{"text":"Sol ele Veritas sağ ele Aequitas yazdırası gelir insanın. Gerek konusu olsun, gerek oyunculuklar olsun zevkle izlenebilecek kült bir film. Birer çoban olacağız. Senin için, Tanrım, senin için. Gücümüzü senin elinden alıyoruz. Ayaklarımız emirlerini rüzgar gibi yerine getirsin. Akıtacağız sana doğru ruhlarla dolu olan nehirleri. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına.","label":8} {"text":"çok, çok güzeldi. bu kadar zamandır izlemediğime çok pişman oldum. peter pan'ı da çok severim zaten ama bu film çok YUMUŞAKTI. yumuşacık bir filmdi. tatlı tatlı dokundu bana. kesinlikle harika bir film, herkes izlemeli bence. johnny deppe zaten aşığım. tekrar aşık oldum.","label":8} {"text":"sıcacık bir film. tv de her gördüğümde çocukluğuma, o saf dönemlerime geri dönüyorum resmen.","label":8} {"text":"Sonu başından belli. Gerisini de izletecek ne aksiyon var ne hikaye. Bundan anca gece 2den sonra kanal d'de yayınlanantv filmi olur","label":4} {"text":"Filmi yıllar önce 'Digiturk'un sinema kanallarından birindeizledim o kadar etkileyiciydi ki yıllar sonra bile gelip buraya bir şeyler yazmak istedim. Filmi internette bulmak imkansız çok aradım ama bulamıyorum bir türlü elinde film olan bir arkadaş varsa iletişime geçsin lütfen.","label":8} {"text":"Saroyan'lar 101 sene önce kendi topraklarında Bitlis'teydiler. Saroyan özlemle yanıp tutuştuğu Bitlis sokaklarındadır yıllar ve yıllar sonra ve şöyle der: \"kalabalıkta tek bir Ermeni bile yoktu\" \"uluslar demeyi bırakıp, insanlar demeliyiz... çünkü hepimiz özünde, tek bir ulusun, insanlığın üyesiyiz.\" 85/100","label":8} {"text":"hiç olmuyor ya.","label":3} {"text":"Bilgisayar oyunu deyip geçmemek lazım.bazı oyunların yetişkinlerde dahil çocuklarda dahi olumsuz etkileri yüzünden yaşamlarına son verdiklerini haberlerde duyuyoruz.Her programın bir kurgu üzerinden formatlandığını düşünürsek bu filmin hikayesi daha da cazip ve etkileyici olacaktır.oldukça heyecanlı ve sürükleyici bir film.","label":6} {"text":"Ülkenizi 5 yıl boyunca işgal etmiş, insanlarınızı öldürmüş, yağmalamış, aşağılamış, tecavüz etmiş... bir ırkın mensuplarına kendi döşedikleri mayınları temizletmek kadar doğru bir davranış olamaz. Hatta az bile. Ama işte mayın temizleyenler yeni yetme olunca, bıyıkları yeni terlemeye başlamış genç askerler olunca insan ister istemez \"bunlar sadece kendilerine verilen emri yerine getirmiş masum ana kuzuları\" diye mi bakarsınız, yoksa \"onlar da yetişmiş diğer alman askerlerinden farkı olmayan faşistler, geberirlerse gebersinler\" diye mi bakarsınız ikilemini vermeye çalışan bir film. Ben filmi izlerken kendimi Danimarkalıların yerine koymaya çalıştım ve bu ikilemden birini seçemedim. Tabii belki de Danimarkalı olsam, olayı tam içselleştirebilsem farklı olabilirdi. Görüntüleriyle, oyunculuklarıyla, konusuyla izlenmeyi hakeden bir film. Size iyi seyirler.","label":6} {"text":"Tek kelimeyle vakit kaybi.. Filmin ne amaci var ne de vermek istedigi mesaj..","label":3} {"text":"Gayet eğlenceli bir filmdi. Havada uçuşan kuşunlar, nükleer bombalar falan filan... Bu kadar iyi oyuncularda olunca keyifli bir yapım meydana gelmiş. Not: Catherina Zeta-Jones için izlenir diyodum ama kesinlikle Mary Louise Parker için seyredilir diyorum artık. :))","label":6} {"text":"Tek kelimeyle muhteşem...Aşkın iki erkek, iki kadın ya da bir erkek ve kadın arasında geçmesinin bir önemi yok, sizin heteroseksüel, gay ya da biseksüel olmanızın da. Oraya sadece bir film izlemek için geldiğiniz sürece bu aklınıza gelmiyor bile..Hele de kitabını okuyup gittiyseniz yaşayacağınız duygusal fırtınayı iki ile çarpın, çünkü en derininizden sarsılacaksınız..Oyunculuklar muhteşem, Timothee Chalamet kitapta sunulan Elio'yu oynamıyor da sanki o aslında hep Elio'ymuş da kitap ondan esinlenilerek yazılmış gibi. Armie Hammer ise Oliver rolü için başta biraz büyük gibi görünse de o kadar güzel oynuyor ve çabalamadan o kadar etkiliyici olabiliyor ki oscar adaylıklarında hakkının yendiğini anlıyorsunuz. Bu arada Timothee ile olan kimyaları gerçekten inanılmaz, bambaşka birşey. Ben böyle bir uyumu uzun süredir ne tv ekranında ne de sinemada görmedim. Ve tabii ki Michael Stuhlberg..son ana kadar sevgi dolu, gözlemci profosör baba karakteri dışında fazla bir etkinliği yokken, filmin belki de en çarpıcı sahnesine imza atarak, filmin sonundaki monoloğu ile sizi yerle bir ediyor.. Bonus olarak sahne yönetimi ve görüntüler de olağanüstü tabii ki.. Yazar Andre Aciman ve yönetmen Luca Guadagnino nun yetenekleri ve ajitasyona bir kez olsun başvurmadan bizi böyle güzel mahvedebilmeleri karşısında saygıyla eğiliyorum..","label":9} {"text":"Çok saçma bir film. Bakın korku demiyorum bile. Yahu insan biraz utanır korku filmi diye sinemaya koyuyorsun ama gram korku yok. Fragmanda ne gördüyseniz o. Birde orda burda yok söyle film böyle film diye yorumlar yapılmış. Kandırmayın yahu seyirciyi. Hikaye kötü film kötü. Bosa harcadigim 1,5 saate mi bilete verdiğim paraya mi yanayım.","label":0} {"text":"Uzun zamandır izlediğim en iyi filmler arasına girdi Atlıkarınca... Böyle bir gerçeği bu kadar net bu kadar güzel anlatabilmek ve bunu yaparken o dozu öyle iyi ayarlayabilmek rahatsız edici olmamak çok zordur. Atlıkarınca zoru başarmış. Nergis Öztürk, Mert Fırat ve hele de küçük oyuncu Zeynep Oralın oyunculukları ise mükemmel. Eğlenmek istiyorsanız bu filme gitmeyin. Ama gerçek bir film izlemek istiyorsanız mutlaka gidin, pişman olmazsınız. Filmde emeği geçen herkesi tebrik ederim.","label":9} {"text":"arkadaşlar konusu çok basit ve gerçekten 2 saatlik dilimde hiç bir ilerleme kaydetmeden durağan ama gerilim ve merakın biraz üst seviyede olduğu bir film izliyeceksiniz normalde bu filmi dakikadan sonra izlemezsiniz ama devam etmek için ve filmin inanılmaz yerlere doğru ilerlemesi ve sizi içinde tutamasını tek sebebi vardır oda Tom Hanks sanırım o oynamasa film çok basitlikten inanılmaz bir filme dönüşmezdi filmi tek başına alıp finale ve finalde oyunculugun tavan yapmasıyla inanılmaz bir sona şahit olmamız gerçekten ayakta alkışlanır sonuç olarak sadece tom hanks için izleyin iyi seyirler...","label":7} {"text":"Gelmiş geçmiş tüm bilimkurgular arasında özel bir yeri olan bir başyapıt. \\\"Arnold bile iyi şeyler yapabilir\\\"in anıtı. Yönetmenin bir stili olduğunu da 3 sayesinde net biçimde gördük.","label":8} {"text":"karadenizden tüm türkiyeye aklı başında sosyal bir mesaj,tebrikler film fazlasıyla iyi olmuş","label":6} {"text":"Çok klasik çok tahmin edilebilr ama çok güzel.","label":6} {"text":"Bir çırpıda izlenebilecek, akıcı bir olay örgüsüne sahip keyifli bir film. Filmde masumlar için açık renkli, kötüler için koyu, kasvetli kadrajlar kullanılmış.","label":8} {"text":"hiç beğenmedim. hızlı ve öfkeli filminden saymıyorum. tamam izlemesi kolaydı ve bir bakmışsın film bitmiş diyeceğin filmdi ama ben izlemeyi gereksiz buluyorum. insanlar orada hızlı ve öfkeli yazıyor diye açacak ve bunu mu izleyecek? eğer orada hızlı ve öfkeli yazmasaydı belki izlemezdim ya da izlesem bile hızlı ve öfkeli beklemediğim için belki bir parça sevebilirdim.","label":1} {"text":"Kolaya kaçmak gibi olacak ama ne abartıldığı kadar iyi bir film, ne de yerden yere vurulacak kadar kötü. Bazı mantık hataları oldukça rahatsız edici, oyunculuk açısından da çok başarılı bulmadım. Filmin renklerini ve konusunu sevdim. Yaratılangezegen oldukça başarılıydı bence, Navi'ler ileseyircinin kurduğu bağ - en azından benim - başarılıydı. Film çıktıktan neredeyse 5 sene sonra izlemem de benim ayıbım olsun :)","label":6} {"text":"Genelde popcorn filmleri için kullanılan, sığ bir tanımdır izle-geç filmi tanımı. Now You See Me&ye tam anlamıyla sığ diyemeyiz belki, ancak nihai sonuç olarak o da bir izle-geç& ne yazık ki. Fazla derinlemesine düşünmeden izlemek gerekiyor. Boş vakitte, keyif almak için tercih edilecek türden. Dört Süvari de perde/ekran albenisi olan isimlerden oluşuyor. Bu ekibin yanında Caine ve Freeman gibi iki efsane, ve Ruffalo ile Laurent gibi son dönemin popüler oyuncuların ikisi var. Açıkçası artık tam anlamıyla gına getiren bazı tercihler de var filmde. Hiç ama hiç gerekli olmayan, inanılmaz yapay duran aşk ilişkisi oluşturma çabası örneğin. Benim penceremden bakıldığında filme çok büyük bir eksi katıyor. Onu klişeleştiriyor. Oysa farklı, eğlenceli ve şaşırtıcı bir film aslında. Bazı değişiklikler yapılırsa çok daha fazla iz bırakan bir eser olabilirmiş. Örneğin o sürekli eğlenceli havasına biraz Prestige ve The Illusionist&te olduğu gibi oturaklı ve karizmatik bir hava eklenseydi sanırım daha büyük başarı elde edecekti.","label":6} {"text":"Bu tarz filmler, bu toplumun ne durumda olduğunu gayet iyi yansıtıyor.. Bu film şimdi nedir?! Komedi mi?! Tür/tarz olarak ''cıvıklık'' gibi bir alternatif olsa keşke.. Son yıllarda sürekli böyle cıvık filmler çekiliyor.. Demek ki talep var..! Pamela filan.. Pamela ne işin var senin bu filmde?! Birkaç oyuncu, bir şarkıcı, iki tiyatrocu.. Al sana ''komedi filmi''öyle mi:) Aslında Türkiye iyi oyuncular var ama heba olup gidiyor bu insanlar.. Adam gibi bir senaryo yazılsa, şöyle düzgün bir yönetmenle inanılmaz filmler çekilir bu ülkede ama senaryo yok işte.. Yazamıyor bizim insanımız.. Yazılmayınca da, ortaya ergen kitleyi hedef alan sözde komedi filmleri sürülüyor... Yeter bu kadar..10/2","label":2} {"text":"film aslında eğlenceli sayılabilecek , oturulup izlenebilecek , vakit geçirilebilecek cinsten ama içinde pek de bir şey yok.yani eğlenceli denilebilir ama içi boş bir film.kopuk bir ilerleyişi ve tekdüze sahneleri var.ama herbie çok sevimli olmuş.ama filmdeki her şeyi gölgede bırakan lindslay lohan.herbie'nin ilginç özellikleri bile dikkati onun üzerinden alamıyor.","label":4} {"text":"Bu filmi izlerken kendimi uyumaktan alı koyamadım ama o an biraz yorgun olduğum için filme konsantre olamadım...Sonra kendimi toparlayıp filmi izlemeye başladım bir de baktım ki film bitmiş...Ama biyografi olarak kaliteli bir film diyebilirim...","label":6} {"text":"Rob Scheneider ilginç bir komedi filmi çekmiş. Öyle çok fazla değil ama güldürüyor. Koskoca zenci adamı gay olarak oynatması bence çok komikti. İlginç bir senaryo ilginç bir komedi. Çerezlik bir film belki ileride bir kez daha izlerim diye arşivime aldım...","label":6} {"text":"kesnilikle boşa zaman kaybı.","label":1} {"text":"Sıkılmadan zaman geçirebileceğiniz, izledikten sonra aklınızda pek de bir şey bırakmayacak sıradan bir aksiyon filmi... İzleyin sıkılmazsınız...","label":6} {"text":"ayvona ifyuno havdelivin tokiyo ifyu sinidenyu minidenyu duyu hevtu go FASTA FAVİYOOO Tİ Tİ Tİ FASTA FAVİYOOO Tİ Tİ Tİ (http://www.youtube.com/watch?v=tzTLArp6L_c)","label":6} {"text":"İzlenirliği yüksek ingiliz B türü zombi filmi. Çok güldüğüm oldu. Tam çerezlik. Zombi insanı iseniz mutlaka izleyin. Zira yaşlıların zombilerle olan sahneleri çok iyi.","label":6} {"text":"martin lawrence gerçekten çok başarılı bir oyuncu. bunu vay anam vay serisinde açık ve net bir şekilde görüyoruz.","label":7} {"text":"Tam bir hayal kirikligiydi , tarihi ögelerin hava da uçustugu , üzerinde çalisilmamis bir senaryo ve mizansen","label":2} {"text":"Amerikalıları yusuflatan vietnam savaşı her filme konu oluyor sürekli. Buda klişe bir savaş sonrası sendromu filmiydi daha önce buna çok benzeyen bir twilight zone bölümü olan Nightcrawlers izlemiştim o bundan daha iyiydi.","label":3} {"text":"güzele benziyo","label":7} {"text":"Filmin tek bir sahne şeklinde çekilmesi filmi tam anlamıyla bir yol hikayesi kıvamına getirmiş, üstelik bu sayede karakterlerin psikolojik durumları daha iyi yansıtılmış ve izleyeni de aynı atmosferin içine çok güzel çekmiş. Uzun bir süredir üstüne bu kadar düşünülüp emek harcanan bir savaş filmi seyretmemiştim.","label":7} {"text":"Sümelanın şifresi 1-2cok güzeldi devam eden bi hikaye vardı ki temel ike zuhal bu filikde devam etse 10seri cekseler izlerdim de temelin kankasi rolundeki adami cocugu rolune koymuslar ya kaldirin bu filimi yayindan tekrar cekin","label":1} {"text":"Filmi merak edenler için kısa yorum: Şu andaki Imdb puanı 8.3 filmin. Kıyaslama yapacak olursak geçen seneki Inside Out’ta şu anda aynı puanda ama bana soracak olursanız o puan bir miktar daha düşer zamanla. Film kötü diye demiyorum bunu sadece bir Inside Out değil. Ama şunu söyleyeyim, bu sene izlediğim filmler arasında, 2016 yapımı filmler arasında Deadpool dan sonraki en iyi filmdi. Henüz çok film izleyemedim ama emin olun sizin de en sevdiğiniz filmlerden biri olacaktır. Keyifli ve farklı bir yapısı var. Hayvanlar üzerinden insanların çıkarması gereken çok önemli dersler veriyor. Liderlik sevdası ve kişileri ait olduğu topluluk veya ırklarına göre değil de onların kendi kişiliklerine göre değerlendirmemiz gerektiğini hayvanlar üzerinden anlatıyorlar. Bu dünyada insan yok, her işi hayvanlar yapıyor. Yalnız tembel hayvanlara dikkat… Buradan sonrası spoiler içerebilir… Geçen sene çok yaratıcı ve bambaşka bir animasyon gelmişti. Inside Out ve herkesin beğenisini kazanmıştı. Bu sene de ilk fragmanını izlediğim andan beri hep dikkatimi çeken sanki Inside Out gibi bir hava yaratacak diye düşündüğüm, merakla beklediğim bir filmdi. Ülkemizde vizyona girmesine 2 hafta gibi bir süre var. Ben de malum ortamlara düştüğünü görünce bir kararsız kaldım. Hem animasyonlarda dublajı sevdiğimden -hatta dublajı tek animasyonlarda severim- hem de gelen yorumlar ve puanı beni sinema da izlememi düşündüren şeylerdi. Lakin indirdikten sonra bir bakayım dedim ve daha sonra bakmamla bitirmem bir oldu. Ne diyeyim keşke ülkemizde de daha erken vizyona girseydi de bizde sinemada izleseydik. Neyse laga lugayı geçersek film başlangıç itibari ile beklediğimin altında bir tempo ile başladı. Ben daha hareketli ve daha komik beklerken sakin ve daha ciddi bir başlangıç oldu. Hatta belli bir bölüme kadar da pek bir değişiklik olmadı. Neredeyse sıkılmaya başlayacaktım ki tilki geldi ve filme renk geldi. Birbirini takip eden olaylar zinciri ve hikayenin başka yönlere doğru gitmesiyle bir anda içinde bulduk kendimizi. Özellikle o ağır hayvanların olduğu bölüm gerçek anlamda güldüğüm bir bölüm oldu. Masa başı işlerde ağır hareket eden hayvanların olması da ayrı bir ironiydi. Daha sonra bir Corleone faremiz var. Ses olarak başta kız sesi gibi gelse de sonra gerçek anlamda Corleone’ye benzettim sesini. Bunun dışında koyunlarla ilgili birkaç espri de aklımda kalanlar. Koyunun “koyunları kaçırması” keçileri kaçırması göndermesi gibi. Genel anlamda bakıldığında eğlenceli, komik ve farklı diyebileceğimiz bir film. Filmin kesinlikle yaşı yok. Herkesin keyifle izleyebileceği bir film. Tavşanın sevimliliği ve hareketleri ayrı bir renk katmış. Lakin puanını şimdilik biraz fazla gördüm. Mesela Inside Out’ta bu civarlardaydı ama o çok daha başkaydı benim nezdimde. Güzel beğendim ama göklere çıkarmanın bir anlamı olmadığı kanaatindeyim. Daha iyi olabilirdi ama olsun bu da güzel. Ben devamının geleceğini düşünüyorum. Burada bırakmazlar sanki. Buradan daha faydalanırlar gibi geldi bana. Aslında kurgusu çok farklı değil ama düşünce yapısı ve mesajları ile ön plana çıkan bir yapım. Bir öngörü; bence önümüzdeki Oscar’a daha çok uzun zaman var ama adaylığı garanti diyebilirim. Daha çok animasyon gelecek ama adaylık konusunda rahat bence. En iyi animasyon olabilir mi onu gelecek diğer filmler belirleyecek ama şu anda favori bu filmdir. İyi seyirler… 7.4/10","label":6} {"text":"breaking bad izlemeyen birisi için pek bir şey ifade etmezken izleyenler için ise eskileri görüp gülümsetecek bir film olmuş. şunun gibi 10 tane daha çekseler hayır demem. ancak süreleri daha kısa veya senaryoları daha dolu olabilir. izlerken süreyi film olsun diye uzatmışlar gibi hissettim. ayrıca sinematografi harika. netflix yapımı filmler gibi değil.","label":6} {"text":"Mezun olduğumda (halihazırda 3.sınıftayım.) ataması pek kolay olmayan bir daldan öğretmen adayı olacağım ve okunmayacağını (okuma oranı %1 olan ülkede okunmaktan ne bekliyorsak artık...) tahmin ettiğim bir kitap yazma fikrindeyim.(*)Bu yüzden Sinan karakteriyle bağ kurmam hiç de zor olmadı.Her şeye rağmen şakacı,umutlu ama hep kaybeden baba ve çoktan hayattan bezmiş,yorgun anne sanki benim ebeveynlerimdi. Ne yapmak istediğinizi asla anlamayan Sinan'ın deyimiyle dar kafalı& , üzerlerine toplumun kurşunlarını geçirmeyecek birer zırh geçirmiş insanlar topluluğu da bir o kadar tanıdık. Oyunculuk,prodüksiyon pırıl pırıl... sadece bazı diyaloglar fazla şairane ve uzunca... Teşekkürler NBC ve ekibi... *):Belki ben de Sinan'ın kanki&si gibi öğretmen olamayınca telefonda tekmelediği eylemcileri anlatarak eğlenen bir polis olurum... kim bilir?!","label":7} {"text":"oyunculuklar muhteşem, sonu şımartılmış, üç saatlik süreçte sıkılmadım da değil.","label":6} {"text":"Filmi begendim. Özellikle de filmin belli basli karakterlerin etrafinda dönmesi ve karisik bir yapi arzetmemesi güzel olmus.Böylelikle bir sirket üzerinden 2008 krizi ve yapay para kazanma araçlarinin nelere mâl olabilecegi daha net anlasiliyor.","label":7} {"text":"Başarısızlık... Büyük usta, yüce şahsiyet, gelmiş geçmiş en büyük sinema adamı ve sinema yönetmeni Stanley Kubrick'de bunun farkında olacak ki bütün kopyaları toplatmaya çalışmış. Kötü senaryo, çok kötü oyunculuk arasında farkedebileceğiniz tek şey yönetmen çabası. İyi ki de bu başarısızlık olmuş diyebiliriz. Belki de \"Stanley Kubrick\"in bundan sonraki bütün hamlelerini etkilemiş bu başarısızlık..","label":5} {"text":"Bu filme baılıorum aslında büyümeden önceydi bu ama yinede çok sevdiiiim filmlerden sahneler çok güzel kurgu çokgüzel oyunculuklar çok iii ee daha ne olsun... 10/9 favorilerimden...","label":8} {"text":"Bu filme bayramda gülmek ve eğlenmek için gitmiştim ama açıkçası gideceğime gittiğime pişman oldum çok ama çok kötü bir fantastik komedi var karşınızda ve üstelik de güldürmüyor.","label":2} {"text":"Vasat ve çekelim gidelim tadında yapılmış bir filim . Serinin ilk iki filminde ki cazibeyi kaybetmiş bir filim sadece","label":1} {"text":"Cennet Apartmanı olarak çevrilmiş ama Cennet Katı olsa daha uygun olacak olan ismi ile ironik müsemma filmde, altı farklı öykünün Hollanda gibi bir ülkede şaşırtıcı bir gerçeklik ve kurguyla kesişmesi oldukça etkileyici. Faşizmi anlamayı kolaylaştırırcasına, mutlu aile babasının uygun ortamda nasıl bir canavara dönüşebiliyor olduğunun gösterilmesi ve güç karşısında hissedilen çaresizliğin uygun müzik ile de duyumsatılmasıyla önemli bir film çıkmış ortaya... 85/100","label":8} {"text":"Gerçekten çok başarılı bir filmdi. aksiyon ile komedi birleşince harika bir film olmuş.","label":6} {"text":"kadının biri bir dizi estetik operasyon geçirmek istemektedir.. bir diğer kadınsa, kocasından boşanmadan evvel, onu soyup soğana çevirmek istemektedir --- spoiler --- sonuç: filmin başında öleceğine hiç ihtimal vermeyeceğiniz 3 adam ölür.. biri venezuella'ya kaçar.. rus ve amerikan elçilikleri de hafif çapta kaosa sürüklenir.. ve o iki kadın, istediklerini elde ederler.. --- spoiler --- değişik bir film.. absürd gibi görünse de aslında karakterlerin, olaylar karşısındaki tepkileri çok gerçekçidir kanımca.. sırf brad pitt'in performansı için bile izlenir..","label":7} {"text":"Aşık bi adam ve başka bi erkekle olan anlık zevkinden karnında çocukla kalıp çaresizlikten bu adama aşık olduğunu sanan kızın hikayesi. Elbette yıllar geçtikçe sahte aşk taşıyan taraf sıkılıyor. Değişik bi ilişkiyi anlattığı için film kendi çapında biraz orjinallik barındırmakta. Zaten Ryan Gosling'in olması filmin bankosu.","label":7} {"text":"Bayık, eski Türk filmi tadında uzun sahnelerde yeter dediğiniz bir film. Zamankaybı","label":8} {"text":"Kadın insanlığı değil doğa anayı temsil ediyor...","label":1} {"text":"Senaryosunu da, Derek Connolly ile birlikte kaleme aldıkları hikayeden uyarlayarak Emily Carmichael ile beraber yazan Colin Trevorrow'un yönetmen koltuğunda oturduğu “Jurassic World Dominion”; startını Steven Spielberg'ün yaptığı efsanevi serinin, altıncı devam filmi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 185 milyon dolarlık bir bütçeyle, üst seviyedeki yeşil perde, görsel efekt ve makyaj teknolojilerinin yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek olan sahnelerinde koordinatörlüğünü Danny Virtue'nun üstlendiği; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 924.5 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Film, Batı Alaska'nın 80 mil açıklarındaki Bering Denizi'nde; bir balıkçı teknesinin, dinozor saldırısına uğradığı sahneler ile başlar... Zira geçtiğimiz yıl, 37 dinozor ilintili ölüm vakası bildirilen raporlara göre: Dinozorlar dünyamızdadır...& Ve her karşılaşmada da, bu ürkütücü gerçeklik hakkında çok daha yeni şeyler öğrenmekteyiz... *** Peki, bu noktaya nasıl gelindi? Şöyle ki: Jurassic Park'taki ölümcül olayların (1993) üzerinden otuz yıl geçmiş ve bu hayvanların; insanların arasında güvenle yaşamasının, bir yolu da henüz bulunamamıştır... Isla Nublar'da, uzun süredir uykuda olan yanardağın yıkıcı patlamasından sonra da; hayatta kalanlar, anakaraya nakledilmiştir... *** MSNBC NowThis Haberler'in muhabirlerinden Gemma Zhao'nun (Jasmine Chiu) aktardığı bilgiye göre: Büyük yırtıcıların çoğu yakalandı... Ancak kalan yaratıklar buraya, Big Rock Ulusal Parkı'na dağıldı... Çoğu vahşi doğada kalırken, medeniyete gidenler; alışılmadık koşullara uyum sağlamak için mücadele ettiler... Yerel yetkililer, hayvanların öngörülemez ve özellikle de aç olduklarında; vahşileştikleri konusunda, uyarılarda bulundular... Dinozorlar, sınırların ötesine yayıldıkça; hayvan karaborsası da yayıldı... ABD Kongresi, artan kaçak avcılık tehditleriyle mücadele etmek amacıyla; toplayıcılık haklarını, bir dünya devi olan Biosyn Genetics'e verdi...& *** Biosyn'in CEO'su Lewis Dodgson (Campbell Scott): Biosyn'de kendimizi, dinozorların bize; kendimiz hakkında, daha çok şey öğretebileceği fikrine adadık...& demektedir... *** Konuya yine Gemma Zhao'nun anlatımıyla devam edecek olursak: Tam da bu çerçevede Dodgson; benzersiz farmasotik özellikler için dinozorların antik bağışıklık sistemlerini incelemeyi umduğunu, İtalya'nın Dolomit Dağları'nda bulunan sığınağı kurmuştur... Biosyn, genetik gücü sorumlu bir şekilde yönetebileceğimizi düşünse de; halk bu fikre, şüpheyle yaklaşmaktadır... Üstelik bazıları, hükümet sözleşmelerinin; Biosyn'in karlarında, büyük artışlara yol açtığına da dikkat çekmektedir... Gizemli bir şekilde ortadan kaybolan ve dünya çapında aramaya yol açan bir insan klonunun olduğu söylentileri de yayılmaktadır... Ki bunun genetiğinin de, Jurassic Park kurucu ortağı Benjamin Lockwood'un (James Cromwell) ölen kızı Charlotte Lockwood'unkiyle (Geraldine Chaplin) uyuştuğuna inanılmaktadır... Şimdi, bu hayvanları yok olmaktan kurtardığımıza göre; sonuçlarıyla da yüzleşebilecek miyiz? Onlardan, biz mi sorumluyuz; yoksa, kendi başlarına mı bırakılmalılar? Sürekli değişen dünyaya uyum sağlarken, hem onların hem de bizim güvenliğimiz açısından; bu soruların yanıtlarını bulmalıyız...& *** - Saw Ridge Cattle Co., Nevada - Gecenin bir yarısı, Claire Dearing (Bryce Dallas Howard) ile Zia Rodriguez (Daniella Pineda); yasa dışı işletilen bu üreme tesisine gizlice girer ve bir kafeste tecrit edilmiş olan bir dinozoru da yanlarına almak suretiyle, Franklin Webb'in (Justice Smith) getirdiği panelvan minibüse atlayarak kaçarlar... Peşlerinden, kamyonetleriyle; işletmenin korumaları koştursalar da, ellerinden kurtulmayı başarırlar... *** - Sierra Nevada Dağları - Owen Grady (Chris Pratt) ve ekibindekiler, dağlarda başıboş dolanan dinozorları; aynen buffalo sürülerinin peşinden kement sallayan kovboylar misali, güvenli bir otlağa doğru sürmektedirler... *** Gözlerden ırak tutularak, son dört yıldır Claire ve Owen dışındaki kimseyle görüşmesine izin verilmeyen on dört yaşındaki Maisie Lockwood (Isabella Sermon); yapılan uyarılara aldırmayarak, yine kasabaya inmiştir... Zaten Claire ile Owen'ın gizleyerek tüm koruma çabalarına rağmen Maisie'nin izi, Biosyn ajanlarınca bulunmuştur da... *** - Batı Teksas - Yaklaşık altmış kadar çiftlik, dinozor çekirgeler tarafından tahrip edilmiş olup, vakanın mağdurlarından; küçük Alicia (Manuela Mora) ile Ramon'un (Bastian Antonio Fuentes) anneleri çiftçi Bayan Peréz'in (Teresa Cendon-Garcia) bizzat davet ettiği paleobotanikçi Ellie Sattler (Laura Dern) ve iki öğrencisi, incelemelere başlamışlardır... Açıkça göze çarpan en dikkat çekici husus da; çekirgelerin, Biosyn'ce üretilen tohumların kullanıldığı tarlalardaki ürünlere dokunmamalarıdır... *** - Utah - Paleantolog Alan Grant (Sam Neill) ve ekibindekiler, oldukça geniş bir alanda kazı yapmaktadırlar... Derken... Sürpriz bir baskın ile Ellie Sattler, aniden ziyaretlerine gelir... Gelirken de yanında, Alicia ile Ramon'un canlı olarak yakaladıkları çekirge dinozoru da getirmiştir... Çünkü Ellie, bilim dünyasında ciddi bir itibara sahip olan Alan'ın'da desteğiyle; çekirge saldırılarının ardında, Biosyn'nin parmağı bulunduğunu kanıtlamak istemektedir... Yoksa kısa süre içerisinde, sayıları milyonları bulacak olan çekirge sürüleri; Biosyn marka tohum kullanılmayan, dünyadaki tüm tahıl arazilerini tahrip ederek insanlığı açlığa mahkum edeceklerdir... Önce bu teklife pek sıcak yaklaşmayan Allen; işbirliği yapmayı kabul etse de, Biosyn tesislerine girmeyi beceremeyeceklerini söyler... Fakat Ellie, o işi çoktan halletmiştir bile... Nasıl mı? Şirket çalışanlarından Dr. Ian Malcolm'ın (Jeff Goldblum), kendilerine yönelik açık bir daveti mevcuttur... Yani endişeye mahal yoktur... *** - Bileşik Devletler Yaban Hayatı Yeniden Düzenleme Tesisi, Pennysylvania - Burası, anakara da yakalanan her hayvanın; Dolomitlerdeki Biosyn sığınağına gönderilmeden önce elden geçirilerek, tıbbi müdahalede bulunulduğu yerdir... Ve... İşte buradan kalkan bir uçakla Ellie ve Allen, Biosyn'in kalbine doğru havalanmaktadırlar... *** Çok geçmez... Bir türlü Claire ile Owen'ın sözünü dinlemeyen Maisie'de nihayet, Rainn Delacourt (Scott Haze) yönetimindeki Biosyn ajanlarınca kaçırılır... *** Bunun üzerine Claire ile Owen; CIA, Tehlikeli Türler Bölümünde görevli, Franklin Webb'in yardımına başvururlar... Dakika 34... Geride sizleri; heyecan ve aksiyon dozunun eksilmeden devam edeceği, 113 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Mükemmel değil ama kendini izlettiren bir film. Klişelerden beslenerek yeni bir metafor oluşturulmuş gibi. Violet ve Caesar, bir gün Corky isimli bina tadilatçısı ile karşılaşır. Bu noktada Violat, Corky'e karşı birşeyler hissetmiştir ve aynı zamanda da Ceasar ile olan birlikteliğinden de iyice sıkılmıştır. Caesar'ın mafya bağlantılı hayatından sıyrılıp, kendi cinsel tercihinide rahatça yaşayabileceği yeni bir hayata başlayabilmek için Corky ile ağlarını örer ve bir plan yapar. Planın ortaya çıkış anına kadar mükemmel ilerleyen film, Violetin yakalanmasıyla bir modunu kaybeder ama başta da dediğim gibi kendini izlettiriyor. O kadar silah ateşlenmesine karşıılık tüm pansiyonun ayağa kalkması gerekirken iki polisin gelip \"haa çok sesli film izliyormuşsunuz\" demesi aşırı saçmaydı. Telefon sesi ile kurtulma sahnesinin bir kaç kere kullanılması da biraz basitlikti. Tüm bunları biraz kardeşlerin ilk filmi olmasıyla görmezden geliyorum diyelim :)","label":6} {"text":"37 yıllık Rambo hikayesinin sonu mükemmel olmasa da yeterliydi. Hikayesi klasik rambo vur sapla intikam al","label":9} {"text":"İğrenç ötesi bir filmdi. O kadar film arasından bunu seçtiğim için ben kendimden utandım adamlar çekerken utanmadıkları gibi birde sinema salonlarında gösterimini uygun görüp yayınlamışlar. İlk yarıya zar zor katlandım ve ara verildiği anda salonu terk ettim. Salonda hepi topu 15 kişi ya vardı ya yoktu. İlk yarı bittiğinde herkeste aynı tepki vardı; Bu ne saçma bir film&. Kesinlikle ve kesinlikle gitmenizi tavsiye etmiyorum. Fragmanında gülebildiğiniz bölümlerden daha fazlasını aramayın.","label":0} {"text":"Filmin içeriğini bir kenara atarsak. Başarılı bir aksiyon filmiydi...","label":9} {"text":"çerezlik aksiyon filmi bile değil. saçma, oldukça saçma. yeni bir dünyanın kapılarını açmıyor, sizi oraya sokamıyor. ufak adımlarla ileride ne olacağı o kadar belli ediliyorki tadı kalmıyor. aksiyon olarak bakınca bile yavan. daha fazlasını yazmak bile gereksiz.","label":6} {"text":"senaryosu gerçekten güzel ama oyunculukları pek başarılı olmayan film","label":5} {"text":"izlerken birçok filme,karaktere ve müziğe yapılan göndermelerle daha da kaliteli bir hale gelen görsel bir şölen kesinlikle izlenmeli 8/10","label":7} {"text":"Siteye girip yorum yazmak için girdiğimde daha önce izlediğimi gördüm. Filmi izleyip silmişim belli ki. Tekrar izlediğim ve kesinlikle vakit kaybı değil. Tavsiye ederim. Çerezlik bir film. Tabi ki tekrardan sileceğim çünkü arşivlik kadar iyi bir film değildi. Ama vaktinizi dolu geçirtecek bir film :)","label":5} {"text":"Kate Winslet oynuyor diye izlemeye niyetlendim malesef pişman oldum. Çünkü filmde tek iyi olan şey oydu. Film akıcı değil, geçişler zayıf genel olarak oyunculuklar ortalamadan bir tık altta kalmış vs... Kitap uyarlaması bir filmmiş. Kitabını okumadım ama eminim bundan çok daha iyidir.","label":3} {"text":"Film süresince bu adam ne yapıyor neden böyle yapıyor diye anlamaya çalışıyorsun. Sonlara doğru biraz hareketlilik kazanmasıyla, neden ve amaçların ortaya çıkmasıyla her şey daha anlamlı oluyor.","label":6} {"text":"Berbat oyunculuklar, berbat kurgu, berbat bir film tasarımı ve aklıma gelmeyen milyonlarca berbat şey. O kadar zorlama bir film ki ve o kadar duyguya oynamış ki insan kusmak istiyor. Yani şu an bu film vücut bulsa karşımda evire çevre dövmek isterdim. Rezil bir iş. O baş rol oyuncusunun surat ifadesi aklıma geldiğinde bile sinirleniyorum. O kadar alakasız şeyleri bir araya getirip o kadar alakasız bir şekilde bitirmek. Filmin doruk noktasını filmin ortasına koymak. Yani bir film nasıl kötü çekilirin cevabı olan film bu film. 3 vermemin sebebi ise filmin içerisinde free bird çalması.","label":2} {"text":"Salt şiddet unsurunun işlendiği kısmen rahatsız edici olarak tanımlayabileceğimiz gerilim filmi. Standart bir aile yapısındaki Georg-Anna ve çocukları bir tatil için yazlıklarına gittiklerinde hem kendilerince oluşturdukları kibar yapıları hemde sürekli birşeyleri sorgulayan felsefik zihinleri ile şiddet ihtiyaçlarını gidermek isteyen Paul ve Peter isimli iki kardeşin musallatına maruz kalırlar. Kardeşler olayda o kadar profesyonelleşmişlerdir ki sürekli bir şans yakaladıklarını zannetmemize rağmen sonuç kaçınılmazdır. Film, sadece şiddetin dışa vurumuna o kadar odaklanmıştır ki filmde amaç falan yoktur. Gelirler, canlarının istediği yaparlar ve giderler. Bu sebeple film, pembe film dünyasına bir eleştiri olarak yapılmıştır denilebilir.","label":5} {"text":"Vasat üstü ama o kadar da değil.Uzaylının güzelliğine diyecek söz yok.Apollo'da uzaya gidemeyen arkadaş bu filmde uzaydan inmiyor.Son kısmının yaşam uzaydan geldi!'ye dayandırılmasını beğenmedim.İzleyip siz karar verin.","label":8} {"text":"Woody Allen filmlerinin hayranıyım. Çok farklı, doğal, sade bir tarzı var. Ondan pek alışık olmadığımız bu hayalperest tarz benim çok hoşuma gittik. Özlediğim Paris sokakları filme ayrı bir güzellik katıyor.. Bence çok güzel bir film olmuş.","label":7} {"text":"güzel bir film ama fazla abartılacak derecede değil.. yer yer sıksa da gene de izlenebilecek bir film.","label":5} {"text":"Dışarıdan bakıldığında tam bir saf ama aslında hiç öyle olmayan üşütük Tony. Maaşallah pısırık gibi görünen Tony'nin evdeki hali kasaplara taş çıkartan cinstendi. Bu filmi yazan senarist bu filmi yazarken nasıl bir ruh halindeydi acaba çok merak ediyorum. Final zaten çok anlamsızdı kısacası ilk defa finalsiz bir film gördümiFilme puanım 10/0","label":0} {"text":"nerde tom bombadil nerde söyleyin bana nerde?","label":6} {"text":"Bir taksicinin arabasına binen bir kiralık katil yüzünden alt üst olan hayatı. Bir hayat bir gece ancak bu kadar kötü olabilir herhalde. İzlemesi gayet keyif vericiydi. Tom Cruise ve Jamie Foox ikilisinin başarılı performanlarının yanı sıra harika aksiyon sahneleriyle süslenmiş başarılı bir filmdi. Favorilerim arasında yerini almıştır. Filme puanım 10/7.5","label":8} {"text":"Filme başlarken sezgisel olarak bir tuhaflık olduğunu hissediyorsunuz.. Başlangıçta iyi ortalarda, zoraki sürüklenen mantık kurduralım derken fevkalade mantıksızlaşan, finaliyle de 5 yaşında ki hafızamızı yeniden gözden geçirmemize neden olan bir film olmuş :) Yeterince itinalı olmamış..","label":6} {"text":"Senaryosunu, Delia Owens'ın aynı isimli &çok satan / bestselling romanından (2018) isimli uyarlayarak Lucy Alibar'ın yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Olivia Newman'ın oturduğu “Where the Crawdads Sing”; gizemini son anına kadar koruyan, romantik bir gerilim draması olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, çekimleri; 24 milyon dolarlık bir bütçeyle 30 Mart - 28 Haziran 2021 tarihleri arasında New Orleans ve Houma, Louisiana'da yapılarak, dünya çapındaki dağıtımı Sony Pictures'ça gerçekleştirilen ve brüt 122.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım... *** - Barkley Koyu, Kuzey Carolina / 30 Ekim 1969 - Benjie (Wyatt Parker) ve Steven (Payne Bosarge), bisikletleriyle bataklığın çevresinde dolaşırlarken; bölgenin popüler oyuncularından Chase Andrews'ın (Harris Dickinson) cesedine rastlar ve durumu, Şerif Jackson (Bill Kelly) ile yardımcısı Perdue'ye (Jayson Warner Smith) haber verirler... Adli tıp uzmanı Dr. Cone'a (Joe Chrest) göre bu ölüm; elde edilen ipuçlarının ışığında, kasıtlı bir cinayetin sonucu olarak kabul edilerek soruşturulmalıdır... *** Aynı günün akşamı... Tom Milton (David Strathairn) ile Şerif ve yardımcısının da, Dog Gone Restoranın barında hazır bulundukları bir ortamda: Sipariş ettiği yemek paketini, Sandy'den (Grace Hinson) teslim almakta olan Bayan Pansy (Sharon Landry); cinayeti işleyenin, kafasındaki birkaç tahtası eksik olan Bataklık Kızı& olduğunu iddia etmektedir... *** Ertesi sabah... Bayan Pansy'nin ihbarını ciddiye alan Şerif ile yardımcısı, yöre ahalisince Bataklık Kızı& olarak da tanınan Catherine Kya Danielle Clark'ın (Daisy Edgar-Jones) kapısına dayanırlar... Kya, başlangıçta kendilerine bir miktar direnç göstererek karşı koysa da, nihayetinde tutuklanarak; Şerif'in ofisinin zemin katındaki, sevimli bir kediyle paylaşacağı hapishane hücrelerinden birine kapatılır... Üstelik adli tıp tarafından cesedin üzerinde tespit edilen kırmızı iplik ile eşleşen bir kanıta da, Kya'nın evinde el konulmuştur... Yani şimdilik hemen her şey, Kya'nın aleyhineymiş gibi görünmektedir... *** Çok geçmez... Gönüllü olarak savunmasını üstlenmek isteyen emekli avukatlardan Tom Milton, Kya'nın ziyaretine gelir... Ancak ilk önce, Kya'yı yakından tanıması gerekmektedir... Böylelikle de Kya, kendi hayat hikayesini anlatmaya başlar... *** - 1953 - Küçük Kya (Jojo Regina), kendisi ile annesi (Ahna O'Reilly) ve kardeşlerine; fiziki zorbalık uygulayan alkolik babası Bay Clark ile (Garret Dillahunt) birlikte yaşamaktadır... Bu baskılara daha da fazla dayanamayan Kya'nın, yüzü gözü yara bere ve morluklar içindeki annesi, bir daha geri dönmemek üzere evini terk edecektir... Annelerinin yolunu, Kya'nın kendisinden büyük kardeşleri Murphy (Toby Nichols), Mandy (Adeleine Whittle), Missy (Emma Kathryn Coleman) ve Jodie'de (Will Bundon) izlerler... *** Neyse... Belli bir sürenin ardından babasıyla birlikte yaşamayı iyice öğrenmiş olan Kya, motorlu sandalıyla çıktığı bir bataklık gezisinde; kendisine oldukça nazik davranarak, içinden çıkılması zor bir labirenti andıran bataklığın tam da ortasında şaşkınlıkla çevresine bakınırken, kaybettiği evinin yolunu da gösteren küçük Tate Walker (Luke David Blumm) ile de tanışır... *** Fakat Kya'nın dünyasını asıl değiştiren husus, babasıyla yiyecek ve akaryakıt alışverişine gittikleri Bay Jumpin' (Sterling Macer Jr.) ile karısı Mabel'ın (Michael Hyatt) dükkanında; babası dışarıda sandalının motoruna yakıt doldururken, kendisinin Mabel ile baş başa kalarak konuşabilmesidir... Zira ayağında giyecek ayakkabısı ve üzerinde eteği bulunmayan Kya ondan, aynen öteki yaşıtları gibi okula gitmesi gerektiğini öğrenecektir... Yalnız eteği, evdeki eski kıyafetlerden bir biçimde ayarlayan Kya, en azından öğlen arasında dağıtılan sıcak yemekten yararlanmak amacıyla okula gitse de; kendisiyle alay eden çocuklar yüzünden, ilk günü tamamlayamadan okulu terk etmek zorunda kalır... *** Derken... Annesinden geldiği için sevinçten havalara uçtuğu bir mektubu, babası elinden kaparak cebinden çıkarttığı çakmak ile yaktığında; Kya'nın annesine ilişkin tüm mutlu gelecek hayalleri de, büsbütün suya düşmüş olur... Zaten mektup ile de yetinmeyen babası; annesinden kalmış olan evdeki tüm diğer eşyaları da birer birer yakacak ve günün birinde, o da çekip gidecektir... *** Artık Kya, tamamen yapayalnızdır ve yeme içme meselesi dahil hayata tutunabilmeyi kendi başına becermesi gerekecektir... Bunun için de, bataklıktan topladığı midyeleri satın alan Bay Jumpin' ile kendisine bir anne şefkatiyle yaklaşan karısı Mabel; Kya'ya, son derece yardımcı olacaklardır... *** Yeniden 30 Ekim 1969 günündeki dinamiklere dönüldüğünde... Kya'nın, birinci dereceden cinayet suçuyla sorumlu tutulduğu; Yargıç Sims'in (Dane Rhodes) yönetimindeki, yargılanma sürecine geçilecektir... Bu aşamada, avukatı Tom Milton Kya'ya; itirafçı olarak uzlaşmasını ve bu şekilde de, en fazla da altı yıl hapis yatıp kurtulmasını önermektedir... Çünkü suçlu bulunması halinde, savcının insafına bağlı olarak elektrikli sandalyeye gönderilerek idam edilmese bile müebbet hapis ile cezalandırılması neredeyse kaçınılmazdır... Ama avukatı Milton'a, suçlu olmadığını ve davanın nihayetinde de muhakkak aklanacağını ifade eden Kya, uzlaşma tavsiyesi işine kesinlikle yanaşmaz... Dakika 31... Geride sizleri: Daisy Edgar-Jones'un Kya karakterindeki performansının yanı sıra Kanadalı besteci Mychael Danna'nın kulakların pasını silen müziklerinin de damgasını vurduğu, ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran; nefeslerinizi tutarak izleyeceğinizi umduğumuz, 94 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Bu film icin soylenecek o kadar cok sey var ki, bir seyler yazayim derken elim ayagima dolaniyor, her guzel kare bir digerini cagristiriyor: Gerceklik, sanat, manzara, nehir, oyunculuk vesaire.Bir filmin verebileceginden cok daha fazlasini vaad etmeden comertce veriyor, ezberletilmesi gereken filmler arasina konulmasi gerekiyor, her bir karesi ayri ayri hem de.Keske dunyaya daha cok motosiklet gunlukleri yazilsaydi ozellikle savasin gundemde oldugu bu gunlerde.","label":9} {"text":"&Hadi hadi, biraz daha cinleri kulllanarak para kazanalım yetmedi bize Bu kaçıncı film oldu şaştım kaldım. Yeter artık dini kullanarak insanları korkutmaya çalışmayın!","label":0} {"text":"Filmi bilmeden girseniz bunun yönetmeni Wes Anderson eminim diyebileceğiniz görsellikte masalsı, muzur, keyifli film Wes şahane bir hikaye anlatıcısı ve görsel şölenle masalsı kılıyor hikayeyi... Bir de oyuncu seçimi var ki yıldızlar geçidi -öyle ki şuraya Edward Norton yazılmamış unutulan oyuncuya bak oradan anla- oyunculardan hangisine methiye düzeyim bilemiyorum Benicio ve Tilda yaş aldıkça kalbimdeki yeriniz daha da büyüyor ve Lea yine düştük sana tablosu yapılacak kadınsın orası kesin bu filmin benim için şahsi anısı da güzel o yüzden başka bir özel oldu :)","label":7} {"text":"Fatih Akın'dan oldukça etkileyici bir film.. Tuncel Kurtiz'in oyunculuğu ise kelimelerle anlatılmayacak kadar leziz.. Özellikle final sahnesi ve müzikleriyle üzerimde büyük bir etki bırakmıştır..","label":6} {"text":"beyazperde yorumuna aldanıp deneyimlediğimiz. ancak her ne kadar fena değil desek de iddia edildiği gibi yeni forrest gump olamayacak hafif şirin çerez tadında bir filmdi. daha önceki deneyimlerimi de ele alırsan sitenin neye göre filmlere puan verdiğinin merakına düştüğümü belirtmek isterim. sanırım artık sitenin kendi verdiği puanların bir filme gitmemde etmen olmasına izin vermeyeceğim. hani kötü değil yanlış anlaşılmmasın ama 5/5 alıyorsa şaheser tadında bişeyler beklersiniz. yadda en azında ortalamanın üstünü.","label":6} {"text":"Senaryo doyurucu değildi. Angel in takıntısı daha iyi işlenebilirdi. Psikolojik derinlik katılabilirdi filme. Geçişler berbat. Örneğin; Angel, köpeği öldürdü ama köpek gösterilmedi. Ambulans şoförü ile Vane'nin ilişkisi, hamilelik, ölüm.. Hiçbiri birbirini tamamlamıyor. Çok boşluk vardı. Altı doldurulmamış sahneler.. Sonu hiç tatmin edici değil. Gerilim filmi desek değil, psikolojik bir film desek değil.. Konu işlenememiş ve havada kalmış. Tavsiye etmiyorum kesinlikle!","label":1} {"text":"Nefes filmiyle karşılaştırıldığında geride kaldığı gerçek ancak iyi bir deneme ve bu türden suya sabuna dokunmaya çalışan filmleri birer sinemasever olarak desteklemeliyiz.","label":5} {"text":"tam bi limonlu tart tadinda film ister istemez tebesum daim oluyor izlerken... hersey yerli yerinde ne eksik ne fazla sicaksik mutlucuk \"cerez. lik\" degil ama oyle hemencecik harcancak yerine bi 6.6lik film atilcak degil... zamani geldignde acip izleyip \"intahar etmesemde olurmus\"dedirtcek film.. sade durgun hos nayif :):)","label":8} {"text":"inanılmaz bir hikaye ve muhteşem müzikler.","label":8} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en eğlenceli film. Klişelerle de çok güzel komedi yapılacağının ispatıdır. Çok da yerinde tespitler barındırmaktadır. Ayrıca oyuncu kadrosunu da çok beğendim. Thad Castle reyizi yine benzer bir rolde burada görmek mutlu etti. \"Çok güldürür\" iddiasında bulunamam ama rahatlıkla \"çok eğlendirir\" diyebilirim. -Bu uçuşla ilgili içimde kötü bir his var. 7/10","label":6} {"text":"zevkle izlenebilecek bir film.gercek hayattan esinlenmiş gerek komedi gerek aksiyon iyiydi oyuncu seçimleri çok iyi 10 üz 7.6","label":6} {"text":"Film çok güzeldi. Özellikle görsel efektleri çok kaliteliydi. Baştan sona heyecanla izledim. Ama final bi acaip bitti. Yoksa devam filmi mi var acaba diye siteye göz attım ama bu tek filmmiş. Ayrı bir 3leme var ama o japon versiyonu sanırım:S","label":6} {"text":"jet li 'nin ve oğlu rolündeki küçük karatecinin oyunculuğu çok güzel.aksiyon ve dövüş sahneleri ile film akıcı ilerliyor.ama filmin konusu çok saçma böyle aksiyon yüklü bir filme senaryo uymamış.o yüzden puanımı biraz düşük veriyorum.10/7","label":6} {"text":"Hata sonucu aynı gün evLenmek zorunda kaLan ve düğün günLerini takıntı haLine getirmiş en iyi 2 arkadaş inatLaşırsa ne oLur :) Tabiiki geLinLerin savaşı :) FiLmin güzeL bir havası var.. GeLinLikLer, çiçekLer yüzükLer hoş manzaLarar.. Ama bir de bu işi stresi var.. Üstüne bir de en yakın arkadaşınızLa inatLaşıp düğün tarihi değiştirmemekte ısrar edince ortaya biraz eskik ama yer yer güLdürebiLen bir komedi çıkmış.. :) BekLediğim kadar eğLenceLi değiLdi ama yine de hoş vakit geçirtiyor.. FiLmi izLememdeki en büyük etken oyuncuLardı.. Kate Hudson gibi romantik komedide neredeyse ustaLaşmış bir oyuncunun fiLmi vasat oLamaz değiL mi :) ama ne yaLan söyLiyim daha iyi bir komedi bekLiyordum.. Çünkü Anne Hathaway de bu işte iyiydi.. PerformansLar iyiydi ama bu ikiLiden daha fazLasını bekLiyordum.. Biraz hayaL kırıkLığına uğrasam da yer yer güLdürdüğü için vasatı anca geçen bir fiLm diyebiLirim sanırım..","label":5} {"text":"Her şeyden önce bu tür duygusal yönü ağır olan dramaların duygu sömürüsüne kaçmayanı benim için her daim makbuldür.''A Little Bit of Heaven'' ilk başta bu yüzden kutlanmalı bence.Bunun dışında özellikle kadın yönetmenlerin filmlerinde sıkça hissettiğim ''ödül için yapılmış'' havasını zerre taşımayan,böyle basit hırsların tuzağına düşüp sevimsiz hale gelmemesi filmin sempatikliğini arttıran unsurlardan.Ancak kusurları da yok değil.En başta neredeyse her izleyenin hem fikir olduğu konu Gael García Bernal'ın doktor rolünde kabul görmesinin imkansızlığı.Onu hangi sahnede üstünde önlükle görsek filmden şöyle bir çıkıyoruz kafa olarak.Çok yetenekli bir oyuncu olmasına rağmen bu rol için yanlış tercih.Filmin başaramadığı şeylerden biri de bu dramatik öyküdeki duyguyu seyirciye bir türlü hissettirememesi.Marley'nin durumuna üzülebilmek,onu anlayabilmek çok zor,karakterle özdeşlik kuramama problemi var.Böyle bir filmin en başta üstünden gelmesi gereken bu detaylar ''A Little Bit of Heaven''ı sıradanlıktan öteye taşıyamıyor.Ancak her daim üzerinde taşıdığı iyimserlik,hayatta geçen sürede yaşanılan güzellikleri görme ve ölümle barışık hali bu hastalığı taşıyan birinin izleyince kendini iyi hissetmesini sağlayacağı için çok önemli ve kıymetli.","label":5} {"text":"80'lerin ruhunu yansıtan hoş bir film. İzdüşümler şeklinde ilerliyor. En azından 80'lerin 2021'lerden bazı konularda daha saf ve temiz olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"Filmin ilk yarısı sıkıcıydı. Aksiyona , beklediğimiz sahnelere girmeler yaklaşık 20 dakika kadar gecikmiş. Ancak ikinci yarı itibariyle ortam geriliyor ve aksiyon başlıyor. Aksiyon sahneleri oldukça güzel , gerçekçi olmuş.Olumsuz yorumum ise kurgudan yana. Kurgucu arkadaşlar sanırsam biraz üşengeçler. Aynı sahnelerle gerekli müzik , bekleme ve ani eylem çıkışları ile filmin gericiliği artırılabilir, düz 2 saate çekilebilirdi.O zaman bir yıldız daha alırdı benden.Çok üst düzey bir aksiyon beklentisine girmeyin.Tabi gitmeniz gereken filmler arasına da ekleyin.Bence başarılı bir film. Puanım 7/10. İyi seyirler dilerim.","label":6} {"text":"Herkes tavsiye ediyor da puanı neden bukadar düşük ki?","label":4} {"text":"Sinemalar. Com sağolsun yazdığım 2 sayfalık yorumu sildiği için uzun tutmadan şu yorumu yazıcam : Disney cidden bu sefer başarmış . Özellikle Episode 7 filminin üzerine tatlı gibi geldi . Film 3. Ve 4. film arasında geçmekte. Oyunculuklar gayet yerindeydi bu filmde Güç kavramını göremiyceğimizden şüphelenmiştik ama Donnie Yenin oynadığı karakter adeta Güce tapan ve güç konusuna yoğunlaşmş bir karakterdi ve onun sayesinde filmde güç hakkında birazda olsa bir şeyler gördük. Tanıdığımız simalar Tarkin : Bilgisayarla yine yaratılmış ve filme aktarılmış Leia: Carrie fisherın yüzü alınarak bilgisayar ortamında yeniden tasarlanmış . R2D2 C3PO göndermeleride vardı tabi. İmparator ve yodaya hep göndermede bulunuyordu. Jyn ersonun geçmişini görmekte iyi oldu keza babası Ölüm Yıldızında mühendis. Ekipteki karakterler cuk oturmuş sondaki savaş çok iyiydi özellkle AT-ATLERLE olan 1. yarı yavaştı ama cok eğlenceliydi 2. yarıdaysa uçtuk resmen Tie fighterlarla olan savaşta biraz sıkıldım. Darth vader az ama öz görünüyor özellikle Ölüm yıldızının planlarının kaydını almak için daldığı ve ışın kılıcı ve force chokelarla adeta mafya babası gibi gortama girmesi harikaydı . İmax izlemenizi öneririm film süper görünüyor ve aşırı zevk alırsınız. Sonda hepsinin ölmesi tabi üzdü biraz özellikle Jynin ve Cassianın sahnesi çok iyiydi. Ölüm yıldızı bu filmdede bir sürü gezegen yok ediyor tabi ve gezegenlerin yavaş yavaş yok edilmesi ve burda kullanılan efektler muazam. Kısacası 4-5-6 havası soluyor ama aynı sıcaklık mallesef yok . Muhteşem bir film ve Disneye olan güvenimizi artırıyor. Umarım 8. Episoda böle güzel olur. Orosn Kendric harikaydı. Ama Darh vadera karşı çıkmasının cezasını aldı. K2SO ile Jynin atışmaları harikaydı ! O ölüncede üzülmedim değil . Yeniden programlandığı ve aklına gelen her şeyi söylediği için adeta filmde komedi unsuru olmuş. Baze Malbus çok konuşmadı ama ıskalamamasıyla aksiyon sahnelerinde harikaydı. Stormtropperlar gene ıskalıyor ama zaten artık adet oldu bu. Deathtropparlarsa çok az gözüküyor. Açılıs sekansı yok filmde zaten öncesi ve sonrasını biliyoruz hikayenin. İmperial March çalması harika ama onun dışında eski filmlerin erinden yel esiyor. Kısacası gidin ve izleyin. 8.5 Kod Adınız Nedir ? - Rogue - Rogue One & Her İsyan Bir Umuda Dayanır & Güç Benimle ve Ben Güçle birim","label":7} {"text":"hayatta kalma mucadelesi veren 27 yaşında bir kadının hayatını anlatıyor kadın başardı mı dersek bilemiyorum bence zaman kaybı yine izlemek isteyen izlesin beğenmedim","label":3} {"text":"aksiyonu bol hareketli bir film ama senaryo açısından çok basit. Vakit geçirmek için beklentisiz izlenebilecek bir yapım.","label":6} {"text":"Korku filmi denemez ama gerilmeler yaşandı. Oyunculara diyecek yok oyuncular için bile izlenebilecek bir film. Müziklere, atmosfere, filmin ruhuna bayıldım, senaryo akıcı işlenmiş. Filmde bazı mesajlarda yer almakta. Farklı tür film izlemek isteyenler için güzel.","label":7} {"text":"hapishane filmleri arasında ilk üçe rahatlıkla girer. yönetmen izleyiciyi o dört duvar arasına sokmayı çok rahat başarmış. izlenmesi kesinlikle tavsiye edilen çok sağlam bir film.","label":8} {"text":"OCEAN#39;S 11 KADAR GUZEL OLACAKTIR","label":7} {"text":"Woooww Kristene bakın... meğer burda varmış =Dİzlemiştim filmi... Güzeldi... Kesinlikle izlenebilir...","label":7} {"text":"Gerçekten güzel bir ask ve ayrilik hikayesi , filme bayildim","label":7} {"text":"Bu film uyarlamadır. Uyarlanan filmi benzer filmlere ekledim.","label":4} {"text":"Bu filmi beğenenlerin en çok korku filmi diye izleyip korktuğu film bu herhalde. filmi televizyonda akşam kuşağında izledim. hiiiiç gerilmedim bile nasıl olurda böyle sıradan filmlere yüksek puanlar verilir yaaaa","label":0} {"text":"Sevimli bir ilkokul projesidir. Saadet zinciri tadında, niye olmasın ki dedirten bir senaryosu var. Hakkaten niye olmasın?","label":7} {"text":"bence ii film ben begendim yaa .oK korkutucu degil gerilim de fazla yok ama surukleyiciydi surekli demean ne yapcak diye merak edyrsunn bencee ii dii yaa 10 ustunden 6 bence","label":6} {"text":"Sessiz bir filmdi ama çok duygu yüklüydü bence.. Başta sıkılacağımı düşünmüştüm ama izlettirdi ve özellikle o arap şarkısının girdiği sahneler çok etkiledi beni. Finali biraz kafa karıştırdı adamın ruh gibi olması flash'a döndü sandım :D ve bence filmin ismi 'Boş Ev'değil 'Boş Adam' felan olmalıydı. Neyse ilginç, anlamlı güzel bir filmdi.","label":7} {"text":"Sağ Salim, vizyona girdiği andan itibaren gişede biraz az hasılat yapmış olsa da büyük bir hayran kitlesi edinmişti. Yaklaşık 1,5 yıldan sonra da devam filminin çıkmasına şaşmamalı. Ben de bu iyi yorumlardan sonra filme bir bakayım dedim. Bence o kadar övgüyü hak etmese de matrak bir film olmuş. Filmin konusu şöyle: Salim, hem ölüm hem de ölülerden korkan bir köylüdür. Bir gün Muhtar Emmi, Salim'e Mersin'den Sivas'a bir cenaze taşımasını ister. Gerisinde ise olaylar olaylar... Aslında film sloganını sonuna kadar hak ediyor. -güldürürken öldüren, öldürürken güldüren film- Hatta bu film bir komedi filmi olmasına rağmen Quentin Tarantino tarzında aksiyon sahneleri de barındırıyor. Filmin bu tarafı oldukça ilginçti. Bu arada hikayeye geri dönecek olursak filmde bu tanışma faslından sonra Nihal'in eski sevgilisi olan ve parasını arayan Gucur Osman, ölümsüz baba Halit, serseri ve yine Nihal'in sevgilisi olan Ayhan ve daha bir sürü kişi de bu hikayeye karışıyor. Özellikle de soygun sahnesinden sonra işler biraz karışıyor. Aslında film daha çok aksiyon-maceraya dayalı olsa da işin özünde komedi var. Bu film son yılların en komik Türk filmlerinden birisi. Güldüren sahnesi çok fazla. Bu yüzden izlerken çok eğleniyoruz. Sağ Salim, sinema tarihimizin en komik ve en kanlı filmlerinden birisi olarak aklımızda kalacak. Eğlenceli vakit geçirmek için ideal bir film. Keyifle izlenir. 3.5/5","label":6} {"text":"Hamburger telaffuz sahnesi çok güzeldi. Onun dışında klasik Amerikan komedi filmi.","label":4} {"text":"Anlaşılan, biraz abartılmış demek dayak yeme sebebi. Bu nedenle denemiyor... \"Yaşamaya Değer\"miş... Bu sonucu çıkaracak neler yaşanmış. Görmeyi bilmeyen göz için ne diyebilirsiniz ki... Anlatımıyla değerli ancak söyledikleri kuru birkaç sözden ibaret... 65/100","label":5} {"text":"The Godfothergibi bir şaheser serinin yönetmeninden böyle bir film çıkması gerçekten yazık.. Sırf filmin bir noktasında pozitif bir şeyler görmek adına sonuna kadar seyrettim ama maalesef herhangi bir şey yakalayamadım.. hikayeden, diyaloglara, oyunculuktan, görüntü yönetmenliğine kadar fiyasko.. imdb'den 5 küsür puan alması sırf Coppola'nın isminden inanın bana..5 bile bu filme çok fazla...","label":2} {"text":"Leonardo'nun kusursuz oyunculuk sergilediği bir filmi daha işte. Diyecek pek birşey yok aslında. İzleyin herkese tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Sarsıcı..","label":5} {"text":"çok güzel keyifle izlenecek bir film... film biraz dramatik olsada","label":7} {"text":"Çok büyük zevkle izledim. Bu filmi senaryosu, metinleri için değil, görselliği için izlemek lazım. O Las Vegas ruhunu nasıl yansıtmaktır öyle, o nasıl oyunculuktur öyle. Filmi izlerken As'ın adamlarından olmak istedim resmen, mafya tribi olmayan adamı bile bu hale getirir bu film. Hiç öyle zamanınıza yazık falan diye düşünmeyin, pişman olacağınızı sanmıyorum bu filmi izleyerek.","label":7} {"text":"açık konuşmak gerekirse çok net bir hayal kırıklığı oldu bende. sonuç itibari ile çıkış noktanız Rocky gibi kült bir film olunca ortaya çıkan bu iş bende tam bir dağ fare doğurdu havası yarattı. senaryonun işlenişi çok zayıf,\"eye of the tiger\" gibi soundtrackte zirve yapmış bir seri olarak arka plan müzikali berbattı, oyunculukta Stallaone dışında kayda değer performans görmek çok zor. kısaca benim için kült olmuş \"Rocky\" ye selam çakmış fakat onun ekmeğini yeme üzerine kurulmuş bir yapım.","label":6} {"text":"çok eğlendiğim bi filmdi.","label":8} {"text":"Çok kötü bir film zaten senaryosunuda stallone yazmıs berbat sakın izlemeyin","label":1} {"text":"Tim Burton’un yönetmen koltuğunda olduğu film, masalsı anlatımıyla keyifli bir yapım olmuş. Film belki Tim Burton’ın en sevilen eserlerinden biri olarak anılmayacaktır, kitabı okumuş olanlar tarafından da tam olarak beklentileri karşılamayacaktır. Tüm bunlara rağmen merak uyandıran, başka bir dünyaya götüren, keyifli bir film olmuş. Bu sebeple beklentisiz izlemenizde fayda var.","label":5} {"text":"Bu filmi eleştirmek için biraz geç kaldığımı biliyorum ama madem film sinemalarda yeniden oynuyor, ben de bir göz atayım dedim. Filmi ilk çıktığı zaman izlemememin nedeniyse, tıpkı bu yıl çıkmış olan Kötü Çocuk gibi, 4N1K'nın da bir Wattpad kitap serisinden uyarlanmış oluşuydu. Üstelik konularında da oldukça benzerlik olduğundan bu filme hiç ilgi duymadım. Fakat çevremdekiler ve bazı internet toplulukları bu filmden çok bahsettiği için bir göz atmak istedim. Normalde filmleri bu kadar geç eleştirmem ama madem bu film bu kadar çok istendi, ben deeleştirmeye karar verdim (ayrıca bu filmden çıkıp Tatlım Tatlım'a girdiğim için onu da eleştireceğim). Konu şöyle: &Çocukluklarından beri birlikte vakit geçiren, Yaprak, Ali, Sinan, Gökhan ve Oğuz'un olduğu 5 kişilik bir arkadaş grubu vardır. Ve 4N1K filmi de bu arkadaş grubu arasındaki ilişkiyi, Yaprak'ın aşk hayatını ve herkesin daha olgunlaşıp hatalarından ders almasına odaklanıyor.& Açıkçası, bu film beni şaşırtmayı başardı. Hayır, çevremdekilerin söylediği kadar başarılı bir film olmasa da kendi türü içinde izlenebilir bir film olmuş. Kötü Çocuk'dan bin kat daha iyi olduğu kesin. İyi yanlardan başlayalım. Öncelikle Deniz Coşkun'un yönetmenliğine bayıldım. Bütün film çok renkliydi ve her karede hikayenin enerjisi çok iyi yansıtılmış. Filmin bu kadar izlenebilir olmasının en büyük nedeni yönetmenlik sayesinde diyebilirim. Ayrıca oyunculuklar da fena değildi. Gözde Mutluer, Burak Yörük, Hasan Denizyaran ve Berke Bük gibi oyuncular karakterlerini olması gerektiği canlandırmışlar. Bunun dışında filmin ilk yarısı gerçekten keyifliydi. Karakterlerin içinde bulunduğu bazı durumları izlemesi eğlenceliydi ve yapılan bazı şakalar komik sayılırdı. Bunlar 4N1K'yı bir komedi başyapıtı yapmıyor ama kitaptan uyarlanmış bir gençlik filmi olduğunu düşünürsek, hiç de fena bir gelişme değil bence. Fakat benim için filmin zayıflamaya başladığı yer ikinci yarıydı. Bu da beni filmin kötü yanlarına getiriyor. Filmin ikinci yarısı yaratıcı komedi havasından biraz daha ciddi ve romantik bir havaya bürünüyor. Ve işte film burada gerçekten yalpalıyor. Her ne kadar hikaye kısıtlı fikirlere ve bilindik karakterlere sahip olsa da, ilk yarı komedi ve senaryo açısından oldukça yaratıcıydı. İkinci yarı ise şu ana kadar çekilmiş bütün aşk filmlerinin bir araya getirilip mikserle karıştırılmış hali gibiydi. İlk yarı ne kadar yaratıcıysa, ikinci yarı da o kadar klişe doluydu. Üstelik filmin süresi ikinci yarıda daha uzun hissettirdi. Çünkü film burada komediye mi yoksa aşk acısına mı değineceğini bilememiş. Eğer film kendi başına ayakta durmayı başarıp bütün bu aşk meşk olaylarını senaryodan çıkarsaydı, ortaya kesinlikle daha etkili bir iş çıkardı. Genel olarak 4N1K gençler için harika, geriye kalan herkes için ortalama bir film. Filmin yönetmenliği ve görsellikleri çok yaratıcıydı ve oyunculukları fena değildi. Hatta yapılan bazı şakaları komik buldum. Fakat filmin ikinci yarısı o kadar klişe ve gereksizdi ki, karakterlerin kişiliğini ve o ana kadar yaşanan durumları resmen yok saymış. Filmin ikinci yarısı rezalet değildi fakat filmin ilerlediği tona bakacak olursak, aşk hikayesi daha özgün bir şekilde ele alınabilirdi. Şahsen filmi bir kere izlemem bana yetti. İçinde başarılı şeyler olsa da 4N1K'yı bir daha izleyeceğimi sanmıyorum. Türk yapımı olan başarılı bir gençlik filmi izlemek isteyenlere tavsiye ederim sadece. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Deniz Coşkun'un renkli ve enerjik yönetmenliği. + Oyuncu kadrosu çoğunlukla iyi bir iş çıkartmış. + İlk yarının eğlenceli temposu ve yapılan bazı komik şakalar. + Okul atmosferi. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - İkinci yarının şu ana kadar yapılmış olan bütün romantik film klişelerine sahip oluşu ve temponun ağırlaşması. - Tiplemesi fazla abartılı olan, gereksiz bazı yan karakterler. - Bazı durumlarda ana karakterler ile empati kuramamanız. TOPLAM PUAN: 6.2/10","label":5} {"text":"Müthiş bir film.. Zevkle izledim.. Başroldeki oyuncu enfes..10/8,8","label":6} {"text":"Filmin konusu Afganistan Savaşındaki Kızıl Kanatlar operasyonuydu. Filmin sürükleyici bir yapısı vardı. Senaryo gerçek bir hikayeden oluşuyordu. 4 kişilik Özel Kuvvetler askeri Taliban liderini öldürmek için görev yerine indirilir. 4 kişilik ekip kendinden emin bir şekilde ilerlerken büyük bir Taliban grubunun etraflarını sardıklarını görürler. Bundan sonra iki grup arasında büyük bir çatışma çıkar. Askeri üs ile telsiz bağlantısını da kaybeden askerler daha da zor duruma düşerler. Marcus hariç diğerleri ölür. Marcus bir Afgan aşiretine bağlı kişiler tarafından alınır ve korunur. Sonrasında ABD askerleri Marcus'un olduğu yere gelip Marcus'u alır ve götürürler. Film genel olarak bu şekildeydi. Özellikle 4 kişinin Taliban ile olan çatışması uzun soluklu bir sahneydi. Oyuncular iyi iş çıkarmış. Görüntü yönetmenliğini beğendim. Çatışma sahnelerinde kamera iyi kullanılmış. Kurguda da can sıkıcı bir yer göremedim. Marcus'a Afganlıların yardım etmesi gerçekten de şaşırtıcıydı. Film bence burada Amerikalılar özelinden iyi Afganların varlığını göstermek istemiş. Marcus'u kurtarma görevi tamamlandıktan sonra Marcus'un Afgan çocuğu öpmesi bunun bir göstergesiydi bence. Afganistan Savaşında bir operasyona odaklanan, çoğu sürükleyici geçen bir asker dramasıydı. Filme verdiğim puan= 7,4","label":6} {"text":"birinci film gibi durağan sahnelerden çok aile hayatı izliyoruz. ancak filmin son yarım saati hareketli geçiyor. birinci ile ikinciyi iyi bağlamışlar.","label":4} {"text":"Tam bir sanatsal çalışma, sanat filmlerinden anlamıyorum dedim ama eserlerden anlamıyorum dememiştim. ;)","label":6} {"text":"-İLK NOT- Film kesinlikle ‘Turkısh Rocky’ filmi değil.Film ile ilgili tüm önyargılarınızı kırmadan eleştriyi okumayınız. Sektör öyle istediği için önce komedi filmleriyle aklımıza kazınan Muırat Şeker işte şimdi hayallerinin filmi ile beyazperdede! Küçük Murat Akkayonlu süpriziyle ve Gürkan Uygun’un muhteşem performansıyla şahlanan film Sarp ve Birce ikilisinin performanslarıyla Türk sinemasında başlı başına bir yere oturtulmayı hak ediyor.Filmden beklentisi boks olanlarda intikam olanlarda başarı hikayesi olanlarda Show Tv’nin ağzımız açık seyrettiğimiz boks gecelerini izliyormuş hissine kapılmak olanlarda beklediğini alacaktır.Deliormanlı,kaçırmamanız gereken bir film.İyi Seyirler. -Spoiler- +İşi hallederse insülini vurun.Yok halledemezse,bütün lokumları yedirin;gebersin. -Spoiler-","label":7} {"text":"diyalogları kitap haline getirilmesi gereken, bir zamanların kimsenin bilmediği kült filmi. hala bilmeyen varsa bilsin en kısa zamanda. kült.","label":8} {"text":"rüyalarıma girmedi değil. turtadan soğudum.","label":5} {"text":"Umut guzel sey. Bazen varliginin, varliginin oneminin hatirlatilmasi gerekiyor. Oyle bir film. Bazen yorabiliyor, yapayliktan kusursuz siyrilmis diyemiyorum maalesef, hollywood tadi var, evet. Olu Ozanlar Dernegi de cok benzer islenmis bir konu, ona da evet. Ama benim gibi icinizi isitacak, yarin daha guzel bir gun olacak diye dusundurtecek, emek harcayip tasin altina elinizi koymaya guc verecek bir seyler ariyorsaniz, \"Bunlar hep filmlerde olur! Gercekte kesin boyle olmaz bilader!\" diyenlerden degilseniz bir de izleyin derim.","label":8} {"text":"Cehaletime verin, İspanyol filmi dediler gittik Fransız çıktı. Tam bir ekmek yoksa pasta yesinler vakası ki bence filmle de örtüştü. Bazen hayat böyle tuhaf tesadüfler falan...","label":8} {"text":"filmi beğenmeyenler genelde filmin Türkçeye çevrilmiş alakasız başlığına takılıp açık saçık bir film beklerken yeterince kırmızı noktaları göremediklerinden hayal kırıklığına uğrayanlar :) filme gelince arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine yüksek beklentilerle izlediğim ve söylediklerinden de güzelmiş diyebileceğim favori filmlerimden biri oldu bile :)","label":8} {"text":"Zaman kaybı bir film. Konu çok saçma, hiç germiyor, oyunculuk berbat.","label":0} {"text":"\"Aşk ilaçtır\" mesajını sevdim, benim romantiklik anlayışıma oldukça uygun. Anne Hathaway'in hüzün barındıran yüz ifadesi, Jake Gyllenhaal'un fırlama surat ifadesi de rollerine oldukça uygun. Romantik bir replik ile bitirelim. Bilemiyorum. Binlerce insanla tanışıyorsunuz... ... ama hiçbiri size gerçekten dokunmuyor. Sonra ise, biriyle tanışıyorsunuz... ... ve hayatınız değişiyor. Sonsuza kadar. 6,5/10","label":6} {"text":"Filmin tek artısı zombi olayına farklı açıdan bakmış olması ve Brad Pitt'in oyunculuğu diyebilirim. 3D ise ahaha güldürmeyin beni! Hangi 3D sadece adı var kendisini yağmurlu uçaktan atlama sahnesi dışında göremedim ki o da çok karanlık olduğundan anlaşılmıyordu. Yapmayın etmeyin gidin Resident evil ya da The Walking Dead seyredin buna bulaşmayın.","label":4} {"text":"2003 yılında çekilmesine rağmen gayet iyi görsellik var bence İmbd puanı çok düşük kalmış en azından 10/7 yi hak ediyor","label":6} {"text":"sürekli saçmalayan film serisinin 3. versiyonu 6/10","label":1} {"text":"Sinematografisinin baskın olduğu roman formunda bir film çıkmış ortaya... Benzer içerikteki ve yapıdaki 2009 yapımıA Single Manfilmine benzettim tarz olarak... Tek düzlemde akıp pek bir olay örgüsü barındırmayan, dramatik anlamda vurucu noktaları az ve genel kitle için ilgi seviyesi düşük olabilecek, nihayetinde ise kaliteli bir çalışma olduğu muhakkak diyebiliriz. Özellikle atmosfer ve renk uyumunu beğendim. Hafif kasvetli ve mat bir hava hakim ki olması gerektiği gibi... Soundtrackinde ana tema olarak yer alan parçanın https://www.youtube.com/watch?v=9vX0SphmRKQ farklı versiyonlarının film boyunca yankılanması güzeldi, keza filmin müzikleri de Oscar'a aday olmuş. Jo Stafford - No Other Love Helen Foster & The Rovers - You Belong To Me Billie Holiday - Easy Living Banda Sonora - Smoke Rings The Clovers - One Mint Julep gibi şarkılar da filmin yapısıyla örtüşen seçimler olmuş. Puan aralığı olarak benim nazarımda 6-7 arası bir yerlerde...","label":6} {"text":"Aslında Van damme ın filmlerini sevmem.Tarzı bana hitab etmiyo.Ama bu filmi beğendim.Anlatım ve gelişen olaylar bence etkileyici.Bu tarz aksiyon filmlerini severim.","label":7} {"text":"Herşeyden önce filmin ilk beğendiğim yanı,2. nci filmdeki o gereksiz ve fazla küfürleri minumuma indirmiş Şahan Gökbakar.. İlk 2 filmde olduğu gibi yine fazla bir beklenti içine girmeden sadece gülmek için izledim bu filmi, komedi seviyesi ilk 2 filmin biraz altındaydı ama yinede stres atmamı sağladı.. Evet bu filmde belki görüntü kalitesi adına bir şey yok, üzerine çok uğraşılmış bir senaryo yok, evet belkide esprilerde kesinlikle bir Cem Yılmaz keskinliği, kalitesi yok ama bu filmi izlerken illa bir taraf olmaya da gerek yok..","label":5} {"text":"beklentilerimi maalesef karşılayamayan bir film, film çok durağan havanızda değilseniz fazlasıyla sıkıyor, julia robert üzerinden ünlülerde sıradan insanlara aşık olabilir mesajını veren film.","label":4} {"text":"kitabını okumadım.. ama filmi gayet başarılı ve çok güzel bir film.. biraz ağır işlemesine ve süresinin uzun olmasına rağmen atmosferi sıkmadan izlettiriyor..","label":6} {"text":"Kötü bir film..benim komedi anlayışıma göre vizontele, eyvah eyvah gibi filmler kaliteli komedidir.. bu tarz filmler değil.. gülmeyi boşverdim baya da sıkılmıştım sinemada.. tek iyi şey metin akpınarın oyunculuğu ama o da bu filmi kurtarmaya yetmiyor.. 3/10","label":2} {"text":"Kaç tane bunun gibi bir film izledim ki kıyaslama yapıyım. Hem başlarken kendimii sanat tarihinin içinde bulmayı beklemiyordum. Oldukça etkileyici buldum açıkca. Bir de söylemeden edemiyeceğim her ne kadar woody allen in tarzından hoşlansam da müzik seçimlerini başarısız buluyorum.","label":7} {"text":"O kadar da felaket değil açıkçası. Bu puan ve bu yorumlar çok acımasız olmuş. Tamam süper olmayabilir ama genelde idare eder bi film. Bazı sahneleri sağlam. Konu ve senaryo vasat kalsa da Wes Crawen ustalığını konuşturmuş bence. İzlenebilecek bi film. 6/10","label":6} {"text":"döngülerin anlatıldığı komiğimsi bir kısa animasyon.","label":2} {"text":"İsmi yanlış bilinen serinin son filmi halk arasında kullanılan ismi 4. filmde aldı.İlk kan serisinin 2. filmini andıran,etkileyici çatışma sahneleri-belki de kısa süresinin de katkısıyla-belli bir noktadan sonra hızlanan ve temposuyla peşinde sürükleyen bir film.Sylvester Stallone pek çoklarının hafife aldığı bir isimdir.Bu onların Stallone hakkında yeterli bilgiye sahip olmamasından kaynaklanıyor.Kendisi Rocky ve Rambo gibi sinema tarihine damgasını vuran iki karakter yaratmıştır.Oyuncu seçmelerine katılıp bu filmlerin başrollerini kazanmamıştır.Rockyi yazan ve 2. filmden itibaran de yöneten kendisidir ve yine İlk Kan serisinin senaryolarında hep katkısı olan bir insandır.Belki bir Clint Eastwood değildir ama her zaman için önemsenecek bir sinemacıdır.Sonuç itibariyle sıradan senaryosuna rağmen sürükleyici ve zaman zaman geri sarıp tekrar izlemek isteyeceğiniz sahneleriyle izlenilesi bir film.Ayrıca John Rambonun küstüğü ülkesine geri dönüşüyle muhtemelen serinin son filmi olacak..Ama bakarsınız bahçesine izinsiz giren çocuklarla mücadelesini anlatan bir devam filmi de gelebilir:))","label":6} {"text":"Keyifle izledim... Minionlar çok harika ya :) Animasyon sever bir yetişkin olarak izlemeden geçemezdim ;)","label":7} {"text":"başucu filmlerimden biri.. ama yinede izlerken sürekli ayak görmek sinir etti beni. rahatsız etti hatta ciddi anlamda. hele arabanın arka koltuğundan ayaklarını çıkaran hatun ve ondan daha da fazla rahatsız edici olarak ön koltukta oturan siyahi dev hatunun koca bacaklarını arabanın penceresinden sallandırması tahammül sınırlarımı zorladı resmen. tarantino'nun ayak fetişi olduğunu biliyoruz ama bu kadar da göze sokulmaz yahu :) bu ufak olumsuzluklarına rağmen çok iyi bi film olduğunu düşünüyorum. o kadarcık kusuruda olsun :) filmin sonu beni fazlasıyla tatmin etti. hatta sonundan en çok zevk aldığım film belkide budur şimdiye kadar. kaba tabirle işte adama böle koyarlar demek istiyorum kısaca :)","label":8} {"text":"zaman kaybı","label":3} {"text":"Beklediğimin üstünde filmdi.Konu itibariylede içerisinde mesajlar barındıran film.Oyunculuklar şahaneydi.Kenan çok iyi oynamış(bazen İstanbul Türkçesi,bazende doğu şivesi konuşmasını saymazsak),Uğur Yücel'i söylemiyorum bile.","label":7} {"text":"Bir film yapıyorsunuz ve filmin ismi ve anlatım biçimi bir tür haline geliyor ve anlattıklarınız 72yıl sonra bile izleseniz anlattıklarınız ve anlatım biçimleriniz güncel oluyor buna ustalık yani Akira Kurosawa filmi denir.","label":8} {"text":"Milliyetçilik anlayışına farklı bir bakış açısı getirerek gönlümde taht kurmuş, savaşın sonuçlarını oldukça iyi yansıttığını düşündüğüm film. En kötü ihtimalle hd kalitesinde izlenmesi bana göre şart. 10/7!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Seçtiklerim dışında kimseye sadakat borcum yok. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"3 boyutlu model ile gerçeğin birleşmesini ilk defa bu kadar etkili kullandıklarına şahit oldum. Başucumda.. Youtube'a erişemeyenler şuradan izleyebilirler.","label":8} {"text":"Daha iyi bir hapishane filmi çekilmedi. 9.5/10","label":9} {"text":"coen'lerin en kötü filmi bence. arkadaşa coen'leri ne kadar sevdiğini, tarzlarının ne kadar hoşuna gittiğini, özgün oldukları falan anlat, sonra sinemada çıkmadan hemen screener'ı bulunur izlenmeye başlanır bir hevesle ama istenilen tat bir türlü yakalanamaz maalesef, arkadaş küfreder.","label":4} {"text":"işlenen konular, karakterler, diyaloglar kısacası film üzerine çokça konuşma arzusu uyandıran filmler benim için iyi filmler oluyor. izleyiniz...","label":7} {"text":"Çok guxjeijendjjenejdjdjjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjjdjdjdjddjdjdjjdjddjdjjdjdjdijjhguxjeijendjjenejdjdjjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjjdjdjdjddjdjdjjdjddjdjjdjdjdijjhguxjeijendjjenejdjdjjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjjdjdjdjddjdjdjjdjddjdjjdjdjdijjhguxjeijendjjenejdjdjjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjjdjdjdjddjdjdjjdjddjdjjdjdjdijjhguxjeijendjjenejdjdjjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjjdjdjdjddjdjdjjdjddjdjjdjdjdijjhguxjeijendjjenejdjdjjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjjdjdjdjddjdjdjjdjddjdjjdjdjdijjhguxjeijendjjenejdjdjjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjjdjdjdjddjdjdjjdjddjdjjdjdjdijjhguxjeijendjjenejdjdjjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjdjjdjdjdjddjdjdjjdjddjdjjdjdjdijjh","label":9} {"text":"Russell crowedan güzel bir macera daha konunun tanıdık gelmesi sizi yanıltmasın bence gayet güzel bir film.Özellikle kaçış sahneleri çok heyecanlıydı son 30 dakikaya kadar ortalama olan temposu gittikçe artıyor.Bu hafta vizyona giren harika yapımlar olması sizi yanıltmasın bu da iyi bir seçim olabilir.8/10","label":7} {"text":"Eski versiyonunu izlememiş olsam da, yeniden çevrimi hiç fena değildi. Korku değil belki ama gerilim dozu hat safhada.","label":5} {"text":"teknolojinin ilişkilerimize ne denli bir balta vurduğunu anlatan film. iletişim teknolojisi dediğimiz telefon aslında iletişimimizi sıfıra indirgiyor. bunun yanında insanlara ulaşmak kolay olduğu için ilişkilerin bir heyecanı kalmıyor ve insanlar farklı heyecanlara yöneliyorlar. bunu da başkalarını nasıl etkileyeceklerini bilmeden yaparlarsa işler sarpa sarabiliyor işte. izlenesi.","label":7} {"text":"Şimdi şöle diyeyim ne iyi ne de kötü. Ha şurası da açık Bitirim Karıncadan daha iyi. Fantastik kurgusu zayıf görünse de baya iyidiyebiliriz. Bala ve Z iyi bir anime ikili .8 dedim","label":7} {"text":"İlk koşut kurgulu filmdir kendileri. Hollywood hala kopamamıştır bu kurgudan.","label":6} {"text":"Teröristler klişe bir şekilde yine suriye, lübnan, beyrut üçgeninden seçilmiş, yine baskın tema islami terör hal böyle olunca puanı düşük kalmış, yine de dozu ve ayrıntıları çok başarılı işlenmiş film.","label":6} {"text":"Evet enteresan olmuş o 5 yıl arada yapılanlar üst sınıfa geçme,dünya turu..Fakat güzel tesadüfler olabiliyor hayatta filmde bunu göstermiş bize.Keyifli bir çift olmuş Jones ve Bartha.. 10/8","label":7} {"text":"Peş peşe 3 filmi de izledim. Objektif bir yorum yapacağımı iddia etmesem de elimden geldiğince tarafsız davranmaya çalışacağım. Öncelikle bu seride insanların ilgisini çeken ve içten içe takdir ettikleri tek şey insandan Kırkayak yapabilme fikridir. Bunun dışında 3 film de hayatımıza yeni bir şey katmıyor. Zaten dediğim gibi bu olgu dışında ne senaryo ne işleniş ne de film takdir edilesi bulunabilir. Bir tek oyuncuları takdir ederim sabrettikleri için. Lakin sormak istediğim birkaç soru var; 1. Bir insan böyle iğrenç bir filmi adından bahsedilmesi için bile olsa neden yapar? 2. Bir insan böyle bir filmde neden oyunculuk yapar? 3. Bir insan bu filmi neden izler? Açıkçası pişmanım izlediğime. Zaman kaybından öte bilinçaltımı bu sapkın, saçma sapan görsel şiddet ürünleri ile kirlettigim için pişmanım. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Zira merak edip izleyeceğiniz bir film değil.","label":0} {"text":"Aksiyonseverler sıkılmadan izleyeceklerdir ama orta karar bir film.Filmi bu seviyeye getiren de Chuck Russell’ın becerisi.Yoksa pekala kötü bir film izleyebilirdik.","label":5} {"text":"Trajik bir dönemi mizahi bir dil ile anlatarak en geniş insan kitlesine ulaşmak zeka ve beceri gerektirir. Ajite etmeden, slogan atmadan, boğmadan dramatize etmeden. Bu anlamda bunları gerçekleştirebilmiştir ve türünün en başarılı örneklerindendir... 9/10","label":8} {"text":"Mükemmel bir film... çok etkili bir anlatım.. ajitasyona yer vermeyen ve izleyicinin yorumuna bırakılan final ise kendi adıma çok iyiydi ve umut vericiydi.. çocuk oyuncular harika.. bahman ghobadi aldığı ödülleri kesinlikle hak etmiş... mutlaka izlenmeli.. 10/10","label":9} {"text":"kaçımızın sevdiceği biz o hale düşsek bize sahip çıkar?","label":8} {"text":"Harikaydı, izlenmeye değer bir filmdi. Çok sürükleyici aksiyon dolu ve çok başarılı bir filmdi. Herkese tavsiye ederim.","label":9} {"text":"ya bir devam filmi bu kadar mı kötü olabilir ya o kadar büyük beklentiler içinde git ama hiç bir şey yok nedir bu ya neden çekilmiş neden yapılmış anlamadım hiç yapmasalarmış daha iyiydi ilk film ne kadar güzel etkileyici ve süper di hem para hem zaman kaybı valla verdiğim paraya harcadım ilk hayel kırıklığını bu hafta fetih te yaşadım ikincisi buydu umarum titanların öfkesi yada yenilmezler de aynı sorun olmaz dark rises güzel olacağına eminim ama nolan dan asla kötü bir film çıkmaz","label":0} {"text":"Valla baldır, bacak, gögüs, kalça görmek isteyen ergen gençlerimiz için kaçırılmaması gereken bir film.Sanatsal açıdan da hiçbir değeri olmayan bir yapım.Bırakın eğlenmeyi, güldüğümü hatırlamıyorum.Kepazelik diyebilirim.Özellikle Cüneyt Arkının filmin sonunda dans ettiği sahne çok feciydi :( Karate yaparak dans ediyordu.İlginç gerçekten...3/10","label":2} {"text":"Ustunden 80 yil gecmis ve ne kadar guzel bir tesbit yapilmis. Hala da gecerli. Bu tefeci sisteme kole olmamayi basarirsak bir sekilde mutlulugu elde ederiz. Erkenden pes edersek basaramazsak sosyal hayatimizin aile duzeninin nasil bozulacagini anlatmis. Dunya olarak basaramadik ve o karamsar dunyaya geldik. 80 yil onceden bunu gorebildigi icin hayran kaldim.","label":9} {"text":"senaryo çok kötü.insan doğası bu kadar göz ardı edilmemeli bence.bir kaos anında insanlar neyi yapmazsa hepsini yaptılar bu filmde.sıralamaya kalksam yüzlercesini yazarım buraya.4/10 o da sırf efektler için.","label":3} {"text":"helen hunt yaşlanmış botokslanmış... as goog as it gets 'dekinden başka bi insan olmuş. film daha önce benzerlerini izlediğimiz türden..","label":5} {"text":"izlediğim en eğlenceli , en kaliteli türk komedi filmlerinden biriydi ... izlerken çok keyif aldm :) ... 10/7 ...","label":6} {"text":"Böyle trajedik bir konuyu bile Amerikan propagandasına kurban etmeleri belgeselin kalitesini düşürmüş olsa da iyi bir WWII içeriği olduğu söylenebilir.","label":6} {"text":"çocuklara daha çok hitap eden bir animasyon ailece keyifli saatler geçirmek için ideal bir yapım 7/10","label":6} {"text":"romantik komedi tarzındaki filmleri severim ama bu çok basit ve sıradan bi filmdi.ben ralp için izledim.çok boş vaktiniz varsa belki izlenebilir.","label":5} {"text":"Filmin ilk 30 dakikasından sonra anlamaya başladım. Tilda swinton kızıyla anne kızı oynuyor bu filmde. Metaskoru neden bu kadar yüksek anlamadım da.","label":5} {"text":"Az önce izleme şerefine nail oldum. Pencereden yapılan çekimlere özelliklere bayıldım. Ben karadenizi hep neşeli insanlarla izlemiştim. Bu sefer çok üşüdüm. İçim burkuldu.","label":8} {"text":"ilk filmine göre daha keyif aldığım ve iyi bulduğum bir seri filmi 8/10","label":7} {"text":"ya deli ya kan görüyorum hocam vahşet göüyorum hocam gadının şakak kemiginden bıçak girio gadının hocam :P","label":6} {"text":"Bir flim ancak bu kadar iğrenç yapılır filimde necatinin osurmalari hariç komik denilecek Hiç birşey yok flim bildiğin greyderin reklamı için yapılmış inanın çocuklar filmi ciddi ciddi izledi gülmeleri nerdeyse yok gibi boşuna zaman kaybı","label":0} {"text":"Hayatım da izlediğim en kötü savaş filmi. Daha önce çekilmiş savaş filmlerinin bazı bölümlerini seçerek yeni bir film yapmaya çalışmışlar. Film de daha önce seyrettiğim 10 savaş filmin özetini izledim. Tam bir zaman kaybı. Hatta berbat","label":1} {"text":"inanılmaz keyifli bir film;çekimler,diyologlar çok basarılı izlerken herşeyi unutup filime odaklanmak için mükemmel bir filim ben çok basarılı buldum ...","label":8} {"text":"Devlet yurdunda kalmış, rutine uyamayan entel kızlar; filmdeki acıyı ve sıkıntıyı daha rahat hisseder fikrindeyim. Sinefillerin anlayacağı dilde söyleyelim: iyi film mirim, izleyin.","label":7} {"text":"güzel film kafamı dağıtmak için izliyorum, gerçekçi.","label":7} {"text":"Oldukça başarılı buldum. Beklediğimden çok daha iyiydi. Filmin olumsuz diyebileceğim tarafları oyunculukların biraz acemice olması ve senaryonun bazı bölümlerinin oldu-bitti şeklinde hızlı gelişmesi. Toplum psikolojisini çok iyi irdelemeyi başarmış, iyi bir sistem eleştirisi. Alper Özyurtlu ve Caner Özyurtlu kesinlikle takip edeceğim isimler olacak.","label":6} {"text":"film kadrosu olsun konusus olsun cok başarılı . filmi heycanla izledik merak ederek izledik her insaının izlemesini tavsiye ederim :)","label":9} {"text":"vasat bir filmdi son 10 dakkaya ulaşmak için uzatmışlarda uzatmışlar ... öok gereksiz sahne var aslında tipik uzakdoğu dersek daha iyi çünkü her türün içine dramı katıyorlar.. sonuçta son sahnedeki şiddet sahneleri dışında gereksiz bir film bu arada o sahnelerde metedildiği kadar iyi değil çok kısa sürüyor tamam biras ıyyy oluyorsunuz ama o kadar .....10/3","label":1} {"text":"İzleyiciye olayın gidişatında hiçbir şekilde müdahil olma hakkı vermeyen. Senaryonun sizi sürüklediği yere kadar gidebildiğiniz yolculuk süresince merak duygusunu canlı tutan içi boş bir film... Ters köşeye yatmayı sevenlere... 55/100","label":6} {"text":"sıcacık bir film. Maggie smith yine muhteşem. ve soundtrackleri çoook iyi","label":7} {"text":"İyi bir filmdi ama ben yine bir biyografik film olan bohemian rhapsody'den daha çok keyif almıştım. Çocukluk kısmı kısaltılıp sahne performansları arttırılsa ve biraz da müslüm babanın sanatçı dostlarıyla olan ilişkilerine yer verilse daha iyi bir film olabilirmiş.","label":7} {"text":"ben bir iran sineması hayranı olarak sadelikten çok hoşlanırım ve bu filmdede biraz iran havası sezdim ama iran filmlerinde olduğundan çok daha sıkıcı bi sadelik vardı yinede sonuna kadar sıkılarakta olsa izledim ve filmin sonunda öyle bir diyalog vardıki geçen herşeye anlam yükleyebilecek kadar büyüktü bence filmin tamamı sondaki diyaloğu dile getirmek için çekilmiş gerçekten bütününe bakıldığında çok ii bir film sonuna kadar izlemeyenler çok şey kaybeder","label":8} {"text":"Çerezlik olarak bile izlenmez, tam anlamıyla vakit kaybı.","label":3} {"text":"film önce komedi tadında başladı. tam filmdeki komedi yerini romantik bir aşk hikayesine bıraktı derken; bir müzikale döndü. müzikalle sınırlı kalmayarak topu ağlara dram olarak gönderdi. oyunculuklar hakkında fazla konuşmaya gerek yok; senaryo zaten farklı bir bakış açısı sunuyor. bence bu filmin en çok konuşulması gereken yanı müzikleri. işte sizi bu güzel filmin güzel bir parçasıyla başbaşa bırakıyor; hepinize esenlikler diliyorum. http://www.youtube.com/watch?v=Q11ium_-Lv8","label":8} {"text":"Filmdeki tek başarı basitliği ile bile gerebiliyor olması. konu gerçek ama oyuncularda bir okadar gerçek oynamış.","label":4} {"text":"Film, zekeriya schtısının kitablarından esınlenıp yazılmış , sumerlilerin annuaki lerinden de dıyebiliriz . Bu tarz konulu filmlerin yapılması taraftarıyım ,çünkü bu konular hobim. Gelelim filme baslangıctaki soruların hepsi havada kalıyor . [/bizi yaratanları(!) hangı maksatla yarattıkları ı niçin yoketmeye kalktıkları nefretle dolu oldukları fılmın bası[spoiler]spoiler]ndakı bızlerı yarattıgı iddia edilen varlıgın olum nedeni o acayıp alıen turu yaratıkların nereden cıktıgı ne ıse yaradıgı , vs hıc yanıt bulamadım. Ukalalık gibi olmasın ama ısın aslını az cok biliyorum . Bu fılme yansıtılmamıs inanc dunyasından gelecek tepkıler goz onune alınmıs sanırım. Her neyse. bence fılmın ısmı Alıen nın dogumu olsaydı daha uygun olurdu.","label":5} {"text":"süresinden korkmadan izlenmeli...","label":8} {"text":"İlk filme göre artılarından daha çok eksileri olsa da dönemine göre çok iyi bir aksiyon filmi olmuş, kurgusu da oldukça iyi.","label":7} {"text":"İzlenilebilecek en iğrenç olaylardan biri. Haneke kırk yıl düşünse bu kadar pisliği çekemezdi herhalde. Film bittiğinde bile Baba Friedman'ın suçunun kesinliğinin muallaklığını koruması izleyiciyi hanekevari bir rahatsızlığa sürüklüyor. Hafta sonları televizyonda yayınlanan çocuk filmlerindeki Amerikan ailelerinin iç yüzünü tüm çıplaklığıyla ortaya seren yönetmenin daha ilk filminde bu kadar hassas bir konuya değinmesi de yürek ister. Çok iyi bir film fakat insanı etkilediği de bir gerçek.","label":7} {"text":"Öncelikle Liv Tylerı bir korku filminde görmeyi beklemiyordum. Çok başarılı çekilmiş bir film. Hatta izlediğim en iyi gerilim filmlerinden diyebilirim. Hiçbir filmde bu kadar çok yerimden sıçradığımı ve ani sahnelerde korktuğumu hatırlamıyorum. Özellikle filmin tek gecede geçmesi ve her anı saniye dahi atlamadan en ince detayına kadar göstermesi çok iyi olmuş. Konu olarak klişe olsa da, ani çıkışlar ve sesler çok iyi yerleştirildiğinden müthiş bir korku filmi haline gelmiş. Özellikle maskelilerden erkek olanı bir hayli korkutucu. Hiç beklemediğim bir anda Livin perdeyi açmasıyla camdan çıkan o adam çığlık atmama sebep oldu. Bir de Liv gardıroba saklandığında adamın evin içinde gezinmesi, en gerildiğim sahnelerdendi. Kesinlikle gerilim severlerin izlemesi gereken bir film. Aldığı notu hiç mi hiç haketmiyor. Genel düşünüldüğünde 10 verilmez ama bir korku filmi olarak 10u hakediyor. Çünkü salondaki herkes gibi beni de korkutmayı başardı. Çoğu gerilim ve korku filminden çok daha başarılı..","label":9} {"text":"D: It is written!","label":7} {"text":"Orta karar Bond filmi olmuş. Yorumlardan anladığım kadarıyla nedense fazla beğenilmemiş. Tamam benimde öyle çok fazla beğendiğim bir yapım olmadı ama idarelik olduğunu düşünüyorum. Evet mantık hataları ve abartı sahneleri her Bond filminde olduğu gibi bunda da var ama boş bir vakitte ya seri tamamlamak için yada izle geç tarzında aksiyon filmi izlemek isteyenler için alternatif.","label":6} {"text":"Serinin ilk filminden bence daha güzeldi. Eğer devamı gelirse kat be kat güzelleşeceği yönünde fikirlerim var :)","label":8} {"text":"sonu üzdü","label":6} {"text":"Eğlenceli bir filmdi salon olarak epey güldük , hatta uzun zamandır bir filmde bu kadar gülmemiştim.","label":9} {"text":"gorup gorebileceginiz en dandik filmlerden","label":0} {"text":"yeni dalga fransız sinemasının güzel örneklerinden biri a bout de souffle. jean seberg oyunculuk açısından bu filmde kimi çevrelerce sevilmese de kanımca ingilizce konuştuğu sahneler dışında bi sorun yok. filmin sonu ise tekrar tekrar izlenmeli, tekrar tekrar okunan güzel bir mısra gibi..","label":8} {"text":"farklılık denince akla gelen yönetmenlerden olan haneke'nin zihni bizi bilinmeyen bir zamanda açıklanamayan felaketler silsilesine g.türüyor. ?özellikli? yönetmenler statüsünde yer alan yönetmenin diğer filmlerine nazaran bu filmin daha iyimser olduğu gözlerden kaçmıyor.Film aslında olumlu gelişebilecek gibi başlıyor fakat özpetek filmlerinde rastladığımız o ?acı bir olayın başlangıcıyla süregelen drama? kendini göstermeye başlıyor. Bir ailenin başına gelebilecek en kötü şey geliyor ve sahipsiz kalıyorlar. Sahipsiz kalmak belki bazı şartlarda zor olmasa gerek lakin haneke öyle bir ?çağ? seriyor ki önümüze drama iliklere kadar işliyor.Filmin ikinci kısmından itibaren anne ve çocuklar kendilerine bir çıkış kapısı aramaya başlıyor. Artık onlar için zor günler bitmek bilmeyecektir ve felaketlerin,acıların, korkuların yaşandığı bir bölgede asıl dramın annenin yaşadığı gözlerden kaçmayacaktır.Film biraz dikkatli izlenirse, karakterlerde hep bir umut vardır aslında ve bu sert denilebilecek sahnelerde gizlidir. Ancak kimilerine göre dünyanın son gününün anlatıldığı bu filmde yönetmen resmen bize ? buyurun yaşayınız sizde bu devri ? diyor.Film iyi bir film mi? buna cevap vermek çok zordur. Ama izlemek gerekli mi? evet mutlaka izleyin arkadaşlar. Gerçekten farklı bir film ve her film izleyiciyi içinde gectiği zamanı yaşatmaz.","label":8} {"text":"Oyuncular içinde Dennis Quaidolunca objektif olamıyorum sanırım. Bir başucu eseri değil ama sonunu kadar heyecanla seyrettim.","label":7} {"text":"Türk ailesinden esinlenerek çizdim diyen şahsiyet kurban ol sen türk ailesine. Senin komedi anlayışının.......... Tam bie trajedi. Çocuklarınızla asla gitmeyin ..[spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"Yönetmen Yorgos Lanthimos'la beraber yeniden şaha geçen yunan sinemasının en önemli parçalarından ve belki de yönetmenin gözbebeği, en iyi filmi. İşlediği konu bakımından da çok ilginç, konuyu işleyişi bakımından da ilginç ve eşsiz aynı zamanda. Kamera açıları ve kendine has atmosferi de çok rahatsız edici olabiliyor bazı zamanlar. Tam bir yeni Haneke filmi. Aynı zamanda filmin sağlam sosyal ve siyasi alt metinleri de var. Yani tüm bu bileşenleri bir arada bulunan başka bir film bulamazsınız gibi şu çağda. Zaten çıktığı yıl da çok övülmüştü, gerçekten övülmeye layık, rahatsız edici ve tokat gibi bir o kadar da etkili bir film.","label":8} {"text":"Harikaydı kesinlikle,keşke sinemada izleme imkanım olup maddi olarak da destek Türkün izlemesi gereken,mükemmel bir hikaye taş mektep...","label":7} {"text":"ben dönem filmlerini çok seven biri olarak bu filme gercekden bayıldım.yani kraliçe olmak ugruna insanın basına neler gelebilir hayretler içinde göruorsunuz!!natalie portman-scarlett johanson gercekden cok basarılı ..konusuda bı o kadar harika filmin-mutlaka seyredın dıorum..","label":7} {"text":"Sadece gerilmek için izlenebilecek oldukça kötü bir film.","label":3} {"text":"güzel bir komedi animasyon olmuş izlenilcek bir film","label":3} {"text":"türkiyede böyle filmler çekildiği sürece bu ülkede sinema sektörünün gelişmesini beklemeyelim arkadaşlar...biz bırak avatar gibi bir filmi harry potter dediğimiz çocuk filmini bile çekemiyorsak daha ne diyeyim...gerçekçi olalım arkadaşlar, şimdiki sinemacılar bizi aşk meşk filmleriyle oyalıyorlar...yeşilçam kabusundan çıkamadık hala...kutsal damacanayla filan olmaz bu işler...:((","label":1} {"text":"Senaryosunu, Scott Beck ve Bryan Woods'un karakterlerinden hareketle, ilk fimdeki gibi yönetmen koltuğunda oturmanın yanı sıra Abbott ailesinin babası Lee'yi de canlandıran John Krasinski'nin yazdığı A Quiet Place Part II&; maceraya, kısa bir nefeslenmenin ardından kaldığı yerden devam edilen bir kıyamet sonrası draması olarak geliyor karşımıza... Peki, bu kez değişen bir şeyler var mı?& diye soracak olursanız... Yanıtımız da, Elbette olur... Gelin isterseniz önce kısaca onlara bir göz atarak sıralayalım... Her şeyden önce ilk filmin senaristlerinden Scott Beck ile Bryan Woods, Haunt (2019), 50 States of Fright (2020) ve 65 (2022) gibi farklı ve özgün projeler ile ilgileneceklerini belirterek, John Krasinski'yi yalnız bırakmışlardır... Bu bir... İlk filmin kazandırdıkları göz önünde bulundurularak yapım bütçesi de, Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez denilerek 17 milyon dolardan 61 milyon dolara çıkartılmış... Doğal olarak böyle olunca da, görsel efekt teknolojisinden daha cömertçe faydalanılmış... Bunlar da iki ile üç... Olumlu anlamdaki çok daha büyük bir değişiklik de; eğer filmi ilk 35 dakikası ve geriye kalan kısmı biçimindeki iki bölüm halinde değerlendirecek olursak, Emily Blunt'ın mutlak hakimiyetinin en düşük seviyeye indirildiği ikinci bölümdeki hikayenin, Millicent Simmonds ve kadroya yeni dahil olan Cillian Murphy'nin etrafında şekillendirildiğini görürüz... Bu da üç... Ekleyeceğimiz dördüncü ve son husus ise, insan ırkı için galaksimizdeki en büyük tehditlerden birinin, bizzat insanın kendisinin olduğunun vurgulanmış olması... Ki bu durum, The Walking Dead (2010 - 2021) ve Fear the Walking Dead (2015 - 2021) gibi TV dizilerinde sıklıkla vurgulanmış ve halen de vurgulanmaya devam edilmektedir... Hadi başlayalım... BİRİNCİ GÜN Oğlu Marcus'un (Noah Jupe) beyzbol maçını izlerken yemek amacıyla atıştırmalık olarak portakal almak üzere Lee Abbott'ın uğradığı markette, işyerinin sahibi Roger Rog (Wayne Duvall) TV'de, meraklı bakışlar ile bir kaç dakika önce meydana gelen patlama olayına ilişkin haberi izlemektedir... Elindeki portakal poşeti ve su ile yürüme mesafesindeki beyzbol sahasına doğru yönelen Lee dahil bütün Abbott ailesi, eskiden kalma bir alışkanlıkla kendi aralarında halen işaret dilini kullanmaktadırlar... Atış sırasının Marcus'a geldiği maç esnasında gök yüzünde alışılmadık bir hareketlilik yaşanınca, herkes araçlarına yönelir... Birkaç saniye geçince de ilk filmdeki gibi yine kör olan ve o nedenle de sese yönlenen bir takım garip yaratıkların, insanlar ile hareket halindeki her şeye saldırdıkları görülür... Üstelik vücutları da, kurşun geçirmeyen bir tür zırh ile de kaplıdır bu yaratıkların... İşte bunlardan birinin saldırısı esnasında da Lee ve küçük Beau Abbott (Dean Woodward), police memuru Ronnie (Okieriete Onaodowan) ile beraber hayatlarını kaybederler... 474. GÜN Bulundukları mevcut mekanı terk eden Evelyn (Emily Blunt), Regan (Millicent Simmonds) ve ayağı bir kurt kapanına yakalandığı için ciddi şekilde yaralanan Marcus soluğu, kendilerini pek de dostça karşılamayan Emmett'ın (Cillian Murphy) yanında alırlar... Ancak biraz bencil davranan ve bu curcunada karısı (Lauren Ashley Cristiano) ile oğlunu (Zachary Golinger) kaybeden eski dostları Emmett kendilerini kesinlikle yanında istememektedir... Bu arada Regan, radyoda duyduğu içinde Bir yer var denizin ötesinde namesinin de geçtiği bir şarkının, okyanustaki bir adadan yayınlanan şifreli bir çağrı mesajı olduğunu düşünmekte ve ne pahasına olursa olsun oraya ulaşmayı planlamaktadır... Zira elindeki bir cihaz ve her türden kötülükçe doğrudan düşman ilan edilerek hedef haline getirilen, evrensel bir lisana da sahip olan müzik aracılığı ile bu berbat yaratıkları durdurabileceğine inanmaktadır... Ve ertesi sabah; gün ağarır ağarmaz da, Marcus'un tüm karşı koymalarına rağmen kimseciklere haber vermeden yola koyulur da Regan... Bunun üzerine Evelyn Emmett'tan kızının peşine düşerek, onu kendisine geri getirmesini ister... Bulunca da Emmett, tam deyimi ile iki arada bir derede kalır&... Ya Evelyn'in isteğine uyup Regan'ı gerisin geriye dönerek annesinin yanına götürecek ya da Regan ile birlikte yola devam ederek söz konusu adaya ve yaşanacak müthiş sürprizlere adım atacaklardır... Dakika 46... Gerisi artık sizlerde... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Bu ikiliden daha iyi bişiyler beklemiştim ama beni şaşırttı,sonlara doğru artık baymaya başladı ve bitmesini istedim başrol oyuncularının hatrına izlenirse izlenir başka da bişiy yok 6/10","label":5} {"text":"Filmin tüm serisini izledim ve hepsi de beni sardı,tatmin etmeyi başardı.Kurgusu gayet iyi.Seyirciyi etkisi altına alıyor,her saniyesi merak uyandırıyor.Bence izlemeye değer,izlemeyenler izlesin.Beni en çok etkileyen de Küpün sonsuzluğa gitmesi,zekice.","label":9} {"text":"çok güzel bir filmdi ayrıca çocukça da deildi bence hiç sıkılmadan izlenilecek eğlenceli bir filmdi tavsiye ederim...","label":7} {"text":"çok eğlenceli yaw.bayanlara futbolu sevdirecek bir film.Ayrıca beckham ın dünya üzerinde ne kadar popüler olduğunu da gösteriyor.","label":6} {"text":"aşk, bu filmde olduğu gibi zaman zaman can yakan ve aptal gibi görünmeyi göze almanız gereken bir oyundur. karşımızdakinin sürekli bu oyunu ne kadar daha sürdürebileceğimizi, sınayacağını bilmek ve oyuna devam etmek ise cesaret ister...","label":6} {"text":"ne yalan söylüyüm tam 5 kere izlediğim üstüne bir 5 kere daha izleyeceğim kadar güzel bir film mutlaka izleyin...Emir Kusturica herzamanki gibi döktürmüş...","label":9} {"text":"Basit bir konu, çok güzel ve incelikli işlenmiş. Hem eğlenceli hem duygusal. Güzel film.","label":6} {"text":"ya aslında güzel bir filmdi ama nasıl desem sanki eksik birşeyler vardı tam oturmamış gibiydi...yani o dönemdeki olaylar çok güzel yansıtılmış ancak sonuçta bu bir film, biraz daha gelişme bölümüne bir şey katabilirlerdi...biraz da duygu sömürüsü gibi geldi bana,bilmiyorum filme iyi de diyemiyorum kötü de;ancak bana göre iyi olan objelerden biri de kimsenin beğenmediği ve aksanını eleştri yağmuru altında tuttuğu sibel kekilliydi...bence altın portakal festivealindeki ödülü tam anlamıyla hakediyordu...5/10","label":4} {"text":"Kitabını okumadım fakat film beni fazlasıyla tatmin etti. Çocuk filmi havası bile sanki 80s ruhunu yansıtmak için özellikle yaratılmış. Yapılan göndermeler de başarılıydı. En kısa zamanda kitabını da okuyacağım. Keşke sinemada izleseymişim demekten kendimi alamıyorum.","label":8} {"text":"bune böle ya bir dizi böle berbat edilir","label":0} {"text":"Duncan Jones ikinci filminde de o özgün tarafını göstermiş. Bence süresi sürükleyiciliğinde fazlasıyla etkin, güzel bitiyor. Hoş bir seyirlikten biraz daha fazla bir gizem, bilim-kurgu. Gyllenhaal hoş. 8/10","label":7} {"text":"eğlenceliydi izlenmeye değer :)","label":7} {"text":"Komedi üstadlarından Adam Sandlerin gün gelip de beni duygulandırabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi açıkcası. Mahkemede ki sahne çok duygusal ve çok hoştu.","label":7} {"text":"9 eylüle çok var daha olmuş 1 eylül","label":7} {"text":"Cumhuriyetle birlikte kurulan uçak fabrikalarını kapatan, ilk dış borcu alan, tamamen yerli üretimle yapılan arabaları yanlızlığa terkettiren zamanın ileri görüşlü insanları olmayıp bu işe destek çıkan bir devlet büyüğü olmuş olsa bugün tonlarca para akıttığımız arabalardan farkımı olur muydu acaba ? Devrim arabaları hikayesinden hep etkilenmişimdir. Filmde o dönemi çok güzel anlatmışlar. Başarılı bir film.","label":7} {"text":"vasat, dandik, sıkıcı ve boş bir film.. bu filme güzel diyenlerin film zevkinden şüphe ederim.. hiç beğenmedim.. ilk filmi neydi ki, ikinci filmi ne olsun.. ilk filmini de çok beğenmemiştim ama yinede ilk film daha iyiydi.. ayrıca filmin türü komedi ve ergen filmi olarak değiştirilmeli..","label":0} {"text":"öncelikle film uzun olmasına rağmen sıkmıyor, filim birkac mantık hatası dışında izlemeye değer nitelikte, kurgusal anlamdaki bazı sıkıntıları da gidermiş olsaydılar belki bir başyapıt olabilecek özellikte bir filmdi, izleyiciyi şaşırtmak amacı güden yapısıyla film biraz saçmalamış diyebilirz. ama sonuc olarak beyin arşivinize ekleyecegınız bir film izlemenızı tavsıye ederim","label":6} {"text":"Başroldeki Mae Whitman'ı bize çirkin diye yutturmaya çalıştıkları film. El insaf. Whitman'ın oyunculuğunu ilk burada izledim ve cok begendim. Son derece bilindik bir senaryo ve sona sahip ama ben böyle filmlere bayılıyorum. Klişe gençlik filmlerinden denebilir. İngilizcesini geliştirmek isteyenler youtube'dan ingilizce altyazılı halini bulabilir. Ben konuştukları ingilizce hızını ve telaffuzu begendim. Anlaşılır.","label":5} {"text":"festival kapsamında ara olmadan izledik, klişeler üzerinden giden gereğinden uzun süresiyle kaba etleri uyuşturan film. Kabir azabı gibiydi.","label":3} {"text":"- İlginç bir filmdi. Bir banyonun içinde geçen - zaman zaman yan dairenin banyosuna da geçilebiliyordu- bir kaç saati anlatan bir sahneler. Herkesin hoşlanabileceği tarzdan bir film değildi. Ancak esnek fikirlere sahip kişilerin rahatlıkla izleyip, gördüğünü yorumlayabileceği, ağır bir anlatımı vardı. Hoşlandığımı söyleyemem, ama bizim sinemamız için gayet iyiydi. Sıradan değildi, sürpriz sonluydu. Toplumun sıkça yaşadığı, ama dillndiremediği gizli günahları gayet güzel anlatıyordu.","label":6} {"text":"sütten bir muamma.. havada bir Emin Alper filmi daha..","label":6} {"text":"Ethan Hunt karakteri ile özdeşleşen Tom Cruise'e saygı duymamak elde değil. Tehlikeli sahnelerde bile dublör kullanmayan bu ihtiyar delikanlı bu yaşına rağmen yakışıklılığını ve zindeliğini koruyor. Film yine atraksiyon sahneleri ile seyirciyi koltuğuna zımbalıyor. Oyunculuklar ve senaryo uyumlu.","label":7} {"text":"filmi izleyemiyorum sadece fragman var fragmanı için mi kayıt oldum sitenize. ayıp yahu. 0 puan :SSSSSSS","label":0} {"text":"çok eğlenceli bir film.. mutlak izlenmeli","label":8} {"text":"Hep aynı dinazor kovala, insan kaç filmde aksiyon sahnesi 2 hadi maximum 3 yetersiz geldi aşırı kötü veya aşırı iyi değil isteyen gidebilir ama son 20 dkda sıkıyor.","label":4} {"text":"sonuyla ters köşe yapan güzel filmlerden","label":7} {"text":"uyduruk bi film ya yani işiniz gücünüz yoksa ölesine izleyin ...","label":4} {"text":"Bu ne garip bir film, bu ne garip bir senaryo bu ne garip ir oyuncluk kara film dedikleri bu olsa gerek:) bence pisikoloji bakımından çok zor bi film aslında sonunda güzel bi süprizle zenginleştirilebilirdi 10/8 lik bir film izlenmesi çok şey ifade etmez ama izlenmemesi çok şey ifade eder","label":7} {"text":"gerçekten cok başarılı bir aşk hikayesi-müzikler oyunculuklar herseyiyle harıka-javier bardem yine cok basarılı oynuor.o doneme ait manzaralar goruntuler sahneler cok cok ii.gercek aşk nasıl olur merak ediorsanız bu filmi mutlaka gorun.ve tutkulu bu aşk hikayesini kacırmayın.romanı kadar basarılı bir basyapıt.10/8","label":7} {"text":"Şu genç yaşta öleceğim aklıma gelirdi de, beyazperde de şahin k filmi göreceğim aklıma gelmezdi :)Süper bir haber. Türk gençliğinin gelişiminde önemli belgesel eserler sunan şahin k, nihayet izleyicisiyle kucaklaşıyor. Merakla bekliyorum filmi. :)","label":7} {"text":"... bu sizin tanrınız acıyı çok seviyor anekta şiddeti de, aşkı da, yırta yırta sökmeyi de kollarını insanların bu sizin tanrınız ağırlığı çok seviyor anekta taşları doldura doldura ince omuzlarımıza... dizelerini aklıma getirendir.","label":0} {"text":"Keyifli vakit geçirmenizi sağlayacak oldukça samimi bir film. Çok hoşnut oldum. Müzikler de ayrıca şahane. İnsanın ruhuna işliyor. Seyrettiğinize kesinlikle değecek. Tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Güzel bir film devamını da izleyin derim.","label":6} {"text":"izledikten sonra insanın boğazını düğümlüyor bu film muhtemelen bir daha izleyemeyeceğim.","label":7} {"text":"Depp ve Jolie ikilisi değil de daha az şöhret sahibi birilerini bulsalarmış, çok daha eğlenceli bir romantik aksiyon izleyebilirdim. Ben bu haliyle de eğlendim filmde. Elbette filmin belirli bir klişe dinamiği var ancak bu türden, Amerikan tipi romantizm algısından ne umuyorsanız, zaten film onun üzerine kurulmuş. Sürpriz bir finalle nihayete eren film, izleyicisine kısa bir romans yaşattıktan sonra, ardında biraz hava gazı bırakarak kayboluyor. Bir bardak kola gibi. Sıcakta gider.","label":0} {"text":"Saldırılar, kin, nefret ve tüm bunlara karşı kendini beğenmiş bir ajan. Bu ajanın hayattaki en büyük şansı olabilecek ezik bir tip. Tabi ezik diye görülen bu genç her şeyi değiştirebilecek bir zeka ve bakış açısına sahiptir. Farklı olanların birlikte çalışabildiği çok iyi bir film Bence. Kesinlikle izlemelisiniz.","label":9} {"text":"Vakit kaybı...","label":6} {"text":"yaşlı ve bunamış adamın dramı.. Konu çok basit. Ama oyunculuklar o kadar iyi ki. Soluksuz bir nefeste filmin sonu geliyor. Kurgu başarılı..","label":9} {"text":"Gerçek bir karakterden esinlenilen Cyrano De Bergerac, özellikle Gerard Depardieu'nun performansıyla öne çıkan, uzun tiradlarıyla izlemesi epey keyifli \"her şey olup da hiçbir şey olamayan bir adamın hikayesi.\" Kimi zaman neredeyse gerçek üstü bir biçimde karşımıza çıkan, burnu nedeniyle kompleksli Cyrano'nun şovalye olarak mı, piyes yazarı olarak mı, şair olarak mı yoksa bir aşık olarak mı daha iyi olduğuna karar vermek güç ama yine de soyluları umursamayan, kimsenin boyunduruğu altına girmeyen bu cesur adamı izlemeli. Jean Paul Rappeneau'nun Rostand'ın oyununu başarılı bir biçimde sinemaya aktardığını söylemek mümkün.","label":6} {"text":"Forrest Tucker’ın gerçek yaşam öyküsünün anlatıldığı “The Old Man the Gun”, senaryosunu, David Grann’in The New Yorker’ın 27 Ocak 2003 tarihli sayısında yayınlanan aynı isimli makalesinden uyarlayarak yazan David Lowery’nin yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama… Dünya prömiyeri, 31 Ağustos 2018’de Telluride Film Festivalinde yapılan ve 28 Eylül 2018 tarihinde vizyona giren filmin, 6.7/10 (42.054 oy) ve 3.4/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.6/10 (269 yorum) ve 80/100 (49 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, yeterince iyi olduğunu düşündüğümüz bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de gelin isterseniz bu yargımızın doğru olup olmadığını anlayabilmek için, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle filmimizi bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışalım… 80’li yılların başlarındaki bir seri banka soygunu hikâyesinin anlatıldığı filmde, hikâyenin başkahramanı Forrest Tucker’ı canlandıran Robert Redford (aşağıda değineceğimiz yaşına ilişkin eleştirimiz saklı kalmak kaydıyla), gerçekten de harika bir performans sergilemiş… Öyle ki, bu rolde neredeyse, başkalarının yürüyerek çıkarken dahi nefes nefese kaldığı bir yokuşu hiç zorlanmadan koşarak çıkan ve bu arada WhatsApp grubuna mesaj da yazabilen profesyonel bir atletin rahatlığıyla oynamış… Bunu yaparken de, Sissy Spacek, Casey Affleck, Danny Glover ve Tom Waits gibi Amerikan sinemasının oldukça önemli isimleri başarıyla eşlik etmişler kendisine… Filmdeki olayların akışı ile Forrest Tucker’ın kibar ve yumuşak tarzı kimilerine biraz ağır ve sıkıcı gelmiş olabilir… Ama kesinlikle unutulmaması gereken çok önemli bir şey, daha doğrusu ayrıntı var bu hikâyede… Soygunların anlatıldığı 1981 yılında Forrest Tucker (23 Haziran 1920 – 29 Mayıs 2004) tam 61 yaşında… Yani karşımızda yirmili, otuzlu yaşlarında bıçkın bir delikanlı olmadığı gibi kendisi aslında eli kanlı psikopat bir haydut da değil zaten… Aslına bakarsanız, her ne kadar filmde sayı olarak 16 verilse de, The New Yorker’da yayınlanan orijinal makalede, “18 başarılı ve 12 başarısız” kaçış denemesinden söz eden Forrest Tucker’ın, otomobil ile polisten kaçtığı kovalamaca sahnelerinin de kötü olduğu söylenemez… Nihayetinde filmde anlatılanlar, profesyonel senaristlerin kaleminden çıkmış bol aksiyonlu kurgusal bir Hollywood hikâyesinden beyazperdeye yansıyanlar da değil… O nedenle, yaşanmış olayların sahnelendiği bu filme ilişkin izleyici beklentilerinin de hayatın olağan akışı ile uyum içinde olması gerekmekte… Bize göre filme ilişkin en önemli eleştiri, 61 yaşındaki Forrest Tucker’ı canlandırmak için 81 yaşındaki Robert Redford’ın tercih edilmesine yönelik olabilirdi… Bunun dışında (en azından bizim gözüme çarpan) çokta ciddi bir olumsuzluk da mevcut değil filmde… Sonuç olarak, 93 dakika boyunca sıkılmadan ve hatta kimi zaman gülümsenerek de izlenilen bu sevimli film için puanımız 3 önerimiz ise, “sizde bir şans verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"“Der goldene Handschuh / The Golden Glove”, senaryosunu da, Heinz Strunk’ın, 1970 – 1975 yılları arasında dört kadını öldüren ve öldürdüğü bu kadınların cesetlerinin parçalarını evinde saklayan seri katil Fritz Honka’nın hikâyesini anlattığı aynı isimli romanından uyarlayarak yazan Fatih Akın’ın oturduğu bir drama… Prömiyeri, 9 Şubat 2019’da Altın Ayı Ödülü& için yarıştığı Berlin Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 21 Şubat 2019 tarihinde “18 yaş sınırlaması” ile Almanya’da vizyona giren filmin, 6.7/10 (8.762 oy) ve 3.7/5 (57 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.5/10 (34 yorum) ve 38/100 (15 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan izleyici ve eleştirmen sayısı çok yüksek olmasa da, özellikle de yorumları ile Metacritic’deki Metascore’un oluşmasına katkı veren sinema eleştirmenlerinin, aynen “The House That Jack Built” (2018) filminde ezberlerini bozan Lars von Trier’e yaptıkları kadar sert yüklenerek, taş yağmuruna tuttukları bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama bu saldırıya rağmen biz yine de sırf başroldeki Fritz Honka karakterini canlandıran Jonas Dassler’in sıra dışı performansı için dahi 115 dakikalık sürenin tamamında göz kırpmadan izlenebilecek olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye çalışacağız… Bunun içinde, Jonas Dassler’i müthiş bir değişim sonrasında Fritz Honka’ya dönüştüren Lisa Edelmann, Maike Heinlein ve Daniel Schröder’den oluşan (ve ne yazık ki, tamamen haksız bir biçimde sadece “German Film Ödülü” ile yetinmek zorunda kalan) makyaj ekibinin çıkarttıkları bu harika iş ile ciddi bir beğeni kazandıkları filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Ki, zaten Rory O’Connor’da, Cinevue’da filmin Berlinale’deki gösteriminin ardından sıcağı sıcağına yazdığı 12 Şubat 2019 tarihli yorumunda, 35 yaşındaki Honka’yı oynamak üzere 22 yaşındaki Dassler’e uygulanan bu makyajı, “sinir bozucu derecede inandırıcı” olarak tanımlamış… Hal böyle olunca da işe; eğer başroldeki Honka’yı Johnny Depp, Honka’nın birlikte olduğu kadınlardan birini de Helena Bonham Carter canlandırmış olsaydı, filmin künyesinden haberdar olmayan çoğu kişinin, kendilerine sorulduğunda tereddüt etmeksizin karşılarındakinin, bir Tim Burton filmi olduğunu iddia edebileceği nitelikte bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Zira Hamburg’un karanlık arka mahallelerinde, Honka gibi “uç” bir karakterin işlediği korkunç cinayetleri kendine konu edinen böyle bir filmi, Fatih Akın dışında çekse çekse yine aynı deli cesaret ve vizyonuna sahip olan Tim Burton çekebilirdi diye düşünüyoruz… Tabii, buradaki “uç karakter” vurgusunu da gerek Honka’nın Quasimodo vari görünümünü ve gerekse de cinsel sorunları bulunan kadın düşmanı yapısını iyice bir pekiştirmek için kullandık… Yurtdışındaki pek çok eleştirmenin oldukça kanlı buldukları filmde Fatih Akın, tam tersine Honka’nın cinayet sahneleri ile kurbanlarının cesetlerini parçalama işini apaçık göstermek yerine, iddiaların tam tersine bunları eklediği müzik ve efektler ile izleyicinin hayal gücüne bırakmış… O nedenle de rahatlıkla, ortada Alman basınındaki kuru şamata dışında, filmin “18 yaş sınırlaması” ile gösterilmesini gerektirecek herhangi bir durum yok diyebiliyoruz… Bitirmeden, filme adını veren ucuz içkilerin satıldığı ve literatürde “red-light district” olarak (yani yasal olan seks ağırlıklı mağazaların ve işlerin yaygın olduğu) bilinen Hamburg’daki bir bölgede yer alan “Der goldene Handschuh / The Golden Glove” bardaki, hayatın sillesini yemiş karakter tiplemelerinin de inanılmaz olduğunu belirtmiş olalım… Ancak artık neredeyse Fatih Akın filmlerinin vazgeçilmez isimlerinden biri haline gelmiş olan Adam Bousdoukos’u bu kez de Honka’nın, kendi evindeki kokular nedeniyle sürekli olarak suçladığı Yunanlı komşusu Lefteris rolünde görmek, bize her seferinde severek izlediğimiz “Soul Kitchen” (2009) filmini anımsattığı için “vapurda ciğerlere dolan mis gibi Boğaz havası” kadar iyi geldi… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Oyuncuları beğendim, replikleri beğendim. Senaryonun kötülüğünü öyle güzel bastırmışlar ki. Filmin konusu ne deseler bir cümle bile edemem açıklamak için. Anlaşılmıyor. Olay örgüsü kötü. Ama oyuncularıyla ve eğlenceli replikleriyle güzel vakit geçirtiyor.","label":7} {"text":"NFL, Draft falan hiç anlamam ama izlemek için çok detaylı bilmeye de gerek olmadığını anladım. Çok akıcı ve tempolu bir anlatımı var, beğendim. Stres yönetimini çok başarılı ele alıyor. Bana da böyle bir stres yönetimi lazım. Amerikan Futbolu filmi olması dolayısıyla da Blue Mountain State'e özlem duyurdu. 7,5/10","label":7} {"text":"Bir Reha Erdem klasiği daha... Ustalık böyle birşey olsa gerek... Hem yönetmen hem senarist hem de ses miksaj gibi maharetlere sahip uluslararası arenada bizleri daha nice filmleri ile temsil etme yeteneğine sahip nadir kişilik.... Elit İşcanda Hayat rolü ile filme hayat vermiş. Kücük Kadınlar dizisinde rolü icabı çok pasif kalsada bu filmde yaşından beklenmeyecek olgunlukta oynamış. Dede rolünde ki Levent Yılmazda astımlı hasta rolünü mükemmel oynamış. Senaryo çok ilginç. Hayatın tüm olumsuzluklarını kasvetli ortamlarla ve puslu gökyüzü ile birde ilginç mırıltılar ve vapur sirenleri ile senkronize ederek bizi sıkıntıya sokmasına rağmen film Hayatın ekseninde bizleri empati kurmaya zorluyor. Film mutlaka izlenmeli.","label":7} {"text":"Bir buçuk saatlik müthiş bir tabloyu seyretmek gibi... Tek plan olmasına rağmen akıcı değil. İlgi ve sabır gerektiriyor.","label":5} {"text":"Beğendiğim bir film. Daha iyi olabilirdi ancak Venom'u iyi olarak göstermek için senaryoyu çok zorlamışlar. Açıkçası daha karanlık ve kötü karakterli bir film bekliyordum. Yine de izlerken çok keyif aldım.","label":6} {"text":"ilk film çok güzeldi.ikincisinide sabırsızlıkla bekliyorum...","label":9} {"text":"sinemada izlediğim en kötü ikle berbat bir film hani konu senaryo çok klasik onu da geçtim de...","label":0} {"text":"Henry rolü aldığında duyduğum sevinç, filmi izlememle hayal kırıklığına dönüştü. Neden bu kadar umut bağlamışım bu filme bilmiyorum ama olmamış. Dövüş sahnelerine karşı bir önyargım yok, zaten süper kahraman filmlerini seven biri olarak olması anlamsız ama bu filmde kavga gürültü dışında bir nane yok resmen. New York'un içine ettiler, sağlam bir tane bina kalmayıncaya kadar 3 saat boyunca dövüştüler ve sahneler de fazla göz yorucuydu. Superman'i mantık çerçevesinde seyirciye kabullendirme çabasında olduklarını görüyorum. Fakat Superman, Batman değil. Adam bildiğin uzaylı. Ve sen de bir çizgi romanı uyarlıyorsun, bırak da bazı şeyler olduğu gibi mantıksız kalsın. Vasat bir senaryo, sonu gelmez dövüş sahneleri ve minimum replikle film olmaz.","label":6} {"text":"her şey iyi güzel aksiyon cast mekan zaten harika ancak --spoiler-- bu gibi bir filmin tauriel dwarf etkileşimine ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. --spoiler-- o sahneler olmadan çok çok daha güzel olabilirdi. bu arada, kapanış şarkısı çok hoştu. Her zamanki gibi sonunda hevesimiz kursağımızda kaldı :)","label":7} {"text":"Film; İnsan kaçakçılığı yapan bir çete lideri, Kuzey Koreli bir mafya lideri ve karısı tarafından terk edilmiş çaresiz bir adamı önce buluşturup sonra dağıtan bir cinayet ile başlıyor. Sonrası bitmek bilmeyen kanlı bir hesaplaşma... Yönetmenin ilk filmi olan Chugyeogja kadar vurucu bitmese de cinayet sahnelerinin hakkı yine verilmiş. Şiddet sever yönetmenimiz Hong-jin Na yine ateşli silahlar yerine balta ve bıçağı tercih etmiş. Ha bir de \"Kore polisinden bir cacık olmaz\" iddiasında da ısrarcı. 4 bölüme yayılmış2.5 saati aşan uzun süresi olay örgüsünü takip ettirmeyi biraz zorlaştırıyor. Filmin tek olumsuz yanı bu. Onun dışında yine Kore yine taş gibi bir film!","label":7} {"text":"Hikaye su altından yeryüzüne çıktığında ise insanoğlunun ne kadar tehlikeli bir yaratık olduğunu daha iyi anlıyoruz. Su altındaki yaşamın detayları o kadar çekici geliyor ki, filmin ayakları yere bastığında bir parça rahatsızlık hissediyoruz. Kendine hediye edilen balıkları özel bir marifetle heder eden haşarı kız çocuğu hem gülünç geliyor insana hem de ürkütüyor. Ebeveynlerin çocuklarına güven duyması ve kendi yeteneklerini keşfetmek için onları biraz rahat bırakmanın gerektiğini anlatıyor film. Ayrıca dostluk ve dayanışma gibi kavramları son derece keyifli bir anlatımla izleyenlere aktarıyor. Akvaryum balıklarının, aralarına okyanusun derinliklerinden katılan küçük dostlarına söylediği söz ise bir hayli anlamlı:\"Bütün kanalizasyonların sonu denize çıkar\". Başımıza gelen felaketlerin ardından bir şekilde paçayı kurtarabilme şansımız var yani. Tek şart doğru yolu takip etmek.","label":7} {"text":"2017 nin , en iyi bilim kurgusu yada senaryo ödülünü alıcak bir film. Yorumlara bakıp sakın gitmemezlik yapmayın , müziklerin sahnelerle uyumu , Ele alınan konusu ve gerilimi mükemmel bir film. Şuana kadar ilk defa bir filme yorum yazıyorum. O kadar çok etkilendim.","label":9} {"text":"Yapılan uyarılara rağmen kendi burnunuzun dikine giderseniz sonuçları böyle olur dedim bu filmi izlerken. Yaptıkları hiç akıl karı olmayan şeylerdi gerçekten. İzlerken sinir oluyorsunuz. Filmde gecenin bir körü beklenen fırtına ve arada arızalanan bir teleferik olabilecekleri kestirmek hiçte zor değil. Filmin sonuna doğru Joe'nin yaptığını gördüğünüzde madem böyle bir şansın vardı zamanında deneseydin diyesi geliyor insanın bazı olaylar mantık dışıydı bana göre o kadar ayazda nasıl dayandılar ilginç kim olsa hareketsiz oldu yerde donar kaldırdı herhalde yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum ama böyle hissediyorum. Birde hava açık olduğunda durup sohbet edip hava tekrar bozmaya başladığında birşeyler denemenin ne alemi var anlamış değilim. Neyse kısacası çok ahım şahım bir film izlemedim. İzlensede olur izlenmesede. Filme puanım 10/4","label":0} {"text":"He encontrado el sitio para ver películas con alta calidad. Supuse algunos de ustedes querrían ver también! ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ Aquí es el lugar donde lo vi ⏩⏩ filmcomplet1.com ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ La última actualización de la película, la calidad es muy buena","label":9} {"text":"Bu arada 6.9 nedir abi hadi izledin anlamadıysan puan verme bari. Beyni yok fikri var.","label":8} {"text":"vinz1978 rumuzlu üyenin yazdıklarına katılıyorum. Fakat, vakit geçirecek bir şeyler seyretmek isterseniz de, elinize geçtiyse seyredin, sıkılmazsınız...","label":9} {"text":"İzlemek isteyenler için, buyrunuz. Süre:13 dk. Altyazı:Yok.","label":6} {"text":"hoş film izlenilebilir tipik filmde olsa güzel..=)","label":4} {"text":"Joker süper olmuş adam 10 numara oynamış :))","label":8} {"text":"2 erkek ve 1 kadının cinsel hayatını ve aşkını anlatan, akıcı konusu ile orta halli bir filmdi... İddialı bir konu ve erotik sahneleriyle beklenen ilgiyi görmemiş, son dönem izlediğim ispanyol filmlerinin yüz karası çıktı. İzleyecekler beklediklerini bulamayabilirler...","label":4} {"text":"fazla kaygıyla çekildiğini her sahnede fark ettiğiniz için odaklanmakta zorlanıyorsunuz..","label":2} {"text":"Geçmişte Türkiye'de de yaşanmış piramit/titan sahtekarlıklarının anlatıldığı, hareketli güzel bir film.. Yozlaşmayı göstermesi açısından da önemli bir film.. Mesela baş sahtekarımızın satın aldığı hakimleri/polisleri köpekleri olarak anlatması dikkate değer.. Yahut polislerin özgürce görevlerini yapma isteği gibi konular, Türkiye'nin yakın geçmişi adına düşündürücü konular.. Başroldeki sahtekarımızByung-hun Lee yine döktürmüş.. Çok iyi oynamış.. Tavsiye 10/7","label":6} {"text":"Edward Norton'un ikinci filmi. Bence en iyi oyunculuklarından birisi bu filmde. Konu olarak aslında bana Lost Highway'i çağrıştırdıysa da, sonuna kadar izlemeden asla bir yargıya varmamak gerek. Son zamanlarda izlediğim en iyi cinayet filmiydi. İlk 250'de olması gereken bir film. Ben 8 puan verdim.","label":7} {"text":"bu kadar beğenen tek ben miyim bilemiyorum ama farklı bi yapımdı her ne kadar bana ada, vanilla sky ve in time ı hatrlatmış olsa da.. bir çok künyeyi bünyesinde barındıran bi filmdi, bilim kurgu hakimsede yerine göre aksiyon izledik, duygusal anlar yaşadık. kısaca hafife almayın derim :) mutlaka izlenesi..","label":7} {"text":"tam orta karar bir film gülse birsel'in avrupa yakası dizisinden aşina olduğumuz komedi anlayışıyla çekilmiş. yer yer bazı esprileri gayet güzel engin günaydın'ın oyunculuğuna diyecek yok klasını konuşturmuş vakit geçirmek için güzel bir film","label":6} {"text":"En iyi mafya filmlerinden birisi.. Filmin oyuncu kadrosu çok iyi.. De niro çok iyi..10/8,6","label":6} {"text":"jackie chan yine muhteşem oyunculuğunu konuşturmuş. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Güzeldi. Tam hak ettiği puan 6,5-7 arası. Efektler de güzzeldi. İzleyin bir şey kaybetmeyeceğinize garanti veririm. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Her şeye rağmen neden yaşamak bu kadar değerli? Hem kimseyi 'takmıyorum' deyip hem de fiziksel ve psikolojik makyaj yapmamızın anlamı ne? İşe yarar dediğimiz fayda sağlayan mı? Yoksa iz bırakan mı? İkiyüzlülükte ve yalancılıkta ne kadar ileri gidebiliriz? İnsanlar ölümsüzlük için çırpınırken ya biri çıkar ve;&Artık yaşamak istemiyorum.Beni öldürün!& derse ne olur? Biri avukat/şair öbürü ünlü bir oyuncu olmak isteyen yeni mezun bir hemşire...Muazzam bir hikaye... -bir,iki senaryo açığı dışında- her şeyiyle olmuş bir film.Gönül rahatlığıyla gidip izleyebilirsiniz.İyi seyirler!","label":7} {"text":"herkes farah zeynep in oyunculuğuna laf etmiş de. zaten rahmetli saf salak, çocuksu bir kadınmış. verdiği kararlardan belli oluyor zaten.","label":7} {"text":"Film bir cinayet filmi çekimi ile başlıyor. Sahne-set çekimler derken oyuncuların ve ekibin evlerine dağıldığını görüyoruz. Derken Billy'nin canı sıkılıyor ve seti ziyarete görüyor. Burada gerçekçi film çekimi altında işlenen bir cinayete tanıklık ediyor. Bu noktadan sonra hayatı bir daha normale dönmemek üzere değişiyor. Filmin 25'inci dakikasından sonra Billy'i kovalama süreciyle geçiyor. Sessiz tanıktan kasıt bölgede sakince yaşayan kimse anlamında değil, dilsiz anlamındadır. Kurgu ve hikaye namına pek birşey beklemeden izleyin. Belki kovalamacanın içine katılan gerilim biraz değer katabilir ama onun dışında vasat ile orta arasında bir filmdi.","label":4} {"text":"Çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü leş çok kötü daha kötüsü olamaz çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü çok kötü","label":0} {"text":"hiç komik olmayan ama türk işi hoş duygulu film. afişteki iskeletli teeshirte bayıldım:)","label":5} {"text":"ben izlerken çok eğlenerek izledim...baştan sona izletior kendini...oyuncular halktan seçmek ayrı bir gerçekçilik katmış olaylara...şivelerde 10 numaraydı...e zaten zamanında oscar bahside geçmişti...izlenebilir...10/7","label":6} {"text":"parlak bir son dışında çok bişey vaat etmiyor. büyük beklentiye girmeden izlenmeli.","label":6} {"text":"Filmin bazı yerleri güldürmese gereken gerilimi yaratmışlar diyeceğim ama filmi çok eline yüzüne bulaştırmışlar. Tam scary movie'ye malzeme olacak cinsten.","label":3} {"text":"Bu film çok eğlencelidir. Kaliteli olmadığını kabul ederim ama izlerken çok eğlendiğimi hatırlıyorum. Şimdiye kadar bir korku filminde bu kadar eğlenmemiştim.","label":9} {"text":"Boyle bir film yaptiklarina inanamiyorum gercekten. Film mukemmel, timucin esen oyunculugu mukemmel.","label":9} {"text":"Umduğum gibi değildi. Allamkallem'e katılıyorum; action sahneleri bile birtakım aksaklıkları gidermek için çok yakın çekimle verilmiş. Filmin kendi gerçekliği içinde bile birtakım mantık hataları vardı. Bence bu tarz filmlerin senaryoları, Matrix'te olduğu gibi, felsefi bir temelle bütünleştirilmediği sürece; bilimkurgu severlere yeni tatlar katamayacak...","label":4} {"text":"Ben çok beğendim, zaten diziyi de severek izliyorum.. Ve; ''Erdal Beşikçioğlu'' sen harika bir oyuncusun...","label":7} {"text":"basarılı bir biyografi filmi yetkin dikincileri kutluyorum mükemmel ir oyunculuk göstermiş 7/10","label":6} {"text":"aptal saptal, saçma sapan, konusu gereksiz, senaryosu rezil berbat oyunculukları olan vakit kaybı bir film. Resmine bile bakmaya değmez o derece rezil bir film :)","label":0} {"text":"Başrolleri tanınmış kişiler olmasa dikkatimi çekmezdi fakat izlemeye değer bir film olduğu kesin. şiddet içerikli sahneler barındırdığını belirtmekte fayda var.","label":6} {"text":"Film \"no means no\" ve \"not all men\" üzerinden yürümeye çalışıyor. Kendi içinde tutarlılığı yok; konu, anlatı, renkler, müzikler, karakterler ve hatta mekan seçimleri kafa karıştıracak kadar farklı tellerden çalıyor. Çok güçlü olabilecek bir filmi buruşturup çöpe atmışlar resmen.","label":7} {"text":"tabiri caizze parmakla gösterilecek filmlerden bir tanesi.romanda harika zaten uyarlamada mükemmel ve çok başarılı bir başyapıt bence.","label":9} {"text":"Oh be. Sonunda izlenebilitesi olan bir Türk filmi. yeri geldi güldürdü yeri geldi düşündürdü. Gayet keyifliydi. Ama Rasim Öztekin in rolü biraz kasıntı olmuş. Keyifliydi. 64/100","label":3} {"text":"film ruh halinizi sarsan,üzerinizden uzun zaman gitmeyecek bir etkiye sahip.adeta insanın içine oturuyor.kullanılan müziklerde dahice seçilmiş bence.daktilo seslerinin verdiği ambians çok hoştu gerçekten.ve de sonu seyirciyi şaşırtan tarzda.bu türü sevenlerdenseniz eger eminim yeterince tatmin olacaksınız bittiğinde.","label":4} {"text":"Yer yer güldürü dozajı yüksek, ama sonlarına doğru duygusallığın iyice arttığı bir 80'ler dönem filmi. Darbe acıları yaşamış insanların oldukça hüzünlü bir biçimde izleyeceği filmdir ayrıca. Cezmi Baskın'ın nefis performansını es geçmemek gerek, Özgü Namal'ın da oyunculuğunu oldukça beğendim filmde, çok sıcak oyunculuklar bulmak mümkün. Müzikler ayrı bir güzel, ayrıca albümünü temin ettim, dinlenesi.","label":6} {"text":"Yaklaşık son 15 yıldaki tüm çizgi roman-süper kahraman filmlerini izledim. Zaten başladıktan bir süre sonra hatır&a döndü iş. Devam filmleri vs. derken her zaman çok merak etmesem de izlemiş bulundum kısacası. Wolverine de X-Men evreninde insanlar tarafından en çok sevilen karakterlerin başında geliyor öteden beri. Kendine ait filmlerde yer almaya başlaması da uzun sürmedi haliyle. Japonya'da geçen ve hayranlar tarafından favori olarak görülen bir hikaye uyarlanmış bu sefer. Bilmiyorum, benim açımdan çok yeni bir şey yoktu filmde. Ölümsüzlük üzerinden ilerleyen bir şeyler yapmaya çalışılmış ama olay dönüp dolaşıp yine klişe aksiyonlara geliyor. Hikaye ve karakteri derinleştirecek unsurlar yavan kalıyor. İzlemesem de olurmuş.","label":4} {"text":"Son zamanlarda sürekli hissettiğim o duygu...","label":6} {"text":"Mahi: Güzelliğim için mi? Heiran: Biz doğuluyuz, güzeli sevmeyiz, sevdiğimiz güzeldir..","label":7} {"text":"Emek farklı birşeydir..Lakin bu film hayatımda izlediğim 1 numaralı amatörlüğün dibinde bir filmdi.Zamanımıza ben diğer seyirciler acıdık... Lütfen yönetmen o koltukta otururken ne yapmaktaydı sorarım kendisine.Ciddi anlamda berbattı...","label":0} {"text":"başarılı ve izlenebilecek bir yapım.sağlam mesajlar veriyor ve amacından sapmıyor.edward burns pek rolüne oturmamış gibiydi ama de niro ve caniler gayet iyiydi","label":7} {"text":"Irkçılığı anlatan şiddet içerikli bir film sanmıştım. Yada o tarz bir yapım olsaymış daha iyi olurmuş. Normalde paranormal olaylarıda severim. Ama konu sahneler beni hiç germedi etkilemedi. Yada ben siyahi arkadaşları sürekli ırkçı aksiyon gerilim tarzı yapıtlarda gördüğüm içinde etkilenmemiş olabilirim. Ama cidden bu dozda paranormal olaylar oyunculara ağır gelmiş.","label":2} {"text":"Küçük bir çocuk büyük bir olaya şahit olur yavaş yavaş olaylar gelişir. Konusunda gangster geçince insan aksiyon, çatışma, çete savaşları bekliyor ancak tüm bunlardan uzak ama bir o kadarda etkiletici bir yapım olmuş. Kullanılan müzikler ve oyunculuklar çok güzeldi. Bence tek kötü yanı film kadar akıcı ve etkileyici bir sonun olmaması. Tamam herkes seçtiği yaşamın bedelini ödedi filmde ancak filmin geneli kadar doyurucu muydu?Pek değil. Ama tüm filme bakacak olursam tatmin edici keyfile izlenebilecek türden.","label":7} {"text":"hoolywood'un klasik afrika anlatımlarından biri. Yine huzurlarınızda büyük karteller ve yok olan hayatlar. Daha ilk yarıdan hikayenin gidişhatı ve olacaklar kendini eleveriyor. Bütün bunlara maruz kalmamak gerçekten bir sermaye ve afrika destanı izlemek istiyorsanız hiç duraksamadan \"Blood Diamond\" / Kanlı Elmas filmine geçiş yapın derim.","label":5} {"text":"tam 3 kez izlememe rağmen hiç sıkılmadığım sürükleyici güzel bir film olmuş. olga kurylenko ve ninette hayeb harika bir oyunculuk sergilemiş. genel olarak durgun geçmesine rağmen belli bir süreden sonra hareketlenmeye başlayan ve seyirciyi heyecanlandıran sahnelere sahip. özellikle yarısından sonra film iyiden iyiye sürükleyici hale geliyor izlemeyenlere öneririm.","label":7} {"text":"'2001: A Space Odyssey' göklerin 'The Fast and the Furious' ı ile buluşuyor ve ortaya böyle sıkı bir görsel şölen çıkıyor.tabi yine A.B.D. nin düşmanları gene klişe ülkeler.ayrıca 'Prison Break' dizisinin Michael Scofiel’ dı Wentvorth Miller yapay zeka EDI’ya ses veriyor...","label":9} {"text":"Çok basit ve amatörce. afiş çaşışması bile gerçekten pasif. Reklam değil gelişim çok önemli. boşa vakit kaybı","label":0} {"text":"berbat bir filim diye buna denir. İzlemezseniz çok şey kaybetmezsiniz.","label":3} {"text":"Gercekten hem anlamlı hem de eğlenceli bir yapım olmuş. Tüm oyuncuların emeğine sağlık...","label":7} {"text":"Bol komedi, bol maceralı güzel bir komedi filmi. Melissanın canlandırdığı Diana karakteri çok güzel olmuş. Güzel vakit geçirebileceğiniz çerezlik bir yapım","label":6} {"text":"film resmen rezaletti. zaman israfı resmen. komedi desen komedi değil polisiye desen polisiye değil. yazık olmuş Cengiz BOZKURT gibi bir oyuncuya","label":1} {"text":"Senaryo o kadar da kötü değil, çok az da olsa güzel sahneler var ama başroldekilerin oyunculuğu çok fazla kötü. İnsan izlerken rahatsız oluyor.","label":3} {"text":"Başlarda güldürsede ilerleyen sürede biraz sıkıyor ama çok şey beklemeden öylesine izlenirse genel olarak iyi bir film, karakterler oldukça komik özellikle gözlüklü üç kardeş bayağı iyidi.","label":7} {"text":"Beylik laflar etmekten hiç hoşlanmıyorum filmlerle ilgili ama izlediğim en iyi filmlerden bir tanesiydi demeden de duramayacağım. Hayat, aile ilişkileri o zengin daha doğrusu üst düzey çalışanların kendilerine ne kadar kibirle bakıp, dünyaya ne kadar da boş bakıp bu dünyadan göçtükleri, bir babanın kızına verebileceği en güzel derslerden bir tanesini gördüğüm muhteşem oyunculukların ve diyalogların yer aldığı filmin ötesinde hayat olmuş bir baş yapıt!","label":7} {"text":"ortalama bir aile filmi olmuş ilk filmdeki komedi sıcaklık bu filminde olmamış diğer enişteyle daha farklı bir senaryo daha iyi olabilirdi sanki","label":5} {"text":"tavsiye edilesi bir filmdir efendim amma ve lakin \" bu ne yeaa amarigancı bunlar\" gibi bir söylemle karşılaşabilirsiniz dikkat ediniz. amerikan yapımlarının nasıl amerika'nın manifest destiny dedikleri felsefeyi içerdiğinden bir habersiz aymaz, ne izlediğini dahi bilmeyen bir insan böyle bir tepki alabileceğiniz içindir uyarılarım. film, tam bir film. general irvin, olması gerekeni yapıyor. o herkesin hayran olduğu bir adam neredeyse, hatta cezaevi müdürü bile onun hakkında pekçok şey biliyor ve onunla ilgileniyor, öğrenmek istiyor ondan pek çok şey. fakat bu irvin'in onun başına çorap örmeyeceği anlamına gelmiyor. sonu şişirilme gibi görünmüyor hiç de, ölmesi gerekenler ölüyor, böylesine bir sonuçta film evet gerçekten vazgeçilmezlerden oluyor.","label":6} {"text":"Film etkişleyici ve sarsıcıydı. İzlerken hırslandım güldüm ağladım. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum..","label":9} {"text":"Yai sıkılmıyorsunuz Zaten Penelope az biraz idare eder cinsten...","label":6} {"text":"az kişi tarafından bilinen şaheser tanımına cuk diye oturuyor. gerçekten başarılı çekildiği zaman zarar etmiş olması garip","label":7} {"text":"Film çok güzel olmuş. Oyunculuk güzel. Daha etkili, yaşanılan acıların daha görselleştirilmesi daha iyi olurdu. Ama bu sadelik bile duyguyu vermeye yetmiş. Olumsuz eleştirenler ihtimal zaten seyretmeden inadına yorumlamışlar gibi. Ben tavsiye ediyorum. Olumsuz yorumlara aldanmadan izleyin ve kararı siz verin.","label":9} {"text":"Efektler efso gerilim düzeyi on numara Ancak Sırpların yaptıklarına biraz daha dikkat çekebilirlerdi...","label":7} {"text":"biz türkler korku filmi cekemiyoruz yada korkutamıyoruz aslında biz bu işi bilmiyoruzgercekten korku unsuru olarak 3 harfliler yok musallat yok dabbe yok araf tamam cekiyoruzda korkutmayı beceremiyorlar varsa yoksa efekt artık gözünüzü acın sayın yapımcılar ve yönetmenler gerci yazsak ne olur yazmassak ne olur cünkü ne yönetmen okuyor bu yorumları nede yapımcı yazık ediyorsunuz bari kuranı kerimi rahat bırakın artık tamam kuranı kerimi ele alıyorsunuzda bari yaparken milleti korkutun sinema salonundan kahkaha atarak cıkmıyalım korkarak cıkalım sayın türk filmi yapımcıları","label":4} {"text":"Filmi bitirmekte öyle zorlandım ki!!","label":1} {"text":"Gerilim filmlerinden hoşlanıyorsanız sizi tatmin edebilecek düzeyde. Vasatın üzerinde.","label":4} {"text":"Bir kere bu filmde romantizm varsa da aksiyon yok,ondan eminim.Aksiyon diye tanıtılan bir film bu kadar ağır tempolu olmaz.Yönetmen Hollywood'taki ilk tecrübesinde Jolie ve Depp gibi iki süperstarın ağırlığını kaldıramamış belli ki.Deliller gizlenip,zorlama bir sürpriz konulmuş filmin sonuna.Hemen hemen hiç olmayan müziklerin James Newton Howard'tan olması şaka gibi ayrıca.Angelina Jolie ''Salt''la birlikte oldukça kötü iki filme imza attı bu sene.Sonuncusunda yılların getirdiği fiziki deformasyonları saklamayı başaramadan.Kariyeri bundan sonra ayakta kalabilecek mi merak ediyorum açıkçası.","label":5} {"text":"İkinci bir şans ve hataların telafisi konusunu başarılı bir şekilde sunan melodram film.","label":7} {"text":"john cusack kişisinin büyük oyuncu olduğunu gösteren yapımlardan biridir high fidelity. piyasadaki chick flick furyasına rağmen güzel eli yüzü düzgün bir erkek filmi olmuştur high fidelity. pek çok erkeğin ilişkilerden sonra yaşadığı pişmanlıkları, karmaşıklığı, özgüven kayıplarını, paranoyalarını abartısız, olduğu gibi anlatarak gönlümüzdeki yerini almıştır. filmin soundtrack'inin edinilip dinlenmesini tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Beğenen arkadaşlar kusura bakmasın ama 100/30.+karantina. Hiç beğenmedim. Bir kere korku filmi değil. Bilimkurgu +gerilim bir bakıma daha doğru. Öyle hiçbir korku filmi beni korkutamaz diyen biri değilim ama bu film beni korkutmak bir yana ürpertmedi bile. Filmdeki tutarsızlıklar bir yana, filmin sonu da havada kaldı. Acaba çok beklentiyle mi izledim diyorum ama hayır basbayağı kötü bir film.","label":2} {"text":"Russel Crowe'ın oyunculuğunu ve yeteneğini konuşturduğu bir film olmuş. Filmi izlerken beş dakika bile sıkıldığımı hatırlamıyorum, stresi sonuna kadar yaşatan hoş bir film. Senaryosu açısından üst düzey olmasa da ortalamanın üzerinde, izlenebilir bir film.","label":6} {"text":"Pek kayda değer bir belgesel değil, daha çok biyografi üzerine bir yapım. Toplasanız zaman ve kuantum üzerine en fazla 20 dakikalık bir bölüm vardır. Onlarda gayet yüzeysel bilgiler ile kısıtlı kalıyor. Zamanla ilgili bilgi edinmekten ziyade Stephen ile ilgili bilgi edinmek istiyorsanız izleyebilirsiniz.","label":3} {"text":"Az önceki fake üyleliklerle yapılmış 1 yıldızları (yeni açılmış üyeliklerle filminizi kötüleyen kişileri görünce üzüldüm bende yazma gereği duydum. cesaret edip böyle bir film yapmak kolay değil. emek vermeden eline kamera alan kendini yönetmen zannedenlerin film adı altında saçma filmleri bize sunarken sizi kötülemeleri çok normal çünkü bu işe yıllarınızı verdiniz ve kaliteniz ortada kıskanılmanız normal takılmayın. Karalama yapacakları harcadıkları zamanda eğitim falan alsalar en azından film yapmaya çalışırlar. Eleştirime gelince Bende sizi önceki filminizden beri takip ediyorum. Gayet güzel işler yapıyorsunuz. Hafta sonu işim olduğu için filmi bugün izleme fırsatı bulabildim. Kulyas ta güzel filmi ama bu film çok farklı olmuş. cin olmadan bu şekilde bir senaryo işleyişi ters köşeler harika duygular hissettim. Filmin olumsuz yanlarıda vardı tabi o yüzden 4.5 yıldız verdim. umarım yapıcı eleştiri olarak alırsınız. Türkiye standartlarında çok yüksek kalitede bir film ama daha iyi işler yapabileceğinizi düşündüğüm için yazıyorum. İlk yarı biraz durağandı, son sahnede arka arkaya 2 duygusal sahne fazla olmuş. duygusal sahnelerde de 1 tanesini azaltabilirdiniz. Haricinde herşey mükemmeldi. 4.5 yıldız dünya standartları açısından verdiğim bir yıldız yanlış anlamayın. Türk korku filmlerine göre yıldızlarsam 10 falan olurdu. umarım o sorunlarıda çözersiniz. Aldığınız ödülleri sonuna kadar haketmişsiniz. demekki onlarıda çözseniz 4 değil 10 ödül alırmışsınız. darısı diğer filmlerinize. tebrikler","label":8} {"text":"ilk iki filmi çok ilginç bulmasam da bunu begendim .","label":5} {"text":"High Fidelity, Stephen Frearsin ''hafif'' filmlerinden. (Mesela Coen'lerin ''Aramizda Casus Var'' i gibi -hafiflik açisindan tabii ki-). Oldukça öznel bir film içine girebilirseniz, 60'li yillardan baslayip 90'larin ortalarina kadar gelen müzik kültürüyle çok yakindan ilgilenenler daha çok filmi yakin hissedeceklerdir kendilerine. Ama yine de ''Annie Hall'' kadar orjinal ve eglenceli oldugunu düsünmüyorum. Buradaki puani da biraz fazla yüksek gibi. Orta seker bir ''alternatif romantik komedi'' .Iyi seyirler.","label":5} {"text":"Hani bazı insanlar derler ya Beynim içinde neler dönüyor bir bilsen...& İşte o tam onu anlatan bir film. Sinemada belki büyük bir değişim veya animasyon sektöründe çağ açmayacak ama kesinlikle farklı kurgusuyla adından çok uzun süre söz ettirecek bir film ortaya çıkarmışlar. Öncelikle bir kurgu için tebrik etmek lazım. Biz insan olarak basit bazı duyguları farklı şekillerde yaşayan varlıklarız. Kimini sevindirecek şeyler, kimini üzebilir. Kimini belki korkutabilir. İşte herkeste bulunan bu korku, tiksinti, öfke, üzüntü ve neşe bunlar bizi biz yapan şeyler. Bunların biri eksik olduğu zaman insanın dengesi şaşıyor. Aslında böyle bir mesaj veren bunun yanında aile bağlarının, arkadaşlıkların, dostlukların hayatımızda ne kadar değerli olduğunu gösteren bir film. Tabi ki bazı şımarıklıkların, eğlencelerin... Disney bu filmle bir kez daha gösterdiki animasyon sadece basit olayların olduğu, sadece çocuklar için yapılmış bir şey değil. Hatta bu filmi özellikle yaşça büyük olan kişilere tavsiye ederim. Bizim salonlara genelde 6-7 yaş çocukları getirmişler. Çocukların çoğu espirileri bile anlamıyordu. Birçok espiride yaşlı insanların kahkalarını duydum. Yani olayın yaşla hiçbir alakası yok. Gitsin herkes izlesin. Çok bambaşka bir yapım olmuş bu. Kahkaha demişken filmde öyle çok fazla espiriler veya kahkaha tufanı beklemeyin. Daha zekice yapılmış espiriler vardı.Akıl dolu bir film olmuş. Çok eğlenceli ve farklı bir yapısı var. Özellikle yönetmen Pete Docter Wall.e, Up, Toy Story, Sevimli Canavarlar ve daha nice filmlere imza atmış biri olunca zaten kötü bir şey çıkması beklenemez. Ha bir de her yerde Dublaj olduğu için mecburen dublajlı izledim. Ama sonunda dublaj işini öğrenmeye başlamışız sanırım. Genelde gaazetelerde beya ekranda geçen şeyler dublajda altyazı olarak verilirdi. Burada hepsini türkçeye çevirmişler daha mantıklı olmuş. Beynimizin içinde neler dönüyor bir de böyle inceleyin bakalım. İyi seyirler... 8.4/10","label":8} {"text":"Bence Türk sinemasının gelmiş geçmiş en iyi romantik komedilerinden biri.Bir kere çok gerçek konulara değiniyor ve kalıpların dışına da çıkabiliyor.Oyuncuları çok çok iyi.Efsunun ağladığı sahnelerde gözler istemsizce doluyor.Ezgi Mola bu rol için gerçekten çok doğru bir tercih olmuş.Ben ilk filmle aralarında ciddi bir fark göremedim.İlkinde de çok eğlenmiştim.Üçüncüsüne de giderim..","label":7} {"text":"Çok başarılı bir film, Al Pacino'nun kör birini oynayarak görüyor rolü yapması oyunculuğun zirve noktasıdır herhalde.","label":8} {"text":"Çok iyi ilerlerken saçma sapan yerlere gidiyor film. İyi ve derin bir istismar filmi olacakken kendinin bile inanmadığı bazı sorular sorup, üstüne cevap verme gereksizliğine giriyor. Bu da ilk yarısını çok sevdiğim filmler listesinde. Hakkaten öyle bir liste yapmak istiyorum uzun vadede.","label":6} {"text":"Chris Marker'ın önemli filmlerinden biri. Okinawa Savaşı'nda yaşanan ağır trajediden etkilenmemek mümkün değil. Düşündürüyor ustalıklı her eser gibi.","label":7} {"text":"konu basitçe harcanmış...gerçekten böyle bi konunun bu kadar yüzeysel anlatılması beni üzdü...yazık maalesef film bekleneni veremiyor...","label":0} {"text":"bu filmi izledim beğenmek için uğraştım ama tek bişey sölemek istiyorum bu bir film mi yoksa saçmalık mı","label":0} {"text":"Sosyolojik açıdan çook derin bir film. Ayrıca yabancı dalda Oscar adayı filmdir. Oscar'ı hak etmiş miydi? O yıl rakipleri de çok iyiydi. Mads Mikkelsen ne muazzam bir oyuncu!","label":8} {"text":"başta bu konuyu biliyoruz hissi yaratsa da daha sonra olay örgüsüyle içine alıyor. Eğer film sonunda bazı şeyler anlamsız gelmeseydi puanı daha yüksek olabilirdi ama atlanmış detaylar kopukluklar var sanki biraz. Şaheser değil fakat kötü bir film de değil. İyi vakit geçirebilirsiniz.","label":5} {"text":"Tim Burton filmografisini tamamlamak için izledim tabi işin içinde sanat da olduğu için... O dönemlerde yaşanan kadının değersiz görülmesi kadın erkek eşitsizliği vs iyi yansıtılmış. Maalesef günümüzde bu tarz olumsuz örneklere sahibiz. Filmi biraz yavaş bulduğum için ileri sararak izledim ve içimden sürekli söyle artık söyle artıkkk dedim. Şimdi baktım da Margaret hala yaşıyormuş :)","label":5} {"text":"Dram filmi izleyim diye açmıştım ama bu kadar sağlam beklemiyordum. Duyguları karşıya ileten ve empati yaptırabilen dolu bir filmdi. Olayların çok abartılmış olmaması yerinde ve dozunda duygusallık her yönden çok beğendim. zaten yönetmenimizin üç filmini de başucuma almışım.","label":8} {"text":"Muhteşem. Baştan aşağı bir başyapıt. Hem muhteşem bir komedi, hem muhteşem bir gerilim ve hepsinden daha çok muhteşem bir drama. Filmin ikinci yarısında filmin havasının birden değişmesi... tek kelimeyle dahiyane.","label":9} {"text":"ta tamam hos film.. ama gorsel efektler yilina gore cok ustun falan filan demissiniz... Bundan daha eski olan ve daha iyi efekte sahip filmlerimiz var.... ornegin james cameron yonetmeligindeki aliens 2 1986...ve terminator 1 ve 2...bu film hos .. tamam iyi guzel.. ama soyledigim 3 filmin yanindan bile gecemez,.","label":6} {"text":"halo:D bence bu fılm tamamıyle bır ıcon olmus durumdda ben bu fılmı ılk ızledıgım de kı o gune sukurler olsun komedı fılmlerı ızlemeye basladım o fılmde ozellıkle (ı need money) benım adamım oluyor o karakterın hareketlerı super olmus bence bu fılmı herkesın ızlemesı lazım ama tabıkı los bı ortamda tek basına olmalı kı bu fılmı anlşamalı :D peace:D","label":7} {"text":"Kan davası için babaları gözlerinin önünde öldürülen Terry ve Andy kardeşler, intikamlarını almak üzere kendilerini eğitime kapatırlar. Yıllar sonra hazır olduklarında intikamlarını almak için bir araya gelirler fakat ustaları gizli teknikleri öğrenmeden Geese'yi yenemeyeceklerini söyler. Gizli tekniği sadece birine öğreteceğini söyleyince kardeşler turnuvaya katılır. Sıradan fazla derinliği olmayan bir hikaye. Başarılı bir animasyon olmamış. Dialoglar fazla sığ kalmış.","label":3} {"text":"İşte bunlar hep seks. Fazla porno izlemeyin gençler, bırakın duygularınız sevişsin biraz da. Anne babalar siz izlemeyin bu filmi. Sizi sevdiğimden diyorum, walla. Gençler siz devam... :) Kaçırmayın derim.","label":4} {"text":"güzel ve keyifli bir filmdi ilk iki filme benziyor biraz karmaşık olduğu için takip etmesi zor ama yinede iyi yalnız filmde türklerle ilgili bir şey dikkatimi çekti ve üzüldüm. fabrikada az paraya bir tek türkler ve meksikalılar çalışır diyordu.filmi izleyen dikkatlı arkadaşlar farkına varmışlar yinede iyi seyirler.","label":7} {"text":"ilk film berbatken nasıl ikinci filmi yapmışlar diye sardıra sardıra izledim baya komik bir film saçma sapan bir senaryo daha komiği bunun ücüncü filmi de çıkabilir sonunda öyle bir şey var çok komik","label":0} {"text":"Başlarda \"sanırım bu film can sıkıcı\" diye düşünmeye başlıyorsunuz ama işin aslı öyle değil. Film kesinlikle özgün bir senaryoya sahip ve oldukça da eğlenceli. Müzikler kesinlikle mükemmel ve dram/komedi/bilim kurgu üçlüsü gayet hoş bir şekilde işlenmiş.","label":8} {"text":"Türk filmlerindeki genel önyargım hep oyuncuların yeteneği ve eğer varsa görsel efektlerin kalitesinden kaynaklanmıştır. Bu film gerçekten önyargılarımı yıkacak derecede iyiydi ve globale hitap edecek düzeyde bir filmdi. Şahsen çok beğendim. Hele kurgusu çok iyiydi ki sanırım kurgusu alıntıymış olsun saçma sapan filmler yapmaktansa böyle kaliteli hikayesi olan filmleri her zaman izleriz. Emeği geçen herkesin eline sağlık çok kaliteli çok mantıklı bir türk korku filmiydi.","label":9} {"text":"film boşuna oscarı haketmemiş. bu filmi iki kez izledim hemde tv de. izlerken hiçte skılmadım. filmin güzelliği zamanın su gibi akmasına sebep oldu benim açımdan. zaten oyuncu kadrosuna bakıncada filmin kalitesini az çok tahmin edebilirsiniz.","label":8} {"text":"Çok büyük beklentilere girmeden beğenilebilecek bir film. Zira bu ekipten çok daha büyük bir komedi beklemekteydim. Gene de gidilip stres atılacak hoş bir film olmuş.","label":6} {"text":"Bu defter bende olacaktı ülkeyi kurtarırdım bu esaretten de neyse. Güç kimin eline geçerse o kişi gücün esiri olur. Tanrı mantığıyla yaklaşırsak film bize bunu gösteriyor. Gücü olan varlık kendisine tapacak kişilere muhtaç kalıyor. Anime serisi olan bu film izlediğim en iyi polisiye serisi diyebilirim. Anime ne ya çoluk çocuk konularını filme çeviriyorlar demeyin. Ön yargınızı atın ve izleyin gerçekten güzel bir film. 8 puanı sonuna kadar hak ediyor. Şimdi Anime serisini bulup izleyeceğim. Size tavsiye derim. İyi seyirler. P: 7.1","label":6} {"text":"Kolonya Cumhuriyeti, BKM nin son zamanlarda izlediğim filmlerini pek beğenmeyen biri olduğum için yaklaşık 1 Yıldır BKM filmi izlemiyorum.Ama Kolonya Cumhuriyeyinin Teaserını izledikten sonra filmin absürd bir komedi olacağını gördüğüm için filme bir beklentim oluştu. Türk Sinemasındaki Absürd Komedileri severim.Özellikle Burak Aksakın absürd komedileri cidden güzeldir.İyi noktalara değinir. Kolonya Cumhuriyeti yer yer Absürd Komedi olarak iyi ama Senaryosu maalesef ilgi çekici değil. Ayrıca Özet Ve Detayları yanlış yazılmış filmin Beyazperdede hemen bir düzeltme yapayım . [spoiler] Konu cidden uzaylı üstüneymiş gibi yazılmış . Ama aksine Uzaylı karakteri filmin çok küçük bir parçası. Webcam aracılığıyla bir sitede uzaylıyla konuşuyorlar. Sonra Uzaylı geliyor.Ve Ufoyu patlattıkları için burda mahsur kalıyor. Ve Absürd bir şekilde Camiye veriliyor. En sonda Din Öğretmeni oluyor. Bu dediklerim filmin son 15 dakikasında gerçekleşiyor. Ve Uzaylı karakteride zaten maksimum 5 dakika görünüyor. Onun dışında filmin konusu tamamen bu Kolonya Cumhuriyeti adlı belde üzerine Kolonya Cumhuriyetindekiler yanlışıkla Amerika Gemisini vuruyor. Ve İş burdan siyasi olaylara varıyor. Özellikle Trump Taklidini güzel yapmışlar söylemeden edemeyeceğim. Oyunculuklar genel itibariyle fena değil. Ama Büşra Pekinin son sahnede Adeta Saçma Sapan bir biçimde Tomb Raider havasında takılmasını sevmedim .Göndermeler güzeldi Özellikle İluminati göndermesi cidden iyiydi.Ve kısada olsa bir GameSultan reklamı vardı. Gereksiz çok etkisi olmayan bir reklam olduğu için bahsetmeye gerek yok. Ha espirilere geçicek olursak Kendini Çok Tekrar Eden bir düzeyde . Zaten BKM filmlerinde müthiş espiriler beklemiyorum. Absürd Komedisi iyi göndermeler sağlam ama senaryo ve espiriler boş Kısacası Absürd Komedilere Yeni Bir Açı Getirmiyor veya Bir Burak Aksak Olamıyor zaten olamazda. [/spoiler] Beğendiğim Yanları: + Absürd Komedi + Uzaylı + Bazı Oyunculuklar + Göndermeler Beğenmediğim Yanları : - Senaryo -Espiriler Puan : 6/10","label":4} {"text":"guzel, fantastik bir film ancak imdb.com da ilk 250'e girebilecek kadar guzel oldugunu dusunmuyorum.","label":7} {"text":"Güzel bir komedi filmi.. 10 yıldan fazla olmuş izlediğim.. sonradan akılda bir şey kalmaz bu tarz filmlerden ama en azından belli bir kalitesi var ve o anda izlerken eğlenmiştim..","label":7} {"text":"Bilgisayar ve netle haşır neşirseniz daha da cok seveceksiniz. senaryo kurgu cok iyi finalde ters köşeye yatırıyor hem sağ kroşe hem sol kroşe vuracak film. son zamanlardaki ters final filmlerinin en iyilerindendi kesinlikle.","label":8} {"text":"the avengers filmini en önemli kahramanlarından birisi... 2012 de izleyceğimiz the avengers filmi ile de alakalı önemli bigiler vereceğini umuyoruz... ekibin hepsi hemen hemen tamam... çok merak ediyorum...captain america hemen gelsin artık..:)))","label":7} {"text":"Jurassic World filmi ilk Jurassic Park filmlerinden çok şey kaybetmiş gibi duruyor ama kesinlikle vahşiliğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Bakıyorum da filme çocuk filmi gözüyle bakanlar var, eğer bu filme çocuk filmi gözüyle bakarsanız çok yanılırsınız. Zaten filme gidin anlarsınız. Filme dönecek olursak; Allah CGI ya kulum!& demiş, bunlar da CGI teknolojisini sonuna kadar kullanmışlar. Zaten Jurassic filmlerinin hepsinde CGI teknolojisinin en güzel halini görüyorduk. Ama eskiden bunu görmek daha çok heyecanlandırıyordu insanı; şimdi her yer olmuş CGI. Bu yüzden insan sıkılıyor bir süre sonra. Akıştaki zorlanmalar da seyirciyi sıkan bir başka unsur. İkili rollerde bir tek ağabey-kardeş ikilisinin başarısını görüyoruz. Owen ile Claire ikilisinin kimyası pek tutmamış. Filmin kötü adamı da Daredevil'den tanıdığımız Vincent D'Onofrio. Kötüyü oynamak yakışıyor bu adama, o yüzden kötü adama laf yok. Dinozorlara gelecek olursak; insandan daha zeki bir dinozor çıkıyor karşımıza. Aslında filmin ana kötüsü bu dinozor. İnsanların yarattığı bu kötü dinozor&un yaratım aşamasında birçok canlının DNA'sı katılmış olması dinozoru dinozorluktan çıkarmış başka bir canlı haline getirmiş, bu yönden daha ilgi çekici oluyor film. Ve tabii ki T-Rex... T-Rex olmadan bir Jurassic filmi düşünebiliyor musunuz? Ben düşünemiyorum. Efsane dinozorumuz bu filmde de boy gösteriyor elbette. Hatta çok ilginç bir şekilde boy gösteriyor. Film de T-Rex'i bir Deus ex Machina olarak görüyoruz.(Deus ex Machina'yı Bilmeyenler Google'a sorabilir.) Gerçekten güzel düşünülmüş bir fikir. İyi de işlenmiş. Jurassic World için söyleyeceklerim bu kadar. Film o eski tadı verememiş olabilir ama Jurassic adı bile yeter filmi izlemek için. Gidin izleyin.","label":6} {"text":"Eskiye özlemle, aynısı olacak gibi yaklaşarak filme gidenler çok eksik bulacaktır ama modern hayata uyarlanmaya çalışılmış, bu kadro ile 2. 3. Filmleri çekilirse profesyonelleşir hepsi birer kaliteli oyuncu olur tıpkı orijinal hababam daki oyuncuların birer ustaya dönüşmesi gibi, kısaca biz çok eğlendik acemikiklerinin atıldığı yeni bölümleri bekliyoruz :)","label":8} {"text":"şahsen gülmek için izlediğim bir filmdi ama gülmek için kendimi biraz zorladım. eğlencelimi evet ama kahkaha atmayı düşünmeyin bence biraz sıkıcı ilerliyor. 5/10","label":4} {"text":"kötü bir film. anlatmak istediği nedir, konunun neresinde duruyor, nereden bakıyor belli olmayan, erkan can’ın üstün performansı dışında karakterlerin psikolojilerinin hiç de iyi verilemediği bir film bence. bir tarikat müridinin iyi dramatize edilememiş ya da edilmek istenmemiş öyküsünden bana ne. doktorun bir ameliyatı ya da öğretmenin öğrencileriyle bir haftası gibi herkesin temelinde ne olduğunu bildiği şeylerdi ekrandakiler. film bitince tamam da sonuç nedir, ne gördük dememek elde değil. ama bunlara rağmen tek tek kareler özellikle mekan seçimleri oldukça başarılı, renkler tonlar filme son derece uygun, emek verilerek özenilerek çekildiği belli. ama bunlar keşke iyi film olmaya yetse.","label":5} {"text":"ÇOK BEĞENDİM, DİKEN DİKEN YAPIYOR, ÜRPERTİYOR İNSANI. BU TÜR FİLMLERİN ARASINDA İLK 3'DE OLABİLECEK BİR FİLM.. SES EFEKTLERİ ÇOK ÇOK FARKLI... EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜRLER... 👏👏👏👏","label":9} {"text":"İzlemeye çalıştım ama olmadı. Film ilerlemiyor. Çok sıkıcı. Ridley Scott, bu sefer olmamış.","label":7} {"text":"Yıllar önce izlemiştim. Sağda solda kesitlerini izleyince tekrar izleyesim geldi ve ben bu filmi nasıl başucuma almadım dedim.","label":7} {"text":"müthiş senaryo müthiş oyunculuklar 2 kardeşin büyütüldükleri eski ev için para bulma çabaları ve bütün şehri etkileyecek olaylar silsilesi Komedi bazında kesinlikle izlenilmesi gereken bir film","label":8} {"text":"filmden aklımda kalan tek şey o merdivenleri çıkan finli kız","label":7} {"text":"eli yüzü düzgün bir bilim kurgu izlemeyeli epey olmuştu ki ilaç gibi geldi. sakin zamanda izlemek lazım yalnız, konu itibariyle biraz dolaşık gelebilir. sorgulaya sorgulaya izleyen biri olarak epey keyif aldım. aksiyon un suyunu çıkarmadan konuya odaklanmış iyi bir film. bazı yerlerde mantık hataları mevcut olsa da türünün en iyi örneklerinden biri. 8/10","label":7} {"text":"Film açıkçası diğer uzay temalı filmlere benzemiyor.Konusu daha sade daha anlaşılır ama 4.yolcu bulunduğunda neden orda olduğunu veya nasıl açıklamadılar gibi düşünebiliriz evet tam olarak açıklamıyorlar ama Kaçak yolcu kız kardeşine video gönderirken bu bizim hayatımızı değiştirecek gibisinden bı cümle kullanıyo belki bilerek girmiştir ama bunu bilemicez.Öte yandan film diğer bu kategorideki filmler gibi her anı aksiyon,yanma,patlama ve ölüm'le geçmiyor buda ayrı bir hava katıyor filme görsel efektler güzel,oyunculuk yeterli diyim ama Zoe kendini feda ettikten sonra onların Mars'a ulaştığını görmek isterdim son olarak senaryo yeterli diyim ama bı kaç yerde değişiklik olsaymis harika bir film olurdu. Genel puanlamaya geçicek olursak; Oyunculuk:10/6,5 Görsel efekt:10/8,5 Konu,Senaryo:10/7 Genel puanım bunlar son olarak filmde mantıksız bi kaç sahne var ve 4. Yolcunun tam olarak orda olma nedeni belli değil bazı kişiler benim gibi filmi sonuna kadar izlerler ama bazı kişilerde yarısında uyuya kalırlar.Burdan herkese film önerim var kesinlikle izleyin:Salyut-7","label":7} {"text":"Öncelikle merhaba, film Jack London'ın Beyaz Diş kitabından değil, filmle aynı ada sahip Vahşetin Çağrısı kitabından uyarlanmış. Koskoca film sitesinin bu hatayı yapması beni biraz şaşırttı doğrusu.","label":0} {"text":"Sanki film sırf Anthony Hopkins için yapılmış hissiyatı verdi bana. Üniversiteye ilk girdiğim zaman izlemiştim. Tabi o sıra bu kadarüstünde durmuyordum filmlerin. Fakat bu filmi tekrar keyifle seyretmeme neden olan bişey varsa o da Anthony Hopkins'in oyunculuğuydu. Kurgu tam ona göre. Senaryo ona göre. Hatta final tam onluk. Bi filmin ilk başında sürdüğü son model aracı yakıştıramadım. Klasik daha iyi mi giderdi ne? Filmin içeriğiyle ilgili olarak Ryan Gosling'ten hiç haz duymadım. Oldukça amatör kaçmış. Sırıtmış. Sanki rolü üstünde emrivaki durmuş gibi. Rosamund Pike de olmasa onlu sahneler izlenmezmiş. Demek istediğim kuzuların sessizliğindeki gibi Jodie Foster'ı koysan yanınabu film klasik olurdu işte. Nese... :)","label":7} {"text":"öfkeli, sinsi ve sabırlı. gael garcia benal'in yanı sıra paul dano'yu da alkışlıyorum. zira buradaki dine dönmüş rolüyle bana yine there will be blood filmini izletesi gelmiştir.","label":6} {"text":"Çok başarılı bir komedi.","label":9} {"text":"Sosyalist sistemle birlikte gelen sanayileşme-kentleşmenin bozkırda yaşayan ve yaşantılarını değiştirmek istemeyen bir aileye etkisini anlatan harika bir film.","label":9} {"text":"Bu filme kötü dersek haksizlik etmis oluruz. Elestirilecek yanlari var filmin. Aksiyon biraz az olmus, kurguda aksakliklar var, konusu pek oturmamis gibi. Ama bunlara ragmen Timothynin mükemmel oyunculugu kurtariyor filmi kötü olmaktan. devaminin gelecegini düsünüyorum. Daha güzel olacagini ümid ediyorum 7/10","label":6} {"text":"Bu filme neden Oscar verildi anlamış değilim. Bence pek önemli hamlesi olmayan bir film. Ele aldığı konular önemli konular ama işlenişini zayıf buldum...","label":4} {"text":"sofia coppola, mesnetsizce oyuncu harcayan bir yönetmendir. burdan duyuruyorum. insaf. 6/10","label":5} {"text":"çok aksiyon dolu güzel bir filmdi. tom cruse u pek beğenmem oyunculuk konusunda ama bu seride iyi iş çıkarıyor. 10/9","label":8} {"text":"Film için keşke rahatsız edici, huzursuz aykırı vs. yorumları yapabilseydim.. Bir İNSAN olarak insan kelimesinin altını ayrıca kazıyarak çizelim! Bu kurguya hiç şaşıramadım. Hatta belki de çoktan olmuş olanı bu yaşama dahil ettik ama henüz buna rastlayamadık! Yorumum karışık değil bakış açım öyle olağan ki.. Eva Melander rolünün hakkını vücut dilinin bütün hakimiyetiyle kusursuzca vermiş.","label":7} {"text":"Film vasatın üzerine çıkamıyor.Boşa harcayacak zamanınız bol ise izleyin..","label":4} {"text":"Bu amcam ölene kadar,ya kaçacak ya kovalayacak...Liam amca hep aynı tarzsın ya..Yane gene aksiyonu bol,vurdulu,kırdılı,bol silahlı bir film daha...heee izlettimi izletti..ama hep aynı paralellikte Liam amcanın filmleri..farklı birşey beklemeyin.","label":5} {"text":"Paul Verhoeven ın şimdilik Hollywood daki son işi. Gayet başarılı bulduğum bir filmdi...","label":9} {"text":"bu filmi sabırla izlyenler kendileryile gurur duymalılar.hatta sabırla izleyip bişiler anlayabileni bide ben anlyabilsem mutlu olucam ıyyyyyyyy veööööööööööööööö ya yorum yazarken bile daraldım..","label":4} {"text":"filmdeki tek yaratıcı yer jenerikteki kısa filmdi. tarantino'nun fake tralier'larına benzemiş.","label":5} {"text":"Malesef film vasat. Pek bir olay örgüsü yok. Klasik seri katil filmlerinden bir tanesi. Filmin son yirmi dk için en az bir saat film girişi izliyorsun. Ben pek beğenmedim. Lakin Kurt kapanı kraterini bana tanıttığı için geçer puan veriyorum. Jeomorfoloji olarak incelenmesi gereken bir krater.","label":4} {"text":"Gayet güzel vakit gecirilebilecek bir film,sonunda tabloyu yerine koyarken digerini nasıl caldı onu bir türlü cözemiyorum ama neyse.","label":7} {"text":"Düşük bütçesini göz önünde bulundururarark; Paralel evren Quantum ve schrödinger'in kedisini aynı filmde bulablieceğimiz şekilde kurgulanmış hoş bir film ortaya çıkmış. Bu tür filmleri sevenler için önerilir.","label":5} {"text":"Luiz gibi bir köpeğim olsun istiyorum bu filmi izlediğimden beri. Ve yine filmi izlediğimden beridir Taio Cruz'dan Telling The World dinliyorum. Animasyonlar bir başka oluyor arkadaş.","label":6} {"text":"izlediğiniz salonun önemi var bence...ben beyoğlu emek'te izledim ilkkez...balkonda yer buldum...bilen bilir..emek tarihi ve büyük bi salon..perdesi ve sessistemielden geçti ama klima ve konfor falan hak getire yani..neyse..ben o dönemlere yetişemedim ama o günküemek sineması tam eskihalk sinemalarına benzemişti...mahşeribi kalabalık..havasız ve dumanlı bi ortam...fil bibaşladı...yüzlerce kişiden ayı andaaynı tepkiler...abartılı kahkaha ve bolca alkış..hatta sadri alışık'ın çıktığı sahnede daha fazlaalkış koptu...e tabimaç izler gibi film izledim...ve ortama ayak uydurdum...bu durumda filme aşırı güldüm...ve de insanların niçin burun kıvırdığını anlamadım....2 gün sonra da maçka'daki cine bonus sinemasında gittik...(malum gora gruplar oluştu biliyosunuz..her grupla bi kere gidilecek artık farz oldu)...orası da tam elitist salon...nişantaşı tayfası orda...tabi herkes kasım kasım kasıldığı için doğru düzgün kahkaha da atılmadı...yani ben de tabi filmi sıkıcı buldum..ortamın bu kadar etkilediğini tahmin etmezdim... not: aman sanılmasın ki ben kavga gürültüalkış kıyamet fil izlemeyi seviyorum...bu sadece goraya özgü bi durumdu..tam tersi tenha salonlardan hoşlanırım..","label":7} {"text":"Yıllar önce izlediğim Wall-e filminden sonra ilk defa bir robot filminde gözlerim doldu ve sıcacık, içimi ısıtan bir robot filmi izledim. Chappie son derece sevimli bir robot. Gerek yapısal özellikleri gerekse sesi çok tatlıydı. Anne dediği kişiyle ilşkileri sanki gerçek bir anne oğul ilişkisi gibi gerçekçiydi. Yönetmenin daha önceki muhteşem filmi olan District 9'dan sonra yine çok güzel yaratıcı bir senaryosu vardı filmin. Filmde Chappie'ye oynayan Sharlto Copley Yasak Bölge 9'unda başrolündeydi. Görsellik üst düzeydi, yüksek kalite bir oyunculuk göremedim. Hugh Jackman'ı oynadığı rolle çok bağdaştıramadım, içimden bir ses her an Wolverine'e dönüşeceğini söyledi, yakışmamış o role. Çatışma sahneleri çok kaliteliydi, aksiyonu çok yüksek bi son bölüm izledik. Sonuç olarak öyle çok harikulade bir film olmasada 2 saatlik güzel bir film izlemek isteyenlere tavsiye ederim.","label":7} {"text":"\" these go to 11 \" ahahah.","label":8} {"text":"Karantinada evde izleyecek çok şey olmasına rağmen yıllar sonra 4. sezonun geldiğini duydum. İlk 3 sezonu kısa sürede tekrar izledim. Dolayısıyla araya tekrar filmi izlemem gerekti. Daha objektif olmak gerekirse dizinin yanında film oldukça sıradan gözüktü. Dizide 40 dakikalık sürede genelde rutin bir işleyiş vardır. Bir konu olur, ilk 10 dakika o konunun ne olduğu; sonraki 20 dakika araştırmalar, son 10 dakika çözüm sunulurdu. 2 saate yakın süren filmde de son 15 dakikada olayın birden çözülmesi biraz sırıtmış. Öte yandan dizi 3. sezon bitince bir nevi yarım kalmıştı. Filmin başında güzel bir özet geçilmesi güzel düşünülmüş. + Weevilcıyız.","label":6} {"text":"Film gerçekten güzel. Yapılan abartılı eleştirileri haketmiyor. Fahriye Evcen'i beğendiğim kadar oyunculuğunu da beğeniyorum. Özcan Deniz zaten mümkünse hiç şarkı söylemesin. Oyunculukta daha iyi. Duygu yönünden izleyiciye aktarabilen bir filmdi. Tekrar izleyebilirim.","label":7} {"text":"kadro güzel, sürükleyici, hep ne olacak şimdi dedirten. aşk ı anlatırken, insan olmanın ana özelliklerini ortaya koyan hikayesi olan iyi bir film.","label":8} {"text":"evi yıkan kepçe leviathan'ın ta kendisi değil miydi? hakikaten, bir deniz canavarını andırmıyor muydu bakınca? çok etkilendim o sahneden.","label":6} {"text":"aslında fılmın fragmanını ızlerken ınanılmaz etkılenmıstım ama ıstedıgım gıbı olmadı fena degıll ama fılm bıraz basıt olmus aradakı guc farkını gosterememısler oda gercekcılıgı bıraz dusurmus ama nede olsa bılım kurgu sonuc olarak kendını ızlettırıyor cok umut baglamadan ızlersenız ıyı olur","label":4} {"text":"Adam Sandlerin görece kötü filmlerinden biriyle karşı karşıyayız , herkesin dediği gibi iğrenç espriler ve sonundaki o saçma mesajla yerin yedi kat dibine girmeyi hakediyor bu film. Rob Scheneider gibi bir komedyeni gözlemlemek için izleyin ve akabinde unutun","label":4} {"text":"hem izmir açık hava tiyatrosunda canlı, hem de netflix.","label":5} {"text":"Eva Green de olmasa çekilmezdi...","label":9} {"text":"filmin finalinde edip cansever'in tragedyalarından sanırım italyanca söyler kilise bekçisi münir özkul. \"birdenbire her şey pespayeleşti birdenbire\" william blake, sevim burak, marguerite duras, john donne göndermeleri vardır. ayrıca türk-fransız ortak yapımıdır. \"bir koku var, yanık kokuyor, yanık diyorum! yanık kokusu bu! hala, halacım, gezmeyelim bu kokuyu diyorum.?\"","label":8} {"text":"Film iki kısımdan oluşuyor gizemli ilk kısım ve çözülen ikinci kısım...ilk kısım sıradan sıkıcı korku filmi gizem çözülünce ise film level atlıyor adeta. Güzeldi. Kaliteli idi Warner bross yapımı boru değil","label":6} {"text":"komik izlerken sikilmayacaginiz audrey'in güzelligine hayran olacaginiz bir film 3/5","label":5} {"text":"Hiç bekledigim gibi bir değilditamamen vakit kaybı izlemeye değmez eski filmler daha güzel.israf bu.","label":0} {"text":"filmi gerçekten eğlenmek ve keyifli zaman geçirmek için izlerseniz mutlu olursunuz konusu basit olmasına nazaran görsel şölen aksiyon ve birazcıkta komediyle kendini sıkmadan izlettiriyor bide bunlara Jeff Bridges ve Ryan Reynolds ikilisinin oyunculuğu eklenince bi hayli geçer not alıyor benden tavsiye izleyin bir solukta bitireceksiniz pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":6} {"text":"Baştan sona kahkaha fırtınası diyebilirim özellikle o başroldeki ikilinin diyalogları aşırı komik zaten film de bunun etrafında şekillenmiş biraz izledim iyi ki de izlemişi, 2.merakla bekliyorum ..","label":7} {"text":"Döneminin bütün romantik komedileriyle dalga geçmiş bir yapım... Abuk ama izlenilebilir...","label":4} {"text":"Çok güzel, keyifli, naif, hoş bir film. İla ile Saajan'nın notlar aracılığı ile tanışması ve iletişimi, izleyenlerin de filmin ve hikayenin peşinden sürüklenmelerine neden olmuştur. İzleyenleri, filme katması yönüyle de başarılı bir filmdir.","label":8} {"text":"Will Smith'in akıcı doğallığı, kendi karakterinin mimikleri değişmeden her role girebilme yeteneği müthiş. bir ebeveyn olarak çocuğundan vazgeçmeyişi, maaş alamayacağını öğrendiğinde önce darmadağın olup sonra tekrar toplanışı, oğluyla tuvalette uyuduğu gece, o uyduruk tıbbi cihazı satmada gösterdiği sabır ve metanet, bana biraz ilham olmuştu. yazar, senarist, yönetmen ve ekip de görünmez kahramanlar. Bu iyi bir filmdir. İzlenir, saklanır.","label":8} {"text":"muhtesem yıne pedro almadovar supriz sonlar arasında akıcı mutlaka İZLEMELİSİNİZ!","label":8} {"text":"İnanılmaz zayıf bir senaryo ve beraberinde doğal olarak oluşan inanılmaz vakit kaybı bir film. Bunun neresinde komedi? neresinde dram? Filmi birazcık katlanır kılan kısım penelope'nin cesur sahneleri diyebiliriz. Oda birazcık. Onun dışında, silvia'nın çocuk yaptığı adamdan ayrılma bahanesi, raul'a aşık olma sürecinin basitliği, aynı adam aşık olan ve ne hikmetse kasabadaki herkesin sarımsağa olan gizli aşkı, kurutulmuş etle adam öldürme ve kaporta parçalama sahneleri, anlam verebilmek için inanılmaz bir IQ'ya ihtiyaç duyulan final sahnesiyle, bu kadar vaktimi nasılda boşa harcamışım dedirten bir film.","label":1} {"text":"Altin Portakal'dan bol ödülle dönerek olay yaratan Zenne'yi izledim geçenlerde. Benim bildigim zenne, kirsal kesimde, tasrada ya da gelenegin yasatildigi kesimlerde açik havada düzenlenen dügün dernekte göbegini kalçasini kullanarak dans eden erkeklerdir. Filmde ise zenne algisi, escinsel kulüplerde seksi danslar yapan erkekler. Oryantalist bakis filmi öyle hakimiyeti altina almis ki Yönetmen olarak Caner Alper ve Mehmet Binay gibi Türk isimlerini görünce insan sasiriyor. Filmdeki Alman fotografçi Daniel (Giovanni Arvaneh) filmi yazmis, yönetmis olsaydi, bunca oryantalist ögeyi anlayabilirdik. Film, escinsel oldugu için babasi tarafindan öldürülen Ahmet Yildiz'in gerçek hikayesi; ama filmin yapimcilari herhangi bir ana konuda bir türlü karar kilamamis ve ortaya sonuç haliyle odaksiz, iyi islenmemis, anlatacak çok seyi olmasi nedeniyle soluksuz kalmis vasat bir film. Oturdugum yerden Vasat gibi bir yafta yapistirirken içim acimasina engel olamiyorum; çünkü bir filmi bir araya getirmenin ne kadar çok özveri, emek, para ve umut oldugunu biliyorum. Zennelik yapan Can (Kerem Can) oyunculuguyla görselligi iyi birlestirmis, Dogulu muhafazakar ailenin Istanbul'da yasayan ogullari üniversite ögrencisi Ahmet (Erkan Avci) rolüyle inandirici. Buna karsin filmin ismi Zenne olmasina karsin, Can'in degil, daha çok Ahmet'in hikayesi var. Belki Zenne’de Can ile Daniel’in iliskisi odaga konulsaydi filmin dallari budaklari biraz olsun toparlanabilirdi. Can, Teyzesi Sükran (Jale Arikan) ve teyzesinin sevgilisiyle birlikte yasadigi ev, keyifli, canli. Diger bir yan hikaye olan Can’in zarif annesi Sevgi (Tilbe Saran) ve askerlik sirasinda çatismalara girmesi sebebiyle ruh saglini kaybetmis abisinin hikayesinde baska bir film mi izliyorum diye süpheye düsüyor insan. Ahmet'in annesi Kezban karakteri trajikomik, üstelik de korku filmi kaçkini. Bunda oyuncusundan ziyade yönetmenlerde bir hata aranabilir sanirim; çünkü Rüçhan Çaliskur’a verilen rol bu ise, rolünü iyi yaptigi su götürmez. Yine de Kezban karakteri daha uzun süre kabuslarimda pesimi birakmayacak. Bu kadar yumusak bir babanin, üstelik de kendisi de gizli escinsel olan birinin oglunu ayni nedenle öldürmesini Can ve Ahmet’in arkadasligini anlamak kadar zor. Diger bir yan hikaye, Daniel’in Afgansitan’da fotograf çekerken bir sekilde ölümlerine sebep oldugu çocuklar nedeniyle duydugu suçluluk. Odaksizligini, zennenin dans ettigi etkileyici görselligi bir yana koydugunuzda genel itibariyle çakma bir Ferzan Özpetek filminin içinde kaybolmus gibi bu filmi hayretle izleyeceginize süphe yok. Yabanci bir fotografçinin ana rollerden birini üstlendigi oryantalist bir filmde gözler Istanbul gibi nefes kesici bir sehrin görselligini ariyor. Hamam’daki gibi. Zenne, tek bir filme sigmayacak kadar çok anlatacak konusu olan iyi niyetlerle yapilmis ama maalesef iyi kotarilamamis daginik bir film… ImdB puaninin 7,3/10, beyazperde puaninin ise 1,5/10 olmasi filmin seyirci kitlesinin de Batili oldugunu gösteriyor sanirim.","label":3} {"text":"Genellikle VCD film izlemem sinemayı sinemada izlemeyi tercih edenlerdenimİkincisi savaş filmleri izlemem.Genellikle hep aynı şeymiş gibi gelir bana.Kol bacak kopmasının ani ölümlerin neresi izlenesi anlamıyorum.Harici olarak bu savaş filmi VCDden izledim.Film kenidini zorla da olsa izlettirebiliyor diyebilirim her ne kadar yaw bitse artık diye kendime 5-6 kere söylensem de...Ama film bomboş hiçbişey yok Kesişen Yollar gibi birazcık ırkçılık karşıtlığı biraz her zamankinden Amerikan milliyetçiliği birazcık tedavisi çok zor olan bir askerin azimli çalışması sonucu orduda tekrar asker durumuna gelebilmesi....Yani hep aynı şeyler.Çok sıradan.Bence izlemenize hiç gerek yok.Nicolas Cage de vasat bi oyunculuk sergilemiş zatenAnlamadığım nokta filmin yönetmeni John Woo Face Off ve Broken Arrowdan sonra MI2 ve bu filmiyle düşüşte.Ben bu yönetmenin tutkulu olduğu bazı imgeleri de bu filmde göremedim.Buda Woonun filme imzasını atamamış olmasını düşünmeme neden oldu yani.Sanki tanınmamış sıradan bir yönetmenin elinden çıkmış bir film gibiydi anlayacağınız....Falan FilanTavsiye etmiyorum.Vaktim çok ve savaş filmlerini severim ben diyorsanız o ayrıBol sinemalı günleeer","label":4} {"text":"Finale kadar merakla seyrettiren bir polisiye gerlimdi...","label":9} {"text":"güzel bir komedi filmi.gülmek isteyenler izlemeyi kaçırmasınlar.özellikle espriler ve filmdeki oyuncuların rolleri çok güzel.","label":4} {"text":"Jenna Dewan ve Channing Tatum, filmden sonra evlenmişlerdi...Film ise, çok klas bir dans filmi idi.","label":9} {"text":"Joker'in oyunculuğu muazzamdı.","label":8} {"text":"Beklentiyi karşılamadı, 15 liramız hebâ oldu konu bütünlüğünün sağlanmadığını düşünüyorum, tavsiye etmiyorum.","label":3} {"text":"Herhangi bir özelliği olmayan vasat bir film..Senaryo kitlenip kalıyor,heyecan yok,Alpacino’nun rolu çok sıradan,izlerken bir an önce bitsin diye bekledim ...10/6","label":5} {"text":"imdb metascore'a baktığınıza, Garner resmen bombardmana tutulmuş, ancak bana göre esas bombardımana tutulması gereken, filmi oluşturan ekip. Sonlara doğru çarşafların havada uçuştuğu sahne dışında senaryo bile yok... hatta garner duruşuyla filmi kurtarmış diyebiliriz, ama gemi batmış, geriye bir kaç fıçı barili sahile çekebilmiş. Saygılar","label":2} {"text":"görüntü açısından gerçekten iyi bir film... belki çok farklı ve merak uyandıran bir film değil ama izlemesi keyifli bir film...","label":4} {"text":"Queen daha önce hiç dinlemedim, bir şarkıcının hayatının bana bu kadar uzak olupta onu bu kadar sevebileceğimi, dünyanın açık ara en iyi konserinin 1985 yılında verildiğini öğretmesi bile benim için başlı başına izlenmesi için yeterli bir sebep.","label":8} {"text":"sırf paranız boşa gitmesin diye üye oldum valla biz gittik arkadaşla zaten içerisi boştu 2kişi vardı bizimle 4oldu. ilk yarıda zaten bişey yok uyuşturucu felan çekiyorlar 2.kısımda ise boş evde dandik play store efekt leriyle 2 zombiye benzer cin koymuşlar biraz bagırıyorlar okadar. scooby doo daki hayaletler bile daha korkunçtur","label":0} {"text":"..Nişanlı, kız kardeş gibi rollerdeki oyuncular zayıf kalmış..Gürkan uygun yine oyunculukta devleşmiş..bayanların Kılık kıyafet saçı başı o denemi çokta yanıtmamış...Nişanlı, kız kardeş gibi rollerdeki oyuncular zayıf kalmış.gözlerininzin dolmasından,, yer yer küfretmekten kendinizi almıyorsunuz..genel olarak güzel bir film[spoiler][/spoiler]","label":6} {"text":"Her ne kadar kendimi tam anlamıyla Mona'nın yerine koyamasamda sarsıcı bir filmdi. Kayıtsız duruşunun ardında ne hissettiğini ne izleyenlerin ne de filmde onu anlatmaya çalışanların farkına varamadığı özgür mü daha ziyade yalnız mı hangisini derinden hissettiği bilinmeyen döngüden sıyrılmayaçalışan bir kadın... Assoun'un onun atkısını koklayıp susması beni en çok etkileyen sahne oldu, bir de profesörle masada oturduklarında yan yana gelen elleri... Ve yol kenarında rastladığı hayat kadının Mona'ya araçlarıkastederek içindekileri ürkütüyorsun demesi... Kendini ağılına adamış pastoral yaşantısı içinde mutlu suya sabuna dokunmayan ve Mona'nın tabiriyle yollara düşmeyi içinde bulunduğu sisteme hizmet etmek olarak adlandıran \"ben yalnızlıkla özgürlüğün ortasını buldum\" diyen filozofumuz ve diğerleri Mona'ya acıdıkları kadar ona imrenen bir yanları da var. İncelikli \"dokunmuş\" bir film...","label":7} {"text":"şimdiye kadarki en güzel sefiller uyarlaması olması bu film sebebiyle değil de diğer filmlerin başarısızlığı sebebiyle bana göre. tamam kostümler, sesler, ortam başarılı da iki buçuk saat olması beni çok baydı. javert için r. crowe pek olmamış, oyunculuğu iyi olabilir ama javert'in tipi bambaşka olmalıydı.","label":4} {"text":"Sokak lambasının umut ışığı gibi görünebildiği oldukça karanlık olan film, sıkışmışlık, çaresizlik duygusunu verebildiği için amacına ulaşmış. Varlıkları zerre kadar önemli görülmeyen, pamuk ipliğine bağlı yaşamların güvenliğinin kapıya sarılan ip ile sağlandığı insanların öyküsü anlatılırken sosyalini bırak devlet nerede sorusunu getiriyor akla... Beyaz atlı prense bağlanmayan sonu ile, zorlu yaşamına karşın onurlu duruşundan vazgeçmeyen bir kadının dramı çerçevesinde ilerleyen film, tanıklıkla yetinip aslında yeni bir şey söylemiyor olsa da eğitim, sağlık, barınma sorunları çözülmemiş bir toplumda en az üç çocuk diyen fütursuz akıllara bir yanıt niteliğinde...","label":6} {"text":"Rezalet bir film gerçekten. :S Bu tür filmlere harcanan bütçelere gerçekten acıyorum.","label":1} {"text":"zorlama bir film daha.","label":5} {"text":"Efektler ,geçişler , oyuncu kadrosu gayet başarılı. sahnelerin hissettirilmesi ayrıca kaliteli ve güzel.begendim ben izlenmeye değer","label":9} {"text":"hayatımda izlediğim en güzel Türk yapımı filmlerden biri. Tavsiye.","label":9} {"text":"Muhteşem bir film ve oscara gidiyor umarım haydi 3 maymun haydi Nuri Bilge Ceylan.. Burdaki olumsuz yorumların hiç birini dikkate almıyorum o kadar kötü sinema yorumları ki, sinema hakkında bu kadar bilgisiz ve zayıf düşünceli insanların bu siteye gelip yorum yapması da çok can sıkıcı bir durum..","label":9} {"text":"yani idare eder çok mükemmel bir filmdi değildi ancak eğlenceli olabilir.izlemeseniz de bir şey fark etmez...","label":6} {"text":"Filmdeki bıçak sahneleri ile aşkı bu kadar güzel tarif eden bir benzetme daha görmedim.","label":7} {"text":"Soğuk savaş dönemi konümizmin yayılmasını engellemek, kapitalizmi aşılamak-özendirmek amacıyla her türlü iletişim aracını kullanarak dünyayı enformasyon bombardımanına tutan ABD'ye karşı SSCB'den gelen bir yanıt gibi adeta. Uzay, nükleer güç, askeriye,, ekonomi, eğitim, yayılmacılık arasındaki rekabetin sinemaya kadar yansıdığı dönemden kalma eserler...","label":7} {"text":"Bu filmi imax salonunda izlemenizi tavsiye ederim.bir zamanların canavarlı filmleri yeni teknolojiyle geri dönüyor.bu tip filmlerde mantık aranmaz,o yüzden size bol görsellik,ve ses efektleriyle iyi seyirler.","label":9} {"text":"O dönemin iyi bir filmiydi. ben sinemada izledim yalnız hiç ses efekti yok. doğru düzgün görüntü efekti bile yok. Filmi ilk izlemeye başladığımda işte bu dedim ama ortalarında ve hele finalinde hayal kırıklığına uğradım.","label":5} {"text":"Taken'in ismini \"96 Saat\" diye çevirip, Taken 2'yi ise \"Takip: İstanbul\" yapmışız. Tam bizlik olmuş. Filmde bir sürü saçmalık var. Hepsine değinemem ama birini söylemesem edemem. Sınırı geçtikleri sahne o kadar ucuz o kadar saçmaydı ki, filmin kalitesini daha baştan yerle bir etti. Taken > Taken 2","label":4} {"text":"öyle aman aman güzel bir film değil. imdb puanını da haketmiyor. vakit geçirmek için izlenebilir. Ne aksiyon ne de dram olmuş. Belki dram kısmına ağırlık verilseymiş daha iyi bir film ortaya çıkabilirmiş.","label":4} {"text":"Filmden öncede doors dinlerdim ama jim morrison'un bu kadar çatlak olduğunu filmde öğrendim.","label":6} {"text":"COK GUZEL BIR FILM. Eva green hayranlari bu film sizin icin. Cok basarili Guzel bir kitabin beyazperdeye harika bir sekilde anlatimi. 15+ yas ustu cocuklarla gidilmeli. Fantazi, hayal kurgu bakimindan cok basarili bir filim. izlemenizi tavsiye derim.","label":9} {"text":"hem komedi hem macera ve adrenalin ve süper oyucular izlemek için daha ne olsun bence çok güzel ve hareketli bir film 10/8 i fazlasıyla hakediyor","label":7} {"text":"Menteş bu sefer ters köşe yaptı! Ne demek istediğimi Afili Filintalar'ı takip edenler bilir. Murat Menteş mütemadiyen film önerisinde bulunur ve önerdiği filmlerin çoğu da güzeldir. Film konusunda Menteş'in zevkine güvenirim gerçekten. Çok merak ediyorum Menteş bu filmi izlerken ve izledikten sonra okurlarına önerirken kafası nasıldı acaba :) Bu film için benim söyleyeceklerim ise; eğer ki sizin için bir gün 1258652840294035 saatten ibaret ve vaktiniz hiç olmadığı kadar bolsa, dünyada yapacak hiçbir şeyiniz kalmadıysa en son bu filmi izleyin derim ben.","label":5} {"text":"\"uzun diyalog görünce salyası akan çözemediği herşeyi çok güzel sanan insan modeli\" belki de cidden çözüyordur : ) o zaman ne olucak : ) ya film iyise ?","label":7} {"text":"Liv Tyler var diye izlemiştim. Film bekleneni veremesede Liv Tylerin (güzelliğinden bahsetmiyorum) oyunculuğu için seyredilebilir. Başka artı tarafı yok.","label":5} {"text":"Neden korku gerilim filmlerinin değişmez figürleridir oyuncak bebekler ve kız çocukları?","label":6} {"text":"töre cinayetinden kaçmaya çalışan kızın hikayesi. Türk sineması için orijinal denemelerden denebilir. Kaçma kovalama filmi. Sürükleyicilik iyi. Oyunculuklar iyi denebilir. Sonu havada kalmış devamını çekeceğiz diye filmi bildiğin sonunu bağlamadan bitirmişler. gene de ortalama üstü denebilir film için","label":7} {"text":"film gerçekten güzel olmuş,ilk defa komedi unsuru yok ve çokda güzel olmuş ama Jackie Chan ile ilgili dövüş sahneleri yapılsa film bence daha güzel olurdu,kısaca herkezin dediği gibi dövüş filmi beklemeyin ama Jackie Chan filmin hemen hemen bütün karelerinde var.","label":0} {"text":"Çok özel bi film olmasını beklemeden izlemiş olsam beğenirdim, vakit geçirmek için güzel bi film. Ama hakkında konuşulanlar sağolsun, çok şey bekleyerek izledim. Aman siz öyle yapmayın, ne kadar az beklerseniz o kadar iyi.","label":7} {"text":"Eger uyarlama degilse bence cok guzel film Ismail Hacioglu ve filmdeki annesinin performanslari cok cok iyi en cok simit alan adam olunce eline para koydugu kisimdan etkilendim:( ","label":7} {"text":"çoooooooooooooookk eğlenceli!!!","label":9} {"text":"bir çete tarafından tuzağa düşürülen ve şantajla parası sömürülen clive owen artık kendi yöntemleriyle bu çeteye dur diyecektir. gayet başarılı bir film olduğunu söylemeliyim","label":7} {"text":"Sadece duygusal sebeplerle değil aynı zamanda iyi bir film olduğu için beğendiğim film. Gerçek olaylardan alıntı bir kitaptan uyarlandığı için gerçekci bir film olmuş. Filmdeki konuşmalar çok orjinal. Çok güzel bir bağımsız film.","label":8} {"text":"Döneminde ses getirmiş, basit ama ince detaylarla bezeli vakit geçirmelik çok fazla beklentiye girmeden izlenecek bir film, Mila Kunis çok güzel, JT'nin kasları çok iyi, finali hayat kısa kuşlar uçuyor. Bu filmin birebir kopyası No Strings Attached ikisi de güzel 10/6","label":5} {"text":"Ağır işleyen bir temposunda olsa denzelin karizması durumu kurtarıyor. oldukça başarılı bir film. oyunculuk süper.","label":7} {"text":"Afişine bayıldım...","label":4} {"text":"klişeler yığını. hikaye yok desen yeri, her hamle tahmin edilebilir, 3 boyut bir kandırmaca, 2 boyut izlesen nerdeyse hiç bir şey fark etmez. Tek güzel tarafı, çocukken izlediğim Red Baron isimli animeyi hatırlattı. 5/10","label":4} {"text":"Adi ile sergio leone'ye saygi durusunda bulunan filmin süresi de usta yönetmenin eserlerini hatirlatir nitelikte.Ancak bu kimseyi korkutmamalidir ki keza filmin ne zaman sonuna geldigini anlamadigim gibi bitmesini de istemedim demeliyim tüm samimiyetimle... 4 ay, 3 hafta, 2 gün de hayran kaldigim bir yemek sahnesi vardi. Ona benzer bir sahne ile açiliyor film; polislerin gayet günlük konusmalarini yaptigi arabada giderlerken zanli da aralarinda kelepçeli olarak oturuyor, sohbet olanca siradanliginda devam ederken nuri bilge ceylan in kamerasi zanlinin önce profiline ordan gözlerine odaklaniyor. Daha bastan yakaliyor resim tonundaki görsellikle yönetmen seyirciyi. Bunun gibi baya bi tablo sunuyor filmde yönetmen seyirciye, ancak üç maymundaki yagmur ve tren sesi efektlerinin yerini bu filmde rüzgar aliyor hemen her planda. Bazen yalnizca rüzgara odaklaniyor kamera bazen de sahnede bir tamamlayici unsur oluyor, karakterlere baska bir anlam yüklüyor hikayeye de-buna ne denir bilmem ama ben gotik bir hava sezdim kendimce-sanki ara ara derinlesiyor olagan replikler rüzgarin atmosferiyle, seyirci de oyuncular da film de söyle bi durup düsünüyor uzunca. bir derdim var demiyor film, aslinda sonuç da vaad etmiyor nasi bitecek bakalim diye merak da olmuyor insanin gözlerinde. yalnizca bakiyor seyre daliyorsunuz usta yönetmenin bu kez senaryo üzerine iyice kafa yordugu filme.evet öyle ''nuri bilge ceylan in içinde en cok konusma geçen filmi''. bence bu film bir kabullenmeyi anlatiyor. Anadolu da bu isler böyle olur kimse de yadirgamaz. O yüzden bunca cinayet yeri aramasi sirasinda, savci bir sonraki gün gidecegi Ankara seyahatinin, komiser bir an önce ölünün gömüldügü yeri bulup kendi sorumlulugunu devretmenin, muhtar köye yaptirmak istedigi morg projesinin, adli morg teknisyeni kullandigi malzemelerin demode olusunun derdindedir.Bu arada doktor ufak bir dokunus yapmak geregi hisseder rutin sona ki bunu da kimse yadirgamaz sonuçta ortada kalan küçük bir çocuk vardir. Bu filmi diger n.b.c filmlerinden ayiran en belirgin özellik ise, seyirci ile arasina mesafe koymamasidir yönetmenin. Son derece samimi, sicak bir ortam yakaliyor ercan kesal in basini çektigi senaryo metniyle. Son söz: 2000 li yillarin basinda daha ilk filmlerini çekerken Cannes tarafindan kesfedilen ve sonraki isleriyle de hep ödülllerle dönen dünya çapindaki lars von trier, kim ki duk, gus van sant, roman polanski, pedro almadovar gibi gediklilerle birlikte anilan usta yönetmenimize umarim gereken degeri verir de salonlari doldururuz.","label":8} {"text":"hayallaa ya herhalde ben espri anlayışımı kaybettim.. ya da evrim teorisinde biryanlışlık var, herkes maymun hala..","label":4} {"text":"Puanının yüksekliğine bakmayın az kişi oy vermiş zaten. Bakit kaybı bir film.","label":4} {"text":"Beklentilerinize göre değerlendirmenizin değişebileceği bir yapım.Ben zaten iyi bir kurgu,başarılı oyunculuklar beklemiyordum ; sağlam aksiyonu ve sürükleyiciliği beğenimi kazanmaya yetti açıkçası.10/7","label":6} {"text":"beybaba'nın ihsan oktay anar'a benzemesi tesadüf mü acaba, amat'a selam çakmış mıdır, amat'tan haberi var mı karaçelik'in","label":6} {"text":"Absürd komedi severlerin kaçırmaması gereken bir film. Çok ince düşünülmüş sahnelerle dolu Eğlenceli vakit geçirebileceğiniz türden.","label":7} {"text":"Tiyatro bileti geldiğinde arkadaşlarım \"son derece cinsiyetçi bir iş komedi değil komiklik biz vaktimizi harcadık sen harcama\" demişlerdi. Blu tv. de görünce bakayım dedim ve üzüldüm çok üzüldüm tiyatro ile sinema farklı sanat disiplinleridir sahnedeki tirad mest edebilir ama sinemada o kadar uzun diyaloglar genelde olmaz ya da çok vurucu olmalıdır tek planda işler keşke yapılsa dünya sinemasındaki güzel örnekler gibi olsa ama tiyatroyu sinemaya aynen kopyalamakla olmaz yazık bir de sevdiğimiz insanlar emek vermiş insan ne kadar üzülse az kimse mi dönüp bakmadı yaptığı işe utanmadılar mı bel altı ergen jargondan bu kadar...","label":0} {"text":"Aşırı overrated live action anime gibi olmuş bir sahnesi dışında haftaya tamamen unutacağım bir film","label":6} {"text":"Konu sıradan olsa da filmin anlatımı etkili.. başrol oyuncuları çok uyumlu ve başarılı.. 8/10","label":7} {"text":"Bence Pedro Almodovar'ın bu filmde bize anlatmaya çalıştığı şey değişim... Film bitince damağımda çok güzel bir tat bıraktı. Sadece 5 ana karakter, çapraz ilişkiler ve raslantılarla örülmüş; hayatın işindeki değişimi anlatan bir film. Filmin başından sonuna doğru sadece karakterler değil ülke bile değişmiştir. Mesaj kaygısı biraz fazlaydı ama olsun izlenebilitesi kesinlikle olan bir film:)","label":7} {"text":"ilki kadar vurucu olmamasının sebebi olayın birinci filmden farksız olması sanırım, sanırım 3. film de çekilecek son sahneden anladığım o.","label":5} {"text":"Cocuklarina Turklerin bagimsizlik mucadelesini, inanclarini, kararliliklarini yani Canakkale Savasimizi anlatmak isteyenlerin bu ilk Filmi seyrettirmeleri cok yerinde olur. Tebrikler filmin yapiminda emegi gecen herkese.","label":9} {"text":"... Darren Lynn Bousman i$in suyunu cikarmaya devam ediyor. Dordunce bolumuyle huzurunuzda yeralan bir filmin Oyun Daha Yeni Basliyor (bundan oncekiler oyun degildi de neydi peki ?) gibisinden laflarla hala soyleyecek cok seyi varmis gibi hicbirsey soyleyememesine ne demeli peki. Yonetmen Bousman ayni gorsellikte, ayni kurgu numaralariyla bir kez daha seyirciyi sasirtmaya yoneliyor, flashback#39;lerle Jigsaw#39;in bilinmeyen yuzunu ortaya cikarmaya, hikayenin gecmisini daha da didiklemeye calisiyor ancak 95 dk. sonunda sikintidan ufleyip puflememize engel olamiyor. En son o cok orijinal ilk filmiyle gonlumuzde taht kuran #39;Final Destination#39;, birbirinden kotu devam filmleriyle boyle harcanmisti. Saw IV, gercekten seri adina hicbir yenilik getirmeyen (daha fazla kan diyorsaniz buyrun) bir devam filmi, ancak gordugu ilgiye bakilirsa sonu yok gibi gozukuyor... (2/10)","label":1} {"text":"Görsel şölene dönüşen filmlerden fazlasıyla hoşlanan kişilerin kaçırmaması gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Hem de 3 boyutlu. Taylor Kitsch'i de Lynn Collins'de oldukça başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Özellikle normaldeki haliyle alakası olmayan Lynn Collins'in güzelliği de film kadar fantastik olmuş. Özel efektçilere yine çok işin düştüğü bu filmden, beklentilerini yükseltmiş olan gerçekçi kişiler pek hoşlanmayacaktır. Onlar da ne diye giderler böyle filmlere ya da ne diye oylarlar bu filmleri bilmem. Hem sevmezler fantastik filmleri hem de çamur atarlar. Belli işte bu filmlerin ne olduğu, otur sadece dram filmlerini izle sen. Neyse, filmi bir kompozisyonmuş gibi düşünürsek geçişler, bağlantılar ve akış da başarılı. Öyle ki 140 dakika gibi bu uzun filmden bir an bile sıkılmadım. Ufak bir beklenmedik bir son bile sokuşturmuşlar ve güzel olmuş sahiden. İmdb'de şu an 10 üzerinden 7.0 oya sahip olan bu filme ben de rahat rahat 7 verdim. Bu kadar beğendikten sonra neden 7 diye soran olursa bu grubu açış amacımı hatırlatmak isterim: SİNEMAYA İYİ VAKİT GEÇİRİLEBİLECEK BİR ETKİNLİKTEN ÖTE HAYAT DEĞİŞTİREBİLECEK BİR SANAT GÖZÜYLE BAKANLARA...& İşte bu film hayatımı sadece kısa bir süreliğine değiştirdi. İyi vakit geçirdim o kadar, daha büyük bir beklentim de yoktu. Bizim kıytırık beyazperde eleştirmenleri ise 5 üzerinden 2 vermiş, ne zannediyorlarsa kendilerini. Toplumun tamamının görüşünden, bakış açısından uzak olan bu sözüm ona eleştirmenler neye yarar merak ediyorum. Onların bu zor beğenirliliği ve yorumcu diye geçinmek için izlenilebilir filmlere attıkları çamurlar kimin umrundaysa sanki. Eminim ki herkes de benim gibi, onlarınkini değil de toplumun her kesiminden aklı başında üyelerin yorumlarını dikkate alıp gidiyordur filmlere. Bence her film öncelikle türüne ve çekiliş amacına göre değerlendirilmeli. Amacına ulaşmış güzel bir film. Evde ne anlayacaksın bu 3 boyutlu görsel filmden. http://www.facebook.com/groups/164401280285329/","label":5} {"text":"Aslında film demek münkün degil hıristiyanlik inancının reklamı olmuş demek daha doğru oluyor . Filmde çok sık olduğu gibi türkleri aşağılama yapımış . Gerçekden izlemeye deymez.","label":0} {"text":"Valla ben beğendim. İlginç ve güzel bi konusu var. Komikti de ayrıca. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"bu film özeldr çünkü geçtiği yerler benim topraklarım burda varolan gerçekler insanın içini yakıyo izlerken gurbet ellerde olmamdan da olabilir çk kötü ağlamştım bak yine doluyo gözler müzikler buranın türkü kültürüne işaret. bir ay doğar ilk akşamdan geceden...","label":7} {"text":"bence seriye burada son noktayı koymaları iyi olmuş çünkü üçüncüsü diğer filmlere göre biraz zayıf kalmış gibi geldi bana,zaten neve campbell’e dördüncüsü için teklif götürdüklerinde filmi tadında bırakmak istediğini söylemişti...en iyi buydu zaten... bu seriyi mutlaka izleyin.9/10","label":8} {"text":"\"hitler niye osurmadı\" falan yazsaydınız filmden beklentinizi daha iyi belli ederdiniz","label":1} {"text":"Senaryosunu, Vanessa Block ile birlikte yazdığı hikayeden uyarlayarak ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek üzere yönetmen koltuğunda oturan Michael Sarnoski'nin kaleme aldığı “Pig”, gizemini son dakikasına kadar koruyan &şahane bir drama olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, fragmanı yayınlanır yayınlanmaz; Rus mafyasınca öldürülen küçük köpeğinin intikamını almak gayesiyle yollara dökülerek, 100 dakika boyunca John Wick (2014) olarak terör estiren Keanu Reeves'in öyküsünü de akıllara düşüren bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Bölüm Bir: - Rustik Mantarlı Tart - Karısı Lori'nin (Cassandra Violet) ölümü sonrasında, Oregon ormanlarının derinliklerindeki bir kulübede teknolojiden yoksun bir biçimde inzivaya çekilerek münzevi bir hayat sürdüren Robin Rob Feld (Nicolas Cage); yerlerini bulma konusunda uzman olan domuzunun (Brandy) yardımıyla toprağın altından çıkarttığı nadide trüf mantarlarını, Perşembe günleri ziyaretine gelen Amir (Alex Wolff) aracılığı ile piyasaya sürmektedir... Ancak gecenin bir yarısı, kim olduklarını bilemediği iki kişi; Rob'ı darp etmelerinin ardından, domuzunu da alıp kaçarlar... Ertesi sabah kendine geldiğinde Rob, telefonlarını kullanmak amacıyla yürüyerek gittiği restorandan Amir'i arayarak yardım için yanına çağırır ve beraberce mantarların asıl alıcısı olan Mac'i (Gretchen Corbett) görmeye giderler... O da kendilerini, hırsızlığı yapan Bree (Julia Bray) ile Scratch'e (Elijah Ungvary) götürür... Ama onlar domuzu, siyah bir otomobil kullanan varlıklı bir şehirliye çoktan satmışlardır bile... Bunun üzerine Rob Amir'e, kendisini Portland'a götürmesini söyler... *** İlk iş olarak Rob; eski kulağı kesiklerden Edgar'ın (Darius Pierce) kapısını çalsa da, hemen bir neticeye ulaşamaz... Ardından da, Dave'in (Sean Tarjyoto) mutfağında çalıştığı restoranın içinden Edgar'ın bahis oynattığı dövüşlerin yapıldığı, yer altındaki gizli mekana gidilir... *** Bölüm İki: - Annemin French Toast'u ve Sökülmüş Deniz Tarakları - Dennis'in (Kevin - Michael Moore) fena hırpalayarak neredeyse suratını dağıttığı gecenin sabahında Rob Amir'e; yediği dayağın karşılığında adını Edgar'dan öğrendiği Finway Restoranın yerini bilip bilmediğini ve öğlen yemeğine yer ayırtıp ayırtamayacağını sorar... Yanıt: Elbette olur... Zaten Amir'in babası Darius (Adam Arkin), o restorana malzeme satmaktadır... Fakat Amir rezervasyonu, kasap arkadaşı Joe (Tom Walton) aracılığı ile yaptırır... *** Yemekten önce Rob, eskiden karısı Lori ile yaşadığı evin önüne giderek küçük Bryce (Davis King) ile kısa bir duygusal sohbet yapar... *** Derken... Rob ile Amir restorandadırlar... Rob, on beş yıl önce çalıştığı bu restoranda kendisini yakından tanıyan mevcut Şef Derek (David Knell) ile domuzu hakkında konuşmaya başlar... Dakika 50... Geride sizleri, - Bir Kuş, Bir Şişe ve Bir Tuzlu Baget Ekmek - isimli ters köşe sürprizlere sahip olan üçüncü bir bölümü de bünyesinde barındırmasının yanı sıra Robin Feld'in geçmişine dair çok özel ayrıntıların gözler önüne serildiği 42 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"Film, gerek renk ve ışık kullanımı gerek karakterleri gerekse de işlediği tema itibariyle güzel bir masal atmosferi sunuyor. Ancak, karakterlerin Penelope'ye tutumlarında yaşanan dramatik değişim, bu atmosferin film boyunca korunmasına olanak vermemiş. Bu bakımdan pek dengeli bir film değil, karakterler kimi zaman oldukça naif kimi zaman fazlasıyla olgun tavırlar sergiliyorlar. Bununla birlikte, romantik bir peri masalından daha fazlası var filmde. Penelope'nin aşkı ararken kendini bulma serüveni esas temayı teşkil ediyor. Bu sebeple, merkezdeki aşk öyküsü ikinci plana atılmış. Bence, gayet makul bir değiş-tokuş olmuş. Ayrıca; Ricci, domuzcuk burnuyla gayet güzel ve sempatik duruyor. Kendisine cüzzamlı muamelesi gösterilmesini anlamak mümkün değil. Sanırım, \"çirkinlik\" kavramı konusunda mutabakata varamıyoruz. Siz, \"çirkin\" görmemişsiniz bence.","label":8} {"text":"Farklı insanların sevgisi de çok farklı oluyor. Film çok içten ve güzeldi. Meryem ve Rıza'yı çok sevdim.","label":6} {"text":"Hiç güzel değildi, beğenmedim malesef, çok sönük geçti, haluk bilginer için gitmiştim ama çık sıradandı, vasat bir film","label":0} {"text":"uzun zaman önce tv de izlemiştim. çocuktuk diyebiliriz ve çocuk halimle baya keyif aldığımı biliyorum. eşşek kadar adam olup tekrar izlesem aynı keyfi alırım galiba.","label":7} {"text":"sonbahardan nefret ederım.ama bu fılmi çok sevdim.bence ızlenılmesı gereken fılm.o kız ................sevgisi.........hayatı.....","label":9} {"text":"Filmin ilk yarısındaki senaryoya, oyunculuklara ne kadar hayran olduysam, ikinci yarısında o kadar küfür ettim. Hikayeyi bi yere getirip sonra sıkılıp \"Amaan bunu da böyle bağlarız işte\" diye klasik bi romantik komedi gibi bitirmişler. Ama müzikler harika. Zaten filmi götüren şey de Simon & Garfunkel imzalımüzikler. Ana tema müziğinin filmin hem başında hem ortasında hem de sonunda uzun uzun çalmasından da anlaşılabilir.","label":7} {"text":"O güzelim diziyi neden böyle bir filmle bitirmişler anlamış değilim.. Hiç olmaması gereken ya da olmuşken doğru düzgün olması gereken bir projeydi..","label":2} {"text":"Yönetmen McTiernan nın, en az sevdiğim filmlerinden biri...","label":4} {"text":"Bu filmden sonra Giulietta Masina'ya hayran kaldım, o kadar içten ve güzel resmetmiş ki Cabiria'yı sevmemek elde değil. Bütün yaşadığı olumsuzluklara rağmen, Cabiria gerçek aşkı aramaktan vazgeçmez film boyunca. Müzikler ise çoğu filminde olduğu gibi Nino Rota'ya ait. Vikipedi'den alıntı: Filme 1958'de En İyi Yabancı Dilde Film Akademi Ödülü verilmişti. Ayrıca Giulietta Masina filmdeki Cabiria rolü için 1957 yılında hem Cannes Film Festivali'nde hem de San Sebastian Film Festivali'nde \"En İyi Kadın Oyuncu\" ödüllerini kazandı.","label":7} {"text":"Evvel eleştirine ve görüşlerine saygı duyduğumu belirtmek isterim. Fakat kanımca film kitabı tam manasıyla yansıtamamış... Ancak Engin Günaydın gibi nitelikli bir oyuncu, Dostoyevski'nin karakterini fazlasıyla yansıtabilirdi diye düşünüyorum. Fakat senaryonun ve içeriğin doğru anlaşılamamasından dolayı bence yanlış bir \"yansıtma\" var. Bir kitabı filme uyarlamak ciddi anlamda zor bir iştir. Cesaret ve aşırı dikkat ister. Kitabı dikkatli gözlerle süzdüğümüz zaman karakterlerin derinliklerinde yatan psikolojik ruh hallerinin tam manasıyla yansıtılamadığını düşünüyorum. Dediğim gibi azizim, Dostoyevski'nin eserini yansıtıyorsun. Aceleye gelmez...","label":7} {"text":"1 ve 2 nin devamı gibi yapmaya çalışmışlar.. Gereksiz insanlar ve sahneler var… genede komik güzel ve sürükleyici","label":4} {"text":"Kesinlikle vakit kaybı! Klişe yapmayı bile becerememişler. Depresyondayım diye uyduruk filmleri ard arda izliyor olabilirim, tamam; ama bunu tamamlayamadım bile! Filmin tamamını izleyen insanlara hem saygı duyup hem acımak lazım sanırım.","label":4} {"text":"film okadar bütçesine rağmen iyi olmamiş film de hemne 1 ayda savaş teknikleri öğrenior flan filen","label":6} {"text":"Senaryo sıradan, süre kısa ama kendini bize sevdiren bir insan. Yönetmen sonunu daha farklı yapabilseydi sıradanlıktan çıkan başka konumda olan bir yapım izleyecek ve seneye damgasını vuran bir eseri konuşuyor olacaktık.","label":6} {"text":"Ömrümüzde izleyebileceğiniz en berbat bir film izlemek ister misiniz bu fırsatı degerlendirmeyin bence 😂 Oyunculuk -0 Senaryo -0","label":1} {"text":"'Lost' dizisi ile 'Saw' kırması bir devam filmi olmuş...","label":9} {"text":"Hayran kitlesinin genelini 17 yaş altı genç kızların oluşturması gayet normal.Filmde dünya, hanım kızımızın etrafında dönüyor;ezeli düşmanlar onu kurtarabilmek için iş birliği yapabiliyor.Onun için canını vermeye hazır iki erkek var-daha ne olsun-.Ama isabellayı idol alanlar için hayat düşündüklerinden daha acı olabilir.Filmde artık klişeleşmiş Amerikan sineması teması seçim yapmak üzerinde duruluyor.Yan rollerden birinin mezuniyet konuşması gayet etkileyici-filmdeki tek güzellik bu zaten-Esas kurtoğlanın bellaya yaptığı ikimizi birden sevebilirsin teklifi,bella kurtoğlana sarılıp vampiroğlanın gözlerine bakarken bilinçaltına yerleşmiş gibi gözüküyor.Sonuç itibariyle vampir filmi değil,kurtadam hiç değil,aşk filmi desen???Ayrıca kanımca film sayesinde erken bir şekilde James Deanle bile kıyaslanma onuruna ulaşan Robert Pattinsonun aksine Jackson Rathbone (Jasper Whitlock) çok daha başarılı bir kariyere doğru yürüyor.","label":4} {"text":"Film tek mekanda geçiyor olmasına rağmen uzun süre sıkılmadan merak duygusuyla izliyorsunuz. Eğer filmin son kısımları daha bir özenle çekilseydi tam bir başyapıt izlemiş olacaktık. Tek mekanda geçen \"12 Angry Men\" ve \"The man from Earth\" gibi filmleri bir adım önde tutsam da El MEtodo seyretmeye değer bir yapım.","label":7} {"text":"10 puan . tek mekanda geçen aynı anda düşündüren sıkmayan sürükleyen gelişen duygulandıran çözümlendiren kısacası izlettiren bir film.","label":9} {"text":"kürt yönetmen bahman ghobadi yedinci sanat adına iyi bir iş çıkarmış...oyuncularını oranın yerel kişilerinden seçen bahman'ı uluslararası pek çok ödül almasına ve onu dünya çapında hatırı sayılır bir üne sahip olmasını sağlayan bu ilk yapıtı sarhoş atlar zamanı tam bir arşivlik... kesinlikle kaçırmayın...","label":8} {"text":"Türünün en iyi örneklerinden.","label":7} {"text":"İlk 1 saat filmi izledikten hayatımın boşa geçen zamanlarını sorgulayıp durdum. Sanatsal film izlemek isteyenler hayatının 2 saatini bu filme verebilir. Bence gerek yok.","label":2} {"text":"Film eğlenceli. Şiveler çok iyi denebilecek seviyede. Salih Kalyon döktürmüş. Çok mu komik olduğu konusu biraz göreceli. Salonda çok gülende oldu benim gibi az gülende. belden aşağı espiriler çok. çocuklar için bence sakıncalı. eğlenmek için izlenir.","label":4} {"text":"Serinin açık ara en kötü filmidir. Önceki filmleri izleyenlerin bu filmi izlemeyip eski filmlerin tadını almaya devam etmelerini öneriyorum.","label":1} {"text":"7560 harika saniye","label":7} {"text":"Öncelikle tüm çalışanları tebrik ediyorum güzel bi film çıkarmışlar filmin iyi ve kötü yanları var İyi yanı şu etkileyici ve sürükleyici olması aşırı gerilim içermesi ve konusu muhteşemdi Kötü yanı ise son sahnedeki mantık hatasından bahsedicem yani adam orda ölürken niye kimse çıkıp engel olmuyo oyun değilde gerçek olsaydı sonu daha güzel bitebilirdi Puanım 10/8.3","label":7} {"text":"Ayca Celikkk boş yoama aq izlerken 3 posta attim 4 kızada git kenidin parmakla boşlan cıksın","label":4} {"text":"Kesinlikle çok komik bir film,en çok ingilizcesini düzeltmeye çalıştığı bölümü sevdim,aracını park ettiği sahne ve steve martin harika tarzı filmi daha eğlenceli kılıyor.Ha çinli kadını sorguladığı sahnede harika,neyse ben böyle yazdıkça aklıma bir sürü sahne geliyor bahsedecek..Bence mutlaka zeyin..Bu arada 2009 da ikincisi gelecek,üstelik Steve Martin ve Jean Reno ya Andy Garcia da katılıyor.","label":7} {"text":"en sevdiğim hababam filmidir. gerçekten çok iyi oyunculuklar, çok iyi müzikler ve bence çok güzel bir senaryo var. arka fondaki müziğin de etkisiyle okulun boşaltılırken ki sahne gözlerimin dolmasına sebep olur hep. Filiz'in yedinci talihlisini çekiyoruuumm.","label":7} {"text":"Filmin DVD menüsünde son sahnede heyacanla beklenen Burtun yarışını gösteriyor ya. Nasıl hızla sürdüğünü, motordan nasıl düştüğünü gösteriyor ve ister istemez menüde bunu izliyorsunuz. Var mı böyle bir saçmalık ?! Filme gelince, Burt karakteri o kadar samimi o kadar saf, temiz kalpli ve iyi bir insan ki...Antony Hopkins harika oynamış. İyi seyirler.","label":6} {"text":"jean reno hayranlarının kaçırmaması gereken bi film kesinlikle. Konu gayet güzel fakat kurgu biraz daha iyi olsaymış kesinlikle adından söz ettiren bir yapım olurmuş.. 7.","label":6} {"text":"Bazı filmleri bilerek geç izliyorum onun için uygun zaman ve ruh durumum olsun dıye. Yeni izledim. Başyapıt. Ağladığınızda insana ait şeyler hissedıyorsunuz. Ve dünyadan bir kez daha tiksiniyorsunuz. Çünkü bunlar oluyor. Hem de her gün, her gün ve her gün.","label":8} {"text":"Tekrar izledim geçen gece. Gerçekten harika. Üç zıt karakterin hikayeye yedirilişi, bu karakterlerin oyunculuğu, şehrin karanlık atmosferi ve tabi ki harika senaryosu ile başyapıt benim için. Snyder'in Watchmen'i ile bu filmhep birbirlerini anımsatıyor bana. Suç şehri tasvirinden olsa gerek. \"Hush hush...\"","label":8} {"text":"genelde naziler çok korkutucu gözükür ne bilim bir alman askerinin yanından geçerken bir gerilim hissedersin bu filmde o yoktu :))","label":6} {"text":"Hikaye gelişiminden çok alt metne odaklanarak zaman zaman seyirciyi inandırmakta zorlanan Pietà& (Acı), özellikle şaşırtmaktan çok etkileyici olan ikinci yarısıyla seyirciyi koltuğa çivilemeyi başarıyor. Ana-oğul ilişkisini oldukça derin ve farklı bir şekilde işleyen filmin en güzel yanı ise Michelangelo'nun aynı adlı heykelinin tüm özelliklerini taşıması. Paranın toplum üzerindeki etkisini zaman zaman abartarak seyirciye sunan film, içerdiği metaforik öğelerle de izleyici film boyunca düşündürüyor. Eleştirimiz:","label":7} {"text":"Harika bir film. Günümüzdeki siyahi vatandaşların yaşadıgı durumları geçmişte abartarak anlatan güzel bir film. Ders çıkarıcı çok unsur var. TEŞEKKÜRLER TARANTİNO. Dr. Schultz seni seviyoruz.","label":8} {"text":"güzeL ve eğLenceLi bir yapımdı.. tüm fiLmin bir köpek etrafında geçmesi hoş oLmuş.. MaLey'Le geçen bir hayat :) çok komik ya da çok duygusaL oLduğunu söyLeyemem ama kesinLikLe boşa zaman harcamış oLmazsınız.. hani bazı fiLmLer vardır \"tatLı, sevimLi, eğLenceLi\" dersiniz işte bu fiLm tam onLardan :) performansLarda fena değiL.. karakterLer abartıLı tipLer oLmadığı için Owen da Jennifer da işLerini iyi yapmışLar... FiLmde bebek muabbetLeri güzeLdi.. fiLm için kısaca köpeğinizin evLiLiğiniz üzerine etkisini anLatan bir fiLm diyebiLiriz sanırım :)","label":7} {"text":"Hızlı ve Öfkeli 6 ile karşılaştırdığımda daha akla mantığa yatkın bir senaryo ve daha iyi otomobil sahneleri var diyeyim,siz gerisini anlayın...6,5/10","label":5} {"text":"\"vurdu, kırdı olacak. samuraylar falan var 3d gözlüklerle kanlar yüzümüze fışkıracak\" kafasıyla bu filme gidecekseniz. hiç gitmeyin. japon geleneklerini ve göreneklerini çok iyi anlatan harika bir film. not: Keanu Reeves bi harika dostum.","label":8} {"text":"Saçmasalak holivud romantik komedilerini izlerken bile bu kadar sinirlenmemiştim.","label":4} {"text":"Yönetmenin H.G. Wells gibi bir ismin eserini perdeye taşımak için yeterli vizyona sahip olmadığı açık ancak esas şaşırtıcı olan John Logan'ın marifetli ellerinden bu kadar kötü bir senaryo çıkmış olması.Senarist olarak Oscar ödüllü birçok filme imza atmış senaristin en sönük çalışması belki de.Guy Pearce'a rağmen hayal kırıklığı maalesef.","label":4} {"text":"Hayatımda izlediğim en sıra dışı filmlere rahatça girebilecek bir filmdi. Filmin tamamı bilgisayar ve tv ekranındaki görüntülerden oluşuyordu. Hiç kamera ile çekilmiş bir sahnesi yoktu. Bu bakımından gerçekten inanılmaz. Film klavye seslerinin bu kadar güzel olduğunu farkına varmamı sağladı. Hikayesine bakarsak; David, Pam ve Margot üç kişilik bir ailedir. Anne olan Pam kanserden dolayı ölür. Baba-kız birlikte yaşarlar. Sık bir şekilde iletişim halindelerdir. Bir gün David kızından haber alamaz. Şüphelenmeye başlar. Margot'un piyano öğretmeniyle görüşen David, kızının 6 ay önce derslerini bıraktığını öğrenir. David'in bundan sonra yapacağı tek şey kızını aramak olur. Bu soruşturmaya bir dedektif atanır. Onunla birlikte bulmaya çalışırlar. David, kızının laptopundan bilgi bulmaya çalışır. Film bu şekilde ilerliyordu. Gerilimli bir filmdi. Sonunda dedektifin bir sahtekâr olduğu ortaya çıktı. Bu soruşturmaya atandığı değil gönüllü olduğu ortaya çıktı. Kızın kaybolma işinde dedektif ve oğlu vardı. Margot, canlı bir şekilde kurtarıldı ve iyileştirildi. Film bu şekilde bitti. Film bence teknolojinin gelişmesiyle her şeyi kolay bir şekilde araştırıp bulabildiğimizi de anlatıyordu. Teknolojinin bir çok kötü yanı olsa da bu filmde teknolojinin insanlığa büyük kolaylıkları olduğunu da görmüş olduk. Sürükleyici bir filmdi. Film sizi her an canlı tutuyor. Bunu sağlayan şeyin sadece ekran görüntülerinden oluşmasının yadırganmayacak bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Sıra dışı bir yapım olan Searching; sürükleyici bir gerilim filmiydi. Filme verdiğim puan= 8,3","label":7} {"text":"Yorumları okuduktan sonra Kendimi sorguladigim bir film cahillikten mi yoksa filmin anlamsızlıgıyla alakalimidir aslında filmi anladım ama anlamadım aynen böyle bir film işte dostlar değişik yani. İyi seyirler ne diyim (:","label":9} {"text":"hemen hemen her duyguyu icinde bulunduran harika esprilere sahip, cok saglam bir filmdi.","label":9} {"text":"Bu hafta izlediğim en iyi iki filmden biri. Müthiş bir eser, olağanüstü oyunculuklar özellikle Yavuz Bingöl, Hülya Avşar, ve Kerem Alışıka hayran kaldım. Filmin tek handikapı (sanırım yönetmen aşka gelmiş bu konuda) filmin temel müziğinin çok baskın oluşu zaman zaman diyalogları duymakta bu yüzden güçlük çekiyorsunuz ancak yine de bu hata filmin başarılı oluşunu olumsuz yönde etkilemiyor.","label":6} {"text":"Gerilim anlamında böyle bir Türk filmi izlediğimi hatırlamıyorum. Hatta bu film Jack Nicholson'ın Shining'inden de öte. Film bitti o kadar şaşkınım ki uzunca bir süre ağzımı kapayamam sanırsam. Filmin sonunda demir balyoz seyircinin kafasına da iniyor.","label":8} {"text":"Komedi gözüyle bakarsak çok iyi diyecek birşey yok.","label":5} {"text":"nuri bilge ceylan'la şahan gökbakar'ı aynı cümlede gördüm. hayat işte :)","label":7} {"text":"Arkadaşlar şu an seansdayım. Filmi izlerken yazıyorum. Biz bi hata ettik siz etmeyin. 1.yarıyı zar zor ediyorum. Bana sabır dileyin... Hayırlısı ile seans bitse de çıksak. Film çok basit işleyiş desen öyle oyunculuk desen fena... Güzel düşünceyle geldim hiç mi kimse gülmez şu an sineme da çıt yok. Kısaca paranızla yazık hemde çok yazık","label":0} {"text":"Fİlmin ortasında uykum geldi ama dayandım. Böyle bir konu ile oyunculardan daha iyi bir film olabilirdi. İdare eder ama beklentiniz olmasın. Daha iyi bir film izleyebilrisiniz. Benim ne ara izleme listeme girdiğini bilmiyorum :D","label":5} {"text":"çok güzel film. espriler yerinde hareketli-komik- eğlenceli . 10/10","label":9} {"text":"Senaryo olarak fena değildi. Vermek istediği mesaj çok etkileyiciydi. Sahnelerin uzun uzadıya olması biraz sıkıcıydı. Ama bu kadro daha fazlasını verebilirdi. Çocuk tacizinden bir hayatın nasıl mahvolacağını, ön yargıdan gerçekten de birilerinin öleceğini görmüş olduk.","label":7} {"text":"Amazing Grace filmi Parlamento?nun köleli?i yasaklamasının 200. yılı ile aynı yıla düşüp, Wilberforce?un köle ticaretine karşı verdi?i mücadeleyi ele almaktadır. azmın zaferının yanısıra basarılı olmada arkanızda akıllı bır kadının da daıma yer almasını gerektırdıgını bıze anlatan gercek yasamdan alınmıs bır fılm. guzeldı. ıngılız aktorlerın oynadıgı her fılmın baska bır agırlıgı ve gorkemı oluyor. hemen hemen hepsı kalıtelı aktorler.","label":0} {"text":"26 bölümlük animesinin bitmesinin ardından izlenilecek olan ilk film. Dünya'daki yaşam döngüsünü çözmüş olan şirketlerin, Eva'lar aracılığı ile dünyaya gelen havariler yok edilmekteydi. Fakat en son bir Adem geldi ve yaratılışın kefareti ödendi. Filmde ise yaratılış için son bir kefaret daha ödenmesi durumunda artık adaletsizliğe gömülmüş olan dünyadaki tüm yaşam sıfırlanıp tekrar, ilk baştaki gibi adil olan insan yaşamı döngüsü yeniden başlatılacaktır. Animesinin ardından mutlaka izlenmelidir. En az seri kadar başarılı bir film olmakla birlikte çok daha olgun konuların ele alındığı bir filmdir. Sadece yaşamın yeniden başlangıcı değil ciddi anlamda felsefik bakış açıları da anlatılmaktadır.","label":7} {"text":"Filmde sırf işkence sahneleri var diye testere ile kıyaslamayın lütfen. bu filmde işkencelerin her birinin bir nedeni var ve buda filmi güzel yapan tek gerçek. İntikam. ama sonu vasattı. 10/6","label":5} {"text":"filmde oynayan tüm figüranlar buraya gelip puan vermiş anlaşılan..aşağıdaki arkadaş güzel demiş..","label":4} {"text":"Sıradan bir aksiyon filmi olmuş. İlerisini göremedim.","label":7} {"text":"İlk film ne kadar beklentilerimizi karşılayamadıysa da bu film gerçekten olmuş. Ne kadar uzun sürse de hiçbir kısmında en ufak sıkılmadım. Akıcı ve hareketliydi. Devamını merakla bekliyorum.","label":8} {"text":"Film vakit geçirmek için iyi çoğu çin filminden iyidir ama ilk yarıda bişey yok duş,yemek,yürüyüş,jakuzi,uyku vb ve 2. Yarının yarısı da bu, en sonda katil hepsini öldürüyor sonunda ne oldu bee diyip çıkıyonuz 30 lira verip sinemada izlemeye değmez ama anlattığımı merak edip detaylı izlemek isteyenler the rental full HD izle diyip sitelerden izlerler ama pek tavsiye etmem vakit öldürmek isteyenler izlerler","label":3} {"text":"filmin konusu harikaydı ama gerçekten film bomboştu.yani ilk 40 dakika boyunca kız evde dolaşıyor ve heyecan ya da gerilim adına hiç bir şey olmuyor...zaten çok kısa süren bir kovalamacanın ardından da film bitiyor yani aha tam başladı derken film sona eriyor...çok basit bir film olmuştu,kimseye de tavsiye etmem açıkçası:::5/10","label":4} {"text":"Kuzuların Sessizliği sonrası en çok zevk aldığım bu filmdir...","label":9} {"text":"Karşımızda çok sağlam bir gerilim filmi var. Aslında filmi önyargıyla izlemiştim ama sonunda değdi korku filminde çok gerilim var bazı sahnelerde çok geriliyorsunuz göze batan bir oyunculuk yok eli ayağı düzgün bir film final sahnesine göre devamı gelcek gibi :)","label":6} {"text":"Filmin sonu süper bitiyor. Bende bu tarz yani sonunda izleyiciyi ters köşe yapan filmleri çok severim mesela kızıl serçe filmi de öyleydi. Korku ve gerilim bayağı var filmde ya da ben korku filmi sevmediğimden bana çok gelmişte olabilir. Ailecekte olur tek te olur ama filmi izleyin derim...","label":7} {"text":"Bence kötü puan veren arkadaşlar büyük haksızlık yapmış. Film bir komedi değil.Öyle olduğunu da iddia etmiyor zaten..Hayet hoş özgün bir film olmuş. Oyunculuklar ve çekim çok iyi..Seneryo biraz daha geliştirilebilirdi.Ama mutlaka seyredilmesi gereken bir film","label":7} {"text":"esaretin bedelinden 15 yıl evvel çekilmesine rağmen gayet başarılı bir film. !