif alacaksınız. Üzerinde pek düşündürtmeyen, kısa ama etkili bir film olarak göreceksiniz. Bense korku filmlerini pek fazla sevmiyorum, bu yüzden bu film hakkında şöyle bir şey diyebilirim: Işıklar Sönünce, çok iyi bir film değil. Aşırı kısa ve epey hızlandırılmış anlar var. Ama genel anlamda filmin yaratıcı konseptini ve ana karakterlerin bu konsept üzerinde oluşturduğu önemin anlatılışını sevdim. Sırf bu nedenden dolayı Işıklar Sönünce, Korku Seansı 2 gibi türünün korku filmlerinden kendini ayırıyor ve ortaya daha farklı bir iş çıkarıyor. Çok başarılı değil ama farklı yine de. Göz atmaya değer bence. İyi seyirler. TOPLAM PUAN: 6.1/10","label":5} {"text":"madhousenin para söğüşlemek amaçla yaptığı rezalet film","label":0} {"text":"O kadar da kötü film değil be.. Çok abartıyorsunuz arkadaşlar.. Bence iyi vakit geçirmek için izlenebilir.. Tam bir çerezlik yapım..10/6,9","label":6} {"text":"sıradan hayat hikayelerine bir örnek... oyunculuklar başarılıı :)","label":5} {"text":"Senaryosu o kadar akıcı ve genişki her sanesinden yeni bir proje çıkartılabilir.. zatende öyle olmuştur mutlaka.. sıkılmadan izledim filmi.. oyuncular çok iyi oynamışlar ama Jack Lemmon'un en iyisi olduğu hususunda herkes hem fikirdir sanırım.. Tony Curtis ile Marlyn Monroe'nin ikili diyalogları harika..","label":7} {"text":"Biyografi filmi sevenlerin sıkılmadan izleyeceği güzel bir filmdi ama eksikliklerini söylemeden de geçmeyeyim. Öncelikle Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit hakkında biraz daha bilgi verilebilirdi. Yinede izlenir.","label":7} {"text":"Türkiyeden böyle bir yapımın gelmesi çok güzel umarız devamı gelir. Tabikide eksikleri vardı ama konu kurgu hatta müzik ve efectler harika. Emeği geçen herkesi kutlarım.","label":9} {"text":"uzun zamandan beri böyle bilim kurgu filmi izlememiştim..mekanlar güseldi ama o kadar..vin dieseli severim ama bu film olmamış","label":4} {"text":"Oyuncuları nostalji eski görüntüler çok güzel. ama film çok ah işte diyebileceğim bir film olmadı. yine de seyredilir","label":4} {"text":"Dün akşam bir daha izledim de hakikaten çok güzel film! Sinemada nasıl kaçırmışım ben bunu yaw! 8/10","label":7} {"text":"Çekim, görsel efektler kurgu senaryo oyunculuk hepsi üst düzeydeydi. Yönetmen Çağatay Tosun'u tebrik ederim.","label":9} {"text":"İlk filmden elde edilen ticari başarı ve beğeni, geç de olsa (yaklaşık 4 sene), ikinci filmin yapılmasının en büyük nedeni. Senaryo ise ilk filme nazaran daha zayıf ve sorunlu.","label":4} {"text":"İlginç bir filmdir sıkıcı da gelebilir eğlenceli de. Ben zevkle izledim ve beğendim. Tek başınıza izlemenizi önermem 2-3 kişi olunca daha heyecanlı oluyor. Çok aksiyon dolu sahneleri yok ama konu olarak güzel. Hele ki yolların karlı olduğu soğuk bir kış günü battaniyenin altında sıcak kahvenizi yudumlarken izlerseniz filmin tadına doyum olmaz. Henüz izlememiş olanlara tavsiye ederim ama tekrar söylüyorum aksiyon dolu sahneler beklemeyin. Çünkü film tek mekanda ve genellikle sakin geçiyor.","label":5} {"text":"Bayıldım filme.. Müthiş gerçekten.. Jake yine şov yapmış.. Filmde kapitalizm yerin dibine sokulmuş, aynı zamanda bir hırsızın bir patron olabilme ihtimali seyircinin gözüne sokulmuş..''Jake gibi bir şeytan olursanız, siz de bir patron olabilirsiniz'' demek istiyorlar sanki..! Jake gerçek bir şeytan olmuş.. O bakışlar, o ayna karşısında delirmeler filan çok iyiydi..10/7,6","label":7} {"text":"dizisini izlemedim ama behzat karakterine bayılıyorum erdal beşikçioğlu da çok iyi bir oyuncu ve çok iyi canlandırıyor arkadaşların ısrarıyla girdim bu filme ama hiç beğenmedim açıkçası çok kuru ve tahmin edilebilir bir senaryo olmuş ayrıca sanem çelik in rol yapma yeteniğinin hiç ama hiç olmaması da cabası","label":3} {"text":"Yuen Woo-Ping in şahane koreografileri şenlenen bir film...","label":9} {"text":"Yönetmen Barış Pirhasanın ilk filmi olmasına rağmen filmin bazı replikleri insanı derinlere götürüyor. Ergenlik çağında yaşanan bir platonik aşkın anlatıldığı filmin başrol oyuncusu Ece Ekşi yi 'Küçük Kıyamet' filminde figüran olarak görmek beni şaşırttı. Çünkü 13 yaşında gelecek vaat eden oyuncu ödülü almıştı. Filmin kadrosunda hatrı sayılır derecede iyi oyuncular var. Filmi beğendim. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Aşk, taaaa hammurabi kanunlarından gelen kısasa kısastır, göze göz, dişe diş ;) Bu olayı filmde Richard ve Elena arasında da görmekteyiz ;) Özellikle aşk üzerine aforizmalarla dolu post modern bir Godard filmi... İşte o sözlerden bir tanesi... - Hiç ölü bir arı tarafından sokuldun mu ? Bilmiyorum - O biliyordu... Ve son olarak filmle adı ve menşei dışında bağlantısı olmayan Nouvelle Vogeu dan şu şarkıyı iliştirmeden duramayacağım :))) https://m. youtube.com/watch?v=gizsMU_9gy0","label":6} {"text":"Ömer'i ve mizahını seviyorum ancak bence fenomenlerin yaptığı en büyük hata, filmlerini de instagram videosu zannetmeleri. Sen oyunculuk yap, hikayeni yaz ama senaryonu yazma be güzel kardeşim. (Tüm fenomenler için diyorum) sonuçta bu bir instagram videosu değil sinema filmi. Fİlmdeki eksikleri ben Her şeyi ailece yaparız mantığına yoruyorum.","label":4} {"text":"Bu fiLm asLında TV fiLmi oLmasına rağmen, gösterime giren birçok fiLmden daha güzeL.. İçindeki dram ve azim çok güzeL anLatıLmış.. AsLında temeLde \"hayatın yükünü omuzLarına aLmaktan kaçınmayan bir kişi\" gibi sinemada çok kuLLanıLan bir fikri tekrar işLese de bunu çok güzeL yapmış.. Türü dram oLmasına rağmen beLirgin bir yavaşLık yok fiLmde, hatta heycanLandırıyor biLe.. Yani hikayeyi güzeL işLiyor fiLm.. FiLmin başı zaten dikkat çekici, sonra yavaş yavaş konuyu anLıyoruz ve fiLm iLerLerken ara ara yeni geLişmeLer sunarak seyircinin iLgisini canLı tutuyor.. OyuncuLukLar da çok iyi.. ÖzeLLikLe Kristen BeLL çok başarıLı, onu romantik komediLere yakıştırmama rağmen dramda da çok iyi ve bu fiLmde gerçekten çok iyi iş çıkarmış... Anne Heche de öyLe.. Sonuç oLarak fiLmi öneririm.. KardeşLeriyLe iLgiLenmeye çaLışan Gracie'nin bu ders veren hikayesini kaçırmayın derim..","label":7} {"text":"izlenebilir bir film , bir basyapit degil ama eglencelik .","label":4} {"text":"zamanında iyi güldürmüştü bizleri.. hey gidi günler heeyy.. :)","label":6} {"text":"nolan türk olsaydı önümüzdeki 1 yıl dalga geçerdik. hatır için izlenebilir.","label":4} {"text":"Öncelikle Dağ ve Dağ 2 filmlerinin yanına yaklaşamaz bu film ilk yarısı çok sıkıcıydı aksiyon yok denecek kadar azdı aksiyon ilk yarının sonlarına doğru başladı. Kurgu olarak zayıf kalmış gibiydi bazı sahneler çok uzatılmıştı Asena sahnesi gibi yani belki de Dağ filmleri kadar beklentiyi yüksek tuttuğum kadar beğenemedim fazla ama dizi'ye göre de kalitesi düşüktü bence ondan 3/5","label":5} {"text":"Yokluk içerisinde geçen zorlu hayatlar, uzaktan sevilmiş yar'e duyulan özlem ve karşılıksız aşk.. Doğal oyunculuklardan yönetime tertemiz bir işçilik eseri hikaye sona erdiğinde, İran sineması bu naif ruhu hiç kaybetmesin diyoruz..","label":8} {"text":"Aşırı baskıcı, tamamen insanlık dışı, adaletsiz, hukuksuz, liyakatsiz, ehliyetsiz, rezil, iğrenç haldeki bir idare ile; duygusallık, sevgi, özgürlük, eşitlik isteyen halkın kendini anlatmasını sağlayan bir konu olmuş. Olmuş ve bunu başarılı halde de anlatabilmiş. İnsanların, halkların sosyal hayatlarındaki zorlukları anlatan sanat eserlerini hep çok değerli görüyorum ve teşekkür ediyorum... Böyle eserleri seyrederken koltuğumda keyif beklemiyorum...","label":6} {"text":"Konu çok ilginç ve güzel gerçekten, ama film süper değil, pek çok da saçmalık vardı. Al Pacino için ve güzel simone için izlenebilir. Bunun gibi ilginç konulu Truman Show (Jim Carrey) i tavsiye ederim. O çok daha iyi bir film","label":5} {"text":"Karakomik Filmler 1 yapımında da aynısı olmuştu. Ayzek filmi iyiyken, diğeri kötüydü. Bu kez de Deli filmi iyiyken, bana Emanet filmi kötü geldi. Televizyon sektörünü ve insanların menfaat ilişkilerini eleştireyim derken eline yüzüne bulaştırılmış desem yanlış olmaz. Absürt yaklaşımı ve sırıtan oyunculuklar hoşuma gitmedi. Oyuncularla oynadıkları karakterler uyumsuzdu. Yakışmamış. Sürekli aynı oyuncu ekibi ile sahneye çıkmak yerine farklı, yetenekli oyuncularla çıkması daha iyi olur. Senaryo ve kurgusu da kötü. Sinema filmi olacak ölçüde değildi.","label":4} {"text":"sean penn oynamamıs resmen yasamıs. fılm bır onyargı parcalıyo bır hayır ı evet cevırıyo. sırf bu ıkı neden ıcın tekrar ve tekrar ızlenmesı ızletılmesı gerekır","label":8} {"text":"Jean Pierre jeunet filmlerine benziyor. Masalsı anlatımıyla kimi tabulara değinmesi açısından önemli buldum. Tatlı bir film","label":6} {"text":"Çok acayip bir film...Ama şartlar iyi olursa; karanlık ve filmin sesi de yüksek olursa ürkütücü bir film.....","label":9} {"text":"Savaşın dramatikliği insanın içine işliyor. Çaresizlik çok çok kötü. 87/100","label":8} {"text":"İzleyin. iğrenç diye kaçmayın biraz tabularınızı yıkmayı öğrenin.","label":3} {"text":"''Marjinal olmak'' akımına karşı yapılmış bir parodi bence -Sübliminal- Keşke!","label":0} {"text":"Aksiyon sahneleri abartılı da olsa yine de film kendini izlettiriyor.","label":7} {"text":"Konuklara, ilk seks deneyimlerini, o esnadaki kıyafetlerini, neler hissettiklerini, mastürbasyon ile ilgili deneyimlerini, boşalma ve beklenen tatmini alamama durumu ile ilgili söyleyeceklerinin sorulduğu bir kısa film. Herhangi bir şeye bağlanmadığından çok amaçsız bir film olduğunu söyleyebilirim.","label":2} {"text":"TEK KELİME İLE MÜKEMMEL..İNSANIN YÜREĞİNE DOKUNAN,HİSSETTİREN,HÜZÜNLENDİREN GÜLDÜREN SON YILLARDA İZLEDİĞİM HARİKA Bİ FİLM..","label":9} {"text":"Trt'de Pazar günleri Western filmleri verirler orda denk gelip izlemiştim bayağı bir güldürmüştü.","label":7} {"text":"film bana kalırsa orta şekerli amerikan komedilerinden öteye gidemese de, yinede eğlenceli vakit geçirebilmek için belki de birebir ama, 13 yaşındaki kardeşimle izlerken bir sürü sahneye güldüğünü ama bizlerin sadece, suratımızı değiştirdiğimizi gördüm. ayrıca steve martin'de uzun zamandan sonra iyi bir filmde oynamış ve de, peter sellers'ın efsaneleştirdiği müfettiş karakterine ayrı bir hava katmış. ama filmin belki de en büyük artılarından birisi, dublajlı seyredenler için, okan bayülgen'in mükemmel dublörlüğü. bir de filmdeki espriler hep bisiklet olayıyla alakalıydı, bisiklet kullanamıyordu herhalde senarist, ya da kıldı... kısacası ailecek hafta sonu, tatilde izlenebilecek, eğlenceli vakit geçirebilecek, izle unut filmlerinden sadece bir tanesi. ama sakın kesinlikle, bir peter sellers beklemeyin...","label":7} {"text":"Tek kelimeyle berbat !!! izlemeyin ve izlettirmeyin asla","label":0} {"text":"Safi efekt, görsellik. En acınası karakter Captain America gibi geldi bana. Ne iş yaparsın olm sen la?","label":8} {"text":"bence tamamıyla harika bir film izlerken 1 saniye bile gözümü ayırmadım.konusu insanı sarıyor zaten viola nın yaptıkarı gerçekten etkileyiciydi izlemenizi tavsiye ederim pişman olmayacaksınız","label":9} {"text":"fena bir film süper ötesi şimdi kopyası diyen arkadaşlarda var evet orginal her zaman iyidir ama burada oyunculukta konuşmuş bende 10/8 veriyorum 2 puan kırmamdaki sebep ise tekrar cekilmesi yani","label":4} {"text":"Martin Scorsese'nin merakla beklediğim filmi nihayet çıktı ve bugün izledim. Filmlerini en sevdiğim yönetmenlerin başında geliyor kendisi. Yaklaşık 3,5 saat süren filmin beni tatmin ettiğini söyleyebilirim. Oyunculuklar olsun, sanat yönetmenliği, görüntü yönetmenliği, filmin hikayesi, filmdeki diyaloglar, filmin doğallığı olsun gayet beğendiğim niteliklere sahip bir film olmuş. İki büyük efsane Robert De Niro ve Al Pacino'yu izlemek bana büyük bir keyif verdi. Heat filminde de birlikte oynamışlardı. Büyük ihtimalle bu film, birlikte oynadıkları son film olacak. Filmin hikayesine bakacak olursak; 2. Dünya Savaşına katılmış olan Frank Sheeran ülkesinde kamyon şöförlüğü yapmaktadır. Bir gün Russell Bufalino adında biri ile karşılaşır, onunla yakın bir ilişki kurar. Sonraki zamanlarda Bufalino suç örgütüne dahil olur. Film, üç farklı zamanda ilerliyor. Birincisi Frank'in en yaşlı olduğu zaman. Sheeran huzurevindedir. Burada bize hikayeyi anlatır ve geçmişe gideriz. İkinicisi Frank kendi eşi, Russell ve onun da eşiyle birlikte seyahate çıktıkları zamandır. Üçüncüsü de Frank'in hikayesinin anlatıldığı zamandır. Sheeran bu örgütte suikastçılık yapar. Daha sonra Bufalinolar ile birlikte olan Kamyoncular sendikası başkanı Jimmy Hoffa'nın yanına ona yardıma gider. Jimmy Hoffa, Kamyoncular sendikasının başındaki kişidir ve Kennedy'e karşıdır. Kennedy'nin kardeşi Adalet bakanıdır ve Jimmy'e rahat iş yaptırtmaz. Bufalinolar ise Kennedy'i desteklemektedir. Çünki, Kennedy Küba'daki hükümeti devirip Bufalinoların orada kumarhane işine girmelerine yardım etmiş olacaktır. Jimmy, bir nedenden dolayı 5 yıl hapse mahkûm edilir. Çıktığında ise sendikanın başına geçmek istemektedir. Artık iyice Bufalinolar ile arasında bağlar kopmaya başlar. Bufalino ve Jimmy arasındaki iletişim Frank sayesinde olur. Bufalinoların laflarını dinlemeyen Jimmy, Bufalinoların emri ile Frank tarafından öldürülür. Gerçekte de Jimmy öldürülmüştür ama kimin yaptığı ve nasıl olduğu hala bilinmiyor. Bu film yakın arkadaşı Frank tarafından yapıldığını gösteriyordu bizlere. Filmin sonlarına doğru artık herkes hapse girmeye başlamıştır. Frank de hapse girer, bir süre sonra çıkar. Sonunda Sheeran yoksul bir şekilde kalır. Filmin anlatmak istediği şeylerden biri de mafya hayatının sonunun her zaman kötü ve yoksulluk içinde bitiyor olması. Film bize kısa ömrümüzde sakladığımız şeylerin bir önemi olmadığını, sakladığımız şeyleri paylaşmamız gerektiğini ve Sheeran gibi bir hayata sahip olan insanların hayatlarının sonunda yoksul bir şekilde hayata veda ettiğini gösteriyordu. Filmdeki karakterler gerçekte yaşamış insanlardı. Uzun süresine rağmen sürükleyiciliğini çoğu yerde korumuş. Bol diyaloglu filmleri severim, bu da onlardan biriydi. Kostümler ve mekânlar titizce dönemine yakışır şekilde seçilmiş. Kurgusunu beğendim. Sahneleri iyi bağlamışlar. Filmin en sevdiğim yanlarından biri de doğallığı idi. Bunda hiç kuşkusuz usta oyuncuların da emeği vardır. Frank Sheeran üzerinden bir mafya örgütüne giren birinin hayatının nasıl şekillendiğini bize gösteren, Jimmy Hoffa adlı sendikacının nasıl mücadele ettiğini gösteren güzel bir Martin Scorsese filmiydi. Filme verdiğim puan= 8,8","label":8} {"text":"Kesinlikle bu puanı hak etmiyor.Çok sevimli bir film.Peker Açıkalın, Cengiz Küçükayvaz ve Şafak Sezer gerçekten çok iyi iş çıkarmışlar.Konu olarak da çok eğlenceliydi.Filmin nesi beğenilmedi, anlamış değilim...8/10","label":7} {"text":"Esas kız karakterini Gwyneth Paltrowun canlandırması ile iyice tavan yapan,müthiş derecede soft,romantik ve çok anlamlı mesajlar veren duygusal-felsefi bir film.10/9","label":8} {"text":"Kesinlikle çok kötü bir film.o kadar kötü ki yönetmeni bile Emekdeki gösteriminde soru cevap kısmını zaman kısıtlı diye es geçti.Ki zamanın kısıtlı olduğu da yoktu iki üç soru için. Sinema görüntüyle,göstergelerle,imgelerle,biçimle,üslupla bir hikaye bir olgu olay durum anlatmaksa film bunların hiçbirini yapamıyor.Örneğin biz Açlık filminde 20 dakika tek plan sekans bir diyoloğu pekala izleyebiliyoruz çünkü film bunu sadece bir kez yapıyor ve filmin geneli epizodik yapıda ilerlediği için bizi diğer bölümlerinde buna yabancılaştırabiliyor.Bize farklı anlatımlarlada hikayeyi görsellikle de anlatıyor.Fakat Alinin Sekiz Gününde Zeynep karakterinin o kadar gereksiz bir tiradı varki insana yuh dedirtiyor.Ki benzer biçimde bakkala gelip mesaj kaygılı hayat neden böle kötü diye başlayan adamın boş lakırdıları da aynen öyle.Felsefe böle ucuz bir şekildemi verilir ya.Hayat neden bölemiş.Güldüm resmen bu sahneye.Ayrıca Kemal karakteri tamamen süs olsun biz arada sırada gülelim sıkılmayalım diye gereksiz bir şekilde filme dahil edlimiş. Bir film bu kadar özensiz olur.Bu filmin festivalde ulusal yarışmaya dahil edilmesini anlamış değilim.Türk sinema tarihinin en kötü filmlerinden biri.Mahsun Kırmızıgülün film duygusu Cemal Şandan daha gelişmiş bence.Ki ben onun Beyaz Melekini son yıllarda izlediğim en kötü türk filmi addetmişken bu film karşıma çıktı ve uzun yıllar da orada kalmak üzere onun yerini aldı.","label":4} {"text":"İnternette dolaşan ses kayıtlarının hepsi sahtedir. Gerçeğini dinleyen yetkililer sahte olduklarını gerçekte ayının sesinin hiç duyulmadığını, insanların çığlıklarının duyulduğunu ve Timothy'nin kız arkadaşına uzaklaş, kaç gibisinden bir kaç şey söylediğinin duyulduğunu belirtmişlerdir. Gerçek ses kaydı eski kız arkadaşının kasasında hatıralarına saygıdan dolayı paylaşılmamak üzere durmaktadır...","label":7} {"text":"son sahnede kurşunu sıkan galiba olaylar başlarken Lucas' a \" eğer gerçekten böyle birşey yaptıysan seni kendi ellerimle vururum \" diyen Theo'ydu. hedefi bilerek ıskalayarak aslında en yakın arkadaşına artık ona inandığını göstermek istedi. Son bir öfke, son bir özür olarak...","label":8} {"text":"Seriyi okumayan biri filmi zor anlar. Senaryo kopuk kopuk.. Ortaya çıkan bir isimde sanki izleyici şahsı tanıyor gibi davranılmış. Temposuz, müziksiz, güzelim seri sıkıcı hale gelmiş.. David Fincherın çektiği Hollywood versiyonunu bekleyin bence.. 5/10","label":4} {"text":"arsişlerdeki yerini hakeden bır ..","label":7} {"text":"“The Lobster”, “Can mı, yoksa canan mı?” sorusunun bir kez daha masaya yatırılarak tartışılmasına neden olan “zekice kurgulanmış” senaryosunu da Efthymis Filippou ile birlikte yazan Yorgos Lanthimos’un yönetmen koltuğunda oturduğu enfes bir “hayat dersi” filmi… Nasıl ya, bir “komedi” değil mi bu? Ne alaka… Olsa olsa, güçlünün zayıfı ayıkladığı “evrim” kuralının bir sonucu olarak, hayatta kalmak için sürekli bir yaşam mücadelesi içinde olan insanın genlerine kodlanmış doğasına odaklanılan bir “black comedy / kara mizah” olur en fazla… O kadar… Şimdi haklı olarak, “Bugüne kadar kimse filmi bu bakış açısı ile değerlendirmemişken, sen nereden çıkardın bunu?” diyebilirsiniz… Ayrıntılarına birazdan gireriz ama “anlatıcılığını (narrator)” Miyop Kadının (Rachel Weisz) üstlendiği filmde, öylesine ilginç ve önemli iki bölüm var ki, hemen değilse de kısa bir süre sonra, “şakırt” diye düşen “jetonun” sesini duyabiliyorsunuz… Hangileri mi bu bölümler? Elbette ki ilki, David’e (Colin Farrell), Otelin Yöneticisi (Olivia Colman) tarafından, kendisine tanınan süre içerisinde başarılı olamaması halinde dönüştürülmesini istediği hayvanın adının sorulması üzerine verdiği yanıt ve bunun nedeni… Zira David’in tercih ettiği ıstakoz (lobster), “kimseye bağımlı olmadan” denizlerde 100 yıl kadar yaşayabilen bir canlı türüdür… Hâlbuki otele gelirken, (evde tek başına bırakamayacağı için yanında getirmek zorunda kaldığı) bir yıl önceki denemesinde başarısız olarak köpeğe dönüştürülmüş olan kardeşi ve kedi gibi evcilleşmiş hayvanların durumları öyle mi? Hatta aksak John’un (Ben Whishaw), kurda dönüşmüş annesi gibi olsa kaç yazar… Nihayetinde o da avlanabileceği vahşi doğaya değil de, hayvanat bahçesindeki bakıcılarının insafına teslim edilmiştir… Tamam, bu kısmı anladık… Peki, ya ikincisi? Tabii ki, David’in filmin finalinde elinde keskin bir bıçakla tuvalete girdiği ve sonrasında ne olduğunu da bir türlü öğrenemediğimiz bölüm… Şimdi gelin isterseniz birazda filmin hikâyesine değinelim… Filmde bekâr insanların şehirde yaşamalarına izin verilmemekte olup, 45 gün içinde kendilerine uygun bir eş bulabilecekleri bir “otele” gönderilirler ve verilen bu sürede eş bulamadıkları takdirde istedikleri bir hayvana dönüştürülürler… İşte karısının onu terk etmesi üzerine bu otele yerleştirilen David’in, içine düştüğü durum da aynen budur… Yani muhakkak kendine bir eş bulmak zorundadır… Bulabilir mi? Aslında bulur da… Fakat “spoiler” olmasın diye devam etmeyeceğiz bu mevzuya ve otelde yaşanan diğer enteresan olaylara… Söz konusu bu otelin yanı sıra, yine bekâr oldukları için şehirde barınamayarak otel yerine yasadışı bir biçimde otelin yanındaki bir ormanda yaşayan ve “yalnızlar (the loners)” olarak adlandırılan bir başka grup daha mevcuttur… Liderliğini, Tarantino’nun “Inglourious Basterds”ın dan (2009) bu yana radarımızdan hiç çıkmayan Léa Seydoux’nun yaptığı bu “gizli ve gizemli” grup, otelin aksine üyeleri arasında cinsellik, aşk ve sevgiyi yasaklamıştır… Üstelik gerek “otel” ve gerekse de bu “grup” tarafından konulmuş olan kuralları ihlal edenler derhal cezalandırılmaktadırlar… Ki, filmin bir sahnesinde, River Phoenix, Kiefer Sutherland ve John Cusack’li “Stand by Me” ye (1986) selam gönderen Lanthimos, bu cezalara ilişkin ilginç örnekler vermeyi de ihmal etmemiştir… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"angelina dan uzun zamandır böyle güzel hareketli bir film izlememiştim. bir an matt damon un geçmişi olmayan adam serisini anımsadım. tıpkı o serideki gibi başımı döndürdü. izlenmesi gereken hoş bir film. birde altyazılı izlediğimle türkçe izlediğim ajan salt filminin sonu kesinlikle farklı. yani filmin sonu ikinci kez tekrar çekilmiştir bilginize.","label":8} {"text":"Bu kadro bu kadar yaşlandığında mı akıllarına geldi bu filmi çekmek Bana göre yaşayan en iyi oyuncular fakat ömründe az filmde oynayarak yeteneklerini surekliliğe dökememislerdir Filmden kuşkum yok süper bir film olur tek kızgınlıgım bu kadronun gotfatherden sonra tam olarak bir araya gelememesi.","label":8} {"text":"türk sinemasının en iyi sayılı filmlerinden birtanesi. sadri alışık'ın son filmi. anlamı çok büyük. bu filmi izlediğimde daha 13 yaşındaydım izledikten sonra ne kadar etkilendiğimi çok iyi hatırlıyorum. ve ozamandan beri tv. de yıllar önce sadece 1 kez yayınlandı. çok isterdim en azından senede 1 kez bu filmi tv. de göstermelerini. ortada o kadar gereksiz film dolaşırken böyle bir filmi yayınlamıyorlar. oyuncu kadrosunun güçlü olduğu kadar konu olarakta çok güçlü. aile içi ilişkiler, yalan, aldatma, sevgi, aşk... herşey vardı bu filmde...","label":7} {"text":"harika film.mükemmmel bir karakter oluşturmuşlar.filmde kurgu dedektiflik aksiyon kahramanlık süper.müzikleride harika.defalarca izlesenizde bıkmayacağınız türden filmlerden.","label":9} {"text":"bizler icin efsane olan bu film ya malesef tamamen cokmus yada artik ben iyice yaslandim yarim biraktim ki hatiralarimda guzel yasasin.","label":6} {"text":"Eski versiyonunu izlemediğimden kıyaslama yapamıyorum ancak film olarak değerlendirince bana kalırsa tatmin edici bir aksiyon-bilim kurgu karışımı olmuş. Oyunculukları da oldukça başarılı buldum, süprizlerle dolu, filmden kopmanızı önleyecek bir senaryoydu. İzlemenizi tavsiye ederim","label":7} {"text":"filmin 5.dksında sonunu bilmenize ve her türlü klişelere ragmen sonunda büyük bir tebessümle bitireceginiz hos bir film. 7/10","label":6} {"text":"Almanya'nın o dönemde aynı anda hem zalimdik hemde anti nazi hollywood filmlerinde bas bas bağırdıkları gibi aptal değildik gibisinden farklı bir bakış açısı var filmde diğer dönem filmlerine nazaran","label":7} {"text":"Çok çok ilginç ve zevkle izlenecek bir animasyon yapmışlar. İşledikleri konu çok değişik mutlaka bir bakın derim, pişman olmazsınız...","label":9} {"text":"KARANTİNO!","label":0} {"text":"Öncelikle şunu belirteyim birçok başarılı yapıma imza atmış olan David Fincher'in filmografisine göre biraz farklı ve bir o kadarda yine kendi tarzını konuşturduğu eleştirel nitetikte bir film olmuş.Birkaç dalda Oscar'a da göz kırpacak gibi duruyor. Filmi izlerken sıkılıp kapatacak izleyiceler olduğu kadar sadece Gary Oldman oyunculuğu ve Hollywood'un arka yüzünü görmek isteyenler içinse gayet tatmin edici bir film olduğunu düşünüyorum. Şimdi adaylıkları gelelim:Ödüle aday olan filmlerde aday oyuncuların mutlaka filmde ki en iyi performansını beklediğim bir sahne vardır o sahne de az çok ödülü alıp almayacakları belli olur oyuncuların. Gary Oldman bunu [spoiler]filmin sonlarına doğru yemekte sarhoşken yaptığı konuşmayla yapıyor.[/spoiler] Filmlerin bu sene az olduğunu düşünürsek Oscar alma ihtimali yüksek ama Chadwick Boseman'ın Ma Rainey Blues'ın Annesi filminde ki performansıyla da çok güçlü bir aday olduğunu söylemem gerek yani adaylardan kim kazanırsa kazansın şaşırmayacağınız da bir gerçek gibi duruyor.Amanda Seyfried için de bir parantez açacak olursam filmde çok göremesek de rolünün hakkını fazlasıyla verdi ama ödülü alacak o en iyi performans anını bu filmde gördüğümü düşünmüyorum. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim[spoiler][/spoiler]","label":6} {"text":"Bilmem kaç küsür kez izlememe rağmen hala tüylerimi diken diken edebilen bir Mel Gibson eseridir.","label":8} {"text":"Gerçekten güzel başlasa da filmin devamı pek farklı ilerlemiyor bu tarzdaki diğer filmlere göre ama yine de güzeldi","label":7} {"text":"dün akşam kanal d de seyrettim.\"yalandan korkmam yılandan korktuğum kadar\" temalı, boş bir film. kimseye tavsiye etmiyorum dostlar. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! ama yılanın kadını orgazma götürdüğü sahne güzeldi. babam \"kobrayı saldılar\" dedi, koca prodüksiyonu gözümde sıfırladı!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":1} {"text":"soundtrackinin çok ekmeğini yiyecek olan filmlerden biri. ha nedir film güzel ama soundtrack filmi sollayıp atıyor.","label":7} {"text":"Ilk kez izlediğimde beğenmemiştim, bir şans daha vermek istedim. Belki yanlış zamanda izlemişim diye düşündüm. Yine olmadı. Yine ortada içi dolu bir konu göremedim. Renkler, başrol oyuncusu güzel ama kısa bir süre geçtikten sonra filmle ilgili bir şey hatirlayamıyorum. Çünki konu yetersiz kalıyor.","label":5} {"text":"Yerel sinemamızın bir türlü yapamadığı karakter filmlerine başka bir tat ile örnek olabilecek bir film.","label":8} {"text":"Kahve eşliğinde seyredilecek filmlerden...","label":5} {"text":"Bayrağımızın vurguları dışında hiç bir şeye o kadar da iyi diyemeyeceğim.. İstanbul sadece gösterilen şeylerle ibaret değil.. Kafadaki kurguyu canlandırıp İstanbul u öyle sunmuşlar.. Hele ki o polis arabaları ne büyük rezalettir.. Masraftan kaçmak için ne yapacaklarını şaşırmışlar.. Film keşke Türkiye de çekilmeseydi belki daha az gözümüze batardı.. Boş bir vakit de , birinciyi izledim ikinciyi de izleyeyim demek için izlenebilir..","label":3} {"text":"sıradan bir filim sinemada değilde evde dvd de seyredilcek bir filim korku kapanı nın çakmasını hayal edın okadar ve filimden çıkınca arkadaşlarla bol bol güldük çünkü aklımızda kalan tek şey katilin vahhh vahhh dye bağırması kalmıştı 10/6 (gitmeyim )","label":5} {"text":"Filme farklı 2 farklı açıdan yaklaşmak istiyorum: Aşağıda biri daha dikkat çekmiş, çok doğal yemek yeme sahneleri vardı. Bir makarna ancak bu kadar afiyetle yenebilir! Canım çekti. Ha bir de Adele'in sümükleri. Şaka bir yana, doğallığı ve gerçekçiliği ile size farklıyı yaşatıyor, hissettiriyor. 7.6/10","label":6} {"text":"Röportajını izleyip merak ettiğim bir filmdi.Oldukça yürek burkan bir hikayeye sahip.Oyuncu kadrosu samimiyetini , o duyguyu bize çok güzel yansıttı. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim","label":9} {"text":"o yıllarda turkıyeye gelmedıgını sanıyorum herhalde kacırmazdım. gene hackman sevdıgım aktorlerden her ne adar gorunus acısından antıpatık gelsede. konusu da guzeldı. bu tarz fılmlerden hoslananlara tavsıye ederım.","label":0} {"text":"-Daima arkanda bıraktığın birşeyler vardır. -Kahvenin tortusu gibi... 4 Farklı aşk hikayelerinden harmanlanmış bir film. Aldatma, aldatılma, birine körü körüne bağlanma, sevgideki değişimler gibi konular işlenirken bu hayatlardan bazılarında da kesişme yapılmış. il regista'nın ağzından zaman zaman anlatımda bulunmakta. Filmin sorunu ise aşırı durağan geçişlere sahip olması. Çiftlerle ilgili esas konuya girene kadar ki süreçte ister istemez sıkılıyorsunuz. Oldukça zengin kadrosuna rağmen fazla tutulamaması bundan denilebilir.","label":5} {"text":"Bu filmi izlemeden önce The Comdemned filmini izlemiştim,ve baya beğenmiştim.Bu filmi izledikten sonra The Comdemned in bu filmin değişik bir kopyası olduğunu anladım.","label":7} {"text":"Jack Kerouac'ın Yolda adlı romanının önderliğini ettiği hissiyata ve ruh haline muhteşem bir örnek, varoluşçuluktan beslenen bir karakter, öykünün yolda geçtiği değil yolun kendisi olduğu bir eser. Tanıdık geldiyse veya konu sizi cezbettiyse kaçırmayın derim.","label":6} {"text":"film iyiydi ama bide su zhang ziyi yokmu kötü kızı oynayan deli ediyor beni acayip güzel bir kız zaten kaplan ve ejderhadan beri hastayım ona","label":7} {"text":"Sıradan japon çevrimi bir amerikan filmi işte...klişe korku sahnelerini birkez daha görmek isterseniz izleyebilirsiniz.4/10","label":3} {"text":"10 üzerinden 10 puan verilecek nadir filmlerden biri üstelik o insanların yerinde hepimiz olabiliriz bu yüzden özellikle izlenmesi gereken bir film","label":9} {"text":"Filmin ilk yarısı tamamen edepsizlik abidesi. Hastalığını bahane ederek ahlak kurallarını alaşağı eden bir kadın. Çok itici bir tip. Açıkçası hiçbir erkek böyle bir kadına aşık olmaz. Üstüne üstlük parkinson hastası. Romantik mi? hayır! Komik mİ? hayır! Erkek karakterin kardeşi olan josh karakterinin hakkını yememek lazım ama. Kısacası olmamamış","label":1} {"text":"Senaryo çok saçma, oyuncular oyunculuktan bi haber , konulu olduğunu sanarak gidiyorsunuz, bomboş bir film olduğunu görüyorsunuz. Yani sığ bir film. Zamanınızı çöpe atmayın.","label":0} {"text":"Açıkçası bu kadar düşük puan almasına şaşırdım,oyunculuklar gayet iyi,dram aksiyon iyi harmanlanmış.Sıkılmadan izlenebilir,oldukca da gercekci.10/7","label":6} {"text":"Kitabını okuması daha zevkliydi","label":5} {"text":"Göze hoş görünen kaliteli sahnelere sahip kendi mitolojimizin filmi. Taktir ediyorum. 2018 sinemada epik kendi kültürümüze döndüğümüz yıl oldu. Bu tarihi değerimiz iyi yansıtılmış da. Film akıcı. Bu anlamda izleme de sorun olmuyor. Önerilecek bir film. Eren göndermesi de hoştu. Yerli ve kaliteli filmler hislendiriyor işte insanı. Artar umarım bu tip yapıtlar.","label":8} {"text":"Final müziği 15 puan kazandırdı. Keyifli, çerezlik, az biraz düşündüren güzel film.","label":8} {"text":"İlkel yaşam filmleri seven varsa kaçırmasın boş bir film olmadığı ortada ama bir başyapıt da değildi 7/10","label":6} {"text":"2014 yılında Lego Filmi'nin yarattığı büyük başarıdan sonra bu evrende geçen başka bir filmin gelmesi kesin gözüküyordu. Ve bu evrende geçen ilk filmin de Batman hakkında olacağını duyunca herkes heyecanlandı. Ben her ne kadar ilk Lego Filmi'ne bayılmış olsam da bu film hakkında ne düşüneceğimi bilemedim çünkü filmin fragmanları ve konusu kendisini tekrar eden bir filmmiş gibi oldukça tahmin edilebilir gözüküyordu. Bu yüzden beklentilerimi minimal tutarak bu filmi izledim. Ve daha filmin ilk saniyesinden itibaren bu filmin inanılmaz olacağını anladım (Batman'ın açılış logolarını anlatması). Ve sonuç inanılmazdı! Filmin fragmanları konuya pek fazla değinmediği için ben de size filmin konusunu hiçbir sürpriz vermeden anlatacağım: Kötüleri pataklayarak ve aşırı havalı bir yaşam geçiren Batman'e bütün Gotham şehri bayılıyordur. Fakat işin aslında Batman, çok yalnızdır ve malikanesinde aşırı sıkılıyordur. Ve bir gün evinde farkında olmadan yetimhaneden evlat edindiği bir çocuğu görünce ona suçla savaşmayı öğretir ve bir yandan da bir aile haline gelmeye başlarlar. Ama Joker'in başında olduğu kötüler ordusu Gotham şehrine gelince Batman, Joker'i alt etmeye çalışır.& Öncelikle Lego Batman Filmi mükemmel değil. Filmin içinde geçen aile dramı hikayenin hızlı temposunu biraz yavaşlatabiliyor ve aynı Lego Filmi'nde olduğu gibi filmde geçen şakalar o kadar hızlı oluyor ki, bir kısmını kaçırabiliyorsunuz (gerçi bu da nasıl bir kötü yan, bilmiyorum). Bunun dışında, Lego Batman Filmi hakkında hiçbir sorunum yok. Bu film beklediğimden çok ama çok eğlenceliydi ve her saniyesinden keyif aldım. O zaman iyi yanlara değinelim. Öncelikle filmdeki animasyon kalitesi muhteşem. Her kareye baskın olan turuncu ve yoğun siyah renkler, filme çarpıcı bir hava getirmiş. Ayrıca filmin seslendirmeleri de çok başarılıydı. Lego Batman Filmi'nin en sevdiğim yanı, göndermeleriydi herhalde. Bu göndermeler daha çok çocuklara değil de Batman ile diğer çizgi roman kahramanlarını yakından takip edenlere yapılmış. Marvel evreni, DC evreni, çizgi romanlar, Batman'in sinemada geçmişten günümüze olan macerası... Yani aklınıza gelebilecek her türlü gönderme mevcut ve film bunun altından başarıyla kalkmış. Eğer Batman'i yakından takip ediyorsanız, bu filmi izlerken yüzünüzde kocaman bir gülümseme olacak. Filmin beni en çok şaşırtan yanı, hikayenin ne kadar aksiyonlu olmasıydı. Filmdeki aksiyon sahneleri başlar başlamaz sizi de içine çekiyor ve sürüklüyor. Ayrıca, filmde yapılan şakalar da inanılmazdı. Aksiyon ile espri anlayışının kurduğu denge mükemmeldi. Ayrıca filmin mesajı da çok güzeldi. Filmin uzun bir süre aynı çizgide ilerleyeceğini düşünsem de sonlara doğru hikayenin birazcık duygusallaşması ile verilen mesajlar çok iyiydi. Hatta, bu filmde verilen mesajın orijinal Lego Filmi'nden daha iyi olduğunu düşünüyorum. Kısacası, bu film inanılmaz derecede eğlenceliydi. Komik, göndermesi bol, aksiyon dolu ve yaratıcıydı. Lego Filmi mi yoksa Lego Batman Filmi mi daha iyiydi diye sorarsanız, bence iki film de benim için eşit. Her iki film de kendi alanında çok başarılı. Size abartılı gelebilir belki ama Lego Batman Filmi, Kara Şövalye Yükseliyor'dan beri çekilmiş en iyi Batman filmi benim gözümde ve kesinlikle izlenmeyi hak ediyor. Pişman olmayacağınıza eminim. FİLMİN İYİ YANLARI: + Göndermeler. Ardı ardına kesilmeyen göndermeler. + İnanılmaz espri anlayışı. + Seslendirmeler, mesajlar, animasyonun kalitesi. + Hikayenin şaşırtıcı derecede aksiyon yüklü olması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Filmde yapılan şakalar o kadar hızlı ki, birkaç tanesini kaçırabiliyorsunuz ve bir şakaya güldüğünüz sırada gelen diğer şaka biraz zorlama gelebiliyor (gerçekten garip bir kötü yan olduğunun farkındayım). - Filmdeki aile dramı, hikayenin dinamik temposunu biraz yavaşlatmış. TOPLAM PUAN: 8.5/10","label":7} {"text":"oyunculuklar biraz daha iyi olabilirdi.çok bağlayıcı, içine çeken aksiyonlardan","label":8} {"text":"Bir çok kişinin filmi anlamadığına yemin edebilirim ama ispatlayamam. Bir çok yazı okudum hepsinde çok farklı manalarda yorumlar var. Ben ise olayı Peter'ın Phil'e \"Babam sert olduğumu söylerdi\" dediği sahnede anladım.","label":5} {"text":"Pek beğenmedim sıradan bir aşk filmi Keram deren için ilk sinema deneyimi görsellik fena değil ama genel anlamda çok başarılı bir proje diyemiycem..","label":4} {"text":"güzel finali ve aksiyon sahneleriyle iyi bir film başlarda sıkıldığınızı hissetseniz de ilerleyen sahnelerde keyif verici bir hale bürünüyor 7/10","label":6} {"text":"Nasıl boş filmdir bu böyle! Neden yapılmış anlamadım? her zaman ki yılmaz kurnazlığı nasıl olsa merak edip biraz bakıcaklar he buda bana yeter.. bir kadın var devamlı diyor ki sen hiç ateş böceği gördün mü, filmin başından sonuna kadar karşısına kim çıkarsa bunu soruyor! Bu!.... deliha rakip bi film..","label":0} {"text":"altın portakalda izledim, sinemaya gitmeye değer bir film..sıkılmadan sonuna kadar izleniyor","label":7} {"text":"çok iyi bir film olduğunu söylemek yanlış olur.aslında klişe bir film esrarengiz bir katil var ve bi grup gencin peşinde.o yüzden çok cazip gelmiyor bu tarz filmler.sarah michelle gellar bu filmde baya güzel görünüyor.izlerseniz sıkılmazsınız ama izlemesenizde olur tarzında bir film 6/10","label":5} {"text":"Muhteşemdi yaa😍😍💜gerçekten sanki konserdeymişim gibi hissettim mükemmeldi üyeleri yanımda hissettim resmen performanslar aşırı iyiydi yaa😍💜","label":9} {"text":"Öncelikle film ile ilgili görüşlerimi belirtmeden önce, bu filmin sadece İstanbul sinemalarında ve sadece 7 salonda gösterilmesini kınıyorum.-Bir Reha Erdem filmini AVM'nin birinde 17 liraya izleyeceğim hiç aklıma gelmezdi.-Özellikle böylesine önemli bir süreçte farklı şehirlerde de gösterime girmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bütün bu iyimser düşüncelerim, haftasonu öğlen seansında benimle beraber toplasanız 15 kişiyi salonda görünce hayal kırıklığına uğradı. Neyse filme dönecek olursak; şöyle film, böyle filmden önce herkesin mutlaka izlemesi gereken bir film. Eksikleri var mı? Fazlasıyla var; örneğin filmin Mezopotamya'da bir yerde geçtiğini ara ara hissediyoruz ama gelin görünki filmdeki görüntüler, oyuncuların diyalogları bazen Ege, bazen İç Anadolu'da olduğumuz izlenimini veriyor. Filmin bu yönü iyi çalışılmamış belli ki. Bazı anlarda Jin karakteri şiveyi tam anlamıyla oturtamadığı için inandırıcılığını da yitiriyor bu sebeple. Oysa kendi coğrafyasında çekilse -hatta çekilebilse!- şüphesiz etkisi daha yoğun olacaktı filmin. Ancak bunu gibi birçok eksikliklerine rağmen böyle bir konuyu ele alıp bunun filmini yapma cesaretinin gösterilmesi bile bence filmin bütün eksikliklerini kapatabilir. Bu anlamda öncü bir film olmasını ümit ediyorum. Bu yüzden kesinlikle izlenmesi gereken bir film Jin, özellikle en çok sağduyuya ihityacımız olduğu şu günlerde.","label":9} {"text":"Bir \"Shrek 4\" kadar boş ve başarısız olmasa da, serinin tüm şöhretini bir anda harcamış, klasik Buz Devri esprilerinin içine etmiş, \"çekilmese de olurmuş\" kategorisine bile giremeyecek kadar kötü bir film. Dublaj önceki filmler göre zayıf kalmış. 5. film de gelir kesin, yine açık sonlu bir finali vardı.","label":4} {"text":"Rome dizisini izlemiş, beğenmiş olan herkese tavsiye ederim. Yanlış hatırlamıyorsam konusu diziyle paraleldi ya da dizinin bitiminden sonrasını anlatıyordu.","label":6} {"text":"farkedilmeyen olmasın bu film, hala umut var.. izledim ve başucuma ekledim izleyin, tavsiyemdir","label":8} {"text":"daha iyi bir afiş yapamazlarmıydılar ya.","label":4} {"text":"Korku filmlerinde fazla mantık aramamak lazım fakat filmi hiç beğenmedim gerçekten çok saçmaydı. Ayrıca korkulacak herhangi birşey de olmadı ara ara gerilim dozu artıyor sadece bu kadar. Sonunda ise ne olduğunu anlamıyorsunuz zaten boş yere geçen 2 saat..","label":2} {"text":"bu adam bu işi biliyor. ya man!","label":8} {"text":"Gerçekten iyi, kaliteli bir yapımdı.. İzleyin derim oyunculuklarda filmde harika olmuş..","label":7} {"text":"İlk yarım saat anca dayandım çok berbat aog grubunun grup olarak devam etmesi daha iyi hiç girmesinler bu işlere. Recep ivedikten hallice rol düşük espri kalitesi her sene çıkan yaz komedi filmleri gibi olmuş hatta dahada altı izlemeyin berbat","label":0} {"text":"belki olağanüstü bir film değil fakat kendi türü içinde anlatmaya çalıştığı hikayeyi doğru bir şekilde verebilmesi takdir edilmeli. Oyunculukların ön plana çıktığı bir film olmuş. Lawrence bu tür rollerin kadını oldu artık. Azimli ayakta durmaya çalışan kadın rollerini çok iyi oynuyor. Boş zamanınız varsa ve insana güç veren bu tarz filmleri seviyorsanız izleyin derim.","label":7} {"text":"Valla ne diyim baya eğlendim izlerken. Engin Günaydın, Avrupa Yakası'ndan beri hayran olduğum bir oyuncudur. Burada bir kez daha hayran oldum. Adam çok iyi. Film de yaşlı teyzelerin, turizmci elemanın sahneler baya sıktı. Gereksizdi. Ve de izleyen herkesin ortak kararı olduğunu düşündüğüm şey ise Leyla Liydia Tuğutlu muhteşemdi. Televizyon ekranların da ki saçma sapan diziler de gördüğümüz hatun bu değilmiş. Aşırı güzel ve de oyunculuk konusunda da baya yetenekli olduğunu düşünüyorum. İzlenebilitesi olan nadir Türk yapımlarından malesef. İzleyin izlettirin. 75/100","label":7} {"text":"YILIN İYİ FİLMLERİNDEN İngiliz yazar Paula Hawkins’in 2015’te yazdığı ‘The Girl on the Train” romanı 47 yaşındaki Amerikalı yönetmen Tate Taylor tarafından sinemaya aktarıldı. Dünya kitap listeleri arasında en çok satan roman ünvanına sahip olan yazar, yarattığı sıra dışı karakterlerle farklı dünyaların gizem dolu kapılarını açıyor. Emily Blunt, Rebecca Ferguson, Haley Bennett, Justin Theroux, Luke Evans ve Edgar Ramirez’ in başrolleri paylaştığı psikolojik gerilim yüklü film, bizleri geçmişiyle her gün yüzleşmek zorunda kalan bir kadının karşılaştığı korku dolu anları gösteriyor. Klasik korku düşüncesinin dışına çıkan algıyla birlikte, Stephan King tarzı “korku sineması” senaryosunun yıkıldığını görüyoruz bu yeni yapımda. Yakın dönem popüler kitapların sinemaya aktarılış öyküsü günden güne çoğalırken “Trendeki Kız” çarpıcı konusuyla bizleri sinemaya kilitleyecek güce sahip. Bu film “Yeni Gone Girl” olur mu peki? Kıyaslama yaparsak eğer, beklentilerin üstünde konusuyla Gone Girl’ü paralel çizgide takip eden çarpıcı film olacağı kesin. Alkol sorunu yüzünden eşinden boşanıp iş hayatında zor günler geçiren Rachel, obsesif davranışları sonucunda devamlı aynı trenin aynı koltuğunda seyehat edip, çevresinde gördüğü insanların hayatlarını hayal etmektedir. Kendi dünyasının geçmişinde gezinirken bazı noktaları hatırlamadığını fark eden alkolik kadın, Megan ve Scott’ın evine dalıp mutluluk üstüne düşüncelerin hayalini kuruyor. Trenden gördüğü gizemli kadının bir anda kaybolmasıyla geçmiş ve gelecek arasında gidip gelecek olan Rachel’ in, gizemli bir bebek ve eski kocasıyla olan olayları kafada bir ton soru işaretini yapılandıracak, korkuyu ve gizemi geniş açılarda bizlere sunacak. Yönetmen cümlelerin gizeminden yola çıkıp anlatıcı unsurla üç ayrı kadının öyküsünü tek karede birleştirirken eşine az rastlanır sahneler kullanıyor. Mesela filmin girişinde öylesine etkili diyaloglar var ki, ilk sahneden insan konuya bağlanıp sonu belli olmayan enteresan girdapların içine dalıyor. Yönetmenin, Rachel üzerinden hayali kurgular yaratıp, kurguların gizemi üzerinden korku dolu görüntülere giriş yapması filmin “gerilim” bağlamında gücünü arttırmış. Erin Wilson romandan uyarlamada günlüklerle ilerleyen öyküyü kadın dünyasından irdelemesi harikulade senaryoyu ortaya çıkarmış. Üç ayrı kadının erkek egemen toplumdaki varoluş felsefesi konunun özünü teşkil ediyor. Özellikle “Gone Girl”deki gibi, suçlu olacağına ihtimal veremeyeceğimiz kadının ikinci bölümdeki görüntüsü izleyeni ters köşeye yatırıyor. Şaşırtıcı biçimde bizi içine çeken “Trendeki Kız”, erkeklere bağımlılık, alkole bağımlılık, mutluluğa bağımlılık üçleminde yüksek çatışmalar yaratıp, aslında kendisini yaşamın içinde var etmek isteyen kadın kimliğinin harikulade yansıması! Emily Blunt 2011 yılında Matt Damon ile birlikte rol aldığı “The Adjustment Bureau” filminde ‘karakter’ bağlamında yeteneğini ortaya koymuştu. Bu filmde öncelikle acınaklı görüntüsünün eşliğinde bizlere ders veren Blunt, Rachel’ in psikopatça davranış biçimlerini filmin içine yayarak konuya damgasını vuran rol analizi kesiyor. Ayrıca Haley Bennet ise “Megan” rolünün gizem dolu arayışını bizlere net olarak gösteriyor. Rebecca Ferguson’un iki muhteşem oyuncuyla beraber gösterdiği birliktelik film için on numara tercih olmuş. Trendeki Kız “The Girl on the Train”, romandan uyarlanan muhteşem senaryosu, şimdiye dek görmediğimiz konu bütünseliyle ‘korku-gerilim’ alanında sizlere bambaşka kapılar açacak. “Yeni Gone Girl” adlandırmasının yanında, “Yeni Gerilim Kuşağı” diyebileceğimiz filmi ajandanıza not alın, pişman olmayacaksınız!","label":7} {"text":"bende o kadar beğenmedim ama oyunculuklar iyiydi yani tedirginlikleri ve oynanan oyunalrın gizemini ve alınan riskleri gayet iyi yansıttıkları için ben film sine puanına 10/7 verdim","label":6} {"text":"Gerçekten gerilim dolu bir film. Bayağı beğendim diyebilirim. Slasher'ların atalarından sayılan bu filmi, her gerilim sever izlemeli bence. Gayet güzel sahneler içeriyor.","label":8} {"text":"Çok güzel bir filmdi keşke 2. 'si çıksa onurla bahar evlenme ve o onurun eski sevgilisi gününü görse","label":9} {"text":"68 lerde cevrılmıs bır fılmı seyırcı olarak sımdı 20-25 hatta 30 lu yaslarda olanalrın amatorce eleştırmesı cok dogal ama sınema dan anlayan ve gercekten hobı edınmıs olanalrın aynı eleştrıyı yapmaları bence bıraz haksızlık. saygılar sevgıler","label":0} {"text":"Eğlenceli bir film, ben sıkılmadan izledim. Gerard Butler yine harikaydı. :) Keyifle izleyebilirsiniz.","label":2} {"text":"Sinemada izlediğim ilk filmdi ve büyülenmiştim...sinemadan mı yoksa filmden mi bilmiyom...Ama çok güzel bir film..:)","label":9} {"text":"seyrederken insanın içini burkan filmlerden ama gerçek anlamda sıcak bir film, seyretmek bir şey kaybettirmez emin olun..","label":8} {"text":"ilk baslarda gerilim adina ne varsa hepsini barindiran daha sonra pufff... diye uçan tarz filmlerden... saygilarimla...","label":0} {"text":"Paul Thomas Anderson'ın yönettiği The Master&, oyunculuklarından senaryosuna kadar senenin dört dörtlük filmlerinden biri. The Cause inancını anlatmasına almasına rağmen aslında tüm inançları hedef alan film, alt metinde de oldukça zengin konular barındırıyor. Anderson'ı auteur yönetmen statüsüne yükselten The Master&, Phoenix ve Hoffman'ın mükemmel oyunculukları ve etkileyici görüntü yönetimiyle seyirciye enfes bir sinema deneyimi sunuyor.","label":9} {"text":"Orijinaline göre çok yetersiz ve eksik olmasına rağmen kendini izlettirebilen bir uyarlama film.","label":3} {"text":"Film cok hızlı başladı ve cok hızlı bi biçimde ilerledi bu filmin başlarını biraz sıkıcı yaptı. Bence Hikaye ve olay örgüsü iyiydi amma ve lakin Oyunu Oynamamış Birri olarak bazı yerlerde kafama soru işaretleri takıldı diyebilirim. Onun dışında filmin efektleri , aksiyon sahneleri cok güzel olmuş. Fel denen büyü olayıda. Her karakterte özel olarak bir hikaye hazırlanmış ve hikaye üstünde cok emek harcandığıo belli mesela Garonanın isminin lanetli anlamnına gelmesi annesinin yakılması , Medivh sevdiği kadınla ilgili hatıraları ve Lotharın eşini suçlu hissetmesi gibi . Film oyuncular için hayal kırıklığı olabilir ben oyunu oynamadım ama genede filmden memnun kaldım ve eğlendim baş düşman olan Gul cok iyi olmasada Geçit olayı cok iyiydi . Onun dışında Khadgfar karakteri cok güzeldi yeminin bozan bir büyücüydü ama gerçekten merkalı ve iyi bi karakterdi 10/7.1 Güzel ama bazı eksikleri var 2. Film için merakla heyecanlanmıyorum eğer 2. filmi daha iyi eksikleri tespit edipo yorumlara bakaraak yaparlarsa devam filmi müthiş olur !","label":6} {"text":"Robert Ludlum'un efsane hikayesi ilk kez 1988 yılında ekranlarda boy gösterince heyecan yarattı. O yıllarda(1980) Trt'de Japon dizisinde Shogun karakterine hayat veren R. Chamberlain, Jason Bourne rolünü mükemmel canlandırmıştı. R. Ludlum öldükten 1 sene 2002'de remake ve ardından üçleme olarak sinemalarda boy gösterdi. Yaklaşık 1 milyar $ hasılat yapımcıların iştahını kabartmış olacak ki, parasal kaygı gütmeyen Matt Damon ve son iki filmin yönetmeni J. Greengrass'ın seriye devam etmeme kararına rağmen başka bir başrol oyuncu(J.Renner) ve senaristin yönetmen olması ile tekrar çekildi. Adına Bourne'un mirası demeleri boşuna değil. Gerçekten bu adı kullanarak 280 milyon $ gişe ve 60 milyon $ dvd, blu-ray satışı gerçekleştirdiler. Bu bilgilerden sonra filmi yerin dibine sokacak değilim. Seriden ayrı düşünülüp izlenildiğinde keyif alınabilecek yanları var. Rachel Weisz bildiğiniz J. Bond filmlerinin başrol oyuncusu Daniel Craig ile evli. Dikkat ettim de bu filmdeki başrol oyuncusu J. Renner'a ikizi kadar benziyor. Edward Norton, Scott Glenn ve David Straithairn gibi kariyerli oyuncularla en azından vasat diyebileceğimiz bir film. Beklentiye girmeden izleyin derim.","label":6} {"text":"Coni olayları. Geçelim.","label":0} {"text":"Kadını ve erkeği aynı duvarların içinde, ayrı itaat ettiren sömürgeci hapishaneden kaçıp, doğaya teslim olmuş güzel bir baba-kız hikayesi.. Çizimler, renkler, müzikler cidden hoştu. https://www.google.com/amp/s/www. birdunyafilm. co/wolfwalkers/amp/","label":7} {"text":"çocuk filmi ..idare eder çok büyük beklentilerle gitmeyin","label":4} {"text":"Tırsmanın ne demek olduğunu bu filmde öğrendim...","label":7} {"text":"az kişi tarafından bilinen şaheser film (x1) Umarım böyledir.","label":7} {"text":"\"gore\" kelimesi bu filme cuk oturuyor. ama hikayesi çok da parlak değil. oldboy'dan tanıdığımız min-sik abimiz bu filmde de çekicini elden bırakmıyor. sinirlerini boşaltmak izleyenler için biçilmiiş kaftan.","label":6} {"text":"Bu kadar güçlü bir alt metine nasıl hayran kalınmaz, top 10 sıralamamı değiştirdi bu film... İzlemeden ölemyin...","label":7} {"text":"Müthiş derecede ağır ilerlemesiyle yer yer oldukça fazla sıkıyor. Aşina olduğumuz bir konusu var bu açıdan herhangi bir sorun yok. Filmde oldukça az diyalog var. Filmi çok fazla beğenen birisi bile izlerken sıkılmaması bence mümkün değil. Ama nasıl oluyorsa sonuna kadar izlettirmeyi başardı. Eh işte tarzında olmuş.","label":6} {"text":"Hayatımdan 2 saat 50 dakika boşa gitti. Film boyunca ne olduğu anlaşılmıyor. Bitincede mal gibi kalıyor insan. Saçmaydı. Hiç tavsiye etmiyorum pişman olursunuz.","label":0} {"text":"Beklentimin biraz altında çıktı film ama yine de guzeldi.","label":7} {"text":"film internete düşmüş arkadaşlar, kalite tabiki kötü, meraklısına duyurulur.","label":8} {"text":"aslına bakıldığında çıkış yolu, felsefesi güzel bir film; fakat diyaloglar sıkıcıydı, daha güzel işlenebilirdi. ama müziklerini beğendim.. 5/10","label":2} {"text":"Ruhunuzda bir çentik daha atarak, sizi biraz daha farklı biri, iki saat öncesinden daha başka bir insan yapan şeylerden biri de bu filmdir. Bu şeyler, çok şeşitli olabilir. Bir araba kazası, biten bir aşk veyahut can pazarına bir seyahat, uzaylılar tarafından kaçırılmak........ artık öyle bir şeyler. O şeylerden biri de bu filmdir. Sizi biraz daha az siz yapacak. Keşke her okulda izletseler.","label":5} {"text":"Benim filmden naçizane anladığım şu oldu: Kıyamet kopmuş kendince, ama kıyamet öyle anladığımız manada değil, böyle hafiften bir \"restart\" olayı var, filmde Paul'ün de bahsettiği gibi. Finalle ilgili olarak, yerlere yuvarlanan elmalar ve sağ kalan bir beyaz kız-bir siyahi erkek ise bana \"Adem-Havva\" göndermeleri gibi geldi sadece.. Bunun dışında, filmde bahsi geçen kabilenin başına gelenler uydurma değilmiş, böyle bir olayın gerçekten olduğu ile ilgili bir dünya kaynak var internette ama ne kadarı doğru ne kadarı yalan bilemiyorum.. Özetle aslında fena sayılmayacak bir konuyu iyi işleyemeyip mahvetmişler gibi geldi bana..","label":4} {"text":"Romero ustaya hiç ama hiç yakışmayan bir film.Nerde o eski filmlerindeki kara mizah,ince göndermeler.Olmamış 4/10","label":3} {"text":"http://www.youtube.com/watch?v=Q4Z5olQXH2A","label":7} {"text":"Kesinlikle 3 boyutlu olarak izlenmesi gereken müthiş bir görsel şölen. Başından sonuna kadar düşmeyen temposuyla, güzel mekanları ve müzikleriyle, içerisindeki hoş komedi unsurlarıyla dolu dolu bir macera.","label":8} {"text":"Travma sonrası stres bozukluğu.. Joker'i henüz izlemedim ama Joker'in bu filmden esinlenildiğini öğrenmiş oldum. Jerry Lewis \"Dünyaya bir çocuğun gözlerinden bakıyorum çünkü hala 9 yaşındayım diyordu. Başka bir söyleşisinde tam bir ahmağı canlandırarak başarı yakaladığını da söylüyordu..\" Rupert Pupkin'le şahane bir dışavurum yaşamış sözler. Filmin son 10 dakikasında kendimde, buruk ve şiddetli bir kahkaha karışımı, ahmak acı bir ruh hali hissettim. Çok başarılı çok iyi tatmin eden bir yapım.","label":8} {"text":"Türk sinemasının en iyi ilk 5 filmlerinden birisi bence.","label":9} {"text":"Allah aşkına film amerikalıların aptallığından başka bir şeyi göstermiyor, zaten bana sorarsan filmde diktatör dediğin adamı aslında övmüşler, hadi yapabiliyorsa Esed için böyle bir film yapsın Amerika, hadi yapabiliyorsa Sisi için yapsın, İsrail'in zulümleriyle alakalı bir film yapsın da ondan sonra bana Kuzey Kore'liler açlıktan ölüyor, onlara özgürlük götürüceğiz diye hava atsın. Asıl amerika ahlak açlığından ölüyor, bu filme verdiği destekle obama da dahil. neyse sadece film olarak izlerseniz keyif alırsınız iyi seyirler...","label":6} {"text":"Pixar'ın son yıllarda animasyon konusunda ne kadar geliştiğini kanıtlayan bir film olmuş. Grafikleri o kadar gerçekçi yapmışlar ki bir an filmdeki kediyi gerçek sandım. Baş kötü olan gösterilen karakterin aslında sadece sevgisiz olan bir oyuncak olduğu ortaya çıkınca gerçekten duygulandım. Onun haricinde Bu film Buzz'ın davranışlarını garip buldum. Sanki önceki filmlerde Buzz karakterinden tamamen çıkmış, iç sesi olmadan hareket edemeyen bir Buzz halini almış. Bunun sebebini Toy Story'nin sonunda yaşadığı travmalar olduğunu düşünüyorum. Toy Story serisinin verdiği tadı bozmadan devam etmesi sevindirici.","label":8} {"text":"adrien brody, dünyanın en güzel çirkin adamı. oyunculuğu da her filmini izlettiriyo","label":7} {"text":"İnternette baya bi sitede inanılmaz kötülenmiş olduğunu gördüğümden ertelemiştim izlemeyi ama şaşkınım şu anda. Ben baya beğendim ya heyecanla seyrettim farklı da geldi fazlaca. Zevksizim ben galiba :(","label":6} {"text":"Harika bir filmdi; çevik kuvvet polislerinin çalışma şartları, yaşam standartları, çektiği zorluklar gerçekçi bir şekilde izleyiciye aktarılmış. Film aynı zamanda İtalya'daki toplumsal olaylara da değinmiş Oyunculuklar da mükemmeldi.","label":8} {"text":"2002'de Tobey Maguire'lı seri ilk gençlik dönemimize denk gelmişti. Sam Raimi'nin usta imzası, Maguire'ın role cuk oturması (o yıllarda daha melodramatik bir karakter olarak ele alınıyordu Peter Parker), Mary Jane rolünde Kirsten Dunst, James Franco'nun gençliği, dönemine göre başarılı sayılacak görsel efektleri vs. ile hoşumuza giden ve devam filmlerini büyük merakla beklediğimiz bir filmdi. Üçüncü film biraz zorlama hissettirse de, özellikle ilk iki film hafızamda güzel hatıralar bırakmıştı. Sonradan Andrew Garfield'lı seri, tamamen havada kaldı benim için. İki filmi de izledim ancak neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum. Ve son olarak Avengers'ın bir parçası olarak, 15 yaşındaki yepyeni Peter Parker'ımız, Tom Hollanda çıktı. 15 yılda 3 farklı aktör ve 3 farklı seri. Bu sonuncusunu da gayet başarılı buldum. Eğlence dozu yüksek, itici olmayan bir Tom Holland, daha ergen, daha aksiyonlu, daha efektli ve Avengers ekibinin de konuk oyunculukları ile keyifli bir film. Marvel bu anlamda zaten yıllardır çıtayı çok yukarılarda tutuyor. Sayısız süper kahraman filmleri var, tamamını izlemesem de izlediklerimin her biri kendi içinde güzeldi. Sanırım bu böyle devam edecek. Biz de 2002 yılının hatıraları zihnimizin bir köşesinde kalarak, arada bu yenileri takip etmeye devam edeceğiz.","label":7} {"text":"keyifli bir yapım olsada çizgisini korumakta sonlara doğru zorlanmış soundtracklar çok başarılıydı yalnız.. 6 filme +1 soundtracklara.","label":6} {"text":"Karadeniz anlasilmiyor kulağı tırmalıyor. Çizgi filmlerde hos oladıgi cok aşikar. Oysa güzeldir karadeniz ağzı.","label":0} {"text":"bazı arkadaşlar filmi eleştirmek yerine kendi görüşlerini burada paylaşıyorlar. herkes kendi işine baksın. eşcinsellerde insan ve herkesin kendi tercihi, hayır yani saçma yorumlar yapan arkadaşlar, siz kimsiniz ki adamların hayatına karışabilecek hakkı kendinizde görüyorsunuz? biraz objektif olun , burda eleştirisi yapılması gereken film. üstelik bu film 2 oscarlı bir film.konuyu saptırmayalım ve filmi eleştirelim","label":7} {"text":"Jet Li'nin filmleri arasında oldukça keyifli olanlarından biridir. Yaşadığı beldenin hanedanı yok edilince, hanedanın son varisini alır ve kendi gibi yetiştirir. Ardından göçebe bir yaşam ile hayatını sürdürürken bir iş fırsatı yakalar. Bu işi yerine getirmeye çalışırken ilginç kişiler ve olaylarla karşılaşır. Filmdeki Deanie Ip'in kattığı renk ayrıca hoştu.","label":6} {"text":"gayet tatmin edici bir devam filmi olmuş ama gwenın ölümü cok duygusal sahne olsada ölümünü cok kolay basit buldum 3. filmini cıkarmamaları kötü olmuş büyük ihtimalle hasılat rekoru kırsada 2. film beğenilmediği için devamı gelmemiş yoksa 4. filmi bile olabilirdi bu serinin cünkü oyuncu performasları gayet başarılı olmuş ve andrew garfield ve emma stonenun uyumları cok iyiydi diyebilirim tabi tobey maguire kirsten kurnst james franco üçlüsü kadar olmasada birde önceki seride harry ile kardeş gibilerdi ama bu filmde o yakınlığı pek göremedim tabi o seri başyapıttı hicbir örümcek adam filmleri yaklaşamaz o ayrı konu :D emma stone ve andrew garfieldda o seneler sevgililermiş aslında cok yakışıyolarmış keşke ayrılmasalardı 10/7","label":6} {"text":"diziyi izlemediğim halde keyif aldım.defalarca izeleyebiliceğimi düşünüyorum.hiçbitmesin istedim:(((bir erkeğin beğenebiliceği tarzda bi film diğil sanırım bayanlar daha çok sevicektir.moda,aşk,arkadaşlık üzerine komik eylenceli akıcı görsellik olarak doyurucu bir film...bukadar seviceğim aklıma gelmezdi.dvd 3 adet alıp 3 kız arkadaşıma hediye etmeyi düşünüyorum:)))kim derki bu 4 güzel hatun 40-50 yaşında diye..umarım o yaşlarda bende öyle olurum:))iyi seyirler bayanlar","label":7} {"text":"eh işte. chande baya yaşlanmış yaaa . :D","label":5} {"text":"hiç bir şekilde seriye yakışmayan bir film olmuş... gerçekten büyük fiyasko.. saçma senaryoyu en azından güzel sahnelerle süsleyebilirlerdi ama onu bile göremedik... bence senaryonun çok kötü olması ilk 4 filmede zarar veriyor... sinemada izlediğime çok pişman olduğum bi kaç filmden bir tanesi.. 2/10","label":0} {"text":"tipik amerikan filmi gibi. ama kötü diyemiycem , film gzldi bence. baştol oyunucusu çok tanıdık olmasada fena deildi. izleyin bence , bişi kaybetmezsiniz.ha bu arada unutmadan , sapık tipli filmlerden","label":7} {"text":"bence gayet iyi bir filmdi, psikolojik gerilim açısından izleyiciye bekleneni veriyor. sonuçta üç kişiyle yapılmış bir film ve atmosfer açısından oldukça gergindibir çok kişi filmde mantık hatalarının bulunduğundan yakınıyor da anlamadığım şey insan gerçekten bu gibi ölümle burun buruna geldiği durumlarda panikten ya da ne bileyim korkudan mantıklı düşünememesi normal değil midir. elde patlamış mısırlarla oturduğunuz yerden karakterlere akıl verme çabasında olabilirsiniz ancak arasıra yönetmenin olup biteni gerçekçi yansıtmak istemesini de hatırlamalısınızsonuç olarak ben filmi beğendim. 'açık deniz'den hoşlananlara hiç çekinmeden tavsiye edebilirim","label":6} {"text":"İlk defa beyaz insan görünce onu tanrı sanması :(","label":7} {"text":"Tahmin etmediğim kadar iyiydi. Çok güldüm, çok kahkaha attım. Komedi seviyorsanız mutlaka izleyin.","label":6} {"text":"\"umut verici\" bu filmi nitelendiren en iyi kelimelerden olsa gerek..","label":6} {"text":"Funny Games ve No Vacancy ile aynı tarz sahneler boldu. Film sadece kapı çalma sahneleriyle sinir bozmaya çalışıyor. İzlemenizi pek tavsiye etmiyorum.","label":4} {"text":"Oyunculuklar tartışılabilir.Bence başarılı idi.Ama eleştirelere katılamıycam.Film gerçekten farklı senaryosu ve sıradışı.Özellikle filmin sonunu devamlı merak ediyorsunuz.Tam bitti rahatladım dediğiniz anda tüh olaylar daha yeni başlıyormuş dedirten bir film.Ayrıca filmin verdiği mesajı kimse anlamamış sanırım final sahnesindeki karar anı ve mesaj her insanın zor durumda kalacağı bir hayat tecrübesidir.","label":7} {"text":"Basit bir hikaye ama güzel.","label":6} {"text":"Vasat netflix filmi.","label":1} {"text":"Kenarda köşede kalmış fakat mutlaka izlenmesi gereken müthiş bir film. Yönetmen göstermek istediğini hiç sulandırmadan fakat son derece etkileyici şekilde anlatmayı başarmış.","label":7} {"text":"Tarihteki abartılan balonlardan biridir bu da. Neden bu kadar beğenildiğini anlamak zor değil ama. O dönemlerde Lucas ve Spielberg ikilisi harika bir prodüksiyon koyuyor ortaya. Zaten Lucas'ın başka bir meziyeti de yok. Oyunculuklar okul müsameresi tadında. Senaryo vasat, hatalar bol. Zamanına göre bazı konularda çok ilerde onun dışında idare eder bir film.","label":6} {"text":"izleyeli uzun bir szaman oldu ama ..fena olmayan bi animasyon...ama Ice Age gibisini beklemeyin yalnız..ii seyirler...","label":6} {"text":"Uzun yazmayacağım. Çok çok Eğlenceli olmuş ancak JJ Star Trekde becerdiğini burda yapamamış. Stunt yönetimi rezalete çok yakındı. Senaryo olsaydı ondan da bahsederdim. Star wars fanı falan değilim, ancak bu da yüzlercesi gibi bir film. Senaryo anlamında yalapşap, atmosfer anlamında ve 3 boyutta çok başarılı. Bu kadar ya. 63/100 Edit: Fanı değiliz dedik de bir saygımız da var yani :)). Jedi, sith, ışın kılıcı bunlar önemli öğeler ancak bu filmde hepsi o kadar yavandı ki... Halen 9.1 puanı kim verdi diye düşünüyorum. Anlamak mümkün değil gerçekten. Bir marka adı, ürünün önüne bu kadar geçmemeli. SPOILER SPOILER SPOILER SPOILER SPOILER SPOILER SPOILER SPOILER SPOILER SPOILER O ışın kılıcı sahneleri filmde hiç olmasaydı emin olun 10 puan daha eklerdim. Bu dev bütçenin stunt ekibi yönetmeni neredeyse çıksın. Kesinlikle yok edilmeli. Darkness markness. Sonu aydınlık bu işin.","label":6} {"text":"Bir insanın toplumdan kaçışını aslen doğaya, hayvanlara ve geçmişine yani kendine kavuşmasını anlatıyor. Hepimizin ihtiyacı olan yalnızlığı muhteşem bir dinginlikle olumluyor. Yine çok beğendiğim, My Cctobus Teacher belgeseliyle benzer özelliklere sahip","label":7} {"text":"Film pek bir senaryoya sahip değil. Konu ilginç gibi gelse de pek etkileyici bir gidişat bizi beklemiyor yalnız bu filmde çok daha büyük bir gerçek yatıyor. Ortaçağ avrupasının en acıklı gerçeği hem de. Kadına verilen değersizliği çok iyi anlatabilmiş bu film. Bu açıdan bakınca Oscar'a aday olması bence doğru bir karar. O dönemde yaşanan köle tarzı işçilerin durumunu çok iyi anlatmış. Günümüz Türkiye'sinde ve dünyada hala bu tarz köle olarak görülen üç kuruşluk işle dünyanın gücünü vererek çalışan insanların ki bu insanları yönetenler hiç uğraşmadan zengin olanlar, gerçekçi yüzünü bize bir kez daha hatırlatmaktadır. Kapital sistemden nefret etmenin tam anlatısıdır bu film. Yoksa pek şahane bir kurguya sahip olduğunu söylemem ;ama izlenebilir seviyede. Saygılar","label":6} {"text":"kesinlikle ilki daha güzeldi buda güldürdü ama zaman zaman yinede argo kullanmadan güldüren oldukça başarılı bir yapım hakkını yememek lazım izlemeye değer","label":6} {"text":"Senaryosunu, filmde Lily James tarafından canlandırılan arkeolog Margaret “Peggy” (Preston) Piggott’un yeğeni John Preston’ın aynı isimli romanından (2007) uyarlayarak Moira Buffini’nin yazdığı “The Dig”, yönetmen koltuğunda Simon Stone’ın oturduğu biyografik bir drama… 1939 yılındaki Sutton Hoo kazılarının bir yeniden anlatımı olan ve tüm hakları, Mia Galuppo’nun 29 Ağustos 2019 tarihli The Hollywood Reporter haberinde belirttiğine göre BBC Films yerine Netflix’e devredilen bu film, oyuncu kadrosunun kusursuz performansının yanı sıra görüntü yönetmeni Mike Eley’in kamerasından yansıyanlar ve Stefan Gregory’nin kurguya eşlik eden enfes müzikleri ile göz kamaştırıyor… Hani zaten bugüne kadar, “içine Shakespeare kaçmış” olan tiyatro geleneğinden gelen sahne tozu yutmuş İngiliz oyuncularının sinemada herhangi bir başarısızlıklarına da rastlamadık… Gelin isterseniz hikâyeye biraz daha yakından bakalım… Basil Brown (Ralph Fiennes) sandalla karşıya geçtikten sonra bisikletine atlayıp höyüklerde kazı yapmak üzere “Pretty” ailesinin malikane ve arazilerinin bulunduğu Sutton Hoo’ya doğru yol almaktadır… Vardığında çaldığı kapıyı açan John Grateley’e (Danny Webb) evin “dul hanımı” Bayan Edith Pretty’i (yine Mia Galuppo’nun haberine göre bu önemli rolü Nicole Kidman’dan kapmış olan Carey Mulligan) sorar… Öğrendiğimize göre Ipswich Müzesinden James Reid Moir (Paul Ready) bir antik Roma villasının kazısı ile meşgul olduğu için buradaki iş eğitimli profesyoneller yerine kazıcılığı bir aile geleneği olarak sürdüren Brown’a kalmıştır… Bu arada Bayan Pretty’nin küçük oğlu Robert (Archie Barnes) ile de tanışıyoruz… Ancak taraflar ücret konusunda anlaşamadıkları için Brown, Bayan Pretty’e kibarca şans dileyerek kendi evine doğru ayrılır… Derken ailenin şoförü Billy Lyons (Robert Wilfort) yolunu kestiği Brown’a, Bayan Pretty’den istediği haftalık £2’luk ücretin kabul edildiğinin yazılı olduğu bir not iletir… İşte o an, sorun çözülerek anlaşma sağlanmış ve her iki taraf da derin bir nefes almıştır… Her gün bisikletle gidip gelmek zahmetli olacağı için Brown, Billy’nin malikanenin mutfağından sorumlu olan karısı Bayan Lyons (Ellie Piercy) ile birlikte yaşadıkları müştemilattaki bir odada yatıp kalkacaktır… Kendisine kazı işlerinde John Jacobs (Joe Hurst) ve George Spooner (James Dryden) yardımcı olacaklardır… Kazı başlar başlamaz Ipswich Müzesinin yeni müdürü Guy Maynard (Peter McDonald) ile Reid Moir, durumu yerinde görmek üzere ziyarete gelirler… Tabii ikilinin asıl niyetleri Brown’ı Bayan Pretty’i ikna etmek suretiyle alarak halihazırda yürütmekte oldukları villa kazısında kullanmaktır… Ama Brown kesinlikle başladığı işi yarım bırakmak niyetinde değildir… İşler tüm hızıyla devam ederken Bayan Pretty’nin kontrol için kazı alanına gittiği günlerden birinde Brown, oluşan bir çökme sonucunda toprak altında kalır… Korkunç gibi görünen bu kaza, yapılmakta olan kazıda ciddi bir dönüm noktası olur… Zira yanlış yeri kazdığını düşünerek farklı bir alana yönelerek kazmaya başlayan Brown, Anglo–Sakson dönemden kalma bir gemi kalıntısı bulur… Çok geçmeden mevzuya, Brown’ın kendisine temiz gömlekler getiren karısı May’de (Monica Dolan) dahil olur… E, Bayan Pretty’nin desteğini istediği Ipswhic’de yaşayan (ve Kraliyet Hava Kuvvetlerine savaş pilotu başvurusu bulunan) kuzeni Rory Lomax’ın (Johnny Flynn) ne kusuru var? O da çıkıp gelir… Yalnız sağlık kontrolü için Londra’ya kadar uzanan Bayan Pretty ile Nazilerin hava saldırılarına hazırlanan Londra’nın hali pek hoş değildir… Fakat daha da kötüsü, Reid Moir ve aralarında William Grimes ile John Brailsford’un da bulunduğu yetkililer eşliğinde gelen (ve bu kazı sayesinde Kraliyet Coğrafya Topluluğunca 1967 yılında “Victoria Madalyası” ile onurlandırılan) arkeolog Charles Phillips’in (Ken Stott), Britanya Müzesi adına kazıya el koymasıdır… Üstelik tam da Brown, bir mezar odası da bulmuşken… Peki, ne olacak şimdi? Bayan Pretty ile Brown pes ederek, havlu mu atacaklar? Henüz dakika 40… Geride, aklınızdaki tüm soruların yanıtlanacağı koskocaman 72 dakikalık bir bölüm sizleri bekliyor olacak… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"son zamanalrda 5 element üzerine farklı bakışlardan biri olarak yorumluyorum. kitabı okumadım ama belli ki konu bu, sinemasal anlamda iyi bir yapım olmuş kendimi filmin sonunda kutsanmış hissettim. :) zevk alarak islediğim bir film oldu oyunculukları konuşmaya gerek yok sanırım. 2 saatlik bir filmi bittiğinde daha kısa gibi hatırlatıyorsa size bilin ki size zevk vermiştir. 10/8","label":7} {"text":"Yorum yapılacak bir şey göremediğim için sadece izlemeyin diye yorum yapıyorum hayatımda izlediğim en berbat Türk filmi Yumurta idi Yabancı film olarak ta bu filmi yazdım hayatınızdan giden 1.5 saat tan başka kaybedecek bir şeyiniz yok","label":0} {"text":"Kesinlikle harika bir filmdi.Bir Mark Ruffalo hayranı olarak hem filmini hemde oyunculuk performansını çok beğendim..Özellikle final sahnesinde dört dörtlük bir performan sergilemiş..Kesinlikle izlenmesi gereken bir film diye düşünüyorum..","label":9} {"text":"Ilk cümlem su olacak Harikasin Nicole bu kadar büyük bir drami ve aciyi yasayan bir anneyi en iyi canlandiran Nicole Kidman a büyük alkis, gerçekten iyi bir oyuncu.. Acisini resmen içinizde hissediyorsunuz.. Filmin tümü için ayni düsüncelere sahip degilim ama bütün olarak süper olmasada basarili bir yapit.. Hayattan bir kesidi gözler önüne seriyor. Aci büyük ve dayanilmaz..Bir ailenin kaldiramayacagi kadar zor..Bunu tarif etmek ve anlatmak bir o kadar zor..Film bir kereyi sunuyor sanki size..Gelisme ve sonuç olmadan sadece olaylarin içine salip ayni hizla çikiyorsunuz.. Kaliteli ve güzel isik ve görüntü çekimleri göz alici...Geriye dönüsler geçmisi tekrar yasamalar yerinde ve doyurucu..Hüzünleneceginiz yerler çok... Unutulmaz bir söz Tanri Melek olarak yanina aldi, istese kendine Melek yaratamazmiydi..& Bir düsünün... Izlenmesi gereken bir yapit...","label":6} {"text":"matthew mcconaughey'in oscarı sonuna kadar hakeden bir performans sundugu film. jared leto'da hak ettiği ödülü aldı. izlenmeli.","label":8} {"text":"Harika bir film. Türkiye sinemasinda böyle islerin cikiyor olmasi cok sevindirici. Cem Yilmaz sinemasinda ve genel olarak sinema tarihimizde cok degerli bir eser olarak kalacaktir diye düsünüyorum. Emegi gecenlerin eline saglik :)","label":8} {"text":"Gerçekten çok sevdiğim bir filim ama gidemedim brmarhmwthmtgm4wyj4w6jryjwtukw5ukstuksyikysikwyilwtikwtuktuk25uk","label":9} {"text":"İstiklal marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoyu böyle berbat anlatılmazdı. Amaç sadece Mustafa Kemal i temize çıkarmak. Şu sinemada tekim. Bomboş. Hiç para harcamayın.","label":0} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmler arasında ilk sırada yer alabilecek bir film olur kendileri. Gerçekten vaktimin boşa gittiğini hissettim bu filmi izleyerek.","label":0} {"text":"Diananın Charles ile çatışmalarına yer verilmeliydi. Bazı şeyler havada kalmış.","label":7} {"text":"tony gatlif tabiki her zamanki gibi, müzigiyle uçurur. bir öze dönüş hikayesidir; çingenelerin özendiren hikayeleri; ayrıca filmin son sahnelerindeki ayin gibi sahnede hiç kesmeden 10 dakkadan fazla görüntü kaydetmesi ve hiç koparmaması hayran bırakmıştır.","label":7} {"text":"hikaye taslak olarak klasik olsa da sinemada pek denenmediği için özgün sayılır. ama yapmayın müziği filmden çıkarırsak 2. sınıf korku filmi gibi kalıyor. hatta ikinci sınıf korku filmleriyle dalga geçen scary movie tadı aldım birçok yerinde. \"kardeşim halisülasyon onlar ne olacaktı.\" şizofren her 20 saniyede bie halisülasyon görmez bu 1. seyirci beyaz kuğu hangisidir siyah hangisidir karıştırıyor bu 2, yönetmenin büyük hatası, zaman dar olduğu için saf kızın gittikçe delirmesi sahneleri ard arda gelmiş. filmin kurgusu korkunç \"ce-e\"ler üzerinden gidiyor. müziğin gücüyle görsel bir melodram olmuş diyelim, ama gerçekte üstü çok süslü saman pastası.","label":8} {"text":"sine/masal etkisi oluşturan açılış ve final sahnelerive gerçekçi, acıtıcı hikayesi için izlenmesi gereken bir güney amerika başyapıtı.","label":8} {"text":"ciddi bir şekilde, ses sisteminde gece yalnızken izledindiği zaman etkisini gösteren öteki türlü geyik yapacağınız bir film olur. bir de klişe bir görüş vardır ya kız arkadaşı adayıyla ne izleyeyim diye o film bu filmdir:) onun dışında oyunculuk vasat...","label":1} {"text":"Çok iyi oyunculuklar sıkı bir gerilim. Hayal kırıklığına uğratmadı, izleyin derim.","label":7} {"text":"Bence şu gayet açık; natalie portman yaşadığı sürece sinema sektörü devam edecek. tek başına film bu kadın.","label":6} {"text":"belki hata yapıyorum ama filmin çekilmeye başlandığı haberlerini öğrendiğim andan itibaren izlememek için söz verdim. hala da izlemedim. bunun nedeni ise gerek magazin basınında gerekse bazı köşe yazarları tarafından mahsun kırmızıgül'ün yılmaz güney ile kıyaslanması oldu. Bir diğer filmini ise maalesef yaptığım şehirlerarası yolculukta parça parça izlemek zorunda kalmıştım. Bu yüzden pozitif ya da negatif bişeyler söyleyemiyorum filmle ilgili olarak. Sadece mahsun kırmızıgül'den nefret ettğimi söylemek istedim.","label":6} {"text":"Bu film lisedeyken bana nasihat gibi gelmişti. Özet olarak, cesaret ve aklını kullanmak ; bu iki kelime bir aradayken ne işe yarıyor? Beyninize işlenecek bir takım şeyler falan.","label":8} {"text":"50'li yılların başarılı canavar filmlerinden birisi, özel efektleri bugün bile kötü değil. Tarantula gerçekçi. Günümüzde bilimadamlarınca denenen bazı deneyler filmi daha etkili kılıyor. Yine de en iyimser halimle bile başka güzel yön sayabilir miyim? Hayır. Tarantula, hava kuvvetlerine karşı. Pilota dikkat.","label":6} {"text":"Oyuncular ortamın havasını çok iyi veriyor. Tabi daha detaylı anlatılabilirdi ama çerezlik olmuş. Sürükleyiciydi.","label":7} {"text":"Trajikomik bir karakter oluşturulmak istenirken, komik bir karakter oluşturulmuş filmde. Filmin ilk yarısını izlerken bazı sahnelere çok güldüm ama, o sahneler dramatik sahnelerdi. İkinci yarı biraz daha iyi gibi ama; Attila Dorsay röportajında, gençlerin yolunu açmak için, sinemaya yeni bir kan getirebilmek için Altın portakalda ödülleri 'yeni sinemacılar'a verdiklerini belirtti. Aslında kötü birşey yapmadılar. Bağımsız sinema sadece festivallerde sesini duyurabiliyor.","label":0} {"text":"Kitabı okumadım o yüzden kitap ile film arasındaki kıyası yapamayacağım. Fim polisiye/macera alanında daha sürükleyici olabilirdi. Buna rağmen Jean Renonun hatırına 7/10 veriyorum ...","label":6} {"text":"Bazı şeyleri tadında bırakmak gerekir.","label":3} {"text":"çok istiyorum bu filmi..","label":4} {"text":"ALLAH BELANIZI VERSİN TEK KELİMEYLE DOLANDIRICILIK ORTADA FİLM YOK ARADA İZLETİLEN REKLAMLAR BİLE KEYİF VERDİ VİDEONUN NE BAŞI VAR NE SONU VAR NE ORTASI VAR KESİNLİKLE DAVA EDİCEM BUNU OYNATAN SİNEMADA DOLANDIRICIDIR BU KADAR NET ORTADA VİDEO BİLE YOKKEN MİLLETTEN PARA TOPLAYAN SİNRMALAR DİYCEK SÖZ BULAMIYORUM SİNİRİM ÇOK BOZULDU","label":0} {"text":"sürprizini kaçırmak istemem ama bu filmi korkmak veya gerilmek umuduyla izlemeyiniz. yoksa büyük bir hayal kırıklığı yaşarsınız. not: film çekilirken muhtemelen yönetmenin kafası güzeldi.","label":4} {"text":"çok tatlı film yapmışlar :)","label":7} {"text":"Tam olarak bir spor filmi diyemem. Daha çok Amerikan adalet sistemine yönelik bir film. Ne yazık ki gerçek bir hikaye. Filmin neredeyse tamamı Brian Banks'in kendini aklamaya çalışmasıyla geçiyor. Bu yüzden spor teması beklentisiyle izlememek doğru olur. Aldis Hodge rolü çok iyi oynamış. Brian ve annesinin duyguları çok iyi aktarılmış. İş ararken karşısına çıkan zorluklar, kız arkadaş konusunda yaşadığı zorluklar, annesiyle yaşaması ve annesinin fedakarlıkları duygusal ve gerçekçi olarak ele alınıyor. Bir hayattan yılların nasıl çalındığı empati yaptırıyor ve izlemek gerçekten üzücü bir hal alıyor. Brian'ın defalarca vazgeçmek zorunda kalması ama en küçük ihtimale bile umut bağlaması, bu umudun peşinden sürüklenmesi izleyiciyi de sürüklüyor.","label":6} {"text":"Biraz daha kaliteli olabilirdi gibi geldi sanki birşeyler eksikti ama favori oyuncularımdan Clive Owen varsa bir filmde o film izlemeye değerdir..8/10","label":7} {"text":"Birinci film için söylediğim tüm olumsuz şeyleri geri alıp özür diliyorum, ikincisi gerçekten hayatımda izlediğim en saçma filmlerden birisi. Yani tamam slasher diye çok bir beklentiyle izlemiyor insan zaten ama bu nedir arkadaş...","label":0} {"text":"ILK fılmın devamı oldugunu hıssettırıyor.ancak kralıce rolu cok gucsuz uyarlanmış.kadın hasbel kader basarılı olmus gıbı.yardımcısı olmasa hıcbırsey beceremeyecek ama hıc kıymetını bılmıyor.fılmın 1 saatlık kısmı boş beleş dıyaloglarla gecıyor.hala bakıre olmasıda enteresan .daha ılk fılmde ılk gun ılıskısı olan bırı degıl mı bu? butun ulkelerde kadının gonul ılıskılerını bılıyor.kendı sevdıgı adamı baskasına verıyor falan........ açıkçası kostum dızayn guzel.savaş sahnelerı emek harcanmış ama ınandırıcılık yoktu.steven spilberg bu sahnelerı cekmelıydı.ama dram ogelerı entrıka yerınde kullanılmış.gereksız esprı dıyaloglarıda fılme yakısmamış.45 yıl ıngıltereye guc veren kralıce havası yoktu fılmde.7 verdım.","label":6} {"text":"Ah be Tomris ah ne desem ki... Yani sinemadan çıkınca yaşadığım hayal kırıklığını başka nadir filmlerde yaşamışımdır. Sen o kadar zaman bekle bekle... Yani yeni bi yönetmenin ilk filmi olsa anlarım, yani o kadar basitçe ve yapay ki bi çok şey. Mesela -Yaşanan siyasi olayların gölgesindeki aşk hikayesi bi türlü yapmacıklıktan uzağa gidemiyor. -İlk yarısı o kadar sıkıcı ki bi türlü giriş faslı bitmiyor acayip sıkıyor. Hadi 2. yarı düzelecek diye bekliyosunuz ama film bitiyor eeee diyosunuz kendi kendinize. Geriye akılda kalan Behçet Karakteri, Okan Yalabık ve Güzel müzikler başka koca bir hiç... Herşeye rağmen izleyin derim; sonuçta hâla kendimizle hesaplaşmaktan kaçtığımız bir konu yüreklice sinemaya yansıtılmış ama keşke vasatın üstü olsaydı. Bu şekliyle çok sıradan. 6,9/10","label":6} {"text":"Altı doldurulması gereken birçok noktası yüzünden eksik kalmış bir film. Kendi tabiriyle, \"fahişeliği seviyorum, erkekleri seviyorum, sevişmeyi ve parayı seviyorum\" diyen Marie, bir gün otelin kenarındaki bir çöplükte yatan adamı evine alır, o gece içerisinde kendisine aşık olup pezevengi olması ister. Garip bir şekilde fahişelerin mutlaka pezevenge ihtiyacı olur manasını anlatmaya çalıştıklarını düşünüyorum. Sonra, doğal olarak insanoğlunun bi tarafı kalkar ve kendisine yapılan bu iyiliği farklı şekillerde kullanmaya çalışan Jeannot, bir manikürcüden hoşlanır. Onu da kendi altında çalışan bir fahişeye çevirmeye çalışırken de işler ters gider. Filmin ana hikayesinden çok, Marie'nin anlatıları ve insan çeşitliliği ile ilgili göndermelerini beğendim diyebilirim. Bunun dışında Jeannot'u yakalayan ekip, sanki köklü bir sahtekarmış imajı verdiler ama onunda altı hiçbirşekilde doldurulmayıp havada bırakıldı.","label":4} {"text":"Sonu kolayca tahmin edilebilecek, sıradan gibi görünen bir konusu olmasına rağmen o kadar samimi, o kadar sıcak bir anlatımı var ki duygulanmamak mümkün değil. Belki bir insanın hayatında izleyebileceği en iyi ilk 50 filminden biri değil ama türü açısından kesinlikle herkesin büyük zevkle izleyeceği etkili bir drama. 8,5 / 10","label":8} {"text":"Ne Chuck Palahniuk hayranlarına ne de kitabı henüz okumamış izleyiciye yaranabilmiş bir film ''Choke''.Romanı okumadan bile başlı başına bir film olarak derinlik taşımadığı,yüzeysel olduğu görülüyor.Marvel uyarlamalarında Ajan Coulson olarak tanıdığımız Clark Gregg bu ilk ve tercihen zor yönetmenlik denemesinin altından kalkamıyor maalesef.","label":5} {"text":"Yaşlı baba karakterin mutluluğu ararken kullanmayı bıraktığı tuzun, mutluluğu aramayı bıraktıktan sonra ortaya çıkması. Hayat enerjiniz hayata ilginiz hala biraz olsun varsa, rol yapmaya devam ediyorsanız izlemeyin. Geri kalan herkese iyi seyirler.","label":8} {"text":"Sadece bir transfer hikayesinden belgesel çıkabilir mi? çıkabiliyormuş. dönemin görüntüleriyle sıkmadan güzel işlenmiş, ilgisi olanlara tavsiye ederim. taraf tutarak günah çıkarma ya da kötüleme de yapılmamış, konudaki tüm kahramanların kendi fikirlerine yer verilmiş. sonuç ise; takım elbiseli kravatlılar, medya, menejerler ve para bu oyunu mahvetmeye her dönem devam etmiş, ediyor da..","label":6} {"text":"Hepimiz doğduğumuz aile sisteminin kaderinden ve dinamiklerinden etkileniriz. Sistemin kolektif gücü hiç tanımadığımız aile bireylerinin bile yaşadıkları olaylardan dolayı kendi kaderimizin etkilenmesini sağlayabilir. “Dede erik yeri torunun dişi kamaşır...” Oysa sistem sadece aile bireylerinden oluşmaz. Kan bağı olmayan kişiler de sistemimizde önemli rol oynuyor olabilir. Bu kişiler bir şekilde ailemizle ilişkide olmuştur. Bu ilişki nasıl oluşur? Bir iş ortaklığından ailenin batmasına sebep olan veya ailede bir kişinin ölmesine neden olan biri olabilir. Aile üyelerinin birinden ayrılmak istememesine rağmen terk edilen eski nişanlı veya sözlü olabilir. Trafik kazasında kazaya sebep veren biri olabilir. Hatta dünyaya gelecek bir bebeğin düşmesine veya kürtaj edilmesinde önemli rol oynayan biri olabilir... Tüm bu kişiler genellikle sistemde dışlanırlar. Oysa etkileri hala ailenin üzerindedir. Bu kadar savaşın gerçekleştiği 20. Yüzyılda doğan nesiller savaşta olan olayların, gizlenen sırların etkilerini hayatlarında farkında olsalar da, olmasalar da hissederler. Sanki hayatlarını derinden etkileyen bir güç vardır. [spoiler]Frantz isimli film I. Dünya Savaşı’nın hemen sonraki dönemde geçiyor. Anna’nın nişanlısı Frantz savaşta vefat etmiştir ve Anna nişanlısının ailesinin yanında hep beraber yas tutmaktalardır. Bir gün Frantz’ın mezarının başında hiç beklenmeyen biri belirir. Bir Fransız genç... Kısa bir süre sonra anlaşılacağı üzere Adrien adındaki bu genç savaşta Frantz’ı öldüren kişidir. Bu olayın yükünü atabilmek için Almanya’ya gelir, kurbanın aile ile tanışır. Önceleri kimliğini açıklayamaz ancak tek niyeti af dilemek ve yükünü az da olsa azaltmaktır.[/spoiler] [spoiler]Başlarda Anna ona karşı çok tepkili de olsa, yavaş yavaş Frantz’ın babası başta olmak üzere, onun ölümünün tek sorumlusunun Adrien olmadığını görmeye başlarlar. Büyük bir savaşın ortasında kalmış gençler mi sorumludur? Yoksa savaşı alkışlarla karşılayanlar ve oğullarını savaşa yollayan babalar mı? Yoksa onları savaşı alkışlatmaya teşvik eden politik düzen ve geçmişte yaşanan olaylar mı? Tüm bu olayların ötesine bakıldığında herkesi kurbanların kurbanı olduğu gerçeğini görmeye ve olanı olduğu gibi kabul edip, şu andaki kurbanın Adrien olduğunu görmeye başlarız. Tüm aile onu affetse de o kendi kendini affetmemektedir.[/spoiler] Yazının tamamı TuvaletKagidinaNotlar.Blogspot.com da...","label":7} {"text":"aşk ve savaşı güzel harmanlanmış bir film izlerken sıkılmadım ve zevk aldım 10-8 izlemeye değer","label":4} {"text":"başı ve sonu çok güzel ve etkileyicidir.","label":7} {"text":"rock n roll tarzını ve eski müziklerini seven biriyseniz bu bile yeterli izlemek için. Çok fazla önyargı ile sırf dönem müzikleri için bi bakayım dedim ama bir daha izleyebilirim.","label":7} {"text":"alttaki arkda halloweenin ekötüsünü bile izlerim demiş. bende öyle diyordum ta ki 2007 yapımını görene kadar. bunu izlemekte biraz şüpheliyim.","label":1} {"text":"kitabı okunan her film gibi önyargıyla yaklaşılanlardan one day fakat oyuncularının samimiyeti garip bir tebessüm yaratıyor yüzünde insanın her ne kadar bisikletli ölüm sahnesi fazla bulsam da samimi bir şeyler bakınıyorsanız kaçırmayın derim.","label":6} {"text":"film o kadar sıradan akıyor ki izletmesinin tek nedeni, herhalde şimdi bir şeyler değişir düşüncesi. Filmdeki iki türkten biri modern ve çalışan türk kadını iken diğerinin müslüman terörist olması da türkiye profilinin özeti açısından güzel bir tespit olmuş. ","label":6} {"text":"Bu filmde hiç bir duygu yok yaşananlar aktarılamamış.Çanakkale Savaşları nın en önemli olaylarından biri Seyit Ali Onbaşı nın mermiyi kaldırmasıdır.Mermiyi kaldırırken ağzından kan gelmemiştir.Bu olayda imkan yokmuş ki kendi başına kaldırmış kimse yardım edememiş ,arkadaşları savaşın ortasında film izler gibi Seyit Onbaşı na bakıyorlar.Savaş sahnelerinde alan çok az kişiyle ve dar bir alanda çekilmiş.Bu savaşa yakışan bir film olmamış.","label":1} {"text":"beğendiğimi söyleyemicem evet izliyorsunuz pek de sıkmıyor belki ama her şey apar topar oluyor üzerinde durulan tek şey kavgalar sanki filmin ilerleyişi tatmin etmiyor açıkcası. oyunculara tabi ki diyecek bir şey yok. çocukların diyalogları güzel olmuştu ve komikti.","label":5} {"text":"Kitabı beni kendine esir alırken, filminin bu kadar kötü olması hayal kırıklığı resmen... İyi ki sinemada izlemedim evde izlerken vaktime acıdım, bir de para vermiş olsam iki kat üzüntü yaşardım:) Yönetmenleri anlayamıyorum tabi ki bir kitabı sayfa sayfa filme yansıtamazsın da bu kadar kabak gibi belli ede ede bölük pörçük çekim yapılır mı ya! Duygu sıfır, oyunculuk sıfır, çekimler sıfır... Bir kere Jamie Dornan Christian Grey olamamış, ufacık bir benzerlik dahi oluşturamamış. Dakota Johnson ise tek bir kelime etmemi dahi haketmiyor. Tek iyi şey müziklerdi, bu film keşke hiç olmasaydı da kitap olarak kalsaydı Grinin Elli Tonu...","label":3} {"text":"Tamamen subliminal bir film.ruya kavanozlarında fırst naked wedding fırst naked worh tam ekran görünüyor. Her sesi duyan bir dev. ABD başkanını rüyada görerek mutlu olan çocuk. Dünyayı devlerden (terörden) kurtaran iyileştiren kraliçe. Artık dünyanın hâkimi iki karekter ABD ve İngiltere çünkü Osmanlı yok edildi.","label":0} {"text":"Orta sınıf bir gerilim-aksiyon.Ethan Hawke için yetersiz bir film denebilir.10/7","label":6} {"text":"dönüp dönüp izlerim 1 numara filmdir bi ara dizisini başlattılar filminin yanına bile yaklaşamaz","label":8} {"text":"bence sinema görsellik demek türk filmlerinde genelde duygu ve düşünceler ön planda dvd formatında daha kurtulamadı bir kaç türk film dışında sinemada izlencek kadar bir film olduğunu düşünmüyorum önceki türk filmlerinden aldığım izlenimler ışığında böyle düşünüyorum...o büyük büyülü ekranda herkes görsel efekt sıradışılık bekler..bu yüzdendirki matrix batman,süpermen,örümcek adam gibi filmlere bilet bulmakda zorlanırız..daha konuşamayan 1,5 yaşındaki bebeklere hadi bi örümcek adam yapta görsünler dedirtiriz :)))(elleriyle örümcek ağı gönderme hareketi )herkesin çevresinde çoktur bu tür durumlar...yinede izlemek isteyenlere şimdiden iyi seyirler.","label":4} {"text":"özellikle önce dizi finalini yeniden izleyerek izledim coşku sürüyor daha düşük bir tempoda da olsa dizinin tadını veriyor. saygılar w. w reis","label":7} {"text":"Sürpriz bir geçmis efekti , Wimpy kid bu sefer çok klasik olan bir dramla izleyicileri için güzel bir eglence sunuyor","label":4} {"text":"fikrime gore film biraz abartilmis gibi. insanlarin duygularina oynayabilmeyi iyi basarmis sadece, bunu yapmak icin klasik yontemleri secmis gibi geldi. arka sahnede down sendromlu cocuklari gostermek, surekli olarak kamera karsisina gozu yasli cikmak, biraz basit geldi bana. ozellikle ortalara dogru film sanki bi yarim saat havada kaldi bi yere gitmedi gibi. sunu da belirtmek lazim izlerken elbette ben de agladim, tersi mumkun degil zaten o kadar uzun uzun ve sirf duygulandirmak icin sahneler ardi ardina konmus ki... puan olarak 75 verdim, film guzel ancak kotu buldugum yerleri yazmak istedim, zira kimse pek bahsetmemis gibi geldi.","label":7} {"text":"danny boyle tarzı romantik komedi, türü sevmeyenlere bile sevdirtiyor. absürt, tatmin edici ve eğlenceli.","label":6} {"text":"İzleyecez inşallah vfgjvfgfghvffjkhgftujhvfft guihgfyu hfhchchcjchcjcjcjcjchfhfufufufuffufufudtdyf jgigifufufuf igigifufifufufifufifiivivivivgigifigifif","label":8} {"text":"Film senaryo olarak kendine ozgun bir film.Daniel Radcliffe filmde oyunculugu ile degil de karakteri ile on plana geliyor.Film genel olarak fantastik ola bilir ama sonuna dogru dramatiklesiyor. 10 ustunden 7.5","label":7} {"text":"sıkılmadan ızlıyecegınız guzel konusu ıyı ıslenmıs guzel fılm tavsıye ederım","label":9} {"text":"Korku filmi sevenlerin gönlünde ayrı bir yeri olan insidious‘un üçüncü bölümü Ruhlar Bölgesi 3 Insidious: Chapter 3, 5 Haziran’da vizyona giriyor. Warner Bros Türkiye basın gösterimi ile izlediğim film, başından sonuna akıcı bir anlatımla, gerilim dolu dakikalar yaşatıyor. Filmle ilgili bilgi vermeden önce ilk ve ikinci seri hakkında ufak bir bilgilendirme yapmakta fayda var. Blogumda bilgilendirme yaptım. Öncelikle insidious serisinin özellikle başarılı oyunculukları ile öne çıktığını belirtmemde fayda var. Etkisi ve diğer korku filmlerinden en büyük farkı, oyuncuları ve iyi yönetiminde gizlidir. Konusu itibarı ile bir yenilik sunmasa bile bu özellikleri sebebiyle özel ve değerlidir. Bu filmde de öyle olmuş…","label":7} {"text":"Eddie Murphy ve Ben Stiller ı gorunce cidden sadece komedi unsurların onde olduğu bir film bekliyorsunuz ama benim için enerjisi düşük bir film olmuş. Düşük diyorum ama izlenmeyecek kadar da değil elbet.","label":5} {"text":"anlamlı bir film izlenilebilir büyük bir beklemntiye girmeden izleyebilirsiniz modunuza göre gayet güzel sıkıcı sahneler uzatmalar elbet var genel manada hoş diyebilirim 8","label":7} {"text":"ben de çok ağlamadım filmde. çünkü ağlanacak bir şey yok, Türkan Saylan zaten her durumda ayakta kalıp, son ana kadar savaşmak gerektiğini anlatıyor. ağlamak yerine güçlü olmak gerek.. ağlamak yerine ben çok güldüm torununa falan özellikle :) bir de türkan saylanın kendi durumuyla dalga geçtiği yerlere.. çok doğal bir film. kısa zamanda çekilmiş olduğunu duyunca ben baya düşük beklentilerle gittim filme ama beklediğimin çok çok üstünde çıktı. sırf oyuncuların performansı için bile izlenir.","label":9} {"text":"Hep IMDB 250’deki yahut Metacritic “Mutlaka İzlenmeli” listesindeki filmleri izleme programımıza alıp yorumlayacak değiliz ya… Bu kez oldukça ani ve 180 derecelik sert bir manevrayla 3.3/10 (21.310 oy) luk IMDB izleyici puanı ile “IMDB Bottom Rated Movies” listesinin 56. sırasında yer alan; senaryosunu da yazmış olan Matt Angel ve Suzanne Coote ikilisini yönetmen koltuğunda oturdukları ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi “The Open House”u (2018) programımıza almaya karar verdik… 19 Ocak 2018 tarihinde Netflix tarafından yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 1.2/5 (1.642 oy) ve 3/10 (9 yorum) olan Rotten Tomatoes izleyici ve yorum ortalamaları da IMDB puanı gibi tam bir felaket… Bu puan ve yorumların neden olduğu bir ön yargı ile filmi peşinen gömmek yerine, gelin isterseniz son derece düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle mercek altına alarak bir de biz inceleyelim ve ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak oyuncu kadrosuna geçmeden, filmi izlerken seyir keyfimizi bozmak pahasına da olsa oynatımı birkaç kez durdurup bu puanları verenler ile aynı filmimi izliyoruz diye filmin künyesini kontrol etmek zorunda kaldığımızı da hemen belirtelim… Bunun dışında hem filmi izlerken ve hem de film bittikten sonra bu düşük puanları verenlerle empati yaparak hangi neden veya nedenlerle bu puanları vermiş olabilecekleri üzerine de uzun uzun düşünmüş olmamıza rağmen maalesef mantıklı bir sonuca da ulaşamadık… Aklımıza gelen tek tutarlı şey, kimse alınıp gücenmesin ama teknik olarak “bandoya katılmak” olarak da adlandırılan durum oldu bu… Neyse, biz tekrar dönelim filmimize ve tabii ki de öncelikle oyuncu kadromuza… Logan karakterini canlandıran Dylan Minnette, “Let Me In” (2010), “Prisoners” (2013) ve “Don't Breathe” (2016) den bu yana takibimizde olan oyunculardan biri… Doğrusunu söylemek gerekirse, Dylan Minnette’in bu film yani “The Open House” dâhil bugüne kadar olumsuz tek bir performansına rastlamadık… Gördüğümüz kadarıyla çıtayı sürekli yükseltiyor… Eminiz bir gün, “bingo” diyeceği bir filmde de oynayacak… Logan’ın annesi Naomi’yi oynayan Piercey Dalton’ın filmografisinde öyle çok ahım şahım filmler yok… Ancak gerek kendisi gerekse de yan rollerdeki diğer oyuncular ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmışlar… Teknik kadroya gelince… Bize göre, ağırlıklı olarak kapalı tek mekân ve gece çekimleriyle götürülmeye çalışılan filmde, dekordan kostümlere, makyajdan efektlere, kameradan ışığa ve sesten müziklere kadar her şey yeterince iyi… Fakat bu ekibin içinde editör olarak görev yapan Brad McLaughlin isimli öyle biri var ki, kendisi “Alpha Dog” (2006), “The Spirit” (2008), “Oculus” (2013) ve “Star Wars: Episode VII - The Force Awakens” (2015) gibi filmlerde Nick Cassavetes, Frank Miller, Mike Flanagan ve J.J. Abrams gibi ustalarla çalışma şansı da bulmuş… Ve gördüğümüz kadarıyla bu deneyimlerinde etkisiyle, filmin kurgusuna ciddi katkılarda bulunmuş… Filmin hikâyesine ve atmosferine gelince… Evet, karşımızda çok orijinal ve insana 94 dakika boyunca bulmaca çözdüren komplike bir hikâye yok… Ama basit gibi görünen bu sade haliyle dahi mevcut olaylar zinciri, gerilimi ve gerilimin ardındaki gizemli atmosferi filmin sonuna kadar taşımayı beceriyor… Bazıları, “Bari cinayetleri kim işliyor, onu anlasaydık” demişler… İyi de cinayetlerin failinin hikâyede hiçbir önemi yok ki… Burada önemli olan şey, cinayetlerin “Open House” konsepti (satılığa çıkartılmış evler için emlakçılarca düzenlenen bir –Open House- gününde alıcı görünümünde bu evlerden birine girerek kuytu bir köşeye saklanmak ve sonra kedi fare oyunu oynayarak evdekileri teker teker öldürmek) içinde işleniyor olması… Dikkatli izleyici filmin finalinde hikâyenin, devam niteliğindeki yeni “Open House” filmlerine de yelken açtığını fark edecektir zaten… Sonuç olarak, düşük bütçesine rağmen eli yüzü düzgün bir gerilim filmi izlemek istiyorsanız eğer, yapılan tüm olumsuz eleştirileri görmezden gelerek puan olarak 3 verdiğimiz bu filmi mutlaka izleme listenize alın deriz… Emin olun pişman olmayacaksınız… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 29 Ekim 2018 günü saat 01.10’da yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"Türk filmlerine hep bi önyargım vardır. Bunu öylesine pek bi beklenti içine girmeden izlemiştim ama yarısına gelince hoşuma gitti. Ne kadar hollywood komedileri gibi kaliteli olmasa da bizim kültürümüzü yansıtıyor. Bizim küfürlerimiz, bizim esprilerimiz, bizim yaşam standartımız var filmde. Ondan pek bi sıcak geldi. Ama son 5 dksında yine bir Türk filmi klişesi oluştu. Neresi tam bulamadım ama bi eksiklik var. Yine de sonu hariç olmuş derim. P. s: Hiç bişi olmasa da araba nerde, para nerde repliği kurtarır.","label":8} {"text":"Hayatın içinden gerçek bir kesit.. kahraman yok... olmadık atraksiyon yok.. yalın bir gerçeklik var..","label":6} {"text":"bence vasatı aşamamış,çünkü 1953 çevriminde vincent price'ın süper oyunculuğunun eşdeğeri tadındaki brian van holt'un oyunculuğu dışında,filmin kadrosu,paris hilton gibi ne olduğu belli olmayan kişilerle doldurulmaya ve de bundan rant sağlanılmaya çalışılmış...bir iki gerilim sahnesi ve de teen-slasher filmlerini andıran kesip biçme sahneleri dışında pek de bir artısı yok filmin..çok zamanı olupğ da öldürmek isteyen varsa izlesin derim.. 10/5","label":4} {"text":"İnanın belki ilk başlarda sıradan bir western gibi görülebilir ama sonradan kendinizi bir seyir zevkiş çekeceksiniz. Ve Masteng’lerin hikayesini izlemek sizlere zevk verecek. Mutlaka izleyin","label":9} {"text":"Filmleri sıfır beklentiyle izlemeyi çok seviyorum. Niye biliyor musunuz? Çünkü içinden geçen her bir sonraki adımı çok daha az tahmin etmeme fırsat veriyor. Bu filmde de oldu. Film durağan ilerlerken bir anda işin rengi değişti. Bence Oscar'lık bir filmdi. Emeği geçenleri kutluyorum.","label":7} {"text":"Milo Stitche hayran kalmamak mümkün değil. Çok başarılı kugusuyla harika bir animasyon. Hikayesinin uygulamasıyla bile 10/9..","label":8} {"text":"Film biraz zorlama ama yine de izlerken eğlendim. Rocky 4'ü çok seven biri olarak sıkılmadım ve serinin eski filmlerini hatırlamak güzeldi.","label":7} {"text":"Oyuncularin hepsi 60'larda bu güzel ve ne yazik ki gerçekçi senaryoda oynayacak kadar iyiler. Görüntüler süper .","label":7} {"text":"Film 1947 yılında son derece yoksul bir maden kasabasında yaşayan iki çocuğun birbiriyle olan samimi ilişkisini anlatmaktadır. Aynı anda komünizmin halka etkisi de işlenmektedir. Bölgede bulunan japonlarla olan etkileşimden tutun halkın içerisindeki bir çok probleme kadar değinilmiştir. Siyah-Beyaz çekim tekniği ile çekilmiş olan filmde insanların ne kadar çaresiz olabilecekleri iyi yansıtılmaktadır. Filmi iki perdede incelersek bir köyde geçen kısım ikincisi ise çocukların şehre kaçtığı kısım denilebilir. Şahsen ikinci kısmı başarısız buldum film ilk perdedeki havasıyla devam etseydi daha başarılı olabilirdi.","label":4} {"text":"ATV de yayınlanan \"Polis Akademisi\" serisi bitince devamına konulabilecek düzeyde basit bir film...","label":1} {"text":"filmde müzikler, ana karakterin iç dünyasını yansıtmak için harika bir araca dönüşmüşler, ne müziğin ne de ana karakterin profilinin ne kadar kıyak olduğundan bahsetmiyorum şimdilik. karakter analizine değer, renkli ve hareketli bi film olmuş, Guy Ritchie mi acaba diye düşündüm film bitene kadar ama değilmiş Benny Safdie'ymiş.","label":7} {"text":"Öldürülecek vaktim odluğu için izlediğim ve sonuç olarak hiç tatmin olmadığım film. Senaryo çok klişe ve benzeri bulunabilecek düzeyde, kalitede bir yapım.","label":3} {"text":"Bu haylaz amerikalılar gene ezber bozdular. Farklı hiç birşey yok filmde. Biraz uzaylı yüzü oda kostüm kiralanmış gibi az biraz bakın misali.) farklı tek bir şey var. Yıllarca bize uzaylıların insanları kaçırırken ufonun alt tarafından aşşağıya doğru ışık çıkartırlardı insanlarda yukarı doğru lay lay lom yukarı çekilirdi ya heh işte o yalanmış. Bu filmde insanları esnetme yoluna giderek farklılık yaptılar veya maliyetten kaçtılar.)","label":2} {"text":"SPOİLER Lele nin telefonuna gelen resmi bir tek ben merak etmedim heralde.","label":7} {"text":"Başarılı. Gülse klasiği. Sınıf komedisi değil tabiki fakat kendi sınıfından bakış açısı ağır basıyor. Çok da güzel olmuş","label":9} {"text":"Kusmayın! Hadi kusuyorsunuz, bok fışkırmasın tuvaletten. Korkunç!","label":7} {"text":"Denzel Washington çok klas bir oyuncu arkadaş. Dövüş sahneleri çok iyi. Ben çok beğendim. Denzel için bile izlenir :)","label":7} {"text":"İşkence pornosu olmaktan öteye geçemeyen bu filmin neden eleştirmenler tarafından bile övgüye boğulduğunu anlamak güç.İnsanı adeta aşağılarcasına arsı ardına işkence sahneleri döşeyip,ergen izleyicilerden bol para bekleyen bu yapımı film diye önümüze getirenlere lanet okumaktan başka yapılacak bir şey yok.","label":1} {"text":"Sinemada 6 kişi ile başlayıp 2 kişi ile bitirdiğimiz bir film.. Monica Bellucci hayranı olmasam, yarım saat bile katlanılacak bir film değil..","label":3} {"text":"Çok sıkıcıydı arada çıkacaktım sadece Demet Akbağ için devam ettim, sinemada izlemeye hiç değmez çok merak ediyorsanız ileri sararak evde izleyebilirsiniz daha sonra.","label":0} {"text":"Çikolata gibi bir film. İzledikçe izlemek istiyor insan..","label":7} {"text":"son dönem yunanistan sinemasının ezber bozan sinema filmleri külliyatına bir armağanı. 23 yaşındaki bir kızın babasına karşı duyduğu cinsel arzuyu alışılagelmiş biyolojik, kimyasal, ahlaksal, toplumsal ve dinsel muhalefet nedeniyle içine atıp karşı cinse, hemcinse yani insana yabancılaşarak içinde bulunduğu tezatlıklarla mücadelesinin hikayesi. bu filmde ölümü pazarlayan bir adam var.","label":5} {"text":"Tom Hanks başlı başına filmi izleme sebebi. Biraz durağan evet, fakat bir kullanıcının dediği gibi ilk 10 dakikada filmden birşey bekleyip sonra filmi berbat diye yaftalarsınız sanıyorum kaybeden siz olursunuz. Konusu itibariyle pek aksiyona da gerek duyulmayan bir yapıt. Aslında bazı sahnelerde dönemin zorluklarını, şartlarını yansıtacak görselliklere biraz daha değinilseydi 10 numara bir film olurdu muhtemelen izleyen insanların beklentisi de o yönde olduğu için beklenti karşılanamadı. Austin Stowell hariç oyunculuklarını da oldukça beğendim. Tarihi yapıtları seven insanların zevkle izleyebileceği bir film.","label":6} {"text":"Tarihinin tam bir panoraması olarak, kafanız güzelken izlerseniz, söylemek istediklerini tam olarak duyabilirsiniz, diye düşünüyorum. Ama bu konuda çok kendime güvenmiyorum. Bu filme dair, bir sürü şey söyleyebilirsiniz elbette ama hiçbir şey, kafanız güzelken anladıklarınızı anlatmaya yetmez. Bu yüzden, hayatlarında bir kere bile kafası güzel olamamış bir kimse, sizi anlamayacaktır. O insan için üzülün ama ağlamayın, bence. Zira, herkes hak ettiğini yaşıyor.","label":7} {"text":"her ne kadar filme gitmek istemesemde arkadaşlarımın ısrarıyla dün gece izledim... -senaryo çok basit ama kabul etmeliyim ki güzel işlenmiş, sıkılmadım. -özcan deniz in oyunculuğu eh çünkü adamın konuşma sesi berbat -yönetmenlik kötü hiçbir ayrıntıya dikkat etmemiş özcan... örnk:deniz çakır ın barış falay a verdiği fular filmin sonunda başında,özcanın takma sakalı berbat vs vs.... -özünü inkar etmemek adına ve mahsun özentisiyle araya sıkıştırdığı ağrıdaki köy sahnesi çok eğreti ya hiç koymasaydı yada biraz süsleseydi tabi cezmi baskın a tek sözüm yok saygıyla eğilirim sadece.... sonuç : vakit geçirmek istiyorsanız sıkılmadan izleyebileceğiniz ama sinemada gitmeye değmiyecek bir film.... 10/6,5 tan 7","label":6} {"text":"Böyle bir filmden bu kadar içe dokunan güçlü bir bağ hikayesi çıkacağını kim tahmin edebilir. Baştan sona soluksuz izledim. Ayrıca Kristen Stewart kesinlikle çok iyi iş çıkarmış, son zamanlarda ki film seçimlerini takdir ediyorum..","label":7} {"text":"Pierce Brosnan ve Jackie Chan in olgunluk dönemlerin de güçlerini birleştirip harika perfonmanslarıyla biz daha ölmedik mesajı verdikleri film olmuş... Klişe intikam filmleriyle senaryo olarak benzer bir çok şey olsada ben sevdim. Bunda başrol oyuncuların büyük bir etkeni var mutlaka.","label":6} {"text":"şunu kendimize soralım bizim sınıfımızla bu sınıfın farkı nedir? saygı haricinde adamlar bizden neleri fazla? özgürlük anlayışı nedir? fransız eğitim sistemine ne denli vakıf olabilirdik? filme başlıyorsunuz siz de sınıfın bir elemanı oluyor dilsiz ve sağır olayları takip ediyorsunuz.yeri geliyor kızıyorsunuz yeri geliyor düşünüyorsunuz. filmi kaçırmayın..","label":4} {"text":"Rüya gibi bir film. Sürekli bir mevzunun içerisindesin ve olaylar çok saçma bir şekilde gerçekleşir, hiç biri akla mantığa oturmaz. İzlerken kısa süreler içinde duygudan duyguya geçiyorsunuz. Bunca zaman bu filmi nasıl kaçımışım.","label":6} {"text":"Yalın, hayatın içinden, komik, abartısız ve etkileyici...","label":6} {"text":"Günümüz sorunu ilaç sektörünü ele alan ve doktorluğun ne kadar diken üstü bir meslek olduğunu gözümüze sokarak gösteren Soderbergh filmi. Yönetmen ve oyunculuk etkisinin üst düzeyde olduğu, ayırdığınız zamanın hakkını veren, son yarım saati ağzınızı ayırarak izlemenizi sağlayan harika bir intikam filmi Side Effects... Gizem - Gerilim sevenler kaçırmamalı...","label":6} {"text":"Hayranlık uyandıracak illüzyon gösterileri ile dolu, polislerle dalga geçen, bunu yaparken de güldüren bir film. Filmin içinde birkaç kez prestij sahneleri açıklansa da filmin prestiji oldukça farklı çıkıyor. Oyuncu kadrosu ve konusu ile izlenmeye değer bir film.","label":7} {"text":"Tam sinemada izlenilecek bir film.Efektler desen o da harika;ama keşke sonu daha farklı bitseydi.Genede benden geçer notu aldı.","label":7} {"text":"Hayatımda bu kadar sıkıcı, basit bir film izledim mi bilmiyorum ama bu film bayağı kötüydü. Brad Pitt'e güvenip izlemeyin, çok sıkıcı bir film. Aksiyon filmi diye izleyecekseniz hele sakın izlemeyin çünkü filmin aksiyonla alakası yok.","label":2} {"text":"eğlencelik güzel bir film 3/5","label":5} {"text":"Ben beğendim. Mesaj güzel, oyunculuklar iyi. Yer yer güldrüyor ama komedi filmi değil. Zaman zaman duygulandırıyor. Bence izlemeye değer. Kesinlikle zaman kaybı değil.","label":7} {"text":"Açıkçası beklediğimden daha da iyiydi. Hatta çok üzerindeydi, senaryo olarak iyi yazılmış bir üründü. Testere serisi çıktığından beri senaryolar da onun yolundan ilerliyor şiddet sahneleri de yani nerede psikopat bir şey varsa artık filme yerleştiriliyor. Ve film kötü de olsa sırf o sahnenin hatırına 'Çok Güzeldi' denebiliyor. Kusursuz yabancı da senaryo bakımından testere yolunda gidenlerden, ama film izlendikten sonra da hakkını veriyor yani diğer bazı filmler gibi değil. Halle Berry’i çok beğendim, Oscarı aldığı zaman da hak etmişti zaten.","label":8} {"text":"Türk milleti merhametlidir, duygusaldır ama aptal değildir. Azıcık sokak röportajlarını izleseler anlayacaklar da! Özenti senaryolarla olmuyor bu işler.. Damardan girelim verelim şerbeti yapmayın artık. Düşünün film bitti yönetmeni Mahsun Kırmızıgül müydü diye baktım :))) Lütfen zabıtalar sokak sanatçılarını değil, metroda trende yolcuyu rahatsız eden aynı sesten aynı ritimden çalan takımı kovalasın... Olabiliyorsa eğer ;)","label":2} {"text":"son yıllarda şöyle güzel bir animasyon gelmemişti, işte o açlığı en iyi doyuran animasyon oldu bana göre. çocuklarla beraber kahkaha atarak izledim resmen. konusu seni leylek getirdi klişesinden yola çıkılarak farklı bir şekilde aile içi ilişkileri anlatmış. sonu biraz yavan kalsada gülmek için en iyi tercih.","label":7} {"text":"merak ve heyecan içinde bekliyorum","label":4} {"text":"Öncelikle insanların izlerken sıkılmasını anlayabiliyorum. Herkese göre bir film değil. Özellikle daha önceden yönetmen Tarantino'nun filmlerini izlemediyseniz 30 dakika bile dayanamayabilirsiniz. Çünkü bu film kişisel bir film. Tarantino tamamen kendi zevklerine göre yapmış filmi resmen. Ama ben yönetmenin önceki filmlerini sevdiğim için bu filmi de sevdim. İzlemesi gayet keyifli. Fakat bazı eksiklikleri var. Normalde Tarantino filmlerinde her sahne, sonunda bir olaya bağlanır. Hiçbir sahne için boş diyemezsiniz. Filmin başındaki bir detay illaki karşınıza filmin sonunda veya herhangi bir yerinde karşınıza çıkar. Fakat bu filmde gereksiz uzatılmış ve bazı boş sahneler var bana göre. Ve izledikten sonra aklınızda kalan sahne çok az. Bu konuda film beklentimin altında kaldı. Özellikle oyuncu kadrosu böyle olunca insanın beklentisi artıyor. Fakat biraz pozitif düşünüp iyi yanlarına bakarsak : Dönemin atmosferi ve kullanılan müzikler çok iyi yansıtılmış. Çekimler, oyunculuklar, kullanılan kamera teknikleri , senaryo kurgusu ve güzel sonu filmin iyi yanları. Artı olarak Bruce Lee sahnesi ve Cliff Booth yani Brad Pitt in oynadığı her sahne bana göre filmdeki en iyi sahneler. İzlemesi gerçekten çok keyifli. Kısaca Tarantino tarzı film seviyorsanız hemen izleyin. Çünkü Pulp Fiction da aldığınız tadı bu filmde de alma olasığınız çok yüksek. Başyapıt olmasa da gayet güzel ve izlenesi bir yapım. Nokta","label":7} {"text":"Bir ergenin hayal edebileceği herşey var. Gördüğüm en salak filmlerden biri.","label":3} {"text":"Vasat altı bir macera filmi, filmde Bruce Willis i ara da bulasın,1-2 sahnede var, tamamen vakit kaybı!","label":2} {"text":"Bu film Türk sinemasına bir çağ atlatmıştır, içinizde bir yerlerinize dokunan, dramın tavan yaptığı bir film, Çetin Tekindor'un oyunculuğu ayakta alkışlanacak cinsten.. Özellikle Fikret Kuşkan ve Çetin Tekindor'un baş başa kaldıklarındaki konuşma tekrar tekrar izlenmeli..","label":7} {"text":"Senaryo daha güzel ele alınabilirmiş.","label":5} {"text":"Çaresizlik değil yaşama tutunma güdüsü, inanç ve azmin öyküsü... 70/100","label":6} {"text":"Filmdeki ses efektleri süper ama film seni kirletiyor ilgi çekmiyor. .. [spoiler][/spoiler]","label":5} {"text":"Neredeyse her planda çift gölge var. Çoğu planda günün hangi saatinde olduğumuz anlaşılmıyor. Bunlar filme bir estetik katkıda sunmadığı sürece büyük teknik problemlerdir ve bu filmde de herhangi bir katkı sunduklarını düşünmüyorum. Onun dışında fena olmayan bir film","label":6} {"text":"oyunculuk güzel ama film kötü konusu çok zayıf kopuyor arada sıkılıyorsunuz izlerken ama bazı sahneleri çok güzel","label":2} {"text":"her kitap uyarlaması gibi kolera günlerinde aşk filmide aynı başarısızlıktan nasibini almış ne yazık ki. en azından bana çok yetersiz geldi ama diğer yandan kitabı okumamış olan arkadaşları tatmin ediceğini düşünüyorum.en azından bu aralar çıkan aşk filmlerini düşününce tavsiye edebilirim.sıkılmadan rahatlıkla izlenebilir","label":4} {"text":"Bir nevi devam filmi diye hikayenin gidişatını merak ettiğim için izledim. Ama Desperado filminden aldığım seyir zevkini bu filmden alamadım maalesef. Beklentimin altında kalan bir film oldu. İzleyecek olanlara nacizane tavsiyem ilk filme oranla üzerine pek birşey beklemeyin.","label":6} {"text":"Benim adıma ne büyük bir talihsizliktir ki son aylarda yaşadığım ikinci hayal kırıklığı mamma mia. Sinema filmlerinin belirli bir izleyici kesimine hitap etmesinden genellikle hoşlanmam. Bu filminde benim için en büyük hayal kırıklığı, filmin bayanlara hitap etmesi. Eğlenmek için gittiğim bir filmdi mama mia, müzikal sinema örneklerine ilgi duyan birisi olarak bu filmi haddinden fazla kadınsı buldum. Müzikal filmler için yapılmış parçaları çok sever filme çok ayrı bir hava kattığına inanırım. Filme haddinden fazla kullanılan abba parçaları beni o kadar bunalttı ki o sahnelerin çabucak bitmesini istedim. Burada söz konusu olan türü müzikal komedi olan mama miaya daha filme uygun eğlenceli parçalar bestelemek yerine kolaya kaçılmış. Daha önce dinlediğimiz parçaları bize süslü sahnelerle yutturmaya çalışmışlar. Zaten filmin tek beğenmediğim yönüde bu oldu. Ben daha farklı seyler duymak dinlemek isterdim. Filmin en önemli oyuncularından biri kuşkusuz meryl streep idi. Onun oyunculuğuna kusur bulmak bu saaten sonra artık zor gibi görünüyor. Oynadığı bütün rollere hayat veren, o rolleri yaşamış kadar sahici bir şekilde algılamamıza neden olan sinemanın en başarılı kadın actressi bana göre. Pierce brosnan romantik komedi müzikal türlerinde tercih edilmemesi gereken bir oyuncu. Çok sert bir ifadesi var oynadığı karakterin bütün albenisini fiziği ve yeteneğiyle söndürüyor. Colin Firth ve Stellan Skarsgard çok daha başarılı ve eğlenceli bir iş çıkarmışlar ortaya. Filmin sevimli genç kızı Amanda Seyfried ise kendi sesiyle parçalarını seslendirdiği sahnelerde çok başarılı. Herşeye rağmen film bazı sahnelerde oldukça eğlenceli. Aşık olmuş bir kadının maceracı ruhunu en naif bir biçimde anlatması itibariylede film izleyicilere garip bir mutluluk aşılıyor. Müzik ve sinemayı bir arada izlemeyi sevenler için ideal bir film...","label":5} {"text":"genel anlamda iyi sayılırdı.özellikle bazı sahnelerinde müziğinde etkisiyle gerildim.gece izleyince daha etkili oluyor..sewdim bu filmi ;)","label":5} {"text":"Gerçek bir savaş filmi aslında. Piyasa işi bol aksiyonla harmanlanmış, görsel ziyafetlerin aksine bir o kadar sessiz, durağan ama onlardan çok daha saldırgan bir film. Her şeyden evvel size savaşı sorgulatabiliyor, cephede sadece bekleyiş ve korku var. Ölüm bir sov değil filmde, öylesine bir iş. O kadar basit ki, insan bir süre sonra anlamsızlığını idrak etmeye başlıyor. Bir savaş filmi bunu sorgulamayı yaptıramıyorsa, ne anlamı var?","label":8} {"text":"eğlencelik komik hoş. Men in black tarzı bi film","label":4} {"text":"evde ailecek izlenecek ve keyif alınabilinecek güzel bir film..","label":6} {"text":"sıradan günlük yaşamın içinden sunulan bir kesit, müzikleri güzel, oyunculuk doğal ve samimi o kadar. fazla şey beklemeyin.","label":4} {"text":"filmdeki orgazm sahnesi bana gereğinden fazla abartılmıs gibi gözükse de, izlediğim en iyi romantik komedilerden birisidir. meg rayn ı seviyoruz.","label":7} {"text":"Müthiş. Çok beğendim. İnsanları böyle deney faresi gibi kullanıp, ''acaba ne yapacak?'' diye beklemek çok acayip.","label":7} {"text":"Özpetekin diğer filmlerini de izleyen bir kişi olarak söyleyeyim bence en güzel filmidir. Bir kadının aile-iş-çocuk-hoşlandığı erkek arasındaki paradoksu çok güzel anlatılıyor keza bence benzer filmlere oranla filmin sonu çok güzel bitiyor. Tabii birde yönetmenimiz Ferzan olunca bir gay-eşcinsellik hikayesi olmaz mı Ama bu seferki eşcinsel karakterlerimiz bence Cahil Perilere oranla daha iyi oturtulmuş ve politik geçmişle çok iyi bütünleştirilmiş. (Malesef yönetmenimiz C. Perilerde bunu sadece Nazım kitabını göstererek yapmaya çalışıyor ama sanki biraz havada kalıyordu.) İzlememeniz gerçekten size bişeyler kaybettirecektir. İçinde biçok konuyu bütünleştirip duygusallık ağırlıklı olarak önünüze sunan çok güzel bir film. 8,5/10","label":8} {"text":"yok aga sanat yönetiminde kırmızı olan bi korku filmi izlenmez söyleyim size","label":4} {"text":"Elestiri yaptıgını sistemi yerden yere vurdugunu zannediyor altıoklar.Amacından cok uzakta sacma ve kötü bir film 2/10","label":1} {"text":"Kızıl serçe tadında yapmaya çalışmışlar hatta bir çok benzerliği bile var. Ama çok eksik kalmış. Özellikle konunun işlenişi bazında. Başroldeki kızı da yakıştıramadım bu rol için. Çıtır çerezlik bir film.","label":4} {"text":"Öncelikle süresi aşırı uzun. Yan hikayeler çok gereksiz olmuş. Oyunculukları çok beğendim. Fazla beklentiye girmeden izlenebilir. Bu arada filmde hiç geçmiyor ama hastalığın ismi AVM","label":6} {"text":"Gerçekten iki kaliteli oyuncu ve kaliteli esprilerin olduğu keyifli bir film vardı karşımda.