--SPOILER--! esaretin bedelinde ufak bir keski ve poster sayesinde kaçıyordu burda ise tırnak makası ve kağıt parçalarında kuklalar ile kaçıyorlar. kazıp çıkartıkları çakılları pantolonlarından bahçeye dökmeleri iki film arasındaki belirgin bir detay. abartı olur mu bilmem ama esaretin bedeli bu filmden esinlenmiş gibi sanki. !--SPOILER--!","label":7} {"text":"bence çok başarılı ve oldukça eğlenceli bir filmdi...ben daha ilk çıktığında sinemada izlemiştim yorum biraz geç oldu ama hatırladığım kadarıyla acaip beğenmiştim..","label":7} {"text":"gezici festival ile çok vasat bir sinema salonun çok vasat bir ses sistemine maruz kalarak izledim. buna rağmen 3 saat boyunca üst üste attığım bacaklarımın yerini dahi değiştirmeden oturmamı sağladı. konunun güzelliğinin yanı sıra beni asıl çeken şey harika sinematografisi ve deneysel görüntü yönetmenliği çalışması oldu. \"aşırılıkların\" yaşandığı bir dönemi \"aşırılıkları yaşayan bir adam\" üzerinden harika görüntülerle seyirci ile buluşturuyor. renk kullanımı, görüntü kolajları, ışıklar gözlerinize ziyafet çektirebilir. bunun yanı sıra 1 dakika önce ağladığınız bir konuya 1 dakika sonra kahkahalarla tepki gösterebilirsiniz. bir filmden başka ne beklenebilir?","label":8} {"text":"bu kadar düşük puan almayı hak etmeyen, beyin fırtınası içeren, iyi oyunculuklara sahip bir film.","label":7} {"text":"The Mist filmine benziyor biraz, roman uyarlaması olmaları, kapalı alan çekimleri, insanların zor zamanlarda nasıl ilkelleşebildikleri vs. filmin konusu özgün ama izlerken sıkılıyorsunuz ciddi ciddi.","label":3} {"text":"Olmamış... hiç olmamış... !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Amansız bir virüs salgınından vatikan reklamı yapılan bir şeytan çıkarma olayına dönmüş. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Halbuki ilk filmde merak etmiştik, el kamerasının keyfini çıkarmıştık ve oyuncularla birlikte gerilmiştik. Hüsran efenim hüsran.","label":4} {"text":"klasik hint filminden hoşlananları üzecek film.","label":6} {"text":"bravo adam brody gerçektende doğru yazmışsın..artık günümüzde bana kalırsa korku ruhu pek kalmamış..çünkü nedense 80li dönemlerde bir çok korku kahramanı vede bir çok kült korku filmi evlerimizi ziyaret etmişken günümüzde hollywood'da senaryo kısırlığğına bağlı olarak hiç bir şekilde değişik korku filmleri yapamamaya başladı..özellikle son dönem korku filmleri genellikle ya ilginç ilginç gençlere yönelik saçma sapan korku filmleri yada bildiğimiz gibi japon yada kore yapımı filmlerin yeniden çevrimleri...yine 80lere döndüğümüz zaman örneğin bir ''evil dead'' filmini seyredenler bilirler...belki filmde efekt mefekt yok hiç bir şey yok makyajlar desen o biçim...karakterler korku balosuna gidiyormuş gibi boyanmaşlar ama filmi izlerken en azından korku filmi izlediğinizi biliyorsunuz...ama günümüzde bir sürü bilgisayar efekti ile bile bu tür korku filmleri yapılamıyor...özellikle freddy,mixhael myers,jason voorhees gibi kült katiller yada karakterler hiç mi hiç yapılamıyor ama bunun büyük nedenide japon filmlerinin iyi gişe hasılatı getirmesi ki sonuçta izleyicide buna kendini alıştırmış durumda... bildiğimiz kadarıyla ''dark water''da bu filmlerden birisi...oynadığı dönemde bazı arkadaşlarımız filmi korku başyapıtı olarak bile değerlendirmişti...ama kimse yanlış anlamasın ben filmi bir kere izledim...dramatik gerilim filminden başka bir şey değildi..sadece süslü bir iki gerilim sahnesi o kadar...bu filmde bence ringu serisi gibi olacak...hideo nakata'nın ringu'su sanki hollywood yapımına göre sonu dışında biraz daha durgundu ama hollywood yapımı gerçektende iyiydi...jennifer connely ise her türlü rolün altından kalkabilecek bir oyuncu...masum yüzlü olsada filmin orijinal yapımındaki japon bayanda gayet masum yüzlüydü...umarız korku severler için değerli bir film olur...ama korku severler için yada kült korku severler için bir şey getirmeyeceği kesin...","label":7} {"text":"İlk filmi epey beğenmiştim. Bu filmi ilki kadar beğenmedim. Açılış sahnesi hoştu. Ama filmin geri kalanının hikaye açısından içeriğini zayıf buldum. Buna karşın Krasinski'nin yönetmenliğini bu filmde de etkileyici buldum, hikayenin üstünkörü hissine rağmen film akıcıydı.","label":6} {"text":"Filmi çok beğendim. Günümüz insanların fenomen olmak için internet üzerinden neler yapacağını gösteren bir film olmuş. Oyuncularından tutun kamera arkasında görev yapan kısaca emeği geçen herkesi kutluyorum.","label":8} {"text":"BİR ÇOK FİLME İLHAM KAYNAĞI OLMUŞ BİR BAŞYAPIT Film genel anlamda baktığımızda Deneysel Türe girmektedir. Filmin anakonusu 6 kişi gözünü açtığında kendilerini hiç görmedikleri ve bu yere nasil geldiklerine dair hiçbir fikri olmayan 6 kişinin bu Küp'ün içinde, bir tür labirent gibi, buradan kurtulmak için ortaklaşa hareket etmek zorundadırlar... Küp'ün içinde binlerce oda ve kapılar vardır, Bu odaların bir kısmı ölümcül tuzaklar kuruludur, geriye kalanlar ise tuzak olmayan odalardır. Karakterlerimiz Küp'ün esrarengiz odalarında kurtulabilmeleri için Matematik konusunda ileri bir zekaya sahip olması gerekmektedir. Karakterden 2'si küpteki ölümcül tuzaklardan dolayı ölür, diğer 3 karakter ise Quentin (Polis) tarafından öldürülür. Quentin ise en sonunda tuzaklardan birine kurban olur, geriye sadece özürlü olan matematik dehası olan Wort karakteri ile David küpten kurtulmayı başaran tek kişidir... Film genel olarak deneysel tarzda çekilmiş akıcı bir film, filmin bütün konusu labirent şeklinde olan bir küpün içinde geçmektedir. Mekan ve filmsel zaman açısından değerlendirdiğimizde malesef bu konuda sıfır diyecek derecede tek mekan ile filmi geçiştirmiştir yönetmen. Filmsel zamanın nasıl aktığını malesef anlamakta zorluk çekiyoruz, zamanın geçtiğini gösteren bir durum sadece akşam olduğunu öğrendikleri sahne dışında ne yazık ki yoktur. Ben deneysel filmlerde genellikle ayrıntı çekimleri ve farklı bakış açılarının olduğu bol çeşitli olan filmlerini daha çok deneysel görüyorum. Küp filmi ise bir odadan başka bir odaya geçişte yaşanan heyecan dolu tehlikeleri ve insanların yaşadığı stres ve korkuyu yaşatma yönünden başarılı bir konu olduğunu pek düşünmüyorum. Ancak film 1997'de çekildiğini düşündüğümüzde başarılı bir yapıt diyebiliriz. Filmin en çok hoşuma giden sahnesi ilk dakikalarda ayrıntı çekimle Julion Rijhings'in göz bebeklerini ayrıntılı bir şekilde vermesi bize filmin deneysel tatta olduğunu ilk anda belirtmesi yönünde başarılı olduğunu düşünüyorum. Final sahnesinde Wort yani özürlü olan oyuncunun kurtuluş sahnesinin bembeyaz bir umuda doğru gittiğini gösteren Sahnedir...","label":9} {"text":"seriyi sevenler için harka ancak gişede feci patlayan bir devam filmi. cars insanlara artık pek çekici gelmemiş olmalı, böylelikle devam filmi olmayabilir.","label":4} {"text":"İzlenmesi gereken film. İşleyişi çok çarpıcı.","label":8} {"text":"Ben bu filmle ilgili 2 sayfa yazı yazarım yazarken de bir saniye düşünmem.. Her saniyesi, her karesi aklımda gelmiş geçmiş en iyi Türk filmlerinden.. Şener Şen filmde herşeyin önüne geçmiş, jilet sattığı sahne hala çoğu kişinin telefonunda video olarak yüklüdür, çocuklara daha küçükken anlattığı aslan avı, hala dillere destandır, Ziya hala günümüzde bir fenomendir.. İki tarafı birden idare edişi, Ayşen Gruda'yla olan diyalogları, nikah şekeri toplama işi daha neler neler...","label":8} {"text":"Ozcan denizin kredisi bende o kadar çok ki her filmine sorgusuz sualsiz giderim ki bu filim 10 kredi getirir gibi geldi bana seviyorum onun aşk kokan filimleri","label":9} {"text":"Hayatımda izlediğim en saçma filmlerden bir tanesi. Bir karakter bulunmuş. Jean, her türlü şey ona uyduruluyor sürekli. Hep o öldürüyor. Hep o kurtarıyor. Filmin konusu çok basit. '' Jean ben seni korumak istedim. '' '' Jean hatırlamaya çalış. '' Sonra Jean hatırlar ve her şey düzelir. X Men serisinin devam filmi olmasına rağmen hiçbir ilgisi alakası yok. Mantık hataları dibe vurmuş. İZLEMEYE BİLE DEĞMEYECEK TÜRDEN BİR FİLM. ADI X MEN OLDUĞU İÇİN 6 PUAN ALMIŞ IMDB DEN","label":0} {"text":"Bazı temalar açısından çok vurucuymuş gibi duruyor ama eksik bırakılmış, yarım kalmış çok şey var sanırım.","label":7} {"text":"Türk sinemasında en başarılı şekilde işlenen aşk hikayelerinden biridir kanımca. Abartılı Yeşilçam dramlarının aksine buram buram hüzün kokan bir atmosferle hikaye nasıl anlatılır dersi verir Lütfi Akad. Kötü kadın, kötü adam ya da kötü baba falan yoktur filmde. Kötü olan sadece zamandır ve filmin en acıtan kısmı da budur. !---spoiler---! \"Çok eskiden rastlaşacaktık.\" !---spoiler---!","label":7} {"text":"Kesinlikle overrated bir film. 10/7 puanı hak etmiyor. Hatta puan hak ettiğine inanmıyorum. Görüntü ışık oyuncular kadro vb çok güzel böyle bi gaza gelip filme başlıyorsun ama film aşırı boş çerezlik olarak izleyeyim dedim gram tat vermedi.. Yani filmin dark bir görüntüsü varken böyle ciddiyetsiz oluşu baştan uymamış bikere. Bide film boyunca o kadar laubali, saçma, gereksiz ve klişe laflar var ki nezaman bitecek diye bekledim bildiğin boş yapmışlar. Sinefilde x85 kişi \"gülmekten öldüm\" demiş ama buna gülende ne bileyim... \"Bu da komedi mi\"der götümle gülerim anca.","label":0} {"text":"Konu bile yok filmde yani anlamsız bişey olmuş. 2 saat boyunca saçma bi şey izledim açıkçası yani en tuaf da timur acarin böyle saçma bi film de oynamasi","label":0} {"text":"bende filmi beğendim,insanı sıkmıyor ve filmi izlerken kafanızdaki problemleri unutup başka bir dünyaya dalıyorsunuz.çocuk filmi olduğuna kesinlikle katılmıyorum,bence 13 yaş ve üzerindeki herkese hitap ediyor.ayrıca türk lokumu’nun övülmesi ve aslan’ı aslan diye söylemeleri filmi benim gözümde daha da yüceltti.çocuk oyuncularıda tebrik ediyorum.","label":7} {"text":"Fena film değildir aslında gayet izlenilesi de vardır. Neden bu kadar düşük puan almış anlamış değilim çok daha felaket yapımları gördük. Normal olmayan bir şeyler sezinlense de mumyalardan oluşturulmuş o hayalet kasabada o mumyalar hakkındaki gerçeği ilk görüşte pek anlayan olabileceğini sanmıyorum. Ayrıca başroldeki kızın mumyalanmış arkadaşını farkettiğinde henüz göz hareketlerinden yaşıyor olduğunu anladığımız şahsın dış yüzeyine yapıştırılan tabakayı soymayı çalışırken çocuğun gözünden akan yaş ve hissettiğiniz o iç cızırtısı..","label":6} {"text":"son zamanlarda izledigim en iyi film.her yonuyle etkileyici","label":7} {"text":"Duncan Jones'un ilk filmi... Açıkçası Source Code'a nazaran daha fazla beğendim. Gayet iyi bir bilimkurgu filmi. Ses ve görsel tasarımları epey titiz bir çalışmanın ürünü gibi. Sam Rockwell'in filmi sırtlayan, bir çıta yukarıya taşıyan ölçülü, tedirgin edici performansını da unutmamak gerek. Moon, sanırım gücünün büyük kısmını sakin atmosferini aniden bozan gerilim parçalarından, seviye seviye yükselttiği varoluşsal, kimliksel soru trafiğinden alıyor. Source Code ile de bu noktada ayrılıyor kanımca. Source Code soru sormaktan çok, hızlı kurgusuyla, çabucak anlatıp gideyim Hollywoodvari kalıbıyla sormadığı sorulara cevap veriyor, ortaya attıklarını ise es geçiyordu. Belki de Moon'un bağımsız havasının, alttan alta ufak da olsa irdelediği büyük sanayiler, kullanılabilir enerji kavramlarının da onu Source Code'un önüne geçmesinde etkisi vardır. Müziklerine de bir anti parentez...","label":7} {"text":"Kısa film şöyle idi: http://www.filimadami.com/film/36209/mama/ Tabii konu biraz değiştirilmiş sanki ve daha iyi olmuş. Böyle \"anne\" temalı filmler de Uzak Doğu'dan sonra Avrupa sineması ve Hollywood'a da bulaştı. Daha ekmeği ne kadar yenir bilinmez, ama kısa filmi tek planda çeken yönetmenden, uzun metrajda daiyi bir şeyler bekliyorum.","label":6} {"text":"Alt metindeki eksiklikler ve kurgusal zayıflık ile birlikte gelen vasat oyunculuk birleşince sadece aksiyon sahneleri keyif verir hale geliyor.","label":5} {"text":"Türk aile yapısındaki kırılgan fay hatlarını kendisine konu edinerek güzel ve başarılı olabilecek bir noktadan çıkış yapan filmimizin; aşırı abartı sahnelerle nasıl berbat bir hale getirildiğini izledik. Gupse Özay'ın yaptığı çirkeflikler özellikle çok yapmacık geldi. Ara ara güldürmedi mi güldürdü tabii ama genel itibariyle yapmacıklık çok göze battı. Hatta yapmacıklık o kadar dı ki yeni doğan bebeğe bile sirayet etti. O bile yapma oyuncak bebekti. Vakit geçirmek ve kafa dağıtmak için izlenebilir, izlenmese bile kayıp değildir.","label":5} {"text":"Genel bakış için de orta kararlı bir film gibi dursada Will Smith filmleri ile kıyas yapınca vasat kalan beklentilerinize \"bumuydu\" dedirten bir film... Modern organize suç çete filmlerine bakış açımdanmıdır nedir filmin başı hariç tat vermedi, umarım ikinci filmi çıkmaz...","label":5} {"text":"Normalde seri filmlerinin devamları fazla iyi olmaz Bu filmin her sonrası daha iyiye gidiyor Gerçi konu alışık olduğumz türden Ama aksiyon hiç durmuyor, Akıl oyunları gibi, sahneler sürekli yeni taktiklerle süslenmiş Türk filmleri gibi bir kaç tane mantıksız kurgu vardı. AMa filmin değerini kaybettirmiyor. İzlemesi keyifli. iyi seyirler...","label":6} {"text":"X filmini izlememe rağmen bunu da izledim. Sıkılacağımı bile bile... Oyunculuklar iyi fakat film sıkıcıydı. Gerilim unsuru öyle bir eksik ki filme dram dersiniz. Abartıldığını tasdiklemiş oldum.","label":4} {"text":"Film herkesin ilk bölüm sonunda merak ettiği Gollum'un hikayesiyle başlıyor. Film boyunca Frodo üzerinde, kısa süredeoluşan değişikliklerden sonra Gollum bu kadar uzun sürede iyi bile dayanmış demekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Gandalf'ın geri dönüşü ve 'Miğfer Dibi' savaşı, bu bölüm için akıllardan çıkmayacak anlardır.","label":7} {"text":"Valla iyidir ya... Köpek olayı güzel ama :)","label":5} {"text":"Ömer Faruk Sorak ülkenin en yetenekli yönetmenlerinden biri olduğunu yine göstermiş, Senaryo, kurgu, çekim herşeyiyle oldukça başarılı bir Türk filmi.. Özellikle filmin flashbackleri çok iyi kurgulanmış ve zamanlamalar da çok iyiydi.. Altan Erkekli her izlediğimde daha da keyif aldığım çok usta bir oyuncu.. Filmin 80'ler ve 90'larayaptığı, Turbo sakızı, çig yufka yeme gibi göndermeler beni çocukluğuma götürdü.. Filmin ana hatlarını oluşturan Özgür-Deniz aşkından daha çok, Özgür ve babasının diyalogları, birbirinden kopuşları beni daha çok etkiledi, özellikle kaset sahnesi bana göre filmin en can alıcı, en iyi sahnesiydi.. Filmin finaline gelicek olursak, beni çok memnun etmedi, hatta bu film için kötü bile diyebilirim.. Çok yeşilçamvari olmuş, hatta sınırları bile zorladığını söyleyebilirim.. Yine de Türk filmleri arasında adından başarı ile söz ettirmeyi başarabilecek bir film olmuş..","label":6} {"text":"recep ivedik 5 çok güzeldi. olimpiyat falan on numara olmuştu her şeyiyle. ama artık para kazanma sevdası yüzünden b. kunu çıkarmanın anlamı yok. bitirin artık. rezillik resmen. paint'le hayvan alıp eklemişsiniz. sinema sektörü ve teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin siz cebinize daha çok para doldurmak için daha harcayalım, nasıl olsa adımız her dilde aşina oldu izlenir diyorsunuz ya. bir hata yapıp recep ivedik 7'yi vizyona soktuğunuz zaman anlarsınız rezilliğinizi.","label":1} {"text":"Rezalet bir film. Serinin diğer filmlerindeki aksiyonu ucundan bile içinde barındırmıyor. Varsa yoksa göçmenler. Samimi olarak izlediğim en kötü filmlerden biriydi. Maalesef gidip sinemada izledim, seriyi çok sevdiğim için. Para vermenize gerek yok, internetten izleyin serinin açık ara en kötü ve büyük ihtimalle son olacak filmini.","label":0} {"text":"izlediğim en kötü film. açtığınız gibi kapatın.","label":0} {"text":"adrenalin iğnesi kullandıkları sahne; kişiyi öyle bir alıyor ki koltuğun dan sanki ordaymışsın hissi. tarantino klasikleri arasın da yer alır.","label":5} {"text":"Bu gaspar cok ahlaksız bir adam oldu..","label":5} {"text":"Çok acayip, masal gibi, çok hüzünlü bir film.. Tim Roth'a cuk oturan bir rol olmuş.. Sonu da çok fena..10/7","label":8} {"text":"izlemek ziyan, hakkında yazmak ziyan liam abi bile ıııı","label":2} {"text":"harika bir film.. her türlü duyguyu yaşatan bir film, hem güldürüyor hem duygulandırıyor.. bumblebee ile kız arasındaki duygusal bağ çok etkileyici.. ben filmi çok beğendim.. çok tatlısın bumblebee :))","label":7} {"text":"çok tatlı,güzel,heyecanlı,keyifli bir film...izleyin derim...","label":6} {"text":"Neredeyse tüm yorumlara katılmak mümkün, aksiyon sahneleri olmamış, bir kopukluk var evet ama bu iki kardeşin çok çok inandığı bir \"hasat\" felsefesi var ve ben de filmi izledikten sonra bu düşünceden kurtaramadım kendimi, hasat felsefeseni okumama ve farklı filmlerde izlememe rağmen bu film başka bir etkili geldi; aksiyon sahnelerine harcanan onca para ve saçma uzunluğunun altında biz size gerçeği sunuyoruz mu demek istediler! 2 hafta oldu izleyeli halen hasat olayına takılı kaldım...","label":7} {"text":"Senaryosunu da, Tobias Lindholm ile birlikte yazan Thomas Vinterberg'in yönetmen koltuğunda oturduğu “Druk / Another Round”; sosyal içicilik ile küfelik oluncaya kadar içmek arasındaki farkın gözler önüne serildiği, son derece çarpıcı bir kara mizah (dark comedy)& olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 5.2 milyon dolar gibi oldukça düşük bir bütçeyle çekilmesine karşın; Danimarka adına yarıştığı Academy Ödülleri gecesinde En İyi Uluslararası Film ve aynı yılın muhteşem bir BAFTA galası akşamında da &İngilizce Olmayan En İyi Film kategorilerindeki ödülleri kazanmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Film, Danimarkalı filozof ve teolog Søren Kierkegaard'ın, aşağıdaki dörtlüğü ile başlar: Gençlik nedir? Bir rüya Aşk nedir? O rüyada gördüğün şey *** Tarih öğretmeni Martin (Mads Mikkelsen), beden eğitimi öğretmeni Tommy (Thomas Bo Larsen), müzik öğretmeni Peter (Lars Ranthe) ve psikoloji öğretmeni Nikolaj (Magnus Millang); aynı lisede, birlikte görev yapan dört yakın arkadaştır... *** Bunlardan Anika (Maria Bonnevie) ile evli olan Martin'in, kendini yaşlanmış ve sıkıcı bir koca haline gelmiş olmasını hissetmesinin yanı sıra üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencileriyle onlarının velileri olan ebeveyneleri de; bu sınavlar öncesinde yetersiz buldukları Martin'den, yerini bir başka öğretmene terk etmesini istemektedirler... *** İşte tam da bu karamsar ruh haliyle Martin, Nikolaj'ın 40. doğum günü kutlamasına gitmeye hazırlanırken; hastanedeki gece nöbetini tutacak olacak olan Anika, oğulları Jonas (Magnus Sjørup) ile Kasper'e (Silas Cornelius Van) dolaptaki pizzayı yemelerini tembihlemektedir... *** Derken... Tüm müşterilerinin gülüp oynadıkları bir restoranda biraraya gelen dört kafadardan, doğum günü çocuğu Nikolaj; Norveçli psikiyatrist ve psikoterapist Finn Skårderud'un, alkollü içki içmenin hassas bir davranış şekli olduğunu ifade ettiğini belirtir... Zira aynı Skårderud: İnsanın kanındaki alkol oranının, olması gerekenden %0,05 daha az olduğunu iddia etmektedir... Ki bu da, söz konusu alkol oranının hep aynı seviyede tutulması gayesiyle: Süreklilik kazanan düzenli bir devri daimle tüketilmesi gereken, bir iki bardak şaraba tekabül etmekte olup; insanın kendini, daha rahat, özgüvenli, neşeli, daha açık ve cesur hissetmesini de sağlamaktadır... *** Tam da bu nokta da, masadaki mevzu dönüp dolaşıp Martin'in; okulda, kendisini istemeyen öğrencileri karşısında düştüğü can sıkıcı durumuna gelir... Nikolaj'a göre heyecanını yitirmiş olan Martin, özgüven eksikliği de çekmektedir... *** Bütün bu konuşmalar, araç kullanması sebebiyle o ana kadar ağzına tek bir damla içki dahi koymamış olan Martin'in; aperatif olarak masaya getirilen havyarın yanında servis edilen Imperium marka Rus votkasıyla başlayıp, ana yemekteki (şarap cennetlerinden biri olarak kabul edilen) Burgonya şarabıyla devam etmesiyle sonuçlanır... Elbette bu içki faslı Martin'in, dilinin çözülerek karısı Anika ile artık yaşayamadıkları birlikteliklerini anlatmasına da neden olurken; Tommy'de, gençliğinde yakışıklı bir delikanlı olan Martin'in, caz dansı dersleri aldığı günleri anımsatmasının önünü de açacaktır... *** Ertesi sabah... Okula gider gitmez tuvalete dalan Martin, çantasından çıkardığı küçük bir şişe Smirnoff'u, kafasına dikerek birkaç yudum almasının ardından; tarzı olmamasına rağmen koridorda selamladığı Müdür'ün (Susse Wold) şaşkın bakışları arasında öğrencilerinin beklediği dersliğine / sınıfına doğru yola koyulur... Ders saatleri bitimindeyse, otomobil kullanamayacak derecede alkollü olan Martin'i de aracına alan Nikolaj; yolda telefonla aradıkları, Tommy'nin evine doğru uzanıverirler... Zaten toplanma haberini duyan Peter'da, kendilerine katılmıştır... *** Finn Skårderud'un, %0,05 lik alkol oranı hipotezini test eden dört kafadar; Ernst Hemingway örneğinden yola çıkarak, gündüzleri içme kararı alırlar... Çünkü sözünü ettikleri Hemingway'de, ertesi gün ayıklık ile çakırkeyiflik arasındaki bir kafayla roman yazabilmek amacıyla; akşam saat sekiz olduğunda, demlenmeye bir son verirmiş... *** Aralarında kesin bir mütekabata varan bizimkiler de, Hemingway'in izlediği yöntemi kabullenerek esas almak suretiyle sadece mesai saatleri içinde alkol kullanacaklardır... Yani akşam saatleriyle hafta sonları, test süresinin dışında kalacak... Ve... Böylelikle de, alkolün; psikololoji, psiko - retorik ve konuşma üzerindeki etkileriyle artırdığı düşünülen sosyal ve profesyonel performans da incelenmiş olacaktır... *** Kahvaltı sonrasında alkolle içiçe olunan ilk günün sonuçları, herkes açısından son derece mükemmel hatta neredeyse etkileyici düzeydedir... Mesela Peter'ın piyanosunu çalış tarzı dahi tamamen değişmiştir... Her ne kadar, Tommy'nin okulun deposuna sakladığı bir içki şişesi, okuldaki görevli tarafından tespit edilerek yakalanmış olsa da; hiç kimse, tavırlarında göze batacak düzeyde bir değişiklik olmaması nedeniyle onlardan şüphelenmemiştir... O yüzden de Martin, alkolün dozajını daha da artırmayı önerince; diğer üçü de, bu teklife balıklama atlamışlardır... Öyle olunca da şimdi, kişiye göre değişen seviyedeki günlük promil alkol tüketim seviyesinin; mesleki ve sosyal performansın en üst seviyesine ulaşmak ve alkolün psikolojik, psiko - retorik etkileri hakkında kanıt toplamak için başlanılmış olan testin, ikinci aşamasına geçilmiştir... Dakika 46... Vizyona girdiği yıl, Covid - 19 salgınının olmazsa olmazlarından maske - mesafe - hijyen ve mRNA kökenli aşı& önlemleri bağlamında sinema salonunda izlediğimiz filmin geride kalanında sizleri, finaline Mads Mikkelsen'in dansının damgasını vuracağı; 71 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Oyunculuk olmamış ama akıcılık gayet iyiydi. Ortam bir harikaydı. İzlerken o piramidin içinde sizde nefes alamıyorsunuz. Görüntü açısından herşey güzel ancak film çok havada kaldı. İkincisi gelsin diye mi bu şekilde bitirdiler bilemiyorum. O kediler de olmasa iyiydi çünkü The Cave filminden alıntı olmuş.","label":5} {"text":"Gayet sürükleyici olmasına rağmen benzer temaya sahip daha sağlam filmlerin de olduğu bir gerçek..ancak vizyondaki filmlere bakılınca doğru bir seçim olacaktır.","label":4} {"text":"Bir filmden bu kadar keyif almayalı uzun bir zaman olmuştu. Psikolojik aykırı film sevenler için güzel seçim diyorum ben. İnsan; iç dünyasında gerçekten aykırı, incelemeye keşfetmeye değer ve ayrıca şaşkınlıkla iğrençliklerine tanık olduğumuz bir canlıdır efendim.. İyi seyirler olsun :)","label":8} {"text":"3-4 güzel hatun, 3-4 yakışıklı erkek bir kaç sevişme sahnesi, bir kaç uçuş hareketi falan karıştırıp önümüze gelmiş bir film işte, bide bizim cüneyt arkınla dalga geçiyorlar, o bilek güreşünden sonra taş kırma sahnesi bana 'dünya'yı kurtaran' adam filmini aklıma getirdi. ben beğendiğimi söyleyemem ama tabbi tercihler değişebilir.","label":4} {"text":"İlk iki film neyse bu da o,uçuşan arabalar,patlayan tanklar,uçak,helikopter her türlü savaş aracı mevcut ayrıca espriler de çok yerinde olmuş","label":7} {"text":"Gayet iyi bir ilk film,sonra ondan daha iyi bir ikinci film ve ne yazık ki ’’Scream 3’’.Wes Craven üçüncüde maalesef sendeliyor.","label":4} {"text":"1963 yılında Pierre Boulle’nin yazdığı kitaptan esinlenilerek 1968 yılında Franklin J. Schaffner tarafından çekilen Planet of the Apes bilimkurgu filmleri arasında en iyilerden olarak nitelendiriliyor. Daha sonra farklı yönetmenler tarafından devam filmi çekilen film, 2001 yılında Tim Burton tarafından yeniden çekildi. Tim Burton uyarlaması en başarısız versiyonu olarak nitelendirildi. Rise of the Planet of the Apes filminin yönetmeni Rupert Wyatt’a göre filmi bir yeniden çevrim değil, Planet of the Apes filminin ana teması ele alınarak çekilmiş yeni bir film. Günümüzde zamanında geçen film bazı deneyler sonucu maymunların zeka gelişiminin başlaması ve Andy Serkis’in canlandırdığı Caesar karakterinin zekasını insanlara karşı kullanmasını konu ediyor. Yönetmenin yeni bir film olduğunu ısrarla belirtmesi üzerine filmi bu yönde değerlendirmeye alacak olursak yapımı başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim. Planet of the Apes filminin ana temasını alıp günümüze uyarlanmasıyla ortaya çıkan film klişenin ötesine geçememiş, ağır işleyen tempo da filme odaklanmayı etkilemiş. Filme dair fazla detaya girmeden inceleyecek olursak, bilimkurgu filmlerinde sıklıkla rastlanılan giriş, gelişme, sonuç bölümlerinin aynı kalıpta olduğunu ilk göze çarpan nokta. Kimileri filmin kendine has özelliklerinin olduğunu düşünebilir fakat şunu kesin olarak söyleyebilirim ki Planet of the Apes filmini izlemiş olanlar, filmi izlerken ister istemez kıyaslama yapacak ve tatmin olmayacaklardır. Peki filmin başarılı özellikleri yok mu, elbette var. Öncelikle CGI teknolojisi ile Andy Serkis’in canlandırdığı Caesar karakterinin duygusal geçişleri gerçekten başarılı. Bunda Serkis’in oyunculuğunun etkileri de mutlaka var. Bir diğer özellik ise, Caesar karakterinün gözleri. Artık zekası gelişmeye başladıkça insan gibi düşünebilen karakterin duygularını da anlayabildiğiniz, insana has bakışlara sahip gözler karakterin derinine inmeyi başarıyor. Bunlardan yola çıkarak benim film açısından olumlu değerlendirebilecğeim tek özellik Caesar karakteri oluyor. Oyunculuğu, karakteri, duyguları, fiziksel özellikleri ile gerçekten neler düşünebildiğini ve bize ne kadar benzemeye başladığını ifade edebiliyor karakter. Rise of the Planet of the Apes devamı gelicek türden bir sonla bitiyor. Filmin yönetmeni sonla ilgili yaptığı açıklamada; daha sonra başka yönetmenlerin de devam edebilmesi için bu şekilde sonlandırdığını söylüyor. Tüm olumsuz görüşlerime rağmen yine de şunu söyleyebilirim. Rise of the Planet of the Apes; Caesar karakteri ve Andy Serkis’in oyunculuğu için yine de izlenebilir nitelikte.","label":5} {"text":"Bugün film festivalinde izledim kendisini. Açıkçası çok umutlu değildim fakat beklediğimden çok daha iyi bir film çıktı. Sonunda Radcliffe adam akıllı bir proje seçebilmiş, şahsen Woman In Black'ten sonra umudumu kesmiştim kendisinden. Müzikleri olsun, kurgusu olsun, oyunculuklar olsun epey eğlenceliydi film. Durgun bir senaryoyu oldukça hareketli bir hale getirmiş yönetmenç Tebrikleer.","label":7} {"text":"Ridley Scott dehasını konuşturmuş. Eric Garcia'nın romanını da sinemasal geçişe uygun hale getirip başrol için de Nicholas Cage gibi star bir oyuncuyu oynatırsan harika bir yapım çıkar. Filmde herşey var; macera, kara mizah, dram, kumpas ve dalavere. Film finalinde ters köşeye yatırıyor bizleri. Kurgu mükemmeldi. Seyretmek isteyenlere tavsiyem dvd versiyonunu almalarını ve dublajsız izlemelerini salık veririm","label":7} {"text":"çok çok güzel ve eğlenceli bir film bence hilary ede yakışmış rolü","label":7} {"text":"soluk soluğa,seyirciyi ekrana yapıştırmayı başarıyor.defalarca izledim yine bıkmadım.foster yine çok başarılı.zaten hep güçlü kadını oynuyor ve bu da ona çok yakışıyor.10/7","label":8} {"text":"hızlı başlayıp hızlı bitiriyor eğlenceli bir yapım olmuş beğendim. filmin sonuna bakılırsa ikincisi gelebilir. ikincisi çıkıyormuş bu yıl 22 jump street","label":4} {"text":"Duragan bir film gibi görünsede aslında alt metni çok kuvvetli bir film.Nedensiz şiddet yok yapılan şiddet çok ama nedeni var.Bu nedenle ne kadar duraganda olsa ben begendim filmin ana teması çok güzel.","label":4} {"text":"Filmin konusunda yazan \"vatandaşlar, sevdikleri bir milisin hayatını korumak için bir yöntem belirler\" gibi bir hikaye yok filmde. 12 Aralık 1980'de kurulan cunta yönetiminin Gwangju şehrinde üniversite öğrencilerine, komünistlere ve yerel halka yaptığı katliam ve halkın gösterdiği direniş anlatılıyor. Araya sıkıştırılmış yapmacık sahneleri olmasa daha iyi olurdu sanki. Bu sebeptendir ki beğenip beğenmemekte kararsız kaldım.","label":6} {"text":"serinin klasik ekiple çevrilmiş son ve muhtemelen de en iyi filmi. daha önceki bölümlerde hakim olan diziden miras naif hava bir miktar aşılmış, senaryo ve oyunculuklar da daha iyi. en azından kaptan kirk ve ekibi güzel bir vedayla bitirmiş.","label":7} {"text":"ce5lioglu arkadaşım yönetmenden kaynaklanıyor diyorsan o zaman müdahale edilsin o tür sahneler konulmasın desin,film çok güzel gidiyor bir bakıyorsun saçma sapan geyikler,komediler.Komedi olacaksa komedi tarzı film çekilsin.Ben dövüş tarzı filmleri sürekli takip eden biriyim,film neyse odur çorba yapmaya gerek yok,inş bu filmde yanılırım inş chan yönetmeni ikna edebilmiştir :)","label":0} {"text":"1977'de yapılmış olmasına rağmen 2000'li yılların efektlerini aratmayan enfes efektli muhteşem bir film. öyküsü ve kurgusu biraz basit olabilir; ama şimdi gel de 1977 yapımı böyle bir uzay filmini beğenme. Seri olarak izlemeyen çok şey kaçırır.","label":7} {"text":"Günümüzün popüler konusu olan kürt açılımına 1999 çekilen güneşe yolculukla bakan Yeşim Ustaoğlunun ilk uzun metraj filmi.Devletin polisi ve askerinin kürtlere potansiyel terorist gözüyle baktığını,hatta İzmir tireli olan Mehmet sırf koyu tenli olduğu için doğulu sanılıp işkenceler görmesi üzerine ilerleyen yapım,sanki Hitler Almanyaındaki gibi yahudilere gösterilen bir baskıyla,kapıları işaretlenerek sunuluyor.Ortada sorun var zaten bunu kimse inkar etmiyor ama bütün yükü polis ve askere kesmek ne derece doğru.Filme gelirsek;sade bir senaryo ve anlatmak istediginin dışına çıkmadan ilerliyor.Yer yer hikayeyi bırakıp dağları taşları sırf güzel görüntü diye göstermesi bence gereksizdi.","label":5} {"text":"filmi beğenmedim açıkçası.","label":3} {"text":"garip ama iyi değil ilginç fakat cezbedici değil izlerken pek keyif aldım diyemem ama insanların ve insanlığın köleleştirilmesi sorununu kendi perspektifinden ekranlara yansıtan değişik bir film 3/10","label":2} {"text":"Haksız yere suçlanan bir adamın kendini aklamak için girdiği mücadelede karşılaştığı zorluklar ve olayların hiç beklenmedik bir şekilde farklı bir boyuta geçmesi. Çekildiği dönemin aksiyon gerilimini yansıtan bir yapım olmuş. Akıcı sıkmadan izleten bir yapısı var. Yalnız bu izlediğim Hitchcock filmleri arasında en basiti gibi geldi. Hani o bildiğimiz derin düşünülmüş anlamlı senaryolarından ve gerilimin, merakın doğruna çıkaran filmin son sahnesine kadar oturduğu yere yapıştıran türden değil. Ancak bu da kötü bir film değil ama konu Hitchcock gibi bir efsane olunca insan ister istemez beklentiyi yüksek tutuyor. Yinede güzel iş çıkarmış kendi tarzını güzel yansıtmış.","label":6} {"text":"BENCE KESİN GÜZEL Bİ FİLMDİR...zaten fransız filmi....kesin güzeldir mutlaka gidicem...","label":7} {"text":"'Huzur'la eşdeğer.","label":9} {"text":"bence güzeldi beni etkiledi yani insanların sevdikleri kişileri bulup onlarla birlikte olmasının mutlu olmalarını sağlayacağını anlatıyor.Oyuncu kadrosu da çok iyi zaten.İzlenmeye değer bu arada filmde ashton kutcher ford transit kullanıyor","label":5} {"text":"barış özcan'ın videosunu gördükten sonra izlemeye karar verdim. zaten miyazaki'nin filmi olduğunu da görünce direkt indirdim. beni en çok cezbeden yönlerinden biri de rüyalarındaki seslerin insanlar tarafından çıkarılmasıydı. japonya'nın eski zamanlarını görebileceğimiz bu filmi izlemeni öneririm :)","label":7} {"text":"Ben fazla beğenmedim abartıldığı kadar birşey yok bence ayrıca Jet Li nin de karizma gitmiş oynadığı rolle .. 10/7","label":6} {"text":"Yerin dibine sokamayacağım, ancak yüceltemeyeceğim de... 'Olmak ya da OLAMAMAK' sorusunun cevabını harika açıklayan bir film. Bunu finalsizliği ile mükemmel derecede başardı. Daha basit bir deyişle Olmamış. Olmak kıyısına film boyunca aşırı derecede yaklaşmış olsa da, bir türlü o kıyıya demir atamadı. Film boyunca yaşadığım gerilim ve merak dolu anlar için, tabiki arada her holywood filminde karşılaşabileceğimiz klişe ve saçmalıkları es geçersek, 80/100 verebilecekken, Son 2 dakikası hepsini silip süpürdü. Başka bir değişle; 52/100 Tanrım ne kadar saçma bir şiirdi o öyle... Karısının filmde ne işi var demeyeceğim tabiki, olayın özü o da, şiir kısmını bir yerlere tıkıştırmamış olsalar, karısının ölümü ile bağdaştırılmış kurtulma çabaları çok hoş olabilirdi.","label":4} {"text":"Breaking Bad'in 5. sezonunun hasretiyle kavrulurken, bir de baktım ki ne göreyim? Bizim Heisenberg Walter White da oyuncu kadrosunda! Onun olduğu sahneleri izledim, hasretime azıcık da olsa gem vurdum, geri kalanını da kaçırdığım bir dalga, bir oyun olmasın diye hızlandırarak izledim. Yorum yapan arkadaşların tavsiyesine uydum ve hızlandırdığım için gram pişmanlık yok. Zaman tasarrufu. Yorumlar için teşekkürler.","label":2} {"text":"Asghar Farhadi’nin yazıp yönettiği “Jodaeiye Nader az Simin / Bir Ayrılık” Berlin Film Festivali’nde “En İyi Film”, “En İyi Erkek Oyuncu” ve “En İyi Kadın Oyuncu”, İngiliz Bağımsız Film Ödülleri ve New York Film Eleştirmenleri Birliği tarafından ”En İyi Yabancı Film” ödüllerini kazanan ilk İran filmi. 123 dakikalık süresi boyunca gözümü ve gönlümü geri alamadığım film, dram öğeleri içerisinde İran’ın günümüz koşullarına ait hayat öykülerini gözler önüne seriyor.","label":9} {"text":"100 km yol geldim saat 19 sayeansina malesef kaldiriyorsunuz neden internetten guncellemiyorsunuz...............","label":1} {"text":"izlettiren bir filmdi. ağlayacağımı tahmin etmemiştim :)","label":7} {"text":"MasaLLar gerçek hayatLa buLuşursa ne oLur.. Gerçek masaLLar :) eğLenceLi ve hoş bir fiLmdi.. Fikir çok orjinaL, yani hikayenin çocukLarın istediği gibi geLişmesi.. UyguLama da güzeL.. MasaLLardaki değişik dünyaLar fiLme ayrı bir tat katmış.. Gerçek dünyadaki oLacakLarı düşünmek için de seyirciye tahmin şansı bırakıLarak fiLm daha heycanLı oLmuş :) FiLm masaLsı başLadığı için masaLsı biteceğini tahmin edebiLiyoruz ve öyLe de oLuyor.. AiLece izLenebiLecek eğLenceLi bir yapım.. MasaLsı anLatımı yüzünden biraz çocuksu oLabiLir ama içinde eğLence ve hayaL gücü barındırdığı için herkese hitap eden bir yapım bence :) Ayrıca fiLmdeki görseL efektLer de hiç fena oLmamış :) EğLenmek ve hoş vakit geçirmek istiyorsanız fiLminizi buLdunuz..","label":5} {"text":"Hikaye o kadar seri ilerliyor ki hem gülüp hem geriliyorsunuz. Oyunculuklar da bu ilginç hikayenin normalmişcesine anlatılışına inat abartılı, çok güzel bir tezat oluşturulmuş. Keyifli hatta sevimli ama bir yandan da ürkütücü bir hikaye. İzlenmeli.","label":7} {"text":"Filmin fragmanı beklentimi karışlamadı, Yasemin Sakallıoğlu’nun hayat verdiği Zengo karakteri, sosyal medyada ki videoları ile alakası yok, Recep İvedik’in kadın versiyonu olmuş, Şahan Gökbakar karakteri revizyon etmiş. Keşke Zengo karakterini bize tanıttığınız gibi yansıtsaydınız beyaz perdeye.","label":0} {"text":"Bu seye para verip izledigim icin pismanim. Izlerken konusunda beni oldukca rahatsiz eden seyler vardi.","label":0} {"text":"eski abd kovbaylar zamanı. Altı bağımsız hikaye.. Hepside sıkıcı gereksiz boş hikayeler bence.. Kimisinde nerdeyse sıfır diyaloğ, kimisinde gereksiz boş laf.. Ben sevmedim. Fazlaca sanat filmi tadında.. Konularda da orjinallik sürükleyicilik falan yok.. benim için komple zaman kaybı oldu bu. keşke 10 15 dakikada vazgeçseydim seyretmekten","label":3} {"text":"\"Yahu nerede bu adam şimdi ne yapıyor diye sorarsanız;Brandon Lee'nin Bruce Lee'nin oğlu olduğunu ve sette kaza kurşunuyla bu dünyaya veda ettiğini öğreniyorsunuz; ancak filmde mezarından dirilip çıkan ve adaleti kendi elleriyle sağlayan bir maktulü canlandırıyor","label":8} {"text":"aramak... aramak... aramak...","label":8} {"text":"...'Her şeye rağmen, yaşamak güzel. sadece hayatın tadını çıkarmaya çalışmalısın. sonunda her şey olacağına varıyor. mesaj mesajdır. tabak tabaktır. erkek erkektir. ve hayat hayattır''","label":8} {"text":"bence son derece başarılı olmuş..kesinlikle devamı gelecek gibi görünüyor..Son sahne bize onu gösterdi.fazla kan revan olmadan insanı geren bir film olmuş..bence buda filmin başarısını arttırıyor.","label":7} {"text":"Hem posterlerini beğenmemem hemde günümüzde vampir temasının cılkı çıkartıldığı için her seferinde erteliyordum. Nihayet izleyebildim. Zaten daha ilk on dakikadan filmin atmosferine bayıldım. Tim Burton halt etmiş. O derece masalsı anlatıma ve gothik bir havaya sahip. Winona Ryder'ın abartılı mimik dolu oyunculuğuna gıcık olsamda bu filmde çok canımı sıkmadı. Mümkünse gece, karanlıkta izleyin.","label":6} {"text":"Ne kadar filmin sonunu getirebilsenizde hiçbir kazancı olmamış gibi bi tat bırakmadan bitiyor dolayısıyla evet, 5/10","label":5} {"text":"Film gerçekten çok kötü.yarısına kadar katlanabilene helal olsun. Ali sunal yazık etmiş. 2 saatimi geri verin bana.","label":0} {"text":"filmde jackie chan varmıydı yokmuydu anlamadım. filmde jackie chan hiç dövüşmediki. peki filmde jackie chan kimseyle dövüşmicekse nie jackie chan oynuor filmde hiç bi şey yapmadıkı adam. filmde arkadaşını yanında kolunu kesiolar jackie chan orda 10 kişiyi döveceğine ordan kaçıo anlamadım. jackie chan oynayınca insan kavga istio. ama jackienin ne kavga ettiği var ne bişey yaptığı. bence vasat bi filmdi. 10/4","label":1} {"text":"10 yıL önce çekiLmiş oLmasına rağmen haLa iLgi çekebiLen bir fiLm.. dizinin takipçisi değiLdim ara ara izLerdim, ama fiLm herkese hitap ediyor... dizinin fanatikLerinden-hiç izLemeyenLere kadar herkesin izLeyebiLeceği bir daire çiziyor.. konuya geLirsek diziden kopuk değiL hatta fiLmi izLerken sanki diziyi izLiyormuşum gibi hissettim dizi havasını yakaLıyor ama fiLm oLduğunu da hissettiriyor, birçok soru işaretini de kaLdırıyor görmek istediğimiz scaLLy-moLder yakınLaşmasını da kısmen görüyoruz eh bu da yeter bence :) yeni çekiLen fiLmi izLemedim o yüzden karşıLaştıramıyorum ama imdb puanına bakınca az-çok tahmin edebiLiyorum... eLbette ir başyapıt ya da şaheser diyemeyiz ama yeterince doyurucu... türünü sevenLere ve diziye iLgi duyanLara daha çok hitap ediyor gibi...","label":6} {"text":"Çok uzun zamandır, bugün izleyeceğim yarın izleyeceğim diye diye bir yıldır beklettiğim filmi sonunda izledim. Film çok üst düzey bir dram filmi değil. Ortalama bir film. Çok farklı veya enteresan bir konusu da yok ama keyifle izlenebilir. Baba ve oğul arasındaki ilişkilere değinen, hukuk sistemine kenardan da olsa değinen bir film. Aile içi ilişkilere değinen ve klasik baba-oğul tartışmalarından ötürü birbirinden uzak kalmış ikilinin bir araya gelmesi ve geçen yılların basit nedenler sebebiyle harcanışı. Kullanılan müzkler güzeldi. Ayrıca arka plan ve doğa manzaraları da iyiydi. Hazır aklıma gelmişken hukuk sistemine karşı tenkit anlamında yapılan en iyi filmlerden biri olan The Devil's Advocae filmini de şiddetle tavsiye ediyorum. Sakın kaçırmayın derim o filmi. Robert Duvall'in oyunculuğunu çok beğendim. Kalitesini konuşturmuş yine. Sonradan gördüm ki zaten bu performansı ile en iyi yardımcı oyuncu dalında aday olmuş. Ayrıca Robert Downey'i de bu tarz bir film de daha önce hiç izlememiştim. Oyunculuğunu daha iyi gösterebildiği, onu daha çok seyrettiğimiz bir film olmuş. Bir isim daha var ki Fargo'nun ilk sezonuna damga vuran Billy Bob Thornton. Filmde çok uzun bir rolü yok ama o çıktığı anda tüm dikkatim ona yoğunlaştı. Sevdiğim oyunculardan birisi. İyi seyirler... 7.1/10","label":6} {"text":"şarkısı bugün bile hala sokaklarda çocuklar tarafından söyleniyor.","label":4} {"text":"Filmişn ana öğresi güldürü olmasına rağmen izleyeni ağlatabilecek türden bir dram altyapısna da sahiptir.","label":8} {"text":"Zayıf sinematografi, zayıf diyaloglar, hatalı ritim, zayıf oyunculuklar, eksik figüran vs... beklentimin de çok altında kalan, zayıf bir film.","label":4} {"text":"bu nasıl bir afiştir ?Genç Victoria :D yaRısı Türkçe yaRısı ingilizce..demiş arkadaş da nasıl çevirmeleri gerekiyordu merak ettim.genç ayşe fatma fln mı?biyografik filmler çok gündemde bu aralar. tarihin öğrenilmesinde çok faydalı bir araç filmler. İzlenmeli diyorum.","label":7} {"text":"Ben hayatimda bu kadar les bu kadar berbat bir film gormedim resmen zzaman kaybi sakin izlemeyin gidin daha faydali seyler yapin","label":1} {"text":"Netflix'in dumanı üstünde, izleyiciyle bu ay buluşan filmi Spectral. Aksiyon ve bilim kurgu iyi harmanlanmış, büyük bir beklenti içinde olmadan başladığım halde gayet keyif alarak izledim. Senaryonun biraz daha üzerine düşülse, oyunculukların yeterli olmasına rağmen Hollywood filmlerinde görmeye çok daha alışık olduğumuz isimlerle, çok başarılı olacak bir serinin başlangıcı bile olabilirmiş.neyse sonuç olarak izle unut cinsine yakın bir film iyi seyirler...","label":6} {"text":"Büyük bir beklentiyle izlemeyin duyguların, Merab karakterinin tadını çıkarın öyle güzel oynamış ki Levan Gelbakhiani.","label":7} {"text":"filmdeki küçük çocuklar gerçekten rolünün hakkını vermiş, film dram yönünden de çok sağlam ama bazı sahneleri çok kısa çekilmiş. İki saat yerine iki buçuk ya da 3 saat olsaydı çok daha güzel bir film olurdu.","label":7} {"text":"açıkçası futbol ile çok da ilgim olmamasına rağmen yine de çok hoşuma gitmiş filmdir. futboldan özellikle nefret etmiyorsanız rahatlıkla izleyebilirsiniz. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! filmdeki kavuşma sahnesi de hayatımda izlediğim en ilginçlerinden biridir :) !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":8} {"text":"filmin ilk 15-20 dk. da sanırım alışık olmadığım için veya gerçekten kötü olduğu için animasyon karakterler aşırı kötü gözüktü gözüme. pc oyunlarının açılışlarındaki jenerikler gibiydi filmin animasyon kalitesi. ancak daha sonra biraz daha düzeldi ve gerçekçi bir hale geldi görüntüler. filmin açılışındaki bariz 'the contact' göndermesini eminim 'the contact' filmini izleyen hekes farkedecektir. kendi adıma en çok filmin 2. yarısını, oradaki savaşları ve mücadeleleri sevdim. müzikleri de bu tip bir filme yakışır bir tarzdaydı. ancak şeytani yaratıkların tasvirleri, özellikle grendel, daha iyi yapılabilirdi. özellikle lotr başta olmak üzere fantastik edebiyatın öykündüğü en önemli kaynaklardan birisini (ki film içinde özellikle isimlerde bunu farketmek mümkün) görmek için bir fırsat olabilir. tabii ki orjinal eserin bu 'hollywood işinden' kat be kat daha iyi olduğunu da unutmadan...","label":7} {"text":"Namuslu filminin biraz daha değişik versiyonu.. Sisteme getirilen ağır bir eleştiri, gayet güzel işlenmiş..","label":6} {"text":"Yakın dönemde yaşanmış gerçek bir olayı olabildiğine sade, gösterişsiz ancak akıcı bir şekilde sinemaya uyarlamış Eastwood. 2012 tarihli Denzel Washington'lı Flight ile de bayağı bir benzerlikler taşıyor film. Tom Hanks büyük bir oyuncu. En büyük performanslarından biri değil Sully, ancak yine de role çok yakışıyor. Sinemasal anlamda başarılı gördüğüm uçak sahneleri var. Fena değildi. Onun dışında Eastwood'un sinema tarihinde yer edecek bir filme imza atayım kaygısı olduğunu zannetmiyorum. Sanki bu mucizevi olayın bir şekilde sinemada izlenmesini, daha geniş kitleler tarafından bilinmesini istemiş, tarihe bir not da kendisi düşmüş. Niyeti büyük ölçüde budur çünkü çok da özenli, kafa yoran, düşündüren bir yapım değil. Sıkmıyor ama dediğim gibi çok sade bir akışı ve anlatımı var. Son zamanlarda izlediğim en basit filmlerden biri hatta. Ödül sezonundan nasıl çıkar bilmiyorum ama senenin mutlaka görülmesi gereken önemli filmlerinden biri değil bana kalırsa. Filmden ziyade bir belgesel hatta.","label":6} {"text":"Biz Türkler olarak onlarla ilğili böyle haberlere çok aşina olduğumuzdan daha iyi anlıyoruz süreyyanın hissettiklerini ve Atatürk olmasaydı biz de onlarıyaşıyor olacaktık.Gerçekten çok güzel bir film olmuş,oyuncular harika özellikle süreyya,sanki daha önceden bu olayı yaşamış da içindeki tüm kini dışarı vuruyormuş gibi...Bütün içtenliğimle söylüyorum mutlaka izleyin..","label":4} {"text":"senaryo çok değişik ama film sürekli kafa karıştırarak bir yerlere varmaya çalışıyor. daha etkileyici bir film bekliyordum açıkcası...","label":5} {"text":"Başarılı sayabileceğim özellikleri olsa da, izlenmese de olur kategorisine soktuğum filmlerden. Neeson'ın son dönemde bu gibi rollerdeki başarısı su götürmez bir gerçek. Ottway karakterine de oturuyor, onu kolayca taşıyabiliyor usta oyuncu. Muhteşem doğa görüntüleri içinde hayatta kalma mücadelesini izliyoruz bir grup adamın. Vahşi doğada insan olmalarının faydalarını görebilecekler mi? Yoksa tam tersi mi? Fena film değil, izlenebilir, ancak söylemeye çalıştığım şey daha önce benzer fikirlerde pek çok üst düzey filmin çekilmiş olması ve The Grey&in ne yazık ki o seviyelere yükselemiyor oluşu. Seyirciye pek fazla bir şey katacağını sanmıyorum. Atmosfer ve mekanlar hariç.","label":6} {"text":"Ateist bir insan olarak bana bu filmi izleme fırsatı tanıdığı için Allah'a teşekkür ettiğim film. Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum, beni o kadar benden aldı. 21 Aralık'ta kıyamet kopacaksa da kopsun artık umrumda değil, ben bir yıldır beklediğim muradıma erdim. Pitır we love, Tolkien we adore derim, filmi tek geçerim. Gerçekten o kadar beklentiyi çok iyi karşıladı. ADAMSIN PETER.","label":8} {"text":"Ressam denince aklımıza resimlerini galerilerde sergileyebilen, rüştünü ispatlamış, ürünlerinin semeresini çoktan almaya başlamış bir sanatçı gelebilir. Oysa Maudie yeteneğinin farkında olmadan, yokluk içinde, içinden geleni oraya buraya resmetmeye çalışan, hayli de acıklı bir yaşam öyküsü olan bir kadın Keşfedildiğinde eserlerinin ufak da olsa getirisi oluyor ama öncesinde de sonrasında da zor ve meşakkatli bir yaşamdan geçiyor. Her şeye rağmen iyimser ve yılmaz bir ruhu var. Penceresinden bakarken hayat çoktan tasarlanmıştır diyerek çarpıcı bir bakış açısı sunuyor ki, izleyiciye filmle birlikte pek çok şeyi sorgulatıyor.","label":8} {"text":"Videodrome,Crash ve Existenz.Üçlemenin son halkası ve teknolojinin birkaç basamak sonra gelebileceği noktayı mükemmel vurguluyor.Hayat ,oyundan çıktığımızda zaman bizim üzerimize oynanan bir oyundur mantığıyla bize bir başyapıt sunmuş Cronenberg.","label":8} {"text":"Konu sabit çoğu zaman türk sinemalarında işlenen bir konu filmi toparlayan bence kadrosu olmuş. Açıkcası nasıl performans sergilediklerini merak ediyorum fakat artık aşk filmleri bu tarz olmamalı konuyu biraz değiştirmeli diye düşünüyorum.","label":5} {"text":"giderek berbat ötesi hal alan bir seri...izleyiciyi enayi yerine koyan onları sömüren bir hollywood blockbuster serileri bunlar transformers gibi...yok işte erkek olursa e.j koyacakmışta bilmem ne...hadi ya bu ne bayatlık böyle...uzun uzun bakışmalar öpüşmeler yürümeler oturmalar bu nedir yahu...90 dakikalık film 135 dakika olmuş pes yani...hele o kurt bozması yokmu evlere şenlik...vay anasını kafa dağıtmak için girdim sakın anlamayın ki art niyetliyim ama daral geldi resmen...biliyodum kötü olduğunu ama bu kadarda beklemiyordum peş para etmez filme toplamda 22 lira bayıldım enayi ben ya!!!","label":0} {"text":"007 nin bu filmi bence harika olumsuz hiçbir eleştiriyi haketmiyor tam tarsine cok sıkı bir aksiyonla dolu 007 filmi olmuş 'daniel craig' muhteşem oynuyor- cok hareketli çok ii rol yapıyor-kesinlikle bond rolunu hakediyor.casino royale in kaldığı yerden baslaması harika-heleki super bir araba sahnesi ile dolu bir açılış nefes kesiyor.kamera cok ii kullanılmış son 2 bond da aksiyon sahnelerini daha sert gosterıp ızleyiciyi içine alıyor.10/9","label":8} {"text":"iyi oyunculuklar ama kötü bir film 2/5","label":3} {"text":"bazı yerleri etkıleyıcı ama ben vasat oldgunu dusnuyorum sacma,izlenmesede olur 10/5","label":5} {"text":"Diğer Shrek yapımlarından aldığım tadı Shrek 3 te alamadığımı belirtmek isterim.Diğer Shrek yapımlarına nazaran biraz gölgede kalmış bir yapım Shrek 3.Böyle oluncada sonuç olarak Shrek 3 e puan verirken puanımı kırarak veriyorum ve Shrek 3 e 10 puan üzerinden 7,5 puanı uygun görüyorum.Üzerinde daha iyi çalışılsaydı daha iyi bir Shrek 3 ortaya çıkabilirdi......","label":6} {"text":"Bence film her yönüyle kendisini seyircinin ellerine bırakıyor. Odanın içerisinde ne olduğundan tutun da, buradaki gizemin ne olduğunu düşünene kadar. Böyle olması bana keyif geldi. İzlediğim en iyi ortayı bulmuş filmdi... Yani, hem gizem katarak izleyiciyi hep merakta bırakıyor hem de sistem karşıtlığı yapıyor.","label":8} {"text":"The Grey'den sonra izlediğim en iyi survivor filmi oldukça heyecanlı ve gerilimli harika bir film.","label":9} {"text":"Biraz komik biraz da romantik;basrol oyuncularının cekicilikleri bile yetmiyor filmi kurtarmaya,sadece son kısımları güzeldi.izleyecek film bulamazsanınz güzel bir alternatif olabilir:)","label":5} {"text":"ilk olarak şunu söylemek istiyorum.filmin ismi ilginç yani çekici bi tarafı var.bir de bruce willis oynayınca film dahada ilginç(tir)diyordum.lakin filmi izleyince hiç de umduğum kadar ilginç değilmiş.filmin senaryosu sadece bir kovalamacadan ibaret ve ayrıca izleyen aksiyona yada yeteri kadar maceraya doymuyor.bu film zor ölüm filmlerinin bile gölgesi altında kalmış.sonuç olarak vasat diyebilirim.10/5","label":1} {"text":"Ülkemiz sineması açısından son derece önemli gördüğüm bir deneme, bir tür filmi. Bu anlamda basmakalıp yöntemlerin dışına çıkmaya çalışan ve bunda da genel anlamda başarılı olan Can Evrenol'u tebrik etmek gerekiyor. Ancak film ve karakterler ile ilgili çok fazla büyük boşluklar var. Yönetmenin derdi belli ki bu taraflara yoğunlaşmak değil ancak yine de bu gibi flash back'li flash forward'lı, iç içe geçen filmlerde biraz daha karakter ve hikaye derinliği arıyor insan. Umarım bu bir başlangıç olur ve ileride bu gibi filmlerimizin sayısı artarak uluslararası alanda da dikkat çekmeyi başarır.","label":5} {"text":"Kan davalı ailenin kızına aşık olma olayının bir amerikan filminde görmem beni çok şaşırttı. Tabi Buster Keaton olayın komedi yönüne bakmış biraz. Çok da iyi olmuş. Filmin son 20 dakikası nefes kesiciydi adeta oha efektleri ile izliyorsunuz. Bir de filmin sonundaki espriyi hayatım boyunca unutmam artık.","label":8} {"text":"Fiilmi izlemeyi çok istiyordum ama sinema salonlarının çoğunda bir hafta yayınlandı sadece..Nekadar sinir bozucu bir durum","label":4} {"text":"Cok iyi hazirlanmis gercek hikaye cok iyi anlatilmis leonardo di caprionun izlenmesi gerekilen bir film 10 üz. 8.7","label":8} {"text":"sinemaya da şu kirli türban siyasetlerini karıştırdılar ya lanetliyorum amaç edebi bi sanat eseri ortaya koymak film felan çekmek değil tamamen ideolojik kara propaganda tevekkeli fetullahın bankası sponsor olmuş zaten!!!","label":0} {"text":"Oldukça fantastik olmuş:D Ağır çekim uçuş-çarpışma sahneleri oldukça başarılı. Karakter -kurgu son derece güzel. İzlerken baya bir zevk aldım 9/10","label":8} {"text":"Richard Gere ve Bruce Willis gibi çok sevdigim iki aktörü bir araya getirmesine ragmen,muhtemelen bu ikilinin sette sürekli birbirlerini yemelerinin de etkisiyle çok ama çok siradan bir aksiyon filmi ortaya çikan.90'larin en büyük hayal kirikliklarindan.","label":3} {"text":"Sıkıcı ve amaçsız bir film, Basit bir aile tatilini detaylarıyla ağır ve sıkıcı bir şekilde işleyen İsveç yapımı bir saçmalık! bom boş bir film anlattığı önemli birşey olduğunuda düşünmüyorum yorumlara aldanıp izledim ve izlediğime bin pişman oldum hayatımdan 2 saat boş yere akıp gitti bol bol kar gördük sadece.","label":0} {"text":"Gülüp geçilecek sanki diğer serilerine göre daha küfürlü diyalogların olduğu bir yapım.Trabzon'u yukardan görmek keyifliydi.Ve müzikleri Karadeniz müziği sevenlerin için hoş bir tını bırakıyor kulaklarda 5/10","label":4} {"text":"Giriş sahneleri mükemmel, gelişmesi ilgi çekici, son bölümleri ise klişemsiydi. Ancak animasyonların bu tür sonuçlanması elbette çocuklar izleyeceği için çok puan kırdırmamalı. Herkes gibi toparlağın saflığını ve pofudukluğunu ben de çok sevdim. Yan karakterler de çok iyiydi. Özellikle Fred ve GoGo'ya kahramanlık çok yakıştı. 8 puan verdiysem bunda muhteşem şehir ayrıntılarının payı çok büyüktür. O kadar gerçekçi ve etkileyici ki; çizim demek zor. \"İleride çocuklarımla izleyeceğim filmler\" listeme attım.","label":7} {"text":"Arkadaşlara katılıyorum.Eva Green,Nicole Kidman,Daniel Craig,Sam Eliot,İan Mcaen ve diğerleri.Bu muhteşem kadroya yazık edilmiş.Serinin ilk filmi fiyaskoyla sonuçlandığı için 2.sini viyona sokamadılar galiba.Yoksa 2007den beri 3 sene zaman geçti.Yüzüklerin Efendisi başarılı olduğu için arka arkaya heryıl birer bölümünü vizyona sokmuşlardı.Fiyasko filmler furyasına bir film daha ekleyin.","label":3} {"text":"Oyununu küçükken biraz oynamıştım zamanında en popüler oyunlardan biriydi 2005-2010 arası filme gelecek olursak yüzüklerin efendisi ve hobbit özentisi sıradan vurdulu kırdılı bir film pek bir konusu yok klasik orklar ve insanların savaşı sahneler efektler fena değil.","label":5} {"text":"komik olmak icin zrlamis film. gulmemiz icin biraz fazla abuk subuk okuz hareketler mimikler yaptilar ama bana embesiller gibi geldi acikcasi. ne embesili premature haldeyken bile bu kadar itici olmaz insan. ayip ya. essek kadar adamlar. neymis takintililari varmis asosyal filan.. iyi de bak ne kadar komik hallere dusuyor insan olayi nedir. cok orjinal buldularsa bu filmi ben bu kuzeylilerin espri anlayislarindan kusku duyup bir gorunsunler bence. diyecegim bu. geri de almam.","label":3} {"text":"vin diesel olsun diyorum taştan olsun diyorum daha ne diyim komple karizma...","label":7} {"text":"İnsanlar adaleti kendi elleriyle sağlamaya kalktıklarında ne gibi geri dönüşsüz felaketlere yol açıyor, bunun destanıdır bu film. Başroldeki Henry Fonda döktürmüş adeta. Diğer karakterler de öyle. Sırıtan hiç bir rol yok; binbaşının oğlu ile olan çatışması ve sonrası, her şey her şey çok dokunaklı. Western deyip geçmek, bu başyapıtı hiç anlamamak olur: \"Kanun, bir kitapta yazanlar veya onu uygulayanlardan çok daha fazlasıdır; insanlığın vicdanının ta kendisidir. İnsanların bir vicdanı olmazsa uygurlık denen şeyden bahsedilemez\" Başucu olmayı hakedecek bir film. 85/100","label":8} {"text":"film tekniği ve kalıtesi muhtemel bütçesi ıle orantılı olduğundan çok iddialı değilsede .Topal Osmanın tanıtımına öncülük adına % 100 gerçekleri yansıtmasada iyidir ve daha iyisi neden yapılmasın Topal Osmanın kahramandır eşkiyadır tartışmalarına gerçek tarihçiler bir an önce karar vermesi gerekirken onunla igili en azından iki gerçek ,onun yakalanma fermanının Vahdettince kaldırılması 47. aiaya .2000 kişilik komuta kademesine atanması gunahlarının çok ötesinde sevapları nedeni ile anıtla onurlandırılılmış şehit olmasına yeterde artar bile.","label":5} {"text":"Film çok güzeldi.Hele şarkıları bir harikaydı.Bence büyük küçük herkes izlemeli.Disneyin bu güzel filmlerinden biriydi.","label":7} {"text":"Bol efekt, bol hareket orta karar bir aksiyon. Böyle bir kadrodan bu kadar vasat film çıkarmakta başarı.","label":5} {"text":"nu kadar yüksek puanı nasıl almış anlayamıyorum.filmin artı yönlerinden olan ashton kutcher ve kevin costner bile bana göre filmi kurtaramamıştı.yani ne oldu ne bitti anlamadım çok saçmaydı.ikinci cd’nin sonuna kadar can kurtaranların eğitim sürecini izliyoruz son 20 dakikada maksat çekilmiş olsun diye bir kurtarma sahnesi...sıkmak için inadına uzun çekilmişti sanki,beraber izlediğim arkadaşlar filmi beğendiler,bu sitedede beğenenlerin çok olduğunu görünce sorunun bende olduğunu düşünmeye başladım bir an!","label":5} {"text":"Daha tatlı daha yaramaz daha hain bir garfield daha cok cok cok güzeldi.","label":4} {"text":"Dustin Hoffman'ın performansı gerçekten göz kamaştırıcı. Charlie'nin önyargıları ve Raymond'ın özel dünyasının içine girmek için yaptığı çaba çok iyi yansıtılmış. İkisinin arasında bir bağ oluştuğunda, gerçekten dokunaklı bir hikaye ortaya çıkıyor.","label":8} {"text":"Yüzlerce film izleyen gözlerim, böyle bir eziyete mahkum edilmedi..Neyse ki bitti ve tahliye oldum..","label":1} {"text":"İnsanlar Kemal Sunal'dan hep komedi tarzı filmler beklediğinden, bu film biraz gölgede kalmıştır, hele de günümüzde nerdeyse en az gösterilen filmidir.. Aslında ustanın en sağlam filmlerinden biridir.. Yoksulluğa, yaşam mücadelesine ve yaşamaya dair en güzel filmlerinden biridir..","label":8} {"text":"Bollywood filmlerini izlemeyi çok severim. Özellikle Aamir Khan filmlerine bayılıyorum. Bir de bakalım şu hindular korku filmi konusunda ne iş becermişler diyerek izlemeye koyuldum. Çok bir beklentim olmadığı için çok büyük hayal kırıklığına uğramadım. Adamlar korku filminin aralarına bile dans ve şarkı sıkıştırabilmişler bravo doğrusu. Genel anlamda amatör üstü bir yapım olmuş, korkunç tek bir sahnesi yok, makyajlar berbat. Velhasıl sonuna kadar vakit kaybı olarak görmüşken, son dakikada beni ters köşeye yatırarak benden artı puanı aldılar. İzlemezseniz birşey kaybetmezsiniz ama boş vakti değerlendirmek için tercih edilebilir.","label":6} {"text":"bence kesinlikle gitmeyin ben izledim parasından geçtim 1.5 saatim boşa gitti .","label":0} {"text":"bir film bu kadar basit olursa bizde bunu izlemek vakit kaybı olur deriz. ama gerçekten filmin böyle saçma olacağını tahmin etmezdim. 2006 dan 2007 ye geçeceğimiz yıllarda böyle filmleri çekmek seyirciye hakaret bence.","label":3} {"text":"Amerika'nın lanet politikalarından zaten nefret ediyorum ama bu filmle birlikte nefretim tavan yapmış oldu.. Bu kadar da olmaz artık.. Bir ülke, bu kadar da insanlıktan çıkmış bir politikayı ısrarla destekleyemez.. Amerika'da çoktan bir iç karışıklık olması lazımdı ama halk hipnozdan bir türlü kurtulamıyor işte.. Ne zaman uyanacaksın ey Amerika..! Çok etkileyici bir yapım, sinirlerinizi bozabilir..10/8,3","label":7} {"text":"Seyrettiğim en eğlenceli filmlerden birisi ve baştan aşağı nostalji kokuyor,kimi Amerikan filmlerine yapılan göndermeleri,ince esprileri,tuhaf karakterleri ve yalın tüketim yoplumu eleştirisi bu filmi kült yaparken,birinci kalite özel efektleri,yapım tasarımı ve görüntü yönetimiyle de görsel bir ziyafet sunuyor,bu tarzdaki anime serilerine bir saygı duruşu niteliğindeki film,tüm bu özellikleriyle son yıllarda tırmanışa geçen uzak-doğu sinemasının en keyifli örneklerinden,kaçırmamak lehinize.Saygılar.","label":9} {"text":"konusu çok güzel olmasına rağmen yer yer sıkıcıydı vede bazı eksiklikler vardı(kendimi tam olarak filme veremediğimden ne olduğunu anlayamadım) pek tad vermedi açıkçasıkişiler çok açık değildi, kim kimdir anlayamadımama oyunculuklar iyiydi ona sözüm yok..10/6,5","label":6} {"text":"\"Şiddet iyi yönde kullanılabilir.\"","label":8} {"text":"sıkılmadan sonuna kadar merakla izleyebileceğiniz etkileyici bir film belki sonu biraz daha merak uyandırıcı bitseydi daha iyi olurdu yinede çok başarılı tavsiye ederim...","label":8} {"text":"İnsanların doğa yeşiline olan sevgisi, paranın yeşiline kaymış durumda. Çok yavan kalmış bir film. Anlatmak istediklerini daha iyi aktarabilmesi durumunda çok daha iyi puanlara ulaşabilirdi. Evet doğanın tahribatı, rant gibi durumlar giderek artıyor ve artıyor. Bununla ilgili eleştirel yaklaşan film ise yok gibi birşey. Sadece bu açıdan birkaç puan hakeden bir film. Onun dışında malesef pek bir derinliği ve cazibesi bulunmuyor.","label":5} {"text":"hacı kaç para verdiniz tom hardy'e oynaması için. Ne lanet bir filmdir ya.","label":0} {"text":"Film iyi mi? Pek değil. Film vasat mı? Evet ama tam iyi ile vasatın ortasında. Aksiyonlu sahne var mıydı? Elbette. Ama adam gibi değil. Örnek: [spoiler][/spoiler]Bizim Abraham Lincoln (A.L.) annesini öldüren adamı öldürmeye çalışıyor. Sonra bir adam onu kurtarıyor ama istemeden. Sonra olaylar vıjjt diye geçiyor. 2 vampir öldür sonra da ne kadar çok vampir var gibi şeyler söyle. Kankası gelsin, sevgilisi gelsin, adam yaşlansın, vampirlerle dövüşsün. Sonra da bitti.Sonuç: Gündüzleri başkan, geceleri vampir avcısı bir yalan. Sdece filmin sonlarına doğru geçerli ve adam sadece 1 kere başkanken vampir avlamaya çalışıyor. Artı performanslar zaten kötü. Bu yüzden (neredeyse her şey yüzünden) vasat. Bence vakit kaybı. 2/5 Yani 'Change the channel.'' (Kanalı değiştirin.)","label":3} {"text":"ilk defa erkek arkadaşımın isteği ile böyle bir filme girdik. ona belli etmesem de filmi hiç beğenmedim. çok klişe geldi bana. daha özgün ve abartıldığı kadar daha duygusal bir film beklemiştim ama değmedi bence sinemada izlenmezmiş.","label":1} {"text":"I Robot'ta takır, tukur indirilen gariban robotları, bu filmde daha yakından tanıma imkanımız oluyor. Robot dediğin nedir, ne ister ? Robot da olsa o da bir can. Onun da canı var evet. Şimdi gidip evdeki elektrik süpürgesiyle yakınlaşın, çamaşır makinenize sarılın demiyorum. Onlar robot değil çünkü. Robot dediğin nedir, robot dediğin işçidir, emekçidir, çalışandır, üretendir. Evet robotlar onlardır. Robot dediğin biziz. Aslında film ileride bir gün karşınıza çıkacak bir ikileme işaret ediyor. Hangisi olacaksın, emekçi mi, hırsız mı.... Gelecek emekçilerin, gelecek emeğin.... OLMAYACAK. Gelecek hırsızlara aittir. GELECEK HIRSIZLARINDIR.","label":5} {"text":"Toplumsal eleştiriye, yuhalamaya ve ezici bakışlara rağmen.. Mühim olan sahiden beklentisiz duru bir aşksa, tabii ki koşmak lazım el ele sahillere.. Çocuksu ruhunuza hediye gibidir tatlı Breezy..","label":7} {"text":"Her'in senaryosunun çok ama çok benzerini onlarca yıl önce Asimov işlemişti, bu sebeple tam 212 kez filmin sitede özgün bir senaryo olarak seçilmesine saşırmadan edemediğimi belirtmem gerek. Belki de daha önce roman ve hikayelerde işlenenler, ilk kez bir filmde işlendiyse özgün bir senaryoya giriyordur, burada pekala benim yanlış anlamam olabilir. Bunun yanı sıra aşkın ne olduğuna nasıl olabileceğine, değiştireceği biçimlere dair ciddi fikirlerle gelse de, film sevdiğini korkakça bir öpücükle öldürüyor ve bittiğinde yerini devasa sayılabilecek düzeyde mantık hatalarına bırakıyor.","label":4} {"text":"Filmi izlemeden önce klasik virüs filmlerinden bekliyordum ama konusu ve işleyişi farklılık katmış saçma sapan filmler bile bundan daha fazla puan alıyorlar kesinlikle underrated kalmış. 78/100","label":7} {"text":"Korku filmi severler için çok vasat... Ben Beğenmedim","label":1} {"text":"Promili yükseltene kadar olan bölüm şahaneydi. Her şey nefis, tadında, sakin ve ilham verici ilerliyordu. Promil yükseldikten sonra bir miktar bozduğunu hissettim. Bir tık \"4 sarhoş filmi\" moduna girdiğini hissettirdi. Ama burada yönetmenin mesajının \"her şeyin fazlası zarar\" olduğunu düşünürsek; bunu da başarıyla aktardığını söyleyebilirim. Filmlerde kendimden bir parça bulmayı galiba düşündüğümden daha çok seviyorum. Burada da Martin'de az da olsa kendimden bir şeyler bulduğumu düşündüm. Hissettim diyemem ama düşündüm. What a life şarkı seçimi, Martin'in dans sahnesi de şahaneydi. Öte yandan film buram buram Danimarka'yı hissettirdi. Dört adam içki içiyor ve sanattan konuşabiliyor. Ortam yeşil, hayatlar sakin. Yine de insan hayatı; yolunda gitmeyen işler var. Onları da Mads Mikkelsen abimiz çok güzel aktarıyor.","label":6} {"text":"Vin Diesel, 'xXx 2' de oynamak yerine neden bu filmde oynamış hâlâ bilmiyorum.","label":6} {"text":"tamamen tıraş:))","label":6} {"text":"Simon Pegg hayranlığım olmasa izlemezdim. Gerçek bir hikayenin kara mizah aracılığıyla anlatılması ilginç olmuş ama komik olmamış. Ayrıca Isla Fisher da sinemaya yakıştırmadığım kadın oyunculardan birisi. 6/10 ile çerezlik bir film.","label":5} {"text":"2. seri 1. den daha iyiydi ama genel olarak güzel bir film..","label":8} {"text":"30 yaşındayım hatrı sayılır sayıda film izlemişimdir ama bu hayatımda izlediğim en kötü, en kalitesiz, en insanın aklıyla dalga geçen film. Tek mekanlı düşük bütçeli bir film yapalım ne kazansak kârdır mantığıyla yapılmış ama leş. Kendinize saygınız varsa izlemeyin, paranıza da zamanınıza da yazık etmeyin derim.","label":0} {"text":"Fight Clup vb. özdeşinde bir film olduğu Trevor karakterinin ruhsal bunalımıyla daha ilk dakikalardan anlaşılıyor. Kişinin iç dünyasındaki yansımaları, psikolojik dünyasınındaki kafa karıştırıcı soru işaretleri ve senaryo konseptinde önemli bir yer tutan Who are you sorusunu geçmisiyle refere ederek puzzle tamamlanıyor.","label":7} {"text":"Kafanızı dağıtabileceğiniz ve eğlenebileceğiniz bir film. Çok fazla mantıksal bütünlük ve hikaye beklentisi ile izlemezseniz güzel bir film seçeneği olabilir.","label":4} {"text":"Böyle ciddi bir konuyu hiç ajitasyon yapmadan mükemmel bir şekilde izleyiciye aktarıyor. Bence böyle flimler az değerini bilmek lazım.","label":7} {"text":"Farkında olmasa da Beşinci Kol Faaliyetleri&ne hizmet eden bir film. Sanat adına hiç durmadan çekilen ve şehevanî duyguları tasvir eden bu filmler, AHLAKIN GÜNÜMÜZDE NE DERECE SÜKÛT ETTİĞİNİ AÇIK BİR ŞEKİLDE GÖSTERMEKTEDİR. Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hûdâ’dan/ Giy o tâcı emîn ol her belâdan.& der şair. Tavsiyem EDEB TÂCInı giyip BU TÜRLÜ BELALARdan uzak durmanızdır. Kadın/erkek fitnesi, pek çok geçmiş milletlerin çöküşüne sebep olmuştur. Evet, geçmişte yaşamış pekçok topluluk ve milletler kadın/erkek fitnesi yüzünden mahv u perişan olmuştur. Roma ve Bizans şehvet ve şehevanî duygular altında kalarak ezildi. O güzelim Endülüs de öyle..","label":0} {"text":"Japonların uzman oldukları bir başka film senaryosu... Kesinlikle gitmem lazım... 4*4 gözle bekliyorum:)))","label":7} {"text":"seyircide belli bir merak duygusu uyandiran, rahatca izlenen bir film... (6/10)","label":5} {"text":"Ben de kesinlikle çok sıkılmıştım bu filmde.. sadece ben değil sinema salonundaki çoğu insan artık bitse de kurtulsak demeye başlamıştı son dakikalarda.. film hem sıkıcı hem de çok uzun.. daha kısa ve daha akıcı bir anlatımı olsaydı iyi bir film olabilirdi çünkü konu buna gayet uygun.. ama ne yazıkki 4/10","label":3} {"text":"Nina Simone; caz ve blues müziğin ilahesi... Gösterişçi sahtelikten uzak, asi, göz alıcı, yaratıcı, tutkulu kadın... Güçlü ama hassas... Ve bütün bunların sonunda gelen psikolojik sorunlar... \"İnsanların gözünü öyle bir açmak istiyorum ki sahne aldığım gece kulübünden çıktıklarında parçalara bölünmelerini istiyorum\" diyor. Seni canlı dinleme imkanım olmadı, ama olsaydı o gece kulübünden parçalara bölünmüş bir şekilde çıkardım... :) Kısaca; sevenleri için izlenesi belgesel...","label":7} {"text":"Basit ve sıradan bir film çok fazla bir şey yok.Bir kimyasal madde yayılıyor insanlar çılgına dönüyor yarı zombi yarı insan, cinayetlere başlıyorlar açıkçası vakit kaybı olarak görüyorum.Saygılarımla...","label":3} {"text":"İlk filmden bile kötü yapmayı nasıl becerebilmişler, hayret!","label":2} {"text":"Her anlamda berbat bir film .Kurgu desen yok senaryo desen ver eline senaristin sana 1 günden kısa sürede yazar eline verir .oyunculuklarda zaten berbat hele bazı sahnelerde çok batıyor göze . bakmak istemedim onların yerine utandım resmen .e tabi youtuberlar oyuncu değil .sizin ne haddinize film çekmek sırf para kazanmak için .işte benim 4 milyon takipçim var 3 milyonu izlemeye gitse ailelerini de götürseler ,birde meraktan izleyenler var parayı kırarım hesabı yapmış. tebrikler .hergün yeni 1 kötü türk filmi projesine katkı sunduğun için .","label":0} {"text":"Film bittikten sonra kendime şu soruyu sordum: Hakikaten kim bu Erol Egemen yav :)","label":6} {"text":"Tim Burton'un en iyi filmi bence, derin izler bırakıyor.","label":8} {"text":"güzeldi güzel güzel. küsmü$ olarak ba$lamaları ii olmu$ ahenk sağlanmı$ sonu da ii bitti her zaman ki gibi. Bu ikili hakikaten çılgın. Filmin sonunda da klasik Jackie Chan tarzı hata gösterme sanatında da en az filmdeki kadar güldük, - benim karde$im değilsin.- Nasıl olamam, biz seninle daha önce bitirim ikili 1 bitirim ikili 2 $imdi de bitirim ikili 3 nasıl karde$ olamayız :Dgibi..","label":9} {"text":"Jennifer Lawrence oynadığı karakter efsane bukadar mı yakışır bukadar mı güzel oynanır","label":6} {"text":"Harika replikler var. Filmin derin bir tarafı var ama Türk toplumundan kopuk, dininden bihaber kişiler ne mesajları anlayabilir, ne de çevresinden İstanbul'dan parçalar bulduğu repliklere, sahnelere gülebilir. Ne dram ne komedi demişsiniz ama bence iyi filmleri diğerlerinden ayıran şey de tam olarak bu'dur. Çünkü gerçek böyle bir şeydir, her şeyden biraz içinde barındırır. Filmi defalarca izledim, sıkıldıkça da izlerim. Her şeyden önce rahatlatıcı bir film. Gerçeklerden ne kadar kopuk olursa o kadar güzel olmaz bir film, hem gerçeklik olmalı, hem derin bir tarafı olmalı, hem de rahat izlenebilmeli. Tıpkı güzel bir yemek gibi. Puanım 5.","label":9} {"text":"Gayet güzel ve eğlenceli bir animasyondu.(Tam animasyon kelimesi doğru olmayabilir.)İzlerken tüm o çocuksu maceraya kaptırdım kendimi.Tavsiye ederim bir pixar görselliği olmasa da zevkle izlenecek bir film 7.5/10","label":6} {"text":"Denecek onca şey var ama çok gömmek istemiyorum abi asker filmi çekip komando marşı okumayan bir tablo olsun artık zihninizde Allah aşkına tek makinalı tüfek bi sniper bi havan koca üssü yerle bir et motivasyon konuşmaları iğrenç bi şekilde hatiplik ile vasat altı kalkıyor Allah aşkına vaaataaann artık buraaaasıdır nedir burası artık malaaaaazzgirttir nedir kim nasıl bi fizibilite yapmışsınız makinalı tüfek nişancısı neden kendini öte atıyor anlıyabilen varsa anlatsın ki bunlar birde bordo bereli altını çizelim en vasıfsız piyade timinde dahi makineli nişancısının yeri sabittir ki ateş baskısı sağlayabilsinler neyse baş ağrıtmayalım film olmamış lütfen asker filmi çekecek olan bi kara Şahin düştü ya da bir zamanlar askerdik gibi yakın geçmişte çekilmiş filmleri izlesinler en azından daha eskilere gitmeye gerek yok saygılar","label":0} {"text":"Çerezlik film.. Çok boş hissedince falan izlenir","label":5} {"text":"Teksas Katliamı serisi fanı olarak bu filmi vasatın da altında buldum. Bir kere amacından taşmış bir konu. Filmde neredeyse Leatherface'in kurtulmasını istiyoruz. Sanki kurban oymuş gibi. Çok hataları ve eksikleri olması bir yana gerçekten sanki başka bir film izlemiş gibi oldum. Teksas Katliamı bu değil olamazda. Bence artık bıraksınlar, eski filmlerin karizmasını zedeliyorlar.","label":3} {"text":"\" Anna için biraz süt, mutlu noeller Anna.. \" bardağın yüce büyüklüğü.. İki sokum ekmeğe vurgulu gırtlaktan! İki bacak arasına bir kadını kurban eden bütün insanlara, komşulara, toplumlara, sınıflara her şeye ve her nerede! ise lanet olsun.. Öküzün balyozu yediği an :(","label":8} {"text":"Öncelikle çok fazla Cüneyt Arkın’lık sahne var. Ve fazla fantastik bir film olmuş bence. Sonuç olarak filmi pek başarılı bulmadım, ama yine de izlenebilir. Ha bir de Muhammed Salah’a çok benzeyen bir karekter var.","label":5} {"text":"“Hayatında en dibe vurmuş olan Megan Leavey, kendisine çeki düzen verebilmek için orduya yazılır ve asker olarak mezun olduktan sonra savaş alanına gitmeye hazırlanır. Saklı mayınları bulup etkisiz hale getirmekle görevlendirilen Leavey, bunları Rex adlı bir köpek ile yapacaktır. Megan, başta Rex ile anlaşamasa da daha sonra aralarında derin bir arkadaşlık oluşur. Fakat bir gün görev sırasında Rex yaralanınca Megan, onu yeniden görebilmek ve kurtarabilmek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışır.” Bu filmi izlemeden önce hiçbir beklentim yoktu, hatta konusunun ne olduğunu tam olarak bilmiyordum bile. İyi ki de öyle olmuş çünkü bu sayede Megan Leavey, benim için hoş bir sürpriz oldu. Her ne kadar filmin sorunları olsa da duygusal açıdan vermek istediği duyguları çok iyi yansıtmış. Kate Mara, bu filmde kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. Mara, karakterini canlandırırken hiçbir şeyi abartmamış ve olabilecek en doğal ve gerçekçi performansı sergilemiş. Zaten duygusal açıdan filmin büyük bir yükü onun üzerinde ve Mara, bu duyguyu seyirciye yansıtmayı başarmış. Bunun dışında mayın arama sahneleri oldukça başarılıydı, izlerken sizi germeyi gerçekten başarıyor. Ayrıca filmdeki savaş atmosferi de abartılı değildi, olabildiğince sade ve gerçekçi işlenmişti. Megan Leavey ile ilgili pek fazla sorunum yok. Sadece filmin bir süreden sonra iyice yavaşladığını, bazı yan karakterlerin hikayeyi etkileyen bir şey yapmadığı için biraz gereksiz olduğunu ve Rex ile Megan arasında oluşan dostluğun biraz hızlı işlendiğini düşünüyorum. Ama genel anlamda Megan Leavey, seyirciye vermek istediği duyguyu çok iyi yansıtan ve bundan da fazlasını pek vaat etmeyen bir film. Kate Mara’nın harika performansı, savaş atmosferi ve gerçekçi havası ile ortalamanın üzerinde bir yapım olup sizi mesajı ile derinden etkileyecek bir iş olmuş. Her ne kadar hikayesinin işlenişiyle ilgili ufak sıkıntılarım olsa da, bir göz atmanızı kesinlikle öneririm. Önceden yapılmamış, hiç görmediğiniz bir film olmasa da türün hayranlarının kaçırmamasını öneririm. FİLMİN İYİ YANLARI: + Kate Mara'nın etkileyici performansı. + Savaş atmosferi, gerçekçi havası. + Başarılı mesajlar. + Megan ile Rex arasında kurulan ilişki. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Filmin bir süreden sonra yavaşlaması. - Bazı gereksiz yan karakterler. - Türüne yeni bir şey kazandırmaması. TOPLAM PUAN: 7/10","label":6} {"text":"Film öz eleştirilere açık bir senaryo ya sahip. İnsanın düşündüğünde bu zorlu süreci nasıl veya hangi yöntemlerle atlatması gerektiğini vurguluyor. Dileğim oscar yolunda ödül kazanması dır. Gerçekten hak ediyor","label":9} {"text":"Konu klişe, çekim farklı, güzel ve akıcı diyebileceğim bir film.","label":6} {"text":"özcan deniz, yasemin allen, pelin akil, kaan çakır ve yusuf akgün.. öncelikle hepsinin oyunculuk performanslarına bayıldım.. çok duru yalın bir o kadar da içten samimi yaşanmış ve yaşatan oyunculukları vardı her birinin... öyle bir hikayedeki hiç kimseyi suçlayamıyor herkese ayrı bir hak veriyorsunuz hepsinin gözüyle bir bir bakıyorsunuz olaylara akıp giden hikayede.. pardon kızdığım tek kişi hamza idi :) :) her bir duygudan da damla damla zerre zerre nasibinizi alıyorsunuz.. aşk sevgi kavga töre nefret sevinç hüzün mutluluk gam keder gözyaşı tebessüm her birini yaşatıyor film... ve kesinlikle hiç sıkmadan bunaltmadan daima dinamik bir şekilde akıyor hikaye.. filmde izleyince anlayacaksınız bazı olayların sahnelerin kare kare hızlı akıcı şekilde aktarıldığını görünce oooo epey yol katetmiş Türk sineması yabancı filmlerden aldığımız keyif gibi derken, teknik kadronun çok çoğunun yabancı olduğunu gördüm ve anladım bu güzelliğin harikalığın sırrını.. neyse, sonunda bile koltuktan kalkamadığım ya bittti mi dediğim, jenerik şarkısı 'bilmezdim' şarkısına hasta olduğum, beklentinin aksine salya sümük ağlatmayan bu duyguyu bile öyle güzel tadında bırakan kesinlikle izlenesi bir film.. lütfen gidin izleyin kazandırın.. açıkçası recep ivedik kolpaçino kutsal damacana arog marog gibi anlamsız filmler kazanacağına rekor kıracağına bu, incir reçeli ne bileyim aşk ya da başka konu, bu tarz anlamlı filmler izlenmeli ve rekor kırmalı bence... kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim, çok keyif aldım, sizin de alacağınızı eminim.. hiç bir şey tesadüfen olamaz....&","label":7} {"text":"YÖNETMEN CARY FUKUNAGA -OYUNCALAR İBRAHİM ATTAH -İDRİS ELBA SİNEMA ADINA ADETA ŞOV YAPIYOR 10/10 Cary Fukunaga’nın yönetmen kimliği ile ilgili hala herhangi bir soru işareti varsa, son filmi olan ‘Beasts of No Nation’ bir parmak şıklatmasıyla sorunu çözecek gibi görünüyor. Amerikalı yazar Uzodinma Iweala’nın alkışlanan kitabından uyarlanan ve başrol oyuncuları İbrahim Attah ve İdris Elba‘nın şaşırtıcı performansları ile övünülen filmde Fukunaga, en içgüdüsel stilize savaş filmlerinden birini beyaz perdeye yansıtıyor. Afrika-dizi draması acımasız, şiddetli, canlı ve elektrikli olan film, Coppola’nın 1979 yapımı ‘Apocalypse Now‘ filmi kadar sarhoş edici ve büyüleyici, Elem Klimov‘un ‘Come and See‘ filmi kadar da yaratıcı. Beasts of No Nation‘da ailesi tarafından acımasız bir şekilde ayrılmasının ardından, çevresinde bulunan adsız ulusun iç savaş ve soykırım öfkesinin içinde bulan, daha sonrada çocuk askerlerin bulunduğu bir kampta katil olarak eğitilen Agu (Attah) yaratıcı, zeki bir figür olarak karşımıza çıkmakta. Elba ise, grubun büyüleyici komutanı ve Boko Haram tarzı baba figürü bir oyunculukla manipülatif bir karakteri oynamakta. Onun vesayeti altında, yaşam tarzı tarafından baştan çıkarılan, görünüş ve savaş makineleri, intikam ve annesi ile tekrar bir araya gelme umuduyla körüklenen Agu, sanki bir tavşan deliğinden aşağıya doğru kaymaktadır. Hikayenin başrolü Agu, tampon bölgede ailesiyle yaşayan yerlilerden sadece biridir. Ordu ile isyancılar arasında kalmıştır ve evlerini terk etmek zorunda kalırlar. Ayaklanmayı hükümete karşı yürütüldüğü propagandası yapıp, sivil halkı katleden bir isyancı grup, kumandan lakaplı Idris Elba’ nın önderliğinde çoluk çocuk takımıyla katliamlar yapar. Küçük bir bedene fikirleri kolay aşılarsın ama pişmanlıklarını asla silemezsin. Tahammülleri zorlayacak sahneler var. Ölümlerin bile insaflıca yapılması için dua edeceğinizi şimdiden tahmin eder gibiyim. Çocukları şeytanlaştıran, cellatlaştıran bir rejim anlayışı. Çocuğun ağzından dökülen pişmanlığın iç sesi: “Tanrım ne yaptığımızı izliyor musun” İç sesten dökülen anlamlı bir cümle daha: “Güneş… Neden bu dünyaya ışıldıyorsun ki? Seni ellerimle tutmak istiyorum. Ta ki ışıldamayana dek sıkmak. Böylece her şey karanlığa gömülür ve hiç kimse burada olan korkunç şeyleri göremez","label":8} {"text":"Senaryosunu, Robert Kimmel Smith'in aynı isimli romanından (1984) uyarlayarak Tom J. Astle ve Matt Ember'ın yazdıkları “The War with Grandpa”,Tim Hill'in yönetmen koltuğunda oturduğu bir aile komedisi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, böylesi bir proje için 38 milyon dolar gibi hiç de küçümsenemeyecek bir bütçe ve (tehlikeli aksiyon sahnelerinde dublör kullanılmış olmasına rağmen) oldukça da zengin bir oyuncu kadrosu ile çekilen filme biraz daha yakından bakalım... Eşi öldükten sonra yalnız kalan, huysuz ve yeni kapitalist düzenin dayattığı (Migros vari) insansız jet kasa düzeneği ile bile süper markette kavga edecek düzeyde teknoloji engelli olan emekli inşaat ustası ihtiyar Ed Marino'yu (Robert De Niro) kızı Sally Marino Decker (Uma Thurman), zorlanarak da olsa kendileriyle beraber yaşamaya ikna eder... Zira Sally'in, kendilerinden iki saat uzaklıkta tek başına kalan babasını, sürekli olarak kontrol etmesi pek mümkün olamamaktadır... Bu durum sadece on iki yaşındaki Peter Decker'ın (Oakes Fegley) canını sıkar... Zira odası dedesine verildiği için artık kendisi de kız kardeşleri Mia (Laura Marano) ve Jennifer Jenny (Poppy Gagnon) gibi çatı katının bir kısmında yatıp kalkmaya başlayacaktır... Aslında bu taşınma hadisesi, karısını fazlasıyla özleyen Ed'i de pek mutlu etmiş değildir... Ama nihayetinde odası işgal edilen de, bizzat orta okul birinci sınıf öğrencisi Peter'ın ta kendisidir... Bu konuda Emma (T.J. McGibbon) sessiz kalırken diğer yakın arkadaşları Billy (Juliocesar Chavez) ile Steve'in (Isaac Kragten) verdikleri gazın yanı sıra gönderildiği çatı arasını kendisine dar eden kuşlar ve fareler ile yağmurda akan dam sonrasında Peter, yazılı olarak dedesine savaş ilan eder... Aslında kendisini sürekli iğneleyerek Artie şeklinde seslenen kayın pederi Ed'in davranışlarından evin babası Arthur Decker'da (Rob Riggle) çok hoşnut değildir... Neyse... İşine giderken Sally babasını, eski arkadaşlarından Jerry'nin (Christopher Walken) yanına bırakır... Ki, orada kendilerine katılan Danny (Cheech Marin) ile birlikte üç yaşlı kurt, Ed'in torunun gönderdiği savaş ilanı notunu diğerlerine gösterme fırsatını da bulduğu bir sabah yürüyüşüne çıkarlar... Ve onlar da Ed'e aynen Billy ile Steve'nin Peter'a yaptığına benzer bir karşı püskürtme harekatı önerisinde bulunurlar... Ancak biraz sertçe olan ikincisine Jenny'nin de tanık olduğu ilk iki savaş hamlesi, doğrudan Peter'dan gelir... Bunun üzerine eski toprak dede ile kendinden çok emin olan torun, Ed'in odasında buluşarak yapacakları savaşın kurallarını belirleyerek, kıdemli asker ve gizli savaşçı& rumuzları ile sözleşmenin altına imzalarını atarlar... Yani ev halkından kimsenin haberdar olmadığı ve kurallara göre de olamayacağı savaş, resmen başlamıştır an itibarıyla... Fakat dakikalar 36'yı gösterdiğinde Peter, dedesinin öyle hemen pes edecek kolay bir lokma olmadığını da anlamıştır... Elbette büyük beklentilere girilmemek kaydı ve şartı ile ailecek izlenebilecek film arayan sinemasever dostlara düşünmeden önerebileceğimiz çerez niteliğindeki eğlence garantili filmin geride kalanında, Ed'in saflarına bir teknoloji mağazasının çalışanlarından Diane'nin de (Jane Seymour) katılacağı 58 dakikalık bir bölüm daha mevcut... Keyifli seyirler, Son bir not: Lütfen finalde yazılar akmaya başlar başlamaz yerlerinizi hemen terk etmeyin... Yoksa kamera arkası görüntüleri kaçırırsınız...","label":3} {"text":"Dun gece sinemada izledim ve cok travmatik bi film oldugunu soyleyebilirim. Icindeki cinsel icerikten cok bazi iskence sahneleri insani fena halde etkiliyor. Ama izlemesi cok keyifli bir yonetmen filmi. Buraya daha sonra daha detayli yazicam :)","label":3} {"text":"Çocuklar için iyi bir film olsa da animasyon filmlerinden hoşlananlarboşa vakit kaybetmeyin","label":5} {"text":"Hayatimdan 3 saat bosa gitti , o 3 saati telafi etmek icin 6 saati hizli cekimde yasadim. 😒 Gercek bir hayal kirikligi","label":0} {"text":"hayatin kendisi bu kadar gerçekken çok anlamsizdi böyle bir son , sonu bu kadar üzücü oldugu için nefret ettim filmden","label":5} {"text":"bu filmi beğenmeyen birini bulmak zor, ama ben varım. çok gereksiz yere uzatılan, izleyiciyi sıkan sahnelerin çokluğu, her ne kadar bu temanın işlenebirliliği doğru yakalansa da beni fazla memnun etmedi. acaba evrende yalnız mıyım...","label":4} {"text":"Hayal kırıklığının tanımı.. Hiçbir felsefi tabana dayanmıyor, basit ve yüzeysel çekilmiş.. Kafa karıştırıcı hiçbir unsur yok , iki ayrı dünyadaki kadınımızı hikaye yönünden tam anlamıyla bağlayan bir unsurda yok (aşk dışında tabii :))","label":3} {"text":">> Ahlaksız Teklif >> bence arşiv_lerde olması gereken ve her izlenildiğinde ise; sorgulanması gereken bir yapım bu; yıllar önce bile olsa taptaze izlenilebilir.... >> DEMİ Moore ; için yine övgü dolu bir çok şey söylenebilir; film de... Öyle bir nokta var ki; hani insana batan.... işte can alıcı soru ??? Aşık olan bir adam ve bir kadın; birbirine tutkuyla bağlı ancak engel oabilecek tek bir sorun maddi güç, ve imkansızlıklar.... baş mı kaldıracaksın ?? direnecek misin ? yoksa kabul mü edeceksin ?? Sadakat, aldatma, mecburiyetler, başka birine diğer bir adama sırf seni maddi güçlükten kurtulabilecek, sana sunduğu büyük bir teklifi hatta ahlaksız bir teklifi kabul edebilecek misin ??? SADECE BİR GECE İÇİN... film sorgulatan türden.....","label":6} {"text":"Kim demiş Singapur'dan sanat filmi çıkmaz diye? 4:30 başlı başına bu hipotezi çürütecek nitelikte. Filmse baştan asağı yalnızlık kokuyor. 11 yaşındaki Xiao Wu, birinin diğerine harcayacak zamanı olmadığı bir çevrenin ürünü. Annesinin yoğun iş seyehatlerinde yalnız bırakılmış, zamanını 30lu yaşlarında Koreli komşusu Jung'un hayatını yakından izlemeye adamış bir çocuk. Her gece alarmını 4:30'a kurup Jung'un odasına gece baskını düzenliyor. Jung, zil zurna sarhoş ve uyku hapı tarafından sersemletilmiş bir şekilde derince uyurken onun akşam ne yemek yediğini tahmin edebilmek için yemek çubuğunu kokluyor, adeta onun derisini giyercesine boxerlarından birini geçiriveriyor, gizlice ikisinin uyurken fotoğrafını çekiyor, hatta kasık kılını kesip inceliyor. Ve bunların hepsini kendi günlüğüne yazıyor. Jung, insanlardan bıkmış kendi dünyasında kaybolmaya çalışırken, Xiao Wu bir insanla etkileşime geçmek için fırsat kolluyor.","label":8} {"text":"bir noktadan sonra gerçekten filmin gereğinden uzun olduğunu düşünmeye başlasam da içine alan bir film olduğu da yadsınamaz. sanırsam çekildiği çevrenin sosyal hayatını en iyi yansıtan filmlerden biri izlediklerim arasında. mevzuyu yan sayılabilecek bir karakterden alabildiğine objektif olarak yansıtması da cabası. izleyiniz.","label":8} {"text":"Dr. Dolittle, bir çoğunuzun çocukluğunun bir parçası olan, 90'lı yıllarda çıkmış olan Eddie Murphy'nin komedi filmi. Hayvanlarla konuşabilen bir adamın hikayesini anlatıyor bu film ve daha yeni izleyebildim! Mükemmel değil ama çok da kötü değil, izlenebilir aslında. Bazı komik şakaları ve yaratıcı fikirleri vardı. Eddie Murphy'yi de özlemişim, hoş bir performans ortaya koymuş. Konu saçma olsa da, ailecek izlenebilir bir film. İzle-unut türünde, eğlenceli vakit geçirebileceğiniz bir iş ortaya çıkmış. İzlemezseniz de bir şey kaybetmeyeceğiniz de bir gerçek. TOPLAM PUAN: 5.6/10","label":4} {"text":"özensiz bir film. asıl hikaye ve ana karakterlerin oyunculukları her ne kadar ortalamanın epey üstünde olsa da, eksikleri çok fazla ne yazık ki. karakterler yüzeysel, yan oyuncular akıl almaz derecede kötü. konu akışında havada kalan yerler var, kimi sahneler sanki \"aklımıza bu da geldi ayrı film çekmeyelim şimdi buna\" sahneleri gibiydi. çok kötüledim, hoşgörünüz, eksik bulmak kolayıma geliyor tabi. bol film izleyen biri iseniz mutlaka izleyiniz, arada sırada film izleyen birisiyseniz asla açıp bakmayınız diyorum.","label":6} {"text":"İlginç bir belgesel. Uyuşturucu ticaretinin zamanla ne tür resmi kurumlara ve oluşumlara sahip olabileceğini anlatıyor. Paranın güçlü yozlaştırıcı etkisi belgesele damga vuruyor.","label":4} {"text":"ilginç komik garip eglenceli","label":5} {"text":"Yarıdan sonra tarz değiştiren farklı bir film.","label":7} {"text":"Ergenlerin sorunları üzerine izlediğim en eski film şu an için. Tam emin değilim ama muhtemelen bu tip filmlerin ilki olma özelliğini taşıyor. İzlerken şunu fark ettim; kendisinden sonra izlediğim nice benzer kaygılar güden filmlerde hep bu filmden esintiler izlemişim. Yani sinemayı etkilemiş bir film. Atilla Dorsay'ın 100 film içine bunu da eklemesinin sebebi bu olsa gerek. Şahsen ise filmi beğendim. Sadece müzik kullanımında biraz sıkıntı var. Onun dışındaki eksikleri tarihi sebebi ile göz ardı edilebilir. Zaten bu müzik hadisesini artık her yorum yazdığım filmde eleştiriyorum. Günümüzde dahi pek iyi kullanılamıyor film müzikleri. Çok kez yersiz yersiz filme dahil olarak, akışın ortasında \"Kim çalıyor bu müziği?\" diye sormama sebep oluyorlar. Özellikle bir konuşma sahnesinde müzik çalınmasını hiç hoş karşılamıyorum ki maalesef bu filmde bu durum mevcut. James Dean'i de övmeden olmaz tabi; 1955 yılında karizmanın tanımını yapmış varlığıyla.","label":7} {"text":"Film hakkında yorum yapmayı düşünmüyordum ama kpss de çeşmibülbül ile ilgili soru vardı. Bende nerden duydum bunu diye düşündüm. Bu filmden duymuşum. İşte film izlemenin faydaları :) :D ","label":6} {"text":"https://www.youtube.com/watch?v=6rHlDOuOtis","label":4} {"text":"üzgünüm ama çok kötü...","label":2} {"text":"Keşke bunca güzel görüntünün, izleyenleri düşüncelere sürükleyen anlatım ve diyalogların arkasında bir olay örgüsü, bir dram ya da ne bileyim şaşırtıcı bir son olsaydı.","label":6} {"text":"Soft bir romantik komedi,harikalar vaad etmesede türün severleri kesinlikle izlenmeli.10/7","label":6} {"text":"Efsane film, gerçek bir hikaye olduğunu sonradan öğrendim. Kesinlikle izlenmelidir. Good Night, and Good Luck filmini anımsatıyor biraz.","label":8} {"text":"İzledikten sonra boğazımda yumru oluşturan kendime gelemediğim bir film. Hatırladıkça tuhaf hissediyorum. Bir erkek olarak ister istemez o abilik yapmaya çalışan çocuğun yerine koyuyorum kendimi ve onun çaresizliğini hissediyorum. Küçük şeylerden mutlu olmak, savaş, açlık, bencillik, kardeşlik, kötülük, iyilik, ölüm, yaşam... film bunları o kadar iyi şekilde hissediriyor ki size, filmin bir animasyon olduğunu unutuyorsunuz. Küçük kız ve abisi animasyon olmayan filmlerde göremeyeceğimiz kadar gerçekçi karakterler ve seslendirmeler muazzam. Gerçek bir dram izlemeye hazır olduğunu düşünen herkese tavsiye ediyorum.","label":8} {"text":"Kariyerinin büyük bölümünü Jackie Chan ve Chris Rock'lı Rush Hour filmlerini çekmekle geçirmiş ve benim gözümde ışıksız bir yönetmenden öteye gidememiş Brett Ratner bu kez Ben Stiller ve Eddie Murphy'yi bir soygun filminde bir araya getiriyor. Sinema hafızamıza yer etmiş Ocean's Eleven'dan The Usual Suspects'e, Ronin'den Heat'e başarılı soygun filmlerinin ortak yönleri en ince detaylara dikkat eden titiz bir senaryo, yetenekli kalabalık bir oyuncu kadrosu, ve en sonunda haa!& dedirten sürprizli bir finaldir. Tower Heist yönetmen Brett Ratner için ileri yönde atılmış bir adım olsa da, yukarıda saydığım türün klasikleri ile aşık atabilecek bir soygun filmi değil. Bir kere senaryoda ciddi boşluklar var. Ama bunlara kafayı takmayıp, hafif bir hafta sonu eğlencesi olarak kabul ederseniz, tatmin edici olduğunu da söyleyebilirim. Özellikle Eddie Murphy'yi tekrar Beverly Hills Cop ve 48 Hours dönemlerindeki formunda görmek büyük keyif.","label":5} {"text":"Özellikle savaş sahnelerini izlerken 'olmamış sanki' diyebilirsiniz. Yönetmen istediğini pek yansıtamamış. Oyunculuklar da öyle aman aman değil. Senaryo çok basit düzeyde kalmış. Açıkçası beklenti içine girmeden izlenmesi gereken bir film. Bu malzeme bence daha iyi değerlendirilebilirdi.","label":6} {"text":"Başlarında konuya çok hızlı girip bağlansamda yavaş yavaş sıkıcılaşan bir film. Filmin içinde o kadar güldümki absürt komedi dozunu iyi ayarlasalarda konu çok kötü işlenmiş-tek mekan bir film zaten- filmin sonundada ne olup bittiğini hiç anlamadım. Son zamanlarda izlediğim en farklı yapımdı film için duygularım karışık olsada iyi film yine ama herkese tavsiye edemem...","label":5} {"text":"Bir dönemin, en pahalı senaristi Shane Black in kamerasından, eğlenceli bir aksiyon-komedi olmuş...","label":9} {"text":"'Özgün olmayı başarabilen bir teen-slasher' demek her şeyi özetleyecektir ... 5/3.5 ...","label":6} {"text":"filmi henüz izleme fırsatım oldu, gerçekten komik ve eğlenceli bir film jack nicholson komedide benden bu kadarda kendini kanıtlamıştı zaten adam sandler da komik biri sonuçta komik bir film.eğlenmek istiyosanız izleyin her filmde başyapıt özelliğide aranmazki?!","label":7} {"text":"çocukken tv de izlediğim ve o dönem için oldukça beğendiğim bir filmdi. hatta yayınlandığı sırada başrollerdeki aktörlerin gelecekte çok başarılı olacaklarını da düşünmüştüm. yanılmamışız.","label":7} {"text":"arkadaşlar film vizyona girdimi gösterim tarihi 18 mart diyor çünkü .bu filmi merakla bekliyorum .","label":8} {"text":"amerikayı iyi aşağılamış ama yönetmenin ne tarzda olduğunu anlayamadım, diğer yönetmenlerden çok etkilenmiş herlade ayrıca bu sebepten olsa gerek türdede karmaşa var ancak bi aksiyon değil onu biliyorum..","label":6} {"text":"masal gibi bir film ama öyle değil.insanlara öğreten çok şeyler var.büyüklerinde izlemesi gereken bir film.bence çok güzel bir film.tavsiye ederim.izlemeden anlayamazsınız","label":9} {"text":"Bende Christopher Nolan ismine aldanıp yananlardanım. Filmden çok belgelesel tadındaydı. Hem kaçar hem de kahraman olurum! ya yaa!! Hiç beğenmedim. Gerçekten zaman kaybı başka hiçbir şey değil.","label":2} {"text":"Dünya, hassas ruhlar için bir cehennemdir demiş Goethe bu da onun filmi. Ah Remi!","label":7} {"text":"bunun komedi filmi olduğunu düşünüyordum bir kere bile gülmedim komik olacak diye çok kasmışlar aşırı abartı diğer Türk filmlerinden daha kötü olmuş beklentim yüksek olsa da bu filme harcadığım zamanı dışarıda geçirsem daha faydalı olurdu en azından kötü bir film izlemezdim","label":0} {"text":"Kusura bakmayın ama filmde tek güzel bişey var oda eda başka iyi bişey yok maalesef.","label":0} {"text":"boş vakitte izlenebilecek bir film,yani bu filme zaman ayırmam ben özellikle,eğer yapacak birşey yoksa izlerim.gençlik filmi de diyebiliriz,şu anın ünlü isimleri on yıl önce ne hallerdeydiler,açıkçası bazı sahnelerde oyunculukları pek beğenmedim,kalitesizdi,ama yine de siz konuya odaklandığınız için pek de fark edilmiyor.7 puan yeterlidir bence.","label":6} {"text":"bruce willis benim en çok sevdiği aktör am bazen böyle iyi olmayan filmlerde oynuyor.gene de olsun şimdiye kadar bunula birlikte 11 filmini seyrettim dahada seyrederim....","label":6} {"text":"Bu puanda olmasının açıklaması var ama yazmayayım. İnanın ki vakit kaybı. Puan verenler kanı kaynayan gençlerden ibaret biraz dünyayı laylom görenler. İnanın puan vermeye değmez. Sıradan bir film piyasada bunlardan binlercesi var.","label":4} {"text":"Fransızların 2013 yapımı insana huzur veren çok güldürmesede eğlendiren bir yapımı... İnsan ilişkilerin de çıkar konusunu işlemiş daha önce bir kaç film de daha rast geldiğimiz bir konuyu ele almış bir film. Ben izlerken sıkılmadan izledim...","label":5} {"text":"Robert Downey Jrçok başarılı bir oyunculuk çıkartmış.","label":7} {"text":"Red Dragon filminin aynısı, sadece çok kötü işlenmiş. Oyunculuğun ve senaryonun işlenişinin aynı senaryoda ne kadar büyük bir fark yaratabileceğini görmek isterseniz önce Red Dragon sonra bu filmi izleyin, bunu izleyemeyeceksiniz zaten.","label":0} {"text":"Olay akışı değişik işlenen, özgün bir senaryo arıyorsanız tavsiye ederim. İlk başlarda sıkıcı ancak sonradan toparlıyor. Filmdeki mantık hataları için çok şey yazılabilir ama sonuçta yine kötü olan kazandı sanki kadın temizmiş gibi ona kazandırdı hikayeyi","label":7} {"text":"En az güldüğüm ama en çok sevdiğim kemal sunal filmi.","label":7} {"text":"Neden izlediğimi ben de bilmiyorum, yaptım bir hata işte:/","label":1} {"text":"afrikada neler dondugnu ve bunlari ben bi kac kita ilerde mutlu mesut yasarken oldugnu bana oreten filmdi. evet dunyadan bi haber yasiyodum cok zor degil. olmus bitmis seyleri beginlerimize kazimalarini mutlulkla kabulenmis ilerlerken SAK! en cok koyanda bunun elmas kadar sacma biseyin ugruna yapiliyo olmasi. 0 ihtiyac!! bu olaylarin sokuyla filmdeki baska biseyye odaklanamamis olmam detayina yorum yapmamami gerektirir. ama sunu demeden gecemiycem nakadar gercegi yansitsada cok fazla sidet vardi dakikalarca surup giden dayanlizmaz ekranin karsinindaa evrim gecirtiricek derecede. ustelik bunu uyguliyan cocuklardi! ve ben bunlari konforlu bi sekilde zevk amacli acmis izliyorum : | thats make me ----- .","label":7} {"text":"Dizi iyiydi diye, Behzat'a olan hayranlıkla falan bu film olmuş demek hayalcilik olur. Benim gibi dizinin hayran kitlesi için nefis bi \"dizi bölümü\" olmuş. Fakat sinema filmi olarak bakıldığında, vasatı aşamamış maalesef. Ama amirimi çok özlemişiz la!","label":6} {"text":"Ferzan Özpetek'in filmlerini seviyorum ve bu filmi de çok sevmiştim ve brucewillis'in dediğine de katılıyorum;evet,belki yeterince iyiişlenmemiş ama türk sineması için gerçekten güzel bir film.adam iyi filmler yapıyor;hakkını vermek lazım.","label":6} {"text":"Değeri pek bilinmeyen, çok kıyıda köşede kalmış bir Şener Şen filmi. Bunun sebebi ise çok açık elbette, filmin başından sonuna kadar sistem üzerine verdiği mesajlar, sistemin, çarkın nasıl döndüğünü -bana göre- gayet başarılı bir şekilde aktarmış olması bu filmi televizonlardan uzak tutmaya yeter de artar bile. Bunun dışında hem Şener Şen'in oyunculuğu hem de hikayesiyle çok iyi bir film var ortada.","label":7} {"text":"Japon çiftçi suzuki'nin ürettiği domatesin tarladan çiçekler adasına olan yolculuğu sırasında yaşadığı hazin olayları konu alır. şuradan türkçe altyazılı olarak izlenebilir: ora bura","label":8} {"text":"iyi oyuncular + kötü senaryo= the counselor. Beklentimin altında vasat bir film olmuş. Bu oyuncular olmasaydı 3 puan bile alamazdı.","label":3} {"text":"film çok güzel herkeze tavsiye ederim. ben bizzat çok beğendim .","label":9} {"text":"nasıl bir açılış sahnesi vardır öyle, çalan şahane şarkısı eşliğinde dakikalarca yola bakmaktan beynim sulandı az daha aynaya bakınca kendimi fred olarak göreceğim sandım.","label":6} {"text":"bence hak ettiği saygıyı geç görmüş olan bir film, son zamanlarda sık sık Jim Carrey\\'nin dram performansı övülürken örnek gösterilmekte ama sanki vizyona girdiği zaman garipsenmiş gibi bir muameleye uğramıştı, hiç değilse bana öyle gelmişti.","label":7} {"text":"Eğer Jaws ı beğeniyorsanız Anaconda yapımlarınıda beğeneceğinizi düşünmekteyim.Sonuç olarak ben bu yapıma 10 puan üzerinden 6.5 puan veriyorum.","label":5} {"text":"gercekten cok guzel bir is cikarmislar .. hem dram dolu hem komedi bence kesinlikle izlemelisiniz","label":8} {"text":"filmde bi sahneye vuruldum ki o sahne de başak köklükayanın monolg sahnesi abla coşmuş da coşmuş valla kimse tutamamış film ayrıca güzel. ama o sahne en güzel","label":7} {"text":"İzlediğim en iyi komedi filmi. Tamam yanlış söyledim. Şöyle düzelteyim: beni bu filmden daha çok güldüren bir başka filme rastlamadım.","label":0} {"text":"Keşke her belgesel böyle olabilse. Belki bendiziizlemembelgeselizlerimgiller sadece sözde değil fiilde de vuku bulurlardı.","label":8} {"text":"Film bittiğinde sinemadan çıkarken \"Ben bir şey anlamadım filmden.\" diyen arkadaşıma şaşkın şaşkın bakmış ve üzülmüştüm. Mesele bir şey anlamak, anlatmak mıydı ki? Filmi hissettiğime sevinmiştim. Şairliğin küçümsendiği, edebiyatın alaşağı edildiği ve pop müzik kıvamına geldiği 2000'lerde böyle bir işe imza atmak da büyük cesaret gerektirir. Yıllar sonra o iki şairin değerini teslim etmek. Bu ne güzel bir inceliktir. Ara sıra film için seslendirilen şiirleri açar youtube'dan dinlerim. Yılmaz Erdoğan, sen ne güzel bir iş yaptın böyle.","label":8} {"text":"film çok şey vaadediyor gibi başlıyor, fikir güzel olmasına rağmen uygulamada çerezlik, yüzeysel bilindik bir 'komedi' den öteye gidemiyor.","label":5} {"text":"iyi başlayan sonrasında ise cidden saçmalayan film... intikamcı baba filmlerine yeni bakış getireyim derken hepten raydan çıkıyor.... hele ki finali filmi iyice sıfırın altına indiriyor... yine de izlenilesi film...","label":8} {"text":"Oldukça eğlenceli, sıkıntılı zamanlar için bire bir bir film olmuş. İyi vakit geçirmek, bolca gülmek eğlenmek için ideal. Bu sıralar özellikle, herkese tavsiye ederim =) Fakat John Cusack hakikaten çok eğreti durmuş filmde bence de.. Bunların dışında, filmle ilgili söylenecek pek fazla bir şey yok. Sinemada \"zamanda yolculuk\" kavramına, değişik bir aletten daha fazla bir şey katmıyor. Öyle, eğlencelik bir film işte..","label":7} {"text":"acayip kötü film. başroldeki yeteneksiz kadın sinirli bakınca herkesi öldürüyor özeti bu. baya kötü","label":1} {"text":"Konusu bakımından fazlasıyla beni etkilese de filmin yönetmeni ve senaristini eleştirmemek mümkün değil. Sade, basit ve aşırı durağan bir yapımla sunulmuş etkileyici bir film izledim. Üzerin de fazla çalışılsa Clikc filmi gibi çok farklı yüksek puan alabilecek kapasite de bir film. Adam Sandler i uzun süredir yeni filmlerini izlemediğim için kısa sürede bu kadar yaşlandığını görmek şaşırttı doğrusu... Film için diyebileceğim sabrı olan, pür dikkat izleyebilecek arkadaşların beğeneceğini umut ediyorum...","label":5} {"text":"çocuk eğleyici... peh!","label":5} {"text":"Unutulmaz bir film.. Stallone'nin en iyi filmlerinden biri..10/8,7","label":8} {"text":"Çok eğlenceli, insanı rahatlatan, hoş zaman geçirten bir filmdi. Woody Harrelson oyunculuğunu yine konuşturmuş diyebilirim. Bunun yanında diğer genç oyuncularda müthiş bir ritim yakalamışlar ve ortaya izlenmesi büyük keyif veren bir film çıkmış ortaya. Filmin kısa süresinde büyük bir eğlence sizleri bekliyor, mutlaka izleyin derim?","label":9} {"text":"Sanırım gülmekten espri kaçırmayı ve durun bir nefes alalım demeyi bekledim bu filmde de ama olmadı. Konusu ve kaliteli oyuncuları ile iyi bir film olduğunu söylemek mümkün. Ancak komedi demektense romantik komedi demek ve acaba bu film, dizi olarak devam eder mi?& diye düşünmeden de edemiyor insan. Zira film dizi havasındaydı. Yazarı uzun yıllar dizi film yazmış bir senaryoda sinema ritmini bulamaması da son derece normal aslında. Öte yandan ben bu oyuncu seçimlerine ( cast işine yani) çok takılıyorum. Üzerinde &çatlak anne imajı yapışan Devrim Yakut ( damadın annesi ) bu filmde daha önce Bana Masal Anlatma filminde de yine aynı oyuncunun (Fatih Artman'ın) annesi rolünde. Daha önce Düğün Dernek serisinde de Devrim Hanım yine anne rolündeydi. Damadın abisini çok beğendim diyebilirim. Başarılı bir seçim ve iyi bir oyunculuk. Ancak Zeynep'i oynayan bol dövmeli ve dekolteli kızımız Su Kutlu ( Zeynep karakteri) ise göğüs dekoltesi ile gizlediği kötü oyunculuğu ile olmamış. Adana'nın görselliği, yemeklerin acılığı ve bundan çıkan espri salonu çok güldürdü. Bunun dışında da bir iki yerde daha salon genelinden iyi tepki geldi. Bunun dışında sanırım çoğu insan ya fragmanı izlememiş ya da aynı şeye bir daha gülebiliyor zira salonun çoğu fragmanda kullanılan esprilere de güldü. Filme gitmek isteyenlere tavsiyem, gülme beklentisini düşük tutmaları...","label":5} {"text":"İstanbul deyince Avrupalının aklına bu İstanbul geliyorsa ah ne yazıktır ahh. Başı açık tek kadının olmadığı, herkesin karaçarşaflı olduğu, polis arabalarının hacı murat olduğu, medeniyetten nasibini almamış bir İstanbul. Elin Amerikalısı gelsin güzelim İstanbulu yaksın, yıksın sonra bizim polisler, mahkemeler uyusun. İstihbarat desen sıfır hatta altında. Çünkü; Genç bir kız elinde el bombaları 3 kere fırlatıyor ve kimsenin ruhu duymuyor, hayat normal ohh. Kadın kaçırıylıyor gene eşi kurtarıyor. Vesaire vesair.. Filmin tek artısı aksiyon sahnelerinin olması. Onun haricinde pek bir artı göremedim. İstanbul mu bu? diye bitiriyorum yazımı.","label":2} {"text":"Konusunu okuduğumda iyi bir film çıkacağını düşünüp başına kuruldum fakat yarıda kapatmak zorunda kaldım. Berbat bir film demekten kaçınmıyor, sonuna kadar izleyecek sabırın her insanda olmayacağını söylüyorum... Tek dikkat çeken konusu değil Sasha Grey de vardı onuda belirtmek isterim :)","label":1} {"text":"Acı her yerde acıdır... bu film için değil ama song kang-ho nun oyunculuğu çok başka söyleyim dedim...","label":6} {"text":"Robert Downey Jr. bu kadar da Chaplin'e benzeyemez! Keyifle izledim. Anthony Hopkins renk katmış.","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en güzel filmdi. Birkaç tane birleştirilmiş Türk filmi tadında olmuş ve cok begendim. İzlemenizi de öneriyorum","label":9} {"text":"Filme korku havasında başlayıp beklentiyi bunun üzerin de tutunca tabi beklenti havada kalabiliyor. Korku kategorisin de değerlendirmek doğru olmaz... İnsanın içinde ki bastırdığı vahşeti çok güzel anlattığını düşünüyorum ve filmde ki bir replik bunu onaylar derecesinde... \" İnsanlar benim korku yarattığımı düşünüyor, ama öyle değil. Korku zaten dışarıda bir yerlerde, içimizde, senin içinde...\" Bu arada filmden sonra yönetmene göz atayım derken ilk filmi olduğunu gördüm... Herşeye rağmen kötü diyemem...","label":5} {"text":"ilk scream serisinin havasını tamamıyla olmasa da yine da yakalayabilmiş bir film. ne yaptıklarının farkında en azından filmi yapanlar, dünyanın en iyi korku filmini yapıyoruz ya da bu filmi izleyen herkes çıldıracak gibi bir iddiaları yok, keza başkalarının da ne yaptıklarının farkındalar. zevkliydi bence.","label":2} {"text":"Görmesi gereken değeri görmeyen, muazzam duygulu bir film.","label":8} {"text":"İlk sinemada izlemiştim daha sonra arkadaşlarımı korkutmak için cd sini almıştım :)","label":8} {"text":"Alman yapımı orijinalini izlemedim ama bu yeniden çevrim olmamış.Filmin daha en başından itibaren bir çiğlik ve yapaylık hissi var.Amerika'da doğrudan DVD olarak çıkmasının nedenlerinden biri olsa gerek.Ayrıca deneyi yapanlara hemen hiç yer verilmemiş,sebepleriyle ilgili hiçbir fikrimiz yok.Adrien Brody her zaman iyidir de Forest Whitaker yine abartılı oyunculuklarından birini sergiliyor.","label":3} {"text":"Çerezlik olduğu malum; tırt bir film bekliyordum ama epey eğlendiğim absürt bir film oldu. Açıkçası böyle bir film için klas bir sinematografisi vardı, Samara Weaving de çarpıcıydı. Yer yer bana Eva Green'i çağrıştırdı bazı sahnelerde.","label":6} {"text":"Onur Ünlü,farkında olmadan özellikle Türk sinemasına ''auteur'' bir film kazandırdı bence.Çünkü tahmini bir 10 senedir seyircinin ne Türk sinemasında,ne de Dünya sinemasında böyle bir film izlediğini sanmı Arabesk filmine biraz yakın da olsa anlatmak istediği çok şey var filmin.Özellikle de ontoloji ve sonsuzluklar ü zaten kadro,sinematograf 10 numara! Ünlü,kendini bile aşmış zaten.","label":9} {"text":"Maddi olanaksızlıklar nedeniyle yedi yıl boyunca, başrol oyuncularının elinde bekletilmek zorunda kalınan senaryosunu da, Joey Curtis ve Cami Delavigne ile beraber yazan Derek Cianfrance'in yönetmen koltuğunda oturduğu “Blue Valentine”; sağlam bir sınıfsal analiz yapmak yerine kimsecikleri ürkütmeyen, sıradan bir alt gelir ve eğitim grubundaki vasat insanların duygusal ilişkileriyle hayal kırıklıklarına odaklanan, romantik şekilli bir neredeyse Kaderlerinize saygı duymayı öğrenin&, biçimindeki vurguyu kendine esas edinen saçma sapan bir drama olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, Hollywood standartlarına göre çerez parası niteliğindeki bir miktar olarak değerlendirilebilecek, 1 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilerek brüt 16.6 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşılan ve vizyona girdiği yıl sinema salonunda ilgiyle izlediğimiz; dünya prömiyeri, 24 Ocak 2010 tarihinde Sundance Film Festivali'n de yapılan bu bağımsız (indie)& Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım... *** Kapısının açık unutulması sebebiyle evin bahçesindeki kafesinden çıkarak kayıplara karışan köpeği Megan'ı arayan küçük Frances Frankie Pereira (Faith Wladyka), önce salondaki koltuğunda kestirmekte olan babası Dean Pereira'yı (Ryan Gosling) ardından da yatak odasındaki, (Heath Ledger'dan 2007 yılında boşanarak ayrılan eski karısı Michelle Williams'ın canlandırdığı) annesi Cynthia “Cindy” Heller'ı uyandırır... Kısa bir kahvaltı faslı sonrasında da; Frankie'yi okula bırakırken Cindy, kendisine sulandığını açıkça belli eden Dr. Feinberg'in (Ben Shenkman) hemşiresi olarak çalışmakta olduğu kliniğe gider... *** Akşam iş dönüşü Cindy, yolun kenarında cansız yatmakta olan Megan'ın cesedine rastlar ancak bunu sadece Dean'e söylemekle yetinir... Yine de teselli amacıyla Frankie; annesi tarafından, nefes darlığı problemi bulunan dedesi Jerry Heller'a (John Doman) götürülür... *** Filmin ilk flashback uygulamasıyla, lise terk seviyedeki bir eğitime sahip olan genç Dean, bir görüşme yapmak amacıyla ev taşımacılığı ve depoculuk işiyle uğraşan Steinway Moving Storage şirketinin yerel yöneticisi Bay Benatti'nin (Marshall Johnson) ofisine uğrar ve işi de hemen alır... Artık Dean hayatını, sırtında; şirket müşterilerinin eşyalarını, bir mekandan diğer bir mekana taşıyan bir hamal olarak çalışmak suretiyle kazanacaktır... *** Yeniden günümüze döndüğümüzde ise, elbette Megan'ı gömme görevi de; yaşadıkları Pennsylvania kırsalındaki, başkalarına ait evlerde boyacılık yaparak kendi evinin geçimini sağlayan Dean'in olacaktır... *** Bu arada Dean, Cindy'nin tüm isteksizliğine karşın, iyice bozulmuş olan ilişkilerini, romantizm kazandırarak tazeleyebilmek gayesiyle; bölge dışındaki bir otel de, iki kişilik yer ayırtmış olup karı koca olarak geceyi orada geçireceklerdir... Yapmaları gereken tek şey de, alkollü içki satışı yapan bir markete uğrayarak yeterli miktarda içecek almaktır... Ki, öyle de yaparlar... Ancak Dean, otomobilinin başında sigarasını tüttürürken; market alışverişini halleden Cindy içeride, Bobby Ontario (Mike Vogel) ile karşılaşır... Bu ilginç tesadüf, Dean'in canını fena halde sıkmıştır... Neden mi? Onu, Cindy'nin sürekli kavga eden annesi Glenda (Maryann Plunkett) ve babası Jerry ile büyükannesiyle (Jen Jones) birlikte yaşamakta olduğu geçmişine dönük bir başka flashback geçişi ile öğreniyoruz... Ama spoiler oluşturmaması adına, ayrıntısına da girmiyoruz... *** Derken... Frankie'yi dedesine bırakmış olan Cindy ile Dean, konaklayacakları otele varırlar... İçinde buzdolabı bulunmayan odalarındaki ilk icraatları da, soyunarak birlikte duşa girmek olur... *** Çok geçmez... Dean otelin lobisinden bir kova buz temin eder etmez, bardaklarına koydukları içkilerini içerek dans etmeye de başlarlar... Fakat Dean ile tanıştığı beş yıl öncesindeki günleri de kapsayan, flashbackler aracılığıyla gittiği anılar; Cindy'nin peşini bir türlü bırakmaz... Dakika 46... Geride sizleri, hüzün ve nemli gözlerle dolu olarak izleyeceğinizi umduğumuz; Keşke işin sınıfsal yapısına da değinselerdi diyebileceğimiz beklenmedik ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 66 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":3} {"text":"Sakatlanarak hayata küsmüş, intiharın eşiğinde olan bir dublör ile tarlada çalışırken sakatlanmış, hastanenin çilelerine tanık olan 5 yaşındaki bir kızın dramının birleşimi ancak bu kadar renkli ve neşe aşılar şekilde anlatılabilirdi. Film çok basit bir senaryoyu yine çok basit bir hayal dünyasına adapte ederek anlatıyor. Fakat bu basit iki çekirdeği muazzam mekan seçimleri ve çocuk aklının en derinlerini kullanarak birleştirince ortaya çok iyi bir film çıkıyor. The Fall sizi hem ağlatabilir hem de güldürebilir. Tek gözüme batan eksi muazzam mekan, renk ve açı seçimlerine rağmen biraz çamurumsu görünmesiydi. Sorun belki de kameralardadır.","label":7} {"text":"2017 yılında Türkiye de sinema salonlarına yaklaşık 72 milyon kişi gitti ve tüm filmler yaklaşık 870 milyon tl hasılat yaptı bir önceki yıla göre %25 artış oldu(hasılatın çoğu Türk filmlerinin).2018 yılında toplam 1 milyar tl lik hasılat bekleniyor Uzun lafın kısası ortada 1.000.000.000 TL lik bir pasta var ve kokuyu alan bir çok sırtlan iş başında 2018 e gireli henüz 1 ay olmuşken saçma sapan filmler gökten yağan sağanak yağmur misali vizyona girmeye başladı ve anlaşılan o ki daha çok bu tarz filmler izleyeceğiz çünkü ortada iyi para var.kaliteli işler yapıp pastayı büyüteceklerine ceplerini doldurmaya çalışıyorlar yapsınlar aynen böyle devam etsinler bu sinema izleyicisini kaç kez kandıracaklar kaç kez soyacaklar bir kaç ünlü ismi bir araya getirip filmi yansıtmayan bir fragman ile kaç kez ağlarına düşürecekler? Sonunda izleyici küsecek ve bir gün gitmeyecek sinema salonları sadece sevgilisiyle romantik anlar geçirmek isteyenlerin mekanı olacak işte o gün uygun bir yerlerine kına yakarlar.Sonra neymiş efendim Türkiye de sinema kültürü yok! İşte bizim ülke insanı olarak en büyük hatalarımızdan biri maden buldu mu illa içine ederiz o madeni yaşatıp büyütmez canını okuruz sinema sektöründeki arkadaşların büyük bir kısmıda şuan bu mantıkla hareket ediyor umarım birileri bu işe dur der.","label":0} {"text":"...Dreamworks#39;le Pixar#39;in animasyondaki durmak bilmeyen yarisi genellikle Pixar#39;in zaferiyle noktalanirdi. Taa ki Shrek#39;e kadar...Shrek#39;in zaferiyle beraber rekabeti kizistiran Dreamworks#39;un Madagascari, aslinda Shark Tale gibi keyifli, komik ama sig bir animasyon goruntusu cizmisti fragmanlarinda. Ancak 4 firlama bas karakteri, ana karakterlerinden fazlasiyla rol calan akil almaz penguen 4#39;lusu (inanilmaz derecede komikler), Madagaskar#39;in sakinleri (ozellikle de kral Julian ve yardimcisi Maurice) ve bircok filme yapilan gondermeler (ozellikle Planet of the Apes, Cast Away ve American Beautyye yapilanlar birer harika) filmden almayi beklediginiz keyfi ikiye katliyor rahatlikla...Derdini fazla uzatmadan anlatan, son zamanlarda karsimiza cikan en iyi animasyonlardan biri. Kacirmayin derim...(7/10)","label":6} {"text":"Bir baba ve oğulun bağlılığını anlatan, sonlara doğru duygu yoğunluğu artan sıkılmadan izlenebilecek bir film. Bahsedilen hastalık ve hastalar hakkında birşey demeye gerek yok sanırsam. filmin sonlarındaki farklı iki türün bir arada bulunduğu sahneler çok güzel.","label":7} {"text":"şu belgesele ilk yorumu benim yapmam,''benim için küçük, insanlık için büyük bir adım olsa gerek'' :)) Hepimiz merak etmişizdir şu aya nasıl gidilir diye. Tüm süreci en ayrıntısına kadar anlatan NASA tarafından toplanan ve kurgulanan sağlam bir belgesel..","label":8} {"text":"Kafka'nın biyografisi gibi düşünülerek başlanıp bambaşka birşeyle karşılaşılan bir film. Kafka'nın bir çok romanından alıntıların birleştirildiği bir nevi gerçek dünya ile Kafka'nın dünyaları arasında hazırlanmış gizem-dedektif içerikli bir film var karşımızda. Filmde hem siyah-beyaz görüntü hemde renkli görüntü kullanılmasının sebebinin şöyle olduğu kanısındayım : muhtemelen Kafka'nın içine dönük ve oldukça ürkek karakterinin baskın olduğu anlar siyah-beyaz, gerçeklerle yüzyüze geldiği anlar ise renkli yansıtılmış. Film, Kafka'nın en yakın arkadaşının intihar süsü altındaki ölümüyle başlıyor ve Kafka'nın olayı araştırması ile derinleşiyor. İşin ucu insan bedeninde istediği herşeyi yapma hakkına sahip olduklarını zanneden bir tarikata kadar uzanıyor. Filmde bir çok başarılı replik yakalayabiliyorsunuz ve Jeremy Irons'un efsanevi oyunculuğuda filmi oldukça yukarı taşıyor. Tabi bir parça da olsa Milena göndermesi beklemiyor değildim ama olmadı.","label":6} {"text":"saskinim bu filmin bizi oscarda temsil edecek olmasindan dolayi!!! yorenin sivesi ilgi cekici hatta komik gelebiliyor ancak senaryo gereksiz ve bos.komedi filmi semsiyesi altinda kendisine yer bulmasida sacma.babam ve oglumun bu film yerine bizi temsil etmesini isterdim..","label":1} {"text":"Geçmişine sadece ağlayan insan korkaktır. Halbuki geleceğini değiştirebilen bir insan gerçek kahramandır.","label":8} {"text":"O bebek yüzüne dayanamadığım Judd ile Jackson ve Garcia. Pheeewww! Hoşuma giden oyuncular ve gerilim türü. Gösterim tarihi de yakınmış. Güsseeeeel!!!","label":7} {"text":"hayat sevince güzeL sevince tatLı güzeL bir kuşu keLebeği bir taşı sevin yeter :))) şarkıyı haLa söyLerim vaLLa ne hoş bir şarkıdır o öyLe :))","label":6} {"text":"Mükemmel bir filmdi bayıldım Şiddetle tavsiye edilir Efektler görsellik harikaydı akıcılık on numara olmuş","label":9} {"text":"Bir çakallarla dans hastası olmama rağmen filmi pek beğenmedim, güzel sahneleri vardı, mesela hüsnü çoban beni alsın kelimesi salonu bayağa güldürdü, ama zorlama bi film olmuş, para verilmez, şahsi fikrim","label":3} {"text":"Denzel Washington en beğendiğim oyunculardan birisi lakin filmin ikinci yarısı sıkıcıydı biraz uykum geldi ve buna ek olarak filmin başında Türkler hakkında kötü algı oluşturacak şekilde bir sahne vardı bu nedenlerden dolayı 4/5 ama bence Denzel Washington olmasa izlenecek bir film değil eğer birincisini izlediyseniz ve boş vaktiniz varsa izlenilir","label":7} {"text":"Gerilim filmi seyretmek isteyenler için en iyi seçenek diyebilirim. Kathy Bates okadar muhteşem bir sapık-psikopat-takıntılı hemşire rolü oynuyor ki, zavallı yazarın yerinde olmaktansa cehennemin 7 kat dibini tercih edebiliyorsunuz. Böyle bir manyak karaktersinema tarihinde var mı bilmiyorum. Allah belanı versin Kathy, bu kadar inandırıcı olmak zorunda mıydın?! Kadınlardan soğutursun insanı. Demek ki Oscar'ı boşuna vermiyorlar... Mutlaka izlenip arşivlenecek bir film. 8,5/10","label":8} {"text":"Başında filmi pek sevmedim hatta bitiremeyeceğimi sanıp ara bile verdim. Birkaç hafta sonra yani bugün geri kalanını izleyince... Off, zaten o sonuyla beni bitirdi. Ağlamak üzereydim, çok şey sorguluyor insan... Çok...","label":4} {"text":"türün meraklisi bir sinemasever olarak 300 spartaliyla karsilastirirsak tabiki hayal kirikligina ugrariz o bir basyapit çünki fakat biraz daha emek harcansa idi en az puani 7.2 olurdu imdb de buda filmi basyapit yapabilirdi özensizlik biraz fazla filmimizde türü sevenler için muhtesem bir film. antik yunani baya güzel resmetmisler. manzaralar mükemmel Tarihöncesi diye baslayan bir Savas filminde görülebilecek tüm ögeler fazlasi ile mevcuttu..Seref ve Cesaret, yine karsisina Ihanet ve Korku'yu almis, kiyasiya dövüsüyorlardi..Her oyuncunun rolüne tam uyum sagladigi, filme ayri renk kattigi güzel bir film..Özellikle Mickey Rourke, Zalim Komutan rolünde ödüle layik bir performans ortaya koymus..Rourke'u daha önce pekçok kez isbilir, sogukkanli rollerde izlemis olanlar, birde bu filmdeki performasini mutlaka görmeliler..Elestrilerde görsel efektler fazla begenilmemis, bu elestiriye ordulardaki asker sayilarinin çogaltilmasi bölümlerinde katiliyorum..daha iyi yapilabilirdi..Ancak dagin etegine, kayalarin içine yapilmis yerlesim yeri efekti son derece basarili idi..Antik Yunan Mitholojisine dayanmasina ithafen yer yer 300 Spartali filmine gönderme yapan, ama 300 Spartaliya oranla yildizi sönük kalan, ancak ilkel silahlarla yakin savas sahnelerinde ilgi çekebilen bir film Ölümsüzler..Izlememis olanlar 300 Spartali filminden çok etkilenmisler ise, bu filmide mutlaka izlesinler, azda olsa begenme ihtimalleri var..ancak 300 Spartaliyi izleyip, pek begenmeyenler bu filme hiç uzanmasinlar..çok sikici gelebilir onlara 10 /7","label":5} {"text":"Hz. Muhammed'in hayatını konu alan film, serinin ilk halkasını oluşturmakta ve Hz.Muhammed'in çocukluğunu konu almakta. Film süresi aşağı yukarı 3 saat. Müzikleri harika; sahneler, görseller harika, hatta muhteşem! Kesinlikle tavsiye ederim. Beğeneceğinizden eminim.... Peygamberi konu alan filmlerde genelde onun ne sesi ne yüzü; hiçbir şeyi görünmez, duyulmazdı. Bu filmin farkı ise peygamberin bedenen görünmesi hatta nispeten konuşturulması. Yüzü görünmüyor(gizleniyor) ve konuşturulsa da aslında sesli bir konuşma yok, alt yazılı. Bedenen görünmesi kimi kişi/ler için olumsuz eleştiri konusu olsa da aksine film ve amaçladığı şey için büyük bir artı olmuş. Sonuçta kimse görmediği birini tanıyamaz ve onunla bağ kuramaz. Ortalıkta varmış gibi davranılan ama görünmeyen bir peygamber yerine bu şekilde işlenmesi daha güzel olmuş. :) 5 üzerinden 5 veriyorum. Bol bol da yıldız. :)","label":9} {"text":"harika bir film.. üzerine kafa yormayanlar için sıradan gözükebilir ama ortada çok ciddi ve ağır bir dram var.. adeta ağlayacak hale geldim.. herkesin göremeyeceği şeyler var filmde.. hayatın içinde olan çok ciddi bir dram.. çok insan yaşıyor bunu ama toplumsal yargılar herkesin öylesine içine işlemiş ki -harbour'un olduğu gibi- bunların ne kadar korkunç olduğunu kimse göremiyor.. bazen kendisi de farkediyor ama sadece farkediyor.. iyi ya da kötü bir yargı belirtmeksizin.. bazıları doğuştan kaybedenlerdendir harbour gibi, bazıları doğuştan kazananlardan... 10/10","label":9} {"text":"katılıyorum kolay izlenen bir film sıkmıyor. 'year one' filmine benzeyen hikayesi bilindik tuvalet senaryosu ama esprileri çok daha kötü. izlemezseniz birşey kaybetmezsiniz","label":4} {"text":"gerçekten etkileyici bir film bu filmi izleyince şuan yapılan filmlerin ne kadar yavan ve içinin boş kaldığını anlıyorum...","label":7} {"text":"Gerçekten ana konu hangi senaristin zihninden çıktıysa efsane, James'in oyunculuğu hakkında tek kelime yazma gereği bile duymuyorum 'dehşet ötesi'.Her zaman psikolojik problemi olan karakterlerin canlandırılmasının zor olduğunu savunmuşumdur ve her çeşit oyuncu bunun altından kalkamaz.Her ne kadar oyunculuğun zamanla deneyim sonucu pekişen bir yapı oldugu düşünülsede, bu tip karakterler zaman veya deneyimle aşılamaz çünkü düşünce yapıları çok değişkendir ve düşünce değiştikçe tavır değişir ve standart mimikleri bulunmaz.Bu adamın ne zamanı nede deneyimi olduguna inanıyorum oyunculuk üstüne.yani oyunculuk 'bu zamana kadar kaç filmde oynadın? ' işi değil.Ne kadar yetenekli oldugunla alakalı bir olgu ve bence bu filmde bunu herkese kanıtlıyor.Bu adam tek bir karakterin ötesinde 23 farklı karakteri canlandırıyor, aslında fiziksel bir bölünmenin ötesinde, kendini bilinçli şekilde zihinsel olarak 23 farklı karaktere bölmüş durumda.Bu yüzden cinsiyetler farklı olmasına rağmen, bu kadar inandırıcı oynayabiliyor.Her bir karakteri gerçekten izlerken ayrı bir nefes kesiyor.Sadece 23 asıl karakteri keşke biraz daha natural olsaydı diyorum çünkü bütün film boyunca 23. karakter için heyecanlanıyorsunuz arkadan gelen 22'si adım adım 23'e götürürken bir anda bir evrimle karşılaşmak bana bir tık itici geldi açıkcası.Daha insani ama uçuk bir karakter yaratılabilirdi diye düşünüyorum çünkü olay gerçek bir tabandan fictiona kayıyor finalde ama bu adam için izlenir, bu adamın oyunculuğu için bu film kesinlikle arşive alınır! iyi seyirler...","label":8} {"text":"filmi daha yeni izledim. ve son zamanlarda izledigim en komik filmlerden biriydi. hiç düsünmeden gidin ve sinemada gülmeye baslayin...","label":7} {"text":"orijinal bir film olmuş, biraz sıkıcı ama izlenebilir de","label":6} {"text":"Çocuklukta yaşanan travmanın bütün bir yaşamı nasıl etkilediğini anlatan film, konuya girmekte biraz ağır davranmış, yan karakterler ile ilişkiler sanki süreyi tamamlamak için konmuş gibi eklektik duruyor. Filmi pedofili ya da eşcinsel temalı olarak değerlendirmek yerine biri unutamayan diğeri hatırlayamayan iki çocuğun dramı olarak değerlendirmek daha doğru... Zaaflarıyla beraber zor bir konuya cesur bir bakış... 6/10","label":5} {"text":"Sonunu anlamadım gerçekten. Böyle ekrana boş boş baktım, bitmediğine inandım uzun bir süre. Sona kadar her şey süper gelişmişti, heyecan hiç eksilmemişti; ama sonu cidden olmamış yani. yarım bırakılmış. insanın aklı filmde kalıyor. bu da benim hoşuma giden bir şey değil. hayal kırıklığına uğradım vallahi. ama şunu da belirteyim, başrol oyuncusu cidden sıkı bir oyuncu. neden daha fazla filmde görmüyoruz anlamadım.","label":7} {"text":"Küfür ve belaltı espirilerle dolu beş para etmez bir film. Animasyon kalitesi olarak gelişme var doğru, ama senaryo hala yapımcıların ve senaristlerin beyinlerini değil başka bir taraflarını çalıştırdıklarını gösterir nitelikte malesef...","label":1} {"text":"Tam anlamıyla şudur; Kıbrıs'a sanatkarane bir bakış! Bu kadar bıçak sırtı bir konuda olması ise Derviş Zaim'in sinema yeteneğini göstermektedir.","label":5} {"text":"Audi R8 V10 Spider çekimler de kullanılıyormuş... gereksiz bir bilgi ama olsun","label":8} {"text":"Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi karisimi, dev bütçeli (180 milyon $) bir fantastik macera filmi. Masalsi bir anlatim ve bir çocuk filmi atmosferinde geçse de, Yüzüklerin Efendisi filmlerini hatirlatan savas sahneleri dikkate deger.","label":6} {"text":"50 ilk öpücük filminin Türk versiyonu sadece. Konu aynı işleyiş aynı ama tat kesinlikle aynı değil. İzlemezseniz bir kaybınız olmaz emin olun. Bunu izleyeceğime tekrar 50 ilk öpücük filmini izleseydim daha iyi olurdu.","label":4} {"text":"Sam Worthington çok yakışıklı yaa.. Bu filmi izlemem lazım..","label":9} {"text":"açıkcası insanı çok sıkan bir film ;( sadece oyunculuk için 10/4","label":1} {"text":"Zaten çocukların başrolde olduğu bir film de böyle sıcak içten olmalıydı. Kitabı okumadım o yüzden uyarlama başarısını değerlendiremem ama yılına göre başarılı bir film bence.","label":6} {"text":"DC ile yeniden, yeni bir film.. Bu adamın olduğu herhangi bir filmi izlememek zaten huzursuzluk veriyor artık.. Kalitesi tartışılmaz hiç bir zaman ama senaryo içeriğinden de kaynaklarak; bazen kendisi de, burada olduğu gibi ancak bir yere kadar getirebiliyor filmi.. Açık ve net.. Genel olarak düşünüldüğü zaman filmi Amerikan Rüyası& başlığı altında topluyabiliriz.. Peki nedir bu özellik ? Filmden ve de bir kaç okuduğum yazıdan anladığı kadarıyla bir kaç kelime ile sonuna kadar gösteriş olduğunu söyleyebilirim.. Her ne kadar Nick'in yani Tobey Maguire'nin ağzından hikayenin ilerlediğini görsekte, anlatılsa da; baş karakterimizin yani Gatsby'nin de içinde bulunduğu aralıklı aşkın ön planda olduğunun aşınlanma çabası benim açımdan kesinlikle ikinci planda kaldı.. Ki partiler, New York'un bambaşka bir dünya gibi gösterilme çalışması bunların en büyük göstergesiydi.. Çok mu ayrıntıya girdim ne ama benim dikkatimi çok ama çok değiştirdi.. Ama şöyle de bir şey var; filmde sanat yönetmeni denen kavramı sonuna kadar geliştirmişler.. LDC'nin yanında filmin biraz daha yükselmesinde o dönemi acayip iyi bir şekilde yansıtmaları, bambaşka bir izlenim kazandırdı.. Örneğin; eski arabaların seçimi ve kullanımı gerçekten cezbediciydi.. Oyuncu seçimlerinde de filme yakışacak oyuncuları seçtiklerini söyleyebilirim. Leonardo'nun geçmiş karakterlerinde gördüğümüz muhteşemliği ve de filmlerin de ne kadar birinci karakter olsa da çoğunda sonda biraz argolaşarak, voltayı çekiyor olması birkaç şey düşünmeyi sağlayabiliyor.. Bir de Tobey Maguire denen nam-ı diyar Örümcek Adam'dan bahsetmek gerek.. Duruşu ve bazen anlayamadığım garip tebessümüyle birleşerek yine verilen rolünde pasif olarak (!) çok iyiydi.","label":9} {"text":"New York'ta yaşayan Nina isimli balerinin psikolojik sorunlarının ele alındığı müthiş ötesi psikolojik gerilim filmi. Beyaz kuğuyu kusursuzca oynayan Nina, siyah kuğunun da üstesinden gelmek için uğraşıyor. Yönetmen Darren Aronofsky'in hareketli kamera kullanımı çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Natalie Portman daha önce alması gereken Oscar'a bu filmde ulaşıyor, gerçekten müthiş ötesi bir oyunculuk sergilemiş. Karanlık tarafını yüzleşerek keşfeden Nina izleyiciyi germekte çok başarılı. Başyapıt tadında bir film izlemek istiyorsanız kaçırmamanızı tavsiye ederim.","label":9} {"text":"sinema bu değil arkadaşlar.","label":0} {"text":"bu kısa animasyon aklıma hep sezai karakoç'un dizelerini getirir \"Belki yaşayamaz güneşi eksik kışta fakat ardında unutulmaz bir yaz bırakır\"","label":6} {"text":"Kesinlikle gidip seyretmelisiniz.Ekip harika! Bugüne kadar izlediğim en iyi komedi filmlerinden biriydi.","label":8} {"text":"Dünyanın sonunu getirme ve zombi salgını senaryosuyla kilişeleşmiş, olay örgüsüyle hepten saçmalamış bir devam filmi. \"Hastaneye gidersek karantinaya alırlar, o yüzden gidip yolunu izini bilmediğimiz bu adamı bulmalı ve bunu yaparken de yolda herkese hastalık bulaştırmalıyız.\" Çok haklısın bro. Sadece iğrenç bir şeyler yapalım mantığıyla yola çıkılmış sanırım.","label":2} {"text":"Oliver Stone'un emeklilik günleri iyice yaklaşmış anlaşılan. Sean Penn'in başrolünde oynadığı ''Olmak İstediğim Yer'' filminin şehrimde hiçbir?! sinemada oynamaması nedeniyle tercihim diğer bir eski üstadın film oldu. Zamanında JFK, Müfreze gibi başyapıtlar çıkarmış bir yönetmenden açıkcası bu kadar zayıf hadi daha dürüst olayım kötü bir film beklemiyordum. 90'lı yıllarda çekilmiş olsa iyiydi, hoştu diyebileceğiniz ''Vahşiler'' zamanından 15-20 yıl öncesinde kalmış sinema dili ile beni acayip şaşırttı ve hayal kırıklığına uğrattı. 2012 yapımı olduğunu, Blake Lively'nin yeni nesil bir aktris olduğunu bilmesem, tanımasam 95..98 yılarına ait bir yapım zannederdim herhalde filmi. Neresinden tutarsanız elinizde kalan zorlama senaryosu, inandırıcılıktan uzak karikatürize karakterleri, tekleyen temposu, başarısız kurgusu ve gereksiz ötesi çifte final tercihiyle ''Vahşiler'' tek kelime ile ''akmıyor'' ve film kendisini ''izlettirmemek'' için elinden geleni yapıyor. Arada sırada ortaya çıkan iyi sahneler ve başarılı oyuncu performansları sayesinde büyük bir hezimete dönüşmekten kurtuluyor neyse ki. Ancak Oliver Stone'un bu tarz bir sinema anlayışla yeni nesile hitap etmesinin ve eski nesile yeni birşeyler sunabilmesinin imkanı yok ne yazık ki.","label":3} {"text":"Emma Watson ve Tom Hanks'in başrolünde olduğu The Circle, normal bir hayat yaşayan Mae'ye odaklanıyor. Yaptığı işte başarılı olan Mae, bir süre sonra kız kardeşinin yardımıyla Circle'da mülakata girer ve başarılı olur. Artık Circle'da çalışan Mae, ortamdan çok etkilenir ve sıkı çalıştığı için kısa bir sürede Circle'ın en popüler kişilerinden birisi olur. Fakat Circle'ın herkesi her an, her yerde izleyebiliyor olması Mae'nin ilgisini çekiyordur. Ve Circle'ın asıl amacını öğrenmeye çalışan Mae'yi büyük sonuçlar bekliyordur.& Filmin fragmanından size vaat edilen konu bu. Ama gerçekte bu konunun filmle neredeyse hiç alakası yok. The Circle, tamamıyla boş bir film. Ne iyi, ne de kötü... Sadece boş bir film. The Circle'ı izlerken sıkılmasam da salondan çıktığımda hayatıma hiçbir şey eklemediğini ve 2 saatimi boşa harcadığımı düşündüm. Filmin ilginç bir konusu olsa da filmin kendisi bundan habersiz bir şekilde ilerliyor. İlginç konseptiyle ne yapamayacağını bilmiyor ve daha konu adına bir şey yapamadan film bitiyor. Emma Watson, filmde fena değildi. Zaten Watson, herhangi bir kız karakteri canlandırmak için en uygun kişi. Yani şu ana kadar onun kötü bir performansını görmedim ama hiçbir performansı beni derinden etkileyip bu kız gerçekten de inanılmaz bir oyuncu dedirtmedi. Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Bill Paxton'ı bu filmde görmek çok güzeldi açıkçası. Mae'in babasını canlandıran Paxton, biraz arka planda kalmış olsa da filme çok şey katmış. Gelelim Tom Hanks'e. Eğer geçen yıl Sully ve Inferno için yazdığım eleştirileri okuduysanız, Tom Hanks hakkındaki düşüncelerimi biliyorsunuz zaten. Hanks, gerçekten de inanılmaz bir oyuncu ve şu an hayatta olan efsanelerden birisi. Tom Hanks, bu filmde fena değildi ama sorun şurada; Hanks, filmin bütün fragmanlarında ve posterlerinde yer almasına rağmen filmde yalnızca 10 dakika gözüküyor ve hikayeyi hiç etkilemiyor. John Boyega'nın süresi, Hanks'inkinden bile az. Böyle başarılı oyuncuların harcandığını görmek çok üzücü doğrusu. Ama eğer senaryoyu ve oyunculukları bir kenara itersek The Circle'ın en büyük sorunu, hikayesinde belli bir kahramanın ve bir kötü adamın bulunmaması. Mae, sadece Circle'da dolanan birisi ve bu yer hakkında bazı şeylerin döndüğünü hissetmesine rağmen tek yaptığı şey, Circle'ı geliştirmek ve daha büyük bir hale getirmek oluyor. Ve Circle'ın başında bulunan Tom Hanks'in karakteri Bailey ise film boyunca ne iyi, ne de kötü bir şey yapıyor. Hanks'in tek yaptığı şeyse, sahnede sunum yapmak. Ve Bailey ile Mae'nin ortak düşüncesi, Circle'ı daha büyük ve gelişmiş bir yer haline getirmek! Ne bir zıt düşünce var, ne de bir gerilimli ortam. Bu yüzden film bittiği zaman hikaye ile ilgili hiçbir şey bir sonuca varmıyor. The Circle, iyi bir film olma potansiyeline sahip ama bunun farkında bile olmayan bir film. Ekipte bulunan başarılı oyuncuları harcamış, iyi bir konuyu harcamış ve senaryoyu tam bir sonuca bağlayamamış. Ve her ne kadar film 18 milyon dolarlık ufak bütçesine rağmen etkileyici gözükse de ve bazı fikirlerinin kulağa ilginç gelmesine rağmen, ortaya çıkan sonuç büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Ne iyi, ne de kötü, sadece boş bir film. Eğer boşa harcayacağınız 2 saatiniz varsa, The Circle'a bir göz atabilirsiniz. Sadece başarılı bir final, empati kurabileceğiniz karakterler ve iyi işlenmiş bir senaryo beklemeyin, o kadar. FİLMİN İYİ YANLARI: + Senaryonun ortaya sunduğu ilginç fikirler. + Bill Paxton, Tom Hanks gibi oyuncuları görmek... FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - ...ama filmin bu oyuncuları tamamen harcamış olması. - Hikayenin hiçbir yere varmadan öylece ilerlemesi. - Sahnelerin çok kötü bir şekilde bir araya getirilmiş olması (her sahne geçişinde arada geçen bir sahnenin kesilmiş olduğuna yemin edebilirim). TOPLAM PUAN: 3.5/10","label":2} {"text":"Hassas bünyeler için tavsiye edilmez Film puanı 7/10 Rahatsız Edicilik 7.5/10","label":6} {"text":"Bu ikili beyaz perde de oldukça şık durmuş. Oyunculuk güzeldi. Hiç sıkmayan eğlenceli bir film olmuş.","label":5} {"text":"Özgün konusu olsa da kötü kurgulanması sebebiyle filmin ortalama seviyede kalmasına sebep olan yönetmene saygılarımı iletiyorum. Başlangıçta çok sevindiğim için böyle olduğunu düşünüyorum. İlk yarım saati muazzam bir aksiyon içerisinde geçen ancak daha sonra sıradan filmlere saran, tahmin edilebilir ve çerezlik bir film.","label":5} {"text":"bügün gunlerdn cuma ve ben desperoya gitim.çocuklar için o kadar güzeldiki çok sevdim bende ablamla gitim.bence vizyondan kalmadan butun çucuklara gitmelerini tavsiye ederim.şimdiye kadar sihirli oyuncakçı ve madagaskar 2 ye gitmiştim ama despero kadar güzel değilerdi.keçke 2 side çıksa üşenmedien seve seve giderdim yani demek istediğim kısacası superrr ve superr bir animasyondu","label":7} {"text":"Senenin en iyi filmlerinden diye izledim. Bence biraz abartılmış. Standart'ın üzerinde bir film ama unutulmayacak bir iş değil. Gerçek bir olaydan uyarlanmış. Ana karakterin tutkularını ve bu tutkunun özel hayatını etkilemesini anlatıyor.","label":5} {"text":"film baştan sona kadar bizi heyecan ile acaba şimdi ne olacak dedirten türden bir yapım olmuş","label":7} {"text":"Filmin konusu şöyle öncelikle: Matt Damon ve arkadaşı, düşmanlardan kaçarken Çin ordusunun eline düşer. Çin de 60 yılda bir çıkan mistik canavarlarla yapılan savaşın ortasındadır. Ve Matt Damon da bir savaşçı olduğu için orduya yardım etmek ister. Böylece Çin ile yaratıklar arasındaki savaş iyice büyür.& Bu film hakkında sevdiğim ve sevmediğim şeyler var. Sevdiklerimle başlayayım. Görsel efektler fena değildi. Çin'in, Hollywood'u satın aldıktan sonra çıkardığı ilk film için efektler gayet iyiydi. Aksiyon sahneleri absürt olsa da ilginçti. Matt Damon'ı görmek hoştu bu filmde. Ve Çin'e eklenmiş olan bazı mitolojik elementler hoşuma gitti. Bakın, The Great Wall rezalet bir film değil. Eğer ekrana boş boş bakacağınız ve efektlerin her yerde olduğu bir aksiyon filmi arıyorsanız, bu film sizi 100 dakika meşgul edecektir. Ben de filmden nefret etmemiş olsam da çok eksiği olduğunu düşünüyorum. Ve filmin eksiklikleri yerine size direk filmde neler olduğunu anlatacağım. Çünkü bundan daha ayrıntılı bir yol düşünemiyorum doğrusu. [spoiler]Film, her mitolojik filmde olduğu gibi yazılarla başlıyor. Ve daha ilk sorun buradan baş gösteriyor. Mitolojik filmlerin başında çıkan yazılar tarihi açıdan doğru bilgi veriyorken bu filmse ortaya uçuk bir şeyler atmış. Çinlerin Türklerle savaştığını hepimiz biliyoruz ama film bu gerçeği yok etmeye çalışıyor. Eğer film kendini ciddiye almayan bir aksiyon filmi olsaydı, ortaya daha iyi bir sonuç çıkardı. Ama en baştaki yazı, filmin kendisini ciddiye aldığını gösteriyor ve bu da sonra çıkacak olan mantıksız olayları daha da saçma bir hale getiriyor. Sonra kahramanımız Matt Damon'la tanışıyoruz. 1-2 yol arkadaşı da var ama kimin umurunda? Matt Damon bu filmde! Filmin yapımcıları da böyle düşünmüş herhalde çünkü bütün filmi Matt Damon'ın yarattığı havanın etrafında şekillendirmeye çalışmışlar. Adamın karakterinin adını bile hatırlamıyorum, tek bildiğim şey onun Matt Damon olduğu. Matt Damon, Çinlilerin savaştığı yaratıklardan bir tanesini karanlıkta bir bıçakla kolunu keser, sanki çok kolaymış gibi. Yahu, koskoca Çin ordusu bile bunları zar zor öldürüyor, sen de biraz zorlansaydın hiç olmazsa. Sonra Matt Damon ve arkadaşı Çin ordusunun eline geçiyor. Çinlilerin bunları bilimsel açıdan imkansız olan okla etrafını çevrelemesinin ardından (madem film kendisini ciddiye alıyor, ben de almaya çalışıyorum) Damon ve arkadaşı serbest bırakılır ve savaşın ortasında canavarlardan birisini öldürürler. Nasıl mı? Matador yaparak. Ciddiyim, canavarın önüne kırmızı bir şey koyup onu sağa sola sallıyorlar resmen. Böyle bir senaryonun yazılmış olmasına bir türlü aklım almıyor. Sonra bir ton sıkıcı açıklama sahnesinden geçiyoruz ve Matt Damon'ın orduyu etkilemek amaçlı okla havadaki cisimlerden birisini durdurduğunu görüyoruz. İşin garip tarafıysa Damon, 5 ok fırlatmasına rağmen ekranda 3 ok görüyoruz. Mantık hatası olmuş galiba. Bu esnada Matt Damon'la Çin ordusunu yöneten kız arasında bir aşk başlıyor. Klişe şeyler yani. Aslında filmin sorunlarından birisi de bu. Senaryosu oldukça klişe ve saçma. Üstelik film de bu konuya efektler ve Matt Damon dışında yeni bir şey eklemiyor. O zaman neden bu film yapıldı ki? Her neyse, 1 saatin ardından kısa ve yine saçma bir aksiyon sahnesi görüyoruz. Matt Damon, bu yaratıklardan birisini yakalıyor ve sonra da onu ana kraliçeye karşı kullanmaya çalışıyor (evet, bu klişe de var filmde). Çünkü eğer ana kraliçe ölürse, herkes ölür. Sonra da filmin finaline geliyoruz. Matt Damon ve ona aşık olan ordunun başındaki kız ana kraliçeyi yok etmeye çalışıyorlar. Bunun için de 3 şansları var. Tahmin edebileceğiniz gibi ilk iki atış işe yaramıyor ve geriye tek şansları kalıyor. Bu sırada da yaratıklar Dünya Savaşı Z'deki zombilere dönerek birbirleri üzerine tırmanarak binaların tepesine çıkmaya başlıyor. Sonunu tahmin edebilirsiniz zaten. Her şey bitti, adam kızı kaptı, herkes yaşıyor ve yaşasın Çin ordusu.[/spoiler] Daha önceden dediğim gibi, The Great Wall gerçekten de saçma ama bir yandan da eğlenceli bir film olabilecekken film eğlenceli kısmı silerek sadece saçmalıyor. Ve eğer film sadece bundan ibaret olsaydı, yine ortaya izlenebilir bir iş çıkabilirdi. Ama senaryoda o kadar gereksiz ve uzatılmış açıklama sahnesi var ki, neredeyse uyuyacaktım. Üstelik bu filmi hayatımda ilk defa bir D-BOX salonunda izlememe rağmen. Açıkçası, ne diyeceğimi bilemiyorum. The Great Wall, berbat bir film olmasa da her açıdan yetersiz bir iş. Klişe, hiçbir özelliği olmayan karakterler, bilindik bir senaryo ve ilgi çekici olmayan konuşmalar. Bu filmi sadece sinemada 100 dakikasını harcayabileceklere ve boş aksiyon filmleri izlemeyi sevenlere tavsiye edebilirim. En kötü film değil belki ama biraz aceleye getirilmiş bir iş olmuş. FİLMİN İYİ YANLARI: + Aksiyon sahneleri ve görsel efektler. + Bazı mitolojik elementler. + Matt Damon'ın karizması... FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - ...ama film bu karizmayı bir türlü kullanamamış. - Kendini saçma olmasına rağmen fazlasıyla ciddiye alan bir senaryo. - Uzatılmış, senaryoya hiçbir katkısı olmayan açıklama sahneleri. - Kendi türüne yeni bir şeyin eklenmemesi, filmin tamamıyla klişe olması. TOPLAM PUAN: 4.6/10","label":3} {"text":"Bazı filmleri William Fichtner için izlemeye başlayacağım artık. Bence bu adam kısa sürelerde birçok başrol oyuncusunu gölgede bırakıyor. Film bence fena değil neredeyse beğendim bile diyebilirim. Ama şu 3 boyut olayından nefret ediyorum. Özellikle şehir tasarımlarında ki 3 boyut görüntülerde kandırıldığımı hissediyorum. 3 boyuta hayır 2 boyut neyimize yetmiyor?","label":6} {"text":"müzikal,dramatik,romantik,aksiyon her tür neredeyse barındırıyor film ve bana göre türünün tek örneği daha çok ilgi görmesini beklerdim açıkçası","label":7} {"text":"Oyunculuklar sıradan, anlatım derinliksiz sıradan, sıradan bir TV filmi havasında... 50/100","label":4} {"text":"dönen propaganda muhabbetinin filmin başarısını gölgelediği düşüncesindeyim. bence ele aldığı konu ve oyunculuklar bakımından gayet üst düzey bir filmdi. farklı yorumlamalara fazlasıyla açık olan filmde 'may be in america' diyaloğu belki de tüm olayı özetler nitelikteydi. tansiyonu yüksek, kaliteli bir şey arayanlar için son dönemde bulunabilecek en sağlam filmlerden.","label":7} {"text":"İlk filme göre komedi seviyesi daha aşağılarda kalmış, bu film biraz daha macera tarzı, daha fantastik olmuş sanki. Aile bağları daha iyi aktarılmış, her ne kadar ilk filmin yerini tutmasa da, yine de izlenebilecek düzeyde, hoş bir film ortaya çıkmış..","label":5} {"text":"gayet yalın bi film . vasat değil ama çok da düşünülecek bi konusu yok bence. filmin tek ilgimi çeken yönü, ilişkiyi 5 ayrı bölüme ayırp, sondan başa doğru anlatılması","label":6} {"text":"Film egemen kavramı ve köydeki sorunları sorgulatmaktan ziyade eleştirilicek ve güya değiştirilecek olanı estetize edip meşrulaştırmış. Özensiz diyaloglar \"Veysel'de insandır\" biraz daha gerçekçi ve düşünülmüş diyaloglar olabilirdi. Kır-kent ikilemine zaten değinmese bağımsız film olma yetkisini elinden alacaklar. Türkiye sineması uzun süre köyümüzü sonra da özümüzü unuttuk klişesini işledi. Bu klişe şimdilerde bu hale evrilmekte. Romantize edilip bol bol kullanılmakta. Filmde kadınların çaresizliği bile romantize edilmiş, üzerine fazlasıyla düşünülmesi gereken bir film.","label":3} {"text":"Bozkır kültürünü çok iyi yansıtmışlar. Coğrafya ve müzik kullanımı çok iyi. Pers ordusu biraz zayıf gösterilmiş. Ölümsüzler birimin daha dirençli olması gerekiyordu bence. Atlı okçu kullanımı muazzamdı. Hilal içine alıp düşmanları yok edişleri güzel gösterilmiş. Günümüzde güçlü kadını zorla yaratmaya çalışıyoruz ve dandik oluyor. Gerçek güçlü kadının yaratılmaya ihtiyacı yok. Bu filmde zaten güçlü bir kadın anlatıldı. Özetle bence izlemesi zevkli bir filmdi.","label":6} {"text":"İyi bulmadım açıkçası. Yani bilinen konular. Bu tarz film baya çoğaldı. Günah çıkaran bir dünyanın keşmekşliği içerisinde sürüp giden hafif aksiyonu bir film. Filmin istanbul ayağı baya ortaçağ dünyası :D 7/10","label":7} {"text":"Sezonun gözden kaçmış, şen şakrak Angara komedisi...","label":9} {"text":"filmin konusuna; daha doğrusu yaşanmışlıklara bir şeyler demem ,çok yerinde her şey ,ama sadece konu bakımından abartılmadan işlenmiş. oyunculuklara gelince ben beğenmedim. berhan şimşek sesinden başka bir şeyi yok bana göre.eğer tarihi doğru izlemek isteyipte kimin oynadığına önem vermeyen arkadaşlarımız varsa sadece izleyin derim.","label":4} {"text":"Jake Gyllenhaal beni sinir edecek kadar çok iyi oynamış rolünü. Film bana kalırsa konu bakımından çok farklıydı ancak ortalama düzeyde akıcılığı olmuş diyebilirim. Asıl düşündüğüm şey ise kesinlikle artık haberlerde eskisi kadar samimiyet aramayacağım. :)","label":6} {"text":"İlk söylenecek şey, tabi ki serinin en iyi filmi olduğu... Filmi bir az önce seyretmiş ve sıcak sıcak yorum yazacak biri olarak, aksiyon sahnelerini oldukça beğendim, gerçekçi ve emek harcanmış. Aksiyon ve efekt dolu olan filmimizin de büyük bir bütçe kullanıldığınında gösterges, bunun yanında diğer serideki karakterlerin bu filmde toplanması serinin takipçileri için heyecan noktası. Diğer bir dikkat çeken nokta ise eskilerinde olduğu gibi filmde herhangi bir yarış sahnesi ile başlamıyor, ilk etapta bir aksiyon var ve bu film boyunca katlanarak gidiyor, fast&furious zekası diyebileceğimiz arabalarla her türlü kaçış ve aksiyon sahnelerinin yanında biraz da Ocean's filmindeki 'ekibi topla, hırsızlık yap' tarzı zeka da bu film de işlenmiş, kısacası ben beğendim güzel bir Justin Lin çalışması olmuş. 6. filmi dört gözle bekliyoruz (:","label":7} {"text":"Duygulu, dokunaklı bir yapım. Oyuncular filmi güzel taşımışlar. Ben beğendim. İzlenir.","label":4} {"text":"Beklentilerimin altında kaldı. İyi başlayıp, sonlarına doğru fena çuvallamışlar. Bilim Kurgu olarak değil de, biraz da istismar kökenli bakmak lazımbu filme. Bu açıdan baktığımızda bile çok yetersiz ve ucuz kalmış.","label":5} {"text":"Uzun zamandır merak ettiğim Yaşam Kürü'nü vizyona girdiği zaman sinemada izleme fırsatını kaçırmıştım. Ve her ne kadar filmi anca şimdi izlemiş olsam da Yaşam Kürü için başlı başına bir inceleme yapmak istedim. Çünkü bu film benim için bir başyapıt olmasa da, ortaya çıkan işin oldukça özel olduğunu düşünüyorum. Hani arada sırada vizyona orijinal bir film gelir ve gişede battıktan yaklaşık 5-10 yıl sonra internet bu filmi keşfeder ve bir klasik haline gelir ya? Yaşam Kürü de bu filmlerden biri olacakmış gibi duruyor. Büyük bir şirketin başında bulunan bir adam, gizemli nedenlerden dolayı hayatını kaybedince şirkette çalışan ve oldukça hırslı olan Lockhart, onun pozisyonuna geçmek ister. Ama bunun için şirketin başındakiler, Lockhart'ı İsviçre'deki Alp Dağları yakınındaki bir tedavi merkezine yollayıp orada bulunan Bay Pembroke'u geri getirmelerini isterler. Tedavi merkezine vardığı zaman Lockhart, Pembroke'u geri getirmeye çalışsa da onun için oradan çıkmak hiç de kolay olmayacaktır. Çünkü bu merkezin arkasında bir sürü şüpheli olay dönüyordur.& Yaşam Kürü, kimi seyirciyi tiksindirecek, uzun süresinden dolayı sıkacak ve genel anlamda hiç de hoşlarına gitmeyecek bir film. Ama ben her ne kadar korku filmlerini sevmesem de, Yaşam Kürü'nü oldukça takdir ettim. Çünkü bu film ne bir reboot, ne bir spin-off, ne de bir devam filmi. Yaşam Kürü, tamamen orijinal bir film olup öylesine vizyona atılmış bir film. Ve buna rağmen filmin gişede batmış olması kötü çünkü böyle orijinal işlerin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle, bu filmin sinematografisi inanılmazdı. Yani, bunu ne kadar övebileceğimi bilemiyorum ama bu filmin görüntü yönetmeni Bojan Bazelli bu konuda inanılmaz bir iş başarmış. Hani bir filmi evde izlerken pause tuşuna basarsınız ve görüntü sallantılı bir karede durur ya? İşte o, Yaşam Kürü'nde yok. Filmdeki her bir kare bir tablo gibi hissettiriyor. Gerek ışıklandırma gerek kamera açıları olsun oldukça büyüleyici, rüya gibi bir hava yaratılmış. Bu sayede de filmin atmosferine rahatça giriş yapabiliyorsunuz. Bu konuda yönetmen Gore Verbinski'nin imzası rahatça görülüyor. Ayrıca oyunculuklar da gayet iyiydi. Normalde oyunculuğunu ortalama bulduğum Dane DeHaan, bu filmde kendisini aşmış. Jason Isaacs, her zamanki gibi sade ama ürkütücü bir performans sergilemiş. Mia Goth'un performansıysa oldukça büyüleyiciydi, ekranda olduğu her sahnede gözlerimi ondan alamadım. Ama oyunculuklardan ve görselliklerden ziyade Yaşam Kürü'nun işlediği konu oldukça ilginç soru işaretleriyle ve farklı bakış açılarıyla da dolu. Tedavi nedir?&, &İnsanları hasta eden şey ne?& gibi ilginç sorular sormayı başarıp sadece sıradan bir korku filminden fazlası olmayı başarmış Yaşam Kürü. Bu arada korku filmi dediysem de beni yanlış anlamayın, Yaşam Kürü son zamanlarda çıkan sıradan korku filmlerine hiç benzemiyor. Her ne kadar atmosfer Shutter Island ve bazı karakterlerin gidişatı The Shining filminden çıkmış gibi hissettirse de Yaşam Kürü, tamamen kendi yolunda ilerlemeye çalışıyor ve gerek parmak bastığı noktaları, gerek atmosferi olsun, oldukça ilginç bir psikolojik gerilim filmi yaratıyor. Ayrıca, Yaşam Kürü'nün uzun bir süresi olmasına rağmen filmde hiçbir jump-scare sahnesi olmaması da çok etkileyiciydi. Şimdi de filmin kötü yanlarına geçelim. İlk önce sürenin aşırı uzun olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar Yaşam Kürü'nü izlerken sıkılmamış olsam da bazı sahneler kendisini tekrarladığı için ara sıra saatimi de yoklamadım değil. Bu yüzden filmin 146 dakikalık uzun süresi rahatça 110 dakikaya kadar çekilebilirdi. Son olarak, filmin son 30 dakikasını biraz zayıf buldum. Her ne kadar finali kötü olmasa da filmin ağır ilerleyen gizemli atmosferine karşılık son 30 dakika gereğinden fazla hızlıydı. Bu yüzden de film bittikten sonra aklınızda birden fazla soru kalıyor. Ama buna rağmen Yaşam Kürü'nün çok başarılı bir iş olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar süresi uzun, son 30 dakikası biraz aceleye gelmiş ve tekrar tekrar izleyebileceğim bir film olmasa da görüntü yönetmenliği inanılmazdı, senaryo sürükleyiciydi ve performanslar dört dörtlüktü. Eğer son zamanlarda çıkan filmlerden sıkıldıysanız ve orijinal bir film arıyorsanız, Yaşam Kürü'nü izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Eksik yanlarına rağmen kesinlikle görülmeyi hak eden bir iş. FİLMİN İYİ YANLARI: + Dane DeHaan, Jason Isaacs ve Mia Goth'un dört dörtlük performansları. + Oscar'a aday gösterilmesi gereken, muazzam görüntü yönetmenliği. + Gore Verbinski'nin yönetmenliği. + Gündelik hayata ve insanlığa karşı sorulmuş sorular. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Süresinin gereğinden fazla uzun hissettirmesi. - Son 30 dakikanın biraz zayıf olması. - Tekrara saran bazı bölümler. TOPLAM PUAN: 7.5/10","label":6} {"text":"El secreto de sus ojos filmini bundan çok daha fazla beğendim. Bu biraz onun yanında sönük bana göre. Kötü değil ama orjinali daha etkileyiciydi. O filme hayran olmuştum. Bu filmi izlesenizde olur izlemeseniz de ama orjinalini kesinlikle izlemelisiniz.","label":4} {"text":"İlki kadar ilginizi çekecektir ayrıca bu rol için Milla dan daha iyisi düşünülebilirmiydi bilmiyorum , sonuç olarak izlemeyen kalmasın bu seriyi ; )","label":9} {"text":"Bu filmle birlikte seriye nokta koymuşlar. Aceleye getirilmiş, yapmak için yapılmış havası var. Serinin ilk filmlerinde de mi böyleydi yoksa bu filmde daha mı çok gözümüze çarptı bilmiyorum fakat korku öğeleri çok yapaydı. Beğenmedik.","label":3} {"text":"konusundaki cesaret, müziklerindeki güzellik için izlenebilecek bir film. yanılmıyorsam gerçek bir olaya dayanıyor, bunu öğrenince insan daha bir şaşırıyor zira filmde erkek erkeğe çok iddalı sahneler var.","label":6} {"text":"Çok fazla konuşuyorlar. Sürekli konuşuyorlar. Jerry'yi de Amanda'yı da izlerken ve dinlerken karnıma ağrılar girdi. İkisi de utanç verici karakterler. Film haliyle çok Woody Allen. Müzikleri de keza öyle. İzlerken yer yer sıkıldığımı düşünsem de verdiği mesajı sevdim. Dobel'in tespitleri de genel olarak başarılıydı. \"Hayatta sana nasıI yaşaman gerektiğini söyleyecek insanlar olacaktır. Her türlü cevabı bilirler. Ne yapmalısın, ne yapmamalısın. Onlarla sakın tartışma. \"Bu harika bir fikir\" de. Ama sonra istediğin şeyi yap.\"","label":5} {"text":"Orta düzey bir komedi. Çok da berbat değil...","label":9} {"text":"süby....","label":8} {"text":"Her şeyiyle başarılı bir film. Şöyle televizyon karşısına kurularak, göz kırpmadan (2.5 saatlik süresine rağmen) izlenen türden. Daha önceki işleriyle takdiri kazanmış bir yönetmenin güçlü bir oyuncu kadrosunu yanına aldığı, sinematografi ve senaryo gibi unsurların da özenle, detaylıca hazırlandığı bir yapım. Öncelikle filmin geçtiği kasaba, muhteşem bir arka plan oluşturuyor ve yaratılması gereken atmosferi kusursuz biçimde yaratıyor. Her bir saniyeye sirayet etmiş gerçekçilik hissi, konu akışı içinde çok önemli. Karakterleri yaşayan birer insan olarak düşünmemiz, yeri geldiğinde onlara üzülmemiz, onlara kızmamız, heyecanlanmamız gerekiyor. Bu da layıkıyla başarılmış. Aynı şekilde, özellikle ikinci yarıda yükselen gerilim, bir başka beklentimizi de karşılamış oluyor. Kısacası, bir dram-suç filminden ne bekliyorsak hepsi yerli yerinde. Oyunu kurallara göre oynamış yönetmen ve tüm ekip. Hikayenin merkezinde de iki küçük kız çocuğunun kaçırılması olunca, vicdani, ahlaki ve insani değerlerin, haklı ile haksızın, şüpheli ile şüphecinin iç içe geçtiği, seyirciyi sürekli tetikte tutan ve bir sonraki sahnede ne olacağını merak ettiren hikayesiyle Prisoners&, ne istediğini bilen bir adamın elinden çıktığını her halinden belli ediyor. Yılın görülmesi gereken filmlerinden.","label":7} {"text":"olaylarin akisini tahmin etmekte zorlanmasanizda güzel bir komediydi","label":6} {"text":"senaryosu çok zayıf bir film. ama filmin başındakı istanbul görüntüleri ve barış mançonun işte hendek iste devesi için bile izlenir.","label":5} {"text":"Meryl Streep warsa bu filmin kötü olma şansı yok","label":7} {"text":"Bilim Kurgu ve aksiyonu birleştirince bu kadar güzel olabilir bence. Görsel olarak da hakkını vermişler diyebilirim izleyin mutlaka.","label":8} {"text":"Artı 30. İzlemesi zor bir film. Şiddetin dozunu abartmışlar.","label":5} {"text":"Sosyal bir mesaj verme kaygısıyla yola çıkıp bunu izleyicinin kafasına kakmadan, didaktik olmadan, usulca verebilen bir film olmasıyla oldukça beğendim filmi. Oyuncular, özellikle Mert Fırat çok iyiydi. Hem çağrı merkezi çalışanlarının hem de işitme engellilerin sorunlarına bu denli başarılı, naif değinişi takdire şayan. Ah biraz daha şiirsel, karakter bazında derinleşebilen bir film olsaydı tam olacakmış.","label":6} {"text":"Film iyi başlasa da sonlara doğru daha felsefik şeyler beklememe rağmen o cevapları pek bulamadım. Bahsedildiği gibi kötü film değil fakat ilk Alien filmlerinin tadının da olmadığını belirteyim.","label":6} {"text":"Durmadan şu filmi bu diziyi andırıyor Source Code. Kahraman askerler dünyayı kurtarıyor ve çok acılar çekiyor falan filan. Yapmacık bir aşk hikayesi de olmazsa olmazı tabi. Yine de hoş bir çerezlik.","label":6} {"text":"Filmi izlerken Sezar a aşırı öfke duydum, sinirimi çok bozdu ve kazanan kendisi oldu.. Güzel film.","label":6} {"text":"90ların özgün hikayesi olan Holywood filmleri gibi bir filmdi.","label":7} {"text":"sanırım puanlayanlar arasındakiler dün akşamki galayı izledirler. dfjhsgahgsds","label":5} {"text":"Türle çok güzel dalga geçen bir film. Bu tip filmlerde her şey biraz fazla karikatürdür. Sevmeyenler de bu nedenle sevmez. Ben polisiye hastası olduğum için bayıldım. Detektif tiplemeleri kadar ikonik yazar Truman Capote'yi görmek de çok şaşırttı.","label":8} {"text":"Kurgusu gayet başarılı. Kaybeden taraftaki kızı biraz abartmışlar gerçi. Garson olarak işe başlaması gibi.","label":6} {"text":"boyun kırılma sesi aklımdan çıkmıyor.","label":9} {"text":"Tam anlamıyla B sınıfı bir korku filmi. Kültürümüzle pek uyuşmuyor olabilir ancak senaryosu ve kötü adam makyaj/kostümleri olsun gerçekten izlediğim kötü yabancı korku filmlerinden birisiydi.","label":1} {"text":"Okuduğum yorumlar ve aldığı puanlar yüzünden hep soğuk yaklaşıp izlemeyi ertelediğim bir filmdi. En sonunda izledim, bu kadar özgün ve keyifli bir film beklemiyordum. Charlize Theron harika bir performans sergilemiş. Ama dediğim gibi yapılan negatif yorumlardan dolayı kimseye tavsiye edemem. Benim için \"gene olsa gene izlerim\" filmi. Konu olarak 2005 yapımı \"Just Friends\"le benzerlikler taşısa da daha ilgi çekici bir hikayeye sahip ve işlenişi çok daha başarılı. 7,5 / 10","label":7} {"text":"izlemekte o kadar gecikmişim ki.. üzüldüm. filmleri süreyle değerlendirenler için zaten çok söylenecek bir şey yok. ancak sanat nedir, sinema sanati nedir görmek için bu filmi izlemek gerekiyor.","label":8} {"text":"Tipik bir Amerikan romantik-komedi havası hakim filmde, zaman zaman güldürebilen sahneler barındırsada, ben bu kadarına pes diyorum. Adamın arkadaşı sevdiği kızla yatıyor, o da çok sinirleniyor bu akşam gelme, evimden git diyor, tepki sadece bu. Bir de adamın kızla beraberken yaptığı iğrençlikler, yenilir, yutulur cinsten değil, filmin finalinde ise tipik canımlı, cicimli bir final bekliyorsunuz o da yok, rezalet bir final sizleri bekliyolar.. Eee ne de olsa bunlar 'Sex and the City' gençliği, birisi şu Hollywood delikanlılarına 'Tatar Ramazan' serisi yollasında erkeklik ne demek görsünler:)... Şaka bir yana kesinlikle tavsiye etmeyeceğim bir film, zaman kaybı..","label":2} {"text":"Eşcinsellik konusunda yeterince film çektiğini düşünüyorum artık daha değişik senaryolarla film çekmeli...Filmden çok sıkıldım özellikle eşcinselliğin tamamen normal bişey oldugunu anlatmaya çalıştıgı sahnelerde oldukça sıkıldım...İtalyanın yarısı eşcinselmiş zaten daha neden bu tür filmler yapma gereği duyuyor anlamadım hani film Türkiyede geçse anlarımda ben İtalyada eşcinsel olmanın çok da meşakkatli aileden dışlanma sebebi olucak kadar öenmli bir konu oldugunu sanmıyorum...Cahil Periler çok ilginçti bence Ferzan Özpetekin en güzel filmiydi ama ondan sonra hep aynı tarz filmler yaptı açıkcası daha güzel konulu filmler bekliyorum..","label":4} {"text":"bu puanı almasının nedeni sanırım kore fanları. mantık hatalarıyla dolu, senaryo diye birşey bulunmayan, overrated bir film.","label":0} {"text":"Çok sağlam, kült bir film. Bir çok gerilim filminin ilham kaynağı. Gerçi sonu bana ters köşe yaptırmadı filmin ortasında cam kırılma sahnesinden anlamadım olayı ve sonu biraz basit kaçtı o yüzden. Fakat onun dışında tatmin edici bir filmdi.","label":7} {"text":"Tek bir cümle kuracağım filmle ilgili. Aşağıda bulabilirsiniz. \"İlk film bundan daha iyiydi.\" Saygılar.","label":6} {"text":"Film güzeldi de bir kaç şey var; Flmin sonuna doğru bizim yarı insan yarı alian olan adamımız muhteşem bi silahla donatılmış adamlar seni öldürmeye çalışıyor hala aval aval etrafa bakıyorsun. Hadi öldürmekten hoşlanmıyorsun ona tamam; e be abi sonunda o koopus'la teke tek kalmışsın adam seni indirecek aheste aheste geliyor çek vur işte neyin beklemesini yapıyosun, küfür edeceğim diye uğraşıyorsun ben delirdim ekran karşısında alnının çatından vur gitsin işte. bir de filmin sonu açık bırakışmış ama üstünde 4 sene geçmiş 2. film yok ortada hala, çekileceği de meçhul sanırım. böyle bırakmaları çok anlamsız olmuş. Ayrıca eğer cidden alienlar falan varsa inşallah christopher gibi delikanlı adamlardır :( yine de güzeldi, iyi vakit geçirtti devamı gelse keşke.","label":7} {"text":"cary grant'ın ikonik süt getirme ile filmin sonundaki gerilim dolu araba sahnesi dışında insanı geremeyen bir film. cary grant'ın bu rol için uygun olmadığı kanaatindeyim. şüphe dediğimiz o hissi lina kadar yaşayamıyoruz ne yazık ki. belki de hitchcock, seyircinin lina kadar saf olamayacağını düşünememiştir dersem umarım ukalalık etmiş olmam.","label":6} {"text":"Fakirlerin umudu Ronaldo.. Fena olmamış belgesel ama güzel gollerle filan süslense imiş daha iyi olabilirmiş..10/7","label":6} {"text":"Filmin başrol oyuncusu gökhan yok bir kere. Mafya bozuntuları okadar yapmacık ki flash tv den seçseniz daha iyi olurmuş. Gülmek için kendimi çok zorladım ama uyumuşum devamında. Kolpaçino tayfası bile filmi kurtaramamış. Böyle yapacaksanız yapmayın. Sinemaya gitmeye değmez paranızı çöpe atmayın.","label":0} {"text":"sıkılarakta olsa sonuna kadar izlettirdi. film orijinal ismine uyumlu ancak sonu keşke daha alışageldiğimiz şekilde bitseydi bazen klasik güzeldir.","label":5} {"text":"Müthiş bir film. Neredeyse soluksuz izledim. Winona ve Daniel'den efsane oyunculuk. İşlenen yaşanmış hikaye ve romanın oldukça başarılı bir uyarlaması. Bu kadar geç izlediğime gerçekten çok üzüldüm. Dinin insanları nasıl yozlaştırıp köreltebileceği ve bu zayıf noktanın kötü niyetli kimseler tarafından nasıl kullanılabileceği ve koca bir halkın buna nasıl kayıtsız kalabileceği mükemmel anlatılmakta. Tekrar tekrar ve tekrar izlenilesi.. hatta ders niteliğinde izletilesi bir film.","label":9} {"text":"Özgün bir konusu olan bir film değil ama bu tarzdaki filmler gibi eğlenceliydi. Özellikle oyuncuları sevdiğim için filmi daha bir keyif alarak izledim. Boş vaktinizde gülüp eğlenebileceğiniz bir film.","label":7} {"text":"uzun zamandır bir filmde ağlamıyordum. teşekkürler brendan❤️","label":8} {"text":"Kavruk Atilla Taş'ın oynadığı :) güzel vaktinizi boşa harcamayan bir filmdi. İzledikten sonra kesinlikle pişman olmayacaksınız. Tavsiye ederim iyi seyirler.","label":6} {"text":"Halloween’in yeni filmi 2007 ağustosunda gösterime girecek.bu kez yönetmen koltuğuna Rob Zombie oturmuş.Çılgın Rob Zombie’nin nasıl bir Michael Myers karakteri çizeceği merak konusu.Ama ben hep şunu söylerim:karakter çok güzel ama şimdiye kadar hiçbir Halloween filmini iyi çekemediler..........","label":9} {"text":"Filmin farklı olduğu kesin. Alışılmamış bir tarzda çekilmiş. Filmle ilgili ne hissettiğimi anlamam dahi zaman aldı. Ortalama bir film olsad sevdim sanırım. Filmi ne zaman izlediğiniz ya da izleyeceğiniz önemli bence. Ruh haliniz filmi izlerken filmin yapısına uygun olmalı.","label":5} {"text":"Filme başlarken beklentim çok düşüktü, öncelikle bunu belirteyim. Bu film doğuştan kaybeden bir insanın hayatına SERT bir bakış atıyor. Görüntüler tamda filmin havasına uygun ilerliyor, replikler yine aynı oranda başarılı. Final dışında gayet güzel bir film olduğunu düşünüyorum.","label":7} {"text":"Psikolojik türde değişik ve güzel bir filmdi. Mizahı, gerilimi ve dramı bir arada bulabiliyorsunuz. James McAvoy'de öyle muhteşem oynamış ki, böyle bir \"pislik \" olmak da ancak ona yakışabilirdi. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Av ve avcının sürekli yer değiştirdiği avcıyken av durumuna düşenlerin kendi yaptıklarını unutarak gayet insani tepkiler verdiği,yaşadığımız coğrafya üzerinde yaşanan ajan savaşlarının anlatıldığı bir hikaye.Zaten isimleri hepimizce bilinen başrol oyuncularının önüne geçen bir adam var filmde.Mark Strong.Hani Pasha karakteriyle kendisini gerçekten bir Arap zannettim herşeyiyle çok karizmatikti ve hikayedeki en düzgün adamdı.Bunun dışında filmde dikkat çekenler,CIA daire başkanının ABD de günlük yaşamını sürdürürken-çocuğunu yatağa yatırıp üstünü örtmek dahil- Ortadoğuda birilerinin ölümüne karar vermesi..İncirlik deki ABD üssüne yapılan sahte saldırıda yerel morglarlan alınan cesetlerin kullanıldığının söylenmesi..ABDnin uydularla Dünyayı TV gibi izlemesi..sayılabilir.-insanın alın bunumu görmek istiyorsunuz deyip sallayası geliyor,elini tabii..Film David Ignatius adlı gazetecinin kitabından uyarlanmış.Bilmeyenler için kendisi Başbakanımızın Davosta terkettiği söyleşinin moderatörüydü.Şimon Peresin uzun ve Başbakanımıza yönelik fırça diye tabir edilebilecek yüksek sesli sözlerinden sonra konuşmayı bitirip Başbakanı zor durumda bırakmayı amaçlayan tutumu filmdeki sürekli birbirlerine tuzaklar kurup en yakın dostlarını bile satan adamlarınkine uygun.Sanırım yazar kendisinden yola çıkarak böyle bir olay örgüsü oluşturmuş.","label":7} {"text":"gösteriler filan harikaydı.ayrıca iyi oyuncular da vardı kadroda.eğlenceli ve güzel bir film.izleyin bence..:D","label":7} {"text":"fena diil başarılı sahneler var izlenmeli...","label":6} {"text":"Anthony Hopkins farkı ile ilk fimin den daha iyidi diyebilirim... Helen Mirren in ise oynadığı Victoria karakteri gerçekten filme çok şey kattığını düşünüyorum. Tekrar tekrar izlenilcek bir seri oldu \" Red \"","label":7} {"text":"vasati bir komedi 6/10","label":5} {"text":"Esasında klişelerle dolu ve çok basit senaryoya sahip bir film. Ancak serinin uzandığı tarihleri, karakterin hikayesini ve çocukluğunu hatırlayanlar için filmin senaryosu değil de bu karakteri, kahramanı son kez bir film içerisinde görme anlamını taşıyor klasik filmlerden öte. Rambo'yu ilk defa izleyecek biri için çok fazla vahşet dolu bir filmden öteye gidemeyecek olsa da bence en iyi aksiyon filmlerinden biri. Rambo sevenler ve Rambo ile büyümüş olanlar kesinlikle izlemesini tavsiye ediyorum. Sevmeyenler ya da ilk defa Rambo izleyecek olanlar ise izlemese de olur.","label":8} {"text":"Sinema eleştirmeni olduğunu sandığım Orkan Şancı’nın Sabrın Sınırlarında! adlı sinekritikini okudum yorum yazmdan önce :)) Doğrusu çok güldüm okurken, film hakkında ağır sayılabilecek bir yazı kaleme almış :))) Bir parça ağır sayılabilir belki ama, komik :))Çok fazla sayıda olmasa da, film hakkında yorum yazan arkadaşların yazdıklarını okudum, bir kısmı Jennifer Lopez olduğu için izlenir, diğer bir kısmı ise filmin oldukça kötü olduğu görüşünde...Şurası bir gerçek ki, falancanın oynuyor olması filmin de iyi olacağını garanti etmez.Hele de bu kişi Jennifer Lopez ise :))Gerçekten de Bordertown, neresinden bakarsanız bakın -Antonio Banderas’a rağmen- oldukça kötü bir film.Senaryosunda fazlaca aksayan husus olan filmin oyuncuları da oldukça kötü performans sergiliyor.Hikayenin anlatılış biçimi de hakikaten fazlaca sabır isteyen cinsten...Herşeye rağmen, sadece ve sadece anlattığı hikaye itibarıyla izlenebilir film olduğunu düşünüyorum Bordertown’un.Ancak ne var ki hikayesi bile kurtaramıyor filmi...","label":6} {"text":"Bence birkaç soygun sahnesi dışında duragan ama seyredilebilir","label":4} {"text":"Filmi epey vudulu kırdılı beklerken daha ilginç bir içeriğe sahip olduğunu gördüm, bu da beni sevindirdi açıkçası. Oyunculuklar çok iyi, müzikleri de güzel. Çok çok über bir şey beklemediğiniz zaman ilginizi kaybetmeden izleyeceğiniz bir film. o değil de baba çok komik öldü ama. kahkaha attım, o denli.","label":7} {"text":"Güzel filmdi. Devam filmi çıkacak mı acaba","label":7} {"text":"Yani düşmanıma vakit kaybetsin istediğim için önereceğim bir film. Bir kısmı güzelmiş gibi ilerlese de yine saçmalamayı başarıyor. Bu ekonomide bile 120 bin TL ye aynı kıvamda bir filmi çok kolay çekersiniz.","label":1} {"text":"Tek kelimeyle 'olmamış'. Cem yılmazın bu filme kadarki tüm filmlerini izledim. Ama en kötüsü buydu. Filmde Zafer Algöz oynuyor diyorlar toplasan yarım saat yok. Sadece onun oynadığı kısımlar hoşuma gitti. Diğer kısımlarda senaryo çok tırt yani. 5,7/10 Anasını arvadını, spikeri kırdılar.","label":5} {"text":"Öncelikle kısaca, November Man aksiyon sevenlerin direk tercih meselesi olsa da göze batan bir film. Benim de beklentim elbette ki sıfırdı, sadece aksiyonun tadını çıkarmaya çalıştım. Evet, film aksiyon açısından başarılı ama senaryo başarısız işte. Filmin en büyük sorunu bu. Filmin konusu kısaca copy-paste ile şöyle: Bir katili bulması gereken ajan Peter Devereaux, yeni görevi için hazırdır ancak işi hiç kolay değildir. Zaman içinde topladığı ipuçlarını birleştiren deneyimli ajan, kendini Rusya'nın teşkilata köstebek soktuğu büyük bir komplonun içinde bulur. Yani işte burada işin içine bir klişe seli devreye giriyor. Yok iyi adam kötü adam ile eskiden iyi arkadaşlarmış, yaşlı bir ajan tam emekli olacak tam bu sırada olaylar çıkıyor vesaire, o hoo. (Ayrıca filmin senaryosunda bazı küçük boşluklar ve onlarca mantık mantık hatası var fakat onlara değinmeye gerek duymuyorum Tüm bu olayları biliyoruz zaten. Yani bu konu beyazperde de o kadar çok işlendi ki sıkmaya başladı diyebilirim. Aslında tam da burada filmin artı tarafı devreye giriyor. Filmin konusu klişe fakat aksiyon sahneleri ile bu klişeler kendini izlettiriyor. Bu yüzden filmin sıkıcılık gibi bir sorunu yok. Eğer bu aksiyon filminde, aksiyon arka planda olsaydı filmin puanı net 1.5/5 olurdu. Yani bu film sadece bir aksiyon filmi işte ne bekliyorsunuz? Yani eski James Bond olan Pierce Brosnan'ı bile yeniden görmek bana yeter diyorsanız, buyrun izleyin. Vakit geçirmek için iyi bir film. İzle ve unut tarzında. 2.5/5","label":4} {"text":"Tarihi görsellik ve Elizabeth döneminin kıyafetlerini güzel yansıtmışlar filmde. makyaj da harikulade olmuş. bütün bunlar filmi yükseltirken ayakta tutan yegane şey; William Shakespeare'nin dizelerinden ve oyunlarından alınan sözlerle film pekiştirilmiş. Filmin izlenilebilirliğine büyük etkisi var. Dönemin taht kavgalarının anlatılması begenimi kazanmıştır.","label":7} {"text":"Prenses Diana'nin ölümü ve Tony Blair'in basbakan olarak göreve gelmesi, filmin ele alindigi periyotun konusu. Fena olmamis.","label":6} {"text":"Bu filmi the cave ile karıştırmayın. çünkü o filim gerçekten korkunç yada gerici değildi. Bu filmde nefes alamadığınızı hissediyorsunuz. film o kadar güzel kurgulanmış ki yaratıklar olmasa bile sizi germeye yetiyor. film baştan sona harika idi. ihanet,çıkar ve hatalar size hadi be dedirttiriyor. 10/7.","label":7} {"text":"desperado'dan önceki asıl hikayenin anlatıldığı filmdir. başroldeki karakterlerin çoğu desperado filminde de oynamıştır. desperado'nun deneme simülasyonu gibi bir şeydir. yönetmen ben bu filmi ucuz aktörlerle bir çekeyim sonra oturup bir izleyelim hataları görelim daha iyisini sonra çekerim niyetiyle yaklaşık 7000 dolara bu filmi çekmiş ve yaklaşık 2 milyon dolar kazanmıştır bu filmden. basit bir iktisatçı mantığıyla düşünen yönetmen rodriguez, '7000 dolardan bu kadar kazandıysam yeni filmimi 7 milyon dolara çekersem milyoner olurum lan' diyerek 3 yıl sonra biraz kredi çeker sonra da desperado'yu çeker ve o zamanın parasıyla yaklaşık 25 milyon dolar kazanır.","label":6} {"text":"İzlerken zevk veriyor, akıyor ama bittikten sonra açıkçası aklınızda pek bir şey kalmayacak cinsten bir film.","label":4} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Time dergisinin 2005 yılında yaşayan en büyük yönetmen olarak Ingmar Bergmanı seçmesi tesadüf değildi zaten. Yedinci Mühür, Haçlı Seferlerinden dönen bir şövalyenin yolu ölüm tarafından kesilen bir şovalyenin öyküsü. ölümü bir satrança davet eder eğer yenerse hayata kaldığı yerden devam edecektir. yedünci mühür, kıyamet tehditi ardında yaşamın anlamını çözmeye çalışan bir şövalyenin hikayasidir. filmin etkisi günümüzdeki bir çok yönetmende görülmek tedir. ilk bakışta sıkıcı gibi gözükebilir ama içine girdiğinizde bir başyapıt olduğunu anlarsınız. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Film hakkında o kadar övgü duydum ki. İzlemeden edemedim. Ama açıkçası beklentilerimide yüksek tuttuğumdan dolayı olsa gerek filmi çok beğenmedim.","label":3} {"text":"Senaryosu filmin yönetmeni David Fincher’in gazeteci babası Howard Kelly Jack Fincher tarafından 1990’larda kaleme alınan “Mank”, “Citizen Kane” (1941) filminin senaryosunun yazım süreci ile Herman J. Mankiewicz’in 1930’lu ve 1940’lı yıllarındaki yaşam öyküsüne odaklanılan “biyografik” bir drama… Yine bir Netflix filmi olan “La vita davanti a sé” (2020) için yazdığımız yorumumuzda, 2021 yılının “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisindeki Academy Ödülünün “favori adayının” Sophia Loren olduğunu belirtmiştik… İşte bu filmdeki performansı ile (hani BAFTA garanti de) “En İyi Erkek Oyuncu” kategorisindeki Oscar heykelciğini de (açık ara farkla kazanacağı jüri oylamasının sonucunda) Gary Oldman’ın kucaklayacağını iddia ediyoruz… Ki, bu adaylık durumu dikkate alınarak film için 13 Kasım 2020 tarihinde Los Angeles’ta “sınırlı bir salon gösterimi” de düzenlenmiş zaten… Zira bu yapılan, sinema ile yakından ilgilenenlerin çok iyi bildikleri gibi Academy Ödüllerine aday olabilmenin “olmazsa olmaz” ön koşullarından biridir… Bu kısa girişin ardından dönemin ruhuna uygun olarak “siyah – beyaz” olarak çekilen filme dönecek olursak… 1940 yılında ve Victorville Misafir Çiftliğindeyiz… Konuk ise, kendisine hemşiresi ve fizyoterapisti olarak Fräulein Frieda’nın (Monika Gossmann) sekreteri olarak da kocası, Birleşik Krallık hava kuvvetlerinde Hurricane pilotu olarak Nazilere karşı savaşan Rita Alexander’ın (Lily Collins) refakat edecekleri: Geçirdiği “aptalca” bir trafik kazası sonucunda ciddi anlamda yaralanarak uzunca bir dönem boyunca yatağa mahkûm olan senarist Herman “Mank” Mankiewicz’dir (Gary Oldman) … E tabii, alkolün o evde yasaklandığını söyleyen ve senaryonun tamamlanması için de Mank’a doksan günlük sınırlı bir süre veren redaktör John Houseman’ı da (Sam Troughton) atlamamak lazım… Gerçi bu süre, daha sonra Mank kadar sıra dışı bir kişiliğe sahip olan Orson Welles’ce (Tom Burke) altmış güne çekilecektir ya… Neyse… Nihayetinde senaryonun zorlu yazım süreci de başlar… Yalnız bu süreçte Fincher, düz bir anlatım biçimi yerine flashbackler aracılığı ile izleyiciyi 1930’lar ile 1940 yılı arasında oradan oraya koşturarak “dört önemli konuya” itina ile değinmeyi tercih eder: 1. 1929’da başlayan ve 1930’lar boyunca da devam ederek ABD ve Avrupa gibi sanayileşmiş ülkeleri çok fena vuran “Büyük Ekonomik Buhran” … 2. İkinci Dünya Savaşı… 3. 1934 yılındaki Kaliforniya Valiliği seçiminde, “Kaliforniya’da Yoksulluğa Son” adı verilen kampanya ile aday olan Pulitzer Ödüllü Amerikalı yazar Upton Sinclair’e (Bill Nye) karşı MGM’in kurguladığı ve Shelly Metcalf’a (Jamie McShane) çektirdiği “düzmece” bir “kara propaganda” filmi ile Cumhuriyetçi aday Frank Merriam’ı desteklemesi… 4. Mank’ın sivri dili ve alkole olan düşkünlüğü… Gördüğümüz kadarıyla bunlardan üçüncüsünün (ve kaçınılmaz olarak da dördüncüsünün) yol açtığı travma, Mank’ın ve ne olursa olsun kendisine katlanmaya devam eden karısı Sara’nın (Tuppence Middleton) hayatlarının tamamen alt üst olmasına yetmiş de artmış… Bütün bu olaylar esnasında, Louis B. Mayer (Arliss Howard), David O. Selznick (Toby Leonard Moore), Irving Thalberg (Ferdinand Kingsley), Marion Davies (Amanda Seyfried), Charlie Chaplin (Craig Robert Young) ve Bette Davis (Scarlet Cummings) gibi pek çok tarihi Hollywood ikonunun yanı sıra medya patronu William Randolph Hearst (Charles Dance) ile de tanışıyoruz… Elbette 131 dakikalık filmde pek çok şey var… Fakat MGM stüdyolarının patronu Louis B. Mayer’ın çalışanlarından “fedakârlık” istemek amacıyla onları toplayarak konuşma yaptığı öyle bir sahne var ki, “örgütlü kapitalizmin örgütsüz işçi sınıfına” nasıl diş geçirdiği muhteşem resmedilmiş… Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, özellikle de nitelikli film ve arşiv meraklısı “sinefillere” yönelik olarak, Fincher’ın son derece “rafine” bir iş çıkardığı bu filmi kesinlikle kaçırmayın şeklinde olacak… Tamam yukarıda da vurguladığımız gibi Gary Oldman’ın Academy ödülüne aday olması ve hatta kazanması kimseye sürpriz olmayacak… Ancak filmin, artık bir Netflix klasiği halini almış olan “Roma” (2018) kadar başarılı olması da kimseyi şaşırtmasın… Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"Yıllarca araştırdık/okuduk bu konuları.. Laf olsun diye yorum yazmıyoruz.. Recm, İslam'ın/Şeriat'ın bir gerçeğidir..","label":8} {"text":"İlk iki filmden sonra seyirciyle kafa bulan bir film. Ölüm taktikleri okadar absürt ki bu ne ya... demekten alamıyorsunuz. [spoiler]Kafaya düşen buda heykeli kafayı tamamen patlatıyorsa[/spoiler] bu film eğlencelik yapılmış, gerilmek için değil.","label":3} {"text":"orijinal bir senaryo, eğlenceli bir anlatım..","label":7} {"text":"Film, uzaktan yürütülen ilişkilerin zorluğunu başarı ile yansıtmış, başarılı bir romantik komedi. Top Gun göndermeleri de matraktı baya...","label":9} {"text":"vasat bir film ne iyi ne kotu cekımler fena degıl magaranın ıc planları suda gecen sahneler iyi fakat cok klise bir film seyretmesenısde olur bence..bu film daha iyi oyuncularla senaryoda ufak degısıklıklerle harıka olabılırmıs ..","label":5} {"text":"Filmin en önemli erdemi gençlik filmi stereotiplerini bozup atması. Bunu da Amerikan gençliği idealizmi içinde etkili bir kara mizahla beceriyor. Bu kategorilere de kesinlikle girmiyor. Ayrıca bi..... Anlamadım kategorisi de ayıp yahu.","label":6} {"text":"filmin konusu ve öyküsünden çok, prodüksiyon etkiledi beni. danny boyle ani stop'ları bunda da kullanmış, gözüme takıldı, başka filmlerinde rastlamamayı umuyorum.","label":8} {"text":"Çok farklı bir konuyla karşılaşmayacaksınız ama film başarılıydı. Toz pembe giden filmlerden olmaması güzel.6 lı puanlar vermişler ama pişman olacağınızı sanmıyorum izleyince. Tatmin etti beni film","label":7} {"text":"Biraz anlaşılamasada güzel bir senaryosu var kendini izletiyor en azından sıkmıyor.","label":8} {"text":"Nasrettin hocanın bir fıkrası vardır çorbanın suyunun suyu ile ilgili, işte bu filmde aynı ona benzemiş, bir efsanenin gölgesinin gölgesi misali artık olarak tanımlanabilecek bir film, öncelikle filmin tamamının Alex'in bir labarotuvardan kaçması üzerine kurulu olması tam bir rezaletti, hiçbir konu ve mantık yok, görev:Alex'i kurtar, hepsi bu kadar mı? evet bu kadar, o kadar zaman boyunca izleyici bunu mu beklemişti peki? hayır hiç sanmıyorum, ordu misali helikopterlerle savaşıp bela geliyor dedirten fragmanlarla izleyiciyi haksız bir heves içerisine soktuktan sonra daha filmin en başında gözlerini laboratuvarda tutsak şekilde açan Alex'in uzun kaçışından sonra filmin bitmesi tabiri caizse izleyiciyi salak yerine koyup alay etmekten başka birşey değil, gelecek haklı tepkileri ve düşük beğeniyi olacaklar ki ilerki bölümlere daha özel birşeyler yaşatma sözü vermişler, [spoiler]bunu da filmin son sahnesinde Alex'i eski virüslü haline çevirip gücünü tekrar kazandırarak yapıyorlar[/spoiler] ,yalnız bu filmin son saniyelerinde olunca senaristlerin kulaklarını bol bol çınlatıp okkalı küfürler sıralamaktan başka çaremiz kalmıyor :) zaten olması beklenen ve tahmin edilen birşeyi berbat bir filmin sonuna yem olarak atmak ucuz bir numara, keşke bu filmi atlayıp doğrudan sonraki filme geçilseydi, izlemekle hiçbirşey kaçırmayacağımız bir bölüm için boşuna zaman kaybı olmazdı.","label":3} {"text":"Güzel konu son yillarda yasanan olaylar çerçevesinde ama yabanci yönetmen o tesiri verememis. Film dini film olarak baslayip birden casus filmine dönüyor. Dönemiyor:) arada kalmis bir film","label":6} {"text":"Yeşim Ustaoğlu'nun Güneşe Yolculuk filmini sinemada izlemiştim. Kısaca şunu söyleyebilirim 'masalsı gerçeklik' Film çok başarılıydı, bununda öyle olduğuna inanıyorum. Bende sabırsızlıkla bekliyorum.","label":7} {"text":"Anne-baba ve küçük bir oğuldan oluşan bir aile, orman içinde bir eve taşınıyor ve bir gün, zamansız bir anda, yine küçük bir oğlu olan başka bir aile onları ziyarete geliyor. Ailede tuhaf bir haller var ama ısrarcı tutumları ile bir şekilde bu ailenin evine konuk ettiriyorlar kendilerini Ve peşinden de korkunç olaylar başlıyor Tipik, kötülük eksenli bir korku filmi Bir de güç bir kötülerin bir iyilerin eline geçiyor, olaylar uzun süre bu tempoda ilerliyor ya, bu açıdan da sıkıcı, bunaltıcı Benim için vasattı.","label":3} {"text":"Çoğu filmden aşina olduğumuz intikam teması işleniyor filmde.. İki iyi oyuncu filmi izlenir kılıyor ama vasat bir film..10/6,8","label":6} {"text":"KONU DAHA AKICI VE DETAYLI OLABILIRDI HALI HAZIRDA SAGLAM EKIPMAN LAR VARKEN AZ DAHA AKSIYON MESELA.ASKERI BELGESEL TARZI OLMUS YINEDE YERLI MALI YURDUM MALI DIYIP BIRAKMADIK FILMI TABIKI","label":6} {"text":"Kadın ve Erkek rollerin her ikisininde kızlara oynatıldığı bu tiyatrodaki eğitim sürecinin nasıl işlediği ve düşünce tarzlarının nasıl olduğunu anlattıkları belgesel tarzında bir çalışma. Kareografiler ve tiyatro mizanselleri gayet güzel. Burada anlayışın kaynağı özellikle evlendikten sonra erkeklerin değişimi ile alakalı. Kadın evlilik sonra değişim eğilimini erkeğe kıyasla çok daha nadir gösterir. Bu yüzden duygusal çöküntünün kaynağı, elde etme duygusundan sonra diğer saygınlıklarını yitiren erkekten kaynaklanır. Buda tiyatronun tüm oyuncuları kızlardan oluşturmasındaki ana fikirdir.","label":6} {"text":"hayatımda izlediğim en sıkıcı film abartmıyorum...Ustaymış böle usta olmaz olsun bu puanı nasıl almış anlamadım...Kişilerin hayatları tek bir sahnede kesişiyor diye millet filmi bir şey sanıyor heralde paramparça aşklar ve köpekler,21 gramla kıyaslanamaz bile...rezalet bir film izlemeyin ne olurr ben çok pişmanım kendime kızıyorum...","label":1} {"text":"kesinlikle amatör bir fan filmi gibi durmuyor, gerek oyunculuk gerek gösterilen özen, yönetmenlik açısından harika bir film, senaryoya zaten diyecek bişey yok, özellikle kate madison un performansı harika hem yönetmen hem de oyuncu olarak... mutlaka izlenmeli","label":8} {"text":"being john malkovich kadar özgün ve keyifli değildi benim için. izlerken yazarın içine düştüğü derin krizden kendi adıma bende bir pay aldım. izlemek krize soktu beni onu anlatmaya çılışıyorum. bunaltıcıydı. işin keyif tarafını pek keşfedemedim. bilmiyorum belki hata bendeydi. belki iyi günümde değildim. neyse ne...","label":6} {"text":"Yorumlayan arkadaş mükemmel özetlemiş filmi. Resmen hazine bulmuş gibi oldum. Yaratılan rahatsız edici hava filmin sonuna kadar ilerliyor. Lynch filmlerin de gördüğüm ürkütücü bir gerilimi var. Korku anlamın da belki çok iyi değil ama gizem ve gerilimi çekildiği döneme göre avangart olduğu kesin. Film de bolca nü sahneler var açıkcası italyan gore filmlerin de bile bu kadar sahne görmemişimdir. Uzatmayayım çok iyi filmdi..","label":7} {"text":"Duygusal karmaşanın anlatılmaya çalışıldığı bir film. Cezayir savaşı ve oradan kaçmış olan kişinin yaşamı muhabbeti filmde sadece figürandır. Film, daha çok eşcinsel bir karakterinde duygularının nasıl incinebileceği yada umut bağlama hususundaki hassasiyetini anlatmaya odaklanmış durumda. Maite üzerinden ise her ne kadar düşünceler ve dünya görüşü farklı olsa da birine aşık olabileceği mesajı verilmeye çalışılmış. Ortalama bir filmdi. Hakkettiğinden fazla bile puan aldığı kanaatindeyim.","label":3} {"text":"Başarılı ve izlenmesi gereken bir gizem/suç filmi El Cuerpo nedense fazla duyulmamış bir ğum nerdeyse her yorumun olumlu olmasından dolayı filme gittim açıkçası filmin finali beni fazlasıyla tatmin kısır bir konusu var bir kadının cesedinin kaybolması& film bunun etrafında dönüyor fakat filmin finalinde filmin sadece bu olmadığı anlaşılıse hep aynı mekanlarda hep aynı oyuncularla geçmesine rağmen süresinin de kısalığından dolayı film bir an bile sıkmıyor sonuna kadar sizi bir merak duygusunun içine hapsediyor ve kesinlikle bir an bile sıkmıyor fazla olay yaşanmamasına rağ böyle biteceği gerçekten hiç ama hiç aklıma bile gelmemişti sanırım Oldboy filminden sonra ilk defa bu kadar şaşırtıcı bir finale sahip bir film izliyorum The Usual Suspects'in finali bile belki bunun yanında biraz sönük geneline baktığımız zaman evet belki fazla olay olmuyor veya böyle vay canına diyebileceğimiz sahneler de pek izletmiyor belki ama film nerdeyse baştan sona hep bir merak duygusunda izlettiriyor kendini keşke filmin müziklerine daha fazla önem verilseymiş.Son olarak ben filmi beğendim ve kesinlikle tavsiye ediyorum,gidin ve sinemada izleyin sonu için puanımı biraz daha fazla veriyorum. 7.5/10","label":6} {"text":"yaratık filminin yönetmeninden ilgi çekici bir polisiye daha. güzel sinemasal tatlar barındıran filmden ana gibi yar vatan gibi diyar olmaz özdeyişini çıkarmak mümkün.","label":7} {"text":"gerçek bir hikayeden esinlenerek beyazperdeye aktarılan ve her sahnesinde içinizi acıtacak kaliteli bir yapım 8/10","label":7} {"text":"kızım ve ben bu kadar sıkıldığımız bir film daha görmedik.tolga çevik olduğunu bilmesem tanımazdım hiç etkileyici değildi.bolt ve open seasondan sonra çekilmedi.","label":2} {"text":"Daha iyi olabilirdi, korkutmadı, sıktı üstelik. Vasat tema.","label":2} {"text":"Tam anlamıyla zaman kaybı ilk yarısında kadın sadece bağırıyor sadece baş ağrısı ikinci yarısında ise birazcık korkunç şeyler koymuşlar size yaşatığı korku hissi sıfır diyebilirim bu filme param boşa gitti filmden çıktığım da başım ağrıyordu ne korkmuştum ne gerilmiştim sadece başımı ağrıtmıştı izlenmez","label":0} {"text":"İlk filme göre teknik olarak daha güçlü ve tonu yaş çıtası yükseltilerek biraz daha koyulaştırılmış.Çocuk seyircileri öncülüne nazaran fazla memnun etmeyebilir ama ben daha iyi bir film olduğu kanaatindeyim.Üstelik benim bile keyif aldığım birçok sahnesi var.","label":6} {"text":"bertolucci her zaman ateş gibi filmler yapar.pariste son tango,çölde çay,1900 bunun en güzel örnekleridir.Çekim aşamasınsan beri takipteyim bu filmi.gelsin izlerim...","label":7} {"text":"Filmi sinemada izlemiştim aklımda kalanlar; açılış sahnesi yani Nagazaki'ye atom bombası atılması vs. bir de sürüngen abla fenaydı. Bunların dışında seriye fazla birşey katamamış. Lakin aksiyon filmi olarak gideri var. 65/100 http://www.youtube.com/watch?v=YERtfFpLIsU","label":6} {"text":"Konusu ve basrol oyuncusunun basarisi. sasitici ters koseli senaryosu daha ne olsun.","label":7} {"text":"'' Mozart çalarken hepimiz aynı frekanstayız. ''","label":7} {"text":"Wes Anderson iyi bir yönetmendir. Bu zamana kadar diğer filmlerinin senaryosu bana çok hitap etmese de her yeşi ile Grand Budapest şahane bir film olmuş. En küçük rollerdeki oyuncular bile büyük isimler. Sanatı ile, senaryosu ile müziği ile oyuncuları ile her şeyi ile başucu filmi. Kesinlikle sinemada izleyin, bunu hakediyor.","label":9} {"text":"Gözden kaçmış kıymeti anlaşılmamış filmlerden biri.10/9","label":8} {"text":"hayat gibi...","label":8} {"text":"Film gerçekten mükemmel olmuş baştan sonuna kadar nefesimi tutarak izledim. Oyuncuların tamamı rollerine bürünmüşlerdi bu filmi dahada güzel yapıyor. Efektlere gelirsek efektlerde kusursuzdu size tavsiyem LG IMAX teknolojisiyle izlemeniz.Şimdiden iyi seyirler.","label":8} {"text":"daha film çıkmadan iki kişi izlemiş biri de karantinaya almış bu sitede ne kadar güzel insanlar var!","label":8} {"text":"Birçok film güzel başlar güzel devam eder ama bir anda biter... Sonunu yapamazlar... Bu film ise iyi başlıyor gizemli devam ediyor ve güzel bitiyor. Filmin renkleri ve müzikleri çok güzeldi. Sonu ise filmden daha iyiydi... 8/10","label":7} {"text":"çok keyif alarak izledim.çok beğendim ve çok güldüm.kesinlikle haywan severseniz izleyin.hayvan sever değilseniz bile bu filmi izledikten sonra köpeklere karşı özel bi ilgiliniz olabilir.","label":7} {"text":"Fotoğraf çekimi için Alaskaya gelen bir grup, orada yaşayan bir kızılderiliyi aramaya giderken helikopter kazası geçirir.3 kişinin hayatta kalma çabalarını izliyoruz filmde.. Türüne gerilim demek yanlış bence. Çünkü Ayı saldırıları dışında bir gerilim göremedim ben. İzlerken sıkıldım diyebilirim. Hopkins e yakışmayan bir senaryo olmuş bence. Yine film başlığıyla filmin en önemli gizemini de ortaya koyuyorlar. Bu tercümeleri yapanların spoiler dan haberleri yok..","label":4} {"text":"Sıradan bir gerilim filmi değil,bu tür beklentisi olan izleyicileri sıkabilir.Yönetmen insanlığın vahşi doğasının ve acımasızlığının ortaya çıkması için gerekli olan koşullardan birini anlatırken klostrofobik öğeleri ve toplumsal mesajları başarıyla vurguluyor,mükemmel oyunculuklar da kendisine destek oluyor.","label":5} {"text":"Ah be Fatih Akın, bu kadar klişe bu kadar vasat bir filmde nasıl ismini gördü bu gözler :(","label":5} {"text":"[spoiler][/spoiler]Çok güzel bi film komikti kesinlike tavsiye ederim","label":9} {"text":"Geek, sosyopat vb. olmayan insanlar için marvel filmi puan hesaplama algoritması: -3","label":0} {"text":"El tren de la bruja 18 dakikalık bir şahaser. Milgram deneyini hatırlatan film, otoriteye itaat konusunu korku ögeleriyle ele alıyor. Milgram'a dönersek bir insana sorduğumuz soruyu bilemedi diye elektirik vermek korkunçtur ama bize bunun bir kural olduğu belirtildiğinde 'benim elimde olan bir şey değil' tavrını benimsiyoruz. Benzer şekilde ülkemizde bürokrasi söz konusu olduğunda 'emir böyle' yaklaşımıylaher türlü ahlaki ilkeleri bir kenara bırakıyoruz. Kısacası ortada bir emir varsa, sorumluluğu biz değil de bir başkası alacaksa veya otorite bize son derece yetkin görünüyorsasuçu bir başkasına atıp 'iyi'yi bir kenara bırakıp itaatkar davranıyoruz. Otoriteye itaat söz konusu olduğunda şiddete yaklaşımımız üzerine ciddi ve başarılı söylemlerini 18 dakikaya sığdıran nefis bir film gerçekten.","label":7} {"text":"düş kırıklığı yaşatan düş filmi, filmin en büyük eksiği anlatılan masalsı tadı izleyicilerin yeterince yaşayamıyor olması. renkler ve figürlerin ötesine geçemeyen bir film olmuş maalesef. tim burton'un öteki filmlerinin yanından bile geçemez.","label":5} {"text":"Anthony Hopkins hatrına bile izlenmez bu film. Sıkıcı..","label":1} {"text":"Bir kedi grdm sanki..:)","label":7} {"text":"Filmin %90 ı içki içmekle geçti,konu yok amaç yok berbat bir film...","label":0} {"text":"Çok duragan çok da bişey anlatmayan bir film. Çok kötü değil ama yani izlemezsen bişey kaybetmezsin. Başka bişey ızle.","label":5} {"text":"\"12 dalda oscar adayı olmuş bi film\" diye damgalayıp izlerseniz sanırım beklentinizin karşılığını alamazsınız ama hem o dönemi çok güzel yansıtması hem siyasi olaylara bulaşmadan daha çok kralın psikolojisine odaklanması hem de o güzel ingiliz aksanıyla bana kendini sevdirdi bu film. colin firth ve geoffrey rush \"oyunculuk nedir\" sorusuna cevap vermişler, ayrıca o sisli ingiltere görüntüleri gerçekten harikaydı. sonuç olarak oscar aldığına üzülmeyeceğim bi film olmuş.","label":7} {"text":"İlk filminin atmosferi sizi daha fazla geriyor. Evet bu filmde mekan olarak aşmışlar, sokak sokak ev ev yapılan av operasyonlarını ve devletin de teknolojisini kullanarak bu işe bulaştığını görüyoruz. Ancak ilkteki havayı pek alamadım. Ama yinede iyi bir aksiyondu. Konusu barbar Amerikan yöneticilerinin fikirlerine cuk diye oturmuş. Şu an ortadoğu müslümanlarına da aşikar bir şekilde yapılan tıpkı bu. Purge!","label":4} {"text":"John Lennon' un ailesinden ayrıldığı süreye kadar olan hayatını anlatan hikaye, eğer Lennon'un hayatına biraz baktıysanız fazladan bir bilgi vermeyecektir. Ama yine de izlenmeye değer samimi, keyifli bir film. Film, özellikle Lennon ve Paul McCartney'in ve daha sonra George Harrison 'ın tanışmaları ve tabiki The Beatles'ın kuruluşuna güzel bir yolculuk yapıyor.","label":6} {"text":"ben cok beğendim izlenir mi izlenir! . sacma falan da deil","label":7} {"text":"Oyunculuklara diyecek birşey yok. Kıyaslama yapmak istemiyorum ama yapıcam :) bana göre bir zamanlar anadolu bu filmden daha kaliteli bir film.. Buna benzer çok film izledik içinde ayrılan eşler ortada kalmış çocuklar vb bir fark var elbette burda çocuğa düşen seçme hakkının seyirciyi düşündürerek bir dram yaratılmış olması. Kramer vs kramer vardır mesela taş gibi buna benzer konuda ve finaliyle yarmıştır. Bu filmde yoksul ve zenginin bireysel korumacılığın ve dinin insanlardaki etkisini anlatıyor. Film güzeldir hoştur ama fazla abartılmıştır.","label":7} {"text":"Scary Movie serisi kadar komik olmasada yinede kahraman filimlerini çok güzel ti-ye almışlar. Yer yer sırf güldürmek için saçma sapan abartılı sahneler vardı ki, bunları saymazsak genel anlamda güldürüyor. 10/8","label":7} {"text":"Aldığı yoğun eleştirilere rağmen keyifli bir seyirlik olduğunu düşünüyorum.''Lost''un izleyici sayısı hesaba katıldığında film için yapılan eleştirilerin de bir anlamı oluyor ama benim gibi söz konusu diziyi izlemeyenlerdenseniz filmden alacağınız lezzet artacaktır.","label":5} {"text":"Klasik Türk dizilerini aşamamış bir film. Oyunculuklar ara ara iyi olsada yetersiz kalmış. Yapmacıklığı üstlerinden atamamışlar.","label":8} {"text":"yönetmen natuk baytan'ın kendine has kafasını her sahnede hissedersiniz. replikler ise ayrı yaratıcıdır, senarist de bambaşka. sanıyorum en sevdiğim kemal sunal ve natuk baytan filmidir.","label":7} {"text":"Hayatımda bu güne kadar bir çok saçma sapan film izlemişimdir ama en saçması buydu galiba, sakın izlemeyin yada 1 saat vaktim boşa gitsin derseniz sadece komedi olarak bakarak izleyin, zombi filmleriyle alay etmişler tabiki coronaylada. Amerikalıların çok düşük bütçeyle çektiği saçmalıklardan biri daha sırf evde hadi canımız sıkıldı gündemde bu yıl corona var biraz dışarı çıkalım onu film yapalım hem biraz eğlenelim amacıyla çekilmiş bir film olduğunu düşünüyorum, izlemezseniz hiçbir şey kaybetmezsiniz hatta milyon tane iyi filmden birini seçerseniz tam aksine kazanırsınız, vasatın dibindeki bu filme sakın bulaşmayın bence, 70li 80li yıllarda bu tür filmler çok var onlardan birini izleyin inanın daha iyi bir şeyler izlemiş olursunuz. Spoiler: Sizi gidi Corona çocukları bu öldürdükleriniz için bu asansöre bizi sokmadığınız için bu konserler iptal olduğunu için Cooorooonaaaa dezenfektan kolonya, tuvalet kağıdı varmı biz Corona zombileriyiz ellerinizi yıkayın.","label":2} {"text":"Arkadaş grubuyla birlikte izlenip,verdiği keyfin iki katı alınabilecek,çerezlik,gülmekten kırıp geçiren birçok sahneye sahip bir teenage filmi.Todd Phillips ilk uzun metrajında ne kadar marifetli olduğunu gösteriyor.Özellikle Kyle rolünde DJ Qualls unutulmaz bir karakter yaratmış.","label":5} {"text":"Son zamanlar da en çok aklımda kalan filmlerden bir tanesi. Filmin geçtiği mekan çok dar da olsa genede sizi sıkmıyor ve içine almayı başarıyor. Şüphe entrika ve aksiyonun bir arada bulundugu harika bir film olduğunu söyleyebilirim. İyi seyirler","label":7} {"text":"senaryo: klasik bilindik birşeyoyuncular: fena değiltür: romantik komedi DEÐİL, sadece romantiksonuç: tavsiye ederim. hoş vakit geçirmek için güzel.. fakat fazlasını beklemememk lazım10/7 ne fazla ne az","label":6} {"text":"İki yaşlı kurt filmin hakkını vermiş. Filmde çok fazla aksiyon sahnesi olmasada kendini izlettirmeyi başarıyor. Bazı sahnelerde tam prison break tarzı bir kaçış olcakmış gibi bekledim ancak öyle olmadı. Biraz daha zeka, plan üzerine bir senaryosu olsaydı izlerken sanırım daha fazla zevk alırdım. Biraz aksiyon biraz zeka işi yüksek beklentiye girilmeden ancak çokta ön yargılı yaklaşılmadan keyifle izlenebilir.","label":7} {"text":"daha iyi olabilirmiş.biraz daha gayret","label":1} {"text":"çok beğendiğimi söyleyemem,fena değil","label":5} {"text":"sinemada izlediğim ilk filmdir efendim. mahallemizin abileri ablaları sağolsun herkesi toplayıp bizi sinemaya götürmüşlerdi. ha film mi! pek güzeldi pek! ama filmden daha güzeli o zaman ki çocukluk hatıraları işte... ahh ah...","label":9} {"text":"Daha çok dördüncü bölümle bağlantılı.Ama öncülünden biraz geri kalıyor.Bunun dışında değişen pek bir şey yok.Kanaatimce serinin en iyileri şu ana kadar birinci ve üçüncü bölümler.Kalite anlamındaki bu düşüş devam ederse sadık hayranları bağlılıklarını ne kadar devam ettirecekler orası da bir soru işareti.","label":5} {"text":"Ben filmde oyunculuk olarak en çok Yilmaz Erdogan'in oyunculugunu begendim bence filmin ilk yarisini zaten o almis götürmüs,filmin ikinci yarisinda Muhammet Uzuner baya ön planda onun da oyunculugu gayet iyi,Taner Birsel ve Firat Tanis'ta filmde oyunculuklariyla ön plana çikan isimlerdi. Filme gelirsek bastan sona izledigim ilk Nuri Bilge Ceylan filmi.Filmi izlemeden önce filmin çok hareketli olmayacagini ve agir bir tempoda geçicegini tahmin ediyordum ki zaten tahmin ettigim gibi film bastan sona yavas bir tempoda geçiyor ama film yavas bir tempoda geçmesine ragmen ben filmi izlerken pek sikilmadim özellikle filmin ilk yarisi hem isleyis hem diyaloglar hem de görselllik bakimindan oldukça basarili ama filmin ikinci yarisi filmin ilk yarisindaki saglam görsellik yaninda biraz fos kalmis.Filmin ilk yarisinda bazi sahneler öyle güzel çekilmis ki sanki o sahneler evinize ya da odaniza asacaginiz resimlerden çikmis gibi göze gerçekten hos gelen sahnelerdi.Filmin ikinci yarisi açik söylemek gerekirse biraz sikiciydi evet filmin ilk yarisi da ikinci yarisi da yavas bir tempoda geçiyor ama en azindan ilk yarida karakterlerin yolculugunu izliyoruz ve filmin ilk yarisinda görsellikte filmden tatmin olmamizi sagliyor ama iste ikinci yari da pek bir sey olmadigi için insan ister istemez filmin ikinci yarisini izlerken sikiliyor.Film her ne kadar agir islesede oyuncularin üst düzey performanslari filme odaklanmanizi ve filmi izlerken pek sikilmamanizi engelliyor.Film her ne kadar ciddi bir havada geçsede zaman zaman filmde bazi sahnelerde tebessüm ediyorsunuz. Filmin yönetmenligine deginmek gerekirse açikçasi ben Nuri Bilge Ceylan'nin bu filmde yönetmenligini pek basarili bulmadim evet ilk yarida bazi sahnelerde gayet güzel açilar yakalamis ama bence filmin genelinde çokta basarili bir yönetmenlik yapamamis.Son olarak ben filmi begendim,eger farkli bir film izlemek istiyorsaniz Bir Zamanlar Anadolu'da filmini tavsiye ederim. 7.5/10","label":6} {"text":"nedense büyük beklentiyle seyrettim filmi. tam beklentilerimi karşılamadı ama 2 saate yakın güzel vakit geçirmemi sağladı. hafif bir in bruges tadı yakaladım. ismine bakıp da devamlı güzel arabalar, kovalama sahneleri beklememek lazım. genel olarak ağır tempolu bir film.","label":7} {"text":"projeye sahip çıkmadıkları için sinemada izleyebileceğim bir yapım değil. sonradan izleyip yorumlarız","label":8} {"text":"Arrow dizisini robin hood a uyarlamışlar. Romantizm yok, sıkı bir iktidar, zengin, para, kilise eleştirisi var. Görsel olarak çok karanlıkta geçiyor.... Önceki robin hood filimleri daha güzeldi...","label":3} {"text":"Moonlight, genç bir çocuk olan Chiron'un hikayesine odaklanıyor ve film bu hikayeyi 3 farklı bölümde incelemiş. İlk bölümde Chiron'un çocukluğunu ve bir uyuşturucu satıcısı olan Juan'la olan bir nevi baba oğul ilişkisini görüyoruz. İkinci bölümde Chiron'un gençliğini, onun yaşadığı zor çevre koşullarını ve kişiliğinin geliştiğini görüyoruz. Son bölümdeyse Chrion'un bir yetişkin olarak hayatını nasıl ilerlettiğini görüyoruz. Ve filmin kendisi de bu hikayeyi anlatırken Chrion'un yaşadığı bu zor çevre içerisinde kimsenin onu anlamamasını ve kişiliğinin nasıl şekillendiğini gösteriyor kısaca. Moonlight'ı izlemeden hemen önce insanların yazdıkları yorumları bir incelemek istedim. Amerika başta olmak üzere bu filme dair hep olumlu yorumlar okudum. 8 dalda Oscar'a aday olması da bunun kanıtı. Ama daha çok diğer ülkelerdeki yorumlara bakınca herkesin filmi yerden yere vurduğunu gördüm. Bunun da nedeni oldukça basit aslında. Moonlight filminde yaşanılan sorunlar bize pek hitap etmiyor. Geçen günlerde eleştirdiğim Patriots Day filmindeki gibi bu film daha çok Amerika'ya hitap ediyor. Ama fark şu: Patriots Day, hikayesini oldukça milliyetçi bir şekilde anlatırken bu filmse hikayesini çok sade ve gerçekçi bir şekilde anlatmış. Moonlight herkese hitap eden bir film değil. Daha çok filmi izlerken empati kurmanız gereken ve filmin bu gerçekleri nasıl aktardığına dair takdir etmeniz gereken bir iş. Ben her ne kadar Moonlight'ı herkes kadar sevmemiş olsam da çok ama çok takdir ettim. Çünkü Moonlight'ın geçtiği çevreyi bu kadar gerçekçi bir şekilde anlatan başka bir film daha görmedim. Özellikle de Amerika'da böyle mahallelerde yaşayan çocukların ve gençlerin hangi zorluklar içinde yaşadığını görüyorsunuz ve hissedebiliyorsunuz. 2 yıl önce çıkmış ve 12 yılda çekilmiş olan Boyhood filmini hatırlıyor musunuz? Boyhood'u saygı duymuş olsam da bana biraz boş gelmişti. 3 saate yakın süresinde sadece bir çocuğun büyümesini gösterip gözümüzün önünde büyüdü& gibi bir his uyandırıyordu. Ama Moonlight ise Boyhood'un yapamadığı şeyi yapıyor. Çünkü Moonlight'ın gerçekten de bir amacı var ve bütün bunların içinden bir mesaj vermeye çalışıyor. Üstelik bu mesajı verirken de hiç zorlanmıyor, doğal ve gerçekçi havasını hiç yitirmiyor. Oyunculuklara gelirsek, Chiron'u oynayan 3 oyuncunun oyunculukları çok başarılıydı. Ayrıca Mahershala Ali de çok iyiydi. Ali'nin filmdeki rolünün daha uzun olmasını dilerdim ama yine de bulunduğu her sahneyi çalmayı başarmış. Filmdeki en iyi oyuncuysa benim gözümde Naomie Harris'di. Harris bu filmde resmen döktürmüş. James Bond filmlerindeki performansından bu noktaya gelmesine çok şaşırdım. Ayrıca yönetmen Barry Jenkins'in hikayeyi anlatış tarzına, sinematografiye ve Nicholas Britell'in müziğine de bayıldığımı belirtmeliyim. Peki bütün bu takdir ettiğim yanlarının dışında Moonlight'ın sorunları var mı? Benim gözümde birkaç tane var. Öncelikle her ne kadar Moonlight çok etkileyici olsa da filmin durağan temposu ve işlediği yoğun konuları yüzünden bir daha izleyebileceğimi pek zannetmiyorum. Tekrar ve tekrar izlenebilirliği olan bir film değil yani. Bunun dışında da birkaç ufak sahne gereğinden fazla uzatılmış. Kısacası Moonlight, herkese hitap eden bir film olmasa da kesinlikle takdir edilmesi gereken bir iş. Müthiş oyunculukları, yönetmenliği, müziği ve kurgusuyla Moonlight, gerçekten de etkileyici bir film. Kendi türünde çok cesur ve farklı bir film olduğundan desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Filmin geçtiği çevreye dair yakalanmış olan gerçekçi ton. + Oyunculuklar, yönetmenlik, sineamtografi ve müzikler. + Kimsenin yapmaya cesaret edemeyeceği türde bir iş olması. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Birkaç uzatılmış sahne, tekrar ve tekrar izlenebilirliği olmaması. TOPLAM PUAN: 8.3/10","label":7} {"text":"Maçın pardon filmin ilk 45 dakikası komedi ikinci yarısı ise komedi korku karışık, Türde niye komedi yok anlamadım sırf gülmek için izlenir karanlık güçler bile komikti:)","label":3} {"text":"Film hakkında yapılacak çok fazla bir yorum yok aslında. Filmin animesini izlemiş olanlar için çok fazla bir şey ifade etmeyeceği kesin olan bir yapım olmuş. Yalnız tabi herkesin anime seyretmediği göz önünde bulundurularak böylesine derin ve güzel bir konuyu anime seyretmeyenlerlede buluşturmak adına atılmış çok güzel bir adım olmuş. Film gelecekte teknolojinin çok ileri olduğu tarihlerde insanlarla makinelerin artık bir bütünün parçalarını oluşturduğu bir dünyada geçmekte. Ama bu kadar ilerlemeye karşın yozlaşmış sistem ve insanların yaptıkları ile karşı karşıya kalan başrol kahramanımız yarı robot yarı insan Binbaşı'nın (Scarlett Johansson) varolan gerçek düşmanı bulmak için ortaya koyduğu çabayı seyrediyorsunuz. Film hikayesi bakımından Steven Spielberg'in Yapay Zeka’sı ve Wachowski Kardeşler’in Matrix'ini andırsa da mekanları bakımından bana Blade Runner havasını vermedi değil. Görsel kalitesi gayet iyi olan filmi izlerken canınız asla sıkılmıyor ama yinede konuya bağlanma konusunda biraz zorlanabilirsiniz. Eğer ki filmin öncesinde animesini seyretmişseniz zaten film size ekstra bir şey sunmayacak ama ilk defa bu filmi izlemeyi düşünüyorsanız da bir şey kaçırmış olmayacaksınız. Nasıl ki bir kitabın filmi yapıldığında kitabı okuyanlar filmi, kitap ile kıyaslayıp çoğunlukla &- Önce kitap okunmalı&,&-Kitapta ki şu yer filmde yok ya da &-Kitabı tam olarak yansıtmamış& gibi sözler söylerse animesini izleyenler içinde illaki eksiklikleri olacaktır. Ama genel hatları ile kaliteli bir bilim kurgu arayanlar için bu aralar bulunmaz bir fırsat. İzlemenizi tavsiye ederim. Benim puanım 5/3","label":5} {"text":"Oğuzhan Uğur'u sevdiğim için izledim ancak Oğuzhan Uğur dahil tüm oyuncuların bu kadar kötü performans göstereceklerini tahmin etmedim. Her anlamda elde kalan ve övülecek bir noktası bulunmayan bir yapım. Hülya Avşar'ın Selfie adıyla vizyona soktuğu filmin bile daha kurgusal ve üstüne düşünüldüğünü söylemem yeterli olabilir. Gerçekten vasattı.","label":0} {"text":"Filmdeki üst düzey tartışma sahnelerinde Nuri Bilge Ceylan'ın favori filmlerinden biri olan Ingmar Bergman klasiği 'Scenes from a marriage' etkisini hisseden?","label":8} {"text":"Latinlerin korku sineması yapma konusundaki ataklarının başarılı bir örneği. Genel olarak korku filmi klişeleriyle örülü bir hikayeye sahip olsa da bu klişeleri sıkmayarak \"ööeeff yine mi aynı şey lan\" dedirtmeyerek izletmiştir. sahalarda görmek istediğimiz hareketlerden.","label":6} {"text":"Öncelikle film hakkında yorumumu eklemeden önce, şunu açıkça belirtmek isterim, ön yargı ile hiçbir konuya, filme ve oyuncuya yaklaşmamalıyız. ?Bir Önyargıyı Yıkmak Atomu Parçalamaktan Daha Zor? sözüyle Albert Einstein o kadar iyi açıklamıştır ki bu konuyu... Film için yapılan yorumlarda dikkatimi çeken bazı hususlar oldu ve bunlara açıklık getirmek görüş belirtmek istedim.Öncelikle film tek taraflı anlatılıyor diyorlar, ee hristiyan inanışlarına göre anlatılıyor sebep budur, bundan dolayıdır, şimdi kendi inanışlarımıza başkalarının inanışlarını katmıyoruz da, başkalarından niye bekliyoruz. Müslüman ve Yahudi inanışlarına göre de mi bir açıklık getirilsin filme? Ne istediğini bilmemek bu olsa gerek.?Eleştiriye açık bir film? ne demek? Eleştirinin açığı kapalısı mı olur? her film eleştirilebilir, sevilebilir. Eleştirilmeyen bir film var mı? renkler ve zevkler tartışılmaz ama bu kadar gereksiz ithamlara gerek olmaz.Bir hususta Mel Gibson tamamen maddi amaç için bu filmi çekmiş demek? Ne kadar amacsızca ve hiçbir bilgi olmadan sadece eleştirmek, bir cümle de ben yazım kaygısıyla yazılmış bir görüş, bir bilginiz ve belgeniz var mı da böyle yorum yazıyorsunuz sonra filmler, duygu, düşünce, seyirlik zevk, maddi kazanç vs. sebeplerden dolayı çekilir, sırf maddi amaç için çekilen film olmaz, böyle bir eleştiri yargısız infazdır.Filmde hristiyan inanışına göre Hz. İsa'nın başından geçenler anlatılıyor, çok şiddetli, insanlık dışı, çok kan, duygu sömürü var diye eleştirmek bilgisizce yapılan yorumlardan öte gidemeyen yorumlardır, insanlık tarihinde çok şiddetli olaylar ve işkenceler olmuştur en yakın ve en büyük zulümlerden birisi olan 2. dünya savaşı örnek verilebilir, tam bilgiye sahip olmadan yorum yapmak gereksiz, ?bilmemek değil öğrenmemek ayıptır? bu sözü hatırlatarak daha dikkatli olmak gerektiğini vurgulamak isterim.Duygu sömürüsü diye film mi? yapılır, insan tabiatında olan sadist davranışların sömürüsü olur mu? bu ve buna yakın olaylar var, bunu özetlemek, öğretmek, göstermek amacı güdemez mi film? seyirciye ders çıkarması için kompozisyon veremez mi? hiç bunları düşünmeden oyuncuya olan düşmanlıktan eleştiri getirmesini nede iyi bilir bazı insanlar ki böyle yorum yapanlar bile var?Netice de gayet iyi çekilmiş, kamera açıları doğru yakalanmış, iyi makyaj unsurlarıyla süslenmiş, bir şeyler öğretmen ve görmek isteyenler için fırsat sunmuş bir film?","label":4} {"text":"Son dönemin en çarpıcı korku filmlerinden biri belki de birincisi.Mağarada klastrofobik atmosferden bolca yararlanıp sinemanın gördüğü en korkunç ve ölümcül yaratıklarla ölümüne hayatta kalma mücadelesini işleyen yapım izleyeni soluksuz bırakıyor.Daha önce izlemediğime yandım.Bu sene devamı niteliğinde ikincisi gösterime giriyor.İzlemeye değer.8/10","label":7} {"text":"İlk iki film sanki az daha başarılı gibi geldi bana.. Bu filmde İskenderun'a ve Petra'ya gidiyoruz.. Yine aksiyon çok iyi, başrollerde iki dev isim ve uyumları da çok iyi..10/8,7","label":8} {"text":"Klasiğin dışında bir film izlemek isterseniz tam size göre, özellikle bayanlar kacirmamali bugün annemle ve oglumla gittim, çok eglendik Demet hanim çok güzel bir is çıkarmış tebrik ederim.","label":9} {"text":"Çok keyifli, sıkmayan bir film olmuş. Mel Gibson böyle rollere çok yakışıyor ama yaşlanmış hakkatten :(","label":7} {"text":"Niye çekildiğini anlamış değilim, hadi çektiğiniz diyelim, bari biraz özenseydiniz de bişeye benzetseydiniz,.. Kesinlikle zaman kaybı..","label":0} {"text":"filmin bitiminde bu nasıl bir filmdir dediğim beğenmekle beğenmemek arasında kaldığım zaman ilerledikçe aklımın bir köşesinde yer edindiğini farkettiğim bir yapıt.. bilmiyorum ama daha önce böyle bir film izlemedim çok farklı bence çok çok farklı... gözleriniz işlevini yerine getirirken bence izleyin, film bittiğinde beğenmeme olasılığınız yüksek olacaktır ama yinede tavsiye ediyorum bu film farklı bir çizgide..","label":8} {"text":"Bu filmi izlerken yüzünüzde en azından hafif bir tebessüm oluşmaması mümkün değil,o kadar şirin o kadar doğal ve içten bir anlatımı ve konusu varki...Mutlaka izlenmesi gereken bir komedi/drama.10/9","label":8} {"text":"Film gercekten cok guzel Hatta bence 1 den bile guzel Tavsiye ediyorum Bir an bile sıkılmadan ızledım Tesekkurler","label":9} {"text":"Lezbiyen büyükannenin hamile kalan torununa yardım etmeye çalışması süreci.. izlemek eğlenceliydi.. güzel bir pazar akşamı filmi..","label":6} {"text":"2005 yapımı Ellie Roth un ikinci yönetmenlik deneyimi ve Tarantino destekli muazzam serinin başlangıç filmi? İnsan doğasının karanlık yönlerinin toplandığı baştan sona kadar tüyler ürpertici bir film. Ayrıca bizlere verdiği mesaj ise çok önemli ; insanoğlunun içinde iki adet hayvani duygu vardır biri seks diğeri şiddettir. Bunları ise bize iki bölümde mükemmel anlatmış. Yersiz eleştirilere rağmen şu anda şiddetin göstergesi olacak korku filmlerinin başında geliyor hostel serisi. Bu filmde anlam veremediğim tek şey ise neden Slovakya sorusuydu biraz araştırınca bu olayların benzeri olayları Çekoslavakya da 1980 senelerinde olduğunu öğrendim. Bunuda en iyi şekilde ele aldıklarını düşünüyorum...","label":7} {"text":"Ilk filme gore kendini geliştirmiş.ben begendim.ufak tefek hatalar vardi ama onemli degil.","label":8} {"text":"Hepimiz bazen Zelig olmak, toplumda bi süreliğine görünmez duruma gelmek istemişizdir. Woody Allen'ın mantıkdışı filmlerine bayılıyorum.","label":7} {"text":"Harika görünüyor emeği geçen herkesin eline sağlık. Ülkede böyle işler görmek çok güzel. Umarım devamı gelir.","label":9} {"text":"Sonu mutsuz olan film izlemek istemiyorsanız. izemeyin.","label":6} {"text":"Tahmin edilebilir son.. Ufak da olsa bir sahn ede gerilim yaşadım. onun dışında çok ağır ilerliyor. yine de benim gibi İskandinav ülkelerin o soğuk havasında geçen filmlerini seviyorsanız seyredilebilir. Yine de hakkını yememek lazım bir ara polisin bu işi yaptığını düşündüm.","label":5} {"text":"Belirgin bir Yahudilik propagandası içermese de iki lafın birinde Yahudilik vurgusu yapılması, açlık, ırkçılık gibi çok daha önemli vurgu yapılacak konu varken garip olmuş. Nasıl oluyorsa sol görüşlü Yahudilik de varmış. Vucuttan akan kirli suyun insanlık için yaşamsal önemine vurgu yapılan sahnenin çok çarpıcı olduğu bu güzel anlatımlı filme daha kalıcı bir son yaraşırdı... 73/100","label":6} {"text":"Film iyi miydi? Cevabım sanırım evet. Sonlardaki senaryonun karışıklığı filmi sevmeme yardımcı olan unsurladandı. Benjamin bir hackerdir. Max adlı biri Benjamin'i bulup onu hacker grubuna davet eder. Bunların dışında iki kişi daha vardır. 4 kişi, hepsi farklı alanlarda uzmandır. Ekip kurulduktan sonra istedikleri yeri hacklemeye başlarlar. Aynı zamanda sanal bir sistem vardır. Buraya hackerler girip muhabbet ediyorlar. MRX adlı hacker burada. Film ilerlerdikçe Clay grubu MRX ile karşı karşıya gelecektir. Filmin kurgusu düz bir şekilde gitmiyor. İlk olarak film sondan başlıyor. Benjamin'in anlatımı ile geçmişte neler olduğunu görüyoruz. Film Dövüş Klübü ve Olağan Şüpheliler gibi efsane filmlerden esinlediği belli oluyor. Son sahnelerde iki kez kandırma tekniği kullanılması Olağan Şüpheliler filminde Keyzer Söze'nin yaptığını hatırlattı bana. Polis'in Benjamin'in yanında kimsenin olmamasını, işin başından beri tek başına olduğunu söylemesi de Dövüş Klübü filmindeki Tyler Durden karakterini hatırlattı. Hollywood'dan esinlemeler vardı ama yine de başarılı bir filmdi. Sadece esinlenme değil, özgün şeyler de vardı. Oyuncuların performansı sıradandı. Başrolde olan Tom Schilling diğerlerinden biraz daha önde olduğunu söyleyebilirim. Senaryoyu da beğendiğimi söyleyebilirim. Senaryonun karmaşık yapısı ve günümüzde sosyal medyaya teslim olan insanları anlatması yönünden de iyiydi. Film, gerçek hayatta artık insanların buluşmalarının azaldığını, her şeyimizi teknolojik aygıtlarla, telefonlarla yaptığımızı anlatması yönünden de bende bir artı aldı. Film genel itibariyle sürükleyiciydi. Durgunluk fazla yoktu. Genel olarak bakacak olursak; Dünya'da insanların sosyal medyaya teslim oluşunu anlatan, başarılı bir senaryosu ve kurgusu olan bir hacker filmiydi. Filme verdiğim puan= 7,7","label":7} {"text":",,.. vasat izlemeseniz de çok şey kaybetmezsiniz","label":5} {"text":"bu adam kırık kafalı rolleri iyi oynuyor diye waltz'a verilmiş bir rol sanırsam yahu ben bu işi iyi yapıyorum mantığıyla fazla abartılmış, amy adams'tan ise fazlasıyla memnun olduğumu söylemem gerek. genel olarak biyografik hikaye seviyorsanız tim burton dokunuşu tatlı gelebilir ama sadece o kadar, şekerleme niyetine yemekte fayda var.","label":5} {"text":"yönetmenlik başarısı denilebilecek bir film. ilk andan itibaren seyirciyi filmine sokuyor. fakat oyunculuklar ve hikaye işleyişi hiç vurucu olmadığından gerilim artırımı yahut duygu parçalanması yaşanmıyor. tek güzel yan intihar girişimi sonrasındaki karakterin harika gerçekçilikte işlenmesi. süreç de aslında vurucu olmamasına rağmen sade ve gerçekçi ama herhangi bir şey eklemediği veya katılmadığı için genel olarak sıkıcılığı aşamıyor. ha bir de ilginç bir şekilde geniş açıların kullanımı da harika. ","label":5} {"text":"Burak arkadaşıma katılıyorum....Bende bir sinemacıyım..Senaryomuz ya yurt dışından araklama yada kendi sinemamızdan benzer öğler bulunan filmler dizilimden oluşuyor neden yaratıcı olamıyoruz neden kendimiz yapamıyoruz bu kadarmı özürlüyüz...Aslında hayır....Bu olayda yapımcıların ve bu işi finaslıyan cebinden az para cıksın birilerine peşkeş olsun diye yapılan işler.....Türk sineması bu kafa ile gider böyle filmler cıkarsa...Dünya sinamasında bizlerle halen daha dalga gecerler...Evet tamami ile Barda filmi çakması diye düşünenler aslında birebir benzerliği My little eye ve buna benzer bir cok film dahi sayabilirim........","label":4} {"text":"keyifli bir animasyon. her pixar animasyonu gibi piyasa işi.","label":7} {"text":"3 kişinin üniversite arkadaşlığını anlatıyor çok komikti çok güldüm :)","label":7} {"text":"Bu seri bir devam filmi değil. Bu ilk iki serinin başlangıç noktasını anlatıyor. Herkesi Elie'nin asistanlarını tanımadığını yazmış. Tanımaz tabi çünkü bu beginner versiyonu. Ellie zaten bu işi yapan ünlü bir medyumdu ama eşinin ölümünden sonra eşine ulaşmaya çalışırken ölümle tehdit edildiği için bıraktı. Ama bu olaylar meydana gelince yeniden başlama kararı aldı ve yeni ekibi ile yeniden başladı. Filme gelirsek, ilk iki filmden almadığım lezzeti bu filmden aldım. Ani çıkışları çok fazla kullanarak gereğinden fazla geriyorlar. Bir de her han bir şey olacakmış hissi beni koltuğımda bayağı bir gerdi. Hadi artık ne olacaksa olsun modundaydım. Nabızı yüksekte tutmayı başarabilen ender filmlerden. Bence bu yönetmen bu işi daha iyi yapıyor.","label":6} {"text":"başlarda bu ne saçma film diye neredeyse kapatıyordum ki dedim oscar adayı olmasının bi sebebi vardır devam edeyim... ikinci yarıda film bir açıldı pir açıldı! benzer konulardaki (2. dünya savaşı, almanya, naziler, hitler vs) filmlerden farklı bir bakış açısı var, Taika Waititi sayesinde olduğunu düşündüğüm. güzel film.","label":7} {"text":"Hiç güzel bi film değildi macera ile alakası bile yok küçük bi kızın hayalindeki bi kahramanı konu almış çocuk film i we çocuklar için bile kötü aşırı saçma bi sonu var tavsiye etmiyorum 10/1","label":0} {"text":"Çiçeğim, ışılda ve parılda. Çıksın teşirin açığa, döndür zamanı tersine, getir benim olanı geriye, yaralı olanı iyileştir, kaderin düzenini değiştir, getir benim olanı geriye, getir geriye..","label":6} {"text":"Suriye de insanların ne adına nasıl katledildiğini, ve yaşadığımız topraklarda AKP nin nasıl katil yetiştirdiğini anlatan başarılı BSM filmi. Biliyoruz ki bu topraklarda gerçekler bombalardan güçlüdür diyenler de var. Ve bu filmde oynayan yazan yöneten sette çalışan aydınlık yüzlü insanlar var olduğu sürece biz güzel filmler izleyeceğiz ve bu topraklarda gericilik kaybedecek. Teşekkürler BSM.","label":9} {"text":"Başarılı bir polisiye...","label":5} {"text":"çok iyi bi film. filmi çok beğendim ama sonu olmamış bence.","label":8} {"text":"Gürcü filmlerinin bende uyandırdığı his bu filmde de var. İzlerken gerçek hayatı görür gibi oldum. İyi yürekli, bekar bir gürcü adamın gönül yalnızlığı ve bu yalnızlıktan kurtulmak için aşk arayışları. Bir yanda başka bir şehirden gelen ve onun gibi aşkı arayan yıpranmış bir kadın, diğer yandan kocası hapisten çıkmak üzere olan fakat kendisinde sevgiyi bulduğu evli bir kadın ve bir başka tarafta sevgiyi bulduğu kadının kocası tarafından hamile bırakılan ve bunu ailesine açıklamak zorunda kalan genç bir kıza karşı duyulan merhamet.. Kahramanımız bu üç duygu arasında kalıyor. Filmden enterasan bir kare: Sahil kenarında rüzgarlı ve yağmurlu bir günde dışarıda bir şeyler içmek isteyip ıslanmamak için şeffaf naylonu üzerine almak :) Ayrıca +18 dediğine bakmayın. Hiç o tarz bir sahnesi yoktur :)","label":6} {"text":"akilda kalmayacak ama kendinizi hirsizlik hikayesine kaptiracaginiz eglencelik bir amerikan filmi","label":5} {"text":"dizisi bence daha ıyıydı konu olarak bıraz yetersız dıye düşünüyorum","label":4} {"text":"Öncelikle belirtmek gerek ki \"Yattaman\" ın animesini izlemedim, içeriği hakkında bir fikrim olmadan, filmin yönetmeni Takashi Miike olduğu için izledim. Bir anime, manga veya kitap ya da bir PC oyunun uyarlamasının beyaz perdede beklentileri karşılayamadığı sinema dünyasına ithafen bu eserin her türlü beklentiyi karşılayan; özellikle Japon kültürüyle, animeleri, mangaları, mizah anlayışlarıyla haşır neşir olan insanlar için gerçekten arşivlenecek bir yapım olduğunu belirtmekte fayda var. Filmi izleyince fark edeceksiniz ki ilk sahnelerden itibaren film zaten anime, mangaları da tiye almakta animevari efektleri, tepkileri olağanüstü bir çalışmayla filme aktarırken. Yani beslendiği kaynağı bile tiye alan bir yapım. Zaten Takashi Miike' nin hayal dünyasının sınırını kestiremeyen seyirci için olağanüstü, Takashi için olağan bir adım sinema dünyasında bu anime uyarlaması :)","label":7} {"text":"izlerken şey diyordum, \"sanki ne yapacaklarından emin olamamışlar, sonra da her şeyden katmaya karar vermişler\". robotlar, eski asker, ihtiras, zenginlik arzusu, düzensizlik vs. ama film ilerledikçe, tanıdık gelen hikayenin aslında nasıl yabancı olduğunu hafif hafif fark ediyor insan. hikayenin nasıl da cyberpunk olduğunu görüyorsunuz. ki zaten sonuyla iyice dumur ediyor. tabii blomkamp, insanoğlunu itin g tüne sokmaktan yine geri durmuyor. ama bu g tlüğe isyan eden bu sefer bizim yaptığımız bir şey, bir robot olunca ve tabii konu, hiç de görmediğimiz şekilde işlenince filmi direk \"güzel film\"den, \"harika film\" sınıfına yükseltti.","label":7} {"text":"kısmen mutlu sonla bitip insanı kısmen mutlu eden kısmi güzel bir film 6/10","label":5} {"text":"Ustadan harika bir sanat eseri daha... Film değil bu eser, sadece film peşinde olanlar hiç başlamasın...","label":8} {"text":"Filmin anlatımını biraz yavaş buldum. Savaş sahnesi güzeldi görsellik olarak değil sadece çarpışma sahnesinde kral üzerinden anlatılan o ruh ağırlığı, savaşın insana yüklediği yük güzel yansıtılmış. Oyuncu tercihleri iyiydi.","label":6} {"text":"İzlerken keyif aldım açıkçası... Müziğe olan düşkünlüğümün de etkisiyle filmdeki müzikleri de gayet güzel buldum... Hatta bazen gözlerimi kapattım sadece müziği dinledim=) Tavsiye ederim arkadaşlar;)","label":7} {"text":"israil ve filistin arasında sürüp giden savaşı, gençlerin dünyalarından bize anlatmış yönetmen. ait oldukları değerler, savaşın boktanlığı ve arzuladıklarıyla arada kalmış güzel insanların hikayesi. yönetmen israilli olmasına rağmen taraf tutmamış, tabloyu tüm gerçekçiliğiyle göstermiş. ayrıca eşcinselliğin ortadoğu coğrafyasında ne kadar zorlu bir şey olduğunu da anlamış oluyoruz bir kez daha. epey cesur sahneler var. izlemenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Konusundan ve hiç bir yorumundan, eleştirisinden haberdar olmadan izlediğim bir yapımdı. Muhteşem Kadının yönetmeninden seyri güzel, anlaşılır apaçık bir vurgu.. Dinler ve inanışlar köleleştirmemeli. Ne kadını ne de erkeği sevgi ve tatmin olgusundan koparmamalı. Soğuk dayatmaların sonu cesareti mecburen kırbaçlamalı.. İki kadının çocukluklarında başlayan, şekillenen tutkuları bu baskıcı dayatmaya karşın bir o kadar da gerçekti...","label":6} {"text":"Fragmanlarindan aptalca ,köpekli 1 pop corn filmi daha diye düşünmüştüm,tamamen yanılmışım.Filmin sonunda resmen dağıldım diyebilirim.Beklediğim gibi gelişmeyen 1 filmdi.Düşündüğümden çok daha ciddi 1 çalışmaydı.Köpek tabiki de süper şirindi,Jennifer Anniston frends ten sonra epey 1 yaşlanmış doğal olarak,ama yine de çok güzel..Owen Wilson da daha ciddi oynamış filmde.. Ewinde haywan besleyenler we özellikle de yaşlı haywanları olanlar 1 daha düşünsünler izlemeden önce derim..8/10","label":7} {"text":"“At Eternity's Gate”, senaryosunu Jean-Claude Carrière ve Louise Kugelberg ile birlikte yazan Julian Schnabel’in yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama… Prömiyeri, 3 Eylül 2018’de Venedik Uluslararası Film Festivalinin ana yarışma bölümünde yapılan ve 16 Kasım 2018 tarihinde vizyona giren filmin, 6.9/10 (30.672 oy) ve 3.5/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.2/10 (188 yorum) ve 76/100 (34 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, izleyiciyi sinema salonlarına çekmeyi beceremeyen orta halli bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de isterseniz, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle brüt 11,4 milyon dolarlık bir gişe gerçekleştirebilmiş olan bu filmi, birde biz inceleyerek yorumlayalım ve ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi paylaşalım: Karşımızdaki, Vincent van Gogh’un hayatının son yıllarını, kardeşi Theo ile olan sıcak ilişkisi ve uğrunda bir kulağını kestiği Paul Gauguin ile olan tartışmalı dostluğu dışında son derece duygusuz ve bir o kadar da yüzeysel bir içerikle anlatmaya çalışan yetersiz bir biyografik deneme… Eminiz bu filmi, mezarından kalkıp da Vincent van Gogh’un kendisi izlemiş olsaydı, kesin daha fena çıldırır ve filmin senaryosunun da yazarlarından birisi olan yönetmen Julian Schnabel’in her iki kulağını birden kesip atardı… Gelelim filmde “one man show” yapan Willem Dafoe’nin “En İyi Erkek Oyuncu” kategorisindeki Academy ödülü adaylığı meselesine… Eğer çok büyük bir sürpriz olmazsa, bize göre Golden Globes’da olduğu gibi bu kategorideki Oscar heykelciği de Rami Malek’e gidecek… Ha oldu da jüri ödülü Malek’e vermedi… Bizce, Willem Dafoe’ye vermesi yine çok uzak bir ihtimal… Peki, bunun anlamı ne? Daha doğrusu bu ifadeyle, “Willem Dafoe kötü oynamış” o yüzden de Academy ödülünü hak etmiyor demeye mi çalışıyoruz… Elbette ki, hayır… O, bu dördüncü Academy ödülü adaylığında da yönetmenin kendisine söylediklerini, (En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorilerinde aday olduğu) “Platoon” (1986), “Shadow of the Vampire” (2000) ve “The Florida Project” (2017) filmlerindeki gibi harfiyen yerine getiren sıra dışı bir oyuncu… Onu biliyoruz zaten... Burada gerçek anlamda kusurlu olan biri varsa, o da Vincent van Gogh’un son yıllarını, akıl sağlığını yitirmiş sıradan bir meczubun hayatıymış gibi kupkuru bir biçimde beyazperdeye aktaran Julian Schnabel’in bizzat kendisi… Panaromik sahneler aracılığı ile renklere, bilhassa da van Gogh denilince akla ilk gelen renk olan sarıya yapılan vurgu, ne yazık ki yeterli olmamış bu kurguda… İyi de, 24 Şubat 2019 akşamı hiç mi sürpriz olamaz? Neden olmasın? Vakti zamanında çok daha tartışmalı işlere de imza atmış olan Academy jürisinden her an her şey beklenebilir… Nihayetinde, sırtlarında yumurta küfesi taşımıyorlar ya… Bitirmeden… Özellikle Oscar Isaac, Mads Mikkelsen ve Emmanuelle Seigner gibi isimlerin varlıklarıyla filme ayrı bir renk kattıklarını da söyleyelim… Ve… Sonuç olarak, pek fazla keyif alamadığımız bu film için puanımız 2,5 önerimiz ise, “sabır küpüyseniz buyurun sizde izleyin” şeklinde olacak diyerek de yorumumuzu noktalayalım… Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 22 Şubat 2019 günü saat 00:20’de yazılarak paylaşılmıştır... Burada yaptığımız tek şey, istatistiki rakamları güncellemek oldu... O nedenle de: Yukarıdaki yorumumuz da, “En İyi Erkek Oyuncu” kategorisindeki Academy ödülüne ilişkin olarak ifade ettiğimiz tahmin, “Tamamen o günkü nokta atışı niteliğindeki kişisel değerlendirmemizin sonucudur” diyebiliriz...","label":4} {"text":"filmde neredeyse hiç gülmedim komik tarafı vardi belki bazı sahnelerin ama suratımı gülderecek kadar degil bazı sahnelerde abartılmıs dejavu olmus mesela şerefin 3 kere pencereden atıldığı sahne çok sıktı bari ikide bıraksaydınız ve araba kaza sahnesi ikiside kafasını aracin arka koltuguna ceviriyor kiyafet bulmak icin kaza oluyo kaza sahnesine bahane bulamamışlar da sanki böyle yapiverelim dermiscesine özenilmemis filme cekelimde ne kazanirsak kardir misali ve finalde berbattı cok sacma geldi yarismayada yetişemediler ve annesine kavuştuğunda sanki almanyadan teyzesi gelmiş gibi davrandılar birbirlerine içtenliği yakalayamamışlar","label":1} {"text":"Masumiyet' in ekmeğini yiyeğ filmi olmuş.","label":4} {"text":"Yıllar önce beni sinemanın büyüsüne kaptıran filmlerden biridir.. Büyük beyaz bir perde, bir sürü koltuklar ve ekranda severek izledim Çakmaktaşlar ve Moloztaşlar.. Filmi bana o zaman bile çizgi filminde verdiği tadı, mutluluğu verememişti, başarılı bir uyarlama değildi ama dedim ya yeri bende başkadır..","label":4} {"text":"çok iyi bir film değil ama sesler güzeldi cam kırılmaları felan... ama korku için giderseniz pek korkunç değildi gerçi beni artık hiçbir korku filmi sarmıyo çünkü korku diye gidiyorum ileriki sahnelerde ne olacağı belli olduğu için hazırlıklı olduğundan korkumuyosun....","label":4} {"text":"cok fazla bırsey beklemeden ızlersenız keyıf alırsınız","label":6} {"text":"Bu filmde, John Turturro ya dikkat!","label":9} {"text":"Michelle Pfeiffer orta karar performansı dışında vasatı geçmeyen bir film. Ayrıca anlatıcının saçma derecede bitirdiği bir film olarakta dikkati çekmekte. Tavsiye edilmez zaman kaybı","label":3} {"text":"İlk defa bir film hakkında yorum yazıyorum.filme gitmeden önce yorumlarına bakar ve belli bir yargıyla giderdim.bu filme gitmeden önce hiç bakmadım ve herhangi bir beklentiye girmemiştim..hem güldüren hem hüzünlendiren en önemliside düşündüren harika bir film olmuş..türk sinemasında böyle filmleri daha çok görmek istiyoruz..izlemeyen kalmamalı..","label":9} {"text":"kötü, sıkıcı, komik değil. Yeğenlerim ilk yarıda çıkmak istedi. Keşke başka bir filme girseydik dedik","label":1} {"text":"Water for Elephants = Aşkın Büyüsü gerçekten çok komik :))","label":4} {"text":"Çoğu şeyi tahmin edebildim sonunu bile basit olmuş bence. Daniel Craig ne kadar itici bi adammış ben beğenmedim. Ama film izlenebilir tabiki seri film olması güzel. Devamı var ve kötü değil. Abartmaya gerek yok iyi film denebilir. İyi seyirler.","label":5} {"text":"tek kelimeyle harika bir film olmuş emeği geçenlerin ellerine sağlık yüzüm kızardı ağlamaktan ama bir o kadar da gülmekten... Oyunculuk harika. Senaryo harika. Evet senaryoya kötü diyenler var. Ama işte ne yapacaksınız bizim insanlarımız filmden anlamıyorlar. Hem zaten bir işi ne kadar güzel yaparsanız yapın birisi çıkar yine bir kusur bulur siz merak etmeyin. Bence bu film gişe rekorları kırar daha yarım saat önce izledim filmi ve şimdi bu yorumu yazıyorum hemen yazmak istedim çünkü böylesine güzel bir filmi hemen değerlendirmek istedim herkese şiddetle tavsiye ederim aslında giderken çok düşünceliydim bir yandan da komediye gitmek istiyordum. Ama filmi izlediğimde içimde böyle bir pişmanlık olmadı çünkü hem dramı hem de komediyi bir anda yaşadım bu filmde eğer bir sinemaya gidecekseniz aynı anda hem komedi hem de dram mı yaşamak istiyorsunuz bunun için tek adresiniz SENİ SEVİYORUM ADAMIM .... Sizi seviyoruz","label":9} {"text":"Defalarca kez izlediğim filimler arasında hani derler ya ölmeden önce izlenmeli benim için öyle bır fılım ıste ızlemenızı şiddetle tavsiye ederim oyunculuklar ve konusu ile dikkat çeken bu filim hala en iyı 250 fılım lıstesınde yer almaktadır Savaş filimi seven arkadaşlara şimdiden iyi seyirler","label":7} {"text":"Güzel bir film olmakla beraber van helsing'i de anımsattığını söyleyebiliriz.","label":7} {"text":"Hiç bir düşüncenin veya toprağın asla insanların canından daha önemli olamayacağını anlatabilmiştir bu film belki.. belki.","label":6} {"text":"Banana & Minions cılgın hırsız 3 cıkmadan önceki aralığı kapatmak için yapılan bir solo film diyebiliriz kendisine Miononların tarihçesini anlatıyor bir nevi Tarih olayları ( Bkz. Taş devri . Dinazorların Cağı na değinmeleri ) ve özliklede yetileri ( kocayakları ) es geçmemeleri harika olmuş Türkçe dublajı olmamış ama en azından emeğe saygı Minons 2015 en iyi animasyon filmlerinden biri olabilicek kapasitede olmuş önceki filmlerde adı sanı duyulmayan Bob Kevın ve Spureatın maceraları cidden insanı hem eğlendiriyor hem güldürüyor Gruyu bu filmde iyi biyerde kullanmışlar en azından Minions 2 nin gelmeyeceğini sanmıyorum kesinlikle Çılgın hırsız 3 le arayı kapatmak için bir solo film daha yapacaklardır . Kraliçe Elizabethin genç olarak bu filmde görünmesi seneryoya ayrı bir hava katmış . Minionların her şeye tepkilerini izlemek cok eğlendiriciydi eğer rahatlamak isteyip animasyon arıyorsanız kesinlikle Minions izlenebilecek bir film internete bile düştü ama bu filmi sinemada popcorn ve colayla yaşamak ayrı bir zevk olur 6./10","label":3} {"text":"Genel izleyici diye, fragmanından alakasız, saçma sapan bir korku filmi çıktı karşımıza. Pazar günü çok güzel bir pişmanlık hissi yaşattılar, emeği geçenleri bol bol hayırla andık.","label":1} {"text":"Jeton yeni düştü..:) Filmdeki ana karakter şeytanın ta kendisi.. Yer altında yardımcıları ile yaşayan, rahipten kaçan, insanlara zorla birşeyler empoze eden, insanları yoldan çıkaran, sonra da hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eden şeytan.. 10/7","label":6} {"text":"tipik sam raimi tarzı aslında.korku gerilim beklemeden gidin,evil deadleri izlediyseniz aynı o tarzda bir film drag me to hell de.bence sıradan bir film sayılabilir.çok bir özelliği yoktu.sıkılmadan izleyip bitirirsiniz ama etkilemez sizi.kötü bir tarz değil sam raimininki,yani korku gerilim gibi duran filmlerin can alıcı yerlerinde hafif komedi unsurları koymak ve bunu ustalıkla yapabilmek çok da kolay bir iş değildir herhalde.fakat çok ısınamadım ben drag me to helle,sevdim fakat orada burada yazıldığı,otoriteler tarafından fazlaca beğenildiği düşünülürse daha sağlam bir film beklerdim.bu açılardan biraz hayalkırıklığı,fakat dediğim gibi sam raiminin altı filmini izlemiş biri olarak bu da beni rahatsız etmedi.yine de izlenmese de olur sanırım.","label":6} {"text":"Tek ortak noktaları cenaze törenleri olan iki farklı karakterin hikayesi. Benim için her şeyiyle bambaşka bir film. Her izleyişimde anlamsız bir mutluluk, gülümseme, huzur ve tekrar tekrar izleme isteği","label":7} {"text":"Oy oy ooyyyy... Amerika'ya da böyle başkan yakışır! Peki Oldman'ın ne işi var bu filmde, ona yakıştıramadım...","label":3} {"text":"Jaco von Dormael'in \"Mr. Nobody\" filmiyle bende hatırı sayılır bir yeri vardır. Kendisinden tam altı yıl ayrı kaldıktan sonra çölde kutup ayısı etkisi yaratan yeni filmi bana yine aynı eşşiz lezzeti verdi. Tadı damağımda kaldı açıkçası tekrar tekrar seyredilesi...","label":8} {"text":"ruhu olan bir film. ağır tempolu, başarılı. yoğunlaşıp izlemeniz önerilir.","label":4} {"text":"film gerçektende ülkemin gerçeklerinden yola çıkılırak çekilmiş. emeklerine sağlık tüm ekibin.","label":9} {"text":"Hafta sonu eglencesi olarak seyredebilecek bir film oldugunu söyleyebilirim. Collin Farrel'in mizahi oyunculugu vampir kisiliginde farkli bir etki birakmis.","label":9} {"text":"Benim gibi Bol Bol kan ve vahşet içeren filmleri seviyorsanız izleyin derim, bu arada korkunun içinde komedide olunca daha bir güzel oluyor, iki duyguyu aynı anda yaşıyorsun hem tırsıp hem gülüyorsun.","label":7} {"text":"güzel başladı fakat klişe devam etti. çok uğraştım ama bitiremedim","label":3} {"text":"Bayıldım. Bir apartmanın sakinleri üzerinden adeta Hırvatistan'ın fotoğrafını çekmiş yönetmen. İlk dakikasından itibaren yükselen gerilim finalde doruğa ulaşsa da içten içe hafif bir mizah ta içeren yapımın oyuncuları anlatılamaz türde. İlk kez izlediğim Hırvat sineması beni kendine hayran bıraktı. Tavsiye ederim mutlaka izleyin.","label":7} {"text":"Bitirmek istenen bir serinin son filmi gibi gözüküyor filmin sonunda izleyicinin gözüne. Ama tabii ki bir Aksiyon filmi ve bünyesinde J.Statham var olunca izlenmeden de edilmiyor. Ve boş film de değil tabii ki.","label":6} {"text":"Ha-ri-ka","label":9} {"text":"eğer 50 iq'lu aptal bir insan olduğunuzu farz ederek izlerseniz gayet güzel akıcı macera filmi. ayrıca eğer ki kötü adam yakaladığı düşmanının -ki genelde filmin baş kahramanı olur- öldürmeyip saçma sapan zırvalıyor ve sonunda adamlarına 'bitirin işini' diyip ortamdan ayrılıyorsa bilin ki kahramanımız kurtuluyor. yani 100 senede geçse oturup adam akıllı bir senaryo yazmak yerine böyle aptallıklarla film çekme huyundan vazgeçmeyecek gerzek senarist/yönetmenler.","label":6} {"text":"Filmin senaryosu yazıldığı sırada, senaristler orada değildi... Görüntü yönetmeni ise hiç olmadı. Blizzard'dan getirilen bir 'PTR geek'ine yaptırıldı. Snyder büyük ihtimalle Batman vs. Supermen setindeydi film çekilirken Şükür ki Ses Yönetmeni oradaymış. Müziklerin büyük bölümü orjinaldi. Yalnızca credits bölümündeki müzik sırasında tatile çıkmış. Film çekilirken orada olan diğer şeylerden en önemlileri ise; abartı, saçmalık ve mantıksızlık imiş... The End Not 1: Ciddi ciddi 1. filmi karantinadan çıkarmak niyetindeyim... Not 2: Bir 'olay'ı değişik kılma girişimlerine hep saygı duyarım. Ancak çeşitli işlemlerden geçmek suretiyle vücudumuzdan dışarı atılan yeşil-kahverengi renklerine bürünen oluşum ile de değişik bir heykel yapılabiliyormuş. Çok ağır oldu biliyorum ama... Yapacak birşey yok.","label":2} {"text":"Mükemmel harika ötesi devamını bekliyoruz aile kararı 5 yıldız 🌟 değil 10 yıldız hak ediyor bu flim tebrikler TÜRKİYE tebrikler MEDYAPIM VE AYYAPIM EKİBİ SİZ HARİKASINIZ...","label":9} {"text":"Şeker bir şeyin hikayesi miyazakinin harika filmlerinden=))","label":8} {"text":"Spike Jonze, Beastie Boys#39;un #39;Sabotage#39;i gibi video klip tarihinin en iyi kliplerinden birine imza atmis bir yonetmen. Hal boyle olunca sinema filmlerinin de gorsel yonden buyuk tatlar icermesini bekliyorum fakat bir turlu o tadi hala bulabilmis degilim. Cunku Jonze#39;un filmlerinde genellikle senaryonun basarisi birinci derecede onemli faktor haline gelmis durumda. Yine de uc basrol oyuncusunun performanslarindan fazlasiyla etkilendigimi (ozellikle Chris Cooper harika otesi), olay orgusuyle ilk filmine (Being John Malkovich) oranla Tersyuz#39;den daha cok etkilendigimi soylemeliyim... (8/10)","label":7} {"text":"Zaman Geçirmek için izlenebilir. Bir kere izle ve Unut tarzı bir filmdi. Ayrıca Bütün Film boyunca Arınma Gecesini konu edindiler, arınma gecesinin komedi versiyonu olmuş. izlerken sıkılmazsınız diye düşünüyorum neyse izleyecek olanlara iyi seyirler. :) :)","label":4} {"text":"Hitman gerçekten kaliteli ve keyifli bir oyun. Şahsen filmi beni oyunu kadar etkilemedi. Karakterimize laf yok bence gayet iyi bir seçim olmuş. Gayet karizma ve soğukkanlı hissini veriyor. Ama filmin kurgusu gerçekten çok karışık. Şahsen ikinci kere izlediğimde bile konuyu tam net çıkaramadım. Kopukluklar var gibi geliyor. Karakterimiz dışında filmi çokta beğenmedim. 10/6","label":4} {"text":"sadece at sahnesi hoşuma gitti","label":7} {"text":"Güzel filmdi. Tavsiye ederim. Kesinlikle vakit kaybı değil. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Bu film hakkında bilgim chinatownda nicholsanın elindeki gazetede yazan efsanevi seabiscuit yazısından fazla değil gibi ancak toby bi dramda başarılı olacaktır bence....","label":4} {"text":"Genelde beğenilmemiş olmasına rağmen abartıldığı kadar kötü olmadığını düşündüğüm film. bazı espriler ve bodrum manzaraları için bile izlenebilir.","label":6} {"text":"Yurtdışında çekilseydi ödüllere boğulurdu diye düşünüyorum. Oyunculuklar tartışılmayacak kadar gerçekçi.","label":7} {"text":"Filmdeki repliklerin toplam süresi 5 dakikayı geçmiyor... İzleyecekseniz bunalmayı ve boğulmayı göze alın derim...","label":1} {"text":"Elemanın parti de rahibe kıyafeti ile dolaşması yarmıştır beni.Izlemekte fayda var...","label":7} {"text":"Farklı bir aşk hikayesini oldukça iyi işleyen, duyguları filmin içindeymişsiniz gibi hissettiren başarılı br yapıt.","label":7} {"text":"mükemmel bir film ve gerçekten çok zekice,sonunda ne olacak diye merakla bekliyorsunuz.zaten Amenabar’a da bu yakışırdı...","label":8} {"text":"bilim-kurgu görünümlü ergen romantizmi üzerine kurulu disney filmleri havasındabir film.","label":4} {"text":"hayatımda gördüğüm en sapıkça en tiksindirici en mide bulandırıcı, insanın ne kadar çirkefleşebileceğini, inanılmaz bi oyunculuk gösterisiyle anlatan muazzam bir film bu...","label":9} {"text":"Berbat fim","label":1} {"text":"puana bakılırsa orta üstü gibi görülebilir fakat bana göre 7,4 den aşağı olmaması gereken bir yapım. oyunculuk görmek isteyenler, sanat ve sanatçı görmek isteyenlerin mutlaka gitmesi gereken bir yapım.","label":9} {"text":"ne iyi ne kötü","label":4} {"text":"Hhhhuhhuhjjhkkkkkkkkkkıjjjjjjjjjffjjjjjjjjjjjjjjkıkkjjıjjjjıjgfggghhhvbbnnhlkjjjjjjjjjuuuıııııjjjjnnjj","label":9} {"text":"Puana göre gidilen ve puanıyla alakası olmayan saçma bir filmdi. Filmi izlerken daralıyorsunuz, sıkılıyorsunuz ve en sonunda lanet okuyarak çıkıyorsunuz. Gitmeyin.!","label":0} {"text":"yazıldığı gibi hayat büyük süprizler getirmiyor aslında. Ortada son derece klişe bir senaryo vardı. Güldüm mü? güldüm ama absürdlüklere:)) ulaş'ın babasının öldükten sonra bile evin içinde gezmesi sırlar dünyasını akıllara getirdi:) ahah o kısımlara iyice koptuk. Onun dışında bu karakterlerin derdi ne? niye bir olamamışlar? anlamadım şahsen. Eksiklik hissetttim izlerken.","label":5} {"text":"Allahım!!!Ne kadar sevinçliyim anlatamam!İlk filmde çook eğlenmiştim çünkü!!!","label":7} {"text":"Eğlenceli bir Marvel filmi daha. Hemen hemen hepsi belli bir standardı tutturuyor. Yeni bir kahraman olarak Brie Larson kimilerince beğenilmedi ancak sırıtmıyor bana kalırsa. Avengers evrenini bir tarafından yakaladıysanız ve takip ediyorsanız zaten izlemeniz şart gibi bir şey.","label":6} {"text":"film harika görülmeye değer. sinemanın erotik filmlere de ihtiyacı var.","label":7} {"text":"Berbat ötesi bir film böğürmekten başka hiç bir şey yok. Giden parama ve vaktime acıyorum doğrusu vasat!","label":0} {"text":"Ben filmi beğendim son zamanlarda beni geren nadir filmlerden. [spoiler][/spoiler]aslında kadın daha kamyonette ölmüştü ve yaşadığı şeyler araf gibi bi yerdi en sonunda da cennete giderek kızının yanına gitti. Mutlu sonla biten güzel bi filmdi izlemeye değer","label":6} {"text":"Bu filmde sinemanın çekici yanları yok ama karşılıklı sohbet şeklinde nefis yazılmış bir senaryo var. Çoğunlukla iki kişilik tiyatro oyunu gibi. Biraz da terapi gibi. İyi bir film diyebiliriz ama sıkılmak da mümkün tabi.","label":5} {"text":"vakit kaybını bile zorluyor gerçekten","label":2} {"text":"Vin Diesel i böyle filmlerde görmeyi özlemiştik. Çok güzel oldu..","label":7} {"text":"Chuck dizisini çok sevdiğim ve o dizinin yeni bittiği bir dönemde izlemiştim. En çok güldüğüm filmlerden biridir ve en sevdiğim ajan filmidir. Steve Carrell, sıradan bir konudan çok güldüren filmler çıkarabilen nadir oyunculardan birisi. . Anne Hathaway'i de Becoming Jane ile birlikte en giyinik gördüğümüz filmdir. Ajan rolü müthiş yakışmış. Pek çok komedi filmini katlar. Çok ince espriler ve muazzam sahneler var. Özellikle dans sahnesinde gülmekten yerlere yattım. Full aksiyon, full komedi; iyi bir film. Kendi kategorisinde 8/10 puanı hakediyor.","label":7} {"text":"Red dead redemption 2 bitirdikten sonra izledim. İlaç gibi geldi. Harikaymış.","label":8} {"text":"--SPOILER İÇEREBİLİR-- Sadece şu sahnesi ile bile bilmem kaç filmi sollayacak yapıdadır. Avrupa filmleri sıkıcı, basıcı, durgun yorumlarını çatlatan bir yönetmen zaten Xavier Dolan. Kendisine inanılmaz bir sevgim ve saygım var. Hiçbir filminde \"Of sıkıldım az gezineyim\" demedim. Böylesi bir sadelikte, böylesi zor konuları en doğal hali ile, abartı unsuru katmadan perdeye yansıtan en başarılı isimlerden kendisi keza bu filmde de aynısını yapmış. Tam aklımda keşke küçük bir rolde de olsa kendisini görsek derken parti bölmünde \" saniyeliğine kendini göstermesi de su serpti açıkçası. Hep film çeksin, hiç durmasın.","label":8} {"text":"nicolas abinin son dönem başarız filmleri içerisindeki en iyi olanından. abuk sabuk ekşın konulu filmlerden bir halt çıkmayınca kendini daha derin daha düşünsel konulu filmlerin içine atmış. bir nevi bataklıkta çırpınan kurban misali. güzel bir geri dönüş olmuş bana göre. filmdeki karakterinin hatrını fazlasıyla veriyor ama film ne kadar güzel!!? ağır bir konu, derin psikikolojik durumlar, fazlaca anlam katılmaya çalışılmış ama başarısız olmuş sahneler. genç ve yaşlı karakterin bir birini özümsemesi ya da birbirine özenmesi. ayık kafa ile hayatı anlayamama sorunları. dertlerden kaçış noktası olarak alkol. dürüstlük olarak gösterilen sorgulmak aptal gibi çalışmak mı? nicolas ismi hala beklenileni vermiyor bana göre ama dibe vuruş çıtasını belirlemiş. bundan sonra hızlı bir biçimde yükselişe geçecektir. sığ bir aktör olmadığının en kaliteli örneği.","label":7} {"text":"Vakit geçirmek için çerez niyetine izlediğim ama daha fazlasını bulduğum bir film. Çok orjinal sahneler var. Kara komedi türüne iyi bir örnek. Kesinlikle herkese tavsiye edebilirim. Ayrıca zombilerin haber kanalları ve halk tarafından anarşist, rejim muhalifi ve amerika saldırısı olarak değerlendirilmesi de ayrı bir olay..","label":7} {"text":"Para kazanma döneminden sonra evine dönen, babasını kaybetmiş olan Mehrollah, annesinin bir jandarma ile evlenmiş olduğunu görünce yıkım yaşar. Bu durumu kabullenemez. Üvey baba ise, kısır olduğu için daha önce ki eşi tarafından terk edilmiş ve evlat sahibi özlemiyle yanıp tutuşan biridir. Bunu özellikle \"ne yapayım? gidipte senin baban olmaya çok ihtiyacım var diye yalvarayım mı?\" deyişinden anlıyoruz. Filmin ilk yarısı çocuğun asiliği ile üvey babanın sürtüşmeleri arasında geçerken, mehrollah'ın babasının silahını alarak kaçması ile film ikinci bölüme geçiyor. Baba olarak çocuğunun peşine düşmesi ve çölde yaşadıkları filmin bir nevi şiirsel kısmıydı.","label":6} {"text":"\"Uzaylı da olsa insan insandır\" düsturu ile yola çıkarak dünyalıların insani durumlarını sorgulamıştır. Pek de iyi etmiştir. Peter Jackson'ın parasını sonunda iyi bir yere harcamış olduğunu görmek de duygulandırmıştır bendenizi. Farklı ve izlenmesi gereken bir uzaylı filmi:)","label":1} {"text":"konu basit kurgu basit oyunculuklar güzel ama vasatı aşamamış ziyaretçileri beğenenler bunuda beğeneceklerdir ama ziyaretçiler daha güzel bir film bu filme nazaran","label":1} {"text":"Brian Klugman ve Lee Sternthal ikilisi bu ilk sinema deneyimlerinde şaşırtıcı biçimde olgun bir yönetmenlik göstermişler.Birden fazla katmandan oluşan,hikaye içinde hikayeleri olan filmlerinde yine kendilerine ait olan senaryonun izin verdiği ölçüde azami başarı sağlıyorlar.Gereksiz uzunlukta sahneleri (özellikle flashback bölümleri) olsa bile kartpostal güzelliğinde görüntüler ve iyi anlatılmış bir hikaye var.Yaşlanmış halde gördükten sonra ilk anda üzüntü veren ama daha sonra git gide devleşen Jeremy Irons ödül törenlerinde hak ettiği değeri bulur umarım.","label":6} {"text":"stefan zweig'in güzel romanının heba olmamasına sevindim. Genelde kitap uyarlamaları pek iyi olmaz ama özellikle josef başrol oyuncusunun duyguyu hissettirmesi ve genel açıları güzeldi filmin.","label":9} {"text":"Mükemmel olabilecek bir senaryoyu uçlarından keserek ve azaltarak bir şekilde kötüye çeviren senarist ve yönetmenin bulunduğu film. Nasıl olsa Al Pacino var diyerek senaryo salınmış sanki. Gone Girl filmine özenilmiş ancak yönetmen başarısızlığı ile mükemmel olacakken olmayan, olamayan bir filme dönüşmüş.","label":5} {"text":"BU FİLMDEN ÇIK ŞEY BEKLİYODUM.FRAGMANINA ALDANDIM, AMA HAYALLERİMİ SIFIRLADI! GİTMEK İSTEYEN FİLAN VARSA SAKINA AMAN HA! BU FİLME 5 KURUŞ VERİLMEZ.PİŞMAN OLDUM .TAM ANLAMIYLA REZALET KÜÇÜK ÇOCUKLARI BİLE KANDIRAMAZLAR BUFİLMDE.İNSAN BİRAZ İLGİ ÇEKİCİ EKLEMELER YAPAR! OLDUĞU GİBİ YANSITMIŞLAR MASALI.MASAL DİNLETİSİ.YUH YANİ! ZATEN 2002 YAPIMI.TÜRKİYEYE GELİCEĞİNE HİÇ GELMESEYMİŞ DAHA İYİ.","label":5} {"text":"Ciddi miktarda bilimsel hata ile dolu bir ''bilim'' kurgu filmi. Senaryosu da çok zayıftı. Brad Pitt'in oyunculuğu kurtarmaya yetmemiş","label":2} {"text":"Klasik bir konu olabilir ama yinede güzel bir film kendini seyrettiriyor...10/8","label":7} {"text":"Filmi bilmem ama tuba büyüküstün artık şu köylü kızı rolünden kurtulmalı...","label":4} {"text":"Neden bu kadar kötü yorumlar gelmiş anlamıyorum bir insanı bu kadar mı çekemeyen olur? Filmdeki o zekice espriler olsun cinsel içerikli şakalar olsun hepsinin dozu yerindeydi. 12 günde çekilen bir film olması kenarda dursun müthiş bir şeydi. Kötü yorumları okuyup moral düşürmek yok! Herkesin emeğine sağlık başarılarınızın devamını diliyorum :)","label":9} {"text":"Uzun zamandır beni bu kadar geren ve huzursuz hissettiren başka bir korku filmi izlememiştim. Filmin tek sorunu, konuyu iyi bir yere bağlamayışları bence.","label":4} {"text":"Yozlaşmış Otorite, Karanlık Rusya'nın ta kendisidir. Leviathan, üzerine düşünülecek bir film. Andrey Zivyagintsev'în Dönüş, Sürgün ve Elena filminden sonraki en iyi filmi. Rusya'nın küçük bir kasabasında geçen film, Nikolay'ın kendi elleriyle yaptığı bir araziye Belediye Başkanı göz diker ve almak ister. Almak isteyen Belediye Başkanı, esasta Otorite'nin ta kendisidir. Bu durumda arkadaşı avukat olan Dmitriy'nin gelişiyle aslında Aile'nin hayatını değişmesine sebep olur. Otoritenin ve Rusya'nın karanlık yüzünü sinemalara yansıtan bir başyapıt. Oyunculuklara gelince, oyunculuklar tam anlamıyla başyapıt. Aleksey Serebryakov ve Otorite'yi oynayan Roman Madyanov sarhoş haliyle kavga etmesi, sinema dünyasının en iyi sahnelerinden biri olması gereken bir sahne. Muazzam oyunculuğu ile muazzam bir düşünceyle harekete geçen Leviathan, Altın Küre'de En İyi Yabancı Film ödülünü aldıktan sonra, Oscar ödüllerinde kesin gözüyle bakılmasının şüphesi bile olmayacaktır. Bunu izleyin, sonrasında neden Otorite diye üzerine düşünün.","label":9} {"text":"Bu bir sinema filmi değildi, skeçler serisiydi. Tek beğendiğim skeç Serkan Keskin ve Algı Eke'nin yer aldığı ayrılık konulu olandı.","label":3} {"text":"Sonuna kadar seyrettirdi. Güzel seyredilebilir bir film..Bence ne feminizm ile alakası var ne de sosyal msj verme çabası..Bir hikaye var ve o hikayeyi film yapmıslar. Elestiriler cok gereksiz cok abarti.. Her film illa dogrulari mi göstermeli illla topluma örnek mi olmalı...Yok böyle bi sey","label":5} {"text":"son derece sığ bir film.tabii ki izlemeden önce gerçek bir sinema eseri ya da herhangi bir derinlik,bir senaryo falan beklediğim yoktu,filmin amacı ve yapmak istediği belli.fakat keşke bu amacı doğrultusunda sık sık dans koreografileriyle doldursalarmış filmi,gereksiz ve ağır konulara dalmasalarmış belki daha eli yüzü düzgün görünürdü.ama pardon,böyle filmlerin illa ki hayata,kadere,aşka,tutkuya,aileye vs. dair söyleyecek bir şeyleri her zaman vardır.step upın üçüncü ve 3D çekilen bu son filmi de böyle boyundan büyük konuları ele alıyor ara sıra ve bazen gerçekten komik olan bir senaryo sunuyor önümüze.fakat amaç tabii ki sadece dans izlemek.3D olarak izlemedim fakat öyle izlemiş olsaydım da bu bana unutulmaz bir sinema deneyimi yaşatmazdı sanırım,çok da gerekli durmuyor filmin genelinde bu teknoloji.dans sahnelerine gelirsek,iki üç kısım hariç çok da aman aman figürler falan yoktu.film kendini izletiyor fakat kendi kategorisi içinde değerlendirdiğimde dahi çok da gerekli bulmadım izlemeyi.","label":5} {"text":"cok degisik kafalarla yapilmis bir film, birbirinden tuhaf karakterlerle bezeli.","label":7} {"text":"Açıklamada bahsedilen kesilmiş kısım Kagero'ya Tssainin tecavüz etme girişiminde bulunduğu sahnedir . Ayrıca bu kesilse bile diğer uzuv kesme ve kan sahneleri hesaba katılınca zaten her türlü ailecek izlenebilecek film kategorisinden uzaklaşıyor. Neden bu sahneyi kesme ihtiyacı hissedilmiş garip doğrusu. Köyde bulunan bir altın madeni yüzünden çeşitli komploların döndüğü bir yerde, burayı ele geçirmek için tutulmuş olan şeytan sekizlisi ile Jubei, Kagero ve ihtiyar yoldaşlarının mücadelesini izliyoruz. Yılına göre çizimleri fena değil hikayesi ortalama bir anime. Sıkılmadan izledim.","label":6} {"text":"filmi sinemada izlemediğime pişman oldum bence güzel bir film...","label":6} {"text":"Basit ve klişelerle dolu bir yapım olmuş.İzlemeyenlerin hiçbir kaybı olmaz.","label":2} {"text":"Tabut sahnesi, klostrofobikler için değil!","label":9} {"text":"Kanada 'da Sheridan College'ın BAA animasyon programından 13 öğrencinin yaklaşık 7 ayda ortaya çıkardığı, bir yaya geçidindeki trafik lambasında bulunan karakterimizin bir gün rutin görevinden hayli sıkılıp dans etmeye başlaması trafikte bekleyen yayaları ayartır. Çok geçmeden trafik lambasını yerinden sökerler ama yerine koydukları soğuk bir 'WALK' yazısı yayaları tatmin etmeyince karakterimizin imdatına yine yayalar yetişir.","label":8} {"text":"kralların kralı aslan kral efsane senaryosuyla müthiş bir izlenesi bir film en güzel müzikleri düyacagınız kurgusuna hayran olacagınız bir film karekterleri seslendirenlerin yüregine sağlık oynlar mikrofonun başında süper iş çıkarmışlar","label":9} {"text":"Bütün olumsuz yorumlara aldırmadan gidin izleyin,bu kadro ne zaman bir araya gelir bir daha kim bilir.Sinema sever olarak bu kadroyu bir arada izleme keyfini kaçırmayın","label":7} {"text":"Etkileyici film nedir? Beklentin belli bir limiti aşmamışken seni kendi dünyasına alıp şaşırtan filmdir kesinlikle. Sihirbazlar çetesi böyle bir film işte. 2013 de müthiş hasılat yapan, gişeleri alt üst eden filmleri düşününce bu filmin ne kadar da olağanüstü olduğunu düşünmeden edemiyorum. İnsan zekasına hakaret etmeden ve her sürpriziyle senin tatmin eden bu tür filmlerin devamını dilemekten başka yapacak bir şey yok sanırım. Başlangıç, Sihirbaz, Prestij ve şimdi de Sihirbazlar çetesi... İnsan bunları sinemada devamlı görmek istiyor. Ve umarım da görmeye devam ederiz... Saygılar...","label":8} {"text":"Güzel görüntülerle birleşen filmin seneryosu biraz zayıf bence, daha güzel bir film çıkabilirdi ortaya. Ama yinede görüntüler güzeldi bence.","label":7} {"text":"Bu adam ciddi bir aksiyon çekmiyorBence böyle daha iyi komedi unsuru filmi daha güzel yapıyor.","label":6} {"text":"Fragmanı izlediğimde kafamda oluşturduğum filmle,izlediğim arasında uçurum vardı.Fantastik desem değil,eğlenceli desem değil.Anlamsız,boş bir film olmuş.Luc Bessona yakışmadı...5/10","label":4} {"text":"Hemen açın izleyin. Yeah!","label":9} {"text":"[spoiler][/spoiler]ÇOK AMA ÇOK GÜZELDİ HERKESİN ELİNE CANINA SAĞLIK , RECEP İVEDİK FİLMİNDE SALONLARO DOLDURANLAR ZAHMET ETMEMİŞLERDİ GELMEYE KOCA SALONDA 11 KİŞİYDİK , ÜLKE NASIL ELDEN GİDİYOR ÇOK DAHA İYİ ANLADIM","label":9} {"text":"sıradan bir adamın sıradan bir hatası ve ödenen bedel ardından gelen intikam... Tabi böyle baside indirgemek filmi yavanlaştırıyor. Film basit, banel diyerek aşağı tutulamaz çünkü bir intikamın insanın içinde nasıl köklenip budaklandığını gösteren en iyi filmlerden biridir. Üstelik intikam olduğunu anlamıyorsunuz başta, en sevdiğim de buydu. İşin içinden bilim kurgu çıkacak gibi gelmişti. Filmin bilinmezlik düğümü öyle bir ustalıkla çözülüyor ki hem meraklarınızı körüklüyor hem de çıkan sonuç şaşırtıyor. Son sahnesinde bile yok artık dedirten sahneler replikler vardı, hiçbir sahne hiçbir söz öylesine yapılmamış söylenmemişti. Hepsi birbirine bağlı kilitlerdi. Bu yüzden dikkatle izlenmesi ayrı bir zevk verecektir. Seçilen müzikler de yerindeydi. Çekimlerde kullanılan teknikler yönetmen imzası taşıyor dedirten kaliteyi gösteriyordu. Suçlu kim hangisine üzülelim dedirten bir sonla biten biraz rahatsız edici duygular aşılayan bu filmi sağlam kafayla izleyin derim:)","label":7} {"text":"Kendisini komik görüpte sürekli film yapmaya çalışan garip tiplerin filmlerinin yanında bu film gayet izlenir. Sevmediğim sahneleri olmasına rağmen, kahkaha attırmasa bile güldürebilecek bir film.","label":6} {"text":"Kamera hep Loung'un yüzünde, nereye baksa bizde oraya bakıyoruz ve çocuk gerçekten iyi bir oyunculuk sergilemiş. Zaman zaman sıksa da belli bir tempoya sahip film. Amerika'yı aklama çalışması değil en azından, her şeyi bütün çıplaklığı ile ortaya koymuş. Sondaki mayınlı sahneler biraz rahatsız edici idi.","label":6} {"text":"kötü bir film. bunun açıklaması yok. yani nerden bakarsanız bakın kötü. romanın çekiciliği bile kurtaramamış. yani uma turman bile kurtaramamış. arkadaşlar üçüncü sınıf okuyucuların ilgisine bile birinci dereceden seslenemeyecek bir film.","label":1} {"text":"Gerçek dediğin insanın içine öyle bi oturuyor ki, ya bunu kabul ediyorsun ya da kaçıyorsun, eninde sonunda şu an ki sen oluyorsun. Bu film de o gerçeklerden birisi bence. Tüm saflığıyla, hiç bir filtresi olmadan, çırılçıplak anlatılmış bir gerçek.","label":8} {"text":"Senaryo bir kere çok aşina olduğumuz bir senaryo keşke farklılık olsaymış biraz birlikte adayı keşfetselermiş,ne biliyim değişik ve ilgi çekici bişiyler olabilirdi..Onun dışında ailece izlenir ama 20 yaş üzeri için çok iç açıcı olmayabilir.6/10","label":5} {"text":"Şato temalı korku filmleri sevenler için, 60'lar çok değerli örnekler'e sahip.. Tıpkı House of Usher gibi The Haunting'de seyirciyi sürekli tedirgin ediyor ve günümüz korku filmlerinde bulamayacağımız bir etki bırakıyor...","label":8} {"text":"İnsanları güldürmek için yaratılmış sanki. uzun zamandır bu kadar çok gülmemiştim. teşekkürler cemyılmaz :)","label":9} {"text":"Tam anlamıyla kusursuz, efsane bir film. Pixar'ın ilk filmi ve animasyon film sayısının artışını sağlamış bir filmdir. Oscar'a aday olan ilk animasyon filmi. Konu orijinal, karakterler başarılı. Güzel hikaye, başarılı seslendirmenler, ilgi çekici bir konu birleşince ortaya efsane bir film çıkıyor. Buzz ve Woody arasındaki ilişki çok güzel.Buzz'ın kendini astronot sanması da güzel bir detaydı. Filmin Türkçe seslendirme kadrosu da mükemmel. Özellikle Haluk Bilginer ve Mehmet Ali Erbil çok iyi iş çıkartmış. Film hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap ediyor. Herkese tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Bu filmi izleyenler gerçekten anlamamıs olsalar gerek bu kadar düşük not almış film. Hiç haketmemiş bence insanı ekrana kitleyen komedisiyle kahkahaya boğan bir filmdir. Kültürleri birarada bulundurmustur basarılı bir şekilde.","label":7} {"text":"Bu film ne yahu izlerken sıkıldım yarısında çıktım hiç tavsiye etmiyorum param bişuna gitti bence sizde boşuna para vermeyin hadi gg","label":0} {"text":"Sorumlu bir dil kullanacagim derken sorunlu bir dille bitirmis olayi. Bu her seye deginme hastaligina da ben hastayim yahu. Guzel bir sey olacakken oldukca basit filme donusuyor hele son tam komedi.","label":7} {"text":"Bana yer yer Wong Kar-Wai nin Aşk Zamanı ve bizden Kader i hatırlatan bir film...","label":4} {"text":"Tavsiye etmem mümkün değil böylesine vakit kaybı yaşatan başka bir film yoktur heralde kelimenin tam manasıyla re za let","label":0} {"text":"Harika bir film çok başarılı olmuş. Film Türklerle Suriyelilerin ilişkisine benzetilebilir. İzlemeye giderken önyargınızı bırakın da gidin. Ve empati kurmayı unutmayın. Hakkını verin şunun. MÜKEMMEL :)","label":9} {"text":"karınca z süpersin ya bu kadar sevimli bir karakter olabilir mi 7 den 70 e herkesin sıkılmadan izleyebileceği süper bir film","label":7} {"text":"allah belanızı versin","label":0} {"text":"Şahane bir kurgu. Bayıldım. Lezbiyen filmleri arasında en sevdiklerimden. İzlemeye değer.","label":8} {"text":"Arkadaşlar filmden istediğiniz bilim kurgu ve aksiyonu rahatça alıyorsunuz. Film bu senenin en iyilerinden olabilecek bir yapıt izlemenizi ısrarla öneririm. İYİ SEYİRLER","label":7} {"text":"Sadece Serdar ORÇİN için bile izlenmeye değer bir filmdi benim için. Oynadığı karakterlerin ruhunu mimiklerinden, vücut hareketlerine... çok iyi yansıtabilen az rastlanır oyunculardan birisi. Filme gelince: Bir akvaryumu, ya da sakin bir akarsuyu izler gibi tıpkı. Göreceli bir şey, ama bana iyi hissettirdi.","label":8} {"text":"film versyonunu için hikayeyi beğenmeyen insanların kitaba sadık kalınarak filmin çevrildiğini akıllarında tutmaları gerekir, zira 1890'larda yazılmış bir kitapta bu derece kurgu, bu derece hikaye ve fantastik olay vardır. tek farkı, kitaptaki detayların görsel olarak efektlerin yardımı ile daha iyi görülebilir olmasıdır. ha şimdi okuyunca hadi canım..& deriz yine, o ayrı.. o açıdan belki yönetmenin bu kadar sadakatle adaptasyon yerine yaptığı eklentileri biraz daha abartıp filmi daha sürükleyici ve etkileyici kılmasını bekleyebilirdik, ki zaten bence film bu yüzden puan kaybediyor. guy pearce tutuk tutuk konuşarak psikopat bilimadamı imajını güzel vermiş, sonradan coşkun macera adamına dönüşüyo tabi, o ayrı.. jeremy irons elricvari imajı ve başarılı oyunculuğuyla öne çıksa da çok az gözükmesi kötü olmuş. samantha mumba yerine de daha güzel bir bayan bulunabilirdi, zira eloi'leri elf gibi canlandırmıştım ben gözümde.","label":8} {"text":"mischaya zaten the o.c den beri hayranım öldüğünde bende ağlamıştım onu çok seviyorum tek kelimeyle harika bi kız bence","label":6} {"text":"Süper bir aile filmi herkese tavsiye ederim!!","label":9} {"text":"çıkış noktası, konuyu sunuş şekli ve sınırları, yatatmaya çabaladığı atmosfer filmin artıları. ancak karakterlerin çok tutarsız, tahammül edilemeyecek kadar aptal davranmaları filmin tadını kaçırıyor. çok daha korkunç, hatta gerçek bir kült olabilecekken mazemesini boşuna harcıyor. biraz daha uğraşılsaydı keşke. yine de bu tarz korku filmlerini daha fazla görmek isteriz.","label":6} {"text":"Eski film olduğundan galiba bu puanı. Konu leş. Anne ve çocuğun oyunculukları yüzünden kendimi iple asıyordum evde.","label":0} {"text":"mükemmel, gerçeklik ve algı. ayrıca ned beatty'nin tanrı tiplemesi de çok iyiydi. başucu","label":7} {"text":"Gizli bir klan tarafından yetiştirilip Ninja Suikastçisi olan Raizo,klanıyla ters düşüp yolarını ayırır.Ninja Assassin aksiyon dojazı yüksek hatta abartılı derece sahneleriyle bu tarzı sevip göz yumanlar için iyi bir seçim olabilir.Güney Koreli şarkıcı ve Oyuncu olan Rain Filmin başrölünde.Aksiyon filmlerini seviyorsanız ve başka bir arayışınız yoksa sevebilirsiniz.Yoksa abartılı gereksiz bir film gelebilir.","label":4} {"text":"süper bir film. çok doğal ve bizleri anlatan bir film.","label":9} {"text":"çok hoş bir filmdi.. Karadeniz ezgileri ve o coğrafyada yaşanan sosyopolitik olaylar çok güzel işlenmiş.","label":7} {"text":"Harry Potter serisinin 6. kitabından uyarlama olan yapım; bu sefer Melez Prens odaklı. Serinin başlarında ki çocuk kahramanlarımız bu sefer gençliğe adım atmaktadırlar ve aşk denilen kavram hayatlarında karmaşık duygular yaratmakta. Ron karakteri daha bir şapşal, Hermione daha bir güzel ve Harry daha bir karizmatik olmuş. Film finali ile hayal kırıklığı yaratmış anlaşılan. Pek kimse finalinden hoşnut olmamış. Bence filmin en doygun karakteri Slughorn. Jim Broadbent çok sevimli ve mimiklerini ustaca konuşturuyor. Orta karar bir Harry Potter filmi.","label":5} {"text":"Gladiator un müziğini yapan ve müziğe aşık olmamı sağlayan HAns Zimmeri de unutmayalım...","label":4} {"text":"Dün akşam filmin galasındaydım.Beyazperdenin bu film ile ilgili sorduğu soruya doğru cewap vermiştim,şanslıymışım,teşekkür ederim Beyazperde.Filme gelince,arkadaşımla resmen gülmekten yerlerde süründük,seslendirmeler de iyi olunca çok keyifli bir film izlemiş olduk,son zamanlarda gittiğim en iyi animasyondu diyebilirim,Kung-Fu Panda kadar zewk aldım filmden,mutlaka sinemada (mümkünse 3-d) izleyin derim,10/10","label":9} {"text":"filmin son sahnesi etkileyiciydi, görsellik ve kurgusuna söz yok, yogun bir emek harcanmış, bana göre hakettigi yeri alamayan filmlerden","label":7} {"text":"The lake house un farklı bir versiyonu gibi olmuş. İzlenir mi? İzlenir.","label":6} {"text":"ne gerçek ne fantastik olabilmiş. vasat.","label":5} {"text":"Uyarlamaları, başarı hikayelerini, hayalleri peşinde koşan insanları sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir filim. İnanılmaz bir öykü, tutkusu için okyanusları aşan, hayalini gerçekleştirmek için gözünü kırpmadan harekete geçen bir adam Burt Munro. Sempatikliği, sıcakkanlılığı, doğallığı ve amatör heyecanı Anthony Hopkins'in yeteneğiyle birleşince unutulmaz bir performans çıkmış ortaya. Akıcı, heyecanlı, yer yer gerilimli muhteşem fakat az bilinen bir filim. Gözden kaçmasın, ayrıca gaza getirici filmler arasında üst sıralarda yer almalıdır zannımca.","label":7} {"text":"final vakti kafa dağıtmak için izleyeyim dedim demez olaydım. kafa iyice karıştı. çıkarılacak sonuç : hoş vakit olsun diye izlenebilen bir film. insanı yoruyor. ona göre :)","label":6} {"text":"Özellikle hukukçular tarafından mutlaka izlenmesi gereken bir film.","label":8} {"text":"Türk insanını genel bakış açısını gösteriyor,komik sahneler var çok güzel değil ama izlenir bence","label":6} {"text":"tek kelime berbat","label":0} {"text":"Kitaba sadık kalışı bakımından ciddi anlamda hoşuma gitti.Muhtemelen okumayan insanlarca beğenilmeyecek detayları vardır.Fakat okuyan biri olarak diyebilirim ki oldukça duygulu ve geçişleri fazlasıyla tatmin edici bir yapım olmuş.Güzeldi.Harika bitti ve berbat derecede 1 seneyi iple çektirdi.8/10","label":7} {"text":"Haksızlığa uğramış bir insanın intikamının çok ötesinde olan, politik mesajlarıyla en iyi filmlerden birisi olarak anılması gereken eser.","label":9} {"text":"Kırmızı başlıklı kız masalına farklı bir bakış açısı sunduğu için izlenebilir ama ben beğenmedim. Hikaye bir bütünlüğe sahip değil. Tüm bunlar rüyamıydı gerçekmiydi anlaşılamıyor. Final ise anlatılmayacak boyutta saçma. Ben beğenmedim tavsiye etmiyorum.","label":0} {"text":"'Adalet eleştirisi'ni çok sığ bulduğum, tam bir 'adam çok zekiymiş aslında beyler' filmi. Şahsen çok tahmin edilebilir ve başarısız bulduğum bir film.","label":0} {"text":"Her yönüyle harika bir savaş ve dram filmi olmuş Ayla, yer yer gözleriniz dolacaktır izlerken. Filmde gördüğüm tek sıkıntı son yarım saatin bana kalırsa gereksiz uzatılmasıydı, bunun dışında harika bir yapım olmuş. Warner Bros'un katkıları da savaş sahnelerinde ortaya çıkıyor zaten.","label":8} {"text":"İZLEDİĞİNİZE PİŞMAN OLMAYACAĞINIZ KALİTELİ BİR FİLM Danimarkalı Yönetmen Kristian Levring tarafından çekilen The Salvation (İntikam), klasik Western filmlerinin aksine, yeniyi aramaktan korkmayan Danimarka, İngiltere, Güney Afrika üçlüsü ülkelerin Amerikan film endüstrisine karşı cesur bakış açısının yansıması bir film olmuş. Amerikalılar vahşi batı filmi çekmek isteyen Avrupalılar için ‘spagetti westerni‘ diye tabirleri konuşadursunlar, kendi ellerinden çıkıp giden bu türün yeni örnekleri geldikçe, Hollywood film üretimleri tel tel dökülüp geriden bu işi takip eder hale dönüştü. Afro Amerikalıların yaptığı gibi yerli kabilelerin elinden kayıp giden hazineyi keşfedip, Avrupa filminin estetik tüm yapısını filmine eklemeyi başarmış. Konu sıradan, basit, pek de karmaşık olmayan ‘öç alma’ hikayesine dayanıyor. Doğu toplumlarında klasik ‘kan davası’ diyebileceğimiz algı konunun tamamına hakim. Hollandalı göçmen Jon Jensen Amerikan rüyasına inanıp zengin olma umuduyla Hollanda’dan yeni kıtanın yolunu tutar. Akabinde eşini ve çocuğunu da yanına getirten Jensen, ailesiyle evine doğru yol alırken kötü adamların saldırısına uğrar. Hemen filmin başında kötü adamı öldüren hızlı silahşor için kötü günler bu andan itibaren başlayacaktır. Saldırıda ailesini kaybetmiş, ayrıca öldürdüğü kişinin abisini kendisine düşman edinmiştir. Eli kanlı bir çetenin lideriyle girişeceği ‘ölüm kalım’ savaşı ailesini kaybetmiş acılı bir insanı yaşama bağlı tutacaktır. İstanbul Film Festivali’nde izlediğim film geç de olsa vizyona girerken, Avrupalıları Western filmlerinde yakaladıkları başarıyı tüm dünyaya gösteriyor. Aslında Hollywood kendi kültüründen sıkılıp zamanında ‘Uzaylılar ve Kovboylar’ gibi abuk filmler çekmiş, bu tarz yapımları teknolojik yapımlarla birleştirmeyi denemişti. Seyirciyi ilk önce cezbeden ‘tekno westren’ üretimleri tutmamış, Clint Eastwood’ un oynadığı eski yapımlar her daim gözde kalmayı başarmıştı. İşte eski klasik western filmlerindeki konu dokusunu yakaladığımız The Salvation (İntikam) özellikle görüntü kalitesindeki çekicilikle izleyenleri perdeye kilitliyor. Yönetmenin çağdaş Avrupa sinemasının estetiksel tüm ögelerini filmle bütünleştirdiğini göz önüne aldığımızda başarının sırrını anlamış oluyoruz. Olayların karizmatik kötü adamı Henry Delarue’yi oynayan Jeffrey Dean Morgan, “İntikam” rolünün hakkını veren Mads Mikkelsen, güzelliğiyle sinema perdesine yeniden ışık tutan Eva Green filmi öylesine etkili hissetmişler ki, ‘karakter oyuncusu’ diyebileceğimiz üç isim sil baştan konuyu sürükleyen oyuncular olmuş. Yönetmen ilk sahnede yakaladığı aksiyonu son sahneye kadar taşırken oyuncuların gücünden ilham almayı biliyor. Şöyle diyeyim, filmin ilk elli dakikası heyecan/gerilim düzleminde ilerlerken geriye kalan kırk üç dakika çatışma sahnelerinin meyvelerini veriyor. The Salvation (İntikam) klasik Western tadında, çağdaş görüntü kalitesiyle modern sinemanın seçkin örneği olmayı başarmış bir yapım. Danimarkalı Levring kendisinden beklenmeyecek düzeyde kaliteli bir film çekmiş ve ‘konu-olay’ ikileminde sürükleyici oyuncuları aynı açtı altında buluşturmuş. Kesinlikle bu eşsiz konuyu kaçırmayın.","label":7} {"text":"konusu cok etkıleycı","label":7} {"text":"Çok şey vaadetmiyor belki ama sıcak ve samimi anlatımıyla izlenmeyi hakediyor. Güzel yaklaşım, espri ve tespitler barındırıyor. İkili arasındaki iletişimi de en samimi şekilde yansıtıyor. Aynı kişinin yazması, yönetmesi ve oynaması da takdire şayan. İki başarılı başrol var. Her genç kızın hayali olabilecek bir adet de Gustavo karakteri mevcut ama hikaye bu kez Gustavo aleyhinde gelişiyor. Battaniye altında osurma kapasitesi olan insanlar için terkedilen Gustavolar da filmde kendinden bir parça bulabilir. 7/10","label":6} {"text":"Uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi. Kültür, edebiyat, sanat birazcık seviyorsanız bu film sizler için muhteşem bir eser. Based on a true story","label":7} {"text":"Böyle aşağılık bir film yapmak kesinlikle insanlık suçu!! Neler yokki filmde pedoli, nekrofili, gay ilişki, çocuk istismarı ve dünya lugatına geçen newborn porn. Anca deep web kullanıcılarının aradığı cinsten bir film. Hostel, İrreversible, zombie holocaust. cannibal holocoust gibi snuff filmlerin yanında pamuk prenses kaldığıdır...... kesinlikle izlemeyin diyecem ama benim gibi merak edip izleyeceksiniz","label":0} {"text":"\"amerikalı\" bi astronotun \"uluslararası\" uzay istasyonunda bulduğu \"rus\" kozmonot giysisini giyerek \"çin\" istasyonunun kapsülüyle dünyaya döndüğü film.","label":6} {"text":"Amerikan filmlerindeki atlama, kovalama, dövüşme, öldürme sahnelerine ara vermek isteyenler için eli-yüzü düzgün güzel bir film. İçeriği çok dolu olmasa da, sadeliği, doğallığı ve hayata dairliğiyle izleniyor.","label":7} {"text":"Son dönem Türk sinemasına bakıldığında gerçekten üst düzeyde bir komedi filmi diyebiliriz. Kıvanç Tatlıtuğ, gerçekten döktürerek sadece yakışıklılığı ile buraya gelmediğini de kanıtlamış oluyor bu filmde. Senaryo, görmeye alıştığımızın dışında fazlasıyla bağlı ve bir bütün halindeydi. Final de daha yavaş ve sindire sindire işlenilseydi tam bir başyapıt olabilirdi.","label":8} {"text":"Minimalist yaklaşımla ele alınıp, oldukça realist bakış açısı ile işlenen, bazı bölümlerinde sağlam mide gerektiren, fotoğraf karesi şeklindeki harika çekimlerin resmen konuşup dile geldiği, kalite kokan politik & psikolojik kombinasyon. 7,5 / 10","label":7} {"text":"İkincisinden kat kat iyiydi ama ilkinin yanından bile geçmiyor. Niye gittiysem....","label":4} {"text":"Yönetmenin elinde Jason Statham'ın kasedi vardı herhalde. Böyle berbat bir filmde oynamayı kabul etmesinin başka türlü açıklaması olamaz. Bir Peker Açıkalın eksik öyle diyeyim.","label":0} {"text":"Bu film çoğu filmleri ti-ye alan bir film. harika ötesi komedi. belden aşağı vuran sahneler var ancak bu bizimkiler kadar terbiyesizce değil. 10/10","label":9} {"text":"dinimizle alkası olmayan saçma bir senaryo üzerine kurulmuş bir film. aslında dinimizi karalamak için'de yapılmış olabilir. kesinlikle izlemeyin","label":0} {"text":"15 yaşın üstündeyseniz kesinlikle zaman kaybı.","label":4} {"text":"o porselen bebek benim olmalı çok tatlı kırılgandı, filmdeki görseller harika ben sıkılmadım ama durağan giden bir film.","label":6} {"text":"1 puan verirken içim acıyor. çünkü 1 puan bile fazla.1/10","label":0} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi yerli film. Festival filmi olmasına rağmen temposu yavaş değil, insanı hiç sıkmıyor. Ayrıca Tsilla Chelton da çok iyiydi, özellikle torunu ile olan sahnelere bayıldım.","label":7} {"text":"öncelikle, jagten yazanlar ya ilgili filmi izlememiş koyun sürüsü ya da filmi izlemiş ama koü'yü izlememiş bir papağan familyası. neden? öğrenci yaşı çok farklı biri iftira diğeri değil biri mağdur diğeri maganda biri hoca diğeri sözde hoca acı çeken kimse olmadı bir de. dolayısıyla hiçbir şey benzemiyor. ha yönetmen istese bence vuruculuğu çok daha iyi verebilirdi fakat aşk üçgeni sahneleri ile fil harika veya iyi olabilecek iken eh olmuş. filmle ilgili birkaç izleten şey ise: iyi bir baş karakter yazımı ve harika oynanımı, doğanın filme etkisinin hissedilmesi. not: alevi norman bates bayağı kötü yazılmışv ve oynanmış. ha bir de dizdar'a ödül verilmesi ne alaka? oscar'a benzemiş cannes da.","label":6} {"text":"filmin müziği nedendir bilmiyorum bana hep lolita yı hatırlattı nedendir?","label":8} {"text":"gizli servislerin bu kadar yolgeçen hanı olmayacağı dışında, ortalama bir macera filmi.","label":7} {"text":"2013 yılına drama kategorisinde damgasını vuran film!!! mükkemmel işlenmi bir aşk ve fedakarlık hikayesi.","label":9} {"text":"Andrew Garfield'in Spiderman Performansı Tobey Maguire den kat kat iyi ayrıca nihayetinde senaristler Comic Booklardaki bir spider-man karekteri yaratabilmişler.. spider-man in dövüşürken ki iğnelemelerini, alaycılığını sonunda görebilmek beni mutlu etti. Sam Raiminin Spider-man serisi gerçekten kötüydü.. Her na kadar tam anlamı ile tatmin etmesede Sam Raimi üçlemesine nazaran ben bu filmi sevdim. finalde Sinister six suprizi hoştu, devam filmleri olacağı belli oluyor.","label":7} {"text":"Riddick yine formda.. Senaryo biraz daha iyi olabilirdi, yaratıklar da daha farklı olabilirdi aslında.. Yine de izlenebilir, akıcı bir film olmuş..10/7","label":3} {"text":"Yer yer mantık hataları olsa da güzel gerilim izleyiniz efendim. 7.3/10 iyi seyirler","label":6} {"text":"Çerezlik oturdum, en iyi zamanda yolculuk kurgusu ile karşılaştım.","label":6} {"text":"kafkaesk distopik bir film yersen..... :) film boyunca insan kendine benzeyen birini gördüğünde böyle davranmazki dedim. adam şizofren dahi olsa aynı zamanda farklı iki hayat yaşayamaz. istediğinde birini bırakıp ötekine kaldığı yerden de başlayamaz. Çelişkiler derim distopik derler susarım. İzleyicinin yardım olmadan görmesinin çok zor olduğu metaforlar dışında, bi kaç ilintiyle kafa karıştırılmaya çalışılmış abartılı bir film......","label":5} {"text":"Bana, \"aşk iki kişinin zıtlıklarının eşitlik bulması mıdır?\" sorusunu sordurtan film olmuştur kendisi. Uzun zamandır listemdeydi daha önce izlemediğime pişman olduğumdur.","label":7} {"text":"Aşk seven romantik zamanin askin degerini bilmek icin izlenmesi gereken harika bir film👏🏼Emegi gecen herkese tesekkurler ama aileyle gitmeyi tercih etmeyin😉","label":6} {"text":"bu serinin ikinci filmi ilkini aratıyor bazı sahneler de saçmalıklar serisine dönmüş 6/10 fazla haketmiyor","label":5} {"text":"film beklenenden çok daha fazlasını izleyiciye sunuyor.kaliteli ve gerçekten çok estetik bir yapım olmuş:)daha önceki filmlerine nazaran daha fazla diyalog kulanan yönetmen bu yaklaşımıyla da göz doldurmayı beceriyordu.filme hayran kaldım diyebilirim,yani bittikten sonra kafanızda o kadar çok senaryo oluşuyor ki hepsini tek tek düşünüp acaba ne oldu diye aklınızdan geçirmeye başlıyorsunuz.güney korenin parıldayan yıldızı kim ki duk her filminde olduğu gibi Zaman’da da size unutulmaz bir sinema deneyimi yaşatıyor...","label":8} {"text":"Muhteşem bir görsellik,aksiyon ve müziklerden ibaret ''Sucker Punch''.Bunlara azami özen gösterilmişken senaryo biraz es geçilmiş.Karakter tahlilleri başarılı ama konu derinliği sıfıra yakın.''Watchmen'' tarzı bir film bekleyenler hayal kırıklığına uğrayacak.Ama sinemada böyle filmlere de ihtiyaç var,her film devrim niteliğinde olmak,çığır açmak zorunda değil.Minimum beklentiyle zevkli bir eğlencelik olacaktır.","label":6} {"text":"Filmin başından sonunu çok kolay tahmin edebiliyorsunuz. Çok basit sıradan bir konu olmuş. Hep dediğim gibi Mıurat Boz gibi birine sırf yakışıklılığı var diye oyunculuk yaptırıyorlar ama beceremiyor olmuyor. Bence vakit kaybıydı. Ne güldürdü ne aşk duygusunu yaşattı. İzlemeseniz de olur bence.","label":3} {"text":"Genelde filmlerin ilki daha güzel olmasına rağmen bu filmin remake i olan My Girl And I filminin çok daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Japonlar romantik komedi işinde pek sağlam değiller. Ama filme tamamen kötü demek de haksızlık olur. İzlenebilir kıvamda.","label":5} {"text":"Filme ağır işliyor diyenler acaba kitabın ilk serisini okumuşlar mı? Kitap zaten ağır ben daha kötü bekliyordum okurken bile hayal gücünüzü zorluyor. Bu kadar iyi çekebilmelerine şaşırdım. İlk kitabı 2 3 seriden yapacaklarını okumuştum bir yerde o kadar ağır bir bilim kurgu yani. Siyaset politika din savaş felsefe ne ararsan var kitapta hangi birini 2 saate sığdırsınlar. Çok başarılıydı","label":9} {"text":"çok yavan bir film. aziz nesin izlese yarısında çıkardı herhal. bir oyun bu kadar berbat bir uyarlama ile filme nasıl çekilir şaşıyorum. şafak sezer başarısı olsa gerek.","label":0} {"text":"bence filim oldukça güzel herkeze öneririm","label":9} {"text":"ÇOK GUZEL FİLM HARİKA TAVSİYE EDEİORM KESİNLİKLE GİDİNİZ","label":9} {"text":"Kibirli, egosu yüksek, acımasız orkestra şefi Lydia Tár'ın iş hayatı, yükselişi ve düşüşü, aşk hayatı ilişkileri anlatılırken, karakterin sevimsizliği bir tarafta kalıp Cate Blanchett'in oyunculuğunu izlemeye odaklanıyorsunuz. Kibiri öyle bir yansıtmış ki oyuncu seyirciye bile neredeyse yukardan bakıyor. Ezildiğinizi hissediyorsunuz ve karakterden nefret ediyorsunuz. Görsel ve sanat tasarımı olarak oldukça başarılı olan film kurguda seyirciyi zorluyor. Özellikle baştaki uzun diyologlar seyirciyi sınarken, sanatı konu alan filmi sanatsal yolla anlatalım tarzıyla hedef kitlesine ulaşmaya çalışıyor.","label":7} {"text":"Fazla şey hakediyor ama yazmadan evvel biraz kafayı toparlamak lazım. Hatta sanırım bir kez daha izlemek lazım. Eksikler var tabi, ama fazlaları çok daha fazla.","label":8} {"text":"Dışarıya çıkma ihtiyacı hissetilmediği, içerisindeyiyecek içecek giyim spor aktivitelerin yapıldığı bir gökdelen.. Böyle bir yerde alt ve üst katlarda olan insanlar gruplaşmaya başlamış ve kendi hegomonyalarını kurmak istemişlerdir. Film deşiddet ve insanların kıskançlıkları üstün olma çabaları anlatılıyor. Zaman zaman sıkıcı sahneler, beklentinizi yüksek tutmayın..","label":4} {"text":"Mukemmel ..uzun suredir bu kadar gulmedim hicbir komedi filmine ..Kesinlikle gidin .Caglar Corumlu ve ekibini tebrik ederim.😄😄😄","label":9} {"text":"Kişiliği berbat olsa da geriye tesiri hep sürecek şarkılar ve tam bana hitap eden bir \"Michael Jackson cinematic universe\" bıraktı. Stan Winston ve John Landis'e birer adet kısa korku filmi çektirmiş ama prime dönemlerindeki Coppola ve George Lucas'a kısa sci-fi çektirmek başka. Ama ilginçtir ki diğer 2 filme oranla en vasat senaryo ve müzikler Captain EO'da. Jackson garip uzaylılardan oluşan mürettebatı ile Yüce Lider'e bir kargo götürür ve zorba askerler ile liderlerini müziğin gücüyle dansçılara çevirir. \"Dünyayı böyle kurtaracağız\" gibi asalak bir mesajla da biter. Yine de eğlenceliydi.","label":5} {"text":"filmde hiç çocuk olmaması güzel bir detay bize gelecekle ilgili durumun ehemmiyetini anlatıyor. distopik filmlerden hoşlananların kesinlikle kaçırmaması gereken bir film.","label":8} {"text":"Filmin konusunu bile anlamadan çıktık filmden🙈😂 düzensiz,anlamsız,zaman kaybı olan bi film, tavsiye etmiyorum 👎","label":0} {"text":"'Çocuklar Duymasın' dizisine, esin kaynağı olan film...","label":4} {"text":"Cem Yılmaz'ın yeni filmi çıkmış dur izleyelim de keyfimiz yerine gelsin gülüp eğlenelim diye düşünenlere kötü bir haberim var. Pandeminin o ağır atmosferi çok güzel işlenmiş, sokaklar boş kasvetli ve karanlık. Kullanılan renkler başarılı. Özge Özberk'in oynadığı kısımlar olmasa da olurmuş eczane bölümleri bir tık gereksiz geldi bana. Sırf üstat Celal Kadri Kınoğlu ve onun muhteşem oyunculuğu için bile yeniden izlenilir. Kendisini çok özlemişiz.","label":6} {"text":"Sayısız defa insanın boğazını düğümleyen, gözünü dolduran harika bir fim. izlemek için beklemek bile hata olur.","label":9} {"text":"bu filme bayılıyorum ((=","label":9} {"text":"yine efsanevi bir video oyunu yine bok eden bir zihniyet. yapmayın kardeşim şu oyunların filmlerini. bu adar mı alay edilir izleyenle. filmin ismine ve tom abinin hatrına izledim, efektleri fotoşopla yapmış allahsızlar. klişenin ötesine geçmiş ucuz bir ameriakn filmi. stv nin tv filmleri ayarında bi film olmuş. efektler rezil ötesi tekrar edeyim. 1/10","label":0} {"text":"İngilizcelerini anlamakiçin çok çaba harcadım, kötü bir aksan vardı ve çok hızlıydı ve şarkıları biraz gariptii. Çizimler ve konu çok hoştu. Küçük çocuklar sıkılır bana göre, daha çok gençlere yönelik bir film.","label":6} {"text":"Penelope Cruz & Salma Hayek'in güzellikleri ve performanslarıyla biraz olsun seyrettiren, genel olarak sıkmayan, çerezlik niyetine tüketilebilecek yapımlardan biri. 5 - 5,5 puan civarında.","label":5} {"text":"Filmi izlemedim ama sinemada izlermiyim bilemiyorum. Fakat bir filme yeteri kadar giden yoksa bu bir miktarda filmin pazarlanma şekliyle ilgilidir. Yani şahsen sinema sitelerini dolaşmasam...vs bu filmden haberim olmazdı. Veya karşımda sinema olamsa... Ben filmin siyasi çekilmiş olmasından ve bazı çarptırmalar olmasından çekiniyorum açıkçası. Güz Sancısı filmi birazcık siyasi kokup, birazda çarptırma söz konusuydu filmin konusunun iyiliğine rağmen. Hatta son derece rahatsız edici bazı detaylar vardı bu çarptırmalarda. Bu filminde böyle olmasındna çekiniyorum. Bu yüzden kısıtlı para kaynağımı muhtemelen bu filmle harcamayacağım,sadece vcd çıktığında izlerim herhalde.Veya Tv de gösterildiğinde...Kısa süre zarfında göstereceklerinden eminim tvlerde. :)","label":4} {"text":"Buradaki 'kesin gidin', 'çok güldük' gibi yorumları okuyup tercihimizi bu filmden yana kullandık ama kullanmaz olaydık. Hem vaktinizi hem paranızı boşuna yazık etmeyin!","label":0} {"text":"yine bir filmin oyuncuların değil, yönetmenin marifeti olduğunu görüyoruz. kadroya bakın: colin firth, rachel weisz ve david thewlis!! lakin gitmeyen bir film, maalesef yarıda bıraktım.","label":4} {"text":"Arabalar ve kızlar. Filmin en kısa özeti bu olsa gerek. Hızlı ve Öfkeli müthiş bir ilk filmle merhaba demişti sinema severlere. Bu ilk filmi vasat iki film takip etti. Bu 4. film 2 ve 3^ü geçmekle beraber maalesef yinede 1in çok uzağında. Kadroyu bir araya toplamakta fayda etmemiş maalesef. Filmde yine bildiğimiz üzere yarış sahneleri ön planda. Bunun yanında bir kaç arabalı aksiyon ahneside mevcut. Açıkçası Need For Speed oyununun gerçek arabalarla çekilmş versiyonunu çok beğendim. Ama arabalarla illaki bir kaç aksiyon sahnesi çekmeliyim düşüncesi çok komik sahnelere neden olmuş. Örneğin filmin açılışındaki petrol tankerini takip ve tankerleri çalma sahnesi o kadar mantık dışı ve saçmaki gülmemek elde değil. Film zaten saçma değilmi diye soran olursa cevabım, tamam bazı saçmalıkları zaten isteyerek kabul ediyoruz filmi izlerken. Zaten filmin neye benzediğini bilerek gidiyoruz ama bu kadrada değil yani derim. 6 kişilik bir ekip 3 arabayla bir petrol tankerini takip ediyorlar. Petrol tankerini kullanan şoför tek başına. Başka hiç kimse yok. Bizimkiler ne yapıyor dersiniz. Sırayla akrobatik hareketler yapıyorlar. Arabalarını düz giderken birden ters çeviriyorlar, geri geri giderek tankeri takipe devam ediyorlar. Arabadaki kişilerden biri aracın arka tarafına geçerek oradaki bir çengeli tankerin çekicisine atıyor ve nasılsa bir seferde tutturuyor. ( Bu olay 3 kez daha oluyor )Ve tankerleri kamyondan ayırıyorlar. Uzatmayalım bin bir türlü aksiyon ve tehlike ile tankeri çalmaya çalışıyorlar. Ya arkadaş 6 kişisiniz. Tankerdeki adam tek başına yaşlı başlı bir adam. Kesin tankerin önünü, indirin adamı, alın tankeri gidin :) Bu kadar tehlikeye ve maceraya ne gerek var. Ama o zaman film olmaz değilmi. İşte böyle sahnelerle dolu bir film. Vin Dieslin karizma bakışlarınıda merak ediyorsanız vede boş zamanınız varsa izleyin derim.","label":6} {"text":"Beyazperde yorumlarını hep ortalama olarak adil bulurum ama bu filme haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Etkileyici sahneleri var ve çok geniş bir konu kısıtlı süreye bazı munzurluklarla güzelce sığrıdılmış. Bazı izleyiciler bu gidişatı takip edemeyip filmin kopuk olduğunu düşündüler herhalde.","label":7} {"text":"Eğlence için izlenilir televizyon veriyor arada hala.","label":6} {"text":"Komedi tarzında bir polisiye film. Diyaloglar çok iyi. Konu güzel fakat bu kadar kıt bir olay örgüsünün bir buçuk saat sürmesi gerçekten abes. Sinematografisi bile filmi izletir, saçlar kostümler vs. iyi hazırlanılmış. Oyunculuklar aşırı iyiydi özellikle teyze ve Veronica. Filmin sonunda adamın vasiyetnamesini tek küçük kıza vermesini bekletken saçma sapan bir son ile bitti. Netflix her zaman olduğu gibi yine en saçma olaydan bile lezbiyen ilişki çıkarttı. Filmin sonunda da iki feminist söylem ooh, Netflix görevini böylelikle tamamlar. Film aşırı kötü olmasına rağmen çok kafa yordurtması, her şeyin komik bir şekilde düğüm olması, oyunculukları ve teknik detayları nedense kendini izletir.","label":6} {"text":"o güzel varlıkları, elfleri tekrar görebilme, hayran olma şansı vermiştir bu filmler. hele ki yüzüklerin efendisini bıkmadan defalarca izlemiş biriyseniz. ama yarım kalıyor bazı şeyler içinizde hani dizi tadında olmuş. anlıyorum tabi ki seri filmi ama yüzüklerin efendisi de seri filmiydi ve biz o yarım kalmışlığı hissetmedik. bu anlamda da gereksiz uzun ejderha sahneleri yerine biraz daha doldurulabilirdi film. onun dışında görsellik, efektler çok iyiydi tabi ki. zaman kaybı değil kesinlikle ama bir yüzüklerin efendisi değil.","label":6} {"text":"Yönetmen Ang Lee şuana kadar iki başarılı yapıta imza atmıştır birisi Brokeback Mountain diğerde bu film. Farklı bir fantastik, otantik atmosferin içine sokuyor bizi film. İnsanların dövüş ustası olduğu, çok yükseklere kadar zıplayabildikleri, uçabildikleri, yer çekimine meydan okudukları bir ortam. Dövüş sahnelerinin bolluğuna rağmen neredeyse kan hiç yok sadece bir kaç damla. Kılıçlarla yapılan o muhteşem kavgaları hayranlıkla izledim. Bu sahneler için çok uğraşılmış. Gerçekten çok ustaca çekilmiş. İzlediğinizde insanların havada uçması filan size saçma gelebilir ama film o kadar iyi bir görüntü çiziyor ki bunları hiç düşünmüyorsunuz sanata bakıyorsunuz sadece. Sahneleri bana Kill Bill'i hatırlarttı, kılıçlarıyla dövüş sahneleriyle o filme benziyor tek fark dökülen kan miktarı. Şuana kadar kılıçlarla yapılan en iyi sahnelerin bu filmde olduğunu söyleyebilirim. Etkileyici ve kültürel. Bilgeliğin bile savaşta kavgada gösterilmiş hali. İzlenmesi gerekli bir yapıt. 10/8","label":8} {"text":"film hakkında çok bişey söylemeye gerek yok arkadşlar söylemişler zaten. Onur Ü. nün yapıtları hakkında ne söylesen eksik kalır da, o ayrı mesele. Onur Ü. izlemeye çoçukken deli yürekle başlamışım, leyla ile mecnun dizisiyle devam ediyorum. Adamın yaptıkları ben farkında olmadan beni hep kendine çekmiş, bu filmi de Onur Ü. yaptığını bilerek gitmedim, afişine bile bakmadan izledim, filmin adı insanda adı kadar kocaman bir merak uyandıyor çünkü.","label":7} {"text":"Gerçekten çok üzüldüm zamanıma yazık oldu. O kadar saçma ve çekim hatalarıyla doluki hayal kırıklılığı.","label":1} {"text":"çok afedersiniz ama bok gibi bir filmdi","label":0} {"text":"bir diğer yandan, bu üçlünün iç dünyalarına doğru serüvene çıkmayacürret etmiş yönetmen, pek hoş karşılamadım doğrusu.. sürreal sahneler ise etkileyici olmaktan uzak..","label":5} {"text":"-----spoiler---- göktaşının dünyaya çarptığı ve insanlığın silindiği nadide filmlerden. -----spoiler---- işin garip tarafı insanların inanılmaz rahat olmaları. işe gidiyorlar, çim biçiyorlar. diğer amerikan filmleri gibi bir kaos ortamı pek yok. ütopik. dünyanın son üç haftasını yaşıyor olsam böyle mi olurdum ben de? sanmıyorum. gerçi filmde de yer yer bu umursamamazlık var, çocuklara içki içirmek, eroin kullanmak gibi. gel gelelim film fena değil, klasik hollywood davranışları da mevcut çerezlik bir film.","label":6} {"text":"bu filmi izlerken aklıma sürekli the wolf of wall street ve robert de niro'nun çektiği şu an ismini hatırlayamadığım maftya filmi geldi. Onlardan önce izlemiş olsaydım \"iyiymiş lan\" diyip bitiricektim ama senaryo o kadar tanıdık ki şu an. Vakit geçti iyi oldu diyip kapadım. O değil martin neden bu filmin aynısını 2013 yılında çekme ihtiyacı hissetti acaba. Başroldeki elemanın yaşadığı anlar birebir wall streette de vardı.","label":7} {"text":"her platformda tartışmaların yaşandığı kimisinin 5 para etmez dediği kimisininse favorileri arasına giren film.. ben beğenenlerdenim.. ben yoğun duygular içindeyken izlemiştim belkide ondan favorimdir..","label":8} {"text":"Filmin daha ilk dakikalarında bu tür ''found footage'' filmlerinden sıkıldığımı anladım.Her gerilim-korku sevdalısı genç yönetmen-senaristin böyle filmler çekmeye niyetlenmesi çok ama çok sıktı artık ve yüzde yüz para amaçlı için çekilen yeniden çevrim korku filmleri ya da Michael Bay'in rezil ''Transformers'' serisi gibi filmler bile bunların yanında daha sempatik duruyor.En başta sinirlendim bu filme evet ama bu sinir daha sonra yerini başkaları için utanmak duygusuna bıraktı,derme-çatma ve her bir yanı dökülen senaryosundan dolayı.O kadar acemi işi ki kendini çok ciddiye almasının altında ezilip gülünç bile oluyor zaman zaman.","label":4} {"text":"Vasat. Oyunculukları profesyonel gelmedi bana yeterince. Komiklik olsun diye düşünüp saçmaladıkları yerler var. Bir iki sahnesinde hakikaten güldüm ancak komedi filminden daha fazlasını bekliyorum. Mantıklı bir konusu ve ilerleyişi olup ta cinsellik/argo yerine mizah barındıran, gerçekten komik bir film sanırım gelmeyecek bu memlekete.","label":3} {"text":"Bence bir komedi filmden mantik aramak dogru degil, ama bu komedide espiriler çok güzel kullanılmış. Çok akıcı bir film. Herkese izlemeyi tavsiye ederim. Pişman olmazsınız.","label":9} {"text":"Bir boka yaramaz korku filmi diye gittik komedi filmi gibi güldük. Boşuna gitmeyin.[spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"En az ilk film kadar iyi hatta belki daha da iyi. ''The Guardians of Galaxy will return.''","label":8} {"text":"Sinopsisi baya yavan işlenmiş. Yalnızca kendi varlığı için yaşayan babalara, evlatlarının son tokadı sert gelir. Hele bir de çocukları arasında ayrımcılık yapıyorsa! Dustin Hoffman bu durumda rolünün hakkını iyi vermiş. Parçalanmış sindirilmiş kocaman insanların hazin dramı.","label":7} {"text":"Now is Good (Şimdi Güzeldir) filmi lösemiye yakalanmış genç bir kızın tedavisini sonlandırmasının ardından hayatının son döneminde yaşadıklarını konu alıyor. Tessa’nın anne ve babası ayrıdır. Sorumluluk almayan bir anne, bu sebepten ötürü tamamen anne olmuş ve aşırı kızına düşkün bir baba ve bir erkek kardeşi vardır Tessa’nın. Tessa’ın ihtiyaç duyduğu ikisi de değildir. Tessa hayatının kalanı için hayalindeki yapmak istediklerini listeler ve bu listeyi tamamlamaya çalışır. Zaman geçtikçe listedekilerin bazıları önemini yitirir, bazı yeni maddeler gelir. Tessa'ın yapmak istediklerinin başında da biri ile beraber olmak gelmektedir. Ancak bunu tanımadığı biriyle yapmak istemez, derken komşusuna (Adam) aşık olur ve son dönemini onunla beraber geçirir. Komşusu Adam, liseyi bitirmiş ama hiçbir planı olmayan bir gençtir. Tessa Adam’ım hayallerini düşünmesi ve harekete geçmesi için örnek olur. Listedeki maddelerin bazıları çılgınca da olsa, denemekten çekinmeyen Tessa, yaşadıklarıyla listesini kontrol edip güncellemektedir. Açıksözlü, hayatına tutunan, cesur bir karakter Tessa... Duygulara çok iyi hitap eden bu filmi izlerken bol mendile ihtiyaç duyabilirsiniz. Yazının tamamı Blog'ta...","label":8} {"text":"askerlerin bozuk askeri hiyerarşi içerisinde kokuşmuş bir adalet sisteminin kurbanı olduğunu gösteren anti-militarist bir film.","label":7} {"text":"Sanırım Ryan Reynolds un izledediğim en vasat filmiydi, kesinlikle bilim-kurgu değildi, kötü bi fanteziydi, komedisi çok sıkıcıydı. Bütçesine baktım da hiç öyle 116 milyon dolarlık film değil yani, filmin içinde klasik bi netflix bayıklığı var. Filmi izlerken sürekli aklıma Adam Sandler geldi. Umarım ileride Ryan Reynolds un daha iyi işlerine rastlarız.","label":3} {"text":"Öncelikle her Jane Austen severi de filme bayılmayacak, benim bayılmadığımgibi. Hikaye güzel, erkek oyuncular iyi ama Keri Russel'in role gittiğini düşünmüyorum hatta gıcık oldum kadına, Jennifer Coolidge de fazla abartılıydı Austenland a hiç mi hiç yakışmamış. Bunlara rağmen gerçek hayatta da bir Austenland olsa fena mı olurdu.","label":5} {"text":"Ne film ama 3 saatlik bir film normalde insanı bunaltır. Ama bu film için onu söylemek zor. Kurbağalı film olarak zihnimde kalacak. Tom cruise fazla rol almamasına rağmen oldukça iyi performans sergilemiş. Başka hayatların kısmen kesişmesini işleyen filmleri seviyorsanız izleyin derim.","label":7} {"text":"filmde hiçbir şey yok ama hiçbir şey sadece Kenan'ın oyunculugu var bunun dışındakilerin fazlasınıda zaten hergün dizilerde izliyoruz..","label":4} {"text":"Fena film değil, belki erkekler için çok fazla anlam taşımayacak ama şiddeti,tecavüzü,yalnızlığı yaşamış kadınların kendilerini bulacağı bir film olduğu kesin.Bu arada Monique harbiden son bölümde döktürüyor. Oskarı illa güzel birine verip Holivudun şanını yücelteceklerine oyunculuğuyla iz bırakan birine vermeleri doğru karar.7/10","label":6} {"text":"konu çarpıcı senaryo orta şeker film kısa vede daa iileri var.. sadece bakıp geçilesi bir film... a beautiful minds ve fight club tan esintiler var...","label":5} {"text":"Yarım bıraktığım nadir filmlerden. Çok çok kötü ve sıkıcı. 40 dakika dayanabildim ancak. Kitapları ve filmleri yarım bırakmaktan nefret ederim ama izleyemedim ne yazık ki. 👎👎👎","label":1} {"text":"Sinirlendirdi, gerdi, merak ettirdi, nefret ettirdi, şaşırttı, üzdü, acındırdı, fark ettirdi....","label":6} {"text":"Fetih 1453'e hala gitmedim, neden bilmiyorum inat ediyorum. Sinemalara bakinca da gördüm ki kendini yillar önce kanitlamis bir sanatçi Eastwood J.E.Hoover'in filmini çekmis gitmek mantikli tabii, hemen biletimi aldim. Öncelikle filme konu olan Edgar Hoover'in hayatini anlatan film bize adamin hayati üzerinden bugünün FBI'nin nasil olustugunu ve bu servisin nasil bugünkü halini aldigini anlatiyor. Bunu yaparken tam bir üç kagitçi olan Hoover'in özel hayatini ve fikirlerini de bize gösteriyor. Film Hoover'in gençlik yillariyla baslayip, onun sagci siyasi görüsleriyle birlesiyor ve FBI'in olusumunu gözler önüne seriyor. Filmde FBI'in, nasil komünistleri yendigini ardindan nasil banka soygunculariyla basa çiktigini görüyoruz. Tabii bu sirada gangsterlerin nasil gözden düstügü ve pazarlama politikasiyla FBI'in nasil Amerikan halkinin gözünde iyi bir yer edindiginide anliyoruz. Anlatim genel olarak güzel olsada, FBI tarihi için tam bir özet belgeseli niteliginde. Film olmak için kisilesmeyi becermeye çalisiyor ama siradan oyunculuk bunu sikintiya sokuyor. Özellikle karakterlerin yaslilik dönemi filmde çok yer tutuyor lakin yapilan çok basarisiz makyajla The Muppet Show'a benzeyecek kadar rezalet bir is çikariliyor. Oyunculukta ise karakterlerin genç halleri gayet güzel islenmissede, yaslilik halleri insaniçok sikiyor. Bütün resme baktigimda ise, olabilecekken bazi yanlislar yüzünden insani etkileyemeyen bir film olmus. FBI, yani Amerikanin derin devletini anlamak için gidilebilinecek bir yapim. Lakin film olarak çok doyurucu degil, çok bir beklentiniz olmasin.","label":4} {"text":"Sardıra Sardıra izledim. Mantık dışı reaksiyonlar, baş rol kadının kanser edici kararları, olay örgüsü sadece genel hatları ile gerçekçi. Mesela [spoiler]hapisten kaçanların olması, polislerin öldürülmesi, isyan olması. Her biri farklı yönlerden kusurlu.[/spoiler]. Müzikler düzgün seçilmemiş, atmosferi izlerken hissettirmiyor. Film izlerken ne olacak diye beklemiyorsun. Akşama ne yesem diye düşünüyor ve sosyal medyadan gelen mesajları yanıtlıyorsun.","label":3} {"text":"Güzel bir psikolojik gerilim. Sonunu özellikle metaforlarla iyi bir şekilde bitirmişler. Mitolojik hikayesine de göndermeleri gözümüzden kaçmadı. :)","label":6} {"text":"sto ya katılıyorum berbat","label":2} {"text":"mukemmel bir film.. herkeze tavsiye ederim. son zamanlarda yapilmis en iyi film","label":7} {"text":"Maalesef müzik görsel efektler açısından başarılı olsa da konu olarak hiçbir şey sunmuyor. Duygusal kısmı bile doğru düzgün kullanmamışlar. Sonunda sürücüyü neden savundular anlamadım. Cinayet işledi bu adam ne sempatisi?","label":4} {"text":"müthiş bir film arkadaşa katılmıyorum bence herkesin rahatlıkla izleyebileceği mükemmel bir film","label":9} {"text":"Bu film kesinlikle eğlence amaçlı seyredilmemesi gereken , referans ve alegorilerle dolu. Güzel bir film. Filmi anlamak için infernoyu anlamanız gerekir. Dante nin ilahi komedyası gibi insan varoluşsal çaresizliği , cehennemden kurtulma gayreti eklenebilir.Burada italya seçilmesi batı medeniyetinin fikir başkenti ve ve batı medeniyetinin kruşendoya ulaşması ile birlikte veriliyor. gelinen noktada insanlığın kendi sonunun medeniyet eliyle olacağı fikri irdeleniyor.en basitinden binanın içine ermenistan kapısından girmeleri bile ilginc referans taşıyor.ayrıca avrupa faşizminin doğduğu yer italyanın istanbulu yok etmeye çalışması tesadüf değil.dantenin en nefret ettiği cehennemin en altında gördüğü islam ve onun sembolu istanbul , sienanın türbanı referansları önemli.","label":9} {"text":"Çok güzel bir film gerçekten.. Beklediğimin çok üstündeydi.. Kötü yorum yapanların filmi izlediğine inanmıyorum çünkü filim iyi olmuş","label":9} {"text":"özellikle bilgisayarda yaratılan animasyonların hastasıyım ama maalesef bu filmden zevk alamadim..4-12 yaş arası çocuklar sevecektir ama yetişkinler uzak dursun, hiç ince espri yok ve konu ilkokul çocuklarına göre...dvdsini arşiv için aldim ama sırf animasyon dvdlerim eksik kalmasin diye.....nerede toy story ve shrek nerede bu film....harcanan emeğe yazık....","label":1} {"text":"Ali Atay'ın ilk yönetmenlik denemesinde yaşadığım yer olan Kocamustafapaşa'nın sokak ve caddelerini görmek güzel oldu. keyifle izlenebilen bir yapım 7/10","label":6} {"text":"Yönetmen bir tutam hannibal filminden bir tutam the revenant filminden katmış. Senmisin böyle dandik film çeken 10 puan. İlk filmi içerdeyi 2007 de çek tür içerisinde başarılı bir film sonra, klişelerle dolu rezil bir filme imza at..","label":0} {"text":"Aşk, aksiyon, heyecan, oyunculuk var. Ben çok beğendim. Finali çok tatmin edici olmasa da izlemeye değer bir film. Geçmiş gelecek bağlantısı güzel harmanlanmış.","label":6} {"text":"Filmi izlemek isteyenler için link ; http://www.youtube.com/watch?v=9aT8lkJHDGM Lakin pek bir esprisi yoktu filmin. Onu da belirtmek isterim.","label":3} {"text":"Çekimleri ve Efektleri başarılı buldum, biraz eksiklikleri olsada oyuncularda iyidi diye bilirim, 2. Dünya savaşında geçen dram yönü insanı duygulandıran bir film, kıyıda köşede kalmış az bilinen fakat izlenmeye değer diye düşünüyorum bir şans vermenizi öneririm.","label":7} {"text":"Bir yandan Balkanlar'da yaşanan siyasi fikir ayrılıkları ve acımasızca süren savaş yüzünden dağılan bir ailenin dramı anlatılırken, öte tarafta bu durumun doğurabileceği komedi unsurları eğlenceli bir şekilde işlenmiş. Dolayısıyla, filmde yaşanılanlar bir yandan üzüntü verirken, diğer yandan kahkaha atmanız işten bile değil. İzleyicisini içine çeken trajikomik bir Balkan öyküsü..","label":7} {"text":"Tatlı bir film ama herşey bir yana görsellik o kadar güzel ki her sahne ayrı bir fotoğraf gibi.","label":6} {"text":"Fena değil ama ilk film kadar beğenmedim.","label":6} {"text":"çok gereksiz bir film öylesine çekilmiş gibi tam bir vasat kesinlikle izlemeyin.","label":0} {"text":"İzlerken hem keyifli hem de depresif hissettim. Film de zamanın bir anda akıp gitmesi vurgulanıyor, bu endişe verici ancak gerçek. Beğendiğim oyuncuları bir arada görmeyi seviyorum.","label":9} {"text":"çok baba bir film müzikleride harika olmuş .","label":9} {"text":"yorumlara baktım biraz izledikten sonra temposu yavaş, saçma mantık dışı vs. serzenişleri ön planda bu tarz yapımlarda ikinci unsura pek takılmam. lakin bana göre aşırı akıcı güzel bir temposu var sigaramı almak için durdurdum sadece ne ara başladı ne ara bitti anlamadım. şimdi de biraz eleştirelim. son 20 dakika sıvamışlar. o kısım hiç sarmadı beni izleyiciyi şaşırtmak isterken kendileri o duruma düşmüş. bu tarz yapımları seviyorsanız deneyin derim.","label":5} {"text":"Tamamiyle çerezlik bir film olduğu düşüncesindeyim. Kadın erkek çatışmasını güzel bir şekilde dile getirmiş, Angelina Jolie ve Brad Pitt'in oyunculukları da iyi, aksiyon sahneleri falan da başarılı ama gene de çerezlik.","label":6} {"text":"scarlett bu kadar güzel de olmazsın gercekten ya..","label":8} {"text":"Filmde herkesin Türkçe konuşmuyor olmasını sevdim fakat dil geçişleri rahatsız ediciydi. Mesela 2 alman yalnızken Türkçe konuşuyorlardı. Giriş sahnesi çok didaktik ve epik geldi bu kadar göze sokulan nasihat replikleri hoşum gitmiyor. Ayrıca birini öldürdük diye kahkahalarla gülen kişiler fazla korkutucuydu yani bir insanın bundan zevk alarak gülüyor olması korkunç. Kostüm ve mekanları oldukça başarılı buldum bu kadar iyi olabileceğini beklemiyordum. Uçakların olduğu görsel efektleri de bir o kadar kötü buldum fakat Türkiye de yapılan filmlerle karşılaştırınca başarılı geliyor. Burcu Biricik'in kısa dans sahnesini çok sevdim keşke daha uzun olsaydı dedim çünkü bence oldukça eğlenceliydi. ","label":5} {"text":"Hindistandaki \"cast\" sistemini eleştirmeye odaklanmış olan bir film. Zengin bir ailenin çocuğu, fakir biri ile kesinlikle evlenemez. Hatta bazı ebeveynler, buna yeltenen çocuklarını öldürebileceğini bile söylüyor. Bu bağlamda, başkalarını kınayan bir ailenin başına benzer bir durum geldiğinde ne derece ileri gidebileceği anlatılmaya çalışılmış. Her ne kadar polliyanavari bir sona sahip olsa da, oyunculuklar, şarkılar, koreografiler, Kajol ve Juhi Chawla'nın son derece sempatik duruşu filmi keyifli bir şekilde izlettiriyor. Bazı noktalarında epeyi abartılar ve sırıtan noktalar var elbette. Örneğin, yumurtaların üzerine düşen adam sahnesinde tek bir yumurtanın bile kırılmaması veya gündelik kıyafetleri ile küvette yıkanan kadın gibi..","label":6} {"text":"Ben bu filme giderken çok önyargılıydım hatta filmi vizyona girdikten bir hafta sonra izledim sanırım önyargım Özcan Denize idi. Ancak açıkçası filmi izlerken gözlerime inanamadım son zamanlarda izlediğim Hollywood yapımı Romantik Komedilere silip süpürecek tarzda bir modern Romantik Komedi var karşımızda. Belki çok büyük bir iddia olacak ama bir Hollywood yapımcı bu filmi izlese filmin hakkını remake yapmak için satın alırdı. Özcan Deniz, Deniz Çakır ve diğer oyuncular çok başarılı, kurgu ve senaryo çok iyi. Ben bu filmden müthiş keyif aldım.","label":7} {"text":"Heyeccan verici kaliteli bir film...","label":7} {"text":"Amerika dışişleri bakanının o dönemki açıklamasına bakınız :) \"Ülkesinin insanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünist olmasına seyirci kalamayız. Meseleler, Şilili seçmenlerin kararına bırakılamayacak kadar önemlidir\" ve NO da anlatılan NO aslında Amerika ya çıkarılmış bir NO dur. Bakır madenlerinin karteli yüzünden yapılan darbe, eziyetler, ölümler... Çok ucuz hayatlarımız var. Filme gelince : belgesel kıvamında ama çok da sıkıcı değil. Süper kahramanları izlemekten çok daha iyi olmalı","label":8} {"text":"Kesinlikle boşa zaman harcadım , tavsiye etmiyorum, bi western açıp izleyin daha iyi. Vatani için çarpışan askerler soyguncu oluyor. Sıkı korunan karantina bölgesine elleri kollarını sallayarak giriyorlar. Zombiler akillanmis rutuel bile yapan cete olmuslar. Bazıları vampir gibi uyuyor yok daha neler. Komedi olsa kismen tamam parodi diyecegim ama değil. Kurgu kopuk, sevmedim.[spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"Filmi ilk çıktığı gün izledim ama oyunculuğu çok acemi buldum. Daha güzel olabilirdi.","label":3} {"text":"Bu film bir siyasi film değil bir aşk filmi sevda filmi siyasi konulara değinilmiş ve değinilen konular gerçek maalesef.Böyle kaliteli filmlere yer vermeyen bütün sinemaları kınıyorum.Ama bu filmde küfür argo cinsellik olsa yayınlamaktan mutlu olurdunuz gerçekten yazıklar olsun.Şimdi sayı git gide düştü kalkmadan giidn izleyin derim böyle bir film yaptığı için Ahmet Yenilmez'e teşekkür ederim.İnşallah devamıda gelir...","label":9} {"text":"Türkiye standartlarına göre izlenilebilecek güzel bir film kutlarım Enes batura karşı ülke olarak bi önyargı var fakat tanırsanız gerçek hayatında mükemmel bir insan memleketim Kalkan’a tatile geldiğinde onu ziyaret etmiştim gerçekten karakterli bi insan olduğunu düşünüyorum","label":9} {"text":"Kapitalizm, insanı sömürür mü, fazlasıyla sömürür. Asla gözünün yaşına bakmaz. Bu film sevdiği kişiyi ve kendini savaş denen cehennemden kurtulmak isterken, çok daha başka bir cehennemin içinde tutsak kalan ve de yavaş yavaş Avrupa'nın en özgür insanından kapitalizmin kölesi olmaya doğru giden Sam Ali'nin öyküsüdür. Enteresan bir sona sahip olan bu film, gerçek bir kapitalizm eleştirisidir ve özgürlük üzerine yazılan en sağlam filmdir.","label":7} {"text":"beklentilerimin dışında bi film olmuş...fazla gülmedim açıkçası filmde...bence daha çok çocuklara yönelik bi çalışma...10/5","label":4} {"text":"abartı,abartı,abartı... ama bu film kötüdür anlamına gelmiyor, gayet iyi ve görsel anlamda doyurucu olmuş.. izlenmeli..***..","label":4} {"text":"Bu film gerçekten güzel ve derin.Öncelikle kanunlar, dram ve bir tane kağıdın insan hayatını nasıl mahvettiğini göreceksiniz.Eğer izlemediyseniz kesinlikle ama kesinlikle izleyiniz.Son dönemde çekilmiş en iyi filmlerden birisi. Her yasak kendi isyancısını doğurur diyerekten izlemelisiniz diyorum.Saygılaır (4,9/5 diyorum)....","label":8} {"text":"Film Recep ivedigin cizgi film versiyonu gibi cekilmis.Siveli konusmalar, hirsizliklar gaz cikatmalar .Bi film nekadar kotu olabilir sorusuna cevaben yapilmis bence.Bence cocuklarla gidilmemeli","label":0} {"text":"Sinan K reklamında cıktıysan nasıl ucuz olmuş olabilir... :S amerikan sineması sevicileri... öyle yada böyle sonuna kadar izledim 10 üzerinden 10 değil ama 7 veririm . askerlik yapanlar iyi anlar bazı yerleri.. izlenir iyi bi film","label":8} {"text":"izledikçe adamın triplerine hal ve hareketlerine küfrettim. zaman kaybının da ötesinde izlemeyin, izlemeyin, izlemeyin","label":0} {"text":"Senaryosunu, J. A. White'ın aynı isimli çocuk romanından (2018) uyarlarak Mikki Daughtry ve Tobias Iaconis'in yazdıkları “Nightbooks”, yönetmen koltuğunda David Yarovesky'nin oturduğu fantastik bir korku filmi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, yapımcıları arasında korku sinemasının efsane isimlerinden Sam Raimi'nin de (Ghost House Pictures) bulunduğu ve afişleri aracılığı ile The Lost Boys (1987) ve The People Under the Stairs (1991) gibi filmler ile içlerinde Hansel ve Gretel&in de bulunduğu çocuk hikayelerine saygı duruşu yapılan bu kapalı tek mekan Netflix filmine biraz daha yakından bakalım... Brooklyn, New York'taki bir apartmanda anne (Jess Brown) ve babası (Mathieu Bourassa) ile yaşayıp korku hikayeleri yazmayı takıntı& haline getirdiği için çevresindeki Joshua (Neil Emmanuel Lu), Cody (Eden Gjoka) ve Mia (Miley Haik) gibi arkadaşlarınca, tuhaf olmakla etiketlenerek dışlanan Alex Mosher (Winslow Fegley), yazmayı çok sevmesine karşın artık bu işe bir son verme kararı almıştır... O nedenle de, Nightbooks adını verdiği bir günlükte topladığı kısa hikayelerinin tamamını, kazan dairesinde yakmak üzere tıkıştırdığı çantayı sırtlayarak binanın asansörüne biner... Biner binmesine de... Birdenbire asansör yarı yolda durunca da Alex kendini, içeriye girmesi için büyülenerek neredeyse ittirildiği bir dairenin, açık olan kapısının önünde bulur... Meraklı bakışlarla içeri girdiğinde de, artık çok geç kalmıştır... Zira kendisinden önceki diğer çocuklar gibi Alex'te, Büyücü Natacha'nın (Krysten Ritter) tuzağına düşmüştür... Öyle ki, önemli bir beceriye sahip olmaması durumunda hayatını kaybedecektir... Bunun üzerine Alex, çok güzel korku hikayeleri yazdığını söyleyerek Natacha'yı ikna eder... Ancak kendisinden her gece bir hikaye isteyen Natacha'nın en önemli şartı, yazılacak hikayelerin iyi ve korkutucu olmasıdır... Elbette özgünlüğü de ayrı bir husus... Yoksa vay haline Alex'in... Neyse... Kapalı kaldığı dairedeki tıkırtılar üzerine çevresine şöyle bir göz atan Alex, önce Natacha'nın saldırgan ve ispiyoncu kedisi Lenore (Cleo ve Trixie) ardından da yine kendisi gibi tutsak olan Washington DC'den Yasmin (Lidya Jewett) ile müşerref olur... Yani içinde bulundukları büyülü daire, sabit durmak yerine bütün dünyayı turlayarak çocuk toplamaktadır... İlk kaçma denemesinde başarısız olan ve Natacha'ya yakalanan Alex, yakmaya götürdüklerinin arasındaki The Playground / Oyun Alanı& isimli hikayesini okumaya başlar... Fakat şimdilik paçayı kurtaran Alex'den Natacha, mutlu sonları olmayan yeni yazılmış taze hikayeler istemektedir... Bu durumda, Natacha'nın kütüphanesinde çalışmaya başlayan Alex, vakti zamanında kendisi ve Yasmin gibi tutsak olan çocuklardan Tek Boynuzlu Kızın&, kitapların içine kendi el yazısı ile aldığı kenar notlarını keşfederek okumaya başlar... Yetmez Yasmin sayesinde Alex, Natacha'nın her akşam düzenli olarak kullandığı mavi parfümün üretildiği özel seraya da girer... Ve böylelikle günlüğündeki bütün hikayeleri özenle parçalayacak olan Gremlin benzeri öğütücü yaratığı da hayatına sokmuş olur... Artık Alex'in, yeni hikayeler üretmekten yahut da kaçarak kurtulmaktan başka bir çaresi kalmamıştır... Dakika 46... Geride, büyüklerden çok çocuklara hitap eden ve ailecek güle oynaya izlenebilecek olan pek çok renkli sürprize de gebe olmasının yanı sıra görsel efekt ile makyaj teknisyenlerinin becerilerinin de ön plana çıktığı bu filmde, sizleri bekleyen 57 dakikalık bir bölüm daha mevcut... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"aşırı aşırı aşırı sıkıcı bir film.. uykum geldi ve resmen uyuttu.. korku- gerilim ile yakından uzaktan alakası yok bildiğin dram filmi bu.. ve El Orfanato filmine çok benziyor.. El Orfanato filmini de beğenmemiştim zaten.. sonuç olarak iki filmde berbat ötesi..","label":2} {"text":"Romantik film diyerek izlenirse vasat bir film. Aşk ve ayrılık için daha önce defalarca duyduğumuz cümleleri söylüyor film ama... sanata olan farklı bakış açısı, kadın vücudunun seks objesinden ziyade bir güç oluşu, resmin anı gerçekten nasıl güzel anlattığı ve zaman kavramına tersten bakışıyla izlenmeye değer bir film. Ayrıca o İsveçliyi bulurum! not: spoiler içinde yazılanlar film hakkında ama filmi ifşa edecek tarzda söylemler değil. İzlemeden önce okumak filmin heyecanını kaçırmaz ama şahsen en ufak bir detayı bile filmde öğrenmeği sevdiğim için spoiler içine aldım. 7.5/10","label":7} {"text":"Oldukça başarılı bir hikayenin ziyan edilişini izliyoruz. Savaşmanın insan ruhu üzerindeki etkisini tarif etmek zordur. İlgili dönemde de, savaştan kaçan insanlara karşı kurulan istiklal mahkemelerinin neler yaptığı ile ilgili bir anlatım yapmak için yola çıkıp çok sığ bir hikaye içinde kısılıp kalmış gibi görünüyor film.","label":2} {"text":"Kapitalizmin krizinin emekçi kitlelerde yarattığı yıkım artık saklanamıyor, halının altına süpürülemiyor, bu yüzden sermaye sınıfının çıkarları uğruna hayatları parça parça olan emekçilere sahte öyküler yazılması, yaşanmakta olan yıkımın yumuşatılması ve bilhassa orta sınıfların gözünde vicdanen kabullenilebilir hale getirilmesi gerekiyor. Nomadland, bu amaç doğrultusunda, ABD'de 2008 krizinin ardından sayıları bir milyonu aşmış olan, karavanlarda yaşayan, çağdaş uygarlığın hemen her konforundan yoksun emekçilerin yaşantısını alıyor ve bize gayet belgesel bir tarzda, sanki egzotik bir kültürün yaşam tarzını aktarır gibi sunuyor.","label":3} {"text":"Sonunu belli etse bile gerilimi düşmeyen, sıcacık bir yapım Unstoppable. 10/7","label":5} {"text":"daha nce fılmı cekılmıs bır konu uzerıne bıraz suleme ve fantastık bır gorunt baya ılgunc olacak","label":7} {"text":"21 Milyon gibi düşük bir bütçeyle çekilmesine ragmen onu bile karşılayamayıp sadece 16 milyon gelir elde etmiş, En İyi Orijinal Şarkı dalında Altın Küre adaylığı bulunan dramatik macera filmi.Başrolde Godfather filminin Genç Vito Corleone'si Robert De Niro bulunuyor.Yardımcı olarak;Karanlıklar Ülkesi serisinden iyi bildiğimiz Kate Beckinsale, Charlie'nin Melekleri'nden Drew Barrymore ve Yeşil Yol'daki psikopat deli karakteri ile tanıdığımız Sam Rockwell bulunuyor.Haftasonu tüm çocuklarını tekrardan evine çağıran bir babanın, çocuklarının gelemeyişi üzerine çocuklarının yanına ziyarete gidişini anlatan bir hikaye.Ağır tempoyla ilerlemesine rağmen bölüm bölüm olduğu için sıkmıyor ve oyunculuklar da bi o kadar etkileyici.Özellikle Robert De Niro'nun performansı göz dolduracak derecedeydi.Bize Baba kelimesinin tarifini başka bir yapımla tekrar kanıtlamış.Film oldukça kısa ve özdü.Anlatılmak istenen mesaj da açık ve netti.Günümüz modern ailesinin en büyük sorunlarından birisini tek cümleyle açıklıyor aslında.&Anne iyi bir dinleyici baba iyi bir konuşmacıdır.&Peki evlatların yalanları ne zamana kadar gizli kalacak? Mutlaka izlemeniz gereken başarılı bir dram filmi ve etkileyici final sahnesi..Fazla tanıtımı yapılmamış olması üzücü tavsiye ederim mutlaka izleyin iyi seyirler...","label":8} {"text":"Senaryosu, Charles Brandt’ın “I Heard You Paint Houses” (2004) isimli kitabından Steven Zaillian tarafından uyarlanarak yazılan “The Irishman”, yönetmen koltuğunda Martin Scorsese’nin oturduğu bir epik drama… Prömiyeri, 27 Eylül 2019’da New York Film Festivalinde yapılan ve (Academy ödüllerine aday olabilmenin bir şartı olarak) ABD’deki 1 Kasım 2019 tarihli sınırlı salon gösteriminin ardından 27 Kasım 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 8.1/10 (194.601 oy) ve 4.4/5 (1.046 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.8/10 (408 yorum) ve 94/100 (55 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, eksiği gediği bulunmayan “sıra dışı” bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de, beş kategoride Golden Globe, onar kategoride de Academy ve BAFTA Ödüllerine aday olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, 159 milyon dolarlık bir bütçe ile kesenin ağzını açmış olan Netflix’in, Hollywood prodüksiyonları standartlarında çekilmesini sağladığı filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, 62 yaşındayken 30 Temmuz 1975 tarihinde ortadan birdenbire “yok olan” Jimmy Hoffa’yı (filmin tamamlandığı 2018’de) 78 yaşındaki Al Pacino’nun, Hoffa’nın en son görüldüğü o gün 55 yaşında olan Frank Sheeran’ı 75 yaşındaki Robert De Niro’nun, yine aynı gün 65 yaşında olan Angelo Bruno’yu da 79 yaşındaki Harvey Keitel’ın canlandırdığı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Hele, aynı oyuncuların, bu karakterlerin 60’lı yıllardaki gençlik hallerini canlandırdıklarını da göz önünde bulundurursak, her ne kadar “En İyi Makyaj” kategorisinde de araya sıkıştırılmış bir ödül adaylığı dikkatimizi çekmese de, Scorsese’nin bu filmini bir “kozmetik mucizesi” olarak tanımlamanın hiç de yanlış olmayacağını düşünüyoruz… Tamam, hiç kimse filmografilerinde, “Serpico” (1973), “The Godfather: Part II” (1974), “Dog Day Afternoon” (1975), “Taxi Driver” (1976), “Raging Bull” (1980), “Goodfellas” (1990), “Scent of a Woman” (1992), “Reservoir Dogs” (1992), “Bad Lieutenant” (1992), “Casino” (1995) ve “The Departed” (2006) gibi filmler bulunan Martin Scorsese, Robert De Niro, Al Pacino, Joe Pesci ve Harvey Keitel isimli ustaların sinemadaki yeteneklerini tartışıp sorgulayamaz… Yahut da, üç saati aşan süresine karşın bu senaryo, dekorlar, kostümler, görsel efektler, müzikler ve kurgu için ağzını açıp konuşamaz… Ki bizde, haddimizi bilerek bunu yapmaya kalkışmıyoruz zaten… Ancak sade bir sinemasever olarak, sanki Hollywood’da bunu hakkıyla becerebilecek başka oyuncu kalmamış gibi, özellikle de 45 yaşındaki bir adamı 75 yaşındaki birine canlandırtma işi için “Bu kadar da, olmaz ki” deme hakkımızı da sonuna kadar kullanmak istiyoruz… Öyle ki, belki biraz yaralayıcı bir espri olacak fakat suratlardaki, “Joker”e bile taş çıkartan ağır makyajları görünce insanın, “Değmeyin yağlı boya var!” diyesi bile geliyor… Elbette (hani neredeyse bağırarak) “sırıtan” bu makyaj hususu, Amerikan sendikacılık tarihinden ilginç bir kesit de sunan bu filmi izlenilmez de yapmıyor… Emin olun biz, pür dikkat bir biçimde sonuna kadar ilgiyle izledik… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 14 Ocak 2020 günü saat 22.07’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"Gereksiz bir film diyebilirim. İzlemezseniz birşey kaybetmeyeceğinize emin olun.","label":4} {"text":"bende bu filmi beğenenlerdenim çünkü genelde richard gere oyunculuğunu pek beğenmediğimden bu filmde kandisini yeteri kadar iyi buldum ve film gerçekten sizi koltuğunuzda tutuyor uzun olmasına rağmen 10/8 hak etti","label":7} {"text":"hala izlemediyseniz, texas'taki paris'ten de haberiniz yoktur o zaman...","label":7} {"text":"bu filmi iki kısma ayırıyorum...1 asansörde çocukla karşılaşmadan önce 2 asansörde çocukla karşılaştıktan sonra..... güzel filmm tavsiye edilir","label":0} {"text":"Senaryosunu, Gregg Hurwitz ile Philip Eisner'ın birlikte yazdıkları Sweet Girl&, Brian Andrew Mendoza'nın yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi olarak geliyor karşımıza... 20 Ağustos 2021 tarihinde Netflix platformunda izleyicisi ile buluşan bu düşük bütçeli aksiyon filmi, FBI tarafından Pittsburgh'daki PNC Park Stadyumunun çatısında sıkıştırılan Ray Cooper'ın (Jason Momoa), kendini nehrin serin sularına bırakır bırakmaz start alırken birden bire kendimizi, olayların ilk başladığı yıllar öncesinde buluruz... Dr. Wu'ya (Reggie Lee) göre, Ray'in kanserin pençesindeki karısı Diana (Amy Brenneman) ve diğer pek çok hastanın tek kurtuluş yolu, BioPrime firmasınca üretilen Infirmam isimli oldukça pahalı ilacın muadili olan Spero'dur... Zira oldukça ucuz olması beklenen bu ilacın FDA onayı süreci de neredeyse tamamlanmak üzeredir... Ancak herkesin rahatlıkla ulaşabileceği bu ilacın üretimi, BioPrime tarafından verilen rüşvet ile sonsuza kadar durdurulmuştur... Yani gerek Diana ve gerekse de ekonomik durumu yeterince iyi olmayan diğer pek çok kanser hastası için kurtuluş umudu, yine kaf dağının ardında kalmıştır... Tam da bu olumsuz gelişmenin duyulmasının üzerine; CNN'deki, ilaç devi BioPrime'ın CEO'su Simon Keeley (Justin Bartha) ve Kongre Üyesi Diana Morgan (Amy Brenneman) arasındaki bir tartışmaya canlı yayında, telefon ile izleyici kontenjanından katılarak Keeley'e seslenen Ray, Keeley'i : Yüksek fiyatı nedeniyle Infirmam'a ulaşamayan karısının hayatını kaybetmesi halinde, bizzat peşine düşerek öldürmekle tehdit eder... 6 ay sonra... Karısının ölümünün ardından kızı Rachel ile beraber yaşayan Ray birgün, BioPrime hakkında çok özel bilgilere sahip olduğunu ve kendisiyle buluşarak bu konuda konuşmak istediğini söyleyen Vice muhabiri Martin Bennett'tan (Nelson Franklin) bir telefon alır... Ve oldukça karmaşık bir süreci takiben buluşurlar da... Fakat tam hareket halindeki metronun bir köşesinde sohbete başlamışlarken Martin, Ray'i de fena halde hırpalayan bıçaklı bir saldırgan, yani Amos Santos (Manuel Garcia-Rulfo) tarafından, babasını gizlice takip eden Rachel'ın gözleri önünde sonsuza kadar susturulur... 24 ay sonra... Aradan geçen bunca uzun sürenin ardından ilk gördüğümüz şey on sekiz yaşındaki Rachel'ın, babasının gittiği spor salonunda boks ve yakın dövüş sporları eğitimine başladığıdır... Şimdi bu da nereden çıktı, demeyin ve bu küçük ama önemli ayrıntıyı aklınızın bir köşesinde tutun... Derken... Unicef Bağış Müzayedesi için düzenlenen gecede Ray, bir punduna getirerek bıçağını Simon Keeley'in gırtlağına dayar dayamaz, rüşvetten tutun da Martin'in öldürülmesine kadar yaşanan bütün tezgahların arkasında Vinod Shah (Raza Jaffrey) adında birinin olduğunu öğrenir... Ve... Arkasında biri Simon diğeri de koruması olmak üzere iki ceset bırakan Ray, kızını da yanına aldığı gibi Toronto'ya doğru yola koyulur... Artık peşinde hem FBI hem de Vinod bulunmaktadır... En azından an itibarıyla biz öyle zannetmekteyiz... Dakika 36... Halbuki geride, asla tahmin edilemeyecek ve türün meraklılarını yeterince tatmin edeceğini düşündüğümüz ters köşe sürprizlerle dolu olan bomba gibi bir 73 dakika daha mevcut... Yeterki aksiyon sinemasının, yüz milyonlarca dolarlık bütçeli Hollywood prodüksiyonlarından ibaret olduğu sabit fikrine sahip olanlardan olmayın... Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"bir çok izleyici serinin en vasat bölümü olarak bakıyor bu filme.bu görüşe katılmıyorum.bence serinin en derli toplu en komik bölümüydü.korkunç bir filmi eleştirdiğim en büyük nokta balden aşağı esprileri abartılı olarak kullanmalarıydı.yaratıcılıktan uzak bu espriler can sıkıyordu.ancak 3.seride espriler biraz daha göze hoş geliyor.özellikle matrix teki kahinle dalga geçmeleri ve kahinin televizyondaki kadınla yumruklaşmaları çok komikti.sonuç olarak bana göre serinin en izlemeye değer filmiydi.bilmem bana katılır mısınız","label":7} {"text":"Gayet etkileyici bir felaket senaryosu, bazı sahnelerde mantıksal hatalar olsa da, yine de çok keyifli ve sürükleyici..","label":6} {"text":"Asıl konu nazi işkencesi değil. İşkence ve şiddet her çağda ve dönemde bir şekilde hayatımızın içinde. Bu filmde anlatılan konu, olaylara ve yaşananlara bakış açısı ve onlarla başa çıkabilme yönteminin önemi... fedakarlık ve iz bırakabilme... en önemliside bunu çocukların yada sevdiklerin için yapabilme...","label":8} {"text":"Cok ovuldugu icin izledim ama bekletimi karsilamayan film. Zaten filmin ortasinda katil belli idi. Gereksiz uzunlukta 3 saatlik bir film...","label":5} {"text":"bu seneki akademi ödülleri adayları arasında görünce izlenmiş ve ardından adaylara ve seçenlere \"bu sene de olmamış\" dedirten film. bunun neresi adaylık aldı şimdi allasen?","label":6} {"text":"Evdeki çocuklar ile iyi gider...","label":4} {"text":"erkek modeline tekabül aynı hızda türeyen kız modelinide unutmamak lazım :) saygılar berbat bir film.","label":2} {"text":"Açıkçası Eastern Promises filmini izledikten sonra film hakkındaki düşüncelerim tepetaklak olmuştu. Kanımca Eastern Promises yanında biraz sönük kalmıştı bu film. Bu adam hakikaten mükemmel bir oyuncu Keşke Peter Jackson da güzel kullansaymış yüzüklerin efendisinde....","label":6} {"text":"Çaresizliği yaşatıyor resmen film","label":7} {"text":"Klasiğin dışında bir polis filmiolması en çokbeğendiğim yönüydü. Filmin başındaki 20 katlı binadan atlayıp yere çakılma sahnesi son yıllarda izlediğin en komik sahnelerden biriydi. Sadece osahne için bir kere daha izlerim filmi. 10 / 9","label":8} {"text":"Zihnini açık tutanlara dairÇocukluğumuzda hepimiz hayaller aleminin birbirinden renkli dünyalarına savrulmuşuzdur muhakkak. Kimi zaman insanın kendinden kaçmasına kapı aralamıştır bu. Kimi zaman ise; yaşadığı mutsuzluklardan ki, bu hayata dair olabilir, insanlara dair olabilir, kendimizi arındırmak için bir sığınak oldurup içinne dalmışızdır, umarsızca ve gerçeklikten bir an da olsa sıyrılarak. Çocukluk yıllarımızı biraz gözümüzün önüne getirdiğimizde ve zihnimizin kapısını azıcık araladığımızda, belki o yaşlardaki hissetmiş olduğumuz duyguları yeniden içimize işletebiliriz, kim bilir. Sinemanın da hayal dünyasından beslenen bir çocuk olduğunu düşündüğümüzde, yaratım gücünün ne denli sınırsız ve çeşitli olup her türlü ihtiyaca cevap verdiğini görebiliriz. Bu çocuksu masumiyetin, saflık ile birleşip bambaşka dünyalar inşa etmesiyle de somutlaşmaktadır. Katherine Paterson’un aynı adlı çocuk kitabından uyarlanan ve Gabor Csupo'nun uzun metrajlı ilk sinema filmi özelliğini taşıyan Bridge to Terabithia( terabithia köprüsü ), hayalin somutlaştığı ve düş ile kurulu bir fantastik dünyanın örüldüğü, içerisinde umudun olduğu, mutluluğun olduğu, inancın olduğu ve hayatı yeniden yorumlama gücünü insanda hakim kıldığı bir dünyanın kapısını ardına kadar açıyor.Çocuk sineması kalıplarını aşarak bir bakıma yetişkinlere de içinde var ettiği anlamlar ve alt metinler ile göz kırpan terabithia köprüsü, birbirinden dünyayı algılayış bakımından farklı olan ama düşlere uzanma bağlamında aynı olan iki çocuğun dünyasına kapı aralıyor. Bu kapı aslında her ne kadar hayaller ile var edilmiş ise de duygu faktörünün de içine serpilmesi ile bir anda gözyaşlarına yol verir bir diyara açılıyor. Şahsım için bu böyle oldu ve filmi izler iken yer yer gözlerimiz puslanmasından ziyade resmen gözyaşlarına boğulmam, bendeki duygusallığın filmdeki duygusallık ile yoğunlaşıp köpürdüğünün yani; filmdeki duygusallığın gerçekten güçlü kılındığının ve yapmacıklıktan uzak bir etkinin yakalandığının ufak bir kanıtı gibi.Bu açıdan filme yaklaşımım duygusallık bağlamında olacaktır. yani filmi yorumlamadaki kullanacağım materyaller tamamıyla, filmin içindeki masumiyetin işlenmesi ve sıcaklığın, insanlar arasındaki dostluğun ve birazda çocukluk aşkının yani ilk aşk kıpırtılarının serpiştirilmesi gibi duygular olacaktır. tabi bir de hayal gücüne sığınıp yaşanılan dünyanın soğukluğundan ve acıtır gerçeklerinden kaçarak var edilen yapay ama gerçek anlamda mutluluk veren düşselliğinde kıyısında gezineceğimdir. Filmde yalnızca duygusallık veya düşsel kaçış olmadığı bir gerçektir ve farklı bir anlatımla dokunulan ailevi bağların bir çocuk üzerindeki etkisi ya da yaşanılan sosyal ortamın kimi zaman insanı öteki kıldığı gerçeği de işlenmektedir. Bu işleyişe de değineceğimdir ama dediğim gibi duygusal açılım benim için ön planda olacaktır, anlatım babında.İki farklı karakter ve bunların yanında da yine faklı olan yan karakterler vardır. Ama filmin çıkış noktası jess aarons (Josh Hutcherson ) ve Leslie Burke ( AnnaSophia Robb ) merkezli olmakta ve bu iki çocuktan, yaşamlarından, farklı kişilik yapılarından, ailevi yapılarının farklılıklarından ve hayatı yaşayıştaki farklılıklarından derlenen bir hikaye olarak karşımıza belirmektedir. Ama bir benzerlikleri vardır oda; okul ortamındaki dışlanmışlıkları ve ötekileştirilmeleri. Bu benzer özellikleri ile birbirlerine yakınlaşacaklardır tabi ama bu yakınlaşmaya henüz daha çok vardır.Jess karakteri sorunlu bir karakterdir. Aslında sorunlu diyerek işin içinden çıkılmamalı, en iyisi mutsuz bir çocuktur demek. Evet mutsuz bir çocuktur ve bu mutsuzluğun tabi ki bir nedeni vardır. Zaten izlendiği vakit neden görülecektir. Belki bir çocuğun kaprisi ya da abartılı duygusal tepki gösterisi olarak algılanabilir olmaya açık olsa da jess, kalabalık ailesinin içinde yalnızlığı yaşamaktadır, bir şekilde. Anne ve babasının ki özellikle babasının onu, diğer kardeşlerinden daha az sevdiği ya da diğer kardeşlerine gösterdiği yakınlığı göstermediği için içine kapanmış ve kendini çizgilerin dünyasına bırakarak, içindeki sıkışmışlığı bir bakıma resim yaparak dışa atar bir kaçışa koyulmuştur. Sadece aile içerisinde değil aynı zamanda okulunda da silik bir surete bürünmesi onun hayatında mutsuzluk çanlarının çalmasına neden olmuştur. Ve işte tam bu anda çıka gelen ve içindeki yaşaya olan bağlılık ile gözlerindeki gülümseme ve güneş ile ve hayatı kendince kurduğu düşlerin kıyısında yaşaması ile bambaşka bir kişilik olan leslie'nin belirmesi, jess için belki de yeni bir sayfa açma anlamına gelecek değişmelerin bir habercisi olacaktır. kısa sürede kurulan arkadaşlık bağı ve jess'in kararmış dünyasına hayalleri ile dahil olup ışık katan leslie, filmin bir anlamda sıcaklığının ve içerdiği çocuksu ama güçlü sevginin belirmesine ön ayak olmuştur. Leslie umut dolu bir kız olarak karşımıza çıkmakta. Jess karakterinin karamsarlığından bu karakterde eser yok. Sosyal bir insan ve mücadeleci bir kişilik. Tabi bunda ailesinin sosyalliğinin de epey katkısı var. yazar bir baba ve mutlu bir annenin birleşimi leslie gibi bir karakterin var edilmesine yol vermiş. Bu karakter bir yandan da güçlü bir düş gücüne sahip. Var olan dünyadan kopmadan farklı bir dünya inşa etme becerisi ile jess'in içine düştüğü kısılmışlıktan onu kurtarıp bir bakıma ona, yaşan enerjisi sunmakta. Ve tabi ki izleyiciye de. Gelişen dostluk kısa sürede bilemedikleri ki özellikle jess açısından, bir duygusallığa dönüşüyor. Ve bu dönüşüm iki çocuğun hayali bir dünyanın kral ve kraliçesi olmaları ile bir bakıma gerçek dünyanın üzerlerindeki baskısını ve gerçek dünyadaki ötekileştirilip ezilmişliklerinden arınmanın işareti oluyor. Her ne kadar bu hali ile kimi sinema izleyicileri için benzer konulu filmlerden bir farkı yok olarak yorumlansa dahi film, aslında farklı ve diğer benzer filmlerdeki yapaylığı içermiyor. Film en başta sadece bir saç ayağına yani fantastik bir bakış açısına ya da düşsellik üzerine oturtulmamış. İnsani duygular da içe gerçekten işler bir beceri eşliğinde filme katılarak yapı güçlendirilip saç ayakları çoğaltılmış. Bu açıdan yaklaşıldığında filmde kurgusal yetkinlikten öte duygusal bir etki yaratma becerisinin başarıyla gerçekleştirilmiş olması, ayrı bir önemde ve filmi değerlendirirken göz önünde bulundurulmalıdır zannımca.Duygusallıktan çıkıldığı vakit filmin geri kalan kısımlarını oluşturan bölümler gerçek dünyanın bize merhaba dediği bölümler olarak elde kalmakta. Birey ilişkilerinin tarifi ve özellikle çocuk bedeninin ihtiyaç duyduğu sevgiye olan açlığı ya da ilgiye olan ihtiyacı net bir biçimde işlenmekte. Ve jess'in özellikle küçük kız kardeşi ile olan başlardaki sorunlu ama sonlardaki, kaybedilen bir değerin fark ettirdiği sevgi ile birden sımsıcak bir bağlar ile örülmesi, sevgi ve bağlılık üzerine dokunaklı bir etkinlikte belirmektedir. Leslie'nin önderlik ettiği ve jess'i de ikna ederek var ettikleri düşsel oluşum ise; insanın içindeki sınırsız hayal gücünün güzel bir yansıması olarak ortaya çıkmakta. Aslında o düş dünyasının içindeki bazı unsurların gerçek dünyadaki yansımaları da görülmektedir. Özellikle trolün suretinde karşımıza çıkan okulun korkulan ve sevilmeyen sekizinci sınıftaki belalı kız öğrencisinin, leslie ve jess'in var ettikleri dünyalarının içinde tebessüm eder bir suret ile belirmesi, yarattıkları dünyanın insanları ve duyguları ters yüz eder özelliğine güzel bir örnek niteliğinde.Filmde beklenilenin aksine fantastik bir yaratım olan terabithia'ya geniş yer verilmemesi ve gerçeklikten düşselliğe geçişin kısa sürelere bölünmesi, izleyicinin fantastik örülü bir filmden olan beklentisini belki karşılamaya bilir. Ağırlıklı bir düşsel serüvenin filmin geneline yayılacağını uman izleyiciler umduklarını bulamayabilirler ama bu, filmi kötü ve umutları boşa çıkarır bir film yapmaz. Hayattın sorunlarından kaçıp kısa sürelide olsa mutlu olacakları bir dünyayı yaratıp, gerçeklik ile düşsellik arasında boyut değiştirmek aslında verilmek istenen etkiyi fazlası ile vermektedir. Filmin geneline yayılı olacak bir düşsellik, filmdeki özellikle jess karakterinin sorunlarını ve yalnızlığı ile nedenlerini gölgeler yapıda olabilirdi. Ama şu haliyle kısa geçişler ile bezeli bir düşsellik ve karakterlerin gerçek hayatlarında daha bir odaklanılması, aslına bakılırsa sorunlarının farkında olmalarında onları uyarıcı bir etkinlikte olmuştur ve tabi izleyicinin de jess ve leslie karakterlerinin ortak yanlarını ve benzeşmeyen yönleri ile sorunlarını daha net görmesinde etkili olmuştur.Nihayetinde bu film bir uyarlama olduğundan ve uyarlandığı eserin sınırlarının dışına çıkmasının çok da doğru olamayacağından ötürü, kaynağındaki anlatıma paralel bir işleyiş ile biçimlendirilmiştir. Yönetmenin filmi işleyişi ve yönlendirmesi neredeyse hatasız bir bütünlükte olmuştur. Neredeyseden kasıt, yine hata olarak görülemese de filmin bütüne yayılır bir fantastik tema ile örülü olduğu yollu izlenim verilmiş olmasıdır. Gerçi bu, o izlenimi edinenlerin belki de bir algısal sorunundan ibarettir. Ama fantastik unsurların çocuk zihninin yaratıcılığı ile bezeli ortaya çıkışı ve var olmayan bir dünyanın yine çocuk zihninin güçlü hayaller barındıran sınırsızlığında var edilir olması, terabithia ülkesini bir bakıma izleyicinin zihninin içinde işletmektedir. Tabi zihni açık tutanlar için bu geçerlidir.Eğer sizde terabithia köprüsünden geçip terabithia dünyasından var olmak istiyorsanız, açık tuttuğunuz bir zihin eşliğinde bu filmi izleyin ve terabithia'nın kral ya da kraliçesin olu verin.---- Bridge to Terabithia( terabithia köprüsü ) ----","label":7} {"text":"Coen kardeşler işi görsel şölene dökmüşler. Netflix üzerinden 4k formatında 4k tv de izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Filme gelirsek kara mizah ile donatılmış farklı hikayelerden oluşuyor. Hikayelerin hepsi bana göre aman aman değil özellikle son hikaye benim için boş bir vakitti. Fakat diğer hikayeler kendini izlettirdi. Kısacası ortalama bir film, coen kardeşler daha iyisini şahsen yapabilirlerdi.","label":7} {"text":"Eğlence filmlerinden hoşlananlar bu filmi sevmez. Ama gerçek hayatta ki sorunlarla ilgilenmek isteyenler çok beğenecektir. Bana yıllar önce ki protesto filmini hatırlattı.","label":6} {"text":"Sartre in varoluşçusu felsefesini okuyup bir de Allah inancı katarsanız; yönetmeni çok daha iyi anlarsınız. Bugüne kadar seyretmediğim için mutlu oldum çünkü daha önce Sartre okumamış olacak ve filmi eksik izleyecektim. Hele ki son sahne :) benim de gözlerimi bantlayıp hayata devam edesim geldi, evrimleşir miyim acaba ?","label":8} {"text":"sıkıldınız, gri bir havada dolaşmak istiyorsunuz biraz manzara biraz hikaye...","label":7} {"text":"Verdiği mesaj, işlediği konu itibariyle çok beğendiğim bir film. 10 üzerinden 10 puan ... Bir arkadaşın belirttiği gibi ?Üsttekilerin? paylaşım savaşı için birbirlerini öldürmeye zorlanan, cepheye gönderilen ?alttakilerin? hikayesi ...Filmi izlerken beni düşündüren konular şudur ki: Dünyadaki tüm halkların konumlarını sorgulamaları gerekiyor. Acaba halklar bir devletin, üstteki yönetici takımının istedikleri gibi kullanabildikleri birer araç mıdır? Üstteki yöneticiler sahip oldukları halkları istedikleri gibi yönlendiriyorlar kullanıyorlar, yeri geliyor halkları birbirine karşı kışkırtıp yapay düşmanlar üretiyor, yapay korkular pompalıyorlar. Ve bunlar savaşların bahanesi olabiliyor. Tüm dünyadaki halklar bir araya gelip üstteki yönetici takımlarına Bizler sizin malınız değiliz, bizi istediğiniz gibi kullanamazsınız, bizi birbirimize karşı kışkırtmayın, bizi birbirimize karşı düşman ilan etmeyin. Bizlerin arasında düşmanlıklar yok. Bizlerin sorunları ortak. Bizler dünyada savaşlara silahlara, nükleer silahlara ayrılan milyar dolarlarca paraların eğitime, sağlığa, adalete, insanca yaşamaya yani halklara harcanmasını istiyoruz deseler nasıl olurdu acaba? Baştakiler savaşlarla, nükleer silahlanmayla bizleri ve geleceğimizi tehdit ediyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi olumsuz tablonun bir nedeni de budur ...","label":9} {"text":"Birisi bu filmin gerçekte olmadığını söylesin lütfen.Çünkü senaryosundan,oyunculuklarına,çekimlerinden kurgusuna,hatta tamamen gereksiz 3-D’sine kadar her bir öğesi bu kadar başarısız olan bir filme video pazarında bile denk gelmek imkansız.Yapımcısı,yönetmeni ya da senaristi oldukları hiçbir filmin (Crank hariç) ortalamayı tutturmayı başaramadığı Neveldine/Taylor’ın nerden aldıklarını çok merak ettiğim büyük bir özgüvenle çektikleri bu film eğer kariyerlerinin bitmesine neden olmazsa kendilerini şanslı saymalılar. Nicolas Cage’e gelince;Kendisinin artık patolojik bir vaka olarak incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.Zira son yıllarda özenle seçilmiş gibi ardı ardına başarısız projelerde yer almaya devam ediyor.Büyük bütçeleri ve stüdyoların gösterdiği özenle genelde belli bir ortalamayı yakalamayı başaran çizgi roman uyarlamalarının belki de en kötüsü olan bu filmi geçtim,hep vasatın üstü işlere imza atmış Roger Donaldson’ın da en sıradan filminde de (Seeking Justice) kendisi vardı.Henüz izleyemediğim ama izleyenlerin yerden yere vurduğu Trespass da diğer filmleri gibi çıkarsa kırılması güç bir rekora imza atmış olacak kendisi. ‘’Ghost Rider: Spirit of Vengeance’’ televizyonda bile denk gelindiğinde izlemeden önce iyi düşünülmesi gereken bir film.Ama illa izleyeceksiniz Violante Placido’nun güzelliği ve Ciaran Hinds’in filmin kötülüğünden bihaber olmasından dolayı rolüne ciddiye alıp,kendini nasıl komik durumlara düşürdüğünü görerek eğlenebilirsiniz.","label":2} {"text":"arada bir açıp bakmak-dinlemek için masaüstüme koyduğum ilk film olmuştur kendisi.. bu kadar \"ses\"i içinde barındırıyor olmasına rağmen, kendisi sinemalara geldiği gibi sessiz sedasız çekti gitti.. evde izledikten sonra, sinemada izlemediğime pişman olduğum az sayıda filmden biri oldu.. ağlattı, güldürdü, düşündürdü. kısaca, duymamazlıktan gelinmemesi gereken bir belgesel..","label":8} {"text":"haluk bilginere rağmen kötüydü.","label":4} {"text":"Baharatlara -adeta- kafayı takmış,bunun eğitimini almış,oradaki herkes tarafından sevilen bir kız.Ve bir yandan tatmak istediği o eşsiz duygu 'aşk'.Bir seçim yapmalı.Oldukça ilginç bir konusu var.Tilo rolündeki bayan o masumiyeti harika canlandırmış.Son sahne ile enfes müziği söylemeden geçemeyeceğim :)Farklı ve hoş bir film.","label":7} {"text":"Bu kadar gerçek ve Cesur işlenen perdeleri olmayan bir toprak filmi. Sevgili Nuri Bilge Ceylan kuyu imgesiyle içimizi dağlayıp nasıl ikilemler yaşattı:( Filmi baltalayan hoşgörüsüz ciddi bir izleyici kitkesi var. Üzgünüm ki \" anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az \" .. Gerçeğin ötesinde kaybolanlar.. \"İdeallerin, hayallerin, kültürün alanına geçmeye her çalıştıklarında ayaklarına bağlı coğrafya tarafından aşağı çekilen bir baba-oğul.\" Nuri Bilge Ceylan seviyorum sizi.. Diyaloglar, yerinde ince espriler, görüntü hakimiyeti kusursuzdu. İyi seyirler olsun..","label":9} {"text":"Filmimiz en genel anlamda yenilikçi bir tutum izleyenle köklerine sıkı sıkıya tutunanın savaşıymış gibi görünüyor aslında başlarda.bir yanda ikili ilişkilerde samimiyetten yana olan,yemek masasında gülmekten,espri yapmaktan çekinmeyen,tükenmez kalem kullanmayı ihanetten saymayan,ten rengi farkı gözetmeyen,değişimin gerekliliğine inanan peder (philip seymour hoffman); diğer yanda despot, ciddiyetin gerekliliğine inanan öyleki oturduğu yemek masasında çatal kaşık sesinden başka ses çıkarttırmayan,ülkedeki kurşun kalem ustalığı ölüyor diyerek tükenmez kalemi okulda yasaklatan..böyle gelmiş böyle gidecek felsefesini düstur edinen, kurallara sıkı sıkıya bağlı bir rahibe (Meryl Streep). Ve bu iki zıt fikir ve zıt kişi arasında sıkışmış genç bir rahibe daha (Amy Adams)? Konumuz ise, bu 3 kişi arasında gelişen kaos; ?cinsel istismar şüphesi çemberi? içinde dönen diyaloglar zinciri? şüpheyle başlayıp şüpheyle biten, doğruyu izleyice sorgulatan 104dk..Film çok net sistem eleştirisi yapıyor. Karakterlerin inançları,ahlaki değerleri,tutumları başarılı bir şekilde yansıtılmış perdeye. Öyleki hepsi rolüne fazlasıyla inanmış,sonuna kadar savunmuş ki zaten ana tema bu fikirlerin irdelenmesiydi. Bundada gayet başarılı olunmuş.Kilisede verilen vaazların anlamı büyük,özellikle dedikodu ile ilgili verilen örnek mükemmel? ortada somut bi yanlışlık görmüyoruz filmin başından sonuna kadar, fakat rahibenin filmin başında söylediği tek cümle taraf belirlememize yardımcı oluyor sanki; ?korkacak birşeyleri olanlar korkar.? Bu cümleye karşılık ilerleyen sahnelerde peder başka bir cümleyle çıkıyor karşımıza; ?yüreğinizdeki ışığın zayıflık olduğunu söylerler sakın inanmayın! Bu, insanların içindeki iyiliği öldürmek için kullanılan çok eski bir taktiktir.? Hadi bakalım çık işin içinden61514; filmdeki en gerilimli anlarda ampulün patlaması,rüzgarın çok sert esmesi çok hoş sekanslar ve sanırım film yine cevabını bize bırakarak bir soru soruyor; ?sizcede doğa bizimle işbirliği yapıyor olabilir mi'ya da bize tepki verebilir mi? İşaretlere inanır mısınız?? Bir annenin fedakarlığı,çıkmazları kabullenişi..ama yine şüphe içinde geçen,netleşmeyen diyaloglar? filmin sonunda rahibenin ağladığı sahne herşeyin özetiydi sanırım; ?şüpheniz varsa fakat kanıtınız yoksa inancınız noktasındada şüpheye düşersiniz.? Rahibin vaazında dediği gibi;-şüpheye de gerçeklik gibi sıkı sıkıya sarılabilir insan- öyle görünüyor ki şüpheye sarılmak Tanrı'dan bir adım uzaklaşmak aslında.Doğrulardan ziyade doğruları buluş biçimimizin kıyılarında gezinen filmimiz ödüllü tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanmış ve Meryl Streep bu oyunda yine aynı yönetmenle çalışmış. Hala ikilemdeyim,inanmak istemiyorum,kısacası gerçekten şüpheli bi film :)","label":7} {"text":"Psycho filminin yapım aşamasını izlemek çok keyifliydi gerçekten. Bazı sahnelerin nasıl çekildiğini görmek özellikle. Hitchcock ile ilgili de film boyunca küçük küçük ipuçları ile nasıl bir karakter olduğunu az çok kavradık çok orjinal bir adammış gerçekten. Ayrıca Psycho filmini izlemeden bu filmi izlemek hem filmle ilgili büyük spoilerlar almanıza neden olabilir hemde yeteri kadar zevk vermeyebilir onuda belirtelim.","label":6} {"text":"Bir korku-gerilim filmi düşünün ki seksen beş dakika boyunca hemen hemen hiç gerilim ögesi barındırmasın,bütün numaralarını (onlar da çok sıradan) son yirmi dakikasına saklasın ve başladığı yavanlıkta bitsin.İşte o film ''El orfanato''.En son dakikalarına bıraktığı geriliminde de pek öyle matah bir yönü olmayan,izlediğimiz drama bölümleri oldukça ağır ve sıkıcı olabilen,en büyük başarısı ses efektlerine başvurmaması olabilecek bir ''deneme''.İzledikten sonra nette yazılanları okuduğunuzda aynı film olduğuna inanmakta güçlük çekebilirsiniz,yıllardır abartılı bir şekilde övülen bir yapım var karşımızda.O kadar ki korku demeyi geçtim,kısıtlı sahnesiyle tam bir gerilim filmi olduğunu bile iddia etmek güç.Başına geçmeden önce şişirilmiş bir balon çıkabileceğini hesaba katmak gerek.","label":5} {"text":"her bekarın izlemesi gereken film.","label":8} {"text":"gerçekten kötü film çekebilmek için uğraşmışlar sanırım 2/10","label":1} {"text":"eğlenceli bir filmdi güzel bir avrupa seyahati izledik film boyunca. matt damon benide şok etti ayrıca zeynayı görmekde güzeldi. oyunculuklar çok iyi olmasada idare eder amerikan pastası tarzı filmleri sevenler sevecektir. filmin şarkısından bahsetmiyorum bile :)","label":5} {"text":"Suç oranının yüksek olduğu bir ilçede büyümüş ve polis olmuş olan Gino, arkadaşının mahalledeki tehlikeli biri tarafından öldürülmesi üzerine, bunun intikamını almaya karar verir. Büyüdüğü mahalleyide iyi bildiği için bu işi özellikle üzerine alır. Sıradan bir aksiyon-polisiye filmi. Zorlayınca çerezlik kıvamında diyebilirim. Bir karakterin abartılması üzerine kurulu senaryoya bir kaç dedektiflik numarası ekleyerek renklendirmeye çalışmışlar ama çok tutmamış.","label":3} {"text":"bitmeyen gerilim yapmışlar, üstünüze suma güreşçisi bir oturup bir kalkar gibi yapıyor.. gerçek bir hayat hikayesine dayanıyor.","label":6} {"text":"Film beni içine alamadı açıkçası ? baştan sona yer yer sıkıldım ? tam beklediğim gibi bir film olmadı ? Görsellik , kanlı sahneler ve jonny depp filmin artılar :) ? İzlemek isteyen izlesin :) ? 10/6.5 ?","label":5} {"text":"Suikast girişiminin başarısız olacağını tarihsel gerçekler doğrultusunda biliyorsunuz zaten ama ona rağmen filmin sonuna kadar sizi ekrana kilitliyor. Oyunculuklar muhteşem gerçekten aldığı puanın çok üzerini hak ediyor bence. Savaş filmlerini seviyorsanız mutlaka izleyin derim. Bu tarz kıyıda köşede kalmış savaş filmi önerileriniz varsa bekliyorum.","label":8} {"text":"The Bourne Identity, Mr. Mrs. Smith ve Edge Of Tomorrow gibi büyük filmlerle tanıdığımız yönetmen Doug Liman, yeni filmi The Wall ile oldukça ufak ama etkili bir işe imza atmış. Savaşın bitmesinden bir süre sonra Irak'da bulunan Matthews ve Isaac adındaki iki asker, sniper ile düşman bölgesini gözlüyorlardır. Oldukça sıkılan ve bölgeye daha yakından bakmaya giden Matthews, bir keskin nişancı tarafından vurulur. Onu kurtarmaya gelen Isaac de ateş altına girer ve korunmak için bir duvarın arkasına sığınır. Yaralı olan Matthews ve Isaac, keskin nişancının nerede olduğunu anlamaya çalışırken bir yanda da hayatta kalmaya çalışacaklardır.& The Wall'ı Doug Liman'ın diğer filmleriyle karşılaştırmayı pek doğru bulmuyorum çünkü bu film gerçekten de farklı bir iş. Çok kısa süresi ve düşük bütçesi ile The Wall'un tek bir amacı var: 90 dakika boyunca sizi germek ve savaş ile ilgili mesajını vermek. Ve film bunu kesinlikle başarıyor. Tek bir mekanda geçmesine rağmen The Wall'ı izlerken bir an bile sıkılmadım. Bunun da en büyük nedenleri, Liman'ın kusursuz yönetmenliği ve performanslardı. Aaron Taylor-Johnson, Nocturnal Animals'dan sonra kariyerinin en iyi ikinci performansını sergilemiş. Taylor-Johnson, karakterini o kadar gerçekçi canlandırmış ki, onun yaşadığı duyguları ve acıyı sırf yüz ifadesinden bile anlayabiliyorsunuz. Bunun dışında John Cena da şaşırtıcı derecede iyiydi. Ve filmde yüzünü hiç görmediğimiz halde sesi ile geren Laith Nakli de etkileyiciydi. Doug Liman'ın yönetmenliğini çok başarılı buldum çünkü Liman, bu konespti gerçekten anlamış olan birisi. Burada sadece manzaralar ve görüntülerden bahsetmiyorum. Liman, bu konuya ana karakter Isaac'in gözünden yaklaşıp (kameranın yaşananlara direk bakamaması ve sürekli duvarın arkasında kalması gibi) seyirciye klostrofobik bir hava yaratmayı başarmış. The Wall ile ilgili tek bir sorunum var, o da finali. Yani finalinde verilmek istenen savaş kötüdür ve kimse karlı çıkamaz mesajını anladım ama yine de finalin biraz yavan olduğunu söylemeliyim. Filmin bütün temposunu sıfıra indirmiş. Bir de şunu merak ediyorum, filmde sniper kullanırken rüzgarı nasıl hesaba katıyorlar? Çünkü final sahnesi biraz saçma kalıyor da. Bu yüzden de film bittikten sonra Isaac ve Matthews'ı tehdit eden keskin nişancı ile ilgili akıllarda bir sürü soru kalıyor. Genel olarak, The Wall mükemmel bir film değil. Filmle ilgili en büyük sorunum finalinin akıllarda soru işareti bırakmasından kaynaklanıyor. Ama bunun dışında film, vaat ettiği şeyin hakkını vermiş ve 90 dakika boyunca sizi geren, klostrofobik bir iş ortaya çıkmış. Ayrıca oyunculuklar ve Doug Liman'ın yönetmenliği çok başarılıydı. Vaktiniz olursa bir göz atmanızı kesinlikle tavsiye ederim. FİLMİN İYİ YANLARI: + Aaron Taylor-Johnson'ın performansı. + Liman'ın yarattığı klostrofobik ortam. + Sizi germeyi başaran tempo. + Bir sonraki sahnede neyin yaşanacağını tahmin edemiyorsunuz. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Final sahnesinin çok mantıksız olması ve akıllarda bir sürü soru bırakması. TOPLAM PUAN: 7/10","label":6} {"text":"Tam bir rezalet. Bunun 2. filmine giden herkesin, 2. filmi çekmesi için destek veren herkesin allah belasını versin. Hayatımda bu kadar kötü film izlemedim.","label":0} {"text":"Cyrstal adındaki maymunun serinin ikincisine neşe ve komedi kattığı aşikar. Onun olduğu sahneler filmin en komik kısımlarını oluşturuyor. Stu (Ed Hulms) ve Alan (Zach Gala...) ikilisi filmin en iyi başrol oyuncularıydı. Açıkçası Phil karakterini canlandıran Bradley Cooper'a hiç kanım ısınmadı. Oysa Limitless filminde harika bir oyun ortaya koymuştu. Bir de Mike Tyson'ın filmdeki kısa da olsa rolü çok gereksizdi. Onun adına da karizmayı çizdirmiş diyebilirim. Belli ki yapımcılar gişeye oynamak için bu boksör eskisini ve porno filmleri oyuncusu Yasmine Lee'yi kadroda bulundurmakta beis görmemişler. Bel altı espri yapacağım diye Yasmine Lee'yi anadan üryan sergilemenin ne mantığı var onuda anlamış değilim. Eğlenmek ve biraz neşelenmek isteyenlere tavsiyemdir. Not: Aile ortamında izlenilmemesinde yarar var. (bkz. erotik görüntüler.)","label":6} {"text":"Derinleşecekmiş gibi başlıyor ama olmuyor. Güzel sahneler var. Yönetmen, babasından bir şeyler kapmış ama filmin ortasında başrol değiştirmek çok sıkıntılı iş.","label":5} {"text":"ilk baştan sonuna kadar gizemini korudu.. oldukça da ilgi çekici, merak uyandırıcı bir film.. ama sanki sonunu daha güzel yapabilirlermiş.","label":6} {"text":"Film tamamen tarihi gerceklerden uzak ve Turk dusmani iste gercekler ise kazanan Fatih Sultan Mehmet basi kesilen vlad tepes Voyvoda 1459 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu'na vergi ödemeyi reddetti ve Macaristan Krallığı'yla ittifak yaptı. 1460-1461 yılları arasında Tuna nehrini geçerek Sırbistan'a ve Karadeniz kıyısına kadar ilerledi. Kendi ifadesiyle 23.884 Türk ve Bulgar'ı öldürdü. 20.000 Osmanlı savaş esirini kazığa geçirdi. Bu gelişmeler karşısında Osmanlı ordusu 1462 yılında padişah II. Mehmet komutasında Eflak voyvodasına karşı sefere çıktı. Mahmut Paşa'nın hatıratına göre çok uzun mesafeler boyunca Osmanlı askerleri içilecek bir damla bile su bulamadı. Sıcak dayanılır gibi değildi. Türk askeri Eflak'ın başkenti Târgovişte'ye ulaştığında Fatih Sultan Mehmet'in gördüğü manzara yaklaşık 5 kilometre boyunca kazıklarla dizili bir alandan geçiyordu. Alan yaklaşık üç kilometre boyunda bir kilometre enindeydi. Yerde uzun kazıklar dikiliydi. Yaklaşık 20 bin kadar insan erkek, kadın ve çocuk olmak üzere kazığa geçirilmiş durumdaydı. Bu kadar çok insanı kazıkta gören Osmanlı askerinin moralleri bozuldu, aklını kaçıracak duruma geldi. Ancak Osmanlı ordusu 4 Haziran 1462'de Târgovişte kalesini aldı. Vlad, II. Mehmet'e başarısız bir suikast girişiminde bulunduktan sonra kaçtı ancak bulunduğu yerde taş üstünde taş bırakmadı, terk ettiği topraklardaki kuyuları zehirledi, ekinleri yaktı, tüm hayvanları bile öldürttü. Hapishanelerdeki mahkumları, cüzzamlı ve vebalıları salıverdi ve Türklerin arasına karışmaya teşvik etti. Bu şekilde vebalıları salma yöntemini kullanarak, daha önce başvurulmamış bir taktik kullanmıştır. Sürgün ve sonu 1462 yılında III. Vlad'ın ordularının yenilmesiyle Eflak yeniden Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştı. Vlad Macaristan'a bağlı bir beylik olan Erdel'e kaçarak Macaristan kralı Matthias Corvinus'tan yardım istedi. Ancak Eflak'taki Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı yeni yönetimi tanımış olan Macaristan, yardım talebini kabul etmedi. Vlad Matthias Corvinus'un emriyle 1462 yılında tutuklandı ve Budin'e getirildi. Önce hapsedilen Vlad, daha sonra kral ve ailesiyle iyi ilişkiler kurdu. 1474 yılında sürgün dönemi sona erdi. Bu tarihten itibaren Eflak'ı yeniden ele geçirme planları yaptı. 1476 yılında kuzeni Stefan Cel Mare (Büyük Stefan) ile birlikte Eflak'a döndü ve voyvoda ilan edildi. Aynı yıl 300 askeriyle birlikte yeniden Osmanlı ordularına yenildi. Esir alınan askerleri kazıklara oturtuldu. Öldürülen III. Vlad'ın kesilen başı öldürüldüğünü ispat etmek için İstanbul'a II. Mehmet'e gönderildi. Vlad'ın bir vampir olduğu rivayeti Almanya, Macaristan ve Rusya'da yayıldı. Buna rağmen Romen halkı onu bir kahraman olarak görmeye devam etti.","label":0} {"text":"Otobüsü kaçıran iki çocuğun, durakta bulduğu bir korku içerikli kitabı okurken, kitabın hayal dünyasına dalmalarını anlatan bir kısa film. Oldukça keyifliydi :)","label":7} {"text":"Alternatif bir gerçeklik üzerinden kurmaca ve belgesel bileşkesinden ortaya çıkan film günümüzün ve ihtimal geleceğin ABD politikalarını ufak ufak eleştiriyor. Bunu yaparken, olaya iki pencereden de bakıyor. Fakat net bir tavır ortaya koymaktan uzak bir yapım olmuş. Belgesel yönü çekimler vb. materyaller nedeniyle ağır basıyor. Bilineni göstermek dışında çok fazla derin sularda gezinmeden, ilginç bir yapım kotarılmış.","label":6} {"text":"hayatımda etkilendiğim nadir filmlerden birisi bazı kesime erotiklik diyo bazıları ise aşk dolu diyor bence bir son derece aşk dolu duygusal bir yapım 3. sünü sabırsızlıkla bekliyorum","label":9} {"text":"Sürükleyici bir film.. Bazı sahnelerdeki oyuncuların performansı şahane ama senaryoda tuhaflıklar da var yani..10/6","label":6} {"text":"Ne olursa olsun, serinin en somut ayağı denebilir. Her ne kadar yine sonunda, mevcut dünyamızda şimdilik pek de mümkünmüş gibi durmayan bir hayalden bahsedilse de, insan \"ya tutarsa\" diye düşünmeden, hatta işin doğrusu \"keşke tutsa\" diye geçirmeden içinden edemiyor. İsterim ki genç arkadaşlarımız bunu oturup sakin kafayla izlese, süresinin haşmetinden korkmayıp, çünkü gerçekten hiç sıkmadan izlettiriyor kendini, ve en kötü ihtimalle, 1 dakikasında anlatılan bir şeyden bile etkilense bu genç arkadaşlar, eminim hayata \"düz adam\" çerçevesinden bakmaktan en azından bir adım kadar daha uzaklaşırlar gibi geliyor bana. Ayrıca birazdan da Jacque Fresco'ya mail atacağım, \"eğer tutarsa, beni de alın nolur =","label":8} {"text":"betimlemeleri o kadar güçlü bir film ki adeta içine girip kayboluyorsunuz. sonlarındaki ayin sahnesi uzun tutulmasına rağmen gerçekçiliğiyle oldukça başarılı. bu tür filmleri sevmeyenler filmin bir şey anlatmadığını düşünebilir ama film bütünüyle bir çok şey anlatıyor aslında. Tony Gatlif ve Romain Duris sevgimi daha da artırdı.","label":7} {"text":"Gereksiz uzun bakışmalar, gereksiz uzun sahneler... Gereksiz... Issız adam... Abi kardeş arasında havada kalmış bir ilişki... Müzikler ve oyunculuklar güzel.","label":3} {"text":"hala televizyonda rastladığımda sıkılmadan izlediğim harika bir animasyon.10yıl önce şimdiki kadar gelişmiş teknikler olmamasına rağmen karınca z de kendi türü kapsamında gayet başarılı ve kaliteli.","label":4} {"text":"Film hikaye olarak ne kadar idare eder ayarda bir yapıya sahip olsada Wong Kar Wai'nin büyülü perspektifiyle deneysel şiir tadında kalburüstü bir görünüm halini alıyor... O buğulu görselleriyle 1,36 dklık bir klip izliyormuşuz gibi... Klasik bir Kar Wai filmi, favorilerimden olmasa da izlemeye kesinlikle değer.","label":6} {"text":"Kötü bir film olmuş çocukları reklamlarda özendiriyorlar fakat beklenetinin altında bir film hiç bir anlam taşımıyor mesaj içermiyor","label":1} {"text":"Beklenen sona giden yolda her yol mübahtır. Oyunculuklar da müzik de harika. Senaryo ise askeri, sportif, müzikal birçok versiyonu olan basit ve sıradan. Aykırı ve farklı olmak adınaJ. K. Simmons'a hep beklenmeyen tepkisel roller biçilmiş. Evet çarpıcı ve hoş olmuş. Peki gerçekçi? Kendinizi olayın kahramı yerine koyup tarifsiz doyum yaşamaya birebir. Üstelik cazsever olmanız da gerekmez... 70/100","label":6} {"text":"Sağlam konusu, enfes oyunculukları ve usta işi yönetimi ile kült bir gerilim örneği, Chaser... Beyazperde de uzun bir süre yokluğunu çektiğimiz, iyi konulu sağlam gerilim filmleri neredeyse yok artık.. Bir birinin aynısı vasat Abd yapımı filmler hüküm sürmekte.. Yükselen Kore sineması ise İntikam üçlemesi ile özellikle de OldBoy ile adeta patlama yapmıştı.. Yine G.Kore imzası taşıyan bu yapım ilk andan itibaren Kült Memories of Murder havası veriyor seyirciye, sağlam konusu ile bu başyapıtın önüne geçtiği bile söylenebilir.. Benim için her zaman en sevdiğim 60 film arasında yer alabilecek, tam anlamıyla kült bir gerilim örneği olan Chaser, beyazperde de pek de göremediğimiz filmlerden.. 'recep ivedik' fan kitlesi hariç, tüm sinema aşıklarına şiddetle öneririm...","label":9} {"text":"Harika. Diğer sonlara benzemeyen bir son. Bazı filmler var ki kalbe dokunuyor. bu bilimkurgu da olsa.","label":9} {"text":"kendine has bir aşk filmi olan Her kendince ilgi çekici bir şekilde başlayıp bir süre sonra monotonlaşan bir film. karakterimiz yapay zeka aşkıyla pek çok ilişkisel duruma düşecektir.","label":6} {"text":"Alien'in okyanus altında geçeni. Özel efektlerden tasarruf için mi bilemiyorum ama film çok karanlık. Genel olarak izlenebilir orta karar bir seyirlik. Beğendim.","label":7} {"text":"bence Texas Katliamı çok güzel bir film.en azından kendi türü için güzel.ama bazı korku filmlerinin yerini tutmasa da kendine özgü bir havası var.senaryonun gerçek olup olmaması benim düşünceme göre bir film için önemli değil.ama korku ve şiddet sevenler için kaçırılmaması gereken bir film.....","label":9} {"text":"TÜRK FİLM SEKTÖRÜ DENEME YANILMA YÖNTEMİYLE GELİŞECEK KLİŞE TÖRE NAMUS CİNAYET DÜĞÜN KONUSU DÖRTLÜSÜNDEN BİRİNE GİDİLMEMİŞ . SİZ DAHA İYİSİNİ YAZIP ÇEKİN ONDAN SONRA LAF SÖYLEYİN RİCA EDERİM BENDEN ÖNCE YORUM YAZAN SAYIN İLGİLİ KİŞİYE CEVABIM DIR.","label":9} {"text":"İlk yarıda kıza yapılanlardan sonra ikinci yarıda gösterilen sahneler her ne kadar mide gereksede gayet zevk alarak izliyorsunuz.Orta derece bir filmdi bana göre.","label":5} {"text":"Romero'nun kemikleri sızladı bee. Klişelerle dolu bomboş bir film olmuş. Casting de berbat. Keşke Nicholas Cage oynasaymış, belki o zaman izlemezdim.","label":0} {"text":"çok güzel eğlenceli bir film olmuş. jacke chan yine hayranlarının sempatisini kazanmıştır bu filmde.","label":6} {"text":"Bu film hakkındaa söylenebilecek en iyi şey mükemmele yakın olmasıdır helal olsun yılmaz erdoğana ve tabi tüm ekibe. Çağdaş Türk sineması artık klasiklerde çıkarmaya başladı şükürler olsun.","label":7} {"text":"İlk defa sinamada bir J. Lopez filmi izledim.Hep yorum sitelerinde filan Lopezin oyunculuğunun beğenilmediğini filan okuyordum ama ben çok beğendim, özellikle beyazperde de ifadeleri çok hoşuma gitti, beni bu filmde güldürmeyide başardı.Alex OLoughlin de ilk defa bir filmini izledim ve de onuda gerçekten çok beğendim.Birbirlerine çok yakışmışlar.Filmin konusuna gelecek olursam çağımızın popüler bir konusu işlenmiş.İnsan eğer ben böyle bir durumla karşılaşmış olsaydım ne yapardım diye düşünmeden edemiyor..Gereksiz yere siyasi olayları gündeme getirmeden ben bu filme gidilmesi taraftarıyım.Filmi izlerken oldukça keyifli zaman geçirebilirsiniz.10/8","label":7} {"text":"Komedi olarak daha iyi olabilirdi fakat genede emeklerine saygı güzel bir film olmuş.Haftasonu izlemenizi tavsiye ederim.:)","label":7} {"text":"Kusursuz olmasa da Mehmet Ali Erbil ve Şafak Sezer filmlerinden sonra ilaç gibi geldiği kesin.Güldürmeyi başarıyor en azından.Çok sınırlı imkanlarla çekildiği de dikkate alınıp öyle değerlendirmeli.","label":4} {"text":"Ekşi sözlükteki bir entry her şeyi anlatıyor. :) evetisyan sözlükteki entry'lerden anladığım kadarıyla çağan ırmak estetiği ile mahsun kırmızıgül'ün dünya görüşü karışımı bir film olmuş","label":6} {"text":"kirsten dunst'a gençlik filmi yakışmış=)film süperdi.ama sonunun nasıl biteceğini önceden çok rahat tahmin ettim.(çünkü bu genelde bu tür filmlerin sonu hep böle oluyo;) )izlenmeye değer...","label":8} {"text":"filmekimi sayesinde gala gösteriminde izleme fırsatı buldum gerçekten beklediğim kadar güzeldi barselonada geçen gerçekten kimi zaman güldürüyor kimi zaman düşündürtüyor insan ilişkilerinde usta olan woody allenin bu filmini her sinemasevere tavsiye ederim","label":7} {"text":"The Fountain'in yönetmeni bu sefer ne anlatıyor? Sembolleri bilmeden seyretmek eziyet olabilir. Oysa sembollerin ardına ne yatıyor? Tüm dini mitler ortak özellikler gösterir. Tanrı insanı yaratmış; Adem Havva ile çocuklar doğurur. Habil ile Kabil birbirini öldürür. Şeytan Tanrı’ya karşı çıkar ve insanın yoldan çıkmasından sorumludur. Daha sonra belli dönemlerde Tanrı’nın elçileri insanları doğru yola sokmak için Dünya Ana’ya gönderilmiştir. Her millet kendi Peygamberinin dediklerinin bu güne kadar değiştirilmeden geldiğini iddia eder ve ona gör ekendi davranışlarını ayarlar. Ancak ortak zemin iyi ve kötü, günah ve sevap, iyi melekler ve şeytan arasındaki karşıtlıklardır. [spoiler]The Mother filmi dini sembollerle dolu bir film. Bu sembolleri anlamadan filmi seyretmek sadece zaman kaybı. Filmde anne, dünyayı temsil ediyor; baba ise Allah. Eve sonradan gelen Adem ve Havva; onların kavga eden çocukları Habil ile Kabil ve diğer tüm insanlar... Yasak elmanın sembolü ise babanın elinde tuttuğu ve yeniden yaratım için ona ilham veren kristal. Annenin çocuğu ise Hz. İsa... Hristiyan bir bakış açısının hakim olduğu filmde insanlar dünyayı perişan ederler ve Tanrı evreni bir arada tutan güç; sevgi ile yeniden başlar. İnsanlık başarana kadar tekrar ve tekrar denenecek bir oyun gibidir hayat... [/spoiler] Yazının tamamı TuvaletKagidinanotlar.Blogspot.com da...","label":7} {"text":"Filmde teslayi yerin dibine sokmuslar. Ve normalde tesla edison arasinda olmasi gereken savas tesla westinghouse arasinda olmus kisaca. Edison fetisi var filmde acik ara. Bu savasi tesla kazanmistir ve edisonu yenmistir. Acik ve net.","label":0} {"text":"Harikulade. Snow white and The hundsman'ı çok beğenmiştim buna da bayıldım. Masalların yeni versiyonlarını seviyorum. Özel efektler, oyunculuk, kurgu, senaryo, kostüm ve mekan tasarımı, müzik, senaryo her şeyiyle kusursuz. Sharlto Copley ve Imelda Staunton'ın varlıkları da benim için hoş birer sürpriz oldu. Dramatik altyapısı sağlam aynı zaman da oldukça romantik te bir seyirlik sunan Maleficent'ı tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":9} {"text":"İzlediğim çoğu korku filminden daha çok ürkütmeyi başaran bir yapım. gerçekten dönemin izlenebilirlik açısından en iyi korku filmlerinden birisi. stephan king Sen nasıl bir kralsın.","label":7} {"text":"Arkadaşlar Türk Sinemasına sahip çıkalım..Geçen gün Recep İvedik e gittim.Ve eğer o filme gittiysem, böyle usta ve kaliteli oyuncuların olduğu ana fikri güzel bir filme de kesinlikle gideceğim..Sizinde gitmenizi öneririm..","label":7} {"text":"vasat bile sayılmaz gayet kötü korkutmayan oflayıp puflatan bi film.zamanınıza yazık!!","label":4} {"text":"Senaryosu, Stephen King’in aynı isimli romanından (1986) uyarlanarak, (aynen serinin ilk bölümü “It” de (2017) olduğu gibi) Gary Dauberman tarafından yazılan “It Chapter Two”, yönetmen koltuğunda Andy Muschietti’nin oturduğu fantastik bir drama… 6 Eylül 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.5 (207.954 oy) ve 4.0/5 (25 bin üzerinde oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.1/10 (373 yorum) ve 58/100 (52 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de (35 milyon dolar olan birincisinin iki katını aşan) 79 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 684 milyon dolarlık oldukça iyi bir hasılat rakamına da ulaşmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde: i. “Losers Club / Kaybedenler Kulübü” üyesi altı eski arkadaşın, içinde dolandıkları kanalizasyon ve mağaralar dâhil (Port Hope, Ontario daki) dış mekanlar haricindeki her şeyin 4.5 hektarlık bir alanda kurulu olan devasa Pinewood Toronto Stüdyolarında inşa edilen set de, ii. Post – prodüksiyon çalışmalarının da Lola VFX, Make VFX, Rodeo FX ve Soho VFX gibi görsel efektin piri firmalarca yürütüldüğü filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, teknolojinin tüm olanaklarının seferber edilerek yönetmenin emrine verildiği oldukça uzun devam filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Hatta 2019 Eylül ayı içinde RUE MORGUE TV’ye verdiği bir mülakattan öğrendiğimiz kadarıyla, bununla dahi hızını alamayan Muschietti, “It” in iki bölümünün birleştirilip, iki üç yeni sahnenin de eklendiği bir Super Cut versiyonun peşindeymiş… Ki, bize göre bu da nereden bakılırsa bakılsın (hafiften “çakır keyif” olmadıkça her bünyenin tek seferde hazmetmesi biraz zor olan) beş saati aşan bir süreye tekabül eder… Aslında, filmin bir sahnesinde, James McAvoy’a bisiklet satan ikinci el bir eşya dükkânının sahibi olarak küçük bir rolde de olsa karşımıza çıkan Stephen King’in hikâyesi oldukça sağlam… Muhtemelen yine kendisinin “gözetim ve onayı” ile “The Conjuring Universe / Conjuring Evreni” projesi filmlerinden de tanıdığımız Gary Dauberman tarafından yazılan senaryoda da her hangi bir sorun yok… Filmin, Jessica Chastain, James McAvoy, Bill Skarsgård ve Finn Wolfhard’ın dikkatleri üzerlerinde topladıkları oyuncu kadrosu da yeterince iyi… Üstelik “A Nightmare on Elm Street 5: The Dream Child” (1989) üzerinden yapılan nazik bir saygı duruşu da mevcut filmde… Fakat gel ve gör ki, “Midway” in (2019) yorumunda da ifade ettiğimiz gibi yoğun “yeşil perde” ve “CGI” kullanımı Stephen King’in hikâyesinin bütün büyüsünü ortadan kaldırıyor… Hele o, finaldeki kavga sahnelerinde, “The Mummy Collection” filmlerinin Scorpion King’ine benzer bir görünüme büründürülen “Pennywise” karakteri yok mu? “Pes” dedik, başka da bir şey söyleyemedik… Fakat sıraladığımız bu eksikliklerine rağmen, kendini dev aynasında, asla yenilmez ilahlar gibi gören “şişkin egolara sahip palyaçolara”, doğru bir strateji ile hadlerinin bildirilebileceği mesajını da veren hikâyesi nedeniyle, eleştirilerimizi çok daha fazla uzatmayı da istemedik… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de çok büyük bir beklentiye girmeden, “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":4} {"text":"türe hiçbir yenilik getiremeyen, herşeyin beklentilerimiz üzerine geliştiği, tek bir sahnesinde bile seyircisini geremeyen sıradan ve de sıkıcı bir film. Hollywood klişelerine teslim olan Mike Figgis'e ise sen de mi Figgis ? demekten başka birşey yapamıyoruz... (3/10)","label":2} {"text":"Oyun serisini hiç oynamadım ancak filmi beğendim ve oynamayı düşünüyorum. Yer yer mantık hataları olsa da ortalamanın üstü bir film. İzlenir.","label":6} {"text":"Fazla bir beklenti içinde izlenmediği takdirde izleyeni hüsarana uğratmayan temposu gayet yerinde vasatın üstünde denilebilecek bir filmdi. Hiç bir alternatifiniz yoksa vakit geçirmek için sıkılmadan izlenebilecek bir film deneyebilirsiniz. Filme puanım 10/6.5","label":0} {"text":"Konuyu değil filmi ele alırsak fena değil ancak konuyu ele alırsak kötü bir film bazı şeyleri anltmak için herşey sinema değildir hollywood buna iyice yaklaşmaya başladı üretkenliğin sıfırboyutuna gelinmesine iki adım kaldı bu adımları artık kimler atar burası mechul...","label":4} {"text":"film gayet başarılı tam benim tarzım tam istedigim şekilde ve tam istedigim kadar uzun güzel düşünülmüş farklı ve yaratıcı bir bakış kısaca beni fazlasıyla tatmin etti şuan tekrar izleyecem ,ha film çok aksiyon var derseniz gidin türk filmi izleyin 10/10","label":9} {"text":"tahminen 15. izleyişim falan az önce bitti o gazla bu yorumu giriyorum. eminemin kişiliği ve sözleri sizi etkiliyorsa bu filmin etkilememe şansı sıfır.","label":7} {"text":"Kevin Smith'in yine sistemin bekçileri dediğimiz kurumlara (kilise,güvenlik güçleri...) uçan tekmelerle saldırdığı,ancak taşıdığı amaca nazaran etkisi o kadar yüksek olamayacak,biraz sönük bir iş çıkmış.Bu tür denemesi kendisi için bir ilk olmakla birlikte seyirci için de hep komedi filmleriyle tanınan birinden geldiği için hayli şaşırtıcı.Kilisedeki kovalamaca sahnesi bir harika ve literatüre girecek denli başarılı.Ama film özellikle senaryonun yeterli derinliği taşımaması nedeniyle vasatı aşamamış.","label":5} {"text":"la boheme...","label":8} {"text":"Iyi oynanmis , güzel bir kurgu,ritimli bir film , ama olaylarin çözümü fazla kolay filmin tadini kaçiriyor ama yine de güzel zaman geçirilebilir ...","label":5} {"text":"Bu film hayatın tükettiklerine ve dahası tüketilenlere paralel açıdan bakıyor ve çok kabaca suç algısının arkasındaki masumluğa değiniyor ama sorun şu ki Tarantino'nun karakterleri gerçekçi değil ve daima gerçekçi diyaloglara giriyorlar, bu şekilde bakınca kişi yaratımı Allen'la örtüşüyor ve diğerlerine oranla farklı olması, kötü adamlara duygusal açıdan, bambaşka bir teknik değiştirerek değinmesi bu filmi oldukça iyi yaparken muhteşem yapmaya yetmiyor. Tarantino, filmlerinin çeşitli kısımlarında kullandığı klasik nihilist anlayışla ve fantezi düzeyindeki sahnelerle kitlelere kendini daima sevdirebilir ve seven insanlar, var olmayanın da çok daha ötesinde anlam arayabilirler oysa bu muhteşem oyunculuklardan sonra elde kalan en önemli şeyin nihilizm olduğu gerçeği benim için can sıkıcı ve yetersiz. Bana kalırsa bu hayranları tarafından Çehov olması için zorlanan Maupassant tarzının ta kendisi.","label":7} {"text":"aşırı beklentilerle gittiğim bir filmdi ama inanın bitsede gitsek moduna girdim sürekli aynı döngü içerisinde dönen bir film hep aynı şeyler akıcılık yok bir heyecan bulamadım yetersizdi çok yetersizdi valla tavsiye etmem beklentinizin çok altında kalacak.","label":3} {"text":"Film adının dilimizdeki karşılığı, \"Gidişler\" olduğunu biliyorum. Ayrıca Gidişler ismi onu daha iyi anlatıyordu. Uzak doğu filmlerini hiç sevmeme rağmen; izlediklerimin içinde en iyilerin arasına girebilecek kadar iyi bir filmdi diyebilirim. Hikaye çok özgün, kurgulama muhteşem. Klasik müzik severleri de sevmezleri de içine alabilecek kadar güzel bir çello dinletisi mest ediyor izleyiciyi.","label":8} {"text":"Toplama kampı ve sonrası ile ilgili yaşananları geleneklerin dışında, özgün bir senaryoyla, biraz da durağan bir işleyişle anlatan bir film. Yer yer rahatsız edici sahneler olsa da film ilerledikçe Lucia -Max arasındaki ilişkinin stokholm sendromundan kaynaklandığını düşünmeye başlamışken ufak ayrıntılarla -Lucia'nın sigara ve Max'ın çikolata bağımlılığı, saplantı derecesindeki sevgileri, el fetişizmi gibi ayrıntılar- aslında oral dönemde sorunlar yaşandığını ve bu dönemdeki sevgi sorunun sadizm-mazoşizme neden olduğunu, ikili arasındaki toplama kampındaki yakınlaşmanın benzer kişilik yapılarından kaynaklandığını fark etmeye, film hakkındaki ilk izlenimlerinizin, kanılarınızın değişmeye başladığını fark edeceksiniz.. Beklenti çok yüksek tutulmadan izlenebilir..7/10","label":6} {"text":"1952 yapımı orijinali sinema tarihinin en iyi bilim kurgu filmlerindendir.Bu versiyon orijinalinin yanından geçmeyi bırakın vasatı bile aşamamış.Efekt, aksiyon maalesef yetmiyior.Keanu bu role gitmemiş.Sinema klasiklerinin özellikle bilim kurgu klasiklerinin yeniden çevrimi yasaklanmalı...","label":3} {"text":"İnsanları motive edecek yaşam hikayelerinin filme aktarılmasını her zaman desteklemişimdir. Bediüzzaman'da filmi çekilmesi gereken kişiler listesinde en başa gelebilecek isimlerden biri. İzlenilmeli.","label":8} {"text":"Böyle analı babalı filmler çok etkiliyor beni yaa... Sessiz filmlerden nefret ediyorum.. Hele türk filmiyse daha çok nefret ediyorum ama... Sonunda salya sümük ağladığım bir filmdir.. Analı babalı film yapmasınlar artık yaa dayanamıyorum:S","label":6} {"text":"Oskarlık bir film değil bence,ırak savaşını anlatıyor tabi amerikan askerlerini kahraman göstererek.Abartılacak bir yapım değil,kötü de değil.Karar sizin...","label":6} {"text":"11 Eylül'de bir takım boş insanların binlerce masum kişiyi öldürmesi sonucu oluşan dramı anlatan güzel, kendini sıkılmadan izleten iyi bir film. Özellikle başrolümüz çok iyi bir oyun çıkartmış.","label":6} {"text":"Zaman zaman gülümsemeye, zaman zaman göz yaşına sebep olan eğlenceli bir çerezlik","label":6} {"text":"Özgürlüğü anlatan değil, özgürlüğü yaşatan, hissettiren film.","label":7} {"text":"Film çok sağlam özellikle altyazılı seyredin öğretmenin psikopati da bir başka oluyor şiddetle izlenmeli","label":8} {"text":"Ya aslında herşey çok güzel kurgulanmış ama nedense izlerken bişeyleri anlayamıcam kanısına kapıldım.Kendimi çok zorladım.Sanırım biraz ağır geldi ama sonunda olay son bulunca o kadar kasıldııma değdi.Hoştu.....","label":3} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! intihar sahnesi özellikle muhteşemdir.. süper eğlenceli, ilginç bir film.. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Sevenleri için türünün iyi kotarılmış, ayrıntılara önem veren güzel örneği. 1,5 saatlik süresi boyunca senarist - yönetmen, izleyicinin bilemeyeceği bilgileri güzel bir kurgu ile ortaya dökerken izleyicinin eğlendiğinden fazla kendisi eğleniyordur. Keyifle izle ama bittiği anda unut gitsin türünde... 70/100","label":6} {"text":"Bu kadar kötü yorumdan sonra izlememek için çabalamıştım ama izledim ve kötü yorum yapanları hiç bir şekilde anlayamadım. Son senelerde izlediğim en güzel filmlerden birisi oldu ve acaba bu kadar insan beğenmedi ve ben beğenen azınlıktan biri olmak mı istedim dedim ama hayır, film gerçekten fevkalade güzel! Emma Watson! bile! demiş ki; \"filmi her yüzyıla uyarlayabilirsiniz\"; Hz. Nuh değil olay; aksiyon filmi izlemeye mi gittiniz ? Filmi çeken kim ? Aronofsky. Bu adam \"the fountain\" i çekmiş, çizgisini bozmamış ve bence kendi sevenlerini bir elekte elemiş oldu bu filmle. Yaratan ile insanın iletişimini en iyi anlatan filmlerden biri olmalı! Aronofsky bence Çağrı yı yeniden çekmeli ya da Ömer Hayyam ı anlatmalı ve Aronofsky nin güzel zihni ve müzikleri ve görselliği ile yaşamalıyız bu dönemleri","label":9} {"text":"neden bir kamyoncu bu kadar organize takipçi pşabiliyor bunu anlamış değiliz filmde yani geçmişiyle ilgili bir bilgi verilse tamam diyeceğiz ama yok.anlamsız yere peşlerine düşüyor, planlar yapıyor, iz sürebiliyor .....?????senin zamanında teslim etmen gereken yükün yok mu ? filmde tek iyi olan yan sürükleyici olması ama konu itibariyle vasat olan bir yapım. 10/5","label":4} {"text":"sen ne güzel bir dilsin ey fransızca dedirten filmdir. konuşun efendim ve hatta fransızca sevişin. stockholm sendromunun yandan yemişini yaratıyor üzerinizde. nasıl mı? işte tam da şöyle, arsene lupin gelsin ve tüm mücevheratımı çalsın lütfen diyorsunuz. aynı zamanda prensipli, bir kere soyduğu birini bir daha asla soymuyor. kocaman bir hazineyi buluyor, potansiyel koca adayı türk kızları için. bulmuş işin kolayını, çalıyor. hem bu zamanda çalışarak zengin olan kim?","label":7} {"text":"Yer yer merak uyandıran bölümleri var. Çok iyi bir film mi ? Hayır ama türün meraklıları ilgiyle izleyecektir.","label":4} {"text":"Dustin Hoffman'a olan saygımı daha da artıran film, izledikten sonra kafasında senaryonun işlenişi hakkında soru işaretleri olanlar varsa şu film incelemesini okumasını tavsiye ederim: http://www.sinematopya.com/2014/12/straw-dogs-erkeklige-cila.html 80/100","label":7} {"text":"küfür olmadanda gülünebileceğine en güzel örneklerinden biri ailece seyredilebilecek hoş bir komedi rasim öztekin in oyunculuğu ise ayakta alkışlanacak türden","label":7} {"text":"O israillilerin sevgi barış kardeşlik teletabi bölümüne geldi film ben gül gül bayılmışım gülmekten ayıldığımda Brad Pitt Pepsi reklamı yapıyodu. Yazık etmişler max brooks un kitaba","label":4} {"text":"Aksiyonu da macerası ve dramı da bence tam dozunda. Ama sanki biraz fazla gereksiz uzun gibi geldi. Yani konu belli senaryo belli yapılacaklar belli daha kısa ve etkileyici şekilde anlatılabilirmiş. İzlerken bazen sıkılmadım desem yalan olmaz. Ancak son sahnesiyle hiç beklemediğim bir şekilde beni şaşırtmasıyla güzel bir bitiş yaptı.","label":6} {"text":"yahu böyle bir kafa olamaz dedirten konser","label":8} {"text":"komik olamayacak kadar kötü bir film izlenir ama keyif vermez 2/5","label":3} {"text":"Hapishane filmlerinin babası, gerçek bir başyapıt. Gördüğüm en iyi oyuncu performanslarından ikisi yine Dustin Hoffman ve Steve McQueen'den. Filmin verdiği o kadar çok mesaj var ki, izleyip etkilenmemek mümkün değil. Bir adım fazladan atmanın bile önemli olduğu, hayatta 1 dakikamızın bile kıymetini bilmemiz gerektiğine o kadar net vurgular yapmışlar ki; insana hayatını sorgulatan bir film ortaya çıkmış. Sonunda ben çok üzüldüm. O son sahneler gerçekten içimi parçaladı. Çok büyüksün be Dustin Hoffman!","label":8} {"text":"Çok farklı bir yapım olacağa benziyor. Vizyon tarihini uzun zamandır bekliyorum. Okuduğum yorumlarda iyi bir film olduğu yönünde... Edindiğim bilgilere göre Film, Mart ayında vizyona girecek...","label":7} {"text":"konu klasik zombiler falan.. Oyunculuklar çok çok kötü.. Adamı filmden koparıyor oyunculuklar.. Kurguda iyi değil… kötü bir aksiyon filmi zombi filmi olmuş sonuçta","label":1} {"text":"İnsanoğlunun gerçek yerine bir yalana inanmaya delicesine meyilli olduğunu en yalın haliyle gösteren çarpıcı bir film.","label":8} {"text":"herşeyden biraz koyayım da film zengin dursun diye yapılmış ama çorba olmuş bir film senaryo konu itibariyle çok da kötü olmamasına rağmen kötü işlenmiş ve de dediğim gibi çok karıştırılmış. kısacası amerikan ittirmeli bu rus filmi olmamış.","label":5} {"text":"kadro az ama oyunculuk şahane! okuma izle.","label":8} {"text":"iyi bir film.david strathairn mükemmel bir performans ortaya koyuyor.bunu görmek için bile izlemeye değer. İyi Geceler İyi Şanslar İyi Seyirler :)","label":7} {"text":"Dünyanın bütün üzüntüleri Vladimirin bakışlarında toplanmış gibidir.. \"Yoksa başkaları acı çekerken ben uyudum mu?\" Yalnız film, namı dünyayı aşmış bu oyunun dramatik gücünün üstesinden gelmiş midir? Hmm çok değil sanki. Düz bir yorum olmuş gibi geldi bana. Daha eğlencelidir halbuki beckett! Bi daha bakiyim.","label":6} {"text":"Büyücü büyüyü boz lütfen :) Çok yavan bir senaryoya sahipti. Görünü anlamında film güzeldi. Ama biraz basit kaçmış.","label":9} {"text":"Chalamet öyle bir oyuncu haline geldi ki, yer aldığı tüm yapımlar yalnızca onun harika performansları için dahi izlenebilir. Kral V. Henry özellikle Birleşik Krallık açısından önemli bir tarihi figür. Film hem bir kralın karakter çözümlemelerine hem de gerçekçi savaş sahnelerine sahip. Agincourt Savaşı güzel yansıtılmış. Son dönem görülmesi gereken Netflix yapımlarından.","label":7} {"text":"ya filmin en kötü yani kahramanda karizma yok..yani onunla özdeslesmiyorsunuz...ama siteden birinin yazdigi gibi saxonlarin lideri cok daha karizmatik...adam asmis olayi...","label":4} {"text":"Yer yer cihat eleştirisiyle doğru noktalara temas etse de genel anlamda tipik bir Avrupa sağcısı mastürbasyonu. Bi sahne var ki Avrupalı kardeşimiz somalili doktora unicef'ten yardım almasını tavsiye ediyor, shdjgkgk VE SOMALİ FAKİRLİKTEN KURTULUR.. NAPTIN BE REİS.. işte bakın avrupalılar ne kadar islamofobik diyen a p entelektüellerinin seve seve dillerine pelesenk edecekleri türden bir film.","label":2} {"text":"Film yaklaşık 15 milyon dolara mal olmuş.Bence bu bütçe ile daha güzel bir film ortaya çıkabilirdi.film kendi türü bakımından oldukça başarılıydı.bazıları ses efektlerini beğenmemiş.bence gayet yerinde ses efektleri kullanılmış ve abartıya kaçılmamış diğer filmlerde olduğu üzere hayalet kovalamaca gibi bir takım saçmalıkların olmaması oldukça olumluydu. filme saçma diyenlere şunu söylemek istiyorum bu türde hangi film mantıklı ?. ne için mantık aradınızda verdiğiniz paraya yazık oldu dediniz bende bunu anlamadım açıkcası genede saygı duyuyorum.filmde kullanılan karakterler tam yerindeydi sırıtan en ufak bir karaktere rastlamadım. buda olumlu bir gelişmeydi.yine altını çizerek yazıyorum kendi türlü içerisinde oldukça başarılı bir yapım olduğunu söyleyemem.","label":6} {"text":"Biyografi filmi olmadığını bilerek izlemek gerekiyormuş, filmin sonunda bu anlaşılıyor çünkü. Birkaç günü kapsayan bir hikaye anlatılıyor ama olaylar değil işlenen, tamamen duyguları yansıtmak ve hissettirmek üzerine yapılmış. Bu açıdan çok başarılıydı, en başından beri sürekli gerilim duygusunu farklı şekillerde hissettirmişler, ana karakterin hislerine de empati kurabiliyorsunuz bir şekilde. Ama bunun yerine duyguların sebeplerine de değinilseymiş daha başarılı olunurmuş. Bir sanat filmi, durum hikayesi.","label":6} {"text":"Sınıfta tahtada Saw maskesinin çizimini görebilirsiniz.","label":4} {"text":"Bu zamana kadar izlediğim ve bundan sonra da izleyeceğim tüm filmler arasında EN BERBAT ÖTESİ filmdi. Bu kadar yerlerde gezen bir senaryo + oyunculuk olamaz. Küfür etmeyi marifet sanıp en pis küfürlerden ibaret film çekmeye çalışmışlar becerememişler iyice batırmışlar. Küfür söylemek de bir oyunculuk ister küfür bile herkese yakışmıyor. O oyuncunun adını bilmiyorum kendisine söylüyorum Küfür sana hiç yakışmıyor !! Bir Ankara'lı olarak Ankara Sanatçıları filmde oynadı diye izlemek istedim ama onlarda bir iş çıkaramamış ayrıca bütün geri rolleri onlara yakıştırmışlar hiç oynamasalardı daha iyiydi. Senaryo desen yerlerde baş roller bitik. Puanım 1.000 üzerinden koskoca bir SIFIR.","label":0} {"text":"Öncelikle cok ama cok güzel bir film cikarilmis ortaya.Özellikle Çağatay Ulusoy´un oyonculuguna hayran kaldim.Cok duygusal bir film olmus askin en saf en temiz hali anlatilmis.Babam ve Oglumdan sonra ilk agladigim film oldu.Ay yapima ve Yönetmen Ali Bilgine tesekkür ederim öncelikle bize böyle kaliteli bir film sunduklari icin.Kesinlikle herkes izlemeli diyorum.","label":9} {"text":"Zane adlı başkarakter sanki fox mulder'dan esinlenilmiş gibi geldi bana. The x files serileriyle kıyasladığımda pek başarılı bulmadım doğrusu. Hele o uzaylılıarın kıvrılan bacakları ve kendi aralarında konuştukları dil beni baya güldürdü diyebilirim.","label":0} {"text":"sizi ters köşe edecek bir hikaye.Gerilim ve psikolojik baskıların içinde sizi etkiliyor.Hikaye ,baş kahramanın mücadelesi ile şekilleniyor ve belirleniyor.Yani sizin ne düşündüğünüz önemli değil!.","label":6} {"text":"Beklentiniz yüksek olmazsa hayal kırıklığına uğramazsınız.","label":2} {"text":". ulaaan fena ters köşe oldum şu ana kadar izlediğim hiç bir kore yapımı beni izlediğime pişman etmedi, hele de yönetmen Bong abimizse :)","label":6} {"text":"soğuk ülkeden sıcak hayaller diyelim.","label":7} {"text":"Yetişkinler için Güzel bir Çizgi filim Ama çocuklara izletmeyin Baya bir pskopat =D","label":9} {"text":"Boş zamanınızda izleyebileceğiniz,eğlenceli bir Şafak Sezer filmi.Komik sahneler mevcut ve insanı güldürüyor...","label":5} {"text":"bi' beklentim olmadan annem gidelim dediği için gittim filme. ama film oldukça güzel gidiyodu taki son kısma gelene kadar. olmamış klişe olmasın diye uğraşmışlar belki ama böyle bi saçma olmuş. film tamam tesadüfler üzerine kurulu falan da öff yok artık dedirtti bana bu son. sevmedim o yüzden. benim yaşadığım ankara filmdekinden çok farklı bu arada :)","label":3} {"text":"bence iki ring de japonlarından daa iidi.hideo nakata asıl ringu 2de bazı noktaları değiştirip olayı tamamen anne ve çocuk arasında kurmuş ki bence daa ii olmuş.beni ilki kadar korkutmadı ama bunda ilk ring'den sonra izlediim sayısız uzun saçlı japon kızın da etkisi yadsınamaz.bence başarılı bir dewam filmi,özellikle görüntüler,efektler müthiş olmuş.orman sahnesi kanımı dondurdu diyebilirim.halka hayranları kaçırmasın,kaliteli bi film izlemek isteyenler görsün","label":6} {"text":"(...) John le Carré'ın romanından Anton Corbijn yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan A Most Wanted Man, etkileyici ve kapsamlı hikayesiyle dikkat çekerken alıştığımızın oldukça dışında bir casusluk filmi izlettiriyor. Silahlı çatışmaların yerine gerçekçiliğe önem veren film, baştan sona gizem ve gerilim unsurlarını ayakta tutarak seyirciyi kendine bağlamayı başarıyor. Ayrıca dramatik bir hava da estiriyor, birçok mesaja yer veriyor ve en önemlisi de komplikeleşmeden derdini yalın bir dille anlattığı için seyri hayli rahat ve keyifli oluyor. Zaten sadece, kısa süre önce zamansızca vefat eden Philip Seymour Hoffman'ı son başrolünde bir kez daha ustalığını konuştururken görmek için bile izlenecek bir film duruyor karşımızda.","label":7} {"text":"Dışarda o kadar çok ahmak var ki; bazı şeyleri traşlayarak anlatmak gerekiyor. O bakımdan, naif duruşu benim hoşuma gitti. Baştan aşağı, ideolojik bir film olduğunu söylemek gerek. Yani, o ideolojiyle barışık değilseniz size sinir bozucu gelebilir yapılanlar. Ama birilerinin bi taraflarınıza mum diktiği gerçeğini de hatırlatmak isterim. Bu gezegende hem barış elçiliği hem de silah tüccarlığını aynı anda idare etmeye çalışıp ona buna \"terörist ülke\" yaftası yamamaya çalışan bir takım \"demokratik krallıklar\" var. İşte bu an işin bokunun iyice çıkmaya başladığı an. Her şeyin göstergelerden ibaret olduğu bir gerçekliği yaşıyoruz. İsim ve sıfatlara bu kadar çok anlamın yüklenmiş olduğu bir çağ yaşanmamıştır sanıyorum.","label":8} {"text":"Sırbistan filmi. Gerçi aşağıdaki diyalogları okursanız hemen anlayabilirsiniz. - Yardımcı olamadığımız için üzgünüz, Bay Pavlovic. Çalıştığınız şirket, kredinizi geri ödeyeceğinizi taahhüt edemiyor. Eviniz kira. Hiçbir mal varlığınız yok. Bu durum gösteriyor ki, 5000 Euro'luk müşteri kredisini bile almak için başvuramazsınız. - Bunun neresi komik? - Kusura bakmayın, eğer bir müşteriyle ilgilenirken gülümsemediğim görülürse işimden olabilirim. Bu yabancı bir banka. Kurallar böyle. N'aparsın?","label":7} {"text":"Emeğe saygım sonsuzdur ama yarısına kadar zor dayanabildiğim kötü ötesi kötü bir film!","label":0} {"text":"İmdb puanının herşeyi anlattığı, ortalamanın altında olan zaman kaybı film. 10/3","label":2} {"text":"Turkish 'Ladykillers', yok artık!","label":0} {"text":"filmin yahudi soykırımı ile ilgili olduğunu okuduğumda benzerlerini çok izlediğimden mesafeli davranmıştım. fakat bu film özellikle bu türde bir konuyu bir çocuğun gözünden ve duygu sömürüsüne neredeyse hiç başvurmadan çok güzel bir şekilde anlatmış. he ama değil ki içinize oturmuyor filmin sonunda. öyle de fena oturuyor. şahsen filmi izlerken bir anda insanların tarihin başlangıcından beri güç, iktidar hatta daha da aşağılık şeyler gibi dünyevi saçma sapan şeyler için yaptıkları vahşeti düşündüm. dün akşam da mongol filmini izlemiştim. onun da etkisi olabilir. neyse sonuç itibariyle kesinlikle izlenesi bir film.","label":8} {"text":"Ögrenci bir ciftiz ve korku filmi izlemeyi cok seviyoruz afise ve fragmana kanip gittik ancak kusura bakmayin ama ortada emek de yok oyunculuk da yok bir hikaye de yok . Rezaletti . Hoca cini 10 sn de cikardi bu kadar kolaysa niye surekli anlatiliyor ? Kisacasi rezaletti paraniza yazik . Iki kisi yiyecekler dahil 50 Tlmiz gitti. Kesinlikle hak etmiyor. Gitmeyin","label":0} {"text":"Işıklar sönünce filminin çıkış noktası temelde karanlık olduğunda görülebilen ve ışıklar açıldığında fark edilemeyen bir varlık. Film oldukça etkileyici bir sahne ile açılıyor. Bu sahneden sonra doğal olarak bir beklenti içerisine giriyorsunuz. Yönetmen açılışta kısa filminin ışık açıp - kapama sahnesini birebir kullanmış. Hatta kadın oyuncuyu kısa filmdende hatırlayabilirsiniz.","label":5} {"text":"2007 yapımı Lars ve gerçek kız Love object'ten biraz fazlaca esinlenmiş. Fakat hikayeyi geliştirmek konusunda çok daha başarılı olduğunu söylemek durumundayım. Çünkü Love object hali hazırda birden fazla filmden esinlenmiş durumda. 1953 tarihli House of Wax efendim 1980 yapımı Maniac ve tabii ki 2002 tarihli May. Bunlar benim bildiklerim. Senaryo kötü, mekan tasarımı kötü, oyunculuk eh işte, kurgu ise bayık. Evet ne demiştim? \"esinleneceksen\" hakkını vereceksin. İyi seyirler.","label":0} {"text":"Çok Çok kaliteli hayal gücünü zorlamış ve iyi iş çıkarılmış görün bakın yakında filmi çekilir..","label":8} {"text":"Özgürlük konulu kaliteli bir film ama gereğinden çok uzun tutulmuş,çok ağır ve sürükleyicilikten yoksun geldi bana.10/7","label":6} {"text":"Bu Film Bir hatadır!!! İzlediğim en hata dolu film diyerek söze başlıyorum. Herkes birbirini öldürmesi gerekiyor ;ama oyunda koloni halinde dolaşıyorlar. Savaşların bitmesi için çocukların savaşıp birbirini katletmesine göz yummaları tam bir saçmalık. Konu bu yönüyle hiç de orijinal gibi durmuyor. Konu itibariyle tamamen saçmalıklar içeriyor. İnanamıyorum ya 70 küsür milyon harcanmış filme. Bu parayla ülkemde nece okullar yapılırdı. Ana tema itibariyle gayet hoş dursa da yani zenginlerin yaşaması için kölelerin olması gerekiyor. Günümüz asya ve afrikası gibi... giriş gelişme ve sonuç itibariyle film tam bir fiyasko. Senaryo yok. Kostüm yok. Kimi begenmiş bu filmi. Onlara saygım sonsuz ;ama nolur bu film en fazla 5 puanı hak ediyor. Oturun izleyin de ne demek istediğimi anlayın. Saygılar","label":4} {"text":"Çoğu yorumlara katılıyorum, filmde bir Amerikan rüyasını bozma amacı var gibi, ama bence film de esas karakterin kendi çelişkileri, kendi iç dünyasının sonuçları ortaya çıkıyor. Nehir Erdoğanın filme kattığı katkıdan dolayı, film bu kadar puan alabilmiş bence. Yinede izlemek gerek bence, en azından fikir sahibi olabilmek için..","label":4} {"text":"Sünger bob bir efsanedir. Hiç bir şeye bu kadar güldüğümü haturlamıyorum. Çok komik, matrak, hatta salak ama o bir idol. Keşke daha önce sinemalara gelse. Cnbc-e de izleyin çok komik.","label":9} {"text":"çok güzel bir aksiyon filmi oyunculuk zaten süper 10/9","label":8} {"text":"What is love Baby don't hurt me Don't hurt me no more şarkısıyla özdeşleşmiş güzel bir komedi.","label":5} {"text":"keyifli bir film.","label":7} {"text":"The cube ile açlık oyunları karışımı bir film.","label":6} {"text":"Ne çok iyi ne çok kötü ama sürükleyici hatta bazen eğlenceli..Kısacası başına br oturunca sonunu görmeden kalkamıyorsunuz..Ama seyretmesenizde hayatınızdan birşey eksilmez..","label":5} {"text":"Adalet herkese eşit mi sorusunu tekrar sordurtan filmlerden. Ken Loach sinemasını sevenler izlesin bir de artısı var: Balkan atmosferi.","label":7} {"text":"Açıkçası pek beğenemedim. Türünün iyi örneklerinden olduğunu düşünmüyorum. Sebeplerini açıklayayım; Öncelikle bence film o ruhu yansıtma konusunda eksik kalıyor, yani tsunami atmosferi bence yeteri kadar derin yaratılamamış. Oyunculukları da beğenemedim nedense. Filmde tek etkilendiğim sahne çocukların birbirlerini ve babalarını buldukları sahne oldu ama o da filmi kurtarmaya yetmedi. Yaşanmış olayları sinemaya aktarma türünün vasat örneklerinden biri olmuş. Puanım 6/10","label":5} {"text":"Robert De Niro döktürmüş. Son filmleri iyi değildi ama bu filmde çok iyi oynamış. filmi tavsiye ederim güzel bir dram.","label":6} {"text":"Mutlu bir evliliği olmasına rağmen cinsel fantezi dünyasını tatmin edemeyen Diana, başka erkeklerle kaçamaklar yaşayarak bu açığını kapatmaya çalışır. Bunu kocasına ilk anlattığında, kocası bunların bir hayal ürünü olduğunu zanneder ve dinlediklerinden etkilenerek eşiyle daha tutkulu seksler yapar. Fakat bir gün bu anlatılanların gerçek olduğunu anlayınca tüm dünyası başına yıkılır. Kadının, erkek gibi aldatma ve kaçamak yapma konusunda özgür olduğu görüşünü savunan film aynı zaman da bir kocanın zamanla nasıl ileri derece bir ren geyiği olabileceğini de anlatmaktadır. Tinto Brass, filmin son beş dakikasında şöyle bir seti dolaşıp kadınları bir mıncıklayayım demiş olsa gerek. Tinto'nun işlediği konu veya porna-erotik arası film çekimi tarzından ziyade, seks ve sevişme sahnelerinde gerçekliğin biraz zayıf olmasından ötürü filmlerinin belli bir puan aralığının üstüne çıkamadığını düşünüyorum.","label":6} {"text":"Oyuncu Kadrosu : 1-) Emel Sayın 2-) Tarık Akan 3-) Zeki Alasya 4-) Metin Akpınar 5-) Halit Akçatepe 6-) Münir Özkul 7-) Kemal Sunal 8-) Adile Naşit 9-) Perran Kutman Yönetmen : Ertem Eğilmez.İnanın böyle bir kadro bir daha asla biraraya gelmez.Gelirsede tabii çok güzel ailece izlenilecek bir komedi filmi ortaya çıkar.Ben bu yapıma 10 puan üzerinden 8.5 puan veriyorum.","label":7} {"text":"içinde şöyle güzel bir maymun özlü sözünü barındıran film:şehirden yeni geldim, insanlar çok tehlikeli.","label":7} {"text":"içten tebessüm ettiren bir filmdi...","label":7} {"text":"artık NPC'lere karşı daha merhametli olacağım oyunlarda :) ryan reynolds ve taika waititi'nin olması filmin en büyük avantajı.","label":6} {"text":"Okuduğum olumsuz eleştirilerine rağmen bence aday olduğu bütün ödülleri almaya hak kazanmıştır. Bütün savaşların, sahtekarlıkların, eziyetleriniçinden gel benim sessiz aşkım.. Kötülüklerden kaçtım sana sığındım.. sessizliğimle seni duydum.. Şu masalsı dünyamda beni de masalınadahil et.. al götür beni.. Daha fazla kötülük görmeyeyim..","label":8} {"text":"Hiç kuşku yok ki 2013 yılının en tuhaf ve en acayip Türk filmi. Bu filmiyle Onur Ünlü, kendi jenerasyonun en eksantrik, hayalperest, kendine özgü ve yaratıcı Türk yazar ve yönetmeni olduğunu gösteriyor. Belki de filmde söylenmek istenen tüm doğaüstü yeteneklere rağmen, insanların gene insan olduğu ve özel güçlere sahip olsalar dahi kendi dertleri ve problemleriyle boğuştuklarını ve kendilerini ya dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışmamalarıdır. Dünyada insanın tüm güce sahip olmasına rağmen insanlığın hala bencil olmaya devam edeceği söyleniyor. Sen Aydınlatırsın Geceyi, kesinlikle izleyiciler tarafından deneyimlenmesi gereken fantastik bir yolculuk.","label":6} {"text":"James Cameron'un içinde kalan bazı senaryoları filmden harici bir şekilde yayınlamayı tercih ettiği bir kısa film. Aynı zamanda alternatif son olarakta değerlendirilebilir.","label":4} {"text":"\"Bitmeyen Yaz\" ismiyle festivalde izleme fırsatı buldum. Günümüz başyapıtlarından kabul edilen bir diğer Rus filmi \"Dönüş\" ile biçim ve atmosfer olarak ciddi benzerlikler taşıyor. O film kalibresinde olmasa da onu seven bunu da beğenecektir.","label":7} {"text":"James Cameron der dururum Bu adam Boş duvarı çekse film yapsa gider seyrederim. Avatar Suyun Yolu Muhteşem görsel şov ve geliştirilmiş cgi efektleri gerçeklik algısı 3D Harika bir biçimde işlenmiş, Öncelikle bu filmi kesinlikle İMAX VEYA SCREEN X3D sinemalarında izlemelisiniz çünkü filmin yapısı ona göre 3 saat lik sürede film hiç kopmuyor sürekli bir action var Jake Sully ve Neytri aile olmuşlar ve farklı bir evrende yeni navi türleriyle Pandora'nın müthiş okyanusu ve harika yeni canlı türlerine ve görsel şölene eşlik edeceksiniz. Filmin Ana teması doğayı Evrenin var oluşundaki enerjiyi ve hayat formlarını aileyi SEVGİYİ ve korumayı çok iyi işlemiş, Tabi senaryo daha da farklı geliştirilebilirdi ama bu devam filminin de geleceği anlamına geliyor. spoiler vermeden söyleyeyim bu tarz fantastik ve bilim kurgu yapıtlarını seviyorsanız gidin rahat kıyafetlerle oturun ve bambaşka hayal dünyasına dalın, Filmden çıkınca da İnsan ırkının hırsının bu evrende nasıl kötü bir tür olduğumuzu bir kez daha düşünün ve sorgulayın.&Her hayat ve enerji geçici verilmiş bir armağındır. zamanı geldiğinde geri vermek gerekir Teşekkürler James CAMERON iyi seyiler","label":7} {"text":"\"Nasıl anlaşılır? Bir insanın canının bir parçasını başkalarına emanet edip diğer parçasının peşine gidişi.\" Yaşanılan coğrafya kültürünün bir parçası olan çocuk yaşta ve yabancı biriyle evliliğin getrirdiği sorunlar. Bu sorunlar karşısında başta bilge dede olmak üzere insanlık. Konu yabancısı olmadığımız bir konu ama farkı; sıcak anlatımıyla, İran filmlerine özgü gerçekçilik ve yaşanılan duygu durumunun izleyiciye aktarılmasındaki başarısında... 80/100 https://www.youtube.com/watch?v=t-vdFjGEGvg","label":7} {"text":"Değindiği evrensel durumlarla, kurgusuyla, oyunculuklarla bence çok etkileyiciydi. Yavaş ilerlese de ben hiç sıkılmadım. Çok anlamlı bir filmdi. Aksiyon, macera türü sevenler aradığını bulamayabilir. Burdan belirtmek isterim.","label":8} {"text":"Dil konusu gerçekten çok problemli. Kimin hangi dili konuştuğunu anlamak mümkün değil. Almanlar niye kendi aralarında aksanlı aksanlı Türkçe konuşsun ki? Kadrosu bu kadar sağlam bir filmde bunun sorgulanmaması çok acayip geliyor bana.","label":7} {"text":"boşa para harcamayın resmen berbat film acayip baydı !!!","label":3} {"text":"Filmin konusu oldukça güzel olmasına rağmen senaryosu ve oyınculuğunu çok başarısız buldum. Sonu ile devam filminin sinyallerini veriyor. Can sıkıntısında izlenebilir ama ille de izlenecek filmlerden değil.","label":0} {"text":"O değil de, A Takımı'ndaki amca oynuyormuş filmde, çok şaşırdım. Gerçi niye şaşırdıysam, adam aktör sonuçta.","label":6} {"text":"bir çingenenin ağıdını kimse duymaz.","label":7} {"text":"A Single Man' de Julianne Moore derki; gençlerin hiç terbiyesi yok. geçen gün araba yıkatırken genç bir adam beni baştan sona süzdü. ve bana gerçek bir sarışın olup olmadığımı sordu. gözlerinin içine baktım ve şöyle dedim, istersen şöyle diyelim amuda kalksam güzel nefesli bir esmer olurdum...","label":8} {"text":"klişe nedir bilmemiş bildirmemiş nadide romantik filmdir kendisi. sıcak kahve çay, battaniye, -olmasa da- şömine başı keyfi yaptırır öyle bi sıcak tutar adamı.","label":7} {"text":"Turbo genel olarak baktığımızda kült bir animasyona dönüşebilecek gibi durmuyor ama DreamWors'ün son yıllarda yaptığı en iyi animasyonlardan biri olmayı başarıyor. Hiç bir şeyiyle olmasa sevimli, yarışçı salyangozlarıyla akıllarda kalacak bir yapım Turbo. Karakterler çok sempatik yaratılmış, fikir orijinal, komedi düzeyi iyi, verdiği mesajlar hoş, aksiyon seviyesi birçok aksiyon filminden iyi ama filmde bir boşluk var, nedir bu boşluk, nereden kaynaklanıyor, niçin filmden çıkınca muhteşem bir animasyon diyemiyoruz? Neyse, filmi fazla eleştirmeyeyim, sonuçta ben bu filme sadece eğlenmek için gittim ve beklediğimin fazlasını aldım. Siz filme yapılan olumsuz eleştirileri boş verin. Benim sorduğum soruları da bir kenara bırakın. Alın yanınıza bir ufaklık gidin eğlenin. Veya durun vazgeçtim, yanınıza illa bir çocuk almanıza gerek yok, yalnız başınıza da gidebilirsiniz. Çünkü Turbo çocuk filmi gibi görünen ama çocuklar kadar büyükleri de eğlendiren ve her yaştan izleyicinin beğenisini kazanan bir film. Sadece ikinci yarısı için bile film belirli bir ilgiyi hak ediyor. 7,8/10","label":6} {"text":"Bu filme ve bu role Sarah Jessica Parkerdan daha uygun bir oyuncu düşünülemezdi. Çok güzel bir film olmuş ama genel olarak bakınca evlendikten ve 2 çocuk sahibi olduktan sonra bu kadar kariyer yapmaya çalışmak bana saçma geldi. Kariyer yapılacaksa evlilik daha sonra olabilirdi. Gereksiz hırs yüzünden neredeyse evlilik kopma noktasına gelmişti neyseki zararın neresinden dönsen kardır mantığı da düşünülmüş.","label":5} {"text":"şişko kızın kendisini bulma hikayesi. Eğlwncelik abd komedisi. Sürükleyici tempolu. Oyunculuklarda fena değil esasen 10 / 7","label":5} {"text":"Ben bu filmi çok sevdim. Kartal Eddie karakteri ilginçti. Oyuncular da kalitelerini konuşturmuşlar. Küçük espiriler ve durum komediler eşliğinde güzel bir spor filmi. Klişeler silsilesi olmasına rağmen verilen ayrıntılar oldukça özgündü. Filmi hiç ertelemeyin bence, size iyi vakit geçireceği kesindir.","label":7} {"text":"Sakın kimse izlemesin! İnsan utanır olmadı der filmi vizyona sokmaz yazık bizede pazar günümün 2 saati çöp oldu resmen.","label":0} {"text":"Devleti ele alan yönüyle değerlendirildiğinde söyleyecek şeyi daha fazla ve anlaşılır olan Kynodontas'ın gerisinde kalan bir film. Yapıldığı yıla göre değerlendirildiğinde konuşma diline getirdiği yenilik ve dekorlardaki uzak görüşlülük filmin en etkileyici yanlarıydı. Sistem eleştirisi, devlet eleştirisi falan deniyor. Bu kadar basit mi? 40/100 Not: Filmi beğenmeyenleri aşağılayanlara bir çift söz. Kubrick Usta gene yapmış yapacağını gibi gubidik ya da şaheser, başyapıt gibi subjektif değerlendirmeler yerine ne anladığınızı, neden beğendiğinizi açıklamak zorundasınız. Bu imgesel, simgesel anlatım dili bir tür ve herkes her türü sevmek zorunda değil...","label":7} {"text":"YA ABİ BÖYLE BİŞE GÖRMEDİM FİLİMİN İÇİNE ETTİLER ...HOLLWODD.. SAÇMA SAPAN FİLMLERİNDE ROL OYNAYAN ADAMLARI KOYMUŞLAR.....BU FİLMİN TEKRARADAN İYİ Bİ YÖNRTMRN TARAFINDAN ÇEKİLMESİ LAZIM..........","label":1} {"text":"“Ben Is Back”, yönetmen koltuğunda oturan Peter Hedges’in hikâyesini de yazdığı uyuşturucu madde bağımlılığı konulu bir drama… Prömiyeri, 8 Eylül 2018’de Toronto Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 7 Aralık 2018 tarihinde sınırlı salon gösterimi ile Amerika’da vizyona giren filmin, 6.7/10 (19.081 oy) ve 3.6/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.9/10 (219 yorum) ve 66/100 (39 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de isterseniz, 13 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve sadece brüt 10,1 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşabilmiş olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, 1 Academy, 3 Golden Globe ve 1 BAFTA ödüllü Julia Roberts ile genç yetenek Lucas Hedges’ın etkili performansları dışında önemli hiç bir şey ihtiva etmeyen oldukça düşük profilli bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Yalnız kesinlikle kabul etmek ve hakkını vermek lazım ki, televizyonlarda sabah kuşağında yayınlanabilecek kalitedeki böyle bir filmin 10,1 milyon dolarlık bir hasılata ulaşmış olması dahi gerçekten de büyük bir başarı… Hani muhtemelen o da sırf Julia Roberts’ın yüzü suyu hürmetine olmuştur ya… “Artık orası da ayrı bir mevzu” deyip bu konuyu daha fazla uzatmıyor ve yorumumuza devam ediyoruz… Aslında biraz düşününce insan, filmi sadece televizyon kanallarının sabah kuşağına mahkûm etmekle biraz haksızlık yaptığı duygusuna kapılmıyor da değil… Zira filmin yönetmeni ve baş roldeki Lucas Hedges’in babası da olan Peter Hedges tarafından yazılan hikâye, kendisinden salonları doldurması beklenen bir sinema filmi için öylesine sığ ve öylesine yüzeysel ki, bundan yine televizyonlar için oldukça iyi bir “kamu spotu” da olur diye geçirmiyor değil insan içinden… Tabii, filmi yayınlarken altta bir bant içinde sürekli akan “Benzeri Durumlarda Yapılmaması Gereken Hareketler” başlıklı kırmızı bir uyarı yazısı ve acilen başvurulması gereken yerlerin telefon numaralarını vermek koşuluyla… Hatta filmin bitiminde, filmdeki yanlış davranışları tartışabilecek yetkinlikteki konunun uzmanlarının katıldığı bir açık oturumda düzenlenebilir… Bu arada yeri gelmişken Lucas Hedges’e ilişkin bir yanlış anlaşılmaya da açıklık getirelim istiyoruz… Çünkü filmdeki rolü nedeniyle ona, babası tarafından yapılmış bir kıyak varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılmış… Hâlbuki filmografisindeki, “The Zero Theorem” (2013), “The Grand Budapest Hotel” (2014), “Kill the Messenger” (2014), “Manchester by the Sea” (2016), “Three Billboards Outside Ebbing, Missouri” (2017) ve “Boy Erased” (2018) ile birer Academy, Golden Globe ve BAFTA ödülü adaylıklarının varlığı birlikte ele alınarak değerlendirildiğinde, aslında kimin kime kıyak yaptığı hususu bayağı tartışmalı bir konu halini alıyor… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; sinemasever dostlara belki de bir avuntu (yahut teselli) vesilesi olarak, ”İyi ki de, Peter Hedges tarzındaki senarist ve yönetmenler çok üretken değiller” diye seslenerek kullanmış olalım… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak sırf oyuncularının performanslarına duyduğumuz saygı nedeniyle 2 verdiğimiz bu film için önerimiz de “siz bilirsiniz ama çok da gerekli değil” şeklinde olacak… Keyifli seyirler,","label":3} {"text":"çocukluğumuzun çizgi sinemasının başarılı bir şekilde animasyona aktarılmış versiyonu.... Olay örgüsünü bildiğim halde sanki ilk defa izliyormuşçasına zevk aldım izlerken. animasyon sevenler için hiç sıkılmadan izlenebilecek türden bir film.","label":7} {"text":"filmde karakterlerin yaşadığı hayal kırıklığı ve benzeri durumlar sonrası ortam sesinin yükselip her şeyi bastırması güzel bir ayrıntı... ve herkesin dediği gibi müzikler çok iyi seçilmiş...","label":7} {"text":"sırbistan böyle bir yerse asla gitmek istemem cidden insanı düşündürüyor salt porno olarak düşünürseniz hiçbir şey anlamazsınız filmin içeriği bambaşka","label":0} {"text":"Konu bütünlüğünün iyi yansıtılamadığını düşünüorum yani sanki bir konuyla başlanıp başkasına geçilmiş gibi.ama vahşet ve kan istiyorsanız izleyebilirsiniz. Otel tarzı bir film ama o kadar kaliteli oldugunu söyleyemicem.","label":5} {"text":"böyle şaklabanlar ne diye film yapar anlamıyorum rezil ötesi bir film sektörü bitirdiniz paragöz beceriksizler","label":1} {"text":"serinin en iyi ve en sürükleyici filmi zaten seri bundan sonra gittikçe kötüye gitti ne yazık ki, hele ki 3. sü can sıkıntısından başka bir şey değil","label":7} {"text":"filmin konusu yaşamış biri olarak beni çok derinden etkiledi ve eğer biraz olsun fikir sahibiyseniz göz yaşalarınızı tutamazsınız özellikle Joseph Gordon çok iyi performans sergilemiş şiddetle tavsiye ederim mutlaka izleyin","label":8} {"text":"Oscar sezonundan sonra bu yıl izlediğim en iyilerden birisiydi. Çok sağlam 2 tane ters köşe var. İzlerken tebessüm edeceksiniz. Ama senaryo çok karışık be. Sanki 2-3 konu var hepsini 1 filmde toplamışlar gibi. Konu çok dağınık. Filmi izlerken ''keşke Ben Affleck yönetseymiş'' çokça dedim. Tam onun kalemi bir film. Oyunculuğunun yanı sıra yönetmenliğini çok beğeniyorum. Bu filmi 7-8 aydır bekliyordum beklentimi tamamıyla karşıladı. Live by Night adıyla Ben Affleck'in 1 ay sonra çok sağlam bir filmi gelecek bu sefer hem yazmış, hem oynamış, hem yönetmiş, hemde yapımcısı olmuş. Umarım en az bu film kadar güzel olur. Anna Kendrick tavşan dişleri ufak-tefekliği ile tekrardan yüzümüzü gülümsetti. Filme güzel renk katmış. Affleck'in dövüş koçu çok başarılıymış. Aksiyonlar çok iyiydi özellikle bi dönerek vuruşu var içim titredi izlerken. Senaryo biraz düzenli olsa çok çok daha iyi bir film izleyebilirdik ama bu haliyle bile muazzam. tavsiye ederim pişma olmazsınız iyi seyirler...","label":7} {"text":"tam bir İrlanda mizahı, absürdlükde sınırları zorlarken doğruları da direkt olarak dillendirmeden geri kalmıyor.","label":7} {"text":"Film hakkında hiç bir ön araştırma yapmadan izledim. Kurgu, senaryo, oyunculuklar hiçbiri tatmin edici değildi. Ciddi anlamda zaman kaybı oldu","label":2} {"text":"Ya arkadaş bundan önceki orumcek adamların yaptigi kivrak hareketler orumcek adamin binalar arasinda aglarla gezmesini kivrak hareketlerini bekliyoruz beklentilerimizi neden karsilamiyorsunuz.Yani çok daha efektif işler yapabilirsiniz. Ayrica Sizden örümcek adami orumcek adam olduğu için izlettirmenizi rica ediyoruz kostümsüz bir hic gb gostermeyin lutfen","label":5} {"text":"filmi izlemekte çok geç kalmışım, keşke cok daha önce izleseymişim. insan ilişkilerinin, tanrıyla ilişkinin sorgulandığı incelendiği güzel bir film. izlerken o kadar çok şey düşündürüyor ki burda anlatamam, insanın kendi içinde yaşaması gereken şeyler hepsi. filmin içinde bir kaç sahne var ki özellikle son sahne insanı omuzlarından tutup sarsıyor. elbette ki sean p. e saygılar.. gelelim diğer tarafa, filmi izlerken aralarda bir kaç sefer sıkıldığım oldu ama sonra toplayıp tekrar aynı ilgiyle devam ettirdi, belki arada sıkıldığımdan film bana epey uzun geldi. ayrıca filmin başında heralde bi 20 30 dakıka kadar hiç birşey anlamadım, hatta filmdeki gösterim düzenini anladığımda galiba filmin bitmesine 1 saat vardı. film boyunca kesik kesik farklı zamanlar da ki kareler gösteriliyor, bu nerden cıktı şimdi derken film hiçbir soru işareti bırakmadan bitiyor. amma uzattım, böyle işte.","label":7} {"text":"Klişe, dandik. Hayatımın 95 dakikası heba oldu. Film çok sıkıcı bir o kadar da iğrenç. Cidden hakaret falan değil yani çok iğrenç sahneler var. 2 kere gittim tuvalete öğürdüm.","label":0} {"text":"Boktan bir animasyon hiç sevmem)Ana karakterler aşırı iticiler)))","label":4} {"text":"erkek ve kadın cinselliğindeki ayrımı enteresan bir tonda veren bir film olmuş. Son sahnede adamın yakınlaşma çabasına karşılık kadında uyanan duygu iki tarafa da kızmamızı engelliyor. Adam 50-60 yaşında bir bakir, kadın ise bir nemfomanyak ama kadın adama dostça açılmış ve zaafını anlatmış, adam ise giderayak yoldan çıkıyor. Kadının yaptığı çok sert ama neden bilmem kızamadım kadına. içindeki dostluğa ihanet etti adam, kadını kızdıran buydu. Bu arada milleti döverek para yapan adamın işi gerçekten değişikmiş, bakmayın orduda asker olmaktan bile daha fazla disiplin gerektiren bir iş.","label":6} {"text":"Ergen bir kızın hayatının bir film şeridi gibi gözünden geçmesi, evet filmin bütün esprisi bu maalesef. Epeydir bu kadar kötü bir yapım izlememiştim.","label":4} {"text":"Hastayım bu kıza daradevil filmini sırf jennifer için izledim... zati tek başına orda oynadığı rolün filminide yapıyo benden mutlusu yok...","label":4} {"text":"acayip keyifli film. sabır kelimesinin anlamını bu filmde görüyoruz.","label":8} {"text":"sahnelerin büyük kısmında theatrel hava hakim.. cesur sahneler ise kaba gürültü/görüntü değil..","label":7} {"text":"Green Lantern'la birlikte bende inanılmaz hayal kırıklığı yarattı.İki filmde de karakterlerin ismine güvenilip senaryo ve görselliğe çok önem verilmemiş,çok yüzeysel.Seyirciyi havaya sokacak,akılda kalacak hiçbir sahne yok.Bu haliyle captain america'ya süper kahraman demeye dilim varmıyor...6/10 Film 1942-1944 arası geçiyor ve iron man(tony stark)'ın babası howard stark,orta yaş üstü bir makine mühendisi.İron-man 2 filmi günümüzde geçiyor ve bu sefer tony stark orta yaş üstü bir karakter.Bu hesaba göre baba-oğul arasında 60-70 yaş olması gerekiyor.Bir anlam veremedim,bunu nasıl kurgulamamışlar.","label":5} {"text":"Çok şey anlatacak gibi görünmesine rağmen pek bir şey anlatmayan, izledikten sonra oyunculuklar dışında aklınızda bir şeyin kalmayacağı bir film.","label":5} {"text":"Çok eğlenceli bir whodunit. Filmin görüntü yönetmenliği şahaneydi. Kullanılan mekan da nostaljik polisiyeleri hatırlatıyordu.","label":6} {"text":"1971 yılında kuzey irlanda ayaklanması sırasında belfast sokaklarında birliği ile irtibatı kesilen bir askerin hikayesini anlatılırken arka planda kontrgerilla, kirli savaş, savaşın sadece öldürdüğünü kararında ve apaçık bir dille anlatan film","label":7} {"text":"tüm zamanların en iyi giriş müziğine sahip filmdir diyebilirim; iyi, kötü ve çirkin, cinema paradiso gibi filmler de olduğu gibi müzikler usta Ennio Morricone'ya ait.","label":8} {"text":"konusu iyiydi aslında filmin ama bazı şeyler saçmaydı mesala uçak düştü ama herşeyleri var radyokarı oyun kartları....orası biraz saçmaydı","label":4} {"text":"İyi günde,kötü günde diye bana söz verdim.İşte bu benim kötü günü bir şans ver.. Ryan Gosling ve özellikle Michelle Williams'ın saf ve gerçekçi oyunculukları ile öne çıktığı film bir ilişkinin iyi ve kötü günlerini arada geri dönüşlerle harmanlayarak anlatı açısından değerlendirildiğinde en gerçekçi aşk filmlerinden biri olduğu kesin.","label":6} {"text":"Film beklentiyi karşılamıyor. Ne alaka diyorsunuz. Salakça hareketler salakça tepkiler. Kadın çocuk psikiyatristi fakat hiç bişey bildiği anladığı yok çok saçma ve sıkıcı. Bilindik bi son ve fazlasıyla klişe sahneler tavsiye etmiyorum...","label":1} {"text":"malumunuz pek iyi filmler yok şu günlerde.indiana jones öyle ilaç gibi geldi ki.sonuna kadar eğlence.alın pop cornlarınızı ve eğlenceye doyun.9/10","label":8} {"text":"Bir Japon yapım şirketinin altı yönetmene \"aşk\" temalı filmler çektirip bir nevi \"serial project\" oluşturma arzusunun meyvesi Bijita Q, konuya hemen hemen aynı pencereden bakan sıradan ilk beş filmden sonra patlayan bomba gibi. Medeni toplum kurallarını ayaklar altına alıp tüm tabuları alaşağı ediyor. \"Aşk bunun neresinde?\" diye sorgulanması çok muhtemel; fakat alt metinlerin ve metaforların dikkat sarf edilerek okunması halinde bir yap-bozu tamamlamış hissini vererek eğlenceli bir tatmin sağlayabilir.","label":7} {"text":"Konu garip lakin iyi, mümkün mü ? Bildiğimiz kadarıyla değil :)","label":7} {"text":"filmde bol bol gereksiz amerikan güreşi hareketleri izleyebilirsiniz, jason statham'ın tek başına altı adam dövmesini seyredebilirsiniz, adamın kalbinin az üstünden vurulup hayatta kalmasını seyredebilirsiniz, aynı adamın ihanet etmiş olduğu arkadaşlarıyla tekrar enseye şaplak moduna gelmesini izleyebilirsiniz, ayrıca jet li'nin durumunu da çözemeyebilirsiniz. yukarıda saydıklarımın hepsini geçtim de stallone'nin yüzüne n'olmuş öyle adam plastik show'dan fırlamış gibi yav. kendine fazla yakın çekim yapmayaymış keşke. ayriyeten sonda çalan the boys are back in town fena şarkı değilmiş.","label":5} {"text":"\"O hikayedeki salağımızın\" Pignon'un karakteri müthiş senaryolaştırılmış, oyunculuğu da öyle iyi ki yaptığı salaklıkları inanılmaz sahici kılıyor. Her ne kadar hak ettiğini düşündürse de Pierre'in başına gelenlere acıyabiliyorsunuz. Özellikle beli sakat bir şekilde tüm eşyaları taşıyıp, gizlemesi sonucu alakasız bir noktada yakalanması... Ve artık bu durumu kabullenişindeki kayıtsızlığı görmeye değer. Holivuuud versiyonunu izleyeceklere tavsiye; beklenildiği gibi tam bir hayal kırıklığı. Muhakkak beğenenleri çıkacaktır ama kendi adıma bu güzel filmi orjinal versiyonuyla hatırlayıp başucuma koyarken, diğerini geri dönüşüm kutusundan dahi silyorum...","label":7} {"text":"konusu ilginc guzel. ama populer oyuncularin uzerinden etki yaratilmak amaclanmis gibi bir havasi var. kenan isik ile hulya avsar uyumsuzlugu insani rahatsiz ediyor. buna ragmen tum film boyunca haldun dormenin oyunculugu goz dolduruyor. ancak bu rolu ile de dadi dizisini hatirlatmiyor degil. farkli oyuncularla cok daha guzel bir filim olabilirmis,","label":5} {"text":"Konu itibari ile psikopat karakterimiz gözüne kestirdiği kadınları takip ederik öldürüyor ama ortalıkda nebir polis nede kamera var öldürüyor diğerine geçiyor oldukça durağan ilerleyen vahşet sahneleriyle önplanda olan bir film","label":2} {"text":"en iyilerinden.","label":8} {"text":"Güzel keyifli film. Ailecek çoluk çocuk izlenebilir. Animasyon filmlerini seven biri olarak izlenebilir bir film olduğunu söyleyebilirim.","label":5} {"text":"Oyuncu kadrosuna bakıyorum ve burdan birşey çıkar diyorum filme gidiyorum. Amma bundan sonrası fiyasko. Özensiz bir yapım. İğrenç argo kelime dağarcığı ve sulu espriler. Bu mudur? Yazık bu filme 24 tl verdim. Koltuğun rahatlığının vermiş olduğu şekerleme dışında bir tat almadım.","label":2} {"text":"Domino taşı. İlginç bir akıcılığı var filmin. Simon Pegg'i görünce zaten filmi izlememek zordu ve iyi de oldu. Öyle hani güzel bir senaryosu yok, ama işleniş çok eğlenceliydi bence. Başlayıp bitiriyorsunuz. Beklentiye girmeden çok rahat izlenebilecek kalitede. Alice Braga ve Teresa Palmer da izlenme boyutunu artıran etkenlerden. Tabi dediğim gibi basit bir kurgu üzerine kurulu film. Hatta çekim yerleri güzel dursa da kolaya kaçınılmış. Bunu görmezden gelirsek acaba ne olacak sorularıyla filmi bitiriyorsunuz. Olayın keyfini çıkartmanız filmden istenileni almanızı kolaylaştıracaktır. İyi seyirler P:7","label":6} {"text":"Keyifli zaman geçirmek için ideal bir film. Robin Williams'ın oynadığı filmlerde ayrı bir hava oluyor.. Bu kursu bitirmek hiç ama hiç kolay değil, izleyin ve keyfinize bakın..","label":5} {"text":"senaryoya aldananların ve saf sinemadan kopuk yaşayanların yücelteceği ve beğeneceği bir film.. bense şöyle bakıyorum; \"ruh kaybolmuşsa herşey orda bitmiştir\"","label":0} {"text":"aslında fena film değildi ama elysium denilen yeni dünyanın o kadar kolay girilebilecek bi yer olması - ki istedikleri zaman uçuşları kapatabiliyorlar - bunun gibi bir kaç saçmalık dışında izlenilebilir. ama elysium un dünyadan görünüşü süper...","label":9} {"text":"bence güzel değildi,çok sıkıcıydı.konuyu da güzel yapamamışlar.çok daha iyi çekilebilirdi","label":1} {"text":"görüntülerin şahane olduğunu, o dar kafalı insanlara rağmen Sicilyaya yerleşme isteği uyandıran film.saçlarını kızıla boyatıp, meydandaki cafede sigara içmesi filmin en güzel karesidir..bi an olsun sıkılmadan, keyifle 2. kez yine izledim..***..","label":9} {"text":"oldukca eğlenceli veoyunculuklar da gerçekten iyiydi. Bir filmi izlerken en son ne zaman bu kadar gülebildiğimi hatırlamıyorum. Son olarak film çok fazla küfür içeriyor, izlemek isteyenler bunu dikkate alabilir.","label":5} {"text":"Senaryosu, Robert Kolker’ın aynı isimli (nonfiction / kurgusal olmayan) kitabından (2013) Michael Werwie tarafından uyarlanarak yazılan “Lost Girls”, Liz Garbus’un yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi… Prömiyeri, 28 Ocak 2020 tarihinde Sundance Film Festivalinde yapılan ve 13 Mart 2020 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil… O yüzden bizde, oldukça düşük bir bütçe ile çekildiği her halinden belli olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, kızı kayıplara karışan bir annenin ısrarlı çabalarından çok bir polis köpeğinin tuvalet ihtiyacının giderilmesi esnasında tesadüfen ortaya çıkartılan ancak bu durumda da “faili meçhul” kalan Long Island cinayetler serisinin hikâyesinin, “belgesel tadında” işlendiği sürükleyici bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Ki, zaten kendisi de gerçekte bir belgesel yönetmeni olan Liz Garbus, bu yönünü oldukça iyi kullanmış bu hikâyede… Öyle ki, bittiğinde kimliği bir türlü tespit edilemeyen “seri katil” dışında, anlaşılamayan hiçbir şey kalmıyor filmde… Üstelik Amerika’nın “ırkçılık” kadar iğrenç olan bir başka yüzünün daha sergilenmesi açısından da, dikkate değer bulduk “Lost Girls” ü… Ki, o da öldürülen genç kızların tümünün ortak özelliğinin, hayat kadını yani fahişe olması sebebiyle, polisin olayları gerekli özen ve ciddiyeti göstererek araştırıyor olmaması… Elbette bu durum filmde açıklıkla ifade edilmiyor… Fakat kaybolan kızını arayan ve bunun için çalmadık kapı da bırakmayan Mari Gilbert’in (Amy Ryan) (neredeyse polisi görevini yapması için ittiren) “çabaları” ile (kimi zaman hakarete de varan) “konuşmalarında” bunu açıkça hissedebiliyorsunuz… Bu arada, Amy Ryan’in yanı sıra sinemanın yükselen değerlerinden Thomasin McKenzie ile Gabriel Byrne’ın da canlandırdıkları Sherre Gilbert ve Emniyet Müdürü Richard Dormer karakterlerinde filme renk kattıklarını da belirtmiş olalım… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"the oz sevenler bunu da mutlaka sever.","label":6} {"text":"Reese Whiterspoon'un sevdiğim yegane filmi. DReMPRo2ya kesinlikle katılıyorum hollywood'un en ii yaptıgı iş hiç kuşkusuz biyografiler. Ve film bagımsızcılar tarafından pek sevilmese de bi çok ödül hakediyr bence.","label":7} {"text":"Güzel bir filmdi mutlaka herkes gitmeli komik ve gerçekçi[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Colin Farrell bir kez dahaIn Brugesbenzeri bir filmde oynamak istemiş sanırım. Filmin gidişatından tutun da, karakterlerin tarzı, hatta finali bile benzerlikler taşıyordu, tabii kalite ve etki olarakIn Bruges'un yanından bile geçemez orası kesin. Senaryo son derece dağınık, kim ne yapmaya çalışıyor belli değil. Yer yer izletse de genel anlamda sürükleyici olduğunu söylemek zor. Açıkçası ne idüğü belirsiz bir yapım çıkmış ortaya.","label":4} {"text":"Kaos teorisi diye tüm film boyunca konuşup sonunu bağlamasalardı güdümlü anne terliği ile koşa koşa gidiyordum arkalarından da Allah'tan gayet güzel bir şekilde bitti sonu. Jason'ın oynadığı filmlerde şimdiye kadar \"mmm, olmamış.\" dediğimi hatırlamıyorum. Umarım da olmaz.","label":8} {"text":"Kadınların ve erkeklerin bakış açılarının, acı gerçekleri :)","label":9} {"text":"Verdiğim 15 puan filmin eski oyuncularının hatırınadır, bu kadar kötü bir Hababam Sınıfı olamaz, olmamalı, umarım devam ettirmezler, çünkü giderek işi batırıyolar...","label":1} {"text":"Recep İvedik serisi kadar saçma absürd kısmen onun kadar argo ama bir o kadar da bizi bize anlatan komik güldürebilen kafa dağıtmak için bire bir bir film. İzleyin gülün geçin bence izlemeye değer 7/10","label":6} {"text":"inci küpeli kız adlı filmden sonra yönetmenin nasıl bir iş çıkaracağını merak ediyorum.gaspar uliel'inde bu roldeki oyunculuğuda ayrı bir merak konusudur.hannibal karekteri psikopatlığı hatta yamyamlığı kendi felsefesiyle bütünleştirmiş bir karekterdir.","label":6} {"text":"Kelebek etkisi filminin farklı versiyonu..Film sürükleyici ve merak uyandırıyor...tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Cronenberg’in diğer başyapıtlarının aksine abartıya kaçmadan kotardığı ama buna rağmen belki de en başarılı filmi. Film pek çok okumaya açık. Teknolojinin insanı şekillendirmesi, kendine bağımlı hale getirmesi ve eşyaların insanlarrın uzuvlarıymışçasına günlük hayatlarının (en özel anlarında yaşadıklarının) bir parçası haline gelmesi.Bence Cronenberg’in şimdiye kadarki en iyi işi.","label":9} {"text":"Filmin senaryosu resmen amatörce yazılmış. Filmin sonunda bütün olanların Howard'ın paranoyası olması ya da olayların oluş sebebinin açıklanması gerekliydi.","label":4} {"text":"sinemada izlediğim ilk filmlerden. o zaman çok etkilenmiştim. hala çoğu sahnesini çok iyi hatırlarım. daha sonra evde izleyince ne kadar basit bir filmmiş dedim.","label":8} {"text":"kadroya aldanıp, seyredilmemesi gereken bir film. hatta film bile olmayabilir. tarifsiz bir sıkıcılığı var.","label":2} {"text":"Eer elenceli ve gzel dakikalar geirmek istiyorsanz size Percy Jacksonamp;The Olympians: The Lightning Thief nerebilirim.Ben genelde fantastik tarz da yapmlardan holanadm dnerek bu yapm izledim ve ho bir film izlediimi syleyebilirim.Sonu olarak ben bu yapma 10 puan zerinden 7.5 puan veriyorum.","label":6} {"text":"sonunda 2 yıl rötarlı geldi ülkemize film...ben çok beğendim tavsiye edebileceğim bir film...","label":9} {"text":"Bu film için bi kaç sözün gerekli olmayacağı kesin ama bir başyapıt diyerek noktayı koymak isterim...","label":9} {"text":"Büyük hayal kırıklığına uğradım.Bu ikili çok çok daha iyisini yapmalıydı.Üzülerek 10/6","label":5} {"text":"bir bilgi verelim. bu filmde doktorun giydiği kıyafetlerin aynılarını kış uykusu filminde Aydın giymiştir.","label":8} {"text":"Yönetmen Doğa Can Anafarta'nın komedi türündeki en iyi filmi. Bir önceki filmi Biz Size Döneriz'e nazaran çok daha eğlenceli ve güldüren bir film olmuş. Oyuncu kadrosunun çok zengin olduğu, keyifli, tebessüm ettiren eğlenceli vakitler geçirmemizi sağlayan bir film. Furkan Andıç karizmasıyla filme renk katmış aynı şekilde Pelin Akil de güzelliği ile filme renk katmış. Kısaca boş zamanlarda kafa dağıtmak için izlenecek, çerezlik bir film. Son olarak filmin sonunda devam filminin geleciğini de belirttiler. Devam filminin daha iyi olması dileğiyle....","label":6} {"text":"en iyi film dalında oscar adayı gösterildiğinden izledim... sanırım akademi üyeleri 10 aday bulmakta zorlanmış listeye girebilicek seviyede bir film değil kesinlikle ancak kötü bir filmde diyemiyorum. genç başrol oyuncusunun performansı izlemeye değer kılıyor filmi....","label":6} {"text":"Param yok Şak şak şak Pulum yok Şak şak şak","label":5} {"text":"çok iyi bir fantastik yapım...freaaser iyi oynamış...3d olarak izlerseniz çok daha keyif alınır...ben izlerken çok keyif aldım...çok iyi bir macera...izlenebilir...","label":7} {"text":"bence de dalında gayet güzel bir film...çok eğlenceli bence:) jennifer’ı pek beğenmem ama bu filmle beğendim onu...","label":8} {"text":"Efsane bir sporcunun hayatını olabildiğince gerçeğine sadık kalarak beyaz perdeye yansıtmışlar.Filmi izlerken Jesse Owens'ın yanı sıra Larry Snyder ve Luz Long u da tanımış oluyorsunuz.Yalnız filmin tek eleştirdiğim noktası ve bana göre büyük bir noksan; iki saatlik sürede bolca klişe izletiyorlar.Biraz daha özgün olsaydı zaten ilgi çeken konuyu daha da etkileyici kılabilirlerdi.sonuç olarak şiddetle tavsiye edebileceğim sağlam bir yapım iyi seyirler...","label":7} {"text":"güzel bir film amerikan polislerinin iç olaylarını anlatıyor.Bruce willis rolünün hakkını her zamanki gibi vermiş ancak yaptığı rol gereği surat ifadesi ve hali çok bıkkın olduğu için bizde onu böyle görmeye çok alışık olmadığımız için biraz tuhaf geliyor.