Özellikle çocukların performansı harikaydı. Ayrıca romantik komedidir bu sonu zaten bilinir mesele bu değildir. Keyifliydi.","label":9} {"text":"Neden bu kadar kötü yorumlar yapılmış anlamış değilim...O kadar da kötü bir film değil yani izlenebilecek bir film...Filmde mantıksal ve akılcı yönden baya iyi sahneler vardı...Finalide iyi sayılırdı...10/7.5","label":6} {"text":"Sade ve sıradan bir film. Seyirlik. 6/10","label":5} {"text":"Hoş bir enstrumantal müziğe, Venedikten görüntülerle klip çekilmiş. Fena müzik değil, kafa dinlendirici kıvamında dinlenebilir.","label":5} {"text":"Dövüş sahneleri fena olmasa da, serinin bence en kötü filmiydi...","label":6} {"text":"bu tarz filmlerden fazla bir şey beklememek gerek. eğlendirmeyi başarıyorsa tamamdır. ama bu film vasat derecesinde.","label":4} {"text":"Semih Kaplanoğlu'nun üçlemelerini izlemiştim. Bu film her ne kadar post apokaliptik tarzda çekilmiş olsada jenerikte onun ismini görmesek de onun çektiğini anlıyabiliyoruz. Kendine has bir çekim tekniği var. Bu filmde hikaye olarak sanki bir Hızır ile Musa durumu var. (Cemil ve Erol'un yolculuklarında). Film; doğanın bitirildiği noktada iki bilimadamının yeniden insanoğlunun yaşamsal yiyeceği olan tahıllardan buğdayın tekrar devreye sokulmaya çalışıldığı sekanslardan oluşuyor. Film yavaş tempoda ilerliyor fakat anlatmak isteğini izleyiciye aktarmada bir sıkıntısı yok. Tahıl ve et üretiminde kendi kendini besleyebilen bir ülkeyken şimdilerde ithalatla kendimizi besleyebilme konumuna düştüğümüz şu günlerde bu film daha bir ilgi çekici ve ibretlik. Mutlaka izleyin toprağın ve tohumun önemini kavrayalım.","label":7} {"text":"filmde atmosferi müthiç yansitmiş gore verbinski ! bence konusuylada diğer gerilim filmleri arasindan kolayça sıyrılıyor !","label":8} {"text":"Evet gene buyuk umutlar ve gene buyuk bir hüsran..Ama nedense hüsrana uğrayan hep oyun filmleri oluyor.. Bir çok oyun, piyasada var olan bir çok filmden çok daha iyi konuya sahip olsada çekim kalitesi, yazilan senaryosu ve işlenişi bakimindan rezil edilerek kalitesiz işler ortaya çıkartılıyor. Bundan en son nasibini alan ise Assassin's Creed gibi bir efsane oldu. Çekileceği söylendiği anda herkes gibi oyuncu kisminin ve haliyle benimde dikkatimi çeken ve heyecanlandıran yapim izlemeye başladığınız anda sizde ne heyecen ne de istek bırakıyor. Ve heba edilen başka bir oyun senaryosu olarak tarihteki yerini aliyor. Gelemim neden filme bu kadar olumsuz bir giriş yaptığıma. Film var olan oyunlarin konusundan harici olarak İspanya'nin eski tarihlerinde Endülüs zamaninda geciyor ve gayet saglam bir temel aslinda bakildiğinda. Ama daha filmin ilk sahnesinde bile bayağılık, başarısız ve de etkileyecilikten uzak girişi ile kopuyorsunuz. Filmde ilk oyundaki Cennetin Elma'sı peşinde ki Tapinak şövalyelerinden Elmayı koruyan Suikastçi rolündeyiz. Haliyle genel hatları ile konu yerine oturtuluyor ama ayrintilarda herşey değişiyor. Suikastçi rolünde Michael Fassbender (Callum Lynch) sanki rol için zorlanmış gibi duruyor. Oyunculuğuna lafim yok ama bu rol için biraz zorlama olmuş sanki. Film ilerledikçe oyunda ki bir kaç ayrintiya daha rast geliyorsunuz ama genel hatlari bakimindan film ikiye bolunmüş. İspanya'da geçen eski zaman dilimi ve gunumuzde gecen yeni zaman dilimi olarak. Bu da filme parca parca bolunerek serpistirilmis ve kopukluk olusturuyor. Yani tam olarak olaya giriyorsunuz hop gene gunumuze geliyorsunuz haliyle konudan kopariyor sizi. Ayrica konu konu diyorum ama siz cok takilmayin yani ilk oyunun ana teması olan Cennetin Elması gibi bir dayanak olmasa (ki onu bile doğru düzgün işleyememişler) izlediğinizden hiç bir sahneden bir anlam cikmayacak. Sirf izlediğinizin Assassin's Creed olduğunu belli etmek için gereksiz derecede İnanç muhabbeti uzerinde durulup gina getirilmiş izleyiciye. Filmde aksiyonun etkileyiciliği, sahnelerin bolunmesi ve atmosferin tam yansıtılamamış olması nedeni ile vasat kalıyor. Yani son donemde ki herhangi bir aksiyon filminde bile daha çok aksiyon vardır kesin. Başröl oyuncularinin kalitesi bile filmi kurtarmaya yetmiyor. Oyunu oynamış olan kişiler ve daha oyunu bilmeyenler için bile izlendiğinde etkileyiciliği olmayan bir yapım olmuş. Ve yine bir oyun filmi yine bir hayal kırıklığı olarak tarihte ki yerini almış. Umariz bundan sonrakilerin başına böyle bir şey gelmez. Daha iyi senaryolar ve özüne daha sadik,adam akıllı ve mantıklı filmler yapilir. Benim puanım 5/3","label":5} {"text":"Benim için ne kadar izlesemde sıkılmam klasmanında bir film =) müziklerinden hiç bahsetmiyorum","label":5} {"text":"Arkadaslar ben geçen hafta gittim. Esasında izlemeknistediğim film hakkında araştırma yapmadan gitmem. Ama bu defa boş bulunup girdim. 😄 afişi hoşuma gitmişti. Şu ana kadar izlediğim EN KÖTÜ KORKU filmini yazacak olursam Bu film kesinlikle ilk 3 içine girer. Sakın ola gitmeyin. Benden söylemesi","label":0} {"text":"Gaziantep'de vizyona girdiğinden beri gişe rekorları kıran Antep Fıstığı'nı İstanbul'a bir haftalığına geldiği süreçte izleme fırsatı buldum. Film hakkında size şunu söyleyebilirim; bu filmi yapan herkesin iyi bir niyeti var. Filmde yaşanan hiçbir olay itici veya kötü hazırlanmış hissettirmiyor, bu sayede filmi izlerken canınızı sıkan bir şey de olmuyor. Ama bir yandan da bu film, yeni bir şeyler yapıyormuş gibi de hissettirmiyor. Bu filmde nelerin yaşanacağını önceden rahatlıkla tahmin edebiliyorsunuz ve ne karakterler, ne de yaşanan durumların hiçbiri akılda kalıcı olmuyor. Bütün filmin tamamı ise Gaziantep Belediyesi adına yapılmış olan dev bir reklam gibi adeta. Ürün yerleştirme bulunan sahnelerden tutun da karakterlerin Gaziantep artık çok modern bir şehir oldu demesine kadar Antep Fıstığı'nı izlerken bir reklam izliyormuş hissine kapılmamak elde değil. Yalnız şunu söylemeliyim ki Antep Fıstığı, muhtemelen hayatımda gördüğüm en ani biten finale sahip. Yani finalde tam müzik yükseliyor ve tam karakter konuşmasını bitiriyor derken bitiş jeneriği hızlıca akmaya başlıyor. Arada hiçbir nefes almanızı sağlayan bir boşluk bile yoktu. Bu biraz garipti. Genel itibariyle Antep Fıstığı zararsız bir filmdi ama aynı zamanda sonucu özel kılan hiçbir taraf dahi yoktu. Şahsen bu filme verdiğim zamanı başka bir filmi izlerken harcamayı daha çok isterdim. Eğer denk gelirseniz, es geçmenizi tavsiye ederim. Puanım: 4/10","label":3} {"text":"ya bean’ ımın tek derdi sahile gitmekti ama başına gelmeyen kalmadı hele kadın kılığına girdiği sahne :)) bu adam süper rol yapıyor sonu da güzel bitti ben 9 verdim... tavsiyemdir","label":7} {"text":"Filmi seyrettikten sonra uzun uzun ekrana bakıp kitlendim. Onlar denilen kişilerin aslında gelecekteki bizler olması çok etkileyiciydi.","label":7} {"text":"deli gibi merak ettiğim, büyük ihtimalle filmekiminde izleme fırsatı bulacağım film.","label":8} {"text":"Huzurun yolu hesaplaşmaktan geçermiş... 60/100","label":5} {"text":"Tarantino filmlerini kategorize etmek için filmi seyretmenize gerek bile yok. \"Müzikleri harika, gene olsa gene izlerim, yönetmen filmi\" işaretleyebilirsiniz. Teşekkürler sinepanya. Yorumunu okurken duyduğum haz için :) Ve evet iyi ki Tarantino var :)","label":8} {"text":"Her ne kadar izlenebilirliği olan bir film olsa da üst düzey bir kaliteye sahip değil. Boş zamanınızda vakit geçirmek adına sıkılmadan izleyebileceğiniz orta şekerli sinema filmidir.","label":4} {"text":"güzel ama 2.cisi o kadar güzel değil","label":7} {"text":"Öncelikle seriyi okumamış biri olarak filme gittim. Bir çok kez ismini duydum ve kitabını gördüm ama okumadım. İlk açılışta ne nedir olayı, kitabı okumayan bizler için güzel olmuş. Ana karakterlerimizi vs. görüp, tanıyoruz. Gel gelelim ki film ta en başta kopukluklar yaşamaya başlıyor. Okula girdiğimiz an her şey birbirine giriyor. Olaylar hızlıca gelişiyor. Rose ne ara Dimitri'ye aşık oldu, ben o kısmı hala anlamadım. Ya Dimitri ona ne zaman aşık oldu? Lissa ise ateş çocukla kilise gibi bir yerde bir anda mana veremediğim bir tartışmaya girdi. Rose'un annesi olayını anladık. Tamam, arası iyi değilmiş. Araya bir baba kim olayı sıkıştırılmaya çalışılmış. Dimitri ise muamma biri olarak Adam ilah gibi tarzı olayına girilmiş. İkidir kilise sahnesinde bize vladamir ve anna olayını anlatmaya çalışmışlar ama zoraki geldi. 45 dk. sonunda ara verildiğinde ise Bu ne? Şu kadar şey gördük ve hemen ara mı verdiler?& dedim. Ağabeyim ise daha ilk yarıda &Çılgın Dershane 3 bile daha iyi bundan. Berbat!& dedi. Filmin sonuna zor getirttim. İyi yönlerine gelelim. Oyuncu seçimlerini sevdim. Komedi dokunuşları çok iyi. Filmin sonundaki [spoiler]Dimitri-Rose sahnesini ben bile beklemiyordum, Dimitri nasıl beklesin. :)[/spoiler] Ateş çocuğun patlamasına bayıldım. İleride ondan daha fazla patlama beklerim. :D İşin özünde konu güzel ve heyecan verici ama senaryonun yazılışı zayıf. Yönetmen bu işi kardeşine vermiş ama bence hata etmiş. Tecrübesini bilmiyorum bu kişinin ama ondan daha tecrübeli ve kendini kanıtlamış senaristlere emanet etmesi gerekirdi. Tehlikeyi göze almış ve maalesef batmış! Filmle ilgili kafamda soru işareti var. Bu yüzden ister istemez gidip kitabı alacağım, inşallah. Eminim kitabı filminden daha iyidir. Yazık. Filmi en az kitabı kadar güzel seviyesinde olması gerekirdi bu filminde. Alacakaranlık serisini yakalama derdi varsa yapımcıların, bu yönetmen ve kardeşi ile çalışmasın. Ya da en azından kardeşi ile.","label":5} {"text":"Bu gibi filmlerde çok mantık ve senaryo kalitesi aramadan keyif almaya bakmak gerek. İlk filmi izlerken çokça gülmüş, aksiyon sahnelerine doymuştum. Ancak bu filmde ne beklediğim kadar komediyi ne de aksiyonu bulabildim. Sanırım düşük bütçeli veya alternatif senaryoya sahip olup başarılı olmuş filmlerin devam filmlerini izlememeye başlayacağım benim için genelde hayal kırıklığı oluyor. Puanım: 5","label":4} {"text":"Yorumlar genel olarak şöyle.İğrenç ,Korkunç değil beklentinin çok altında,Hikayesi berbat. Arkadaşlar evet film hikâye olarak Final Süprizi olarak Belkide En az etkileyen Alper Mestçi filmlerinden. Ama korku sahneleri işleneşi olarak Siz kabul etseniz de etmeseniz de Alper Mestçi Filmleri hariç bütün korku filmlerinden daha iyi. Onun filmlerinin arasında da ilk 4 de kesinlikle yeri var. Evet bende etkilenmedim Boşluğa düşerdim normal de Her Alper Mestçi filmi ardından ama Adak da düşmedim. Ama öyle kaliteli ki Ben bu filme 0 puan 3 puanı hakeret sayarım","label":9} {"text":"pek beğendiğimi söyleyemem. kitabını okumadan gittim bu filme ama eminim kitapta Langton ipuçlarını bu kadar basit bir şekilde bulmuyordur. !--SPOILER--! yok şu heykel burayı gösterdi hadi koşun oraya vs.. !--SPOILER--! hareketli bir film olması filmin vasat kalan bu yönünü biraz kapatmış. şu sıralar sinemalarda da izlenebilecek alternatif film olmadığından izlenebilir bir film diyebiliriz.","label":4} {"text":"hikayenin kendisi tutarsız olsa da, izlenir hale getirip oscar'a da bir adaylık kazandırmışlar. ve büyük ihtimalle Glenn Close'a en iyi kadın oyuncu ödülünü de verecekler.","label":6} {"text":"amerikan rüyası'nın insanlar üstündeki etkisini işlemiş film. hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, güzel çiftlerin, güzel ailelerin hiç de güzel olmayan iç yüzünü kısaca, onlar için biçilmiş rollerden yaşadıkları bezginlik ve yaşadıkları çelişkileri çok iyi bir şekilde anlatmaktadır bu film. karakterlerin aslında banliyö hayatının kuklaları olduğu daha filmin başlarında anlaşılmaktadır.","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biri iki saat bişeyler olacak mı diye bekledik zaman israfı resmen","label":0} {"text":"değişik bir tür. film aslında çok sürükleyici. arşivlik diyebilirm. 10/7","label":6} {"text":"Kesinlikle bir defa izlemeyle anlaşılamayacak bir film. İzlediğim rahatsız edici nadir yapımlardan. Muhafazakarlık, cinsel tercihler, dini imaj, toplumsal yapı ve dinin sömürü işlevi gibi çokuçlu bir eleştiri niteliğine sahip film. Aslında en iyi gözükenlerin bile aklından neler neler geçmiyor ki ? Kim iyi ki ?","label":7} {"text":"Yönetmen ve senaristler belli ki Quentin Tarantino tarzı senaryo ve yönetimlerden etkilenmişler ve benzeri birşey yapmaya çalışmışlar ama ellerine yüzlerine bulaştırmışlar.","label":0} {"text":"Overrated kelimesinin anlamını bilmeyen bir insana, kelimenin anlamı bu film üzerinden çok rahatlıkla izah edilebilir.","label":8} {"text":"gerçekten 10 numara 5 yıldız filmdi ama sonu \"ee bu kadar mı \" dedirtmedi değil.","label":8} {"text":"Geç izlediğim aşırı kaliteli film. Oyunculuk senaryo her şey çok iyidi. Zaten şu kadroya bak be resmen şampiyonlar ligi, peki ya Simon Baker sürprizine ne demeli. Bir gülümsemesi var kelebek görse ömrü uzar :)","label":8} {"text":"Neymiş bakıyım bu diye oturdum izledim; ne yapalım ne yapalım sorusuna verilen hadi sinemaya gidelim cevabı gibi bir film işte. Ne bekliyorsanız, o kadar ederi var. Basit, hareketli, iğrenç müzikleri olan; abartılı sahneleri olan bir film. Serinin uzamasından dolayı artık ne yapsak da sürdürsek diye kara kara düşünen senaristlerin en iyi bulduğu çözümü daha bitmedi diye izleterek gösteriyorlar. Çözüm ne mi? Hadi bir ünlü oyuncu daha ekleyelim. Harcadığım saate, zaten yapacak hiçbir şeyim olmadığından dolayı pek üzülmüyorum da; eğer boş vakit geçirmek değil de film izlemek istiyorsanız; başka bir tercihte bulunmanızı öneririm.","label":5} {"text":"johnny depp in karizmasını konuşturduğu film. kendisine çok yakışan bir rol olmuş film de tarikatları güzel anlatmış farklı bir kurgusu vardı ve gizemini sonuna kadar sürdüyordu. final ise daha açıklayıcı olmalıymış yine de johnny hatrına izlenmeli","label":4} {"text":"Bu filmle ilgili akilda tutulabilecek tek iyi sey çirkin E.T'lerin dogasi. Karanlik saat ciddi olmaya çalismis , argo bir film . Komedinin kendini heryerinde gösterdigi diyaloglar ve Moskova'nin tüm sokaklariyla , parodi dalinda ödüllere aday olabilir. Emile Hirsch'in kariyerini böyle havaya atarak ne yapmaya çalistigini sormadan edemiyor insan.","label":1} {"text":"Noumenonfilm izlemeyi bırakmalısın bence artık, yaptığın yorumdan filmlerden ne kadar anladığını belli etmişsin gerçekten. Eleştirmen yaklaşımı ile film izlenir mi ? Yok falso veriyormuş da saçmaymış, hey allahım Film mükemmel, 2 veya 3 kere seyretmişimdir sanırım. Yorum yapmaya çok gerek duymuyorum zaten.","label":4} {"text":"karakterler oldukça yüzeysel. gereksiz sahneler ve kopukluklar var. iki saate esneterek uzatılmış bir film. 6/10","label":5} {"text":"?Training Day? ve ?Dark Blue? gibi polisiye-suç filmlerinin senaristliğini üstlenen David Ayer'in ilk yönetmenliği ?Harsh Times?. Ayer, son yılların çıkışta oyuncusu Christian Bale'e filmdeki başrolü teslim etmiş. Bale ise çıkışını sürdürmeye devam etmiş. Körfez Savaşı'ndan dönen Jim ve onun yakın dostu Mike'ın Los Angeles'ın pis sokaklarında pisliklere bulaşmaları ve birbirinin sonunu hazırlamaları filmin ana hikayesini oluşturuyor. Savaşın birey üzerindeki yıkıcı etkisi Jim üzerinden çarpıcı bir şekilde dile getirilmiş. Jim, film boyunca şiddet yanlısı bir tavırda ve en sevdiklerine bile zarar verebilecek yapıda. Bozuk bir sistemin içerisinde kaybolmuş, düzenin kurbanı olmuş hayatların hikayesinin bir yansıması ?Harsh Times?. Son yılların çıkışta oyuncusu Christian Bale'in olağan üstü oyunculuğu ve yan rollerdeki oyuncularla olan uyumu da filme sarsıcı bir tutum getirmiş. ?Grindhouse? öncesi Freddy Rodrigeuz'in kusursuz performansı da geleceğinin parlak olacağının habercisi gibi. Son yılların en önemli bağımsız yapımlarından biri ?Harsh Times?. Özellikle oyunculukları, bazı kısımları yüzeysel kalsa da verdiği mesajlarla, olabildiğince gerçekçi ve çarpıcı üslubuyla son yılların önemli filmlerin biri olarak izlenilmeyi hak ediyor.","label":7} {"text":"Fena değil. Çerezlik film. Olmasa da olur. Konusu çok klişe. Jennifer Lopez çok yapmacık. Ne bileyim. Öyle işte.","label":4} {"text":"Tamamıyla amatör bir yorum yapıyorum,oyuncu kadrosunun ağırlığına göre alta kalan bir film ama izlenmeyecek kadar kötü değil filmi sıkıntıya sokan iki şey var senaryoda ki zayıflık ve efektler,yine de izlenesi bir film","label":5} {"text":"film güzeldi bence ama aklıma takılan bir soru var...camdaki adam film boyunca ölmamesi cok sacmaydı araba carmasından ölmeye bilir ama o kadar kan kaybından sonra ölmesi gerekirdi diye düşünüyorum...","label":6} {"text":"eğer matt damon bi şekilde kaçabilseydi filmdeki tek aksiyon bu olurdu. Matt damon'lu kaçış filmlerine aşinalıktan söyledim ama gerçekten bu filmde aksiyon hiç yok.","label":5} {"text":"Sıkılırsın, demişti çoğu arkadaşım ama filmden çıkınca hiç de öyle bir film değilmiş, düşüncesine kapıldım...","label":9} {"text":"&Klostrofobik filmler alt türünde kesinlikle ilk sıraları zorlayacak bir korku-gerilim. Neredeyse tamamı Paris'in ünlü, gizemli yeraltı diyarında geçiyor. Konu olarak biraz zorlama ve klişe tarafları var filmin, ancak en büyük gücünü geçtiği mekandan ve bu mekanın yarattığı klostrofobiden alıyor dediğim gibi. Mad Men'den de tanıdığımız Ben Feldman sanırım en bilindik yüz oyuncu kadrosunda.Roller ciddi performanslar gerektirmediği için oyuncular konusuna değinmeye pek gerek yok. Senaryoya da keza öyle aslında. Filmin pek böyle dertleri yok kısacası. Koşturmacası çok da uzamadan nihayete eriyor, seyirciyi sıkacak boyutlara ulaşmadan. İzlenebilir bir yapım ancak beklentileri düşük tutarak başlamak gerekiyor. Bu gibi gerçek hayatta da var olan ürkütücü mekanlarda geçen filmler sanırım daha bir ilgi çekici oluyor. Örneğin yakın zamanda Chernobyl Diaries vardı buna benzer. Finali de tartışma konusu, beğenmeyen çok çıkacaktır. Yine de ilginç bir konuya ve dehşet verici bir mekana ev sahipliği yapıyor ve türün hayranlarını büyük hayal kırıklığına uğratacağını pek sanmıyorum","label":6} {"text":"bence çok eğlenceli bi film.eddie murphy de güzel,iyi oynamış.sonu fln klasik olsa da ii flmdi.ben kahkalarla gülmem zaten ama yine de güldürüyor.","label":8} {"text":"Bence Oscar da hiçbir dalda hiçbir şansı olmayan bir film. Neden en iyi film dalında listeye alınır anlamış değilim. Konusu itibariyle orjinal görünsede izle geç türü filmlerden biri işte...10/7","label":2} {"text":"Christian Bale mükemmel bir iş çıkarmış.","label":7} {"text":"Komedi olarak bilinen ama drama ve aşk yani romantik filmdi... Ve de çoq güseldi... İki gündür yeniden aşık olmak için elimden geleni yapıyor gibiyim izlediği filmler ile ama lasım aşık olamk, filmden de bu anlaşılıyo zaten ;)Kısacası film iyi, iyi film :-)","label":9} {"text":"Etkiliyi","label":8} {"text":"Kurgu ve müzik ve saat espirisi oldukça güzel... 7/10","label":6} {"text":"aslında sevdim bu filmi. tesadüfler güzel izledi birbirini. ama sıkıldığım anlar da oldu özellikle Ana Finlandiya'ya gittikten sonra. dönemine göre yine de izlenilesi güzel bir film.","label":4} {"text":"Rowan Atkinson'un pek çok eseri gibi bu da oldukça güzel; Mr. Bean'den birşeyler bulupta gülümsememek elde değil. Yine de düşünceme göre ilk filmini aratmadı değil. Kıyaslarsak senaryosunda bişeyler eksik kalmış sanki, 10/7,5.","label":5} {"text":"Bohem NY hayatının ve grafiti kültürünün iyi bir belgeseli olarak karşımıza çıkabilir.","label":7} {"text":"===Spoiler==== Çok fazla koltuk altı kılı var ===Spoiler=== Tarihi bakımdan ne kadar gerçek valla bilmiyorum hacı, sadece öyle fazla aksiyon yok filmde. Gerçekçilik ayaklarına yatmışlar da, hacı Robin Hood'un hayatı hakkında kimin elinde ne kaynak var ? Yani öyle değil de böyle oldu deyince, gerçekçi mi olunuyor ? Ben bilmiyorenzi Russel Crowe'un çember sakallı elips kafası çok komik. Ben pek sevmiyorum o amcayı. Neyse hacılar, ben kaçtım. Saygılar.","label":6} {"text":"gerçekten çok güzel , iyi vakit geçirmek için harika bir film","label":9} {"text":"doğrusu sıkılmadan izledim. vampir filmlerinden hoşlanmam ama kana susadım ilgimi cezb etti. 10/7 sonuç: olumlu","label":7} {"text":"dönemin atmosferini çok iyi yakalamış. Özellikle sarı olmayan taksiler, bisiklet muhabbetleri, bilardo gençliği ve buna benzer bir çok detay. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film","label":6} {"text":"Bir şizofreni yakından tanımıyor ve yaşamıyorsak bu filmi anlamak çok zor olabilirmiş ve gayette benim açımdan sıkıcı idi ama binevi sonuna kadar izletebildi...","label":3} {"text":"Robert Zemeckis’in Kutup Ekspresi adında bir animasyon yapacağını duyduğumda doğrusu hem üzüldüm hem de kızdım kendilerine. en sevdiğim yönetmenler kategorimde ilk 5’ime giren ey Zemeckis, kalkıpta ne diye bir çocuk animasyonu çekersin ki! oysa ben senden ne bomba bir film beklerdim.neyse, film bildiğiniz gibi genel itibariyle ilkokul yaş gurubuna hitab ediyor. daha çok onları eğlendirecek, heyecanlandıracak bir lunapark misali dolu sahneleriyle bir anlamda macera duygusundan yoksun, fazla tehlikeli olmayan ya da bunu eğlenceli(lunapark eğlencesi) şekilde gösteren, temposu yüksek düz bir animasyon. düz diyorum çünkü oyunculuk neredeyse ’0’. bu filmin çok büyük bir eksiği. küçükler belki bunla ilgilenmeden eylenebilirler, ama bu yazıyı okuyan senin benim gibilerin fazlasıyla gözüne batabilir(bu arada yaş 20).Konusuna değinirsek bana çok boş geldiğini üzülerek söylerim(gene Zemeckis’den dolayı). zaten bizde de pek Noel’di babaydı falan olmadığı için 2 kat boş oluyor. bana kalırsa film fazla hayalci olduğundan bizim küçüklerimizin izlememelarinin daha iyi olacağı bir film. boşa akılları Noel’le falan karışması. çünkü film karıştıracak etkileyicilikte eğlencesiyle.Zemeckis filminin görsel yönünün yaratıcılığını ağır bastırmaya çalışmış (özellikle bunun en belirgin olduğu bölüm biletin trenden uçup geri geldiği sahne). ancak onu da tam olarak yapamadığı kanısındayım. daha iyilerini de dördük çünkü.Şu devrim olarak nitelendirilen yeni efekt konusunda ben de birkaç şey söylemek isterim. bir iki açıdan gerçekten önemli bir teknoloji olabilir ancak, bence o devrim daha yapılmış sayılmaz. bir kere karakterlerin yüzlerinde ifade, mimik denen bir şey yok. dümdüz. sadece ağzı gözü biraz oynuyor. geri kalan herşey, karakterin konuşmadığı anlar da dahil resim gibi, olduğu gibi kalıyor. yani böyle bir devrim benim için söz konusu olamaz. film de ille de enteresan bişey ararsak o da türkçe yazılar olacaktır. biletlerde ve gazetelerdeki türkçe yazılar... ilk kez bu kadar fazla olduklarını gördüm(ufak çaplı ama beni çok şaşırtan bir devrim!).Son olarak tek kelimeyle filmi değerlendirecek olursak ortalama bir film diyebilirim Kutup Ekspresi için.Vee biz ne devrimler gördük diyerek yazıya artık nokta koymak gerekir.(6)","label":5} {"text":"fİlmin ilk dakikalarında bir sahne var, beni alt-üst eden bir sahne; balonun yere düşmesiyle çimlerde bir anda donup kalan görüntü alaksız bir biçimde, yerde yuvarlanıp yeniden kalkan bir at görüntüsüne dönüşüyor. izliyenlerinde hatırlayacağı gibi atın o sahneyle organik bir bağı yok. fakat nasıl bir zeka dır anlıyamıyorum. Bir atın görüntüsüyle balonla yere düşüş anını bu kadar mükemmel ifade edebiliyor. çimlere yığılan balonmu yoksa ekran başındaki benmiyim anlıyamadım... mutlaka izlenmesi gereken bir büyü bu...","label":9} {"text":"Sonu şaşırtıcı bir filmdi.. son zamanlarda çıkan güzel sürüklerici ve kanlı bir filmdi...Filmin iki kanlı sahnesi var...Biri filmin başındaki diğeri banyo sahnesi...Korku pek sevmeyen abim bile izledi bu filmi :)","label":9} {"text":"...Ispanyol asilli yonetmen Jaume Collet- Serra ilk yonetmenlik denemesinde eli yuzu duzgun, sonuna kadar ilgiyle izlenen bir is cikarmis. Ozellikle 1974 yilindan baslayan hikayenin acilis sekansi, kadrajlarindan renk kullanimina kadar hem hikayeye cok iyi bir giris yapmis, hem de Serra#39;nin ne kadar iyi bir iscilik cikardigini ortaya koyuyor. Klasik olarak kasinan, merakli ve sarsak karakterlerin bir an once ortadan kaldirildigi, zekasini az cok ortaya koymaya calisanlarin ise hayatta kaldigi siradan bir korku- gerilim denemesi olarak gorulebilir belki House of Wax. Ancak bir yonetmen olarak Serra#39;nin temiz isciligi, gerilim sahnelerini hakkiyla yerine getirmesi ve sertlikten hic kacinmayan siddet dolu kanli sahneleriyle rahatlikla sinir bozucu olabiliyor yer yer film. Zamanla cok kalici olmayabilir belki ancak yine de surukleyici, kendini sonuna kadar izlettiren turunun basarili bir ornegi...(6/10)","label":5} {"text":"Mavi melekler isimli jet gösteri grubunun, gösteriye hazırlık sürecini anlatan bir belgesel.","label":5} {"text":"Çok değişik ve etkileyici bir senaryo, insan ister istemez kendini filmdekilerin yerine koyuyor ve bu da tüyler ürpertici. Ama senaryo kadar oyunculuklar ve yönetmenlikte bence büyük övgüyü hakediyor. Bence çok başarılı bir film..","label":7} {"text":"Kadro muhteşem, konu heyecanlı, herkes bu seriyi çok övüyordu ama inanılmaz sıkıldım. İkiye bölerek izledim filmi o da sadece eski olduğuna ve kadroya emeğe inanarak sonuna kadar izledim.","label":5} {"text":"İlk dakikasından son dakikasına kadar her anlamıyla bir sinema şöleni. İki büyük sinema efsanesinden muazzam performanslar. Müthiş tasarıma sahip dekorlar, coşkulu harika müzikler, kusursuz bir final. Bir filmde daha ne olsun. Kesinlikle Tarantino'nun en iyi üç filminden biri. Başyapıt !","label":9} {"text":"Ben eşcinsel değilim ama severek izleidm filmi. Duyguları mükemmel derecede yansıtmış iki oyuncuda, 9 / 10","label":8} {"text":"güzel başlayıp, güzel devam eden finali de saçma salak bir şekilde amaçsız, sonuçsuz biten bir film..","label":3} {"text":"Nedir bu böyle, berbat bir 21. yüzyıl King Kong'u mu?","label":2} {"text":"John Woo, Hong Kong aksiyon sinemasının ve triad filmlerinin temalarını ABD'ye belirgin bir şekilde uyarlıyor. Özellikle kilisedeki çatışma sahnesinin kareografi gücü, yapıtın Woo'nun filmografisinin de en önemli filmlerinden biri olmasını sağlıyor. Yüz Yüze, sistem içindeki kimliksizlik, güvensizlik gibi meseleleri gerçek anlamda \"yüz değiştirme\" kavramı üzerinden ele alarak yaratıcı bir sinema dili dokuyor. Yani Woo'nun Hong Kong'da bulamadığı o teknolojik güce, Hollywood'da zirve yaptırdığı film diyebiliriz.","label":7} {"text":"hayatımın en berbat filmlerinden biriydi. Korku filmi diye sürekli direk çıkan neneyi koymuşlar, film diye yediriyorlar millete. Hayatımın hatasıydı bu film. Akışın birbiriyle bağlantısı sıfır. İzleyebileceğiniz daha iyi filmler varken bunu çerezlik bile izleyemezsiniz. Arkadaşım onuncu dakikada uyudu, sara sara anca on beş dakika da izledik. Oyunculuklara lafım yok ama film iki puan bile etmez. Zaten iki puanda oyunculara olan saygıdan veriyorum. Şuan o kadar sinirliyim ki anlatamam. ÇÖP.","label":3} {"text":"vin varsa sorun yok demekkir filmin konusu cok iyi gecisler ve sahneler super oyunculuk zaten soze gerek yok siddetle tavsiye ederim arsivlik yapim","label":8} {"text":"İzleyenin suratına gerçekleri tokat gibi çarpan bir diğer Yılmaz Güney filmi. Toplumda yaşanan, ancak anlatmanın para getirmeyeceği hatta siyasi erk tarafından tepki çekeceği filmleri birbiri ardına topluma kazandırmıştır. Doğru olduğunu düşünmenin ötesinde, gerçek ne ise o verilmeye çalışılmıştır.","label":7} {"text":"Pişmiş kelle gibi sürekli sırıtıp kontrolsüz kahkahalar atan, pantolon indirme meraklısı zengin züppe, şirine kızımız sosyal statüleri uygun olmadığı için ailesi tarafından sevgilisinden ayrıldığında ondan mektup bekler ama kendisi yazmaya gerek görmez. Terk edilmenin acısını yaşayan gencimiz babasının sattığı gecekondudan gelen parayla virane bir konak satın alır ve tek başına azimle o konağı saraya çevirir. Sadakat, ahlak kavramlarını unutulduğu zamanda sevgililer tekrar bir araya gelir. Kızımız cinselliğin dayanılmaz hafifliğiyle kendinden geçer. Yaşlılıkla gelen, doktorlara göre onulmaz hastalığın sevginin gücü ve tanrının yardımıyla iyileşme belirtileri ortaya çıkar. Bütün klişeleri kullanan vıcık vıcık oyunculuğuyla bayıltan film...10/100","label":0} {"text":"Gözümü kırpmadan yönetmen filmi diye nitelendirebileceğimbir film olmuş. Yüksel Aksu, sinema dünasındakısa zamanda kendi tarzını yansıtmayı ve sevdirmeyi başarmış bir yönetmen oldu. Entelköy Efeköy'e karşı,'benim' diyen yüksek bütçeli komedi filmlerinin tozunu attırmaklaberaber, söyleyecek sözleri olan ve başarılı bir film. Filmin müzikleri de oldukça hoş ve eğlenceli. Bereket Tanrısı gibi artık klişe olmuş espri malzemesini bile başarılı bir biçimde ve yerinde kullanması bana göre filmin diğer artılarından biri.","label":6} {"text":"filmin müziklerı ıyı oyuncu kalıtesı olarak kötü","label":4} {"text":"başarılı iki başrol oyuncu şahane görüntüler... ama gereksiz detaylar ve duyguyu tam yansıtamama tamamen yönetmen hatası... emre Kızılırmak muhteşem bir performans sergilemiş ama daha kaliteli işlenebilirdi konu.. asla oyuncudan kaynaklanmayan bir sürü soru işaretleri........","label":8} {"text":"Çamaşır makinesi sahnesi unutulmaz :) Ama o kadar...","label":3} {"text":"Sıradan bir adamın Kafka vari dönüşümünün hikayesi. Yani bana göre bi dönüşümün hikayesi. Yapılan söyleşide film neyi anlatıyor sorusuna yönetmen net bir cevap vermiyor. Çünkü ne anlamamız gerektiği, filmin sonunu neye bağlamamız, nasıl yorumlamamız gerektiği biraz da bize bırakılmış. Filmdeki ana karakterin tek düze, rutine bağlamış hayatı; ercan kesal'ın mükemmel oyunculuğu, uzun tek plan çekimler, iyi seçilmiş mekanlar ve yönetmenlerin marifetiyle birlikte o kadar samimi anlatılmış ki; sanki o karakter, salondan çıkıp sokağı dönünce karşımıza çıkabilirmiş gibi geliyor. Türkiye standartlarının üstünde olan ve alışılmadık bir kurguyla çekilmiş film; Roma film festivalinde en iyi senaryo ödülü ve altın lale en iyi film ödülünün de sahibi.","label":7} {"text":"uçak kazası alkoliklik dürüstlük harika bir drama sürükleyici uçak kazası alkoliklik dürüstlük harika bir drama sürükleyici","label":9} {"text":"cok guzel bır fılm olacaga benzıyor..turkıye gosterım tarıhını bılen var mı?","label":7} {"text":"bana göre bu film çok çirkin ve kötü filmlerden biri, bir filmi anlamamaktan ben zevk almam arkadaşlar ama sizi bilemem bu film bahsedilen gibi güzel bir film değil saçma gereksiz anlamsız, aslında basit te bir film kim nederse desin çok kötüüüü","label":1} {"text":"Konu gayet güzel, işleyişinde de sorun yok. Bu tarz drama severler için yeterli. Oyuncular hissiyatı veriyor. Özellikle başrol. İzlemeye değer. Kötü diyenleri dinlemeyin izleyin. Son zamanlarda izlediğim en iyi dramalardan.","label":8} {"text":"Gerçek hayattan alınma olduğu için daha da ilgiyle izlenen, gayet başarılı,izlenilesi,klişe olmayan bir film","label":7} {"text":"Şu filmi de 'ustura' diye türkçeleştirmişler ya, helal olsun.","label":4} {"text":"şimdi çocuk baya çok güzeldi insan ağlıyor bi yerde.","label":6} {"text":"Filme kim ne derse desin film güzelin üstünde çok güzel ve ya süper diyebiliriz herkese tavsiye ederim çok komik ve eğlencelii.","label":8} {"text":"Farklı ve ilginç bir film. Temposunun düşüklüğüne rağmen kendini izletmeyi başarıyor. İzlemeseniz bir şey kaybetmeyeceğiniz fakat boş vaktinizi değerlendirmek için izleyebileceğiniz bir film. Ortalama.","label":5} {"text":"big lebowski'ye 10 basar kanımca.","label":7} {"text":"Pek çok sahnesinin stüdyo çekimi olması beni rahatsız etti,senaryosunu beğenmediğim film aborjinlerin yaşadıklarını anlatmada da yetersiz kalmış.Bence yönetmen bu filmi kaldıramamış.Sadece izlenilebilir bir film daha fazlası yok.","label":3} {"text":"İlk filmin kalitesini ve gerilimini aynı çizgide sürdürmeyi başaran bir yapım. Seyirciyi sürekli diken üstünde tutmayı başarıyor. İzlenmeli. 8/10","label":7} {"text":"Gerçek sinemacılar için turnusol olmuş bir filmdir. Harikadır 10/10","label":7} {"text":"beklediğimden iyiydi açıkçası.luc besson imzası varsa bir projede zaten kalitesiz olması mümkün değil gerçi.aksiyonda bir sorun yok,konu ve senaryo da film için gayet yeterli ve kusursuz diyebiliriz,bir de aralarda çok yerinde ve şaşırtıcı sürprizler var,daha ne olsun işte izlemek için yeter de artar bile.ha tabii bir de travolta gibi bir efsane kendisine çok yakışan bir rolde yine ve rhys meyers da son derece üst düzey bir performans sergiliyor.eğelcenlik bir film ve bunu sonuna kadar başarıyor,rahatlıkla tercih edilebilir.","label":7} {"text":"tek kelimeyle muhteşem zaten x men serisinde hiç kötü fil olmamıştır tüm seriyi bi solukta izleyebileceğiniz yapım 10 üz 8.5","label":8} {"text":"Bu kadar özel bir filmin gişede hüsrana uğraması ne kadar acı, oysa bin kat fazla gişe yapan filmlerden çok daha fazla hakediyor seyredilmeyi. Herşeyden evel samimi bir hikayesi var. Claudio Cardinallein bir Türk filminde rol alması büyük bir onur, İsmail Hacıoğlu çok sempatik bir karakter yaratmış,ayrıca tüm yan roller çok başarılı. Bir yönetmenin ilk filmi olarak değerlendirilirse daha da başarılı, tıpkı Seren Yücenin ilk filmiÇoğunluk gibi, gişedeki kaderi de aynı oldu tabi, yazık. Herkese bol Recepli bol Polatlı bol Kolpaçinolu güzel günler dilerim...10/10","label":9} {"text":"Filmin bize kazandırdığı anlam: \"Bir şeyi bildiğinizi sandığınız zaman, ona başka bir açıdan bakın.\"","label":8} {"text":"Sinema sanatına saygı duruşu diyebileceğimiz film, görselliği ile tam not alsa da seyir zevki verdiğini söylemek zor. 6/10","label":5} {"text":"SERİNİN EN İYİLERİNDEN BİRİ 4 X 4 LÜK BİR AKSİYON FIRTINASI Kadim dostumuz Optimus Prime, bir kez daha düşmanlarıyla savaşıyor ve biz de onun savaşı sayesinde onunla birlikte insanların gelişebilecek iyi varlıklar olduğuna dair inancımızı tazeliyoruz. Transformers: Age of Extinction, serinin dördüncü filmi olarak, dolu dolu senaryosuyla, 2 saat 45 dakika süren aksiyonuyla, orijinal öyküsüyle serinin heyecanını ve tansiyonunu daha da yukarı taşıyarak üstüne düşeni yapıyor. Sinema tarihinde yerini almış serilerden birisinin de Transformers olduğunu söyleyebiliriz artık. Tabi ki film bittiğinde salondan çıktıkları andan itibaren beşinci filmi tartışmaya başlayan hayranları için serinin devamı çoktan merak konusu. Hollywood’da son 10-15 yıldır başlayan; masallardan, çizgi filmlerden ya da çizgi romanlardan uyarlanmış filmlerde (Oz büyücüsü, Batman üçlemesi, Örümcek Adam serileri, Peter Pan hikayesi vb), hikayenin kimsenin bilmediği başlangıcına gitmek ve aynı zamanda bir felsefe yerleştirme kuralına Transformers serisi de katılıyor. Henüz yüzlerini görmediğimiz ama artık varlıklarını bildiğimiz yaratıcılar tarafından Optimus Prime için bir ödül konmuştur ve ödül avcısı bir transformer olan Lockdown dünyaya gelerek insanlarla, ki bunun anlamı CIA ile demek, iş birliği yapmaya başlar. Amerikan hükümeti, dünyayı transformer tehdidinden kurtarmak için CIA bünyesinde çok gizli ve acımasızca bir operasyon başlatır. Niyetleri dünyayı tüm transformerlardan geri almak ve onları silah olarak üretebilmektir. Lockdown, insanların, dünyayı autobot veya deceptikon demeden transformerlardan temizlemesine yardım etmek ve karşılığında Optimus Prime’ı avlamak için dünyaya gelir. Galaktik bir diplomasinin işlediği hikayede otobotların bu seferki düşmanları deceptikonlar değil, seriye bu filmde dahil olan Lockdown. Tabi CIA yetkilileri Lockdown ile anlaşarak yaptıkları büyük hatanın farkında değillerdir. Autobotları da avlayan insanlarla yüzleşmeye karar veren Optimus Prime, insanların transformerları artık üretmeye başladığı, autobotlara ihtiyacının kalmadığı düşüncesiyle karşılaşır ve artık kendi savaşının olmadığına karar verir. Ancak olayların gelişimi onun sırtını dönüp gitmesini engeller. Evrendeki bazı sırların gizli kalmasının gerekliliğini, bazı teknolojilerin keşfedilmemesinin daha iyi olacağına dair mesajla pekiştiriyor film ve her konuda biz insanlara dersler veren Optimus, bilim etiği konusunda da sınıfta kaldığımızı gösteriyor. Nihayetinde, Optimus Prime ve autobotlar yine insanları kurtarmak için bir savaşa girişiyorlar. İlk üç filmde sürekli olarak daha güçlü rakiplerin karşısına çıkmasıyla, giriştiği ilk mücadelede yenilen, halden hale giren, ama sonunda mutlaka insanların da yardımıyla gücünü toplayan ve giriştiği savaşı kazanan Optimus Prime, Age of Extinction’da transformerları avlayan insanların asıl amacının ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Lockdown ile karşılaştığında ise durumun vehameti anlaşılıyor. Seriye bu filmde katılan Lockdown; acımasız, karizmatik ve hem diğer transformerlardan hem de insanlardan daha çok şey bilen bir transformer olarak resmediliyor. Seyircinin, Lockdown ile tanıştığı sahnede söylediği, “Autobotlar ve Decepticonlar… Sizler durmadan savaşıyorsunuz, sonra gelip ben temizlemek zorunda kalıyorum.” ifadesi ile hepsinden bağımsız ve tek başına bir güç olduğu en baştan seyirciye hissettiriliyor. Kendine has muazzam silahları ile fazlasıyla göz korkutuyor. Lockdown seriye bu filmle katılan tek karakter değil. Shia LaBeouf ve Megan Fox ile başlayan, oldukça da iyi giden serinin insan kadrosu, seri içerisinde küçük değişikliklere uğramıştı. Age Of Extinction ise, yeni bir sayfa olduğunu hissettirmek istermiş gibi bu kadronun tamamen değiştiği bir film. Özellikle de Cade Yeager karakterini canlandıran, rolünü genellikle trajik ya da motivatör karakter olarak filme yansıtan Mark Wahlberg’i görmek mutlu etse de önceki kadronun, bu kadrodan -Wahlberg hariç- oyunculuk olarak daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Wahlberg’in yanında kariyerlerinin böylesine büyük ilk filminde rol alan Tess rolündeki Nicola Peltz ve Shane olarak karşımıza çıkan Jack Reynor bekleneni verememiş. Yeni ekibin içinde filme renk katan, canlandırdığı Joshua Joyce karakteriyle Stanley Tucci olmuş. Ben, özel olarak John Turturro’nun filmde olmamasına üzüldüm. Mizah kısmı onunla daha güçlü ve başarılıydı. Eş zamanlı olarak gelişen çok fazla olayın olduğu, üstelik bunların büyük bir çoğunluğunun da birbiriyle bağlantılı olduğu film için senaryo açısından serinin en güçlü halkası diyebiliriz. İki saat kırk beş dakika süren filmdeki malzemeyi biraz daha yaymak isteseniz iki ya da üç film çıkarabilirsiniz. Bu kadar girift ve dolu olan senaryo sebebiyle seyircinin de dikkati sınanıyor, belki biraz da zorlanıyor. Ancak diyaloglar için aynı iyimserliği göstermek zor. İlk 3 filmde de mizah, yer yer ufak espriler vardı ancak yerindeydi ve işe yarıyordu. Bu filmde ise birçok espri güldürmediği gibi, birçoğu da yersiz kullanılmış. Bununla birlikte yönetmen Michael Bay’in huyu olduğu üzere, yoğun bir şekilde sürekli olarak mesaj kaygısı taşıyan bir film seyrediyoruz. Hikayede Transformer’ların fazla insanlaştırıldığını düşünen tek kişi ben miyim orasını bilmiyorum. Ancak Lockdown, gemide kaçakların olduğunu anladığı sahnede köpeklerine emir vermesiyle koşuşturmaya başlayan robot köpeklerin, bizim bildiğimiz köpeklerden hiçbir farkı olmayan hareketleri, işin içine dinobotların dahil olması gibi ayrıntılarla transformerların kendi doğaları hiç var olmamış gibi davranılmış. Transformer ekibinin, kökenlerin de hikayeye dahil olmasıyla bizi nelerin beklediğine dair ipuçlarını gösterdiği (ipuçlarını vermiyorlar, sadece uzaktan gösteriyorlar) serinin beşinci filminde, dinobotların nasıl olup da dinozorları kopyalayabildiklerini de anlatacaklarını umut ediyorum. Çünkü bu ve buna benzeyen birçok unsur bir sonraki film için merak uyandırmak üzere kullanılmış. Filmde “Üzerine düşünülseymiş keşke” dedirten bir nokta daha var, o da film müzikleri. Soundtrack, birçok filmde gerilimi, dramı ya da korkuyu arttırmak için, kısaca seyirciye hissettirilmek istenen duygu her neyse onu daha iyi yaşatabilmek için vardır. Yani filme ruh katmak için (Forrest Gump ya da High Fidelity tarzında filmleri bunun dışında tutabiliriz. Film müzikleri, bu tarz filmlerde daha çok filmin bir anı haline gelmesini sağlıyor). Hans Zimmer’ın müziklerinden artık alıştığımız “heroic” müziklerin film sahnelerinin önüne geçmesiyle ilgili problemin tam tersi yaşanıyor. Serinin ilk 3 filmi de dahil olmak üzere müziklerine imza attığı birçok filmle ödüller alan Steve Jablonsky, bu seride de maharetlerini ortaya koymuş. Özellikle; fragmanda da kullanılan, filmin kötüsü Lockdown için yaptığı müzik gayet tadında ve başarılı. Lakin, seyirciyi o ruha sokabilecek şahane bir “kötü adam” müziği varken, onu alıp da efektlerin arasında kaybetmek, duyulmasını engellemek akla yatmıyor. Tabi ki filmin ruhunu verebilmek adına efektler fazlasıyla yeterli ama soundtrack etkisi başka bir şey ve her daim bu filmle anılabilecek, hatta karakterle anılabilecek iyi bir tema, yüksek efekt seslerinin arkasında heba olmuş gitmiş. Transformers, sinemada hayat bulacağını öğrendiğimiz andan itibaren yaşattığı heyecanı, belli klişeler geliştirmiş olsa da yaşatmaya devam ediyor. Görselliğiyle, efektleriyle oldukça başarılı giden seri, her biri iki saat yirmi dakikadan uzun filmleri ve gişe rakamları ile yapıldığına değdiğini gösteriyor. Devam filmlerinin her birisi biraz daha çıtayı yukarı çekmeyi hedeflemişse ve bunu başarıyor olsa da, ilk filmden bu yana giderek daha “blockbuster” kültürü olduğunu yadsıyamayız. İlk filmde, Transformers çizgi filmlerini seyreden bir neslin bambaşka bir merakla beklediği sinema versiyonu, bugün, artık yakından tanıyor olduğumuz Optimus Prime ve arkadaşlarının maceraları havasına girmiş durumda. Bu durum haliyle bir sonraki film için yapım ekibinin işini, özellikle de hikaye bakımından -beklentileri de bu kadar yükseltmişken- çok daha zorlaştırıyor. Transformers serisini ve aksiyon filmlerini seven herkesin mutlaka izlemesini öneririm","label":7} {"text":"HOŞÇAKAL DEWEY… Scream benim çocukluğumun kült korku filmidir. Şimdilerde her ne kadar koyu bir Halloween tutkunu olsam da aslında korku filmi izlemeye Scream ile başladım. Bir gece tesadüfen gördüğüm o beyaz maskeli adam hep aklımdaydı. Hatta perdenin arkasında, kapının ardından, yatarken yastığımın başucunda… Scream, Wes Craven varken güzeldi ama Scream 3’e değin, Scream 4’ten itibaren sadece uzatmak adına uzatılan bir senaryo, tıkanmalar, katille bir profesyonel gibi savaşan ana kahraman: Sidney. Scream 5’te artık Sidney’in ana kahraman bile olmadığı, adeta ikinci bir Dewey olduğu ve bu nedenle Dewey’in de öldüğü bir filmle karşı karşıyayız. Ben maalesef bu filmi beğenmedim. İlk filme yaptığı göndermeler, Sidney’in kendi olmaktan uzaklaşması, zorlama ikinci bir Sidney yaratma fikri, katilin daima geçmişten, ama çok çok alakasız saçma yerlerden gelmesi fikri beni bitirdi. Scream 5’te güzel olan tek şey Dewey’di. O da gitti. Şayet biri ölecekse Gale’in ölmesini isterdim. Gale, sürekli terk eden asıl kadın rolünden artık çıkmalı, Sherrif Dewey ise artık sahalarda olmalıydı. Tadında bırakmak bazen asıl metni çok daha fazla yüceltiyor, unutulmamalı…","label":4} {"text":"baba 1 ve 2'den sonra en iyi mafya filmi seçilmiş ben de aynı fikirdeyim.","label":8} {"text":"Kesinlile tavsiye ederim. Zaten puanını görünce izleyeceksin. Görsellik süper.","label":7} {"text":"final dışında her şey çok iyi olmuş diyebilirim.oyuncular,yönetmen hepsi zaten kendini ispatlamış kişiler.filmde bir de nurgül yeşilçay’ın cesurca sahneleri olunca filmin tadına doyum olmuyor;)","label":7} {"text":"Neden herkes Erzebet Bathory'nin kesinlikle seri katil olduğunu varsıyıyor? Olayın arka planı çok önemli. Kanıt olarak bulunan işkence aletlerini Gyorgy Thurzo uydurmuş olabilir. Sonuçta Gyorgy, Erzebet'in mirasını ele geçirmek istiyordu. Üstelik Erzebet & Istvan aşkını da Gyorgi bozdu. İkisinin arasını açtı, aşıkları birbirinden uzaklaştırdı. Üstelik Dominic Vizakna da Erzebet'i sürekli kışkırttı. Ben bu olayda Erzebet gerçekten katil olsa bile onu cinayete azmettiren kişilerin daha büyük suçlu olduğunu düşünüyorum. Aşkından bitap düşmüş bir kadın olan Erzebet'i \"Kanlı Kontess\" diye yaftalamadan önce onu oyuna getirenlere kızmalıyız.","label":6} {"text":"http://www.filimadami.com/film/9960/thor/ linkteki film sanarak izledim hayatımda izlediğim en kötü filmdi","label":0} {"text":"filmi üç bölüm olarak ayırıp yorumlayabiliriz. ilk kısım daha durağan olan, hem karakterleri hem de birbirleriyle olan ilişkileri görüyoruz. ikinci kısımda olaylar biraz daha hızlanıyor ve yasak bi aşk başlıyor. son kısımda ise film zirveye ulaşıyor ve her şey çözüme kavuşuyor. Özellikle bu kısımda artan tempo insanı şaşırtıyor ama finali daha da vurucu bi şekilde bitiyor. Şans konusuna biraz farklı bir taraftan bakılmış. Bir tarafta hırslı, bencil ve zeki Chris ve diğer tarafta güzel, derin ama şanssız Nola. Woody Allen bu filminde şans faktörünün aslında hayatımızı nasıl şekillendirdiğini çok iyi göstermiş. Ayrıca zengin, elit, tuzu kuru kesme yapılan eleştiriler de yerindeydi bence. sonuç olarak bu filmi tavsiye ederim izlemeyenlere.","label":8} {"text":"Her yerine benzin dökülen eve girenlerin o kokuyu almaması gibi müthiş bir saçmalık var filmde. Türün -hani şu meşhur seri katiller ve hastalıklı beyinleri- vasatın altı bir örneği olmuş. Hatunlar yönünden ilgi çekmeye çalışmış sanırım, Affleck'in iticiliği de kullanılmış.","label":5} {"text":"Sagan gibi bir adamdan beklenecek tüm açık uçlara sahip, bu da yetmezmiş gibi, alabildiğine gerçekçi olasılıklarla dolu, olabilecek her şeyin olduğu, sorulabilecek tüm soruların sorulduğu, tüm olasılıkların sorgulandığı bir film. Filmdeki tek açık nokta, ilk canlı yayın Hitler'e ait değil, Şu an evrende bize ait en eski radyo sinyali Prof. Fteginald Aubrey Fessenden tarafından 1906 yılında yapılan yayına ait.","label":7} {"text":"Hoyrat şekilde başlayan bir ilişki tutkulu bir aşka dönüşürken, sevgi, doğum, ölüm, ihanet ve insanı zayıf düşüren çaresizlik duygusunu yoğunlukla yaşatıyor. İlişkinin evriminin anlatımındaki yumuşak ve akıcı kurguyu destekleyen harika oyunculuğa güzel müzikler de eklenince, klasik zengin adam fakir kız öyküsünün üstünde farklı bir romantik dram çıkmış ortaya... 85/100","label":8} {"text":"klişe ve gereksiz kısımlara takılmadan, hiç bi karakteri yargılamadan iyi bi şekilde aktarmış hikayesini atıf yılmaz. karakterlerdeki sıcaklık ve hoşgörüyle film daha bi kaynaşıyo izleyiciyle.","label":7} {"text":"Dizzy > Carmen","label":7} {"text":"Gereksiz, zaman kaybı, boş bir film.","label":6} {"text":"dönüp dönüp izlediğim serinin üçüncü ve son halkası. bittiği için üzülmüştüm. fantastik sinema ilgi alanıma girmediği halde bu türü sevmemi sağlayan filmlerdir. kitabını da rize merkezde toprağın rengini göremediğim bir dağ eteğinde okumuştum büyük keyif alarak. yalnız tabi kitap ve film serisi hakkında bazı çekincelerim olacak. her ne kadar tolkien bu kitabı sanayi devriminin yaşandığı ingilterede kırsal hayata duyduğu özlemi yansıtmak için yazdığını belirtmiş olsa da bazı ırkları özellikle orkları tipik ortadoğulu olarak tasvir etmesi savaşın orta dünyada geçiyor olması ve insanları batıda yaşayan ırklar olarak betimlemesi hafif ırkçılık ideolojisi gibi geldi bana. yine de yeni zellandanın eşsiz doğasında çekilen film her yönüyle büyük bir sinema olayı.","label":8} {"text":"Biraz argo bir tabir olucak ama tek kelimeyle ’’traş’’ bir film.Lafını bile etmeye değmez.Türk oyuncular bu filmde oynamış olmalırını neredeyse Türk sinema tarihinde bir dönüm noktası olarak gösterecekler.Yok bir Holywood filminde oynamışlarda, yok bu Türkiye için gurur verici bir olaymışta, geçin bunları.Karşımızdaki 2. sınıf bir yönetmen tarafından çekilmiş klişe bir senaryoya sahip bir B filmi!Altını çiziyorum ’’B’’ filmi!Öyle bir abartıyorlarki sanırsın Steven Spilberg’ün filminde oynadılar.Tamer Karadağlı’nın kötü oyunculuğu ise afişte bile belli oluyor, başka lafa gerek yok.","label":0} {"text":"Aldığı puan kadar bir film mi var karşımızda? Beklenti yüksek olunca ister istemez iyi bir film izlemek istiyorsunuz ama bana kalırsa belki 7 puanlık bir film o da olaya hakim biriyseniz var olan olaya saygıdan olur anca. Kötü bir film değil tabi ki sadece fazla sıradan bir yapım. İçinde herhangi bir zeka parıltısı yok. Ajanlık filmlerinde beklenilen -vay be adamlara bak- gibi bir şaşırtıcı durum göremedim. Yaşanmış olay olması her ne kadar somutluğu değiştirmese de ne yaşanmış olaylar var içinde kurgu kalitesinde olan. Filmin en güzel yanı Amerika vatandaşlarını kurtaran avukat yani James B. Donovan oldu. İnsanları az çok diye ayrım yapmayan herkese insanlık dersi veren gerçekten değerli bir kişilik var karşımızda. Bu nedenle 7 puan verdim zaten. Beklentiyi fazla artırmadan izlerseniz film daha keyifli gelebilir. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Kolay anlaşılır bir senaryosu olmadığı gibi, birçok psikolojik tanıya yer edinen, içindeki çarpıcı sahnelerle yer yer kafa karışıklığı yaşayacaksınız.","label":7} {"text":"Adıyamanlı Dursun Çavuş'un gerçek hikayesi. Adıyamanlı ya da Güneydoğulu değilseniz fazla seveceğinizi düşünmüyorum ama yine de fena değil.","label":5} {"text":"Amatör çekim olması dolayısıyla film daha gerçekçi. Biraz karanlık. Gerilim sahneleri verilmek istenmiş böylece. Belgesel gibiydi. İzlerken çok keyif aldım. Zaten kamera çekimine odaklanınca filmin içinde hissediyorsun kendini. Canavar filmlerine başka bir bakış açısı getirmiş. Canavarla mücadeleye değil, insanların kaçışları, kurtulmaya çalışmalarına odaklanılmış. İzlenmeye değer.","label":7} {"text":"Mükemmel mükemmel bi seriydi. Michael Corleone nin II. filmdeki sakinliği ve III. filmin sonu beni duman etti.","label":9} {"text":"Konusu muhteşem ve kesinlikle özgün fakat film pek iyi olmamış ne yazık ki. Einstein-Rosen Köprüsü denen o Solucandeliği ile ilgili teorilere yer verilme şekli, filmde bilimadamı olarak rol alan kişinin gerçekte de teorik fizikçi olması, Mimzy'nin gizemi vs bunlar çok iyi. Keşke biraz çocuk filmi havasından çıkılıp daha ağırbaşlı bir şekilde aynı konu daha iyi görsel efektlerle işlenseymiş. O zaman Interstellar tadında, belki de daha iyi bir film olurdu eminim. Bilimkurgu sevenler yine de izlemeli.","label":7} {"text":"ben pek korku- gerilim seven biri değilimdir. genellikle ne olacağı tahmin edilebildiği için korkmak ya da gerilmek huyum değildir. sorun bende olduğu için korku- gerilim filmlerine yorum yapmaktan kaçınırım. hatta izlemekten de kaçınırım ama bir arkadaşımın 2 hafta boyunca yaptığı baskılarla oturup izledim. gerildim mi? hayır. korktum mu? hayır. iyi vakit geçirdim mi? hayır. benim değinmek istediğim nokta filmin finaliyle ilgili. kız bildiğin herifin omzunda yaşıyormuş. film 100 dakika. ben film bittikten sonra oturdum 10 dakika bu duruma güldüm. arkadaşım ''20 kişiyle izledim, bi tek sen güldün bu duruma'' dedi. komik lan işte. kız yuva yapmış adamın boynuna. tünemiş oraya güvercin gibi. gülmeyeyim de napayım.","label":2} {"text":"bu kadar boş ve anlamsız bir uyarlama görmedim. nerde o kitabın derinliği ve anlamı?!","label":0} {"text":"s bahn manzaralı film... müzikleri ve hüznü gerçekten çok güzeldi. hüznü dediysem, postmodern hüzün. yılan saçlı adam ve çeşitli iç sıkıntıları; kendisine ait, çevresine ait. izlerken bitmesin istenebiliyor.","label":7} {"text":"amanın sen bu tarz filmlerden uzak dur stallone abicim. 4/10","label":3} {"text":"filmi çok bi eleştirme geregi gormuyorum. çoçukların onune cıtırını cerezini koyup onlerine de bu filmi acacaksın, bu kadar.","label":6} {"text":"Nasıl düşündüler böyle bir konuyu vede hayata geçirmelerise çok baaşrılı olmuş *_*İzlerkem hep gerildim ve hayatımızın ayrıntılarda saklı olduğunu anladım *_*10 / 10","label":9} {"text":"başka hiç bir film bir iç savaşı, bir trajediyi bu kadar güzel ve masum anlatamazdı bence. guillermo del toro adının afişlerde geçmesine gerek bile yok, her şeyiyle onun adını taşıyor film zaten.","label":8} {"text":"Birçok açıdan mükemmel olmayabilir ama sırf flört grubunun sempatik üyeleri ve kaliteli müzikleri için bile izlenir.","label":4} {"text":"Tuğlaların yukarıya fırlatıldığı sahne tekrar tekrar izlenmeli.","label":3} {"text":"Yerli malı \"Güneş Ne Zaman Doğacak\" tan daha fazlasını vaad edemiyecek basitlikte 3. sınıf bir anti-komünist propoganda filmi filmdeki karakterlerin yapmacıklığını görmek için filmi izlemenizi öneririm nasıl bu kadar berbat bir film çekilebilir olmasından ziyade bu filmi nasıl olurda en iyi \"bilmem kaç film\" arasına koyarlar şaşmamak elde değil","label":8} {"text":"Bu filmde Türkiye sinemasının en çok hakkı yenilen ve en iyi oyuncusu tartışmalarında adı geçmeyen fakat bana göre en iyi oyuncusu olan Macit Koper oynuyor. Zebercet rolü oynanması çok zor bir rol çünkü tiyatrodaki oyunculuk hiçbirine haiz değil. Macit Koper bu işin altından çok iyi kalkıyor. Tabi bunda Fransa'da eğitim alan Ömer Kavur'un ve Robert Bresson öğretilerinin payı büyük.","label":7} {"text":"çocuk filmi olayını geçtim tv filmi olmuş ne jj abrams'a ne de spielberg'e hiç yakıştıramadım. filmdeki uzaylı yaratık modelide bu sıralar çok popüler oldu heryerde izler olduk.trenin patlama sahnesini beğendim sadece..","label":6} {"text":"Bu filmi izlediğimden beri Bee Gees'ler, Kool & The Gang'ler müzik listemden eksik olmadı. Ben meğer Disco müziği hayranıymışım da haberim yokmuş. Eskiden bir iki parça aklıma gelince dinlerdim de şimdi durum başka. Neşe kaynağı resmen sıkıldıkça dinliyorum.","label":5} {"text":"Sadece Dusan karakterine odaklansalardı daha çok beğenirdim. Böyle bir özgün senaryoyu bu şekilde heba etmeleri yazık olmuş. Zira ortaya baya sağlam bir yapıt çıkabilirdi.","label":5} {"text":"Güzel :))))[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"konu çok klasik olsada bu sefer deniz üzerinden işlenmesi ve efsane amiral battı oyunundan esinlenilmesi ve bunun kullanılması,başarılı denebilcek görsellikle sürükleyici ve heyecanlı bir film olmuş başlangıç bölümü biraz uzun gibi dursada,eğlendim.Tek anlamadığım beyazperde nin eleştirmenlerinin bu kadar vahim göstermesi filmi...o yorumu yapıp, tek yıldız verip takip eden kitleyi etkileyen arkadaşı doğru bulmuyorum..acımasız buldum. benim izleyici notum:10 üzerinden 8 'dir. kesinlikle zaman kaybı değil, son derece akıcı ve heyacanlıydı.","label":9} {"text":"Green bitsin be. Yani bir senaryo bu kadar mantıksızlaşabilir. Neden nasıl derken; neden niçin böyle olduya gidiyor film. Hiç iyi değil. 2016 olmasına rağmen çok düşük seviyede çekilmiş. Senaryo diye bir şey yok. Bir oda var ve sanki kapı titanyum atomdan yapılmış gibi bir davranış görüyor. Üst düzey hızlı geç bitsin filmi. Afişle ve korku gerilimle ilgisi olmayan bir yapım işte. İzlemesen de olur. P: 5","label":4} {"text":"polis in katil tarafını anlatan konu olarak muhteşem… sürükleyicilik sıfır.. Feci gereksiz uzun sahneli… sıkıcı türk filmi… sadece konunun ana fikri üzerine verdim bu puanı","label":6} {"text":"Tam \"tamam artık, daha 'cool' bir sahne olamaz\" diye düşünürken sonraki sahnede yine gülümsetmeyi başarıyor. Keyifli bir yapım.","label":8} {"text":"Bence klasik bir macera action filmi,nic cage güzel oynamış çoğu filmde olduğu gibi,filme birkaç akıl oyunu eklemişler,bu filmin çıtasını biraz daha yükseltmiş,Malkovich'te oyunculuk olarak iyi ama oynadığı karakter olarak yine kötü rolünde,kötü olmakta yakışıyor sanki,filmi izlerken sıkılmayacağınız kesin,nic cage hayranı iseniz mutlaka izlemelisiniz eğer değilseniz izlesenizde olur izlemesenizde. İyi seyirler.6/10","label":5} {"text":"kötü oyunculuk.. Gereksiz sahnelere rağmen sürükleyicilik fena değil.. Havada kalan bir son.. İyi film olmamış..romanya yapımı zaten.. Oğlu dağda kalan babanın çaresiz kurtarma çalışmaları…","label":4} {"text":"Hayvanlarına dadanan kurdu avlayacağım diye sakarlıklarının musibetine uğrayan bir grubu anlatıyor. Tamamen boş muhabbet denebilir.","label":2} {"text":"İlkinin aynısı ve de devamı.. Sadece izlemiş olmak için izledim..","label":5} {"text":"Bu kadar cok da aglanmaz ki. Filmde herkes ağlıyor. Ahlak üzerine Konuşmak istiyor film fakat yeni bir şey söylemiyor. Oyuncular cok iyi.","label":2} {"text":"İzlediğim en güzel filmlerden birisiydi. Duygusal olmazı aile ve dostluğu su denli güzel anlatması gerçekten harikaydı 👏👏👏 emeği geçenleri tebrik ederim 🙂","label":8} {"text":"ilkine oranla daha az sikici bir film , hikayenin ilerleyisi bir sonraki asamanin detaylarinin bir önceki sahnede verilmesi güzel olmus","label":6} {"text":"çok basarili buldum bikere konusu çok farkliydi hiç tahmin etmeyecegim seyler oldu. yalniz basrol oyuncularinin arasindaki aski biraz daha yogun görmek isterdim...","label":9} {"text":"Filmi izleyemiyorum lütfen yardım sadece fragmanı izleyebildim yardımcı olun lütfen! !![spoiler][/spoiler]","label":1} {"text":"Başladığı eğlenceli tempodan uzaklaşmasına rağmen belli bir çizgide kalmayı başarmış, çok da bir neden/sonuç içermeyen; vakit geçirmelik bir hikaye. Biraz Bellflower, biraz Blue Valentine, biraz da Take This Waltz tadı aldım. Müzikleri başarılıydı. Özellikle Mary El'in barda Cruel To Be Kind söylediği sahne Mary El aşkımı depreştirdi. 6,5/10","label":6} {"text":"Filmin sonuna kadar sabredebilirseniz ekran başından mutlu kalkıyo insan : )) Ama filmin durağan ve yavaş olduğunu söyleyen arkadaşlara katılmamak mümkün değil. Hakkaten çok yavaş, yer yer uyuklama tehlikesi bile geçiriyo insan...","label":4} {"text":"'çaylak' - 'büyük hesaplaşma' - 'testere' filmlerinin aynısı olduğunu söylesek herhalde fazla abartmamış oluruz. ben filmi izlerken yapmış olduğum tahminlerin çok azı gerçekleşmedi ve bu yüzden filmi çok okunur buldum.oyunculuklara gelince abartılacak bir performans yok ve filmi sıkıcı kılan ise aynı ses düzeylerinde oynamaları yani tansiyon yükselmediği için sesler aynı tonda ve bu insanı uyuşturuyor.fazla seçeneğiniz olmadığında izlemenizi tavsiye edebileceğim bir film10/3","label":2} {"text":"İnsanın taa derinliklerine işleyen bir duygusallığı var. Bilmem nasıl bulursunuz ama hayata dair çok şey var bu filmde, o kadar çok his bir aradaki hangisini anlatayım... En iyisi izleyin ve siz karar verin.","label":7} {"text":"sevdim bu filmi izlemeye değer;)","label":8} {"text":"\"Christine iyi bir işe, parlak bir geleceğe ve harika bir sevgiliye sahip, fakat üç gün içinde cehenneme gidecek.\" Army of Darkness gibi fantastik bir filmin yönetmeni ve senaristi Sam Raimi yine böyle bir filme imza atıyor. Ama Sam'in korku anlayışıyla benim ki çok farklı. Büyük beklentilerle izlediğimden de kaynaklanmış olabilir. Velhasıl kelam ya büyük beklentilerle izlemeyin ya da sadece keyfini çıkarın.","label":6} {"text":"Bana kalırsa 'eh' bir filmdi. Yani bir şey kaybetmedim ama kazanmadım da.Listede orta sıralara gelen bir film diyebilirim.","label":4} {"text":"bruce wiLLis her roLe yakisiyor...","label":4} {"text":"Oyunculuklar dışında beni pek tatmin etmeyen bir film oldu. Filmin içinde yaşanan olaylar ve seyirciye verilmeye çalışan duygu hiç yansıtılamamış. Senaryo deseniz klişelerden oluşan bir çok sahne var, açıkcası daha iyi bir film beklentisi içerisindeydim...","label":3} {"text":"Oscari artist filmiyle kucaklayan Michel Hazanavicius o filmden yaklasik bir yil sonra cektigi bu filmdr Rus-Cecen savasi sirasinda katledilen, zulme ugrayan cecen halkinin dramina sahit oluyoruz. Film o kadar gercekci ve sarsici ki filmi izlerken sinirlerinize hakim olamiyorsunuz ofkeleniyorsunuz. Savasin ne kadar gereksiz ve sacma oldugunu masumun arada kaynadigi zavalli ve leş bir ortam oldugunu gorruyoruz.Her zaman ki gibi batili ulkelerin buna sessiz kalisini ve kilini kipirdatmayisini Bana dokunmayan yilan bin yasasin&mantigiyla hareket ettigini goruyoruz. Bu filmi izleyin ve izlettirin. amerikada ve avrupa da bircok elestirmen yermis ve begenmemis neden yillardir muslumanlari terorist addeden oyle goren bu batili ulkeler musluman a zulmeden bir onlarin acilarini gosteren AB'yi yeren bir filmi begenmemeleri elestirmeleri onlardan beklenir bir hareketti dogrusu. Siz siz olun bu filmi kacirmayin. Son olarak batili ulkelere sert cikan onlari elestirmekte kalmayip yeren, muslumanlarin bu dunyada ne kadar hor goruldugunu anlatan ve bunu elestiren bu filmi ceken, yazan ve yoneten e tek kelimeyle Helal olsun. 10/10","label":9} {"text":"Filmin en etkileyici yanı ölümün bile yaşamın tadına vardığında yaşamdan kopmak istememesi ama romantik sahneler biraz gereksiz uzatılmıştı.","label":5} {"text":"... faşizm ne kadar ceberrut olursa olsun; mutlaka ondan tırsmayan yürekli insanlar çıkıp direnebiliyor; bu da insanın geleceğe dair birazcık umut beslemesine vesile olabiliyor. Küçük kız ağlattı beni... 8,5/10","label":7} {"text":"ben filmi düz izledim.bence çok eğlenceli ve güzel bi filmdi...","label":9} {"text":"İzleyiciyi şaşırtabilmek, ters köşe yapabilmek için çırpınan, bunun için bütün senaryo ve karakter tutarlılığından ödün veren bir film. Olmamış.","label":5} {"text":"Kendisine ait olmayan bir ülkenin, istenmeyen sakinlerinden biri olan Jean Corbo'nun hikayesi. \"Kaderinle buluşmaya gidiyordun Jean Corbo. Yılların şiddetlendirdiği umudun bacalarında bekleyen yeraltı rüzgarları patlamaya hazırlanırken.\"","label":7} {"text":"Öncelikle film uzun sekansta ve sahneler genelde yavaş akıyor. Aslında bir filmden çok şiir dinletisi gibi denilebilir. Hayata, hayata dair yanılgımıza karşı düşündürücü ve üzücü bir film Angelopoulos'un en başarılı işlerinden. Çok güzel replikleri yönetim beraber göndermeler de hiç az değil. Kesinlikle izlemeye değer. [spoiler]Filmde hasta yazar sonsuz gibi yaşadığı hayatında neleri eksik yaptığını hastaneye yatmadan önce anlar, ve bu sonsuzluğun ardından bir günü doyasıya yaşamaya çalışır. En son 'Argadini, Korfoula köy Alexandre'nin yaşamda nasıl geç kaldığının bir yansımasıdır. Ve hastaneye yatmaktan vazgeçer ve kalan birkaç gününü yaşamaya karar verir[/spoiler]","label":7} {"text":"Filmi yönetmeninden ötürü deneme amaçlı izledim fakat beklentilerim üstünde bir film çıktı karşıma.Hikayenin gerçek olması bunu etkileyen faktörlerin başında gelse de.Yönetmen koltuğunda Angelina iyi bir iş çıkarmışa benziyor.İzleyin derim...","label":7} {"text":"Şiir gibi bir filmdi. İzledikten sonra kitabını da aldım okuyorum. Herkese tavsiye ederim... 8/10","label":7} {"text":"Problem çocuk misali eğlenceli, çerezlik bir Tv filmi olmuş.. Vakit öldürmelik.","label":6} {"text":"Benim çok hoşuma gitti gerilim bir an eksik olmuyor ve tam bitti derken sürpriz şeyler oldu filmin sonunda.Hopkins ve Norton un oyunculuğu muhteşem bu etken bile tek başına bir filmi izlemeye yeterken diğer unsurlar da olunca ortaya seyrine doyum olmayan bir film çıkıyor.Serinin her filmi bana ayrı bir tad verdi ve ben sıralama yapmak istemiyorum ama bunu da kesinlikle izleyin.","label":7} {"text":"kenan imirzalıoglu ve selçuk yöntem sadece ikisi bile yeter bu filme 10/8","label":7} {"text":"Orada bile din gerekli!","label":7} {"text":"Macera ve gizem harika bir şekilde işliyor *-* İzlediğim en güzel konulu, çizimli ve karakterli animasyon.10 / 10 ;)","label":9} {"text":"Bir yönetmen enkazı daha... Bakın çok cesur konu seçtik, bunu film yapalımla ortaya film çıkarılmıyor. Bu yanlılığımız, üretimimizdeki beceriksizliğimizi kapatır düşüncesi, artık bilinçli sinema izleyiciliğinde ivme kazanmış Türk seyircisinin yutmayacağı bir ezik davranış şeklidir. Gereksiz, özensiz, hatalarla ve boş sahnelerinin çokluğuyla bir film ortada öylece dımdızlak duran. Bu kurgu tekniği bize nereden bulaştı bilemiyorum. Yönetmen kimliğini bu kadar dibe vuran bir film anlatımına bu kadar hevesli olmanın hiç bir menfaatı yok zararı bu kadar devasayken. Yönetmenlerin önce sinemada hikayeyi sunma mantığını kavramaları gerekir.","label":3} {"text":"Gayet eğlenceli olsa da.... Filmde görünen penis sahnelerinde yönetmen ne amaç gütmüş anlayamadım. Sinemada yayınlanan versiyonda kesmişler, sansüre karşı olsam da iyi ki kesmişler. Sinemada izleyenler bu saçmalığı yaşamamış oldular. Böyle amaçsız tuzsuz sahneler olması çok saçma geldi gerçekten. Üstelik film hiçbir erotik öğe barındırmıyorken...","label":7} {"text":"hayatımda bu kadar bayık film ender izlemişimdir. bütçe tek başına bir filmi iyi bir film yapamıyor.","label":1} {"text":"Genel olarak film odanın içinde geçsede sürükleyici bir senaryosu var,mantık sorularını kavrayana kadar ,hızlı geçişler olduğundan insan kopuyor bir noktada filimden, sonra birdaha bağlanıyor.Matematik ve fizikle arası iyi olanlar için güzel bir film tadı vericektir,malesef ben aynı tadı pek alamadım.","label":4} {"text":"2 saatimi geri istiyorum. ryan gosling hatrına çekilir sadece. 15 yıldır drama-romance kategorisinden film izlemiyordum. iyi yapıyormuşum. devam","label":3} {"text":"Tayfun can Demirtaş’ın kendini geliştirdiği bariz belli 👍🏼 İlk film baya kötü olmasına rağmen bu film oldukça başarılı ve gerçekten görsel efektleri aşırı kaliteli. Pandemiyi düşünürsek şuana kadar izlediğim korkular içinde sıkılmadan ve korkarak izlediğim bir film oldu. Filmde bir kaç oyuncu gerçekten hakkını vermiş fakat bazıları rolü yansıtamamış. Hoca sahnesi gayet başarılı ve gerilim dolu olmuş. Film başarılı devamını seve seve bekliyoruz.","label":9} {"text":"Harika bir film. ismiyle alakasını çıkaramadım ama bu filmi beğenmeyene hayret ederim. Zaten google de beğenme oranı 93 kesinlikle öneriyorum","label":9} {"text":"Ami Canaan Mann hala babasi kadar iyi oynamasa da , iyi bir film , dügümün bu kadar kolay çözülmesi çok yazik","label":5} {"text":"Tarkovski'nin The Mirror adlı filmini ayıla bayıla, sonunu zor getirerek izlemiştim. Bu filminin süresi ilgili filmin iki katı daha fazla olsa da bu kez daha hareketli ve en azından konusu belli bir yapım ile karşı karşıya kaldım. En azından dediğime bakmayın, gerçekten sağlam bir temel üzerine oturtulmuş felsefi noktaları bu filmde yakalayabildim. The Mirror'dan sonra çok ön yargılı yaklaşmıştım ama bu film başyapıta yakın oldukça sanatsal bir film.","label":7} {"text":"Vasat-alti bir gerilim . Özellikle oyuncularin performanslari çok yetersiz kalmis ... Yinede ; hafif gerilim olsun , gizem olsun , Katil kim ? - Sebep ne ? diye teoriler üreteyim , egleneyim diyorsaniz gidin filme , beklentiye girmeden tabii ... 5/2 ...","label":3} {"text":"\"Hiç gelecekteki birine aşık olunur mu?\" sorusunun yanıtını güzel bir kurguyla veriyor. Gizemli, romantik ve merak uyandıran bir filmle karşı karşıyasınız. Sandra Bullock, \"Sıradışı\" filmindeki gibi bu kez de esrarengiz bir konuyla buluşturuyor bizleri.","label":8} {"text":"Daha ollgunca bir film yapılabilirdi çoçuksu cadılar film kısa olduğu için hızlı ilerliyor birşey açıklanmadan konunun içinde buluyorsunuz kendinizi ... daha olgunca ve güzel grafikler ve ortamlarda çekilseydi basit bir film olmazdı...","label":3} {"text":"Ortalama bir film olmuş bu kadroyla daha iyi işler yapılabilir ve daha güçlü bir senaryo yazılarbilirdi bu kadar iyi oyuncuların olduğu yerde zayıf kalmış biraz film onun dışında küfürsüz komedi yapmışlar o güzel olmuş birde Mustafa Üstündağ gerçeği var filmi tek başına alıp taşımış resmen her zaman ki gibi muazzam bir performans sergilemiş yer yer dizide ki gibi güldüren diyaloglar vardı. Daha iyi olabilirdi ama çok kötü de değildi ama Mustafa Üstündağ olmasa cidden film olmazmış o derece öne çıkıyor filmde 3.5/5","label":6} {"text":"steven seagalın çevirmiş olduğu güzel filmlerden sadece biri bu film teşekkürler.","label":9} {"text":"Vasatın da altındadır, hiçbişi bulamazsanız izlersiniz...","label":7} {"text":"Bir uzaylı dramı. Farklı bir boyuttan bakılmış bence güzel izleyin derim.","label":7} {"text":"Diğer Marvel filmlerinin seviyesinde bir filmdi. Karanlık ve farklı bir tarz ile DC'i andırsa ve yer yer insanı gerse de işleyişi güzeldi. Alternatif evrenin ve gerçekliğin bu kadar yoğun işlendiği ilk film olabilir. İyi ve izlenebilir.","label":6} {"text":"Amistad (1997) Özgürlüğümüzü verin ait olduğumuz yere gidelim.. Yönetmenliğini Steven Spielberg üstlenirken oyuncu kadrosunda Djimon Hounsou, Matthew McConaughey,Anthony Hopkins, Morgan Freeman ve Pete Postlethwaite gibi isimleri izleyeceksiniz.. Biyografi-Dram-Tarih- türlerini barındırıyor.. Konusuna gelecek olursak, 1839 yılında Amerikada köle ticaretinin yapıldığı zamanda geçen hikayede Afrikalı zenci köleleri satmak için taşıyan Amistad adlı gemide bir kölenin zincirlerinden kurtulması sonucu diğer arkadaşlarınında zincirlerini çıkarmasına yardım ederek bir isyan başlatmalarına neden olur ve gemide bir çok kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük bir isyan çıkar.. Bunun üzerine kölelerin sahibi iki adamı ve bir çok köleyi Amerikan savaş gemisindeki askerler tarafından yakalayarak mahkemeye sevk edilirler.. Mahkemede kölelerin kendilerini haklı gösterip özgürlüklerine ulaşması için karşılaştıkları zorluklarla dolu mücadelerine şahit olacaksınız.. Irkçılık üzerine yapılmış izlediğim en sarsıcı filmlerden bir tanesine ünlü yönetmen Steven Spielberg farkıyla kaliteli bir dram filmi izledim.. Oscarlı yönetmen Steven Spielberg kariyerinde pek bilinmeyen filmlerinden gerçekten keşfedilmeyi bekleyen bir film izledikten sonra sizinde baş yapıt sayabileceğiniz bir film olacaktır.. Filmin vizyona girdiği yıl oscarda güçlü bir rakibi vardı Titanik o yüzden film pek ülkemizde duyulmamış sitede de aldığı yorum sayısına bakıldığında pek fazla ilgi görmemiş..Film 4 dalda oscarda adaylığı bulunurken usta oscarlı oyuncu Anthony Hopkins kariyerinde En İyi Erkek Oyuncu dalında adaylığı bulunduğu film olarak sinema tarihine geçmiştir.. Filmdeki final konuşması ile hatırlanacak.. Oyuncunun performansı oldukça iyiydi ama bence filmin asıl başrol oyuncuları Djimon Hounsou ve Matthew McConaughey özellikle Djimon Hounsou oscara aday olmasını bekler hatta o muhteşem performansı ile ödüle uzanmasını isterdim.. Özgürlüğü için savaşan bir köleyi öyle bir oynamış ki izledikten sonra sizinde hafızalarınıza kazanacak cinste bir performans rol aldığı filmlerden izlediklerim arasında kariyerinin doruk noktası bu film.. Siyahi oyuncuyu Kanlı Elmas ve Gladyatör filmlerinden hatırlayacaksınız.. Matthew McConaughey ise avukat rolünde çok iyiydi Afrikalı kölelerin avukatlığını onların haklı olduğunu kanıtlamak özgürlükleri için çabalayan bir avukat onunda performansını beğendim.. Oyuncuyu 2011 yapımı Güneşin Karanlığında filminden bilen bilir bu filmde de avukat rolünde izlemiştik.. Bence kariyerindeki en iyi filmi kesinlikle Amistad.. Kadroda usta oyuncu Anthony Hopkins dışında bir usta oyuncu daha var.. O da Morgan Freeman aslında bu filmde oscarlı oyuncu pek ön planda değil yinede izlemek keyifliydi.. Kadro gerçekten sağlam Olağan Şüpheliler filminden Pete Postlethwaite karşıt görüşlü avukat rolüyle çok iyiydi.. Film yaşanmış bir olay olması Amerikalıların, Afrikalı siyahi insanlara insanlık dışı davranmaları onları birer hayvan gibi görüp yaşadıkları ülkelerinden zorla kaçırıp zenginlere hizmet etmeleri için satmaları yani köleleştirilmeye çalışılan insanların sistem karşısında harcanıp gitmeleri ama özgürlükleri için hala içlerinde bir umut besledikleri çok iyi seyirciye aktarılmış.. Ben çok beğendim gerçekten bu filmdeki çoğu sahne insanın psikolojisini bozmaya yetiyor insanın tüylerini diken diken eden bir deneme.. İnsanlık-eşitlik-özgürlük adına yapılmış izlediğim en iyi filmlerden bir tanesi Spielberg parmağının olması hissedilir derecede fark ediyor, izlerken hiç sıkılmadım.. Steven Spielberg bu yıl oscara 12 dalda aday olan filmi Lincoln onuda yakın zamanda izledim.. İki filmi de ırkçılığı konu alıyor bence Amistad filmi Lincoln daha iyi olduğunu söylemek isterim.. Filmin İmb puanı: 7.1 çok az bir puan almış benim gözümde daha fazlasını hak ediyor.. Irkçılık temalı film severlere Steven Spielberg elinden çıkan bu varlığı pek bilinmeyen başyapıtı şiddetle tavsiye ederim.. 9.0","label":8} {"text":"Olaylar çok basit bağlanmasa daha güzel bir film olurmuş.","label":6} {"text":"film, batesmotelpro gibi ağırlıklı olarak viral reklam filmi çeken bir grup için gayet iyi seviyede. ancak filmi ciddi bir prodüksiyonmuş gibi lanse etmeleri büyük bir yanlış. güldürmüyor mu? hayır, güldürüyor. apaçilerden tutun da kürsü kavgalarına kadar herşeyle geçiyor dalgasını. ama \"lan şuna bak. fragman için film çekmişler arkadaş\" laflarının da önüne geçemez.","label":7} {"text":"Filmi çok beğendim çok etkileyici özelliklede sonu. Bazı yerlerde çok şaşırtıyo. Aksiyon çok yerinde kullanılmış. Kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerden 👍🏻","label":7} {"text":"çok keyifli bir film. özellikle canınız sıkkınsa daha çok keyif verecektir","label":6} {"text":"Kitaptan uyarlama filmlerden daha çok şey bekliyorum. Konu zaten yeterince klasik. Bu konuyla alakalı çok basit bir yapım bile insanlar üzerinde kolaylıkla bir etki bırakırken bu filmi yere göğe sıdıramayıp ödüllere boğmak bana aşırı geldi. Eleştirim olumsuz anlaşılmasın ; izlenmesi gerekilen bir film. Solomon un Patsey ' i kırbaçladığı sahne bütün filmin anlatmak istediği her şeyi anlatıyordu. Patsey nin elinden ''beyaz'' sabunun düşüp kameranın ona odaklanarak sahnenin sonlanması filmin en vurucu anıydı tartışmasız! Ayrıca Patsey karakterini canladıran Lubita Nyong'o oyunculuğu ile ayakta alkışlanmalıdır.","label":6} {"text":"eğlenceli keyifli film","label":7} {"text":"bu tarz filmler piyasada her ne kadar çok olsa da yinede güzel izlenebilir bir film.. sıkılmadan izlenecek bir film.","label":6} {"text":"Bir Türk olarak bu tarz Amerikan milliyetçiliğini işleyen bir filmi izlediğim için pişman oldum. Kendimden hiçbir şey bulamadım. Kısacası başkalarına tavsiye edemeyeceğim bir yapım. Letters from Iwo Jima çok daha başarılı.","label":3} {"text":"Onur Ünlü'nün, insanın eli kolu nasıl bağlanır? insan nasıl bu kadar çaresiz olabilir? bize göstermeye çalıştığı, izleyenleri kedere salan filmi. Hem gülmeli hem üzmeli. unutmadan; televizyonda izleme gafletine düşenlerin, kesinlikle filmin tamamını bir şekilde bulup seyrettikden sonra beğenip beğenmeme kararını vermesi gerekiyor.","label":8} {"text":"elvis_7703 teşekkür ederim ben burak123burak456 nickli kullanıcıyım nikimi değiştirdim sadece","label":0} {"text":"Tek kelime ile berbat bir film. Salonu terk etmemek için sabır sınırlarımı zorladım .","label":0} {"text":"Film başlarken gene aynı şeyleri izleyeceğiz diye tebessüm ediyordum,fakat bu sefer hiç de öyle olmadı.Sinirlerim harap oldu desem ğlam sinirleriniz yoksa ve duygusalsanız uzak arada bu filmin yönetmeni Haneke ile berabermi çekmiş filmi diyede düşünmedim değil.","label":7} {"text":"1. filme nazaran daha çok hoşuma gitti bu film. Aksiyon olan sahneler başarılıydı. 3. Filmi bekliyorum...","label":8} {"text":"Ciddi, SERRRT bir oyunculuk görmek için; HaRRD CaNdy!... Ellen müptelası yapar.","label":7} {"text":"Kızlarım oğlum ve kuzenleri ile birlikte filme gittik.çocuklar filme bayıldı.özellikle kızlar sihirli sahneleri çok sevdi.Filmde uçuşan peri çok hoşlarına gitti.kuzenlerimiz. Emreye çok güldü.filmin müzikleri ve seslerinde bir sorun yoktu .kötü bir film değil izlenmeye değer.","label":9} {"text":"yönetmenin çevresi iyi de, kendisinde bir numara yok dedirten bir film.. yani joaquin phoenix şahane oynasa da; hikaye, karakterler, diyaloglar gerçek mi hayal mi derken zaten kurgudaki bir sürü terslik insanda ne tat bırakıyor ne dimağ.. 6/10","label":5} {"text":"İtalyan yapımı olmasının filme kattığı samimiyette büyük payı vardır. Sinema kültürün yansımasıdır sözünden yola çıkarak derim ki aynı biziz.","label":8} {"text":"Siccin fanaticleri filmi çok gömmüş çok kötü filan demiş diğer filmleri daha güzeldi demiş biraz mantıklı düşünsek aslında serinin hem hikaye hem teknik anlamda en iyisi olduğunu anlarız bazıları karekterler çok kötü olaylar yaşıyor ama çok soğuk kanlılar diye gömmüş o durumda biraz hak verdim ama film mükemmeldi bence korku severseniz mutlaka izleyin","label":7} {"text":"Silent Hill benim lise çağlarımı darmadağın eden inanılmaz ürkütücü bir bilgisayar oyunuydu...Gerçi hala oyundaki sahneler aklıma geldikçe biraz kasılırım...Oyunu oynadığım zamanlar içimden bunu film yapsalar nasıl olur diye düşünürdüm...Seneler sonra askerdeyken gazetede Silent Hill yakında sinemalarda afişini görünce çok heyecanlanmıştım...Öyle ki film sinemaya çıktığında ilk çarşı iznimde soluğu sinemada almıştım;sonuç gerçekten süperdi...Bilgisyar oyunları filme uyarlanırken genelde sıkıntılar yaşanır ancak Silent Hill bu yargıyı kesinlikle darmadağın ediyor.Filmdeki atmosfer ve sehneler sanki birebir oyunun aynısı tek fark oyunda baş kahraman erkekti filmde kadın...Filmde oyun kadar ürpertici olmuş ve yönetmen Gans belki de sinema kariyerinin en başarılı işine imza atmıştır...Bir Silent Hill fanı olarak Gansı ayakta alkışlıyorum...","label":7} {"text":"Ben ve kardeşimle gittik animasyon harika film güldük eğlendik inşallah devamı gelsin . Tavsiye ederim","label":7} {"text":"Film tempo olarak çok düşüktü sıkıcı demek istemiyorum ama her saniye içine çeken bir film beklemeyin herşeyi sonu için izledim deydi de 1+1=? bu sahneye bayıldım","label":7} {"text":"Gizem dolu bir film evet sonuna kadar merak ediyorsunuz ve Jim Carrey i apayrı bir rolde izlemek farklı bir deneyim.İyi film ama abartılcak bir yanı yok.7/10","label":6} {"text":"Bir Delik (1960) kadar olmasada heycanlandırıcı bir film","label":7} {"text":"Tamam aileyle izlenecek film değil ama arkadaşlarla veya tek başına gidilecek on numara film gülmek garanti sinemada erkekten çok bayan vardı oda işin garip tarafı. Şu eleştirenlere gelince sanırsın şuanda gösterimde çok kaliteli komedi varda millet buna gidiyor . Eşeştirilecek tek yönü var bence biraz daha para harcanıp döğüş sahneleride gösterilebilirdi.","label":9} {"text":"Özetlemek gerekirse \"Adalet 3\", aksiyon ustası Antoine Fuqua'nın dövüş sahnelerinde titizlikle hazırlanmış koreografisi, baş döndürücü hızlı temposu, ustalıklı mizanseni, uyumlu oyuncu kadrosuyla, türünün kaliteli bir filmi olmuş.","label":7} {"text":"Tadı damakta kalan sıcacık bir film.Herkese ikinci bir şans verilmesi gerektiğini anlıyor insan bu filmi seyredince.","label":7} {"text":"bu filmin korkuyla alakası yok az birasda gerilim var olsa olsa dram olur ama ben sevdim fena deil","label":6} {"text":"Yağmurlu bir günde bir fincan kahve ile izlenen, bittikten sonra ağızda hoş bir tat bırakan klasik 90ların romantik filmlerinden. Bunu izledikten sonra ardındanAn Affair to Remember' ı da izlemek gerek. Ayrıca müzikleri gerçekten harika.","label":6} {"text":"çok sıkıcı .aviator üzerine biyografi tanımam oyunculukta çok zayıf kalmış 10/3","label":8} {"text":"film boyunca karakterlerinin neredeyse tamamı tüm cümlelere F. cking diye başlamışlar.. filmi zaten sıkıcı bulunca kafaya bunu taktım sanırım..","label":5} {"text":"Ben de olacakları tahmin edenlerdenim ama filmi çözmek için çok zeki olmaya gerek yok, zaten ters köşe bir şeyler olacağını belli ediyor. Ama kurgu bence de kusursuz yapılmaya çalışılmış ve üzerinde çok düşünülmüş. Bu açıdan takdirimi kazandı. Oyuncular gerçekten çok iyi, her biri rolüne çok yakışmış. Mizahi tarafı da güçlü denebilir. Marta'nın ailesi için Ekvador, Paraguay, Brezilya ve Uruguaylı denmesi beni gülümsetti. Yine son bölümlerdeki bir sahnede kahkaha attırıyor. Verimli bir 2 saat oldu, devam filmini sabırsızlıkla bekliyorum. Başucuma ekleyip eklememe arasındayım.","label":7} {"text":"6 his gibi kült bir filmi dünya sinamasına kazandıran TÜRÜNÜN EFSANE YÖNETMENİNDEN YİNE ÇOKTAN KÜLT KATEGRİSİNE GİRMİŞ BİR GERİLİM BAŞYAPITI M. Night Shyamalan: En sevdiğim yönetmenlerden biridir. Özellikle; 6.his, ölümsüz, köy, işaretler filmleri. Ne zaman izlesem aynı duyguyu, etkiyi uyandıran filmlerdir. Ve bana göre adına sanat denecek ender filmlerdendir. Her ne kadar son filmlerinde aynı başarıyı gösteremese de, çıkardığı her filmi izlemek isteyeceğim nadir yönetmenlerden. Filme gelelim. Yorumlarımda özellikle bahsettiğim, farklı bir süper kahraman filmi yapılmalı diyorum ya, uzun süreden beri izlemediğim bu filmi unutmuşum, işte aradığım farklılık bu. Bilmiyorum neden yapmıyorlar ama özellikle marvel ki dc bunu bir kere denedi ve faydasını gördü, marvelde farklı yönetmenlere yönelip, onların ellerine bırakmalı bazı karakterleri. Tamamen bunun gibi demiyorum ama farklı br film izleyebiliriz bu şekilde. Filmden saptığım yerden geri dönerek, gerçekten kelimelerin yetmeyeceği kadar iyi bir film. Çekim şekli, kullanılan müzik, insanın içine işleyen karanlığı, karakterler, diyaloglar ki yorumumun sonunda birini paylaşacağım, oyunculuklar... Bazı filmler, gerçekten ama gerçekten sanat eseri...shyamalanın kesinlikle en iyi filmi. oluşturulan kurgu çok başarılı, filmde ki geçişler, sahnelerin çekimleri kamera hareketleri ve görüntü kalitesi üst düzeyde.. bunların tamamını bir arada bulabildiğimiz ender filmlerden birisi.bruce willis ve samuel jackson resmen döktürüyor. ama asıl önemlisi çizgi roman dünyasını sinemada en iyi anlatan film olması. hem de bildik çizgi roman uyarlamalarının tam tersine bir anlatımla. zaten bir uyarlama olmayan ölümsüz, efektlerle kusursuz kahraman portresiyle göz boyamak yerine çizgi roman dünyasını, içinde yaşadığımız gerçek dünyaya başarıyla taşıyan bir kült film.","label":8} {"text":"bir animatör olarak çok begendim.Disney in prenses ve kurbaga ile geri dönüsüne zaten sevinmistim.pixarla birleme sonucu tamamen 3d ye geçilmesi sonucu isten çikarilan bir sürü efsane animatör disney-pixar in biz bi hata yaptik 2 dnin tadi ayri imis yalvarmalari sonucu geri döndüler; eric golberg,andreas deja ,nik ranieri... tekrar harikalar yaratmaya basladilar. James cameron rumuzlu arkadasim : ilk önce animasyonun tarihine bi bak istersen, subliminal mesaj veriyor dedigin disney bir sinema devidir. DEVRIMDIR. bu isten sadece amerikalilar degil .Satilan oyuncak ve promosyonlariyla bi dünya ekmek yemekte. bu insanlarin tek amaci çocuklara görsel bi sölen sunmak . Akillarinda en ufak bi art niyet olsa bu isi zaten yapmaz çeker ,giderler bunuda bil. Hersey para, mesaj, beyin yikamak degil. emin ol onlar bu sahneleri her çizdiklerinde yüzlerce binlerce kez düsünüyorlar, ve filmi pedegoglar ile degerlendiriyorlar sonuçta bu bir sinema sanati ...çocuklara ve ebeveynlerinede hitap etmesi için senaryo tekrar tekrar düzenleniyor ve film piyasaya sürülüyor. Ve hiçbir animasyon öyle bir anda yapilmiyor bu büyük bir is, bu filmin bir animatik asamasi var, storyboardu var, tasarimi , konsepti var. sana bir mesaj vermek isteseler zaten basindan sonuna kadar onu milyon kez vurgularlar. youtube veya benzeri sitelerde gördügün asilsiz ve cahil kisilerce yapilmis '' iste gerçekler '' modundaki videolardan çok izlemissin anlasilan . sen ve senin gibi düsünenler yüzünden su ülkede animasyon sektörü olusmadi. Koskoca ülkeden 2 tane animatör verebildik disneye .Ne kendi filmimiz var, nede karakterimiz . bari yapanlara saygi göster. James cameron yokken walt disney vardi bunuda bil","label":9} {"text":"Ulan acaba İngilizce altyazıyla izlediğim için mi çoğu şeyi anlamadım diyordum da Türkçe izleyenler de anlamamış güzel. Şakası bir yana ritmi çok yüksek bir film. Zaten zamanda yolculuk, alternatif evren gibi kafa karıştıran bir konu işliyor bir bıraksaymış da sindirseymişiz iyi olurmuş sanki. Filmin bir noktasında ne olduğunu anlatmaya çalışırken \"Does your head hurt yet?\" diye sorulduğunda sanki izleyiciye sorulmuş gibi geldi bana. Evet. Yine de buna rağmen izlediğim şeyden keyif aldım mı? Buna da evet.","label":4} {"text":"Maalesef ilki kadar heyecan vermeyen bir film oldu.","label":5} {"text":"Bu aralar bu tür filmler dalga geçmeye çalıştıkları filmlerden daha komik duruma düşüyorlar.Açıkçası rezil oluyorlar.Bu film o kadar kötü değil,süper kahraman filmlerini merkezine alması güzel ancak konuyla hiç alakası olmayan önemli bilimadamları ve liderlerin hiçte hoş olamayan esprilere malzeme edilmesini gerçekten yadırgadım.","label":4} {"text":"devamnı cekılmemesı gereken fılmlerın basında gelıyordu...","label":3} {"text":"Konus ve özellikle dans sahneleri çok güzel...Dans figürlerini izlemek isteyenler için özellikle kaçırılmaması gereken bir fırsat......Puanım 10 üzerinden 7","label":7} {"text":"imdb 8,2 puanını hakeden bir film olduğunu düşünmüyorum. izlenilebilir bir film fakat oyuncu kalitesinin ve senaryonun zayıf olduğunu düşünüyorum.7/10","label":6} {"text":"Çıktığı yıldan beri izleme listemde bulunan fakat 5 yıl sonra izleyebildiğim film. Kesinlikle çok üzücü ve utanç dolu bir hikaye uzun uzun anlatmayacağım. herkesin izlemesi gereken hassas bir film.","label":7} {"text":"muhteşem oyunculukların muhteşem repliklerle verildiği filmde, izleyici kendini her iki tarafla da özdeşleştirebiliyor. yani filmde hem katil hem mağdur olabilmek mümkün. bunun dışında dikkat çekici başka bir özellik de televizyon dünyasının aslında insanları ne kadar 'umursadığı' konusunda yapılan eleştiri. filmin alternatif adı belki de 'whenever you're ready joe' olabilirdi.","label":7} {"text":"Çok güzel bir hikaye.","label":0} {"text":"Filmi bir yunan arkadaşımla izlemiştim. Sık sık durdurarak açıklama yapmıştı. Tabi böyle olunca bir anlamı oluyor.","label":5} {"text":"Film gerçekten çok çok fazla güzelmiş. Bu filmle birlikte fazlaca düşünmeye başladım ki iskandinav dilleri yeri geldiğinde fazlaca insanı gererken yeri geldiğinde de fazla sıcak olabiliyor. Dil gerçekten çok etkili filmin havasına ve konusuna çok yakışmış bu film ancak bu dilde olmalıymış zaten diye düşünmedim değil. Mutlaka izleyin, iyi seyirler...","label":6} {"text":"Spoiler# Mutlu son...##","label":7} {"text":"İlk bakışta, ister araba sürme kargaşasının posteri olsun, ister fütürist kaygan rakipler arasındaki animasyon stilinin dokulu abartmalarına daha yakından bakın, Netflix'ten The Mitchells vs. The Machines gibi bir başlık muhtemelen Scott Pilgrim Vs.'nin tonlarını çağrıştırıyor. Dünya, bir kepçe Clark Griswold benzeri saçmalıkla hareketlendi. Bu adil bir okuma, ancak elbette bundan daha fazlası var. İster inanın ister inanmayın, çılgın karalamalarda bazı parmak sallama ve kalp doğrulayıcı aile doğruluğu var.","label":7} {"text":"Bu filmi sevdiyseniz Homeland'a bayılacaksınız.","label":5} {"text":"Her ne kadar Bruno Ganz ismini çok sık duymasak da şu performansıyla en usta aktörlere taş çıkarttığını söylemek zor olmasa gerek. Hitler'in hayatı çoğumuzu meraklandırır, tabii o dönemler de öyle. Her ikisini de çok güzel bir şekilde sergilemiş film. En iyi Hitler ve Hayatı filmlerinden birisi. Hatta en iyisi diyebilirim. 10/8.5","label":8} {"text":"yavaş çekimler yoruyor :(","label":8} {"text":"Film 5/5'lik puanı hak ediyor. Senaryonun sağlamlığı, oyuncuların döktürmesi, sağlam kadro ve atmosfer... Kesinlikle sizi içine alıp bir saniye bile gözünüzü alamadan izlettiren yegane filmlerden. Hugh Jackman'ın en iyi oynadığı filmlerden diyebilirim.","label":9} {"text":"Bir filmin gerçek bir hikayeden esinlenilmesi çekici kılan bir özellik olmuştur her zaman dramatik bir hayat güzel bir film 7/10","label":6} {"text":"Başarısız bir uyarlama.Oyunun hayranlarını bile memnun etmeyecektir.","label":3} {"text":"oldukça başarılıydı harikaydı bence monica belluci oyunculukta bruce u geçmişti doğrusu","label":7} {"text":"İzlemeye değecek bir yapım..Sağlam sahneler mevcut ayrıca Jamie Foxx çok iyi..","label":6} {"text":"polis ve güneşin oğlu'ndan sonra tekrardan kamera arkasına geçen, gerçektende harika işler yapan onur ünlü'nün muhteşem filmi. gerçekten de kara bir film, harika oyunculuk ve insanı şoke eden insanlık durumlarıyla olağanüstü bir film. izleyin, izlettirin, mümkünse sinemada izleyin yada orjinal dvdsini alın. kaçırılmayacak bir film....","label":8} {"text":"Bilgisayar kullanıyorum demeye utandıran bir yapım :) Sürükleyici ve düşündürücü..","label":7} {"text":"kelimenin tam anlamyıla: ben yandım eller yanmasın! başta sıktı ortalarda iğrendim sonunda artık ürpermeye başladım lan!!","label":0} {"text":"Çılgın ikili kırıp geçiriyor! Ateşli Aynasızlar (The Heat)'in fragmanını ilk izlediğimde 'işte, saçma sapan bir Amerikan komedisi daha, bıkmıyorlar bu tarz zırvalıklardan' diye düşünmüştüm. Hakkında birkaç eleştiri okuyunca bu düşüncemin pek de doğru olmadığını, Ateşli Aynasızlar'ın aslında izlemeye değer bir film olduğunu öğrendim. Oyuncular bakımından hiçbir tereddüttüm yoktu ama yönetmen Paul Feig'in önceki filmlerine bakınca biraz endişelenmiştim. İzlemediğim ve izlemeyi de düşünmediğim bir film olan Nedimeler filminin yönetmeni aslında kolay gibi görünse de zor bir tür olan aksiyon komedisinde nasıl başarılı olabilir diye merak etmiştim. Son zamanlarda bu tarz filmlerden ağzımın payını aldığım için okuduğum olumlu yorumlara rağmen filme düşük beklentilerle gittim. Bu sayede de beklentilerimin üstünde bir film izlemiş oldum. Yönetmenle ilgili endişelerimi boşa çıkartan, oyunculuğun -bu türde- üst seviyelere taşındığı ve en önemlisi de baştan sona sıkılmadan izlenen, fazlasıyla eğlendiren bir film Ateşli Aynasızlar. Sandra Bullock'un çok iyi canlandırdığı FBI ajanı Ashburn, iş arkadaşları tarafından sevilmeyen ve kendini beğenmiş, küstah tavırlar takınan biridir. Mullens (Melissa McCarthy) ise kaçık, küfürbaz, eğlenceli ve popüler bir polistir. Ajan Ashburn'ün caka satarken her seferinde gösterişinin söndüğü sahneler ve yaptığı alıklıklara bir de Mullens'ın argo konuşmaları ve tavırları eklenince çok matrak bir hal alıyor film. Ajan Ashburn, bir uyuşturucu operasyonunu araştırmak için New York'tan Boston'a gönderilir. New York'taki pozisyonunda terfi etme şansını yakalayan ajanımız bu teklifi geri çevirmez. Ashburn, Boston Polis Departmanında ortak çalışması gereken polis memuru Mullens ile ilk başta hiçbir şekilde anlaşamayacağına kanaat getirir. Ama bir süre sonra birbirine tam ters düşen bu iki karakter çok uyumlu bir ekip oluştururlar. Aslında film, bilindik ve ucuz bir hikayeye sahip. Fakat oyuncuların başarılı performanslarıyla (özellikle Melissa McCarthy'nin performansı) filmin bu eksiği kapanıyor. Dediğim gibi bence komedi zaten başlı başına zor bir tür; kaldı ki polisiye-aksiyon ile birleşince insanları 2 saat boyunca güldürmek iyice zor bir iş haline geliyor. Sinemaya giderken iyi bir polisiye aksiyon izlemek için gitmesek de film polisiye türünün pek çok özelliğinden faydalanmış. Ayrıca baştan sona durmadan güldüğünüz için filmin sonundaki sürprizi tahmin etmeniz epey zorlaşıyor. Bu güzel sürprizden sonra ise klişenin tavan yaptığı, önceden izlediğimiz aksiyon komedi filmlerinin neredeyse hepsinde olan bir final izliyoruz. Ajan Ashburn Boston'da kendine çok iyi bir arkadaş edindiği için New York'a dönüp rütbesini yükseltmekten vazgeçiyor ve Boston'da kalıyor. Bu sahne ikinci filmin habercisi mi, yoksa gözümüze batırılan lüzumsuz bir klişe mi? Sorunun cevabını önümüzdeki senelerde göreceğiz. Ama inşallah bu sahne, filme yakışmayan eksiklerden biri olarak kalır. Sonuçta film, kendi türü içinde oldukça başarılı. Eğer eğlenmek için gidecekseniz iyi bir tercih yapmış olursunuz. Çok özellikli, ciddi, önemli bir yapım beklemeyin sakın. Son olarak da; bir sürü küfür ve argo kelimeyi (üstelik bu filmde kadınların ağzından çıkıyor) duymaktan hoşlanmayan aşırı nazik-cici insanlar, aman diyeyim bu komedi bombardımanından uzak durun! 7,9/10","label":6} {"text":"Miyazaki yine yapmış yapacağını. Onlar ne güzel karakterlerdir. Müzikler desen harika. Tam görsel şölen. Size uyanıkken görsel şölenle dolu bir rüya gösteren adam o. Miyazaki sana uzakdoğunun walt disney i diyorlar ya hata yapıyorlar asıl walt disney batının miyazakisidir. Stop.","label":7} {"text":"Hans Zimmer'in müthiş \"beach\" soundtrack'inin bolca kullanıldığı Torontino'nın yazdığı ama çekmediği film. Filmde bir çok ünlü isme, kısa kısa rolleriyle rastlamak mümkün. Christian ve Patricia gerçekten çok başarılı oynamış. Film mükemmel diyemiyorum, bazı uç noktalardaki absürtlüğü filme çok oturtamadım. Ama bazı ögeler çok yerindeydi. Adamın sicilya hikayesi, boş mektup olayı, filmlerle ilgili göndermeleri güzeldi. Ne zaman polis, uyuşturucu mafyasını ele geçireyim olaylarına giriyor, film benim gözümde bir mod düşüyor. Onun dışında güzel bir film.","label":6} {"text":"Bim'de satılan karışık çerezler gibiydi","label":5} {"text":"Aşk heteroseksüellerin tekelinde olan bir duygu değildir! Tıpkı ahlak gibi kişiye özeldir. İki kadının aşkının anlatılması size fazla \"eşcinsel\" gelecekse eve kendinizi kapatın ve dışarı çıkmayın zaten. Film çok sakin biraz tarzda, sıkılabilirsiniz. Ancak yine de çekiyor kendini. Son sahnesi özellikle duygulandırıcı. Ben aldığı puanları hak eden bir film olduğunu düşünüyorum.","label":7} {"text":"hal hartley'in trust filmini izledikten sonra vesanırım benzer bir şey beklediğimdenbunuçok sevemedim ama fena film değil.","label":6} {"text":"adam olun da izleyin lan dedirten filmdir. soundtrackleri başlı başına harikadır, saçınızı üç numara yapmak gelir içinizden, yapınız. durmayınız. izledim, yaptım, olacak!","label":8} {"text":"iyi senaryo, iyi oyunculuk ve iyi yönetmenlik. sen ne güzel ve geç kalmış bir filmsin duvara karşı. ayrıca sanat filmlerinin sonunda gelmeyen tüm kadınlara lanet gelsin.","label":9} {"text":"GİTMEYENİN PİŞMAN OLUCAĞI BİR FİLM HARİKA MUAZZAM BİR SENERYOSU VAR DUYGUYU ÖYLE BİR İLETİYORKİ SEYİRCİYE İNANILMAZ ÖZELLİKLE GELİRİNİN ŞEHİT AİLE LERİNE BAĞIŞLANMASI AYRI BİR GÜZELLİK KATMIŞ BENCE HEMEN GİDİN BU FİLME ŞİDDETLE TAVSİYE EDİLİRRRR","label":9} {"text":"filmin sonunda videocu çocuğun markette çalışan çelik benzeri değişiğe ağlamayı kesmesini söylediği nutuklar dışında fazlasıyla boş bir filmdi. 90 dakika boyunca leş metal müzik, ağzını yaya yaya konuşan özenti ergen tipler ve önüne gelenle sevişen 2 kız görmek istiyorsanız izleyebilirsiniz. adam işini de biliyor bi yandan, siyah beyaz çekmiş filmi ki ergen tayfa sanat sanıp daha bi sahiplensin. bu filmi kült filmler listesine koyan empire dergisine de selam buradan.","label":5} {"text":"kadromukemmeloyunculuklarçokiyihikayeguzel bufilminpuanınınbukadardüşük olmasınıhicanlamiyorum","label":7} {"text":"Vasat","label":0} {"text":"Fragmanı ilk izlediğimde Uluslararası Uzay İstasyonu'nda geçtiği için Tess Gerritsen'in Yörünge'sinin uyarlaması sanmıştım. Benzer yanlar bulunsa da daha çok Alien'in yanına koyabileceğimiz bir film çıktı. Türün gereklerini güzelce yerine getiren, dozunda, özenli bir uzay/yaratık gerilim filmi. Zeki bir varlıktan kaçış öyküsü, sıkmadan ve pek tekrara düşmeden aktarılmış. Teknik olarak gayet başarılı. Aptal klişelere başvurulmamış. Hoşuma gitti.","label":7} {"text":"rezalet ötesi bir film , uzak durmanızı tavsiye ederim :(","label":1} {"text":"özellikle ergenlik gençliğinin bayıldığı ve hasta olduğu twilight ve buradaki karakterler sinemasal veya sanatsal açıdan pek bir şey ifade etmiyor bana.tabii kitapları okumadım,belki onlar farklıdır,çoğu kişinin dediğine göre de öyleymiş zaten.neyse,eğer boş vakit için gideceksiniz canınız sıkılmadan,güzel kızlara yakışıklı oğlanlara bakıp bakıp 130dakikayı tüketebilirsiniz.fakat çok güzel bir şey bekleyerek gitmeyin.aslında tam da konu ve olaylar güzel olmuş,burası akıllıca,klas olmuş dediğiniz bir anda o kadar komik ve saçma bir iki şey oluyor ki anında uzaklaşıyorsunuz yine.örneğin bellanın new moonda edward ve jacob arasında kalacağı,hatta bir seçim yapacağı vs. zaten herkes tarafından biliniyor,ve üçünün bir araya geldiği sahnelerde gerçekten dalga geçiyorlarmışçasına diyaloglar ve olaylar oluyor bazen.aslında meyer serisinde güzel ve ilgi çekici noktalara değiniyor,romeo juliet örneği,sevginin ve aşkın boyutu,sonuçları,nedenleri gibi,ve bu fikirler içi boş şeyler de değiller.ne var ki filmleri çekerken bu önemli noktalar çok üstten üstten geçilip harcanıyor ve özellikle popülerliği ve gişeyi sağlayan kızımız ve oğlanımıza odaklanılıyor.bence diğer türlü bir çizgi izlense daha kaliteli işler ortaya çıkardı.sonuç olarak popüler kültürden de uzak kalmamak adına izlenmesi gereken bir film.çok dolu olmasa da.","label":5} {"text":"Valla bi beğenmeyen benim galiba bu filmi.Çok kötü bence, film konudan konuya atlıyor.Süresi çok uzun bağlantı yok filmde,çok uykum geldi.Bi ara uyumuşum kalktımki hala film devam ediyor.Boşa gitcek çok vaktiniz varsa bu filmle değerlendirebilirsiniz derim...","label":7} {"text":"Çok çok iyi. Replikleri, kurgusu, hikayesi, mekan ve oyunculuklarıyla muhteşem bir filme imza atmışlar yine. Mesajlar çok net ve yerli yerinde, insanı derinden etkiliyor. Sadece sistem eleştirisi diyip geçmek istemiyorum bu film için. Aslında insan eleştirisi. Karar vermemizi sağlayan şey bize sunulanlar mı yoksa sadece özümüz mü? Tüm metaforlar o kadar iyiydi ki, ağzım açık kaldı. Buyursunlar başucuma. Çünkü serveti elinde tutan kişi, elinde tuttuğu için mutlu olmaz, harcadığı için olur; istediği gibi harcadığı için değil, nasıl harcayacağını iyi bildiği için olur.","label":8} {"text":"Bu kadar güzel bir fikri neden daha iyi filmleştiremediler diye düşünürken aklıma gelen absürdlükleri paylaşmak istedim. Günün birinde senaristin/ yapımcının biri bir Türk atasözü duyar: \"Ev alma komşu al.\" Yakın bir meslektaşı ise Açlık Oyunları'nın ilk filmini izlediğinden beri tipik bir Hollywood içgüdüsüyle onu kopyalamak için yanıp tutuşmaktadır. Filmin daha sonradan yönetmeni olacak kişilik ise uzun zamandır tek mekan bir film üzerine düşünmektedir. Bu 3 kişilik bir araya gelir ve oldukça iyi bir potansiyeli olan bu yapımın bir şekilde içine edip üstüne tüy dikerler. Ve harcadıkları 3 milyon doların 20 katından fazla hasılat elde ederler.","label":2} {"text":"filmle ilgili söylenenler, çıkan eleştiriler son derece olumsuz... Ama bir Jane Campion filmini bir ölçüde merak ederiz tabii...","label":4} {"text":"yaa kardeşimmm film mii yapcaksınızz tmm eyw yapınn amaa memleketimiznn bu gunlere gelmesindee canlarınıı gözlerinii kırpmadann verenn atalarımızınn anısınaa onlaraa olann saygımızz adınaa barii bizii gururlandıracakk onurlandıracakk fimlerr yapınn yadaa bölee abukk bii film cıkacaksaa ortayaa hiçç yapmayınn bizz kitaplardn okuduğumz büyüklerimizn anlattığı kadarıylaa bilelmm atalarımızıı kafiii...","label":4} {"text":"Her sahnesi ile güldürmeyi başaran bir Jim Carrey komedyası...","label":9} {"text":"Çok güzel ve wednesdayın sahne mükemmel QWERTYIIJD. Puanım 100000000 :D","label":9} {"text":"Fragman çok iyiydi :) Bu animasyona gidilir","label":7} {"text":"Muhteşem bir senaryo, muhteşem bir dram.. Beren Saat'in oyunculuğu dışında her şey güzeldi. Ancak filmde olayların çabucak geçiştirilmeye çalışılması insanda Bollywood versiyonunu (Black) bir an önce izleme hevesi uyandırıyor.","label":5} {"text":"Sade ve akıcı bir filmdi. Oyunculuklara bayıldım. Romantizmin yanına aksiyon da sıkıştırmaya çalışmışlar ve birazcık başarmışlar. Politik olarak mesajlar bulunduğunu farkedebildim. Ama filmin ana mesajı inanç ve güven olarak karşımıza çıkıyor ve bu mesajı da çeşitli olaylarla harika şekillendiriyor. İzleyin.","label":7} {"text":"İlk filmi izlemediğim için ilk filmle bu filmi karşılaştıramam.Filme gelirsek bir aksiyon filminden bekleneni veriyor; bolca patlama,bolca kurşun,bolca adam öldürme ve kısa dövüş sahneleri.Özünde pek aksiyon filmi sevmeyen biriyim ama filmi açıkçası sırf kadrosu için izlemek istedim özellikle Arnold,Sylvester,Jean Claude,Jason Statham ve Chuck Norris'i aynı filmde görmek için ama maalesef Arnold,Jean Claude ve Chuck Norris'in rolleri haddinden azdı keşke daha fazla gözükselerdi.Film baştan sona sürükleyici bol ekşınlı ve kendini sıkmadan izlettiriyor ama her ne kadar iyi kadrosu ve aksiyon sahneleri olsa da maalesef boş bir film zaten çoğu aksiyon filminde zekice bir senaryo bulmak zor hele ki günümüzde.Oyunculuk performanslarına diyecek bir şey yok zaten ayrıca repliklerin ve atmosferin çokta ciddi olmaması aralara espriler serpiştirilmesi güzel olmuş.İlla sinemada izleyin demiyorum ama evde keyifle izlenecek bir film zaten aksiyon severlerin kesinlikle kaçırmaması türden bir yapım Cehennem Melekleri 2. 6.5/10","label":5} {"text":"Hiç bir filme, kötüdür bu, fikri ile gitmem ama seyredince de, 'bu film olmamış' diyor insan. Bu da o filmlerden...","label":0} {"text":"Sonradan düşününce aslında güzel film olduğu kanaatine varıyorsunuz ama izlerken sıkılmıştım.","label":5} {"text":"Bu filmi çok seviorum. Soderbergh'in yeteneğini ve daha önemlisi sanatını konuşturduğu film.. Salondan büyülenerek ayrılmıştım. Aradan bu kadar sene geçti ve bi sinemasever olarak üzülüorum. Bu filmden sonra Soderbergh'in ben her türün altından kalkabilirim iddiasına devam ettiğini görünce içim burkuluo. Bence yaşayan en yetenekli yönetmenlerden biri olan bu adam en verimli olabilecek çağında bencillik yapıo. Gerçek sanatını bizimle paylaşmıo. Biz yeni filmini beklerken Ocean's Twelvei çekio. Ya da -zaten- bi başyapıtı ısıtıp önümüze koymaya çalışıo. Arada Eros'taki Equilibrium'u vermese unutacam adamı. Artık içimi bi korku kaplamaya başladı: Acaba sonu, yeteneğini neredeyse hiç şahsi kullanmayan, hep başkası için film yapan adaşı gibi mi olacak!","label":6} {"text":"Filmi beğendim,neye göre mi begendim.beni korkutmak icin sesi bir anda yükseltmiyor,sacma sapan karartilardan efektlerden uzak,folm karanlikta geçmiyor.hepsinden onemlisi bir hikaye var adam gibi düzgün oyunculuk var.goruntu yonetmenine özellikle hayran oldum.begenmeyen kitle sinemadan anlamayan avam cahillerdir.son 20 yilda bunlardan milyonlarca yaratıldı ve kaliteli birnise alisik olmadıkları icin garip geliyor.","label":7} {"text":"Tom hanks in oyunculuğu ve yaşanan olayların bir kısmının gerçek olması dışında çok da iyi olmayan idare eder bir film. filmin gereğinden fazla uzatılması izleyiciyi bir süre sonra sıkmaya başlıyor. 1 30 saatlik bir yapım olsa çok daha iyi olabilirmiş. filmde ki bazı sahnelere anlam veremedim özellikle helikopterden atlayan askerlere. tom hanks in diğer filmlerine nazaran sınıfta kalan bir yapım izleseniz de olur izlemeseniz de. 6.5/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"ben baya begendım fılmı cok cok guzeldı yanı tabıı kı klasık bır hollywood ızleyıcısıysenız gıtmeyın, yazıktır paranıza fılan gercekten. bu arada beyazperde de bu fılmden ıkı tane var anlayabılmıs değilim, filmin rusca adını gırınce otekı cıkıyor, vızyonda bu var, ikisinin de konusu degısık yazılmıs fılan... ?","label":9} {"text":"Orijinal-taklit ironisi üzerine kurulu masal gibi filmde kızın sesi oyunculuğundan güzeldi. \"güzellik bakanın gözlerindedir\" sözünü doğrular nitelikteki \"Galiba birisiyle özel ilgilenmem, ister istemez onu güzel görmeme sebep oluyor\" sözü ve \"- Peki bir kadın ile yaşamak nasıl? - Bir açık artırmaya katılmak gibi. Teklifinizin asla \"en iyi teklif\" olup olmadığını bilmiyorsunuz.\" diyaloğu hoştu.","label":7} {"text":"Çok standart bir film. Hiçbir yönüyle ekstra bir şey vaad etmiyor, üstelik marvel filmlerini andıran abartılı savaş sahneleri de cabası.","label":4} {"text":"Çocuk yapmama isteği aileden gelir...","label":6} {"text":"Film inanılmaz etkileyici ürkütücü ve bir o kadar da sürükleyici asla bir süre kurtulamıosunuz etkisinden ben sabahı zor getirdim ciddiyim flashback sahneler cok gerio eger gercek yaşam hikayesi ise yandık demektir...mutlaka görün benım fikrimce seytan filminden daha basarılı...","label":7} {"text":"Dün tv'de izledim.. Yapım yılına göre çok güzel bir film.. Türkçe dublaj izlediğim için pek zevk alamadım filmden ama yaklaşık 80 yıl önce böyle akıcı bir filmin çekildiğine şahit olmak, Hitchock'a hayranlığımı daha da artırdı..","label":6} {"text":"kitabını okumadım ama filme bakarak hemen hemen aynı şeyleri hissedeceğimi düşünüyorum. bir sonraki adım hep tahmin edilebilirdi kolay bir film yapmışlar. zaman kaybı değil fakat abartıldığı kadar hiç değil. zannımca serinin devamı daha güzel olucak çünkü kahramanımızın toyluktan çıkacağı kesin olduğundan daha bir şevkle izlenilebilir. fakat konunun nereye dayanacağı belli. kızın tekrar oyuna gireceğini tahmin ederken kitabı okuyan bi arkadaşım öyle olucağını söyleyerek beni haklı çıkardı ki üçüncü bir filmde baştakilere bir başkaldırış olacağı kesin. kısacası öyle of amma süperdi diyebileceğim bir film değil insanı hayrete düşüren vay arkadaş dedirten birşey yok, hay böyle bi filmin diyebileceğim bir filmde değil orta halli bir iş.","label":7} {"text":"2013 yapımı filmlerin sanırım en iyilerinden biri Prisoners... Öyle bir hikayesi var ki insanı 2.5 saat uğraştırıyor, size ipucu veriyor fakat o ipucunun çürümesi an ve an değişiyor... Filmin sonuna kadar hiç bir şeyden emin olamıyorsunuz. Bence filmi değerli kılan bu ve oyunculuklardı. Filmin sonunu açık bırakma nedenini ise hala anlamış değilim fakat o bile göze batmadı... Imdb' de aldığı puanı sonuna kadar hakediyor izlenmeli...","label":6} {"text":"Değişik ve eğlenceli bir süper kahraman filmiydi. Venomu oluşturanların kaderinin birbirine bağlı olması çok güzeldi. Filmin devamını sabırsızlıkla bekliyorum.","label":7} {"text":"Ben pek bir şey bulamadım bu filmde.Moviemax’de izledim,iyi ki sinemada gitmemişim dedim kendi kendime.B.Stiller ve G.Paltrow’a bayılrım ama burada onlar bile kurtaramadı bence.5/10","label":4} {"text":"filmin insanı germekte iyi iş çıkardığını kabul etmek lazım.özellikle ellen page bu yaşta mükemmel oyunculuk sergilemiş.ama biryerlerde bişeyler eksik kalmış.izlenmeli ve düşünmeli 6.5/10","label":7} {"text":"sinema kültürü gitikçe tükenen ülkemizde dijital mecraların çoğalmasına rağmen ben çakallarla dans 6 filmine gitim merak ettiğimden keşke gitmeseydim içimde hep bir merak olarak kalması çok daha iyi olurdu","label":2} {"text":"Bir siccin veya Dabbe gibi bir ümitle gittim ama çok başarılı bir film değil ne yazık ki şuan da ülkede korku film sektörü an itibariyle bitti.","label":3} {"text":"Açıkçası hikayesi,efektleri, müziği beni çok etkiledi.Her şey güzeldi de keşke 'Hacıvat ve Karagöz Neden Öldürüldü'deki kadar dönemin Türkçe’sine yer verilseydi.Elbette kusurları vardı ama bana göre bu kusurlar filmin 'Şiir gibi' olmasını hiç etkilemez.Güzel bir masal izlemek isteyenlere tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Rezalet izlediğim en kötü filmdi imdbyi hak etmiyor sizlerinde izlediğinizde aynı tepkiyi vereceğinize eminim şahsen ben uyudum film boyu :)","label":0} {"text":"Fuqua'dan bir bomba daha. İyi, Kötü ve Çirkine saygılarla, suratımızı yumrukluyor.","label":8} {"text":"Johnny Depp benim için dünyanın yedi harikasından biri :)Adam tam anlamıyla bir karakter efsanesi. Senaryo ağır ilerlese de eleştirilecek bir yanını görmüyorum, gerçek bir hayat hikayesinden alınıp uyarlanmış. Bence başarılı da olmuş, keyifle izledim. Mafya filmi diye çok hareketli çatışmalı bir film bekleyenler için ideal olmayabilir ama ne olursa olsun benim gibi biyografi hayranıysanız izlemeninizi tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Film ilk filmdeki amatör havadan kurtulmuş özenilmiş bir film ama buna rağmen yinede yetersiz bir film olmuş ama film özgür bakar ın ilerde daha iyi filmler çekeceğinin sinyalini veriyor.","label":3} {"text":"Macera filmi izlemek için gittim bu filme ve bir de Johnny Depp'e severim amasenaryoöyle vasat ki çoğu zaman sıkıntıdan patladım. Bir iki kaçış sahnesi, Amber Heard'ın erotikliği ve manzaralar fena değil ama filmde ne doğru dürüst bir kahraman ne doğru dürüst bir aşk hikayesi mevcut. Sanki tüm kaybedenler bir adada toplanıp alkol içerek keyif çatıyorlar, biraz iş yapalım diyorlar o da bir halta benzemedi. Bir daha ki sefere Depp'in filmini es geçeceğim, fazla gişeye oynayan filmlerde oynamaya başladı, pislik herif. 4/10","label":3} {"text":"Güzel bir gerilim filmi. Jumpscare olmadan da insanı gerebilen, korkutabilen filmlerin olması beni mutlu etti. İzlenir.","label":6} {"text":"sevdiğim bi filmdir, yazını okuyunca tekrar izlemek istedim. eline sağlık.","label":7} {"text":"Filmi beklentilerim zirve yapmış şekilde izledim en azından farklı bir film izleyeceğimi biliyordum kısmende olsa beklentilerimi karşıladı diyebilirim mesaj verme derdine düşmese ve biraz daha sert olabilse daha başarılı olabilridi diye düşünüyorum bana senaryosu sineklerin tanrısı ve sis filmini hatırlattı izleyin derim","label":7} {"text":"Çakal filmini benim gibi izlemeye gidenlerin çoğu ismine aldanmıştır.Çakallıkla alakası olmayan bir film yapılmış.Dizi filmlerindeki oyuncuları ve tüm kamera arkası ekibi ayakta alkışlıyorum.