çok fazla güzel kesinlikle izleyin diyeceğim bir film değil çünkü böyle yapılmış yüzlerce film var ancak izlenir.7/10","label":6} {"text":"Kesinlikle izlemelisiniz.. Çok güzeldi..","label":8} {"text":"Kemal Sunal'ın en çok sevdiğim filmi. Başucu filmlerimden :) çok iyi dans, o biçim ısrar ederim. Sert, haşin, gaddar; bilakis çok kibarım. Seviyorum seni Kemal Abi.","label":8} {"text":"filmden öte sosyal aktivite diyelim.","label":3} {"text":"Kahkahalar atarak izleyenler olmuş ben film boyunca 1 kez güldüm. Komedi filmi diyerek geldim ama beklentimi karşılamadı.","label":5} {"text":"çok güzel bir film. salma hayek- johny deep - antonio banderas güzel ekip.","label":7} {"text":"Sıkılmadan izlemek yorumlarına katılıyorum ama film gerçekten çok kötü.Senaryoyu filmdeki sarışın çoçuk yazmış olabilir çünkü böyle şeyler ancak öyle tip insanların kafasından çıkar.4/10","label":3} {"text":"Komedi unsurlarının zayıf kaldığı, aksiyonunsa yetmediği filmdir. Yine de oyunculuklar ve ortam sayesinde keyifli vakit geçirtiyor.","label":6} {"text":"bu filme ağız burun kıvırıp avatar a salya akıtanlara da ayrıca laflar hazırlıyorum. filmin görselliği 10 üstünden 10. bir felaket filmi olması kurguyu elbette kısıtlıyor. birilerinin yaşam mücadelesini işlemekten başka çare yok çünkü. bunu işlerken kıyametten arabayla yada uçakla kaçmak kısmı absürd olmuş o kadar. bide klişelere çok dalmış. son dakika aksilikleri, birilerinin son dakikanın son saniyesinde herkesi kurtarması falan bol klişeli amerikan filmlerinden tanıdığımız şeyler. ama genel olarak beğendiğim bir filmdi. en azından olabiltesi olan bir konu üzerinden gidiyor. kafamıza kaldırım taşı büyüklüğünde dolu yağabilir ama usb bağlantısı yaparak uçan dinazorumsulara binen mavi adamlarla savaşabileceğimize ihtimal vermiorum.","label":6} {"text":"Kızıl serçe bilindik konuları farklı şekilde işleyip benzersiz bir filme dönüşmesini sağlamış bir yapım.Ben çok çok beğendim hatta gerilim ve casusluk konusunda izlediğim en iyi filmlerden biridir diyebilirim film çok çok uzatılmış ve uzun süren bir yapım olmasına rağmen insana kesinlikle kendisini izletiyor ve sıkmıyor,sonuna kadar dolu dolu geçen ve bazı yönleriyle şaşırtmacalı bir film.İzlerken kesinlikle keyif alırsınız mutlaka izleyin derim..","label":8} {"text":"Sonda söyleyeceğim cümleyi en başta söyleyeyim, müthiş bir final sizi bekliyor, film boyunca kafanızda oluşan soruları anında yok eden, harika bir kurguya oturtulmuş bu filmi izlerken çok büyük bir zevk alacaksınız..","label":7} {"text":"İzlediğim ilk film olmasının yanı sıra gerçekten de bir başyapıttır. Tekrar tekrar izlendiğinde bile aynı etkiyi verebilecek kalitededir.","label":7} {"text":"10 numara film olmuş Robert de niro herzamanki gibi filmi götürmüş.","label":9} {"text":"alex proyas bir bilimkurgu ustası,daha önceden 98 tarihli kült filmi dark cityi görmüştüm ve oldukça beğenmiştim.knowing de aslında eli yüzü düzgün bir film.ne yaptığını bilen bir yönetmenin işi olduğu çok belli.bir kere konusu gayet ilgi çekici.1959da bir ilkokulda öğrenciler kağıtlara gelecek ile ilgili düşüncelerini çiziyor,kimisi uzay gemisi,kimisi garip arabalar düşlüyor.fakat küçük bir kız birbirinden bağımsız bir dizi sayı karalıyor hızlı bir şekilde.50 yıl sonra geleneksel bir törenle bu kağıtların saklandığı kapsül açılıyor ve o sayıların da anlamını çok zeki hocamız nicolas cage keşfediyor.film buralara kadar ve yaklaşık bir yarım saat kadar daha oldukça harika ilerliyor,büyük bir aksiyon var ve merak uyandırıyor seyircide.fakat son yirmi dakikası beni tatmin etmedi maalesef.yani kötü diyemeyiz ama böyle bir konudan daha sarsıcı veya daha az klişelere başvuran bir film ortaya çıkartabilirdi proyas.dediğim gibi özellikle filmin finaline doğru bir klişeler cümbüşü yaşanıyor,ister istemez içinizden 'sen bari yapma be proyas' gibi cümleler kuruyorsunuz.böyle güzel ve etkileyici ilerleyen bir filmden çok daha fazlasını bekliyorsunuz kesinlikle.fakat ivme artıyor gibi gözükse de bana kalırsa aşağıya doğru yol almaya başlıyor.bana sorarsanız filmden biraz uzaklaştığım an lucindanın (1959daki küçük kız) yazdığı o kağıttan ayrıldıkları andır.sonlara doğru konu başka yerlere kayıyor ve yıllardır süregelen 'kurtarıcılar' ortaya çıkıp olayı bir şekilde çözümlemiş oluyorlar.bu kurtarıcılar dediğim gibi oldukça klasik kaçmış ve filmin finalinde sarsıcı bir sürpriz olduğunu söylememiz zor sanırım.toparlarsam tabii ki seyri güzel,sıkmayan,fakat bana göre daha da kaliteli olabilecek bir film,bilimkurgu ve macera severleri eğlendirecektir.","label":6} {"text":"Aksiyon filminin içinde olması gereken ufak, göze batmayan mizahi detayların b ku çıkarılınca nereden gelip nereye gittiği belli olmayan bir film olmuş; daha doğrusu olmamış.","label":3} {"text":"Yeni bir Amerikan rüyasının gerçekleştiği, bir kişinin sistemi sorguladığı, tv filmi kıvamında, klişeden geçilmezken yapaylığın diz boyu olduğu, Amerika'da amacı, niteliği belli bir eylemde dahi 250.000$ ın onlarca insanın yaşamından daha değerli olduğu ama sonunda herşey geçip gitmiş, geri dönülmez bir noktada olunabilecekken bu değerin gözardı edilip herkesin sevgi pıtırcığı, merhamet abidelerine dönüşebildiğini gördüğümüz vıcık vıcık bir film... Tabi halimize şükretmeliyiz neyse ki bizim ülkemizde oldukça sağlıklı çalışan bir sağlık sistemimiz var. Güvencesiz insanımız yok. Her türlü sağlık hizmetinden sınırsızca yararlanabilmekteyiz. Kahrolsun Amerika! 2/10","label":0} {"text":"\"Ne istediğimi ifade etmek için doğru sözcüğü nasıl bilebilirim? İstediğim şeyi, aslında istemediğimi nasıl bilebilirim? Ya da istemediğim şeyi istemediğimi? Bunlar anlaşılması zor şeyler. Onları adlandırdığımız an, güneşte kalan bir deniz anası gibi erir, çözülür, ve anlamları kaybolur. Bilincim, dünyayı kendi tarafına çekmek için vejetaryenolmak istiyor. Ve bilinçaltım bir parça et için çıldırıyor. Peki ben ne istiyorum?\"","label":7} {"text":"Pek sürükleyici bir film olduğu söylenemez. Olaylar film başında çok yavaş ilerlerken bir anda sona geldiğinizin farkına varıyorsunuz. Gene de kötü bir film sayılmaz. Çerezlik idare eder nitelikte 10 üstünden 6.8 verdiğim bir film.","label":6} {"text":"sinemask bu tarz insanlarla muatap olmak vakit kaybı. ifşa et ve geç derim o kadar.","label":7} {"text":"bence konu harika düşünülmüş ama çok kötü çekilmiş bende hiçbir duygusal etki yapmadı çünkü oyuncusundan setine kadar herşeyin yapmacık olduğu çok belliydi aydınlatma o kadar kötüydü ki filmin gece çekilen her sahnesinde kollanılan ışıklar yansıyodu ve gece ayazda oyuncular konuşurken ağızlarından hiç buhar çıkmıyodu karlı havada bi konuşun sonra filmi izleyin çok yapmacık olduğunu anlayacaksu-ınız güzelimkonuyu heba etmişler","label":7} {"text":"öyle bi film izliosunuzki o replikler ezber olsun ortamı gelsinde çatur çutur konuşayım böle fikirlerim açık olsun aynı bu şekilde die geçiriosunuz aklınızdan. ha bide ben de kötü geçen günün ardından omza bi dokunuş hissii ve \"amaannn koy.. rahvan\" durumları da oluşmadı deil. tabi bide hollywood ellerinde nice harcanmış senaryolar örneği olarak ele alınablir. nitekim city of angels versiyonu bu yoğunluğun sağından solundan geçemez. tabi kişisel fikrimizdir ama wim wenders harbi film yapmştr bilgilerinize..","label":7} {"text":"Muhteşem bir komedi. Genellikle yanlış anlamalarla meydana gelen garip olaylar güldürüyor bizi. Parodiye çevirdiği filmler de cabası...","label":0} {"text":"çok düzgün bir dostluk hikayesi. ayrıca filmin ana teması olarak işlenen yalnızlık kavramının etkisiyle çok dingin huzurlu bir film olmuştur. peter dinklage rolünün altından kalkmıştır. takdir edilesi hoş bir yapım.","label":6} {"text":"Bir aksiyon filmi nasıl bu kadar sıkıcı olabilir aklım almıyor. Berbat.","label":0} {"text":"Bir iş partisinin yapıldığı esnada öldürülen bir kadın ile ilgili sır perdesini çözmek için tutulan Webster ve John, kendilerini bir şirket savaşının içinde bulurlar. Olay, japonlara ait bir iş binasında olduğu ve japon asıllı iş adamlarını ilgilendirdiği için ciddi gelenek çatışmalarıyla karşılaşırlar. Film bi noktada sanki japon kültürü belgeseline dönebiliyor. Kamera hileleri ile ilgili kısım güzeldi. Sonlara doğru başlayan aksiyon, tam filmden sıkılmaya başladığınız zamana denk geldiği için film kendini sonuna kadar izlettiriyor. Ne çok iyi ne çok kötü bir film.","label":5} {"text":"Dramatik güzel bir yol filmi, yol filmlerini hep sevmişimdir nedense.","label":6} {"text":"Eglenceli bir film 10/8","label":7} {"text":"O kadar basit ve sıradan bir film ki filmi seyretmeye gerek yok. İsmini okumanız bile filmde neler olcağını baştan sona kadar anlamanıza yetiyorzaten :) Filmdetek birşey dikkatimi çekti, o da esas oğlanımızın zengin kankasının evi. Yok böyle bir ev. Star Wars temalı evi beni benden aldı götürdü. Bir odasında duvarda \"the day earth stood still\" posteri olması ayrı bir olaydır. Benim için bufilm evin dekorundan ibaret.","label":7} {"text":"Türk milleti olarak uyarlama filmlere bir garezimiz var. Filmin en başında da uyarlama olduğu zaten belirtiliyor, belirtilmemiş diyenler kesin bir bilgi edinmeden yorum yapmasınlar derim. Film oldukça etkileyiciydi, uyarlanan film ile aralarında bir kaç önemli noktanın farkı var. İzleyenler var ise olayın geneli ve sonu oldukça farklı. İlk yarı &şöyle olacak, hayır böyle olacak diye yaptığınız onlarca yorumun yerini ikinci yarı büyük bi sessizlik, gerginlik ve heyecan alıyor. Yapılmış en farklı Türk gerilim filmlerinden biri. Oldukça şok edici sahneler var. Bazı sahnelerde sinirlenip, bazılarında ağlamak istiyorsunuz. Türk gerilim filmi anlayışını 3 harfliler, büyüler, ölüler içinden çıkarıp yeni bir boyut kattığı için Özcan Deniz alkışı haketmiş. Oyunculuklar da oldukça iyi. Dilerim ki filmi gerçekten yorumlayabilecek, farklı açıdan bakabilecek insanlar izlesin; &çalıntı bu diye laf kalabalığı olmasın etraf. Tavsiye edilir, iyi seyirler...","label":6} {"text":"Bazıları gerçek İslam dediğin zaman böyle bir şey hayal ediyor. Ve gerçek Müslüman olarak İbrahim Beyi düşünmek istiyorlar. Ama ne diyebilirim ki, gerçek hayat filmlerden biraz daha farklıdır.","label":8} {"text":"Senaryosunu, aynı isimli kendi romanından (2011) uyarlayarak Patrick Ness'in yazdığı ve Katalan sinemacı J. A. Bayona'nın yönetmen koltuğunda oturduğu “A Monster Calls”, fantastik bir drama olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz Byona'nın, ağırlıklı olarak; kendisinin ilk iki filmi El orfanato / The Orphanage (2007) ve Lo imposible / The Impossible (2012) ile Guillermo del Toro'nun filmlerinde de yer almış olan teknik ekiple birlikte kotardığı bu filme biraz daha yakından bakalım... İngiliz bir ailenin oğlu olan 12 yaşındaki Conor O'Malley (Lewis MacDougall), mezarların çöktüğü ve aynı çöküntünün oluşturduğu bir uçurumun içine, elinden tutmaya çalıştığı kanser hastası annesi Elisabeth Lizzie Clayton'ın da (Felicity Jones), elinden kayarak düştüğü kabus gibi bir rüyadan sıyrılarak uyanır... Yatağından doğrulup, odasındaki pencerenin önüne doğru seğirttiğinde de saat 12.07'yi göstermektedir... Bir başına yaptığı sabah kahvaltısını kendi hazırlayan Conor, evden çıkıp gittiği okulunda, her zamanki gibi başına ekşiyen Harry (James Melville), Sully (Oliver Steer) ve Anton'un (Dominic Boyle) zorbalıklarına maruz kalır... Neyse... Daha da önemlisi, evde Conor'ı annesinin hazırladığı bir sürpriz beklemektedir... Ne midir o? Elbette ki, tanıma şansı bulamadığı büyükbabasının sinema makinası ile gece izleyebilecekleri King Kong (1933) filminin makarası... Filmden sonra odasına çıkan Conor, saat yine 12.07'yi gösterdiğinde bu kez kara kalem resimler çizdiği masasının başında ve uyanıktır... Masasından düşerek pencerenin önüne kadar yuvarlanan kalemlerinden birinin peşinden pencereye yönelerek camı açan Conor, evlerinin karşısındaki mezarlığın tepesindeki görkemli Porsuk Ağacının; kendisine üç hikaye anlatacağını, gerçeklerden oluşan dördüncüsünü de kendisinin anlatmasını istediğini söyleyerek konuşan bir yürüyen canavara (seslendiren Liam Neeson) dönüştüğünü görür... Bu olaydan fazlasıyla etkilenerek korkan Conor soluğu, geceyi geçireceği annesinin yatağında alır... Sabah uyanır uyanmaz dışarı çıkarak söz konusu ağacı şöyle bir kontrol eden Conor'ı evin salonuna girdiğinde; kendilerine mutfakta çay hazırlamasını isteyen büyükannesi (Sigourney Weaver) ile kemoterapi neticesinde saçları döküldüğü için gelirken büyükannenin yanında getirdiği perukları kontrol eden annesi karşılayacaklardır... Büyükanne'nin kendi odasına yerleşmesi sebebiyle alt kattaki bir kanepenin üzerine kıvrılarak uzanan Conor, filmin en başındaki çöken mezarlar rüyası ile saat tam 12.07'de, daldığı uykudan bir kez daha irkilerek uyanır... Ve canavarın anlatacağı, ana kahramanlarını yaşlı bir kral, bir cadı, bir prens ve bir köylü kızının oluşturduğu ilk hikayeyi dinlemek üzere evin kapısının önüne davet edilir... Tabii ki, diğer üç hikaye gibi bunun da ayrıntılarına girmiyoruz... Ertesi gün okuldan eve döndüğünde Conor, annesinin tedavi amacıyla hastaneye yatırılacağı için birkaç günlüğüne büyükannesinde kalacağı ve vakti zamanında kendilerini terk ederek Amerika'ya göçmüş olan babasının da (Toby Kebbell) ziyaretlerine gelmekte olduğunu öğrenir... Derken Conor: Üst katında, içinde sürprizler barındıran kapısı kilitlenmiş bir odanın bulunduğu ve kimyalarının bir türlü uyuşmadığı büyükannesinin evine gönülsüzce yerleşirken; aynı evin kapısını, sevinçten havalara uçmasını sağlayan babası çalar... Ama yalancı bahar kıvamındaki bu sevindirici duygu yoğunluğu çok kısa sürer... Zira Amerika'da bir başka çocuğu daha olan ve Los Angeles'ta yaşayan babası, Conor'ı sadece Noel tatilinde yanına istemektedir... Yani sonuçta Conor, bir ayağı çukurda olan annesi ile evinde istediği şekilde davranarak bir türlü rahatlayamadığı büyükannesi arasına sıkışıp kalmıştır... Babasının bir lunaparka götürerek eğlendirip, yedirip içirmesinin ardından saat 06.00'da büyükannesinin evine bıraktığı Conor'ın, bir diğer alternatifi de; antika değerindeki duvar saatinin ayarlarıyla oynamak suretiyle zamanı, 12.07 olarak değiştirerek hayallerinde ürettiği dev yaratığı bu kez de, büyükannenin evine davet ederek ikinci hikayeyi anlatmasını da sağlamaktır... Dakika 45... 43 milyon dolarlık bütçesinin önemlice bir kısmının görsel efektlere gittiğini tahmin ettiğimiz filmin geride kalanında sizleri; Conor'ın göz yaşlarının duygusal anlar da yaşatacağı, 63 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Eminiz, vizyona girdiği yıl sinema salonunda severek izlediğimiz bu filmi, sizler de beğeneceksiniz... Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"gerçekçi senaryosu, abartısız oyunculuklar ve sağlam bir kurguya sahip etkileyici bir dram. Tavsiye","label":7} {"text":"İkilinin muazzam uyumunun yanısıra filmde çok güzel kamera açıları yakalanmış konu Harika işlenmiş mükemmel bir film","label":7} {"text":"Çok keyifli bir romantik komedi, oyuncularda müthiş!","label":7} {"text":"gerçekten harikulade bir film. bu kadar güzel duygusal ve eğlenceli bir film olacağını tahmin etmemiştim.Ama muhakak izlemenizi tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Filmin zekasını düşürmeden Arnold'un Arnold'luk yaptığı nadir yapımlardan.","label":7} {"text":"hoşlanmadığım kısımları olsa da genel olarak filmi beğendim, çekimleri de sahneleri de güzledi, oyuncular iyiydi. filmin en dikkatimi çeken özelliği ise; bunca zamandır türk filmlerindeki bildiğimiz imam karakterinin, hani elinde tesbihi ile gezer ama saman altından su yürütür, çok ahlaklı görünür ama ahlaksızlığıyla insanı utandıran imamlar işlenmiştir ya, imam hoşlanılmayacak bir karakterdir her zaman. işte selman bulut karakteri tam da buna karşı bir karakter belki yine olanı göstermiyor ama olması isteneni gösteriyor diyebiliriz. ben bi görün derim.","label":7} {"text":"Filmin temposu ağır ve konu tek düze..Çoğu kitleyi sıkabilir ama anlatılmak istenen çok iyi anlatılmış.Oscarı alabilcek düzeyde değil ama oyunculuklar çok başarılıydı.Meraklıları izlesin.","label":7} {"text":"maalesef birkaç tebessüm haricinde hiç eğlenceli değildi","label":1} {"text":"türkçe dublajı hala yok tr dublaj çıkmıycakmı google arama yaptığım da bütün yayınlar tr altyazı film yayınlanalı 1 seneyi geçti ama hala türkçe dublajı yok ???*","label":9} {"text":"Kurosawa'nın son filmi.. Garip bir film.. Filmde konu olarak hiç bir şey yok ama izletiyor kendini.. Bu da Kurosawa'nın dehalığından dolayı.. Özellikle filmin ilk bölümü gayet iyiydi/neşeliydi..10/7","label":6} {"text":"Aksiyonu az olan bir film olduğunu fragman haber verir gibiydi. Ortada ezber bozan bir joker karakteri var. Bağımsız joker! Kötülüğe giden yoldan öncesi değil. Tamamen anti kahraman imajı. Sistem eleştirisi kaos ve anarşi. Dışlanmışlığın sefaletin patlaması. Ötekileştirilenlerin filmi. Dostlarım, Romalılar, yurttaşlar kral öldü yaşasın yeni kral. V for vendettaya selam olsun. Taxi driver, king of comedy sizede selamlar. Joaquin, gladyatör filminde aklımda yer etmişti. İki aşk filminde mest etmişti bu filmde deli etti... (:","label":7} {"text":"Filmi Sandra Bullock izlettiriyor desem yeridir. Öyle kayda değer bir hikaye yok aksine saçmalığın daniskası diyeceğiniz unsurlar var. En basiti tren bileti gişesinde her sabah Peter'ın yolunu gözlercesine aşık olan Lucy'in, bu kadar sevgi beklediği şahıs komada yatarken kardeşi ile iki yol arkadaşlığı esnasında yaptıkları sohbetler sayesinde kardeşine aşık olması . Ne alaka şimdi? İkinci en bariz unsur ise düğün günü itiraz ediyorum ben aslında kardeşine aşık oldum dediğinde düğün salonunun yıkılması gerekirken \"aa öylemi?\" ama neden?\" gibi basit bir tepki gelmesi . Dediğim gibi Sandra'nın oyunculuğu ve sempatikliği sayesinde sonunu getirebildim yoksa ortalama seviyeyi ancak yakalayabilmiş bir romantik komediden ibaret bir film.","label":5} {"text":"Martin Lawrence ya 10 numara komedi oyuncusu filmi mutlaka izleyin pişman olmayacağınıza garanti veririm.","label":6} {"text":"Bugüne kadar izlediğim en komik Marvel filmi olabilir. Her ne kadar gerilim üst düzeyde olmasa da çok eğlenceli kovalama sahneleri ile 2 saatimi eğlenerek geçirmeme yardımcı oldu.","label":7} {"text":"Bu filmi izlemiş ve beğenmişseniz çok geçmiş olsun.","label":0} {"text":"filmi bitirdim ve hemen anneanne'yi canlandıran oyuncuyu araştırdım... Tsilla Chelton.. gerçekten harika oyunculuk sergilemiş..","label":7} {"text":"Black Metal klibi izleseydim daha çok korkardım:) vakit kaybı","label":4} {"text":"Yıllardır hiç sıkılmadan durup durup tekrar izlerim bu filmi çünkü Keanu Reeves:) Müzikler, görüntüler, atmosfer ve oyuncular harikadır. Kesinlikle izleyin.","label":7} {"text":"“Secretary”; aynı zamanda filmin yapımcısı ve yönetmeni olan Steven Shainberg ile filmin senaristi Erin Cressida Wilson'ın, Mary Gaitskill’in “Bad Behavior” isimli, dominant karakterde bir patron ve onun itaatkâr sekreteri arasındaki ilişkinin anlatıldığı kısa öyküsünden önemli ölçüde eklemeler yapmak suretiyle birlikte uyarladıkları çok sıra dışı bir drama… 4 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve sadece 9,5 milyon dolarlık bir gişe yapabilen filmin, 74.720 oy ile ulaştığı 7/10 luk IMDB ve yine 60.330 oy ile ulaştığı 3.7/5 lik Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarının yanı sıra özellikle profesyonel sinema eleştirmenlerinin verdiği oylardan oluşan 63/100 lük Metacritic (39) ve 6.8/10 luk Rotten Tomatoes (154) olumlu yorum ortalamalarından çıkan sonuç oldukça ilginç… Neden derseniz… Zira açıkça görüldüğü gibi hem izleyici puanı ortalamaları profesyonel yorumcu puanı ortalamalarından yüksek, hem de buna rağmen filmin gişesi tam bir hayal kırıklığı… Yani film, izleyici tarafından beğenilmiş ama her nedense aynı izleyici zahmet edipte bu filmi izlemek için sinemaya gitmemiş… Evet, insan sevdiğini üzer misali durum gerçekten de çok ilginç… Bu kısa bilgilendirme girişinden sonra; dünya prömiyerini, 11 Ocak 2002’de, drama dalında Özel Jüri Ödülü kazandığı Sundance Film Festivalinde yapan toplam 15 festival ödüllü filmimize şimdi biraz daha yakından bakalım… Önceliği yine oyuncu kadrosuna verip baş roldeki isimlere şöyle bir baktığımızda karşımızda; “Donnie Darko” (2001), “Stranger Than Fiction” (2006), “The Dark Knight” (2008), “Crazy Heart” (2009) ve “Frank” (2014) gibi filmlerinde kadrosunda yer alan 20 ödüllü Maggie Gyllenhaal (kendisi Jake Gyllenhaal’in ablasıdır) ile “Sex, Lies, and Videotape” (1989) ve “Avengers: Age of Ultron” (2015) gibi filmlerin yanı sıra “The Blacklist” (2013 – 2018) isimli TV dizisinden tanıdığımız 9 ödüllü James Spader’ın olduğunu görüyoruz… Böylesine dikkat çekici bir kariyer çizgisine sahip olan bu isimlerden, sanıyoruz hiç kimse olumsuz bir performans beklemezdi… Zaten onlar da, kimseyi hayal kırıklığına uğratmamak adına ellerinden gelenin en iyisini yaparlarken, özellikle Lee Holloway karakterindeki performansı ile Maggie Gyllenhaal, neredeyse kendini de aşmış… Bütün yükün, taşıyıcı kiriş vazifesi gören Maggie Gyllenhaal ve James Spader’in omuzlarında olduğu bu filmin, dekor, kostüm ve makyaj uygulamaları ile kurgusu ve Leonard Cohen’in I'm Your Man inin de dâhil olduğu müzikleri için de söylenebilecek tek şey: “Her şey yeterince iyiydi”… Sadizm ve sadomazoşizm arasındaki gelgitlerle başlayan bir ilişkinin, cin şişeden çıktıktan sonra nasıl bir iktidar savaşına dönüştüğünü anlatan “Secretary” filmini, yıllar sonra yine ilk günkü ilgi ve keyifle izledik… Eğer halen izlemediyseniz ve Lee Holloway (Maggie Gyllenhaal) ile Mr. Grey (James Spader) arasındaki iktidar savaşını, hangi yolla kimin kazandığını öğrenmek istiyor yahut kimin, ne şekilde son gülen olduğunu merak ediyorsanız bu çok özel filmi mutlaka izlemelisiniz… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 31 Temmuz 2018 günü saat 01.03’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"sadece iskelede köpürdeyen dalgalara karşı kayıtsızca duran adamı görmek için bile izlenir","label":7} {"text":"Öncelikle hayatı sorgulatıyor, acaba biz bu kadar bolluk içinde nankörlük mü yapıyoruz diye?Birden fazla duyguyu aynı anda yaşatan bir yapıt olmuş. Bir de orijinal dili anlayabilmek çok keyifliydi.","label":7} {"text":"Bir Batman sever olarak karakterin tüm büyüsü 3 saatlik sıkıcı süreden sonra yerle bir oldu, kayboldu. Sinema salonundan çıkmak ile uyumak arasında kaldım maalesef. Üzgünüm zira kesinlikle kötü bir filmdi.","label":0} {"text":"Absürt Komedi, izlemesenizde olur 5/10","label":4} {"text":"Das Experiment(2001) sayfasına yönelmenizi tavsiye ederim..","label":5} {"text":"Tüm o görkemi ve gösterişli dekorlarının arkasında naif bir hikaye karşılıyor bizi ve bu o kadar tamamlıyorki olan biteni, birden kendinizi gatsby'nin dünyasının bir parçasıymış gibi hissediyorsunuz... izlenmeli..","label":7} {"text":"Bugüne dek izlediğim bilim kurgu türündeki bana göre ilk sırada yer alan bir başyapıttır. Tabi ki filmi 1997 senesine göre değerlendirmek zorundayım. Buna rağmen bugün hala müthiş keyif alarak izlenebilecek düzeyde efektlere ve görsel kaliteye sahip bir film. Bence dönemine göre çok fazla bir film olmuş. Bilim kurgunun hakkını veren bir film.","label":8} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biriydi.. 20. Ci dakikaya zor geldim. Kesinlikle gitmeyin paranıza yazık","label":0} {"text":"İlk yeniden çevrimin, yanına zor yaklaşıyor!","label":4} {"text":"Bağımsız bir şekilde çekilmiş güzel bir ortadoğu filmi, Özellikle Filistin ve İsrail arasındaki meselelerle ilgili olanların ilgisini çekecektir, Dozunu pek kaçırmadan mizahta kullanmışlar sıkmadan kendini izlettiriyor, Spoiler> Sami karakterinin çocukluğundan başlayıp devrimci gençlik zamanlarını ve Kudüste film çekebilme çabalarını aktarması güzeldi, Sinefil puanı niye bu kadar az kalmış ve niye bu kadar az kişi tarafından izlenmiş bilmiyorum ama bir aralar imdb de 8,5 puana ulaşmış bir filmmiş oysaki, fazla kişi tarafından bilinmediğindendir herhalde, Ülkemizde film festivallerindede gösterilmiş aslında bence keşf etmeye değer bu puan haksızlık olmuş biraz.","label":7} {"text":"Tereddutlerim vardi tabi oncesinde...kiralik ask dizisinin devami niteliginde olacak diye...pesimden bir grubu da surukledim endisrm kat kat artti...hepimiz cok eglendik...3 bas rol oyuncunun da performanslari muhtesemdi...karekter secimi cok iyiydi...bunaldigim bir donemde yuzum guldu...tum ekibe tesekkurler","label":9} {"text":"Çocukluğumuzun Pamuk Prenses ve Yedi Cüceleri günümüzün Pamuk Prenses ve Avcı'sı olmuş. Masalların şimdiye uyarlanması ''modasını'' sevdim. Benim için iyi bir filmdi.","label":6} {"text":"film ilk 50-60 dk bölümde biraz zor izlensede sonrasında din tüccarları ve ruhban sınıfı eleştirisini başarıyla izleyiciye aktarıyor. üzerinde durduğu ufak toplumsal detaylar gerçekten başarılı. konu kutsallar olduğu için eleştiri sınırılarını yönetmenin iyi ayarlaması gerekiyordu ve bunu başarmış görünüyor. sonuç olarak özgün bir konu dengeyi koruyacak şekilde güzel kotarılmış. senaryoda karakterler bazında bazı açıklar bulunuyor. esas adamımızın bir ateist olduğunu söylemesine rağmen bir deist gibi düşünüyor. filmin son sahnesinde de tam olarak bir deist oluyor. bunun dışında yarattığı fantastik \"avatar\" tanrı profili yavan ve yapay duruyor. bu filmin bir yeniden çekimi de başarılı olabilirdi tabi biraz daha cesaretle ve konuyu yerel değilde daha evrensel bir şekilde aktarılırsa... bir the sunset limited yada fountain olmasada izlenmeli.","label":6} {"text":"Teknik olarak sağlam bir filmdi, her Woo filmi gibi. Yine onun has dokunuşları mevcuttu...Ama içerik olarak, Woo nun Birleşik Devletler Vatandaşlığa geçişine istinaden, sanki Amerika ya bir vefa borcu ödüyormuş, gibi geldi bana film.","label":9} {"text":"işkencenin fazlasıyla etkili bir yöntem olduğunu gösteren, feminist ve militarist tavrıyla rahatsız eden Zero Dark Thirty&den (00:30) Osama bin Laden'i çıkarttığımız takdirde geriye sadece oldukça sıradan ve düz bir hikaye kalıyor. Mark Boal'ın harikulade gazeticiliğiyle ön plana çıkan filmin en büyük eksiği ise tek boyutlu ana karakteri ve yakalanma operasyonunu bir kadının intikam hikayesi haline getirmesi. Yine de hedefi bulma sürecini titizlikçe anlatarak sinemasal anlamda güçlü bir filme imza atan Bigelow, operasyon anıyla seyirciye oldukça kaliteli bir seyir keyfi sunuyor. Eleştirim: http://www.filmdoktoru.com/2013/02/zero-dark-thirty-2012.html","label":7} {"text":"Bu film iyi arkadaşlar, bu film gerçekten iyi.","label":7} {"text":"Elle tutulur sonuçlara ulaşmayan, ''kim kiminle nerede napıyor neden böyle oldu şimdi'' diye sorup duracağınız; ama cevaplara ulaşamayacağınız bir senaryo. Sonu olmayan dank diye bırakan filmlerden hoşlananlara...","label":5} {"text":"yer yer sıkıcı yer yer tatmin edici bir film. baştan sonra sıkıcı değil ama batık sahneleri de mevcut. köstüme, dekora falan iyi para harcamışlar, dönemini güzel yansıtıyor. herkese göre olmayan bir film..","label":5} {"text":"begüme katılıyorum güzel yorumlamış...","label":5} {"text":"Sıcacık bir film, iyi ki izlemişim :) 70/100","label":6} {"text":"Çok komikti güldük vs.. sözlerine aldanmayın. Evet kaliteli ve etkileyici bir film değil ama yerden yere vurulacak derecede kötü bir film de değil... selma ergeçin oyunculuğu harikaydı. Duyulan ses itici ve yapaydı biraz.. filmin ana teması duyulan SES olmasına rağmen bu konu çok önemsenmemiş, basitçe geçiştirilmiş ne yazıkki... ümit ünal filmlerinden favorim hala 'anlat istanbul'. Ses ise 6/10 en fazla.","label":5} {"text":"Filmde inceden inceye bir mesaj vardı. ama filmde ki karakterlerden hazalın annesi tam olarak ne suç işlemiş bi anlasak... bide sonunda abartmanın suyunu çıkarmasalar... iyi diyecektim. ama vasatı geçememiş.","label":3} {"text":"Eğlenceli bir çizgi roman uyarlaması...","label":9} {"text":"Her cümlesini beynime kazıdığım güzel kitabın, bir yönetmen tarafından katledişi olan film. Birde narnia oğlanını oynatmışlar. Hani tip falan desen uyum sağlıyor da, oyunculuk olmayınca olmuyor. Ben zaten filmi beğenmicektim, ki Oscar Wilde'ın sözcüklerinin filme dökülmesi zaten çok çok zordur. Ama bu kadar sığ ve gişeye oynayacak bir film beklemiyordum.","label":0} {"text":"klişe bir senaryo ve iyi olmayan oyunculuklar. sadece montana manzaraları için seyredebilirsiniz. gerisi boş. notum 4,5/10","label":4} {"text":"Konusu gerçekten orjinal bir film senaryo sahibi de Almodovar,Penelope Cruz hem güzelliği hem de oyunculuğuyla filmi film yapmış diyebilirim.Yönetme'nin ilk izlediğim yapımı diğer filmlerini de merak ettim Volveri izledikten sonra","label":7} {"text":"Fransız sineması hep ilginç yapımlar ortaya çıkarıyor.Luc Besson gene farklı bir işe imza atmış,romantik bir film yapmış,benim hoşuma gitti,değişik film izlemek isteyenlere tavsiye ederim","label":6} {"text":"Nesini yazayım bilemiyorum ama bütün klişeler toplandık toplandık toplandık diye bağıran bir film olmuş.Sonunu getirmek için çok zorladım kendimi ama final sahnesinde yıkılan binadan kaçmaları ve tabancayla helikopteri vurması ipi çekti.Ehhh yeter artık öl artık Bond! deyiverdim.Kesinlikle zaman kaybı.","label":3} {"text":"Beyaz perde sizin yorumlarınız ve⭐️ ldeğerlendirmeleriniz sonrası bu filmi izledim herkes izlemeli katkılarınız yönlendirmeleriniz benim için başvuru adresi artık teşekkürler","label":9} {"text":"Oyunculuklar berbat korku ve gerilim 0 klasik cinli korku filmi aslında Parama yazık oldu çöp bir film gitmeyin","label":0} {"text":"Film değişik, farklı açılardan farklı duygularla bir olaya bakmamızın ne kadar önemli oldugunu vurguluyor. Hayatta yaşadığımız her dakika çok önemli ve bu film buna çok iyi bir kanıt olmuş. Bence izlenilmesi gereken başarılı bir film.","label":7} {"text":"film gerçekten kaliteliydi. Gerçekçi sahneleri vardı. İlerseni pişman olmazsınız. :)","label":7} {"text":"film gayet guzel bir film fakat o kadar abartacak bisey yok aynen 'öldüren cazibe'tadında bir fılm cok degısık degil yani fakat cok keyifle ızlenebılen bır fılm ozellıkle son yarım saat cok basarılı gerilim biraz daha artıyor.finalde guzel seyredin","label":7} {"text":"filmbalzac'ınle chef-d'oeuvre inconnu isimli kitabının sinemaya uyarlaması. motamot çevrilirse \"güzel gürültücü\" oluyor. 17. yüzyılda, zenginlerle birlikte olancatherine lescaultisimli bir fahişenin lakabıymış filmde söylenene göre. filmdemichel piccolisaygı duyulan, yetenekli bir ressam, jane birkinonun eşi ve aynı zamanda ilk ve tek modeli veemmanuelle beartbri içim su vela belle noiseuserolünde yer alıyor. jane birkin her ne kadar film çekildiği yıllarda yavaş yavaş yaşlanmaya başlamış olsa da ve aralarında 17 yaş fark olsa da yine de jane'i gölgelemek kolay iş değil. film uzun ve yorucu olabilir ama içindeki oyuncular yorgunluğumuzu alıyor neyse ki.","label":7} {"text":"Bu filmi hala anlamayan insanlara üzülüyorum. 99 yapımı bir filmin absürdlüğü bu kadar iyi yapıp, oyuncularıyla harmanlamış olması ayrı güzellk katıyor. 20 defa izlemişimdir, 20snde de hep gülerim. Özellikle ''dondurma sahnesi' beni benden alır :D Beğenmeyen Recep ivedik izlesin.","label":7} {"text":"Film daha uzun sürse filmi niye bu kadar uzattılar demezdim herhalde. Film boyunca komşularından biri de benmişim hissi verdi :) Güzel, farklı bir film...","label":7} {"text":"Muhteşem bir film insanlara önyargılı bakmamak gerektiğini anlatan anlamlı izlenmesi gereken bir filim izleyin izlettirin","label":9} {"text":"Benim gibi 80 lerin sonlarında doğanlar için ve özellikle az çok eski oyunlara ilginiz var ise; filmin size bir şeyleri çağrıştıracağını ve nispeten yüzünüzde bir tebessüm bırakabileceğini düşünüyorum. Fakat beklentileriniz de çok yüksek olmasın derim. Netice itibariyle sağ olsun kahraman(!) Amerikalılarımız dünyamızı yine kurtarıyorlar. Peki film sıkıcı mı? Sıkıcı olduğunu düşünmüyorum aksine eğlenceli bir seyirlik. Zaman geçirmek için izlenebilir.","label":6} {"text":"film oldukça yavaş ilerliyor gerilim öğesi sallantıda.film kesinlikle başarılı değil sonu hele ne alaka dediğiniz saçmalıkta tavsiye etmiyorum filmı","label":1} {"text":"Türkiyede vizyona girmesini beklediğim filmlerden biriydi ve bugün sineamda izleme fırsatı buldum.Açıkçası izlemeden önce filmin sizi korkutmasını beklemeyin çünkü bu film bence korkutmak için yapılmamış zaten film daha çok psikolojik-gerilim unsurları içeriyor bu yüzden filmi izlemeden önce korkmak için izliyorum mantığıyla izlememenizi tavsiye baştan sona Frank karakterinin kadınları katledişini anlatıyor böyle diyince sıradan bildiğimiz seri katil filmlerinden biri gibi gözükebilir fakat o kadar basit bir film değil bu Maniac şöyle ki filmin çoğu POV yani baş karakterin gözünden çekilmiş bu yüzden onun işlediği cinayetler sırasında onun gözünden izlememiz filme kesinlikle farklılık katmış ayrıca filmin en beğendiğim unsurlarından biri de müziklerinin etkileyici ve filmle çok iyi ştan sona sürükleyici,zaman zaman içerdiği kanlı sahnelerden dolayı içinizi kaldırabilecek hatta sinirinizi bile bozabilecek bir yapıluklar iyi Elijah Wood'un suratını pek göremesekte zaman zaman ayna yansımalarındaki mimikleri,sesinin tonlamaları başarılı ayrıca Nora Arnezeder de keza başarılı bir performans çıkarmış.Filmin sonu da bence tatmin edici olarak ben filmi beğendiğim ve başarılı buldum son zamanlarda çıkan birçok saçma sapan korku filminden iyi olan farklı bir korku/gerilim/psikolojik filmi tavsiye ederim,sinemada izlediğinize pişman etmeyecek bir film. 7/10","label":6} {"text":"Çok enteresan bir film ya gerçekten oyuncu kadrosu çok iyi ama benim favori adamım Johnny Depp´tir burada çok kısa süre görebildim veya Jude Law Colin Farrell aynı şekilde.Heath Ledger´ın üstünde dönmesi çok iyi olmuş bu filmle ona özlemimizi giderebiliriz ancak ütopik çok daha iyi iş çıkarılabilirdi.Görsellik tamam ama kopuk.Kadro ve Ledger için 10/8","label":7} {"text":"Vasat bir film..2 genç kız, hatta Hülya Avşar oyunculuk nasıl olmaz göstermişler..","label":1} {"text":"Azrail sahnesi izlediğim en komik sahnelerden biriydi :d","label":7} {"text":"ilk iki filmle birlikte çıta o kadar yükselmişti, film başlayınca kahkalara başlayacığımızı düşünmüştüm. ancak öyle olmadı. bu sefer hangover olayına girmeyip rutin bi komedi çekmişler. beklentilerin çok çooook altında kaldı. malesef ki olmamış bu sefer:(","label":5} {"text":"sigara içmeli şiddetli seksli uzaklara bakmalı diyalog kastırmalı film seviyorsanız izleyin. sevmiyorsanız overrated bulabilirsiniz. 6.5/10","label":6} {"text":"Genç milyarder Blaird ve baba rolünde Ned oldukça iyi olmasına rağmen maalesef espriler çok klişe, bazı sahneler çok uzun ve gereksizdi. Klasik bir Noel filmi çekilmek istenmiş ve evet kesinlikle +15. Görsel olarak çok rahatsız edici sahne yok ama filmin yarısı argo ve cinsellik barındırıyor. Evde belki izlenebilir, sinemada vakit ve para israfı.","label":3} {"text":"Filmin hem bu puanda olmasını sağlayan, hem filmi izlenebilir kılan, kısaca filmi kurtaran Robert De Niro ve Al Pacino'nun müthiş oyunculukları olmuş. Final sahnesinde ki oyunculuklarıyla bir kez daha hayran oldum ikisine... Filmin en çarpıcı bölümü ise şaşırtıcı bir final sahnesi barındırması..","label":6} {"text":"Hiç sıkılmadan tekrar tekrar izleyebileceğim bir film. Belki Robert Downey Jr.'ın etkisi bunda büyüktür bilmiyorum yine de çok eğlenceli bir film. Parmağının kopmasına tepki bile veremediği sahne aklıma geldikçe gülüyorum.","label":7} {"text":"Akşamdan kalma üç şapşalın, aksiyon dolu son macerası. Aslında komedi çok zor bir tür. İyi komedi yapmayı çoğu kişi beceremiyor. Bu iş ülkemizde de böyle, Avrupa'da da böyle, Amerika'da da böyle... Hele hele Amerikan komedi filmleri beni çok nadir güldürebiliyor. Evde Tek Başına&, Maske&, Pembe Panter ve Garfield gibi daha çok çocuk/aile filmi gibi görünen ama hoş bir şekilde güldürüp eğlendiren filmler ve animasyonlar dışında aklımda kalan önemli bir Amerikan komedi filmi, yok denecek kadar az. Mesela Jay Roach'ın Zor Baba (Meet the Parents)& ve Zorba Baba ve Dünür (Meet the Fockers)& gibi karın ağrıtana kadar güldüren komedi filmleri ve aslında sampur sumpur ama güldürmeyi başaran Müzede Bir Gece gibi filmler var. Son yıllarda, bu iyi saydığım Amerikan komedilerinin arasına girmeyi rahat rahat hakkeden Felekten Bir Gece filmini de konumuz olduğu için ayrıyeten belirtiyorum. Felekten Bir Gece filmi; kaba ve belden aşağı pis esprilerin olduğu bir film. Bu tür filmler genelde izlenmeyecek kadar kötü olur. Bunun en iyi örneği yerli bir film olan Recep İvedik&. Maalesef Recep İvedik'in üç filmi de iğrenç sıfatından daha da ağır sözler hakkediyor ve Türk Filmlerini küçük düşürüyor. İşte, bildiğiniz gibi Felekten Bir Gece filmi de (Recep İvedik kadar olmasa da) belden aşağı ve kaba saba espriler barındırıyordu. Ama bu tip esprilerle nasıl oluyorsa bizi imanımıza kadar güldürmeyi başarıyordu. Todd Philips bu iyi komedisinden sonra yine Zach Galifianakis ile Robert Downey Jr.'lı Git Başımdan filmine imza atmıştı. Felekten Bir Gece filminin havasını bulamadığımız için bir parça hayal kırıklığı yaşamıştık. Ama ondan sonra gelecek faciayı bilmediğimiz için o filmle hayal kırıklığına uğrayarak biraz şımarıklık yapmıştık. Felekten Bir Gece Daha denen kepazeliğin ilk film ile, çocuğu maymunla değiştirip filme kaplan koyup mekanı da Las Vegas yerine Bangkok yapmaktan başka bir farkı yoktu. Bu kötü devam filminden sonra açıkçası ben bu kadar başarılı bir üçüncü film beklemiyordum Philips'ten. Başarılı dememin sebebi Git Başımdan ve Felekten Bir Gece Daha filmlerinden daha iyi olması. Yoksa baktığımızda ortada yine kusursuz başarıya sahip bir komedi filmi yok. Fakat, en azından senaryo ve filmin havası farklılık ve yenilik kokuyor bu üçüncü filmde. Yenilik de Philips için bir yenilik, yoksa gırgır bir mafya senaryosu hiç taze bir hikaye değil bence. Kara Komedi türü de bayağı zor bir tür. Mesela benim beğendiğim; yerli bir film olan &İnşaat&, İngilizlerin Sıkı Aynasızlar&ı ve Amerikalıların da Yeşil Yaban Arısı& filmi var. Ama aklımda kalan başka iyi bir kara mizah yok. Felekten Bir Gece serisinin bu üçüncü ve son filmine de kara komedi katılmış. Gerçi akşamdan kalan insanların karanlık bir macera yaşaması ne kadar doğru ve mantıklı bir fikir, bilemem. Ama filmdeki (güya akşamdan kalmış) bu üç şapşal kahramanın hafif gizem ve aksiyon dolu macerasını izliyoruz ve tatmin oluyoruz. Filmin konusunu anlatmayacağım bile... Zaten fragmanı veya önceki filmleri izlerseniz kolaylıkla anlarsınız. Her zamanki gibi Bradley Cooper (Phil), Ed Helms (Stu) ve Zach Galifianakis (Alan) iyi performanslar sergiliyor. Ken Jeong (Chow) da kırıp geçiriyor yine. Her ne kadar eleştirsem de filmin komik olmadığını söyleyemem. İzlerken gerçekten keyifli dakikalar yaşıyorsunuz, bazen gülmekten bir sonraki espriyi bile kaçırabiliyorsunuz. Kara mizah katmaları da fena olmamış; ikinci film gibi bayat bir tekrar izlemektense, saçma da olsa böyle yeni bir Felekten Bir Gece izlerim daha iyi. Bu arada, filmi izlerken ilk iki filmdeki gibi; üç alık tiplemenin içip içip sarhoş olduğu, gece de başlarına kötü şeylerin geldiği bir sahne görmüyoruz. Hatta ben açıkçası izlerken; filmin adı; Hangover ama film aksiyon komedi ağırlıklı... Nasıl iş bu?& diye düşündüm. Film bitince, çoğu kişinin yapmadığı, benim hep yaptığım şeyi yaptım; 2 dk bekledim. Soruma çok iyi bir cevap veren ve merakımı fazlasıyla dindiren, bu yüzden de bana bu yönde fazla bir eleştiri imkanı tanımayan, belki de filmin en komik sahnelerinden biri filmin sonunda, jeneriklerin hemen ardında!","label":5} {"text":"Kendimi bir Hellraiser fanı olarak tanımlayamam ancak eski filmlerine saygım vardır. Bu film bir yeniden çevrim olarak değerlendirilir mi emin değilim çünkü film bize bu konuda bir bilgi vermiyor. Ancak kendi yorumum bunun bir devam filmi olabileceği yönünde. Bu açıdan bakıldığında da ehhh işte denebilir. Çok iyi ya da çok kötü değildi. İzlemeseniz bir şey kaybetmezsiniz. Tavsiyem gerek olmadığı için izlememeniz yönünde olacaktır. Eski filmlerde Cenobite makyajları için ciddi bir uğraş söz konusuyken bunda cgi tercih edilmiş sanırım. Hem çok yapay hem de emeksiz görünüyor ne yazık ki. Bu arada neden bütün Cenobitelar kadın olmuş hiçbir fikrim yok. Buna bir devam filmi gelip açıklanır mı yoksa bu kesinlikle öylesine çekilmiş bir film midir anlayamadım.","label":3} {"text":"Kendi türü içinde efsane olan Love Actually filminin yıllar sonra gelen sevimli bir devam filmi.. ya da filmcik demek daha doğru olur. Yardım kuruluşuna destek için yapılmış bir kısa film. keşke uzun metraj bir film daha yapsa R. Curtis aynı efsane kadroyla.. bunu da izleyin hoş olmuş","label":7} {"text":"iki farklı alt tür olarak kabul edilebilecek 2. Dünya Savaşı-Denizaltı filmleri ile Hayalet filmlerinin bir karışımı. Çok özel bir film sayılamazsa da gayet başarılı bence. Özellikle Olivia Williams ve Matt Davis için, ilgilenenlere tavsiye edilebilir.","label":6} {"text":"Bencileyin özellikle Rock Müzik ve Kurt Cobain hayranı değilseniz, boş beleş gençliğin boş beleş idolü Cobain'in yaşam öyküsünün anlatıldığı bu 2 saati aşkın belgesel/film sizin için vakit kaybından başka bir şey olmayacaktır. Uzak durun...","label":4} {"text":"Harika tek kelime ile. Umarım herkes izleyebilir.. Böyle filmler oldukça belki biraz bilinçenirler..","label":9} {"text":"' Taklitler asıllarını yaşatır ' bence bu film için söylenecek en güzel söz. Filmin her saniyesi harketli, bol efekt var, oyunculuklar fena değil ama ne yazık ki dizisinin yerini tutmamış. Hiç izlemeyin, uzak durun demiyorum fakat efsane dizisinden dolayı beklentinizi çok yüksek tutmayın derim.","label":5} {"text":"Çok abartılıyor. İdare eder 7/10","label":5} {"text":"Şu yorumu çok beğendim. \"işin içine giren çocuklar sayesinde neredeyse pazar sabahı çocuk filmleri kıvamına gelmiştir film. çocuklar da 2. ewok vakasıdır kanımca.\" Çocukların 20 yılda mitoloji yaratmaları, max'in suyun radyasyonunu ölçmesi gibi çok ilginç sahneler de var ama güzel ilk 2 filmden sonra bu 3. film olmamış.","label":5} {"text":"“Red Sparrow”, yönetmen koltuğunda “Constantine” (2005) ve “I Am Legend” (2007) gibi filmlere de imza atmış olan Francis Lawrence’ın oturduğu bir casusluk hikâyesi… Filmin senaryosunu, Jason Matthews’un aynı isimli romanından (2013) uyarlayarak Justin Haythe yazmış… 69 milyon dolarlık bir bütçeye sahip olan ve sonuçta 152 milyon dolarlık bir gişe yapabilen filmin çekimleri Macaristan, Slovakya ve Avusturya’da gerçekleştirilirken, Jennifer Lawrence, rolündeki bale sahnelerine New York Şehir Balesinde (New York City Ballet - NYCB) hazırlanmış… Prömiyeri, 15 Şubat 2018’de Washington, D.C.’deki Newseum’da yapılan ve 2 Mart 2018 tarihinde vizyona giren filmin, 6.6/10 (108.289 oy) ve 3.1/5 (7.406 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.6/10 (257 yorum) ve 53/100 (51 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, vasat bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Gelin isterseniz, bu puanların etkisinde kalmadan, filmimizi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle mercek altına alarak bizzat kendimiz incelemeye ve sonrasında da puanlamaya çalışalım… Her ne kadar, pozitif ayrımcılık yaparak yılların usta oyuncuları, Avrupa Film Akademisi Yaşam Boyu Başarı ve César ödüllü Charlotte Rampling ile 1 Academy, 2 Golden Globes, 3 Primetime Emmy ve 1 César ödüllü Jeremy Irons’ı eleştiri oklarının dışında tutmaya gayret etsek de, filmin oyuncu kadrosundaki anormalliği gizlenmenin neredeyse imkânsız olduğunu görüyoruz… Özellikle de kadroda, hikâyenin Rus karakterlerini canlandıran bir tek Rus oyuncu yoksa… Bu hatayı, yönetmen Francis Lawrence’mı yoksa casting direktörü Denise Chamian’mı yaptı (veya hata olarak görmeyip ikisi birden bunu hiç önemsemediler mi) bilinmez ama sonuçta yapılmış bir kere… Bize göre bu hata karşısında durumu, Jennifer Lawrence’ın seksi görünümü ile Joel Edgerton’ın karizması da kurtarmaya yetmemiş… Eğer castingdeki bu hatayı (veya ayrıntıyı) önemsemediniz ve halen koltuklarınızı terk etmedinizse, 1990’lı yıllarda çekilen soğuk savaş dönemi casusluk filmlerini andıran Amerikan yapımı yeni nesil bir casusluk filmini izlemeye hazırlamalısınız kendinizi… Castinge ilişkin bu küçük değerlendirmeden sonra, şimdide kısaca işin teknik ayağına bir bakalım… Bu bağlamda, filmin görüntü yönetmenliği koltuğunun, “The Hunger Games” (2013 – 2014 – 2015) film serisinin de görüntü yönetmeni olan Jo Willems’e, editörlüğünün ise yine aynı film serisinin editörü olan Alan Edward Bell’e teslim edildiğini görüyoruz… Aslında filmin dekor, kostüm, makyaj, efekt vs. gibi teknik işlerinde de herhangi bir sorun yok… Kesinlikle her şey yolundaymış gibi duruyor… Ki zaten bu haliyle de filmde, sorun olması da son derece şaşırtıcı olurdu diye de düşünüyoruz… Zira film, ABD ve Rusya arasında yaşanan bir casusluk hikâyesini anlatıyor olmasına rağmen birkaç işkence sahnesi dışında herhangi bir aksiyon, gerilim yahut heyecanlı sahne de içermiyor… O yüzden de, teknik ekibin işi sanki biraz fazlasıyla kolay olmuş gibi… Sonuç olarak, pek fazla ısınamadığımızı söyleyebileceğimiz bu film için puanımız 2,5 önerimiz ise, “siz bilirsiniz” şeklinde olacak… Bu kadar olumsuz yoruma ve 140 dakikalık süresine rağmen, “Olsun, ben yine de izlerim” diyenlere de keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 21 Ekim 2018 günü saat 01.06’da yazılarak paylaşılmıştır...","label":4} {"text":"bişey olcak diye beklemeyin. vasat bi senaryo. antonio banderas hatrına seyredilebilir.","label":4} {"text":"8 dalda oscar adayı olması ve hakkında bir kaç yoruma denk gelerek izlediğim klasik aşk hikayesinden uzak çekilmiş bir film... Depresyon, psikolojik bozukluklar, evlilik, ihanet, aşk, tutku gibibir çok konuya el atan dibe vurmuşların filmi... Belki filme başlamadan kafanızda ki film beklentisini karşılamıyor fakat bireysel oyunculukların ve orjinalliğiyle bir adım öne geçiyor...","label":6} {"text":"Film amerikan psiko manyaklığının cinsel ayağını işliyor, mutluluğu böyle gören veya arayan insanların bir tahtası eksik ayrıca film aşırı rahatsız edici her işledikleri suçları normalmiş gibi gösterilmeye çalışılmış asla bu filmi izlemeyin bir şey kaçırmıyacaksınız","label":7} {"text":"film bi başyapıt değil ama başında ki o av shnesi bence sinema tarihine kazındı bile mükmmeldi ya western vampir filmi diorum ben buna...","label":7} {"text":"Tek film içinde üç ayrı film izlerken, her karesinde sanki yarım kalan bir şeyler varmış gibi hissettim... 2,5 saat boyunca hangi yönüyle sivriliyor diye sorulsa; net bir cevap veremem açıkçası. Ortalamanın üstünde bir yapım olduğu kesin lakin akılda kalıcı bir şeye sahip olmadığını da söylemeliyim. Özgün çalışmalar sunmaya çalışsa da; nihayetinde yine abartılan bir Derek Cianfrance filmi olduğunu düşünüyorum. Beklentim yüksekti o sebeple de biraz hayalkırıklığı oldu.","label":5} {"text":"E. Norton'un döktürdüğü, meşhur 'ayna' sahneli, bol küfürlü güzel bir film.","label":7} {"text":"(...) Sylvester Stallone'un 2010 tarihli projesi Cehennem Melekleri, 80'lerin aksiyon yıldızlarını buluşturarak nostaljik bir seyir keyfi sunmayı başarıyordu. Ardından gelen devam filmi de tüm pürüzlerine rağmen genişleyen kadrosuyla kendini sevdirince üçüncü film kapımıza dayandı. Yine içi bomboş, 'intikam' temalı bir senaryoyla karşımıza çıkan film kadroyu daha da kalabalıklaştırarak diğer ikisinden çok daha doyurucu bir izlenim bırakıyor ilk etapta. Fakat yenilik içermeyen bayat hikayesinin yanında olay örgüsü sarmaş dolaş bir hal alıp aksiyon dozu da düşük kalınca serinin en zayıf halkası olup çıkıyor. Neyse ki ekibe yeni katılan Banderas ile Snipes seyirciyi eğlendirme görevinin hakkını verirken diğer isimler de babalıklarını konuşturuyorlar her zamanki gibi. Yani yıldız amcaların aksiyon şovundan kolay kolay sıkılmayanlara tüm kusurlarına rağmen tavsiye edilebilir Cehennem Melekleri 3.","label":4} {"text":"Konusundan müziklerine, repliklerinden kamera çekimlerine kadar her şeyiyle içinize işleyecek bir film. Özellikle kadınların, verilmesi gereken duyguyu iliklerinde hissettikleri şaheserlik film. Film, içerisinde sayısız mesaj barındırıyor. Şu Hintlilere hayranım, bir pedden bile bu kadar harika bir film yapabilmek... Kaçırmamanız gereken bir film.. Kendinizi film sonunda \"Akshay Kumar\" sırıtışı ile yazılara bakıp \"padman\" müziği dinliyor olarak bulabilirsiniz. :D","label":9} {"text":"TRT yi tebrik ediyorum. Bu kadar kötü özensiz hazirlanmiş bir filmi sinemada gösterime soktugu icin. Sinemada izlenecek bir film değil. Paranızı yazık etmeyin. Herkese iyi günler.","label":1} {"text":"Özünde \"insanlık dersi\" barındıran bir yapım. Süresi yetersiz olsa da izlencesi kuvvetli olmuş.","label":0} {"text":"Gereğinden fazla abartılmış bir film olduğunu düşünüyorum. Filmdeki espriler son derece basitti. Zeka kokan hiçbir espriye rastlamadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten filmin çekiliş amacının ne olduğu da son derece açık. Bir mahalleye gelen imamın, mahalleyi nasıl değişştirdiğini anlatıyor. Bu anlatımı da biraz abartılı bulduğumu söylemeden edemeyeceğim. Bu nedenle, izleyene pek bir şey katmıyor film.","label":4} {"text":"Çizimleri, senaryosu ve çaresizliği anlatışı gerçekten çok başarılı. 10/9 Bazen felaketinde olurmuş hayırlısı derler, olur mu sahi?","label":8} {"text":"Başrol oyuncusunun gerçek hayatta da dövüşçü olmasından başka bir orjinalliği olmayan bir kovalamaca filmi. Gina Carano gelecek için potansiyel taşıyor olabilir ama bu film bu potansiyelin görüldüğü film değil. Kadın savaşçı temasında çıta Matrix, Residend Evil, Underground gibi serilerle çok yukarı taşındı. Bu yüzden bu tema bir filmi tek başına taşımaya yetmiyor.","label":5} {"text":"Bence tv için çekilmiş sıradan bir amerikan filminden başka birşey değil.david lynch adı geçince bu kadar puan almış.","label":7} {"text":"hayatımda izlediğim en güzel romantik dram flmiydi.kızın sözleri hala kulaklarımda seninle olmak seninle olmak..ne kadar güzel bi cümledir tabiki anlayana ben izlemenizi tavsiye ederim gerçekten harikaydı.","label":8} {"text":"Jodie Foster lı ilk versiyonu da seyretmiştim daha sonra çekilen 87 yapımı Dudley Moore ve Kirk Cameron lı Like Father Like Son ı da. Bu yeniden çevrim de çok matrak olmuş. Özelliklei Jamie Lee Curtis in gitar performansı, eğlenceliydi baya...","label":9} {"text":"Kesinlikle izlediğinize pişman olmayacağınız bir film ...","label":7} {"text":"9/10.. Sinemaya gittiğimde çoluk çocuk kaynıyodu keşke gelmeseydim dedim ama izlemeye değdi.. Eğlenceliydi.","label":8} {"text":"konusu güzeldi ama hiç keyif almadım izlerken fazla ruhsuz bir film","label":1} {"text":"Dünyaca ünlü bir kitap sinemaya uyarlanınca, haliyle kakıp sinemaya gittim ve izledim. Grinin 50 Tonu düşüncelerinde sabit bir adamın bir genç kızla olan aşkını anlatıyor, tamam adam sadist ve düşüncesinde sabit, kız da ona aşık oluyor eeee bundan sonra? işte film bu kadar yani konu derinliği bu kadar, senaryo açısından performansı yerlerde; filmin bir sonuca bağlanmaması da başka bir sorun. Ergen kişileri sinemaya çekmek ve onlar üzerinden para kazanma hedefi olan bir ticari yapım olarak algıladım bu filmi... Başrol oyuncularının filmin genelindeki performansına iyi diyebiliriz; karakterin havasını size hissettirebiliyorlar.Dekor ve seçilen aksesuarlar da oldukça başarılıydı.Zengin bir insanın nasıl yaşadığını filmde hissedebiliyorsunuz. Ancak film beklenenin çok altında, olmamış...","label":3} {"text":"Çift disc li özel hediyeli DVD sini, aksiyona ihtiyaç duydukça, takarım DVD oynatıcıma :)","label":9} {"text":"İki tane sözüm ona iyi arkadaş arasında düğün salonu yüzünden çıkan kavgayi anlatan saçma sapan bir film.Sadece kadınlara yönelik bir film.Bu kadınların tarzı filmler neden bu kadar saçma sapan yapılırki.Bana kalırsa hatunlara yapılmış hakaret bu ama malesef bu filmlerdeki gibi de hatunlar var.Erkeler kesinlikle uzak dursun.Hatunları bilemem.","label":4} {"text":"Bunu izlemediniz mi? Kaçan bir şey yok, orijinalini izleyin!","label":5} {"text":"ben mi hiç havamda değildim film mi gerçekten sıkıcıydı bilemedim ama bitmedi bi türlü bi Brad pitt filminde ilk defa saate baktım anlatmak istedikleri iyiydi kızın sesini özellikle beğendim filme sıcak bi hava vermiş ama çok durağandı resmen sürünerek ilerliyodu film be abi!","label":4} {"text":"Zafere giden her yol mübah mıdır? Film akıcı ama bizzat cinayetle kafesten kaçması ne bileyim doğru bir film değil bence.","label":6} {"text":"İlk film benim için tam bir hayal kırıklığıydı.. Bu tür şeylerden çabuk etkilenmeme rağmen beni bir an olsun tedirgin edemeyen bir filmdi.. İkinci film ise en azından senaryo itibari ile birinci filmin çok daha üzerinde olmuş.. Olayın daha çok içindesiniz gibi hissediyorsunuz.. Özellikle final sahnesi gerçekten iyiydi ve birinci film ile kurulan bağlantı-filmin bazı bölümlerinde tahmin edilebilir olsada-çok hoş olmuş.. Tabi buraya kadar olan kısım ikinci filmin birinci filmle oranla kıyaslamasıydı.. Genel olarak bakmakgerekirseçok beğenmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim.. Seyirciye gerçek hayatta olmuş birşey gibi lanse edip, bunun üzerinden gişe başarısı elde etmeye çalışan bir film.. Türk Korku filmlerinde ise taktik daha farklıdır.. Çekim sıralarında oyuncular etkilenir, psikolojiler bozulur, oyuncular bişey gördüklerini iddaa ederler, oyuncuların başlarına inanılmaz kazalar gelir vs.. Sonuç olarak bunlar Korku türü filmler için genel-geçer değişmez kurallardır..","label":5} {"text":"Liam Neeson yine bildiğimiz sularda. Kendisini ve seriyi seviyorsanız izleyin derim. Ama ilk filmin kalitesine ulaşamadığı açık.","label":4} {"text":"izlediğim en kaliteli, en bağlayıcı bağımsız türk filmi. bu yelpazeye malum yönetmenlerin yurtdışında ödül almış malum filmlerini de ekleyin. hiçbiri bu kadar katıksız değildi. değinilmesi gereken bir şey de filmin cinsel sahneler içermesi. ona göre önlem alın. tek başına izlediğindeyse keşke hiç bitmese ya da devamı çekilse, diyorsun. bana modern türk sinemasını sevdiren film babam ve oğlumdan hemen sonra bu filmdir.","label":9} {"text":"Ortalama bir komedi filmi olsada yenilikci senaryosu ile izlenebilir.Argo seviyesi ise çok aşırıya kaçmış.10/6","label":4} {"text":"Çok başarısız bir geçkin kadın/genç erkek aşkını (!) anlatan yahut anlatmaya çalışan bir film. Senaryo ve Kurgu çok kötü. Filmin tek sürprizi filmde iki dakikalık boy gösteren sinema oyuncumuz Saadet Işıl Aksoy.","label":3} {"text":"filmde özellikle burak ın oyunculuguna bayıldım sankı hep bugünü beklemiş gibi paşam diyen abiyi cok sevdim :D","label":6} {"text":"İyisin heralde üstünüze afiyet biraz nezleyim yavru kuşun isa gibi çarmıha gerildi wallahi mendilim olsa senin için oturup ağlardım benim için ağlıcaksan mendil yetmez çarşaf lazım çarşaf akıllı adamsın zorluk çıkarmadan filmi vericeğini umarım filmi ver kızı al git buyur kız senin tamammı benim adım piyade osman biz kıyamet askerleriyiz oğlum böyle numaraları çok gördük ulan allahsız olurmu be iki fotoğraf için hepimizi öldürdün yazık değilmi yazık değilmi bize aksiyon maceranın içine yerleştirilen mizah çok hoş olmuş, keşke film renkli olsaymış.","label":5} {"text":"Senaryosu, Wes Tooke tarafından yazılan “Midway”, yönetmen koltuğunda Roland Emmerich’in oturduğu bir drama… 8 Kasım 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.7 (66.526 oy) ve 4.5/5 (10 bin üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.2/10 (166 yorum) ve 47/100 (28 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, pek iç açıcı değil… Ama biz yine de (Emmerich’in, toparlamayı bir türlü beceremediği, kafasındaki 125 milyon dolara rağmen) bir “indie” (bağımsız film) için oldukça yüksek bir rakam olan 100 milyon dolarlık bir bütçeyle çekmeyi becerdiği ve sadece 125.7 milyon dolarlık bir hasılata ulaşabilmiş olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, (sadece 2019 tarihli) filmografisindeki, “Terminator: Dark Fate” den “Joker” e, “Spider-Man: Far From Home” dan “X-Men Dark Phoenix” e kadar pek çok gösterişli projede imzası bulunan görsel efekt uzmanı Scanline VFX firmasının bütün hünerlerini her şeyi ile sergilediği filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; (bazılarına biraz uzun da gelmiş olan) karşımızdakinin, aralarında (en başarılıları olarak bilinen) birer Academy ödüllü (144 dakikalık) “Tora! Tora! Tora!” (1970) ve (184 dakikalık) “Pearl Harbor” un da (2001) bulunduğu dönem filmlerinin “eğlenceli bir kolajı” gibi durduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Hatta bu iki filme yine isim vererek, İstihbarat görevlisi Edwin Layton (Patrick Wilson) karakteri üzerinden, (Japon değil ama Alman) Enigma şifrelerinin çözümünün anahtar konumda yer aldığı yine 1 Academy ödüllü “The Imitation Game” i de (2014) ekleyebiliriz… Aslında sıralamaya kalksak benzer konulu daha pek çok film bulup adını buraya yazabiliriz… Ancak hiç gereği yok diyoruz… Yani II. Dünya Savaşı konulu filmlerden hoşlananlar için “Midway”, hiç de yabana atılır cinsten bir film değil… Keza filmin, Patrick Wilson, Woody Harrelson, Luke Evans, Luke Kleintank, Dennis Quaid, Aaron Eckhart, Etsushi Toyokawa ve Tadanobu Asano gibi isimlerden oluşan oyuncu kadrosu da oldukça zengin ve gösterişli… Fakat ne olmuş nasıl olmuşsa bu film kendini, bizimde çoğunu yakından takip ettiğimiz (Amerikalı ve İngiliz) sinema eleştirmenlerine beğendirememiş… Doğrusunu isterseniz (bizim gibi detaylı yorumlar döşenen) bu insanların yazdıklarını biraz dikkatlice okuyunca, yaptıkları eleştiri ve verdikleri düşük puanlar da çok da haksız olmadıklarını görüyorsunuz… Zira işler böyle devam ederse, örneğin bu filmde: i. Gemilerdeki uçaksavar bataryalarının, kendilerine hava saldırısı düzenleyen uçaklara ateş ettikleri sahnelerdeki gibi “yeşil perde”, ii. Ve düşen uçak, yanan gemi vs. benzeri görsellerde de yoğun “CGI” kullanımına başlanılacak… Ki, bu durumda da yönetmenler, kiralanacak boş bir depoda, önce kuru filmi çekecek, ardından da post – prodüksiyonda bu filme masa başındaki ekibi ile birlikte istediği biçimi verecek ve ne yazık ki, bunlar da bize, “gösterişli” sinema filmleri olarak pazarlanacak… E tabii, nihayetinde de piyasayı, filmin karakterlerinin duyguların ön planda yer aldığı “Apocalypse Now” (1979), “Full Metal Jacket” (1987) ve “Saving Private Ryan” (1998) gibi ruhu da olan “organik” sinema filmlerinin yerine, görselliğin ana belirleyici olduğu bilgisayar oyunlarını andıran (dört tarafı kapalı daracık bir kafeste GDO’lu ürünlerle beslenmiş tavuk benzeri) bu türden “hormonlu” ve lezzetsiz filmler ele geçirmiş olacak… Elbette, isteyen beğenebilir… İtirazımız yok… Ancak biz almayalım… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Olmamış” kategorisine dâhil ederek puan olarak da “1,5’u az 2’yi de çok” bulmamıza rağmen 2 vermeyi uygun gördüğümüz bu film için önerimiz de “siz bilirsiniz” şeklinde olacak… “Olsun, ben yine de bir takılırım” diyenlere de keyifli seyirler…","label":3} {"text":"filmi izlemekten çok müziklerini dinledim. bob dylan filmde hem oynamış hem de filmin bütün bestelerini yapıp, söylemiş. meşhur knockin on heaven's door'u da bu film için bestelemiş.","label":6} {"text":"Das Leben Der Anderen bir dönem filmi. Benim film zevkime göre bir dönem filmine başarılı diyebilmem için ilk ölçüt konu edindiği dönemi ne kadar iyi yansıtabildiğidir. Dönemin zihniyeti, giyim-kuşamı, teknolojik aletler vs. Film, konu edindiği dönemin özelliklerini tamamiyle yansıtıyor diyebiliriz bu da onu başarılı yapıyor. Ayrıca çok da güzel bir temaya sahip. Düşünce özgürlüğü! Özgürlük hepimiz için farklı çağrışımlar yaratıyor olabilir ama eminim ki hepimiz için en önemli olanı düşünce özgürlüğüdür. İşte Das Leben Der Anderen bize sahip olduğumuz bu olgunun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor...","label":6} {"text":"İyi hoş güzel fekat 3.7 biraz yüksek be bilader orta düzey bir film işte ...","label":5} {"text":"Sanırım on-onbeş sene kadar evvel izlemiştim bu filmi, o zaman beni çok etkilemişti; bu yapımın böyle gözden kaçmış, kıyıda köşede kalmış olmasına şaşırıyorum.","label":7} {"text":"Bardemin harika oyunculuğu, sanki gerçek hayatta yaşıyormuş gibi sahici karakterler, bu tarz filmlerde bulamayacağımız mistik öğeler ve bunların hikayede hiç sırıtmaması, sinema salonları toz pembe filmlerle donatılmış günümüzde, salon ve gişe kaygısına düşmeden çekilmiş, insanın içine oturan mükemmel bir film. 2010un, ve hatta son yılların bana göre en iyi filmlerinden birisiydi Biutiful. İzlenilmeli.","label":6} {"text":"Ekrandan kan sıçradı.. Yuh yani:) +18, hatta +30..","label":5} {"text":"Pieta ile bünyemizi sarsmış, yapmakta olduğu şeyi anlamış ve fena değildi demiştik. Bunda ise yapmak istediğini anlayan biri varsa beri gelsin. Çok gereksiz bir film olmuş. Hiç konuşma geçmemesi estetik değil, eksik durmuş. Bin-Jip'teki sessizlikle arasında dağlar kadar fark var. Film bir yerden sonra o kadar absürtleşiyor ki gülmemek için zor tutuyorsunuz kendinizi. Kısacası gereksiz olduğu kadar içerdiği saçma sahnelerle olmamış dedirtti. İzlemekten uzak durup, bir dahaki Kim Ki-Duk filmini bekleyiniz.","label":4} {"text":"Oscar'da En İyi Film dalında ödül alma ihtimali çok düşük bence,öncelikle bunu belirtmek gelirsek aylardır vizyona girmesini beklediğim bir filmdi zaten DiCaprio-Scorsese ikilisinin işin içinde olması da beklentiyi yükseltmek için yeterli bir sebep,film iyi mi derseniz evet gerçekten keyifli ve eğlenceli bir film fakat başyapıt mı derseniz hayır Jordan Beltfort karakterinin aslında çok az çaylaklık dönemini gösteriyor yani film çoğunlukla Jordan Beltfort karakterinin zenginken yaşadığı uçuk hayatı anlatıyor ve Jordan Beltfort'un yaşadığı eğlenceli hayatı izlemek oldukça eğlenceli,keyifli ve zaman zaman komik fakat filmin bence en büyük sorunu film o kadar eğlence üzerine kurulu ki sanki filme sırf Jordan Beltfort'un eğlenceli hikayesini izlemek için gelmişiz gibi hissettiriyor belki bazı insanlar sırf onun için de izlemiş olabilir ama ben filmi izlerken Jordan Beltfort'un acınası hallerini de görmek isterdim lakin filmin sonlarını saymassak filmde bir veya iki sahnede Jordan Beltfort'un acınası halini izliyoruz hatta bir felç sahnesi var ki o sahne bence filmin en iyi sahnesi diyebilirim oldukça sinir bozucu ve etkileyici bir sahne,demek istediğim film biraz gereğinden fazla eğlence üzerine kurulu açıkçası ben daha fazla trajik sahne görmek isterdim,tabi film gerçek bir yaşam hikayesini anlattığı içinde çok şöyle olsaydı böyle olsaydı demek mümkün değ üç saat olmasına rağmen hiç sıkıcı değil hep bir atraksiyon hep bir olay var bu yüzden üç saat olmasına rağmen ben ne sıkıldım ne de bitsin artık şu sahne demedim özellikle ilk yarı hep eğlenceli sahneler üzerine kurulu ikinci yarı ve ikinci yarının sonlarına doğru film daha ciddileş kalırsa filmde gereksiz sahneler vard yani biraz gereksiz cinsellik ve kokain sahneleri vardı hatta bir süre sonra artık kısır döngü içine giriyor film sırf bu sahneler yüzüluklar çok iyi yani kötü diyebileceğim bir oyuncu yok,Jonah Hill süper,Leonardo DiCaprio'nun en vahşi ve en dolu dolu oynadığı filmlerden biri olmuş The Wolf of Wall Street hatta gösterdiği en iyi iki performanstan biri bile olabilir Jordan Beltfort karakteri ve bence artık DiCaprio bu filmle de alamazsa Oscar'ı artık bir daha alması zor gözüküyor genel olarak müzik kullanımı kötü hatta sırf bazı sahnelerin dinamiği kötü müzik kullanımından dolayı düşük bariz bir müzik kullanım zaafı var ni kolay kolay gaza getirebilecek bir film çünkü o kadar testestoronlu sahneler var ki izlerken insan ister istemez gaza geliyor tabi DiCaprio'nun performansının da etkisi bu kadar eğlence üzerine kurulu dedim fakat hırs,para,kokain gibi şeylerin insanı nasıl bozacağını da gö olarak ben filmi genel olarak beğendim ve başarılı bulduğumu söylemeliyim ayrıca filmden çıktıktan sonra üzerimde hala etkisini hissettim bu da filmin etkileyici bir film olduğunu gösterir fakat bence yine de bir başyapıt değil ama sırf Leonardo DiCaprio'nun müthiş oyunculuğu için bile bu üç saatlik film izlenir,tavsiye ederim. 7.5/10","label":6} {"text":"Konusuyla olduğu kadar müziğiyle de kendisini izlettiren ve dinlendiren bir film. acaba her olay karşısında taktığımız bir maskemiz mi var yoksa bir maskeyi her seferinde yeniden güzelleştirip, temizleyip bir daha mı kullanıyoruz? bir filme birden fazla film, bir çelişkiye fikir giydiren bir film... insanın kadim derdi: yalan","label":8} {"text":"olmasada olurlar dan 10/3","label":2} {"text":"Bende filmi tW de izledim ama hakikaten güzeldi.Arada şöle ii gençlik filmleri yapsalarda izlesek.","label":6} {"text":"2.dünya savaşını farklı bir açıdan ele alan,pekde bilmediğimiz gerçek bir hikayeyi konu alan değişik bir film olmuş.Tabi dram yönü ağır basıyor mükemmel bir film değil ama olayları görmek açısından izlemeye değer diye düşünüyorum.","label":6} {"text":"çok sıkıcı.","label":0} {"text":"Turgut Özakman gibi yakın tarihimizi en iyi araştıran bir tarihçiden daha ayrıntılı bir senaryo. Yapımcılarından da en az Çocuklar Duymasında ki harcamış oldukları bütçe kadar da olsa bir katkı beklerdik. Yönetmenliği bu konuda hiç deneyimi olmayan fakat çocuk dizilerinden ve Rayting Hamdi tiplemesinden aşina olduğumuz Hamdi Alkana bırakılması bu yapımdan iddialı bir beklentinin olmadığı anlaşılıyor. Özellikle makyaj konusunda acemiliğin had safhada olduğunu söylemek zorundayım. Halit Ergençe hiç makyaj yapmasalardı Atatürk daha çok benzerdi herhalde. Birde uğur dündar ve Tema vakfı başkanı Hayrettin Karacanın replikleri kadar abes ve gülünç birşey görmemiştim, gereğide yoktu. Fakat iyi niyetle yapılmış bir film. Her ne kadar da beklentileri karşılamasada Atatürk ile ilgili sofistike konular öğreniyoruz. Özellikle ilköğretim çağında ki çocukların tarihimizi severek izlenmesi sağlanmış. Daha iyi yapımlar bekliyoruz.","label":3} {"text":"Yönetmen fena değildi, oyuncular iyiydi, atmosferde iyiydi.. Ben izlerken keyif aldım.. Bu tarz filmleri, mesela siyasi nedenleri baz alıp kötülemek basitlik sadece.. Bu kadar basit olmayalım.. Adamlar bu işi biliyor.. Onlar çekiyorlar, biz izliyoruz işte..10/7,3","label":6} {"text":"Kronolojinin ikinci parçası ilk filmden 6 yıl sonrası, ilk bölümdeki olayların devamı niteliğinde. 1974'ten çok daha akıcı ve iyi kurgulanmış bir anlatım tarzına sahip. Kitapları okumadığım için bunun tamamen yönetmen değişikliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Yönetmen James Marsh ana karakterin cinsel hayatına fazlaca girmediği daha çok hikayenin gelişimine odaklandığı için bir miktar karışık. Sakin kafayla izlenmesi gerekiyor.","label":9} {"text":"Son dönem yükselişteki İspanyol gerilim sinemasının güzel örneklerinden biri daha. Sürükleyici, ilgi çekici bir konu etrafında, insanı kimi anlarda ciddi derecelerde rahatsız eden bir yapısı var. Başrolün başarısı filmi taşıyabilmiş.","label":6} {"text":"ilk yarısı itibarıyla pek sarmasa da özellikle ateşkes ilanından sonra film bayağı etkileyici bir hal aldı.güzel bir başkaldırı filmi denilebilir...","label":7} {"text":"en sevdiğim replikleri barındıran film. hatta sanırsam en sevdiğim film bu. uyuşturucuyu romantize etmek yok, en pis ve yüksek anları olduğu gibi anlatılmış. sickboy'a karşı değişik bir sempati besliyorum büyük ihtimal tanışmış olsak aşık olurdum ve beni çok üzerdi...","label":6} {"text":"Fatih Akın filmi izlemeyi özlemiştik güzel oldu. Eğlenceli zaman geçireceğiniz, güleceğiniz bir film.","label":7} {"text":"Filmin hiçbir cazibesi yok. Güya iyi kurgulanmış gizemli bir casusluk filmi yapmaya çalışmışlar ama olmamış, bir kere sürükleyici değil, finali de filmi kurtaramamış. Julia Roberts'ı zaten sevmem, hele böylesi bir rolde iyice sırıtmış Lafı fazla uzatmadan; oldukça vasat bir yapım bana göre. 4 / 10","label":3} {"text":"bir görüntü yönetmeni olarak..Gerçek bir yaraya parmak basmışınız..hele bir sahne varki gemide...KATYA ile YUSUF kaptanın karşılıklı Rusça Diyalogları anlamak içça Bilmek Gerekmiyor...bütün Mesajı o sahnede toplamışız...En başta sizi ve Ekibinizi kutlar Saygılarıımı sunarım Bence Yönetmen Sineması budur.....","label":8} {"text":"Bu filimi Allahını seviyosan yeminle söylüyorum bu filmi 3 yaşında bi çocuk yazdı ya da senoryalar karıştı ne konu var ne senorya var yaa bunu lütfen seyretmeyin lütfen Allahını peygamberini seven bunu seyretmesin sinirden ölürsünüz[spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"Begenmedim.Hiçbir yenilik ya da akıcılıkta göremedim.3/10 veriyorum daha iyi bir yönetmen olsaydı daha iyi bir iş cıkarırdı","label":2} {"text":"cesur bir film. evet. böylesine cesur bir filme ancak böyle bir yorum yakışık kalabilir. adem ve havva pozisyonunda iki insan. kendini tanrı sanan bir devlet ve yasalara, hukuk. kadın neden adama bombalı saldırı düzenler, neden açılış sekansı yapay bir cennetle başlar, neden bir sahnede ağacın altında çırılçıplak kalırlar, neden cate karakolun üstünde saklanır, neden her ikiside ortada kalmış bir cenin gibi yüz ifadesine sahiptirler... düşünelim! film, o kadar açıkca söylüyor ki yorum yapmaya gerek bile duymuyorum. anlamsız görünen her küçük sahne filmin sonuyla o kadar akıllıca kurulmuş ki. eğer filmin başlayış ve bitiş sahneleri önemli olmalı diyenlerdenseniz-değilseniz bile harika görüntü yönetimi ve yönetmenlik için...- gidin izleyin.","label":9} {"text":"aynı sahneler, farklı adamlar. Özet:biz bu filmi daha önce izlemiştik.","label":6} {"text":"tek sorunu senaryoda, biraz daha üzerinde çalışılsa daha yüksek bir puan alabilirmiş","label":6} {"text":"Fragmanı bile komik olmayan komedi filminden komik olmasını beklemek benim hatamdi evet.Bu filmi nicin cekmisler ve izlerken utanmamislar mi ekibe sormak isterdim","label":0} {"text":"“The Boy in the Striped Pyjamas” veya nam-ı diğer “The Boy in the Striped Pajamas” ın yönetmen koltuğunda, aynı zamanda filminin senaryosunu da John Boyne’un aynı adlı romanından (2006) uyarlayarak yazan Mark Herman oturuyor… 12,5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek 44,1 milyon dolarlık bir gişe yapan filmin yapımcılığını İngiliz BBC ve Heyday Films, dağıtımını da ABD’li Miramax üstlenmiş… Kısaca hikâyesi, biri kamp komutanın diğeri de kamptaki bir mahkûm ailesinin oğlu olan 8 yaşındaki Bruno ile Shmuel isimli iki masum çocuğun bakış açısından İkinci Dünya Savaşında, Nazi toplama kamplarında gerçekleştirilen Yahudi soykırımının anlatımı olarak özetlenebilecek filmin, 7.8/10 (160.485 oy) ve 3.9/5 (114.236 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.3/10 (137 yorum) ve 55/100 (28 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları arasında hiç de azımsanmayacak bir çelişki var… Hani aslında bu; birinin (izleyicinin) ak dediğine, diğerinin (sinema eleştirmeninin) kara dediği boyut da, uzlaşılması imkânsız bir çelişki gibi durmuyorsa da nedenini sorgulamamızın önünde de her hangi bir engel yok… O nedenle, gelin isterseniz, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle filmimize biraz daha yakından bakalım… Oyuncu kadrosu deyince de yorumumuzun temelini oluşturacağı için kısaca da olsa başroldeki karakterlere bir göz atalım… 1. Alman ailesinin annesi Elsa - Vera Farmiga (ABD’li) 2. Alman ailesinin kamp komutanı olan babası Ralf - David Thewlis (İngiliz) 3. Alman ailesinin kızı Gretel - Amber Beattie (İngiliz) 4. Alman ailesinin 8 yaşındaki oğlu Bruno - Asa Butterfield (İngiliz) 5. 8 yaşındaki Polonyalı Yahudi mahkûm Shmuel - Jack Scanlon (İngiliz) 6. Polonyalı Yahudi mahkûm (Doktor) Pavel - David Hayman (İskoç) 7. Alman SS subayı Teğmen Kotler - Rupert Friend (İngiliz) Sanıyoruz bu kadarı yeterli… Şimdi diyeceksiniz ki; “Hayırdır, ne oldu da böyle bir liste yapma ihtiyacı duydun?” Baştan hemen söyleyelim; bu listenin, iyi veya kötü oynayan oyuncularla hiçbir alakası olmadığı gibi filmde kötü oynayan oyuncu da yok zaten… Peki, bu listenin anlamı ne o zaman? Bu konuya, işin teknik kısmına da şöyle bir değindikten sonra tekrar geri döneceğiz… Teknik demişken de aslında dönemin ruhuna ve atmosferine uygun olarak tasarlanan mekân (toplama kampı görüntüleri Macaristan da çekilmiş), dekor, kostüm ve makyajların yanı sıra kamera, ışık, kurgu ve müzik gibi unsurlarda da herhangi bir sorun yok… Oyuncular kısmında olduğu gibi burada da her şey yolunda gibi… Ama işlerin yolunda olmadığı çok önemli bir şey var bu filmde ki o da bize göre, Türkçe dâhil pek çok dile tercüme edilen ve bütün dünyada beş milyon adetten fazla satan “The Boy in the Striped Pyjamas” (2006) isimli roman ve o romandan uyarlanan filmin senaryosu… Burası yeri olmadığı için şimdi uzun uzadıya, aslında toplama kamplarında örneğin Auschwitz’de işler böyle yürümüyordu yahut çocuklar zaten daha en başta gaz odalarına gönderiliyordu şeklinde bir kitap eleştirisi faslına girmeyeceğiz… Girmeyeceğiz de, “aynı şekilde gerçeklerden kaçmanın da pek fazla bir anlamı mevcut değil” demeyi de ihmal etmeyeceğiz… Evet... İşlenen konunun tarihi detaylarına hâkim olmayan veya bırak hâkim olmayı, detaylara ilişkin en ufak bir bilgisi dahi bulunmayan yahut işin o kısmıyla hiç ilgilenmeyen sıradan sinema izleyicisi için “The Boy in the Striped Pyjamas”, yanlışlarla dolu hikâyesi ile kimi sahnelerde yürek burkan bir film halini de almış olabilir… Tamam da be kardeşim, Alman’ından Polonyalısına kadar filmdeki bütün karakterleri ne diye İngilizce (hem de pırıl pırıl aksansız bir İngilizce) konuşturuyorsunuz? Hadi film, İngiltere ve ABD için çekildiğinden öyle oldu diyelim ve biz filmin aslında Almanca olduğunu ve herkesin Almanca konuştuğunu varsayalım… O zamanda, 8 yaşındaki Polonyalı Yahudi Shmuel’in nasıl olup da şakır şakır Almanca konuşabildiği sorusu çıkıyor ortaya… (Mümkün değil ama Doktor olduğu için Polonyalı mahkûm Pavel’i Almanca biliyor kabul etsek dahi)… Şimdi bazıları, “Ne olacak, o da biliyordur” diyebilirler… Böyle diyenlere bizde, “Hayır canım” deriz… Eğer öyle olsaydı, birbirlerinin isimlerinin “Shmuel” ve “Bruno” olduğunu öğrenen iki küçük çocuk, “böyle bir ismi ilk kez duyuyorum” diyerek büyük bir şaşkınlık yaşamazlardı… Sanıyoruz şu ana kadar ki açıklamalarımızla hem baştaki oyuncu listesinin yapılış amacına hem de sinema izleyicisi ile sinema eleştirmenleri arasındaki yorum farklılığının nedenlerine (en azından bir kısmına) ışık tutarak netlik kazandırmış olduk… Sonuç olarak, sadece tarihsel gerçekleri çarpıtmakla kalmayıp çocuklar üzerinden duygu sömürüsü de yapmaya çalışan bu film için çok net bir “izleyin” ya da “izlemeyin” önerisinde bulunmayacağız… Keyfiyet tamamen size ve tercihlerinize kalmış… Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 12 Eylül 2018 günü saat 01.51’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":3} {"text":"\"Eğer Sırp'san öldükten sonra da öldürülürsün\" Filmi izledikten sonra önyargıyı bir kenara bırakıp filmi çeken yönetmenlerin röportajına göz atmakta fayda var ( http://www.otekisinema.com/2011/03/a-serbian-filmin-yaraticilari-ile-soylesi/","label":0} {"text":"Filmin ilk dakikaları müthiş, öyle ki Leone'nin diğer filmlerinden bile iyi bir girişe sahip bence. Lakin sonrasında biraz dağıtıyor gibi. Yine de Leone işi.","label":6} {"text":"büyük bir şirkette işe alınabilmek için bir odada 80 dakika boyunca bir soruya cevap arayan 8 kişinin psikolojik savaşı anlatılıyor. film bana bir an için the expriment filmini hatırlattı. bu filmdede bir kez daha görmüş oldum ki: insan psikolojisi duruma göre şekil değiştirebiliyor.","label":6} {"text":"Anne Hathaway'e bayıldım. film iyiydi, kötü denilemez ama ilk 40 dksından sonra sıkılabiliyorsun. Kızın kaza geçirdiği sahne şaşırttı birden beni, Ayrıca filmin sonlarında adamın kızıyla olması güzeldi, bir nevi artık sorumluluk sahibi bir adam olduğunu ve Emmanın onu değiştirdiğini görebiliyoruz Filmin sonu iyi bağlanmış","label":7} {"text":"İmdb biraz acımasız davranmış sanki bu filme. Buraya bakmadan önce imdb puanının 6.5 ile 7.0 civarında olacağını düşünmüştüm fakat yanılmışım. Ki bence bu civarda olmalıydı puanı. İzlenebilecek güzel bir film olduğunu düşünüyorum.","label":6} {"text":"izleyene bişey vermeyen tek artısı charlize theron olan bir film izlenirse onun için izlenir sadece 4/10","label":3} {"text":"İyi değildi ama kötü de değildi. Çerezlik bir filmdi. Yılmaz Erdoğan kafasında kurduğu bir çiftin ilişkisini 4 farklı çift için yazmış. Temcit pilavı gibi olmuş sanki. 4 farklı çift aynı konu farklı replikler yazılmış. Yani bir çifte ne oluyorsa diğerlerine de ne olacağını biliyorsunuz. Sadece nasıl olacak bu ilgi çeken? Bir çift önce tanışır sevgili olur evlenir sonra kavga ederler ayrılırlar ve sonunda tekrar birlikte olurlar.","label":5} {"text":"Vakit kaybı gel bunuda ye.","label":0} {"text":"Oyunculuk sinema çekimi manzaralar siveler çok sicakti.gülmekten gözümden yas geldi.basarili bir komedi filmiydi.","label":7} {"text":"İsminden de anlaşılabileceği gibi devlet oyunlarının olduğu bi film... Film yıldız filmi olarak tasarlanmış ve brad pitt ile edward norton ın dövüş klübünden sonra birleşme filmi olarak sunulacakmış ama araya yazar grevleri felan girince Pitt in rolünü Russell Crowe, Edward Norton ın rolü Ben Affleck e gitmiş...","label":7} {"text":"Film ötekileştirilen ülkemizin insanlarını farklı bir görüş açısından irdelemeye çalışmış. Her ne kadar tarafsız senaryo kurgusu ile yola çıkmışsada dini ritüellere yabancılaşmış olmanın vermiş olduğu subjektif bir yaklaşımı sezmemek mümkün değil. Başrol oyuncularından Tayanç Ayaydın'ın oynamış olduğu bütün sinema filmlerini izlemiş biri olarak diyebilirimki bu yapımdaki performansı harikaydı. Büşra karakterini canlandıran Mine Kılıç'ta tam da bu rolün oyuncusu. Oyuncu seçimindeki tek yanlış bence Kaan Urgancıoğlu'nun tinerci rolü ile beyazperdede endam etmesi idi. İzlenilesi bir film....","label":4} {"text":"Bu filimde de Cin dışında her şey vardı. Son çıkan cin filmlerinde dram ya da romantizm ön planda. Yani berbat bir film","label":0} {"text":"Çağan Irmak bnm Türkiye de takdir ettiğim 2,3 yönetmenden biri.Adam işini biliyor.Ve filmi izleniyor,izlettiriyor.Bu filmdeki oyuncular ise gerçekten göz dolduran cinstendi.Özellikle Nejat İşler rolün hakkını öylesine gsl vermiş ki filmin sonunda ölmemesine çok sevindm :) Ama yine de törpülemesi gereken daha çok şey var Çağan Irmak ın.Yolu açık olsn.","label":7} {"text":"Kendisi gibi Almanya'daki Türklerin yaşamlarına kamerasını çeviriyor bu ilk filminde Akın. Daha sonraki filmlerinde de o çok iyi tanıdığı sosyal çevreyle alakalı filmler çeken yönetmenimiz; bu filminde bir grup arkadaşın suçla oıan ilişkisini anlatıyor.Özellikle Martin Scorsese'nin suç filmlerini andıran bir yapıya sahip olan film; arkadaşlık, sadakat gibi manevi değerler üzerine kurulu etkileyici bir ilk film. Ayrıca Almanya'daki Türk sinemacılarımıza da(bknz. Özgür Yıldırım ve Chiko) ön ayak olmuş bir film ve yönetmen Fatih Akın.","label":6} {"text":"CIddi manada izlediğim en berbat filmdi. Film boyu anlaşılamayan, neden olduğu bilinmeyen, anlamsız sahneler bir yana, bir de filmin bitip bitmediğini farkettiremeyen saçma sapan bir son hazırlanmış. Izlerken Biz bile daha iyisini cekerdik ya da Acaba salona girmeden 3 dakika evvel mi cektiler?& diye düşündük. Gerçekten kötüydü.","label":0} {"text":"Oldukça zor bir yapım. Ben sonuna kadar sabredemedim asabım bozuldu. Bir belgesel olmasına rağmen izlediklerimin gerçek olduğuna inanamadım. Bana göre izlenmesi gereken bir yapım ama hristiyanlığı aşağılamak için değil, yozlaşmanın her yerde, her kurumda, her mekanda varolabileceğini görmek ve karşısında suskun kalmamak için. İyi seyirler.","label":9} {"text":"Yorumları okuyunca bu filme çok haksızlık yapıldığını üzülerek gördüm.Fakat sonra-memleketteki eğitim seviyesini düşününce- anlaşılamamasının gayet normal olduğunun farkına vardım.","label":9} {"text":"harika bir komedi filmi.. bana gay leri sevdiren film :D","label":6} {"text":"kimi zaman eğlenceli kimi zaman da üzücüydü. ama çok başarılı ve etkileyiciydi. bu filmi izledikten sonra mozart dinlemek daha anlamlı bence.","label":8} {"text":"Biz bu filmleri çerez niyetine yeriz...Yüzlerce korku filmi izlemiş biri olarak çok net şunu söyleyebilirim:çok sıradan bir konu,benzer çok film çekildi ve bu filmden bin kat iyi yenideN çekmeye ne hacet.Carpenter abimiz herhalde film izlemiyor pek.Bayat bir hikayeye kötü de oyunculuk eklenince ortaya bir ay sonra bile hatırlamıcamız vasat üstü vasat bir film çıkmış.","label":4} {"text":"açık ve net son sahdede alnının ortasında vursa adamı puan 7ve üzeri olur ama aptal gibi aranıyor kağıdını vurunca 5 ve üzeri oldu 2 yi cekiicekler derken filmi bitiriyorlar","label":5} {"text":"Güzel eğlenceli ve sürükleyici idi sıkılmadan izledim eminim siz de beğeneceksinizdir bu adamın filmleri genelde hep eğlenceli ve güzel oluyor.","label":9} {"text":"çerezlik, güzel bir aksiyon filmi","label":5} {"text":"Uzun zamandır namını duyup o dönemde çıkan ıssız adam, incir reçelinden sonra bunu izlememeliyim dedirten yalnız filmin hikayesi Ankara da geçtiğini duyunca bugün bir hevesle izledim... Filmin hikayesi ne kadar gerçeğe uzakta olsa, kendini izlettiriyor ve klişelere rağmen diğer benzer Türk yapımlarına fark ettirebiliyor. Müslüm Gürsesi dinlemek ise sanırım en büyük artısıydı...","label":6} {"text":"\"Pazar sabahları geç yapılan kahvaltı sonrası izlenebilecek filmler\" diye yeni bir kategoriyi aklıma getiren film. Tamamen tesadüfen görüp izlediğim ve çocukluğumdaki pazar günü tarkan maceralarına döndüm bir anda. Eğlenceli, güzel bir film. Eski İstanbul manzaraları da oldukça hoş olmuş.","label":7} {"text":"bu yorumlara ınananmıyorum..amerıkan pastası yada salakça amerıkan genclık fılmlerınden ne farkı vardı? basıt dıyaloglar ; lıselı ılıskılerı ...nerde orjınal sahne..okulun populer kız populer erkek hep aynı muhabbet..4..heath ledgerın ne ısı vardı burda ?","label":3} {"text":"İlki kadar iyi değil. Her açıdan kötü bir devam filmi. Çok sıkıldım.","label":4} {"text":"Korku filmi bağımlısıyım. Artık bağışıklık kazandığımdan izledikten sonra çoğu aklımda kalmıyor bile ama bu filmin sonunu unutamıyorum. Film başlarda sıkıyor. Anladık fotoğraflarda hayaletler çıkıyo tamam. Pek korkunç da değil zaten ne başları ne ortaları. Ama sonra sarmaya başladığı bir nokta var. Artık sona geldiğinde son sahneyi de izliyorsunuz ve film bitiyor. Başta kafası gelmiyo ama sonra olayın korkunçluğunu idrak edince aklından çıkmamaya başlıyo. Bende öyle oldu en azından. Hala geriliyorum hatırladıkça. Keşke izlemeseydim ama korku filmi olucaksa da böyle olsun. Ne desem bilemedim o yüzden.","label":7} {"text":"Öncelikle uyarayım filmin 2.si 1.si kadar güzel değil 3.yü izlemedim ama izleyenlerden duyduğum kadarıyla o daha da kötüymüş siz en iyisi sadece 1.yi izlemekle yetinin de benim gibi sonradan ağzınızda acı bi tat kalmasın :) Film öyle ahım şahım birşey değil ama özellikle ortalarından itibaren devamlı ters köşeyeye yatırması ilginç artık sonlara doğru paranoyak olup herşeye şüpheyle bakıyorsunuz:) Biraz da bu yuzden serisini izlemenizi tavsiye etmem cunku kurgu aynı dolayısıyla diğer filmlerinde sasırmıyorsunuz.Denise Richards ve Neve Cambpell...İkisi de son derece güzel ama Neve Campbell oyunculuğuyla bır adım önde...","label":7} {"text":"'Karındeşen Jack', efsanesine yakışacak bir film olmuş.","label":9} {"text":"Türkan Şoray'ın en izlenesi filmlerinden biri.","label":7} {"text":"Yetişkinler için özel komik bir film.. Abartılmış sandler karakteri filmi ne kadar götürmeye çalışsada bunda başarılı olamamış..Borat filmini izleyip beğendiyseniz bu filmede bayılırsınız..Bence kötü bir film ..10/5..","label":6} {"text":"Senaryo için kötü dersem ayıp olur. Ama Esra İnal'ın oyunculuğu evlere şenlikti. Bıraksaymış da yeteneği olan biri oynasaymış. Tabi bir de Türkçe dublaj olan kısımlar vasat.","label":8} {"text":"Teşekkürler Nuri Bilge Ceylan! Sadece şu kadar söylüyorum: GİDİN İZLEYİN, İZLETTİRİN.","label":8} {"text":"Neden eski filmlerdeki aktörlerin hepsi yanık tenli :) film hem komik hem çok güzeldi çekildiği zamana göre beğendim +1","label":9} {"text":"Demet Akbağ'ın en iyi oyunculuğu burada sergilediğidir sanırım. Ayrıca Bana Bir Şeyhler Oluyor ile bu oyunu benzer buldum. Farkındalıklarından dolayı yalnızlaşan bireylerin hayatından kesitler sunuyor ikisi de. İkisinin de çok zekice kurgulanmış diyalogları var, fakat Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü? 'de dram komedinin önüne geçmiş gibi. Finalini çok başarılı bulduğumu belirtmeden edemeyeceğim.","label":8} {"text":"Koskoca serinin başlangıcıdır. Kamera çekimi aşırı başarı her türlü duyguda farklı bir ışıklandırma ve çekim tekniği uygulanmış. Oyunculuklar da aşırı başarılı, tüm Dracula'lar arasında en iyi Dracula oyuncusu bu versiyonda diyebilirim. Ambiyans sizi bambaşka bir diyara götürüyor, o gotik ve kasvetli dünya sizi içerisine alıyor. Film aşırı sürükleyici ve ara sıra da gerilimi veriyor. Şiddetle izleyin diyorum.","label":7} {"text":"superman 2 filmini anımsattı bana günümüzde aslında tv filminden öteye gidemeyecek oaln yapım, amerikan pazarlaması devreye girince büyük bir prodüksiyon filmi gibi dünya çapında getiri sahibi oldu. yer yer iyi efektler sayesinde 5/2,5","label":4} {"text":"nedir o gaflar, mantık hataları? benimle de paylaşır mısın?","label":3} {"text":"50 dakika sabrettim.. Böyle saçma bir senaryo olmaz..10/2","label":1} {"text":"İzlediğim en kötü korku değil film bile olabilir gerçek olaylardan alıntı sahne yok! Ama afişte yazıyor !! Oyuncular kesinlikle çok vasat eğitimlerini tamamlamamış olma ihtimalleri oldukça yüksek sinema ve tiyatroya verdiiğim ücretler asla üzülmem bugün bin pişman oldum ! Asla tavsiye etmiyorum tv kanalarına düştüğü zaman anlayacaksınız eğer ki izlerseniz","label":1} {"text":"film izlemek istedik fullllllllllllllllllllllllllllllllll reklammmmmmmmmmmmmmmmmmm izledik ve sadece fragman izledikkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk ayıp ya","label":0} {"text":"woll-i saçmalığından sonra ilaç gibi geleceğini umuyorum...","label":8} {"text":"Çaresizlik... Amerikan sinemasında görmeye alışık olmadığımız kavramlardan. Gilbert'in yaşadığı drama saplanıp kalması ve Arnie.","label":7} {"text":"Filme gidip seyretme imkanım oldu film güzeldi hepyek 4 u bekliyoruz inşallah. Yine dopdolu maceralara koşmuş iki arkadaş. mafyalara çatılar bu seferde yine.. başları belada","label":9} {"text":"pedro almodovar filmi. yani sevmemem imkansız olurdu. pedro hep duygusaldı ama bu film onun için fazla olgun ve durgundu... ama çok güzeldi. kadınları pedroalmodovardan daha iyi kim tanır ki? volver de ölüm ve kadınlar üzerine ama en çok da yalnızlık üzerine yapılmış çok güzel bir film","label":6} {"text":"Hikayede Mort Raineynin hikayesi ?Ekim Mevsimi? Shooter ınki ise ?Gizli Pencere Gizli Bahçe? idi...Filmde bu tam tersi..Sanırım yönetmenin tercihisi olmuş...Ama hikayenin ana hatları kitaba sadık kalınmış...Özel dedektifin filme kondurulması sanırım zamandan kıssa hesabı olmuş..Çünkü kitapta Tom'un arkadaşıda ölüyordu..Shooter ın Shoot-Her diye çevrilmesiyse tam bir akıl oyunu...Kitapta Shooter Mort tan kendisi için bir hikaye yazmasını istiyordu..Burda ise finali değiştirmesini..Hemde ne final!King ustanın ve başka yazarların kitap uyarlamalarında her zaman fark olmuştur...Ama asıl fark şu ki Kinginkiler mükemmeldir..Diğerleri ise vasattır...Johnny Depp in performansı herşeye yetiyor...Shooter ın seçimide güzel olmuş..Gerilim herzaman olduğu gibi gene had safhada..Mısır olayı bana Children of the Corn'u hatırlattı..Kısacası süper bir film olmuş..10 üzerinden 10","label":9} {"text":"Oyuncu seçimi olarak Vin Diesel iyi bir tercih. Sıkılmadan izlenecek bir film istenileni tam olarak verse mükemmel bir film.Yinede izlenir","label":6} {"text":"Bu yönetmen mutlu sonlara yer verse favorim olabilirdi... Yine de ben tarzını beğendim. Film çok dinamik değil yarısından sonra hızı 1.5 yaptım. Hikayede boşluklar olduğunu düşünüyorum. Kararsız kalınan birçok nokta var gibi. Ya kopuk bir akış var ya da ifade edilememiş ve ifade edilmeye zaten değer olmayan bir anlam. Mesela Derek Cianfrance'ın Sound of Metal filmi baştan sona çok daha ayakları yere basan bir yapımdı. Bu filmde o doygunluğu bulamadım. Yine de izlenmeye değer bence. 6.5/10","label":6} {"text":"kan testi sahnesiyle geren bir film fakat genel olarak oyunculuğun pek iyi olduğunu söyleyemem.","label":7} {"text":"“Triple Frontier”; senaryosunu, temel esin kaynağı olan orijinal hikâyeyi de yazmış olan Mark Boal ile birlikte uyarlayarak yazan J. C. Chandor’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “dozajında aksiyona sahip” bir macera filmi… Prömiyeri, 3 Mart 2019’da New York’da yapılan ve 6 Mart 2019’daki sınırlı salon gösteriminin ardından 13 Mart 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 6.4/10 (114.183 oy) ve 3.3/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.3/10 (136 yorum) ve 61/100 (26 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de isterseniz, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bu filmi bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi ve ardından da (bu filme özel) naçizane ilk önerimizi paylaşalım: Daha önce “Serenity” (2019) filminin yorumunda da yazdığımız gibi, “Triple Frontier” da, 125 dakikalık gösterim süresi tamamlandığında, beğenmememiz yahut sıkıcı bulmamız gereken kısmının neresi olduğunu bir türlü anlayamadığım filmlerden biri oldu… Zira hadi, IMDB’de yazılanların zaten ciddiye alınacak hiçbir tarafı yok da, Rotten Tomatoes ve Metacritic’te de bu filme için yazılmış oldukça fazla olumsuz yorum ve bu yorumlarla birlikte gelen inanılmaz düşük puanlar var… Bu olumsuz yorum ve puanlara daha sonra tekrar geri dönmek üzere şimdi de filme ilişkin ilk önerimizi paylaşalım: Kategorisinde “aksiyon” yazan her filmde, bilgisayar oyunları ile üçüncü sınıf uzak doğu filmlerindeki kurgusal hareketliği görmek isteyenler kesinlikle bu filmden uzak durmalılar… Çünkü maalesef bu filmde, öyle bir fantezi dünyasına yer yok… Şimdi tekrar olumsuz yorum ve puanlar faslına dönecek olursak… Bu filme ilişkin temel yanılgının, işin içinde Latin Amerikalı bir uyuşturucu baronuna karşı verilen silahlı mücadelenin de bulunması nedeniyle izleyenlerin büyük çoğunluğunun “Sicario” türü bol çatapatlı bir film beklentisi içine girmesi olduğunu söyleyebiliriz… Ama nedense kimse buradan, “Ocean” tarzı bir profesyonel hırsızlık / soygun macerası çıkartmayı denememiş… Hatta bırak denemeyi böyle bir şeyi aklına bile getirmemiş… Hâlbuki bu filmde, altı profesyonel asker tarafından yapılmaya çalışılan şeyin gerçek adı, kim ne derse desin hırsızlıktır / soygundur… Eğer filmi birde bu gözle değerlendirseniz, eminiz filme ilişkin çok daha farklı sonuçlara ulaşırsınız… Bu kısa değerlendirme sonrasında bir çift laf da, içinde Ben Affleck, Oscar Isaac ve Pedro Pascal gibi birinci sınıf oyuncularında yer aldığı filmin castingi için etmemiz gerekirse… Onların da, el birliği ile bu birinci sınıf oyuncu tanımına yaraşır bir iş çıkarttıklarını söylememiz yeterli olacaktır diye düşünüyoruz… Sonuç olarak, final sahnesindeki diyaloglardan da anlaşıldığı gibi ikinci devam filminin neredeyse kaçınılmaz olduğu bu orijinal Netflix filmi için puanımız 3 önerimiz ise, olumsuz yorumların hiçbirine aldırmadan ve fındık, fıstık, leblebi, çekirdek, patlamış mısır, çay, meşrubat gibi atıştırmalıkları da yanınızdan eksik etmeden yeterli aksiyon da içeren bu macera filmini, tadını çıkartarak izlemeniz yönünde olacak… Nihayetinde bütün filmler, arşivlik sanat filmleri olmak zorunda değil ya... Bazıları da böyle, hoşça vakit geçirip sonra da unutmak içindir... Hayatlarımızın büyük bir kısmı da, bir süre sonra unutulan bu sıradan macera filmleri gibi değil mi zaten? Keyifli seyirler, Son bir not: Metallica ile başlayıp Metallica ile biten filmde, yıllar sonra Bob Dylan, Fleetwood Mac ve Creedence Clearwater Revival’ı yeniden dinlemekte son derece keyifliydi…","label":5} {"text":"Kesinlik tavsiye ediyorum. Eğlenceli ve güzel bir senaryoya sahip bir film","label":8} {"text":"wolverine karakterini sevdiğim için ne kadar kötüde olsa izlemekten vazgeçmeyeceğim bir seri.. ilk wolverini aratmakla birlikte komik sahne arayışı içinde olmaları biraz seviyeyi düşürmüş gibime geldi.. ama yinede dövüş sahneleri ortalamanın biraz üstündeydi diyelim.. film bittikten sonra gösterilen 2dklık kısmın beni daha cok etkilediği gerçeğinide unutmamak lazım tabi.. 7/10","label":6} {"text":"Film gerçekten mükemmel.Son yıllarda izlediğim en duygusal filmdi.Film sizi bir tusunami felaketi ve sonrasında yaşanan her şeyi dramatik bir şekide işliyor.Küçük oyuncularda dahil oyunculuk çok iyiydi.Felaket sonrası yaşanan çaresizlik insanların yaşıdığı dramlar sizide ister istemez korkutuyor.Şunu eklemeden geçmeyeyimki mekan ve yaratılan felaket ortamı gerçekten çok gerçekçiydi.","label":8} {"text":"beklentilerimi aşan ve epey şaşırtan bir film. gerçekliği de bi hayli can sıkıcı.","label":7} {"text":"Hiçbir gerçeklik ifade etmeyen bir dolu zırvayı birleştirmiş, anlamsız bir film. Övgülerin neden yapıldığını da anlamış değilim. Özgür irade ile ilgili bir takım felsefi tartışma haricinde filmin elle tutulur hiçbir yanı yoktu.","label":8} {"text":"Beni mazur görün bu film hakkında kesinlikle yorum yapmayacağım.","label":2} {"text":"Sinema sanatçısı olan bir çiftin zor şartlar altında yaşadıkları dönemlerde bir eve taşınırlar. Burada bir talihsizlik yaşanır ve Rana evinde tecavüze uğrar. Bunun yarattığı psikolojik etkileri işleyen film diğer yanda da bu suçu işleyen adamı bulma sürecinide işlemektedir. Çeşitli konuları işlemeye çalışan film son sahnede adamı bırakma şekli ve kadının da bir türlü kendisine tecavüz eden adamın bulunmasını istememesi filmin değerini biraz düşürüyor. Yani o adamı yakaladığında gerçekten merhamet etmelimi? adamın \"şeytana uydum karım bensiz ölür\" lafına tamam abi hadi sen hayatına devam et mi denmeli? yada bunu ne kadar kişi diyebilir ? malesef sonu yüzünden filmin değeri bir tık gözümden düştü.","label":5} {"text":"Jolie nin çaresizliği beni kıl etmişti bu filmde. Bi bunaltı bi ee yeter artık hali çökmüştü üzerime.","label":7} {"text":"yayınlanacak film olmadığında pazar günü tvlerde tekrar tekrar verilen jaws'ın popularitesinden yararlanan bir film..belki aksiyonu kendine çekiyor ama sadece aksiyonla da film olmaz ki..","label":4} {"text":"üstat yine döktürmüş diyeceğim ama hangi üstat? seppuku'daki gibi yine muhteşem bir görsellik yakalamış olan yönetmen masaki kobayashi mi? samuray rollerini sinemada samuray denince akla gelen ilk isim olmayı başarabilecek kadar iyi oynamış toshiro mifune mi? yoksa duru oyunculuğuyla rolünün hakkını veren, mifune kadar hafızalara kazınmasa da samuray filmlerinin vazgeçilmezi olmayı başarabilmiş tatsuya nakadai mi? bu üçlünün bir araya geldiği bir filmin kötü olma ihtimali nedir ki zaten. dönemin en iyi filmlerinden, kesinlikle izlenmesini tavsiye ederim.","label":7} {"text":"kafa karıştırıcı... Bazı yanlarını hiç pek sevemezken bazen de cidden biz şu an ne yapıyoruz ne yaşıyoruz moduna girebiliyorsunuz ama izleme pontansiyeli olan filmlerden ama yine de pek sevmedim","label":6} {"text":"Ne Stallone ye ne de filmlerine ilgi duymam fakat bu son devam filmi olan Rambo paçayı kurtarmış.Gayet başarılı işlenmiş ve devamı gelmiş.7/10","label":6} {"text":"Filmin hikayesini beğenmeyebilirsiniz. Pek korkmamanızda doğal. Ancak filmde başarılı bir kamera kullanımı var. İllede izleyecekseniz gözünüz bir yandan kadrajın arkasında olsun.","label":6} {"text":"bağımsızlık mücadelesi veren bir ülke, nazi işgali altındaki topraklar ve o topraklar üzerinde yahudi bir teknik adam ile nazi baskısı altında futbol mücadelesi ile bağımsızlığa giden bir futbol takımı. Gerçek bir hikayeden alıntı ve bir dönem filmi. İçerisinde aynı zamanda hrisytiyan ve yahudi bir gençin aşkınıda içine almış sıkmadan seyredilebilecek bir yapıt. İmdb puanın biraz cömert olduğunu düşünüyorum. Aklıma kurtuluş mücadelesi verdiğimiz dönemde anadolu cephelerine silahtaşıyan Fenerbahçe futbol takımı geldi. Bu açıdan benzelikler gösteren bir senaryoya sahip. Belki vardır bilmiyorum ama Fenerbahçe nin bu hikayesi de beyazperdeye aktarılsa çok güzel bir yapıt ortaya çıkarılabilir diye düşünüyorum.","label":6} {"text":"Kesinlikle seyredildiğinde pişman olunmayacak çok iyi bir aksiyon...şiddetle tavsiye ediyorum..verilen puana bakıp aldanmayın.. iyi seyirler..10/8","label":7} {"text":"ben hayatımda böyle bir şey görmedim ya!!! görmedimm!! kevin spacey oynuyor diye izleyeyim dedim süresi uzun olmasına rağmen şimdi ne ara bitti keşke hiç bitmeseydi diyorum vakit kaybetmeden izlenilmesi gereken bir film ya harika","label":8} {"text":"Özellikle başrol oyuncularına sempati duyanların ilgisini çekecek türde, keyifli fakat kalıcılığı olmayan bir film... (6/10)","label":5} {"text":"Gerçekten Türk tarihini anlatan çok güzel bir film...Filmde abartılı sahanelerin olmaması ve konunun özünün verilmeye çalışılması takdire değer...","label":9} {"text":"Hayalet sürücü diğer süperkahramanlardan çok farklı. Sebebi pskopat oluşu, çirkin oluşu ve aynı zamanda karizmatik oluşu. Bana göre süperkahramanların en karizmatiği. Bu 1. filmdeki efectler 2. film kadar iyi olmasada film olarak çok iyiydi. Motor sahneleri muhteşem ki bence Hayalet sürücü olarak Nicolas cage nin bu rol için seçilmesi iyi bir sürücü olma özelliğinin yanında Niconun Çizgi roman tutkusu da bir faktördür. Filmin müzikleri de çok dehşettir. Defalarca dinledim Kesinlikle izlenmeli. 10/ 8.0","label":7} {"text":"Ontu arkadaşımızın yorumuna katılmamak mümkün değil.Konu çok etkileyici,kurgu çok anlamlı,değerli bir yapım fakat ancak bir dizide olabilecek kadar sığ ve sinema değerlerinden biraz uzak nitelikte .Herşeye rağmen 10/7den aşağısını haketmiyor.","label":6} {"text":"İpuçlarını izleyicisinden bile saklayacak kadar kötü ve zeka yoksunu bir senaryosu var.Ve bütün bunlara rağmen yönetmen çok büyük,çok iyi bir film çekiyormuş gibi filmin suratını astıkça daha da komik hale geliyor.2007 senesinin en kötü filmi gibi hoş olmayan bir ünü vardı.Açıkçası ben izlediğime pişman olmadım,bir şekilde izlenip bitiyor ama başkaları için garanti veremem.","label":2} {"text":"Muhteşem aksiyon dolu sahnelere sahip, keanu reeves e kötü adam rolünü yakıştırmadım orta halli bir aksiyon filmi olmuş... Senaryo sıfır fakat dolu dolu aksiyon vaad ediyor izleyin...","label":6} {"text":"Seriyi tamamlamış olmak için seyrettiğim,efektler ve görsellik haricinde birşey ifade etmeyen bir yapım.10/6","label":5} {"text":"Sinemaya ekleyecek bir yeniliği olmamasına ragmen sıkılmadan izlenecek yer yer keske büyümeseydik dedirtecek tatlı bir film 6/10","label":5} {"text":"Bu filmi izlerken aklıma zodiac filmi geldi nedense. Ama bu insana ve insanlığa ondan daha yakın bir filmdi. ortada bir cinayeti çözmek için koşturan insanlardan ziyade, intikam tutkusuyla yanıp tutuşan, ya da olayı sonradan öğrenip de derinden yaralanan başka bir genç kızın sır perdesini aralamaya çalışan insanlar bulunuyor bu filmde. Çok uzundu film, ancak ben sıkılmadım. Onca durgun sahneye, yavaş diyaloglara ve ağır akan hikayeye rağmen hiç sıkılmadım. Oyuncu tercihleri de oldukça yerinde geldi. 79/100 Saygılar","label":7} {"text":"Asla tavsiye etmiyorum netflix de yayınlanan bölümlerin birebir aynısı! Yeni maceralar yazıp insanları kandırmışlar resmen. Cocugum ilk sinema deneyiminde hayal kırıklığı yaşadı.","label":0} {"text":"Hayal kırıklığı... Büyük umutlarla izlemeye başladım ama oldukça vasat bir film. Çok şey beklemeyin. 4/10","label":3} {"text":"Nazi baskısından kaçan Stefan Zweig'in Buenos Aires, New York ve Brezilya arasında geçen sürgün yıllarını anlatıyor. Film, Avusturyalı Yahudi bir aydın olan Zweig ve eşinin sürgünde geçen 15 yılına, birlikte intihar ettikleri 1942'ye dek süren sonu gelmeyen yolculuklarına ve yazarın \"Yeni Dünya\"da kendine bir yuva bulmaya çalışırken, Nazi Almanya'sındaki gelişmeler karşısındaki felsefi duruşuna odaklanıyor.","label":6} {"text":"tiyatrosu yeterince başarılıydı filmine hiç gerek yoktu, yakışmadı yılmaz erdoğan'a.","label":2} {"text":"Aşk için neleri göze alabilirsin? Klişe bir senaryosu olabilir ama bu filmin etkileyici olduğu gerçeğini değiştirmiyor...","label":6} {"text":"keske bu film hic cevrilmeseydi...cok zorlama ve gereksiz bir film olmus...bence bu filme gidiceginize t2 yi tekrar tekrar izleyin...serinin en zayif halkasi, gercekten cok hayal kirikligina ugradim.","label":1} {"text":"Rob Zombie'nin kendi yorumunu getirmesine itirazım yok; ancak sırf eşine ekran süresi sağlamak için senaryo bükülmüş gibi bir havası var filmin. Oynadığı karakterin yerleştirilme biçimi de Michael karakterini zayıflatmış. Rob Zombie kendi halinde takılan biri o yüzden çok da bir şey demeye lüzum görmüyorum.","label":4} {"text":"Yazık günah sakın paranıza kıymayın, resmen dalga geçmişler sinema televizyon öğrencileri kısa film çekse bunu bine katlar. İsmine fragmanına aldanmayın.Arkadaşlarınız ısrar etse de sakın gitmeyin !","label":1} {"text":"Cinayet kasetleri mükemmeldi arkadan gelen müzik her şey tam olmuştu. Keşke sus işareti yapan çocuklar çıkmasaydı sonuna daha iyi bir şey düşünebilirlerdi. 8/10","label":7} {"text":"İlk filmi beğenmiştim. Bu filmi de o beklentiyle izledim ve bu filmi de beğendim. Felsefi tarzı komediyle birleştiren bir film. Sinemaya gittiğimde 6-12 yaş çocuklarla dolu bir salonda izledim. Aileler o kadar bilinçli ki birde bunu güya trakyanın parisinde Çorlu da izledim. Kendilerini gelişmiş zannederler ya. ne işi var çocukların bu film de bir çoğu yarısında aldı çocuğunu çıktı. Benim çocuğum yok ama ben bile biliyorum çocuklara uygun bir film olmadığını ne anlayacaklar zaten. Neyse kısacası felsefi film sevenlere tavsiye olunur.","label":6} {"text":"Çok iyi bir filmdi anlatılmaz yaşanırr ..... Film bir başyapıt sinamada izlemenizi tavsiye ederim...","label":9} {"text":"Senaryosunu da yazan usta sinemacı Michael Haneke'nin yönetmen koltuğunda oturduğu “Das weiße Band - Eine deutsche Kindergeschichte / The White Ribbon”, Lars von Trier, Pedro Almodóvar, Gaspar Noé, Quentin Tarantino, Ken Loach, Ang Lee ve Chan-wook Park gibi önemli rakiplere rağmen aralarından sıyrılarak başta Palme d'Or / Altın Palmiye olmak üzere 2009 yılının Cannes Film Festivalinde toplam dört ödüle birden el koyan siyah - beyaz olarak çekilmiş bir drama olarak çıkıyor karşımıza... Gelin isterseniz lafı daha fazla uzatmadan; bir yandan Haneke'nin ciddi mesajlar da vermek suretiyle, kimsecikler de gördüğü ve bildiği halde derin bir sessizliğe gömülerek ağzını açmadığı için gizli kalmış olan &çocuk tacizinden enseste, zinadan emek sömürüsüne ve bütün bunların dini bütün bir kurgusal Alman köyünde tam da Birinci Dünya Savaşı arifesindeki bir atmosferde anlattıklarına odaklanırken diğer yandan da ana karakterleri tanımış olalım... Ama her ne kadar bu sadece çaktırmadan yapılan bir ima olsa da filmi henüz izlememiş olanları, Hitler faşizmine kadar uzanacak olan bu toplumsal çürümüşlük hali için önceden uyaralım... Zira emin olun burnunuza tanıdık da bulabileceğiniz çok kötü kokular gelecek... Olaylar, köyün neredeyse yarısından fazlasının iş vereni olan Baron Armin'in (Ulrich Tukur) malikanesinden evine dönmekte olan Doktor'un (Rainer Bock) atının tam bahçeye girerken, iki ağaç arasına gerilmiş tele takılarak düştüğü bir kaza ile başlar... Evlerinin penceresinden bunu gören doktorun kızı (Roxane Duran) hemen dışarı fırlar... Fena yaralanan doktorun 30 km uzaklıktaki hastaneye sevki gerekmekte olup bunun için önce komşularını, o da bölge yöneticisini haberdar etmiştir... Kırk yaşlarındaki köyün Ebesi de (Susanne Lothar) olan bu dul komşu, doktorun karısının doğum esnasında ölmesinin ardından, hem doktorun kendisine hem de onun iki çocuğuna göz kulak olmuştur... Şimdi de kendi zihinsel engelli çocuğu Karli'yi (Eddy Grahl) almak üzere okula gitmektedir... Doktorun on dört yaşındaki kızı Anna ve dört yaşındaki oğlu Rudolph (Miljan Châtelain), köprücük kemiği boynuna saplanmış olan babaları için çok endişelidirler... Köyün erkekleri de kazaya yol açan teli oraya kimin gerdiğini merak etmektedirler... Bu arada Barones Marie-Louise (Ursina Lardi) piyanosunu çalarken oğlu Sigmund'ın (Fion Mutert) eğitmeni Huber'de (Michael Kranz) kendisine flüt ile eşlik etmektedir... Papaz (Burghart Klaußner) ise karısının da (Steffi Kühnert) bulunduğu bir ortamda, çocukları açlık ve sopa ile terbiye ederek cezalandıracağını ve artık kollarına yeniden masumiyet sembolü olan beyaz kurdelelerini takacaklarını, aralarında Klara (Maria Dragus) ile Martin'in de (Leonard Proxauf) bulunduğu kendi öz çocuklarının yüzüne karşı söylemektedir... Yalnız herkesin, kimin taktığını merak ettiği tel, bu kez de tespit edilemeyen birileri tarafından sökülerek yerinden çıkartılmıştır... Derken... Doktorun başına gelen kazanın sonrasında, bunu unutturacak daha trajik bir şey daha olur köyde... Ne mi? Dar gelirli bir çiftçinin (Branko Samarovski) karısı, çalışmakta olduğu Barona ait kereste fabrikasındaki bir iş kazasında hayatını kaybeder... Filmin anlatıcısı da (narrator) (yaşlanmış hali ile seslendiren Ernst Jacobi) olan Okul Öğretmeni (Christian Friedel), Martin ile yaşadığı garip karşılaşma sonrasında evine dönerken malikanenin on yedi yaşındaki yeni dadısı Eva (Leonie Benesch) ile de tanışır... Ama biz yeniden iki kardeşin yemekte ölümü sorguladıkları doktorun evine dönelim... Ve bir gün kendisinin de öleceğini öğrenen Rudolph, bundan hiç memnun kalmaz... Neyse... Bu iki kaza sonrasında köyde hayat yeniden normale dönmüş olup hasat zamanı Okul Öğretmeni, Eva'yı bir kez daha görebilme umuduyla kahya Georg'dan (Enno Trebs) gelen sekreteri olma teklifini kabul etmiştir... Sırada Baron ve Baronesin verdikleri hasat festivali ziyafeti var... Fakat aynı anda annesinin ölümünden malikaneyi sorumlu tutan Max Felder (Sebastian Hülk), Baronesin lahanalarını parçalamaktadır... Unutmadan Eva ile döne döne dans etmekte olan ve onunla evlenmeyi kafasına koymuş olan Okul Öğretmeninin keyfine de diyecek yoktur... Bütün bunlar olup biterken aynı esnada Baron ile Baronesin oğulları Sigmund sırra kadem basmıştır... Ancak çok geçmez ve kereste fabrikasında ayaklarından baş aşağı asılmış ve yürüyemeyecek kadar kötü dövülmüş bir vaziyette bulunur... Ertesi Pazar, Papazın izni ile ayin sonrası bir konuşma yapan Baron köy halkından, doktoru ve oğlunu yaralayanları bulması hususunda kendisine yardımcı olmalarını ister... İster istemesine de bu konuşma köylüleri fazlasıyla ürkütür... Aynı zamanda Sigmund'ın başına gelenlerden sorumlu tutulan Eva ile Huber, malikaneden kovulmuşlardır... Ki bunu, kovulur kovulmaz ağlayarak soluğu Okul Öğretmeninin yanında alan Eva'nın kendisinden öğreniyoruz... Aynen bir kolu askıda olan doktorun da taburcu olarak evine döndüğünü öğrendiğimiz gibi... Dakika 57... Şimdilik yanıtına ulaşamadığımız üç soru mevcut... Doktoru kim veya kimler düşürdü? Bu bir... Sigmund'u asan ve döven kimlerdi? Bu da iki... Elbette üçüncüsü de Okul Öğretmeni ile Eva'nın evlenip evlenemeyeceği... Hepsi bu mu? Olur mu hiç... Geride ağzınız açık izleyeceğiniz daha neler var neler... Görüntü yönetmeni Christian Berger'in kamerası ile tespit ettiği, çocuklar dahil kadrodaki bütün oyuncuların göz kamaştıran bir performans sergiledikleri bu arşivlik sinema şölenini kaçırmamanızı öneririz... Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"Eleni, Behçet, Suat.. ve birilerinin menfaat ve çıkarları için hayatları ıskalanan, bedel ödemek zorunda bırakılan binlerce suçsuz insan, hiç te hak etmedikleri acıları yaşamak zorunda kalan masumlar.. Yakın tarihimizde yaşanan acılardan biriyle yüzleşiyoruz bu filmde, bu talihsiz olayların sinemaya aktarılması; bu coğrafya insanının ve yeni nesillerin gerçeği ve bu acı hadiselerin arka planını görmesi açısından vicdani bir sorumluluğun yerine getirilmesidir. İzlenmeye ve izletilmeye değer süphesiz.","label":8} {"text":"Yani bir yildiz veriyorum aslinda -10 bence bu filimde emegi gecen herkeze sorusturma acilmali ve birdaha böyle bir ise kalkismamalari icin ceza verilmeli bir ben konyaliyim filimdeki oyuncular ne tip ler ne konyalilarla hic alakasii yok hatta konyalilara bir hakaret olmus bu filim bidaha konyada böyle islere karismayin bz filimse senaristin yönetmenin isimlerini aklimda tutcam birdaha hic bir projelerini filimlerini izlemicem...!!","label":1} {"text":"aslında ne kadar yakın görünsekte birbirimize hepimizin bir çok sırrı var bizleri birbirimize yabancılaştıran... etkili ve güçlü bi filmdi..","label":7} {"text":"Bu film harika bu efsane be hasan ilk defa çok iyi film siccin serisi çöp başka birşey değil dabbe6 çok başarı film :)","label":9} {"text":"Biraz net bir yorum olacak ama: Muhteşem Google reklamı.","label":6} {"text":"Dizinin en kötü bölümü bu filmden iyidir.Tek olumlu yani sansürsüz olmasi...","label":6} {"text":"emilia clarke çok şirin ve sempatik ama oyunculuğuna aynı şeyi söylemek zor. bazı sahnelerde aşırı \"oyunculuğu\" rahatsız etti.","label":6} {"text":"Köyden kente göç eden 2 eşli küheylanın, zengin olma hayalleri arasında, hayatın gerçekleriyle tanıştığı bir filmdir.. Dönemin göç, kumalık sistemi ve sınıf farkı gibi konularına göndermeler yapan, Kemal Sunal'ın komedi yönü çok olmadığı içn fazla ön planda olmayan filmidir..","label":5} {"text":"akhisar insanının genel olarak akli dengesinin normal dışı oluşundan dolayı akhisarda çekildiğini düşündüğüm film.","label":9} {"text":"konu olarak orjinal olabilir görsellik güzel olabilir lakin izlerken inanılmaz yordu film. ters düz kafam döndü izlerken arkadaş.","label":4} {"text":"Ben beğendim izlerken çokta eğlendim sakın zombi filmi izleyecez korkacaz gerilecez sanmayın. Alakası yok ama çok güzel bir film bir taraftan aşk bir taraftan gurur ve diğer taraftan zombiler harbi eğlendirici izleyin :)","label":6} {"text":"hakikaten yelda reynaud bu filmde oynadıgı için üzüldüm. Michael madson bi nevi kariyeri bitmiş bi isim. yıllar sonra zaten sadece kill bill i cekerek bden a ya gecti ama yine de cıkış yapamadı. tamer karadaglı desen eski oyuncu ama yeni çırak(bence öle valla) - magazile yogruldu maalesef. deniz akkaya kaç dizi yapsa kimse begenmedi. Yelda nın orda işi ne çözemedim. muhtemelen belki çıkış yaparım burdan die düşündü. ama cok üzgünüm hakikaten ya hollywoodu büyütmesinler bu kadar birazda avrupaya baksınlar.","label":1} {"text":"Nihayet toplamda 6 saatlık bir izlemden sonra seriyi bitirdim.6 saat izlemem rağmen bir an olsun sıkılmadım. Gerçek bir samuray filimi. Oyuncular, replikler, konu ve özellikle soundtrack çok iyi. Uzun zamandır beni böylesine etkileyen bir soundtarck olamamıştı. Özellikle ''Naoki Sato-Hiten'' çok sağlam parça olmuş. Filime ''çükk'' diye oturmuş. Japonlar bu işi öğrenmişler. İlk defa bir japon filimini övüyorum. Requem for a dream den sonra soundtrack olarak asla unutmayacapğım bir filim olucak. Keisnlikle tavsiyemdir.3 seride bir başka güzel. Animasyon olarak zaten olan bir hikaye ama çok güzel beyaz perdeye aktarmışlar. Şimdiden iyi seyirler. Tüm samuraylara selam olsun..!!","label":7} {"text":"Denzel, Denzel, Denzel... Biraz yaşlanmanın sonuçlarını bu filmde görüyor olabiliriz. Film biraz durağan. Yani Dram tarzında ilerleyen sonu biraz kestirebileceğimiz bir film. Uçağın düşüş sahnesi falan her ne kadar filmi hareketlendirse de bu değişmiyor. Ha bu durum kötü mü değil. Film gayet başarılı olmuş. Başından sonuna kadar kendini izlettiriyor. Denzel'ın Deja vu sunu bilen birisi olarak bu filmde onun gibi bir şey beklemeyin. Sonuç olarak türüne yakışan güzel bir film. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Harikulade birfilm değil, ama özellikle siyahilerin eşitlik mücadeleleri açısından kısa bir hafıza tazelemek için yararlı olacaktır. Amerika'nın kuzeyi ile güneyi arasında bu kadar keskin bir çizgi olduğunu bilmiyordum. Filmi izleyenler Jim Crow'u da araştırsınlar, Amerika tarihindeki kara lekelerden biridir, hem yasaları hem de showu. Onun dışında filme gereksiz hikayeler serpiştirilmiş ki ben onlardan hoşlanmadım.","label":7} {"text":"`` Koca Cüssesine Sığmayan Yüreğe Sahip Totoro ´´ Anneleri hasta 2 kız kardeş babalarıyla birlikte yeni bir eve taşınırlar.Daha ilk gördüklerinde `` Perili Ev ´´ diye isim koydukları bu yerde daha ilk günden tuhaflıklar olmaktadır.Evin yakınında kocaman bir gizemli ağaç etrafında sanki keşfedilmeye bekleyen gizler vardır.Kardeşlerden yaramaz olan yine bir gün dolaaşmaya çıkmıştır evin çevresinde.Karşısına ise hiç beklemediği bir canlı çıkar. Şu an da hayranlıkla izlediğimiz animasyonlar yapılıyorsa bunu Mıyazakı'ye borçluyuz.Çok daha detay isteyen ainime sanatına hayatını adamış olan sanatçının Hollywood'da gerçekleştirilen animasyonlara ilham kaynağı olduğu göz ardı edilemez.Ülkemizde Spırıted Away ile tanınan daha sonrasında öncesinde gerçekleştirdiği yapımlar ev sineması sayesinde iyiden iyiye seven bir kitle oluşturdu. Abla huysuz kız kardeşine sahip çıkmanın yanında annesine olan düşkünlüğünden dolayı bir an evvel annesinin sağlığına kavuşmasını beklemektedir.Bir yandan da yeni çevresine alışmaya çalışmakta,okulda arkadaş bağlarını kurmak istemektedir.Her ne kadar söz dinlemez bir kardeş olsa da ablasına ayrı bir tutkunluğu vardır.Baba ise bir yandan çalışmakta bir yandan annelerinin yokluğunu evlatlarına hissettirmemeye çalışır.Hayalgücünün sınırlarını zorlayan olaylarla karşı karşıya kalan küçük kız mutluluğun bir başka yüzünü görür. Birçok önemli duyguyu bu kadar kısa sürede anlatması yılların ustalığı olmasının yanı sıra doğuştan gelen bir yeti gibi Mıyazakı için.Kardeş bağlarının hassasiyetinden,aralarında zaman zaman olan kırılganlıklarından,birbirlerinden beklentileri,bir bakış ile bir söz ile ne demek istediğini anlaması,bir ailenin zor durumlarda anne ya da baba tarafından daha fazla görev üstlenmesi,birşeyleri toparlamak için azim örneği oluşturması,anne sevgisinin beis tanımaması,küçükte olsak büyükte olsak önyargının tuzağına bir güzel düşmemizi sonrasında hüküm verdiğimiz kişiyi gücendirmemizi daha sonrasında ise tüm bu düşündüklerimizin büyük bir yanılgıdan ibaret olduğunu görüp sevgimizi avuçlarımızda sunmamızı,çaba sarfetmemizi...gibi gönül konularıa eğilen,çok fazla dramatize etmeden seyircinin önüne seren hoş bir anime filmi. Mıyazakı filmlerinin yaşı olmadığı gibi,küçük yaşlardaki çocukların zekasına hayalgücüne inanılmaz bir katkısı vardır.Kendi yılında sonrasında çeşitli festivallerden En İyi Yönetmen En İyi Film Ödülünü alarak dönen filmi mutlaka izlemenizi isterim.","label":9} {"text":"ilk filmi sağlam toparlamışlar. ayrıca birçok şey rayına oturmuş. bir kaç kere baya şaşırdığım oldu. ilk filmdeki aşırı saçmalıkları da yok. sadece 2-3 sahnede anlamsız sadece korkutmak içi sahne koymuşlar. olmuş bu film. conjuring mi? değil","label":6} {"text":"tiyatrovari bır fılm ucuza kapatılmıs konu ıse benzerı fılmlere gore daha zayıf","label":0} {"text":"Ne kadar kısırız ki Yılmaz Güney'den bu yana \"toplumsal gerçekçilik\" konusunda eli ayağı düzgün bu kadar az film yapılabilmiş. O yüzden onca baskı altında olan İran ve Latin Amerika sineması bizimkilerden kat be kat ileride. Filmde \"sosyal\" olamayan devlet, hangi ulusun mensubu olursa olsun, bencil, sınıf atlama çabasındaki lümpen gençlik, eğitimin zorlukları ve olmayan adalet vurgusu oldukça doğru ifade edilmiş... \"Zerre\" filmini daha büyük ölçekte kapsayan bir film... 90/100","label":8} {"text":"Sosyal medyada olumsuz anlamda eleştirildiği kadar kötü bir film değilmiş. Vermek istediği mesaj sadece bir asteroidin dünyaya çarpıp yoketmesi ile ilgili değil. İnsanlarin dünyanın yok edecek asıl meselelere kör ve sağır olup, kayıtsız ilgisiz kalışına dikkat çeken bir tarafı var. Ben beğendim açıkçası.","label":7} {"text":"yakın bir gelecek disütopyası. herşey bugün oluyormuş kadar gerçekçi ve basıt bir bilimkurgu olacakken yönetmen vizyonuyla muhteşem filmler arasına girmeyi hak ediyor. finale yakın çatışma sahnesi sinema klasikleri arasına girdi bile. sinema kültürü olmayanlar yorum yapmasalar daha iyi olacak bence. izlemeyenler mutlaka izlesin.","label":8} {"text":"Gereksiz abartıda çekilmiş polisli sahne hariç ince ince işlenmiş zarif ve etkileyici bir filmdi. Sadece Nazi Almanyasını hatırlatmıyor, yaşlılık hakkında da sarsıcı anlar sunuyor.","label":6} {"text":"Hayatimda izledigim en kotu berbat igrenc filmdi sanirim...bosa gecen vaktime uzuluyorum..kesinlikle izlemeyin","label":1} {"text":"Biraz eğreti kalmış bir film. Sebep sonuç birbirleriyle pek iç içe değil. Asker ve savaş psikolojisi verilmeye çalışılmış ama fazla üstten olmuş. Christian Bale'e yakışmadı.","label":6} {"text":"Film ilerledikçe toparlanacağına iyice leşleşip saçmalıyor.","label":0} {"text":"İlk 1 saat oldukça durağan geçiyor bekledim belki sona doğru hareketlenir diye ancak film bekleneni vermiyor emin olabilirsiniz oyuncular birbirine anlamsız şekilde bakıyorlar senaryo fena değil aslında ama berbat etmişler malesef daha iyi işlenebilirdi","label":5} {"text":"Şafak Sezer tek başına götürüyor filmi. Eğer ondan hoşlanmıyorsanız filmi sevme ihtimaliniz yok. Aksi halde konuyu kafanıza takmazsanız izlenebilecek türden bir film.","label":6} {"text":"gercekten cok güzel olmus.. sürükleyici,komik, eğlencili... bu zamana kadar izlemediğime üzüldüm gerçekten.. bi de filmin sonuna çekim hataları koymuslar ona çook güldüm :D...","label":8} {"text":"yani yok bi türlü bulamıyorum istediğim gibi bi korku filmi bulamıyacağımda sanırım hala halka, şeytan benim için bir numara bunlardan daha iyisine denk gelmedim şuana kadar bu film de dahil bi çoğu gibi...","label":4} {"text":"everett karakteride olamsa yarıda bırakırdım filmi","label":5} {"text":"yillar sonra farkli bir bakis açisiyla izleyeceginiz güzel bir film 3,5/5","label":6} {"text":"Gerçekten bundan sıkılıp Tarkovski nasıl izleyebiliyorlar ben hayret ediyorum :D","label":8} {"text":"çocuk ve bakıcısı, genç kız ve çapkın erkek, anne baba olmak üzere 3 çiftin ilişkileri.. Güzel bir abd romantik komedisi. Kadro çok çok iyi seyredilir.. Sürükleyicil vs güzel","label":6} {"text":"Çerezlik işte... Haftasonu kahvaltı sofrasında veya akşam için fasülye ayıklarken pek dikkat kesilmeden izleyebileceğiniz bir film. Benim \"bir kez daha izleyeyim\" diyeceğim bir film değil, siz ne düşünürsünüz bilemem.","label":2} {"text":"Film zaten aksiyon olduğunu iddaa etmiyor. Türüne bakarsanız dram gerilim olduğunu göreceksiniz. Filmin mekan kullanımı, görüntü yönetimi, müzikler ve sesleri olağanüstüydü. George Clooney iyiydi fakat en iyi filmi değil kesinlikle. Zaten kendini gösterebileceği bir sahne yoktu açıkçası hemen hemen hepsi birbirine benziyordu. Seyirciyi çekecek hoplatacak pek bir sahne olmaması ve senaristin bunu düşünmemesi kötü. Her ne kadar kitaptan uyarlama olsa da filme uyarlandığında bazı şeylerin düşünülmesi gerek. Oldukça doğal, farklı ve sanatsal yönü ağır bir dram olmuş. Ben beğendim ama abartılacak kadar iyi değil kesinlikle. 7/10","label":7} {"text":"tek kelimeyle vakit kaybı...","label":6} {"text":"film çok güzel ama tam bir zaman kaybı","label":0} {"text":"İzleyebilirsiniz klasik bir film hebele hübele sizin ben ya açın şu an için ömür bile verilir mi ya da arama yapabilirsiniz merhaba ve bu yüzden de bir şey yok kanka ya da arama yapabilirsiniz merhaba merhaba ve bu yüzden de bir şey yok","label":3} {"text":"Son dönemde popüler malum, benim de uzun zamandır listemdeydi. Hatta I'm Shipping Up To Boston'ı izlemeden çok çok önce keşfedip mest olmuştum. Kadrosu tartışılmaz derecede kaliteli. Matt Damon ve Mark Wahlberg'i hep birbirine benzetirim, bu film ikisini ayrıştırmak için de benim için güzel oldu. Kendi türünde çok iyi. 2,5 saat gibi geniş sayılabilecek süresine rağmen tatmin etmeyen eksikler var ve sonu da maalesef bunlardan biri. Son anına kadar merak uyandırıp, sonunda biraz üzdü beni. Can alıcı sahnelerin ardından daha vurucu bir son sahne beklerdim. 7/10 verdim.","label":6} {"text":"çilesini izleyen birisi için dogusunun kacırılmaması gereken bir flm.haz isa hakkında ögrenilmesi gereken cogu şey bu flmde konu alınıyor.bazı saplantıların carpıklıgı cok gzel dile getirilmiş.izlemey deger....","label":7} {"text":"sen ne güzel bir adamsın ya salinger. okuyucaları açısından çok güzel belge niteliği taşımış fakat salinger bundan hoşlanır mıydı? tartışılır.","label":8} {"text":"Tek filmlik senaryoyu 3 filme yaymaya çalışınca bu eksik bir şeyler izlemiş hissiyatı oluyor malesef. Yine de ama yinede Hogwarts'ı tekrar görmek ve büyü izlemek zevkliydi. Filmde Grindewald'un girişini çok beğenmiştim fakat sonuna kadar bir daha doğru düzgün sahne de göremedik. Son filme sakladılar herhalde. Jude Law'ın klasik bir ağız açarak gülümseme hareketi vardır bilen bilir. Aynısını Dumbledore karakterindeyken de yapıyor. Hiç mi kimse görüp uyarmadı koca film çekilirken anlamıyorum. Potter filmlerindeki Dumbledore'un sırıtışı ile uzaktan yakından alakası yok. İzlerken sürekli Dumbledore değil de Jude Law izliyormuş hissine kapıldım.","label":5} {"text":"film iyidir veya kötüdür, bu açmaza hiç girmiyorum. bu adamın çektiği filmler beni hipnotize ediyor. cidden bak, transa giriyorum resmen. müzikler, stilize şiddet, renkler, karakterlerin donukluğu falan beni benden alıyor. senaryonunda muhteşem olduğunu söylemek isterdim ama maalesef. neyse, bunada şükür :) son olarak en içten saygılar vithaya pansringarm amcama. büyüksün!","label":5} {"text":"güzel bir film ancak bu kadar puanı hak etmiyor bazı sahneler çok uzun ve abartılıydı bunun sebebi de bizi karakterlerin ruh haline sokmaktı ve bu başarılmış çünkü bütün akşamım rezil oldu...","label":6} {"text":"İlk filmi izledikten kısa süre sonra, henüz hafızam tazeyken izledim. İlk filmde mizahi ya da absürt diyebileceğimiz oldukça eğlenceli sahneler özellikle hoşuma gitmişti. Bu filmde nispeten daha az absürt sahne var. Yer yer sıkıcı olmasına ben de inanamadım. Bu kadar nefis görsellik sunan bir filmin sıkıcı olabilmesi şaşırtıcı. Görselliği yine doyuruyor evet. Çok beğendiğim ilk filmin ardından böyle bir ikinci film beklentimin altında kaldı. 6,5/10","label":5} {"text":"Başak Köklükayanın zerafeti, Yiğit Özşenerin karizması için izlenebilecek film.","label":4} {"text":"ilki daa ii amna bu filmde ilkini mumla aratmayacak derecede iyi.çok ii olmamasına ise kötü çekilen dövüş sahneleri ndn olmuş.yine de yeterli gerilim,aksiyon,alice ve jill oldukça serinin durması için bir ndn yok.özellikle köpekleri her bölümde grmk isterim","label":7} {"text":"Homevideo Makers Production. Evde iyi seyirler","label":4} {"text":"Apartheidi konu alıyor göndermelerle.. Şahene mazlumların yüceltilmesi, sonuçta, onları mazlumlaştıran şahane sistemin yüceltilmesinin Güney Afrikalıların da uzaylılara apartheid uygulamasında bunu görürken hatta ne kadar da ırkçılık karşıtı falan tam diyorken şöyle bir sosyolog bozuntusu çıkıyor ve diyorki: Nijeryalılar ailen eti yiyince kendilerine onların gücü geçtiğini düşünüyorlar ve filmdeki sahnelerle ailen yiyen YAMYAM Nijeryalılar görüyoruz Aman ne güzel bilim kurgu biz buna 10 üzerinden 8 üstü falan verelim önemli değil Nijeryalılar yamyam olsun.. Bu dünyada tuvalet kağıdı reklamı bittiğinde TVyi kapatınca da Irak savaşı bitti sanan insanlar var işte bu öyle bir sanrı olsa gerek:Uzaylılara ırkçılık yapılmayınca, Obama başkan olunca sanki ırkçılık kalktı sen ilk önce Nijeryalıları yamyam yapan gözlerini düzelt!!","label":8} {"text":"a koca salonda 4 kisi olmaz. Bu yonetmen. Bi daha film cekmesin.","label":1} {"text":"A. B. D.'nin Latin Amerika üzerinde kurduğu etki hakkında bilgilendirici bir çalışma. Özellikle Venezuela bölümü ve Chavez ile yapılan söyleşi çok etkileyicidir. Her hükümet görevlisinin izlemesi gerekir diye düşünüyorum.","label":8} {"text":"İzlediğim en ağır filmlerden biri ve izleyince dikkatimi tamamıyla verdim. Oldukça başarılı bir iş çıkarmışlar. Oyunculuklarla ilgili konuşmak haddim değil zaten o yüzden es geçiyorum. Gelecekte kült filmler arasında yerini alır. 10 dalda Oscar'a aday gösterilip, hiç birini kazanamaması da üzdü doğrusu.","label":8} {"text":"Çok sıcak ve güzel bir film.. Doyasıya güldüm hem de çok duygulandım. Karı koca arasındaki ilişkinin iniş çıkışları çok güzeldi. Özellikle çiftler mutlaka izlemeli","label":9} {"text":"Biyografilerde kendilerini ispat etmiş Peter Morgan ve Ron Howard bir ikili olmasının yanı sıra bu gerçek hikayenin malzemesi de iyi olunca çok iyi bir film ortaya çıkmış. müzikler olsun cinematography olsun çok çok iyiydi, kaliteli başrol performanslarının yanı sıra castingçi ve makyajcı da bayaa başarılı bir iş çıkarmış google dan gerçek karekterlerin resimlerine baktığınızda Daniel Brühl ve Chris Hemsworth ne kadar gerçekçi olsa da Alexandra Maria Lara ve Oliva Wilde nerdeyse kopyaları gibi gözükmüşler. Kurguyu da unutmamak lazım, gerçekten senenin en iyi filmlerinden biriydi. Bu benim kendi görüşüm, sağ olan Niki Lauda'dan seneryo için danışıldığından, sanki film Niki Lauda dan James Holt'u saygı ile anmak için yapılmış gibi duruyor. keyifle izlencek hatta mesajlar çıkaralıbilecek bir film.. ısrarla izleyiniz.","label":7} {"text":"Bu tarz filmleri genellikle saçma bulmama rağmen bu filmin apayrı bir yeri vardır bende. Cidden tırstırır insanı. Film boyunca korkulmasının yanı sıra final sahnesiyle de kolay kolay akıllardan çıkmamasını sağlıyor. Öyle ki, beraber izlediğim arkadaşım film bitince Buz Devri izleyip unutmak için yalvarmıştı. Gerçekten de o derece etkisinden çıkılamayacak bir sonu var. Korku filmi isteyenlerin ilk izlemesi gereken filmlerden..","label":7} {"text":"çok eğlenceli ve komik bir film izlemenizi öneririm ...... 8/10 =D...","label":6} {"text":"yerden yere vurmuşlar film en kötü süper kahraman filmi top 5te bile elektradan sonra en kötü süper kahraman seçildi orta halli bir film eğlendiriyor 10/6","label":5} {"text":"Ayrıntılara pek özen gösterilmemiş. Filmin en güzel tarafı siyah beyazın hüznü ve muhteşem görüntüler. Ayrıca tanrının köleleri pek de umursamadığını anlamanız için daha ne olması gerekiyordu?","label":5} {"text":"1999 mezunu olarak çok hoşuma gitti özellikle Stiffler'in intikamı:) 7/10","label":6} {"text":"Yalnızca finans sektörü ile ilgilenenlere değil herkese hitap eden, tam anlamıyla ağlanacak halimize güldüğümüz bir film. 2008 krizinin anlatıldığı filmde tüm teknik terimler de tüm detaylarıyla açıklanıyor. Oyuncuları zaten daha önceden tanıyoruz ve filmde de bizi yanıltmayarak on numara iş çıkarmışlar. Hatta oyunculuk performanslarının en üst seviyede olduğunu düşünüyorum. Konunun seyirciye aktarılış şekli de kara mizahın dibine vurularak yapılıyor. Bu anlamda filmin dünyada eşi benzerinin olmadığını düşünüyorum.","label":9} {"text":"Oscar almasına şaşırsam da -ki oscar beni hep şaşırtır- güzel kurgulanmış bir filmdi. Oyunculuklar gayet başarılıydı, konu da güzeldi daha ne olsun.","label":7} {"text":"çok amatör saçma sapan olmuş.gereksizz yere fonlanıp birilerinin para indirmesi için çekilmiş rezalet bir film","label":0} {"text":"karşılıklı konuşmalarla karşı cinslerin bakış açılarını anlasak da keşke kadın karakter de tek başınak konuşsaydı da ayrı ayrı da görebilseydik. mcavoy daha iyi oyuncu olduğu için belki sadece o tirat attı ama kadını daha fazla konuşurken görmek isterdim. yorucuydu ama bir 7si var.","label":6} {"text":"aşırı kötü mizah desen oda yok güzel seriydi 2 film ile bitirdiler","label":1} {"text":"kadro tam bir şampiyonlar ligi, ama maalesef film için aynısını söyleyemeyeceğim. filmin, günümüz korona virüsünü ta 2011 de gerçekçi bir yakınlıkla önümüze sermesi filmi bu açıdan izlenir kılıyor. salgın durumunda toplumsal bakışı değil de perde arkasında devletlerin, şirketlerin ve kuruluşların salgını nasıl yönettiğini ve neler yapmak istediklerini bize gösteriyor. yönetmen bu kadro ve bu konuyla keşke daha iyi bir senaryo yazabilseymiş. Fakat filmin konusu güncel olaylarla ilişkili olduğu için ve tabiki de kadro için yinede izlenir.","label":6} {"text":"Farkli üslubu nedeniyle Türk sinemasi pazarindan yeteri kadar pay alamayacagini bile bile cesurca çekilmis, Kitano sinemasina yakin olsa da yerelligi sayesinde özgün olabilmis farkli bir film. Izlenilmesi tavsiye edilir, her begeniye uymayacagi uyarisiyla.","label":6} {"text":"Shelley Duvall'ın bu filmdeki oyunculuğu nasıl beğenilmez aklım almıyor. Karakterin naifliği, sonra o naifliğin gerginlikle iç içe geçmesi ve ardından teröre dönüşmesi iliklere işliyor, oyunculuğunun filme katkısı muazzam bence.","label":8} {"text":"Gerçek olaydan esinlenilmesi ve çift final sahnesinin olmasının izleyici üzerinde bıraktığı etki diyorum. Ağlayarak çıktığım bir film. Müzikler filmin her sahnesinde dolu dolu duyguyu veren mükemmellikte.","label":9} {"text":"Bir filmi izleyicinin iyi veya kötü olarak algılaması, esasen filmle alakalı bir konudur; izledikten sonra kafanızda 'iyiydi', 'kötüydü' veya 'ehh fena sayılmaz' gibi yargılar oluşur. Söz konusu yargının oluşumunda film esaslı unsur olması gerekirken kimi filmlerde başka unsurlar ön plana çıkabilir, örneğin filmdeki oyunculardan biri etkileyebilir bu yargınızı ve kötü de olsa film o oyuncu için daha bir ılımlı yaklaşırsınız filme. Veya yönetmeni iyidir filmin, kötü olduğu halde o kadar da kötü gelmez film size... Tıpkı bir başyapıt olmayan The Dreamersta olduğu gibi. Bir başyapıt değil kanımca, hele Bertoluccinin başyapıtı hiç değil...Dreamersta Bertolucci 1968 Parisinde geçen bir hikaye anlatıyor bize. 1968 Parisi diyorum ama aslında küçük bir sahne dışında pek de göremiyoruz Parisi, ama o evin Pariste olduğunu biliyoruz. Parisi göremediğimizi söylesem de hikayenin geçtiği evin 1968lerin ambiyansına sahip olduğu da bir gerçek. Bu konuda yönetmen kesinlikle başarılı. Bir ev ortamında dönemin havasını verebilmek kesinlikle bir yönetmenlik başarısı olsa gerek...Aslında bu filmi beğenmememin en temel nedeni 68 kuşağı ile bağdaşmayan ögeler içermesi filmin ve özellikle de (tam olarak olmasa da) ensest? Tek kelimeyle mide bulandırıcı benim açımdan. Erotik ve hatta pornografiye yaklaşan unsurlara hiçbir itirazım yok ve hatta gerekli olduğu bile savunulabilir ancak ensestin ne gibi bir ilintisi var 68 ruhuyla anlayabilmiş değilim. ?Savaşma Seviş? felsefesinin, kiminle sevişileceği konusunda bunu kastetmediğini gayet iyi biliyorum : ))) (bununla ilgili son olarak bir not: Hukuk fakültelerinde hukuk normu haline gelmiş tek doğa kanununun ?ensest? olduğu öğretilir öğrencilere)Çeşitli yorumlarda da okudum, 68'li yılları anlatırken film, aslında dönemin siyasal ortamına pek de değinmediğini ve hatta Bertolucci'nin Paris'e aşık olmasına rağmen Paris'in hemen hemen hiç görünmediğini okudum. Kesinlikle doğru. Sinekritiklerde bunun bilinçli yapıldığını okudum. Elbette bunlara yeterince değinmeden dönemin ambiyansı bir evde hissettirebilmek başlı başına bir başarıdır ancak bir parça daha gösterilmiş olsa daha iyi olur, göze daha hoş görünürdü diye düşünüyorum?Oyuncular? Bence filmde en başarılı unsur. Oyuncuların performansları tek kelime ile kusursuz. Louis Garrel ve Michael Pitt'in ismini bu filmden sonra pek duymasak da (Pitt'in de rol aldığı The Village hariç) Eva Green için aynı şey geçerli değil. Green'i ses getiren başka filmlerde de gördük?Okuduğum yorumların çoğunda izleyenler filmi epey beğenmişler aslında. Ben kendi adıma izlediğime pişman değilim kesinlikle, ancak izlediğime de hiç mutlu olmadım. Şundan çok eminim ki bu filmin yönetmeni Bertolucci yerine bir başkası olsaydı muhtemelen bu denli beğenilmezdi. Bertolucci filmlerinin bir çoğunu izlemiş bir sinemasever olarak diyebilirim ki, Bertoluucci'nin iyi filmlerinden biri değil The Dreamers. Kendi adına kötülerinden biri bence. Filmi izlediğime pişman olmadığımı söyledim ancak hayal kırıklığına uğradım maalesef. İzlememiş arkadaşlar için izleyin veya izlemeyin kabilinden bir şey diyemem, en iyisi izleyip kendileri versinler kararı. Son bir not: Film ortalama bir sinema izleyicisinin ilgisini çekmeyecek cinsten, ona göre?","label":6} {"text":"David Lynch pekçok filmini seyredip her seyrettiğim filmden sonra pişman olduğum ama başka bir filmi karşıma çıkınca belki bu biraz anlaşılırdır deyip izlemek istediğim bir garip yönetmen. Filmlerinde çok değişik bir kurgusu varmı evet var. sonuna kadar acaba ne olacak diye merak uyandırıyormu evet uyandırıyor. Ama sonunda hiçbir şey olmuyor. Ve filmleri bittikten sonra asla tekrar görmek istemiyorsunuz. Bu adamın bu filmde ne anlattığını bilmek istermiyim onu bilmem ama sinemagrofi ve eğlence olarak hiçbir şey vermiyor. Birkaç arkadaş bir araya gelip hadi david lynchin şu filmini beraber seyredelim asla demessiniz. Veya bir arkadaşınıza şu filmi güzel izle diye tavsiye edemessiniz. Bunun sebebi filmlerinin yalnız ve karamsar dünyaları değil yada zekice kurgulanmış ama kendisinden başka kimsenin anlamasına imkan tanımayan fantezi gerçekliği değil. Sonunda hiçbirşey anlatmaması.","label":4} {"text":"Senaryosu, piyanist Don Shirley ile onun şoförü ve koruması olarak görev yapan Tony Vallelonga’nın gerçek yaşamından esinlenilerek Brian Hayes Currie, Peter Farrelly ve Tony Vallelonga’nın oğlu Nick Vallelonga tarafından yazılan “Green Book”, yönetmen koltuğunda Peter Farrelly’nin oturduğu biyografik bir drama… Prömiyeri, 11 Eylül 2018’de Toronto Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 16 Kasım 2018 tarihinde vizyona giren filmin, kazandığı 3 Golden Globes ve 1 BAFTA ödülünün yanı sıra 5 Academy ödülü adaylığı bulunuyor… Senaryosunun yazımında, Nick Vallelonga’nın, babasının annesine yazdığı mektuplar kadar bizzat babası ve Don Shirley ile yaptığı görüşmelerden de yararlandığı bilinen filmin, 8.2/10 (413.461 oy) ve 4.3/5 (10.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.2/10 (359 yorum) ve 69/100 (52 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları yeterince iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de gelin isterseniz,23 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve brüt 321,7 milyon dolarlık bir gişe rakamına ulaşan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım ve ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi paylaşalım: Karşımızdaki, IMDB ve Rotten Tomatoes’da kendisine verilen yüksek izleyici puanlarını, her haliyle teyit eder niteliklere sahip olan son derece “izleyici dostu / audience-friendly” bir film… Şimdi tam da bu noktada; “Ne demek, bu izleyici dostu film?” diye bir soru yöneltebilirsiniz bize… Hani, sorun da zaten... Zira Oxford sözlükteki anlamına da başvurarak, ilk kez 1980’li yıllarda “Adweek” tarafından kullanılan bu kavramı en basit biçimde şu şekilde tanımlayabiliriz: “Bir grup izleyici tarafından kolayca anlaşılan ve/veya takdir edilen, popüler çekiciliğe de sahip olan bir film…” Sanıyoruz, “Green Book” için bunun tersini iddia edecek biri de çıkmayacaktır kanımızca… Peki, bu kötü bir şey mi? Eğer bütün filmlerin, sinemadan anlayan eleştirmenleri de mutlu etmek gibi bir zorunluluk ile çekilmesi gerektiğini düşünmüyorsanız, “elbette değil…” Ki, şahsen biz de öyle düşünmüyoruz… Bize göre de, arada sırada böyle kafa yormadan izlenebilen popüler filmler de yapılmalı… Hele de oyuncu kadrosunda, bu filmde olduğu gibi Viggo Mortensen ve Mahershala Ali kadar nitelikli performans sergileyecek isimlere yer verilecekse… 1960’lı yılların Amerika’sının ve senaryosunun ruhuna uygun teknik altyapısı ile kurgusu da oldukça iyi olan bu filmin, 24 Şubat 2019 akşamı en az 1 Academy ödülünü kendi hanesine yazdıracağını düşünüyoruz… Sonuç olarak, 130 dakika gibi biraz uzun da sayılabilecek süresine rağmen su gibi akıp giden bu film için puanımız 3 önerimiz ise, “siz de bir şans verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 21 Şubat 2019 günü saat 00:17’de yazılarak paylaşılmıştır... Burada yaptığımız tek şey, rakamları güncellemek oldu...","label":5} {"text":"Bir gün bir morgdan iş kadını Mayka'nın cesedi kaybolur. Hayatta her şeyi düzenli ve planlı olan bu kadının ölümünün arkasındaki sır perdesi henüz aralanamamışken, bir de cesedinin ortadan kaybolması olayı daha da karmaşık hale getirir. Dava ile ilgilenmesi için dedektif Jaime Pena görevlendirilir. Jaime de eşini kaybetmiştir ve bu travmanın izlerini henüz tam olarak atlatamamıştır. Bu davayı hem kişisel duygularını çözüme kavuşturmak hem de halen meslekte iyi bir polis olduğunu göstermek için değerlendirecektir. Fakat olayın o kadar çok karanlık noktası vardır ki davaya dahil olan hiç kimse aslında göründüğü kişi değildir. Cinayetin ve kaybolan cesedin arkasını araştırdıkça hem maddi hem manevi farklı sonuçlara doğru yönelecektir... Oriol Paulo'nun ilk uzun metrajlı sinema filmi olan yapımın başrollerinde Belén Rueda, Hugo Silva ve Aura Garrido bulunuyor. Ceset ( El Cuerpo ) filmi son yıllarda izlediğim ve en çok etkilendiğim filmlerden oldu. Senaryo ve kurgu müthiş. Bu film kesinlikle sizi sıkmayacak. İlk sahnelerinden itibaren başlayan gerilim filmin sonuna kadar devam ediyor. Kafanızda filmin finali hakkında bir sürü plan yapıyorsunuz ama bir bakıyorsunuz ki hiçbiri tutmamış. Gerilimin bu kadar yüksek olması filme sizi dahada yaklaştırıyor. Sürükleyici ve kaliteli bir yapım olmuş. Filmde oyunculara büyük iş düşüyordu ama bu işin altından kalkmayı başarmışlar. Baş rolde oynayan Hugo Silva bana gerilim duygusunu çok güzel aktardı. İspanyol sinemasının cevherlerinden olan bu filmi kimsenin kaçırmaması gerekiyor. İyi seyirler.","label":7} {"text":"tek kelime \"efsane\".","label":8} {"text":"Rahatsız edici,iğrenç,tiksindirici,utanç verici...Haneke yine sorunsuz giden hayatLara çomak sokuyor.her şeyi yerLe bir ediyor.biz de ekran başından ona boLca küfür ediyoruz...","label":4} {"text":"arkadaşlar gemide filminin etkisinden dolayı bence bu kadar övülüyor.. bir defa malesef bu izlediğimize tam bir film diyemiyecem cep telefonuyla bir grup insan da çekebilirlermiş bu kadarını.. bu filmin görüntü yönetmeni türkiyede hala iş bulabiliyorsa vayy halimize..","label":2} {"text":"dönemine göre çok iyi film olduğu aşikar olsa da bugün için transformers serisi kadar göz kamaştırıyor o kadar, fazla fantastik, fazla bilim kurgu...","label":7} {"text":"Bir insanın hayatındaki en ince noktaların insana neler yaptırabileceğinin en iyi kanıtıdır bu film. Şaheserdi hakikaten.","label":9} {"text":"4 temmuzun dünya kurtuluş günü olduğunu idda eden gereksiz politik filmdir.","label":0} {"text":"Sadece düz bir konu, güzel kır, dağ manzaraları, şırıl şırıl akan derelerle ödüllü film olmayacağını bilen; yetenekli bir yönetmenin işi bu. Duyguysa çok derin, çocukluksa içimizdeki çocukluk, sevgiyse en sadesi en gerçeği... Başrol çocuk karakteri, onun dünyasını, doğasını veçalışkanlığınıçok seveceksiniz...","label":8} {"text":"Gerçek bir olaydan uyarladığı için Sant oyuncu performanslarından, kamera kullanımına kadar herşeyi sanki okuldaki sıradan bir gündeki bir saati bizde yaşıyormuşcusuna anlatıyor ama olayların derinine inemiyor, çocukların psikolojisini anlamamızı sağlıyamıyor, katliam sahnelerini yeterince sert, kanlı ve gerçekçi yapmadığından etkileyici olamıyor. Buna çocuklarda bir eşçinsel yaklaşımı katması ve sonunun ortada bitmesiylede niyazikki yeteri kadar iyi bir film ortaya koyamıyor Sant. 10/6","label":5} {"text":"gereksizzzzzz","label":0} {"text":"Berbat bir film. Zaman kaybından başka bir şey değil. Bir sürü mantık hatası ve klişelerle dolu. Olmasa da olurmuş cidden.","label":0} {"text":"İlkinden daha çok aksiyon ve görsel efekt içeren bir devam filmi...","label":9} {"text":"Nolan'ın underrated kalmış işlerinden biridir. Inception Interstellar falan öv öv bitiremezler ama gel gelelim \"kurgu nedir nasıl yapılır?\" dersi verdiği şu filme dönüp bakmazlar. Onun dışında alzheimerlı, sigortacıdan para koparmaya çalışan adamın adı neydi?Her neyse işte o adamın Leonard çıkması sağlam bir ters köşeye yatırdı. Katilin mavili eleman olmadığı belliydi ama finalde yine şaşırmaktan alıkoyamadım kendimi.","label":8} {"text":"Klişelerden kaçmaya özen gösteren yönetmen, İngiltere varoşlarına bir genç kızın büyümesi hikayesi çerçevesinde gerçekçi bir bakış atarken, ele aldığı ilişki örgüsünden çıkış için kaçamak bir yol seçmiş olsa da izlemeye değer bir yapım olmuş... Filmde Michael Fassbender gibi deneyimli bir oyuncuya eşlik eden amatör oyuncu Katie Jarvis'in doğallığı dikkat çekici... 70/100","label":6} {"text":"İzleyenler romantik komediden ne gibi bir realite bekliyorlardı pek anlayamadım. Gayet eğlenceli idi.","label":7} {"text":"Bir sahnesi dışında tamamı arabanın içinden çekim hareketli bir film. Can sıkıntısı için birebir filmlerden. Çerezlik.","label":6} {"text":"Filmi yerden yere vuran uzun ve açıklamalı bir yorum yazmıştım fakat sitenin daha yorumu yayımlamadan üyeliğimle iletişimimi kesmesi sonucu yok oldu. O yüzden kısaca filmi izlemeden önce yorumları kontrol edenler için söylüyorum. Film klişe ve anlamsız sahneler bütünüydü. 1/10 film için fazla bile.","label":0} {"text":"aman allahım denilecek bi film değil, fazla bi beklenti ile izlenmemeli bence türüne göre normal bir film","label":6} {"text":"Sıcak,içten,maceralı, gizemin olduğu düşsel öğelerin çok kullanıldığı bir anime.Çocuklar için güzel bir anime yetişkinlere hitap eden tarafı az.(benden 8/10) saygılarımla...","label":7} {"text":"Çekimlerin enfes olmasına rağmen her bir sahneyi önceden tahmin edebildiğim dolayısıyla çok sıradanlaşmış bi senaryoya sahip olduğunu düşündüğüm bi filim.","label":6} {"text":"Beklentim grafik ve görüntü bakımından büyüktü ama pek o kadar başarılı bulmadım. Bir film olarak bazı yabancı dizilerdeki kaliteyi yakalayamamış. Başlangıç için iyi diyebilirim fakat daha çok yolumuz var. 6.5/10 İmparatoru halkına arenada seslenirken, halkın arkasında ellerini kollarını sallayarak bağırdıkları görülüyor. Fakat sadece görülüyor, en ufak ses duyulmuyor. İmparator da \"uzay boşluğu sessizliği\" kıvamında bir ortamda konuşma yapıyor.","label":6} {"text":"filmi john travolta için izledim.gerçekten ilginç konusu ile harika bir film olmuş özellikle sonunu çok beğendim.travolta ile jacksonı uzun bir aradan sonra tekrar birlikte görmek ayrı bir güzellikti benim için...","label":7} {"text":"Kaliteli komedi arayıp bulamayanlar için tavsiye edeceğim, tam arkadaş ortamıyla izlenecek komedi filmi. Klişelerden sıyrılıp komedi filmi yapmak ve insanları güldürmek çok zor. Seth Rogen bu filmde bunu başarmış. Epey kahkaha attığımız sahneler oldu. James Franco ve Danny McBride bu filmle mi başladılar bilmiyorum ama yine birlikte oynadıkları Your Highness filmi de oldukça komiktir. Ayrıca Amber Heard'i nispeten daha çıtır görebiliyorsunuz. James Franco'nun araba kullandığı sahne en akılda kalıcı sahne, ayak sahnesi müthiş. Çok güldürgeçli.","label":7} {"text":"ilk filmi ikiye üçe beşe ona katlamıi film. marvel yavaştan öğreniyor artık nasıl film çekilmesi gerektiğini... 7.5-8/10","label":7} {"text":"neden izlemek için bu kadar bekledim diye kafamı duvarla vurmak istedim. İzleyin izletin.","label":8} {"text":"bu kadar sıkıcı durağan bir film yüksek puanlar alıyorsa bu sadece amerikanseverliktir 4/10","label":3} {"text":"Ortalama bir animasyon, görsel olarak mükemmel fakat kurgusunda her şeyi tahmin edebiliyorsunuz. Görsellik için izlenebilir, bunun dışında çocuk olmayan izleyiciyi sıkabilecek bir yapım Rise Of The Guardians.","label":6} {"text":"3D kaygısıyla çekilen bir film olmasaydı daha başarılı olabilirdi bence. Yine de beklediğimden iyi çıktı mantık hatalarını saymazsak tabi. Görsellik olarak tatmin ediciydi ki filmin bütün olayı da buydu zaten. Fakat filmin sonunu pek toparlayamamışlar. Gereksiz ve kötü bir son olmuş filme göre.","label":6} {"text":"renkleeer - hmm yabancılaştırma efekti bu olsa gerek ;) çok başarılı olmuş, zira o kadar trajik olaya rağmen gülüyorsunuz.. çok eğlenceliydi..!","label":7} {"text":"Film gayet güzel, hatta uzun süredir izlediğim en iyi film diyebilirim. Alt mesajı olsun, kurgusu, işlenişi, her şeyiyle harika.Bir buçuk saat olmasına rağmen sıkmadan, bunaltmadan, tekrara düşmeden, her şeyiyle ellerinden gelenin en iyisini yapmışlar ve bence olmuş da. Ekibi, filmi, senaristi, yönetmeni tebrik ediyorum. Başarılı.","label":9} {"text":"fena sayılmayacak bir romantik film. bana göre işin içinde biraz dram olsaymış daha iyi olurmuş","label":7} {"text":"çok kötü ve zamanımı çalan bir filmdi. hele travesti olayı felaketti.","label":6} {"text":"İzleyenler belki filmin ağırlığından şikayet etmiş olabilir ama içerik olarak hakikaten ilginç ve sağduyulu bir filmdi.Tüm dünyaya hakimiyeti,olaylara yön verişi artık aleni olan ilaç şirketlerine karşı güçlü ve çarpıcı bir duruş sergiliyor film.Orada olup bitenler,teknolojinin nimetlerinden insanları öldürerek faydalanmak iç gıcıklayıcı olsa da buna sessiz kalan dünya da en az düzenin mimarları kadar sorumlu bence,ki zaten filmde bu da vurgulanıyor.Senaryoyla parallellik gösteren enfes müziği ve şahane görüntü yönetimiyle adeta şov yapan meirelles filmi...","label":7} {"text":"Bu filmin puanının düşük olmasının sebebi, sanırım izleyenlerin ilk yarım saat içerisinde sıkılıp kapamış olmasıdır. Siyah-beyaz filmlere ön yargısı olmayan, filmleri o günün gözü ile izleyebilen, türünden de iyi kötü haz alan, kurgu müptelası bir sinefilin bu filmi beğenmemesini yadırgarım.","label":8} {"text":"Keşke önce kitabını okuyup sonra izleseydim bu filmi. Eminim kitapta karakterlerin aşkı ve çaresizliği daha iyi betimlenmiştir. Aşkın olgunlaşma ve çaresizliğe evrilme süreci. Canım yandı biraz izlerken. Belki haleti ruhiyemden kaynaklanıyor. Aşk illa ki beraber olmak değildir. İnsan aşık olduğu kişinin mutlu olduğunu görerek de sevebilir, hatta sevinebilir. \"İyi insan\" olmanın yolu buradan geçer, değil mi ama ;)","label":8} {"text":"Oriol Paulo bu sefer fantastik ortamlara yelken açmış, Back to the future hissiyatı veriyormuş gibi izledim ve diğer iki efsaneden yani Contratiempo ve El cuerpo'dan sonra yine muhteşem bir başyapıtla karşımıza çıkmasına sevindim. Filme gelince 1989 ve günümüz arasında geçen paralel evreni konu alıyor izlerkende tatlı tatlı geriyor finalinide kendin belirleyebiliyorsun kendi finalini kendin yaz. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Bu arada Oriol Paulo sanırım Berlini çok seviyor El Cuerpodaki dedektifde Berlinden geliyordu bu sefer Berlin duvarının yıkılması var sadece merakımdan yazdım","label":6} {"text":"Kafa karıştırıcı fakat şahane.","label":6} {"text":"Joaquin Phoenix müthiş bir Joker olmuşsun. Beni de izlerken o psikolojik savaşın içine çektin. Filmi çok beğendim. Bu filmde aksiyon bekleyenler bunu beklemeden izlerseniz filmin tadını çok daha iyi alabilirsiniz. Tekrar tekrar izleyeceğim filmlerden biri.","label":7} {"text":"Son yıllarda izlediğim en kötü filmdi. Konular arası bütünlük yok, sonu da başı da uyumsuz. İzlemeyin derim.","label":1} {"text":"Arkadaşlar lütfen bu filmden uzak durun. Biz böyle filmlere hasılat yaptıkça bunlar daha çok çekmeye devam edecek. Türk sinemasının tıkanmasındaki en kötü örneklerinden sayılabilecek bu filmi, izlememeniz türk sinemasına olan katkınızı daha da arttıracaktır. Bizim gibi bilinçli ve kaliteyi arayan insanlar arttıkça, böyle filmlerin çekilmesi artık daha da zorlaşacaktır.","label":0} {"text":"Tekrar izlesem göndermeleri daha iyi anlarım gibi geliyor. Konsantre olarak seyretmek gerekiyor.","label":8} {"text":"Elisha Cuthbert'e Mumya Evi'nde oldugu gibi kapana kisilan kiz rolü yakisiyor. Burada da ilginç bir konu ve Stockholm sendromu yaratma çabalari var.","label":7} {"text":"Baştan sona temposunu düşürmeden izleyiciyi ekrana bağlayan nadir yapımlardan biri olmayı başarmış bir film daha. Her ne kadar senaryo vasat olsa da oyunculuklar ve müzikler oldukça iyi. Hızlı temposu, aksiyonu ve sunduğu görsel şölen filmi izlemek için yeterli sebeplerden bazıları.","label":6} {"text":"Etkileyici İnsanın üzerinde toplumsal baskının nasıl bireysel bilince dönüşmesi üzerine güzel bir deney belgeseli. Dünyada birçok toplum kültür ya da var olan dayatılan beyin yıkama yöntemleri yüzünden insanın nasıl aptala dönüşmesini görüyoruz filmde. Beğendim açıkçası. Başlarda yani işte diyorsunuz ama zaman geçtikçe dikkatimizi kendine çekiyor film. Ne diyebilirim küçük bir deney gibi dursa da bana kalırsa dünyada olan birçok insan eylemlerinin nedenini güzel bir şekilde bizlere açıklıyor yapım. Ellerine sağlık. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Olumsuz eleştiriler yüzünden her seferinde izlemeyi ertelediğim Hitchcock filmiydi, izledim beğendim. Bir daha inanmayacağım size vicdansızlar... Anladığım kadarıyla gösterime girdiği dönem \"north by northwest\" ile kıyaslanmış ve \"bu ne yaa\" denmiş. Tamam bir alex değil belki ama bu filmin neresi sıkıcı? otobüs sahnesi var ya otobüs, gerim gerim gerildim ben, kime ne anlatıyorsunuz olm?","label":7} {"text":"senaryo olarak klasik yorumlarına katılmıyorum çok farklı bir senaryo ve yine katil kim acaba sorusunu bir an kafamdan çıkartmadan izlediğim bir film bazı yerlerde sıktığını da söylemeden geçemeyeceğim","label":4} {"text":"kim bu ülkeye bölesine moktan filmleri getiriyor arkadaşım.. size bu filmleri alın.. sizin ülkeyi bu filmlerle bunalama sokun harakatı mı başlattınız.. bu memleketin insanı bu kadar mı filmlerden anlamıyoruz da gidip bu filmleri ülkemize getiriyorsunuz.. yapmayın bu işi gidin inşatçılık yapın rahat bırakın bu ülkenin sinema severleri ni..para verip gitmeyin... SAKIN... beddua ederim..","label":0} {"text":"2013 kasımındayız ve önümüzdeki 1 ay içinde daha iyisini izlemediğim sürece benim için 2013 EN İYİ POLİSİYE FİLMİ Prisoners olacak. 2 buçuk saat sürüp de sürenin hiç uzun gelmediği bir film uzun zamandır izlememiştim. Oyunculuklar ve senaryo çok iyi. İzleyin, önerin. Saygılar.","label":8} {"text":"Benzer senaryolar çok olsada bence türünde oldukça başarılı... Aksiyon dozu mükemmel.. Tavsiye olunur...","label":8} {"text":"Öncelikle şunu belirteyim, yazılı olan konu ile filmin alakası yoktur. Köyün belediye başkanı olan kişi ile sürekli ters düştükleri bir ağanın çocuklarının yaptığı taşkınlıkları anlatarak başlıyor film. Bilindik konularla başlayıp klişe bir kız meselesine bağlanıyor film. Ve katliam bir son ile vaktinizi boşa harcadığınızı fark ediyorsunuz.","label":3} {"text":"gerçekten de etkileyici bir film olmuş Gweneth Paltrow çok iyi oynamış yalnızlığı ve mücadeyi. Bence adamı ve kaprislerini ve aldatmalarını fazlasıyla affetti bile. Aşkın gözü kör işte.. Neyse arşive eklenmeli. İyi seyirler herkese....","label":7} {"text":"Kesinlikle tavsiye ederim. Deedpool vari bir filmdi. Hem aksiyon hem komedi. Bu ikisini çok güzel işlemişler. İleride tekrar izlemek için arşivime aldığım bir film oldu. İyi seyirler.","label":7} {"text":"YOZGAT BLUES İÇİN 66 CÜMLE 1. Ölen kişinin ardından helva, yemek vs. şeylerden ziyade onun elbiselerini bir garibana vermek daha mühimdir. 2. İstanbul’un en yakışıklı/güzel hâli vapurun camından izlenir! 3. Mecburiyetler ülkesinde dilenci olmaya çalışmak diye bir şey hep olacak. 4. Bazen “-mış” gibi yaşamak zorundayız, evet! 5. AVM kültürünün tam ortasında hep ve daima bir Fransız olmak ne güzelmiş! 6. Ankara’dan bilirim ben taşra hep ergendir, kararlar pek akılla verilmez! 7. Filmin verdiği genel duygu: Lunaparkta dönme dolabın hemen dibinde külahtaki dondurmayı yalarken –ağzına yüzüne bulaşmışken üstelik- beğendiğin bir kızı kesmek ağır imtihandır! 8. Filmdeki müziksizlik = Modern insanın kulaklık sevdası. (Kulaklık takıp sesi son ses açan gençliğimize ithaftır!) 9. Yavuz’un (Ercan Kesal) kıyafet takıntısı insanın vicdan ve merhamet haritasıdır! 10. Bazen insan konuştuğunda kayda değer bir gelişme olmayacağını bildiğinden susar ve buna yaşanmışlık denir. 11. Atasözleri ve deyimler (halk kültürü, folklor) candır. 12. İnsanın İstanbul’dan Yozgat’a gitmesi çaresizlikten ziyade özüne biraz saygı ihtiyacındandır. 13. Yolculuklar, arabalı ve mutlaka ‘yemek, çay, sigara’ molalı olduğunda güzeldir. 14. Neşe (Ayça Damgacı), bilmediği denize iyi yüzme bildiğinden değil peşine düştüğü adama olan inancından düşer ve inandıklarımızdır bizi yaşatan! 15. Sabri’nin görücü usulü ve fön sahneleri, Yavuz’un demlediği çayı anlatma sahnesi, Kamil’in Nazım Hikmet sahnesi, Neşe ve Yavuz’un otel lobisinde gazeteciye poz verme sahnesi sinema tarihimizde kült sahneler arasına girecektir. 16. Filmdeki ağır aksaklık sevdası = Modern hayatın ışık hızına olan sevdası 17. Sevda sevda dediğin şey bir kuru teselli bile vermez bazen! 18. Bazen öyle bir susarsın ki karşındaki kıza “ben senin abinim” desen de yer “ben sana vurgunum” desen de; anlayana yani! 19. İçinde yaşadığın öyle normal bir şey olmayınca milletin gözünde şebek olma ihtimalinde o derece artıyor! 20. Hal dili bir şey var ya, Yavuz (Ercan Kesal) bu konuda gol krallığı tacını giyiyor. 21. Filmdeki tek parçalık Fransızca şarkı, hemen hemen Türkiye’nin orta konumunda olan Yozgat’tan bir devrim başlatmak adına anlamlı! 22. İnsan İstanbul’dan ayrılırken neden ne zaman döneceksin gibi sorular sorulmazken başka şehirlerde tüm sorularla muhatap olunur; sahi neden! 23. Film, kadın filmi çünkü sağı solu belli değil! 24. Film, erkek filmi çünkü sineye çekilecek çok şey var! 25. Film, insan filmi çünkü adamakıllı bir hüznü var! 26. Filmdeki eşyasızlık, eşya hastalığına tutulan bizlere bir reçetedir! (Gerçek hayatta doktor olan Ercan Kesal (Yavuz) yazsa bu reçeteden bir şey anlamayacağımız kesin ama yazmasa da büründüğü karakterden dolayı çok şey anlatıyor ‘anlayana’) 27. Kadın da erkek de hesaplamaz ama her zaman hesabı erkek öder. 28. Özellikle diploma verme sahnesinde Ercan Kesal’ı, Murathan Mungan’a sadece ben mi benzettim acaba! 29. İnsan, sigarayı kendi isteğiyle bırakabilir evet ama sigaraya başlayıp başlamamak her zaman insanın elinde olan bir şey değildir. 30. Çekimlerin neredeyse tamamının Yozgat’ta yapılmasına rağmen filmde ‘gezelim, görelim’ havasının olmaması ise insanın körlüğünün etrafını görmezden gelmesinin bir tokadıdır! 31. Bel altına vurmadan ve hiç küfür etmeden de seyirciyi güldürmek hatta kahkaha attırmak mümkündür. 32. Film boyunca güldürse bile yönetmen, melankoliyi ustaca damarlarımızdan veriyor ve ‘gül’ diyor ‘gül, ey seyirci; benim hüznüm de böyledir!’ 33. Sabri (Tansu Biçer), iyi çocuk yav, valla iyi çocuk! 34. İstanbul sevdası Yozgat’ta otelin penceresinden bakınca “deniz olsa aynı Zeytinburnu” dedirtir insana. 35. Film, süre olarak mükemmel ne uzun ne kısa. 36. Fön gt; Sakal Tıraşı! 37. Peruk, düşünce evet kel görünebilir ama o peruğu içselleştiren bir insan için düpedüz bir yaranın durmaksızın kanaması gibidir bu durum. 38. Gazete kupürünü kesip saklamak güzel bir illettir! 39. Yavuz için tüm soruların cevabı ‘müziktir’! 40. ‘Kökten değişimcilik’le ‘ayak uydurma’ farklı şeylerdir, Yozgat Blues, kökten değişimciliği reddediyor olsa olsa ayak uydurma denemeleri yapıyor ama yine de savunduğu şey insanın özü, özün o güzel rengi. 41. Kamil, yerel entelliğinin canlandırılmasında zirvedir. 42. Yönetmen ve senaristin taşrada yıllarca çıraklık yaptığı Uzak İhtimal’deki şehir ustalığından belliydi. 43. Acı acı gülümsemek insan için ne kadar zorsa da karşıdaki için görülmesi o kadar mecburi ve sistemsel! 44. Gömlekteki lekenin çıkmaması bazen yere düşen bir gurur meselesine döner. 45. Suskunlar için yazılmış bir film Yozgat Blues, konuşan da izlesin ama ne olur yüreğiyle! 46. Yavuz müziğini her yerde yapar, doğrudur ki İstanbul’dan Yozgat’a gelmiştir! 47. Berberlerin merakı bazen iyi şeylere de yol açabilir! 48. Yalan söylemenin de -çekip gitmek adınaysa- vahşi bir güzelliği vardır! 49. Kadın, -her kim ne derse desin- ilgiden hoşlanır. 50. Erkek, kıskanır! 51. Kamil gibi adamlardan ne çok var İstanbul’da! 52. Filmin senaryosu ve kurgusu çok sağlam. 53. Filmde mola yerinden ayrılış sahnesinde Yavuz ve Neşe arabaya binerlerken çıkan kapı sesi mükemmel. 54. Oteldeki odalarına giderken her adımda pıt pıt yanan koridor ışıkları, insanın yürüdükçe aydınlanan ama arkasına hiç bakmayan tavrının muhteşem imgelemi. 55. Kadının da erkeğin de gözü sonradan açılanı tehlikelidir! 56. Yavuz, susarak yaşamayı kabullenmiş ve bundan şikâyeti olmayan biridir, ama bir konuşabilse… 57. Neşe, yeniliklere açık ve kabuğundan yeni çıkmış biri saflığında… 58. Kadınların yapılan sürprizi anlamamaları kadar kötü bir şey yoktur! (Tabak meselesi) 59. Yazıktır bu erkek naifliği ve kırılganlığına! 60. Kadının heyecanı sahneye adım atana kadardır sonra çabucak herkesle dostmuş gibi oluverir. 61. Yavuz neredeyse donuna kadar her şeyini satar amaç bir insanın hevesinin kırılmasından korkmaktır! 62. İnsanlara güvenmek değil ama insanlara kol kanat germek her zaman candır! 63. Yozgat, Fransız müziğini anlayacaktır! 64. Yolun esas yolcusu mutlaka varış noktasına döner ama yanında gidenler bir şekilde savrulur giderler. 65. Ercan Kesal (Yavuz), tüm en iyi erkek oyuncu ödüllerini film ise mutlaka en iyi senaryo ödülünü almalıdır. 66. İstanbul’dan Yozgat, 665 km.’dir fakat Yozgat’tan İstanbul’a gelince işte o kilometreye vurulabilemez!","label":8} {"text":"Kimdi hatırlamıyorum ama takipçilerim arasında birinin başucu listesinde görüp indirdim. Kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Filmin kapanışında hani istemeye istemeye yapılan müzik var ya, onu beğenip, kendimden utandım. O derece özgün. 9/10","label":8} {"text":"İşledikleri kötülükler için iyi bahaneleri olan kötücüller tarafından tornaya sokulmuş aykırılığı çatlak sesi susturulmuş bu süreçte aklını yitirmiş bir siyasi suçlunun daha dinlenebilir hayal dünyası olsa çok daha güzel bir film olurdu. Oyunculuklar gayet iyiydi ama jhonny depp e yıldız isimleri saydırmaktansa insana dair güzel aforizmalar duysaydık keşke. Bilim kurgu öykü yarışmalarındaki genç kardeşlerimizin hikayelerine benzemiş karekterin hayal dünyası, haliyle vasat duruyor. Kesinlikle izlenir ama filmin bazı sahnelerini senaryonun bazı parçalarını kafanızda sizin belirlemeniz daha güzel sonuçlar verir.","label":7} {"text":"Lars von Trier karşısında saygıyla eğilme sebebi. Kendisinin tarzına aşina olmayanların yahut film beğenme kriterlerinde yeniliklere ve özgünlüğe açık olmayıp klişeleri takip edenlerin izlememesi tavsiye edilir.","label":7} {"text":"kim kimden çaldı bilemiyorum ama kemal sunalın aynı tarz filmi vardı, gazeteci bi kadın yeni zengin olan bu adamla yakınlık kurar gizli kamerayla yaptıklarını basına sızdırır, sonra aşık olmaya başlar ve pişman olur falan filan...","label":5} {"text":"Ve yine başarılı bir animasyon...Beyzbol topu gerçekten şahaneydi:) Zevkle izlenilecek, duygu ve macera yüklü sıcacık bir film...","label":7} {"text":"film fena olmamakla birlikte atatürk ün hayatına çok yüzeysel geçtiğini düşünüorum...ben birçok şeyi biliordum şahsen...ama bunun bilincinde filmi yapanlarda ve filmin bazı sahnelerinde bundan bahsetmişler... halit ergenç seçimi çok yanlış olduğunu düşünüorum...hiç mi hiç benzememiş...ama çetin tekindor çok iyidi...bütün çocuk oyuncular vasatın altındaydı...bir sürü zorlama hareketleri vardı... yönetimde eh işte...hamdi alkan ne kadar iyi bir tercih tartışılır yanlız... genel olarak şöyle böyle bir film...10/6","label":5} {"text":"kamera hareketleri bi harika onlarla yürüyüp onlarla kahve içiyorum.","label":8} {"text":"15 dakikada anlatılacak bir hikayeyi sündüre sündüre iki saate yayıp etkisiz bir finalle noktalamak kimin parlak fikriydi bilmiyorum. Gereksiz yan hikayeler, anlamsız karakter tepkileri, sırf söylenmek için söylenen replikler beni filmden soğuttu da soğuttu. Karantina.","label":3} {"text":"Film bittiği zaman yaşam enerjinizi de alıp götürüyor. Çok gerçekçiydi.","label":7} {"text":"Cinselliği çıkardığınızda çok güçlü bir şekilde nihilizimin sorgulandığı kurgusuyla dikkat çeken bir \"Issız Adam\" öyküsünün anlatıldığı film, rahat ifade şekli göz ardı edildiğinde, sorduğu sorular ile erotik damgasını yemekten fazlasını hak ediyor... 75/100","label":7} {"text":"&a. (manife'sto) 1. Bildiri. 2. Toplumsal bir hareketin duyurulması ve savların belirtilmesi üzerine kurulan, bir akımın, bir hareketin oluşunu bildiren yazılar.& Manifesto, İstanbul Film Festivali'nin en çok merak ettiğim filmlerinden birisiydi. Manifesto'nun fragmanı filmin konusunu belirtmiyordu, bu yüzden filmin konusu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bu yüzden filme girerken bildiğim tek şey, Manifesto'nun sözlük anlamı ve Cate Blanchett'in 13 farklı karakteri canlandırıyor olduğuydu. Açıkçası, sadece sizin bilmeniz gereken şey de bu. Çünkü filmin tamamı bundan ibaret. Manifesto, tek bir şey hakkında: Sanat. Cate Blanchett'in canlandırdığı bütün karakterler hep sanat hakkında konuşuyor, sanatı övüyor ve nasıl kurtarabileceğimizi bize, seyirciye anlatıyor. Bu yüzden Manifesto, bildiğiniz filmlerden değil. Manifesto, kimine göre bir başyapıt, kimine göre izlediği en anlamsız film olacak. Ben, bu çizginin tam ortasındayım. Filmden nefret etmemiş olsam da ortaya çıkan sonucun tam benlik olduğunu düşünmüyorum. Önce iyi yanlardan başlayalım. Herkesin tahmin edebileceği gibi Cate Blanchett, bu filmde resmen döktürmüş (aklımda Split'deki James McAvoy da gelmedi değil). Blanchett'in her karakterinin yürüyüşü, konuşması ve mimikleri birbirinden farklı. Blanchett, bu karakterlere çok iyi bürünmeyi başarmış ve 95 dakikalık kısa süresine rağmen seyirciyi etkilemeyi başarıyor. Bu filmi hem yazan hem yöneten Julian Rosefeldt, Manifesto'yla harika bir iş çıkartmış. Rosefeldt'in yönetmenliği, renklerin çarpıcılığı, her bir mekanda bulunan farklı atmosferi çarpıcı bir şekilde ayarlayabilmesi çok başarılıydı. Açıkçası Manifesto, kötü tarafları olan bir film değil. Manifesto ile olan düşünceleriniz, daha çok tercih meselesine göre değişiyor. Eğer filmi kağıt üzerinde değerlendirirseniz, mesajı oldukça net, ana karakterin oyunculuğu mükemmel ve yönetmenliği başarılı olduğundan kusursuz bir film olarak görürsünüz. Bu da yalan değil aslında. Çünkü filmin bundan başka bir amacı yok. Eğer karakterler arasında sıra dışı bir bağlantı, oldukça ilginç fikirler arıyorsanız, Manifesto'da bunları bulamayacaksınız. Eğer farklı bir film izlemek istiyorsanız ve Cate Blanchett'in performansını merak ediyorsanız, kesinlikle bir göz atmanızı tavsiye ederim. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Julian Rosefeldt'in harika yönetmenliği. + Cate Blanchett'in mükemmel performansı. + Mesajını açık ve net bir şekilde vermesi. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Tekrar eden mesajı ve hikayesinde fazla bir şey yaşanmadığı için çoğu kişinin sıkılacağı bir film. Kötü bir film olmasa da herkese hitap eden bir film değil. TOPLAM PUAN: 7/10","label":6} {"text":"film fena değildi tipik bir çağan ırmak filmi ama bence tam olmamış...yani dedeyi o sona götüren nedenler tam yansıtılamamış yada aktarılamamış birde babam ve oğlum varken çağan ırmak onu geçmeye çalışmasın bence.","label":5} {"text":"güzele benziyor","label":5} {"text":"Twitter'dan birleştirdiklerim: Biyografi filmleri uyarlamak zordur büyük nedeni a:Long Walk To Freedom da maalesef bu nedenden muzdarip tabi efsanevi bağımsızlık direnişçisi lider Nelson Mandela'ya yaraşır bir esi gereken bir saygı gibi.Idris Elba'nın plastik makyaj konusunda göze çarpan sıkıntıları olsa da oturaklı performansına engel değ yanında makyajın uyumsuzluğu Hopkins'in Hitchcock'u kadar da göze batmıten filmde yaşananlarla günümüzdeki bağlantılar sağlanmış.Özellikle de son sahnelerdeki #OyVer ımcılık,özgürlük,sevgi,adalet,hukuk üstüne başarılı bir biyografi filmi #LongWalkToFreedom. Ekstra olarak son jenerikte U2-Ordinary Love eşliğinde Mandela fotolarından oluşan slaytlar daha bir anlam ve canlılık katıyor bir başka sıkıntısıysa toparlanmasında biraz sıkıntıları olan eklemek istediğim de yaşlılık hallerini Mandela'nın en yakın dostlarından M. Freeman'ın oynaması şı kınaması da zaten Nelson Mandela'nın farkını da ortaya nizde fayda var.","label":6} {"text":"Köy, cin ve büyü düşünün siz gerisini. Bir de neden Türk sineması ilerlemiyor diyorlar. Neyse korku filmi bazında korkutuyor neden ? Çünkü işin içine din min giriyor ister istemez korkarak büyütülen biz müslüman gençlik de korkuyor. Biraz bu durumu kullanan paracı yapımcıların işi gibi bu film. Bu yönüyle hiç beğenmedim.","label":0} {"text":"Akira Kurosawa nın yönetmenliğine bir daha hayran kalırsınız.","label":8} {"text":"İnanılmaz bi film. Harikaydı diyebilirim. İşte böyle değişik konular aksiyonlar istiyoruz biz. 7 kız kardeşin tek bir kişi gibi yaşaması konusu takdire şayan. Her birinin durumu olayı farklı. Sonunu tahmin edemiyorsunuz. Fazlasıyla cinsellik içeren tek bi sahnesi yüzünden aile ile birlikte izleyemiyorsunuz. Ama olsun süper bi film izleyin.","label":9} {"text":"Hiç birbirlerinin sözünü kesmeden uzun uzun düşünüp de tartışmalarını gerçek hayata uyarlamakta güçlük çektim. Diyalogları sevdim; nitekim marie konuşurken ona, malcolm konuşurken de malcolm'a hak vermemek elde değil. ama sonlarına doğru marie'ye hak vermemek işten değil. Marriage story'e çok benzettim ve onun kadar olmasa da bunu da epey beğendim.","label":7} {"text":"beklentilerim altında çıktı","label":4} {"text":"Kimseye laf etmek istemem ama bu filme çerezlik demek biraz ayıp sanki =) Neyse, bana göre, türünün başarılı ve birçok yönden farklı bir örneği olmuş. Çok fazla klişe olarak tabir edilecek şey bulamadım ben filmde. İnsani-doğal tepkilere de klişe dememek lazım artık kanımca.. Ha, ama en baştan alınan hayati karar, elbette ki bir filme konu edilecek bir film çıkartılması açısından gerekliydi diye düşünüyorum. Eğer karar o yönde olmasaydı, zaten Icarus II'nin değil de, Icarus I'in hikaye edilmesi söz konusu olurdu kanımca. Ayrıca bu Danny Boyle denilen adama da helal olsun demek istiyorum, bu kadar farklı tarzlarda, ama her biri başarılı filmler yapabildiği için.. Bunun dışında bir de eklemek isterim ki, bu film kesinlikle HD kalitesinde büyük bir ekranda izlenmeli. Zira ilk kez bir otobüs yolculuğunda, o minicik ekrandan izlemeye çalışıp 10. dakikasında \"bu ne yea\" diye kapattığım filmi, bugün soluksuz izledim.","label":7} {"text":"vasat bir film olmuş hiç zevk almadım izlerken","label":1} {"text":"yaw tam bı komedı ozellıkle cemyılmaz :D fırkı :D helal olsun yılmaz erdogana ıyı ıs cıkartmıs sıddetle tavsıye edıyorum 10/10","label":9} {"text":"izleyen herkesin içindeki ulağı keşfetmesini dilerim..","label":8} {"text":"Öncelikle film hakkında fikrimi söyleyeyim. Filim hiç komik değil ve beğenmedim. Tavsiye de etmiyorum. Ama illa emeğe saygı denilecekse ona bir şey diyemem. Ancak ortada emek de göremedim. İnanın ilk filmdeki amatör ruh, başarıyı beraberinde getirirken, devam filmi olan Düğün Denek : Sünnette ise biz ne çekersek çekelim seyredilecek şeklinde boş bir özgüven ve devamında gelen bayat ve kendini tekrar eden espiri anlayışı oluşmuş. Seyirciyi salak yerine koyan ve ne olsa izlerler mantığını kabul etmiyorum. Ahmet Kural Ve Murat Cemciri, bir zamanlar bu halk, ceketimi aday koysam seçerler diyen uyanık siyasetçi gibi hissettim. Filmi çok çok beğenen izleyicileri bir türlü anlayamayacağım. Neticede zevkler ve renkler tartışılmıyor. Filimden anladığı bu kadar diyor geçiyorum. Ne oyunculuk ne de senaryo beni sarmadı. İlk düğün dernek filminin bire bir kopyası gibi geldi. Asla tavsiye etmiyorum. Zamanım var diyenlere de zamanına yazık derim. Bir de sonunda 3. filmin işareti verilmiş. Baydı.","label":1} {"text":"Ağır ilerleyen bir tempoya sahip, oyunculukları saymazsak, iyi bir suç filmi değildi...","label":4} {"text":"ilk yarı delilercesine sıkılan sadece ben miyim?","label":7} {"text":"gayette güzel bir film.. ben beğendim.. sonu da değişik ve beklemediğim bir şekildeydi.. en önemlisi klişe bir film değil..","label":6} {"text":"Biri eşini biri annesini kaybetmiş olmanın travmasını yaşayan baba oğulun hikayesine paralel porno sektöründeki insanların dramı anlatılmak isteniyor diyeceğiz ama niyet bu idiyse bile bu yapılamıyor. Yani biraz Lilja'ları daha yakından incelesin diye umuyorsunuz ama yok... Pornoya tiksintiyle bakılması amaçlanmışsa belki bu kısmen başarılmış denilebilir... İlişkinin filmi çekilirken adamın uyuyuvermesi bu sektörde çalışanların nedeni ne olursa olsun bu bunu iş olarak yaptıklarını ve yaparken kendilerine yabancılaştıklarını ve evi terk eden kızın geri dönmesi de çaresizliği göstermesi açısından ilginçti... 40/100","label":3} {"text":"Avrupalı (Avusturyalı) yönetmen Haneke’nin şok edici sahnelerle (filmin başlarında kır evinde baba öldürülür), yine Avrupa burjuva sınıfına karşı kinle bakan filmi 'Kurdun Günü' karanlık sahnelerle örülü bir felaket filmi niteliğinde. Anne ve iki çocuğunun bir tren istasyonunda su ve elektrikten yoksun çaresiz beklemelerine diken üstünde eşlik edeceğimiz, seyri zor ve rahatsız edici bir film.","label":5} {"text":"Çizgi romanin güzel bir uyarlamasi , hikayeye olabildigince sadik kalinmis","label":6} {"text":"Film vizyona girdi. Hala duyuruldu diyor! Tarihi de yanlış.","label":6} {"text":"Fazlalılığı olmayan dolu dolu geçen 2 saat 5 dakikada, güçlüden yana, çıkar ilişkisinin belirlediği adalet sisteminin adaletsizliğini oldukça gerçekçi bir dille anlatıyor film. Yapılanın, yapanın yanına kar kaldığı, insan kılığında dolaşan yaratıkların galebe çaldığı bu dünyada ister istemez kendi adaletini arayan insanlara hak vermek zorunda kalınıyor. Boşuna denmiyor \"Yaşasın Halkın Adaleti\" diye... 75/100","label":7} {"text":"Öncelikle, film başlangıcında telefonda konuştuğu arkadaşına Shrek Pittin filmindeyiz diye buzlu bir espri yaparak ve filmin ilk yarısı boyunca elindeki tesbihi çat çat çat diye çeken ve nihayetinde filmin ikinci yarısında yer değiştirmeme neden olan sinema magandası arkadaşa bir selam göndereyim. Filme gelince; evet daha iyilerini gördük. Ancak bu filmin kendine has bir dokusu var. Propaganda kıyılarından gayet uzakta, oyunculuk ve gerçekçilik gibi unsurları gayet başarılı. Masa başı muhabetti kısmını biraz gereksiz ve Tarantinovari bulsamda keyifle izlediğim iyi bir yapımdı.","label":7} {"text":"Film, harika animasyonlar eşliğinde kurgulanan ve duygu yoğunluğu gittikçe artan bir yapım olmuş. Canavarın Çağrısı filmi, Patrick Ness’in Siobhan Dowd'un özgün fikrinden esinlenerek kaleme aldığı aynı adlı romanının uyarlaması. Ness aynı zamanda filmin senaristi. Filmin oyuncuları çok güçlü ve başarılı isimlerden oluşuyor. Hikayeyi ise Conor rolüyle Lewis MacDougall’ın gözünden takip ediyoruz. MacDougall küçük yaşına rağmen başarılı bir performans sergiliyor. Diğer oyunculara ise söylenecek bir söz yok.","label":7} {"text":"arabesk sinema hortladı bu filmle. berbat.","label":0} {"text":"belki çoğu insan için öylesine bir hafta sonu filmi olabilir ama bana kattığı çok şey var görerek, hissederek izleyin :)","label":9} {"text":"Korku filmi listelerinde rastlayıp Hint filmi diye uzak duruyordum. Halbuki ne büyük bir cevheri es geçiyormuşum farkında olmadan. Arkadaşlar film müthiş. Korku türüyle dramın harika uyumu. Enfes bir sinema ziyafeti adeta. Açgözlülük etrafında şekillenen ilginç konusu ve muhteşem görselliğiyle öne çıkıyor. Ayrıca ufaktan da olsa 20 yy. Hindistan tarihine bakış içeriyor. Genelde Hint filmlerinin süresi 3 saate yakın olmasıyla bilinir ama bu film 1saat 40dk. Kafanızı kaldırmadan bitiveriyor. Tek eksi yanı olarak oyunculukların başarısızlığını söyleyebilirim. Uyu yoksa Hastar senin için gelecek...","label":7} {"text":"&İftarlık Gazoz'' tek kelime ile mükemmel.Sıcak,samimi,bizden...Sıkılmanız mümkün mü? Kesinlikle hayır! Güzel mesajları var.Dönemin dini ve siyasi yapısı çok iyi işlenmiş.Yeri gelince güldüren yeri gelince hüzünlendiren bir yapım olmuş.Filmin yönetmeni Dondurmam Gaymak ile tanıdığımız Yüksel Aksu.Bu yüzden filme Dondurmam Gaymak çakması demek yersiz.Cem Yılmaz Hokkabaz filmi ve geçtiğimiz sene çıkarttığı Pek Yakında filmleri ile sadece işin Mizahında,komedisinde iyi olmadığını bu filmle tekrar göstermiş. Ve Berat Efe... Sen ne harika bir şeysin.Geleceği çok parlak.Cem Yılmaz gibi bir usta ile de başrolü paylaşmak mükemmel bir deneyim olmalı.Bu film kaçmaz,herkesin sinemada izlemesini tavsiye ediyorum iyi seyirler...","label":7} {"text":"fransanın ve jeunetin farklı renkleri ve dilleri harika izlememek olanaksız bu yüzden... ve ayrıca bu film jeunet için bir sınav gibi çünkü amelieden sonra farklı bi tür ama alnının akıyla çıkacağının ipucunu afişte biraz gördüm sanki....","label":7} {"text":"Overratedın tillahı. Büyük hayalkırıklığı oldu gerçekten. Boşuna 6 ay altyazı beklemişim :(","label":4} {"text":"serinin bu fili o kadarda iyi değildi ama yinede zaman geçirmek için keyif için izlenebilecek bir filim 10 üz 6.9","label":5} {"text":"Oyuncuları için seyredilecek bir aksiyon. Askerlerin köye girdikleri sahne, çok stilize...","label":9} {"text":"Küçük çocuklara hitap eden bir müzikal animasyon. Krallığın ebedileşmesi için iki ayrı krallıkta doğan kız ve erkek çocuğun her yaz bir araya getirilerek birbirlerini sevmesi ve büyüdüklerinde evlenmeleri planlanır fakat krallığı ele geçişmek isteyen kötü kalpli bir büyücü ise bunun önüne geçmek için elinden geleni yapar. Fazla bir numarası olmayan çiçek böceklerle geçen basit bir yapım.","label":1} {"text":"Filmi izlerken kafamda sürekli coğrafya kader midir olgusu dönüp durdu, sahi çekip gidebilmek bile coğrafyanın baskısı ile olmuyor mu? Film öyle acayipti ki üzerinde düşündükçe güzelleşiyor.","label":5} {"text":"Sadece 4 dakikanızı ayırarak tarihin en eski kısa filmlerinden birini izlemek varya,; düşünsene 1. dünya savaşından önceki dönemlerden gelen bi FİLİM...","label":7} {"text":"Skyline aslında biraz farklı olmuş önce ki bilim kurgu ve uzay filmlerine göre.Çok beklenti içine girilmeden izlenebilecek film.Sanırım bu filmin devamı gelir final sahnesini beğendim her ne kadar bir yerlerden tanıdık gibi gelse de.Çoğu sahnesi çok basitti bir mavi ışık var herkesi kendisine çeken. kalite olarak orta düzey veya biraz aşağısı(ben 7 verdim onuda devamı geleceğini düşündüğüm için) Saygılarımla...","label":6} {"text":"Gayet başarılı bir yapim.bir şey yapmış olmak için değil ortaya cıkacak ürunün kaliteli olması için uğraşılmış,tebrikler. Olumsuz eleştirileri okuyunca vaktime yazık olacak diye düşündüm ama film farklı işleyişiyle teması ve çekimlerinin kalitesiyle kendini fark ettiriyor.","label":7} {"text":"Bir Arnavut geleneğinden yola çıkılarak toplumsal cinsiyet ve kadın olmak üzerine farklı bir film... 70/100","label":6} {"text":"Senaryosunu, Fransız menşeli Ubisoft Entertainment SA firmasının ürettiği bilgisayar oyunundan uyarlayarak Michael Lesslie, Adam Cooper ve Bill Collage'ın yazdıkları ve yönetmen koltuğunda da Justin Kurzel'in oturduğu “Assassin's Creed”; aksiyon dozu fazlasıyla yüksek, bir bilim kurgu macerası olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, vizyona girdiği yıl sinema salonunda da izlediğimiz, 125 milyon dolarlık bir bütçe ile yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra, zorluk derecesi yüksek sahnelerinde, koordinatörlüklerini Tomas Ereminas, Tony Christian ile Ben Cooke'un üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak; çekimleri, Malta, Londra / Pinewood Stüdyoları ve İspanya'da yapılan, brüt 240.7 milyon dolar gibi beklentilerin altında kaldığı açıkça ortada olan bir hasılat rakamına ulaşılan bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Mitolojiye göre: Asırlar boyunca Tapınak Şövalyeleri (Templar Order), efsanevi Cennet Elma'sını (Apple of Eden), aramaktadır... Öyle ki, Elma'nın sadece insanlığın ilk başkaldırışının tohumlarını içermediğine, ayrıca özgür iradenin anahtarı olduğuna da inanmaktadırlar... Bu kutsal emaneti bulup sırrını çözerlerse, tüm düşünce özgürlüğünü kontrol altına alacak bir güce sahip olacaklardır... Önlerindeki tek engel ise, Suikastçılar Kardeşliği (Assassin Brotherhood) adındaki topluluktur... *** - Endülüs, İspanya 1492 - Engizisyon İspanya'yı, tamamen Tapınak Şövalyeleri'ne teslim ederken; Sultan Muhammad XII (Khalid Abdalla) ve halkı Granada'da halen direnmektedir... Ancak oğlu, yani Prens Ahmed (Kemaal Deen-Ellis) esir edilmiş durumdadır... O yüzden de Sultan; şehri ve Cennet Elma'sını, Tapınak Şövalyeleri'ne mecburen terk edecektir... İşte tam da bu bağlamda: Aguilar de Nerha (Michael Fassbender), Suikastçılar Kardeşliği topluluğunda özgürlük için savaşacağına şerefi üzerine yemin ederken; insanoğlunu, Tapınak Şövalyeleri'nin zorbalıklarına karşı koruyup kollayacağına da söz vermektedir... Zira Elma'nın ellerine geçmesi halinde; Tapınak Şövalyeleri, önlerine çıkan her şeyi yok ederek ortadan kaldıracaktır... O sebeple de karşı koymak, topluluğun en doğal hakkıdır... Ve... Aguilar de Nerha, kendinin ve aynen Maria (Ariane Labed) ile Benedicto (Carlos Bardem) gibi kardeşlerinin canı pahasına da olsa; Elma'yı koruyacağına dair, bir kez daha yemin eder... *** - Baja California, Meksika 1986 - Genç Callum Cal Lynch'in (Angus Brown) annesi (Essie Davis), bir Suikastçı olan babası Joseph (Brian Gleeson) tarafından öldürülmüş ve şimdi de oğluna; yerlerini tespit etmiş olan Abstergo Vakfı'nın CEO'su Alan Rikkin'in (Jeremy Irons) liderliğindeki eli silahlı Tapınakçılardan kaçmasını önermektedir... *** - 30 Yıl Sonra - - Huntsville Hapishanesi, Teksas, ABD - Birinci derece cinayetle bir kadın satıcısını öldürmekten suçlu bulunan Cal (Michael Fassbender), 21 Ekim 2016 günü saatler 18:00'i gösterdiğinde idamla cezalandırılacaktır... Cal'ın infaz öncesindeki son konuşması, Babama söyleyin, onunla cehennemde görüşeceğiz şeklinde olur... *** Ama o da nesi? Baş ucunda, Dr. Sophia Rikkin (Marion Cotillard) duruyorken Cal; getirilerek yerleştirildiği, Abstergo Vakfı'nın Madrid'teki rehabilitasyon binasındaki odasında, yeniden gözlerini açmasın mı... Panikleyen ve bir gece önceki idam esnasında kendisine verilen ilacın etkisinden tamamen kurtulamamış olan Cal, düşe kalka kaçmaya çalışsa da; kısa süre içerisinde, bir kapana kıstırıldığını fark eder... *** Çok geçmez... Sophia, sürünerek ilerlemeye çabalayan Cal'ı ikna yoluyla sakinleştirmek istese de; Vakfın güvenlik güçlerinin şefi McGowan (Denis Ménochet), patronu Alan Rikkin'in talimatıyla zor kullanmayı tercih eder... *** Derken... Animus denilen bir proje kapsamında Cal, Aguilar de Nerha'nın mezarından çıkartılan bıçaklı suikast kollukları giydirilmek suretiyle; 1492 yılının Endülüs'ündeki anılarına doğru bir yolculuğa çıkartılacaktır... Gerekli senkronizasyonun sağlanmasının ardında da Cal artık, bizzat Aguilar de Nerha'nın kendisidir... İlk görevi de, Tapınak Şövalyelerince esir edilen Prens Ahmed'i ellerinden kurtarmak olacaktır... Elbette asıl hedef, genetik olarak Aguilar'ın soyundan gelen Cal aracılığıyla Elma'ya ulaşmaktır... Bunun için de, Cal'ı biraz daha zorlamasını isteyen babasının aksine; söz konusu projenin lideri Sophia, onun güvenini kazanmanın çok daha doğru bir yol olduğunu düşünmektedir... Tabii bir de, yine aynı tesiste yıllardır esir olarak tutulmakta olan; Moussa (Michael Kenneth Williams), Nathan (Callum Turner), Emir (Matias Varela), Lin (Michelle H. Lin) ve babası (Brendan Gleeson) gibi Cal'ın Elma'nın yerini Tapınakçı gruba söylemesini engellemeyi kendilerine gaye edinmiş olan Suikastçılar da bulunmaktadır... Dakika 44... Geride sizleri, (şimdilik vaz geçilerek askıya alınmış olsa da) Sophia'nın finaldeki söylemi üzerinden bir devam filmine de göz kırpılan; aksiyon dozunun hız kesmeden devam edeceği, 71 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Finali ile ters köşeye yatıran bir gerilim. Oyuncular için bile seyredilir...","label":9} {"text":"Edepsiz bir film. Gerçekten rahatsız edici, sinir bozucu, Hiçbir estetik değer taşımayan, pornografik bir mizah anlayışı var. Zarif olmaktan uzak, saçma. Komik değil. Yada ben gülmedim. Gülen de görmedim. Varsa da benden uzak dursun. Diaz yanımda çıplak otursa izletemez bir daha. EK: Düşündüm de az bile söylemişim. Şunu film diye piyasaya sürenin de, bunu seçip sinemada beş hafta oynatan manyağın da, bunu DVD yapıp 19 lira isteyenin de..............................","label":3} {"text":"İlk yarısında çok güldük, bilete tekrar baktıktan sonra filmin türünün komedi değil korku olduğunu fark ettik. Diğer yarısında da efektlerin sesi çok yüksekti, uykumuzu böldü.","label":2} {"text":"Çok güzel bi animasyon filmi, bu türü sevenler bu filmi de kuşkusuz seveceklerdir :)","label":6} {"text":"Lars von Trier'den minimalist kiyamet filmi. Daha önce onlarcasini izledigimiz ''kiyamet filmi'' alt türüne Avrupa kitasindan minimalist bir üslupla dokunmus Trier. Filmin özellikle görselligini gerçekten çok basarili buldum. Ancak senaryo birçok yerde bombos. Özellikle filmin ikinci yarisi sanki ''finaline kadar oyalansin izleyici'' mantiginda. Bunlarin haricinde izleyeni yormayan bir film Melankoli. Afisinde vaat ettigi cazibeyi sunamiyor belki izleyene ama ''neden izledim ki bu filmi?'' de dedirtmiyor.","label":5} {"text":"filmi gece yarısı karanlık bir ortamda tek başınıza izlemeye çalışın. moda girdikten sonra keyifli bir iki buçuk saatiniz garanti.","label":8} {"text":"film kendini izletirken okumayıda çok açık bir şekilde sergilediği için zayıf buldum bu arada nasa 3d teknolojisini gözümüze gözümüze soktukları halde ben pekte ağırlıklı olarak başarılı olduğunu söyleyemem. ama bilim kurgu açısından seyredilebilir diyorum. bu arada brendan fraser da bu son zamanlarda sağol bir projeye denk gelemiyor yada bu şekilde oynadığı başarısız rollerden sonra sağlam proje denk gelmiyor. 10/5","label":4} {"text":"günlük hayatımızda hepimizin yaşadıklarını akıllı bir çocugun gözleminden anlatan çok güzel bir filmdi...bu kadar akıllıca lafları ir çocuk nasıl soyler diye düşünsemde filmin kurgusu içinde küçük bir detay olarak kalıyor bu..","label":9} {"text":"Tabi ki ilk filmin yerini hiç bir devam filmi alamaz ama ilk filme yaptığı göndermelerle ve Çok şık aksiyon sahneleri ile dolu olan güzel bir film Predators...","label":6} {"text":"Çok ciddi prensip sahibi kişilerin bile bir yerden sonra duygularına karşı koyamadığını bu filmde çok net gördük. Geoffrey Rush'un müthiş oyunculuğunu gösterdiği film senaryosu ile de çok farklı geldi bana. Beklenmedik sürprizlere de açık olan film Antika dünyasının içeriği hakkında da izleyiciye doyurucu bilgiler sunuyor. Ben filmden büyük keyf aldım doğrusu. Aksiyon, gerilim olmadan bir film ancak bu kadar sürükleyici olabilir di zaten.","label":7} {"text":"Yahı arkadaş anlamıyom. Afişteki kocaman, \"Tom Cruise\" yazıyor kardeş. Vehavle, Bu ne ? Şaka mı lan bu ? Alay mı ediyonuz ? Kimselerin başına gelmesin ama böyle bir hastalık varmış la :( Tamam sen de insansın ama.... Onurlu ol biraz. Millete malzeme oluyosun bak.","label":6} {"text":"kımıne gore iyi kimine gore kötü her film kendi çağında bişeyler çabalamaya uğrasmış ii bi filmdi","label":5} {"text":"uzun bir film olmasina ragmen izlenebilen ve sikmayan bir yapim 3,5/5","label":6} {"text":"yorumlar genelde olumsuz ve puanıda oldukça düşük bunlara bakıp önyargıyla izlemeyin filmi film oldukça sürükleyici ve mesaj veren bir film türüne her ne kadar gerilim yazılsada filmin gerilimle ve korkuyla pek bir ilgisi yok oyunculuklar müzikler filmin geçtiği çevre oldukça güzel ve etkileyici 10 üzerinden 8lik bir film ama sırf puanı yükselsin diye 10 üzerinden 10 verdim","label":9} {"text":"İlk filmine verip veriştirmiştim ama bu sefer bir nebze daha iyi olmuş. Özellikle biz (ortalama) izleyicilerin zeka seviyesinin basit esprilere prim vermiyeceğeni nihayet anlamışlar. Bir de S.M. bunu gözümüze sokarak filmde ben süper zeki esprik yapıyom demese daha iyi olurdu. Dede filme neşe kattı. Aynı şekilde Ferhat'ta şiveyi süper yapıyor. Bir daha çekilecekse bunların rolü arttırılmalı yada şiveyi düzgün yapabile oyuncularla çalışılmalı. Çünkü filmde özellikle oğırbi yani güle güle kelimesini uğurbey gibi söyledikleri zaman tüylerim diken diken oluyor. Eğlendirici fakat bir vizontele değil ama hiç değil.","label":5} {"text":"film başlarda bayağı sardı temposu yüksek başlıyor ama sonlara doğru bayıyor ama çekimlerine hasta oldum yönetmene bravo çok değişik 1 film olmuş jean reno yine karizma. christopher lee'yi de unutmayalım.","label":7} {"text":"Porselen yüzlü diş perisi Matilda. Ben bu filmin bu kadar düşük puan almasına şaşırdım. Gayet başarılı gerilim düzeyi oldukça iyi güzel bir tempoya sahip beklediğimden çok iyi bir filmdi. Bir kez daha görünüyorki puanlara göre film izlemeyeceksin. Filme puanım 10/7","label":6} {"text":"konu itibariyle biraz ilginç olsada sonu tahmin edildiği gibi bitmedi. Adam Brody sanki herkesin işlerini yoluna koymakla vazifeliymiş gibi bir durum oluşturmuşlar. bu yüzden filmin akışı ile sonu hiç uymadı. EN ÖNEMLİSİ de: filmin başrol oyuncuları MEG RYAN, ADAM BRODY ve KRİSTEN STEWART olduğu halde tanıtım bölümlerinde meg ve kristen in ismi geçmemiş. Meg Ryan yine herzamanki gibi duygusal betimlemelerde muhteşem iş çıkarmış. filmi seyredeken kendinizi iyi hissetsenizde bitince umduğunuzu bulamadığınızı düşündürecektir. Notum: 7/10","label":6} {"text":"Matrix ya da LOTR serisi gibi bir kaç filmi 480p bile izlesem muhteşem görsellik diye işaretleyiveriyordum. Bu filmdeki görselliği daha önce hiçbir yerde görmedim. Bu teknolojiye sahip kameraları Myth Busters'ta incelemişlerdi, o zaman çok beğendiğimi hatırlıyorum. Yumruğu suratına yiyen boksörün cildindeki dalgalanmalar falan. Filmde iyi yerlerde kullanmışlar. Karl Urban'ı da hiç tanıyamadım, filmden sonra burada sayfaya bakınca güzel bir süpriz oldu. Burnunun altında bir yığın tezekle geziyormuşçasına ekşitip durdu suratını bütün film. 72 milyon dolar bütçenin, dünya genelinde yarısı kadar hasılat yapmış. İkincisini görmek isterdim ama muhtemelen mümkün olmayacak. :(","label":6} {"text":"cinselliği deşifre etmeden pornogrofiye çevirmeden anlatmış ki cinsellik ancak bu kadar rahat ve komik anlatılabilir.çok eğlendim.","label":3} {"text":"Perfecto! Başrol oyuncularının filmi daha da muhteşem bir hale getirdiğini söylemeliyim. Beğendiğim ve ard arda en çok izlediğim filmlerin zirvesinde yerini aldı.","label":9} {"text":"Senaryosu, filmin yapımcılarından da olan Richard Curtis tarafından, Jack Barth ile birlikte yazdıkları hikâyeden uyarlanarak kaleme alınan “Yesterday”, yönetmen koltuğunda Danny Boyle’un oturduğu romantik bir komedi… Prömiyeri, 4 Mayıs 2019’da Tribeca Film Festivalinde yapılan ve İngiltere ile Amerika’da eş zamanlı olarak 28 Haziran 2019 tarihinde vizyona giren filmin, 6.9/10 (62.285 oy) ve 4.3/5 (14.663 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.3/10 (331 yorum) ve 56/10 (44 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de, yapımcılarının “the Beatles” şarkılarının kullanımı için telif hakkı sahiplerine 10 milyon dolar ödedikleri bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun için de, 26 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilerek hiç de fena olmayan 151,3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; eğer the Beatles, Coca – Cola, sigara ve Harry Potter’ın hiç var olmadığı ama Paul McCartney, John Lennon, George Harrison ve Ringo Starr’ın bestelerinden oluşan efsanevi “the Beatles” şarkılarının, Jack Malik isimli bir genç tarafından söylenilmeye devam edildiği “fantastik” bir dünyanın nasıl bir yer olabileceğini merak ediyorsanız karşımızdakinin, tam da size göre bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Aslında bizce, ortadan birdenbire kaybolan bu dört şeyden, Coca – Cola ile sigara hayatlarımıza hiç girmeselerdi de olurdu… Fakat geriye aralarında, (zamanında analog plaklardan dinlediğimiz) “Yesterday”, “Let It Be”, “She Loves You”, “Hey Jude”, “Help!”, “Eleanor Rigby”, “Yellow Submarine” ve “Ob-La-Di, Ob-La-Da” gibi bestelerinde bulunduğu müthiş bir müzik külliyatı bırakan the Beatles’ın anılarımızda yer almaması düşünülemezdi… Adını saydıklarımız dâhil filmdeki the Beatles şarkılarını, gitar ve piyano da çalan Himesh Patel’in bizzat kendisi seslendirmiş… Ki, zaten Patel bu rolü, seçmelerde Danny Boyle ve Ed Sheeran’ın önünde seslendirdiği Yesterday ve Back in the U.S.S.R.& isimli şarkılardaki (Boyle’un ifadesiyle) “ruh” içeren performansı nedeniyle kapmış… Peki, film mükemmel mi? Kesinlikle değil… Ancak senaryolarını yine Richard Curtis’in yazdığı “Four Weddings and a Funeral” (1994), “Notting Hill” (1999) ve “Love Actually” (2003) gibi çay, kahve ve mevsim meyveleri eşliğinde ailecek izlenebilen filmleri sevdiyseniz, eminiz bu filmi de sıkılmadan izleyeceksiniz… Kısaca filmin oyuncu kadrosuna da şöyle bir bakacak olursak… Bu vesileyle öncelikli olarak Lily James’e bir türlü ısınamadığımızı belirtmek durumundayız… Aynı eleştiriyi daha önce, “The Guernsey Literary and Potato Peel Pie Society” (2018) filmindeki Juliet Ashton karakteri Kate Winslet yerine son dakikada kendisine verildiğinde de yapmıştık… Zira neredeyse oynadığı bütün rollerde, sanki çocuklar için çekilen bir filmde Pamuk Prensesi yahut da harikalar diyarındaki Alisi (Alice in Wonderland) canlandırıyormuş gibi oldukça yapmacık bir yüz ifadesine bürünüveriyor… E, haliyle böyle olunca da olmuyor tabii… Bunun dışında kadroda, rahatsızlık yaratan bir başka oyuncu da yok gibi… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; “The Laundromat” (2019) filminin yorumunda söylediklerimizin bir kısmını tekrarlamış olmak pahasına, usta sinemacı eli değmiş film izlemeyi alışkanlık haline getiren sinemasever dostlara, “Nerede bir Danny Boyle filmi görürseniz, türüne ve yapılan yorumlara aldırmadan muhakkak izleyin… Eminiz eğleneceksiniz” diye seslenerek kullanmak isteriz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 19 Kasım 2019 günü saat 01.02’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"polisiye kısmını kaldırın lütfen filmde iki üç tane polis var diye türü polisiye olamz.","label":8} {"text":"çok seviyorum be köpekli filmleri!","label":9} {"text":"Kahpe Bizans tadında bir film değil kesinlikle,hikayesiz,birbirinden kopuk sahneler.. Filmin başındaki sahne güldürüyor ve film tam böyle başladı böyle gider derken ilk yarısını gülmeden tamamlıyorsunuz.. Filmde erkeklerin banyo sahnesinde arkada beyaz bir araba var.. Bu nasıl bir hatadır,nasıl görülmemiş acaba.. Absürd komediyse eğer bu filmin türü ki öyle, filmdeki tek absürdlük bu heralde.. O da bilerek mi yapılmış acaba ? İzlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz..","label":2} {"text":"Filmin bence en çarpıcı tarafı Jack Nicholson ın oyunculuğu. Geri kalan kısımda ise ne korktum ne de gerildim. Farklı çağların filmi ama Tepenin Gözleri nde daha çok gerildiğimi biliyorum.","label":5} {"text":"Rutin hayatın kölesi olmuş, beynini kullanamayan, heranının takip edildiği bastırılmış insanlarla dolu bir hayatı kim isterki.. Düşüncesi bile kötü..","label":7} {"text":"Yumurta ya göre bir tık daha ileride bir film olmus özellikle yusuf un gecmişini ögrenmemizle bazı seyler oturuyor ama sonlara dogru film öyle bir kopuyor ki sormayın 6/10","label":5} {"text":"Kapitalizm ve burjuva eleştrisi zamanın ötesinde olan film. Ernst lubitsch'in kusursuz komedi anlayışı adeta tavan yapmış bu filmde. Ve birde trouble in paradise adında müthiş bir şarkı var filmde çalan.","label":8} {"text":"Zayıf da olsa yasak aşkın ve suçluluk duygusunun arttırdığı şehveti verebilmiş... 60/100","label":5} {"text":"3.5'lik bir film ama 5 verdim çünkü yorumlara bakarken bir şahısla karşılaştım. BeN bİr Anİme izleyicisiyim ve bu film çalıntıdır demiş. Ben de bir anime izleyicisiyim ve bu filmin nanatsu no taizaiyle alakası bile yok. İlla birine 7 ölümcül günah yüzünden çakma diyeceksen nanatsu no taizaiye de. Bu karakterin ilk filmi 60'larda 70'lerde çıktı. Zaten bu bir DC comics karakteri olduğu için Captain Marvel adı altında ilk olarak 50'lerde fln. piyasaya sürüldü. Daha sonra anlaşmazlıklar yüzünden adı Shazam! olarak değiştirildi. Seven deadly sins ise ilk olarak 2016'da animesi çıktı mangası da en fazla 2011'de filan çıktı. Nanatsu no taizaiyle zaten bir alakası olmayan bu film sırf 2019'da çıktı diye geçmişini araştırmadan ÇAKMA deyip 0,5 puan veremezsin senin o verdiğin puan eksiğini kapatmak için 5 verdim. #HATERSGONNAHATE araştırmaya üşenme lütfen","label":9} {"text":"Çok eğlenceli ve ince esprili yapısıyla nostalji havası yaratan güzel bir film. Oyuncular da zaten bilinen başarılar olunca ortaya ister istemez güzel bir yapıt çıkıyor. 2000 doğumlu arkadaşların beğenmemesi gayet normal, büyük ihtimalle efsane oyun konsolu ve oyunlarını ilk defa görüyorlar ve hiçbir şey anlamıyorlar.","label":7} {"text":"Boş zamanda izlenmeyecek kadar kötü bir film bence. Sadece İstanbul'u nasıl göstermişler diye meraktan izlenir. Gerçi ben ilk filme kıyasla güzel bir film bekliyordum ya hayal kırıklığı bundandır. Ama İstanbul'un manzara görüntüleri güzeldi ona bişey yapamamışlar. En sevdiğim ve muhteşem sahneler :) - Otoparktaki arabanın patlaması. - Eski model polis arabaları ile taksinin kapışma sahnesi. - Çok kolay olan kurtarma sahneleri ve beceriksiz kötü adamlar","label":4} {"text":"Vay Başıma Gelenler ve Vay Başıma Gelenler 2.5 gibi oldukça eril dilli bol küfürlü filmlerin senaristi ve yönetmeni olan Sema Dündar yeniden karşımızda! Benim için 'umut vaat etmeyen komedi filmleri yapan' bir yönetmenden ibaret olan Sema'nın filmine gitmemin tek nedeni Türk sinemasında ilk kez bir kadını komedi-macera türündeki bir filmde başrol izleyecek olmamızdı.Lakin farklı cinsel tercihlerin,osuruğun,ter kokusunun,hayat kurtaran bir ilk yardımın,bir kadının çok kilolu-bir erkeğin çok yakışıklı olmasının espirilerinin yapıldığı bir film seyrettim.Üstelik bir de başrol oyuncusu vasıtasıyla kendi 'süprizli' finaline methiyeler düzünce film maalesef hayal kırıklığından öteye gidemedi.Umarım bir gün özgün bir filmde-türü hiç farketmez- kadın oyuncularımızdan bir başrol görürüz...","label":1} {"text":"Film gorsel efektlerinin guzelligi haricinde muzikal ogeleri de fazlaca barindiriyor. Bu ozelligine birde bollywooda nazire yaparcasina toplu dans kareografileri de eklemisler. Bu turu begenen kisiler fazlasiyla zevk alacaktir. Filmin begenmedigim kismi ise siyasi hedef kokan siparis uzerine cekilmis olabilme ihtimali. Iran icinde & zamanin kumlari diye film cekmislerdi.sanki hollywood Islami duygulari kirmak icin milliyetcilik duygulari one cikan film yapiyor CIA nin kendisine verdigi gorev dogrultusunda diye dusunuyorum bazen. Arap kahramani alaaddin'in en nihayetinde adi bir hirsiz olmasi ve onun hirsizliginin Robin Hood gibi hicbir toplumsal ve felsefi derinliginin olmamasi, sadece kisisel olarak iyi bir kisilik olmasi araplari iyi tanitmiyor. Zaten Hollywood su donemde risk alip araplari iyi gosteren bir film cekmez. Neyse komplo teorilerini bir koseye birakip filmi sanatsal olarak degerlendirirsek , etkileyeci kristal parlakliginda gorsel efektler , alaaddin ile prensesin dans kareografisi ki sadece bu sahne icin bile bu film izlenebilir , ailece izlenebilecek bir eglenceli film olabilir.","label":5} {"text":"çok duygusaldı bana göre..seninle geçirdiğim tek bir anı hiçbirşeye değişmem... gözlerinizin sulanmasına yol açacak bir film.10/8","label":7} {"text":"Fikir güzel, pek çok defa şaşırdım. Benzer senaryoyla bikaç film daha çekilir muhtemelen. Sonu biraz özensiz olmuş sanki. Daha devam edecek sanırken pat bitiverdi.","label":7} {"text":"ilginç bir filmdi.. yönetmen beni kandırdı!","label":7} {"text":"Her şey bi yana Lindsay Lohanı sevdirebilen yegane filmlerdendir kendileri.","label":6} {"text":"Çok güzel bir senaryosu olan bir film;ama filmde derinlik yok karakterler için ayrıntıya girilmemesi kötü olmuş ve film izlerken hep birşey eksik gibi hissediyorsunuz;ama konusu itibariyle hoş bir film.","label":7} {"text":"Robin williams hayranı olmama neden olan güzel bir dostluk filmi, oyunculuk harika.","label":8} {"text":"öncelikle müziklerin ne kadar iyi olduğuna değinmeden geçemeyeceğim, aynı zamanda moda tasarımcısı olan ford'un çekim tercihleri nasıl belirli bir renk ve atmosfer katmışsa filme, müziklerin etkisi de kayda değer. otoyol sahneleri ve sonrası relatos salvajes'i hatırlatsa da, gerçek hayat - kitaptaki hikaye ikilemi ve aslında bu kitaptaki hikayenin burada da dendiği gibi edward'ın yine kendini anlattığı bir hikaye olması itibariyle etkileyici bir iş çıkmış ortaya. revenge tablosu önemli bir detaydı, zaten ford film için özel olarak hazırlatmış, bu hem tony'nin hem de edward'ın intikamını önceden haber veren bir işaret olarak yorumlanabilir, sonunda edward'ın hala o romantik insan olup o kapıdan geleceğini düşünüyorduysanız, bir tekrar kitabı düşünmenizde fayda var. bir de şu var, the opposite of love is not hate, it's indifference.","label":7} {"text":"Hadi toplanin cok kotu bir film yapalim demis biri sanırım ve ugur yucel de icinizde en yetenekli benim, eger bu kadar kotu film yapilacaksa en kotu de ben oynarim demis muhtemelen.. bu sacmaliga mantikli bir aciklama bulamadim, ugur yucele de uzuldum, hic olmamis hic.","label":0} {"text":"Beklediğimden çok farklı şeyler bulduğum bir film..Sonu itibariyle en azından..Film bitene kadar beyniniz yoruluyor açıkçası..Fakat sonunda her şey anlaşılınca sizde rahatlıyorsunuz.Öyle bir film.","label":7} {"text":"this is... from.. mathilda.. boom! olağanüstü, ne söylenebilir ki. insanı derinden etkileyen bir başyapıt.","label":9} {"text":"Favori filmlerinden.. İzlemeyen kaldıysa açtırıp tekrar izliyorum sıkılmadan","label":9} {"text":"Overrated olduğunu düşündüğüm filmlerin başında geliyor. Kötü film değil asla... Ama öyle etkileyici bir aşk bu filmin neresinde?Belki çok fazla ve çeşitli aşk filmi izlediğim için derinden sarsacak bir aşk göremedim bu filmde. Ortalama bir aşk filmi.","label":6} {"text":"Kötü. Hem de çok kötü","label":4} {"text":"Gerçekten iğrenç. Bu ifadeyi kullanmazdım emek var diye ama emek de varmış gibi durmuyor. Herhangi bir şekilde izlemenizi tavsiye etmiyorum","label":0} {"text":"Lafı fazla uzatmaya gerek yok klasik bir dövüş filmi her zamankinden, istediğimfarklılığı bulamadım. Herkes müzikler hoş demiş ama müziklerde klasik her zamankinden. Müziklerinin güzel olduğu bir film istiyorsanız o zaman watchmeni izleyin. 10/5","label":4} {"text":"film görsel açıdan çok çok başarılı.","label":7} {"text":"Bir bilim kurgudan ziyade bilim kurgu parodisi. Ancak, 50'li yıllar \"shlock\"unu 90'lara sempatik kılan her şeyin çözümlenmesi gibi. Hınzır ve görsel açıdan son derece etkileyici. Burton, paranoya dönemine ürpertici gelen klasik sahneleri alıp müthiş bir şekilde restore ediyor. 50'ler bilim kurgusunu komik buluyorsanız bir de buna bakın. Komedi ile karışık bilim kurgu, üzerine de bir parça sadizm. Çizgi film gibi gelişen olaylar ile izleyiciyi sıkmayan dört dörtlük bir film.","label":7} {"text":"Tempolu ve hiç bir anda sıkılmıyorsunuz. Hayata karşı bir eleştiri. Gòrsellik de muhteşem. Bu yıl yapılan doğru düzgün bir film.","label":9} {"text":"Filmin nabzı hep çok yüksekti, gerilim seviyorsanız mutlaka izlemenizi öneririm. Filmde her şey tam dozunda ve sahne geçişleri efektler muhteşem.","label":6} {"text":"İzlerken büyük beklentiye girmemek lazım. Kafa dağıtmalık, eğlenceli bir film olmuş bence. Her zaman da sanat filmleri izleyecek değiliz sonuçta :)","label":6} {"text":"'Güneşli Pazartesiler' tadı alabileceğiniz bir film.","label":7} {"text":"Oldukça zun bir film olmuş. Mübadele yıllarının anlatımına daha çok yer verilebilirdi, en ilgi çekici kısımları onlardı bence. Oyunculuklar harikaydı Ama Çetin Tekindorun ve yanındaki saf masum çırağının oyunculuklarını süperdi!!! Çekilen yerler, ışıl ışıl deniz, küçük Ege kasabasının şirinliği, esnaflığı, Tekin Çetindorun her daim takım elbiseli şık oluşu ve herkes tarafından ona duyulan saygı sevgi; müthişti!","label":6} {"text":"Güzel bi film güldürüyor hiç olmassa..","label":8} {"text":"yani oyunculukların kotu olmasını mı, uçağın bulutlar arasında ucarken ve parçalanırkenki sahneleri mi, yoksa yere dustukten sonra ınsanların suratlarındakı anlamsız ıfadeyi mi yazayım bilemedim... gercekten yasanmıs bır olay olması cok acı tabi, ozellıkle dustukten sonra yasadıkları soğukla mucadeleleri, cıg felaketi, yaralıların hayatta kalma cabaları, ac kalmamak ıcın basvurdukları ınsanın kanını donduran caresizlikleri ve yardım bulma cabaları.. farklı bir teknıkle, daha ıyı bir kadro ve yonetmen ile cekılmıs olsaydı belkı cok guzel bır fılm ortaya cıkabılırdı..","label":4} {"text":"Kesinlikle sağ ayrımı gözetilerek çekilmiş bir film değil. Filmde 80 darbesinde iki görüşünde iyi niyetlerle çıkılan bu yollarda ortalığı karıştıranlar yüzünden Türkiye'nin durumunu gözler önüne sermiş. Filmin kurgusu çok güzel, anlatılmak istenilen açıklayıcı bir şekilde verilmiş. Hatta öyle ki başlarda fazla açıklayıcı geldi. İzleyici de bir şeyler bırakılması gerekiyordu ama filmin içine girdikten sonra bu etki azalıyor. Filmde yapılan işkenceler en aza indirgenmiş, oysa o dönemde daha nelerin yaşandığını biliyoruz, izleyenler beni anlayacaktır. Çok tanınmış isimlerin olmaması da (İsmail Hacıoğlu hariç) filme ayrı bir gerçekçilik katmış. İsmail Hacıoğlu da film kadrosuna çok yakışmış bir isim olmuş. Verdiği mesajlar günümüz içinde geçerliliği var. Vatan sevdasının silah tutmakla, başkaldırmakla değil, vicdanlı, şerefli insan olmakla olduğunu izleyiciye tek tek anlatan Mehmet Sipahi (ismail Hacıoğlu) karakteri, Eller silah değil, kalem tutmalı& sözüyle filmi zaten özetliyor. Ankara Taceddin Dergahı ve Ulucanlar Cezaevi'nde çekilmiş olması da Bir Ankara'lı ve oraları gezmiş biri olarak çok beni çok etkiledi. Çok beğendiğim bir film olmuş. Herkesin eline yüreğine sağlık. sağ-sol ayrımı gözetmeksizin herkes izleyebilir.","label":8} {"text":"Arka planda kalmış ancak mutlaka görülmesi gereken bir Vallee filmi. Temel olarak iki farklı zaman ve bu zamanlardaki karakterleri ele alıyor film: 1969 Paris ve 2011 Montreal. Film boyunca (Vallee'nin de kendine has tarzıdır) seyirciyi merak içinde bırakan sürükleyici bir zaman atlamalı kurgu tekniği kullanılmış. Sürekli flash-back ve flash-forward'lar eşliğinde, belli bir noktaya kadar çözümlemeye çalışıyorsunuz hikaye akışı ve karakterleri. Sonlara doğru her şey biraz daha aydınlanıyor tabii kafanızda. Biraz daha ibaresini kullanmamın nedeni filmin ucu açık olarak nitelendirebileceğimiz finali. Hatta son on dakikası falan (final sahnesinde son saniyelerde çok hoş bir ayrıntı var ayrıca). Oyuncuların hepsi üst düzey performanslar sergilemiş diyebiliriz. Belki bunlar sinema tarihine geçecek veya uzun yıllar hatırlayacağınız oyunculuklar değil ancak üzerlerine düşeni eksiksiz yapmışlar. Aralarında birkaç gömlek fark eden isim Paradis olabilir. İlk saniyeden sonuncusuna değin ayrıntılar, göndermeler ve sembolik anlatımlar içinde zihninizi kurcalayan, dikkatinizi ve algınızı sürekli açık tutmaya zorlayan ve böylece seyircisine gerçekten saygı duyan bir film çıkmış ortaya. Başarılı bir soundtrack. Ruh eşi kavramı.","label":7} {"text":"Çatışma sahnesi çok hoşuma gitmişti sanırım en gerçekçi çatışmalardan biri. Suçlu ve polis ilişkisi çok harikaydı özellikle başrollerin De Niro ve Al Pacino olması buna büyük katkı sağlamış. Hayatımda izlediğim en iyi suç filmleri arasına girer..","label":7} {"text":"Jennifer ve Greg, bir sabah kahvaltısı yaparken pat diye adamın arabasını garajından çekiveriyorlar. Arabaya haciz konulacak kadar borç durumunda olan bir çiftin böyle bir sabah geçiriyor olmaları enteresandı. Borç hususu daha iyi yedirilmeliydi. Film daha çok borç bahane bir birbirimizi satacağız havasındaydı. Erotik içerikli sahneler fena sayılmazdı ama Alexis karakterinin sürekli kıyafet değiştirme hobisi anlamsızdı.","label":5} {"text":"uzun süresine rağmen asla sıkmayan ve oyunculukların üst düzey olduğu güzel bir film 8/10","label":7} {"text":"harika bir film, kore draması sevenler mutlaka izlemeli hiç kore filmi seyretmediyseniz iyi bir başlangıç, ağlama garantili, zırıl zırıl","label":8} {"text":"bana göre bu film sikici ve çok uzun , çünkü karakterin hikayesine bir türlü giremiyorsunuz.","label":3} {"text":"Yahudilerin israil devletini kurmasına da ön ayak olmuş bir film gibi duruyor filmin sonlarına doğru ben bu mesajı çıkardım. Yahudileri dünya korkak insanlar olarak görüyor. Öyle ya izlediğimiz hemen her holokost filminde eline silah alamayan, binlerce kişi olsa bile eli silahlı bir nazi askerine boyun eğme sahneleri ve tabiki mağdur edebiyatı. Dünya bu tarz filmlerden sıkıldı ama yapımcılar ve yönetmenler sıkılmamış anlaşılan 50 küsür yıl geçti hala temcit pilavı gibi arkadaş her sene bi tane çekerler.) faşistlere karşı galip geldiler ama kendileride faşist oldular. Filmin süresi gereksiz uzun. Masraftan kaçıldığı belli doğru düzgün aksiyon sahnesi olmadığı gibi nazi subayı bile göremedik. İnanın oyunculuk anlamında cast'ten bir kişi söyleyemem. En kıl olduğum sahnelerle karşılaştım gene savaş var adamlar aşna fişnede hay ben sizin. Seyirciye oynuyor arkadaş ona kıl oluyorum.","label":5} {"text":"Her zaman 'based on a true story'nin bir çekiciliği olduğunu düşünmüşümdür. Benim gibi düşünenlere ya da samimi bir film izlemek isteyenlere tavsiye edilir. Bir köpeğe sahibinin bir daha geri gelmeyeceğini nasıl anlatabilirsiniz ki?Zavallı Hachi'nin yaşlanmış halini gördüğümdeyse çöktüm resmen.","label":8} {"text":"Filmi, sinema yazarlarını ve sinema bloggerlarını bir araya getirmeyi amaçlayan Beyazperde Sinema Kulübü ile birlikte izledim. Chronicle ( Doğaüstü) meraklı üç liseli arkadaşın süper güce sahip olmalarını sağlayan kristali bulduktan sonra yaşadıklarını konu alıyor. Önce heyecan ve eğlenceyle başlayan öykü gittikçe karanlık ve karmaşık bir hikayeye bağlanıyor.","label":7} {"text":"Beni en çok etkileyen filmlerden biridir ’’Breakdown’’.Ama çok iyi bir film olup olmadığı tartışılır o başka.Ama yine de bence ’iyi’ bir filmdir.Filmi izlerken 90 dakika boyunca gerim gerim gerilirsiniz,bir kaç tane sürpriz olayla karşılaşırsınız,Kurt Russell’a da acımadan yapamazsınız.Aksiyon-gerilim filmlerini sevenlerin kesinlikle ıskalamaması gereken bir film (eğer hala izlemeyen kaldıysa tabii).","label":6} {"text":"Samimi,sicacik bi romantik -komesi tarzi!.Ilk baslarda izlemeye basladigima pisman olacaktim ki sonlara dogru sardi!..Bana gore romantik komedilere yakisan bi isim olan Ashton Kutcher yine superdi...","label":7} {"text":"İzlediğim En berbat Filmdi Diyebilirm.Nasıl 7.5 Puan almış Anlamış Değilim.Klasik Amerikan Aşk Hikayesi.3D Diye Bir şey Yok.Hayel Kırıklığına Ugradım..","label":0} {"text":"Çok beyendim filmdeki herkesin ellerine emeklerine sağılık ara dışında filmden hiç çıkmadım[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"buz devrinden sonra izlediğim güzel bir anime olmadı ne yazık ki. bu da diğerleri gibi vasat bir film. fen sayılmayacak bir ana teması var ama ne söylendiği kadar nasıl söylendiği de önemli olduğu için sonuç olarak etkili olamamışlar. izlemeseniz de olur yani.","label":5} {"text":"Özensizlikle başlıyor özensizce bitiyor. Dramatik kurguda nerede ise tek bir olgu çatışması var; yan ögeler zayıf ve öylesine yerleştirilmiş. Komik olma durumuna gelince , neyse bu konuya girmesem daha iyi olur bu bir tez konusu olabilir. Verilen emek ve oyunculuk uğruna 3 yıldız veriyorum. Yeni çalışmalarda başarılar dilerim.","label":5} {"text":"film birebir zirvede filminin kopyası. sylvester stallone kendine tır alabilmek için bilek güreşi ypar. eski karısı oğlunu zorla sylvester'a vermek ister ama sylvester abibiz istemez sonra birbirlerine çok alışırlar ve tüm mücadeleleri kazanırlar. http://www.filimadami.com/film/3301/over-the-top/","label":7} {"text":"Hopkins iyi ama filmin kurgusu daha da iyi. Sinemada alzheimer'ı konu alan ilk film bu olmasa da bu şekilde işleyen ilk film olabilir. Ludovico Einaudi'nin müziğine değinmemek çok zor. Filmi gerçekten düşünerek mi besteledi yoksa zaten olan bir müzik miydi bilmiyorum. Şahane yakışmış. En son ne zaman bu kadar duygulandığım film izlemiştim hatırlamıyorum.","label":7} {"text":"izlediğim en ii vampir-kurtadam filmi diebilirim. ayrıca filmin avcılar arasında geçmeside ayrı bi hava vermiş filme yani filmde insanların pek bi rolü yok :P avcıların savaşı fln bence hoştu... ikincisi de geldi o da güzel ama tabii ki ilki kadar deil...","label":9} {"text":"İlk yarısında sıkıcı hissetmeye başlamıştım ama 2. Yarıda efsane güzelleşen film cürmü aşkla bağlantısı olunca dahada bi beğenmiştim gayet güzel film tavsiye ederim","label":9} {"text":"Ne desem bilmiyorum. Gerçekten zaman kaybıydı, hiç beğenmedim. Abartıldığını düşünüyorum. Müzikleri her ne kadar beğenmiş olsam bile çok uzun tutulduğundan insanı sıkmaya başladı bir süre sonra. Tam bir savaş ortamı yaratıldığı söylenmiş, evet doğrudur. Ama her şeyi tamamen aynı şekilde yansıtmak filmin iyi olduğunu göstermez. Beğenmedim, önermiyorum.","label":2} {"text":"verilen mesaj açısından çok başarılı bir film fakat komedi açısından vasatı aşamıyor boş zamanınız varsa tavsiye ederim...","label":6} {"text":"Harika bir film, birtürlü bulamamıştım geçenlerde eski bir filmcide bulabildim neyseki..","label":0} {"text":"filme zorla götürüldüm :) yine de yönetmenlerin emeğine sağlık","label":7} {"text":"aksiyon anlamında levye ile adam dövme dışında herhangi bir şey yok. kısaca aksiyon beklemeyin jason var diye ama sıkmadan izleniyor","label":4} {"text":"Senaryosunu, “The Mechanic” in (2011) devamı biçiminde kurgulayarak kendi hikayesinden Philip Shelby ve Tony Mosher’ın yazdıkları “Mechanic: Resurrection”, yönetmen koltuğunda Dennis Gansel’ın oturduğu bir aksiyon fırtınası… Yorumumuza, “özel efekt ve yeşil perde teknolojilerinin cömertçe kullanıldığı 40 milyon dolar bütçeli bu filmi, göklere çıkartmak ne kadar yanlışsa yargısız infaz edip gömmek de bir o kadar hatalıdır” diyerek başlamak istiyoruz… Tamam bir “John Wick” olmadığı çok açık… Bunu herkes görebiliyor zaten… Ama Josh Kupecki’nin The Austin Chronical’daki 31 Ağustos 2016 tarihli yorumunda ifade ettiği gibi: “Fakir bir adamın düz ve sıkıcı olan ‘Mission: Impossible’ ı” şeklinde değerlendirerek eleştirmenin ve puan olarak da 100 üzerinden 30 vermenin de insaf ölçüleriyle pek bağdaşmadığını düşünüyoruz… Şimdi gelin isterseniz filme biraz daha yakından bakalım… İlk filmdeki “sahte” ölümünün ardından Arthur Bishop (Jason Statham), Rio de Janeiro’da Otto Santos adıyla sessiz ve sakin bir hayat sürdürmektedir… Ancak gerçek kimliğini bilen bir “ulak” (Yayaying Rhatha Phongam) kendisine, patronunun istediği üç kişiyi öldürülmesi halinde ömrünün geri kalanını istediği gibi yaşayabileceği mesajını iletir ve anında ortalık karışır… Zor da olsa oradan sıvışmayı başaran Bishop soluğu, Güney Tayland’daki cennet benzeri Koh Lipe adasında alır… Eski dostu Mei (Michelle Yeoh), onun için gerekli tüm hazırlıkları yapmıştır… Ertesi gün dayaktan vücudunun değişik yerlerinde çürükler bulunan ve daha sonra eski bir özel kuvvetler çalışanı olduğunu da öğreneceğimiz Gina Thornton (Jessica Alba), konakladığı yat dan adaya pansuman malzemesi istemek üzere Mei’nin mekanına gelir… Mei gece yat daki Frank (Anteo Quintavalle) ile Gina arasındaki gittikçe sertleşmeye başlayan kavgayı görür ve durumu Bishop’a anlatır… Aslında bu kavga da Bishop’a, çok yakından tanıdığı ve “spoiler” olmasın diye belirtemeyeceğimiz bir nedenle “takık” olan Riah Crain (Sam Hazeldine) tarafından kurulmuş olan bir “tuzaktan” başka bir şey değildir… Amaç Gina’nın Bishop’ı kendisine aşık ederek Crain’in isimlerini vereceği üç kişinin ortadan kaldırılmasını sağlamaktır… Eğer bunu yapmazsa Gina, o zaman Crain Gina’nın işlettiği Tayland’daki barınakta kalmakta olan kimsesiz çocukları adamlarına tek tek öldürtecektir… Daha fazla vakit yitirmek istemeyen Crain, adamlarına Gina’yı gündüz gözü adadan kaçırtarak pazarlığı başlatır… Peki kimdir bu üç adam? İlki, Malezya’daki ulaşılması zor bir hapishanede saklanmakta olan Afrikalı diktatör Marlon Krill’dir (Femi Elufowoju Jr.) … İkincisi, Sydney Avustralya’da bir binanın yetmiş altıncı katında korumalarıyla yaşayan insan kaçakçısı Adrian Cook (Toby Eddington) … Sonuncusu ise, Varna Bulgaristan’daki silah kaçakçısı Max Adams’dır (Tommy Lee Jones) … Bu üçlünün ortak özelliği de Crain’nin piyasadaki en dişli rakipleri olmalarıdır… Yani Crain’in derdi liderlerini öldürterek karanlık suç şebekelerini çökerterek insanlığa hizmet etmek değil kendi önündeki engelleri temizlemektir… Eğer bu işi yapmazsa Bishop, Crain elinde tutsak olarak bulundurduğu Gina’nın hayatına son verecektir… Kesinlikle tarzımız olmamasına karşın tek bir saniyesinde dahi sıkılmadan izleyerek tamamlayabildiğimiz bu filmi, aksiyon meraklıları ile Jason Statham hayranlarına rahatlıkla önerebiliyoruz… Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"Ben de filmi önceden izleme olanagi bulanlardanim , film için egirilmesi biraz zor bir film ama sonrasinda sizi alip götürüyor. Dicaprio güzel oynamis. Iyi bir Clint Eastwood yapimi","label":7} {"text":"Son dönemde gayet başarılı işlere imza atan Fransız sinemasından kalburüstü bir film daha.Aksiyon için kısıtlı mekan çekimlerine rağmen yüksek temposuyla,adı gibi soluksuz izleniyor.Hikayeyi klişe bir finalle bitirmemeleri de ayrıca hoşuma gitti...6,5/10","label":5} {"text":"Bu filme olan duygularımı nasil anlatabilirim bilmiyorum ama tek bir filmde onca duyguya nasil yer vermisler hicbir fikrim yok. Baş karakterlerin daha cocuk olmasi, hisleri masumlastiriyor. Kendi perspektifimden, bu film hem bungun, hem coskulu, hem masum hem de melankolik. Bu filme öyle bir baglandim ki... Kesinlikle bir başyapit! Kitabını da iki üç kere okumuslugum var. O da tavsiye edilir.","label":8} {"text":"Otobüs filmi Türkiye'nin gurur duyması gereken nadir eserlerdendir. Bu filme çok uç demek aptalca olur, zira dönemde yurt dışına çıkan Türk milletinin çoğu bu seviyededir. Bunu reddetmek de gözlerini kapamaktan farksızdır. Hiçbir millete hiçbir şekilde alçaklık yaftası olarak görülmemelidir. Bu bir sanat eseridir, ki gerçeklikle dolup taştığı da yalanlanamaz. Günümüzde bile yurt dışına ilk gidişimizde bu tür olaylar peşimizi bırakmaz, çünkü toplumumuza aşılanmış bir \"gerilik\" hakimdir. Oysa bunların her biri cahilliği mi gösterir? Orası tartışılır.","label":8} {"text":"Kolay kolay bulanamıyacak türden bir film. İlk izlediğimde günlerce kendime gelemediğimi çok net hatırlıyorum.. Freddy Kruger ve bu film, çocukluğumun kabusudur..","label":7} {"text":"Macar sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Szabo yine(mephısto, Hanussen) cıkış noktasına gerçek yaşam öyküsünden beslenen hikayesinde Wilhelm Furtwängler'a açılan soruşturmadan ve araştırmacı subay Steve Arnoldun durumlarından yön alıyor.Film başlangıcındaki sıkıntılı anlatımdan kendini soyutlayarak baskı altındaki toplumun ahlaki ve etik unsurlarını göz ardı etmeyen bir sanatçının kişişel tavırlarının zamanla patlamaya dönüştürdügü sekanslarıyla dikkati ceken bir film.Fakat Szabo; Mephistodaki sanat ve toplum arasındaki keskin ilişkiyi bizlere aktarırken verdigi yanıtların filmde degişmezligini bu filmde koruyamamış.Çünkü film içinde çıkan soruların yanıtları Arnold gibi saglam bir şekilde veremeyip zamanla degişiyor.(Arnold ve Furtwängler arasında kalarak taraf tutmak hayli zorlasiyor).Yinede ahlaki degerler ve şeytanla iş birligi arasındaki bagı bize ustalıkla anlatan Harvey Keitel ve Moritz Bleibtreu usta işi oyunculuklarını izlemek ayrı bir keyif.","label":7} {"text":"dürüst Üçkağıtçılar:)","label":6} {"text":"dünyaca ünlü yazar hemingway ile ispanya iç savaşı döneminde tanışan ve savaş atmosferinde tutkulu bir aşk yaşayan ünlü savaş muhabiri gellhorn?un hikayesini konu alan film. filmin sadece bir aşk hikayesinin üzerine kurulduğunu söylemek biraz haksızlık olur. savaşın acımasızlığı ve verdiği zararla birlikte, insanların savaşı nasıl algıladıklarını da anlatıyor. aynı zamanda hemingway ve gellhorn?u da tanıma imkanı veriyor. aralarında başlayan tutkulu aşk, savaş bitip de ikisi karşı karşıya kalınca tutkudan çok bir ego savaşına dönüşüyor.","label":8} {"text":"Aslında Romantik-Komedi türünden pek hoşlanmam.Ama bu yapımı diğer Romantik-Komedilerden ayrı bir tarafa koymak istiyorum.Zira aynı zamanda Zack And Miri Make a Porno gençlik komedisi tarzınıda taşımakta.Böyle oluncada iyi bir şekilde harmanlanmış olan bu yapım ortaya çıkmakta.Sonuçta izlemeyenlere şiddetle tavsiye edebileceğim bir yapım Zack And Miri Make a Porno.Ben bu yapıma 10 puan üzerinden 8 puan veriyorum.","label":7} {"text":"Distopyayı iyi şekilde işleyen çok film vardır fakat bu kadar güzel resmedebilen başka bir eser var mı ? .. Distopya derken sadece postapokaliptik bir zamanı anlatmıyor. Wall-e kendisini bir metafor olarak, binlerce yıllık bir felsefi soruyu, kimlik sorununu seyirciye yöneltmek için kullanıyor... Theseus'un Gemisi olarak...9/10","label":8} {"text":"Film 1999 yılında çevrilmiş olmasına rağmen filmi ancak bugün (2007) DVD olarak izleyebildim ve sinemada kaçırdığıma çok yandım. 'Troy', 'King Arthur' vb. tarihi/savaş filmlerini, hele bir de eski çağları anlatıyorlarsa, çok severim. Bu filme de bayıldım. Keşke sinemada görebilseymişim! 9/10!","label":8} {"text":"Tam bir hayalkırıklığı...Ayrıca gördüğüm en sade Saw finaliydi..","label":6} {"text":"Messing ve Mulroney in kimyaları uyumluydu. Kendini seyrettiren bir romantik-komediydi.","label":9} {"text":"Big Fish, izlendiği zaman alıp bambaşka dünyalara sürükleyen bir Tim Burton filmidir. Moralin mi bozuk kesinlikle izle iyi şeyler mi düşünmek istiyorsun kesinlikle gülümsetir ama bir o kadar da üzer.","label":0} {"text":"cok iyi ya x","label":7} {"text":"bu tarz bilimkurgu severler için nimet denebilecek kadar kalitede nadir filmlerden biri diyebilirim bu tarz filmlerde en önemli kısım herşeyden önemlisi görsel sunum ve gerçekten film hakkını veriyor sanki filmin içinde gibi hissediyorsunuz bir an ne oluyor nerdeyime kadar geliyor tabiki ikinci önemli kısım oyunculuk tabiki ordada Sandra Bullock devreye giriyor ve yıllara meydan okur gibi oyunculuk dersi veriyor sanırım başka birine rol bu kadar oturmazdı gerçekten gerilimin ve merakın üst seviyelerde gezdiği sağlam bir yapım diyebilirim tek eleştirim filmin sonunun biraz daha devamı olabilirdi birazcık havada kaldı diyebilirim sonuç olarak şiddetle tavsiye ediyorum mutlaka izleyin farklı konusuyla ilginizi çekeceğinden emin olabilirsiniz iyi seyirler...","label":8} {"text":"\" Allah'ın hakkı üçtür \" öyle mi diyeceğiz Ahmed ? Yoksa direnecek miyiz bu disipline, bu ahlaka bu köteğe ? Canım Ahmed'im.. Sonunda mutluluktan hayran olup tebessüm ederken yanacak hep bir yanımız.","label":9} {"text":"Bir Kadın Bir kadın, evet bir kadın, askerliğin tüm zorluğuna karşın ayakta kalıyor ve fiziksel olarak daha üstün olan erkeklerle karşı aynı mücadeleyi vermeye çalışıyor.Evet veriyorda ama bunu yapana kadar kendin bir çok şey kaybediyor.Ama onurunu asla. Ridley Scott yönetmenliğindeki filmin oyuncu kadrosunda Demi Moore ve Viggo Mortensen gibi iyi oyuncularda var. ideefixe.com 26.07.2005 yayımlanmıştır.","label":4} {"text":"İlk filmden, daha bol aksiyon ve mizah içeriyordu...","label":9} {"text":"ne zaman kurtulacak türk sinema sektörü bu tarz filmlerden :(( yani ve hep aynı kişileri görüyoruz bu tarz filmlerde biraz ilham alın artık güldürmüyor yani recep ivedik bile daha komik kalıyor bunların yanında","label":1} {"text":"İzleten, fakat iz bırakmayan bir Star Wars halkası. Adam Driver'ın başarılı performansına rağmen artık iyi ile kötü&nün savaşında sanki yeniliğe gitmek gerekiyor. Veya konu daraldıysa ve gidilemiyorsa, çok da zorlamamak gerek çünkü kalite ister istemez düşüyor. Koskoca seri sıradan hale geliyor. Yine de yapımcıların en büyük gayesi kaliteyi arttırmak değil de yeni nesilleri Star Wars ile tanıştırmak ve buradan ekmek yemek olduğu için, aslında çok da yadırgamaya gerek yok. Adı üstünde, ticari kaygılar. Tüm bunların üzerine kesinlikle kötü bir film beklemeyin. Aksiyon dozu, karakterler gayet iyi. Geçmişe göz kırpmalar biraz rahatsız etse de (evet, Yoda'dan bahsediyorum) ne yapalım görmezden geleceğiz artık. Yalnız özellikle Yoda'yı nasıl berbat edebilirler onu görmek için bile izlenebilir!","label":6} {"text":"içerisinde dram,aksiyon,gerilim ve trajediyi barındıran kaliteli bir film.oyunculuk ve yönetim gayet başarılı.film sonunda şu soruyu cevaplamanız gerek;neyin, nerde, nasıl, nezaman doğru olduğuna nasıl karar vereceğiz? filmin sonunda bunu sorgulamanızı sağlıyor film.8/10","label":7} {"text":"tek plan filmlerini çok seviyorum ve yönetmen bunun hakkını fazlasıyla vermiş. baştan sona sizi içine çekiyor ve sıkılmiyorsunuz çatır çutur savas sahneleri bekleyenleri dumura uğratmış olabilir ondan sanırım bu kinleri. gayet güzel bir film olduğunu düşünüyorum görsellik inanılmaz. oyunculuklarida beğendim. bence izlenebilecek kaliteli bir film karsinizda şans verin. 8/10","label":7} {"text":"japon versiyonu daha güzeldi bence hem o 3 lemiş bir seri 3ünüde izledim müthişti bu yanında birzada olsa sönük bence","label":4} {"text":"Film her ne kadar distopik bir gelecekte geçtiği iddia edilse de aslında günümüz kapitalizminin egemen olduğu Meksika'da başlıyor. Gerçekte yasalar çerçevesinde ülke kaynaklarını yağmalayan ve emekçileri sömüren patron sınıfına mensup olanlar her ne kadar cimrilikleri vurgulansa da neredeyse masum karakterler olarak gösteriliyor. Filmde işçi oldukları geri planda bırakılan fakirler, [spoiler]yağmacı ve katliamcı karakterler olarak zenginlerin çoğunu öldürüyorlar[/spoiler]. [spoiler]Yönetime el koyan ordu ise hem patronların ailelerini hem işçilerin/fakirlerin ailelerini kafalarına göre öldürüyor[/spoiler]. Film kurgu olsa da herhangi bir mantığı yok. Kapitalizmde patronlar zenginleşmek için işçilere ihtiyaç duyarlar, onları öldürtmezler. Ordu, patronların yani yönetime egemen olanların emrindedir, onlara karşı en ufak bir eylemde bulunamazlar. Ordunun, zenginleri ve işçileri öldürmelerinin de herhangi bir mantığı yoktur. Film, bu noktaya da açıklık getirmiyor. Gerçek hayatta ise işçiler, insanları soymak için rastgele öldürmezler. Emeklerinin karşılığını alabilmek için çalışırlar. İş cinayetlerinde hayatlarını kaybederler. Patron sınıfı ise işçileri sefalete mahkum eden ücretlerle çalıştırarak; yetersiz beslenme, hastalık, işsizlikten kaynaklı intihar vb. nedenlerle ölümlere neden olur. Bazen de kurdukları düzene ayakbağı olanları ortadan kaldırtabilirler. Film sapla samanı karıştırmak gibi bir role sahip. Buna da kurgu demişler. Film daha en başında işçi düşmanlığı yapıyor. Böyle bir filme verilen ödüller, festival komitelerinin de kimin tarafında yer aldığını çok güzel gösteriyor. İzlemekle zaman kaybetmemenizi öneririm.","label":0} {"text":"Bir daha hiçbir filmde böyle büyük bir kadroyu göremiceğimizden eminim, hepsinin önünde saygıyla eğilmeliyiz, bin kere izlesem yine de bıkmayacağım bir film.. Kimi zaman içinizi kıpır kıpır eden, kimi zaman da içinizi burkan müziği içinde Melih Kibar'a binlerce kez teşekkürler..","label":8} {"text":"Yılmaz Erdoğan adına güvenerek sonuna kadar izledim ama kesinlikle zaman kaybı. Tahammül sınırlarımı zorladı kapatmamak için çok direndim.","label":1} {"text":"Sade ve etkileyici bir anlatımla etkilemeyi başaran; çok dokunaklı, çok dürüst ve çok gerçekçi bir film.","label":6} {"text":"film sadece Goran Bregovic müzikleri için bile izlemeye değer! izlerken müthiş keyif alacağınızı şimdiden belirteyim, benim notum 9/10","label":7} {"text":"Yalanla başlayan işler, hüsranla biter.. Juliette Binoche'ın orta yaş güzelliğine eşlik eden muhteşem performansı, durgun bir temposu olmasına rağmen akıp giden senaryosu ile son zamanlarda izlediğim en iyi psikolojik filmlerden.","label":7} {"text":"Çerezlik kıvamda bir absürd komedi filmi. Farkında olmadan bir kasiyer cinayetine karışan iki genci korumak için gelen kuzen Vinny, hiç avukatlık yapmamış biridir. Okuldan mezun olduktan sonra komedyenlik olarak çalıştığı için bu meslekte son derece acemidir. Nasıl savunma yapılacağını, mahkemede nasıl durulacağını yani bu işle ilgili herşeyi o sırada öğrenmektedir. İlk yarısı çok sıkıcıydı. Film kendini mahkeme sahnesinde toparlıyor. Delillerin yok edilişi ve son sahnedeki motor bilgisi detayı gibi konuşmalar gerçekten güzeldi.","label":6} {"text":"Ulusal güvenlik için tasarlanmış bir bilgisayar sistemi kontrolden çıkıp korumakla yükümlü olduğu ülkeyi hedef alıyor. Neden mi? Gerçek tehdit bozuk sistemin ta kendisi olduğu için. Tavsiyedir.","label":6} {"text":"Leo abimin, Jennifer ablamın, Cate ve Meryl teyzelerimin netfix boş yapımlarına adım attığına, kaliteli film sektörünün yok oluşuna oldukça net bir örnek yapım.","label":0} {"text":"Bu filme gitmeden önce Dennis Quaid oynadığı bir filmin vasatın üzerinde olmasını beklemiyordum ama bu film vasatı (!) da geçti hakikaten çok kötü bir film. Sözüm ona bir yerde 'Seven' ile 'Saw' filmlerinin bir karışımı yeni versiyonumuş gibi duruyor ama baştan sona saçma sapan elle tutulur tarafı olmayan bir film.","label":3} {"text":"normalde türk korku filmlerinizi izlemezdim ama bu cok iyi olmuş teşekkürler e","label":9} {"text":"tony jaa yine bir fili kurtarmanın derdinde.. ucuz efektler, gerçek dışı bazı sahneler sıktı açıkçası. bir ong bak değil.. bu adamın hollywood'a gidip basit aksiyon filmleri çekip jackie chan yolunda gitmeme nedenini merak ediyorum. onun yerine rza falan gelmiş tayland'a film için. umarım filmin 3. serisi çıkmaz bu fil sevdası burda sonlanır. - o fil benim için bir kardeş gibi.. + yoksa baban fille mi yattı? filmdeki tek komik sıfatı altında nitelendirebileceğimiz diyalog buydu.","label":4} {"text":"Öncelikle kısa bir bilgi vereyim. Filmin dikkatimi çekmesinin başlıca nedeni Viyana, Klimt ve II. Dünya Savaşı ile bağlantısıydı. Şahsen Viyana sokaklarında ve Belvedere Sarayında dolanmış biri olarak, bir de hayranı olduğum ressam Gustav Klimt'in Adele Bloch-Bauer'e ait tablosu merkezde olunca film hepten ilgimi çekti. Beklentilerimi çok büyütmeden başladım filme. Kendini izleten, ancak çok büyük bir merak uyandırmayan, karakterler ile (özellikle de Reynolds'unki ile) aramızda bir bağ kurmayı başarmakta zorlanan bir film. Ancak II. Dünya Savaşı ile zaman atlamalı oluşturulan kurgu başarılı. Yine de kişisel olarak Viyana'ya ve sanata ilgisi bulunmayanlar sıkıcı bulabilir.","label":6} {"text":"Film idare eder derecede, normal bir film. İzlenebilir de, sıkılınıp bana ne ya bu aptal İngilizlerin saçma sapan takıntılarından deyip kapatılabilir de. Hiçbir orjinalliği olmayan en başından sonu görülen, tümüyle İngiliz soğukluğunda oyunculuklarla bezenmiş bir film. En iyi orjinal senaryo oscar'ı kesinlikle Inception'ın olmalıydı, hadi olmadı diyelim Black Swan almalıydı bu sefer de oscar'ı. Bu iki mükemmel senaryo kurgusunun arasında \"Kekemedir,..., çalışır,..., güzel bir radyo konuşması yapar.\" nasıl olur da bu oscar'ı alır? Ayrıca bunu da yazmıyor adamlar, zaten gerçek hayat. En iyi film oscar'ı da sadece bu yılı değil matrix den beri tüm yılları hesaba katsalar açık ara Inception'ın olmalı idi. Ayarlı işler bunlaar. Social Network'e de saydıracağım daha da burası yeri değil :)","label":4} {"text":"İzlediğim en gürültülü, en sinir bozucu, en dandik teen slasher filmi. Puanı falan tamamen abartı. Gerilime, korkuya dair tek şey kızın film boyunca, ara vermeden anıra anıra bağırması. Geri kalan kısmı ciddi olalım derken komedi olmuş. Türün ilk filmlerinden olabilir, Leatherface gibi bir karakter yaratmış olabilir fakat bu onu iyi bir film yapmaya yetmiyor. Herşeyin eskisi, ilki güzel olmuyormuş demek.","label":0} {"text":"Filmi geç keşfetmişiz. Ülkemiz sinemasında çok da rastlamadığımız türden ve atmosferden bir yapım. Eleştirdiği kesim toplumun birçok kısmını içeriyor. Zaten insanlar değil mi aldığı yeni macbook'la kafeye oturunca, yanına da güzel bir kahve söyleyince kitap yazabileceğini düşünen? \"Yapan nasıl yapıyor?\"","label":7} {"text":"kimse alınmasın ama kötü bir film izlemek istiyorsanız buyrun gidin benim gibi hataya düşebilirsiniz bu filme olumlu bişeyler yazanın da bilgisinden şüphe ediyorum insanlar burdaki yorumlardan hareket edebiliyorlar yani illa İstanbul'un fethi 'ni anlattığı için güzel olmak zorunda mı bir film Atatürk'ü anlatan her filmin güzel olmadığı gibi. Tek bişey söylemek istiyorum bir dövüş sahnesi var Ulubatlı Hasan'ın dünya üstünde başka insan tipi kalmadı mı merak ediyorum birbirine bu kadar benzeyen iki tip yaratmışlar anlayamıyosun kim kime sallıyor Koca Fatih sultan Mehmet hiç mi kılıç sallamaz arkadaş?","label":0} {"text":"filmi küfürlü olduğu için eleştirenlere bir anlam veremiyorum.kardesim uzaya giden konya müftüsü değil ki üçkağıtçı bir ülkem vatandaşı.","label":9} {"text":"Filmin diyalogları kesinlikle kıvrak bir zeka ürünü. Göndermeli, hicivli ve alaycı bir dili var. O bölgenin insanının komik tarafını çok iyi yansıtmış. Sıkmayan bir gişe filmi.","label":6} {"text":"psikoloji okumadım. ama artık şunu net bir şekilde gördüm ki bir insana '' bu güzeldir'' duygusunu verdiğiniz de otomatik olarak karşı taraftta ''hoş, güzel'' duyguların uyanmasını sağlıyorsunuz. bu insanlar için de geçerli bir durum: fiziki anlamda güzel olmayıp tavırlarıyla özgüvenleriyle karşı tarafa ''ben güzelim'' duygusu veren insanlar gerçekten de ''evet sen güzelsin'' dedirtirler. çünkü sana sürekli o algıyı veriyor. aksisini düşünmen mümkün olmuyor. 14-15 yaşlarında okuduğum ''bestseller'' kitapların bazılarını kötü bulduğumda sorunu kendimde arardım. geçmişime ve kendimi algılayışıma bir darbedir o kitaplar. bestseller filmler de bazen öyle olabiliyor yine anlamış bulundum. bunları belirleyen bir tayfa var. merak ediyorum kimsiniz.","label":4} {"text":"Leon ve Jill'in akıl almaz castingini geçiyorum, neden bu kadar ezik ve aptal karakterlere dönüştürüldüklerini merak ediyorum sadece. CGI kötü ama ben Licker'ı ve Birkin'i fena bulmadım. Film, oyunlardan güzel enstanteler taşıyor ama yalnızca o kadar. Her bölümden bir şey katalım diye diye ortaya kusmuk gibi bir karışım çıkmış. Keşke daha özenli bir film çıkarsalardı. Ay bir de iki müzik koyalım soundtracki var desinler diye saçma sapan yerlerde karakterlerin müzik dinlemesi iyice içine etmiş filmin, kusura bakmayın.","label":4} {"text":"Sırf Aundrey Tautou için ne idüğü belli olmayan filmler izler oldum. Şimdi de bu filmi izlemeyi düşünüyorum:D Herşeybir yana bu oyuncuya karşı olan sempatim Coco avant Chanel, Ensemble, c'est tout, The Da Vinci Code, Hors de prix, Dirty Pretty Things ve tabiki Le fabuleux destin d'Amelie Poulain filmlerini izlememe neden oldu. Tabi ki Amelie gibisi yok ama diğer filmler için de boş diyemem özellikle Coco avant Chanel hakikaten dikkate alınacak filmlerden, apayrı bi karakter yansıtıyor perdeye. Birde bi arkadaş mimikleri olsun, hareketleri olsun filmdenfilmehep aynı olduğuna takılmış. Fikrine katılmakla birlikte yahu yerim onun ben mimiklerini!!! demeden de geçemiyorum :D","label":0} {"text":"Film fragmaniyla beklentileri üst düzeye çikarmis tarih bilgisi kuvvetli olan arkadaslar filmin çok yavas ve duragan kaldigini görmüslerdir. Bu bütçeye hiç bir detayin gözden kaçirilmamasi gerekiyordu.Fatihten daha çok Ulubatli hasan karakterinin ön planda olmasi , aksemsettin hz, gemilerin karada yürütülme sahnesi hem çok kisa hemde o gemilerin karaya nasil getirildigi(kus olup uçmadi ya gemiler), savas marsi yerine anlamsiz garip bir argüman,fatihin çocuklugunu bir kaç saniyeyle geçistirmek, bir kaç saniyede Moranin fethi, Ayasofyaya giriste koskoca padisahin tek basina halkin üzerine yürümesi-yaklasmasi(korumasiz)... Savas sahneleri fevkalade güzel olmus olumlu olumsuz yanlariyla haftaya damgasini vurmus ve gise de hasilat rekoru kirmasini beklenilen film olma özelligini her seye ragmen destekliyorum.Eger bu film biraz daha dikakt edilerek 3 D boyutunda çekilme imkani bulursa inanilmaz sayida seyirci toplayacaktir. Sinemada izlemenizi tavsiye ederim arkadaslar.Saygilarimla...benden4/5","label":7} {"text":"Büyük usta Martin Scorsese, suç dünyasına geri dönüyor ama bu sefer daha yakın tarihlere odaklanıyor. Eski gangsterler yerine artık brokerların var olduğunu söylüyor. Gangsterlerin çaldığı paraların yüzlerce katını çok daha teknik ve kolay yöntemlerle ele geçiren borsa simsarlarının para ile rezil olan hayatlarına derin bir bakış atıyor. ABD tarihinin en çok ses getiren dolandırıcılık olaylarından birinin mimarı Jordan Belfort'un biyografisinden uyarlanan senaryonun ana konusu, kısa yoldan zengin olmayı hedefleyen sıradan bir adamı ele alıyor. Bu konu üzerinden oldukça yoğun bir film çıkıyor ortaya. Scorsese, Wall Street'in tüm alçaklıklarını abartarak sunuyor bize. Bu absürt hava filmin ağırlığını hafifletiyor. Ara sıra oldukça eğlenceli bir hal aldığını da söyleyebiliriz. Yalnız müstehcen içeriklerden rahatsız olan kişilerin bazı sahnelerde gözlerini yummaları gerekebilir. Ama şu bir gerçek; başka bir yönetmen bu kadar fazla cinsellikle baş edemeyebilirdi. Ayrıca filmin, biraz uzun tutulmuş süresinden kaynaklanan eleştirileri de hiçbir şekilde hak etmediği kanaatindeyim... -Devamı için:","label":8} {"text":"Yarısından fazlasını izledimsıkıldım boğuldum,dayanamadım kapattım.Çağan Irmak nasıl böyle bir film yapmış inanamıyorum dedim.Ertesi gün devam ettim,iyiki de izlemişim.Sonlarına doğru güzelleşiyor film,adeta boyut değiştiriyor.İzlemeye katlanamadığımız kadını bır anda anlamaya başlıyoruz.Filmde gerçekte hangisi mağdur onu çözmeye çalışıyoruz ama dediğim gibi ilk yarı fazla sıkıcı ve durağan.","label":4} {"text":"tamamen vakit kaybı.","label":2} {"text":"sonuna kadar pür dikkat kendisini izleten bir onur ünlü filmi. tüylerim diken diken oldu","label":8} {"text":"ilk yarısı için ne kadar olumlu konuşacaksam ikinci yarısı için de o kadar olumsuz konuşabilirim. bu kadar iyi başlayıp, kaliteli bir film vadettikten sonra, sırf alt metninde şunu söyleyelime lafı getirmek için inandırıcılıktan son derece uzak olaylar silsilesi ile kapanış yapmış ve gayet güzel potansiyelini heba etmiş.","label":5} {"text":"Mükemmel insan da olsa, köleliğe karşı da olsa, lincold de olsa toplumlarda liderlik sıkıntılı bir şey filmde bu inceden inceye veriyor. Başarılı bir film.","label":5} {"text":"İlk filmi daha da güzel olmakla beraber, ikinci filmde, ilk filmdeki romantizmi hissedemiyosunuz, ama yinede ilk filmi izleyenlerin kaçırmaması gereken bi devam filmi..","label":5} {"text":"sinemalara yagan hollywood bombardimani icinde nefes almanizi saglayan bir film.izlerken kimi zaman guldum, kimi zaman gozlerimin yasarmasina engel olamadim..insani tum duygulari hissettim....gercekten bataklikta yetisen cicek misali bu tur filmler yapan sinemacilar olmasa sinema da sanat olmazdi..herkese tavsiye ediyorum bu filmi, kacirmayin","label":7} {"text":"Filme çok büyük hevesle gittim . Sonuç mu ? Sadece hayal kırıklığı ?Filmde bir kere olaylar birbirinden kopuk , pek çok olay havada kalmış .Çatışma sahneleri ise çok amatör ; zaten film amatör .İkinci yarının ilk başındaki sahnede , çatışmanın olduğu yerde , çadırda koskoca Türk Kızılay ı yazıyor . Harf devrimi ise 1928 :)Film kesinlikle akıcı , sürükleyici değil . 93 harbi mi , Kurtuluş Savaşı mı o bile tam aktarılmamış .Bir sahnede kahvede çay içiyorlar , konuşan kişinin yanındaki şahıs ekrana sabit bakıp gülüyor . Bu figüran ki zaten ekranın yarısını kaplıyor . :) Oysa gülünecek bir konu yok ortada ...Çok amatörce , çok ivedi çekilmiş bir film .Kesinlikle ve kesinlikle gitmeyin , zamanınıza ve paranıza yazık .Nasıl olsa televizyonda yayınlanır.","label":1} {"text":"arapların dogasını çok güzel göstermişler. sözde musluman olup kendi dindaşını öldüren bir avuç dilenci toplum. türkleri baya yanlış lanse etmişler","label":6} {"text":"Beklentim nedeniyle de olabilir ama biraz hayal kırıklığı yarattı, özellikle amerikan vari sahneler nedeniyle... Seyirciyi aptal yerine koymadan da gerçeği gösterebilirlerdi diye düşünüyorum. 70/100","label":6} {"text":"Fazlasıyla sıkıcı bir film. Filmin daha ilk dakikasında karakterimizin bir otobüs bileti vermekten aciz, yanındaki adamın cebinden aşırdığı para ile gününü geçiren biri olduğunu görüyoruz ama filmin devamında başka yan kesicilikleri neredeyse yok denecek seviyeye geliyor. Karakterin boş gezenin boş kalfası olduğunun anlatılmasından sonra, yeni tanıştığı kız arkadaşı ile 50 dakika boyunca şarkı söyle-söylemem muhabbetlerinden ibaret bir film izledik. Direk son yarım saatini izleyerek konuyu kavrayabilirsiniz.","label":3} {"text":"Fantastik film severler için mükemmeldi. Özellikle bu filmin müziğini çok seviyorum. Beni gerçekten etkileyen nadir filmlerden. Bu filmi aslında her yönüyle başarılı buldum demeliyim daha doğrusu. İzlenmesini tavsiye ediyorum.","label":8} {"text":"doğrudan karantinaya... zira film boyunca andy garcia aklımdan çıkmadı.. fiziksel anlamda değil politik olarak.. hatta gloria esestefan bile aklıma geldi..","label":5} {"text":"Başka türlü bitseydi gözümdeki bütün ihtişamını kaybederdi. Bayıldım filme ben. Ah son konuşma sahnesi...","label":8} {"text":"50 yıl önceki İstanbul'u görmek çok değişik bir deneyim oldu; ancak Türkçe konuşulan sahnelerde yabancı aksan çok belli oluyor, kulak tırmalıyor.","label":7} {"text":"Diğer Türk yapımlarından farkı masalsı olması... Eğer filmi sadece hipnoz ile kızın çalınançantasını bulma işlemine verselerdi film bu kadar dikkat çekmezdi... Özge Özdere de dikkat çekmek lazım... Hayatındaki en iyi performanslardan birini sergilediğihatta belki de benim onu takip ettiğim kadarıyla en iyi performansı olan bu filmde dikkat çeken isim olarak ön plana çıkıyor... Oyunculuklar iyi... Senaryo biraz daha iyi olabilirmiş... Bazı şaçma yerleri var ama Türk sinemasının gelişme göstermesi açısından önemli bir film...","label":6} {"text":"her zaman geoffrey rush ın böylesi bir performasına bu kadar geç tanık olduğum için kendimi suçlayacağım film olmuştur. keza noah taylor da için de geçerlidir. her şey yeterince açık ve dokunaklıdır. baba ve oğul ilişkisinde belki de en sarsıcı filmlerden..","label":7} {"text":"Bilim kurgunun babası...","label":8} {"text":"daha iyi olabilirdi...daha fazla özenilebilirdi.sonuçta tarihimizle ilgili gerçeklere parmak basan bir film.bu filmi izlediğimde ortaokuldaydım.eldeki imkanlarla çok daha iyisi yapılabilirdi...hala da yapılabilir.geç kalınmış değil.artık kendi tarihimizle ilgili güzel filmler görmek istioruz sinemalarımızda.o kadar çok hikayemiz o kadar çok acımız var ki ulus olarak yaşadığımız ya da bildiğimiz...bunları neden film yapmıoruz?neden kendi tarihimizdeki gerçekleri kullanıpta ortaya iyi işler çıkartmıyoruz?yapabiliriz...yapabiliriz...buna yürekten inanıorum.","label":3} {"text":"Daha yüksek bir puan hakediyor.","label":7} {"text":"Tam bir zaman kaybı. Uzak durmanızı tavsiye ederim.","label":1} {"text":"daha sıradışı bir hikaye beklemiştim sanırım, olağan bir hikaye olağan bir durummuş. sıkılmıyorsun belki ama pek etkili bir film de değil. ama iki kadının, bir anne kızın çatışmasını yansıtması yönünden iyiydi.","label":6} {"text":"Renkli ama karanlık bir film olmuş. Açıkçası bu kadar karanlık çıkmasını beklemiyordum. Özellikle ortalarında romantik komediye kayar gibi olunca filmden beklentimi sıfıra indirmiştim; ama ardından atmosfer hızlı bir şekilde değişiyor.","label":6} {"text":"Bazı filmleri belli dönemler de izlemek gerekir diye düşünüyorum. Sanki öyle olmayınca tam hakkını veremeyecekmişim gibi gelir bana, sanırım en doğru zamanlarından birinde izledim bu filmi. Ben tüm dünyayı bir makine olarak düşünürüm. Makineler asla fazladan parçalarla gelmezler. Makinalar daima ihtiyaçları kadar parçayla gelirler. İşte bu yüzden düşündüm ki, eğer tüm dünya kocaman bir makine ise ben fazladan bir parça olamam. Burada olmamın bir sebebi var.","label":7} {"text":"Harika bir film , hikayede de bazi eksikler olsa da Meryl Streep sizi filmin içine çekmeye yeterli","label":5} {"text":"Bu hafta vizyona girmiş ve Cannes festivalinde Jüri Özel Ödülü'nü kazanmış olan American Honey, Amerika'da yaşayan gençliğe gerçekçi ve sade bir şekilde odaklanıyor. Filmin ana karakteri Star (Sasha Lane)'ın yaşadığı sıkıcı hayatın içinde yeni tanıştığı Jake (Shia LaBeouf)'a aşık olmasını ve böylece Star'ın Jake'in ekibiyle birlikte Amerika'yı turlayarak kapı kapı gezerek para kazanmalarını anlatıyor film kısaca. Ve açıkçası, filmde bundan başka bir şey pek olmuyor. Filmle ilgili sevdiğim ve sevmediğim şeyler eşit sayıda. Öncelikle oyunculuklar çok başarılıydı. Sasha Lane, ilk filmiyle çok iyi bir iş çıkartmış. Shia LaBeouf'sa onun sahnelerini çalmayı başarmış. Filmdeki bütün performanslar çok doğaldı zaten ve ilgiyi de hak ediyor doğrusu. Filmin en iyi yanıysa konusunun işleniş tarzıydı. American Honey, genel anlamda Amerika'da yolunu bulamayan bir gençliğe odaklanıyor ve bu filmi onların bakış açısından izlemek oldukça ilginçti. Kötü yanlara gelelim. Her ne kadar film, işlediği konuyu bütün detaylarıyla anlatmak istese de 163 dakika gerçekten de uzun bir süre, özellikle böyle bir film için. Eğer American Honey yaklaşık 2 saat olsaydı, ortaya daha iyi bir sonuç çıkabilirdi. Ama film, böyle bir sürede sürekli bir şeyleri vurgulayıp gözümüze sokmaya çalışıyor ve bir süreden sonra da tekrara bağladığı için özelliğini yitiriyor. Ve American Honey, tahmin edebileceğiniz gibi herkese hitap eden bir film değil. Eğer sinemayı bir sanat dalı olarak takdir edip böyle festival filmlerinden hoşlanıyorsanız bu filme bayılacaksınız. Eğer sürekli derinleşen, sıra dışı bir film arıyorsanız bu filmden nefret edeceksiniz. Hatta sonunu çok anlamsız bulup hayatınızın 163 dakikasını boşa harcadığınızı düşüneceksiniz. Ben şahsen bu iki grubun tam ortasındayım. Her ne kadar filmdeki oyunculukları sevmiş ve işleniş tarzına saygı duymuş olsam da bu filmi bir daha izleyeceğimi hayal bile edemiyorum. Nefret etmesem de tam benlik bir film değil açıkçası. Bu konuda da seçim size kalıyor. Eğer farklı bir film izlemek istiyorsanız ve bu türü seviyorsanız size American Honey'i tavsiye ederim. Ama türe aşina değilseniz, uzak durmanız daha iyi olur bence. TOPLAM PUAN: 5.6/10","label":4} {"text":"Karşılık bulan sevginin verdiği mutluluk....","label":5} {"text":"Dramatik yönü daha ağır basan gizemini son ana kadar devam ettiren tempolu bir film. Bir kaç filmden ana fikir olarak ilham alınmış olsada oyunculukların kalitesi ve dekor iyiydi. Makyaj kısmı abartılı ve o kaliteyi biraz düşürmüş. El habitande incierto isimli ispanyol bir film izlemiştim baya oldu. İzlemeyen varsa bu filmi mutlaka ama mutlaka izlesin. İnanılmaz derecede hafızalarda kalıcak sahne ve gizeme sahip. Benim beynimin bir yerini işgal etti kerata","label":5} {"text":"Atmosfer çok iyi yansıtılmış..yönetmen iyi iş çıkarmış..Bence izlenmeli,sağlam bir uyarlama.","label":8} {"text":"Oğlum ve ben izledik. Ben daha aşklı olan duygusal film seviyorum oğlum ise korku. Bu filmde ikisi de vardı diye ikimizin de istediği olsun diye baştan gönülsüz girdim sinemanın salonuna ben sonra izleyince sevdim. Gençler var filimde hep ben beğendim güzel film oğlum da korku zaten seviyor diye beğendi filmi","label":9} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi Demi Moore performansı kadının dönüşü muhteşem olmuş diğer oyuncular ise vasatı dahi aşamıyor. Bir pazarlama şirketinin bir kasabadaki insanlara pazarlama yaparken onların hayatlarına girerek onları nasıl aldatıklarını anlatan dair çarpıcı bir film.","label":5} {"text":"En göze çarpan yöne oyunculukların abartılı olmasıydı ki bu beni yeterince rahatsız etti. Birkaç örnekle şöyle açıklayayım: -SPOILER- Filmin başında adam içeriye su almaya gittiğinde gördüğü küçük kızın korkudan ya ağlıyor olması gerekirdi ya da sesinin çıkmaması, veya başka bir tepki ama korkmuş küçük bir kızın inliyor olması çok saçmaydı? daha oradan anladım zaten oyunculukların sinir bozucu olacağını. Ardından kadının, adamın katil olduğunu öğrenince kusması da neydi öyle? Hem de böğür böğür? Hamamböceği yemiş gibi? -SPOILER","label":3} {"text":"Bende epey bi Bright tadı bırakan film. Netflix bildiğimiz gibi; elmayı alıyor, bi gün elmadan kek bi gün turta yapıyor... Netice olarak çerezlik, klişe, yoklukta gider.","label":5} {"text":"Film bence güzeldi tavsiye ederim..","label":7} {"text":"işte tam izle-eğlen filmi. güzel vakit geçirmek için film izlenir buda o işe yarıyo. zamanın boşa geçmiyo yani. bence izlenmeli. çok güzel bi film","label":7} {"text":"Fena sayılmaz. Sıkmayan ve heyecanın yüksek olduğu bir fantastik film. Oyunculuk süper.","label":6} {"text":"Bugüne kadar izlediğim animasyonlar içinde en iyiler arasındadır. Senaryo kurgu harika tam bir başyapıt. 2. film için sabırsızlıkla bekliyoruz.","label":9} {"text":"Ukranyalı yönetmen Miroslav Slaboshpitsky' nin elinden çıkma Plemya, özellikle 132 dakikalık süresi boyunca, tek bir diyalog dahi barındırmamasıyla öne çıkıyor.","label":4} {"text":"para israfi baska hic bir sey degil oyunculuk berbat senaryo berbat oyun zaten zula gibi merak uyandirmiyor sıkıcı bence gitmeyin buerbattt !!!","label":1} {"text":"Film 2 yıldız sırf emek diğe veriyorum senaryo -1 c o k k o t u h i c m e m n u n k a l m a d i m s i ne m a d a i ki kisiyiz","label":3} {"text":"çok güzel bir film. hem komik hayatın içinden ama yerinde bir o kadarda duygusal bir başyapıt japon çekik gözlü filmi diye izlememiştim bir arkadaşın baskısıyla izledim ve daha önce izlemediğime pişman oldum herkesin izlemesi gereken bir film bence","label":8} {"text":"Film çok güzeldi ama bu film daha önce çekildi tolga cevigin sen benim herşeyim sin filmi aynısı sadece babası ölmüyordu cocugun","label":4} {"text":"filmin afisi o kadar guzel anlatiyorki herseyi.turunun ornekleri icerisinde cok ta iyi sayilmaz ancak izlenebilir bir tv filmi olur...","label":4} {"text":"Sanki bu filmi yapanlar bir önceki filmleri izlemeden senerya yazdırıp oynatıp bide çekiyorlar. Filmin bir konusu var eyvallah ona bişey demiyorum ama filmin konu sürdürülebilirliğini neden bitiriyorsunuz ? Daha bundan 2 film önce Jean'in yanına gittiklerinde beraber değillermiydi. Tamam yönetmen değişmiş olabilir ama hiç bir kişi de çıkıp demedi mi biz geçen film de böyle birşey yaptık. Benim buradan çıkardık 2 koca şirketinde bu seriden bi tık vazgeçmeye başladıklarını gördüm. Sanki çekelim hani izlenirse izlenir gibi olmuş. Yoksa bakıldığında olmuş bir film mi ? Bence olmuş ama işte hepbir yerlerden toparlamaya çalışmalarla gidiyor film.","label":5} {"text":"müzikleri şahanedir benim için.","label":8} {"text":"Çok gerçekçi ve doğal bir film olmuş. Toplumumuzda evlilik sürecinde gelinlerin yaşadığı binbir zorlukları beyazperdeye yansıtmışlar. Ezgi Mola çok güzel bir performans çıkarmış. Espriler 1-2 si hariç düzeyli ve gerçekten güldürüyor. Ustalar Nevra Serezli ve Hümeyra nın performanslarıda isimlerine yakışır şekilde. Görülmeli.","label":7} {"text":"fight club çakması gibi başlayıp, matrix çakması gibi devam edip, bok gibi biten filmdir..","label":5} {"text":"Kırmızı başlıklı kızı polisiyeleştirmişler, gerilim katmışlar, becerememişler! Sonuna kadar izliyorsunuz, merak ediyorsunuz. Ama bu kadar, başka bir esprisi yok filmin. Gereksiz...","label":3} {"text":"iğrenç ötesi bir film olmuş paranıza yazık olur ızlemeyın cok sey kaybetmıs olmazsınız","label":1} {"text":"kesinlikle sinemada izlenmesi gereken çok güzel bir film-senaryo +hikaye harika gerilim oldukça iyi gitigide artan temposu ve 'kiefer sutherland 'ın muhteşem oyunculuğu ile süper bir filmmutlaka izleyin..10/9","label":8} {"text":"\" Bazen diğerleri kadar hasta olmadığımı düşünüyorum ama iyi olduğunu düşünüyorsan.. o zaman gerçekten hastasındır, diyorlar. Artık kimin deli olduğunu bilmiyorum. \" Virginia çook ama çok tatlısın, doyamadım sana..","label":8} {"text":"Harika bir film. O kadar harika ki başka kimse görmesin diye güneş görmeyen gizli odama saklıyorum... Not: Dublajlı daha da bir feci oluyor","label":0} {"text":"bence gayet başarılı olmuş hem komik hem eğlenceli bi filmm","label":7} {"text":"Şu filmin varlığı dahi sinemayı sevmek için başlı başına koca bir neden. Belli aralıklarla toplamda 12 yıllık bir sürece yayılarak çocukların büyümesine, yetişkinlerinse yaşlanmasına şahit olmak müthiş gerçekten. Etkileyici bir düşüncenin büyüleyici bir şekilde hayata geçirilmiş hali. Ben bu filmi çok ama çok sevdim.","label":6} {"text":"Oturup tekrar izlemeye cesaret edemediğim kült film. Soykırımı tartışmak dahi başta A. B. D olmak üzere bir çok ülkede yasaklanmışken bu film unutturulmamalıdır. 10/9","label":8} {"text":"Masumiyetin Nastassia Kinski'nin yüzünde vücut bulduğu; ışığı, renkleri ve kostümleriyle, en iyi anlatılmış romantik dönem filmlerinden biri...","label":8} {"text":"Bu filmi izledim ve o anda Tolga Çevik hayranlığım sona erdi. Hemen ardından bu durumu düzeltmek için Komedi Dükkanı açtım ve Tolga Çeviğe olan saygınlığım tekrar anca arttı, Tolga yapma böyler şeyler!","label":4} {"text":"Gerçekten yaw, keşke J.Carpenter, filminin devamının çekilmesine izin vermek yerine, başta yönetmenlik koltuğunda olması yanında yine bunun dışında kıyısından köşesinden direktiflerle eklemelerle yapımcılığında ve senaryonun içinde de kendi olsaydı ilk The Fog ta olduğu gibi diyesim geliyor... Arkadaşlar şunu bilinki, J.Carpenter'in The Fog ve The Thing isimli bu iki muhteşem ötesi filmine kült-klasik olmuş bir gerilim-korku yapımıdır. The Fog'tan sonra biliyorsunuz bir başka efsane filmini The Thing yaptı (1982) ve ben bu filmine hasta olsum. 20 senelik film olmasına rağmen Thing, hala insanı etkiliyor gerebiliyor. Böylesi filmleri artık günümüzdeki olanaklarla efektlerle teknolojiyle bile bulmak imkansız. İzledikten sonra The Fog devamının olmasına bişey demedim düşünmedim ama The Thing 2 mutlaka yapılmalıydı demiştim, nedense bu filminin bir türlü devamını yapmadılar yaw... Her neyse, ben herşeye rağmen J.Carpenter'ı böylesi filmlerin başında tekrar görmek isterim...","label":7} {"text":"Bence gayet başarılı bir film,filme kendinizi vererek izlediğinizde inanın içinden çıkamıyorsunuz.8/10","label":7} {"text":"La vita e bella!","label":8} {"text":"Senaryosu doğaüstü değilde özellikle filmin sonunda doğaüstü zannedilen bir fenomenin tamemen bilimsel olarak açıklanması ile Angelina Jolie nin oynadığı ilk 2 Tomb Raider'ın bol doğaüstülü formarından ayrılmış. İlk Lara Croft Angelina Yırtıcı kadın rolünde iken bu sefer teenager romantik-sevimli rolü ile başka bir Lara croft var. Ayrıca ilk 2 filmde Lara croft'un imajını yükselten üniformaları var ilken burda ise sıradan bir insanın giyimiyle lara croft var. Bu yönü ile film çok eksik göründü bana. Sıradan bir insan durumuna düşmüş üstün yetenekli bildiğimiz Lara croft. Bu yeni formatını beğendiğimi söyleyemem. Ana başroldeki kadına hiç ısınamadım. Tabi film vizyonda ailece izlenebilecek bir film. İzle ve unut formatında bir hafta sonu eğlencesi. Finaline bakılırsa devam filmleri gelecek gibi ama seyreder miyim bilmem. Angelina Jolie'nin hayat verdiği Lara Croft filmlerini seven bir kişi için bu film izlenebilir ama tat vermez. Etkileyici görsel efektler yok ama sıkılmadan izlenebilir. Fantastik değilde daha gerçekçi bir Lara croft yaratmak istemişler ama yavan kalmış maalesef. Kötü adam rolündeki kişi filmde heyecanı artıramıyor. Ayrıca madem mitolojik hikayenin bilimsel bir açıklaması vardı , o zaman ne diye baba rolündeki kişi mutlak bir inançla buna inanmış kısmı da açıklamasız kalmış. Yani üst düzey - eğitimli bir kişinin herhangi bir doğaüstü tecrübe yaşamadan ne diye hiç bir kanıtı olmayan bir mitolojik hikayeye saplantılı bir şekilde inanması kısmı temelsiz kalmış. 2 saat izleyin ve eğlenin. Fazlası yok.","label":5} {"text":"iyi güzel ama sadece o kadar, bana kalırsa pek de abartılacak bir yok. sıkılmadan seyrettiğimiz o sıradan animasyonlardan...","label":5} {"text":"bir diktatörün ve halk düşmanının gerçek yüzünü deşifre eden muhteşem bir film. İdi Amin rolünde Forest Whitakerin seçilmesi ve Forest Whitaker harika oyunculuğu filmi gerçekçi kılmış.Müzik yönü eksik kaldığı için 9/10","label":8} {"text":"tipik bir polisiye-gerilim kadroya biraz yazık olmuş gibi.","label":4} {"text":"geçmişten ders alma tasviri harikaydı. bunun dışında bir artısını göremedim. çocuklar için güzel bir çerezlik olabilir ama, yetişkinler için yeterli olacağını sanmıyorum.","label":8} {"text":"merak duygusunu zirvede tutan kurgusu, gerçeküstü anlatımı ile son zamanlarda izlediğim en iyi festival filmi olmayı başardı kendileri. azıcık ucundan da \"haneke\" tarzı yakaladım gerilim ve yaşattığı zihin bulanıklığı ile, 75/100.","label":7} {"text":"İlk iki filmde hep kitabı aratan ancak bu kez kitaptan daha iyi bir uyarlama yaparak beni şaşırtan, Jennifer Lawrence ablaya hayran kaldığım bir film.","label":7} {"text":"Filmin ortalarına kadar esas kız rolünde Türkan Şoray'ın oynadığını anlayamadım. Çünkü hiç benzemiyor bildiğimiz haline. Estetiksiz genç haliyle görmek tuhaftı. Filmin sonlarına doğru bir mahalle kavgası var ki Gangs of New York'taki kavga halt etmiş. Ayrıca film çekildiğinde Ayhan Işık 32 Türkan Şoray 15-16 yaşlarındaymış. Ama birkaç yerde öpüştükleri sahneler var. Yorumsuz.","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi film, ressamın ölümünü merak eden dedektif titizliğiyle işlenmiş bir kurgu, şiddetle tavsiye ediyorum.","label":9} {"text":"ilk film gibi bunuda izlerseniz gülersiniz, izlemezsenizde hiç birşey kaybetmezsiniz, gelen ölüyor giden ölüyor testerede bu kadar adam ölmüyor hele bitanesi varki ölümsüz birtek o moruğa birşey olmuyor gereginden fazla abartılmış ve saçma olduğu için güldürüyor işte.","label":7} {"text":"Gelmiş geçmiş en başarılı manga/anime uyarlaması desem sanırm abartmış olmam. Henüz ikinci filmini çekmiş bir yönetmenden, orijinal esere bu kadar sadık, estetik ve dahası onun ruhunu anlamış bir film beklmiyordum açıkçası. O acelesiz anlatımı, nefes kesen görselliği, sakin müziği bir Hollywood filminde bulmayı o kadar ummuyordum ki... Öte yandan elbette eksiklkleri mevcut. Özellikle orijnal eserin asıl vurucu kısmı olan varoluş acısı çeken, kimlik arayışındaki Kusanagi karakteri bir parça düz, hissiyatsız yansıtılmış perdede. Eh, sonuçta bir Hollywood stüdyosuyuz, o kadar da tutuk, sembolik ve de melankolik bir film yapamayız demiş olabilirler. İzleyici kitlesine uygun, daha açık bir anlatım tercih edilmiş. Animeyi bilmeyenler filmi sıkıcı bulabilir, ama bence, bilenler filmi çok sevecek.","label":7} {"text":"sadece girişi ile bile bu film güzel dedirten bir film [spoiler]senaryo pek başarılı değil klasik bir örgü. istemsiz(?) bir cinayet ve devamında karakterin ruh hastası bir katile dönüşmesi ve ya katil potansiyelini dışa vurması.[/spoiler] ama senaryonun işlenişi, mekanlar, renkler, oyunculuklar filmi kaliteli hale getiriyor. [spoiler]komiser ethem'in arkadaşları ile konuşurken kameranın mutfaktaki neslihanın da yüzünü alması dışında kamera açıları normal bir film düzeyindi ve pek övülecek yanı yoktu.[/spoiler] [spoiler]Mehmet ve ahmetin eşlerinin mehmet ve ahmetin öldürüldüğünü öğrendiklerinde verdikleri tepkilerin absürdlüğü tüm filmin veya bir yerden sonra filmin neslihanın kafasında geçtiğini varsaymadıkça açıklanamaz derecede saçma, kocanız ölüyor ve ekmeğin içinde saklı dolarlara karşılık,gülerek ve eşinizin katiline el sallayarak restorant açmaya gidiyorsunuz. [/spoiler] Genel değerlendirmede psikolojiyi kullanması, müzikleri, renk-mekanları ve demet evgar'ın oyunculuğu nedeniyle 7.5/10 lık bir film. Türk filmi standartlarında ise 8/10 ve cinayet filmi sevenlerin listelerinin ortasına alması gereken bir film.","label":6} {"text":"sıkı bir harry potter hayranı olarak söylüyorum bu filmi pek de beğenmedim. görsel olarak çok güzeldi fakat senaryo çok zayıftı. bir çok mantık hatası vardı ve kitaplarla, geçmiş filmlerle çelişen çok fazla şey vardı. umarım gelecek filmler daha başarılı olur.","label":5} {"text":"Yaşasın yeni bir mutant filmi diye heyecanla izledim. her şey gayet iyi gidiyordu taki o suratsızlar ve ayı çıkana kadar naptınız siz ya ne güzel bir gücü olan karakter çok güzel hikayeye giriş gizemse gizem ama suratsızlar ve ayı ne? Çok iyi giden bir film mundar oldu resmen gerçekten iyi bir mutant filmi olabilecekken eski filmlerini aratan kötü bir yeni versiyon olmuş.","label":4} {"text":"Görsel efektleri ve görselliği kusursuzdu filmin . Şiir gibi dövüş sahneleri vardı , şiir gibi bir anlatım vardı . Müzikleri de , şiir gibi olan anlatımın en büyük destekçisi olmuş . Oyunu performansları ve konu bütünlüğü de başarılı . Kesinlikle izleyin derim :) . 10/8 .","label":7} {"text":"Sanırım beklentimi çok yüksek tutmuşum. Beğenemedim. :(","label":6} {"text":"çerez niyetine bir film... beklentiyi yüksek tutmadan izlenince keyifli....","label":7} {"text":"..üzme beni be rocky....stallone efsane off ya ne kadar yaşlanmısın öyle dostum seni çok seviyorummm..","label":9} {"text":"ilkinde yaşanan o mutluluk dolu anlar Babi ve Polloyla birlikte gittiler. Geriye kalan acıyı bu filmde en derininden hissettim. İzlenir sırf hugonun hatırına. Melankolik seyirler...","label":7} {"text":"rezaletin daniskası artık yazık valla herşeyine yazık 10/1","label":0} {"text":"(...) İlk olarak 1969'da yayınlanan ama sonra 2008'de Andy Lanning ile Dan Abnett ikilisi tarafından restorasyona uğrayan aynı adlı çizgi romandan uyarlanan Galaksinin Koruyucuları, Marvel evreninde görebileceğimiz en şapşal süper kahramanlar ile tanıştırıyor bizleri ve müthiş bir eğlenceye davet ediyor. Talihsiz yönetmen James Gunn'ın koltuğunda devleştiği film, basit bir hikaye kalıbını özgün bir şekilde ele alıyor ve yüksek teknolojiyle salt bir göz mastürbasyonu yapmak yerine 1970-80'lerin kült pop-rock parçalarını aralara serpiştirerek tüm tanıdıklığına rağmen kendine özgü bir duruş kazanıyor. Bu nostaljik hava mizah anlayışını da etkileyince kahkaha dolu bir şamata çıkıyor ortaya. Son zamanların en deli işi uzay macerasını yaşatan filmin kendini ciddiye almayan gırgır yapısı, harikulade yazılmış diyaloglar ve unutulmaz çılgın karakterlerle de destekleniyor.","label":7} {"text":"ee ne bu şimdi? Neredeyse hiçbir işe yaramayan bir kızın, istenmeyen arkadaşlarına kendini kanıtlama hikayesimi? Bunu kendi başına başarsa bir nebze filmde birşeyler var diyebilirdim ama onun bile tetiklenmesi için kansere yakalanmış bir arkadaşa ihtiyacı oldu. Hakettiğinin çok üstünde puan almış bir film olduğu kanaatindeyim. İlk on dakika içerisindeki gelişen olaylar sanki güzel bir hikayenin zeminini hazırlar nitelikteydi. Güzelliğe, evlenmiş olmaya sahip olmanın aldatılmaktan kurtaramayacağını ya da bu hayatın göründüğü kadar güzel olmadığını anlatmakla hikayeye giriş başarılıydı. Sonrasında gelişen olaylarda kayda değer bir sonuç alamıyorsunuz. Bir türlü beklediğimiz babaya ders konuşmasını göremedik.","label":2} {"text":"Kendimi kötü hissettiğimde tekrar tekrar izlediğim efsane bir komedi şöleni","label":9} {"text":"ilk film kadar olmasada yinede filmin akıcılığı ve macerası güzel.10/8","label":7} {"text":"Nedendir bilmem ama garip bir etkisi var bu filmin; kendine bağlıyor sonra da tekmeyi basıveriyor. Uzun zamandır kamera tekniklerini bu kadar sevebileceğim bir film izlememiştim, iyi geldi. \"Kolektif Hüzün\" diye bir şey yoktur, sadece \"Kişisel Hüzün\" vardır!","label":6} {"text":"Gişe kaygısının gölgesinden çıkıp, tabular terk edildiğinde böyle oluyor sanırım. Umumi tuvaletteki yan kabinden gelen sesin kadim bir tanrıya ait olacağı fikrini ilk ortaya atan senarist çok yaşasın. Filmin prodüksiyon anlamında ve sonuca bağlanması noktasında ciddi sıkıntılar var fakat her zaman izleyemeyeceğimiz türden bir iş olarak fark yaratıyor.","label":5} {"text":"Cameron Diaz'ı alışılagelmişin dışında bir rolde görmek oldukça keyifliydi ve beklediğimden de iyi bir performans ortaya koymuş.. Çocuk oyuncu Abigail Breslin 'Kesinlikle, Belki' filminden sonra yine bende büyük bir beğeni yarattı. İleride çok büyük bir oyuncu olacağından hiç şüphem yok..'Kız Kardeşimin Hikayesi' hayatı çok acımasız ve bir o kadar da çaresiz bir yönden ele almış, çok başarılı bir dram.. Seçme şansı olmayan bir annenin, ailesi uğruna verdiği savaşı bazen kızarak bazen hak verip üzülerek izleyeceksiniz.. Son zamanlarda izlediğim en iyi dram filmlerinden biriydi.. Filmin bir artısı da konuyu bir kişinin gözünden değil de, tüm karekterlerin gözünden izleyebilmemizi sağlamasıydı..","label":6} {"text":"Türkiye de komedi denilince akla neden sadece küfür ve bel altı şakalar geliyor hala merak etmekteyim. Daha güzel ve eglenceli bir film izlemeyi umuyordum ama adana'nın günlük yaşantısında zaten bolca duydugum küfürleri laz şivesiyle işitip evime tıpış tıpış gitmek zorunda kaldım :(","label":4} {"text":"İzlenebilecek düzeyde hoş bir filmdi. Ailemin önemini bir kere daha kavradım. Oradaki adam gibi olmamak ümidiyle..","label":8} {"text":"makara bır fılm güldürüyor insanı (*_*)","label":9} {"text":"Diğer yorumlara bakmayın bence çok güzeldi. İlk filmi izlediysen bunu da mutlaka izlersin zaten ve izlemelisin de. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Özgün bir vahşi batı filmi değil ancak klişe olan konu filmde öyle güzel işleniyor ki 100 dakika gibi değil 10 dakika gibi geldi. 2015 yılının en iyi 15 filmi arasına rahatlıkla girebilir.","label":7} {"text":"çok temel birkaç tartışmayı, michel gondry tatlılığıyla izlemek isteyenler için... akademiye ilişkin, doğaya ilişkin, bilime ilişkin, insana, zihne ilişkin sorgulamalar, anlama çabaları, muhabbetler... spoylır; the science of sleep'e ait küçük sevimli fikirlerin nasıl dilin oyunları olduğunu da bu belgesel ile öğreniyoruz.","label":7} {"text":"Gerçekten güzel bir film, biraz akıl karıştırıcı ve düşündürücü..","label":7} {"text":"Esasen vurgulanan bir eşitsizlik var filmdesevgilerin eşitsizliğiacının eşitsizliği... Kendisini boşamak isteyen eşini geri kazanmaya çalışan bir adamın öyküsü anlatılıyorherşeye rağmen onu sevmesi -gerçi tam manada sevgi diyemeyebiliriz bence buna-ve sonrasında intikam çabası.. Ayrıca serinin ilk filmiyle ortak sahneler olması da hoş bir nokta.","label":7} {"text":"Yaz aylarında havanın ısınmasıyla birlikte maalesef sinemamız soğumaya başlamıştı.Oyuncularının bile güvenmediği filmler,Hollywood'un çok efekt az zeka ürünü filmleri ve cinli-perili korku filmleri üçgeninde geçen yaz sezonu, sonunda bizlere Kalandar Soğuğu gibi bir sanat filmi izlettirmeyi başardı.Biz derken ne yazık ki çok küçük bir kitleden söz ediyorum çünkü film tekelleşen sinemadan nasibini almış ve yalnızca 9 kopyayla vizyona girebilmiş bulunuyor. Bunca şikayetten sonra filme gelirsek;muhteşem sekanslar çerçevesinde harika bir hikaye diyebilirim.Kullandığı kara kış atmosferi içerisinde içimizi ısıtmayı başaran bir yapıt.Başka Sinema oluşumu ve Trt Tv Filmleri projesi olmasa sanat filmi izleyemiyeceğimiz memleket sinemasında sanat filmini eleştirmek ne denli akıl karı bilemiyorum ama yer yer oyuncuların Karadeniz şivesini kotaramadığını da söylemek zorundayım. Kalandar Soğuğu içinizi ısıtmaya geliyor...İyi Seyirler.","label":7} {"text":"zamanında bayağı düşük verdiğim bu filmin sayfasına girdim baktım ki 8 puan almış ama neyle almış belli değil bu film sıradışı bir konu üzerinden sıradışı bir film diye gözümüze dürtülen ama çekimlerden konuya son derece patlak bir film","label":1} {"text":"Mavi\\'nin ve müziğin hakimiyetinde ;dingin ve durağan anlatıma sahip ama ziyadesiyle zihin kurcalayıcı bir film bu. Seyredin ve kendinize tekrar sorun efendim:özgürlük nedir, nerdedir?","label":7} {"text":"Kötü ve kopuk senaryo, tutarsız karakterler, fazla ajitasyon, daha fazla ajitasyon. Çok kötü film. Zaman ve para kaybı.","label":0} {"text":"kaliteli film arşivi yapan herkesin arşivinde bulunması şart, koleksiyon değeri yüksek bir film","label":6} {"text":"Sıradan bir arabesk hikayenin iyi görüntüler ve kalas oyunculuklarla çekilmiş hali. Olay görüntüyse ben yönetmenin fotoğraflarına bakmayı tercih ederim. İyi bir fotoğrafçı olduğu kesin. Keşke hep öyle kalsaymış. Filmin akılda kalan cümlesi: \"Orda kalolüfer var!\"","label":0} {"text":"türk sineması açısından güzel seyirlik bir film. filmlerin sürekli istanbulda çekilmesinden istanbul manzarası görmekten gına gelenler içinn değişik mekan görmek için bile gidilir. bide çengiz topel ücağı espirisi sevimli olmuş. daha güzel filmlere inşallah nazarlık 3 veriyorum.","label":4} {"text":"Tabi bu ülkede hiç polis yok. Hiç kimse bir şey görüp de polise haber vermez. Burna çekerken ufflayarak etki ettiğini gösterip sonra sende etki yaptı mılar. Geniş ailenin ulvisi burada çok gıcık olmuş. Dalasım geldi resmen :) vakit kaybına daha yakın çerezlik bir film.","label":4} {"text":"Senaryosunu da yazan (usta yönetmen Barry Levinson’ın oğlu) Sam Levinson’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Malcolm Marie”, gerek evlilerin ve gerekse de birlikte yaşayan çiftlerin konusuna yeterince aşina olduklarını düşündüğümüz romantik bir drama… Senarist ve yönetmen olarak çektiği ilk (debut) filmi izleyenler ve eleştirmenlerce beğenilerek övgü toplayan Malcolm Elliot’ın (John David Washington), gala gecesinde yapmış olduğu konuşma sevgilisi Marie Jones (Zendaya) ile ilişkilerinin masaya yatırılmasına yol açacaktır… Neden mi? Zira katkılarından dolayı filmin ışıkçısından annesine kadar herkese teşekkür eden Malcolm, beş yıldır beraber olduğu Marie’nin adını ağzına dahi almamıştır… Halbuki Marie’ye göre filmdeki, uyuşturucu bağımlılığından kurtulmaya çalışan başroldeki “Imani” karakteri, kendisinin yaşadıklarından esinlenilerek kurgulanmıştır… Yani Malcolm nasıl unutabilirmiş, yirmi yaşındayken tanıştıklarında bir bağımlı olarak vermiş olduğu çaba ve rehabilitasyon günlerini… Çenesi konuştukça açılan Marie, daha pek çok şeyi sıralayarak ortamı iyice gerer… Tabii sıra Malcolm’a da gelir… Marie’ye kendisinin hayatındaki ilk kadın olmadığını söyleyen Malcolm, dansçı Kiki ve yine bir bağımlı olan Leah üzerinden örnekler vererek filmden sekanslar sunar… Ama filmde, Marie’den esinlendiği bir bölümün bulunduğunu da itiraf eder… Gerginliğin tavan yaptığı gecenin tam da bu esnasında, galada tanıştıkları Karen isimli sinema eleştirmeninin LA Times’daki yorumu yayınlanır… Önce bu yorum hususu üzerinden eleştirmenlere yönelik sağlam bir “veryansın” ardından da Marie’nin gerçek kırgınlığının nedeni, Spike Lee, Barry Jenkins ve William Whyler’a saygı duruşu da yapılan filmin devamına damgasını vuracaktır… 2,5 milyon dolarlık bir bütçeyle kapalı tek mekânın içinde ve çevresinde siyah beyaz olarak çekilen filmde, Zendaya ve (Denzel Washington’ın oğlu) John David Washington yeterince iyi iş çıkartırlarken, risk almak istemeyen Sam Levinson, Zendeya’nın yanı sıra 3 Primetime Emmy ödüllü “Euphoria” (2019) isimli TV dizisindeki teknik kadroyla da yola devam etmiş… Eğer nitelikli müzikten hoşlananlardansanız, eminiz 5 Şubat 2021 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dahil edilen filmin müziklerine de bayılacaksınız… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Gerçekten çok güsel bir animasyon filmiydi.Efektler harika büyük küçük herkesin izlemesi gereken bir film:)","label":7} {"text":"Olivia Bonamy'nin oyunuyla Triandafilis karakterine kazandırdığı saflık ve masumiyet ve bu masumiyeti taçlandıran Işık Yenersu'nun sesi ve oyunculuğuyla, replikleri hala hafızamızda olan sıcacık bir film çıkmış ortaya... 8/10","label":7} {"text":"jason statham ve jet linin biraraya gelmesinden prim yapılmak istenmiş ancak orta düzeyde şaşırtıcı finali dışında hiçbir özelliği olmayan ikinci sınıf aksiyon olmuş. böylelerini çok gördük ve daha çok göreceğiz...","label":4} {"text":"cenneteulaşmak için çıkılan bu yolda Costa Gavras dokunmadık meselebırakmamış gibi :) oldukça hareketli, sürekli diken üstünde, iki saatinnasıl geçtiğini bile anlayamadığınız dolu dolu bir yol filmi.. bol göndermeli ;kimi güldürenkimihüzünlendiren maceralar içerisindeçok sayıda yan karakterlerle de tanışıyorsunuz :)","label":7} {"text":"Dwayne Johnson sadece aksiyon sinemasında değil bu tip filmlerde de ne kadar iddialı bir isim olduğunu gösteriyor. Gençlere yönelik bir film gibi görünse de her yaştan insanın ders alacağı bir filmdir. Filmin ilk sahneleri sıradan sadece sonrasında açılıyor. Komedi türünün yoğunlukta olduğu film Buz hokeyi severleri de memnun edecektir. Ki ben Buz hokeyi takip eden biri değilim bu filmle hoşuma gitti. Daha öncede Buz hokeyiyle ilgili filmler izlemiştim. Film Küfür veya argo ile güldürmüyor gerçekten komik sahneleri var. Her insanın hayalleri vardır onların inandıkları ve mucizeler. Bunu onların elinden alırsanız her şeylerini almış olursunuz tüm umutlarını. 10/ 7.5","label":7} {"text":"çok beğendim. izlemek isteyenlere, bir yerde karşılaşanlara falan öneriyorum. bulmuşlarsa kaçırmasınlar:)","label":7} {"text":"Çok ince mesajlar veren keyifli ve düşündürücü bir filmdi. Tavsiye ediyorum kesinlikle","label":8} {"text":"Siyah beyaz ve gökkuşağı karışımı, duygudan duyguya inanılmaz geçişleri olan harika film kareleriyle bütünleşmiş çok keyif aldığım bir film.. Çok sevdim :)","label":8} {"text":"robin williams muhteşem bi oyuncu","label":9} {"text":"güzel hikaye , zaman zaman kopabiliyorsunuz ama sonu bu sorunu çözüyor.","label":6} {"text":"çok güzeldi çok eğlendim","label":9} {"text":"Neden bir şeyler yapsınlar ki? Tam bir Walt Disney örneği işte =) Nazizmden kaçarken, hop diye Fordizmin kucağına oturmuş olduğunun henüz farkında olmayan Zavallı Donald'ın devam filmini sabırsızlıkla bekliyoruz.","label":4} {"text":"Erik Poppe filmografisi: İyi, daha iyi, çok iyi. İzleyin efendim pek beğendim ben. Bir de izlemediyseniz yine aynı yönetmenin \"DeUsynlige\" adlı filmini tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Al pacino oyuncuysa diğerleri ne acaba diye düşünüyor insan bu filmden sonra.","label":9} {"text":"ya ne gerek vardı koskoca bir efsaneyi böyle küçük düşürmeye.ne gerek vardı animasyon harikaları yapılırken böyle ikinci sınıf bi animasyon yapmaya.anladımki artık george lucas işin suyunu çıkardı.","label":4} {"text":"filmin neden bu kadar kötü eleştiri aldığını anlamadım beni baştan sona sardı senaryo iyiydi üstelik uyuşturucu gerçeğini vermeyi başarmışlar bana göre.oyunculuklar zayıf olsa da film iyiydi bence.katlanarak izlediğimiz Türk filmlerina 10 basar.10/7","label":7} {"text":"güzeldi fakat konudan çok dans vardı yer yer sıksa da hiç fena değildi","label":4} {"text":"90'lı yıllarda felaket filmleri çok modaydı. Yaşı yetenler hatırlayacaklardır. San Andreas Fayı işte 90'lı yılların felaket filmlerinin teknik imkanları çok daha yüksek bir devamı gibi. O filmlerin havası var bu filmde de. Dwayne Johnson yine bildiğiniz Dwayne Johnson. Ama filmin asıl göze batan oyunsusu Blake rolündeki Alexandra Daddario. Çok uzun yıllardır ilk kez bir filmdeki kadın oyuncudan bu denli etkilendim. Bunu itiraf etmeliyim. Filme dönecek olursak izlemenizi tavsiye ederim.","label":4} {"text":"harika kelimesi az kalıyor bu filme. gerçekten çok kaliteli, çok etkileyici muhteşem bir film olmuş. holwood filmlerinden farkı yok kalite olarak. mutlaka izleyin ve yanınızda bol bol peçete götürün, ağlamanız garantili","label":9} {"text":"filmde mark ruffalo’nun müthiç performansından etkilenmemek imkansız,genel olarak acıklarsak güzel filmdi.","label":5} {"text":"Hayatımda izlediğim en durağan, en sıkıcı Gerilim-Macera(!) filmiydi. Zamanını boşa harcamak isteyenler izleyebilir.","label":0} {"text":"Bence sinemada olmasada evde izlenebilecek bir film. Görücez. Ama izlenmemiş filme niye kötü puan verilir anlamış değilim.","label":9} {"text":"sandra bullock'un her filmi çok tatlı ya... hep bi gülümseme oluyor içimde.","label":7} {"text":"mantik hatasi","label":3} {"text":"Tadında komedisi, ve başarılı genç oyuncuları ile gayet keyif aldığım güzel bir film izledim. Ama bu film sağda solda abartıldığı kadar efsane bir film değil bence.","label":7} {"text":"2016 yılının komedisi kolpaçino nal toplar :)","label":8} {"text":"Girişi gerçekten müthişti, özellikle biz İstanbul mağdurları için. Dolayısıyla bi beklenti yarattı ama yarattığı beklentinin çok çok altında kaldı zira film bir sürü klişeyle dolu. Kızın da adamın da depresyonu çok anlamsız. Yanlış olmasın, Buenos Aires'in çirkinliğini inkar ediyor değilim ama sabah 5'te uyuyan, evden dışarı çıkmayan, evini ıvır zıvırla doldurmuş, bilgisayardan kalkmayan ve hayatta gidecek bir hedefi olmayan adam depresyonu için Buenos Aires'i suçluyor. Kız da pek farklı değildi. Sahne geçişleri de gereksiz uzun ve klişeydi. Kız mumu yakıyor sonra adam da yakıyor, onun yaptığını o da yapıyor, sonra o da yapıyor. Yürüyorlar da yürüyorlar. 4 saati doldurmak için çekilmiş Türk dizisi sanki. Bu filmde böyle az kişinin bildiği şaheser dedirtecek ne var anlamadım. 6/10.","label":5} {"text":"Çerezlik bir absürt komedi. Her zaman güldürmüyor ama o ara ara güldürdüğü sahneler gerçekten iyi kurgulanmış. Karma bir gözetleme polis ekibinin, bir olayı çözmeye çalışırken bir anda ülkenin en lezzetli tavuk şirketini kurmalarının hikayesini kendi mizaç anlayışlarından izlemek istiyorsanız işte buyrun.","label":5} {"text":"Herkes bir kenara Christopher Waltz bir kenara! Bu adamın multilingua rollerine hastayım.","label":7} {"text":"film 3 saate yakın sürüyor.. filme eğer, ben bu filmden bir şeyler kazanmalıyım diye giderseniz beğenmezsiniz.. ama kafanızı dağıtmak için gidiyorsanız oldukça eğlenceli bir film :) kıyafetler ve mekanlar mükemmel!! hele ki benim gibi hem sex and the citynin dizi olarak hayranıysanız hem de ilk filmini beğendiyseniz kesin izleyin :d","label":8} {"text":"ay büyürken küçülen yönetmen...","label":5} {"text":"çöpe atılacak 2 saatiniz varsa buyrun izleyin derim ki bazı yerlerde ileri sararak izlemek zorunda kaldım. Film de güzel olan bütün sahneleri fragmana koymuşlar zaten merak ediyorsanız onu izlemeniz yeterli gene de izleyeceklere iyi seyirler","label":0} {"text":"öyle bir film ki, içinizde yeşerip büyüyor adeta izledikten sonra. mesela ben 1 saat önce izleyip 77 puan verdim. Bir şeyler yazma ihtiyacı da duymadım yorum olarak. Bu arada finali hep aklımdaydı. Bir süre sonra döndüm \"puanı 79 yapayım bari, o kadar aklımda yer etti\" dedim. Bir süre daha geçti, bu sefer puanı 80 yaptım, filmi başucuma ekledim ve bu yorumları yazdım. İzleyin, izleyin, izleyin!","label":7} {"text":"Hiçte ilginç olmayan konusuyla, uzuuun lüzumsuz cocuksu boş diyaloglarıyla, örümcek sokmamış gibi kostümsüz hiç bir yeteneği olmayan Peter Parkeri ile, izledigim en kötü spiderman karakteri ve filmi buydu diyorum ben de. Sağolsun kötü adam Mysterio ise hiç de korkunç olmayan, yandan basit bir figüran rolünde idi.. Kısacası ortaokul cocuk gezisi filmi izledim kanaatimce.. 2/5","label":0} {"text":"ben çoooook sevdim , başrol oyuncuları oldukça gzl bi çift olmuşlar bence. kesinlikle vakit kaybı bi film diildi. darısı başımadan sonra matthew i tekrar görmek çok güzeldi , bu adamı çok sevmeye başladım, kate hudson gerçekten çok şeker, özellikle filmi doldurmuş onu rolü başka birinde olsa bu kadar güzel olurmuydu bilmiyorum , bence izleyiin","label":9} {"text":"filmi izledikten sonra youtubedan acip yoda'nin kuklasinin nasil yapildigini izleyin :)","label":6} {"text":"sindar demişki yönetmen daha kötüsünü çeksinlerde görim ve çekildide dünyatı kurtaran adamın oğlu. inanan bu film o filmden daha kötü.keşke hiç çekilmeseymiş 2 filmde","label":2} {"text":"harika bir filmdi bazı sıkıntılar var elbette ama bunlar zamanla geçer hikaye güzel ama görütü üzdü","label":8} {"text":"En iyisi olmasa da çok iyi demirkubuz filmi","label":7} {"text":"Ben daha eve asansörle çıkıyorum millet dağları deviriyor diye düşündüren bir film oldu. Gerçek bir hikayeden uyarlandığını öğrendiğimden daha da etkilendim. Bir solukta bitti, macera severlere tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Her anı ayrı bir saçmalık. Play tuşundan uzak durun!","label":0} {"text":"bu filminin kitabını okumuştum, biraz daha kitaba bağlı kalsalar daha güzel olabilirmiş. Ryuzaki keşke biraz daha orijinaline benzeseydi, eminim çok daha iyi olurdu.","label":6} {"text":"Natalie bu tarz rollere çok yakışıyor. Çok doğal duruyor.","label":6} {"text":"psikolojik sorunları ve iyimserliği aptallık derecesinde olan bir karakter üzerinden sorgulanan inanç ve tanrı film süresince yerden yere vurulmuşken finalde inancı galip duruma getirmek ters köşe mantığı ise oldukça yapay ve başarısız. yaklaşık ilk 90 dakika hikaye umut vadediyor fakat sonrasında kafası karışık bir halde yoluna devam ediyor. karakterler arasındaki iletişimin seyirciye yansımasında kopukluklar olduğu gibi karakter kurgusu da zayıf kalıyor.","label":0} {"text":"Kötü iyi tartışması yapmak garip çünkü bu filmde film demekte garip.Öyle başladı devam etti bitti.İzlemeye gerek yok 4/10","label":3} {"text":"gayet akıcı ve güzel film fakat çoğu seri filmlerde gördüğümüz kalite düşüşünden kaçamamış seri filmi.","label":4} {"text":"güzel olabilecek bir senaryo, biraz ziyan olmuş.. tabii ilk film, olur böyle şeyler.. fakat \"bir film ile, hepinize laflar hazırladım\" teması, biraz fazla abartılı olmuş sanki.. bunun yanında, birçok oyuncunun toy halini görebilmemiz açısından da enteresan bir film..","label":5} {"text":"çocuklarımı götürdüğüme bin pişman oldum, dini konularda cahilce insanı dinden çıkaracak espriler, camiye giden çocuklara ve dinle alakalı olan herkese saf muameleleri, sözde dürüstlüğün iyi bişey olduğunu öğretme çabasında bir senaryo ama o kısma gelene kadar kötü davranışlara özendirme fragmanda hiçbiri gözükmüyor bu yüzden aldanıp gittim tavsiye etmiyorum.","label":1} {"text":"Hayatımdan çaldığı süreyi geri verebilir misiniz film ekibi olarak ? Kopuk kopuk konusu doğru düzgün belli olmayan bir film . Bir şeyler anlatılmak istenmiş ama anlatılamamış. Yemin ediyorum harcadığınız parayı bize verin senaryo yazalım öyle çekin filmi çok ciddiyim","label":0} {"text":"3d olmasa yarıda çıkardım. efektlere lafım yok çok iyidi.","label":6} {"text":"gerçekten çok beyendim.düper bi geri dönüş olmuş.her şey çok güzeldi.( küçük bir tavsiye, sinemada izleyin)","label":9} {"text":"Ali G izlemek gibi","label":3} {"text":"son dönem, sadece kan görünümlü kıRmızı boya ile gerilim filmi yapacaklaRını sanan kişileRin yapmış olduğu bişey.. sonunda konuyu güzel bağlamışlar..","label":4} {"text":"Ron Perlman dan başkasını düşünemiyorum bu rol için...","label":9} {"text":"Ne müthiş bir adamdır Shakespeare!Eserleri hala pırıl pırıl parıldayan tam bir fonetik ustası.İngiliz dilinin zenginleşmesinde en büyük rolü oynayan,kalıpları kırmış dahi yazar...Böylesine güçlü bir yazarın eserlerini beyazperdede görmek ise çok daha derinlikli duygular yaşatır insana. Bu dahi yazarın büyük eserleri içinde yer alan ’Venedik Taciri’,Antonio-Shylock kutuplaşması temelinde gelişen bir hikayeyi anlatır bizlere.Shylock 16. yüzyılda Hristiyan ağırlıklı bir toplumda Yahudi olarak yaşamaktadır .O günün ’antisemitik’atmosferi içerisinde içine düşürüldüğü dışlanmışlığın büyüttüğü bir öfke duymaktadır Hristiyan toplumuna.Dönemin Hristiyan ahlak çarkları içerisinde pis sayılan ’para işleri’büyük ölçüde faizle borç veren Yahudi tacirlerce yürütülmektedir.Antonio,Bassanio adlı dostunun(sevdiği kıza ulaşmak istemektedir.) acil para ihtiyacı karşısında Shylock’un eline düşer.Yapılan anlaşmaya göre,borç ödenemediği takdirde Yahudi, Hristiyan’ın vücudundan ’et parçası’koparacaktır.Borç ödenemez ve o günün Hristiyan yasaları çerçevesinde bir yargılama gerçekleşir... Yargılamanın Shylock’u haklı kılan çizgiden -bugünün bakış açısıyla-,’antisemitik’bir noktaya kayışı nedeniyle,Shakespeare günümüzde hala ırkçılıkla suçlanır.Bu bakış açısına göre Yahudiye ’bir okka et’bile çok görülmüştür.Bu suçlamanın mesnetsizliği,olaylara bugünün verili kalıplarıyla bakmaktan ileri gelir.Aksine Shakespeare,o günün koşulları içerisinde değerlendirildiğinde dönemini aşan hümanist bir esere imza atmıştır. ’1984’filminin yönetmeni Michael Radford birçok yönetmenin yanaşamadığı ’Venedik Taciri’çetin ceviziyle dişini kırmış mıdır peki'Filmin daha başında jenerikte geçen yazıyla birlikte,günümüze göndermede bulunarak, eseri çağdaş bir yorumla ele almaya çalışmış,ama Shakespeareyan bir teatralliği yok ettiği için kimilerinin ’içeriği boşaltılmış’olarak niteleyebileceği bir yapı ortaya çıkmış.Kimileri için diyoruz;zira farklı bir açıdan da bakıldığında eser, günümüz sinemasının potasında eritilerek sadeleştirilmiş ve günümüz sinemasıyla ilintili öğelerle popüler sinema izleyicisinin de algılayabileceği bir yapısallık kazanmıştır.Bu bakış açılarındaki farklılık, sanırım Shakespeare’in eserlerindeki fonetiğe ne ölçüde düşkün olduğunuzla ilgilidir... Film ise bütün diğer bileşenleri bir yana tam bir oyunculuk şölenidir.Al Pacino ve Jeremy Irons gibi 2 ustaya eşlik eden Joseph Fiennes (Bassanio)de göz doldurur.Diğer oyuncular da son derece başarılıdır.Dönemin atmosferini yansıtan kostüm çalışması ve özellikle de Al Pacino’nun o malum sahnede sergilediği resital göz önüne alındığında,keyifli bir seyirlik sunmaktadır ’Venedik Taciri’...","label":7} {"text":"çok güzeldi hele o ikiz kuleler arasında ipin üstünde yaptığı gösteri çok etkileyiciydi.Kesinlikle izlenecekler arşivi arasında olacak bir film..","label":8} {"text":"Komedi falan değil; basbayağı hiç de yabancısı olmadığımız geri kalmış ülke gerçekleri. İzlemenizi öneririm.","label":7} {"text":"grace slick haklı. çizgi filmden çok lsd tribi anlatan bir belgesele benziyor.","label":6} {"text":"Söylemlere göre çıktığı dönemde fazla ses getirememiş fakat zamanla popülerite kazanmış bir film. Benimde izleme sebebim Top250'ye girmesi yani popüleritesiydi. Öncelikle filmden ziyade bir masal olduğunu vurgulamakta yarar var. Zaten kitaptan uyarlanma. Öyle bir masal ki tüm klişeleri içerisinde bulunduran ama maksadı o klişelerle dalga geçmek olan bir masal. Normalde klişelerle bariz dalga geçen filmler Monthy Phyton yada Mel Brooks eserleri tadında bir üslup ortaya koyarken, bu film masalsı anlatımını kaybetmiyor yer yer çok güzel aforizmalarla bu anlatımı besliyor; \"Hayat acıdır majesteleri, aksini söylemeye çalışan mutlaka bir şey satmaya çalışıyordur.\" Filmin kılıç düellosu sahnesi, yapım yılına bakıldığında Tarantino'yu bile kıskandırmış olabilir. Film kesinlikle orjinal dilinde izlenmeli çünkü 'Inigo Montoya' karakterinin ispanyol üslubu ve duruşu muhteşem olmuş. Ana karakterlerden daha da öne çıkmış. Belkide filmi bir tık yukarıya taşıyan karakter buydu. İyi seyirler...","label":7} {"text":"Bu üçüncü film bence de olmasa da olurmuş. Televizyon filmi tadında olduğu yorumlarına da katılıyorum. Yine de ailece izlenebilecek bir üçleme yaptığı için Ata Demirer'i tebrik etmek lazım.","label":5} {"text":"Öncelikle özgün bir senaryoyla karşı karşıyayız. Aslında bir yandan da değiliz de. Çünkü özgünlüğü sağlayan biraz da kamera açıları. Karakterler ve onların gelişimi tam bir holywood klasiği. Bu nedenle Cloverfield'ın yanından dahi geçemez. Ancak gene de genel anlamda değerlendirdiğinizde son derece özgün bir 'ÜRÜN' çıkıvermiş :) El kamerası olmasa kullanılan efektler daha anlaşılır olabilirdi ve biraz daha heyecan, adrenalin vs. olabilirdi, ancak bunların eksikliği filmin izlenmemesi için kesinlikle bir neden teşkil etmiyor. Bir önceki yorum yapan arkadaşımın da dediği gibi; fazla beklentiye girmeyin ve sadece izleyin. İyi seyirler diliyorum.","label":6} {"text":"Klasik bir JLo filmi değil öncelikle. Nedense latin aksanı ile konuşmamış. İlk akılda kalan kadın dayanışması yalan söyleyip işi aldığında arkadaşlarının ne olursa olsun onun arkalarında olması. Evlatlık verdiği kızının iş başvurusu yaptığı şirketin patronunun kızı olması nasıl bir tesadüf çok anlaşılır gibi olmasa da kızın babasının iradesi sonucunda olduğu açık. Sonrası tipik şirket içi kapışmalar ve Maya'nın iş tecrübesinin mekteplilere galebe çalması.","label":5} {"text":"Övgüyü hak ediyor. Sıkılmadan izleyebilirsiniz. Şahsen beğendim. 10 üzerinden 8 veriyorum. Ters köşe olanlara sevgiler :)","label":9} {"text":"yemek yeme sahneleri epey komiktir, yerde 1 madeni para bulan chaplin rastouranta girip yer içer ama hesabı ödemeye geldiğinde parayı da kaybeder...","label":7} {"text":"Sen neydin yaa öyle nefes aldırmadın 2 saat","label":8} {"text":"Mezarına Tüküreceğim filminin çakması. Tema olarak neredeyse aynı sayılır ama bu film bir felaket. Ne zamandır bu kadar kötü oyunculukları bir arada görmemiştim. Film her yönüyle bir döküntü. Bu filmler asla izlenmemeli listesi varsa ona eklenebilir.","label":0} {"text":"Filmi efsane yapan detay: James Dean film daha gösterime bile girmemişken, 24 yaşında, bir trafik kazasında hayatını kaybetti.","label":6} {"text":"Film eleştirilir, beğenilmez ona eyvallah da bazı yerlerde okuyorum \"film berbat ötesiydi, beş para etmez bir film, zaman kaybı\" gibi cümleler söyleniyor bu film için, ben de hayret ediyorum ve \"arkadaş görsel efektlere, savaş sahnelerine, tarihteki bir olayı nasıl anlattığına bir baksana\" diyesim geliyor içimden. Bana göre de film gerçekten güzel bir film kurgusuyla, savaş sahneleriyle hatta diyaloglarıyla. 10/9","label":8} {"text":"az önce cnbc-e'de denk geldim. filmde Jeremy Sisto, Paul Rudd, Brittany Murphy gibi isimlerin olmasına rağmen sanırım hepsinin çömezlik zamanına denk geldiği için böyle bir çalışma içerisinde bulunmuşlar. Ayrıca film tamamiyle Jane Austen'ın Emma kitabının bir sürümü fakat rezil rüsva etmişler eseri. Jeremy Sisto'nun oynadığı karakterle Emma kitabındaki karakterin isimleri bile aynı yanılmıyorsam. Her neyse, şimdinin iyi oyuncularının gençlik hallerini görmek için çekilebilir, onun dışında epey kötü bir film.","label":3} {"text":"her ne kadar klişelere kaçsa da olayları abartmadan işleyişiyle, doğallığıyla içine çekebiliyor film.","label":7} {"text":"Güzel bir uyarlama olmuş fakat sinema için fazla epik ve dramatik kaçmış bence. Bulunduğu mekandan soyutlanıp şiirsel monologlara dalan oyuncular, her durumu yine şiirsel bir dille dramatize eden karakterler falan. Dediğim gibi uyarlama başarılı fakat sinema seyircisine göre değil bence. Herkese hitap etmez yani, Macbeth'le ilgili az biraz bilginiz olsa dahi.","label":4} {"text":"Evlilik = Mantık :) Mantık = Mutsuzluk Mutsuzluk = Hayal gücü :) Hayal gücü = İrade İrade = Mantık.. Evliliği güzel sorgulamış, irade dolu bir film. Sadakat ; insanın aynada kendisiyle yüz yüze gelmesiyle açığa çıkan gizli bir ibadet gibi..","label":7} {"text":"Kitaplar kadar tat vermese de, efektler olsun oyunculuklar olsun gayet başarılı buldum. Senaryoda sıkıntı vardı ama bir filme de kitap yoğunluğu veremezsiniz zaten 2 part'a böldüler. Bence tek hayal kırıklığı Ginny'nin bölümlerinin olmayışı. Çok sevdiğim bir kitap serisi mükemmel olmasa da güzel bir şekilde son buldu.","label":8} {"text":"Saf tarantino sineması. Gerçek olaylara kurgusal bakışı ve oyuncu tercihlerindeki tam isabeti ile ileride değeri daha da anlaşılacak bir film.","label":7} {"text":"Denzel ve Hackman'den kötü bir oyunculuk beklemiyordum zaten ama beklentimin üzerinde bir filmdi, aldığı puandan fazlasını hak ediyor bence.","label":7} {"text":"Güzel Türkçemize Herhangi bir Pazar diye çevirmemiz gereken film, Kazanma Hırsı& olarak gösterime girmiş. Başrollerinde; her ne kadar casting'de 5. sırada olsa da Jamie Foxx ve Al Pacino var. Jamie Foxx aynı zamanda filme adını veren müziğin hem yazarı, hem de solisti. Yönetmen Oliver Stone'u maç spikeri olarak izliyoruz. Bunların yanı sıra, güzelliği dillere destan Cameron Diaz, Denniz Quaid, o zamanlar yıldızı yeni yeni parlayan Aaron Eckhart, James Woods ve onur konuğu gibi onore edilen eski yıldız Charlton Heston var. Filmde 1959 yılında oynamış olduğu Ben-Hur filminden enstantanelerde olan dev oyuncu 2008 yılında aramızdan ayrılmıştı. Filme gelecek olursak; Miami Sharks takımının koçu Tony D'amato(Al Pacino) Amerikan futbol şampiyonasında mücadele eden takımını finallere götürürken yaşamış olduğu zorlukları ve sporun içinde ve dışında dönen dümenleri anlatan bir yapım. Takım ruhunun anlatıldığı filmde, finale doğru Al Pacino'nun yapmış olduğu o ünlü tirad mutlaka izlenmeli. Profesyonel futbolcularında yer aldığı filmde bir de Texas Chainsaw Massacre filminin testereli sapık rolündeki dev oyuncusuda (Andrew Bryniarski) yer alıyor. Film soyunma odalarından kesitler sunduğu için +18 kuralına riayet edilmeli. 100 milyon $ gişe yapan film vasatın biraz üstünde kanımca. Amerikan futbolundan anlamasanız bile keyif alacağınızı tahmin ediyorum.","label":6} {"text":"Yönetmen çok iyi iş çıkarmış, koltuklarınızdan bir çok defa zıplıyorsunuz, eşiniz,sevgilinizin elinizi sıkmasına izin verin, çünkü buna ihtiyacı olacak.Finali izleyiciyi ters köşe yapıyor. Bu tarz filmler bir hayli fazla ama, bunun yeri ayrı.","label":7} {"text":"Film diyorum ama bence bir film olamaz video gösterisi gibi birşey... Zannedersem TKP nin desteklediği bir film ve film boyunca sanki bize seçim propagandası olarak broşür v. s vermemişlerde onun yerine slayt ile bir video hazırlamışlar ve sunmuşlar komünizmin ne demek olduğunu anlatmaya çalışmışlar.... Filmde eleştirilecek en önemli konu ise ülkeye komünizm gelmiş ve komünizmi işçiye köylüye anlatıyosun böyle birşey olabilir mi yahu devrimi işçiyle köylüyle yapacaksın... Filmin ismi yanlış olmuş bu devrim değil ki belki darbeden sonra olabilirdi komünizm darbesinden sonra....","label":0} {"text":"Aynı sene içinde birkaç ay arayla vizyona giren,tamamen aynı konuya sahip iki filmden iyi olanı ''Friends With Benefits''.''No Strings Attached'' ne kadar yorgun,hantal ve ''eski'' görünümlüyse,bu da o derece dinamik,enerjik ve keyifli.Özellikle türü sevenlerin hemen ellerinin altında olacaktır.Öncülüyle arka arkaya izlenirse vereceği keyif iki katına çıkıyor.","label":6} {"text":"çok güzel eğlenceli bi filmm. Kitap okumayı çok seven biri olarak konusuna bayıldımm","label":7} {"text":"film çok iyi kadir inanır ve okan bayülgen çok ii oynamış ama şu pelin batunun konuşmaları filmde hiç anlaşılmıyor. yaoksa film çok kral","label":9} {"text":"Filmin fragmanını izledim merakla bekliyoruz. http://www.tasmektep-film.com/ adresinden detaylı bilgileri görebilirsiniz.","label":9} {"text":"BaşarıLı bir yapımdı bence.. hikaye güzeL geLişiyor ve etkiLeyici finaLLe bitiriyor.. FiLmde anLatıLan \"karın deşen jack\" gerçek bi katiLdir ve haLa kim oLduğu biLinmemektedir.. FiLmin sonunda gösteriLen katiL normaL hayatta katiL oLmaya en yakın kişi oLduğu için fiLmde de o kişi katiL oLarak gösteriLmiştir... FiLmde Johnny depp herzamanki gibi döktürmüş.. Heather iLe uyumLarını beğendim.. imdb'nin fiLme haksızLık ettiğini düşünüyorum bence 7.3/10 oLmaLı...","label":6} {"text":"Daniel Espinosa’nın yönettiği filmin senaryosunu Rhett Reese ve Paul Wernick’in kaleme aldığı filmi, fragmanını ilk izlediğim günden beri merakla bekliyordum. Alien: Covenant özlemiyle hop oturup, hop kalktığımız şu günlerde uzayın derinliklerini görmenin bile iyi geldiğini belirtmek isterim. Oyunculukları ile dikkat çeken, konusu akıcı işlenen ve keyif veren filmin detayları oldukça ilgi çekici. Hayat filmi adından hareketle hayatın kökenini – doğasını anlamakla, araştırmakla ilgili bir film değil. Hayatta kalmak için mücadele etmekle, savunmakla ve ayakta kalmaya çalışmayı odağına alıyor. Yerçekimsiz sahneleri izlemek ayrıca keyif veriyor. Gravity filmi tadında olmasa bile gördüğümüz detaylar enfes.","label":7} {"text":"çizimler renkler hayao miyazakiye çok yakın olsada anlatım çok kötüydü. hikaye fena sayılmazdı aslında usta birinin elinde muazzan bir şekilde işlenebilirdi. bana göre Goro Miyazaki sınıfta kalmıştır. 6/10","label":5} {"text":"Jackass ile tanışmam mtv america dönemlerinde kısa kısa tanıtım videolarına denk gelerek her dakika başına kurulmamı sağladı... İlk uzun metrajlı filmi ise bununla başladı yanılmıyorsam. Dün bir kez daha izledim ve gülmekten tekrar kendimi alamadım. Bu seride boksörlerle yapılan mücadeleler unutulmazdı. Ayrıca timsahlarla iç içe olan sahneler ise derin nefes aldıracak cinsten. İzlemeyen varsa eğlenmeye ve gülmeye ihtiyacı varsa bu filme veya seriya el atmalı...","label":7} {"text":"Filmi Siyad'ın en iyiler listesinde görünce izledim. Siyad listesi genelde sanat filmlerinde oluşur ancak bu film klasik anlatı ve her izleyicinin keyif alabileceği bir film. Film Akıl Defterini hatırlatıyor biraz. Süresini çok iyi kullanmış, boş bir sahne yok, film boyunca merak duygusu hep aktif oluyor. Filmin yönetmeni Atom Egoyan bir ermeni, filme konu olan olayı yahudi değil de, ermeni meselesi ile işleseydi. İkinci bir gece yarısı ekspresiyle karşı karsıya kalabilirdik.","label":7} {"text":"Romantik, aşk meşkle ilgili filmler ilgimi çekmez pek ama bu film bir harika bir yapım. Kesinlikle seyredin.","label":7} {"text":"Başlarda özellikle Rose ve ekibine alışamasam da sonrasında, özellikle finale doğru nostaljinin de iyice tavan yapmasıyla film ritmini buluyor. Genel olarak beklentileri karşılayan bir devam filmi olduğunu söyleyebilirim. Tabii ki 82 yapımı bir film ile, özellikle de o ilk filmi izlediğimiz çocukluk-gençlik dönemimizdeki hissiyat ile karşılaştırmak çok da doğru olmayacaktır. Bu ikincisine haksızlık olacaktır bir başka deyişle. McGregor ismi zaten kendiliğinden bir kalite katıyor filme. Aksiyon-gerilim düzeyi de yerinde denebilir. 'The Shining' i görenlerin ve sevenlerin mutlaka izlemesi tavsiye edilir.","label":6} {"text":"Adrenalini yoğun olarak gene hissettiriyor. Efeğe boğulmuş yapımlardan. Dünya seyahatine bu filimlede çıkabilirsiniz. İyi seyirler.","label":7} {"text":"No White Flags Yaşamak üzerine harika bir belgesel, Marvel evreninden çıkın ve gerçek dünyadan bir bölüm izleyin","label":8} {"text":"izleyin izlettirin...","label":6} {"text":"luther şu ana kadar izlediğim en görkemli tarihsel filmlerden biriydi. başından sonuna dek soluk soluğa izledim. zaten birçok tarihsel filmde olduğu gibi çarpıcı ve heyecanlı bir yapımdı.özellikle sonlara doğru daha nefes kesici bir hal aldı.son olarak luther'in kişiliğinin de beni fazlasıyla etkilediğini söylemem gerek.eğer bir daha ras- larsam yeniden izlemek isteğeceğim kadar sürükleyici bir film.herkese öneririm.","label":7} {"text":"çok güzel hatta harika bir sürpriz, fragmani agir bir film havasi veriyordu ama tam aksine komik bir film","label":7} {"text":"İyi film. Fazla abartı yok. Kurgu ve tarihi öğeler iyi. Clive Owen iyi seçim. Arşivlik olduğu muhakkak. Müzik son derece iyi. Biraz daha özenilseydi denilen bütçe ve yönetmen farkdır...","label":8} {"text":"Film kesinlikle harika izlerken sürekli düşümenizi sağlıyor siz düşünürkende filmin nasıl bittiğini anlamıyorsunuz. Kişiye göre filmin konusu değişiyor bunu belirtmek isterim. ben 10 üzerinden 10 veriyorum","label":7} {"text":"Film Robert Harris'in The Ghost adlı romanından uyarlama. Harris, Tony Blair'e yakın bir isim olduğundan, kitabın Blair'in politik hayatından esinlendinği söylenmekte. Ne kadar doğrudur bilinmez ama Adam Lang karakteri en azından duruşuyla Blair'la örtüşmekte. Filme gelince, müziğiyle, mekanlarıyla ve olay örgüsüyle kendinden beklenen gerilimi fazlasıyla vermekte. Film iyi ancak mantık hataları da mevcut. Özellikle finali kesinlikle çok kötü. \"Ghost\" olayları çözünce,\"Ruth\"a değilde neden Dış İşleri Bakanına söylemez, sanki amiyene tabirle ölmek için kendisi \"kaşınır\". Ölmeside ayrı bir konu zaten. Farklı bir yerde farklı şekilde ölebilirdi ancak sanki kağıtlar uçuşsun diye özellikle kaza seçilmiş. Sonu farklı bitirilseydi çok daha iyi olabilirdi. Ama bu haliylede fena bir film değil.","label":7} {"text":"animasyonları çok severim, normal bir filmden daha bi dikkatle daha bi özenle izlerim. müzikler güzeldi görüntüler güzeldi senaryoyu da gerçekten çok beğendim ama filmin başına oturupta kalkmadan izleyemedim, hiç bir animasyonda bu kadar sıkılmamıştım galiba. olayını bu kadar beğendiğim bir film böyle dediğim için üzgünüm açıkcası. ama diğer yorumlara göre arkadaşlar keyifle izlemişler size de keyifle seyirler dilerim.","label":5} {"text":"Efendim kesinlikle izlenmesi gereken filmlerdendir... Oradaki yetişmiş beyinlerin yüz otuz günlük emeğinin biranda heba olması, hemde yok yere gerçekten çok üzücü... Bundan daha vahim olanı ise üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala aynı hataların yapılması aynı olayların yaşanması. -Spoiler- \"Filmde eksik kalan noktalardan birisi bence zaman diliminin nasıl işlediği ben mühendislerin gayretinden ifadelerinden sürenin kısalması durumunu pek sezemedim sadece tahtaya yazılan günlerden ibaretti zaman olgusu, bu bir eksiklikti bence. İkincil olarak Recep Usta adam olmasa koskoca proje olmayacak sanki geldi ordan %1 krom koy +10 derecede dök o zaman olur, o kadar mühendis bunu hesaplayamıyor degil mi?\" -Spoiler-","label":7} {"text":"İki büyük ustanın atıştığı sahne unutulmazlar arasındadır, bu film Türk sinema tarihinin yapıtaşlarından biridir ve defalarca izlenilecek filmlerdendir.. -Gaz, fren, şanzıman halin duman.. -Emegimiz bilek zoru Allah'ım sen koru.. -Aşk bir otobustur binmesini bilmeli, son duraga gelmeden inmesini bilmeli. -Sevene can feda, sevmeyene elveda.. -Ask bir sudur ic ic kudur,, -Aski cekene derdi bilene sor -Ask cekenin yol gidenin -Kabahat sen de degil seni sevende Neaaaabeeer!!!:)))","label":7} {"text":"Klasik...","label":5} {"text":"Eh işte dabbeden hallice. Sonunda çok saçmalamasalarmış biraz daha oy verirdim.","label":3} {"text":"ya ne kadar kötü olursa olsun... izlemeden yorum yapıyosunuz ya... bu film anlayışınızı ortaya seriyor zaten. en azından emeğe saygınız olsun izleyinde eleştirin...","label":7} {"text":"10 numara bir film yine sonu jumajı felsefesine yakışmış oyunculuklar harika bilgisayar efekt şahane adamlar çalışşıyor yapmış kardeşim...","label":9} {"text":"Hayallerinizin gerçekleşmesi mutlu bir hayat süreceğiniz anlamına gelmiyor.Zaman zaman sıkıcı olsada,etkileyici, iyi bir dram.","label":7} {"text":"Erkeklere bile en azından 1 damla yaş akıttıran cinsten. Sigarayı sömüre sömüre içeceksiniz film bitince.","label":7} {"text":"çok ama çok kaliteli bir yapıt olmuş... şimdiye kadar izlemediğim için kendimi kınıyorum... değişik ve süzel bir senaryosu var... en yakın zamanda kitabını almayı planlıyorum...","label":7} {"text":"Kaliteli işlerin yıldan yıla azaldığı sinema sektöründe son yılların önemli hazinelerinden. Üst düzey bir yönetmen, üst düzey bir oyuncu kadrosu, beklenmedik ancak sürprizlerle dolu, sağlam bir senaryo. Tabii ki filmin geneline yayılan dini, siyasi, kültürel sohbetler. Son yılların mutlaka görülmesi gereken filmlerinden.","label":8} {"text":"anı yaşa gerisi hikaye.","label":9} {"text":"Amerika'da Büyük Buhran döneminde gerçekten yaşamış olan bir yazar ve editörün, aynı zamanda bu adamların hikayesinin yazıldığı kitabın uyarlaması bir film. Kitaptan uyarlamaların güzel olmadığına/olmayacağına inanıyordum ta ki bu filmi izleyene kadar. Birbirine tamamen zıt karakterde olan iki insanın, birbirleriyle olan bağını çok güzel yansıtan bir film olmuş. Bu tarz filmleri sevmesem de zevkle ve sıkılmadan izlediğim bir film oldu.","label":6} {"text":"bazı yerlerde güldürmeyi başarabilen uçuk bir film.will smith'i ali den sonra daha iyi bir rolle beklerdim ama bu filmde vasattı.en iyi sahne köpek Frank'in i will surviveı söylediği sahneydi","label":5} {"text":"Biri bana Maximus'u getirsin. Elma vermek istiyorum. :) Özet olarak film hiç sıkıp baymayan çocuk ruhunuzu hala taşıyorsanız bayıla bayıla izleyeceğiniz bir film.","label":7} {"text":"Böyle adamlardan nefret ediyorum","label":0} {"text":"Bence artık Türk Yapımları korku filmi kategorisinde dini konuları almamalılar.Ama bayağı korkunç olmuş.Beğendim.","label":9} {"text":"Sanki yarım kalmış film. Final daha etkileyici olabilirdi.","label":6} {"text":"Sürpriz finaliyle izleyiciyi şaırtmaya çalışan filmlerden biri değil aslında.O yüzden kimse sürprizini erken açıkladığı yanılgısına kapılmasın.Ama senaryosu ve kurgusu da yetersiz.Bir kaç yıl sonra tamamen unutulmuş olur herhalde.Yine de oyuncu kadrosu ve çok sık film çevirmeyen Daniel Craig hatrına bir kez izlenebilir.","label":3} {"text":"sevgiliyle izlenesi, renkli, izlenilmesi pişman etmeyecek güzel film","label":6} {"text":"Kalbini Dinle Filmlerin içeriği ile bu kadar anlamlı ve uyumlu bir isim seçildiğine pek şahit olamıyoruz... Masalsı sunumuyla muhakkak etkisini gösteren bir melodram...","label":6} {"text":"Argo – Fuck Yourself! Öncelikle gerçek bir hikayeye dayanan bu filmi Amerikan Propagandası yapılıyor yeaa diye eleştiren insancıklara Allah, ”takımı yenik durumdayken belki gol atabilirim umuduyla rakip sahaya giden kaleci çaresizliği” versin diyorum. Film İran’da şahın devrilmesi ve ABD’ye kaçmasının ardından İran’daki ABD büyükelçiliğinin şahın İran’a teslim edilmesini isteyen İranlılar tarafından ele geçirilmesi ve baskın sırasında kaçan 6 ABD bürokratının kurtarılma hikayesini anlatıyor. Olay, konu, hikaye tamamen gerçekten alınmıştır. Elçilik baskını sırasında rehin tutulan 60 çalışandan sıyrılıp binadan çıkmayı başaran 6 çalışan Kanada büyükelçisinin evine sığınmıştır. Bu 6 çalışanı kurtarmak için Cia ajanı Tony Mendez’in aklına dahiyane bir fikir gelir. Hollywood yardımıyla Cia sahte bir film şirketi kurarak Tony’i film çekme bahanesiyle İran’a gönderecek ve 6 kişiyi alarak geri gelecektir. – Film sırasında anlıyoruz ki Hollywood’un küresel dünyada ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu…Ayrıca 80’lerde Los Angeles’ta ki o meşhur Hollywood yazısının henüz yazılmadığını gördüğümde şaşırdım. – İstanbul’daki Ayasofya sahneleri çok güzeldi. 1980 ruhu ve o dönemin İran’ı çok güzel ve flu olarak yansıtılmış. – Film hikaye olarak çok güzel zamanlamayla izleyicilere aktarılıyor ve giriş-gelişme bölümüyle devam ediyor. Filmin son 15 dakikasında ciddi olarak gerildim ve bu da hoşuma gitti.","label":7} {"text":"Bilim-Kurgu olarak çekilseydi daha iyi olurdu ancak bilim-kurgu eksikliğini Gerilim-korku öğeleri ekleyerek kapatmaya çalışmışlarsa da pek verimli olmamış. TV filmi kalitesinde , sinema filmi havasını vermedi hiç. Sinema eleştirmeninin filmin ana rolündeki Ellen page'i beğenmemelerine filmin ikinci yarısının ortalarına kadar bende hak verdim ama filmin ikinci yarısının ortasından sonra zaten senaryo gereği ana rol diğer kadına gidiyor . Tipik uyumsuzluk yaratan klişeler filmde bolca var. Derslerinde kötü oldukları için hocalarından papara yiyen çömez tıp öğrencilerinin nasıl olur da daha önce hiç denenmemiş ve yüksek tıp bilgisi gerektiren ölüm sonrası deneyi yaptıkları , araştırma merkezinde gecenin bir vakti çömez öğrencilerden başka kimsenin olmayışı ve bu öğrencilerin her türlü teknik ekipmanları kullanabilmesi çok tutarsız olmuş. Birde gerilim sahnelerindeki tipik klişeler yok mu. Hepsi deneyin ters sonuçları olduğunu anlıyorlar ona rağmen tek başlarına izbe yerlerde dolanıp duruyorlar. neden , çünkü ucuz gerilim sahneleri ancak bu şekilde karanlık ve ses efektleri ile çekiliyor.Gerilim sahneleri nedeniyle çocuklara veya gerilim sevmeyen kişilerin beğenmeyeceği bir film olacaktır.Bilim-kurgu ise hiç yok. 1990 lardaki ilk ana filmini izleyen benim gibi kişiler için nostalji olsun diye izlenebilir ama türüne kattığı ve akılda kalır bir özelliği yok. Bu tür gerilim filmlerinde twisted-end ( sürpriz son ) yapılarak gerilim filmini sevenler için hoş bir final tadı verilirdi. Senaryosu gereği süper twisted-end'ler yapılabilecek bir filmi motomot kafa ile düz şekilde çekmişler. Senarist çuvallamış ve sınıfta kalıp çizgi ötesine geçememiş. 2 yıldız veriyorum filme ama 10 üzerinden.","label":1} {"text":"Süresi biraz uzundu ama diyaloglar sıkmıyor. Hikaye boğmuyor. Atmosferi ve konusu gerçekçi. Bir gecede kurulan bağ biraz gerçekçilikten uzak. Buna rağmen oyuncular doğal ve başarılı. Mantık hataları var evet ama filmin güzelliğine gölge düşürmüyor. Çoğunluk gibi ben de çok beğendim, Avrupa sinemasını seviyorum. 7/10","label":6} {"text":"Tamamen çizgiromandan bihaber olduğum için sadece film olarak değerlendireceğim. Tek kelimeyle vasattı. Aşk hikayesi zorlama olmuş, Thor karakterini oynayan her kimse sadece kaslarıyla göz doldurmaktan başka birşey yapmamış. Filmin girişi güzel başladı ancak dünyada gerçekleşen sahneler giriş dışında pek inandırıcı değildi. Çok uzun bir hikayeyi ara ara keserek kısaltmışlar gibi bir izlenim verdi bana. Sanki buz devlerinin dünyayı işgali ve asgard ile buz devlerinin savaşı birinci film olsaydı ve devam filmi olarak barış sonrası yeniden savaş ve thor'un sürgünü falan işlenseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Her neyse ciddi anlamda sinemada izlemeye değecek bir film değil.","label":5} {"text":"Bu kadar basit bir konuyu neden seçiyorlarki. Hep dram dram dram başımız ağrıdı. İyi anladık yaşam kötü, iğrenç ama yeter artık hee. Biraz ilginç bir konuya değinseniz fena olmazdı. İlla birinin akrabası ölecekte diğeri mezarına gidecekte sonra sıkıntılı yaşamı olacakta yeteeeeeeeeeeeeerrr. Anti-Dram :)","label":1} {"text":"bu film tam anlamıyla ergen filmi diyebilirim kesinlikle yeterli değil çok durağan ve basit konuya sahip ve şimdi bişeyler olacak diye diye filmi bitiriyorsunuz bana bir hayli özenti filmmiş gibi geldi kesinlikte uzak durun diyebilirim herşey çok yapmacık sizi etkileyecek bir yer bulamıyorsunuz ve finalde anladığımız kadarıyla devam filmi gelecek ama sonuç olarak izle ve unut cinsinden bir yapım...","label":4} {"text":"Çok kötü bir film. Yan karakterler bile başrol oyuncusundan daha iyi. Küfür ile milleti güldürmeye çalışmışlar ama pek başarılı değiller.","label":1} {"text":"Duygu yükü bakıımından rakipsiz, muthiş bir drama. İnsanı her an ağlatabilecek bir potansiyeli var ve gözleriniz bir kere ıslandı mı kendinizi tutamayacağınız eşsiz bir yapıt. Herkese tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Filmde tüm sahneler bir tablo gibi çekilmiş her sahneyi durdur duvarına as öyle güzel renkler kadrajlar kıyafetler... görüntü yönetmeni darius Khondji. Adam çok başarılı.","label":0} {"text":"Gürgen Öz Romantik Komedi'deki rölünden tam çıkmamış gibi, pek iyi değildi, beklentilerimin altında. Film yer yer komik, samimi ve şirin, ama zaman yolculuğu hikayesi çok daha fazla eğlenceli olabilirdi. Filmi izlerseniz eğlenir ve nostalji yaşarsınız belki, seyretmezseniz bişey de kaybetmezsiniz. Salonun yarısı gülmekten öldü, eşim uyudu, ne bileyim film kötü değil, ama eksik geldi bana.","label":6} {"text":"Çocukluğumun en sevdiğim çizgi filmlerinden birinin, bu kısmını izlemekte keşke bu kadar geç kalmasaymışım. Onların son yaz tatili ile beraber ben de tekrar; çocukluk, oyunlar ve eski arkadaşlık günlerine döndüm. Kesinlikle çok güzel, özelilkle Recess'i seviyorsanız daha da güzel. Ms. Finster: Hey, teacher, leave them kids alone! :)","label":7} {"text":"Bence çok basit bir düşünceden yola çıksa da çok eğlenceli keyifli bir film. Diğer popüler filmlerde aksiyon adına ne kadar saaçma sahneler göz önüne alınırsa bu film onlara gerek duymadan kendini izlettirmeyi biliyor. Zaman zaman böyle filmlere de yer vermek lazım. Hem de ustaya saygı.","label":6} {"text":"bu adam.. bu adam dediğime bakma nan mickey rourke işte... böyle loser rollerde gördükçe.. içimden bişey kopuyo lan.. rumble fish filmini hatırladım bu filmi izlerken.. coppola nın en sewdiğim filmlerinden biri.. motosikletli çocuktu orda da... kawga alnına kader diye yazılmıştı... tamam lan kabul kawga alnına kader diye yazılmıştı sözü biraz ahmet kaya yusuf hayaloğlu üslubu gibi arabesk kokuyo ama öyle bence ya.. wrestler filminde de kendine bir kere daha hayran bıraktın bizi abicim.. warsın senin kıymetini bilmesinler biz sewiyoruz seni.. balıkları akvaryumdan çıkarsan ırmağa bıraksan yine böyle kawga ederler mi..","label":6} {"text":"Film son durak filminin ikiz kardeşi gibi..Biraz taklit havası var..","label":1} {"text":"aglayacaktım","label":9} {"text":"kaliteli bir film ilksen başarırdan.tebrik ediyorum,hoş bir konu seçilmiş,hoş bir senaryo yazılmış ve oyuncuların da katkılarıyla ortaya özellikle son dönem türk sineması göz önüne alındığında ortalama üstü,sağlam bir film çıkmış.eksiksiz mükemmel bir film değil bence ama yine de kendini son ana kadar izletiyor ve size birşeyler hissettiriyor kesinlikle.örneğin eksiklerden bence en dikkat çekici olanı bazı konuların ve sahnelerin,olayların sanki biraz yüzeysel geçilmesi,sanki biraz daha zaman ve açıklama,detay istiyor bazı kısımlar.örneğin eylemlerin falan bir anda ortaya çıkışı ve bitişi bu dediklerime örnek olabilir.düşünmeden tercih edilebilecek bir yapım tekrar belirtmek istiyorum.türk sineması böyle filmlerle yükselişe geçecek umarım ki.saadet ışıl aksoy ve mert fırat oldukça üst düzeydeler.","label":6} {"text":"Giorgia için izlemeye devam ettim filmi, keşke o uzun saçları ile daha fazla olsa idi ama yine de yetti; sinema olarak sanki bir Godfather izliyor gibiydim ve bu beni oldukça keyiflendirdi ama Godfather ın 9 olduğu yerde bu film 8,5 olmamalı; en fazla 7,5 diyebiliriz zira sanki uzun sezonlar boyu devam eden bir tv dizisinin toparlanıp filme çevrilmiş versiyonu gibi; güzel film fakat çok uzun ama akmıyor mu ? akıyor","label":5} {"text":"Çok ağır bir dram perdeye taşınmış. İzlerken çogunlukla gözlerim doldu. Çok başarılı bir oyunculukla fevkalade bir film olmuş.","label":7} {"text":"Hoş olmuş.. sonlara doğru biraz cozutmuşlar ama bu kadronun hatrına çiğ tavuk bile yenir..","label":7} {"text":"ne var yaa.niye beğenmiyorsunuz.ne güzel film.bundan iyi güldürü filmi mi olur.hem macera hem güldürü işte ne güzelll....","label":7} {"text":"Sovyetler'de komünist kanattan bir grup, 19 Ağustos 1991'de Sovyetler Cumhurbaşkanı Gorboçov'u görevden aldığını ve olağanüstü hal ilan ettiğini açıklar. Rusya Devlet Başkanı Yeltsin bu darbeyi protesto edip halkı direnişe çağırır. Loznitsa, bu üç gün süren eylemlerin arşiv görüntülerini derlemiş.","label":4} {"text":"Mısır Adası: Gerçekçi anlatımıyla, İlyas Salman'ın oyunculuğuyla, tam bir dillere destan. Karlovy Vary Film Festivali'nde En İyi Film ödülü alan bir film. Bir sınır Adası'nda geçen film. Dede ile torunuyla olan ilişkisini anlatıyor. Bir mevsimde her sene yağmur yağarak yenilenen bu ada, her yağışta başka bir köylüye ait oluyor. İlyas Salman'ın oyunculuğu ve tam bir Akira Kurosawa tarzı ile sizleri sınırlı salonlarda bekliyor.","label":8} {"text":"İnanılmaz kötüydü,sürekli küfür,sürekli bel altı,bi karının tahrik oluşunu açık açık izletiyorlar,siyasi mesajlar bilmem ne. Biz film izlemeye bunlar için mi geliyoruz ya ? Özellikle bunlara mı gülmemiz gerekiyor ? Serinin en beter filmiydi. İzlediğim en kötü filmler sıralamasına da girer. Ne edep kaldı ne haya. Sinemada bir düzine 13+ çocuk var ve bu filmin 13+ olma şansı yok.Yazık ki bu çocuklar bunları izliyor .18+ dır kesinlikle , gerçi bunu kim önemsiyor ki artık. Üzücü olaylar çok üzücü.","label":0} {"text":"Süresi uzun bir film olmasına rağmen ben pek sıkılmadım hatta filmin sonlarına doğru oldukça heyecanlandım evet genel olarak filmde fazla olay olmuyor genellikle diyalog üzerine ve başrol karakterlerinin birilerini bulmaya çalışmasıyla geçiyor fakat ben izlerken dediğim gibi pek sıkılmadım aksine izlerken keyif aldım ayrıca izlerken bir müslüman olarakta hiç alınabileceğim bir şey filmde göremedim bir tek o bir müslüman pasta kesmez tarzında bir laf vardı o lafı saçma buldum o kadar yoksa genel olarak müslümanlara karşı kasıtlı yapılmış ve müslümanlara hakaret eden bir film olduğunu düşünmüyorum.Dışarıdan bakıldığında klasik kendini öven bir Amerikan filmi gibi gözükebilir fakat bence filmin ana amacı o değil asıl amaç Bin Ladin'in nasıl yakalandığı ve film genel olarak heyecanlı ve seyiciyi avucuna alan bir olay örgüsü var,filmin sonundaki çatışma sahnesini daha ekşınlı-hareketli beklerdim fakat çokta büyük bir çatışma falan olmadı ama ansızın patlayan bombalar gerçekten sinir bozucu olmuş(film için pozitif bir unsur bombaların hiç beklenmedik anda patlaması).Filmde kullanılan müzikler çok zayıftı hatta var mıydı bilmiyorum etkileyici müziklerle daha iyi bir film olabilirdi.Son olarak bence bir başyapıt değil ama ben izlerken keyif aldım ve özellikle ikinci yarının sonlarında baya heyecanlandığımı söyleyebilirim genel olarak filmi başarılı buldum,sinemada izlemek istiyorsanız paranız boşa gitmez aksine keyifli ve heyecanlı bir zaman geçirebilirsiniz. 7/10","label":6} {"text":"Görüntü yönetmeni harika, olağanüstü değil ama kesinlikle keyifle izleniyor. Craig Bond rolünde çok iyi, kız biraz sönük. Senaryo karmaşık gibi.","label":6} {"text":"senaryosu kurgusu en önemlisi de görüntü yönetmenliği açısından zirve bence","label":7} {"text":"son yillarda sinema salonunda pur dikkat izledigim ender filmlerden...","label":8} {"text":"Çok sıradan zaten lanetli çocukları çok görüyorduk o dönemlerde bu da öyleydi. Ben beğenmedim.","label":2} {"text":"bir tarafı yüceltip bir tarafı kötüleyen bir film değil bunun için izlenesi. olması gerekeni çok doğru bir biçimde karşınıza koyuyor film. bugün bile devam eden sorun için çok güzel bir cevap veriyor. \"kudüs bir hiç aynı zamanda her şey \" keşke bu hiçliği görebilse insanlar ama iktidar hırsı hiç bir zaman dünyayı bırakmayacak ne yazık ki.. bu sorunlar hiç bitmeyecek. velhasıl film güzel izleyin. filmin kötü yanı daha iyi oyunculuklar olaydı tadından yenmezdi ya konusu yeter güzelliğine","label":7} {"text":"Ben bir sembol olmak istemedim. Çünkü semboller gelip geçicidir. Ama şartlar beni buna itti ve eğer bir sembol olacaksam o zaman seks sembolü olmayı tercih ederim dedim. İki kişi tarafından terk edilmiş bir annenin gayrimeşru çocuğu olarak dünyaya gelen Monroe'nin annesinin çıldırması üzerine bir çok koruyucu aile altında büyümesi, kendi ilişkilerindeki mutsuzlukları, herkes tarafından sevilebilmek için gösterdiği çaba ve bunun getirdiği öz güvensizlik/mükemmeliyetçilik ve daha 40larını göremeden yitip giden hayatı.. Monroe'nin biyografisini, özellikle kariyer dönemlerini ele alarak anlatan bir belgesel. - Öyle koruyucu ailelerle yaşadım ki, kitap sayfası değiştirme sesinden bile rahatsız olurlardı. - Evlilikte, kocalar karılarını aldattığında iyi birer sevgili olduklarını anladım.","label":7} {"text":"Çok şey anlatmak isteyip hiçbirşey anlatamayan film. Müzikler harika ama filmi sırf bu nedenle izlemek olmuyor. 5/10","label":4} {"text":"çizgiromandan sinemaya uyarlanmış en iyi filmlerden biri.. senaryo oyuncular görsellik, harkulade bir film.. izlemeyen çok şey kaçırır.. iyi seyirler şimdiden..","label":8} {"text":"Filmin adı ispat ama film boyunca hiçbirşey ispatlanmaya çalışılmıyor. Sözüm ona kan davasının eleştirilmesine odaklanılmış bir film ama o kadar kötü oyunculuklar var ki izlemek sabır ister. Yılmaz köksal'ın bir vurulma sahnesi var ilk başka hip-hop yapıyor sandım. Koşarak ormandan geçmek mi dersiniz, kumarhane işine girip köylere ambulans hediye etmek mi dersiniz o kadar mantıksız bir senaryo ki izleyen anlar. :)","label":2} {"text":"Hani bazı filmler vardır gizemini en başta seyirciye çaktıran, ilk tahmininizin doğru olduğu filmlerdir. İşte o filmleri izlerken filmin sonunu tahmin ettiğiniz ve tüm gelişmelerde sizi haklı çıkardığı için sıkılarak, merak duygusu olmadan izlersiniz. İŞTE bu film onlardan birisi kesinlikle değil! Film gizemini sonuna kadar saklıyor. Şahsen iyi bir tahminci olmama rağmen 3 tahminde bulundum ve birisi doğru çıktı, fakat ek olarak başka bir durumun daha ortaya çıkması gerçekten güzeldi. Bunlarla beraber oyuncuların performansları da göz doldurdu.","label":7} {"text":"Rita Hayworth çocuklar gibi şen..!","label":7} {"text":"bu film avrupanın son zamanlarda yaptığı en iyi filmlerden biri lütfen iyi izleyin filmi...","label":9} {"text":"ben filmi çok beğendim.2.dünya savaşında gerçekten yaşanmış bir olaydan esinlenmiş.savaş sahneleri çok başarılı insanı sıkmıyor.nicolas cage inin oyunculuğu süper.dublaj da iyi ayrıca filmdeki silahlar,uçaklar,tanklar battlefıeld 1942 oyunun aynısı eğer o oyunu oynuyarsınız filmi daha çok seveceksiniz.9/10","label":7} {"text":"Ben Çok eğlendim izlerken.Kesinlikle tavsiye ediyorum.Renee Zellweger harika bir oyuncu gerçekten.Filmdeki mimiklerine bayıldım.Bazı sahnelerinde ciddi ciddi kahkaha attım.Mavi çorba olayı süperdi.Filmi komik bulmayanlar için bile Renee Zellweger için izlenmeye değer...9/10","label":8} {"text":"Gerçekten izlediğim en sürükleyici filmlerden biriydi , eleştirmek için yorum yazılacak ise çok fazla bahane bularak filmi dibe çekebilirsiniz , film korku-gerilim sınıfında yer alabilir ama daha bence fantastik-gerilim daha uygun olur. Bir çok Türk korku filmi izlemiş biri olarak söylüyorum diğer filmler gibi konusuz , sadece korku sahneleri çekilerek yapılmış standart bir hâl alan filmler serisinden ayrı tutulması gereken bir film olmuş , izlemenizi tavsiye ederim , IMBD tarzı not vericek olursak benim notum 10/6","label":7} {"text":"Fiyaskoya yakın bi filmdi. Yine beklenti buyuk gittik filme ama bir iki defa güldük. Ônüne gelen senaryo yaziyo dedirtti artik! Oyuncu kadrosu guzeldi tabiri caizse baba isimler vardi ama bostu malesef👎🏻 bitsede gitsek modundaydik uzgunum kotu bir film olmus👎🏻👎🏻","label":1} {"text":"İMKANSIZIN ŞARKISI DİYE FİLİMDE İMKANSIZ BİRŞEY BEKLEMEYİN. KESİNLİKLE BEĞENMEDİĞİMİ SÖYLEYEBİLİRİM. İSMİYLE HİÇ BAĞDAŞMAYAN SOĞUK BİR FİLM. TAVSİYE ETMİYORUM.","label":4} {"text":"tam bir görsel şölene ang lee'nin duygusal bakış açısı eklenmiş. sonuç seyir zevki yüksek bir sinema.","label":8} {"text":"Berbat bir film senaryosu olsun oyuncuları olsun amatör hatalarıda var oyuncuların mimikleri olayı hissettiremiyor izlenmeye değmez kısacası","label":0} {"text":"kevin costner'ın oku nişan aldığı hedefe doğru tam gönderirken, maryy elisabeth mastrantonio'nun yavaşça arkasına yaklaşarak kevin costner'ın yüzüne nefesini üflediği ve kevin costner'ın hedefi kaçırdığı sahne hep aklımdadır. ve bu film ne zaman aklıma gelse ilk o sahneyi hatırlarım....","label":8} {"text":"Film gerçekten gururumu okşadı çok güzel herkes izlemeli ben kötü eleştiri yapan biri yüzünden az daha izlemeyecektim kötü eleştiri yapanları dikkate almayın.","label":9} {"text":"Bu tür filmlere karşı her zaman bir sempatim vardır.Ama bu film tam olmamış.Senaryoyu da beğendim ama oyuncular(p.bettany hariç)daha fazla filme girebilirdi ya da daha canlı karakterler yaratabilirlerdi 5/10","label":4} {"text":"Korku severler olarak kötü filmler izledik, çok kötü filmler de izledik ama bu nedir yahu! Filmin bir çok yerinde ileri sardım gereksiz uzun. Ayrıca kese kağıdı? baget ekmeği? Filmde yok yok, cinli gibi yapıp akıl hastalığı gibi yapıp başka bir şey gibi yapmacalar, baltayı yerde sürümeceler, cinayetler, cinayetimsiler... Aklınıza korku filmi sahnesi denince ne geliyorsa hepsi var maşallah velhasıl olmamış","label":6} {"text":"böyle film mi olur lan. tv'de başka şey olmadığından açıp izledim ve daha ne kadar saçmalanır diye meraktan sonuna kadar sabrettim de daha saçma bir film yapılamaz herhalde en saçması budur yani. hele finalde adamın uçarak gelen köpekbalığının ağzına testereyle girip, köpekbalığının yarım saat önce yuttuğu kızı canlı çıkarması yok mu! orada diyecek bir şey bulamadım artık. bir de tara reid oynamış filmde. kariyeri kötü gidiyor herhalde ama bu kadar da olmamalı yahu. kızım git porno filmde filan oyna, onurlu yaşa. bu kadar düşme!","label":0} {"text":"Gerçekten sponge bob ve arkadaşları çok sevimli.. Çok keyifli bir animasyon çok keyif aldım izleyin derim","label":7} {"text":"teknik anlamda bir deneme diyebiliriz. kamera kullanımlarını sevdim ama film bende herhangi bir duygu uyanışı yaratmadı.","label":4} {"text":"beklentiniz büyükse boşa çıkabilecek bir film. Olayların birbirine bağlantısını çok hızlı vermişler. Herşey ağır ağır akarken birden Kızı hemen aşık ettirip, ipuçları olmadan direkt olayları çözmeye başlıyorlar. Sonu ta başından belli oluyor. Senaryonun sınıfta kaldığı klasik bir diziden sinemaya uyarlama film. İzlenir mi? ehh işte.","label":6} {"text":"Sonuyla şokeden filmler listesinden bir film. Bu film korkuyu çok iyi tarif ediyor. Tüylerimin diken diken olduğunu hatırlıyorum, zamanında...","label":9} {"text":"Beklentilerimi kat be kat karşılayan bu destansı film için ne söylesem az. Heyecanın hiç bitmediği, hop oturup hop kalkarak izlediğim film, uzun süre belleklerimizden çıkmayacak. Mad Max üçlemesinin üzerinden tam 30 yıl geçti. Seriyi özlemişiz ama Mad Max : Fury Road, seriyi bambaşka bir noktaya taşıyor…","label":9} {"text":"Film genel olarak güzeldi komik maceramsı keyif aldım yalnız sinema biletleri çok pahalı filmlere sık giden sinemaseverlerle puan biriktirme falan bir şeyler yapılmalı 😀😁😂😃😄😅😆😉😊😋😎","label":9} {"text":"etkilenmemek işten değil, hele ki bu problem ülkemizin de büyük sorunuysa... ALDATICILAR SİZİ ALLAH'LA ALDATMASIN...","label":6} {"text":"Cok sevdiğim seri bu filmle bozulmus.. Sadece yapmıs olmak için yapılmıs bir film.. Konu sıfır butun film boyunca askıda kalmıs gibiydim, seyredilir mi? evet seyredilir.","label":6} {"text":"sadece forrest whitaker ın olağaüstü gerçeklikte performansı için bile izlenebilri.çok ssürükleyici.herkese tawsiye ederim:d.","label":7} {"text":"insanı sıkmadan ilerleyen,yer yer komik,anlamlı msjlar içeren güzel bir film arkadaşlar.izlediğinize pişman olmazsınız...","label":7} {"text":"Marlon Brando'nun tepki alan komik ingiliz aksanına ve Trevor Howard'ın biraz gölgesinde kalan oyunculuğuna rağmen sinema dünyasının en iyi macera filmlerinden biri. 3 saatlik bir görsel şölen aynı zamanda. Filmde yaşananların yanında sahne arkası olaylarıyla da gündeme oturan bir film. Bir Marlon Brando filmi değil ama, bana göredaha çok Trevor Howard filmi. Pek çok sahnesi ve diyaloğu akıllara kazınacak nitelikte.","label":8} {"text":"Özellikle sonuyla benzerlerinden ayrılıyor.Samuel Jackson formunun zirvesinde.Benim farkettiğim ilginç nokta yapım olarak daha sonra çekilmiş olmasına rağmen daha önce izlediğim Gridiron Gang le olan benzer yönlerinin (hatta sonunun bile) çokluğu.Gerçi o da çok iyi bir filmdi.","label":7} {"text":"ismi ile konuya cevap veren sade eğlenceli bir komedi 10/7","label":6} {"text":"Mesut uçakan filmleri gerçekten çok güzel gerçekleri anlattığı için malesef bazıların zoruna gidiyor ama şu bir gerçek imtihan dünyası yapacak bişey yok kimi kazanacak kimi kaybedecek peygamber efendimiz boşuna dememiş kişi sevdiği ile beraber haşr olacak cennet ucuz değil cehennem dahi lüzumsuz değil","label":9} {"text":"Gördüğüm en iyi Türkçe çeviri ismine sahip olan film.","label":6} {"text":"Elvis gibi bir Kral a böyle bir film yakışırdı. Şarkılar, renkler, çekimler, dekorlar, detaylar ve oyunculuklar kusursuz. Özellikle Elvis i oynayan Austin Butler Oscarı alcak gibi. Hemde filmde bir an olsun tempo düşmüyor. En sevdiğim yönetmenlerden biri olan Baz Luhrmann çok akıcı bir film yapmış gerçekten. 3 saatin nasıl geçtiğini anlamadım. Kısaca ben çok beğendim filmi. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Nokta","label":8} {"text":"Pamuk şeker gibi bir film :) Çocuklar oynamamış yaşamışlar adeta 9/10","label":9} {"text":"Dramatik konu, duygu sömürüsü yapılmadan sade bir dille anlatılmış...","label":6} {"text":"Körlük. Çoğu zaman başa gelebilecek en kötü şey olarak gözümde canlansa da, bazen hiç görmek istemediğim zamanlar oluyordu. Sadece seslerin dünyanı oluşturduğu bir \"görüş\" çizgisinde yaşamayı tattıran bir belgesel. Etkilendim.","label":7} {"text":"ister istemez taraf oluyorsunuz bu kötü. ama film güzel","label":6} {"text":"steve martinin mükemmel performansı jean reno nun başarılı yardımcı oyunculuğu beyonce nin güzelliği ve vasatın üzerinde espirileriyle izlenmeye değer bir film...","label":6} {"text":"Vakit kaybı, ne yazık ki..!","label":4} {"text":"tv film kuşağı diye adlandırdığım tvlik film. sıkılmadan izledim.","label":4} {"text":"Bu aralar kullandığım bir söylemi yeniden gündeme getirmek istedim. 'Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!' Aslında bu filmi izleyeli aylar oldu ancak unutmuşum Görsellik anlamında herhangi bir olumsuz eleştiri de bulunmak şaklabanlık yapmaktan başka bir şey olmazdı, ancak, en azından benim için, görsellik tek başına bir kriter değil. Hele arkaya derin bir senaryo ve karakterler silsilesi oturtmaya çalışırken. Ya birini yapmamak lazım ya da ötekini. Çünkü hayatımda hiç bir zaman unutamayacağım bir kaza sahnesi izledim. Lost'u unutamayacağım gibi, o sahneyi de kolay kolay unutamayacağımı ve şokundan, muhteşemliğinden kurtulamayacağıma eminim, fakat ben FİLM'in kendisini de unutamamayı tercih ederdim. Karantinaya almak hiç istemezdim, ama kelimenin tam anlamıyla vakit kaybına dönüştürülmüş film. Uzun lafın kısası; O-L-M-A-M-I-Ş (40/100)","label":3} {"text":"Konusu,sekanslaeı ve oyunculuklarıyla tam bir başyapıt... demek isterdim ama nedendir bilinmez filmin geneline bir durağanlık hakim.Yönetim tercihi kasvetli bir hava yaratmak olabilir belki ama bu durgunluk filmi boğacak derecede. Kısaca; Her şey yolunda, tempo düşük.İyi seyirler!","label":5} {"text":"Siz erkekler hepiniz aynısınız -anlayana spoiler","label":7} {"text":"Son derece salak ve bir o kadar da eğlenceli... Çerezlik bir şeyler işte, bir de oyuncular çok iyi. 2'sinde de Carell var diye söylüyorum, Crazy, Stupid, Love filmini önce izlediyseniz, bunu karantinaya alma ihtimaliniz bir hayli yüksek :))) Saygılar.","label":6} {"text":"Filmden bir saat kadar önce çıktım.Bence biraz gereksiz bir şekilde uzatılmış olsa da,yerli bir korku filmi için oldukça başarılı.İzleyin hiçbirşey kaybetmezsiniz,zaten konu bizleri en çok korkutan 3 harfliler olunca şartlanarak izliyorsunuz ve korkulacak bişey olmayan sahnelerde bile boşu boşuna gerilip duruyorsunuz..","label":4} {"text":"Adana m1 cinemaximumda izledim hicbirsey anlamadim oyuncular haric konusu sonu cok sacmasalakdi baglanti kurulmamisti o kadar oyuncu nasil konu olmayan bir filmde oynamislar ve ferzan nasil boyle bir film yapmis benmi salagim yoksa filmin sonu nadil bitti anladik yani","label":0} {"text":"Olağan hikayenin olağan dışı kahramanlarla anlatılması.. Orhan ve Ferdi karşılaştırması ise şu ana kadar duyduğum en iyi çözümleme belki de.. Ve tabi ki müzikler, harikulade!","label":7} {"text":"Bu film kesinlikle çok güzel. Senaryo olarak basit bir film ama usta oyuncular rollerinin hakkını veriyor. Özellikle christian bale büyük oyuncu.","label":8} {"text":"Sağlam diyaloglarla zenginleşen, De Niro- Crystal ikilisinin performanslarıyla ayakta duran harika bir komedi. Sanıyorum komedi denince ilk akla gelen filmlerden biri olacağı gibi, Harold Ramis'in de iyi bir yönetmen olduğunu (bknz. Groundhog Day ve Bedazzled) kanıtlıyor bu film... (8/10)","label":7} {"text":"çok eğlenceli bir film. bu rolünde robert de niro’ya hayran olmakla birlikte kesinlikle ağlama rolü yapamadığını da fark ettim :) çok çok zevkle izledim, izlerseniz kesinlikle pişman olmazsınız.","label":6} {"text":"Neredeyse hiç düşmeyen temposuyla ve aksiyonuyla büyük beklenti olmadan boş vakitte keyif alarak izleyebileceğiniz çerezlik bir yapım.","label":6} {"text":"Ahlaki yönden sınırları zorlayan anlamsız bir senaryosu olsada güldürmeyi başarabilen,eğlenceli bir film olmuş.10/7","label":6} {"text":"film mükemmeldi...her ne kadar ağır ilerlesede film izleyiciyi kendine bağlayabiliyor.konu zaten mükemmel bir de oyuncu kadrosu starlardan oluşunca bence ortaya bir şaheser çıkıyor.nicole’un makyajı ise ayrı bir konu.kesinlikle izlenmesi gerek diye düşünüyorum:)","label":9} {"text":"Bu filmin 2008 yılında izlediğim ve oldukça beğendiğim Cloverfield’in bir devamı niteliğinde olmasını bekliyordum. J.J. Abrams’i yapımcılardan biri olarak görmek ise beni oldukça heyecanlandırmıştı. Filmi bu duygularla izledim ama yeniden ele alınan farklı tatta işlenmiş bir film olduğunu gördüm. Film birbirinden farklı hikayelerin bir bütünü gibi. Açılış hikayesi bildik ama merak uyandırıyor. Ardından sığınak yaşantısına odaklanan, klostrofobik bir yaşam mücadelesi izliyoruz. Goodman’ın müthiş performansı bu hikayeyi etkili ve değerli kılıyor. Sonrasında umulmadık derecede baskın ve ürkütücü bambaşka bir hikaye var. Tüm bunlar bir araya gelince doğal olarak kopukluklar ve nedenini “gerekliliğini” sorguladığımız sahneler arka arkaya geliyor","label":5} {"text":"bu tarz filmleri sadece izlemiş olmak için izliyorum o yüzden iyi kötü değerlendirmesi yapmıyorum tümüyle anlamsız saçma konular işlendiği için...","label":4} {"text":"fena bir film değil izlenmesi gerek ama bence o kadar da müthiş bir film değil","label":4} {"text":"film bilim kurgu sinemasındaki o büyük açığı doldurmuş. son dönemlerde bu tür altında iyi yapımlar izlemek ne yazık ki mümkün olmuyordu ama bu film bu türün sinemasını seven bir kişi olarak bana iyi hissettirdi, ekranın başından doymuş bir şekilde kalktım. her türlü duygusallıktan, dramdan minimum düzeyde beslen Garland doyurucu bir evren yaratmış, yaratının birinci sebebi de bu bağımsızlık demek yanlış olmaz. esas kadınımız bu işe kocası için girse de bize bunu unutturuyor hatta kendisi bile unutuyor. bilinmezliği bize ilk sahnede aşılamaya başladığından film süresi boyunca verilen hiçbir bilmiyorum cevabı canımızı sıkmıyor. bu açık uçlu filmleri seven arkadaşlar için bulunmaz hint kumaşında bir filmdir.","label":7} {"text":"izleyenler lütfenn yorum yapın!! bende gitmek istiorum ama kötüdür die gitmiorum ;) lütfen gidenler filmle ilgili duydu ve düşüncelerini yazzsın!!! Saygılarımla...","label":7} {"text":"Kendi içinde değerlendirmek gerekir.Özgürlüğün önemini çok çarpıcı bir şekilde vurgulamış Ken loach,iki kardeş fakat fikirleri birbirine sonuna kadar zıt bu paralelden irlanda'nın verdiği kanlı bağımsızlık mücadelesi ele alınmış bence etkileyiciydi sonuçta biz Türkleri ne kadar ilgilendiriyor o ayrı ama dediğim gibi mücadele ve bağımsızlık arzusu bize hiç de yabancı değil!","label":6} {"text":"Ve bir üçleme daha sona eriyor. Before Sunset'den tam 9 yıl sonra, Jesse ve Celine'i bu sefer birer ebeveyn olarak, 41 yaşında görüyoruz. Ve serinin ilk iki filmindeki aynı ekip bir araya gelmiş olsa da Before Midnight, serinin en farklı filmi. Hem iyi yanda hem de kötü yanda. Before serisinin ilk iki filmi, oldukça basit bir hikayeyi alıp onu gerçekçi ve sade bir hale getirmişti ve bizi ana karakterler arasındaki aşka inandırmıştı. İlk iki film, bize daha önceden görmediğimiz bir şeyler vermişti. Bu filmse, daha önceden bir sürü defa gördüğümüz klişe aile ortamı ile başlıyor. Elbette, bu filmi özel bir dokunuşu var ama yine de bazı muhabbetleri dinlerken filmden kopmamak elde değil. Özellikle de aile masasında yapılan konuşmalar. Umrunuzda olmuyor ama yine de dinliyorsunuz. Film, o sıralarda benim için sıradışı havasını kaybedip sıradan oluverdi. Şimdi de işin iyi tarafına gelelim: Aslında film de bunun farkında! Celine ve Jesse'yi daha sıradan bir halde görüyoruz. Çoluk çocuğa karışmış, birbirlerine pek zaman ayıramayan bir çift olarak. Seyircilerin bir kısmı, bu filmin ilk iki film ile taşıdığı o naif havayı taşımayıp, karakterleri daha çekilmez bir hale getirdiğini şikayet etmiş. Bunun tam olarak doğru olduğunu düşünmesem de, bazı yanlarına katılıyorum. Bu yüzden filmin içine girmem biraz zaman aldı. Ama filmin içine girdiğim zaman, Jesse ve Celine'ın birlikte yaşadıklarını daha da net gördüm. Serinin ilk iki filmi daha çok oyunculara ve manzaralara odaklanmıştı aslında. Bu film ise daha gerçekçi bir senaryo yaratmış ve senaryoya çok daha önem vermiş. Bu yüzden bu filmi serinin ilk iki filmi gibi tekrar ve tekrar izlemek isteyeceğinizden şüpheliyim. Ama Before Midnight'ın üçlemenin en iyi filmi olması için bazı nedenlerim var. Mesela film oldukça özgün değil, bilindik bir şekilde başlıyor. Daha sonra açılıp o klişe konular ile ilgili bir şeyler yapmaya başlıyor. Mesela filmdeki 25 dakikalık tartışma sahnesi buna bir örnek mesela. Jesse ve Celine'in sıradan birer insan haline gelip eskiden olduğu gibi sıradışı şeyler yapma isteğini anlıyorsunuz. Bu karakterler ile ilgili gerçekten bir şeyler hissediyorsunuz. Bunu serinin ilk iki filmi için yazmadım çünkü bu filmi izledikten sonra şunu anladım ki; Before üçlemesi aslında bir film değil. Bir deneyim. Hayatla ilgili, aşkla ilgili, birliktelikle ilgili... Kısacası hayatla ilgili aslında. Çiftlerin yaşantısını olabilecek en güzel şekilde anlatmış bu üçleme. Üstelik yapılan konuşmalar da çok sıradan görünse de aslında zaman içerisinde değişen benliklerle ilgili. Filmin yönetmeni Richard Linklater, benzer bir tekniği Boyhood'da kullanmıştı. Filmi 12 yıl boyunca çekerek karakterlerin değişimlerini göstermişti. Before üçlemesi de öyle. Ama bu üçleme, oldukça farklı bir yönden gerçekleştiriyor. Bu film ile ilgili hatta bu üçleme ile ilgili fazla bir şey yazmadım çünkü bu filmler hakkında pek bir şey bilinmeden izlenip o anı yaşatmayı hak ediyor. Bir filmden de öte, mükemmel bir deneyim yaşayacaksınız bu üçlemeyle. Eksiklikleri olsa da genel anlamda çağımızın en iyi üçlemelerinden biri bence. Kesinlikle tavsiye ederim. FİLMİN İYİ YANLARI: + Serinin ilk iki filminin yapamadıklarını yapıp senaryoya ve karakterlere daha fazla yoğunlaşması. + Manzaralar. + Yeniden Hawke ve Delpy. + Finali. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Bazı anların klişe hissettirmesi ve başlarında seyirciyi tam olarak içine çekememesi. TOPLAM PUAN: 8.6/10","label":7} {"text":"Bir an bile sıkılmadan izlediğim; senaryosuyla, kurgusuyla, diyaloglarıyla, müzikleriyle.. her şeyiyle çok güzel bir film. Ölü adamı güldürür, yaşayanı hüzünlendirir..","label":7} {"text":"Taika Waititi sen hep bu tarz projelerde ol, Marvel'la falan vakit kaybetme.","label":7} {"text":"Filmi izlerken çok etkilendim ve ağlayarak izledim .Filmin tümüne baktığımızda gayet güzel olsada detaylarda boğuldum resmen.Bir kere tek mevsimde geçmiş, seneler geçti ama biz yazı ilk bahari göremedik..Baba tarafından bu kadar dışlanan bir çocuk, annesi bu kadar sahiplenmişken hem de ,annesinden bu kadar utanması normal değil. Hadi ergen iken anlıyorum ama kız üniversiteden mezun oldu ,öğretmen oldu hala utanıyor?Ve bu karakter çocuk gelişimi okumuş gerçekten ironi .Bazi karakterler ya hic girmemeliydi ya da girsi madem bi vasfı olmalıydı. Damadın babası mesela ?Bir sahnede vardı sadece .Ve sonu gerçekten bu son için çok düşünüldü mu merak ediyorum .Damadın annesini de içine alan güzel bir son yazılabilirdi. Yine de izlemesi keyifliydi .Sumru yavrucuk mükemmeldi. Tebrikler","label":7} {"text":"Irkçılığın had safha da olduğu dönemde birbirlerine tamamen zıt olan Shirley ve Tony'nin yol hikayesi. Maddi manevi farklılık, ırkçılık, dostluk, vs. gibi birden fazla konuyu ele alıp sıkmadan bunaltmadan izleyiciye aktarmak tek kelime ile başarıdır. Senaryosu kurgusu görsel açıdan güzellikleriyle tam bir dönem filmi. Açıkça söylemeliyim bu kadar kaliteli kendine bağlayan bir film beklemiyordum. Güzel bir yapım.","label":7} {"text":"çok sürükleyici ve çok ilğinç bir senaryo","label":8} {"text":"adam sandler in en iyi filmlerinden biriydi. jack nicholson da eşlik edince çok güzel bi romantik komedi olmuş. mutlaka izlenmesi gerekir..","label":9} {"text":"ilk iki filmdeki tadı bende alamadım ama yinede iyi bir film.oyuncular falan iyi hepsi.gerilim sevenler izlesinler ama çok ahım şahım bir şey de beklemeyin derim.7/10","label":6} {"text":"kadronun hatrına şimdi bir şey olur beklentisiyle film bitti. Baba oğul astronat olan ailenin dramı.. Sıkıcı gereksiz yere uzun sahneli.. Kadronun hatrını verememiş vasatın altı bir film..","label":1} {"text":"Son yıllarda tek tük iyi film çıkıyor. Bu film de olanlardan bir tanesi.","label":7} {"text":"İlkinden açık ara daha kanlı ve vahşi olması dışında artısı olmayan bir devam filmi maalesef. Üçüncü filme açık kapı bırakan final beni tatmin etmedi açıkçası. İyi bir finalle daha derli toplu bir yapım ortaya çıkabilirdi. Beğenmedim tavsiye etmiyorum.","label":1} {"text":"oyuncuların kalitesine rağmen maalesef üzerinde çok düşünülmemiş ve finaline özenilmemiş bir film..erotik desem değil gerilim vb desem değil...ne karakterlere derinlemesine ineilmiş ne sebep sonuçlara..maalesef yüzeysel..","label":4} {"text":"Ben beğendim. Serinin diğer filmlerini izlemiş benim gibi hayranlar bu filme bayılacaklar. Gönül rahatlığı ile yılın en iyi filmlerinden birisi diyebilirim. Aksiyon neredeyse film boyunca devam ediyor. starr wars hayranları kesinlikle izlemeli. Diğer filmler ile bağlantıda bir kopukluk yok ve iyi anlatılmış.","label":7} {"text":"Yol filmi sevenler kaçırmasın 7.5/10","label":7} {"text":"dobro. bir boşnak olarak iyi bir deneme. ama sinema estetiği açısından eksikleri çok","label":4} {"text":"başarılı bir lise filimidir kanımca neden sevilmediğini anlamadım","label":6} {"text":"büyüklere masallar tadında süper bi filmdi. her yaş için güzel bi hafta sonu eğlencesi olur.","label":8} {"text":"Birinci filmden daha güzel olmuş Cem Gelinoğlu gitgide kendini geliştiriyor 3.filmin gelmesini de isterim","label":9} {"text":"Aile bireyleri arasındaki ilişkiyi farklı - kan ter gözyaşı - şekilde anlatan, avuçları terleten adrenalinin - en azından ikinci yarısında - eksik olmadığı bir drama. işi gücü bırakın izleyin asla pişman olmayacaksınız.","label":8} {"text":"ayni kadroyu asmali konak ve benzerlerinden gore gore biktiran serinin sonuncusuydu benim icin, bir daha bu kadrolu irmak filmleri asla.","label":3} {"text":"Fena değildi.site eleştirmeni Serdar Kökçeoğlu kadar kötü düşünmüyorum filmle alakalı,belki yönetmenin önceki filmleri veya bu tarz filmlerle pek karşılaşmadığımdan kaynaklanıyor da olabilir. Amanda Seyfried gayet güzel, iyi oynamış. :p (6/10)","label":3} {"text":"Klasik macera filmlerinden biri daha..Katili tahmin etmeye çalışmakla vaktinizi geçiriyorsunuz film boyunca..Bulup bulamamak size kalmış..Şahsen ben sonuna kadar ilgiyle izledim..","label":4} {"text":"Beğendim. Mitoloji korku unsurlarını gerçekliğe yaklaştırmışlar. Ve bu hiç de kolay şey değildir. Korku unsurlarıyla gerçeklik bir araya geldiğinde ortaya çıkabilecek açıklar elbette var. Klişeler dışında hikaye, sahne çekimleri, oyunculuklar yeterliydi. Sahne geçişleri ortalamanın üzerindeydi. Bence kesinlikle izlenmeye değer.","label":6} {"text":"Arkadaşlar bu film nasıl olurda 5.7 puan alır.Saçma sapan filmlere bol keseden puanlar veriliyor.Bu film ise böyle düşük bir puanda yazık.Çok yazık.Philip Seymour Hoffmanın müthiş performansı için bile izlenir.Finali ise etkileyici.","label":8} {"text":"Benim hayatımda seyrettiğim en güzel en muhteşem film elçinle barışın uyumu zaten tartışılmaz harikalar","label":9} {"text":"2000 yılı imajlarını görmek güzeldi. Erkeklerin kıyafetleri, kadınların ince kaşlarıyla o döneme döndürdü beni :) Başlangıçta basit ve ucuz bir hikaye gibi hissettim. Ama konusu fantastik bir hal aldı ve fantastik bir hikayenin basit bir anlatımı şeklinde yorumlamak daha doğru olacak.","label":5} {"text":"Genellikle ana akım vasat komedi filmlerinden tanıdığımız yönetmen David Dobkin'in filmi senaryo olarak alt metinde sorunlu bir baba-oğul ilişkisi ekseninde dönüyor. Film senaryoda bunun dışında ikili ilişkilere, çocukluk anılarına, büyük kent-küçük kasaba sorunsalına, yargı erkleri gibi pek çok temayı da inceliyor. Her bir karakterin neredeyse sorunlu olduğu ve ahlaki açıdan kendinize de pek yakın göremeyeceğiniz gerçeği de var. Misal başrolde Robert Downey Jr.'ın canlandırdığı avukat Hank Palmer karakteri dürüstlüğe ve hukuka değil kazanmayı önemsiyor. Filmin hikayesini şöyle özetleyebiliriz. Hank Palmer, beyaz yakalı son müşterisini Illinois eyalet savcılığının pençesinden kurtarmaya hazırlandığı esnada annesinin vefat ettiğini bildiren bir mesaj alır. Hank babasıyla görüşmemektedir ve annesi, son yirmi küsur yılda irtibatını sürdürdüğü -tüm kasabadan da kimseyle görüşmez- tek aile üyesidir. Onu eve döndürebilecek yegane kişi annesi, yegane olay ise onun ölümüdür. Ancak, İndiana’nın huzurlu kasabası Carlinville’de Hank Palmer'ı bekleyen şey, bir cenaze merasiminden fazlasıdır ve asla sıcak bir karşılama değildir. Spoiler vermemek adına olayları çok fazla deşmemeye çalışıyorum. Hank Palmer kasabadan kaçmaya çalışırken, arasının oldukça açık olduğu babasını savunmak üzere geri çağırılır. Çünkü kasabanın 42 yıllık emektar yargıcı olan babası, aniden kendini kürsünün yanlış tarafında bulmuştur. Gizemli sayılabilecek bir olayla hikayeye bizde dahil olmaya başlıyoruz. Yönetmenin senaryoyu işlemedeki en iyi başarısı kuşkusuz bu baba oğul ilişkisindeki depremi inanılmaz gerçekçi biçimde izleyiciye hissettirebilmesidir. Robert Duvall, yargıç ve kurallarla çevrelediği bir hayatı var. Baba rolü sadece aile içinde değil kasaba içinde geçerlidir. Robert Downey Jr'ın ise canlandırdığı karakter tam aksi yönde zekasına ve becerisine çok güvenen, genelde ukala kısmen sorumsuz oğul karakteridir. Bu ilişkileri yönetmen güzel anlatırken birçok sahnede çuvallıyor. Klasik bir kahraman filmine dönmeye başlıyor. Anlatı kalıbı bu yönde sıkışıp kalıyor. Bu sıkışmalarda duygusal sahnelerle rahatlatmaya çalışsa da daha da hapsoluyoruz ve başından sonuna klişelere boğuluyoruz. Yargı sisteminin tamamen avukat jüri hakim söz oyunlarına dayalı olduğu bir havayı uyandıran film, yargı sistemine bırakın eleştiri getirme gibi bir kaygı gütmeyi, herhangi bir dokundurmada da bulunmuyor. Mahkeme sahneleri defalarca kez izlediğimiz avukatların rahatça espiri yapabildiği ya da kişisel konuların gündeme gelebildiği klasikleşmiş Hollywood sahnelerinden yalnızca bir başkası! Filmin olay örgüsündeki bu kısıtlı merak unsuru olan cinayet davasının düğümlenip çözülmesinin yarattığı etkileyicilik dışında aslında iyi oyunculuklar vaat edilmiş. Bunu da Robert Duvall özellikle başarabilmiş. Robert Downey Jr'da iyi oynamış ancak çok daha o karaktere yakışacak ve birebir etkileşim kurabileceğimiz oyuncular da yok değildi. Bundandır ben akademi ödüllerinde Robert Duvall'ı daha şanslı görüyorum en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında. Ödül alamaz ama adaylık kotarabilir. Filmin teknik alanlarına girelim biraz da. Film 70'li yıllardan kalma havası uyandıran, sade ve sakin bir kasaba ile modern kent algısı arasındaki farkları ortaya koyma açısından yapım tasarımı başarılıydı. Kasaba eski zamanlara hapsolmuş bir yerdi. Kasabadaki arabaların hiçbiri 90'lı modellerden üstde değildi. Bu hissiyat bizim aslında kasaba köy hayatı ile ya da eski zamanlara romantik bir bakış açısından bakmamıza sebep oldu. Kostümler başarılıydı. Mesela Hank bir sahnede kasabasına döndüğünde çocukluk odasına gidiyor ve eski kıyafetlerden birini buluyor. Orada bir duygu karmaşasına giriyor. Kasabaya daha çok entegre olmaya başlıyor. Buradaki durum eskiden insanların birbirine kenetlendiği daha sade bir yaşamı simgelemekti. Müzikler filmin ruhuna uygundu. Kurgu olarak da uzatılmış gereksiz 20-25 dakikalık kısım olduğunu açık açık söylemek lazım. Filmden o sahneleri çıkarsanız bir şey eksilmez diye düşünüyorum. Sonuç olarak; orta kalite olarak sınıflandırılabilecek, şansı yaver giderse önümüzdeki ödül sezonunda oyunculuk dallarında kendisine bir adaylık kovalayabilecek bir eser olarak yorumluyorum “The Judge”ı ve görülebilir ve olur da izleyemezseniz çok bir şey kaybetmezsiniz. 6.5/10","label":5} {"text":"La Famille Bélier dan sonra biraz yapmacık geldi. Benzer tarzda bir film beklemiştim ama senaryo birebir uyarlanmış, resmen İngilizce versiyonunu yapmışlar. Filmdeki şarkı çok kötü bide zaten aynı şarkıyı defalarca dinliyorsunuz beni gerçekten baydı. Saydıklarım dışında filme bakacak olursanız kızın üstündeki yükü ve dolayısıyla baskıyı güzel yansıtmışlar. Ailenin balıkçı olmasını ve kardeşinin büyük olması detaylarını sevdim. Ayrıca kızın evde çığlık attığı sahnede istemsizce güldüm kimseye sesini duyuramamasının verdiği çaresizliği hissettim.","label":6} {"text":"...Yazmak istedigim o kadar cok sey var ki bu filmin dokunakligi,sarsiciligi altinda!..Izlemeyen varsa mutlaka izlesin!..Zain''in caresizligi,mucadelesi,yilmamazligi!..","label":6} {"text":"Çocuğum için çok sıkıcı ve sıradan bir filmdi,çoğunluğu loş ve karanlık ortamda geçti ,bir macera kurgusu bile değildi tvde izlediği çizgi filmler bu filmden daha kaliteli ve manalı bence berbattı...ne yazsam bilemedim zamanınızı harcamayın bu animasyonla...","label":0} {"text":"Gerçekten izleyen çıkacak mı merak ediyorum ya bi bitmediniz..","label":0} {"text":"Bu filme sadece masalsı demek hakaret olur. Kutsal ağacın naif kırılgan tohumları bedenimizi sarmış olsa, onun ruhuyla ve aşkıyla yeniden doğardık... Na'vi lerin yanına gitmiş olsaydım geriye dönmek istemezdim :) Bilim, savaşların ve menfaatlerin altında ezilmiş korkunç bir kayıp.. korkunç bir yıkım. Unutulması mümkün olmayacak bir yapım Avatar! Not: Kilit bir soru var aslında filmin temel taşı. Enteresan bir şekilde bunu atlamak istiyorum ;)","label":8} {"text":"Film konu itibariyle özgün. ama bir gerilim değil. oyucular iyi seneryo iyi. 10/7","label":6} {"text":"Bize verilen hayat planı oldukça standart ve planlıdır. Demir parmaklıklı bir hapishaneyi andıran yatağımızla beraber bir çok konuda yönlendirilmeye başlarız. Derken anne, baba, çevre ve okul ile koşullanma ve kopyalama devam eder. Bu verimli bir şekilde çalışıp, bedeni hayatta tutmayı hedefleyen zihin için kolay adapte olacağı bir durumdur. Beynimiz, otomatikleşmiş her türlü davranışı yeni olanlardan daha az enerji harcayarak yapar. Değişikliğin olmaması onun güven ihtiyacını da karşılamış olur. Ancak içimizde başka bir şey merak içindedir; her şeyi sorgulamak ve içinden gelen, ona haz veren şeyleri yapmak ister... Bu kesinlikle zihin değildir. Oysa ki, sistem hiç bir zaman sorgulamayı sevmez. Bizlerin, belirlenmiş alan içerisinde dolaşmasını ister... Bu bilgi çağında, gereksiz bilgi ile o kadar gömülmüşüzdür ki, en temel soruları sormayı akıl bile etmeyiz... Her şeyi bildiğimizi düşünürüz. Geçmiş bilgi ve deneyimlere dayalı düşünceler ve duygular hayatımıza hakimdir. Bildiğimizin doğru olduğundan emin olabileceğimiz tek şey vardır; o da var olduğumuzdur. Swiss Army Man, ıssız bir adada intihar etmek üzere olan bir gencin, kıyıya vuran diğer bir gençle olan karşılaşmasını konu alır. Bu diyaloglarda genelde sorgulanmayan konular vardır. İlk temel soru ise; “Biz kimiz?” dir. “Bu sensin. Bu da senin bedenin. Burada da beynin var. Burası bir şeyler hatırlayacağın yer. İnsanlar bu duruma gelebilmek için milyonlarca yıl evrimleşti. Tüm bu şeyleri yapıyoruz, bu hayatta kalmamıza yardım ediyor. Yani öyle sayılır...” Bizlere öğretilen en büyük illüzyonlardan birisi bireyselliktir. Hatıra, yani bellek, yani beyin ile özdeşleşmiş bireyler olarak hep karşılaştırma yolu ile düşünür ve karşıtlıklarla öğreniriz. Olmamız gereken ile olduğumuzu düşündüğümüz şey arasındaki fark zihnin içinde strese yol açar. Bu sebeple olduğumuzu şeyi ne olmadığını keşfetmekten ziyade uyum sağlamaya çalışırız. Mutluluk “Gezegende yaşayan 7 milyar insan var. Oraya buraya koşan, göz kırpan, nefes alan ve yemek yiyen insanlar. Sen de onlardan biriydin. Muhtemelen mutluluğu arıyordun. Herkesin yaptığı şey budur. Seni mutlu edecek birini ararsın. Bir arkadaş, bir sevgili ya da bir köpek. Bazen de hayatının geri kalanını geçirmek isteyeceğin o insanla karşılaşacak kadar şanslı olursun. Buna da aşk derler...” Tüm bu plan rekabete dayalı bir ödül sistemi ile desteklenmektedir. Acıdan kaçınan zihin, arzularının peşinde koşar. Buna da ‘mutluluk’ der... Hep bir mutluluk hikayesi peşindeyizdir. Öte yandan, zamana tabi olan her şey başlar ve biter. Acı da, mutlulukta da... Olumsuz duygular ve yönler ile yüzleşmedikçe, bu kısımları bastırır,sahte yaşamlar peşinde koşarız. Her gıdım mutluluk bir süre sonra etkisini yitirir ve daha fazlası için uğraşmaya başlarız. İşte, kısır döngü böyle çalışır. Yazının tamamı blogta...","label":8} {"text":"Bu filmi televizyonda gördüm ve öyle izledim. Psikolojik gerilim adına çok beğendim filmi. Her anında merak uyandırıcıydı. Sonuna kadar kafanız karışıyor. Bu merak filmi heyecanla izlemenize neden oluyor. Sıkılmadan bitirdim filmi ve bence seyredilmesi gereken filmlerden.","label":6} {"text":"Keşke fragman olarak kalsaymış diyebilirim bu film için.. Bu tarz filmleri sevmeme rağmen kamera kullanımı dışında pek de bi olayı yoktu ne yazık ki.. Oysa eldeki malzemeyle çok da güzel kült bi film yapılabilirmiş..","label":5} {"text":"Ferzan Özpetek’in büyük başarısıyla ortaya çıkmış harika filmlerinden biri. Çok başarılı ve çok güzel bence..","label":7} {"text":"Yalın şiddet arzusu nasıl aktarılabilir? Yönetmen biraz bunun emaresini bizlere sunmuş. Bir tatil için göl kenarlarındaki evlerine gelen Farber ailesi, yumurta istemek için gelen bir delikanlı ile bambaşka bir noktaya ulaşır. Paul ve Peter, uyguladıkları sapkınlığa öyle aşinadır ki bunu bir oyun haline getirmişlerdir. Son derece kibarlardır. Evden istenen yumurta ile başlayan diyalog bir aile katliamına kadar ilerlemektedir. Filmde öyle mantık falan aranmamalıdır. Çünkü hikayede bunu neden yaptıklarından tutun da şimdi konu nereye gidiyor sorularına kadar hiçbirşeye verişmiş bir cevap yok. Film, Naomi'nin oyunculuğu sayesinde bir nebze değer kazanıyor diyebilirim. Bir başka çarpıcı nokta ise geri sar sahnesi. Böylece Hollywood'un her filmini pembe bir sonla bitiriyor olmasına iyi bir gönderme yapılmıştır.","label":5} {"text":"finali ile benden 7 puanı koparan filmdir.. geri kalan kısmını daha önce bol bol seyrettiniz..","label":6} {"text":"robert de niro'nun canlandırmış olduğu la motta'yı filmin finalinde 'kifayetsiz boksörler çöplüğünü' boylamış eski bir boksör olarak görüyoruz... artık eski şöhretini kaybetmiş olan la motta, bar ve benzeri yerlerde sahneye çıkmaktadır. finalde kulisin aynasına bakarak, kendisine hayatını anımsattığını düşündüğüm 'rıhtımlar üzerinde' filminden marlon brando ve abisinin bir arabanın arka koltuğunda konuştukları sahneyi prova ederken görürüz...","label":7} {"text":"Kan görmediğiniz sahne neredeyse yok. Gerek aksiyonuyla, gerek diyaloglarla ve özellikle oyunculuklarıyla kaliteli güzel bir yapım. Bazı sahneleri çok fazla abartı olmuş bir de klişeler eklenince kötü olmuş. Bu saydığım hususlardan mı bilmiyorum filmden istediğim tadı alamadım. Yine de hakkını vermek gerekir günümüz filmleriyle kıyaslanabilecek kalitede olduğu da bir gerçek.","label":7} {"text":"benim en iyi 10 listemde 4. sırayı alıyor. animasyonlarla aram hiç yok ama bayılıyorum bu filme.","label":9} {"text":"Film ana hatlarıyla başarılıydı fakat eksikikleri vardı aslında bir dizi olarak çekilmesi gereken bir yapım. Sebebine gelince Marx ve Engels'in teorileri tek bir filmde özetlenip geçilecek kadar basit ve kolayca anlaşılır değil. Dizi halinde çekilmesi, iktisadi terimlerin tam anlamıyla öğretilmesi, Marx'ın yabancılaşması ve diyalektik materyalizmin de işlenmesi gerekir. Marx'ın öğretisi tam olarak kavranamazsa havada kalır. Havada kalacağı için aksiyon katıp Proudhon'la olan çekişmesi işlenmiş. Bakunin, Max Stirner gibi dönemin çığır açan isimleri işlenmemiş bile.","label":5} {"text":"'Tanrı' sembolü muntazamdı.","label":3} {"text":"Ben demek ki mafya filmi sevmiyorum diycem ama Scarface'i çok sevmiştim. Zor izledim, çok sıkıldım, bir bok da anlamadım filmden. Bomboş bir film. Mafyaların hayatı şöyleymiş böyleymiş onu anlatıp duruyor. 10 tane adam bi masanın başına oturup paraları var, silahları var diye dünyanın en salak muhabbetlerini yapıp, kahkalarla gülüyorlar. Yine güçlü olduklarını sandıkları için karılarını evlere kapatıp başka kadınlarla birlikte oluyorlar. Mafyacılık bu muymuş? Scarface ne peki?Ne kadar da severim aslında Martin Scorsese'yi. Ne umutlarla izlemeye başladım filmi. Hiç beğenmedim arkadaşlar.","label":4} {"text":"Farklı bir konusu var, insanı başlarda ''nereye gidiyor bu film'' dedirtse de, biraz sabırdan sonra gerçekten ilginç yerlere doğru götürüyor.","label":7} {"text":"Resmen pornografi. Bu kadar cok ve uzun sahneye ne gerek var . Kategori aksiyon macera degil yani. Filmin cogunu gecmek zorunda kaldik","label":1} {"text":"İzlemeyen kimse kalmasın, gerçekten çok güzel ve etkileyici bir film.","label":9} {"text":"Tastamamlar, yarımlar ve eskizler... Le Tableau ile ressamı bulabilirsiniz ve ressamsız renklerinizi tamamlayabilirsiniz. Çünkü fırça sizin elinizde","label":7} {"text":"Türk korku geleneği Bu ülkenin en büyük kaybı toplumun sabit fikirleri üzerine yapılan sanatsal yaratılardır. Cin, üç harfli, kadın, açıklık, Kuran ve tabi ki çalıntı kurgu ve senaryolar. Bu nedenle ülkem gibi yerlerde bilinci açık bireylerin ortaya çıkması biraz zor. Basit bir eğitim sistemi ve sonrasında düşünmenin yemek, su gibi aktivitelerden meydana geldiğini sanan vatandaşlar. Bu filmi izlemeye gitmeyin, gitmeyin ki bir daha kişilerin kendi egolarını tatmin etme uğraşına para uğraşına sinemayı kullanmalar bitsin. Bir de içine padişahı da eklemişler. Tam bir kafa yıkama sonucu oluşan bireyleri kandırma taktikleri. Üzücü, bu tarz yapımlar yani korku filmi türündeki yapımlar ülkemde tamamen para üzerine inanç sömürüsü şeklinde oluyor. İnanç en iyi sömürüdürü bu filmde de görüyoruz. Ha bir de işin yapılamama kısmı var. Hani basit bir hikaye çalıntı bir hikaye anladık bari onu iyi işleyin değil mi, ama o da yok. Neyse anlayan anladı demek istediğimi. İzlemeyin P: Yok","label":2} {"text":"Hikaye anlatmada tartışmasız en başarılı yönetmenlerden biri olan Guy Ritchie'nin bu filmi, bir snatch ya da ateşten kalbe akıldan dumana değil ama iyi.","label":6} {"text":"Harika. İçinde bu kadar simge,metafor,mesaj barındıran kaç film izlemişimdir acaba.Mekanın mekansızlığı bu kadar mı güzel ifade edilir. Üstünde söylenebilecek çok fazla bir şeyler olan bir film.Dünyayı daha iyi bir yer yapmak isteyen Grace'in başına gelenlerden sonra Dünyanın onu değiştimesi ve babasının yolundan gitmesi,aynı şekilde Tom'un kasabasını daha iyi bir yer yapmak isterken,kasabanın onu değiştirmesi.Zaten filmin finalinde Tom'un dediği şu söz her şeyi açıkladı:'Senin örneğin,benimkini ezdi geçti'. Harika bir insan doğasını sorgulama filmi.Neden daha önce izlemedim diye hayıflanıyorum şimdi.","label":9} {"text":"Yönetmen incir reçelini izleyip surdan cevireyim burdan evireyim araya bir karakter daha koyayım demiş ama olmamış","label":2} {"text":"Her ne kadar sonu bir Amerikan klasiği ve konuşma tarzı ile bitmiş olsa da, film boyunca yaşatmış olduğu heyecan ve merak için 70/100 ve underrated diyorum. Aslında çıkış noktası ve bir takım öğeler özgünlükten yıkılıyor, ancak senaryonun özellikle son kısımları kendisini klişeleştirmiş. İzlenir mi? Kesinlikle vakit kaybı değil, ancak abartı bir hareketlilik de beklemeyin","label":6} {"text":"sinemada izlesem belki o kadar gülmezdim ama evde tv'de annemlerle izleyince pek güldük şahsen ailecek. Tek sıkıntı rtük'ün lan, manyak gibi kelimeleri bile bipleyip insanı sinir etmesiydi. biplemeleri de bipleselermiş keşke...","label":6} {"text":"Bu film sayesinde bir kez daha anlamış bulunuyorum ki ne Darren Aronofsky normal ne de Natalie Portman; ikisi de insan falan değil!","label":8} {"text":"Her serisin ayrı bir güzel bayılıyorum bu filme ve vizyona gireceği günü sabırsızlıkla bekliyorum...","label":9} {"text":"Film, savaş denilen lanetin bir çok aptal tarafından desteklenip kolay ve çok güzel bir hadiseymiş gibi konuşmalarının ta ki cepheyi görene kadar olduğunu öğretmiş. Kat reis ağlattın be. ","label":8} {"text":"serinin en kötü filmi...herkes baştan savma ve özensiz gibi ifadeler kullanarak ağız birliği yapmış sanki ama durum gerçekten öyle.ilk filmi büyük bir beklentiyle izlediğim için pek beğenememiştim ama nedense ikincisi beni acayip eğlendirmişti. benim izlediğim salondan da kaynaklanıyordu kimse gülmediği için arada arıza gibi gülmek de istemiyordum, zaten birsüre sonra gerçekten gülmüyordum.filme gidenlerin büyük bir kısmının amacı belli, recepin magandalıklarına gülüp o anı eğlenerek geçirmek ama filmde güldüğümüz bütün sahneler zaten fragmanda vardı; gerisi boşluk, recepin depresyonu, gereksiz ayrıntılar...eğer dördüncüsü de böyle olursa seriye yazık olur, adam gibi güldüğümüz filmlerden biriydi...","label":2} {"text":"başlangıçta hasan karacadağ'ın türk korku sineması için iyi bir giriş yaptığını düşünüyorum ama şimdi, tekrar tekrar izledikten sonra hala gidilecek çok yolumuz oldugunu düşünüyorum :) seyretmekten zarar olmaz tabi, ama dünya sinemasından çok daha iyi korku filmleri oldugunu da üstelik bu filmlerin de tam bir sine keyfiyle izlenebileceğini akılda tutmak lazım, yani neymiş, o kadar da soluk getirmemiş karacadağ sinemaya. :) iyi seyirler","label":4} {"text":"Mutluluktan ağlatan çok az film izledim! Aferin size gençler aferin...","label":8} {"text":"Kadroda yok yok diyerek hooop izliyorsunuz ama beklediğinizden çok farklı bir filmle karşılaşıyorsunuz. Biraz fazla pohpohlanmış bir film. Konu olarak, özellikle uyuşturucu kullanımının zihinsel ve halüsinatif etkilerine değinilmeye çalışılmış. Bu sırada da vietnam savaşından tutun ülkedeki çeşitli suç unsurlarına kadar bir çok konuya da dem vurulmuş. Oyunculuklar elbette çok iyi ama birbiriyle tam anlamıyla bağdaşmayan o kadar çok olay üst üste dönüyor ki bir noktadan sonra izlemek/katlanmak bile sabır gerektiriyor. Nazarımda orta halli bir filmdi, izlemeyen pek birşey kaybetmiş sayılmaz.","label":5} {"text":"filmi internetten indirip izledim onyargılı olmamak lazım bence guzel bi film...","label":9} {"text":"Hayır, ağlamıyorum. Gözüme toz kaçtı sadece. o. O","label":8} {"text":"Klasik konulu romantik komedilerden farklı olması hoşuma gitti. Güzel film, beğendim. Çok şey beklememek lazım ama iyi vakit geçirtti bana. Yalnız filmde oldukça küfür ve açık sahne var, birileriyle izleyecekseniz bunu göz önünde bulundurun. Ayrıca filmi mutlaka ama mutlaka orjinal dilinde izleyin, o küfürlerin yumuşatılmış bir şekilde türkçeye çevrilmesi filmin izlenebilirliğini azaltacaktır.","label":7} {"text":"6 yaşında oğlum korkudan ağlayarak çıktı +7 yaş olmalıydı kesinlikle kücük cocuklara uygun değildi…","label":2} {"text":"guzel bır fılm 10/9","label":8} {"text":"Gerim Gerim Ger! Başka bi bok yapma zaten..","label":5} {"text":"Türünün en leziz örneklerinden. Kahkahalarla güldüğüm az sayıdaki filmden biri. Karakterler çok özenli yaratılmış, hikaye de öyle. Mutlaka izleyin.","label":7} {"text":"Ulan film boyunca Walter, Walter, Walter derken 1 saat gitti arkadaş. Ne Walter'mış anlamadım gitti. Beğenmedim bu arada.","label":4} {"text":"Görülmesi gereken bir film bencede. Sürükleyici...","label":7} {"text":"Evlilik hikayesinden hastalığa geçişte konu bütünlüğü olmamasına karşın, hasta kadının düşünce dünyasını yansıtmakta, stereo karakterlerin kattığı mizahta, gerçekçiliği tartışılan duygular olsa da bunu izleyiciye hissettirmekte, görüntülerde ve ayrıntılarda oldukça iyi idi film. Ancak sonunda araba motosiklet karşılaşmasıyla kaderi değiştirmek mümkün mü sorusu sorduracak gibi yapıp onu da yapmayınca anlatım dili güzel olan bu film ne anlatıyor diye sordurarak bitiyor. Hastanedeki sevişme sahnesi kadının her anlamda kedndini kötü hissettiği bir anda doğru ya da yanlış adamın kadına, iyi günde kötü günde diye söz verdiği evliliğine yönelik, cinselliğin ötesinde bir iyi niyet göstergesi olarak düşünüldüğünde hiç de garip değil. Ki kadının sonuçta mutluluğu bunu gösteriyor... 65/100","label":6} {"text":"Sessiz sakin kafa dinlemelik bir film. Çok birşey beklemeden kaliteli oyuncularla bir kaç saatliğine kafanızı dinleyin.","label":5} {"text":"ben pek kötü olduunu düşünmüorum.öle sırdan korku filmlerinden de diildi. biras duygusal yanı da vardı hani=)=)pek bişey beklenicek bi film de diil ama yinede izliin 10/7","label":6} {"text":"film aşırılıkların sanatsal biçimde karikatürize edilip gösterildiği bir sepet film. içine uygun gördüğün her şeyi doldurma imkanı verir sana. sinema sanatı gösterme üzerine kuruludur, bu film de gözümüze sokarak gösteriyor her şeyi. hikaye anlatmıyor o yüzden iki kat daha gerçekçi. ateş çıkaran penis 2. dünya savaşının karikatürüdür. her karakter bir dönemi temsil ediyor. faşizm dönemiyle başlayıp \"piç oğul\" komunizm dönemiyle devam ediyor. macarların \"gulyaskommunizmus\" dedikleri ironik gulaş komünizmi dönemi, dönemin semirmiş topluluğu. ve üçüncü dönem bu komüzimin çocuğu olan zayıf tahnitçi. komünist baba kendi beslediği kediler tarafından parçalanır, yani devrimin çocukları devrimi yerler. ve 3. kuşak sanatsal zayıf hassas oğul kendinden bir sanat eseri bir davut heykeli yaratır. yani sembolizm sanatın annesidir. şiir de sembolizmden doğmuştur. sembolizm taşıyıcıdır. her şeydir.","label":8} {"text":"Zibilyon versiyonu çekilmiş olan Robin Hood filmlerinden biridir. İçerisinde zamanına göre inanılan bir kahin durumunu da barındırmaktadır. Robin Hood'un kaçışından, alıkonulduğu topraklarındaki toprak/taht savaşlarına, halk ile yöneticiler arasındaki kopuklukların arasından doğan Robin'e kadar bir çok konu anlatılmaya çalışılmış. Oyunculukları ve klasik hikayesi ile ortalama bir film diyebilirim. Onun dışında film israil'de başlıyor ve adamımız hırsızlıkla suçlananların kolunun koparıldığı bir mahsen de uyanıyor. Bir nevi islamafobik başlangıçla başlayan film öte yandan kendisini kurtardı diye ailesini geride bırakacak kadar kendisine minnet duyan bir müslümanın ona bağlanmasını da işleyerek aslında hepsi böyle değil demeye de çalışmış. Fakat en azından namaz kıldığı sahneyi daha nizamına uygun yapsalardı biraz daha iyi niyetli düşünebilirdim.","label":4} {"text":"Senaryo ile filmin geri kalan öğeleri mekan uyuşmazlığı yaşıyor. Jack Nicholson taklidi, \"Ay ışığını nereden alır?\" gibi replikler vs. olmamış. Geri kalan öğeleri beğendim ama o yörede karı-koca arası o kadar kibar bir iletişim de inandırıcı gelmedi. Sen hiç ay ışığında Şeytan'la dans ettin mi ey Hopkins?","label":6} {"text":"Bide filmin yapan lara küfür etiyorum gücünüzü diyil onların gütün sikeyim yazmışdım","label":1} {"text":"Oyunların tümünü oynadığım için konuya hakim olarak izledim. Yorumlardan gördüğüm kadarıyla Abstergo kısımlarında sıkılacağımı düşünmüştüm. Ortalama bir film bekliyordum fakat öyle olmadı. Konuyu işleyişi çok güzeldi, Abstergo kısımları sıkıcı değil ve gayet güzeldi. Savaş sahneleri güzel ve bol aksiyonluydu. Bu filmi beğenmeyenlerin neye dayanarak beğenmediklerini bilmek isterim. Konuya hakim olan bir insan zaten Aydınlığa hizmet etmek için karanlıkta çalışırız. Bizler suikastçıyız.& kısmında bile tüyleri diken diken olurdu.","label":7} {"text":"Gerçekçi yapısı, ironik tavrı, kara mizahın en alasını yansıtan senaryosu ve argoyla şekillenen enfes diyalogları ile bir \"Gemide\", erkek egemen bir toplumu sorguluyor. Sosyal eleştiriyi ele alış biçimi yerli sinemamızdan beklemediğim derece güzel.","label":7} {"text":"Serinin ilk filmi Maskeli Beşler İntikam Peşinde’yi ne kadar beğendiysem bu filmi ondan fazla beğendim.Bu bir komedi filmi arkadaşlar.Elbet abzürt durumlar ve abartılı sahneler olacak.Cengiz Küçükayvaz, Şafak Sezer ve Peker Açıkalın bu filmde de harikaydı.Ben iki filmde de çok eğlendim...Kesinlikle tavsiye ederim...9/10","label":8} {"text":"Lale Mansur'un cazibesi, müziği ve absürt birkaç sahnesi ile aklımda kalan bir film. Sadece o zamana kadar yapılmamış bir film diye izlenebilir bunun haricinde iyi bir film olduğunu düşünmüyorum.","label":5} {"text":"Hayata dair, güldüren bir film. çok başarılı. Futbolu sevenlerin ve Eric Cantona hayranlarının ayrıca seveceğini düşünüyorum..","label":6} {"text":"Scarlett johansson'ını böyle izlemek aşırı keyif verdi. Ve filmde ikili birbiriyle oldukça uyumlu. Diyaloglarıyla güçlü bir film ki benim çok sevdiğim bir yöndür. Çaresizlik çok güzel yansıtılmış. Birbirlerine çok değer veren, seven bir çiftin ilişkilerini yürütmemeleri ve bundan başka çareleri olmamaları üzücü. Ve izlerken bunu hissedebiliyorsunuz.","label":6} {"text":"Keanu eline silahını alıp counter strike oynarmışcasına insanları mermi manyağı yapıyor. Doyurucu silah sahneleri ile bir adım öne çıkıyor ama maalesef dövüş sahneleri yetersiz. Bourne ultimotomda ki krav maga sahnelerinden biraz ilham alınabilirdi yada baskın filminden neyse. Sonlara doğru film biraz kalitesini düşürmüş ama sorun değil güzel müzikleriyle o açığını kapatıyor.","label":6} {"text":"cate blanchett hayranı olarak şunu söyleyebilirim müthişti ribisi ile güzel bir ikili oluşturmuşlar değişik bir konu 10/10","label":9} {"text":"Görüntü yönetmenliğinden gelen Bartkowiak'ın ikinci yönetmenlik denemesi 'Kurşun', televizyonda her gün izlediğimiz sıradan aksiyon filmleri tadında. DMX- Seagal ikilisi bir nevi çekici gelebilir ama sonuçta türde bir yenilik yok. Seagal ise bildiğiniz gibi... (4/10)","label":3} {"text":"Son derece kaliteli bir animasyon. Evet konu klasik ama zevkle izledim.","label":9} {"text":"cruachan'a hak veriyorum. bende sinir stress oluyorum böyle şeylerle karşılaşınca ama artık devir değişti. yani yahu bu devirde hala 1. tv izleyenleri 2. sinemaya gidenleri anlayamıyorum.. internet çağındayız beyler. internette istediğin an istediğin şeyi bulursun. tv yöneticilerin ya da sinema yöneticilerin vb. keyfine kalmazsın. şu zaman şu program hemi de reklamlı şu zaman film bilmem ne bilmem ne. yok ya! başka emrin? hem bahsettiğiniz benzer vb. olaylarda olmayacağı için sinirlerimizi de korumuş oluruz.","label":5} {"text":"Mads Mikkelsen'ciğim için izledim filmi. Öncelikle şunu söyleyeyim: Başım ağrıdı. Film dışı etkenler de vardı ama o kadar gereksiz uzatmışlar ki sonlara doğru öyle bir alışkanlığım olsa kesinlikle kapatırdım. Üstelik filmin bitmesi için birçok kez her şey müsaitti. Ama bir türlü bitmedi. Bitmedikçe ben takip edemedim, olaylar karıştı, sonra tekrar takip edemedim. Yine de söylediğim kadar kötü değil. Tabi uzatmasalar daha iyi olacağı bir gerçek. Tabi Mikkelsen'in kanlı gözyaşı olsun, sesi olsun, taviz vermezliği olsun, bakışları olsun, soğukluğu olsun, kendine has küçümserliği olsun tatmin olduğumu söyleyebilirim. Elbette Eva Green'in bembeyaz teni, aşırı doğallıkta güzelliğine ve güldükçe büyüyen ağzına da hayran kaldım. Cast çok iyiydi gerçekten. 7/10","label":6} {"text":"Ruhlar Bölgesi ve Korku Seansı filmlerinin görüntü yönetmeni bu filmde yönetmen koltuğunda yanlış bilmiyorsam. Ekip komple aynı sadece yönetmen değişti ki zaten o da ekipten. Bahsettiğim iki filmden sonra bu filmi çekmeleri olmadı. Beklentimiz yüksekti en azından önceki filmlerinin tadını almayı bekliyorduk ama maalesef istediğimiz olmadı.","label":5} {"text":"Ridley Scott ve Russel Crowe’un Fransa’ya tatile gittikleri bir dönemde araya sıkıştırdıkları bir film gibi duruyor. İddasız, mütevazi ve çok sade bir film. İzlerken size kendinizi iyi hissettiren filmlerden. Çok bir şey beklemeden sadece kafanızı boşaltmak ve güzel zaman geçirmek adına izleyebileceğiiz bir film.","label":6} {"text":"harika film, günümüz filmlerinde görmenin imkansız olduğu bir ruhu barındırıyor içinde... kesinlikle izlenmeli, defalarca izlenmeli...","label":8} {"text":"İste kurtlar vadisi veee işte tüm gerçeklerin ortaya çıkacağı gercekler sabirsizlikla bekliyorum . . .","label":9} {"text":"Hahahaha znsjjasjsjjaksjs başarılı xlzjakjsds smzmxkzkkxkxxkkskas kahahaha şdelelelelerdkxxkkddmdkdk","label":9} {"text":"Film şüper izlemeye değer seganın filmi güzel oluyor ikinci filmi çıksın sonuç oyunlarıda çok güzel Sonic harika bir karakter filmi izlemeyen hayatının hatasını yapmıştır","label":9} {"text":"Kitabı okurken de böyle olmuştum, çok hüzünlü çokkkk. Filmi izlerken de gözlerimizden yaşlar gelmiş midir? Gelmiştir gelmiştir.","label":7} {"text":"Nana, sen neler yaptın bana? 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir kadın filmi izleyeyim dedim beni benden aldın. Seks işçisi bir kadının hikayesi gibi görünse de aslında erkek egemen toplumda kadının meta olarak görülmesi ve hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olamaması anlatılıyor bence, bu da genel bir sorun biz kadınlar için. Hikayenin işlenişi, naifliği, Nana'nın bakışlarıylahissettiklerinibize aktarması, güzel yüzüve o hüzünlü bakışları, filmde müziklerin kullanım şekli, yönetmenin kamera açıları ve daha birçok nüans... Kesinlikle defalarca izleyip etkisinde kalınası bir ziyafet.","label":9} {"text":"hint sinemasının iyilerinden biri bu da. çok yok bunlardan, kıymet bilmek lazım (: barfi karakteri çok güzel yazılmış. oyunculuk da şahaneydi. tekrar izlenir.","label":8} {"text":"avengers infiniti war gibi büyük ve nefes kesen bir filmden sonra böyle espirili ve çok ciddiye alınmayacak bir film güzel olmuş. ayrıca ek sahneyi izlemek gerekiyor","label":7} {"text":"AnathemA'nın yorumu banaydı sanırım? :) Şöyle söyleyeyim: Hangimiz bir şeyleri sırf eleştirmek için izlemiyoruz? Çoğu zaman yorum yapma amacımız bile buyken? Ayrıca yapacak bir şeyiniz yoksa neden izlemeyesiniz? Evet izledim ve izlerim de böyle saçma filmleri. O anki keyfime kalmış. Ne filmler gördü bu bünye ohoo...","label":1} {"text":"Filmin son sahnesi özet niteliğinde. Güney Kore'den gelen ayıcık; ışıklı, parlak, dans eder, ingilizce konuşur. Kuzey Kore'deki ayıcık; eski, yırtık, kasvetli. Çocuk hangisine sarıldı peki? Kim Ki Duk yine böğrümüze bir taş bırakmıştır.","label":7} {"text":"nurgül yeşilçay' ın oyunculuğu çok yapmacık, 71' deki türkan şoray' ın oyunculuğu da buna göre çok daha güzel. Sayısız minimalist filmi sonuna kadar izlemiş olan ben bu filmi yarım saatte sıkılıp kapattım. Gayet vasat bir film olmuş.","label":5} {"text":"kollarımı açsam uçsam yada otursam koltuğuma bahçemde havalansam hadi hepsini geçtim öle renkli bi akşam yemeği o masa beni bulsaaa die die kusturica için yana yana çok kereler izledğim zihniçıkmaz film. uçar mıyız be hayal falan ama iydi yani o anlık uçurdu film bizi, yetti gibi.","label":6} {"text":"Yalniz doğar, yalniz yaşar, yalniz ölürsün...","label":7} {"text":"\"1 sayısını bilirsek 2 sayısını da bildiğimize inanırız çünkü bir bir daha iki eder. İlk olarak \"artı\" nın anlamını bilmemiz gerektiğini unutuyoruz.\" \"Her şey söylendi, oturmuş sözcükler anlamlarını değiştirmezler, anlamların ait olduğu sözcükleri değiştirmediği gibi.\" \"Böylesi insanlar, teknik gücü ve onun zaferinin, repertuarlarındaki tek rol olduğu zaman, dünyayı tiyatro sahnesi olarak görenlere berbat örnekler olarak hizmet edeceklerdir.\" Vurucu bir film. Bakış açısı, yargısı insanı düşüncelerden düşüncelere sürüklüyor. Tüm zamanların ruhuna uygun eleştirisi ile ölümsüz bir film. Kesinlikle izlenmeli. \"-Geceleri aydınlatan şeyi biliyor musun? -Şiir sanatı.\"","label":8} {"text":"Film guzeldı acıkcası sıkılmadan ızledım.ama ole aman aman bı fılm degıl :) İzlerken mantık hatası aranacak bı durum yok.ne de olsa bılım kurgu.bazı arkadaslar mantık hataları oldugunu yonunde yorumlar yapmıs.hangı fılmde mantık hatası yok kı :)Filmın bazı yerlerını elestırmek ıstıorum,ıcımde kalmasın :)1)Bu taksının hıc mı yakıtı bıtmez :) ha bıttı ha bıtecek dedım fılm bıttı :)2)Witch Mountainda tahliye borularında assagıya kayarlarken Dwayne Johnsonın düblör kullandıgı bu kadar belli olamaz :) cok yazık olmus.3)Tiyatro sahnesın de kacarlarken dısarı cıktıklarında sabah olmustu :) halbukı orada cok fazla kalmadılar ve oraya gırdıklerınde gece yenı baslamıstı :)daha bırcok sey var ama o kısımları anlatırsam fılmı baya bı anlatmıs olurum.ızlemeyın demıyorum,zaman kaybetmezsınız.guzel bı fılmdı...","label":7} {"text":"Obarak arkadaşıma kesinlikle katılıyorum..Filmi ilginç hale getirmek için karman çorman yapıp birbirine karıştırıyorlar.Anlatılmak istenen daha düz bir şekilde anlatılsaymış eminim film daha fazla kişiye ulaşırmış!!Zaman kaybı!!","label":6} {"text":"Finalinde görülen bir tür acelecilik ve teatral havanın filmin inandırıcılığını zedelediğini söyleyebilirim. Onun haricinde sarsıcı bir Türkiye özeti.","label":5} {"text":"Tarihden bir kesit olan bu film gerçekten çok güzel. Her film akıcı ve çok hareketli olmaz. Bu film yavaş ilerliyor ama bu tarihi dönemin kesitini çok güzel detaylarıyla ve sanatsal görselliklerle sunuyor. Gerçek bir ortam , gerçek doğal hareketler , gündelik yaşamın gerçekliği , bir tacirin hareketleri , bir babanın hareketleri , bütün bunlar gerçeklikle aynı sunulmuş. Mekan , makyaj , kostüm ve eşyalar çok başarılı. olması gereken her konum çok başarılı yansıtılmış. Bunun yanı sıra tarihten sahneler yaşam biçimleri kararlar hükümler duygular ve şartlar yine çok güzel yansıtılmış. 10 puan . izlemelisin","label":9} {"text":"YouTuber'lerin yaptığı filmlerim bir tık üstü, o kadar. Jennifer Aniston'un olduğu bir film neden bu kadar dandik?","label":1} {"text":"Latin Amerika ülkelerinin karanlık politik geçmişleriyle hesaplaşmalarının bir örneğinin daha verildiği film, benzer temayı ele alan \"La historia oficial - Resmi Tarih (1985\") filminden çok geri kalsa da Garage Olimpo - Olimpo Garajı (1999) gibi önemli bir filmin yönetmeni olan Marco Bechis'in bu çabası takdire değer. Önemli bir konuyu ele alıyor film ama belki süresi kısa tutulduğundan ucu açık sorular filmi değerlendirmiyor, değer kaybettiriyor...","label":5} {"text":"seri katillere karşı olan yoğun ilgimin başlamasına yardımcı olan bu film beni kesinlikle çok etkilemiştir...özellikle gerçek olması ve bir hayat kadınının hazin sonu etkileyen etmenlerden...izlerken acıyacak,üzülecek ve ağlayacaksınız...","label":9} {"text":"Bu filmde eğer sırf yapımcısı James Cameron diye Avatar gibi başarılı bir film beklerseniz çok yanılır ve hayal kırıklığına uğrarsınız. Oyuncuları tanınmaya, konu ve kurgusu son deece zayıf ve vasat film var karşımızda. Filmi tek izlenebilir kılan muhteşem üç boyutlu çekimler o da olmazsa hakikaten film seyredilmez.","label":4} {"text":"Lazarus Etkisi filmi tam da bu noktada izleyicisinin karşısına dikiliyor ve &ölümü kabullenin!& diyor. Yönetmenliğini taze bir ismin, David Gelb'in yaptığı film konusu ve verdiği mesajlar ile oldukça açık, bariz ve hatta kör göze parmak üslubunu kullanıyor. Olivia Wilde, ve Sarah Bolger'ın başrolleri paylaştığı projede ölüme meydan okuyan bir grup bilim insanı ile karşılaşıyoruz. Konu klasik, uygulama alışıldık ve korku cephesinde çok fazla yenilik yok. Bence film çok kötü değil sıkılmadan sona kadar gidiyorsunuz....","label":3} {"text":"\"Elohi, Elohi Lema Sabaktani?\"","label":7} {"text":"Kadınların aciz, zavallı, itaatkar davranışları, erkeklerinse basit ego tatminleri karşısında saç baş yoldurtmayı başaramıyor film. Zira Pauline Reage'in kitabından uyarlanan, vakit kaybı filmin tek düşündürdüğü; başarısız bir Marquis de Sade özentisi ile yoğruluşu ve zırva olmaktan öteye gidemeyişi. Filme dair en belirgin şey -kadını aşağılamadan sonra- çıplaklık. Onun için de estetikti ya da bir tabloyu çağrıştırıyor gibi yorumlar yapmam mümkün değil. Tek yapılan; erkekleri asla çıplak göstermeyerek kadını objeleştirmek. Tüm zamanların en seksi filmlerinden kabul edilmekteymiş. Sormak isterim -gerçekten merak ediyorum- bu filmi seksi bulanların seksi anlayışı nedir? Çeşitli yollarla aşağılanan, erkeğinin sözünden çıkmayan... kadınlar mıydı seksi? Yoksa iki meme görünce ağız suları akan, ergenliğini hala üzerinden atamamış güruhun yorumu mu bu?","label":0} {"text":"her ne kadar watts gibi cassel gibi yada mortinsen gibi üst kadame oyunculara sahip olsada bişeyler anlatmak isteyip beceremeyen filmdir. şiddet dozu ağırlıklıdır ama gereksiz cronenberg fazlalığıdır. ayrıca banyodaki kavga sahnesi oldukça iticidir.","label":6} {"text":"Bazı filmlere bir beklentiniz olmadan gidersininiz ve yaşınız başınız ne olursa olsun şaşırırsınız, beklemediğiniz bir karakterle veya yerle karşılaşırsınız. Ben bu filme sadece İsveç'e dair bir şeyler görme beklentisiyle girmiştim ve güzel bir sürprizle karşılaştım (Başka beklentilerim de vardı ama onlar filmle ilgili değildi. Serin ve karanlık bir yerde biraz kafayı bulma, eski bir ekran bağımlısı ve yalnız biri olarak sinema ekranına uzun uzun bakıp rahatlama gibi). Bu filmle ilgili yalnızca bir kelime söylemek istiyorum: FARKLI","label":8} {"text":"ÖMERÇİP '' BU BİR TÜRK FİLMİ OLMASAYDI KEŞKE!! '' bravoooo!! nasıl bu kadar kötüsünü yapabiliyorsunuz?? herkes daha iyisini nasıl yaparız diye düşünürken bizim türk sineması daha kötüsünü nasıl yaparız diye çırpınıyor..MUMYA FİRARDA , RUS GELİN,ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE ve şimdi ÖMERÇİP ... artık zorla benim türk filmlerine olan zaafımı ortadan kaldırıyorlar... millet akın akın x men e giderken ben sırf türk filmlerine olan sevgimden ÖMERÇİP'e gittim... gitmez olaydım keşke... film hakkında söylenebilecek hiçbirşey yok..koca bir hiç.. onun için film hakkında birşey yazmayı çok gereksiz görüyorum... sadece bir sözüm olucak... çok saygı duyduğum bir tiayatrocu olan ZEKİ ALASYA böyle filmler içinmi çok sevdiği tiyatroyu bıraktı?? geçenlerde seyrettiğim bir röportajında şöyle diyordu.. artık sadece yönetmenlik yapmak istiyorum.. bu yüzden tiyatroya dönmiyeceğim.. aman usta..sen gel bu kararından vaz geç... yine tiyatroya geri dön..inanki METİN AKPINAR'la beraber gerçekleştirdiğiniz o unutulmaz kaberaları hala gözümden yaşlar gelerek seyrederim...siz hep alkışlara layıksınız..onun için daha fazla yuhh lanmadan bırakın bu sinema sevdasını... en iyi bildiğiniz işe geri dönün.. ZEKİ ALASYA bir röportajındada şöyle söylüyor filmi hakkında..eleştirmenler lütfen kırıcı olmasınlar..bize destek olsunlarki daha fazla film yapabilelim...amannnnnn!!! eleştirmenler zati bu filme hakkını fazlasıyla vericektir..böylece daha fazla film yapmazsanız ben kendi adıma hiç üzülmem... aksine memnun olurum... _________________ I Love Denizzz","label":0} {"text":"Çoğu kişi tarafından bir başyapıt olduğu söylendiği için çok merak ettiğim bu filmi sonunda seyrettim. Etkileyici bir filmdi. Klaus Kinski müthiş oynamış. Bir de hikaye bana Edgar Allan Poe'nun The Narrative of Arthur Gordon Pym of Nantucket romanını hatırlattı. Her iki hikayede de aynı motifler vardı. İsyan, açlık ve deliriş... Seyredin derim.","label":8} {"text":"Yapısı itibariyle Arog'a oldukça benzeyen fakat ondan bile vasat olan bir komedi filmi. O berbat sonunu da gördükten sonra hmm, evet amaçları insanları iyice sıkıp öteki dünyaya yollamak olmalı deyip kapamıştım filmi. Konuşmayı bile beceremeyen bir başrol oyuncusu var karşımızda ayrıca, yönetmeni görürsem yoldaki direği koysan daha mantıklı kararlar verip daha erkeksi dururdu azizim demek istiyorum. O sonundaki saçmalık neydi hem öyle ya ? !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! O kadar boynuz ye;aşağılan, sonra aynı kadınla birlikte ol. Seni seven insanı yarı yolda bırakarak üstelik. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!... Her neyse mahvedilen senaryolar kısmına bu filmi de ekleyin, başkası gelsin. :)","label":2} {"text":"Sen ve etrafındaki her şey gerçek mi yoksa inşa edilmiş olan mı ? Eğer gerçek değilse sen bu simulasyonun içerisinde nesin ? Kendi gerçekliğini farkedecek olan mı yoksa basit bir firuran mı ? Sorular sorular.... Kısaca çocukluğuma damgasını vurmuş harika bir filmdir.","label":8} {"text":"Henüz izlemedim ama içinde jack dylan grazer oynuyorsa çok güzel bir film olmalı. Baba ve oğul arasında geçen hikayeler stabil olur, genellikle, yani bir heycan olmaz ama çocuğun bağımlı olması işi daha ilginç kılıyor, umarım güzel bir filmdir, izlediğim zaman daha uzun yazmayı hedefliyorum.","label":9} {"text":"Son dönem Osmanlı Türk filmlerinden biri olan Eve Giden Yol 1914 'e gittim bu akşam.İlk bölümdeki Antakya döneminin tasviri kostüm ve mekanlar başarılıydı.Her sahnede karakterlerin nargile tüttürmesi nefsimde karşı konulmaz bir nargile içme ihtiyacı da doğurduğundan film kendi adıma güzel gidiyordu. Filmin 2. yarısında ise Osmanlının son dönem siyasi - askeri olaylarına giriliyor fakat en basit ifadeyle çıkılamıyor.Çok geniş bir süreç ve olaylar zinciri çeşitleniyor ( hatta Arabistanlı Lawrance 'dan , Fransız işgaline tam bir çorbaya dönüşüyor) , senaryo dağılıyor, kısa zamanda sonuca bağlanamayan pek çok şey anlatılmak isteniyor ve elde kalan sadece ucuz kahramanlık üzerinden duygu sömürüleri milliyetçilik mesajları oluyor.SPOiler - Generalin demirci ustasını öldürme sahnesi ve aralarında geçen diyaloglar sinemada şimdiye kadar izlediğim en tutarsız sahnelerden biriydi.)Savaş sahnelerinin de çok yüzeysel ve basit çekilmiş olduğunu belirterek filmi yerden yere vurma sürecimi bitireyim .","label":1} {"text":"Ben filmi gayet başarılı buldum ,çok büyük beklentim olmadığından mıdır bilmem. Filmin sonunun şaşırtmacalı olduğu belli fakat ben tahmin edememiştim. Merakla bekledim ne olacak, kim bu adam gibisine. Öyle kopkoyu bir aşk filmi değil, dram yönüde ağır basıyor. Oyunculuklar açısındansa Nejat İŞLER çokta farklı bir role bürünmemiş diğer filmlerde nasılsa öyle oynamış, Serenay SARIKAYA gayet başarılı, oynadığı yaş grubunu güzel yansıtmış Fakat Zerrin TEKİNDOR resmen döktürmüş, rol yapmamış resmen yaşamış gibiydi. Hele ki sonda düğümü çözdüğü noktada, ayağa kalkıp alkışlayasım geldi. İştar GÖKSEVEN ona keza gayet güzel oynamış. Özetle verdiğim paraya değdi, zaman güzel aktı, sıkılıp bunaldığım bir sahne yoktu. Sinemaya gidip bir daha izleyebilirim veya TV rastlarsam oturup izlerim.","label":7} {"text":"Güzel vakit geçirebileceğiniz keyifli ve heyecanlı bir komedi filmi.Açıkçası baştan sona sürenin nasıl geçtiğini anlamadım diyebilirim yani baştan sona sürükleyici ve bir nefeste izleyebileceğiniz ve zaman zaman heyecanlanabileceğiniz bir film Kule Soygunu.Komedi yönünden evet çok başarılı değil yani çok fazla gülmedim ama en azından film izleyeni tebessüm ettirecek kadar güldürüyor ama film baştan sona hiç sıkmadan ve heyecanlandırarak izletiyor.Oyuncular gerçekten başarılı özellikle Eddie Murphy ve Gabourey Sidibe filmde beni en çok güldüren ikiliydi.Son olarak sürenin nasıl geçtiğini anlamadığım ve heyecanlanarak izlediğim komedi filmlerinden biri Kule Soygunu,fazla bekletiniz olmadan izlerseniz güzel vakit geçirebilirsiniz. 6.5/10","label":6} {"text":"Gerçeklik kanısı hiç bir hayalin veremediği duyguları tattırıyor. Fakat empati yapmaktan canınız çıkıyor :)","label":7} {"text":"Gece Gece tadımız tuzumuz kaçtı. Bana ağır geldi bu kadar dram arkadaş bi göğsüme öküz oturdu bitince film","label":7} {"text":"Kabul ediyorum, duygulandım. Ama beğendim diyemiyorum. Çok eksik var. Bunlardan en önemlisi Farah Zeynep. Kimi sahnelerde çok başarılı, kimi sahnelerde vasat geldi bana. Rolü için şarkı söyleme çalışmaları elbette takdir edilir, zira sesi de sırıtmamış. Ama bu kızda eksik bir şeyler var, bir türlü adını koyamıyorum. Çağan Irmak sinemamız için kaliteli ve popüler bir yönetmen. Geçmişte geçen bazı sahnelerde hiç nostaljik hava yakalayamadım. Mehmet Günsür ve Kerem Bürsin'in saçları ve kıyafetleri dışında nostaljik ortamı yakalamak zordu. Sanki 2014'te geçiyor gibiydi. Bunu da Çağan Irmak'a yakıştıramadım haliyle... İlk yarısı çok merak uyandıran, ikinci yarısı ise yoğun derecede duygulandıran filme 7/10 puandan aşağı verilmez ama eksikleri de görmezden gelinmeyecek kadar fazla. Farah'ın Günsur'a tokat attığı sahnede Günsur tam bir Oldboy oluyor bu arada, enfes benzerlik.","label":6} {"text":"Yönetmenin ilk uzun metraj filmi ve senaryoda ortak çalışması var. Lakin bir film çekmek hele bir de dönem filmi çekmek tecrübe, araştırma ve analiz işidir. 80 doğumlu bir yönetmen kanımca 80 darbesi döneminin ruhunu yakalayamamış. Gerçi bizde o günlere yetişmedik ama böyle filmde ki gibi safsalak komutanlar ve cezaevi personelinin olmadığı aşikar. Gaddarlıkları ve istihbaratı ile ünlü o dönem kolluk kuvvetlerini hiçmi hiç yansıtamamışlar. Bir Engin Altan'ın bıyığına kafayı taktım. O ne öyle abi ya:)) sanki bir tutam tel kadayıf sıvamışlar burnunun altına.... öyle bıyıkmı olur? Filmde sözüm ona trajikomik bir unsur oluşturulmaya çalışılmış ama senaryo öylesine sığ ki oyunculuklar ister istemez sırıtmış. Bu tarz filmleri o dönemleri yaşamış eski kulağı kesik yönetmenlerin çekmesi taraftarıyım. Orçun Benli bu işlere kaşık sallayacağına kendi stilini oluştursun.","label":4} {"text":"Bu kadar boş bir senaryoya rağmen komik oldukları yerler var...","label":5} {"text":"çok güzel bir film herkese tavsiye ederim, hele mezarlıkta bir karpuz sahnesi var ki bu sahne için bile izlenir bu film","label":9} {"text":"Cannes'de eleştirmenlerden tam not alması ve Almanya'nın Oscar adayı olmasıyla yılın dikkat çekici filmlerinden biri olmaya aday olan Toni Erdman beklentilerimi büyük ölçüde karşıladı. Dram komedi türündeki film, şaşırtıcı girişleri, cürretkarlığı, içtenliği ve özgünlüğü ile benzerlerinden farklı bir seyir zevki sunuyor. Kapitalizmi hassas dokunuşlarla eleştiren filmi, yılın izlenmesi gereken filmler listesine almanızı öneririm.","label":7} {"text":"edward norton bu filmdeki performansıyla marlon brando ve robert de niro ile aynı kadroda yer almayı hakettiğini ispatlıyor..","label":8} {"text":"Denzel Washingtona kötü rolü pek yakıştıramadım doğrusu (= ama film çok iyi gereçkten 8/10","label":7} {"text":"Bu yapımın vasatı geçen bir komedi filmi olduğunu söyleyebilirim.Sonuçta bu yapımı izlemeyenlerin kesinlikle herhangi bir kayıpta bulunmayacağı izleyenlerin ise hoş dakikalar geçireceği bir film.Ben 40 Year Old Virgin e 10 puan üzerinden 7 puan veriyorum","label":6} {"text":"Gen bencildir, insan yalancıdır ama umut yaradılış süreci boyunca hep vardır; elleri açalım ve yağan yağmurun altında tövbeler edelim, nasıl olsa suya kapılıp gidecek günahlar","label":6} {"text":"Filmin sonunda onlarca insanın öldürülmesi normalmiş gibi tek bir çocuğun kurtuluşunu beklemek... Verilmek istenen mesajın tamda burada layığıyla verildiğini düşünüyorum. Bence izlenmeli.","label":7} {"text":"Bence akıcılığı olan ve sonunu merak ettiren bir film . Kesinlikle izlenmeye değer ;)","label":7} {"text":"oyunculuklar için bile izlenir. senaryo boyunca filmin sonuna dair pek çok ipucu var ama inanmak istemiyor insan. wikipedia'nın dediğine göre reviewerlardan biri bu filme sıfır vermiş, idam karşıtlarını dolandırıcı gibi gösterdiği için. biraz sert bir yorum olmuş ama son sahnede ben de, bu sahne olmadan daha iyiydi diye düşündüm. bunun dışında gerilim öğeleri hoşuma gitti. alan parker'ı tanımıyordum, tanımış oldum. diğer filmlerini de merak ettirdi.","label":8} {"text":"Görsel efektler sıfır arkadaşlar adamlar koskoca Bizans sarayını 3 5 kişiyle basıyor daha adamlara kılıç değmeden takla atıyorlar filmin hiçbir yerinde güzel bir çarpışma yok yeşilçamın tarih filmleri kesinlikle daha kalitelidir.","label":0} {"text":"Bu tür filmlerden pek haz almasam da; ilk 20 dakikalık sıkıcı dilimden sonra oldukça izlenebilir bir ajan filmi. İzlerken ben çok kafa yormadım, o yüzden sonu da tatmin etti diyebilirim. Richard Gere'a \"Yaşlı Kurt\" karakteri uygulanmasına rağmen rol pek gitmemiş. Eksiklerine, zaman zaman hikayede yaşanan boşluk ve kopukluklara rağmen oldukça keyif aldım.","label":6} {"text":"Çok görmek istediğim halde gidemedim, hemen vizyondan kalktı... Niye iyi filmler vizyondan çabuk kalkıyor?","label":9} {"text":"Şahsi fikrim: Sinema tarihinde ikincisi ilkinden daha güzel olan sadece iki filmden biri. Diğeri de Evil Dead!","label":7} {"text":"Mehmet Gürsu'nun performansına yazık olmuş. Hakan Yılmaz ise ayrı bir hayal kırıklığı. Vasat statüsünde dahi olamayan çöp film kervanına katılmış bir yapım. Güldüğüm bir yada iki esprisi vardı. Filmin genelinde şaklabanlık yaparak güldürmeye çalışmışlar. Filmin finalinde ikinciye kapı aralamışlar ama gelen olumsuz tepkiler üzerine vazgeçmişler. 155 gösterim kopyasına sadece 97 bin kişi giderse olacağı odur.. Ne diyor kitapta; ne verirsen elinle o gider seninle&:)","label":2} {"text":"Bir babanın çocuk sevgisini, diğer kızını üzmemek adına ne kadar ilerletebileceğini anlatan fazlasıyla ağır bir havası olmasına rağmen izleyiciyi sıkmayan film. Türkçesi ' benim için üzülme' anlamına geliyor. Mümkünse sevdiklerinizle birlikte izleyin, izletin.","label":7} {"text":"Ben birincisinden güzel olmaz diye düşünürken daha açılış sahnesinde beni yanılttı. Trafik kazası uçak kazasından daha gerçekçi ve etkileyici olmuş. bana sorarsanız bu film beni ilkinden daha çok etkiledi. ama sonunu o şekilde bitrmemelilerdi. sadece sonundan kaybediyor gerisi bir harika. asansör sahnesi bir harikaydı mesela.","label":8} {"text":"Filmin durağanlığı senaryosundan ve birazda yapıtın edebiyatından kaynaklanıyor bunu şikayet etmek gerekli bir bahane olamaz.Al pacino nun yargılandığı sahne inandırıcılıktan uzak ve zorlama geldi bana onun dışında izlenebilir bir film olmuş 6/10","label":5} {"text":"Sinemada 3 boyut açısından son yıllarda izlediğim en başarılı film buydu sanırım. Efektler ve bilimum çevre tasarımları konusunda hakikaten hak ettiği Oscar ödüllerini almış. Konu biraz yavaş ilerlese de, Georges Melies'e bir saygı duruşu niteliğinde olan bu filme kötü diyemiyorum. Ki kendisi gerçekten de uzun yıllar unutulmak üzere kendini oyuncaklara vermiş, daha sonra ölümüne yakın kıymeti anlaşılmış, sinema tarihinde kocaman bir yeri olmasına rağmen adı pek az anılan bir yönetmendir.","label":7} {"text":"Film ylesine skc ve gzeldi ki.. Konusu ve mzikleri iimi paralamaya yetti. Bu arada yam 21. Bu filmi izlemek iin yal olmaya gerek olmadn dnyorum.","label":6} {"text":"Bittiğinde tüyleri diken diken eden ve gerçekten içinizde bir şeyler hissetmenizi sağlayan bir film. Oyunculukların gerçekten çok iyi ve konusu ilk başta klişe gibi görünmesine rağmen filmde anlatılışı, işlenişi, karakterlergerçekten çok güzeldi. Kesinlikle izlenmeli..","label":7} {"text":"Eğlenceli ve komik bir film, güzel bana sorarsanız harika bir film Türk komedisi bir film küfür yok olumsuz içerikler yok Önerebilirim gülmek isterseniz","label":9} {"text":"Vasat bir film. Russell crowe ve Tom Cruise 'a rağmen olmamış. 1999 yapımı brendan fraser'lı filmin yerini dolduramaz.","label":1} {"text":"Filme fragmanını izleyip beğendikten sonra gitmeye karar verdik.Filmin ilk yarısı fena değildi ama sonrasında çok saçma bir hal aldı.Size önerim fragmana aldanmayın gidin paranızla evinizin ihtiyaçlarını falan alın.Çunku filmin tüm esprisi fragmana sığdırılmiş zaten.","label":2} {"text":"İlk izlediklerimden korku türünde. Korkmuştum zamanında ama artık etkilemiyor tabi ki.","label":6} {"text":"Filmi If te izlemiştim. Yönetmen ve senarist TV de popüler işer yapan ya da bir dönem yapmış insanlar. Film endüstrisine eleştiri niteliği taşıyan bu film aslında sahipleri açısından biraz tutarsız. ama yine de önyargısız yaklaştım filme. ilk filmleri fasülye ye çok uzak maalesef. uzun bir zaman ara verip dizi çekmenin sonra da biz film endüstrisine savaş açtık iddiasıyla ortaya çıkmanın bir etkisi olsa gerek. neyse üzülecek bir şey yok. dizi çekmeye devam edip film işini bu işi gerçekten yapabilecek insanlara destek olabilirler kamera vs... en azından böyle bir katkı olur. yine de sanat adına her emek iltifata tabidir. kendilerine teşekkür ediyoruz Türk izleyicisi olarak.","label":3} {"text":"Dorff, psikopat rolünde çok başarılı...","label":9} {"text":"Nihayet. Uzun zamandır bu tarz güzel bir korku filmi izlememiştim. Korku filmi manyağı olarak şu an ki filmlere göre çok sağlam bir korku, gerilim bizi bekliyor. Bakın şu an ki filmlere göre diyorum. Birçok yerde keşke şu daha iyi olsaydı dediğimiz bölümleri var; ama şükretmek gerekiyor. Başlarda bildik bir film senaryosunun getirdiği bir isyanla film başlıyor. Sonra ne oluyorsa olanlar sizi iyice korkuyu yaşatıyor. Dediğim gibi bazı yerler gerçekten olmamış. Sadece filmin tadını çıkartmaya bakın ki filmden üst düzey verim alasınız. Not: Karanlık bir odada yalnız ve yüksek seste izleyin. Filmdeki müzikler daha da gerilim yaratıyor içinizde. P: 7","label":6} {"text":"The film was discusting..Worst film that I have ever seen...Such a waste of time :(","label":1} {"text":"Tatile giden bir grup insanın klişelerle dolu gizemli biri tarafından saldırıya uğraması. Konu çok bilindik, oyunculuklar çok dandik ve başı sonu belli olmayıp saçmalayan bir çok sahne var. Yani uzak kalınası kötü bir film...","label":0} {"text":"saçma konulu bi film . çok sıkıcı hatta iğrenç ama bende 6 puanı aldı oda küççükken bi hayalimle ilgilidi. ehh simdi hayali de anlatmamak olmas eskiden hep brad pittle julia robert'Sın Evlenmesini isterdim. en azaından evlenmeselrde bu filmnde bi arada görmek göz zevkimi açtı wala","label":5} {"text":"Hiç bir yerde göremeyeceğiniz çok güzel görüntüler var bu filmde.. Bir eleştiri içinde olduğundan izlerken biraz garip hissediyorunuz.. felsefik bir film ama keyifle izlenir.. Ve brad pitt gerçekten iyi bir oyuncu her filmde olması gereken rolü gerçekten çok iyi oynuyor..","label":8} {"text":"kitabı dört kere okudum, hatmedim ama pek çok kısmını ezbere biliyorum. yani o kadar çok sevdim kitabı ama film... çok alakasızdı. neredeyse yeni hikaye yazmışlar. tamam, ayrı yapımlar gibi düşünüp ayrı değerlendirmem gerekir ama bir türlü beceremedim. şahsen hayal kırıklığı oldu. bu şahsi meseleyi es geçersek, görsellik gerçekten on numara. müzik kullanımı da gayet iyi ancak oyunculuklar eh işte dedirtiyor. hele sonlara doğru iyice çocuk filmi tadı verdi.","label":3} {"text":"Bugüne kadar onlarca aksiyon filmi izledim. Hepsi değilse de çoğu ya aksiyon dolu olup senaryoları yetersizdi ya çok maliyetli, emek harcanmış bir film olup oyuncuların rollerini iyi yapamamasından dolayı vasat seviyedeydi.John Wick ise tamamen farklı! Oyuncu performansları, senaryo, kurgu, aksiyon sahneleri çok çok mükemmel. Uzun bir zamandan sonra tam anlamıyla başarılı bir aksiyon filmi izledim diyebilirim. Ayrıca Keanu Reeves, adam resmen döktürmüş mükemmel bir performans!","label":6} {"text":"Film hakkında çok olumlu yorumlar okumama rağmen ertelemiştim. Nedense afişiyle bana Angel's Share'i anımsatıyordu. Aslında benzer bir tat da aldım. Filmlerin müziklerine genelde olumlu yorum yapıyorum ama Garden State'in müzikleri de gerçekten çok başarılıydı. Ana karakterin dalıp gittiği sahnelerde verilen müzikler izleyici de alıp götürüyor. Yine filmde \"benliğini dipsiz bir kuyuda arama\" benzetmesi yapılıyor ve bu hissiyatı da çok başarılı şekilde aktarıyor. 7/10","label":6} {"text":"Oldukca basarili ve creepy olabilecekken, iyi oyunculuklara ragmen senaryodaki eksiklikler ve olmamisliklar sebebiyle vasat bir filme dönüsüyor. Ne korkunc, ne rahatsiz edici ne de kaliteli.","label":4} {"text":"Daha önce birçok kez uyarlanmış bir konusu var ülkemizde ise Ruhsar ve Bez Bebek gibi örnekleri verebilirim, konu hiç yabancı olmasada ve daha önce fazlaca işlenmiş olsada seyrederken keyif aldığım bir fantastik komediydi.","label":5} {"text":"Efektler, senaryo, oyunculuk hepsi var","label":7} {"text":"zamanının ötesinde bir başyapıt...","label":8} {"text":"aslında çok güzel bir film ama bir kusuru var keanu kötü role hiç yakışmamış.ya sanki adamın içi gülüyor.öldürme sahneleri pek inandırıcı gelmiyor bana.sanki sarılıp öpecek gibi çekiyordu kurbanları.ama güzel bir film...","label":7} {"text":"Güzel şehir İspanya'nın her zaman güzel olmadığını, bu sefer Barselona, Madrid gibi şehirlerini değil de daha fakir ve varoş semtlerini, ara sokaklarını ve ordaki yaşamların ne denli zor olacağını usta yönetmen Alejandro Gonzalez İnarritu tokat gibi yüzümüze çarpıyor. Javier Bardem'in mükemmel oyunculuğuyla parasızlığı, çaresizliği, ölümü ve alçak sistem yüzünden fakirliğe itilen, göçmen olarak böyle şehirlere gelen insanların, mültecilerin yaşadıklarını iliklerimize kadar hissediyoruz. Ana karakterimiz Uxbal'ın çocuklarına bakmak için illegal işlere girmesi, bu yüzden yaşadığı pişmanlıkları, sorunlu ilişki hayatını, hayatının bi süre sonra biteceği ve tabii ki de bu şartlarda kendisi gibi olan hiç bi insanın bir B planının olmamasını yönetmen İnarritu yakın çekimlerle ve ince örülmüş olay kurgusuyla gözler önüne çok güzel seriyor. Kısacası sisteme, hayata, insana ve ölüme yakılan bir ağıt.","label":7} {"text":"Çocukken çok izlerdim nostalji oldu benim için.","label":6} {"text":"Bir film eleştirmeni falan değilim ama bu yorumu yapma gereksinimi duydum. Hayatımda izlediğim en kötü filmlerin başına geçecek bir film oldu. Oyunculuklar kötü, filmin düzgünce bir önermesi yok. İnsan öldürmek kötü yalan söylemek kötü gibi gibi çok kafa yorucu önermeler !!","label":1} {"text":"çok harika bir film. o kadar gerçekçi olmuşki birden anime olduğunu unutuyorsunuz. sizin hayal dünyanızı yansıtan bir film. 10/9,5","label":8} {"text":"ARKADAŞLAR KİMSEYE HAKSIZLIK YAPMAK İSTEMEM AMA FİLME ANCAK 10 DAKİKA DAYANABİLDİM.BU KADAR BECERİKSİZ VE KÖTÜ BİR FİLM HAYATIMDA GÖRMEDİM.GİDİNDE GÖRÜN SANKİ İZLEYİCİ İLE DALGA GEÇMİŞLER.AMATÖR FİLMLERDEN BİLE DAHA KÖTÜ.ÇOK YAZIK.","label":0} {"text":"'Insan bilmediginin düsmanidir.' Ne kadar dogru bir söz bu sözün dogrulugunu bu anime de daha iyi görüyorsunuz.Etrafi ön yargi duvarlariyla olan bir çocugun ejderhayla olan dostluk hikayesi. Animeler her ne kadar çocuk filmleri gibi gözükse de bazen yetiskinler içinde ders verici kareler bulunmaktadir.Beklentilerinizi yüksek tutmadan izleyebilirsiniz.Dostluk arkadasliga dair güzel bir anime.Saygilarimla...","label":8} {"text":"Yer yer güldüren bir yol hikayesi. Çok bir şey beklemeden çerez eşliğinde gider.","label":4} {"text":"Yerden yere vurulacak bir film değil, göndermeleri başarılı, postapokaliptik bir zamandaki distopyayı çok başarılı işleyememiş olabilir ama tüm gücü elinde tutabilmek için önündeki su engelini ortadan kaldırıp absürd bi şekilde ekinlerin enerji içeceğiyle sulanmasına neden olan filmdeki Brawndo şirketi ile günümüzdeki Monsanto şirketinin farkı ne ? Ya da Orta Doğu'da ve Afrika'da ellerinde kalem, kitap olması gereken çocukların ellerine silah tutuşturulmasına vesile olan, güçleri korkunç derecelerde olan silah şiretlerinin ? Ya da teknolojinin ilerlemesiyle kendi ilerleyişini özdeşleştiren fakat ortalaması yıllara göre hep düşen iq nun ? Evet sinematografik açıdan zayıf olabilir ama absürd bi şekilde işlediği konu ve göndermeler tam tersine çok güçlü. Ve iq testi de komikti gerçekten :) 7/10","label":6} {"text":"Genelde film izlerken fazla seçim yapmam. Türüne çok bakmam. Kalieliyse izlerim. Ama müzikal türleri bana ğek hitap etmiyor sanırım. Özellikle de animasyon da olunca. Fazlasıyla animasyon izlemiş biri olarak bu animasyonun biraz abartıldığı kanaatindeyim. Bu filmi daha çok Imdb puanı ve beğenerek dinlediğim Let it go şarkısı için izledim diyebilirim. Özellikle bir çok müzikal kısmı geçmek zorunda kaldım. Fazla çocuksu geldi bana. Biri hariç o da zaten dediğim gibi Let it go şarklı olan. Farklı, enteresan bir konu. Animasyonlar zaten hep farklı olmuştur. Bu da öyleydi. Ama bir şeyler eksikti sanki. Daha iyi olabilirdi gibi geldi bana. Tamam fantastik ama bazı şeyler yinede saçma duruyor. Yine de izlenebilecek bir animasyon. Ailecek oturup zaman geçirmek adına. Müzikal sevenler zaten bayılmıştır bu filme. İyi seyirler... 6.7/10","label":6} {"text":"daha filmin en başındaki diyalogların samimiyetinden, bizdenliğinden önsezmiştim filmin ne kadar harika olduğunu :) filmin her şeyiyle muhteşem bence.. oyuncuların performansına diyecek yok özellikle farah zeynep, mehmet günsür, ışıl yücesoy, hümeyra...her biri harikaydı.. hepsine hayranlığım kat be kat arttı gerçekten.. gözde çığacıyı da unutmayalım..filmin kurgusu, olayların geri dönütlerle akışı, bu akışların sahneleri, duyguların yansıtılması, kalbimize işleyen sözler, cümleler hayatımızdan parçalar, kıssadan hisseler, toplumun değer yargılarına yapılan yargı, öfkeye kine rağmen sevginin gücü, yani sıkmayayım ama vs vs vs. bir çok özelliğiyle, güzelliğiyle büyüledi beni diyebilirim..hele hele filme ismini koyan sahnede dondum kaldım beğeniden ;) demişler ya yorumlarda klasik çağan ırmak filmi, bayat senaryo falan filan&..hııhh gülüyorum.. bu bizden bi parçanın olduğu bi hikaye sonuçta.. bu değerlerimizi var ettiğimiz sürece 'biz'iz biz :) emeği geçen herkese teşekkürler.. kesinlikle izleyin izletin derim..iyi seyirler..","label":8} {"text":"güzel ve heyecanlı başlayıp durağanlaşan bir film, Arlen Faber'in kendisinin bir balondan ibaret olduğunu idrak etmesi açısından eğlenceli bir hal almış ama romantik kısımlar bana fazlasıyla sıkıca geldi.","label":6} {"text":"Tipik steven spilberg kliseleri aynen var. Cocuklarin olmadigi bir jurasic park filmi cekmiyor unlu yonetmen. Ilk filmde oynayan genetik doktor bu fimde de var ve guzel bir nostalji olmus. Heyecani hep canli tutuyor yonetmen film boyunca. Ama artik metal yorgunlugu basgosteriyor ve klasik olmanin berisinde avaraj bir film olarak kaliyor. Efektler doyurucu. Adadaki volkanin patlamasi sonrasi toz bulutlarina karisan dinazor goruntuleri etkileyici. Dinazoru savaslarda kullanim fikri dahice gibi gorunsede filmde bunu iyi yansitamamislar. Muzayede saticisi rolundeki sanatcinin performansi filmdeki acik ara en iyi performans.","label":5} {"text":"Birisi sizden savaş filmi tavsiyesi isterse, bu filmi önerebilirsiniz.. Çok gerçekçi, sürükleyici bir film.. Oyuncular, yönetmen çok iyi..","label":6} {"text":"Bu filmin hayranıyım. 5 yaşındaki oğlumla birlikte defalarca izlememe rağmen hiç sıkılmıyorum. Espriler ve kurgu harika. Bu filmi anne babalar da mutlaka izlemeli her yaştan izleyicinin ders çıkarabileceği harika bir film. Filmde en beğendiğim karakter, Batman hem kahraman hem saf :)","label":9} {"text":"Matrix gibi benzer soruları soran ama iç içe geçmiş sanal dünyalar fikriyle bu sorulara matrix'den daha paranoyakça bir yaklaşımı olan film. eğer illa bir filmle karşılaştırmak gerekirse bu karşılaştırmayı The thirteenth floor'dan çok daha görkemli bir prodüksiyon olan matrix'le yapmak yerine benzer kulvarlarda koşan dark city'le yapmak daha doğru olacağını sanıyorum.","label":7} {"text":"bir Oldboy olmasa da özgün senaryosu ve yönetmeni ile ödülleri hak ettiğini düşünüyorum.","label":7} {"text":"bence iyiydi. aradan onca zaman gectiği icin tabiki aynı etkıyı vermez. ama cok ince detaylar ve konuşmalar vardı. sadece keanu için bile izlenir.","label":7} {"text":"temiz bir klasik. izledikten sonra, kendi gibi iyisinden siyah beyaz eski hollywood filmleri izlemeye teşvik eder.","label":7} {"text":"fidel arkadasım yalandan ibaret filmler izleyecegine aç da kitap oku.Elizabeth kurtarılmak için bize yalvarmısıtr","label":3} {"text":"İlk film güzeldi...","label":2} {"text":"Beni gerim gerim germiş, şiddet sahneleri ve müzikleri harika olan bir film. Başlarda yine Amerika dünyayı kurtardı hikayesi izleyeceğiz diye düşünmüştüm ama sonlara doğru fazlasıyla şaşırttı ve beğenimi kazandı.","label":6} {"text":"Bence çok klişe ve saçma bir filmdi. Korkutmak için resmen kasmışlar kendilerini. Filmde çok sevdiğim iki dizi oyuncusu da filmi kurtaramdı ona yanarım. Tavsiye etmem...","label":4} {"text":"Ya tamam klise oldugunu bende kabul ediyorum ama o kadar da kotu bir film degil abartmayin abi. Her film oscarlik olucak diye birsey yok ki. Bn guzel bir 110 dakika gecerdim ve bu yeterli benim icin","label":7} {"text":"İnanılmaz bir \"şey\". İlişkiler, evlilik ve ebeveynlik... çok gerçek, çok sert bıçak gibi film olmuş. İzlediğim en iyi karakter çözümlemelerinden birine sahip. Seyircinin ne düşündüğü, ne hissettiği gram umrumda olmayıp, kafasındaki hikayeyi kendi bildiği gibi dosdoğru, basmakalıp denilecek davranışları bile acayip bir bakış açısıyla veren ey yönetmen, büyüksün!","label":8} {"text":"Bence woody allen severler tarafından yine beğenilecek bir film. Evet bir midnight in paris değil ama fena da değil.. Sanki 350 sayfalık bir kitabın 55 ve 200 sayfaları arasınıanlatan bir film. Görsellik ve oyunculukları oldukça beğendim. bazı replikler çok iyiydi, örneğin : no answer is an answer gibi :) cevap vermemek de bir cevaptır!","label":6} {"text":"Çok boş bir filmdi.","label":1} {"text":"film komediyi de dramı da izleyiciye iyi aktarıyor.pelin batu ve müjde ar performanslarıyla aklımda kalanlar.ha bi de gazanfer özcan...","label":5} {"text":"film harika görsel efectlerle donatılmış.filmin bazı sahneleri dramatik olsada bazı sahneleri ise korku ve dehşet verici.bu arada amerika yine propagandasını yapıyor.ama film güzeldi bidaha izlemeyi düşünüyorum.vcdde tabii","label":7} {"text":"Çok şeker bir film.Canım gerçekten dans etmek istedi.Danslar çok hoş ve Jessica Alba çok sevimli.","label":7} {"text":"Niye izledim bu filmi ben de bilmiyorum :) böyle kafa dağıtmalık biraz aksiyon hareket biraz Çin usulü fantastik bol dövüş olsun çerezlik niyetine izledim ama yine de Kahraman, Parlayan hançerler veya Altın çiçeğin lanetini tekrar izlesem daha iyi olurmuş. Yukarıda saydığım özellikleri barındırıyor olmasına rağmen hikayesi havada, karakterleri havada, diyaloglar piyes ayarında Çinlilerin hayal dünyasından çıkma bir film olmuş. Hiçbir beklenti içinde olmadan ayrıntılara takılmadan bu tarz Çin aksiyon filmlerini sevenler için ideal :)","label":5} {"text":"posterdeki hugh ve sundra nın yapmacıklığı ve bu filme ilgini olması beni hasta ediyor neyse güle güle","label":1} {"text":"filme verdıgınınz parayı full bozuk olarak karşınıza koyun tamam mı sonra oturun 1 saat 40 dakika boyunca bozuk paraları izleyin. en azından sıkılmazsınız","label":0} {"text":"Kesinlikle bir şeyler anlatıyordu ama ben anlamadım. Aslında anladım da anlamadım. Filmi bir kafa karışıklığı ile bitirdim. Çok hoş sahnelerde vardı. Çekim ve görsellik çok iyiydi.","label":7} {"text":"tüm zamanların en iyi final sahnesini çekmiş Billy Wilder desem abartmış olmam hani, çok avamca olacak belki ama filmin son 5 dakikasında \"oha falan\" oldum deyip ağzını kapamayı da unutacaksınız, öylesine enfes bir film.","label":9} {"text":"Üzerine çok konuşulmaya değmeyecek kadar sığ bir film bana göre. Bir şeyler yapılmaya çalışılmış ama hiç bir şey izleyiciyi kendine bağlayamıyor. boşa zaman kaybı bir film sadece. Başka filmlere şans verin bence.","label":2} {"text":"Filmde kendinizle ilgili bir şeyler bulmanız, bazı anılarınıza geri dönüp filmdekilerle benzer sorular sormanızçok olası. Muhteşem bir filmdi diyemem ancak beklentimin üstündeydi.","label":5} {"text":"Çok amatörce...","label":1} {"text":"Filmi daha vizyona girmeden bir sekilde bulup izledim . Bana kalirsa sempatik bir film . Çok büyük birsey beklememek lazim ama film sicak ve sefkatli . Mlodram olmadan yasanan bir heyecan var , ama Die Hard hayrani sevgiliniz yerine kiz arkadaslarinizla izlemelisiniz","label":5} {"text":"loach ispanya iç savaşı için, ''yaşadığımız yüzyılda, halkın bu gezegenin gerçek sahibi olabilmesi için birkaç büyük fırsat çıkmıştı, bu da onlardan biriydi'' der ve yaşananları bir trajedi olarak nitelendirir. Film İspanya iç savaşı'nın etrafında dolaşarak Stalin'in dikta rejime parmak basmıştır ve iyi de etmiştir. İdeolojik çelişkileri vedevletin, bir baska devletin yardimiyla çıkar ilişkilerini nasil yürüttüğünü ve bu kirli ilişkilere karsi dururken harcananları net bir dille anlatmaktadır ayrıca filmin duygusal sosu da yerindedir. Avrupa'nın ise Faşizm karşısındaki suskunluğu eleştirilmektedir ki filmin Yugoslavya'nın parçalanıp, Bosna kanlar içindeyken Avrupa'nın yine seyrini bozmayıp kılını kıpırdatmadığı bir döneme denk gelmesi oldukça önemli ve manidardır. Filmin mutlaka ki eksiklikleri vardır fakat izlenesidir, izlenmelidir.","label":7} {"text":"Netflix siparişi, çerezlik aksiyon filmi. Sürükleyici bir temposu olsa da vasat üstü bir \"ürün\" çıkmamış ortaya.","label":5} {"text":"Korku filmiyle alakası olmayan bir film, tamamen komedi, ne olduğu anlamsız gelen sahneler sürekli bağırismalar, traji komik türk sahneleri, bir siccin yada dabbe tadı alamazsınız hatta alakası bile yok.","label":0} {"text":"Bir çocuğun dünyası ve hayata bakış açısı çok iyi gözlemlenmiş ve aktarılmış. Çocukların problemlerini yada eksik olduğu bir konuda yardımcı olmak yerine kolayca göz ardı etmemenin gerektiği, empati kurarak problemin asıl nedenini araştırmanın daha etkili olduğu anlatıyor. Genelde zaten bu tarz derslerinde kötü, ilgisiz, konuşmayı bile beceremeyen çocuklar büyüdüklerinde çok iyi yerlere geliyorlar bunun en büyük örneği Albert Einstein. Okullarda sadece öğretimin değil eğitimin de onun kadar etkili olduğu gerçeğini bir kez daha kanıtlayan bir film olmuş. Emeği geçen herkezin eline yüreğine sağlık.","label":9} {"text":"gercekten güzel ve eglenceli bir film.Özellikle Bosson'ın ünlü sarkısı one in a million esliginde kızların dans ettigi bölüm süper!!!Gülmek ve eglenmek icin ben izleyin derim:)","label":7} {"text":"çiflterin hepsi arızalı :))) eğlenceli bi film. 10/5","label":4} {"text":"Dalga geçtiklerinden çok daha gerçekçi olan, zaman zaman gülümseten film. 10/5,5","label":5} {"text":"hissedememenize imkan yok, zira duygu ancak bu kadar basarili ve dogal aktarilabilirdi.","label":7} {"text":"Gaile, iyileşebileceğine inanmadığı kanser hastalığı nedeniyle ötanazi isteyen babasının ölümüyle birlikte, duygulanma yetisinin de öldüğünü fark eder. Kız kardeşinin dünyayı umursamaz, sorumsuz tavrı da onu olumsuz etkileyecektir. Ta ki mesleki bir konferansta, içinde kendisinin de yer aldığı yanlış içerikli bir video sunumunda perdede kendini görüp zor durumda kalıncaya dek. Bu keşif, bedellerini ödemek kaydıyla; kıskanma, eğlenme, adrenalin, korku, üzüntü, pişmanlık, tatmin, korku, dehşet, cezalandırma, intikam gibi duygularını yeniden yaşayabilmesini sağlayacaktır. O artık bir duygu koleksiyoncusudur... Çocukluğunda babasıyla oynadığı kart çekme oyununun hep kaybedeni olan Gaile hayat ile oynadığı kumarı da kaybedecek midir? Hiç te akılcı olmayan senaryosuna karşın farklı anlatım ve oyunculuğuyla dikkat çekici bir film...","label":6} {"text":"Gerçekten çok iyi bir film , hiçbir sey olmuyor ama yine de sikilmiyorsunuz.","label":7} {"text":"James Gandolfini'nin son filmi... Aslında sadece bu bile filmi izlemek için sebep ama böyle söylemek gerçekten haksızlık olur. Zira Tony Soprano rolüyle korkutucu bir mafya babasını oynayan Gandolfini, bu filmde iç ısıtan gülümsemesiyle hayatın içinden, son derece doğal; adeta mahalledeki güzel abimiz... Film, sıkmadan ve klişelere bulaşmadan hikayesini anlatıyor. İzleyip de iç geçirip uzaklara bakarak düşünmemek mümkün değil; sımsıcak...","label":7} {"text":"Sıfırdan bir müzikal yaratmak çok zordur ama başardılar. Verilen umutlu mesaj ve yazılan şarkılar o kadar güzel, neşeli ve mutlu ki. Harika olmuş hele ki Rewrite the Stars şarkısı ve sahneleri görülmeye değer. Müzikal filmleri seviyorsanız, seyredin. Mamma Mia kadar kaliteli bir müzikal yaratmışlar.","label":9} {"text":"evet arkadaşların dediği gibi mantıksızlıklar çok ama aksiyonu gayet iyi bir film...Özellikle orta çağ hayatı yaşamaları ve elemanların hepsinin 'punk'cı takılması ilginç:)","label":8} {"text":"Çocuk kafası ve beraberindeki mantıksız ama mantıklı tepkiler ve doğurduğu kaçışlar.. Yapmacık ebeveyn karakterleri ve gereksiz yanroller.. aslında sadece 4 kişi ile çekilebilirmişcesine sıradan konu geçişleri.. ancak güzel görsellik ve çocuk mantalitesine güzel iniş ve aktarım filmi güzel kılıyor. Zaman kaybı değildir.","label":7} {"text":"Öncelikle bence bu film okurlarımız tarafından biraz ağır eleştirilmiş gibime geliyor belirtmek isterim. Martinez ve Lane nin oyunclukları gerçekten çok iyi, hikayede bence farklı olan: -Bildiğimiz hikayelerde adam/kadın eşiyle ilgilenmez vs. ama burda o yok Kesinlikle eş gerektiği ilgiyi gösteriyor ve sonuna kadar da hanımına bişey belli etmiyor -Ben açıkçası Lane in rolünü daha zevk düşkünü bir kadın olarak bekliyordum ama açıkçası Lane in karakteri pişmanlığı bariz olarak yaşıyor, acı çekiyor.. Tipik klişe filmlerde aldatan adeta haz alır Filmin bence tek ve en önemli handikapı sonu; yani daha iyi ve vurucu bir son yapılabilirdi. Bence mutlaka izleyin, en azından çekilen acı ve pişmanlık ne derece yansıtılmış olursa olsun görün. 8,4/10 Dipnot: Özellikle Lane in hediye yi açtığında farkettiği not ve Gere in o andaki bakışları bitirdi beni","label":7} {"text":"tek kelimeyle muhteşem. savaş pilotu olan chris burnett ve stackhouse devriye uçuşu sırasında sırpların kampı üzerinden geçerler. bunun üzerine sırp askerler harekete geçer ve uçağı düşürürler. çünkü pilotların görmesini istemedikleri bazı şeyler vardır. düşen uçaktaki pilotlar paraşütle bosnada bilmedikleri topraklara inerler. artık sırp askerlerinden kaçıp hayatta kalmak için mücadele edeceklerdir. izlediğim en iyi savaş filmi diyebilirim. konu içeriklidir","label":6} {"text":"Merakla beklediğim film vizyona girince gitmemek olmaz tabi hemde 3D ile izlemenin keyfi de başka oldu. Esprili aksiyonu ve konu işleyişi ile beğenimi kazandı doğrusu bu yüzden düşünüyorsanız kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler olsun.","label":9} {"text":"Vay arkadaş hayatımdaki izlediğim en kötü film yazık veriğim 14 liraya kim hangi akla hizmet bunu yayınlamış yazık","label":1} {"text":"Siyah Giyen Adamlar “Men in Black III” serinin veda filmi. Bol bol gönderme yapan ve ince espriler barındıran MiB III, sevenleri için sıcak bir son gülümsemeyi hak ediyor. Ben sıkılmadan izledim, tavsiye ederim.","label":6} {"text":"İzlemeyin izlettirmeyin....","label":2} {"text":"a- Abi geçenlerde bi film izledim süperdi belki izlememişsindir v for vendetta, mutlaka izlemen görmen lazım, ben böyle süper replikler görmedim. b- hadi ya ne anlatıyo yani film? replikler güzel dediğine göre var bişiler? a- Abi işde böyle intikam alıyo adam anla işde yani. b- hıı tamam hadi sen biraz dolaş.","label":0} {"text":"ya filmin ismi bile çalıntı yaa olmaz böle birşey","label":0} {"text":"bir dönem filmi 1940 lar ingilteresi.. Yazar bir kadın.. Konunun anlasilmazı zor..yada biraz karışık izlenmiş.. Kişiler kimdir havada kalıyor… olmamış bence","label":2} {"text":"dördüncü çocuğunu dünyaya getirdikten sonra psikolojik dengesini iyice yitirence tamamen bir şizofrene dönüşen bir annenin evde estirdiği terörü konu alan güzel bir gerilim psikoloji filmiydi. kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum. pişman olmazsınız. ve küçük bir not:film gerçek olaydan alınmıştır","label":6} {"text":"yahu gayet sıradan bir film, yönetmenini seviyorsunuz diye baş tacı yapıvermeyin hemen, tamam piyano ve duş orgazmı sahnesi çok güzel olmuş müzikler falan güzel ama senaryo havada. bir kere kızın amcası neden kıza habire mektup yollluyor bileniniz var mı? kız doğar doğmaz kendisi gibi mi olacağını düşünmüş ki kız tahrik edici bulduğundan öldürmekten hoşlanıyor, amcası ise sıradan bir sebep olan kıskançlıktan. ne alaka şimdi bunlar... film boyunca seyirciyi karşılığını veremeyeceğin o kadar beklentiye sok sonra küt diye filmi bitir. efsane finali varmışmış, hadi canım sende. 6/10 not 1: biz kore yönetmenlerini sizden öğrenecek değiliz. not 2: sinema eleştirmenliğini en iyi biz yaparız. :)","label":5} {"text":"Birden fazla hayatı ele alıp onları tek bir sahnede birleştiren ve günümüz teknolojisi, sanal alem programlarının aile hayatımıza ne kadar olumsuz yönde etkilediğini keskin mesajlarla izlettiren bir film olmuş... Bu filmden hemen sonra Adanada bir benzeri olmuş ve sosyal medyada pek gündeme gelmemişti... Ne yazık ki şu anda çağımızın karanlık yüzüdür internet ve bunu en iyi anlatan filmlerde biridir... Hala geç kalan varsa bu filme izlemeli...","label":7} {"text":"Savaş atmosferini yansıtmada, başarılı bir deniz macerası...","label":9} {"text":"Sovyetler Birliğinde birgün.... Sabahtan akşama kadar sosyalist bir ülkenin panoraması. Yönetmenin kendi sinema görüşüyle paralel ilerleyen ve gerçekliğin olduğu gibi yansıtıldığı bir film. Hiçbir oyunculuk ya da senaryo olmadan gerçeğin salt bir gözle gösterildiği ve yönetmenin kendi oluşturduğu Kino-Pravda kuramına örnek gösterilecek bir belgesel-sinema. Kurgu ile sinemanın ya da gerçeklik ile sanatın arasındaki ince bir çizgi. Sinema öğrencileri için de gerçekten ufuk açıcı.","label":8} {"text":"sade, abartısız, gerçekci bir anlatıma sahip, izlerken olan olayları yadırgamıyorsunuz sıkılmadan izlenebilecek güzel bir film olmuş.","label":7} {"text":"imdb'deki 7,9 luk puanıyla fazla abartıldığını düşünüyorum. filimn başındaki dövüş sahneleri ve merdivenden düşme sahnesi cüneyt arkın filmlerini aratmıyor.. filmin en dikkat çekici unusuru senaryosu.. onun haricinde izlerken zaman zaman sıkılabilirsiniz. 