Çünkü 1 hafta gibi kısa zamanda 90 dakika film hazırlıyorlar.Fakat 3-4 ay gibi zamanı olan bazı sinemacıların nedense seyircileri aptal yerine koyuyorlar.Herkes emek harcıyor ama küfürle-konusuzlukla-saçma sapan alakası olmayan görüntülerle-film içinde islami hayatta insanların günlük yaşantılarını ağır küfürlerle yerlere vuranlar.Sinema gişelerinde de yerlerde sürünmeye devam edecektir.Film küfürlü ve de çok kötü.","label":0} {"text":"Serinin diğer filmleri kadar iyi olmasa da iyiydi. Fakat bu kez Alper Mestçi tarzı değil de klasik Türk korku filmi tarzını gördüm. Bu sebeple yönetmenin filmleri arasında en kötü filmlerden birisiydi. Yine de izlenecek korku filmi kalmadığında Türk filmleri içerisinde iyi bir alternatif olabilir.","label":4} {"text":"Sanırım kültür farklılıklarından dolayı pek de ilgimi çekmeyen film.","label":2} {"text":"İzlerken La Motta sayesinde yeterince rahatsız eden film ve sanırım bunun için Robert De Niro'ya saygı duymak lazım.","label":7} {"text":"Üzüntümden öleceğim şimdi.","label":7} {"text":"kim ki duk un görüntü yönetmeninin ilk filmi. görüntü yönetimi müthiş. metaforik unsur çok fazla. özellikle ada figürü üstünde oldukça fazla mesaj vermiş yönetmen. kore sineması sevenlere hitap ediyor. asla bir gore değil, estetize edilmiş şiddet sahneleri de oldukça güzel.","label":6} {"text":"Simon Pegg ve filmle ilgili yorumlar beklentimi çok yükseltmiş olacak ki; kasvetli evin içerisinde geçen kasvetli sahnelerde epey içim daraldı. Filmin sıradışı kurgusu, epey geç kendini belli ediyor. Kasvetli bir ruh halini müthiş oynamış olan Pegg, izleyiciyi de kasvet içine alıyor. Ancak devamında aslında eğlenceli, Pegg'in mizah anlayışını gözler önüne seren ve buna bağlı güldürebilen bir hikayeye dönüşüyor. Animasyon sahneleri de çok başarılı. Ve elbette müzikleri...","label":6} {"text":"Gülmekten öldüm. Süper bi komedi filmi olmuş. Arkadaşın yazdığı yoruma bakmayın kendisi hangi filmi izlemiş acaba merak ettim. Mutlaka izleyin gülmekten öleceksiniz.","label":7} {"text":"Harika, nihayet adam gibi bir star wars filmi yapmışlar. Önceki kukla tiyatrosu filmlerin aksine bu SW atmosferi ile dopdolu. İmparatorluk askerleri bile hala kötü nişancılar. Attıkları hiç bir şeyi vuramıyorlar. tıpkı öncekiler gibi :)","label":9} {"text":"bence çok başarılı bi film vin diesel çok ii bi aksiyon oyuncusu","label":7} {"text":"Vampir kültünün cinsellikle zoraki birleşiminin en iyi örneklerinden. Seksi ve rahatsız edici bir film. Öte yandan diğer eserlerin aksine İstanbul'u \"çok otantik, törkiş karpıts\" şeklinde kullanmıyor, olduğu gibi gösterip hikayeye adapte ediyor.","label":5} {"text":"Öncelikle, kesinlikle bu kadar puanı haketmediğini düşündüğüm bir film. Filmin başlangıcındaki diyaloglar ve hikayenin başlangıcı inanılmaz sığ. Aynı döngüyü birkaç ufak-tefek değişiklikle ne kadar uç değişimlere mal olacağını görerek izliyoruz. Bu temadaki filmleri severim bu kısımda sorun yok ama film bu kısa haline rağmen tekrar eden döngülerin yeni örgüleriyle pek tatmin edemiyor. Ve özellikle filmin son sahnesi yani kumar sahnesi yok artık bu kadar da abartmayın dedirtiyor. O kadar isyan eden, nerelerde kaldın diye hayıflanan adamın en son, \"ne oldu koştun mu sen\" diye olayı basite indirmesi resmen filmi de basite indirmiş.","label":5} {"text":"Charlie Kaufman'dan yine muazzam bir senaryo; içerdiği sembolizm de takdire şayan. Daracık ofislerde şimdiki hayatından daha fazlasını bekleyen insanın hedef simgesi John Malkovich ; daha zengin, toplum tarafından takdir edilen, belli bir konuma oturmuş... Sahip olunmaya çalışılan John Malkovich rütbesi; daracık bir ofisin içinden geçen karanlık bir tünel vasıtasıyla ulaşılan ve kısa süren yalnızca hayal edilebilen ve o rütbeye erişilse de özgür iradenin rolünün sorgulanacağı bir konum. Kuklaların ve insanın yönlendirilişindeki itici güç iradenin kendisi veya bir başkası, başkaları mı?","label":7} {"text":"sadece sonundaki mektup için bile izlemeye değer. bu kadar az kişinin haberdar olmasına şaşırmakla geçiriyorum günlerimi.","label":9} {"text":"gayet iyi bir film olmuş fakat 136 dakika biraz uzun geldi bana.15-20 dakika daha kısa olmalıydı bence.","label":7} {"text":"Çok iyi ...insanlarin iclerin de kalmis yaralarin zamani gelince nasil su yuzune çıktığıni sıkmadan cok yalin anlatilmis bir film .sıkmadan dolandirmadan net bir anlatim.Serif Sezer yine muhtesemdi ...ve tum oyuncular[spoiler][/spoiler]👏👏","label":9} {"text":"evet klasık ama kendini izlettiriyor Gerçek Efsaneler gerçek bir efsandir. 10/10","label":9} {"text":"Geneli tek mekanda, diyalog ağırlıkla geçen ortalamanın üstünde bir film. Tiyatro oyunundan uyarlama, oyuncuların performansı da gayet iyi..","label":6} {"text":"Bu sene içinde en büyük hayal kırıklığı yaşadığım film olmuştur. Beğendim demeyi çok isterdim ama diyemeyeceğim ne yazık ki! Bir Tarantino filminden hiçbir keyif almadan bitirmek?ve bu kadroyla üstelik. Üzgünlüğün nirvanasını yaşıyorum.","label":6} {"text":"Ferzan Özpetek ''Harem Suare''den sonra uzaklaştığı Türk sineması ve Türk izleyicisini çok basit bir yöntemle geri kazanmaya çalışıyor. Ünlü ve Türkiye'de sevilen birisi olan Cem Yılmaz formülü. Lakin bunun o kadar kolay olmadığı film boyunca apaçık görülüyor. Cem Yılmaz formülü yılllardan beri yurtdışında yaşayan ve daha çok Avrupa hayatını ve o kültürü benimsemiş Ferzan Özpetek'in Türk seyircisine ve kültürüne uzak oluşu nedeniyle en başta sınıfta kalıyor. Tamam ortada Türk bir karakter var (Yusuf Antep) fakat bunun dışında filmde Türk izleyicisinin yakınlık duyabileceği hemen hemen hiç birşey yok (pardon bir de filmin birçok sahnesinde o sahnenin ruhuyla çokta uyuşmayan Sezen Aksu şarkıları vardı) Yukarıdaki yorumlarım aslında tamamen iyi niyetle yapılmış yorumlar ve Ferzan Özpetek karşımda olsa açık açık ona da şunları derdim: ''Abi bırak sen artık bizim ülkeyi, İtalya kültürüyle yoğrulmuşsun, çek filmini, izlet İtalyan'a, Avrupa'lıya. Bizim kültürümüze ton olarak uymuyor bu sinema, bu mizah dili. Eleştirdiğim kesinlikle eşcinsel karakter değil, sakın yanlış anlaşılmasın, bizim kültürümüzde de olan bir şey eşcinsellik ama o bile bu filmdeki gibi değil. Daha sert ve daha hayat gibi belki de. Sözün özü ''şirin'' İtalyan şehrinden buraya aktarılan birçok şey buraya uymuyor, izleyici o filmdeki hemen hemen hiçbir karakterde kendinden birşey göremiyor. Filmi bir Avrupalı'nın gözüyle bir Avrupa filmi olarak kötü bulmadım. Ama filmin bizim kafa yapımızla, duygularımızla, mizahi yanımızla hemen hemen hiç ilişkisi yok!","label":5} {"text":"Ev halkı korku filmlerinden çok korkmasına rağmen zorla izlettiğim, fakat hiç kimsenin korkmadığı ve hatta güldüğü bir film oldu bizim için. Evde durduk yere hadi böyle bir video çekelim demişler resmen. Senaryo yok. Boş. 1 yıldızı da el kamerasını ilk kullanan film olduğu için verdim. Yoksa o bile etmez. Ben hayatımda bu kadar şişirilmiş bir film izlemedim. Filme başyapıt oyu veren arkadaş bu tarafa gelsin :)","label":1} {"text":"gecenin bi vakti cnbc-e de denk geldiğim 5 dakika izler uyurum dediğim ama izledilçe beni benden alan ekrana bağlayan şaheser bir film.","label":7} {"text":"bu filmde angelina’nın yerinde bi başkası oynasaydı bu kadar izlenirmiydi tartışılır,ben bu filmi izlerken angelina için izlemiştim,ama film çok güzel","label":7} {"text":"Yönetmenin izlemeye değer tek filmi... 7/10","label":6} {"text":"Basit sıradan düz bir film. Yeni film izlemeye başlamışsanız yada 20'li yaşlarda iseniz izlenebilir.","label":1} {"text":"gizi güzel, tren akıcı..","label":5} {"text":"\"normal is what you know, normal is what your family is.\"","label":8} {"text":"Tiyatro oyunu kıvamında, izledikten sonra hiçbir izi kalmayacak eğlencelik bir film.... 55/100","label":5} {"text":"Film izlemeye değer. ama gerilim adına pek bişey yok. sadece sonlara doğru hareketlilik kazanıyor. ama sıkmayan bir film. 10/7","label":6} {"text":"güzel bir film.. görsel efekt olarakta gayet başarılı.. sıkılmadan izlenebilecek bir film...........","label":6} {"text":"ilk filmi izlemiştim daha sonra bunuda izledim filmde biraz fazla abartıya kaçmışlar bence daha mantıklıda olabilirdi onun dışında ilk filmi beğenenler bunuda beğeneceklerdir ama bence ilk filmin yeri bir başka.","label":7} {"text":"romantikaksiyon karışımı felaket filmi. sonu bilinen bir filme neden gitsin insanlar handikapını ustalığıyla aşmış bir yönetmenin elinden çıkmış gişe canavarı. oskarları toplaması da cabası. iyi film. bi daha izlemeye korkuyorum süresinden dolayı ama hakkını vermek lazım. iyi film","label":7} {"text":"50 ilk öpücük filminin çakması, ismi bile aynı, hatta filmin içinde bile 50 ilk öpücüğe gönderimde bulunulmuş, özgün bir film olsaydı yüksek puanları hakedebilirdi. Ama içindeki komik sahneler için bile izlenebilir. Çerezlik bir film.","label":6} {"text":"kocaman bir hiç. prometheus'un finalinde boşuna heyecanlanmışım.","label":5} {"text":"lk film kadar tutmadm...","label":6} {"text":"kesinlikle yalanlar üstüne yapılmış: TÜRK tarihini hiçe sayan saçma sapan bir filmdi sırf acaba ne kadar bizi aşşalıyorlar diye gidip izledim filmin yarısında çıktım kesinlikle tavsiye etmiyorum çünkü FATİH SULTAN MEHMET ATAMIZI onun merhametli olduğunu bildiğimiz gibi tam aksine zalim ve kibir dolu biri olarak gösteriyor biraz ve TARİHİMİZİ böyle gösterek TÜRKLERİ barbar bir toplum olarak gösteriyorlar ve bunu başarıyorlarda.","label":0} {"text":"Filmi ikiye ayırmak istiyorum.. gerçeklerin anlatıldığı dram etkili ama fantastik türün özelliklerini iyi yansıtamıyor bence film.. en bariz örnek; kız, hiçbir şey yememesi gerektiği sahnede ilk başta masaya gayet rahat ve hatta alaycı bir tavırla yaklaşırken dönüşte birden bire kendini kaptırıp üzüm yiyor..bu sahne bence hiç inandırıcı değildi.. o andan itibaren filmin fantastik boyutu bitti benim için.. genel olarak düşününce akıcı, güzel bir film.. kesinlikle sıkıcı ya da kötü film değil.. ama bir iki sahne dışında akılda kalıcı da değil.. 7/10","label":6} {"text":"Çok seviyesiz bir mizahı var ama acayip güldüm. Tam kafa dağıtmalık bir film. Özellikle Madafaka Jones sahneleri güldürüyor. Polis kovalamaca sahnesi müthişti. İlk filmde Kurt ve Dale karakterleri bu kadar salak değildi sanki, onu pek sevemedim. Yardımcı oyuncu kadrosu çok iyi. Jennifer Aniston yine çok zarif. Chris Pine da rolüne çok yakışmış. 7/10","label":6} {"text":"filmi bugün itibariyle izledim ve çok beğendim izlediğim ilk nuri bilge ceylan filmi diğer filmlerini izlemediğim için herhangi bir kıyas yapamayacağım ancak şunu söyleyebilirimki şu filmi izleyip \"oscarlık film değil yeaa\" \"aday falan olamaz oscara\" tarzı tepki veren hayatlarında bir filmin alacağı en büyük ödülün oscar olduğunu düşünen insanlar bu filmi izlemesin bence. Bunuel ustanında dediği gibi \"Nothing would disgust me more morally than winning an Oscar.\" .","label":7} {"text":"the imam filmi arkadaşların da belittiği gibi çok fazla eksikliğe sahip. filmin en büyük eksikliği psikolojik atmosferin çatışmanın eksikliği. Emruullah-Emre dönüşümü ve bu dönüşümün bireysel sancısı üzerinde hiç duruulmamış dense yeridir. Emrullah Emre'ye dönüşüyor ve birden karşısına çıkan arkadaşı vasıtasıyla çok sürmeden eski yaşamına özeniyor. Sizce de bu çok ani değil mi. motora binme hadisesi tabiki çok garip hayattan çok uzak Tarık çok kolayca motoruu sürebiliyor çok yaman çelişki değil mi. filmin en büyük başarısı tiplemelerin uygun kişilerden seçilmesi. Eşref Ziya da Ahmet Yenilmez de uygun tiplemeler olmuş.","label":6} {"text":"İnsanın başına hiç beklemediği şeyler gelebilir gibi kısa ve klişe bir temayı filme biraz olsun anlam katmak için mi yaptılar ne...","label":1} {"text":"security süper :)","label":5} {"text":"...son derece ferah luks bir malikane, bir geceligine dadilik yapmaya karar veren genc bir kiz ve onu gece boyunca telefonla taciz eden, gecenin ilerleyen dakikalarinda neler yapabilecegini kestirebildigimiz bir kotu adam... Herseyiyle fazlaca bildik gorunen bu konu, yonetmen West#39;in de tercihleriyle kliselere bogulmaktan ne yazik ki kurtulamiyor. Hikayeye katkisi olmayan bir 20 dk.lik bolumde seyircisini birseyler anlatacagina dair oyalayan film, son 15 dakikasina kadar minimum dialog kullanimiyla (telefon da olmasa filmin sessiz cekilebilme ihtimali bile var gibi) ne hikayeyi derinlestirmek icin cabaliyor, ne senaryo namina bir onem arzediyor ne de gorsel anlamda buyuleyebiliyor. Butun film kotu adamin telefon hiriltilariyla gecip gidiyor. Ayrica bir bakici geldigi evde cocuklarin yuzunu (uykuda dahi olsalar) bir kez olsun gormeden butun gece zamanin gecmesini bekler mi ? Simon West Con Air ve ilk Lara Croft filmiyle vasat sularda gezinmesine ragmen, aksiyon turunde yine de birseyler yapabilecegini kanitlayan bir isimken boyle bir filmin yonetmen koltugunda yeralmasina anlam vermek de bir hayli guc. Ture sayginiz olmasi acisindan uzak durmakta fayda var... (1/10)","label":0} {"text":"Güzeldi ama sonu kötüydü, yani sona kadar heyecanlı ama sonda beklenilen yok gibi ^^ 6 / 10","label":5} {"text":"buram buram realizm kokan film.","label":7} {"text":"Türklük ve müslümanlığın biri olmazsa öbürü eksik kalır misali çok güzel yoğrulmuş olduğu ve vatan,millet ve din adına ölümün en kutsal anlamını kazandığı başarılı bir film,profesyonel anlamda eksikleri olabilir ama iki saat pür dikkat izlenen, o ruhun kaçta kaçı bizde var diye düşündüren,mensubu olmakla insana gurur verdiren bir film olduğu için tereddütsüz herkese izlemesini tavsiye ediyorum.","label":9} {"text":"dramatik durum belki abartılı olmuş ama babanın oğluna duyduğu şefkatve merhameti katıksız anlatıyor. tavsiye: yalnız izleyin","label":6} {"text":"kahraman abd askeri filmi.. film zaten anlaşılmaz başlıyor.. Sonra da alt yazısız devam ediyor.. Aksiyon sahneleri falan iyi ama.. İşte bildik şeyler bildik film","label":3} {"text":"ilk filmin gerisinde kalmış ama önemli değil. sonunda izledim. ona seviniyorum.","label":8} {"text":"Hikâyesi, Robert Marshall’ın “In the Sewers of Lvov: A Heroic Story of Survival from the Holocaust” (1990) isimli kitabından uyarlanarak David F. Shamoon tarafından yazılan “In Darkness”, yönetmen koltuğunda Agnieszka Holland’ın oturduğu bir drama… Prömiyeri, 2 Eylül 2011’de Telluride Film Festivalinde (ABD) yapılan ve 9 Eylül 2011 tarihinde Polonya’da vizyona giren filmin, 7.3/10 (10.081 oy) ve 3.9/5 (10.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.6/10 (112 yorum) ve 74/100 (36 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan sayıları çok yüksek olmasa da kolay kolay kayıtsız kalınamayacak bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de 84. Academy Ödülleri töreninde “Yabancı Dildeki En İyi Film” kategorisinde Polonya adına yarışan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun için de Polonyalı ve Alman oyuncular Robert Wieckiewicz ile tadı damaklarımızda kalan “Babylon Berlin” (2017 – 2020) dizisinden de hatırladığımız Benno Fürmann’ın, Leopold Socha ve Mundek Margulies karakterlerindeki etkileyici performansları ile damgalarını vurdukları Polonya, Almanya ve Kanada ortak yapımı filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; eğer vakti zamanında Spielberg’in benzer bir konuyu işleyen başyapıtlarından “Schindler's List”ini (1993) severek izlediyseniz karşımızdakinin de ilginizi çekecek filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Tabii ki, çok özel “iki” farkla… Nasıl mı? Spielberg’in filminde olaylar Polonya’nın Kraków kentinde yaşanırken, bu filmin ana mekânı yine aynı ülkenin Lwów kenti olmuş… İsterseniz buna “bir” diyelim… “İkicisi” ise, bu filmin, Eric Kohn’un IndieWire’daki 8 Şubat 2012 tarihli yorumunda da belirttiği gibi “Schindler's List”in (1993) “kirli” bir alternatifi olması… Yalnız, buradaki “kirli” sıfatı kesinlikle yanlış anlaşılıp başka taraflara çekilmemeli… Zira “kirli”, sırf Polonyalı Yahudilerin işgalci Nazilerin soykırımından kaçarken sığındıkları, farelerle dolu olan karanlık yeraltı kanalizasyon sisteminin durumunu ve oradaki dayanılmaz yaşam koşullarını vurgulamak için kullanılmıştır… Elbette bu filmde de diğer bütün II. Dünya Savaşı dönem filmlerinde olduğu gibi Nazi işgalcilerle birlikte çalışarak, onlar adına Yahudi (aslında “insan”) avına çıkan Polonyalı işbirlikçilerin “utanç verici” durumu da atlanmamış… Gördüğümüz kadarıyla Holland, onların içine düştükleri bu sefilliği de oldukça iyi tasvir etmiş… Zaten filmin, en sağlam halkalarından bir tanesi de bu tür işler için temel yapı taşları olan mekân, dekor, kostüm ve makyajlardaki kusursuzluklar… Şimdi tam da bu noktada diyebilirsiniz ki, “Peki hiç mi bir eksikliği yoktu bu filmin?” Olmaz mı? Her şeyden önce yukarıda belirttiğimiz iki husus dışında filmin, “Schindler's List” (1993) ve diğer dönem filmlerinden pek de bir farkı yok… Yani tarihsel olarak doğruluğunu ve korkunçluğunu kesinlikle tartışmadığımız konuya yeni bir bakış açısı yahut da değişik bir soluk getirilmemiş bu filmde de… Yine her şey, hep bildiğimiz gibi… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; Polonya sinemasının klasiklerine göz atmayı ve ardından da arşivlemeyi planlayan genç sinemasever dostlara, “Andrzej Wajda, Krzysztof Kieślowski ve Agnieszka Holland gibi sinemacıların filmlerinin yorum ve puanlarını IMDB vs. gibi mecralarda araştırarak boşu boşuna zaman kaybetmek yerine, onların filmlerini bir an önce temin edip izlemeye başlamalısınız” diye seslenerek kullanmak istiyoruz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verrdiğimiz bu Holland klasiği için önerimiz de eğer aradan geçen bunca zamana karşın halen izlemediyseniz olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler","label":5} {"text":"Doğu Ekspresi'nde Cinayet filminden sonra gideri olduğu anlaşıldığı için sanırım Bir film daha çekelim. Ne olsun? Nil'de Ölüm'ü çekelim.& denilmiş ve öyle de yapılmış. İlk filmdeki itirazlarımı burada biraz daha ekleyerek tekrarlayacağım. Belki 1989 yapımı Agatha Christie'nin Bay Piorot'u dizisinin etkisi hala üzerimde. Lakin Kenneth Branagh'tan Piorot olmuyor. David Suchet tam da kitaplarda anlatılan Piorot. Kısa boylu, tıknaz. Christie'nin Beş Küçük Domuz kitabında da anlatıldığı üzeri Piorot'un fiziksel kuvvete ihtiyacı yoktur. O Sherlock Holmes değildir ve işi olaylar arasında bağlar kurarak, mantık yürüterek çözen; kendi deyimiyle Gri hücrelerini kullanan bir dedektiftir. Oysa iki filmde de iri yapılı, zaman zaman fevri bir adamla karşılaşıyoruz. Filmde özellikle şüphelileri sorgularken çok fevri gördüm onu. Oysa okuduğum onca Piorot kitabında şüphelileri itham etmeyen, şüphelilere sorular soran ve hemen çıkarımlar çıkarmayan birisidir. Filmde gemide bulunan muhtemel her katil adayını doğrudan suçlaması senaryoyu yazanların kahramanı yeterince tanımadıkları, Christie'nin Piorot kitaplarını yeterince okumadıklarını ve kahramanı yeterince çözümlemedikleri fikrini bende doğurdu. Bu arada kütüphanemde Altın Kitaplar'dan çıkan Christie'nin sadece Piorot'un kahraman olduğu 30 kadar kitap var. Muhtemelen de benim alamadığım 10-15 tane daha var. Bunları tamamen okumadan bir film senaryosu yazmak böylesi kötü sonuçlar doğuruyor. Film'in açılış sekansı Piorot'un bıyığının hikayesini 1.Dünya Savaşı temelli bir hikayeye dayandırıyor. Burası Christie'ye mi dayanıyor, yoksa sonradan mı yazılmış bilemiyorum. Fakat kadının Bıyık bırakacaksın.& demesi çok hoştu. İMDB'nin film için açtığı sayfada Armie Hammer'a yer vermemesi de ilginç. Hammer'ın tecavüzle suçlandığı bir dava nedeniyle Hollywood'dan dışlandığını biliyoruz. Olay sanırım film çekimleri başladıktan sonra ortaya çıkmış olmalı. Hollywood Kevin Spacey'e uyguladığı linç hareketini Hammer'a da reva görüyor anlaşılan. Şimdi sırada tokat olayından sonra Will Smith'te. Filme dönersek gayet sıkıcı ve ağır bir tempo ile film başladı. Olaya ne zaman girilecek, Gal Gadot ne zaman öldürülecek, derken filmin yarısı bitti. Oysa filme erken girilip olayın çözümlenmesi süreci uzun tutularak gerilim arttırılabilirdi. Burada da çok başarılı olunamamış. Neticede boş zamanlarda, film yokluğunda izlenebilecek ve sonra unutulabilecek bir film olmuş.[spoiler][/spoiler]","label":5} {"text":"Stiff Stiffler'dan sonra o kadar başarılı bir karakter çıkmayacağını sanıyorsunuz ama Dwight Stiffler bunun bir yanılgı olduğunu gösteriyor. Orijinal kadrodan sonra yaşanan Bando Kampı rezilliğine bakınca filmin değeri daha iyi anlaşılıyor.","label":5} {"text":"hafiften \\\"Intacto\\\"yu çağrıştıran, başarılı bir film.. arşivlik..","label":7} {"text":"dünyaya gelen uzaylılar ve gemilerle dünyayı kurtaran kahraman abd askerleri… klasik konu.. Ama sürükleyicilik oyunculuk tempo vs iyi.. Aksiyonun bir an düşmediği. Bir sürü sahnesi tahmin edilebilir abd filmi..","label":7} {"text":"Sinemada izleme fırsatı buldum ve beğendim tabiki muhteşem bir film değil ama değişik senaryosu ve işleyişiyle kendini izlettiriyor aksiyon filmi değil romantik ve bilimkurgu denebilir.Sinemada izlenmeye değer bir yapım,farklılık arayanlara öneririm.","label":6} {"text":"harika bir konu bulmuşsun ama neden saçmalamakta ısrar ediyorsun?& sorusunu sorduruyor insana. arada verdikleri sosyal mesajlar, garip diyaloglar ve final sahnesi.... olmamış. sıkılıyorsunuz, gereksiz uzatılmış sahneleri anlamaya çalışıyorsunuz... bir ara konu neydi yaa?& dediğiniz bile oluyor... Aksiyon yok, gerilim yok, dram yok, konu haricinde hiç bir şey yok.... onu da bağlayamamışlar zaten... ufak bi ayrıntıda Chris Hemsworth bu adamı hiç tutmadım çok kasıntı yapmacık bir yapısı var ve berbat bir oyunculuğu var bizim nihat doğanın çakması gibi neyse sonuç olarak kesinlikle uzak durun","label":1} {"text":"Çoook şeker bir film...10/7 selametle:)","label":6} {"text":"Senden ne olur biliyorum ama filmden bi bok olmaz 🙃","label":1} {"text":"Sanırım, filmine giderek büyük zaman kaybettiğim ve izlediğim en saçma filmdir. Ayrıca garipte olsun ki saçmalığı da nitelesin. Tavsiye etmem. O kadar korku filmi var ki; gerçi bu kesinlikle az türden gerilim filmdir. Korku kategorisine asla giremez. Bari şöyle diyeyim ki daha mantıklı olsun; izlenecek o kadar güzel gerilim filmleri var ki. Tabii vakit kaybetmek isterseniz, iyi seyirler :)","label":0} {"text":"film genel anlamda guzel bulsamda secilen karakterler bana gore yanlis olmus..ayrica ineklerde neden erkek sesi kullaniliyor onuda anlamis degilim..yinede izlenesi... ...cevizin kabugunu kirip icine bakmayan, cevizin hepsini kabuk zanneder!..","label":7} {"text":"kesinlikle çok eğlenceli ve bir o kadar da komikti.martin lawrence her zamanki gibi yine perfect.senaryoda güzeldi.ee daha ne olsun'izlemeyenlere şiddetle tavsiye edilir.8/10","label":7} {"text":"gani şavata bu ülkenin, mahsun kırmızıgül ile beraber, en popülist sanatçısıdır.doğuyu kullanmaktan başka yeteneği olmayan bu tipler doğu gerçeğini de yanlış yansıtmaktadırlar.ben şavata'yı kadroda gördükten sonra açıkçası filmden birşey de beklemiyorum box officede görüldüğü gibi de halkımız bu tip filmlere prim vermiyor","label":0} {"text":"Bana göre tv tarihinin en iyi 2. dizisi (1. Alacakaranlık kuşağı) Black Mirror'ın 4. sezon 6. bölümünün çakması. Anlatılmaz derecede berbat.","label":0} {"text":"Film esasında standart bir yaz aşkı filmi, ancak aşıklar eşcinsel olunca zor bir iş haline gelmiş. Film karakterlerin duygularını seyirciye geçirmekte başarılı. Aşkın önünde ki engel eşcinsellik ama eşcinselliğin nedeni de aşk gibi. Yani sanki birbirlerini bulmasalar başka hiç bir erkekle birlikte olmayacaklar gibi.","label":6} {"text":"bazen üzüntüden bazen sevinçten gözlerinizi yaşartan arşivlik bir film.. bence paul walker'ın en iyi filmi.. r. i. p. paul :(","label":7} {"text":"bu kadr güzel bir konu bu kadar değerli oyuncu bir araya gelip ancak bu kadar kötü bir filme daha rastlamadım ezel akay neye elini atsa beğenmiyorum zaten müzikler kötü nurgül yeşilçay ın yapma tavırları beni o kadar sıktı ki ama huyum kurusun başladaığım filmi sonuna kadar izlerim belki bir umut güzel bir şeye rastlarım diye ama bu film de beni etkileyen çekici kılan hiç bir şey bulamadım.... biz hala müzikal yapmayı bilmiyoruz her şeye komiklik katarak filmleri biraz olsun kurtarma çabası ise bence ters tepiyo ve kaliteyi hepten düşürüyor ne olur bir daha çekilmesin böyle filmler yoksa hala dünyanın en kötü 100 film listesine bir yeni TÜRK filmi eklemekten başka bir şey değil...","label":2} {"text":"Özdeşleşemeyeceğiniz karakterler ve gerçektende insanı ciddi anlamda rahatsız eden kült bir film.","label":6} {"text":"Gerçekten yaşanmış olan hikayelerin film haline getirilmesi ve etkileyici bir şekilde anlatılabilmesi çok güzel. Görsellik açısından oldukça tatmin ediciydi. Sinemada izlemekten pişman olmadığım ve evet itiraf edeyim sonunda göz yaşlarımı tutamadığım bir film olmuş. Koreyi zaten çok ayrı severim :)","label":7} {"text":"Başlangıçtaki yarış sahnesiyle oyunu oynadığım zamanlara geri dönünce filmin harika olmasını beklemiştim ama diyaloglar ve oyunculuklar fazlasıyla bayıktı. Yine de yarış sahneleri aksiyonu canlı tutmayı başarmış. Yalnız en büyük sıkıntı müziklerdi, güzeldi ama nfs değildi pek.","label":6} {"text":"Senaristine kızmaktan kendimi alamadığım bir film. Senaryodaki saçmalıklar mı dersin, bilimsel yönündeki saçmalıklar mı dersin, mevzunun verilişindeki yetkinsizlik mi dersin... Ne kadar dandiklik ararsan var bu filmde. Sorunlarını tek tek yazacak değilim, ama böyleli filmlere özel ilginiz yoksa, izlemeyin derim. Senaryo bir kenara, \"bari aksiyon falan verseydin de gözümüz şenlenseydi\"li kısma değinmek istiyorum. Film bunu da yapmıyor. ABD çıkışlı malum kitlenin filmlerinden alıştığımız o süper görsel efektlerden bir tutamın yarısı kadarını barındırıyor. Filmde \"tüm insanlar kardeştir, ABD on numara kardeştir\" teması var. Bugünlerde ufaktan ufaktan oraya doğru kayar oldu \"ana akım sinema anlatıları\" ama... İşte. reklam kokan hareketler bunlar. Bu filmde beğenilecek herhangi bir yan göremiyorum. Varsa kaçırdığım bir şey, bilgilendirin lütfen.","label":3} {"text":"gençlere göre yapılmış bir film. eğlenceli güzeldi. zaten amaçlarıda buydu:D","label":6} {"text":"Sonu baglanmadi. Sanirim devamini cekecekler. Umarum cekerler. Yarim kalan filmleri sevmiyorum. Bilim kurgu ama degil. bence dizi olur bu hikayeden","label":5} {"text":"Yeşilçam, günlük hayatın karmaşasıyla harmanlanınca ortaya bu film çıkmış işte. Ayrıca Onur Ünlü'nün parmağı olan her filmde olan absürdlükler ve araya sıkıştırılmış arabesk parçalar da ayrı bir hava katmış filme. Onur Ünlü sineması bu olsa gerek. :)","label":7} {"text":"izlediğim her karede iyi ki Arabistan'da yaşamıyorum dedim. bence herkesin izlemesi gerekiyor bu filmi..","label":7} {"text":"İşin içine Hintliler karışınca filmler gereksiz uzuyor. Ama yine de güzel bir aile filmi, yemek ve pazar sahneleri özellikle keyifli. Sonuna doğru tempo düşüyor ve biraz American dreame bağlıyor. Yine de izlenilesi, tabi aç değilken.","label":6} {"text":"berbat ötesi...merak edip izlediğim için utanıyorum o nasıl komik bi sondur...testerenin adının geçmesi de ayrı olay çileden çıktım resmen.bu film sıfırın da altında.","label":1} {"text":"bitince bir ooohh çektim içimden. ne depresif bir filmdi bu ya","label":4} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü en berbat en sıkıcı en daraldığım ben verdiğim parayı kuruşuna kadar hak etmeyen yabancı film. Keanu Reeves e hiç yakışmayan tüm filmin 3 farklı sahnede çekildiği iğrenç bir film kesinlikle tavsiye etmiyorum bir yıldız bile fazla","label":0} {"text":"Sırf bu filmi yorumlamak için üyelik yaptım hayatımda izlediğim en en en kötü filmdi bir korku filmi bu kadar komik olabilirdi. Oyunculuk berbat yönetmenlik berbat kalite berbat paradan da geçtim harcadığım zamana acıyorum. Cinlerin fino köpeği gibi yürümesinden arabayla giderken arabasının bozulup diğer tarafa yürüyerek eve gitmesine arabayı park ettiği yere arkadaşı gelince kendi arabasının yok olup arkadaşının arabasını aynı yere park etmesinden. Arayıp arkadaşına acil gelmen lazım tuhaf şeyler var dediğinde hayırdır noldu demeden hemen geliyorum demesine aynı yaşta görünen muhtarın kızım diye konuşmasına daha ne kadar anlatabilirim baştan sona bi bilseniz. Sakın gitmeyin Türk sinemasının yüz karası","label":0} {"text":"herşeyiyle ince düşünülmüş, müthiş bir kara film.","label":7} {"text":"Film ok sk balyor, konu herey ok iyi diyorsunuz, malesef izledike puan dmeye balyor. Sonunda kan karekterler fiyasko, yal kadn bence en kt aktr, hi mi hi uymuyor.Der grup yeleride yle. Jampanoi ve Alaoui barollerde ok iyi oynuyorlar ve filmide zaten bu ikili gtryor. Dier roller zayf. Kan fazla abartlnca ireti duruma geiyor nk ok gereksiz fazla kullanlyor. bence filmin son yarm saati zayf. Daha iyi balanabilirmi, daha iyi oyuncular salanabilirmi. ok sk bir senaryo bence heba olmu. Kt deil ama vasat. zlenebilir farkl bir film.","label":4} {"text":"en iyi türk filmi olabilir.","label":8} {"text":"Hiçbir belgeselde göremediğimiz sayıda belge, kanıt vs. sunan bir belgesel. Baştan sona \"vay anasını arkadaş\" dedirtiyorç Anlatıcı arkadaşın vurguları, duraklamaları ve telaffuzu da işitsel anlamda doluluk katıyor. 9/11 in gerçek yüzünü, daha doğrusu amerikanın gerçek yüzünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Çok başarılı!","label":9} {"text":"bu filmi izledik, bitti. yarın sabahtan itibaren dünyayı kaldığımız yerden mahvetmeye devam edeceğiz... biz buyuz... maalesef.","label":7} {"text":"björk'ün performansına hayran olmamak elde değil... ve diğer bir dizi iyi oyunculuk örneğine şahit olmak istiyorsanız mutlaka görün derim... filmden sonra neden yeşilçamlı yıllarda onlarca iyi oyuncunun ve bu filmin konusundan daha dramatik hikayenin dünya sinemasında yer edinemediğini anlayacağınızı düşünüyorum... yönetmen!!!","label":8} {"text":"Konu olarak güzel bir film beni her zerresi korkuttu ve gerdi,ses efektler hepsi harikaydı oyuncular gerçekten başarılıydı,sonu beni üzdü :(","label":8} {"text":"Film öyle başyapıt falan değildi ama sinemadan çıkarken insanın yüzünde bi mutluluk bi gülümseme yaratıyordu.Güzeldi... Erkan can ın oyunculuğu muhteşemdi bu arada tabii diğer oyuncularında:))","label":5} {"text":"Harika demenin yetmeyeceği yapım. Çok içten.","label":8} {"text":"İki zübüş başrolde :))) Tipler ve oyunculuk vasat. Senaryo rezil. 4 tane tanıdık oyuncuyu koymuşlar sırf ilgi çeksin diye. Bizimkiler film yazmayı ve çekmeyi ne zaman öğrenecek çok merak ediyorum. Kesinlikle izlemeyin vakit kaybı. Ben karantinaya aldım.","label":0} {"text":"Mel Gibson’ın başrolünde olduğu bu film, başı belaya girmiş olan kızını kurtarmaya çalışan bir babanın öyküsünü anlatıyor kısaca. Hemen filme girecek olacaksam da, Blood Father son zamanların en ilgi çekici filmlerinden birisi. Mel Gibson, bu yıl gördüğüm en iyi performanslardan birisini bu filmde sergilemiş. Onu yeniden sinemada görmek çok güzeldi doğrusu. Ayrıca Gibson’ın kızı Lydia’yı canlandıran Erin Moriarty de epey başarılıydı. Bu karakterlerin bir araya gelişi ve ortaya 80’li yıllardan çıkma, izlemesi eğlenceli bir kovalamaca filmi çıkması biraz nostaljik bir duygu yaratıyor doğrusu. Blood Father çok başarılı bir iş olmasa da, son zamanlarda vizyona giren filmlerin arasında size nefes aldırmayı başarıyor. Filmin kötü yanlarına gelirsek eğer; birden fazla gereksiz sahnenin ve duraksamanın olduğunu düşünüyorum. Filmin temposunu düşürmüş bu sahneler. Ayrıca sonu da biraz tahmin edilebilirdi doğrusu. Ama genel anlamda Blood Father, kafa dağıtmak isteyenler için birebir adeta. Mel Gibson muhteşem bir performans sergilemiş. Aksiyon sahneleri de epey ilgi çekiciydi. Birkaç sorunu olsa da size rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir iş ortaya çıkmış. Aksiyon sevenlere. TOPLAM PUAN: 7.3/10","label":6} {"text":"kadro güzel güzelde bir filme benziyor","label":7} {"text":"ilk öncelikle marvel filmlerinin hepsinin birbirine bağlı olması bir dizi tadı vermesi güzel bişey ve yeni bişeyler çıktıkça beklentileri yükseltiyolar ve bu filmimizde ise ciwil war dan sonra ant man ın yaşadığı şeyleri gördük ve pym in ona kızgın olduğunu falan görüyoruz ve karısını kurtarmak için zaman harcamasını anlatıyo yani bunlar infinity war savaşı sırasında gerçekleşiyor ant man filminin hatta marvel ın son 3 filminin biraz daha mizaha önem verdiklerini görüyoruz kısacası güzel bir film aslında karikatür dergilerinde ki sırayı işlemeleri daha iyi olurdu ama stan lee gerçekten zeki bir adam her zaman ki gibi kısa kısa rol almaya devam ediyor , film kalite olarak güzeldi devamının fazlası gelecek sıradaki film ise kaptan marvel olacak ve izlemeyenler için söylüyorum after credit sahnelerini izleyin marvel dan yine çok güzel bir iş ... [spoiler][/spoiler]","label":7} {"text":"verdiğim parayı geri istiyorum berbat ben oynasam daha gerçekçi oynardım kötünün de kötüsü animasyonların efektlerin gerçekçiliği beni benden aldı","label":0} {"text":"Fena halde Stephen King'in Göz(Carrie) kitabindan esinlenildigini düsünüyorum.Onun biraz daha fantastiklestirilmis hali diyebilirim.Aslinda fikir güzel ama kaliteli filmler sinifina girebilmesi için daha iddiali efektler ve daha ciddi bir senaryo olusturulmaliydi.Etkilendigim birkaç sahne oldu ama onun disinda sinema namina birsey bulamadim...5/10","label":4} {"text":"televizyonda öylesine izlediğim ve tamamen şaçmalık olan ve hiçbir şey anlatmayan hayata dair hiç bir sözü olmayan abuk subuk bir film gördüm neyse fazla konuşmaya değmez siz siz olun ve bu filmi ve benzerlerine sinemada para kazandırmayın lütfen milletin ahlak seviyesiyle dalga geçen filmleri hatta televizyonda bile izlemeyin. 0.5/5","label":0} {"text":"İlk filmi izleyip bayılmış biri olarak devam filmini heyecanla bekliyordum ancak büyük hayalkırıklığı yaşattı. Korku namına hiçbir şey yok filmde. İlk filmdeki tutarlı twist izleyiciyi çok memnun etmişti ama bu filmde oyuncağı Anabelle çevirmişler fark kalmamış.","label":5} {"text":"James Franco'nun aynı adlı kitabından!!! uyarlanan Palo Alto, gençlik filmlerinin vasatı aşamayan bir örneği. Bir türlü gelişmek bilmeyen hikayesi, dağınık bir anlatım, neye hizmet ettiği belirsiz yan karakterler, çok karakterli yapısını doğru kullanamayan film süresi ve sanırım yine, amca, dayı, hala kategorisinden yönetmen olan bir Coppola ile karşı karşıyayız. Sevdiğiniz herhangi bir gençlik filmiyle kıyasladığınızda Palo Alto'nun epey gerilerde kaldığını düşünebilirsiniz. Kıyaslama yapmaz, başlı başına ele alırsanız da pek çok yönden eleştirebilirsiniz. Böyle filmleri müzikleri genellikle iyidir fakat ben onu da sevemedim, belki de bana hitap etmedi. Bir tek kapanış jeneriğindeki şarkıyı beğendim. Keyifli bir iki sahnesi dışında pek numarası yok, izleyip unutun ya da izlemeyip unutun seçim size kalmış.","label":4} {"text":"Terminatör serisi gayet başarılı bir başyapıt bence izlemeye şayen tüm arkadaşların izlemesini şiddetle tavsiye ederim :)","label":9} {"text":"Olağanüstü bir aksiyon komedi filmi","label":7} {"text":"Başrol karakteri Tom Dolan’ı canlandıran 68 yaşındaki Liam Neeson’a uygun olarak kurgulandığı her halinden belli olan senaryosunu da Steve Allrich ile birlikte yazan Mark Williams’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Honest Thief”, sıkılmadan izlenebilen bir aksiyon – gerilim filmi… Hatta “aşk meşk” gibi sahneler de içermemesi nedeniyle ailecek izlenilmesinde de herhangi bir sakınca bulunmamaktadır… Filmin henüz ilk dakikalarında, iş başında gördüğümüz Tom’un: 4 Temmuz haftasının sonunda Seneca Bankasından “çok özel bir amaçla” 658 bin dolar çaldıktan sonra peş peşe iki bankayı daha soyduğunu öğreniyoruz… Ki, bu sayı altı yılda sekize çıkmış olmasına karşın ortada halen bir şüpheli yoktur… Yeni taşındığı Boston’da kullanmadığı eşyalarını muhafaza etmek üzere “orta boy bir depo” arayan Tom’u, işletmeciliğini Annie Wilkins’ın (Kate Walsh) yaptığı Aurora Self Storage isimli bir işyerinde görüyoruz… Bu depo kiralama işinin üzerinden tam bir yıl geçmiştir… Ve Tom bu kez Annie’ye, aynı evde beraber yaşamayı önermektedir… Doğal olarak oldukça sorunlu bir evlilik dönemi geçirmesinin ardından boşanmış olan Annie tereddüttedir… Ama oldukça güvenilir bir profil çizen Tom’un çabalarının nihayetinde, ikna olarak kabul eder de bu cazip ve sevimli teklifi Annie… Yalnız bu konuşmaya Tom’un ilave etmek istediği “çok önemli” bir şey daha vardır ancak Annie lafını tamamlamasına izin vermeyince anlatacakları bir başka zamana kalır… Bu arada (filmin oyuncu kadrosuna ciddi anlamda güç katan) kıdemli FBI özel ajanları Sean Meyers (Jeffrey Donovan) ve Sam Baker’ın (Robert Patrick) yanı sıra Meyers’ın, boşanma akdi ile kendisine kalmış olan sevimli köpeği Tazzie ile de tanışıyoruz… Derken, Charleston Otel’inde, odasındaki telefondan FBI santralini arayan Tom, yıllardır aranan banka soyguncusu olduğunu ve bu işleri bırakarak teslim olmak istediğini söyler… Bunun üzerine Tom’un hat da olduğu telefon ajan Baker’a aktarılır… Gerçek kimliğini gizli tutarak soyadının Carter olduğunu belirten Tom, sekiz yıllık bir süre içinde yedi eyalette on iki banka soyduğunu ve elinde dokuz milyon doları aşan miktarda nakit hırsızlık parası olduğunu ve anlaşma yapmak istediğini de söyleyerek adresini verir… FBI’dan istediği tek şey ise azaltılmış bir ceza karşılığında, Boston’a en fazla bir saatlik uzaklıktaki düşük güvenlikli ve ziyaretçi kabul edilen bir hapishanede yatmaktır… Bu türden “sahte itiraflar” sıklıkla yapıldığı için Baker, ertesi gün geleceğini söyleyerek telefonu kapatır ve ilgilenmeleri için dosyayı genç ajanlar Ramon Hall (Anthony Ramos) ile John Nivens’a (Jai Courtney) aktarır… Fakat verilen söze karşın halen kimsenin gelmemesi üzerine Tom, bir kez daha FBI’yı arar ve bu sefer Baker yerine ajan Meyers ile konuşur… Neyse Hall ile Nivens’da damlarlar zaten Tom’un 216 numaralı otel odasına… İkilinin Tom’dan istedikleri, kendilerini aranan soyguncu olduğuna inandırmasıdır… O da sağlam bir “kanıt” olarak, soygun parasını içinde tuttuğu 173 no.lu deponun anahtarını verir kendilerine… Söz konusu depoya giden Hall ile Nivens parayı bulurlar ve aklına parlak bir fikir gelen Nivens, paraları götürüp savcılığa teslim etmek yerine paranın üstüne konmayı planlamaktadır… Her ne kadar bu iş, Hall’a pek mantıklı gelmese de Nivens’a uyar ve ikili paraların içinde bulunduğu kutuları arabaya taşımaya başlarlar… Bütün bu gelişmeler yaşanırken olan biteni “kayıttaki” güvenlik kameralarından gören Annie onları basar fakat hiçbir şekilde kuşkulanmaz da… Düşündükleri çerçevesinde paraları götürerek artık kullanılmayan FBI mekanlarından birine saklayan Nivens’ın işi henüz bitmemiştir: Hall’ı da yanına alan Nivens otele geri döner… Zira niyeti, olan bitenin yegâne tanığı olan Tom’u ortadan kaldırarak sonsuza dek susturmaktır… İşte tam da bu andan itibaren filmin hikayesi farklı bir hal almaya başlayarak hızlanacaktır… Çünkü Nivens’ın bırakın hesaplamayı tahmin dahi edemediği üç “sürpriz” daha mevcuttur yazılan senaryoda: 1. Birazdan kapının çalınarak içeriye ajan Baker’ın girecek olması… 2. Aşağıda Annie’nin bulunması… 3. Tom’un oldukça deneyimli eski bir donanma mensubu kimliği… Peki, ne mi olur? Aslında çok şey olur da “spoiler” olmaması adına söyleyebileceğimiz tek şey, önde Tom ile Annie arkada da “kötü polisler” Nivens ile Hall’ın koşuşturmalarının filmi biçimlendireceğidir… Tabii “iyi polis” Meyers’da devreye girmekte gecikmeyecektir… Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"bu filmdeki çocukların rol almasına kim nasıl izin vermiştir çok merak etmekteyim..","label":4} {"text":"Toplumun alt kesimlerine yapılan ayrımcılığı anlatıyor,ve fransa toplumu gösteriliyor.Daha iyi anlamak için fransa toplumunu bilmek gerekir ama tüm toplumlar için geçerli olan;dayak takımı vs ayak takımı,bunların nasıl ve neden olduğu,medyanın olayları saptırması gibi filmin anlatmak istediği şeyler gösteriliyor buda filmi anlaşılır kılıyor.50 kattan aşağı atlayan bir toplumun hikayesi...her seferinde buraya kadar herşey çok iyidenildi...","label":7} {"text":"Adam kızı seviyormuş. Kız da adamı seviyormuş. Sevgilerinden emin olmak için empatiye ihtiyaçları varmış. Galiba! 40/100","label":3} {"text":"Farhadi yine hikayesini dantel gibi ilmek ilmek işlemiş, aralarına boncuk niyetine şahane detaylar koymuş. Rahim'in o mahsun ve mahcup gülümsemesi, içine düşürüldüğü durum çok hüzünlü ve gerçekçi. giriş sahnesinde Rahim'in merdivenleri çıkıp inmesi; kahraman ilan edilip yükseklere çıkarılarak daha sonra tekrar indirilmesinin güzel bir özeti olmuş. ","label":7} {"text":"Yine supersin dede :) Caktin yine 90'a : Emeği geçen herkese tebrikler. Oflu hocam gelecek film için muglaya bekliyoruz..","label":9} {"text":"Siteye haberi ilk düştüğünden beri beklediğim bir filmdi. ’Rusya’nın Matrix’i’. Film hep böyle anıldı. Tabi sırtını Fox’a dayamış bir Rusya.Beklediğime değdi mi? Açıkçası pek emin değilim. Bazı yönleriyle düşündüğümün ötesinde bazı yönleriyle ise berisinde. hal böyle olunca ortaya tam anlamıyla tatmin edici olmayan bir film çıkmış. belki de en iyi yönü, bir rus filmi, daha doğrusu değişik bir film izlemiş olmaktı herhalde. değişik dedim, ancak bu öyle Matrix gibi baştan sona aksiyonu bol, çok eğlenceli ’değişik’ bir film değil. ’Rusya’nın Matrix’i’ meselesine dönersek, bana sorarsanız yanından bile geçemez. fakat şunu söylemeliyim izlediğim en ince ayrıntılı filmlerden biri. ama gelin görün ki bu ayrıntılar bir yerden sonra bayıyor. Tamam, yönetmen Timur B. her karesine müthiş bir emek sarfetmiş ama bu kadarının da gereği yok bana kalırsa. Sanki en ufak bir ses ve görüntüyü kaçırmamamızı sağlamak için ilginç kamera açıları ve normalde duyupta dikkatimizi çekmeyen en ufak sesler bile kulağımıza sokmaya uğraş vermiş.Tüm bu bahsettiğim ayrıntıların yanında öyküden film boyunca doğru dürüst bir şey yansıtılmıyor seyirciye. Sanki uzaydan gelmiş gibi bir hale bürünüyoruz. 10-20-30... dakikalar ilerliyor. elle tutulur halen birşey yok. ha demek bu bundanmış diyemeyince insan, e haliyle sıkılmaya başlıyor. sürekli bir şeyler olup bitiyor biz öyle bakıyoruz. sonlara doğru açıkçası uykum da gelmedi değil. İşte son bölümde birkaç bir şey anlıyoruz. onlar da o kadar karışıklığın içine balıklama dalan biri için pek kayda değer olmuyor.(bu arada Matrix’den ’seçilmiş kişi’ ve Star Wars’tan ’güce denge getirecek olanın kötü tarafa geçmesi’ gibisinden temaları filmde patlak veriyor)Görsel efektlere gelirsek. yine mağlum filmi hatırlatıyor tabi ki. bunun yanında daha özgün ve hoş olanları da mevcut ki bunlar filme hava katıyor. bunun yanında hiç gereği olmayan çok ucuz ve bayatlamış sahnelerde mevcut(kamyonlu sahneler).Sonuç itibariyle temelde çok karışık bir film yapmak mağrifetse bu film bir başyapıt. Ama sizin de bildiğiniz gibi bu işler böyle değil. üçleme olacakmış Gece Nöbeti. ne diyim işin ne olduğunu daha iyi anlayabilmek ve daha iyi, aklı başında, düzeyli bir film izlemek için yine sinemanın yolunu tutarım.(6)","label":7} {"text":"hemen izlenmeli.","label":8} {"text":"Roberto Benigni abinin savaşı tiye almasına bayılıyorum. aslında savaş kötüdür evet ama bu adam onu da sevdiriyor. Nerede güzellik var bu adam o güzellikleri iyilikleri bulup çıkarıyor. Aşk-sevginin her koşulda yaşanılabilir bir ortam oluşturduğuna şahit ediyor bizi. ayrıca; aşkın gözü kör müdür? Evet, kördür.","label":6} {"text":"Güzel düşünülmüş bir senaryo güzel bir konu fakat oyunculuk berbat sinema adina bisey yok ciftlerin mutlaka izlenmesi gereken bir film erkekleri çok güzel ve doğru bir açıdan yakalamis ama abartilmis bir anlatim rahatsiz ediciydiydi filmin yarisinda salondan ayrilanlar dahi oldu keske oscardan bu kadar bahsedilmeseydi bi donunu indirip gostermedikleri kaldi ama filmin ozu guzeldi ciftler gitsin izlesin mutlak","label":5} {"text":"Grimm kardeşlerin hayal dünyalarını nasıl kurguladıklarını anladım bu filmle birlikte. Ama gerçekten iyi macera filmi ve fantastik :)9 / 10","label":8} {"text":". Biri usta diğeri çaylak iki CIA ajanının merkezinde olduğu film özellikle başrol karakterlerinin kurgulanması ve birbirleri ile ilişkileri açısından öne çıksada genel anlamda sıradan bir ajan filmi.","label":3} {"text":"kitaba göre çok eksik yanlar var ama yine de idare ediyor. çocuklara izletilip güzel bir başlangıç yaptırılabilir.","label":5} {"text":"mitolojik hikayeyi çok önemsemeyip, görsellik ve efekt kısmına bakarsanız tarsem singh imzasını atmış yine. gayet başarılı. ancak o titanlar sırıtmış tarsem abi.","label":6} {"text":"Yeni izleme olanağı buldum bu filmi çok beğendim değişik bir aksiyon filmi olmuş sürprizleri ile sizi şaşırtıyor ben beğendim oyuncu kadrosuda müthişti.Bence izleyin beğeneceğinizi umuyorum.8/10","label":7} {"text":"ule filmin konusu güzel oynuyanlar kaliteli oyuncular daha ne isterseniz ki...","label":8} {"text":"işlediği dönemi cok iyi anlatan film,aynı zamanda bir insanın annesi için yaptığı fedekarlığı anlatıyor.inanılmaz bir dram,izlenilmesi gerek.","label":8} {"text":"film fazla beklentisi olmadan izleyenlere eğlenceli dakikalar yaşatabiliyor,bunun yanı sıra,renkleri,kurgusu fena değil,popülaritesiyle tozu dumana katıp da oyunculuktan zerre anlamayan isimlerinde maalesef oyunculuk yapabildiği bir ülkede,bu etmendenden dolayı cast'ı hariç,özellikle Erkan Can,Fadik Sevin Atasoy ve Zafer Algöz'ün oyunculuğu çok iyi..senaryoda bana kalırsa bir iki yerde,bayma aşamasına gelebilecek,konuyu şuradan bağlayalımda,millet kasmasın diye çekilmiş,eklenmiş sahnelerin olduğu belli,fakat bun a rağmen senaryo muhabbetini iyice kıvıran ve Ezel Akay ile birlikte olsa bile Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü filmi kanıtlayan Levent Kazak iyi iş çıkarmış.. 7/10","label":7} {"text":"Daracık bir mekanda oksijensiz bir üç buçuk saat geçirdik ve su gibi geçti. Muhteşemdi!","label":8} {"text":"Sinemaya sadece, korku seyretmek için gelen seyircilir de 'oflamalara puflamalara' neden olan bir filmdi. Benim gittiğim zaman öyleydi en azından. Ama ben fazlası ile sevmiştim filmi... Biraz sabırlı olmanız gerek.","label":9} {"text":"Filmi, kitabı çok güzel ve komik olduğu için izlemek istedik ama film kitabın da hatrı olmasa kimsenin izlemeyeceği bir film olmuş. Kitaptaki en romantik sahneler yoktu.[spoiler] Ali bıçaklanmadı bile. [/spoiler]. Ben Percy Jackson ve Ölümcül Oyuncaklar kitaplarının filmini de beğenmemiştim. Kitapların yanında çok sönük kalmıştı. Ama bu filmde kitabı okumayan birisi filmi izlemez. Ben bile çıkıp gitmek istedim. Eğer filmi izlemek istiyorsanız fragmanları ve diğer yayınlanan videoları izlmeniz yeterli olur. Ali çok donuk bir oyuncuydu. Yaprak da onu aratmadı. Tuna zaten olmasa da olurmuş. Oyuncuların yarısının sadece birer sahnesi vardı.[spoiler] Kitapta sonuna kadar Ali'yi desteklemiş olsam da filmde keşke Barış'la olsaydı dedim.[/spoiler]","label":0} {"text":"Bireylerin, tercih ve özgürlüklerini kısıtlama, onları bu tercihlerinden dolayı ötekileştirme hakkı yaşanılan yüzyıla değil ne yazık ki toplumun \"insan\" olabilme kabiliyetlerinin gelişmemesine bağlanabilir. Bu kabiliyetsizlikle insanları yargılarken bunun nelere mal olabileceğini asla ve asla unutmayın diyen filmdir. İnsanların sevgiyi, birlikteliği cinsiyetlerde aradığı şu günlerde, yapım bunu sadece \"insan\" olmanın erdeminde aramıştır.","label":0} {"text":"Reklam olayının iyice b ku çıkmaya başladı. Filmi beğenmedim değil ama bu film aklıma gelirse sebebi saçma sapan reklamlardır. Viral viral diye dolanıyolardı ama abarttılar çok abarttılar.","label":5} {"text":"\"Teşekkür ederim!\", \"İyi fikir!\", \"Evet teşekkürler!\", \"Hayır teşekkürler!\",\"Benusta bir bahçevanım!\" \" Okuyamam, yazamam; ama izlemeyi severim!\" \" Sanmıyorum!\" vee \"Anladım!\"... Salt bu cümlelerle bile bir ömür yaşanır mı diye düşündüm bir an. Çılgınca... Sadelik bir insanı bu kadar anlaşılmaz yapabiliyormuş vede ondanbu kadar karmaşa doğabiliyormuş demek. Bir o kadar komik bir o kadar etkileyiciydi...","label":7} {"text":"Diyaloglar, görüntüler ve yol akışı yani tümü ile çok güzel bir film. Birçok şey konuşulduğu için ayrı ayrı her konuda kendi içinizde de bir sorgulamaya giriyorsunuz izlerken.","label":8} {"text":"kadrosuyla zaten iyi bir izlenim uyandıran filmi izlediğinizde senaryonun ve oyunculukların da ne kadar güçlü olduğunu görüyorsunuz. çıkar çatışmasının hayatın önemli bir alanında oluşturduğu ağların çözülmesini keyif ve heyecanla izleyeceğimiz bir film.","label":8} {"text":"Komik ve ilginç sahnelerin neredeyse hepsini fragmana koymuşlar. Geriye pek bir şey kalmamış. İbrahim'in doğal tavrı ve karaktere uyumu oldukça iyi, filmi götüren kendisi olmuş. Oğuzhan Koç pek hoşuma gitmedi. Film boyunca aşırı gergin ve kasıntı bir rolü vardı. Ses ve tip üzerinden bas karakter ilan edilmesinden başka bir şeyi yoktu. İbrahim'i çıkarın su filmden geriye bir şey kalmaz. Senaryo ve konu var demekten çok skeçler üzerinden gidilmiş. Ortalama işte bir Türk filmi. Due Date filmine aşırı benziyor.","label":4} {"text":"6 yaşındaki yeğenim çok beğendi izlenilir.","label":8} {"text":"Sinemada izlediğimde molaya kadar yani ilk bir saati çok vasattı ama ikinci kısmı müthişti izlenmesi gereken filmlerden biri.","label":6} {"text":"Çocukluğum da defalarca izlediğim, hiçbirinde de izlemeye doyamadığım üçlemenin ilk filmi.. Geçen haftalarda yıllık iznimde 3 filmi bir solukta bitirdiğimde, ne kadar özlediğimi ve daha bir çok kez bu seyir keyfini yaşayacağımı anladım.. Aslında üçleme ile ilgili söylenebilecek çok şey var ama beni en çok büyüleyen 3 filminde çok iyi hazırlanmış kurgusudur.. Marty ve Annesinin 1955 yılında karşılaştığı her an, tekrar izlenisidir..","label":8} {"text":"İzlediğim en iyi bilim-kurgu filmlerinden, öneriyorum.","label":7} {"text":"İki aykırı gencin -belki de toplum öyle gördüğü için aykırılar- beraberce yürümeye çalıştığı yolda karşılarına çıkan engellerle dolu yolculuğunu anlatan bir Wes Anderson filmi. Hayatlarındaki gayeleri keşfetmek, gezmek, görmek ve öğrenmek olan bu iki küçüğün biraz garip, biraz absürd hikayesine farklı dokunuşlar yapılmış ve ortaya sıradışı diyebileceğimiz bir film çıkmış. Çocukların üzerindeki baskıları, ve zorlamaları da anlatan bir film. 2014 yılında izlediğim The Grand Budapest Hotel filmine hayran kalmış, o üslubuna ve anlatım diline mest olmuş biri olarak söyleyebilirim ki bu film ondan çok uzakta. Wes Anderson gerçekten çok ilginç ve enteresan bir yöntmen. Anlamak mümkün değil. Çok değişik bir düşünce yapısı var. Anlatım biçimi olarak ta çok farklı ve sıradışı. Ama sırf sıra dışı diye şu basit konulu filmi göklere çıkarmayı doğru bulmam açıkçası. Evet burada da basit bir konuyu öyle enteresan anlatmış k, çocukların izleyeceği sıradan bir film olabilecekken çok değişik ve ince mesajları olan bir filme dönüşmüş. Bu konuda takdir etmek lazım Anderson'ı. Oyuncu kadrosuna bakarsanız filme bodoslama atlayabilirsiniz. Özellikle Edward Norton benim bayıldığım bir oyuncu. Lakin bu filmde başrol ufakların olduğundan diğer üstadlara pek bir iş düşmüyor. Ama ufaklarda hakkını vererek oynamışlar gerçekten. Buna rağmen çok akıcı ve sürükleyici bir film değil. Ve dediğim gibi basit bir senaryosu var. Wes Anderson olmasa, başka biri çekse hiç izlenmezdi herhalde. İyi seyirler... 6.4/10","label":5} {"text":"berbat","label":0} {"text":"Öncelikle gerçek hikayeden uyarlandığını söylemişler her türk korku filmi gibi sdjhfsdkj bunu söylemeden geçemezdim jfdhkjhf başta efektleri beğenmedim ama eh bu kadar da gömülmez ki arkadaşım karanlık demişsiniz eh korku filmi bu komedi değil azıcık düşünün yazarken ya. Şu da var, Türkiye deyiz sonuçta ne bekliyorsunuz ki? film mükemmel ötesi de değil ama kötü de değil. izlemeden önce kafanızdaki amerikan filmi alışkanlıklarını atmanız gerek. bu kafayla güzel yönleri görmeden boş boş eleştirirseniz sinemaya gidince hiç türk filmi göremezsiniz. filmi eskişehir de çekmişler eminim ben dahil izleyenlerin çoğu bilmiyordur. AÜ öğrencisiyim düşünün yani ben bilee. bir ara mekanları gidip ziyaret etmeyi düşünüyorum. bence burada çekildi diye reklam yapsalar yeridir hahah","label":5} {"text":"Beklediğim gibi iyi vakit geçirmeyi sağlayan bir \"kusursuz plan\" filmi. Oyuncuların iyi olmasından ziyade bu kadar ünlü ismi bir araya getirmeleri bile artı sağlıyor. Gala gecesinde pek çok ünlü yüzü 1 saniye de olsa göstermek bir meziyet. Ancak eleştireceğim bazı noktaları da var. Hikayenin \"kadınlarla olanını\" çekelim diyerek girişilmiş bu işte Netflix dizileri gibi \"Bir Hintli, bir Asyalı, bir siyahi\" ekleme olayı biraz zorlama olmuş. Cate Blanchett çok karizmatik gözüküyordu bu arada. 7/10","label":6} {"text":"Mutlaka izlenmesi gereken bir film..Film için ne yazsam az kalır gibi geliyor.O kadar beğendim ki, Son zamanlarda izlediğim en iyi filmdi.Hersey dozunda,kararında ve çok başarılı. Engin Akyürek için söyleyebileceğim bir şey yok her zaman farkını ortaya koyuyor. şimdiye kadar en iyi Türk aktörü. Emeği geçen herkesi kutluyor ve ayakta alkışlıyorum👏👏Emeğinize ve yüreğinize sağlık.","label":9} {"text":"hayal gücüne ve anlatımına zaten hayran olmuştum Guillermo del Toro nun panın labirentindeki yönetiminden sonra bu filmde bir kez daha hayran oldum çok eğlenceli efektleri harika gerçekten kurgusu ile süper bir film fantastik bir dünya hayal ediyorsanız izlemelisiniz.ayrıca hobbiti de Guillermo del Toro nun çekecek olması uykularımı kaçırıyor dilerim sinema da Guillermo del Toro gibi yönetmenleri daha çok görürüz.","label":8} {"text":"makyevalizme örnek olarak ders niyetine okutulabilir. Fakat kesinlikle abartılacak kalitede olmadığını belirtmeliyim.","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi savaş filmlerinden biriydi diyebilirim.Bana bunu dedittiren senaryosundan ziyade savaş sahnelerindeki gerçekçilikti.''Bu kadar olur'' diyorsunuz ister istemez.O kadar hissettirdi ki ortada bir savaşın olduğunu,sadece nefesimi tutmaya çalışarak izledim diyebilirim.Film savaş sahneleri bakımından (donanma bombardımanları hariç-görsellik açısından biraz sönük almış- ) sizi tatminliğin doruğuna çıkartacağından şüpheniz olmasın.Oyunculuk bakımından öyle olağanüstü bir performans beklenmesin ancak baş rolümüz Andrew Garfield rolünün hakkını gayet vermiş diyebilirim.Film ilk bir saatlik dilimiyle drama unsurunun gerektirdiği ölçüde sizi olacaklara hazırlamak için olay örgüsünü oluşturmakla geçiyor ve biraz Full Metal Jacket'i andırıyor,bu doğru.Ancak zaten askeriyedeki disiplin ve o psikolojiyle çok da emsallerinden ayrılan bir senaryo beklememek lazım.Ama iş savaş sahnelerine geldiğinde,kesinlikle farkını ortaya koymuş yapım.Amerikan propagandası polemiğinin üzerinde duran sinemaseverleri de anlayamıyorum açıkçası.Film bir Aerikan yapımı.Onların gerçeğini az ya da şişirerek de olsa anlatıyor ve size muazzam bir görsellik ve dram sunuyor.Sunulandan zevk almak varken neden siyasi bir kafayla yaklaşılır filmlere ,anlayamıyorum.Ya da neden propaganda yapılmaması beklenir.Ellerindeki teknolojiyi kullanmayı en iyi bilen sinemanın,kullanmamasını da bekleyelim o halde.Neyse film dediğim gibi pişmanlığa yer bırakmayacak zevkte ve kalitede.Mel Gibson yönetmenliğine ve onun nezdinde görüntü yönetmenine de ayrıca minnetlerimi sunuyorum. iyi seyirler...","label":8} {"text":"Bu filmi çok seviyorum hem çok hoş bir film hem de hüzünlü. Çok eğleniceksiniz.....","label":6} {"text":"Genelde 2. filimler hep hayal kırıklığı olur, bu da onlardan biri:/","label":7} {"text":"iyi bir film diyemesem de kötü de diyemiyorum idare eder diyeyim 3/5","label":5} {"text":"Başlangıç sahnesiyle beraber, sürükleyici bir film hissi uyandırsada, daha sonraları kısır bir döngüde kaybolup gitmekten kurtalamayan bir film.. Nicolas Cage bile kurtaramamış filmi..","label":6} {"text":"Anakinin çocukluğundan beri \"the chosen one\" olduğunu söyledikleri için çok kibirli, asi ve ergen triplerinde davranmasına gıcık oldum ama karanlik tarafa geçmesini bu hareketler daha gerçekçi kılmış. Padme ve Anakin aşkını görmekten rahatsızlık duymadım zaten dark Side a geçmesinin en önemli sebeplerinden biri padmeydi tek takıldığım nokta padmeye güç uygulamasiydi ve Darth Vader olduktan sonra ne padmeyi ne de çocuklarını aramamasiydi . Genel olarak güzel bir film","label":8} {"text":"Film komedi türünde fakat gülümsetmiyor bile. Tam aksiyon başlayacak, klişe de olsa olaylar gelişecek güleceğiz derken film kıssadan hisseyle bitiyor. Youtube camiası mümkünse film işine asla girmemeli.","label":0} {"text":"Tek kelimeyle harika bir yapım. Uzun zamandır bu kadar iyi bir animasyon filmi izlememiştim. Hem çocuklar hem de yetişkinler zevkle izleyebilir. Görsellik, animasyon, senaryo, diyaloglar, ve beklenmedik gelişmeler bu yapımı izlemek için yeterli sebepler bence.","label":7} {"text":"Filmin 1960 yılında çekildiğine inanasım gelmiyor, çok uzun bir film evet ama her bölüm aynı şeyler olan Spartacus dizisini izleyebiliyorsam eğer bunu da sindire sindire izledim; çıplak kadınlar yok, yalan karakterler yok, çok kontrollü ve sanki Spartacus u peygamber gibi anlatmış fevkalade bir film. Komunizm her daim varmış, Roma döneminde bile.","label":7} {"text":"Derin devleti konu alan bu film, ülkemizle büyük benzerlikler taşıyor. Ele alış ve anlatımıyla daha fazla değeri hakediyor. 8/10","label":7} {"text":"çocukların haftalardır beklediği film. Vizyon tarihi korona virüs nedeniyle belirsiz bir zamana ertelemiş. müzikleri ile ön plana çıkıyordu, umarım tez zamanda gelir, izler ve beğeniriz. Yerli ve milli kaliteli bir yapımı yüz üstü bırakmak olmaz. Bu tip filmleri ön plana çıkarmalıyız","label":9} {"text":"bence gerek konusu gerek çekimleri açısından son derecede farklı ve ilgiyi hakeden bir film. keira bu filmle basamakları tırmandı ve doğrusu haketti. keyfiniz yokken açıp izleyin neşeniz yerine gelsin.8/10","label":7} {"text":"muthis bir film","label":7} {"text":"abartıldıgı kadar iyi bir film degil.sıradan basit bir yapıt.zamanınızı daha iyi bir filmle gecirebilirsiniz.","label":5} {"text":"Tam bir vakit kaybı saçmasapan tek mekan filmi","label":4} {"text":"Neyseki biletim promosyon bilet idi. Vakit geçirim diye girdiğim filme 20 dk. sonra çıktım. Ata Demirer bence bırakmalı film çekmeyi. Rezalet yapım.","label":0} {"text":"60lı 70li hatta 80li yıllarda geçen korku filmlerine bayılıyorum çünkü korkutucu sahnelerle o yıllara özgü coşku veya neşe ya da huzur duyguları arasındaki geçişler filmi daha heyecanlı duruma getiriyor bence. Serinin ikinci filmini baştan sona izlememiştim ama o filmde de küçük kız iyi oynuyordu","label":6} {"text":"Filmin yorum yazacak kadar beni etkilemesi, sevdigim konulara dokunması olabilir. Eger sizde Revolver'a uzun süre kayıtsız kalanlardansanız, çok şanlısısınız. Çükü hala tüketmediğiniz iyi senaryo, müthiş yönetmenlik ve kaliteli oyunculuklar ile sağlam bir film var. Alaşılması zor bir dilde ilerleyen hikayemizde ayrıntıları yakalayarak kendimi anlayanlar tarafına görmek yarattığım egonun bir ürünü olabilir. Tüm yanılgılarımla benim düşüncem: 7 yıl bir hücre hapsi yaşamak zorunda kalsaydınız bu sizi nasıl etkilerdi? Bolca düşünebileceğiniz zamanda bir iç hesaplaşma hiçte mantıksız durmuyor. Bu noktada bizde Jake Green in herşeyden izole 12 inch lik duvarlar arsında kafasındaki bu hesaplaşmaya tanık oluyoruz. Jake in de herkes gibi korkuları(kapalı kalma korkusu, asansör), hırsları(para), inançları(sam gold), pişmanlıkları(yeğeni ve ailesi) ve süperegosu (tetikçi Sorter) sağ duyuları (avi ve şişko) en büyük düşmanı egosu (Macha) var. Şimdi bu iç hesaplaşmaya bakalım. Esaretten kurtulur kurtulmaz kendisini bu duruma düşüren para hırsı ve egosuyla bir savaşa giriyor. -Daha onunla (Macha) işim bitmedi. Macha kendisine tehdit olarak gördügü bu bilinci ortadan kaldırmak için sorter a başvuryor. Yani egonun süperegoya baskısı. Ama sorter ıskalıyor. -Şey.. Ben kötü hissettim diyor. Sonra avi kardeşler Jake i korumaya alıyor. kan hastalığı yüzünden 3 gün içinde öleceğini anlatıyorlar. Jake in bir ara içerde intiharı düşündüğünü düşünüyorum. Daha sonra arınmak için yaşamı seçiyor ve böylelikle ikinci bir şansı yakalamış oluyor. Araba kazasından (intihardan) sağduyusuna kulak vererk kurtuluyor. Avi kardeşlerin ilk icraatları, para hırsını yenmek üzerine. Jake in parasını sağa sola dağıtıyorlar. Zihniyle mücadelede zaman zaman para hırsına yenik de düşüyor. Bir tahsilat esnasında borçluyu öldürmesini istiyor avi. Jake silahı borcluya değil avi ye doğrultuyor ve (silaha dikkat, filmin sonundaki silah değilmi o) diş macunu sıkar gibi tetiği çekiyor. Bir ara sorter ego ya başkaldırarak racheli korumak için vicdani bir temizlik yapıyor. Sonra sam gold devreye giriyor, kimsenin göremediği ama gold un herkesi gördügü. Machanın dolayısıyla Jake in tanrı korkusu. -Sam gold kimseye 2. şans ve zaman vermez diyor azrail. Macha böylelikle kendi sonuna doğru yol almaya başlıyor. Bu arada jake kendini keşfetmeye ve arınmaya doğru yol alıyor. Asansör korkusunu yeniyor. Aslında tanrının zihninin yarattığı bir olgu olduğunu keşfediyor (töbe töbe). Ve finalde bu bilinçle egosunun ölümü olacak tanrı oluyor. Jake yegenini annesiz kardeşini eşsiz bırakan pişmanlığı ile de yüzleşiyor. -Yüzüme bak rachel Film göreceli bir silah sesiyle (gök gürültüsü) başlayıp bir silah sesiyle sonlanıyor. Düşmanını en son bakacağı yerde kendi zihninde buluyor ve diş macununu sıkar gibi tetiği çekerek egosunu yok ediyor. Karanlık geçmişini ve zayıflıklarını arkada bırakarak hapisten çıkıyor. Adam gibi adam oluyor yani:)","label":9} {"text":"Ridley Scott, bir kez daha bir kum aksiyonunda...","label":9} {"text":"Romantik komedi türünün duayen bir izleyicisi olarak çok keyif alarak izledim. Rick karakterini oldukça sevmiştim. Son bölümde kendisine biçilen rolden çok hoşlanmadım. Öte yandan hayatımın bir bölümünü New York'ta geçirmeye, en azından New York'ta bir teras partisine katılmak istediğime karar verdim. Bir de izlerken Zoey Deutch'a aşık olmak zorunlu değil mecburi. Glen Powell ile iyi bir çift ve ikili olmuşlar. Hafta sonu filmi olarak gayet iyi. Sevgiliyle de izlenir. 13. dakikadan önce küçük bir espri var ama eşcinsel karakter filme 13. dakikada giriyor. Bu da \"Netflix filmiyim\" deme şekli zaten.","label":6} {"text":"Sinemada izlenecek bir film olarak görmüyorum.Basit bir komedi açıkçası filmi benim için tek çekilir yanı bir Lucy Lawless hayranı olmam. 5/10","label":4} {"text":"Çok gülmedim. ama biraz eğlendim. kesinlikle bu puanı haketmiyor. daha komik olabilirdi.","label":4} {"text":"Çok afedersiniz ama ciddi manada sahtekar bir belgesel. En iyimser olasılıkla, beş dakikalık sahneleri var, Sanem Çelik'le Haluk Bilginer'in. Sırf tanıtım uğruna bu yaptığınız hoş değil. Belgesel, çok piyasa bulan bir tür değil ülkemizde. Anlıyorum da beni ne hakla kandırıyorsunuz? Ben, afişte Sanem Çelik'i görmesem gitmeyecek miydim bu yapıma? O kadar sığ bir insan mıyım ? Beni Sanem Çelik'in gözleri ile kandırmaya çalışıp, 15 dakikada bir meçhul şahıslara ait, sandaletli ayak görüntüleri ile muhatap etmeniz hoş değildi. Ben o ayakları yine de izlerdim, biraz tarih bilgisi karşılığında. Ayıp. Kaç yıl olmuş, yine hatırladım mevzuyu. Kustum da rahatladım.","label":6} {"text":"bi kere bu puani kesilikle haktmeyen bir film cok agir siradan bir film izlemeyen birsey kaybetmez","label":0} {"text":"İnsani bir ihtiyaç olan, bünyedeki noel filmi eksikliğini gidermek için izledim. Çooook iyi, pırıl pırıl karakterler biraz göze batsa da; senaryonun klişeliğine aldırış etmeden keyifle izledim. Arka arkaya iki Prime filmi izledim. İkisinde de şirin bir kafe, hatta birinde iki kafe teması vardı. Bu sene olmam gereken ama muhtemelen asla olamayacağım New York görüntüleri içimi burktu. Zoey Deutch izlemekten keyif aldığım bir yüze sahip. Kendrick kardeşimiz de ultra yakışıklıymış. Şahsi kanaatim; bu tür filmler 6 civarı puana sahipse; çok odaklanmaya gerek olmadan sakin sakin izlenir.","label":5} {"text":"Politik bir dönemde geçmesine karşın politik hiç bir söylemi olmayan, faşist askeri diktatörlüğe karşı devrimcilerin yanında saf tutan bir grup genç din adamının öyküsünün anlatıldığı film, futbolun toplumsal işlevine yönelik klişeler, uzun dinsel ritüeller, tek tip gözlüklü tipler, tecrit hücresinde tıraş olma isteğinin kabulü gibi gariplikler ile ne anlatmak istiyor diye sorduruyor. Öğreniyoruz ki ağır işkence gören birinin psikolojisini yansıtmakmış amaç... Çekilen acıların, görülen işkencelerin ne adına yaşandığı sorusuna yanıt olabilecek siyasal derinlik olmadığı için film etkisiz kalıyor.... 5/10","label":4} {"text":"O kadar guzel, o kadar gercek bir film ki bir an olsun zamana bile bakmiyorsunuz. Senaryonun yani sira oyuncularin mukemmel performansi ve filmin dogalligi inanilmaz etkileyeci. Iran'in kulturunun, dilinin ve insanlarinin Turkiye insanina sasirtici benzerligi de filme iyice bagliyor insani. Izleyin, izleyin derim!","label":9} {"text":"Bir başka, virüs filmi daha. İmdb, yerden yere vurmuş ama ben o kadar da kötü bulmadım. Renk kullanımı için bile izlenebilir aslında. Çok canlı ve parlak renklerle dolu, insanı tahrik eden bir yapım. Onun dışında aynı mevzu, ölümcül bir virüs var, esas kızımız var, önüne geleni kesiyor biçiyor, acayip yüksek teknoloji, tak-tuk, öldür, öldür, öldür, bir seçilmiş çocuk da var tabi, o kurtulucak yoksa hepimiz ölücez falan filan.... Yatay madde transferi mevzusu ise çok ilginçti ayrıca :)","label":0} {"text":"Ah bu kitaptan uyarlamalar bizi yedi bitirdi. Böyle iş olur mu? Eksik, hep eksik. Kitabı okuyan da kitabın yanlılığından çıkıp film olarak bıdı bıdı diyemiyor. Ben diyemiyorum en azından.","label":5} {"text":"\"Bozkır kardeşleri her şeyi paylaşır, unutmayın. \"","label":7} {"text":"Açıkçası izleyeli bayağı oldu. Puanlarına bakmamıştım ama ortalama için bana biraz düşük geldi. Piyasada onca dandik film 7-8leri görürken bu daha az dandik olan filmin bu denli düşük puan alması şaşırttı beni açıkçası. Fikir hoş da, ne olacağı filmin en başından belli. Sonuna sarıp da izleyebilirsiniz. Belki de puanlama o kadar da yanlış değildir ne bileyim.","label":5} {"text":"Dağ 2 gibi bir film diye koşarak gittik sonuç hüsran! Gerçekten hassas bir konu Mehmetçik afrinde Film hiç olmamış.","label":0} {"text":"durağan sıkıcı gereksiz uzun pek keyif alınacak gibi değil 4/10","label":3} {"text":"Gerilim güzel, senaryo fena değil, görsel vasat, oyunculuk orta. İzlenir mi? İzlenir. İzlenmese de olur mu? Olur.","label":5} {"text":"çok güzeldi beğendim ama neden biz insanlar hep belaya gideriz? gerçi böyle olmasa korku filmi çekilmezdi.sonu güzel biten ilk korku filmi. yaşasın iyilik!10/8","label":4} {"text":"Bir şarkıcı olarak hiç bir zaman Johny Cash hayranı olmama rağmen filmde olaylarla ve June Carter ile olan aşkları ile o kadar bütünleşiyor ki, Johny Cash dinleyesim geldi.. Her ikisinin de oyunculukları çok iyiydi gerçekten ama ben Reese Witherspoon'a neden Oscar verdiklerini çok iyi anladım. Ne aşkmış be demekten de kendimi alamıyorum açıkçası..","label":7} {"text":"Exam, The Cube belki Saw serisinin karışımı bir film olmuş... Diğer filmlerden ayıran artıları ise çok abartılı ölüm sahneleri ve kan çıkararak insanları etkileme yoluna çok girilmemiş. Filmde ki karakterlerin hikayelerini uzatarak filmin gerilimi azaltılmamış. Bence son zamanlarda izlediğim iyi diyebileceğim bir gerilim filmi. Bu sene çıkan ikinci filmini de en yakın zamanda izleyeceğim.","label":7} {"text":"Vakit kaybı. Canavarlar da iğrenç. Saçmalık.","label":3} {"text":"Madem korku filmlerindeki bütün klişelerden yararlanarak bir senaryo ortaya çıkardın ve bunu beyazperdeye taşıyacaksın.Bari oyunculuk,görüntü ve kurgu gibi senaryo dışındaki diğer parçaları düzgün olsun.Ama ne mümkün;sahneler kopuk,görüntü yönetmeni ne iş yapmış merak ediyorum.Oyuncular kötü,anlatım zayıf,neresinden tutsanız elinizde kalır,öyle kötü bir film...3/10","label":2} {"text":"Senaryosu Oscar ödüllü senarist Geoffrey Fletcher?a ait olan fantastik bir kısa film. Bir Rus hapishanesinde geçen 6 dakikalık kısa film hayal gücünün sınırlarını zorluyor. Kırmızı kutuyu açtığında diğer tüm mahkumlar gibi bunun hapishaneden kaçmak için bir fırsat olduğunu düşünüyor. O an fark etmediği tek şey ise bu müthiş düzeneği kurgulayan her kim ise bu kadar basit bir mantık hatası yapmazdı sanırım değil mi? Bu kısa film basit mecburiyetlerden kaçmayı özgürlük sanan sığ çoğunluğu mu anlatıyor bize? Büyük hapishanede özgür olmak bu kadar kolay değil çünkü. Kişisel özgürlük masalımızı bir kenara bırakalım! Sistemin dişlileri arasında çoğu zaman bir kibrit kutusuna sıkışmış gibi hissetmiyor muyuz? sineterapi.com dan alıntıdır...","label":8} {"text":"Mert Turak'ın oyunculuğuna , abartılı rollerine sinir olan sadece ben miyim? Erkan Can'ın ve diğer değerli oyuncuların hatrına izleniyor...","label":3} {"text":"o kadar popülaritesine rağmen çok geç izlediğim için kendime kızıyorum.. izlemeyen arkadaşlar daha fazla beklemesin.. mükemmel bir dram küçük çocuğun oyunculuğu baba oğul arası diyaloglar v. s çok etkileyici..","label":8} {"text":"Büyük beklentilerle başlamadım filmi izlemeye açıkçası. Zaman geçirmelik diye düşündüm. Filmi ilerlemeye başlayınca, hem oyunculuklar olsun hem senaryosu olsun güzel gelmeye başladı. Son kısmı ise gerçekten çok güzeldi. Çok iyi bir senaryo. Mutlaka izlenmesi gereken bir film. Emeği geçenlere şahsım adına teşekkür ederim.","label":9} {"text":"Ruben Östlund ve yine taşlama. Beyaz yakalıların ve aptal zenginlerin kabusu olan yönetmen Ruben Östlund yeni filmini üç bölüme ayırmış ilk bölümde bize ikiyüzlüyü, samimiyetsizliği, ayrımcılığı gösteriyor ikinci bölümde ise küçük düşürüyor karakterlerle oynamaya başlıyor son bölümde ise sinek gibi eziyor film türü bence kesinlikle kara komedi Ruben Östlund bu türün en iyilerinden. Teknik açıdan da film oldukça iyi özellikle birinci bölümde. Oyunculuk ise bir kişiyi söyleyeceğim Charlbi Dean izlemekten çok keyif aldım bu onun son filmi olması gerçekten üzücü. Bu yıl Cannes seçkisinden izlediğim en iyi film Triangle of Sadness Altın Palmiye hakkıyla alıyor.","label":7} {"text":"Her sahnesi aksiyon dolu film tarzının ilki idi. İlk olduğu için başucumda.","label":8} {"text":"Kesinlikle herkes izlemeli.","label":8} {"text":"karakterleri konuşturmadan bir şaheser nasıl yapılır göstermiş fransızlar.","label":8} {"text":"Siradisi oyunculuk, harika bir anlatim. Izlemesi keyifli, konusu orijinal bir film. Bir yazarin narsisizmini izlerken, kötü karakterin kendini yavas yavas ama oldukca basarili sekilde ortaya cikarmasini izliyorsunuz. Belki kategorizasyon icin drama, gerilim daha dogru olurdu. Romantik kismi neresinde diye sorgulamadim degil.","label":7} {"text":"Bizimkilerin yaptığı en iyi film türü,dram!İnsanlarının duygularını en güzel ve başarılı şekilde sömürmeyi başarmış anlaşılan Murat Aslan.Ağlamak isteyenler bu filme gitsinler fakat bu tarz filmler artık bana uzak olsun.","label":4} {"text":"Bittiğinde devamı gelir mi acaba dediğim film.2 değil 1500'de gelse anlayamayacağımı hissediyorum. ama hepsini de izlerim.","label":7} {"text":"Düzgün anlatılmış ama fazla abartılmış bir film. 6/10","label":5} {"text":"aglama modunda olan için ideal bir film. ama senaryo tam oturmamış. kopukluk vardı. söylenildigi kadar güzel degil bence.","label":3} {"text":"Allam o kadar güzel olabilecekken o kadar dandik bi film olmuş ki 80 dakikadan sonrasını ileri sardım. Filmin tek güzel yanı o iki bilimadamı karakteri. Benim gibi mecha sever birimi bile soğuttular.","label":3} {"text":"Wall-E 2.0 ve Eva 2.1 Robot nihayeti, upgrade oluyorlar, durduramıyoruz :)","label":8} {"text":"Tırmanma sahneleri oldukça profesyonelce hazırlanmış,hiç bu kadar gerçekçisini izlemedim.Dağcılarla birlikte tırmanıyor,onlar kadar üşüyor,aç kalıyorsunuz,çaresizlikleri izleyiciye çok iyi yansıtılmış.Tek eleştirim gerçeğe fazlaca bağlı kalmaları ki bu yüzden bazen sıkıldığım anlar oldu.Ufak eklemelerle orjinal hikayeyi biraz daha epik hale getirmiş olsalar(Amerikan sineması bunu çok iyi yapar) belki daha hareketli bir film izleyebilirdik...7/10","label":6} {"text":"Duygusal bölümleri ile dikkat çeken ama izlemeseniz de çok bir şey kaçırmayacağınız orta karar bir dram.","label":4} {"text":"çook kötü ya.. hakkaten berbat yani.. bu korku filminde gerçekten korkmak mümkün değil hakkaten altta yorum yazmış bir arkadaşa katılıyorum bu filme dram diyelim gitsin.. gerek bir dram gerek bir korku filmi olarak 10/1..her yönden rezaletti..","label":1} {"text":"Niye bilmiyorum ama hıçkırarak ağladım. Çok etkilendim. Benim için gerçekten harika bir filmdi. Farklı bir konu yok fakat güzel bir anlatım var. Her imkansız aşk temalı film gibi bu filmde ama farlı bi yön var... nedir, gerçekten bilemiyorum. Mutlaka izlemeniz gerekli diye düşünüyorum.","label":9} {"text":"ozellıkle bransı egıtım olanların ve ogrencolerın ızlemesı gereken fılmlerden bırı. begendım.","label":0} {"text":"Her şey eyvallah arkadaş ama niye Tommy Ruth'un iki ilgisine kanıp üstüne atlıyor, Hani Kathy'ye kaset vermiştin, seviyodun noldu bilader? Yıllarca pişmanlık duymadın da Ruth itiraf edince mi dank etti dingoz?","label":6} {"text":"çok değişik bir film olmuş.sevginin her çeşidini konu etmişler,anne çocuk, erkek kadın, iki dost, arkadaşlığa dönmüş eski karı koca,dinler arası sevgi,tanışılmamış ve yaşanmamış sevgiler...j.binoche çok etkileyici, tom tkywerın filmi çok derin, bakıcılık yapan kadının mimikleri ve ninnisi çok sıcak.zenci adam ve paramedik kadının hikayesi çok hüzünlü","label":7} {"text":"buyrun tanışalım ben foolmood memnun oldum. kesişen öykülerin vasat televizyon filmi formatında bir örneği daha.","label":7} {"text":"Ayia ve Mirra'nın yaşadıkları küçük Avrupa kasabası, bir çok insanın ölümüne sebep olan salgın hastalıkla sarsılır. Annelerinin ölümünden sonra küçük kız kardeşde hastalanır. Ticari ilaç ve hastane yöntemlerinin kardeşini iyileştirmekte başarısız olduğuna inanan Ayia, aile dostları olan peder Herman dan yardım ister. Peder Herman 'ın evinde sıradan dini kitaplarınçok daha ekstrem kitaplar bulunur. Kız kardeşinin hastalığına tek çarenin bilinç altına girilmesi ve hastalığının gerçek sebebinin giderilmesi olduğunu öğrenir..","label":5} {"text":"bense filmin müziklerine bayıldım. film biter bitmez hemen aramaya başladım :))","label":6} {"text":"Başarılı bir polisiye olan film, oyuncularının performansı ile de ön plana çıkıyor. Freeman her zaman olduğu gibi çok iyi, Judd ise gerçekten güzel. Kola ve cips ile ne güsel...","label":6} {"text":"Resmen kafayı yiyordum sinir krizi gecirdim.Film güzel degil demiyorum ama izlemeyin","label":9} {"text":"Alışageldik bi David Cronenberg filmi değil. Daha çok psikoanalizin kuruluş yıllarında Carl Jung, Sabina Spielrein veFreaud arasındaki ilişkileri anlatan belgesel ayarında. Hayal kırıklığı yaratabilir ya da psikoloji özel ilgi alanınız ise çok beğeninizi kazanabilir. Sinema adına ne yapılması gerekiyorsa yapmışCronenberg ama sonuçta öyküsünden dolayı kısır bi film. Konunun meraklısına tavsiye edilir.","label":5} {"text":"Kötü yola düşme durumundaki Rose, saygın bir aile tarafından, aile efradından biriymiş gibi benimsenerek ev işlerine yardımcı olması için eve alınır. Gel gelelimçocuksu Rose da pek masum biri değildir. Her hal bu yüzden yeniyetme oğlan ile yaramazlık yaparlar. Ne, Rose beklenildiği gibi davranır yeni yaşam ortamının sunduğu olanaklar içinde. Ne, Rose'un asıldığı evin babası beklenildiği gibi davranır ve ne de buna tanıklık eden sevgi pıtırcığı anne ve çocuklar. İronik bir yaklaşımla ahlak, sevgi, anlayış gibi kavram ve duyguları gıdıklayan hoş bir seyirlik. Fazla birşey beklemeden ama. 7/10","label":7} {"text":"40 dakika dayanabildim kapattım sevmedim boşa zaman kaybı..........................................","label":1} {"text":"Beni severek özgür bırakabilir misin?","label":7} {"text":"Müzikle alakası olanda olmayanda bi kere izleyipte hayatı seslerle analatılıp anlatılamayacanı öğreneceğine emin olduğum güzel ve bi o kadarda gerçekçi bir film","label":8} {"text":"absürd komedinin ustalarından hem nostaljik hem eğlencelik bir film. Corona karantinasında bir nebze olsun gündemden uzaklaşıp eğlenmenizi sağlayabilir.","label":5} {"text":"İki adet after credits mevcut.","label":6} {"text":"Tek kelime ile muhteşem bu film hakkında söylenecek olumsuz hiçbir şey yok.. Yıllardır bizlere sunulan korku filmlerinin aşinalığından uzak, buram buram kalite kokan harika bir yapım. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler devamını bekliyoruz 😉","label":9} {"text":"Filmin sonu yok. Bitmedi film , cidden bitmedi olaylar tam gelişirken jenerik girdi. Gitmeyin.[spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"Sadece müthiş finali için bile izlenebilecek bir film.. Tam olarak korku filmi, çok korkacaksınız diyemem ama çok iyi bir gizem ve çok iyi bir gerilim filmi olduğunu söyleyebilirim.. Bu filmin Amerikan versiyonu olan Resimdeki Hayalet filminide izlemiştim.. Bu film ona göre çok daha iyi, eğer ikisi arasında tercih yapacaksanız orjinal olanı tercih edin.. Korku filmlerinde genellikle rastladığımız anlamsız konulardanen azından kendini kurtarabilmişbir film.. Shutter i izledikten sonra, kesinlikle en iyi korku filmleri listenizin içinde, iyi bir yerde olacaktır..","label":6} {"text":"kesinlikle yeniden izleyeceğim arşivime ekleyeceğim bir film.. bazı sahneleri geri sarıp 2. kez izledim zaten.. yani değişik, tuhaf, anlamlı, acımasız ve kesinlikle çok farklı.. (bu kez filmin ardından gaza gelmiş bir ruh haliyle yazmıyorum bunları..) şiddetle öneririm.. bugüne kadar bu filmi izlememiş olduğum için kendime çok da kızıyorum.. neyse..","label":9} {"text":"Filim gerçekten çok güzel kötüler filimde kazanmıyor sonu gerçekten çok iyi [spoiler]filimde ilk başta kötü olduğu sanılan kişi sonunda iyi biri çıkıyor o kısmı nı çok beğendim [/spoiler]","label":9} {"text":"Birincisi kadar eğlenmedim, belki beklentileri çok yüksek tuttum bilemiyorum... Yine de izlenesi bir film... 7/10","label":6} {"text":"Dünyamızı çok çok kötü kullandığımızı değişik yoldan anlatmışlar ve harikaydı. Sadece efektler dahada iyi olmalıydı diye düşünüyorum ;) 7 / 10","label":6} {"text":"çocuklara hitap ettigi asikar ama yine de imdaaaaaat ,senenin tüm popüler müziklerinin sincaplar tarafindan söylendigi bir film","label":1} {"text":"Biz büyüdük ve kirlendi dünya, Paulie.","label":8} {"text":"Aslinda begendigim ve sevdigim bir film ama sadece hikayesi oyunculuklari ve cekimler mekanlar hersey iyi ve tikirinda buna lafim yok ama puanim 2.5 onur unlunun sisteme dine ve hayata karsi elestirisi belli bir gorusu vardir saygi duyariz ama gidipte caminin icinde kufurlu konusmali bir sahne ve lakayt bir tavirla dini hikaye anlatilan meyhane sahnesine ne gerek vardi konulmayabilirdi bunu yapmakla farkli bisey yapan degil o yere yapilan saygisizlik yapan olur 2.5/5","label":4} {"text":"Az önce filmi izledim ve çok beğendim. Aksiyon filmlerinin hastası değilseniz ve fransız tarzını seviyorsanız rahatça izleyebilirsiniz.","label":9} {"text":"Finali ile beklenen sarsıntıyı yaratmasada güzel film. Sırf geri dönüş sahneleri için bile izlenebilir. Filmin o bölümü çok daha akıcı ve merak uyandırıcı idi.","label":5} {"text":"basit bir insanın eline güç verildiğinde o insanın neler yapabiliceğini, nasıl bir insana dönüşebileceğini anlatan güzel bir yapım. Çekildiği yılın medya anlayışına baktığımızda bugünkünden hiç bir farkı olmadığını görebiliyoruz. İletişim fakültelerinde gösterilesi nitelikle bir film yapmış adamlar tee o zamanda. Buna çok benzer bir film olarak bir de \"Network\" vardı yanılmıyorsam.","label":8} {"text":"Müziklerinden bahsetmek istiyorum ben. Alex Turner müziğiyle renk katmış filme. Başarılı bir ost si var. Edinmek gerek.","label":7} {"text":"Şahsen film hoşuma gitti. Hikayenin akışını bozan herhangi bir olaya rastlamadım. Bence üçüncü devam filminin gelmesi çok muhtemel. Çünkü: [spoiler]Gelen küre şeklindeki yaratık filmin en sonunda insanların uzaylı istilasının liderliğine harika bir aday olacağından bahsediyor. Çılgın bilim adamı Dr. Okun'da yıldızlararası seyahat teknolojisinin bulunacağını haberdar ediyor. Yani Kurtuluş Günü 3, çok yüksek ihtimalle çıkar ancak serinin son filmi olur gibime geliyor. İnsanlar ve müttefik uzaylılar ortak düşmana karşı birleşir ve yok eder.[/spoiler]","label":8} {"text":"Eşim tutturdu gidelim diye başta. ben de cinli minli bişey dedim baktım fragman hoşuma gitti tamam dedim(burda fragman yok kısa bişey koymuşlar. uzunu youtubede var. üşenirim diyorsanız bilemem😒) ve uzun zamandır bu kadar gerildiğimi hissetmedim eşimden gizlemeye çalıştım ama olmadı düşünün 😁. efsane bir köy mecrası ve anadolu tadı var filmde. şehirden gelip bütün tadı kaçıran karakterler yok. neyse anlatmayayım tadınız kaçar gidin izleyin Üstte çıksın falan diye de değil gerçekten 5 yıldız verdim çünkü en başta eleştirsem de alttaki yorumların saçmalaması yüzünden az daha eşimi üzecektim. çevremde izlememiş olan bir ben kalacaktım ..","label":9} {"text":"Jill Valentine ile tanışma vakti...","label":9} {"text":"Çekimler daha kalite olabilirdi.","label":6} {"text":"..futbolu farklı açılardan da izlemek istiyorsanız artı eğlenmeye zamanınız varsa kaçırmayın derim...","label":7} {"text":"İzlediğiniz zaman sizi çok heyecanlandırmayacak bir film...Saygılarımla","label":4} {"text":"Defolarına takılmadan değerlendirirsem keyifli bir filmdi ''The Artist''. Yıllardan bu yana Yeşilçam sinemasıyla büyümüş biz sinemaseverler için aslında tam da perdede aradığımız şeydi belki de. Kahraman yüksektedir, sonra hayat onu bir şekilde düşürür ve sonunda yine mutlu son ile seyircinin gönlü kazanılır. İnternet sitelerinde gezerken kullanıcı yorumlarının büyük bölümünde filmin oldukça sevildiğinin farkına vardım. Sinema hakkında bir muhabbet açıldığında hepimiz Tarantino, Lynch, Allen, Bergman falan diye yükseklerden uçsakta eve gelip koltuklarımıza oturduğumuza izlediğimiz şeyler bu yönetmenlerin filmlerinden daha çok ''Hababam Sınıfı'', ''Süt Kardeşler'', ''Şabaniye'' falan oluyor. Sanırım bu olmak istediğimiz sinemasever ile olduğumuz sinemasever arasındaki fark sadece izleyicide değil, eleştirmenlerde de aynı şekilde geçerli. Aslında Yeşilçam filmlerinden çok farklı olmayan bu Hollywood güzellemesinin neden bu kadar göklere çıkarıldığının mantıklı açıklaması bu sanırım. Bu uzun girizgahtan sonra filme gelirsek, eli yüzü düzgün, iyi çekilmiş, iyi oynanmış, mantıkla değilde kalp ile izlenildiği zaman daha çok sevilecek bir film ''The Artist''. Filmi bende beğendim (evet bu toplumda yaşayan birisi olarak ''Yeşilçam'' bana da çok soluk vermiş bir ağaç. Filmin defolarını (George Valentin 'in sesli sinemaya aşırı, abartılı bir şekilde direnmesi, filmin finalinde bu kadar travma yaşamış bir insana göre çok çabuk toparlanıp kendisini yüzüstü bırakan yapımcısının bile önünde dans etmesi gibi) daha kolay görmezden gelebilmem bu yüzden kesinlikle. Bu kadar laftan sonra daha geniş bir dağıtımla vizyona girse ülkemizde izleyici sayısı kesinlikle kat be kat daha fazla olurmuş filmin (50 bin civarında kalmış ne yazık ki). Bu da yapımcıların Türk sinema izleyicisini hala anlayamamış olmalarının bir sonucu. Sözün özü yılın iyi filmlerinden. Yeşilçam sinemasına aşina her bünye filmin rahatlıkla içerisine girebilir.","label":6} {"text":"İzlerken çok eğlendim. Müzik yapmalarını sabırsızlıkla bekledim.","label":6} {"text":"Elise ile Didier birbirine ilk görüşte aşık olan bir çifttir. Fakat dünyaya bakış açılarında büyük farklılıklar bulunur. Didier romantik olmasının yanı sıra ateist bir adamdır; Elise ise tam aksine oldukça dindar bir kişiliktir. Aralarındaki bu uçurum, çocuklarının hastalığı süresince daha da belirginleşir ve ilişkilerini sorgulamaya başlarlar. İnançları birbirine zıt iki insanın ilişkileri süresince yaşadıklarını ve bu durumun sonuçlarını irdeleyen film kendi türünde oldukça başarılı bir yapım olarak değerlendiriliyor.","label":0} {"text":"Kafa dağıtmak, biraz gülmek maksadıyla ön yargısız ve beklentisiz bir şekilde izledim filmi. Başkalarına anlatmaya çekindiğimiz aşırı saçma rüyalardan hiçbir farkı yok bu filmin. Üstelik komik de değil. Cem Yılmaz istediği kadar kızsın ama ol-ma-mış.","label":0} {"text":"filin asıl adı memlekette kemalizm var olmalıydı :)","label":0} {"text":"Filmin etkisi o kadar da iyi değildi. Daha iyi olabilirdi. Yani eğlenceli ama sönük. Özellikle sonunu daha iyi yapabilirlerdi. Hemen 1 dakika da olayı bitirmeye çalışmışlar. Fena değil. Filmin hem artıları, hem de eksileri bol. Siz isterseniz bunu internette ya da DVD'de veya bir halk sinemasında izleyin. Paranıza fazla kıymayın. 2.5/5","label":4} {"text":"Görsellik dışında hiçbir numarası yok.. Bana kalırsa boş bir filmdi.","label":5} {"text":"...Ilk dakikasindan sonuna kadar kliselere uygun bir seyir izleyen Dreamer Dakota Fanning#39;in bitirim hali, Kurt Russell#39;in agirbasli oyunuyla fazla sikmadan rahatlikla tuketilecek cinsten bir yapim. Yonetmen Gatins elindeki malzemeyi olabilecek en duz haliyle seyircisine sunarken at yarisi sekanslarinda son derece guzel bir iki plan yakaliyor, ancak onlar da yakin zamanli Seabiscuit akla geldiginde onemini yitiriyor. Gercekte olmasa da klasik bir Disney filmi havasi var Dreamerda. Izleyin pisman olmazsiniz, ancak yeni birseyler beklemeyin...(4/10)","label":3} {"text":"Çok klasik bir işleniş, ortalama oyunculuklar var. Aslında filmin amacı tam olarak duygulandırmak. Böyle göze soka soka duygulandıran birçok filmi sevmiyorum. Life in a Year'i izlerken bu numarayı yemem diyordum ama yedim. Yine hislendim.","label":6} {"text":"onur abinin de paraya ihtiyacı var. senaryosunu kendi yazmadığı ve sadece yönettiği bu filmi o yüzden kabul edebilirim ama tabiki de diğer onur ünlü işlerinin baya baya altında. fakat aşağıya \"biz bu işi yapamıyoruz\" , \"zaten türk filmi ne bekliyorsunuz?\" gibi şeyler yazan arkadaşlar olmuş. bu yaptıkları saçma yorumları da, oldukça yetenekli yazar ve yönetmenlerimizi bilmiyorlar sanırım, cahilliklerine veriyorum. en basit örnek olarak onur ünlü'nün daha önce yaptığı işler ortada. türk sinemasını recep ivedikten ibaret sanan insanlar var, çok üzücü bir durum bu.","label":5} {"text":"diğer filmlerinin yanında biraz böyle boşluk bi yaf olmuş bu film 3.sayfa fln daha güzel ama yinede izlenir bi film","label":7} {"text":"Küpün hikayesi.. İyilik ve nezaketin güneşten kopma yolu :( O gizemi çözemezsin.. Beş parmağın beşi bir değil muhakkak. \" Anı yaşa yolunu çiz \" diyenlerin söyleyecek ya da yazacak bir cümlesi olmalı! Kurgusu gerçekçi yaklaşımı, oyuncuların başarısı ile kesinlikle izlemeye değer bir yapım.","label":8} {"text":"Filmi bir bütün olarak değerlendirdiğimde kesinlikle iyi ve izlenilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum ancak savaş sahneleri daha iyi olabilirdi yani ne bileyim set havası vardı mekanlarda pek gerçekçi bulmadım bu sahneleri.Bunun dışında Milla’nın performansı üst düzeydeydi Darc’ın içine düşdüğü bunalımlarını,ruh halini özellikle filmin sonlarına doğru performansını daha da artırarak çok iyi yansıtmış.Filmin sonları demişken filmin sonlarına doğru bir isim çıkıyor ki ortaya(Dustin Hoffman)o kısacık rolüne rağmen filme ağırlığını koymayı başarmış.Filmin sonlarına doğru Darc’ı silkeleyip kendine getiren ve onun bir şizofren olduğuna izleyiciyi inandıran karakteri çok iyi canlandırmış büyük usta Hoffman.10/8","label":7} {"text":"Hikâyesi, Jez Butterworth, John-Henry Butterworth ve Jason Keller tarafından yazılan “Ford v Ferrari”, yönetmen koltuğunda James Mangold’un oturduğu bir drama… Dünya prömiyeri, 30 Ağustos 2019’da Telluride Film Festival (TFF) yapılan ve 15 Kasım 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 8.1 (281.884 oy) ve 4.7/5 (24.150 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.8/10 (341 yorum) ve 81/100 (47 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları yeterince iyi… Ama biz yine de 97,6 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 225,5 milyon dolarlık iyi bir hasılat rakamını yakalamış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce 2 Academy ve 1 BAFTA ödüllü filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Ford ile Ferrari mühendis ve pilotları arasındaki rekabet anlatılıyormuş gibi yapılarak, Ford’un tepe yönetiminde fokurdayarak kaynayan “cadı kazanına” ve yaşanılan “psikolojik mücadeleye” odaklanıldığı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Aslında bir anlamda böyle yapılarak, bilgisayar başında sabahlara kadar oyun oynayan yahut da vakti zamanında oynamış olan genç bir kitlenin hem gönlü ve hem de cebindeki parası alınırken, “kurtlar sofrası” olarak da adlandırılabilecek olan iş dünyasındaki tepişmelerden ve bütün bunlar yaşanırken “soğukkanlılığını korumayı becerebilen profesyonellerden” de örnekler sunulmuş filmde… Gelin şimdi; aradan geçmiş olan uzunca bir sürenin ardından, yorum yazıyorum masalı ile filmin başına üşüşmüş olan fuzuli kalabalıkların da dağılmış olduğu bu sakin ortamda, tek tek açarak inceleyelim bütün bunları… Evet, arka planda 1966 yılının Le Mans yarışının 24 saati ile Daytona Pistinde kazanılan ilk zafer dâhil bu yarış için yapılan deneme sürüşleri ve Enzo Ferrari’ye (Remo Girone) şapka çıkarttıran Ford pilotu Ken Miles (Christian Bale) ile Ferrari pilotu Lorenzo Bandini’nin (Francesco Bauco) arasındaki nefes kesen mücadelenin bulunduğu çok açık… Fakat gerçekte gösterilmeye çalışılanlar tamamen farklı… İsterseniz bunu daha net olarak açıklamak amacıyla isim isim ilerleyerek kısa bir “karakter analizi” turu yapalım… (Büyük torun) Henry Ford II (Tracy Letts): O, şirketi için kötüye gitmekte olan durumu tersine çevirmeye çalışan bir iş adamı… En önemli özelliklerinden birisi de para kazandırdıkları sürece kendisi için çalışanlar arasında bir “iyi adam”, “kötü adam” ayrımı yapmaması… Bay Ford’da, diğer pek çok patron gibi üst düzeydeki çalışanları arasındaki bu (yıpratıcı da olabilen) rekabetin sonuçlarını “doğal seçilime”, yani güçlü olanın hayatta kalması ilkesine bırakıyor… Leo Beebe (Josh Lucas): Henry Ford II’nin yakın arkadaşı ve amacına ulaşma uğrunda her şeyi mubah görerek herkesten hep birkaç adım önde (gizli veya açık) hamleler yapmaya çalışan “Makyavelist” bir yönetici… Amerikan otomotiv sektörünün efsanevi isimlerinden Lido Anthony “Lee” Iacocca (Jon Bernthal): Ford’un, Leo Beebe’nin entrikalarına rağmen, akılcı bir tutum sergileyerek, sakin kalmayı becerebilen Başkan Yardımcısı… Ki bu durum, onun nihayetinde Başkanı da olduğu ve yılda 2 milyar dolar kar ettirdiği şirketten, Henry Ford II ile yaşadığı tartışma sonrasında “kovulduğu” 13 Temmuz 1978 tarihine kadar devam etmişti de… Matt Damon ve Christian Bale tarafından canlandırılan Carroll Shelby ile Ken Miles’ın karakter analizine hiç girmiyoruz… Zira 152 dakika boyunca, bu ikili hep ön planda ve izleyiciye, kendi kendilerini sürekli anlatıyorlar da zaten… Son olarak ekleyeceğimiz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin etkili bir biçimde kullanıldığı filmde çekimlerin: 1. Le Mans tribünleri, araç bakım pitleri ve garajları kısmının Fransa değil kopyalanarak yeniden inşa edildiği Kaliforniya’daki Agua Dulce Airpark’ta, 2. Otomobillerin üretildiği hangar sahnelerinin de (Kanada) Ontario Uluslararası Havalimanın da yapıldığı olacak... Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; sıra dışı yönetmenlerin filmlerini izleme alışkanlığına sahip olan sinemasever dostlara, “Filmografisinde neredeyse ‘olmamış’ denilecek türde bir tek film dahi bulunmayan James Mangoldu da takibe almayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de (hani pek rastlamadık ama yine de) olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan, “izleyerek kendinize bir iyilik yapın” şeklinde olacak… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Keyifli bir çerezlik.","label":5} {"text":"\"Güney Kore polisinin çölpeşikliği\" klişesini saymazsak orjinal bir hikaye, ülke sinemasından mütevellit etkileyici anlatım, eksik kurgu, epik final hepsi bir arada.","label":5} {"text":"Kadroda Jason Statham ve kategorisinde Aksiyon yazmasına aldanmayın hayal kırıklığına uğrarsınız uyarıyorum. Bir sonrasını ya da sonunu asla tahmin edemeyeceğiniz kadar iddialı bir film. Karışık bir senaryoya sahip gibi gözükse de dikkatli izlenildiğinde her sorunun cevabını kesinlikle alacağınızı söyleyebilirim. Mecbur kalıyorsunuz tekrar seyretmeye emin olun. Tam anlamıyla sizi geren ama bir o kadar da zekanızı ölçen sonuç olarak seyredilmesi gereken muhteşem bir gerilim filmi.","label":7} {"text":"boğucu ardı sıra okumaların yapıldığı, sahnelerin havada kaldığı bir film.","label":4} {"text":"fotoğraflarını tab ettirmeye gelen bir aileye psikopatlık derecesinde bağlanmıştır Sy. robin williams\\'ın başarılı oyunculuğuyla, izleyici Sy\\'ın bakışlarından, davranışlarından, diyaloglarından mimiklerine kadar her şeyden rahatsız olabilir. çok fazla aksiyon içermemekle birlikte, güzel bir gerilim filmi. özellikle filmin sonu bir darbe gibi iner çünkü önemli olan bakış açısıdır, sonuç değildir.","label":7} {"text":"şehir efsanesinden uyarlanan bu filmle gerçekten tırsmamak, gerim gerim gerilmemek elde diyil. çok başarılı bi film olmuş. adeta filmi sizde yaşıyorsunuz. gece gece 'ımm ne izlesem diye hiç düşünmeyin' bence hemen izleyin..","label":9} {"text":"Film 100 dakika sürüyor biraz daha uzun olabilirdi bence final kısmındaki aksiyon sahneleri daha fazla olabilirdi ama neticeten film beş yıldızı hak ediyor.","label":9} {"text":"güzel filmdi.. tavsiye edeRim.. 7 puan","label":6} {"text":"Masalsı anlatımına karşın iç burkan bir gerçeklik taşıyor film. Maalesef her türlü fanatizmin egemen olduğu; yapılanın, yapanın yanına kar kaldığı acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Çok zıt ideolojilerde bile aynı şeyi gözlemleyebiliyoruz: kişinin kendisini suçlu hissetmesi sağlanarak yaratılan bağımlılık... Oyunculuklar çok iyi özellikle anneninki. Bu filmin çağıştırdığı iki filmi de anımsatmak istiyorum, You Don't Know Jack (2010) ve Mar adentro (2004) 9/10","label":9} {"text":"\"En bi ıssız adam benim!\" diye bağırıyor öncelikle. Yapay diyaloglar ve başka birkaç sahnesi ile samimi olmaktan uzak benim gözümde. Filmin görselliğinden gayrı güzel bir tarafı daha var; atlaya atlaya izleyerek on dakikada bitirebilirsiniz.","label":5} {"text":"Çok tatlı ve dopdolu bir kara komedi.","label":7} {"text":"Dini unsurların kullanılmasından şikayet edenler var filmlerimiz hakkında.Korkutmak için daha iyi bir unsur varmı ki başka bir unsur kullanalım.Biz amerikalı değiliz ki hayaletten zombiden korkalım..:)Yapmayın arkadaşlar elbetteki dinimizdeki meseleleri konu alıcaz elbetteki onları işleyecez..Çünkü bunlar gerçek meseleler Allah ın kitabında yazan meseleler..Daha korkmak için ne istiyorsunuz..Ha bizimkiler yapabiliyor ya da yapamıyor o tartışılır ama işlenen konular gayet yerinde tabiki inançlı olanlarımız için.","label":4} {"text":"4 X 4 SERİNİN EN İYİLERİNDEN 50 YIL = 23 FİLM Bazı insanlar Daniel Crag i eleştiriyor veya bu role olmadığını söylüyorlar fakat şöyle bir gerçek var. DANİEL CRAG'Lİ BOND FİLMLERİ SERİNİN EN İYİ FİLMLERİ. Özellikle Casino Royal için en iyisi diyebilirim. Ben serinin bir çok bölümünü izledim. Roger Moore un oynadığı bond filmlerinden bile birkaç tane izlemişliğim var.Ben Bond filmlerini Pierce Brosnan ın rol aldığı serilerle izlemeye başlamıştım. Ama en çok Daniel Crag in filmleri hoşuma gitti. Film çok büyük maliyetlerle yapıldı.İstanbuldaki sahneler 10 dakika falan ama sırf o sahneleri çekebilmek için bile tirilyonlarca para harcamışlar. Özellikle haberlerde de göstermişti Kapalıçarşının çatasındaki motorsiklet sahnelerinde halat dahi kullanmadılar. Daniel Crag 45 yaşında olmasına rağmen Bond rolü için biiçilmiş kaftan.Mükemmel bir vucuda sahip ve o vucudu o yaşta korumak ta ayrı marifet.Aslında kendisi de Bond rolünün hayatının en zor rolü olduğunu bu yüzden çok yorulduğunu söylemişti bir zaman. Filmin en büyük avantajlarından biri vizyona girmeden yapılan sayısız reklamlar. Düşünün en iyi marka da olsanız her zaman Reklam a ihtiyacınız vardır.Bond kaarakteri her zaman kült bir karakterdir ve öyle kalacak. Bond rolünü oynayanlar değişse bile. Tabi Daniel Crag in oynayacağı 2000 li yılların bond filmleri için 8 projelik anlaşma yapılmıştı.Biz şuan 3 tane izledik ve tartışmasız serinin en iyi filmleri Daniel Crag in oynadığı filmler.Yaşlanmış olsada Bond rolü ona zor gelsede onu daha çok bu rolde izleyeceğiz. Filmin müzikleri hakkında konuşmassak çok büyük bir ayıp etmiş oluruz.Bond un 50 yıldır eskimeyen müziğini biliyoruz zaten asıl bahsettiğim Adele nin söylediği Skyfall parçası. Daha film vizyona girmeden Hit olmuş bir parça. Daha film vizyona girmeden belkide birçok kişinin her gün dinlediği bir parça. Bana göre film müzikleri bazından değerlendirmek gerekirse dinlediğim en iyi müzikti diyebilirim. Zaten filmin en iyi müzik dalında oskar adaylığı bulunuyordu.Onun dışında toplam 5 dalda adaylığı var.En iyi müzik oskarını da hak ettiği gibi aldı. Filmde herkes farketmiştir Bond un yaşlandığına dikkat çekiliyor. Gerçekten de öyle. Bond artık yaşlandı ama fiziksel olarak yinede kendisini diri tutmaya çalışıyor. Film gişede de her zaman ki gibi çok ses getirdi. Yaklaşık 200 milyon dolar harcanan film 1 milyar dolardan fazla kazancıyla tüm zamanların en çok hasılat elde eden filmleri arasında yerini aldı. Son olarak; Kabul etmeliyim ki Daniel Crag bu role seçildiği dönem Bond filmlerine bende yakışmayacağını düşünmüştüm ama 3 filmde de gördük ki o adam gerçekten bu rol için yaratılmış. 10/ 8.5","label":7} {"text":"Filmin ilk yarısı daha durağanken; ikinci yarısı ilk yarıya göre daha hareketli ve heyecanlı. Kadrosu ve yönetmeniyle güzel bir film açığa çıkarmışlar. Klasik Amerikan-Meksikalı uyuşturucu ve sınır problemleri klasik bir senaryo gibi dursada filmin sonuna doğru sizi şaşırtacak olayların olması bu sıradanlık ve klasiklikten biraz olsun sıyırıyor. Sinemada izlenmesi gereken filmlerden bir tanesi diye düşünüyorum.","label":7} {"text":"Filmin ilk bir saati klasik, klişe korku filmi seyrinde izledi. İzlerken biraz da sıkıldım. Sonra yavaştan acaba ne olacak dedirtti film. Son 15 dakikada ise film patlama yaptı. Film boyunca sıradan gelen ince ayrıntıların hepsinin bir anlamı olduğunu gördük. Son dakikalarıyla bana vay be dedirterek vereceğim puanı +1 arttırdı. Başroldeki koca rolündeki abimize rolü icabiyle sinir oldum, o da son dakikalarda kendini sevdirmeyi başardı. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Başlarda biraz sıksa da son anları için bile oturulup izlenebilir. Bu arada filmin Türkçe adıyla yakından uzaktan alakası yok. Sırf ilgi çekmek için koyulmuş alakasız bir isim olmuş.","label":7} {"text":"İzleyecek olanlara tavsiyem ilk önce Kral Şakir Mikrop Avcıları'nı izlemeleri. Çünkü çok küçük bir şekilde o hikayenin devamı olarak çekilmiş. Mikrop avcıları gibi kendi halinde beklentisiz izle geç tarzında olmuş.","label":5} {"text":"Güzel psikolojik gerilimdi. Bir an olsun sıkılmıyorsunuz [spoiler]sonu inanılmaz şaşırtıcı[/spoiler]","label":9} {"text":"Film güzel, daha başlarında gerilim tırmanmaya başlıyor lakin süresi biraz daha uzun olsaydı iyiydi. Yorumlara bakıyorum 82 dakika muhabbetleri var, 95 dakika filan olabilirdi.","label":9} {"text":"çok zenkli ve eğlenceli bi filmdi çok keyif aldım","label":7} {"text":"Güzel. Ancak Ali kazanmamalı. Bence yani bu benim fikrim önceki film daha daha daha çok güzeldi bunu bozmuşlar.","label":6} {"text":"Mad Max ve 28 Days Later'ı karıştırırıp önümüze sunmuşlar fakat olmamış! Puanım 4.3/10","label":3} {"text":"Ortada bir film olmuş ama sizi masalsı dünyasına alıyor ve filmi yaşıyorsunuz,cocuk filmi olarak görmeyin ayrıca Nicole Kidman ın oyunculuğundanda bahsetmeye gerek yok sanırım=)","label":7} {"text":"Hasan Karacadağ ilk defa beni şaşırttı. Serinin bir önceki filmine göre ileriye gidemeyen hatta geriye doğru giden bir film olmuş. Oyunculukları beğenmediğim gibi, ortada küfürlerin gereksiz bir eklenti olmaktan öte gidemediği gerçeği var. Türk sinemasına daha iyisi kazandırılabilinirdi. Cin korku filmlerinin artık bırakılması gerektiğinin ispatlandığı bir film.","label":5} {"text":"Ben bu kadar saçma boktan bir film izlemedimm.. Orospu çocukları... gaylik eşcinsellik başrol cehennem yönetmen... çocuklarımızın zihnini lekelediniz caniler... Filmi bitirdikten sonra 2 saattir muhabbet kuşlarımı izliyorum... inanın daha zevkli..","label":1} {"text":"Bir esrar taciri, bir fahişe, bir bağımlı, bağımlıyla uğraşan ve istediği arabayı alabilmek için bilmem kaç gün çalışan bir oğul, bir kedi, bir vampir… Tüm bunlar Bad City’de bir araya gelirse ne olur? Vampirizm mitlerinden uzak, etkileyici bir film izlemek istiyorsanız kaçırmayın.","label":7} {"text":"Tam bir klasik film.","label":4} {"text":"Oyuncu kadrosu sebebiyle 2014'ü es geçip 2015'e gidelim dediğim filmdir. Şahsen Ben Barnes'ı güzel bir filmde izlemeyi özlemişken bir de Kit Harington ve Bridges ile birlikte izlemek... Dilerim güzel bir iş gelir karşımıza.","label":5} {"text":"Mozart, Bach, Beethoven, Mendelson, Vivaldi, Dvorjak, Lizst, Chopin, Rachmaninoff, Tchaikovsky. aklıma bu kadar isim geldi, fazla zamanım yok... Hiçbiri 2007 senesini göremedi... Ancak hepsinin kemikleri sızlıyor. Not: Şşşt senarist: Hani fantezi değildi bu film? Çocuk Myzikton'dan gelip sarı güneşin radyasyonunu emdiyse bilelim. Ya da belki bir uzaylı başucuna yeşil bir fener bırakmıştır zamanında. belki de o tüm çocukluğunu geçirdiği yurt Profesör X'in gizli mutant eğitim merkezidir. Yoksa 8. Henry 'By the power vested in me..' diyerekten çocuğa özel güçler mi bahşetti de ben farkedemedim...","label":0} {"text":"bi' \"Cennet\" değil :(","label":6} {"text":"Daha fazla puanı hak ediyor.","label":6} {"text":"Kendi uydurduğu yalana kendisi dahi inanmaya başlayan Walter Keane ile saf Ressam Margaret Keane’in gerçek hikayesi Big Eyes. Margaret’ın resimlerindeki gotik hava dışında Tim Burton esintilerini ve şahsına münhasır dünyasını bu filmde göremiyoruz. En basitinden, Johnny Depp ve yönetmenin sevgilisi Helena Bonham Carter bu filmde yer almıyor. Başrollerde Christoph Waltz ve Amy Adams’ı biraraya getiren yönetmen, hikayeyi çok üstün körü anlatmış ve sadece market sahnesinde büyüyen gözler dışında, yönetmenin dokunuşlarını bu filmde hissedemiyoruz. Margaret’in çaresizliğini, mağdur oluşunu ve baskıcı, yalancı eşin duygularını izleyiciye geçirememiş ne yazıkki. Inglourious Basterds (Soysuzlar Çetesi)’dan beri beğenerek takip ettiğim Christoph Waltz ise biraz karikatürize edilmiş, düzenbaz, yalancı eşi canlandırıyor. Emek hırsızlığı, haksız paralar kazanan ve haksız şöhrete kavuşan biri olmasına rağmen, köpürtülmüş Keane karakterine çok şiddetli bir öfke duyamıyoruz. Ama tüm hikayeyi sinirimiz bozularak izletiyor bize. Ama filmin ana temasında birazda şiddet derecesinin düşmesinde şu yatıyor. Üç kağıtçı, yalancı bu kocanın girişimleri ve pazarlama yeteneği olmasaydı, Margaret Keane’nin resimleri amatör resimler olarak sandıklarda unutulacaktı. Belkide öldükten sonra Vivien Mayer’ın fotoğraflarının bulunma hikayesine dönüşecekti. Bu ikilem Çağan Irmak’ın Unutursam Fısılda filminde de abla kardeş arasındaki hikayede, kim haklı sorusunun cevabı seyirciye bırakılıyordu. Film bir Tim Burton işi olmamış, bunun yanı sıra senaryonun gidişatı ve sonu başıda belli, gerçek bir hikayeye dayanıyor olması filmi izlenir kılıyor ve tabi hüzünbaz Amy Adams ve düzenbaz Christoph Waltz’da cabası oluyor.","label":4} {"text":"Ne zamandır bitmese de biraz daha izleyeyim dediğim bir film olmamıştı. Mükemmel olmuş sonunda da mal gibi bakakaldım ama olsun değer.","label":8} {"text":"Vizyon şansı bulmuş olması bile büyük bir mucizeyken bu X-Men-Heroes karışımı filmden daha fazlasını beklemek fazla iyimserlik olur.Bir türlü bitmek bilmeyen uzun süresi de eklenince tv karşısında şekilden şekile girebilirsiniz.","label":3} {"text":"sırf paranormal activity le karşılaştırıldığı için izledim ama uzaktan yakından alakası olmuyan sadece el kamerasıyla çekilmesi dışında hiç bir ortak yanı olmuyan argo tabirle dandik bir film...","label":4} {"text":"bir hayao miyazaki klasiği. tabii yine başrolde genç bir bayan. kesinlikle izleyin derim..","label":9} {"text":"muhteşem ötesi film herkes gitsin bence konuda süper oyuncularda.....","label":9} {"text":"İlk filmi anlamakta zorlanıyosun ama sonlara doğru film çok güzel oluyo farkediyosun herşeyi","label":7} {"text":"Gümüş, kutsal su, haç, sarımsak, 1.5 acılı adana da olmadan ölebilen vampirler var. Yani hani hiç film yok uykunuz da kaçmış ancak o zaman izlenir. 6/10","label":5} {"text":"Görüntüler müthiş, onun dışında pek de bir şey yok. Sevmeye çalışan ama bunu beceremeyen iki kadının, tekrara düşmekten kaçamayan fantezileri. Romatik sado-mazo ve böcek bilimi...","label":6} {"text":"Güzel , eğlenceli bir film ama serinin en güzel filmi olduğu söylenemez.","label":6} {"text":"Anthony Zimmerin en güzel psikolojik sahneleri, olayı derinleştiren replikleri kesilip, abuk sabuk venedik kanal aksiyon sahneleri katılmış. tam bir yüzeysel pop kültür ürünü hoolywood filmi çıkmış..","label":4} {"text":"Penélope Cruz bu kadına tekrar aşık oldum filmi sadece onun için izleyin tek başına alıp götürüyor tavsiye ederim eğlenceli garip farklı bir film nasıl bittiğini anlamıyacaksınız","label":7} {"text":"Gece Tv de denk geldi. Güzeldi. Gerard Butler dışında ki oyuncular biraz amatör olsa da istedikleri duyguyu verebilmişler.","label":6} {"text":"woody allen'ın 8 1/2' u.. uzaylılarla konuştuğu sahnedeki replikler ise hayat dersi","label":8} {"text":"Merak ile izledim şirin bir film gibi gözüküyordu evet öyle ama ağlamak istiyorsanız bir bir etkisinden bir süre çıkamadım ama film konusu olsun kadrosu olsun mükemmeldi 10/10 luk bir film izleyin","label":9} {"text":"en sevdiğim seriler arasında 1. yüzük kardeşliği 2. kralın dönüşü 3. iki kule İlk seri her zaman iyidir. benim sıralamam böyle","label":7} {"text":"Recep İvedik gibi saçma sapan komedi değildir. Sizi kahkahalara boğacak bir filmdir Komedi filmleri sevenlere tavsiye ederim","label":7} {"text":"O anne babaya kızamadım, onları ötekileştirenlere toplumunda olup bitenlerden bihaber olanlara kızdım. Belgesel tadında oyunculuklar, doğal gerçekçi anlatımıyla acıtan bir film.","label":7} {"text":"Zaman zaman gerilimi yansıtmayı başarabilsede beklentimin çok altındaydı.. Zaten klasik ruh çağırma olayına girmişsiniz, bari en azından özgün bişeyler yapabilseymişsiniz..","label":3} {"text":"Ben filmi pek beyenmedim. Sulu geldi. Ha sulu komedi seviyorsanız izleyin. Ama kaliteli komedi izlemek istiyorsanız izlemeyin.","label":3} {"text":"Dönemine göre gerçekten bir başyapıt. Film biraz derin gibi geldi bana, yani izleyecek arkadaşlara tavsiyem biraz dikkatli izleyin ve fazla birşey beklemeyin filmden. Dönemin şartlarına ve teknolojisine göre düşünün ve ona göre eleştirin derim.","label":9} {"text":"\" Hayatını yarı zamanlı temizlik işleri yaparak sürdürmeye çalışan, otuz yaşlarındaki bir kadının, kirasını ödeyemeyeceği için evinden ayrılmasından sonra gecelemek zorunda kaldığı arkadaşlarının evlerinde yaşadıklarının hikayesi. Orijinal adı Bir Küçük Prenses olan filme İngilizce olarak Microhabitat adı verilmiş ve her iki isim de seyrettiğimiz hikayeye uygun tercihler.\" Zamana uyum sağlayamamış bir melekti sanki Miso. Naifliğinde, güzelliğinde, gözlerinde huzur bulmanın sanırım tarifi yok. Hayat gerçekten boş, herkes yalancı ve mutsuz.. Ben özgürüm! Yalnızlığım, viskim ve sigaram huzuru yudumluyorum sadece der gibi...","label":7} {"text":"bu kadar absürtlüğü bir arada gören bünyem isyan etti... yani uzaylılar, amerika eleştirisi, punk'lar, hippiler, araba hırsızları bir arada.. sanki adamlar rastgele kelimeler seçip hadi içinde bunların olduğu bir film yapalım demiş, sonunda ortaya bu çıkmış.. tabii yine Amerikalı olmadığım için anlamamış da olabilirim filmi... Reagan dönemi eleştirisi diyorlar zira.. hıms..","label":5} {"text":"Bol aksiyon sürükleyici bir Tom Cruise filmi ne bourne serisinden tanıdığımız Helen karakterindeki Rosamund Pike başrollerde kaçırılmaması gereken bir yapıt.","label":6} {"text":"Kafa dağıtmalık filmler kuşağında bu hafta The Nice Guys var. Bir film izlersiniz ve film boyunca keyif alır, eğlenirsiniz. Film bittiğinde dimağınızda yer tutmaz. Ama TV’de tekrar rastladığınızda “aaa güzel filmdi lan bu azcık bakıyım.”Dedirtip sonuna kadar izletir ve hatırlatır. The Nice Guys, işte öyle bir şey. Aksiyonu, eğlencesi bol ve bazı sahnelerinde kahkaha attıran, orta şekerli bir aksiyon-komedi filmi. Beklentiyi yüksek tutmadan izlenildiğinde, Pazar gününüzü hoş bir hale getirecek, tatlış filmlerden. Başrollerde iki sevdiğim oyuncu Ryan Gosling ve Russell Crowe var. Sanırım Russell Crowe, Gladiator 2 diye bir proje gelmez ise koca kafalı, koca göbekli Doblo’lu Asım Enişte olarak hayatına devam edeceğe benziyor. Ama biz onu böyle de seviyoruz. Bu filmde Ryan Gosling ile birbirini güzel tamamlayan bir ikili olmuşlar. Şapşal dedektif Holland March karakteri ile Ryan Gosling her sahnesinde abartısız ve dozunda komedi oyunculuğu ile gönülleri fethetti. Bu ikilinin uyumunda, bu tarz filmlerin üstadı Shane Black’in filmin yönetmeni ve senaristi olmasının payı olması da yadsınamaz bir gerçek. Taşların yerine oturması açısından size yönetmenin bir kaç tane filmini saymam gerekli. Ama lütfen bir biriyle kıyaslama yapmadan bu filmi izleyin ki filmin keyfini sürebilesiniz. Yönetmen koltuğundaki filmi Kiss Kiss Bang Bang, senaryosunu yazdığı Leathal Weapon (Cehennem Silahı) Serisi. Komediyle harmanlanan, aksiyonu bol eğlenceli filmler, The Nice Guys’da bunlardan biri. Cehennem Silahı’ndaki Mel Gibson-Danny Glover samimiyeti kadar olmasa da Ryan Gosling – Russell Crowe ikilisinin de devam filmlerine devam edeceğini düşünen ve temenni edenlerdenim. Senaryoda bir çok klişe yer alsada uzun zamandır bir Hollywood filmine bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. İzleyin, izlettirin, pişman olmazsınız.","label":6} {"text":"bu filmiyle, dolan müptelası oldum çıktım.. -sınırları biz koyarız..