10/6,8..","label":6} {"text":"İğrenç bi film kesinlikle gelmeyin. Boş boş izletiyor ne güldürdü ne ağlattı. Hiç bi heyecan veya aksiyon yoktu.","label":1} {"text":"Johnny Depp'in senaryosunu okumadan gelen teklifi kabul ettiğini düşündüğüm, vasatın ötesine geçemeyen film. Sponsorlarının gözünüze sokulduğu film...","label":5} {"text":"Yani ne çok iğrenç ne çok güzel. Canınız sıkkınken açıp izleyebilceğiniz bir film oluvermiş. Çok komik değil fakat çok sıkıcı da deği. Gayet iyi bi şekilde ilerliyor ve güzelbi şekilde sonlanıyor. Hiç sıkılmadım, hoş güzel izleyin, bıy.","label":6} {"text":"YERİN 5220 METRE ALTINDA BAKTERİLERİN VÜCUT BULMUŞ HALİ. Film izleme kriterlerim arasında ımdb puanı yok ama bu film amerikalılar veya avrupalılar tarafından yapılsaydı muhtemelen ımdb puanı 6 ve üzeri olurdu. Rusya ve Amerikanın süper güç olma yarışında kimin kazandığının sağlamasını bu filmden de yapabiliriz Ruslar bu filmi 1970'li yıllarda çekebilseydi kuşkusuz süper güçtü ama 1979 yapımı bilimkurgu-korku filmi Alien'dan tam tamına 41 yıl sonra çekebildi. Amerikalıların eksen değişikliğine gittiğinin farkındayım marvel filmlerinden bahsediyorum onları da severek izliyorum hatta en sevdiğim karakter örümcek adam ama aynı zamanda korku filmi sever biri olarak şunu açıkça söyleyebilirim hollywood korku türünü çöpe atmaya karar vermiş gibi davranıyor. Super deep filmini izlerken bir an için kıskandım keşke biz veya hollywood yapsaydı dedim. Her şeye rağmen izlediğim için asla pişmanlık duymadığım filmlerdendi Superdeep.","label":5} {"text":"BERBAT BIR FILM Espiri anlayisi herkesime hitap etmiyor. Komedi olarak cok fazla bir zorlama var. Belli kisiler icin guzel olabilir. ama bu yorumu eger okuyorsan belliki zevkine onem veren birisin. Berbat bir film. its absolutely crap.","label":0} {"text":"Özgün başarılı ve eğlenceli bir DC filmi.","label":8} {"text":"Yemin ederim şiştim. Bilim kurgu sevmeme rağmen bu film için iyiye dair hiçbir yorum yapamayacağım. Ian McKellen ismi de beni fazlasıyla yanılttı. Kayda değecek hiçbir şey yok. Bu filmi izleyenin sonuna kadar dayanıp bitirmesi büyük başarı. Ama olmaz olsun öyle bir başarı. Size başarısızlık kalsın.","label":1} {"text":"Ustanın Klasiklerinden... Seyrederken tad alıyorsunuz..","label":7} {"text":"Hasta mı değil mi gerçek mi değil mi? Filmin başından itibaren bu soruların cevabını arıyorsunuz. Tam bir cevap verecekken film başka bir evre dönüşüyor ve o soruya hangi cevap verilirse verilsin anlamsız kalıyor. Bu döngü filmin sonuna kadar gidiyor. Kendini çocuğun problemini çözmeye adayan Dr. Crowe hiç beklemediği bir olayla karşılaşıyor. Özellikle son vurucu bitiş sahnesiyle tabiri caizse insanın tüylerini diken diken ediyor. Uzun zamandır izlemeyi ertelediğim için pişmanlık duydum. Keşke daha önce dedirtti bana.","label":8} {"text":"disko sahnesine dikkat! the chemical brothers - don't think","label":8} {"text":"1. filmi o kadar güzel ve komik ti ki 2.yi büyük umutla bekledim.ama hayal kırıklığına uğradım.zaten yönetmenin de 1. filmin altında kalacağı korkusu varmış.ama bence korktuğu başına gelmesine rağmen büyük gişe başarısına ulaşmış","label":4} {"text":"orijinal konulu türk kağıt toplayıcısı garibanın hikayesi… çok feci supriz sonlu türk filmi… en azından artık gına gelen saçma sapan komedi.. ve romantik komedilerden sonra süper gitti bu film","label":8} {"text":"Harika bi film. Kesinlikle çok komik! Kız filmi diye izlemeyen hemcinslerime sesleniyorum: Kaçırmayın!!!...","label":7} {"text":"öğretmenlerimizin başladığı yeri anlatan, çok anlamlı bir film. izlemek gerekli. tarih film olarak değerlendirilebilir.","label":9} {"text":"Filmde karakterler de güçlü bir şekilde vücut bulmuşken filmin tek zayıf yanı mizahıydı. Diyalogların İngilizce'den Türkçe'ye çevrildiğinin fazlasıyla hissedildiğini de işin içine katarsak, bunun da etkisi olduğunu düşünebiliriz. Sonuç olarak, animasyonun güzel örneklerinden olarak kabul edeceğimiz Uçaklar: Söndür ve Kurtar izlenilesi bir film. Hatta hikayesi ve maceracı tarafından o kadar etkilendim ki, uçak olup itfaiyecilik yapasım geldi.","label":5} {"text":"Gerçek anlamda eğlenceli olup kendisini hoş bir gülümseme eşliğinde izleten, kaliteli vakit geçirmek adına ideal olan film. Yol arkadaşlarını görüp tanımak gerekli, ben izleyin derim. 10/8!---spoiler---! hey you, out there on your own sitting naked by the phone, would you touch me? !---spoiler---!","label":7} {"text":"film özeti inceden spoiler içeriyor dikkat diyelim.. Robert De Niro'nun genç amotör olarak en iyi performans sergilediği filme aday olabilir.. ama en iyi performansı bu film OLAMAZ.. -çoğu filmde olduğu gibi bu filmde de müzik dehası olarak siyah adam kullanılmıştır- :)","label":6} {"text":"olaylar ağır gelişsede izlettiriyor kendini kendi adıma hiç sıkılmadım izlerken hatta keyif aldım pskolojik güzel bir film özellikle oyuncular iyi iş çıkarmış","label":9} {"text":"Amy Adams ın tatlı oyunculuğu, küçük ve eğlendirici detaylarla bezenmiş, keyif veren ve kendini izleten, içinde birçok duyguyu barındıran gayet güzel bir aile filmi, zevk aldım.8/10","label":7} {"text":"Koreografiler ve oyunculuklar ne kadar iyi olsa da, film kendini sevdiremeyince, her şey nafile...","label":4} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü film, film boyunca yerleri izledik ses kalitesi zaten aşırı kötü adam akıllı kurgu yok oyunculuk yok sanki dalga geçmek için yayınlamışlar , bedavayı geçtim üstüne para bile verilse izlenmiycek bi film","label":0} {"text":"parodi misali neyi anlatmaya çalıştınız acaba 135 dakika boyunca ve bir de kime?? sanırım hedef izleyici kitlesi olarak beyaz amerikalı gençleri, hedef mecra olarak da oscar'ı kendinize bellemişsiniz.. bayat ve beyaz, başka da söyleyecek bir şey yok.","label":8} {"text":"8 yaşımdayken bu filmin kedili versiyonu başıma gelmişti:( İzlerken çocukluk travmalarım depreşti. İnsanı Freudçu yapan filmlerden.","label":8} {"text":"Film güçlü kadın figürünü çok iyi resmetmiş bence. Aygül karakterinin mücadelesi, gelişmesi gerçekten başarılı yansıtılmış. Ayrıca Cemal de diğer erkek karakterlere oranla \"örnek\" bir duruş sergilese de onun da saçmaladığı anlar mevcut. Youtube'da en önemli sahnelerden biri kesilmiş ve bundan dolayı ilk kez birlikte olurlarken neden küstüklerini anlayamıyoruz. O sebeple siteden o sahneyi bulup mutlaka izleyin. Özetle dönemin ruhuna dokunan sahnelerle bezeli ve sürükleyici bir film. Bir zamanların iyisiyle kötüsüyle mahalle kültürünü ve ilişkilerini hatırlamak için izlenmeye değer diyorum.","label":7} {"text":"bilindik stallone filmlerinden bir farkı yok ama seksenlerin başından doksanların ortasına kadar sinemaya damgasını vurmuş aksiyon yıldızlarını bir arada görmek güzel.","label":2} {"text":"aşırı saçma konusuna rağmen ilk filmi fena sayılmaz ama geri kalan filmlerin tamamen çöp olduğu kanaatindeyim. Zamanında defalarca televizyonda verilmiş olması sayesinde izlemişliğim oldu.","label":4} {"text":"Bu filmin ilk gösterime girdiği zamandı. Sinamaya gitmiştim rastgele izlemeya karar verdim. Ama sonuç hayal kırıklığı. 2 seans ta çıktım. Film o kadar kötüydü ki 1 saat daha tahammül edemedim","label":7} {"text":"Yol Arkadaşım 1’in devam serisi. Bence gayet güzeldi, diğer filmlerde kullanılan bazı espriler kullanılmış. Olsun hiçbir film “para ve zaman kaybı” denilecek kadar kötü değildir. Çünkü emek vardır, o emeğe saygı göstermek gerekir. Adamların uçmalarını veya ışınlanmalarını mı bekliyorlardı 1-2 yıldız verenler?","label":7} {"text":"Filmin tarzı klasik film anlayışından farklı. Yani farklı skeçlerin bir araya gelmesinden oluşmuş diyebiliriz. Ama yine de böyle bir tarzın işlenmiş olması, filmi salt kötü bir film yapmaz. Açıkçası masal dinler gibi, keyifle izledim. Oyunculukların hepsi mükemmeldi. Olayların film sonunda bağlanması da iyi oldu. Zaman geçirmelik kaliteli bir film.","label":9} {"text":"aksiyon ve savasin duraksamadan devam ettigi ve oyunculuk kalitesinin ust seviyede oldugu saglam bi film tabiki Bruce Willis herzamnki agirligini koymasiyla izlenilmesi gerektigini soyleyebilirim pisman olmazsiniz","label":7} {"text":"Korku içinde farklı senaryolarla başka korku hikayeleri var. Aslında oldukça geren ve korkutan sahneler var. Tavsiye ederim.","label":5} {"text":"Bu filmin PC oyunu vardı Die Hard: Nakatomi Plaza diye. Çocukken oynamıştım, hayal meyal hatırlıyorum. İnternetten araştırdığım kadarıyla 2000 öncesi de oyunları yapılmış. Oyunu 2004-2005 gibi oynamış olsam, filmini yaklaşık 15 yıl sonra izlemiş bulunmaktayım. İyi bir Aksiyon-Gerilim filmi, keyifle izleyin..","label":6} {"text":"Tatum'u böyle bir rolde kabullenmek kolay olmadı ama işinin hakkını vermiş.Finalin daha etkileyici olmasını bekliyordum.Onun dışında gayet duygusal,hoş bir film...7/10","label":6} {"text":"Biraz mantık hataları ve biraz yapmacık oyunculuk dışında, süper bir film! Cezaevindeki o doğal ortamı pek iyi yansıtmamışlar bence. Mesela içeride sigara içen biri bile yok. Ama bunu müzikleri ile biraz kapatabilmişler. Müzikler o havayı verebiliyordu. Sıkılmadan izleyebilirsiniz. 7/10","label":6} {"text":"çok eğlenceli çok neşeli...merly streep olağanüstü!!!","label":7} {"text":"İzlerken hiç sıkılmadım.Çok akıcı bir filmdi bana göre.","label":7} {"text":"Kötü bir film beklerken iyi bir film çıktı.Rollerde de büyük başarı var.","label":7} {"text":"Tam anlamıyla hayattan ve samimiyetten uzak bir film. Toplumsal mesaj vereyim derken ortaya kardeşlik duygularının samimiyetini dahi alamadığımız,ama ''kadın dayanışması(?)'' içinde olan beş kızkardeşin hikayesi anlatılmış.... Fakat yönetmenimiz kendi ülkesinden o kadar uzak ki kızlar ya mini şortlarla dolaşıyor ya da ortaçağ rahibe kıyafetleriyele.","label":0} {"text":"Zamanına göre fazla iyi, sessiz film olsada oyunculuklarda hiç sıradan değil.","label":6} {"text":"aızalı olan çiftler değil bence film!!!","label":4} {"text":"Güzel filmdi ama gereğinden fazla uzun ve ağır işliyordu. Beni biraz sıktı.","label":6} {"text":"Diyalog niyetine bolca özlü söz. 2 ana karakter ve küçük rollerde bir kaç tanıdık sima, deniz görüntüsü üzerine yazı yazmalı, hiçbir yere varmayan, boş bir yapım.","label":3} {"text":"Filmi ‘un ön gösterim daveti ile izledik. Uzaydaki heyecanlı seyahatine 1966 yılında bir TV dizisi olarak başlayan Star Trek (Uzay Yolu) ve Atılgan, yüzlerce kez roman, video oyunu, hikâye 6 TV dizisi ve 12 filmden sonra 13. sinema filmiyle beyaz perdeye geldi. Hem de ne gelmek! Bir çok film sitesinin 8 ve üzeri notlar verdiği Bilinmeze Doğru: Star Trek’i mutlaka izleyin.","label":9} {"text":"oyunculuk harika. farklı bir deneme olmuş. ben beğendim. onur ünlü yine konuşturmuş türkiyeye fazla olan yaratıcılığını","label":9} {"text":"Filmi beğenenler dalga mı geçiyo. Film yarım bırakmayı sevmediğim için sonuna kadar izledim. Lock Stock.... ve Snatch filmleri ile tek benzerliği parçalı kurgu olması. Bu filmlere benzetildiği için hiç düşünmeden açtım ama ne alakası var ya. yanlış yönlendirmeyin lütfen.","label":1} {"text":"böyle filmleri kaçırmamak lazım bence. önümüzdeki günlerde izleyip değerli yorumlarımı siz değerli okuyucularla paylaşacağım.","label":4} {"text":"Film gerçek anlamda bir sürü karışık terim ve ifadelerle dolu. Konuyu anlamadan filme dalmak hiçbir şey anlamamanıza yol açabilir. Bu yüzden bir yerden bulduğum bilgileri kendi çapımda özetleyerek ve bizim seviyemize indirerek size açıklamaya çalışacağım. Filmi izlemeden önce okursanız yararınıza olabilir... Ev almak isteyen kişiler mortgage acentasına gidiyor. Onlarda bu kişileri bir banka ile buluşturuyor. Acenta parayı cukkalıyor. Ailede ev sahibi oluyor. Krediyi veren banka da, başka bir yatırım bankasına mortgage'leri satıyor. Böyle, böyle yatırım bankası bir sürü mortgage satın alıyor. Evi alan kişiler de bunlara her ay taksidini yatırıyor. Bu gelen paraları yatırım bankası üç dilime ayırıyor. Güvenli, iyi ve riskli. Daha sonra yatırım bankası, güvenli dilimi sadece güvenli yatırım amaçlayan yatırımcılara, ortadaki dilimi diğer bankalara, en alt dilimi de risk arayanlara iteliyor. Yatırım bankası bu sayede paraları götürüyor. Bu şekilde herkes parayı götürmektedir. Yalnız artık motgage alacak seviyede kimse kalmamıştır. Bu yüzden artık riskli kategoridekilere, parayı ödeyemeyeceklere bile mortgage vermeye başlarlar. Ne de olsa evi alan parayı ödeyemezse ev bankaya kalacaktır. Bu şekilde herkes kazanmaya devam eder. (Çok büyük bir ihmal var tabi burada.) Ta ki evi alanlar parayı ödeyememeye başlayana kadar. Bundan sonra evler teker teker boşa çıkmaya başlar. Taksitleri ödeyenler azınlıkta kalır. Ve daha sonra yatırım bankalarının elinde bir sürü boş ev dolar. Bunları yatırımcılara satmak ister. Ama onlar da aptal değil tabi almazlar. Çünkü yatırımcıların elinde de bir sürü mortgage vardır ama onlarda ellerindeki bu bombalarla ne yapacağını bilemez. Ve yine mortgage veren bankalarda ellerindekileri çıkarmak isterler ama onlarda hiçbir şey yapamazlar. Mortgage alan yok. Evler boşta. Bundan sonra kriz patlak verir. Ve bütün hepsi iflas bayrağını çeker. Onu da al, bunu da al, biraz şundan biraz bundan, evimiz yok olsun sıkıntı değil mortgage var. 15 yılda 20 yılda ödersin ne olacak. Kira öder gibi, herkes alıyor, sende al. Hayatını yaşa. taksit taksit ödersin, zaten çok bir şey de değil. Böyle böyle insanlar, hayatlarının çok büyük bir kısmını bir yere bağlıyorlar. Geleceğin ne getireceğini bilmeden 20 yıl sonrasına yatırım yapıyorlar. Ufak görünen ücretler, aldatıyor ve çok çok uzun bir yükümlülüğün altına giriyorlar. Filmde de bu krizi önceden fark eden yatırımcıların, ya herru ya merru demesiyle bu kargaşaya dalışını anlatıyor. Dediğim gibi film bir sürü terimlerle dolu. Aslında buna çözüm bulmak için yönetmen farklı taktikler ve farklı girişimlerde bulunmuş ama yine de tam olarak olayı kavrayamıyorsunuz. Filmin çoğu kısmı konuşma havasında geçiyor. Size bir hikaye anlatır gibi. Sizi karşısına alıyor ve sizinle konuşuyor. Bu açıklama kısımlarında farklı bir kaç sanatçı geliyor ve olayı size anlatmaya çalışıyorlar. Onun dışında bu 4. duvarın yıkılması denen olay gerçekten çok başarılı olmuş. Sizi olayın içine dahil ediyor ve birebir size anlatıyor. Filmin müthiş bir oyuncu kadrosu var yalnız bu kadro öyle her an sizinle olmuyor. Üç farklı bölümde geçiyor. Ve bunlar birbirlerinden bağımsız. Bir Ryan Gosling'in olduğu tayfa var ve burada özellikle Steve Carell müthiş oynamış. Orada ağır öne çıkan o olmuş. Bir Brad Pitt'li tayfa var. Bana göre en zayıf kısımlar onların tarafı oldu. Çok geride kalmışlar. Pitt de az rol almış zaten. ve son olarak Christian Bale tayfası. Aslında oraya tayfa demek yanlış olur. Çünkü Bale tek başına götürüyor adeta. Harika bir oyunculuk çıkarmış. Rahat, kendinden emin, müzik delisi bir karakterle karşımıza çıkıyor. Bu sene Oscar'a 2 dal ve üzerinde aday olan filmlerin hepsini izlemiş oldum. En iyi filme aday olanlar arasında da bu sonuncusuydu. Şöyle söyleyebilirim. Zayıf halka film değil. Benim görüşüm bu gece Spotlight'a gidecek ödül. Ama bu filminde en az The Revenant ve Mad Max kadar şansı var. Bale'in yardımcı oyuncu dalında acayip rakipleri var. O yüzden hiç şansı olduğunu düşünmüyorum. En iyi uyarlama senaryo çok büyük ihtimalle bu filme gidecek. Onun dışında belki bir de kurgu da alabilir. Ama zannetmiyorum. Tek Oscar'la dönecektir bu film. Farklı çekim teknikleri, farklı anlatımıyla başarılı bir yapım diyebilirim. İyi seyirler... 8.0/10","label":7} {"text":"özgürlük adına yapılmış çok güsel bir filmdi. steve mcqueenin oyunculuğu gerçekten çok iyi.. filmi izlerken prison break dizisi aklıma geldi nedense bu filmden etkilendikleri sahneler var:)","label":9} {"text":"İran sinemasından güzel işler","label":7} {"text":"Fanlarını tatmin edemeyen ama nispeten başarılı olan bir yeniden çevrim.","label":5} {"text":"iki enbesil bir fareyi nasıl yakalayamazın öyküsü, sinir olmak için birebir bir film. bunun yerine aşçı fare filmini tekrar tekrar izlerim daha iyi.","label":4} {"text":"Çok başarısız olduğunu düşündüğüm bir nevi absürt-komedi. Dönem gençliğinin sokak ağzına hitap eden dialoglarla süren bir yapıya sahip. Gelecekten kendilerini öldürüp yerlerine geçmesi ve dünya düzeninin değiştirmeleri planlanan bill ve ted isimli robotlar geçmişe gönderilir. Neticede başarılı olurlar ve gerçeklerini öldürürler Ruh aleminde olayı toparlamaya çalışırken olaylar devam eder. Film geçmişe yolculuktan tutun bir çok din olgusuna kadar çeşitli konularla alay ederek ilerlemekte. Fakat ne oyunculuklar ne de filmin işlemiş olduğu komedi kültürü beni sarmadı.","label":1} {"text":"Matthew McConaughey beğendiğim sanatçılardan, çok ta iyi oynamış. Film sürükleyici, klasik avukat filmi gibi başlıyor ama enteresan hale bürünüyor diyebilirim. İlk yarı biraz konular dağalır gibi oldu ama ikinci yarı film kendini toparladı. Süper diyemeyeceğim kaliteli bir yapım, ben beğendim. IMDb 7.3 vermiş benim notum 10/07 keyifli seyirler.","label":6} {"text":"2008 yapımı çok güzel.","label":4} {"text":"Ortaya Karışık. Tom ve bilim kurgu. Bu adam dünyayı kurtarmayı seviyor gerçekten. Filmin 8 puanlık bir film olduğunu sanmıyorum. 7.5 puanlık bir yapım belki olabilir. Başlardaki aksiyonla keyifli bir hale dönüşse de sonlara doğru beklenilen aksiyon artışına şahit olamıyoruz. Bu yönüyle film eleştirilebilir. Keşke konusunu bilmeden izlesek. Bunu söylüyorum, çünkü konusunu bilmeden başlasaydık bu filme, film daha heyecanlı gelebilirdi. Genel anlamda iyi yapım böyle konuştuğum için filmi kötülediğimi falan düşünmeyin. 7.5 puan zaten iyi bir film olduğunu gösterir benim açımdan. Emily Blunt ve Tom iyi yakışmış filme. Bilim kurguya doymak isteyen izleyebilir. Son olarak beklediğim efekt bolluğu pek yoktu. Bunu bilerek de izleyin derin. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Saçma ve anlamsız espiriler boş bir konu uyumsuz oyuncular tüm olumsuzluklara rağmen devam eden bir film...","label":1} {"text":"oyunculuklar kesinlikle çok kötü emin olun ki o ufak dünyalar tatlısı bebek bile daha iyi oyunculuk sergilemiş. Senaryo basit sadece Muğla'nın muhteşem tabii güzelliklerini görebildiğim için 3/10","label":2} {"text":"Kolera mahallesindeki yaşam; tüm çıplaklığıyla ve acımasızlığıyla ele alınmış.Eski olmasına rağmen yeni izledim ama etkilenmemek mümkün değil;gerçekten ne yaparsanız yapın olacakların önüne geçemiyorsunuz aslında hep kötülerde kazanmıyor ama iyilerin kaybettiği bir dünyada yaşadığımız için genelde,filmde bize yabancı gelmiyor ve tabiki oyunculuklar mükemmel seviyesinde bize de izlemek kalıyor.","label":7} {"text":"iyi oyunculuk, iyi senaryo, yerli yerinde süper bir film.içimizi burksa da güzel film","label":8} {"text":"Emin Alper son yılların en iyi yönetmenlerinden biri. Daha önce Kızkardeşler filmini çok beğenmiştim. Filmin başlangıcı ve finali çarpıcı. Çekimleriyle ve temasıyla muhteşem bir film. Oyuncular da çok başarılı. Eğer sadece eğlenmek için film izliyorsanız size hitap etmez.","label":9} {"text":"Dinler insanlığın başına gelmiş en büyük felakettir...","label":7} {"text":"Her ne kadar bu tür filmleri sevmesem de fragmanında Broken Bells-October müziğini duymam filme bi şans verip gitmem gerektiğini düşünmeme yetti.","label":7} {"text":"Dönmesin.","label":0} {"text":"zorlama mı olmuş ne? o tartışılır ama aksiyon dozu çok yüksek bir film olmuş. kesinlikle seri yi takip edenler izlemeli yoksam bir taraflar eksik kalır benden sölemesi.","label":6} {"text":"Yorumlara bakıp az daha izlemiyordum. İyiki izlemisim . Filmi kotuleyenler sonu saçma diyenler daha ne bekliyor anlamadım. Bence güzel izlemesi keyifli bı film. Ve sonu da gayet iyi bitti.","label":9} {"text":"Jackie Chan'in hem oyunculukta hem yüz hatlarındaki olgunlaşma ve ağırlaşmayı ciddi anlamda farkettiğim film. O eski hareketli Jackie Chan gitmiş yerine senaryonunda etkisiyle aksiyon sahneler daha oturaklı, hareketleri yaşı itibariyle aslında üst düzey olmasına rağmen eski filmlerine göre daha az ve kısıtlı bir Jackie Chan gelmiş. Bir tarafta kızının intikamını almaya kararlı bir baba bir tarafta kendi siyasi çıkarları için herşeyi göze alan politikacılar. Çok kaliteli bir senaryosu olmaması sebebiyle beklentiyi yüksek tutulmadan izlenebilecek bir yapım. Sadece aksiyonu bana biraz düşük geldi. Yinede bu adamı izlemek keyif veriyor.","label":6} {"text":"Semavi dinlere farklı bir bakış açısı sunuyorsa benim için izlemeye değerdir ama bu film daha fazlası. Tek bir mekanda geçen ve izledikten sonra üzerine konuşulacak bir şeyler bırakan bir yapım.","label":8} {"text":"&Geçmişten gelen bir intikam hikayesinin anlatıldığı& senaryosu, Josh Stolberg ve Peter Goldfinger tarafından yazılan Spiral: From the Book of Saw&, aynen Saw II - III - IV&de olduğu gibi yine Darren Lynn Bousman'ın yönetmen koltuğunda oturduğu serinin tamamında, kurguya derinlik kazandıran müziklerini de Charlie Clouser'ın bestelediği dokuzuncu film olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 20 milyon dolarlık bir bütçe ile çekimlerine, 8 Temmuz 2019 tarihinde Toronto'da başlanılmış olan filmimize biraz daha yakından bakalım... Film, Los Angeles'taki havai fişekli 4 Temmuz kutlamaları esnasında, sokaktaki bir kadının çantasını alenen çarpan bir kapkaççının (Chad Camilleri) peşinden indiği bir metro hattı tünelinde, tuzağa düşürülerek bayıltıldıktan sonra uyandığında, sadece ağzındaki dilinden veya tamamen sonlanacak tüm yaşamından birini seçmeye zorlanan Dedektif Marv 'Boz' Boswick'in (Dan Petronijevic), gelmekte olan metronun altında kalarak öldürüldüğü dehşet verici sahneler ile start alır... Derken... Ertesi gün, hiç kimseye haber vermeden kendi kafasına göre bir uyuşturucu baskını düzenleyerek, bulduğu uyuşturucu ve uyuşturucu paralarına el koyan, eşi Lisa'dan (Genelle Williams) boşanma aşamasındaki Dedektif Ezekiel Zeke Banks (Chris Rock) cezalandırılarak, karakol amiri Yüzbaşı Angie Garza (Marisol Nichols) tarafından (&The Handmaid's Tale 2017 - 2021 isimli fenomen TV dizisinin Nick Blaine karakteri olarak parlayan Max Minghella'nın başarıyla canlandırdığı) yeni polis akademisi mezunu çaylak dedektiflerden William Schenk ile ortak olarak beraber çalışmak ve onu adım adım eğitmekle de görevlendirilir... İkilinin ilk işleri de, metronun altında parçalanarak tanınmaz hale gelmiş olan Dedektif Boz'un kimliğini teşhis etmek olacaktır... Bu çok zormuş gibi görünse de, bizzat Zeke'e bir flash bellek gönderen katilin kendisi, polisi yönlendirecek ve böylelikle de teşhis işlemi kolaylıkla tamamlanacaktır... Sıra, büyük bir soğuk kanlılıkla bu cinayeti işleyen ve polisçe Jigsaw taklidi olduğu düşünülen katilin bulunmasına gelmiştir... Vakanın başına getirilen Zeke'in ilk icraatı, ortağı William'ı da yanına alarak, Boz'ın dul kalan kederli karısı Kara'yı (Zoie Palmer) ziyarete giderek hem bilgi hem de incelemek üzere Boz'ın bilgisayar vs. gibi kişisel eşyalarını almaktır... Elbette sokak kameralarındaki görüntü kayıtları da incelenir... Ancak ne yazık ki, olayın geçtiği bölgedeki iki önemli kamera, bilinçli bir biçimde önceden kırılarak devre dışı bırakılmıştır... Neyse ki, bir mağazanın kamerasından Dedektif Fitch (Richard Zeppieri), Boz'ın Benny Wrights (Chad Camilleri) adındaki bir hırsızın peşinden koşturarak metro hattına indiğini tespit eder ama bu bilgiyi, yanındaki Dedektif Kraus'u da (Edie Inksetter) sıkı sıkıya tembihlemek suretiyle Zeke'den gizli tutarak günün kahramanı olmak adına Benny'nin peşine, tek başına kendisi düşer... Fakat aslında, farkında olmadan yeni Jigsaw'un tuzağına düşen ikinci polis olmak üzeredir... Ve tabii bir tür, polis teşkilatı içindeki çürük elmaları temizleme harekatına dönüşen bu olaya ilişkin detaylar da, yine aynı seri polis katilinin tuttuğu bir kurye aracılığı ile doğrudan Zeke'e gönderilir... Bu arada dakikalar 40'ı gösterirken, Kraus'un öldürüldüğü gece Zeke ile emekli polis amirlerinden babası Marcus (Samuel L. Jackson) arasındaki, yalnızca Toronto ve Los Angeles'ta hizmet veren butik İtalyan restoranı Terroni'den gelen paket yemek servisinin içinden çıkanları birlikte afiyetle yerken yapacakları, bütün bu yaşananları değerlendirme toplantısının, Marcus'un habersizce ortalıktan kaybolması neticesinde gerçekleştirilememiş olduğunu da hatırlatmış olalım... Geride, kanın su gibi akmaya devam edeceği 53 dakikalık, tahmin edilmesinin asla mümkün olmadığı ters köşe sürprizlerle dolu olması nedeniyle muhtemel bir devam filmine de işaret eden, heyecanlı bir bölüm daha sizleri bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"korku ya da gerilim filmimiymiş. allah allah en neden göremedim acaba. neticeede kesinlikle başarısız bir film.","label":4} {"text":"bu filmi 2 kez izledim 2. de bile katilin hangisi olduguna karar veremedim kardeşim. Nası bir senaryodur bu ya çok iyi filmdir. Oturup şüphe duydurucak gericek bir film arıyorsanız buyrun size \"KIMLIK\"","label":8} {"text":"ölüler üzerinden prim yapmaktan vazgeçmiyoruz yine..gereksiz bi film yarıda kapadım","label":4} {"text":"Konu olarak çok başarılı diyebilirim tesis için.Çoğu tür filmden esinlenmeleri görmek mümkün eserin içinde.Hep aynı senaryoların ürediği bu yıllarda soluk almak için önereceğim bir film tesis.","label":5} {"text":"Filmi sinemada izlemeye hiç gerek yok. Ben filmi 3D izlemedim ve iyi ki izlememişim, sonundaki felaket araba sahnesi dışında hiçbir 3D özelliği olan sahne yoktu. Sonuçta R.I.P.D., Siyah Giymeyen Ölümsüz Polislerin Star Wars tabancaları ile CGI yaratıkları avladığı, sadece eğlence amaçlı izlenebilecek bir film. Filmin sonunda da R.I.P.D.’nin seriye dönüşeceğinin haberini alıyoruz. Düşük bir ihtimal de olsa biraz daha iyi filmlerle karşılaşmayı umuyorum. Filmin en iyi tarafı ise 90 dakikalık sıkmayan süresi. Kafa dağıtıp eğlenmek için izleyebilirsiniz –şu anda vizyondaki tek eğlenceli film.","label":4} {"text":"SİNEMA TARİHİNİN EN KORKUTUCU FİLMLERİNDEN BİR BAŞYAPIT Dario Argento ve Suspiria.. Korku sinemasının italyan ustası Dario Argento'nun, en önemli eseri.. Sinema tarihinin en korkutucu filmleri arasında gösterilebilecek, gerçek bir korku klasiği, Suspiria. Suspiria kuşkusuz, korku sineması dendiğinde ilk akla gelen yapıtlardan birisidir. Ondaki yaratılan atmosferin rahatsız edici karanlığı ve büründüğü renk kıvamı, seyirciyi her daim huzursuz ederek ve de müziğin iç gıcıklayan tonlaması da buna dahil edilerek, her an bir şey olacakmış hissini yaşatır izleyiciye. Yaratılan atmosfer, ışıklandırması, insanın boğazını düğüm düğüm eden müzikleriyle teknik açıdan kusursuzluğu. Ustanın, tam film yavaş tempoya geçiyor derken bir anda yaptığı hamlelerle, izleyiciyi bir an olsun diken üstünden indirmeyişi. Argento'nun her şeyi muhteşem bir şekilde korku ögesi olarak kullandığını görüyoruz ve gerçekten irkiliyoruz.. Müzik, görüntü ve kamera açılarının harikalığı daha başlangıçtan ışıklar rüzgar, yağmur, taksi şoförü, kırmızı bina, ormanlık alan, esrarengiz sözler, köpek, öğretmen, solucanlar, siyah kumaşlar, belirsiz sesler, karanlıkta gözler, yüksekteki binalar, şehir efsaneleri, belirsiz uyku basmaları, ölümler ve yine ölümler.. Ölümün rengi kırmızıydı ve korkunun yansımasıydı, gözlerdeki çaresiz bakışlar. Kötülük tüm ağırlığıyla uyuyordu mabedinin altında ve o mabet, genç bedenlere mezar oluyordu ardı sıra. Koridorlarda, tekin olmayan adımlar sayılıyordu belirli belirsiz ve ansızın susuveriyordu gök gürültüsünün eşliğinde. Renkli bir kabus gibi yaşatıyordu, ürkek bakışlar ve solgun yüzlerde korkuyu, Argento'nun insanın kanını donduran kızıllıktaki Suspiria sendromu.. Hava alanına ilk adımla başlıyordu iç titreten müzik. Huzursuz edici ve sinir bozucu bir ruha bürünüyordu adeta. Çıkışa yaklaştıkça yüzde beliren ifade, olacakların hissini sezdiriyordu izleyiciye. Ve şimdi yola koyulmuştu yağan yağmurun altında. Gittiği yer yaşatacaktı ona, yaşamadığı korkuyu ve gizemi hayatta. Birden ağaç gövdesinin ortasına, çakan şimşeğin ışığında, bir el ve tuttuğu bıçağın siması yansımakta. Bu, bale okuluna yaklaşıldıkça ölüme gidilen yolda, bize ilk işareti vermeyi amaçlamakta. Kapıda beliren bir kız gizli çiçeği haykırmakta. Bir başkası, bilmemesi ve görmemesi gerekenleri görmesinin dehşetiyle, gecenin karanlığında koşuyor ölümün kollarına. Korunaklı gördüğü bir binaya dalıyor ansızın. Ve şimdi pencerenin önünde duruyor, yaklaşıyor gözleri gecenin rüzgarına ve birden beliriveriyor bir çift göz, karanlığa inat diri ve keskin bakmakta. Çığlığa boğulan dudaktan bir süre sonra son nefeste, bedenine giren bıçakla birlikte ipin ucunda sallanmakta. Bu ölüme gidiş ve boşluğa düşüş öyle hızlı ve ansızın olmaktaki, kurbanı ve seyirciyi gafil avlanılmakta.Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Orada yatan kötülük içindekilere ölüm getirmektedir. Ve bu, Suzy'nin ürkekliğinde ve huzursuzluğunda kendini belli etmektedir. Zaman ilerledikçe garip olaylar etrafında belirmekte ve içine düşen şüphe tohumları Suzy'yi, gerçeğin peşinde gitmeye yöneltmektedir. Bu gerçek yüzyıl öncesinde düğümlenmekte ve cadılıkla iç içe geçmiş bir hikaye şekillenmektedir. Artık sona yaklaşıldıkça, kimsesiz koridorlarda takip edilmeye başlanılmıştır ayak sesleri. Ve duvarda mor çiçek resmi, gizli bir kapıyı açmıştır öyle sessiz ve gizemli. Ürkek adımlar ilerledikçe ve yaklaşıldıkça kara kraliçeye gözlerde donuk bakışlar ve kulaklarda keskin bir müzik eşlik etmektedir seyirciye. Şimdi karşısındadır korkunun ve onun siması, belirmiştir çakan şimşekte ansızın. Ve bitişiyle karanlığın, son bulmuştur korku, kapladığı yüreklerde ansızın. Dario Argento'nun bale okulunda yarattığı gotik betimleme ve gölgelerle ışığın birbirine farklı şekillerde kaynaşmasının filmde kullanılması, bunun yanında kamera kullanımındaki canlılık filmi, nefes alıp veren bir esere dönüştürüyor. Kırmızının ağırlıklı kullanımı ve ölümün anlık sunumundaki yansıtılan sadist anlatım, filmi etkin kılan unsurlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Tempo bazı yerlerde durağan seyretse de ve sonu biraz kısa kesilmiş yada aceleye getirilmiş hissi uyandırsa da Suspiria her zaman için gerek Argento'nun gerekse de korku türünün önemli ve sözü geçer bir yapıtlarından biri olarak yerini muhafaza edecektir.","label":8} {"text":"nuri bilge ceylan ın filmlerinde herşey doğal,sade,sıcak ve samimi. uzak türk sineması nda bir dönüm noktası bence.anlatım,çekim ve karakterler... iklimler i dört gözle bekliyorum.çünkü nuri bilge ceylan ın varolan tüm filmlerini izledim ve uzak tan sonra bu filmden beklentilerim hayli fazla. cannes te başarılar iklimler ve nui bilge ceylan!!!...","label":7} {"text":"izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=Lq1apxTurPU","label":7} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en keyifli filmlerden..Tavsiye ederim..Gerard Butler için bir parantez açmak gerekirse oynadığı her role yakışan ve hakkını veren biri gerçekten..8/10","label":7} {"text":"Mehmet Aslantuğ ve Arzum Onan saygı duyduğum, gerçekten takdir ettiğim 2 isim, fakat ne yazık ki, film benim için büyük hayal kırıklığı oldu. Acıklı bir hikaye fakat, seyirciyi - en azından beni- etkilemeyi başaramadı.","label":4} {"text":"Animasyon tekniği sayesinde çok farklı bir görselliğe sahip. Eski gibi duruyor ama kesinlikle kendine has. Hikayesi, göndermeleri gayet sağlam. O rengarenk dünya insanı sersemletiyor. O pastel renklerden başka filmi çok özel kılan bir unsur daha var: müzikleri. Olağanüstü, şaşırtan, hatta korkutan müziklerle bezeli her saniyesi. Soundtrack albümü baştan sona harika. Mutlaka deneyin.","label":7} {"text":"Izmirde neden gösterime girmediğini bu filmin biri bana açıklayabilir mi???","label":4} {"text":"Bence Gitmeyin Ben Gittim Dün Aksam Sadece Fragramdaki Kısımları Güzel Kalanı İyidegil . ama bu kişiden Kişiye degişir ben begenmedim iyi film Olmamış Bence","label":2} {"text":"film için şöyle bir klip var ki dinlemelere doyulmaz. http://www.youtube.com/watch?v=Sz8Ft434dW0","label":7} {"text":"Bana göre kimse 'ben sonun anlamıştım.' diyemez. tahmin edebilirsiniz, zaten önünüzde iki seçenek var. 'Filmin sonu şu şekilde bence' diyebilirsiniz, bence kelimesini dikkat çekmek istiyorum, ama son sahneye kadar kesinlikle emin olamazsınız. Film muhteşem kılan da bu durum zaten. Örnek vererek açıklamak gerekirse, niye gerek duyduğumu ben de bilmiyorum; havaya atılan paranın yazı mı tura mı geleceğini bilemezsiniz, sadece 'bence yazı' veya 'bence tura' diyebilirsiniz. ancak kesinlik belirtemezsiniz. bu film de aynı şekilde sizi yazı-tura arasında götürüp beyin jimnastiği yapmanızı sağlıyor.","label":8} {"text":"\"Çoğunluk\" filmindeki pasif agresif anlatım yerine, üretmeden tüketen insanları ve evlilik kurumunu daha sade ve gerçekçi bir anlatımla ele almış. Küçük kızın tablet bilgisayarıyla çektiği, kendi dünyalarını yaşayan insanların fotoğrafı... 75/100","label":7} {"text":"eğlenceli bir film eğer bel altı espirisi olmadan bir film izlemek istiyorsanız ve çarıklı milyoneri beğendiyseniz kaçırmayın derim...","label":6} {"text":"Bu filmde gelinin annesinin yaptığı normaldir. Hatta filmde yabancılaşmamış tek karakterdir. Cüretkar değildir. Canı jakuzi keyfi yapmak istemiştir. Hanfendi biraz kilolu onu yabancılaştırmaya çalışan asıl anormaldir.","label":8} {"text":"Sonu bağlanamamış.Başından da tahmin edilebiliyor zaten10/6 orta derecede bir film.","label":5} {"text":"'bügün ölsem naparsın anne' den sonra 'yarın ölürüm' repligi beni derinden yaraladı.. çok etkileyici bir filmdi. :,)","label":8} {"text":"Diğer supermanleri unutarak izledim ve müthiş keyif aldım. -Dünya çok büyük anne +Küçült o zaman","label":7} {"text":"Star Wars serisinin hepsini izlemiştim. Bu film sanki emektar oyunculara saygı duruşu gibi birşeydi. Han Solo, Prenses Leia ve Luke Skywalker. Fanatik değilim bu bakımdan eğlencesine odaklandım. Keyif veren bir filmdi. R2 D2 yu yeniden görmek güzeldi. Çok fazla ayrıntılara takılmadan izleyip eğlenmenize bakın derim....","label":7} {"text":"İİ bi senaryo ve güzel bi aksiyon Bruce Willis bu tip rolleri mükemmel oynuyor e çocuk da ona katılınca enfes bir macera sizi bekliyor!","label":8} {"text":"Bir festival filmi olmasına rağmen 119 dakikalık uzun bir süreye sahip. Fakat bu sürenin yarısında da filmin işlemek istediği konu anlatılabilirdi. Akıcı bir film değil. Bol bol boş vaktiniz varsa izleyebilirsiniz. Benim için iyi bir film değildi.","label":3} {"text":"Bir GoPro ile film çekilmiş ve korku ile alakası yok. +13 denilmiş ama bence 13 yaşa kadar izlemeli 13 yaş üstü bu filmden zevk alamaz.","label":1} {"text":"bence çok güzel bir film olmuş.kevin ve elizabet harika oynamışlar başrolde.bazı diyaloglar çok ilginç ve senaryo harika.ayrıca bilgisyar efectleri görsellik açısından harika.mutlaka izleyin.","label":8} {"text":"Radyo programı olarak ilgi çekici ,felsefi ve farklı olabilir fakat sinematik yönden tamamen anlamsız,boş ve konusuz bir film olmuş , olmamış. 10/4","label":3} {"text":"saçmalıklarla dolu ölüm sahneleri ve gereksiz bir devam filmi. birinci ve ikinci filmlerde olabilecek ölüm sahneleri vardı en azından. şimdi ise iğrençleşmek adına her saçmalığı düşünmüşler.","label":2} {"text":"oldukca vasat bir animasyon umdugumu bulamadim gercekten.","label":8} {"text":"bu yılın en dinamik filmlerinden.saçma hiç bir şey yok.hepsinin anlamı var.renk uyumu tonlaması harika.. film başlıyor ve bitiyor.10 numara.","label":9} {"text":"İki saati soluksuz izledim diyebilirim. \"Curtis\" in sanrılarından kurtulmak için sığınağa kaçmasını bir kaçış yolu olarak görmesini, yakın çevresinin ona destek yerine köstek olması ve oyunculuğun harikulade sergilenmesini gözüm kırpmadan izledim. Gerilim filmleri güzel yapılınca, iyi oynanınca hakikatten ekrana bağlıyor izleyeni, işte bu da öyle bir film.","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü sinema filmiydi. Uyumak için gidilebilir. Dram mı.... Filmin bitişinde bizde bırakığı boş suratlar gerçekten dramdı.","label":0} {"text":"Zaten bakıldığı zaman herkesin mükemmel diyeceği filmi kimse yapamaz,her zaman bir kulp takılır herneyse aksiyonu yüksek,hızlı seyreden,başarılı bir film...Yadırganan yeni bond Daniel pek hoşnut edememiş izleyiciyi onu anladım yorumlardan...Walla bir filmin 50 tane serisi olursa malesef ki aynı tadı yakalamak zor olcakdır.","label":8} {"text":"Çok berbat bir senaryo , berbat bir film. Harcadığınız paralara yazık!Niye ki bunu yaptınız,amacınız neydi ki?","label":1} {"text":"tam anlamıyla fiyasko kesinlikle ama kesinlikle zaman kaybı ellerine almışlar kamerayı 3 arkadaş ormana gitmişler yok surdan ses mi geldi yok burdan görüntü mü var falan filan yani cebimdeki parayla bu filmden daha iyi bir film yaparım.","label":0} {"text":"guzelmis vauuu cok guzel bi film hayran kaldim ……… bayildim ayol …………………………………………………………………………………………z[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":8} {"text":"Kötü bir film değil ama bütçesini düşününce tam bir fiyasko denebilir.Akıcılık yok,konu çok ağır ilerliyor ve sürükleyicilikten yoksun...10/6","label":5} {"text":"Beklentimin epey üzerinde çıktı. Gerilimi, oyunculukları, efektleri gayet başarılı daha ne olsun! Sırf Helen Hunt ve Philip Seymour için bile izlenir. Bunun yanı sıra korku-gerilim filmleri genellikle görünenin dışında bir alt metin sunarlar. Bu filmin de alt metni bence çocuk yapmaya çalışan bir çiftin hikayesini anlatıyor. Bill ve Jo çocukları olmadığı için ilişkilerinde sorun yaşayan bir çift belli ki. Bu anlamda ''Dorothy'' de bir çocuk projesi aynı zamanda. Film boyunca çift, Bill'in icat ettiği/ürettiği içinde yüzlerce verici bulunan aleti/dorothy'i, hortumun içine göndermeye çalışıyorlar. Bu açıdan bakıldığında Bill'in yeni karısı Dr. Melissa'nın da 'üreme psikoloğu' olması bir tesadüf değil tabii ki. Tüm bu detaylarla ele alındığında hatırda kalıcı ve başarılı bir film olduğu söylenebilir bence.","label":7} {"text":"Bence de çok hoş sahneler olaylar vardı da benim en büyük eleştirim aşırı derecede uzun olması. Sonlarına doğru çok sıkıyordu film. Bence film çok daha iyi yapılabilecekken yazık olmuş Benim puanım 65 Saygılar","label":6} {"text":"Altyazı dublaj çalışması sırasında izleme fırsatı bulduğum DEHA ( YETENEK/GIFTED) ; ailecek izlenecek sıcacık bir film olmuş. Yüreğinizi eritiyor, Chris Evans Rolü : Frank, Mckenna Grace Rolü : Mary, Lindsay Duncan Rolü : Evelyn , Octavia Spencer Rolü : Roberta ile iyi seçim olmuşlar ama Mary rolü zaten filmin ana pardon büyümüşte küçülmüş karekteriyle rolüne bürünen McKenna Grace zaten aşmış. Ne kadar sempatik olduğunu zaten Kurtuluş Günü Yeni Tehdit izleyenler bilir. Bu arada kadroda kime dokunsan ünlü bilindik tanıdık. Yönetmen Marc Webb i Aşkın 500 günü ile anımsasakta birçok güzel filmi olduğunuda belirteyim. Vizyona girdiğinde kaçırmayın derim. Bu arada tekgözlü korsan kedicik Freddd de hayvanseverliğide unutturmamış filmde.","label":7} {"text":"Her ne kadar türlerinin gerisinde film olsa da akıcı bir şekilde ilerliyor. Olay örgüsünde klasik anlayışta kalması filmin eksisi olmuş maalesef. Süresi de ideal olduğu için vakit geçirmek adına izlnebilir.","label":5} {"text":"İlk başta ne kadar bilgili donanımlı gençler diye düşündüm karakterler hakkında. Tabiki bir karakter diğerlerine kıyasla daha az donanımlı. Sonra filmde marksist-leninist görüşe sahip gençler ile maocu görüşe sahip gençler arasında şiddete varan bir karşıtlık olduğunu fark ettim film ilerledikçe Godard'ın aslında sistemin yanı sıra üniversiteli gençleri de eleştirdiğini fark ettim. Eleştirdiği gençleri betimlemem gerekirse; özünde burjuva, asla işçi sınıfı ile temasa geçmeyen ama onların haklarını savunacaklarını iddia eden, harekete geçmek isteyen ama sonunu düşünmeyen, siyasi fikirler hakkına bilgi birikimi olan ama pratikte boş olan, heyecanlı, hevesli ama hevesleri çok çabuk biten gençler.","label":7} {"text":"film güzeldi ve resime olan ilgim arttı..","label":8} {"text":"criterion, malcom mcdowell.. bunlar hep iyi referanslar ama oluşan beklentiyi tam anlamıyla karşıladığı söylenemez. anarşizm muhabbetineyse hiç girmiyorum. orta karar bi film. malcom mcdowell da ekstrası","label":4} {"text":"Her izLediğimde ağLadığım ender Türk fiLmLerinden... Sanıyorum ki kayıtsız kaLabiLecek kimse de yoktur. Tarık Akan'ın boncuk göz yaşLarı insanın içine işLiyor resmen...","label":8} {"text":"Filmin finalinin ortasındayken belli olmasına ve hiçbir ters köşesi olmamasına rağmen çekim yılı ve hapishaneden kaçış konulu yapımların öncülerinden olması nedeniyle saygı uyandıran bir yapıt.","label":6} {"text":"kesinlikle izlenmeli,Türk ve Amerikan yapımları arasına okadar sıkışmışım ki bana çok iyi geldi.Sıkılmayacaksınız öyle çok etkilenmeyeceksiniz ama sessiz sakin ve güzel bir şey izleyeceksiniz.","label":6} {"text":"ehh idare eder işte.. ben çok fazla beğenmedim.. aşırı ağır ilerliyor ve hiç akıcı değil.. çoğu yerinde sıkıldım diyebilirim..","label":4} {"text":"Hayatımda izlediğim en berbat filmlerden biri.Bu tip filmleri seven insanlar bile izlememeli.Ne biliyim gidin cumali ceber felan izleyin.Olay akışı o kadar mantıksız ve gerçekten soyut ki bir an salondan çıkıp gidesim geldi.Verilen paraya yazık.","label":0} {"text":"Mükemmel bir çizgi film , harika çizimler, renkli manzaralar, bağlayıcı karakterler , sevimli hayvanlar, güzel bir hikaye ve bir sürü hareket. Bence kesinlikle başarılı bir çizgi film","label":8} {"text":"Alzheimer'in zorluklarını anlatıyo başrolde Hannibal gibi filmlerde tanıdığımız J. Moore oynuyo gerçekten filmde iyi oynamış. Filmde gelirsek Alzheimer olan kadının hikayesini anlatıyor benzeri yapıldı önceden ama bu kadar iyi kurgulanmış çekimleri hoşuma gitti. Rosamund pike oscar kapışmalarında J. Moore almış zaten zaten ikiside iyi oyuncu benim için Alec baldwin iyi gitmiş filme seneryo güzel 1 oscar almış aynı zamanda Sonda Sevgi demesi gerçekten insanı içini yarıyor Film dram yüklü;Tuvaleti bulamadığı için altına yaptığı sahne Alzheimer belirtlerinin artığı yerlerde gittikçe her şeyi unutuyo birazda teknolojininyararlarından bahsediyo kadın Iphone sayesinde Unuttuğu şeyleri hatırlıyor. Öyle güzel ki spoiler vermiyim diye söylemiyeyim Benzer için Haneke filmi olan Aşk önerebilirim Puanım:90","label":8} {"text":"amerikan pastası ve komşu kızından sonra en beğendiğim ve unutamayacağım bir gençlik filmi olmuş.Michelle Trachtenberg, çok tatlı bir kız","label":9} {"text":"boş vakit geçirmek için izlenebilecek çerezlik bir fılm degisik konusuyla kendini izlettiriyor.","label":6} {"text":"öğretmen filmlerinden pek rağbet edilmeyeni. bi şeylerin propagandasını yapmadığından belki. ama iyi film. en azından öğretmenlerin de kapıyı çarpıp gideninin varlığından haberdar ediyor. ve öğrencilere yaklaşma konusunda orjinal fikir veriyor..","label":6} {"text":"Çok sade bir anime olmuş,fazla beklentilerle izlemezseniz sizi çocukluk günlerinize geri götürebilir.Keza bende öyle bir etki yarattı.Miyazaki'nin diğer animelerinin yanında birazcık sönük kalıyor.","label":4} {"text":"sean penn'nin, gary olman'nın ve ed harris'in olağanüstü oyunculıklarıyla taçlandırdığı gangster filmi. Ama oyunculuğuyla bir adım önde olan gary oldman kesinlikle. performansı için bile iki kere izlenir bu flim. Adam hastalıklı roller için yaratılmış sanki. söz konusu kötü adamı oynamaksa gary oldman bu işi bana bırakın diyor adeta. özellikle bir bar sahnesi vardır ki gary oldman niravanaya ulaşmıştır denilebilir. http://www.youtube.com/watch?v=OmHq_H1F1Hs","label":8} {"text":"Film nasıldı evet fena değildi sonu nasıldı fena değildi oyuncular nasıldı fena değildi..... sonuç daha iyi bir yönetmenle senaryo daha iyi işlenebilir sonunda verilmek istenen şok daha iyi olabilirdi..","label":5} {"text":"turune gore en yler arasna grmstr sonu braz askda kalms ama sddetle tavsye edyorum 10/9","label":8} {"text":"aykut enişte 1 çıktıktan sonra 2.beklediğim bir filmdi çıkar çıkmaz gittim ve izledim yani iyiki gidip izlemişim tam ayarında tam dozunda hiç sıkmadan küfürsüz çok ta güzel güldürdü teşekkürler cem gelinoğlu 2. filmiylede bizi çok iyi güldürmeyi başardı tavsiyemdir kesin gidin :) :)","label":8} {"text":"Öncelikle söyleyeyim film 5 yıldızlık bir film değil ama filmden anlamayan insanlar filme 1 puan verdiği için ortalamasını yükseltmek istedim. Film eğlenceli ara sıra temposuz ama çoğunlukla eğlenceli bir film, eğer bu filmde Infınity War’daki Thor’u görmek istiyorsanız hayal kırıklığına uğrarsınız fakat Ragnarok’taki eğlenceli Thor’u görmek istiyorsanız ve birazda filmden anlıyorsanız büyük ihtimalle bunun ortalamanın üstü bi gişe filmi olduğunu anlarsınız. Özellikle Christan Bale, Natalie Portman rollerini iyi oynuyor. Filmde son sahnede Thor’un gücünü çocuklara verdiği sahne dışında çok rezil birşey yok. Thor ve Jane’in ilişkisi çok güzel perdeye aktarılmış ve motivasyon olarak Gorr gayet iyiydi. Sadece bazı tanrıları öldürdüğü sahneler olsaydı daha iyi olabilirdi.","label":9} {"text":"Berbat ötesi gerçekten zaman kaybı..saçma sapan bir film ha dabbe ha bu gerçeten bir ffark yok..","label":0} {"text":"Film Alevi değer yargıları için önemli bir adım olmuş. Ayrıca günümüz de kadına verilen değeri gösterme açısından da değerli bir film olmuştur. Emeği geçen herkesi Tebrik ederim .","label":9} {"text":"Beklenti yüksekti açıkçası... En azından Sofie'nin Dünyası'nın yazarından diye.","label":4} {"text":"başrol oyuncularının iyi performans sergilediği hoş bir film!","label":7} {"text":"2010'dan sonra izleyenler için pek beğenilmeyebilir. Biraz uzun ara ara sıkılabilirsiniz. Ama ben bir Aamir Khan sever olarak izlemeye değer olarak buluyorum.","label":6} {"text":"İnsanın bedeniyle olan savaşını en doğal haliyle anlatan bir film. Genelde bu tarz filmleri sevmesem de sonuna kadar dikkatim hiç dağılmadan izledim. Danish Girl'den sonra kimlik toparlanması ve dağılması adına izlediğim en iyi film diyebilirim. Aynı zamanda filmde başrol oynayan kişi, gerçek bir erkek. Ben öğrendiğimde şok geçirmiştim de..","label":6} {"text":"Hikayesini de, yapımcılardan James Wan ile beraber yazan David Leslie Johnson-McGoldrick'in senaryolaştırdığı “The Conjuring: The Devil Made Me Do It / The Conjuring 3)”, The Conjuring Universe / Evreni serisinden The Curse of La Llorona yı da (2019) çeken Michael Chaves'in yönetmen koltuğunda oturduğu, sekiz filmlik külliyata münhasır bir korku - gerilim filmi... Yani bunu, sırf adı nedeniyle üçüncü bir devam filmi olarak nitelemek, yanlış değilse de biraz eksik olacak... Aynen bütün serinin en kötüsü olarak tanımlamak gibi... Gelin isterseniz Chaves'in, The Curse of La Llorona da da (2019) beraber çalıştığı, görsel efektlerdeki John Fragomeni, müziklerdeki Joseph Bishara, görüntü yönetmeni koltuğundaki Michael Burgess ve editör masasındaki Peter Gvozdas'ın yerlerini koruduğu, 39 milyon dolar bütçeli filme biraz daha yakından bakalım... 18 Temmuz 1981'de Ed (Patrick Wilson) ve Lorraine Warren (Vera Farmiga), sekiz yaşındaki David Glatzel'ın (Julian Hilliard) içindeki iblisi çıkartmak üzere, çocuğun annesi Judy (Charlene Amoia) ve babası Carl Glatzel'dan (Paul Wilson) bir davet alırlar... Drew'un (Shannon Kook) kayıt altına aldığı seansa ara verilip David, Arne Cheyenne Johnson (Ruairi O'Connor) tarafından uyuması için yatağına götürüldüğü esnada Peder Gordon'da (Steve Coulter) kapıda belirir... Ki bu, David'in içindeki iblisin çıldırarak saldırganlaşmaya başladığı ve babasını bacağından yaraladığı andır.. Ve seansa David, salondaki masanın üzerine yatırılarak yeniden başlanır... Ancak başarısız olunur... Yaptığı anlaşma ile, Ed'in kalp krizi geçirmesine de neden olan iblis David'i bırakmış ve Arne'nin içine girmiştir... Yani artık sıra Arne'nin hikayesindedir... Başlangıçta her şey Arne; David'in ablası Debbie Glatzel'e (Sarah Catherine Hook), Brookfield'deki Bruno Sauls'un (Ronnie Gene Blevins) yatılı köpek evinden ayrılarak birlikte yaşamayı teklif edebilecek kadar fazlasıyla normalken, bir barbekü günü evin içinde yaşadığı garip bir olay sonrasında hızlıca değişmeye başlar... Halüsinasyonlar gören Arne'nin ilk icraatı da, 22 yerinden bıçaklayarak öldürdüğü Bruno olur... Elbette bunun üzerine tutuklanarak hapse gönderilir Arne... O andan itibaren Ed ve Lorraine, Arne'nin avukatı Meryl (Ashley LeConte Campbell) ile beraber çalışacaklardır... Çünkü her ikiside Arne'nin bu cinayeti, iblisin kontrolü altında işlediğini tahmin etmekte zorlanmamaktadırlar... İlk duruşma 19 Eylül 1981... O gün Meryl hakimin (Lindsay Ayliffe) şaşkın bakışları arasında müvekkilinin, &İçine şeytan kaçtığı için masum olduğunu ifade ettiğini söyler... Söyler söylemesine de, savcı doğrudan ölüm cezası istemektedir... Bu talebin engellenmesini sağlayacak olan tek şey, Ed ile Lorraine'nin ellerini hızlı tutarak, her ayrıntıyı yeniden gözden geçirmeleridir... Bunun için de ailenin Brookfield'e taşındıkları beş ay öncesine gidilir... Zira anne Judy Glatzel'a göre David'deki ilk belirtiye o gün rastlanmıştır... Nasıl mı? Su yatağının üzerinde zıplayan David, yatağı parçalayarak içinden fırlayan bir iblisin, saldırısına maruz kalmıştır... Evde ve alttaki depo da araştırma yapan Warren çifti, satanist ayinlerde kullanılan bir totem bulurlar... Aslında bunun anlamı da, birinin kasıtlı olarak iblis çağırarak önce David'e ardından da Arne'ye musallat ettiği ve Arne, Bruno'yu öldürdükten sonra da, en azından şimdilik ortalıktan kaybolduğudur... Ki, Arne'nin yapılan testler de İncil okuyabiliyor olmasının anlamı da budur sadece... Dakika 39... Görsel efekt ile yeşil perde teknolojisine sıklıkla başvurulan ve Wilson ile Farmiga'nın alışıldık performanslarında da herhangi bir eksilme izlenimi edinmediğimiz filmin geriye kalan bölümünde Warren'lar, bu işlere sebep olan satanistin peşine düşecekler... Din istismarının tavan yaptırıldığı serinin diğer filmlerini de ilgiyle izlemiş olanlara, bu filmi de rahatlıkla önerebiliriz... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Son zamanlarda izlediğim korku filmlerinden değişik olarak katil zombiler yada garip mutasyona uğramış yaratıklar değildi en azından..bu bile filmi ilginç kılmış...özellikle bitkilerin insanları ele geçirdiği sahneler süperdi..ama fazla kan revan görmeye dayanamayanlara tavsiye etmem..genel olarak iyiydi..","label":4} {"text":"Bu filmin bu kadar puan alması beni çok şaşırttı.Son zamanlarda izlerken en çok sıkıldığım filmlerden birisiydi.Tamam Oyuncular kaliteli ancak söylenebilinecek bu kadar.Özellikle bazı sahneler romantizim yapayım derken abartmış.(Çiftin çıplak çektirdikleri foto)Onun dışında çoğu sahne klişe amerikan romantik filmlerinde olanlar gidiydi..İnanın bu filmden çok daha iyileri var..","label":5} {"text":"öncelikle konusu beni çok etkiledi ilk kez karşılaşacağınız türden ve sizi biraz daha içine çekiyor şiddetle tavsiye ederim kurgu ve en önemlisi geçişlerin bu kadar etkili yapılmasıyla sehir zevkine varacaksınız özellikle Forest Whitaker en iyi filmi diyebiliriz pişman olmazsınız iyi sehirler","label":8} {"text":"İnsan ve doğanın savaşını çok iyi betimlemiş bir film. İçinde bir çok mesaj barındıran güzel, izlemesi keyifli ve sonu ile umut vadeden bir Miyazaki. Ama bu sefer karakterlerimiz sıcakkanlı, sevimli ve hoyrat değiller daha ciddi, cesaretlerini daha soğukkanlı biçimde gösteren, olgun karakterler diğerlerinden biraz farklılar.","label":7} {"text":"Bir sosyopatın ilmek ilmek örülmüş acımasız,sert hatta mide bulandırıcı otobiyografisi... Dahiyane tarafıysa Bay Honka nın seyircinin karşısında bir duvar gibi durmayıp sizlerden biriyim diyebilmesi... İyi seyirler.","label":7} {"text":"Sıradan bir \"gençler aile baskısından bunalıp kaçarlar ve dağda bahçede yaşarlar\" filmi. Aslında Joe'nun çok eğlenceli bir babası var ama kendisi annesini kaybetmiş olmanın verdiği psikolojik çöküntüden kurtulamamanın verdiği bunalımı yaşıyor. Patrick daha çok baskı altında ve kısıtlanmış. İkilinin arasındaki arkadaşlık gerçekçi ve hayatın içinden... Ayrıca önemli not: kızlar hep arayı bozar beyler! :) 6,5/10. Kimse çerezlik dememiş ama benim için tam anlamıyla bir \"çerezlik\" film oldu.","label":6} {"text":"Arkadaşlar bence bu filmi komedi kategorisine sokmak yanlış.böyle olunca seyirci gülmek istiyor hele bide jim carrey olunca sazan gibi atlıyor gülcem diye. Bu filim biyografi/drama kategorisi için uygun bence. Ha bide filmi izemeden önce kesinlikle ama kesinlikle Andy Kaufman ı tanıyın ve iyice araştırın. O zaman filim olağanüstü gelecek. önemli olan seyirci değil sizin eğlenmeniz.Ayrıca Jim Carrey tamam oscarı hakediyor ama çokta önemli değil. eğer önemli olsa o zaman Andy Kaufman ı oynamış ama anlamamış olur. iyi seyirler...","label":7} {"text":"Fatih Akın sinemasının her anlamda en zayıf filmi; en başta senaryo fazlasıyla zayıf, oyuncu performansları ortalama, ne replikler ne filmdeki gelişmeler insanı hiç etkilemiyor, bir dolu klişede cabası, sonuç olarak Fatih Akına yakışmayan bir film. 10/4","label":3} {"text":"Güzel bir başlangıç filmi ama bir the Fellowship of the Ring değil. İkinci filmi izledikten sonra bu filmi tekrar izlemem gerektiğini anladım, çünkü filmi unuttum desem yeridir. Puanım 87/100 idi ama tekrar izlediğimde değişebilir.","label":8} {"text":"imdb ortalaması 5.9'tan kesinlikle daha fazlasını hakeden ortalamanın üstünde bir film. polisiye meraklıları eminim beğenecektir.","label":6} {"text":"en kötü kitap uyarlaması ödülünü alabilecek bir filmdir.. zaman kaybı..","label":3} {"text":"Modellikten kelle avcılığına geçişindeki hikayesi çok ilginç ama filmin anlatımını çok iyi bulduğumu söyleyemeyeceğim sürekli hızlı giden kameralar flasbackler insanın başını döndürüyor daha yalın ve ayrıntılı anlatabilirdi.. Yinede izlenmesi gereken bir film. sonunda sabredip beklerseniz Domine Harvey ide görebilirsiniz.. izledikten sonra ztn büyük ihtimal hayatına şöyle bir göz atacaksınız :)","label":5} {"text":"İlk filme göre çok çok daha iyi. Adamlar işi biliyor, bebeği ve köpeği bir korku filmine koymuşlar tamamdır. İyiydi","label":8} {"text":"Hayranı olduğum, country müziğini onunla tanıdığım Johnny Cash'in hayatını çok seyrinde ve keyifli bir o kadar da başarılı anlatmışlar filmde. Joaquin Phoenix hem Cash'e benzemesiyle hem de sesini yeterince iyi kullanmasıyla rolün ağırlığını kaldırabilmiş. Ayrıca June Carter rolündeki Reese Witherspoon da rolünün hakkını esprileriyle ve tabii ki sahnedeki ayak hareketleriyle vermiş. :) Elvis, Tennessee Three.. çok keyifli, müziği hiç durmayan, mükemmel bir film olmuş! Not: Folsom Prison Blues, Ring of Fire, I Walk The Line ve daha nice şarkıların yazılış hikayelerini gördüğüm her sahnede tüylerim diken diken oldu, ağlamaklı oldum. :(","label":7} {"text":"....Isvec sinemasindan ilginc bir ornek. Yonetmen Pal Sletaune, David Lynch sinemasina yakin duran filminde kiz arkadasi tarafindan terkedilen John, kapi komsusu iki kadinin hayatina girmesiyle bir anda gercekle gercek olmayanin icice gectigi bir hikayeye dahil ediyor seyircisini. Ozellikle John#39;un iki kadinin kendi iliskisi hakkinda bilgi sahibi olduklarini ogrenmesi ve bu iki kadindan Kim ile yakinlasmasinin ardindan gerilim tavana vuruyor. Mekan kullanimi, sinematografisi ve yonetmen Sletaune#39;nin finale dogru sonunu belli etse de her dakikasinda ilgiyi ayakta tutan anlatimi filmi birinci sinif bir seyirlik haline getiriyor. Ayrica filmin cok sert ve kimi zaman rahatsiz edici de olabilen 1- 2 siddet sahnesi de icerdigini (ozellikle Kim ile John#39;un yakinlastigi sekansa dikkat!!) belirtirim...(6/10)","label":5} {"text":"Bence muhteşem bir animasyon. Genelde son dönem Pixar vb. animasyonlar zaten yetişkinlerin de rahatlıkla izleyebileceği ve keyif alabileceği bir yaklaşımla çekiliyordu. Onward&da fantastik sinema, edebiyat vb. o kadar gönderme var ki, bu defa gerçekten doğrudan yetişkinler için çekilmiş adeta. Genel hikaye de son derece duygusal. Bir yandan tabii ki eğlence dozu yerinde. Görülmesi gereken yapımlardan. Pixar son yıllarda zaten Inside Out ve Up gibi drama tadında animasyonlar üretti. Onward da o kategoride ve onların başarısını kolaylıkla yakalıyor.","label":7} {"text":"Yok artık denilecek kadar insanın sinirlerini alt üst eden bir konuya sahip. Sinir bozucu bir film. Oldukca gerçekciydi...","label":8} {"text":"mükemmel değil ama kötü de değil.değişik bir yapım olmuş,konu daha doğrusu işleniş tarzı değişik ve hoş. 6/10","label":4} {"text":"Türk halkının en çok izlediği film olabilir. Liseliler bilmez ama eskiden zırt pırt çıkardı. Ama hakkinı yemeyelim güzel filmdir yine denk gelse yine izlerim. Kevin Bacon başarılıydı.","label":7} {"text":"B0K GİBİ FİLM TAVSİYE ETMEM GİTTİM BİLDİĞİNİZ FLASH TV OYUNCULUK TELEFONDAN ÇEKİLMİŞ SANKİ FİLM HAYATIMDAN 80 DKKA ÇALDILAR BİLDİĞİN FRAGMANI İYİ YAPIP FİLMİ BATIRMALARI TAVSİYE ETMEM BOŞU BOŞUNA GİDERSİNİZ.","label":1} {"text":"müq filim spoiler yok çok iyi heleki ben bu film yayına girmeden 2 gün önce bütün diziyi bitirmem çok iyi oldu","label":9} {"text":"Miyazaki'nin bu filmi bir kimlik buhranının ifadesidir. Ve bence bir trajedinin, sevimli karakterlerle sunumundan ibarettir. Animasyonun ana karakteri Ponyo, kendi kimliğini reddetmiş, balıklık varoluşunu insanlıkla değiştirmeye çalışan bir kendini bilmezdir. Ponyo, türdeşlerinin katili ve yuvasını yok eden \"İnsan\" yaratığına garip bir hayranlık beslemektedir. Zamanla işkencecisine aşık olan bir kurbanın ruhiyeti vardır Ponyo'da. Ponyo, bu ezikliğini içten içe yaşamakla kalmaz aynı zamanda kendi babasını hor görme pahasına ezikliğinin dışavurumu sayılabilecek şekilde \"İnsan\" olmaya çalışır. Ponyo'nun bütün bu akıl almaz davranışları günümüz insanının özellikle de Jappon insanının yaşadığı kültürel bozunmayı karşılamaktadır. Japponlar da ısrarla kendi katilleri sayılabilecek Amerikan kültürüne derin bir hayranlık beslemekte, onlar gibi yapmaya çalışmaktadırlar. Ponyo bir kültür ve kimlik asimilasyonunun sinsi hikayesidir. Miyazaki, bir kere daha gözlerimi yaşattı.","label":8} {"text":"sıkı sert bir polisiye dönem filmi. kara filmde diyebiliriz. tüm meşhur adamları toplamışlar. ortaya da kim basinger. sıkılmadım izlerken.","label":7} {"text":"Filmle ilgili yorum yazmadan önce, genelde başkaları ne düşünmüş, filmi nasıl bulmuşlar okurum. Hatta bununla da yetinmeyip profesyonel anlamda eleştiri niteliğine sahip yazıları da okurum bulursam. Elbette ki bir sanat eserinden, sinemadan, dileyen istediği sonucu çıkarır; kimi beğenir kimi beğenmez, çok normaldir. Monster’s Ball için de aynını yaptım, okudum yazılanları izleyenler neler düşünmüş diye. 'Film hakkında görüş bildirme' olarak nitelenemeyecek bazı çapsız ve cahilane yorumlar (!) bir kenara genel olarak beğenilen bir film Monster’s Ball. Kesinlikle ben de beğendim filmi...Monster’s Ball’ın benim beğendiğim en güzel yanından biri anlattığı sıradan fakat bir o kadar da sıradışı hikayesi. Dİğeri de oyuncuların ve özellikle de Billy Bob Thornton’la Halle Berry’nin performansları. Thornton’un tecrübesi ve yeteneği elbette ki tartışılmaz ancak karşısında oynayan Berry, itiraf etmek gerekir ki hiç de Thornton’dan aşağı kalmıyor. Daha önce de Halle Berry filmleri izlemiştim ama hiç buradaki kadar iyi oynadığına şahit olmamıştım (belki Things We Lost in the Fire bu kadar iyi oynadığı filmlerinden biri)...Aslında film gerçekten de çok güzel olmasına rağmen, itiraf edeyim ilk 40 dakika epeyce sıkıldım ağır tempodan. Ne zamanki Hank Grotowski acı bir olay yaşadı (evet bence de saklı kalmalı izlemeyen için) ve emekli olmaya karar verdi, o andan sonra filmde ciddi bir hareketlenme oldu. Sadece hareketlenmekle kalmadı film, benim açımdan bir o kadar da sürükleyici olmaya başladı...Gerçekten de hikayesiyle ve oyuncularının performanslarıyla izlenmesi ve dahası arşive alınması gereken bir film Monster’s Ball. Benim tavsiyem bu yönde ancak izleyip kendiniz karar da verebilirsiniz kuşkusuz :)))","label":6} {"text":"bu film derin karanlık filminden esinlenmiş gibime geldi sanki başka bi versiyonu gibiydi ama olmamış oldukça vasat bir film.","label":5} {"text":"Bu filmde romantizim aramak o kadar yanlis ki! Dunyaya kotu oldugunu bildigimiz herseye o kadar alisiyoruz ki hayatimizda hicbirsey degistirmeden yasamaya devam edebiliyoruz: hergun ayni saate ise gidiyoruz, kahve iciyoruz, maillere bakiyoruz.. Ve yasam o kadar engellenemez bir normallikte akiyorki insan kayip oluyor. Peki ya o duyarsizlastigimiz dunyaya gercekten duyusuz kalsak yinede devam edebilirmiyiz?","label":7} {"text":"Bugün izledim filmi.Gerçekten muhteşem filmdi.Üçlemeye öyle bir nokta koymuş ki yönetmen...Tadı damağımızda kaldı...","label":9} {"text":"Araba fetişizmini en iyi anlatan filmdir benim gözümde. Filmin soundtrack listesi ise bir hayli altın. Araba ve radyosu olur da rock n roll olmaz mı? Leigh karakterinin de dediği gibi ''rock n roll'dan nefret ediyorum.''","label":6} {"text":"Moralim bozuktu düzeltin diye gittim ama daha çok moralim bozdu hiç komik değil, boşuna zamanım ve param gitti","label":0} {"text":"tesadüfen gazeten aldığım bir filmdi ve epey süğrede izlemedim ama izleyincede kendime kızdım neden bu kadar bekledin diye... yorumlara aldanmayın ve izleyin derim. çok başarılı olmuş diyorum hem gerçek hayattan alınmış olması ve bu kadarda iyi işlenmiş olması filmi ayrı ayrı güzel yapıyor. burdan sesleniyorum: yorumlara aldanmayın ve izleyin 10/9.5","label":9} {"text":"Benzer içerikte filmler izlemesem beğenirdim belki ama 2017 yılında bu hikayenin cılkı çıktı artık. Irkçılık, savaştan dönen ve eski çevresine uyum sağlayamayan asker psikolojisi, çiftçilerin mahsül ve hayvan dertleri sıkıntıları, mutsuz bir evlilik... bunlara doymadıysanız beğenme ihtimaliniz var çünkü bu bahsettiğim konu başlıklarını başarılı bir şekilde işleyen bir senaryosu var filmin. Ancak orjinal bir şey beklemeyin. Puanı abartı.","label":3} {"text":"Garip ve herkese hitap etmeyen bir film Drive.Filmi izlemeden önce açıkçası sıkıcı bir film bekliyordum ama izlerken nerdeyse hiç sıkılmadım aksine izlerken keyif aldım ve zaman zaman heyecanlandım.Film hakkında yorumlar genelde sıkıcı film kötü film diye ama kesinlikle kötü ve sıkıcı bir film değil,tamam filmde klişe olaylar var ama önemli olan bu klişe şeyleri seyirciye etkileyici bir şekilde sunmak ve Drive gerçekten etkileyici bir film tabi etkileyici olmasında müziklerin çok büyük etkisi var.Filmin müzikleri gerçekten güzel ama asıl güzel olan müziklerin sahnelerle olan uyumu gerçekten güzel.Dediğim gibi filmde klişe şeyler var mesela filmin sonu gibi ama film o klişeliğini kapatmayı başarıyor,filmin ismine bakıpta sakın çok fazla hareketli bir film beklemeyin evet aksiyon sahneleri var ama genel olarak fazla yüksek tempoya sahip bir film değil.Bence film bir başyapıt değil ama bence kötü bir film de değil zaten ben filmi beğendim diyebilirim.Oyunculuklar iyi özellikle Bryan Cranston çok iyi oynamış.Son olarak ben filmi izlerken keyif aldım zaman zaman heyecanlandım ama aksiyon sineması severler için tatmin edici bir film değil,her ne kadar klişeler olsa bile farklı bir film izlemek isteyenler izlesin. 7/10","label":6} {"text":"İlk yarısı durağan geçiyor insan kendi kendine bu mu yani derken ikinci yarıda her şey değişiyor ve insanı derinden etkileyen sahneler var özellikle son gece yaşanan olaylar çok ürkütücüydü.Bu tarz film sevenler mümkünse tek başlarına,gece ve karanlık bir şekilde izlesinler ve efekt olmadan,bu kadar ucuz bütçeyle güzel bir korku filmi nasıl çekilir görsünler!!","label":6} {"text":"Filmdeki bazı karelere hayran kaldım.Müziklerde bir başka güzeldi.Güzel bir Türk filmi.","label":7} {"text":"Fazlasıyla duygulara oynayan ve bizden Mithat beyle özdeşleşmemizi isteyen bir film. Yalnız Mithat bey'in bencilliğe varan davranışları soğutuyor filmden. Fazla ödülle ülkemize dönememesinin sebeplerinden diye düşünüyorum","label":3} {"text":"Acaip gıcık oldum başrol oyuncusuna. Bu da demek okuyor ki hakkını vermiş rolünün. :)","label":7} {"text":"Film izlenebilir bir filmdir arkadaşlar. Kötü yorumlara itibar etmeyin. Sıkılmadan izleyeceğinize eminim.","label":7} {"text":"bu film kesinlikle duyguları yansıtıyor. aşkı vurgulayan harika bir film. o eski anları her zamanki gibi yaşatmışlar. çok duygusal ve akıcı bir film.","label":8} {"text":"''Akıl, zihnimizde iki çelişkili hakikati aynı anda tutuyor. Umut ve umutsuzluk. Bu iki fikrin zihnimizde dönüp durması, hayatın ta kendisidir.'' Bu filmin anlatmak istediği şey tam anlamıyla korkunç. Kişisel dertlerden evrensel kocaman bir dert ile paralellik kurduran senaryosu muazzam. Ve film bu dertlerin çözümü için bir çözüm öneriyor. İşte burası korkunç. Ama filmin finaliyle bu soru ucu açık bir şekilde bırakılıyor. Peder'in dediği gibi aynı: ''Akıl, zihnimizde iki çelişkili hakikati aynı anda tutuyor. Umut ve umutsuzluk.'' Filmin sonunda bu iki çelişkili hakikatten hangisinin geriye kaldığını düşünmek bize yani aklımıza kalıyor. Nefis.","label":8} {"text":"arka bahçenin, müziğiyle, senaryosuyla ve elbette oyunculuğuyla üstün bir yapıt olduğu su götürmez...kapitalizmin vahşiliğini, ilaç sektöründe dönen devasa paralar; hepimizin az çok tahmin ettiği şeylerdir..ne var ki film, izleyince kendi kendinize bu kadarı da olmaz dedirtecek kadar etkileyici...sizi kızdıran, sol tarafınızı kımıldatan kaçırılmaması gereken önemli bir ödev:arka bahçe...","label":7} {"text":"VHS kaset kiralayıp, pek yakında adı sanı unutulacak video denilen teknolojiden faydalanarak izlediğim ve zamanına göre, bana hala çok etkileyici gelen bir film. Çoğu sahnesi dün izlediğim film kadar net aklımda hala. Uzun süreetkisinde kaldığımıve kaset ömrünü doldurana kadar izlediğimizi hatırlıyorum. Bir nesil malum \"Bugün ölmek için güzel bir gün\" repliğinin etkisiyle büyümüştür...","label":7} {"text":"Sinemada izlemiştim Vanilla Sky'ı. O zamanlar aklımın ucundan bile geçmezdi çalıntı senaryo olabileceği. Hele kaza sahnesini görünce \"Aman Allah'ım\" dedim \"Bu kadar mı olur\" Hasılı izleyin efendim. Sürpriz sonlu güzel bir film.","label":6} {"text":"Kayıp Kız (Gone Girl) Evliliklerinin 5. yılında aniden ortadan kaybolan Amy için polis harekete geçer. Bir cinayet ya da kayıpta her zaman için kişi evliyse eşine, bekar ise sevgilisine bakılır yolundan giden polis ilk şüpheli olarak Amy'nin kocası Nick'ten şüphelenir. Nick ve kız kardeşi hem polisin hem de basının baş şüphelisi haline gelirler. Tüm bunların üstüne Amy'nin kocasından korktuğunu ve onu öldürmesinden endişe ettiğini yazdığı günlüğün polisin eline geçmesi ile işler iyice çağrından çıkar. Öncelikle şunu söylemek isterim ki filmde bir boşluk bir eksiklik yok. Aradım, taradım; ama eksik bir nokta bulamadım. Belki filmin bir noktasında Nick'den daha fazla şüphe etmemiz sağlanabilirdi. Oldukça kusursuz bir senaryoya sahip bir film olmasına rağmen benim gibi bulduğu her cinayet, kayıp, otopsi, hapishaneden kaçış, Tam Paçayı Kurtarıyordum ki tarzı belgesellerini seyreden biri için hiç bir şaşırtıcı yanı yoktu. Olayın tam da tahmin ettiğim şekilde ilerlemiş ve sonuçlanmış olması filmin asla bir eksisi değil. Aslında bir yandan da yönetmen bilerek bazı şeyleri baştan ortalığa döktü diye de düşünmüyor değilim. Mutfakta bulunan deliller baştan çok net bir fikir veriyor. Bence yönetmen konuyu daha çok medya ve adalet sistemi üzerine çekmek istemiş gibi duruyor. Algı her şeydir üzerinden giden film. Güzel, başarılı, hamile, kocası tarafından aldatılan bir kadına karşı toplumun kocayı linç etme kolaylığının yanında, kafaya fırlatılan ayıcık şekerlemeleri ile medyanın ve toplumun nasıl yönlendirilebileceğinin de en mükemmel örneği. Bu filmi spoiler olmadan anlatman neredeyse imkansız. Yazıyor sonra siliyorum. Bunu yazarsan olmaz sil onu diye diye geriye bir şey kalmadı. Bende olayı oyunculuklara çevirmeye karar verdim. Oyunculuk yıllarının başlarında bu adamı niye oynatıyorlar dediğim Ben Affleck'in Operasyon: Argo'daki başarısından sonraki dönüşümü göz kamaştırıcı. Rosamund Pike, Suretler, Cinayet Gecesi ve son anda hatırladığım Aşk ve Gurur filmlerinden tanıdığım güzel kadın rollerindeki oyuncu bir başka güzel kadın rolüyle daha karşıma çıkınca pek şaşırmadım; ama oyunculuğu tek kelimeyle olağanüstüydü. Oscarlık mı? Kesinlikle. Dedektif rolünde gördüğümüz Kim Dickens, bir elindeki plastik eldivenini ve diğer elindeki kahvesi ile mükemmel bir seçim olmuş. Filmi seyrettikten sonra bu filmin yönetmeninin David Fincher olduğunu öğrendiğimde verdiğim tek tepki vav oldu. Seven (tabi ki favori filmim), Game, Dövüş Kulübü, Panik Odası, Zodiac, Sosyal Ağ ve pek o kadar da beğenmediğim Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi ile Ejderha Dövmeli Kız'dan sonra hem yönetmenliğini hem de senaristliğini yaptığı Seven gibi ya da psikolojik film denince akla gelen ilk filmlerden olan Dövüş Kulübü gibi bir filme ihtiyacı olan Fincher, tam kendine göre bir konu bulmuş dedim. Dövüş Kulübü filmine 25. kare öğelerini yerleştirdiği söylenen yönetmen acaba bu filme de böyle kareler ekledi mi demekten kendimi alıkoyamadım. Filmin sonunda daha önce düşünmediğim bir şey düşünmüş ya da istemiş miydim. :) Bir sahneyi doksan kez çekebilen bir yönetmenden her şeyi beklerim. Etrafındaki çiftler gibi olmak istemeyen bir çiftin yoldan çıkışı, aile bağları, medyanın ikiyüzlülüğü, kardeşlik bağı mükemmel konu, mükemmel oyunculuk. Gelelim bu film için işin en zor kısmına. Puan verme noktasından ortada kala kaldım. Bir yandan bu senaryo çok iyi derken diğer yandan e ben hiç şaşırmadım noktasındayım&. IMDB kaç puan vermiş bir bakalım. Çok vermiş 8,4. Ben o kadar cömert olamayacağım. 7,8.","label":6} {"text":"İnsanlik ağıtı gibiydi film, sarsici, rahatsiz edici ama buna ragmen üç saat boyunca merak ve çok güçlü sinematografisi ile zevkle izlettirdi. Kitabini tekrar okuma istegi uyandirdi bende. Nasil oldu da okudugumda bu kadar etkilenmedim.","label":8} {"text":"kitabını okursam kafamda daha da netleşecek.","label":7} {"text":"açıkcası kötü bir film ama yine de belli bir heyecan barındırıyor fakat nicholas cage in son zamanlardaki kötünün iyisi filmi","label":1} {"text":"çok kaliteli çok iyi bir film. izlemeyenler çok şey kaybeder. bi yerlerden bulun indirin ve izleyin. asla pişman olmayacaksınız.","label":7} {"text":"Geçen gün tvde görüp de bir bakalım diye izlemiştim. Aslında bilindik bir konusu var etrafta bir katil onu bunu şunu öldürüyor siz de acaba katil şu çocuk mu yoksa diğeri mi diye aralarında gidip geliyorsunuz. Ama sonuna doğru biraz zorlama gibi geldi yani sırf şaşırtalım diye kim olduğunu tahmin edemeyelim diye bazı yerleri fazla şişirmişler. İzleseniz de olur izlemeseniz de.","label":4} {"text":"aaron paul'ü öncelikle tebrik etmek isterim jesse karakterinden muhteşem bir şekilde sıyrılmış. bu tarz bir filmde az çok son bellidir o açıdan hoşuma gitmedi ancak 2. yarıda daha çok eğlendim diyebilirim. yine de seçmem gerekse hızlı ve öfkeliyi tercih ederim.. bu arada benny'nin geyikleri bi' harikaydı :)","label":6} {"text":"beklediğim kadar güzel çıkmadı film kuzellerimle başka bir film olmadığım için gittim izlenmiyecek kadar kötü değildi sadece çocuk filmiydi o kadar izle unut gitsin 10/7","label":6} {"text":"Çok çok başarılı bir suç-gerilimi...","label":9} {"text":"komik ve güzel bir film ancak kesinlikle bir aile filmi değil. bolca açık sahne var. sonuçta adından da belli zaten. o yüzden dikkat!","label":8} {"text":"Samimiyetle soyluyorum Tom Cruisedan, oyunculugundan ve filmlerinden zerre haz etmem. Bu filmi baska bir yere koydum. Gorsellik cok guzel, adam gercekten yillar sonra basarili bir is cikarmis ve isin tuhaf yani hikaye de iyi. Dandik Dunyalar Savasi tarzi olmamis, saglam geldi bana. Yarida kapamayip sonuna kadar izledim. Onyargilari kirip izlenesi. :)","label":7} {"text":"vakit kaybı.","label":3} {"text":"İlk önce şunu belirteyim film kurmaca olabilir, film vasatın üzerinde olmayabilir, siyasi ve tarihi olarak tartışmalı olabilir ancak benim gittiğim sinemada (ki çok meşhur bir sinemada seyrettim) Pazar günü saat 19:00 seansında benden başka kimse salonda yoksa oturup hepimizin düşünmesi gerekiyor. Cumhuriyetimizin değerlerine ve kahramanlarına artık bence sahip çıkmamız gerekiyor. Ancak, filme gelince maalesef tam bir hayal kırıklığıydı benim için. Kurmaca bir belgesel gibi başlıyor daha sonra normal dramatik filme dönüşüyor. Oyuncular figüran gibi, kurgu ve senaryo kötü. Bu arada dip not artık lütfen her yönetmen önüne gelen her sarışın ve bıyıklı oyuncuyu lütfen Atatürk diye oynatmasın hakikaten hem komik hem de üzücü oluyor.","label":4} {"text":"Keşke izlemeseydim.beklemesi ve hayali daha iyiydi.Kadir abi senaryoyu hiç okumadın mi. Başından belli kopya ve berbat diyaloglar.Kadir abi bir daha bilmedigin işlere girme.Metro fm de çok iyi duruyorsun.","label":0} {"text":"çok kötüydü ya cidden uykumuzu falan böldü kimsenin beğenerek izlediğine inanmam komedi filmleri bu kadar güldürmüyor","label":2} {"text":"Film içerisinde üç farklı karakterin birbiri ile nasıl bir araya geldiğini ve bu bağların bir şekilde nasıl koptuğunu net bir şekilde gözler önüne seren bir kurgu var. Filmin süresi çok uzun olmasına rağmen hiç sıkılmadan izledim. Yönetmen, ucunu açık bıraktığı noktalarla izleyici filmin ismindeki gibi şüpheye düşürerek düşündürmeye itiyor. Başrolün muhteşem bir performans sergilediğini, karakterin soğukluğuna rağmen film içerisinde izleyici ile bütünleştiğini görmek harikaydı. Nuri Bilge Ceylan filmleri gibi işleyen ancak daha iyi olduğunu düşündüğüm bir filmdir kendileri.","label":8} {"text":"Bir animasyon filmini ne kadar duygusal yapabiliriz diye uğraşmış adamlar. Harika bir filmin devamıda hız kesmemiş. 2018'de gelecek olan 3'ü sabırsızlıkla bekliyorum.","label":7} {"text":"Filmi izlerken başrolün yerine sizi haykırtan bir film... Gerçekten her anlamda çok sağlam ama film size istediği duyguyu yaşatmakta daha bi başarılı.","label":8} {"text":"Uzun zamandır izlediğim en keyifli filmlerden bir tanesi. zaten müzik seven biri olarak filmin müziklerine bayıldım. rock n roll müzik ve hayat anlayışı filmde çok güzel yansıtılmış. oyunculukları da çok başarılı buldum. 1960 larda ingiltere'deki korsan radyolardan ve hükümetin tepkisinden film sayesinde haberdar oldum. Türkiye'de de benzer durumlar yaşamıştık, ve görünen o ki sansür farklı ülke ve kültürlerde aynı şekilde ortaya çıkıyor. filmde oyunculuklar çok başarılıydı, ve filmin neredeyse tamamının bir gemide geçmesi de enteresan ve güzeldi. tekrar tekrar izlenilesi harika bir film olmuş.","label":0} {"text":"ilk iki serisine göre biraz yavan kalmış yine de izlenir 5/10","label":4} {"text":"bir filmin milli hislere hitap ediyor olması o filmi iyi yapmaz 5/10","label":4} {"text":"Bana göre bu puanı haketmeyen bir filmdi. Amatör bir kameraman eline kamerayı almış da sokaklarda rastgele dolanmış gibi bir hali vardı. Hikaye bildik bir hikaye idi aslında. En yakın arkadaşının karısıyla ilişkisi olan bir adam, durumu anlayan ama hiç bir şekilde dile getirmeyip sonunda intihar eden yakın arakadaş ve bütün bunların ardından birlikte yaşamaya başlamış ama güven sorununu çözememiş bir çift.. Zaten hikaye çiftin bir arada oldukları zamandan başlayıp geçmişe doğru sorgulayarak gidiyor. Nereden ileriliyor nereden geriye gidiyor anlaşılmıyor bile. Çekimler berbat. Ev içerisinde bile sokaktan geçen arabaların sesinden bir şey anlaşılmıyor. Diyaloglar sürekli telefonla, ama o da tam bir rezalet. Karşı tarafın ne dediğini anlamak çok zor. Üstelik iletişimler çok kopuk. Sanki \"zeka düzeyi yüksek olan kişilere sesleniyoruz diğerleriniz izlmese de olur\" mesajı vermiş gibi. Kötüydü 10/5","label":4} {"text":"Çok keyifli bir film.","label":7} {"text":"Çok enteresan bir film, izlerken ben gerildim","label":8} {"text":"Boş bir vakitte izlenebilir.. Zaman kaybı olmaz!","label":6} {"text":"Üslup olarak diğer Trier filmlerine göre daha hafif.","label":5} {"text":"bu film hakkındaki önerim beklentileriniz matematik sınavlarım gibi düşür olsun","label":5} {"text":"İlk filmin mükemmelliğinden sonra bu filmde de aynı mükemmelliği görürmüyüm diye merak ediodum ve harika bi yapım izledim. Yine Sherlock Holmes'un dehasına hayran kaldım. Oyunculuklar senaryo görüntüler herşey mükemmeldi bence. Holmes yine kılıktan kılığa giriyor. İnanılmaz çözümlemeler yapıyorama bu sefer Holmes'un karşısında onun kadar zeki bir adam var. İlk filmi izleyenler zaten bu filmi kaçırmazlar. Bence de mutlaka izleyin.","label":9} {"text":"ne kadar hamiyet in kim olduğu belli olsada gayet eğlenceli, keyifli diyaloglarıyla güldüren filim olmuştur. haluk bilginer in okuduğu şiirler ve meftun deyişi için izlenilmesi gereken, ayrıca yine haluk bilginer'in son sahnede söylediği böyle bir kara sevda şarkısı ise izlenilmesi gereken mest eden film. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! heh, ben de bu hikayede ne eksik ne eksik diyodum. bak a. q nun eski mısırlılarıymış, ha. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"filmin sadece isimleri için iyi yorumlara maruz kaldığını herkes biliyor..onun dışında hemen hemen kimsenin bu filme itibar göstermeyeceğinide herkes biliyor....çünkü hiç bir film sadece parlak yıldızlardan yada süper yönetmenden kurulu değildir...ama bu film abidik gubidik bir yönetmen tarafından yönetilmiş olsaydı yada adı sanı duyulmamış kişiler tarafından oynansaydı o zaman yorumlar ne olurdu merak ettim...paso taşlardık başka bi şey olmazdı...filmde bence gayet sıradan...karı koca birbirlerine kur yapıp duruyolar...","label":4} {"text":"En basit filmlerin bile -son saniyesine kadar- sonunu tahmin edememe özelliğine sahip biri olarak, bu filmin sonunu ilk yarım saatte doğru tahmin etmemin ardından sevinç nidalarıyla caddelerde deli danalar gibi bir oraya bir buraya koştum. Varın gerisini siz düşünün.","label":6} {"text":"Film sadece germek için yapılmış. Anlamsız boş bir senaryo ve sonu da anlamsız bitiyor. İzlemeseniz de olur.","label":2} {"text":"Filmden bana güzel kalan tek şey varsa o da Catherina Zate-Jones'tur, hele final... çekilmese bence daha iyiymiş.","label":4} {"text":"Kahkaha attıracak film arıyorsanız bu film o film değil.","label":5} {"text":"klişelerle dolu sonu başından belli vs vs vs","label":5} {"text":"Bizler biliriz ki dünyanın kurtarılması söz konusu ise Amerika devrededir. Onun için herkes rahat uyusun. Bizim elimizden gelen evlerimizi naylonla kaplamak. İyi ki varsın ABD-Hollywood sayenizde rahat rahat uyuyoruz.Bunun dışında film bence baya eğlendirici. Bruce Willis faktörü de cabası.","label":8} {"text":"Kesinlikle çok etkileyici bir film.. Savaşın, çaresizliğin çocuklar üzerinden yansıtıldığı, onların psikolojisi üzerine çekilen bir film.. Amerika-Irak savaşından önce Türkiye -Irak sınırındaki bir mülteci kampında yaşayan ve mayın toplama işinde çalışan çocuklar bir savaşın ortasındadır.. Fakat şartlar ne olursa olsun onlar yine çocuktur.. Bu filmde belki görsel bir şölen izleyemezsiniz ya da büyük bir aşk hissedemezsiniz sadece gerçekleri görebilir ve o çaresizliği hissedebilirsiniz. Bahman Ghobadi'nin bir diğer filmi olan Sarhoş Atlar Zamanı filminide izlemeyenlere öneririm, o film de en az bu film kadar etkileyicidir..","label":7} {"text":"Bergenin tüm filmde sadece 2 adet şarkı vardı ve 1 i bergenin sesi.. O güzelim şarkılardan mahrum bıraktınız farah I dinledik. Bergenin sesini duymak isterdik hepsinde","label":4} {"text":"Aslında özgün bir senaryo değil. Köprü hikayesi it's a wonderful life filminden alıntı.","label":5} {"text":"Oyuncular çok iyi hikaye boş 2,3 sahnesi dışında komik bir tarafı yoktu boş zamanlarınız için güzel film","label":7} {"text":"IMDb ve beyazperde puanlaRına rağmen Clive Barker hatRına otuRdum izledim..koRkulaRın üzeRine gideRken biz izLeyenLeRi geRilim içiNe soKmayı başaRan bir hikaye kaRşınızda.","label":8} {"text":"Filmi yerin dibine soktuk, hem IMDb'de hem burada 3 puanı çaktık, lakin bu filmden sonra Michele Morrone 13 Milyon takipçi kazanmış jsjdhshs","label":3} {"text":"Yani ilk film de çok iyi sayılmazdı ama bu resmen Hayalet sürücünün parodisi gibi olmuş. Bazı sahnelerde gülmekten gözlerinizin yaşarması kaçınılmaz. Şiddetle uzak durulmasını tavsiye ediyorum.","label":0} {"text":"İlki çok daha ayrıydı bambaşka güzeldi, gayet güzel olmuş sadece Yiğit karakteri bile yeter ama sinem kobal biraz oyunculuk dersleri alsa iyi eder çünkü hiç gerçekçi değil, yapay bir oyunculuğu var","label":6} {"text":"Resmen çığlık filminin aynısı öldürenler bile benzer. Salak saçma sadece erotizm destekli bir film. Filmde önüne gelen göğüslerini açıyor. TAMAMEN VAKİT KAYBI...","label":0} {"text":"Hikaye güzeldi. Kadir inanır ve Rüçhan Çalışkur iyi oyuncular. Yalnız o diyalog sahneleri neydi öyle yahu. Piyes provası gibi, sırayla birbirlerinin repliklerini bekleyerek...","label":6} {"text":"Oslo ve reprise'a göre daha az sert olan trier filmi. özellikle oslo'daki inceliği ve yakaladığı hassas ayrıntıları thelma'da göremedim. tanrı/babanın telkini ile kendi kendisine dahi ötekileşen thelma'nın, bastırdığı duygu ve düşüncelere karşı vücudunun verdiği tepkiye engel olabilmek adına yadsıma yolunu seçmesini ''yoketme'' olarak kulanıyor trier. ilk günahın karşısında yine affedici baba ve günah çıkaran thelma var. kendiliği için mutlak kabul ettiği ''aile'' resmine kontur atarak kendisini bulan thelma otoriteyi yıkıyor ve kendisini otoriteden, anneyi de iktidardan özgürleştiriyor. ayağını bastığı yer bu noktalar diye düşünüyorum. tarihte bir takım fiziksel reaksiyonların olağandışılık olarak kabul edip tanrısal atıfla infaz edilen cadılığa filmin sonunda baba ile cevap verilmesi hoştu.","label":7} {"text":"calal şengör hocayı jeolog olmaya sürükleyen filmdir kendileri. siz siz olun filmin gazına gelip jeolog olmaya kalkışmayın","label":8} {"text":"Konu bütünlüğü 0 , komedi desen 10 üzerinden 2 .. Anlık güldürgeçler , büyük küfürler.. Verdiğim bu puanda büyük göğüslü hatuna.. Aman ha bedava film bulduk izlemedik diye indirmeyin , sakın sakın gidip dvd almayın , kendinize bunu yapmayın..Benden bir tavsiye size..","label":2} {"text":"Sanki dünyaya gelmiş geçmiş tüm oyuncular ile denense de Demet Akbağ kalitesine ulaşılamaz gibi. Muazzamdı her sahne, her saniyesi!","label":8} {"text":"Toplumca kabul görmüş milyonlarca tabunun sağlıklı ya da sağlıksız olup olmadığına siz karar verin. Belki de bazen diğerlerine göre sağlıksız olmak büyük şans..","label":9} {"text":"john wayne yı alısık olmadıgımız tarzda romantık asık olarak ızlıyoruz. yorucu olmayan vakıt gecırmek ıcın seyredılebılır bır fılm.","label":0} {"text":"Daha bir gece öncesine kadar utandığı sütyeni ertesi sabah kıyafetinin üzerine giyerek dışarda dolaşması çok hızlı bir geçiş oldu bence ne oldu ya şimdi dedim uzun metrajda daha detaylı ilsaydı çok daha iyi olabilirdi ama bu haliyle sevmedim","label":3} {"text":"Filmi sadece agacların meselesi olarak bakarsak keyif alamayız.. Hallbuki her karesinde yer alan örtülü göndermelere, karakterlerin ve nesnelerin temsil ettigi kurum ve toplulukları özümseyebilirsek oldukça cesur bir film oldugunu görebiliriz.. Bir limon bahcesinin nasıl koktugunu bilmeden izlemeyin derim (=","label":7} {"text":"iyi mi kötü mü bilmem ama her izlediğimde ağlıyom","label":0} {"text":"Çok fazla şey beklememek lazım eh işte.... Mutlaka izlenmesi gereken bir film değil... Zaman kaybı da değil....","label":4} {"text":"Gişe öncesi iddialı söylemlerle lanse edilen & Mutlak Adalet&, söylemlerin büyük bir çoğunluğunu gerçekleştirerek, ülkemiz sinemasında nadiren karşılaştığımız psikolojik-gerilim türüne ait, başarılı bir yapım olmayı başarıyor.","label":5} {"text":"Kadro Şampiyonlar ligi seviyesinde olmuş:) Herkesin gözü De niro, Christian Bale, Bradley Cooper`a takılıyor ama, İlginç siması ve stiliyle Michael Pena gibi bir görev adamı olması gözden kaçmamalı Michael Pena bu kadronun Makalele`sidir.","label":6} {"text":"birebir mükemmel diyeceğiniz bir film olmasada izledikçe seyir keyfi veren hareketli güzel bir macera filmi olduğunu düşünüyorum. saoirse ronanıda performansından dolayı kutluyorum. gerçekten zor bir rolün üstesinden başarıyla gelmiş..","label":5} {"text":"\"They got my toe, Danny!\" :) The Pope of Greenwich Village referesi sayabiliriz, baya hoşuma gitti o sahnede. Tabii daha iyisi için American Dad sahnesi alır götürür, Roger...","label":6} {"text":"arkadaşlar öncelikle f,limi çekici yapan şey gerçek hayattan olması eğer ben ilk başta gerçek hayattan olduğunu görmesem aşırı vasat bir film diyecektim filmi izledim ve gerçek olduğuna inanmadım sonrada araştırdım gerçekten öylemiş. bence filmi sadece gerçek olay g,b, görüp izleyin 10 üz 6.8","label":5} {"text":"Bence ismi ve fragmanından ötürü tutucu bir film gibi görünse de nefes, savaşı eleştiren, eleştririrken de askerin üzerinden atmaya çalıştığı ölüm psikolojisini çok gerçekci bir biçimde izleyiciye sunan bir film. Bunun yanı sıra filmin mesajı bence empati kurmayan insanların kısır bir döngü içerisinde bir hiç uğruna yok olduğudur. Filmin sonunda ki askerin komutanının aksine teröristi vurmaması bu mesajı desteklemektedir. Birşey daha ekleyeyim, komutanın ağzından toplumun askere sadece 5 dakikalık kahraman muamelesi yaptığı görüşüne 100 % katılıyorum. Bence filmin en çarpıcı mesajı bu olmuş. Toplum olarak empati kuramıyoruz, ki kursak orada bizim için nefesini tüketen askeri düşünür, bu ülke için biz de birşeyler yapmaya çırpınırız. Sonuçta film çaprıcı adıyla, görsel efektleriyle ve de en önemlisi senaryosu ile mükemmel olmuş. Bu filmin yapımında emeği geçen herkesin ellerine sağlık...","label":8} {"text":"Bu iç burkan gerçek hikayeden yola çıkılarak yapılan filmin müthiş bir görüntü yönetmeni var. Sanki 1940 ların amerikan sineması özellikleri taşıyan film aslında sekanslarıyla lynch filmlerine benzemiyor. Hastalıgından dolayı uyuyamayan fil adamın odasında uyuyan bir normal insan resmi var. Hilkat garibesi ve sağlıklı ucubeler var.","label":8} {"text":"zellikle sonu hi tatmin edici deil. Mehmet gnsurun oyunculuk olarak bir nam yokki baz arkadalar yakmam demi ama. Balang iyiydi fakat gerilimi trmandramadlar.Bu arada Klasik amerikan otoban gerilimlerinden daha iyi.","label":4} {"text":"Bol bol fuckingli muckingli konuşmadan başka bi b. k yok gereksiz bir film olmuş bence. Komedi namına birşey yok. Tavsiye etmiyorum. 3/10","label":0} {"text":"bu kadar sakinlik içinde bu kadar sizi sürekleyen bir film uzun zamandır karşıma çıkmadı desem yeridir , Ben Afflek e karşı olan antipatim biraz olsun kırıldı sanırım , ancak oyunculuklarını asla tartışamam.herkes hakkını vermiş.hikaye kurgusu senaryo tam david fincher tarzında olduğu için mutluyum izlenesi güzel bir film","label":7} {"text":"Herkez Garry Marshall, Robets ve Gere üçlüsünü tekrar bir arada görünce yeni bir Pretty Woman izliyeceğini düşündü ama basit senaryosu bir çok klişesi Gere'in kötü performansıyla ortalama bir romantik komediden öteye gidemedi.","label":5} {"text":"Çok beğendim filmi oyuncuların samimi hareketleri ve konuyu ele alış biçimi çok güzeldi. Özellikle eve davet edilmeden girdiği sahne çok etkiledi beni.. 10/8","label":7} {"text":"Poker denen oyuna hiç ilgim olmamasına rağmen beğendim. Umarım bende bir sorun yoktur.","label":6} {"text":"Çingeneleri, yaşamlarını, hayata karşı o neşe dolu duruşlarını seven biri olarak izledim filmi. Zaten yönetmen Tony Gatlif yaptığı filmlerde beni hep aşil tendonumdan vuruyor. Kısacası izlenilesi ve izlettirilesi bir film...","label":8} {"text":"Genel olarak baktığımzda çevremde, sinema konuştuğumuz ortamlarda herkes eskisi gibi değil ama yine de izlenir yorumunu yapmış, hemen hemen bende bu yoruma katılıyorum, ama şuna değinmek istiyorum eski Hababam Sınıfı filmlerinin IMDB'de 8 in altında puan almamış olmasına rağmen bu filmin 2.5 gibi bir puan alması aslında anlatılmak istenen herşeyi gayet net bir biçimde ortaya koyuyor..","label":3} {"text":"NORMAL İZLEYEMİYORUM FRAGMAN İZLİYORUM 1 2 2 2 22 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 22 2 2 2 2 R R Efe R","label":1} {"text":"bire bir aynı olmamakla beraber handgun-yani tabanca sınıfında namlu üzerinden nişan alma diye ifade edilecek bir yöntem var, ya da belli bir vücut duruşunu koruyarak bir hedefe bakmadan ateş edebilmek mümkün ama bu filmdeki gibi olur mu bilmem. Alman GSG-9 biriminin MP-5 PDW'yi bu şekilde, yani klasik göz-gez-arpacık sistemi olmaksızın kullanmayı öğrendiği biliniyor. Çok da kötü değildi ama.. yani bugün ABD'de şehir içme sularına ilaç katmayı düşünebiliyorlar, neden tüm toplumu bir ilaçla duygusal tecrite tabi tutmasınlar ki... Silah tekniklerinden çok bu konu önemliydi. Vicdan ve duygulanımda nötr bir robot toplum.","label":8} {"text":"Mr. Magorium’s Wonder Emporium ya da Sihirli Oyuncakçı, tamamen beklentisiz izlediğim bir filmdi. Ancak yine de filmin eğlenceli -en azından bir parça- olması yönünde küçük ve rutin bir beklentim vardı...Sihirli Oyuncakçı, verdiği mesajlar açısından takdire şayan bir film olsa da bir sinema eseri olarak korkarım sınıfı geçmekten uzak...Hoffman, yılların deneyimiyle gayet iyi bir performans sergiliyor filmde. Portman da aynı şekilde, canlandırığı Molly Mahoney karakteriyle -sıradışı olmasa da- iyi bir iş çıkarıyor. Bunun yanı sıra muhasebeci Henry Weston yan rolünde gördüğümüz Jason Bateman fazla hareketlendirmemiş filmi ancak Hoffman ve Portman’ın yanında sırıtmadığı da bir gerçek...Beklediğim kadar eğlenceli bir film değildi Sihirli Oyuncakçı ancak kötü bir film de değil kuşkusuz. Belki biraz daha hareket katacak unsurlar olsa filmde iyi bile sayılabilirdi aslında. Ama bu haliyle yer yer sıktığını inkar etmek zor...","label":6} {"text":"Fragmanı izledikten sonra Ezgi Mola varsa kalitelidir, güzeldir, gülerim diye gittim bugün filme. Ama hayal kırıklığıydı. Filmin bütün komik sahnelerini fragmana koymuşlar. Sadece fragmanı izlemek yeter yani.","label":4} {"text":"İlk filmide görmüştüm. Buda günümüz versiyonu. bence güzel film.","label":7} {"text":"Hayır, bir film bu kadar absürd olamaz! Saçmalık derecesinde komik açılış jeneriğinden başlayıp ciddi anlamda gördüğüm en absürd finalle sona eren bir başka Monty Python harikası. The Knights who say \"Ni!\", Lancelot ve yumuşakça prensin hikayesi, koskoca yuvarlak masa şovalyelerini dağıtan vahşi tavşan ve ortaçağ sosyalistleri akılda kalan sahnelerden. Ancak filmin en sevdiğim kısmı, Brave Sir Robin'in hikayesidir tartışmasız. Ah, tehlikeyle karşı karşıya kaldığında ne kadar da cesurca topuklamıştır kendisi! Life of Brian'dan sonra en sevdiğim Python filmi. \"Brave Sir Robin ran away Bravely ran away, away When danger reared its ugly head He bravely turned his tail and fled..\"","label":8} {"text":"Filmde tek beğendiğim; bazı sahnelerde kameranın açısıydı.. Bazı sahneler gerçekten görüntü olarak iyiydi... Ama sadece görüntü olarak.. Gerisi boştu benim için.. Yok bi Otto bi Ana neymiş adları tersten de aynı okunuyormuş.. O kadar sessiz ve sıkıcı bir filmdiki.. Oyuncularda gayet basitti.. Filmden almak istediğim duyguyu alamadım.. Hepsi çirkindi insanlar.. Dil zaten kulak tırmalıyor... Bence izlenmemeli.. Şöyle bir bakıp geçilmeli... Uykunuz gelmiyorsa izleyin.. Filme başladıktan 10 dakika sonra güzel bir uyku bekler sizi..","label":0} {"text":"Son zamanlarda iyi bir film izlemediyseniz tavsiyemdir..eleştirilere fazla aldanmayın derim..10/7","label":6} {"text":"Uzunluğu beni hiç rahatsız etmedi, oldukça güzeldi. Xavier Dolan'i Cynthia Erivo ile aynı sahnede görmekten aldığım tarifsiz keyif de cabası.","label":7} {"text":"slasher türündeki birçok klişe filmde yok. bunu sevdim.","label":6} {"text":"Atatürk bu kadar kötü gösterilmemeli her ickiden sonra yada basta türk bayragı ve atatürk kesinlikle gösterilmemeli","label":0} {"text":"Rezil saçma gereksiz kötü yorum ne varsa onu hak edecek bir film uzak durun kesinlikle izlemeyin.","label":0} {"text":"Çok güzel izlenesi bir film.bazı sahnelerde her hint filminde olduğu dövüş sahnelerinde abartı olsa da konusu güzel :)","label":9} {"text":"Amerikalılar kendini övmekten başka bişey bilmezler herkes kötü onlar mükemmel saçma bi film bence izlemeye değmez","label":1} {"text":"BU SİNEMAYI İZLEDİKTEN SONRA YANIMDA OTURAN Bİ AİLE ''HEMEN EVE GİDİP ÇOCUKLARIMA SARILCAM '' DEDİĞİNİ DUYDUM. DUYGUSAL İÇERİKLİ DERS NİTELİĞİNDE HER ANNE BABANIN İZLEMESİ GERKEN GERÇEK HAYAT HİKAYESİ. EMEĞİ GEÇENLERE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. KİMSE SESSİZ KALMASIN.","label":8} {"text":"yorum yüzünden taşlanacağım ama hazırım. aşırı abartılan bir film. aynen kardeşim modern dünyada bireyin kendini dağa taşa vurup vahşikapitalizmden çarpık aile bağlarından ve çıkar ilişkilerinden kopması aynen. harvard'ı bırakıp hippilerle takılmakla gerçek yaşamı öğrenmek aynen. bu kadar basit hikayeleri allayıp pullayıp efsane film yapıyorlar ya insan hayret ediyor.","label":4} {"text":"Alman panzer birliği harika bir görüntü sunuyor...","label":6} {"text":"Konusu bazı kesimleri rahatsız edebilir.","label":7} {"text":"filmin en çok anlatmak istediği: herkesin illa bir sona, cevaba ulaşmak istemesi. önümüzdeki soruların aslında ne kadar önemli olduğunu kestiremediğimizi özetliyor. dişçi hikayesi çok dikkat çekici ve meraklandırıcı bir hikayeyken sonunda bir cevabın olması gerekliliği düşüncesiyle anlamını yitiriyor. çünkü o kadar alışmışızki 2. ci 3. cü sınıf aksiyon film yapılarına, belli bir düzen içinde ilerleyen yapıda sonunda mutlu son olursa klasik sayabileceğimiz mutsuz son olursada kült kabul edebileceğimiz kalıptan bizi çıkartıyor bu ciddi bir adam. sonunda hatta başında bile bol soru işaretleriyle başlıyor film. ama jefferson airplane grubundan grace slick bize en başta cevabı veriyor... and all the joys within you dies... en bilinmeyen cevaba, eğlenceye nasıl dahil olacağımız belirtilmiş zaten","label":7} {"text":"Fransızların Hollywood'a cevabı bu film.İçerik açısından da Amerikan örneklerine oranla daha başarılı.","label":6} {"text":"İlgim olan bir hikaye değildi, konusunu da pek araştırmadan izledim aslında. Gerçek hikayeden uyarlama, çok daha vurucu olabilecekken çok etkileyici olamamış bana kalırsa. Bu yüzden olacak ki biraz gölgede kalmış. Bir de bazı yerlerde değinilmiş ve haklılık payı olan senaryo kopuklukları var. Geniş bir olay anlattığı için kısa geçişler yapıyor. 85 yıl sonrasında geçen mahkeme sahnesini pek anlayamadım ben. Bir de Newt amcamızla Serena yengemizin hikayesi çok iyi aktarılmamış bana kalırsa. Öte yandan dönemin atmosferini harika yansıtmış. Eksiklerine rağmen iç savaş içerisindeki bir ülkede, özgürlüğünün savaşını veren insanların hikayesi 2 saat 20 dakika boyunca sıkılmadan izleniyor.","label":6} {"text":"Tüm Sırların Sahibi Kız, M.R. Carey'in ünlü romanından uyarlanmış ve başrollerinde Gemma Arterton ile Glenn Close'un bulunduğu bir zombi-gerilim filmi. Ve bu film de Melanie adlı bir çocuk hakkında. Melanie, askeri bir tesisin içerisinde diğer çocuklarla birlikte yaşayıp eğitim görmektedir. Fakat artık dünyada hayatta kalan çocuklar yarı zombi yarı insan olduklarından (insan eti kokusu alınca zombiye dönüşen, ama normalde insan gibi düşünebilip davranabilen kişiler yani) yoğun koruma altında tutulmaktadır. Bir gün bu askeri tesisin güvenlik duvarları yıkılır ve zombiler içeri girmeye başlarlar. Bunun sonucunda da Melanie, öğretmeni Bayan Justineau, Doktor Caldwell ve birkaç askerle birlikte üsten ayrılıp hayatta kalmaya çalışırlar. Filmin iyi yanlarından başlamak istiyorum. Öncelikle bu film çok güzel gözüküyor. Gerçekten. Başarılı bir sinematografi, çarpıcı sahneler ve farklı bir senaryo barındıran bir film var karşımızda. Filmin kendisi her ne kadar bu iyi yanların hakkını veremese de, ortaya çıkan sonucun bir hayli iyi olduğunu belirtmeliyim. Oyunculuklar çok başarılıydı. Gemma Arterton ile Glenn Close'un performanslarına bayıldım doğrusu. Filmin büyük bir kısmını onlar götürmüşler, onları izlemek çok zevkliydi. Ama filmi çalan asıl kişi, Melanie'yi oynanan kız Sennia Nanua'nın performansıydı. Nanua, bu rolü resmen sahiplenmiş ve ortaya görülmesi gereken bir performans çıkarmış. Filmin en iyi yanlarından birisi de oydu. Bunun dışında bu filmi izlerken hiç sıkılmadım. Evet, bazı sahnelerinde tempo düşse de genel anlamda bu filmi büyük bir merakla izledim. Her şey hızlı ve etkileyici geliştiğinden seyirciye yaratılan etki daha da başarılı olmuş bu filmde. Şimdi de filmin kötü yanlarına değinmek istiyorum. Her ne kadar bu filmi izlerken keyif aldıysam da bu filmin kocaman bir sorunu vardı: Mantık hataları/saçma sahneler! Eğer bu filmi izlerken beyninizin off düğmesine basarsanız, epey başarılı bulacağınıza eminim. Fakat bu filmi izledikten sonra, kafamda bir ton sorunun biriktiğini fark ettim. Hatta aklımda kalanlar ile buraya bir listesini çıkarmaya çalışacağım (burası ağır spoiler içerir, uyarmadı demeyin). [spoiler]- Melanie, tesiste çalışan askerlerin isimlerini öğrenmeyi nasıl başardı? - Neden Bayan Justineau, birdenbire Melanie'yi kendi kızı gibi sevmeye başladı? Melanie'nin hikayesinin Justineau'yu ağlatması pek de iyi bir neden değil açıkçası çünkü bu tarz durumlar okuldaki törenlerde de yaşanıyor bazen. Diyelim ki bunun arkasında çok iyi bir neden var, aralarındaki öğretmen-öğrenci ilişkisi ne zaman bu kadar önemli bir boyuta ulaştı? - Melanie'yi diğer öğrencilerden farklı kılan özellik nedir? O da diğer öğrenciler gibi yarı zombi, yarı insan. Tek farkı derse katılması ve askerlerin adını söylemesi. - Neden Doktor Caldwell, Melanie'nin söylediği rastgele numaralara denk gelen çocukları deney olarak kullandı? Caldwell, kendisi seçemez miydi? - Zombilerin baskını sırasında dışarıda, Melanie'nin bir erkek askeri ısırdığı sırada hemen yanındaki bayan asker niye ateş etmedi? Melanie ona doğru koşunca da niye silahını yere attı? Onu kolayca öldürebilirdi. - Tesisteki diğer askerlere ve çocuklara ne oldu? Onlar neden bu kadar önemsiz? - Ekibin ormanda su topladığı sahnede neden askerlerden bir tanesi susturucu takın uyarısına rağmen bir saçmalık yapıp susturucusunu takmadı? Bundan sonra da bütün zombiler hangi ara oraya geldi? Fight Club gibi bir ekip oluşturup pusuda bekliyorlar mıydı yoksa? Ve hayır, Melanie'nin Onlar yalnız da ondan.& cevabı doğru değil. - AVM sahnesindeki zombiler neden öylece duruyorlardı ve niye hareket etmiyorlardı? - Ekibin zombilerden korunmak için sürdüğü özel kremin bir işe yaradığını düşünmüyorum. Zombilerin arasından geçseler bile o sessiz ortamda çıkardıkları sesler çok rahat duyulur bence. Zombiler sağır olmadığından, filmin zombileri anlatış tarzının eksik olduğunu düşünüyorum. - Hareket etmeyen zombilerin içerisinden neden bir zombie bebek arabası ile ilerliyordu? - Bu zombi kalabalığının içerisinde neden sadece birkaç zombi silah sesine tepki verdi de diğerleri öylece durdu? - Ekibin hastaneye benzeyen yerde kalmaları hiç güvenli değildi bence. Justineau'nun bir zombi öldürmesine rağmen herkes kapılar açık, rahatça yattı. Halbuki binanın içerisinde daha fazla zombi olabilirdi. Acemi şansı olabilir belki. - Hastanenin önünde toplanan zombileri dağıtmak için dışarı çıkan Melanie, bir kedi yedikten sonra neden her şeyi unutup uzun bir süre orada oyalandı ve şans eseri orada duran köpeği görünce hemen harekete geçti? - Mantarların oluşturduğu dağdan dünyanın her tarafında yok mu? Sadece orada mı var? Eğer bunun yakınında sel veya yangın olursa bütün insanlığın, buranın içerisinden çıkan gazın sonucunda öleceği bilgisi verildikten sonra... Yani dünyanın herhangi bir yerinde, bundan haberi olmayan birisi kazara bunu yaksa ne olacaktı? - Siyahi asker Kieran'ın yaptığı saçmalığa hala inanamıyorum... Yaptığı şey şu; ortalarda yarı zombi yarı insan olan çocuklar var ve Kieran da yiyecek arıyor tek başına. Ve yerde bir yiyecek kutusu görüyor. Alıyor. İleride bir daha görüyor. Alıyor. Ve böyle ilerleyip karanlık bir dükkanın önüne geliyor. Ve oradan içeri giriyor! Bu mantık, Scooby Doo ve Sünger Bob gibi animasyonlarda geçiyor zaten, bir askerin böyle bir şeye kanmasına inanamadım! Ve sonra da orada çocuklar tarafından tuzağa düşüyor ve tam ölmek üzereyken Kieran diyor ki: Bana daha fazla yaklaşmayın yoksa elimdeki el bombasını patlatırım!& diyor ve çocukların ona saldırmasına rağmen Kieran, elindeki bombayı patlatmıyor! Bu gerçekten de saçmaydı. - Neden Melanie ile çocuk zombilerin lideri Fight Club tarzında bir kavgaya girişti? Silahla hepsini anında vursalardı olmaz mıydı? - Doktor Caldwell ile asker Parks'ın gecenin bir vakti Melanie'yi bulmak için dışarı çıkmalarındaki amaç neydi? Melanie şehri biliyor zaten, ona bir zarar gelmeyeceğini de biliyorlar. Bunun sonucunda da ikisi ölüyor zaten. O zaman niye böyle saçma bir şeye kalkıştılar ki? - Ve son olarak da finale geldi sıra. Final şu: Melanie, mantarlardan oluşan dağı yakıyor ve bütün insanlığı yok ediyor. Bu sırada da sonsuza kadar (!) oksijen soluyabileceği, güvenli bir cam laboratuvarın içerisinde hapsolan Justineau dünyada kalan son kadın olarak bu ufak yerde, hayatının geri kalanını yarı zombi yarı insan çocuklara ders öğretmekle geçirir. Bu sahneyle ilgili ters giden o kadar çok şey var ki, anlatamam. Tek bildiğim şeyse, bu sonun saçma olduğu.[/spoiler] Bu kadar uzun bir yazı yazdığıma göre bu filmi hiç de sevmediğimi düşünüyorsunuzdur. Açıkçası, hayır! Bu filmden epey hoşlandım açıkçası. Güzel performanslar, başarılı sahneler ve yaratıcı bir konuya sahip bu film. Filmin mantık hatalarını bu kadar uzun yazmamın sebebiyse, ortada bir başyapıt olabilecek materyal varken ortaya izlesen de izlemesen de bir şey kaybetmezsin türünde bir işin çıkmış olması. Bu filmi sevebilirsiniz de, sevmeyebilirsiniz de. Ben sadece materyale ve ortaya çıkarılan sonuca saygı duyuyorum, o kadar. Eğer bu filme benim olduğum kadar kafayı takmazsanız, elinizde izlenebilir bir türde, farklı bir zombi filmi var aslında. Ya da eğer sadece benim eleştirdiğim noktalara odaklanırsanız, bu filmden nefret edersiniz. Benim fikrimse, bence bir göz atmanız. Tüm Sırların Sahibi Kız, kesinlikle göz atmaya değer bir film ve her ne kadar çok başarılı olmasa da, şu an vizyonda olan çoğu filmden daha başarılı. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Gemma Arterton, Glenn Close ve Sennia Nanua'nın oyunculukları. + Yaratıcı fikirleri. + Hiç sıkıcı olmaması, seyirciyi yavaş anlarına rağmen sürüklemesi. + Ufak detaylar, sinematografi ve zombilere yapılan makyajlar. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Bir sürü eksik, gereksiz ve mantıksız olan sahnenin bulunması. - Finali. TOPLAM PUAN: 6.5/10","label":5} {"text":"Yaratılan öcülerle yetiştirilen eğitimsiz, tüketici, lümpen insanlar bir de ekonomik olarak alt gelir grubundan iseler ırkçılığa çok uygun bir zemin de yaratılmış oluyor. Buna, hep yapıldığı gibi dinin manüplatif gücü de eklenince, kullanılan renkler ve görüntülerle toplumsal cinnet ve ırkçılık başarıyla anlatılıyor gibi iken, nalına da mıhına da vurma isteği konuyu basitleştirip sıradanlaştırmış... 65/100","label":6} {"text":"Senaryosunu, Arjantin'de yaşanan tarım ilacı& kaynaklı çevre felaketlerini, psikolojik gerilimin zirve yaptığı halüsinasyonlarla dolu bir kurgu ile betimleyen aynı isimli, Türkçe'ye de çevirilerek basılmış olan kendi romanından (2014) uyarlayan Samanta Schweblin ile beraber yazan Peru'lu sinemacı Claudia Llosa'nın yönetmen koltuğunda oturduğu “Distancia de rescate / Rescue Distance (Kurtarma Mesafesi) / Fever Dream”, son dakikasına kadar gizemini koruyan bir korku filmi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, yapımcıları arasında favori yönetmenlerimizden Şili'li Pablo Larrain'in de bulunduğu bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım... Romana göre başkent Buenos Aires'ten yola çıkarak, şarkılar söyleyerek ilerledikleri otomobillerinin içindeki Amanda (María Valverde) ve hep kurtarma mesafesinde tutmaya çalıştığı küçük kızı Nina (Guillermina Sorribes Liotta), kendilerine (filmin çekimleri ABD, Peru, İspanya ve Şili'de yapıldığı için yine romana göre&) Arjantin taşrasındaki, tarlalar arasında yer alan kasabadan 20 dakikalık yürüme mesafesindeki, yazlık olarak kiraladıkları bir yüzme havuzu da bulunan evlerini gösterecek olan Geser'i de (Horacio Marassi) yanlarına alarak yollarına devam ederler... İlerlerken geçtikleri köprünün altındaki ırmağın üzerindeki sandal da oturmakta olan on iki yaşındaki David'i (Emilio Vodanovich), Amanda ilk kez görür... Derken... Evlerine yerleşir yerleşmez de elinde iki kova, içilebilir nitelikteki temiz su ile aynı David'in yerel bir çiftlikte muhasebeci olarak çalışmakta olan annesi Carola (Dolores Fonzi) ziyaretlerine gelir... Kısa sürede kaynaşan iki kadın, birbirleriyle kendi hikayelerini paylaşmaya başlarlar... Ve böylelikle biz de Carola'nın, iki kısrağı olan at yetiştiricisi talihsiz kocası Omar (Germán Palacios) ile de tanışmış oluruz... Neden mi, talihsiz olarak tanımladık Omar'ı? Zira kısrakları ile çiftleştirmek üzere bir komşu çiftlik çalışanının aracılığı ile sahibinden habersiz olarak iki günlüğüne ödünç aldığı aygır, içtiği sudan zehirlenerek ölmüştür... Üstelik aynı sudan, henüz daha dört yaşındayken David'de (Marcelo Michinaux) zehirlenmiş olup, acilen müdahale edilmemesi halinde o da aynen at gibi telef olup gidecektir... Bu durumda Carola, oğlunu kucakladığı gibi atladığı bir sandal ile doktor yerine doğrudan Yeşil Ev'deki, yabani ot ve ilaçlarla arası iyi olan yaşlı kadının (Cristina Banegas) yanına koşturur... Yaşlı kadının Carola'ya önerisi, ruh göçü (transmigration)& yöntemi olur... Yani ister inanın ister inanmayın; doğa üstü& bir uygulama ile David'in ruhunun, sağlıklı olan bir başka bedene transferi yolu ile zehirin etkisinin, ikiye bölünerek yarı yarıya düşmesi sağlanacaktır... Başkaca bir çıkar yol bulamayan Carola, tam dört saat sürecek olan bu işlemin yapılmasını kabul eder... Ancak süreç tamamlandığında, Carola'ya göre sağlığına kavuşan (dört yaşındaki) David: Her ne kadar (on iki yaşındaki) David, tam sekiz yıldır ısrarla aksini iddia etse de, kucaklayarak getirdiği kendi David'i olmayıp tamamen farklı bir canavara dönüşmüştür... Aslına bakarsanız; Amanda'da, fazlasıyla saçma bulduğu bu ruh transferi hikayesine inanmamıştır... Gerçekte haklıdır da Amanda... Neden mi? Dakika 34... Geride, yaşanan olayların ardındaki perdenin aralanarak, akıllardaki tüm soruların yanıtlanacağı 59 dakikalık bir bölüm daha mevcut... Filmin senaryosuna temel alınan romandan haberdar olunmaması halinde anlaşılması çok da kolay olmayacak olan filmi izleyeceklere keyifli seyirler,","label":5} {"text":"güzel bi belgesel olmasının yanısıra, tam bir müzik şöleni... rock müzik dinleyenler mutlaka izlemeli","label":6} {"text":"İran sinemasının önemli isimlerinden olan Cafer Panahi, 3 Hayat filmiyle İran'daki kadın ve sanat düşmanlığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bunu da oldukça doğal bir şekilde yapıyor. Bir kadını ciddiye almak için ölmesi gerekmesi filmin en ağır eleştirilerinden birisiydi. Yol, taş, çarşaf, inek metaforları da gayet güzeldi. Marziyeh'in abisinin Panahi'nin arabasının camını taş atarak kırması kadınların hayallerine vurulan bir darbeyi simgeliyordu. Yolun ortasında yatan erkek inek ise kadınların önündeki engeli simgeliyor, filmin sonunda Marziyeh'in siyah değil de beyaz çarşafla koşması umudu simgeliyor, filmin sonundaki yol ise yepyeni bir hayatın başlangıcını simgeliyordu.","label":7} {"text":"O kadar bekledikten sonra PETA'nın çekimler sırasında hayvanların telef olduğu açıklamasının ardından sinemada izlememeye karar verdim. Birileri milyarlarca dolar kazanacak diye hayvanlara eziyet edilmesine asla göz yumamam. Hadi koyunları anlarım da atları öldürmeyi nasıl başardıklarını sormak istiyorum yapım ekibine. Film için fazla bir yorum yapmak gereği duymuyorum. Bana göre herşeyiyle kusursuzdu. Çok beğendim tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Filmin içinde film izlerken, ana karakterin gördüğü rüyalar, şizofrenik haller filan derken, iyice konu sarpasarmış ama izlenir.","label":5} {"text":"bu film resmen çalıntı arkadaşlar.ünlü Exorcist filminin senaryosunda değişikliğe gitmişler. kadının yanında bir adam yer alıyor.bakmayın adam hanzonun teki,çocuklarının beslenme düzenine dahi saygı duymayacak kadar. içine şeytan giren kızımızın ise bu filmde bir kardeşi var.bununla beraber kızımızı bir rahip değil haham kurtarıyor. yani o kadar da çalıntı durmasın diye Exorcist filmindeki hıristiyanlığı musevilikle değiştirmişler. sonuç olarak film tam bir fiyasko.","label":0} {"text":"artık korku filmi olmasınn gerilim olsun korkmuyoruz","label":1} {"text":"\"yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin.\"","label":8} {"text":"İzlemeyi epeyce ertelediğim bir filmdi ve tesadüf ki Bridget in yaşına geldiğimde izlemiş oldum. Gayet sıcak, komik, eğlenceli bir romantik komedi... Bridget kendi halinde, dikkat çekici bir güzelliği olmayan ve asıl çekiciliğini doğallığı ile sağlayan bir kadın yani zaten amaç da bu. Başroldeki kadın oyuncu manken gibi bir şey olsa gerçekçiliği pek olmazdı. Özellikle de elbisenin altına giydiği o kocaman, korse çamaşır kısmına çok güldüm. Hugh Grant ise bu filmdeki rolü ile romantik, hassas tiplemesinin dışında birini canlandırmış ve çok çekici durmuş. Filmde yaşanılan aşk kısmına gelirsek tabi ki ütopik ama yine de kalpleri ısıtmıyor değil :))","label":6} {"text":"Marlon babanın flimde rolü çok azdı, ama adı yeter tabi. Robert De Niro ve Edward Norton, bu ikili harikaydı, hele norton un sipastik taklidi kusursuzdu. filmin ilk yarısının temposu çok düşük, olaylar ise ikinci yarısında başlıyor gelişiyor, ve de hiç ummayacağınız bir son !! izlenmesi gereken çok kaliteli bir film","label":9} {"text":"eğlencelik,sevimli bir romantik komedi :) boş vaktinizi değerlendirmek için bu film ideal.","label":5} {"text":"Gerçekten harika bir filmdi!!!","label":8} {"text":"Senaryoyu hakkında bir şey söyleyemeyeceğim. Al Pacino'yu izlemek bir zevk benim için. Odanın diğer yanından sesini duymak bile etkileyici.","label":7} {"text":"Oyuncuların, özellikle küçük kızın ve jönümüzün, performansları gerçekten mükemmeldi. Koreliler kesinlikle bu işi biliyor be arkadaş. Hani bazı filmler vardır, film başlar millet dalar birbirine, film biterken hala birbirlerine dalıyorlardır ve herkes ölür film biter. Hah işte bu film öyle değil, anlamsız sanatdışı dövüş sahneleri yok bu filmde. Adamlar özel kareografi hazırlamışlar 3 dakikalık sahneler için. Taktir-e şayan olmuş. Ayrıca, dövüş içerikli bir film ve gözlerim doldu. Bu daha da özel birşey benim için. Ahhh küçük kız Somee, gece gece gözlerimi doldurdun.","label":7} {"text":"Hiçbir şeyi beğenmeme timi sanırım buraya da dadanmış. Gayet güzel bir film. Yönetmen yine sade anlatımıyla, yerli yerinde kullandığı müziklerle, güçlü görüntülerle ve harika oyuncularla gayet güzel ve etkileyici bir film çekmiş. Filmi benzerlerinden farklı kılan ise biyografik olup, senaryosunun yaşananların birinci ağızdan anlatıldığı bir kitaba dayanması. Filmde duygu sömürüsü vb. yok. Olanların olduğu gibi aktarılmış olduğu hissine kapılıyorsunuz filmi izlerken. Uyarlandığı kitabı da okuyacağım şahsen.","label":0} {"text":"(...) Wes Anderson'ın kendine has büyüleyici dilini en geniş biçimde kullandığı yeni filmi Büyük Budapeşte Oteli tek kelimeyle yönetmenin başyapıtı. Muhteşem renklerle donattığı simetrik kareleri hayran bıraktırıyor. Katman katman açılan öyküde gizemden, komediye, romantizmden polisiyeye birkaç farklı türde birkaç farklı hikayeyi iç içe geçirerek anlatıyor. Eğlendirmeyi ve düşündürmeyi çok iyi biliyor. O kadar bol detaylı bir iş ki tek seferde her ayrıntıyı yakalamak imkansız. Defalarca izlenecek türden, eşsiz bir yapım yani.","label":9} {"text":"Herşeyden sıyrılıp kafa dinleyeceği yeni bir hayata geçmek isteyen Bridget'in şeytani planını uyguladığı bir hikaye. Ortalama bir film. Son sahne belki bir nebze sansasyonel olabilir. Masum karakterin günün sonunda zıvanadan çıkabileceği ve bu ilk zıvanadan çıkışının bedelinin bu kadar ağır olabileceğini pek beklemiyor insan :)","label":5} {"text":"Jackie Chan'ın oynamış olduğu en iyi film serisi olan Polis hikayesi serisinin üçüncü filmi. Keyifle izlenebilen ve defalarca izlenmesine rağmen sıkılınmayan filmlerinden biridir.","label":6} {"text":"B Guzel eğlenceli bir film idi","label":6} {"text":"sevdim","label":6} {"text":"Filmi Diane Arbus biyografisi gibi düşünmeden ve hayali bir hikaye olduğunu akılda bulundurarak izlemek lazım, değilse hayal kırıklığı yaratabilir. Hafif masalsı atmosferi ve görselliği filmin başarılı yönleri ama bir detayla aşkı öyle bir ifade edişi var ki, filmin olan kusurlarını da unutturdu ve aklıma kazınacak bir sahne daha eklenmiş oldu. Gene de izlemeden Diane Arbus ve çalışmaları hakkında bilgi edinmekte fayda var.","label":8} {"text":"en kötü adam sandler filmleri listesi yapılsa ilk 3'e girer..","label":4} {"text":"İzlemeden evvel filmle alakalı duyduğum şeyden ötürü izlemek istedim. Duyduğum şey ise film de Tayyip Erdoğan ın silah kaçakçılığı filmin de görüntüsü olduğu için bu filmi ülkemiz de gösterime yasaklamış olmalarıydı. Fakat gelgelelim görüntü arşiv kayıtlarında 1 saniye önemsiz bir sahne de geçiyordu o yüzden pek bir önemi kalmadı... Filme gelirsek ; Konusu itibari ile bana Savaş Tanrısı filmini hatırlattı ve savaşın iç yüzünü değil savaşın arkasında ki kirli para döngüsünü konu alan bir film. Bunu yer yer mizah yer yer eleştiri alarak yönetmen güzel bir şekilde bütün kitlenin izlemesine yol açmış ve gayet başarılı olmuş...","label":6} {"text":"Oldukça etkilendiğim bir film. İzlemeye başlamadan bu tarz bir film aklımdan geçmemişti. Ve oldukça kalite bir yapım olduğunu gördüm. Oyunculuklarda üst düzeyde. Filmin başlarında şiddet sahnelerini biraz yadırgadım ama sonradan hikayeyi anlayınca normal gelmeye başladı. aşırı şiddet ve kan görmeyi bünyeniz kaldırmazsa bence izlemeyin. Şahsen bende pek gelemem ama dediğim gibi konuyu anlayınca normal gelmeye başladı ama kesinlikle çok bu konuda oldukça ağır bir film. İzlemenizi tavsiye ederim. 9/10","label":8} {"text":"“El practicante / The Paramedic”, kısık ateşte pişen yemek tarzı senaryosunu da Rebeca Arnal, David Desola ve Hèctor Hernández Vicens ile birlikte yazan Carles Torras’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir gerilim filmi… Gelin isterseniz öncelikle, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu orijinal Netflix filminin hikâyesine şöyle bir bakalım ve böylece de aklımızda tutmamız gereken ana karakterleri birer birer tanımış olalım… Sağlık görevlisi olan ve acil çağrılar üzerine olay mahalline ambulans ile intikal eden Angel (Mario Casas), gündüzleri bir çağrı merkezinde çalışan, akşamları da köpek psikolojisi dersi almakta olan Fransız asıllı sevgilisi Vane (Déborah François) ile beraber yaşamaktadır… İşe, ambulans şoförü arkadaşı Ricardo (Guillermo Pfening) ile çıkan Angel’in en büyük özelliklerinden birisi, elinin uzunluğudur… Ki, böylelikle o, ikinci el mücevherat alım satımı yapan karanlık işlerin içindeki Fermin’in (Raúl Jiménez) sürekli müşterisi de olmuştur… Köpekli karşı komşu Vicente (Celso Bugallo) ve akşamları tek başına kaldığında sürekli havlayarak Angel’in adeta sinirleri zıplatan köpeğinin durumu da bambaşkadır… Vane ve özellikle de Angel’in, en önemli tutkularından birisi, bir an önce çocuk sahibi olmaktır… Fakat ne yazık ki, Angel’in sperm sayısı, tedavisi mümkün olsa da şimdilik bu iş için yeterli gelmemektedir… Neyse… Yine bir akşam mesaisindeki Angel ile Ricardo, acil durumdaki bir hastayı alıp ambulansla hastaneye doğru giderlerken, Ricardo’nun dikkatsizliğinin yol açtığı bir trafik kazasına karışırlar… Sonuçta piyango Angel’a vurmuş ve onun belden aşağısı felç olmuştur… Kendisine destek olan sınıf arkadaşı Roberto’dan sık sık telefon alan Vane’in durumu, şüpheye kapılan Angel’in zaten berbat durumdaki asabını iyice bozmuş ve bunun üzerine de sevgilisinin telefonuna “Hacker – Phone” isimli bir izleme programı yüklemiştir… Bir veteriner kliniğinden staj teklifi de almış olan Vane’in (Vanessa) vaziyeti ise, artık gerçekten de çok zordur… Zira sıklıkla, bir tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Angel’in psikolojik tacizleri ile anlamsız taleplerine maruz kalmakta ancak arkadaşlarının telkinlerine de rağmen onu bırakarak gitmeyi içine bir türlü sindirememektedir… Ta ki Angel’ın, kendi telefonuna bir izleme programı yüklediğini anlayana kadar… Doğal olarak bu durumda Vane’in yapması gereken en mantıklı şey, pılıyı pırtıyı toplayarak Angel’ı terk etmesi olacaktır… Ve bunu yapar da… Yalnız hemen belirtelim ki, filmdeki insana, “merhametten maraz doğar” dedirten ve izleyeni “sinir eden” gerilim dolu atraksiyonda asıl bundan sonra başlıyor… O nedenle bizde, hikâyenin gelişimine dair son noktamızı burada koyuyoruz… Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz tek husus, eğer iyi oyunculuk performansı ile süslenmiş gerilim filmlerinden hoşlananlardansanız, bu filme bayılacaksınız biçiminde olacak… Hatta zamanla bir psikopata dönüşen Angel’ı canlandıran Mario Casas’tan, rolünü başarı ile oynadığı için nefret bile edeceksiniz… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Güzel bi film. Hani 3 serilik orjinal filmde yapamadıklarını yapmaya çalışmışlar. Hani çokk da iyi demiyoruz eh işte demekte fayda var. Bu arada hey idi günler hey.","label":7} {"text":"Değişik bir konusu olan bu film oyuncu kadrosuyla beklentileri çok yükseltti lakin benim düşüncem sönük kaldı. Haluk Bilginer ve Köksal Engür filmi kurtaran önemli etkenler oldu. Ayrıca filmde Haluk Bilginerin okuduğu Ülkü Tamer'in Konuşma adlı şiiri de filme olan sempatimin önemli bir unsurudur.","label":6} {"text":"Başarılı bir yönetmenin izinden giden oğlunun ilk uzun metrajlı filmi... Zaten bu filmin en merak edilip ilgi çekmesini sağlayan şey de bu olsa gerek... Filme gelirsek çok kafa karıştırıcı, uzun bir sabır isteyen fakat herkese hitap etmeyecek film... Ne kadar Cronenberg filmlerinin ilgilisi de olsam bu film beni pek tatmin etmedi fakat ilerde daha iyi filmlerin gelceğinin göstergesi olduğunu düşünüyorum... Babasının izinden giden bir yönetmen ve çok sayıda güzel filme imza atcağına düşünüyorum.","label":5} {"text":"\"Bir çağa ambargo koyan Yunan sinemasından muhteşem bir nihilist film.\"","label":0} {"text":"Duygu yüklü bi animasyon...","label":7} {"text":"harika bir animasyon ,müthis bir emek var estetik görsellik,yetiskinler içinde geçerli sonundaki sahneden devami gelecegini düsünüyorum,çok zevk aldim...","label":9} {"text":"Görselliği vs harika bir film diyebilirsiniz fakat sinemaya insanlar film izlemek için gider dizi değil. Yüzüklerin efendisine de bağlanan konusuyla zaten sonu da olmayan bu filmi 3 serisi de tamamen çıkana kadar izlemeyin derim. İlk ikisini evde DVD den izleyin sonuncusu için sinemaya gidin. Çünkü yapımcıların hakettiği kesinlikle bu.","label":5} {"text":"Meir Zarchinin 78 tarihli çok ses getiren B filminin daha stilize bir işçilikle çekilen korku suç karması.En başta bu senaryo için film biraz uzun tecavüz sahnelerini istismar etmemesi çıplaklığın dozunu kaçırmaması ve ilk yarı için oyunculukların oldukça başarılı olması olumlu olsada filmin ikinci yarısında şiddet sahnelerini çok fazla istismar edip, oyuncu performansları çok düşmesi özellikle başroldeki Sarah Butler çaresiz kurban rolünde çok iyi performans göstersede intikam meleği olarak çok kötü, havada kalan bir çok şeyin olmasıda can sıkıyor bir ay ormanda ne yaptı bu kız cağız yada suya düşen kimse nasıl ortalıktan kaybolur(özellikle aksiyon olmak üzere bu saçmalığı her film kullanmaya devam ediyor) Ölüm sahneleri neden testere filminden fırlamış gibi, başına ne gelirse gelsin bir anda hiçkimse bu kadar değişemez(öldüremez demiyorum benim isyanım abartılı işkence sahnelerine) bide 45kg'lik bir kız nasıl olurda 5 pislik sert adamı(biri özürlü olsada) bu kadar kolay avlar.","label":4} {"text":"geniş oyuncu kadrosuyla ve eğlenceli konusuyla hemen içine çekiveriyor. türünün iyi örneklerinden ve es geçilmemeli.","label":7} {"text":"Ben eski film-yeni film ayrımı yapmam; iyi film-kötü film ayrımı yaparım. Bu film seyirciyi geren işlenişiyle, şeytanca kurgulanmış, ağzımızı açık bırakanfinaliyle tam bir kült film.8,5/10 spoiler Senaryonun tek aksayan yönü o nereden musallat olduysa kimse kendisinden yardım falan istememişken, durumdan vazife çıkaran ve hatta uyuyan kadının odasının içine kadar giren, utanmadanoturup bekleyen emekli dedektif bozması oldu. Adam öyle yapışkan ki, çam sakızı halt etsin. Teklifsizliğiyle beni çıldırttı ve neredeyse filmin içine girip onaağız-burun dalasım geldi. Bir de morg görevlisi vardı, mübarek sanki başsavcı: kocanın ağzında kaç dişi dolguydu, dizinin üstündeki bennasıldı, yok bilmem ne? Ulan sana ne, göster kadına cesedi: kocası değilken kocam mı diyecek? Tövbe tövbe... spoiler","label":8} {"text":"tek kelime ile berbat film. yani sacmalamak icin film mi yapilir ya. hic mi usenmediniz..yabanci filmler ornek alinsin..kaliteli bir senaryo uretin midemizi bulandirmayin","label":0} {"text":"Korku komedi filmleri bana çok çekici geliyor. Bunun sebebi sanırım ecnebinin -what if- dediği tarzdaki senaryoları sevmem. Yani korkunç veya aksiyon gerektiren olaylar halihazırda bu konuda uzman olan aşırı ciddi adamların değil de hayatla ve hayatta bulunduğu konumla dalga geçen, hayatı pek ciddiye almayan adamların başına gelseydi neler olurdu, bunu görmek çok hoşuma gidiyor. Bu film tabi ki dünyanın en iyi filmi değil, fakat bin türlü korku komedi filmi olmasına rağmen bu anlamsızca yorumlarda dayak yemiş. Sinefil puanı 7, tam da hak ettiği puan, ne eksik ne fazla.","label":6} {"text":"Filmdeki dramın başında aslında ebenin bilmediği bir şeyin olduğu. Anadolu da çocuk doğduğunda ağlamazsa ebe serçe parmağını bebeğin ağzına sokar dilini düzeltip bebeğin nefes almasını sağlar. Çünkü bebeğin ağzının içinde yapışkan bir sıvı vardır. Hani bazen yutkunamazsın ya öyle bir his. Ebe eliyle nefes yolundaki o zarımsı perdeyi açınca bebek ciğerlerine giden ilk nefesin acısıyla ağlamaya başlar. Filmde ebe napıyor. Bebeği önüne koymuş yüzüne bakarak hadi hadi yapabilirsin falan diyor. Senarist kendince bir adalet sağlıyor ancak ebenin ben yine de yetersiz olduğunu düşünüyorum.","label":7} {"text":"Çok kötü olmuş.. Nasıl bu kadar kötü film yapıyorlar, anlamıyorum.. O kapıcı nedir öyle?Gece yarısı elinde şekerle bekleyen o kişi nedir?Bir mesaj verelim demişler ama verdikleri mesaj, Türklerin bu işlerden anlamadığı olmuş..!","label":3} {"text":"Kitabı okumamış olsaydım, belki filmi beğenirdim. Kitabını çok kadar seven biri olarak açıkçası benim biraz kalbim kırıldı. Mehmet Açar şöyle bir şey demiş: \"Ponti'nin Avrupa kökenli olsa da sinema eğitimini ABD'de almasının kuşkusuz bunda büyük payı var. Romain Gary'nin romanı bence daha Avrupa tarzı bir sinemaya gereksinim duyuyor.\" Doğru söze ne hacet...","label":5} {"text":"Filmi izlemeye can atanlar pişman olacak! Film tam bir hayal kırıklığı! Woody allen napmış yaa","label":1} {"text":"Benim en çok dikkatimi çeken şey film boyunca cep telefonu olmadan hayatın nasıl döndüğüydü. Ve hoşuma gitti. Bizler ceplerşmizdeki küçük aletlere birer birer bağımlı hale geldik ve artık bu hal ekstrem bir durum almaya başladı. Filmdeki diğer bir tema ise arayış içinde yolculuk halinde geçen hayatlar. Biraz uzun ve yavaş ilerliyor aynı zamanda.","label":6} {"text":"The Night of the living dead ten sonra Romeronun en iyi filmi olduğunu söyleyebilirim, Türün meraklılarını tatmin edecektir.","label":7} {"text":"Alman yapımı harika bir film. Tarihin tozlu sayfalarında daha çok kişi tarafından keşfedilmeyi bekliyor. Tamam belki bir fight club değil ama yine de yeterince bilinmeyen underrated filmlerden biri. Ayrıca 01:33:36 da ne olduğunu da çözebilmiş değilim galiba arkadaşlarından biri ya da birileri onu izliyor. Her neyse 8/10 iyi seyirler.","label":7} {"text":"Oyununu oynamış biri olarak beğendim,aksiyon sahneleri ve tabiki FPS olayı baya bi iyiydi kötü tarafı olarak da sürekli karanlık ve boğucu ortamda geçmesi söylenebilir.7/10","label":6} {"text":"Kesinlikle muhteşem bir filmdi. Çok etkilenerek izledim. Ama en çok beğendiğim sahneler Nehir'in üstüne su dökülmesi ve köprüydü.","label":9} {"text":"Sinemadan çıktıktan sonra internette merak edip baktığımda bu filmin remake olduğunu gördüm. İlk filmi 90'lı yıllarda çekmişler. Kiefer Sutherland ilk filmde fakat başka bir rolde oynamış. Fazla bir beklenti içine girmeden izlenirse hikaye anlaşılır bir düzeyde kalıyor. Açıkçası sıkılmadan izledim. Hikaye fena değildi sadece kadro da star oyuncu olmaması filmin kalitesine gölge düşürmüş. Başroldeki Ellen Page(Courtney) hiç hazzetmediğim oyuncuların başında geliyor. İlginç bir yürüyüş şekli var. Kadına benzemiyor. Filmde en beğendiğim oyuncu Meksika kökenli Diego Luna (Ray) oldu.","label":5} {"text":"Anne Hathaway ile bizi tanıştıran film...","label":6} {"text":"Türek filmi diyoruz gelişmiyo e bundan doğal ne olabilir sinemayla ilgisi olmauan bir sürü insan doluşmuş papatya karabiber gibi antipatik bi senaryoda,,, müjdat gezeni beğenenler vardır belki ama adamda sinema yüzü yok ki ne derseniz deyin bu film yine de gişe yapabilir çok olmasada izlenir fiyaskodur ama türk sinama tarihi açısından...","label":1} {"text":"Fena bir film değil. Konu mantıksız. Ancak detaylara fazla takılmadan (kişiler bir virüs sebebiyle 12 saniyede nasıl fizyolojik değişikliklere uğruyor, eli kesilen birinin kanının akmaması, zombilerin neden kafayı sadece çılgınca koşturmacaya takması vb) bir Cuma / Cumartesi akşamı atıştırmalık birşeylerin eşliğinde hoşça vakit geçirebilirsiniz. Bazı sahnelerinde heyecanlı unsurlar da var. Brad Pitt'in orta karar filmlerinden. Bir Babel oyunculuğu beklemeyin.","label":3} {"text":"Bu zamana kadar izlediğim, çaresizliği anlatan en güzel film. Oyunculardan, çekim açılarına, müziklerinden kurgusuna kadar harikaydı. Az bilinen şaheserlerden gerçekten.","label":8} {"text":"Seneryo vasat ötesi Eğer oyunculuk orasını burasını açmaksa ve güldürememekse ve bir yetenek değilde herkesin üzerinden prim yapabileçeği birşeye dönmüşme mizah ve güldürme yönetemleri gelecek vahim güldürmek bir sanat bir yetenek küfredip oranı buranı açmak değil Kemal sunal gibi efsane oyuncularımıza hakaret olarak algılıyorum bunu yine filmde bi kaç yerde sadece bi gülümsedim ama oda sırf zamanım için bazı oyuncuları beğendim ama gerisi çöp 10/3 boş zamanında şiidetle önermem gidin bunun yerine Kemal Sunal filmlerini izleyin güldürmek nasıl yapılıyomuş öğrenir herkes","label":0} {"text":"Sinematik değil. İyi tamam hani değerli insansın da bu nasıl bir değerde gösteriliyor ki yüksek puan almış yapım. Filmin içinde sinemaya değer hiçbir şey yok. Yani bir şeyler olmasını bekliyorsun, ama yok! Bildiğin belgesel. Hani Oscar'a aday olması falan bence yine Yahudi oyunu. Ha tabi bir de İngiliz. Açık net diyorum hiç güzel bir film değil. Heyecan diye bir şey yok. Olaya girmeyi beklerden film bitti. Filmden çıkartacağımız en güzel şey insanların cinsiyet özgürlüğünün önemidir diyorum. Zaten dünyayı yok eden faşistçe aptallıklardır ya. Hiç öyle sağlam bir film izleyeceğinizi düşünmeyin. İyi seyirler. P: 5","label":4} {"text":"Acı içinde acıyı katmerleyip, ızdırap ve mücadele ile hayat yine de devam ediyor.. Devam etmesi inanılır gibi değil ama dönüyor işte dünya. Kıymetli ve acı, başarılı bir film :( Gen gibi bizde gözyaşlarımızı mecburi tebessümümüze yoldaş ettik.. Çok can yakıcı.","label":8} {"text":"a dream of dark and troubling thingsdir bu filmin tagline'ı. filmin gayet hakkını veren bir açıklamadır. tıpkı rüyalar gibi çözmenin, kurgu ya da mesaj aramanın alemi yoktur bu yüzden. lynch bizi uyutup bir kabusu hissetmemizi ister ve başarır. filmdeki her obje, her ses, her unsur hatta her diyalog kesinlikle rahatsız edici. aslında kabustan da öte, karabasan etkisi yaratıyor bu film bende. vücut uyuyor ama zihin sınır tanımadan saçmalıyor. hayal olduğunun farkına varılıyor ama uyanılamıyor. ki bunun somut bir örneği olarak filmin ilk karelerinde de henry ağzını açar ama sesi çıkmaz, gözleri açıktır ama hereketsizdir. tam bir fake wake tasviri.. teknik açıdan da ses ve imajları yapıldığı yılın imkanlarına göre hayli başarılı. hatta makyaj ve maketler o kadar inandırıcı ki (yazan oldu mu bunu bilmiyorum ama) stanley kubrick lynch'in o bebeği nasıl yaptığını çok öğrenmek istemiş. hatta para bile teklif etmiş ama vermemiş sırrını lynch.. tıpkı her lych filmi gibi metaforlardan yola çıkılarak burada sayfalar dolusu çözümlemesi yapılabilir ama bence gereği yok. vermek istediği hissiyat çok daha önemli ve bunu başaran bir film eraserhead. 8/10","label":7} {"text":"Ben çok beğendim. Gizem, gerlim tarzında özgün bir film.","label":8} {"text":"Ben beğendim. Serinin diğer filmlerini izlemiş benim gibi hayranlar bu filme bayılacaklar. Gönül rahatlığı ile yılın en iyi filmlerinden birisi diyebilirim. Aksiyon neredeyse film boyunca devam ediyor. Sanırım biz Star Wars hayranlarının aksiyonu sevdiğimizi bildikleri için bol aksiyon sahneleri var. Senaryoda da kopukluk gözüme çarpmadı. Kısaca Star Wars hayranlarının kesinlikle kaçırmaması gereken bir film. NOT: Bu kısım spoiler içerir:[spoiler] Film Star Wars evrenine göndermeler yapmış. Özellikle Darth Vader'in sahneleri acayip heyecanlandırdı beni. Özlemişim valla :) [/spoiler]","label":8} {"text":"kendi türünde son zamanlarda yapılmış en iyi filmlerden diyebilirim. son zamanlarda neredeyse her filmde gördüğüm jessica chastain sorumlu, iyi bir eş ve anne rolüne çok uymuş ama asıl mükemmel performans bana göre hollywood'da underrated olarak kalmış michael shannon'dan gelmiş. rolüne bürünmüş ve curtis'in o paranoyalarını, sorunlarını harika şekilde canlandırılmış. kısaca biraz ağır bi tempoda ilerlemesine rağmen kendisini çok rahat izlettiren oyunculukları ile göz dolduran bir film olmuş efenim izleyiniz","label":6} {"text":"2014 Oscar'ında oklar Frozen'ı gösterse de Croods gönlümde yatan favori animasyondur. Ele aldığı aile konusu, bağlılık ve sevgi çok güzel işleniyor. Çizimlerde ortaya çıkan hayali hayvanlar ise göz kamaştırıcı. Mutlaka seyretmeli!","label":7} {"text":"Gülümsedim mi? Evet. /I'm afraid that Mrs. Lafosse is dead./ /I'm a pianist, damn it. It could ruin me./ /Yes, god help me, yes/ :)","label":6} {"text":"Film bence kötü değildi DC farklı başlangıçları seviyor müzikleri BvS gibi çok iyidi Harley Quinn ise muhteşemdi will simithe birşey demiyorum zaten o muhteşem.","label":4} {"text":"İzlerken hoş vakit geçirebileceğiniz ve sizi 200 yıl öncesine götüren bir film. Fragmanı kötü olsa da film içeriği o kadar da kötü değil.","label":5} {"text":"Film o kadar mantıksız bir sonla bitti ki .. zaten oyunculuklar zayıftı . Yılmaz Erdoğan dizi bitse de gitsem modundaydı . Ciddi rollere yakıştırmıyorum Yılmaz Erdoğan’ı . En kötüsü de sonda babasının hapse girmesinden suçlu olanın bu işleri planlayan oğlu olması çıkmasın mi 🤣 oyy oy anlatılmaz yaşanır kötülükte bir film","label":2} {"text":"Geraed butlerin en iyi filmlerinden biri. Mükemmel aksiyon. Sadece Amerikan milleyetciligi yine öne çıkmış","label":7} {"text":"ne diye konuşuyosunuzki izle geç işte :D","label":7} {"text":"Macro çekimler harikaydı. Deneysel işlerin hastasıyız..","label":7} {"text":"Farklı olayım diye çok zorlarsan yapmacık olursun.","label":6} {"text":"muhteşem bir film yine önünde saygıyla eğildiğim filmlerden biri. bol aksiyonlu.. özellikle savaş sahneleri çok etkileyici filmin konusu tam \u00100 olmasada gerçekten uyarlamadır. unutmadan \"içimizdeki irlandalı\" cümlesi çözümlenebilir bu filmle :)","label":8} {"text":"Daha iyi olmalıydı, kesinlikle daha iyi olmalıydı. Sinemada izleyemediğim bu filmi çok merak ediyordum ama sonuç umduğum gibi olmadı. Olay örgüsünde bir takım eksikler var bence. Filmin başından itibaren, ara ara paralel kurguyla verilen (yavaşça kana bulanan gömlek) görüntünün ne olduğunu düşünüyorsunuz. Bu durum artık sonlara doğru Pacino'nun otel görevlisi kadına yaptığı itirafla aydınlanıyor ama bu daha güzel verilebilirdi. İşkenceye uğramış çocuk görüntüsü, dövülen kızla paralel anlatılabilir ve izleyici, kurt polisin vicdani kanun anlayışını niye bu şekilde uyguladığını daha iyi anlayabilirdi. Ayrıca dublajlı izlediğimden mi bilemiyorum, Williams'ın cinayeti işlerken takındığı ruh hali çok yetersiz verilmiş; bu duruma ne olan geçmişi hiç işlenmemiş. Cinayet sebebi sadece, öptüğü bir genç kızın kendine gülmesi olarak verilmiş. Bu da Robin Williams'ın canlandırdığı karakteri ve oyunculuğunu havada bırakmış, vs. vs... Peki iyi yönleri yok mu filmin, var elbette. Pacino ile Williams'ın sorgu sahnesindeki satranç oyunu güzeldi. Pacino'nun uykusuzlukla mücadelesi ve Yolundan sapma anlayışı filmin sonuna iyi bağlanmış. Sonuç itibariyle oyuncuların performanslarıyla dikkat çeken bir yapım. Onların hatırına izlenir.","label":5} {"text":"Korkunun yanından geçemeyen , kanlı sahneleri bol olan bir film olmuş..Çok gereksiz, saçma , abartılı sahneler ve unsurlar vardı filmde . Kanlı sahnelerle insanları korkutmaya çalışmışlar ama ortaya sadece gülünç durumlar çıkmış . Filmin konusuna baktığımda iyi birşeyler çıkar bu senaryodan diye düşünmüştüm ama maalesef yanılmışım . Gereksiz sahnelerin dışında psikoljik-gerilim üzerie kurulu film. İnsanların korkularını-fobilerini araştırıken sıra kendi korkularına geldiğinde hayatla yüzleşmelerini anlatıyor film. Konusu sizi yanıltmasın ama olumsuzluklar dışında gerçekten psikolojik olarak etkileyici ,küçük bir sahneylede ders vermeyi başaran bir yapım.Kanlı sahnelere dayanamayanlar hiç izlemesin bence . Vasat ve sıkıcı bir film..","label":4} {"text":"Bi oturuşta izleyemedim filmi, ertesi gün izledim kalanını ve bir hafta etkisinden kurtulamadım Izlemek isteyen izlesin tabi :)","label":4} {"text":"Farklı duygular barındıran ama nedense bişeyleri eksik kalıp doldurulamayan bir film. Get out filmide aynı duyguyu vermişti. Farklı hissettiriyor o kesin. Ama her iki filmdede hatalar ve boşluklar vardı. Get outtaki boşlukları görmezden gelebilirsiniz fakat bu filmdekini asla... ters köşe yapmak için bize yalan söyleyip kandıran yönetmen bana kendimi aptal gibi hissettirdi. Sebebinide spoiler vererek açıklamak istiyorum. Aslında finaldeki ters köşeyi tahmin etmiştim fakat imkansızdı çünkü önceki konuşmaları dikkatlice dinlerseniz böyle biley olamaz. Mesela en başta kırmızılı olan adelaide durumu anlatırken tam bir klon gibi konuştu siz gerçekken biz gölge idik. Kelepçeyi kadına takarken en azından bunu hatırladınmı diyebilirdi. Çünkü klon olan gerçek adelaide'ı tünelde kelepçelemişti. Kız kelepçeden kurtulduğunda neden kaçmadı sonuçta o klon değil. Kendi kararını verebilirdi. Eğer klonlar insanların yaptıklarının aynını yapıyorsa dışardaki klon neden içerdeki ikizinin yaptıklarını yapmıyorduda gerçek insan olan kız dışardaki klonun öğrendiği dansı öğrenip aynını yapıyor. Hadi diyelim aşağıda olmanın gerektirdiği bi hareketti bu. Peki ikizler aşağıda karşılaşırken kırmızılı kara tahtanın önünde adelaide'la konuşurken ona durumu açıkladığında deneyden burda unutulup terkedildiklerinden falan bahsederken neden hesap sormadı ona neden benim hayatımı aldın demedi. Gerçek insan olan adelaide'ın sesi neden öyleydi ve zor konuşuyordu. O sonradan konuşmayı öğrenmiş bir klon değildi ki. Nasıl olduda yaşları çokta küçük olmayan bu ikizler yaşanan her şeyi unutmuş olabilirler. Biri kendini klon zannederken diğeri kendini gerçek insan sanıyor. Böyle bir şey unutulamaz adelaide travmadan dolayı unutup kendini oraya ait hissetmiş olsa bile klon olanın bunu unutması imkansız. Bu arada tüm klonlar ikizlerini tak kesip biçerken bizim aile onları öldürmemek için elinden geleni yaptı. En başta koş kızım sende oyna oğlum sende kendini masaya kelepçele saçmalıkları yerine direk öldürselerdi bunların hiç biri yaşanmazdı. Saçmaydı...Bunun gibi bir sürü örnek verebilirim. Yani ters köşe olsunda herşey mübah mantığı çok saçma. Film bitince herkesin aklından mutlaka aynı sorular geçmiştir. Eğer öyleyse neden böyle oldu gibi. Bu insanları kandırmaktır. Ters köşe yapmak falan değildir. Onun haricinde film bana ciddi bi film gibi gelmedi. Sanki korkup germek değilde eğlendirmek ister gibi bi havası vardı. Filmde yapılan saçma esprilerden dolayı demiyorum genel havası ciddiyetsizdi. Hele o bale eşliğinde yapılan kaçma kovalamaca çok iğreti duruyordu. Müzikler hiç benlik değildi. Ama herşeye rağmen tüm mantık hataları ve boşluklara rağmen kesinlikle farklı konusu hissettirdiği farklı duygular için izlenmeli. Üzerinizde ister istemez etki bırakıyor.","label":6} {"text":"Ah ah niye bunları bizlere çocukken izletmiyorlar. Miyazaki usta bağıra çağıra söylüyor zaten; ben filmlerimi çocuklar için yapıyorum diye. Günün birinde bir sinematek açarsam cumartesi sabahını çocuklara ayıracam. Miyazakilerle ve diğer uzakdoğulu ustalarla dolduracam beyazperdeyi.","label":8} {"text":"Ejder’in Öpücüğü... İlk bakıldığında son derece karizmatik bir isim. Ama ben filmde ne bir Ejder gördüm nede öpücük. Yorumlara baktımda epey beğenilmiş bir film ama açıkçası ben pek aradığımı bulamadım. Bir kaç dövüş sahnesi ve finaldeki sözde öpücük sahnesi ! dışında Jet Li’nin filmlerinin genel standardının altında bana göre. Kötü değil ama vasatın üzerindede değil bence.","label":5} {"text":"0.5 puanı en düşük olabildiği için verdim. Film her açıdan berbat, senaryo çöp, oyunculuk leş, sanki senarist ya da yapımcı oyuncu bulamayıp komşu kızını oynatmış gibi. Bir işi yapacaksanız lütfen biraz mükemmeliyetçi olun. Wes Craven, Roger Corman, James Wan gibi insanlarla aynı kategoride film çekiyorsunuz, ne yaptığınıza eleştirel bir gözle bakın. Bu filmi yapımcılar oturup izleyip para verirler miydi izlemek için?","label":0} {"text":"Yalnızlık zor zanaat kafayı yedirtir...","label":6} {"text":"Tatum-Hill ortakligi ortaya hiç de fena olmayan bir film çikarmis.Hiçbir dakikasinda sikilmadim,baya eglenceli bir yapim diyebilirim.Özellikle eski liselerinde geçen kisimda gülmekten kirildim,belki bu bölüme biraz daha agirlik verilebilirdi.Bos vaktiniz varsa izleyin...6,5/10","label":5} {"text":"Filmin başını hic beğenmedim genel olarak sanki cast iyi olmamış baba ve annenin aşkı hic net yansımadı felan fıstık.","label":4} {"text":"Yosi Mizrahi'yi severim ama bu nasıl film :( Bir de bu Wilma isimli transfer hatunu herkesin içine düştüğü afet rolünde oynatmayı bırakın artık. Hiç inandırıcı değil.","label":0} {"text":"İzlediğim en iyi banka soygunu senaryosuydu. Hem temiz hem de kusursuz, izleyiciyi yormayan, sürükleyici bir dizi.","label":9} {"text":"Kamran Usluer'in sarhoşken en iyi dostu, sabahken ismini dahi hatırlamadığı kişidir, her akşam evin hizmetlisine hava atması, ve sabahında da yaka-paça kovulması süperdi..","label":5} {"text":"Filmi izlediğim için çok mutlu olduğumu belirterek filme gitmeden ya kitaplarını okuyun yada bilgilendirici bir kaç video izleyin . Önerim Barış Özcan Dune videosu . Yeterli bilgiyle gitmeseniz anlamakta zorlanırsınız .","label":9} {"text":"çok fazla gerçekleri anlatan film.","label":6} {"text":"çok klişe bir senaryoya sahipti film ama zamam geçirmek için izlenebilir. insanın aşık olası geliyor izlerken.","label":7} {"text":"Orijinalini de seyrettim ve açıkçası daha iyi bir uyarlama bekliyordum. Mekan olarak , özgün filmden daha başarılı buldum ama vasatı aşamamış bir Depp ve Jolie vardı perde de. Açıkcası Paul Bettany bile çok iyi rol kesiyordu onlardan. Senaryo çok banal olmuş, ikisinin arasında ki kimyayı tutturacağım diye!","label":6} {"text":"adamlar 1933 yılında yinede ona rağmen iyi yapmışlar fazla bişey beklemeyeceksin","label":4} {"text":"Farklı ve keyifli bir film olmuş. Sonu süprizlerle dolu ve herşey sonunda anlam kazanıyor. Gideceklere tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Başrol oyuncusu Macarena Gomez'in olağanüstü muhteşem harikulade, söyleyecek söz bulamıyorum kusursuz oyunculuğunu herkesin izlemesi gerekir. Film gerilim olarak etkilediği gibi dram yönüyle adeta şok etkisi yaratıyor. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.","label":8} {"text":"ağzım açık izledim çok iyi anlatmış günümüz insanlarının nereye doğru ilerlediğini bir çoğumuz bu durumun içindeyiz zaten..","label":8} {"text":"oldukca eglenceli bir film ama abartilmamali cok fazla","label":6} {"text":"Klişe tabir ile sıcacık bir film...","label":9} {"text":"Vasatın biraz üstünde o kadar.Sonu başından belli olan bir film.Sinema filminden çok bir Tv filmini andırıyor.İzlenmesede olur.","label":1} {"text":"Film, Stephen King'in romanından uyarlama. Tavsiyem izlemeden önce kitabını okumanız çünkü kitabı gerçekten filmden daha iyi. Filme gelecek olursak Hem keşke izlemeseydim, hem de iyi ki izlemişim diyorum. Çünkü 1-2 gün etkisinden çıkamamıştım. Hala izlemeyen varsa hemen izlesin, izlettirsin.","label":8} {"text":"İletişimsizliğin farklı anlatımı. Sondaki seramik çamurlarının hikayesi özellikle güzeldi...","label":6} {"text":"hikaye örgüsünü son derece basarisiz buldugum 2007 de sinemada lay lay lom olsun diye izledigim ve yanimda yakin bi arkadasimla filmle dalga gecip gulmemiz disinda hatirimda hicbisey kalmayan bi film. benim icin vakit kaybidir.","label":0} {"text":"Steven Spielberg bir çok farkli türe hakim usta bir sinemaci, ama 1941 ve Always filmlerinde kanitladiki ana unsuru komedi filmlerde basarisiz.Çocuklugumuzda büyük keyifle segrettigimiz basarili çizgi dizi ten tene steven spielbergin el attigini duydugumda Indiana Jons tadinda ama daha zeki bir macera bekliyordumki, hikayede hiçbir zeka kirintisi yok niyazikki, üstüne üstlük bir animasyon çekmenin rahatligiyla normalde çekmesi imkansiz olan sahneler yer aliyor filmde, bunlar tom ve jeryden firlamisçasina çocuksu ve abartili, buna çocuklari eglendirecek bir dolu saçma komedi unsuruda eklenince Spielbergin yetiskinleri hedef almadigi yada kendini dizginleyemedigi çok açik sekilde görülüyor.Oscar komitesinin animasyon dalinda aday olarak bile göstermemesinin tek sebebide inanilmaz abartili ve çocuksu olmasi.Filmin tek artisi ise inanilmaz etkileyici görselligi, hiç bir animasyonda böyle renkler, aksiyon sahnelerinde bu derece ayrinti göremezsiniz 10/5","label":4} {"text":"ana fikir dışında bir çok konu işlenmiş. dram ağırlıklı fakat film boyunca gülümseten, aptal bir gülümseme ile hüzüne boğan bir çok sahne var. alanında çok başarılı bir film. irlanda, amerika ve iskoç müziğinin karışımı olan bir efsane \"bluegrass\" eşliğinde iyi seyirler.","label":7} {"text":"görevimiz tehlikenin özüne döndüğü fil..takım çalışması ve tom cruise karizması..başarılı bir casus-aksiyon filmi..gökdelen sahnesi heycan verici","label":8} {"text":"ben affleck'in oyunculuk yerıne yönetmenlik yapmasının kanıtı ve bence filmin en güzel karesi morgan freman'ın küçük kızla verandada oturdugu sahneydi..","label":6} {"text":"Berbat ötesi rezalet zaman kaybı. İlk 80 dakikasında resmen hiçbir şey olmuyor sonrasında öyle bir yere bağlıyorlar ki kendinizi enayi gibi hissediyorsunuz. Korku yok gerilim yok senaryo yok oyunculuk yok hiçbir şey yok bomboş bir film bomboş.","label":0} {"text":"Zeki Demirkubuz filmografisi çatısı altında incelersek, diğer filmlerine göre biraz daha zayıf kaldığı bir gerçek. Bunun dışında yine de başarılı bir film çıkmış ortaya. Zeki Demirkubuz'un oyunculuğunu pek beğenmediğimi, onun filmografisinin tamamını izlemiş, bir filmi çıksa da izlesem diyen biri olarak, açıkça belirtmek istiyorum. Tabi ustanın şu sözleri, belki benim düşüncelerimin cevabı olabilir. 'Türkiye'de sinema yapmak oldukça zor. Türk sinemasına ve özellikle benim filmlerime karşı oldukça büyük bir ilgisizlik var. Çok yakında, filmleri yazan, yöneten, oynayan, çeken ve izleyen sadece ben olacağım.'","label":6} {"text":"Reif Larsen'ın kitabından uyarlama olan film diğer Jean-Pierre filmlerini aratmayan sıcaklık ve içtenlikte. Renkler, görüntüler ve mekanizmalar harika. Filmin temposuna kapılıveriyorsunuz. Helena filme cuk diye oturmuş. Beraber daha çok çalışmalılar. Jean-Pierre sen hep film yap içine de Dominique Pinon'u koy biz de bayıla bayıla izleyelim.","label":7} {"text":"Mükemmel.","label":7} {"text":"vay babayun kemüğüne, n'aptınız öyle kitapsızlar! yaş sınırı 13 demişsiniz ama en az 18+ yapmalıydınz.","label":9} {"text":"Gözlerinizi dolduracak buruk bir dram.. Kanser olan insanların da sevebileceğini gösteren, sonu hüzün dolu bir film.. Willem Dafoe'da renk katmış filme..10/6","label":6} {"text":"Bence bu filmi izleme gafletinde bulunmayın. Ben bulundum. Zamanınıza yazık olur. Uzak durun bence.","label":3} {"text":"İnsan yeniden çevrilmesini istiyor ama bir kezdaha çekerlerse bu kadar temiz ve güzel bir biçimde anlatamazlar gibime geliyor.","label":8} {"text":"tam bi sanat eseri(!)","label":1} {"text":"Çok rahatsız edici bir film çok. Ama sanat bu sonuçta, insanı düşündürmek, zihnine yerleşmek ve hafızaya kazınmak için illa estetiği, göze ve kulağa hoş gelen şeyleri kullanmak zorunda değil. Ahlaki açıdan bir tabu yıkıcı diyebiliriz bu film için. İzlenmeye değer, ama izlemezseniz; yarıda kapattıysanız bişey diyemez kimse.","label":7} {"text":"Kesinlikle izlenmesi gereken bir film. Daha önce yapılmış olan korku filmlerini de gördük. Hiç abartılı bir anlatıma takılmadan izleyiciyi filmin içine çeken güzel 10 numara bir korku filmi herkese tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Farah Zeynep dede","label":5} {"text":"Son zamanlarda izlediğim orjinal senaryosuyla sürekleyici en iyi aksiyon filmlerinden biri","label":7} {"text":"Yıllardır piyasayı ele geçiren Dabbe serisi ile kıyaslandığından hiç de fena olmayan bir film. Tahmin edilebilirlik minimum seviyede, oyunculuklar da alışılmışın dışında fazlasıyla iyi.","label":7} {"text":"motorsporları ve biyografi filmlerinin atası","label":8} {"text":"Her zaman ki ucuz korku filmi yapma çalışması iPhone pro Max ile çekseniz daha kaliteli olurdu ne görsellik var ne de senaryo. Bir Dabbe ya da musallat serisi gibi güzel bir ruh yakalayamadı şu sinemamız. Korkulabilecek hiçbirşey bulamadım filmde. Boşa zaman ve para kaybı. Acaba iyi midir diye gitme gereğinde bulunmayın. Yazıkkk ...","label":0} {"text":"kadın erkek ilişkisini çok güzel özetler. bunun bir yeşilçam versiyonu da yapılmıştır arım balım peteğim başlığı altında. çok sade, çok güzel bir audrey hepburn filmi.","label":7} {"text":"güzel bir filmdi diyebilirim.heyecan ve adrenalin hiç eksilmedi.farklı bir sonla tamamlanabilseydi daha güzel olabilirdi.baş kahramanımız da filme tam olarak yansıtılamamış.birtakım eksiklerine rağmen ben genede filmi olumlu ve izlenebilir buluyorum.tabi takdir size kalmış.","label":6} {"text":"Din, Felsefe ve Kurgu-Bilim güzel bir bileşim olsa da Matrix ve Mr. Nobody gibi benzerlerinden farklı olarak, belli bir bilgi ve kültür seviyesine sahip dolayısıyla konuya vakıf izleyicilerin bile içini bayacak kadar ağır altmetinler içermesi ve uzun süresiyle Kutu keyifli bir seyirlik vadetmiyor maalesef. Etkileyici görsellik ve kimi kusurlar içerse de oldukça iyi sayılabilecek özel efektler bile filmi kurtarmaya yetmemiş. Ben sonuna kadar dayanamadım. Buna rağmen din kavramına getirdiği farklı bakış açısı için izlenebilir. İyi seyirler.","label":0} {"text":"Lay lay lom bir moddaysanız arkadaşlarınızla dışarı Çıkın eğlenin. Ağır film. Izlemek için önce psikolojinizi hazırlayın.","label":7} {"text":"Senaryosunu, Bill Lawrence'ın yazdığı ve (Willis'in özel durumu sebebiyle kan ter içinde kalması pahasına) yönetmen koltuğunda da; daha önce de (Willis ailesince yapılan bir basın açıklamasıyla, yakalandığı afazi hastalığı& nedeniyle kariyerini sonlandırdığı açıklanan) bir başka Bruce Willis filmi olan Out of Death i de (2021) yönetmiş olan Mike Burns'ün oturduğu “Wrong Place”, gizemli bir aksiyon gerilim olarak geliyor karşımıza... Yeri gelmişken, çekimler esnasında yorgun düşerek resmen pes etme aşamasına yaklaşan Mike Burns'ün bir daha Bruce Willis ile çalışmamaya yemin ettiğini de belirterek işimize devam edelim ve tarzımız olduğu üzere de gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan; zorluk derecesi yüksek tehlikeli sahnelerinde de koordinatörlüğünü Stuart Wilson'ın üstlendiği, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak kotarılan bu bağımsız (indie)& filme biraz daha yakından bakalım... *** Filmin ilk sahnesinde Dr. Levine (Amber Townsend), Chloe'nin (Ashley Greene) annesi ve Frank Richards'ın karısı Maggie'ye (Lauren McCord); kızlarında tespit ettikleri büyümekte olan kanser tümörü için acil ameliyat ve radyasyon tedavisi önerisinde bulunmaktadır... Bir şişe şarap eşliğinde durum değerlendirmesi yaptıkları restorandan çıkıp, gecenin karanlığında araçlarıyla evlerine dönerlerken de; birbirlerinin dikkatini dağıtan Richards çiftinden aracı kullanan Frank, aniden önlerine fırlayan bir geyiği fark edemeyince vuku bulan kaza: Maggie'nin yaşamını ve alkollü olması yüzünden de Frank'in istifa etmek durumunda bırakılarak mesleğini yitirmesine neden olacaktır... *** - Bir yıl sonra - Kasabanın bir önceki polis baş komiseri (Yüzbaşı) olan Frank, sıklıkla deposundan bakır tel çalınan Jerry'nin (John D. Hickman) PeeWee's Pawn Jewelry isimli mağazasında; geceleri nöbet tutacak bir özel güvenlik olarak göreve başlamakta ve çalınan tellerin de, yasa dışı olarak gerçekleştirilen metamfetamin üretiminde kullanıldığını iddia etmektedir... *** Sessiz sedasız ve vukuatsız geçen beş nöbet gecesinin ardından... Uyuşturucu dağıtıcılığı görevine ek olarak, patronunun portföyündeki insanlara arkadaşı Luke ile birlikte kendi imal ettikleri uyuşturucuyu da pazarlayan Leon Brakes (Adam Huel Potter); kendisini kovalayan patronu Virgil Brown (Massi Furlan) ve onun yardımcısı Jake'den (Michael Sirow) kaçmaktadır... Jake'in elinden, bıçağı sayesinde son saniyede kurtulmayı başaran Leon, Virgil tarafından; tam da Frank'in, gece nöbetini tamamlayarak purosunu tüttürmek amacıyla dışarıya çıkacağı deponun kapısında sıkıştırılmıştır... Leon, kendisini öldürmemesi için aman dileyerek Virgil'e yalvar yakar olurken; Frank'in beklenmedik bir anda kapıyı açmasını fırsat bilen Leon cebindeki silaha sarılınca, kendilerini uzaktan izleyen Jake'in kulaklığına yaptığı uyarıyla Virgil, Leon'nu alnının ortasından vurur... Olan biten her şeyi gözleriyle gören Frank'de Virgil'i dizinden... Ne yazık ki aslında, Leon'un cebinde silah yoktur... Fakat kaşla göz arasında Leon, eliyle cebine doğru bir hamle yaptığı için Jake, öyle olduğunu zannetmiştir... *** Virgil, bir tomar para karşılığında olan biteni görmezden gelerek kendisini bırakmasını teklif etse de; tesadüfen yanlış zamanda yanlış yerde bulunan ve buna da yanaşmayan Frank, elindeki silahını atmasını söyler Virgil'e... Bunun üzerine Virgil silahını, Jake'in alabileceği bir biçimde çalılıkların arasına fırlatırken; Frank'de telefonuyla polisi aramaktadır... *** Aynı esnada... Filmin en iyisi olarak nitelendirebileceğimiz siyah bir Chevrolet kamyonetin içindeki Frank'in kızı Chloe, yanındaki arkadaşı Tammy (Stacey Danger) ile beraber; babasının göl kenarındaki ormanın içinde konuşlandırılmış, cep telefonu sinyallerine ulaşılamadığı evine doğru ilerlemektedirler... *** Derken... Diğer kötü adam Jake; kapıyı açarak içeriye girdiği PeeWee'de, kasada durmakta olan Jerry'nin yanına yaklaşır... Niyeti de; mevcut kameraları yenileriyle değiştirecek olan teknisyen gibi davranmak suretiyle, bir gün önceki kamera kayıtlarına el koymaktır... Ama hali hazırdaki kameralar çalışmamaktadır zaten... Yani bu durumda, yerel motorcu çetesi Free Birds'ün üyesi ve uyuşturucu ticareti yaptığı herkesin malumu olan Virgil'ın Leon'u öldürmesine dair tek tanık; bizzat polisi arayarak onu tutuklattıran Frank'in kendisidir... Üstelik cinayet silahı da polisin değil Jake'in elindedir... *** Önemli derecedeki bu kamera bilgisine sahip olan Jake, sabah nöbetinden çıkan Frank'i evine kadar takip eder... Sonrasında da bütün öğrendiklerini paylaşmak gayesiyle, hapishanedeki Virgil'ın ziyaretine gider... Duydukları karşısında, ağzı kulaklarına varan Virgil; akıllı davranması hakinde Jake'in, vaziyeti tersine çevirebileceğinden fazlasıyla emindir artık... Ki yeni başkomiser Craig East'in de (Texas Battle), açık yüreklilikle ifade ettiği biçimde bu durum; polisin ve dolayısıyla adaletin de elini iyice zora sokmaktadır... Hele de Virgil, en iyi savunma avukatını tutmak için hiçbir maddi harcamadan kaçınmayacakken... *** Elbette dışarıda serbestçe dolanan Jake'in de bir takım planları bulunmaktadır... Ve... An itibarıyla da elindeki silah ve kafasındaki kar maskesiyle, Chole ile Tammy'nin oturup sohbet etmekte oldukları evin kapısını açarak içeriye dalar... Dakika 40... Geride, silahlar patladığında her yanından oluk oluk kanlar damlıyorken, aksiyon ve silahlı çatışma dozu yüksek sahnelerinin de giderek ivme kazanıyor gibi görünüyor olmasına karşın; türün meraklılarını çok da tatmin etmeyeceğini düşündüğümüz, 56 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Olsun, işin içinde Bruce Hoca var; o yüzden ben yine de izlerim diyen sinemasever dostlara da keyifli seyirler,","label":2} {"text":"...Aynı çizgi ve berbat bir senaryo...yazık...zaten güldür güldür de müsamere gibi hatta, çocuklara çok daha iyi yakışıyor ..emek verilmemiş,konu yok..v.s..Oyuncular için üzüldüm...","label":0} {"text":"Selda Alkor bir numaraydı. Konu kötü işlenmiş. Elbette Tarihi bir dönem bu zaman sığmaz ama ellerinden daha iyisi gelebilirdi. . Bu tarz filmlere gene de çok ihtiyacımız var.","label":6} {"text":"Film ne anlatmak istedi? Cok sacma bir film. Zaman kaybi...","label":0} {"text":"son 5 yılın en iyi komedi filmlerinden biri.","label":7} {"text":"Oyunculuklar beklentinin aksine kötü, konu kötü, kullanılan müzikler orta derece.. İçinde farklı espriler barındırıyor ve aile filmi diyebiliriz, mesaj veriliyor ve küfür yok filmde. Filmin bir sahnesinde de sahnenin yanına yerleştirilmiş bir kamera gözüküyor, amatörce bir hata olmuş. Kötü fakat berbat değil.","label":2} {"text":"Morales çifti acaba görücü usülüyle mi evlendi? Bu derece zıt iki karakter... Asıl mucize ama on beş yıl evli kalmış olmaları. Bay Morales bu bakımdan epey sabırlı. Eşinin entrikacılığına karşı geliştirdiği silah ise ironi. Bu trajikomik yapımın sona doğru Hitchcook'a selam tadindaki sekansları görülmeye değer...","label":8} {"text":"Alışılmış şeyler Türk sineması denilince akla gelen şeyler tabiki bel altı espiriler olurdu bu filmde de fazlasıyla vardı.. Boş vaktiniz varsa izleyin.","label":4} {"text":"Konu güzel fakat birçok soru ile izleyiciyi boşlukta bırakıyor. Atmosfere çok fazla dikkat çekiliyor ancak filmin asıl konusu aşk ve dram. Eğer öyle değil de bilim kurgu ise gelmiş geçmiş en kötü bilim kurgu filmlerinden birisi olabilir. Yeni dünya konsepti de bana hiç sıcak gelmedi. Kristen Stewart'ın yardırdığı ancak yönetmenin buna pek izin vermediği film olarak değerlendirebileceğim, ortalamada ve kategorisi pek belli olmayan bir film.","label":5} {"text":"Arkadaş zoruyla gittim ama esasında Şahan'a önyargılı değilimdir. Bu karakteri skeçlerinde severdim. Anamı karıştırma..... :) Ama film olmuş mu derseniz olmamış. 5 dakikayken güzel 2 saat Kayhana katlanılmıyor.","label":2} {"text":"Zamanın hızla ilerlemesi, insanlar arasında uçurumlar yaratmaya başlayabilir. Birbirinden kopuk hayatların gelecekte kendilerini makinelere adayacağı fikri hiçde yadsınamaz bir gerçek. Hayatımızın her alanını işgal eden bu sinsi metal parçacıklarının geleceğimizi yönetmeye kalkması eminim hepimize korkunç geliyordur. Bu olay belki hiçbir zaman başımıza gelmeyecek ama filmin insanlığa anlattığı en büyük ders, gelecekte olacak olan bütün iyi kötü olayların şuanda yaşadığımız olaylar neticesinde şekilleneceğidir.Her terminatör hayranı gibi bu devam filmide gösterime girmeden önce beni epey bir heyecanlandırmıştı. İlk iki filmin terminatör hayranları arasında büyük bir hayranlıkla defalarca izlenildiği bir gerçektir. O dönem şartlarına göre bilimkurgu adına yapılmış en başarılı sahneleri ve yine bilimkurgu türü olarak yazılmış en ilginç senaryolardan birini barındırıyordu içlerinde. Daha sonra çekilen devam filmi 'Terminatör: Makinelerin Yükselişi' ile seriye yeni bir başlangıç yapıldı. Bu başlangıç başta ben olmak üzere bir çok terminatör fanını memnun etmedi tabiki. Şimdi görülüyor ki aynı memnuniyetsizlik son film 'Terminatör: Kurtuluş' içinde geçerli. Devam filmlerinde ana karakter oyuncularının değişikliği izleyicileri her zaman huzursuz etmiştir. Oyuncu değişikliği sonrasında çekilen devam filmleri genelde izleyicilerden pek kabul görmüyor. Bunun en güzel örneklerinden birisi Fast And Furious filmi için söylenebilir. İlk filmden sonra dağılan kadro ile seriye iki lüzumsuz filmle devam edildikten sonra dördüncü filmle kadroyu yeniden toparlayıp bu yazın en başarılı aksiyon filmlerinden birine imza attılar. Dolayısıyla biz terminatör filmlerinde kemik karakterleri görmeyi umut ediyorduk. Son film daha proje aşamasındayken Linda Hamiltonun filmde yer alabileceği haberleri beni çok heyecanlandırmıştı. Ayrıca yeni John Connerı canlandıran Christian Bale ise rolünde pek vasat ve john conner karakterine pek oturmamış gibi duruyor. Oyunculardan bir tek beni memnun eden yeni terminatör olarak öne çıkarılan Sam Worthington oldu. Bir sonraki devam filminde kesinlikle kendisini görmek isterim. Oyunculuklar dışında filme geri dönecek olursak, üçüncü filmin sonunda başlayan savaş sonrasında insanlık yok edilmiş ve hayatta kalan az sayıdaki direnişçi, john conner liderliğinde makinelere karşı koymaya çalışıyorlar. Diğer filmler şehirlerde, insanların arasında geçtiği için heyecan ve aksiyon daha fazla hissediliyordu. Bu filmdeki aksiyon ve görsel sahneler malesef vasatlıktan öteye geçemiyor. Hemen hemen her karede terminatörlerin görünmesi onların film ve hikaye içersindeki yerlerini sıradanlaştırmaktan öteye geçemiyor. Ayrıca bir terminatörün kafasında rambo bandanası gördüm çok gereksiz ve saçma bir görüntüydü. Robotların haddinden fazla insani vasıflar taşıması bu tarz filmler için çok ama çok gereksiz. Ve ayrıca başrolde yok edici bir makinenin yer almayışıda filmin en önemli eksiklerinden. Ama senaryonun gidişatına bakıldığı zaman neden olmadığınıda anlıyoruz. Aslında iyi yazılmış, hatta çok zekice yazılmış bir senaryoya sahip olmasına rağmen film nedense izleyiciyi bir türlü tatmin etmiyor. Bu tatminsizliklerinde yukarda belirttiğim nedenlerden ötürü olduğunu düşünüyorum.Herşeye rağmen film serinin müdavimlerine hitap edecek kadar başarılı ama gönüllerinde hangi sıraya koyduklarını az çok tahmin edebiliyorum. Sıradan bir sinema izleyicisinin ise sıkıcı bir gününe renk katabilir, ama biliyorum ki onlarında ilerde özellikle hatırlayacabileceği bir film olmayacak Terminatör: Kurtuluş...","label":6} {"text":"başladığında zaten bitmişti","label":7} {"text":"Nicole Kidman ne olursa olsun izletiyor, ince eleyip sık dokusam da bu bir gerçek: Fizyolojik güdülerle ilgili bir gerçek! Ama aynı film hem komedi, hem dram, hem de gerilim türlerini bünyesinde barındırabilir mi, barındırırsa bu karışımdan ortaya ne çıkar?","label":4} {"text":"Epey sarsıcı bir film olarak kesinlikle izlenmesi gereken iyi bir film 8/10","label":7} {"text":"gerçekten 10 yani.. hiç kimse güldüremedi senin gibi.. efsanesin..","label":8} {"text":"Bu filmle birlikte görüldüğü üzere Christopher Nolan'ın Inception'ı oluştururken Existenz'den birçok alıntı yapıp, kendi filmine uyarladığı kesin, en azından ana temasını... iki filmin finalinin bile tıpatıp aynı olduğunu söyleyebiliriz. Tabii Nolan senaryoyu öyle güzel işleyip, sağlam kurgular oluşturuyor ki filmlerinin etkisini her daim artırıyor, üstüne görselliği de cabası... existenz'deki sorun da bu olmuş zaten, elde sıradışı güzel bir konu var, fakat bunu uyarlama sönük ve basit kalmış. Buna rağmen 1999 yapımı, David Cronenberg'in hem yazıp hem de yönettiği bu film özellikle Inception fanlarınca izlenmelidir bence.","label":6} {"text":"sean penn mükemmel oynamış film çok duygusal bir atmosferde geçiyor buna rağmen her şeye dayandım ama dakota fanning all you need is love dediği an kayışı kopardım ben bir beatles manyağı olan bende çok özel bir yer edindi bu film. sean penn adamsın!","label":7} {"text":"Mükemmel oyunculuğu olan Phoneix için, J.Cash hakkında bilg sahip olmak için, Neşeli müzikleri için, Hapishanedeki müthiş sahne için, Mutlaka izlenilmesi gerek.. Bugün burda canlı kayıt yaptığımızı bilmenizi isterim,bu yüzden cehennem ol yada s**tir gibi şeyler söylemek yok ! :)","label":4} {"text":"Durağan ama kendini izleten bir dram. Etkisi altında bırakıyor.","label":7} {"text":"Kötüden de kötü! Hikaye yok Hiçbirşey akıcı değil Kızım çıkmak istemesin diye dua ettim bir ara ! [spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"kesinlikle unnderrated bir film...","label":6} {"text":"ilginç bir istatistik olarak filmde oynayan 7 oyuncudan 5 inin ismi 'm' ile başlıyor ki zaten bunlarının 3 ünün adı 'mehmet'...","label":4} {"text":"konusu ve türü farklı olduğu için bence hoş bir film..","label":9} {"text":"harika bir filmm izlenmesi gereken filmlerden bitanesi çekimleri oyuncular konu herşey çok güzeell harika bir film herkese öneririrm","label":7} {"text":"alfredo'nun salıncakta söyledikleri üzerine çok şey yazılıp çizilebilir. günümüz sanatçıları daha doğrusu sanatçı diye geçinen sıradan insanları iyi dinlemeli o sözleri. ---------------- \"dünyayı değiştirmeye çalıştık, başaramadık. şimdi dünyanın beni değiştirmesini engellemeye çalışıyorum.\" ----------------","label":8} {"text":"Merhaba Arkadaşlar...Ben de filmi dün izledim.Kendi adıma çok beğendim.Yani Eleştiriler de Irmak hanım falan bayaa eğlenmiş filmle,tiye almış ama sonuçta bu tarz filmlerde klişeden kurtulmak oldukça zordur.Ama benim de sevmediğim sahneler var.Mesela Predator ile bacımızın ittifak yapması beni kilitledi.Daha evvelki sahnelerde insanlar nefes almaya fırsat bulamadan öldürülüyorlardı ama predatörün kadınla karşılaştığı sahnede , predatör neredeyse karakter analizi yapar gibi seyrediyor ve pazarlık yapıyorlar.Ya burası çok saçma işte.Filmi başladığın gibi götür.Ya öldür ya da senaryoda biraz daha sağlam insan profilleri oluştur vs vs...Böyle ucuz yollara girmenin bir manası yok.Bir de herkes filmin 2. kısmını beğeniyor.Bence ilk kısmındaki piramitin gizemi,uygarlıkların dünyadışı varlıklar ile ilişkilendirilmesi (stargate gibi) yeterince ilgi çekici ve filmin altyapısını oluşturan öğeler.Salt kavga olayı beni o kadar çekmezdi yani.Hatta en alt odaya girmelerini bile beklerdim.Merkezde bir yer vardı ya.Yani pramiti biraz daha keşfetseler çok iyi olurdu.Çünkü her oda ayrı bir gizeme ve teknolojik sürprizlere gebeydi.Neyse sonuçta bu türde filmlere (bilim-kurgu,yaratıklar,aksiyon,gerilim,gizem vs vs) hastayımdır ve izlemesini severim.Bu filmden de memnun olarak ayrıldım.****************Yalnız birşey söylemek istiyorum : birkaç arkadaş var burada yazan , resmen kafayı kırmışlar.Yok alien kusursuzmuş da,predator zekiymiş de.Abilerim ablalarım bırakın bunları ya.Kim yenerse yensin,akrabaları değilsiniz ya.Elin adamları hayal edip yaratık tasarlamışlar , para kazanalım diye bir de onları kapıştırmışlar.Sizler onlardan daha büyük bir kapışma içerisindesiniz.Yarın öbür gün bu adamlar bi de süpermeni,örümcek adamı falan katarlar işin içine o zaman başımız göğe erer :o))","label":9} {"text":"Avrupalı için orjinal olabilir ama türkiye için sıradan bir senaryo. Güzel bir görüntü yönetimi, ancak uykulu halde izlenmeyecek bir film. üzgünüm uyutuyor.","label":0} {"text":"Konusunu okuduktan sonra bu koreliler yine yapmıştır diyerek kuruldum başına fakat gizem dolu güzel bir başlangıcın ardından bekleneni veremediğini düşünüyorum. İlk defa bir Kore sinemasında hollywood klişeleri gördüm, sahneleri devamında ne olabileceğini tahmin ederek 2.5 saat izlemek beni biraz yordu ve tahmin ettiğimiz duygusal dolu sahneyle filmi tamamladılar. Kötü diyemem ama beklediğimi bulamadım belkide çok fazla beklenti içinde izledim.","label":5} {"text":"Doksanlı yılların tüm samimiyetini barındıran müthiş bir bilimkurgu örneği. Iyi seyirler.","label":7} {"text":"Film hiç başarılı değil oyuncular ve sahne dekoru mükemmel olmasına rağmen ortaya bu kadar kötü bir kurgu çıkması çok şaşırtıcı ,başarısız buldum, yönetmen elindeki imkanları değerlendirememiş,iyi tarafından bakalım başarılı filmlerin farkını anlamak için ortaya vasat filmlerinde çıkması şarttır, sinema tarihinin yıldız filmlerini tekrardan parlattığın için teşekkürler, herkes yönetmen koltuğuna oturmamalı","label":1} {"text":"İzlediğim en güzel senaryolardan biriydi. Gerçek bir olay olması sanırım bunda çok etkili. Çok beğenerek çok büyük bir zevkle izlediğim filmlerden..","label":7} {"text":"Çok eğlenerek izlediğim bir film. Tüm oyuncularını da severim. İçinizi ısıtacak, yüzünüzü gülümsetecek bir eser. Keyifle izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"Vasat bir film ama sıkılmadan seyrettiriyor kendisini. Sonu baştan belli ama böyle filmler çok seyrettiğimiz için de olabilir.","label":4} {"text":"&Kardaki İzler olarak türkçeye çevrilen Wind River&, soğuğu iliklerinize kadar hissedeceğiniz başarılı bir polisiye gerilim filmi. Yerel bir avcı olan Cory, aldığı bir iş üzerine Wind River adındaki kızılderili bölgesine gider ve araştırma yaparken bir ceset bulur. Soruşturma için bölgeye gelen FBI ajanı Jane ile birlikte, şüpheli ölümün sırrını çözmeye çalışacaklardır. Senaryo klasik bir polisiye-gerilim şeklinde ilerliyor. Öyle şaşırtıcı bir sona da sahip değil fakat filmin akıcı bir şekilde ilerlemesi, anlatım dilinin seyirciye geçmesi ve görsel yapı-görüntü yönetiminin gayet başarılı olması filmin en büyük artısını oluşturuyor. Filmin hoşuma giden diğer bir özelliği de, karakterlerin hikayelerinin ne içinin boş olması ne de çok fazla derinliğe sahip olup, o derinlikte kaybolması. Bu da izleyen açısından, hem senaryodan kopmasını engelliyor hem de karakterle daha kolay empati sağlamış oluyor. Giriş cümlesinde de yazdığım gibi soğuk ve kar filmin her noktasında adeta başrol oyuncusu gibi etkin bir rol oynuyor. Bölgenin yapısı ve gelmeyen sıcağı ile birlikte orada yaşayanların sıkıntıları da erimeyen kar misali hiç bitmiyor ve diyaloglarla da pekiştiriliyor. Tabi burada politik bir söylem de sözkonusu. Yönetmen Sheridan, bölgenin zorluğunu ve oraya atılmış kızılderili halkı üzerinden ötekileştirme eleştirisinde bulunuyor. Hatta kapanışta belirttiği gibi kadının bireyselliğini, varlığını görmezden gelen sisteme de açıkça serzenişte bulunuyor. Filmin eksik yönü bu söylemlerinde net olamaması ve Natalie nin ailesi üzerinden kurmaya çalıştığı sahnelerin eklenti gibi durması. Özellikle katarsise ulaştıktan sonra yer alan sahneler izleyende farklı bir beklentiye yol açarken, başarısızlıkla sonuçlanıyor. Cory rolünde Jeremy Renner sert mizacı ve geçmişinin yarası ile rolünü hakkıyla teslim ediyor. FBI ajanı rolünde Elizabeth Olsen çok ön plana çıkmazken Renner ile uyumlu bir ikili oluşturuyor. Yönetmen Taylor Sheridan' ının ilk filmi. İlk filmi olmasına rağmen oldukça iyi bir yönetim sergileyen yönetmen, en az senaristliği kadar başarılı bir iş çıkartıyor. Nedense filmi izlerken Sicario filminden hep kareler aklıma geldi. Film bittikten sonra araştırdığımda senaristi olduğunu gördüm. mumiilica.net","label":6} {"text":"Al Pacinonun diğer filmlerine nazaran vasatı aşamamış.6/10","label":5} {"text":"Giriş çok iyi, o bombalar sanki üzerimde patladı AMA... hele ki 2. yarı ve hele ki filmin sonları ve aman Allahım hele o son sahnede gazeteden okunan haber, bu adama bu klişeler yakışmıyor... Çekim, renkler ve konuşma olmadan aktarılan hikaye cidden takdir edilir, çok başarılı ve şapka üzeri şapka çıkarılası bir yönetmenlik yeteneği AMA... yine bir ama... Maalesef sıkıldım, gitgide sıkıldım, İngiliz bayraklarını görünce bayağı bir sıkıldım ve son sahnedeki \"yapıcaz, edicez, barış, insanlık yalanları\" hele şükür bitti film dedim; tüm bunlara rağmen, çekim açıları, arka planlar, sabır ile yapılan bir film olarak düşündüğümde 80 - 95 arası ve felsefik düşünmek isteyenler için belki 80 - 85 ama bu gece sinemada benim için 65 - 75 arası. Nerede Kubrick in çektiği filmler... olsun bu da birşey","label":7} {"text":"Tarkovski'nin son filmi Kurban'ı nasıl çektiğini anlatıyor belgesel ve böylece Tarkovski'nin nasıl çalıştığını öğrenme olanağı yakalıyoruz. İzlenmesini tavsiye ederim. Sokurov'un Moscow Elegy'sindense bunu izlemeli.","label":7} {"text":"divx ini izledim fazla bişe beklemeyin ama kız hakikaten çok güzel harbi tatlı yani","label":4} {"text":"Dönem filmlerini severim. Bu filme de o yüzden ayrı bir ilgim vardı başlarken. Filmin yeterince ilgimi karşıladığını söyleyebilirim ama film çok yüzeysel ilerlediği için bazı yerlerde filme bağlanamadığım oldu. Film, dönem filmi olması itibariyle tarihi de anlatır beklentisi vardı ama filmin odaklandığı şey sadece karakterler ve onların aralarındaki entrikalardı. O zamanki yaşanan olaylar, toplum hiç anlatılmamış. Filmin hikayesi şu şekilde; Abigail adlı bir kadın saraya gelir. Burada Kraliçe'nin sağ kolu olan Sarah'ın hizmetçisi olur. Kraliçe hasta, sözünü geçiremeyen biri olduğu için Sarah'ın da yönetimde sözü geçiyordur. Sarah'ın Kraliçeyle cinsel olarak ilişkisi de vardır. Abigail'in buradaki amacı Sarah'ın yerini alabilmektir ki bu isteğini de gerçekleştirir. Sarayda nüfuz sahibi bir leydi olur. Daha sonra bunun farkına varan Kraliçe, üstünlüğünü belirtecek şekilde bir görev yaptırır Abigail'e. Film bu şekilde sonlanır. Durgun bir filmdi. Dönem filmleri böyle olur zaten. Filmdeki sahneler kısa kısaydı. Mekânlar, dekorlar, kostümler yönünden gerçekten müthişti ama o dönemin havasını iyi yansıtamamışlar gibi geldi bana. Barry Lyndon filmindeki o havayı alamadım ben. Oyunculuklar çok iyi iş başarmış. Başroldeki üç aktris de çok iyiydi. Görüntü yönetmenliği de çok iyiydi. Kullanılan o klasik müzikler insanı o döneme götürüyordu âdeta. 18. yy. İngiltere Kraliyet Sarayındaki saray entrikalarını anlatan, mekânlarıyla, sahne dekorlarıyla, kostümleriyle beni mest eden ama senaryonun ilerleyişini de pek beğenmediğim bir dönem filmiydi. Filme verdiğim puan= 7,5","label":7} {"text":"Çok iddialı olmasada son yıllarda yapılan diğer komedi filmleri ile kıyaslandığında gayet başarılı espriler olduğunu düşündüğüm bir film. Desdere,sümene sürmene gibi çok daha kötü filmlerin bile bu film kadar eleştirilmemiş olduğunu da belirtmek isterim. Hakan Yılmaz bence çok başarılı bir oyuncu ve t rolündeki ustamızda rolünün hakkını fazlasıyla vermiş. Türk filmleri için sinemaya giden birinin kesinlikle sinemada izleyebileceği bir film. Ben şahsen yabancı ve bol efektli büyük sermayeli filmler hariç sinemayı tercih etmiyorum. Tv de yayınlandığı zaman asıl reytingini alacak başarılı bir film bence. Çalgı çengiyle kıyaslayabiliriz ve bence eşdeğerdir.......","label":7} {"text":"Kötü oyunculuk kötü senaryo berbat bir konuuu bi filmin beddua serisi daha iyi kesinlikle gitmeyinn bunun yerine bir cigifilmine gidin guler eglenirsiniz en azından","label":3} {"text":"Eski İngiltereyi konu alan filmlerde insanlar ne kadar gaddar, ne kadar kötücül. Burada da kötü bir koca ve kötü bir kayınpeder var Tabii bu kötülüklerden kaçıp bir şeylere sığınan bir de laldy macbeth var... Bulunan şeyde de aşk yok, seks var... Fazla duygusuz ve mekanik bir film... Tabii çzöümlemelerle filmin sanatsal yapısından bir dolu detay çıkarmak mümkün... Ama bunu yapacak daha başka nice sanatsal filmler var. Bu film için vakit kaybı.","label":3} {"text":"berbat konu, berbat oyunculuklar... buram buram akan samimiyetsizlik... ne kadar hoşlanmasam da her filmin sonunu görmeye çalışırım ama yapaylıktan filmin sonuna kadar tahamül edemedim...","label":0} {"text":"Kurgusuna zekasına ve çekim tekniğine bayıldığım oyuncuların ise döktürdüğü, son zamanlarda izlediğim en iyi yerli filmlerden biri. Kıyıda köşe de kalması üzücü ama izlemeyenlerin fırsatını bulup bir an önce izlemesi gerektiğini düşünüyorum...","label":6} {"text":"Nasıl bu kadar geç kalabilirim izlemek için.. \"Keske hayatımızda vasfı ne olursa olsun Forrest gibi biri olsaydı\"","label":8} {"text":"vakit kaybı betimlemesinin iyimserlik olabileceği film.","label":7} {"text":"spawn daha iyiydi bundan. hellboyun bir karizması yok en önemli şey karizma....","label":4} {"text":"Korku türünde bir zirvedir benim için bu film, bazı sahneleri var ki içiniz buz gibi olur üşürsünüz yatağınızda.","label":8} {"text":"Fatih Akın filmlerini pek izlemeyen biri olarak, yer yer fantastik mantık kavramının olmadığı romantik komedi filmlerinden biri. Senaryosuna rağmen naif ve samimi havası sayesin de bence bu kadar çok sevildiğini düşünüyorum... Soundtracki ayrıca alıp götürür.","label":5} {"text":"Kadro zaten cok iyi. Oyunculuklar tartışmaya kapalı. Yaşayarak izledim. Cok güzel ve sürükleyici. Eğlenceli olduğu kadar duygusal sahnelerde var. Herkesin emeğine sağlık. Izlemeye değer.","label":9} {"text":"Çok kötü, vakit kaybı bir film. Izledikten sonra geçen zamana acidim neden kapatmadim filmi diye kendimi sorguluyorum hala.. Belki farkli bir seyler olur diye bekledim hani surukler belki diye umud ettim ama berbatti...","label":0} {"text":"Hayatımdaki bir buçuk saatimi çaldılar resmen 7 kişiyle film çekmişler verdiğim paraya da zamanımda boşa gitti kendi kendilerine bağırıp kendi kendilerine bişey ler söylüyo yazık 😄😄","label":1} {"text":"Sırf ilk filmin hatırına izlediğim ama tam bir fiyasko çıkan bir yapım.. Belli ki yapımcılarda ilk filmin ekmeğini yiyelim demişler ama olmamış..","label":1} {"text":"Yönetmen filmde çekmek istediği her şeyi çekmek yerine bir kısmını bize bırakmış. Bir kısmını filmden sonra oturup düşünmeye başlıyorsunuz. En azından bende öyle oldu. Dolu dolu sahneler bize verebilirdi. Çok durağan akışta ilerliyor. Bu eksiklikler dışında konu ve bende bıraktığı etki 8,5/10. Aşk meşk diye yakınanlar olmuş ama filme aşkı serpiştirip koymuşlar. Filmin ana teması aşk değil. Bu kavram üzerinden filmi anlatmak istemişler ve tatlı olmuş. Daha hard bir film olsa daha güzel olabilirdi tabi ama bu da konuyu bize aktarıyor. Ölümden sonra temalarını merak edenler bu teori filmini de kaçırmasınlar derim.","label":8} {"text":"O kadar beğendim ve eğlendim ki izlerken kendimi bulduğum yerleri oldu kalbime dokundular resmen çok iyi kadroya zaten laf yok 10/10 film çok iyi gişesi bol olsun inşallah 💖","label":9} {"text":"Film genel manada güzeldi fakat benim sabırsızlıkla beklediğim serinin ikinci filmi...","label":7} {"text":"film gayet başarılı.russel crowe aksiyon flminde bir emekliyi oynarken di caprio ust duzeyde aktifti. Filmle ilgili soylemek istedigim en onemli sey , muslumanlari terorist gostermelerinin artik biktirdigidir.Musluman=terorist muamelesine artik bir son verilmeli. Ayrica her arap ulkesine gecis yapildiginda bir ezan sesidir gidiyor butun filmlerde.ezan olmayinca oranin musluman kenti oldugunu anlatamadiklarini saniyorlar sanirim. bu yonleriyle klise olsa da ridley scott filmi. izlemeden edilmez.","label":8} {"text":"richard gerei pek sevmememe rağmen biraz önce izledim filmi..fena değil ama o kadar da etkileyici bir film olduğunu düşünmüyorum..her şey tahmin edilebilir..sıradan bir hikaye bence..bu tarzı sevenler için tavsiyem ps:i love you filmidir..winona ryder çok tatlıydı yalnız belirtmeden geçemeyeceğim","label":6} {"text":"Çok çok beğendim. Tavsiye ederim , güzel bir komedi filmi olmuş. Eğlenmek için bu film yüzde yüz başarılı .","label":8} {"text":"filmi dün gece 1 de izledim ve belki de kafa dağınıklığından filmi pek beğenmedim.yani iyiydi ama biraz daha uğraşsalar film harika olurdu.bu yüzden tercihi size bırakıyorum.ister izlersiniz ister izlemezsiniz.ama film daha iyi olabilirdi kesinlikle...","label":4} {"text":"Hayatımda izlediğim en berbat filimdi ağızlarında konuşmaları geveleyip duruyorlar sonu bı yere varmiyor ben hata yaptım izledim ama kimse izlemesin","label":1} {"text":"90 yılında yapılmış bir filmde gecen mevzular yıl 2013 olmasına rağmen hala aynı şekilde geçerliliğini korumakta. bence tam bir kara komedi..","label":5} {"text":"Jim Carrey gibi sevdiğim bir abiyi böyle yaşlanmış görmek istemezdim. Ancak filmi de kaçırmak istemedim. Yavuklu adayımla gittiğim, çıktıktan sonra \"ilk filmimiz ehehehehe\" diye mutluluk saçtığımız; fakat aynı zamanda da son filmimiz olmuştu Mr. Popper's Penguins. Zaten bu özellikler dışında çok değerlendirme yazısı yazılacak bir film değil. Vakit geçirmelik bir aile filmi... İşte biz de hanımefendiyle gittik; \"Bakın nasıl da aileyiz\" mesajı verdik.","label":6} {"text":"\"Akılları ve yürekleri onların olsun, boğazları bizim elimizde.\"","label":6} {"text":"1 buçuk saatimi çaldı ömrümden..","label":8} {"text":"4 puana aldanmayın standart bir macera filmi . Oyunculuklar çok yapmacık . Malkoçoğlu filmiyle benzer sahneler var atlamalar ziplamalar.","label":3} {"text":"bol bol meme gösterelim biraz da seksi dans ekleyelim Hikaye çok iyi olmasa da olur kafasında çekilmiş sanırım. Görsel olarak çok güzel ama içeriği sarmadı. Hayalkırıklığı içindeyim ki kaç zamandır merak ediyordum.","label":6} {"text":"* saf ,güzel ve büyülü bir kızdın...bişeylerden habersizdin..sana verileni yapardın o kadar...ve bana nasılda uzaktan hayrandın...beni sadece dinlerdin çıt çıkarmazdın... bişeyler anlatırdım öylece bakardın... * belkide ilhamımdın karşıma çıktın.resmetmeliydim seni..musamiyetmin renkleri olmalıydın... * nasılda dünyaya başka açılardan bakmaya başlamıştın .gördüklerinmiydi bunlar yoksa görmediklerinmi..hayatın ayrıntılarına bir anda rastlamıştın... * acıydı bu evet ama yapmalıydım resmini...tualimde ki renklerim olmalıydın...öylece durmalıydın orda... bir bakıştı sadece o kadar çok diğil... * ve hatırlanmaksa adımın yanında anılan adın,hayranlıksa bana duyduğun ve kaybetmekse seni bundan senden bana tek kalan bir tablo inci küpeli kız.....","label":7} {"text":"Bir dönem, devamı çekilecek diye duyuruldu ama yalan oldu...","label":9} {"text":"dünyanın en kötü filmi tebrikler netflix sirf film yapmak icin film yapmışsın 1.30 saatim boşa gitti sakın izlemeyin iğrenç","label":1} {"text":"ilk filmdekine benzer bi senaryo biraz daha az komik ama yinede çerezlik ve hoşvakit geçirmeyi saglıyacak türden bi film","label":7} {"text":"insanların polis ve karakoldan korktuğu psikolojiyi anlatan bir film dehası. halay ve halter sahnesi unutulmaz.","label":5} {"text":"film baştan sona müthiş bir seyir keyfi sunuyor. buradaki puanı bence kesinlikle hakettiğinin altında. abartılı sahnelerle oluşturulan filmin havası çok tatminkar. karizmatik bir adam, güzel mi güzel bir kadın harbi kötü, kötü adamlar, hiç bitmeyen (lafın gelişi değil gerçekten de bir an bile durmuyor) aksiyon sahneleri. hele bir sahne var ki efsane, ben daha önce böylesini görmemiştim. :) film vaadettiğinin de üstüne çıkıp, kendi tarzında son zamanların seyir keyfi en yüksek yapımlarından birisi olmuş. michael davis’i tanımam ama iyi yazmış iyi de yönetmiş. yönetmenin adı farklı olsaydı bu filme yapılacak yorumlar pek bi entel ağızdan olacak şekilde değişirdi diye düşünüyorum.","label":7} {"text":"Taşıcıyı serisinin devamı ama maalesef eski filmdeki heyecanlar yok. Her zaman olduğu gibi yine saçma sahneler var. Yani zamanlama konusunda olmayacak şeyler oluyor. Zamanınızı öldürmek için izlenebilecek bir film. En çok beğendiğim sahne film bittikten sonra gösterilen son sahne. :) Çok duygusal ve gerçekçiydi bence.","label":5} {"text":"Biyografi sevmeyenlerin dahi ilgisini çekebilecek çok ağır temposuna rağmen çok iyi bir film.Oyunculuklar,kostumler,mekanlar tek kelime kusursuz. 10/8","label":7} {"text":"Film tek kelime ile berbat kesinlikle gitmeyin senaryosu başta olmak üzere çok kötü hiç komik olmayan kötü bir film !!!!!","label":1} {"text":"Korku-gerilim türünde güzel film o kadar az geliyor ki insanlar bunu bile beğenmek zorunda kalmışlar. Evet piyasadaki yeni çıkan saçmalıklardan daha az saçma ve daha derli toplu. Fakat pek iyi bir film değil.","label":5} {"text":"Tipik bir romantik komedi. Güzel, sıcak, sevimli.. Vakit geçirmek isteyenler için ideal bir film.","label":4} {"text":"Bir kere kolerayla çok da fazla ilgisi bulunmayan bir senaryo, tamam kolera ortalıkta var ama bunun aşklarına çok az ki.bunun dışında makyajlar kesinlikle başarısız, yaşlılıktan bahsediyorum.. bi kadının 70inde de yüzü buruşmazmı :S ve senaryo sanki Javier bardem in yattığı kadınlar serisi olarak ilerliyor bir süre sonra, bu kadar bu konusun derinine inmeye gerek yok bence..iyi olarak ise, Bardemin oyunculuğuna değinilebilir, yok da fazla beklenti içinde olmadan izlenmelidir.","label":5} {"text":"açıkçası ben filmden çok daha fazla kurgu ve macera bekliyordum ama pek beklediğim gibi çıkmadı.konu olarak basit bildik konulardan ve birazda sıkıcı diyebilirim.uzun sözün kısası 1 kere izlemelik...10/3","label":1} {"text":"Gerçekle sanalı birleştirmesi açısından hoş bir seyirlik sunan film, ufak çaplı hikayesiyle ve kısa süresiyle heyecanı tam olarak veremese de hoş bir seyirlik sunuyor izleyicisine. hem büyüklere hem küçüklere hitap eden yönleriyle ailece izlenebilecek bir film. Animasyonun ortalama örneklerinden biri Dinozor.(6)","label":5} {"text":"Ahlaksızlıklarla dolu bu filmi sadece fragmanını izlemek yetti. Zaten sadece oyuncu kadrosu bile başlı başına rezalaet olan, amacı para kazanmaktan başka bir şey olmayan bu senoryo yoksunu, berbat ahlaksız, türk adının bile lekeyen filmi izlememenizi, eleştirmenizi şiddetle tavsiye ederim.","label":0} {"text":"İlk filmi sevilince devam filmi çekilmeye karar verilerek çekilen, ilki kadar olmasa da zamanında kısım kısım güldürmeyi başarmış bir filmdi.","label":4} {"text":"Arkadaşlar film tamamen bir başyapıt. Ancak filmin sonunda Arkin'in konuşmasını hiç anlayamadım. Bunu açıklayabilirseniz minnettar olacağım.","label":9} {"text":"Oyuncu seçmelerinin arka planında Zeki Demirkubuz'un sesi ve kahvehanede eski filminden Haluk Bilginer'in harikalık yaratan meşhur sahnesi. Ayrıntılarla dolu Demirkubuz klasiği.","label":7} {"text":"ne diyeceğimi bilemedim bu film için beğenmedin mi deseler yoo beğendim derim beğendin mi deseler beğenmedim derim. arada kalmış bir film. filmi izlemek için çok sebep var aslında ama bu ne lan demek için de çok sebep var. olayazmış bir film diyeyim ben. edie'ye yazık ama.","label":4} {"text":"Çok iyi Çok gerçek. Çok sade ve çok başarılı. Sinema filimi. Pop corn hiç değil.Oyuncu performansları çok iyi. Adeta o ķöye alıpnsizi götürüyor. Bağlantılar ve kurgu başarılı","label":9} {"text":"Filmin 25-30. dakikasından sonra bitene kadar sinir krizleri geçirdim. Bu kadar duyar kasmalı bir film daha öncesinde hiç görmemiştim. Sinirlerinize ve dayanma kapasitenize güveniyorsanız fena bir film değil. Fakat çabuk sinir oluyor ve anksiyeteniz var ise acilen uzaklaşın bu filmden.!","label":1} {"text":"Birinci dünya savaşı üzerine bugüne kadar çok az film çekildi. Hele hele bu savaştaki hava savaşları üzerine çekilen film sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Flyboys da işte bu boşluğu doldurmayı amaç edinen bir film. Gerçek bir öyküye dayanarak bizleri büyük savaşın kanlı ve acımasız bir cephesine götürüyor. Amaç edindiği şeyi ne kadar başardığı ve filmin sinema tarihinde ne kadar kalıcı olabileceği tartışılır ancak yine de kendini izletmeyi başaran, baştan sona akıcı ve keyifle izlenen bir film Flyboys. En son The Aviator de birazcık gördüğümüz savaş uçakları burada filmin başrol oyuncuları ve filmi götüren ana etkenler bu uçaklar.Flyboys u özellikle savaş filmi sevenler ve eski uçaklara ilgi duyanlar izlemeli. Ayrıca bu filmden sonra tarihin en iyi hava savaşı filmi olan ?The Batttle of Britain'i de anmak yerinde olacaktır...","label":6} {"text":"Çok çok güldük ve eğlendik. Harika bir yetişkin komedisiydi :)","label":9} {"text":"Çocukluğumda tüm serisini izlemişimdir :) özellikle kadının adamın elinden cüzdanı kapıp ona bir kaç dolar verdiği sahne efsanedir.","label":6} {"text":"Hayatınızda bundan daha kötü bi filmizlemiş olduğunuza inanmıyorum!!","label":0} {"text":"Bende epey bi \"We're The Millers \" tadı bıraktı. Yeni değil orijinal bi şeyler üretmeye ve izlemeye ihtiyacımız var. Bunu bi kenara alırsak film de oldukça vasattı zaten.","label":3} {"text":"Çok güzel ve etkili bi sona sahip.","label":7} {"text":"Bu temanın yaratıcısı olan yazar H. P. Lovecraft, Necronomicon adlı Ölümün Kitabı'nın olduğu bir tapınağa sızar. Amacı yazdığı öykülerin hayal ürünü değil, gerçek olduğunu kanıtlamaktır. Kitabı bulur ve okumaya başlar. Biz de bu sırada farklı dönemlerden, farklı öyküler izlemeye başlarız. Yani bu bir Lovecraftian korku antolojisi. Seçilen öyküler sahiden korkutucu. Üstelik pratik efektler muazzam kullanılmış. Artık filmlerde kocasının kafası ikiyi bölünmüşken onunla konuşan insanlar görmüyoruz. Ya da kimsenin ölmüş çocuğunun ağzından ahtapot çıkmıyor. :D Hiç fena değildi.","label":6} {"text":"sweet november la pek bi alakası yok bu filmin gerçekten bence etkileyici film kötüde değil çok hoşş ben beğendim..","label":7} {"text":"bu filmi izleyerek çok doğru bi şey yaptığıma inanıyorum aferin bana be iyiki izlemişim. tek kelimeyle muhteşemdi. aslında yazcak o kadar güzel şey var ki bu film için ama bence siz bu yorumu okuduktan sonra direk filmi izleyin vakit kaybetmeyin.","label":7} {"text":"Senaryosunu da yazan Nicolas Bedos’un yönetmen koltuğunda oturduğu “La Belle Époque”, günlük rutinin stres ve boğuculuğundan bunalanların, saç sakal birbirine karışmış, “Neydi o eski günler” moduna girerek, keşke hiç bitmese diyecekleri türdeki romantizm ve komedi de içeren “escapism /kaçış” öykülerinden biri… Filmin dört önemli karakteri var… İlki ve de en önemlisi, Murathan Mungan’ın: “Telli telli şu telli turna Sanma ki yaralı uçmaz bir daha Takılmış kanadı göçmen buluta Anlatır eski beni şimdiki bana Sakın çıkma patika yollara O dağlara kırlara o karlı ovaya Yenik düşüyor her şey zamana Biz büyüdük ve kirlendi dünya Telli telli şu telli turna Sanma ki yaralı uçmaz bir daha Takılmış kanadı göçmen buluta Döner gelir bir gün konar yurduna Telli telli şu telli turna Ne kalmış buralı göklerden başka Ne kalır yarına bizden sonraya Her şey binip gitmiş uçurtmalara” Şiirindeki ruh haline kapılmış olan varlıklı müşterilerine, hazırladığı film setleri aracılığı ile “zaman yolculuğu” yaptırarak rahatlatmaya çalışan Antoine (Guillaume Canet) … Ki biz, bütün bunları, Türkiye ile tanıştıran Yeni Türkü& ekibinin, içinde Murat Buket'in de bulunduğu önemli isimleri ile aynı işyerinde birlikte çalışarak yaşadık... Sevgili Feza'nın eşi Fuat Oburoğlu'nun Vira Vira daki seslenişi de o yıllarda (en azından bizim için) bambaşkaydı... İkincisi ve üçüncüsü ise, kırk yıllık “aşk evlilikleri” yıpranmış olan karı – koca, Marianne (Fanny Ardant) ile Victor (Daniel Auteuil) … Bunlardan aslında bir psikolog olan Marianne, kendine yeni bir sevgili yapıp kocasını kapının önüne koyarken, basılı gazete ve kitap okuru kalmadığı için kendini emekliye ayıran karikatürist Victor’da çareyi, kapağı nostalji yaşayacağı 1974 yılına atmakta buluyor… Son önemli karakter, tabii ki de, Marianne’ın 1974 yılındaki taze ve gösterişli hallerini canlandırmakta olan, Antoine’ın kadrolu oyuncularından Margot (Doria Tillier) … İşte bu dörtlü, sıra dışı performansları ile sizlere keyifli bir 115 dakika geçirmenizde yardımcı oluyorlar… Elbette yoğun cinsellik içerdiği için “La Belle Époque”u, bir “aile filmi” olarak öneremediğimiz gibi komedinin, borsacı deyimi ile “keriz silkeleme” mekanizması haline dönüşmüş olan “Recep İvedik” yahut da Yılmaz Erdoğan filmlerinden ibaret olduğunu düşünenlere de önermiyoruz… Zira eminiz izlerken, “Nerede gülecektik?” diyerek idrak kanallarında ciddi sıkıntı problemleri yaşayacak olan o arkadaşlar, kesin saç baş yolacaklardır… Bitirmeden, yukarıda isimlerini tek tek sıraladığımız oyunculardan 70 yaşındaki Fanny Ardant’ın bize, “Cami yıkılmış ama mihrabı yerinde kalmış” dedirttiğini de belirtmiş olalım… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, büyük bütçeli Hollywood prodüksiyonlarına takılıp kalmadan Avrupa’dan nitelikli alternatifler arayan sinemasever dostlara ilaç gibi geleceğine inandığımız bu filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan, “izleyerek kendinize bir iyilik yapın” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Filmin sonunda akmaya başlayan yazıları görür görmez, hemen yerlerinizi terk etmeyin ve biraz bekleyin, gelecek final görüntüleri için…","label":6} {"text":"müzikleri güzel, paz vega da gülmese güzel bir film. onun dışında ise film sanki yarım kalmış, bir anda bitti, ben işe alındı mı merak ediyordum oysa, sonuçlanmadı.","label":5} {"text":"Oldukça etkileyici olmuş,özellikle yansıtılan olayın gerçeğe dayanması ve oyuncu performansları hikayenin ciddiyetini arttırıyor,eksikleri yok değil mi var ama bu tarz dönem filmlerinin artması ve verilen emeğe saygıdan dolayı bahsetmek istemiyorum ama şu kadar söyliyim hikaye daha farklı bir kurguyla ilerleyebilirmiş,yani bir sonraki sahneyi tahmin etmek kolay tüm bunlara rağmen karşımızda Kırım Türkleri'nin yaşadıkları gerçek dramı anlatan önemli bir film var","label":7} {"text":"Şrek 2 birincinin hakkını veren ama ötesine geçemeyen çok başarılı bi animasyon,,, özellikle göndermeler çok komikti...","label":7} {"text":"Korku-komediden ziyade absürt, çerezlik bir aksiyon filmi olarak izlerseniz keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor. Senaryo ve karakter derinliği olarak ise zayıf. Ancak ben keyif aldım.","label":4} {"text":"Doğamıza yabancı olmaya zorlandık bu ülkede. \"Ayıp\"larla bastırıldık. Fısıldadık ya da sustuk. Evet, konu cinsellik olunca. Yok yok, kadın ve cinsellik olunca. Ama erkeklikse konu, konuştuk da konuştuk... Çekmeceler yavaş yavaş açılıyor mu bilinmez ama bu iki yönetmen ele aldığı konuyla takdiri hak ediyor. Filmin eksikleri belki de fazlalıkları var. Başlıklar birbirine karışıyor, takip etmek asıl problemden uzaklaştırıyor sonra bir bakıyorsunuz köpükler falan. Oyunculuklar iyi oldukça. Ne yalan söyleyeyim Ece Dizdar daha önce ilgimi çekmemişti. Eksik de olsa fazla da olsa bu film önemli bir şey yapıyor: Konuşulmayanı konuşuyor. Bu hikayelerle dolu aslında etrafımız. Belki de biraz bizim hikayemiz. Ben derim ki izleyin.","label":6} {"text":"bu filmle beraber meg ryan gözümdeki bütün sempatiliğini kaybetti.böyle vasat bir film için akıl almaz sahnelerde oynamak hangi sivri zekanın ürünü acaba. olmadı meg ryan.yılların cici kızı bu sana hiç yakışmadı.sende prenses kanı vardı bence.bir filmle alobara ettin içimde sana olan sevgimi.","label":5} {"text":"görsel olarak harika bir filmdi.savaşın o karmaşasını,korkusunu resmen hissetmenizi sağlıyor.izlediğim savaş filmleri içerisinde en iyiler arasına girdi..gerçekten o havan toplarının sesi savaş gemileri ve uçakların görüntüsü harikaydı ve izlemesi çok keyifliydi.kendi el bombalarıyla intihar eden japon askerinin halide dehşeti doğrusu. film savaştan kurtulmuş bir gurup gencin bir anda kahraman ilan edilmesi ve savaşın onlar üzerinde bıraktığı psikolojik etkiyide anlatıyor. son dönemde yapılmış başarılı bir film.savaş filmleri sevenlerin kaçırmaması gereken bir film!","label":4} {"text":"Hepimizin hayal etmekte güçlük çektiği ve Acaba var mı?& sorusunu sorduğumuz dünya dışı varlıklara, Steven Spielberg adeta yeni bir bakış açısı getirmiş. Uzaylılarla müzik yoluyla iletişim kurma girişimi yaratıcıydı. Yılına göre görsel efektleri muazzamdı ve çekimleri ustacaydı. Zaten 1 Adet En iyi Sinematografi dalında Oscar ödülü kazanmıştır. Film'i, başladığından itibaren kenetlenerek meraklı bir şekilde izlemeye koyuldum, İlk 1 saat benim için sıkılmadan geçti. Lakin 1 saat ile 1 saat 40 dakilalık zaman dilimi arasında film duraksama sürecine girip sıkıcı bir hal almaya başladı, Artificial Intelligence filmindeki gibi bu da gereksiz yere uzatılmış bana kalırsa. Konusu gayet yaratıcı ve enteresan; ama konunun işlenişi biraz sönük kalmış bana kalırsa. Yine de usta yönetmenin hatrına bile izlenir. Son olarak, küçük çocuğun oyunculuğunu çok beğendim. 7.5","label":6} {"text":"Çok beğendim filmi.O geçişlere ve tabii ki oyunculara bayıldım.Finalde Michael Douglas´ın esprisi muhteşemdi :) Eğlenileceğini umut ediyorum çünkü konu enteresan ve başarılı oyuncular filmi şekillendirmiş. 10/10","label":9} {"text":"Serinin diğer filmleri kadar beğenmedim ama fena değil.","label":4} {"text":"Metascore 81... Bu bir şaka olmalı.","label":7} {"text":"Berbat ses efektleri, kötü oyunculuk, kötü yönetmen, kötü müzik, İspanyolcadan mı bilmem yine yapay dialoglar daha önce yine aynı tarz ispanyol filmi olan The Invisible Guest filminde ve La casa de papel'de de aynı şeyleri hissetmiştim. Şunu belirteyim ters köşe olunca o film iyi olmuyor. Kaliteden uzak overrated bir ispanyol yapımı daha ama tvde ilk kez etiketiyle beyaz tv'de izlenebilir. iyi ki Pedro Almodó değeri böyle daha iyi anlaşılıyor.","label":5} {"text":"Suç her zaman gerçeği itiraf edenin, suçluluk duygusuysa, daima çocukların üzerinde kalır. Ingmar Bergman'ın Başyapıtı","label":8} {"text":"Mickey isimli karaktere, Brad'in kibarca öldürmeyi açıkladığı sahneye veya gerizek-komik şişko serseri tiplemesine bakarak filmin kara-mizah yapmaya çalıştığını düşünüyorum. Sorunda tam burada ortaya çıkıyor: Film, tuzu az yemek gibi. Kara-mizahı yeteri kadar koymamışlar. Yapamıyor diyemem çünkü kısım kısım çok iyi replikler ve sahneler var. Az yapmışlar sadece... Seyirciyi ayakta tutamamak filmin en büyük eksiği.","label":5} {"text":"Bunun gerçekten anlatılmaya değer bir hikaye olup olmadığından emin değilim. Kyle Lee Watson'un hayatındaki dönüm noktası sayılabilecek, kendi hayat akışının beta versiyonunu yaşamış olan shep ile karşılaşması ve malum siyahi banliyolardaki uyuşturucu ve suç durumlarından uzuk duruşunun anlatımı olmuş. Ortalama oyunculuklar ve film.","label":4} {"text":"Gayet hoş bir anlatımla bazı ahnelerinde komik, bazılarında romantik güzel bir filmdi. Oyunculuklarda senaryoda çok başarılı bence.","label":7} {"text":"Belaltı esprileriyle romantik komedinin sınırlarını zorlasada gayet eğlenceli bir film.10/8","label":7} {"text":"milyonlarca yapılan 2. dünya savası filmlerinin en iyisi diyemem ama izlenebilirliği gayet güzel.","label":7} {"text":"Oriol Paulo hatrına izledim. Akışı yavan olsa da klasik bir İspanyol gerilim filmi gibi sonuyla sağlı sollu girişmiştir. Ayrıca bazı sosyal problemlere dikkat çekmesiyle Birol Güven dizileri gibiydi.","label":5} {"text":"Yılın en çok beklentiye konu olup beni üzen filmi oldu. Asla kötü değil elbet ama bekletiyi arşa çıkardığını da söyleyemeyiz. Eleştirenleri dahi topa tutacak kadar tatlı ve aşk dolu olduğu söylense de film boyunca o aşkın gerçekliğine, samimiyetine bir türlü inanamadım. İnanamayınca da filme güvenip kendini vermek mümkün olmuyor. Bununla birlikte, izlediğime pişman mıyım? Son 15 dakikası yüzünden hayır. O final içimi soğuttu neyse ki. Gerçekten enfes bir baba oğul sahnesi ve kesinlikle efsane olacak bir şeftali sahnesi ile aklımızda yer edecek. Şüphesiz!","label":6} {"text":"İspanyol sineması son yıllarda inanılmaz başarılı filmlere imza atarken böylesine kötü bir filmi onlara hiç yakıştıramadım. İspanyol dilinin şiirsel güzelliği hatırına izledim. 4/10","label":3} {"text":"Samimi ciddi anlamda iyi bir film. Seksi bayağılaştırıp her yönüyle serbest bırakan \"akıl ve ruh bileşimi \" birbirinin aynı olan tatların, gerçek hisleri artık ayırt edemeyerek boşluğa düşmesi, sevgiden aşağı gelen ihtiyaçların anlamsızca galip gelmesi bir çok toplumda görebileceğimiz seviyelere ulaşmış değil mi ? Doğru tarafta kalıp kaybolmadan kendine ulaşmak zor! Puanının üzerinde bu film..","label":7} {"text":"1.nin yanından bile gecmez. :(","label":4} {"text":"Eddie Murphy çok iyi oynamış.. Gayet güzel bir dram..10/7","label":6} {"text":"üçlemenin en sevdiğim filmi.","label":7} {"text":"ilk hostel filmi sert bir okadar etkileyici müzikleri olan bir filmdi.paranın,yozlaşmanın,önlenemez vahşi isteklerin dışa vurumunun yansımasını yönetmen kamerasından etkileyici bir dille veriyordu.2. filmide bekliyorum.","label":7} {"text":"Senaryo çok şahane ve özgün olmasa da, başroldeki Jenn Murray isimli muhteşem oyuncu sayesinde hiç sıkılmadan izlenebilen bir film olmuş. Ancak imdb puanı olan 6.0'ı hak edecek kadar da vasat değildi sanki.. Hafif dozda gerilim, biraz gizem ve iyi bir oyunculuk izlemek isteyenler çok da pişman olmayacaktır kanımca.","label":6} {"text":"2 kuruş para harcayıp milyonlar kazanmak; oh ne güzel dünya. Kaşını birleştirmiş, göğüsüne iğrenç takma kıl yığını yerleştirmiş bir tipin safi belden aşağı, pis espriler yaptığı, kameraya el hareketi çekip durduğu bir filmi bizim insanlarımız neden beğeniyor, nasıl tahammül ediyor, nasıl gülüyor? Türk milleti böyle bir iğrençlikten mi hoşlanıyor? Şahan da Ata Demirer ve Cem Yılmaz gibi gerçek komedi filmleri niye yapmıyor? Allah rızası için bu berbat seriye bir son ver Şahan! Ama tabii vermez ki niye versin, bulmuş enayi bir toplumu kazanıyor parayı.","label":2} {"text":"Jules ve Jim'in güncel uyarlaması olarak değerlendirelemez. bence.","label":0} {"text":"evt evt 2000 yazıydı arkadaşlarla toplanmış fakülteyi kiralamış seyre dalmıştık.Ve filmi 4 kere üst üste seyretmiştik elbette bizim abarttığımız kadar süper bir film değil ama nacizane fikrim döneminin gençlik gerilim filmlerinin iyilerindendi yakın zamanda izlemediğim için çok iddialı konuşmak istemiyorum ama gerilim dozunun yüksek olduğunu hatırlıyorum ergenlik çağına girdiğimiz dönemde izlenilesi en zevkli filmler arasında diyorum ve susuyorum:)","label":6} {"text":"Ali Kundilli'nin aylar önce fragmanını izlediğim zaman senaryo olarak basit ama iyi güldürü öğeleri varmış gibi geldi maalesef öyle olmadı en komik sahneleri fragmanında var boşuna filmi izlemeyin 1/5","label":1} {"text":"Böyle berbat film olmaz. Sakin Cage'e kanıp izlemeyin.","label":1} {"text":"Film aslında biraz sıkıcı ama biyografik bir film olması bu olumsuzluğun bahanesi olarak sayılabilir. Christian Bale ne kadar kaliteli bir oyuncu olduğunu bir kez daha göstermiş. Ayrıca hayata dair de mesajları olan ve başarılı bir şekilde aktarabilmiş bir film. Ortalamanın bir tık üstünde..","label":5} {"text":"olmayacak birşey değil bence...","label":6} {"text":"yazar hakkında pek fazla şey öğrenemeyeceksiniz; o umutla başlamayın.","label":6} {"text":"film belki dönemine göre başarılı olabilir ama açıçcası 2008de hiç de izlenesi bir film değil.. monoton bir akış, karanlık bir ortam, izleyiciyi korkutmak adına saçma sahneler.. ben beğenmedim 3/10","label":1} {"text":"Film için 3 madde; 1-Daha iyi olabilirdi 2-Çok fazla abartılmış 3- Jennifer Lawrence tatlıydı 4-Robert De Niro ve Bradley Cooper yine aynı filmde","label":7} {"text":"komedi filmi çevirmek, insanları güldürmek ve bunu sanatsal bir kişiliğe büründürmek gerçekten çok zordur...örnek: gora:insanları güldürüyor ama kesinlikle sinema tadı vermiyor... salaklar sofrası ndan bu tadı çok rahat alabiliyorsunuz...hele belin altına inmeden güldürebiliyorsanız gerçekten yeteneklisinizdir...kurgu çok güçlü...başroldeki tombiş adam çok tatlı biri...tam bu rol için biçilmiş kaftan... ailece gerçek bir komedi filmi izlemek istiyorsanız kesinlikle kaçırmayın....","label":7} {"text":"aslında güzel film.ikinci dünya savaşıyla ilgili sayısız film izledik ama verhoeven bizi ülkesi hollandaya götürüyor bu sefer.oyuncular tek tek kendilerini adayarak kaliteli performanslar çıkarmışlar,öncelikle onu belirtmek gerek.filmin geneline baktığımızda da savaş,dram,entrika,macera gibi unsurların hepsi birden başarılı bir biçimde harmanlanmış denebilir,fakat kara kitapın biraz arka planda kalmasının sebepleri de var bence.yani çok konuşulan yazılan çizilen bir film değil kabul etmek gerekirse.örneğin filmin bazı yerlerinde bariz biçimde garipsediğiniz durumlar var,şaşırıyor bazen de yok artık diyorsunuz.her ne kadar inanılmaz boyutlarda olmasa da eğer dikkatli bir izleyiciyseniz bu ufak ayrıntılardan biraz rahatsız olmamanız mümkün değil.yani kısaca şöyle diyebiliriz ki;film bitince tam anlamıyla tatmin oldum demek biraz iyimserlik istiyor.uzun süresine karşın hiç sıkmasa bile dediğim gibi bazı küçük eksiklikleri nedeniyle verhoevenin filmi belki de uzun yıllar konuşulacak bir eser olmaktan çıkıyor.fakat tercih edip de izleyenleri de mutlu edeceğini düşünüyorum.ikinci dünya savaşına belki bir nebze farklı bir açıdan bakmak ilginç olabilir.akılda kalıcı sahneler de bayağı bir var.","label":7} {"text":"Mükemmel , tamamen çizmeli kedi , aksiyon ve espiriler tam yerinde.Müzigi rodrigo y gabriela yapmis , 1,5 saatte bittigine üzülüyor insan","label":7} {"text":"Film Efsane Olmuş 3. filmini dört gözle bekleyecem godzillanın gidaroyla savaştığı o son sahne efsaneydi helal olsun","label":9} {"text":"filmdeki ses Türkiye'ye gelmiş en güçlü seslerden birine sahip olan Nesrin Sipahi'ye aittir. Belki Türkan Şoray'a uymamıştır ama sanatçının kendisini dinlemenizi öneririm. Yeşilçam benim için ayrı olmakla beraber Türkan sultan ve Cüneyt Arkın'ın yeri de bambaşkadır. Keyifle izlediğim bir film. Filmde kullanılan Kalbi kırık serseri şarkısı da ayrıca çok iyi tavsiye edilir.","label":7} {"text":"Prodüksiyon bakımından Red Sparrow'un harika bir estetiği var. Kostümleri, James Newton Howard'ın müziği, Jennifer Lawrence'ın performansı ve sonda yapılan ters köşe oldukça iyiydi. Yönetmenlik koltuğunda oturan Francis Lawrence, günümüzde geçen bir ajanlık hikayesini sanki soğuk savaş yıllarında geçiyormuş gibi göstermeyi başarmış. Fakat bunlar bir yana, Red Sparrow'un tamamını izlemek epey zordu. İlk 90 dakika kendini bir şekilde izlettirse de, son 45 dakikada temponun dibe vurmasıyla birlikte filmden koptum doğrusu. Bu esnada sinemada gerçekten de uyku moduna geçtiğimi hissettim. Senaryo, oldukça basit bir hikayeyi öyle uzun bir şekilde anlatıp gereksiz yan karakterlere ve hikayelere başvurarak içeriği uzatmış ki, bir yerden sonra dikkatinizi toplamak epey zorlaşıyor. Zaten ana karakterin kafasının içerisine girmek epey zor olduğu için filmde gerçekten anlayabileceğimiz birisini bulmak ise epey zaman alıyor. Red Sparrow, idare eder bir film. Dev bütçeli stüdyoların geriye çekilmeye çalışmadan bir hikayeyi olduğu gibi aktarması kesinlikle iyi bir şey. Red Sparrow, genel anlamda izlerken iyi vakit geçirdiğim ama bazı yerlerde de hikayeden koptuğumu hissettiğim bir filmdi. Eğer eski usul ajan filmlerine merakınız varsa ve uzun süreyi kafanıza takmazsanız, bir göz atmanızı tavsiye ederim. Puanım: 6.8/10","label":5} {"text":"film gerçekten kötü başlangıç haricinde pek dikkat çekici bir tarafı yok ..","label":4} {"text":"berbat bir film gerçekten zaman kybı beynimde böyle bir film olduğu için beyynim beni affetmeyecek nasıl toplanıp böyle bir şey yapmışlar hayret","label":0} {"text":"adrien brody'nin 77'yi canlandırdığı 2010yapımı \"the experiment\"da yine aynı romandan uyarlama olup senaryo filmin yönetmenine ait. ikisini de izlemiş biri olarak alman yapımının daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. ayrıca böyle bir deney yanılmıyorsam 1971 yılında amerika'da yapılmış ve daha sonra ise belgesel olarak sunulmuş. linkini de şöyle bırakıvereyim. http://www.imdb.com/...","label":5} {"text":"Gösterin iyi olup olmaması, tamamıyla beklenti ile alakalı. Ben her saniyesinde güleceğim diye gidersen zaten hayal kırıklığın kaçınılmaz olur. Cinsellik üzerine çok eğilim olduğu söyleniyor, buna katılıyorum. Fakat atlamamamız gereken bir gerçek var, biz buna gülüyoruz. hatta en çok buna gülüyoruz. e bu işi yapan adam da mantıklı olarak buraya yönelecek. Sorulması gereken tek soru -Cem Yılmaz bu işin hakkını verebiliyor mu? Bana kalırsa sonuna kadar veriyor. Çok klişe olacak ama gerçek bu;gittim, gördüm, eğlendim, güldüm ve geldim. Benim bir Cem Yılmaz göstersinden de beklediğim tam da bu zaten.","label":8} {"text":"Yarattığı Muharrem karakterinin etrafında Dostoyevski nin \"Yeraltından Notlar\"ını günümüz Ankarasına taşıyan Zeki Demirkubuz sefillik ve yücelik arasında gidip gelen ayriyeten aşağılanma ve onur arasındaki ilişkiyi ve böyle gibi duyguları gösteren bir uyarlama Engin günaydının abartılı ve güzel oyunculu son olarak kapanmayan kapıyı da görüyoruz.","label":7} {"text":"lübnan dan kötü gerçekler zor durumdaki çocuklar.. Türkiyeyede benziyor biraz.. Ortadoğuluyuz sonuçta.. Film süper bir drama.. Tek sıkıntı çekimlerin çok yakın olması… bazen yoruyor bu insani.. Çocuk ve bebek oyuncular muhteşem oynamış.. Sürükleyicilik on numara","label":8} {"text":"Türünün en iyi filmlerinden biri","label":9} {"text":"Son zamanlarda da muhteşem filmler yapılabildiğini gösteriyor bu film. siyah-beyaz, fantastik bir kasabanın fantastik olayları. Bela Tarr, bu film ile izleyeni karanlık armonilerin içine sokuyor. Anlamsız bir savaşın gürültüsü, şiddet duygusunun niteliksizliği ile çarpıcı bir film.","label":8} {"text":"Gerçekten çok ilgimi çekti, hem komik, hem fantastik size de izlemenizi tavsiye ederim. Sonu nasil biter acaba????????????????????????????????????","label":9} {"text":"Zıtlığın üzerine inşa edilmiş güzel bir yapıt! tıpkı siyah ve beyaz gibi tüm karakterler ve deyim yerindeyse ayrıntılara gizlenmiş bir film;ayrıntılar mis gibidir, hayattır. Kahve aşkına! izlemeden geçmeyin:)","label":5} {"text":"çok iyi oyunculuklarla, iyi bir senaryoyla kotarılmış sağlam bir dram filmi. amerikan ordusuna dair gereksiz vurgularla dövüş sahnelerinde klişeye ve monotonluğa düşmese çok daha iyi hatırlanacak bir filmdi. yine de nick nolte'yle tom hardy için bile izlenir.","label":7} {"text":"Baskı rejimleri her coğrafyada, her zaman diliminde aynı hilelerle, aynı yalanlarla, aynı oyunlarla varlığını sürdürdü. Ve bütün bu hileler, yalanlar sonlarını hazırladı. Tüm umudumuz bunun üstüne. Her şeye rağmen...","label":7} {"text":"Eğer pskolojik filmler seviyorsanız. Bu film için fazla söylenecek bir şey yok aslında tek kelime ile izlemeye değer.","label":8} {"text":"Bu pahalı metal yığınına küçük yeğenimi götürme eşekliğini yaptığım için kendimi asla affetmeyeceğim. Film milyon dolarlık bir propagandadan başka hiçbir şey değil. Koca film adeta \"U. S. Army\" şovundan ibaret. Bay'in Gobels'ten öğreneceği çok şey var sanırım, propaganda konusunda. Bu kadar da göze sokmamak lazım bazı şeyleri. Filmde ortalama bir ergeni çekebilecek her şey var; bol patlama, efektlerle bezeli sınırsız aksiyon, çıplaklık, adeta olmayan bir senaryo. Bütün bunlar da dev bir çorba olduğundan sahnelerin çok büyük bir kısmında hiçbir halt anlaşılmıyor. Evde, ağır çekimde izlerseniz belki o zaman bir şeyler görmek mümkün olur. Bu çorbanın içinde göze çarpan tek şey, kabadayı zihniyeti. Biz her şeyi yaparız, her haltı yeriz, bize bulaşanı yakarız beyninin dar, ölçüsüz şiddet algısı da yanınıza kar kalıyor. Kısaca,\"zavallı\" bir film. Bu kadar net konuşmadım hiçbir şey için. Ama terbiyesizliğin de sınırları olmalı değil mi?","label":5} {"text":"Gerçekten harika bir film türklerin tartışmasız yaptıgı en iyi animasyon filmi, küfürlü olabilir ama bunu bile bile gitmelisiniz ama sizi küfürle değil mizahı ile güldürüyor yetişkinlere tavsiye ediyorum bu bu tür filmlerin başlangıcı olsun devamının gelmesini bekliyoruz hem kötü kedi şerafettinin hemde farklı animasyonlar İNSALLAH gisede daha iyi olur 1 haftada 190.000 kişi izlendi gisede başarılar dileyip yetişkinlere filmi şiddetle öneririm.","label":9} {"text":"Filmde çok güzel espriler var bence izlenmesi gerek.soğuk havalarda sinemaya gideceklere tavsiye ederim","label":9} {"text":"ewt güzel film","label":4} {"text":"hani biraz ciddiye aldığımda ve etraflıca düşündüğümde,sanırım hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biri 28 weeks later.tabii sadece sorgusuz sualsiz izlerseniz belki de gözünüze batmaz,fakat bu tarz bir filmde oturup biraz mantık istemeye hakkım var benim.çünkü bu fantastik bir film değil.yani bahsedilen ve hatta filmin asıl gücünü almak istediği durum da anlatılanların her an bizlerin başına da gelebileceği,dünyanın bu gibi virüs salgınlarıyla çalkalanabileceği ihtimali üzerine kurulu.yani gerçekçilikten elde edilmeye çalışılan artı bir güç var filmde.hani fantastik olsa,büyücüler canavarlar vs. olsa kesinlikle sorgulamam.ama kendilerinin seçtiği bu gerçekçi ortamda bile feci çuvallıyorlar.sayısız mantıksızlık var film boyunca.ne bir altyapı,ne bir ön hazırlık var,sanki almışlar ellerine iki kamera çekmeye başlamışlar akıllarına estiği gibi de devam ettirmişler gibi.28 days laterı da inanılmaz beğenmemiştim ama en azından orada boyle zombi türüne yeni bir soluk getirmiş,ona tekrar can vermişti.ve eli yüzü düzgün,bir nebze inandırıcı bir film ortaya çıkarmıştı.ancak bu devam benzeri filmde beğendiğim tek bir unsur yok neredeyse.hani senaryoyu oyunculukları falan zaten geçtim,böyle bir filmde onlar açısından beklentim yoktu zaten merak etmeyin.ama aksiyon vs. olarak da sadece bir iki sahne idare eder.olay nedir?yakın ve hareketli çekimlerle gerçekçilik sağlamaya çalışmak?bazı durumlarda bu çekimler işe yarayabilir fakat zaten en başta olayların mantıksızlığı filmi tek başına dibe çekmeye yetiyor ve bu gibi şeyler de önemini yitiriyor anında.mesela virüsün yeniden yayılışı kısmı,karı-koca sahnesi.sağlam komedi olmuş,çok mantıksız.hani filmi çekmeleri lazım ya,virüsü de bir şekilde yeniden yaymaları lazım.bunu nasıl yaptıklarının önemi yok ne de olsa onlar da saçmalamışlar.seyirci ciddiye alınmıyor bile.hiç beğenmedim,beğenenlere de bir iki film önereyim isterlerse de adam gibi aksiyon falan izlesinler bu saçma filmi neden beğendiğinizi cidden anlamadım:/","label":4} {"text":"Türk filmi efendim illa ki kusur bulacağız, illa ki bir şeyler bir şeyler. Bu film kendi klasmanında diğer Türk filmlerinden iyi bir filmdir. Karakterler çok tekerrürden ibaret, Amerikan polisiyesine benzetmeye çalışsalar da güzeldir.","label":6} {"text":"uzun metraj amerikan reklamı;ziyade olsun yapmışsınız yine yapacağınızı;özgürlükler ülkesi!!!","label":6} {"text":"Sinematik yönden oldukça yenilikci bir yapıya sahipti,karakterler,çekim tekniği ve senaryo.Ama sadece değişik bence.Seyirciyi çok da doyuracak bir özellikte bir film olduğu kanısında değilim.10/7","label":6} {"text":"başarılı oyunculuklar ve çok hoş bir kaç sahne için 8/10.izlemeye değer.","label":7} {"text":"Her şeyi geçtim Kerem'in hazırda İngiltere vizesi mi var ayrıca Aslı işe pasaportla mı gidiyor","label":1} {"text":"Bilindik bir konu ama dendiği gibi anlatım Kenya usulü. Nairobi'yi tanımak için güzel bir fırsat... 