- özellikle, restoran sahnesi, manifesto keskinliğinde.. her bir satırın altı çizilesi..","label":8} {"text":"komedi yaa:))","label":7} {"text":"Sıradanlık üzerine kurulu antropolojik bir araştırma belegeseli. Chris marker'ın dünyanın dört bir yanını dolaşarak zaman ve hafıza kavramını felsefik bir yönden bir anlatıcıdan aktarması üzerine kurulu bir yapım.","label":7} {"text":"Zekice diyaloglar, iyi bir kurgu, sağlam bir senaryo ve tabi Robert De Niro... Zaten hikaye şüphesiz ilgi çekici. Başrolde De Niro ve Hathaway'ı görünce gitmemeniz için bir neden kalmıyor. Hikayenin işlenişi ve De Niro'nun otel odasında ağladığı sahne çok etkileyiciydi. Komik ve bir o kadar duygusal bir film. Bir işe sahip olmakla, bir işin size sahip olması arasındaki farkı net olarak anlayabiliyorsunuz ve yaşlansanız dahi bazı şeylerin hala ne kadar diri olduğunu idrak edebiliyorsunuz. Tek eleştirim final sahnesidir. Final beklendiği gibi olmasın diye uğraşılmış ve daha durgun bir final seçilmiş. İnsan bu filmde, son sahneyi düşündüğü gibi olmasını ister. izleyin pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":6} {"text":"sıkıcı, boş, gereksiz, saçma sapan bir film.. gereksiz boş diyologlardan başka bir şey yok filmde.. hiç beğenmedim..","label":3} {"text":"Tam eğlencelik bir film olmuş.:) Ellen Page'e olan hayranlığım giderek artıyor.","label":7} {"text":"Acaba film güzelleşecek mi diye sonuna kadar izledim. Üzdü.","label":3} {"text":"Çok sıcak bir yeşilçam filmi tadında olmuş öncelikle. Gerçekten şu yorum doğru; Cem Yılmaz stand-up'ları gibi kahkakahalarla gülmeyeceksiniz evet ama çok keyifli bir türk filmi izleyeceksiniz. Herkes gibi çok gönderme vardı yeşilçama saygı duruşu vardı& falan bunları demeyeceğim herkes diyor zaten. Kesinlikle ve kesinlikle çok eğleneceksiniz, film hiç bitsin istemeyeceksiniz, kötü yorumlara bakıp gitmekten vazgeçmek üzereydim ki arkadaşımı kırmayarak gittim ve iyikide gitmişim diyorum... Kötü yorumlara aldırış etmeden mutlaka gidin izleyin hiç sıkılmaycak asla pişman olmayacaksınız.","label":9} {"text":"ingiliz 1840 lar harika islenmis süper surukleyici tarih kokan drama. Aşk hikayesi.. Dekorlar kostümler harika ötesi","label":7} {"text":"İzlediğim her filmiyle kendisine biraz daha uyuz olduğum Seth Rogen i ünlü yapan film: ABD de ne hikmetse çok tutulan ama amerika dışında karşılıksız bir çek hüviyetine bürünen,hollywood un bütün o şaşalı havasına rağmen yaptığı filmlerden damarlarında hala abazan kanı dolaştığı belli olan,komedi yeteneği olmayan bir komedyenin gereksiz filmlerinden biri.","label":1} {"text":"fena değil, bir uyarlama. işte o bahsi geçen \"klasik ingiliz havaları\"ndan hoşlananlara güzel bence. bir 5.9 değil.","label":6} {"text":"keyifli bir gece geçirmek için birebir. çok güldüm, bir iki yerde de hüzünlendim, hatta yan odada oturmuş televizyonuyla arkadaşlık eden annemi öptüm geldim film sırasında. mutlaka izleyin","label":5} {"text":"Çok beğendim. Çok eğlenceli bir filmdi. Can-ı gönülden tebrik ederim. Cem'in yeni filmini dört gözle bekliyorum :)","label":7} {"text":"Sırf Peter Sellers' da rol alıyor diye izledim bu filmi. Toplam 106 dakika\"Ladri di biciclette'' ve Caccia alla volpe filmlerinden hatırlayacağımız Vittorio de Sica yönetiminde çekilmiş film. Yedi ayrı hikayede yedi ayrı kadını canlandıranThe Apartment' ın güzel asansör görevlisi Shirley Maclaine bu filmde oyunculuğunun yabana atılır seviyede olmadığını kanıtlamış. Edebiyatçı kocasına aşık fakat çok da ilgisine mazhar olmayan eş rolünde Edith karakteri çok iyi canlandırılmış. Ayrıca Michael Caine'in de rol aldığı Romantik Jean hikayesi bana Guy De Maupassant tarzını anımsattı. Küçük öyküleri seviyorsanız MacLaine'nin genç ve sevimli olduğu zamanlardaki oyununu görmek istiyorsanız gayet keyifli bir seyirlik olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"filmde türk düşmanlıgı falan yok, o kadar eziklik psikolojisiyle senaryosu oluşturulmuş olacak ki 'biz türkleri ancak dünya dışı varlıklar, dünya dışı güçler ile yenebiliriz' mantıgıyla bir film çekilmiş. filmde bir çok mantık hatası var, görsellik iyi. filmin sonuna da reenkarnasyon, paralel evren falan fistan uyduruk bir son yaparak ikinci filme kapı bırakmışlar. o filmde de iran'ı falan feteder artık dracula abimiz.","label":0} {"text":"valla boynuz kulahı geçememiş desem yeridir çünkü büyük animasyon üstadı hayou miyazakinin oğlu olan goro miyazaki işin aslı çaylaklık döneminde vasat altı bir iş çıkarmış yada ben hayou hayranı olarak daha iyi bir beklenti içindeydim.çizimler ve müzikler gayet iyi denecekken aynı şeyi filmin konusu ve bu konuyla çok az alakası olan film afişi için söyleyemeyeceğim.hem animasyonlarda alışkın olduğum ve beni benden alan o hayal gücü yoğunluğu da yoktu.","label":4} {"text":"Sinemada izlemeyerek kendime ne kadar büyük bir ödül verdiğimi şimdi daha iyi anlıyorum. Çok büyük beklentiler içerisinde değildim fakat bu kadar da kötü olabileceğini tahmin etmiyordum açıkcası. Filmin süresi 1,5 saat olmasına rağmen bitmek bilmedi. İnanılmaz sıkıldım izlerken. Düşük tempoda başladı, ilerledi, sona yaklaştı ve finale yakın biraz hareketlenerek bitiverdi. Oldu da bitti maşallah gibi bir durum söz konusuydu yani. Kişilik sorunu yaşayan psikolojik bir manyak tarafından önce gizlice sonra alenen tacize uğrayan bir kadının verdiği amansız mücadeleyi izliyoruz.. ' Boys Don\\'t Cry ' filmiyle beni adeta büyüleyen Hilary Swank' ın bu senaryoda harcandığı kanaatindeyim. Oyunculuklar için söylenecek söz yok ama beni hiç sinema adına doyuramadı. Kesinlikle tavsiye etmiyorum arkadaşlar. Gerilim ve Korku adına hiçbir unsur barındırmayan, herhangi bir albenisi olmayan, sıradanlıkların üzerine çıkmayı başaramamış vasat bir filmdi. 10 / 5","label":4} {"text":"bir adamın türlü entrikalarla zengin kadına yaklaşma hikayesi. Sürükleyicilik zayıf sıkıyor sıkça ama merak uyandırıcı vasat bir ispanyol netfix filmi. Oyunculuklar bence orta karar ın bir tık üstünde","label":5} {"text":"Çok kaliteli ve baya komik bir film...Jim Carreyin işte ben buyum ben böyle başarılı ve büyük bir komedyenim dediği bir komedi olmuş...Özellikle gergedan sahnesi harikaydı...10/9","label":8} {"text":"Kesinlikle izlemeyin paraniz ve zamaniniz hic olur flash tv bile daha iyi is çıkarırdı hayatim boyunca bu kadar skc bisiy izlediğimi hatirlamiyorum.","label":0} {"text":"\"Hayatımın bir trajedi olduğunu sanırdım, meğerse bir komediymiş.\"","label":7} {"text":"Siyah beyaz olunca birkaç ödül garanti zaten. Overrated...","label":5} {"text":"lizzy caplan için izlediğim ama kesinlikle izlediğime pişman olduğum gereksiz bir film bence. lizzy ye çok kızdım. ne gereği vardı böyle bir filmde oynamanın.","label":0} {"text":"Maalesef Büşra Pekin girdiği andan itibaren film bütün duygusunu kaybetti. Öncesinde oynayan oyuncunun sesi de hissettirdiği duygu da çok daha iyiydi. Büşra Pekin çok yanlış bir seçim olmuş. Ayrıca film sonunda çocukları da bir görmek isterdim ben şahsen. Çocukları bir yerden sonra buhar olup uçmuş resmen. Kavuştuklarını da görsek daha iyi olabilirdi.","label":4} {"text":"Biraz zorlama olmuş gibi gibi. Yine de beğeni seviyesi çoğunlukta oluyor eğer Vin Diesel seviyorsanız.","label":6} {"text":"keyiflle izlenebilecek eğlenceli bir film..","label":7} {"text":"başrolün yürümesinden tutun rüzgardan perde oynamasına kadar her boka gerilim verilmiş zaten hiç yoksa yarım saat 45 dakika boyunca başrol yürüyor yavaş yavaş onun dışında çişi gelmiş bir çocuk üzerinden korkutulmaya çalışılıyor anlamıyorum başka replik yok muydu film hatalarla doluydu telefonda konuşurken sola dön diyor ama adam sağa dönüyor neyse zamanımı ve paramı boşa harcamış oldum bu arada salonda 4 kişiydik başka kimse yoktu izlediğim en sıkıcı ve gereksiz gerilimli filmdi emeğinize sağlık ama boş yapıt","label":0} {"text":"fransız filmlerine olan ön yargımı kıramamış bir film, yine kötü yine kötü.","label":2} {"text":"Dürüst olacağım filmi izlemeden yarım yıldız verdim. Fragmandan filmin ne olduğu belli zaten. Ama düşmanca yorumları da anlamıyorum. Bırakın herkes istediğini izlesin.","label":0} {"text":"Bilim kurgu ile fantastiğin tam ortasında bir yapıt bence bu film. Klasik uzaylı tiplemesinden çok farklı bir türü izliyorsunuz. Bizim kullandığımız yazı yazma stili doğrusal iken bu türün kullandığı şekil dairesel ve bu onların zamanı farklı algılamalarını sağlıyor. Gelecekle ilgili şeyleri bilebiliyorlar bu sayede. Filmin en çok üzerinde durduğu konu ise iletişim. Kullandığınız dil, yaşama bakış açınızı hatta düşünme stilinizi bile belirliyor diyor. Birbirimizin dilinden anlamazsak birbirimizi tehtit olarak görürüz. Bu yüzden en önemli şey karşı tarafın demek istediğini iyi anlayıp düşüncemizi karşı tarafa iyi aktarabilmek.","label":7} {"text":"Sıradan bir aksiyon filmi,kafayı dağıtmak için izlenebilir, sıkılmadım.","label":4} {"text":"Film niçin sadece istanbulda gösteriliyor??? İzmirde olsa gitmeyi çok isterdim eminim güzel bir filmdir.","label":1} {"text":"özellikle asansördeki egoyla olan savaş oldukça iyiydi. bana göre jason statham'ın en iyi başrolüdür. film baştan sona çok iyi kurgulanmış hiç havada kalan diyalog veya uzun kalan bir sahne olmamış.","label":6} {"text":"aaa ben merakle bekliyodum bu filmi , animasyonmus megerse offf. Bari 3D yapsınlar","label":4} {"text":"Çok komik bir film..Son yıllarda komedi filmleri azaldı derken bu film çıktı karşıma..Filmdeki kızlar çok güzel ayrıca..Jessica ayrı bir dünya zaten..Kıyafet sahnesi gerçekten etkileyiciydi..Gülmek için gidilir,tek tavsiyem erkek erkeğe gitmeyin :)","label":8} {"text":"Sırf kan göstermek için çekilmiş iğrenç bi film.Nerdeyse her sahnede kan var ama işi çığrından çıkartmışlar.Hele o final sahnesi yokmu!Tamamıyla boşa vakit kaybı derim...","label":0} {"text":"Mark Wahlberg Shia LaBeauf'a nazaran daha iyi bir karakter prototipi çizmiş. İkinci bir üçlemenin başlangıcı olacak olan bu yapım espri dilinide yerinde kullanarak yaş grubu aralığınıda biraz daha yukarılara taşımış. 1 milyar dolar gişe rakamını geçtiği şu günlerde ikinci filmin çekimi için yapımcı firma kolları sıvamış. Eğlenceli saatler vaadeden filmi kaçırmamak gerekir.","label":6} {"text":"İlk filmi çok sevdiğimden ikinci filmi de kaçırmak istemedim. Doug \"The Thug\" Glatt, senciyiz senci. Hikaye biraz sıradan, beklentim de yoktu aslında. Sonuçta filmin yönetmeni Jay Baruchel denen tip. Yine tipik ve yersiz belaltı mizahını sokmuş filme. Özellikle Rus karakterler çok iticiydi. Elisha Cuthbert'in gıdısını görmek de üzdü. Ross Rhea ve LaFlamme karakterleri bu filmde daha sevilesi. 6,5/10","label":6} {"text":"Filmde kaliteli oyuncuların yer alması filmi ayrıca lezzetli kılmış. Sonunu tahmin ediyorsunuz ancak çokta klişe olmasın diye tam bir nakavtlık durum yapmamışlar. Daha olağan bir son yapmışlar. Dram yönü ağır basan temposu yüksek bir film.","label":7} {"text":"Ağır ilerleyen bir film olsada, konu etkileyici ve sizi içine çekmeyi başarıyor... Geçmişte yapılan hataların, arkadaş seçimlerinin gelecekte nasıl etkilediğini ve toplum ahlakını ele alan film... Gösterişten uzak sıradan bir konuyu mükemmel hale getirmiş yönetmen ve oyunculuklarında büyük bir pay sahibi olduğuna inanıyorum. Şahsen ben filmi beğendim ve ele aldığı konunun hakkını vermiş bir film. İzleyin diyorum...","label":6} {"text":"Eğlenceli vakit geçirmek için, çerezlik bir film.","label":7} {"text":"Marvel'in Avengers'ına karşı bizde bir şey yapalım deyip en alakasız iki karakteri bir araya getirip parayı kazanma yoluna giden film yapımcılarına küfürler küfürler... Sistemin içine eden bir Hollywood sürecine devam ediyoruz. O kadar sıkıştılar ki ne yapacaklarına bilmiyorlar yani. Biri uzaylı diğeri Batman. o_O Tanrı'yla Zeus'un bir araya gelmesi gibi bir şey.","label":4} {"text":"bu filme kötü demek gerçekten abes olur. bence şahane bir soygun filmi, zira başroldeki oyuncunun psikolojik kimliği filmde çok ayrıntılı ve başarılı bir şekilde yansıtılmış. mutlaka izlenmeli gereken, az kişinin bildiği şahane filmlerden. yönetmenin diğer filmi nueva rievas filmini de mutlaka izleyin. zeka dolu iki film. kaçırılmamalı.","label":8} {"text":"Bu izlediğim şeyin film olma hatta korku filmi olma gibi bir iddiası var sanırım, Türkiyede böyle uyduruk işler yapılmasın artık,, verilen paraya kaybedilen zamana yazıktır.","label":1} {"text":"valla diğer 2 filme göre daha güzeldi savaş sahneleri özellikle ön plana çıkarıyo ama yüzüklerin efendisine göre gene düşük seviyede doğal olarak. O senelerde o savaş sahnelerini nasıl yapmışlar hala aklım almıyo helal olsun","label":6} {"text":"Film aslında bize bilmediğimiz bir şeyi anlatmıyor. Çok kez işlenmiş olan, büyük şirket sahiplerinin insanları değersiz görmesi, istedikleri gibi kullanması ve kullanım şeklini kamuoyuna farklı göstermesi. Ancak bu filmde farklı olan bir şeyler var. Konu çok kez işlendi, evet, ancak böyle değil. Neredeyse tek mekanda geçen filmde, Sam Rockwell dışında insan görmekte mümkün değil. Ancak bu durum izlerken insanı sıkmıyor, tuhaf bir şekilde filme bağlıyor. Tabi bunda Gerty'nin de payı büyük. Psikoloji adına yapılmış farklı ve iyi bir film var karşınızda. Ayrıca Gerty'nin söylediklerine göre, ekranında oluşan yüz ifadeleri de çok şirindi, söylemeden geçemeyeceğim :)","label":7} {"text":"finali itibariyle insanı şaşırtan harika bir film 9/10","label":6} {"text":"Filmin kadrosu iyi olduğu için yüksek beklentiyle gittik fakat senaryo berbat ötesi olmuş çok sıkıcıydı filmin konusu çok basit ve sıkıcı cidden zaman kaybı oldu bizim için maleseffff oyunculara aldanıp gitmeyin bence 3 kişi gittik 3ümüzde beğenmedik 😡","label":3} {"text":"İngiliz komedilerine hayran biri olarak öncelikle oyuncu kadrosuyla beni mest etmiş, gülmekten 'Joker'e çevirmiş, müzikleriyle baştan çıkarmış, her bunaldığımda izleyip kendime geleceğim filmdir. The It Crowd'dan Chris O'Dowd ve Katherine Parkinson, Spaced'den Nick Frost, Coupling'den Jack Davenportve bu kadroda yine Spaced'den Nick Frost ve Black Books'tan Dylan Moran'da eklenmiş olsaydı benim açımdan tamamiyle cennet gibi bir film olacaktı heralde. Ayrıca The Box Tops-The Letter gibi güzel bir şarkıyı hayatıma kazandırıp önemli bir yere sahip olması adına da bu film daima başucumda.","label":8} {"text":"batman vs superman filmi için net bir şekilde tatmin etti diyebilirim. bunca gürültünün tırt çıkma ihtimalide vardı. bi kaç oyunculuk performansının vasat kalması, sahne müziklerinde hans zimmer etkisini görememek filmin limoni yanlarıydı. sadece vurdu, kırdı efekt gözüyle filme yaklaşmak alt metninde çok şeyi kaçırmanıza neden olabilir. mutlak güç, tanrı ve tanrının sahip olduğu mutlak gücün insanlığa yansıması falan derken kitap konusu çıkacak yaklaşımlar vardı. bu arada gal gadot ve bakışları için bile ayrı film çekilir.","label":0} {"text":"Filmi izlerken bilindik bir ülkenin bilindik bir dönemini izliyormuşum hissine kapıldım. Onlar 1950-1960 yılları arasında o kara günleri yaşayıp atlatabilmişler. Umarım o bilindik ülke de; ötekileştirme+düşmanlaştırma+cadı avı dönemini kısa sürede atlatır... İzleyin, izletin ve o dönemin iğrenç amerikan basınının ezici baskısı karşısında insanların çaresizliğini görüp, şimdi bizim basınımızın çok şükür öyle olmadığına dua edin. Amen...","label":7} {"text":"Çizgi filmini çok sevdiğimden filmini de izleyeyim istedim. Daha çok çocukların ilgisini çekeceğini düşünüyorum onlar çok severek izleyecektir. Tom ve Jerry tüm munzurluklarıyla iş başındalar. Ben şahsen bunun çizgi filmini tercih ederim :) Bunu bir kere izledim yeterli ama çizgi filmini sayısız izleyebilirim :)Keyifli seyirler dilerim.","label":5} {"text":"iki kişilik film. bol müzikli. Sürükleyici. bol diyologlu. Sade güzel bir aşk draması. Zor bir film 2 kişi ile filmi bitirebilmek yani. Hakkını vermişler. Oyunculkar çok çok başarılı","label":9} {"text":"Güzel bir şarap içmiş gibi oluyorsunuz öyle güzel bir film.","label":6} {"text":"Sinemada izlenirse seyir zevki daha iyi oluyor. Filmin ilk yarım saati riddicik'in hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Sonrasında ise ödül avcıları ile riddick'in mücadelesini izliyoruz. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Gayet dozunda ve güzel efektleri olan bir film olmuş. Eleştiriceğim bir kaç şey var tabi mesela bazı oyunculuklar çok vasat geldi. Ucuza maletmeye çalışmışlar. Bizim riddick işte testesteron filmlerinin adamı gereğini yapmış filmin sonunda :)","label":6} {"text":"Film oyunculuklar için 10/6 alır sürekli bir mesaj pompalama var hikaye yok denebilir. Aslında papanın'da ahlaki değerleri çok yüksek değil demeye getiriyor. Yer yer tebessüm ederek yer yer üzülerek izleyebilirsiniz. İzlemezseniz de pek birşey kaybetmezsiniz.","label":5} {"text":"cogu izleyicinin bu filmdeki onemli ince ayrıntıları farketmedigini düsünüyorum. filmin ne kadar saglam oldugunu anlamak icin bir hacker kadar veritabanindan yazılımdan vs anlamak lazım. bilgi birikimime dayanarak, bence ust duzey bi film olmus.","label":9} {"text":"Film her ne kadar kötüyse konusunu beğendim diyenler daha kötü çünkü bir konu yok bağlanan bir sonuç yok. Ha zamanınızın boşa gittiğini düşünürseniz element uydurmaniz doğal olur.","label":0} {"text":"afişte Liv Tylerı gördüm yetti zaten :)","label":9} {"text":"Çok fazla şey vaat etmeyen ama yinede seyrederken sıkılmayacağınız hafif bir film. Konusu itibariyle klasik romantik komedi. Birbirine çok yakışan güzel ve kariyer peşinde koşan kız ile yakışıklı, çapkın ve yine en az başrol kızımız kadar kariyerine önem veren bir erkek. İkisi de işlerinde yükselebilmek için diğerini bir şekilde kullanıyor.... Ama sonuç malum (romantik komedilerin genelinde olduğu gibi) aşkın zaferi.... Yinede türünün yüzlerce kötü örneğine göre iyi bir eğlencelik....","label":4} {"text":"\"Ron Howard bir daha komedi işine girmesin\" diyeceğiniz bir film.","label":4} {"text":"Sinemamızda kendine has bir üsluba sahip olan nadir yönetmenlerden biri olan Reha Erdem in yine diğer filmerinde olduğu gibi bol bol simgelere ve metaforlara yaslanan ve yine diğer filmlerindeki eşsiz görselliği yakalayıp en üst noktaya çıkaran son dönem türk sinemasının yüz akı filmlerinden.","label":8} {"text":"Film kısaca hayal gücü oldukça kuvvetli yeni komşu Leslie ve ilgi eksikliği yaşayan içine kapanık geleceğin parlak sanatçısı olacağını düşündüğümüz Jess'in birlikte yarattıkları hayali dünyadaki maceralarını anlatıyor. El laberinto del faunove My girl karışımı bir film diyebiliriz. Walt disney klasiği fakat din olgusu biraz daha ön plana alınmış ki bu diğer filmlerde çokça rastladığımız bir durum değil. İçindeki hafif şizofrenik çocuğu mutlu etmek isteyenler için iyi bir film.","label":8} {"text":"Sıkmıyor, akıyor, izlenebilir bir hali var ama sonu yaklaştıkça mantık hataları tavan yapıyor. J Lo hala çok güzel. Film ise beklediğimden farklı bir konuda gelişti, psikolojik bir film olarak fena değildi. Çerezlik kategorisinde değerlendirilebilir. 6/10","label":5} {"text":"''insanlar kendileriyle yaşar kendileriyle ölür sen ölümünü çok erken ilan ettin.''","label":8} {"text":"Telekinetik ve psişik güçleri olan birkaç amerikan gencin HongKong'ta Amerika ve Çin devletleri tarafından yine bu yöntemler kullanılarak derdest edilmelerini konu alan ütopik bir yapım. Film o kadar sıkıcı ki aksiyon sahnelerinde bile algoritmalarımda bir kıpırtı dahi hissemedim. Dakota Fanning'in güzelliği Camilla Belle'in masum çekiciliği olmasa film hiç çekilmezdi. Birde kadroda Fantastic Four filminin delidolu genci nam-ı diğer Kaptan Amerika Chris Evans ile oscar adaylarından Djimon Hounsou gibi oyuncuların bulunması dahi filmi kurtaramamış. Filmin finali ise sanki yönetmen çekim yaparken elektrikler kesilmişte devamını çekmeyi unutmuş gibi....","label":4} {"text":"mükemmel bir çizgi roman-aksiyon filmi.zack snyder farklı tarzıyla,muhteşem çekimleri ve sinematografisiyle beni yine çok memnun bıraktı.daha vasat bir film izleyeceğimi sanmıştım başlarda fakat daha önce izlemediğim için pişman oldum bitirdikten sonra.farklı bir çizgi roman uyarlaması,alışıldık şekilde gelişmiyor olaylar,zaten süresi de oldukça uzun bir film watchmen ve bu süre zarfında karakterlerle ilgili de pek çok gelişme var.sığ bir yapım olmuyor böylece.sağlam bir altyapı üzerine kuruluyor,senaryosu da cidden beklenenden çok iyi.beğenmeyenler uzun süreyi kaldıramadı bence fakat aslında filmin ve hikayenin içine girebilirseniz çok da çabuk geçiyor zaman.ilk saniyesinden itibaren zack snyder imzasını fark etmek hiç de zor değil.sıradaki filmi sucker punchı da inanılmaz merak ediyorum müthiş bir fragmanı var yine.aksiyon açısından da son derece doyurucu bir film,yönetmen özellikle dövüş sahnelerini yine kendine özgü çekmiş.oyunculardan da bahsetmek gerekirse tek bir tanesi bile aksamıyor,inandırıcılar,zaten farklı bir olmasının bir başka nedeni de siyasi ve toplumsal bir zemininin de film boyunca büyük yer kaplaması,bu nedenle ayakları yere basan ve inandırıcı olması önemli bir unsur.kısacası bahsettiğim gibi her açıdan ayrı ayrı beğendiğim bir film,kesinlikle öneriyorum çok beğendim kendi adıma.zack snyderi takibe devam edeceğim.","label":9} {"text":"INANILMAZ eglendim. Espirileriyle gondermeleriyle referanslariyla herseyiyle on numaraydi. Animatorler gercekten mukemmel is cikarmis. Karakterlerin mimikleri ve hareketlerine istemsizce kahkalar attim. Hatta yeri geldi seslendirmelere bile koptugum oldu. . Kisaca ozetlemek gerekirse izlerken harika vakit gecirdim.","label":7} {"text":"Adamın karısını başından vurması gerçek bir olaya dayanıyor. Filmin uyarlandığı kitabın yazarı 1951 yılında Meksikada karısını yanlışlıkla kafasından vurup öldürüyor ve Meksikanın o dönemdeki kanununa göre sadece 13 gün hapis yatıyor... ","label":5} {"text":"Yorumlanabilecek en güzel anime filmlerden birisi. \" Yürüyen Şato \" ile birbirine yakın bulduğum olumlu eleştirilerim oldu. Sevgisiz hükmetmeyi seven kalpler daima kördür.. Savaş ve zulüm karanlığa sürüklerken, iyiliğin sihirli telleri kötülüğü unutmaya, affetmeye davet edermiş.. Kubo ; filmi izleyen çocuklara en güzel şekilde anlatılmalı.. aktarılmalı.","label":8} {"text":"güzel bir film ama biraz daha aksiyon, gerilim katsalarmış daha iyi olurmuş.. çok ağır ilerliyor ve bazı yerleri sıkıcıydı..","label":5} {"text":"Bu film en güzeli.","label":6} {"text":"Miss Froy'un gerçek mi yoksa hayal ürünü mü olduğu konusunda gerekli şüpheyi verememiş daha iyi kurgulanıp seyirci daha şüpheye düşürülebilirdi. hitchcock'un diğer filmlerinin bir tık aşağısında olsada kaliteli sayılabilecek filmlerinden","label":6} {"text":"Gerard Butler'ın bana göre en güzel filmidir bu. İzlenmeli.","label":7} {"text":"Bildiğiniz, Çok Güzel Hareketler Bunlar. Seveni sever, sevmeyeni sevmez. Sevilecek pek bir tarafı da yok gerçi. Bildiğiniz skeç. Özel bir şey yok. Ne gelmiş Türk sinemasına bu \"film\"le, ben anlamadım ? Hiçbir şey gelmiyor ama giden bir şeyler var, mesela benim sabrım. Gülen güler, gülmeyen; benim gibi somurtur somurtur oturur, el alemin başına bela olur. Mizah anlayışlarımız farklıymış, ne yapalım. İyi eğlenceler dilerim, sıcak bir yaz günü, güneşten kaçmaya çalışan şehir insanları için hazırlanmış; klima serinliğinde bir iki espriye gülüp kafa dağıtmak isteyenlere.","label":6} {"text":"Birincisi, elestirmenlerimiz birkez daha gösterdiler ki dünya üzerinde elestirmenler kadar bir filme propaganda yapiyor demekten bu kadar zevk alan baska bir kitle yoktur herhalde! Muhtemelen bu elestirilerin devami da gelecektir önümüzdeki günlerde. Ikincisi, bir film, kendi ülkesinin basarilarini gösteriyorsa, tanitimini yapiyorsa, ideallerinden, degerlerinden bazilarina deginiyorsa, illa propaganda mi demektir bu? Illa kaba milliyetçilik gösterisi mi oluyor? Didaktizm mi oluyor? Ondan sonra 29 Ekim haftasinda gösterime giriyor diye filmin halkin milli duygulariyla oynadigini iddia edenleri yorumsuz birakiyorum! Hatta film propagandadan öylesine kaçiyor ki bir sahnede Türk Yildizlarini birbirlerini elestirirken görüyoruz, bu sahne elestirmenlerin ve elestirenlerin gözünden kaçmis (!) sanirim. Propaganda filmi mi istiyorsunuz? Battle Los Angeles'i gidin elestirin elestirecekseniz öyleyse. Filmdeki ask hikayesinin yavan oldugu ve sirittigi dogrudur, bazi oyuncu seçimlerinin özensiz oldugu dogrudur, filmin her seyi toz pembe gösterdigi dogrudur, aksiyon içermedigi de dogrudur, fakat zaten filmin aksiyon konusunda böyle bir iddiasinin olmadigini göz önünde bulundurmamiz gerek. Filmde daha fazla aksiyon olabilirdi aslinda evet, kimi izleyicileri ciddi hayalkirikligina ugratabilir, fakat hatirlatmak isterim ki bu bir savas filmi degil, bu bir tatbikat filmi. Ne bekliyordunuz? Er Ryan'i Kurtarmak ayarinda bir yapim mi? Evet, kimi izleyiciler, Türkiye'nin en pahali filmi demislerdi, peki bu para nereye harcanmis diye hayalkirikligi yasayabilirler, fakat bu filmi yerden yere vurmak için yeterli mi sizce? TV dizileri tadinda denmis. Çinar Agaci gibi filmlerle karistirdilar galiba. Evet bir iki sahnenin (baba sahnesi) sirf seyirciyi aglatmak için çekildigi dogru olabilir. Teknik açidan örnegin bir New York'ta Bes Minare kadar iyi ve basarili bir yapim olmasa da iyi bir eglence sinemasi örnegi.","label":5} {"text":"Filmin Türkçe özeti:Bir zamanların en saygıdeğer psikiatri hastanelerinden olan Cunningham Hall, şimdi parasızlık ve ilgisizlik yüzünden sınırlı bir mekanda çok fazla hastanın barındığı bir döküntü haline gelmiştir. Bütün bunlara rağmen tıp diplomasını alabilmek için burada staj için başvuran genç tıp öğrencisi Clark Stevens, kendisini bekleyenlerden habersizdir. Clark burada güzeller güzeli hemşire Sara ile tanışır. Sara ona hastaneyi gezdirirken Clark, hastaların gördükleri korkunç hayallerden ve intihara olan eğilimlerinden çok etkilenecektir Ancak bir süre sonra, kendisini uyarmaya çalışan garip bir çocuk görmeye başlayan Clark kendi akıl sağlığından da şüphelenmeye başlayacaktır Üstelik Saradan yardım isteyince çok kısa süre sonra Sara dahil oradaki herkesin bir sırrı olduğunun farkına varacaktır...","label":4} {"text":"izlediğim en başarılı türk filmlerinden biridir, uğur yücel, cem davran ve ozan güven özellilkle filmin sonunda çok etkileyici bir bütünlük oluşturmuşlar..","label":7} {"text":"Tam olmuş diyeceğim sonra kafada sorular ve cevaplar. En baştan beri filmin amacı ne diye sorgulayacaksınız. Hani bir şeyler var ortada da tuhaf bir yapım olmuş. Özellikle ailecek falan izlemeyin derim tabi izleyedebilirsiniz. Oyuncuların hreketleri başarılı olsa da senaryo gerçekten anlamsal bir sıkıntı içinde. Kamu spotuna bağladı diyorum sonra pat absürd bir hale dönüyor yapım. Ölümle özgürleşiliyor diyorum sonra pat yine yoklara gidiyor yapım. Yani tuhaf işte. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"HARIKA BIR DONEM FILMI,GERCEK HIKAYE VE MEKAN KOSTUM VE ITZIAR ITUNO (lisbon)CAST BIR HARIKA GUZEL BIR DAYANISMA FILMI OLMUS. FILMIN MUZIKLERINE GELINCE,FILMLE BU KADAR UYUMLU OLUP INSANA COSKU ASILAYAN BIR MUZIK.HELE GREV MARSI TAM OLARAK KONUYU YANSITMIS. HERKES COK IYI CALISMIS BRAVO FILMIDE KENDI SEYIRCISI ORGUTLUYOR SEANS SEANS BUDA AYRI BIR KONU","label":9} {"text":"Sinemada izlediğim için çok şansılıyım. Çünkü beklentilerimin çok ötesinde muhteşem bir film izledim. Bizim sinemamızın böyle filmlere ihtiyacı var. Leyla İle Mecnun un İsmail Abisi Serkan Keskin çok farklı rolde olmasına rağmen ona hemen ısınıyoruz bu da onun ne kadar başarılı bir oyuncu oldugunu gösterir. Değişik olaylar örgüsü gelişimi filmin çekimleri ve oyunculukları çok başarılı. Zaman zaman fazla komik ve fazlasıyla gizemli. Filmin müzikleri sahnelerde kullanılış biçimi seçimleri ve zamanlaması çok iyi. Zaten Sherlock Holmesi anımsatan işeyişiyle ve finaliyle süprizlere açık muhteşem bir filmdi. Leyla İle Mecnun dizisinin yönetmeni de olan Onur Ünlü bizim için gerçekten büyük bir nimet. Adam farklı biri ve kendini her yapımında fazlasıyla belli ediyor. Bazı konular üzerinde düşündürmüş bizi. Felsefi bir bakış açısıyla düşünce yapımızda değişikliklere neden olabilir. Benim film hakkında olan olumsuz düşüncelerimde var tabi. Olayın siyasi boyutlarınıda ele almaları ve İmamın olayı çözerken bu konuda fazlasıyla rahat olması. Ayrıca İtirazım var parçasını Müslüm Gürses ten dinlemek daha iyi olurdu. iyi seyrler...","label":8} {"text":"annesinin portreleri, babasının şiirleriyle süslediği filminde Tarkovski bir nevi günlüğünden kesitler sunmuş bize. Ressamların tablolarını sahnelerine yansıtması, en sevdiği bestecilerden Bach'ın eserlerini duymamız da yönetmenin sanat aşkını filme fazlasıyla yansıtmış.","label":7} {"text":"Çok kötü hiç beğenmedim. İnanılmaz sıkıcı. Kurgu zayıf, hikaye klişe, başroller dışında oyunculuklar berbat. Ama en kötüsü de dialoglar. İnsana bu senaryoyu kim yazmış diye sorduruyor. Üç kişi birlikte yazmışlar. Ne derler bilirsiniz nerde çokluk.. Eğer bana aksiyon olsun gerisi önemli değil diyorsanız bir şans verebilirsiniz. Bana göre bu tarz filmlerin 2 saatlik parodisi. Tamamen zaman kaybı. Bir önceki yorumumda söylediğim gibi Netflix sadece dizi yapsın.","label":4} {"text":"Klişeler abidesi... Filmi neden izledim bilemiyorum ama bu filmi izlemektense boş boş otururdum daha iyi. En azından aklımı bu boş filmle doldurmamış olurdum. Film tam anlamıyla gereksiz bir film. Bu yıl izlediğim en kötü filmlerden biriydi. Ne doğru düzgün bir senaryosu var, ne bir işleyiş. Sıklıkla görmeye alıştığımız abartı aksiyon sahneleri, ajan hikayesi üzerine kurulmuş çok vasat bir film. Sadece aksiyon izlemek istiyorsanız bir çok alternatif var ama illa da bunu izleyeceğim derseniz konu bütünlüğü ve mantık beklemeyin. Hatta aksiyon dışında hiçbir şey beklemeyin. Zaten filmin yönetmeninin de ilk filmiymiş. Yani onun adına pek iyi bir başlangıç olmamış. Ama eldekiler de bu yani adama da suç bulmamak lazım. Ben aksiyonu severim, ne olsa izlerim diyen arkadaşlara, İyi seyirler... 3.0/10","label":2} {"text":"Denzel W.nin son yönetmenliğini yaptı Great Debaters filmine benzettim konu olarak fakat kalite olarak onunla boy ölçüşemez tabiiki.Freedom Writers anlatım olarak iyiydi,Swankın performansıda gayet iyi fakat filmi genel olarak türü filmlerden ayıran bir özelliği yok,sıradan.10/7","label":6} {"text":"Havaların kötülüğü yüzünden bu hafta kendimi sinemaya verdim. Filmin 1 i daha iyiydi. Bu da idare eder işte. Komiklikler, lazlıklar falan..","label":5} {"text":"İlk yarım saatte ne oldu ne bitti anlamadan birden kendinizi algoritmaların içinde buluyosunuz. Money Monster, izlemesi keyifli","label":5} {"text":"Benim anlayamadığım nokta şu; kim bu film çok sıkıcı, durağan diye eleştiri yapmışsa, ardından git aksiyon filmi izle gibi bir yorum gelmiş. Yani bir filmin sıkıcı olmaması için ille aksiyon filmi mi olması gerek.(En basitinden sinemamızdan bir örnek: Masumiyet) Arkadaşlar bence duygusal düşünmeyi, Pitt Sevgimizi, Görsel Şöleni, O Harika Müzikleri (Soundtrack albümünü edindim çok güzeli, tavsiyemdir ), Brad Pittin ruhsal açıdan adeta çökmüş bir kişiyi ustaca canlandırmasını vs; bir kenara bırakalım film gerçekten çok uzundu, gereksiz derecede. Az önce sıraladığım ögeler belki bu filmi izlenesi kılan. Western mi? Açıkçası bence Western den çok daha dram filmi. Jesse James vurulduktan sonraki 15-20 dk. aslında filme bedel bence. Kısacası son 20 dakikası için izlenebilir izlenirse. Bunun haricinde çok bir extrası yok filmin; tamam perdeye iyi yansıtılmış bir dram (her saniyesiyle) ama kesinlikle gereksiz derecede uzun. 7,5/10","label":6} {"text":"Hafta sonu izledim sosyal içeriği yüksek bir film ağır ağır ilerleyen ama güzel film.Üst düzey beklenti içine girilmeden izlenecek 3/5 puanlamasında bir filmdir.İyi seyirler saygılarımla...","label":5} {"text":"Eşi, ikisi için kahve almaya gitmiş ve hava alanının bekleme alanında beklemekte olan adamın, çevresindeki tüm kadınlara mantığıyla iştahlı bir şekilde baktığı bir senaryo ile başlıyor hikaye. Bir noktadan sonra alana mavili kadın diye tabir edilen kişi gelir ve kısa sürede adamın çevresine attığı bakışları fark eder. Ardından adamla aynı oyunu sonuna kadar oynamaya karar verir. İnsanların manalı bakışlarından tutun, kadınların tepkilerine kadar, son perdede adamın mavili kadınla yaşadıkları gerçek mi hayal ürünü mü sorusunu akıllarda bıraktığı sahneye kadar ekrana bağlayıcı bir filmdi.","label":6} {"text":"Açıkçası zaman kaybından başka bişey değil. Son yıllarda izlediğim en kalitesiz film diyebilirim. Bu filme ayıracağınız zamanı başka filmlere ayırsanız daha iyi edersiniz. Sonra herkesin midesininin kaldıramayacağı bir film olduğunuda belirteyim. Midesi hassas olanlar fazla yaklaşmasın bu filme.","label":3} {"text":"filmi çok beğendim, Vahide Gördüm ve Kadir inanır çok iyi seçilmiş, özellikle kapıyı tabut haline getirdigi sahne beni mahfetti, gayet başarılı izlenilmesi gerken bir film olmuş, emeğinize sağlık, bir anne olarak çok hüzünlendim.","label":9} {"text":"Sınırlı diyaloglara sahip, jest-mimik ağırlıklı anlatılara Holywood'da çok da rastlamıyoruz. Bu sebeple kendi coğrafyası için ilk örneklerden umarım devamı gelir.","label":8} {"text":"Filmi herhangi bir ön yargım olmadan ve fazla bir beklentiye girmeden izledim. Çok da keyif aldım. Dikkatli bakınca göze batan aksiyon arası komedi çabaları olsa da çok aşırıya kaçılmadığından sorun etmedim. Dövüş sekansları çok aman aman olmasa da asla berbat ya da kötü denemez. Klasik kahraman tanıtma filmlerinden farklı bir yol izlemiş Marvel bu film ile. Genel de Marvel de hep bir baba figürü oluyor ; İron man ve babası , thor ve babası , Black panter ve babası gibi ancak bu sefer ki motivasyon çok farklı ve filme güzel hizmet etmiş. Karakterler bana gayet sempatik geldi. Yüzüklerin hikayesine çok girilmemiş olsa da ileride planlanan filmlerin konusunu oluşturacağı kesin gibi. Kısacası filmi izleyin ve keyfine varın canlar. Pişman etmez.","label":6} {"text":"Otistik oğluna kötü davranan bir kadının cehennemi.. Ve evet, finaldeki taksi şoförüne de gayet \" cehennem zebanisi\" demek mümkün. Kadın o rıhtıma giderken biliyor ki, yine oğlunu görecek sonunda, ama o oğlan yine ölecek.. Benim şahsım adına filmin tek tokadı, kadının \"kötü anne\" çıkması oldu. Filmin genel teorisi tahmin edilebilirdi, ama \"neden\" kısmı kayıptı. Bu açıdan \"sürpriz sonlu\" denebilir. Bu tür filmleri senaryolaştırıp çekmek bence bayağı zor iş, mantık hatasız bu tarz bir film çekmek biraz imkansız gibi. Klasik \"teen slasher\" filmleriyle zaten kıyaslanamaz. O yüzden, bence gayet izlenebilir bir film kendisi..","label":6} {"text":"Irkçı, homofobik ve özellikle pedofili esprilerinden hoşlanıyorsanız bu film tam size göre. Aksi takdirde benim gibi mideniz bulanacaktır. Bu filmi izledikten sonra Woody Allen'ın üvey kızına tecavüz ettiğine inanmaya başladım. 12 yaşındaki kızlarla grup seks esprileri yapan birinin bunu gerçeğe dönüştürmesi şaşılacak şey değildir!","label":0} {"text":"çok üzülerek söylüyorum seri dağılmış ilk iki film çıtayı yükselterek gidiyordu bende ilk duyduğumda 3. filmin geleceğini çok sevinmiştim ama olmamış aynı bizim keloğlan kara prense karşı gibi olmuş. beğenmedim","label":3} {"text":"Küçüklüğümden beri SüngerBob'u çok severim. Gerçi son yıllar biraz önemini kaybetti benim için ve bölümlerini de takip edemez oldum ama yine de sinema salonuna giderken eski bir dost ile buluşuyormuşum hissine kapıldım biraz. Gerçi bu sefer zevkler ve renkler benim için öncesine göre biraz değiştiği için filmden ekstra bir şeyler umdum. Neticede filmden umduğumu bulamadım ama hoş vakit geçirdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Ama film aklınıza kötü olarak kazınmasın, film ortalamanın üstündeydi. Biraz eksiklikleri vardı, bu benim görüşüm. Ayrıca benim görüşüme bakarsak filmdeki şu eksiklikleri de söyleyebilirim: Filmdeki geçişler çok yavaştı, senaryo biraz basit kalmış, SüngerBob'un eski dublajı daha iyiydi bu yüzden film fazla iyi değildi, karaya çıkma sahnesi 90 dakikalık filmin sadece 20 dakikasını oluşturuyor... falan filan. Artık daha dikkatliyiz. Gerçi SüngerBob hem küçüklere hem de büyüklere hitap ediyor ama daha çok küçüklere göre tabii ki. Bu benim görüşümdü. Şimdi de çocukların gözünden filme bakalım: Çocukların düşündüklerini bilemem ama filmde onların sesleri ile onlarla empati kurabildim. SüngerBob çıkınca, salondaki çocuklar Sonunda SüngerBob!& gibi bir şekilde bağırdı. Hatta SüngerBob'un dizisindeki jenerik çalmaya başlayınca çocuklar ve aileler elleri ile alkışlayıp tempo tuttu. Yani küçükler için heyecan verici ve hoş bir deneyim olduğunu anlayabiliyorum. Ayrıca filmde sürekli ekip çalışması ile ilgili güzel mesajlar geçiyor, aileler de çocuklarının bu mesajı almasından hoşnutlardır herhalde. Aslında şunu söyleyebilirim, bu film yetişkinler için hoş fakat bol eksiği olan, ortalamanın anca üstünde olan bir film şeklinde akıllarında kalacaktır. Ama çocuklar içinse mükemmel bir deneyim olacaktır. Çünkü bu film, kelimenin tam anlamıyla bir çocuk filmi. Eğer SüngerBob hayranıysanız veya çocuklar için güzel bir animasyon filmi arıyorsanız bu filme rahatlıkla gidebilirsiniz. Yetişkinler de rahatlıkla gidebilir tabii, sadece filmdeki eksikliklere aldırmadan izlerseniz daha hoş bir deneyim ortaya çıkar sizler için. Herkese iyi seyirler. Not: Filmi 2 boyutlu izledim ve 3 boyutlu olmadığı için bir eksiklik hissetmedim. Ama bir kaç 3D sahne de gözden kaçmıyor. Eğer filme gidecekseniz 3D gidebilirsiniz ama 2D giderseniz de fazla bir şey kaçırmazsınız.","label":5} {"text":"O Homem Que Copiava için \"Erkeğin peri masalı\" diyorum ben. Müthiş ve sıradışı bir film, yönetmenine de ayrıca hayran oldum. Böyle samimi oyunculuklara, böyle şiirsel bir anlatım yakışırdı. Brezilyalı yönetmen adeta samba yapmış. İzlerken gülümsetiyor, bittiğinde ise o gülümseme suratınızda kalabilir. Temposu da çok iyi. Tam olarak \"az kişi tarafından bilinen şaheser film\" tanımlamasına uyuyor.","label":7} {"text":"Serinin hatta turk sinema tarihinin en.kotu komedi filmi olmaya aday.hatta komedi filmi demek yanlis olur o derece.amacsiz belli bir sonuca varamayan cok fazla karakterin yer aldigi ve o.karakterlerin filmde bulunmasinin ne geregi oldugunu hala cozemedigim bir film. Film cekmek icin cekilmis sanki.","label":0} {"text":"Harika bir polisiye filmiydi. Daniel Craig oyunculuğu üstdüzeydeydi. Kısacası bazı gereksiz sahneler dışında çok güzeldi.","label":9} {"text":"İyi oyunculukla akıcı anlatıma sahip filmde müziğin kullanımı da çok iyi. Yaşam ertelemeye gelmez... 70/100","label":6} {"text":"Zaman kaybı. Uykum geldi ama uyutmadı bile. 2 kişi girdik, en son yürümek daha eğlenceli geldi. Bilet parasıyla yemek yemeyi tercih ederim.","label":0} {"text":"himym'de çok fazla geçmesinin ardından izlediğim o film.","label":6} {"text":"Seviyorum ben Recep İvediki;ve bu yüzden baya güldüm,eğer Recepi sevmiyorsanız,ve de espirisi,argosunu beğenmiyorsanız pek tabi izlemeyebilirsiniz.","label":9} {"text":"klasik Türk filmi komedisi 1-2 yerde güzel espriler vardı boş vakitte değerlendirilebilir çok büyük beklenti içine girilmeden tabi","label":4} {"text":"James Bond türü ajan aksiyonlarıyla iki kafadar polis komedilerinin bir birleşimi gibi \"Süper Ajanlar\". Komedi ve aksiyonun iç içe geçirildiği yapıda bazen dozu aşırıya kaçan çatışma sahneleri bulunuyor. Çok hızlı takip sahnelerinin ve çizgi film şiddetinin de yer aldığı dövüş sahnelerinin yer aldığını belirtelim. Karakterler birbirlerine çeşitli silahlarla ateş edip, tekme ve yumruklarla saldırıyorlar. Kimseler ölmüyor ama birbirlerine ciddi zararlar verici hareketler yapıyorlar. Mesela baş kötü adam karşısındakini buza çeviren bir robot. Bu özelliğini de sık sık kullanıyor. Hatta finalde bir ejderha bile olaya dahil oluyor. Birbirlerine kur yapan karakterler var ama grafik olarak zararsız. Filmin en bariz pozitif mesajları arkadaşlığın ve ekip çalışmasının değeri. Ani iklim değişikliğinin hayatı ve dünyayı nasıl etkileyeceği de bir yan tema olarak yer almakta. Aksiyonu biraz fazla gürültülü ve şiddetli. Hikayesi de çabuk unutulur cinsten.","label":5} {"text":"Vince Vaughn iyi oynamış ama film olmamış.. Senaryoda banal.. Vince'in niye bu kadar delirdiği, niye saçmasapan şeyler yaptığı soru işareti.. Senaryo iyi olmayınca, olmuyor işte.. Ayrıca yönetmen de garip şeyler yapmış.. Mesela bir kafa parçalanıyor, saniselik görüntüde parçalanan kafanın bir mankene ait olduğunu rahatlıkla görüyorsunuz.. Yani yönetmen de banal.. Vince Vaughn'u izlemek istiyorsanız izleyin..10/5","label":4} {"text":"yıllar önce sinemada izleyip ilk morgan freeman filmlerini izlemelisin dedirten güzel bir gerilim filmidir. kuzuların sessizliği tarzında bir film arıyorsanız kaçırmayın derim.","label":6} {"text":"İnanılmaz huzur veren bir film","label":7} {"text":"o cutlar biraz garip gelse de ayna sahnesini sonda çok iyi bağlamış, açıkçası filmin en beğendiğim yeri son kısım oldu.","label":7} {"text":"Yönetmenin tarzını az çok bilenler belki de senaryoyu çözmekte zorlanmayacak ama bu yine de filmin iyi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Müzikleri, çekimi ve atmosferiyle kaliteli bir film olmuş.","label":7} {"text":"sadelik filmin esas aldığı ilke çekimler felan hepsi basit filmde sokakta geçiyor ama izlettiriyor bişeyler ekleyip filmi daha güzel hale getirebilirlerdi ya buda iyi diyalog dolu bir film ama ben beğendim fena değil","label":4} {"text":"Filmin 2 mesajı vardı bence biri \" paranın olduğu yerde tabu olmaz\" ikincisi fbı ajanının eve metro ile dönmesi :)","label":7} {"text":"keanu nun aptal ve gereksiz filmleirnden bir tanesi. ama keanu nun filmi olma özelliğine sahip olduğu için güzeldi ve bunun için izledim.","label":4} {"text":"Bazı kısımlar zorlama olmuş gibi ama izlerken tokat yemiş gibi bir his oluşuyor.","label":5} {"text":"Beklentilerin altında","label":6} {"text":"izle, eğlen, unut....","label":6} {"text":"Beklediğim gibiydi,izlemeden önce farklı bir yapım olacağı beklentisindeydim ve boşa çıkarmadı.Aksiyon seven biri olarak beni fazlasıyla tatmin etti,diyalogları,oyunculuklarıyla iyi bir film olmuş","label":7} {"text":"bir kadın yönetmenden çok iyi bir film. çocuk oyuncular da o kadar iyi ki filmde dekoru tamamlamaktan çok daha fazlasını yapmışlar. hatta bu filmde yetişkin oyunculardan bile iyi iş çıkarmışlar.","label":8} {"text":"başlarda çok ilgimi çekmedi ama film ortalarda merak uyandırmaya başladı sonu da gerçekten beklediğim ve istediğim gibi bitti baya iyiydi","label":9} {"text":"İzlediğim en garip filmlerden biriydi çünkü filmin konusunu bana birisi anlat dese heralde anlatamazdım çünkü hani ana bir olay olupta onun etrafında dönen bir film değil Watchmen.Filmin süresi baya uzun olmasına rağmen ben filmin başından sonuna kadar nerdeyse birkaç sahne dışında pek sıkılmadım ama bu filmi beğendiğim anlamına gelmez çünkü film çok uzun olduğu için aksiyon sahnesi çıktığında bile insan ne heyecanlanabiliyor ne de gaza gelebiliyor çünkü filmin geneli aynı tempoda geçiyor bu yüzden filmi izlerken ne sıkıldım ne de heyecanlandım.Filmin diğer süper kahramanlı filmlerden farkı film fantastik türüne girmekten ziyada süper kahramanların acılarını ve iç dünyalarını gösteriyor diyebilirim yani filmi izlemeden önce sakın Spider-Man tarzı aksiyonlu-heyecanlı bir film beklemeyin.Filmin bence en iyi yanı müzikleri ve Dr.Manhattan karakteri,özellikle Dr.Manhattan karakterinin olduğu kısımlar ve onun hayatından izlediğimiz kesitler gerçekten filmin en iyi kısımları bence.Zack Snyder sanatsal filmler yapan bir adam değil ama ben onun filmlerini izlemeyi seven biriyim ama bu film onun tarzının biraz dışında olmuş hem süresi hem de anlattığı konu bakımıyla çerezlik bir film değil ve kesinlikle herkese hitap etmiyor.Oyunculuklar fena değil,Dr.Manhattan karakterini canlandıran Billy Crudup bence filmde en iyi oyunculuk çıkartan isim.Son olarak filmi ne beğendim ne beğenmedim diyebilirim,değişik bir süper kahraman filmi izlemek isteyenler izlesin derim ama filmi beklentisiz izleyin. 6/10","label":5} {"text":"Mad Max'in Bir Tersi 7/10","label":6} {"text":"Yeniden çevrim olmasaydı belki birazdaha değerli olabilirdi... 4.5/10","label":4} {"text":"Uyduda görüp izledim keyifli sıradan bir film. Orman korucusu olan amcasının yanında kalan bir çocuğun bir ayıyla olan macerasını anlatıyor. Dinlenmek isterken izleyebileceğiniz türden bir film.","label":4} {"text":"Böyle filmleri desteklemeli ki değerlinsinler ve tarihimizi okullarda anlamayan genç nesil, sinema salonlarında anlayabilsinler..Müthiş bir tarihe sahibiz, Amerikalılar olsaydı yüzlerce film yapar yüzlercesini de proje olarak hazırda tutardı..İnşallah bizlerde tarihimizi sinema salonlarında anlatma fırsatını çoğu kez bulabiliriz..","label":7} {"text":"\"Başucu\" filmim olarak eklemekten onur duyarım. Şahane bir kült bana göre.","label":8} {"text":"Sihir ve sinema her zaman iyi bir ikili olmuştur. Son dönmede Prestij ve Sihirbaz gibi önemli iki filmde vardı. Bu film o filmlerin seviyesinin altında ama yinede izlenmeyi hak ediyor.","label":5} {"text":"Bu nedir arkadaş ya. tamamen vakit kaybı. Yazık günah bu kadar insanı toplayıp da film yapmaya çalışmak. Hadi bunu yaptın yazık günah bu kadar insana bunu izletip de vaktini almak. UZAK DURUN.","label":0} {"text":"Puanı yüzünden kıyıda köşede kalmış filmlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Anlamak için filmin son sahnesini bir kaç defa izlemem gerekti hatta gelip yorumları okudum ve kafamda iyice oturdu film. Psikolojik gerilim seviyorsanız mutlaka izleyin.","label":7} {"text":"Arkadaşlar daha izlemeden 5te 5 verdim çünkü coles çok iyi bir oyuncu sevdiğim bir aktör eminim ki çok güzel bir filmdir","label":9} {"text":"filmin Türkçe altyazısı bir yerde yok ama dublajlı şu adresten izlenebilir. http://difizle.com/watch_video. php?v=U7WXU1M9OG69","label":5} {"text":"Mert fıratın oyunculuğu harika başka dilde aşkda da çok beğenmiştim ondan sonraki dizisi kapalıçarşıda da çok iyiydi bu filmde de başarılı olacağına eminim türk sineması için iyi bir senarist ve oyuncudur bence kendisi...","label":7} {"text":"bu filmi çok merak ediyorum...","label":4} {"text":"Bu kadar yüksek puanlanmasına ve güzel yorumlar almasına kesinlikle anlam veremediğim - ki bu sayede beni de izlemeye sevk etmiş - gayet sıradan hatta zaman zaman sıkıcı bir film. Şu film Hollywood'dan çıkmış olsa; \"çok klişe, vasatın altı \" benzeri yorumlar alır ve ortalama puanı 5 küsür olurdu eminim. Koreliler yapınca değerlenmiş sanırım. 4,5 / 10","label":4} {"text":"izlenmesi gereken filmler arasında ve uzun olması sıkıcı olacağı anlamına gelmez izlerken gözlerinizi kırpmamak için elinizden geleni yapacaksınız","label":8} {"text":"insan yiyen devlerle mücadele falan..fazlaca fantastik ama sürükleyici eğlenceli film.. Yer yer çocuk filmi kıvamında","label":5} {"text":"Jack Nicholson yerine bir başkası oynasaydı, ortaya böyle muhteşem bir gerilim çıkar mıydı ? Belki 1980'e göre evet, ama 2013'te bile bu kadar değer verilen bir film olmazdı. Müthiş Jack Nicholson performansı.","label":7} {"text":"Fragmanını izledim. Çok eğlenceli bir filme izliyor. 2015'de izleyeceğim ilk film olacak.","label":9} {"text":"Beyin yakan bir filmdir. En az 3-5 defa izlemeniz lazım. Müzik ve ses aksiyon güzeldi fakat bi yerlerde devreleriniz yanabilir. Anlaşılması zor fakat güzel bir filmdi.","label":6} {"text":"Film çok güzeldi. Aksiyon, macera, komedi... hepsi bu filmde. Yine de fazla bir şey beklemeyin ama çok eğlenceliydi. Bence gidin. Çocuk filmi diye de tereddüt etmeyin. Benim puanım 3.5/5","label":6} {"text":"Gerçekten çok etkileyici bir film olmuş çok beğendiğimi söylemeliyim özellikle clint eastwood harika oynamış.İnsanlık adına çıkarılacak bir sürü ders var izlemeyen varsa göz atsın bence kesinlikle.","label":7} {"text":"Hangi şartlar altında olursa olsun, yaşamının her bir saniyesinde hayat da kalabilme dürtüsü ile hareket eden insanın doğasının zekice kurgulanarak anlatıldığı senaryosunu, Christie LeBlan'ın yazdığı O2 / Oxygène / Oxygen&, yönetmen koltuğunda Alexandre Aja'nın oturduğu bilim - kurgu arka planlı bir psikolojik gerilim olarak çıkıyor karşımıza... Bir önceki filmi Crawl da (2019) sırtını fena halde görsel efektlere dayadığı için fazlasıyla eleştirdiğimiz ve kapsamlı bir yorum ile 5 üzerinden 2 verdiğimiz Aja bu filmde sırtını çok daha sağlam bir yer olduğunu hiç düşünmeden, rahatlıkla ifade edebileceğimiz Tarantino'nun Inglourious Basterds&ının da (2009) yıldızlarından olan Mélanie Laurent'nin tek kişilik performansına yaslamış ve bize göre böylelikle, filmografisindeki en önemli işlerden birisine de imzasını atmış... Tabii filme tamamen hakim olan klostrofobik atmosferi yansıtmaktaki becerisi nedeniyle, Belçikalı görüntü yönetmeni Maxime Alexandre'ın hakkını da teslim etmek gerek... Gelin isterseniz biraz daha yakından bakalım Alexandre'ın şu merakla beklenen Oksijen'ine... Uyandığında Elizabeth 'Liz' Hansen (Mélanie Laurent) kendini, nasılı ile nedenini bir türlü anımsayamadığı ve organik bir kozaya sarılmış bir biçimde, tıbbi bir cihaza hapsedilmiş olarak bulur... Yalnız henüz Liz, Liz olduğundan da habersizdir... Yatar vaziyet de içine kapatıldığı Cryosalide marka kriyojenik kapsüldeki oksijen seviyesi, bir arıza sebebiyle sürekli azalırken tek muhatabı da M.I.L.O (seslendiren Mathieu Amalric) isimli akıllı bir bilgisayardır... Liz bir yandan kendi kendini, bu durumdan kurtulacağına dair telkin etmeye diğer yandan da kendisine Omricon 267 olarak hitap eden M.I.L.O'dan kimliğini ve sağlık sorununu öğrenmeye çalışmaktadır... Ancak şimdilik bir sonuca ulaşamaz... Tek yapabildiği M.I.L.O'ya polisi aratmaktır... Aratır ama çok kısa bir süre sonra, Sizi amirime aktaracağım diyen görevli memurun (seslendiren Marc Saez) bağlantısı kopar... Neyse en azından adının Dr. Elizabeth Hansen olduğunu öğrenmiştir... Ve... Derken bu kez, Bilim ve Teknoloji bölümünden Komiser Moreau (seslendiren Eric Herson-Macarel) telefon hattındadır... Aynı esnada Liz'in M.I.L.O'dan aldığı iyi haber, son derece sağlıklı ve beklenen yaşam süresinin 82 yıl olduğudur... Yani bu sağlık kabininin içinde bulunmasının mantıklı bir izahı mevcut değildir... Durun durun, asıl kötü haberi duymadınız daha... Ne mi o? Elbette, üreticisinden edinilen bilgiye göre 43 dakikalık oksijenin kaldığı kapsülün üç yıl önce kullanım dışı bırakıldığıdır... Ne yazık ki, bu konuşma esnasında da telefon bağlantısı yine kopar... Fakat M.I.L.O'nun yardımı ile içinde bulunduğu kapsülü bizzat geliştiren nobel ödüllü ve meslektaşı Dr. Léo Ferguson (Malik Zidi) ile evli bir bilim insanı olduğu bilgisine de ulaşır Liz... Ulaşır ulaşmasına da, kendisine yardım etmesi için ısrarla peş peşe arattığı Leo, telefonlarına çıkmadığı için bu bilgi de pek bir işine yaramaz... Üstelik Liz'in sinirleri öylesine bozulmuştur ki, kapsülün içinde denek fareleri de görmeye başlar... Hele kendisine yatıştırıcı enjekte etmek için uğraş veren otomatik enjektöre karşı verdiği inanılmaz bir mücadele vardır ki, anlatılamaz... Bunun üzerine Liz'e elekro şok uygulanır... Oksijen %20 lerdeyken Komiser Moreau yeniden arayınca, paniklemiş vaziyetteki Liz'i heyecan da basınca göstergedeki rakam, %17 gibi oldukça kritik bir seviyeye düşüverir... Yalnız daha da beteri Moreau'ya göre gerçek hayat da Dr. Léo Ferguson diye birinin bulunmamasıdır... Dakika 42... Geride Laurent'in şovuna dönüşen, gerilim ve gizem dozunun giderek arttığı sürprizlerle dolu olan bu Netflix filminde, 58 dakikalık bir bölüm daha sizleri bekliyor... Olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan izlemenizi öneririz... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"nedense anlatıldığı övüldüğü kadar hiseetiremiyor film bazı şeyleri. o kadar çok olumsuzluğu bir arada anlatmak zor iş olsa gerek","label":8} {"text":"Hemen soyleyeyım Eddie Redmayne'nin oyunculuguna laf yok. Hayatı boyunca erkek olarak yasamıs ve kadın gıbı davranmayı kadınları ızleyerek ogrenmıs bır ınsanın halleri tabı kı bazen yapmacık gorunebılır kotu bır taklıt gıbı gorunebılır dolayısıyla benı ınandırdı hatta aglattı bıle:(","label":7} {"text":"Film islenis itibariyle guzeldi. Modern 'savas' lardan birini izledik, hayatta kalma. Goruntuler, diyaloglar tam bir fransiz realizmini aktariyordu. \"du\", cunku; film olarak duz anlatimi olan bir filmde Marion Cotillard gibi unlu bir oyuncuya gerek var miydi bilmiyorum. Filmin gercekligini biraz bozmus. Son sozlerim; fena degil ile guzel film arasi.","label":6} {"text":"Tam anlamıyla bir eve dönüş, eve dönebilme hikayesi. Sarıkamış 1915 adı sadece zamanı betimlemek için var. Savaş filmi bekleyenler, savaşa dair hareketli sahneler bekleyenler yanılır. Film öyle sakin ilerliyor ki, vuruyor o sakinliği ile. Savaşta eve dönmeye çalışan insanların savaşı. Uğur Polat ve Serdar Orçin de fazlasıyla iyi.","label":7} {"text":"Sağlam bir kurgusu olmasa da, diyalogları ve yaşanılan absürt olaylarıyla izleyiciyi güldürmeyi başarabilen güzel bir durum komedisi.","label":6} {"text":"şeker tadında bir anime :)) ponyo karakterine bayıldım:D","label":8} {"text":"TEK KELİME İLE BERBAT HİÇ VAKİT BİLE AYIRMANIZA GEREK YOK. FLASH TV DEKİ FİLMLERİ DE İZLESENİZ PEK FARKI OLMAZ","label":0} {"text":"Efektler berbat. Telefon ile daha iyi efekler yapılır. izlemeye değmez. 1/10","label":0} {"text":"Neden böyle bir senaryo, anlatılmak istenen şayet ne ise o neden bu şekilde anlatılmış, ailenin psikolojik durumu ne, ne yapmaya çalışıldı ya da ne yapıldı aklımda 500 tane soru var. Filme iyi mi desem kötü mü desem bilemedim. oyunculuk 10 senaryo 1 diyeyim gerisini siz anlayın. filmin sadece meraktan izleneceğini düşünüyorum. sonuç odaklılar fazla beklenti içine girmesin. 6.7/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"Bir cinayeti kanıtlamak ne kadar zor olabilir?","label":7} {"text":"Temizlik takıntısı olduğunu, düşünenler bir de bu filmi seyretmeliler. Di Caprio çok iyi oynamış...","label":9} {"text":"izleyebildim filmi savaş filmi ne de olsa ma güzel ekrana yansıtılmış nicolas cage başarılıydı :) savaş filmlerini sevenler izlesin derim","label":9} {"text":"Nefesle kıyaslarsak evet nefes daha iyi ama dağ'ın da eksikleri olmasına rağmen,milliyetçi duyguları alevlendiren kendini Türk olarak gören herkesin izlemesi gereken bir film,izlemeli ki içinde bulunduğumuz şu durumda verilen şehitlerin önemi bir kez daha kavransıikle yanlı bir film değil bence,sonuçta karşı taraf düşman onu daha nasıl lanse edicekti ki ,politikacılar gibi barış elçisi olarak falan mı,hiç sanmıyorum!Çağlar ertuğrul ve ufuk bayraktar'ın performanslarını çok olumlu buldum,verdikleri duygu,içtenlik güzeldi,teşekkür tüm emeği geçenlere 9/10","label":7} {"text":"İlk 15 dk'lık dilimde galiba sağlam bir zombi filmi izleyeceğim diye heyecan yapmıştım... Zombi filmlerinden hoşlananlar için gene de orijinal sayılabilecek bir kaç farklı bakış açısı var diye düşünüyorum ama o yabani zombi çocukların sahneleri başladığında film iyice gözümden düştü. Bence senaristin veya yönetmenin kafasında oluşturduğu orijinallik yabani çocuk zombi sahnelerine kadarmış çünkü orada film yoruldu ve bitti yani o sahnelerde '' elimizden bu kadar geldi hadi filmin gerisi için bir şeyler uyduralım '' demişler bence ve aynı sıkıcılıkla film devam etti... hiçbir yere bağlanmadan anlamsızca da bitti. Sadece zombi filmi severler için tavsiye edeceğim bir film daha geniş kitleye hitap etmesi mümkün değil.","label":4} {"text":"I bambini ci guardano, tüm o dramatik yapısının, ana karakterinin çocuk olmasıyla gelen ağırlığına, melodrama kaçma tehlikesinin ara sıra görüldüğü anlatım tonuna, yer yer nesnelliğini kaybetmesine rağmen keskin çizgilerlerle ahlak bekçiliği yapmamasıyla beğendiğim bir film oldu. İnsan zaaflarını, gelgitlerini yasak aşk teması etrafında irdeleyen De Sica olayların ortasındaki çocuğu bir masumiyet gözlemcisi, ya da deyim yerindeyse tek kişilik bir jüri misali kullanıyor. Prico, gördüklerinde, yaşadıklarında, aniden değişen yaşamında suskunluklardan, göz yaşlarından taraf oluyor. De Sica fazla duygu sömürüsü yapmadan Prico'yu odağa alıyor. Sanırım tek plan çekilen, otelde bir kahvaltı sahnesi var pek keyifliydi.","label":7} {"text":"\"-Bugün çok cesur adam öldürdük. -Komik, bununla gurur duydum. Onları öldürürken bile gurur duydum. Ölmekten korkmayanlar için konuşmak kolay, çünkü gerçekten haklı olduğuna inanırlar.\"","label":6} {"text":"Savaş filmi olduğunu düşünerek izlemeye başlasanız bile filmin akıcılığından savaş sahnelerini izlemeyi beklemiyorsunuz.. çünkü konusu sizi öyle bağlıyor ki zaman zaman komedi zaman zaman dram izliyorsunuz. dramla komedinin buluşup savaş süsü verilmesi filmi eğlenceli hale getirmiş.. film için Kirk Douglas ve Charlton Heston isimleri düşünülse de William Holden cuk diye oturmuş.. bu arada Billy Wilder'in bütün filmleri izlenmeli..","label":7} {"text":"Acının sömürüsü yapılmadan ölüm ve ayrılık acısı dokunaklı bir şekilde anlatılmış. Bizde olsa salya sümük ağlattırana kadar uğraşırlardı. Bu açıdan acıyı anlatış tarzları bizim bakışımıza uymayabilir. Filmin sonundaki şarkı da çok güzeldi.","label":7} {"text":"!---spoiler---! iki tane eleman bir yere gidiyorlar... !---spoiler---!","label":1} {"text":"Farklı bir senaryoya sahip, Patrick Swayze, Demi Moore ve Whoopi Goldbergin oyunculukları ile büyülediği, doksanlı yılların kült aşk filmlerinden birisi.","label":6} {"text":"İzlerken keyif aldığım ender filmlerden. Oyuncular o kadar şahane ki izlemeye doyamadım. Bu kurguyu şimdilerde yaratamıyorlar.. Sinemaya değer veren arkadaşlara içtenlikle tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Filmi izlemeden önce konuyu okuduğumda az çok beni nelerin beklediğini tahmin ettim. Üstelik yönetmen koltuğunda Clint Eastwood'un olduğunu öğrendiğimde burnuma pis kokular gelmeye başlamıştı bile. Amerikan'ın kan ve savaş ideolojisini bizlere o kadar farklı göstermeye çalışmışlar ki duyguları ön plana sürerek yapmış oldukları katliamları süt beyazı gibi düşüncelerimize bulamaya çalışmışlar. Ama yemezler ! Filme teknik açıdan baktığımda her ne kadar güzel iş çıkartmış olsalar da bu kadar vurdum duymaz anlayışları beni çileden çıkartıyor. Hiç bir şekilde objektifliği olmayan, kendilerinin yapmış olduğu katliamları kahramanlaştıran Amerikanizm'i destekleyen herkese lanet olsun. Sevdiğim oyuncu olan : Bradley Cooper'da bu projenin içinde olduğu için beni hayal kırıklığına uğrattı.","label":3} {"text":"Bir filmden beklentiniz süresi boyunca sizi sıkmadan hatta eğlendirerek zaman geçirmenizi sağlamaksa evet bu film onu yapıyor.Ama bence bu not ortalamsını haketmiyor.Son zamanların en gözde aksiyon oyuncusu Statham boşrolde,yönetmen yine bu tür filmlerin gözde yönetmenlerinden ama senaryo çok sıradan,sonunda verilen mesaj da havada kalmış.Altından geçmeyin üstünüze düşebilir.","label":6} {"text":"Ryan napıyosun abi ya? Bu neymiş böyle! Adam gerçekten döktürmüş. Hani o kadar güzel oynamış ki ben filmi izlerken olayları kaçırmışım adamı izlemekten. Filmi bitirdikten sonra bir özet niteliğinde bazı sahneleri, diyalogları falan tekrar izledim. İlginç konuyla harikulade oyunculuğun birleşmesiyle modern hayattaki yalnızlık anlayışından çok daha farklı bir yalnızlığı anlatan izlenmeye değer bir film.","label":7} {"text":"Bir filmancak bu kadar birden fazla duyguyu bir arada verebilir, eğlendim, güldüm, üzüldüm, ağladım çok çok güzel bir film mutlakaizlemelisiniz","label":0} {"text":"bence gayet iyiydi. jim carrey yine harika....:D","label":9} {"text":"çok keyifli bir filmdi..","label":6} {"text":"acayip kötü oyunculukların acayip kötü bir senaryo içinde harman olduğu bir film bitince ekrana hareket çektim kusacaktım o derece kötü","label":0} {"text":"Harika manzaraları, çoğu zaman epey güldüren diyalogları, doğal oyunculukları -büyükbaba ve Sammy özellikle iyiydi:) ve güzel hikayesiyle çok sıcak bir film. Müzik ve sahnelerin birlikteliği ise çok daha büyük filmlerin yapabileceğinin üstünde. Film, karakterler ve kullanılan dillerdeki doğallık filmin en özgün tarafı. Kesinlikle hoş zaman geçirmek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir film.","label":7} {"text":"Mümkünse 2.si niteliğinde veya devamı niteliğinde bir girişim daha olmasın. Yazık gerçekten, ipini koparan film çekemesin, sinema kültürümüze zarar verilmesin.","label":0} {"text":"Çocuk gözünden ırkçılığın kötü birşey olduğunun büyüklere anlatılması.","label":8} {"text":"Pixar ve Disney olamaz. Bu yıl yapılan bütün animasyonların neredeyse tamamı eksik bir set arkası içeriyor. Seslendirme yaparak animasyon çekilmez. Özellikle bu yapımda var olan ana karakterleri pek beğenmedim. Doğa görüntülerindeki güzellikten başka bir şey yoktu resmen. Hikaye bile yok. Her şey oldu bittiye gelmiş gibi. Pixar gibi bir yapımcıyı görünce en başta ister istemez insan iyi bir film bekliyor. Çocukların hayli beğeneceği bir film olsa da biz yetişkinler için fazla çocukça bir ilerleyişe sahip yapımımız. Bir de herkesin ailede yerini alması için güçlü olmalı ana fikrini de sevemedim. İnsan var edebildiği kadardırı aşılasalardı daha iyi olabilirdi. Sonuçta her yerde ülkem de dahil çocuklarımıza faşist fikirleri aşılayan devletlere karşı insanlığı öğreten bu tarz yapımlara önem veririm hep. Orta kararda biraz basit işlenmiş bir animasyon. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"kadın karakterler çok itici ve gerçek dışı. alpa çino yine şahhane. ayrıca argümanlarında yüzde yüz haklıydı. kesecekti. tünü jeremy irons'ın.","label":7} {"text":"Türk komedi filmlerine karşı genel olarak ön yargılı olan biriyim. Bu filme de öyle gittim ama beklediğimden daha iyi çıktı diyebilirim.","label":5} {"text":"İlk izlediğinizde gülüyorsunuz belki birkaç yerine de tekrar izlemek için boşuna elinizi DVD'ye doğru götürmeyin. Gerçekten daha iyileri var. Lütfen.","label":6} {"text":"eğlenceli kısımları vardı.belki genel olarak kahkahalarla güldürmüyor ancak kendini izletecek derecede bir komedisi var.onun dışında zaten başka sinemasal özellikler beklemek yanlış olur,öylesine izlenebilecek bir film.","label":5} {"text":"Şu ana kadar yazıp çizdiklerimizi şöyle bir kontrol ettiğimizde, çektiği bütün filmleri izlemiş (hatta bir kısmını defalarca) olmamıza rağmen hiçbir Steven Spielberg filmini yorumlamadığımızı fark ettik… Yönetmen olarak çektiği “Duel” (1971), “The Sugarland Express” (1974), “Close Encounters of the Third Kind” (1977), “1941” (1979) ve yapımcı olarak katkıda bulunduğu “Poltergeist” (1982) favori Spielberg filmlerimiz arasında yer alsa da bu akşam sırada fırından taze çıkan “Ready Player One” var… Fırsat bulduğumuzda, adını andığımız bu beş Spielberg filmini de yorumlamaya çalışacağımız sözü değil de notunu da düştükten sonra bu akşamın filmi “Ready Player One” ı incelemeye başlayalım… Sağda solda o kadar çok şey yazılıp çizildi ki; o nedenle, Ernest Cline’ın aynı adlı bilim kurgu romanından (2011) yine Ernst Cline’ın kendisi ve Zak Penn tarafından sinemaya uyarlanan filmin konusu hakkında halen bir şeyler söylemeye gerek var mı bilemiyoruz? Eğer spoiler vermeden çok kısa bir özet yapmak gerekirse; ailesini küçük yaşta kaybeden ve hayatın gerçeklerinden kaçarak zamanının neredeyse tümünü The Oasis adlı oyun evreninde geçiren Wade Watts ve arkadaşlarının başı çektiği bir ekiple diğerleri arasındaki oldukça hareketli bir kapışma ve nihayetinde de hesaplaşma hikâyesinin anlatılmakta olduğu söylenilebilir… Zira oyunun yaratıcısı milyarder James Halliday, bir video aracılığı ile The Oasis evreninin içine üç anahtar sakladığını ve öldüğünde de yarattığı oyunun ve servetinin kontrolünün bu anahtarları bulan kişiye geçeceğini açıklamış ve o sebeple de herkes bu anahtarların peşine düşmüştür… 175 milyon dolar gibi oldukça ciddi bir bütçeyle çekilen ve 29 Mart 2018’de vizyona giren filmin, 18 Haziran 2018 itibarıyla gişe hasılatı yaklaşık 582 milyon dolar… Bizce bu miktar, 1971’de “Duel”i çeken 25 yaşındaki genç ve idealist sinemacıdan günümüzün başarılı sinema endüstrisi yatırımcılarından birine evrilen Steven Spielberg için hiç de şaşırtıcı olmayan bir rakam… Tekrar filme dönecek olursak… Öykü 2045’de geçmesine rağmen, mekân, kostüm ve dekorlar dışında filmde kullanılan müziklerden (Van Halen, George Michael, Prince, Duran Duran, Bee Gees, Eurythmics, Bruce Springsteen) gönderme yapılan filmlere (“The Shining – 1980”, “Back to the Future – 1985”, “The Breakfast Club – 1985”), film karakterlerine (Chuky, Ninja) ve Robert Zemeckis'e kadar neredeyse hemen her şey 1980’lere ait… Filmin oyuncu kadrosu için pek fazla bir şey söylemek istemiyoruz… Çünkü 140 dakikalık filmde ağırlıkları pek fazla hissedilmiyor… Filmde, işin çok önemli bir kısmı kamera arkasındaki görsel efekt ve “The Shining” (1980) deki Overlook Hotel ile o otelin 237 numaralı odasında yaşananları aslına uygun olarak yeniden canlandıran sanal efekt cambazlarınca kotarılmış gibi duruyor… Zaten o nedenle de Spielberg, “Saving Private Ryan” (1998) den bu yana çektiğim en zor filmdi dediği “Ready Player One” daki son derece başarılı görsel efektler için “Star Wars” serisinin yaratıcısı George Lucas’ın kurucusu olduğu Industrial Light Magic firması ile çalışmış… Öyle aman aman bayılmasak da, uzun olmasına rağmen sıkılmadan ve keyifle izlediğimiz bu filmi, türün meraklılarına hiç düşünmeden rahatlıkla önerebiliriz… İzleyecek herkese keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 20 Haziran 2018 günü saat 01.43’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"Zihninin derinliklerinde bir uyarı çığlığı vardı. Ama sen duymak istemedin. Bedenin bunu inkar edip durdu. O uyarıyı duyamayacak kadar zayıftın. Bu olanların hiçbirine de hazır değildin. Sen sadece kendinin kurtarıcısıydın, bizim değil. Oğlumu kurtaramaz mıydın? 22 Mei - 22 Mayıs / 2010 Koen Mortier'in ikinci uzun metrajı olan '22 Mayıs'ın çıkış noktası, patlayan bir bombanın ardından, hayat ve ölüm arasındaki tutarsızlığın neden olduğu bir vicdan muhasebesine dayanıyor. Yönetmenin önceki filmi Ex Drummer'e göre daha farklı bir anlatı sunulması ve konunun yavaş işlenmesi yadırganacak olsa da, bağımsız film takipçileri için farklı bir yapım denebilecek ölçüde. Puan: 6.0","label":5} {"text":"TV'de yarısına kadar izleyebildim.. Sırf sonunu görebileyim diye divx'ini aldım.. pişmanım..","label":1} {"text":"Klasik amerikan propaganda tarzı filmlerinden olsa da küçük çocuğun oyunculuğu için bile izlenebilecek bir yapım. Ayrıca görüntü yönetmenini de makyajlardan dolayı tebrik etmek lazım. 7.1/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"\"nasıl bir karmaşa...\" of, filmi izlerken atlayış sıçrayışlardan, delüsinatif olaylardan, hezeyanlardan o kadar hoşlandım ki... öylesine olduklarını düşündüğüm ilk bir iki seferde bile inanılmaz bir keyif aldım. sonra aklım erdiğinde, hikayenin detaylarına saygı duydum. çok beğendim kısacası. kuzey sinemasını ne kadar övsek az.","label":7} {"text":"Enteresan bir sevgi ifade etme biçimi. Tek güldüğüm nokta ise radyasyon kullanımı oldu :)","label":5} {"text":"filmin dvd sini alırken iyi olacağını tahmin etmiştim.fakat izlerken umduğum gibi değildi.çok da kötü bir film değil.izlemezseniz bişe kaçırmazsınız.","label":6} {"text":"SPOILER İÇERMEYEN BÖLÜM: Yaptığı işte en iyisi olan Baby (Ansel Elgort), bir kaçış sürücüsüdür. Yaklaşık 10 yıldır Doc (Kevin Spacey) adına çalışan Baby, son bir vurguna imza atıp bu işlerden çekilmek ister. Son işini yaptıktan sonra da Baby, sevimli garson Debora'ya (Lily James) aşık olur ve birlikte hayata açılmak isterler. Fakat Doc, Baby'yi bir vurgun için daha geri çağırır ve bu sefer işler kötü sonuçlanır. Polislerden ve ekibinden kaçmaya çalışan Baby, Debora'yı zarar görmekten kurtarmaya çalışır.& Edgar. Wright. Ne zaman Edgar Wright yeni bir işe imze atsa, hemen orada olurum. Filmin adını veya konusunu bile bilmem gerekmez. Sadece bir Edgar Wright filmi olduğunu bilmek bile benim için yeterlidir. Baby Driver için de beklentilerim böyleydi. Bu Mart ayında SXSW film festivalinde galası yapılan Baby Driver'ı, Wright'ın bir önceki filmi The World's End'in çıktığı günden beri bekliyordum doğrusu. Çünkü Edgar Wright, gerçekten de eşi benzeri olmayan bir yönetmen ve her zaman hızlı ilerleyen, orijinal filmlere imza atmayı başarıyor. Bu yüzden geçen hafta Perşembe günü bir Baby Driver ön gösterimi olduğunu öğrenince direk gösterime katıldım. Fakat filmden çıktıktan sonra bazı tatmin olmadığım kısımlar vardı. Her ne kadar filmi izlerken eğlenmiş olsam da bazı bölümler beni biraz hayal kırıklığına uğratmıştı. Bu yüzden Baby Driver'ın eleştirisini erkenden yazmamaya karar verdim. Bu sayede filmi bir kere daha izleme fırsatı buldum. Ve iyi ki de öyle yapmışım çünkü filmi ikinci defa izledikten sonra Baby Driver hakkındaki sorunlarımın neredeyse tamamı yok oldu. Ve şahsen, Baby Driver'ın bir başyapıt olduğunu düşünüyorum. Öncelikle Edgar Wright, her zamanki gibi döktürmüş. Wright, bu filmi öyle bir yönetmiş ki bütün film boyunca bunu nasıl çekmeyi başarmışlar diyerek ağzınız açık kalıyor. Gerek arka plan seslerinin çalan şarkılarla uyumlu ilerlemesi, gerek güçlü aksiyon ve kovalamaca sahneleri olsun Wright, bu filmde resmen imkansızı başarmış. Ayrıca filme koyduğu detayların sayısı da aklımı başımdan aldı. Oyunculuklara bayıldım. Aynı Yıldızın Altında filmindeki performansını iyi bulduğum ama böyle bir filme yakışmayacağını düşündüğüm Ansel Elgort, beklentilerimin çok ama çok üzerinde, karizmatik bir performans sergilemeyi başarmış. Ayrıca Jamie Foxx, Eiza Gonzalez ve Jon Hamm de filme eşsiz bir hava getirmiş. Ve Kevin Spacey de her zamanki gibi başarılı bir performans sergilemiş. Spacey, kendisini hiç kasmadan bile güçlü performanslar sergilemeyi başaran nadir oyunculardan. Mesela Spacey, bütün film boyunca hiç sinirlenmemesine veya bağırmamasına rağmen sürekli bulunduğu sahnenin iplerini elinde tutuyormuş hissini vermeyi başarıyor. Bu film bittikten sonra insanların Baby Driver hakkında en çok konuşacağı şeylerden birisi, soundtrack olacak. Yapılan şarkı seçimlerini söylemek istemiyorum ama size rahatlıkla şunu diyebilirim ki Baby Driver, tüm zamanların en iyi film soundtracklerinden birisine sahip, nokta. Şimdi de Baby Driver hakkında değişen düşüncelerime değinelim. İlk izlediğimde sevmediğim ama ikinci izleyişimde takdir ettiğim yanlara yani. Baby Driver'ı ilk izlediğim zaman filmle ilgili en büyük sorunum, birinci ve ikinci yarıdaki ton uyuşmazlığıydı. Çünkü ilk yarı eğlenceli bir soygun filmi edasında ilerlerken, ikinci yarı ise birazcık daha karanlık bir suç/aksiyon filmi olarak ilerliyor. Her iki yarıyı izlerken eğlenmiş olmama rağmen filmi ilk izlediğim zaman bu iki yarı biraz fazla kopuk geldi. Çünkü filmin fragmanları bunun aksine, daha eğlenceli ve dinamik bir yapıya sahipti. Ama filmi ikinci izleyişimde Wright'ın ikinci yarı ile ilgili, ilk yarıya serpiştirmiş olduğu detayları fark ettim ve çıkan sonucu çok daha takdir ettim. Çünkü Baby Driver, kolayca bu yazın en eğlenceli filmi olabilirdi. Ama Baby Driver, beyninizin off tuşuna basıp seyirciye 2 saat boyunca eğleneceğiniz filmlerden biraz daha fazlasını sunmayı tercih ediyor ve ortaya gerçekten de umursayacağınız karakterler ve özgün bir atmosfer sunuyor. Eğer bu filmi benim gibi beklentileriniz çok yüksek bir şekilde izlediyseniz, bu detayların çoğunu kaçıracaksınız. Bu yüzden ne olur ne olmaz, filmi iki kere izlemenizde fayda var. Bunun dışında Baby Driver ile ilgili ufak bir sorunum daha var, o da Baby'nin Debora ile olan romantik ilişkisi. Bu konunun filmi biraz yavaşlattığını düşünüyorum. Çünkü film hızlı ilerleyen bir ilk yarıya ve aksiyon dolu bir finale sahip. Ve ortalarda bir yerde de bu romantik bölüm var. Yani bu konu hikayenin ilerlemesi bakımından işe yaramış ama Baby ile Debora arasındaki ilişkinin çok daha güçlü işlenebileceğini düşünüyorum. Çünkü onları aşırı umursadığımı söyleyemem. Ayrıca, Debora'nın filmde hayatını değiştirecek kararları bir saniye içinde almasını da garip buldum. Çünkü o zaman Debora ya çok zayıf bir karakter, ya da bu film bazen hayal gibi hissettiriyor. Bu da Baby Driver'la ilgili tek sorunum. Ama bu ufak soruna rağmen Baby Driver beni etkilemeyi başardı. Yarattığı etkiyi tamamen hissetmek için filmi 2 kere izlemiş olmama rağmen. Kısacası Edgar Wright, yine yapacağını yapmış. Baby Driver, inanılmaz performanslara, nefes kesici aksiyon sahnelerine, müthiş bir soundtracke ve kusursuz bir yönetmenliğe sahip olan bir iş. Bu yıl izlerken en çok eğlendiğim film oldu. Edgar Wright, harika işler yapmaya devam ediyor ve benim gözümde Baby Driver, ufak sorunlarına rağmen kesinlikle bir başyapıt. Olabilecek en yüksek sesle ve dev ekranda, en az iki kere görülmesi gereken bir deneyim. Kesinlikle bu yılın en iyi filmlerinden birisi, kaçırırsanız pişman olursunuz. İyi seyirler. Not: Filmin ikinci sahnesinde Baby'nin sadece tek çekimde kahve almaya gittiği bölümde duvardaki grafitilere dikkat edin. Çok havalı bir detay yakalayacaksınız. Dipnot: Bu arada merak ediyorsanız Edgar Wright'ın filmografisini size şöyle puanlayabilirim: 1-) Hot Fuzz (9.5/10) 2-) Baby Driver (9.3/10) 3-) Shaun Of The Dead (9.2/10) 4-) The World's End (8.9/10) 5-) Scott Pilgrim vs. The World (8.6/10 FİLMİN İYİ YANLARI: + Kesinlikle Edgar Wright! + Elgort, Spacey, Hamm ve Foxx'un karizmatik performansları. + Soundtrack. + Sahne geçişleri ve filmin hızlı ilerleyişi (bu filmin En İyi Film Kurgusu veya En İyi Ses Kurgusu'nda Oscar'ı kazanması lazım, o derece yani). + Özellikle ilk yarıdaki kaçış sahneleri. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Debora ile olan ilişkinin filmi biraz yavaşlatması. - Filmdeki bütün detayları yakalayıp atmosferi gerçekten anlayabilmek için filmi 2 kere izlemeniz gerekebilir. TOPLAM PUAN: 9.3/10 SPOILER İÇEREN BÖLÜM: [spoiler]Edgar Wright, gerçekten de eşi benzeri olmayan bir yönetmen. Ve filmlerinin çok özgün bir işleyişi olmasının yanı sıra, onun bütün filmlerini tekrardan izlediğinizde hiç görmediğiniz detayları fark ediyorsunuz. Ve Wright'ın yeni filmi Baby Driver'ın her saniyesi de bu ufak detaylar ile dolu. Şimdi, normalde Baby Driver'ın spoiler içermeyen eleştirimin sonunda ufak spoilerlara değinmiştim. Fakat o kısım hakkındaki düşüncelerim tamamen değişti ve ben de genel anlamda bu filmde olan biten her şeye değinmek istedim. Böylece filmi dördüncü defa izledim ve bu sırada da not defterime 11 sayfa not aldım. Belki yanlışım veya eksiğim olabilir ama bu yazı tamamen kendi düşüncelerime göre olacak. Bu yazıyı daha çok yönetmenin bu filme koyduğu emeği ve filmin gerçek anlamını açığa çıkarmak ve bu esnada da filmin neredeyse bütün sahnelerinde gözünüzden kaçmış olan şeylere değinmek için yazıyorum. Hadi başlayalım. Film, tam 6 dakika süren bir araba kovalamaca sahnesi ile başlıyor. Filmde Baby, sürmeye başlamadan önce arabada şarkı söyleyip ritim tutuyor. Bu sahne, aslında Wright'ın 2003 yılında çektiği kısa filme direk gönderme yapmış. Wright'ın kısa filmi ile aynı tonu taşıyan bu sahneden sonra Bellbottoms şarkısı eşliğinde soluksuz bir kovalamaca sahnesi izliyoruz (ayrıca, Bellbottoms'dan daha mükemmel bir şarkı seçilemezdi bu sahne için). Zaman zaman bu kısım bana Drive'ı da hatırlatmadı değil. Sonra ikinci sahneye geçiyoruz. Filmin en çok sevdiğim sahnelerinden birisi olan, Baby'nin kahve almaya gittiği bölüm gerçekten de inanılmaz bir başarı. Bu sahneyi 28 defa çekmişler ve filmde de 21. çekimi kullanmışlar. İşte bu sahne, Wright'ın sinemaya dair tutkusunun kesin kanıtı. 2 dakika 50 saniye boyunca Baby, tek bir çekimde müzik dinlerken kahve almaya gidiyor ve bu esnada da dinlediği şarkının sözleri duvarda grafiti olarak görünüyor. Artı, Baby kulaklıklarını çıkarıp yeniden takınca müziğin ses tonu da aynı seviyede inip çıkıyor. Ve sahne bittiği zaman aynı anda şarkı da sonlanıyor. Yani bütün bu sahne, kusursuz biçimde senkronlanmış gibi hissettiriyor. Wright'ın bu sahneyi çekmeyi nasıl başardığına dair hiçbir fikrim yok doğrusu. Üçüncü sahne, soygun ekibinin bir araya toplandığı kısım. Ve bu sahnede Griff (Jon Bernthal), Baby'ye; Eninde sonunda elini kana bulayacaksın ve kanı yıkadığın zaman çıkmaz diyor. Bu doğru aslında çünkü bu sahne, filmin sonlarına direk bağlantı kuruyor. Önemli bir detay. Daha sonra, asansörden çıktıktan sonra Griff diyor ki: Eğer beni bir daha görmezseniz, ölmüşümdür.& İşin komik yanı, onu filmde bir daha görmüyoruz. Ayrıca Buddy, Baby'ye: Eğer Doc ararsa, telefonunu açma diyor.& Baby ise telefonunu açtığı için bütün bu işler başına geliyor. Çünkü bir sonraki soygun sahnesinde birisinin öldüğünü görüyor ve bu yüzden görevine bir türlü konsantre olamıyor. Bu arada otopark katında B3 (yani Baby'nin B'si) yazması hoş bir detay. Sonraki sahne, Baby'nin tekerlekli sandalyede olan bakıcı babası ile yaşadığı evde geçiyor. Bütün film neredeyse imkansız kaçış sahneleri ile dolu olduğu için filmin kendisi biraz hayal gibi hissettiriyor. Ev ortamı ise, Baby'nin hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya geçiş yapması gibi hissettiriyor. Televizyonda onun yüzü görünüyor, hatta onun bakıcı babası bile Baby'ye sürekli O dünyaya ait değilsin diyor. Ayrıca, kanalları geçerken televizyondakilerin dedikleri şeyler, Baby'nin içinde bulunduğu duruma da direk bağlantılı. Bu sahne ile bir sonraki soygun sahnesi, filmin en önemli 2 sahnesi aslında. Ev sahnesi ile sonraki soygunda Baby, hayal dünyasından sıyrılıp gerçek dünyaya geçiş yapıyor ve suç işlerine bulaşmanın büyük sonuçları olup insanların zarar görebileceğini görüyor. Bu yüzden Baby, Doc ile 10 yıl çalıştıktan sonra bir sonraki soygundan sonra ödeşmek için ayrılıyor ve bundan sonra işin içine tekrar girip başkalarının hayatlarını tehlikeye atmak istemiyor. Gelelim gelecek sahneye. Baby, Debora ile tanışıyor. Ve Debora, Baby'de kendi şarkısını buluyor. (Baby, sonraki sahnede Debora'ya T-Rex'in Debora şarkısını öneriyor) Ve Baby de kendi şarkısını buluyor (Carla Thomas'dan Baby şarkısı). Bu sahne çok klişeymiş gibi görünse de işin iç yüzünde kaçıracağınız bir sürü şey yatıyor. Mesela restoranın duvarındaki Route 66 resmi. Debora'nın filmin sonunda Baby'ye gönderdiği ve Baby'nin hücresine astığı kartpostal resminde de Route 66 yazıyor. Çünkü o resim, Baby'nin Debora ve annesi ile olan bağlantısı gibi aslında (ikisi de aynı restoranda çalıştığı için). Bir de unutmadan Baby, Debora'ya You are so beautiful diyor, tıpkı bir önceki sahnede Baby'nin televizyonda izlediği çocuğun You are so beautiful demesi gibi. Bence bu sahne, Baby'nin çocuksu (bu durumda bebeksi de olur) yanını, masumiyetini daha fazla ortaya çıkartmak için yapılmış. Gerçek dünyaya atılıp en baştan, yeni bir başlangıç yapmak için. Sonraki sahne! Bats, Eddie Burunsuz, J.D. ve Baby, soygun planını Doc'dan dinliyor. Ve bu basit sahnede bir ton detay görüyoruz. Bu detaylardan en büyüğü, Bats'in giydiği tişörtün üzerinde kral iskambil kağıdı resmi olması. Bu, Bats'in durumu her zaman ele geçirmeye çalışması ve sürekli ekibin başında o varmış gibi davranmasını açıklıyor. Ama gerçekte ekibin başı o değil, Doc. Bats ve Doc ile çene çaldığı sahnede bu belli oluyor zaten. Bunun dışında Baby'nin sorununun adının Tinnitus olduğunu ve büyük planı öğreniyoruz. Burada en çok dikkatimi çeken kısım, şaşırtma ekibinin bir aracı havaya uçuracağı oldu. Gerçek soygun sırasında böyle bir şey yaşanmıyor. Bu da aklıma şunu getirtti: Eğer Baby'nin arabada dikkati dağılmasaydı bile soygun sırasında işler ters gidebilirdi. Ve soygun kısmına geliyoruz. Bu sefer çalan şarkının adı, The Damned'den Neat Neat Neat. Ve şarkının sözlerinde Be a man, mystery man olup ekibin Mike Myers maskesiyle soyguna gitmesi çok komikti (Mike Myers, Austin Powers'ı canlandırıyor ve Powers da international man of mystery olarak biliniyor) Onun dışında bu sahneden yeterince bahsetmiştim, soygunda her şey alt üst oluyor. Ama bundan sonra Bats'in arabada Baby'le konuştuğu sahne önemli bir detay içeriyor. Bats: Bu işte duygusallaştığında, kurşunu yersin diyor ve finalde de Baby, kurşunu yiyor zaten. Kulaklarına. Burası hakkında yazının sonunda konuşacağım. Bundan sonra bir flashback sahnesi ile Baby'nin geçmişine gidiyoruz. Sky Ferreira'nın canlandırdığı Baby'nin annesini görüyoruz. Baby'nin annesi ve babasını bir araba kazasında kaybettiğini ve annesinin ona aldığı ilk iPod'un kırıldığını görüyoruz. O iPod, Baby'nin ilk gözağrısı. Bu yüzden Baby, her gün ve farklı moda karşı yanında iPod'lar taşıyor. O ilk iPod ise annesini temsil ediyor. Bundan sonra Baby, iPod'unu açıp The Commodores'ın Easy şarkısını dinliyor. Bu şarkı hikayenin gerçek kalbi çünkü: 1-) İçinde Baby kelimesi geçiyor. 2-) Final sahnesinde Baby'nin annesinin söylediği şarkının aynısı. 3-) Şarkının sözleri, Baby'nin içinde bulunduğu durumu çok iyi anlatıyor. Hatta o kadar iyi anlatıyor ki, sırf şarkının sözlerinden filmin senaryosunu yazmışlar gibi hissettiriyor. Sonra Baby, Debora'nın yanına gidiyor ve sonra da, Goodfellas pizza dükkanında bir şöför olarak işe gidiyor (pizzacı adının Goodfellas olması bir tesadüf olamaz herhalde). Bu sayede Baby, kendisi yerine başkalarını da düşünmeyi öğreniyor. Bakıcı babasının sürekli kendimden bahsetmiyorum demesi ondan. Baby, gerçek dünyaya atılıp ayaklarının üzerinde durmaya başlıyor. Artık bir işi var, sevgilisi var ve kimsenin hayatlarını tehlikeye atmıyor. Derken Doc çıkıveriyor. Doc, Baby'yi geri çağırıyor ve eğer gelmezse ona ve sevdiklerinin başına gelecekleri söylüyor. Bu arada why do you serve to goodfella instead a great fella like me?& cümlesi bayağı komikti. Doc, Baby'ye aynı grupla 2 kere iş yapmadığını ama onunla 10 yıldır çalıştığını söylüyor. Ama bir sonraki işte, önceden görmüş olduğumuz insanların ikinci defa bir araya geldiğini görüyoruz. Teorim şu: Baby, bu işe 12 yaşındayken başladığı ve daha küçük olduğu için her şey ona masumca geliyordu. Ve 10 yıl boyunca da bu devam etti. Ama asıl soygunu yapan kişiler, en büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğu için işte bir daha çalışmak istemedi ve gerçek dünyanın sonuçları biraz ağır geldi. Baby ise bunun daha yeni farkına varıyor. Ve aynı ekip bir kere daha toplandığı zaman, çıkan sonuç pek de iyi olmuyor. Postane sahnesine geliyoruz. Bu sahne de oldukça önemli çünkü gişede bulunan bayan, direk filmin finalini 9 To 5 filminden replik kullanarak seyirciye anlatıyor: Kimse acı istemez, herkes mutluluk ister. Ama biraz yağmur olmadan gökkuşağını göremezsin.& Sonraki soygun sahnesinin başında Baby'nin arabasına yağmur yağıyor ve finalde de Baby, hapishaneden çıktıktan sonra arkada gökkuşağı beliriyor. Bundan sonra Doc, Baby'yi evine bırakıyor ve asansörü çağırıyor. Baby ise merdivenlerden çıkmayı tercih ediyor, Doc'la yollarını ayırmak istediği için. Bundan sonra ekip, planı duymak için bir araya geliyor. Siyah giyinmiş olan Buddy ve Baby, siyah iPod'dan (ilginç detay) Queen'in Brighton Rock şarkısını dinliyor. Bats ise lanetli olan şarkılardan bahsediyor: End Of The Road, Knock Knock Knock on Heaven's Door (Bats öyle diyor, şarkının gerçek adıysa Knockin on Heaven's Door) ve Hotel California. Ve bütün bu şarkıların sözlerinin bir kısmı da film ile ilgili! Bu sahnede en çok ilgimi çeken diyalog şuydu: -Buddy: Senin hikayelerin sonunda hep birileri ölüyor mu?& -Bats: Bunu bekleyip göreceksin herhalde.& Ve bir sonraki soygunda ölen ilk kişi Bats oluyor, başka birisinin öldüğünü görmeden önce. İyi bir detay. Bundan sonra son soygun planını dinliyoruz. Elindeki oyuncak arabayı geri çeken Baby, kazara arabayı aşağıya düşürüyor (son sahnede Buddy ve arabasının aşağıya düşmesine gönderme). Ve bu sahneden sonraki şarkının adı şu durumu özetliyor aslında: Martha And The Vandellas'dan Nowhere To Run Baby şarkısı. Yalnız bu sahnede geçen şaka bildiğin dahice. Bats'in önceden duyduğu şeyleri yanlış söylediği ile ilgili birkaç şey yazmıştım. Bu yüzden bu sahne altın değerinde. Bats, Buddy'nin sevgilisi Darling'e gerçek adını soruyor. Buddy ise Bats'e adımız gerçekten bu değil ki, lakap (moniker) bunlar diyor. Darling ise bundan sonra adının Monica olduğunu söylüyor. Bu şakayı filmi anca dördüncü izleyişimde yakaladım. Bu arada şu isimlere de bir değinmek istiyorum. Bu isimler hakkında beni en çok büyüleyen şey, karakterlerin gerçek isimleri olmamasına rağmen herkes, hitap ederken farkında olmadan lakaplarıyla hitap ediyor olması. Baby'nin adı bütün şarkılarda geçiyor, Bats ise deli olduğu için böyle bir ismi var, Darling ise Buddy ona hitap ettiği için. Ve Buddy ise filmde en çok geçen lakap. Baby, restorana girince Debora'yı görüp Debora'nın Your Buddy is here.& demesi veya son sahnede bir polisin Buddy'nin yanına gelmesi ve Are you OK, Buddy?& diye soru sorması. Gerçek isimlerini kullanmadan karakterlere hitap edilmesi dehşet derecede zeki bir fikir. Kasap sahnesine geliyoruz. Oradaki adam Baby'nin kulaklıklarından şüpheleniyor ve ona kayıt alıp almadığını soruyor. İşin ilginç yanı ise, Baby'nin yanında sürekli bir kayıt cihazı var. Konuşmaların mixini yapmak için. Ve bundan sonra Tequila şarkısının ritmine göre kurşunlar havada uçuşuyor ve ana karakterler arasında 360 derece bir çekim görüyoruz. Bunun ardından Bats, Debora'nın çalıştığı Bo's Dinner'a gitmek istiyor. Ekip içeriye girince There's Something Wrong With My Baby şarkısı çalıyor. Jamie Foxx, Darling'in tehditinden sonra: Tam da Oscar'lık konuşma!& diye alkışlıyor. Oscar'a sahip olan Jamie Foxx'dan ilginç bir replik. Sonra ekip, Doc'un yanına geri dönüyor ve Doc, kasapta Bananas (delilik) kelimesini duymadığını söylüyor. (Bats de delilik anlamına geldiğinden, duyulmamasının nedeni belli zaten). Doc, ekibe kimin ilk ateş ettiğini soruyor ve büyük karar Baby'ye kalıyor. Büyük adam kararı veren Baby, soygunu yapmak istiyor. Edgar Wright, seyirciyi ufak tefek şeylerle şaşırtmayı başarabilen birisi. Baby'nin gece saat 2'de dışarıya çıkmaya çalışmasını ele alalım. Bats'in uyandığını görüyoruz ve onun Baby'yi durduracağını düşünürken onu engelleyen kişi Buddy oluyor. Ve tam Buddy, Baby'ye gitme izini vermişken işte o zaman Bats geliyor. Ana karakterine kolay çıkış yolunu vermiyor Wright ve bu sahnede filmin asıl kötü adamının kim olduğunu yavaş yavaş görmeye başlıyoruz. Gelelim son soygun sahnesine. Daha sahneye giriş müziğinden bir şeylerin olacağını anlıyoruz. Baby'nin bu işin içinden çıkmak istediğini fakat bu konuda bir şey yapamadığını görüyoruz. Ve bütün ekip arabaya bindiğinde Baby, beklenmeyen şeyi yapıyor: Hareket ediyor. Bats'i öldürüyor ve ekipten sıyrılıp tek başına kaçmaya çalışıyor. Fakat başarısız oluyor çünkü Buddy ve Darling ile yeniden karşılaşıyor. Bu arada müzik için de bir şeyler demek istiyorum, bu sahne için Focus - Hocus Pocus şarkısından daha iyi bir şarkı seçilemezdi. Ayrıca, Baby'nin farklı nedenlerden dolayı ekipten ayrı hareket etmeye çalışması da çok etkileyici. Mesela filmin açılış sahnesinde Griff, Baby'ye parmağıyla ileriyi gösterirken Baby ise arabayla geriye gidiyor çünkü onun işi bu (ve aynı zamanda hayatında yanlış yolda ilerliyor). Bu sahnede ise geriye gitmesi gerekirken Baby, tam gaz ilerideki araca sürüyor ve Bats'i öldürüyor çünkü bu işten sıyrılmak istiyor (işten çıkmak için tek doğru yol bu çünkü). Sonra Baby, Debora'nın yanına geliyor ve Buddy'yi görüyor (buradaki şakayı söylemiştim zaten). Şimdi, bu sahneyi ilk izlediğimde aklımı kurcalayan bir kısım vardı. Buddy, kahve istediği zaman Debora, sıcak kahveyi onun yüzüne atıp dikkatini dağıtmak yerine fincana koyuyordu. Debora niye böyle bir şey yaptı ki?& diye düşünüyordum. Şimdi ise nedenini anladım. Debora'nın yaptığı şeyin saçma olduğunun farkındayım ama Baby'nin istediği şey de buydu zaten: Onu bu işlerden uzak tutmak. Bu yüzden bütün bu tehlikelerin içine giriyor Baby ve Debora'nın bir şey yapmasını engelliyor. Çünkü Baby, bu işin çoktan içinde. Debora ise masum bir kız. Buddy'nin bu sahnede Baby'ye söylediği söz önemli bu arada: Müziğin sonuçlarına katlanacaksın.& Bunu en sonda konuşacağım. Bundan sonra Bonnie Clyde'a bir gönderme yapılıyor ve Baby, Debora'yı alıp Doc'un yanına son sürat gidiyor. Baby'nin arabayı durdurduğu zaman kameranın ona değil, onu geçip Debora'ya odaklanmasını da çok sevdim bu arada. Baby, kasetlerini almak için Doc'un yanına gidiyor. Doc, başta bunu kabul etmese de Debora'yı gördükten sonra izin veriyor. Sonra da diyor ki: Bir zamanlar ben de sevmiştim.& Doc'un bunu yapmasının nedeni biraz hızlı geçiştirilmiş olsa da aslında sadece bu cümle Doc'un amacını belirtiyor. Ve büyük final aksiyon sahnesine başlıyoruz. Bu sahneyi fragmanda gördüğüm zaman Doc'un ana kötü adam olduğunu düşünmüştüm, filmi izlediğim sıradaysa Bats'in ana kötü olduğunu. Ama hayır! Filmin asıl kötü adamı, Buddy! Brighton Rock şarkısı eşliğinde inanılmaz bir kovalamacadan sonra Buddy, Baby'yi kulaklarından vuruyor ama sonra üst kattan aşağıya düşerek ölüyor. Bundan sonra Baby, annesinin sesine uyanıyor. Annesi, filmin başlarında çalan Easy şarkısını söylüyor (bu arada, annesini canlandıran şarkıcı Sky Ferreira'nın seni gerçekten de inanılmaz). Ve birlikte gün batımına ilerliyorlar. Derken... Polis, barikat kurarak ikiliyi kıstırıyorlar. Ve Debora, geriye gitmeye çalışırken Baby, onu durdurarak araçtan dışarı çıkıyor ve ileri gidiyor, tıpkı son soygunda yaptığı gibi. Çünkü doğru olan yol bu. Ve Baby'nin 5 yılını hapishanede, 20 yılını ise göz altında geçirmek üzere mahkeme kararı veriliyor. Debora, ona kartpostallar atıyor ve Route 66 resimli olanı hücresine asıyor Baby. Ayrıca hapishane üniformalarının arkasında koca harflerle D.O.C. yazması da inanılmaz bir detay. Baby hapishanede olduğu içim bu işten hala tam olarak kurtulamadığını gösteriyor. Fakat hapishaneden çıktıktan sonra Baby'nin hayallerini süsleyen siyah beyaz ton, gerçeğe bürünüyor ve Debora ile Baby birbirine kavuşuyor. Bu sahnenin önceden hayal olduğunu düşünmüştüm çünkü Debora'nın tek hayali, Batı'ya doğru yol almak ve hiç durmamaktı. Bu final ise o amacı yok ediyor gibi duruyor ama işin de güzelliği burada zaten. Filmin çoğunluğu bir hayal gibi hissettirse de bir süreden sonra gerçeklik işin içine giriyor ve ana karakterlere tam olarak hayal ettikleri sonu vermek yerine gerçekçi ama mutlu bir son veriyor. Peki filmin asıl amacı neydi? Müzikle olan şeyler sırf havalı görünmek için mi vardı yoksa bir amaca hizmet ediyor muydu? Bu filmin ana karakteri ne Buddy, ne Doc, ne Bats, ne Debora, ne de Baby. Bu filmin ana karakteri, müziğin ta kendisi. Bu filmdeki müzik, hayatı temsil ediyor. Filmin her saniyesi müzikal gibi hissettirdiğinden filmden müziği çıkarmayı hayal bile edemiyorsunuz. Eğer çıkarırsanız, sonuç hiçbir şeye benzemez çünkü. Bu yüzden Baby Driver, bilindik konusuna rağmen bu kadar farklı ve özel hissettiriyor. Baby'nin kulakları, onun hayatta en önem verdiği şey aslında. Çünkü annesinin müziği, Debora'nın sesi ve iPod, filmin müzik konusunda en çok odaklandığı şeyler. Karakterleri birbirine bağlayan ve hayat gibi hissettiren şey, müzik. Bu yüzden filmdeki karakterlerin adı müzik sırasında geçiyor ve bulunduğu duruma hitap ediyor. Hatta Buddy: Müziğin sonuçlarına katlanacaksın diyor, yaptıklarından dolayı hayatın sonuçlarına katlanmak gibi. Filmin ana karakterinin müzik olmasının en büyük nedeni, filmde en çok karaktere sahip olması. Müzik, sadece tonu ve sözleri ile ana karakterlerin içinde bulunduğu durumları anlatıp size de o duyguyu yansıtıyor. Baby Driver, tam anlamıyla kusursuz bir film olmayabilir ama kesinlikle bir şaheser. Edgar Wright, resmen kendisini aşmış. Oyunculuklar, senaryo ve kovalamaca sahneleri inanılmazdı. Ama en önemlisi, soundtracke hayran kaldım. Spoilersız eleştirimde dediğim gibi, Baby Driver tüm zamanların en iyi soundtracklerinden birisine sahip. Bulunduğu durumu sırf sözleri ve ana karakterlerin adlarıyla anlatmayı başaran, bundan daha iyi bir soundtrack bulabileceğinizi zannetmiyorum. Bu analiz yazımda atladığım şeyler elbette var, ben sadece en çok dikkatimi çeken noktaları yazmak istedim. Şahsen, benim film hakkındaki düşüncelerim bunlar. Umarım bazı düşüncelerinizi açığa kavuşturmuşumdur. Uzun lafın kısası, Baby Driver'ı izleyin. Sevseniz de sevmeseniz de, vaktinizi ayırmaya kesinlikle değer. Bu yılın en iyilerinden birisi. İyi seyirler.[/spoiler]","label":8} {"text":"david lynch'in çok iyi bir sinemac ı olduğunu düşünüyorum ancak fanatiği değilim. Çünkü genel olarak filmleri benim sevdiğim türde olamıyor. Ancak bu en sevdiğim Lynch filmi. İzlediğinizde anlayacaksınız, diğer filmlerinden tamamiyle farklı, son derece dingin harika bir yapım...(7/10)","label":7} {"text":"bir Lynch hayranı olarak şunu söyleyebilirimki ; onun çizgisine yakın bir film. Benim hoşuma gitti açıkcası.","label":7} {"text":"Emeklerine yazık çok kötü film ................................. Emellerine yazık çok kötü......................","label":0} {"text":"İzlediğim en kötü filmlerden biri. İzlerken klişelerden bıkmıştım ama yine de sonunu getirmiştim. Aldığı puanı kesinlikle hak etmediğini düşünüyorum.","label":2} {"text":"Kesinlikle izlenmesi gerekenlerden. puanının bu kadar düşük olmasına şaşırdım açıkçası...","label":7} {"text":"Doğduğunuz yer kaderinizdir. Amatör oyuncularla yapılabilecek kadar iyi bir film olmuş.","label":4} {"text":"bir aksiyon filmi izlerken bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum (5.5/10)","label":0} {"text":"herşeyden önce film oyuncu kadrosuyLa dikkat çekiyor... fiLmi iyi-kötü eLeştirLeri aLdıktan sonra izLedim.. ben beğendim.. yer yer sıkıcı geLebilecek sahneLeri oLsa da bence ırkçıLığı çok güzeL anLatmış... herkesin bakış açısıyLa ve her kesimden insanın hayatından kesitLer aLarak anLatması fiLmin en büyük artısı... anLatım tarzı oLarak en beğendiğim şekiLde anLatıLmış konu... birbirLerini farkında oLmadan etkiLeyen-etkiLenen ama asLında hiç tanışmayan insanLar... güzeL bir kurgusu var yani.. yer yer can aLıcı sahneLeriyLe de bence aLdığı ödülleri hak ediyor... herkesin izlemesi gereken bir yapım olarak düşünüyorum... Çünkü günümüzde biLe ırkçıLığın haLa nedenLi yaygın oLduğunu çok iyi anLatıyor...","label":7} {"text":"Terry Guetta adlı yeteneksiz bir fransız abinin nasıl Mr. Brainwash haline geldiğini ve tek sergiyle milyon dolarları kaldırdığını anlatan güzel ve eğlenceli bir belgesel. Filmin ilk bölümünde Terry Guetta'nın kamerasından Banksy, Shepard ve Space Invader gibi sanatçıların yaptığı işleri ve süreçleri izliyoruz ki ilk bölüm çok eğlenceliydi. İkinci bölümde ise abinin nasıl dünyanın en çok tanınan sokak sanatçılarından biri haline geldiğini izliyoruz. Filmi baştan sona tüm salon kahkahalarla izledik. Özellikle Banksy'nin MBW hakkındaki yorumları ve Life is Beautifil sergisinin açılış süreçleri çok komikti. Biraz konuya ilginiz varsa izleyin derim. Son olarak Obama'nınünlüThe Hope posterini yapan Shepard Fairey'in Atatürk için yaptığı çalışma buradan izlenebilir: http://vimeo.com/2297341","label":7} {"text":"Al Pacinosever olarak izlemeye başladığım filmi aslında Johnny Depp için tedirgin olarak, adeta diken üstünde oturarak devam ettirdim. Öyle bir şey var ki Johnny bu filmde Pacino'yu sollamış... Arabadaki aslanı besleme sahnesi ve mafyanın Donnie'nin köstebek olduğuna inan madığı sahne oldukça komik:) Gerçekten 70-72 yapımı bir film izlediğinizi sanıyorsunuz, oldukça başarılı.","label":7} {"text":"çok başarılı belgesel. izleyin. izlettirin","label":7} {"text":"İlk defa televizyonda izlediğimde etkilemişti beni, gerçek bir hikaye ve beyazperdeye de son derece güzel aktarılmış. Melanie Lynskey ve Kate Winslet\\'ın performanslarının buna katkısı büyük elbette. Kim derdi ki bu filmi çeken adam gitsin yıllar sonra Yüzüklerin Efendisi\\'ni beyazperdeye uyarlasın? Kader kısmet bu işler..","label":7} {"text":"Animasyondan beklediğim her şey vardı. 10 puanı verdim aga.. :) Devamı gelse hemen sinemaya giderim.","label":9} {"text":"sinema değilde, komünizm propagandası olmuş. komünizmi bir tek sınıf farkı üzerinden ele alması da propagandanın eksikliği olmuş. öte yandan türk sinamasında siyasi film kıtlığı döneminde çekilmesi yönünden önemli bir görev üstlenmiş filim. bu yönüyle de izlenmeyi hak ediyor.","label":6} {"text":"Herkes tarafından izlenmesi gereken kesinlikle güzel bir film, filmin iki yarısı da birbirinden güzel. Bu filmi beğenmeyen gitsin osman pazarlama ya da kanaltürkün full aksiyonlu filmlerini izlesin.","label":9} {"text":"Bir yandan Antarktika'da meteor arayan ve buldukları siyah taştan sonra sevinçten birbirine sarılan araştırma ekibi, diğer yandan Kabe'de bulunan ve meteor olduğu düşünülen kutsal Hacerü'l Esved taşına dokunmak ve öpmek isteyen inananlar. Gök cisimlerine anlamlar addeden kültürlerden ve gök cisimleri etrafında şekillenen bilim hayatından kesitler sunan; bilim ve inançlar arasında mekik dokuyarak insanların bilinmeyeni anlama ve anlamlandırma gayesini ele alan lezzetli bir belgeseldi. Biterken ki son görüntü ise evrenle insan arasındaki bağlantıya hoş bir selamdı. Gökyüzüne bir yıldız gibi saçılan kıvılcımlar... Herzog Reis bu işi biliyor. :)","label":7} {"text":"Bol vakti olanlar için izlenilecek bir film.Nicholas Cage daha iyi filmlerde oynamalı.Face To Face gibi...","label":4} {"text":"Marvelın bana göre hikaye bakımında en vasat bir filme süre kısa idi filmde eş cinsellik hakkında konuşmak istemiyorum fakat filme 1 verme nedenim film kısa ve hikayesinin vasat olması .","label":1} {"text":"Başarılı dövüş sahnelerini barındıran bir film. Japonların, çin üzerinde baskı kurduğu dönemde, hocasını kaybetmiş olan Chen Zhen'in geri dönerek ustasının onurunu ve mirasını korumaya ve sahiplenmeye çalıştığı bir hikayeyi barındırıyor. Sıkılmadan izlenebilecek ortalamadan bir tık daha iyi bir film.","label":6} {"text":"Rodriguez-Tarantino kankaların sıkılınca ortaya çıkardığı çerezlik bir Bmovie parodisi gibi duran ucundan iki film bir arada geyiği. Saçma, hızlı eğlenceli ve yaratıcı. Yakışıklı ve genç George Clooney, en güzel zamanlarında Juliette Lewis ve müthiş seksi bir Salma Hayek sahnesi izlemek için yeterli sebep. Çok ciddiye alınmadan izlenmesi tavsiye olunur","label":6} {"text":"Efekt konusunda oscar almıştı diye hatırlıyorum. Özellikle de sesler. Gerçekten hak eden bir yapım. Savaş sahneleri çok başarılı. Genel olarak da ellerinden geldiğince gerçekçi kalmaya çalışmışlar. Hem gişe seyircisini ihmal etmemişler hemde ana konudan kopmamışlar. Russel'ı tarihi karakterlerde görmek ayrı bir zevk zaten.","label":6} {"text":"Gerek kurgusu, gerek yan karakterleri ve gerekse senaryosuyla serinin en iyi filmi. Diğer devam filmleri bu film kadar olamadılar. Zaten genelde de öyle olur, devam filmlerinin çoğunlukla öyle bir kaderi vardır :)))","label":8} {"text":"Konu ve oluşan olaylar pek ilgi çekici değil. Ne bir romantizm, ne de fazla komedi var. Oldukça vasat. Jennifer Aniston ve Kevin Costner hatrına kendisini sonuna kadar izletmeyi başarıyor ama McLaine'nin yardım ettiği bu ikili de filmi kurtarıyor. Vaktiniz boşsa izleyin, yoksa boşverin. 5/10","label":5} {"text":"“Good Time”, Josh ve Benny “Safdie biraderlerin” birlikte yönettikleri sıra dışı bir drama… Dünya prömiyerini 25 Mayıs 2017’de, Iggy Pop’un seslendirdiği The Pure and the Damned” şarkısının da dâhil olduğu müziği ile En İyi Film Müziği ödülü kazandığı Cannes Film Festivalinde yapan filmin senaryosunu, Ronald Bronstein ve Josh Safdie birlikte yazmışlar… 11 Ağustos 2017’de vizyona giren filmin, 7.3/10 (42.993 oy) ve 3.8/5 (8.196 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.6/10 (210 yorum) ve 80/100 (41 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, bayağı sağlam bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Gerçekten de öyle mi? Bunu anlayabilmek için gelin isterseniz, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle filmimize biraz daha yakından bakalım… Oyuncu kadrosu deyince de işe; öncelikle psikopat banka soyguncusu Connie Nikas karakterini canlandıran Robert Pattinson ile onun zihinsel özürlü kardeşi Nick Nikas karakterini canlandırırken sanki bu işi 40 yıldır yapıyormuşçasına bir performans sergileyen (aynı zamanda filmin yönetmenlerinden biri de olan) Benny Safdie’yi ayakta alkışlamak gerektiğini söyleyerek başlayalım… Zira gerçekten de son derece kusursuz bir iş çıkartmışlar… Oyuncu olarak çıtayı sürekli yükselten Robert Pattinson tamam… O zaten bu âlemde bilinen bir isim… Ancak yola, tanınan bir editör, senarist ve yönetmen olmak iddiasıyla çıkan Benny Safdie, bu filmdeki performansıyla çok iyi bir oyuncu da olduğunu kanıtlamış oldu Hollywood stüdyolarındaki dosta düşmana... Tabii filmde sadece Robert Pattinson ile Benny Safdie oynamıyor… İrili ufaklı pek çok rolde daha pek çok isim var… Ama işi daha fazla uzatmamak adına, “Aslına bakarsanız filmde, kötü oynayan oyuncu da yoktu zaten” diyerek bu fasla bir nokta koyalım… Kamera önünde sergilenen bu olumlu performans, müzik, ses, ışık, kamera ve kurgu gibi teknik unsurlarda da geçerli olduğu için, oldukça düşük bir bütçeyle çekilmiş olmasına rağmen, ortaya izleyene keyif veren harika bir iş çıkmış… Şimdi bütün bunlardan sonra gel de Safdie biraderlerin, başrollerinde Adam Sandler, Eric Bogosian, Judd Hirsch gibi isimlerin oynayacağı ve yapımcılar arasında Martin Scorsese’nin olacağı duyurularak çekim programına alınan “Uncut Gems” (2019) filmini merakla bekleme… Bu ikilinin arşivimize de dâhil ederek büyük bir ilgiyle izlediğimiz bu film için puanımız 4 olacak… Eğer türün ve kaliteli oyuncu performansının meraklısıysanız eminiz bu filmi sizde sevecek ve aynı ilgiyle izleyeceksiniz… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 26 Ağustos 2018 günü saat 01.11’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":7} {"text":"eğlenceli, zekice diyaloglar ve bolca absürdlük.. ilerledikçe dahada güzelleşen, düşük bütçeyle çekilmiş, fazlasıyla kendini izletebilen bir yapım..","label":6} {"text":"Mahsun Kırmızıgül ün tüm filmlerinde abartılı ve inandırıcılı tan uzak oyunculukar var zor dayandım ileri ileri diyerek bitti film","label":4} {"text":"bazı denizaltı filmlerinin yerini tutmaz ama buda güzel...","label":9} {"text":"film hicbirseyi degistirmio... o gun bu olaylari yapan sabit fikirli insanlar ne yazik bu gun burada ayni dusuncelerle yorum yapio... yazik... filmin son sahnesi ve gercegin ilk fotografini gordugunuzde hic mi durup dusunmediniz...","label":9} {"text":"Eski versiyonunu tercih etmeniz daha iyi tabi ama o kadar da kötü bir uyarlama olmamış.","label":6} {"text":"oldukça rahatsız edici belgesel bir veteriner hekim olarak bir çoğuna bende şahit oldum tabi insanlarda bilinç arttıkça hayvanlara yapılan zulümlerde azalıyor ancak bitecek gibi durmuyor mesele et yememek değil mesele onların hayatlarına saygı duymakta hepimiz bu dünyayı paylaşan canlılarız ancak daha insanoğlu ırkçılığın önüne geçememişken türcülüğün önüne geçmesi çok zor yine de daha iyi daha saygılı bir dünya için çabalamalıyız...","label":8} {"text":"Eleştiri yazan Murat beyin film hakkında oldukça iyimser olduğunu belirtmekle beraber bazı tespitlerine katılmamak da elde değil; özellikle sinemada izleyecekler için ilk yarıda neredeyse hiç aksiyon veya korku öğesi yok diyebilirim, ayrıca sahneler oldukça kopuk ve tahmin edilebilir, finaldeki korkutabilme iddiası da türün sıkı izleyicileri için tedirgin etmekten ileri gidemiyor. Yalnızca oyunculuklar muadillerine göre bir nebze daha iyi ama işleyişin kötü olması nedeniyle film sizi içine çekemiyor, bence bu ekibin korku filmi yapıyoruz diyebilmesi için yiyeceği onlarca fırın ekmek daha var. Her şeye rağmen incir sineği, portakal bahçem tadındaki filmlere defalarca tercih edeceğim Türk Korku ve Alternatif Türk Sineması filmlerine destek amacıyla gidilmesi gereken bir film olduğunu söyleyebilirim. İkinci olarak da Hasan Karacadağ'sız bir yorum ya da eleştiri yazılamamasının sebeplerine gelmek istiyorum zira Karacadağ kabul edilsin ya da edilmesin şu an yapılan Türk Korku Filmlerinin seviyesine yıllar önce Dabbe 1-2 ile bir çıta koymuştu ve Ammar da o seviyeden ileride değil maalesef. Türk Korku Sineması'ndaki zirve filmler hala Hasan Karacadağ'ın son iki filmi (El-Cin ve Dabbe-Cin Çarpması) ve yine bana göre bunlara şu ana kadar yaklaşabilen tek film Musallat 2.","label":5} {"text":"Mark Wahlberg beni hayal kırıklığına uğrattı..bu film tam bir saçmalık..10/3","label":2} {"text":"10 numara film bir filmden ne beklenir keyif tabi ki! otur izle keyif al bitti bu film bunu başarmış tebrikler..","label":9} {"text":"Kusursuz bir film olmuş lakin korku değil gerilim enazından benim için gerilim tadında bir film olmuş lakin sahneler evet sürükleyici gözümü ayırmadan izledim","label":9} {"text":"En sevdiğim 2 dövüş ustasının, her ne kadar ben Jet li ile Mark ın çekişmesinin ya da ne bilim aralarındaki dövüş sahnelerinin daha uzun olmasını istesemde , bu 2si için kesinlikle izlenir ..","label":7} {"text":"3.filme cok az kaldi.hadi bakalim","label":9} {"text":"Savaş sahneleri yorumlarda anlatıldığı gibi gerçekten çok etkileyici, filmin akışı, senaryonun zamana dağılımı, hikayenin zaman çizgisi; hepsi güzel. Mutlaka izlesin okuyanlar","label":8} {"text":"İzlemesi zor bir yapım. Cevap bekleyen birçok soru seyirciye bırakılmış. Herkesin izleyebileceği türden bir film olmadığı kesin. Hanekenin film tarzı benim hoşuma gitmediği için bu kadar çok beğenilen bir yapımı eleştirmek haksızlık olur. Sonuçta zevk meselesi.","label":3} {"text":"Benim için önemli olan filmi izlerken geçirdiğim zaman. Filmi izlerken çok eğlendim. İzlediğime de değdi. Yanlız filmde çok argo var. Bilginize. (8/10)","label":7} {"text":"Hikaye genel olarak güzel fakat Şevket Çoruhun canlandırdığı mafya karakteri tüm filmi almış götürmüş, yerin dibine sokmuş...Ne feci sahnelerdi yahu onlar...Orta karar bir film..Çok şey beklemeyin...İsmail Hacıoğlu hatrına...6/10..","label":5} {"text":"çok güzel ve etkileyici bi film.. Herşeyi yerli yerinde olan, güldüren, ağlatabilen, düşündürebilen bi film... izlenilesi bi film olduğuna şüphe yok.","label":8} {"text":"izlerken gülmekten kendinizi alamayacağınız bir film 7/10","label":6} {"text":"Sakin ve keyifli bir yapım..Jude Law ı filmi izlettirmedeki ana etken olarak gösterebiliriz..İzlenebilir..6,5/10","label":6} {"text":"\"kendini tanımaktan kaçın, yoksa lanetlenirsin\"","label":7} {"text":"İşte gerçek sevgi budur. Aynı Raj Kapoor'un \"Arkadaşımın Aşkınsın\" daki gibi...","label":7} {"text":"Şaman dünyayı iki gerçeklikte algılar, sıradan gerçeklik ve sıradışı gerçeklik diye.. Rüya zamanını deneyimleyen biri için dünya artık siyah-beyazdır.. Bir ağaç yada sıradan bir ot artık bir ağaç yada sıradan bir ot değildir çünkü sıradışılıkta o rengarenktir.. Sana anlatacağı ve öğreteceği o kadar çok şey vardırki, ah bir bilsen.. Sen kendinle ve duygularınla o kadar çok meşgulsunki, etrafındaki diğer ruhlardan bihaber bu siyah-beyaz dünyaya bir anlam vermeye çalışıyorsun.. Her neyse çok güzel film, düşündürüyor ve acıtıyor..","label":8} {"text":"Bence çok klişe bir film. Boş bir zamanınızda, zaman geçirmek için izlenebilir. Ama türünün diğer örneklerinden daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Onun için 6/10","label":5} {"text":"merhaba sinema sever arkadaşlar. bu flim düşünenler için güzel bir flim ama büyük beklenti sarsar mükemmel bir flim diyemeyeceğim ama seyredilir dinsel konularla ilgilenenler için iyi tabi bazı konular çarpıtılmış . seyredin derim","label":4} {"text":"Maymunlar Cehennemi: Başlangıç filminin hemen 3 yıl ardından seriye Şafak Vakti ile devam ediliyor. Seriye devam edilmesi güzel bir tercih olmuş çünkü ilk film biraz yavaş olsa da filmin sonunda önemli şeyleri devam filmine bırakıyordu. Bu şeyler bu filmin daha fantastik ve aksiyonlu olacağının da bir işareti. O yüzden millet de bu filmi heyecanla beklemeye başladı. Hele bir de buluntu film tarzı ile çekilen Cloverfield'ın yönetmeni Matt Reeves filmin başına geçince heyecan biraz daha arttı. Bu film öncelikle ilk filmin sonunda oluşan ALZ 112 virüsünün tüm dünyaya yayılması ve ortaya çıkan kaos ile başlıyor. Filmin geri kalanı ise bu olayların 10 yıl sonrasından devam ediyor. İnsanlığın neredeyse tamamı yok olmuş, maymunlar ile insanlar 2 gruba ayrılmıştır. Aslında her 2 tarafta barış istese de birbirlerini yanlış anlayabiliyorlar. Güven veren iyi insanlar ile maymunlar, güven vermeyen kötü düşünceli maymunlar ve insanlar da var. Gerçi filmin bu tarafı ve filmde anlatılmak istenen şey biraz klişeye dönüşmüş olduğu için filmden tam olarak beklediğimizi alamıyoruz. Fakat bu etkenler yüzünden filmin tamamı kötü geçecek diye bir şey yok. Öncelikle filmde tema ve görsel efektler oldukça iyi yansıtılmış, oldukça profesyonelce. Hatta mesela filmdeki maymunlar (örnek olarak Caesar) hareket yakalama tarihinin en büyük başarısı bile olabilir. Bu arada filmin o kadar gerçekçi bir teması var ki filmin içine giriyorsunuz. Maymunların savaşları, bağrışmaları, kaos anları vesaire çok başarılıydı. (hatta o sıralar ses o kadar yüksek geldiği için kulağımı tıkadım desem yalan olmaz) Aynı şeyler insanlar için de geçerli. Gerçi onlar biraz daha sakin ve savaşçı tarzında sayılır. Ayrıca oyunculuklarda gayet yerinde canlandırılmış. Fakat filmin en iyi oyuncusu açık ara farkla Caesar'ı canlandıran Andy Serkis. Caesar'ın karakteristik yapısını veya bir lider olma çabası tarzı şeyleri oldukça başarılı bir şekilde canlandırmış. Bunun dışında filmde Jason Clarke'nin oyunculuğu doğal ve sade bir şekildeydi. Gary Oldman ise aşağı yukarı bildiğimiz gibi sayılır. Fakat bu sefer daha soğukkanlı ve savaşçı ruhlu sayılır. Yönetmen Matt Reeves ise filmi gayet iyi bir şekilde yönetmiş. Kamera açıları hatta filmin tanklı savaş sahnelerinden birindeki 360 derece dönüş kısmı onun ne kadar yetenekli olduğunun ispatı. Devam filmini eğer o yönetirse aklı başında bir seçim olur. Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti son zamanların en iyi filmlerinden birisi. Sürükleyici ve etkileyici bir seyirlik. İzlemenizi tavsiye ederim. (özellikle de 3 boyutlu çünkü daha gerçekçi bir his yaratıyor) 3.5/5","label":6} {"text":"beethoven#39;a doycaksınız ;)","label":8} {"text":"Bu sevimli sempatik insanlar hakkında kötü şeyler yazmak istemezdim ama iki gün sonra Türk filmleri yine boş salonlara oynayıp amerikan sinemasından şikayet başlarsa tam da bu tip filmler yüzünden olacak bu. Tam bir ortam iyi, aceleyle bir şeyler yapalım paraları kapalım filmi... Eğer sinema sanatına saygınız varsa önünden bile geçmeyin derim ben...","label":1} {"text":"Tipik bir çerezlik film. Yanınıza cipsinizi, çerezinizi, patlamış mısıınızı, meşrubatınızı alın, geçin filmin karşısına, kafanızı çok yormadan eğlenceli bir 90 dakika geçirin. Film bittikten sonra televizyonunuzu kapatın ve filmi unutun. Hepsi o kadar işte.","label":5} {"text":"konu iyi ,herkes yada milletlerin pozitif manada yüzleşmesi gereken geçmişin dramlarından seçilmiş olması. mekan atmosfer iyi seçilmiş .Karadenizin kıyısından yaylalarına bir zamanların özlenen mekanları Ayşenin gayretli oyunculuğu ,amator oyuncuların acemiliklerini zorda olsa hissettirmemekte senaryoda kurguda ve vurguda eksikliklere gelince Ayşenin Rum olduğu sahneler çıkmaya başlarken tarihe göndermeler yapılarak sürgün yada mubadeleye ait görüntülerin tarafsızca canlandırılıp kurguya eklenmesi gerekirken muhtemelen bütçe nedeni ile yapılmamış ,seyircinin hayaline bırakılmış Ayşenin mektup içeriğinden muhtemelen Yunanistanın bir köy yada adasına gittiği varsayılsada alt yazının olmaması filmin seyrini çıkmaza sokmuş . ancak yol ortasındaki yaşlı kadınla Türkçe konuşması Havza ve Tirebolu kokenli bu insanların dramının zirveye çıktığı ve sorgulanmaya başlandığı sahneler. aynı suyu içen aynı toprağı kullanan insanların başına siyasetin neden ayrımcılığı ve ayrıştırılıcığı dayattığının sorgulandığı anlar .derken .filmin sonundaki o sararmış fotoğraf kayıp yılları ve mesafeleri bir anda ortadan kaldırmakta filmin vurucu ve son sahnesi olmuş.","label":6} {"text":"En çok güldüğüm filmlerden biri 10/9 (:","label":8} {"text":"Sonunu bağlayamayan bir film...","label":5} {"text":"HIZLI VE ÖFKELİ HAYRANLARI İÇİN İÇLER ACISI BİR FİLM OLMUŞ İZLERKEN GÖZLERİMİ KAPATTIM İÇİM KAN AĞLADI YARIN İLK İŞİM SERİYE BAŞTAN BAŞLAMAK OLCAK 9.YU UNUTABİLMEK İÇİN ÇOK KÖTÜYDÜ ÇOK","label":1} {"text":"o nasıl bir finaldir. Thug life üstüne thug life resmen.","label":6} {"text":"açık konuşayım - bu ikilinin arasındaki 80 dakikalık muhabbetten hiç bir tad alamadım ;zira kızın karşısına kimi koyarsanız koyun aynı performansı sergilerdi, resmen bir çeşit monolog ilişkilerinde 'bağ olarak'bir özgülük olmadığı içinde ne romantik ne melankolik ne de sevimli geldi film..","label":5} {"text":"iyi yada kötü bizimde bir korku sinemamız var artık.Ben buna çok seviniyorum ve her yeni filmi büyük bir umutla ilgiyle bekliyorum.Daha çok korku olsun sinemamızda.Bu filmle bir adım daha ileri gidiyoruz korku sinemasında eminim.","label":4} {"text":"idare eder ha,,,","label":1} {"text":"Oldukça monoton, sürekli tekrar eden bir film olmuş. Bir filmde çocuk oyuncuların da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm, çok vasattı... Gönderilmemiş mektuplardan sonra izlediğim en kopuk Türk filmi diyorum, emeğe, oyunculara yazık olmuş...","label":1} {"text":"Laleli-Gemide film ikileminin birincisi.Bu filmi izledikten sonra Gemide filmini izleminizi öneririm.Bence kimsenin çekmeye kolay kolay cesaret edemeyeceği bir konuyu 2 film ile çok cesurca ve hayli yalın bir şekilde çekmişler.Ben 2 filmden de çok büyük keyif aldım.Eğer Türk Sineması adına değişik bir tat denemek istiyorsanız tavsiye ederim...8/10","label":7} {"text":"Sürükleyici aslında ama eksik hissettiren ve eksikliğin ne olduğunu yakalayamadığım bir şey var. Hikaye çok dolanmadan ve çok uzamadan neticeleniyor. Bu açıdan sevdiğimi söyleyebilirim. Yine de son 10 dakikada olayların birden bambaşka bir hal alması daha iyi işlense daha yüksek puanlık bir film olabilirdi. Bir de tabi ki Margot ateş ediyor, 0.5 puan da bundan verdim.","label":6} {"text":"leziz bir film, serinin herhangi bir filmini izleyenin diğer filmleri izlemeden durabileceğini pek zannetmiyorum o yüzden müzikleriyle, oyunculuklarıyla sizi çölde yolculuğa çıkaran bu filmi izlemeden geçmeyin.","label":8} {"text":"Ya işte bilmedem gidince üzüldüm. Bilmeden gittim yazmama rağmen neden belgesel filmi gidip belgesel mi diye dert yanıyorsun diyorsunuz. Nolan bu değil.","label":5} {"text":"Tesadüf filmlerinden biri daha.. Samimi ve de güzel... Zaman zaman hüzünlendiriyor. kocasını seven ama bir o kadar da ona kızgın olan bir kadınla eski sevgilisinden kopamayan bir adamın hikayesi.. bazen duygularınıza karşı koyamazsınız ama mantığınız da susmaz.. Yaşadığınız bir gece ömrünüz boyu unutamayacağınız anılar bırakabilir.. Before sunrise'a benzeyen bu filmi izleyin derim.. ++++ 5 üzerinden 4 yıldızı hak ediyor","label":6} {"text":"filmin oyuncusu dededir, gerçekten arzaymır hastası olduğunu dşünüyorum ciddi olarak","label":7} {"text":"Kelimelerle ifade edilemeyecek boyutta berbat.","label":0} {"text":"Doğu Demirkol'un oyunculuğunu beğenmediğim filmden sıkıldım. Sonuna kadar izledim.","label":5} {"text":"İlk filmin gişe başarısından 6 yıl sonra tekrar bir şeyler denemeye çalıştılar. Ama bu sefer eski tadı vermemiş. Film müzikale boğulmuş. Müzikler ise ilk filmin yanından bile geçemiyor. İlk yarı çok sönüktü. İkinci yarıda ise film biraz daha açıldı. İlk filmde müzikaller filmi daha iyi yaparken bu filmde müzikaller sadece uyku getiriyor. Konu saçma ve çocukça. Filme eğlence katan şeylerden biri ise kardan adam olaf olmalı. İlk filmdeki gibi seyirciyi eğlendirmeyi başarabiliyor. Bu iki filmin arasındaki en büyük fark biri her yaştan kitleye hitap ederken bu film sadece 4-12 arası yaş gurubu için. Eğer bir yetişkinseniz filmi izlerken büyük ihtimalle sıkılırsınız ki filmin yaş sınırı 10A, yani 10 yaş altı aile eşliğinde izleyebilir. Bu da filmin Türkiye'deki genel kitlesi olan küçük yaştaki çocukların filme aile eşliğinde gitmesine neden oluyor. Böylece yetişkinler de istemeyerek de olsa filmi izlemiş oluyorlar. Filmin aynı zamanda bazı yetişkin hayranları da var ve eğer onlardan biriyseniz şunu bilmelisiniz ki ilk filmin tadını almayacaksınız. Yine de sevenler olacaktır ve her ne kadar ilk film gibi olmasa da gişede iyi bir gelir elde edecektir. Hatta belki yeni bir animasyon gişe rekoruna imza atabilir. Üçüncü bir film çekilirse olafın hatırına gideceğim. Tabii daha da bozup bu masum ve saf kardan adamı kadrodan atmazlarsa...","label":5} {"text":"Film izleye izleye iyice duygusallığım gitti hissizleştim önceki gibi ağlayamıyorum derken bu film has. ktir sen mi hissizleştin ağlayamıyosun dedirtti.","label":8} {"text":"Hapishane temalı her şey bana göre olduğu için çok sevdim. Şu kısım hayat için geçerli olmak üzere de ele alınabilir ; The fact is we're all started out as someone's little angel. And then place like this forces us become warriors or victims. Aslında, başta hepimiz birilerinin küçük meleğiydik. Ve böyle bir yer, bizi savaşçı veya kurban olmaya zorluyor.","label":7} {"text":"Birbirlerine bağlı sevgilerini göstermeyi bilen bir aile, olağanüstü siyasal bir dönemde yaşamlarında köklü değişiklikler yapmak zorunda kalır. Yalnızca değiştirilen yaşam biçimi üzerinden; asker, silah, diktatör, postal, işkenceci gösterilmeden o dönemin olağanüstülüğünü anlatma fikri güzel olsa bile ancak filmin sonundaki kısa bir bölümde bu atmosfer hissettirilebilmiş. Yine de Latin Amerika ülkelerinin geçmişleriyle yüzleşmek konusunda üretimlerinin çokluğu ve çeşitliliği takdire değer. 6/10","label":5} {"text":"ilk filmde beni oldukça güldüren\"senden ötürü\" sözü çok az söylenmiş olsa da muhteşem çanakkale manzarası ve içi tertemiz yerli halkının sıcaklığıyla, ilk filmin tadının yakanlandığı bir yapım olmuş. istanbul yalan, çanakkaleye mi yerleşsek?","label":7} {"text":"ilginç bir film, anlattığı konular arasında hızlı değişime rağmen olayları birbirine iyi bağlaması özellikle hoşuma gitti. bi bakıyorsun polisiye oluyor akabinde komediye dönüyor bi sonraki sahne sanki bi dram filmi gibi. karakterler ayrıntılı işlenmiş, bilhassa 2 ana karakter. herbirinin psikolıjisini, sinsiliğini, saflığını hissediyorsun izlerken. bir tek sonunu pek beğenmedim doğrusu, daha farklı bi son olabilrdi diye düşünüyorum. lakin yinede izleyin derim efendim. dediğim gibi güzel bi film nihayetinde hatta üzerine biraz daha titrense rahatlıkla kült film diye bahsedebilrdim ben bu filmden. keşke sinemamızda bu tarz filmlerin sayısı artsa.","label":7} {"text":"Meselesine tercüman olabilmiş, belge niteliğinde bir film..","label":7} {"text":"Oldukça saçma ve gerçek dışı diyaloglarla başlayan filmin, esasında vermek istediği bir takım önemli mesajlar olduğunu fark etmek çok da zor değildi. Çekim yılı tam liseden mezun olduğum yıla tesadüf ediyor. Kendimle bağdaştırdığım tek noktası oydu. Aslında filmin yapımcılarına çok sinirli olduğumu da belirtmem gerekiyor, çünkü vermek istedikleri mesajı çok yavan bir filmle vermişler. Bunun yanında, bazı oyunculuklar gerçekten çok sırıtıyordu. Kritiklerin kötü olmasının nedeni de buydu bence. Öte yandan, bu haliyle aslında klişe olmaktan kurtulan bir klişe gençlik filmi olmuş. The boy gets the girl vb. ;). Belki de filmin hitab ettiği yaş gurubu filmden kendi lise yaşamlarına dair daha düzgün ders çıkarmışlardır. Uzun lafın kısası, izlenebilir bir gençlik komedisi, ancak the girl next door'un verdiği hazı bu filmde alamadım. Ancak dediğim gibi, bu filmin vermeye çalıştığı bir takım mesajlar var. onu özel kılan bu. Saygılar efeem","label":5} {"text":"bu tarz filmler ne çok sık çıkar ne de çok kişi böyle filmleri izler gerçekten trajik bi sonla biten güzel bi filmdi","label":4} {"text":"Sadece kavga dövüş değil aynı zamanda milliyetçilik duygularının tavan yaptığı içine dramanın ve güzel dövüş sahnelerinin eklendiği çok güzel bir film. Tamam, taraf tutmuyor diyemeyiz ama taraf tutmayan kaç film var ki? Adam Çin'li ve gerçekten de japonlarla savaşılmış, çekilecek filmde çin milliyetçiliğinin olmaması imkansız olmaz mıydı? Bence gayet normal,\"dövüş var ama boşa değil dedirtiyor insana.\"","label":7} {"text":"her ne kadar klasik türk filmlerinde çok aman aman bir yeri olmasa da filmin 1971'de çekilmiş orjinalinden bence daha iyi ve daha eğlencelidir bu film. belki de hürmüze biçilen rol türkan şoray'dan daha çok nurgül yeşilçay yakıştığındandır.","label":6} {"text":"Serinin en durağan filmi olsa da sırf Amerikan sağlık sistemine getirdiği eleştiri için bile övgüyühakediyor. Serinin bu filminde Hoffman'ın açığa çıkma şüpheleri ve Jigsaw'ın geride bıraktığı kutusunun sırrı üzerinde yoğunlaşılmış.. İnsanların hayatlarını, yaşama yada ölme haklarını elinde bulunduran insanların sınavları çok güzel hissettirilmiş.. Sıra kendine gelince yaşamın anlamı ve ölümün yakınlığı hissedilir ama her şey için geç kalınmıştır.. Özellikle 6 lı dönen çark ve oradaki ölüm anının korkusunu yaşamak ve hayatta kalma ümidi çok iyi aktarılmış.. Final bilindik Testere sürpriz finallerinden olmasa da iyiydi.. Serinin en zayıf halkası olsa da muhakkak izlenmeli..","label":5} {"text":"pee-wee alınma ama sana çok kıl oldum. :)","label":4} {"text":"Murat Cemcir ve Ahmet Kural ikilisini severim genelde de güldürürler beni ve haliyle filmden de beklentim yüksekti ama malesef istediğimi alamadım. kötü bir filmmiydi hayır. bana göre güldüren değil daha çok gülümseten bir film olmuş.","label":6} {"text":"Ebeveyn olmak, korumacılık, ahlak, eğitim, güvenlik, bürokrasi, rüşvet kısacası toplumsal çürüme üzerine çok iyi işlenmiş, salt gerçekçi bir film... 85/100 Not : yanıtsız bırakılan tlf çağrılarının anlamı neydi ki?","label":8} {"text":"Irak konusunda çekilmiş en iyi filmlerden birisi.. Çok gerçekçi bir yapım.. BaşroldekiNicholas Hoult iyi iş çıkarmış.. Tavsiye 10/7","label":6} {"text":"herkesin istanbul'u farklıdır. daha fragmanından benim istanbul'umu anlatacağı belliydi filmin. hakikaten de yanıltmadı. istanbul'u neden bu kadar seviyorsun sorusuna hala kelimelerle bir cevabım yok ama bu film o sevgiyi anlatmaya en yakın şey oldu. kediler, mezarlıklar, gece, binbir çeşit insan ve tarifsiz bir melankoli. hiçbir şehrin ölüleri istanbul'unkiler kadar görünür olmamıştır herhalde. yönetmenin istanbulunda seyyan hanım'ın da yer bulması tarifsiz. salondaki kimse çıkmadı seyyan hanım ve ara güler susana kadar. bu film kesinlikle beyoğlu'nda izlenmeli. nerde okuduğumu hatırlamıyorum ama ahmet hamdi tanpınar yaşama nedenini istanbul sevgisine bağlarmış benim gibi. seyyan hanım - hasret https://www.youtube.com/watch?v=9-Cng6RKbOA","label":7} {"text":"Sanırım bu dünyaya gelen en güzel kadın Marion Cotillard..","label":7} {"text":"Venedik Film Festivali'nde aldığı ödüllerle adını duyuran 'Bir Tanrı Komedisi/A God's Comedy' özgün bir komedi. 'Kutsal sayılan her şeye karşı, harikulade biçimde saygısız ve ayrıksı' bir sinema örneği olan filmin senaristi, başrol oyuncusu ve yönetmeni Joao Cesar Monteiro, Portekiz sinemasının en özgün isimlerinden.. alıntıdır...","label":5} {"text":"ilk film gibi olmamış, beğenmedim","label":6} {"text":"eleştirmenlerin deyimiyle alfred hitchcock'un yönetmenliğini üstlendiği 1954 yapımı kült gerilim filmi arka pencere 'nin modern bir yeniden çevrimi gibi disturbia.yapımcılığını hollywood'un yaramaz,dahi çocuğu unvanına sahip akademi ödüllü usta sinemacı steven spielberg'ün üstlendiği filmde yönetmenlik koltuğunda hayatın benim ve kirli para gibi orta karar filmlerden hatırladığımız d.j. caruso oturuyor.genç ve yetenekli oyunculardan shia labeouf'un başrolde olduğu filmde ayrıca sarah roemer,aaron yoo,carrie-anne moss ve manyak katil rolünde david morse'u izliyoruz.demode konusu,mantık hataları ve klişelerine rağmen yine de sürükleyici ve heycanlı bir gerilim şüphe.kısacası vasatın biraz üstünde bir film.shia labeouf ve david morse'un başarılı oyunculukları görülmeye değer doğrusu.izleyin derim...","label":4} {"text":"Film beklentimin altında çıktı, yılına göre değerlendirirsek 5 puan alır. Müzikler çok sıkıcı ve gürültülü, gereksiz fazla müzik ve ses kirliliği var. Oyunculuklar sadece idare eder.Herşey korkutmak amaçlı olacak diye çok abartılı yapmışlar, yani korkuturken güldürebilir.Güzel olan ise görüntüler ve renkler.Sadece izlenebilir ama sıradan bir film. Puanı çok abartılı.","label":4} {"text":"Muthis oyunculuk gosterisine sahne olan film. Streep ve Hoffmann karsilikli dokturuyorlar, bir de Donald Miller'in annesi rolundeki Viola Davis kucuk rollerin bile yeri geldiginde ne kadar etkileyici olabilecegini gosteriyor...","label":6} {"text":"Ben de gelmiş geçmiş savaş filmlerinin arasında en iyisi olduğu yorumlarına katılıyorum. Hala daha bu filmdeki kadar hissettirebilen bir film göremedim desem abartı olmaz herhalde. Seyretmeyenlere tavsiyelerimle...","label":8} {"text":"Dünyanın en kötü , en sıkıcı filmini izlemek istiyorsanız kaçırmayın derim!! Sıfır puan olsa sıfır vericektim ama en düşük puan bir olduu için 10/1!","label":0} {"text":"Defalarca izlediğim absürt komedilerden biri. Austin Power, Dr. Kötülüğün kendini ileri tarihte geri gelmek üzere uzaya göndermesinin ardından kendini dondurur. Tekrar Dr. kötülüğün geri gelmesiyle birlikte uyandırılır fakat aradan yaklaşık 40yıl geçmiştir. Austin, aşırı derecede çapkın ve seks düşkünü bir ajandır. Tüm bu olayı çözme süreci içerisinde bu huyu da eklenince türlü türlü komedi malzemeleri ortaya çıkmaktadır :)","label":7} {"text":"Kadın - erkek ilişkisini uzun uzadıya anlatabilmenin mümkünsüzlüğü! Mutsuz kadınların, mutsuz edenleri memnun etme gayreti.. Sinema terimlerine ya da masalsı bir anlatıma gerek duyulmayacak kadar içten, gerçekçi ve tatlı repliklere akışa sahip. Oyunculuklar mı ?bu oyuncuları izledikten sonra yeni dönem filmleri izlemek gelmiyor içimizden.","label":7} {"text":"Film gerçekten çok güzel efsane olmuş ilkten klasik yabancı korku filmlerine benziyor diyoruz ama gittikçe daha cok güzelleşiyor türk korku filmi 1-2 defa izledim daha da izlemem dedim ama bunu izledim harika inşallah böyle filmlerin devamı gelir istesek yapabiliyormusuz demek ki birde suna dikkat ettim yapimlar da falan yabancı kişilerin de ismi yazıyordu onlarda el attilarsa herkesin emeğine sağlık","label":9} {"text":"Aşırı derecede sıkıcı bir film. May-Alice isimli bir pembe dizi aktörü ve sabah programı sunucusu, bir kaza sonucu belden aşağısı felç olur. Bu durumu hazmedemediği için ne hastanedeki doktor-hemşirelerin yardımını ne de terapistlerin yardımını kabul eder. Ciddi karamsarlığa ve alkole düşer. Evine ajansın gönderdiği bakıcılarla anlaşamaz. Bir gün chantelle gelir ve onun bu durumdan toparlanmasında büyük rol oynar. Film o kadar günlük yaşamı yansıtmaya odaklanıyor ki sıkılmamak elde değil. Alfre Woodard'ın oyunculuğunu çok beğendim. Özellikle odada yalnız başına ağladığı sahne harikaydı. Fakat onun dışında film malesef beni sarmadı.","label":3} {"text":"şiirsel yaşam tarzı sevenler belki bu filmi sever. sanat filmi sevenler de belki sevebilir.. belki izlenebilir ama çok güzeldi demek haksızlık olur. dönemsel bir sanat filmi sadece.. zaman geçirmek için uyku öncesi izlenebilir.","label":5} {"text":"\"High Concept\" tarzı filmlere örnek gösterilebilecek nitelikte bir film. Korku, bilim kurgu, dram, psikolojik gerilim, aksiyon ne ararsanız var. Tek bir türe sığmayan, ama tek bir cümle ile özetlenebilen harika bir yapım. Sahneler çok keskin ve çarpıcı. Filmin her sahnesi göndermelerle dolu ve bir çoğu anlaşılır düzeyde. Böyle mesajını dolaylı veren tek mekan filmlerinin hastasıyım. Başından sonuna kadar derdini anlatarak sizi sıkmadan alıp götürüyor. Don Kişot ayrıntısına dikkat etmek gerekir. Filmin sonu iyi bağlanmamış gibi yorumlara kesinlikle katılmıyorum, bence gayet yerinde bir finaldi. Kısaca metaforlarla dolu, günümüz dünyasının sistemine mükemmel bir eleştiri.","label":7} {"text":"eleştirmenlerin yerin dibine sokmakla pek haklı oldukları bir filmdir. konu zayıf belki ozgün ama çok kotü anlatılmış.","label":5} {"text":"serinin ilk filmi gibi değil kabul ama yine de izlemeye değer bir film. güzeldi","label":7} {"text":"Film gerçekten inanılmaz merak uyandırıcı ve şüphe dolu. Hiç bişeyden asla emin olamıyorsunuz. Çok etkileyici bir senaryosu var, oyunculukta iyi. Kesinlikle izleyin derim","label":7} {"text":"ilkini izledim güzeldi ama bunu izleyenler pek fazla beğenmemiş","label":6} {"text":"İşlenişi ve savaş sahneleri gayet başarılı, oldukça hüzünlendiren bir havası var ve underrated.","label":8} {"text":"Önemli bir mantık hatası, bunu bir tek ben mi düşündüm? Çocuğun ifadesi neden alınmıyor? Kaçırılan o, bulunduğunda hadi polisleri de geçelim, annesi babası sormuyor mu deden seni niye kaçırdı nerede sakladı diye? Teyit de mi edilmiyor dedenin itirafları? Çocuğa sorulsa mahkemeden sonra dahi, 2. kaçırma olayının kadının yaptığı anlışacak dede ne kadar ben kaçırdım dese de kaçırılan kıza bi allahın kulu slm nslsn demiyor. Bu kısım hiç olmadı. Zaten çocuk da sus pus, garip. Diyelim ki 15 yıl önceki suçunu itiraf etti, ki zaman aşımında. Peki 2. çocuğu kimin kaçırdığı neden araştırılmadı o zaman? 3/10 Birisi aydınlatırsa bu konuda beni, film oldukça güzel bir intikamdı diyebilirim.","label":2} {"text":"kotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotukotu","label":0} {"text":"Yönetmen, fotoğraf albümüne bakılır gibi ilerleyen filmde, benzer ekonomik, siyasal, kültürel, tarihi kaderi paylaşan Latin Amerika ülkelerine yolculuğa çıkarıyor. Siyasal sistem eleştirisini mizahı ve estetiği elden bırakmadan yapıyor. Kadın değişmeyen kırmızı elbisesiyle umudun sosyalizmin ifadesi oluyor... 75/100","label":7} {"text":"Fragman olarak çok iyi henüz gitmedim acaba yaş sınırı var mı? Eğer varsa kaç? Giden birisi cevaplaraa çok sevinirim.","label":9} {"text":"Yani daha iyisini bekleyemezdik. Komedi filmi millet üst düzey bir şey çıkmaması normal yani. Beklentilerimin birazcık altında olmasını böyle açıklıyorum diyebilirim. Farklı bir kurguda sıradan bir senaryo işte. Yer yer komedi yönünün yüksek olması ve Mark'a olan hayranlığım sayesinde filme 7 puanı uygun görüyorum. Tabi Mark'ın daha aksiyonlu daha iyi senaryolarda görmek beni daha çok mutlu eder. Ailecek izleyebileceğiz (aaa tabi bazı yerlerde +18 olması dışında) bir yapım. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Aslında o kadar basit ve sıradan bir senaryosu var ki izlemeye başladığımda hani bu senaryoda en fazla ne olabilir diye düşündüm. Ama beni öyle böyle yanıltmadı. Az oyuncu az mekanla ve böyle bir senaryo ile bu kadar güzel, akıcı ve özellikle gerilimi de çok iyi yakalayan bir yapım olmuş. Film kendi temposuna sizide içine çekiyor ve sizde o temponun akışına bırakırsanız zevk alarak izleyeceğinize eminim. Yorumlarda kimse bahsetmemiş veya ben kaçırdım görmedim filmin son sahnesindeki \"İstanbul\" detayı gözümden kaçmadı.","label":7} {"text":"Sonuna kadar heyecanla izlenen bir polisiye. Duygusallık ve dram dozu tadında bırakılmış.","label":7} {"text":"Aslında son yarım saate kadar oturaklı, sağlam geliyor film. Fakat asıl sürprizlerin başladığı ve temponun arttığı kısımlar başladığında, havada kalan kısımlar da başlamış oluyor bana göre. Bir anlamda zirve yapmayı başarıyor. Fakat sonuna kadar tatmin edici de diyemiyorum. Özellikle Jude Law ve Rooney Mara iyiler. Yönetmen Soderbergh son yıllardaki yüksek üretim hızına devam ediyor ve şurası gerçek ki neredeyse tüm filmleri kendini izleten, pişman etmeyen filmler. Ancak yine de uzun süre unutulmayacak eserlere hala bir iki tık uzak kalıyor Amerikalı sanatçı. Yılın tercih edilebilecek, farklı filmlerinden.","label":5} {"text":"birkere şunu söyleyim; film kesinlikle sıradan izleyecinin burun kıvıracağı türden bir film.. Hastalıklı Yönetmen Trier'den yine hastalıklı bir film Deccal.. Bresson-Polanski-Lynch ve Haneke ile birlikte İnsan psikolojisini filmlerine iyi yansıtan yönetmen Trier'dir..öyle haz alınacak yönetmenler değildir bunlar. film şu; delirmekte olan bir kadın ve bir o kadar onun kadar deli olan kocası'nın yaşadıkları tranva ve içlerinde yaşatıp biriktirdiklerinin dışavurumu..bazı sahnelerde kusmanız olası.psikolojiniz de bozulabilir..bn beğenmedim ama son dönemlere baktığımda, nitelikli film çıkaramama fobisini bu filmle yenmiş sinema sektörü..9/10","label":9} {"text":"Film güzel örülmüş ama finali bana pek tatmin edici gelmedi. Daha güzel final yazılabilirmiş. Yine fazla övülmüş diyebileceğim filmlerden bir tanesi oldu benim için. En fazla 7 puan...","label":6} {"text":"Kesinlikle ilk filmin lezzeti yok. İlk filmde merak içerisinde neler dönüyor bu filmde diyorsun. Ama bu filmde o heyacanı yaşamadım. Sürekli bir gizem çabası. İsyan aşağı isyan yukarı. Ya arkadaş bu bir dizi değilki bu kadar uzatıyorsun. Tamam olaya heyecen katmışsın tamam da biraz da bize bi açıklama yap. Bir virüs var ortada buna çare arayan bilim insanları var. Alıyorlar genç insanları bi yerlere kapatıyorlar kaçabilenler süper insan muamelesi görüyor. Onların kanından elde edilen ilaç bu virüse iyi geliyor. Anlaşılabilen bu. Kısacası ilk filmde bende uyanan merak duygusu bunda uyanmadı. Hemen üçüncü filmi bekliyoruz. Böyle giderse 4 hatta 5 de gelir.","label":4} {"text":"Renksiz ve renkli görüntülerin uyumu, aniden yapılan zoomlar, diyalogların akıcılığı ve olayların parça parça anlatılması çok güzeldi. Tarantino be kardeşim..","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi Hannibal örneklerinden olabilir, Steve'ciğim siparişlerin lezzetine göre odaları dekore etmiş :)) Kamera açıları sahne geçişlerini beğendim ve son olarak girl power diyelim","label":6} {"text":"Kötü türk komedilerinden. Ha gülmedim mi yer yer. Güldüm elbette. Ama kalite yok maalesef ki.","label":3} {"text":"Bence iyi bir aksiyon. Ha abartı yok mu bitabi var. Hele de filmin kadın kahramanının kaçış sahnesi Düşman Hattı ile fazlası ile benzerlik gösteriyor. Ne diyeyim daha iyi olabilirdi. Ama idare eder diyorum. Beğendiğim sahneleri de çokça tabi.","label":7} {"text":"Film her şeyiyle çok başarılı olmuş. Bence 2016 yılındaki çekilmiş bir filmin aynı senaryo ile farklı bir uyarlama olmasının hiç bir zararı yok. Film kendisini izlettiriyor hem orjinilaniki kaç kişi izlediki zaten. Oyunculara oynadıkları karakterleri çok yakıştırdım. Film tek mekanda olmasına karşın hiç sıkmadan kendini izlettiriyor ve günümüz sosyolojik sorunlara şahane göndermeler sunuyor.","label":7} {"text":"süperdi... gülmeyenlere şaşıyorum.gerçekten hoş bir film 10/10","label":9} {"text":"Zorba felsefesinden çok A. Quinn oyunculuğu konuşmuş ama yine sağlam bir uyarlama olmuş...","label":6} {"text":"ıyı oyunculuk okeyde..baska ne vardı fılmde??? bır kadının bunak hallerı ve kocasının sevıgısı? tamamda fınal hanı sonuc ana fıkır_?anlatılan ne?? oyunculuk dersı adına ok ama baska sey yok.vasat..dram fılmı degıl acıkcası fılm bıle degıl.5..","label":5} {"text":"gösterilen tüm silahlar patlarlar. şehirler kanser, insanlar katil, kediler kedi.","label":8} {"text":"Muhteşem mekanlar, muhteşem sahneler, çekimler, müzik kullanımı, estetik karakterler, önceki filmlere saygı duruşu, ve tabii ki Aston Martin. Bu 24. Bond filminde aradığım her şey vardı. Daniel Craig'in artık karaktere iyice büründüğünü hissettim. Dench'in ayrılığının yarattığı boşluğun bir nebze de olsa Fiennes ile başarıyla doldurulabildiğini, Q ve Moneypenny'nin yan karakterler olarak sempatilerini arttırdıklarını gördüm. Monica Bellucci'nin en yaşlı Bond kızı olmasına tanık oldum. Eva Green'in (Vesper Lynd) ardından bir başka akılda kalıcı, en çarpıcı Bond kızlarından Lea Seydoux'a ve James ile aralarındaki uyuma hayran kaldım. Kısacası film genel anlamda oldukça hoşuma gitti. Bir kere, bir Bond filminin en büyük olmazsa olmazlarından birini ilk saniyeden itibaren kusursuzca yerine getiriyor: stilize olmak. Filmin aldığı en büyük eleştiriler, ben de katılıyorum aslında, kötü adam ve asıl kızın derinlikli karakterler olmadığı ve özellikle kötü adamın, Waltz'un başarılı performansına rağmen, sönük kaldığı yönündeydi. Ancak filmin genel bakışı içinde beni çok da rahatsız etmedi bu durum. Amacına ulaştı Spectre&. Serinin takipçisi iseniz zaten izleyeceksiniz, ancak aklında soru işareti olanlar varsa, hiç düşünmeden sinema salonuna koşsun.","label":8} {"text":"Bu kadar puan nasıl almış anlayamadım...","label":6} {"text":"Sosyopat bir çocuk, kendisiyle hesaplaşmaya çalışan bir anne ve meleğini yitiren güzel çocuk.. Gerçek ve güzel bir kurgu bu kadar kısa süre içersine sığdırılmaya çalışılıp, bazı mantık hatalarıyla heba edildiği için üzüldüm.. Finali reddedilemez şekilde şaşırtıcı ve düşündürücü :( Ben olsam ne yapardım ? gerçekten ne yapardım.. Wendy Crewson güzelliğiyle, duruluğuyla ve inceliğiylemest etti..","label":7} {"text":"komedi olur da bu kadar olur. martin lawrence harika...","label":9} {"text":"işte korku gerilim herşey bu filmde 10/8","label":7} {"text":"tür olarak ne komedi ne fantastik hele ki gerilim hiç diyemediğim, sadece bir ailenin küçük bir kızın kurtarılması için verdikleri çabadan dolayı daha çok dram olarak nitelendirebildiğim orta şekerli bir film.","label":4} {"text":"14 yıl sonra sadece elektrikle çalışan arabaların geri dönüşüne tanıklık etmek güzel bir şey... :)","label":7} {"text":"bir şaban anca bu kadar kurnaz olabilirdi. almanya'nın vatandaşları için sunduğu her türlü fırsatı paraya dönüştürmeye çalışan bir tip. bir nevi alman hükümetini keriz gibi gösterme derdi vardı sanki filmin. aslında tam tersinden bakılmasını gerektiğini ince bir politik yada siyasi mesaj olarak işliyor film. anlayana tabi hala.. yıl olmuş 2013..","label":5} {"text":"Fragmanını uzun süredir görüyoruz artık gösterimede girsin Phill Collins Nasıl Şarkılar yaptı merak ediyorum (klasik disney yapımı nemo'dan daha iyi bşey beklemeyin)","label":7} {"text":"Gereksiz hiçbir sahnesi olmayan, aynı anda hem içinizi ısıtıp hem göğsünüze yumruk oturtabilen, mükemmel bir film. Kristin Scott Thomas enfes oynamış.","label":7} {"text":"4-5-6 serisinin finali ve üçü arasında kurgunun en dağınık olduğu bölümü. M. Myers'in orijinini bir bağlama oturtma çabası var ancak ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Ayrıca serinin belkemiği karakterlerinden biri olan Dr. Loomis'in, aktörün aynı sene vefatı dolayısıyla, yer aldığı son Halloween filmi. Bundan sonraki H20 (1998) & Resurrection (2002) filmleri 4-5-6 serisini göz ardı edip H2'ye (1981) sequel olarak çekiliyor.","label":4} {"text":"de palma nın bir mafya filminden beklenilmeyecek yumuşaklıkla kotardığı acıklı mafya filmi.. al pacino nun masum oyunculuğu filmin ana karakteri masum carlito ile bütünleşmemizi sağlıyor.. usta işi yönetimiusta işi oyunculuk..","label":8} {"text":"çok basit bir film. izlerken iyi vakit geçirilecek kadar bile bi numara yok. bu filme iyi diyenler kesin miley cyrus hayranı ergenlerdir.","label":4} {"text":"\"Kabil'den bu yana hiçbir ceza, dünyayı iyileştiremedi.\"","label":7} {"text":"Komedi değil küfür banyosu. Boş beleş klişelerle dolu ve film denilemeyecek uzun bir video. Vakit kaybı.","label":0} {"text":"Onca festival filmi izlemiş insanım, hiç bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. Göz yaşı toplamak nedir ya...","label":0} {"text":"fight clup gibi olay yaratacak bir yapım olduğunu düşünmüştüm ama olmadı malesef","label":1} {"text":"Sen ne güzel bir şeysin Darth Vader","label":8} {"text":"Uçak kazalarını, hikayelerini anlatan her filmde “mayday” sözcüğünü duymuşuzdur. Bu imdat çağrısını duyunca tehlike sinyalleri başlar; adrenalin tavan yapar. Hepimizi “uçak düşecek mi?” korkusu sarar ve kendimizi sinema salonunda dua eder şeklinde buluruz. Sonunu bilmediğimiz uçak kazalarını içeren filmlerde bu olay bu şekilde gerçekleşir ama “Sully” adlı filmde bu durum biraz daha farklı. Sully Filminin Konusu: Chesley B. Sullenberger yani nam – ı değer Sully (Tom Hanks) US Airways'de çalışmakta olan tecrübeli bir pilottur. 2009'da New York'tan Charlotte'a yapılan bir uçuş sırasında uçak havalandıktan kısa bir süre sonra kuş sürüsüne çarpar ve iki motorunu da kaybeder. Yakınındaki havalimanlarına da inemeyeceğini anlayan Sully için kritik karar süreci bu saatten sonra başlar. Ya uçağı teklif edilen havalimanlarına indirecektir ya da Hudson nehrini bir pist olarak kullanacaktır. Sully Fiminin Oyuncuları: Filmin başrolünde usta oyuncu Tom Hanks ( Chesley Sullenberg) bulunuyor. Drama konulu filmlerin de ustası olarak gördüğümüz Tom Hanks, yine “sen oyna biz sabaha kadar izleriz” havasını bize hissettiriyor. Kazayı yaşayan gerçek pilotun bile içinden “olay anında sen bizim yanımızda mıydın?” diye sorduğunu tahmin ediyorum. Filmde yardımcı pilot rolündeki Aaron Eckhart (Jeff Skiles) ise görevini hakkıyla yerine getiriyor. Söz kendisine verilince, filme yeni bir ivme kazandırmada oldukça başarılı. Laura Linney (Lorrie Sullenberger) ise Sully’nin eşi rolünde. Çok fazla sahnesinin olmaması bir dezavantaj olarak yansımış. Yönetmen koltuğunda ise Clint Eastwood bulunuyor. Onun için bir şey söylemeye gerek yok. Biz susalım eserleri konuşsun. Eğer uçak kazalarını konu alan filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam size göre. Bir de konu yaşanmış bir olaydan alınıyorsa izlemeden geçmeyin diyebilirim. Film belgesel havasından ayrılıyor. Pilotun yaşadığı stresi izlerken hissedebiliyorsunuz ve “ben olsaydım ne yapardım?” sorusunu hemen kendinize soruyorsunuz. Düşünün! 155 can size emanet ve karar vermek için sadece 35 saniyeniz var. Ne yapardınız? Filmde yolcuların yaşadığı streslere, olaylara çok fazla yer verilmiyor. Daha çok pilotun yaşadığı karar alma süreci ve uçağın başarılı bir şekilde indikten sonra gelen eleştiriler karşısındaki davranışlarına ağırlık veriyor. Onun dışında teknololijin o kadar ilerlemesine karşın hala insan faktörü olmadan uçakların bir hiç olduğunu görüyorsunuz. Kokpitte farklı bir yaşamın varlığından haberdar oluyorsunuz. Film için genel itibarıyla sürükleyici ve sonunu bildiğiniz halde merakla takip edebileceğinizi söyleyebilirim. Aynı sahneleri defalarca izlemenize rağmen sıkılmıyorsunuz. Siz de “acaba hatası var mıydı?” diye kendinize soruyorsunuz. Ayrıca bir öneri. Film bitti diye hemen çıkmayın. Küçük bir sürpriz sizi bekliyor. İyi seyirler.","label":7} {"text":"Bana göre müzikleri dışında herhangi bir artısı olmayan filmdir. Bu filmin anlattığı tarihle aydınlandığını iddia eden insanlar varsa onlar başka tabi.","label":1} {"text":"Kötü bir film diyemem ancak Joachim Trier'in Oslo, 31. August'ta kendini daha başarılı bir şekilde ifade ettiğini düşünüyorum. Oslo, 31. August'taki karakterler daha oturmuş, daha benimsenebilir karakterlerdi. Louder Than Bombs'un karakterlerine pek ısınamadım açıkçası. Evet problemleri var, üzgünler, melankolikler ama bir şey olmamış, tam oturmamıştı sanki. Arada mini klip tadında izlediklerimiz hoşuma gitti, filme renk katmış. Ancak ne yazık ki genel olarak hayal kırıklığına uğradım.","label":7} {"text":"film psikoloji dalında iyi yansıtılmış filmlerden, oyunculuklar çok iyi olmakla beraber diyaloglar da çok iyidir. giriş anından itibaren film, bizlerle bağlantısını iyi kurar ve izlettirir. ayrıca müzikleri de iyidir ve iyi bir şekilde kullanılmıştır. izleyiniz efenim.. -belki büyürken bir noktada duygusal kalkan kalkıyor. belki zihnimize inanmadığımız için, sırlar aramaya başlıyoruz.. -düşünceyi kontrol etmek zor.. -hastalığımı bile anlamazken nasıl iyileşebilirim?. diyordu Susanna.. ---spoiler--","label":7} {"text":"E.T nin kötü ve birazda karanlık versiyonu gibiydi . Filmde bolca mantık hatası ve klişe görmek mümkün . J.J Abrams tan daha ciddi bir şeyler beklerdim . 10/5 verdim , oda efektleri ve Elle Fanning in başarılı performansı için .","label":4} {"text":"Hayatımda gördügum en berbat film, yazık masrafa, yazık zamanımıza, ilkokul müsamereleri bundan daha kaliteli ve mevzulu olur.","label":0} {"text":"İzlemek için can atıyorum :D ilk fırsatta gidicem BEŞİKTAŞIM'IN filmin'i izlemezsem olmaz :D","label":9} {"text":"gayet cars tuttu diye yapılmış, olmamış, aynı konu üzerinde hafif oynamalar ile arabalar uçak yapılmış sadece, izlemeyin izletmeyin.","label":1} {"text":"Süresi boyunca insana dünya, doğa, hayvan ve aynı zamanda insan sevgisi kazandırıyor. Hushpuppy uzun süre unutulmayacak bir karakter haline geliyor, Wallis'in akıl almaz yeteneğinin de yardımıyla. Dwight Henry de profesyonel bir kariyeri olmadan, yaşayarak canlandırdığı Wink'te oldukça başarılı. Filmin tam olarak bir türü yok bana kalırsa. Hepimizin kullanmayı sevdiği bir tabir vardır; büyüme hikayesi diye. Bu şekilde özetleyebiliriz yine. Fakat onun da ötesinde, belgesele yakın bir yerde duruyor neredeyse film bence. New Orleans'ta, Bathtub denilen ve dünyada eşi benzerine az rastlanabilecek alışık olmadığımız bir mekanda yaşayan gerçek insanlar, gerçek hayatlar perdede gördüklerimiz. Amerikan Rüyası& hemen yanı başlarında fakat aslında yaşam tarzları ve kişilikleriyle onlara o kadar uzaklar ki, filmin Afrika'da geçtiğine inanmak daha kolay. Zaten New Orleans, Louisiana gerçekte de kültürüyle, adetleriyle, yaşayışıyla çok farklı bir mekandır. Zeitlin bizleri bu insanlarla tanıştırıyor. Hushpuppy'nin büyüme, olgunlaşma yolculuğunda en az onun kadar önem verdiği bir diğer unsur Bathtub. Wallis'in özellikle bazı sahnelerde tavan yapan oyunculuğunu görmek için dahi izlenebilir. Finale doğru bana kalırsa ufak aksaklıklar bulunsa da, genelde tatmin edici. Zaten yılın en beğenilen, hoş sürprizlerinden biri. Oscar yarışında ne yapacağını da merakla bekliyorum. Değişik bir yer, değişik insanlar hakkındaki bu ilginç film, bazı kısımlarında içimizi ferahlatıp tebessüm ve iç huzur sağlarken, bazı kısımlarında umutsuzluk ve moral bozukluğu getiriyor. Sonuç olarak, içimizi ferahlatan kısımları ön plana çıkıyor yine de.","label":7} {"text":"konu olarak biraz klasiğe kaçsa da izlenmeyi yine de hakkeden bir film.özellikle filmin son 20 dakikası varki.artık hangisini gerçek hangisinin rüya olduğunu karıştırıyorsunuz.bir o yana bir buna savrulup gidiyorsunuz.yönetmenlerin bu tür sürprizlerine bayılıyorum.uzakdoğu sineması son yıllarda iyi işler yapıyor.bu da bunlardan biri.izlerseniz pişman olmazsınız","label":7} {"text":"Direncinizi sınamanın yolları... 1-Su altında nefesinizi tutmak. 2-Su üstünde nefesinizi tutmak. 3-Gündüz kuşaklarındaki kadın programlarını izlemek. 4-Başından sonuna kadar konsantrasyon kaybı yaşamadan ve sıkılmadan herhangi bir Zeki Demirkubuz filmi izlemek...Ve filmdeki her şeyi anlamlandırabilmek. Ben yukarıdakilerin hiç birinde iyi değ filmde de sınıfı geçemedim.","label":2} {"text":"Yer yer güzel espriler ve sağlam oyunculuklara sahip vasat bir film.Daha çok Hollywood çevrelerince sevilen bir film olmuş yaptığı göndermeler ve ele aldığı konu itibarıyla..Bence bu film sadece Tom Cruise un,onu kolay kolay göremeyeceğiniz bir karakterle çıkardığı muhteşem oyunculuk için bile izlenir..","label":6} {"text":"Film gerçekten gerilim adına yapılan en güzel filmlerden. ortada kan yok vahşet yok ama sizi nasıl geriyor bunlara rağmen izlerseniz göreceksiniz. konu çok etkileyici ve izlenilmesi gereken zamanına göre güzel bir film.","label":7} {"text":"gülmek istiyosanız bu filme gelin gercekten mükemmel bir korku filmi değil ama komedi filmidir ................................................","label":9} {"text":"Atmosfer o kadar feciki geçen gün bu filmi izlediğimde televizyonun yanında duran muhabbet kuşumu bile korkutmuştu hayvanın ödü patlamasın diye filmin yarısında alıp öbür odaya götürmüştüm iki gün konuşamadı hayvan yeni yeni kendine geldi çok etkileniyor bazı filmlerden gece izlerken:)","label":8} {"text":"çok iyi bir film bana kalırsa... defalarca izlenebilir. özelliklede giovanna'nın oyunculuğu çok iyi. son öpücük'te de iyi kotarmıştı. ferzanı ve uğraştığı konuları seviyorum. soykırım davasına da güzel bir bakış açısı. güzel güzel.","label":7} {"text":"Eğer yorumlarımı takip ediyorsanız, Underworld serisi hakkındaki düşüncelerimi biliyorsunuz. İlk film fena değildi, ikinci filmin senaryosu kötüydü ama aksiyonu sürükleyiciydi, üçüncü filmin ilginç fikirleri olsa da aşırı gereksizdi ve dördüncü filmse bu serinin kalbine bir hançer saplayarak klişe bir hikayeyle seriyi bitirdi. Bu yüzden Blood Wars'u sinemalarda izlemedim. Bu film hakkında diyebileceğim en iyi şey şu: Hiç olmazsa 3. ve 4. filmlerden daha iyi. Konu şöyle: Lycanların yeni lideri Marius, vamipirlere saldıracaktır ve vamprileri savunmak için Selene geri çağırılır. Ama asıl istedikleri şey, Selene'in kanıdır. Selene bunu öğrenince, hem vampirlere hem de Lycanlara karşı savaş açar.& Bu filmin size verdiği söz. Gerçekte ise Blood Wars, sıkıcı ve klişeydi. Pekala, filmin aksiyonu fena değildi. Aksiyon sahneleri daha odaklıydı ve hiç sıkıcı değildi. Senaryo her zamanki kötü ama 3. ve 4. filmden daha iyi hiç olmazsa. Bunun dışında oyunculuklar kötü ve filmin bir sürü gereksiz sahnesi var. Kate Beckinsale, artık bitsin de gidelim modundaydı sürekli ve Sherlock dizisinde Irene Adler'ı canlandıran Lara Pulver da çok kötüydü. Hem de bayağı kötüydü. Eğer Underworld serisini seviyorsanız, bu filme bayılacaksınız. Eğer normal bir aksiyon filmi arıyorsanız, bu film sizi 80 dakika boyunca oyalamayı başaracak. Geri kalan kimseye bu film hitap etmiyor. Tahmin ettiğimden daha iyi ama yine de, zayıf bir film. TOPLAM PUAN: 4/10","label":3} {"text":"Gerçek hikaye olması olayı daha da dramatik hale getiriyor. Bir grup insanın soğuk ve açlıkla hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Dönemine bakarak değerlendirecek olursam tatmin edici. Ancak tabi günümüzde özellikle görsel açıdan aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Yinede güzel bir mücadele filmi olmuş. Boş vakitte değerlendirilebilir","label":6} {"text":"Seneler önce yalnızca bir kere izlemiştim. Arşivim arasında gezinirken şöyle bir daha bakayım dedim. Sonra buraya döndüm, baktım ki hiçbir şey yazmamışım, yalnızca 96/100 puan verip geçmişim... 4 puanı da ya çok kısa bir film olmasından, ya da yavaş ilerlemesinden kırmışımdır diye düşünüyorum. Teması gibi 'Ölümsüz' bir yapıt. Buna film diyemeyiz. Anlam düşmesi olur. Bu eşi benzeri görülmemiş bir yolculuk çünkü...","label":9} {"text":"Oldukça sıradan bir yapım Closer heralde filmin tek farkı dört iyi oyuncunun aynı filmde olması zaten özellikle Natalie Portman ve Clive Owen ikilisi çok iyi oynamış.Filme gelirsek izlemeden önce çok beklentim yoktu fakat izledikten sonra bu kadar iyi oyuncuyu aynı filme koyupta neden böyle sıradan bir film çekmişler pek anlamadım,oyuncuları sırf seyircileri filme çekmek için koymuşlar heralde.Normalde romantik filmleri sevmem ama oyuncular iyi diye filmi sonuna kadar izledim ve sonunda da zaten her ne kadar şaşırtmaya çalışsalar bile filmin genel olarak devam eden ağır temposu filmin sonundaki şaşırtıcılığı gölgelemiş.Film nerdeyse baştan sona dört kişinin karmaşık aşk hikayesi üzerinde duruyor zaman zaman kendini tekrarlasa bile oyunculuk performansları filmi izlememi devam ettirdi.Açıkçası sıkıldığım anlar oldu ama izlemeyi pek bırakasım da gelmedi sonuna kadar izlemek istedim hani izlemesem de olurdu ama yine de bu dört iyi oyuncuyu aynı filmde izlemek güzel bir tecrübe.Son olarak ben filmi pek beğenmedim ama izlerken zaman zaman keyif aldım zaten filmin en iyi yanı oyuncuları,izlemeden önce çok fazla beklentiniz olmadan izlerseniz belki keyif alabilirsiniz illa izlenmesi gereken bir yapım değil ama sırf oyuncular için bile izlenebilir ayrıca insan ilişkilerine değinmeleri iyi olmuş diyebilirim (insanların bencillikleri vs.) 6/10","label":5} {"text":"İskandinav sinemasının kült filmlerinden biri olan Fatih pelle 19. yüzyıl Avrupasının fedoal sisteminde yokluk, sömürü, ayrımcılık ortasında ayakta kalmaya çalışan yaşlı bir baba ve oğlunun dokunaklı hikayesidir... O dönemin avrupasında insani değerlerin hiçe sayıldığı, tek çarenin sevgi ve umut dolu dünya olduğu durağan ve pastoral bir şekilde anlatılmaya çalışılmış.....","label":7} {"text":"&Auggie Pullman, yüzündeki sağlık sorunları yüzünden bir çok ameliyata girmiş bir çocuktur. Bu yüzden Auggie'nin hiç normal bir hayatı olmamıştır. Ve filmimiz, Auggie'nin 5. sınıfa başlamak için ilk defa okula gittiği zamana ve çevresindekilerle arkadaş olmaya çalışmasını anlatıyor.& Daha fragmanlarından Wonder'ın iyi bir film olacağını anlamıştım fakat önceden buna benzeyen bir sürü film çekildiği için, Wonder'ın nasıl sonuçlanacağını bilmiyordum. Bu yüzden size şunu söyleyebilirim ki Wonder, bu yılın en iyi sürprizlerinden birisiydi. Bu film hakkında beni en çok şaşırtan şey, hikayesinin ne kadar geniş olduğu ve bütün filmin sadece ana karakterle sınırlı kalmayışıydı. Film süresince Auggie'nin yaşadığı olaylara tanık olduğumuz sırada, çevresinde yaşayan kişilerin bu olaylara kendi gözünden bakmasını ve kendi hayatlarını görüyoruz. Auggie'nin annesi ile babası, kız kardeşi Via, okuldaki arkadaşı Jack Will gibi bir sürü kişiye yeterli ekran süresi tanıyan film, bu karakterlerle bağdaşmamızı ve bu durumun içerisine daha rahat girmenizi sağlıyor. Her ne kadar finale doğru bu karakterlerin yolculukları biraz hızlı bağlanmış olsa da, bunlar Wonder'ı gerçekten de ferahlatıcı bir deneyim olmaktan alıkoymadı. Daha önceden iyi bulduğum The Perks Of Being A Wallflower'ı yönetmiş olan Steven Chbosky, bu filmde harika bir iş çıkartmış. Wonder'ın kitabını okumamış birisi olarak, bu filmi izlerken kendimi adeta bir kitap okuyormuş gibi hissettim. Bütün sahneler ve karakterler o kadar detaylı ve netti. Ayrıca tahmin edebileceğiniz gibi, oyunculuklar harikaydı. Room'dan beri gördüğüm her işiyle beni etkilemeyi başaran Jacob Tremblay, Wonder ile günümüzün en başarılı çocuk oyuncularından birisi olduğunu kanıtlıyor. Owen Wilson ve Julia Roberts'ın performansları ise son derecede sade ve etkileyiciydi. Ayrıca Via'yı canlandıran Izabela Vidovic ise harikaydı. Bunların dışında Wonder hakkında tam olarak başka ne söyleyebileceğimi bilmiyorum. Eğer animasyon filmlerini saymazsak Wonder, açık ara bu yıl vizyona giren en iyi çocuk filmiydi. Hayat, ölüm, arkadaşlık ve insanları görünüşüne göre yargılamama üzerine olan mesajlar ise çok başarılı hazırlanmıştı. Hatta sadece çocukların değil, gençlerin ve yetişkinlerin de kendilerinde bir şeyler bulacağı sahneler içeren, herkesin izlemesi gereken bir film olmuş kısaca. Her ne kadar konusunun tahmin edilebilir olması gibi ufak şeyler Wonder'ı bir başyapıt yapmasa da, harika içeriği ve ferahlatıcı işlenişi ile kendi türünün en iyi filmlerinden birisi olmuş. Ortaya çıkan sonuç ise bir hayli etkileyiciydi. Mutlaka bir göz atmanızı tavsiye ederim. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Hikayenin bütün karakterlere eşit ekran süresi tanıması, konuyu daha genişletmesi. + Bütün performanslar. + Harika mesajlar. + Her türlü yaşa hitap eden içeriklerin bulunması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Bazı tahmin edilebilir sahneler. - Yan karakterlerin hikayesinin sonlara doğru biraz hızlandırılmış oluşu. TOPLAM PUAN: 8/10","label":7} {"text":"Filmin kadrosu güzel Kadir İnanırın Kartal Spor adına oynadığı film Zeki Alasya kendiside oynamıştı sanırım bu filmde maçlarda tabela değiştiriyordu.","label":4} {"text":"Suçlu olup olmadığı belli olmayan bir kadının cezaevinde doğurduğu bebeği ile birlikte, koşullarının dayattığı bir lezbiyen ilişki çerçevesinde yaşadığı dramı anlatan film, oyunculuk ve anlatımdaki başarısını öykünün sağlamlığı konusunda gösterememiş. 6/10","label":5} {"text":"Tablo gibi kamera çekimleriyle görsel bir şölen ve bu görsel şöleni kasvetli, bunalımlı bir atmosfere dönüştürenbir hikayeve müzikler. Özcan Alper gerçekten çok güzel bir iş çıkarmış ve övülmeyi fazlasıyla hakediyor. Yakın zamandaçekimlerine başlayacağı 2. filmini de merakla beklemekteyim. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Sonlara doğruiskelede dalgalara karşı durma sahnesi ve müzik insanın tüylerini diken diken edecek türden. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":8} {"text":"İngiliz tarihinin belli bir dönemini anlatan tarihsel bir drama filmi ... Başarılı bir film ... Aldığı ödülleri sonuına kadar hak ediyor ... Özgün bir senaryo, oyunculuklar, tarihi mekanlar, kostümler mükemmel ... Kekeme bir krala yardım eden bir konuşma terapisti ve birlikte başarıyı elde etmeleri ... Filmde verilen mesajlar güzel. Düşündüren bir film ... Kral da olsan bir kusurunun bulunması, nihayetinde bir insan olarak mükemmel olamayacağını gösteriyor... Kral da olsa sıradan bir diploması bile bulunmayan konuşma terapisti ile güven ve dostluk yakalaması güzel bir durum... Çalışarak, çabalayarak azimle güven ve dostluk ortamında zorlukların aşılabileceği anlatılmak isteniyor.. Ve belki de biz sıradan halk yığınlarının düşünmesi gerekiyor bu konuda ... Baş tacı ettiğimiz, karşısında el pençe divan durduğumuz, üst düzey makamlarda yer alan şahsiyetlerin de, tıpkı bizler gibi sıradan kusurları olabileceğini anlatıyor. Bizler de boş yere onları kafamızda yüceltip ulaşılmaz yerlere koymamalıyız. Sıradan halk yığınları ile yöneticiler birbirini anlamalı, dostluk ve diyalog ortamıyla bereberce sorunları çözmeli ...","label":8} {"text":"Sacma sapan bir film. Aklimda ettikleri kufurden baska bisey kalmadi!","label":0} {"text":"Alışılagelmiş gençlik filmleriyle aynı kefeye konulmayacak bir film.Konuya daha farklı yaklaşılmış ve bu tür filmleri sevmem diyenlerin de izleyebileceği bir film olmuş.Oldukça beğendim","label":8} {"text":"Jackie nin, 'Rush Hour' serisini saymazsak, 2000 lerde ki en eğlenceli filmi.","label":9} {"text":"Katillerin saklanmadan izleyiciye gösterilmesi bile sürükleyiciliğini etkilememiş.Ben beğendim:)","label":6} {"text":"Son birkaç yıldır zeka kabızlığı çeken, doğru düzgün senaryosu bile olmadan çekilmiş, seyirciyi kandırıp para kazanmaktan başka hiçbir derdi olmayan o kadar çok film izledim ki. Pedro üstat sağolsun bu görsel efekt, aksiyon çöplüğü içerisinde boğulmuş zihnime ilaç gibi gelen enfes bir işe imza atmış yine. İçerisindeki gizemi ortaya çıkartmamak için film hakkında ayrıntılı bir eleştiri yapmayacağım. Senaryosundaki bazı zaaflara rağmen (bunu da üstadın yaşına bağlıyorum, o kadar da olur artık bu yaşta :) ) film son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden. Zaten filmin senaryosu bile olması günümüzde bile filmi iyi yapmaya yetiyor :) Birde böyle zekice örülmüş bir senaryoya sahip olması filmi gözümde başyapıt seviyesine çıkarttı adeta. Kendimi kandırmayayım yine de. Film gerilim yerine melodramı seçmeseydi başyapıt olabilirdi belki. Ancak Almodovar gibi bir melodram ustasından gerilim beklemekte son derece gerçekdışı bir beklenti olur. Sözün özü başyapıt olamasa da bu yılın en iyi filmlerinden, son yılların en akılda kalıcı işlerinden birisi ''İçinde Yaşadığım Deri''. Radikal ve kült. Şimdiden klasik sıfatını da hak ediyor.","label":7} {"text":"Çekilmese de olurmuş dedirten film. Orhan Gencebayın kötü oyunculuğuyla iyice çekilmez oluyor.","label":4} {"text":"Porno izlemeden duramayan bir adamın kimi zaman düşündüren kimi zaman güldüren hikayesi. Tabi film erkek filmi testosteron yükselmesi garanti ve ayarsız..) daha filmin başında neler olabiliceğini tahmin edebiliyorsunuz. Film bol popo ve göğüs barındırıyor ayrıca kırpılmış porno sahnelere sahip. Kızlı erkekli izlenmez. Filmin zamanlamasıda manidar bu arada. Scarlet johnsson için ne söylenebilir ki canlı bomba resmen. Ana karakter çoğumuza tanıdık gelmiştir.)","label":6} {"text":"Tamam.","label":0} {"text":"Macera ve mücadele tarzı filmleri sevenler kesin izlesin","label":6} {"text":"Train To Busan, kızıyla birlikte daha fazla vakit geçirmek isteyen fakat çok meşgul olan bir babanın hikayesini anlatıyor aslında. Ve baba, kızının isteği üzerine annesini görmek üzere Busan'a giden bir trene binerler. Bu sırada da bir zombi virüsü yayılmaya başlamıştır ve trenin içine kadar gelmiştir. Baba ve kız, trendeki diğer yolcular ile birlikte birlik olup hayatta kalmaya çalışacaklardır. Açıkçası, böyle bir filmi izlemeyi 40 yıl düşünsem aklıma bile gelmezdi. Ama filmin internette yarattığı büyük etkiyle birlikte bu filmi izlemem kaçınılmazdı. Peki Train To Busan, bu kadar etkiyi hak ediyor mu? Kesinlikle evet. Öncelikle, filmin konusu her ne kadar World War Z'nin Snowpiercer'la karışmış klişe bir hali gibi dursa da gerçekte olanlar çok daha farklı. Bu film, bütün zombi aksiyonundan ziyade karakterlerine yoğunlaşan ve aynı esnada da birlik olmak hakkında güçlü bir mesaj veren bir film. Bu yüzden sakın zombi filmi diye aldanmayın, son yıllarda izlediğim en güçlü ve dramatik filmlerden birisiydi Train To Busan. Filmdeki oyunculuklar da gayet başarılıydı bu arada. İstenilen anda istediği etkiyi yaratmayı başarmış. Gerekse aksiyon, gerekse gerilim, gerekse dram. Bu film, bütün notlardan geçmeyi başarmış. Aynı zamanda da oldukça gerçekçi ve yaratıcı bir konsepte sahip, filmi izlerken bunalmıyorsunuz. Çünkü filmin konusu sürekli kendisini yenileyerek yeni olasılıklara doğru kapısını açıyor. Filmin kötü yanları ise pek fazla değildi; bütün bu olayların içerisinde bariz olan sinir bozucu kötü adam karakteri, biraz zorlama geldi aslında. Gerçi, filmin birlik olma mesajı ve dramatik finali için bu karakter epey gerekli olsa da, bazı sahnelerin bu karakter yüzünden aşırıya kaçtığını düşünüyorum. Ama genel anlamda, Train To Busan her haliyle sizi geren, finaliyle sizi hüngür hüngür ağlatan (bu konuda epey ciddiyim), genel anlamda çok ince ve sade bir şekilde hazırlanmış, etkileyici bir film. Zombi filmi sevseniz de sevmeseniz de, bu filme bayılacağınızı düşünüyorum. Aslında bu film hakkında çok daha uzun bir şeyler yazabilirim ama sizin deneyiminizi bozmak istemiyorum. Ön yargılı davranmadan bir an önce, Train To Busan'ı izlemenizi tavsiye ediyorum. Pişman olmayacaksınız. FİLMİN İYİ YANLARI: + Başarıyla işlenmiş bir konsept, seyirciyi sıkmayan bir senaryo. + Dramatik finali. + İçeriği, mesajları ve ince detayları. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Filmdeki kötü karakterin gereğinden fazla abartılması. TOPLAM PUAN: 8.6/10","label":7} {"text":"İzlemeyin sakın, gidin büyük selçuklu falan izleyin. Bu kadar rezil bi film olamaz. Malazgirt gibi tarihi başarımızı rezil etmeyi başarmıslar. Filmde saçmalıklara gülmekten öldüm. Alparslanın tahtını eski bir kapı önüne koyup tabure yapmıs adamlar daa ne olsun.sakın izlemeyin","label":1} {"text":"woody allen in en sevdiğim filmlerinden biri olamadı ama W. A. yeni izlemey başladıysanız izlemeniz gereken ilk sıralarda ki filmlerinden biri olmalı, tarzını diğer filmlerinin aksine daha yalın tutmuş ve konuyu basit anlaşılır işlemiş. Bence yapılan yorumlar kadar kötü değil, sadece daha yalın.","label":7} {"text":"“Il traditore / The Traitor”, senaryosunu, Valia Santella, Ludovica Rampoldi, Francesco Piccolo ve Francesco La Licata ile birlikte yazan Marco Bellocchio’nun yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama… Prömiyeri, 23 Mayıs 2019’da Altın Palmiye Ödülü için yarıştığı Cannes Film Festivalinde yapılan ve aynı gün İtalya’da vizyona giren filmin, 7.1 /10 (8.400 oy) ve 3.6/5 (119 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.1/10 (102 yorum) ve 64/100 (22 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, katılımcı sayıları yetersiz olduğu için doğru bilgi vermekten oldukça uzak… O nedenle bizde, “En İyi Uluslararası Film” kategorisinde 92. Academy ödülü için İtalya adına “Giriş” de yarışan ancak aday olamayan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, filmin İtalyanca oluşunun da etkisiyle, başlangıçta biraz, “Ne oluyoruz, bunlar da kim?” moduna girilse de 145 dakikalık sürenin doğru kullanılması nedeniyle, bütün taşların, herkesin anlayabileceği bir biçimde yerli yerine oturduğu bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Evet, gerçekten de başta Pierfrancesco Favino’nun başarıyla canlandırdığı Tommaso Buscetta karakteri olmak üzere işin içine (hangisinin mafya, hangisinin Buscetta ailesinin üyesi olduğunu anlayamadığınız) pek çok İtalyan dâhil oluveriyor… Ve bir süre bu böyle de devam ediyor… Fakat ne zaman ki, Tommaso Buscetta, suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde Brezilya tarafından İtalya’ya gönderiliyor… İşte o andan itibaren, flashbacklerin de devreye girmesi ile birlikte her şey çorap söküğü gibi ilerlemeye başlıyor… Filmin anılar ve itiraflara dayanan biyografik anlatım bölümünün yanı sıra özelliklede çapraz sorgulamaların yapıldığı mahkeme sahneleri de ilgi çekici… Ne tür bir değeri var bilemiyoruz ancak film bittiğinde, İtalya’da 1980 – 2000 yılları arasındaki bir döneme damgasını vurmuş olayların tamamını öğrenmiş oluyorsunuz… Hunter Lanier’in, “Il traditore”yi TV filmine benzettiği, FilmThreat’deki 20 Şubat 2020 tarihli yorumuna tamamen katılmasak da İtalya tarafından, ülkeyi temsilen Oscar heykelciği için yarışmak üzere gönderilmesini de pek anlayamadık… Zira filmde, Pierfrancesco Favino’nun sıra dışı performansının dışında, sinema sanatı adına kayda değer çok da fazla bir şey mevcut değil… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"Bu filmi Dakota Fanning hayranlığım sebebiyle izledim, diğer filmlerinde olduğu gibi izlediğimi için hiç pişmanlık duymadım. Dakota'nın oyunculuğu harika, filmin nasıl bittiğini anlayamıyorsunuz bile. Biraz da senaryoya gelelim. Böylesine güzel bir kadın, nasıl olur da bir erkek tarafından ilgisizliğe mahkum edilebilir. Siz siz olun, kadınlara sevgiyi çok görmeyin. Eğer kendinize güvenmiyorsanız da evlenmeyin. Bunları söyler film. Ayrıca 19. yüzyılın Avrupa'sındaki aşırı kibarlık ve kibirlilikten yaka silker bu filmi izleyen. Zenginlik, kariyer, okumuşluk bir hiçtir eğer insanlık yoksa... Tekrardan tevazu ve insani duyguların ne kadar önemli olduğunu hissettirdin Effie Gray... Teşekkürler..","label":7} {"text":"İzlenmeyecek kadar kötü bir film olmamakla birlikte yinede izlemezseniz çok bir şey kaybetmeyeceğiniz türden. Anthony Hopkins'in hatırına takip edebilirsiniz.","label":3} {"text":"Filmin en çok eleştirilecek kısmı klasik zombi tarzı film olmasıdır. İlan olunur... Güzel sahneleri yok değil..","label":6} {"text":"Her türlü filme açığım, kapatmadan izlerim. Bunu da öyle yaptım. Lakin beğenemedim, olmamış. Kendi içinde çırpınıp duruyormuş hissi verdi bana. İçine çekemedi beni, oluşturduğu kafa karışıklığı bile heyecanlandırmadı. Bana göre bir şey vaadetmeyen ve bir şey de vermeyen bir film olmuş.","label":4} {"text":"Diesel ın çıkış filmlerinden...","label":9} {"text":"İyiydi bence.Sıkıcı hiç değildi.Vakit geçirilebilecek güzel film..","label":7} {"text":"Filmi izleken yanımdaki arkadaşıma latifeli bir şekilde \"abicim biz kiliseye falan mı geldik\" demiştim. Hristiyanlık propagandası çok fazla yapılmış. Tamam filmi sen çektin hakkındır istediğin gibi çekmek, dininin propagandasını yapmak da bu kadarı da biraz fazla olmuş. Onun dışında filmi izlerken keyif aldım. Özellikle Soloman Kane'in filmin başındaki Dark Side olduğu zamanki anı güzeldi.","label":6} {"text":"Böyle filmleri sevmemenin imkansız olduğunu düşünüyorum çünkü bizi bize izlettiriyorlar.Kendimi gördüğüm bolca sahne var.Kendi başımdan geçenlerin başka biri tarafından görselleştirilmesi hoşuma gidiyor..Uzun bir aradan sonra favori listeme bir film daha ekliyorum;)","label":9} {"text":"\"Ariel\" ve \"Match Factory Girl\" üçlemesinin ilk filmi olan \"Shadows in Paradise\"de, çöpçülük yaparak hayatına devam eden Nikander ve sürekli iş değiştiren Ilona arasındaki ilişki üzerinden, geniş bir toplumsal bakış açısı yakalanır. İki karakterde tipik bir Kaurismaki kaybedenidir. Nikander sıradan bir kaybeden görüntüsünde; yalnız yaşayan, tutkusu olmayan, asosyal bir adamdır. Ilona ise, sürekli iş değiştirmesine rağmen, aslında hep sınıf atlamanın peşindedir. Bu yüzden de, Nikander'i kabul etmesi kolay olmaz. ( https://turkcealtyazi.org/mov/0092149/varjoja-paratiisissa.html)","label":8} {"text":"Kore sinemasına karşı olan sempatim bu filmle birlikte dahada yoğunlaştı. Filmin ilkyarısı belirtildiği üzere sizi gülümsetiyor. Ama sonrasında haydi canım sende dedirtiyor. Ama şu konudan müzdaribim Kimin Filmi? sorusuna ne yazıkki cevap vermem biraz zor. Tek pürüz bu :)","label":8} {"text":"Filmi 33. Ankara FF kapsamında izleme fırsatı buldum. 100 dk tek plan gerçekten çok etkileyiciydi. İzlemesi zor bir filmdi bir çok kişi yarıda terk etti. Fazlasıyla kan, psiolojik baskı vb tüm rahatsız edici etmenleriyle bir 3. sayfa haberinin içinde hissettik kendimizi. tabi bunda tek planın etkisi büyük. Genel anlamda filmi çok fazla beğenemedim ama tek plan olması bile başlı başına büyük başarı. Sırf o nedenle bile izlenir.","label":5} {"text":"İyi, güzel ve hoş da, kaybetmek nerde? İçki ve sigara var, yayınevi var, adamlar her istediğini her an yapıyor, canı istediğinde fotoğraf çekiyor vs vs. Kaybetmek bu mudur? Kaybeden insan asla kaybetmek istemeyendir, sevdiğinin b. kuna bile muhtaçtır. Kaybeden adamın cesareti pamuk ipliğine bağlıdır. Kaybeden adam sevgilisi gittiğinde derbeder olur. Bu kadar da havalı kaybedilmez be kardeşim. Özendirmeyin insanları. Yine izlenilesi, hoş vakit geçirilesi bir film. Bazı tespitleri de harika. Sadece içerikle bir çelişme yaşanıyor sayın hakim.","label":4} {"text":"İlk filmine kıyasla bir tık daha iyi bir hikayeye sahip devam filmi. Genel olarak ortalama seviyede olmasıyla birlikte ilk filminde kendine bir eş bulabilmiş olan John'dan sonra Max'in de bir partner bulma sürecine odaklanmıştır. Aynı zamanda da eski arkadaşlarının hatırasını yaşatmak ve yaşlıların birbir eksilmesi ile ilgili bir küçük dramayı da barındırmaktadır.","label":4} {"text":"iyi başlayan ve devam eden bir yapım olmasına rağmen finali daha iyi olsaydı diye düşünmeden edemedim 7/10","label":6} {"text":"filme neden bu kadar düşük puan verildiğini anlayamadım, yaratıcı ve gayet güzel bir kısa film. Anlam yoğunluğu bakımından birçok uzun metrajlı filmi sollar.","label":0} {"text":"bu filmi veya jon bon jovi nin oynadığı herhangi bir filmi nerden bulabılırm gerçekten yardımcı olursanız sevinirim hiç biyerden bulamıyoru :(","label":0} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Timecrimes\\'ın gemide geçeni. Onun kadar iyi olmasa da kendisini izlettiriyor. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"Hem birçok filme sağladığı görsel referanslar ile, hem de superimposition, yani üst üste koyma tekniğindeki başarısıyla sinema tarihinin en önemli yapımlarından bir tanesi. Öncesinde ve sonrasında gördüğümüzün aksine insancıl bir şekilde tasvir edilen Azrail'in, yılın ölülerini hasat etmesi için yeryüzüne indiği sırada karşılaştığı bir dramı izliyoruz. Yaşadığı bir travma sonucu alkolik olan, sokaklara düşen David Holm'ün ölümünün üzerinden iyi insan olmanın, pişmanlığın anlatısını izliyoruz. \"Yılın son öleni yeni sözleşmeli Azrail olur\" efsanesi ile boyut kazanan bu eseri yöneten Victor Sjöström, üstüne bir de başrol olmuş ve benim yakın tarihte de bir süredir izlemediğim kadar iyi oyunculuk sergilemiş. E zaten ses yok, oyunculuğu geçirmek haliyle daha zor ama çok acayip bir performans sergilemiş. Günümüz sinema dilinin kolaylığının ardından elbette sıkılacaksınız ama sinema tarihine değer veriyor ve ilgileniyorsanız kesinlikle izleyin.","label":8} {"text":"@fanatiquest, Eğer ilk film tebessüm bile ettiremiyorsa, bana tebessüm ettiren son yıllarda 2-3 film sayabilir misin ?","label":4} {"text":"Filmde çok erotik sahne mevcut filmin tadını kaçırıyor açıkcası biraz daha dramatik bir film çekilebilirdi.Yaşanmış bir hikayeden alıntı yapılmış sanırım ama konusu için bu kadar şey yaşamaya gerek yoktu.10/3","label":2} {"text":"Böyle filmleri izledikçe Türk filmlerine olan inancım azalmaya başlıyor. Hele final sahnesini hatırlamak dahi istemiyorum. Ya güzelse diyip, şans verip hüsrana uğradığım 500. Türk filmim olarak kayıtlara geçsin istiyorum. Durmak yok, yola devam..","label":3} {"text":"çok önemli konulara değinse de ortahallı bir film. ---spoiler--- ömer, filistinli. sevdiğine ulaşmak için iki dakikada koca duvarı aşar, ne zamanki sevdiğinden umudu keser duvarı saatler süren çabayla aşar. oturur ağlar ---spoiler---","label":6} {"text":"film değil video mübarek. ama izlemek lazım.","label":6} {"text":"konusu ilginizi çekebilir ama sıkıcı ve kötü bir film bana göre.","label":2} {"text":"Filmin müziği filme gerçeklik katmış.gercekten harika.çok net bir film olmuş, yönetmen gerçekten işi çok iyi becermiş.","label":8} {"text":"Hem Orlanda Bloom'a hem de Kirsten Durnst'a yakışmayan bir film olmuşAnlatmak istediği konuyu anlatmayı beceremeyen ve gereksizce uzatılmış, izlemezseniz birşey kaçırmayacağınız bir film.. Benim için vakit kaybıydı..","label":3} {"text":"bir çok sinemasever tarafından bilinmeyen ve bulunması zor bir film.. bu uyarlamanın yurtdışında yapılmasından mütevellit artan merak ta filmi daha da bir izlenesi hale getiriyor.. filmin altyazısı da şu an yok onu da belirteyim..","label":7} {"text":"Chloe Grace Moretz için izledim. Her zaman ki gibi müthiş bir yetenek olduğunu burada da kanıtlamış. Filmin o kadar abartılacak bir senaryosu vs. yok. Ama sıkmadı. Tek sıkıntısı sonunun kabak gibi belli olmasıydı. 65/100","label":6} {"text":"izleyeli çok uzun zaman oldu ama sıcak bir atmosferi vardı filmin. işlediği o garip duygu hissinin atmosferini tekrar yaşadım posterini görünce.","label":5} {"text":"Özellikle Omar Sy'nin oyunculuğuyla birlikte çok tadında ve sınırını bilen bir komedi filmi olmuş.","label":8} {"text":"ilk ikiye göre vasat bir film. saçma sahneleride çoktu. katili ise kim olsun diye çok düşünmüşler sanırım. 10/3 o da diğer serilerin hatrına.","label":1} {"text":"2010 yapımı dram ve aksiyonu bir arada çok güzel harmanlamış bir kaç arkadaşın referansıyla izlediğim harika bir kore filmi. Yapmayın arkadaş şöyle filmler korelilerin hangi filmini izlediysem ağızda bıraktığı tadı hiç bir filmde bulamıyorsunuz ve tekrar tekrar izliyosunuz. Buda bu örneğe uyan ve iki - üç defa izlediğim ender filmerdendir. Bu filmde ki bütün oyuncuların perfonmansı ise parmak ısırtacak nitelikteydi. Nederseniz deyin müthiş, harika, başyapıt hepsi bu filme uyuyor. Korelilere bir kez daha saygı duyaraktan izlemeyenlere izle çağrısı vermek istiyorum.","label":8} {"text":"nuri bilge ceylan\\'ın dünya aleme \\\"ben büyük yönetmenim ulan\\\" diye bağırdığı ve cannes\\'da ödülleri topladığı film olmuştur. istanbul\\'un gözüktüğü her sahne kartpostal gibi güzel. nbc filmlerinin adam gibi senaryosu olmaz denir ama uzaktan gelen akraba ile aynı evde yaşamanın gerginliği teması bence oldukça ilgi çekiciydi. uzak, film çekildikten kısa bir süre sonra elim bir trafik kazası sonunda vefat eden mehmet emin toprak\\'ın da ne yazık ki son filmi olmuştur. sinemamıza daha çok şey katabilecek bir oyuncuydu. allah rahmet eylesin.","label":5} {"text":"İlkinin yarısı kadar bile iyi olmayan film 5/10","label":4} {"text":"İzlediğim adını bildiğim izlettirdiğim için grur duyuyorum içten içten hep.","label":9} {"text":"Bu film arşivimde var. gerçektende sıkmayan, iyi filmlerden birisi. Zaten böyle tür filmleri severim, yani eğer bir saniye önce şunu yapsaydı şu olurdu tarzından kader filmleri yani. Ben Gwyneth Paltrow filmlerine bayılıyorum ve de Gwyneth Paltrow’a. En sevdiğim kadın oyuncular arasında başlarda olan bir isim. Bende yani arşivimde şu an 4 filmi var. O 4 filmde harika.","label":8} {"text":"İşin arka planında bakire bir çok çocukla sex yapıp kendi öğretisine karşı çıkanların sonsuza dek yanacağını söyleyen, kurtuluşun kendisinde olduğunu iddia eden Micheal Travesser'la yapılan çekim bu, zaten belgeselde kendiside inkar etmeyip bunları doğruluyor. İnananları kendisine sonsuzlukla bağlı ve tanrının elinin micheal'da olduğunu söylüyorlar, ne kadar gariptir ki yanında kalan çocuk inananları arasındaki tek erkek kendi oğlu, diğer kızların tamamıyla cinsel ilişkisi var. İnsanların inanma ihtiyacını, boşlukta kalışını micheal 7 bakireyle yatıp tanrının eli olduğunu, kendisiyle yatan çocukların cennete gideceğini iddia ederek çözmeyi başarmış. Çocuklarda yapılan röportajlarda eskiden çok mutsuz olduklarını ve bu yolla kurtuluşa erdiklerini söylüyorlar. Nereden tanıdık geliyorsa artık, dejavu yaşattı izlerken.","label":6} {"text":"Nicholas Cage in yüzünü görmek için izleyenler biraz şok olabilir, çünkü hep şeytan gibi görecekler ya da %70 diyelim. Ama 'Ben oyunculuk görmek istiyorum' , 'Bıktım artık aynı tip filmlerden' , 'Her türden barındırmasını çeşnili bir film olmasını istiyorum' diyenler için ise kaçırılmayacak bir film.","label":8} {"text":"Kadınların ve erkeklerin ilişkiye bakış açıları ancak bu kadar güzel ve eğlenceli anlatılabilirdi. Çoğu romantik filmler de olduğu gibi filmin başında sonunun ne olacağını bilseniz de bütün olarak bakıldığında kendini izlettiriyor. Gerard Butlerin da film içinde ki bu repliği unutulmaz sanırım ; \"sen kendinle sevişmek istemezsen başkası neden senle sevişmek istesin.\"","label":6} {"text":"\"bunun nesine güldünüz\" sorusunu salt komedi filmlerine, stand-up gösterilerine felan sorabilirsiniz ama bu film için uygun bir soru değil keza filmin temel amacı sizi güldürmek değil. mizah yönü hikayeyi daha eğlenceli kılmak, seyir zevki katabilmek için var. aksi halde zibilyon tane benzer türevi arasında klişe kalır hiç bir anlamı olmazdı. bu haliyle eğlenceli, özgün, kendine has bir film olmuş. tarzı size hitap ediyorsa, yaptığı bolca göndermelere de çok da uzak değilseniz illa ki bir parça hoşunuza gidecektir. villain ve hikaye içeriği olarak çok da doyurucu olmamasını ise bir seri için muhtemelen giriş filmi olduğunu düşünürsek o da tolere edilebilir.","label":7} {"text":"Bir yönetmen bu kadar gereksiz bir film çekerken onunla çalışan onlarca kişi niye onu uyarmaz bunu hiç anlamam. Birisi de ''Sayın Burton yaptığımız iş kötü oluyor galiba'' demeyi neden aklından geçirmez? Bu filmin en büyük sorunu ne olmak istediğine karar verememiş olması kanımca. Filmin bir bölümü komedi, bir bölümü korku, bir bölümü ise romantik. Bu farklı üç türü bir filme yedirmekte herkesin harcı değil işte. Sen koskoca Tim Burton olsanda bazen olmuyor bu işler. !!!Spoiler!!! Barnabas Collins birilerini acımasızca öldürürken aradan iki dakika geçmeden şaka yapıp seyirciyi güldüremez. Ben seyirci olarak o an o karaktere antipati duyuyorum, iki dakika sonra yaptığı espriye nasıl güleyim? Spoiler Sonu! Bunun dışında birçok karakterin içi bomboş. Bazılarının hiç gereği bile yok hatta. Filmin finalinde ise yaratıcı olacağız diye saçmalandıkça saçmalanmış. Bazen en güzel yaratımlar basit fikirlerden doğar. Herşeyi çorba yapmak yaratıcılık değildir. Sözün özü; sanat yönetimi, Eva Green'in performansı, 70'lerin o güzelim müzikleri bile bu kafası karışık, çorbaya dönmüş filmi kurtarmaya yetmemiş.","label":3} {"text":"İzlediğim en kötü filmlerden biriydi! Oyunculuğa 1 bile fazla not aslında ama ondan altına da müsade edilmiyor sitede!Beğenen arkadaşlara bir şey demiyorum,onların zevkidir ama benim Romantik ve Polisile birlikte Türk Sinema Tarihinin en kötülerinden birini de bu film olarak ilan ediyorum! Yapanların paralarına,emeklerine yazık olmuş.Hayır işlerine verselermiş o bütçeyi bari sevap işlerlermiş! :) 1/10","label":0} {"text":"Serinin en iyisi. Suç dünyasını Dick Tracy tarzı fantastik bir evrene taşıması, karikatürize aksiyonu ve müthiş dövüş koreografileriyle harika bir film. Keşke bu ekip yaşadığı sürece bu seriyi çekmeye devam etse.","label":8} {"text":"çok güsel...ve her zmnki gibi fransızların şaşırtıcı tarzlarından biri gene...izlenilesi bi film..","label":9} {"text":"Senaryoyu tahmin etmeye ve kafa yormaya çalışmadan, tatlı bir ortamda izlerseniz gayet keyif alabilirsiniz. Aynı zamanda yol filmi olduğunu da bilmenizde fayda var.","label":4} {"text":"İzlemeden evvel pek bir beklentim yoktu ama bu kadar kötü ve sıkıcısını da beklemiyordum akşam izleme gafletinde bulundum ve konu o kadar inandırıcılıktan ve sürükleyicilikten uzak ki uyumamak için kendimi çok zor tuttum ve bir an önce bitsin dedim.M. night shyamalan sempati duyduğum yönetmenlerden biriydi ama artık kredisini tüketiyor ya adam gibi mantık sınırları içinde filmler yapsın ya da yapmasın.Film boyunca koca apartman kızı geri döndürmek için seferber oldu bir allahın kulu da bu kız kimdir nerden geldi diye bir soru sormadı güzel bir şekilde bağlanabilirdi ama o da olmamış sonu da bilindik.Bence zaman kaybı.5/10","label":1} {"text":"Anlatım son derece sanatsal ve güzeldi. Ancak daha iyilerini izlemiş olduğum için çok etkisinde kalmadım. Hikaye de sıradışıydı ama yine çok etkilenmedim. Hem Anna, hem de Otto büyüdükçe çirkinleşti. :) Tesadüfler üzerinde kurulu hayatları ve bu hayatların her seferinde yollarının kesişmesini anlatan güzel bir yapım. Çok can alıcı bazı sahneleri var. Tesadüfler üzerine bir kurgu olduğu için abartı tesadüfler de göze batmıyor. Bence batmamalı da... Sonu az biraz kafa karıştırıcıydı. Ben 2 sonu olduğunu kabul ediyorum ve işime gelen sonla bittiğini varsayıyorum.","label":6} {"text":"2 kişiyle askerlik filmi mi yapılır ? Yapılmış, helal olsun. Birden fazla duyguyu bir arada barındıran çok başarılı bir Türk filmi. Askerin psikolojisi, korkusu, özlemi; hepsi çok iyi yansıtılmış. Bunun yanı sıra aşk da çok başarılı işlenmiş. Hem Bekir, hem Oğuz açısından aşk teması mükemmel ele alınmış. İkisinin aşka bakış açısı farklı ama acısı ve özlemi aynı. Oyuncular çok başarılı. 2 başrol oyuncusuna nefis eşlik eden 2 yan rol. Bir o kadar gerçek, bir o kadar duygu dolu hikaye. En küçük detayı bile; Bekir'le kavga ettikten sonra Oğuz'u sakinleştirmeye çalışan arkadaşının sözleri bile gerçek. Konuyla alakasız yorum; başroldeki eleman tam bir Jake Gyllenhaal.","label":7} {"text":"Konusu itibari ile de, hoş bir seyirlik...","label":9} {"text":"Filmi çocuğumla birlikte izlemeye çalıştık, maalesef sadece zaman kaybı. İzlediğim en kötü filmlerden birisi.","label":0} {"text":"Muhteşem bir film. Gerçek hayatta olan herseye ironi yapmış. Beyazperde kalitesi harikasın ndjxjxjdjddjxhdjdj","label":8} {"text":"beğenilmez tabiki çünkü bu tamamen mel gibson un kendi açlığını doyurmak için çektiği film... ama bir sahnesi müthişti onun için 10/7","label":6} {"text":"Paramı helal etmiyorum böyle saçma sapan bi oyunculuk böyle basit bi sinema hayatımda izlemedim. Salonun yarısı filmi terketti","label":0} {"text":"Tamamen zorlama bir Marvel filmi olmuş yani bu tarzda o kadar film var onların ötesine geçebilmiş mi bence hayır. Beklentimde fazla değildi tam beklediğim gibi oldu.","label":3} {"text":"Beynelmilel(2006) filmini seyredip az biraz beğendiyseniz bu filmi de beğenmeniz çok olası. Bu filmden sonra Noviembre(2003) filmini izlemeniz güzel gelebilir ya da önce. Keyfinize göre artık. http://www.sineptik.com/?p=472","label":8} {"text":"bence çok güzel hoş bi film","label":7} {"text":"Kızım (3 yaş ) ve yegenimle (6yaş) gittik . Kızım her akşam kuklali köşk e gitmek istiyorum diyor. Oyuncuları ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Çok eğlenceli bir film olmuş.","label":9} {"text":"Gerçekten karanlık bir film. Hatta bazı sahneleri o kadar karanlık ki, kimi kısımları kaçırabilirsiniz. Hatta yer-yer acaba kastı ucuza kapatmak için mi böyle yaptılar, acaba o kara kısımlarda hiçbir şey yok mu, diye bile düşündüm. Kimin kime saldırdığı belli olmuyor. İlginç bir vampir-kurtadam türevi. Daha bol-bol süner sanırım.","label":6} {"text":"En başta olumlu bulduğum noktayı söylemek istersem yönetmenin tank sahnesinde yaptığı 360 derecelik çekim tekniğine on üzerinden on veriyorum. Atmosferi yaratma başarısı da iyiydi. Koyu filtreler kullanılmış, daha kaotik ve kasvetli bir ortam sunulmaya çalışılmış. İlk film kesinlikle böyle değildi. Ancak eleştirilere gelecek olursam film başından sonuna kadar klişeye batmış bir şekilde ilerliyor. Senaryo çok dar, anlatmaya çalıştığı şey çok basit, izleyiciye fırsat sunmuyor, yaratıcı değil. Alt metin ve senaryo açısından zayıf kalıyor ancak aksiyon ve görseli fena değil. Gerçi ilk filmi efekt dalında onlarca festivalden adaylık ve ödülle dönmüşken daha iyi bir görsel ve işitsel efekt sunmasını beklerdim. Ben beklediğimi bulamayanlardanım. Bunun esas sebebi senaryonun çok fazla klişevari ilerliyor ve neredeyse bir sonraki olayı değil, bir sonraki cümleyi bile tahmin edebileceğiniz kadar tek düze ilerliyor olmasından mütevellittir. Ayrıca 3D acayip gereksiz, yan karakterlerin filme hiçbir katkısı yok, sahneleri lüzumsuz ötesi kaçmış. (Bilhassa çocuk ve maurice arası sahneler gibi). Bütün savaşlar bundan çıkıyor teması çok öncelerde kaldı, eski kült filme konuyu bağlamak için hiç yeterli değildi. Filmin artısı Ceasar karakterinin yansıtılmadaki başarısında olsa gerek. Cidden çok iyi bir aktarımdı. Filmin adı Ceasar olsa ve Ceasar'ı anlatsa çok daha iyi bir iş çıkardı eminim. Gerilim ve aksiyon severlerin sevebileceği ancak benim gibi daha ziyade hayvan sever :) bilim kurgu filmleri takip edenleri baştan uyarayım, işin biyolojisi ve hayvan psikoloji adına izleyici doyurucak hiçbir yanı yok. Filmde karakterler ya çok kötü ya da çok iyi kalpliydi. Ortası yok muydu bunun? Olay örgüsünde ikinci yarıda daha orijinal bir şeyler beklerken iyice duygusuzlaştığını fark ettim. Koba ne oldu da birden düşman kesildi Ceasar'a? Alanı yeterince dar olan (dağlık alan ve koloni) filmin senaryosu da dar olunca ister istemez bu eleştirilerim kaçınılmaz oluyor. Halbuki ilk filmde senaryo olarak dolu değildi ama basit kurgusu ve iyi işlenmesi ile ortalamayı geçebilmişti. Yine de aile filmi gibi gözükmekten kurtulamamıştı, işte bu filmde aynı kafadan dar bir bakış açısıyla ilerliyor. Bu arada IMDB puanının fazla kaçtığı da şimdilik söylenebilir ancak Man of Steel'de ilk çıktığında 8.5 larda gezerken bugün 7.3'lere kadar düştü. Bunun da yeri o civarda olur en fazla. İyi seyirler.","label":4} {"text":"Clint Eastwood'un işi olduğunu hissettiren, naif bi dugusallık ve saflıkla yaratılmış güzel bir film. Bazen hayatımızın 4 günü geri kalanından daha değerli olabilir. sezen aksu dört günlük bir şey şarkısını bu filmi izleyip yazmış sanki... kesinlikle izleyin ve hatta dinleyin.","label":9} {"text":"İlk filmde karakterlerle izleyici arasındaki empati, duygusal yakınlaşma sanki daha kuvvetliydi. İlk bölümden karganın bir babaya saldırışı, askerlerin cinsel baskısı vs. 1,5 yıl sonrasına bile hala aklıma kalan sahneler. Bunda şahsen öyle bir sahneye rastlamadım. Sık taramalıyla ölsünler anasını satayım. RE buna bin basar. Çünkü silahı orada virüslüleri sadece yavaşlatma için kullanabiliyorlardı. Olmamış abisi. Hatta son yarım saati hızlandırarak izledim. Hem nasıl oluyor da babanın nehirde kaçış sahnesinde ölebilirlerken Londra'dan kalkıp koca kanalı geçip kendilerini Paris'te bulabiliyor bu virüslüler? Adam gibi kovalamacalı ve benzer temalı Doomsday'i izlemeyenlere tavsiye ederim, ona harcadığım vakte pişman olmamıştım.","label":5} {"text":"Film Noir rüzgarının en önemli örneklerinden sayılan filmdeki fetiş objelerin bu kadar çok olmasını merak edip, şöyle bir araştırma yaptım. Meğersem o zamanlar tırsarlarmış amerikalılar ahlaksızlıktan ve kommünizmden. McCartyism uygulamalarıyla da iyice paranoyak olmuşlar, hayattan kopmuşlar resmen. Filmlerde seks, şiddet ve çıplaklık kesinlikle yasakmış. Koca bir sansür tekeli oluşmuş. Billy Wilder de seksi çağrıştıran objeler kullanmış en güzelinden. Phyllis'in halhalı. Walter Phyllis'in evindeyken, Phyllis'in öyle bir oturuşu vardır ki tekli koltuğa... Kamera yukarıdan aşağı süzer Phyllis'i. En son halhalında takılır kalır. Topuklu ayakkabının üzerindeki ince bileğe yerleştirilmiş halhal bize demektedir ki Walter, seksi Phyllis'in tuzağına düşecek. \"Bu ikisi sevişecekler\" yazılı bir pankarttır adeta objemiz.","label":7} {"text":"“Zimna wojna / Cold War”, yönetmen koltuğunda, hikayesini de ebeveynlerinin yaşam öyküsünden esinlenerek yazmış olan (ve kesinlikle inanmasak da, en azından öyle olduğunu iddia eden) Paweł Pawlikowski’nin yönetmen koltuğunda oturduğu,&REKLAMLARI İZLEDİNİZ mahiyetindeki, enteresan bir doğu bloğu draması… Tam anlamıyla, siyasal bir zırva olduğu apaçık ortada olan bu filmin senaryosunu da, Piotr Borkowski’nin işbirliği ile Pawel Pawlikowski ve Janusz Glowacki ikilisi birlikte yazmışlar… Palme d'Or / Altın Palmiye için yarıştığı 2018 Cannes Film Festivalinde Pawlikowski’ye “En İyi Yönetmen Ödülünü” kazandırmış olan film, 91. Academy Ödüllerinin Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde de Polonya’nın adayı olmuş durumda… 8 Haziran 2018’de vizyona giren filmin, 7.9/10 (4.896 oy) olan IMDB izleyici puanı ortalaması ile 8.2/10 (70 yorum) ve 90/100 (21 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları oldukça etkileyici… İsterseniz gerek izleyiciden gerekse de eleştirmenlerden bu kadar yüksek puanlar almış olan bu filme, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım ve bu beğeninin nedenlerini anlamaya çalışalım… Ancak konuya öncelikle; “Bu film, 91. Academy Ödüllerinin Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde yarışacak beş film arasına girebilir mi? Eğer girerse, Oscar heykelciğini kucaklayabilir mi?” meselesinden girelim deriz… Evet, sıradan sinema izleyicisi ile popüler Amerikan medyasının sinema eleştirmenlerinin gözünden bakıldığında karşımızda, kimi zaman folk kimi zaman klasik ve kimi zaman da caz formatındaki müziklerle süslenmiş son derece masum bir ilişkinin anlatıldığı yeni nesil bir Love Story varmış gibi duruyor… Ama aslında durum hiç de öyle değil… Zira her zamanki gibi şeytan yine ayrıntı da gizli… Aynen film boyunca âşıkların nefesini enselerinde hissettikleri Polonya gizli servisinin gölgesi gibi… Karşımızdaki öylesine güçlü bir gizli servis ki, ülke dışındaki özellikle de (işbirliği içinde olduğu gizli servislerin de yardımıyla) Polonya’dan fersah fersah uzaktaki Doğu Avrupa ülkelerindeki faaliyetleriyle dahi bu âşıkların hayatını alt üst edebiliyor… Böylelikle de 88 dakika boyunca, çok detaylı bir antikomünizm propagandası yapma fırsatı da yakalanılmış oluyor… Hem de 4:3 formatında siyah – beyaz çekilmiş bir filmle… E zaten komünist baskının hüküm sürdüğü soğuk savaş dönemi de, renkli full ekran bir filmle anlatılacak değildi ya… Neredeyse filmin her karesine sinmiş olan bu kara propagandanın dozajı&, Pawel Pawlikowski’ye bir kez daha Academy ödülü kazandırmaya yeter mi bilinmez… Ancak, ödül için yarışacak beş film arasına sokar diye tahmin ediyoruz… Krzysztof Kieślowski’nin de doğduğu topraklarda yetişen filmin Polonyalı oyuncu kadrosu ile teknik ekibi için de söylenilecek çok fazla bir şey yok… Bize göre herkes işini yeterince iyi yapmış… Sonuç olarak, soğuk savaş dönemindeki bir aşk hikâyesi aracılığı ile dönemin ruhunun anlatıldığı iddia edilen bu son derece sıradan antikomünizm propaganda filmi için puanımız 1.0 (o da oyuncuların performansı ile teknik ekibin emeğinin hatırına) önerimiz ise, “ben olsam zamanımı, bu türden mesnetsiz propaganda filmleri ile boşuna harcamazdım” şeklinde olacak… Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 5 Kasım 2018 günü saat 00.23’de yazılarak paylaşılmıştır... Halbuki 91. Academy Ödüllerini kazananlar, 24 Şubat 2019 akşamı belirlenmiştir...","label":1} {"text":"Küçükken, küçük kardeşinizle şakalaşıp ona zarar verdiğinizde bir anda onun her istediğini yapmaya başlarsınız. İşte bu tarz bir hikaye fantastik bir şekilde anlatmaya çalışılan oldukça amatör bir kısa film.","label":2} {"text":"Bizi anlatan filmlerden birisi.Komedi,aşk,köy yaşamı,yabancılarla iletişim kurma biçimimiz, sokak jargonu ne ararsanız hepsi var... İzlediğinize asla pişman olmazsınız. Eleştirmenlerin söz ettiği kadar var arkadaşlar...Saygılar...","label":6} {"text":"Film konu ve kurgusu itibariyle ilgi çekici ve izlenilebilir özellikteydi. Oyunculuklar senaryo yazarı Burak Tarık hariç genel olarak çok iyiydi. Burak Tarık'ta anlaşılan oyunculuğa karşı bir temayül var lakin vücut dili ve yüz mimikleri çok ham. Bir sinema filminden ziyade Kurtlar Vadisi Pusu gibi dizilerde yan rol oynasa yada senaryo yazarlığına devam etse biz izleyiciler ve onun için daha hayırlı olur. Film nüktedan ince esprileri ve toplumsal mesajları bir potada eritmiş. Sinan Taymin Albayrak ve Turgay Tanülkü'nün performansları harikaydı. Ekmek Teknesi'nden tanıdığımız Sermin Hürmeriç ise Madam Eleni rolünde çok pasifti şiveyi kıvıramamış. Filmde Cuma namazı sahnesi çok komikti keza hançerli dövüş sahneside çok dramatikti. Yalnız bazı sahneleri çok basitti filmin nereye gideceğini önceden kestirmek çocuk oyuncağı gibiydi. Yine de popüler olmayan sıradan oyuncularla ve ucuz prodüksiyon ile çekilmiş başarılı bir film olarak karşımıza çıkmış. Bunun semeresinide 500 bin seyirci ve 2010 yılını gişede 12. olarak karşılığını almış bir yapım. Hoca karakteri zannımca Fethullah Gülen'i canlandırmış. Birde jenerik yazılarında isim zikredilmeden O'na yazısı belirince iyice emin oldum. Filmi genel itibariyle sıkılmadan izleyeceğinize eminim.","label":7} {"text":"Eğer ki New York diye bir yerin varlığından haberdar olmasaydım ve bu film gerçek deselerdi, büyük ihtimalle inanırdım :D Gerek yoğunlaşılan olaylar gerek başrollerimizin oyunculukları bence çok başarılıydı. Yani tepkileri, mimikleri, vb çok gerçekçi gelmişti bana. İzlemeyenlere bu baya yüksek maliyetli (yanlış hatırlamıyorsam 90.000.000 $) el kamerası filmini şiddetle tavsiye ederim Saygılar","label":8} {"text":"Çok fazla abartılı ve bir o kadar da gereksiz yere uzun uzadıya uzatılmış bir film.","label":0} {"text":"Oyunculuk ve gerilim kalitesi eşine nadir rastlanır nitelikte olsa da, oldukça klişe mantık hataları filmi göklere çıkarmayı engelliyor. Ayrıca senaryonun bir iki kritik noktasında işte öyle oldu kafasına girilmesi de cabası. Metacritic eleştirmenleri ne filmlere ne aşağılamalar yaparken bu filmde oldukça taraflı davranıp hakkının çok üzerinde bir puan almasına sebep olmuşlar diye düşünüyorum. İzlerken keyif aldım mı? Aldım ancak Twilight gibi üfürükten senaryolarda bile benzer düzeyde keyif verici detaylarla karşılaşmak mümkün...","label":5} {"text":"Maalesef kötü bir film olmuş. Çerezlik olarak bile izlenecek bir film değil, daha iyisi ortaya çıkabilirdi.","label":0} {"text":"sanat yönetimiyle,oyunculuklarıyla çok önde bi film.hikaye daha sağlam olsaymış başyapıt olması kaçınılmazmış.olsun galiptir bu yolda mağlup","label":7} {"text":"Korku filmi hastası olarak yada korku filmini geçtim bir film olarak izlediğim en berbat filmdi. Bunu izleyeceğinize açın supernatural'ın herhangi bir bölümünü izleyin daha iyi. ..","label":0} {"text":"Çok beklentiye girmeden, vakit geçirmek için izlendiği takdirde gayet keyif veriyor, sıkmıyor.. Ekstra olarak; verdiği mesajda çok hoştu bence. Bazı şanslar, güzellikler hayatta sadece bir kez nasip olabiliyor insana. Farkında olmak, değer bilmek ve kaybetmemek gerek..","label":7} {"text":"Syhalaman (bu filmde sadece yapımcı olsa da) aslında benim hayranı olduğum yönetmenlerden biri. Ancak her ne hikmetse (aslında bana göre başarılı olduğu) Sudaki Kız filmden sonra birdenbire değişti ve facia işlere imza atmaya başladı. Benim düşünceme göre Sudaki Kızdaki şiddetli eleştiriler sonucunda tabiri caiz ise raconu resmen bozdu ve ortama uymaya başladı. Böyle giderse böyle bir değer çabuk söner onun için eski Syhalamanın sinema sahnelerine geri dönmesi gerekiyor. Filme gelince ne doğru dürüst korkunun, gerilimin ne de gizemin olduğu saçma sapan bir film olmuş.","label":3} {"text":"Yönetmen bir acayip.. Hiç beğenmedim kendisini.. Filmi çekerken kafası iyiydi herhalde.. Konu da, oyuncularda iyi değildi.. Al pacino'nun en kötü filmlerinden biri..10/5","label":5} {"text":"romantik komedi olmaktan daha ziyade büsbütün romantik ve komik. mübalağalı bir iş çıkaran finli yönetmen Mika Kaurismaeki'nin special screening'de arzı endam eylediğini belirtelim. basmakalıp olmaktan uzak, çok zevkli bir aşk hikayesi. Vincent Gallo düşkünleri kaçırmasın, öyle ki filmi underrated kılan en önemli unsurlardan kendileri. müzikler de çok lezzetli.","label":6} {"text":"Jane Austen mezarında üç beş takla atmıştır muhtemelen. Bu kadar kötü bir uyarlama, bu kadar kötü oyunculuklar, bu kadar kötü bir senaryo görülmemiştir. Cringe'lerle dolu, anlamsız, tatsız ve komik bir film. İzlemeye başladıktan sonra kapattım. Bir sonraki gün merak edip kaldığım yerden devam ettim \"acaba daha ne kadar kötüleşicek\" diye. Sağolsun merakımı giderdiler. rezalet puanım 9/10","label":2} {"text":"hep aynı klişeleri yaşamaktan kendini sıkışmış hisseden insanın cenneti arayışını anlatan film. insan cenneti arıyor, çocuk sesleri duyuyor, karşı konulmaz kokular geliyor burnuna, cennet olduğundan emin, oraya artık çok yakın olduğunu hissediyor, fakat sonunda eline geçen bir parça kekle yetiniyor. evet bir parça kek. ve bu absürt bir anlatım olması niyetiyle gösterilmiyor, doğanın kendisinin absürtle ne kadar içli dışlı olduğunu anlatmak için gösteriliyor. ve sonuçta öğütlenen \"şu dünya üzerinde ilk kez yaşanacak bir şey yok\" mottosu. dünya insanı kaçmaya itiyor, ama kaçacak bir yer yok. dünyada cenneti yaşama hayali, bir nevi dünyanın kendisi tarafından yok ediliyor. cennet mi istiyorsun. hayal et o halde. insanlık da bu yüzden cevizi cevizden daha sert olan kayayla kırmayı akıl ettiğinden beri cennet hayal ediyor.","label":8} {"text":"Çocuğum ikinci yarıda anne şimdi ağlayacağım çok korktum dedi ve apar topar çıktık yüzünde yara izi olan siyah giyimli kötü adamlar ve gokbeyi aramak için hayalet adasi isimli yere gidecek olmaları bir çocuk filminde nasıl olabiliyor travma sebebi bu yaşlarda zaten hayalet korkuları çok fazla oluyor filmi izlediginden beri çok korkuyor çocuğum korkuları kat kat arttı güzel yorum yazanlara çok şaşırdım dogrusu","label":0} {"text":"1 frankın yaklaşık 14tl olduğu bu günlerde bir İsviçre köyünde iş bulsak dedirtti..","label":6} {"text":"Son beş yılda aynı yapım şirketleri, yönetmenler, hatta oyuncuların yer aldığı, benzer tarzda pek çok korku filmi çekildi. Hatta hepsinin devam filmleri de geldi. Bu anlamda kendine özgü bir evrenden bahsedebiliyoruz artık. Annabell: Creation da bu evrenin, klasik olarak, başlangıcına dönüyor. Kendini bir çırpıda izleten, ancak diğer örnekler arasından sıyrılacak herhangi bir farklılık içermeyen bir halka bu sonuncusu. Türün meraklıları memnun kalacaktır. Beklentiler yüksek tutulmadan tercih edilmeli.","label":6} {"text":"izlerken sıkılacağınız ve anlamakta güçlük çekeceğiniz bir film olsa da yorumlarla beraber sağlam fikirler ve yorumlamalara sahip olacağınız ilginç bir yapım 7/10","label":6} {"text":"Başrollerde Liam Hemsworth ve Ollie Barbieri oynuyo deseniz inanırım, o nasıl benzerlik öyle","label":7} {"text":"pakistan'dan londra'ya uzanan bir yol filmi. ama film demek, yaşanan acıları yalnızca ekrandan izleyen bizler için ancak, bu filmin gerçek hayattaki oyuncularının yaşadıklarını küçültmek olur. sonuçta bunlar yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecek:(","label":7} {"text":"Film yapılmamalıydı olmamalıydı düşünülmemeliydi çekilmemeliydi.","label":0} {"text":"Anlatım biçimi birbirinden kopuk, iki öykünün birleştirilmesiyle kotarılmış gibi görünen, temel birtakım çelişkilere dokunuyor olsa da sınıf farklılığını anlatma iddiasıyla yola çıkan film fazlasıyla karikatürize ve yüzeysel... 50/100","label":7} {"text":"Aynı isimde ki eski filme dayanarak açıp, bir isimden yüksek beklentiye girilmeyeceğini bana gösteren ve filmin başından sonuna dek bitsede kapatsam diye izlememi sağladı. İzliyeceklere tek diyeceğim aynı isimde ki filmle alakası yok ona göre açın ve izleyin...","label":3} {"text":"Keira'nın kesinlikle dişlerini düzelttirmesi lazım. spoiler O albümü babasından alan kız, eve girerken, annesine doğru elinde albümle koşmaz mı normalde? spoiler","label":6} {"text":"İzlenmesi gereken mükemmel bi film. Ben kesinlikle sinemada izleyin derim buna değecektir çünkü. Gül atma sahnesi dışında abartılı yapmacık hiç bir sahne yok. Tek kelimeyle şahane..","label":8} {"text":"İlk film o kadar yükseltti ki çıtayı, ikincisinin patlak çıkması daha olasıydı zaten. Ne diyeyim, keşke çekmeseydi.","label":5} {"text":"Bence mükemmeldi korkuyu diğer Türk korku filmleri gibi ses ile değil piskolojık olarak yaşatıyor ki gerçek korku bu aslında işin en güzel kısmıysa herkes sorguluyor kendini acaba ben bir mazlumun ahını aldım mı tövbe ettim mi diye ve çok güzel bir ters köşe var filmde","label":8} {"text":"Imdb puanına bakılıp aldanılmaması gereken film, çok iyi demiyorum ama piyasadaki onca vasat polisiye-gerilim filme fark atar.. 6.5/10","label":6} {"text":"(...) Phil Lord ve Christopher Miller'ın iki yıl önce 80'lerin aynı adlı tv dizisinden uyarladıkları 21 Jump Street, hem eleştirmenlerce beğenilip hem de gişede başarılı olunca devam filminin geleceği kesinleşmişti zaten. Yalnız bu devam filmi ilkinin neredeyse kopyası bir formülle yola çıkıyor ve onun daha yüksek bütçeli versiyonu niteliğinde ilerliyor. Sevdiğimiz mizah anlayışını aynen muhafaza ederek yine imanımıza kadar güldürüyor. Hatta bu ikinci filmin ilkinden daha bile kaliteli bir iş olduğunu söyleyebiliriz. Lord ve Miller ikilisi bu sefer, daha tecrübeli bir şekilde geçiyorlar kamera arkasına ve en başında da Tatum ile Hill arasındaki kimyadan daha iyi faydalanıyorlar. Kısaca yine, kendi haliyle ve kullandığı sayısız klişeyle alay edebilen, izlemesi hayli keyifli bir eğlence duruyor perdede.","label":6} {"text":"Beni anlamak istiyorsanız filmlerimi izleyin.","label":8} {"text":"Ne zamandır izlemek istiyordum bugüne kısmetmiş.Süresi uzundu ama sürükleyiciydi yani sıkılmadım.Oyunculuklar çok güçlü,30 lar gayet gerçekçi bir şekilde yansıtılmış,soygun sahneleri falan da çok olmasada iyiydi ama yani tek tek kritik yaptığınızda göze çarpan bir eksik falan yok ama sanki bişiyler eksik gibi geliyor size hani bir 10 puan verilen filmlerden vardır birde orta üstü 8 lik falan bu 2.kategoriye giriyor ama görülmeye değer mutlaka..","label":7} {"text":"Dijital platformlar arttıkça tek mekan teatral filmler artmaya başladı. Bu filmde bunlara örnek. Başarılı bir senaryosu ile nerdeyse tek bir otel odasında geçen film kendini sıkmadan izletiyor. Diyologlar çok iyi kurgulanmış, oyunculuklar başarılı. İleride sahnede karşınıza çıkabilir.","label":6} {"text":"eğlenceli çerezlik bir film. izlenebilir.","label":6} {"text":"iyi bir film. çekim biçimi az yorucu ama filmin atmosferine çok yakışmış, oyuncular da aynı şekilde, michael keaton muhteşem olmuş. gerçekten iyiydi kaçırmayın bence.","label":7} {"text":"Yahu Ankara'da gidebileceğim şöyle güzel bir film yok mu arkadaşlar???","label":4} {"text":"Ailecek izlenebilir çok tatlı film.","label":7} {"text":"Çok başarılı ve eğlenceli bir yapıttı... Emeği geçen herkese teşekkürler... Çocuklarım eğlensin diye gittiğim filmde en az onlar kadar bende eğlendim. Bir dakika bile sıkılmadım. Tam Yol ayrımını izlemiş ve Türk sinemasına tekrar küsmek üzereyken ilaç oldu...","label":9} {"text":"Entellere gün doğdu bence. Film bir ara call of duty'e bağladı orda zaten noluyo dedim. Filmin sonunu bağladında bizide baydın be kardeşim. Jennifer'ın ağzına ağzına yapılan çekimler ve filmin yavaşlığı beni benden aldı. Kaybedicek zamanınız varsa gene izlemeyin.","label":0} {"text":"bir anlam veremedim.. - marjinal olunmaya mı çalışılmış?? yok yok hiç bir anlam veremedim..","label":4} {"text":"Hmmmm bu açıdan hiç bakmamıştım doğrusu. mükemmel müziklerden ve dünyanın en şirin yaratıklarından birini izliyor olmamdan ötürü o açıdan bakamamışım. Gerçi işin o boyutunun bilinçaltından geldiğini tahmin ediyorum. Bilinçli yaptıysa Miyazaki kısaca 'America has Won' diyor. Bilinçaltı da olsa, bilinçli de olsa hiç farketmez.... 1-2 tane sevmli karakter yaratması hususunda bu kadar derin şeylerin tartışılıyor olması dahi, Nirvanaya ulaşmak söyleminin yeni karşılığını öğrenmemizi sağlıyor... Nirvanaya ulaşmak = Miyazaki Olmak :) Saygılar...","label":8} {"text":"Senaryo biraz durağan ve sıkıcı olmasına rağmen oyuncular muuhteeşeemmm","label":5} {"text":"Görseller harikaydı senaryo ise önceki filmler düzeyinde sıradandı. Ama Star Wars'u daha önceden sevdiğinz bir filmi varsa kesin seversiniz çünkü en iyilerinden biri. Filmi 2 boyutlu izlememe rağmen filmin başlangıç sahneleri karanlık çekimde gerçekleşmişti 3 boyut izlerseniz buralarda memnun kalmaya bilirsiniz. Ancak filmin diğer kısımları için 3D iyi olabilir. Bu film yeni StarWars filmleri için bana umut verdi.","label":7} {"text":"Bazı filmler vardır sinemada izlemeye değmez. Bazı filmler vardır cd si alınıp evde bile izlenmez. Ancak bu filmi tv de verseler dahi izlenmez...","label":0} {"text":"betimlemeleri ve yorumlarıyla karakterler çok güçlendirilmiş ve başrol oyuncusu adeta evinde yaşayan biriymişçesine alışıveriyor insan. filmde başka filmde bulamayacağınız en güçlü tat budur bence. adam fotokopi olayına bile ortak ediyor seyirciyi bi kere :)","label":7} {"text":"Clint Eastwoodun varlığı olmasa çok değer görmeyecek bir film Onun varlığıyla sınıf atlıyor. Her ne kadar içersinde mantık hataları barındırıyorsada yinde Clint Eastwood için izlenir diyorum.","label":6} {"text":"Filmin kurgusu standart geldi. Yani hani boyle bir kurgu olurmu demedim. Fakat yonetmenliginde gercekten is vardir. Aslinda son 40 dakikasindaki yonetmenlikten bahsetmistim. Hani ilk 1 saatinde bu filmin ne si varya diyerek.1saat dusunduysem bir seyler goze batiyordur. Oyunculuk yerinde gibiydi hani. Dovus sahneleri gercege yakin gibi duruyodu. İzlemek isteyen izlesin, izlemeyenin de bir sey kaybedecegini zannetmiyorum.","label":7} {"text":"Öncelikle recep ivedik ile kıyaslama yapılamaz adamın tarzı farklı :D Şahin k Her ne kadar geçmişinde porno kralı olsa bile adam doğru yolu bulmuş ve elini o işten çekiceğini söylüyor.Bizim Şahin k destek olucağımıza köstek oluyoruz.Film cıksın gidelim ve görelim o zaman karar verelim.Pornocu diye eğer böyle yadırgıyorsak yeşil çamda o kadar bu sektörede iş yapmış insanlarıda izlemiyelim o zaman bu düşünce ile bir yere varamayız","label":9} {"text":"Bazı filmlere sarılabilsek keşke, bu filme kocaman sarılırdım. Filmi izlerken aklıma Dostoyevski'nin şu sözleri geldi: \"Küçük oldukları bahanesiyle çocuklara gerçekleri söylemiyorlar. Ne kadar yazık, zavallı bir düşünce!\" Sweet child performansı ayrıca harikaydı.","label":8} {"text":"overrated dalında oscar alması gereken film. Bir de @fruit flyshawshank redemption'la karşılaştırmışsın, elmay'la armut meselesi olmuş. imdb birincisi diye her filmishawshank redemption'la mı kıyaslıyacağız?","label":4} {"text":"Çünkü Kamçatka direnmek istediğinde gittiğin yerdir.","label":6} {"text":"Taze Boğaziçi fest kapsamında izlemişkenyazayım. Sirk içindeki bir evden ve bu evin içine dönme dolabın yansıttığı \"mood'a\" göre ışıklardan başka pek bir numarasını göremediğimiz klasik bir Allen aşk üçgeni. Hoşça bir vakit geçirmek için dahi izlenmeyebilinir :) Yine de size kalmış tabi.","label":0} {"text":"10/1 => Filmin alacağı puan sadece bu, bana kızacaksınız 'adamların emeği falan var' diye. Ama emeklerini daha verimli işlere harcasalardı keşke...10/10 => Filmin müziği ve yarışma anındaki sahne şovu (müzik eşliğindeki)Filmin kadrosu: Diyecek yok özellikle (arka planda kalsalar dahi) emektar oyuncuların her zamanki güzel oyunları.Kızların güzelliğine gelince, bunu da Üniversitelerin havuzuna veya yaz tatili şenliklerine giderek de canlı olarak görebileceğiniz için sırf bu yüzden izlemenize gerek olmadığını söyleyebilirim.","label":1} {"text":"Son zamanlarda çıkan en iyi psikoloji filmlerinden","label":8} {"text":"Hani filmlerin kırılma noktaları olur genelde sonlara doğru ve eğer sağlam film ise ağlarsınız en kötü ihtimalle duygulanırsınız. Bu filmin başlaması bile duygulandırıcı ortalarında falan ağlamaya başlıyorsunuz... Steven Speilberg farkı denebilir. 7,8","label":7} {"text":"Bu filmi sinemada seyretmeyenler için ilk önce şunu belirteyim piyasada 'Paranormal Activity 2' adı altında korsan kopyası satılan film 'Paranormal Activity 2' değildir bir çakma örnek olan 'Paranormal Entity'dir bu tongaya sakın haa düşmeyin. Aynı hataya bende düştüm sonra filmin fragmanlarını görünce sinemada gidip orijinalini seyrettim. Filme gelince ne yalan söyleyeyim yine bilindik Hollywood devam filmlerinin ilk filme göre aynı kadro korunsa bile fiyasko ile sonuçlanacağı tezi bu filmde geçerli. İnanın bana son 20 dakikası haricinde filmde doğru dürüst gerilmiyor/korkmuyorsunuz bile.","label":2} {"text":"Frieaky Friday(Çılgın Cuma) filminin gençlik versiyonu olmuş. Filmin ilgi çekici yanları olabilir ama bana klişe kurgusundan dolayı ilgi çekici gelmedi. Yer yer komedi unsurları taşıyor. Kevin Zegersin yakışıklılığıda kızlar için seyredilebilir kılabilir filmi ama dediğim gibi vasat bir film","label":5} {"text":"hayranı olduğum ressamın hayatının anlatıldıgı harika film. Beksinski'yi yakından tanımak isteyenler için bulunmaz bir film.","label":8} {"text":"Türünün en iyilerinden.. Filmin ilk sahnesi, sıkı dostların oyunculukları harika..","label":7} {"text":"Uzun zamandan beri bu kadar gerilmemiştim. İzlerken filmi çıldırdım. Böyle bir kız hayatımda görmedim süperdi!!!","label":8} {"text":"bir evde geçen orijinal konulu Klasik arınma gecesi filmi.. Sürükleyicil tempo falan gayet iyi.. Ufak tefek mantık hataları var iyi film olmuş genede","label":7} {"text":"çok güzeldi yaa.. bol bol güldüm ve çok duygulandımm","label":8} {"text":"YAVRUSUNU ÇİG ETLE BESLEYEN BİR ANNE, CİDDİYİM:)))Bilmem kaçıncı film izlemeye başlayışım kısa süreli de olsa bir şeyler hissediyordum evet üstelik uzun zamandır da deneyimlemiyordum bu bir kokuydu korkunun ve gizemin kokusuydu. Filmde, ebeveynleri yüzünden kötü bir çocukluk yaşamış Laura'nın çocuğunu nasıl beslediğini görsek de aslında, ne olursa olsun bir anne çocuğu canavar da olsa asla canına kıymaya eli varmıyordu fakat Laura bunun yanlış bir fikir olduğunu er geç anlayacaktı. Son dönemde çıkan korku filmlerinden keyif alamasam da bu korku filmi onlardan iyiydi izlemelisiniz.","label":5} {"text":"Çok içten bir dostluk hikayesi. Filmde bazı sahnelerde bir oyuncunun bakışı bile o kadar çok şey anlatıyor ki o oyuncuyla beraber ayrı bir dünyaya dalıyorsunuz. Filmin teması yalnızlık üzerine kurulu olsa da üç çok farklı insan bu temayı kırıp çok güzel bir dostluk hikayesi çıkarıyor ortaya.","label":7} {"text":"Serinin bu filmi biraz meme yapmış olsa da akışı gereği böyle olması gerekirdi. Diyaloglar aynı şekilde yine tat verdi.. Güzeldi..","label":7} {"text":"Gereksiz abartılmış bir film. Zaten filmin içerisine eşcinsellik koy avrupa ödüllerini toplaman garanti. Görüntü açısından iyi ama farklı bir durum yok başka bir filme bakın derim.","label":6} {"text":"Bence ilk iki filmin aksine çok daha iyi bir film çıkmış ortaya, diğer filmler konuyu anlatma açısından, sanal oyunlar ve olayları göstermek açısından iyiydi. Açlık oyunlarının oynandığı kısımlarda zevk alamayan biri olarak, bu filmde gerçek aksiyonun yaşanması daha çok hoşuma gitti. Devrimlerin ne kadar zorlu bir süreç olduğunu ve diktatörlerin nasıl davrandığını gösteren bir film. Filmde mıntıkada ki insanların umutları ve inancı, aklıma Kuvâ-yi Milliye zamanlarını getiriyor. Bu güzel zamanların dışında tabi ki filmde sinirden çatlayacak dakikalar yaşadığımı da belirtmek isterim. Kitaplarını okumadım falan filmde de geçtiği gibi Katniss 15 yaşındaymış, yaşına verecek olursam eğer anlamsız triplerini ve karışık kafasını anlayabilirim fakat filmde hiç 15 yaşındaymış gibi durmadığı için sürekli tripler atıp, ağlaşması sinirimi bozdu. Tabi ki bu hem oyuncunun güzel bir oyunculuk sergilediğini, hemde senaryonun iyi olduğunu gösteriyor. 2. bölümün çok daha aksiyonu ve duygusunun bol olacağını düşünüyorum ve beklentimi çok yüksekte tutuyorum. Umarım yanılmam.","label":6} {"text":"Arnold Scwardzenegerin seriye tekrar dönüşüyle eski terminatör tadını aldığım MUHTEŞEM bir filmdi.Fiyasko olan 4. filmden sonra Terminatör için yeniden 3 film çekilmesi kararı alındı. Bu halkanın ilk filmi olan bu film ilk 3 filmin hikayesine sadık kalıyor. Ayrıca hikayeden güzel kesitler bize sunarken Senaryosuyla diğer filmlere göre çok daha fark yarattıgını söyleyebilirim. Bir ara zaman yolculugu meseleleriyle bir Predestination havası verdiğini söyleyebilirim. Tabiki bu aslında Terminatörün geleneğinde var. Terminatör efsanesi bilindiği üzere 1984 yılında başladı ve serinin diğer filmleri hiç aceleye getirilmeden belirli zaman aaralıklarla vizyona girerek 2015 yılına kadar yeni nesil seyirciye ulaşmayı başardı. Ve serinin her filmi (4. film hariç) bende müthiş etki bıraktı diyebilirim. Filmin senaryosunu yazan ve yapımcılıgını üstlenen James Cameron un etkisiyle ve Arnold Scwardzenegerin dönüşüyle eski günlerini hatırlatan bu terminatör filminde bir kez daha şunu anladım ki Arnold Scwardzeneger ne kadar yaşlı olursa olsun karizmasıyla Terminatör rolü için yaratıldıgını tekrar ispatlıyor. Aradan gecen 30 yıl fakat o termanatör asaleti halan aynı. Genisys ile başlayan yeni serüvenin devam filmlerinde de Arnold olmassa olmaz olacaktır. Filmi teknik açıdan degerlendirmek gerekirse senaryosuyla uyumlu bir şekilde 2029, 1984 ve 2017 yıllarında geçen film farklı dönemleri iyi yansıtması ve aksiyon sahnelerindeki başarılı efektleriyle beni büyüledi. Özellikle 1984 yılına gidildiğinde nostalji yaşatmadı değil. Bir anda 2. film mahşer günü gözlerimin önüne geliverdi.Bu filmden sonra artık seriyi tekrar iizleme isteği oluştu bende. Ve büyük bir beklenti. Tabiki bu beklenti yeni devam filmleri olacak. Şiddetle tavsiye ederim. 10/ 8.5","label":6} {"text":"Bir Duel olmasa da insanı biradan, küçük şehirlerden, kasabalardan, öğretmenlikten ve misafirperverlikten soğutacak güzel bir gerilim","label":6} {"text":"Kötü film olmasa iyi filmin ne olduğunu asla göremezsiniz demek istemiş sanırım sevgili yönetmen.","label":1} {"text":"hiç bu kadar saçma bir film izlememiştim.söyleyecek bir söz bulamıyorum.","label":0} {"text":"fatih akın e sempatik yönetmen. almanya'Da işini yapmasına rağmen TÜRK kalabilmeyi bilen yönetmen.","label":9} {"text":"Öncelikle, bizi daha önce hiç bir yönetmenin götüremediği bu güzel doğayı, bize 3 boyutlu sunan Cameron'a çok teşşekkür etmek istiyorum. Lakin bu bahsettiğim dışında filmin hiç bir özelliği olduğunu düşünmüyorum. 2154 yılındayız ve teknolojiyi anca bu kadar mı ilerletebildik? Zaten senaryonun Pocahontas ya da The Last Samurai ye benzerliğinden bahsetmem zaman kaybı olabilir. Dünya'da en çok gişeyi bunun yapmış olmasını 3 boyutlu olmasına bağlayabilirim ancak Titanik filminin bundan sonra gelmesini hiç anlayamayacağım. Ne acı değil mi filmin konusu hakkında yorum yapamıyor olmak. Ortada bir konu olmayınca...","label":5} {"text":"Bilirim gençler, The Girl Next Door deyince aklınıza Elisha Cuthbert gelir. Ne komşu kızıydı o öyle... Buradaki komşu kızı olayı çok daha başka. Çok rahatsız edici, zaman zaman tüyler ürpertici. Hele ki gerçek bir hikayeden alıntı olduğunu bildiğinizde insan mahvoluyor ulan! Bazı şiddet sahneleri net gösterilmese de; yine de kanınızı dondurmaya yetiyor. Bittiğinde öyle sessizce kaldım. Bir Incendies etkisi bırakmadı elbette ama bu tür filmler bana göre değil ya...","label":6} {"text":"Bir vasat bir güzel arası gidip gelen bir film oldu benim için. Ceren Moray, dünyanın en zayıf kadını olabilir ancak oyunculuğu mükemmel derecede. Senaryo ve karakterler her ne kadar yapmacık olsa da Emre Karayel ile filmi kurtarmaya oynamışlar diyebiliriz. Genel olarak değerlendirdiğimizde ve diğer Türk romantik komedileri ile kıyasladığımızda kesinlikle ortalamanın üzerinde.","label":6} {"text":"çığlık serisini sewmem,bunu da çok sewemedim bence korkudan çok uzak filmler.yine de filmde kurulan set hikayesi iidi,bence film sette bitirilseydi daaa ii olabilirdi.","label":4} {"text":"Acayip güzel bir film zevk alarak üç defa falan izledim bir sene içerisinde . Bilim kurgu severlerin kesin izlemesi gereken bir film .","label":9} {"text":"Harika.. bir film Clemence Poesy' a gelince; tekrar hayran oldum.","label":8} {"text":"The Conjuring, gerek atmosferi gerek ses efektleri olsun soluksuz bir korku/gerilim örneği.. Korku klişelerini ustaca kullanabilen bir genç yönetmenin, ortalama bir senaryoyu nasıl mükemmel bir film haline getirebildiğini görmek isteyenlere tavsiye ederim...","label":8} {"text":"İçimizde bir türlü gömemediğimiz şeylerle ilgili çok şey anlatan film. Unutmak, unuttuğunu da unutmak.","label":8} {"text":"Yönetmenin diğer işleri gibi çok sert bir film. Güzel bir kadın hikayesi. Hikaye de üç farklı anlatım var. Her bölüm hikayeyi farklı anlamda geliştiriyor. Tavsiye ederim.","label":7} {"text":"tam katili buldum diye sevinirken yine ters köşe yapmasıyla beni sinirlendirmiş ama bu durumdan şikayetçi olmadığım filmdir. clint eastwood'un daha kötü filmini izlemedim zaten kadrodaki üç esas adamı da sevdiğimden yağ gibi aktı film. çok farklı mesajlar var filmde. son sahnede annenin tören sırasında çocuğuna bağırıp onun farketmesini beklerken yaşadığı ruh halini görünce bu mesajlardan birini daha almış oldum. kaybeden yalnızca oydu. spoiler vermek istemediğim film. zleyin 8.3 veriyom. teşekkürler clint eastwood teşekkürler sean penn, tim robbins ve kevin bacon.","label":7} {"text":"film bittikten sonra film hakkında yapılmış ve dergilerde, gazetelerde yayınlanmış eleştirilere baktığımda bu ülkenin cidden eleştirmen eksiği olduğu kanısına vardım... eleştirilerin çoğu senin benim gibi herhangi bir sinema izleyicisinin yapacağı cinstendi... dedim bu öznellikle, bu bilimsel eleştiri metodundan uzak eleştirmenlerle bizim sinemamız yine iyi bir yerde... filme gelirsek de bence son derece alternatif bir iş olmuş, zeki demirkubuz sinemasını az çok bildiğimden hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak için gözümü kırpmadan izledim diyebilirim... diğer filmleri arasında benim için en iyisiydi... Ankara konsepti de çok hoşuma gitti, cidden eğer istanbul veya herhangi bir şehir olsaydı bu film asla şu anki etkileyiciliği barındırmazdı içinde... engin günaydın da tek kelimeyle harikaydı... komediye koysan mükemmel, sanat filmine koysan aşmış... böyle oyuncular görünce umutlanmamak elde değil geleceğe dair...","label":7} {"text":"2010 Rodrigo Cortes yapımı gerilim filmi. Tek mekan, bir tabut ve bir telefon... Daha önce buna benzer olan Brake filmini izlemiş biri olarak devamlı karşılaştırma yapmak zorunluluğu hissettim ve tam konsantre olamadım açıkcası. Tek mekan filmlerinin en sevdiğim yanı ise insanların milyon dolarlar yatırarak bir çok mekanda çektiği filmlerin aksine daha çok sosyal mesaj veren filmler oluyor. Bu filmde ise Amerikan hükumetine ve şirletlerine ciddi göndermeler bulunmuş ve Amerikan filmlerinde sıkça rastladığımız sözde milliyetçiliğini ve mükemmelliğini savunmayan bir film olmuş. Filmin sonunda Brake mi Buried mi sorusuna ise Brake bana göre daha iyiydi ve ters köşesi bol bir filmdi. İzlemek isteyen arkadaşlar bu iki sarsıcı filmide izlemeli.","label":6} {"text":"çok güçlü, kararlı, canı yanmış kadınların hikayesi anlatılıyor. Gerçekten oyunculuklar, hikaye mükemmel bir de o güzel müzikler eklenince bu filmden keyif almamak mümkün değil bence. Hristiyan müslüman fark etmeksizin sıkı sıkıya dost olan kadınların hikayesi insanı derinden etkiliyor hem içinizin çok burkulduğu hem de kahkalarla güldüğünüz sahneler var. Kısacası insanı alıp götüren bir film.","label":7} {"text":"Filmi bu kadar yermeye gerek yok. Bence yılın en iyi filmlerinden","label":7} {"text":"Müthişti... sanırım şimdiye dek izlediğim filmlerin tamamını hesaba katarsak etkilendiğim filmlerden biri de buydu...","label":8} {"text":"lki kadar keyifli ve izlenebilir bir film olmasına rağmen ilkine kıyasla biraz daha az heyecan verici bir film 3/5","label":5} {"text":"Açıkçası gene beyazperde eleştirmenlerini anlamadığım bir film.. 5 üzerinden 2 vermişler neyse...Ben filmi çok beğendim,bir an olsun heyecan,gerilim bitmedi..hep bir merakla,ilerisi merak ederek izledim..Tempo hiç düşmedi...Keyifli,seyredeğer bir filmdi.","label":7} {"text":"Benim, büyük bir zevkle seyrettiğim filmlerden biridir. Her ne kadar, asma köprüden, nasıl yıkılmadan geçtiğine hayret etsemde Godzilla nın :)","label":9} {"text":"Korkutucu olanın gerçeğe en yakın olan olduğunu keşfetmiş ama farklı tarzı yüzünden yeniliğe açık olanların sevdiği nispeten daha tutucu olanların sevmediği bir film..","label":5} {"text":"Basindan sonuna ingiliz zekasi ve espiri anlayisiyla bezenmis , güzel bir Meryl Streep filmi","label":6} {"text":"Kostümler, müzikleri, dekorları ve zengin kadrosuyla bir başka masalsı Ezel Akay yapımı.Oldukça renkli olmuş.7.5/10","label":6} {"text":"-Bir kadının kendi silahları vardır. Sadece onları nasıl kullanacağınıbilmesi gerekir. +Silahlara ilgi duymuyordum Sidonie. Özellikle de dişil olanlara...","label":8} {"text":"Tamamen gişe yapmak, para kazanmak amaçlı çekildiğini düşündüğüm popüler sinema ürünü böyle bir filmin İMDB'den 8,6 gibi bir puan alması hasebiyle izlemek istediğim ancak yalnışlıkla 5,5 gb boyutunda kamera arkası görüntülerini indirip güzelim film gecemi mahvettiğim, benim için hala bilinmezliğini koruyan film. --demişim-- Sonunda filmi izlemiş bulundum. Açlık Oyunlarında hissettiğim yüzeyselliğin katmerlisini hissettirmiştir. Tamam on numara görsellik, güm, pat, çat falan ama ne bileyim bir ruhsuzluk hüküm sürüyor filmde. Halbuki Marvel uyarlamalı diğer filmlerde görselliğin yanında yer yer derinleşir karakterlerin duygularına dokunuverirdik. Film benim için bir XMen, Iron Man değerinde değildir. 7/10","label":6} {"text":"Bu filmde yaşananlar hayatımızın içinde varolan şeyler. İnternetin olumsuz etkileri ve hayatın bu olaylar doğrultusunda kötüye gidişi iyi anlatılmış bu filmde. Evet crash'i andırıyor ama tamamen farklı senaryosu var bu filmin. İnternette dolaşırken Fake hesaplar, dolandırcılık siteleri konusundada bir nevi uyarı yapıyor film insanlara...","label":5} {"text":"iki oyuncu da favorilerim arasında - konusu da çekici olunca gitmemek olmaz.","label":8} {"text":"Ben çok beğendim zaten remake bu illa eskisi gibi olacak diye bişey yok. Yeni çevrilen evil dead filminden daha iyi bi remake..","label":5} {"text":"Bu tarz katil kim filmleri hep süpriz sonlu olur. Ve maalesef çoğunda ortaya o kadar çok gizem atılır ki, sonunda yazar altından kalkamaz. Saçma bir süprizle de herşeyin üstünü kapatır geçer... Sondaki süprizin yapmacıklığı veya tüm senaryoyu hiçe sayması durumu ağızda ekşi bir tad bırakır. İşte bu filmde bu durum yok. Güzel hikaye anlatımını tadında bir süprizle sonlandırmışlar, ne hikayeyi anlatırken bocalamışlar ne de süprizi yaparken. Hem senaryoyu hemde yönetmenliği çok başarılı buldum. Hollywood'dan böyle hem sürükleyici hemde kaliteli filmler görmek zorlaşmıştı.","label":7} {"text":"bir an sinemadayken düşündüm , ne oluyor nasıl oluyor . Romantik bir filme mi girdim yoksa gerçekten bir korku hikayesi türüne mi tanık olucaktım . biraz daha bekledim biraz daha biraz daha derken bakmışım 2 saat olmuş , ben filmden çıkıyorum . Hiç keyif alamamışım dişe dokunur bir tane efekt oyunculuk görememişim . Gözlerim yaşlı ayrılıyorum sinemadan...ama hala MCavoy ı seviyor olmam da tarifsiz bir salaklık","label":3} {"text":"Şimdiye kadar izlediğim en iyi Michael Moore belgeseliydi. Gerek mizahi yönü gerekse bilgilendirici içeriğiyle amerikan kapitalizmini yerden yere vuruyordu. Öğretici ve düşündürücü yanı muhteşemdi.","label":9} {"text":"Alan Turing'in hayatını böyle izlemek gerçekten güzeldi. Bilgisayar biliminin atalarından birisi. Bu işlere ucundan birazcık bulaşmış birinin bile çok seveceğinden eminim. tabi yine de şu yazıya bakmakta fayda var, filmde \"film icabı\" şeyler yok değil. http://www.theguardian.com/film/2014/nov/20/the-imitation-game-invents-new-slander-to-insult-alan-turing-reel-history","label":7} {"text":"Şu filmin tek kusuru Müjde Ar'ın, dilini arı sokmuş gibi konuştuğu yunan aromalı türkçesidir. Hiç türkçe bilmeyen yunan biri bile onun kadar kötü konuşamaz heralde. Bunun gibi müthiş bir filmde çok göze batıyor.","label":9} {"text":"Da Vinci'nin fibanocci kuralına göre çizmiş olduğu Mona Lisa tablosu ile pik noktaya taşınıldığı düşünülen resim sanatının, kendisinde sonraki ressamların şaheserleri ile nasıl kademe kademe başka yücelmiş sanatların arasında yerini bulduğu yada kaybolduğu anlatılmak istenen güzel bir kısa film.","label":6} {"text":"Bir dilemmaya mecbur birakilanlara...","label":6} {"text":"bu filmle ilgili kötü eleştirileri ,dostoyevski ya da hemingway gibi büyük yazarların eserlerini okuma yazma bilmeden eleştirmeye kalkan birisinin eleştirisi kadar ciddiye alabilirim ancak...","label":7} {"text":"başarılıydı birkaç role yakışmayan karakterler olsada eğlenebildim..","label":8} {"text":"cumberbatch'e kim ne diyebilir? homoseksual'lik diyince hayatının tamamını seksle idame ettiren, tek el havada, kırılgan tavır savunuculuğundan vazgeçilip biraz da şöyle bir şeyler görmek istiyor insan. seni de böyle bilmezdik ingiltere.","label":8} {"text":"konu çok iyi, kişiler ve olayla ilgili bağlantılar da çok güzeldi ama daha iyi diyaloglar yazılıp genişletilebilirdi. sanki havada kalmış gibi hissettim özellikle son bölümde, daha derinleştirebilirlerdi. tardu flordun, serkan keskin ve esra bilgin iyi oynamışlar.","label":6} {"text":"Fragman iyi.. Super filme benziyor. izlemek lazim. instagramda görmüşdüm zaten (@aporiafilm) 12 temmuzu bekliyelim","label":9} {"text":"imdb. puanlamasının yanlışlığının ispatlarından. kendi türünde çok iyi..","label":6} {"text":"Gece uyuyamayinca komedi filmi izleyeyim dedim, zaman gecirdim iste. Ne kasiklarimi tuta tuta guldum ne de poker face izledim. 50lik bi film yani maksimum. Karakterin asiri olmasi itici. Komik olmasi amaclandigi bu kadar belli olmasa keske. Mesela avrupa yakasinda da karakterler uctu ama onlari komik yapan da buydu. Recep ivedik ise sadece itici","label":4} {"text":"allah razı olsun çok gübarek olmuş...inşaallah kastamonu, emirdağ olarak devamını bekliyorum...","label":9} {"text":"Bol ürün yerleştirmeli sessiz sakin bir spor filmi. Filmin sonunda kendinizi Roland Garros maçı izlerken buluyorsunuz :)","label":7} {"text":"Fazlasıyla özenti duran mafya filmi, Kadir ve Osman ölmesin diye her şey yapılmış resmen, figüranların ortada kabak gibi durup ateş edip ilk mermide ölmeleri klişesi yine çıktı karşımıza, repliklerle felsefik bir efsane tadı verilmek istenmiş ama birçok kısım anlaşılmadığı gibi birçok kısım da fazla abartıydı, böyle Al Pacino, Robert De Niro, Tarantino filmleriyle büyümüş birisinin yapmak isteyip de beceremediği bir film olmuş, açıkçası puanına güvenmiştim, en sonunda Türk yapımı süper aksiyon izleyeceğimi düşünmüştüm ama maalesef olmadı.","label":4} {"text":"Herkes Tarkan filmindeki dev ahtapotu konuşur ama benim adamım Dev Orso'dur. Orso adam gibi adamdı. Sert görüntüsünün altında altın bir kalbi vardı.","label":5} {"text":"Bir filmin ilk 5 dakikasında kötü karakter kim iyi karakter kim anlıyorsan ve daha giriş sahnesinden bakınca son sahneyi tahmin edebiliyorsan o film izlenmeye değmez bence. haa hakkını vereyim çok hareketli olduğu için sıkmıyor ama yinede izleyin diyemem.","label":4} {"text":"film gayet akıcı. bol etnik öğeler barındırıyor. gelenek göreneklerin insan hayatına özellikle kadın hayatına etkisi.. harem entrikalarını andıran kadın çekişmeleri her coğrafyada oldugu gibi Çin de de etkisini gösteriyor.","label":8} {"text":"Bu film 'sıkıldım bir film izleyeyim' anlarında izlenmemesi gereken bir film, bu filmi izleyecekseniz yarıda kesilmeyecek sekilde ve kendinizi filme vererek izleyeceksiniz ki bu film sizi nasıl ağlatıyor, duygulandırıyor göreceksiniz.","label":8} {"text":"Gerçek bir hikayeden uyarlanmış olan Wind River'ın konusu şöyle: Karlı ve soğuk Wyoming'in ortasında bir kadın çıplak ayak bir şekilde kaçarken bayılır ve donarak ölür. Kısa bir süre içerisinde bu kadının cesedini bulan avcı Cory (Jeremy Renner), şerife haber vererek FBI'yı çağırtır. FBI, sadece Jane (Elizabeth Olsen) adında birisini yollayınca, bu ölümün nedenini ve yapan kişileri bulmak Cory ve Jane'e kalır.& Taylor Sheridan'ın gerçekten de çok iyi bir senarist olduğuna şüphem yok. Fakat her ne kadar Sicario ve Hell or High Water filmleri için yazdığı senaryolar başarılı olsa da, Sheridan benim gözüme pek girmemişti. Fakat bu filmden sonra Sheridan dikkatimi iyice çekmeyi başardı. Wind River'dan sonra bu adamın yaptığı her işin başarılı olacağına eminim. Sheridan'ın bu filmdeki senaryosuna bayıldım, hatta şu ana kadar yazdığı en vurucu senaryosu bile olabilir. Diyaloglar oldukça sade ve çarpıcıydı, karakterler ve durumun kendisi ise çok iyi anlaşılmıştı. Üstelik Sheridan'ın sadece senaryosu değil, yönetmenliği de çok kuvvetliydi. Sheridan, kusursuz yönetmenliğiyle Wyoming şehrini bir karakter gibi göstermiş, tıpkı Se7en'da olduğu gibi. Bu sayede filmi izlerken soğuk ve tehlikeli atmosferi içinizde hissediyorsunuz. Fakat bu filmi bu kadar iyi yapan şey sadece Taylor Sheridan değil, aynı zamanda performanslardı. Kariyerlerinin zirvelerinde olan Jeremy Renner ve Elizabeth Olsen bu filmde harika performanslar sergilemiş, Renner başta olmak üzere. Normalde Jeremy Renner'ın oyunculuğunun The Hurt Locker ve The Town gibi filmlerde iyi olduğunu biliyoruz. Fakat ne zaman ekranda belirse Renner'ın karakterine büründüğünü değil de onun ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu görüyordum. Ama Wind River'da Renner gözümde resmen kayboldu, film boyunca onun ekranda olduğunu unuttum. Renner, karakterine gereken insancıl yapısını ve derin görünüşünü çok iyi yansıtmış, hatta kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. Elizabeth Olsen da harikaydı, onu yeniden böyle ufak filmlerde görmek çok güzel doğrusu. Özellikle de Renner ile birlikte paylaştıkları sahneleri izlemek çok keyifliydi. İşin ilginç yanıysa her ne kadar bu iki oyuncu Marvel filmlerinde süper kahraman rolleriyle yan yana oynamış olsa da, Wind River'ı izlerken hiç iki süper kahramanı yan yana izliyormuş gibi hissetmedim. Olsen ve Renner işte bu kadar iyiydi. Bu film süresi boyunca oldukça sert bir şekilde ilerliyor ve siz de kusursuz diyaloglar ve oyunculuklar sayesinde filmi izlerken hiç sıkılmıyor, kendinizi bu olayın içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Bu yüzden sonlara doğru ölüm sayısı artmaya başlayınca biraz şok olmaya başlıyorsunuz ve koltuğunuza yapışıyorsunuz. Bu sahneler hakkında fazla detaya girmek istemiyorum ama Sheridan'ın bu sahneleri ele alış tarzına bayıldım. Şiddet içeren kısımlar son derece gerçekçiydi ve izlemesi çok tatmin ediciydi. Bunun da en büyük nedeni, Wind River'ın bir aksiyon filmi değil, gerçek bir dram olmasıydı. Bu sahneler de konuyu çok etkiliyor. Ve yeniden, çok fazla detaya girmek istemiyorum ama filmin sonlarında yaşanan duygusal konuşmalar beni çok etkiledi. Bölgede yaşayan Kızılderililere gösterilen muamele ve bütün bu olayların sonucunda yaşanan şeyler son derece gerçekçiydi. Filmin sonunda gerçekte yaşanan şeyleri anlatan yazılar ekranda belirince, çok etkilendiğimden bir süreliğine koltukta öylece oturdum. Wind River o kadar gerçekçi bir film ki, film boyunca hikayenin akışına kapılmaktan başka bir seçeneğiniz kalmıyor. Film hakkında sıkıntılarım ise o kadar büyük değil, sadece hikayenin en derininde yaşadığım ufak kusurlar. Hikayenin ara sıra bu yaşanan gizeme daha fazla odaklanabileceğini ve çözümleme açısından daha kesin bir şeylerin yaşanabileceğini düşünüyorum. Sheridan'ın bu konuda tercih ettiği yolu anlıyorum fakat film boyunca gösterilen bir flashback sahnesinin dışında bu yaşanan ölüm hakkında çok fazla detay göremiyoruz. Bu yüzden filmin süresi bazen gereğinden birazcık daha uzunmuş gibi hissettiriyor. Ama bunu yok sayarsak Wind River, hakkında daha fazla insanın konuşması gereken, süresi boyunca sizi koltuğunuza çivileyecek bir gerilim. Performanslar kusursuzdu ve Sheridan'ın yönetmenliğiyle senaryosu son derecede vurucuydu. Gerçekçi işlenişinden dolayı Wind River'ın sizi derinden etkileyeceğini düşünüyorum. Eğer bu tarz filmlere ilginiz varsa, Wind River'a kesinlikle göz atmalısınız. Üzerinde konuşulmayı hak eden bir film. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Jeremy Renner ve Elizabeth Olsen'ın gerçekçi performansları. + Taylor Sheridan'ın vurucu senaryosu, kusursuz yönetmenliği. + Kasabanın başlı başına bir karaktermiş gibi hissettirmesi. + Son derece gerçekçi diyaloglar, şaşırtıcı aksiyon sahneleri. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Gizemi çözümlemek bakımından bazı şeyler daha da net olabilirdi. TOPLAM PUAN: 8.4/10","label":7} {"text":"Film müziklerine bayıldım 80 li yılların parçalarını dinleyeblirsiniz. Ve Tom Cruise, rock şarkıcısını muhteşem bir performansla canlandırmış. Film de müzikallerden hoşlananlar için ideal, hiç sıkmıyor, gayet akıcı. http://www.youtube.com/watch?v=50TEM8OPFcY","label":6} {"text":"Müzikler ve atmosfer güzeldi.","label":7} {"text":"Hugh jackman çok iyi bi oyunculuk çıkarmış.. Halle Berry ve John Travolta gibi iki önemli ismin de işin içinde bulunmasına rağmen beklentilerimin altında kalan bi film oldu benim için..","label":7} {"text":"Hayat gerçekten bir kutu çikolata gibi. Bazıları bu çikolataya büyük umut bağlar. Bazıları bu çikolatayı kendi yaratır. Bazıları tek bir çikolata ile yetinmez hem bir diğerini tatmak ister. Forrest için ise hakikaten dediği gibi içinde ne olduğunu bilemez. Biri ona bu çikolata kutusunu verir bunu yeneceksin der. Sonra başka birisi ona bir paket verir. Forrest çikolata iyi mi kötü bilemez bile. Onun işlevi bu kutuları uzatıldığında almak. İlk geçtiğinde anlamamıştım tabi ama filmi izleyince ne kadar da anlamlı oluyor bu söz.","label":7} {"text":"harika bir film, juliet binoche hayranıyım. yine beni yanıltmadı... Yönetmeni ilk kez izledim ve benden tam puan[spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Fevkaledenin fevkinde bir film. Tabii ki Şener Şen üstadın son derece büyük katkılarıyla.","label":7} {"text":"\"Hedefledikleri tüm amaçlara ulaşmışlar\" demişti çok yakın bir arkadaşım ve çok da doğru söylemiş. Elbette bu film çok iyiydi demek değil. Ben keyif aldım. Bale her sahneye çıktığında tüm diğer oyuncuları germiş. O'nun olduğu sahnelerdeki Hemsworth'un oyunculuk performansı ile Bale'ın olmadığı zamanlardaki performansı oldukça farklı geldi bana. Aslında film ile ilgili söylenebilecek belki de tek güzel şey bu olabilir. Ancak Crowe'un olduğu sekanslar bütününden çok emin değilim. Aşırı komikti güldük ettik tamam da, Koskoca Yunan ve Nors Mitolojisindeki ihtişamın içinden geçmeseler daha mı iyi olurdu diye de sormadan edemiyorum.","label":6} {"text":"bir şarkı dinler ve içinizden ağlamak gelir ya, işte bu filmi izleyince de insanın içinden herşeyi bırakıp uzaklara kaçıp gitmek geliyor. çok sıcak, muhteşem bir macera. che’yi daha iyi tanımamızı ve onu sevmemizi sağlıyor. yol filmlerinin o kendine has macera duygusu bir an olsun filmden eksilmiyor.bu latin amerika yolculuğuna mutlaka siz de çıkın!...","label":7} {"text":"Uzun zamandır yazı eklemediğim Televizyon kategorisini bugün izlemiş olduğum 2011 yapımı olan Arkadaş Öte filmi hakkındaki eleştiri yazımla güncellemeyi düşündüm. Arkadaştan Öte filmi ile ilgili söylemek istediğim daha doğrusu yapmak istediğim ilk uyarı filmin kesinlikle 16 yaşından küçükler için uygun olmadığı. Kendimce bu yaş sınırı belirlemiş olmamın sebebi ise Mila Kunis ve Justin Timberlake arasında geçen erotik sahneler. İlk defa bir filmde bu kadar erotizm içeren sahneyi üst üste ve bir arada gördüm. Beyaz Perde’ye yansımış olan çoğu filmde bu sahneler doğal karşılanmakta olmasına rağmen Arkadaştan Öte filminde ki sahneler doğal karşılanamaz durumda. Çünkü filmin ilk 45 dakikasında ayrı ayrı çekilmiş olan toplamı 10′un üzerinde erotik sahne var. Ortalamaya dökecek olursak 45/10′dan yaklaşık her 4.5 dakika da bir erotik sahneye denk geleceğimiz anlamına gelir. Fakat bu 10 sahnenin 7′si üst üste olarak verilmiş. Farklı zamanlarda yaşanan farklı ilişkileri bir arada vermişler. İlk 45 dakikada ki bu sahneleri geçecek olursanız film izlemeye değer bir aşk hikayesini konu ediniyor. Filmin 16 yaşının altında olanlar için uygun olmadığını belirttikten sonra konusuna geçelim. Başrol oyuncularımız olan Mila Kunis ve Justin Timberlake kalpleri kırık 2 ayrı sevgilidir. 2 ayrı sevgili derken elbetteki daha önceden birbirleriyle ilişkileri vardı anlamını çıkartmanızı istemem. Mila Kunis farklı bir insanla, Justin Timberlake ise farklı bir insanla ilişki yaşarlarken benzer bir sebepler sevgilileri tarafından terk edilmişlerdir. Bu terk edilişin ardından her iki oyuncuda aynı kararı alır: Bundan sonra aşka inanmak yok, sadece gecelik ilişkiler var. Başarılı bir blog yazarı olan Justin Timberlake, Los Angeles’ta kendi halinde yaşamakta olan bir gençtir ve New York’ta ünlü bir dergi olan GQ’dan iş teklifi almıştır. Mila Kunis ise Justin’in bu teklifi kabul etmesini sağlayacak kişidir. Bir nevi kelle avcısı. Eğer Justin işi kabul ederse Mila primini alacaktır. Kısa bir sürede Mila Justin’i ikna eder ve Justin’in hayatı tamamıyla değişir. İlk zamanlar New York’a alışamayan Justin bir süre sonra Mila sayesinde New York’u sevmeye başlar. Araları iyi olan 2 arkadaş Mila Kunis ve Justin Timberlake ”arkadaş olarak cinsel ilişki yaşamak” kavramını ortaya atarlar ve erotik sahneler silsilesi buradan sonra patlak verir. Birçok kez birlikte olan Mila ve Justin sevgili olmak istememektedir, birbirlerine aşık olmayacaklarına dairde İncil’e el basmışlardır. Birçok ilişki yaşadıktan sonra sizce de böyle bir şey mümkün müdür peki?","label":7} {"text":"Insan gelisimini evrenin big-bang'den itibaren olan gelisimiyle paralel bir anlatimla ifade ettigi icin kesinlikle tavsiye ederim. Ayni zamanda bir cocugun travmasini anlatmasi yonunden de cok ic karartici.","label":9} {"text":"Yav arkadaş nesini anlamadiniz film daha ilk dakikalardan itibaren ilerledikçe kendini açıklıyor zaten. Ortada bir gizem yok. Vay efendim \"beynim yandı\", \"o sonu neydi anlamadım\", \"çok inanılmaz, zeki film\" bilmem ne! La yemin ediyorum alakası yok, çok basit film. Ve ben bu tarz filmlerde çok afallayan - anlamayan biri olarak söylüyorum bunu.","label":3} {"text":"ilk yarısında özellikle çok güldüm. eğlenceli, keyifli, verdiği mesajları güzel ; tam bir aile filmi.","label":8} {"text":"Baştan sona hareketli,sıkılmadan izlenebilecek bir film olmuş,arnoldu da tekrar bir filmde başrolde görmek sevindirdi ı abartılar olsa da mesela cortes arabayla yüzlerce kilometre yol yapıyor ama ne hikmetse bi kere bile benzini bitmedi bu gibi ş olarak ben gerçekten beğendim","label":7} {"text":"Konuyu sevmedim öyle heyecanla merakla izlettirmiyor ama şöyle birşey var filmi sadece benim için çekmişler gibi hissettirdi kendimi özel hissettim. Ve almadovar'ın bütün filmleri bana bu duyguyu yaşatıyor burda da şaşmamış. Saygı duyuyorum 👍","label":6} {"text":"Sinemada sonuna kadar izleyen 3 5 kişiden biriydim herkes gitti. Yorumlara baksan herkes hayran olmuş. Hiç bir b. k anlamadan gelip burada müthiş, muazzam yazınca entellektüel olmuyorsunuz. Bir Esra Erol izleyip NatGeo izlediğini iddia edenler;bir de siz! Ödül almamış bir film olsaydı görürdüm yorumlarınızı, filmden soğuttunuz.","label":8} {"text":"Kesinlikle izlenilmeli heyecan ve gerilim hiç düşmüyor","label":8} {"text":"Tim Burton ismi her sinema sever gibi beni de oldukça heyecanlandırdı.Hele de olay animasyonsa,onun gibi yaratıcılıkta sınır tanımayan bir adamın neler yapabileceğini düşündüğümdeki heyecanımı çta Ölü Gelin gibi bir işe imza atmış bir adamdan daha ilk yarım saatte film benim için üç aşağı beş yukarı belli zaten ama bu kadar sığ mı anlatılır;izlerken gerçekten daraldığımı erler yaratıcılıktan uzak,detaylar zayıf açıkçası hiçbirşey bana tat 'ın Ölü Gelin'i ortaya çıkarmasının üstünden 8 sene gibi uzun bir süre geçtiğini düşünürsek çıta daha fazla yükselmeli,bu kadar sıradan olmamalıydı.İlk defa kalburüstü diyebileceğimiz bir animasyonda sıkıldıi ödülleri konusunda açık ara Brave diyorum...6,5/10","label":5} {"text":"İlkinde sağlam gerildiğimi hatırlıyorum,devamındada irkildiğim sahneler olmadı değil ama ilki kadar etkilemedi ve sonu,bence part 3e hiç mi hiç gerek yok.","label":7} {"text":"Inanilmaz kötüydü, vakit kaybi","label":1} {"text":"Martin, bankaların güvenlik sistemini denetleyerek para kazanan biridir. Ekibiyle bankaya sızıp, elektronik yollarla açıklar bulup para çalarlar ve bunu nasıl yaptıklarını bankaya raporlayarak güvenliğin iyileştirilmesini sağlarlar. Fakat Martin'in gizli kimliğini çözen bir ajan grubu, onu başka bir iş için zorlar. Bu iş hükumetler arası bir kripto üzerinedir. Martin işi çözdükçe ve daha derine indikçe kime güveneceği zorlaşır ve daha kirli çamaşırlara ulaşır. Çok iyi bir film sayılmasa da kendi çapında çerezlik bir film. Yer yer esprileri ve komik sahneleri ile fazla sıkılmanıza fırsat vermiyor. Filmin en çarpıcı sahnesi sonra yaptıkları işin karşılığında kızın telefon numarasını istemesiydi :)","label":5} {"text":"ben filmi çok beğendim arkadaşlar zaten animasyon oluşu ilgimi çekmişti ve siyah beyaz oluşu da ayrıca konuya ve senaryoya inandıklarının göstergesi bence abd yapımı ama tarafsız batının savaşı alevlediği ve her iki tarafa da silah sattığı anlatılıyor bunu artık görmenin herkes için zamanı geldi meydanlara çıkıp bağırmak değil önemli olan bunları görüp bunlara karşı önlem almalıyız dışardan birileri bile bizi bizden daha iyi biliyor.","label":4} {"text":"Oldukça başarılı bir filmdi. Bir arkadaşın söylediği gibi kesilen sahnelerin neden kesildiğini anlayamıyoruz. Son anlardaki Jason Statham hareketlerine ve de ölen diğer 2 kişiyle neden ilgilenmediler sorusuna katlanabilirseniz filmi izledikten sonra of be abi dersiniz","label":7} {"text":"en iyi film oscarını hiç haketmeyen, aynı kategorideki inception gibi bi filme yaklaşamıycak kadar sıradan bi film. abartılması enteresan. kötü film demiyorum ama sıradan işte. kişisel yorumumdur, kimse panik yapmasın.","label":0} {"text":"Korku Filmi ve Action bir arada işlenmiş yeri geldiğinde ani sahneleri ile sıçratan cinsten hoş bir film...","label":8} {"text":"genelde filmi izlemeden yorum yapmak adetim değildir ama ejderha ve itfaiyeci kelimelerini birarada görünce bu ne yaw dalga mı geçiyorlar dedim kendi kendime ne ilgisi var yani. Ejderhanın çıkardığı bütün yangınları söndürürüm en sonunda o da sıkılır veya ateşi biter böylece dünya da kurtulur da der bu kahraman itfaiyeci arkadaş allah bilir. Level 15 itfaiyeciyim kimse beni tutamaz yıkar geçerim ejderleri :)","label":4} {"text":"Aşırı rahatsız ediciydi beğendim","label":8} {"text":"Film, basit bir figürasyonla, nasıl harikulade bir Yapım'ın ortaya çıkabileceğini kanıtlıyor adeta.. O Kazlar, insanı hayran bırakıyor doğrusu.. Yaşam Tünellerinin derin dehlizlerinde boğulmakla meşgul bir ailenin yardımına, bir grup Kaz Sürüsü yetişiyor diyebiliriz.. Sadece Hayvan Sevgisi değil, onların aracılığı ile İnsana Yaşama Sevgisi de aşılayan, çok güzel bir film.. Sanki filmin yapımcıları, Yunus Emre'nin o güzel sözünü duymuşlar, ve bu söz üzerinden insanları etkileyecek bir filmin peşine düşmüşler gibi: \"Yaratılanı severim; Yaratan'dan ötürü.\" 8/10","label":7} {"text":"birinci filmi izleme sebebim sadece colin firth olmasına ragmen romantik-komedi turu icin iyi sayılabilcek bi film izlemistim ancak 2. film fazlasıyla kotuydu ve \"devam filmlerinin iyi olmayacagı\" tezinin adeta bir kanıtıydı","label":2} {"text":"gzl bir uçuş olmuş jackson u begendim 10/7","label":6} {"text":"Jack Lemmon harika oynamış. Hüzünlü bir film.","label":5} {"text":"Çok güzel. En komiği deTürk sınırındaki adamdı. O da Fatih Akın'ın abisi.","label":9} {"text":"Film güzeldi en azından sıkmadı.Ayrıca oyuncularda çok başarılıydı. Violent rolündeki kız da çok güzeldi. Sanırım geleceğin Angelia Jolie si. Ona cok benziyor.","label":7} {"text":"Çok olmasa da filmi beğendim. Senaryosu bana yine fazla güzel gelmedi. Jean Grey'in ölümünden sonra tek başına hayat süren Logan, bir gün Yukio adında bir kızla karşılaşır. Kız ona eski arkadaşı tarafından veda için çağrılıdığını söyler. İkili Japonya'ya giderler. Yashida, Logan'a torununu koruması halinde kendisini ölümlü hale getirebileceğini söyler. Logan kabul etmez. Bir süre sonra Yashida ölür. Cenazede Yakuza Mariko'yu almaya çalışır. Logan buna engel olur. Bundan sonra Logan, Mariko'nun koruyuculuğunu yapar. Aynı zamanda aralarında bir ilişki de oluşur. Bu ilişkiyi çok saçma buldum. Aynı şekilde Mariko'nun bir samuray gibi kılıç kullanması da saçma geldi. Bu tarz filmlerde saçma bulduğumuz şeyler oluyor maalesef. Sonunda Logan, Yashida'nın ölmediğini ve onun gücünü ele geçirmeye çalıştığını öğrenir. Torunu tarafından öldürülür. Logan ve Yuiko uçakla geri döner. Filmin katkılarından biri Japon kültürünü göstermek oldu. Samuray, Japon binaları, Yakuza vs. Batı'nın yabancı olduğu şeyleri görmek iyi oldu bence. Aksiyon sahneleri fena değildi. O yönden geçerli not aldı benden. Kamera iyi kullanılmış. Kurgusu da iyiydi. Sahne geçişleri genel olarak iyi yapılmış. Filme verdiğim puan= 7,5","label":6} {"text":"Tam anlamıyla berbat bir filmdi. Zaman kaybı tabiri bu filme çok yakışıyor emin olun. Konu, oyunculuk, kurgu çok çok basitti. Biraz daha emek vermelerini beklerdim.","label":1} {"text":"james mcavoy, gördüğüm filmleri arasında kesinlikle en iyi performansını sergilemiş... hele bilinç altındaki kişiliğine hitap eden bir durum olduğunda, yüzünde beliren pis gülümseme yok mu tam olması gereken yerlerde ortaya çıkıyor... danny boyle ise gerilimi ve müziği filmlerinde yine nasıl usta bir şekilde kullandığını ispatlıyor... boyle ile ilgili olarak bu filmle birlikte öğrendiğim yeni detay ise kılların kusursuzluğa gölge düşürdüğünü düşünmesi, onun dışında hep bildiğimiz gibi... son olarak danny boyle ile tanışıklığı bu filmle başlayanlar için sineması üzerine düşündüklerimi uzun uzadıya yazmaya çalıştığım film fecir yazımboyle-dostun-varsa-mezarini-derin-kaz'a bir göz atmanızı tavsiye ederim...","label":6} {"text":"Yaratıcılıkta son nokta. Zamanının ötesinde bi kaliteye sahip.","label":7} {"text":"ileri derecede sıkıcı bir film. jason abiye yakışmamış, onun filmlerindeki aksiyon hareketlilik yok. sıkıntıdan patladım.","label":3} {"text":"1969 yapımı Kes filmini izlediyseniz bu filmden apayrı bir hisle ayrılacaksınız. Yine İngiltere, yine umursamaz aileler, yine çabalayan çocuklar...","label":3} {"text":"Chris Martin bu filmi izliyor ve bar sahnesinde çalan müziği çok seviyor ve bu müzikten esinlenerek Every Teardrop is a Waterfall'u yazıyorlar. işte iki güzel müzik. Lorca - Ritmo de la Noche http://youtu.be/287RS1q6iMk ve Coldplay - Every Teardrop is a Waterfall http://youtu.be/fyMhvkC3A84","label":7} {"text":"belkide serinin en iyisi...bu sfer daha eğlenceli ve son sahnedeki müzikal mükemmel olmuş...kesinlikle izlenmeli bence harika keyifli bir yapım...","label":7} {"text":"Bu film insanlığı yapılan iyiliklerin nasıl kötülüğe dönüşebilcegini tokat gibi çarpıyor yüzünüze gerçek bir hayat hikayesinden alınmış olan bu hikayede ki olaylar sizi dehsete düşürecek izlenmesi ve ibret alınması gereken bir film","label":7} {"text":"sitedeki olumsuz yazılan yorumlara rağmen yine de gittim,gerçekten kötü bir filmden öteye gidemiyordu.o kadar sıkıcı sahelerin yanında film klişelerden geçilmiyordu.korku filmi için hiç de uygun bir film değil bence...","label":3} {"text":"Oyunculukların berbat olduğu, duyguların hiçbir şekilde yansıtılamadığı, uzun lafın kısası her yönüyle vasat durumda olan bir film. Etkilendiğim sahne olmadı diyebilirim. [spoiler][/spoiler]Özellikle de Aslı ve arkadaşlarının oyunculuğu çok kötüydü, güzel diye oynatıldıkları çok açıktı. Ali de acısını yansıtamadı. Kamera manzaraları güzel çekmiş.....","label":0} {"text":"Serinin sadece ilk filmi güzeldi. Diğer filmleri zzzzzzz dedirten cinsten. Umarım 5.si çıkmaz yoksa kusmak zorunda kalacaz. Dizi gibi olmaya başladı. Tv kalitesi bile yok.","label":5} {"text":"Filmin başındaki kaçış ve aksiyon sahneleri iyi onun harici bir numarası yok. Doyurucu bir konuya sahip değil. Vakit öldürmek isteyen aksiyon sahneleri için izleyebilir. Hele birde başka ülkelerin istikrarsızlaştırması ve kendi ekonomik çıkarları adına silah naklinin yapıldığının anlatıldığı bir sahne var 15 yaşında ergen kaleminden çıkmış bir komplo teorisi gibi. Evlere şenlik :). Ülkemizdeki zat-ı muhteremlerin sıkça söz ettiği dış mihrakları getiriyor akıllara.","label":6} {"text":"Kitapta yer almayan olayları ve kişileri filme ekleyip, kitapta olan olayların çoğunu filme hiç eklememesi veya hatalı eklemesi Peter Jackson'a hiç yakışmamış. Tamam biraz bilindik karakter olsun maksadıyla filme heyecan katmak istemiş ama bazı olayların kitapla bağlantısını tamamen koparmış ve bağlantıyı kuramamış, o yüzden de maalesef olmamış bence.","label":7} {"text":"Çok yavaş ilerleyişinin altında bir çok konuda ders veren, psikoloik bunalım ve aile temelleri konusuna değinen bir film olmuş... Yaşanmış bir olay olduğunu film sonunda öğrendim ve bu yüzden filme bakışım biraz değişti... Kısa süresine rağmen oldukça yavaş, bol diyalog ve oyunculukların kötü olması seyir zevkini etkiliyor. Ruh halinize göre izlemenizi tavsiye ederim yoksa her bünye bu filmi kaldırmaz...","label":4} {"text":"İsmail Hacıoğlu nun performansını beğendiğim için Oyunculuklar harika dram da var Sonu sürpriz oldu İzlenir film ben sıkılmadım","label":7} {"text":"stres atmak için izleyin çok komik..","label":7} {"text":"Yönetmen Meyers ın, 'Aşkta Herşey Mümkün' sonrası, ikinci şahane orta yaş romantik-komedisi...","label":9} {"text":"Oyununu oynamıştım fakat filmi izleyememiştim.son derece harika mükemmel ultra perfect... ne desem azdır.oyunununu sevdiğim içinmidir bilmiyorum, ben ce türünün en iyisi.tek eksiği kısa olması.ama bu tür filmler zaten böyle olur değilmi?","label":9} {"text":"şiddet şöleni! gerilimin dozu fena yüksek. izlerken kemiklerim iç içe geçti. klasik intikam filmlerinden çok öte zira biliyorsunuz kore, klişelerin anasını ağlatmakla meşhur. ---spoiler--- filmin başından belli olan katil yeterince zeki değil, ahlaktan yoksun, yaptığı işin disiplini yok ve önüne kim çıkarsa öldürmekten çekinmeyen biri ama daha önce de belirtildiği gibi \"nişanlısının adınışıp diye hatırlaması, eliyle koyduğu gibi evi bulması, hastanede fili bile uyutacak dozda sakinleştirici verilmesine rağmen konuşulanları duyması hatta ve hatta tendomun kesilmesine rağmen gayet seri hareket edebilmesi\" vs benm deaklıma takılan ayrıntılardan. fakat ben çok sevdim filmi ya.","label":7} {"text":"philip seymour hoffman ve işte oyunculuk..müthiş bir performans sergilemiş filmde.filmin senaryosuda oldukça güzel.tek eleştirim perry smith ve truman capote arasındaki diyaloglara biraz daha fazla yer verilebilirdi.çünkü filmi en güzel kılan yanlardan biri hapishane ziyaretleriydi.ama yinede,etkileyici.","label":7} {"text":"çoook güzeldiii ama çoook ağladım:(","label":8} {"text":"bir uçurum var.. aslında çelişik birhikaye var.. Jane Campion kadının portresini çizerken - izleyiciyi en sonunda kadının yüzüne tükürecek noktaya getiriyor.. sersemliğiniz geçtiğinde de, neye hizmet kime kısmet diye sorabilirsiniz.. John Malkovich ve Nicole Kidman'nın ise The Piano'nun başarısı nedeniyle bu filmde yer almayı kabul ettiklerini düşünüyorum.","label":4} {"text":"Oyuncularını Bahoz 'dan tanıdığımız bu film de ele aldığı konuyu -filmde üzerinde durulmayan birkaç önemli ayrıntı olsa da- başarıyla işlemiş. Benim ve filmi birlikte izlediğim arkadaşlarım gibi o yılları yaşamayan yahut o vakitlerde dünyanın farkında olmayan, sadece okudukları ve anlatılanlarla bir miktar bilgi sahibi olan genç izleyicileri dahi etkilemeyi, içine çekmeyi başaran bir film. İzleyiciyi derinden etkilerken aynı zamanda mizah unsurunu da ön planda tutmuş, ironileriyle de izleyicisini kendisine hayran bırakmıştır. Filmin başında çalan ve daha sonra sonunda da dinleme imkanı bulduğumuz şarkı ise filme ayrı bir güzellik katmıştır.","label":8} {"text":"izlerken ince hastalığa düşecektim.. inat edip bir de sonuna kadar izleme gafletinde de bulundum.. anlatacağım odur ki - fiyasko..","label":2} {"text":"gayet güzel ve eğlenceli bir film olmuş. macera ve sürükleyicilikte cabası. boş zamanınızda eğlenceli vakit geçirmek isterseniz izlemenizi öneririm. jody foster güzle bir rol üstlenmiş.","label":6} {"text":"Aksiyon işte. Yani gittikçe abartı fazlalaşıyor. Serinin bir ki filminden sonra Statham süperman gibi uçacak gibi duruyot. Filmin gidişatı kurgusu iyi. Lakin birçok sahne yaw bu kadar da olmaz olamaz hatta olmasın dedirtiyor. 7/10","label":6} {"text":"10 dakikada toplumun bütün çirkinliklerini gözler önüne sermiş bir kısa film. ABD'den 4 ödül almış. Ve hak ediyor.","label":6} {"text":"dün izledim,ancak yarısına kadar dayanabildim. Bu adamın filmleri hep bi kalitesiz oluyo zaten. Bu da yabancı aktör falan yine de olmamış.[spoiler] o masanın üstündeki kanlı şey falan ne saçma[/spoiler]","label":0} {"text":"Yeterince düşünmek mümkünse ahmaklık kaçınılmaz bir sonuç olacaktır. Basit derslerle doludur tren yolculukları. Maetel ne huzurlu bir kadındın sen.","label":8} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en mantardan şamandıra filmlerden biriydi saçma sapan başlayan bu saçmalıkların sonra daha da katlanarak arttığı bir film bereket halk gününe gittik resmen 2 kişi verdiğim para üzerine kolası Mısır’ı filan çok gereksiz oldu film zorla uzatılmış toplasan 45 dk sürmez 2 saat de çıktık asla paranızı kaptırmayın evinizde bir film izseniz bile bu filme göre kat kat sizi mutlu eder film hakkında hiçbir yorumum yok çünkü yorumlanacak tarafı Yok ben kendi adıma gitmemeniz açına bir uyarı olarak bunu belirtmek istedim","label":0} {"text":"Sinemada basitliğin, sadeliğin belki de bize en güzel örneği, muhteşem oyunculuklar, özellikle Ercan Kesal olmak üzere adeta Türk sinemasının gururu olan bir yapım Yozgat Blues, tutunamayanlar ile gidemeyenlerin hikayesini işleyen yönetmenin yarattığı sadelik ise gerçekten inanılmaz, çok etkileyici bir filmdi. Görsel yapı olarak da dört dörtlüktü, nerede nasıl ortamlarda film çekileceğini çok iyi biliyor Mahmut Fazıl Coşkun, açıkçası ilk filmi olan Uzak İhtimal'i de yakın zamanda izleyeceğim hemen. Ses konusuna gelirsek, filmde hiç müzik kullanılmamış, Joe Dassin'in L'Ete İndien şarkısını sürekli duyduk ve hayran kaldık, hayatın tek bir şarkı arasına sıkıştığını inanılmaz etkileyici biçimde aktarmış yönetmen. Gurur duymamız gereken bir yapım ancak herkesin seveceği türden değil, etkileyici ve ağır drama filmleri sevenlere önerilir. Komedi kısmına gelince komedi unsuru yoktu yani neresi komedi anlamış değilim, tam bir dram filmi ve insanları çok güzel bir şekilde betimleme yaparak karakterleri açmış yönetmen. Hiçbir detayı da atlamaması zaten ayrı bir artı. Çok etkileyici.","label":7} {"text":"Öncelikle sunu söylemeliyim ki marvel yine başarmış. DC'nin aksine adamlar hic çizgi roman kapağı açmamış birine bile gayet anlaşılır temiz film cıkartıyorlar. Bu sene görsellik anlamında belki de ilk defa bir marvel filminin ödül alabileceğini düşünüyorum. Ayrıca oyunculuklar da en az görsellik kadar iyi. Benedict yine döktürmüş. Ama ben asıl Tilda swinton a bayıldım. Her rolün altından kalkıyor maşallah :D kötü anlamda ise liseli tayfayı bolca güldüren ama benim sinirimi bozan bayat espriler... tamam filmin karanlık tarafını yumuşatmak için yapılmıs ama çok basit, çok tahmin edilebilir be! Yapmayın olum boyle şeyler. Tam konsantre olmuşken pöf dedirtmeyin adama. Diğer benim için eksi yönü de hem başlangıç hikayesi hem de olay verelim derken başlangıç kısmını hızlı geçmişler gibi geldi. Müzikler eh iste. Son olarak filmi kesinlikle sinemada izlemenizi öneririm. Değer evet. ^_^","label":7} {"text":"Modern zamanlardan sonra en çok sevdiğim Charlie Chaplin film.. nasıl bir oyunculuktur bu. nasıl bir mesajdır bu.. nasıl bir kurgudur bu.. ve nasıl bir senaryodur bu.. harika bir başyapıt sizi bekliyor.. ben çok geç kalmışım siz kalmayın..","label":8} {"text":"ağır işleyen bir temposu var. ama yinede güzel bir film.","label":5} {"text":"Eski Robocop ile kıyaslamak kaçınılmaz. Bana göre ilk Robocop dramatik açıdan daha başarılıydı. Bu film ise gücünü teknolojiden alıyor. Kafanızı yormadan izlemek istediğiniz bir film arıyorsanız bu film iş görür. Eğlenceli zaman geçirten cinsinden bir macera.","label":5} {"text":"gerçek annesinden ayrı babasıyla yaşayan ve hayatı umursamayan asi gece hayatıyla kendini mahveden ve babası tarafından bile soğuk karşılanan bir kız ve bu kızı tekrar hayata bağlayacak ona hakettiği özlediği mutluluğu yeniden yaşatacak bir adam. gerçekten çok güzel bir romantik dram filmiydi. kirsten dunts tan harika bir film izlemenizi öneririm.","label":8} {"text":"her nekadar farklı bir konusu olmasada keyifle izlenilecek hoş bir film...","label":4} {"text":"Finaliyle izleyicileri kızdıracak.","label":5} {"text":"scarlettçiğimi izlemek için baktım bu filme.. ben ettim siz etmeyin hakikaten kaçın..","label":4} {"text":"güzel ve eğlenceli bir filim.örnekleri fazla olsada iyi yapılanları fazla olmuyor doğrusu ama bu filim iyi olanlardan biri.filim sonundaki gerçek çekimler ve kişilerde gerçekten çok güzel olmuş.filim izledikten sonra güzel 2 saat geçirdiğinizi anlıycaksınız.","label":7} {"text":"İlk filmi ve gerilim seviyesini beğenmiştim. İkinci filmin yorumlarından dolayı biraz önyargılı başladım. Ama başından sonuna merak uyandırmayı başardı. 7 puan çok, 6 puan az. Çok arada kalınca 7'ye yakın bir puan vermeyi uygun gördüm. Her iki filmde de Stephen Lang'in oyunculuğu başarılı.","label":6} {"text":"DharmaProject'e sonuna kadar katılıyorum. Yok ölmeden önce izlenmeliymiş, kültmüş, zart, zurtmuş. Yapıldığı devirde insanları germeyi başardıysa ne mutlu Alfred'e. Lakin onun üzerine çekilmiş ne gerilimler izlemiş bir seyirci olarak onu takdir edip göklere çıkarmak zorunda mıyım? Standartım yüksek gözüksün diye, hmm bu kız klasiklerden hiç izlememiş denmesin diye izlemek zorunda mıyım? Koyun bakayım Frontiere's ile karşılıklı iki kefeye, hangisi ağır gelecek? Üstelik Sınırda'da özel efekt, bilim kurgu aleti edavatı da yok. Sonuna kadar izleme sabrını gösterebilenlere bravo, beğenenlere sözümüz yok da, bence kusura bakma Alfred abi. Davul dengi dengine. 5/10","label":4} {"text":"Fransızlar,gerçekten polisiye konusunda başarılılar özellikle bu filmde gördüm ki takip sahneleri holywoodla yarışır,senaryosunda sürpriz barındırmayan,başladığı gibi biten sıradan bir aksiyon da olsa izlenir..","label":6} {"text":"Müziği, görselliği ve oyunculuğuyla başarılı olan film bir Amerikan rüyası peşinden koşan insanları anlatmak yerine çete üyesi bir genç ile saftirik kızın aşkına odaklanınca senaryo aşısından sınıfta kalmış. Öncesi ve sonrasıyla bu yolculuğun sosyolojik gerekçelerine eğilmek yerine basit bir aksiyon filmi gibi kotarılmış... 40/100","label":2} {"text":"Tam bir hayal kırıklığı. Hadi artık bir hareket olsun diye beklerken film bitti. 90 dakikamı geri istedim. İMDB puanına kanarak izlediğim gıy gıy gıy kulaklarınızı tırmalayan gerilimden çok rahatsızlık veren bir film müziği, hikayesi güzel olabilecekken içine edilmiş bri senaryo, atmosfer 100 yıldır kullanılan gri tonlu köy ve orman, oyunculuklar zaten olması gerektiği gibi aşırı bir efora gerek yok. Bütçesinin 3,5 milyon dolar olduğu söyleniyor. Bizim genç ve yetenekli yönetmen kardeşlerimiz bence çok daha az bütçeyle çok daha gerilimli filmler yapabiliyor. Ancak 25 milyon dolar hasılatıyla film yaparken sadece ticari bir amaç güdülüyorsa, asıl olanın reklam ve manipülasyon olduğunun mükemmel bir örneği. Kısaca fazla bir şey beklemeyin. Arada bir film izleyen biriyseniz, biraz da olsa gerilebilirsiniz ama korkudan daha çok sıkılacaksınızdır. Bu arada filmin başrol oyuncusu siyah bir KEÇİ. Puanım atmosfer ve oyunculuklar için 2/5. İzleyecekseniz iyi seyirler. Rahat rahat patlamış mısır yiyebilirsiniz.","label":3} {"text":"Sözsüz bir film. Bartas'ın tarzını sonuna kadar görebiliyorsunuz. Soğuk, orman, sessizlik ve bolca sembolizm. Birçok sahneyi birbiriyle bağdaştırmak mümkün değil. Bu sebeple belirgin birşeyi anlatmak yerinde sanki hayattan numuneler sunmaya çalışmış gibi geldi. Sovyet yapının etkisinden kalmış kırsallardaki döngüyü bir de böyle izleyin demek ister gibiydi. Çok beğendiğimi söyleyemiyorum aksine zaman zaman sıkıldığım da oldu.","label":5} {"text":"Choi Min-Sik için izledim filmi.. Fena film değil..10/7,3","label":6} {"text":"Olmamış Reis Çelik olmamış 23 yaşındaki Deniz Gezmiş rolü 40 yaşındki Berhan Şimşek e verimez, zaten Berhan Şimşek te oynayamamış","label":1} {"text":"Bir evvelki, Punisher çevrimine nazaran daha eli açık bir yapım. Yer-yer şiddet sinemasına doğru kaymakta, konu kendisinden beklenen hafiflikte. Bolca kopan uzuv, dağılan organ var. Ancak Asya, Avrupa odaklı, şiddet filmlerine aşinaysanız şiddet dozu oldukça hafif. Yok ben \"snuff\" larla büyüdüm diyorsanız, komedi filmi olarak da izleyebilirsiniz. Mide meselesi.","label":7} {"text":"Aaaa, olur mu hiç öyle şey?","label":8} {"text":"Hepimizin başından geçebilecek bir hikayeyi, olması gerektiği gibi sade ve samimi şekilde işleyen bir film. Biraz durağan, klişe ve sonunda ne olacağını az çok kestirebiliyorsunuz ama yine de izlettiriyor kendini. Bunu da güzel oyunculuklarına ve rengarenk Tokyo manzaralarını güzel bir sinematografiyle sunmasına borçlu bence. Velhasıl büyük beklentilere girmeden izlenmesi gereken hoş bir film Lost in Translation. Not: Normalde Scarlett Johansson'ın oyunculuğunu sevmem ama bu filmde hiç fena olmayan bir performans sergilemiş. Gençliğinden midir bilmem, çok duru ve inandırıcı geldi bana oyunculuğu. Keşke hep bu tarz filmlerde oynasaymış.","label":7} {"text":"serinin en iyi filmiydi bence. çünkü oyuncular önceki filmlere göre daha kaliteliydi. filmde jessica biel inde olmasıı beni ayrıca sevindirmişti. birde müzikleri çok güzeldi. rza fatal favorimdi.","label":8} {"text":"Filmde Milla Jovovich ve Pierce Brosnan'ın sergiledikleri oyunculuk filmin en güçlü yanı. Bu iki oyuncunun canlandırdığı karakterler dışında film tamamen figüranla dolu ve içi boş denilebilir. Kayda değer tek bir sahnesi var o da metro istasyonunda geçen sahne. Onun dışında tv kalitesinde, zaman zaman durağanlaşan, aksiyonu düşük bütçe itibariyle sadece kovalamacadan ibaret olan klişe ve tam anlamıyla içine çekmeyen bir film. Ben izlediğime pişman değilim ama izlememiş olmayı tercih ederdim. Karar sizin... iyi seyirler","label":4} {"text":"Filmin görüntü kalitesi ve çekimler sinema filminden çok, tv filmini andırsa da oyunculuklar vasatın üzerine çıkmış.","label":6} {"text":"Adam mimikleriyle güldürebilme yeteneğine sahip, bir de üstüne böylesine kendisini özgürce ifade edebileceği bir senaryo da eklenince ortaya tadından yenmeyecek bir film çıkıyor. Morgan Freeman'da bu role en uygun isim sanırım.. Umarım öteki dünyada başı derde girmez bu konuda:)","label":6} {"text":"4 saat, 1 dakika sıkılma yok. Şu an çok mutluyum, ilk defa DC adına hikaye akışını sağlam kurgulanmış halde izledim. Önceki filmle çok az bağlantısı olması dışında yeni film var karşımızda. Önceki filmi yazık etmişler. Efekt olayları bile daha başarılı bunda. Bayağı emek var yani. Zack gerçekten bunu düzeltmek için elini taşın altına koymuş ve alnının akıyla çıkmış. Öyle bir akış içindeki film sanki kitap okudum. Uzun olması bile çok mantıklı bir durum. Her bölüm ayrı bir film oldu, olacak ve bunu da bağlamışlar. Son derece izlenmeye hazır bir film var elimizde. Çok fazla bekletmeyin kendinizi 4 saatlik bir filme hazırlayıp başlatın gitsin. İyi seyirler","label":7} {"text":"Hiç begenmedim. Komik de bulmadım, dokunaklı da. Zeki ya da komik olmak, saygısız olmayi mi gerektirir?","label":1} {"text":"Diğer serilerine göre fena değil. Bella'yı çok güzel kullanarak senaryo yazmışlar ama saçmalamışlar. Kurt ve Vampir rekabeti daha güzel yapılabilirdi.","label":3} {"text":"Benim gibi yufka yüreklilere göre değil orası kesin. Bir kısa hikaye uyarlaması olan filmin en güzel kısmı Paddy'nin sesinden dinlediğimiz satırlar. Oldukça akıcı ve dramatik bir senaryoya, iyi bir kurguya, harikulade oyunculuklara sahip bir yapım tavsiye ederim mutlaka izleyin.","label":9} {"text":"Simon Pegg-Nick Frost ikilisinin elinden çıkan bir kara mizah filmi daha. Shaun of Dead'in bir tık altında kalsada Hot Fuzz seviyesinde olmuş. Hem bu türü, hem bu ikiliyi çok seven biri olarak ciddi anlamda keyif alarak izledim.","label":7} {"text":"bruce willese yakışan filmlerden br tane daha bu adam zaten benim favori aktörüm. bence sinemaya çok şey verdi","label":7} {"text":"Hapishane temalı filmlerin şiddet olgusunu ele alış biçimleri bazı zamanlar rahatsız edici biçimde karşımıza çıkarken psikolojik gerilim türünde seyredenlerin sayısı da az değil. Ödüllü İngiliz sinemacı David MacKenzie’nin son filmi Yüksek Risk de ilk kategoride kendine yer edinmiş, hapishanede geçen bir baba oğul draması. Uzun yıllarını cezaevinde geçiren Neville’ın şiddet dürtüleri olağandışı oğlu Eric’in yetişkinler hapishanesine geçtikten sonra onu buradaki yaşam kurallarına alıştırma çabalarını anlatan film İngiliz Bağımsız Film Ödülleri’nde adından sıkça söz ettirmişken ülkemizde gösterim şansı bulduğu 33. İstanbul Film Festivali’nin de nadide parçalarından biri oldu.","label":7} {"text":"Filmi izlerken Carl Gustav Jung – Keşfedilmemiş Benlik kitabını akla getirdi.","label":7} {"text":"film çok sürükleyici ben begendim diyebirim uzun zamandan beri böyle gerilim izlememiştim.","label":7} {"text":"salma hayek zaten çok beğendiğim bir oyuncuydu ve colin farrelin de partneri olduğunu görünce bu filme gidilir dedim...filmden biraz önce çıktım ve çok beğendiğimi de söyleyebilirim.biraz ağır olduğu gerçek ama bu filmin kötü olduğu anlamına da gelmiyor.7/10","label":6} {"text":"Zamanımı çaldığın için anni skm sabah 5 kalkacağını halde merakla filmin nasıl biteceğini bekledim boş bir film zaman kaybı filmi yapanı skm o.c","label":0} {"text":"Yıllardır görüşmediğim arkadaşımı kısa filmde izlemek ilginç oldu eheh.. Neyse, Türkiye'nin ilk steampunk örneği demişler ama öhm, o pek olmamış gibi.. Fakat bu yönetmenin ilginç bir sembolizma kullanışı var. Karanlık ve bir açıdan da alttan alta değişik bir mizah anlayışı... Diğer filmlerinden farklı olarak bu filminde mizahi bir yön yok. Ancak ciddi anlamda dekor, müzik ve kostümler gibi detaylara çok dikkat ediyor, o açıdan taktir ettim. Gerçi şu \"satranç\" sahnesinden sonra tahtayı tekrar gördüğümüz sekansta aynadaki yansımadaki taşların rengine dikkat edilse iyi olacakmış ama olsun, o da nazar boncuğu diyelim. Şimdilik kısa filmleri bulunan yönetmenin de umarım uzun metrajlı bir filmini izleme şansımız olur. Hele ki \"steampunk\" olursa cidden, yerli sinema tarihinde devrim olur şaka maka.","label":5} {"text":"Müzikal mi? Gerçekten müzikal izlemesek bilmediğimizden sıkıla sıkıla da olsa izleriz belki ama filmi yarım bırakmamak adına 3 gündür \"ha gayret\" diorum. Belki replikleri şarkı gibi söylicez ve müzikal olmuş olucak diye inandırmışlardır kendilerini fakat tam bir işkence. Hem de 2.5 saatlik bir işkence. Maalesef :(","label":5} {"text":"Uyarlama filmlerin genellikle başarılı olduğunu düşünen biri olarak bu kadar kötü olmasını beklemiyordum, hele ki kitap bu kadar başarılıyken. Cidden bu kadar duygusuz bir distopya filmi olamaz. Kimse çıkıp \" ama dönemin şartları\" falan demesin, kapı gibi metropolis çekmiş adamlar 1927'de, şartlarının daha kötü olabileceğini sanmıyorum, özellikle metropolis ile kıyaslarsak pek bir şart gerektireceğini de sanmıyorum. Kitabı okuduktan sonra verdiği duyguların heyecanıyla hemen filmi izledim ancak benim için hayal kırıklığıydı. Hikayeyi parçalayıp, değiştirip çorba etmişler. Karakterler katledilmiş. Kitaptaki Clarisse çok daha silik bir hale getirilmiş, Beatty deseniz kitapta verdiği duyguyla uzaktan yakından alakası olmayan ve filmde sırıtan bir karakter halinde. Profesör Faber yok bir kere filmde. Zahmet edip tazı detayına bile girmemişler. Kitabı okumamış olsaydım sanırım filmin sonunu getiremezdim.","label":6} {"text":"Gerçek bir hikayeden uyarlandığını göz önüne alırsak köpeklerin ne kadar sadık olduğunu bir kez daha bizlere gösteren bir film. Hachiko'nun sahibine olan bağlılığını izlerken o sıcaklığı hissetmemek mümkün değil. O kadar güzel ve keyifli bir şekilde anlatılmış ki sıkılmadan Hachiko'nun hikayesini izleyebilirsiniz. Güzel hoş bir vakit geçirmek isteyenler için izlenebilir yapım.","label":7} {"text":"Senaryosu, Jojo Moyes'ın aynı isimli romanından (2012) uyarlanarak Nick Payne ile Esta Spalding tarafından yazılan ve yönetmen koltuğunda Augustine Frizzell'in oturduğu The Last Letter from Your Lover&, yıllar önce yazılmış: Bir tanecik ve tek aşkım... Ben senin kadar güçlü değilim... ... dünya üzerinde hiçbir şey beni, benimle gelme cesareti göstermen kadar mutlu etmez... Seni suçlamıyorum sevgilim... Yediye çeyrek kaladan itibaren platformda bekleyeceğim... Kalbimin ve umutlarımın senin ellerinde olduğunu bilmelisin...& Şeklindeki sevgi dolu gizemli sözcüklerin bulunduğu mektupların sayfalarında unutulmuş eski bir aşk hikayesinin şifrelerinin çözüldüğü bir film olarak geliyor karşımıza... Gelin başlayalım isterseniz hikayenin, zihinlerde netleştirilmesi işlemine... Londra, 1965... İlk tanıştığımız isimler, kısmi hafıza kaybına da neden olan bir trafik kazası sonrasında hastaneden çıkıp varlıklı iş insanı kocası Laurence (Joe Alwyn) ile beraber saray yavrusu malikanelerine geri dönen Jennifer Jenny Stirling (Shailene Woodley)... Londra, 22 Ekim 2020... Günün ilk ışıkları ile diğer başrol karakterlerimizden Ellie Haworth (Felicity Jones), çalışmakta olduğu The London Chronicle'da dır... Patronları Janet'ın (Ann Ogbomo) düzenlediği sabah toplantısının ardından gazetenin emektarlarından Mary Ellen'ın (Claire Brown) anısına yazacağı makale için soluğu arşivde alan Ellie, Rory McCallan'dan (Nabhaan Rizwan) oraya randevusuz girilemeyeceğini öğrenir... Randevu başvurusu onaylanan Ellie, ertesi gün yeniden arşivdedir... Ve Ellie'nin Mary Ellen'ın belgeleri arasındaki ilk keşfi de, J. B.'ye, o yıllarda oldukça popüler olan kiralık Posta Kutuları üzerinden gönderilmiş bir aşk mektubu olur... Ki geçmişte, yani hastaneden taburcu olduğu günlerde Jennifer'da aynı mektupların ve kopuk kopuk olan anılarının peşindedir... Yaşanan bu beklenmeyen kazadan altı ay öncesine gidildiğinde Jenny'nin, kocası hakkında bir hikaye yazacak olan ve bizzat Jenny'nin kendisine William Boot&** lakabını taktığı gazeteci Anthony O'Hare (Callum Turner) ile tanıştığı günlerdeyiz... Derken... 2020 yılında, J. B.'ye hitaben yazılmış Boot imzalı bir mektup daha bulan arşiv görevlisi Rory, heyecanla Ellie'yi arar... Bunun üzerine Rory ile Ellie, daha fazlası için arşivde derin bir araştırma yapmaya karar verirlerken, Jenny ile Anthony'nin 1965'deki, aşka dönüşen gizli ilişkileri de hızlıca şekillenmektedir... Öyle ki Jenny ile Anthony artık, ilişkilerini saklama gereği dahi duymadan gecelere akabilmekte, sokaklar da rahatlıkla dolaşabilmektedirler... Hatta Anthony sırılsıklam aşık olduğu Jenny'e, kocasını terk ederek yeni bir işe başlayacağı New York'a kendisi ile birlikte taşınmasını bile teklif etmektedir... Dakika 55... Geride, bu teklif karşısında Jenny'nin tercihinin ne olacağının yanı sıra Jenny ile Anthony arasındaki söz konusu aşk mektuplarının Mary Ellen'ın eline nasıl geçtiğine kadar daha pek çok sorunun yanıtını bulacağınız bir 55 dakika daha mevcut... Elbette Ellie ile Rory arasındaki yakınlaşmanın evrileceği nokta da ayrı bir mevzu... İşte bütün bu olayların, özellikle de 60'lı yılların müziklerinin etkili bir biçimde kullanıldığı atmosfer de anlatıldığı, dönemin açık hava yazlık sinemalarında&, yerel gazoz markaları eşliğinde çekirdek çitlenerek izlenilen ve ertesi gün de kesinlikle unutulan romantik filmler lezzetindeki bu Netflix filmini, fazladan bir 110 dakikası bulunan herkese önerebiliriz... Keyifli seyirler, Son bir not: ** William Boot, Evelyn Waugh'ının Scoop (1938) romanının kurgusal gazeteci kahramanıdır...","label":4} {"text":"İzlerken sıkılmadık . Güzel filmdi. Etkileyici. Oyunculuk güzel . İzlediğimize ve vakit ayırdığımıza değdi","label":7} {"text":"tutkulu bir ressamın akademiyi bıraktıktan sonraki hayatını izliyoruz aslında. geçmişine dair çok bir bilgi yok sanırım. romantize edilmiş yanlarıyla da bazı sahnelerde burnum sızladı diyebilirim. ama avusturya yapımı olması nedeniyle hiçbirşeyde aşırıya kaçılmamış hatta fazla direkt ve net :) ilginiz varsa özellikle izlemenizi öneririm. klimt ile bu kadar yakın olduklarını bilmiyordum. filmden anladığımız kadarıyla tabi - klimt, schiele için bir usta, yakın bir dost","label":6} {"text":"iyi film","label":7} {"text":"Testere 2004 yılından bu yana iyi ve ya kötü adından en çok söz ettiren filmlerin başında geliyor.. Serinin 5 filmini sinemada izledim ve seriye-biraz uzatmış olsalar da- kesinlikle geçer not veririm.. İnişleri ve çıkışları olan bir seri, geçiş filmleri, seriyi bağlamak adına gerekliydi, filmin sürelerinin kısa olması da serinin uzun olmasının nedenlerinden biri.. Klasik bildiğimiz seri katil filmlerinin dışında bir konu.. Jigsaw kurbanlarının hepsinin bir ortak noktası var, onlar yaşadığı hayatın kıymetini bilmeyen insanlar.. Serinin ilk filminde dedektif ve Jigsaw arasında geçen; -Dedektif:Seni rahatsız herif -Jigsaw:Evet rahatsızım memur bey, beni içten içe kemiren hastalıktan rahatsızım. Ellerindekinin kıymetini bilmeyen insanlardan rahatsızım. Başkalarının acılarını önemsemeyenlerden rahatsızım. Hepsinden rahatsızım. Serinin bütün filmlerinin özetidir aslında.. İlk filmin finali ise çoktan en iyi finaller listesine girmiştir-en azından benim için-","label":8} {"text":"sıradışı bir aşk hikayesi, özgün bir kara mizah örneği.. karakterler şaheser.. filmin müzikleri ise 1970'lerin Cat Stevens'ınından..","label":8} {"text":"Filmin müthiş bir olay örgüsü var, Hollywood kurgularını ezer geçer, üstüne de keyif sigarası yakar bu film. :)","label":8} {"text":"Keşke the shining filmi ile bağlantı kurulmasa imiş. gerçekten kaliteli bir film son kısımda berbat edilmiş. Daha özgün bir son ile klasikler arasına girebilecek bir film diyebilirim.","label":4} {"text":"Hayata yeni atılan her insandaki en tehlikeli his \"umut\"tur. Bir şeylerin olması umudu daha iyisini daha güzelini bulma umudu. Henüz aşkı, sevgisi, sadakati sınanmamış insanlar için olasılıklar bir çekim merkezidir. Simyacı'da olduğu gibi aradığın şey çoğu zaman sahip olduğun şeydir ama bunu keşfetmeden fark edebilseler keşke.","label":7} {"text":"Fragman gerçekten etkileyici ve meraklandırıcı. Güzel bir konusu var. Umarım iyi bir türk yapımı izleriz.","label":4} {"text":"amcık yarra gibi olmuş film orospilarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrsfsgfffffffffffffffffffffffffff","label":0} {"text":"Giorgos Lanthimos'un bu filmi de Kynodontas gibi özgün anlatımıyla, sıradışı konusuyla ve en önemlisi filmi izlerken düşündürdükleriyle ön plana çıkıyor. Filmde ölen insanların yerine para karşılığı geçen bir grup insanın yaşadıkları anlatılıyor. Ölmüş bir yakınınızın yerine bir başka kişinin geçmesini ister misiniz? Filmin ve filmdeki grubun ismini aldığı alp dağları ile ilgili filmde geçen bir söz aslında film boyunca söylenmek istenilen şeyi tek bir cümle ile ifade etmiş. \"Başka hiçbir dağ, Alp dağları'nın yerini alamaz.\" Tekrar izlenmesi gereken filmler vardır ya işte Giorgos Lanthimos'un bu filmi de o filmlerden birisi. Yeni filmlerini heyecanla bekliyorum.","label":7} {"text":"Hangi ideoloji ya da inanç sisteminde olursa olsun bağnazlığın, fanatizmin insanı nasıl körelttiği göz önüne serilirken, çaresizlik duygusunu iki kez can yakıcı şekilde yaşayan bir kadının politik dramı anlatılıyor... Konu ülkemiz için de güncel olduğundan film daha değerli hale geliyor... 80/100 http://www.vizyonfilmizle.com.tr/38651-khamosh-pani-silent-waters-film-izle.html","label":7} {"text":"hayatımda gördüğüm en boktan remake filmiydi ne senaryo var ne kurgu var hiçbi bok yok.100 milyon dolar harcamışsın ama neye harcamışsın bi doğru düzgün aksiyon sahnesi göremedik. bu filmin kötü olmasının en temel sebebi hollywood yönetmenden kaynaklı birşey değil yani yönetmenin diğer filmlerine baktığımızda ne kadar iyi bir yönetmen olduğunu görebiliyoruz açıkçası. fuck hollywood","label":0} {"text":"Shakespeare'in sözlerini 90 larda duymak ilginç geldi ama hoşuma da gitti yani, bence olmuş şiirsel konuşmalar ve modern Romeo. Leo nun oyunculuğa zaten laf yok, her türlü izlenir.","label":6} {"text":"aklıma direk -this war of mine oyunu gelmişti izlerken bu kısa filmi, arnavutça arkadaş anlamına geliyor sanırım. günümüz dünyasına olaylara bile el atar bu film.","label":7} {"text":"Henüz izlemedim ama bu filmden sonra Brad Pitt'in Çin'e girişinin yasaklandığını duymuştum.","label":3} {"text":"Klasik Türk komedisi. İzle geç türünden bir film, beklentilerin çok üstüne çıkılmassa yeterince güldürüyor. Ayrıca favorim Şevket Çoruh'un canlandırdığı karekter.","label":4} {"text":"Klavye Şövalyeciliği.. Asosyal olma yolunun dizginelenemeyen acı hali! Çağın hastalığı yanlızlık ile kaçınılmaz kesişmesi.. Teknik olarak verdiği zararları hesap edemeyeceğimiz garip aldatmaca.","label":6} {"text":"güldürmese de izleniyor zaman geçirmek için izlenilir 6/10","label":5} {"text":"Şahanı severim recep ivedik'i de kahkahalar atarak izleye birisi olarak söylüyorum hayatımda izlediğim en kötü filmlerde birisi idi. Yüzümde sırıtma ifadesi bile oluşmadı izlerken. Yok emeğe saygı, yok şu, yok bu kimse kusura bakmasın bu filme 1 puan bile vermem Şahan recep ivedik'i alayım biraz insana bennzeteyim falan demiş absürtlük kısmını atmış işin içinden daha doğal olayım demiş ama ne doğal olabilmiş ne de ivedikteki gibi absürt bir şekilde güldürmüş hayır yönetmenlik desen çok kötü, şahan ve ezgi mola dışındaki oyunculuklar çok çok kötü hele bir yakın arkadaş karakteri var kubilay mıydı neydi akıllara zarar. Verdiğim paraya değil harcadığım zaman üzüldüğüm bir film oldu bu film. Kısaca özetlersek. 0/100","label":0} {"text":"Filmi çekildikten baya bi sonra izlemişim. Aslında daha önce benzer bir konuda film izlememiş olsam da senaryonun bir tarafında duran güç ve para filmi bir yerlerden tanıdık hale getiriyor. Misal bizden bir örnek Şener Şen'in başol oynadığı meşhur Eşkiya filminde Kamran Usluerin canlandırdığı Berfo karakteri de bir yönüyle bu filmdeki güçlü diplomat karakterini andırıyordu. Karşılıksız bir aşka bir ömür vermişti. Her ne kadar bizim diplomat için durum o kadar kötü olmasa da. Benim için filmden üzücü kalacak bir hatıra ise filmin başrol oyuncusu Anton Yelchin'in çok genç yaşta ve trajik bir şekilde hayata veda etmiş olması.","label":6} {"text":"yönetmenin diğer filmi Cinayet Günlüğü'ne benzer bir yaklaşım vardı ama tabi ki onun kadar iyi değildi yine de izlenir.","label":6} {"text":"çokk eğlenceli filmdir bu yaa. scary'den tanıdıımız anna faris, rachel mc adams en önemlisi de rob zaten...tam komedi izleyin görürüsünüs 10/7","label":6} {"text":"Çok bilmiş Cimcime'nin sıcaklığı filmdekilere de izleyenlere de yansıyor... İnsan, yardıma muhtaç kendinden daha güçsüz biriyle karşılaştığında ister istemez daha güçlü hisseder kendini...","label":7} {"text":"Öncelikle hemen şunu belitmek isterim bu film çok şaşırtıcı ama...amasını gelirsek, bu oyuncuların bu filmde ne işi var? Neden bu kadar sıkıcı film? Ve en büyük sorun; neden bu tip filmleri halen çekiyorlar?Aklım almıyor; belli bir seviyeye gelmiş, kariyer yapmış bu oyuncuların bu tip bir filmde ne işi olabirir? sıkıntı, para, laf olsun torba dolsun, eş-dost ricası, firma anlaşması vs... her ne sebple olursa olsun artık bu filmlerin kabul edilebilir bir yanı kalmadı artık. benim gibi birçok insanın tahammülü tükendi. polisiye-cinayet diye birşey duyunca korkar oldum. bu filmleri artık bir umut, değişik olur diye izliyoruz ama çook büyük oranda yanılıyoruz.Asley Judd’un karakteri diğerlerine göre belki biraz daha oynamaya değer. ama onu da ’madem film bu kadar yüzeysel olacak, şu karakteri de bi alkolik yapalım da belki kurtarırız ordan bişeyler’ diyerek yazmış herhalde senarist. İçe içe şarap bırakmadı Asley. Constantine’de sigara , Sideways ve Girdap’ta da şarap görmekten gına geldi.Normalde böyle klişe bir film yapıyorsanız içine biraz eğlence katarsınız öyle değil mi? ama yok, o da yok malesef. film daha ilk dakikadan kasvetli, karanlık bir atmosfer yaratma çabasında. iyi halt yiyo. en baştan kopardı zaten beni. Dakka bir gol bir, ama kendi kalesine.filmi sardık sonuna geldik. gelmez olaydık. yine aynı şey. katil hiç de tahmin etmediğimiz! bir şahıs. gel de izle şimdi filmi. tabi hala etrafımızda bu tip filmleri seven insanlar var, saygı duyarız. ama ben katlanamıyorum bunlara artık. Yeteeeeer....","label":2} {"text":"Hani teknolojik bir icat, bir yenilik gördüğümüzde Japonlar Yapıyor Abi deriz ya, film konusunda da kimin nerede olduğu ortada. Zaten bunu tartışan da yok sanırım. Adamlar, ülkelerinde yaşanan bu türden olayları derhal sinema filmine çekip, hayatını kaybedenleri ölümsüzleştirmiyor, başarılı olanları kahramanlaştırmıyor ayrıca açıkça suçlu olanları da ilan etmekten kaçınmıyor... İlaveten film o derece belgesel tadında çekilmiş ki zannedersiniz olay gerçekten yaşanırken alınmış çevrimiçi kamera görüntülerinden izliyorsunuz! Oyuncuları zaten söylemiyorum bile. Denk gelirseniz kaçırmayın derim... iyi seyirler...","label":7} {"text":"bir klasik olmasa da görevini yerine getiren, eğlenceli, bol bol güldüren bir animasyon...(6/10)","label":6} {"text":"Güzel film. Kazagistan başkanı Nursultan Nazarbayevin istekleri üzerine kurgulanmış. Ben şahse n sevdim bu filmi","label":8} {"text":"açıkça söyleyebilirim ki kalite olarak beklediğimden çok daha kötü bir film çıktı.film hiç yapılmasa da sinema dünyası birşey kaybetmezmiş.hikaye sıradan ve bir süre sonra ne zaman bitecek bu film dedirtmeye başlıyor.ayrıca türkiye’de ki posterinde haluk bilginer ilk dört arasında yer alıyor fakat filmde sadece iki-üç dakika görev yapıyor.bence bu filmi izlemeseniz daha iyi olur.","label":6} {"text":"yıllardır beklediğim film. ilk filmini ailemle defalarca ( gerçekten defalarca diyebilirim 100 kere bile olabilir) izledim. vizyona gelmesi için bunca zaman bekledim. hayalim koşarak yine ailemle izlemekte maalesef olmuyor. En çok istediğim filmi bile sinemaya gidip izleyecek yakınım kalmadı. Yani ilk defa bir animasyon beni duygulandırdı.","label":7} {"text":"Merak sadece reklamlarda, fragmanlarda kullanılmamalı, bazen iyi niyetli de olabilmeli :) O yüzden diyorum ki son sahnesi için bile izlenilecek harika bir yapıt.... Anime seviyorsanız D'yi tanımalısınız. 8.5/10","label":8} {"text":"tür olarak çok beğendiğim bir film aynı zamanda senarya-yönetmen-oyuncuların performansı - kurgu - atmosfer muhteşem. gerçekten olağan dışı böyle filmlere ihtiyacı var türkiyenin.","label":9} {"text":"baya vasat bir film benim tarzıma hiç uymadı yapmacık zorlma galiba sadece para kazanmak için çekilmiş olabilir kesinlikle komedi ve gerilim yok başka bir yapım","label":0} {"text":"Tom Hardy! ! !","label":7} {"text":"bu film beni cok etkilemisti. 80li yillarin sex, drugs ve punk' olaylarini cok iyi anlatmis bir film. iyiki o yillarda ergen degilmisim...","label":6} {"text":"2 yıldız, ama sadece kadroyu sevdiğim için. Onun dışında senaryo berbat. Filmden beklentim yüksekti ancak hayal kırıklığı oldu tavsiye etmiyorum.","label":3} {"text":"Film, sistemi işsizlik üzerinden eleştiriyor. Sistem işsiz bireyi kötü, aşağılık, işe yaramaz, değersiz olarak gerek bankalar aracılığıyla gerekse ağustos böceği hikayesinde olduğu gibi uydurma hikayelerle toplumun beynine kazıyor. Bundan sonra işsiz bireyin elinden gelebilecek tek şey iş bulmak ve sistem yarattığı işsizler ordusunun içinden düşük ücretle çalıştırılacak bütün ağır şartlara boyun eğecek, aman işten atılmayayım rezil olmayayım diyerek her türlü aşağılanmaya boyun eğecek kölelerini de yaratmış oluyor. Kapitalist sistemin sloganı da hazır: Dışarıda senin gibi milyonlarca işsiz var hesbına gelmiyorsa çalışma!. İşte bu film hesabına gelmeyenlerin, boyun eğmeyenlerin ve pazartesi günlerini güneşlenerek geçirenlerin filmi","label":7} {"text":"Dansi asiri seven birisi olmamama ragmen bu filme bayildim. Danslar harikaydi, tamam konu biraz kliseydi ama hic sorun degil. Yalnizca merak ettigim oyuncularin gercekten dansci olup olmadigi... Cünkü özellikle basrollere yüz bakimindan daha iyi tercihler yapilabilirmis, ama eger danscilar arasindan secim yapildiysa secimi harika karsilayabilirim. :) Filmin bitisinde dans ettim. Haha- cok komik degil mi? Son müzik esliginde ve aynanin karsisinda... Bu film insana kendini iyi hatta cook iyi hissettiriyor kesinlikle!10/7","label":6} {"text":"Ağlatacak gibi olabilen ama -en azından beni- ağlatamayan bir hikaye Journeyman. Çok daha güzel bir anlatım olabilirmiş. Biraz klişelere bağlanmış ve oyunculukla etkisi altına almaya çalışıyor. Bazı bölümler biraz duygu sömürüsü gibi geldi.","label":5} {"text":"BKM son zamanlarda çıtayı düşürüyor: Bence yeni oyuncular ve daha farklı konular üzerinde yoğunlaşmalıdır.","label":1} {"text":"Küçük bir kız çocuğu, uyuma saati geldiğinde annesi tarafından yatağına gönderilir. Yalnız yattığı zaman zihninde oluşan ve korktuğu hayali bir karakter olan sandman ile yaşadığı duygularla başbaşa kalır. Bu kısa film bir nevi yalnız yatan çocukların hayal güçlerine değinmeye çalışmış diyebilirim. Pek başarılı bir yapıt sayılmaz malesef.","label":4} {"text":"Avrupa Sinemasını \"hep aynı şeyler, hep aynı şeyler. Orta sınıfın krizi, adam karısını kaybeder, annesi kanser olur, işini kaydeber, artık sıkıldım\" diye eleştiren Ahmet Boyacıoğlu'nun aynı şeyi kendinin de yaptığını görmek tuhaf. Filmle ilgili güzel birşey söylemek ya da görmek istiyorum ama yok. Hikaye yok, karakterler karikatür denilebilecek kadar derinliksiz, kurgu, sinematografi desen çuvallamış. Ahmet yönetmenlik değil festivalcilik işine devam etse daha iyi olacak gibi görünüyor:)","label":1} {"text":"bu kadar sıcak ve samimi bir film beklemiyordum açıkçası.. tadı damağımda kaldı diyebileceğiniz filmlerden.. filmin başındaki ve sonundaki soundtracklar, françois cluzet'in mimikleri ve omar sy'nin içten oyunculuğu seyredilmeye değer..","label":8} {"text":"Aile,sevgi,iletişim gibi kavramların altının çizildiği ortalama bir film.Yer yer duygusal sahneleri var.İnsanları yargılamak yerine onlara yakınlık gösterdiğinizde ve şans verdiğinizde değişebeileceklerini gösteriyor. Anlaşamadığı kız kardeşleri olanlar için ideal seçim olabilir:)Bu filme çok kötü diyenlere ’’Elizabethtown’’ ı izleyın ve kötü film nasıl olur görün derim.","label":4} {"text":"Günümüz sosyal medya popülerliğini çok iyi anlatan bir eğlencelik... Tam bir gençlik filmi... Filmin çekimleri, renkleri, müzikleri, başrol oyuncuları arasındaki uyum çok iyi. Motorsiklet, merdiven ile karşıya geçiş ve vinç sahnesinde kendinizi filmin içinde zannedeceksiniz... Sıkılmadan izlenecek başarılı bir yapım.","label":6} {"text":"daha izlemedim ........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................","label":2} {"text":"American Sniper (2014) Bir kişiyi öldürürsen katil , milyonlarca insanı öldürürsen kahramansın. Yönetmenliğini Clint Eastwood üstlenirken , başrolde Bradley Cooper , Sienna Miller gibi oyuncular bulunmakta. Üzülerek söylüyorum ki bu iki dev isim'e olan saygımı kaybettim. Yorumum Spoiler İçeriyor olabilir. Ezan sesiyle başlayan bir film , kahramanlarımız Irak'a özgürlük götürmeye yeminli birden bire başlayan insan avı ve yapılan hakaretler. 2001 saldırılarını yapan ABD Irak'a girmeye kararlıdır , gerçek bir yaşamdan alınan film bir keskin nişancının yaptıklarını , savaş alanında yaşadıklarının ardından çektiği psikolojik sıkıntıları anlatmakta. İki keskin nişancı arasında yaşanan kedi fare oyunu ve ortada öldürülen ve sömürülen ama filmde gösterilmeyen bir Halk. Film izlerken her anlamda dikkatli bakmanızı öneriyorum , kadro sağlam , yönetmen sağlam ve üstüne oscar adaylığı bulunan her filme iyi bir film diyemeyiz. İyi bir film her şeydir. Objektifliktir ve ararsanız türünde gayet objektif filmler bulursunuz. Film için güzel mekanlar seçilmiş , karekterlerde iyi seçilmiş ama film başlangıçtan itibaren ağır bir Abd propagandası içeriyor , eğer tarihsel boyutlu bir film yapılacaksa biraz objektif olmalıdır , bu filmde maalesef ki bulamadım o objektifliği. 6 Tane oscar adaylığı var filmin ve yüksek bir ihtimalle de alacaktır , sonuçta Abd'yi öven bir film dayamışlar Oscar'ı Irak'ta yerli halkın içinde yaşayan kızlara tecavüz eden insanlar gitmiş , yerine Kutsal Abd'yi kurtarmak için her şey mübah , Irak'a özgürlük getireceğiz biz diyen askerler gelmiş. Bütün suç Irak'ta , ikiz kuleleri yıkan Abd tamamen masum . Clint Eastwood gibi bir yönetmen nasıl olurda bu filmin yönetmenliğini kabul eder ciddi anlamda şaşırıyorum . Abd'yi övüyor , göklere çıkartıyor ve inanın sıf iş olsun diye bakın biz propaganda yapmıyoruz demek adına ''askerler psikolojik sorunları çekiyor'' mesajını vererek masumiyet tablosu çizmenin peşinde. Film tamamen bir Amerikan Rüyası. Anlatılanlara inanmanız için uyuyor olmanız gerekir.","label":4} {"text":"--hayal kırıklığınıa uğramış olmak bana daha çok huzur veriyor. Sanırım bunu elimden almaya çalıştığın için kızgınım sana.","label":8} {"text":"Bir üçlemenin nasıl berbat edildiğine şahit oldum ne yazık ki.. halbuki diğer ikisi gayet iyi gidiyordu. Son bölüm gereğinden fazla ırkçı ve pornografik olmuş. İlk iki film gibi bir kurgusunun olmayışı da ayrı bir tatsızlık. Mesala senarist bunca yıl boyunca düşünüp ara verip son film de nasıl çuvallamış pes doğrusu.. büyük umutlarla izliyordum halbuki son bölümü. Kısaca olmamış. Özellikle ilk sahnede ikiz çocuklarının olduğunu gösterdiklerinde film koptu zaten. Neysr dedim bakalım. Sonra da baya yan karakterler girdi işin içine. O da dağıttı filmi. Ortalara doğru toparlar gibi oldu ama kilisede türkler işgal etmiştir deyince iyice gitti. Sonra başrolün memelerini görünce gereksiz yere bir kaç defa, film kendine has tadını kaybetmiş oldu.. yani memeleri kendi içinde iyi ama olmamış işte :) yani bir ara o kadar çok penis dediler ki film de ethan hawke un penisini görmek istemiyorum dedim içimden.. neyse berbat bir son, boşa beklenilmiş seneler.","label":2} {"text":"Filmin güzelliğinden bahsetmekle vakit kaybetmek istemiyorum sadece gözüme batan bazı sıkıntılardan söz etmek istiyorum. Bence karakter ilişkileri biraz silik kalmış. Ana karakterin ailesiyle geçmişini pek anlayamıyoruz sadece anlaşamadıklarını biliyoruz. Doğum günü sahnesinde suçu üstüne aldığından bahsediliyor ama bunun arka planı fedakarlık şeklinde halı altına süpürülüyor. E hani uyumsuzdu bu adam neden kabul etti? Kabul etti de neden dışlanmaya devam edildi? Bir de engelli karakterimiz, abisini onunla ne kadar ilgileniyor? Sanki değer veriyor ama hiç de dikkat etmiyor, zoraki ziyaret ediyor. Emanet ettiklerinin işle aslında ilgileri yok vs. Böyle yani. Özet olarak güzel filmdi ama imdb deki 8 puanı hak ediyor mu emin değilim. ","label":6} {"text":"Bugün de bizi Amerika'dan nefret ettirdi Moore abi teşekkürler.","label":8} {"text":"Öfkeyle dolu olduğum zamanlarda yazdığım bazı şeyleri birisi alıp orijinal bir takım sahneler üretmiş gibiydi. Özellikle Kurtlar konusunda. İnsanların beğendiği şeyler farklıdır. Ben yine de tavsiye ederim. Mesela müzikler güzeldi.","label":6} {"text":"Çok çok çok çok kötü bir film. Zaman kaybının da kaybı. Asıl mesele gemileri karadan yürütmek. Ama filmde sadece 5 dakikalık yer kaplıyor. Daha kötüsünü yapamazdık. Yazıklar olsun diyorum. O bayrağı dikemeyen beceriksizin aşk hikayesi resmen. Elli tane ok yedi de ölmedi.","label":0} {"text":"Çok boşluklar bırakılmış normalden fazla soru işareti oluşturuyor bazı karakterler neden bu filmde, neden yazılmışlar dedirtti. Kafamdaki en büyük soru işareti şu çaresizlik mi? Yoksa farkına varmak mı?","label":3} {"text":"Şu ana kadar izlediğim romantik gençlik filmleri içinde en çok beğendiğim ve beni çok etkileyen bir filmdir.Herkesin en az bir kez bile olsa bu filmi izlemelerini tavsiye ederim.Lise yıllarımızda okuldan kaçıp sinemaya bu filmi izlemeye giderdik.Ama siz böyle yapmayın liseli arkadaşlarım ;-) Sevgiler...","label":9} {"text":"Rezalet. Paranızı ve gözlerinizi seviyorsanız izlemeyin. İnterneti açıp izlemediğiniz o kadar güzel film dururken izlenmeye değil, adını ağzınıza almanıza değmez.","label":0} {"text":"bari son filmi düzgün olsun :) ates kadehi dısındaki filmlerini fazla begenmedim. Ayrıca harry potter filmlerini cok gec yapıyorlar , kitapları cıktı milyonlarca kisi okudu , okuyanlar büyüdü , büyüyenlerin kücük kardesleri de büyüdü.Abilerinin ablalarının harry potter kitaplarını okudu, daha filmlerini tamamlayamadılar :D daha kasımda 1. bölümü gelecekmis , 2. bölümü de ne zaman kimbilir :P alacakaranlık serisini de fazla sevmiyorum ama hic yoktan tadını kacırmadan hızlı hızlı vizyona sokuyorlar filmleri,insan unutmuyor gecen filmde ne olmustu diye.","label":9} {"text":"Kamera kullanımı, oyuncu performansları oyuncu secımlerı cok ıyı. Harıcınde fılm karakterlerı bırbırınden bulanık, hastalıklı, zorlama ve rahatsız... basrol oyuncumuz zaten arıza annesı ayrı hocası ayrı meslektasları ayrı arıza... baya baya kaptırıyorsunuz ortama bu yuzden ıyı.","label":8} {"text":"Bu hafta pek ilgi çekici bir film vizyona girmediğinden ilk önce Overdrive filmine göz atmak istedim. Konu aşağı yukarı şöyle: Oldukça nadir arabaları çalmakta başarılı olan Andrew ve Garett adındaki 2 kardeş, yaptıkları son işte çaldıkları arabanın oldukça tehlikeli birisine ait olduğunu öğrenir. Ve bu kişi Andrew ile Garett'i yakalayınca, Andrew ve Garett ona bir soygun planı önerir. Böylece başka tehlikeli birisinin elinden başka bir araba çalmaya çalışırlar. Bu yüzden de bir ekip bir araya getirirler ama işler ters gider, arabaları çaldıkları kişi aslında diğer kişiden haberi olduğu için kime soygun yapacaklarını şaşırırlar...& Aslında konu kimin umurunda? Overdrive, son zamanlarda izlediğim en saçma, en karmaşık ama aynı zamanda da en eğlenceli filmlerden birisiydi, tıpkı bu yıl çıkan Hızlı ve Öfkeli 8 gibi. Ama aradaki tek büyük fark, Hızlı ve Öfkeli 8'nin kendini bazen ciddiye alması, Overdrive'ın ise bunu hiç umursamadan ilerliyor olması. Bu film aşırı saçma ve eğer karakterlere, senaryoya ve sahne geçişlerine dikkat etmeye çalışırsanız aklınız feci bir şekilde karışacak. Bu yüzden ben de bunlara hiç dikkat etmeden filmi izlemeye çalıştım. Sonuç olarak, uzun zamandır hiç bu kadar eğlenmemiştim. Overdrive, arkadaşlarınızla birlikte izlediğiniz sırada yaşanan mantıksız şeylere karşı sesli güleceğiniz ve bittiği anda unutacağınız filmlerden birisi. Filmi dün izlememe rağmen yaşanan çoğu şeyi hatırlamıyorum ama sadece ne kadar eğlendiğimi hatırlıyorum. Oyunculuklar fena değildi. Scott Eastwood ile Freddie Thorp'un kimyaları hoştu. Blade Runner 2049'da izleyeceğimiz Ana de Armas çok iyi olmasa da kötü de değildi. Aynı şey, Herkül: Efsane Başlıyor'dan tanıdığımız Gaia Weiss için de geçerli. Aksiyon sahneleri de kötü değildi aslında. Kimi sahneler bana Hızlı ve Öfkeli 2 filmini hatırlattı, bazıları ise 2012 filmini. Overdrive'ın bu filmlerden tek farkı, daha da saçma olması. Mesela filmin sonunda hızla ilerleyen bir arabaya başka bir araç çarpıyor ve araba çok uzaklara uçtuğu sırada kendi kendine havada patlıyor ve suya düşüyor. İşte tam bu sahnede sesli güldüm. Overdrive, tahmin edebileceğiniz gibi mükemmel bir film değil. Hatta kolayca unutulacak bir film. Ama eğer bu yaz ayında tam kafa bir film izleyip 90 dakikanızı beyninizi kullanmadan harcamak istiyorsanız, bu film sizin için doğru adres. Klişe bir konunun saçma aksiyon sahneleriyle birleşiminin harika sonucu diyebilirim. Filmi izlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz ama eğer bir göz atmaya karar verirseniz, iyi vakit geçireceğinize emin olabilirsiniz. Sadece hikayeye ve karakterlere kafa yormayın, yeter. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Aşırı saçma ve eğlenceli aksiyon sahneleri. + Filmin hızlı ilerlemesi, sıkıcı olmaması. + Kendini bir anlığına bile ciddiye almaması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Eğer üzerinde düşünürseniz, senaryo ve karakterler hiç de mantıklı değil. - Bazı gereksiz karakterler. - Çok akılda kalıcı olmaması. TOPLAM PUAN: 6.5/10","label":5} {"text":"En beğendiğim filmlerden biri.Senaryosu ve esprileri harika.İzlemek için harcadığınız vakte kesinlikle değer.Eğlenceli bir film ama güzel bir finali yok. Film çok ortada kalıyor bana göre.","label":7} {"text":"kiz arkadasinizin film secmesine asla izin vermeyin... asla ve asla ve asla ve asla....","label":2} {"text":"Çarpıcı bir olayı aktarıyor bizlere film. Oscar Grant'in pisi pisine hayatını kaybettiği güne tanıklık ediyoruz. Sinemasal anlamda değerlendirirsek göze çarpan bir başarısı, bir orjinalliği bulunmuyor aslında. Kurguda bir sürükleyicilik ve başarılı oyuncu performansları (özellikle Jordan) var ancak gerçekten yaşanmış bir olayı merkezine almasaydı bu derece yankı yaratacağını zannetmiyorum. İzliyor ve izledikten sonra da üzülüyorsunuz. Grant'in gündelik yaşamına dahil ediyor sizi yönetmen. Yılın önemli filmlerinden kategorisine kendi adıma sokmuyorum bu filmi. Çünkü çok tarafsız izleyemiyorsunuz ister istemez. Ancak kesinlikle pişman etmeyecektir tercih edenleri. Uzun uzadıya çok derin analizlere girilebilir mi bilmiyorum. Başta polisin hayatımızdaki yeri, Amerika'da ırk ayrımcılığı meselesi gibi konularda. Ancak bunlara hiç girmesek dahi, sonuçta ortada kaybedilen bir can var ve bu zaten en üzücü durum. Bir sinema filminden ziyade, adeta bir belgesel izlemeye hazır olun.","label":6} {"text":"Beklentileri karşılamamakta. İlla sinemada izlemeniz gereken yükseklikte bir şey değil.haluk bilginler bolca var kendisini izlemek isteyen için değişik bir deneyim.","label":3} {"text":"öncelikle şunu söylemeliyim ki,filmdeki aile tam gıcık olunası cinsten.uç karakterlerin bir araya gelmesinden oluşan pek çok aile yapımı görmüştük daha önceden ancak hiçbirinden bunlar kadar nefret etmemiştim.amaç da bir yandan bu aslında,yani başarılı olmuşlar bu aile profilini oluştururken.efektler bazında bakıldığında da göze batan bir problem yok,her sahne gayet inandırıcı,sanki pikniğe gittiğinizde sizin de başınıza gelebilir hissi uyandırılıyor.yaratıkın nedeni olarak da amerika gösterilmiş,bu da zaten başlı başlına evrensel bir mesaj anlamına geliyor.hoş bir seyirlik olabilir.","label":7} {"text":"Gerçekten cok güzel bir film olmus. emeği gecen herkese çok teşekkür ediyorum. açlık yorgunluk dondurucu soğuk. insanların vatan için nelerden vavgetigini gözü yaşli izliyor donan askerlerin soğukluğunu ruhunuzda hissediyorsunuz..","label":7} {"text":"Twilight serisini ömrüm boyunca izlemeyi düşünmeyen biri olarak,o filmle çok fazla benzer yönleri olduğuna dair eleştiriler için bir şey diyemeyeceğim.Ancak çok fazla özelliği olmasa da bir şekilde kendini izletebilen bir film olmuş.En azından dikkatleri başka yöne çekip şaşırtmayı becermiş.","label":5} {"text":"Abartılacak kadar kötü değil. Konusu çok iyi. Filmin hiç bir yerinde sıkılmadım. Sadece işleyişinde sıkıntı var. Ama izledikten sonra pişman olmazsınız bence.","label":6} {"text":"Özellikle son saniyelerdeki sahneleri olmasaydı özellikle sonunu kesinlikle beğenmeyecektim. Kendine has içinde bulunduğum hayran kitlesi olan Testere filminin belkide en soğuk ve birşeylerin eksik olduğu serisi olmuş sanırım. Testere filmine yakışmayan bazı sahnelerdeki klişeler bu isme yakışmadı. Ayrıca mantık hataları bulunmasıda filmi kötü etkilemiş. Eksiklikleri var evet aslında güzel bir senaryosu var ama diğer yorumlarda da bahsedildiği gibi birşey var ve tatmin etmiyor. Ama yiğidin hakkını vermek gerekir diğer serilerde alıştığımız ters köşe yapan final sahnesi bunda da var ve beni bu açıdan çok memnun etti. Özellikle vermiş olduğum puanın 1 puanı tamamen bu final içindi. Diğer serideki gibi bir beklentide olmadan izlemenizi tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Kesinlikle çok güzel bir filmdi. Çok güzel duygular tattıran, çok güzel mesajlar veren bir filmdi. Oyuncular,senaryo bence herşey tam yerindeydi. Çok keyifli çok güzel bir film.","label":7} {"text":"film fena değil.. bol aksiyonlu bir film.. fakat bol aksiyon olmasına rağmen nedense sıkıldığım sahneleri çok oldu..","label":4} {"text":"Ya emektir de kardeşim yemin ederim öğrenci 17 lira boşuna gitti ona mi yanayım ki filmin 2.yarısının 5 dk sina anca tahammül edebildim gerçekten oyunculuk berbat ötesi silah seslerini efektlerini saymiyorum bile normalde pek yazmam yorum ama gitmeyi dusunenlere yazık dedim biz yaptik siz yapmayın NOT (BÖYLE FILM YAPACAKSANIZ GERÇEKTEN YAPMAYIN SINEMA ALIŞKANLIĞIMIZI BARI BITIRMEYIN )","label":0} {"text":"Filmdeki bazı boşluklar yüzünden filmin vermek istediği etkiyi almak zorlaşıyor. Valentine ve Maria arasındaki diyaloglarda Maria'nın korkularını, çelişkilerini anlayabiliyoruz. Hatta okudukları metinde, bu ikilinin arasındakine benzer çelişkiler de yer alıyor. Ancak film boyunca bir tiyatro oyunundan bahsedildiği halde biz en sonda bu oyunu çok az görüp konunun o kısmına çok az müdahil olabiliyoruz. Bu kısmı az görmek filmden çıkaracağımız bütünü tamamlamıyor. Aynı zamanda Valentine'in durumundan memnun olmadığını biliyoruz; ancak o bir anda nereye gitti? Filmin sonuna kadar onu görebilmeyi, en azından bir haber alabilmeyi bekledim. Filmin büyük kısmına hakim bir karakter bir anda ortadan kayboluyor... Film, Juliette Binoche'nin filmografisini takip etmek ve Kristen Stewart'ın gelişimini takip etmek isteyenler için izlenebilir. Onun dışında hikaye, konusunu etkin bir şekilde anlatamıyor.","label":4} {"text":"Muhtemelen birçok direniş filmi izlemişsinizdir. Ama burada hikaye o kadar güzel ele alınmış ki, çok değil yakın zaman içerisinde Güney Kore'de devlet otoritesinin yozlaşmasını ilmek ilmek işlemiş, nihayetinde çok güzel bir başkaldırı senaryosu doğmuş. 2018 de böyle filmler izleyebilmek, oyunculuklara şahit olabilmek beni çok mutlu ediyor ve düşündürüyor. Mutlaka izleyin, çok kişinin bilmediği yeni bir film.","label":8} {"text":"Ne yalan söyleyeyim filmden neredeyse hiç keyif almadım... Çok klişe... Ama yine de bol vakti olanlar izleyebilir...","label":1} {"text":"İki dev isim başrolde ama film iyi olmamış.. Vasat bir western filmi..10/6,3","label":5} {"text":"2005 te o ne dekor o ne kostüm. seviyorum senı roman polanski seviyorum.","label":7} {"text":"Bir yandan Kumarbaz Bob'un kumarın her türüne dair doymak bilmez bir iştahı, diğer yandan soygun planı... Kumarbaz Bob, Fransız sinemasının kendinden sonra gelen soygun filmlerine yol gösteren, Yeni Dalga'nın ayak seslerini hissettiren, dış ses kullanılan filmlerinden biri. Final sahnesi zayıf ama kişilerin tutkularına, bağımlılıklarına düşkünlüğünü gösterebilmesi açısından pek başarılı. Isabelle Corey de cabası.","label":7} {"text":"Filmde küfürden başka bir şey yok.Herşeyin dozu vardır.Türk Dil Kurumunun sözlüğüne göre en ağır küfürler ediliyor.Erkek olmama rağmen utandım.Ailemle gitmiştim.Yüzümüz kızardı.Ayrıca film komikte değildi.Çok kötü bir film.Gitmeye değmez !","label":1} {"text":"Türkiye standartlarının üstünde bir film. Filmin 3.sünü sabirsizlikla bekliyorum","label":8} {"text":"gizemli ev gizemli hizmetçiler. Yeni evli karı koca. Ve eski gelin rebecca. Düşük temposuna rağmen sürükleyici denebilecek iyi bir gizem filmi. Hafiften ters köşe de yapmış denebilir.","label":7} {"text":"Jet li ve Jason Stathamı bir araya getirmesi filmin bence en önemli artısı,aksiyon sahneleri kaliteli ve yeterli derecede var senaryo fena değil fakat sonu diğer arkadaşların da dediği gibi şaşırtıcı bir şekilde bitiyor ve insanı etkiliyor.Çok fazla beklentiye girmeden;iyi bir aksiyon filmi izlemek isteyenler için bu film gerçekten iyi bir seçenek olabilir.","label":7} {"text":"Tek kelime ile komedinin tavan yaptığı bir filmlerden biri. 10/8","label":6} {"text":"Biz filmleri överken ya da kötülerken nedense hep abartıyoruz. Ne gerek var buna? Bir film ya iyidir ya gridir ya da kötüdür. Bu filmi izlerken ağladım resmen lan. Nasıl mükemmel bir film. Böyle içim gitti gitti geldi. Mükemmel üstü yüz milyon bin film! İzlemezseniz çok ayıp.","label":9} {"text":"Altınları saydıkları sahneden mi bahsetsem, fırının içinde altınları hamurdan ayıkladıkları sahneden mi bahsetsem, Tekin Akmansoyla nasıl kafa bulduklarından mı bahsetsem, neresinizden tutarsanız tutun, film bir kahkaha makinası...","label":7} {"text":"Filmdeki çizimler o kadar güzel ki geçen her bir karede sanki çocukluğumdan kalan bir masal kitabının sayfalarını çeviriyormuş gibi hissettim kendimi.","label":8} {"text":"Filmi farklı kılıp tamamlayan nokta tutku dokunuşu olmuş. Tek bir imge ile tüm filmi sarıp anlam kazandırmış, üzerine konuşulacak bir şey bırakmış. Yalnız asıl hikayenin sonu ile filmin sonunu uyumsuz buluyorum. efenim o kadar karamsar bir edayla, bakın tutku takıntıya dönüşünce hayatına mal olur mesajı verdikten hemen sonra gidip aşk hikayesini, hem de evli çocuklu bir kadın olduğunu unutup, mutlu sona bağlamak sırıtmış kanaatimce.","label":7} {"text":"Noomi (Lizzie) karakteri ile bence müthiş oyunculuk örneği sergiliyor. Ona sonlara doğru Yvonne (Claire) da eşlik ediyor. Filmi bu iki karakter sürüklüyor. Ağır ilerlese de Lizzie'nin takıntılı davranışları filme gerilim de katıyor. Lizzie ve Claire'in avm içinde konuşmasından sonra [spoiler]tavırları değişiyor ve kendini ele veriyor. [/spoiler]Yine de sürpriz son denebilir. Son sahne ise hem duygusal hem de dramatikti.","label":7} {"text":"fatih akının ilk uzun metrajlı filmi olduğu için bazı küçük hatalar görmezden gelinerek değerlendirilmesi daha sağlıklı olur sanırım...senaryo tanıdık...çok sağlam bir senraryo değildi...hollywood un bazı kült filmlerinden özellikle filmde de adı geçen scarface gibi..veya edward norton un american history isinden etkilenilerek bazı yerler eklenmiş olabilir...yine de ilk film olmasına rağmen izlenmeye değer... oyunculuar ise gayet iyidiler... fatih akını hep emir kustarica ile karşılaştırmak isterim...bu karşılaştırmayla fatih akının eksikliklerini de görmek mümkün...ve neden birinci sınıf yönetmen olmadığını(ilerde olacağından umutluyum) da görebiliriz...ikisi de malzemelerini çok iyi kullanması sanırım en güçlü yanları...yarattığı atmosfer ve kurgu daki sağlamlık emir kustaricayı bir gömlek daha üstün yapıyor...özgün lüğe gelince emir bunda da daha özgün ayrca yerelliği adeta dans etirerek yaşatması izleyiciyi keyifle filme bağlıyor...son olarak emir kustarica insan beyninin içine öyle ustaca dalıyor ki bir an kendinizi o kıvrımlı yollarda geziniyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz...fatih akına gelince son filmini izlemedim 'yaşamın kıyısında' geldiği noktayı görmek isterdim...fatih akın olayları çok iyi bağlıyor, çok iyi birleştiriyor bu da fatih in olayları gözlemleme deki yeteneğinden kaynaklanıyor...almanya da bir almancı:) olarak ordaki göçmenlerin sokak hayatlarını çok iyi görmüş...dışlanmışlık...dışlanmışlığın altındaki psikolojiyi de çok iyi veriyor...farklı milletlerin nasıl da can ciğer olabileceği... bunları birleştiren serseri sokaklar yani dışlanmışlık...dışlanmışlığın kendini en rahat hissettiği yer sokaklar değil mi zaten? ilk uzun metrajlı filmi olan fatih akının çabalarını kesinlikle kaçırmayın....","label":7} {"text":"İyi film;fakat sıradan bir aşk hikayesi. Öyle hayran olunacak, hüngür hüngür ağlanacak bir yanı yok. Abartılıyor olması beni ciddi manada şaşkınlığa düşürmektedir. Ama ciddi manada çok ve sağlam romantik filmler izleyenlerin buna bayılmayacağından eminim.","label":5} {"text":"sabırsızlıkla bekliormmmmmmmmmmmm :)","label":7} {"text":"Artık değişik senaryo bulamadıkları için aynı konuları ısıtıp ısıtıp önümüze getirir hale geldi senaristler. Bizim Okul filminin değişik bir versiyonu en az onun kadar başarısızdı benim için. Zaten filmi izlemeye başladığımda konu tanıdık olduğu için hiçbir merak unsuru olmuyor neyin ne olacağını anlıyorsunuz buda filmi izleken zevk vermedi bana kısacası beğenmedim. Filme puanım 10/2","label":4} {"text":"kesinlikle olağanüstü bir film.aşk bu kadar yoğun, çok örneği olmayacak bir şekilde hollywoodtan çıktı. filmi izlerken buda mı yoksa asyadan kopya bir film dedim ama özgün bir senaryo olduğunu öğrendiğimde beğenim çok daha arttı film içerisindeki zamanlar çok iyi tasvir edilmiş ve filmi sanki biri dışarıdan bize masal anlatırmış tadında sıkılmadan, ara vermek istemeden koltuğumuza yapıştırdı. oyunculukalr açısından hugh jackman ve rachel weisz harika oynamışlar. filmdeki ses tonuda çok iyi kurgulanmış çünkü yüksek ses bu replikleri bu kadar etkili kılmazdı bu konuya dikkat eden var mı? bilmiyorum ama buda önemli etkenlerden diye düşünüyorum filmi beğenmemizde. müzik filmin resmen ruhunu temsil ediyordu. 10/9","label":8} {"text":"GEÇ GELEN ZEVK. Uzun yıllar önce bana bu filmi önermiş kişilik yüzünden sürekli izlememekte direndiğim son zamanlarda dünya bir virüsle boğuşuyor sinemalarla birlikte her şey durmuş durumdayken bu film kıtlığında eskiye dönüş kaçınılmazdı. Gizli pencere filmi gerçekten de adı gibi gizli, saklı kalmışlıklarla dolu ta ki filmin sonunda her şey göz önüne serilene dek. Filmde gergin ve gizemli bir hava vardı ve bana zevk veren şey de buydu film bittiğinde ise sonun da böylesi dedim. Yani şuan düşünüyorum da içinde bulunduğumuz dönemi boş verin her şeyin normale döndüğü film bolluğu yaşanan dönemde bile izlenebilecek bir film.","label":6} {"text":"İzlemeye değer ama..Abartılcak bir yapım değil beklenti içinde olmayın..7/10","label":6} {"text":"Yazım çok sayıda spoiler içermektedir!! Cabin in the woods başlarken çok klişe bir senaryoyla başladı. Herzamanki gibi 4 -5 kişilik bir gençlik grubu toplaşırlar ederler kuş uçmaz kervan geçmez biyere giderler gerisini biliyorsunuz zaten. Yönetmen resmen diğer filmlerden harman yapmış Eagle Eye' dan her yeri gören bir sistem, Hunger Games'den bahis yatırılan ölümüne bir oyun, Jumanji'den bir parça yazı okursun bir hikayeyi başlatırsın, biraz Texas Chainsawdan belki birazda The Game. Belki hatırlamadığım bazı filmlerde vardır. İzlenmez bir film değil tabiki ama puanı kapan kısım eminim filmin son yarım saatidir. Orada bir görsellik bit tat var geri kalan klişe hikayeler.","label":5} {"text":"efsane serinin ilk filmi şanına ve adına yakışır bir yapım 8/10","label":7} {"text":"Filmde anlatılmak istenen vurgu tamamen şahsi bir meseleye bağlı olduğunu düşünüyorum ve müziğin berbat olduğunu söylenen şarkının, asıl anlatılmaya çalışılan konunun bu kadar geciktirilmeli bu sanatçı gurubuna tamamen haksızlık yanı resmen profesyonel oyuncular ile basit bir video yapılmış sadece","label":5} {"text":"hayatımda izlediğim en berbat komedi filmi hiç izlemeden mi gösterime sunuluyo bu filmler arkadaş insan bi utanır verdiğimiz paralara yazık bir defa gülümsemedim bile uyukladı bütün salon resmen fragmana aldanıp sakın gitmeyin film tam bir fiyaskooo biz yandık başkaları yanmasın","label":0} {"text":"Kötünün de kötüsü. Filmin bu kadar beğenilmiş olması gerçekten şaşırtıcı bir etki. 3. sınıf komedi nasıl oluru gösteren bir yapım. Hani farklı bir konu aldığı puanlar falan yüksek deyip izledim ama kötü. Özellikle rottentomatoes sitesinin nedense çoğu filmi mantık hatasıyla dolu. Bu film nasıl 8 üstü alır ya. Oyuncular ve senaryo yerlerde. Ortada orasını burası açan ergen zırvalığından başka bir şey yok filmde. Şu puanı almış bir komedi filmi bu olmamalı. İzleyince ne deme istediğimi anlayacaksınız. 5-6 puanlık bir yapım var karşımızda. İyi seyirler. P: 5","label":4} {"text":"Burada Türkleri Kötü göstermişler. aynı zamanda da Sincan da yaşan Türklerin işkence gördüğü yerde çekilmiştir. hatta bu video da kadınların gücünü göstermiş gibi algılar var ancak Çinlilerde kadının değeri yoktur ama Türklerde erkeğe göre kadın üstündür ve Allah'ın verdiği büyük bir nimettir.","label":0} {"text":"Mesaj 1: Hangi devirde yaşıyorsanız yaşayın başkalarının kölesi olmayın, sonunda hezimet olacağını bilseniz dahi özgürlüğünüz için savaşın. Mesaj 2: Yaşadığınız hayatı yalnızca sizin seçimleriniz belirlemez, etrafınızdaki uzak,yakın bütün insanların yaşadığınız hayatın şekillenmesinde payı vardır. Mesaj 3: Dili, dini, ırkı ne olursa olsun insana sadece insan olduğu için (iyi bir insan olduğu için elbette) saygı gösterilmelidir (İbrahim Tatlıses'in ünlü şarkısındaki gibi aynen ''Madem ki insandır saygımız vardır''). Bütün bu mesajlar güzel, hoş. Bunlara herkes gibi bende katılıyorum elbette. Ancak bu mesajların içini doldurabilecek hikayelere sahip olduğunu düşünmüyorum filmin. Bu hikayelerin hemen hemen hepsi eli yüzü düzgün yazılmış, yönetilmiş. Ancak sinema tarihinde onca film içerisinde bu filmi üste çıkarabilecek özgünlüğe sahip değil bu hikayelerin hiçbiri. Sanki orta seviyede 5 filmin birleştirilip sunulması gibi film. En azından 1-2 hikaye sinema tarihinde iz bırakacak orijinalliğe sahip olabilseymiş. Film boyunca yukarıda saydığım üç mesajın on dakikada bir tekrarlanması da beni cidden rahatsız etti. Siz hikayeyi anlatın, biz düşünerek mesajları bulurduk zaten. On dakikada bir karakterlerin bunları tekrarlamasına gerek yoktu.","label":4} {"text":"Diary of the Dead filminde gördüğümüz askerler başrol oynuyor, çerezlik.","label":5} {"text":"filmde bazı eksikler var ama idare eder yine w","label":4} {"text":"yorumcularla aynı filmi izlememis de olabiliriz. ama hepimiz ayni filmi izlediysek bu film icin boyle bi' puan yorumlara guvenimi sarsar.","label":1} {"text":"Aslında başlangıcının ve ortasının gereksiz uzatıldığını düşündüğüm, bu kısımları çok da keyifle izlemediğim bir film. Fakat filmin son yarım saati ve finali hayatımda izlediğim en güzel sonlardan birkaçının içinde olduğu kesin. Martin Sheen'in neredeyse kusursuz oynadığı bir Coppola filmi. ... A horror...","label":8} {"text":"Güzeller güzeli Catherine Zeta-Jones ve son zamanların favori jönü Aaron Eckhart'ın başrollerinde olduğu bir yapım. Nim's Island'da oynayan bücürük Abigal Breslin'de filmin duygusal yanını oluşturan bir rolde izliyoruz. Çalıştığı mutfakta prensiplerinden ödün vermeyen Kate ve esnek ve şen şakrak çalışan aşçı yardımcısı Nick arasında yaşananları konu edinen bir yapım. Oyunculuklar fena değil. Senaryo daha iyi olabilirdi. Esprili birkaç cümle dışında komedi unsuru yok. Daha ziyade hayata bakışımızı değiştirebilecek bir kurgu var filmde. Müzikler müthiş. Bu filmin çekimlerinden hemen sonra ölen Pavarotti ve Alman bestekar Richard Wagner'den Die Götterdammerung gibi harika dinletiler var. Filmin finalide çok hoş olmuş.","label":5} {"text":"Almodovar'dan çok katmanlı, sürükleyici bir dram-gerilim. Son derece başarılı Banderas ve Anaya'nın başını çektiği oyuncu kadrosu, sizi son bölümlere kadar merak içinde bırakacak, kesinlikle sıkmayacak filmi güçlü kılan unsurlardan biri. Filmin çok katmanlı dokusunu, aslında birbirleriyle bir şekilde bağlantılı olan birkaç farklı hikaye oluşturuyor. Film boyunca arz-ı endam eden karakterler, baş roller dışında tabii ki, kendi başlarına çok detaylı hikayelere sahip olmayan ancak tema içerisinde irili ufaklı etkileri bulunan karakterler. İzlerken bazı bölümlerde işlerin iyiden iyiye karıştığını, hani Almodovar'ın pek çok filminde hissedilen o cümbüş& hissiyatı, hissediyorsunuz. Ancak finalin ardından yapbozun parçaları eksiksiz olarak oturtuluyor. Yine de aralarda bazı boşlukların ve gereksiz kısımların olduğunu savunanlar olabilir. Bir başyapıt değil fakat rahatlıkla tercih edilebilecek, çok fazla akıl yürütmeden, yalnızca hoş vakit geçirmek için izlendiğinde pişman etmeyecek, sürükleyici bir film.","label":6} {"text":"bence güzel bir film olmuş.söylenenlerin aksine.ilk filmle bağlantı kıvamında kurulmuş.araba yarışları daha çok heyecanlandırdı.paul walker en ve vin diesel in oyunculuğu tartışılmaz bile.ikiside birbirinden muhteşemdi.eğer ilk 3 filmi izleyip beğendiyseniz bu filmi izlediğinize pişman olayacaksınız.ısrarla tavsiye ederim :)","label":9} {"text":"Kara kutu insanın ta kendisi! Gizemiyle pişkinliğiyle kapkara bir ayın arkasına o kadar mükemmel gizlenir ki.. Tanıdığını sandığı yüzü esasında asla tanıyamadığı gerçeğiyle, yüzleşememe korkusuyla sessizce sindirebilen dürüst olan.. Kadın - erkek ilişkisi ve arkadaşlıklar üzerine bir yemek masasında çözümlenebilen karaktersiz insan. Hazmedilmesi zor bir film.","label":7} {"text":"film güzel sayılır ama seneryo çok zayıf kalınca filmin de kalitesi düşmüş baya... daha iyi bir seneryo ile çok büyük işler yapabilirdi.","label":4} {"text":"Sinemada bu filmi izlediğimde 12 yaşındaydım o zaman bile saçma sapan gelmişti ki şimdi gelmesin.","label":2} {"text":"Gerilim filmlerine öncülük etmiş, baştan sona tüyler ürpertici bir film.","label":8} {"text":"son derece klişe karakterler üzerindenyazılmış bir senaryonunolumlu eleştiriler almasına inanamıyorum. filmde, öyküden ya da karakterlerin gelişiminden ziyade sadece''ne yapsak da cool gözüksek?'' derdine düşülmüş.","label":5} {"text":"muhteşem bir kitap nasıl iğrençleştirilebilir?in cevabı olan film. arka sokaklar çekim ekibi çalışsa daha iyi iş çıkarmış bana kalırsa. zaman kaybıydı.","label":0} {"text":"sokağa bayıldım :)","label":4} {"text":"Yaşadığımız dünyada, belki tanımadığımız ama varlığından haberdar olduğumuz insanların hikayesi Bornova Bornova. Hikaye bir o kadar basit ama hayattan; basitliğini gerçekçiliğinden alıyor çünkü hikaye.","label":8} {"text":"Dünya ve ABD gerçekleri üzerine oldukça cesur bir film.Tek çekingenliği CIA nin yakaladığı zanlıyı kendisi sorgulamadan Araplara teslim etmesinde,bu sayede ABD işkence etmeyen, sadece işkence edilmesine göz yuman ülke pozisyonuna getirilmiş.Halbuki Ebu Garip cezaevinde ve Guantanamo daki ABD işkence üssünde yaşananları farkındalığı yüksek pekçok insan bilmektedir.Belki benim bir siyasi duruşu olan veya ciddi bir söylemi olan filmlere olan zaafımdan çok sevdiğim filmde özellikle Omar Metwally ve Meryl Streep oyunculuklarıyla ışık saçıyorlar.Şiddetin sadece daha fazla şiddet doğurduğu ve asla sorunların tam ve gerçek çözümü olamayacağı mesajını aldığım film şu ironik repliklere de sahip:-Yalan makinesine bağladınız mı?-Evet,doğru söylüyormuş.-Yalan makinesi bir şey ifade etmez.-Evet.Testi geçenler için hep böyle deriz.Daha iyi olabileceğini düşünsemde bu halide iyi..Bence izlenmesi gereken filmlerden.","label":7} {"text":"seray sever'in \"orgazmaa\" dediği sahne hala gözümün önündedir. orgazma siksin seni emi. izlemeyin izlettirmeyin, düşmana önerin, dosta yerin.","label":0} {"text":"benim gibi bu tür fişmlerde hemen tatmin olmayan birini bile tatmin etmeyi başardı. tebrikler gerçekten. darcy yi colin firth ten sonra kim canlandırabilir ki diyordum. ama bu haliyle de gerçekten güzeldi. giysiler senaryo mekan bütünüyle güzeldi. seni seviyorum demenin en güzel hallerinden biri var bu filmde.","label":8} {"text":"bu kadar geç izlediğime pişman oldum açıkçası. başta yönetmenlik olmak üzere, ki gerçekten çok başarılı, bir filmi film yapan her konuda bu kadar üst düzeyde oluşu, japon sinemasının adeta tüm dünyaya \"nasıl film çekilir\" dersi vermesi gibi bir şey. beni çok etkileyen ve favorilerim arasında yerini alan bir film oldu seppuku. masaki kobayashi'ye saygılarımla.","label":7} {"text":"Tam bir entegrasyon filmi. Güçlü olanın kültürünün akılcı, modern ve güzel olduğu zayıf olanın kültürünün aptalca, demode ve sıkıcı gösterilmeye çalışıldığı sıkmayan ama niyetinin pek masum olduğunu düşünmediğim film. Kültürel faşizm kokuyor.","label":0} {"text":"bu filmlerin isimlerini türkçeye kim çeviriyor..çok komik..orjinal adı filmle çook alakalı ve hatta konuyla bütünleşik bir filme sen gel mutluluğun peşide de..ayrıca filmde mutluluk peşinde koşan birisi yok maalesef bari tutsaymış. naçizane tavsiyem filmi izlerken benim gibi orjinal adını benimseyerek izleyin,güzel.. filmin afişide en iyi afişler arasında yerini almış zaten..","label":4} {"text":"Teknoloji geliştikçe oturdukları yerden aksiyon yalanı ile video bizlerle olur. Her yeri CGI ise film zerre tat vermiyor. Ha bir de içine sıfır bir senaryo ile işleyip herkesi filme ekleme saçmalığını da koyunca film berbata yakın bir hal alıyor. Beğenen vardır tabii. Normal. Dünya gerçekliği de film çok kötü. Neden başladı neden bitti anlamadık. Abartı gereksiz sahte efektler ve olayla senaryonun berbatlığı örtülmek istenmiş de ortada efekt de yok. MARVEL ile bir birleşmiş oyuncu bolluğu Fast serisini daha da beter hala getirmiş. Tokyo filmi en efsane filmi der olaya olan saygımı gösteririm. Gerçek şeyler istiyoruz arkadaş. Lanet olası efektler sinemayı bitirdi. İzleyin, izleyeceksiniz zaten de kötü bir film sizi bekler. İzlemesen de olur","label":2} {"text":"mükemmel mi değil ama iyi. konusu farklı. gizemi, ilk yarı ve ikinci yarı olarak bölünmüş bir film. ilk yarı iyiydi. ikinci yarının ortasından sonra filmin biraz raydan çıktığı söylenebilir.","label":6} {"text":"Kaliteli bir film olabilecekken direkten dönmüş. Hikaye biraz daha etkili işlenebilirdi sanırım. Buna rağmen bir şekilde seyrettiriyor. Özellikle Jessica Biel başta olmak üzere başarılı oyuncu performanslarının bunda etkisi büyük. Beğendiğim diğer bir unsur da müzikleriydi, filmin tarzı ile son derece uyumlu, usulca ve hoş bir şekilde akıyor... 'Powder Blue' ileride kolay kolay akıllara gelmeyecek türden bir yapım fakat izlerken de buruk bir tat bıraktığı kesin. 6,5 / 10","label":6} {"text":"Jackie Chan'i, Jackie Chan yapan filmerin başında geliyor. İzlemeye doyamadığım bir türdür Jackie Chan'in filmleri. Bu film de aynen öyle.","label":7} {"text":"götü bir film rando jjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjj assssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssss","label":8} {"text":"siyasi mini koca klişeleri mide bulandırabiliyor ve müzik de bir süre sonra can sıkıcı olmaya başlıyor.","label":5} {"text":"İzlemekten büyük bir zevk almıştım. İspanyol sineması hakkında çok fazla bilgim yok o yüzden başrol oyuncusu olan bayanı başka filmlerde görmedim. Ama gayet iyiydi hem film hem konu hem oyunculuk...","label":7} {"text":"Tek kelime ile olağan üstü, göz kamaştırıcı harika bir film! Filmi izlemenizi şiddet ile tavsiye ediyorum! Ebeveynlerin filmi oldukça beğeneceğine eminim! Film de çocuklara nasıl yaklaşılmalı, çocuk nasıl olunur, öğretmen nasıl olunmalı, okul müdürü nasıl olunmalı, yani eğitici, öğretici nasıl olunur, öğretim neler olmalı, dolayısıyla neden o ülke de parlak zihinler ve fikirler çıktığını, bizlerin neden böyle olduğunu çok net bir şekil de anlatan bir film. Düşünebiliyor musunuz Newton'u ilk okul 5. sınıfta görüyorlar ve bunu eğlenceli bir şekilde işliyorlar! Öğretmenin teki Wall Street den öğretmenlik için ayrılmış. Öğretmenlerin kılık kıyafetleri oldukça özgürlükçü! Afacanlarınız ile birlikte mutlaka filmi izleyin. Fakat film afacanlarınızın üzerin de öyle bir pozitif etki bırakabilir ki, okula gidip öğretmenlere ve öğrencilere bulundukları niteliklerden dolayı isyan edip fevri davranabilir! :D 8/10","label":7} {"text":"evet, yahudilik ile ilgili birçok yeni kavram öğrendik, teşekkür ediyoruz.. peki ama o final??.. gerçi ne önemi var değil mi ama, nasıl olsa hepimiz öleceğiz =) süper bir ders oldu bu bize.. ayrıca cast yazılarının taa en sonuna da esprili gibi \"no jews were harmed during the making of this film\" yazmışsınız.. siz beni güldürdünüz, Hashem de sizi güldürsün..","label":6} {"text":"Muzikallerden nefret ederim, müzik hakkındaki filmlere bayılırım. Müzik hakkında iyi bir filmdi.","label":8} {"text":"Alp T. isimli arkadasın yorumundan bir kesit' Zaten filmdeki kötü adamlardan birisi onun hakkında hiç bir dövüş eğitimi almadığını söyledi.; filmi nerenle izliyon arkadasım sen adamın resmi kayıtlara göre ölü oldugunu ve sahte isimle yasadığını anlayamadın mı sen","label":8} {"text":"İlki gibi bu da çok eğlenceli bi film...","label":4} {"text":"En ufak bir sekilde heyecanlandirmadi beni filmin vizyona girmesi . Gitmeyi düsünmüyordum . Arkadas israriyla oturduk koltuga ... Yogun bir aksiyon içerse de yer yer sikildigim oldu . Sürekli kendi kendime 'hep ayni seyler' deyip durdum . Efektler iyiydi vs. tamamda hep ayni seyler yahu . 5/2 ...","label":3} {"text":"Colin farrell ve aksiyon için izledim,aksiyon zaten son 20 dakikada vardı denebilir onun haricinde klasik bir intikam hikayesi işte çok da büyük farklılığı yok diğerlerinden sonuçta izleyip izlememek size kalmış","label":6} {"text":"Casey Affleck'ten mükemmel oyunculuk. Bu kadar ağladığım bir film hatırlamıyorum. O sahne neydi öyle ya?","label":7} {"text":"2. Dünya Savaşı öncesindeki İngiltere ortamına ışık tutarak, bir kraliyet mensubunu birçok farklı yönden ele alan bu filmin 4 Oscar’ı ve 8 Aday’lığını sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Dönemin İngiltere Kralı ile empati yapıyor, hikayede kendinizden birçok şey buluyor ve ana karakterimizin derinliklerini hissediyorsunuz. Ayrıca tüm bunların yanında hem savaşın dramını gösteriyor hem de gücün ve sorumluluğunun ağırlığını ortaya koyuyor. Tom Hooper hikayeyi olabildiğince zarif ve profesyonel şekilde işleyerek ekibiyle birlikte adeta bir görsel ve işitsel ziyafet ortaya çıkarmış. Ayrıca Colin Firth ve Geoffrey Rush ikilisine ayrı bir parantez açmam gerekiyor. İçinde bulundukları koşulları, ve bu koşullar içerisinde birbirlerini anlamaya çalışma çabaları sonucu kurdukları dostluğu bizlere en güzel şekilde hissettirmişler. Bu güzel yapıt için teşekkürler.","label":8} {"text":"bunlar üçüncü filmi yapana kadar ilk iki film en berbat film olma yolunda büyük bir aday gerçekten sıkıcı saçma sapan bir film ve senaryo bide bunu testereyle karşılaştırıyorlar testerenin en kötü filmi bile bu filmin kaç kat iyisi tamamen zaman kaybı","label":0} {"text":"güzel farklı bir konusu vardı bastan sona heyecanla izlettiren bir film kaçırmayın...","label":4} {"text":"ha şimdi herşey tamam ha şimdi kurtuldular derken yine yeni bir olayın çıktığı efsane mükemmel bir film. sıkıcı tek bir anı bile yok.","label":8} {"text":"Düğün sahnesi muhteşemdi. Toprağın bol olsun üstat.","label":7} {"text":"vakit gecsin diye izledigim ancak buyuk bir hata yaptigimi anladigimda filmin 10. dakikasiydi, uzak durun, vaktinizi baska seylere harcayin.","label":1} {"text":"Hayatımda böyle saçma sapan bir filmle karşılaşmadım.Bu filmi izleyipte beğenen, hoşuna giden kişiler ya sosyoloji hocasıdır ya da felsefe.Filmde bir kere mesaj verme, insanları uyandırma, bilgi verme amaçlı hiçbir sahne yok.Film tamamen ruh hastası bir babanın eşininde desteğini alarak çocuklarını birer köpek yavrusu gibi yetiştirme çabasından ibaret.Baba kendini ailenin reisi köpek sanıyor.Çocuklarıda köpek yavrusu.Çocuklar 20 yaşına gelmişler bu vakte kadar anne ve babasından başka bir allah kulu görmemişler.Tamamen bir hayvan yetiştirme çabası yani.Sonuda rezalet, allah kahretsin giden zamanıma.Uzak durun.","label":0} {"text":"izlediğim en uzun sigara reklamıydı","label":6} {"text":"Baştan sona heyecanın hiç azalmadığı bu fim kesinlikle 5.0 puandan fazlasını hakediyor ve sürpriz finaliyle fena vuruyor.","label":6} {"text":"xavier dolan'ın bu yeni filminde yönetmenlik ve oyunculuğu yine standartın üzerinde... ''bugün bana ait olan bir parça öldü. ve ben yas tutamıyorum. çünkü \"üzüntü\" kelimesinin tüm eş anlamlarını unuttum. şimdi sensiz yapabileceğim tek şey senin bıraktığın boşluğu başka bir şey ile doldurmak olacak.''","label":6} {"text":"David Strathairn bence tam bir oyunculuk dersi vermiş.Filmde gerçek gazeteciliğin ne olduğu enine boyuna akatarılmış.Dikkatimi çeken ise Clooney niye sahnelerde sigarayı bu kada ön plana çıkarmış anlıyamadım.Acaba bir sigara şirketinin çaktırmadan reklamını falan mı yaptı.D","label":8} {"text":"İzlediğim en keyifli filmlerden biri .. bence kaçırmayın 10/8,5","label":7} {"text":"bu filmi imdb puanına göre sınırlandırmak yazık etmek olur bence, piskolojik türde film izlemek isteyenler için vazgeçilmez bir film olabilir..","label":7} {"text":"Ey İnsan. Filmin konusuna bakmadan izlediğim için başlarda şaşırmadım değil hani. İyi ya güzel bir film izleyeceğim dedim. Güzel de başladı, ama ne bilim bir şeyler eksik kalıyor filmde. Amatör olmasa da yani sağlam bir senaryo yok gibi. Set arkası bazı duyguları yansıtmayı başaramıyor. Kötü bir film değil. Sadece bu kurgu daha iyi işlenebilrdiyi düşünüyorum. Sonlara doğru beklentiyi düşük tutabilirseniz filmi çok beğenebilirsiniz. Sanırım ben yüksek tuttum. Bu yüzden 8 puanlık başlayan bir filmi 6.5 puana kadar indirdim. İyi seyirler. P: 6.5","label":6} {"text":"yüzeysel anlatılsa bile herkesin izlemesi gereken yapım olmuş. hiçkimseyi asla tanıyamazsın.","label":7} {"text":"Başarılı bir uyarlama diyebilirim. Bunda De Palma'nın payı büyük tabi ki. Kadro da hakkını veriyor filmin. Ama devam filmi için aynı şey söylenemez.","label":7} {"text":"bence daha akılda kalıcı ve mantıklı bir film olabilirdi.bence filmin senaryosu üzerinde fazla oynamışlar bu yüzden çok fazla kafa karıştırıcı bi film olmuş.sonlara doğru film güzelleşsede süresi normalden fazla uzun.filmin en güzel yanı Tom'un oyunculuğu.filmin konusu biraz matrix,gerçeğe çağrı gibi filmlere benzesede bence biraz saçmalamışlar o yüzden vasat bi film diyorum 10/5 cruise için","label":3} {"text":"Film başarılı olmasına çok başarılı. Ama çoğu kişinin hatalı, eksik yorumladığını düşünüyorum. Basit bir aile, ebeveyn-çocuk ilişkisinden çok daha fazlasını vurguluyor film. Sokağın çok da bilinmeyen, korkulan yüzüne, mültecilerin yaşadıklarına, hayallerine ve hayatlarına, en çok da Ortadoğu'daki her bir insanın nasibini aldığı savaşlara inanılmaz güzel vurgular var.","label":9} {"text":"c_u_m_a_l_i yorumuna bayıldım :))","label":7} {"text":"Yıllar önce izlediğim, baba ve oğulları arasında geçen taht ve güç mücadelesi anlatan sinema şaheserlerinden birisi. Zamanında Kurosawa'nın izlediğim ilk filmlerinden birisiydi. Şu anda bulsam tekrar izleyebileceğim bir filmdir. Filmin en güzel yanı -Spoiler- bağlılık ve isyan arasındaki geçişi çok gerçekçi bir şekilde perdeye yansıtmasıdır yönetmenin. Yani filmin ilk başlarında oğulların o hale geleceğini asla düşünmüyorken, film ilerledikçe geldikleri durumu yadırgamıyorsunuz. İki buçuk saatlik bir zaman diliminde bunu aktarabilmek gerçekten büyük başarı. Sinemada ''değişimi'' anlatmak kolay değildir, çoğu zaman ortaya çıkan şey inandırıcı olmaz çünkü, sözün özü ''Baba oğluna bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş'' atasözümüzün Japonya dolaylarından gelen ispatıdır film aslında -Spoiler Sonu- Sinemaseverlerin beğenerek izleyeceklerini düşündüğüm, epik şaheser. Kurosawa sinemasının en iyilerinden.","label":7} {"text":"alkolik bir pilotun başından geçenleri anlatan ve bundan ders çıkarılması gerektiğini anlatan güzel ve yararlı bir film eğlenceli sahneleride çok iyi hava katmış filme 10 üz 7.2","label":6} {"text":"Karakterler çok matraktı. Bir çok sahnede güldüm...","label":9} {"text":"Aslında rollercoaster adlı arkadaş filmi özetlemiş diyebilirim,güzel bir analiz yapmış.Engin günaydın çok etkileyici oynamış,yani muharrem karakterinin ruh hali,ezilmişliği,insanlarla düzgün iletişim kuramaması falan çok gerçekçi fakat bu filmde bir ulumadır gidiyor nedir onu tam çözemedim ben de!!","label":6} {"text":"yer yer mekani iyi kullanarak, atmosferiyle seyircisini gerebilen bir film. Yine de en akilda kalici yaninin acilis jenerigi oldugunu dusunuyorum... (6/10)","label":5} {"text":"son derece sarsıcı izlerken insanın boğazının düğümlendiği gerçek bir film. anlattığı konu herkesçe malum olunan şeyler ancak izleyince insanı bir başka etkiliyor. film başlarken gerek açılış sahnesi ve müziğiyle güzel bir film izleyecekmişsiniz etkisi uyandırıyor ancak ilerledikçe git gide karanlık tarafına doğru çekiliyorsunuz. filmde gördüklerimizin şuan bile dünyanın çeşitli yerlerinde belki de daha acımazsızca yaşandığını bilmek insanı ayrıca üzüyor. özellikle tayland'da çocuk istismarının had safhalarda dolaştığını göz önüne alırsak. büyük yasal kurumların işin kaynağını bulma bahanesiyle onlara göre küçük sayılacak şeylere göz yumuyor olmaları konusuna da değinmiş ki bence bu senaryonun bir parçası olmasından öte oldukça gerçek. polisin işin içinde olmasına değinmiyorum bile. bok çukuru gibi bir dünyada yaşıyoruz onu bir kez daha görmemizi sağlıyor.","label":7} {"text":"Hem başrol kadın oyuncusu hemde yönetmen olan Gupse hanım çok iyi iş kotarmış , Orta bütçe ile ama sevimli ve izlenesi ; hiç küfür olmayan ve ailece seyredilebilecek hoş bir komedi tarzı olmuş. İlk Deliha filmini izlememiştim . Bu ikincisini beğendim. Gupse hanım küfürsüz komedi olan bu filmde beden dilini eşsiz kullanıyor. Eda hanımın canlandırdığı tiplemesi de çok iyi oyunculuğu ve nadir saf güzelliği birleşince filme apayrı bir romantik komedi tadı vermiş. Filmde ki oyuncuların oyunculukları çok üst seviye olunca ( hele korku filmi izleyen yaşlı ninenin yüz ifadesi ve kısa boylu köylü kabadayı kadın tiplemesi bile kendi başına görülmeye değer. ) orta bütçeye rağmen çok güzel iş çıkarılmış. Ayrıca film ve kamera çekim teknikleri ile filmde kullanılan müziklere bayıldım. Filmin final sahnesinde kullanılan gurme rolü için ülkemizin önde gelen Gurme'lerinden birini 2-3 dakikalık bir rol için ikna edememişler mi acaba. Birçok ünlü Gurme bu tip bir film de kısa rolde oynamayı kabul edebilirdi ve film çok çok daha hoş olabilirdi diye küçük bir negatif eleştiri hakkımı da kullanayım.","label":7} {"text":"Wow!!! Ben bu yapımı tekrar tekrar izlerim; aslında hepimizin bildiği ve hatta kişisel gelişim klişelerine göz kırpan şeyler anlatıyor olsa da bende başka başka kapılar açtı. İnsanın kendini ve hayatı anlama sürecine dair müthiş etkileyici bir iş. Umarım Stutz'ın The Tools kitabı en kısa zamanda Türkçeye çevrilir. Beni derinden yakaladı kendisi, minnettarım.","label":8} {"text":"Her ne kadar senaryo klişe gibi gözüksede kır ve kent hayatı farkını ve taşranın zorluklarını anlatan ilginç bir filmdi. Vahşi batı benzeri bir hava hakim olsada pek başarılı bulunacak yer yoktu açıkcası.","label":3} {"text":"Sanki kafa dinlendirici bir yapısı var gibi başlıyor ama öyle devam ettiğini söylemek zor. İlkbahar, Yaz eyvallah; ama Sonbahar, Kış'ın gerçek hayattaki kadar yorucu olduğunu söylemek lazım. İnsan ömrünü mevsimlerle bağdaştırarak anlatmak Kim Ki-Duk'tan beklenecek kalitede. Çocuğun hayvanlara işkence ettiği sahnelerde sinirlerim bozuldu. Usta Keşişin olaylara bakışı ve müdahaleleri de oldukça etkileyiciydi.","label":6} {"text":"ek olarak, seyircinin onyargilarini bir kenara koymasina katkı sagladigina inaniyorum.","label":8} {"text":"Yönetmenin bir filmini izlemek bile onun objeleri, şekilleri ve oyuncuların duruşlarını ne kadar iyi kullandığını gösterir. In the Mood for Love'da her kare bir fotoğraf gibidir. Çok az dialog olsa da bütün duyguyu iliklerimde hissettim. Filmi izlerken anlam veremediğim bir olay da, gayet acıklı ve çıkmazda sahneler olmasına rağmen, film süresince kendimi mutlu hissetmemdir. Belki muhteşem film müziklerinin etkisidir belki de bazı insanların söylediği gibi Wong gerçekten sinema dünyasında bir tanrıdır.","label":9} {"text":"Mahmut Erol Kılıç'ı görmek sevindirdi.","label":6} {"text":"çook uzun, hint çete savaşlarının tarihi süreçte babadan oğula geçmesini anlatıyor özetle. diğer hint filmlerinin unsurlarıda var, ama bu başka. 