70/100","label":6} {"text":"Horns, sevgilisi öldükten sonra dibe vurmuş, herkesin ondan nefret ettiği Ig Perrish'in öyküsünü anlatıyor. Ve zaman içinde herkes Ig'i &şeytanın vücut bulmuş hali olarak adlandırmaya başlayınca, Ig de şeytanın kendisi haline gelir ve boynuzları çıkar. Bunun sonucunda Ig, sevgilisine neler olduğunu bulmaya çalışır ve bu esnada da bir sürü olay olur. Horns için hiç de heyecanlı değildim açıkçası. Klişe korku filmlerinden biri olacağını düşünmüştüm. Yanılmışım (filmin ilk yarısı için)! Bu film oldukça ilginç bir şekilde ilerliyor ve klişe konseptine rağmen ortaya bir sürü orijinal şey koymayı başarıyor. Bu yüzden hikaye oldukça ilgimi çekti ve ortaya hala yeni bir şeylerin atılabildiğine sevindim. Daniel Radcliffe de oldukça iyi bir performans sergilemiş açıkçası. Çok iyi değil ama Harry Potter filmlerinden sonra ortaya yeni bir şeyler koyması oldukça iyiydi. Filmin ilk yarısı bu şekilde, hiç de fena ilerlemedi açıkçası. Eğer film böyle ilerlerse ortaya çıkan sonucun çok başarılı olacağını umdum. Yanılmışım! Yani beklentilerim doğru muydu? Bir nebze. Hiç olmazsa filmin ilk yarısı izlenebilir derecedeydi. Filmin ikinci yarısının tamamı ise, Ig'e tersleyen herkesin ölümü üzerineydi. Bir ton gereksiz ölüm, mantıksız ve gereksiz sahneler ikinci yarıda resmen kol geziyor. Bu yüzden ilk yarının yaratıcılığı, ikinci yarının basitliği üzerine hemen söndü. İkinci yarıda yeni bir şey yoktu! Sonu da tahmin edilebilirdi, sadece iyice saçmalamışlar. Peki sonuç olarak Horns nasıldı? İlk yarısı izlenebilirdi, karakterler ve ortaya atılan yaratıcı fikir çok başarılıydı. Fakat ikinci yarı ile neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum, o kadar klişeydi yani. Keşke sonunu bu kadar saçma bağlamasalarmış. Eğer Horns'u izleyecekseniz ilk yarının tamamını, ikinci yarıyı da sararak izleyebilirsiniz. Çünkü ikinci yarıdaki ölümler tahmin edilebilir ve özel hiçbir şey taşımıyor. Millet ölüyor sadece. Yani Horns'un taşıdığı potansiyel boşa gitmiş. Sonuç çok da kötü değil ama kesinlikle daha iyi olabilirdi. Her haliyle zayıf bir film ortaya çıkmış sonuçta.","label":2} {"text":"Sean Connery’i bu yaşında böyle bir aksiyonda görmek çok hoştu. Bence çok başarılı bir aksiyon Kurda Tuzak. Zeta jones’ta Conney’e iyi ayak uydurmuş. Çok zevkli ve heyecanlı bir film.","label":7} {"text":"Muhteşem bir filmdi. Aile ile izlenebilecek kaliteli bir film arıyosanız bu filme mutlaka şans verin derim ;)","label":9} {"text":"İlk film ile kıyaslamak zor. Çünkü burada eğlence daha bol, aksiyon yine aynı. Ama bu filmin sorunu kötü adam olmaması. Yani var ama şöyle var: Kötü adam o 2 saatin sonunda filmin 2 dakikalık kısmını ayırıp kötü adamı yok etme ve sıyrık bile almadan kurtulma. Bence pek olmamış film ama idare de eder. 3.5/5","label":6} {"text":"Son Umut filmini ben en başta bir Hollywood filmi zannetmiştim. Çünkü kadroda Russell Crowe ve Olga Kurylenko gibi ünlü yabancı isimler var. Hatta bu yabancı isimlerin yanında da bizim ülkemizin en ünlü oyuncularından Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan var. Ben açıkçası Cem ile Yılmaz'ın sanki bir figüran gibi arka rollerde olacağını sanmıştım. Ama sanmıştım sadece çünkü durum böyle değilmiş. Bu film Hollywood yapımı değil ve herkes için de eşit rol dağılımı yapılmış. Filmi izlemeden önce bunları bilmekte fayda var. Filmin konusu Çanakkale savaşları. Aslında bizim çektiğimiz filmlerin yanı sıra Avusturyalı Russell Crowe'un bir Çanakkale filmi çekmesi oldukça garip ve seyircilere göre en başta başarısız gelebilir. Siz ilk önce bu ön yargıyı bir kırın ve filme gidin. Crowe, savaşı iyi anlatmak ile kalmamış, ayrıca savaşın ne kadar saçma bir şey olduğunu da bize göstermiş. Hem de tarafsız bir şekilde. İşte filmin en büyük olumlu tarafı bu zaten. Aslında filmin bazı yerlerindeki geçişler eksik, bazı oyunculuklar pek iyi değil, kötü yanları var elbet. Ama filmin bir ruhu var ve biz bunu hissedebiliyoruz. Savaştaki masum insanların ölüşü, askerlerin inlemesi gibi şeyler yansıtılmış mesela savaş ile ilgili. Hatta film bu yüzden iyi diyebilirim. Filmin asıl konusu savaş değil elbette. Filmin oğullarını bulmak isteyen bir babanın İstanbul'a kadar yolculuğu aslında. Olaylar kesişiyor yani. Bu arada ben filmin iyi yanlarından devam etmek istiyorum; O zamanın kostümleri, Kapalı Çarşı vb. gibi şeyler o dönem için oldukça gerçekçi bir şekilde yansıtılmış. Ayrıca Cem Yılmaz ile Yılmaz Erdoğan'ın oyunculukları da başarılıydı. (Filmi dublajlı izlediğim için sadece bu ikili hakkında konuşabileceğim ama filmin dublajlı olması kötü bir etken değildi, böyle de izlenebilir) Cem Yılmaz zaten en başta rolü kabul etmemiş, karakteri üzerinde bir kaç düzenleme yaparak filmin kadrosuna katılmıştı. Yalnız Cem'i çoğu sahnede görmeyi beklemeyin, ufak bir hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Yılmaz Erdoğan ise Cem'den daha fazla ön plana çıkmış, karakteri ve oyunculuğu ile. Son zamanlarındaki filmlerinden daha başarılı bir oyunculuk sergilemiş Erdoğan. En sona gelirsek eğer, film için beklentinizi yüksek tutmayın. Yani filmden ekstra bir şeyler beklemeyin. Bu film ülkemiz için değerli bir film olmuş açıkçası. Bence izlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":7} {"text":"Bu filmdeki çakmakla silahın karıştığı sahne, Şabanoğlu Şaban adlı filmde de kullanmış. Bizimkilerin nereden esinlendiği filmi izleyince anlaşılıyor.","label":7} {"text":"2 komik after credits var hemen kapatmayın.","label":7} {"text":"En Sevdiyim Filmlerden biri Turkce Dublaj Izlemeyi Cok Istiyorum Ben Hayatin Onemini Anlatan Onemli Bir Konusu Hayatin Kisa Oldugu ve Her Anin Deyerli Oldugunu Anlatan film Istek Filmlerimde var Bir seyler oluyor kuch kuch hota hai 1998 turkce dublaj ve Mohabbatein sonra Dil To Pagal Hai","label":9} {"text":"Uzaylı karıncaların veletlerce katledilmesini izlemek isteyen varsa buyursun gelsin :D:D:D kısaca özet budur :D Ama neyse ki karıncaların kutsal olduğunu biliyormuş bizim Ender de bari sonunda kıyak yapmış :D:D Küçük arkadaşlarımıza izletilecek denir mi bilemiyorum ama siddet icerdiginden pek o tarz bir yapım da degilmis gibi geliyor bana. notum:3/10","label":2} {"text":"charlize theron bacakları harici boş bir film","label":4} {"text":"Andrea Bocelli'nin hayatını anlatan güzel bir biyografi filmi, ben anlatımını işleyişini filan beğendim oyuncularda uyumlu olmuş yakışmış rollere, bazı sahneler üzdü biraz ama insana kendini iyi hissettiren bir film, filmin müzikleride çok iyi zaten müzik üzerine bir film olduğu için normal diye düşünüyorum, sanat filmlerini öyle opera işlerini Luciano Pavarottileri filan seviyorsanız mutlaka izleyin derim:) eğer sevmiyorsanız belki biraz sıkılabilirsiniz bu filmden.","label":8} {"text":"aldığı puanları fazlasıyla hak eden, \"ne oldum değil ne olacağım demeli\"yi çok iyi anlatan, hayatta neye değer verilmesi gerektiği üzerine düşündüren, kimi zaman \"keşke\"lerin geri dönüşü olamayacağının altını çizen, başarılı bir film..","label":8} {"text":"Basit, çerez bir film. Televizyonda ses olsun diye açıp izlenebilir.","label":2} {"text":"...1973 tarihli orijinal film, cogu kapsamli arastirmada tum zamanlarin en korkunc filmleri arasinda yer bulmustur bunca zamandir. Bu 2006 model The Wicker Manin, 1.5 saati askin suresi boyunca gerilmemizi bir yana birakin, hicbir zeka piriltisi tasimayan yavan bir olay orgusuyle koltuklarimizda sikintidan taklalar atmamizi sagladigi bir gercek. Artik hastalikli oldugunu dusunmeye baslayacagim kadar kilo verip cirkinlesmis Cage#39;e katlanmaya calistigim sirada bir de seyircisini o saate kadar niye bu kadar oyaladigina anlam veremedigim finali de gorunce $ok gecirdim kisacasi. Neil LaBute#39;un hicbir yonetmenlik piriltisi tasimayan filmi, her yonuyle yerlerde surunmus. Yarim saatte anlatilacak bir hikaye, 102 dk#39;da anlatilmaya calisilirsa sonuc boyle olur tabii ki...(4/10)","label":3} {"text":"konu aslında enteresan fakat daha güzel işlenebilirdi, havada kalmış bir yanı var gibi.","label":4} {"text":"algı yönetimi ve manipülasyonun milyonlarca insanı nasıl ve ne şekilde hipnotize ettiğini ekranlara yansıtan hele hele bu kirli bilgi bombardımanının içerisine milliyetçi ve şovenist sosu ekleyince kitlelerin sorgulamadan bu çarpıtmalara inandığını ekranlara yansıtan iyi bir yapım 7/10","label":6} {"text":"Ne kadar bizim örf ve adetlerimize aykırı bir film olsada hepimize bir şeyler hatırlatıyor bu tarz filmler... Bir gece kaçamağının, cinselliğin mantığın önüne geçtiğini anlatan bir film... Film nasıl başlıyorsa öyle bitiyor. Hiçbir olay akışmı dönmüyor. Filmde ki iki insanın sık sık diyaloglarına şahit oluyoruz ve buda bir süre sonra sıkabiliyor. Farklı bir film di ama ben başarılı bulmadım.","label":5} {"text":"bu filmin ilkini izledim hoşuma gitti ikinxisinide heyecanla bekliyorum teen-slasher korku türüne yeni hava getirdi bu film","label":9} {"text":"Artık Mel Brooks hayranı olduğuma iyice emin oldum. Bu mizah anlayışının ülkemize de yansımasını çok isterim. Frankeştayn'ın hikayesine az boz aşinasınızdır. Bu hikaye aynı çizgiyi Dr. Frankeştayn'ın torunu Dr. Fronksteen üzerinden işliyor. Dedesinin başına gelenleri Mel Brooks'un bakış açısıyla torunu tecrübe ediyor. Tabi bize de kahkaha atmak düşüyor...","label":7} {"text":"sadece filmi izlerseniz güzel film ama anime ile ilgisi yok filmi animesi olmayan sadece öylesine bir film olarak düşünürsek güzel film ama sonu daha iyi olabilirdi","label":5} {"text":"II. Paylaşım Savaşından sarkan hikayede alzheimer hastası yaşlı adam ve iki çocuğuyla rutine binmiş bir evliliği olan genç bir kadın var. Karşı pencerede görülen adam, kadın için, kendiliğinden olmak yerine kendisi olmak üzerine verdiği içsel mücadeledir aslında. Beraberinde üzüntülerimiz pişmanlıklarımız kaçırdıklarımız için değil midir sorusunu irdeleyen, gizem ile duygusallığı bir arada yürüterek savaşın etkileri üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri. Her insanın yaşamında baktığı ya da bakmaya korktuğu bir karşı pencere yok mudur? Evlilik ilişkisine yalnızca kadının penceresinden bakan filmin en önemli eksikliği karşı penceredekilerin arasında gelişen duygusallığın hissettirilememiş olması. Doğru ya da yanlış insan bazen atacağı adımlarda başkalarından onay bekler. Anlık tercihlerin şekillendirdiği yaşamlar üzerine diyalogların şiir dizesi gibi olduğu filmdeki karakterler, bunu yapamıyor belki ama \"kendiliğinden yaşamayın, kendiniz için yaşayın\" diyor... 80/100","label":7} {"text":"son zamanlarda izlediim en ii türk flmlerinden biri.senaryo çok güçlü diil ama herşey çok doğal,içten ve neşeli.bir bakıma uluçay'ın kendi tarzını yaratacağına ve mustafa altıoklar gibi kendisini yönetmen sananlara benzemeyeceğini düşünüorum.sonuçta sinema sadece kültür diil sevgi ve yürek işidir","label":7} {"text":"Çooooook güzel, eğlenceli, çok iyi bir film. \"Gamer\" ve film izlerken eğlenmeyi seven kitlelere daha çok hitap ettiğine inanıyorum bence anlatılmaz sadece spoilerla filmi izlemeye başlayacağınıza inanıyorum. http://www.youtube.com/watch?v=x3OLU0SW5vY&feature=related","label":8} {"text":"Spike Jonze imzalı Her, bu yıl en çok beklediğim filmlerden biriydi. Nedeni bilim kurguya farklı bir boyut kazandıracağına inanmış olmamdı ve izledikten sonra da gördüm ki Her, şimdiye kadar yapılmış tüm bilim kurgu filmlerinden her yönüyle farklı olmayı başarmış. Zaten Her için bilim kurgu filmindense aşk filmi dememiz daha doğru olacaktır. Malum, Türkçe çevirisi de 'Aşk' zaten. Spike Jonze'un kendisinin kaleme aldığı senaryo, yılın en özgün hikayelerinden birini sunuyor. Bu dalda Oscar'ı alacağına kesin gözüyle bakıyorum ancak her ne kadar mükemmel bir film olsa da yılın en iyisi demenin doğru olacağını düşünmüyorum. Zira Yerçekimi ve Nebraska şu an için benim favorilerim. Bir işletim sistemiyle bir insanın aşkını daha önce hiç görmemiştik, hatta böyle bir şey aklımızın ucundan bile geçmezdi. Halbuki şu an cebimizde taşıdığımız Siri, Samantha'nın biraz daha ilkel bir versiyonu değil mi? 50-60 yıl sonra belki bizim de bir Samantha'mız olacak, kim bilir? (...) Spike Jonze'un Her'ü geleceğimizi önceden görmemizi sağlayan, insanlığa dair harika mesajlar içeren kusursuz bir başyapıt. Kısıtlı hikayesi geniş bir yüzeye yayıldığı için biraz ağır gelebilir izlerken ama sıkılmanıza imkan vermeyecek kadar sade bir görüntüye sahip olduğunu söyleyeyim. (...) Çağdaş klasikler arasında kendine yer bulabilecek kadar kaliteli bir romantik bilim kurgu filmi. Her yönüyle alışılmışın dışında bir seyir keyfi sunduğu için sinema tarihinde adı defalarca kez anılacaktır. Son olarak, giyim tarzına önem veren erkekler filmdeki yüksek bel pantolonları görünce bir parça ürkebilir, demedi demeyin. (...)","label":9} {"text":"Eh işte diyebilirim.10/7","label":0} {"text":"Amerikan romantik komedilerinden çok daha keyifli bir film.Gad Elmaleh harika oynamış,o saf bakışları olmasa o karakter nasıl yansıtılırdı bilemiyorum:)","label":7} {"text":"Absürd komedi türünden çerezlik bir film daha. Biraz saçmalık, biraz açık saçıklık, biraz da komedi kat al sana komedi filmi diyen bir yönetmen var karşımızda. Bazı sahnelerinde güldüm, ona bir lafım yok fakat onun ötesine geçemeyeceği kesin.","label":4} {"text":"fragmanını izlediğimde bayaa hoşuma gitmişti.ama film boş..hiçbirşey yok.filmin bazı yerlerinde mantık hatası da var.örneğin sarışın çocuğun ayağı kapanda kalmıştı.ondan sonra ise tommy ile savaşırken sanki ayağında bişey yokmuş gibi kavga ediyordu.kısacası hiç bişey anlamadım bu filmden","label":1} {"text":"http://www.filimadami.com/film/58217/21--over/ Benzer film önerisi isteyen arkadaşa...","label":7} {"text":"bütün amerikan donanmasının bir filikaya taaruzu konulu tuhaf hollywood yapımı. izlenir.","label":6} {"text":"Cem yılmazın büyük bir hayranı olarak ona yakıştıramadığım bir yapımda sinemadan çıkıp gidesim geldi kusura bakmayın bir emek var ama çok berbattı","label":0} {"text":"Bol punk ve kan dolu farklı bir slasher, Yönetmeni kutlamak gerek müzik içinde korku yönü güzel düşünülmüş, Sahneler amatörce çekilmiş olsada b filmi olarak düşünürsek festivalin ve maskeli abimizin havası iyidi izletiyor.","label":4} {"text":"bir çoğumuzun dedelerinin okuduğu öğretmen okulları köy enstitüleri. onlar bizim hem dedemiz, hemde bir çoğumuzun öğretmeninin öğretmeni.","label":9} {"text":"islamiyet ile ilgili örnek arayanlara geliyor; Burak, Muhammed'in Mirac gecesi göğe yükseldiği sırada altındaki kanatları olan, beyaz atın adıdır. Yani bildiğiniz Yunan mit. deki Pegasus:)) Yahu arkadaş!!! Her şey mi kopya olur şu dini kitaplarda! edit: eksileyen arkadaşlar gidin bir buhari'nin sahihlerini okuyun isterseniz, yani bana verdiğiniz eksiyi aslında buhari'ye dolayısıyla muhammed'e veriyorsunuz :)","label":6} {"text":"hakettiği ilgiyi ve değeri bulamamış bir Türk filmi.mutlaka izleyinbelki çok iyi bir film değil ama çak iyi niyetli bir film.senaryo ve diyaloglar çok hoş..sadece bazı gereksiz argo konuşmalar sırıtmış..filmin sürprizi ve yıldızı ise Işın Karaca..","label":7} {"text":"Edgar Allen Poe,hiçbir işte dikiş tutturamayan,tamamen dibe vurmuş,alkolik biri olmasının yanında son derece zeki ve yaratıcı bir yazar.Şiirlerinden birinde Olbers paradoksunu çürüttüğü bile söyleniyor.Böyle bir adamı konu alan filmin senaryosunun,kahramanının adına yakışır şekilde zekice hazırlanmasını beklerdim.Kuzgun ise basit hikayesi ve sıradan kurgusuyla üst düzey bir film olmaktan çok uzak.Cusack'ın oyunculuğu fazlaca gösterişli ve süslü,bazı sahnelerde abartılı tonlamaları izlerken çok rahatsız etti.Sonuç olarak vasat denilebilecek bir yapım...5,5/10","label":5} {"text":"Tár Todd Field 16 yıl sonra çektiği ilk film yönetmenin bir derdi olduğunu bu filmde anlıyoruz filme ilk teknik açıdan girersem her şey olan üstü sinematografi, oyunculuklar, ve tabi ki Hildur Guðnadóttir hanım efendi son yılların en iyi bestecilerinden olan Hildur Guðnadóttir bu filmde de gerici ve melankolik melodileri ile filmin temasına da uyuyor. Oyunculuklara gelirsek Cate Blanchett sadece bu yıllın değil son 10 yıllın en iyi kadın performanslarından birini çıkarmış mimikleri, delirişleri, sinirleri ve bir hırsına yenik düşmesi ustaca bir iş çıkarmış filmin geneli durgun yapısı ile yorsa da çıta yavaş yavaş süre geçtikçe artıyor kesinlikle görülmesi gereken bir ruhsal çöküş hikayesi.","label":7} {"text":"ya evet film güzel, bir soykırımı bir cocugun saflıgıyla anlatmak hatta böyle bir kurgu da anlatmak elbette ki filmi etkileyici kılıyor. hatta cocugun olmadıgı sahnelerde soykırım la ilgili bişey olmadıgından tek unsur cocuk bile diyebilirim. oncelikle sunu söylemem lazım ki, ben böyle filmlerin ya tamamen sinemasal acıdan yada duygular/tarihi gerceklerle degerlendirilmesi gerektigini düşünüyorum, araya o çizgi koyulmalı yani. ben maalesef filmi izlerken duygusallıkta çıkıp sinemasal acııdan ne vardı die hiiiiç ama hiiiç dikkat etmedim bile sadece konuyu takip ettim, bu yuzden ben bu filmi yahudilerin yaptıkları ve yapmakta oldukları şeyleri göz ardı ederk bu filmi degerlendiremiyorum. eger bu filmde onlar acınacak bir halde gösteriliyorsa su an onların yaptıklarını da aynı film ekibinin benzer etkinlikte bir film yaparak cekmelerini beklerim ki bu film tarafsız diyebileyeyim. yazdıkça yazsım geliyor benden bu kadar.","label":7} {"text":"Beklentim düşüktü. Gina Carano filmi diye izledim ama malesef onun için bile izlemeye değmez çünkü filmde çok az dövüş sahnesi var. Senaryo zaten saçma sapan. Ben yandım, siz yanmayın.","label":2} {"text":"boş vaktinde gülmek isteyenlere tavsiye ederim güldürme garantisi var...","label":6} {"text":"iyi oyuncuların kötü filmleri oluyor ama genelde iyi yönetmenlerin kötü filmi pek olmuyor... yeraltı peygamberi'nin yönetmeninden siyah beyazın sembolleştirilmeden grilere bürünmüş karakterlerin iyi kotarılmış hikayesi... fevkalade sahici, güven güvensizlik kıskançlık, vefa tutku pişmanlık gibi aşkın doğasında bulunan diğer hakikatleride barındıran karakterlerine söylettiren bir film... ben beğendim... şimdiden iyi seyirler...","label":6} {"text":"En iyilerden olmasa da \"iyi\" olan romantik Kore filmlerinden. Eğlenceli ve güzel vakit geçirip sonrasında hüzünlenmek için ideal.","label":6} {"text":"gael garcia bernal'e karşın, izlediğim en saçma sapan filmdi. ne yazık ki bu kadar iddialı bir değerlendirmeyi filmin ilk yarım saatinden sonra hissedip filmin 2. yarısını sürekli ileri sararak izledim. bir de senaryonun ilerleyişi bana 'Dünyalar Savaşı' filmini hatırlattı: müdahale edemediğimiz ve nerden geldiğini bilemediğiz ancak tüm dünyayı tehdit eden bir felaket, tüm dünyanın bundan etkilenişi bununla birlikte bu felakete karşı çaresizliği ve yine müdahale edemediğimiz ancak nasıl olduğunuda bilemediğimiz bir şekilde bu felaketin sonlanması. Tom cruise'un hiç çekilmeyen kendini bilmiş tavırlarına karşın 'dünyalar Savaşı' bile daha iyi bir şekilde izleyiciyi yakalıyordu bence..","label":4} {"text":"Baba oğul arasındaki ilişkinin doğal ve sıcak oyunculukla perdeden yüreklere yansıtılan sevgiye dönüşmesi, anlatımdaki görsel zenginlikle bütünleşince etkileyici bir dram çıkmış ortaya. Bir çocuk ve babası tanımadıkları insanlar için yaşamsal bir seçimde bulunacaklardır. \"Sophie'nin Seçimi\"nden farklı bir seçimdir burada söz konusu olan. En az onun kadar trajik. Ve insanı ayakta tutan, yapılan fedakarlığın boşuna olmadığını bilmek olacaktır yalnızca... 9/10","label":8} {"text":"müthiş bi film. Pacino harika oynamış. Kariyerinin en iyi rollerinden birisi. Defalarca izlensede sıkmıyor","label":8} {"text":"son zamanlarda izlemiş olduğum harikulade bir filim. izlerken bir gülüyorsunuz bir duygulanıyorsunuz. sıcak, samimi kurgusu çok hoş olan, ters köşeye yatıran, heyecanlandıran, müzikleriyle gönülde taht kuran apayrı sevilen fantastik bir filim olup çıkmıştır. .!--SPOILER--! bünyeyi heyecanlandıran dikkatle izlenilmesi gereken sahneler:ben x in aşkını anlattığı tren sahnesi, cenaze töreni ve kafayı bulduktan sonra kendine olan güveni görülmeye değer. !--SPOILER--! ayrıca başrol oyuncusu gümbür gümbür geldiğini ilan etmiştir.","label":8} {"text":"Filme yapılan eleştirileri çok acımasız buldum.Öncelikle işin usta bir yönetmenin elinden çıktığı her dakikasında belli oluyor.Del Toro başta olmak üzere Travolta ve Hayek'in oyunculukları şahane.Özellikle Lado karakteri,son 20 yılın en kötüleri listesi yapılsa ilk 10'a rahatlıkla girer.Double-final,inanılmaz farklı ve yaratıcı bir deneme.Soundtracklere de kimsenin itirazı olacağını zannetmiyorum,gayet güzel hazırlanmış.Sıkıntılar yok mu,tabii ki var.Hikaye,yeterince kaliteli ve aksiyon beklentisi içinde olan izleyiciyi tatmin edecek düzeyde değil.Kurgudaki hatalardan dolayı tempo zaman zaman düşüyor.Bu da uzun sayılabilecek bir film için sıkıntı.Ama artıları,eksileri değerlendirdiğimde pozitif yönlerin daha ağır bastığını düşünüyorum.Bana 90'ların aksiyon filmlerini hatırlattı...7/10","label":6} {"text":"Bir fantastik roman uyarlaması. Kitabını okumadığım için kıyaslama yapacak konumda değilim fakat genel olarak film, keyifli zaman geçirmek için doğru seçim olabilir.","label":5} {"text":"Film baştan sona sıkıcı. Resmen uykumu getirdi. Film demeye bile dilim varmıyor. Çok özürdülerim ama bu puanın yarısın bile haketmiyor. Hayatımda izlediğim en kötü film.1/10","label":0} {"text":"Herkese merhabalar. Filmi izledim ve beğendim. Sürükleyici bir film her şeyden önce, sizi kesinlikle sıkmıyor. Baştan sona heyecan içinde izliyorsunuz. Yalnız şunu söylemek isterim bir film izlerken ''ne kadar da saçma sapan bir konu bu!! böyle şey mi olur canım!!'' diye izlediğiniz filmi eleştirmeyin. Zira izlediğiniz film bir insanın hayal dünyasından çıkmış ve bir esere dönüşmüştür. O kişi öyle bir dünya hayal etmiştir. Evet filme dönecek olursak tekrar, oyunculukları da beğendim belirtmek isterim. Gerilmek istiyor ve heyecan yaşamak istiyorsanız size iyi seyirler diliyorum :)","label":6} {"text":"ilki başarısız olan bu yaratıklı filmin ikincisinin çekilmesi bir pr aptallığı olabilir diye düşünüyorum. ya da film şirketinin parası çok istihdam yaratıyorlar gibi!!!","label":1} {"text":"Gerçeküstü, bi acayip, absürt bir film. Ne diyebilirim ki tuhaflıklar silsilesi.. :) :)","label":7} {"text":"Gerçekten sıcak diye nitelendirebileceğim filmlerden birisi beni hem görselliğiyle hem de fikirleriyle oldukça etkiledi. Her insan içinde farklı özler taşır ve her insanın kendini keşfetmesi o özleri fark etmesi için harekete geçmeli ve kendinden kendinin bile beklemediği bir şeyler yapmalı. Ne kadar mutlu olursan ol stabil bir hayatın anlamı yok. Her zaman mutlu olursan mutluluğun bir önemi kalmaz. Her zaman başarılı olursan başarının bir önemi kalmaz. Ve bir süre sonra yaşamanın bir önemi kalmaz. Üzüleceksin, başarısız olacaksın ki mutluluk ve başarı için çabalayacaksın. Bence hayatı bu şekilde yaşadığımız sürece anlamlı.","label":7} {"text":"Biri için olduğu gibi olmak, hissettiği gibi olabilmek; diğeri için \"iyi günde kötü günde yanında olmak\". İkisi de yaşamsal. Filmdeki en önemli olumsuzluk kimlik değişiminin çok ani gerçekleşiyor oluşu. Kim der bir sabah uyanıp ta ben böyleymişim diye. Bunu ipuçlarının farkına annesi ve eşinin bir şekilde fvarması gerekmez miydi? Üstelik kadınlardan hiç birşey saklanamazken, onlar her şeyi hissedebiliyorken... Filmin uzun süresi içersinde birçok sahnesi çıkarılsa neden diyemeyeceğimiz gibi, varken de neden var diyemiyoruz. İyi oyunculuk ve akıcı anlatım içinde bu anlaşılmaz bölümler ve bölümler arası geçişler bile sırıtmıyor. Cinsiyetsiz aşk üzerine farklı bir film... 75/100","label":7} {"text":"fazla begenmedim ama izlenebilir 10/6","label":5} {"text":"Şimdi bilmeyenleriniz vardır. Makarna irmik ve su'dan yapılır. Back to the future'da irmik zamanda yolculuk, su espri anlayışıydı. Bu film daha çok domatesli makarnaya benziyorken, 'domatez tozu' zamanda yolculuk idi. dolayısıyla 12 Monkeys'dir, Back to the Future falandır... bunlarla karşılaştırmak son derece yersiz. Bunun haricinde beğendim mi? Evet filme aksiyon olarak bakarsanız fena değil, ancak Lewitt'e yapılan makyaj aşırı sırıtmış. Bunun haricinde bazı arkadaşların da dediği gibi enteresan kopukluklar var. Küçük çocuğa ben de hayran kaldım, harika rol kesmiş. Malesef bunlar dışında pek de bir şey yok. Saygılar.","label":6} {"text":"yıllar öncesinden bugünlerin ilişkilerine, yataklarına kadar birçok fantazi sokmuştur. her şeyden önemlisi, ancak çok çok çok basite indirgenmiş, fazla amatör halini yaşayabileceğiniz aşkı anlatır. yaşadım diyenlere 'at yalanı seveyim inananı' derim. Mickey Rourke'la ayrı, Kim Basinger'la ayrı heyecanlar yaşamayı arzulatır. tikkat tikkat.","label":8} {"text":"80'ler havası çok iyi yakalanmış, Jason Statham rolünün gerçek anlamda hakkını veriyor. Çerezlik, aksiyona doyuran, düşündüren bir film. Görülmeli. 10/7.","label":6} {"text":"Ekonomi üzerinden devlet kontrolünü tamamen çektiğinizde neler olabileceğinin güzel bir özeti. Ki bu filmde izlediğimiz dönem A. B. D hükümeti tam yetkisiz değildi, çok kritik hamleler ile krizin boyutları azaltılabilir hatta engellenebilirdi bile. En basitinden mortgage kredileri üzerinden regülasyonlarlar vardı ancak hiç biri uygulanmadı. Aç gözlülük neo-liberal ekonominin en büyük düşmanıdır.","label":8} {"text":"hareketli gzl bir aksiyon","label":7} {"text":"Orta tempolu, ilginç bir hikaye anlatım tekniği olan, müzikleri ve oyunculukları çok iyi olan ve Guy Ritchie'nin kendi sahasına dönmüş olduğu bir film. Karantina günlerinde gayet iyi gidiyor.","label":7} {"text":"hayatımda gordugum en berbart filmm ...ilk 1 puanım ...yazıkk yaaa","label":0} {"text":"atacan bi filmi izlemeden puan verme. acikcasi ben sizin dediginizden daha iyi bi seyler bekliyorum dave filoni ve benim basarili buldugum 2d cizgi diziden dolayi.","label":4} {"text":"Bünyesinde evcilleşmiş bir canavar bulunduran belkide ilk ve son filmdir. Sonunda canavarın evcilleşmesi cidden Saçma olmuş ama onun dışında film genellikle gerilime dayalı kurulmuş. Anlık korku yani zıplatma Dediğimiz sahneler pek yoktu. Konu da iyiydi. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film bence. AMA BENI EN ÇOK RAHATSIZ EDEN ŞEY; YINE BIR KORKU FILMI VE YİNE BIR MUTLU SON BEN ARTIK CIDDEN MUTLU SONLA BITEN KORKU FILMLERINDEN SIKILDIM. ÇOK AMA ÇOK IYI BIR KORKU- GERİLİM FİLMLERİ İZLEYEN BİRİSİ OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM AMA MUTLU SONLA BITMEYEN KORKU FILMI AKLIMDA PEK YOK. ŞEYTAN ÇARPMASI DIYE BİR FİLM SERISI VARDI SADECE O AKLIMA GELIYOR.","label":7} {"text":"Bi türlü oturup izlemeye fırsat bulamadığım, izleyincede neden daha önce izlemedim diye pişman olduğum bir film. Aldığı ödülleri sonuna kadar hak eden bir yapıt. Meyvenizi çerezinizi hazırlayın ve iki saatliğine kore hayatı yaşayın...","label":8} {"text":"türk işi korkunç bir film gibi bi şey. sabah ya da öğlen kuşaklarında can sıkıntısı için ilaç gibi. olumsuz bir düşüncem yok.","label":7} {"text":"yarın mı vizyonda","label":9} {"text":"Kelimeler kifayetsiz ! İpte yürümesini izlerken bile kalbim çıkacak gibi oldu... Müthiş ! İzlemenizi tavsiye ediyorum !👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍","label":9} {"text":"Bad Moms, Mila Kunis, Kristen Bell, Kathryn Hahn ve Christina Applegate'in başrolünde olduğu bir komedi filmi ve gündelik yaşamından sıkılmış olan annelerin kendi temposundan çıkıp çılgın şeyler yapmasına odaklanıyor kısaca. Öncelikle Bad Moms, Mike Dave Need Wedding Dates'den sonra bu yılın en büyük sürprizlerinden biriydi benim için. Bu film beklediğimden daha iyi çıktı aslında, ne iyi, ne de kötü. Bu filmin berbat olacağını düşünmüştüm ama sonuç biraz daha farklıydı. Tam ortalama yani, kafa dağıtmak için eğlenceli bir yaz filmi. Filmin kötü yanlarından başlamak istiyorum. Her filmde olduğu gibi bu filmde de bir sürü klişeler var. Zaten bu filmin tamamı, yani çatışmalar, komik sahneler, diyaloglar vb. hepsi klişe yani, bu yüzden orijinal bir film beklemeyin. Ayrıca filmin bir de mesajı var. Mesaj aslında iyi olsa da, verilen mesaj ile anlatılan şey bir türlü uymuyor. Bad Moms (Kötü Anneler diye çevireceğim, filmin Türkçe çevirisi Eyvah Annem Dağıttı!& yerine) İşte, her anne mükemmel değildir, herkesin hataları vardır ve bunları kabullenmek gerekir gibi bir mesajı var bu filmin, herkes mükemmel olamaz gibi. Aslında bu mesaj bir nevi her insan mükemmel değildir, hatalarımızı kabullenip ders çıkarmalıyız gibi bir şeye dönüşseydi, oldukça iyi olabilirdi. Ama film bunu başka bir şeye çevirmiş. Ben normal bir Türk izleyicisi olarak bu filmden epey uzak kaldım çünkü film bu verdiği mesajı anlatırken bazı anneler yaptığı şeyleri örnek gösteriyor, mesela oğlumu ot içerken yakaladım, otu elinden alıp sonra kendim içtim ya da müzik yarışmasını izleyebilmek için çocuklarıma uyku hapı verip kendi başıma izledim diyorlar ve daha sonra da herkes bu anneleri alkışlıyor. Filmin burada yaptığı şey çok yanlış aslında ama nedenini anlıyorum. Bu film daha çok Amerikalılar için yapılmış çünkü Bad Moms, tam da onların espri anlayışına ve tarzına göre. Türklerden ziyade, Amerikalıların bu filmi daha çok seveceklerine hatta bayılacaklarına dair bir şüphem yok. Özellikle de filmin finali, bu sahneyi de yok sayıyor. Her anne mükemmel olamaz mesajını yok sayıyor ve anneleri mutlu, hayallerin içinden çıkma bir sona yerleştiriyor. Jet uçağı bile var. Filme karşı değilim ama madem vermeye çalıştığın zayıf mesajı bir sahne sonra yok sayacaktın, niye o mesajı vermeye çalıştın ki?& diyesi geliyor insanın. Sırf mutlu son olsun diye. Ayrıca filmin sorunu daha en başından itibaren başlıyor. Filmin adı ne? Bad Moms, yani Kötü Anneler. Bu filmdeki annelerin amacını iki şekilde verip aynı şey diye yutturmaya çalışmışlar, bu yüzden filmi izlerken kafanız karışabilir: Bu amaçlardan birisi; annelerin gündelik hayatlarından, işinden ve çocuklarından uzaklaşıp biraz kendine vakit ayırması. Diğeri de; annelerin hiçbir şeyi umursamadan parti yapması, erkeklere kafayı takması, içkiye bayılıp dünyadaki hiçbir şeyi umursamadan yaşaması. Bu iki şey de aşağı yukarı aynı sahnelerde geçiyor, bu yüzden pek de fark anlaşılmıyor. Yani kısacası bu kadınların neden böyle bir şey yapmak istediklerini anlıyoruz ama ne yaptıklarını anlamıyoruz. Bunun dışında ana oyunculardan Kathryn Hahn'ı kesinlikle harcamışlar. Hahn'ı The Secret Life Of Walter Mitty, The Visit ve We're The Millers gibi macera, gerilim ve komedi filmlerinden hatırlıyorum ve bu filmlerde sempatik bir performans vermişti açıkçası. Bu filmdeyse sadece erkeklerden konuşan, bel altı espri yapmak için yazılmış bir karakter olarak kalmış. Bu yüzden onun karakteri hep yarım yamalak kalıyor. Bunun dışında filmin birkaç sorunu daha var ama bunlara girmeyi pek düşünmüyorum çünkü filmin amacı, kafa dağıtmak. Bu yüzden şimdi de filmin iyi yanlarına değineceğim. Enteresandır ki, Bad Moms'ın bir komedi filmi olduğunu hiç düşünmüyorum, gerçekten. Filmdeki esprilere sadece 1 veya 2 kere kıkırdadım, o kadar. Bunun dışında siz bu filmde çok kahkaha atabilirsiniz, o ayrı. Ama ben bu filmi komik bulmadım, eğlenceli buldum sadece. Filmdeki şakalar veya sahneler her ne kadar basit veya sulu olsa da oldukça eğlenceli bir ortam hazırlıyor bu yüzden filmdeki şakalara gülseniz de gülmeseniz de, filmi eğlenerek izliyorsunuz. Bad Moms'ın bu yılın büyük sürprizlerinden biri oluşu nedeni de şu: Her ne kadar klişe olsa da bu film, ana karakterlere çok zaman ayırıyor. Komedi falan için değil, bir annenin hareketli gündelik temposunu, neler yaşadıklarını ve evlatları için neler hissettiklerine çok odaklanıyor. Bu çok iyi bir şey çünkü filmdeki bazı dramatik sahnelerde, bu karakterler için bir şeyler hissedebiliyorsunuz. Bu karakterler dediğim de Mila Kunis ve Christina Applegate. Kunis'in oyunculuğunu zaten çok iyi bulmuşumdur, bu filmde de oldukça samimiydi. Filmin neredeyse tamamını Mila Kunis izlenebilir yapmış. En çok da onun karakterine odaklanmış film ve bu yüzden normal bir komedi filminden biraz daha öteye gitmiş. Christina Applegate ise çoğu filmlerinde olduğu gibi yine karakterini layığı ile canlandırmış. Applegate'e kesinlikle sinir bozucu tipler yakışıyor, karakteri zayıf yazılmış bile olsa Applegate, karakterini izlenebilir yapmış. Ayrıca Kristen Bell'i de beklediğimden çok daha iyi buldum. Filmin fragmanlarında çok zayıftı ama filmde izlemesi keyifliydi. Bell'in oyunculukları zaten bugünlerde birbirine benzemeye başladı, hiç olmazsa bu filmde farklı bir şeyler yapmış. Bu oyuncular filmi izlenebilir yapmış kısacası. Bu film, bütün kötü yanlarına rağmen kötü bir sonuç çıkarmamış. Hatta sonlarına doğru biraz toparlamış. Bu yazıyı biraz uzatmış olabilirim ama kısacası şunu demeye çalıştım: Filmin yapmaya çalıştığı ile gösterdiği şeyler tam olarak aynı değil. Ayrıca zayıf yanları da çok var. Ama genel anlamda dediğim gibi, bu filmi kötü bulmadım. Evet, filmi izlerken pek gülmedim ve bazı tarafları oldukça yanlıştı ama genel anlamda eğlenceli vakit geçirdim ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Eğer eğlenceli bir film arıyorsanız, Bad Moms'ı izleyebilirsiniz. Başarılı değil ama hoş bir yaz filmi olduğuna şüphem yok. Not: Filmdeki göndermeler ve Martha Stewart'ın olduğu sahneler oldukça iyiydi, eğlenmemek imkansız. FİLMİN İYİ YANLARI: + Mila Kunis ve Christina Applegate. + Karakterlere odaklanıp onlar hakkında bir şeyler hissetmemizi sağlaması. + Sıkıcı olmaması, sıradan komedi filmlerine bir tık fazlasını eklemesi. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Anlatmak istediği şeyin tam olarak anlaşılmaması. - Kathryn Hahn'ı harcaması. - Oldukça klişeye kaçıp bel altı espri boyutunu büyütmesi. - Sonunu direk mutlu sona bağlayıp senaryonun yaptıklarını yok sayması. TOPLAM PUAN: 5.8/10","label":4} {"text":"saçma bir film fakat kadrou harika ve kadrosu filmi kurtardığından 7 puanı hakkedior bence.","label":6} {"text":"Çok sevdim. İnanın şu an bir beyazberde-dvd çılgınlığı yaşıyorsam bunun bir sebebi de Tom Hanks gibi oyuncuların oynadıkları rollerde gösterdiği başarıdır. Şahsen izleyince işte oyunculuk bu deyip kitleniyor insan film. Ha bi de gerçek bir olaydan alıntı olması ayrı bir güzellik.","label":8} {"text":"Cem yılmaz diyince, insan gülmek istiyor. Bende bu mantıkla filmi izlemeye gittim ama tam bir fiyasko. Evde koltuğa uzanıp kendi kendimi gıdıklasaydım, inanın bu filmden daha etkili olurdu. Cem kullanım süresini artık doldurdu. Yeni yüzler bekliyoruz artık. Yarım yıldız bile bu filme çok.","label":0} {"text":"rahmetli ulus baker geldi aklıma. güzel film. hatta kargo bir şarkı yapmıştı bu film için.","label":6} {"text":"Filmin karanlık ve kasvetli havası belki de en beğendiğim şeydi. Onun dışında filmin altında çok derin ögeler yatıyor(muş) İlk izlediğimde tam olarak anlayamadım birçok yorum okuduktan sonra bazı şeyler kafamda oturdu. Filmin bu detaylarını öğrenmeden önceki bakış açım oldukça olumsuzken şimdi bazı şeyleri kafamda oturtunca tatmin oldum ve iyi filmdi herhalde..","label":5} {"text":"gercekden seyrettıgım en ii stephen kıng uyarlamalarından biri daha işte yonetmen 'frank darabont' ısrarla en ii yorumculardan biri 'shawshank redemption' ve 'green mile' dan ztn kendi kalıtesını belli etmiş bir yonetmen.film cok gercekçi anlatılmış yani o durumda kalınırsa ancak bu sekılde davranılırdı abartısız ve insanların davranışları tavırları ortam hersey gayet dogal olmuş..yaratıklarla mucadele etmeleri konusu yaratıkların türleri ozellıklerı hersey cok iidi gerılım gayet guzeldı ve en onemlisi unutulmayacak finali.mutlaka gorun bu fılmı dıorum.","label":7} {"text":"hukuk sistemine özellikle uzun tutukluluk sürelerine eleştiri olarak bakıldığında film çerezlik olmaktan çıkıyor.. ancak avukatlar hakkındaki bölümler inandırıcılıkktan çok çook uzak.. ve hatta bu meslek grubu hedef alınmış gibi.. tanıdık bir çok popüler sima arz-ı endam etse de oyunculuklar fenaydı.. sorumlusu olarak yönetmeni tutabiliriz tabi..","label":5} {"text":"oldukça kötü bir film... :( cast tanıdık yüzlerden seçilerek, kurtarılmaya çalışılsa da, uzun süredir, bu şekilde, sinema salonundan çıkmak istediğim bir film olmamıştı...","label":4} {"text":"Okulda konferans salonunda izleme olanağı bulmuştum geçen sene.Güzel sürükleyici bir yapım göç eden aileler arasındaki kuşak çatışmasını falan işliyor beğendim yalnız tek kusuru filmdeki başrol oyuncularının gerçek seslerinin olmamasıydı yani seslendirme yapmışlar ama bu da çok belli oluyordu tabi nese bence izleyin iyiydi","label":6} {"text":"Arkadaşlar paranızı boşa harcamayın flaş tv oyunculuğu iğrenç öğkkk berbatt 0 sermayeyle çekilmiş sanki","label":1} {"text":"açıkçası film benim tarzım değil pek.ama izlemesi çok hoştu dün gece,anlaması izlemesi çok agır bir film.herkesin kolay kolay kaldırabilecegi bir film değil.ama ben ısrarla izlerim derseniz anlamaya çalışın ve bu müthiş sinema ziyafetinin keyfini cıkarın.benim tarzım olmamasına ragmen ben öyle yaptım emin olun pişman olmayacaksınızz","label":7} {"text":"Oyunculuklar, çok sağlamdı...","label":9} {"text":"o diktatör öğretmeni oynayan oyuncu nasıl itici bir tiptir ya... film boyu eşek kadar bir insan olmama rağmen ben bile korktum kadından.","label":7} {"text":"Öncelikle bu jastin mi castin mi nasıl yazılıyorsa artık işte o adamdan oyuncu çıkmaz.Bu film iyice kanıtlıyor bunu...Neyse Samuel ile Ricci gayet başarılı.Film konu olarak belki biraz göze hoş gelebilir lakin yine de olması gerektiği kadar etkileyici değil.Samuel ve Ricci dışında vasat.","label":5} {"text":"saçmalıklar serisi devam ediyor 6/10","label":5} {"text":"güzel psikolojik analizler yapan, karakterin özgünlüğüne hayran bırakan ve her saniye ne düşündüklerini merak ettiren bir film. tek bir gecede ve sadece 2 kişi arasındaki diyaloglara dayanıyor ve ben bu tür filmlere bayılırım (before sunrise gibi) fakat bi noktada film kendini tekrarlamaya ve biraz da sıkmaya başlıyor bence. yine de beni çok etkileyen bir film oldu. Oyunculuklar da beni hayran bıraktı.","label":6} {"text":"Hikaye, \"ye-kürküm ye\" ile \"sus ki filozof sansınlar\" deyişlerinin arasında bir yerde durmakta. Bu sebeple, uzatılmış bir Nasrettin Hoca fıkrasını andırıyor. Chance, var olduğunun bile farkında olmayacak kadar bitkisel bir varlık, aslında tam anlamıyla \"yok\". O kadar yok ki, suda bile batmıyor kendisi. Yönetmenimiz, bu kadar \"olmayan\" bir adamın üzerinden siyaset-medya-sermaye ve sosyete evrenine en ağır küfürleri savuruyor aslında. Üstelik, Hal Ashby, bunu Sellers'ın ağzını bile açtırmadan, üç cümlelik dağarcığı ile yapmayı başarmış. Moore'un bir \"ağaç fidesi\"yle ABD yerel seçimlerine girdiği yılı hatırladım. Belki inanmazsınız ama Moore bu seçimi kazanmıştı :)","label":8} {"text":"Kadın-erkek ilişkileri üzerine yapılmış, eğlenceli bir romatik-komedi. Will Smith ve Eva Mendes birbirleriyle çok uyumlu bir çift olmuşlar, sevdiğin insanın kalbine kazanmak için gereken tek şeyin insanın kendi doğal hali olduğu mesajını veren filmi izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamıcaksınız..","label":6} {"text":"Brezilya varoşlarında 3. sınıf bir otel ve kafeteryanın çevresindeki yoksul insanların zenginliği ve yaşamın sıradanlığının anlatıldığı, renkleri görüntüleri ve özellikle Matheus Nachtergaele'nin oyunculuğuyla farklı güzellikte bir film... 75/100","label":7} {"text":"Futbol adına yapılmış en iyi filmlerden biri diyebilirim tabi serinin üçüncü filmi hayal kırıklığıydı ama ilk iki filmi gerçekten futbolseverler için filmi izlerken mükemmel anlar yaşatmıştır.","label":8} {"text":"çok izlenmesi sart bir film degil. sonlara dogru sikilmistim açikçasi, çok kaliteli bir yapim degil","label":3} {"text":"Film bence çok eğlenceliydi,hiç sıkılmadım.Nicole’un feminist tavırlarına bayıldım:) karakomedi sevenler izlesin.","label":7} {"text":"Uzun zamandır izlediğim en iyi kısa film.","label":8} {"text":"Woody allen ın yazıp yonettiği, sean penn in cazz gtaristi olarak döktürdüğü, uma thurman ın yan rolde olduğu hatta w. allen ın anlatıcı olarak filmde göründüğü bol müzikli bir film, epey klasik gitar dinleyeceksiniz. W. Allen ın sanatçının aşkla sanatı arasında gidip gelişini kendi has diliyle anlattığı az biraz biyografi belgesel tadında bir film. Biyografi dediysek bildiğiniz biyografilerden değil bu, Woody allen tarzı; 'öyle de olmuştur, bence bu da olmalı ' diyerek karakteri biraz da işin içine efsaneler katarak filmi eğlenceli, sevimli, iyi vakit geçirilecek bir yapıya sokmuş. filmi izlerken güleceğinizi garanti ederim, ben bir kaç kez sandalyeden düşüyordum neredeyse, Sean penn in canlandırdığı acayip çatlak bi cazz gtaristiyle eğlenmemek elde değil. tabi herzamanki gibi filmin sonunda bir w. a. klasiği olan saklı bilgeliği de görmüyor değiliz, film oyle eglenceli giderken sonunda gülümseten bir buruklukla bitmesi harika olmuş.","label":8} {"text":"Hikaye beni çok açmadı. Aslında günlük hayatta olabilecek olaylardan oluşan böyle basit ve sade hikayeleri severim. Film aradığım dinginliği ve sadeliği sunuyor. Jin'de vazgeçtiklerimi, Casey'de vazgeçemediklerimi gördüm. Hüzünlendirdi. Hakkını yemeyeyim güzel replikleri de var. Görsellik ise şahane. O kadar güzel açılardan sahneler var ki; durdurup durdurup baktığım oldu. Kullanmasam da; dumanı çekilerek tüketilen maddeden canımı çektirdi. Özellikle arabanın tavanından karşılıklı bakışarak tükettikleri sahnede.","label":5} {"text":"Absürd komedi filmleri arasında çerezlik tabiri ile izlenecek fazla bir beklenti içine girmeden bir kaç sahnede kahkaha attıracak bir filmdir izlenir...","label":4} {"text":"Harika bir film. Yönetmen koltuğunda üstad Ridley Scott'ın ismi bile yetmişti zaten. Üstüne film hiç beklemediğim kadar güzel çıktı. Nicolas Cage ve Alison Lohman oyunculuk dersi vermiş filmde.","label":8} {"text":"Bence izlenmesi gereken bir film. Gerek görüntüleri olsun gerek senaryosu olsun çok farklı. Filmi izlerken ara ara şu anki yaşantıyı düşünüyorsunuz.","label":8} {"text":"\" rüzgar doğudan esiyor, sis geliyor sanki bir fırtına kopmak üzere.. bizi neyin beklediğini tam olarak anlayamadım, ama daha öncesinde, olacakları hissediyorum..\" tavsiye olunur..","label":7} {"text":"Fransız yapımı bu filmde annesi, babası ve erkek kardeşi sağır-dilsiz olan, ailenin tek engelsiz bireyi genç kızın ailesi ile ilişkileri ve müzik öğretmeninin onu keşfedip müzikle içiçe olacağı bir geleceğe hazırlaması konu ediliyor. Aralarda sessiz sakin bir kasabaya, doğaya ve keyifli bir çiftlik yaşamına dair görüntüler var dram var romantizm var komedi var bir de seslendirilen fransızca nefis şarkılar var","label":6} {"text":"Filme biraz Aristo mantığıyla bakarsak Filmde verilmek istenen neydi: Medya üzerine eleştiri ve Bir Kişinin kendi içindeki hesaplaşması Filmde Verilen Neydi: Yanardağın sürekli gösterilen bacakları ile baskılanmış bir parça erotizm ve Uğurlu nun üstün performansı Asıl verilmek istenen daha real ve akıcı bi biçimde verilseydi çok güzel bi film olurdu ama bu durumda Uğurlu nun oyunculuğu hatırına 5,5/10","label":5} {"text":"Gereksiz erotizmin booool booool bulunduğu bir başka film daha. O sahneler olmasa daha izlenebilir bir film çıkabilirdi ortaya. Maalesef şu an hatırlamıyorum bile.","label":3} {"text":"Güzel bir aile filmi tam bir pazar sabahı sıcaklığı var. Ayrıca filmin biletiyle oyun alanında ücretsiz oyun oynama fikri çok güzel","label":6} {"text":"HARİKA BİR FİLM.... Juliette lewis ve diane keaton filmde çok iyi oynamışlar. film süperdi...","label":9} {"text":"gerçekten çok mükemmel türk sinemasının yapı taşlarından....unutulmaz ve arşivlik bir film..........","label":9} {"text":"Filmin çekiminden mi bilmem zaten olay olmasa da insanı boğan, geren bir görüntüsü vardı. Çok akıcı ilerlemiyor ama sonu gerçekten sizi yanıltacak ve bence filmi kurtaran da sonuydu. Nicole Kidman için izlenebilir.","label":8} {"text":"Finalde çalan şarkı Happy Together'dır ve öyle sanıyorum ki bu yapım hakkında söylenebilecek en iyi şeyde budur. Ergenlikte yaşanan çatışma, olamamışlık, belirsizlik yargılanmış fakat Ma mere bunların hiç birinde çarpıcı noktalar oluşturamamış, eksik kalmış ama kötü de diyemem. Sıradan izleyici için değil.","label":4} {"text":"Tek kelime ile harikulade..","label":9} {"text":"filmi izlemedim ama içimden bir ses Hilary Swank a 3. oscar ını yada en azından adaylığı getirecek diyor.","label":4} {"text":"Geçen ay pazar poşetleri taşırken aklıma gelen filmdir. Üstelik izleyeli 10 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen hala akıllarda yer edinebiliyor.","label":7} {"text":"İyi işlenmiş bir Eastwood filmi. Oyunculukların kalitesi çok yüksek...","label":9} {"text":"X men çizgiromanlarına ve tarihine ihanet eden beceriksiz bir yönetmen kötü senaryo, yetersiz bütçesiyle olmamış bir film Wolverine, baş düşmanı Victor Creedi abisi yapan ne savaşları nede 150yıl boyunca neler yaşadığını gösteren saçma sapan bir aşk hikayesini araya sıkıştıran uzak ara serinin en kötü filmi.","label":5} {"text":"uzundur fena olmayan bir felaket filmi seyretmemiştim. Rec ve Blair Witch karışımı olmuş amatör kamera vs ile. Yalnız o takım halinde canavara koşan arkadaşlara laflar hazırladım. Bırakın adamı gitsin ne o uğurda eğik büzük yerlerden geçiyorsunuz, çekirgeyi salıveriyosunuz.","label":6} {"text":"Imdb ye bakılırsa yılın en berbat filmi olmuş...10 yorumdan 9u olumsuz... Hayallerimizi yıktılar maalesef... Ahududu ödüllerinde zirveyi zorlar diyorlar...","label":4} {"text":"Daha iyi bir film beklerdim doğrusu ama hayal kırıklığı oldu benim için film.Bu oyuncu kadrosuna yazık olmuş.Bir kere güldüremiyor film çünkü çok aynı tarz ve basit diyaloglar komik olmayan bayağı espriler ama oyuncular elinden geleni yapmış ve iyi oynamışlar ama kurtaramamışlar.Tek hoşuma giden yer finalde en sevdiğim filmlerden birine yaptığı göndermeydi.","label":2} {"text":"Hayata dokunamayanlar için özel bir film. \"Mesele şu ki ellerimi uzatamıyorum. Bir şeylere dokunamıyorum. Dokunduğum zaman da bir şey hissetmiyorum.\"","label":8} {"text":"bana hitap etmedi baştan aşağı saçma geldi çok mecbur kalmadığım sürece yarıda film bırakma huyum olmadığından sonuna kadar izledim.","label":3} {"text":"Eğer benim gibi yılan görmeye katlanamıyorsanız uzak durmaniz gereken filmdir. Şimdiye kadar izlemedim, keşke yine izlemeseydim dedim kendime. Gerçekten yılanlardan tiksiniyorum. Aslında değişik bir konusu vardı ama bence heba edilmis. Oyunculuklar zaten bence çok da aman aman değildi. Bir iki sahne dışında çok da \" aman Tanrım woaah\" falan olmadım. Özellikle son sahneler de bence baya saçmalamıslardı. Dediğim gibi harika islenecek bir konuyu heba etmişler.","label":5} {"text":"Dördüncü film de dahil olmak üzere serinin en iyisi,en çok güldüreni.Yani kötünün iyisi bir bakıma.Yine de izlemeye pek gerek yok.","label":4} {"text":"Bu kadar boş ve manasız senaryoya çok sık denk gelmezsiniz bu manada çok başarılı. Bu filmi yazan adam boş vaktinde bir şeyler karalamış ve böyle bir şey çıkmış diye tahmin ediyorum. Bari Joaquin reisi buna alet etmeseydiniz yazık!","label":3} {"text":"Patricia Highsmith'in 1952 tarihli romanında uyarlanan Carol'ın ilk dikkat çeken başarısı muhteşem bir dönem filmi olması. Sokakları, arabaları, modası, ev dekorasyonları, müzikleri ile muhteşem bir sanat yönetimi var. Sonrasında, perdede ilk göründüğü saniyeden itibaren boyu posu, giyim kuşamı, saçı makyajı ile seyirciyi büyüleyen, tüm bunların üstüne bir de muhteşem bir performans ortaya koyan Cate Blanchett var. Çağımızın en önemli aktrislerinden olduğunu kanıtlıyor bir kez daha. Therese, yani Rooney Mara da kusursuz. Karakterinin simgelediği tüm o şeylerin, gençliğin, kırılganlığın, savunmasızlığın, saflığın, acemiliğin başarılı şekilde vücut bulmuş hali. Bu özellikleri ve bunlara karşın aklı başında, olgun bir kişiliğe sahip olması, Carol'ın da dikkatini çekiyor. Evet, lafı fazla dolandırmadan söyleyelim, ki zaten filmin konusu, fragmanlar vs. bunu açıkça belli ediyor, filmin merkezinde iki kadın ve aralarındaki çekim, ileri safhada ilişkiye dönüşen bir çekim var. Lezbiyen bir ilişki. Yadırgama noktasında olanlar zaten hiç izlemesin filmi. Nitekim kimi insanlar için bir tabu, bıçak üstü bir konu bu hala. Herkesin kendi düşüncesi. Ancak tercih edenler için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, her şeyi bir tarafa bırakın, tek başına sanat yönetimi için bile izlenebilecek estetikte Carol&. Bu gibi filmlerde bazı kesimler tarafından ilk merak edilen şey filmin cesurluk seviyesi&dir. Blanchett ve Mara cesurlar, evet, ancak ortalama bir sinema filminden, hatta özellikle son 6-7 yıla baktığımızda ortalama bir televizyon dizisinden daha fazla bir cesurluk kesinlikle yok. Merak edenler için söylüyorum. Film iki kadın arasındaki ilişkiyi de yine estetik bir havada vermeyi başarmış. Akademi Ödülleri'nde ne yapar bilmiyorum. Önemli adaylıkları var. Bunlardan bana kalırsa yüzde yüz En İyi Kadın&ı Blanchett'a vermeliler. Diğer tüm adayları da izledim. Sonuç olarak Haynes başarılı bir filme imza atmış, karakterlerin hissiyatını seyirciye de yansıtabilmiş.","label":7} {"text":"Güldük eğlendik. Süper miydi hayır ama çerezlik izlenebilir bir film. En azından zombi filmleri birşeye benziyor böyle.","label":6} {"text":"Sanırım komedi filmiydi ama biz anlamadık. Uçak bozuluyor iniş takımlarını elle kontrol edip yine el yordamıyla ve çekiç yardımıyla vurmak suretiyle tamir ediyorlar. uçak vuruluyor camları olmadan hafif bir tuzlu meltem ile saçları savurarak uçuşa devam ediyorlar. Sakın ha açmayınız","label":0} {"text":"İzlediğim en başarılı biyografi bu sanırım. Muhteşem oyunculuk ve muhteşem görsellik. +This time around I know what I am fighting for. -What's that Jimmy? +Milk.","label":7} {"text":"Senaryosu Scotty Landes tarafından yazılan “Ma”, filmde Polis Memuru Grainger karakterini de canlandıran Tate Taylor’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir psikolojik korku – gerilim filmi… 31 Mayıs 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 5.6/10 (44.433 oy) ve 3.6/5 (5.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.6/10 (208 yorum) ve 53/100 (39 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, vasat bir filmle karşı karşıya olduğumuzu düşünmemize neden oluyor… Ama biz yine de 5 milyon dolar gibi oldukça ekonomik bir bütçeyle çekilen ve yapımcısı Blumhouse Productions için yeterince tatmin edici olduğuna inandığımız 61,1 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, yakın dostu olan Blumhouse Productions’ın patronu Jason Blum’un ofisine, “Gerçekten rezil bir şey yapmak istiyorum” demek üzere giden Tate Taylor’ın, Scotty Landes’in senaryosuna onay alır almaz çekimlerine başladığı filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, müthiş bir oyuncu kadrosu ile ilgi çekici bir senaryonun, becerikli bir yönetmenin ellerinde, ergenlik çağındaki bir grup lise öğrencisinin, farkında olmadan intikam ateşi ile yanıp tutuşan Sue Ann isimli bir canavarın karanlık dünyasına doğru çıktıkları ürkütücü yolculuğun bütün aşamalarının, karabasana dönüşen tarzdaki bir kurgu ile anlatıldığı sürprizlerle dolu bir seyirlik olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Evet, “Ma” gerçekten de hem oyuncu kadrosu hem senaryosu ve hem de yönetmeni ile bütün dikkatleri üzerinde toplayan bir film… Senaryonun orijinal taslağındaki ana karakter, bir beyaz kadına göre tasarlanarak yazılmış olmasına rağmen Tate Taylor o rolü, “Bir korku filminde oynar mısın?” biçimindeki bir soru ile ilk olarak yine kendi çektiği “The Help” (2011) filmi ile 1 Academy, 1 Golden Globes ve 1 BAFTA ödülü kazanmış olan favori oyuncularından Octavia Spencer’a teklif ediyor… O da senaryoyu dahi okumadan bu teklifi hemen kabul ediyor… Ve böylelikle de Spencer, içten pazarlıklı bir biçimde insanlara, “Ben size yapacağımı biliyorum” dercesine bir ifadeye sahip olan donuk gözlerle bakan “Ma” karakterini canlandırmak üzere filmin castingine dâhil edilmiş bulunuyor… Elbette, kadrodaki tek iyi oyuncu Octavia Spencer değil… M. Night Shyamalan’ın “Glass”ı (2019) ve Olivia Wilde’ın “Booksmart”ı (2019) ile iyi bir ivme yakalamış olan Diana Silvers, bu filmin bir diğer yıldızı… Ki, kendisini yine çok ses getirdiğini bildiğimiz bir başka Tate Taylor filmi olan “Eve” (2019) de, bu kez Geena Davis, Jessica Chastain, Colin Farrell, John Malkovich, Joan Chen ve Common ile birlikte oynarken de izledik… Sanıyoruz, Martin Scorsese, Woody Allen, Lasse Hallström, Oliver Stone ve Garry Marshall gibi kalburüstü yönetmenlerle çalışan ve “Cape Fear” (1991) ile Academy ödülü adaylığı da bulunan Juliette Lewis ile Taylor’un bugüne kadar çektiği bütün filmlerde rol verdiği 1 Academy, 1 Golden Globes ve 7 Primetime Emmy ödüllü bir diğer favori oyuncusu Allison Janney’i tanıtmamıza hiç gerek yok… Herkese hitap eden basit bir anlatım diline sahip olmak yerine, oyuncu kadrosuna performans sergiletirken, “Bu sükûnet ve vur patlasın çal oynasın tempodaki anlamsız partiler böyle devam etmez… Yakında mutlaka olağan dışı bir şeyler olur…” dedirtircesine izleyiciyi de tetikte tutabilen bir ustalıkla kurgulanmış olan filmin senaryosu, Scotty Landes’in sinemadaki ilk işi… Bir eşcinsel olduğunu gizleme ihtiyacı dahi duymayan Tate Taylor ise, “The Help” (2011) den bu yana yükseliş trendi içinde olan bir yönetmen… Öyle ki, yapımcılara ciddi paralar kazandırmak, hiçbir zaman onu, seyir keyfi ve kalite çıtası yüksek filmler çekmekten alıkoyamıyor… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi alışkanlık haline getiren sinemasever dostlara, “Tate Taylor gibi az ama öz işlere imza atan yönetmenlerin filmlerine, yapılan olumsuz eleştiri ve verilen olumsuz puanların hiçbirini ciddiye dahi almadan izleme listelerinizde yer vermeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Öncelikle Paul W.S. Anderson’dan böyle bir işi kimse beklemezdi. Son zamanların en enteresan senaryosuna sahip bir film ve bir o kadar da etkileyici. Bazıları bu filmi The Legend Of Hercules ile karşılaştırsa da şöyle söyleyeyim Pompeii, Hercules’den kat kat daha iyi ve başarılı. Görsel efektleri muazzam. Tam bir görsel şölen. Konusu ise pek yok bu filmin. En başta kölelik, sonra romantizm, sonra arena savaşları ve yanardağ. Daha çok Spartacus, 2012 ve Titanic filmlerinin birleşimi gibi bir şey bu film. Aksiyon hiç durmuyor ve adrenalin an be an yükseliyor. Filmin geneli ise daha çok izle sil filmlerinden fakat görsel efektleri ve senaryosu ile keyifli vakit geçirmek isteyenler için ideal bir film. Ben filmi çok başarılı buldum. Film 13 Haziran’da 3D seçeneği ile sinemalarda olacak ve izlenmeye değer bu film. Aksiyon sevenler mutlaka kaçırmamalı bu filmi. 3.5/5","label":6} {"text":"çok ortalama çok sıradan. fazlasıyla niteliksiz olmuş. sinemada izlerken sıkılır mısınız ? ben sıkıldım kendi adımaa. Kovalama sahneleri de gayet karışık ve vasattı.","label":4} {"text":"My face is mine, My hands are mine, My mouth is mine, But I'm not. I am yours. Fantastik karakterlerden insanın nasıl yaşaması gerektiğine dair gerçekçi bir hikaye. Öyle gerçekçi ki \"neden olmasın?\" dedirtiyor, özendiriyor. Unuttuğum ve unutacağım şeyleri her daim hatırlatması için aldım, başucuma koydum. Başka bir film için söylenebileceğini düşünmezdim ama; \"O captain, my captain!\"","label":8} {"text":"Emeğe saygısızlık yapmak istemiyorum, öncelikle elinize emeğinize sağlık. Konu normalden farklı olsun diye farklı bir tarz eklenmiş ama korku filmi demek gerilimi sonuna kadar veren tüyleri diken eden bir seyir vermeli. Malesef kurguda başarısızlık var kopmalar var gerçekten tüm salon kahkaha atarak izledi seyirci arkadaşların gitmelerini tavsiye etmiyorum. Yönetmen arkadaşında mutlaka bu filmden ders çıkarıp neden kötü olduğunu not almalı eleştirilere kulak vermeli. Başrol oyuncusu mutlaka seyirciye hitap etmeli malesef bu filmdeki başrol oyuncusunun oyunculuğu yan oyunculara görede vasat daha fazla spoilerada girmek istemiyorum ama zaman kaybetmeyin.","label":1} {"text":"sıradan,zayıf bir senaryosu olan ama harika oyunculuklarla seyirciyi kendine bağlayan orta şeker bir film. film öylece başlıyor ve öylece bitiyor. en büyük artısı filmin galiba christina ricci’nin cesur performansıydı bu filmde resmen kendini aşmış.izlediğim en iyi ricci performansıydı.samuel jackson zaten bildiğimiz gibi.justin timberlake’e bişey demiyorum ondan oyuncu falan olmaz nasıl bu filmde oynamıs anlamadım acayip göze batıyordu filmde. güzel vakit geçirmek için izlenebilecek bir yapım ama büyütülcek birşey de yok..6/10 bu puanda oyunculuklar için.","label":5} {"text":"ben çok beğendim başarılı korku sahneleriyle mükemmel","label":7} {"text":"ben ben miyim? çok gerildim...","label":8} {"text":"Allah belanızı versin böyle bir filim demeye bin şahit yapacagınız oyunculugunda çekeceginiz filmde canı cehenneme siz gidin pazarda limon satın","label":0} {"text":"...Aslinda disaridan baktiginizda karsinizdaki filmin bir Woddy Allen filmi oldugunu akliniza dahi getiremezsiniz. Allen son filmi Match Pointte Manhattan- New York#39;tan bir hayli uzaklasarak hikayesini Londra#39;da anlatmayi yegliyor. O geveze karakterlerinin yerini son derece sade, az ve oz konusan karakterler almis bu kez. Ayrica genc bir oyuncu kadrosu filmi suruklerken, yasini almis isimlerden sadece Brian Cox goze carpiyor. Tenis hocaligi yaptigi sirada tanistigi ve arkadasligini ilerlettigi varlikli bir ailenin oglu olan Tom#39;un kizkardesi Chloe ile evlenen Chris, Tom#39;un nisanlisi Nola ile tanisinca bir anda hayati altust olur. Nola#39;yi ilk gordugu andan itibaren aklina cikaramayan Chris#39;in evliligi suresince yasadigi bu yasak ask en sonunda onu icinden cikilmaz bir olay orgusunun icine ceker. Bir tarafta varlikli rahat bir hayat surdurmek, diger tarafta ise sevdigi kadinla birlikte olmak. Chris#39;in icine dustugu durum ve surdurdugu bu iliski filmin icinde klasik bir yapida ilerlerken, buldugu cozumle birlikte onun gecirdigi ani degisim hem seyirciyi sasirtiyor hem de filmi girisindeki tenis topu uzerine olan aciklama ile unutulmaz bir finale baglaniyor. Genc oyuncu kadrosu uzerine dusen gorevi eksiksiz yaparken, Scarlett Johannson The Islandin ardindan bir kez daha buyuluyor. Kisacasi Allen#39;in son donemdeki en iyi filmlerden biri olan Match Point, herkesin zevkine gore olmayan Woddy Allen sinemasini daha genis kitlelere sevdirecek gibi gozukuyor...(7/10)","label":6} {"text":"Tüm ezilmişliğini, tüm acılarını bir yana koyup her kesimin sesi olabilmenin dünyada nadir örneklerinden birisi Mandela, çoğunluğun değil çoğulculuğun sesi olabilmeyi öylesine güzel özümsemiş ki, düşman bellenen renkleri, marşları bir ülkenin en zirve değer olarak herkesçe paylaşmanın formülünü dünyada kaç insan başarmış acaba, günümüz politikacılarının görüp de utanması gereken bir değerdir mandela.","label":6} {"text":"çok sıkıcı, filmi o kadar aramama değmedi.","label":1} {"text":"adamda kör talih, bende kuru inat ve kara baht =/ sonuna kadar izleme sabrını gösterdiğim için kendimi tebrik ediyorum.. daha fazla Polonya filmi izleyip bu atmosfere ısınmam lazım sanırım..","label":7} {"text":"Filmi basucuna alan alti kisinin o sirada sarhos olduklarini dusunmek istiyorum. Rezaletti. Karantina! Izlemeyen varsa uzak dursun. Ilk filmin buyusunu bozmasin.","label":0} {"text":"Vay canina!Gercekten harika gerilim kacis filmi!Her dakikasinda koltuga yapisarak izledim!Cok uzun zamandir bu kadar dolu dolu gerilmemistim hergun mutlaka bi film izleyen biri olarak!..","label":9} {"text":"avrupa sinemasının nadir olarak kaliteli bulduğum filmlerinden biri. amerikan korku filmlerinin klasikleşmiş ses efektiyle korkutma yöntemini kullanmamış, insanların çaresizliğini hissetmenizi sağlayan ve bununla sizi korkutan başarılı bir festival filmi.","label":5} {"text":"Sıcak, samimi bir woody allen filmi. Emma stone yine fark yaratmış. Keyifli zaman geçirmek için ideal. 7/10","label":6} {"text":"Only God Forgives filmi, kimi izleyicilere göre bir başyapıt, kimilerine göre ise izledikleri en kötü filmdi. Bu filmi bundan yaklaşık iki yıl önce izlediğimde adeta bir çöp film olduğunu düşünmüştüm. Fakat o zamanlar sinemaya pek de sinemasal açıdan yaklaşamadığımı yani her tip filmi o dönem izleyemediğimi düşündüğümden, dün gece tekrar izleme tercihinde bulundum. Bunun bir sebebi de Only God Forgives'in içi oldukça dolu olan metninden yani metafor olsun, sembol olsun, filmin kendi içerisinde oldukça anlamlı olduğunu okuduğumdan dün filmi ikinci kere seyrettim. Öncelikle Nicolas Winding Refn sineması adına konuşacak olursak, her ne kadar izlediğim ilk filmi olsa da, Refn sinemada kendi tarzını yaratan yönetmenlerden. Şu ana kadar ortaya koyduğu her film de gerilim filmi olarak gözlere çarpıyor, bunu da farklı bir tarzda ve kendi stiliyle işliyor. Refn de nev-i şahsına münhasır sinemasıyla bilinen ve de çoğu izleyiciye oldukça ters gelebilecek bir yönetmen. Drive filmiyle de büyük beğeni kazanarak tanındı denebilir. Drive ise sekizinci uzun metrajlı filmiydi. Only God Forgives filmi ise, Refn'in de açıklamalarına dayanarak söyleyecek olursak tam bir Refn filmi. Refn bu film için iki tane çok önemli teklifi geri çevirip ileri bir tarihe atmış. Bunun dışında bu filmi hakkında ise kendisi, bir filmde aradığı bütün şeylerin bu filmin içerisinde bulunduğunu söylüyor. Bir bakıma hayalindeki projesiymiş desek yalan olmaz. Filme gelecek olursak filmin senaryosu hakkında öncelikle konuşmak istiyorum. Filmin eleştiri alan en büyük noktası olarak göze çarpıyor diyebilirim. Çoğu kişi Refn'in teknik açıdan kusursuz olduğunu ancak senaryonun içerisinin boş olduğunu dile getiriyor. Fakat kesinlikle öyle değil, film izleyicisine oldukça derin bir senaryo ve anlaşılması zor metaforlar ve semboller veriyor. Kendi adıma söyleyecek olursam, ilk izleyişimde bu gözle bakmadığımdan kendimi dün ilk kez izlemiş biri olarak görüyor ve de filmi genel olarak tümü olmasa da anladığımı söyleyebilirim. Ama izleyiciye oldukça ucu açık bir iş sunuyor. Bu da çeşitli sahneler adına birden fazla teorinin olduğunu gösteriyor. Filmin hem konusunu hem de alt metnini kusursuz işlediğini dile getirmek istiyorum. Teknik açıdan da gerçekten kusursuz. İnanılmaz görsel yapısıyla ve müzikleriyle hafızalarda yer ediniyor. Bunun dışında Ryan Gosling'in de oldukça başarılı bir iş çıkardığını ve de genel olarak sessiz yapıdaki karakterini genel olarak bakışları ile yarattığı anlatımıyla karşısındakine geçirdiğini dile getirmek lazım. Kristin Scott Thomas ise filmin en enteresan ismi denebilir. Filmdeki en iyi oyuncunun da o olduğunu söyleyebiliriz. Karakterine çok başarılı bir şekilde can verirken, son dönemlerdeki en iyi kadın oyunculuk performanslarından birini koyuyor hatta. Vithaya Parsringarm ise Refn'in Bangkok'da (filmi çektiği yer) bulduğu bir oyuncu ve karakterine o da oldukça başarılı bir şekilde can veriyor. Karakterler hakkında derin bir anlatım yapmak istemiyorum çünkü filmin derinliği karakterlerde. Genel olarak oyunculuklar gerçekten başarılı. Refn de çok iyi bir iş çıkarmış. Film net bir biçimde sürüklemese de kendini izlettirmeyi başarıyor denebilir. Sonuç olarak Only God Forgives filmi, çoğu izleyiciye ters gelebilecek bir film kesinlikle. Bir Refn hayranı veya onun sıkı bir takipçisiyseniz de çok beğeneceğiniz bir iş olacak. Açıkçası benim çok ilgimi çekti ancak herkese tavsiyem izlemeden önce kesinlikle fragmanını seyredin.","label":7} {"text":"masumiyet filminin devamı olarak çekilmesi hoş bi beklenti yaratmıştı bende beklentim çok yüksekti. ama yinede kalite olarak üst düzey bir filim olmuş. Gerçekten bi filmin içinde zeki demirkubuz ismi geçince daha büyük beklentiler oluşmaya başlıyo.","label":7} {"text":"imanli insan, şeytanın oğlunu boğdu. filmde antislam olmaması ayrıca güzel yani bide şuna dikkat ettim; adamlarda on sene içinde 2 çocuk kayıp vakası var dedi. ülkede 100'den fazla rüzgar türbini varmış. çocuk kaybolduğunda okuldaki öğretmene hesap soruyorlar. Adamlar her öğrencinin her an ne yaptığını biliyor bee ülkemi de böyle refah içinde görmek istiyorum.","label":7} {"text":"Yer yer sıksa ve süresi biraz uzun tutulmuş olsa da derinlikli bir film. Nefes alabilmek, gerçekten yaşıyor olmak, hayatın iyisiyle kötüsüyle her duygusunu deneyimliyor olmak bir ödüldür iddiasında film. Dünyaya gönderilmek için çeşitli aşamalardan geçmek zorunda olan ruhlar gerçekten yaşamayı hak ettiklerini göstermek zorundadır. Hayat ancak hak edenlere bahşedilebilecek kadar değerlidir fakat dünyaya gidenler varmak için can attıkları o yerin kıymetini bilmeden yaşayıp geçerler çoğu kez. Bazen de filmdeki görüşmeci karakteri gibi iyi yaşar ama yalnız yaşar insanlar. O ketum karakterin son sahnedeki katarsisi bize yaşamaktan daha da önemli olanın yalnız başına kalmadan, sana özel olduğunu hissettirecek insanlarla beraber yaşamak olduğunu hatırlatıyor. Üzerine düşünülecek filmler izlemeyeli uzun zaman olmuştu iyi geldi.","label":7} {"text":"Belgesel tadında hoş bi film..ama çoookkk eksik, yolcular hakkında ayrıntıya girseydi,uçağı kaçıranlar hakkında daha ayrıntıya girseydi daha hoş olurdu..gerçi onlar hakkında pek fazla bilinen bişiy yok ama bu şekilde hafif kalmış...boş olmuş ha yinede izlenir ama çok eksiği var işte ...10/6","label":5} {"text":"filmdeki karakterlerin gerçekte de yaşamış oldugunu düşünmek daha bir farklı yapıyor atmosferi. Filmin ismine aldanıp sadece bu ikilinin oldugunu düşünmeyin renkli bir çok karakter de ekleniyor. Tanışmalarıyla ilgili farklı söylentiler var ama ortak arkadaslarının evinde tanışmış olma ihtimalinin yüksek oldugundan bahsediliyor. Daha sonra çekilmiş olan birçok filmde bu filmin esintilerini yakalamak mümkün. Soyguncuların halk tarafından robinhood gibi karşılandıgını aktaran bilgiler oldugu gibi sebepsiz bir çok insanı öldürdükleri için nefret topladıklarıyla ilgili de bilgi bulmak mümkün. Her halükarda izlemek gerek. bonnie & clyde ile ilgili ayrıntılı bilgi ve gerçek video kaydı için:http://en. wikipedia. org/wiki/Bonnie_and_Clyde","label":7} {"text":"Çocukların gözünden her ne kadar başlangıçta kötülük düşmanlık olsada sonradan dostluğa dönüşen güzel bir film, anlatılışta biraz eksiklikler vardı sanki ama daha iyi olabileceğini düşünsemde konuyu beğendim sıcak doğal bir havası vardı filmin.","label":7} {"text":"Konu güzel. Ama filmin çoğunun el kamerasıyla çekilmiş olması midemi bulandırdı. Bu yüzden puanı kötü verdim.","label":4} {"text":"Saçma sapan bir film.","label":4} {"text":"Kızın güzelliğinden dolayı filme katlandım. Ama yazık, bu kadar güzel bir kız bu kadar kötü filmde oynatılır mı? Bu filmin senaryosunu yazan arkadaştan da ricam bir daha senaryo falan yazma, Allah rızası için yazma.","label":2} {"text":"ön yargılar içinde beklentim olmadan izledim ve umduğumdan çok daha fazlasını buldum filmde. izlenmesi gereken bir film. özellikle basma kalıp hollywood filmlerinden sıkıldığınız bir dönemdeyseniz.","label":7} {"text":"Sevmekle sevmemek arasında gidip geldim bu film için. İlginç karakterlerle dolu olan, kan ve vahşetin aşırı fazla olduğu filmlerden bir tanesi. Hikaye biraz daha dolu olsaymış mükemmel olabilirmiş. Yine de türdeşlerinden farklı bir çizgi çekerek, hafızamda yer etmeyi başaracak bu film.","label":6} {"text":"Film sanki bir tiyatro tadında. Haldun Dormen'i görünce de daha bir tiyatro hali alıyor. Filmin son sahnesinde de oyuncular sanki sizleri selamlıyor gibi bir görüntü oluşmuş. Çok iyi bir film değil ancak oyuncular elinden geleni yapmış, senaryo çok tahmin edilebilir ve ters köşesiz olmuş. Ortalama ve izlenebilir.","label":5} {"text":"Sacma sapan bir film bitiremedim bile o kadar sikici konu yok,olay yok zaman kaybi kesinlikle tavsiye etmiyorum","label":0} {"text":"Filmi seyrederken ya bu film Martin Scorsese 'ın değil miydi diyip durdum. Çünkü böyle çekimler, konunun işlenişi hiç onu tarzı değil. Heralde ben yanlış baktım dedim. İzlemeye devam ettim. Şöyle bir saat güzelcene sıkıldım. Ama aynı zamanda da gerildim. Ve beklemediğim bir süpriz ile karşılaştığımda benim için bir teselli oldu. Sonu da yine piskopatça bitince benden biraz daha puan aldı. Sonra yönetmen Martin Scorsese diye yazınca filmin gerilim türünde olmasından sanırım gerilimi de bu adam böyle çekiyormuş dedim. İlginç bir tecrübeydi benim için.","label":6} {"text":"Venus kızımızın filmin sonunda tabloyla bütünleştiği sahne hoşuma gitti. Geri kalanı içinse ortalama bir film diyebilirim.","label":7} {"text":"Ben izlerken çok keyif aldım aksiyonu gayet iyidi izlenebilir bence","label":6} {"text":"Vampir güçlerine de sahip olsan,ölümsüz de olsan,çok paran da olsa,yasamini zaaflarin belirler.Bu düsünceden hareketle aslinda dolu dolu birseyler anlatma çabasina giren ama bunu basaramamis,oldukça sig bir film.Öyle ki ne romantizm,ne aksiyon,ne de dram kendi adima hiçbirsey bulamadim.Oysa filmin giris müzigi son derece etkileyiciydi...5/10","label":4} {"text":"Michael Grant varsa izlenir. Ayıca eşcinsellik ile ilgili duyar kasmaktadır.","label":8} {"text":"rus bebekler ismine aldanmamalı.. beklentilerinizi yüksek tutmamalısınız.. ;) aklı bir karış havadaki erasmus öğrencilerinin 5 yıl sonra st. petersburg'da bir araya gelmesiyle olaylar \"duygu\"sallaşıyor... filmin sonunu beklemek - nezaketen tabi - çok ruh daraltıcıydı..! Not: L'Auberge Espagnole / The Spanish Apartment filminin devamıdır.","label":5} {"text":"Damağınızda tat bırakır ya sevdiğiniz bir yemek hemen bittiğinde... öyleydi. Hemen bitti..... 3D farklı bir hava katıyor ama hayalinizde ki havayı alamayıp,havamı aldım da diyebilirsiniz :) :) Anlayana....","label":7} {"text":"ne kadar izlersem izleyeyim bıkmıyorum bu filmden!","label":9} {"text":"Kendisini almaya gelmemiş olan annesinin, artık gelmeyeceğine kanaat getiren bir kız çocuğu, evine kendi başına gitmeye karar verir. Ama bu o kadar kolay olmayacaktır. Çünkü kızın evi ile ilgili bilgisi, bir duraktan otobüse bindikleri ve otobüsün onları kalp şeklinde parmaklıklarla etrafı çevirili bir çeşmede bıraktığı. Bu kadar bilgi ile şehrin bir yanında bir yanına gezinir durur. Filmin içindeki bir anda sete geçiş kısmını sevemedi. Hatta benim için ilk \"kameraya bakma\" denildiği sahnede film bitti. Filmin amacı, toplumun özellikle kadınlara bakış açısını, kadınların yaşamını, otobüs ve taksilerde yapılan konuşmaların mikrofon ile yansıtılması üzerine dayalı olabilir ama bu set geçişinden ötürü benim nazarımda filmin ciddiye hepten gitti.","label":3} {"text":"cok insanca cok icten bir film. cheyi idollestirme dogmalastirma hatasina dusmeyen, tam tersi onu adeta bir dokunus uzakligina kadar yaklastiran, tanitan, anlatan, insanin icini umut ve sevincle doldurup biten bir film.Oyuncuları ve muzikleride bir harikaydi.","label":8} {"text":"Zorlama bir duygusallık.Samimiyetsiz ve küstah olmayı bile beceremeyen...","label":4} {"text":"Gözünüzden kaçmış olabilecek tüm tesadüfler için inceleyiniz efendim: http://michaelsikkofield.blogspot.com.tr/2011/07/stanley-kubrick-zihin-kontrolu-ve.html","label":6} {"text":"Bir çok akla fikre uymayan adetler yüzünden yitip giden hayatları kaleme almış bir film. Ve bu her ne kadar azalmış olsa da hla tamamen bitmediği ortada olan şeylerden biri. Filmde de bu düşüncelerin ne kadar rezil olduğu iyi yansıtılmış durumda.","label":6} {"text":"uğur yüceli senarist ve yönetmen olarak ilk önce başarılı bir film olan yazı tura’da görmüştüm. o filmdeki beğenimden kaynaklanıyor olsa gerek ki hayatımın kadınısın’ı tüm eleştrilere rağmen bir beklentiyle seyrettim. açıkçası hayalkırıklığı yaşatacak kadar bir beklentiyi bile haketmeyecek derecede zayıf bir film. çok kötüydü,yavandı,duygusuzdu... özellikle uğur yücel’i bu kadar itici bir karakter olarak karşımda beklemiyordum. özellikle sesi çok komikti. tavsiye edemeyeceğim kötü filmlerden:(","label":3} {"text":"&Blue Valentine ve The Place Beyond the Pines eserleriyle beğenimi kazanmış Cianfrance kendisinden beklediğimi karşılamayı başarıyor yine. Son derece duygusal, hele yeni anne/baba olmuş iseniz, etkileyici, bazı soru işaretlerine rağmen asıl vurgulanmak istenen noktanın hissettirilebildiği bir film bu da. Oyuncular çok iyi. Fassbender zaten çağımızın en büyük aktörlerinden bana kalırsa. Vikander de son yılların parlayan yıldızlarından ve ikisi de şimdiye kadar hangi yapımda rol aldılarsa hakkını vermiş ve perde albenisine sahip isimler. Filmden sonra özel yaşamlarında da birlikte olmaya başladılar ve filmi izledikten sonra birbirlerine ne kadar yakıştıklarını daha iyi anlıyorsunuz.","label":7} {"text":"Bu super dad rolü de iyice yapıştı Milo ya. Sevgi pıtırcıgı ama senaryosu kötü bir film.","label":7} {"text":"Gayet eğlenceli bir KOMEDİ filmi. KOMEDİ& Biraz romantizm biraz macera da eklenince ortaya güzel bir iş çıkmış. Şahin Irmak'ı ayrıca tebrik ediyorum. Konu ve işleyiş gayet iyiydi... Kısacası güzel vakit geçirmek, gülmek eğlenmek isteyen herkese tavsiye edilir. Bu arada filmi korsan izleyip, beğendiğim için sonrasında satın aldım.","label":9} {"text":"Harika","label":8} {"text":"Film vakit kaybi, 5/10 en fazla. Tümmuhabbet sen ittin beni yok itmedim. Baska bir numara yok. Baya baya kötü film sonu da yok. Kesinlikle uzak durun puana aldirmayin","label":4} {"text":"sırf Anthony Hopkins oynadığı için izledim ama umduğumu bulamadım..oyuncu kadrosu güzel fakat film gerçekten sıkıcıydı.","label":4} {"text":"İki kadının hayata tutunma çabaları, şehrin içinde kayboluşu. Yönetmen gerçekçi bir dille bunu yansıtabiliyor. Çaresizliği filmde buram buram hissediyorsunuz. Nazan Kesal'a rolü cuk oturmuş, diğer kadın oyuncu da muazzamdı.","label":4} {"text":"İzlerken merak duygunuzu hep taze tutacak, oyunculuğuyla büyüleyen bir film..","label":7} {"text":"hikayeyi zaten biliyoruz ve daha önce de çeşitli çizgi filmlerde de olmak üzere pek çok kez izlemiştik.charles dickensın yaratıcılığına diyecek laf yok,konu harika ve insanın içini ısıtıyor,mutlu ediyor.hele ki özellikle bu tarz noelli,karlı kışlı filmleri yılın bu zamanlarında izlemek daha da bir mutluluk ve sıcaklık veriyor bana doğal olarak.konuya olduğu gibi aynı şekilde teknolojiye de diyecek laf yok tabii ki,bambaşka dünyalara sürüklüyor sizi.kısacası eksiksiz bir film,hikayenin başını sonunu biliyorsanız da sıkılmazsınız,bir kez de böyle izlemiş olursunuz en kötü,yalnız küçük çocukların tırsacağı sahneler de bayağı bir var diyebiliriz,ki bizim salondaki çocuklar bariz biçimde etkilendi sanırım.ebeveynlere duyurulur yani.","label":7} {"text":"Eyvah Eyvah'ların yarattığı beklentinin altındae ezildi maalesef. Ata Demirer Eyvah Eyvah'lara devam ederek halkı sömürebilirdi açıkçası. Bunu yapmadığı için takdiride hak etti. Yeni bir işle risk aldı. Bunlar hep güzel şeyler Ata Demirer adına ama Berlin Kaplanı gerçektende olmamış. Yer yer güzel espiriler olsada kesinlikle tatmin etmiyor.","label":3} {"text":"...''Hızlı ve keskin nişancı olmak göz çıkarmaz ama serinkanlı olmanın yanında solda sıfırdır...''... Sade bir film gibi görünsede Derinliklerine indiğinizde ne kadar anlamlı bir film oldugunu da keşfederiz. Diğer Western filmleri gibi Full aksiyon ful çatışma gibi bir niyeti de yok filmin. Clint Eastwood un hem yönetmenliğini yaptıgı, hem yapımcılıgını üstlendiği hemde oynadıgı film teknik açıdan da çok başarılı. Eastwood gerçekten mükemmel bir yönetmen. Çok zeki ve özenli. Yinede artık Western Türü filmleri bırakmalı.. Bazı şeyler tadında bırakılmalı. En azından 2000 li yıllarda daha değişik filmler yapmıştır. . Filmde oluşturulan mekan, oyunculuklar kıyafetler, müzikler tamamiyle Western kokuyor. Bilmeyenler için söylemekte fayda var. Film 4 dalda oskar almış. Bu kadar iyi bir film mi diye soracak olursanız size cevabım şu olurdu ''Tam bir sanat eseri'' . '' Canımız insanların iyi niyetiyle yılanların sabrına emanet.'' 10/ 8.2","label":7} {"text":"Michael Bay'in Amerikan ordusuna yaptığı bu propagandalar için yıllık ücret aldığını zannediyorum. Yoksa her filmde propaganda yapıp insanlara \"michael artık sıkmaya başladın\" dedirtiyorsa vardır birşey. işin şakası tabii yıllık ücret olayı lakin her filmde yapa yapa Michael Bay filmlerine karşı bir önyargım oluşmaya başladı. Pearl Harbor da aynı şekilde çok fazla Amerikan propagandası olan ırkçı bir film. Savaş sahneleri eh işte dedirtiyordu ama senaryonun da bir nevi çalıntı olduğunu bir arkadaş söyleyince ona da saygım kalmadı. Sırf 1-2 aksiyon sahnesi için 10-4.5 falan veriyorum.","label":5} {"text":"Hayatımda bu kadar saçma bi film daha izlemedim.","label":0} {"text":"Baştan sona hareketli ancak senaryo sıradan maalesef.","label":6} {"text":"irinaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa http://www.filimadami.com/Irinaaa/ gözlerinden öperimhttp://www.youtube.com/watch?v=oSqhOzdTG-gdelon ve yolculuk katarsisinde parlayan yıldız vitti","label":6} {"text":"valla süperdi zhang ziyi çok güzeldi ve en sonda yere düşüp üstlerinden araba geçmesi çok süperdi","label":9} {"text":"Filmin benim için özeti: Lüks hayatlarında ki lüks problemleri zerre kadar umursamadığım karakterler İtici, yapmacık ve kötü bir başrol oyuncusu Hiçbir özgünlük barındırmayan senaryosu Kendini fazla ciddiye alan bir yönetmenlik Abartılmış ve beklentiyi yükselten bir puan","label":2} {"text":"hikaye zaten çok güzel film de inanılmaz başarılı olmuş.oyunculuklar,görüntü,müzik...herşey yerli yerindeydi.daha çok izlenmesini dilerim.","label":8} {"text":"Marvel filmi izlemekten beyni kulağından akmış kitlelerin beğenmeyeceği filmdir. Çok şükür Aranofsky sinemanın entelektüel bir iş olduğunu hatırlamış da Noah'taki rezaletten sonra kendini toparlamayı başarmış.","label":7} {"text":"Tutarsızlıklar ve yapaylıklarla dolu hikayede, yoz yobaz, geleneklerine bağlı bir toplumda kadın olmaya iyi niyetli toplumcu bir bakışla yaklaşılmaya çalışılmış ama o kadar... 55/100","label":4} {"text":"Eh işte boş vakitte izlenebilir.","label":5} {"text":"Piyasadaki hapishane filmlerinin mentaletisini yıkan Jim Jarmusch baş yapıtı. Sinemtografisiyle hep farklı bir yerde duracak bir film.","label":7} {"text":"Yıllar önce televizyonda izlemiştim ve çocuk olmama rağmen filmin çok iyi bir film olduğunu ben bile anlamıştım. Film hakkındaki yorumum \"kaliteee kalite; markaaa marka\"","label":7} {"text":"Sonunda film nette arkadaşlar bugün izliycem inşallah umarım beklentilerimi karşılar.","label":6} {"text":"sıkmayan ve akıcı bir film.oyuncular iyi,19 yaşındaki scarlett johansson özellikle göze batıyor,tabii her zaman kaliteli bulduğum colin firth de.sanata ilgi duyanlar aradığını bulacaktır,çok ayrıntılı olmasa da resim ve ressam ile ilgili hoş sahneler mevcut filmde.kitabını okumadım ama duyduğuma göre oldukça sadık kalınmış.rahatlıkla izlenebilen bir yapım.","label":6} {"text":"Baby Driver, Thor: Ragnarok veya Star Wars VIII gibi filmleri es geçin, bu yılın en çok beklediğim filmi açık ara The Emoji Movie'ydi. Böyle yaratıcı bir fikir ve seslendirme kadrosundan ortaya nasıl bir iş çıkacağını merak ediyordum. Ve çıkan sonuç beni hayal kırıklığına uğratmadı. Çünkü The Emoji Movie, bu yıl izlediğim en iyi animasyon filmi bence. Böyle bir şey dememi beklemiyorsunuz, değil mi? Filmi izleseniz de, izlemeseniz de The Emoji Movie'nin kötü bir film olabileceğini rahatlıkla tahmin edebilirsiniz. Nasıl mı? Bu yılın en kötü eleştirilen filmi olması bir yana, bu film emojiler hakkında. Emojiler! Vay be, Sony nihayet olabilecek en gereksiz filmi çekmeyi başardı. Çünkü herkes emojiler hakkında yapılmış bir film görmek istiyordu, değil mi? Okulda kız sorunu yaşayan Alex'in telefonunda yaşayan emojilerin dünyasında geçiyor hikayemiz. Filmin ana karakteri Gene, aslında Meh emojisi olması gerekirken birden fazla duygu gösterdiği için kaçak durumuna düşer. Bu esnada da El emojisi olan Çakbeşlik ve hacker olan bir emoji Jailbreak ile tanışan Gene, kendisini düzeltmek için birlikte telefondaki uygulamalar arasında bir yolculuğa çıkarlar. Bu esnada da telefonda sorunlar yaşandığı için Alex, telefonunu yeniden başlatmayı düşünüyordur. Ve Gene de bunu engellemeye çalışır.& Öncelikle bu filmin üzerine fazla gitmek istemiyorum çünkü The Emoji Movie'yi izlemeden önce içimde ufacık da olsa bir beklenti vardı. Çünkü arada sırada The Lego Movie gibi sadece bir reklamdan ibaretmiş gibi görünen filmlerin harika olduğuna tanık oldum. Bu yüzden bu filmin de beni o açıdan şaşırtabileceğini düşünüyordum. Öncelikle film hakkında söyleyebileceğim 2 iyi şey var. Seslendirme kadrosu başarılıydı ve The Emoji Movie'nin 50 milyon gibi ufak bir bütçeye sahip olup ve tüm zamanların en hızlı hazırlanan animasyonu olduğunu düşünürsek, animasyonun kalitesi oldukça başarılıydı. Tüm karakterler renkliydi ve görünüşleri capcanlıydı. Ama bunların dışında filmdeki hemen hemen her şey çok kötüydü. Kısa bir süre önce Sevimli Emojiler adlı bir animasyon için yazdığım yazıyı okumuş muydunuz? O yazımda The Emoji Movie'nin asla o film kadar kötü olamayacağını ve arasında çok fazla benzerlik olduğunu yazmıştım (mesela ana karakterin adı Alex). Ve haklıymışım! The Emoji Movie, Sevimli Emojiler filmi kadar kötü değildi! Yine de bu şey The Emoji Movie'yi iyi yapmıyor ama. Sıra kötü yanlara geldi. Her ne kadar karakterlerin görünüşleri renkli ve capcanlı olsa da herkesin kişilikleri çok sıkıcıydı ve fazlasıyla klişeydi. Mesela Gene'in ebeveynleri film boyunca monoton bir şekilde konuşuyorlar ve karakterlerinin hiç ilgi çekici bir yanı yoktu. Üstelik filmin büyük bir kısmı da onlara adanmış. Hele bir de şakalara gelecek olursak, filmdeki hiçbir şakaya gülmedim. Sırf açılış sahnesinde 5 tane kaka şakası vardı. Filmin geri kalanını siz düşünün artık. Bu filmdeki şaka düzeyi o kadar düşüktü ki, The Emoji Movie'nin sadece 4 yaşından küçük olan ve konuşamayan çocuklar için yapıldığını düşünüyorum. Şimdi ne düşündüğünüzü anlıyorum. Alt tarafı bir çocuk filmi, bu kadar büyütecek ne var?& diyorsunuz. Tıpkı Sevimli Emojiler yazımdaki gibi, The Emoji Movie'ye de çocukların gözünden bakmaya çalışacağım. Sinema salonunda bir tek ben, 2 ebeveyn ve 2 çocuk vardı. İlk yarının sonlarına doğu önümde oturan 2 çocuk da sesli bir şekilde Filmden sıkıldım, artık gitsek olmaz mı? diye birkaç kere bağırdı. Ve ikinci yarıda ise çocukların ikisi de koltuklarından kalkıp salonun etrafında öylece koşturmaya başladılar. Benim önümden geçtiler, perdede sıçradılar... İkinci yarının neredeyse tamamı böyle geçti. En sonunda ebeveynlerden birisi Artık sakinleşin biraz, bakın abi film izliyor diye onları sakinleştirdi Bu çok iyi oldu çünkü The Emoji Movie film deneyimimin bölünmesini gerçekten istemiyordum. Şaka şaka, The Emoji Movie o kadar gereksizdi ki, bir süreden sonra filmden kopup gerçekten hayatı sorgulamaya ve neden bu filmin var olduğunu düşünmeye başladım. Son olarak şu ürün yerleştirmelerden de konuşalım. Film boyunca başroldeki 3 emoji, Alex'in telefonundaki uygulamaları geziyor. Candy Crush'da bir el oynuyorlar, YouTube'da PPAP izliyorlar (ciddiyim) ve Just Dance uygulaması ile kendine olan güvenlerini arttırıyorlar. Hikayenin en önemli kısımlarından birisi ise ana karakterlerimizin Dropbox'a ulaşması gerektiği! Dropbox! Kusura bakmayın ama bir süreden sonra bu reklamlar iyice itici olmaya başladı. Kısacası The Emoji Movie, şu ana kadar yapılmış en kötü film değil. Hatta bu yıl gördüğüm en kötü animasyon filmi bile değil (Sevimli Emojiler filmini geçmesi biraz zor). Sadece amaçsız. Filmin hikayesi önceden bin defa izlediğimiz hikayenin aynısı, karakterler, durumlar ve hatta filmin finali bile şu ana kadarki bütün animasyon filmlerinde geçen sahnelerden bir farkı yok. Filmin içine konulmuş yaratıcı fikirler ve harika animasyon ise ortaya çıkan sonucu daha kötü yapıyor. Çünkü ortaya bir emeğin koyulduğunu görebiliyorsunuz. İşin can sıkıcı tarafı ise bütün bu emeklerin emojiler hakkında olan bir film için yapılmış olması. The Emoji Movie'yi yetişkinlerin veya çocukların izlemesini tavsiye etmiyorum. Her şeyiyle rezalet olduğu için değil, içinde komik olan hiçbir şeyin olmadığı, aşırı sıkıcı olduğu, tonlarca ürün yerleştirme içerdiği ve klişe konusundan dolayı önermiyorum. Dediğim gibi, bu filmin var olması için hiçbir neden yok. Sadece es geçin yeter. FİLMİN İYİ YANLARI: + Başarılı animasyon. + Yaratıcı fikirler... FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - ...emojiler hakkında olan bir film için harcanmış. - Klişe karakterler, klişe durumlar ve klişe bir final. - Amaçsız olması. - Komik olmayan şakalar, çocukların sıkılacağı sahneler. TOPLAM PUAN: 1.4/10","label":0} {"text":"Bir hayatın kaç farklı kişiyi aynı kavşakta buluşturacağı üzerine klasikleşen tarzı ileAlejandro Gonzalez Inarritu yapıtı.","label":7} {"text":"Çok iyi ve orjinal bir film,çok daha yüksek bir puanı hak ediyor","label":8} {"text":"Chucky'nin kesilen eli yerine bıçak sokarak kendini upgrade etmesi Evil Dead'i hatırlattı. Yıllar sonra gelen edit: Chucky meğersem hep diğer kültlere gönderme yapıyormuş. Canım benim.","label":3} {"text":"Kesinlikle çocuklarınızla ailenizle gitmeyin, hatta hiç gitmeyin, çocuk edinmiş iki tane sakallı adamı öpüştümüşler..😡😡 verdiğim paraya acıdım, keşke gitmeden önce yorumları okusaydım, Ben Marvel filmlerini genel izleyici kategorisinde zannediyordum, sapık herifler gidin sapkınlığınızı özelinizde yada cehennemin dibinde yaşayın, Sapkınlığınızı neden dünyaya empoze etmeye çalışıyorsunuz, Verdiğim para için Allah affetsin.","label":0} {"text":"Tatlı ama bana acı. Film, puanını gerçekten hakediyor en sonlara doğru ağlamaktan kendimi alamadım ilk baştaki sözü neden yazdığımı filmi izleyince anlayacaksınız çok başarılı bir çalışma olmuş","label":9} {"text":"Beklentilerim altında kalan ama yinede bir şekilde kendini izleten bir film.","label":4} {"text":"'Net' kötü bir biyografi. Karikatürize bir Ashton Kutcher, vasat bir senaryo, Tv filmi sinematografisi ve abartılı müzik kullanımı. Ceza olarak Joshua Michael Stern'e \"The Social Network\", Ashton Kutcher'a da Daniel Day Lewis'in \"Lincoln\"daki yürüyüşü 100 kez izlettirilmeli!","label":3} {"text":"Nedense, Vatikan'da şimşekleri üste çekmek hiç zor değil. Bu adamların, gerçeklerle ilgili çok ciddi sorunları var. Sanat aleminin yarısını aforoz etmeye kalkma çabaları da bundan sanırım. Ben Hristiyan dostlarımın yerinde olsam, Vatikan'a insan hakları mahkemesi aracılığıyla dava açarım. Nasıl bir kurumun, \"aforoz\" diye bir yetkisi olabilir ? Bu hakkı bunlara kim verdi ? Bu insanlar kim ? Tartışıp çözmeleri gereken çok şey var. Biraz düşünseler ne büyük bir komedi olduğunun farkına varabilirler, \"aforoz\" denen şeyin. Zira, ne kendi teolojilerinde ne de tarihi kaynaklarda, böyle bir yetkileri mevcut.","label":7} {"text":"Bence izlenmesi gerekir. Tanrı figürünün bir çocuk olması dışında, oldukça başarılı ve etkileyici.","label":7} {"text":"Uzun metrajda başka örneği var mı bilemedim şu an ama; resmen bayık bir senaryoyla handycam'li film çekmek üzere olduklarını son saniyede farkedip, \"Hımm... Google Glass ile çekelim o zaman, böylesi çohorjinal, hem de gözlüğü de çirkin oyuncuya takar, onu da böyle absorbe ederiz.\" demişler gibi bir film.","label":1} {"text":"çok başarılı, sıkılmadan izleyebileceğiniz iyi bir film,","label":7} {"text":"Bazı filmlere sinemasal açıdan bakışın yanında, konu ettiği tarihi olay/kişilikler üzerinden sosyal, siyasal, toplumsal bakışı da eklememek mümkün değil. Kursk da böyle bir film. Yalnızca bir felaket filmi değil. Gerçek bir olaya dayanıyor. Ne yazık ki diğer tüm benzerleri gibi bu da çok sarsıcı bir trajedi. Üstelik son derece yakın sayılabilecek bir tarihte gerçekleşmiş. Filmde anlatılanların ne derece gerçekleri yansıttığını tabii ki bilmiyorum. Bu nedenle çok fazla siyasi yoruma girmek de istemiyorum. Oyuncu kadrosu ciddi anlamda üst düzey. Kimi yardımcı rollerde de olsa adeta bir Avrupa aktör seçkisi olmuş. Tabii ki Rusların alışıldık aksanları ile birlikte İngilizce konuşması oldukça kulak tırmalıyor. Fakat ne yazık ki bu yeni bir şey değil ve bir süre sonra alışmak zorunda kalıyorsunuz. Yaşanan felaketin trajedisi yanında, sonrasında yaşananların vahametini hissettirmeyi başarıyor film. Senaryo çok güçlü denemez. Senenin izlenebilir filmlerinden.","label":6} {"text":"herşey bir yumurtayla başlamış olamaz heralde :) garip bir film izleyin derim...","label":4} {"text":"Dogo Arjantin beslemiş biri olduğum için söylüyorum, bir film olmanın ötesine geçti nazarımda. Aslında yıllar oldu seyredeli, birden aklıma geldi.","label":8} {"text":"filimadami dahil birçok sitede filme yönelik tek + yön olarak atmosfer vurgusu yapılmış. çekimler iyi güzel de hocam 1.5 saat boyunca altta ucuz ucuz bağıran kadınlarlı müzik çalarsan atmosfer iyi gibi gelir tabi. amaçsız, boş film, zaman kaybı. jumpscare yoktu denmiş, filmde korkutmaya yaklaşabilen birkaç sahne vardı onlarda jumpscarelerdi zaten.","label":7} {"text":"konu güzel, replikler güzel, çekimler güzel, izmir zaten güzel. oyuncular da kaliteliydi aslında fakat bu filmin tek eksiği yönetimi olmuş. bu filmi nuri bilge yönetseydi mesela güzel olan replikler gerçek bir diyaloğa dönüşebilirdi. yine de herkese tavsiye ederim, sakin görünen sürükleyici bir filmdi benim için. finaldeki şiiri çok etkileyiciydi","label":5} {"text":"bence bu filme sıradan demek biraz hakkını yemek olur mükkemmel olduğu söylenemez ama izlenmesini tavsiye ederim doğrusu piyasada bu kadar rezil ve gereksiz film varken eğer iyi bir film seyretmek isterseniz en azından zamanı olmayanlar için garantili bir film...","label":7} {"text":"Kendine has karakterleri, usta işi seslendirmeleri, cıvıl cıvıl su altı dünyası ve güldüren esprileriyle yediden yetmişe izlenmeyi hak eden başarılı bir animasyon. Bence en az Kayıp Balık Nemo kadar iyi. 8/10","label":7} {"text":"benigni bu filmde aşktan daha asil bir duygu olmadığını anlatıyor bizlere...öykünün kahramanları dünyadaki en sarsıcı en büyük ve en devrimci duyguyla aşkla bileylenmişlerdir.benigni aşkın dünyadaki en önemli dugu olduğna inanıyor uğrunda ölmeye değcek tekduygu...attilio sevdiği kadın için ırak’gitmekte bi an bile tereddüt etmiyor ilaç bulmak için çatışmaların ortasına dalıyor dil bilmiyor,mayın tarlasına düşüyorçünkü attilio için sevdiği kadının ölümü tüm dünyanın ölümü anlamına geliyor.attilio hayata bağlı,çünkü vittoria ya aşık birine aşık olunca bir kez daha doğmuş gibi oluruz ölümden korkuyor ama aşk ona bu korkuyu aşması için yardım ediyor attilio aşkın etkisi altında yani dünyanın en devrimci duygusunun...","label":7} {"text":"İyi bir gerilim.Konusu da kötü değil!Ama mükemmel değil,bu bir gerçek!","label":6} {"text":"Beğendim aslında oyuncular kurtarmış diyebilirim. Film o kadar seyirlik olmasada oyuncular seyirlik.","label":7} {"text":"Filme lafım yok da israilin filistin topraklarına ördüğü duvarın haklı gösterilmesine takıldı bu bir çeşit ironi değilse.","label":4} {"text":"film gerçekten çok güzeldi.. kıyafetler.konuşma tarzları..mimikler..hepsi çok ama çok güzeldi.oyuncular gerçekten çok iyi seçilmişti.seslendirmeler oyuncuların kendi sesinden olması çok iyi olmuş.. hikaye zaten çok naifti..uzun zamandır böyle kalitede bir film izlememiştim... neyin eşliğinde filmi izlemek çok güzeldi....","label":4} {"text":"Ne cevherler var be! Bence hak ettiği ilgiyi göremeyen filmlerden.","label":7} {"text":"iğrenç denilecek tarafları var ama o kadar değil","label":6} {"text":"İzlemeden önce Kate Winslet hakkında yazılanları abartılı buluyordum.Filmi izledim ve yine buluyorum.Birkaç kişinin oscar söyleminde bulunmasının herkese hastalık gibi yayıldığını düşünüyorum.Film güzel bir film fakat yerlere göklere sığdırılmayacak kadar değil..Film nasıldı diye sorulursa Güzeldi,değişikti der geçersiniz..bu kadar...","label":7} {"text":"Benim için artık bu filmden sonra Oliver Stone bitmiştir, Büyük İskender’le bende soru işaretleri bırakan yönetmen öyle bir filme atmış ki sanırsınız büyük (!) ABD her şeyde pür-ü pak, her şeyi kendi yaratmış, 11 Eylül olaylarının öncesinde bu olayları kendi değilmiş gibi, tamamen baştan sona propaganda filmi üstelikte Stone bir de buna Hıristiyanlık ve Hz. İsa’ya alet edip din sömürüsünü de kullanmış. Evet, Hollywood böyle film beklenir ama Stone gibi bir yönetmen Hollywood bu propangda araçlarına alet olmamalıydı, ikinci yarı itibariyle tamamen duygu ve din sömürüsü kisvesi altında ABD propagandası başka değil. İlk yarı itibariyle ise sadece akılda kalan o molozların düştüğü sahne ve tabii film boyunca filmi kurtarmaya çalışan Cage ve Pena’nın çok başarılı oyunları. Belki, film gerçek kişilerinin anlatımlarından olabilir, ama bu kadar da sömürü filmi yapılmaz ki ama Hollywood ve maalesef Stone işte bu.","label":4} {"text":"Goblet of Fire, Order of the Phoenix, Deathly Hallows Part I ve Deathly Hallows Part II yapılmış en kötü Harry Potter filmleri ve bu 4 kötü filmin içerisinde en iyisi bu film. Belki de bu filmi kurtaran Snape'le alakalı sahneler ve oradaki müzikti. Nitekim müzik genel olarak ortalama olsa da Snape+Lily bölümlerinde gayet başarılıydı. Benim için bu filmin özeti şu oldu: Severus Snape: You've kept him alive so that he can die at the proper moment. You've been raising him like a pig for slaughter! Albus Dumbledore: Don't tell me now that you've grown to care for the boy. -Snape'in patronusu görünür- Albus Dumbledore: Lily... after all this time? Severus Snape: Always.","label":6} {"text":"İlk filmdeki iceman tecavüz suçuyla hapse bir kere girmişti. İkinci filmde neden tekrar aynı kişiyi uyuşturucu suçundan hapse attırdılar anlamış değilim. Film Dövüş sahneleri mükemmelin ötesinde. Michael Jai Whitesüper bir dövüş oyuncusu bu kadar yakışır bir insana. Scott Adkins de maymun gibi ve o da gayet başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Film birinci filme göre kat kat daha güzel. Bunu dövüş sahneleri için mutlaka izlemelisiniz.","label":6} {"text":"İyi gibi başlıyor,hadi iyi yerlere gidecek galiba falan diyorsunuz ama saçmalıklarla dolu bir film çıkıyor karşımıza arkadaş.Yani bazı sahneleri aklım almıyor.Ayrıntı verip izlemeyenlerin zevkini bozmak istemiyorum ama özet geçecek olursak olmamış!..Saçmalık ve hatalarla dolu.","label":4} {"text":"Vay bu filmi çok güzel olmuş ellerine sağlık senaryo yazan ve tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ederiz","label":9} {"text":"şimdi efendim haneke üstadın şatosunu yeni indirdim izlemediğim az bir filmi kaldı.bir haneke bağımlısı olarak söylüyorum.haneke sinema hadisesini yutmuş bir abimizdir.the white ribbon başka bir yönemtnein elinde olsa idi sanırım mahvolurdu.yönetmenlik dediğimiz hadise sinematografiyi kendi sanatınla birleştirme hadisesidir. siyah beya doğru bir seçim,bruno ganz etkileyici bir abimiz strange events bu hanekenin armağanı.hakikaten film güzel","label":4} {"text":"Her dakikası depresyona girme sebebi olacak film.4/10","label":3} {"text":"Film o kadar kötüydü ki 1 yıldız vermek çok gelir....................................................","label":0} {"text":"Zvyagintsev bilmeyenin hiç bilmediği, bilenin ise birincisinin ardından çok büyük ihtimalle tüm filmlerini izlediğini bir yönetmen. Son olarak Leviathan ile muhteşem bir esere imza atmıştı. Elena ondan önce, 2011'de yaptığı bir film. Çok farklı bir hikaye anlatmıyor, neredeyse tüm karakterleri de stereotip. Ancak hikaye anlatmadaki becerisi, müzik ve kamera kullanımındaki başarısı, onu çağımızın önemli Avrupalı yönetmenlerinden biri yapıyor. Başrol oyuncusu başta olmak üzere kadro performansları oldukça yüksek.","label":7} {"text":"Bu filmin müzikleri de çok şahane. Benzeri pek bulunamıycak bi film. izleyin.","label":7} {"text":"çok beklentiye girilmezse sıkılmadan, yorulmadan izlenebilecek çerezlik bir film olmuş. adam sandler'dan neden hoşlanmadığımı bir kez daha hatırladım, aniston'ın ise yaşlanmış olmasına üzüldüm.","label":5} {"text":"Tom Hardy karizmasının zirve yaptığı film. MMA gibi ağır şiddet içeren kafes sporunun bu şekilde dramatize edilip önümüze sunulması da ayrı bir tat. Dövüş sporlarıyla ilgilenmeyenler için bile izlenebilecek kalitede bir film...","label":8} {"text":"Zehirlenen zulüm gören bir beynin sonunda çıldırması.. Kapanamayan yaraları beyaz bir köpek ve zenci bir adamın gözlerinde görmek çok sarsıcı. Özel, oldukça başarılı işlenmiş bir film.","label":4} {"text":"Hepsi bir yana, film ben de papalık kurumunun ne kadar boş ve gereksiz olduğu duygusunu da uyandırdı.","label":0} {"text":"az kişi arafından bilinen özgün filimlerden izlemeyenlere tavsiye eğer aşk ise sizi yalnızlığınızdan kurtaran","label":8} {"text":"Çok basit ve sıradan bir konuyu çok naif ve içten anlatmış Tolga Örnek. Kendini izlettiriyor. Zevkle izleyeceksiniz.","label":4} {"text":"Son derece gereksiz, anlamsız ve iğrenç.","label":0} {"text":"Gün Işığı sonlara doğru saçmalamasa aslında gayet güzel bir film. Mesela filmin bize sürpriz olarak sunduğu -ama filmi batıran- gemideki beşinci kişinin ortaya çıkışı insanda nasıl ve neden gibisinden soru işaretleri bırakıyor. Tabii senaryo da bunun gibi havada asılı pek çok soru var. Ayrıca bu beşinci kişiyle birlikte filmin tüm olayı yitip gitmiş. Ucuz bir korku filmi izler gibi oldum. Senaryodaki boşluklar doldurulsa konu daha inandırıcı olurdu. Yani film gayet güzel giderken sonlara doğru resmen bir u dönüşü yapıyor. Hele finali hiç beğenmedim, her şey karmaşık ve boş bir görselliğe dönüştü. Karakterler fazla derinlik içermediğinden bir bağ kurmakta güç. Filmin böyle basit ve saçma bitişi hüsrana uğramama sebep olsa da izlenebilir bir film. En azından gemideki beşinci kişiye dek geçen süre hatırına... 7 puan veriyorum.","label":6} {"text":"wall-e den sonra en sevdiğim animasyondur.. her çocuk gülsün ne güzel.. Türkçe dublajıda gayet iyiydi.. ısrar ediyorum rica ediyorum izleyiniz:)","label":8} {"text":"Mükemmel görsel efektlerin arkasında berbat klişe bir senaryo daha... Günümüz teknolojisi ilerledikçe sadece görüntü, ses efektleri değişiyor ve konu baki kalıyor sanırım. Bu konuyuda ısıtıp ısıtıp daha çok görürüz gibi geliyor. Felaket filmlerin de pek mantık aramıyorum ararsak bu film de o kadar saçma hareketler vardı ki bazı sahneler de güldürmeyi başardı. Tamamen çerezlik bol aksiyonlu tsunamiler, yıkılan binalar göreceğiniz bir film... hala anlamış değilim tsunami dalgasında şişme botun çıkıp koca yük gemisinin ardından paramparça olduğu bir afeti nasıl bir düşünceyle kurgulamışlar ?","label":7} {"text":"baya bir iyiydi...yeni karakterler çok iyidi...dövüş sahneleri vs. çok kaliteli...ben izlerken keyif alarak izledim...sürükleyici bir yapım...10/8 i ve izlenmeyi hak edior...","label":7} {"text":"her zaman soğuk hissettim.","label":7} {"text":"Aşırı güzel bir film olmasa da, bazı yerlerinde inanılmaz güzel replikleri ve çok komik sahneleri var. Bazı noktalarda ise \"Lan keşke ben de ressam olsam\" dedirtiyor. Oyuncuları da beğenmiştim, karakterlerine cuk oturan insanlar. Çok heycanlı bir konusu yok, ama sıkmıyor da insanı, 2. defa da izlenebilir sıkılmadan, tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Filmi izleyeli 2 ay olmuştur ama hala sitede aktif değil. Bu film henüz yayınlanmadı uyarısı vermeye devam ediyor. Filme gelecek olursak western-gerilim türündeki filmimiz aksiyon başlayana kadar sıkıcı ilerliyor ancak o noktadan sonra heyecanı ve gerilimi düşürmeden finale kadar gidiyor. Hem western sevenleri hem de korku-gerilim sevenleri mutlu edecek bir yapım. Yamyam yerlilerin adamı ikiye böldükleri sahne çok rahatsız ediciydi.","label":7} {"text":"sürpriz finali için hemen kimselerden duymadan sinemaya gitmiş ve izlemiştim. yönetmen sonraki filmerinde de aynı dozu tututurmak için çırpınıyor ama henüz o kıvamda bir film tutturamadı. işaretler belki...","label":8} {"text":"kotu film degil ama yavas ilerliyo bu tarz film cok var izlemezsenizde cok bisi kaybetmezsiniz","label":4} {"text":"film beklentinin altında kaldı bence...şinasi yurtseverin oyunculuğu ve ses tonu farklı bir renk katmış ama filmin adına hitafen şunu söyleyebilirim malesef olmadı&..","label":2} {"text":"1.si muhteşemdi bunuda fragmanını izledim harika olacak sabırsızlıkla bekliyorum.","label":7} {"text":"Vakit kaybı sadece.. Hiçbirşey yok filmde, hiçbirşey..!","label":3} {"text":"Asla pes etmemek gerektiğini anlatann sadece bi bakayım diye açtığım ama kapatamadığım film. Seyredin derim.","label":7} {"text":"Film berbat ötesi yarısında çıktım girmeyin girdirtmeyin hayatım harcadığım en kötü 13 liraydı onun yerine gidin bir fakiri doyurun sevap kazanın","label":1} {"text":"Tam bir film bütünlüğü var;resimler, gerici müzikler, duvar renkleri, yaşlı cadılar. Argento'nun bügüne kadarki en iyi işi...","label":0} {"text":"Tipini ve adını çok iyi bildiğim halde bu zamana kadar izlemek nasip olmayan film. Ancak bugün izleme fırsatı bulabildim. O dönemde böyle garip ve enteresan bir film çekmek gerçekten takdir edilmesi gerekiyor. Bence izlenip keyif alınması gereken bir yapım.","label":5} {"text":"Görsel olarak mükemmel ama onun dışında sadece şirin denilebilecek bir film.","label":6} {"text":"klişe bi konu basit bi anlatım filmin hiçbi özelliği yok hayatımda izledm en kötü filmlerden biriydi kesinlikle bu filmi izleyip zaman öldürmeyin diyorum","label":3} {"text":"aldığı puan oldukça aldatıcı olmuş 7 puanın altına inmeyeceğine inandığım etkileyici bir film. özellikle klasik müzik severler kesinlikle izlemeli","label":6} {"text":"Özellikle sadece başrol oyuncularının profesyonel oyuncular olduğunu öğrenince film daha da anlam kazanıyor. Zira yardımcı oyuncular gerçekten hiç sırıtmıyor ve gayet yerinde tamamlıyorlar filmi. Öte yandan iki ana karakter arasındaki deli dolu ilişki ve oyunculukları da izlenmeye değer.","label":6} {"text":"öncelikle şunu belirtiyorum.. zevkler farklıdır ve herkes birbirinin beğendiği filmi beğenmek gibi bir zorunluluğu yoktur fakat; çok eleştiri alacak kadar da filmin kötü olduğunu düşünmüyorum, tabi bu benim kişisel fikrim. Filme gelecek olursam, benim için gayet başarılı bir yapım olmuş..2011 yılı başından itibaren izlediğim gerilim-korku türlerinden farklı bir tadla karşıma çıktı.. sıradanlığı kıran ve duygusal yönü ağar basan bir film. Tabrett Bethell de gayet iyiydi.","label":7} {"text":"Yönetmen Oliver Stone imzalı Nicolas Cage filmi. Filmin gerçek olayları anlattıgını bilmeyen yoktur sanırım. Dünya Ticaret merkezine yapılan terör saldırısı sırasında o binada neler yaşanmıştır ? Düşüncesi bile kötü gerçekten. Filmin politik yanına değinmek istemiyorum çünkü üzerinde çok fazla tartışılması gereken bir konu. Film 2005 yılının en iyi filmlerinden biri hiç şüphesiz Tabiki en iyi bir başyapıt olan Savaş Tanrısı dır. Kesinlikle izlenmeli. 10/ 8.0","label":7} {"text":"Mucizelerle dolu bir adada geçen ve henüz bilmeseler de iki yalnız ruhun birbirlerini aramasının hikayesinin anlatıldığı senaryosunu, Norman Bridwell'ın aynı isimli çocuk kitapları serisinden (1963) uyarlayarak Jay Scherick, David Ronn ve Blaise Hemingway'in yazdıkları ve yönetmen koltuğunda da Walt Becker'ın oturduğu “Clifford The Big Red Dog”, sevimli bir aile komedisi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 64 milyon dolarlık bir bütçeyle; canlı aksiyon ve animasyon görüntülere sahip hibrit bir yapı ile kurgulanmış olan; ebeveynlerin hangi yaşta olurlarsa olsunlar çocuklarına, gönül rahatlığı ile izletebilecekleri bu filme biraz daha yakından bakalım... Harabeye dönmüş bir binanın içine sığınmış olan annesi ve kardeşi üç köpek yavrusu, Hayvan Koruma ekiplerince kent barınağına götürülürken, çuvalların altına saklanan küçük kırmızı yavru Clifford, öylesine bir başına kalıverir... Derken o mekandan kurtularak, kendini New York sokaklarına atıp koşuşturmaya başlayan Clifford'ın yolu Bay Bridwell (John Cleese) ile kesişirken, avukat olan annesi Maggie'nin (Sienna Guillory) görevli olarak birkaç günlüğüne Chicago'ya gidecek olması sebebiyle on iki yaşındaki orta okul öğrencisi Emily Elizabeth Howard'a da; fazlasıyla dağınık ve o yüzden de düzenli bir iş ile normal bir hayata sahip olamayarak bir kamyonetin kasasında yaşayan dayısı Casey (Jack Whitehall) refakat edecektir... Ertesi sabah dayı yeğen beraberce okula giderlerken yolda Emily'nin gözü; Thatcher Akademi Parkındaki, bir günlüğüne açık olduğu belirtilen Bridwell'in Hayvan Kurtarma çadırına ilişir... İlişir ilişmesine de, dayısı Casey Emily'nin, çadırdaki sevimli Clifford'ı alıp eve götürmesine izin vermez... Ama Clifford, bir şekilde Emily'nin sırt çantasının içine girmiş ve kendini onun yatak odasına atmıştır bile... Bu durumu kabullenemeyen Casey'e göre Clifford sadece bir gece evde kalacak, sabah olur olmaz da Bridwell'in çadırına geri bırakılacaktır... Fakat sabah uyandıklarında Clifford, kuyruğunu her salladığında, odadaki eşyaları etrafa savuran devasa büyüklükteki kırmızı bir köpeğe dönüşmüştür... Casey tam da bu duruma alışmaya çalışırken, evcil hayvan beslemenin yasak olduğu binanın teknik bakımı ile de ilgilenen yönetim görevlisi Bay Packard (David Alan Grier), bozuk olan bulaşık makinesini onarmak üzere kapılarına dayanmıştır... Neyse ki, biraz zorlama bir aktivite ile de olsa Emily ve Casey, Clifford'ın Packard'a enselenmesinin önüne geçebilirler... Ancak geride, acilen yapmaları gereken iki görevleri daha bulunmaktadır... Neler midir bunlar? 1. Mümkünse, internette dahi adına rastlayamadıkları Bridwell'ı bulup Clifford'ı iade etmek... 2. Clifford'ı bir veterinere götürüp daha fazla büyüyüp büyümeyeceğini öğrenmek... Bu yolculuklarında kendilerine, Clifford'ı Dogzilla olarak tanımlayan Emily'nin sınıf arkadaşı Owen Yu'da (Izaac Wang) eşlik edecektir... Elbette bütün bu yumuşak geçiş, bir biyoteknoloji firması olan Lyfegro'nun patronu Zac Tieran'ın (Tony Hale) devreye girmemesi halinde mümkün olabilecektir... Zira Tieran'da, yenilebilir nitelikteki tüm hayvansal ve tarımsal gıdaların genetiğini değiştirerek aynen Clifford gibi büyütebilecek bir ilacın peşindedir... Ve ne yazık ki, kendisine esin kaynağı olacak olan Clifford'ın internette hızla yayılan görüntüleri, avukatı Colette (Jessica Keenan Wynn) aracılığı ile ona da ulaştırılmıştır... Dakika 40... Geride sizleri, Clifford'ı gönülden seven Emily ve yoldaşları ile Clifford'ı laboratuvarlarında kesip biçerek incelemek isteyen Tieran ve ekibi arasındaki mücadelenin şekillendireceği 56 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"en değişik filmlerden. hem de büyülü gerçekçi.","label":8} {"text":"İlk filmin ardından başarılı bir devam filmi. Özellikle 2015 yılı çekimleri harikaydı. Teknoloji biraz ütopik kalmış şimdi bakınca. Ama çekim gerçekten 2015 yılı gibi bir izlenim verdi bana. Ayrıca bu film birçok kumarbaza \"zamanda yolculuk imkanım olsa tüm maçların sonuçlarına bakarak kendi zamanıma döndüğümde zengin olurdum\" hayali vermiş. Bir de 1989'da çekilen bu filmde; 2015 yılında hoverboard kullanılıyor. Adı da hoverboard yani. Bugün 2022'de henüz uçmasa da hoverboardlar var ama bu ismin nereden geldiği konusunda bir merak uyandırdı bende. Son olarak; otomatik bağcık fikri çok iyiyken bugün hala hayata geçmemiş olması bilim ve insanlığın bir ayıbı.","label":6} {"text":"İşte sanatsal bir yapım. Geleceği gören bir film. Çok iyi bir senaryo ve ona eklenen oyuncu desteği. Film ilk gösterime girdiği tarihteki eleştrileri halen hatırlıyorum. Komplo teorileri, ABD oyunları falan filan. Ve onun ardından 11 Eylül felaketi. Alın size komplonun asıllığı. İnanın bu film 11 Eylül sonrasını yani Amerika ve Avrupa’da ileride yaşanacak olaylara da bir önbakış çekiyor. Çok ama çok iyi bir film.10/10","label":9} {"text":"Açayım da bir gerilim filmi izleyim diyerek başlarsanız tatmin etmez. Fakat sistem eleştirisi, kurban psikolojisi güzel anlatılmış. İçsellestirmek gerek. Yavaş tempolu sayılır ama konu anlatılışı ve oyunculuklar beni tatmin etti.","label":6} {"text":"her ne kadar kapitalizmi övdüğü üzerine eleştiriler olsa da McDonald's' firmasının kuruluş ve gelişim sürecinin gerçek kişi ve yaşantılarla anlatılması güzel bir film ortaya çıkarmış 8/10","label":7} {"text":"Davıd Fıncher yine yapmış yapıcağını.. İzlediğim en ilginç filmlerden biridir.. Sonunu tahmin etmek imkansıza yakındır.. Michael Douglas'ın mükemmel oyunculuğuyla, Fincher'ın alkışlanacak yönetimiyle izlenilmesi, görülmesi gereken bir filmdir..","label":7} {"text":"Mükemmel olmuş mekanlar olsun herşey mükemmel sahne akışın göre müziğin ortamdaki o ambiyans insanı mutive etmesi ayrı güzeldi","label":9} {"text":"Bir gece sabaha doğru izledim, sıkıcı gelmedi bana ve çok kötü bir film değil, fazla birşey beklemeyin...","label":7} {"text":"Filmin sonunu tahmin etmek zor olmadığı gibi çok ağır işlenmiş. gerilimi son 20dk. da veriyor ancak zaten ne olacağını bildiğiniz için çok da germiyor.","label":6} {"text":"Baslangici ve sonu biraz fazla aceleye getirilmis olsa da yilin ortalamanin üstü Türk filmlerinden. Çok yüksek beklentilerle izlenilmezse sevilebilecek naif, hos bir film.","label":5} {"text":"İlk filmi baya iyiydi bence. Hemen hemen herkesin hele de erkek tarafının duygularında olan bir görünmezlik hikayesi. Ama ikincisi vasatın da altındaydı. Yani zzzzzzz oluyorsunuz.","label":6} {"text":"Film bence çok komikti. Yapmış yine rodriguez amcam döktürmüş. Adamın çocuk motoruyla gidişi. Usame bin laden ile ilgili sahne. Kadınla adamın sevişme sahnesinde sansur girmesi. Kadının ellerinin uyuşup kapıyı açmaya çalışması sonra elinin kırılması. Kardeşlerin sos tarifi için kapışması. Bu filmin türünün aslında komedi olması gerekir. Umarım beyazperde bu yanlışı düzeldirde film daha fazla kötü oy almaktan kurtulur. 10/9","label":9} {"text":"Filmin Redux versiyonunu izledim. 3 saat 16 dakika sürüyor. Ağır ilerlediği için sıkıcı gelebilir ... Coppolanın Kıyameti, savaşa karşıt filmler arasında önemli bir yere sahip ... Filmde, savaşın insan doğasına, insan ruhuna, insan psikolojisine verdiği zararlar çok güzel işlenmiş ... Savaşların anlamsızlığı, savaşlarda kazanan taraf olmadığı, kaybedenlerin hepimiz olduğu, masum insanlar olduğu mesajı verilmiş ... Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım, hangi devletin sınırları içinde olursak olalım, hangi sebepler öne sürerlerse sürsünler, biz insanoğlu, başımızdaki yöneticilere dönüp diyelim ki; Savaşa ve silahlanmaya hayır !!! Bütçeden silahlanmaya para ayırmayın ... - İçinde iki kişi var, görmüyor musun? Öldüren ... ve seven ... Sen içindeki hangi kişisin, söyler misin?","label":7} {"text":"Çok etkileyici bir filmdi, idam sahnesinde beklentimin dışına çıkmasaydı çok daha iyi şeyler yazabilirdim hakkında. Ancak sonu tam olarak beklediğim gibi olmadı açıkçası, böyle güzel başlayan, güzel gelişen bir film için yeterince talihsiz diyebilirim.","label":5} {"text":"filmde çok iyi silahlar kullanılmış: heckler koch, glock, sig sauer, micro uzi vs. onun dışında klasik polisiye. başrol oyuncusu fena değil ama de niro yu andırıyor","label":4} {"text":"Ah be Samuel baba o nasıl bir final öyle","label":7} {"text":"Karakterimiz Peyton suni deri yapmaya çalışan bir bilim adamı. Eşi Julie ise şirket hesaplarından sorumlu muhasebeci. Julie bir gün rüşvet aktarımlarına denk gelir ve kendisini susturmak için patronu eşini laboratuvarda bastırıp önce işkence sonrasında da ölüme mahkum eder. Fakat Peyton mucizevi bir şekilde yaşar. Suni deriler ile kılıklarını girdiği çeşitli kişiler ile yavaş yavaş intikamını almaya başlar. Malesef oldukça çok sırıtan oyunculuklar ve sahneleri ile vasatın üzerine çıkamayan bir film olmuş. Gereksiz jumpscare sahne ve müziklerle saçmaladığı yerlerde cabası. Strak endüstrileri adı ile muhtemelen Stark endüstrilerine gönderme yapıldığı kanaatindeyim. Liam Neeson'un kendini geliştirme dönemlerinde oynadığı bir film.","label":3} {"text":"Cennet ve cehennem tasvirlerinin muhteşem olduğu bir film. Gerçek aşkın gücü bu olsa gerek. Tabloların içinde sahip olduğun aşkı sürekli düşlemek. Bugün bi kez daha izlediğimde bu filmi gerçek aşkın ne denli büyük olması gerektiğini, fedakarlığın sonsz olduğunu bir kez daha gördüm. dünyaya bir daha gelip aynı kişiyi, aynı aşkı bulacağından emin olmak. Aşk işte bu. imdb’den bu kadar az almasına şaşırdığım nadir filmlerden. Robin Williams ise kesinlikle bu filmin vazgeçilmezlerinden. Herkesin cehennemi farklıdır. Asıl cehennem yolunda gitmeyen hayatındır.","label":9} {"text":"Yapılan olumsuz yorumlara katılmıyorum.İçimizden bir film.Bir çok köyün dertlerini ve durumunu esprili bir dille anlatan güzel film.Yer yer çok güldüm özellikle bizim insanlarımızın İngilizce ile olan derdi çok iyi işlenmiş.Güzel film tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Bu filmi izliyorsanız ve takipçisiyseniz kesinlikle bir hastalığa kapılmışsınız demektir. Bırakamıyorsunuz asla. Tanrım! İzlediğim bütün ama bütün animasyonlardan ennn mükemmeli, en duygusalı, en harikası! Yani “en” ler yetmez, kelimeler yetmez. Yapımcılara, öykü yazarına, ve önemli olarak besteci ve yönetmenine tebriklerimi sunuyorum. Kesinlikle bu bölümde de herşeylerini ortaya koymuşlar. Herşey #HTTYD 🦇","label":9} {"text":"Cigerlerimden yanik kokusu geliyor.","label":9} {"text":"Gelecekte adından çokça söz ettirebilecek kabiliyete sahip yönetmen Faysal Soysal ve oyuncu Nik Xhelilaj'ın şiirsel bir filmi. Bunların yanı sıra Alma Terziç gibi ödüllü bir oyuncu ve bu filmde harika bir oyunculuk sergilemiş olan Kristina Krepela var. Kısacası izlenmesi gereken bir yapım. Filmde Bünyamin çocukken kıskançlığı yüzünden abisi Yusuf'un sevdiği zeliha'nın ölümüne sebep olur. Büyüdüğünde pişmanlığı onu farklı bir ülke olan Bosna'ya ve mezalimin yaşandığı Saraybosna'ya kayıp cesetlerin bulunması işine götürür. Gerçek yaşam ile hayal dünyası ve rüya arasında gidip gelen Bünyamin günahlarının kefareti olarak Züleyha'yı Yusuf'a getirme niyetindedir. Sürpriz finali olan bu yapımı mutlaka izleyin.","label":8} {"text":"Mükemmel bir filmdi, tam aksiyon filmi ve çok gerçekçi izlemeyen herkese tavsiye ederim. Vakit su gibi aktı gevti","label":9} {"text":"arkasnda dusman hsseden,nundek dusmanla savaamaz bunu okuyunca y bsey ckacak sanyorsunuz ama nafle cok sonuk kalms ama zleneblr 10/7","label":7} {"text":"Bu adam vampir olmanın etkisinden kurtulamammış kurtulamayacakta... gizemli bakışlar malak malak, cool bi hava, Filmin başlarında beş parasız ezik bir genç olması gerekirken hep aynı asaletle devam ediyor, Genç aşığın zamanla yükselişi ve kendine olan güveninin giderek artmasını iyi yansıtamamış.. Vampirsin vampir kal.","label":4} {"text":"Her karakter çok iyi kurgulanmış. Hiçbir karakterin söylediği ya da yaptığı herhangi birşey yapay değil. Son derece gerçekçi. Konusu itibariyle, bir miktar 'masalsı' bir film için oldukça başarı. Tüm bunların üstüne 1956 yapımı olması da eklenince gerçekten izlenilmesi gereken filmlerden birisi diyorum Tek eleştirim, rahatlıkla klişe diyebileceğimiz bir şekilde filmin son bulması.","label":7} {"text":"Beklediğim gibi çıkmadı ilk yarım saat hiçbirşey yoktu. Serinin bu ilk filminde daha çok korkmak, daha fazla şey bulmak isterdim ama olmadı. 10/7","label":9} {"text":"Bu filme herşeyden önce, filmde de bahsedildiği gibi, 'konuşması gereken ama konuşamayan' bir adamın hikayesi olarak bakılmalı. Zaten hikayeyle birlikte olayın kurgusu, oyunculuklar filmi alıp götürüyor ki gerçek bir hikayeye dayandırılmış olması da seyirciyi bir şekilde filme karşı canlı tutuyor. Colin Firth gerçekten iyi bir oyunculuk çıkarmış. Gerçekten güzel bir film.","label":9} {"text":"Oldukça keyifle izleniyor. Özellikle ikinci yarısı tempo yükseliyor.","label":6} {"text":"Güzel düşünülmüş.. Zamanda yolculuk konulu filmlerden pek hazzetmesemde içlerinde en iyisi diyebilirim..","label":7} {"text":"Senaristliğini Luc Besson'ın yaptığı fazlaca belli olan film. Sonunda ne olacağını bildiğiniz halde film kendini izlettiriyor. Fakat abartıldığını düşünüyorum, tamam aksiyon sahneleri güzel ve Jet Li ile Morgan Freeman başta olmak üzere oyunculuklar iyi. Bu etkenler dışında ortalama bir yapım. Beklentinizi yüksek tutmadan izlerseniz zevk alabilirsiniz.","label":6} {"text":"çok güzel bir filmdi ancak kitabını okuduysanız her kitap uyarlaması filmde olduğu gibi sizi pek tatmin etmeyecek ama her şeye rağmen iyiydi yani. izlenebilir...","label":7} {"text":"Yönetmen Baz Luhrmann'ın abartılı ve gösterişli stilinden hoşlananlara yönelik bir film olan The Great Gatsby / Muhteşem Gatsby&, gösterişli sanat yönetimi ve kostüm tasarımlarına rağmen hikaye anlatımı bakımından oldukça zayıf bir yapım. Luhrmann'ın Moulin Rouge! / Kırmızı Değirmen filmiyle olan aşırı benzerliklerinden ötürü yenilikten tamamen uzak olan filmin en göze batan tarafı ise oyuncu performanslarından olay gelişimine kadar her şeyin abartılarak izleyiciye sunulması.","label":4} {"text":"Aksiyon havasında ama bana göre dram filmi. Aksiyon filmi sevmem ama bu filmi çok beğendim. Aksiyon ön planda görünse de işin içinde dram var. Bu filmde suç işlemek illegal birşey olduğunu o kadar güzel anlatılmış ki çok hoşuma gitti. Çünkü aksiyon ve suç filmlerinin bazılarında suç işlemek iyi birşeymiş gibi gösteriliyor.","label":8} {"text":"Paranıza ve zamanida yaık berbat +6 kesinlikle değil +13 olmalıydı en azından Gupse Özay yine hayalkırıklığı","label":0} {"text":"\"dudaklar sussa da kalbin yüz dili vardır \"","label":7} {"text":"Vasatın bayağı altında bir film. Witherspoon ve Vaughn hiç bir şekilde filmde elektrik uyuşmayan ikili olmuşlar, Vaughn zaten bana göre başarısız bir komedyen biraz Witherspoon film kotarıyor.","label":5} {"text":"Ömer Faruk Sorak, Sınav da yaptığı gibi, gene şahane Türkçe rock şarkıları ile filmin müzik kanalını doldurmuş. Finalinde ki, ameliyat sahnesi ruhsal değil de, gerçekci olsaydı daha iyi olurmuş da, olsun o kadar. Çocuk oyuncular da, çok iyi oynamışlar...","label":9} {"text":"Senaryo ile kurgu arasında bir iletişimsizlik var. Olayların sebep sonuç ilişkileri çok yavan. Maalesef saf katıksız bir BJK filmi değil. Eyşan Özhim iyi niyet çerçevesinde bir film yapmak istemiş hatta o denli ki yapımcılığına dahi soyunmuş. Ama senaryosuda oyunculuğuda sınıfta kalmış. Ertan Saban ve Uğur Polat rolünün hakkını vermişler. Aslında oyuncu kadrosu çok çeşitli ve kaliteli lakin senarist ve yönetmen zayıf olunca izleyici filmden bir elektrik alamıyor. Birde filmin finalinde gereksiz ve anlamsız bir sahne vardı.(AKM posterleri). Umduğum gibi çıkmadı. Belli ki Beşiktaş'ın adını kullanarak gişe yapılmak istenmiş.","label":4} {"text":"İzlemeden önce filmden beklentim zamanımı güzel geçirmek ve keyif almaktı film bu iki beklentimi yerime getirdi diyebilirim.Filmin başrol ve yan rollerinin çoğunu gençler oluşturduğu için filmi izlerken ister istemez keyif alıyorsunuz çünkü film bir gençlik-macera filmi bu yüzden sıkmadan izlettiriyor kendini.Kumarhane sahneleri ve karakterlerin Vegas'ta geçirdiği eğlenceli zamana keşke daha fazla yer verilseydi.Aslında filmin şöyle bir olay örgüsüne bakıldığında gayet sıradan yeni çocuk gruba katılır çok iyidir fakat bir anda çöker vs. filmi oluşturdan öğelere bakıldığında sıradan bir film ama işte içinde kumarhaneler ve Vegas olunca film ister istemez izleyene çekici geliyor,izlerken çok heyecanlanarak izlemedim ve bence filmin etkileyicilik konusunda da eksiklikleri var açıkçası ama film sayesinde zamanımı iyi geçirdim diyebilirim.Filmin sonu iyi bağlanmış beni şaşırttı diyebilirim.Filmde kullanılan müzikler güzel.Film için Ocean's serisinin daha gösterişsiz,detaysız,daha az zekice planlanmış ve kadronun genelini gençlerin oluşturduğu bir versiyonu diyebiliriz.Son olarak film boş zamanınızda keyifle izleyebileceğiniz vasatı aşan bir macera filmi,illa izleyin demiyorum ama izlerseniz vakit kaybetmessiniz aksine keyif alırsınız. 6.5/10","label":5} {"text":"Bizim GSli golcü Hakan Şükürü afişte kaleci yapmışlar, İnsan İnsana bu kadar benzer:):)","label":3} {"text":"Oyunu bilmeyen ve oynamayan birisi olarak filme gittim. Ara sıra kopukluklar oluyor, kavramları bilmediğinizden dolayı ama görsel ve ses olarak kayda değer bir film,seyre değer...","label":7} {"text":"Obama mıydı o?","label":4} {"text":"en sevdiğim romantik komedilerden birisi.. ucuz bütçeli, kendi halinde duran bir film ama romantik komedileri seviyosanız (ki sevmeseniz bile) arşivinizde olması gerekenlerden.. geçenlerde tekrar izledim ve sonrasında yüzümden gülümseme eksik olmadı.. olayın klasik olan tek yanı beklenmedik bir aşkın ortaya çıkması bence, yoksa senaryo açısından çoook da klasik oldugunu düşünmüyorum.. oyuncular ve müzik göze ve kulağa çok iyi hitap ediyor.. mutlaka izleyin..","label":8} {"text":"Ajan Smith rolünden sonra Hugo Weaving'in en iyi rolü bence.","label":8} {"text":"Bu tarz filmlerin genelde ilki iyiyse ikincisi kötü olur ve seri oluşturmada başarılı olamazlar. Testere serisinden sonra ilk defa bir film bu şekilde başarılı bir seri oluşturacak bence. Kesinlikle ilkinden daha güzeldi.. KAÇIRILMAMALI , İZLENİLMELİ!","label":9} {"text":"bu film tam olarak evlilik psikopatolojisinin bilinç altını cesurca ayyuka çıkarmış. cinsiyetçi yaklaştığı iddialarının tam tersine çok gerçekçi kadın cesareti, intikam alma isteği, zekası ve hırsı ile kapitalist sistemi aile olgusu politizasyonu üzerinden kurgulamış bir baş yapıt. kaçırmayın derim. beyaz perdeye sevgiler :)","label":8} {"text":"Klasik netflix filmlerinden daha farklı. Değişik senaryosuyla kendini sonuna kadar izlettiriyor. Şans verilmeli.","label":5} {"text":"Seni seviyorum diyememek üzerine kurulu gibi gözüken bir hikaye olduğu için ilk etapta oldukça basit ve etkisiz geldi. Ancak son bölümde duygusallığın artmasıyla birlikte bittiğinde ruhumda hoş bir tat bıraktı. Peter Dinklage gerçekten iyi oyuncu. Yvonne Strahovski'yi de özlemişim. Ama Jim rolündeki oyuncuyu nereden bulmuşlar bilmiyorum, film boyunca başrolde böyle bir tipe alışmaya çalıştım. Bittiğinde hoş bir tat bırakan bu tür filmleri seviyorum. Filmde güzel bir şarkı da var : Don't You Think It's Time.","label":6} {"text":"Oyuncuların adı için izleyip fazla bir şey beklemediğim bir flmdi.. Bu yüzden beklentilerimi karşılayan bir film olduğunu söyleyebiliri. Özellikle finalini çok beğendim..","label":6} {"text":"ara verip rahatlayayım diye tekrardan bu filmi izledim, ilk izlediğim de galiba hiç bir şey anlamamıştım. bir form ve cevher olayı var anladığım kadarıyla, birileri formlardan oluşan senaryoları oynuyorlar zamanları varsa. birlikte yaşam sadece forma alışmak için gerekiyor, çocuklarsa hiç bir şey bilmiyorlar, yani hiçbir şey ya da herhangi bir şey boşluğu doldurabiliyor, ancak çocuklar bunu nerden bilebilir, onlar daha cevher olmamış durumdalar.","label":7} {"text":"İyi bir film olacağa benziyor","label":4} {"text":"çok fazla ilgimi çektiği söylenemez ancak yine de hipnotik bir yanı olduğunu düşünüyorum filmin. siyah beyaz görüntülerden mi mickey rourke tan mı yoksa yönetmenden mi kaynaklandığını tam olarak çözemesem de.","label":6} {"text":"Döneminin kesinlikle çok ötesine çıkmış, senaryosu ve sinematografisiyle olduğu kadaroyunculuklarıyla'da çok başarılı olan herkesin izlemesi gereken sevaş karşıtı film, filmin 1930 yapımı olduğunu bilmeden izlesem kesinlikle 1950'lerin sonunda çekildiğini zannederdim","label":8} {"text":"Bence serinin en güzel filmi,izlemeden geçmeyin derim.","label":7} {"text":"cok fazla abartılmıs bır konu...hanı pokemonda fantastık ama konusu basıt ve mantıklı kendı ıcınde...hayao tarzı fılmlerde hep ne kadaR bırbırınden alakasız ve kafa yorucu sahneler ...ve tabıkı tr dublajların yetersızlıgı tabıkı ...ıng ve japonca dublajlı ızleyıp alt yazılarda sureklı aynı sorunu yasıyom...yetersız... muzıkler cok ıyı .. ama butunluk sorun bence...herhalde yuruyen sato ve ruhların kacısı en ıyılerı kalacak...7","label":6} {"text":"su gibi akan, şiir tadında enfes bir film..","label":8} {"text":"film son derece keyifli, izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. oyunculukalrda gayet başarılıydı ben sinemadan sonra dvd aldığımda tekrardan izlediğimde tublajada baktım ansıl olmuş diye şunu söylemek istiyorum SON derece başarılı bir dublaj çalışması olmuşuzun zamandan beri bu kadar kaliteli dublaj görmedim. filmde söylenen şarkıları bile türkçe o kadar başarılı yapmışlarki sanki amy adamsa türkçe öğretmişler gibi. imaj seslendirmeye teşekkür ederim. filmdeki olumsuz gördüğüm nokta ise finale doğru king kong uyarlaması olmasaydı daha güzel ve konudan koparmazdı bizi. bu puanımıda etkiledi. filmdeki efektlerde başarılıydı.film genel olarak aşk temasını içerdiği için katogorisi olmayan bir film yaş konusunda. 10/7","label":6} {"text":"süperdi çok güzeldi. yani komedi olarak","label":6} {"text":"mel gibsonın ve vietnam savaşıyla ilgili en kotü filmlerden maalesef.","label":4} {"text":"Tempo düşük olsa da devamlı vites arttıran bir film. Özellikle sonlara doğru çok etkileyici sahnelere sahip. Dram yönü de yoğun olduğu için tam bir türe konumlandırmak zor olsa da, \"Gizem-Gerilim\" severler mutlaka izlemeli.","label":6} {"text":"Gerard Butler in mükemmel oyunculuğuyla birlikte sizlere harika anlar yaşatacak bir film...2009 senesine ait olsada her an izlennecek kalite de... İzlemeyen varsa durmasın ve izlesin.","label":6} {"text":"Orijinal olmanın yolunun Pegasus'u siyah yapmaktan geçtiğini düşünen bir film var karşımızda desem,ne olduğu hakkında az-çok fikir sahibi olabilirsiniz.Devşirme 3-D'siyle de gösterimdeyken oldukça eleştiri almıştı.Bu yüzden sinemada izlemediğim için kendimi iki kere şanslı hissediyorum.","label":3} {"text":"Uzun zamandır beni bu kadar etkileyen, hem güldürüp hem ağlatan, hatta yalan olmasın; uzun zamandır beni ağlatan bir film olmamıştı. O kadar etkileyiciydi ki; güldüğüm sahnelerde bile ağlamaklıydım. Valentin ve Maggie mutluyken bile duygulandım. Bu filmi beğenmek ve etkilenmek için anne-baba olmaya gerek yok. Yaş kaç olursa olsun, babalık hissiyatını verebilen bir oyunculuk performansı var. Hele o kız o kadar sevimli ki; evladınız gibi seviyorsunuz izlerken. Filmin etkileyici tarafını bir yana bırakıp, komedisi hakkında küçük bir yorum yapacak olursak; güldüren sevimli tespitler var. \"Burada kalırsan güzel olmasına olursun da; daha ufak tefek, daha esmer olursun. Ama orada büyürsen muhtemelen sarışın, mavi gözlü ve uzun boylu olursun\" Aynı zamanda; Taksi için verilen 10 doların hayatınızda yapabileceğiniz en güzel yatırım olduğunu öğrendik.","label":8} {"text":"izlemeye deger gerilim dozu yüksek.","label":7} {"text":"He's just not that into you gibi sanmıştım izlemeden önce değilmiş tabi.. kavga sahnesi çok komikti onun dışında pek gülmedim amaarada kalanlar için söyleyeyim kesinlikle izlenir... ayrıca tokat sırasının cal e geldiği an da güzeldi :D","label":7} {"text":"Klişe Senaryolar ‘Bıçaklar Çekildi’ ‘Knives Out’ Uzun zamandan sonra ‘Şöyle ağız tadıyla bir film izleyeyim.’ Deyipte izleyemeyenler için mükemmel bir film diyebileceğim ‘Bıçaklar Çekildi’ yi sizler için analiz etmek istedim. Filmin kritiğine başlamadan önce şunu da belirtmek isterim ki, bir filmi izlememizin önemli yapı taşlarından biri de film hakkında yapılan tarafsız yorumlardır. Tamda bu minvalde film kritiğinin önemini de vurgulamak istiyorum. Knives Out Polisiye-Mizah türünün ya da Suç-Komedi türünün son dönemde yapılan önemli bir örneğini bizlere izlettiriyor. Yönetmenliğini Rain Johnson’ın yaptığı film, nesli tükenmekte olan Polisiye-Mizah türüne yeni bir nefes katmış desek yeridir. Sinemanın evrimsel ve döngüsel dünyasında ara ara yer bulan bu tür filmler genel izleyici kitlesinden çok özel bir izleyici kitlesine hitap ettiğinden mütevellit zaten kısırlı bir senaryo ve malzemeye sahip olduğu için eğer oyuncu yapısı, mekân seçimleri ve sanatsal dekoru özenle seçilmediyse pek bir performans vermezler. Bıçaklar Çekildi ise bu kısır döngülü film türünün her şeye rağmen en güzel örneklerinden biri haline gelmiş diyebilirim. Kısıtlı bir senaryo ile izleyicinin ‘Acaba katil bu defa kim?’ sorusu ile muhatap etmek gerçekten hiçte kolay değil. Hele film dünyasının her an üzerine koyarak kendini her anlamda geliştirdiğini düşünürsek ne demek istediğimi daha iyi anlarız. Bu nedenle ‘Katil kesin bu.’ Diye düşündürmek işin basit tarafıyken ‘Oha! Katil bu muymuş?’ dedirtmek Suç-Komedisinin en can alıcı yeridir. İşte bu film bizlere ‘Katil Kesin bu.’ Dedirtmiyor. Ünlü oyuncuların bir araya gelmesiyle iyi bir film yapılamayacağının örneklerini çokça gördük, lakin yıldız kadro toplaşması bu filmde bizlere kesinlikle hayal kırıklığı yaşatmıyor. Daniel Craig ve Chris Evans senaryonun nefes almasında ortaya koydukları karakter performansları ile filmi zirveye çıkarıyorlar. Bıçaklar Çekildi filmini sizlere konudan bahsetmeden (Ki zaten bu tür filmlerde konu klasiktir.) elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Şimdi sizlere biraz olsun konuyu klasik haliyle anlatmak istiyorum. Ünlü bir yazarın bir gece ansızın öldürülmesinin ardından (Hep ünlü ya da tanıdık biri ölür, Hollywood yapımlarında bakkal Michael ölse kimse umursamıyor sanırım.) olaya genelde Polis olmayan bir dedektif bakar. (Kahrolası federaller genelde işi çözemezler.) Klişenin en büyüğü ise zengin ya da ünlü olan maktulün ailesi genelde aç gözlüdür ve ‘Mirastan payıma ne düşer ?’ hesabı yapar. Öyle karakterli, gözü tok kimse olmaz. Diğer bir klişe ise ‘Katil Kim?’ sorunu bizleri şaşırtarak cevaplamasıdır. Bu filmde katil konusunda bizleri yetesiye şaşırtacak. Klişelerin bu kadar kısır bir senaryoyla anlatılmasının zorluğunu az çok anlatabildiğimi düşünüyorum. İşte Knives Out tüm bu kritiklerin ışığında türüne can suyu olmuş, nefes aldırmıştır. İyi seyirler. Timur KOHEN","label":9} {"text":"konu monu anlaşılmıyor.. Bu kadar çok söz diyalag yoruyor adamı.. Filmden soğuyor insan.. Sıkıcı......","label":1} {"text":"kendimi yaşlanmış hissettim. kitaba biraz sadık kalarak çekselerdi keşke. porno isminde yönetmenide gaspar noe olcak :). buram buram ticari kaygı kokusu aldım. sanırım 'skagboys'da sinemaya uyarlanacak ve bir efsane gençlik dizisine dönüştürülmüş olacak. olsun izleriz yinede.","label":7} {"text":"İtalya'dan ayrılmadan italya'yı özleten, italyanca öğrenme çabalarımı hatırlatan, gülümseten güzel film. Tek kötü yanı italyanı oynayan türklerin kolay farkediliyor olması.","label":6} {"text":"Çerezlik ve akıcı bi filmdi. Konu fantastik olsa da izlerken bunu unutup kendinizi kaptırıyorsunuz. komedi filmi olarak düsünürsek de güldüyor.","label":6} {"text":"Tinker Tailor Soldier Spy filminden sonra izlediğim bir diğer kalburüstü casusluk filmi.","label":7} {"text":"Senaryonun altı doldurulup filme tempo katsalar, internette ufak bir yankılanmanın ardından iyi bir sükse yakalardı. Lakin bu müthiş logline'ı yazan kalifiye eleman yalnızca anlatmak istediğine odaklanmış, istediğini elde edebildiyse eğer iyi de yapmış.","label":6} {"text":"Hala hayatta olan Uzakdoğulu yönetmenler çetelesini tuttuğumuzda zirveye oynayacak isimlerden Wong Kar Wai'nin 2007'de Hollywood'a transfer olarak kariyerindeki en büyük (tek) düşüşü yaşadığı Benim Aşk Pastam'ın ardından çektiği epik Kung Fu eseri Büyük Usta, geçtiğimiz sene Berlin Film Festivali'nin açılış filmi olarak görücüye çıkmıştı. Ülkemizde bir türlü vizyon şansı elde edemeyen film, sonunda !f İstanbul 2014 programı dahilinde bizimle buluştu. Kar Wai'nin en büyük eseri Aşk Zamanı'na (2000) rakip olup olmayacağı merak konusu olan Büyük Usta, yönetmenin daha önceki eserlerinden ayrılan yapısı ve konusu ile dikkat çekse de tek başına değerlendirildiğinde güçlü sayılabilecek şiirsel bir deneme.","label":6} {"text":"valla ne deyım yorumlara bakınca sasırdım benmı baska fılm ızledım yoksa sızmı benmı fılmden anlamıyom yoksa sızmı bu fılmmı cok guzel yok kardesım saygı falan neyı guzel enlemedım ne konusu bellı ne oyunculuk kalıtesı ne anlatmaya calısıyo onu bıle enlemedım arkadaslar sacma sapan bı fılm fılmı ızlerken bıttı haha ne bıcım bı fınal olmus zaman kaybı bence 10/1 bıle fazla bana ınanmıyan bı ızlesın","label":1} {"text":"Duygusal yapısı güzel işlenmiş, her izlediğimde mutluluk veren bir film","label":9} {"text":"Kahramanlık hikayelerini erkek tekelinde çıkarma ve feministliğin sinemaya uyarlanmış halinin son filmlerinden biri. Keşke serinin asıl amacı bozulmadan yeni ve yaratıcı filmler yazılarak bunlar yapılsa da herkes ayakta alkışlasa. Bunun haricinde iyi bir aksiyon filmi ve seriye göre ortalama bir filmdi. Filmin girişi çok iyi olsa da zaman geçtikçe morotonlaşmaya başlıyor. Bazı sahnelerde olaylar aşırı abartılarak Hızlı ve Öfkeli izliyormuş havasına sokulmaya çalışıyor izleyici. Ana hikayeden tamamen kopulmasa hoş bir devam filmi olabilirmiş ancak bu haliyle ancak ortalama bir film olabilir (Yeni senaryosu ve kurgusuyla).","label":4} {"text":"bu filmdeki sex ve siddet sahneleri, filmin vermek istedigini carpici bicimde \"gostermek\" icin olmazsa olmazdi ki.. izlemeden once dusunmek gerek.. ruhunuz yorulacaktir... unutamayacagiz bir film - beyninizin bir kosesine kaziniyor..","label":7} {"text":"Çocukluğumda izlemiştim ve o zamandan bu zamana kaçıncı izleyişim bilmiyorum film çok güzel izlemenizi tavisye ederim","label":9} {"text":"Filmin boyu kısa kalmış, kestirip atıvermişler. Gerçi anlatacak bişeyi de yok, iyi olmuş. Ortalama bi yapım. Vakit geçirtir.","label":6} {"text":"ben filmi gerçekten başarılı buldum ... film insanı epey geriyor ve finalinde ne söylemek istediğini dumur etkisi yaratarak söyleyp bitiriyor işi ...atmosferi,mekan tasarımı,müzileri,ses efekti,görselliği ve kurgusu çıtanın epey üzerindeydi ... yönetim de hiç beklemediğim kadar iyiydi ... mahmut gökgöz ve yurdaer okur önderliğindeki oyuncu perfomslarınıda başarılı buldum ... ancak senaryoda kesinlikle mantık hataları var ... yinede şunu rahatlıkla söyliyebilirim ki şu ana kadar izlediklerim içerisinde en sağlam,en kaliteli türk gerilim filmi bu filmdi ... izlemenizi tavsiye ederim ... 10/8","label":7} {"text":"Genel olarak iyi bir film olduğunu düşünüyorum ancak filmin genel kurgusunda parçalar birbiriyle tam birleşmeden anlatılmak istenen politik tavrın bir yerde terkedilmesi ve sunulan aşkın pek inandırıcı gelmemesi gibi beni rahatsız eden şeylerin olduğunu söylemeliyim.","label":6} {"text":"Morpheus ile kapışan ukala ikizler ölüyor mu ölmüyor mu ben anlamadım hala. Hayattan zevk alamıyorum bu sorun yüzünden.","label":7} {"text":"Serçelerin Şarkısı doğallığıyla öne çıkan İran sinemasının güzel bir örneği. Majidi'nin bu filmi basit ve etkileyici hikaye anlatımıyla izleyicide iz bırakabilir. Üstelik acitasyon yapmayan tonuyla da, hem hüznü hem de umudu bir arada hissettirebilir. Balıkların döküldüğü sahnede, çocukların yüzündeki çaresizlik, hayal kırıklığı İran sineması hakkında bir referans noktası gibi. Final sahnesine de ayrı bir parantez açmalı. Uzun zamandır izlediğim en güzel final sahnelerindendi. Bir devekuşu ancak bu kadar estetik yansıtılabilirdi. İran filmleri daha fazla izlenmeli.","label":7} {"text":"bence gayet iyi bir filmdi özellikle katilleri tahmin etmek oldukça zor.gerilim falan yerli yerinde 1.daha bir iyi ama buda iyi oyuncular da gayet başarılı bence herkes izlemeli wes craven ellerine sağlık.","label":6} {"text":"Çağan Irmak filmleri çok güzeldir en sonki projesini başrolündeki şarkıcıdan dolayı izlemedim zaten çokta başarılı film olmamıştı.Bu filme gelirsek Çağan Irmak yıllar önce böyle gerilim korku türünde filmler yapıyordu ve çokta başarılı idi.Bu film diğer korku gerilim filmlerinden farklı işlenmiş ve anlatılmış bence başarılıda olmuş.İlk yarısı gerçekten ürpertici idi izlerken korktum resmen 2.yarı ise korkudan ziyade baş karakterin kurtuluşunu anlatıyor.Gayet başarılı ve güzel bir film...","label":7} {"text":"Zamanınızın dolu dolu geçeceğini garantiye alarak film izlemek istiyorsanız boş geçmemeniz gereken bir film. Kahramanın 50 Ölü Adam filmi kadar iyi olmasa de bu da izlenmeye değer bir film. 50ye tam puan vermiştim. Bunada tam-1 veriyorum ;)Bu adam ın iki işini izledim ikiside iyi ki izlemişim dediğim filmler. Ayrıca Kevin spacey de de bir harika.. İyi seyirler.","label":8} {"text":"ilk iki filmin mertebesinde bir film degilse de, #39;alien#39; serisi hicbir zaman fire vermeyen bir seri oldu. #39;resurrection#39; da kendine has bir bilimkurgu ortaya koyan Jeunet#39;in yine cok guzel planlarla susledigi, serinin tadini kacirmayan bir film olmus... (7/10)","label":6} {"text":"Aslında filmin kurgusu çok iyi ama filmi amatörce buldum,oyuncular da öyle.Böyle iyi bir kurguyu daha aktif ve daha etkili işleyebilirlerdi.Ayrıca bu tür filmlerde kadın vücudunu bu derece teşhir etmeleri de çok yersiz ve saçma.Bu beni rahatsız etti.Yine de izlenebilecek bir film denebilir.","label":4} {"text":"Yıllar önce televizyon da izlerdik, şimdi sinemada da aynı tadı aldık. Karakterleri tanımayanlar aynı tadı alamayabilir.","label":6} {"text":"Çok güzel bir filmdi herşeyiyle bence ben beğendim.Savaş ortamı çok gerçekci bir şekilde canlandırılmış monica bellucci zaten güzelliğiyle büyülüyor.Yalnız benim izlediğim maalesef filmin makaslı versiyonuydu siz mümkünse makassızını izleyin.8/10","label":7} {"text":"Penelope Cruz ve Javier Bardem'in yerinde olsam ünlü olup para kazanmaya başladıktan sonra elbirliğiyle bu filmin yayın haklarını alıp, piyasadan toplatırdım. Bu kadar da olmaz dedirten dehşetengiz final. Penelope'nin gençliğini, cesur güzelliğini görüyoruz diye de puan verilmez ki... Mantıksızlıkta mantık arama mantıksızlığına düştük herhal :) 2/10","label":1} {"text":"çünkü ne bir konusu ne bir şeyi tamamen vakit kaybı çoğu youtube daki videolardan alıntı :(","label":1} {"text":"Devamı Beklenen bir film. Aksiyonu bol bir bilimkurgu.","label":8} {"text":"Sağlam film. Başından sonuna kadar kendini izleten bir film. Colin Farrell çok başarılı oynamış diyebilirim. Bir aile dramını aksiyona çeviren yönetmeni de kutluyorum son zamanlarda yapılmış iyi filmler arasına girer. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Orjinal olmayan bir konunun olaganustu bir siglikla islenisi insanda cope giden iki saat hissiyatini uyandiriyor. Bir kadinin boyle bir seyi tekbasina basarmasina yapilan vurgu da bence gereksiz ve seksist. Oyunculuga laf yok, ama adina layik \"vahsi\"likte bir kurguya sahip degil filmin dokusu.","label":4} {"text":"Sinema tarihinde varolan bütün klişeleri bu denli heyecanlı, dramtize kullanabilen yoktur herhalde.. Filmin nereye varacağını, her sahnede ne olacağını bilsekte görsel efekt harikaları ve temposunun hiç düşmemesiyle iyi bi film.","label":4} {"text":"ihtilal olmuş özal başbakan toplum kabuk değiştiriyor kapitalist düzenin çarkları yavaş yavaş işlemeye başlamış. arabesk furyası... köşeyi dönme çabası... oralet.. amerikan malı reklamların hayatımıza girişi.... lee cooper kotlar... döviz ticareti serbestleşmiş... kdv alabilmek için hayali ihracatın başlaması... iki yüzlülük.... borçlu esnaf... villaları ucuza kapatan gemisini yürüten uyanıklar.... beyaz eşyaların yaygınlaşması... renkli tvler... atari... eleştirdiği adamın yerine geçince aynı şekilde davranan, çalışanına it gibi davranan iki yüzlü riyakar çaycı yoksul.... saatçide kadının bacaklarına bakıp aşağıda dinci esnafla cehennem muhabbeti yapan münafık yoksul efendi... gece olunca zamlı çay satan yolunu her şekilde bulan yoksul... çaycı yoksulda vücut bulan tüm çıkarcı ve menfaatini düşünenen yurdum insanı... dönem filmi olarak yurdun röntgenini çeken bir başyapıt... -alıntı/youtube/thecavus277","label":9} {"text":"sinemayla iç içe olan her Türk izlemeli, ilginç bir tarz ve güzel bir senaryo.","label":7} {"text":"kötü bir film diildi..filmden çıktığımda ilk düşüncem bu oldu..ama çok başarılı bir film olduğunu da söyleyemem..oyunculuklar başarılıydı bence,isim olarak tanıdık gelmeseler de sima olarak oldukça bilindikti oyuncular da..ne eksikti peki..ne eksikti?!!..belki napolyon gibi büyük bir tarihi karakter hakkında daha çok şeyler görmek isterdim de odaklanılan hayat kesiti çok ilgimi çekmedi..yine de izlenebilcek bir film..gidin görün kendiniz değerlendirin..","label":4} {"text":"Bu film nasıl 20. yüzyılın en dini filmlerinden biri olarak kabul edilmiş çözebilmiş değilim. İçki, kumar, kadın, kötü olarak nitelendirebileceğiniz ne varsa hepsini barındıran bir polisin, suç olarak yüksek olan bir yerde tecavüz edilen bir rahibenin bunu yapanları af etmesi üzerine birden garip bir inanç anlayışı beslemesini içermektedir. Fakat buradaki rahibenin \"isa, kötüleride severdi\" derken ki din anlayışı çok saçma yansıtılmış. İsa : düşmanlarınızı da sevin derken size tecavüz edenleri de sevin demek istememiştir. Bunu böyle gereksiz bir ütopyayla yansıtmak çok saçma olmuş.","label":1} {"text":"süssüz püssüz, yalın, teknolojinin yanından geçmediği, ama bir o kadar da entellektüel kaygıdan uzak, fotoğraf kareleri gibi görüntüler yakalanmış bir film. hele ki o yörelere biraz ilgisi olan birinin kaçırmaması gerekir.","label":7} {"text":"Çok güzel ve dokunaklı bir hikaye?Dakota Fanning gelecekte de iyi bir oyuncu olacaktır kanımca. Hangi filmini izlemişsem o filmi iyidir bana göre. Dakota bu filmde rolünü kurssuz denecek kadar iyi yapıyordu. Babasını oynayan Kurt Russel ile birlikte bizlere seyir zevki yüksek, sevgi dolu, içimizi ısıtan bir film izlettiriyor. Bu filmi es geçmeyin. Olumlu düşüncelerle dolu, insana mutluluk veren, umut aşılayan bu filmi izleyin mutlaka. Benden 10/8 puanı fazlasıyla hak eden ve Beyazperde sitesinde puanı daha fazla olması gereken bir film bence.","label":9} {"text":"filmi sonuna kadar izlemek gerek.zira başlarda sıkılabilirsiniz ama bırakmayın.müthiş bir final sizi bekliyor.iyi ki sonuna kadar izlemişim diyeceksiniz.ve uzun bir süre etkisinden kurtulamayacaksınız","label":9} {"text":"Dini temalar içermeden korku filmi falan yapamıyoruz arkadaş. Dini temalar olsa da sadece bizi korkutuyor o da denk gelirse. Filmi izlerken \"ıııııyyyyyyyyyy\" sesini çok çıkarttım. Kötünün de kötüsü..","label":1} {"text":"'Köprü' dizisini de çok severek seyrederdim. Film de harika olmuş. Türkiye üzerine oynanan oyunları, iyi yansıtmış film...","label":9} {"text":"Dakka Doksan Gol Hasan","label":5} {"text":"geç saate kadar eşini bekleyen her kesimden kadının hissettiklerinin benzerliklerini anlatmaya çalışan kısa film","label":5} {"text":"Dini düşüncelerin insan hayatında daha etkili olduğu dönemlerde geçen bir film. Oldukça yavaş ilerleyen bir film. Sonu daha iyi bitebilirdi diye düşünüyorum.","label":7} {"text":"\"Her şeyiyle çok kötü bi film ama izlerken çok keyif aldım\" diye bir film kategorisi olsa, en iyi filmi bu olurdu.","label":6} {"text":"yağmurlu bir akşam üzeri, can sıkıntısına iyi geleceğini sansam da, nasıl bitireceğimi bi türlü bilemediğim film..","label":4} {"text":"Jean Reno ve Natalie Portmanın alıp götürdüğü harika bir macera ve dokunaklı bir dram. Baştan sona izlenilesi. Özellkle finaliyle yüreğinizin bir köşesine dokunacak bir başyapıt.","label":9} {"text":"\" Bir Ölür Bin Dirilir!\" Kesinlikle başarılı, tam yüreğe işleyen olması gerektiği gibi abartısız ve sahip olunabilecek psikolojiyi çok iyi yansıtmış bir film.","label":8} {"text":"bir aile üzerinden çingene kültürü mü anlatılmış; yoksa balkanlar'ın bitmek bilmez acıları mı kaydedilmiş filmde? bunlar aklıma gelen ilk sorulardı, kötülüğün bir grubun karakteristik özelliği sayılması ayrıca bir başka trajedi. kadının başına gelebilecek en kötü şey, yine kadın olmaklığı. hatice'nin bitmeyen acıları, çocuğunu kaybetmesi, damadını bilmeyişi, devamında torununu kaybetmesi, gelininin ölmesi; azra nın gençliği, güzelliğine rağmen türlü eziyetlere maruz kalması, ahmet'in karısını hemen gözden çıkarması ve fuhuşta kullanılan tonla kadın. öte taraftan çocuk masumiyetine sahip olan erkeklerin büyüdükçe canavarlaşması, kadın ve erkek arasındaki uçurumun giderek artması görünen yerleri idi filmin. birde gözlerinizi kapattığınızda duyduklarınız ayrı bir güzeldi. hepsinden öte, rüya sahnesi güzeldi.","label":8} {"text":"Macera severler in hoşuna gidecek güzel bir film... bu ikili bize dünün cehennem silahı ikilisinin polisiye değil ajanvari versiyonu olarak karşımıza çıkacak.. DEVAMI GELİR BU İKİLİNİN ...","label":7} {"text":"Nolan benim gözümde çok kaliteli gişe filmleri yapan bir yönetmen. Daha fazlası değil. Biliyoruz ki artık Following gibi filmler çekmeyecek, buna cesaret bile etmeyecek. Inception özelinde de Rüya içinde rüya kurgusu çok yaratıcı olsa da birçok açıdan yapay olmayı aşamıyor Inception. Kaliteli bir suç ve aksiyon filmi sadece. Filmin dramatik yapısı, görselliği, ve kağıt üzerine aktarılışı hep bunun üstüne kurulu. Kısacası sıradan değilmiş gibi gözükse de özelde verdiği şey kaliteli bir şov. Fikir güzel, kurgusu da bir yere kadar ilgi çekici ama dediğim gibi benim için daha fazlası değil.","label":5} {"text":"boş beleş sanat filmi tadında türk filmi. Sonu yok. Uzun sıkıcı sahneli.. Almanyadan artvine gelip arıcılık yapan kızın sıkıcı hikayesi","label":2} {"text":"Baştan sona sürükleyici bir tempoda geçen , estetik bir Lynch filmi . Dennis Hopper da psikopat Frank karakteriyle harikalar yaratmış . 10/7 .","label":6} {"text":"Filmi yerin dibine sokmaya gerek yok. Abartıldığı kadar kötü değil. Sadece beklentilerinizi bir tarafa koyup o şekilde izleyin. Diğer stüdyo ghibli anime filmlerinin hepsini izleyip bitirdiyseniz ancak öyle izleyin. Tabi duygusal olarak çok dokunaklı bir film olduğunu söyleyemem ama yine de insan kalbine ulaşıyor. Bütünsel olarak baktığımız zaman 10 üzerinden 7 vermeye çalıştım ama elim en fazla 6.5 vermeye gitti.","label":6} {"text":"oyunculuklar tamam lakin zaten sadece ana karakteri izliyoruz, diğer karakterler etrafta dolanıyor, ana karakteri de besleyen pek öyle bir sahneleri yok gibi.. bilemiyorum izlenebilir, çocuk yapmaktan vazgeçmenizi umarak öneririm. tek anlayamadığım bu kadar çocukla, bakıcı olmadan, hala işe gidebiliyor olması, ya da bir işinin olması ","label":6} {"text":"Sinema biletini bedava yapmayi birakin ustune parada verseler izlenmeyecek kadar saçma sapan konusuz gereksiz bir film . Hangi akla hizmet gösterime sokmuşlar anlamadim bu film yerine hangi filme gitseniz emin olun daha güzel vakit geçirirsiniz","label":1} {"text":"Hollywood'un klişe konularından ve filmlerinden sıkılanlar için ilaç gibi bir film.. Fakat orjinal bir senaryo, çok yüzeysel bırakılmış, daha da iyi bir film çıkabilirdi ortaya.. Film çok iyi bir sistem eleştirisi teması taşıyor. Bunun yanında insan hayatına dair, yanlızlığa dair, aile bağlarına dair çok iyi dokundurmalar yapıyor fakat genel olarak baktığımızda tüm bu mesajları verirken filmin havada kaldığını hissedebiliyorsunuz.. Zach Galifianakis çok kısa sürede olsa görünüp filme ayrı bir hava katmış ve o kısa sürede de yine beni güldürmeyi başardı..","label":7} {"text":"başarılı bir yapım olmuş.. birkaç sahnesinde gerçekten vurucuydu.. 7 puan","label":6} {"text":"Bu film, Slyvester Stallone ve Robert De Nironun oynadığı Cop Land ayarında bir film galiba.","label":7} {"text":"''insan'' ile ilgili iyi bir film olduğunu düşünüyorum, oyunculuklar, yönetim, kurgu gayet başarılı ama oskarı İNCENDİES almalıydı.","label":7} {"text":"fılme soylenebılecek pek fazla bısey yok ızleyın ve arsıvınıze koyun Christian Bale hayranı oldugumdan artık grur duymaya basladım bu adam olayı bıtırmıs ınanılmaz oyunculuk sergılemıs bu arada Freddy Rodriguez bu adama dıkkat edın siddetle tavsıye edıyorum pısman olursunuz","label":9} {"text":"The Killing dizisiDanimarka yapımı \"forbrydelsen\" dizisinden uyarlanmıştı. Yıl 2011. fFrbrydelsen dizisi 2007. Bu film 2005 yapımı. Yani 2 dizinin de temeli. Karakterler aynı. Çok sigara içen dedektif kadın ve serseri ruhlu erkek dedektif. İzlenir mi? Evet.","label":7} {"text":"En sevdiğim \"çerezlik\" filmlerdendir. Vinnie Jones'un kaliteli oyunculuğunun yanı sıra, Jason Statham'ın eğlenceli rolünün de bunda payı vardır. Büyük kaleci... Hem futbol, hem hapishane filmlerini sevdiğimden olsa gerek; çok keyifle izlemiştim.","label":6} {"text":"Konunun gerçeklikle yakından uzaktan ilgisi yok. Filmin İngilizce çekilmiş olması ciddi handikap. Ancak ırkçılığın çocukların gözünden basit sorularla sorgulanması ve inandırıcı bir temelde olmasa da faşizme çektiği dikkat filmi izlenir kılıyor... 65/100","label":5} {"text":"Siccin serisinin en kötüsü siccin pek sevmem dabbe yi daha çok benimserim ancak 4 ile 6. filmleri güzeldi. Ama serinin ilk filmi çok sıkıcı bir film siccin 1 olaylar birbirine bağlanılamıyor korku sahneleri bırak korkmayı irkilmeyi bile sağlamıyor hikayede hep alışkın olduğumuz cin hikayelerinden farksız değil siccin fanaticlerinin en sevmediği siccin 5 bile bence daha iyi kısacası zaman kaybı","label":3} {"text":"İzlediğim türk filmleri arasında en kötüsüydü sanırım. Senaryo berbat,espiri seviyesi yerlerde olan bir filmdi.Kesinlikle zaman kaybı..","label":0} {"text":"Bir dakika ya... bir şey eklemek ilginç olabilirdi... Filmde 25 yaşında yaşlanması duran ve ondan sonra da koldaki dijital saate bağlı olarak sonsuza kadar yaşayabilen insanların olduğu, para yerine her şeyin zaman ile satın alındığı bir dünyadan bahsederken, taklalar atan üstü açık arabadan 'biraz'ın 'azıcık' üzerinde abartılan 'adrenalin rush' vesilesiyle kurtulan insanlardan mı bahsetmeye başladık? Bol şans :)","label":7} {"text":"&We're The Millers tarzı bir film olmuş. Ama kesinlikle bir taklit değil. Eğlenceli bir vakit geçirmek isterseniz izlemenizi tavsiye ediyorum. Ayrıca belirtmek isterim ki film sonlarına doğru sıkmaya başladı.","label":5} {"text":"Kötü oyunculuğu hayatında bir kez dahi olsa criminal bir film ya da dizi seyretmemiş, okumamış, duymamış bir senarist ve yönetmenin aman klişe olmayalım ters köşe yapalım diye saçmalığa gömülmüş kayıp vaktimize armağan edilmiş filmcik...","label":4} {"text":"en sevdiğim film. tabi benim en sevdiğim film sizi ne kadar ilgilendiriyor diye düşünebilirsiniz ama izlerseniz sizinde en sevdiğiniz film olabilir. hadi hayırlısı.","label":9} {"text":"film 5 farklı konusuyla ve birbirine geçişleriyle oyuncu kadrosuyla zamanın en iyileri arasında görüyorum tavslye ederim pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":7} {"text":"Beş puan verdim ama o bile fazla komedi filmlerinin sıkıcı olmaması gerek...","label":3} {"text":"Yaratıcı ve yerinde efektler, hoş çağrışımlar, tekdüze gibi gözüken ama fazlasıyla eğlenceli bir çizgi roman uyarlaması.Kick-Ass kadar olmasada gayet tatmin edici.8/10","label":8} {"text":"3. filmi dışında hüsranla sonuçlanan Star Wars'un prequel üçlemesinin ardından herkes yeni bir Star Wars filmi bekledi. Hatta beklentiler o kadar yüksekti ki, tüm zamanların en iyi açılışını yaptı (238 milyon) ve daha bir sürü rekor kırdı. Yani bu filme tüm zamanların en çok beklenen filmi desek hiç de yalan olmaz. Peki, Star Wars serisi 6. filmden sonra ebediyen bitti. Yeni bir serinin bağlantısı nereden kurulacak diyorsanız size konusunu anlatayım: Luke kaybolmuştur, Jedi'ler ve Sith'ler tarihe karışıp bir efsaneye bürünmüşlerdir. Bütün bu olanların sırasında, hurdacı olan Rey, BB-8 robotu bulur ve hayatının macerası başlar. Bu sırada da bir stormtrooper olan Finn, BB-8'i bulmak için geldiğinde, Rey ile yolları kesişir ve Luke'un yerini gösteren bir haritanın parçalarını bulmaya çalışırlar. Bu yolculuğa Han Solo, Chewbacca, Prenses Leia, C-3PO, R2-D2 ve nice karakterler katılır. Bu sırada da Darth Wader'dan daha güçlü bir Sith, Kylo Ren, Rey'i ve Finn'i durdurmak için yola çıkar.& Konu biraz yalın oldu ama spoiler vermeden bu kadar oldu, gerisini filmde görmeniz lazım. Filmde benim anlattığımdan daha fazlası var. Aslında ben büyük bir Star Wars fanı değilim. Bütün filmlerini izlemiş olsam da sadece iyi olarak bende iz bırakmıştı. Ama bu film öyle bir başladı ki, ben dahil herkes bağırdı (hatta salonda şaka değil, ışın kılıcıyla dövüşenler oldu), bildiğimiz dünyaya geri dönmenin o güzel duygusunu yaşadım ben. Ve özellikle de IMAX ile çekilmiş o heyecanlı kaçış sahnesinden sonra (filmin IMAX'le çekilmiş tek kısmı oydu ama bilet parasını sonuna kadar hak ediyor) filmin içine öyle bir girdim ve heyecanlandım ki, bir an filmin sonunu getiremeyeceğimi düşündüm. Aksiyon sahneleri, mesajları ve işlenişi o kadar sade ve dolu doluydu ki, konudan konuya atlarken film, siz de filmin içine dalıyorsunuz. Bazı yerlerinde güldürüyor, bazı yerlerinde üzdürüyor (o sahneyi tahmin ediyorsunuzdur) ve heyecandan koltuklarınızda duramıyorsunuz açıkçası. Hatırlarsınız, bu yıl Jurassic World, Terminator: Genisys, Avengers: Age Of Ultron gibi nostaljik devam filmleri ortaya çıktı ama hepsi de aynı hatayı yaptı. Yeni bir hikaye sunmak yerine seyircinin orijinal filmde sevdiği elementleri filmde tekrar tekrar kullanıp kendisini izlettiren ama yeni bir şey sunmayan filmlerdi bunlar. Ama korkmayın, Star Wars VII, bu hatayı yapmıyor, bu hatayı mükemmelleştiriyor. Yani bu film, orijinal filmdeki elementleri ve kişileri kullanıp daha iyi bir hale getirerek nostaljik bir hava uyandırıyor, aynı zamanda da hikayeyi yeni bir yerden ve yeni kişilerle başlatarak bambaşka bir hikayeyi, yeni jenerasyonun ve Star Wars fanlarının seveceği bir şekilde uyarlıyor. Gerçi, her filmde olduğu gibi bu filmde de bazı boşluklar, ufak mantık hataları ve yavaş geçen kısımlar vardı. Ama ortaya böyle bir sonuç çıkıyorsa, bunları fazla sallamıyorsunuz. Çünkü film kelimenin tam anlamıyla bir Star Wars filmi. Son filmden kalan kalıntıları, Millenium Falcon'ı, eski ana karakterler dışında bazı yan karakterleri yani kısacası, o dünyaya yeniden dönüyorsunuz. Oyunculuklar, işleniş ve görsel efektler de çok başarılıydı bu arada. Makyaj ve görsel efekt dallarında Oscar'ın güçlü adaylarından birisi olacak bence. Oyunculuklar da abartısız, görmek istediğiniz duyguyu yaşatan, sevimli bir şekildeydi. Ayrıca yönetmen J.J. Abrams, bu filmde klasik lens flare olayını da iyice azaltmış, onun hanesine bir artı gidiyor benden. Bu arada filmde, Daniel Craig'den Simon Pegg'e kadar bir sürü oyuncunun da gizli birer sahnesi vardı, bunları yakalamak çok eğlenceliydi. Ve son olarak da, fragmanlarda bile gözükmeyen şu Luke Skywalker olayı var. Film boyunca ben de onu çok merak ettim ve bu yüzden bu kadar çok heyecanlandım filmde ve filmin sonunda tatmin oldum. Spoiler vermeden şunu söyleyebilirim ki, Luke'un daha çok bir cameo tarzında bir rolü var ama öyle bir rol ki bu, sizi derinden etkiliyor. Etkisinden bir süre boyunca çıkamayacağımı düşünüyorum. Star Wars Bölüm 7: Güç Uyanıyor, yapılmış en iyi Star Wars filmlerinden birisi ve seriyi bilenler ve bilmeye jenerasyonlar için mükemmel bir köprü kuruyor. Filmin sonu yarım kalıyor ve karakterleri fazla tanıyamıyoruz, doğru, ama filmin bizi oyaladığı daha nice şeyler var. Sinemada izlenmesini kesinlikle tavsiye ettiğim bir film. Pişman olmayacaksınız. Ve bu arada, filmin son sahnesi, 7 filmlik serinin içindeki en iyi son sahneye sahip. Not: Eğer yer bulabilirseniz, kesinlikle IMAX'de izlemenizi tavsiye ediyorum. Her ne kadar 3D'si çok iyi olmasa da tamamı IMAX'de çekilen filmdeki kaçış sahnesi, bilet parasını sonuna kadar hak ediyor. Dipnot: Bu serinin gidişatı nasıl olacak bilmiyorum ama Abrams köprüyü çok iyi kurdu ve sonunu yarım bıraktı, 8. film için büyük bir avantaj var yani. Umarım iyi bir sonuç ortaya çıkar. Bu arada diyemedim, 3-CPO ve R2-D2'den çok filmi BB-8 çalmış, çok iyi bir seçim olmuş. SONUÇ: Star Wars Bölüm 7, bütün o teaser ve fragmanların ardından beklediğine değiyor ve hem bu yılın hem de serinin en güzel filmlerinden biri ortaya çıkıyor, Star Wars, hem eski hem de yeni nesil arasında çok güzel bir köprü kuruyor, filmin sevenleri de sonraki maceraya hazır bir şekilde salondan ayrılıyor. FİLMİN İYİ YANLARI: + Orijinal ekibi, araçları ve gezegenleri yeniden görmek. + Oyunculuklar. + Görsel efektler. + Kaçış sahnesi, sondaki ışın kılıcı dövüşü ve bir üzücü, bir de filmin mükemmel bitiş sahnesi. + BB-8. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Senaryodaki bazı boşluklar, karakterlerin kökeninin tam olarak tanıtılmaması. - 2. yarının başlarında temponun biraz düşmesi. TOPLAM PUAN: 9.4/10","label":8} {"text":"Döneme \"bayan po \" olarak nam salmış olan Sevtap Parman'ı aklaştırma projesi gibi bir film. Bir radyo kanalında sunuculuk yapan kadın sunucunun, kanal içerisindeki bir çok erkek tarafından ve dinleyici hayranları tarafından beğeniliyor ve arzulanıyor olduğu bir ortam mevcut. Burada filmin ilerleyişi biraz çarpık ilişkiler biraz şehvetin peşinden gidenler şeklinde ilerliyor. Yerli yersiz kullanılmış ünlü filozofların sözleri, dünyanın sevgi üzerinde döndüğüne dair durmadan dönüp dolaşan diyaloglar ve saçma müzik tercihleri filmi izlerken baya bayıyor.","label":1} {"text":"30 tane zombi filmi izledim, hepsi birbirinin aynıydı. bir tek bu farklı çıktı. anlayana. dramatik falan filan ama boş beleş değil.","label":6} {"text":"Sherlock Holmes hikayelerine hiç ilgim yoktur. Buna rağmen hem ilk filmi, hem de bunu izledim. Sanıyorum ki filmden daha çok keyif almak ve anlam katabilmek için ufacık da olsa hikayelere ilginiz olması gerekiyor. Bana bu halleriyle yalnızca komedi filmleri olarak görünüyorlar. Hayranlarının kusura bakmamasını diliyorum, dediğim gibi yalnızca bu iki film için konuşuyorum. Ama ne olursa olsun Robert Downey Jr'ı izlemek büyük keyif.","label":6} {"text":"senaryo bakımından çok iyi bir film . fakat kadın oyuncular pek de iyi değildi. filmin sonundaki hata malum. bu senaryoyla çok daha iyi bir film çevrilebilirdi.filmin hakkını da yememek lazım sıkılmıyorsunuz film boyunca. izleyin derim.","label":7} {"text":"yıllar geçse de izlenebilen kaliteli bir yapım izlerken zamanın nasıl geçtiğini unutuyorsunuz 8/10","label":7} {"text":"kesinlikle gidilmeli ve izlenmeli. görüntü olarak su ana kadar izledigim diger 3d filmlerden daha iyiydi, resmen burnumun ucunda izledim filmi. sonunda bogazım da dugumlendi. gayet iyi bir filmdi.","label":9} {"text":"Yıllar önce Tom Hanksin rol aldığı 'Big' filmin tam tersi bir versiyona sahip bir film. Bence o film kadar başarılı ve çok komik bir gençlik filmi. Zac Efron ve Sterling Knightin performansları olağanüsütü.","label":7} {"text":"Benedict Cumberbatch ne kadar yetenekli bir aktör olduğunu burada da göstermiş. Belki başka biri Khan rolünde oynasaydı, film bu kadar iyi olmayabilirdi, Zachary Quinto da rolünün hakkını vermiş tabi.","label":7} {"text":"Nuri Bilge Ceylan tadında bir film Sinema şölenine hoş geldiniz.Yerellikten evrensellige ustaca atlamalar ve ilmek,ilmek örgüsüyle muhteşem bir görsel şölen.","label":9} {"text":"Otobüste izlediğim bazı konularda bana gaz veren ama bir günde söndü sağlık olsun","label":5} {"text":"Son derece sevimli ve seyredilebilir bir jim carrey filmi..","label":9} {"text":"çok daha iyi olduğunu düşünsem de maalesef benim için vasat olduğunu gördüm fakat konunun ve konseptin farklı olması izlenmesi için yeterli 5/10","label":4} {"text":"Evet sayın seyirciler, Hollywood'dan her sene düzenli olarak çıkan \"Uf yha ne olacak bu pis teröristlerle savaşımız?\" temalı filmlerden biri ile karşınızdayız. Çok düz izlendiğinde \"Vay, adamlar kendilerini sorguluyorlar abi\" şeklinde yorum yaptıran bu film, aslında zihnimize hangi kodlarla kazınıyor bir bakalım: 1- Her müslüman, kökeni ne olursa olsun terörizme meyillidir. 2- Biz Amerika olarak teröristlerle savaşırken \"aklınıza gelmeyecek\" yollara bile başvurabiliriz, bu kadar kararlıyız. 3- Şiddet sadece şiddetle çözülür. 4- Eccük kendimize laf sokarsak entelektüel bir can alıcılığımız da olabilir 5- Pis iş yapacak adam ne hikmetse zencidir, etraftakilerin çoğu da Beyaz Irk mensubu değil. 6- İran, bekle bizi. Seni bulacağım oğlum!","label":5} {"text":"Wes Anderson gibi bir dahinin Amerikan sinemasına birkaç beden fazla geldiğini söylemek biraz cesurca bir söylem olsa da biraz düşününce haklılık payı olduğunu fark edebiliyoruz. Uçuk kaçık filmlerinde hayal dünyasıyla gerçekliği pastel betimlemeler ve karakterlerle birleştiren usta yönetmen, en son Moonrise Kingdom ile kariyerinin zirve noktasına ulaşmıştı. Bu kadar iyi bir filmden sonra gelecek eserinin ne kadar riskli bir noktada ayakta durmaya çalışacağını tahmin edebilirsiniz. İlk olarak Berlinale’de görücüye çıkan, bir de festivalden büyük jüri ödülü kazanan Büyük Budapeşte Oteli, Anderson’ın önceki filmiyle yükselttiği çıtaya birden fazla basamak ekleyerek yönetmenin ustalık eseri olarak parlıyor. Şimdiden senenin en iyilerinden biri olmayı başaran, üstadın yepyeni feel-good-movie‘si bizimle İstanbul Film Festivali kapsamında buluştu.","label":9} {"text":"Yönetmen Spilelberg ve 2 usta Hanks ve Streep başrolde. Abd iç siyaseti ile alakalı bir durum. Fikir filmi özetle orada siz olsanız hangi kararı verirdiniz. Devlet sırrı mı kamu yarar mı? Filmin özeti: Medya/Basın yönetenler değil yönetilenler içindir mesajı barındırıyor. 2. yarısı biraz daha akıcı bir film bana göre","label":6} {"text":"eğer spor ve özellikle de bahislere ilginiz varsa ya da al pacino hayranı iseniz hoşuna gidecektir. yeni bir şey sunmasa da seyir zevki çok da düşük olmayan orta düzey bir film. tabi pacino gene döktürüyor orası başka.","label":6} {"text":"ilk filmin etkisinden kurtulamayan devam filmi. zaten belliydi megatronun ikinci filmde tekrar canlanacağı bu kadar da bariz olmaz be kardeşim. ayrıca aksiyon sahnelerinde kavga eden robotlar demek için kartal gibi gözlere sahip olmak gerekiyor çünkü ayırt etmek ciddi anlamda zor. birde eğlence olsun komiklik olsun diye saçma sapan ikizleri filan koymuşlar ki hiç olmamış. amerikan film ritüellerini de koymuşlar ki her kitleden izleyici çekelim.","label":4} {"text":"Ali'nin babasi Raif basici degil ki. Oglunun isteklerini goremeyen, kendi dunyasina cok hapsolmus bir adamcagiz. Ali de baskidan degil, babasini sevdiginden bir sure erteliyor hayallerini. Sonra hayallerini gerceklestirmek icin bir adim atiyor, hayal kirikligi yasiyor. Cok insanin deneyimledigi hayal kirikligini o da yasiyor. Sonraki secimi onemli...","label":8} {"text":"İzlerken bir an bile sıkılmadım. Hayatında bisiklete binmemiş çok az insan vardır bu yüzden çoğu kişinin hoşuna gidecektir diye düşünüyorum. Şehir içinde öyle hız yapıyorlar ki bir an Need For Speed oyununun bisiklet versiyonu gibi geldi. Farklı bir mesleği konu edinmesiyle ilgimi çekti, kullanılan enerjik müzikler ve düşmeyen temposuyla da keyifli zaman geçirmemi sağladı. Biraz doksanlı yıllardaki filmleri anımsattı bana, oldukça hoşuma gitti. Size de iyi seyirler dilerim.","label":6} {"text":"Herşeyi klişe fakat güzel bir pazar günü için fazlasıyla keyifli. En güzel tanımı bu olurdu sanırım, çocukluğumun kitaplarını görmek iyi geldi. 10/7","label":5} {"text":"açıkçası filmi çok beğenmedim.. komediyle pek de ilgisi yok zaten.. haluk bilginer var diye biraz cezbetmişti önceden.. askeriyenin içinde dönenleri gayet güzel göstermiş ama izlenicek bi film olduğunu pek sanmıyorum.. (tüm bunlara rağmen ed harris'in varlığını unutmamak lazım)","label":5} {"text":"farklı zamanlarda yaşayan iki kadının tutku ve cesaretle sevdikleri işi yapma çabası sevimli bir şekilde anlatılmış. tek izlemelik. oyunculuklar iyi.","label":5} {"text":"David fincher'ın yönettiği jodie foster ve jared leto'nun başrolünü oynadığı 2002 yapımı gerilim filmi. ayrıca kristen stewart'ın da ilk filmi. izlenilmemesi bir şey kaybettirmez ama izlenecekse de kesinlikle sıkıcı olmayan bir film.","label":7} {"text":"Nıç. Olmamış arkadaş. İlk filmin verdiği heyecan bu yapımda hiç yok. Oyuncular var tamam ama senaryo tırt olunca izlerken boşuna çekilmiş deyip duruyorsunuz for film. Özellikle ilk filmi beğenen biriysen bence beklentiyi hiç yüksek hatta orta bile tutma. Uyudum resmen. Toplum olarak alışık olduğumuzdan mıdır nedir uykumu getiren filmlerden biri oldu. İzleme bile diyebilirim. Anı filmi olduğundan büyük ihtimal bu derece zorlama olmuş. İngiliz hayatı ya da işte onlarla ilgili çekilmiş filmleri beğenmiyor olmam da etkili olabilir bu durumuma. Eroin, seks, hırsızlık gibi örnek boyutunu aşmış çılgın filmin ikinci yapımı yine aynı mantıkta oluşturulmaya çalışılsa da yapım hiç başarılı olmamış. İzlemesen de olur.","label":4} {"text":"bu filmi yöneten bunu da yönetti. amelie poulain :) !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! bir türlü intihar edemeyen kadın kahkahalar attırdı. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"bencede gerçekten haketmiş oscarı oscar leo ya gitseydi üzülürdüm gerçekten süpersin sen jamie foxx","label":7} {"text":"Beğenmedim bu filmi. Sırf bu film yüzünden Nicolas Cage düştü gözümden.","label":3} {"text":"birşeyler yapılmaya çalışılmış orası kesin de, bence sinema filmi bu olmamalı ya. filmden çıktığımızda iki arkadaş aynı anda aynı şeyleri söyledik; sanki saatlerce tanımadığınız biri size dertlerini anlatıp mızmızlanıyormuş gibi film.","label":0} {"text":"Boş beleş bir film izlemek bişi kazandırmaz kaybettirmez. Araba yarış öğelerinin olduğu film leri çok seven biri olarak söylüyorum bunu.","label":1} {"text":"Film amatörce yapılmış. Sonu berbat ve saçma sonlu bir film. Türk sinema sektöründe yeniler galiba. Senarist ve yönetmen aynı. Bu adamın yazdığı ve yönettiği hiçbir filmi izlemek istemiyorum","label":1} {"text":"kitabini okumadim, duydugum kadariyla ve cogunlukla oldugu gibi kitabin altinda kalan bir film.","label":2} {"text":"İlkini aratmadı. Bir ara ölüleri sayayım dedim. Olmadı. :)","label":7} {"text":"Sakın sakın bu filme gidip vaktinizi ve paranızı boşa harcamayın. Büyük oyuncuların arkasında, bilindik hikayeden çok farklı, anlaşılmaz, karmaşık, sıkıcı bir film. Sıkıntıdan çıkmamak için zor tuttuk kendimizi.","label":0} {"text":"Kötü bir film değil ama Marc Web (yönetmen) için bence bir geri gidiş, film Kramer Kramere karşının farklı bir versiyonu.Çocuk için davalaşan ebeveynler. Hatta Kemal Sunal'lı Garip filmine de benziyor. Farkı çocuğun çok çok zeki olması","label":6} {"text":"Gerçek ile hayal arasındaki bağın en güzel metaforlarından biri. Ulaşılır ulaşılmaz etkisinin bu kadar kısa sürmesi başka türlü anlatılamazdı. Mükemmelmiş!","label":8} {"text":"Uzun zamandır listemde olan bir filmdi, nihayet izledim. Şimdi ben bu filmin oyunculuk kısmını mükemmel olarak nitelendiriyorum. Ama, Eksi butonuna abanmadan önce elinizi vicdanınıza koyun Allah aşkına bu filmde oyunculuktan başka ne var? klasikler arasında over rated listesine çok üst sıralardan girer bu film. Resmen boğuldum bu filmi izlerken, ne olacak diye beklerken hiçbişe olmadı iyimi. Nora desmondun abartılı psikozunu izlemek beni açmadı. Sanatsal boyuta falan gireyim demeyin, bu filmi izlerken o boyutta değildim.","label":5} {"text":"Sandra Bullock, 20 sene hapis yatmış insan psikolojisini çok iyi yansıtmış. Diğer oyuncular ve senaryo da iyiydi.","label":6} {"text":"Fazla iddialı olmak ve bir o kadar iddialı fragman ve fotoğraflarla filminizin promosyonunu yapmak meydana getirdiğiniz iş ''Colombiana'' gibi bir şeyse ters teper.Filmin iddiasının altında ezilmesi tam anlamıyla zımba gibi bir giriş sahnesinden sonra nedensiz bir şekilde vites düşürmesi ve bol patlama vaat eden görüntüsüne karşın fazlasıyla durağan bir polisiyeye dönüşmesiyle sonuçlanıyor.''Colombiana''da fragmandakilerden başka aksiyon sahnesi yok ne yazık ki ve yaşattığı hayal kırıklığı gerçekten büyük.Zaten Cataleya'nın çocukluğuna gereğinden fazla yer ayırması tehlike sinyalleri veriyordu.Şimdi tek korkum Olivier Megaton'un Taken 2'yu katletme potansiyeli!","label":3} {"text":"gerçek hikaye.. Kapanacak yetimhaneye balıkçılık yarışmasından kazanan parayla kurtulma filmi.. Sürükleyici ama oyunculuklar çok vasat… sonu da baştan belli filmlerden.. Karekterler çok fazla klasik…..","label":5} {"text":"Böyle bir konuyu ancak bu kadar güzel işleNebiler. Başarılı... tavsiye ederim, mutlaka izleyin..","label":8} {"text":"sanırım,2.5 saat süren bi filmin karakterleri ancak bu kadar yüzeysel olabilirdi. senaryosu da izlediğim 3-4 filmin karışımı gibi duruyor ve ağızda bıraktığı tat hiç de hoş değil. vakit kaybı...","label":7} {"text":"2 kişi de karantinaya aldıysa Jackass gerçekten başarılı olmuş demektir. Jackass'in amacı sinir bozmaktır zaten :)","label":7} {"text":"Ortalama bir film , başı oldukça ilginç ama daha sonra sıkmaya başlıyor sonuysa bir felaket , yazık olmuş !","label":3} {"text":"Ahahahahaaahahah Yahu ben en çok da Bu filmde çok konuşma var paso altyazı okuyorsunuz şeklindeki yaklaşımlara bayılıyorum. Bu fikirdeki arkadaşları koruyalım kollayalım, eğitelim, özel günler düzenleyelim bu arkadaşlar için:)) Görenler de 2. dünya savaşı aksiyonu izlediler sanacak, yahu Tarantino bu bee:) Neyse yakında 2012 falan gibi filmler geliyor. Sizin gibileri biraz daha oyalar:) İyi seyirlerr","label":9} {"text":"Günlük hayatta, hemen hemen herkesin kullandığı sosyal paylaşım sitesi Facebook'un hikayesi, ister istemez herkesin ilgi odağı olacağı belli bir konuydu. Gişe başarışının sağlam olacağından kimsenin şüphesi yoktu, özelllikle de kendi hayran kitlesini oluşturmuş David Finchher'in yönetmenlik koltuğunda olması ekstra gişe anlamı taşıyordu.. Nitekim beklenilen ilgiyi gördü Facebook, Altın Küre'yi aldıktan sonra, favorilerden biri olduğu Oscar'ı kazanamadı, iyi ki de kazamanadı.. Sadece güncel bir konu olması ya da milyonlarca kişinin ilgi odağı olan bir konusu olması bir filmi çok iyi yapmaz.. İyi yönetmenlik, iyi senaryo, iyi oyunculuk, iyi bir kurgu en önemli unsurlardır.. Özellikle oyunculuk konusunda Jesse Eisenberg'in çok iyi olmadığını düşünüyorum..'Bir Kaç Düşman Edinmeden,500 milyon Arkadaş Kazanamazsınız.' çok doğru bir saptama ve filmde bu cümle doğrultusunda ilerliyor.. Benim için çok da -abartıldığı kadar- iyi olmayan, belki de bir daha izlemeyeceğim bir film olarak kalıcak.","label":7} {"text":"kitabından üstün bulduğum ilk filmdir kendileri.","label":8} {"text":"Gerilim sinemasının üstadı Hitchcock'tan psikolojik bir şaheser. Senaryonun büyük yazar Steinbeck'e ait olmasına şaşırmamalı. Bütün hikaye bir sandalda, deniz ortasında geçiyor. Ama kurgu, hikaye ve oyunculuk o kadar başarılı ki sinema için bir dezavantaj olan bu durum filmin akıcılığını hiç etkilemiyor. Savaş ve değerler üzerine çok güzel bir çalışma. Sandaldaki insanların her biri farklı sosyal çevreden, birbirlerinden çok farklı hayatları ve değerleri olan insanlar. Tüm bu insanlar, hayatta kalma içgüdüsünün baskın olarak ortaya çıktığı bir anda farklı tepkiler vermeye başlarlar ve giderek kendilerine dahi yabancılaşırlar. Bu çatışmanın ortaya çıkardığı hikayeyi Hitccock usta, tarzının dışına çıkarak güzel ve arşivlik bir seyirliğe dönüştürmüş.","label":7} {"text":"Filmde öğrencinin çalışması hakkında soru soran Klaus'un, son bileşen olan boşluğa nefesini vermesi güzel ayrıntıydı.","label":6} {"text":"Çok güzeldi çok eğlendim ve mutlu oldum :) izleyin izletin. Konu günümüzden :) çekim tarzı da çok eğlenceliydi filmin içinde kızın kısa filmler çekmeye meraklı olması da aynı şekilde.","label":7} {"text":"tamamen propoganda filmi...açık açık yahudi propogandası yapılıyo...yahudilerin masumiyetini filistinde görüyoruz...beğenmedim...","label":1} {"text":"Vasat bir film olmuş zaten Megan fox için izlemiştim ama onun güzelliği bile filmi kurtarmaya yetmemiş.Tam olarak bir türü bile olmayan bir film.Çok eleştirmek istemiyorum ama ben beğenmedim fakat Megan fox için izleyecek arkadaşlar olabilir ve onlara iyi seyirler dilerim ama onun dışında koca bir hayal kırıklığı...","label":4} {"text":"Sadece johnny Depp'in oynculuğu için izlenebilir bir film olmuş. Filmin geri kalanı hayal kırıklığı.","label":8} {"text":"öncelikle benim yorumum kesinlikle yanlı olacak çünkü bir behzat ç. dizisi hastasıyım benim gibi olanlar filmden inanılmaz keyif alacaklarından eminim kesinlikle sinemada izlenilmesi gereken bir film ama eğer ilk kez tanışacaklar varsa biraz basit kaçabilir ama oyuncu kalitesi okadar güzel ve iyiki kesinlikle kendilerinden birşeyler bulacaklardır tavsiye ederim iyi seyirler...","label":8} {"text":"Apocalypto filminin beyaz adam versiyonu. Amansız ve acımasız bir takibi izlerken bir yandan da afrikanın vahşi doğasına tanık oluyoruz. Yönetmen ben filmden vazgeçtim belgesel çekeceğim dese kimse napıyosun arkadaş sıyırdın mı demezdi sanırım. Sonuna kadar heyecanı dinmeyen güzel film. Beyaz adam topraklarımıza geldiğinde bizim elimizde altınlarımız vardı, onların elinde incil, bize gözlerimizi kapatıp dua etmemizi istediler, gözlerimizi açtığımızda elimizde incil vardı, onların ellerinde altın.. Bugünkü afrikayı ve afrikalıyı en güzel anlatan cümleyi kurmuşlar.","label":7} {"text":"Mücadele, varolma savaşı, yoksulluk ve kimsesizlik. Nerden nereye Film gibi bir film...Mutlaka izleyin.","label":6} {"text":"Filmde amaçlanan, hikayeyi tıpkı tiyatro oyununda olduğu gibi sade bir şekilde ele almak. Dolayısıyla filmi siyahi bir ailenin ırkçılık ekseninde şekillenen ama esas kendi içlerinde büyüyen acısına tanıklık etmek için seyretmelisiniz. Şahane oyunculuklarla zaten büyüleneceksiniz ki Viola Davis'in kazandığı oscar az bile.","label":7} {"text":"Açıkçası çok geren bir film olmamış. Descent partI benzettim ama o çok daha iyiydi. 3d olması çok güzeldi sanki o mağarada gezinen sizmişsiniz gibi. O anlamda mekanlar hoştu. İzlenebilir.","label":6} {"text":"Konu çok duygusal ve güzel bir şekilde işlenmiş ancak çok durağan olması da izlemeyi güçleştirmiş ne yazık ki.","label":5} {"text":"Stallonenin diğer filmlerine göre bunu vasat buldum.","label":4} {"text":"Merakla beklenen komedi – bilim kurgu ve aksiyon türündeki Pixels filmi, bu cuma vizyona giriyor. Warner Bros Türkiye basın gösterimi ile izlediğim film, eğlenceli ve oldukça keyifli bir seyir sunuyor. 1980’lerde hayatımıza giren iki boyutlu karakterleri izlemek ve o günleri hatırlamak bana iyi geldi. “Pixels” temel olarak uzaylıların 1980’lerin video oyunlarını model alarak Dünya’ya saldırısını konu alıyor. Oldukça absürd ve bilim kurgu ögeleri de taşıyan bu komedi filmi geçmişe dair nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor.","label":5} {"text":"Julia Roberts ve özellikle Meryl Streep'in muhteşem oyunculuklarıyla birlikte amerikan aile yapısına dair dikkat çekici öğeler sunan filmi tek kelime ile tarif etmem gerekse yine de: 'sıkıcı' derdim.","label":3} {"text":"Filmi bizim kuşağın objektif değerlendirmesi çok zor.Ama senaryo,kurgu bir tarafa,sanat yönetmenin başarısı,sarp apak ve bülent emin yarar ın oyunculuğu filmde olumsuz olarak değerlendirilebilecek tüm hataları görünmez kılıyor.90 larda çocukluğunu yaşamış bir insanın bu filmi izlemesi zaruridir.","label":8} {"text":"Kedi Kadın boş zamanlarınızda fazla dikkat vermenzie gerek olmadan izleyebileceğiniz, boş zaanınızı doldurmaktam öteye gitmeyen vasat bir film. Seyrederseniz ara ara keyif alabileceğiniz noktalar var ama hepsi o kadar.","label":5} {"text":"mükemmel bir film olmuş. büyük küçük herkesin izlesi gerektiğini düşünüyorum. 21 yaşındayım ve işte ben de böyle bir çocuktum dedirtti bana. çocukların yaşıtlarını anlamasını büyüklerin de çocukluğunu hatırlamasını sağlayan bir film.günümüze çok yakın. asla saçmalamışlar bu ne böyle dedirtmiyor film. öyle ki sanki yaşamımızdan bir parça.annelerin çocuklarını anlamasını sağlayacak. hiç olmassa onların ne düşündüğünü onların ağzından dinlemiş olacak.oyunculuk da güzeldi çocuklar çok şirin muhakkak izlenmeli.İyi Seyirler. prenseus!","label":7} {"text":"Oyuncu kadrosunun performansı mükemmeldi, baş rollerden ayrı olarak Avusturya prensi rolündeki Rufuss Sewell'in oyunculuğunu da çok sevdim. Gelelim konunun işlenişine, ilginç bir şekilde filmin sonunu kısmen tahmin ettim. Sonunun şaşırtıcı olacağını biliyordum ve en şaşırtıcı olan kısmını tahmin edebilmişim. Açıkçası bir filmin sonunun son 2 dakikaya sığdırılmasını pek sevmesem de Sihirbaz'a bu yakışmış. Sonunu keşke filmin içine daha fazla yedirebilselerdi diye düşündüm, ama olsun. Yine de güzel bir filmdi.","label":6} {"text":"filmde baya baya tırstım, korktum, gerildim. filmi cidden iyi yapmış herif. en geç seansta izlemeninde verdiği ayrı bi korku vardı. film bittiğinde 2 yan sıramda oturan kız koşarak kaçtı salondan :D ön sıralardanda bi ağlama sesi duydum film esnasında wallahi. tek başınıza izlemeyin filmi derim.","label":7} {"text":"filmi ben beğendim açıkçası...film bir gidiyor bir geliyor...önce nickden nefret ederken bir anda amyde nefret ediyorsunuz...sinsi bir kızın sinsi planları....ben sıkılmadan ve sonunu bekleyerek izledim.. tabi umduğum gibi bitmedi oda ayrı.. keyifle izlenebilir.","label":6} {"text":"Dram seven birisi, bu filme ''kötü'' diyemez.. Boğazınız düğümlenerek izleyeceğiniz harika bir film..","label":8} {"text":"Ferhan Şensoy'a yakışmayan bir film olmuş. Nasıl bir muhalif başkan? Başkan kendi inancı gereği aykırı olan ne yaptı da ismi muhalif başkan oldu? Bu soruların yanıtını göremedim. Benim gördüğüm bir türlü hizmet götüremeyen ancak dürüst bir başkan var. Misal Kemal Sunal'ın &Üç Kağıtçı& filmindeki belediye başkanı profilinde bunu görebiliyoruz veya Ahmet Uğurlu'nun Zoraki Başkan dizisinde bunları görebiliyoruz.","label":2} {"text":"çocuğa yaşattıkları açısından rahatsız edici bir filmdi. her sahneden önce, \"hayır bunu yapmasınlar, yapmamış olsunlar\" deyip durdum. biliyoruz ki bu olaylar yaşanıyor, dünyada binlerce Ben var. Ben'e zorbalık eden kişiler gibi binlerce kişi de var. şizofreniyi konuya dahil etmeliler miydi emin olamadım. ayrıca ne zamandan itibaren başladı onu da anlayamadım. yani kız Ben'in yaşadığı yere hiç gelmedi mi? ya da trende yanyana oturduktan sonra Ben ordan ayrıldı ve bir daha hiç görüşmediler mi? kendini raylara atmak istediği andan sonra mı kızı görmeye başladı? cevabını bilmediğim için mutlu olduğum sorular. keşke filmin son bir dakikasını izlemeseydim de bu şizofrenlik olayını bilmeseydim. otizm açısından belgesel gibi olmuş, yaşadıkları, çevrelerinden gördükleri anlatılmış. bir kişinin bile çıkıp, \"bu çocuğa böyle davranamazsınız\" dediğini görmek isterdim. en azından gerçek hayatta olmasını umut ettiğim temenni bu. her neyse, çok iyi filmdi, çok harikaydı.","label":7} {"text":"Yeni Yıl insanın içini ısıtan çok sıcak, çok hoş bir film. Bir şaheser değil tabi. Sözlerimden o anlaşılmasın. İyi niyetle çekilmiş bir film demek istiyorum. Aksadığı çok yer var aslında ama filmin sıcaklığı bunları örtüyor. Bence izlenmeyi mutlaka hak eden bir film.","label":6} {"text":"spoiler gerçek anlamda mutlu biten bir filmdir.","label":6} {"text":"“Marriage Story”, senaryosunu da yazan Noah Baumbach’ın yönetmen koltuğunda oturduğu romantik bir drama… Dünya prömiyeri, 29 Ağustos 2019’da Venedik Film Festivalinde yapılan ve (Academy ödüllerine aday olarak yarışabilmek için) Amerika’daki 6 Kasım 2019 tarihli sınırlı salon gösteriminin ardından 6 Aralık 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilen filmin, 8.3/10 (58.518 oy) ve 4.3/5 (148 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 9.0/10 (305 yorum) ve 94/100 (51 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de, çekimleri 47 günlük bir süre içerisinde New York City ve Los Angeles’ta gerçekleştirilen ve altı kategoride 77. Golden Globe Ödüllerine aday olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun için de, 18 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve sinemadaki sınırlı salon gösterimleriyle 2.2 milyon dolarlık bir gişe hasılatına ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, 2019 yılını, “The Report”, “Star Wars: Episode IX - The Rise of Skywalker” ve bir Jim Jarmusch filmi olan “The Dead Don't Die” ile zaten dolu dolu geçirmiş olan Adam Driver’ın, performansını en az bir büyük ödülü kapacak seviyeye taşıdığı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Ancak Driver’ın en büyük talihsizliği, karşısında rakip olarak Antonio Banderas (Pain Glory), Christian Bale (Ford v Ferrari) ve Joaquin Phoenix (Joker) gibi isimleri bulması olacak… Yoksa 2020’de “En İyi Erkek Oyuncu” kategorisindeki Academy, Golden Globe veya BAFTA ödüllerinden hiç değilse birini evine götürmesi işten bile değildi… Tamam, her ne kadar ortada ödül (ve hatta ödül adaylığı) getirecek bir performans olmasa da Scarlett Johansson’da iyi oynamış… Fakat Laura Dern’in “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” kategorisindeki Golden Globe ödülü adaylığı, muhtemelen başta kendisi için olmak üzere tam anlamıyla büyük bir sürpriz olmuş durumda… Zira bize göre, 136 dakikalık filmin içinde Dern’in bu ödüle aday olmasını gerektirecek tek bir sahne bile mevcut değil… Hele de, “Hustlers” da (2019) filmi tek başına domine eden Jennifer Lopez’i izledikten sonra… Gerçi festival jürilerinin / üyelerinin oy veriş tarzına, bazen pek akıl sır da ermiyor… O nedenle biraz daha bekleyip sonuçları görmemiz gerekecek… Oyunculara dair bu faslı noktalamadan, “iyi oyunculuk” denilen şeyin ne demek olduğunu daha iyi anlayabilmek adına, Charlie’nin (Adam Driver) boşanma avukatları (4 kez evlenip 3 kez boşanmış olan yaşlı kurt) Bert Spitz (Alan Alda) ile (paragöz) Jay Marotta’yı da (Ray Liotta) gözden kaçırmamanızı öneriyoruz… Son olarak, “En İyi Senaryo” kategorisinde de (yine Golden Globe’da) ödül adaylığı bulunan filmin hikâyesine de bakacak olursak: Bu filmi izlerken, vizyona girdiği yıl Ankara’nın en önemli sinema salonlarından birinde şu an hayatta olmayan dostlarımızdan biriyle birlikte izlediğimiz 5 Academy ve 4 Golden Globe ödüllü “Kramer vs. Kramer” (1979) filmini ve Dustin Hoffman ile Meryl Streep’in sıra dışı oyunculuklarını anımsamamak neredeyse imkânsız gibi… O yüzden de, eğer konu olarak “Marriage Story” filmini beğendiyseniz ve aradan geçen 40 yıllık süreye rağmen fırsat bulup da henüz izlemediyseniz, “Kramer vs. Kramer” i de (1979) izleme listelerinize dâhil etmeyi unutmayın diyeceğiz… Elbette filme dair yazılıp çizilecek daha pek çok şey var… Fakat “spoiler” ve “GDO’lu ithal yorum” içermeyen tarzımız gereği biz onları, yazdıklarımızın ardından meraka kapılarak filmi izlemeye karar verecek olanlara bırakalım istedik… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez, iyi film izlemeyi tarz haline getirmiş sinemasever dostlara, “ ‘The Squid and the Whale’ (2005) sonrasındaki ikinci en büyük balığını oltasına düşürmüş olan Noah Baumbach’a bu film vesilesiyle bir şans daha vermekte yarar var” diye seslenerek kullanmak istiyoruz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “abartılı” puanların yol açtığı büyük beklentilere kapılmadan, “siz de izleyebilirsiniz” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 19 Aralık 2019 günü saat 18.50’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"böyle abuk filmlerin neden devamı gelir anlamam sonundan anlaşılan ikisi üçü gelicek bu filminde ve tabiki her yapılandan ilkinden daha berbat olucak...","label":4} {"text":"Bir kitap bu kadar mahvedilebilirdi herhalde?","label":4} {"text":"Haftann dier en iyi filmi. Tolga rnekin en iyi filmi bence. Ancak zellikle Yiit zener ve Nejat lerin performansn ok beendim.","label":8} {"text":"Para kazanmak için her yolu deneyen herkesi kullanan bir adamın hikayesi. Belirli bir yere kadar sıradan devam ederken sonlara doğru işler birden farklı bir hal alıyor. Sosyopatlıkla beraber kontrolsüz hırsın nelere yol açacağını gösteriyor. Kaliteli bir yapım şiddetle tavsiye ederim","label":7} {"text":"berbat 1/10","label":0} {"text":"Seri havası devam ediyor. Filmi izlerken keşke bu mantıkta bir dizi çekilse dedim aynı kadroyla çünkü arka arkaya izlediğim bu iki film bana bu tadı verdi. Güzel bir yapım ama bu ikinci filmle biraz sinema havası dışarda kaldı doğrusu. Her türlü başından sonuna kadar izleten bir yapım tabi. Birazdan üçünkü filmi izleyeceğim umarım aynı tad devam etmiştir. İyi seyirler. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Dönemin iyi aksiyon filmlerinden biriydi. Tom Cruise'ın yıldızının parlamaya başladı dönemlerle birlikte, casusluk olayına farklı bir bakış açısı getirmiş bir filmdir. Özellikle, bu mesaj kendini imha edecektir repliğini aklımıza kazımıştır :).","label":6} {"text":"Film, yeni seçilen papanın psikolojik olarak kendini iyi hissetmemesini konu alıyor.. çok eğlenceli çok keyifli bir film.. Cannes festivalinin açılış filmiydi, izleyünüz..","label":6} {"text":"Çok iyi tavsiye ederim aynı Tanrı Kent filmindeki tadı veriyor.","label":7} {"text":"çok eğlenceli bir film. senaryo çok akıcı hiç sıkılmadım izlerken. oyuncularda çok başarılı. 9 puanı hak ediyor.","label":8} {"text":"Oyunculuklar ve senaryoyu beğendim. Konu itibariyle daha cesur sahneler mi bekledim ne bekledim bilmiyorum ama Bi bekledim yani. ... izleyenler için: mesela sırplarda anlattı bir pornocunun mahvolmuş hayatını, geçmişinden kaçamayışını... onlar anlatırken fazla cesurdu Türk usulü olanda konu uçlarda dahi olsa abartılmadı ben içten içe ona taktım belki de. bir de cengiz bozkurt komedisi vardı benim için filmde. ismini dahi hala Erdal bakkal diye zikrettiğim bu başarılı adamı o rolde yine Erdal bakkal tadıyla izleyince ben, pek bir ciddiye alamadım. elimde değil.","label":6} {"text":"Oyuncu isimlerine bakarak gidilmesi gereken bir film gibi görülüyor ancak, A kadrodan B- film çıkmış. Başlangıç ve sonrasındaki aksiyon güzel fakat hızla yeterli olmayan kamera açıları ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bazı konu detayları da üstünkörü geçiştirilmiş. Ne neden niçin? Yok. Dramatize o kadar basit ki kimseye üzülemiyorsunuz. Teknolojik ürünlü sahneler güzel, ayrıca filmin en etkileyici sahneleri basınç nedeniyle patlayan oyuncular diyebilirim. [spoiler]Sonlara doğru yaşanan karmaşa sonrası eski istasyona giren ablamız dolaşıyor, oturuyor, telsizden birilerine ulaşmaya çalışıyor, orayı burayı kurcalıyor. Bayağa zaman harcıyor ve çıkmaya karar verip yürüyor. Bu süre zarfında da diğer ekip arkadaşları limitli oksijenli kıyafetleriyle dışarıda bekliyormuş. :D:D[/spoiler] Film bitince hareketli bir film izledim ama pek güzel değildi diyebilirsiniz. Hiç duygusu olmayan bir film olmuş.4/10","label":3} {"text":"İzlerken İçinize İşleyen Bir Anlatımı Var Filmin, Kendini Büyük Görüp Ahlak Dersi Vermeyişi En Büyük Artısı.. Halil'in Filmin İçinde Dedigi Gibi \"herkes haklı bu işte\" ... Sabihada Halil'de Aşkında Haklı... Kızamazsın İkisinede \" ... Agızlarda Sakız Olan \"Melodram\" Yakıştırmasını Sonuna Kadar Hakeder Bu Film... Kalbimi Kıra Kıra'da En Çok Bu Filme Yakışır....","label":7} {"text":"akılda kalıcı sahneleri olan bir takip filmi.gerilimi güzeldi.","label":7} {"text":"Monotonlaşan hayatı anlatmaya çalışan farklı bir kısa film. Bu hayata, bir kuşu beslemekle bile renk katılabileceğini ima etmeye çalıştığını düşünüyorum.","label":3} {"text":"Sahsi fikrim su zamana dek izledigim en iyi filmlerden biri yeri geldi heyecanlandim yeri geldi agladim yeri geldi eglendim puanim 10/10 herkesin bence izlemesi gereken bir film tek solukta izlenir.","label":9} {"text":"bence okadar da çok iyi olmasada film değişik bir konuyu ele almış ve bu konuyu biraz abartsalarda genede iyi bir filim sayılır 10 üz. 7","label":6} {"text":"Ya soğuk ülkenin insanları gerçekten soğuk mu oluyor, yoksa bu filme özgü mü bilemedim. Basit, çerezlik bir gençlik-spor filmi yapılmaya çalışılmış ama duygu namına hiçbir şey yok. Ha futbol konulu ama futbol adına da pek bir şey yok. Güzel bir kız, salak bir çocuk hikayesi daha çok. 4/10","label":3} {"text":"film festivalinde izlediğim çok sarsıcı bir film..Aklın sınırlarının zorlandığı durumlarda, aklını yitirenin neden yitirdiğinin yada nasıl yitirtiğinin birinci gözden içerden anlatıldığı bir film.. güzeldi..","label":4} {"text":"Bakıma muhtaç olan annesine bakarak gençlik yıllarını geçirmiş olan Cazibe, ne aile içinde ne yakın çevresinde ne de yaşadığı mahallede konuşabileceği dengi birini bulamadığı için kendi hayal dünyasını yaratmıştır. Daraldığında \"en iyi hayal kuranlar\" yarışmasından kazandığı projeksiyon cihazına istanbul resimlerini takar ve oradaki resimlerde yaşattığı hayallerine dalar. Dayısının ölümü ve annesinin kısmı felci üzerine hayal dünyası ile gerçeklik arasındaki bağı artık iyice kaçırır. Öyle bir boyuta gelir ki hayal dünyasındaki sevgilisini aldatmak için bakkalın çırağını kullanacak seviyeye gelir. Filmin kurgusunu ve anlatıcı ögeleri çok başarılı buldum. Hale Soygazi kelimenin tam anlamıyla efsane oynamış. Filmin müzikleri çok yerinde ve resmen dinlendirici. Film bir noktada mahalle baskısını da eleştirmektedir. Dayıları vefat edince annesine sitem ettiği sahne çok yerindeydi. İzlenmesi gereken başarılı bir film.","label":7} {"text":"Bu Film çok fazla eleştirilmesine rağmen bana göre son zamanlarda izlediğim en iyi bilim kurgu filmlerden biri hikayesi biraz 'Ben Robot' andırsada Bruce Willis ve Radtcha Mitchellin başarılı perfomanslarıyla öne çıkan bir yapım sizleri bilmem ama ben filmi bayağı beğendim.","label":7} {"text":"Filmde efektler biraz daha uğraşılmış masraflı ve kaliteli yapılmaya çalışıydı daha farklı olabilirdi en azından son sahnelere uğraşabilmiş deseydik, Ayrıca filmde oyuncuların kullandığı cümleler bazı yerlerde gerçekten basit olmuş bazı yerlerde de alâkasız sözler ve tepkiler olmuş. Bazı şeylere dikkat edip biraz daha uğraşılsaymış daha farklı olabilirmiş","label":2} {"text":"oğlu uyuşturucu bağımlısı olan bir babanın yaşadıklarını yazdığı kitaptan uyarlama bir film, yani babanın anlattımı ile izliyoruz olanları.. süresi bana yine gereğinden fazla geldi - artık bunun gizli sosyo-ekonomik bir anlaşma olduğuna inanacağım. ama oyuncular çok iyiydi, hikayeyi ayakta tuttu diyebilirim.","label":6} {"text":"https://youtu.be/GoAA0sYkLI0 https://youtu.be/93A1ryc-WW0","label":8} {"text":"Filmi Sürekli takip edip merakla bekledim.nitekim bugün izleme fırsatı buldum ve çok beğendim.Bu tarz Filmler genelde daha uzun oluyor aynı şekilde bu filmde daha uzun olabilirmiş, tabi ki kısa değildi tadındaydı yinede.cem, olga, russel, yılmaz hepsinide çok beğendim.büyük keyif verdiler.herkesin izlemesini taviye ederim.","label":9} {"text":"Filmin ahlak ve siyaset felsefeleri dersleri gibi izlenebileceğini düşünüyorum. Bence filmde verilmek istenen ileti; insanın doğasında var olan niteliklerini değiştirmek ya da yok etmek, insanı iyi ya da kötü bir birey haline getirmeyecektir. Çünkü insan; seçme özgürlüğüne sahip olmasaydı, iyi ya da kötü kavramlarının bir içeriği ya da anlamı da olmazdı. Her ne kadar filmi verdiği ileti bakımından başarılı bulsam da, filmin anlatım yöntemini beğenmedim. Cinsiyetçi bir ideolojinin ürünü olduğunu düşünüyorum. Film oldukça sıkıcıydı ve bana hiç keyif vermedi.","label":4} {"text":"Ne zamandır bu kadar güzel film izlememiştim. Milliyetçi duygularım kabardı. Başta güldürüp sonunda ağlattı. Erkan Kolçak ve Ali Atay çok iyi bir ikili olmuşlar.","label":9} {"text":"Filmde o kadar güzel kareler var ki hepsini yazmak istesek galiba filmin büyük bölümünü anlatmış oluruz. Daha kısa ve öz olarak anlatmak gerekseydi de bu harika eseri \"Parodi içinde parodi\" olurdu galiba uygun söz... 8.5/10","label":8} {"text":"İlk defa \"vakit kaybı\" düğmesine bu kadar içten basıyorum","label":2} {"text":"müthiş bir nostalji harika bir son.rockynin yaşlılığı aslında bizim de yaşlılığımız.çocukluğun bittiğini dünyanın değiştiğini herşeyin bir anıya dönüştüğünü bize söyleyen bir film bu.belki artık kimseyi nakavt edemezsin ama hayatın sert yumruklarına ne olursa olsun dayanmalısın diyen bir film.ölenler, yaşlananlar, geçmişin hatıralarıyla avunanlar...rocky bir efsanedir.","label":8} {"text":"Esprileriyle krize sokan muhtesem bir animasyon klasig daha..","label":8} {"text":"Gerçekten kötü bir film nasıl olur dersi vermişler. Kaçın","label":0} {"text":"Benimde her zaman bir film çekme hevesim olduğundan mıdır nedir kanımın ısındığı film itiraf etmek gerekir ki çok acemice ama zaman geçirmek için izlenebilir.","label":3} {"text":"filmi kategorize edemedim bile.. oyuncular iyi desem, değil. iki avukat dışında bi etkileyici oyunculuk göremedim. duygusal desen değil. çerezlik değil. kült değil... filmde ki karakterleri kullanamamışlar resmen, eksik kalmış. ama konu güzel, anlattığı şeyi çok beğendim. bizimde belli zamanda gündemimizde olan bir konuyu film olarak izlemek hoş oldu. bir mahkeme sırasında avukatın şöylediği; gazetecileri hapse attırmak başka ulkeler için geçerli, kendi vatandaşlarından korkan ülkeler için. onları seven koruyan ülkeler için değil.","label":6} {"text":"Filmin atmosferi çok iyi. Oyuncular ve yönetmen de öyle. Filmin sonunu da özellikle çok beğendim.","label":6} {"text":"İlk başlarda bu filmin Eminem'in hayatını anlattığını sanıyordum. İzlediğimde öyle olmadığını gördüm. Eminem bu filmde Jimmy isimli kurgusal bir karakteri canlandırıyormuş sadece, açıkçası böyle olmasına üzüldüm bir yandan. Ama yine de beğendim bu filmi.","label":7} {"text":"Moby Dick izlerken büyük keyif aldığım, Gregory Peck'in Ahab rolüyle karşıma çıktığı her karede saygıyla karışık bir tedirginlik hissettiğim, tüm tayfayı hüzünle yad etmemi sağlayan bir filmdi. Melville'nin eserinin edebi açıdan ne denli önemli olduğunu biliyorum fakat kitabı okumadığım için karşılaştırma yapamayacağım. Yine de genellikle sinemada kaçınılan anlatıcı kullanımının edebi uyarlamalarda başvurulabileceğini düşünüyorum. Moby Dick bu düşüncemde önemli bir etken. Örneğin Kaptan Ahab'ın gemide görüldüğü ilk sahnede İshmael'in betimlemeleri Peck'in oyunculuğuyla birleşince eşsiz bir an yakalanmış. Moby Dick iki saate yakın süresini gayet iyi ve akıcı kullanmasının yanında Ahab'ın zaaflarını, hırslarını, intikam arzusunu yansıtmakta da başarılıydı. Filmin özellikle son yirmi, yirmi beş dakikası harika bir sinema deneyimi sunuyor.","label":7} {"text":"çok iyi. içine gömüldüğü yalnızlıktan tuhaf bir çıkış bulan yazar Depp beni kendine inandırdı iyi mi...","label":8} {"text":"'Veda' ve 'Mustafa' (!) fiyaskolarından sonra bana göre yapılmış en gerçekçi Atatürk filmi ve bu film hiç bir tartışmaya da mahal vermeyecek bir film. Onun için tüm emeği geçenlere bravo ve helal olsun diyorum. Aynı zamanda bu alanda yapılan ilk belgesel/kurmaca tarzında bir film, daha önceden Ulu Önderimiz hakkında yapılan filmler ya ticari amaçlıydı ya da salt belgesellerdi. Üstelik çocukların da seyredebileceği ve yararlanabileceği bir film ancak ben bu film 23 Nisanda vizyona sokulmasını isterdim daha çok hasılat elde ederdi. Bir de Halit Ergençin makyajı uymamış tartışmasına gelince bir şeyi artık anlamamız gerekiyor Atatürk o kadar farklı bir fiziğe ve yüze sahipti ki siz hangi aktörle çalışarsanız çalışın yerli yada yabancı hiçkimse Atatürke benzemeycektir yada benzetilemeyecektir (şu ana kadar tek Ahmet Mekin biraz benzemişti Atatürke o da yüz hatlarından ötürü) onun için bu anlanmsız tartışmaya son verelim. Üstelik Halit Ergenç çok da başarılı oynamış. Çocuğunuz varsa muhakkak bu filme gidin derim. Ayrıca çok sevdiğim bir sinema yazarı olan Atilla Dorsayın bu filme gitmeyecek olmasını hayretle karşıladım.","label":7} {"text":"yaklaşık 3 saatlik filmi aralarla 5.30 saattebitirebildim. hem konu hem de konunun işlenişi açısından oldukça ağır bir film. oldukça çarpıcı sahneler de içermekte. bu kadar ağır bir filmin bu kadar ağır bitmesi de insanın omuzundaki yükü birkaç katına çıkarmakta. peki nasıl buldum? yönetmenin izlediğim ilk filmi olduğu için alışmam gerektiğini düşünüyorum. belki de beni birkaç beden aşan bir filmdi.","label":7} {"text":"Film kötü değildi ama bence daha iyi olabilirdi, sinemada izlemenizi önermiyorum açıkçası, 3 boyutlu sahneler de fazla yoktu.","label":5} {"text":"testere filminin adı yetiyor ya.. Sadece bu kez oyunlar çok kısa gösterilmiş.. Genede sürükleyicilik kurgu oyunculuk gayet iyi.. Supriz sonuda yapmışlar… devam filmi olarakda yeni bir film olarakda on numara film olmuş arkadaş","label":9} {"text":"Başından sonuna kadar bir komedi fırtınası, üzerine Jim Carey'nin o kendinden, doğallığından gelen mimikleride eklenince tadından yenmeyecek bir film çıkmış ortaya.. Kesinlikle izleyin derim...","label":7} {"text":"Filmi zar zor da olsa az önce bitirdim. Sırf eski olduğu için yüceltilen filmlerden biri daha.. Tamam çocukken izlemiş, korkmuş olabilirsiniz ama 2011 yılında hala bu filme en iyi gerilim filmlerinden biri, korkudan altıma yaptım vs. de denmesin lütfen. Tonla mantık hatası, Chucky'den beter makyajlar.. Söyleyecek o kadar olumsuz şey var ki film hakkında. O şeyler hayalet miydi, zombi miydi yoksa uzaylı mıydı onu bile anlamadım. Karman çorman bir film. Senaryosundaki saçmalıklar nedeniyle çekildiği yıl için bile iyi bir film olduğunu düşünmüyorum. Abarttığımı düşünebilirsiniz ama yorumlara güvenerek, nihayet korkacağım bir film diye büyük bir hevesle siz de bu filmi izleseniz neden bu kadar üstüne gittiğimi anlardınız.","label":8} {"text":"film ağır ağır ilerleyip insanın içine işliyor. tüm festival filmlerinde olduğu bu yavaş işleyiş hataları da gözümüze sokabiliyor ama olsun. ben filmi beğendim, hele erkan oğurun müzikleri cuk oturmuş. benim için güzel filmi niteleyen bir cümle değildir ama söylemeden edemeyeceğim: ağlaya ağlaya bir hal oldum:))","label":4} {"text":"Özellikle Nazi Almanyası ve İkinci Dünya Savaşı özelinde ele alındığında, hep tartışılan konulardan biridir: Haydi tamam Hitler (veya insanlık tarihinden herhangi başka bir benzer karakter) bunları yapıyor da, o kadar insan (Alman vatandaşları) nasıl böyle bir kötülüğün peşinden gidiyor?!&. Tabii çok derin bir konuyu böyle tek bir cümlede özetlemeye çalışmak biraz eğreti durdu. Bahsi geçen bu durum daha önce pek çok kez kitaplarda, filmlerde işlenmiş, kaliteli örnekler sunulmuştu. Die Welle işlediği konuya ve karakterlerine yakışır şekilde hareketli bir kurguya sahip. Lise çağındaki gençlerin okuldaki bir proje için idealist öğretmenleri tarafından bir nevi deneye tabi tutulduğu, ancak insan doğasının (hele ki o yaşlarda karmaşık duygular içindeki gençlerden bahsediyorsak) bir süre sonra beklenenin dışında şekillenerek bu deneyi çok başka bir boyuta taşımasını izliyoruz temel olarak. Otokrasinin, faşizmin adeta tanımlarının yapıldığı film, aslında çok büyük bir sürprize doğru yönelmiyor. Sürükleyiciliğini kaybetmemesine rağmen yaklaşık filmin ortalarından itibaren konu ve karakterlerin nasıl şekilleneceği az çok belli oluyor. Yüksek tempolu, oyuncularının rollerine yakıştığı, insanı düşüncelere iten bir yapım. Aklımızın almadığı bazı durumların, aslında çok basit bir iki hamle ile (tek tip kıyafet, topluluğa bir isim, bir logo) ne kadar da kolay gerçekleşebileceğini kanıtlar nitelikte. Bu realistik tavrı ile aynı zamanda ürkütücü.","label":6} {"text":"Bülent Ersoy, şarkı söylerken rapçi Fuat yayına dalmış ve birşeyler saçmalamıştı, bunun üzerine Bülent Ersoy'un verdiği tepkiyi hala unutamıyorum; \"bu neydi bu bu rap mi bu? hee, anladım.\" Benzer düşünceler içerisindeyim. \"bu neydi bu bu film mi bu? hee, anladım.\"","label":0} {"text":"Ne güzel filmdir kendisi... Ufak sözlerin nasıl da büyüyebileceğine dair enteresan söylemler de üretir... Bir ara bu film üzerine yazı yazmalı.","label":8} {"text":"Evet türü kesinlikle dram! Film tam bir dram, fragmanına göre bilim kurgu dersiniz ama işlenilen konu bir dram. Modern dünyanın dramları kaybolan benliklerimiz tarafından teknolojik olarak yaşanacak. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Lars Von Trieri keşfettiğim filmdir.Film çok uzun olmasına rağmen beni kendi içine çok çabuk çekti.Tiyatral bir havada geçmeside filme apayrı bir tat vermiş doğrusu.Konusu ve işlenişi itibariyle son derce başarılı favori filmlerimin arasına girebilecek nitelikte bir filmdi.9/10","label":8} {"text":"oyuncu kadrosu malum olduğu üzere hollywood duayenlerinden oluşuyor. Eğlenceli olmasının yanı sıra bazı sahnelerde ihtiyarlıkla empati kurmanızı da sağlıyor. bu tarz filmlere klişe deme klişesini bir kenara koyup izlemenizi tavsiye ediyorum.","label":6} {"text":"Puanı çok abartılı buldum bizim Türkan Şoray'ın 1978 yapımı Sultan bile bundan çok daha iyi, Dövüş filmi izliceksem gider Jean-Claude Van Damme yada Jackie Chan filmleri izlerim, dün trt de denk geldimde öyle izledim üç saatin yarısı arabesk modunda geçti resmen, Bollywood güzel filmler yapıyor ama süreyi uzun tutup sürekli her filme aşk sokup 1 saat hint müzikleri dinletmeside baydı artık, dövüş filminde arabesk'e bağlamayın bari, Fazla duygusal olmadan her şeye duyar kasmadanda film çekebilirsiniz.","label":5} {"text":"zaman geçirmek için eğlenceli bir film,fazla bişey beklemek yanlış olur , niye bilmiyorum bu tarz filmlerin sonlarında herkes mutlu oluyor neden değişik finallaer düşünmüyorlar bıktık artık aynı sonları görmekten..","label":7} {"text":"bir animasyon olmasina ragmen yer yer Jurassic Park kadar gerilimli oldugunu rahatlikla soyleyebilirim. Oldukca basarili bir Disney yapimi... (7/10)","label":6} {"text":"Emir Kusturica'nın filmleri, sanki çingeneler belgeseli gibi. Her sene devamını çekiyormuş gibi bir izlenim uyandırıyor bende. Bu filmde, çoğu filmine kıyasla daha zayıf bir hikaye mevcut. Oyunculuklar, göndermeler, metaforlar aynı. Filmi izlerken güzel bir şekilde eğleniyorsunuz. Diğer filmlerine kıyasla, görece bir tık daha mutluluk içeren bir filmiydi. Sahnede şarkı söyleyen sanatçı ile ilgili bahse girilen duvardaki çivi sahnesi epeyi yaratıcıydı hakkını yememek lazım :)","label":5} {"text":"Tarantino reis sadece Beverly Hills'e hitap eden bir film yapmak istemiş ve yapmış. Biz diğerleri de sahnesinden, sahnede kullandığı materyalden, kurduğu cümleden mesajlar çıkartmaya çalışarak nasiplenmeye çalışacağız anlaşılan. Ne diyeyim, vardır bir bildiği reisin.","label":5} {"text":"asla pes etmemeyi öğreten ve gerçekten istediğini şeyi alabileceğin mesajını veren mükemmel bir film hayllerininden vazgeçme!","label":7} {"text":"İtiraf etmem gerekiyor ki, ben bu filmi 2 gün önce izledim ilk defa. Çok pişmanım. Bu kadar geç izlediğim için elbette. Çok çok güzel yahu. Hiç sıkılma yok bir kere. Ugly abimiz ders vermiş uluorta. Kıvanç Tatlıtuğ da oyuncu diye geçiyorEli Wallach da öyle. Bir terslik var. 98 verdim gitti. 2 puanı neye kırıyosam işte.","label":9} {"text":"Kendini doğuştan marksist olarak nitelendiren ancak kutsal kavramını ve duygusunu reddetmeyen, tersine önemseyen bir yönetmenin gözünden Roland Barthes' in deyimiyle \" Pasolini ye özgü bir naiflikle\" hristiyanlığın anlatıldığı film...","label":7} {"text":"Çay bahçesinde film çekmişler. Bu kadar kötü bir film beklemiyordum. Her açıdan kötü bir film. İzlemek zaman kaybı kesınlikle","label":0} {"text":"güzel ve eğlenceli bir animasyon filmi","label":6} {"text":"sistemi iyi yansıtmış ama daha izlenilebilr hale getirebilirlerdi","label":4} {"text":"Erkeğin evrimi. Gerçekçi...","label":7} {"text":"Hoş, güzel bir film","label":7} {"text":"Film iyi hoş güzel ama yılına göre güzel denilebilir açıkçası. Ben uzatılmış tıpkı \"bakın 1960 lı yıllardıyız ve uzayı teknolojiyi biz böyle gösterebiliyoruz, biz süperiz, biz bunu başardık\" dercesine bir çok sahneyi müzik eşliğinde haddinden fazla uzatmışlar ee hali ile buda insanı (2013 yılında yaşadığımızı ve film sektörünün görsellikte ne kadar ilerlediğini düşünürsek) maalesef sıkıyor","label":7} {"text":"Film ilerledikçe senaryonun hiç yabancı gelmediğini fark etsemde başlamışken bitirmek istedim. 2016 yapımı Trendeki Kız filminin yeniden uyarlaması ile karşılaştım. Oysaki ben bunu bilmeden bi hevesle filme başlamıştım. Bu yüzden bir süre sonra modum düştü. Bu filmde etkileyici bir yön maalesef bulamadım. Filmin aslı bu uyarlamadan çok daha başarılı. Boşuna izlemiş bulundum. Ve bir kere daha anladım ki oradakiler müzik ve dans olmadan yapamıyorlar :)","label":3} {"text":"biran de palma ya şapka çıkartıyorum. femme fatale filminde öz sinemasını ortaya koymuş seyri zevkli ve herşeyi yerli yerine oturan bir yap boz gibi. evet film için kullanılacak en doğru tanımlama bence bu. bu film bir yapboz. fragmanını izleyenler ne demek istediğimi anlar.","label":7} {"text":"Ders niteliğinde bir film. Eğitime bakış açısıyla, Aamir Khan'ın bir başka filmi \"3 Idıots\"' ile benzerlikler taşımakta. Eğitimi belirli kalıplara sokmanın yanlışlığı, bu benzerliklerin en önemlisi.","label":8} {"text":"Sean Bean'in ölümü vb durumlara defalarca tanık olmuşuzdur ancak böylesini ben de beklemiyordum. Küçük Cronenberg babasının yedeği gibi tuttuğunu koparıyor. ","label":7} {"text":"İlk filmde prensesi kapan Shrek Vionanın ailesiyle tanışmak için Uzaktaki krallığa gidiyorki onu zor babadaki deniro gibi bir baba onun yerine prensesle birlikte olmak istiyen yakışıklı bir prens, kötü bir peri anne ve ödül avcısı çizmeli kedi bekliyor.İlki kadar iyi olmasada, çizgili kedinin varlığıyla komedi ve eğlence tavan yapıyor.","label":7} {"text":"Bu filme bircok yorumda ayilip bayilmislar bir an kendimden suphelendim bende mi bir tuhaflik var diye lakin 20 dk dan sonra tahammul edemedim izlemeye normalde dram romantik cok severim ama bana cok basit geldi , duyguyu derinligi verememisler oldu bittiye gelmis gibi olaylarin akisi sagir rolu hic olmamis gayet duyan bir insan gibi bence. Valla daha birkac gun once izledigm yabanci dramlarin etkisinden hala kurtulamamisken bunlari hic film diye bize sunmasinlar","label":1} {"text":"Dizinin girişi dayının istanbula girişi gibi yapmışlar. O gazionada şarkı Hatice’nin sesi güzel diye kim dedi her şarkı söylediğinde kulaklarım kanadı. kulaklık taktım. Oyunculuklar vasat durumda. Sinema sektörü gerçekten bitmiş. Kimse filme gitmiyor diye reklam da alamıyor sektör. Film başlamadan önceden güzel reklamlar olurdu. Şu an ki reklamlar abc kripto fan token, social token gibi saçma reklamlar üzerine hep vasat","label":0} {"text":"sseven'e film isimleri direk çevrilen dildeki anlamına çevrilmez, o dilde uygun bir sim verilir bunların çok azı aynı anlamada çevrilen dilideki karşılığıdır. knight rider-kara şimşek(kara şimşek1. ve 2. sezon sizyah 3. sezonda araba kırmız renktedir ve 3. sezon türkiyede oynamadı) the perfect man-bay mukemmel(aynı anlamda) never been kissed-gerçek öpücük(farklı anlamda) .............","label":4} {"text":"ağlak, titrek bir kraliçe izlemek zevkime hitap etmedi -ki inandırıcı da gelmedi.. O görkemi, abartının dozunu kaçırarak alaşağı etmişler.. Tüm ekibin eline sağlık!","label":4} {"text":"muhteşem bir görsellik+ kaliteli mekanlar+iyi yaratılmış bir kötü adam+muhteşem son=en iyi bond filmi javier bardemin oyunculuğu harika olmus, camın arkasında dişlerini çıkardığı sahne korkutucu. istanbulda çekilen sahnelerde bi sorun görmedim ama keşke şangay gibi bir genel bakış atsalardı şehre. filmin görüntü yönetimi çok iyi özellikle sona doğru iskoç kırsallarında nbc i aratmayan bi çekim yapmış. bence bu film bond filmlerinin yeni yorumu 25 filmlik bi seride yeni bir soluk olmuş. casino royale benime favorimdi ama bu filmin yanında kalitesi az kalıyo diye düşünüyorum. son olarak filmin sonundaki helikopter sahnesi kelimenin tek anlamıyla muhteşemdi casino royale daki venedik sahnesine on basardı bence.","label":7} {"text":"hayal kırıklığı... lise 2'ye giden örümcek adam mı olur lan ? bir spider-man 3 müziklerine, sahnelerine bak birde şu filmdeki ciddiyetsizliğe bak. vakit kaybı izlemeyin","label":6} {"text":"Birçok yıldızın oynadığı bu tarz filmler, genelde hayal kırıklığı yaratıyor.. Bu filmde onlardan biri.. Filmi sonuna kadar izleyemedim bile.. Tamamen vakit kaybı..","label":2} {"text":"filmi testereye benzetmeye çalışmışlar ama film testerenin yanına bile yaklaşamıyor ne gerilim var ne korku nede başka bir unsur birde 18 yaş koymuşlar bu filme ben pek beğenmedim ama elisha için izlemiştim zaten onu görmek isteyenler izlesin ama filmden bişiy beklemeyin.","label":4} {"text":"Uzun zamandır izlediğim en güzel korku filmlerindendi. Tarihin el değmemiş sayfalarında bırakmayın, izleyin derim.","label":6} {"text":"İzledikten iki gün sonra unutacağımız filmlerden. Çünkü böyle 'acı' filmleri değil de, aksiyonu ya da oscarlı oyuncuları olan filmleri hatırlamak isteriz. Sıradan bir film gibi gözükse de, sizi gerçekten karamsar/pesimist/mizantropist yapabilecek bir derinliği var filmin. Ben mizantropistim, antihümanistim, çocuk yapılmasına karşıyım. Bu filmde de durduğum noktanın doğruluğunu gördüm açıkcası.","label":6} {"text":"gayet güzel bir film 3 4 sene kadar önce izlemiştim ama hala aklımda ne kadar ii olduğu bir daha tekrar izleyeceğim ve tavsiyemdir mutlaka izleyin pişman olmazsınız","label":7} {"text":"Cut... İranlı yönetmen Amir Naderi'nin Japonya'da çektiği filmi Cut, festivalin en merak edilen filmlerinden biriydi. Yavaş bir tempoda başlayıp gitgide temposunu yükselten film, verdiği güzel mesajların yanı sıra izleyiciye bu yıl Artist ve Hugo'dan sonra sinema sevgisini hatırlatan 3. film oldu. Fakat filmin derdi ne Artist gibi sessiz döneme nostalji yapmak, ne de Hugo gibi sadece belirli bir üstadı anmak. Cut, sinemayı günümüzde salt eğlence aracına dönüştüren filmlere adeta ateş püskürüyor ve ana karakterin dayak yerken hatırladığı en sevdiği 100 filmi tanıtırken sinema tarihinin önemli filmlerini ve üstadlarına saygı duruşunda bulunuyor. Finale doğru şiddet dozunu iyice arttıran film, böyle şiddetli bir sinema sevgisi bulunan insanı, adeta şiddete boğarak müthiş bir ironi yaratıyor.","label":8} {"text":"Film ile ilgili detaylı incelememi burada bulabilirsiniz. Sizlerinde detaylı incelemelerinizi bekliyoruz. GÜÇ DAİMA SİZİNLE OLSUN sineanaliz.info","label":5} {"text":"Serinin bana kalırsa en iyi filmiydi. Saç diplerime kadar gerildim. Son sahnede de şoka uğradım. Gerçi devam filminde son sahneye bağlı kalınmayacakmış gibi bir his var içimde ama...","label":7} {"text":"Raylarda başı boş, kendi kendine giden bir treni heyecanla izliyorsanız, filmin sonunda herkes Yess diye bağırırken sizde aynı şekilde eşlik ediyorsanız bunun anlamı: Abicim adamlar yapmış ya demektir. Helal olsun filmi yapanlara, oyuncularına bu kadar basit senaryoyu, böylesine heyecanla izletmişler. 