8 küsur puanı hint dayanışmasından dolayı almıştır kanısındaydım, ama seyredince; evet o dayanışma var ama hak edebilen bir film... seyretmesi epey meşakatli, ama bittiğinde farklı duygularla yoğunlaşmış olacaksınız, izlediğiniz çete savaşı özünde ama verdiği duygu o değil... Hint filmlerini niye dublaj yapmadıklarını daha iyi anladım, olmuyor, sırıtıyor... Türkçe altyazısı çıkarmı bilmem, ama film içindeki tüm esrar içme sahnelerinde dublaj yok... Seyredeceklere kolay gelsin şimdiden..","label":8} {"text":"Is arkadasimin tavsiyesiyle izledim. Evet, film yer yer germeyi basariyor fakat bu kurgunun iyi oldugu anlamina gelmiyor. Bence vasat bir film. Baslarda durduk yere bize korku filmi oldugunu hatirlatma gayesiyle girilen gerilim müzikleri ve anlamsiz bakislar, bir görevi olmayan diyaloglar ve yersiz gerilim sahneleri... Sonrasinda bir pandemi/zombi/distopi kombinasyonu olan bir kurgu. Is arkadasimin böyle sci-fi horror, distopi ve zombi filmleri hastasi olmasi nedeniyle, ve bu alanda pek az film olmasi sebebiyle bunu begenebildigini düsünüyorum. Ben izledigime pismanim. Bence siz de izlemeyin.","label":4} {"text":"Leyla ile mecnun remake...!","label":6} {"text":"çok güzel görüntülere sahip bir aşk filmi.romantik film sevenler kaçırmasın.","label":7} {"text":"Bu filmi izlemeye karar vermeden önce oyunculara göre değil de yönetmene bakıp ta karar verin lütfen. Çünkü Robert Eggers ve a24 tarzını yansıtan bir film olmuş. Dolayısıyla ortada ağır işleyen, yavaş gelişen uzun bir film var. Bence göndermeler ve senaryo iyi tasarlanmış, sanatsal yapısı ön planda bir film olmuş. Herkese hitap edeceğini düşünmüyorum.","label":6} {"text":"Renée Zellweger her filmde hatunun mimik aynı guldu gulecek bı yzu ıfadesı aldıgı pataya yazık eskı fılmlerını ızlememmı sbırısı ıcın farklı gelebılrı ama baydı","label":5} {"text":"Filmde bir tek Kıvanç Tatlıtuğ var. Ona da bu filmle yazık olmuş. Çünkü baştan sona kötü bir senaryo. Hiç beğenmedimmm.","label":5} {"text":"açıkcası beğenmedim. Hayır, kendini izletmeyecek bir film değil, 2.5 saat izletiyor kendini ama türünün özelliği bu zaten. Seneryo klişe, sosyolojik çıkarımlar basit... Bence bu filmi izlemeseniz bir şey kaybetmezsiniz","label":5} {"text":"Öğretmenlik mesleğinin o güzel yanını çok iyi yansıtmış müzikleri de beğendim.","label":6} {"text":"ya iyi filmler yapıyoruz da yine baktım bu filmde de afişte bütün oynayanlar gösterilmiş.ya türk filminin afişinde illa bütün kadro gösterilmek zorunda mı gına geldi artık en fazla 1 kişi ve ya filme özel bir eşya olsun.","label":1} {"text":"shipping news gibi sıkıcı gerici itici spastik bilmemki bu filmleri niye çekerler","label":0} {"text":"Anthony Hopkins bu filmde gerçekten efsaneydi.","label":8} {"text":"berbat sonlu rezalet film. film bittiğinde ekrana kafa atmamak işten bile değil.","label":5} {"text":"Cesur bir yönetmenden ilginç bir film. Bakırköy Cinemaximum marmara forum'a filmi sinemada izleme fırsatı sağladığı için teşekkür ederim. Ayrıca nuri bilge ceylan'a da teşekkürler. Rus yönetmenin türkiye'de tanınmasına katkı sağlamıştır","label":6} {"text":"Film boyunca arcade oyun oynamak ve delilercesine şeker yemek geçti içimden. İnanılmaz özgün bir fikir. Kimin aklına gelirdi bir oyun karakterinin programlama hatasını film hikayesine aktarmak? Harika.","label":7} {"text":"Harika film olmuş eline sağlık umarım devam gelir. (Dabbe'nin serisini yönetiminden) arkadaşlar bilginiz olsun sonun da geri döndü 👏👏👏","label":9} {"text":"Ders niteliğinde.","label":8} {"text":"Senaryo muallakta kalmış biraz. Yer yer güldüren, yer yer parçalı bulutlu bir film. Aklımda pek bir şey de kalmadı ki hakkında yazayım... Tam çerezlik film olmuş, fazlası değil. Çalgı Çengi'nin çok uzağında. Karşı yakanın taksisi.","label":5} {"text":"Imdp bu filme haksizlik yapmis bu film harika bir suc ve polisiye filmidir yalnizca yonetmenligi Bryan Fuller gibi suc filmlerinde yetenekli bir yonetmen alsaydi film Basyapit olurdu","label":7} {"text":"Filmin bazı komik bölümlerine yer yer gülebilirsiniz. Ancak genel olarak baktığımızda ; oyunculuk, senaryo, kurgu açısından çok zayıf, çok basit, kötü bir film olduğunu söyleyebiliriz. Yapımcılar, yönetmenler işin kolayına kaçmak istiyorlar. Komedi filmi çekelim, halk komediye bayılır, gelir izler, hasılat artar diye düşünüyorlar ancak yanılıyorlar. Komedi filmi de çekecek olsan içinde kalite unsurunu barındırmıyorsa çöp olmaktan öteye geçemiyor. Artık Türk sinemasında saçma sapan, gereksiz, boş, kötü komedi filmleri görmek istemiyorum. Yapımcı ve yönetmen arkadaşlar, bundan sonra yüksek bütçeli tarihi-biyografik-dramatik kaliteli filmler çekmenizi istiyorum. Bu alanda araştırmalar yapın, çalışmalar yapın, emek harcayın, bu alana yoğunlaşın. Bu yazdıklarımız artık kulağınıza küpe olsun ...","label":1} {"text":"Batman, Süperman, Spiderman vb gibi kostümü olmayan uçamayan teknoloji harikası silahları olmayan oraya buraya ağ fırlatmayan bir kahraman olur mu bu filmde onu izliyoruz Bana genel olarak Batman filmini anımsatmış olsa da onun gibi kostümlü bir kahraman izlemiyoruz bu filmde evet kahramanımızın önem verdiği bir şey var o da sadece şapkası Yok şapkası her hangi bir özel güç kazandırmıyor Filmde özellikle sıradan aksiyona bodoslama dalan kahramanlara karşı bir duruş mevcut bunu her olay öncesinde bize kahramanımız yaşatıyor bence bu yönden güzel bir farklılık mevcut Rus sanatına öfke duyulan bu günlerde bence eğlenceli bir macera aksiyon filmiydi Filmin eleştirilecek yönleri yok mu bunun olmadığı film yok ki Yine de alışılmışın dışında bir kahraman filmi izlemek isteyenler bence değerlendirebilir","label":6} {"text":"Wes Anderson filmlerinde o tuhaf telaşı, karışıklığı seviyorum ben. Film eğlenceli, komik ve merak uyndırıcıydı. Sıkıldım diyenlere şaşırdım açıkçası. Kısa süre de olsa Tilda Swinton'ı görmek güzeldi.","label":7} {"text":"Kitabını okumayan bu filmden pek bir şey anlamayacak, tat alamayacaktır. Kitabını okuyanlar içinse bu filmi seyretmeye gerek yok. Ancak bazı yerleri hatırlamaya yarar. Yönetmeni suçlamıyorum; böyle bir kitabı filme aktarmak elbette imkansızdı... 5/10","label":4} {"text":"hiç bir ülkenin \"güvenlik kaygım var\" diyerek yapmış olduğu saldırı ve savaşı haklı çıkaramayacağını, gözümüze sokarak, harika bir belgesel animasyon filmiyle bize anlatan, devam ettikçe insanın gözüne hakim olamamasını sağlayan, vurucu, gerçek görüntülerle kapanışı yapan harikulade bir film. izleyin izlettirin, şu günlerde israil'in başka bir katliam yaptığını da düşünürsek daha anlamlı oluyor.","label":6} {"text":"son yarım saati olağanüstüydü. yönetmenin izlediğim üç filmi arasında en beğendiğim.","label":7} {"text":"Slapstick anlayışının güzide örneklerindendir.","label":6} {"text":"bence harika finali ile basarılı bir gerilim filmi.kesinlikle izleyin ..10/8","label":7} {"text":"Tarzı kapsamında düşündüğümüzde çok da iyi diyemeyeceğimiz, ama bu tarzı seven izleyenler için izlenebilitesi olan bir film.","label":6} {"text":"filmin senaryosu oldukça güzel içerisinde hem durum var hem de birazcık bir daha kaliteli bir film olmuş gidip izlemenizi Şiddetle tavsiye ediyorum","label":9} {"text":"(...) Denis Villeneuve'nin, son filmi Düşman ile, geçen yıl izlediğimiz Tutsak'tan sonra gerilim türünde yoluna devam ettiğini görüyoruz. Tutsak'a nazaran daha psikolojik bir gerilim olarak göze çarpan Düşman, farklı yorumlamalara açık metaforik öğeleriyle de oldukça dikkat çekiyor. Filmi kavramak için yoğun bir dikkat ve hiç bir detayı atlamamak gerekiyor. Anlaşılması zor, karmaşık ve kafa yorucu yapısı ise filmin, izleyici kitlesini daraltıyor haliyle. Bulmacalı işlerden hoşlanmayanlar için tam bir işkence kaynağına dönüşebilir.","label":6} {"text":"Sade ve oldukça keyifli...Duygusal olmasının yanısıra yer yer de komik.","label":7} {"text":"Kesin bu filmi bi ataist çekti ne duaya ne kitaba ne namaza ne camiye hiçbişeye saygı yok dalga geçmişler dinle . İğrençti çokta amatörce . Vaktinize yazık","label":1} {"text":"\"İster Paris'e git ister Pekin'e, her yerde McDonal's hamburgeri var ve bu da isim hakkı alınmış yaşam formlarının ekolojideki karşılığı. Her yer aynı. Japon sarmaşığı. Zebra midyeleri. Su sümbülleri. Sığırcık kuşları. Burger King'ler. Yerliler ve özgün olan herşey yok ediliyor. Elimizde kalan tek biyolojik çeşitlilik, Coca Cola'ya karşı Pepsi olacak...\" -Charles Michael Palahniuk","label":7} {"text":"bence gayet güzel bir filmdi,özellikle owen wilsen ve vince vaughn çok iyi bir ikili oluşturmuşlar vede oyunculuklarını konuşturmuşlar.tamam sonu bildik ama bu sizin film boyunca gülmenizi ve eğlenmenizi engellemiyor.izlemeyenler bence hemen izlesinler ve hollywood buna benzer komediler yaparsa çok sevineceğiz...8/10","label":7} {"text":"Film o kadar eksik o kadar hatalarla dolu ki. Yunus Emre'nin yanından dahi geçememiş.","label":3} {"text":"Almanyada yaşananları objektif bir dille anlatmış yönetmen.. iyi bir özeleştiri.. bu yönüyle dahi takdir edilmeli.. bunun dışında oyuncular da çok başarılı..ve ayrıca 'teşekkür etmek' davranışının binbir türlü şeklinin olabileceğini gösteren iyi bir film başkalarının hayatı..","label":7} {"text":"İyi film. Eğlendirici. Hani boş vaktiniz olur oturup ailecek (çekirdek aile hehe) 'ne izlesek ne izlesek' denildiğinde 'heh tamam' diyebileceğiniz bir film. A. Sandler bildiğiniz gibi. Filmdeki bölünen ve gidiş geliş yaşanan sahneler oldukça zevkli. 8","label":7} {"text":"çok uğraştım 3 sefer denedim.. O kadar bayıyorki film.. Devamını getiremedim… bu kadroya büyük yazık olmuş.. Bo kadrodan nasıl nu kadar sıkıcı sıfır sürükleyici film çıkmış anlamak imkansız.. Olmamış ya..","label":1} {"text":"Hikaye çok iyi takip edilmediği takdirde kafa karıştırıcı bir hal alabiliyor. Hikaye örgüsünün iyi işlendiği ama nedense bir şeylerin eksik kaldığı hissinden bir türlü kurtulamadığım bir yapım olmuş. İzliyor meraklanıyor ama sonunda merakınızın tam olarak karşılığını alamadığınız hissine kapılıyorsunuz. Oyuncular ve oyunculuklar üst düzey olmasına rağmen nedense filmi bir türlü bağlanamadım. Gerilim ve dram öğelerinin yerli yerinde kullanıldığı film yinede herkese istediğini vermiyor diyebilirim. İzleyip karar vermek size kalıyor yine. Eğer yavaş ilerleyen ve hikayelerin iç içe girdiği bu tarz yapımları seviyorsanız bir şans verebilirsiniz.","label":4} {"text":"Finaline dek, merak içinde seyrettiren başarılı bir gerilim...","label":9} {"text":"imdb yüksek, oyuncular iyi, beklentiler hayli yüksek. ama beklentimi karşılamadı. görsellik güzeldi, vintage hissettirdi ama boş.","label":6} {"text":"mükemmel bir konu ve muhteşem oyunculuklara sahip bir film.amerika'nın pembe panjurlu evleri değil de ozark dağlarındaki zorlu yaşam ve bir kızın başından geçen korkunç olaylar gayet iyi anlatılmış.","label":8} {"text":"Kandırmaca, sakın gitmeyin, biz yeni diye gittik hepsi oğlumun izlediği çıktı, saçmalık boşuna para verdik, yazık...","label":0} {"text":"bir kaç on yıldan oluşan insan ömrü.... ihanetler, hastalıklar, kıtlık, kıran, ölüm... yinede esirger masmavi gökyüzü insanı, bir dolunayı kaç kere daha sarhoşken görebilecegiz... etkileyici bir görsellik, oyuncular çok iyi.","label":7} {"text":"Seride, yerini hak eden tek film. Diğerleri overrated ancak bu epey iyi.","label":7} {"text":"sıkılmayacağınız kadar iyi izlenmeyecek kadar vasati bir film karmakarışık bir yapım anlayacağınız 3/5","label":5} {"text":"Xavier Beauvois'dan basarili bir film olmus , film duygulariniza dokunmayi basariyor","label":5} {"text":"evet belki Miyazaki'nin bunlardan çok daha güzel filmleri var.. ama Kiki'yide çok seviceksiniz çocuğunuz yeğeniniz vs. kim varsa ufaklık bilhassa onlarla oturup izlemenizi çok tavsiye ederim..","label":7} {"text":"bu filmi beğenmiyen bit tek bn mi varım","label":1} {"text":"sırf sean bean'ın oyunculuğu için bile izlenebilecek bir film. senaryo ilk başta klişe gelebilir. adamın arabasının üstüne para çantası düşüyor sonra paranın sahibi gelip parasını istiyor falan. ama filmi izleyince bu izlenim tamamen değişecektir bence. izlemenizi tavsiye ederim güzel filmdi. puan konusunda cimrilik etmişler bana göre. benim puanım 10/8","label":7} {"text":"Uzun zamandır izlediğim en iyi sinematografiye sahip yapım. Çok kaliteli olmuş.","label":7} {"text":"zaman kaybı yaşadığım ve neredeyse hiçbir anını hatırlamadığım bir film","label":0} {"text":"John Woo'nun en iyi filmi olarak nitelendiriyorum. Film de aksiyondan daha güzel şeyler de var. Mesela performanslar. Senaryosu fantastik geliyor ilk etapta belki ama Face Off kategorisinde ayrı bir yere sahip bir film.","label":7} {"text":"Uzun zaman önce izlediğim korku - komedi unsuru içeren Tucker and Dale ile birlikte en beğendiğim filmdir...","label":8} {"text":"Klasik bir Romantik Komedi konusu var. Ancak Adam Sandler izleyenleri eğlendirmesini bilen bir insan olarak, yine görevini yapmış. Çok güldüren sahneler var. Hindistan Cevizi sahnesi aklıma ilk gelen sahne. Bir de Nicole Kidman'ın küçük bir rolü var. Filmin sonunu tahmin etme kaygısı taşımadan izleyeceksiniz, izleyin. Eğleneceksiniz. Yok \"Bu ne sıradan film böyle?\" diyecekseniz hiç bulaşmayın.","label":6} {"text":"Öyle aman aman süper harika bir film değil. İzlettiriyor kendini. Vakit kaybı değil. Orta kıvamda bir film.","label":5} {"text":"Clive Owen ın iyi filmlerinden bu adam gerçekten oynadığı rollerin hakkını veriyor bence sıkı bir aksiyon istiyorsanız aradığınız filmlerden biri. .","label":8} {"text":"film o kadar anlamsız ki o kadar olur demet akbağ dan ve zafer algözden böyle bir film çıkması üzdü beni","label":0} {"text":"İşte sanat bu.","label":7} {"text":"Seneryo daha iyi işlenebilirdi, gerçekten televizyon skeçi havasında işlenmiş Çok kötü işlenmiş bir film. Zaman kaybı. Kesinlikle tavsiye etmiyorum","label":1} {"text":"Pek çok insan bu filmin dünyanın farklı yerlerinde yaşayan ve birbirini tanımayan insanların birbirlerinin hayatını nasıl etkileyebildiğini göstermesi açısından çok önemli olduğunu söylüyor.Bende bunlardan biriyim.Ama ben bu filmin çok iyi bir film olduğunu düşünmüyorum.Bunun sebebide yönetmenin seçtiği anlatım dili.İsterseniz bu aralar gösterimde olan Benjamin Button ın Tuhaf Hikayesi filmini bir izleyin.Birbirlerini tanımayan insanların birbirlerinin hayatını bilmeden bile nasıl değiştirebileceklerini o filmde de işlemişler.Ancak yönetmen David Fincher bunu sadece 5 dakikada ve çok daha etkileyici bir şekilde yapmış.Bu da yönetmen yeteneği farkı.","label":6} {"text":"bencede dizi kadar komik değildi ama yinede beğendim ben.","label":7} {"text":"türü sevenler icin orta karar bir film olmuş gibi.. çoğu kaynakta dram, romantik yönü önplanda gösterilmiş de pek o açıdan bakmamak lazım keza konunun amacı bilimkurgu, görsel öğeleriyle değil de hikayesiyle düşünselliğe iten bir bilimkurgu. Şu an sitede yazan filmin konusu yazısı da doğru değil, düzeltilmesi lazım.","label":5} {"text":"izleyelim öncelikle.kararsızım...","label":7} {"text":"Dikkatimi en çok çeken kısım, oyunculuklar oldu. Bir roman uyarlaması olan filmin karakterleri doğruca yansıtabilmesi zordur; ama Kate Winslet ve Leonardo Di Caprio'nun mimikleri resmen oyunculuk derslerinde ele alınacak derecede başarılı. Bazı duygu geçişi yaşanan sahnelerde geri sarıp tekrar izledim, gerçekten çok iyiler. Ayrıca deli John karakteri de çok başarılıydı. Yabana atılmayacak bir film.","label":6} {"text":"Afişine aldanıp klasik Amerikan komedisi sanıp izlemek izlememiştim ama iyi ki öyle bir şey yapmamışım. Böyle karakter filmleri daha çok çekilmeli. Sonu çok çok güzeldi.","label":7} {"text":"İlk filmi harikaydı bu sayede 1 yıldır bekliyordum ikincisini sinemada izleyebilmek için, 22 eylül yani dün sinemaya gelir gelmez gittim izlemeye fakat o kadar sıkıldımki izlerken biran önce bitsin istedim , boşuna zaman kaybı 2. Filmi onun yerine sadece 1'i izleyin yeter","label":0} {"text":"inanın bana 10 yıl önceki 2D lik (Dsi bile gerek yok) çizgi dizisi daha kaliteli. ne vardı sanki bu filmi nostajik olarak çizgi film olarak soksalardı canlı oyuncuların olmadığı 3D olamadan bir film olsaydı ve ayı yogiyi bu halde görmeseydik ne olurdu sanki. olmamış","label":1} {"text":"Güney Kore sineması diye bir şey var artık günümüzde. Başka hiç bir ülke sinemasına benzemeyen başka bir şey bu. Ya tutku derecesinde seviliyor ya nefret ediliyor. Ben ilk gruptanım. Denizden ne çıksa yerim diyenler gibi bende Güney Kore'den çıkan her filmi izlerim sanırım. Bu filmide çok beğendiğimi söylemeliyim.","label":6} {"text":"Filmin senaryosu gerçekten çok iyi. Angela Bettis'in oyunculuğu ise çok çok güzel. Bir gerilim filmi olarak izlemeye başladım ama pek gerildiğimi söyleyemeyeceğim. Yine de sıkılmadan izlenen hoş bir film. Eğer gerilim değil de biraz vahşet isterseniz sizin filminiz bu olabilir.","label":6} {"text":"Senaryo biraz hafif kaçmış olsa da, çok oldu bittiye getirilmiş bir film olsa da izlemeli, izlettirilmeli dediğim filmlerden biridir benim için. Dimdik ayakta durmaya çalışan bir Vali'nin kendi ülkesinde aslında ne kadar yanlız!! olduğunu görebileceğiniz bir film. Erdal Beşikçioğlu'nu ayrı bir yerde tutsam da, bu filmde Şemsi İnkaya oyunculuğuyla almış, götürmüş..10 dakikalık rolde bende büyük bir etki bırakmayı başardı.. Siz Türk'lerin en sevdiğim yanı ne biliyor musunuz, geçmişi çok çabuk unutuyorsunuz.","label":5} {"text":"BU KADAR BERBAT BİR FİLM OLAMAZ VERDİĞİNİZ PARAYA YAZIK FİLM 60 DK SANKİ 3 SAT İÇERDE KALIYOR GİBİSİNİZ. KADRO İYİ DİYE GİRDİK KOCA SALONDA 2 KİŞİ VARDI. 5 PARA ETMEZ , VERDİĞİMİZ PARAYA ACIDIĞIMIZDAN ÇIKAMADIK ... HAYAL KIRIKLIĞIYLA HEMDE FAZLASIYLAAAAA .. BERBATTTTTTTTT..","label":1} {"text":"açıkcası 1. filmin üstüne iyi bişeyler yapamadılar serinin 2. fimide biraz daha iyiydi ama bu serinin sonun filmi biraz amaçından çıkmış bir halde özellikle ilk iki filme göre konu daha basit daha durağan daha kalitesiz sahneler çok sıradan film olsunda ne olursa olsun gibilerinden iyi tarafı oyunculuk diyebiliriz filmi tek izlenir kılan tarafı bu olsa gerek ama eğlenceye birazda gülmeye doyacaksınız tavsiye ederim iyi seyirler...","label":6} {"text":"Bu filmi sinemada izleme şansım olmamıştı. Bugün dvd de izledim ve açıkçası hüsrana uğradım, çünkü bu kadar ii oyuncularla çok daha başarılı bir film bekliyordum; fakat filmi çok sıradan buldum. Konu daha iyi işlenebilirmiş, seneryoda da kopukluklar var gibi. Her şey sanki havada kalıyor. Böyle kaliteli oyuncuların birlikte olduğu bir filme yazık olmuş diyorum","label":1} {"text":"Sonlara doğruki meclis sahnesinin stüdyo ortamında çekilip bilgisayar efektiyle süslenmesinin bu kadar göze çarpmasının ve yapay gözükmesinin nedenini filmin bize vermeye çalıştığı mesajla çok ta iyi anlayabiliriz aslında.","label":8} {"text":"Zaman zaman gülümsetip günümüz dünyasına göndermeler yapan ortalamanın üstündeki sıcacık film. Bir ara cüceler diyarına bile kapitalizm'i getirdiniz dedirtse de bu detayı saymazsak ben izlerken çok keyif aldım; 10/7 -\"Yavşak\"; aslan kalpli, haşmetli, mert adam demektir. - Bu doğru mu? - Evet, doğru. - O zaman ben sadece bir yavşak değilim, büyük bir yavşağım. - Evet, önde gidenisin! - Ben, General Edward Edwardian, bu topraklardaki en büyük yavşağım!","label":6} {"text":"John McClane i seviyorum ben ya. diğerlerine nazaran zor ölüm 4 hayal sınırlarını biraz zorlasada çok hoş bir seyirlik.","label":6} {"text":"Ailecek izlenecek tarzda bir film. Gerçekten üç dört sahnesinde kahkaha attırıyor başarılı bir film olmuş sonuçta bir Jim Carrey filmi izleyen pişman olmaz.","label":6} {"text":"ben filmi bir kaç kişinin tavsiyesi üzerine izeldim.beklediğimden çok daha kötü çıktı.filmde komiklik adına hiçbirşey yok normal bir filmde bile daha çok espri var.sadece kızın cama çarpma sahnesi biraz komikti.romantik derseniz romantik bir film.oyunculuklar orta derecede filmin bazı sahneleri kısa tutulmuş.örneğin/kuzeye gittikleri sırada o sahneler daha uzun tutulabilirmiş.ayrıca emily in oliver a karşı olan hareketleri belli belirsiz yani filmin başında adamı kovuyor,istemiyor sonra yemeğe gidiyorlar.nasıl iş bu sonuç olarak ben filmi beğenmedim daha değişik konular bulunmalı yani insanın filmin daha en başında sonunu tahmin etmeyeceği konular.ama siz filmi beğenebilirsiniz zevkler ve renkler tartışılamaz.5/10","label":6} {"text":"İlk defa bir Recep İvedik filmini beğendim bir kesimin anlayacağı şekilde memleket meselelerini ele alması çok iyiydi. Film bittikten sonra Kozak köylülerinin yaşadıklarını mutlaka okumalısınız, zamanında oradaki bir işçiyi siyanürlü havuzda tehlike yok demek için yuzdurmusler şimdi ise köylerde neredeyse herkes kanser :(","label":7} {"text":"jacguelyn mitchard'in oldukca guzel bir kitabi.. kitaptan uyarlanmış aynı isimli 1999 yapımı filmde michelle pfeiffer kaybolan oğlunu arayan anneyi oynamaktadır. film bir ailenin büyük trajedisinin yanında doğuran mı büyüten mi ikilemini konu almakta ve izleyiciye sorgulatmaktadır aslında. hayatta en çaresizce üzüldüklerimiz istemeden kaybettiklerimizdir ama bunların sahip olduklarımızı gölgelemesine ve önemsizleştirmesine izin vermemek gerekir. hikayenin ve filmin en çok hissettirdikleri de bunlardır. ayrıca filmde whoopi goldberg farklı bir dramatik rolde başarılı bir performans sergilemiştir. [spoiler] ailenin babası, kaybolan ortanca çocuğun bulunması şerefine kendisine ait olan italyan restoranında yemek verir ve yemek sırasında bir italyan dansı oynanır. adam çocuğu dansa kaldırdığında çocuk bu dansı bilmediğini ama hasapiko diye bir dans bildiğini söyler. bunun üzerine hasapiko çalınır ve bize çok tanıdık melodiler eşliğinde halay çekmeye başlanır. işte bu dans bildiğimiz kasap havasıdır... [/spoiler]","label":5} {"text":"Yorumların alt kısmına bakarsanız; filme gidilsin diye yazılmış bilinçli ve yancı yorumları görürsünüz. Bu adamlar sahte hesap mı yoksa Şahan ın para ile tuttuğu bir gurup mu bilemem..? Lakin gerçek izleyenlerin ve yahut tuzağa gelenlerin yorumlarını okuyunca gerçekleri buluyorsunuz... Şahan bir bitmedi sümüğün kakan pisliğin... Mide bulandırıcı bir zaman kaybı daha... Filmden çıkınca hissiyatınızı tarif etmek gerekir ise; internetten cep telefonu sipariş edip, kutuyu açınca hıyar ile karşılaşan dayı ile aynı...","label":0} {"text":"Jessica Biel a, yakışmış vampir avlamak :)","label":9} {"text":"HAYATIMDA DAHA SAÇMA,DAHA AMATÖR,BECERİKSİZLİKLERLE DOLU,,OKUL PİYESLERİNDE GÖREMİYECEĞİNİZ AMATÖRLÜKTE OYUNCULUKLAR...ELEŞTRİ YAPMAYA BİLE DEĞMEZ DE YANILIPTA İZLEMEYE KALKMAYIN DİYE YAZIYORUM","label":1} {"text":"Küfür dolu boş bir film. Rezalet!","label":0} {"text":"ben boyle sacmalik gormedim giden 100 dakikama yanayim cekmeyin gozunuzu seveyim boyle filmler korku gerilim demeyin sonra da igrencti kotu kelime kullanirdim ama neyse","label":1} {"text":"hiç sıkmayan her dakikasını izlettiren bir film. bu film için sıfırdan bisiklete binmeyi öğrenen joseph gordon ise hakkını vermiş. ancaak o kadar hareket çeşitliliği olan bir dalda dahada iyi sahneler olabilirdi. filmin büyük çoğunluğu sadece sürmek üzerine sokak sporlarına gram bilgisi olan bir kişi bile nelerle doldurulacağını tahmin edebilirdi. özet geçersek güzel vakit geçirmeye yarayan sıkmayan bir film.","label":7} {"text":"Johhny Deep ve Marlon Brando ikilisini seyretmek gerçekten çok keyifliydi.. Diğer oynadığı bütün filmlerde olduğu gibi Jonny Deep yine karekterin tüm özelliklerini yansıtmayı, karekterin içine girmeyi başarmış.. Marlon Brando'ya zaten söyleyecek söz bulamıyorum.. Masalsı bir anlatımla aşkı, yer yer romantizmi çok iyi aktarabilen bir film olmuş.. Bazen gerçekle, hayal dünyasını karıştıracağınız, film bittikten sonra yüzünüzde bir tebessüm oluşturacak, seyri çok keyifli bir film..","label":6} {"text":"Türk sinemasına düzenli olarak her yıl film üreten Çağan Irmak;yine hikayesiyle seyirciyi yakalamaya çalışmış.Yakalamaya diyorum çünkü ben bir türlü Çağan Irmak filmlerinin içersine giremiyorum.O kadar kör göze parmak sokarcasına anlatıyorki filmi,benim sinirlerimi bozuyor.Sanki mecburuz Çağan Irmak filminde ağlamaya,üzülmeye veya her ne duyguyu size zorla yedirmeye çalışıyorsa.Bir hikaye anlatma derdinden çok,seyirciyi etkileme çabasında olduğu için,filmleri beni pek cezvetmiyor.Çağan Irmak sadece müdahele etmeden yönetmen koltuğunda kalması daha hayırlı olur diye düşünüyorum.","label":3} {"text":"3 saate yakın olan versiyonuna maruz kaldım ve sıkıntıdan ölmek üzereydim biraz daha bitmeseydi. Kısa versiyonu eminim daha iyidir. 1 buçuk saate sığacak bir senaryoydu çünkü bu bence. bu versiyon kadının hamileyim yakarışlarına rağmen suya atlayan bir adam barındırıyordu. Anladık yunusları seviyorsun da öeh yani. Bence saçma sapan bir sondu. edit:Araştırma sonucu adamın gerçek biri olduğunu öğrendim. Kendisi 2000 lerin başında intihar etmiş. Bu açıdan bakınca son şimdi biraz mantıklı geldi zira hamileyim diyen bir kadını ortada bırakıp karanlık sulara atlamak akli dengesi yerinde olan birinin işi değil.","label":6} {"text":"Mr.Bean=Kemal Sunal filmlerinin ingilizcesi.Ben Rowan Atkinson ı bu kategoriye yerleştiriyorum.Zamanında bu gibi filmleri Kemal Sunal çekti.Sakar Şakir örneğini verebiliriz.Tamam Sakar Şakir filmi ile Mr.Bean arasında benzerlik yok ama sonuçta iki karakterinde yaptığı sakarlıklar söz konusu.Yoksa izlenmeyecek bir eser değil.Sonuçta bende bu film e 10 üzerinden 7.5 verdim.","label":7} {"text":"bence çok komikti...","label":6} {"text":"Başarılı bir Kuzey filmiydi. Zekice hamleler, başarılı oyunculuklar ve ilgi çekici mekanlar, kamera çekimleri içeriyordu. Benzer konuların işlendiği, izlerken aklıma ilk olarak Carrie gelmişti mesela, ancak bunlar arasında kendine özgün bir yer edinmeyi başaran bir yapım.","label":6} {"text":"çok güzel...insanın içini sıcacık duygularla dolduruyor....mutlaka izleyin=)","label":7} {"text":"Ortalama bir film olmuş,fazla bir beklentiyle gitmemek lazım.Birçok arkadaş Eyvah Eyvah ya da Şahan Gökbakar'ın Recep İvedik filmiyle kıyaslıyor ki bu oldukça saçma, apayrı 3 film.Sadece fazla bir beklentiyle gitmediğiniz sürece film kendini izletecek bir film.Filmdeki tek çok beğendiğim yan, oyuncuların doğallığıydı.Ata Demirer gerçekten rolünün hakkını vermiş :)","label":4} {"text":"Türkiye şartlarında çekilmiş konusu olarak en iyi, sıkmayan filmlerden birisidir. Öyle bir filmki özcan denize bile sempati kazandırabilir :) Çocuk yıldız Mesutcan Tomayda gayetgüzel rolunu oynamış. Bence izleyin birşey kaybetmezsiniz aksine güzel bir TÜRK yapımı film izlemiş olursunuz.","label":7} {"text":"Ben Denzel Washıngton'ın filmlerini beğenenlerdenim.Ama bu film olmamış.Film klişelerle dolu ve hiçbir karakterin(baş karakterde dahil) derinliği yok.Film çok yüzeysel işlenmiş.Rambovari baş karakter çok yapay.Umarım devamını çekmek gibi bir gaflete düşülmez.[spoiler]Ayrıca bu amerikan sinemasının kahraman amerikalı kötü rusları ezer geçer temasından bıktık artık.[/spoiler]","label":3} {"text":"eğer kitabını okuduysanız filmi kesinlikle izlemeyin hayal kırıklığına uğramanızı istemem filmin bu kadar beğenilmesinede sadece gülüyorum bildiğimiz çocuk filmi diyebilirim ölüm yarışının çakması diyebilirim bu kadar etkili bir konuyu bu kadar basit ve sıradan amatör bi yapıda çekildiğine inanasım gelmedi oyuncu kalitesi zaten berbat sadece esrarengiz olarak Jennifer Lawrence biraz kendini göstermiş film o kadar durağanki ikinci yarısına kadar hiç birşey yok zaten beklenildiği kadarda aksiyon yok varda kalitesizlik ve amatörlük o kadar baskın çıkıyorki hiç birşey anlamadan film bitiyor bu ilk filmi izledikten sonra ikincisini izlemek hiç içimden gelmiyor kesinlikle tavsiye etmiyorum uzak durun...","label":3} {"text":"aman tanrım!! diyerek başlamak istiyorum. tmm belki daha az kan dahaz az kırmızı renk falan fakat brad pitt i bir filmde ilk defa bu kadar yakışıyor olması christopher waltz ın karakterinin tam bir şahaser olması o eksik kırmızıyı oluk oluk akması gereken kanı öyle bir tamamlıyor ki yokluğunu hissetmiyorsun bile. tarantino dan bir numaralı filmim artık budur.","label":8} {"text":"İlk film kadar olmasa da bu filmde keyifliydi.. Televizyonda her gördüğümde yüzümde bir tebessüm oluşturur..","label":6} {"text":"Film sıkıcı ve yavaş gelebilir ve yalnız izlenilmesi daha çok önerilir .Aksiyon burada daha çok karakterlerin kafalarının içinde ve karakter kendisiyle ve çevreyle kaos içerisinde.Dönüşüm,güç,kontrole sahip olmak insanlar,hayatin beklentileri ve insanların aptalliklari uzerine bir film son çeyrek harikaydı zaten en sonunda bütüno sıkıcı sahnelerin aslında bir dönüşüm sureci olduğunu farkedecegiz.","label":5} {"text":"... o sakallı geri zekalıyla bırak 3 gün yolculuk yapmayı, aynı banktatren bile beklemem, onunla aynı araca bineceğime yaya giderim, yollarda geberirim daha iyi be! Komedi filmiymiş, pöh! O sakallı şişko filmi komedilikten çıkarmış, adeta gerilim filmi yapmış. Gerilim filmi olarak:5,5/10; Komedi filmi olarak: 2/10","label":1} {"text":"yalancı","label":7} {"text":"Eli Roth filmleri ve devamlı kadroda yer alan isim Lorenzo İzzo farkı... Eli Roth kafası dedikleri bu olsa gerek, pedofili ve her erkek aldatabilir mesajlarıyla süslü bir gerilim filmi olmuş. Sonu çok açık bitmiş, bir çok soru varken en merak ettiğim neden böyle bir son tercih ettiği ?","label":5} {"text":"2 gündür uğraşmama rağmen bir türlü izleyemedim filmi neden bunu yapıyorsunuz.. listeme ekledm. takip ettim üye oldum. hala sadece fragmanı görebiliyorum sadece. Üstelik izlediklerim arasın girdi izlemeden. ne biçim bir site bu zaman çalıyorsunuz sadece. puanım izleyemediğim filme değil sizin siteye.","label":1} {"text":"film çok uzun.. ben de bu filmin korku mu, fantastik mi yoksa drammı oldgunu anlamadım..","label":6} {"text":"Filme sadece yıldız oyuncuları için bu notu veriyorum. Filmi öyle yapmışlar ki senaryodan tutmazsa oyuncular götürür işi yok o da olmazsa araya erotik ve uç sahneler koyalım film unutulmaz olsun. Yani bir hayli kasılmış bu film için. Dialoglar çok hızlı ve yersiz. Temel içgüdü filminde ki gibi akıllarda kalınacak bir sahnesi var (ferrari sahnesi) ve bu saçmalıklar kesinlikle filmi bayağılaştırmış.","label":5} {"text":"scott charles stewart ve paul bettany'nin yakın zamanlı ve birbirine oldukça benzeyen filmlerinin ikincisi.ilki legion idi.başrolde yine paul bettany,yine karizmatik ve otantik halleriyle kurtarıcı rolündeydi.ikincisi de priest.hem karakterler,hem de bu filmlerin konuları pek çok açıdan aynı dediğim gibi.ikisi de dini unsurları temel alıyor öncelikle.ikisi de canavarlı-vampirli aksiyon ve bol kan vaat ediyor.filmlerin çekilme amacı dünyaya senaryo veya oyunculuk dersi vermek,karmaşık kurgular eşliğinde sanat şöleni yapmak vs. değil tabii ki.salt aksiyon isteyenler tercih etmeli bunları.sonuç olarak baktığımızda da kısa süreleri içerisinde,paul bettany'nin de katkısıyla,sürükleyici ve başarılı aksiyonlar izlemiş oluyoruz.izleyip unutulan ve vakit geçirmek için izlenen hafif filmlerden.kendi kategorisinde başarısız olduğunu söyleyemem.","label":6} {"text":"Düşük imdb puanına rağmen tavsiye etmekten çekinmediği filmdir. Madsen ile beraber restorandaki diğer pek çok oyuncu gayet inandırıcı. Yoldan geçerken \"Dur şurda bir şeyler atıştırayım da sonra yola devam ederim\" deyip girdiğiniz herhangi birfast food restoranındabaşınıza neler gelebileceğini hiçtahmin edemeyeceğinizbir durum söz konusu. Gerilimi dozunda, sonu süprüzlü. Madsen her zamanki gibi karizmatik sert bakışlarıyla oyuyor :)","label":7} {"text":"Kieslowski evrensel bir insandır, yaşadığı bölgenin zenginliklerini kullanıp bugüne kadar ulaştırabilmiş bir dehadır, alimdir. Düşünce harika, cevaplar da öyle, alın size hayatınızın özeti ve ne olacağınız... 100 yaşında bile \"daha uzun yaşamak\" diyebilecek kadar...","label":7} {"text":"Dan Brown'un kitaplarından uyarlanan, Da Vinci Şifresi serisinin 3. filmi Cehennem'in başrolünde yine Tom Hanks ve yönetmen koltuğunda da Ron Howard var. Ve Cehennem, Profesör Robert Langdon'ın hikayesini anlatmaya devam ediyor. Robert Langdon, bir hastanede uyanır ve hafıza kaybı geçirdiğinden hiçbir şey hatırlayamamaktadır. Langdon'a hemşire Sienna Brooks bakarken birdenbire hastanede silah sesleri duyulur. Sienna, Langdon'ı kurtarır ve oradan kaçarlar. Bu sırada da Langdon'ın hafızası yavaş yavaş yerine gelirken, Dante'nin Cehennemi'yle alakası olan bulmacaları keşfeder ve onları Sienna ile çözmeye çalışacaktır. Bakın, ben bu serinin ilk iki filmi Da Vinci Şifresi ve Melekler ile Şeytanlar'ı izlemedim. Bu yüzden bu filme hiçbir beklentim olmadan gittim ve olabildiğinde açık bir zihinle izlemeye çalıştım. Ve şunun sonucuna vardım: Cehennem, son zamanlarda izlediğim en kötü filmlerden birisi. Ama bu filmin üzerine çok fazla gitmeden önce filmin iyi yanlarından bahsetmek istiyorum. Manzaralar oldukça hoştu. Langdon'ın dünya turu ile bu filmde Venedik'den İstanbul'a kadar bir sürü ünlü yeri görebiliyorsunuz (bu arada bu filmde İstanbul'u o kadar da kötü göstermemişler, Taken 2'deki gibi bir durum yok yani merak etmeyin). Oyunculuklar fena değildi. Daha iyi olabilirdi kesinlikle ama yine de idare ederdi benim için. Filmdeki en iyi oyuncu Irrfan Khan'dı benim gözümde. Bu filmde bir fark yaratmaya çalışan kişinin o olduğunu görebiliyorsunuz. Ve Tom Hanks de resmen iyi bir performans vermek için çabalamış. Daha geçtiğimiz aylarda vizyona giren Sully'nin eleştirisinde dediğim gibi, Tom Hanks gerçekten de müthiş bir oyuncu. Şu anda yaşayan en iyi oyunculardan birisi hatta. Bu yüzden Hanks'den bu filmde iyi bir performans bekledim. Fakat sonuç ortalama kalmış. Tamam, şimdi de kötü yanlardan bahsedeyim. Bu filmin kendisi büyük bir karmaşadan başka bir şey değil. Daha filmin en başından itibaren ortaya bir şeyler atılıyor ve hikaye iyice allak bullak oluyor. Zaten Langdon'ın bu filmde hafıza kaybı var. Normalde serinin ilk iki filminde olduğu gibi bu adamın zekice bir şeyler yapıp seyirciyi dinç tutması gerekirken bu filmde Langdon karakterini resmen harcamışlar. Ayrıca, senaryoda bir ton gereksiz sahne, karakterler ve detaylar vardı. 3 saat gibi hissettiren bu 2 saatlik film, rahatça 90 dakikaya düşürülebilirdi. Çünkü senaryo bir yerden sonra sıkışıp kalmış. Yok, Langdon ile Sienna bir ordan bir buraya uçarak gidip bir şeyler arıyor, yok efendim şurada şöyle bir olay varmış... Eğer bu film gerçekten seyirciyle iletişime geçmeye çalışıp bize bir şeyleri anlatsaydı, bütün bunlar önemli olabilirdi. Ama dediğim gibi, ortaya çıkan iş o kadar çorba olmuş ki, filmi izlerken hiçbir şeyi umursamıyorsunuz, sadece bitmesini istiyorsunuz. Gelelim oyunculuklara. Felicity Jones'dan başlayalım. Jones, benim çok sevdiğim aktrislerden birisi. Ve bu filmdeki varlığı da çok hoştu aslında. Fakat film, onun karakterini nasıl kullanacağını bilememiş ve onu sadece hikaye ile ilgili her şeyi açıklayan kişi olarak kullanmış. Ve sonra da onunla ilgili aşırı gereksiz ve sinir bozucu bir ters köşe yapmış. O ters köşeden sonra Jones'un karakteri benim için bu filmde resmen bitti. Keşke film, onu daha iyi kullanabilseymiş. Ayrıca bu filmde Ben Foster ve Omar Sy da çok arka planda kalmış. Foster'ın karakteri, cehennemi tahmin eden önemli kişi olmaktan ve Omar'ın karakteri de hırslı polis olmaktan öteye gidememiş. Bu konuda çok hayal kırıklığına uğradım doğrusu. Çünkü Foster, Hell or High Water'da ve Omar da, Intouchables'da harika birer performans sergilemişti. Ama yine olduğu gibi, bu film bu oyuncuları nasıl kullanacağını bilememiş ve resmen onları harcamış. Fakat bütün bu karmaşanın içerisinde bu filmde yaşadığım en büyük şok, yönetmen Ron Howard'dı. Howard, gerçekten de başarılı bir yönetmen. Apollo 13 ve A Beautiful Mind gibi Oscarlı filmler yönetmiş ve hatta bu serinin ilk iki filmini de o yönetmişti. Bu yüzden Howard, yönetmenlik konusunda gerçekten de yetenekli diyebileceğim birisi. Ama bu filmde Howard'ın neyi amaçladığını bilmiyorum. Oyuncular harcanmış, karakterler hep ikinci planda kalmış, senaryo karman çorman hazırlanarak ortaya sıkıcı bir iş çıkmış, aksiyon sahneleri aşırı zayıf kalmış (özellikle de filmin finalindeki gerilimli sahne çok sıradandı)... Keşke bu filmi yaparken Howard, daha titiz davransaymış. Eğer serinin ilk iki filmini sevdiyseniz bu filmi ne kadar seveceğiniz hakkında hiçbir fikrim yok ama normal bir seyircinin gözünden şunu söyleyebilirim ki Cehennem, büyük bir karmaşa. Doğru düzgün açıklanamayan olayların içerisinde çok zayıf kalmış oyuncuların bulunduğu, sıkıcı bir film. Sadece Tom Hanks'in çabasını takdir ettim ve bazı manzaralar ve lokasyonları beğendim, o kadar. Bu yılın en hayal kırıklığına uğradığım filmi maalesef. Keşke verilen emeğe karşı daha sağlam bir film yapılsaymış. Tavsiye etmiyorum. FİLMİN İYİ YANLARI: + Irrfan Khan ve Tom Hanks'in çabalayışı. + İlginç mekanlar, güzel manzaralar. + İstanbul'u diğer Hollywood filmlerine göre o kadar da kötü göstermemişler. FİLMİN KÖTÜ YANI: - Oyuncuların ve yönetmenin resmen harcanması. - Belli bir odak noktası olmayan, karman çorman bir hikaye. - Sürekli tekrara düşen, sıkıcı temposu. - Karışık ve zayıf etki bırakan aksiyon sahneleri. TOPLAM PUAN: 3/10","label":2} {"text":"Çok eğlenceli süper bir film...Komedi ve aksiyonu güzel harmanlamış başarılı bir yapım...Deperdeau ve Reno oyunculuk ve komedi adına on numara bir performans sergilemişler...","label":5} {"text":"Gerçek bir olaya dayanığı söylenen filmler her zaman ilgi uyandırır. Burada anlatılanların ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilemeyiz tabi. Ama genel olarak filmi değerlendirmek gerekirse başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim. Ortalama bir korku filmi olarak değerelendirilebilir bana göre.","label":5} {"text":"bu film için yüksel aksu beyefendiye teşekkür ediyoruz öncelikle, ülkemizde komik olmak için türlü türlü şekle girmeye gerek yok, ülkemizin yöresel bireyleri, söyleşileri, hatta küfürleri bile espri konusu olabiliyor...filmde edilen küfürler tamamen o yöreye ait olan insanların ağızların çıkan,o yöreye has küfürler, düşünün ki marmara bölgesi çanakkalede,tekirdağda bir film çekiyorsunuz ikinci kanal olmadan film olur mu?yüksel aksunun filmlerinide bilen biri bilir ki;yüksel bey filmlerinde o yörenin insanlarını analiz ederek, karşımıza çıkarır, düşünün şahin bile o yörenin şivesiyle, namı diğer kuşcu bile o yörenin şivesi ile konuşuyor, bence sanatsal bir film niteliği taşımasa da, kompleks bir kurgusu olmasa da, türk sinemasının en önemli yapıtlarından biri olmaya yakın bir baş yapıt...ailenizle beraber gitmeyin gibi uyarılara kulak asın,eşinizle beraber gidin, hangimiz eşi yanındayken bunları ağzından kaçırmıyor ki...","label":8} {"text":"Çok güzel filmdi. Efektler süper, dram süper. İzlenmeye değer bir film. Tavsiye ederim. 7.5/10","label":7} {"text":"Filmi çekmek için kullanılan kameraya harcanan elektriğe üzüldüm bide netflix orjinal filmi aq ksksksksksksmmsöslxlxldldlld","label":0} {"text":"Bu filmin neresi kült acaba, merak ediyorum. Edward Norton her zamanki gibi rolünü iyi oynamis, ama film malesef pek birseye benzemiyor .. 6/10","label":0} {"text":"bence izlenir iyi bir filmdi değişik türlere ev sahipliği yapıyor içinde yok yok.Birde filmdeki kız çok güzel olduğu için sıkılmıyorsunuz,bana öyle oldu.İzlemek isteyenlere tavsiye edilir.8/10","label":7} {"text":"Bir film düşünün her çekilen yeni bölümle çıtayı ve aksiyonu bir üst sınıra çıkartmış olsun ama takdir edersiniz ki bu kadar uzayan bir serinin bazı noktalarda kabak tadı vermesi de kaçınılmaz bir yerde. Film daha ilk sahnesinde sizi direkt aksiyonun içine çekip bir an bile nefes almanıza olanak tanımıyor. Ve bunu yaparken de aksiyon adına bütün sınırları zorluyor. Ve insanların kanında eksik olan aksiyonu onlara istediğinden fazla şekilde verdiği için haliyle de beğeniliyor. Bu demek değil ki yapılan iş kalitesiz asla öyle bir durum mevcut değil o yüzden bu seriyi ve oyuncularını herkes bu kadar çok seviyor ve izliyor. Serinin ilk filmlerini hatırlayanlar bilir ilk iki film daha sokak yarışçılarının kafasında birer yapımken zamanla olay o kılıftan çıkarak global bir motorlu taşıt aksiyon macerasına dönüşüvermişti. Haliyle hız tutkusu için filmi izleyenlerin bir kısmı bunu sevmese de bu konsepte zamanla herkes alıştı.Ve şuan bulunduğumuz noktada 8. bölümü ile The fate of the Furious film ile artık ortalıkta tek başına 5 orta kalitede ki aksiyon-macera filmine yetecek kadar içeriğe sahip bu yapımı görmekteyiz. Eski düşmanların zoraki dostluklar ile bir araya geldiği, gene ortalığın yakılıp yıkıldığı ve hikayesinin içi doldurulması açısından filmin baş rolünün zorunlu olarak ekibine sırtını döndüğü bir yapım. Evet izlediğinizde size beklentinizi her şekilde sunan bu yapım hareketli yapısı ile son dönem aksiyon açlığınıza iyi gelecek ondan şüphe yok ama bir şey var ki artık hem karakterleri ve gittikçe abartıya kaçan içeriği ile biraz sırıtmaya hatta insanların gülerek izlediği Hint aksiyon filmlerine benzemeye başlıyor. O Hint filmleri ki absürt sahneleri ile insanlara yok artık devenin nalı& dedirtip komik gelirken hızlı ve öfkeli serisinde torpidoyu eliyle çeviren abiye sempati ve ciddiyetle bakmak nasıl bir tezattır anlamakta zorluk çekiyorum bazen. Evet güzel film harcanan parası ile yapılan prodüksiyon ile muhteşem ve eğlenceli olmasına karşın film bittiğinde aklınızda pek bir şey kalmıyor. Evet Jason Statham, Vin Diesel ve Dwayne Johnson gene ortalığın tozunu attırıyor ama film yüksek bütçeli ve göz kamaştıran aksiyonun arkasında sadece bir gün sonra hatırlanmayacak kadar aslında basit bir yapım. Eski ruhunu çoktan kaybetmiş ve para getirdiği sürece yapımına devam edilecek olan yapımın önümüze gelecek zaman içerisinde 2 film daha süreceğini unutmayın. Ve herkesin yaptığı espri geliyor aklıma bu sefer uzaya mı çıkacaklar acaba.. :) Hep beraber bakıp görüceğiz. Benim puanım 5/3.","label":5} {"text":"hillary swank boys don't cray adlı filmle tanımak imkanı bulmuştum.arada gene üçüncü göz,kor adlı filmlerdede izleme imkanımız oldu.uykusuz adlı filmdede al pacino ve robin williams'ın yanında sırıtmamış aksine son derece başarılı bulunmuştu.milyon dolarlık bebek filminde ise rolün hakını vermekten öte adeta yaşıyordu.yeni vizyona girecek olan filmdede kayda değer oyunculuk göreceğimi tahmin ediyorum","label":7} {"text":"sonunda çok ağlayacağımı anladığım için yarıda bıraktım. kendime bu kötülüğü yapamam","label":7} {"text":"babamla izlemiştik ilk o gün bugündür arada Hıçkıdık diyor bana.","label":8} {"text":"François Ozon'u Korona günlerinde tanımaya başladım... muazzam güzellikte bir filmdi izlediğim. Yönetmenin edebiyatta, sinemada anlatmak ve hikaye etmek üzerine önümüze koyduğu bu hikaye bence tekrar tekrar izlenebilecek denli güzel bir yapım. İzlerken çok şaşırdım ve senaryosunu kendisinin yazmış olması aynen Haneke gibi, yönetmeni daha çok sevmemi sağlıyor. Ne güzel şeyler anlatıyorlar, ne kadar güzel hikayeler anlatıyorlar ve bütün bu hikayeler hayatlarımızı daha güzel yapmak için bir vesile gibi. Hikaye anlatmanın ve hikaye dinlemenin kendisini sevmek ve sonra anlatmak, anlatmak, anlatmak... bir insanın oturup bu filmin senaryosunu yazabilmesini, bunu yaparak edebiyatı, sinemayı ve sanatı ergenliğe, anne olmaya, aile olmaya, ait olmaya ve hatta eşcinselliğe dahi bağlayabilmesi ve bütün bunları hem izlemesi rahat ama basit olmayan bir bçimde kotarabilmesi bir yetenek ve maharet, ustalık gerektiriyor. Kaçırmayın.","label":7} {"text":"hüzün ve huzurun bır arada sunuldugu, sevımlı ancak karanlık bır kara komedı-drama mutlaka ızlenılmesı gereken uyarlama ; neselı bır anımasyon","label":8} {"text":"Hayatımda izlediğim en korkunç olmayan korku filmiydi bukadar kötü olamaz sakın izlemeyin paraya yazık samanyolu exe bildiğin mk . 😟😤","label":0} {"text":"Japon filmlerinin bu sakin havası insanı rahatlatıyor. Aile ilişkileri yaşam tarzı hepsi sade bir şekilde anlatılıyor. Ardarda gelen fotoğraf karelerine bakıyormuşcasına güzeldi sahneler.","label":7} {"text":"yani eh işte","label":5} {"text":"28.01.2020, 13.40 seansı Marmarapark Imax salonda izledim. 95'te çıkan filmi 2 yaşındayken sinemada izleyemediğim için son çıkan versiyonunu sinemada izlemek istedim. Film klişeler üstüne kurulu evet bunu filmden önce biliyordum ama ilk film 95'te çekilmesine rağmen bundan kat be kat iyidir. Bu film ancak akşamları Beyaz Tv'de yayınlanan babamın izlediği aksiyon filmlerine rakip olabilir. Will Smith filmi tek başına taşıyor diyebiliriz. Benim puanım 10/5, o da ilk filmin hatrına...","label":4} {"text":"Sene olmuş 2013, hala iki yaprak kıpırtısını korku filmi diye yutturmaya çalışanlar var. Efekt (ki film boyunca 1 veya 2 kez göreceksiniz) vasatın altında. Hikaye işe yaramaz, kurgu diye bir şey yok. E ne yapıyorsunuz, film çekiyoruz. Oldu!","label":1} {"text":"Kendinizi yalnız hissettiğiniz bir gece izlemeyin derim. Yoksa duygularınız ve düşünceleriniz içinizde at koştururken, tavanla bakışıp uykuya dalmaya çalışırken bulursunuz kendinizi.","label":7} {"text":"Film durağan bir film gibi görünsede kurgusuna kendinizi verdiğinizde filmin sonu nasıl gelmiş anlamıyorsunuz. Hasta cocuk ve uğrunda herşeyini verebilecek bir aile, konusu cok klişe gibi duruyor. Özet, bilgisini filmi izlemeden once ilk baktığımda ne yalan soyleyim, sıkılacağımı düşünmüştüm. Ama puanı ve eleştirilerinden dolayı izleme listesine ekleyip oylece beklemeye bıraktım. Belki de uzunca bir süre daha izlemeyebilirdim. Herşeye rağmen, izledikten sonra boşuna bunca zaman bekletmişim diye düşündüm. Film klişe holywood vari imkansızları zorlayan bir senaryoya sahip değil. Gayet olası ve içten. Hatta fazla olası. Tesadüfler ise zaten hayatımızın bir cilvesi. Hayatımızda oyle tesadüfler ile karşılaşıyoruz ki... Müzikler olması gerektiği yerde olaması gerektiği kadar. Hatta muzik varmıydı hatırlamıyorum bile. Ama filmde müzik olmasa sıkılacağımı da biliyorum :)","label":7} {"text":"aksiyonu süper ve akıcı. Kötü adamların hiç umulmadık kişiler çıkması ise sürpriz oldu...","label":8} {"text":"Bu film insana sevgisini dillendirtir. Tabi koynunuzdaki bir yılan çıkmadıysa...","label":8} {"text":"Ya canınız film çekmek istemiyorsa çekmeyin bu nedir","label":2} {"text":"Senaryosunu da yazan Paul Thomas Anderson'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Phantom Thread”, 1950'lerin Londra'sında kent sosyetesi ile Avrupa kraliyet ailelerine haute couture tarz kıyafetler tasarlayarak diken Reynolds Woodcock (Daniel Day-Lewis) ve kız kardeşi Cyril'in (Lesley Manville) işyeri olarak da kullandıkları evde yaşanan olaylara odaklanan ilgi çekici bir drama... Gelin isterseniz, filmde kullanılan söz konusu bu kıyafetlerin, gerçek tasarımcısı Mark Bridges'a, yılın En İyi Kostüm Tasarımı& kategorisindeki Academy ve BAFTA ödüllerini kazandırmış olduğunu da belirterek filme biraz daha yakından bakalım... Gün, çevresindeki kadınlardan kolayca sıkılan Reynolds'ın kendisine yüz vermiyor olması nedeniyle Johanna (Camilla Rutherford) adına oldukça kötü başlar... Kontes Henrietta Harding (Gina McKee) ile Peter Martin (Philip Franks), Cyril ve Reynolds'ın terzihanesine gelirler... Amaçları Reynolds'ın Henrietta için tasarladığı, bir kraliyet balosunda giyeceği kostümü son kez deneyerek alıp götürmektir... Ki, bayıla bayıla alır götürürlerde o şahane kıyafeti, Reynolds'ın katılmadığı bu etkinlik de Henrietta'yı süzen ve aslında kıyafetin yarattığı etkiyi anlamaya çalışan Cyril, kardeşi ile bir restoranda buluştuklarında ona, Johanna konusunu sorar... Aldıkları karara göre keyifsiz olan Reynolds akşamdan şehir dışına çıkarken, ertesi gün Cyril'de peşinden gelecektir... Sabah kahvaltısı için gittiği mekandaki, filmin Dr. Robert Hardy'e (Brian Gleeson) anlatıcısı da (narrator) olan sakar garson Alma (Vicky Krieps), Reynolds'un dikkatini çeker... Hatta o kadar etkilenir ki Reynolds, siparişerini getiren Alma'ya akşam yemeğine çıkmayı teklif eder... Tabii enayi değil ya, kapağı atacağı yağlı kapıyı bulduğunu fark eden Alma'da hiç düşünmeden hemen atlar bu teklife... Yemekten sonra da birlikte Reynolds'ın evine giderler... Evlilik hakkında biraz laflamanın ardından Reynolds, dikmekte olduğu bir elbiseyi üzerinde prova ettiği Alma için tamamlamaya karar verir... Derken Cyril'de çıkar gelir... Böylelikle Reynolds, mezura ile Alma'nın vücut ölçülerini alırken Cyril'de ölçülere ilişkin notları bir deftere kaydeder... Artık Alma ile Reynolds beraber takılmaktadırlar... Elbette her seferinde Cyril'de vardır yanlarında... Ancak bir sabah kahvaltısında, çok gürültü yapan taşra kökenli Alma'da aynen Johanna gibi her konuda disiplinli bir yaşam şeklini benimsemiş olan Reynolds'un öfkesinden payına düşeni alır... Ama ipler kopmaz... Tersine gösterilerde diğer kızlarla beraber podyum mankenliğine de başlar Alma... Bu arada Reynolds'ın, kimi zaman birkaç gün süren krizlerinin mevcut olduğunu da öğreniyoruz... Düğünü için kıyafet dikeceği Barbara Rose'un (Harriet Sansom Harris) kendisini de davet edebileceğini söyleyince Cyril Reynolds'a... Reynolds, ne yapması gerektiğini sorduğunda ablasına... O da kabul etmesini tembihler kendisine... Zira o kadın en iyi müşterileridir... Zaten yapılan ilk prova da Barbara, muhakkak gelmesi hususunda ısrarda da bulunur Reynolds'a... Fakat düğünde fenalaşan Barbara, aniden önündeki masaya yığılarak bayılınca Alma'nın da verdiği gazla Reynolds diktiği kıyafeti geri isteyecektir... İşte bu Alma'nın, Reynolds'ın bütün kontrolünü eline alma çabasının işaret fişeklerinden ilki ve en önemlisidir... Dakika 55... Ve emin olun şu ana kadar henüz daha hiç bir şey görmediniz... Bünyesinde, nitelikli oyuncu performansının yanı sıra müziklerinin de etkili olduğu film asıl şimdi başlıyor... Her hangi bir ayrım yapmaksızın çektiği tüm filmleri izlemekle yetinmeyerek arşivimize de dahil ettiğimiz Paul Thomas Anderson'ın bu filmini de fırsat bularak halen izlememiş olan sinemaseverlere hararetle öneriyoruz... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Amerika'yı eleştirirken Brad; mimiklerine hayran kaldım ;) evet tek başına herkes ve kimse eşit değil.","label":7} {"text":"açıkçası yerdeniz’in iyi bir okuru olarak ben bu filmde aradığımı bulamadım. belki kitapları hiç okumamış izleyiciler filmden daha çok zevk alabilirler. yönetmen kitabı en azından benim algıladığımdan epey farklı yorumlamış. tabii ki her okuyucunun kitabı kendi hayalgücüne göre yorumladığı ve satır aralarını kendisine göre doldurduğu bir gerçek. ancak yine de olay örgüsünün kitaptakinden çok büyük ayrılıklar içermesi rahatsız edici. yine de yerdenizin okuyucu kitlesi tarafından seyredilmeye değer bir film olduğunu düşünüyorum. yönetmenin olaylara dair farklı bakış açısını görmek için bile izlemek gerekli.","label":4} {"text":"fılm abartıldığı kadar süper değildi ama yinede güzel bulduğum fılmler arasına gırdi film dünya çapında 1 milyar 60 milyon dolar hasılat yaptı bunun sebebı kesinlikle reklam o kadar çok reklamını yaptılar ki tim burton filmi johnny deep oynuyor diye herkes merak tan ızledi bence","label":6} {"text":"filmin kitabını okumadım.. ama kitabını her gördüğümde ismi ilgimi çekiyordu.. o yüzden kitabı nasıldı bilemeyeceğim.. değişik bir film evet ama bu tarz filmler çok var açıkcası.. çoğu sahnesinden de sıkıldım sırf dram ve entrika üzerine kurulu bir film gerilim yok denecek kadar az.. ama kendini izlettiriyor acaba ne olacak diye merak ettiriyor.. filmi izlemeden önce yorumlara baktım bazıları yazmış işte aa oo uuuvv öldüm bittim güzellikte ters köşe bir film falan yazmışlar.. böyle okuyunca bende heyecanladım izleme hevesim şevklendi bu yüzden beklentimi yüksek tuttum ters köşe filmi olmayınca hüsrana uğradım.. neresinde şaşırdınız bu filmin anlamıyorum gerçekten.. şimdi ters köşe bir film yazanlara soruyorum allah aşkına ters köşe bu filmin neresinde hayatınızda hiç ters köşe filmi izlemediğiniz belli oldu.. tekrar belirteyim bu tarz filmler çok var ve bu filmden daha güzelleri de var..","label":5} {"text":"bence güzel bi ahmet kural murat cemcir filmi olmuş","label":7} {"text":"hiç bi beklentim yoktu izlemeden önce ama gayet başarılı buldum. film kesinlikle küçük çocuklar için yapılmamış ama. içinde sağlam göndermeler ve çok ince espriler vardı. johhny depp abimizde yine filmini bulmuş.","label":7} {"text":"Senaryo hakkında söylenebilecek herşeyin söylendiği film. Bunun yanı sıra 1940'lar öylesine harika yapılmış ve tasarım konsept öylesine güzel sunulmuş ki insanın ağzı açık kalıyor. http://en. wikipedia. org/wiki/Mickey_Cohen Ek olarak bkz: Bugsy","label":7} {"text":"İlk bir saatinden sonra filmi izlemeyi bıraktım...Çünkü o kadar gereksiz ve boş film ki.. Ne bi konusu ne bi hikayesi var.. Belgesel gibi izliyosunuz, hiç düşünmeden yarıda bıraktığım ender filmlerden... Sinemada izlemeyi düşünyorsanız yazık edersiniz derim...","label":0} {"text":"Yani tabiki ilk filmin yanından bile geçemez bir kaç sahnede komiklik var kadroya yakışmadı bu performans özellikle konuyu beğenmiştim izlenebilir bir film değil","label":3} {"text":"ama bu film Kadir İnanır ve Fatma Girik'in en iyi oyunculuklarının oldugu filmdir","label":8} {"text":"Yapılmış en iyi Türk filmlerinden biri, komedi ile dram iç içe geçerek mükemmel bir şekilde harmanlanmış. Tekrar tekrar izlenebilecek bir yapım. Demek ki yapınca oluyor, Türk sinemasında böyle kaliteli filmler çoğalsın isterim.","label":9} {"text":"Hatırlarım, abimler çocukluğumuzda bayılırdı ninja kaplumbağalara. Onların adı geçer, oyunları oynanırdı sürekli. Sinemada izlemeye gittik. Ba-yıl-dık. Çok eğlenceli, çok komik, çok heyecanlı bir film. Özellikle asansör sahnesinde kahkahalarımızı tutamadık.","label":4} {"text":"öyle ii bi film olmamakla birlikte beklediğim kadar kötü olmadığını söyleyebilirim.eskisi kadar çok gülemeseniz de filme benzeyen tek hababam sınıfı(teknik yönden,eskilerinde skeç havası vardı)olumsuz yönlerini ve aşırıya kaçan mantıksızlıkları(kız ismail olayı)düşünmezseniz izler ve devamını beklersiniz.ama ben orda olmam sanırım","label":5} {"text":"1.Elizabeth hakkında pek fazla tarihi bir bilgiye sahip değilim.Açıkçası filmi tarihe uygun olarak çekilip çekilmediği konusunda eleştiremiyeceğim.Fakat bir tarihi karakter bu kadar müthiş bu kadar güzel bir şekilde mi beyazperdeye yansıtılır.Belkide kraliçe elizabeth bu kadar değerli ve müthiş bir yönetici değildi ama filimde öyle bir yansıtılmış ki bu karaktere saygı duymamak elde değil.Kadın resmen William Wallace(braveheart) gibi beyninize kazınıyor.İngilizler resmen tarihlerini beynimize kazıyorlar.Keşke bizlerde yabancıların yaptığı gibi tarihi karakterlerimizi yücelten onlara layık böyle müthiş filmler yapıp hem tarihimizi bizden sonrakilere öğretebilsek hem de milli birliğimizi beraberliğimizi filmlerlede dahada güçlendirebilsek.Keşkee.","label":7} {"text":"gerilim filmi olarak fena değildi. öyle çokta ürkütücü olmasada açık ve kafa karıştırmayan bir konusu vardı. forest whitaker her filmde olduğu gibi bu filmdede karizmasını konuşturmuştu.","label":6} {"text":"Yine sapıklığı masum bir pencereden insanlara yutturma fikriyle ortaya çıkmış proje filmi olduğunu rahatlıkla yazabiliriz sanırım","label":0} {"text":"İlk filmi gerçekten özgündü. Devam filmleri ilk filmin üzerine bir şey koymadan devam etti. Bu filmde aynı tema ile devam eden, efektleri dışında bir şey olmayan bir devam filmi.","label":3} {"text":"Film konu, senaryo açısından bir hayli orjinal olsada, ele alınışı ve işlenişi çok kötü olmuş... Fazla karanlık saheler ve dümdüz hızlı geçişlerle filmi resmen eksiye götürmüş yönetmen. Yine de izlenebilir diye düşünüyorum...","label":4} {"text":"Bu filmden çıkardığım mesaj kadın milleti 1925'te de aynıymış :) Şaka bir yana harika bir filmdi, ev sallanırken az daha ben düşecektim koltuktan, film adeta seni içine alıp yaşatıyor.","label":8} {"text":"Michael myers ya da Jason Voorhees ?ın taktıkları maskeleri sayesinde bu karakterleri kim canlandırırsa canlandırsın aynı ürkütücü havayı soluruz tüm filmlerde Ama freddy krueger gibi bir karakteri yeni bir oyuncu ile baştan yaratma fikri bana çok cesurca geldi. Bu ya tam bir fiyasko olabilirdi ya da büyük bir başarı. Çünkü freddy ?nin yüzünü ve mimiklerini hepimiz biliriz, Robert englund freddy karakteri ile o kadar bütünleşmiştir ki onu sadece elm sokağında kabus filmlerinde görmek isteriz?Yeniden çevrimi izledikten sonra Jackie Earle Haley ?in bu işin üstesinden inanılmaz bir oyunculukla geldiğini gördüm ve filmin beklentilerimin çok üstünde çıkmasına inanamadımRüya ve Gerçeklik arasındaki pürüzsüz geçişlerde kullanılan teknik ve efektler çok başarılıydı. Keza müziklerde öyle? Belki eskisi kadar esprituel bir freddy değil di karşımızdaki ya da kurbanlarını elinden kaçırması gibi bir durumda bulmuyordu kendini ama her şeye rağmen daha korkutucu olduğunu söyleyebilirim. Zaten ilk elm sokağı filmi gerçekten beni çok korkutmuştu devam filmleri ise giderek korku-komedi gibi bir türe bürünmüştü. Tıpkı scream filminin açılış sekansında söylendiği gibi. Aynı zamanda wes craven burada kendisinide eleştirmiş bulunuyordu?Son olarak şunu söyleyebilirim ki , Gerilimin ve korkunun hat safhalarda olduğu Ciddi anlamda iyi bir yeniden çevrim var karşımızda. Bu deneyimi ise kesinlikle sinemada yaşamalısınız. Kaçırmayın?","label":4} {"text":"Kötü yola saptıktan sonra ailesinden ayrılmış olan Joshua'nın, geri dönmek için bir adım attığında karşılaştıkları ve belayı da beraberinde getirişini işleyen bir film. Fakat o kadar durağan bir şekilde ilerliyor ki sonunu zoraki getirdim diyebilirim.","label":3} {"text":"Hadi ama The Grudge'ın yönetmeninden ne bekliyordum ki? ünlü tv dizisinden fena halde ilham alan yapım ölümcül dozda bayık maalesef. Lost esinlenmesini bir yana bırakırsak ortada bir senaryo yok. Kurgu yok. Ama komik. Pantolonu dizlerindeyken başına bir takım tuhaf olaylar gelen hanım kızımızın çok gerekliymiş gibi ısrarla tuvalate gidip o hamilelik testini yapmaya çalışması örneğin. Ben çok güldüm. Bir de ölüm hakkında \"felsefik\" diyaloglar yok mu? tam olmuş. Berbat. Tavsiye etmiyorum. Zamanınıza yazık.","label":2} {"text":"Phil Collins şarkıları için tekrar göz attığım küçüklüğümün güzel animasyonlarından.","label":8} {"text":"nihayet Ankarada.tabiki hemen gittik ama ilgi o kadar azdı ki.konu ve oyunculuklar süper ama filmin rengi çok gri.tabiki önemli bir kusur değil.ellerine sağlık","label":6} {"text":"Çocuk oyuncunun performansına hayran kaldım","label":3} {"text":"Oyuncu yönetimi oyunculuk iyi olsa da boş beleş bir film. İyi dediğimiz bir yönetmenin gün be gün tükenişine tanıklık. ..30/100","label":2} {"text":"Şaçma sapan tek aklımda kalan iğreç gerilim müziği iyyyyyyyyttyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy","label":0} {"text":"Bence rob schinedere yakışmayan bir film olmuş.açıkçası bir kaç komik sahnesi var ama sadece birkaçtane.ama izlerken de sıkılmıonsunuz.","label":7} {"text":"Yiyecek bulmanın ne kadar önemli/meşakkatli olduğu çok iyi anlatılmış ama bunun haricinde hiçbir şey yok filmde..10/5","label":4} {"text":"Daha önce hicbir filme yorum yapmamistim. Bir bilim insani olarak uzayin ortasinda, yer cekiminin olmadigi bir mekanda astronotlarin, cisimlerin cayir cayir düşüşlerini, astronotun dağa tırmanır gibi olmamasi gereken ancak en basit tabirle unutuldugunu dusundugum yer cekimine karşi mucadelesini izlerken saclarimi yoldum.","label":0} {"text":"Son derece kötü, vasatın altının da altı, sonuna kadar zor dayandığım bir film maalesef. Kesinlikle zaman kaybı. Kapadokya görüntüleri için bile izlenmez.. Ayrıca Cage'e eşlik eden oyuncular ve figuranlar bile ne kadar vasat altı kalmış. Yazık.","label":3} {"text":"filmin konusu ilgimi çekmişti ve içgüdüsel olarak beğeneceğimi tahmin ediyordum ancak bu kadar güzel olduğunu düşünemezdim.film kısacık süresi içinde sizlere sade ama sonuna kadar izlenebilir ve etkili bir anlatım sunuyor,o kadar karmaşaya rağmen her sorunun cevabını veriyor, havada kalan bir şey yok,pek çok sürprizle şaşırtıyor sizleri.üstelik buradaki sürprizler için dünya üzerindeki tek sinema izleyicisi bile filmin ortalarında tahmin etmiştim,sürprizi kalmadı gibi cümleler kuramaz.beklenmedik pek çok olay var gerçekten özellikle finale doğru.oyuncular çok uyumlu seçilmiş,mekan iyi kullanılmış.sonuçta arka planda kalmış ancak bana göre kesinlikle kaliteli bir yapı ortaya çıkmış.bu tarz gizem hikayelerini ve bilmeceleri sevenler kesinlikle memnun kalacaktır.içtenlikle öneriyorum fermats roomu.başarılı.","label":8} {"text":"Hayatımda izlediğim en berbat filmdi diyebilirim. Ne zaman bitecek diye bekledim.Kimseye tavsiye etmiyorum","label":0} {"text":"Bence fantastik bir filme göre güzel ve dolu doluydu ama film sanki uzunmuşta kısaltmışlar gibiydi.Ayrıca birçok sahnenin tahmin edilebilir olduğu filmin heyecanını biraz olsun azaltmış.","label":5} {"text":"Sex içeriği yüksek bir film yapılabilir ve çoğu sahnesi başarılı, oldukça cesur diyebilirim. Ama genel olarak film ciddi anlamda vakit kaybı. Michele, gördüğü ve aşık olduğu Laura'yı beş yılın sonunda bulur. Onu tutsak eder ve kendisine aşık olması için bir yıl bekleyeceğini elinden gelen herşeyi yapacağını söyler. İlginç bir konu gibi görünüyor ama ne zaman, adam kalkıp Lauranın karşısında başka bir kadına oral seks yaptırınca film orijinallikten çıkıyor. Bir kadın gerçekten bundan etkilenir mi yani? Yada tutsak düşmüş bir kadın, bulunduğu ortamdan kurtulmak için bu kadarcık mı çaba gösterir? Hepsini geçtim, filmin sonundaki sahneyi neden doğru düzgün bir suikast sahnesi çekerek tamamlamadınız?","label":3} {"text":"Tek bir odada telefon başiňda çok düşük bir bütçe ile çekilmesine rağmen hiç sıkılmadan zaman zaman nefesinizi tutarak izleyeceğiniz bir film ben beğendim son zamanlarda izlediğim en güzel film tavsiye ederim","label":9} {"text":"Galiba polisiye idi. 3/10","label":2} {"text":"Film acayip derecede durgun, sessiz geçiyor, ve izlerken kapıyı pencereyi biraz hava girsin de ortam serinlesin diye açtıysanız tek tük geçen arabanın asfaltta bıraktığı ses bile rahatsız edebilir, filmin büyüsünü bozabilir. Biseksüel kovboyların yaşadığı duygusal ilişkiyi anlattığı için bu duyguları anlayabilmek için heralde eşcinsel veya biseksüel olmak gerek, çünkü heteroseksüel birisi olarak empati yapamadığım için duygusal sahneleri etkilenerek izledim denemez. Filmin başlarında kovboyların sevişme sahnelerini iğrenç diye izlerken filmin sonlarına geldiğinizde, dramatik sahnelerin de etkisiyle ve de acıma duygusuyla daha az antipatiyle bakıyorsunuz bu duruma. Bu arada bebeklerin ve çocukların büyüdükleri haliyle bebeklik halleri baya benziyor, özenerek seçmişler çocuk oyuncuları. (6,5/10)","label":0} {"text":"Hollywood klişelerine kaçmadan harika işlenmiş bir film. Ayrıca toplumun yasak haz olarak damgaladığı eğilimleri ötekileştirmeden anlatan bir yapım. Zor bir durumla empati yaptırabilecek kadar sade ve incelikli işlenmiş.","label":6} {"text":"Melodisine hasta olduğum.","label":7} {"text":"Utanarak söylüyorum ki ilk başlarda biraz sıkıcı bulduğum için 52. dakikada kapatmıştım. (: Ertesi gün tekrar açtım. Teknik açıdan her yönüyle kusursuzdu. Oyuncular çok iyiydi. \"Teddy gerçekten 2 yıldır orda mıydı yoksa dedektif deneylerin kurbanı mı oldu? Peki son sahnede neden Chuck arkasından Tedd diye seslendi?\" Kim nasıl yorumlarsa artık, ben dedektif olduğunu düşünmek istiyorum.","label":7} {"text":"Bu filmiyle birlikte Heidegger'den etkilendiğini düşünmeye başladığım yönetmendir kendisi Reha Erdem.","label":5} {"text":"Guzel bir film o da Steve Zahn icin..","label":5} {"text":"10/8","label":7} {"text":"yeni bir eve taşınan ailenin çocukları evin bodrumunda bir mahzen bulur. mahzenin kilidini kırıp kapısını açarlar. bu andan sonra evde ürkütücü bir takım olaylar gerçekleşmeye başlar. orta halli bir gerilim filmi olmuş. ama gerilim filmi derken pekte korkmayı beklemeyin bence.","label":6} {"text":"İlki kadar matrak ve eğlenceli. Focker lar deli resmen...","label":9} {"text":"yine mi cinli film derken aslında cin filan yok filmde çok kısa sonlarda görünüyor biraz onun dışında birçok korku filmini sollamış aslında yine mi cinli film dedirten saçma insanların yaptığı filmlerden türkiyede korku türüne karsı bir soğuma var diye düşünüyorum siccin bile son seriyi çekti bitirdi simdi gözler bir film arıyor o film bu film olmasa bile mustafa miraç kaya bence başarılı bir yolda","label":8} {"text":"korku falan zannedip fişme kötü diyenler ötede oynasın. kitabını okuduktan sonra izlenmesi gereken efsane film. gerilim konusunda oldukça başarılı bence. çocuğun koridorlarda bisiklet sürdüğü sahnelerde kağıtların yırtılmasında falan sinir bozucu bir gerilim var. film hakkında tek sevmediğim şey sonu oldu. kitabın sonuna bayılmıştım efsaneydi filmde de bu sonu bekledim ama olmadı filmin sonunda kazan dairesine bakmayı unutacaktı kazan dairesi sahnesinde de gerilecektim ben sonra otel havaya uçacaktı ama ne oldu? sessizce donarak öldü Jack yani beklediğim hazza ulaşamadım film sonunda","label":6} {"text":"fena degil ama sonu cok kotu bitiyor bu da zaten filmi olduruyor izlemesenizde olur bisey kaybetmezsiniz","label":4} {"text":"Çocukluğumda televizyonda izlemiş olduğum film. Anlattığı dönemi ve karakterleri Yaşım ilerleyince anladım. 68 hayranlığımın sebebi bu film olabilir.","label":8} {"text":"yaratılan armosfer,ışıklandırması,insanın boğazını düğüm düğüm eden müzikleriyle teknik açıdan kusursuzluğu...dario agento nun tam film yavaş tempoya geçiyor derken bir anda yaptığı hamlelerle, izleyiciyi bir an olsun diken üstünden indirmeyişi...ve oyuncu kadrosunun eksiksiz perfomanslarıyla...gelmiş - geçmiş en sağlam gerilim filmlerinden...türünün başyapıtları arasına girmiş bir klasik...sadece müzikleri için bile izlenebilir...10/9","label":8} {"text":"ilkinden cok daha keyif aldigim bir devam filmi. Saniyorum nedeni de daha hareketli olmasi... (6/10)","label":5} {"text":"en güzel yanı tamamen amatör havası, öyle ki bazı sahnelerde belirgin süreklilik hataları bile var. ilk çekildiğinde yayınlayacak sinema bile bulamamışken adı dilden dile yayılıp bir kült haline gelmiş, büyük gişe hasılatı yapmış vebağımsız sinemanın yolunu açan en önemli filmlerden birisi haline gelmiş. ilginç bir nokta da filmin zombilerinin bugünün zombilerine göre daha akıllı olması, en azından alet kullanabilyor, daha planlı hareket edebiliyorlar. zamanla zombiler de aptallaşmış sanki... döneminin pekçok olayına bolca gönderme yapan filminbir güzel yanı daçoğu zombi filmi klişesini de ilk kez bu filmde izliyor olmamız herhalde.","label":7} {"text":"Ne biçim insanlarsiniz Dini ne alet ediyorsunuz pis herifler","label":0} {"text":"dünyanın en saçma filmi, arka fonda hiç bitmeyen müzik, flash tv oyuculugu, fragman ve konuyla hiç bir alakası olmayan, ilerlemeyen senaryoya sahip film görünümlü hayal kırıklığı.","label":0} {"text":"Enfesti. Tavsiye ederim","label":7} {"text":"ii ve gzl di izledigimde cok begendigim filmelrden biriydi 10/8","label":7} {"text":"izleyin güzel film sıkılmassınız :)","label":7} {"text":"iki oyuncuyu da severek izlerim bu filmde de güzel iş çıkarmışlar keyifli hoşça vakit bir geçirmek için izleyin iyi seyirler../8","label":7} {"text":"temposu çok düşük ve bazen insanı gerçekten bunaltıyor. ama olayları resmen adamın gözünden izliomuşuz gibi kasvetli bir filmdi bu da filmi bitirebilirseniz eğer takdir ettiğiniz nokta oluyor.","label":7} {"text":"kanımca chaplin'in \"the great dictator\" filminden sonra, en iyisidir..","label":9} {"text":"Konusu İkinci Paylaşım Savaşı döneminde geçen filmde, savaşı duyumsatmaya yönelik hiçbir çaba yok. Zayıf senaryosu ve zorlama diyaloglarına rağmen modelin kısmi güzelliği ve siyah-beyaz görüntülerin büyüleyici estetiği seyri zevkli bir film çıkarmış ortaya... 65/100","label":6} {"text":"The Prestige nin gölgesinde kalan bir film..","label":7} {"text":"Bir davet üzerine ön gösterimini izledim.Çoğunlukla temposu düşen ve düştüğünde de canınız sıkılabileceği bir film .Deprem sahnelerin görsellik olarak güzel ama mantık yok,7 şiddetinde bir depremde insan nasıl düzgün koşarak depremden kaçabilir ve yer nasıl o adamın arkasından onu takip ederek yıkılır gibi mantıksız sahneleri var.Hele benim gibi muhteşem olan Mad Max filminden sonra gitmişseniz sinemada sıkılırsınız.Ve insanın gözüne gözüne sokarak amerika gücünün reklamını yapan bir film.","label":4} {"text":"Bir insan ancak bu kadar saf bu kadar güvenilir olabilir. Çok zararlı gibi görünse de aslında dünyadaki tüm insalardan çok çok daha zararsız Edward. Johnny Depp'e hayranlığımı başlatan filmdir aynı zamanda. Filmi kardeşimle birlikte izlerken ikimizin de iki gözü iki çeşme moduna girdiğini hatırlarım. Gerçekten çok dokunaklı bir filmdi.","label":7} {"text":"De Palma kendisinden hiç beklenmeyecek bir şekilde bu filmle bilimkurguya el atmış, aldığı eleştiriler sonrası da bu türden uzak durması gerektiğini anlamıştı. Onca iyi oyuncusunu heba eden film, yerlerde sürünecek kadar kötü bir film değil aslında. Sadece anlatmak istediğini anlatamayan, klasik De Palma sinemasının etkileyici unsurlarını barındırmayan vasat bir yapım... (5/10)","label":4} {"text":"İzleyiciler para ödedikleri için gülmüyorlarsa gerçekten Amerikalıların mizah anlayışı yerlerde demektir.","label":3} {"text":"Bu gözler ölmeden önce Sophia Loren ve Antony Perkins'i de bir arada gördü ya daha ne olsun...","label":8} {"text":"Hiç bir güzellik göremedim. Bu ne kötü bir senaryo hayatım boyunca izlediğim kandırmaca dolu film. Eren iyi ki varsın izlemekten vazgeçmeyin bence. Akıl vermiş olmayayım ama izleyici sayısındaki başarı zaten gösteriyor.","label":0} {"text":"aq boyle fılmın frgmanla alakası yok goruntulerden degıl seslerden korkuluyo bıtek paranızı cope atmayın lutfen ben gıttım ve boka attım paramı fılımde anlam butunlugu yok","label":0} {"text":"Komedi, aksiyon, suç ve macera. Eminim ki beklentilerinizi karşılayacaktır. Imax 3D olmasından mıdır bilmem ama baya hoşuma gitti:) 8.3/10","label":7} {"text":"Bu tip gazetecilik hikayeleri ilgimi çekiyor. Belki çok özel bir film değil, mesela bir Spotlight değil, belki tamamen formülize bir yöntem izlendiği için sinema adına pek bir şey vaadetmiyor ancak bize gazeteciliğin nasıl olması gerektiğini hatırlatan böyle filmlere yine de ihtiyacımız var. Gerek dünyada gerek ülkemizde benzer olaylar oluyor ve devletler, gazeteciler ve vatandaşlar her seferinde bir sınavdan geçiyor adeta. Neden doğrular önemlidir, neden basın, gazeteciler bu alanda kilit bir konumdadır ve tamamen halk adına ve objektif iş çıkarmalıdır, ara ara hatırlamak gerekiyor.","label":7} {"text":"ender beğendiğim Türk filmlerinden biri.","label":5} {"text":"Neden bu kadar az kişi izlemişbu filmi ? hem de bizimle alakalı olmasına rağmen... Sadece Avustralyalıları anlatıyor gibi görünse de, oldukça geniş kapsamlı bir savaş filmi... neden savaşmışlar ki! ? ve neden hala savaşıyorlar ?","label":6} {"text":"Genel olarak tepkilere baktığım zaman film değil de einstein rosen köprüsü eleştirliyor gibi nesnel yorumlar komik geliyor. Bende star wars cok severim lakin fun olunca demekki film izlerken takılan IMAX gözlüğünün üstüne bir de fun gözlüğü takılıyor. Uzun süredir bu kadar akıcı ve görsel efektleri bu kadar tatmin edici bir film izlemedim. Seyirciyi şaşırtmayan bir veda filmi olmuş. Elbette eleştirilecek tarafları var, o amcası o dedesi o görümcesinin eniştesinin torunu :) gerek varmıydı. Sen ölme ben öliiim yok yok ben ölcem lütfen sen kalk offf pufff denilebilir yerleride var...","label":9} {"text":"Fast and Furious serisini çok seven biri olarak artık ilk filmlerinde ki araba ve yarışlarından çok Jason Statham aksiyonuna doğru gitmeye başladı. Polisler, fbi ve ajanlardan geçilmiyor. Bu seri böyle devam etmemeliydi, ha bu yorumum filmi kötüleme için değildi sadece gidişatı değişmesi beni rahatsız etti. Yoksa aksiyon ve macera arayanlar için bir çırpıda bitebilecek geçmiş serileri izlemeyenlerin bile takdirini toplayacak film. Filmin sonunda Jason Statham i görmek ciddi manada gidişatının bozulduğunun habercisi oldu.","label":2} {"text":"İzlenilir eğlencelikte Bu animasyon filmlerinde saklı zeka dolu şakalar gerçekten yapımcıların en büyük başarısı. Bunu ne kadar iyi filme yansıtırlarsa o derece filmimiz yüksek puan alıyor. Daha önce kaliteli o kadar film izledik ki belli noktadan sonra uff yine aynısını yapmaya başlamışlar diyorsunuz. Tabi bu filmi çok da kötülemiyor. Özellikle ilk başı gayet eğlenceli olmuş. 3D izlemiş olmanın da getirdiği eğlenceyle seyirlik bir film izledim. Tabi konu biraz yaş sınırlamasında. Hani bazı animasyonlar vardır izlerken vay be dedirtir sizlere işte bunda pek o yok. İzleyip iyiydi ya adamlar yine de yapmış deyip kapatıyorsunuz filmi. Kalabalık şekilde izlemek daha keyif verebilir ne de olsa gülümsemek bulaşıcıdır. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"gerçekten 2 saat duvarı izleseydim daha iyi olurdu aksiyon var az biraz da konulu olsun bari tamamen dövüş olmasın diye ugraşmışlar o da olmamış bu Çinlilerin dövüş sanatı olarak birbirlerine aduket atmaları gerçekten çok bunaltıcı arkadaşım adam elinden hava atarak adam öldürdü ya!!","label":2} {"text":"bu fiLmi sewmedim ama hayattan cok fazLa sey war icinde... izLediim icin pisman degiLim...","label":4} {"text":"Ya bir çizgi karakter nasıl bu kadar sewimli olabilir :)))İzlerken insanın garfieldı kucağına alıp bi güzel sewesi geliyo:)Birinci film aslında daha hoştu bence ama bi dewam filim olarak bu da güzel ayrıca garfieldı okan bayülgenden daha ii seslendirebilecek birini daha düşünemiorum filmin türkçe versiyonunun orjinalinden çok daha komik olduğuna bahse girerim:)","label":9} {"text":"bence bu flim süper söylemek lazım kesile her zman izlenmesi gereken bi flim diğer savş flimleriyle atnı olmasını nedeni aynı zmandan bahsetmesi zaten ama kişi ve olay azcı fasrklı dikatinizi çekerim bende en güzeli hele zeplin sahnesi mükemmel yaa izleyim ben izledim süperr","label":9} {"text":"on numaraaa konusu kadrosu süperrr otilla da vaaarrrr şiddetle tavsiyee gitmeniz gereken başarılı bir film","label":9} {"text":"Masalsı ve romantik anlatımına karşın, değer yargıları, önyargı, ahlak, cinsellik, hayal gücü, ifade yeteneği, tutku, sevgi gibi kimi kavram ve duygular üzerine düşünmenizi isteyensıcak bir film. 8/10","label":7} {"text":"hayatta yapmayı unuttuğumuz şeyleri hatırlatıyor. Bazen canını yakıyor bazen de gülümsetiyor. insan kafasına ne koyuyorsa bütün yollarını ona göre çiziyor çizmeli diyor film. güçlü yollar çiz diyor.","label":7} {"text":"Daha güçlü bir film bekliyordum...","label":5} {"text":"Bu film, 4 filmlik bir serinin ilk filmi bundan sonra 3 film daha çekildi.","label":2} {"text":"izleyip izlememek arasında kararsız kalmış arkadaşlar için yorum yapma gereği duydum. daha fazla vakit kaybetmeyin derim. finali pek tatmin edici olmasa da, izlediğinize pişman olmayacaksınız.","label":7} {"text":"keyifli bir seyirlik gun shy...","label":4} {"text":"Amazon yapımı güzel bir zamanda yolculuk filmiydi. Çok iyi olmasa da izlenebilir ve seyir zevki iyiydi. Ortalama.","label":5} {"text":"bir film bu kadarda igrenç olamaz ne senaryo ne oyunculuk ne görsel ne anlatım tam anlamıyla bu filme harcanan zaman para emek tamamıyla israf şiddetle izlememeniz tavsiye edlir","label":0} {"text":"2013'te beni en çok yakalayan yerli yapımlardan biri oldu Yozgat Blues, daha afişi ve adı ilk çıktığında… Ercan Kesal'ın ve Ayça Damgacı'nın birbirlerinden uzak ama bir o kadar da filmi bütünleyen karakterleri ve oyunculukları seyirciyi hikayeye çekmeye yetiyor zannımca. Büyük şehirde sıradan ve silik bir kadınken, taşrada göz bebeğine dönüşen Neşe, hayatını neredeyse tek bir şarkıya, tek bir melodiye sıkışmış gibi yaşayan ve halen büyüme sürecinde olan Yavuz, seyirciyi koltuğundan alıp aslında isimsiz bir taşra kentine götürüyor. Hayata dair bir yol alma ya da alamama öyküsü Yozgat Blues. Zeytinburnu’nun Yozgat’tan farklı olmaması, Hayatlara yapıştırılan etiketlerin taşra yada metropol fark etmemesi gibi de yorumlanabilir. Öte yandan Tansu Biçer ve Nadir Sarıbacak’ın yan karakterlerde sergiledikleri performanslar alkışlık. Son olarak filmin, pek çok önemli festivalden en iyi ödülleri toplayıp, dönmüş olması da tesadüf olmasa gerek. Tasvir ettiği taşra kentlerinin sinemalarında da en yakın zamanda gösterilmesi umuduyla.","label":8} {"text":"Çok başarılı bir film, senaryosu yönetimi inanılmaz. Çok uzun zamandır, gerilim ve tutkunun bu kadar içiçe geçtiği başka bir film daha izlemedim. Meg Ryan çok başarılı bir oyunculuk sergileyerek romantik komedi oyuncusu sıfatından ciddi bir biçimde kurtuldu bu filmde. Mark Ruffalo ise karizmatik ve duyarli erkek duruşu ile gerçekten olağanüstü. Filmin her karesinde bir kadın yönetmen duyarlılığı var. Tutku meselesinin bu kadar incelikli ve hisli anlatımı ancak bir kadın yönetmenin elinden çıkabilirdi, uzun zamandır izlediğim en iyi film diyebilirim, Frannie karakterinin okuduğu cümleler ile sahne geçişlerinin içiçe kullanımı filmi kusursuz kılıyor. Anlatım dili olağanüstü filmi iyi okuyabilmek için sanırım önyargısız başlamak ve sadece filmin içindeki hikayeye girebilmek her ayrıntıya dikkat etmek gerekiyor.","label":7} {"text":"-Anne! iki küçük zombi buldum. Getireyim mi?","label":7} {"text":"Kamera çok iyi kullanılmış, kendini sürekli olarak yenileyen bir film duygular ve görüntüler birbiriyle içiçe. Ben sevdim.","label":7} {"text":"imdb de ne yazıkki bazen böyle abartılmış filmler görüyoruz. film tipik gençlik filmlerinden bi kaç nokta dışında bi farkı yok. oyuncular filme yakışmış ve filmin bi melodramik giden bi yapısı var. bi kaç sahnesi özgün olsa bile film diğer gençlik filmlerinden çokta fazla bişe vaat etmiyor. boş zamanda izlenebilir ama imdb puanına bakıp büyük beklentiye girmeyin sonra büyük hayalkırıklığına uğrarsınız benden söylemesi.","label":5} {"text":"Vay anam vay serisinin ilki ve eniyisi. Sonrakiler bence başarısızdı. Burada Martin Lawrence'ı gizli ajan rolünde izliyoruz. Filmde iki karakteri oynuyor. Öbür karakter filme de ismini veren Koca Anne karakteri. Koca Anne karakterindeyken istemedende olsa Sherry'e aşık oluyor ve komedi bu iki unsur arasında gidip gelirken start alıyor. En komik sahnesi ise Sherry ile Koca Anne yataktayken Sherry'nin bir fener dahamı var arkamda? demesiydi. 30 milyon dolar bütçeli film 180 milyon dolar gişe hasılatı yaparak serinin devamına yeşil ışık yaktı fakat diğerleri hem gişe anlamında hem de izlenilme açısından başarısızdı. Bu ilk bölüm çok şey vaadetmiyor fakat eğlendirici olduğu aşikar.","label":5} {"text":"Sinan Çetin'in senaryo, sinematografi ve olay örgüsü dışında her şeye önem verdiği bu film, Metin Akpınar'ın güzel oyunculuğu, Meltem Cumbullu erotizmi ve Sezen Aksu imzalı müzikleri ile hatırlanıyor. Olmuyor be Sinan Çetin, Çiçek Abbas'tan sonra hiçbir şey aynı tadı vermiyor. Boş vaktiniz varsa...","label":4} {"text":"İran sineması çok köklü ve geleneği olan bir yapıdan geliyor. Onun için bu filmi izleyip de \"aa İran'dan da böyle filmler çıkıyormuş\" demek abes biraz. Ha tabi ki \"Bir Ayrılık\" gerçekten enfes. Söylediklerim onun değerinden bir şey kaybettirmiyor kesinlikle. Adım adım izlenip, etüd edilecek filmler listesinde. Bir daha izlemeyi dört gözle bekliyorum.","label":8} {"text":"filmi hiç beğenmedim. sadece kan görmek isteyenler izlemeli. sesler bir süre sonra rahatsız etmeye başlıyor..ölüm kan kavgadan başka birşey yok..","label":2} {"text":"Umutsuzluğu, çaresizliği, insanların en ilkel dürtülerinin dışa vurumunu rahatsız edici ama bir o kadar da etkileyici bir biçimde izleyiciye aktarmayı başaran bir film oldu benim için.","label":7} {"text":"Filmin kasıp kavuran bir işleyişi yok. Dağınık bir film. Fakat Helena Zengel'i takibe alacağımız kesin!","label":6} {"text":"Yorum yapılamayacak kadar acı.. Aslında yorumlamaya kalkışsak sayfalar dolusu çürük temel, kokuşmuş bina, dümenci hiyerarşi çıkar karşımıza beynimiz dönme dolaba döner. Sistem çekirdek olanda birliği beraberliği sağlayamadığı sürece, insan olmanın kimseye bir faydası yok.","label":8} {"text":"Çok beğendiğim bir film oldu. Zaten dram benim en sevdiğim tarzdır. Bu filmdeki gerçekçilikte beni etkiledi. Sade ama etkileyici bir filmdir. Hoşuma gitti. Tavisye edeceğim filmler arasında yer aldı.","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en gerçekçi yerli psikolojik-gerilim filmi. Özellikle oyuncuların Tiyatro kökenli oluşları ve oynarken müthiş rol kapmaları bir hayli etkili olmuş. Bir ara kendimi hakikaten film izlemiyor da gerçekten bir rerality show izleiyormuş gibi hissettim. Haftanın bence en iyisi.","label":6} {"text":"aksiyon alarak süper olmuş her dövüş kovalamaca sahnesinin hayranı oldum 10/9","label":8} {"text":"Sene 2010. Hala islamı kötüleyen aşağlayan filimler. Yakışmıyor. Belden aşağı espriler. Tv dizisi bile olmaz bu filim. Yazık insanların vaktini çaldığınıza.","label":0} {"text":"ailece izlenmeye değer hoş bir animasyon 6/10","label":5} {"text":"Filmi çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Evet bazı sahneler güldürdü ama genel olarak vasat bir film olmuş. Yinede türk sinemasını göz önüne alırsak ve ona göre konuşursak 1 tık üstte diyebiliriz ama kesinlikle sinemada izlemeyin paranıza yazık olur ...","label":4} {"text":"Ellerinize sağlık. Filminizi beğenerek izledim. Erciyes üniversitesi öğretim elemanı olan Nazım ŞANLI hocamız size özellikle bu msjı kendi atamadığı için bana atmamı söyledi. Filiminizi çok beğenmiş aynı keza bende beğendim ellerinize sağlık çok güzel bir film olmuş gerçek anlamda. Başarılarınızın devamı dileğiyle ☺️","label":7} {"text":"Hayatımda izlediğim en duygusal filmlerden biriydi. Bu tür güzel şeyleri anımsatan filmler o kadar az yapılıyor ki günümüzde, mutlulukla izledim filmi. Tavsiye ederim.","label":8} {"text":"öncelikle cannes film festivalinden ödül almış 2. film olan uzakla ilgili beyazperdenin değerli yazarlarının yorumlarını görmek isterdim. belki de yorumsuz kalmak gereğini duydular . tarkovskinin Türkiye şubesi denilen nuri bilgenin kimilerine göre oscardan bile prestijli olan cannes dan ödülle dönmesi , bu film için yapacağım yergiden kurtaramadı , evet daha öncede diyalogtan çok görüntüye sırtını yaslayan filmler gördük (2001 a space odyssey ,rashomon) her iki filmin yönetmenini ayakta alkışladım ve defalarca izledim tabiki uzak bu filmlerle karşılaştırılamaz ama ödül altın palmiye olunca , uzak hollywood filmlerine indirilen darbe imiş uzak;tam bir fransız sinemasıymış arkadaşlar biz türk sinemacılardan türk sineması istiyoruz züğürt ağa bir fransız sineması değildi bir rus sinemasıda değildi ama başarısı ortada . ceylanın filmine gelince belgesel niteliğinde bir kamera kullanımıyla önümüze sunulmuş film sözde sanatseverleri koltuğunda rahatlatıyor tabi şehir de istanbul olunca hiç zorluk çekilmiyor. filmde diyalog kullanmıyorum bari film karekterlerinden biri başka bir sanat dalıyla uğraşsın sanat içinde sanat sayın fotoğrafçımız bize bol bol tv izletiyor fashion tv belki bu biraz insanarı film bağlar diyemi düşündü sayın yönetmen .yok ya acaba hayat gerçekten ceylanın resmettiği kadar durgun mu? ben inanıyorum ki bu sitede en az elli kişi böyle bir filmi rahatlıkla çeker eğer sanattan kasıt buysa biz cannes da ödül alan çok insan çıkarıırız artık bir 10 dakiklık bir diyalog bulursunuz.","label":1} {"text":"Ne saçma bir filmdir bu yahu...Bir kere çok kasvetli bir film.Tüm film değişik manzaralar ve müzikler eşliğinde geçiyor.Diyalog çok az filmde.Sonra; 'yumurta' sözcüğü koca filmde 2 kere geçiyor.Bu filme ne akla hizmet Yumurta ismi verilmiş onu da anlamadım.İsim ile bağlantı kurulacak bir konu bile yok.Nuri Bilge Ceylanın filmlerine benzemiş yapı olarak.Bunaltıcı, daha çok doğa görüntüsü, az diyalog ve konusuz bir film.Nejat İşlerin oyunculuğu hatrına 6/10 verdim yoksa inanın hiçbirşey yok filmde.","label":5} {"text":"Hay anasını, o nasıl finaldi öyle ya?! Nasıl ya? Lan?! En yakın zamanda bir daha izlemek lazım.","label":8} {"text":"Bu tür bir filmden heyecan duyabilmek için, film boyunca acaba nerede ne kimildayacak diye beklemeniz gerekiyor. Ilk filmdeki ile ayni olmasa da benzer bir heyecani yasatiyor.","label":7} {"text":"Ilk bölümünü izlememe rağmen ikinci bölüme geçmek için bir şevk hissetmedigim film.","label":6} {"text":"\"gitmek zorunda kalanlar\" guzellemesinin altinda \"ulkemizde siginmaci istemiyoruz\" da var mi mesela? virusle, savasla, baronlarla, edebiyatla, ideolojik sicirtmalarla ve daha nice goygoyla bir yere kadar. imkanlar, minimum yasam kosullarini bile karsilayamadiginda bunu saglayabilecegin yere gidersin. dogada hayatta kalabilmek, minimalizm sevdasi, karavanlar... bunlar gercekten senin fikrin mi bir dusun bakalim;ne dersin? 20-25 yil once cekilmis olsa itin gotune sokacagin film halbuki... yalnizlikmis... oysa bu kalabaligin bir parcasi olmayi sen sectin. Cubbeli, M. Kemal, Sengor ezan savununca da iskillenmeyip, kesin altinda turlu insani, vicdani sebepler araniyordur ornegin. turk gibi borcla, orta dogulu gibi yaya, batili gibi karavanla da gitsen bil ki yolun yol degildi. mustahak.","label":5} {"text":"kesinlikle mükemmel bir komedi filmi..(10/9) bunca kişinin begenmemesi heralde aşırı argoca oldugundandır diye düşünüyorum ama filmi böle kabul ettigimizde ortaya çok komik bir film çıkıyor.kesinlikle serinin en iyi filmi;)","label":7} {"text":"kurtlar vadisi ırak filminin aynısı olmuş. sanki karbon kağıdı koymuşlar öyle çekmişler :D şablon olarak aynı 2 film ama tabi bu sefer daha bi özenilmiş sanki. aksiyon için izlenir. çokta bişey beklemeden izleyin. seyirlik. iyi seyirler ...","label":7} {"text":"biz beğendik. ailecek izlenebilecek keyifli bir filmdi. çocuklar da oldukça keyif aldılar. 50 karakteri doldurmak için bunu yazıyorum.","label":9} {"text":"Sıkı gerilim. Tavsiye ederim. 10/9","label":7} {"text":"Kendini tekrar eden sonlar, konular, korkunc olması gereken komik ölümler = Son Durak 4. Kesinlikle zaman kaybetmeyin. Martıları filan besleyin, emin olun daha güzel.","label":0} {"text":"On numara bir klasik. Zekice işlenmiş senaryosu, müthiş oyunculuklar, kurgu düzeni ve verdiği mesajla cidden unutulmaz bir yapım. Jack Lemmon'un belkide en iyi performans sergilediği film. Fred Macmurray da rolünün hakkını vermiş. İnce espriler ve göndermeler, sahnelerin birbirine olan bağlılığı filmin kalitesini artırmış.","label":7} {"text":"izledim güldüm bazı sahnelerde. Bekleti içinde olmayınca gayet güldürücü ama kitlesel hitap olarak bakınca da durum fena. sadece izlemiş olmak için. yine de komikti izleseniz gülersiniz yalan değil.","label":4} {"text":"Bazı arkadaşlarında dediği gibi konu klişe ama,çizimler sesler bence çok iyi izlemesi keyifliydi..bir toy story yada ice age kadar olmasada bence iyiydi;)","label":6} {"text":"amerika, karadzici yakalamak ve dünyaya ne kadar adil(!) bir devlet olduğunu göstermek istedi..ve adamı yakalamadan 8 ay önce filmi piyasaya sürdü..yani insanları özellikle müslümanları ısındırdı..ne güzel söylüyor duman: özgürlüğün ülkesi, adaletin temsilcisi, teröristlerden kurtar bizi, özgürlüğün ülkesi..","label":7} {"text":"Senin film gibi amk senin oyunculugunuzun amk sizin yapicaniz ise sokim nu nasil filmdir oyunculuk 0 boş bosuna Param gitti lan","label":0} {"text":"filmi izletmek için zorla üyelik oluşturması ve sonra filmin açılmaması ? crfgtrg512rtf521562562562315623","label":1} {"text":"Jeremy Davies'in oyunculuğu ile sivrildiği harika bir film. Mel Gibson, hakkında \"bir köpeğin kıçı kadar sıkıcı\" demiş ancak bu, hayatımda izlediğim en iyi filmlerden biri. Don Quixote sendromu ile Milla Jovovich, her bir karesi fotoğraf gibi benzersiz görüntüler, oteldeki birbirinden değişik insanlar, Hollywood'un insanı nasıl değiştirebileceğinin portresi, medya eleştirisi, önyargılar ile yüzleşme gibi izlemek için pek çok neden var. Müzikleri de ayrıca güzeldir. bknz:The Ground Beneath Her Feet by U2 - OST. The Million Dollar Hotel","label":9} {"text":"Kokaine kafasını gömdüğü sahne efsanedir.","label":8} {"text":"şiddetle tavsiye ediyorum ne mükemmeldi. imbd ve film adamını bilmem ama benden 9.9 puan... 1 puanıda velayeti için kırdım :) müzikler de harika... charly espiri yaptı.......","label":9} {"text":"Birbirinden arıza 4 kişinin(2 kadın 2 erkek) arasında geçen 'boynuzlama' yarışını anlatan bir yapım.Kimin boynuzu kiminkini geçecek hesabının yapıldığı bir film olmuş.Zaten filmin kadrosu 4 kişi :)Ne aşk, ne dram, ne duygusallık, hiç birşey yok filmde...Bu puanı nasıl almış şaşıyorum.Sanırım oyuncuları yüzünden verildi bu puan.Ben de ciddi oyuncular olduğu için 6/10 veriyorum...İzlemeyin yahu, çok saçma bir film...","label":5} {"text":"ilk 2 filmin çok gerisinde","label":6} {"text":"Nereden bilebilirdim ki Bender'in o atarlı ergen tavırlarının arkasında felsefik, Freud'sel psikanalitik yaşanmışlık çıkabileceğini. Film hafif tempoda başlayıp zirvede bırakıyor. Hiç bitmesinini istemediğim filmlerden biri oldu. Diyaloglardaki satıraralarını kaçırmamak için sakin kafayla ve tek başınıza izlemeniz tavsiye edilir.","label":8} {"text":"Kral şakir in TV deki bölümleri çok daha eğlencelidir. Ben sıkıcı buldum. Bir de film öncesinde ve arasında reklam izlemeniz yetmezmiş gibi filmin içine bile çanta ayakkabı reklamı yerleştirilmiş. Aşırı ticari kaygılı buldum.","label":3} {"text":"Güzel bi komedi filmiydi bence. Kötü oyunculuk mimik yokluğu ama yüzüklerin efendisindeki gandalf göndermesi mükemeldi.","label":0} {"text":"Irkçılığın olduğu, zevk ve alkole düşkün kasabanın yaramaz çocuğu olan Bubber'in hikayesi. Bubber hapisten kaçınca kasabayı bir telaş sarar ve herkes Bubber'ın suçlu olduğunu düşünmekte. Ama asıl suçlu kimin olduğunu filmi izleyince karar veriyorsunuz. Kasaba halkı mı yoksa Bubber mı? İzleyin pişman olmayacaksınız.","label":6} {"text":"Jules Verne'nin Dünyanın Merkezine Yolculuk tadında güzel bir anime. Sevdiklerini yitirenlerin huzura giden içsel yolculuğu gibiydi. Gayet anlamlı ve görsellik açısından zengin. Anime, insanların yalnızlığına vurgu yapmakla birlikte ölüler diyarını mitolojik bir yeraltı dünyasıyla simgesel bir anlatımla hayata geçirmektedir.","label":6} {"text":"Harika güzel bir film. Amanın bunda USHER da oynuyomuşta haberimiz yokmuş..İzlenmeye değer bir film..","label":9} {"text":"Film çok farklı. Bir tek tabanca görünmüyor. Yönetmen iyi iş çıkarmış. Felsefesi değişik. İzlediklerimiz gibi değil. Bence süper. Ve saunadaki kavga bölümü de Oscarlık. İzleyin ne kadar gerçekçi olduğunu siz de göreceksiniz.","label":7} {"text":"süper bi film 2 kere izledim daha da çok izlerim gibi geliyo. ilk izlediğimde ağladım.dün 2. izleyişimdi kendimi zor tuttum walla:)herkese tawsiye ederim. aldığı düşük puanı haketmeyen bi film 10/10.","label":9} {"text":"başta iyiyidi son çok ağır, ve karişik ordan oraya atlamış :( idare eder boş zamanında..,eeh işte yani..","label":5} {"text":"Dram sevenlerin beğeneceği bir film. Başroldeki Goran, o ''gariban'' ruh halini çok iyi yansıtmış.","label":6} {"text":"Her şeyiyle tam olmuş üzerinde en güzel ayrıntılarına değin çalışılmış.. Sanal dünyanın yalancı akıntılarında kaybolan yeni nesile aile bağları, büyüklere sevgiyi, saygıyı ve hürmeti şahane aktarmış. Başkalarının sırtından yükselen kemirgenlerin bu dünyada ve diğer dünyada değişmeyen doğasını da gerçekçi aktarmış.. Diğer dünya hakkında ki karanlık söylentilerle çocukları korkutmadan!! ölümle buluşturmuş. Beter Böceği izleyenler tanıdık bir tat alacaklarmış gibi :) Çok çok beğendim..","label":7} {"text":"Bu filme ne kadar üzüldüm. Jennifer Tilly'i Bound filminde izlediğimde çok müthiş olduğunu düşünmüştüm. Şimdi aradan geçen zamanda böyle bir kötü yeniden çevrimde üstelik seksi olamayan aynı zamanda bu sergileme olayının iticiliğe dönüştüğübir karakteri oynamasına üzüldüm. Yazık olmuş. Filmin zaten suyu çıkmış 4. film artık daha ne kadar saçmalayabilirler ama 5i de izledim asıl o saçmalamanın son noktası:D:D","label":1} {"text":"öncelikle filmi sandra ve nikol ikilisinin performansı için izlemiştim ama sonra begendim filmi. güzel bazen eglenceli bazen duygusal bagzen azda olsa korkutucu olabiliyor. çok bişey beklemeden izledigim için ben begendim sizde öyle izlerseniz side begenirsiniz.","label":7} {"text":"Çok fazla beklenti içerisine girmeden, keyifle izlenebilecek orta düzey bir Türk komedisi.. Baba ile oğul'un aynı anda bedelli askerlik yapma fikri iyi düşünülmüş..","label":4} {"text":"Senenin en büyük sürprizi belki de. Hakkında yapılan yorumları, kritikleri okumadan izleyin. Rahat bir kafayla, hatta belki konusuna bile bakmayın filmin, yalnızca afişteki görüntü olsun aklınızda. Beklentilerinizi yüksek tutmayın demek istiyorum. Ki ondan sonra &şöyle dendi böyle dendi ama çok bir olayı yokmuş& gibi külliyen katılmadığım yorumlar yapma şansınız da azalmış olur, filmden de daha fazla keyif alırsınız. İki efsane&, uzun yıllar unutulmayacak oyuncu performansı Simmons ve Teller'dan. Senaryo eleştirilmiş ancak ayan beyan eksiklikleri, yanlışlıkları yok. Konusu ve genel dokusu olarak bayağı bir Black Swan&ı anımsattı bana. Bir insanın sınırlarını aşma süreci. Simmons'ın sonlara doğru yaptığı iki dakikalık o konuşma. Üzerine ciltler dolusu kitaplar yazılmayı hak eden, o iki dakikalık konuşma. Filmin içine girebilir iseniz, Andrew ile birlikte hissedeceksiniz&. Akademi Ödülleri'nden eli boş dönmesini istemediğim filmlerden biri. Mutlaka görmek gerekiyor.","label":9} {"text":"Her ne kadar hollywood'un o klasik \"feel good movie\" kalıplarını barındırsa da; oyuncuların ve özellikle etkileyici diyaloglarının sayesinde benzerlerine kesinlikle fark atabilmiş. birçok repliğine bayıldım, hans zimmer ezgileri de tuzu biberi olmuş filmin, komedi-dram karışımı sevenler için sevimli güzel bir alternatif.","label":7} {"text":"Hem durağan hem de durağan olmasına rağmen sürükleyici. zihninizi bosaltabileceginiz izlerken kendinizi kaptiracaginiz bi film.","label":6} {"text":"Sinema budur dedirten filmlerden, iyi ki de sinema budur.","label":9} {"text":"çok başarılı olmuş harika","label":7} {"text":"JApon filmelrine bayılmamı sağlayan film olduğu için bendeki izlenimi tabiiki mükemmel ötesi :D","label":8} {"text":"Agamemnon rolündeki Brian Cox'a hayran olmuştum. Truva'ya olan nefretini gözlerinde görmüştüm. Kitapla uyumsuz birçok nokta var tabi. Bunlardan bazıları: Achilles'in atın içinde şehre girmemesi, Agamemnon'u Briseis'in öldürmemesi ve en çok yanıldıkları nokta. Hektor'un kahraman edasıyla Achilles'in karşısına çıkması. Kitapta Athena rüyasına giriyor Hektor'un ve Achilles'i yeneceğini söylüyor. Gerçekten çıkıyor karşısına ama ondaki heybeti görünce geriye doğru kaçıyor. Achilles koşuyor ve öldürüyor Hektor'u. Öyle düello olmuyor yani. Her izleyişte keyif alıyorum sonuçta. Arşivlik bir film.","label":7} {"text":"üzerine komedi filmi tanımam ! yaptın mı tam yapacaksın ve böyle bir film yapacaksın düşüp bir yer kırmak yok,argo yok,cinsellikle espri yapmak yok sade ve öz.İşin cılkını çıkarmadan da yapıldıgını en iyi örnekleyen film.Bayıldım izleyin ,izlettirin.","label":8} {"text":"Marvelin bu son filminde yeni kahramanimiz Doctir Strange'i taniyip onun nasil yeteneklerine kavustuğunu hep birlikte görüyoruz. Ve böylece infinity stonelarin toplanma olayida bitmiş oluyor. Ve asil savaş olan Avengers İnfinity War için hazirliklar başlamiş oluyor. Bu film için söyleyeceklerim ise film size artik marvel super kahramanlarinin nasil ortaya ciktigini anlatirken diger filmlerinde oldugu gibi belli bir cizgide cok da sasirtmayan bir sekilde anlatiyor. Karakterin kendini bulması, güçlerini keşfetmesi ve orta seviye bir dusmanla kapisip, onu yenmesi uzerine kurulu giriş, gelişme ve sonuc seklinde ilerleyen bir yapisi var. Kisacasi konudan çok beklentiniz olmasin sadce karekterin gelisimini anlatiyor. Yani efsanevi yada etkileyici bir senaryosu yok. Ama filmin görsel efektleri ve baş roldeki Benedict Cumberbatch bir harika bunları asla göz ardı edemeyiz. Her ne kadar Doctor Strange'in hikayesi biraz aceleye gelmis alelade dursada Benedict Cumberbatch butun bu eksikleri kapatiyor muhteşem oyunculuğu ile. Eger butun Marvel super kahraman filmlerini izlediyseniz bunu da izlemeniz gerek. Hem bir sonraki film Avengers: İnfinity War'a hazirlik icin hemde Marvel sinematik evrenini tamamlamak adina kacirmamaniz gerek. Ayrica filmden beklntiniz sadece kafa yormayan bir eğlence ise bunu size gayet guzel sunuyor. Hem görsel olarak hemde aksiyonu ile gayet doyurucu olan film aradiginiz eğlenceyi size sunacak. Çok fazla bir söze gerek yok gene klasik bir Marvel süper kahraman filmi gene bir super kahramaninin doğuşu izleyip İnfinity War'a hazirlanin. İnfinity War için ateşi sicak tutmak iyidir.. Benim puanim 5/4.","label":7} {"text":"2 saatten uzun bir süre olmasına rağmen insan sıkılmadan izleyebiliyor....","label":7} {"text":"Film çok ağır. Sadece 2 kişinin repliğiyle çekilmiş izlerken bunaltan türden. Neo ya hiç yakışmayan bir karakter malesef. [spoiler]izlerken seksten soğuttu[/spoiler]","label":1} {"text":"İzlediğim en kötü film kesinlikle gitmeyin paranız boşa gider kesinlikle önermiyorum paramız çöp oldu","label":0} {"text":"Çok güzel bi filmdi başucu niteliğinde. İzlemeyenler kesinlikle okumasın.! !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! İzleyen arkadaşlarımla konuştuğumda çoğu kişinin filmin sonunda başrolün düzelmediğini tekrar eskiye döndüğünüdüşündüklerini görüyorum. Aslında öyle değil çok daha çarpıcı bir son var. Filmin son cümlesine dikkat \"Bir canavar olarak yaşamak mı iyi bir insan olarak ölmek mi daha iyi?\".. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Bryan Adamsın en sevdiğim şarkısı have u ever really loved a woman filmde sürekli geçmekte.. Güzel bir filmdi... bence izlenılmesi gereken fiimlerden bir tanesi!","label":7} {"text":"serinin 3. filmde bitmesi gerektiğini kanıtlar nitelikteki film.","label":4} {"text":"şüphesiz ki filmde en iyi oynayanlardan birisi de pek konuşmamasına rağmen eskiden frank in yardımcı olan ernie dir. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! frank in ofisini basan montana herkesi teker teker öldürdükten sonra sıranın kendisine geldiğini düşünen ernie nin mimikleri çektiği o sıkıntı biriken ter damlacıkları çaresizliği ve de montana nın kendisine iş teklifi ettikten sonra ki mimikleri rahat bir nefes alması şaşkınlığı scarface den aklımda en çok kalan sahne. ayrıca montana nın gece gece güneş gözlüğü takan bi zibidi tarafından sırtından vurulmasıda cabası. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Çok abartılmasına gerek yok filmin. Benzer konulu, daha güzel işlenmiş filmler. Ancak oyuncular nedeniyle adının daha çok anılıyor olması film için avantaj tabikide.","label":5} {"text":"Robert Zemeckisin eline böyle güzel bir senaryo ve böyle usta iki oyuncu verilince, yapabileceğinin en iyisini yapmış. Yavaş yavaş ilerleyen ve her sahnesinde izleyiciyi biraz daha içerisine alan film, finalindeki sürprizlerle şaşırtmayı ve germeyi başarıyor. Hakikaten insanı ürküten sahneler çok başarılı. Bana göre gayet izlenesi bir psikolojik gerilim.","label":7} {"text":"İzlediğim en güzel filmlerden biriydi. Gördüğüm en iyi oyuncular vardı filmde. Filmin çıktığı ilk yıllarda ben yaşça çok büyük değildim. Onun için filmin detaylarını iyi hatırlamıyordum. Ama daha sonra defalarca izledim. Bir sonraki sahnede ne olacağını bile bile izliyorsunuz filmi, izlettiriyor kendini. 3D çıksın, ona da gideceğim. Yine izleyeceğim.","label":8} {"text":"arkadaşlar bir insan da mı uyarmaz ya!!bu gözün gördüğü görebileceği en saçma fildi..tek söyleyeceğim GiDiN BEZ BeBeK FeLan iZLeYin bunu izleyeceğinize daha yeğdir..","label":2} {"text":"Yine saçma bir yapım.Oysa çok büyük beklentiler ve hayaller ile almıştım..Korku filmleri hatta çoğu film de saçmalıklar olur bunlara artık alıştık ve normal karşılıyoruz fakat bu deli saçması olmuş çok absürt bir film hatta filmin sonunda bayağı bir kahkaha attık çok komikti hakkını yemeyeceğim..Yani korku değil komedi filmi olarak izleyebilirsiniz sadece sonunu izler iseniz bayağı güleceğinizden eminim.HÜSRAN VE VAKİT KAYBI DİYEBİLİRİM SADECE BU KADAR,BU İKİ KELİME FİLMİN ÖZETİ...(HÜSRAN VE VAKİT KAYBI..:D)","label":1} {"text":"Çok çok güzel bir film son derece mükemmel gerçekten herkes izlemeli filmde adeta oraya gitmiş gibiydim harika","label":8} {"text":"filmi yoğun aksiyon beklentisiyle izleyecekler umduğunu bulamayacak zira bu film ne bir transformers ne de bir ironman. toplum-medya-siyaset ilişkilerine ve ileri kapitalistleşmiş dünyanın önümüzdeki 20 yılda nereye evrilebileceğine ilgi duyanlara daha çok hitap ediyor.","label":7} {"text":"yine yine yine abartılmış bir film, yönetmen çok zorlamış sona ulaşmak için senaryoya laf yok da işte. mesela yani anne ne diye zorlamış ne diye direk anlatmamış orlar da filmi güzele ulaştırmakmiçin sanırım diyorum. efso repliği yazmazsak olmaz. ? bir artı bir iki eder. + ne? ? bir artı bir iki eder bir etmez +bir artı bir, bir eder mi jeanne? yak yak çok bekledin yak.","label":7} {"text":"Prisoners yani Mahkumlar adlı filmi nihayet izledim. Baştan son çok çok iyi çekilmiş ve atmosfer yaratmada dört dörtlük bir film olduğunu düşünüyorum, izlerken cidden bunaldığım sahneler oldu: neredeyse tamamı karanlık, az ışıklı, puslu ve pastel renklerle dolu, oldukça karamsar bir film bu. İki ailenin kızları kaçırılıyor ve film bu kızların aranması sürecini anlatıyor; ancak kızların bulunması için uğraşan sadece polisler değil, aileler de işin peşinde. Suçunu itiraf ettirip kızların nerede olduğunu öğrenmek için babalar suçlu olduğu düşünülerek yakalanan ve sonra salıverilen bir adamı, Alex'i bir eve hapsederek ona işkence etmeye başlıyor, amaç kızların nerede olduğunu bulmak. Böylece yönetmenin derdinin türlü türlü suçlara işaret ederek bizi vicdan üzerine düşünmeye çağırdığı belli oluyor. Açılış sekansı çok etkileyici: filmin ana krizi henüz yaşanmamış ve baba ile oğlu bir yandan dua ederken bir yandan da bir geyiği avlayarak öldürüyor... bu, birinci suç: Ardından kızlar kaçırılıyor...ikinci suç... kızları kaçırdığı düşünülen Alex köpeğe işkence ediyor..üçüncü suç...babalar Alex'i kaçırıyor..dördüncü suç...devamı da var. Filmin en ilginç anlarında, Alex'e işkence yapılırken ailelerin bu konuda ahlaki çıkmazlara girdiğini, zorlanmalar yaşadığını, taraf seçmek zorunda kaldıklarını görüyoruz. Bu noktalarda yönetmenin işi çok zordu bence, çünkü sıradışı bir şey yapmaya çalışıyor ve suça başka bir gözle bakmaya çağırıyor, bizi de bu ahlaki zorlanmaya taraf yapıyordu...Ancak elbette çok iyi çekilmiş, çok güzel anlatılmış ve nitelikli bir eser olduğunu ortaya koymuş olsa da sonuçta bir hollywood filmi olarak bu kadar göz boyamak yeterliydi. Bize yeni bir perspektif vermeye çalışarak huzursuz eden, suçlunun noktasından bakmaya çağıran, (mesela bir geyiği öldürme hakkını rahatça kendinde bulan normal insanların bir başkasının çocuğunu ama sonuçta bir insanı öldürmekte yani bir anlamda avlamakta sakınca görmeyen diğer insanları sulu görmesi gibi) ilginç bir noktayı dahi düşündürten, suçun kesinleşmemesi sebebiyle önümüze çeşitli itiraz noktaları (başka suçlu adayları vb) çıkartarak sürekli bir gerginlik hissi yaratan film finale doğru gözümüzdeki bağı çözüyor: aslında işkence gören adam suçluymuş, annesi de suçluymuş, kızları da çok yalnız oldukları için kaçırmışlar...demek ki alex'in işkence görmesi aslında doğruymuş...işte bu bence çok iyi bir yöntem: yani suçun aslında sadece hasta, sapık, ruhu bozulmuş insanlar tarafından işlendiği, kanunun ve kanun koruyucuların suçu önlemek için çabaladığı; aklı başında, düzgün insanların suç işlemediği gibi bir imaj yaratarak bu tür filmler çok çok iyi iş çıkarıyorlar. True Detective gibi diziler de aynen bu film gibi sol gösterip sağdan yumruğu indiriyorlar. Bu anlamda aslında muhafazakar eserler bunlar. Aslında suçun önlenebildiği; suçun anlaşılabilecek, kavranabilecek sebepleri olduğu, gerçek suç işleyenlerin genelde hasta, sapık, anormal insanlar olduğu gibi bir alt metni de usul usul işleyerek biz yandan çok klişe olacak sistem savunuculuğu yapıyorlar.. Sonuçta filmlerin sonları veya işleyişleri asla rastgele, senarist ve yönetmenlerin özgür iradelerine göre olmuyor. Haneke'nin söylediği ve itiraz ettiği şeyi yapıyor bu tür filmler: önce sağlıklı bir aile imajı sunuluyor, sonra bu ailenin başına gelen ve filmin ana meselesi olan olay yaşanıyor, ardından finalde ailenin huzura kavuşuyor, sapık ve hasta insanlar suçun bedelini ödeyerek ölüyor, aileler yeniden bir araya geliyor. Yani, sinemadan rahatlayarak, üzerimizden gerginliği atarak, katarsis yaşayarak çıkıyoruz; aile, devlet, kanun, düzen korunuyor; hasta ve sapık olanlar cezalandırılıyor ya da öldürülüyor. Yani Prisoners, nitelikli bir eser olarak anabileceğimiz, atmosferi çok iyi kurulmuş, iyi yazılmış ve nihayetinde klişe bir anlatıma ve finale değilse de klişe bir akıl yürütmeye teslim edilmiş bir eser . Ancak sırf atmosferi sebebiyle bile izlemeye değer...","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en berbat korku(!) filmiydi. Girdiğim salonda yaş ortalaması 13tü ve hepsi kahkaha atıyordu resmen. Gidin Enes batur izleyin daha yararlı vakit gecirirsiniz.","label":0} {"text":"\"Hayatını poker oynuyormuş gibi yaşa, pokeri hayatını yaşıyormuş gibi oyna!\" bu felsefenin tam tersine giden bir adamın üstüne dönüyor film. Öncelikle haklarını yemeyelim oyunculuklar ve müzikler güzeldi, hele Robert Duvall efsaneydi. Ve ayrıca Drew Barrymore'u da o saf güzelliğiyle gördük ki bu da iyiydi. Fakat bunun dışında pek olmamış gibi, yine de poker hakkında bilginiz varsa sıkılmadan izleyebilirsiniz belki. Not: Robert Downey Jr.'ın kadroda gözüktüğüne bakmayın sadece 3 dakika oynuyor.","label":5} {"text":"film başlangıç fragmanıyla olsun,müzikleriyle olsun beni bir anda çocukluğuma alıp götürdü...80'li yılların artık kütleşmiş korku filmleri...belkide vıdeoculardan en çok kiraladığım kasetler bu tarz korku filmleriydi..13.Cuma serileri,Karın Deşen Jack,Hortlaklar Vadisi,Zombiler,Gece Yarısı Yaratıkları ve niceleri..hepsini büyük bir zevkle seyretmişimdir..hepsi bende doyumsuz tadlar bırakmıştır..sinemayı yakından takip edenler yada yetişkin insanlar için saçmalık daniskası filmler benim için seyretmesi en eğlenceli ve en zevkli filmlerdi..ve şimdi seneler akıp geçiyor..artık ne bir vıdeo piyasası nede bu filmleri seyredebileceğiniz bir yer var..şimdi filmlerde moda yeni akım starletlerin öldürülmesi .. gençlerin partilerde ortadan kaybolması.. anlamsız nedenlerden cinayet işlemeyi göze alan sapık katiller..buraya kadar herşey neredeyse eski trash korku filmlerine benziyor..ama perdedeki tek fark yada artık ben büyüdüğüm için bana öyle gözüken eski korku filmlerinin havasından,onların ruhundan çok uzakta olan filmler..ayrıca yeni akımın en büyük vurucu gücü süpriz olduğu ama filmi filmi sıkıntıdan bayılmadan seyreden bir kişinin hemen çözeceği süpriz finaller...küçükken seyrettiğim ve benim en çok hoşuma giden bu korku filmlerinin bir iki tanesini şimdi yeniden seyrettim..o zamanlar çok zevk aldığım o filmler şimdi banada deli saçmalığı gibi gözüktü..80'lerde o korku filmlerini vıdeoda seyrederken babam yanıma gelir bu saçma sapan şeylerden ne zevk aldığımı sorardı..eeee bende bu sözler karşısında hiç hoşnut olmazdım..sanki benim çektiğim bir filmi eleştiriyormuş gibi üzülür hemen itiraz ederdim..babamın sinemadan hiç anlamadığını düşünürdüm..ama dediğim gibi şimdi o eski korku filmlerini yeniden seyrettiğimde artık babam gibi düşünüyorum..yahu ben bu filmimi çok sevmişim?? diyorum..ya eski benim tarifiyle artık sinemadan anlamıyorum yada artık anlaması üzücü olsada bu filmler gerçekten deli saçmalığıymış diyorum... Uykusuz beni çocukluk yıllarıma geri götürdü dedim ya...işte şimdiki tek fark benim artık büyümüş olmam... yani bu filmde benim için deli saçmalığından başka birşey değil..kimbilir belki çocukken seyretsem bu filme diğerleri gibi hayran kalıcaktım..ama artık öyle değil..çok basit ,sıradan ama yeni çekilen korku filmlerinden bir adım önde olan bir film Uykusuz .. korku filmlerini çok korktukları için seyredemiyen kişilere bir tavsiye.. elinizde bir fırsat varken gidip bu filmi görün..görün ki korkucağınız şeyler sizi ne kadar güldürüyor nekadar eğlendiriyor...şimdi bu fırsatı kaçırmayın..çünkü artık bu korku filmlerini bu eski ruhu taşıyan trashleri seyredebilmek için nice yıllar beklemeniz gerekebilir..hala içindeki o çocuğu yaşatanların kaçırmaması gereken bir film..ama ben içimdeki o çocuğu aldırdım diyorsanız sakın gidipte iki saatinizi boşa harcamayın !! ben artık o eskiden seyredipte zevk aldığım korku filmlerini tekrar seyretmiyorum..bende güzel anılar bırakan filmleri bildiğim gibi yani eskisi gibi kalmasını istiyorum .","label":3} {"text":"Sıradan bir yapı bir şey beklemeden izleyin derim.","label":3} {"text":"filmi izliyemiyorum","label":5} {"text":"Natalie Portman'ın oyunuculuğu gerçekten çok iyiydi ama bu filmi bana sevdirmeye yetmedi. Bana göre anlatıldığı kadar iyi bir film değil. Beni çok cezbetmedi.","label":4} {"text":"İzlediğim en sade doğal animasyon filmlerinden biriydi diyebilirim. Yeri geldi gülümsedim yeri geldi hüzünlendim bu filmi izlerken. Filmdeki renkler, müzikler ve çizimlerin uyumunu çok beğendim. Özellikle Aisling'in Pangur Pan için söylediği şarkıya bayıldım. Filme puanım 10/8","label":7} {"text":"Zamanının ötesinde tanımlamasını hak eden, alışılmışın dışında geçmişin renkli, günün siyah-beyaz yansıtıldığı film. Tüm dinlerin koro halinde, savaşta ölecek genç insanları kandırabilmek için uydurdukları şehitlik mertebesi ve yarattıkları sahte cenneti müjdeleyen vaazlar verdiği dünyada İsa önemli bir rolde ama Tanrı Yok! Bu kadar değerli savaş karşıtı filmin, yalnızca \"Metallica - One\" klibinde görünen birkaç kare olarak bilinmesi çok üzücü.. 90/100","label":8} {"text":"Kızılderilileri western filmlerinde hep aşırı amerikan milliyetçiliği çerçevesiyle sadece kafa derisi yüzen barbarlar olarak izlerdik. Halbuki aslında öyle olmadığını anlatan mitleri ters yüz eden bu yapımdaha önce kızılderilileri hiçbir şekilde bu denli işlememişti. Amerikanın gerçek sahiplerine saygı duruşu niteliğinde olan 7 OSCARLI bir Başyapıt... Filmde Costner'ın yerli dilini konuşması ve amerikalı seyircilerin 1,5 saatini altyazılı izlemesi hollywood için nadir görülen bir örnek.","label":8} {"text":"Öncelikle Nurgül Yeşilçay oyunculuğunu çok beğendim. Aşk filmi olmasına rağmen komik sahnelerin sayısıda fazla. Özcan denizin evim sensinden sonraki en iyi filmi.","label":8} {"text":"Beklentiyi çok üst düzeyde tutmadan izlenecek, sürükleyici ve gizem dolu bir film... Film beklendiği üzere Liam Neeson un perfonmansı üzerine kurgulanmış, bir çok klişe film den sahneler gözlemlediğim, fakat bunlara rağmen bir akşam can sıkıntısına iyi gelebilecek filmlerden biri...11 Eylül saldırısı sonrası uçaklarda ki paranoyaya güzel değinmiş bunuda demeliyim...","label":6} {"text":"Tek kelimeyle berbattı!!!!!!!!!!!!!!!!! tam bir hayal kırıklığı!! sakın gidipte boşa para vermeyin!!","label":1} {"text":"Bir eksiklik var. Bilmiyorum, anlatamam belki ama eksik bir şey var. Hikaye çok gel-git barındırıyor. Bir bakıyoruz aile dramına dönüşmüş, bir bakıyoruz Sam'in travmasına. E sorun, ikisinin arasının çok küçük zaman dilimleri olması. 1 saatlik bölümü keyifli ve seyirlik... Son 45 dakikalık bölümü biraz daha durağan, biraz daha dramatik. Sam nefretlik karakter. Oyunculuklar tatmin edici derecede iyi. Çocuk oyuncular müthiş. Ben hikayenin son bölümünü daha farklı tahmin ve hayal etmiştim. Benim düşündüğüm sonun yanında filmdeki son bence sönük kaldı. E filmin adı Brothers diye kardeşlerin ilişkisi üzerinden gidelim demişler ama daha dramatik ve travmatik bir son bölüm şahane olurdu. 7/10","label":6} {"text":"kötü bir film değil. kafa yormadan izlenebilecek bir film. iyiler belli kötüler belli. karakterlerin derinliği yok. kız çocukların şımarıklığı, can pazarının orta yerinde yapılan konuşmalar filmi gerçeklikten uzaklaştırıyor. ama çatıdan atlama ve babasını vurma sahnesi etkileyiciydi. filmin genelinde gerilim ve akıcılık güzeldi. beklenti olmadan güzel vakit geçirmek için izlenebilir. ","label":4} {"text":"jım carrey varsa o filmde illaki kendini izlettirecek bişey vardır farklı bi senaryosu jim carreyin her filminde oldugu gibi iyi oyunculugu filmi çerezlik hoş vakit geçirmeye yarıyacak bi film yapmış","label":6} {"text":"Orjinalini izlemedim ama bu çok sıradan. Komedi mi korku mu belli değil. Bir grup denyonun başından geçenler.55/100","label":6} {"text":"Çok başarılı, oyuncularının herbirinin özellikle alkışlanması gereken bir film. Hüzünlü ama sımsıcak bir film, yılın kesinlikle en iyilerinden. edit: Sonradan takip ettiğim kadarıyla film, içinde saklı fikirler, siyasi yaklaşımlar açısından çokça eleştirilmiş. Şunu belirtmek gerekir ki zaten çoğu Amerikan filmi altını kazıyarak izlenirse epey bir mide bulantısına sebep verir, o halde filmden tat almak da haliyle imkansızlaşır. Bazen sırf bu sanatın tadına varmak için üç maymunu oynamak lazım. Ya da daha doğrusu bardağın dolu tarafını görmek diyelim, tıpkı bu filmde oyunculukları ön plana alıp beyaz adamın kendini aklama çabasını görmezden geldiğimiz gibi. Fakat şu da bir gerçek ki eğer ortada bir şeylerin gerçekleşmesine sebep olan bir beyaz olmasa o zamanda o statüdeki siyahların nasıl aynı başarıyı yakalayacakları da bir soru işareti, hatta asıl o zaman inandırıcılıktan uzak ütopik bir başkaldırı filmi ourdu. Film bence bu durumun da sıkıntısını gayet iyi işlemiş.","label":7} {"text":"Kesinlikle eski Taşıyıcı& serilerinin verdiği heyecanı,hazzı vermiyor.Baş rol oyuncusunun değişmesi bunda etken çünkü oyuncu eski serilerin başrol oyuncusu gibi davranmaya çalışmış,gerek hareket,gerek ses tonu gibi ama taklitten öte gidememiş.Bu film Taşıyıcı& ruhundaki bir film değil görevimiz tehlike çeşidinde olmuş.Kadın oyuncular daha ön plana çıkmış.İdare eden bir film.","label":4} {"text":"Hollywood'un açık ara en çok abartılan, en standart ve en İngiliz yalakası filmidir. Adamlar öyle bir ülke ki hiçbir sorunları yok en büyük dertleri budur belki de. Şişirdikçe şişirilmiş, uzadıkça uzamış bir film. Halbuki kısa film olarak 8 dakikada anlatılacak bir konusu var. Bizim aday bile seçtirmedikleri Bir Zamanlar Anadolu'da, Kelebeğin rüyası filan ödül alamamışken böyle mal yapımlar ödüle doymuyor ya bana kimse adaletten filan bahsetmesin.","label":5} {"text":"Gözlerim, ruhum baba filmindeki duyguyu, geçişleri ve o işleyişi aradı. Dedim 3 saatse bu film sindire sindire güzel işlemişlerdi konuyu. Fakat hayal kırıklığı oldu benim için. Oyunculuklar dışında güzel olan bir şey yoktu. Üzgünüm.","label":4} {"text":"Yönetmenliğini ve başrol oyunculuğunu üstlenen Ben Stiller, altıncı filmi “Walter Mitty’ nin Gizemli Yaşamı” ile bizi iyi bir hikâyeye davet ediyor.","label":6} {"text":"İzlemeden önce kitabını açıp okumanızı şiddetle önerdiğim Stephen King senaryosu.","label":9} {"text":"Bu yılki Oscar ödüllerinde En İyi Yabancı Film ödülünü A Fantastic Woman kazandı. Şahsen, adaylar arasında The Square veya Loveless'ın kazanmasını daha fazla istesem de, A Fantastic Woman'ın oldukça iyi ve farklı bir film olduğunu da inkar edemem. Bu film, erkek arkadaşını kaybeden bir trans kadının bu olaydan sonra sevgilisinin ailesinden gördüğü dışlamayı ve topluma ayak uydurmaya çalışmasını anlatıyor kısaca. Trans bir karakteri canlandırmak için filmde gerçekten de trans bir oyuncunun başrol oynuyor oluşu, A Fantastic Woman'ı daha çarpıcı bir hale getirmiş. Daniela Vega'nın bu filmdeki cesur performansı gerçekten de görülmeyi hak ediyor. Ayrıca Sebastian Lelio'nun yönetmenliği de çok başarılıydı ve rengarenk sinematografi ise göz kamaştırıyordu. Şahsen, filmde geçen bazı metaforların seyircinin gözüne biraz fazla sokulması ve hikayenin bazen bilindik durumlar üzerinden ilerlemesi sonucu zayıflatsa da, genel anlamda film amacına ulaşmayı başarıyor. Eşsiz bir bakış açısından hikayesini anlatan A Fantastic Woman, kusursuz olmasa da, kesinlikle görülmeye değer. Puanım: 7.3/10","label":6} {"text":"İlk yarım saat den sonra dayanamayıp kapattık, bu ne yaa sırf mimikle rol yapamama denemesi olmuş. Tek güzellik Eskisehirdi!","label":0} {"text":"kitabı okuyanlar eminim bu kitabın filmi nasıl olur ki diye merak ederek izlemişlerdir ki filmde de aslında kitabı nasıl filme aktaramadıklarını film olarak çekmişler.","label":6} {"text":"Kubrick ressam olsaymış daha iyiymiş, böylelikle kimseyi sıkmadan istediği kadar metafor yapardı, mona lisa tablosuna iki saat ondokuz dakika boyunca gözünüzü ayırmadan bakabilecek kadar sanat aşığıysanız bu filmi kaçırmayın derim.","label":8} {"text":"ajan filmi.. süpriz sonlu sürükleyici film.. Ama konu çok karışık.. Öyle oluncada zor anlaşılıyor..","label":4} {"text":"Lütfen patron, beni karanlıkta bırakma. Karanlıktan korkuyorum.","label":8} {"text":"Bu yılın en vasat bilim kurgu filmi.Kesinlikle izlemek gibi bir yanlışlığa düşmeyin.(1/10) saygılarımla...","label":0} {"text":"neredeyse bütün aksiyon filmleri gibi bu filmde de heyecanı sonlarına dogru hıssedıyorsun ama cok iyi bir film denemez. Tom Hanks için bişey denemez zaten. o son sahnelerdeki oyunculugunu gormek için izlenir bu film","label":6} {"text":"\"Ne giydiğimin bir önemi yok. Rüya gördüğümde Lili'nin rüyaları oluyor.\" Akıcı ve güzel bir kurguda harika binalar, güçlü diyaloglar, tarifsiz bir sevgi, Alicia Vikander'in kendi kadar güzel oyunu... Ve Lili, bu kadar acıya ancak bir kadın dayanabilirdi. Alicia Vikander bu rolüyle yardımcı kadın oyuncu, Brie Larson \"Room\"daki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülü aldı tersi olmalıydı... 85/100","label":8} {"text":"tamamen katılıyorum...","label":4} {"text":"Çok geyik bir konusu ve türlü mantık hatalarıyla dolu bir senaryosu var.Halit Ergençin oyunculuğu için izlenebilir.Aşk filmi beklemeyin, macera filmi beklemeyin, komedi filmi beklemeyin; hepsinin en azından bir tutam...6/10..","label":5} {"text":"Mel Gibson'ın misyonerlik havasında çekmiş olduğu ve buram buram Amerika sempatizanlığı koktuğunu düşündüğüm bu film, çekimi zor ve sizi alıp o mekanın içine koyan bir filmdi. Mel Gibson'ı çekim teknikleri, kullanılan dil, oyuncuları yönlendirmesi vs. için ayakta alkışlamak yanlış olmaz. Ama misyonerlik yaptığı yönünde sert eleştiri yapanlara da pek bir karşı söz de söyleyemem. Başucu filmim demek çok isterdim ama son sahnede verilmek istenen mesaj bana eh be Mel dedirtmişti. Tabi filmleri son 10 saniyedeki mesaja göre değerlendiriyor olsak herhalde imdb ilk 250 diye bir şey olmazdı :) Keşke dan diye koymasaydı onu oraya... SPOILER......... SPOILER............ SPOILER......... SPOILER......... ''Biz geldiğimizde onlar kendilerini çoktan yok etmişti''... Zaten siz çok masumsunuz...","label":7} {"text":"Filmin başlarında iran'lı kocanın yaşadığı zorluklardan bir tutam gösterip daha sonra karısının dramına boğulan film pek tarafsız olmasada dinler çatışmasına örnek olarak izlenebilir.","label":5} {"text":"Bence Çok Saçma Konusu Var Dövüş Sahneleri O Da Bazıları Saçma 5/10","label":7} {"text":"özcan tek kelimeyle harika bir film çekmiş.aşk,acımaszlık,haksızlık ve ihanet müthiş anlatılmış.çok güzeldi.","label":7} {"text":"SPİN-OFF projesiyle sanki ilk Rocky efsanesinin yeniden çevrilmiş hali gibi geldi yaniCreed'e uyarlanmış....1976 yılında doğan efsaneyi bizim jenarasyon 1990'ların başında tanımıştı ve çocukluğumuz kahramanlarından biri olmuştu. Filmi duygu yüküyle izledim nedenini yazmayacağım spoi olmaması acısından ama İtalyan aygırı'nın hali gerçekten çok üzdü beni son bir film bekliyorum sonunda Balboa karakterini sonsuza yollayıp bizleride derin bir üzüntüye boğacaklar.......","label":7} {"text":"Saçma sapan, çok amötörce efektlerin olduğu bir film. O sesler, görüntüler, Semum, amatör bi kişi yapmış sanki. İzlemeye deymez.","label":1} {"text":"Tam bir psikolojik gerilim filmi. Pokerin detayına/aritmetiğine inmiş diyebilirim. Mike karakteri, pokerdeki kartların akışından, mimik/blöf detaylarını çözümlemiş bir oyuncudur. Fakat bir gün bir büyük oyun denemesi büyük talihsizlikle sonuçlanır ve bu hayata tövbe eder. Fakat aradan geçen zaman dilimi sonucu içerideki \"kardeşi\" seviyesinde gördüğü arkadaşı Lester'ın çıkmasıyla geçmişin izleri peşini kovalamaya başlar. Film türkçeye tutku olarak çevirilmiş ama aslında hırs olmalıydı. Anlatılmak istenen, pokerin nasıl bir pamuk ipliği sayesinde oynamaktan çıkıp hırsa dönüştüğü diyebilirim. Her masa sahnesi özellikle poker biliyorsanız sizi geren bir yapıya sahip. Kaliteli bir filmdi. Famke Janssen'in kumarhane kasası rolüne bu kadar yakışması da ayrı bir güzellik.","label":7} {"text":"12 kez izledim sıkılmadan tekrar seyredebilirm!","label":9} {"text":"uzun olması hasebiyle kısmi olarak sıkılacağınız sahneler olsa da özellikle finaline doğru seyir keyfi yükselen bir film 7/10","label":6} {"text":"Filmi aşırı dramatize etme amacıyla, kısa zamanda kadın ve kızının başına fazlaca kötü olaylar geliyor. Bu da filmi, gerçeklik algısından biraz koparıyor, gerçek olamayacak kadar talihsizliklerin bir araya gelmesini izlemek de, seyir zevkini biraz azaltıyor. ağır geçen, sürükleyici olmaktan uzak bir dram. dram severleri doyurabilir. Sanırım pek benim tarzım değil.","label":4} {"text":"İlk bakışta hiç ilgi çekmeyen bu içeriği görünce \"heh yine çerezlik bir netflix yapımı\" diyorsunuz; fakat hikaye ilk dakikalardan itibaren sizi sarıyor ve öyle olmadığını anlıyorsunuz. Belgesele konu edilen bu mucizevi tesadüf, olayları bir süre sonra çok farklı bir noktaya taşıyor. Kesinlikle tavsiye ediyorum.","label":8} {"text":"çok kötü olan öncekilerinin daha kötü olan devamı. bu kadar kötü bir araya gelirse ortaya çok büyük bir felaket çıkar. ancak anlayana!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!","label":0} {"text":"3 ayda bir tekrar tekrar izliyorum her defasında hayran kalıyorum","label":8} {"text":"İzlediğim en kötü filmlerden biri!","label":2} {"text":"Bir kısa filme göre konu, kurgu ve görüntü açısından oldukça başarılı bir film.","label":6} {"text":"derine derine derine artık klişe bir psikopat terimi oldu bizde. birine bir fenalık edeceğim vakit bu lafı kullanacağım. film mi? izlemesende olur. herkesin göğe yükseltmesine anlam vermek mümkün değil.","label":1} {"text":"çok güzeldi.","label":6} {"text":"Jason Stathamsız bir transporter düşünülemez bile oyüzden giden izleyen her insan ön yargılı baktılar baktık begenmemiz kolay mı hayır? çünkü jason karizması diye bişey var adam bu filmler için yaratılmışcasına oynuyo kimse onun yerine geçemez dogal olarak. oyuncuya bakmadan izlersek kötü bir film degil kesinlikle sürükleyici güzel bir film ama gereksiz bir film oldugu gercegini degiştirmez kesinlikle sinemada izleme hatasına girmeyin izlemezseniz birşey kaybetmezsiniz...","label":4} {"text":"Yaşanılan duygu çatışmaları açısından oldukça iyidir bu film. Karakterlerin olaylar karşısında nasıl davranacağını, kararları hangi doğrulara göre, hangi inançlarına göre vereceğini merak eder durursunuz. Türk sinemasının başarılı yapımlarından biri kesinlikle.","label":5} {"text":"bence bu film 1968 yapımı ilk filmin yakınına bile yaklaşamamış.konuyu benzetmeye çalışmışlar ama taklit olmuş.filmde en çok sinir olduğum ise mark vahlbergin maymunlardan dayak yemesi oldu.halbuki ben bu filmi onun oyunculuğu için izlemiştim.eğitimli ve akıllı bir bilim adamı olduğu halde çoğu sahnede ilkel bir insanı canlandırdı.korkan,ne yapacağını bilmeyen ve teslim olan biri.halbuki en başından itibaren kendisine vurmak isteyenleri yerlere sermeliydi.ve teslim olmadan insanları eğiterek maymunları haklamalıydılar.sonuç olarak gereksiz bir yapım.10/3 filme harcanan emek için","label":2} {"text":"Nasıl bittiğini hepimizin hatırladığı üçüncü filmden sonra yapılabilecek en iyi film tarzı yapılmış. İlgili filmdeki final sonrası savaş ve aksiyonu bol bir film beklemek yanlış olurdu. Seri devamı olarak ve bilim kurgu ögelerinin kullanılmasıyla genel olarak ortalamanın üstünde fakat seri ile kıyasladığımızda ortalamada kalan bir film. Jonathan Groff'a da Smith rolü için ayrı bir parantez açılmalı, gayet iyi bir oyunculuk.","label":7} {"text":"benci izlenecek bi film ama fazla bi şeyde beklmeyeceksiniz iii bi film 7/10","label":6} {"text":"İlkinden az kalır yanı yok. Hele Cem Yılmaz'ın cüceleriyle falan kıyaslamayın bile.","label":7} {"text":"Göğe baktım. Bir surette semaları avuçlayacak gibiydim. Kainat... Sayısız dünya. Tanrı'nın gümüş danteli gecenin üstüne serilmişti. O esnada ebediyetin muammasını anladığımı farkettim. Hep insanoğlunun mahdut ebatıyla düşünmüştüm. Tabiatı öyle farzetmiştim ki; varlık insanın idrakıyla başlar ve biter. Tabiatın idrakıyla değil. Vücudumun küçüldüğünü hissettim, eridiğini. Hiçbir şey olmaya başladığını hissettim. Korkularım eridi gitti, yerine kabullenme geldi. Bu engin, yaradılmış alemin bir manası olmalıydı. O halde benim de bir manam olmalıydı. Evet, en küçükten de küçük olsam bile benim de bir manam var. Allah nazarında sıfır diye bir şey yoktur. Hala varım!","label":6} {"text":"Çaresizlik diye bir film kategorisi olsaydı ilk sırada bu film olurdu herhalde. Olay geneli apokaliptik bir durum olsa da kesinlikle bu bir zombi filmi değil. Askeri yapılanmaya da ciddi eleştiriler var.","label":8} {"text":"gelmiş geçmiş en iyi seri katil ve gerilim filmlerinden,belkide en iyisi ... baştan sona insanı inanılmaz geren , sonundada öldürücü darbeyi vuran müthiş bir yapım ... oyuncular , yönetim , müzik , katil kim atmosferi :D vs. 4/4 lük :D ... bir gerilim filminde olması gereken her şey fazlasıyla var ... kesinlikle izlenmeli ... tereddüdsüz 10/10 verdim :D ...","label":9} {"text":"Brad bird ün ellerinde bu senaryo şahane bir şeye dönüşebilirdi ama yinede vasatın üstünde olduğunu söyleyebilirim.Yer yer gayet güldürüyor 6/10","label":5} {"text":"Şiddet ve kötülük temalı filmde öne çıkan; genç çiftin arabadaki ayrılık tartışması sahnesi ve 6 öyküyü birleştiren toplumsal deliliğin simgesi otostopçu kadın tarafından dile getirilen sunulanın hap gibi alındığı bilgi kirliliğinin verdiği rahatsızlık... 5/10","label":4} {"text":"gerçekten etkileyici sahneleri olan akıcı bir film tavsiye ederim","label":7} {"text":"Nezamandır bu filmi bekliyordum. Yine harikulade bi oyunculuk, harikulade bir yapım. Salman khan anuska ikilisi mükemmel bir performans sergilemiş. Biz vizyonda artık daha değişik konular istiyoruz ve aradığımız bir çok özellik hint filmlerinde var. Bollywood hayranları ekranda daha çok hint filmi görmeyi bütün kalbiyle istiyor. Inşallah bunun devamı gelir şimdiden teşekkürler.","label":9} {"text":"Çok Güzel izlemelisiniz. Komikti👍😊ben 7yaşındayım çok beğendim çok eğlenceliydi. 🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂","label":9} {"text":"Kick Ass-- Asıl Kahramanlık Budur Gençlik filmi, süper kahraman filmi sınırlarında gidip gelen, komik, dramatik, oldukça eğlenceli bir yapım Kick Ass. \"Neden kimse süper kahraman olmayı denemiyor...\" sorusundan yola çıkan, sıradan bir genç üzerinde ana karakterini yaratan film, süper kahraman filmi böyle yapılır dedirtiyor adeta... Hali hazırda Avengers'ın da vizyonda olduğu, Thor, Iron Man, Captain America nın çoktan filmlerine kavuştuğu sinemada Kick Ass neden bu kadar iyi? Öncelikle çıkış fikri gayet cazip, şiddet dozu iyi, oyunculuklar özellikle sırıtmıyor. Artı olarak süper güçsüz süper kahraman filmi etiketin sırtında gururla taşıyor. Bol oyuncaklı bir film değil. En önemlisi ise, kendisini biliyor. Yani nasıl bir film olduğunu biliyor ve kendisini çok fazla ciddiye almıyor. Türlei tiye alıyor, yer yer onlara saygı da duyuyor. Yani, ne yapmak istediği net bir biçimde ortada. Bu yönde tasarlıyor hamlelerini.","label":6} {"text":"Filimin You Tube da8.747.735 izlenmesi var Oha ya la Filim sinama da bu kadar izlenmemiştir :) +18 içerikli bir filim zaman geçirmek istiyorsanız izlenebilir bence","label":5} {"text":"Yüksel Aksu çok ses getiren filmi “Dondurmam Gaymak” ve ikinci filmi vasatı aşamayan “EntelKöy EfeKöy’e Karşı” filmlerinde sıcak komedilere imza atarken, yerel hikayeler anlatarak, evrensel ve tüm Türkiye’nin meselelerine gönderme yapmıştı. Yönetmen, İftarlık Gazoz’da bu ekolü devam ettirirken, hem daha yüksek bütçeli, hem bir dönem filmi, hem önceki işlerinden daha iddiaalı bir filme imza atmış. Yine Muğla’da geçen ve şivelerin abartısız kıvamda olduğu bir filmle karşımıza çıkmış Aksu. Öyleki Cem Yılmaz bile eğreti durmayan Muğla şivesiyle, naif ve dozunda bir oyunculuk sergilemiş. Yönetmen, yine küçük yaşamların, büyük hikayelerinden birini anlatmış. Bu arada filmdeki baş karakterimiz Cem Yılmaz değil muhteşem oyunculuğu ile küçük oyuncu Berat Efe Parlar’dır. Cem Yılmaz gişe açısından izleyiciyi sinema salonlarına gelmesinde etkili olabileceği gibi, oyunculuk açısından da her geçen gün daha da ustalaşıyor. Ege şivesi, filmde sivrilmeden, dozunda yaptığı oyunculuk ile benden tam puan alırken. Dramada da ne kadar başarılı olduğunu kanıtlıyor bu filmde. Bu arada “İftarlık Gazoz” için Cem Yılmaz’ın oynadığı en siyasi film diyebiliriz. Gerçi Cem Yılmaz’ın oynadığı karakter Gazozcu Cibar Kemal, orta yolcudur. Filmde en sevdiğim repliklerden biri şuydu; “Cenab’ı Allah dünyayı yarattı, Atatürk vatanı kurtardı. Fazlasına gerek yok.” Yönetmen, Cem Yılmaz ve Macit Koper dışında yüzüne aşina olduğumuz oyuncularla çalışmamış, bazı figürasyonu bol sahnelerde, olmamışlıklar can sıksa da, genel hatlarıyla çekimler ve detaylar başarılı. Özellikle gece tarlada, gaz lambaları ile tütün topladıkları sahne muhteşem olmuş. Dönem filmi olması ve sıcaklığın hissiyatı açısından görüntü yönetmeni çok başarılı bir iş çıkarmış. Ama biraz tuz, biraz şeker, biraz biber ekleyeyim derken, film senaryo açısından çok ritimsiz olmuş. Filmin ilk yarısı 1970’li yıllar, çocuğun mutluluğu, Muğla insanının sıcaklığı ve usta ile çırak arasındaki diyaloglar harika giderken, ikinci bölüm çocuğun oruçla olan imtihanı ve son 10 dakikalık zorlama dram sahneleri filmin büyüsünü bozmuş. Biraz eski usta çırak ilişkileri, biraz emek sermaye kıyaslaması, biraz din ve ramazan üzerine konular, ironik bir şekilde birbirine bağlanmak istese de tam anlamıyla hangi mesaj verildiği veya filmin konusu bütünlük kazanamamış. Filmin ilk bölümü “Dondurmam Gaymak” son 10 dakikası ise “Babam ve Oğlum” olmuş. Dramın dibine vurulduğu son bölümler de seyirciyi ağlatmak için tüm kozlar ardı ardına oynanmış. Bu da filmin sıcaklığını öldürmüş. Filmde anlatıldığı gibi Keşke Coca Cola soğukkuğunda değil de, Gazozcu Cibar Kemal’in el yapımı gazozlarının samimiyetinde kalsaydı hikaye. Çocukluğun saflığı, her söylenen sözden, sevdiklerinin anlattıklarından etkilenilmesi çok güzel anlatılmış. Çocuğun oruç tutarken yaşadığı gerilim güzel tırmandırılmış. İşin özü vizyondaki filmlere baktığımız da gişe filmlerinden farklı bir iş olmuş olsa da ne yazık ki tam olmamış. Gülmek için gidiyorsanız, gülmekten daha fazla ağlayacağınızın garantisini verebilirim size.","label":5} {"text":"Yahudi vurgusu olmadığı halde gayet etkili bir film. İnsanlar kafalarına her sıktığında hayatın ne kadar değersiz olduğu duygusu çok iyi veriliyor.","label":7} {"text":"yani fena film değildi, değişik sayılabilir.leonardo nun oyunculuğu oldukça inandırıcı ve etkileyici,boş vaktinizde izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"Sahnelerde Atatürk'e, Sabah Gazetesi ile verilen Meydan Larousse okutulmasaydı iyi olurdu.","label":5} {"text":"! f İstanbul sayesinde izleyebildim bu güzelim filmi. Başrol oyuncusu cimcimeye bayıldık gerçekten, hem güzel hem de çok iyi oynuyor :) Konusu, işlenişi itibariyle takdiri hak edecek bir film olmuş. Dram filmi diyebiliriz; ama dramatik öğeler tam kararında. İnsanı sıkmıyor film, içine alıyor, hem güldürüyor hem hüzünlendiriyor. Her şeyiyle tatmin edici.","label":7} {"text":"espri dozu az hatta çok az , tamamen para toplamak için yapılmış , bir Ata Demirer filmi olmaktan öteye gidemeyen komedi filmi olmaktan çok uzak bir yapım....zaman kaybı","label":4} {"text":"Özellikle finaliyle beni fazlasıyla memnun eden bir gerilim filmiydi. 10/9","label":9} {"text":"çok sıkıcı.","label":1} {"text":"Bu filmin adını hep sessiz sinema oynarken duydum :) yıllar sonra izlemek kısmet oldu. İlginç konusu olan filmleri hep çok sevmişimdir. Kaçırılmamalı mutlaka izleyin. İnsana kendini sorgulattırıyo kesinlikle, her günümüzün değerini bilelim o zaman :)","label":8} {"text":"değerlendirmeye alıp yazmaya bile gerek yok izlemeyin izlettirmeyin..film berbat ötesi sanki iyi filmlere tepki olarak çekilmiş","label":0} {"text":"\"kadın\" ı en iyi irdeleyen filmlerden. bir noktadan sonra kadının insanlığı ve kadın yönü iki farklı karakter olarak çıkıyor karşınıza. Adeta bir iç çatışmayı somutlaştırarak tanıklık etmenizi sağlıyor. Çok iyi.","label":8} {"text":"Dün kardeşimi götürdüm.. 3D gözlüğüyle izledi ve çok beğendi filmi.. çok eğlendi.. rio çocuklar için ideal bir animasyon","label":7} {"text":"dün bir yerde final sahnesine denk gelmiştim. finalini gördüğüm halde izledim bu filmi şiir gibiydi. tekrar tekrar izlenilinebilir türden.","label":8} {"text":"Başından sonundan ortasından on dakika izleseniz anlarsınız, yapma Cem.","label":3} {"text":"anlaşılan bu seneki ödül törenleri donemindeki en gereksiz şişirilen film bu olacak. huyun kurusun hollywood lobisi. Tepeden tırnağa -overrated-","label":5} {"text":"izlediğim en güzel türk filmi çok beğendim harika bravo","label":9} {"text":"hollywood bu tarzda çok film yaptı buda onlardan sonra geldiği için filmi herkes izlerken kare kare okuduğunu biliyorum. bunun için filmin finalinde sizi ters köşeye yatıracak bir gelişme yok sadece alternatif bir filminiz yoksa elinizde bunu izleyebilirsiniz. kurguda da biraz kopukluk yok değil hani :) 10/5","label":4} {"text":"hakimiyet kurma dürtüsünün id'in isteği doğrultusunda gün yüzüne çıkmasını görüyoruz. genel gözlemim disiplinle kariyer sahibi olan kişiliklerde bu çabanın hep var olduğu ve yüksekten bakmanın da bu kişiliklerde yer edindiği... filmdeki walter ın da kendine yediremediği bu zaten... her seferinde artık bitti dediğimde walter ın geri gelmesi çok da sebepsiz değil düşününce.. gerçek ilişkilerde de böyledir koşullar ve durumlar farklı olsa da... müzik açısından doyurucu bir filmdi. müziğe daha yeni başladım ve filmin bi kaç noktası hariç gerisi boş diyenlerin aksine film bütünüyle şaheserdi.","label":8} {"text":"Tom Hanks'in filmin son anlarındaki oyunculuğu karşısında gözlerim doldu, tüylerim diken diken oldu.. O nasıl bir rol yapmaktır arkadaş..10/7,7","label":7} {"text":"Ali'nin ve Zeynep'in sekiz günü filmlerinden daha başarılı.","label":8} {"text":"Sırf Hülya avşar ve birol ünel için gittim ama ikisinin dışında çalışan lmamış heralde...","label":1} {"text":"Her sahnesi anlam bakımından yeterince şey anlatsada kadın sorununu, ataerkil yapıyı, erkek egemen düzende kadının ezilmişliğini çok iyi bir şekilde aktarmaya çalışsada Anayurdu filmi kadar vurucu ve etkileyici olmamış.","label":5} {"text":"güzel bir filmdi içten ve sıcaktı","label":6} {"text":"Son haftaların en çok beklediğim filmiydi nitekim beklediğime değdi. Kaliteli bir korku filmi izlemeyeli uzun zaman olmuştu. Filmi çekenleri tebrik ediyorum.","label":9} {"text":"Herkesin uzun zamandır beklediği Rogue One sonunda vizyona girdi! Ve Rogue One, Star Wars serisinin 3. ile 4. filmleri arasında geçerek hikayedeki büyük boşlukları dolduruyor kısaca. Peki Rogue One gerçekten iyi mi? Filmin konusunu spoiler vermeden şöyle özetleyebilirim: &İmparatorluğun &Ölüm Yıldızı& adında gezegenleri yok edebilen dev bir silah hazırladığını öğrenen Asiler, Ölüm Yıldızı'nı tasarlayan Galen Erso'nun kızı Jyn Erso'yu bulur ve Jyn'e bir görev verirler. Jyn'in görevi, bir grup Asiyle birlikte İmparatorluğun gizli karargahına girerek Ölüm Yıldızı'nın planlarını çalıp Asilere teslim etmektir. Bu yolda Jyn'i ve diğer Asileri bir sürü zorluk bekliyordur.& Önce filmin iyi yanlarından başlayalım. Bence Rogue One, herkesin Star Wars evreninde aradığı temiz havaydı. Rogue One, bildiğimiz Star Wars evrenini daha ciddi ve gerçekçi tonda işliyor ve bu tona bayıldım doğrusu. Stormtrooper'ların gerçekten birilerini vurabildiği, ölümlerin olduğu savaşların gerçekleşmesi ve bütün uzay aksiyonunu insanların gözünden, yerden izleme fırsatı yaratıyor Rogue One. Oyunculuklar da bayağı bir iyiydi. Jyn Erso'yu canlandıran Felicity Jones bu rolde resmen parlamış, karakterini yaşatmış doğrusu. Daha önceden Ip Man'i canlandırmış olan Donnie Yen'i izlemek çok eğlenceliydi ve karakteri çok havalıydı. Filmdeki robot K-2SO'yu motion-capture ile canlandıran Alan Tudyk'se zaten muhteşemdi. Tudyk, yine ortaya çok farklı bir karakter çıkartmış, gerek hareketleri gerek sesi olsun. Ayrıca filmdeki bir sürü komik ana da imza atmış. Darth Vader'dan bahsetmemek de olmaz. Vader her ne kadar filmde fazla görünmese de olduğu sahneler gerçekten güzeldi. Özellikle de en son göründüğü sahne aşırı tatmin ediciydi. Dekorlar muazzamdı ve özellikle de görsel efektler kusursuzdu. Ciddiyim. Hani büyük bütçeli Hollywood filmlerindeki görsel efektler genelde iyi olurken 1-2 sahnede efektlerin sırıttığını görürsünüz ya? İşte bu filmde öyle bir şey yok. Bu sayede filmin içerisine rahatça girebiliyorsunuz. Son olarak da senaryoyu gerçekten beğendim. Diğer Star Wars filmlerinin aksine Rogue One'ın işleyişi tamamen farklı. Bunu daha filmin en başında anlıyorsunuz (normal Star Wars filmlerinin başında yazı çıkıp bu filmde çıkmaması mesela). Savaş sahneleri ve özellikle de yeni karakterleri tanımak epey etkiliydi. Ayrıca Star Wars evrenini daha geniş bir şekilde tanıma fırsatı buluyorsunuz bu filmde. Dediğim gibi bu evrenin daha gerçekçi ve karanlık tarafını yani. Ama özellikle de Rogue One'ın Star Wars serisindeki 3. ile 4. filmi birleştirmesine bayıldım. Özellikle de filmin en son karesini gördükten sonra yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi. Şimdi de filmin kötü yanlarına geçelim. Rogue One'la ilgili sadece 1 tane ama büyük bir problemim var. O da karakterler. Star Wars serisindeki diğer filmlerde karakterleri yakından tanıma fırsatı buluyor ve onları anlayabiliyordunuz. Star Wars'u sevmemizin en büyük nedeni efektlerinden ziyade karakterleriydi aslında. Herkesin takılmak isteyeceği, çok eğlenceli bir kişilik olan Han Solo ve belki de sinema tarihinin en iyi kötülerinden birisi olan Darth Vader gibi. O karakterler hakkında bilgiler öğreniyor ve daha fazlasını öğrenmek istiyordunuz. Rogue One ise sadece Jyn Erso'ya karakteristik bir yapı vermiş. Geriye kalan herkes ya sevimli kişi, komik kişi ya da havalı kişi olarak akıllarda kalıyor. O karakterleri tam olarak tanıyamadığımız için savaş sahnelerinde onlar tehlikeye girince o kadar da fazla önemsemiyorsunuz. Ve belki de işin en kötü tarafı şu; Rogue One, bu arka planda kalmış karakterleri kullanmak yerine sinema tarihinin en iyi kötülerinden birisi olan Darth Vader'ı kullanabilirdi. Filmin elinde böyle bir fırsat varken durum, Suicide Squad'daki Joker'e dönüşmüş. Herkesin filmde asıl görmek istediği ve en ilginç karakter, filmin içerisinde çok az süreye sahip oluyor. Hatta o kadar az ki, o kişiyi filmden çıkarsanız bile senaryoda hiçbir değişme olmazdı.& gibi bir durum söz konusu yani. Eğer film, karakterlerini tanıtmak için biraz zaman ayırsaydı, ortaya herkesin aklında kalacak olan bir film çıkabilirdi. Ama Rogue One ise, Star Wars evreninde geçen eğlenceli bir aksiyon filmi olarak akıllarda kalıyor daha çok. Genel anlamda Rogue One, biraz hayal kırıklığı uğratsa da genel anlamda kesinlikle sinemada izlemenizi önereceğim sahneleri mevcut. Eğlenceli karakterleri, muhteşem aksiyon sahneleri ve Star Wars evrenine getirilen gerçekçi tonuyla birlikte Rogue One'i izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Eğer gerçek bir Star Wars hayranıysanız ve ilk başlardaki yavaş temposuna katlanabilirseniz, Rogue One'ı kesinlikle seveceğinize eminim. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Başarılı oyunculuklar. + Star Wars evrenine getirilen gerçekçi ve ciddi ton. + Kusursuz görsel efektler, harika dekor ve başarılı aksiyon sahneleri. + Star Wars evrenine yeni şeyler ekliyor. + Star Wars serisinin 3. filmini, serinin 4. filmine harikulade bir şekilde bağlaması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Jyn Erso dışındaki bütün karakterlerin eğlenceli kişi, havalı kişi, komik kişi olarak akıllarda kalması, onlar hakkında çok az şey bilmemiz. TOPLAM PUAN: 8.5/10","label":7} {"text":"Film zaman kaybı degil!!! Hayatta başlangıç yada sonuç gibi anlamlardan ibaret degil. Bir film illa mesaj vermek zorunda degil. Kaldı ki büyük bir mesaj var ortada.. Usta oyuncuları tekrar izlemek güzel di iyi seyirler","label":5} {"text":"İstediği an istediği yerde bitiveren görünmez adamın kötü ama korkak gruba karşı Cüneyt'vari savaşı... Birine ateş edip vuramazsanız ikinciyi denersiniz. Değil mi ya? Keşke biraz akılcılık ve mantık ta olsaymış... 3/10","label":2} {"text":"Filmi pek beğenmedim çünkü hiç aksiyon yoktu sadece ana karakterin bayılıp kalkmasını izledik en az 9-10 defa bayılmıştır katil hiç bişey yapmadı sıkıcıydi yani ne diyebilirim ki 😒","label":3} {"text":"Biraz farklı bakalım. İş yaratılışa gelince işler sarpa sarar. Öyle her babayiğidin altından kalkacağı bir konu veya senaryo değildir. Çünkü yarattığın evreni, ''Yaratılış Kanunu'' ile yaratılmış insanoğlu ile bağdaştırmak veya aykırı bir konu ile birleştirmek tezat oluşturur. Yunan mitolojisi, İskandinav mitolojisi ve birkaç efsane/destan (Gılgamış) ile birleştirip üstüne Erich von Däniken'in Tanrıların Arabaları ve Antik Uzaylılar kuramı ile bağdaştırıp, teoride kalan Evrim taraftarı Charles Darwin'e bir selam verip geçiştiremezsin. Zor iştir yani. Beceremezsen çorba olur. Hele birde bu filmde yarattığın karakterleri, diğer filmlerindeki karakterler gibi seyircinin gözünde efsaneleştiremezsen o zaman sıradan bir film ötesine geçemezsin. Büyü bozulur. Yukarıda bahsettiğim açıdan bakınca, biraz felsefi, diyalogları fazla olan bir film beklemek anormal olmayacaktır. Belki de Chloé Zhao bu senaryoyu yedirebileceği düşüldüğünden oturtuldu yönetmen koltuğuna. Bir yere kadar başarmış olabilir, ancak Marvel'in bir kahramanlar evreni olduğunu unutmuş olacak ki bu yeni karakterler/tiplemeler/oyuncu seçimi maalesef seyirciye o gözle baktırmıyor. Gözünüzde bir Iron Man olamıyorlar örneklemek gerekirse. Her ne kadar görsel efekt boyutu gayet başarılı olsa da size bir kahraman filmi izlettirmiyor yapım. Ancak film biraz uzun olsa da anlaşılır bir konuya sahip. Sizi fazla sıkmadan kendini izlettiriyor. Bir Marvell filmi gibi algılamıyorsunuz, daha çok fantastik film örgüsü içinde, kahramanınızı belirleyemediğiniz bir film gibi. Bu arada herkesin cinsel eğilimi kendisini ilgilendirir, ancak böyle bir filmde ne alaka. Kel alaka olan bir de Hintlimiz var ki oda ayrı bir vahamet. Bir devam veya spin off filmi olacağı post-credits sahnelerde verilmiş. Bakalım John Snow abimizin gücü neymiş? Sonuç olarak beğeni seviyesi değişir ama hem bunu hem de gelecek olanları izleyeceğiz. Bence izleyin. Beğenir yada beğenmezsiniz o size kalmış. İyi seyirler...","label":5} {"text":"Neresinden tutsanız elinizde kalıcak bir vakit kaybı... Bu tarz bir film ancak bu kadar kötü olabilir daha kötü sünü yapana ödül bile verilebilir aslında. 😁","label":0} {"text":"belki de hitchcock'un imdb top 250'de olup da \"ne işi var bu listede\" dedirten tek filmi. benim en beğenmediğim hitchcock filminin, hitchcock'un en sevdiği filmi olması benim sinemadan ne kadar anlamadığımı gösteriyor herhalde.","label":6} {"text":"Filme gitme nedenim herkesinki gibi Adam Sandler idi.. Ve herkesteki intiba gibi benimde beklentimin çok çok üstünde bir filmdi. Ve yine herkes gibi biz de çok çok güldük.Beni üzen ise tek bir konu vardı, eskiden yanından bile geçmediğimiz muhabbetler bugün artık film oluyor izliyoruz ve de çok beğeniyoruz iyi yapımlar olduğu için. Acaba neler oluyor bize?","label":8} {"text":"serinin en iyisi bu film. harika.","label":9} {"text":"BEN KİTABINI OKUMUSTUM İLGİNÇTİ FİLME NASIL UYARLIYCAKLARINI COK MERAK EDİYOR VE MERAKLA BEKLİYORUM","label":8} {"text":"\"Bir film nasıl sakız gibi uzatılır?\"a çok iyi örnek. Film harika bir \"3d deneyim\" sunduğu için filmin isminin bu olması gerektiğini düşünüyorum. \"3d deneyim veya deneyin\" :) Kofti ölümler, kofti kazalar her şey \"3d deneyim\"de :) Hazır çıtır çereziniz falan yoksa alınız ve yanında bu filmi izleyiniz.","label":5} {"text":"Kieslowski öğrencilik döneminde ödev olarak hazırlamış ve Avrupa nın en iyi yönetmenlerinden biri olacak olan öğrencinin elinin değdiği ilk film. Kieslowski yi bilenler yabancılık çekmeyecekler ama bu bir çeşit Batman Begins gibi bir durum :) tabi bir başyapıtla alakası yok ama işte inci oluşmaya başlamış...","label":5} {"text":"Cyberpunk ve noir öğelerini birleştiren ilk filmdir. O kadar iyidir ki ondan etkilenen ghost in the shell bile akıllarımıza kazınmıştır. Blade runner izleyene bir şey anlatmak isteyen, sizi uyarmak isteyen bir distopya filmidir. Diyaloglar içinize mermi gibi işler. Zaten son sahnesindeki diyalog çok ünlüdür. Duygu yükü de muazzamdır. Yalnızlık ve onunla beraber gelen hüzün hissini de yakalarsınız yapımda. Tekrar tekrar izlediğim filmlerdendir.","label":8} {"text":"Renk, ses, ışık, sanat yönetimi, saç ve makyaj, hikaye, oyunculuk ve yönetmenlik. Her anlamda çok sanatsal bir egzersiz, tabloların yorumlanıp hikayelendirilmesi çok keyifli bir fikir. Dünya değişiyor. Kadına bakışımız değişiyor. Kadının toplumdaki rolü değişiyor. Çok tutarlı küçük sahnelerle anlatılıyor.","label":6} {"text":"Konusu çok güzeldi.Filmin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.","label":7} {"text":"Carrey in mimikleri ile şenlenen bir filmdi...","label":9} {"text":"Sheakspeare'in tiyatro oyunundan ve buna paralel bütçenin de kısıtlığından ve/veya kurgusallığının orijinalliğinden, tarih ve günümüz arasında geçen sürreal bir anlatımla bazen bu iki devreye sıkışıp, yapay gibi görünse de üçüncü tekil şahıs gibi olayları yaşama hissi veriyor. Tarihi olayları açıklayış, diyalogları ve anlatımdaki kan donduran ciddiyeti ve vahşiliği hasebiyle izlenmeye değer, farklı bir yapım. Bazı bölümlerde oyuncuların makyaj ve kıyafetlerin de kareden kareye değişim göstermesi de filmin basitliğini ve kapasitesini gösterir ama tiyatrosal havayı iyi yansıtmış ve mevzuuyu anlatımdaki gerçekliği yansıtması dolayısıyla müsamaha gösteririp, takdir edilesi bir film. Oyuncular ise Anthony Hopkins dahil, vasat üzerinde seyr gösterir. Ve: Titus'un elinin kesilmesi sahnesindeki gerçeklik bayağı kan dondurucuydu.","label":6} {"text":"Sanırım bu film için olumsuz eleştiri yapılmasının sebebi filmin bir korku filmi olarak lanse edilmesi.Bu bir korku filmi değil.Önce bir dram daha sonra gerilim ama asla korku değil.Ben bir J.Depp hayranı olarak filmi çok sevdim.Ne kadar müthiş bir oyuncu olduğunu gene ispatlıyor.Mutlaka izleyin.","label":7} {"text":"MÜKEMMEL BİR BAŞYAPIT The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford... Biyografi türünü severim.Özellikle bu türün çok iyi örneklerinden diye düşünüyorum.En azından beni çok etkiledi. Filmi izlerken konusundan çok etkilendim.Çok güzel bir senaryo hazırlanıp önümüze sunulmuş.Senaryosu bana göre oldukça sağlamdı evet hafif hafif ilerleyen ama ilerledikçe kendinidaha fazla sevdiren bir özelliği vardı.Jesse James'in yaşamı tüm boyutuyla ele alınmış.Özellikle çevresiyle ilişkileri beni oldukça etkiledi.Yaşamın ona gösterdiği tecrübe filmde oldukça derin bir şekilde anlatılmış ki insanların her davranışının temel sebebini sezebiliyor.İnsanların onun yanındayken özellikle sırları olanların tedirginliği onun ne kadar aslında görülmeyen korkutucu bir yanının olduğunun kanıtı idi.Robert Ford'un onunla başlayan ve gelişen ilişkisi ve Robert Ford'un gözünde Jesse James konuları güzel ele alınmıştı.Ayrıca Robert Ford'un ona aşırı hayranlığıda belki çoğu şeyi açıklıyor.Aslında filmde Jesse James'in bir sözü kulağımda çınlıyor.''Benim gibi mi olmak istiyorsun yoksa ben mi olmak istiyorsun''Belki de herşeyi açıklayan sözdü.Filmin finali müthiş hazırlanmış.Jesse James efsanesi tüm kanıtlarla gözler önüne seriliyor.Ve burda Robert Ford'un ruh hali ve aslında nasıl biri olduğu gizemi yavaş yavaş ortadankalkıyor.Yaşamındakideğişiklikleri ve hayal kırıklığı çok güzel anlatılmıştı.Hayal ettiği ile karşılaştığı durumun farkları tüm ince ayrıntısıyla ele alınmıştı. Brad Pitt ve Casey Affleck hayranı olarak ikisine de bayıldım.İkiside çok iyi performans ortaya koymuştu.Özellikle finalde Casey Affleck oyunculuğunu konuşturmuş.Çok beğendim.Sam Shepard'ı da beğendim.Tedirginliği ve korkuyu çok iyi yansıtmıştı.Jeremy Renner'da fena sayılmazdı. Filmin müzikleri çok çok güzeldi.Çok etkileyiciydiler.Nick Cave ve Warren Ellis güzel bir başarıya imza atmışlar. Senarist ve yönetmen Andrew Dominik çok güzel bir yapıt yaratmış.Kendisini tebrik ediyorum.Biyografi ve dram severler için kaçıramayacakları bir film.Kesinlikle tavsiye ediyorum.10 /8.5","label":8} {"text":"Çin'in tek çocuk politikasının bireyler üzerindeki çarpıcı etkisini ön plana çıkararak arka planda daha birçok vicdani sorgulamaları ahlaki değerleri irdeleyen 30 yıllık bir ömrü, iniş çıkışlarını ustaca işleyen bir film olmuş.","label":7} {"text":"“The Imitation Game”, yönetmen koltuğunda Norveçli sinemacı Morten Tyldum’un oturduğu İkinci Dünya Savaşı öykülü tarihi bir drama… Filmin Academy ödüllü senaryosunu, Andrew Hodges’un “Alan Turing: The Enigma” (1983) isimli biyografik kitabından uyarlayarak Graham Moore yazmış… 14 milyon dolar gibi Hollywood standartlarına göre son derece mütevazı bir bütçeyle çekilen filmin, 233,6 milyon dolarlık bir gişesi var… Bu hasılat rakamı, ABD dağıtım hakları (ABD’li bağımsız film stüdyosu) The Weinstein Company tarafından 7 milyon dolar ödenerek satın alınan 1 Academy dâhil 47 ödülü “The Imitation Game”i 2014 yılının en çok gişe yapan bağımsız filmlerinin zirvesine taşımış… Aslına bakarsanız filmin, 8/10 (597.688 oy) ve 4.2/5 (103.328 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.7/10 (264 yorum) ve 73/100 (49 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları da söz konusu gişe hasılatı ve ödül rakamlarını teyit eder nitelikte… Şimdi gelin isterseniz bu güzel filme, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım… Ancak başlarken, küçük bir giriş notu olarak, kendi yorumumuz da filmin hikâyesine, özellikle de Alan Turing’in kişilik karakteri ile eşcinselliğine, bugüne kadar yapılmış (yerli ve yabancı) yorumların neredeyse tamamında ayrıntılı bir şekilde değinildiği için, bizim hiç girmeyeceğimizi belirtmek isteriz… Peki, öyleyse biz ne yapacağız? Konusu dışında filmin en dikkate değer kısmına, yani oyuncu kadrosuna bakacağız… Oyuncu kadrosu denilince de, elbette insan; başta Benedict Cumberbatch olmak üzere, rol alan oyuncuların istisnasız tamamının eksiksiz bir performans sergilediği bu filmin casting direktörünü merak ediyor… Bununla ilgili çok küçük bir araştırma sonucunda da karşımızda, “The Illusionist” (2006), “The King's Speech” (2010), “Les Misérables” (2012), “The Danish Girl” (2015), “The Martian” (2015), “Star Wars: Episode VIII - The Last Jedi” (2017) gibi filmlerle “Game of Thrones” (2011 – 2017) gibi bir TV dizisinin castinginde imzası bulunan 4 Primetime Emmy ödüllü Nina Gold’u görüyoruz… Hal böyle olunca da, söz konusu oyuncu kadrosu daha bir normal gelmeye başlıyor insana… Tabii bu filmin, J.A. Bayona’nın bütün filmlerinde kamera kullanmış görüntü yönetmeni Oscar Faura, 1 Academy ve 1 BAFTA ödüllü editörü William Goldenberg ve 2 Academy ödüllü film müzikleri bestecisi Alexandre Desplat gibi isimlerden oluşan teknik kadrosu da oldukça etkileyici… Fakat kim ne derse desin bu filmde, Benedict Cumberbatch’in izleyene, “İşte bu iş böyle yapılır” dedirten oyunculuğunu biz tek geçeriz… Sonuç olarak, büyük bir ilgi ve beğeni ile izlediğimiz bu film için puanımız 3,5 önerimiz ise, halen izlemediyseniz “bir fırsat yaratın ve mutlaka izleyin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 31 Aralık 2018 günü saat 00.08’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":6} {"text":"Zaimbrothersfilm tamam anladık iddialı bir film olmuş biz de izledik. Peki hiç mi düşünmediniz bu kurguyu izlemeye ve anlamaya Türk korku severlerin hazır olmadığına!. teşekkür ederim.","label":9} {"text":"kağıt para madeni paradan büyüktür. SEKİZDEN sonra Dokuz gelir.","label":8} {"text":"bence çok güzeldi,,ömer şerif ise yaşayan efsane zatenn.","label":7} {"text":"Margin Call tarzı filmleri seviyorsanız bu da hoşunuza gidecektir. Pek ekonomi filmine denk gelmediğimden olsa gerek sıkılmadan izledim. Hatta Margin Call'dan biraz daha keyifli olmuş. Ayrıca Türkçe alt yazılı olarak kaliteli bir alt yazı ya da İngilizce'den izlemenizi önereyim. Benim denk geldiğim 2 alt yazı da oldukça kötü çevirilere sahipti.","label":7} {"text":"Metin Akpınar gibi bir duayenin üstadın, sosyal medyada yaptığı sululuk ve şaklabanlıklarla ünlü oldu diye yapımcıların kaliteye aramaksızın sadece para ve ticaret gözüyle baktıkları bu tarz filmlerde oynaması beni bir sinema sever olarak çok üzdü. Yeşilçam ve arzu film gibi efsane süreçlerden geçmiş Türk sinemasının, nasıl olur da her seferinde daha geriye gittiğini de bir türlü anlamıyorum.","label":1} {"text":"Her ne kadar, kuzenim bazı esprileri, fazla aşırı bulsa da, eğlenceliydi. Beklentimi karşılayan bir komedi olmuş.","label":9} {"text":"Nadir Sarıbacak efsanenin efsanesi oynamamış mı? Oynculuklar, müzik seçimi, alegorisi mükemmele yakın olmuş. Ayrıca 'on board' filmine de bir selam çakmış.","label":8} {"text":"Son dönem korku filmleri birbirine oldukça benzer hale geldi. Kendini izleten örnekler olsa da, orijinallik adına genellikle elimiz boş kalıyor. \"Oculus\", \"olaya\" farklı yönlerden yaklaşabilen bir film. Zaman atlamalı kurgusu ve sürekli merak içinde bırakmayı başaran hikayesiyle süresini çabuk eritiyor, siz farkına bile varmadan. Tercih edilebilecek bir korku filmi son yıllardan.","label":3} {"text":"Yeniden çevrimi gereksiz olan filmlerden biri.. kitabını okuduğum ve Brian de Palma nın çektiği 76 veriyonunu izlediğimden film tatminkar gelmedi Her ne kadar Chloe Grace Moretz'i beğensem de bu filme olmamış.. Sissy Spacek yerini dolduramamış zaten kimsenin de doldurabileceğini zannetmiyorum. sadece finalini ve supernatural güçleri nasıl sergilediklerini görmek için izledim. ne diyim illa izliyecekseniz orjinalini seyretmenizi tavsiye ederim, yada kitabı okuyun","label":7} {"text":"Çerezlik bir gerilim...","label":5} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en komik filmlerden biri Jim Carrey her zamanki gibi mimik ve hareketleriyle mükemmel, en çok güldüğüm bölüm ise Alec Boldwinin av sahnesi. 10/9","label":8} {"text":"Bazen, yeni çıkan filmlerden beklentiler büyük oluyor.. İnsanlar seneler sonra iyi filmler izlemek istiyor. Yönetmeni için gittiğim bu film, her ne kadar oyuculukları iyi olsa da sıradanlıktan çıkamamıştır. \"İşte büyük Amerika\" kokusunu içinize tekrar ve tekrar çekeceğiniz bir film... İyi seyirler :)","label":7} {"text":"İçinde sınıf ve cümbür cemaat şen şakrak tipler olunca insan ister istemez Hababam Sınıfı ile kıyaslamadan edemiyor.. Bu filmi bırakın Hababam Sınıfı ile karşılaştırmayı hiç Hababam Sınıfı izlememiş birinin beğeneceğini bile pek sanmıyorum..","label":3} {"text":"ORTA ÇAĞ TOPLUMUNA BAKIŞ Yalnızca soyluların katıldığı ve halk tabakasının sadece seyirci olduğu turnuvalara katılabilmek için sahte evraklarla kendini bir soylu gibi gösteren William turnuvalarda başarı elde eder ve aslında içinden geldiği halkın da sevgisini kazanır. [spoiler]Ancak bu durumu ortaya çıkaran rakipleri onu boyunduruğa vurup halka teşhir ederler. Aldatıldığını öğrenen halk William'ı yuhalamaya başlar. Birkaç sahne önceki büyük sevgi artık nefrete dönmüştür. Aynı anda orada bulunan İngiltere prensi aslında bu kişinin bir soylu olduğunu söyleyerek William'ı şövalye ilan edip serbest bırakıyor. Biraz önceki halk bu sefer tekrar sevgi gösterilerine başlıyor.[/spoiler] Sonuç olarak film orta çağ toplumunu bir sürü olarak tanımlayarak aslında hiçbir şeyin içeriğini araştırmadığını,kendisine sistem ne doğru diyorsa sorgulamadan onu kabul ettiğini gösteriyor. Allah'a şükür böyle bir devir içinde yaşamak zorunda değiliz. Konuyla ilişkili Gladiator filminden bir inci ''Bence Roma'nın ne olduğunu biliyor. Roma ayak takımı demektir. Roma'nın kalbi Senato'nun mermer binasında atmıyor... Colosseum'un kumlu arenasında atıyor. Onlara ölüm sunacak... onlar da onu bunun için sevecek.'' Herkesin sevdiği ile birlikte olması dileğiyle...","label":5} {"text":"Stephen King'in eserlerinden çevrilmiş olan çok sayıda film izledim ama bu içlerinde en kötüsüydü.Film güzelde başladı aslında,iyide gidiyordu ama sonrasında baya baya koptu ve kabak tadı verdi.","label":1} {"text":"Film çok sıradan özelliklere sahip olduğu için maalesef ne seyri ne de felsefesiyle izleyiciye bir zevk vermiyor.","label":3} {"text":"Filmin başlangıcında öğretimin her ne kadar hasbelkader öğretmen olmuş kişilerin elinde kaldığı vurgusu yapılmış olsa da filmde asıl anlatılmak istenen, çarpık eğitim sistemi içinde çırpınan idealist bir öğretmenin öyküsü değil, çarpık toplumsal yapıyı oluşturan bireylerin içerisinden birinin, tümolumsuzluklara karşın ayakta kalma ve ayakta tutma çabasıdır. İnsan ancak dayanışma, aidiyet duygusunu hissedebildiğinde kendini güvende görüp mutlu olabilir... Sorun, tek başına ele alındıklarında iyi birer insan olan öğretmenlerin yer aldığı öğretim sisteminde değil; bencil, ahlaksız, duyarsız toplumsal yapı ve eğitim sistemindedir. Eğitim öncelikle aile ve içinde yaşanılan toplumdan alınır. Görsel olarak çok iyi bir anlatım diline sahip olan film \"çabalar bireysel olarak kaldığı sürece bazı kişilerin yaşamında olumlu değişimler yaratılabilir, ancak sistemi düzeltmek konusunda eksik kalınır\" gibi doğru bir mesajla sonlanarak klişe gibi görünen konuyu doğru zeminde ele almış. 75/100","label":7} {"text":"Farklı bir western filmi.. senoryosu film ilerledikçe şekil alıyor.. clint easwood bi tarafa ben gene hackman ı da çok beğendim.. kötü rol yakışmış abimize.. ancak durağan sahnelerin çokluğu biraz fazla olmuş gibi. neticede seyredilesi bir film...","label":7} {"text":"Bu şekilde Beyaz Saray'a dalacak ırkın kulu kolesi olurum:)) Onun dışında hareketli bir film olmanın ötesine geçememiş. Morgan Freeman üstat dahi kurtaramamış hadiseyi","label":6} {"text":"Jenniferın suçu ne?70lerin kıyıda köşede kalmış istismar filmleri bir bir yeniden çekiliyor.Soldaki Son Ev filminden sonra tecavüz ve şiddet dolu intikam temalı bu film geliyor.70lerin sağcı bireysel intikam temalı Dirty Harry,Öldürme Arzusu filmlerine göre daha gore alt türler arasında olan bu yapımlar alttan altta şiddet ve kötü muameleye uğrayanların intikam alması mubahtır mesajı veriyor.","label":4} {"text":"Ben bu filmde açıkçası umduğumu bulamadım ne yalan söyleyeyim, belki de ben başkalarına nazaran farklı film izledim bilemiyorum. Ancak, çok yapay ve ucuz (!) bir film, gerçi ben Pearl Harbor'ı da bu yüzden beğenmemiştim, ama bu film Pearl Harbor'ı da geçmiş. Hani derler ya ?çok konuşuyorsun ama boş konuşuyorsun? diye bu filmde aynen öyle, bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama boş şeyler anlatıyor. Belki, film gerçek hikâyeden alınmış olabilir ama bana hikâye baştan sona hiç mi hiç inandırıcı gelmedi. ABD yaşayan uçağı daha ?U'sunu bile bilmeyen bir grup gönüllü, daha ABD savaşa girmezden önce Fransa'ya gidecek, orada bir ay kadar kısa bir sürede uçmayı bırakın savaşmayı öğrenecek sonra Fransa adına savaşacak Fransa'nın o dönem başka işi gücü mü kalmamış, ABD'de buna peki diyecek, ?hadi canım sende?. Hadi orayı bıraktık, o filmi sırf üç saati doldurmak adına Blaine ve Lucien arasındaki, yaklaşık yarım saatlik zorlamalı romantik sahneler ne demeli (!?). İkili arasındaki aşk da hiç inandırıcı değil, hatta o sahneler belki de filmin en sıkıcı sahneleri zira ikisi de birbirlerini dillerini bilmediği için, filmin adeta yarısı onların diyaloglarına kilitleniyor. En büyük üzüntüm ve hayal kırıklığım Jean Reno'ya ait sanırım, şimdiye kadar gördüğüm en kötü Jean Reno performansı; iddia ediyorum bundan daha kötü Reno olamaz adeta zoraki o filmde oynamış. Filmin tek artısı, James Franco'nun performansı (çok başarılı) bir de belki o dönem geçerli olan, ama şu anki dünyaya da uygulanabilecek olan, filmin mesajları.","label":4} {"text":"İnsan insanın kurdudur. Tam bir dram-romantik. Araya konmuş bir bilim kurgu var ama yani olmasa da olurdu. Öyle bildik bir şekilde ilerlemiyor. Uzaylıları da sevdim. Birçok yerde ders verici boyutta. Amacına ulaşan bir yapım bence. İnsanlık bir bedende değil yürekte saklıdır... İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Yozgat Blues, anlattığı hikaye ve karakterlerini ele alışıyla kendine bir ayrıcalık kazandırıyor. Farklı bir konusu ile izlenmeye değer","label":5} {"text":"Son zamanlarda izlediğim Danimarka yapımı çoğu filmlerde karşımda bulduğum Nikolaj Lie Kaas'ın bu filmdeki performansına da hayran kalmamak mümkün değil. Film çok sürükleyici bir tempoda ilerlemese de izleyiciyi sıkmadığını söyleyebilirim. Senaristliğini Anders Thomas Jensen'in yaptığı çoğu film gibi bu film de az da olsa absürdlük barındırıyor. İzlenebilir, güzel ve ilginç senaryolu bir film :)","label":7} {"text":"Efsane bir kahraman Zorro'nun hikayesi bir onun kadar bir efsane kadro ile çekilebilirdi. Kuzuların Sessizliği ile efsaneleşen Antony Hopkins, bu filmde efsaneleşen Antonio Banderas ve yine bu filmde güzelliği ve çekiciliği ile efsaneleşen Catherine Zeta-Jones(Amma çok efsane yazdım:). Film fantastik bir kahramanın hikayesini konu alınca kurguyu mantık dairesi içinde değerlendirmemek gerektiği kanısındayım. Cüneyt Arkınvari görselliğe alışık bir toplum olduğumuz için yadırgamıyacağımız harikulade bir yapım. Tekrar tekrar seyrettiğimizde dahi sıkılmayacağımız, seyrederken kah gülümsettiren kah heyecanlandıran ve buna birde Elena'nın güzelliği eklenince izlenmesi gereken bir film olup çıkıyor.","label":8} {"text":"Filmin başından sonunun tahmin edilebildiği fakat zaman zaman geren bir film. Boş vakitte izlenebilir ama beklentisiz izlenmesini öneririm.","label":3} {"text":"Film Kendini Sonuna Kadar İzlettiriyo harika aksiyon,gerilim,gizem türlerini barındıran bir film. Filmi Eğer İzlemediyseniz Öneririm Harika Bir Film.","label":9} {"text":"Üçlemedeki hiçbir filmi birbirinden ayıramıyorum, Blanc da diğer ikisi kadar harikaydı bana göre. Hikayesine ve müziklerine hayran kaldım özellikle.","label":8} {"text":"Arka plandaki televizyon sesi ve kamera kullanim secimi bir harika. Tavsiye edilir.","label":8} {"text":"Eğer böyle bir film izlemekse amaç, Fransız yapımı ilk çevrimini tavsiye ederim. Bu çevrimini izlemek zaman kaybı.","label":2} {"text":"ya içindesin çarkların ya içindesin..","label":5} {"text":"Efektler güzel ama, iki cümle ile özetlenebilecek basitlikte bir konu. İçki firmalarının sponsorluğundan olsa gerek göze sokulan markalarla içkiler... Overrated... 4/10","label":3} {"text":"Berbat bir film. Film bile denemez. Yazık. Verdiğimiz paraya en önemlisi zamanımıza yazık oldu. Sakın gitmeyin. Ayrıca Altan Erkekli başrolde yazmışlar ama alakası yok. 15 dakika felan gözüküyor filmde. Resmen kandırdılar bizi.","label":0} {"text":"Amerika'nın bazıları için dünyadaki cehennem olduğunu tarihsel ve politik detaylarıyla başarılı bir şekilde görselleştirmiş belgesel.","label":7} {"text":"olması gerektiğinden uzundu ve bi zaman sonra sıkıldım, konu iyi ama bu kadar uzatacak ne vardı bu konuda bilemedim.","label":5} {"text":"Grown Ups değişik bir seri. Serinin ilk filmi çok başarılı olmasına rağmen devam filminde gerçekten çuvallamışlar. Bu kadar da kötü olunmaz ki yani. Serinin ilk filmi komik ve eğlenceliydi fakat devam filmi serinin ilk filminde daha ahlaksız ve ilk filmde edinilen bilgilere rağmen daha kötü. Bir de benim kafam filmin 80 milyon dolarlık dev bütçesine takıldı. Serinin ilk filminin bütçesi de buydu fakat bu filmde 80 milyon dolarlık ne var ki? Bütçenin çoğu Adam Sandler ve diğer oyunculara gitmiştir gerisi ise fasa fiso. Yani burada seyirciyi biraz enayi yerine koyuyorlar yani. Mesela bütçenin bir kısmı açılış sahnesindeki yatakta uyuyan insanların ve ortalığın üzerine işeyen ve 1-2 kapıyı kıran geyik sahnesi. Fakat onu da pek iyi yapamamışlar çünkü bazı yerlerde animasyon olduğu belli ediliyor. Bütçenin bir kısmı oraya gitti. Daha sonra 1-2 sahnede küçük kutudan çıkan dev şişme bot sahnesi var, gerisi saçmalık. Dondurmayı insan dışkısı gibi gösteren sahne mi dersin, dönen tekerleğin içinde kalan adam mı dersin, (o sahne de yalnızca 30 saniye sürdüğü için gereksiz olmuş) 12 metrelik yerden çıplak atlama sahnesi gibi ahlaksız ve iyi de yapılamamış sahneler mevcut bu filmde. İşte ben biraz da filme giden bütçeye üzülüyorum. Yani bundan kat be kat başarılı filmler yeterli bütçe bulamazken bunun gibi saçma sapan işler bütçeyi buluyor ve ortaya çıkan sonuç bunun gibi saçma bir şey işte. Yani yapımcıların gözü ile ilk film çok para kazandırdı o yüzden insanların böyle bir filme ihtiyacı var.& Yani belki haklı da olabilirler de fakat böyle bir filmi kimse istemez. Yalnızca vakit geçirip filmdeki saçmalıklara aldanmak isteyenler için tavsiye ederim. İlk filmi sevenlerin çoğu bu filmde hayal kırıklığına uğrayacaktır eminim. Filmde hiç iyi bir şey yoktu malesef. Gerçi bu filmden sonra 3. bir film de gelir diye düşünüyorum. Eğer 3. film bu filmden daha iyi yapılırsa seri kurtulur. 0.5/5","label":0} {"text":"Ahlaksız bir film, +18 bir film. Sürekli cinsellik içeren sahneler var. Sakın olaki çocuklarınızı götürmeyin.","label":1} {"text":"Filmin genel anlamda bir tür karmaşasına sahip olduğunu ve bu karmaşanın filmi olumsuz yönde etkilediğini düşünmemin yanında Charlotte Gainsbourg tercihinin doğru olmadığı görüşündeyim.","label":5} {"text":"Bu ingiliz dış politikası çekirge gibidir efenim, çöktükleri her yeri kuruturlar. Kurtuluş savaşında M. K. Atatürk lanet olası beyaz çilli popolarına şaplağı basarak iyi etmiştir. Bunu göreceli olarak başarabilen diğer bir millet ise İrlandalılardır, yıllarca bu sömürgen heriflere kök söktürmüşlerdir. Yaşasın I. R. A. & Sinn Fein","label":7} {"text":"Senaryo güzel işlense iyi bir malzeme gelebilirdi fakat ne kurgu,ne de oyunculuklar vasata bile yaklaşamamış.Filmi izlemeyenler için tek önerim izlemeyin olacaktır 2/10","label":1} {"text":"kendi dertleri içine gömülmüş olan anne-kızın birbirlerini anlama süreçlerinin işlendiği kısa film. Yaşının küçük olması ve Leon'daki performası sebebiyle bu filmde tercih edilen Natalie, yine başarılı bir performans sergilemiş.","label":4} {"text":"ya da küçük prens dimi?","label":4} {"text":"içinde açlık grevi, dağa çıkan abi, pavyonda çalışan kadın falan geçiyo. toplumsal muhalefetin ve istanbul geceleri temalı dizilerin yükseldiği bi dönemden geçerken kotarırız diye düşünmüşler heralde bu sıraladığım öğelerle. bi de muhalif, yakışıklı, güzel oyuncular bulalım, senaryoyu da bi kitaptan halledelim hem belirli bi izleyici kitlesi olur aydın, muhalif filan, hem film kendinden söz ettirir, eee bu kadar malzeme içindeyken de bir sanat filmi olmuş olur zihniyetiyle çekilmemiştir umarım. kurgu berbat, politik bişeyler göstermeye çalışıyo görünüp hiç açıklamaya çalışmayan, nur sürer'in diz üstü eteği, istanbul aksanı ve donuk yüzüyle acılı kürt annesi olmayı zerre beceremediği film. iyi yanları yok mu, var bence. mert fırat rolünün hakkını vermiş, ilyas salman karakterine cuk oturmuş, vildan atasever'den yine iyi bir oyunculuk. bikaç da sahne var işte vurucu falan.","label":4} {"text":"Korkunç bir film serisinin ilk ve belki de en komik, en eğlenceli bölümü. En sonda Olağan Şüpheliler filmine yapılan göndermeye çok güldüm. ","label":6} {"text":"Filmi izlemeden önce aklınızda ; \"Çok olumsuz yorum alan ilk filmi izlemeden bunu anlayabilir miyim?\" gibi bir soru varsa eğer cevabı olumlu yönde. Bende ilk filmi izlemeden bunu izledim. Sorun olmadı. Senaryonun çok amatörce kaldığı ve yönetmenliğin çok basite kaçtığı sahneler olsa da temel konu güzel olduğu için zevkle izleyebiliyorsunuz. Ayrıca ben senaryonun başından sonuna kadar yol filmi havasında olmasını tercih ederdim. Hatta bu şekilde bir seri film haline getirilse sağlam bir yönetmenle tadından yenmez... Şehir atmosferine ise 10 üzerinden 9 puan verilir...","label":5} {"text":"Bu film duygusallikda ust seviye ama transformers bir duygusallik veya ergenlik filmi degil.Ama en azindan emek var.","label":5} {"text":"Uzun zamandır listemde olan ancak yorumlara bakarak izlemekten çekindiğim bir filmdi ama bugün izleme cesaretinde bulundum ve gerçekten hoşuma gitti. Beğenmeyenler olmuş onlara da saygı duymak lazım herkesin anlayacağı bir film değil sonçta. Nejat işler'in hiç mi kötü oyunculuğu olmaz arkadaş ya.","label":8} {"text":"Birkaç iğrençlik sahnesi dışında gülünecek hiçbir yanı yoktu, maksat devam filmi olsun niteliğinde boş bir film yapmışlar, maalesef vakit kaybı.","label":4} {"text":"Çaresizce ölümünü beklemek yerine hayata dönmek bir doğum günü şarkısıyla. Ben tek başıma ne yapabilirim veya amaan böyle gelmiş böyle gider diye düşündüğümüz her an hatırımıza gelmeli Watanabe. İnsan ölme eylemini kendisine yakıştıramaz ve bu nedenle de hep yaşayacak gibi erteler hayatı, sonra da yaşamanın ne olduğunu bile bilemeden veda eder dünyaya. Watanabe ölüydü dirilmesi için hayatla karşılaşması gerekti, karşılaştı ve sadece beş ay hayatta kalabildi. Sonuçta \"Hepimiz ölecek yaştayız.\"","label":7} {"text":"Bu filmi seyretmek için üzerine para vermeleri lazım. Baştan sona çok sıkıcı espiriler vardı. Kısacası facia bir film idi.","label":1} {"text":"Konusu güzel ama senaryo sürükleyici değil. Filmin içine bir türlü giremiyorsunuz. Jason Bourne, Ethan Hunt bu yüzden seri halinde.","label":3} {"text":"Son zamanlarda gördüğüm en berbat film..sinematografisi rezalet oyunculuklar yerlerde kurgu bir facia...müzikler ayrıca berbat ve sakil ötesi hiçmi müzik anlayışı olmaz yada hiçmi scoring bilgisi yoktur yapanın ?? En sıradan dizi müziği bile daha sahneleri taşıyıcıdır zaten dizi müziği gibi olmuş giriş çıkışlarda..büyük hayal kırıklığı..","label":0} {"text":"Filmi izledim, vardığım sonuç: 3 senaristin toplam IQ düzeyleri, film bütçesinin epey epey altında kalmış be ya....... :P aha dil de çıkardım, muhteşem görsellik ve bol bol üç nokta.....................","label":5} {"text":"İnanılmaz bir film, düşünün ki döneminde iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda fantastik veya bilim-kurgu türünde film var. Efsane yapım ise zamanının en pahalı ve en görkemli fantastik komedisi olarak vizyona girmiş. Tamam efektler şimdi komik geliyor ama o dönemi düşünsenize adamlar neleri akıl etmiş. Sigourney Weaver oyunculuk hayatının neredeyse başında, gerçekten çok tatlı ve bir o kadar da başarılı. Alien filmiyle adını duyuran güzel oyuncu Hayalet Avcıları ile kariyerinin en önemli yapımlarından birine imza atarak artık bende varım diyordu. Bill Murray, Dan Aykroyd ve Harold Ramis ise çok çok başarılıydı. Ghostbusters şarkısı ise hala telefonumda zil sesidir. Zaten baya eğlenceli olan başarılı filme, o kadar çok uymuş ki izleyenler kesinlikle katılacaktır. Ghostbusters şarkısının dışında kullanılan şarkılar da gayet güzeldi. Kesinlikle seyredilmeyi hak ediyor, efsane filmi puanlamaya gerek duymuyorum. İyi seyirler...","label":9} {"text":"pek çok insanın sıkıcı bulupta sevmediği filmleri severim yeterki güzel olsun. ama bu film çok sıkıcı ve hiçde güzel değil.","label":4} {"text":"bazı sahneleri güldüren bazı sahneleri de tiksindiren vasatı aşamamış bir gençlik filmi.5/2,5","label":4} {"text":"Öncelikle çok sıkıldım..ve bulunduğum şehirde türkçe dublajlısı vardı ki..rezalet..hele türkçe dublajda ingilizce altyazılar vardı falan ingilizce altyazılı türkçe film gibi... kim türk,kim yabancı belli değildi....filmin tek iyi yönü,,russel crowun gelipde türkiyede bu filmi çekmesi ve filmi türk gözle anlatması.....başkada kayda değer birşey göremedim açıkçası...Russel abiyi Gladyatör,Elga ablayıda James bondla hatırlamaya devam edelim bence.","label":5} {"text":"GÜZEL BİR DAVİD LYNCH FİLMİ. DAVİD LYNCH BİRAZ GİZEMLİ VE KARIŞIK FİLMLER YAPAN BİR YÖNETMEN BU FİLMİ ONUN BANA KALIRSA ÇIRAKLIK ESERİ AMA LYNCH SİNEMASINA VE FİLMLERİNE BAŞLAMAK İSTİYENLER İÇİN ÖNERİRİM FİLME NOTUM 10/7,5","label":7} {"text":"Filmden sonra zannedersinizki; Erkan Can ın asıl mesleği gemi kaptanlığıdır.","label":8} {"text":"Vietnam savaşı hikayeleri artık klişelerden ibaret olmaya başladığından olsa gerek, bir kahramanlık hikayesi farklı bir anlatış şekli ile anlatılmaya çalışılmış. Artık niye oradaydık? bu savaş nelere mal oldu gibi konulardan çıkıp, bireysel mücadelelerin boyutları anlatılmaya başlanmış. Bir çok ünlü ismi bir arada görüyoruz. Şahsen, bu filmin milliyetçi bir amerikalı dışında kimse tarafından benimseneceğini sanmıyorum.","label":2} {"text":"Kitabını okuyanlar filmde aynı başarıyı yakalayamadıklarını söylediler. Fakat bence güzeldi. Yalnızca biraz uzundu. Tam bitti derken yeni bir olay çıkıyordu. Tom Hanks çok iyi bir performans sergilemiş her zamanki gibi.","label":4} {"text":"Bu denli etkileyici bir belgeseli, bu kadar az kişinin izlemesi beni üzdü. O kadar üzüldüm ki.... Masmavi bir belgesel, masmavi, göğe bakma ve Halit Ziya'ya kötü şeyler yapma isteği uyandırıyor. Kuzuyu üzmeyin, izleyin, lütfen. :(","label":7} {"text":"Güzel başlayan fakat kötü ilerleyen bir film. Gereğinden fazla uzundu, daha kısa sürede daha vurucu bir film olabilirdi.","label":4} {"text":"Yabancı Film Oskarı'nı hak etmediğini düşündürecek ya da hissettirecek sebep bulamadımZaten akıcıydı, video speed controler ile hızı 1.01 yapınca daha harika oldu. Göründüğünden daha sembolik.","label":6} {"text":"Baya bi reklamı yapıldığını biliyorum. Fakat sıradan bir aksiyon filmi olarak karşımıza çıktı. İdare eder diyorum. Hani bi daha izleyeyim türden bir film değil.","label":6} {"text":"master director Martin Scorsese is a magnificent masterpiece that leaves one in a dilemma. I watched this movie, which is a bit long with three and a half hours, almost without getting bored. Bringing together legendary names such as Robert de niro Al Pacino Joe pesci, this movie deserves 8.5 points in my opinion.","label":8} {"text":"Başkasının emeğiyle övünen biri değilimdir ama böyle yapımları izlediğimde gurur duyuyorum elimde değil. Altan alta hissedilen mizah duygusu filmi ağır işleyişine rağmen sıkıcı olmaktan kurtarmış. Kendisini her ne kadar sevmesem de Engin Günaydın'ın canladırdığı Muharrem karakterini adeta üzerine giydiği performansı inanılmazdı. Çok zekice yazılmış bir senaryosu ve etkileyici dialogları olan Yeraltı sadece ve bir tek gerçek sinemaseverlere hitap ediyor. Başta Zeki Demirkubuz usta olmak üzere emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. İyi seyirler.","label":9} {"text":"Hani bazı filmler vardır senaryosu itibariyle çok birşey vaat etmezler özgünlüğü yoktur. Ama o senaryo öyle bir oyunculukla ve öyle bir şekilde işlenir ki film bambaşka bir şeye dönüşür. İşte bu filmde tam bu gerçekleşmiş. Kendi kendine tabiri caizse su gibi akıyor ne olduğunu bittiğini anlamıyorsunuz bile. Denzel'in performansına değinmeden geçmek olmaz o da çok güzel iş çıkarmış. Ayrıca sonunu farklı bekliyordum ama hiç beklediğim gibi çıkmadı şaşırttı desem yalan olmaz.","label":7} {"text":"Evet, yaptım; TV'da gecenin bir yarısı gösterilirken oturdum, katıla katıla izledim :) dev de olsalar sülüklerin bir korku ögesi olması başlı başına saçma. dakikada on metre hızla yol alan bu yaratıklardan koşarak uzaklaşan seksi ve yakışıklı ergenlerden ibaret tüm film...","label":0} {"text":"Uyku getiren, basit bir film. İzleyip de vakit harcamanızı tavsiye etmem.","label":4} {"text":"spoiler : fuck","label":3} {"text":"Uzun lafın kısası; Kaç kaç kaççç!!!!!!!","label":0} {"text":"BİR ANİMASYON FİLMİNDEN ÇOK DAHA FAZLASIÇOLUK ÇOÇUK BÜYÜK KÜÇÜK DEMEYİN GİDİN İZLEYİN 10 ÜZERİNDEN 10 Disney’in son yıllarda yakaladığı çıkış yadsınamayacak derecede fazla. Özellikle 2013 yılında “Frozen / Karlar Ülkesi”yle yeni bir fenomen yaratması, 2014 yılındaki “Big Hero 6 / 6 Süper Kahraman” filmiyle yılın favorisi “The Lego Movie / Lego Filmi” ve “How To Train Your Dragon 2 / Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2”i geçerek Oscar’ı kucaklaması ve 2015 yılında Pixar ortak yapımı “Inside Out / Ters Yüz” ile yeni bir başyapıta imza atmasıyla kısaca animasyon alanına damga vurmuş durumda Disney. Aynı başarıyı “Zootopia / Zootropolis: Hayvanlar Şehri” ile de devam ettiriyor. Hayvanların birbirleriyle uyum içinde yaşamayı öğrendiği bir dünyada geçen film, mükemmel bir şekilde tasarlanmış karakterleriyle sadece genç yaştaki izleyecelere değil aynı zamanda ırkçılık, homofobi ve statü ayrımına dikkat çeken alt metniyle yetişkin izleyicileri de hedef alıyor. Polis memuru tavşan Judy’nin yırtıcı hayvanların gizemli bir nedenden ötürü tekrar yırtıcı hale gelmesini araştırdığı filmde Judy’nin küçükken yırtıcı hayvan statüsündeki bir tilkiden zorbalık gördüğüne tanıklık ediyoruz. Bu örnekle sadece okula yaşanan zorbalıkları seyirciye sunmakla kalmayan film, aynı zamanda yaşam piramitinde insanların birbirleriyle olan ilişkilerine de dikkat çekmekte. Daha sonra polis olmaya karar verdiği için başta ailesi olmak üzere tüm çevresi tarafından tavşan olduğu için küçümsenen Judy, polis akademisindeki kendi cüssesini aşan tüm zorluklara rağmen birinci olmayı başarıyor. Buna rağmen gergedan, aslan gibi daha cüsseli meslektaş hayvanları tarafından küçümsenmeye devam eden Judy, günün birinde hırsız tilki Nick’le karşılaşınca sadece geçmişiyle yüzleşmekle kalmıyor ayrıca kendisinin yaptığı ayrımcalığın (bir nevi ırkçılık) farkına varıyor. Zaten bir yerden sonra farklı düşüncelere ve etnik kökenlere sahip olan insanları ötekileştirerek tek tip insan türü isteyen yönetim şekillerine ciddi bir eleştiri niteliği kazanıyor film. Aslan-Kuzu metaforuyla ülkelerin yanlış kişiler tarafından yönetildiğinde ne hale geldiğini gösteren animasyonda hayvanlar insanlaştırarak bir nevi insanoğlunun ne kadar gaddar ve kötü bir yapıya sahip olduğunu tekrardan izleme şansı buluyoruz. “Zootropolis”in son yıllarda çekilmiş en iyi dedektif filmlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Özellikle yırtıcı hayvan olarak nitelendirilen türlerin neden tekrardan yırtıcı olduğu araştırıldığı sahneler resmen 70’li yıllarda çekilen dedektiflik filmlerini andırıyor. Şehrin bir nevi Los Angeles’ı hatırlattığı filmde zaman zaman “Chinatown / Çin Mahallesi”ni (1974) hatırlamamak mümkün değil. Bu arada, filmin sanat yönetimi de tek kelimeyle harikulade. Şehrin her bir yanının detayına kadar planlandığını rahatlıkla görüyoruz ki özellikle orman sahnelerinde yaratılan atmosfer çok başarılı. Sonuç olarak klasik dedektiflik filmlerinden hiçbir eksik yanı bulunmayan “Zootopia / Zootropolis: Hayvanlar Şehri”, ırkçılık, cinsiyetçilik, homofobi vb. gibi ayrımcılıkları odak noktasına alarak son zamanların en önemli animasyonlarından biri olma özelliği taşıyor. Harikulade tasarımlarıyla sadece yetişkin izleyicileri değil aynı zamanda genç yaştan izleyicileri de hedef alan filmde tek tip yönetimlere de ciddi eleştiriler bulunmakta.10/10","label":9} {"text":"Filmde ters köşe yapmaya çalışmışlar. Ancak film bazştan beri çok sahte ilerliyordu. O yüzden sonu da bir etki yapmadı. Kurgu yönetemen, oyunculuk ve akışı çok başarısızdı.","label":2} {"text":"gerçek bir öyküden esinlenilen ve bu açıdan senaryo açısından epey ilginç olan bir film. Aynı zamanda oyunculuklar açısından da gayet iyi performans sergilenmiş. İzlenmeye değer 6/10","label":5} {"text":"son yillarda izledigim en ozgun bilim kurgu filmi...senaryo harika...baslardaki yari belgesel hava filme cok iyi gitmis(son zamanlarda cok yaygin ama bu filme tam oturmus) ve muzikler olaganustu....10/10","label":9} {"text":"''bilirsin, dünya ilk adımı atmaktan korkan yalnız insanlarla dolu.' benim için filmin etkileyici cümlesi oldu.","label":7} {"text":"Bu sefer Shyamalayamamış.","label":7} {"text":"gayet iyi kurgulanmış dönemin en iyi korku,gerilim filmi içindeki gizemde gerçekten iyi kurgu 10 üz 8.3","label":7} {"text":"Ambiyans muhteşem Kral Lear ın ruhsal değişimleri, entrikalar o kadar iyi yansıtılmış ki filmin içine dahil oluyorsunuz. Zaten bir Shakespeare eseri olduğu için tiyatro sahnesi gibi her yer ama gerçekçiliğinden hiç bir şey kaybetmiyor aynı zamanda. Kısacası eseri okur gibi izliyorsunuz filmi. Shakespeare seviyorsanız bu filmi de seversiniz.","label":6} {"text":"bir animasyon ancak bu kadar güzel olabilirdi. harika ve hayata yön ve ders veren bir aile filmi. bayıldım ve herksin izlemesini kesinlikle tavsiye ederim . ve de walt disneye çooook teşekkür edrim içinde ağlama,düşünme,kahkaha her şey var ;) :( :)","label":9} {"text":"Filmde karakterler işlenirken klişe iyi ve klişe kötü tiplemelerinden kaçınılmış. Gerçek hayatta da olduğu gibi her insanın içindeki iyilikleri ve kötülükleri görebiliyoruz. Bu da karakter hakkındaki fikirlerinizin dinamik bir şekilde sürekli değişmesini sağlıyor. Bu sayede filme odaklı kalabiliyorsunuz.Filmin sonu açık bırakılmış. Bu da sizi film hakkında daha çok düşünmeye itiyor. Ayrıca kişisel olarak da Fransa'nın kenar mahalleleri hakkında bilgi edinmiş oldum. Avrupa'da bile olsanız Dünya bize lanse edildiği gibi güllük gülistanlık değil!","label":6} {"text":"Flimde köyde yaşayan genç kizin almanyada yasayan bir ailenin büyük oğlu ile evlendiğini almanyaya gidince ise evin babasına kuma olarak alındığını anlıyoruz.Kız adamla kalacağı gün hiç şaşırmıyor ve ortama uyum sağlamaya çalışıyor hatta kendisine kötü davranmakta olan evin kızlarını dahi kendisini kabul etmelerine yardımcı oluyor.Burda küçük bir kızın bilerek ve isteyerek karısı ölmekte olan yaşlı bir adamla hiç zorlanmadan birlikte olabileceği eşi ile iyi anlaşabileceği eşinin de onu isteyebileceği mesajı verilmiş. Her ne kadar böyle çarpık zihniyetler olsa da kadın yerine adamın ölmesinden sonra kadının çocuğu ile birlikte hala orda yaşaması ve her ne kadar dogrudan iliski olmasa da evin buyuk ogluna askla bakmasi ensest ilişkiyi de akıllara getiriyor.Ayni zamanda markette calistigi is arkadasiyla birlikte olmasi çevreye karşı evin büyük oğlu ile evli gibi davrandigindan ilişkinin aileyi zora sokması ile ve kendisine kuma seçen kadının hayal kırıklığı ile sonuçlanıyor.Flimin sonunda ise aile içinde birtakım konuşmalar geçiyor ve sonunda neler olduğunu tam olarak kestiremiyorsunuz.","label":4} {"text":"Müsaade edinde \" gelin \" geçsin.. Kadının yüzü neden kapalı ? Yolu görmezse, geri de dönemez.... Fişek! anlamını biliyor musun ? Bu evleneceğin gün için.. Bu fişek çeyizinle gidecek! Kocanın yakınacağı bir sebebi olduğunda.. babanın verdiği bu fişeği kullanacak.. Kimi kadınlar kaçar gelin olur. Kimi kadınlarda vefa borçlarını ödeyebilmek için Yeminli Bakire olarak zorunlu hayatı tüketir...","label":7} {"text":"Sanırım en sevdiğim Jim Jarmusch filmi oldu Night On Earth.Harika Tom Waits şarkılarımı dersiniz,muhteşem şehirlerin sabaha karşı gece vakti verdiği hislermi, yoksa harika oynayan oyuncularmı.Özellikle Winona Ryderlı Los Angeles, Roberto Beniglili Roma, New York bölümleri harikaydı.Tabi Paris ve Helsinkinin de altta kalır yanı yok hepsi mükemmeldi.Gerçekten samimi ve eğlenceli diyaloglarla çok ama çok hoş vakit geçirtiyor.En kült filmlerden.","label":8} {"text":"Bu yıl izlediğim en iyi film. Aynı zamanda Jason'ın da en iyi işlerinden biri. 2004 yapımı Le convoyeur isimli Fransız filminin remake hali olduğu söyleniyor. Sağ tarafa iliştirdim.","label":7} {"text":"çok güçlü ve başarılı bir dövüşçü.... onu hayranları çok seviyor... ve bu sevgiyle daha da güçlüdür... fakat yalnızdır... bir gün show esnasında kalp krizi geçirince doktoru ringi bırakmasını soyler. bu moral bozukluğuyla ailesi olarak bildiği birtek kızı vardır ve kızını görmek ister fakat kızı aynı düşüncede değildir.... canı cok yanmaktadır. kalbindeki fiziki ağrılardan çok ringten uzak kalmanın ve kızının ona uzakalığı canını daha çok yakmaktadır. rigte doğmuştur ve herseye rağmen yine ringte herşeye veda etmek için yasak ta olsa tekrar ringlere geri döner. bu onun sonunu getirir.. Mickey Rourke un oyunculuğunun tekrar doğuşu olarak gösterilen ve bir çok festivalden ödülle dönen bu film gerçekten çok etkileyici...","label":7} {"text":"çok klişe ve düz bir filim.boş zamanda bile izlenmese olabilicek bir filim.bu puanı nasıl almış şaşırdım doğrusu.artık bu konuda vazgeçilse iyi olur aynı filimi ufak değişiklikler yaparak tekrardan izletmeye çalışıyolar.hiç bir yönüyle iyi olmayan bir filim...","label":4} {"text":"Muhteşem bir film. Gerek bir öğretmenin değerini anlatmasıyla, gerek her dönem geçişlerinde kültüren değişimi anlatmasıyla, gerek ara sahnelerde amerikada gerçekleşen olayların yansıtılmasıyla, her konuda başarılı bir film. Richard, son derece başarılı bir oyunculuk sergilemiş ve diğer oyuncular da da bir o kadar başarılı yakalanmıştır. Aynı zamanda müzikleri ve enstrumental kullanımıyla da eşsiz ziyafetler sunmaktadır. Tüm bunların yanında bir baba ve aile figürünü de aynı başarıda yansıtmaktadır. Bir kimsenin en sevdiği hobisini oğluyla paylaşamamasının verdiği yıkımla, sonrasında bunla barışmanın getirdiği huzur da çok güzel işlenmiş durumda.","label":8} {"text":"Allahını seven söylesin Rahmetli Kemal Sunal'ın korkusuz korkak filminin senaryosunu biraz değiştirip orjinal film diye yutturmak nedir??? Bu yüzden bizim sinemadan bir halt olmaz...","label":1} {"text":"Film;Distortion Metal’in usta ismi Rammstein grubunun ’Mein Herz Brennt’ (Yüreğim Yanıyor) isimli şarkısı eşliğinde Lilja’nın hızla koşuşturmasıyla başlıyor.Henüz 16 yaşlarında gencecik bir kız tüm gücüyle,var olan son enerjisiyle kendini harap ederek koşuyor.Bir şeylerden kaçtığı belli.Belki ona zarar vermek isteyen birileri belki de onu bekleyen bariz geleceği...Bu etkileyici sahnenin ardından Liljayı tanımaya başlıyoruz.Ne kadar acınası bir yaşam sürdüğünü,yokluk içinde var olabilmek için verdiği çabayı takdirle karşılıyoruz.Aslında film kendini belli ediyor.Liljanın neden ölümüne koşuşturduğunu veya koşuşturacağını anlıyoruz...Terk ediliyor yalnız kalıyor.Tek dostu,ailesi olan fakat babasından korkup sokaklarda yaşayan bir sokak çocuğu.Film bitince aslında ne annesi ne de bir başka biri,bu kızın tek güvenebileceği insan bu çocukmuş diyoruz.Tüm çirkinliklere rağmen dostluğu,yaşama azmini öğreniyoruz.Kim ne derse desin bu film benim bir tuvalet kağıdı değerinde davranılan rus hayat kadınlarına bakış açımı değiştirdi.Aslında rollerin ne derece farklı olduğunu anladım.Hep bildiğimiz bir hikayeyi birincil ağızdan dinledim.Neden bu hayatı yaşamak zorunda olduklarını neden bu yaşama itildiklerini?..Filmin sonuna doğru aslında anlıyoruz ki Lilja kimseden kaçmıyor.O,hayattan kaçıyor.Kendi hayatından,yaşaması için zorlandırılan hayatından kaçıyor.Kısacası görülmesi gereken son derece vurucu,etkili,dramatik bir film...","label":7} {"text":"See No Evil:Sekiz genç,Bir hafta,Bir seri Katil...Bu cümleden filmin bir Teenslasher tarzı yapım olduğunu anlıyoruz.açıkçası bu türden pek haz almam.Bir kaç yapımın dışında genelde başarısız oluyorlar..Bekleyip göreceğiz...","label":4} {"text":"bdsm'in çok yanlış aktarıldığı abuk subuk aşk filmi kesinlikle gereksiz ve zaman kaybı","label":0} {"text":"gerçekden kan dondurucu bir film akışı ve olayların netlik kazanma silsilesi mükemmel. şiddetle tavsiye ediyorum","label":8} {"text":"hollywood sıçıklarıyla aynı sitede yorum yapmak insanı gerçekten zorluyor. yorum atan insanlar sinemasal yada görüşsel yönlerden yorum atarken \"kesin sesinizi çağan ırmak dramanın babasıdır taaamııııııı\" diyenler \"şavsank redepşın diye bi film harika abi kesin izle üstüne tanımam\" diyenler kadar iticisiniz bu arada hepiniz ayemdibi çöplüğüne mecbursunuz elinizden başka birşey gelmiyor çünkü. daha iyisini çekin izleyelim tepkisi var bide sinema dergilerini, sitelerini, alternatif yayınları takip ederken eleştirmenlere daha iyisini çek mi diyosunuz ya da daha iyisini çekebileceğin filmleri mi beğenmiyorsunuz sadece. insana düşündürmeyen ama ajitasyonun dibine vuran filmlere tapan insanları mahsun kırmızıgüle postalamak lazım ama şu da bi mesele tabi mahsun kırmızıgülden daha iyi çekebileceklermi acaba bu da bi soru işareti.","label":2} {"text":"ilginç bir film , ama zaman zaman takip etmek zor , bilmedigim seyler ögrendim ama bir ruh eksikti .","label":5} {"text":"güzel eğlencelik sürükleyici ata demirel filmi klasik. Aşk var komedi tadında.. Seneryo kutgu iyi.. eğlencelik türk filmi isteyenlere on numaralık film","label":6} {"text":"Film senaryosu, oyuncuların performansı açısından iyi düzeyde. Ama asıl felsefi derinliği üst düzeyde olan bir yapım. Cengiz Aytmtov?un ?Dişi Kurdun Rüyaları? romanını okuyan sinema takipçileri açısından bu film hiç yabancı gelmeyecektir. Bu eseri okumayan varsa okumasını tavsiye ederim. Bu film ve Aytmatov?un romanında eleştirisi yapılan modern insandır. Çevreyi bozan, doğal dengeyi yerle bir eden modern insanın eleştirisidir. Modern insanı meydana getiren asıl arka plandaki anlayış ?pozitivist-materyalist? akımlardır. Bu anlayış ciddi bir biçimde yaşanmış olaylar veya yaşanmış olması muhtemel olaylar üzerinden yerilmektedir.","label":6} {"text":"Şimdi size söyleyeceklerim ilginç gelebilir ama bu film madem insanların hayatlarının ne kadar önemli olduğunu ve bunun için gereksiz saygısızlıkları yapmamayı öğretiyor ve madem bu film 2000 yapımı o halde testere nin kousu azda olsa bu filmden çalıntı. Tabiki testereyi daha farklı işlemişler. ama eminim bu film testereye ilham kaynağı olmuştur. 10/9","label":8} {"text":"Pakistanda 7 yıl kadar esir kaldıktan sonra, bir operasyon sonucu şans eseri kurtarılan Kolya, artık müslüman olmuştur. Doğal olarak geri döndüğünde ailesi için bir yıkım gerçekleşir. Oğlunun kurtarıldığına adam gibi sevinemeyen anne, iki kardeşin birbirine düşmesi ile mücadele içine girer. Bu kısma kadar beklendik bir hikaye ilerlerken ne alaka denilecek olan atık suya karışan dolar muhabbeti gerçekleşir. Ardından ateş üzerinde Kolya ile eski askerin münazarası olur ve havada bir sonla karşılaşılır. Özellikle filmin ikinci yarısı bir yıkım niteliğindeydi.","label":4} {"text":"Neredeyse tüm filmlerini, stand-up'larını ve söyleşilerini izlemiş biriyimdir. Evet, bir fundamentals değil ama her yapımdan da aynı seviyede komiklik beklememek lazım. Yılların geçtiğini ve bunun hepimizi etkilediğini biliyoruz. Bu gösterisinde daha realistik konuları ele almış olmasını beğendim açıkcası. Homofobi, beyaz türk edalarının iki yüzlülüğü, eski hikayelerden bahsederken hiç iç yüzünü düşünmüyor olmamız gibi konulara değinmesi ve ayrıca küçükte olsa politik göndermeleri güzeldi. Kendisinin daha çok film ve gösteri yapmasını isterim.","label":6} {"text":"İzlediğim uyarlama filmlerdeki en kitaba sadık kalınmış olanı.","label":7} {"text":"Kan kan ve kan yani savaş filmlerinde bu kadar insan ölmüş değildir aksiyon var dövüş aksiyon seviyorsanız izlenir","label":6} {"text":"Filme gitmeden önce sinema eleştirmenlerinin yorumlarını okumuştum..Filmin ilk sahneleri olan tusunaminin vurduğu sahnelerden sonra filmin temposunun düştüğünü ve sıradanlaştığını yazmışlardı..O sahneler etkileyici elbette ama bence asıl film sonrasında başlıyor..başından sonuna kadar etkileyiciydi..kesinlikle gitmelisiniz..Bu film tv'de değil sinemada izlenmeli..Haa bir-iki not..filme girerken patlamış mısır yerine iki paket mendil alın..","label":7} {"text":"Aşırı saçma olmuş. Filmin %90'ında penis görüyoruz. Bazı yerler iyi olmuş fakat genel olarak boş bir film.","label":3} {"text":"sıradan stephen king korkusu ve johhny depp neden böyle bir rolü kabul etmiş anlamadım.piyasada buna benzer bir çok film var.bence stephen artık korku yamaktan vageçsin!","label":5} {"text":"Değişik, garip bir film.. Yönetmeni ilk dakikalarda biraz yadırgadım.. Kamerayı kullanmasına takıldım biraz.. Filmin ilk saatinde sıkıldım ama son anlarında film fena toparlandı.. Bu bakımdan sabırla izleyin.. Açıkcası ben duvara tosladım.. Beklemediğim kadar iyi bir film çıktı..10/7","label":6} {"text":"Doğal bir köy flimi diye başlayıp sonunda bir sürü soru işareti ve saçma bitmesi beni hayal kırıklığına uğrattı. İzlememdeki tek sebep havvanın kızıma benzemesiydi ..ömrümden giden bir saat kırk iki dakikamı geri verin umarım ikisi olmaz olsada izlemem dicem kesin sonu vardır diye ümitlenip izlerim .[spoiler][/spoiler]","label":1} {"text":"bu adam isini gercekten biliyor....etkileyici bir seyirlik","label":7} {"text":"Seabiscuıt son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisi.Filme gitmeden önce filmin amerikan propogandası yaptığı yönünde eleştiriler duymuştum ayrıca aynı eleştiriyi yapanlar filmin bir yarış atının öyküsünden çok amerikanın iç sorunlarıyla ilgilendiğini iddia ediyorlardı...Gördüğüm kadarıyla film bu eleştirileri pekde hak etmiyor gibi.Amerikayı yansıttığı bir gercek ama bu filmin bazı filmlerden farkı amerikayı dünyaya hakim bir devlet olarak göstermiyor.Sadece her ülkede yaşanan ekonomik buhran ve bunun getirdiği olumsuzluklarla nasıl başa çıktıklarını anlatıyor.Diğer bir yandan imkansızı başaran seabiscuıt...Her filmde bir başrol vardır bu filmde başrol seabıscuıt.Seabıscuıt insanların yaşamını değiştirdi.Film aynı zamanda biribirinden yetenekli usta oyuncuları barındırıyor.Chris cooper her filmi birbirinden başarılı, onun için ne söylesem az.Tobey Maguire yerinde olsam kendimi bu tarz filmlere yönlendiririm örümcek adamdada cok iyi ama bir oyuncu kendini ancak bu tarz filmlerde ispat edebilir.Yani tobey beklediğimden daha başarılı.Jef brighes o da cok iyi.Film anlattığı dönemi en iyi yansıtan ender filmlerden.Sanat yönetimi pek iyi olmasada görüntü yönetimi, kostüm ve müzükleri cok başarılıydı.Sade, abartısız izleyiciyi hüzünlendiren aynı zamanda güven duygusunu perçinleyen mükemmel bir film...","label":7} {"text":"Filmi bitirdikten sonra, dvd içerisinde yer alan gerçek fil adam görüntülerini de izlerseniz eğer, kendinize gelmeniz çok uzun bir zaman alabilir. İnsan denen yaratığın, ne denli hayvanlaşabildiğinin en güzel örneklerinden biridir bu film. Klasik David Lynch filmlerinden farklı gibi görünse de, rüya sahnesi bile bu filmin altında David Lynch'in imzasının olduğunu anlamak için yeterlidir. Fil Adam'a burası artık senin evin dedikleri anda, dış görünüşü nasıl olursa olsun yüzündeki gülümsemeyi, içindeki mutluluğu hissedebiliyorsunuz.","label":8} {"text":"kalabalık, renkli ve pür neşeli sofralar çocukluğumu hatırlatmıştır.. ;)","label":8} {"text":"çok lezzetli, filmde ki duygular ayrı ayrı tatlar olarak damağınıza yerleşiyor.","label":8} {"text":"Gerçekten çok anlamlı,toplumsal değerlerimizi sorgulayan,bizi düşünmeye sevk eden gerçekçi bir film olmuş o.çocukları.Oyunculuklar desen harika sadece önemli olarak eleştirebileceğim tek nokta finalinin aceleye getirilip ;basite indirgenmiş olması bunun dışında çok iyiydi diyebilirim.8/10","label":7} {"text":"bariz güzel tarafları olan; müzikleri, oyunculukları, görselleri, kostümleri, makyajları bir kenara bırakarak söylemek istiyorum ki. bazı şeyler beklediğim gibi değildi. mercury nin yalnızlığı sessiz oluşu çok şeffaf bir şekilde işlenmişti. sahne harici hiçbir yerde mutlu olamayan o adamı görmek istiyordum ben. fakat live aid o kadar güzel canlandırılmış, rami malek o kadar çok mercury izlemiş ki bu işe girişmeden önce bunun gibi şeyleri özellikle biz queen fanları göz ardı edebildik. not: o dişler yakın çekimde çok öldürdü be. biraz abartmışız sanki","label":7} {"text":"Burusvillis abimizbu filmi baştan sona uyuklayarak oynamıştır.","label":0} {"text":"Source Code + Matrix + War of the worlds = Edge of tomorrow","label":7} {"text":"film gerçekten süper yani..tom cruise hakikaten iyi bir oyuncu oldu her türlü rolü rahatlıkla canlandırabiliyo...didoo ya katılıyorum digital kamera harikası film...görüntüler süper...her karesi..sonuçta michael mann sineması bu..müzikler nefis..film böyle olur işte...maxx in felix te konuştuğu sahnede o titrek halinden birden sanki gerçekten vincent mış gibi rol kestiği bölüm müthiş...ama son sahnede los angeles tan nefret etmesinin sebebi olan şekilde vincent tin ölmesi gerçekten çok anlamlı..o sahneye bayıldım..yani böyle bir filmi izlediğim için mutluyum...her yönüyle mokemmel bence...kesin dvd sini alırım...","label":9} {"text":"aşk çok güsel anlatılmış ama filmin sonu bi garipti, daha değisik bir son beklıyordum yaslı çift için ama yinede güseldi yahu!","label":7} {"text":"konusu ve süresi itibarıyla diğer komedi filmlerinden sıyrılıyor.Beni eğlendirdi ve amacına ulaştığını düşünüyorum fazla beklenti olmadan izlencek fena bir film değil.7/10","label":4} {"text":"dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sesi. net...","label":8} {"text":"Macera ve aşkın güzel harmanlanmış hali.Izlenesi bir film.Gitmeden önceki tüm tedirginliklerim gittiğimde yersizleşti.","label":9} {"text":"Vizyondayken izlemiştim bu filmi, ancak bir çok noktasını unutmamışım... Demek ki baya beğenmişim :D İzlemeyenlere tavsiye ederim. Başarılı ve değişik öğeleri barındıran bir film.","label":6} {"text":"Film biletini aldıktan sonra buradaki yorumlara baktım ve eyvah nasıl bir film izleyeceğiz dedim ama tam aksine bu sene izlediğim en komik filmdi. Mutlaka izlemenizi öneriyorum.. Dönüş yolunda bazı sahneleri hatırlayıp kahkaha atmak garantili.","label":7} {"text":"tek kelimeyle muazzam. kaç defa izledim acaba, keşke saysaydım. izlediğim en iyi yol filmi kesinlikle. senaryo MUHTEŞEM. çok özgün. bana gerçekten çok şey katan bir film. sevdiğim insanların kafalarını patlatıyorum \"izle izle izle\" diye. ama haklıyım.","label":8} {"text":"belki de şu at gözlüklerini bir kenara atamadığımdan kaynaklanıyordur:ne olursa olsun testere filmlerini hep başarılı bulmuşumdur.dördüncüyü de dahil edersek aralarında sadece 3.film biraz geride kalmış gibi geliyor bana. kabul etmek gerekir ki serinin üçüncü filmi bir kısım izleyiciyi olduğu gibi beni de düşük seviyede hayal kırıklığına uğratmıştı.sonuçta Testere denilince akla hep süpriz bir final geliyor ve akıl almaz tuzaklar geliyor.üçüncü filmde biraz sıkma bir süpriz finalle karşılaşınca seri kötüye gidiyor hissine kapılmaktan kendimizi alamadık.neyse ki dört geldi ve herhangi izleyen birinin yorumunu duyup etkisi altında kalmadan vizyona girdiği gibi filmi izledim.kabul etmek gerekiyor ki üçteki dağınıklığı biraz toparlamış ve daha emin ancak daha karışık bir kurguyla hikayeye kaldığı yerden devam etmiş.tabi üçüncü filmden daha sert daha kanlı ve akla gelecek tüm dahaları karşılayan işkence teknikleri kullanılmıştı.hele her filmde olduğu gibi bu filmde de başlangıçtaki kurbanların vermiş olduğu yaşam mücadelesi izlerken germeyi başarıyordu.4.film serinin diğer filmlerine göre biraz daha kalabalık ve bu,kimi zaman kafanızın karışmasına neden olabiliyor.ilginçtir ki seri ilerledikçe filmdeki zaman da aynı doğrultuda geriye sarıyor,ta john kramer’in kuklayı yaptığı zamana kadar.bu filmde ekstradan testere felsefesinin aslında john’un karısı jill’e kimseye yardım etme.herkes kendine yardım edebilir demesinden çok iyi anlıyoruz.john’nun nasıl jigsaw’a dönüştüğünü an be an takip ediyoruz.film aslında güzeldi güzel olmasına ama beni doyurmayan bir şeyler vardı sanki.hem filmin sonunu tahmn ettiğimden hem de son dakikaları çok karışık algılamamdan kaynaklanıyor bence.gerçekten bu seferki kurgu bayağı karışıktı,bu da sizi diken üstünde izler gibi pür dikkat konsantre olmanıza neden oluyor.sanırım bu filmi ikinci defa daha izlemeden içime sindiremeyeceğim.son olarak filmin 5 ve 6.sinın da çekilceğini duymuştum ama bazı arkadaşlar final olduğunu söylüyorlar.bende bir an film bittiğinde öyle düşünmüştüm ama bazı soruların hala cevapsız kaldığını hatırladım.mesela üçüncü biterken jigsaw’ın rüyasında gördüğü kadını,amanda’nın okuduğu mektubu ve küçük kıza ne olacağı açıklanmadan noktalanmıştı.bu kez bazı sorular cevabını buldu ama hala amanda’nın okuduğu mektupta ne yazdığı açıklanmadı.bu da serinin devamının gelebileceğinin bir işareti herhalde.","label":8} {"text":"Orjinali korku filmi gibiydi ne zaman eski hayatına dönecek diye değil de acaba gerçekten bundan sonra böyle mi yaşayacağını merak ettirerek izletmişti yenisi ise çok sığ bir yeniden çevrim olmuş gerek de yokmuş","label":7} {"text":"Jane Austen'ın Emma'sının modern zaman ve gençliğine uyarlanmış hali. Oldukça eğlenceli kült gençlik filmlerinden.","label":7} {"text":"son yillarda izlemekte en cok zorlandigim filmlerden biri #39;Solaris#39;. Soderbergh hic el atmamasi gereken bir ise el atmis. Gorselligiyle on plana cikmasina ragmen sabir isteyen bir film. Ayrica sunu cok iyi anladim ki Jeremy Davies kadar itici bir oyuncu dunya uzerinde zor bulunur (bkz. #39;Sirlar Oteli#39;, #39;Dogville#39;). Onu izlerken filmden soguyorum... (2/10)","label":4} {"text":"Arkaplan müziğinin seyirciye \" Dikkat edin ha! Burası önemli!\" diyebilmek için kullanılması da olmasa kusursuza yakın bir film izlemiş olabilirdim. Aslında tam Haneke'lik senaryo. Funny Games tadında çekseler ve bir korku-gerilim filminden daha fazlasını hedefleseler her yıl düzenli olarak izlerdim bu yapımı. Söylediklerime rağmen 2017'nin en akılda kalıcı filmi olmaya aday. Kesinlikle izleyin.","label":7} {"text":"Filmin özeti tek kelimeyle; 'FUCK!!'... Bunun dışında tuhaf bi filmdi :/ Durgun bir aksiyona sahip diyebilirim. Of taam yaa çok beğenmedim ama idare eder :D Karakterlerden en sevdiğim Mr. Wolf ;)","label":0} {"text":"Böyle filmler izledikçe keşke ben de o zamanlarda yaşasaydım diyorum hep. Soğuk gecelerde içinizi ısıtacak sıcak bir film. James Stewart abimiz gene karizma.","label":7} {"text":"Berbat otesi basladigim bir seyi bitirme huyum oldugu icin icim bayila bayila izledim 2 saatim çöp 👎👎👎👎👎","label":1} {"text":"Siccin neden çekildiğini anlamak için,farklı bir seviyede düşünme becerisine sahip olmayı gerektiren,Fazlasıyla kötü bir film. Kanalizasyon ve Musallat gibi filmleriyle tanıdığımız Alper Mestçi’nin son filmi Siccin, her hafta vizyona giren Türk korku filmleri için yazmaktan artık dilimizde tüy biten olumsuz yönde ne varsa hepsini istisnasız uygulayan, maalesef yine yeni yeniden korku türünde vasat bir film. Teyzesinin oğlu Kudret’le evlenmek isteyen Öznur bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini öğrenmek için bir hocadan bozma büyücüye gider ve büyücü onu Kudret’ten uzak durması konusunda uyarır ama Öznur dinlemez ve ondan hamile kalır. Fakat Kudret evlidir ve gözleri görmeyen bir çocuğu vardır. Sonunda tahmin edileceği gibi bir tartışma esasında Öznur bu anı bekliyormuşçasına bebeğini düşürür ve biraz dizginleyemediği tutkusu biraz da kiniyle Kudret’in eşine büyü yaptırarak ondan kurtulmaya çalışır. Aslında söylenecek çok da bir şey yok. Çünkü film zaten aynı konuda çekilmiş binlercesi gibi binlerce kez tekrarlanmış hatalara düşüyor. Mesela Siccin’i tek cümleyle özetlemek gerekirse; yarım saatlik anlamsız sessizlikler, yarım saatlik anlamsız bağrışmalar kalan zamanda, bolca iç organ ve yanmış deri gösterilmesi tüm bunlar olurken de arkadan yine sebebini anlama şerefine nail olamadığımız bol efektli Arapça ilahiler. Belli ki Mestçi; cin musallat etme, cin çarpma, cin çıkarma gibi konuları şimdiye kadar girilmemiş engin bir dünya olarak görüyor. Yoksa en ufak bir farklılık ya da yaratıcılık göstermeden böyle bir film çekmesinin çok da mantıklı bir açıklaması yok. Finalde ters köşe yapma girişimi de açıkçası hiçbir şeyi kurtarmaya yetmiyor. Filmi izlerken attığımız her kahkaha sinema salonuna sinmiş o tarihi dokudan yansıyarak bizlere, Türk korku sinemasının gözyaşlarını ve hıçkırıklarını fısıldıyor, bu gerçekten üzücü bir şey. Ama daha da üzücü olan, filmde aslında elle tutulur bir tane de olsa bir unsurunun olması. Oyunculuklar! Siccin oyunculuk anlamında belli bir kalitede performans gösteriyor. Bu elbette iyi bir özellik olarak bizleri mutlu etse de geri kalan her şey öylesine başarısız ki böylesine yoğun emek ve gösterilen başarılı performanslar için insan vicdan azabı duyuyor. Sinema dendiğinde hepimizin aklına gelen şeyler; hikaye, görsel, kurgu, film dili gibi örneklerdir. Haliyle bir filmi izlerken de bunları bekliyor insan. Ama tüm atmosfer yaratma anlayışı yüksek kontrastlı görsel kullanmak olan bir anlayışa karşı ne diyebiliriz ki ya da olmayan hikayeye ve film dili mi o da ne seviyesinde bir yaklaşıma… Evet Siccin başarılı oyunculuk performansı gösterilmiş bir yapım, onun dışında hiçbir tutunacak dalı olmayan neden çekildiğini anlamak için farklı bir seviyede düşünme becerisine sahip olmayı gerektiren maalesef ve maalesef fazlasıyla kötü bir film. Yine de eğer sinema namına beklediğiniz bir şey yoksa ve cin teması daha hala ilginizi çekmeye devam ediyorsa Siccin, sıfır beklentiyle sizleri sinema salonlarında mutlu etme ihtimali olabilecek bir film.","label":0} {"text":"farklı bir konunun çok güzel işlenişi var bu filmde oyunculuklarda gayet iyiydi anlamlı bir film bana göre sonunu daha iyi bitirebilirlerdi ama yinede güzel bir film ayrıca Clive Owen bu role çok iyi gitmişizlenmeye değer bir film","label":6} {"text":"Siyasetin sanata el uzattığı durumdan birisi, istedikleri yanlızca para hırslarına ve emirlerinene koşulsuz itaat etmmemiz filmin vermek istediği mesajbiraz daha korku, o kadar ürkmüş durudalar ki tek kozları sanata el atmaları yalanları biraz daha inandırıcı hale gelsin, evet çıkmış iyiki yapmışki ne kadar korktuklarını gördüm emeği geçen filmde herkese teşekkürler.","label":0} {"text":"Filmdeki oyunculuklar dısında beni tam olarak tatmin etmedi dyebilirim. cunku cok fazla odaklanılan kısım tolstoyun eşiyle olan geçimsizliği son günlerindeki. Film içine tolstoyun akımından ya da kitaplarından daha fazla şey katsalardı bence film cok degerli olabilirdi.","label":4} {"text":"Çağan Irmak artık bayatladı bu senaryolar...Aile fertlerinin küsüp barışması, ege kasabası İstanbulla ilişkisi, bir birini çok sevdiği halde film boyu duygularını gizleyip filmin sonuna doğru patlatan babalar, kız kardeşler... vs. vs. vs. Hani diger filmlerde seyirci az cok kendinden bir seyler buluyordu... simdi 70'lerin assolisti, bestecisi, kuskun muzisyeni, produktoru...günümüzün alzheimerli ve şair ihtiyar kiz kardesleri....sirin ege kasabasi top oynayan cocuklar lise mektebi falan hiç şirinlik veremedi bu sefer. Film boyunca ne gülümsedim ne de hüzünlendim....genç sanatçılar ve seyirciler hiç olmamis çok yapmacıktı. Teknik olarak sadece bunu kusur gördüm. Ama teknik güzellik hiç yeterli olmuyor. Gidince anlarsınız ki çok sıkıcı ve yavaş bir film. Hele de Birleşen Gönüller'in güzelliğinin üzerine bu vasat film hiç gitmedi. Resmen bunalttı.","label":2} {"text":"Ben de ilk filme göre daha başarılı bulanlardanım. İnce espriler ve göndermelerle dolu bir film olmuş. Zübük, Yasaklar gibi yapımları beğenenlerin ilgisini çekebileceğini düşünüyorum. Benim puanım 7,5 / 10","label":7} {"text":"öyle muhteşem bi film değil ama fena da değil.en azından eğlenceli","label":7} {"text":"konu ve bütçe arasında orantısızlık olduğundan dolayı döneminde pek ses getirememiş ama bir çok dizi ve filme ilham vermiş bir film. kendisi daha önce bir yerlerden esinlendi mi bilmiyorum ama o kadar düşük bütçe ile anca bu olmuş. konu güzel fakat diğer destekleyen ögeler eksik. izlerken bunu göz önüne almakta fayda var.","label":6} {"text":"Kesinlikle baştan sona muhteşem bir kurgu. Oyunculuklara laf söylenemez.. Senaryo Cast ve Kurgunun uyumu çok güzel.","label":7} {"text":"Timoti baya iyi oynamış, Babasının vazgeçtiği an ben de ölmesini istedim resmen Gerçekçi bir hikaye ve mendillerinizi hazırlayın.","label":6} {"text":"O kadar kötü o kadar kötü ki anlatmaya kelimeler yetmez. Fragman çok iyi, afiş çok iyi ancak film konusuna bağlı değil hatta doğru düzgün bir konu yok dersek daha doğru olur. Film bitiyor fakat siz hala bakıyorsunuz devam sahnesine o kadar kötü hiçbir şey anlamıyorsunuz. Birkaç klasik korku öğesi sıkıştırılmış filme o kadar. Sanırım Daniel Radcliffe, Harry Potter bitince biraz parasız kaldı, o yüzden oynadı. Başka açıklaması yok.","label":1} {"text":"Karakterler hiç bir şekilde akılda kalmıyor, filmin başlangıcı bile sanki filmin ortası gibi olaylara bir süre anlam veremiyorsun, filmde neden sonuç çıkartamıyorsun, oyunculuklar başarılı ve de filmin sonunda verilen mesaj güzel. Ününü sokaklarda kazanan günü gelir sokaklarda da kaybeder.","label":6} {"text":"Bu siyah-beyaz filmde hüzün, umutsuzluk, çaresizlik, yoksulluk o kadar yoğundur ki; neredeyse beyaz denebilecek tek bir kare bile yoktur, simsiyah bir filmdir, içinizi paralar, yüreğinizi şişirir. Yönetmenin o dönemi anlatırken vermek istediği de budur zaten. Ve başarmıştır...","label":8} {"text":"Kimlik bunalımı içindeki iki karakterin sadece cinsellik ekseninde yaşadıkları ilişki ele alınıyor... Filmin türünde dram-romantik yazsa da daha çok komedi veya abzürd film kategorisine girmeli. Çok anlamsız diyaloglar var, sahne geçişleri birbirinden çok kopuk, senaryo olarak da biraz havada kalmış gibi hissettim. İzlerken sonunu zor getirdiğim filmlerden biri olmuştu. 2 / 10","label":1} {"text":"Bunlar bizimle dalga mı geçiyor? Marc Forster adını duyduğumda, aklıma ilk önce James Bond rezilliği; Quantum of Solace geliyor. Daniel Craig'li James Bond filmleri arasında en kötüsü olarak gördüğüm filmi yapan yönetmen, zombi saçmalığından nasıl iyi bir film yapabilir diye merak ediyordum. Filmi izledikten sonra da bu sorunun cevabını acıklı bir şekilde öğrenmiş oldum. Sevimli Canavarlar Üniversitesi ile aynı hafta vizyona giren filmin ilk haftasında gişede pek şansı yoktu. En küçükten en yaşlıya tüm seyirciler sinema salonlarını Pixar'ın yeni animasyonu için doldururken bu saçmalığa giden çok az kişi vardır herhalde. Ama diğer haftalarda zombi hayranları tarafından gişede zirveye oturmayı başarıyor. Fakat gerçekte hiç hak etmediğini söyleyeyim. Zombi hayranı kelimesini her duyduğumda gülesim geliyor. Aklı başında biri niye bir zombi hayranı olur ki? Iron Maiden, David Guetta, Brad Pitt, Angelina Jolie hatta küçük kızların gözdesi Justin Bieber hayranı olunur, gayet normal ama zombi ne yahu? Resident Evil gibi saçma sapan bir seriyi yere göğe sığdıramayan bir ülkede yaşadığıma göre Dünya Savaşı Z'yi başyapıt gibi görmelerini normal karşılıyorum. Yazık, hayatlarında doğru düzgün film izlememiş insanlar beğenir tabi. Onlara hiç lafım yok. Ama Beyazperde eleştirmeni, bir sürü iyi film izlemiş olması gereken biri, nasıl olur da bu zırvalığı beğenir, bilmiyorum. Herhalde ciddi bir sıkıntısı var. İlk olarak, Aralık ayında Hobbit filmini izlemek için sinemaya gittiğimde bu filmin fragmanını izledim. Brad Pitt adını duyunca da oldukça heyecanlandım. Yaz geldi, film vizyona girdi, ben de maalesef filme gittim. Müthiş bir jenerikle açılış yapan film, bu yazın umut veren filmlerinden biri gibi göründü ilk önce. Mutlu bir aile portresini göstererek filme ısınmamızı sağlıyorlar ama zombi filmine ne kadar ısınabiliriz ki? Gerry Lane (Brad Pitt), sıradan bir gün ailesiyle dışarı çıkar. Felaket bir trafikte sıkışıp kalırlar. Bu sırada garip olaylar yaşanır. Gerry, Birleşmiş Milletlerde çalıştığı için birçok insandan daha şanslıdır. Ailesini kolaylıkla güvenli bir yere yerleştirdikten sonra aniden göreve gitmesi istenir. İlk önce reddetmek isteyen Gerry ailesi için gitmek zorunda kalır. Macerası bol olan bu filmin Resident Evil denen iğrenç seriden çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Ama sonuçta, bir zombi zırvalığı kendi türünde iyi olsa da genelde baktığımızda yılın zayıf filmlerinden biri. Brad Pitt'in adına aldanıp izlediğim ikinci kötü film oldu bu. Brad Pitt, Kibarca Öldürmek filminden sonra onun kadar olmasa da sıkıcı, vasat ve saçma bir filme daha adını yazdırınca bir daha oyuncu ismi için film izlemeyeceğimi anladım. Filmi izlerken komedi mi izliyorum, korku filmi mi izliyorum bir türlü anlayamadım. Ama komediden çok korku-gerilim yaratmaya çalışmışlar herhalde. İyi hoş da, 5 yaşındaki çocuk izlese korkmaz bu filmden. Aniden zombi çıkan sahnelerle çocukları korkutmayı bir parça başarıyor belki ama bizi sadece koltuğumuzda zıplatarak ardındanda güldürerek amacına ulaşamıyor. Sevimli Canavarlar'daki okul müdürü (Dean Hardscrabble) bile bu zombilerden daha korkunç. Zombi hayranlarını, bilgisayar ile yapılmış binlerce zombi ile fazlasıyla tatmin edecek, gereksiz siyasi sahnelerle uykunuzu getirecek, bu yazın hayal kırıklığı olarak adlandırdığım bir film sonuçta. Resident Evil filmlerini sevenler herhalde kendi dünyalarında başyapıt izlemiş gibi olacaklardır ama bana iki saatlik bir işkenceden başka bir şey gibi görünmüyor. İzleyen izlesin, beğenen beğensin, ben almayayım. 6,5/10","label":3} {"text":"Bari Melis'e kıymasaydın :) Kime söveceğimi şaşırdım filmden çıktıktan sonra. Bu kadar mı ayağa düşer bir film. Yanımdaki arkadaşlara ayıp olmasın diye çıkamadım yarısında. Hava cıva yorumlarına katılıyorum. Berbat bir film...","label":3} {"text":"paperman'ı yaparken bundan mı esinlendiler acaba? ayrıca kızı zooey deschanel sandım :)","label":6} {"text":"Yani seri filmi olupta en başarılısı olan bu filmdir herhalde. İyiydi.","label":7} {"text":"Chronicle'dan iyi diyen bizden değildir.","label":4} {"text":"Hollywoodun son yıllarda artık klasikleşen 80li yılların korku filmlerini tekrar çekme modasının son vasat ürünü karşımızda.Öncelikle Freedye yapılan makyajdan bahsediyim hiç mi hiç eski Freedynin ürkütücülüğü kalmamış adeta görünce gülesim geldi ve sirkten kaçmış bir manyak havası veriyor ayrıca insanın gözleri robert englundı kesinlikle arıyor zaten bu konuda çok eleştiri aldığına da eminim.Senaryo ve işleniş güzel ama bir korku filmi olarak beni tatmin etmedi teknoloji çok gelişmiş olmasına rağmen 1980 lere göre korku öğeleri zayıf kalmış hani her korku filminde görmeye alıştığımız klişeleşmiş şeyler bile zayıf kalmış.Çok eleştirdiğim doğru ama filmi izleyecek arkadaşlar da çok beklentiye girmemeli ve devam filmi kesin gelecek sonundan belli inşallah 2.filmde daha iyi bir iş çıkarırlar ve vasatı aşarlar.Bu arada amerikalı yönetmen arkadaşları anlıyorum konu kalmadı artık konu bulmada çok sıkıntı çekiyorlar fakat şu eski kült filmlerle uğraşmayı bir kesseler ve rahat bıraksalar ne güzel olcak adamlara saygısızlık valla!6/10","label":6} {"text":"Merakla beklediğim serinin son filmi. Emeği geçen herkesin eline yüreğine sağlık. Izlemeyen çok şey kaybeder.","label":9} {"text":"Duygusal, cinsel, psikolojik, ahlaki, toplumsal, hukuksal yönleriyle ele aldığı konuyu sulandırmadan derli toplu anlatıp düşündürmeyi başarıyor film... Susma haykır, yük paylaşıldıkça azalır... 72/100","label":6} {"text":"Cocukluk askının iki ayrı tarafın gozunden de anlatıldıgı köfte gibi bi filim..","label":7} {"text":"Oscar ödülü kazanmış en kötü filmler arasında açık ara lider olur. Ne oyunculuk, ne senaryo, ne prodüksiyon ... Ne istediniz 1 saat 51 dakikamdan, ne zararı vardı size !","label":1} {"text":"DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAKİ HAKLARININ BİLE PEŞİNİ BIRAKMAYAN İSRAİL`İN BURNUNUN DİBİNDEKİ BOMBASINI 29 YIL BOYUNCA ARAMAYIP BİR DE 'ARAPLARA' KAPTIRMASI KONUSUNA HİÇ DEÐİNMEYECEÐİM.SOÐUK SAVAŞ KORKULARIYLA 21.YY. PARANOYALARINI BULAMAÇ YAPIP ÖNÜMÜZE SUNUYOR BU FİLM.FİLMİN SONUNDA BİLE EN BÜYÜK KORKUNUN NE OLDUÐUNU ANLAYAMIYORSUNUZ.3.DÜNYA SAVAŞI MI?,ATOM BOMBASI MI?,YOKSA TERÖRİSTLER Mİ?AFFLECK`İN OYUNCULUÐU REZALET.KENDİSİ AJAN SEVGİLİSİ DOKTOR OLAN ÇİFTİMİZ FİLM BOYUNCA TELEFONLARINI AÇMAMAKTA İNAT EDİYORLAR.ADAMDAN SAYILMAYAN,ÖNEMSENMEYEN KAHRAMANIMIZ BİRAZ 007`CİLİK,BİRAZCIK MI-2`CULUK OYNAYARAK DÜNYAYI KURTARIYOR.İZLEYİCİYE DE TU KAKA TERÖRİSTLERİ RUSYA VE ABD`NİN 'KENDİ DEVLET TERÖRLERİNİ' KULLANARAK(BUNA ÖZELLİKLE DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM) YOKETMESİNİ ALKIŞLAMAK DÜŞÜYOR.AYRICA GÖRDÜÐÜM EN KÖTÜ ATOM BOMBASI SAHNELERİ DE BU FİLMDEYDİ.HERHALDE ALEV TOPUNU GÖSTERMEDEN SIRF YIKIMLA BİR GERİLİM YARATILMAK İSTENMİŞ!11 EYLÜL PARANOYALARINI BARINDIRAN,ABD`NİN DEVLET TERÖRÜNÜ VE 'TEK BÜYÜK ABD' FİKRİNİ DESTEKLEYEN MİDE BULANDIRICI BİR FİLM...","label":3} {"text":"Bu neydi ya! gerçektend eçok kalitesiz bir filmdi. Evde Nanayı izlerim daha zevkli olur","label":3} {"text":"Son derece başarılı akıcı ve heyecanlı bir macera filmi.Oyunculuklarda çok iyi..Sonunda süpriz finali sizi şaşırtacak..","label":8} {"text":"Gayet başarılı bir romantik komedi filmi, Jimmy Fallon ve Drew Barrymore. güzel bir ikili olmuşlar, Ben'in Red Sox aşkı da güzeldi.","label":5} {"text":"Güzel film","label":9} {"text":"biraz sıkıldım ama inişli çıkışlı hikaye fena değildi. özellikle erkek karakter üzerine oynanan oyun hoşuma gitti daha doğrusunasıl kolay istenen tarafa çekilebileceğini görmek.","label":5} {"text":"Her devamı çekilen filmde olduğu gibi, ilk filmi aratan bir yapısı var. Ama yine de beğendiğimi belirtmeliyim","label":6} {"text":"filme başladıktan kısa bir süre sonra aileye ve olayların gelişimine kaptırmış halde buldum kendimi... öylece izledim... dram ve komedinin bir arada bu kadar başarılı olması da harika... izleyin izlettirin efenim =)","label":8} {"text":"beklediğim gibi bir film olmadı fazla aksiyon yoktu zaten adam film başından sonuna kadar neredeyse konuşmadı bile....10/6","label":1} {"text":"Arkadaslar bu filmi nereden temin edebilirim, bana yardimci olabilirmisiniz? tskler","label":0} {"text":"Filmin 37. dakikasında durdurup geliyorum. Kesinlikle çok komik çok eğlenceli kesinlikle izleyin","label":8}