7/10","label":6} {"text":"çok eğlenceli bir film. bu arada jude law yaşlandıkça daha mı tatlı oluyor ne","label":7} {"text":"Hoş bir film. İki sevilen oyuncu. Ah bir de konuşulanlar anlaşılsa... 6/10","label":5} {"text":"Eskişehir film festivalinde bir türlü izlemek nasip olmamıştı ama bugün sonunda izledim. Film çok ağır ilerleyen bir film olmasına rağmen ben izlerken zaman çok hızlı aktı geçti. Hatta kendimi filmin jenerik kısmına boş gözlerle bakarken buldum Bunda Engin Günaydının güzel oyunculuğunun büyük payı olduğu kanısındayım. Filmde Engin günaydın yerine başkası olsa bu etkiyi yaratabilir miydi bilmiyorum ? Filmi izledikten sonra filmden ne anladın diye kendime sorduğumda kendimi tatmin edicek bir cevap bulamadım aslında. Filmde üç-beş bişey yakaladım kendimce ama bunu da kendime sakladım çünkü film eleştriye çok açık ve kimseyide etkilemek istemem. Samimiyet üzerine kurulan dostluklar insanı yalnızlık batağına batmasını engelleyen mantar gibidir...","label":6} {"text":"bu kadar vasat olmaması lazımdı büyük bir hayal kırıklığı 4/10","label":3} {"text":"Bitmek bilmeyen leveller, bitmek bilmeyen eğlence.... güzel bir aksiyon bilimkurgu","label":7} {"text":"İzlenmesi gereken bir film. Gerçek bir olaydan alınmış olması filmi daha da çarpıcı yapıyor. Oyuncu kadrosu zaten muhteşem. Sürekli bir olay döngüsü olduğu için akıcı da","label":8} {"text":"Flash tv oyunculuk berbat bir senaryo paranıza yazık sakın gitmeyin ikinci yarıyı beklemeden çıktık..","label":0} {"text":"Jake Gyllenhaal performansı, karakteri ve oyunculuğu tartışılmaz, Rachel McAdams ise birçok Hollywood aktiristinden daha gösterişli, mutevazi ve çok daha iyi oyuncu. Film ve konusu ikisinin de karakterine çok uygun, bu nedenle kabul etmelerini doğal buluyorum. Bu filmde öğretici ve eğitici çok yön olduğuna eminim, kesinlikle sadece boks müsabakası filmi değil sonuç olarak pişman olmazsınız ama eğer izlemediyseniz bu filmin bir kaç gömlek üzeri ''cinderella man'' izlemenizi tavsiye ederim iyi seyirler...","label":6} {"text":"Duygusal, bir o kadar da sürkleyici, bütünlüğü kaybolmadan bir çırpıda izlenen güzel bir film. Özellikle çocuk kahramanları çok beğendim. İran sinemasınında başarılı eserlerinden dolayı hakkını vermek lazım herhalde.","label":7} {"text":"Tek kelimeyle kötüydü. Senorya çok basit, sürükleyici değil ve mantık çerçevesinde oturmuyor. Oyunculukları başarı bulmadım . işiniz yoksa gidin derdim ama hava güzel sinamaya kapanıcağınıza bir bankta boş boş oturun daha keyifli olur.","label":0} {"text":"Böğürerek ortalığı yakıp yıkan ve insan kanıyla beslenen bilumum böceğimsi uzaylıların istilası filmlerinden sıkılanlar için farklı bir uzaylı alternatifi :), tek eksiği büyüklere hitap edebilmekten ziyade ağırlıklı olarak bir çocuk filmi oluşu, böyle olmasının asıl nedeni de filmde evden kaçan uzaylı çocukların dünyaya değil de oyun parkına gelmiş gibi ortalıkta cirit atması değil, filmin kendi oluşturduğu atmosferiyle çelişen ve boşlukta bırakılan çok fazla detayı olması, bunları düşünmeden olayların nedenine fazla dikkat etmeden ve fazla da bir beklentide olmadan izlenirse zaman geçirmek için eğlendirici olabilir.","label":4} {"text":"Bu film abartısız bir başyapıt.5 kere izledim, yine olsa yine izlerim o derece. öncelikle çok gerçek, dustin hoffman ı bilmesem gerçek bir otistik oyuncu sanabilirdim. senaryo öyle muhteşem ki charlie insani tepkiler vermiş, hani olur ya bilmiş tipler öyle değil,'sen gerizekalı mısın?' diye bile soruyor. yoldan geçen herhangi biri gibi yani. bu filmle ilgili tek pişmanlığım geç kalmış olmamdır. herkes izlesin, izletsin.","label":8} {"text":"Yönetmen Gustav Deutsch, Edward Hopper'in 13 tablosundan yola çıkarak - ana karakteri Shirley adında Amerikalı bir kadın olan, 1930'lardan 1960'lara uzanan 13 kısa hikaye, teatral sahne ortaya koyuyor. Tahmin edileceği üzere sanat yönetimi, sinematografi muhteşem..","label":6} {"text":"Güzel bir filmdi biraz zaman geçtikten sonra tekrar izlenmeye değer bir filmdi. Film içinde bazı cinslikler yok değildi mesela kendi yerine düşmanlara verdiği adamın elindeki dövmeyle peşindeki tetikçi adamın aynı dövmeye sahip olması biraz bedevi şansı olmuş sonra helikopterler kurtarmaya geldiğinde ateş ederken düşmanlardaki tanklar neden ateş etmediler onu da anlamış değilim. Ama film ateş ve patlama sahneleri çok güzeldi. 7/10","label":6} {"text":"Tabiki bu ikili görünce daha önceki basyapitlar geliyor akla bu öyle bir film değil fakat film izlenebilir düğüm sonunda çözülüyor","label":6} {"text":"Paul Thomas Anderson'un anlattığı bir porno sektörüne giriş yapan gencin, hayatının traji-komik öyküsü. Aşırı derecede büyük bir zevkle izlediği, gözlerime inanamadığımı, başyapıt olacağını söyleyemem fakat kötü olmayacak kadar iyi. Dirk Diggler hayallerinin peşinden koşuyor, kavuştuğunda ise tepeleşmiş egosu ona tekrar koşmasını fısıldıyor o da bunu yapıyor ama bu seferinde tökezliyor. Hikayenin geçtiği yılların ruhunu taşıdığı söylenebilir. Senaryosu iyi. Aşırı derecede müstehcen bir film değil. Finaline gelirsek beklenmeyen bir sahne var karşımızda. Kendini beğenmişliğin ve egonun etkisi olarak görüyorum ama finali çok gereksizdi. Paul Thomas Anderson'un There Will Be Blood yani Kan Dökülecek'i izledikten sonra bu filmin çok fazla iyi olmasını beklerdim ama umduğum gibi olmadı fakat pişman da değilim. 10/7","label":7} {"text":"film güzel gibi görünüyor da türk yapımı olmasını dilerdim.ama umarım iyi birşeyler ortaya çıkmıştır,aksiyon olması izlemem gerektiği anlamına geliyor da bişey anlamadım deniz akkaya’nın orada ne işi var deniz akkaya’da oyuncu ışığı mı görmüşler,ama neise ki rolü az gibi görünüyor gözüm fazla yorulmayacak","label":4} {"text":"Hellraiser serisinin en beğendiğim filmi. Günümüz şartlarına uyarlanması dahada ilgi çekici.","label":6} {"text":"Uzun süredir bir korku filminden hakkını vererek korkmayı bekliyordum. Film bunu müthiş bir dram ve oldukça inandırıcı oyunculuk ile başardı. Ancak herhangi bir filmi film yapan diğer öğeleri değerlendirdiğimizde, filmin \"epic fail\"ları bolca bulunuyor. En son noktası da, kati suretle kabul edilemez finali. The Descent'de de benzer bir durum olmuştu. Oldukça özgün ve korkutan bir senaryo, bağlanamayan final. Bu konuda bir ingiliz klasiği diyebiliriz.. Ben bunu korkmak için izledim ve korktum da, ancak filmden sonra etkisi devam edemiyor. Muhtemelen bu durum final ile ilgili. Bu yüzden; 62/100 Saygılar.","label":6} {"text":"film çok güzeldi...izlerken çok duygulanmıştım...taaa ilk sinemaya geldiği vakit izlemiştim.artık 1999'da mı 2000'de mi izledim ne... oyuncular süper,film süper, müzikler süper... eric clapton süper müzikler yapmış.hatta filmin ana müziği get lost zaten dillere destan..bence kesinlikle izlenmeli.bu film benim ilk 5'imde yer alır...","label":9} {"text":"dün akşam izledim bende... gayet iyiydi izlenilebilecek bir film...","label":4} {"text":"Pazar akşamı gittim, gerçekten etkileyici ve sürükleyici bir film.","label":9} {"text":"Türün takipçileri izleyip unutacaklardır tıpkı olması gerektiği gibi.Yoksa iyi film izleme kaygısıyla başına oturulacak bir film değil.Öncesinde ne tahmin ediyorsanız hepsini veriyor size,ne eksik ne fazla.Vizyon zamanı belirli basın organlarında sürekli reklamı yapılan İstanbul ve Saadet Işıl Aksoy sahneleri otuz saniyeden fazla değil,onu da belirtmiş olayım.","label":4} {"text":"garip bir film, izlerken sürekli \"ya benim başıma gelse\" mantığı güdüyor insan. izlemediyseniz izlerken bunu bolça düşüneceksiniz. gayet zevkli bir film. izlenmeli ve arşivde saklanmalı.","label":7} {"text":"Klişe sahneler fazlasıyla vardı, örneğin; Ip Man, okulda zorbalığa maruz kalan kızı kurtarıyor ( Aynısı Karate Kid (2010) filminde vadı, Jackie Chan, Amerikalı çocuğu zorbalardan kurtarıyordu.) Babasıyla arası kötü olan ve filmin sonunda babasıyla barışan çocuk karakteri Karate'yi kötü göstermeye çalışarak Japonları aşağılamaya çalışan 'Çin' yapımı 'dövüş' filmleri Irkçı Amerikalılar","label":5} {"text":"Bakin arkadaslar bu gün izledim filmi kutahya sera awm de film arasi gelsin die dua ettim bu kadar kötü leş bi film daha izlemedim ben","label":0} {"text":"çok yaratıcı bir film keyifli vakit geçirmek için güzel bir animasyon","label":6} {"text":"Şu ana kadar gördüğüm en kötü film. Hiçbir sahnesinde gülmedim. Filmin yarısında çıktım. Eşimle birlikte çıktıktan sonra bir filmin bu kadar kötü nasıl yapılabileceğine güldük..........","label":0} {"text":"Güzel film. Eğlendirici. İkili uyumu çok hoş. Her şey toz pembe. Ortalıkta kül kedisi eksik. 8","label":7} {"text":"---ağır olmasa da spoiler içerir--- düğün sahnesi güzeldi bir insan alkolde sınırlarını bilmeli gibi bir tema taşımıyor aslında ama yine de iyiydi, bir de atın bacağını kaldırdığı o sahne ele alındığında, insanın kendine karşı dürüst olması gerektiğini anlatan eğlenceli, duygusal bir yapım. ne istediğini bilen bir halde oluyor yani kıvama geliyor sandracığımız en sonunda. kendisine neyin layık olup olmadığını anlayan bir insan oluyor o hiç istemediği tedavi ona çok şey öğretiyor, işte bunun için izlenmeye değer.","label":8} {"text":"Merakla kendini izleten , sağlam bir polisiye filmi . 10/7 .","label":6} {"text":"İstanbul Film Festivalı kapsamında bugün izlemiş olduğum bir film ve diyebilirim ki John Carpenter geri döndü...Hemen herşeyiyle sapasağlam bir Carpenter filmi seyretmenin o inanılmaz hazzını duydum...In The Mouth of Madness,The Thing,Prince of Darkness ve daha nice kült film çıkaran John Carpenterın kalitesinden bir şey kaybetmediğini görmek de çok mutlu etti beni...Artık sık sık hatta senede bir film çekmesini ümit ediyorum...","label":7} {"text":"Filmin sonunu beğenmedim. Sanırım bu yönetmenin tarzı bu. Bir aile krizi ve acı çeken insanlar... Benlik değil. TRT 2 de saçma bir eleştiri yapıyorlar. Bu yönetmenin 3 filmini izledim. Hep aynı şey. Aile krizi iyi ama suçluluk duyan insanlar. Burda da aynısı. Yönetmenin tarzı dışında değil yani.","label":5} {"text":"çok kötü bir Türk filmi daha. vakit ve para kaybı. oyunculuklar vasadın da vasadı. sonuna kadar neredeyse kusacaktım. komik ve gereksiz replikler, havalı olmaktan çok uzaktı. kimseye tavsiye etmiyorum. izlemeyin!!","label":0} {"text":"Her şey bana basit geliyor. İlk filmleri pek hatırlamayan bu filmi anlamayacaktır. Baştan uyarımı yapayim. Sonra ilk filmleri hatırlayan bu filmden pek de bir şey beklemesin. Olduk olmadık tuhaflıklarla film ilerliyor ve bildik bir halde her şey işleniyor. Pek değendiğim söylenemez. Sıkılmak pek olmasa da senaryoda bir şeyler eksik. Bu nedenle film düşük puanlara doğru gider gibime geliyor. Ha eskiye saygıdan bunu da izlemek gerek. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"kitabı 1990 dan beri her sene bir kez okurum ve fermina daza ya gene aşık olurum marquez in yorumuyla....kitabı muhteşemdi...badem kokulu bir romandır...","label":7} {"text":"öyle fena halde geriliyorsunuz ki filmi durdurup soluk almak istiyor bedeniniz, ruhunuz. kapı girişinde davetsiz misafir şeklinde durmaları ve \"hadi çıkın gidin artık defolun gidin\" diye filmi izlerken bağırmaya başlarsanız korkmayın kendinizden. onlar hep kapı girişinde, beyaz eldivenleriyle sizi öldürmeyi bekleyecek.","label":8} {"text":"Bu yorumu okumaya devam etmeden önce filmlerin izleyiciye birşeyler katabileceğine inandığına emin ol, inanmıyorsan boşuna okuma. Hani bazı filmler vardır ya insanın hayatını değiştirir. Yaşama karşı bakış açısını değiştirir. İşte bu da o nadir filmlerden bir tanesi işte. Bu gece hiç uyumadım. Gece 03:00'da izlemeye başladığım forrest gump beni yine aldı götürdü bu diyarlardan. Bir filmi defalarca izlemenize rağmen ilk izlediğiniz hissi verir mi? Her izlemenizde gözlerinizi ağlamaktan pert eder mi? Bu film ediyor işte efendim. Nasıl ediyor, niye ediyor çözemedim daha ama ediyor işte. Kusursuz oyunculukların ağzından çıkan o tartılmış cümleler... Kelimelerle ifade edemiyorum ben bu ve bunun gibi sınırlı sayıda olan filmleri. Uykumu da kaçırdı biraz ona kızdım ama..","label":8} {"text":"Öğretmen babaya, senin çocuğunu boşuna aşağılamışısız, senin çocuğun geri zekalı değil disleksi. Yani zeka geriliği aşağılanabilir bir şey. Aamir Khan her zamanki gibi zeka faşizmi yapıyor","label":4} {"text":"Amerikan tipi aile hayatının çelişen ve gizlenen yönlerini anlatan bir film olduğu için bizim kurgulamakta zorluk çektiğimiz temaları işleyen bir film.bize vasat bir filmmiş gibi gelse de aldığı ödüllerle belli ki epey ses getirip ezberleri bozmuş. bence 7/10","label":6} {"text":"Berbat bir film sakın gitmeyin paranıza yazık zamanınıza yazık sırf millet pişman olmasın diye üye oldum","label":0} {"text":"özellikle yolculukta, insanın kafası olan bitenden dolayı hafif dumanlıyken izlendiğinde 'ilk gördüğün köyde sağa çek kaptan. götürdüğün kente gitmek istemiyorum. inecek var!.' deme hissiyatı uyandırıyor, tiksindiriyor, yıldırıyor.","label":6} {"text":"Düşünce ve his olarak beni birçok noktadan yakalayan, şahane bir kara komedi.","label":7} {"text":"Görsel şenlik. Ama konuyu tam anlayabilmek için dikkatli seyretmek lazım. Sonunda belki ağlarsınız :)","label":7} {"text":"filmin tek iyi yanı oyunculardı - Olivia Cooke şahaneydi.","label":5} {"text":"Gerçek hikayelerden yola çıkılmış diyorlar ama benim pek inanmadığım senaryo. Bu kadar tesadüf olamaz bence. Film fena değildi ama ben abartıldığı kadar sevmedim. Bence söylenenin aksine filmin sonu güzeldi. Aşk filmlerini sevenler izlesinler diyorum.","label":5} {"text":"Gerçek bir hikaye dolu dolu aksiyon sahneleri kişisel hırslar birbirinden güzel yansıtılmış ve sahnelerde kopukluk olmadan olaylar arasında ki bağ hiç kopmadan izleyiciyi sıkmayan içinde tutan bir film olmuş. Şu an vizyon'da olan filmlerden izlenebilecek olan filmlerden biri gerçekten güzel bir film olmuş.","label":8} {"text":"Son derece vasat buluduğum bir film. Belli başlı şeylere gönderme yapılsada film üstü kapalı göndermeler ve aldığı ödülleri hak eden bir yanıda yok maalesef.","label":2} {"text":"İğrenç bir film, konu yok, sürükleyici değil. Zaman kaybı. Sürekli dönüş sahneleri tekrarlıyorlar, başka gösterdiği birşey yok","label":0} {"text":"\"Doğru bildiğini yap\" temasını çocuk yüreğiyle devrime taşıyan eğlenceli bir yapım.","label":7} {"text":"Çok iyi bir film olacakken vasat bir film olarak kalanlar var ya misal somuncu baba gibi bu da onlardan birisi ortalama bir film","label":5} {"text":"sil baştan filmindeki hafıza silmek konusunun ilk kullanıldığı film olduğunu sanıyorum bu filmin...bir arkadaşın da dediği gibi yüzünüze bişi olmuş gibi hissediyorsunuz gerçekten ve bu anlamda çok gerildim...filmin sonuna dek tahminler ürettim ve başarılı olamadım..sonunu kestiremeyeceğiniz filmleri seviyorsanız izlemelisiniz...","label":7} {"text":"Çok keyifli ve izlenilesi bir film. Ülkemizde de bu tarz eserlerin yapılması güzel olurdu. Merak edenlere tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Filmin büyük kısmı uyuşturucu işi içindeki grupların önemli adamları arasında geçen diyaloglardan oluşuyor ve bu biraz sıkıcı gelebilir.. Filmin sonu çok iyiydi, tüm kirli işleri bırakmaya karar veren adamın başına gelen.. Kader işte.. (7/10)","label":6} {"text":"ilginç ve sürükleyici bir çalışma. Başarılı kurgusu ile övgüyü hak ediyor. 8/10","label":7} {"text":"Yıllar sonra yeniden izlemesi keyifli oldu. Ne mutlu her seferinde aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır kavramını bizlere hatırlatanlara...","label":6} {"text":"Bu filmi bütün Türkiye'ye, hatta bütün dünyaya izletmeliler! İslamın, hristiyanlığın ve museviliğin beşinci sınıf vatandaş saydığı KADIN da bir insandır, erkekler gibi o da normal, alelade bir organizmadır diye öğrenebilsin diye. Kıyıda köşede kalmış harika bir film.","label":7} {"text":"Biraz daha uzasaymış sıkacakmış diyor insan ama seyrettiğime tamamen değdi. İzleyin olm döngüden rita'nın ona aşık olmasıyla çıkması gerçekten çok hoş bir ayrıntıydı.","label":7} {"text":"Suç ve Ceza Film Festivali'nde izlemiştim. Tek mekanda sadece diyalogla geçen bu kadar iyi ve heyecanlı film herhalde çok azdır.","label":8} {"text":"Herkes farkli film mi izledi yoksa tanıdık kişi yorumları mı anlamadım. Yarısına gelmeden çıktık biz :(","label":0} {"text":"Gayet başarılı bir dram.Hayatta en büyük en dayanılmaz acı olan evlat acısını yaşayan bir aile,kazada bir çocuğu öldürüp derin vicdan azabı yaşayan bir adam.Joaquin Phoenix,Jennifer Connelly favori oyuncularım.Oynadıkları her filme gözü kapalı girerim.Muhteşem oynamışlar.Mark Ruffalanın onlardan aşağı kalır yanı yok.İzleyin.İzletin.","label":7} {"text":"Adam suçlu muydu? Final boş kalmadı mı sizce de?","label":3} {"text":"biz yaşamadık ama şu an yaşadığımız karantina günlerine benzer halleri 2009 yılında dünyanın başkaca bölgeleri yine yaşadı. film aslında geleceğe işaret değil geçmişin dökümante edilmesidir esasında. bir noktada geçmiş de geleceğin aynasıdır. 2020 yılı salgınının geçmişteki bir izdüşümüdür anlatılan.","label":6} {"text":"böyle tarihi kopnuları işleyen filmlere ihtiyacımız var.ii de olsa kötü de oolsa böyle filmler olmalı.","label":4} {"text":"Zack Snyder, animasyonda da baarl...","label":9} {"text":"Pixar gene şaşırtmadı. Harika bir animasyon izledik. Latin kültürü ve büyülü gerçekçilik akımını dibine kadar yansıtan, akıcı renkleriyle büyüleyen fantastik bir animasyon. Müzikler, renkler, hikaye sıcacık. Çıkarılacak onlarca ders var. İzleyin ve izlettirin","label":8} {"text":"Hayatımda izlediğim net en kötü film olabilir.daha kötüsünü izlemedim.bise anlamadım bile konu yok oyunculuklar 0 resmen berbat.","label":0} {"text":"Durgunluğun,sadeliğin çok güzel kaçtığı anlar vardır ama bazı filmlerde de bu usandırır bıkkınlık verdirtir.Uzak ihtimalde film sürekli çok önemli ya da zor bir şeyler anlattığını sanıyor ve hep aynı ritimde gidiyor.Tavsiye etmiyorum 3/10","label":2} {"text":"kesinlikle sinemada izlemeyin bu kadar kötüsünü beklemiyordum tek aksiyon sahnesi var oda tom un araba sahnesi oda bildiğiniz araba yarış oyunları varya o tarz bir sürüş olmuş paranıza yazık edersiniz konu yok oyunculuk yok hiç aksiyon yok boş boş boş izlemeyin","label":1} {"text":"Kötü senaryo,kötü oyunculuklar ve bol bol dövüş.Kaç kişiyi memnun edecektir çok merak ediyorum.","label":2} {"text":"Herkese teşekkür ederim. Emeğinize sağlık. Başarılarınızın devamını dilerim. Uzun aradan sonra böyle film bekleniyordu.","label":9} {"text":"Ruhlarla ilgili izlediğim en kötü filmler arasında yer alıyor. Önce 20 yıl oldu sonra 40 yıl oldu herşey birbirine girdi bunun akabinde beynim allak bullak oldu, bitirene kadar karmakarışık birşey oldu çıktı film. Bu filmi oturup izlemek için zaman bile ayırmaya değmez. Senaryo, oyunculuk ve kurgu hiçbirini beğenmedim. Kimseye önermeyeceğim bir film. Filme puanım 10/1","label":0} {"text":"Bir dönemin ahlaklı gençliğinin nasıl yok edildiğinin adım adım nasıl bir son hazırlandığının filmidir bu. Gürkan Uygun ve İpek Tuzcuoğlu na nasıl bir anne ve baba olunması gerektiğini anlattıkları bu film için teşekkür ederim. Mutlaka izleyin.","label":9} {"text":"Dizi mükemmeldi film hiç olmamış ne yazıkki sadece Jesse Pinkman üzerinden çekilmiş ne bilim Walter White'ın ailesinide gösterselerdi keşke Skyler, Marie filan madem sonraki süreç anlatılıyor bir şeyler eksik kalmazdı en azından, Ayrıca 2 saat sürerek çok uzatılmış bence film bir çok uzun tutulmuş sıkıcı sahneler vardı, Breaking Bad'inde sıkıcı bölümleri vardı ama yinede sarıyordu Walter reis sadece bir sahnede görünüyor bu arada ben 2 saati aşkın filmden daha iyisini beklerdim maalesef vakit kaybı olmuş.","label":3} {"text":"Miyazaki izleye izleye yakında Japonca konuşmaktan korkmuyo değilim :) Bu filmlere \"eh işte çizgifilm, çocuk filmi bla bla\" diyenler neyi kaçırdığının asla farkına varamayacaklar. Film diğer Miyazaki filmlerinden konusu itibariyle ayrı tutulması gereken bir filmdir. Mitolojik göndermeler, doğanın ölüm ve yaşama karar verme kudreti, kadının bilgeliği ve gücü, demirin elde edilmesiyle modern yaşama geçiş, insanın doğayla olan savaşı gibi temalar çok güzel işlenmiş çok yerinde ve doğru mesajlar verilmiş olsa da, film bende bir \"spirited away\", \"my neighbor totoro\", \"whisper of the heart\" ve \"kiki\" etkisi yaratmadı ne yazık ki.. Filme kötü demem, diyemem. Konusu, görselliği, verdiği mesajlarla ve anlatılmak istenenlerle bir başyapıttır. Ama bana diğer Miyazaki filmlerinde ki sıcaklığı, hissi veremedi.","label":0} {"text":"Koku sinemasal olarak tasvir edilmesi zor bir duyudur. Kitabı okuduğumda böyle düşünmüştüm. Ancak Tom Tykwer bunu çok güzel başarmış. Grenouille rolünde Ben Whishaw'a hayran olmamak elde değil. Gerçi kitaba göre biraz daha çirkin olması gerekiyordu, böyle de kabulümüzdür:)Bazıları finalin zayıf olmasından yakınmış ama kitaptakini birebir yansıtmış yönetmen. Ne eksik ne fazla. Edebi bir uyarlama olarak baktığımızda, nadir bulunan başarılı filmlerden biridir.","label":7} {"text":"“Official Secrets”, senaryosunu da Marcia ve Thomas Mitchell’ın The Spy Who Tried to Stop a War: Katharine Gun and the Secret Plot to Sanction the Iraq Invasion (2008) isimli kitabından uyarlayarak Gregory ve Sara Bernstein ile birlikte yazan Gavin Hood’un yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama… Dünya prömiyeri, 28 Ocak 2019’da Sundance Film Festivalinde yapılan ve 30 Ağustos 2019 tarihinde Amerika’da, 18 Ekim 2019 tarihinde de İngiltere’de vizyona giren filmin, 7.3/10 (34.755 oy) ve 4.3 /5 (250 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.9/10 (164 yorum) ve 63/100 (28 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de, Ocak 2016’da oyuncularının arasında Harrison Ford, Anthony Hopkins, Paul Bettany, Natalie Dormer ve Martin Freeman’ın bulunacağının açıklandığı, aynı yılın Şubat ayında ise Tahar Rahim ile Gillian Anderson gibi isimlerinde eklendiği (ancak 2018 yılı içinde “sil baştan” yapılarak yeniden şekillendirilen mevcut yapısında bunlardan tek birine dahi yer verilmediği) bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde insanda, eldeki sıra dışı konuya karşın sinema salonlarında izdihama neden olacak seyirci kitleleri için değil de düşük bir bütçeyle BBC’nin TV için sessiz sedasız çektiği daha az iddialı dramaları andırır tarzda kurgulandığı izlenimi yaratan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, eğer (kendisine verilen her rolü ağlak bir yüz ifadesiyle oynayan) Keira Knightley’in (yapılan haksızlıklar karşısında “isyan edercesine” değil de) “kıvranır” ile “kıpırdanır” arasındaki hâl ve tavırları da olmasa, bırakın (nam-ı diğer Doctor Who) Matt Smith’i, yılların Ralph Fiennes’inin bile misafir oyuncu gibi takıldığı bu filme sabır göstermenin çok da kolay olmadığını söyleyerek başlayabiliriz… Hâlbuki yukarıda da vurguladığımız gibi filmin yaşanmış gerçek olaylara dayanan senaryosu oldukça etkileyici… Fakat “dağ fare doğurdu” hesabı, ne oldu nasıl olduysa artık ortaya bu kadar “çapsız” bir film çıkmış… Ki, gördüğümüz kadarıyla ilk büyük talihsizlik, aralarında Harrison Ford ile Anthony Hopkins gibi dev oyuncuların da bulunduğu castingin iptali ile başlamış ve proje, 2016 – 2018 arasındaki iki yıllık süre boyunca askıda kalmış… Her ne kadar tahminimiz bütçe (yahut da benzeri “kirli” planları önce Suriye sonra da İran’da uygulamak isteyen emperyalist savaş lobisi) ile alakalı olsa da elbette filmi bu hale getiren gelişmelerin ardındaki gerçek nedenleri bilemiyoruz… Bildiğimiz tek şey, filme konu olan gerçek Katharine Teresa Gun’ın “takdire şayan” çabalarının ziyan edildiği… Yoksa emin olun, ciddiyetle ele alınsaydı bu hikâyeye sahip olan bir film, aynı dönemin şahin politikacılarından ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in hayatının anlatıldığı birer Academy, Golden Globes ve BAFTA ödüllü “Vice” (2018) filminin karşısına savaş karşıtı bir “anti – tez” olarak bal gibi de çıkartılabilirdi… Tam da bu noktada diyebilirsiniz ki, “Ne yani şimdi bu film izlenilmez mi?” Tabii ki de izlenilir… Zaten bizim anlatmaya çalıştığımız şey de çok farklı… Biz olaya biraz da sinema estetiği açısından bakıyor ve öyle de değerlendiriyoruz… Lütfen sizlerde yorumlarımızı, anlık (ve birkaç paragraflık) SMS mesajları tarzındaki “duygu patlamaları” gibi değil de sinema sanatına duyulan heyecan ve kaygılar çerçevesinde yazılmış bilgi ve sürprizler de içeren standart formatlı eleştirel makaleler biçiminde okuyarak değerlendiriniz… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de çok büyük beklentilere girmeden, “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":4} {"text":"2012-2013 yapımı olmasına rağmen ülkemizde henüz vizyona girmiş olan filmin konusunun (ufak tefek çağrışımlar olsa da) Bruce Lee'yi eğiten Yip Man hakkında olduğunu net olarak filmi izledikten sonra öğrenmiş bulunmaktayım. Filmin orjinal ismi Yi Dai Zong Shi olup modern çağa geçiş döneminde uzak doğu sanatlarının karşılaştığı sorunları edinmiştir. Başından sonuna kadar işlenmiş Çin geleneklerinin sunumu (hatta bunun bir genelevin içerisinde bile sürdürülebilmesi) filme ağır bi hava katarken kişiye bağlı olsa da arasıra izleyenin filmden koptuğu söıca filmin ikinci kısmında Chen Chang'ın rolünü oynadığı Razor tiplemesini şahsi olarak söylemek gerekirse filmin hikayesinden bağımsız olarak gördüğümü söyleyebilirim. Yine de hikayenin geçtiği zamanın filme ileri düzeyde yansıtıldığını (özellikle tren sahnelerinin olduğu kısımlar) ve çoğu uzakdoğu sanatı filminden daha gerçekçi olarak ele alındığını rahatlıkla söylemek mümkün. Şunu da söylemeiyim ki film de Gong Er(Ziyi Zhang)'in İp Man(Tony Chiu Wai Leung) ile dövüşünden sonra İp Man'ın kendi karısına ihanet etmesini (çoğu filmde olduğu gibi) bekliyordum. İhanet etmemesininse benim açımdan beklenmedik bi durum olduğunu söyleyebilirim. Repliklerde bütün uzakdoğu dövüşlerinin klasik nezaket felsefelerinin başka boyutta ele alındığı sanırım izleyen tarafından hissedilecektir(kurabiyeyi elden kapma sahnesi özellikle). Yapım ve efekt olarak kendini aşmış akışa sahip olmakla beraber kostümler de tiplemelerle tamamen uyum sağlamış durumda. Filmde tevazu, aşk, intikam kendini belirgin ve olabildiğine seviyeli sunularak geleneklere, aile değerlerine, ulusal değerlere bağlılığın, onurun ideal şekilde gösterimi mümkün kılınmıştır. Bunun yanında modernizmin bi anda getirdiği değişim etkileyici bir şekilde ifade ediliyor. Filmde iki yönlü aşk acısı (karısının-sevgilisinin) samimi olarak vurgulanırken dövüş sanatlarınında mertebesi yükseltiliyor. Ayrıca son zamanlardaki en iyi dövüş sanatları filmlerinden olduğu su götürmez bi gerçek. Filmin sonunda ise o zirveye ulaşamama olgusu belirgin olarak kendini gösteriyor. Yani kısaca 64 El tekniğini öğrenemiyorsunuz. Zaten isteseniz de öğrenemezsiniz çünkü Gong ailesinde o kadar mertebeye sahip olamazsınız.Yönetmen Kar Wai Wong imzasına sahip film aksiyon, biyografi, drama kategorileri içerisinde yer alıyor ve Asya-Pasifik Film Festival'inde en iyi film ve en iyi yönetmen adaylığı özelliğini kendinde bulunduruyor .Uzakdoğu hayranları için izlenesi bir film şimdiden iyi seyirler dilerim...","label":6} {"text":"Filmi izlerken ha şimdi ha birazdan derken bekliyorsunuz öyle. İlginç bir şeyler yapmaya çalışmışlar ama olamamış..","label":6} {"text":"1930'lu yıllarda çekilmiş olan bir film için fazlasıyla mükemmel gerçekten. Günümüz filmlerinde ki boş konuşmalar sıkıcı diyaloglar bu filmde kesinlikle yok. Her saniyesi her dakikası dolu dolu geçen sıkılmadan izleyebileceğiniz muhteşem bir kült yapım.","label":7} {"text":"film başlarda çok değişik bir senaryo ve başarılı bir senaryo olarak göründü gözüme. Harikaydı konu çok güzeldi. Ancak sonunda yine yapmışlar yapacaklarını. çok anlamsız ve saçma bitti sonu. bir kızın laneti olayı yani. Ancak filmi izlerken çok korktuğumu itiraf etmeliyim. özellikle son sahnelerde kızın annesinin hayaleti beni çok ürküttü.","label":7} {"text":"Filmi izlerken mutlu oldum resmen. Sırıta sırıta izledim. Ayrıca kültürümü de geliştirdi. İkinci kez izlerken durdurup bashedilen insanları da araştırdım. Paris hep hoş gelirdi bana, daha da sevdim.. mutlaka izleyin","label":8} {"text":"-Kıpırdama!+Bu bir soygun mu?-Hayır. Bilimsel bir deney... İlk iki film kadar başarılı olmasada birçok western filmine yaptığı başarılı göndermeleri, profösörümüzün aşkı bulması ve marty nin birçok gerçekle yüzleşmesiylede seriyi güzel bağlayan başarılı bir film. 10/8.5","label":7} {"text":"Kesinlikle iyi bir film,anlatımı kuvvetli,Eastwood rolunün hakkını tabiiki vermiş.Fakat farklı yada çok etkileyici bir film olduğu da söylenemez,klasik bir finale sahip.10/7","label":6} {"text":"Dünya dönüyor evet ama belki de burda bu dağ başında dönmemesini bilmek daha doğrudur. Bir öğretmenin öğretebileceği en doğru cümle bu olabilirdi belki de. Gerçekten güzel bir filmdi.","label":8} {"text":"İzlediğim en iyi komedi filmlerinden bi tanesi.","label":7} {"text":"Mükemmel demek çok fazla olur ama film için \"çerezlik\" diyebilirim. Bir de güldürmek ve izletmek için bel altı espiriye sığınan cağnım ülkem senarist bozmalarına da ahlak dersi niteliğinde olmuş. ay lav burak aksak","label":6} {"text":"İyi başladı, ortalarda çuvalladı, finaliyle bir çuval iniciri berbat etti.. Ya bizim bildiğimiz Aids çok farklı ya da bunların anlattığı Aids çok farklı.. Ortak noktada buluşmamız imkansız.. Çağan Irmak'ın başlattığı daha doğrusu yeniden başlattığı akımın peşinden gitmeye çalışan fakat Çağan Irmak filmlerindeki doğallığı yakalayamamış, basit bir film olmuş.. Ayrıca Melike Güner ve Sezai Paracıkoğlu'nun yapmacık oyunculukları çok sırıtıyordu.. Melike Güner'i karakterin arkasına bir şekilde sakladık diyelim ama Sezai Paracıkoğlu hiç olmamış..","label":4} {"text":"Öncelikle müthiş bir yönetmen ve müthiş bir kadro.Filmi çekici kılan en önemli yanlarından birinin bu olduğu tartışmasız. Filme gelince de Tim Burton her zamanki gibi filmin ona ait olduğu her halinden belli.Son derece eğlenceli, son derece keyifli vakit geçirmeme sebep oldu bu fantastik-gotik film. Johnny Depp ve Helena Bonham her zamanki gibi muhteşem oyunculuk sergilemiş, kesinlikle görülmesini tavsiye ediyorum","label":8} {"text":"cocuklugmuzun filmi","label":8} {"text":"“Motherless Brooklyn”, senaryosunu da Jonathan Lethem’in aynı isimli romanından (1999) uyarlayarak yazan (ve yapımcılarından biri de olan) başrol oyuncusu Edward Norton’un yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama… Dünya prömiyeri, 30 Ağustos 2019’da Telluride Film Festivalinde yapılan ve 1 Kasım 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.8 /10 (44.148 oy) ve 4.1/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.3/10 (216 yorum) ve 60/100 (36 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar ile iyi arasında bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de, Lethem’in orijinal romanındaki olaylar 1999 yılının New York’un da yaşanmasına karşın Norton’un bir el becerisiyle senaryoda bu tarihi 1950’ler olarak düzelttiği ve içine (New Yorklu şehir planlamacısı Robert Moses’dan esinlenerek bir yerlerden oldukça tanıdık da bulacağınız) gözü beton ve inşaattan başka bir şey görmeyen Moses Randolph karakterini de ilave ettiği bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, 26 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve şaşırtıcı bir biçimde 18,48 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, “neo – noir” tarzın bütün karakteristik özelliklerinin, Edward Norton’un “üst seviyedeki” oyunculuk performansı ile taçlandırılarak sunulduğu harika bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Zira öncelikle “neo – noir” adına: • Kadın (Gugu Mbatha-Raw’un canlandırdığı Laura Rose), karanlık, suç ve yozlaşmanın her türlüsü ile kin, nefret, şüphe, ihanet, fütursuzca tüketilen sigara, sokaklardaki rengârenk neon ışıkları ve bardaktan boşalırcasına yağan yağmur, bu filmde de eksik değil… Ki, senaryoyu tamamladığında bunun bilincinde olan Norton, başlangıçta filmin Paul Thomas Anderson veya David Fincher gibi “neo – noir” ustalarınca hayata geçirileceğini ummuş… Ancak Warner Bros. Pictures’ın Başkanı (Chairman) Toby Emmerich’in cesaretlendirmesi sonucunda yönetmenliği de kendisi üstlenmiş… Edward Norton’un “üst seviyedeki” oyunculuk tanımı için de: • Her zamanki gibi öncelikle döktürdüğünü belirtmemiz gerekiyor… Kısa aralıklarla meydana gelen istemsiz, hızlı, ani bedensel tikler ve ses tiklerinin oluşturduğu nörolojik veya “nörokimyasal” kalıtsal bir rahatsızlık olan Tourette sendromu ndan mustarip Lionel Essrog karakterinde, kimsenin ağzını açmasına fırsat vermeyecek kadar müthiş oynamış… Elbette varlıklarıyla ciddi anlamda renk katan Alec Baldwin, Willem Dafoe ve Bruce Willis gibi usta isimlerinde haklarını yememek lazım… Zira onlarda, (oldukça yorgun ve yıpranmış bir görüntü sergiliyor olmalarına rağmen) en az Norton kadar formdaydılar bu filmde… Unutmadan İngiliz rock grubu Radiohead’in vokalisti Thom Yorke’un bu film için besteleyerek hem kendisi tarafından rock, hem de trompetçi Wynton Marsalis ve arkadaşlarınca Laura Rose’un babası Billy’nin (Robert Wisdom) “Jazz Club” ın da bir de caz formatında yorumladıkları “Daily Battles” isimli parça da filme damgasını vuran önemli bir değerdi… Tabii, aynı Wynton Marsalis ile Jerry Weldon, Isaiah J. Thompson, Russell Hall ve Joe Farnsworth’dan oluşan grup tarafından icra edilen “Blues Walk” ve “Jump Monk” isimli parçalar ile bir caz klasiği olan (ve Charlie Parker, Dizzy Gillespie, Thelonious Monk, Curly Russel ve Buddy Rich’li efsane kadronun orijinal kaydı ile sunulan) “Relaxing With Lee” yi de atlamamak gerekiyor… Doğrusunu isterseniz özet olarak, Alan Ng’nin 31 Ekim 2019 tarihli Film Threat’deki (100 üzerinden 90 verdiği) ve “L.A. Confidential (1997) dan beri bu kadar iyi bir suç ve gerilim filmi izlememiştim” cümlesiyle başladığı yorumundaki gibi bizde beğendik “Motherless Brooklyn” i… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlarda söylenilenlere aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":6} {"text":"Yine çok abartılı sahneler , pek çok kişinin yakaladığı isteksiz oyunculuklar. Hele o Meksika sahneleri yok mu ah ah..","label":4} {"text":"İçerik olarak bu tarzdaki filmler en zevkle izlediğim filmlerin başında gelir ama bunda ise; ne idüğü belirsiz bir senaryo, kurgu desen berbat, oyunculuk çok düşük seviyede, fasaryadan heyecan ve gizem yaratma çabaları... Sonuç olarak her açıdan kötü bir film. 3 / 10","label":2} {"text":"gerçekten çok iyi bir çizgiroman uyarlaması olmuş. ama yine de grafik romandaki derinliği yakalayamamış, ki herhalde iki saatlik bir film için bile tam olarak mümkün değil bu. özellikle dr. manhattan gibi her sözü, her hareketi üzerinde tekrar tekrar düşünülmesi gereken bir karakter için. ama v for vendetta'ya göre kitabın ruhunu aktarmada çok daha başarılı...","label":8} {"text":"geçen izledim. Baştan sona aksiyon dolu bir film. Bu açıdan çok iyi. Döövüş sahnelerinide beğendim ama aşırı abartı bir kan sahnesi vardı. Ayrıca senaryonun gelişimi daha iyi olabilirdi o konuda zayıf kalmış biraz. Bunun dışında genel manada zaman geçirmek için iyi bir film. Şu zincirli hançerlerin adı ne ise ondan istedim film sonunda :D :D","label":7} {"text":"Yine bir film tarafından tekme tokat dövüldük.","label":8} {"text":"Benim pek ilgimi çektiği söylenemez,sürekli aynı müzikler ,emekleyerek ilerleyen senaryo,tür western desen değil,dram desen hiç değil,vasat...10/6","label":5} {"text":"Bir intikam hikayesinin anlatıldığı senaryosunu da, Louis Bayard'ın aynı isimli romanından (2003) uyarlayarak yazan Scott Cooper'un yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu The Pale Blue Eye&; gizemini son dakikalarına kadar koruyan, gotik atmosferdeki bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 72 milyon dolarlık yeterince tatminkar bir bütçeyle prodüksiyon tasarımlarının rahatlıkla tamamladığını tahmin ettiğimiz çekimlerine; 2021 yılının Kasım ayında, karlar altındaki Laughlintown, Pennsylvania'daki Compass Inn'de başlanılan ve aynı yılın Aralık ayında da New Wilmington, Pennsylvania'daki Westminster College'da devam edilen bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım... *** Film, Edgar Allen Poe'nun şu veciz sorusuyla başlar: Yaşamı Ölümden ayıran sınırlar, en iyi ihtimalle belirsiz ve muğlaktır... Birinin nerede bitip diğerinin nerede başladığını, kim söyleyebilir?& *** - Yıl 1830 - Nehirde ellerini yıkayarak temizlediği, sebebinin ancak filmin finalinde aydınlandığını göreceğimiz bir önceki sırlarla dolu gecenin zorlu mesaisinden, gündüze sarkan sabah yürüyüşüyle dönmekte olan (sergilediği şahane performansına tanıklık ettiğimiz Christian Bale'in canlandırdığı) deneyimli dedektif Augustus Landor'u evinin önünde; New York, West Point'teki Birleşik Devletler Askeri Akademisi'nin ikinci komutanı Yüzbaşı Hitchcock (Simon McBurney), Akademi'nin Başkomutanı Albay Thayer'in (Timothy Spall) davetini bildirmek üzere beklemektedir... Üç yıl önce karısı ölmüş ve kendisinden haber alınamayan kızı Mattie'de (Hadley Robinson), uzunca bir süredir kayıplara karışmış olan dedektif Landor'u West Point'e tavsiye eden; başarılarla dolu özgeçmişini yakından bilen New York Valisi'nin bizzat kendisidir... *** Neyse... Daveti geri çevirmeyen Landor, Yüzbaşı Hitchcock ile birlikte Akademi'ye gider... Vardıklarında... Landor, Akademi adına bir soruşturma yürütmekle görevlendirileceğini öğrenecektir... *** Şöyle ki... Kentucky'li bir ikinci sınıf öğrencisi olan Leroy Fry'a (Steven Maier) ilişkin olarak, hayli karmaşık ve hassas mahiyetteki bir sorunu bulunmaktadır Akademi'nin... Zira Fry bir önceki gece, kendini bir ağaca asarak intihar etmiştir... Üstelik kaldırıldığı hastane koğuşunda aynı Fry'ın bedeni saldırıya uğramış ve kalbi göğsünden sökülerek çıkartılmıştır... *** Fry'ın cesedinin korumaya alındığı yere uğrayan dedektif Landor, bunun nasıl yapılmış olabileceğini soracaktır Dr. Daniel Marquis'e (Toby Jones)... Alacağı yanıt, Göğsü açmak için neşter yahut da keskin bir bıçak yeterli olur... Ancak zarar vermeden kalbe ulaşmak ustalık ister...& şeklindedir... Soruşturmanın bu aşamasındaki bir diğer önemli husus da; bunu ancak güçlü kuvvetli bir erkeğin yapmış olabileceği gerçeği olup, kadın şüpheli peşinde koşulmayacaktır... Yine Dr. Marquis'ten edinilen bilgiye göre; bu işi yapanın, tıp eğitimi almış olmasına da gerek bulunmamaktadır... *** Ertesi sabah... Albay Thayer ile dedektif Landor, öğrencilerin eğitim yapmakta oldukları bahçede yürüyerek sohbet ederlerken; kapatılma tehditleriyle de karşı karşıya olan Akademi'nin onurunu kurtarmak isteyen Albay, bir kez daha yardımını talep edecektir Landor'dan... *** Derken... Bu soruşturma görevini kabul eden dedektif Landor, ilk olarak olayın gerçekleştiği gecenin nöbetçisi olan öğrenci Huntoon'ı (Brennan Keel Cook) sorgular... Edindiği malumatın ardından da, yeniden Fry'ın cesedinin başına yönelen Landor; bu ölümün intihar sonucu olmadığını, Dr. Marquis'e de kabul ettirerek kanıtlar... Yetmez... Cesedin kilitli duran avcunun içinden; el yazısıyla yazılmış bir not parçasını da çıkartarak, deliller arasına ekler Dedektif... *** Bundan sonrasında süreç: Landor'un, Albay Thayer'e iletilmek üzere günlük olarak Yüzbaşı Hitchcock rapor vereceği biçimde ilerlerken; bundan, akademi içinden veya dışından kimseye bahsedilmeden sürdürülecektir... Ama sıkı bir içici olan Dedektif açısından en ağır koşul; soruşturma boyunca, alkole el süremeyecek olmasıdır... *** Fry'ın asıldığı ağacın çevresindeki incelemelerini sürdürmekte olan Dedektifin yanına yaklaşan öğrencilerden Edgar Allan Poe (Harry Melling); kendisi ve mensubu olduğu kurumun şerefi namına vardığı bazı sonuçları açıklamayı kendine görev addettiğini belirterek, peşinde olduğu adamın bir &şair olduğunu iddia edecektir... *** Sırada... Fry'ın cesedinin kaldırıldığı hastane koğuşunda, gece yarısı 2:30'a kadar nöbetçi olan er Horatio Cochrane'in (Gideon Glick) sorgulanması bulunmakta olup; kendisinden sonraki nöbetçinin, sol omzunda apoleti olmayan ve Cochrane'e, Teşekkür ederim asker... Bu kadar... Ben devralıyorum diyen bir subay olduğu öğrenilecektir... Fakat ne yazık ki; hava çok karanlık olduğu için Cochrane, subayın yüzünü görememiştir... *** Yüzbaşıya verdiği söze rağmen, bir iki duble bir şeyler içmek amacıyla Benny'nin (Scott Anderson) barına giden Dedektif; bardaki garsonlardan Patsy'nin (Charlotte Gainsbourg) ağzından, Fry'ın ölmesinin saatler aldığını duyacaktır... Ki Patsy bu bilgiye, aynı bardaki bir masada demlenmekte olan Akademi'nin dördüncü sınıf öğrencilerinden Edgar Allan Poe sayesinde ulaşmıştır... Bunun üzerine Poe'nun masasına doğru yönelen dedektif; içmeye ve içerken de konuşmaya, onunla devam edecektir... Öyle ki, bir önceki karşılaşmalarında kalbi sökenin, semboller peşinde koşan bir şair olduğunu söyleyen Poe; bu kez de, kavga edip küsünceye kadar Fry ile oda arkadaşı olan öğrenci Loughborough'a (Charlie Tahan) dikkat etmesini tembihleyecektir Dedektife... *** O gecenin sabahında Dedektif, öğrencilerden Loughborough ile Stoddard'ı (Joey Brooks) sorgularken; Yüzbaşı Hitchcock'un eline, Cold Spring'de bir inekle bir koyunun öldürülerek parçalandığı ve göğüs kafeslerinin vahşice açılarak kalplerinin çıkartıldığı haberini içeren bir bilgi notu verilir... Yani işler iyice kızışmaya başlamıştır... İşte tam da böylesi bir ortamda dedektif Landor, öğrenci Edgar Allan Poe'ya iş teklifinde bulunur... Artık soruşturmayı, birlikte devam ettireceklerdir... Hem de kimseyi haberdar etmeden... Dakika 25... Kanlı cinayetler serisinin bir slasher&ı anımsatırcasına, hız kesmeden devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 103 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"sonuna kadar normal bir gerilim filmiydi sırf sonu için bile tekrar izlerim :))","label":9} {"text":"Filmi izledim gayet başarılı olmuş senaryo çok güzel başta anlaşılmasa'da sürükleyici bir filim ve son sahne süper devamının gelmesini temenni ederim.","label":9} {"text":"Melissa Mccarthy'i seviyorsanız zaten izlersiniz. Film çerezlik bir film. İzlemezseniz de bir şey kaybetmezsiniz.","label":5} {"text":"sıkıcı","label":4} {"text":"will simithin en guzel filmlerinden biridir bu filim bana kalirsa. klasik cok fazla olay icerse de seneryo olarak gayet guzeldi.","label":7} {"text":"İspanyol gerilim/gizem sinemasının özellikle son yıllarda yükselişte olduğu yadsınamaz bir gerçek. Özenli bir şekilde seçtiyseniz eğer bu filmlerden herhangi birinin izleyiciyi pişman etmesi veya sıkması mümkün değil. İlk saniyelerden itibaren başlayan gerilim, muhtemel sürpriz bir final ile son buluyor. Bunların arasında çok sağlam finaller de var, ve El Cuerpo da bunlardan biri. Şöyle bir klişe vardır; hiçbir şeyi için olmasa bile son on dakikası için izlenmeli&. Kesinlikle bu gruba dahil edilebilir El Cuerpo&, ancak ilk 100 dakikasının da hakkını vererek. Çok yüksek performans gerektiren roller yok filmde ve oyuncu kadrosu da gayet başarılı bir iş çıkarmış. Daha çok yaşananlara, konuşulanlara odaklanıyor insan filmi izlerken. Bir karar vermeden önce mutlaka bu ülke sinemasından birkaç örnek görmenizi tavsiye ederim. Yine Belen Rueda'nın yer aldığı Los Ojos de Julia gibi mesela. Finali uzun süre aklınızdan çıkmayacak ve her yerde hayranlıkla bahsedeceksiniz.","label":8} {"text":"Umarım bu film tekrar daha başarılı çekilir de kıymeti anlaşılır. Geçmişi değiştirmeye kalkışmanın gerektirdiği sorumluluğu oldukça iyi işlemiş. İyi ki gerçekte Almanya jet uçaklarının seri üretimine 1944'den önce başlayamamış.","label":9} {"text":"son derece trajik ve olmaması gereken bir evliliği romantik komedi tarzında işlediği ve finaliyle de aslında öyle olmadığını anlatmaya çalışan, kendiyle çelişen bir film. Trajik olan bu evlilik nasıl olduda romantik komedi gibi işlendi bu hatayı anlayamadım açıkçası.","label":2} {"text":"insan ilişkilerini çok başarılı bir şekilde yansıtan durgun film. oyuncu kadrosu sadece 3 kişi.","label":6} {"text":"Hayata tutunabilmek adına her koşulda bir yol bulunabileceğine dair cesaret verici gerçek bir yaşam hikayesi. Filmin son 10 dakikası ayrı bir güzel.","label":7} {"text":"2 büyük oyuncudan daha iyi bir film beklememe rağmen film finaliyle oldukça başarılı yinede olaylar çabuk gelişiyor ve senaryo zayıf kalıyor ama Venedikin eşsiz güzelliğinin yanına Angelinann güzelliğide eklenince film kendini izlettiriyor fazla birşey beklemeden izlerseniz beğenirsiniz","label":7} {"text":"iki büyük yanılgı var 1-filmin afişi size sanki bir absürd komedi, kahkaha vadediyor gibi olmuş ki burda hata etmişler, keşke daha farklı bir afiş seçselermiş. 2-filmin direkt dinle, hristiyanlıkla ya da bunlarla ilgili propagandayla alakası yok. Filmin ana teması 'umut'. İnsanlar olumsuz bir durumdayken sonucun olumluya döneceğine duygusal olarak inanmak isterler. Burdaki bahsettiğimiz inanç için hangi dinden olduğunuzun ya da ateist olup/olmadığınızın bir önemi yok. Her insanın içinde umut vardır. filme gelirsek; bence ortalamanın üstüne çıkabilmeyi başarmış, duygusu yüksek ama ağır tempolu bir film.","label":6} {"text":"Rahatsız edici, insana huzursuzluk hissi veren, sarsan, son yılların en etkileyici yapımı. İyice anlamak, sindirmek için tekrar tekrar izlemek şart.","label":5} {"text":"Barış arduç Elçin Saygı uyumu yine konuşmuş gerçekten güzel bir film olmuş severek izledim herkese tavsiye ediyorum","label":9} {"text":"Bu kadar kötü bir film bu kadar çöp bir kadro bu kadar leş bir senaryo daha görmedim. Gidip de paranızı çöp etmeyin.","label":0} {"text":"Tam anlamıyla \"overrated\". Film görücüye çıkana kadar imdb'yi bile ayarlayıp aşırı önemli 2 oyuncuyu gizlemiş olmaları ve bu oyuncuların aslında senaryo açısından son derece kritik olmaları gerçekten film tarihinde eşine rastlanmamış nitelikteydi. ancak beni en çok şaşırtan görsel efektlerin \"ortalama\" seviyeyi geçememiş olmasıydı. Senaryo da tema olarak çok basitti. Willem Dafoe bile çok çok iyi de olsa tam olarak formunda değildi. Eğlenmedim diyemem ancak beklentilerim o kadar yüksekti ki altında kaldı.","label":6} {"text":"en az ilk film kadar eğlenceli bir film olmuş. robert dawney jr ve jude law ikilisi de yine harikaydı tabi ki.","label":9} {"text":"Bu kadar az zekaya sahip olup bir de üzerine filmlere yorum yapmaya utanmıyor musunuz arkadaşlar? \"Bu filmi herkes çok sevecek.\" diyerek yapılmış bir film değil. Filmin ruh haline sahip olanlar için ne uçan balık var, ne senaryoda kopukluk, ne de saçma arkadaşlar. Yani özetle; Ruhu olan bir film. Ruhu olan filmleri eleştirmek de boş bir şey.","label":8} {"text":"Tek kelime ile muhteşemdi. Açıkçası Paul Walker'sız tat alamayacağımı, serinin gereksiz uzatıldığını düşünerek beklenti içerisine girmeden gittim sinemaya ama film öyle başarılı olmuş ki utandırdı beni. Tempo nerede ise hiç durmuyor. Senaryosu yeterli düzeyde. Oyunculuklar zaten her zaman ki gibi harika. Özel efektler öyle kaliteli ki filmi izlediğimden beri hala nasıl çektiklerini düşündüğüm bir kaç sahnesi var. İzlerken nasıl yapabilmişler bu çekimleri diyeceksiniz (Özellikle New York sahneleri). Abartının alası da var tabi inkar edemeyiz ama abartı sahneler bu serinin özünde var zaten, seveni böyle seviyor. Benim gözümde serinin en iyi ikinci filmi olmuş diyebilirim. iyi seyirler...","label":8} {"text":"birincisi kadar güzel ve eğlenceli bir film...","label":6} {"text":"vasat bir hirsiz filmi , daha önceki amerikan film senaryolarindan pek bir farki da yok ama yine de izlenirken iyi vakit geçirilebilir.","label":4} {"text":"film fena değildi sevdiğim 2 oyuncunun performanslarını beğendim konu ve bağlandığı nokta saçma geldi bu kadar birbirleri hakkı bilgileri olmasına rağmen birbirlerini tanımamaları saçma geldi onun dışında performaslarını beğendim 10/6","label":5} {"text":"sızlatan filmlerden; finali tahmin etmiyor musunuz elbette ediyorsunuz ama yine de çarpıyor.","label":7} {"text":"Neticesinde klasik bir fan service işin soslu hali. Fena olmayan bir rehabilitasyon sorgusu ve 2 adet temiz karakter gelişimi dışında türevlerinden aşırı farklı değil. VFX ekipleri 5 yıl önce de aynı şeyi yapıyorlardı. İzledik ve bitti. 5 yıl sonra fanlara hizmet eden kısımları dışında nesi hatırlanır derseniz, eser bazında pek de hatırlanacak bir noktası yok.","label":8} {"text":"izleyen her bireyin elindeki materyalden farklı bir kompozisyon yaratabileceği kadar özgün ve sınırsız bir film lost highway. şimdi kafamda oluşturduğum upuzun bir çözümünü yazmayı isterdim ama başkalarını yok yere manipule etmenin hiç lüzumu yok. çünkü bence filmin en büyük özelliği bu. onlarca farklı çözümünün olabilmesi, hatta hiç bir çözümünün olmaması ihtimali. fred'in filmin başında söylediği gibi: nasıl oldukları önemli değil. önemli olan benim olanları nasıl hatırladığım..","label":6} {"text":"Valla ben şahsım adına uzun süredir 'aynı film içinde' bu kadar gülüp bu kadar ağladığımı hatırlamıyorum.Birbirlerine tamamen zıt karakterde olan aile üyelerinin, yine birbirleri için yapacaklarının ve özellikle babanın yaşadığı tüm gel-gitlere rağmen kızı için yaptığı fedakarlığın yüreğinize dokunacağına eminim...Komedi ve hüznün müthiş uyumu...Fenomen bir aile dayanışması...9/10...Lütfen izleyiniz...","label":8} {"text":"Ancak yorumları okuduktan sonra çözebildiğim bu film psikolojik gerilim türünün güzel örneği. Cinsel yönden sorunlu bir adamın kıskançlık ve kuşku nedeniyle için düştüğü zor durumdan hayal dünyasının yardımıyla kaçışının anlatıldığı, aslında basit temelili bir konuya dayanan, izleyici ile dalga geçmeden, güzel müzik, güzel kurgu ve başarılı bir sinema diliyle bilmece kıvamına getirilmiş çerezlik ama oldukça kaliteli bir çerezlik film olmuş. 75/100","label":6} {"text":"uzun zamandır izlediğim en çılgın film belki başlarda biraz garipsedim ama filme fırsat verdikçe beni içine çekti diyebilirim filmin konusunu oldukça yaratıcı, repliklerini ise çok sağlam buldum, izleyin izlettirin.","label":8} {"text":"Biyografi olmaktan kurtulamamış bir hava hakim... arada heyecana kapılır gibi olurken, hızla o hava dağılıyor... Sanki herşeyi biliyor, bilineni bekliyor ve sonunu ediyorsunuz...","label":9} {"text":"Eşimle gittiğim korku filmlerinin içinde küfür etmeden çıktığım nadir bir film tavsiye ediyorum","label":9} {"text":"Sıradan bir soygun filmi. Sonu tahmin edilebilen bir film. Çekimi biraz karanlık olsa da izlemeye değer.","label":7} {"text":"İşlek bir caddede işlenen cinayet ve bu cinayetin detayıyla, katilin kim olduğuyla ilgilenmeyen korkak, duyarsız ve yozlaşmış bir toplum portresi..... Fransız sinemasından günümüz insanlarını anlatan güzel bir yapım.","label":6} {"text":"Çok ağır çok sıkıcı bir film, beğenenler neyini beğendi çözemedim. CY olmasa kimse sümüğünü atmaz bu filme. Kostümler Hollywood seviyesinde oyunculuklar şahane ama senaryo zayıf Kimse CY'nin 3. kadehten beyninin dehlizlerinde kaybolup yazdığı aforizmalarını izlemek zorunda değil! Yeteneği var ama halkla inatlaşıyor. Gora gibi yap demiyoruz ama en azından Pek yakında tarzı yap, bu haliyle ne sanat filmi, ne gişe filmi","label":0} {"text":"Bu filmi izleyince artık bu türü sevmediğimi anladım. Sürekli kovalamaca ve katilden kaçma üzerine kurulu, hikaye biraz değişiyor gerçi ama korktuğunuza değmiyor. Bu türü sevenlere jeepers creepers ı tavsiye ederim. Sonları bile benziyor. (5/10)","label":0} {"text":"Film gercekten güzel kotu puan veren arkadaslar bence film izlemeyi biraksinlar.Bilim kurgu filmlerin den ne bekliyorsunuz ? Gayet basarili bir film cikarmislar.Bastan sona keyifli.","label":9} {"text":"Filmi salonda tek başına seyredince daha bir anlaşılır oluyor. Patlamış mısır yiyenlerin katur kutur ses çıkarmalarından filme insan odaklanamıyor çünkü. Film Erdal Beşikçioğlu ve Burcu Biricik gibi sempatik iki başrol oyuncunun domine ettiği bir film lakin Moyzich karakterini canlandıran Murat Garipağaoğlu'nu hem oyunculuğu hem de düzgün Almanca grameri ile onlardan rol çaldığını düşünüyorum ilk defa izlediğim bu oyuncuyu umarım yapımcılar projelerinde oynatır yeni bir karakter oyuncusu kazanırız. 2. Dünya savaşı döneminde yaşamış Arnavut kökenli İlyas Bazna'nın casusluk anılarının kurgusal biçimiyle beyazperdeye taşındığı bir film olarak karşımıza çıkıyor. Filmi beğendim fakat kötü ve iyinin ortasında bir yerde yine de Serdar Akar'ın bu tarz filmleri çekmesini ümit ediyorum sebebine gelince maalesef Türk film furyası gişe kaygılı filmlerin revaçta olduğu bir dönemden geçiyor. Oyunculuk kısmında eleştirebileceğim tek nokta oyunculuğunu çok beğendiğim Ertan Saban'ın filmde yanlış role verilmesi oldu. Wellington rolü onda çok sırıttı. Bozuk İngilizce grameri oyunculuğunu düşürdü. Makedon kökenli olduğu için filmde Arnavut kökenli birini canlandırabilirdi. Film izlenilir.","label":6} {"text":"iyi bir film olmakla birlikte abartıldığı kadar da iyi olmadığını düşünüyorum fakat her koşulda izlenmeye değer 7/10","label":6} {"text":"“Celle que vous croyez / Who You Think I Am”, senaryosunu da Camille Laurens’in aynı isimli romanının Fransızca baskısından (2016) uyarlayarak yazan Safy Nebbou’nun yönetmen koltuğunda oturduğu romantik bir drama… Usta eleştirmen Peter Bradshaw, The Guardian’daki 9 Nisan 2020 tarihli yorumunda, “Binoche'nin performansı ve zarif, ustaca ve seksi film” olarak özetleyerek tanımladığı “Celle que vous croyez” için biz de bu çerçevede bir şeyler karalayacağız… Yirmi yıllık kocası Gilles (Charles Berling) tarafından, kızı yaşındaki bir kadın için terk edilen iki erkek çocuğu annesi, ellili yaşlarındaki Claire’in (Juliette Binoche) öyküsünün anlatıldığı filmde Binoche, gerçekten de tek başına şov yapmış… Zaten sadece bir kez görülen Gilles ve kendisi dışında filmde, çok fazla rolleri bulunmayan çocuklarını hiç saymazsak, terapisti Dr. Catherine Bormans (Nicole Garcia) ile sevgilileri Ludovic Dalaux (Guillaume Gouix) ve Alex Chelly (François Civil) dışında pek kimse de yok gibi… E tabii bir de, Claire’in yeğeni Katia (Marie-Ange Casta)… Kocasının ardından Ludovic tarafından da terk edilen Claire, Ludovic’i takibe alarak yeniden kazanabilmek adına onunla aynı evi paylaşan fotoğrafçı Alex ile Facebook üzerinden iletişime geçmeye karar verir… Ancak Claire, oldukça genç olan Alex’e, Claire olarak değil de 24 – 25 yaşlarındaki Clara Antunes isimli çakma bir kimlikle yaklaşacak… Profil resmi olarak da yeğeni Katia’nın görüntülerini kullanacaktır… Peki, işe yarayacak mı? Hem de nasıl… Claire’in, aslında Ludovic için başlattığı bu operasyon, birdenbire “gizemli” Clara ile Alex’in kavuşmaları imkânsız aşklarına dönüşüverecektir… Zira Claire, Alex’in karşısına gerçek kimliği ile çıkmaya bir türlü cesaret edemediği gibi ne tür bir tepki ile karşılaşacağını kestiremediği için bunu denemeye de kalkışmamaktadır… Filmde, Claire’in otomobilinin içinde tek başına olduğu, Clara ve Alex arasında telefonla yapılan öyle bir cinsel fantezi sahnesi var ki, Claire – Ludovic ve Claire – Alex arasındaki çıplak sevişme bölümlerinin neredeyse önüne geçiyor… Elbette terapisti olarak Claire’in erotizme yakın bol cinsellik de içeren bu anlattıklarını, şaşkınlık içinde ve can kulağıyla dinleyerek notlar da alan Dr. Bormans, şoktan şoka girmekte… Hatta inanmakta bayağı bir zorlandığı bu karmaşık ilişkiler ağını, Ludovic’e teyit ettirmek durumunda da kalmaktadır... Burada bitiyor mu hikâye? Olur, mu hiç… Geride daha ne sürprizler var… Fakat biz onların keşfini her zaman olduğu gibi yine sizlere bıraktık… Bitirmeden son olarak bu filmde, Nebbou’nun abartıdan uzak olan zekâ dolu kurgusunun yanı sıra tanınmış yazarlardan Amin Maalouf’un Beyrut doğumlu yeğeni Ibrahim Maalouf’un derinlik ve zerafet kazandırdığı müzikleri sayesinde, çok rahat izlenen hoş bir edebi uyarlama ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmek istiyoruz… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Rezalet aman ya. Oyuncuları harcadıkları senaryoya üzülüyorum.","label":1} {"text":"Kalite kokan bir film değil ama eğlenceli bir romantik komedi kafa dağıtmak için izlenebilir","label":6} {"text":"senaryosunuyönetmenin7yaşındakiyeğenininyazdığıfilm","label":8} {"text":"İki güzel yıldızıyla ön plana çıkan film romantik film severlere...","label":5} {"text":"İzlemeye fazlasıyla değer.","label":7} {"text":"Yalnız ve güçsüz bir çocuğun, savaş yüzünden insanlığını kaybetmiş kişiler tarafından maruz kaldığı baskı, işkence, tecavüz, acımasızlık en çarpıcı biçimde anlatılıyor. Aslında işin en çarpıcı ve korkutucu olan , tüyler ürperten tarafı insanların ; savaşın getirdiği çaresizlik, yoksunluk, korku gibi duygularla bu derece aşağılık hale gelmesine yapılan vurgu. Peki bu şiddet, acımasızlık, taciz, tecavüz hala devam ediyor. Buna ne demeli??? Sayıca artıyor veya azalıyor ama insanın içindeki bu vahşet hiçbir zaman son bulmuyor ne yazık ki...","label":7} {"text":"Filmde Mevlana'ya atıf var ama \"Mevlana görse sen gelme derdi\".","label":4} {"text":"fazla abartılmış vasatında altında kalan bir film işte, hak etmeyenler başlıgı altında ki oscarlı'lardan biride budur...","label":3} {"text":"Aşkın sıcaklığını da savaşın soğukluğunu da derinden hissettiren bir başyapıt. Mel Gibson kendi askerlerinin cesaretini yüceltirken düşman askerlerini alçaltmadan ve onların da değerlerine saygı duyarak olağanüstü bir savaş filmi yaratmış.","label":7} {"text":"Film, bir bilim adamının yaşam öyküsü ve akademik kariyeri olarak değil, dramatik bir aşk hikayesi olarak izlenirse fena sayılmaz. Zamanın Kısa Tarihi kitabını okuyup sevenler ve bu filmde de kitaptaki konuların işleneceğini umanlar düş kırıklığına uğrayabilir.[spoiler][/spoiler]","label":6} {"text":"biyografi filmlerine karşı olan aşırı sevgim yüzünden belki objektif bir yorum olmayacaktır ama tek kelimeyle inanılmazdı, müzikleri, oyunculuklar, replikler... bir insanın özgürlüğünden değerli ne olabilir ki. Mandelanın filmdeki karakteriyle yaşadığı onca şeye rağmen hala bozulmayan inancı ve düşünceleriyle baş başa su gibi geçen iki saat. ne denir ki izleyin sırf fikriniz olması için bile.","label":7} {"text":"Aynı Woman ın the Dunes'da olduğu gibi yine tokat misali bir Teshigahara filmi. İki yıl sonra bir kez daha Kobo Abe'nin romanından uyarlama film. Kimliksizlik, yabancılaşma, modern Japonya ve ilişkiler üzerine ciddi anlamda sarsıcı ve birçok şey söyleyen şık bir film. Kumların Kadını kadar derin şeyler söylüyor film boyuncaTeshigahara. Maskeyi adeta tek başında özgürleştiren ve ondan bir karakter yaratan bir yönetmenin önünde eğilmek lazım. Uzakdoğu sineması, özellikle Japonlar sinematografi konusunda zaten aşmış durumdalar. Bu yüzden filmin bu tarafına ait bir övgüde bulunmam yersiz. Her şeyiyle on numara. Tekrar tekrar izlenesi Tanin no Kao. Üçlemenin bir sonraki filmi Pitfall sırada bekliyor. Ondan da çok umutluyum. gerçi üçlemenin ilk filmi Pitfall ama bu seri serbest bir uyarlama olduğu için herhangi bir kronoloji yok.","label":6} {"text":"Yok bu film kolay unutulmaz. Şimdi bazı durumlara verilen tepkiler tepkiseldir. O gerçeği yansıtmaz. Bu filmde de buna benzer bir durum var. Öncelikle Ali Atay bizler için bir değer. Bizler derken olayları karakter komedi üzerinden yansıtıp normali kıran kafalar yani. Bu da zeka ister. Bu açıdan filmi çok beğendim. Ali Atay'ın kafası hep var olsun diyebilirim. Tabii o kadar harika bir yapım yok ortada. Bu filmi kötülemesin ama. İçinde farklı havada gezen küfürler var ama bu filmi doğallıktan uzaklaştırmamış. Her anlamda oyuncuların özellikle Cengiz Bozkurt'un oyunculuğu şahaneydi. İkinci bölüm daha iyi olmuş onu da belirtmek gerek. İlk bölümden etkilenmeyenlere gelsin bu yorum. Genel itibariyle bu tarz filmlerin var olmasına şükredin der, keyifli seyirler dilerim. İyi seyirler.","label":6} {"text":"komedi hastası biri değilim ama bu seriye zaafım var tiye alınan her şey daima hoşuma gitmiştir süper komikler...","label":6} {"text":"Bu filmin orjinali Honogurai mizu no soko kara (2002) adlı filmdir. Fakat bu sefer orjinalini de kötü, tavsiye etmem.","label":0} {"text":"harrison ford'u komünist rus rolünde izlemek ne kadar inandırıcı olabilir ki. tam anlamıyla bir sömürü filmi. bu amerikalı film yapımcıları neyapmaya çalışıyor anlamış değilim!","label":3} {"text":"her repliğinin aklımda kalmasını arzu ettiğim film","label":7} {"text":"Başıma bir iş gelmeyecekse, ben çok kötü bulmadım filmi. Şafak Sezer'i karakter olarak sevmesem de, bu kadar çöp Türk filminin yapıldığı bir ortamda, vasatın üzerine çıkmayı başarmış. Zaten eskilere gidersek Kemal Sunal filmleri tadında, Hababam Sınıfı filmleri tadında ya da hadi çok ileriye geldik biz Vizontele tadında kasıp kavuracak komedi filmleri çıkarmamızın çok zor olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen, tekrar izlemeyeceğim bir film fakat izlerken eğlendirmeyi başardı.","label":5} {"text":"İlk film korku-gerilimden çok aksiyona yakındı.Bunda ise becerilememiş bir gerilim izliyoruz.Kötü senaryo ve oyunculuklar,içi boş karakterler,rahatsız edici bir şekilde gözümüze sokulan Amerikan milliyetçiliği gibi bu türden alışık olduğumuz şeyleri izlerken Mutant ailenin hareketlerine gülmeden edemiyoruz.Üçüncüsünün çekilmesine hiç gerek yok.","label":4} {"text":"Çok güzel bir filmdi. Sonu biraz garip geldi ama neyse :P Araba sahneleri inanılmaz güzel geldi bana. Caine gençliğinde yakıyormuş bunu anladım. İzlemenizi tavsiye ederim. Bir de o sondaki Bridger sahnesi olmasa :P","label":7} {"text":"bir ferzan özpetek filmi.bu yönetmen kendi çizgisini yakalamış.hayran kitlesini de.gayet de başarılı.insan onun filmlerini izlemecen önce ne bulacağını biliyor.bu da öyle bir film işte.","label":7} {"text":"İlk baştan belirtmek gerekiyor ki film çok tipik bir psikoloji filmi. Şahsen hiç haz etmem bu tarz filmlerden ama izlemeye başladıktan sonra da başından kalkamadım filmin...Yorum yazan arkadaşlardan biri daha yazmış, film, izlerken Alejandro Amenábar’ın İçimdeki Deniz’ini gerçekten hatırlatıyor izleyiciye...Filmin en başarılı oyuncusunun Jean-Dominique Bauby karakterini canlandıran Mathieu Amalric olduğunda sanırım herkes hemfikirdir. Ancak yine de ben hoşlanmıyorum bu tip içimi karartan filmlerden. Şüphesiz Jean-Dominique Bauby’nin başına gelenler hayatın -nadir de görülse- bir parçası ancak hayata dair herşeyin film olması gerektiğini düşünmüyorum. Bazıları hayatın içinde kalmalı hep...","label":5} {"text":"Portman, Oscar hakk ile alm...","label":9} {"text":"Hani ortada her hangi bir hikaye olsa neyse. En insaflı şekide anlamsız olarak adlandırabilirim sanırım. Uzak durun.","label":0} {"text":"İlginçtir Tom Hardy hangi karaktere bürünürse bürünsün altından mükemmel bir şekilde kalkıyor. Film çok etkileyici olmasa da güzel.","label":6} {"text":"efsane ve son cümle beni çok etkiledi.","label":8} {"text":"Bu filmi yapanın, 5 yıldız verenlerin olumlu yorum yapanların zeka konusunda herhangi bir belirti taşıdıklarını sanmıyorum. Töre cinayetinin nasıl yapılması gerektiğinimi anlatıyor konu olarak. Bu kadar saçma sapan bir filme gerek yoktu. Gereksiz cinsellik katınca cazip hale mi geliyor film. Seviye buysa , ürün bu.. Allah akıl fikir versin..","label":1} {"text":"9 yaşında kızımla geldik, ses kalitesi çok kötü, kapı kapanışından yere düşen eşyaya kadar öyle bir ses ki kulaklarını kapatarak izliyorsun, film de konu yok, çocuk sineması konusunda türk sineması hiç ilerleme kaydedemedi,","label":1} {"text":"Her şeyiyle harika, her şeyiyle güzel. Ancak en güzel sahneler bence Pitt'in olduğu sahneler; özellikle çingene aksanı şahane. Oyunculuğunun da ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi.","label":7} {"text":"bir hayli güzel ve sürükleyici olan bu filmi izlemek gerekir. eğer ki böyle hikayeleri seviyorsanız kaçırmayın bile... :)","label":4} {"text":"bence kötü bi filmdi.çok eksiklikleri var.film zaman zaman boşluğa düşüyor.bence olmamış.","label":2} {"text":"Korkunç olmayan sıradan bir film çok vasatda değil televizyonda sıkılmadan izlenebilcek bir film korku yok... Film vizyona çıkmadan önce yapılan şeytan bebek reklamındaki bebeği filmdede görsek iyi olurdu..","label":4} {"text":"Zamanıma ve parama yazık oldu gerçekten sonuna kadar kaldım ama para verdim diye midem kaldırmadı resmen konu desen yok seri devamı olsun diye film çekilmez küfür etmek mizah değildir. Aile izlenecek bir film değil zaten kesinlikle zaten oradan oraya atlayarak yapılmış bir film lütfen başka serisini çekmeyin emeğe yazık zamana yazık...Sermiyan Midyat için gittim ama orada da tipik bir ağa karakteri...Küfür ve erotik şey severseniz izleyin ben şahsen yazarken kusacağım kusura bakmayın ama bu kadar da kalitesiz işler yapmayın bu kadar kaliteli insanları böyle heba etmeyin bizim de seyir zevkimizi katletmeyin...","label":1} {"text":"Büyük beklentiler içinde olmadan izleyin derim. Pişman olmazsınız ama hayran da kalmazsınız.","label":6} {"text":"açılış ve takip eden tanımsız fransız hamamı sahnesi ilginizi çekiyor.. yönetmenin kullandığı çekim tekniği de keza.. ancak gelin görün ki; ne bir hikayedeyiz, ne bir durumdayız.. ne güzel kısa film olurdu dedirten lakin 2 saatlik film süresince o durgun dağınıklıkta kafam karışmadığı gibi heyecanlanmadım da..","label":5} {"text":"Bu filmi yetişkinken izleyince çok garip geliyor. Çocuk filmi desen öpüşme sahneleri kanlı sahneler dövüş falan çocuk filmi değil, genç filmi desen gençken bir insanın izlemek isteyeceği bir şey değil pek, yetişkin filmi de değil ne yapmışlar anlamadım oz büyücüsü misali olmuş, sadece oyuncuları güzel seçmişler :D","label":5} {"text":"Hiçbir yanı ağır basmıyor bence. Korku desen değil, romantizm desen yok. İlginç hikaye aslında, bu yüzden beğenildiğini düşünüyorum. Ama düz bakınca eleman tam bir \"nefes alsın yeter\"ci. İzledim, pişman da değilim ama 5/10'dan fazlası etmez.","label":4} {"text":"İlk yirmi dakikası beklentilerimi oldukça yükseltmişti. Fakat devamında aynı seviyeyi göremedim maalesef. Avrupa sinemasının hatırı sayılır filmlerinden biri olacakken, kalitesini ve fikirlerini filmin tamamına yaymayı başaramaması nedeniyle 'iyi' bir film olmaktan öteye gidemedi benim gözümde. Özellikle başrol erkek karakteri ile ilgili sorunlar olduğunu düşünüyorum. Karakterin oluşturulması, geliştirilmesi, filmin başından sonuna serüveni ile ilgili. Sonuçta ödüller ve önemli adaylıklar kazanan, izlenmesi gereken bir film. Daha iyi olabilirdi.","label":6} {"text":"Senaryo çok yaratıcı ama yönetmen bunu tam olarak kullanamıyor ayrıca kanımca başrol seçimi yanlış will ferreli gördüğüm her sahnede jim carreyi aradı gözlerim.Oyuncu olarak emma thompsonı beğendim en fazla.. Bunun dışında film aşağıdaki tarz diyaloglarıyla hafızamda farklı bir tat bırakmıştır.-Geçen yıl vergilerinizin sadece %78 ini ödemişsiniz.-Evet.Çünkü hükümetin ulusal savunma,batan şirketleri kurtarma gibi bütçe paylarını onaylamıyorum ve onları ödemedim.!!Bayım..Bayım..Göğüslerime bakıyorsunuz.-Aa.Ha.Hayır hayır bakmıyorum.Hem baksaydım bile bunu sadece A.B.D. hükümeti adına yapardım....Bu bütün trajedilerin doğasında var kahraman ölür ama hikaye ebediyen devam eder..","label":6} {"text":"hep aynı konu karbon kağıdı gibi bu tarz filmleri amerikalılar üzerine bişey eklemeden sadece oyuncuları değiştirip sunuyolar .10/5","label":1} {"text":"Bazı filmler vardır; kendini fazlasıyla ciddiye alır ve senaryo dahil film içerisinde olan her unsur kasılır. It filmi ise bunun tam tersi. Film boyunca gülüp, hiç beklemediğiniz anda havaya zıplayabiliyorsunuz. Şimdiye kadar izlediğim en iyi korku filmi olabilir.","label":9} {"text":"tefo süpersin tefooo","label":8} {"text":"Duygusal bir film. Anneanne ise mükemmel oynamış. Değerleri kaybetmememizi düşündüren bir film.","label":4} {"text":"bana çok sıkıcı geldi sürükleyici değildi ben beğenmedim","label":2} {"text":"Bittikten sonra böyle bir filmin niçin çekilmiş olabileceğini düşündüm uzun uzun.Para kazanmak için olamaz,çünkü para kazandıracak bir hali yok.Sanatsal kaygılarla çekilmiş desek senaryo denen şey Adrien Brody'nin ettiği küfürlerden ibaret.Filmin başından sonuna kadar yerlerde sürünen bir adam var ve adamın başına ne geldiğini adet yerini bulsun diye nihayet en sonunda açıklıyorlar bize.Ama o kadar sürprizsiz ve düz bir final ki filmin gerçekten tam orda bittiğine inanamıyorsunuz bir süre.Tam bir akıl tutulması.","label":2} {"text":"Birkaç yerde iyi güldürdü.. Bazı konularda hassassanız, kurulan cümlelerden rahatsız olabilirsiniz.. Bunu da belirteyim..","label":6} {"text":"Alfred Hitchcock'un Psycho'su düzeyinde bir film. Sanat bazen rahatsız edici olanı yapmaktır. Ti West ve Mia Goth, Pearl ile alabildiğine gerçekçi bir hikayeyi doz aşımına uğratıyor.","label":8} {"text":"Hayatımda gördüğün en saçma sapan filim bu filim hayattan sogudum bu filime bir puan verdigim için kendime cok kızıyorum ama filim anca bu kadar dandik olur","label":1} {"text":"Fİlmin kendi mantığı içerisinde kurgusal hataları vardı. Yani eski efsanevi Mr. Spockun zamanda yolculuğu, kendiyle yüzleşmesi, Scotynin gemiye girişi vb...Ama bu ve diğerlerini görmezden gelirseniz, filmin ta eskilerden gelen havası içerisinde değerlendirirseniz güzel film olmuş. Hoş bir nostalji yaşattı bana. Efektlere diyecek hiç bişey yok 'abicim adamlar yapıyor ya!'Birde filmi izledikten sonra aklıma geldi. Bizim Uzay Yolumuzda güzeldi. Hani rahmetli büyük usta Sadri Alışıkın canladırdığı 'Turist Ömer Uzay Yolunda' filmi aklıma geldi. Keşke imkanım olsada yeniden izlesem. Çok hoş olurdu!","label":6} {"text":"acaba mı diye bir önyargım varken iyiki izlemişim dediğim bir film...Türk korku-gerilim için bir yüksek performanss vardı, oyuncular kesinlikle izleyenlere yaşanan gerilimi aktardılar..süperrr gerildimmm karnıma ağrılar girdiii...konu da hiç akıldışı değildi gerilim seviyorsanız kesin İZLEYİN .","label":7} {"text":"Büyük usta Nuri Bilge Ceylan her zamanki üslubu ve derin anlatım tarzıyla döktürmüş. Ustaya çok büyük sevgim ve saygım var yalnız bu filmde kafama oturmadı bazı şeyler... Misal oyunculuklarda Doğu Demirkol ortalamanın üstüne çıkamamış, o beylik laflar o karakterde çok eğreti durmuş. Fazlasıyla tiyatral replikler söz konusu, bir önceki filmde Kış Uykusu'nda Haluk Bilginer'in olağanüstü performansıyla yağ gibi akan o replikler bu filmde ana karakterde fazlasıyla sırıtıyor. Bolca diyalog var. Her filminde diyalogları fazlasıyla katarak ilerliyor artık Nuri Bilge Ceylan... İklimler filmindeki atmosferi yakaladı zaman zaman. Görüntü yönetimindeki bir başka usta isim Gökhan Tiryaki yeteneğini konuşturmuş her zamanki gibi. O puslu ve karanlık atmosferi, karakterlerin içine düştüğü o yalnızlığı, bencil ruh halini içselleştirebildik. Köy sahneleri son derece doğal, yapmacık kaçan hiçbir şey yok. Nuri Bilge Ceylan'ın sinematografisinde oldukça farklı bir yer edinen bir film oldu bu. Sinan karakteri son derece güncel, atanmayı bekleyen öğretmen, hayattan umudunu kesmiş, sorunlu, insanlardan nefret eden, yazar olma hayaliyle yanıp tutuşan bir karakter. Yoğunlukla Kış Uykusu'ndaki Aydın karakterine benziyor. Ha deseniz ki bir önceki Kış Uykusu ile bu filmi kıyasla, ondan daha iyi diyemem ama daha kötüsü de değil. Kış Uykusu derdini tam ve net olarak oyunculuk ve kurgu ile dört dörtlük anlatan bir filmdi. Ahlat Ağacı ise yer yer oyunculuklarda sırıtsa da, insan daha farklı beklentiler içerisinde izlese de film bitince olmuş bu film dedirtiyor. Misal filmde çok etkilendiğim çok çarpıcı 2 sahne var ki olağanüstüydü. Bir tanesi Sinan'ın liseden kız arkadaşı olan Hazar Ergüçlü'nün oyunculuğunu konuşturduğu, hayata dair çarpıcı sorgulamaların yapıldığı, sert bir sahneydi, etkisinde kalıyorsunuz. Bir diğeri de filmdeki bütün oyuncuları sollayan Serkan Keskin'in yazar karakterini oynadığı Sinan'ın çocuk küstahlığında gizlendiği bol diyalog içeren karşılıklı edebiyat eleştirilerinin yapıldığı sahneydi ki muazzamdı. Filmin müzikleri her zamanki gibi klasik, daha farklı seçimler yapılabilir, daha farklı bir hava katılabilirdi. Ceylan'ın bu filmi şiirsel manzaralara, samimi dramalara sahip... Özelinde sorunlu bir baba oğul meselesini anlatır gibi gözükse de genel olarak Çanakkale'den kabuğundan dışarı çıkamayan Sinan karakterinin üzerinden topluma yönelik, insanlararası ilişkilere yönelik vurucu eleştiriler yapılıyor. İmamlar ile Sinan’ın din, felsefe ve inanç üzerine yaptıkları konuşmalar topluma ışık tutuyor, bolca didaktik anlatım uygulanıyor. Evdeki baba anne çatışması bile son derece orijinal. Bizdeki dramatize edilmiş, ağlak, kutsanmış, duygu sömürülü aile içi şiddet sahneleri ile hiçbir alakası yok. Son derece doğal. Bir Zamanlar Anadolu'da ve Kış Uykusu'ndaki tablo gibi fotoğraf kareleri bu filmde yok ama gerçek Türkiye fotoğrafı var. Geçim derdindeki piyangocu amcadan tutun, kum taşıma şirketi olan, odasındaki ansiklopedilerden başka bir şeyi olmayan çok bilmiş İlhami karakterine, kendi taşra dünyasında kendi yağında kavrulan yazar Süleyman karakterine, iki zıt kutup imamlara kadar bizden bir film. Kurgu masasında sadece Nuri Bilge Ceylan'ın olması başlı başına bir risk bence. Farklı bir kurgucu olsaydı o imam sahnelerini bu kadar uzun tutmayabilirdi, yahut Sinan karakterini bu kadar gözümüze sokmaya da gerek kalmayabilir yan rollerden daha sık faydalanabilirdi. Sinan'ın geri dönüşü olmayan seçimi, babanın uyumsuzluğu ve bir köpeğin gidişine haykırışı.. Annelerin istemedikleri hayatları.. Hepsi bizden meseleler, günlük hayatın içine yedirilen o diyaloglardaki samimiyet tam oturmuş. Kış Uykusu'ndaki yüksek oyuncu performansını ben bu filmde ana karakterlerde göremedim. Onun dışında Bir Zamanlar Anadolu'da filminde daha sık gördüğümüz metafor kullanımı, monolog sahneleri olsaydı tadından yenmezdi. Nuri Bilge bu filmde sadece yönetmenliği senaryoyu değil bütün sorumluluğu sırtına almış. Dünyada hala konuşuluyor film ve Variety, The Guardian, CineVue, Telegraph dahil tam puan alabilmeyi başardı. Kasım ayına kadar da birçok ülkede vizyona girecek, 16 haziran da Sidney Film Festivali'nde gösterilecek. Umarım hak ettiği değeri ve ilgiyi görür. Türkiye sineması için çok büyük bir fırsat ve ilham verici güzellikte bir sanat eseri...9/10","label":9} {"text":"Bir film izleyiciye \"Neden oraya gidiyorsun, al işte yiyecekler seni\" dedirtiyorsa izlenemez yahut gülünç olur. Bu filmde ise ilk dakikadan nefesimi tutup bitiş jeneriğinde tam olarak verebildim. 1. filme tutunabilmişti. Fakat yine de bir Danny Boyle değil.","label":7} {"text":"Film çekildiğinde doğmadığıma göre, 77 de izleyenlere göre ben uzaylıydım belki de! :)","label":7} {"text":"Her ne kadar müthiş bir son ve anlama sahip olsa da özellikle setlerdeki bazı diyaloglardaki anlamsızlıklar benim filmi bu seviyede beğenmeme engel oldu diyebilirim. Yada belkide beyaz balon, nema-yı nazdik filmlerindeki gibi birşey bekledim yönetmenden ve böyle farklı bir deneyim sunmuş olmasına ısınamadım. Film kısa süresine rağmen içerdiği öğelere oldukça anlam yüklemiş bir film. Bir polisin yirmi yıl kadar önce açılamadığı sevdiği ile ilgili sahneyi canlandırmaya çalışırken aynı hisleri ve yılları yaşaması, sanki zamanda geri gidip insanlığın geleceği buna bağlıymışçasına aynı sahneyi tekrarlamaya çalışıyor olması oldukça anlamlıydı. Kapanıştaki mesaj yerinde oturmakla birlikte, filmde daha çok beğendiğim nokta \"tüm insanlığı kurtarmak\" temalı çocuğun sahneleri oldu.","label":4} {"text":"öh be komediy kedi yapmşım ne yazı yazarım ama üstüme yoktur...bi de şu taka makineni taka klavyesi yazsa..:)))","label":5} {"text":"aşağıda olan bi yorumu tamamen destekliyorum.. kapak resmi bu olmamalıydı","label":6} {"text":"Muhteşem metaforları, doğallığın en üst noktasındaki oyunculuklarla, mizahı ve adı gibi resimlerdeki dünya. İzlenesi...","label":8} {"text":"eh idare eder","label":5} {"text":"Born from silence silence full of it, a perfect concert my best friend..","label":8} {"text":"\"Koruyucu\" son zamanlarda izlediğim en sıradışı aksiyon filmiydi. Klişeleri aşmak adına elinden geleni yapan bir film izledim. Filmin temel mantığı, klişe tiplemeleri kendi doğalarıyla çeliştirmek üzere kurulu. Film, girişinden itibaren bunu amaçladığını belli ediyor. Bunun dışında, basit bir aksiyon filminden çok da fazlası olduğunu iddia etmeyeceğim. Ama her halükarda benim havzalama son derece eğlenceli gelen bir izleği vardı. Kanlı aksiyon severleri memnun edeceğini düşünüyorum. İyi seyirler dilerim.","label":5} {"text":"bir aşk uğruna uğruna kaç gerilim yaşanır ve kaç kişiyi öldürmeyi göze alırsın? cevabı ve daha fazlası bu filmde...","label":8} {"text":"sanırım, iki sorumsuz ve bencil insanı küçük yaşlardan itibaren biraraya getirir ve birbirlerine aşık ederseniz ortaya nasıl bir rezillik çıkar bunu anlatmaya çalışmış film. eğer aşk buysa: s... böyle aşkın ızdırabını!","label":0} {"text":"Senaryo ve Will Smith iyi ama yönetmen kötü.. Yönetmen amatörce çekmiş filmi.. Flashbacki hiç yapamamış.. Haliyle ben filmin içine giremedim, o dram hazzını alamadım.. Yine de izleyebilirsiniz..10/6","label":5} {"text":"Valla gene olsa gene izlerim. Küçük Esnaf gibi oldukça komik bir filmdi. Kesinlikle tavsiye ederim. Bazı sahneleri çok basit ve gereksiz olsa da genelinde bunlar gözardı edilebiliyor. Kesinlikle tavsiye ederim.","label":7} {"text":"''sen dostlukların ve aşkların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun?'' Sevmek zamanı (1965) Biz günümüzde ne diyelim acaba?","label":3} {"text":"Filmi izlerken genel olarak gerildiğimi söyleyebilirim. Bu gerginliğin sebebi yönetmenin kullandığı çekim teknikleri ve rahatsız edici derecede muntazam olan atmosfer ve kıyafetler olduğunu düşünüyorum. Fakat her ne kadar beni germeyi başarmışsa da bazı sahneleri gereğinden fazla uzun ve sıkıcı olmuş. O sahneleri ileri sarıp izlediğimde bir şeyler kaçırıyormuşum gibi hissettim fakat sarmadığımda da fazla sıkıldım. Yani genel anlamda ortalama bulduğum yer yer sıkılıp yer yer rahatsız olduğum filmdir.","label":5} {"text":"Hayal kırıklığı yarattı bende bu film. ilk başlarda çok iyi gidiyordu tam bir tarihi belgesel izliyordum fakat daha sonra algılarım değişmeye başladı filme karşı.Bir gün de tarafsız bir yapım yapmaya çalışalım kimi %100 haklı göstermeye çalışır kimi %100 haksız bırakalım kim haklı kim haksız o günlerin şartları neyse onları göstermeye çalışalım kendi düşündüklerimizi insanlara empoze etmeye çalışmayalım.Bir olayın doğruluğunu göstermek için hepsi de yanlış gösterilmez ki.Neyse arkadaşlar filmi izleyip izlemem kararı size aittir ilk 15 dk için çok iyi fakat ilerisi için aynı şeyleri diyemeyeceğim.(4/10) Saygılarımla...","label":3} {"text":"Çoğu noktada haklı olan belgesel. Kısaca diyor ki: işte bunlar hep sektör zayiatı.","label":7} {"text":"Tek bir kelimeyle vasat ötesi vasatttttt👎👎👎👎 10 uzerinden 0.15 Bosuna masraf yapmislar . Yine de zonguldak caycumayi gormek icinde en guzeliydi.","label":1} {"text":"50'lerde 60'larda böyle Z Filmleri vardı, oyunculuktan senaryoya, kamera kullanımından müziklere kadar her şey vasat olduğu için alfabenin son harfini almış filmlerdi. Ama onlar en azından ucuz propagandaları gerçek gibi yutturmaya çalışmıyordu. Aynı yukarıdaki açıklaması gibi gülünç ve basit bir film.","label":5} {"text":"15 yaşındayken klasik müziği anlamayıp ööghk kaka dediğimiz zamanlarda bana klasik müziği delicesine sevdiren, üstüne keman çalmaya başlamama vesile olan filmdir. baştacıdır.","label":6} {"text":"bir kere insanların neden ayrıldıkları için acı çektiklerini anlamıyorum, zaten korkunç bir ilişkileri varmış. birbirlerini eksik yanlarına rağmen sevememişler gibi geldi bana. içimdeki öküzle kafa kafaya verip düşündük ve filmin ikimizi de hiç etkilemediğine karar verdik maalesef.","label":5} {"text":"Dabbe'nin bütün serilerini izlemiş biri olarak, her ne kadar korku türevlerinde Hasan Karacadağ kendini geliştirmiş olsada biz mütedeyyin izleyicilerin yumuşak karnı olan efsunlu materyalleri filmlerinde ana öğe olarak kullandığından mütevellit bizleri etki altında bırakma konusunda 1-0 önde başlıyor. Dabbe 2 gibi felaket ötesi bir filmden sonra bunu çekmesini cesaretine yada başka etik! bir anlayışına mı bağlamam gerekiyor bilemem ama salt korku yapımı adına güçlü prodüksiyon ile kimsenin izleyicilerin karşısına çıkmaması yönetmenin elini güçlendirmiş anlaşılan. Filme gelince yine klasik Hasan Karacadağ imzası olan amatör oyuncular, basit diyaloglar, kötü efekt, zayıf senaryo ve ucuz prodüksiyon ile takdirimi kazanmış etkili reklamasyonla yine gişenin belini kırmış bir yapım. Filmi izlerken korkmadım ama film bittikten sonra insan normal hayatta başına gelen anormal şeyleri hayra yoracağına filmin insan üzerinde bırakmış olduğu tekinsiz ve huzursuz üç harflilere yorması çok ilginç. İmdb oy oranına aldamayın çünkü yaklaşık 500 kişilik bir ekip tarafından 10 puanla! şişirilmiş. Filme gelirsek bayanlar ve özellikle küçük kız çocuğu senaristin üzerlerinde yapmış olduğu telkinden olsa gerek naif bilinçaltılarının etkisinde kalarak bir nebze inandırıcı oynamışlar. Lakin Sinan ve avukat arkadaşı hiç mi hiç inandırıcı oynamamışlar. Sadık hoca fena değildi. Bir de kızdığım bir nokta filmin sonlarına doğru Sinan korkmuş küçük kızı sakinleştirirken kızın dudaklarından öpmesi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtti. Açıkçası korku filmi bütçe isteyen bir yapım. Efektler olmazsa olmazı. Hele oyuncu seçimi çok önemli. Umarım Japon korku sinemasının katmanlarını altyapısına enjekte eden Hasan Karacadağ eleştirilerimizi kaale alırda bizleri bu kadar uzun negatif eleştiri yazma zahmetinden kurtarır.....","label":3} {"text":"klasik konusu ve berbat bir işçiliği olan filim. İzlemesenizde olur.","label":0} {"text":"Hep söylüyorum yine söyleyeceğim, bu film yabancı bir film olsaydı puanı en az 9 olurdu. Alışagelmemiş bir film olabilir, anlam kapalılığı olabilir ama çok derinden işlenmiş bir film. Yönetmenimiz iyi iş çıkarmış. Böyle yetenekli bir yönetmenimiz olduğu için gurur duyuyorum. Filmi sıradan bir filmi izler gibi izlemezseniz mutlaka sizleri de derinden etkileyecektir. Herşeye rağmen, yapım bölümünde Fransa ve İtalya yazması beni üzdü, gerek var mıydı Film tamamen Türk filmi.","label":8} {"text":"\"Işığa bakma kör olursun derlerdi ya, keşke dinleseymişim. \" Film komedi-dram-aile olarak sınıflandırılmış olsa da bana göre kendi türünü var etmiş. Dram değildi çünkü en kötü durumlarda bile insana kendini kötü hissettirmiyor. Komedi değildi ki tebessüm dışında bir kez bile şöyle ağız dolusu bir kahkaha atmıyorsunuz. Aile de dedğildi çünkü film boyunca oyuncuyla birlikte kendiniziyalnız hissediyorsunuz. Kamera çok iyi kullanılmış. Oyuncunun gözünden bakıyormuşuz hissini gayet güzel vermiş. Özellikle bizleri de kendi karanlık dünyasına davet edip ekranın kararması, sadece sesleri duyuşumuz... gerçekten iyiydi. Her şeyin başı sağlıkmış, bilmekten öte iyice de anlamış oldum.","label":0} {"text":"oturup sıkılmadan izleyeceğiniz güzel bi film yapmışlar ne çok abartı ne çok sönük herşeyin ortasında keyifli tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Muthiş bir film değil overrated. Savaş sahneleri dışında film sıkıcı akıcılık yönü az filmi izlemeden okuyun ama savaş sahnelerinin hakkını veriyim hakkını yemiyim uğraşılmış sondaki truva atı için pek uğraşılmamış aslında dram yüklü bir film niye olduğunu ise izleyince anlarsınız.","label":4} {"text":"anime deyip geçmemek gerek. bence miyazaki'nin en iyi filimi bu.","label":8} {"text":"baya komikti...jessica biel de muhteşemdi zaten o nasıl bir vücut öyle))","label":7} {"text":"Meraktan para kazanmak için çekilmiş bir film ve bende para kazanmalarına yardımcı olduğum için çok pişmanım.","label":0} {"text":"film bence durağan ama yine de beğendimi söylemeliyim . bir şey hariç ; filmde çok fazla sigara içiliyor ! ! !","label":5} {"text":"muhtemelen yahudi katliamını anlatıp da yahudileri bu kadar yerin dibine sokan başka bir film yoktur... gerçek bir hayat öyküsünden uyarlandığı için izlenmeli.... işin ilginçi hikayeyi yazan da yahudi :) kendi içlerinde var bir sıkıntıları :)","label":6} {"text":"Sinopsisi okunmasa politik bir oluşuma karşı yürütülen soruşturma olduğunu anlayamayacağımız, kurgu eksiklikleri ile ilerleyen filmde örgütün nasıl güce dönüştüğü, neyi savunduğu, yöntemleri konusunda bilgi sahibi değiliz yalnızca sonuçlarını görüyoruz anlaşılmaz bir şekilde... Ne aşkın ne de devrimciliğin gücünün hiç mi hiç yansıtılamadığı polisiyemsi bir film olmuş... 5/10","label":4} {"text":"bakiyorumda iyi yorum yapan herkese eksi puan verilmis. bende filmin baya kötü oldugunu dusunuyorum. gelsin bana da eksi puanlar","label":7} {"text":"Film eğlenceli idi. ancak burda yazıldığı kadar komik ve romantik değildi. oyuncular çok yapaydı. 10/6,5","label":5} {"text":"lsd almış ve uçmuş bir arkadaşın o esnada aklına gelenleri hayata geçirdiği bir film var karşımızda. yerçekimsiz ortamda yaşıyormuş gibi ayakları bir türlü yere inmedi esas oğlanın. her türlü fantezinin içinde yaşıyor olması da cabası.","label":6} {"text":"Muhteşem olmuş..Tebrikler..Ve tüm çiftlere tavsiye ediyoruz","label":9} {"text":"Bence asıl mantıksızlık bu filmi izleyip sanat filmi özellikleri görmeyi beklemek. Zaten ilk 3 filmi izledikten sonra farklı bir beklentiyle bunu izlemek saçma. Yani Jurassic Park izliyorsun, ana amacı eğlence ve aksiyon. Bence işini gayet iyi yapmış. Benim tüm beklentim başarılı bir şekilde yaratılmış bol bol dinazor sahnesi görmek ve gördüğüm şeyle heyecanlanmaktı, amacıma ulaştım. Yani hitchcock senaryosu ve gerilimi, wes anderson sinematografisi, kubrick dehası falan mı bekliyordunuz anlamıyorum.","label":6} {"text":"Türk sinemasında görmeye alışık olmadığımız türde,vasat bir kara mizah örneği.Başta Burçin Bildik olmak üzere ön plandaki rolleri biraz abartılı ve itici buldum.Yan rollerdeki oyuncular daha kaliteli ve sempatikti bana kalırsa.Böylesine karışık bir hikayenin kurgusu kolay değil,bu konuda benden geçer not aldı.Ama yine de çok beğendiğimi söyleyemem...5,5/10","label":4} {"text":"Çok güzel bir filmdi. Sonu sürpriz bir şekilde bitiyor. Tavsiye ederim. 7/10","label":6} {"text":"Oldukça özgün bir çıkış noktasına sahip fakat tabiri caizse hikayeyi satmak konusunda sınıfta kalmış. Öylesine ağır işliyor ki inanılmaz boyutta sıkıcı. Asıl sorun ise hiç bir şey anlatmıyor olmasında. Matrix benzeri bir senaryo yazılmaya çalışılmış. Çalışılmış diyorum ortada bi senaryo yok çünkü. Olmamış. Ez cümle karşımızda yine ve yine maalesef düşündükleri kadar zeki olmayan iki açıkgözün kotardığı bir yapım var. Zaman kaybı. Beğenmedim tavsiye etmiyorum.","label":6} {"text":"Dövüş sahneleri bakımından gerçekten güzel bir film. 1 de 2 de 3 de gayet başarılı. Dövüş filmleri sevenler için bu seri izlenilmesi gereken bir seridir. Haa baştan diyeyim, öyle sinema kurgusuymuş, şaşırtmalarmış, sanatmış vb. beklemeyin, sadece kendinizi aksiyona bırakın.","label":6} {"text":"Çok güzel film , özellikle Tom Hardy'nin oyunculuğuna bayıldım !","label":6} {"text":"Eğlenceli, izlenilebilir, hoş ama boş bir gençlik filmi...","label":6} {"text":"filmin beni en etkileyen sözü parayla elde edilen hiç bir şeyin değerinin olmadığı idi. ancak sevgi veya kanla elde edilenler değerlidir. bu yargıyı çok beğendm. film güzel bence. iki krallık arasndaki farklılıklar, arada sıkışıp kalanların durumu, çöl yaşamının zorluları, petrolün keşfinin getirileri çok iyi anlatılmş. prensin kşitaplara düşkünlüğü nedenyle ciddiye alınmayan erkekliği ve sonucunda savaş stretejisinde ne kadar başarılı olduğunun farkedelmesi ve bunun şaşırtıcılığı etkileyicydi. izlenmeli","label":7} {"text":"Yönetmeni arkadaşımdır, bu film hakkında uzun uzun konuşmuştuk. Hatta dvd'sinide yollamıştı. Sonuçta uzun emek verilen de bir film. Festivallerde de güzel yorumlar almıştır aynı zamanda. Son bir şey;tema müziği olarak kullanılan ''my baby shot me down'' Kill bill'den alıntı değildir. Film Kill Bill'den önce çekilmiştir.","label":0} {"text":"Sinemayi bir sanat olarak gören ve seven bu filmi izlemeli. Harika oyunculuklar, çok iyi bir görüntü yönetmeni ve roma...","label":9} {"text":"Korku değil fantastik gerilim olması türün hayranlarını hayalkırıklığına uğratacaktır. Fakat İspanyol sinemasının son dönem korku filmlerinde görmeye alışık olduğumuz sağlam dramatik altyapısının yapımın hiç bir yerinde sarsılmıyor oluşu, atmosfer yaratmak konusundaki başarısı ve özellikle küçük oyuncuların olağanüstü performanlarıyla izlemeyi kesinlikle hakeden Mama'nın tek falsosu Jessica Chastain. Nikolaj Coster Waldau'nun varlığı ise filme çok şey katmış. Ben çok beğendim tavsiye ederim.","label":6} {"text":"izledim... son zamanlarda izlediğim en keyifli türk filmi ...bu bizim Sırrı'nın bir tılsımı, bir sırrı var bu işlerde ...Onur Ünlü'de güzel iş çıkartmış yani. Tavsiye ederim sizde izleyin. gözüme takılan bir kaç şey den 1. caminin içinde ana kapının yan tarafında camekanlı kapalı mekandaki perdenin arkasındaki ekran orada gerçektende varmıydı. 2. imamın gemiden denize düşüp kısa süre sonra aynı kıyafetiyle kurumuş bir şekilde dönüşü biraz ilginç gelsede çok hoş keyifle izledim. :)","label":7} {"text":"içim dışıma çıktı gerçi en azından içimi görmüş oldum tanıştık sohpet muhabbet filan böyle filmler izleme kuzum tamammı dedi ve gitti :D","label":7} {"text":"İlk yarım saati çok sıkıcıydı. Gerçekten çocuklar için bile fazlasıyla sıkıcıydı. Filmin kalan bölümünde ise macera temposu arttı fakat televizyondaki versiyonunun yarısına bile çıktığını düşünmüyorum. Çocuklar nasılsa izliyor, bir şeyler yapalım diye düşünülerek ortaya çıkan bir film.","label":4} {"text":"Cok sacma buldum. Vakit kaybı adeta fragman bile oldukca basit hazırlanmış. Afiş zaten baştan başa itici","label":0} {"text":"Filmin sonlarında gözüken taksici'yi Demirkubuz'un Kader filminde başrol oynamıyor muydu ? Üstelik doğuya bir yere gitmemiş miydi ?","label":8} {"text":"Ezbere puan verip yorum yapanlar var film çok kaliteli ve başarılı eksik yok.","label":8} {"text":"giriş bölümü fena değil senaryo idare eder ama ses kalitesi rezaletin de altında hoca rolündeki kişinin sinemayla alakası yok rezil bir oyunculuk ve ses tonu ve rezalet ve vasatın altında bir final sahnesi","label":0} {"text":"Bu film nasıl bu puanda olur anlamıyorum!Bence çok kaliteli bir film.Hikaye sizi baştan sona kadar bağlıyor,bir an bile filmden kopamıyorsunuz.Ayrıca Philip S. Hoffman ın oyunculuğuda herzamanki gibi etkileyici!","label":6} {"text":"Colin Farrell Salma Hayek arasındaki çekim inanılmaz.Klasik bir senaryoya sahip olsada asıl etkisini oyuncuları ile gösteren bir film var karşımızda .. bir roman uyarlaması olduğunu söylemekte de yarar","label":4} {"text":"Güzel,gayet akıcı...","label":6} {"text":"Channing Tatum'un her yeni filmde beni şaşırtmasındaki son nokta! Yaşasın Amerika!& özetli bir film. Tabi fragmanı izlediğinizde dahi bunu bilmeniz gerekir. Bu yüzden Amerika'yı övmesini eleştirmek haksızlık olur. Oyuncu kadrosu gayet başarılı. Görsel efekt tatmin etmiyor, türdeşlerinden ayrı bir yere konulamıyor.","label":5} {"text":"çok konuşkan bir proje olmuş. yönetmen Fransa'nın kuzeyinden güneyine bir karavanla inerek seçtiği bazı yerlerin belediye meydanlarında durarak orada yaşayan sakinlerin sohbetlerini görüntülüyor. 6/10","label":5} {"text":"her ne kadar mehmet ali erbil fobim olsada, bu film türk absürd sinemasının ilk filmidir. komedi başka absürd komedi başka bişeydir. saçma bu yeaa diye çığrunmadan önce bu ayrımı iyi bilmek lazım. sümer tilmaç ın olduğu her sahne, özellikle, ben oğlan değilim sahnesi, kapıya zincirlendiği sahne hala aklımdadır. baş yapıt değil elbette ama çıplak silah serileriyle aynı kulvarda koşan iyi bir absürd komedi kanaatimce.","label":6} {"text":"çok büyük beklentilerle izlenilmemesi gereken vasati ölçüleri aşamayan bir yapım 7/10","label":6} {"text":"Sawyer'ı kısa saçlı görmekte iyiymiş.","label":6} {"text":"Bazı eksik yanları olsa da türünün iyi ve özgün örneklerinden kaçırılmaması gereken bir film. Underrated.","label":7} {"text":"sakin başlayıp hızlı biten bir film. filmin sonunu önceden kestirebilmek imkansız.","label":7} {"text":"dar alan, iyi kurgu, biraz tuhaf bir son.","label":8} {"text":"Kadın erkek ilişkilerini daha çok cinsellik üzerinden anlatan filmlerden biri. Ağır ilerliyor ama bol diyaloglu. Pek beğendiğim söylenemez.","label":6} {"text":"Çok sevmiştim mutfakta leziz yemekler yaparken, içten ve neşeli sohbet yapmalarına :D Müzikleride çok hoştu, etkileyiciydi. Ama Giovannanın güzelliği mükemmeldi bana göre, duru güzelliği =)) 10 / 10 ;)","label":9} {"text":"Halil Sezai filmin en etkili figürü. Müzisyen olarak başarı halkasına oyunculuğuda eklemiş. Karakterin ruh halini çok iyi yansıtmış. Takdir ettim doğrusu. Duygu karakteri olarak Melike Güner ismini görünce açıkçası filmin izlenilebilirliliği adına tereddüte düştüm. Çünkü Ekmek Teknesi dizisinden aşina olduğum oyunculuğuna bir türlü kanım ısınamamıştı. Hele Doktorlar dizisinde bu duygularım ayyuka çıkmıştı. Lakin bu filmde bence en iyi işini çıkarmış. Yönetmenin ilk filmi olmasına karşın kanımca geleceğe yönelik olumlu izlenimler bıraktı. Yapım, yönetim ve senaryo kısmının tümünde kendi imzası olması ve filmi vasat statüsünün altına düşürmeyişi başarılı olduğunun ispatı niteliğinde. Zaten gişede fena değil.","label":6} {"text":"Hayatımda böyle tahrik edici film görmedim... o sallanan sandalye oscar'lık... bence...","label":9} {"text":"Bir kaç kere ya da bir kere mi ne tam hatırlamıyorum kaçırmıştım ve çok üzülmüştüm. O zamanlarda daha fazla verirlerdi filmleri. Bir kaç ay sonra bir daha verildi izledim. Çok hoşuma gitti. Ben de fasulyeler oynatmaya çalıştım gözlerimle, yapamadım. Çok özenmiştim bu kıza ben. Ahh.","label":6} {"text":"Bu ekipten çok daha fazlasını umuyordum ancak fos çıktılar. Konu güzel ama çok daha iyi geyikler çıkabilirdi. Fragmanda yer alan bir kaç espri dışında çok gereksiz bir film olmuş. Zaman kaybı.. Hayat kısa gidin daha güzel şeyler izleyin bu kısıtlı zamanda","label":2} {"text":"Keşke Youtuber olarak kalsalar ve film çekmeseler dediğim üçlünün filmi. Oyunculuktan ziyade doğal halini seviyordu insanlar. Bin tane mesaj var hangi birine odaklanalım, gülelim mi, düşünelim mi? Kötü.","label":1} {"text":"Yaş farkını adamı titreterek yürütüp, genç kıza mini etek giydirerek vurgulayan film kendini izlettiriyor ama o kadar... 65/100","label":6} {"text":"netflixte izlediğim en kötü şeydi, ama izlemeye başlarken bunun olacağını da biliyordum. ben bu kadar kötü film yapsam netflixin yayınlamasına izin vermem şahsen, ne kadar az insan izlerse o kadar iyi derim, sinemalarla falan anlaşamadık kardeşim yayınlayamıyoruz derim, en azından rezil olmam, yoluma bakarım.","label":3} {"text":"Senaryosunu, Disney'in aynı isimli animasyon filminden (1991) uyarlayarak Stephen Chbosky ile Evan Spiliotopoulos'un kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Bill Condon'ın oturduğu “Beauty And The Beast”; romantik bir fantastik müzikal olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 160 milyon dolarlık bir bütçe ile yeşil perde, görsel efekt ve animasyon teknolojilerinin yanı sıra, zorluk derecesi yüksek sahnelerinde; koordinatörlüklerini Sarah Greensmith ve Nick McKinless'in üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 1.264 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşıldığı bilgisine ek olarak vizyona girdiği yıl, sinema salonunda ilgiyle izlediğimiz bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Bir zamanlar, Fransa'nın gizli kalbinde; genç ve yakışıklı bir Prens (Dan Stevens), harika bir şato da yaşarmış...Arzu ettiği her şeye sahip olmasına karşın Prens, düşüncesiz ve bencilmiş... Öyle ki; şatosunu, en güzel eşyalarla doldurmak için kasabayı vergiye bağlamış... Düzenlediği, eğlence dozunun sınırsız olduğu partiler de, bölgenin en gözde insanları ile dolu olurmuş... ** Derken... Bir gece, o eğlencelerden birinin tertip edilmekte olduğu şatoya, dışarıdaki şiddetli fırtınadan korunmak amacıyla kendine güvenle konaklayabileceği bir mekan arayan, davetsiz bir misafir gelmiş... Hediye olarak da Prens'e, tek bir gül teklif etmiş... Ancak kadının (Hattie Morahan) hırpaniliğinden iğrenen Prens, onu reddetmiş... Bu durumda da kadın Prens'e, insanları dış görünüşlerine göre yargılamaması gerektiğini ve güzelliğin içte olduğunu söylemiş... Prens onu, bir kez daha geri çevirdiğinde; bir anda yok olup giden yaşlı kadın, güzeller güzeli bir büyücüye (Hattie Morahan) dönüşerek geri dönüvermiş... Prens, merhamet dilemiş ama iş işten geçmiştir... Zira büyücü çoktan, onun kalbinde hiç sevgi bulunmadığını görmüş... Ceza olarak da Prens'i, korkunç bir canavara (beast) dönüştürmüş... Yetmemiş... Şato'nun kendisi ile Lumière (Ewan McGregor), Cogsworth (Ian McKellen), Bayan Potts (Emma Thompson), Chip (Nathan Mack), Bayan Gardırop (Audra McDonald), Maystro Cadenza (Stanley Tucci) ve Plumetta (Gugu Mbatha-Raw) gibi içinde yaşayan karakterlerin üstünde de, son derece güçlü bir büyü oluşturmuş... *** Günler yıllara dönüştükçe; Prens ve hizmetkarları, dünya tarafından unutulmuş... Çünkü büyücü onları, sevenlerinin zihninden tamamen silivermiş... Fakat büyücünün teklif ettiği gül, gerçekten de büyülü bir gülmüş... Şayet Prens; bir başkasını sevmeyi öğrenebilir ve şatoya bıraktığı gülün son yaprağı düşmeden evvel o kişinin sevgisini kazanabilirse, büyü bozulacakmış... Aksi taktirde, ilelebet bir canavar olarak kalacakmış... *** Yıllar geçtikçe Prens, tüm ümidini yitirmiş... Zaten bir canavarı sevmeyi, kim öğrenebilirmiş ki? *** Hikayenin buraya kadar olan kısmını, Hattie Morahan'ın anlatımıyla (narrator) dinledik... *** Neyse... Konuya biraz da, filmin 'güzeli' açısından bakalım diyerek de devam edelim... *** Peder Robert'tan (Ray Fearon) ödünç aldığı kitapları okumak suretiyle yaşamakta olduğu Villeneuve isimli küçük taşra kasabasının sıkıcı rutinlerinden kurtulmaya çalışan Belle (Emma Watson); kasabalılarca, tuhaf bulunurken, sağlıksız ve muammalarla dolu olarak da değerlendirilmektedir... Bu arada, Fransız Kraliyet Ordusunun Narsistik derecede kendini beğenmiş gazilerinden Gaston'un (Luke Evans), dostu LeFou (Josh Gad) ile yaptığı sohbetlerden; kasabaya bir türlü uyum sağlayamayan Belle'e, kendisiyle evlenecek kadar aşık olduğunu da öğreniyoruz... Hatta, her terslenişinde Gaston'un Belle'e, daha da bağlandığını fark ediyoruz... *** Çok geçmez... Artık hayatta olmayan annesi (Zoe Rainey) ile Paris'te evlenmiş olan ressam ve mekanik tamir ustası babası Maurice (Kevin Kline); bir gün sürecek olan pazar alışverişine gitmekteyken, bambaşka bir hayat hayalleri kuran kızı Bell'e, ne istediğini sorar... Elbette her seferinde olduğu gibi Bell, yine bir gül ister... Kendisi de, kasabanın ortak alanındaki havuzda çamaşır yıkamaya başlar... Ama Tom (Jimmy Johnston) tarafından, küçük bir kıza okumayı öğrettiği tespit edilince çamaşırları; kasabalılarca, yerlere saçılır... *** Uzatmayalım... Bir Haziran ayının uzayan akşamındaki, ani bir kar yağışının bastırdığı gecenin karanlığında; atı Philippe'in çektiği arabasıyla ormanda ilerleyen Maurice'in peşine, açlıktan gözleri dönmüş olan bir kurt sürüsü düşer... Canlarını güç bela kurtaran Philippe ile Maurice kapağı, Prens'in şatosunun bahçesine attıkları an; şatodaki büyüden haberdar olan kurtlar, takibi bırakırlar... *** Atını su ve samanın bulunduğu ahıra yerleştiren Maurice, fırtınadan sığınmak gayesiyle bir yer aradığını belirtmek üzere şatonun kapısına doğru yönelir... Vardığında kolaylıkla açılan kapıyı ittirip içeri girdiğinde, ortalıkta kimsecikler olmasa da; hem ortamı ısıtan şömine çıtırdayarak yanmakta hem de Maurice'in karnını doyurabileceği yiyecekler, masanın üstünü süslemektedir... Yalnız içi çay dolu bir fincan kılığındaki Chip, kendisiyle konuşmaya başlayınca panikleyen Maurice, koşturarak şatonun kapısına yönelir... Hatta atına atlayarak yola koyulmaya da kalkışır... Ancak kızının kendisinden istediği gülü, henüz temin edemediği gerçeğini anımsayınca da geri döner... Döndüğünde ve dikeni elini yaralayarak kanatan bahçedeki güllerden birini kopardığında da; üzerine doğru gelen canavar, evine sürücüsü olmaksızın dönmesine yol açacak kadar ürkütür Philippe'i... *** Bu duruma fazlasıyla şaşıran ve babası adına telaşlanan Belle; Philippe'in sırtına atladığı gibi soluğu, şatonun içinde alır... Ve... Gül hırsızlığı sebebiyle, bilindik nobranlığından hiçbir şey yitirmemiş olduğunu gördüğümüz Prens tarafından bir kapının ardına kilitlenerek tutsak alınmış olan babasını bulur ve onunla yer değiştirir... Bu arada kollu bir şamdana dönüşmüş olan Lumière ile masa saati görünümündeki Cogsworth aralarında; kilit altından kurtaracakları Belle'in, büyüyü bozacak kız olup olmadığını tartışmaktadırlar... Dakika 33... Bugüne kadar fırsat bulup da izlememiş olanları, filmin geride kalanın da; söz yazarı Howard Ashman ve besteci Alan Menken'ın müziklerini de beğeneceklerini umduğumuz, 96 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Çok boş bir film, buradaki yorumcuların neye göre rk sevmesiniz bile izleyin dediğini neden 10/10 verdiklerini anlayamadım valla.... Binlercesi çekilmiş olan sıradan bir Amerikan gençlik filmi, Cruel Intentions bundan daha iyidir. 20 yaşından büyük kızlara hitap etmiyor. 30 yaşında bir erkekseniz hiç hitap etmiyor. Senaryo anlamında hiçbir yenilik yok.","label":4} {"text":"sen ne tatlı bir filmdin öyle.","label":9} {"text":"Cem Yılmaz’ın bu filmi de çok güzeldi.Filmin sonu çok hoşuma gitti.Acayip duygulandım filmin sonunda","label":7} {"text":"bu tarz bi hikaye için beklenen fazla bi emek harcandığı kesin..tsunemide hayatı alt üst olan bi ailenin gerçek hikayesi büyük bi beklenti içinden olmadna izlmeye başlıycaksını ama umdupunuzdan iyi bi film bulucaksınız..tsunami sahneleri oyunculuklar ve yönetim gayet başarılı","label":6} {"text":"film ilk bölümde biraz ağır ilerliyor fakat 2. bölümde gayet güzelleşiyor...çok gerileceksiniz,huzursuzlancaksınız ama insan gerilmekten ağlayamıyor bile...gidilmesi gereken bir film..yavuz bingöl ü beğenmedim herzamanki rolünü oynamış...civan canova müthişti...gidin görün..iyiseyirler","label":8} {"text":"bence film konusu itibariyle ilgi çekici ama gazetede okuduğuma göre filmde türklerle ilgili olumsuz şeylere yer verilmiş filmi izleyen varsa bu gerçekten böylemi?","label":8} {"text":"konusu sacma bastan sona muzikal.cocuklarin gozleri bozulsun diye yapilmis goruntu 3d gozlukle de gozluksuzde berbat","label":0} {"text":"internetten araklanmış espriler üzerinden yapılmış kötü bir yapım. Filmin tek olumlu yönü İrem Derici olsa gerek 2/10","label":1} {"text":"fazla uzamış","label":7} {"text":"berbat ötesi bir film. Hayrettinden gerçek komedi ve kaliteli bir film beklerdim. Umduğumu bulamadım","label":1} {"text":"ilk filmden daha iyiydi. Sondaki cocuğuna bira götürmesi beterin beteri var sözünü hatırlattı. Danca çok garip bir dilmiş bu arada.","label":7} {"text":"Büyük bir hevesle izleyip umduğumu bulamadığım Death Proof ve Planet Terror'dan sonra Machete beklentilerimin çok üstünde çıktı.Baştan sona eğlence,muhteşem bir kadro ve oyunculuklar,Rodriguez'in ufak hınzırlıkları ve sağlam bir ırkçılık eleştirisi.Bir B filminden beklenmeyecek kadar doyurucu,büyük bütçeli birçok aksiyon filminden daha keyif verici.","label":6} {"text":"\"superman ölür ve çocuklar bunalıma girer\". yılmaz erdoğan'ın organize işler filminde superman'in intihar girişimini durdurmasından sonra kullandığı bir söz var ; \"çocuklara bunu yapmaya ne hakkın var\" der. işte bu diyalogu bu filmi izledikten sonra yazdığını düşünüyorum.","label":6} {"text":"Michael Winterbottom'un \"The Killer Inside Me\" (2010) si, suç filmi kalıplarını tersyüz eden, \"öldürme psikolojisi\" üzerine harika bir film. Winterbottom'un şok edici sertlikleki sahneleriyle naif bir yapıyı garip bir şekilde sentezlemesi filmin en büyük başarısı. Casey Affleck'in \"Jesse James\" filmiyle beraber sergilediği en iyi performansı ve Jessica Alba'nın \"yumruk manyağı\" olduğu suratı unutulmaz.","label":7} {"text":"tarihi gerçekler ışığında suikast girişiminin başarısızlığa uğrayacağını bilmenize rağmen, ihtiyat birliklerinin başındaki binbaşına hitler'den gelen telefona kadar umutlarınızı sürdürmeyi başaran bir anlatımı tutturmuş yönetmen ve senaristler. bu açıdan çok ama çok başarılı film.","label":7} {"text":"Evde izlemek için iyi bir seçim bence,çok komik olmasa da yer yer gülüyorsunuz.","label":4} {"text":"bu filmi izlerken ben de sanki o güzel evde yaşayan insanlarla beraberdim sanki onların bir parçasıydım. Çok sıcak bir filmdir benim için. Filmin son sahnesi ise öyle güzel bir manzarayla biter ki baktıkça bakarsınız... ve fonda çalan şarkı ruhunuza işler.","label":7} {"text":"bu ne biçim filmdir ya. almanca olan kısımlarda altyazı yok,fakat Türkiyede geçen Türkçe kısımlarda anında almanca altyazıyı yapıştırmışlar ve filmin en sonunda denizci tümamiral jandarma albayın karşısında esas duruşa geçiyor ve selam veriyor,çok saçma olmuş. 1/10","label":0} {"text":"çok komik bir film özellikle de testereyle çok güzel dalga geçmişler","label":6} {"text":"Çok güzeldi , kesinlikle keyifle izleyeceksiniz tavsiyemdir :) ama aç karnına izlemeyin iştahınız çok çok kabarabilir:)","label":8} {"text":"film, önceden çekilmiş bir kısa filmin hayata geçirilmesi için çekilen bir film olduğundan bazı yerlerde fazlasıyla tıkanmış, hani bazı anlar oluyor ki insana süresini doldurmaya çalışan türk dizilerini anımsatıyor. onun dışında seyirciye verdiği şey ne açıkçası ben de anlamadım.","label":6} {"text":"Korkuyla uzaktan yakından alakası yok bi kaç ses efektiyle insanları korkutmaya çalışıyorlar ama onuda becerememişler. Paranıza yazık etmeyin...","label":1} {"text":"sylvia gerçektende çok başarılı bir biyografi,genelde çok zor begenilir biyografi türü örnegin capote de yaşadıgım sıkıntıyı bu filmde yaşamadım.gwyneth paltrow'un göz dolduran oyunculuguyla birleşen hikaye beni çok etkiledi.ancak bu filmin pek duyulmadıgını düşünüyorum,izlenmesi gereken başarılı bir film.","label":7} {"text":"vasatın altında bir gençlik gerilim filmi ama gerçekten hayal kırıklığı.","label":4} {"text":"Aynı dönem içerisinde Fareler ve insanlardan sonra John Malkovich için başarılı bir oyunculuk daha olmuş. Kennedy suikastinin sorumlusunun, kennedy'nin koruması tarafından yakalanmaya çalışılması üzerine kurulu ekseriyetle beyin fırtınaları içeren bir film. İşin içine yardımcı güzel bir ajan ekleme amerikan klasiği olmasaydı bir tık daha güzel olabilirdi.","label":5} {"text":"Akademi ödüllerine 5 dalda aday olmasına rağmen eli boş dönen yapım, bence 2002'de sinemalarımızda gösterime giren en iyi 10 filmden biriydi. Son derece durağan bir anlatıma sahip olan filmde ilk yönetmenlik sınavını veren Todd Field'in ('Eyes Wide Shut'ın piyanisti) çok iyi bir iş çıkardığını söylemeliyim. Oyuncuların performansından büyük güç alan yapımda özellikle Tom Wilkinson, Oscar'ı hakedecek kadar mükemmel... (8/10)","label":7} {"text":"klasik bertolucci filmi. absürdism, nü, sanat öğeleri içeren, senaryodan yoksun fakat, yine de izlenebilitesi var, bkz: liv tyler.","label":7} {"text":"işsizliğin görüntü bulmuş hali bence ama izlemekte fayda var :D","label":7} {"text":"Aşık veyselin kişiliğine saygımdan dolayı filmi izledim ,bu kadar kıymetli ve bu kadar derin bir hikayeden bu senaryoyumu çıkarttınız facia,biz aşık Veyseli kör bilirdik bu oyuncular sayesinde deli gibi görünmüş,bu kadar yeteneksiz bir kadro çok ayıp edilmiş koskoca Veyselim'e","label":3} {"text":"Film 1.filme göre daha iyiydi ancak 1.filmde daha karanlık bir ton vardı ve filmisn ismi olan Suicide Squad ismini taşıyordu bu filmin acık tema olması hoşuma gitti ama harley queen e filmde daha fazla yer verebilirlerdi john sina filmin serisi devam ederse devam filminde olmayı haketmiyor bence ıdrıs elba icin de aynı şeyi soyleyebilirim.İki si de iyi oyuncu ama bence bu roller onlara uymamış filmin devamı gelirse Will Smith deadshot rolüyle devam etmeli bence","label":6} {"text":"Filmi herkese tavsiye ediyorum. İnception dan sonra sinemada izlerken keyif aldığım ilk film oldu.Kadrosuyla, müzikleriyle her şeyiyle gidip görülmesi gereken bir film diye düşünüyorum.Ayrıca beyaz odadaki sahneye dikkat çekmek isterim.. İzlerken gözünüzü kırpmayacaksınız.Gidin görün.. 'Gerçek' 3 boyutun keyfini doyasıya yaşayın..Devamını da merakla bekliyoruz. Umarım aynı kadro ve aynı ekiple devam edilir.","label":9} {"text":"diger serilerinin yaninda epey bir sönük kalmis 0,5/5","label":0} {"text":"Mükemmel olmasa da zaman geçirmek için izlenebilecek ilginç senaryosu olan bir film.. 6.5/10","label":6} {"text":"Mahkeme filmleri yapısı gereği durağan bir şekilde seyrediyor. Ama senaryo, kurgu ve oyunculuk kaliteli olunca ortaya bu film gibi muhteşem bir yapım ortaya çıkıyor. Bitinceye kadar suçlu olup olmadığını anlayamıyorsunuz. Bundan dolayı filmde kendini çok güzel izlettirmeyi başarmış. Edward Norton harika bir oyunculuk performansı ortaya koymuş. İzlenilmesi gereken çok güzel bir film.","label":7} {"text":"İğrenç bir film önermiyorum saçmalık gitmeyin paranıza onun yerine 30 ağustosda çıkan masal şatosu sihirli davet'e gidin","label":0} {"text":"Asghar Farhadi her filminde olduğu gibi yine doğrunun ve yanlışın ne olduğunu seyircinin sorgulamasını istiyor ve bunu da çok iyi yapıyor.","label":7} {"text":"2019 yılının ender keyifli yapıtlarından. Çok daha iyi olabilirdi.","label":6} {"text":"Ben pek beğenmedim. Bu yorumu yazarken 87 kişiden ortalama 7.1 almış. Kesinlikle bu puanı hak etmiyor. Bir kere Jess Molho itici bir tip ve itici oyunculuğa sahip. Basit olmuş ya. Gerçekçi bir durum yok ortada. Sahte olduğu çok belli. Bence vakit kaybına yakın çerezlik bir film olmuş.","label":5} {"text":"çok beğendim. saf, duru, güzel.","label":6} {"text":"birinciside ikinciside güzeldi. çok komilk izlerken buyuk zevk aldım süppeeeerrrrrrr","label":9} {"text":"Monica Bellucci oynuyor diye izleyeyim dedim ama film baya kötü çıktı. Abartılı çarpışma sahneleri, absürt komedi oluşturmak için son derece yapmacık ve itici oyunculuklar ve berbat bir senaryo. Doğduktan sonra vaftiz edilirken kilise kapısında bir köpek havlıyor diye adı doberman konulan birinin, ileride kurmuş olduğu çete ile yaptığı banka soygunu ve onu yakalamaya çalışan polis ekibini anlatan/anlatmaya çalışan bir film. Benimle aynı yanılgıya düşmemeniz için söyleyim, Monica'nın oynadığı sahneler toplasanız 4-5 dk etmiyor ve sağır-dilsiz bir karakteri oynuyor.","label":2} {"text":"Tek kelimeyle vasat bir film. İzlemeseniz de olur.","label":3} {"text":"çok ağır bi dram izlerken artık bitsin dedim. Sadece iyi oyuncular var diye izlemiştim ama oyuncular bile filmi kurtaramıyorum...baygın","label":3} {"text":"görülen şeylerin ardındaki gerçeği, gerçek güzelliği göstermeyi amaçlayan filmdir. spoiler olacak mamafih, has oğlanın çektiği \"poşet dansı\" ona göre hayatın en güzel sahnesi, bize göre ise sıradan bir şeydir. bahsedilmek istenen şey \"güzellik\" kavramının hangi boyutlarda yaşanabileceğidir. kevin spacey varsa o film olmuş demektir zaten, olmuş dedirtiyor bu yüzden. yine spoiler olacak fakat, spacey'nin kız tavlamak için kas yapması da çok tanıdık geliyor hani. ve spoilerin alası olarak, kızın bakire çıkması, her şeyin dilde olduğunu belirten bir nokta. bitti.","label":8} {"text":"Film içerisinde karanlık teması o kadar çok kullanılmış ki, izlerken kendinizi bu temaya kaptırıp içinizi karartmamanız mümkün değil. O dereceki filmde pencereden içeri giren ışığı görünce tuhaf bi rahatlama hissediyosunuz. Çehov ' u çok tanımam fakat Dostoyevski ve Tolstoy dan öğrendiklerim kadarıyla film deki replikler ve olay akışları Rus edebiyatıyla birebir. Biraz çakma yani anlayacağınız","label":8} {"text":"Gülse Birsel'in ilk sinema filmi senaristliğini yaptığı Aile Arasında gerçekten eğlendiren güldüren harika bir film olmuş.Oyunculuklar olsun hikaye olsun şarkılar olsun hepsi süperdi izlerken ve sinemadan çıktıktan sonra büyük keyif aldım...","label":7} {"text":"Amerikan milliyetçliği, amerikan ordusunun her askerinin ne kadar önemli olduğunu gözümüze gözümüze sokmuşlar ama adamlar haklılar yani biz de bu derece güzel bir film yapsak biz de kendi reklamımızı böyle yaparız diye zannediyorum. Ayrıca filmin giriş sahnesinden itibaren ki ilk yarım saat tam anlamıyla insanı koltuğa kilitliyor. Devam eden sahneleri de son derece başarılı. Aldığı 5 Oscar'a şaşırmamak lazım. 10/9.1","label":8} {"text":"Boş bir senaryoya sahip ve gereksiz sürede uzatılan kurgusuyla, iyi olacakken kötü olmuş bir film. İntikam konulu filmleri severim ancak Nicole Kidman resmen bu filmde harcanmış. Oyunculuğu ile filmi götürmeye çalışsa da tek kişinin çabası bir yere kadar. Çerezlik filmlerden hallice.","label":3} {"text":"İzlediğim en komik çizgifilm!! bence çocuklar için değil içindeki espriler çok süper çünkü anlatılmaz izlenir! şiddetle şiddetle şiddetle tavsiye!ayrıca türkçe dublaj harika ;)","label":9} {"text":"\" Yolculuğumuz bitsin istemedim.. \" Karşılıklı geğirmelerimiz de bitmesin kardeşim ;) Tarapara büyükanne.. Yenik başlayan kardeşlerin, yenilgiyi kabullenmeyi öğrenmesi hayat okulu değil midir ? Etkilendim. Yol ve toprak kokulu iyi işlenmiş bir dram. Irishman yine yanıltmadın.","label":7} {"text":"İzlediğim en iyi yerli dizi. Görselinden anlatmaya çalıştığı mesaja kadar çok iyiydi. Kasaba Türkiye'nin küçük versiyonu gibiydi. Beğenmeyenler aksiyon filmi bekleyip gitmiş hehalde.","label":9} {"text":"Konu ve tasarım bakımından özgün bir yapım. bu filmde herşeyi bulabilirsiniz. Ayrıca bazı yönleriyle birçok filme taş çıkartacağına da inanıyorum. Bence şaşkın imparatoru en kısa zamanda izlemelisiniz. (2. filmi de dahil)","label":8} {"text":"tutku esirleri kötü bir film değil herşeyden önce. ne pornografi ne de erotizm. aslında bu film düş/gerçek arasında gidip gelen bir drama. bir kadının anatomisi, istekleri, arzuları, tutkuları... birkez jane camphion'un polisiye/gerilim yapmak gibi bir derdi yada iddiası yok. kendine has kurgu ve atmosferi ile daha başka şeyler anlatmaya çalışıyor. bir yazar var. bu yazar sık sık hayaller görüyor. hatta arkadaşına bir ara, sen neden vücut arıyorsun... hayalde kurarak yapabilirsin bunu!, diyor. haklı da aslında. çevresinden öylesine soyutlanmış ve yanlızlığa hapsolmuş bir insan yeniden seksi keşfe çıkıyor ama yazdığı romanda bu arada ayağına dolaıyor. katil hemen onun yanında olabilir endişesiyle doğru düzgün bir cinsel hayat ve hatta duygusal şeyler yaşayamıyor. filmde bir fener sahnesi var. buda gerçek ve düş ikilemini güçlendiriyor. kadının üniversitede okuttuğu kitapda bahsettiği feneri daha sonra cineyet ana mekanı olarak kendi hayatında buluyor. ardından sebepsizce işlenen kardeş ölümü, dedktifin cebinden çıkan bebek arabası künye ucu. herşeyi bir kenera atsak sadece meg rayn için bile anlamlı kaçıyor. yılların cicili bicili kızı birden wamp kadına neden dönüşüyor? bu sorunun cevabı yönetmende! yönetmen meg ryan'ı böyle yaparak aslında görünen/olan, söylenen/yapılan, doğru olan/çarpıtılana en kestirme yoldan gidiyor. kendine has ve oldukça düşünsel alt metin içeren bu film bence izlenmeli. ha unutmadan camphion'un lynch olmak gibi bir kaygısı yok. o nedenle lynchvari bir film sakın beklemeyin.","label":7} {"text":"filmde yaşanandan bağımsız olarak çok kötü bulduklarını iddia edenlerin, bilinçaltlarını kontrol etmelerini isterim. filmi beğenmek zorunda değil tabi kimse ama yerin dibine batırılmasına yaşanan aşka duyulan gizli nefretin sebep olduğunu düşünüyorum. çok merak ettiğim bir filmdi, ertelemeden izlediğime memnunum. toplumsal zincirleri koparttığımızda, aşkın sınırsızlığına bırakabileceğiz kendimizi. yani \"yasak\" denilen ve kabul ettiğimiz her şeye açılacağız. aşık kadınlar, anneliklerini de korudular ve anneannelik yaptılar ya... tanrım bu nasıl bir acı, nasıl bir olgunluk. altüst edici filmleri her zaman sevdim. çünkü daha önce düşünmeyi bile aklımızdan geçirmediğimiz veya merak ettiğimiz hikayeler izliyoruz bu sayede. yaşanmışını görüyoruz, belki bir duvar daha örülü kalsın diyoruz, belki de elimize bir balyoz alıyoruz.","label":8} {"text":"Pencerenin önündeki kuş ve karaya vurmuş balina.. Charlie kuşa her baktığında gözlerim doldu. İyi misin sorusuna verdiği cevabın karşılığı acı acı baktırdı. Babasının beslediği kuşu kıskanan kaptan Ahab öcünü alsa dahi kopan parçasını geri getiremeyecek.. Özel bir film şahane oyunculuk ve ses tonu :) Hayat, seçimler, mucizeler ve din.. Ve hepsinin üzerinde Aşk. Bir ümitsizlikti okyanusa kavuşma arzusu....","label":7} {"text":"Batman'in Christopher Nolan'ın üçlemesindeki cool ve cesur haliyle hafızalarınızda yer etmesini istiyorsanız izlenmemesi tavsiye edilir.","label":4} {"text":"Film berbat, ilk 40 dakikadan sonra koşarak çıktık filmden. Zaten ilk kırk dakika boyunca tamamen karanlıktı. Üstüne para verseler girmeyin.","label":0} {"text":"İyi bir filmdi ancak bu gibi seri olacagi onceden ilan edilen filmlerin yine de kendi icinde bir sonu ile daha doyurucu konu ve senaryosunun olmasi gerekiyor. Bu film yarim kaldi. Oysa ki matrix, yuzuklerin efendisi ya da baba serisinde oldugu gibi her film doyurucu ve kendi icinde bir sona sahip olabilir. Alayci kus bolum 1 sadece girisi verdi. Koca bir filmlim giris olmaz.","label":6} {"text":"mizah anlayışı farklı ve zekice..cok güldüm filmi izlerken :)","label":7} {"text":"Böyle bir filmin fransadan çıkması tabii ki normal. Onun dışında ciddi anlamda filmi ten kokusu' sevenler mutlaka izlemeli.","label":7} {"text":"Dublajı aşırı iyi baya güldüm ve eğledim. En az Buz Devri Ve Shrek kadar iyi seslendirilmiş.","label":8} {"text":"filmi çok beğendim çok sürükleyiciydi","label":8} {"text":"Çocukların genelev sahnesi harici beğendiğim filimdir. Yoksulluğun gözü kör olsun dedirtir, eski İstanbul'u da merakla izlettirir.","label":7} {"text":"arkadaşların aşırı kötülemesinden sonra çekinerek izledim,filmi çok küçümseyerek izlediğimden midir bilmem karşıma her çıkan heyecanlı sahnede gerildim ve çok hoşuma gitti.özellikle bu tür kovalamacalı filmlere bayılıyorum...","label":7} {"text":"Yaşam Şifresi olarak güzel dilimizde çevrilen bilim kurgu türündeki bu film; dram, romantik, aksiyon ve gerilim türünde de izlenebilir. Tek bir kategoride ele alınacak olursa zayıf kalacağı için mümkün olduğu kadar türde etiketlemekte fayda var :)","label":6} {"text":"Ortada sıradan bir Tv dizisi var sanki.Bunun neresi sinema. Angelın Buffynin bile çok daha iyi bölümleri vardı. 8-16 yaş arasına önerebilirim onun dışındakiler patlamış mısırla izlerlerse keyif alabilirler. Tabi kendilerini biraz zorlarlarsa.","label":3} {"text":"moe'nun david'e sorduğu bunca yıldır ne yapıyordun sorusuna david'in verdiğicevap beni mest etti. -erken yatıyordum!. tekrar tekrar izlenebilecek duygusallığı ve trajediyi güzelce harmanlamış bir film.","label":8} {"text":"eğlenceli bir filmdi :)","label":6} {"text":"izlicem","label":7} {"text":"bugün seyrettim seyirlik güzel ve eğlenceli bir film. Bazı yorum yazanlar 'Şeytan marka giyer' ile kıyaslamış. Bir iki kare görüntü dışında hiçbir benzerliği yok. Üstelik benim gibi bir alışveriş canavarı nıda mükemmel bir biçimde anlatmış.(7/10)","label":6} {"text":"Klişe bir konu mevcut ama Eliza Dushku seviyorsanız, seyredilir...","label":9} {"text":"Hem John Travolta hem Nicolas Cage için birer ustalık eseri. Neredeyse her noktasında oyunculuk emareleri görüyoruz. Birkaç duyguyu yansıtış biçimleri, bir kaç karakteri oynayış biçimleri filmi ayrı bir noktaya taşıyor. Film kuru bir aksiyon dizisinden ziyade, devlet içi işlerde kimliksizliği, iyi bir polisin aile problemlerini, bir suçlunun bile bir ailesi olabileceği gibi bir çok arka konuyu da işlemektedir. Neredeyse her açıdan zengin bir film. Bazı bariz dublör problemleri olmasa çok daha iyi puanlar da alabilirdi.","label":7} {"text":"The Smiths'e doyacaksınız hissi veren film maalesef bildiğimiz gençlik filmi olmaktan öteye geçemiyor.. Morissey'in hangisi olduğunu bile baya geç idrak ettim. 6/10","label":5} {"text":"Sadece 1. filmin hatrına 50 puan verdim (daha önce 71 vermişim de, muhtemelen başka dünyalardayken vermişim o puanı) Orjinallerini hiç izlemedim, ancak 1. film baya iyiydi, 2. film de, 1. film ne kadar iyiyse o kadar kötüydü. Yazık günah. Aşırı uzun tutulmuş bir film. Eğer hikaye sonuçlanacak diye izleyecekseniz, bana ulaşın izleyeceğiniz 15-20 dakikalık kısmı size söyleyeyim :P Saygılar.","label":4} {"text":"Bu kadar dev kadroya yazık olmuş. Senaryo yok gibi birşey. Berkun Oya Bir Başkadırdan sonra şaşırtmadı. Boş vaktiniz çoksa ve gündemdeki filmleri izleyip bitirdiyseniz deneyin derim. Yoksa cık...","label":1} {"text":"Çok başarılı. ilk bölümü oldukça keyifli iken, ikinci bölüm ile bambaşka bir duygusal hal alıyor. Ebeveyn bakış açısıyla izlendiginde sizi çok etkiliyor.[spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"İroninin tanımı: Uçak kazasında ölen bir müzik grubunun meşhur ettiği şarkıyla, bir uçakta dans eden bir grup aptal. Buscemi reis ağzına sağlık","label":6} {"text":"Bir cesedin içinden maviliklere, dalında tomurcuk olmuş çiçeklere akıyordu hayat.. Ah Elena.. doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı. Paranın yozlaştırdığı hayatın içinde korkunç bir dram. Elena için üzüldüm. Şanssız başlayan hayatını \" gerçek dışı \" vicdansızlığı ile devam ettirmek zorunda.. Andrey Zvyagintsev gerçekten başarılısın.","label":8} {"text":"BOL BOL GÜLÜMSEMİŞDİK. İRONİK HADİSEDELER, TEŞÜKKÜRLER. İYİ SEYİRLER.","label":4} {"text":"Bu filmi karantinaya alan arkadaşlara hayret ediyorum. Uzun zamandır bu kadar özgün bir senaryo ile karşılaşmadım. İzleyin, izlettirin.","label":9} {"text":"İngiltere'de müzikalini izlemiştim Her Majesty's Theatreda,hayatım boyunca kendim ve kültür adına için yapmış olduğum en yararlı şey olduğuna inanıyorum.Umarım film de güzel olur.","label":7} {"text":"Filmde güzel müzkleride. izleyin","label":7} {"text":"jim jarmusch izlemeye bu film ile başlamak istiyorsanız bunu yapmayın ya da daha önce jim jarmusch filmi izlememiş biriyle gitmeyin bu filme, jim jarmuschun dilini anlamayan biri sıkılabilir bazı sahnelerde ancak böyle demem de filmi direkt olarak jim jarmusch filmi yapmıyor elbette. Diğer filmlerindeki minimalizmi sadece kamerasıyla gördük bu filmde, dışarı çekimleri sadeliğini korusa da evin elit karmaşıklığı hepimizin dikkatini çekmiş olsa gerek, her karede bir ayrıntı gizliydi. Şarkılar tabii ki çok çok iyiydi yasmine hamdan iyiydi, göndermeler iyiydi. Jim Jarmusch din kurarsa geçilebilir çünkü ritüelden çok iyi anlıyor ve bu filmin bende uyandırdığı ilk şey adamın ritüel çektiğiydi. Son olarak söylemek gerekirse sizin twilightınız varsa bizim de..:)","label":7} {"text":"En iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini alınca uzun zamandır izlemeyi beklediğim bir film olmuştu. Fakat film ne yazık ki beklentilerimi karşılamadı. Ortalamanın altında bir film.","label":3} {"text":"Şimdiki çöp Hint filmlerini bir kenara bırakırsan, Hindistan filmlerinin gerçek kalitede olduğu zamanlar yapılan birHrishikesh Mukherjee filmi. Amitabh Bachchan'ın gençliğini görmek için bile izlenebilir. Belki de tek negatif yorum olarak Rajesh Khanna'nın biraz fazla abartılı oyunculuğunu söyleyebilirim.","label":7} {"text":"Çökmüşsün be Michael reis...","label":7} {"text":"Kitaptan sonra çok ama çok hayal kırıklığına uğratan film. Hani çoğu film kitabın yerini tutmaz ama, Otostopçunun Galaksi Rehberi\\'nin böyle harcanması iç acıtıyor. Keyifle izlenir mi izlenir tabii ki, sadece pek bir beklenti içine girmemek lazım.","label":5} {"text":"Yağmurlu, kasvetli bir coğrafyada dünya sömürü sisteminden aldığı payla ekonomik sorunları olmayan, refah düzeyi yüksek insanların romantizmden uzak, bizce gereksiz olan çıplaklığını ve anlamsızlaşan yaşamlarını anlamak; bizim gibi yanı başımızda her anlamda daha yakın olduğumuz Soraya'yı taşlayan (The Stoning of Soraya M. - 2008) ülke insanları ve kültürleri varken çok zor. Bize düşen, zor da olsa, beceremesek te anlamaya çalışmak bu farklı kültürleri. Kabullenmek değil ama... 6,5/10","label":6} {"text":"Kaptan Amerika filmleri arasında açık ara en iyisi bence ve sanki bir Avengers filmi kalitesinde. Filmde bir tane daha fazla güvenlik içn ne zaman özgürlüğünün kısıtlanması teklif edilse kötü adamın planı çıkan bu yüzden devlet denetimini reddeten ve bir suçluyu koruyan Kaptan ve yaptığı bir çok hata yüzünden birçok cana mal olmuş ve bunun vicdan azabını çeken Tony. İkisininde gayet makul sebepleri var ve iki sebep içinde savaşılmaya değer :D Spider-Man ve Black Panther'i de ilk defa burada rastlıyoruz. Spider-Man biraz neşe katarken Black Panther'de organik bir şekilde senaryoya dahil edilmiş. Hiç bir karakter kendini fazlalıkmış gibi hissettirmiyor. Ve kalabalık olmalarına rağmen o hissi size pek yaşatmıyor. Tek sıkıntı bence duygular o kadar iyi yansıtılamamış. Bu berkide senaryonun kalabalık olmasından kaynaklı ama yinede bir eksiklik gibi geldi bana. Fazla uzatmadan size iyi seyirler.","label":6} {"text":"Film gibi filmdi; renkler, müzikler, görsellik; sinemasal açılar çok iyiydi; oyuncular da öyle... Fakat çok uzatmışsın be kardeşim! Post modern ressamlar gibi bir şey çizmeye çalışmış Coppola. Repliklerde, uzattığı ya da süslediği sahnelerde, yarattığı karakterlerde... Sörf yapmayı seven albaya ayrılan süre, ırmaktaki yolculuk boyunca, Marlon Brando hep fotoğrafıyla oynadı filmde. Hep bekledik ne zaman gelecek diye. O geldiğinde ise biz biz olmaktan çıkmıştık... :/ Sabır taşını zorlayan film...","label":8} {"text":"su anda on gösterımden geldim el kamerası ile cekılmış feci bi film gozlerınız bozulucak mıdenız bulanıcak devamlı hareket eden bir kamera fılmın sonuna kadar sizi darmadagın edicek--.kesinlikle çok kötu bir film daha kotusunu gercekden izlemedım --yanından bile gecmeyın vaktinize ve gözlerınzıe yazık..10/2","label":1} {"text":"Bu senenin en iyi filmlerinden birisi olarak gösteriliyorAmour. Oscar'dan önce bir çok ödül aldı ve Oscar'ın da en büyük adayı olarak gözüküyor. Tüm bunlara rağmen ben bu filmi sevmedim, sevemedim. Belki de sevmek için fazla bile uğraştım. Biraz detaylandıralım; Bu filmde beğenilen nedir? Yaşlı çiftin biribirine olan aşkı mı? Yaşlı adamın fedekarlığı mı? ya da tüm bunları aramanın mantığı yok, film gerçekçi ya da olması gerektiği gibi mi? Spoiler; Bakabildiğim tüm açılardan ele alıyorum, ben ortada büyük bir aşk göremiyorum. Adam karısına çok aşıktı, acı çekmesine dayanamadı diyelim. E peki ben o aşkı hissettim mi film boyunca, gram hissetmedim. Bana göre bu film tipik bir Haneke filmi. İnsan ve bastırmaya çalıştığı -onun gözünde bastıramayanlar- şiddeti. Çok kötü bir film demiyorum tabi ama yılın filmi etiketlerine de şaşırmıyor değilim. Oscar'ı, En iyi Kadın oyuncu dalında alırsa haketti diyebilirim","label":6} {"text":"Daha öncede yazdım fakat yorumum gelmedi tekrar yazıyorum beklediğimden çok daha iyi çıktı bir kere aksiyon sahneleri yani şuana kadar izlediğim filmlerin içerisinde en iyisiydi.Herkese öneririm.9/10","label":8} {"text":"maalesef rusalar mükemmel olabilecek bir filmi kötü yapmışlar.. hollywood bu filmi çok daha iyi yapacaktır heralde.. harcanmaması gereken bi senaryo...","label":9} {"text":"Aslında bakınca fazlada bir şey olmayan film,ama gel görki bir o kadar da çok hoşuma giden bir film.Diyaloglar ise baya içtendi.İnsanların ikiyüzlülüğünüde güzel anlatan en doğal türk filmlerinden bir tanesi.","label":6} {"text":"farklı kurumda çalışan 2 ajanın hikayesi..kadro harika ötesi. Ama kurgu ve anlatım çok zayıf konu anlaşılmıyor olay ne. kim düşman kim dost kim neci belirsiz. Geçişler çok ani olduğundan sıkıntı olmuş.. Sürükleyicilik falan iyi ama dedimya kurgu sıkıntılı.","label":5} {"text":"Film 3 saat tek bir mekanda geçmiyor. Filmin değil içine girebilmek girememek büyük başarı. Filmdeki gerilim sizi öyle bir sarıyor ki filme ara verip tekrar o gerilimi yakalamakla kalmayıp düğümü de çözmeye başlıyorsunuz ki asıl orda kopuyor her şey. Ben oyuncuklukları çok beğendiğimi söyleyemem, idare eder buldum daha çok. Çok büyük bir beklentiyle izlememek lazım. 79/100","label":7} {"text":"En iyi polisiye filmlerden birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Jackrai'e bu konuda güvenebilirsiniz efendim :) Filmin belirli yerlerinde aksiyon ön plana çıkarken, işlenen konu izleyiciyi derinden etkilemeyi başarabilecek cinsten.","label":7} {"text":"Fragmanına bakılırsa hem teknik hem de görsel açıdan başarılı ve iyi bir film izleyeceğimizi düşünüyorum.Çekimleri ve de yönetmenliğiyle Türk sinema standartlarının üstünde bir film olacağa benziyor.Tek dileğim senaryosuyla ikinci bir Mustafa faciasına dönüşmemesi.Gerçi Can Dündarın filmi bir belgeseldi.Zülfü Livanelinin yazıp yönettiği Veda ise;biyografik ve tarihi bir dönem filmi.Belirli bir olay örgüsünün olduğu,kurmaca film tekniğiyle çekilen bir yapım.Kostümleri,sanat yönetmenliği ve yine Livaneli imzalı müzikleriyle de beğeni toplayacaktır.Umarım ilkokul kitaplarından çıkmışa benzeyen bir Atatürk filmi izlemeyiz.Oyuncu Sinan Tuzcu, Atatürk rolü için iyi bir seçim olmuş bana kalırsa.Zülfü Livanelinin son dönemdeki fazla liberal düşüncüleri beni bu film için tedirgin etmiyor da değil.Özellikle Livanelinin Kürt bölücülüğü sorunu ile ilgili romantik söylemlerini görmeyiz Veda filminde.Vizyon tarihini merakla bekliyorum.Filmin kadrosu da süper...","label":4} {"text":"Bilindik bir senaryo, suçlu avukatı köşeye sıkıştırmaya çalışıyor ama avukat bir yolunu bulup sıyrılıyor bla bla bla .. izlerken çok sıkıldım çünkü her şey başından sonuna belliydi .. beklentilerimin üstünde bir film beklerken açıkçası ben hayal kırıklığına uğradım.","label":3} {"text":".... Bu filmi geçmişten çıkarıp ara ara hep yeniden izliyor muşum? gibi izlerim... ve izliyorum kaçıncı izleyişim saçma sapan bir izlettirme gücüne ve konusuna sahip.. garip bir çekiciliği var bu filmin Özellikle dahiyane oyuncular; Brad Pitt, Tom Cruise, ve Antonıo Banderas, mükemmel üç oyuncu hepsi birbirinden iyi... birbirinin devamı ve ortaya çıkan müthiş yapım..... bu filmi üstün görmemin nedeni o zaman ki; o yıllardaki başarısı... ve böyle iyi oyuncuların aynı kadro da buluşması... harika... oyunculuklarına laf yok.. ego'larını kenara bıraktıkları yıllar..... ..... şimdi hem böyle kaliteli oyuncuları bir araya getireceksin.. hem başarılı olacak hem de iz bırakacak.. ya çok nadir ya da hiç yok nerdeyse.... bu arada bir de günümüzde uyarlanan, '' vampir filmlerinin' on kat üstünde daha gerçekçi daha etkileyici iyi ve köü yanı sorgulatan türden... şimdiler berbat hoş izlemedim.. zaten ne demişler ne varsa eskiler de var eski yapımlar da.... arşivde mutlaka olmalı.... >>>","label":8} {"text":"Seyrettim. Prensesin saray dışındaki yaşamı ve gizli aşkı ele alınmış. Doğrusu ben doktor ile olan ilişkisini değil de Dodi ile olan aşkını biliyordum. Oysa, sanki doktorla daha rahat aşk yaşamak için Dodi ile olan ilişkisine dikkat çekmek istemiş gibi de kıskandırmak içinde Dodi ile ilişki kurmuş olabilir orasını anlamadım. Sıkılmadan izleyebilirisiniz... AYHAN","label":7} {"text":"Tamam çok şahane filmler çekilmiyor ülkemizde, kabul.. Sanki zamanında en şahaneleri çekilmiş ve sonra o güzel atlara binip gitmişler gibi, evet.. Ama bazen de bazı filmleri artık milletin üzerine ağır bir sis perdesi gibi çökmüş aşağılık kompleksinden midir nedir, gereksiz yere, yerden yere vuruyoruz.. Bence bu film de onlardan biri. Yani evet çerezlik-gençlik filmi tadında olabilir, ama çokça bizden ve günümüzden.. Ayrıca \"çerezlik\"in de bir kalitesi vardır bence ve bu filmi kendi kategorisinde bir öncü kabul edilebilir.. Kaldı ki filmde Jean-Claude Van Damme oynuyor yahu :) Ortaokul yıllarımda o adamın tüm filmlerini izlemiştim sanırım. Ve şimdi de şöyle bir reklamda oynamış kendisi, paylaşmadan edemeyeceğim:http://www.youtube.com/watch?v=M7FIvfx5J10","label":6} {"text":"Bourne üçlemenin 3. ve son filmi. 2012 yılında ise 4. Bournevizyona girecek. senaryo olmadan da aksiyonun keyif vereceği ender filmlerden diyebilirim. seyir zevkinin tavan yaptığı sahnelerde çok fazla keyif aldım. Bourne serisinin 2. filmi: The Bourne Supremacy 8.5/10","label":8} {"text":"tamam anladık remake film ama yahu kardeşim senaryoyu azcık değiştir replikleri değiş farklı bir film ortaya koy remake diye black filminin birebir kopyası olmak zorunda değil","label":3} {"text":"oyuncu kadrosu muazzam. matt damon, jude law, laurence fishburne, kate winslet, marion cotillard, bryan cranston, gwyneth paltrow say say bitmiyor. fakat filme gelince çerezlikten öteye gidememiş. bir türlü beklenen çıkışı yapamadı bana göre. ama yinede izlenebilir 6/10","label":6} {"text":"Her ne kadar film Amerikan propagandası yapıyor gibi görünse de öbür yandan o dönemi ve savaşlarını eleştiren bir film olduğunu söylemek lazım. Her ne kadar iki ayrı bölümü olan bir film olsa da film izleyiciyi buna rağmen sıkmıyor.","label":7} {"text":"Amirpour'un filmi kesinlikle farklı ve ilgi çekici. Stilize bir soundtrack, stilize sahnelere eşlik ediyor, siyah-beyazlık filmin atmosferine muhteşem ayak uyduruyor, western ve korku türlerini aynı potada eritmeyi belli bir ölçüde başarmış, bunların hepsi Orta Doğu'da geçiyor ve baş kahramanımız çarşaflı bir kız!. Senenin şans vermeyi hak eden, beklentiler çok yüksek tutulmaz ise büyük ihtimalle hayal kırıklığı yaratmayacak filmlerinden. Kendine has pek çok özelliği uzun süre unutulmaz olmasını sağlayacak. Vampir janrında son dönemde büyük başarı yakalamış ve şahsen benim de çok beğenmiş olduğum Lat den ratte komma in tadını yine belli ölçülerde yakalamayı başarıyor. O da türe yepyeni bir soluk getirmişti. Hele ki günümüzde sürekli birbirine çok benzeyen, sanatsal anlamda kaygı gütmeden çekilen o kadar filmin arasında, rahatlıkla tercih edilebilir. Sheila Vand başarılı bir figür oluşturmuş. Takip listesine alınması gerekli yönetmenlerden biri Amirpour.","label":6} {"text":"Filmi izledim...İlk filmi izleyip sevenler korku adına çok fazla şey beklemesin bu filmden..Çünkü bu film orijinalinde bir trilogy olan Halka`nın ilk bölümünde kafanizda oluşan soru isaretlerini gidermek icin cekilmis.Remakeinde de durum değişmiyor.İlk filmde örnegin bu kız kim, nasıl bu hale gelmiş ya da geçmişi neymiş gibi kafanızı kurcalayan sorular devam filminde yanıt buluyor...Tek başına üçlemeden bağımsız olarak değerlendirirseniz çok korkutucu ya da etkileyici bir film deil ama diğer filmler ışığında ele alırsanız oldukça bilgilendirici ve aradaki boşlukları doldurma adına başarılı bir film...Birkaç yerde ses efekleriyle yerimden zıpladım, özellikle ses düzeni iyi bir sinemada izlerseniz sizin de zıplayacağınıza eminim ama yaşanan tek korku da bununla sınırlı kalıyor.....Herşeye rağmen halkanın ardındaki gizemi ve hikayenin sonunu öğrenmek için izleyin derim ama dediğim gibi korku adına çok fazla bir şey bekleyerek gitmeyin .İlk filmi izlemediyseniz de gitmek için acele etmeyin yoksa bazı yerlerde kafanız karışabilir....Not: Bu filmi izleyip sevenlere ayrıca Ring 0 ı da tavsiye ederim","label":7} {"text":"Beklediğim gibi çıkmasa da yinede çok iyi bir anime...","label":9} {"text":"Mükemmel görüntüler, iyi oyunculuk ve orijinal bir hikaye. Film uzun sürse de temposu hiçbir zaman düşmüyor. Sonunda klişeye bağlanmasa ve bahsi geçen evrenlerden daha çok bahsedilse çok daha iyi olacak bir film. Fakat buna rağmen muhteşem.","label":8} {"text":"En iyi şovu değil ama günümüzdeki bir çok komedyenin şovundan daha kaliteli.","label":8} {"text":"Film sevimli ve tatlı bi filmden öteye geçememiş; kitap fena değildi filmde fena olmamış; vakit kaybı olarak nitelendireyemiz sanırım. İzlenilesi ama fazla da büyütülmemeli","label":5} {"text":"Çöp.","label":7} {"text":"izlenebilir bir filmdi.kimi bariz hataları gözüme çarpsa da eğlencelik ve tatmin edici bir türk yapımı romantik komediydi.yalnız tolgahan sayışman bazı yerlerde oldukça vasattı fakat normaldir,fahriye evcen ile kimyalarının tutmasıydı önemli olan ve öyle de olmuş zaten.rahatlıkla önerebilirim,umarım böyle filmlerin sayısı artar.ve tim seyfi mükemmel bir iş çıkarmış bunu da belirtmeden edemeyeceğim,o role başkasını düşünemiyorum zaten,tüm karakterler güldürdü beni,büyük ihtimal siz de öyle yapacaksınız.","label":6} {"text":"Avcı başladığı avda av olmak. İşte bubi tuzakları ile dolu bir eve girerseniz başınıza gelen bu olabilir. Film, içerdiği süpriz öğesi ile izlenmeye değer.","label":5} {"text":"anlaşılmazı zor hatta imkansıza yakın… ama kadro süper.. Çok karışık.. Başlarda sıkıcı… genede seyrettiriyor","label":3} {"text":"Filmin konusunu neremle okuduysam, \"aktör olur\" u \"aktör ölür\" diye algılamışım. Film boyunca Takeshi Kaneshiro'nun ölmesini bekledim. Baktım ölmüyor, metaforik mi öldürdüler acaba, buzlar mı kırıldı, suda mı boğuldu gibi anlamlara gittim. Neyse, uzun lafın kısası, herkesin beğeneceği bir film olduğunu sanmıyorum. Çin müzikali biraz ağır olabiliyor ama ben sevdim. Bence bazı sahneler ve oyunculuklar çok güzeldi.","label":7} {"text":"Bir yerden sonra \"bitse de gitsek\" hissiyatı yaşatıyor. Bunun yanında senaryonun keskin dönüşleri finali tahmin edilebilir olmaktan çıkaramıyor. Tüm bu eksilerine rağmen iyi oyunculukları ve hikayenin yaratıcılığı yapımı eli yüzü düzgün küçük bütçeli bir gerilim yapıyor. Bir kaç seneye kalmaz amerikan versiyonunu izleriz. Biraz sıkılmış olsam da beğendim tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":4} {"text":"Yorum yapmanın hiç de kolay olmadığı nadir filmlerden. Herhalde insanoğlunun nankörlüğünü ve dinin sapkınlıklarını daha iyi anlatan başka bir film daha olamaz. Oyunculuk ve senaryo muhteşem. Yorucu ve dopdolu bir film. İzleyin...","label":8} {"text":"20. yy başlarında çekiç ve murç ile beyin ameliyatlarının yapıldığı, tedavi adı altında işkence benzeri yöntemlerin kullanıldığı bir akıl hastalıkları kliniğindeyiz. Kliniğe yeni gelen, hastalara müzik dinletmeyi uygun gören morfin bağımlısı ve aynı zamanda yazar olan bir dr, olağanüstü yazma yeteneği ve tutkusu olan hastalarından biriyle aşk yaşar. Bu aşk ikisi için de bedel ödemeyi gerektirecektir. Dekor ve kostümleri ile dönemin ve konunun ruhunu başarıyla yansıtan, iki başrol oyuncusunun özellikle Gizella'nın oyunculuğuyla parladığı film, ayrıntılara önem veren çekimleri, düzgün kullanılan ışıkları, zayıf kalan müziği ve senaryosuna karşın görsel öğeler ve parlak oyunculukları sayesinde izlenmeyi hakediyor...","label":7} {"text":"senaryosu oyunculuklarıyla dört dörtlük bir film..","label":9} {"text":"geneli oluşturan insanların empoze edilmiş düşüncelerini gözümüze sokan, günlük hayatımızın sıradanlığını anlatan bir film çoğunluk. bu yüzden öykü basit, zaten vuruculuğu da oradan geliyor. oyunculukları, yönetimi, görüntüleriyle de son derece başarılı.","label":6} {"text":"Tövbe estağfurullah bu ne böyle :) Genelde bu tür fantastik yapımlardan hoşlanmam ama merak ettim ve izledim. Kesinlikle sıkmıyor kurgusu, sürekliliği çok iyi. Sadece türünü sevmediğim için öylesine izlemiş oldum. Şunuda belirtmeliyim ki iğrençlikler silsilesi ile dolu.","label":5} {"text":"2013'ün en iyi filmlerinden. Gerilimi, yalnızlık hissini ve o zorlu atmosferi izleyiciye hissettirebilen sert bir film. Marky Mark'ın ve Ben Foster'ın oyunculuğu beğendim. Filmde birçok güzel sahne vardı ama özellikle Ben Foster'ın yalnız başına kalıp çatışarak ölüme gittiği sahne ve yuvarlanma sahnesi çok başarılıydı. Onlar yuvarlandıkça benim kemiklerim kırıldı sanki, 3-4 kere arka arkaya izledim bu sahneyi. Bu enfes filmi sinemaya çıktığında tekrar izlemeyi planlıyorum.","label":8} {"text":"Tilda Swinton,bağımsız sinemanın en iyi aktristlerinden","label":4} {"text":"Bir star wars fanı olarak eski filmler gibi o tadı yok, bi sürü bilmediğimiz karakter peydahlanmış rollerini dolduramamışlar hepsinin hayat hikayesi boşluklarla dolu, ama normal bir düz film olarak çok başaralı, efektler biraz abartılı ve baş döndürücü olsa da izlemeye değer. [spoiler][/spoiler]Baba kız duygusallığı çok boş kalmış, aşk hikayesi tatsız tuzsuz ve en önemlisi jedi siz bi star wars asla olamaz. gene de izleyin izlettirin film 10/8...","label":7} {"text":"&Aynı adlı kitabından uyarlanmış olan The Leisure Seeker, hasta olan Ella ile Alzheimer'a yakalanmış olan John adlı yaşlı çiftin hayatlarından sıyrılıp The Leisure Seeker dedikleri bir karavan ile farklı ülkeleri turlamaya karar vermelerini anlatıyor. Film de bu esnada çiftin yollarında başına gelen çılgın olayları ve ölmeden önce hayatta yaptıklarına geri bakmalarına odaklanıyor.& The Leisure Seeker, öyle ahım şahım bir film değil. Tıpkı Victoria Abdul'da olduğu gibi, her ne kadar başroldeki iki oyuncu oldukça başarılı performanslar gösterse de, onların dışında kalan bütün yan oyuncular çok klişe ve yapmacık hissettiriyor. Ayrıca filmde ardarda yaşanan durumların aşırı şans eseri olması biraz dikkat dağıtıcı. Bunun dışında filmin bir kitaptan uyarlandığını düşünürsek, hikayesinin işlenişiyle ilgili büyük zaman atlamamaları vb. gibi bazı sorunlar da içeriyor. Bu yüzden The Leisure Seeker harika bir film değil ama kesinlikle kötü bir film de değil. Senaryoda yaşanan bazı mantıksız ve klişe olayların filmi aşağıya çekmesine rağmen iyi vakit geçirdim. Bunun da en büyük nedeni, Helen Mirren ile Donald Sutherland ikilisinin karşılıklı performanslarıydı. Mirren ve Sutherland zaten şu an yaşayan efsane oyunculardan ve bu ikilinin performansları bu filmi kötü olmaktan kurtarmış. Mirren ve Sutherland, karakterlerini olabilecek en sade şekilde canlandırıp filme samimi bir hava kazandırmışlar. Özellikle komik ve dramatik sahnelerde bu ikilinin zamanlaması harikaydı. Uzun zamandır Helen Mirren'ı böyle samimi bir rolde izlememiştim ve Donald Sutherland'ı bu aralar The Hunger Games'den başka bir filmde izlemek çok ferahlatıcıydı. Bu yazının biraz kısa olduğunun farkındayım ama The Leisure Seeker'a dair söyleyecek başka bir şey bulamıyorum. Evet, yan karakterler oldukça klişe ve filmde yaşanan şeylerin çoğu fazlasıyla şans eseri hissettiriyor fakat Donald Sutherland ve Helen Mirren'ın karşılıklı harika performansları bu filmi gerçekten izlenebilir kılmış. Senaryodaki klişelere rağmen filmi izlerken pek sıkılmadım ve çoğu sahnede yüzümde bir gülümseme vardı. Tahmin edilebilir olmasına rağmen izlerken iyi vakit geçireceğiniz bir yapım. Fazla akılda kalıcı değil ama Mirren ve Sutherland'in performansları için bir göz atmaya değer. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Donald Sutherland ve Helen Mirren'ın samimi performansları. + Komedi ve dramın zamanlaması. + Yaşanan mantıksız şeylere rağmen hiç sıkmadan kendisini izlettirmesi. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Senaryoda çok fazla şans eseri olay yaşanıyor. - Yan karakterlerin biraz klişe hissettirmesi. - Türüne pek de yeni bir şey kazandırmıyor. TOPLAM PUAN: 6.6/10","label":5} {"text":"Para kazanma hırsının neler yaptırabileceğini gösteren bir senaryo giriş gelişme ve sonuçtan oluşuyor bence gayet başarılı olmuş araçla kovalamaca sahneleri de çok iyiydi mutlaka izlemelisiniz","label":8} {"text":"Aykırı konusu, diyalogları, sürükleyiciliği ile bence yılın en iyi filmlerinden biri.2,5 saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Haketmediği bir puan şu anki. Mutlaka izleyin.","label":9} {"text":"Aksiyon gerilim türünde olacağı söylenen Hesaplaşma filmi ile ilgili ilk bilgiler 2014 yılında ekranlarımıza düşmeye başlamıştı. Yayınlanan ilk fragmanla birlikte beklentilerimizin de arttığı yapım, başarılı oyunculukları, yalın anlatımı ve kusursuza yakın kurgusuyla keyifle izleniyor. Filmin otistik matematik dehası karakteri Christian Wolff rolüyle Ben Affleck’i izliyoruz. Müthiş bir Batman olan Affleck, maskeli oyunculuğu ile bu karakteri de kusursuz yansıtıyor. Benim açımdan tadından yenmeyen oyunculardan biri. Abartısız, etkili ve vurucu bir aktör.","label":7} {"text":"Hiç fena değil!!! Klişe hiç değil!!! Özgün bir senaryo, accayip heyecanlı, ancak sonu fazla tatmin etmedi tek eleştirim budur. Kesinlikle izleyin derim.","label":7} {"text":"-spoiler- bu filmde darth vader öyle bir \"impressive\" der ki, bu deyişiyle bile vurur bizi.","label":8} {"text":"Çeşitli nedenlerden -ki ses ile ilgili olanlar çok haklı-hakettiği ilgiyi sinemada göremesede gün geçtikçe değerini bulmaya başlayan sinemamızın önemli yapıtlarından biri","label":8} {"text":"10 sene sonra beni tekrar sinema salonlarına götüren film oldu. İlk dakikalardan itibaren güzel bir iş olacağı belli oluyordu. Replikler ince düşünülmüş. Çok emek verildiği belli oluyor. Özellikle bazı sahneler aklıma geldikçe hala gülüyorum :). Film ile alakalı söyleyebileceğim tek olumsuz tarafı çok fazla ve gereksiz yerlerde küfür edilmiş olması. Gerçekten bir yerden sonra çok az da olsa bıkkınlık verdi. Küfür yerinde ve zamanında kullanılırsa komik oluyor ama bazı sahnelerde komik olması için küfür kullanılmış ama oda olmamış. Onun haricinde güldürme garantili mükemmel bir film olmuş. Bu gazla giderse 3-4-5-6 görmemiz kaçınılmaz.","label":7} {"text":"Filmde her replik insana balyoz gibi vuruyor resmen. Efsaneydi. --------------------Eklemeden edemeyeceğim---------------------- Sitede bir arkadaş var ki oyuncuların dış görüntüsüne takmış durumda. Hem burada Belçim Bilgin'in 'paylaşılayamayacak' bir güzeliğe sahip olmadığını söylemiş hem de Intouchables da adam engelli olduğu için sevilemeyeceğine dikkat çekmiş. Hayret doğrusu. Bu filmleri izlerken dikkatini çeken noktalar bunlar mı gerçekten.","label":9} {"text":"bence film harikaydı.3. filmi sabırsızlıkla bekliyorum...","label":9} {"text":"Hakkında epey olumsuz yorum gördüğüm için biraz tereddütle başlamıştım; yani öyle ahım şahım bir film değil ama çerezlik olarak izlenemeyecek kadar da kötü değildi eğer uzay temalı filmleri seviyorsanız. Cloververse diye bir franchise oluşturmaya çalışıyorlar ama zaman çizelgesi ve kurgu bağlamında düzgün bir bağlantı yok Cloverfield & 10 Cloverfield Lane filmleri arasında. Dev yaratıklar ve sığınak sahneleri önceki filmlere uzaktan eğreti birer selam gibi duruyor. Özetle, bir serinin parçası gibi değil de bağımsız bir film gibi izlenebilir. Ama rahat bir şekilde bu üç filmin arasındaki en zayıf halka diyebilirim.","label":5} {"text":"Çok sıkıcı geldi bana Tv de izlemiştim ve pek beğenmedim...","label":4} {"text":"sonundaki izleyiciyi saf yerine koyan aşırı net açıklamalar itici gelse de bence kotarılmış bir film. cameron diaz'ın gülüşü bir gerilim objesi olarak kullanılmış ki bence gayet iyi olmuş. layığını bulmuş. kurgu ise izlediğimiz bu tarz sürpriz sonlu onlarca filmden sonra o kadar da karışık ya da özgün değil. lucid dreaming'e holywood tarzı bir yaklaşım işte.. anca bu kadar. yine de izlenebilir, vasat üstü bir film.","label":5} {"text":"ben bu Moritz Bleibtreu'a bayılıyorum ya.bu filmde pek çok oyuncu hakkını vererek oynamış psikolojiniz ii değilse izlemeyin.ben final döneminde izleme gafletinde bulundum,tavsiye etmem =)","label":9} {"text":"I dont belıeve you dıyorum...hollywood soslu bır fılmı bıle beceremedık...nehır erdoganın berbat oyunculugu.senaryo arası kopukluklar dıyaloglardakı bozuk şive...bence akıcılık yok olmus gıtmıs..fılm sızı sarmıyor kesınlıkle..muzıkler dısında fılmde artı bırsey yok..tabıkı kızın kotu yola dusmesı kendı hatası..fılm ızleyınce zaten kızın aptallıgını goruyorsunuz...bekaretini kaybetmek istemesi...okulu okumamak istemesi..ne içindi bunlar???sadece fılmde garson erkek ve sagır cocuk ıyı oyunculuk cıkardı gerısı külliyen rezalet???5 verdim..oda teknık ıyıydı ve senaryo gelecek vaat eden bır fılme potansıyel saglayacaktı...ama olamadı o ayrı..","label":4} {"text":"“Kingsman: The Secret Service” senaryosunu da Mark Millar ve Dave Gibbons’ın aynı isimli çizgi romanından (2012) uyarlayarak Jane Goldman ile birlikte yazan Matthew Vaughn’un yönetmen koltuğunda oturduğu bir aksiyon komedi filmi… 1997 yılında, Dire Straits’in “Money for Nothing” inin tınıları eşliğinde izlediğimiz Ortadoğu’daki bir görev esnasında Lee Unwin (Jonno Davies), “Galahad” kod adlı komutanı Harry Hart’ın (Colin Firth) hayatını kurtarmak için kendininkini feda eder… Suçluluk duygusu içindeki Hart, Lee’nin dul karısı Michelle’e (Samantha Womack) veremediği arkasında başı sıkıştığında hiç çekinmeden arayabileceği çok özel bir telefon numarası bulunan nişanı oğlu küçük Eggsy’e (Alex Nikolov) teslim eder… Aradan on yedi yıl geçtikten sonra bu kez Arjantin’deyiz… Milyarder iş adamı Richmond Valentin (Samuel L. Jackson) tarafından kaçırtılmış olan Prof. Arnold’un (Mark Hamill) başındaki örtü ve ağzındaki bant şaşkın bakışları arasında çıkartılır… Aynı Valentin’in adamları ile profesörü kurtarmaya gelen Kingsman ajanlarından Lancelot (Jack Davenport) arasındaki arbedeye Gazelle’in (Sofia Boutella) nihai noktayı koymasının ardından elindeki viski bardağıyla Valentine’de teşrif eder ortama… Bu kez Westminster’da terzihane görünümündeki hiçbir devletin kontrolünde olmayan Kingsman’ın merkezindeyiz… Arthur (Michael Caine) ve Hart, diğer üyelerin de katılımı ile yeni Lancelot adaylarının seçmelerine başlanılması hususunu değerlendirmektedirler… Arthur’un talebi üzerine herkes birer aday sunacak ve kazanan da Lancelot olacaktır… Kingsman cephesinde işler böyle yürürken büyüyen genç Gary 'Eggsy' Unwin’in dünyasında durumlar pek de yolunda değildir… Zira annesinin takılmakta olduğu Dean Baker (Geoff Bell) ve Rottweiler (Morgan Watkins) ile Poodle (Jordan Long) gibi tiplerden oluşan avanesiyle başı çok da hoş değildir… Yine öyle bir gün Eggsy, Ryan (Theo Barklem-Biggs) ve Jamal (Tobi Bakare) ile Rottweiler’ın arabasını çalarak karşısına çıkan polisle köşe kapmaca oynar… Apar topar gözaltına alınan Eggsy, kendisine verdiği nişanın üstündeki numaradan Hart’ı arayarak yardım ister… Barda biralarını yudumlayarak sohbet etmek suretiyle birbirlerini tanımaya çalışırlarken aralarında Rottweiler ve Poodle’ın da bulunduğu bir grup kopuk Eggsy’i almaya gelir… Ama Hart’tan son derece fena sopa yerler… Eggsy’nin yaşayacağı birkaç hırgür sonrasında terzihanede buluşan ikili, Kingsman’ın eğitim ve test merkezine giderler… Kendilerini Merlin (Mark Strong) karşılar… Rakip olan diğer adaylar ise Roxanne Roxy Morton (Sophie Cookson), Amelia (Fiona Hampton), Charlie (Edward Holcroft), Digby (Nicholas Banks) ve Rufus’tur (Jack Cutmore-Scott) … Aralarından tüm aşamaları geçerek başarılı olan birisi yeni Lancelot olacaktır… Sonucunu filmin devamında öğreneceğimiz ilk husus bu… Diğeriyse, dağıttığı SİM kartlarla insanlara bedava telefon görüşmesi ve internet vadeden Valentin’in gerçek niyeti ile Kingsman’ın içindeki köstebek… İşte bunların hepsi ve daha da fazlası, aradan geçen bunca zamana karşın halen izlemediyseniz 81 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen filmin devamında sizleri bekliyor… Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son şey: Filmin gerçek kahramanlarının ana oyuncu kadrosunun hareketli sahnelerdeki isimsiz dublörlerinin gerçekleştirdikleri koreografileri ile görsel efekt sanatçılarının hünerleri ellerinden çıkan görüntüler olduğunu belirtmek biçiminde… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Poison adlı kısa filmle aynı ama farklı konuların işlendiği ancak bu hikayenin kat ve kat daha iyi olduğunu söylemek istiyorum","label":7} {"text":"Türk komplo teorileri, ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilinmez ama seyrettiriyor kendini film...","label":9} {"text":"Önder K. Açikbas adını görünce güzel bir komedi olabilir diye düşündüm ancak hayal kırıklığı.","label":2} {"text":"harika bir film.. çok eğlenceliydi.. Ryan Reynolds ve Samuel L. Jackson muhteşem bir ikili olmuş....","label":8} {"text":"Son kisimlari agzim acik izledim.","label":7} {"text":"Aşkın 3 kuşak hali her şeyi gayet güzel anlatmış bence; Aşkın ilk hali saf ve masum düşleri, kalp çarpıntısını, özlemi, aşkın şapşal halini. ikinci hali ise, kaçış, aldatma, pişmanlık. üçüncü hali ise, yaşanmamışlık üzerine çok iyi aktarılmış.","label":6} {"text":"umarim bu filmden iyi dersler cikarilir konusu cok sardi beni bravo !!","label":9} {"text":"Tıp eğitimini ve uzmanlığını tamamlayan genç psikiyatrist Mert Türker, Anadolu'da bir şehrin dışında bulunan bir hastaneye atanır. Mert konum açısından ilginç bir noktada bulunduğu bu hastanede, hastaların ve içinde çalışan insanların da çeşitli tuhaflıklarını fark eder. Yine de ilk günler her şey normal seyrinde devam eder. İlk hastası Esat Bey olur ve onda diğer hastalarda görmediği birtakım ilginç davranışların olduğunu fark eder. Ancak en çok ilgisini çeken hasta, kimseyle, Mert'le dahi iletişime girmeyi kabul etmeyen Muazzez Hanım'dır. Mert bu hastayla iletişim kurmaya çabalarken hastaneye Elif adında genç bir hasta gelir. Elif'e konulan ilk teşhis histerik psikozdur, fakat hasta terapiler esnasında, kendine bir varlığın musallat olduğunu iddia etmeye başlar. Mert başta böyle bir olayın bilimsel olarak mümkün olmadığını savunsa da zamanla kendini beklenmedik bir durumun içerisinde bulacaktır. Burcu Çetin'in senaryosunu yazdığı, Kamil Aydın'ın yönetmenliğini üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Hazal Şenel, Furkan Kızılay, Fatma Karanfil, Murat Ercanlı gibi isimler yer alıyor.","label":6} {"text":"Yorumlar fazla entellektüel oluyor bu gereksiz samimiyeti anlamıyorum. Filme gelecek olursak, öyle yazıldığı gibi etik ve ahlak kavramlarını sorgulatacak bir film değil. Gelecek dünya düzenini hayal eden sıradan bir bilim kurgu. Fakat robotları kötüleyerek aslında çirkin göstermeye çalıştıkları şey robotlar değil onları tasarlayan emperyalizm. Benim filmden çıkarımlarım bu şekilde fazlası yok! Gerilim 0! Heyecan 0! Aksiyon zaten yok. Çerezlik uyku öncesi filmi kısaca.","label":5} {"text":"nerede o eski elm sokağı serisi ahhh ahh. şim film açılış sahnesi bence gayet başarılı ama sonradan pek iyi gitmiyor işler , neden derseniz ? şöyle kii eski freddy aranıyor filmde kesinlikle robert englund başkaydı. bu adam bence pek olmamış. fredy makyajı bence hiç güzel olmamış kesinlikle eski makyaj daha başarılıydı. korku ortamı yok filmde.korku ortamı yaratma böyle olmaz , fredy aniden çıkıyor biran boşta bulunuyorsunuz hafif bir sıçrama okadar. korkuyu freddynin aniden görünüp kaybolması ve yüksek ses olarak vermeye çalışmışlar ama bence hafif kalmış. birde filmdeki gençler diğer serilere göre yanlız mücadele etmeyi tercih ediyolar gibi bir şey sözkonusu. halbuki diğer serilerde en az 3-4 arkadaş muhakkak birlik olarak ne yapmaları gerekiyorsa yapıyolardı. freddynin peşine düştüğü karakterlerde kesinlikle yetersiz ve az sayıda. bir diğer nokta ne zenci bir kadın karakter var nede erkek. bunlar filme ayrı bir renk katarlardı bence. bir hususta freddy karekterinin 1995 senesinde ortaya çıkıyor denmesi. 1980lerde başlayan film için ilginç bir ayrıntı. son olarak filmi ne beğendim nede beğenmedim. tamam belki eskiye göre beklentilerim var ama yinede tam olmamış. 10/6","label":9} {"text":"Catherine Zeta Jones..kim ne derse desin..hala güzel.. :D yalnız filmin bizdeki adı Aşkın Yaşı Yok..ne alakaysa..tamam, film için uygun..ama Rebound orjinal adı,çeviri olayı fiyasko..bu arada Saadet Işıl Aksoy un da küçük bir rolü olduğunu hatırlatalım.İstanbul, Ortaköy, deniz turu, ince belli bardakta çay...bundan iyi reklam mı olur. :Dyine de beğendiğim bir romantik komedi oldu..7 puan iyidir bu film için..","label":6} {"text":"izlerken çok keyif aldığım kesinlikle yetişkinlerinde izlemesi gereken sanki AROG'un animasyon hali olmuş bir yapım 8/10","label":7} {"text":"bu kadar muhteşem bir filmin varlığından nasıl bu kadar zamandır haberim olmamış, çok ayıpladım kendimi.. kendimi zac'in yerine koydum, içim daraldı.. insanlık tarihinin en arkaik sorularına güzel bir değinme olmuş.. tabii bir yandan da güncel \"tanrıcılık oyunlarına\".. kısaca, mutlaka izlenmeli..","label":8} {"text":"Westerne tekrar eski değerini kazandıran bir film.","label":8} {"text":"Gerçekten gitmeyenlerin gitmesini tavsiye ederim. Filmin efektleri çok başarılıydı. Gerard Butler her zamanki gibi çok iyyidi. İmdb puanının bu kadar düşük olması beni çok şaşırttı....","label":9} {"text":"Silah icat oldu mertlik bozuldu, ya nispet olsun diye yapılmış. Öncelikle bizler kültür olarak tam da Budist zihniyetine sahibiz. Ne güzel Orta Asya kültürümüzle rahat rahat yaşarken nereden çıktı şu şeriat diyesim geliyor içimden. Bize ters bir kültüre yapışıp kaldık ve sonra sürekli geriledik günümüze kadar. Bu filme bakınca çoğu yerde aynen bizim kültürü görüyorum. Özümüzdeki kültürü yani. Neyse filme gelince gayet keyifli bir dram filmi. Geçmişi kötü bir adamın iyi olma yolundaki engeller ve tekrar kötüye giden kaderi. Aslında onurlu bir adamın hikayesini izleyeceksiniz. Kore filmleri kalitesine yakın bir yapım. Anlamlı bir senaryoya sahip. İyi seyirler. P: 7","label":7} {"text":"bu film sayesinde okan bayülgen’e biraz sataşalım. nedendir, okan bayülgen o hep sergilemekle sergilememek arasında kaldığı entellektüel altyapısını türkiye’de sanatın gelişmesinde kullanmaktan çekiniyor. çektiği fotoğrafları lap top’unda saklamakla olmaz ki. sinemaya biraz gönül verse fena mı olur. hemşo’dan gayrı bir film yapsa. bir senaryo yazsa, kalksa gidip öğrense bir film çekse sde izlesek. tv makinasında 3’den sonra kitap tanıtmakla ne kadar faydalı olabilir ki sanata. severiz o ayrı.","label":4} {"text":"Sadece vakit geçirmek ve eğlenmek amaçlı izlendiğinde oldukça keyif alınabilir.Ama sıkı bir aksiyon izlemek isteyenlere tavsiye etmiyoruz.Filmdeki abartı bir süre sonra rahatsız edebilir.Geyik için birebir.Bir diğeri de Crank zaten.","label":6} {"text":"uzun zamandır izlemek izleyipte altyazısını bulamadığım filmdi. sonunda bulup izledim. keşke altyazısını bulamayıpta izlememiş olsaydım. giden 1 saat 14 dakikama yanıyorum. ormanda kaçan iki kişi ve onları kovalayan iki adam. bu dört kişide ne olduğu belli olmayan bir sadistin eilne düşüp işkence görüyor. film öyle devam ediyor. neden işkence ediyor bu adam. amacı ne. hiçbir açıklık getirilmemiş filmde. sonu deseniz tam bir fiyasko. sakın izlemeyin..","label":1} {"text":"Kesinlikle Demirkubuz filmografisinin en başarısız halkası... İlk olarak başrol oyuncusu olarak kendini tercih etmesi en büyük hatalardan biri çünkü Demirkubuz'un oyunculuğu yönetmenliği kadar başarılı değil hatta çok başarısız bile diyebiliriz.İkinci olarak filmde Suç ve Ceza ile paralel veya bağlantılı bir yan bulamadım.Evet film bir Suç ve Ceza uyarlaması değil ama en azından filmde Suç ve Cezaya dair bir gönderme,paralellik vs. olmayışı bir eksiklik gibi.(Eğer varsa da ben anlayamadım) Sonuç olarak vasat bir Zeki Demirkubuz filmi karşımızdaki...","label":5} {"text":"Çerezlik izlenir. Sıkılmazsınız 7/10","label":6} {"text":"Pek olmamış. Arşivde ki çocuk hariç izlenecek bir şey yok. Eski şener şen filmlerine benzeyememiş bile. Nasıl ödüller aldı anlamadım","label":2} {"text":"Wall-e, sen ne tatlı bir şeysin öylee? O gözler nasıl böyle melül melül bakar ha? Bu nasıl aşktır, nasıl fedakarlıktır? Sen robotsan biz neyiz dedirtmiştir izlerken. Zaten açıkça da bunu vurgulamak istemiştir. İçerisinde yer alan bütün insanlar tembellikten artık yürüyemez hale gelmişken bizim Wall-e'miz aşkının peşinde maceradan maceraya atlamıştır. Bir eli tutmak uğruna. Ayrıca senin İvaaa deyişine kurban.","label":7} {"text":"\"Filmle ilgili konular\" kisminda \"ensest\" i gorunce ne kadar cok yanlis anlasilan bir film oldugunu anladim. Filmde ensestlik degil, en en basit versiyonu olarak, bildigimiz cicili bicili aile ortaminda buyumeyen bir cocugun gordugu/yasadigi seyler yuzunden gelisiminin hizli ve, toplumun genelindeki normlara gore, carpik olmasini anlatmaktadir. Evet kizin oyunculugunun cok guzel olmasindan oturu bir rahatsizlik duyacaksiniz, hazirlikli olun!","label":7} {"text":"Küçük Bir Kasabanın O Kendine Has İçDinamiklerini Harika Yansıtmış Usta, Saf Aşk Filmi Olarak Nitelemek Benim Nazarımda Yanlış Bir Hareket Olur, Aşkın Yanında Yalnızlıgı, Sessiz Ve Kimsesizligide Barındırır Hikayesi... Kamuran Usluer Başta Olmak Üzere Oyuncu Kadrosu Üstündür, Hele ki Hümeyra, Tekrar Kendine Hayran Bırakır Bakışları, Finalde ki O Kısa Konuşma \"Kırıktı\" Hakikaten... Cahit Berkayda Muhteşem Bir Melodiye Daha İmza Atmıştır... Lakin Bir Sahne Var ki Kadir İnanır'ın Filmde Oldugunu Anlatıyor...","label":7} {"text":"filmin başından sonuna kadar bir şeyler olması için bekledim ama yoq sıfır...senaryo 0,asteriks te değişmiş :D...ben filmden en ufak bir haz alamadım...baya bir emek harcandığını duydum fim için...bu filme verilen parayla daha iyi filmler çekilebilirdi...serinin en kötüsü...en sewmediğim filmlerdede ilk 10 a girer...gerard depardiu nun neden bu filmde oynadığını şaşırdım...10/2","label":1} {"text":"Yalan Dünya ile tanıdığımız Gupse Özay, Nurhayat tiplemesi ile kendine has bir kitle oluşturmuştu. Şimdi ise Yalan Dünya bitti ve herkes ayrı yollara düştü. Gupse ise riskli bir yola girerek sinema işlerine girdi. Ve Gupse'nin yeni sinema işini kendisi yazmış ve başrolünde de kendisi oynuyor. Bu oldukça cesur bir girişim olmuş çünkü Türk sinemasında başrolünde bir kadının olduğu komedi filmi görmüyorduk. Değişiklik oldu diyebiliriz. Deliha'ya gelirsek eğer, film başlarda bildiğimiz olaylar ile hikayesini sürdürüyor. Deliha'nın falcıdan aşkını öğrenmek istemesi nasıl birini olduğunu öğrenmek istemesi ve daha sonra olayların buna göre gelişmesi ve bazı yanlış anlaşılmalar vb. Film bir süre böyle ve sadece Galata taraflarındaki mahallelerde geçiyor. Ama film daha sonra açılıp etrafa yayılınca sürükleyicilik ve filmin komedi kısmı daha bir açılıyor. Komedi kısmını zaten Deliha ile ilerliyor ve belki de bazılarında Recep İvedik'in kadın versiyonu gibi bir çağrışım yaratabilir. Filmin oyuncu kadrosu bir hayli geniş. Ayrıca Aykut Elmas ve daha bir sürü ünlü oyuncunun konuk olması ekibi daha geniş ve enerjiyi daha dik tutuyor. Ama Gupse Özay, konuk oyuncular ve diğer oyuncuların aksine filmin en iyi performansı Zeynep Çamcı'dan çıkıyor. Zeynep, karakterine o kadar hakim ki bir yerde mutlu bir tipken ters köşe yapıp bir savaşçı moduna girmesi bile filmin eğlencesini yüksek oktanla arttırıyor. Gerçi filmin bazı olaylar silsilesi ne kadar tahmin edilebilir olsa da veya bir kaç esprisi kötü olsa da Deliha, ortalamayı tutturan, diğer BKM filmlerinin gerisinde kalan bir film. Ama neticede kötü bir film değil elbette. Kısaca filmin geneline gelirsek eğer; Deliha, türüne aşina olmayanlar için kötü, olanlar içinse orta halli bir seyirlik. Filmin geneli fazla iyi olmasa da yapılan iş, cesur bir iş. İzlemek isteyenler izlerken sıkılmaz ve hatta eğer filmin potansiyeli yüksek olursa ve gişesi de iyi gelirse eğer, Deliha bir seriye dönüşebilir. Benim için sakıncası yok bunda. Haftanın eğlenceli seyirliklerinden. 2.5/5","label":4} {"text":"Olay siyasal atmosferde geçmesine karşın, sıradan bir kaçış öyküsüne indirgenmiş olmasından dolayı ne \"Garage Olimpo\"nun ne de benzer konuyu çok daha iyi işleyen Ömer Uğur'un \"Eve Dönüş\"ünün düzeyine erişememiş bir film \"Cronica de una fuga\". Filmde, ne evde bulunan pankartın bir açıklaması var ne de uzamayan sakalın! Ortamın ve dönemin \"Ziverbey Köşkü\" benzerliği de ilgi çekici... Siyasal yönü zayıf kalsa da izlemeye değer... 6.5/10","label":6} {"text":"güzel filmdi hopkins rölünün hakkını vermiş sıkılmadan izleyeceğinizi umarım 10/8","label":7} {"text":"inanılmaz bir film. ilk izlediğim günü unutmam çünkü o kadar etkilenmiştim ki. Filmdeki replikler, savaş sahneleri, karakterlerin harika oyunculuğu ve tabiki soundtrackler. Hans zimmer filmin müziklerinde gerçekten harikalar yaratmış özellikle spectres in the fog favorimdir. kısacası herkesin izlemesi gereken bir film benim nazarımda bir başyapıt.","label":9} {"text":"Filmin müzikleri gerçekten güzeldi fakat danslar ve senaryoyu yeterli bulmadım.10/7","label":6} {"text":"Filmi başta anlamıyorsunuz ama sonradan film sizi içine çekiyor.8/10","label":7} {"text":"Sürekli bir tempo var ama ben yine de tatmin olmadım! Nicole Kidman için 6 verdim!","label":5} {"text":"Astronot bir kadının yaşadığı mesleki zorluklar çok ince detaylarla, iniş çıkışlar olmadan naif bir şekilde anlatılmış. Bir anne en önemlisi bir kadın olarak beni inanılmaz etkiledi. Fakat bilim kurgu kategorisinden bu filmi seçip izleyecekler için hayalkırıklığı olacaktır.","label":8} {"text":"Bu kadrodan böyle bir film... zaz ekibine mi özenmişler, yanlış isimlerle mi çalışmışlar anlamak mümkün değil.","label":4} {"text":"Korku filmine diye gittik filmin maliyetini yazıyorum toplam 8 kişi 100 tl den 800 tl 100 tl mazot parası etti 900 tl 100 tl de makyaj malzemeleri toplam 1000 tl ye youtube dandik filmi izleyebilirisiniz korku diye gittik gül gül öldük","label":0} {"text":"Zeki Demirkurbuz’un filmlerini beğenenleri gerçekten anlamıyorum.Bu kadar iç karartıcı, bu kadar karanlık çekim filmleri insanlar nasıl beğenir gerçekten anlamak mümkün değil.Daha önce de, yine çok beğenilen 'Kader' filmini izlemiştim ve ruhum kararmıştı.Bu film ondan da beter çıktı.Saçma sapan bir konu ve 'dan' diye biten bir son.Hemen hemen her filminde aynı yüzler ve garip konular...İzlemeye değmez...5/10","label":4} {"text":"sinemada izlediğim ilk film olarak yeri ayrıdır :) sanırım bu durum bir çok kullanıcı için de aynı, saygılarr :)","label":6} {"text":"Woody Allen'in ''Husband and Wifes'' tan bu yana çektigi en iyi film.Son 10 yilin en iyi 30 filmi içine rahatlikla alinabilir. Film çok zekice yazilmis,inanilmaz derecede yaratici bir senaryoya sahip.Izleyeni gerçekten (olumlu anlamda) etkiliyor. Filmin zayif yanlari ise yan karakterler gerçekten epey yanda kalmis,bu da filmi biraz teatral kilmis.Sanki iki kisinin oynadigi bir tiyatro oyunu izliyormussunuz gibi gelebilir zaman zaman.Galiba bu senaryo tiyatroya aktarilsa çok daha basarili olur.Beyazperde de iyi duruyor bunu da söylemek lazim yine de. Yillar sonra gelen yorum: Hala iyi bir film oldugunu düsünmekle birlikte zamaninda fazlaca abartildigini da eklemem gerek sanirim.","label":6} {"text":"Hiç sıkıcı olmayan bir film. Sadece müzikal kısımlardan pek hoşlanmasam da tam manasıyla Agatha Christie kitabı okuyormuş gibi oluyorsunuz. İzlemeye değecek bir film..","label":6} {"text":"öyle hissediyorumki bu filmden çok fazla bişey beklemek yanlış olabilir gibi merak edlirse gidilir ancak","label":2} {"text":"Duyugu durum/durum bozukluğu çok iyi islenmis","label":6} {"text":"soundtrackleri ile büyüleyen ve sonunda 'işte bu yüzden birleşik krallık sineması' diyebileceğiniz su gibi bir film. ve tabi 38 yaşına geldiğinizde bunların hiç birinin önemi olmayacak.","label":7} {"text":"Günümüz vampir filmlerine postmodern bir yaklaşım getiren, zombilere bir kaç yerde dokunduran yaklaşımların olduğu, ayrıca sanatsal müzik tarzlarıyla farklı bir film. Senaryo yine biraz klasik olsa da oyunculuklar iyi sayılır. Bu tarz yapımları sevenler için iyi bir alternatif. son olarak filmin oldukça durağan olduğu söylenebilir. 6.9/10 iyi seyirler.","label":7} {"text":"Uzun zamandır beklettiğim ve hakkında pek çok şey bilmeme rağmen bir türlü izleyemediğim filmlerden biriydi. Zamanına göre belki iyi korku filmlerinden biriydi ancak belki de ilk defa bu zamanda izlememden dolayı ben de korku filmi etkisi yaratamadı. Konu ilgi çekici ancak işleniş yer yer komedi filmi bünyesine oturuyor bile diyebilirim. Özellikle oyuncakla boğuşma halleri fazla yapmacık durmuş. Bu sebeple bacak kadar oyuncakla bir başa çıkamadılar düşüncesini size sezdirmekte. Devam etsem geri kalan filmlerinde umduğumu bulabilir miyim diye de düşünmekteyim. Yeni versiyonlarda korku unsuru daha ön plandaysa iyi bir şeyler çıkmış olabilir ama bu versiyon beni pek açmadı.","label":4} {"text":"Sinemalarda kaçırdığım için cd sinin çıkmasını büyük bir heyecanla bekliyordum ve nihayet dün gece filmi izledim.Gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim ki beklediğime fazlasıyla değmiş.David Fincher yine klasını ve tarzını konuşturmuş.Diğer yorumlara baktığımda %20 lik bir kısım filme kötü ve sıkıcı demiş,ben bu şekilde düşünen insanları anlayamadım fimi izledikten sonra.Filmin çok uzun ve birçok gereksiz sahne olduğunu söylemişler.3 saate yakın olan bu filmde zaman nasıl geçti anlayamadım çok sürükleyiciydi,ayrıca bana o yorumu yapan arkadaşlardan birisi birtane gereksiz sahne gösterebilirse memnun olurum.Kesinlikle izlenmesi gereken bir film,kesinlikle izlenmesi gereken oyuncular ve David Fincher.Zaten bu yönetmenin kötü bir filmini görmedim henüzPanic room dışında.O da kötü değil ama vasattı.Sanırım yönetmenin parasız zamanında gişe yapmak için kabulettiği bir filmdi.Neyse izlemeyenler izlesin,ayrıca film gerçek bir hikaye zaten.Hala ispatlanamamış cinayetleri kimin işlediği..","label":4} {"text":"Sıkıcı bir film konunun işlenişi bakımından. Film bittikten sonra kendi kendime \"Niye böyle bir film çekmişler, bu kadar bütçe ayrılmış böyle sıkıcı bir filme\" diye sordum. Bilmiyorum, belki başka arkadaşlar beğenmiş olabilir fakat bana çok sıkıcı geldi. Her yarım saatte bir dejavu yaşar gibi oldum. Hep aynı olaylar hep aynı olaylar. Film hakkındaki olumlu olan tek yorumum herhalde Vincent Gallo'nun güzel performansı olur. Konuşmadan oynamış adam.","label":3} {"text":"yapabileceklerini, önlerinde bulunan geler geçer uyduruktan bahanelerle erteleyenlerin öncelikli olarak izlemesi gereken; eğlenceli, şaşırtıcı, yer yer de hüzünlendiren muhteşem bir motivasyon aracı. insan eğitiminde kullandığımız yöntemlerin sıradanlığını gözler önüne sermesi açısından da eğitici, yani bir çok yönüyle doyurucu bir film olmuş. kendi açımdan da bana, renklerin kelimelerle anlatılması gibi mükemmel bir olayı farkettirdiği ve bu yöntemi, sadece görme kusuru olanlar için değil, herkesin uygulaması, uygulatması gerektiğini zihnimde uyandırdığı için ne kadar minnet duysam azdır. emeği geçenlerin ellerinden ve gözlerinden öpüyorum.","label":5} {"text":"Mahsun Kırmızıgül’le açıköğretim dersine hoşgeldiniz.Eğitici-Öğretici bir film yapma işine soyunan vatan evladı modunda mahalleli bir kardeşimiz olan müzisyen Mahsun Kırmızıgül’ün bu ilk filminden zihnim apaydınlık olup çıktım.Bukadar bilgi bünyeye zarar ama nedense biz bu öğretilenlerin hepsini biliyoruz.Her üç kişiden beşinin şair olduğu memleketimde hala bu kadar basit cümlelerin insanları tavladığını görmek üzüyor insanı.'Önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan zor'dur demiş Einstein.Fragmanını görene kadar ruhumun görmediği bir filmdi.Anlam veremedim.Dedim yine kesintisiz duygu sömürüsüne bilet koçanı dayanmayacak.Kadrosuda bir yığın insanı sinemaya toplamaya değecek kadar harika.Önyargımı yıktım ve izledim.İşin ilginci şu ki ;fragman filmin iyi olabileceğini düşündürdü banada, insanlarada...Filmde konu namına hem birşey yok, hem de çok şey var:Huzurevinde yaşam, Anadolu ne güzel ne şahane bir yerdir keza Tuz Gölü Güneydoğu Anadolu’da aile anlayışı...Ama tüm bunları bir araya getirdiğimiz zaman ortaya bir film çıkmıyor, bir skeçler toplamı çıkıyor.Ne bileyim cirit belgeseli çek,Dicle belgeseli çek,huzurevi belgeseli çek ama bunların hepsini biraraya getirip film çekme...Bütün replikler öylesine tiyatral ki, seyirci olarak filmin başından sonuna kadar mesaj almaktan otomatik portakal daki alex in haline gelip'Bundan sonra söz büyüklerime saygıda kusur etmiyeceğim' hissi kaplıyor insanı.Olayların hepsi 3.sayfa haberlerinde karşılaşabileceğimiz türden.Bir vicdan muhasebesi,bir duygu seli,bir stv dizisi maneviyatı esip gidiyor.Yönetmen ve ekibi 'Dur şunu da koyalım,dur şurdan yüklenelim,burası çok iyi ağlatır'diye derin derin düşünmüşler gibi geldi bana...","label":1} {"text":"Filmin öyküsü kimi yerlerde gereğinden fazla uzatılıp, çatışma sahneleri ile Hollywood estetiğine yaklaşmış olsa da yine de büyük oranda başarılı bir politik film. Ve biz bu filmi izkerken kahrolası ABD kirli silahlarını şimdi de Libya'da konuşturuyor. Bizim ise film çekmek ve izlemekten daha fazlasını yapmamız gerekiyor galiba...","label":6} {"text":"- Kırk Yıllık Sır Perdesi -İsveçli yazar Steig Larsson'un yazdığı ?Millenium? üçlemesinden tıpkı bu edebi üçlemesi gibi üçlemeden oluşan serinin ilk filmi ?Ejderha Dövmeli Kız?; özellikle son dönemde yapılan birçok edebi uyarlamanın aksine kitabıyla aynı doğrultuda dünya çapında bir başarı kazanarak 2009'un ses getiren yapımlarından biri olmuştu.Kitaba da ismini veren Milenyum adındaki dergi haksızlıkları ve tüm yasadışı olayları ortaya çıkarmaya yeminli bir dergidir. Filmin hemen başında derginin editörü Mikael Blomkvist ile tüm yasa dışı işlerinden dolayı suçladığı siyasetçiyle mücadelesini basın gözünden izliyoruz. Bu mücadelenin sonucunda ise idealist gazetecimiz Blomkvist haksız bir biçimde suçlu bulunup ceza alıyor. Dergisinden ayrı kalan Blomkvist'e köklü Vanger ailesinden Harriet Vanger'in tam kırk yıl evvel gerçekleşen kayboluş hikâyesini çözmesi isteniyor. Blomkvist başta bu isteğe sıcak bakmasa da daha sonra Harriet'in çocukluğunda bir dönem bakıcılığını da yapmış olmasının da etkisiyle bu teklifi kabul ediyor. Yıllar evvel gerçekleşmiş olan bu kayboluş hikâyesi sadece Blomkvist'in dikkatini çekmiyor ve filmin başında Blomkvist'i tanırken ufak çapta hayatına göz attığımız, filme de imajıyla ismini veren ejder dövmeli kızımız Lizbeth de hikâyeye dâhil oluyor.Bir güvenlik firmasında hackerlık yapan Lizbeth ile sosyal danışmanın taciz ve tehditleriyle tanışırken; herkese karşı mesafeli, kendinden başka kimseye güvenmeyen asosyal kişiliği ve farklı giyim tarzıyla hemen dikkatleri de üzerine çekiyor. Özellikle sosyal danışmanıyla yaşadıkları filmin başlarında yer alsa bile film bittiğinde en etkileyici sahneler olarak akıllara kazınıyor. Bir bakıma filmin başarısı belli ölçüde Lizbeth karakterine dayanıyor. Bu yüzden Lizbeth karakteri filmde çok önemli bir yere sahip. Özellikle Blomkvist ile olayları su yüzüne çıkarmaya uğraş verdikçe Lizbeth'i, tıpkı Blomkvist gibi, daha yakından tanımaya çalışıyoruz. Hayatın darbesini yediği her halinden belli olan bu genç insana yaklaştıkça o bizden kaçıyor, tıpkı Blomkvist'e yaptığı gibi?Kırk yıl evvel gerçekleşmiş bir kayboluş olayının çözümü başta biraz fantastik dursa da film boyunca olabildiğine gerçekçi kanıtlarla bu çözümleme sahici bir hale getiriliyor. Karakterlerimiz olayı araştırırken filmi pür dikkat izleyen bir izleyici de o karakterlerin yanında üçüncü bir göz olarak filme dâhil olması hiç de zor gerçekleşmiyor. Karakterleri ve filmin geçtiği dünyayı ufak çaplı tanıdığımız filmin ilk yarısı nasıl sade ve ağır ilerlediyse de kayboluş hikâyesinin araştırıldığı ikinci bölüm tam aksi yönde yüksek bir tempo ve gerilimle ilerliyor. Olaylar çözümlendikçe aslında filmin de derdi ortaya çıkmış oluyor; haksızlık ve suçla örülü dünyanın son durumu ve ilintili olarak yakın geçmişimiz??Ejderha Dövmeli Kız?; son yılların en sıkı polisiye-gerilim filmlerinden biri olduğu gönül rahatlığıyla söyleyebileceğimiz bir film olmasının yanı sıra merak uyandırıcı karakter çalışmasıyla da unutulmayacak bir film. Tabii bunda Lizbeth karakterini olabildiğine doğal ve inandırıcı oynayan Noomi Rapace'nin ve Blomkvist karakterini oldukça karizmatik bir biçimde canlandıran, Lukas Moodyson'un ?Together? filminden hatırlayabileceğimiz, Michael Nyqcvist'in performanslarının etkisi büyük.Herhalde bu filmi izleyip beğenip de aynı yıl çekilmiş farklı bir yönetmenin elinden çıkmış serinin diğer iki filmini merak etmeyenler tahminimce yoktur. İki zıt karakterin ilişkisinin nereye varacağı Lizbeth'in geçmişinde yatan sır perdesi hepsi merak konusu doğrusu. En iyisi serinin diğer filmlerini de izleyip meramızı gidermek. Son olarak filmin Hollywood versiyonunun çekildiğinin, yönetmen koltuğunda ise David Fincher'ın yer aldığını da hatırlayım. Böyle güzel Avrupa yapımlarının Hollywood canavarı tarafından yutulmasını aşikar olsa da David Fincher ismi biraz olsun kalplere su serpiyor. En iyisi onu da bekleyip görmek?- ?The Girl with the Dragon Tattoo? {Ejderha Dövmeli Kız, 2009} / Nielsen Arden Oplev -","label":7} {"text":"en iyi izlediğim filmlerden bir tanesi ben en az 1000 in üzerinde film izlemişimdir ve bu film efsane kusursuz yapılmış.","label":9} {"text":"Kişisel bir film olduğu her halinden belli. Kurgu başarılı. Banderas ile birlikte yan roller de son derece iyi. Yine de Almodovar'ın kariyer filmi demek biraz iddialı olur düşüncesindeyim. Geçmiş işlerine baktığımızda onlar arasından belirli özellikleriyle çok da sivrilmeyi başardığını söyleyemem. Usta bir yönetmenin elinden çıkan senenin görülmeye değer yapımlarından.","label":6} {"text":"Son derece uçuk kaçık fikirlerle dolu sahneler içeren senaryosunu da Daniel Casey ile birlikte yazan Justin Lin'in yönetmen koltuğunda oturduğu F9 / F9: The Fast Saga / Fast Furious 9&, yüksek bütçeli Hollywood prodüksiyonlarından hoşlanan aksiyon - komedi meraklılarını fazlasıyla memnun edecek bir film olarak geliyor karşımıza... Bu girişimiz üzerine, Olur mu canım, hiç kimse beğenmedi bu filmi diyecek olanlara bizde o zaman, Ne yani, brüt 661,4 milyon dolarlık hasılatı bu filme, uzaylılar mı yaptırdı?& diye sorarız... Gelin isterseniz 200 milyon dolarlık bütçesinin oldukça büyük bir kısmının görsel efekt ve yeşil perde teknolojilerinin yanı sıra dublörlerce kullanılarak hurdaya çıkartılan araçlara harcandığı her halinden belli olan filmimize biraz daha yakından bakalım... 1989 yılındayız... Oğulları Dominic Dom (Vinnie Bennett) ve Jakob (Finn Cole) ile yardımcısı Buddy'nin (Michael Rooker) pit takımında yer aldıkları bir otomobil yarışında, bu iki delikanlının babası Jack Toretto (JD Pardo), yarışmacılardan Kenny Linder'ın (Jim Parrack) bilerek sıkıştırması neticesinde, aracının kontrolünü kaybetmesinin ardından yanarak ölür... Bunun üzerine öldürmek kastı ile Kenny'nin üstüne yürüyen Dom, tutuklanarak hapse atılır... Neyse... Günümüzde; patronları Bay Nobody'den (Kurt Russell) bir imdat çağrısı almış olan Roman (Tyrese Gibson), Tej (Ludacris) ve Ramsey (Nathalie Emmanuel) karısı Letty (Michelle Rodriguez) ve küçük oğlu Brain (Isaac ve Immanuel Holtane) ile birlikte kırsal da yaşamakta olan Dom'un (Vin Diesel) ziyaretine gelirler... Hedeflerindeki bilinen isim Cipher'dır (Charlize Theron)... Başlangıçta biraz gönülsüz davranan Dom'da ikna olunca, beş kişikik bir ekip olarak, Bay Nobody'nin düşen uçağının enkazının bulunduğu Orta Amarika'daki kurgusal bir bölge olan Montequinto'ya doğru yola çıkılır... Varıldığında, Bay Nobody'nin şifresini kimsenin kıramadığı bir bölmede sakladığı, adını antik Yunan mitolojisindeki savaş tanrısı Ares'ten alan cihazın bir parçası Letty tarafından güvenceye alınır alınmaz, başlarına üşüşen son derece donanımlı özel ordu birlikleriyle amansız bir çatışma ve mayınlı alanda da hız kesmeden süren bir araçlı takibe başlanılır... Sonuçta, Letty'nin motosikletine ciddi anlamda saldırı da bulunanlardan biri olan Dom'un kardeşi Jakob (John Cena), cihazı ele geçirdiği gibi, herkesin şaşkın bakışları arasında, bir uçağın himayesinde otomobiliyle okyanusa doğru kanatlanarak gözlerden kayboluverir... Babası bir ülkenin diktatörü olan ve o yüzden de emrinde böylesine bir özel ordu bulundurabilen ortağı Otto (Thue Ersted Rasmussen) ile beraber Cipher'ın yanına giden Jakob ondan, cihazın diğer yarısının Edinburgh'da olduğunu öğrenir... Bu arada, Ares'i korumakta başarısız olan beşli, Bay Nobody'nin Hazar Denizinin altındaki gizli sığınağına giderler... Kocası Brian O'Conner'ı (hayatını 2013 yılında kaybetmiş olan Paul Walker) hem kendi çocukları hem de ağabeyi Dom'un oğlunun başında koruyucu olarak bırakan Mia'da (Jordana Brewster) bu beşliye katılır... Kendi aralarında düzenledikleri toplantıdaki Ramsey'in sunumundan, aktif hale gelebilmesi için Ares'in ikinci parçasının bulunmasının da yetmeyeceği bilgisine ulaşırız... Zira onun bir de aktivasyon anahtarı bulunmaktadır... Yani Bay Nobody bu korkunç silahı üçe bölüp, üç ayrı yere saklayarak insanlığın geleceğini güvence altına almıştır... Bu durumda; artık yapılması gereken tek şey, Jakob'tan hızlı davranarak en azından söz konusu bu anahtara, ondan önce ulaşmaktır... Ancak ellerindeki tek ipucu, öldü zannedilen eski ekip arkadaşlarından Han Lue'dur (Sung Kang)... Anahtara ulaşmak üzere bu altı kişi kendi aralarında bir iş bölümü yaparak dağılırlarken, Dom ile kardeşi Jakob'ın yollarının neden ayrıldığını da öğreniriz... Çünkü gençlik yıllarında hapiste tanıştığı Leo (Cered) ve Santos (Ozuna) sayesinde, babasının aracının yanmasına yol açan gerçek sebebin çarpışma olmadığını anlamıştır, şimdi yeniden Jakob'ın peşine düşen Dom... Elbette şu an için Dom'un bu konuda yanılıp yanılmadığını bilemiyoruz... Aynen Ares'in anahtarın ne ve nerede olduğunu bilmediğimiz gibi... Dakika 50... Yorumumuzun en başında da belirttiğimiz gibi geride, türün meraklılarını yeterince hoşnut edecek tarzdaki hareketli sahnelerin yer aldığı 93 dakikalık bir bölüm daha mevcut... Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"Gerçekten en fazla bu kadar saçma olabilrdi. Çizgi filmini beğenerek izliyordu çocuklarım ama filimi çok kötüydü","label":0} {"text":"Denzel reisin filmlerini severim bu filmi 10 yıl önce oynadığı gazap ateşi man on fire filmine benzettiğim için izledim. Ancak baş karakterin kim olduğu hakkında bilgi vermeden haydi aksiyona başlayalım olmamış. Hangi insan cafede 2 muhabbet ettiği kız için bu kadar olaya girip hayatını altüst ederki. Denzel reis ediyor yine bilinen tüm numaraları kullanıyor. Film bence 15-20 dk kısa olabilirdi. [spoiler]beğendiğim tek sahnesi 10 bin doları götürüp kızı bırakın dediği rus restoranı ofis sahnesiydi.[/spoiler]","label":5} {"text":"filmin başlarında acayip bir koridor sahnesi var sadece o sahneler bile izlenebilir.","label":6} {"text":"İzlerken çok eğlendiğim, çok güzel bir kara film örneği. Richard Widmark'a Harry Fabian rolü çok yakışmış. Herkese öneriyorum.","label":8} {"text":"Anlatmak istediği hikaye çok güzel. Gerçekten derdi olan bir hikaye fakat anlatma tarzı benim için fazla yavaş geldi. Puanı hikayeye veriyorum.","label":6} {"text":"izlediğim en iyi Türk filmlerinden ve tarihi filmlerden biriydi diyebilirim...neden daha önce izlememişim,neden sinemada izlememişim diyede çok kızdım kendime...hem duygusal,hem komik,hem tarihi...çok güzel çekimler,kurgu,konu,oyunculuklar (cansu dere hariç)(bu kadını neden oynatırlar hala anlamış değilim mel mel bakıyor her filmde)kısacası muhakkak izlenmesi gereken filmlerimizden...saygılar","label":9} {"text":"Abi neden yorumlarınızı bir iki cümle ile anlatamıyosunuz o kadar uzun metinleri kimse okumuyor yazmayın boşa insanlar film yorumları okumaya geliyor buraya.","label":7} {"text":"Aterilerle büyümüş ama cs, dota, ps ile 20 li yaşlarını geçirenler, filmi izlerken \"ben bunu da oynadım ya \" diyebilir. Space invaders ı görüpte mutlu olmayan olur mu ya... Ne kadar ateri karakteri varsa hepsi orda ve gerçekten çok eğlenceli film olmuş.","label":8} {"text":"o kadarda kötü bir film değil bence..biraz farklıydı çünkü bir seri katil filmi ve katil ise başındanberi belli...buna rağmen merakla izledim","label":7} {"text":"Serinin aksiyonu en yüksek filmi olmasına rağmen yine serinin en zayıf-kötü filmi. Hele de filmin başındaki tutarsızlıklar filmi bitişinin başlangıcı.Seriye çok büyük bir olumsuzluk getirdiği muhakkak. Hele de şu baba- oğul muhabbetleri bu tür seri filmlerde aldı başını gidiyor. Serinin ilk iki filmini izleyince cidden 3.sünü bekler olursunuz. Velakin şu an 4.sünü beklemeye gerek kalmadı. Ve R. Weiszin eksikliği fazlasıyla görülüyor.","label":6} {"text":"Ben ömrümde bu kadar berbat bir şey görmedim, izlemedim. Kamera arkasında çalışanlar hariç kimse bu filmden 5 kuruş para kazanmamalı. İçi boş, duygusallıktan uzak, olaylar arasında kopukluk olan ve her şeyin anlamsızca bir anda geliştiği saçma sapan bir şey. Film diyemiyorum, yapım diyemiyorum, berbat bir şey. Hayatımın ziyan olan 2 saati için çok üzgünüm.","label":0} {"text":"tam kıVamında biR komedi filmi ;)","label":7} {"text":"Ne kadar gerçek o kadar iyi galiba. Evet kurgu çok önemli senaristin hayal gücü önemli ama son zamanlarda beni etkileyen filmler daha çok biyografi tarzında. Gerçek hayat öykülerine anlatan filmler. Biz ilk başta böyle bir adamın yaşadığını bilmiyorduk ama birinin tüm bunları en azından denemiş olması daha çok sevindirdi beni. Çok iyi başrol performansıyla Matthew McConaughey'i izleyeceksiniz. Hayatta kalmaya çalışan bir adam olarak çok başarılıydı filmde ama karşılarında zor bir hastalık ve zaman var. Daha somut olan diğer sujeler ise kanunlar ve çeşitli makamlar var. İlk başta film hakkında bilgim yoktu ve bir önemsiz adam izleyeceğimi düşündüm. Çünkü ilk başta film sadece rodeo, içki, uyuşturucu, sex eksenindeydi. Daha farklı bir yere kayması sevindirdi beni. Sizlere de tavsiye ederim DBC' yi :) şaka bi yana filme devam edersek Matthew Mcconaughey açıkçası beni çok şaşırttı. Bu kadar iyi bir oyuncu olduğunu bilmiyordum genellikle romantik komedi tarzlarında oynayan sıradan biriydi ondan dolayı belkide dikkat etmemişim hatta dikkate değer bulmamışım. Ama bu filmdeki performans ile izlerken beni büyüledi diyebilirim. , izleyeni ekrana çekmeyi başarıyor.(25 kilo vermesi ve görsellikle kendini bir hayli baskın karakter yapması) Jared Leto'yu da es geçmemek gerekiyor ! Kısaca bu film, oyunculukların üst düzeyde olduğu, iyi ve merak uyandıran bir hikayeye sahip, sağlam bir dramdır. İyi seyirler...","label":8} {"text":"daha iyi olabilir ve vay be dedirtebilirdi,ama yine de sürükledi","label":4} {"text":"Hayatımda izlediğim en boş film olabilir. Sevgililer gününde romantik komediye gidelim diye sevgilimle gittik ama gitmez olaydık. Sanki mafya filmi izledik ve senaryoyu, kurguyu hiç beğenmedik. Bu film yerine herhangi başka bir filme gitseniz daha keyifli vakit geçirirsiniz.","label":1} {"text":"Eski İstanbul'u görmek güzel oldu. İlk filme göre aksiyonuyla, senaryosuyla kat be kat üstün bir film. Özellikle ilk filmdeki gibi düşük tempo ve aksiyon eksikliğini bu filmde karşılaşmamak iyi oldu. Çoğunlukla Türkiye'de çekilmesiyle birlikte o dönemdeki İstanbul'u kısıtlıda olsa görmek hoş oldu. Filmde keşke dediğim nokta ise Türk oyuncu olmaması beni haliyle şaşırttı. Aslında bir veya iki Türk oyuncu olsaydı güzel olurdu.","label":6} {"text":"dram iyi işlenmiş Kevin Bacon müthiş oynamış.","label":7} {"text":"Bazı filmler vardır yönetmenle devleşirler. Sadece yönetmenin ismi bile bu filmi izlemem için yeterli oldu kadro zaten oldukça etkileyici ve o müzikler... Kuşkusuz izlemeniz gereken bir film kendinizi filme kaptırıyorsuzun ve bir süre etkisinden çıkmakta zorlanıyorsunuz.","label":0} {"text":"Irkçılık konusunda ser verip sır vermeyen İngiltere'yi itin götüne sokup aynı zamanda insanı çocukluğuna götüren sugibi film. Mekanlar, karakterler tam bir ingiliz rapsodisi tadında.","label":6} {"text":"Güzel bir aksiyon filmi, alışıldık aksiyon filmlerinin aksine daha çok akıl oyunları üzerine kurulu ve bence ilgi çekici yapan kısmı bu. İçerik olarak gayet güçlü ve oyunculuklar da tam yerine oturmuş.En yakın zamanda izleyin derim ben , çok seveceksiniz.","label":7} {"text":"\" Sen bize yardım etmiştin, öyleyse niçin biz sana yardımcı olmayalım \" Kilit bir cümle! Devleti devlet yapan ve o çarkı döndüren en küçük dişlileri olmasaydı eğer o çark döner miydi ? Beğendiğim bir filmden küçücük bir alıntı ; \" Size arkadaşımızın olağanüstü erdemlerini anlatmamıza gerek yok. Elleri şerefine kadeh kaldırmak istiyorum. İlk bakışta sıradan insan elleri zannedebilirsiniz.. ama bu bir yanılsamadır! Aslında elleri altındandır. Enstitümüzde on yıl önce emekli olsalar yoklukları belli olmayacak bilim adamları ve doktorları var. Ama Gosha geçen yıl hastaneye yattığında labaratuvarın yarısı işlemez hale geldi. Ben doktorayı bitirdiysem, yüzde yetmişi Gosha'nın icat ettiği aparatlar sayesindedir.. \" Saygı ve hak tanıma bu kadar anlaşılır ve kolay olmalı.. Köpek muamelesi gördüğünü hissederek göçüp gitmemeli hiç bir insan!","label":8} {"text":"Harika bir film gerçekten fazla bir şey söylemeye gerek yok açın izleyin, hele o son bakış beni çok etkiledi. Yönetmen abimizin oscar alan filminden daha iyi bence.","label":7} {"text":"sister of tale ile aynı konusu olan yine japonların konusunu almış bir film. Ama bu filmi daha başarılı işlemişler. oyuncuların performansı süper. 10-9","label":7} {"text":"farklı hikayesi ile çerezlik komik film. sadece mila kunis için bile izlenebilir.","label":6} {"text":"katılıyorum ilk film cok iidi ama ikincisi tam kopya olmuş..ya hakkatten ne gerek vardı o arabaya paraşüt takıp uçurmaya bana cok anlamsız geldi..ama izlenir diyorum.","label":6} {"text":"koskoca bir ömrü önümüze bu kadar dolu ve yaşanmışcasına koyabilen tek filmdir benim gözümde. herşeyi yaşarsanız ve bulursunuz saatler boyu ki izlerken saatler umurumuzda olmamıştır e olmayacaktır da. evet mükemmel bir filimdir.","label":8} {"text":"Konusu olmayan bir şeydi. Şeydi diyorum çünkü bu bir film değil. Parça parça videolar izledim. Yazık etmişler.","label":3} {"text":"Başarılı dönem yansıtması, başarılı oyuncular ve acı dolu bir hayat hikayesi. Herkesin emeğine sağlık. Böyle bir filmi sinemamıza kazandırdıkları için","label":9} {"text":"en başta müziklerin harika seçildiği bir film.. sonra da oyuncuların.. yapanın edenin oynayanını eline sağlık.. flashbackler cuk oturtulmuş, kurgu harika.. görüntüler açılar çok güzel.. senaryoya gelince bi açık göremedim ben... o da çok iyi olmuş.. anne-oğul çatışması gibi görünüyor başta, sonra çocuğun sorunlu olduğu anlaşılıyor.. en sonunda sorunlu bir çocuğun işi anne-oğul çatışmasına götürdüğünü görüyoruz.. benim eleştirdiğim daha doğrusu kafama takılan tek nokta -bu tür olayların amerika da daha çok yaşanmasından dolayı ki finale yaklaşırken olayın asıl meydana geldiği mekanda gördüğümüz amerikan bayrağıda bu soru işaretinin sebepleridir- sanki bu sorunun amerika daki yaşam ve yetiştirme tarzından dolayı değil de kişilerin kendi psikolojik sorunlarından dolayı gerçekleşmiş olduğu anlatılmak istenmiş ya da alttan alttan bize bu yedirilmeye çalışılmış.. sonuç itibariyle iyi bir film.. benzer bir film olarak izlemeyenler için 2007 entonya yapımı klass filmini şiddetle öneririm..","label":8} {"text":"Ulu orta hemen hemen her sahnede duyulan müzikleri insanı yorsa da değişik senaryosu ile izlenebilir bir film olmuş ama iyi bir yönetmen elinde çok başka olabilirdi.","label":6} {"text":"Dvd sini bekler olduk.","label":8} {"text":"Beyaz Kurdele (Das weisse Band), genel çerceve olarak; I.Dünya Savaşı öncesi Almanya’nın bir köyünde büyütülen çocukların, ebeveynleri ve dinsel otorite tarafından maruz bırakıldıkları psikolojik, fiziksel işkence ve baskıları köy öğretmenin gözünden aktarıyor. Aynı bağlamda itaat, katı hoşgörüsüzlük, eğitim disiplini gibi olguları etkili bir kasvet ve huzursuzluk atmosferiyle izleyiciye gösterirken; masumiyet olgusunu çocukların acıklı hikayelerine paralel olarak sorgulamamıza olanak tanıyor.Bana kalırsa Filmdeki olası masumları, sosyal konumlarına göre hiyerarşik bir dizgiyle ele alıyor yönetmen Michael Haneke. Ve bunu yaparken, simgesel olarak en masum sayılası Papazı çocuklar üzerinde kurulan tahakkümün ve onlara uygulanan acımasızlığın en azılı faili olarak öne çıkarıyor. Diğer yetişkinleri de; baron, doktor, ebe v.s. sosyal sıfatlara bürünmüş oldukları halde, mevcut rahatsızlığa ve ahlaki anlamdaki soysuzluğa katkıda bulunan hiyerarşinin alt katmanları görünümünde rahatsız edici bir gerçeklik olarak plana dahil ediyor. Merkezden (kilise) çevreye yayılan sözüm ona bir eğitimi ve bu eğitim sonrasında toplum nüvelerinin sahip olabilecekleri hastalıklı ruh ve zihin hallerine işaret ediyor. Ayrıca bireyin sahip olması gerektiği ruhsal asalete temel oluşturacak cevherin, kilise dogmalarıyla örtüşmediğini hatta bu ikisinin mutlak bir çatışmayı barındırmasa da çatışabileceklerini izleyiciye aktarıyor.Filmin konu edindiği bu ürkütücü, hastalıklı ve klostrofobik atmosferi Ülke geneline yayacak olursak; aile içi cinsel istismara, şiddet ve tahakküme mahkum edilerek katı bir taassup içinde sözde eğitilen bu çocukların, I. Dünya Savaşı esnasında askere alınacak yahut arka planda aile hayatı inşa edecek bireyler olacakları ve böylece özlenen beklenen öncü millet inşasının temelinde gizlenmiş çürükler bulunduğu gerçeği, filmin sosyal anlatısı olarak öne sürülebilir.Son olarak, Michael Haneke’nin önceki filmlerine oranla daha teknik bir iş çıkardığını ve Beyaz Kurdele filmini mikroskobik dişlilerle inşa ettiğini söylemem gerekir.","label":7} {"text":"Bence çok güzel di ,bir gerilim filminin hakkını verdiği yapımlardan olmuş .. 10/8 Pişman olmayacaksınız ..","label":7} {"text":"Senaryosunu Benjamin August’ın kaleme aldığı “Remember”, yönetmen koltuğunda Atom Egoyan’ın oturduğu gizemini sonuna kadar korumayı becerebilen gerilim dolu bir drama... 2015 yılında çekilmiş olan bu filmi, 5 Şubat 2021 tarihinde yani tamı tamına bundan on dört gün önce hayatını kaybetmiş olan 1 Academy, 1 Golden Globe, 2 Primetime Emmy ve 1 BAFTA ödüllü usta oyuncu Christopher Plummer’ın anısına yorumlamak istedik... Umarız yazdıklarımızı okuduktan sonra bu filmi, bugüne kadar fırsat bulup da izlememiş olanlar da izlerler... Gelin isterseniz Auschwitz Toplama Kampı Blok Liderlerinden (Blockführer) Otto Wallisch’in yakalanarak ortadan kaldırılma mevzusunun anlatıldığı bu “yol hikayesine” biraz daha yakından bakalım... Demans hastalığının pençesine düşmüş olduğu için karısı Ruth’un öldüğünü dahi anımsayamayan doksan yaşındaki Zev Guttman (Christopher Plummer) ile Auschwitz’de kendisi gibi Yahudi tutsaklardan biri olan Max Rosenbaum (Martin Landau), New York’daki bir yaşlı bakım evinde birlikte kalmaktadırlar... Bakıcısı Paula’nın (Kim Roberts) kahvaltı için yemek salonuna götürdüğü Zev’in masasına yanaşan tekerlekli sandalyedeki Max ona, Ruth öldükten sonra yapmaya söz verdiği şeyi hatırlayıp hatırlamadığını sorar... Elbette ki yanıtı hayırdır... Nasıl hatırlasın ki zaten... Fakat Max’e göre bu hiç de önemli değildir... Zira Max, Zev’in yapmayı planladığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar yazılı olarak not ettiği gibi yola çıkacağı zaman bir el rehberi olarak kullanabileceği talimatlar da içeren bu mektubu bizzat Zev’in kendisine teslim edecektir... Peki, nedir bu kadar önemli olan bu görev? Tabii ki de Rudy Kurlander sahte adını kullanan “gerçek” SS Otto Wallisch’i teşhis ederek yakalamaktır... Neden mi “gerçek” dedik? Zira Nazi avcısı Simon Wiesenthal’in iddiasına göre savaş sonrasında bu adı kullanarak yargılanmaktan kurtulmak üzere Almanya’dan Kuzey Amerika kıtasına kaçan dört Alman bulunmaktadır... Neyse... Bakım evinden gizlice ayrılarak Cleveland’a doğru yola koyulan Zev, trende kardeşleriyle yolculuk yaparak babasını (Duane Murray) görmeye giden küçük Tyler (Peter DaCunha) ile tanışır... Bu arada aniden ortalıktan kaybolan babası Zev için polise de başvurmuş olan oğlu Charles (Henry Czerny) oldukça endişelidir... Trenden inen Zev, istasyonda bir sürücü (Patrick Haye) tarafından karşılanır ve önce satıcının (James Cade) önerdiği Glock 17 marka bir tabanca alacağı bir silah dükkanına ardından da kalacağı otele götürülür... Odasına yerleşir yerleşmez tüm organizasyonları ayarlayan Max’ten bir kontrol telefonu gelir... Ne de olsa Zev’in aklı gidip gidip gelmektedir... Ertesi sabah Zev, ilk Rudy Kurlander’ın (Bruno Ganz) evine gider... Ancak o Auschwitz’de değil Kuzey Afrika cephesinde Erwin Rommel’in emrinde savaşmıştır... Yani aradıkları kişi değildir ve bunu Max’e de bildirir... Sıradaki Rudy Kurlander’i (Heinz Lieven) bulmak üzere Zev bu kez, Kanada’daki bir yaşlı bakım evine gider ama o da eşcinsel olduğu için Auschwitz’deki tutsaklar arasında yer almış olan bahtsızlardan biridir... Bitti mi? Olur mu hiç... Dakika henüz 34... Geride sizleri, iki tane Otto Wallisch adayı Rudy Kurlander ile sürprizlerle dolu “ters köşe” bir finalin de yer aldığı 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Film süpriz sonlu. Cage'in abartılı oyunculuğundan sıkılıp yarım bırakmayın..","label":6} {"text":"Büyük bir umutla İmdb puanına inanıp gittim. Gitmez olaydım. Filmin yarısında salonu terkettim. Warner Bros yapım olması renkleri, görüntü kalitesini çok etkilemiş lakin bunlar yetmiyor. Senaryo berbat, oyunculuklar yapmacık. Daha ne diyeyim. Boşuna vakit kaybetmeyin.","label":5} {"text":"çok klişe olucak belki ama bu filmde gerçekten hayat var.reha erdem beş vakit tekine benzer olarak yeniden ergenlik çağını henüz yaşayan çocuklara çeviriyor kamerasını.bu kez bir yakarışı, sessiz bir çığlığı anlatıyor.mekan sıradışı.denizden görüyor istanbulu.müzikleri de hayat ın yaşamı gibi arabesk, tam oturmuş.son derece realist bir şiir var bu filmde.kendinizi perdeye yansıyan dokunaklı hikayeden alıkoymak zorlaşıyor.sonunda da teslim olup beraber çıkıyoruz seyre hayat ile.sinemamızda az da olsa iyi film örneklerinin bulunduğuna şahit olmak kıvandırıyor beni.reha erdem yine herkesten farklı bir atmosfer yaratmayı başarıyor.9/10","label":7} {"text":"Sadece bu film için değil, tüm filmler için düz mantık bakılmasını zaten kaale almamak lazım.. Hem oynu izledim hem filmi..oyun tiyatro ortamı olduğu için ve olaylar yaşanarak aktarıldığı için zaten diyaframı patlayana dek gülüyor Bilginer'in tiyatrosu Oyun Atölyesi'nde 5 yıl kapalı gişe oynamış bir oyun bu! Filmin tek dezavantajı, normalde filmler kareler ile görüntüler ile ifade etme biçimine daha yakın iken, tiyatro metni birebir yansıtıldığı için, filmin temposunda aksaklıklar oluyor. Öte yandan filmi hemen oo kadınlara küfür vb. diye izleyenler şu repliği asla unutmasın Kadınlar olmasa kime hava atacaksın!&..Kadınların ne kadar önemli olduğunu zaten arada ince espri ve replikler ile veriyor..kaldı ki erkeklerin ne kadar kendilerini rezil ettiğini, küçük düşürdüğünü de gösteriyor.. Bence sorun insanların sinemaya Atilla Dorsay'mışcasına gitmesinden kaynaklanıyor..Zaten bu tür filmler eğlencelik filmler..Sanki Kolpaçina, Kutsal Damacana başyapıt..ama onlara da çok güldük..Çakallarla Dans..az mı güldük..eğlenmek isteyen gitsin, Metin Akpınar ile Zeki Alasya'yı arayanlar gitmesin.. Gittiğim salon 250 kişilikti..hele yarıda bırakıp çıkanlar için söylüyorum..hiç kimse çıkmadı..ve asıl yer filmin 2.bölümü..son 20 dakika inanılmaz komik..gülmek isteyene.. Cem Yılmaz, doğru söylüyor..millet şartlanmış..gülmemek için..o zaman parana, zamanına ziyan..git kitap oku..al bir tane de kahve..bak keyfine..bu filmi eleştirme tenezzülünde bulanlara gülüyorum asıl bu daha komik..eleştirilecek bir tür değil ki bu..uyarlama film... Kaldı ki yönetmen kadın..sizce kadın içinde bu kadar o....u kelimesi geçen bir filmden çok mu haz alıyor..metin Polonyalı bir yazar tarafından üstelik ciddi araştırmalar yapılarak yazılmış..zaten repliklerden de anlayacağınız üzere..tabi anladınız mı onu da bilmiyorum..neyse..","label":9} {"text":"Clint Eastwood diyorum başka bi şey demiyorum. O yaşta o nasıl bi karizmadır, o nasıl bi oyunculuktur, o nasıl bi yönetmenliktir boşuna hayranı değilim bu adamın.","label":8} {"text":"Şu sıralar Yeşilçam Sineması'nda 5 tl karşılığında izleyebilirsiniz. Biraz rutubetlidir Yeşilçam ama bilen bilir en rahat sinema da orasıdır bu şehirde. Gündüz seansı başlamadan çayınızı alın derim, gece de siz bilirsiniz :)","label":7} {"text":"Sami abinin maceraları devam ediyor :D İlk film sonrası senaryo konusunda sıkıntı cektikleri bariz. Ama Türkçe seslendirme ile inanılmaz kurtarıyorlar birçok boşluğu bence. Orijinal sesle bir işe yaramayacak film Türkçe seslendirme ile ortalama seviyeye cıkıyor otomatikman :D notum:5/10","label":4} {"text":"Steven Spielberg'in zamanının ötesine çektiği akıl dolu filmlerinden birisi. Daha sonra çektiği filmlerde böyle akıl dolu bu adamın. İyi seyirler...","label":5} {"text":"Film bittiğinde ee bu muydu yani? dedim kendi kendime bazı arkadaşların da dediği gibi başladığı gibi bitiyor onun dışında yer yer sıkan bir hal almasının yanısıra yalnızca Al pacinonun muhteşem oyunculuğu için izlenebilir diyorum ve onun hatrına 7/10 verilebilir diye düşünüyorum.","label":6} {"text":"konu keşke filmin cozutmadanki ilk 10 dakikasına göre gitseydi.. sonra saçma sapan karışmasaydı.. seyretmezseniz birşey kaybetmezsiniz.. atla deve değil:))","label":3} {"text":"Kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden.. Pek bilinen bir film değildir. Hapishane filmlerini severler kaçırmamalı. Lakin diğer hapishane filmlerinden farklıdır. Çünkü bu hapishanede eski subaylar ve askerler vardır. Özellikle 2. yarısında iyi düşnülmüş sahnelere sahip ve bir hapishane filmi havasından çıkıp sanki savaş filmi moduna giriyor. Çünkü 2 taraf arasında bir savaş var. Tavsiye ederim. 10/ 7.5","label":6} {"text":"Berbat ... Zaman kaybı .... Ucuz bir film ... Hatta film bile yok ortada daha sinemada izlerken yazıyorum ki gitmeyin gişe yapmasın ki böyle film yapmasinlar vizyonsuz senaristler. ...","label":0} {"text":"Bir hevesle gidildi ama... olmamış, çok zamanınız ve çok paranız varsa izleyin, aksi durumda afişin yanından geşmeyin.","label":2} {"text":"Müthiş bir film.. Kapitalizme müthiş bir şamar.. Michael inanılmaz oynamış.. Çok yüksek puanı hakeden bir yapım..10/8,6","label":7} {"text":"BİYOGRAFİK FİLM KÜLTÜRÜNÜN KIYISINDA Biyografik film çekmek zordur. Kahramanı anlatmak isterken onla mesafe kurma telaşı, aynı zamanda doğrudan bir kopya oluşturmama endişesi ile birleşir. Bu nedenle biyografik filmler çoğunlukla başarısız olur. &İki Gözüm Ahmet filminin yeterli ve yüksek bir bütçe ile çekilmediği aşikar. Oldukça profesyonel oyunculuklar, mekan kurgusu gibi öğeler çok da filmde bulunmuyor. Ancak filmin başrolündeki oyuncu Ahmet Kaya'ya oldukça benzerdiği için filme inandırıcılık katmaktadır.","label":3} {"text":"Nuri Bilge Ceylan’dan anlatım yönüyle doğal, derin ve bir o kadarda felsefik olan Ahlat Ağacı adeta izleyenleri etkisi altında bırakan bir film. Anlatım ve olay örgüsü itibari ile karışık, çokta akıcı olmayan ve sabır isteyen bir film bu yüzden filmin 3 saat 8 dakika olmasına şaşmamalı. Her ne kadar akıcı olamasa da bu filmin olay örgüsünde anlattıklarına hiçbir şekilde zarar vermiyor. Bütün film boyunca aklınızda bir sürü soru işareti oluşuyor ve sonuna yaklaştıkça bu soru işaretleri artıyor kendinize “Ne anlatmaya çalışıyor acaba?” diyorsunuz. Son sahnesiyle karşılaşınca her şeyin bir cevaba varacağına kanaat getiriyorsunuz. Nitekim hepsine cevap veriyor ama o cevaplarda yeni sorular doğuruyor. [spoiler]Filmin olay örgüsü Sinan karakterinin çevresinde dönüyor. Konusu itibari ile “Sinan oldum olası edebiyatla ilgili bir genç adamdır ve yazar olmak istemektedir. Anadolu'da doğduğu köye dönen genç adam kitabını bastıracak parayı bulmak için tüm enerjisini harcamaya başlar ancak babasının geçmişten kalan borçları başına dert olacaktır...” olarak tanıtılıyor. Şimdi bunun biraz derinine inelim. Sinan kendisinin de filmde belirttiği gibi insanlara tahammülü olmayan, çevresindeki her şeyi ve herkesi eleştiren ve geldiği köyü yadırgayan bir insandır. Elindeki taslağı bir kitap haline getirmek için önce belediye müracaat eder. Fakat halkın yanında olduğunu belirtip, halkın sorunlarını dinlediğini ve halka yardım ettiğini belirterek kelimelerle şov yapan Belediye Başkanı konuşmalarından daha öteye gidemez ve Sinan’a yardım edemeyeceğini söyler. Ama onu kumtaşı ocağı işleten İlhami’ye yönlendirir ve ona yardım edebileceğini, kitapları çok sevdiğini ve böyle yardımlarda elinin açık olduğunu belirtir. İlhami’yi ziyarete giden Sinan, İlhami’nin kitaplığında 3-5 kitap ve bir ansiklopedi serisi olduğunu görünce aklında soru işaretleri oluşur. Ama konuşmaya devam edince İlhami’yle fikir çatışmasına düşer. Çanakkale’de yaşam kültürünü anlatmayı isteyen Sinan, Çanakkale’de tarihi güzellikleri ve şehitliği anlatmasını isteyen İlhami’yle anlaşamaz. İkilinin sohbetleri belirli bir yerden sonra kitap bastırma konusundan çıkar. İlhami birden hayat hikayesini ve firmasını nasıl kurduğunu anlatmaya başlar buradan da anlarız ki İlhami sığ bir vizyona sahip ve okumadığı için okuyanlara karşı aşağılık kompleksini bastırmaya çalışıyor. Sohbet sonunda realist bir şekilde sohbete yaklaşan Sinan, İlhami tarafından kabul görmez üstü kapalı ve biraz da küstahça reddedilir. Zaten normal şartlar altında da yardım etmeyeceği belli olur. Bu konuşmadan da Sinan’ın insanlara karşı tahammülünün olmadığını ve gerçekleri açık bir şekilde dile getirerek yapılan konuşmaları tercih ettiğini anlarız. Yolda yürürken tesadüfen Hatice’yle karşılaşan Sinan sohbet etmeye başlar. Anlaşılan Hatice istediği hayatı yaşayamamakta ve metropol şehre özenmekte dolayısıyla Sinan’la beraber o da bu köyü yadırgamaktadır. İstemediği birisiyle evlendirilecek olan Hatice’nin psikolojisi hepten darmadağın olmuştur. Sohbet esnasında bir gülüp bir ağlayan Hatice, kendisini dinleyemediğinden yakınmaktadır. Çınarın altında öpüşen ikili birden Hatice’nin Sinan’ın dudağını ısırmasıyla farklı bir boyuta geçer. Hatice çalıştığı tarlaya dönerken Sinan ise kanayan dudağıyla şoktadır. Hatice’nin bahsettiği altınlar içindeki odada bulunan akrep sıfatı burada Hatice’nin kendisinden daha öte değildir. Hatice’nin düğününü uzaktan arkadaşlarıyla izledikten sonra içmeye giden arkadaş tayfasının içindeki Hatice’nin eski sevgilisiyle gerçekleri ortaya döktüğü için tekme tokat kavgaya giren Sinan arkadaş grubunu orada kaybeder daha da yalnızlaşmaya başlar. Ve dudak yarası daha belirgin bir hal alır. Çanakkale’ye sınavları için giden Sinan çalışmadığı sınavdan pek bir şey ümit etmemektedir nitekim öğretmenliği isteyip istemediğinden o da emin değildir. Sınav çıkışı bölge tarafından yazdığı kitaplarla itibar gören Süleyman’ı gören Sinan, yazarla koyu bir muhabbete girer. Taşra edebiyatının sempozyumunda okunan taşra mektubu, su katılmamış taşralı başlığıyla sempozyuma katılmayı reddeden ve bunu mektubunda açıklayan birisinden bahseder. Yazar ise mektubu “Fazla önemsediği bir topluluk karşısında utandığı için konuşmaktan korkan, bu zayıflığını kabul etmek zorunda kalmamak için de bu eksikliğine felsefi bir kılıf uydurmaya çalışan toy bir gencin çırpınışları” olarak görür. Sinan ise aksini iddia eder edebiyatın daha ileri gidebilmesi için mutlak yalnızlığın varoluşunu ve taşra edebiyatının bir merkezinin olamayacağını olsa bile bunun bir merkez olmadığını savunur. İkilinin arası git gide gerilir ve yaşının da verdiği bir sabırsızlıkla Süleyman Sinan’a bağırarak kendisini anlamadığını insan sinirlendiği ve vücuduna kramplar girdiği zaman hiçbir şeyi önemsemediğini açık bir dille ifade eder. Konuşmadan dili yanan Sinan geri adım atar ve Süleyman kendisinin yüzüne gerçekleri vurduğu için rahatsız olur. Sinan karşısındaki kişiyle empati kuramaz ve hala haklı olduğunu içten içe geçirir. Sinan’ın babasından bahsedersek geçmişinde yaptığı hatalarla akıllara kazınmış, sabırlı, kadere inanan ve eli avucunda koşan bir insandır. Geçmişinde kumar batağına düşerek itibarını ve elindeki bütün mal varlığını kaybetmiş ama bütün bu kötü alışkanlıklarına tövbe ederek öğretmenliğine devam eder. Sürekli iyilik peşinde koşmaya çalışır ama gel gör ki geçmişi peşini bırakmaz. Sürekli geçmişiyle yargılanır. Evde cebinden parası çalınan Sinan göz ucuyla babasını suçlar. Babasına saygısını iyice yitirir. Toplumun ve ailesinin gözünde lekeli olan babasının tek isteği kırsaldaki evinin önünde ki kuyuyu kazıp oradan su çıkartarak kurak toprakları yeşertmek ve hayvancılık yapmak. Kitabını basabilmek için babasının köpeğini gizlice satan ve bundan pişmanlık duymayan bunu çok normal görerek içselleştiren Sinan, babasının kağıtlara köpeğinin resmini çizerek aranıyor yazmasını ve geceleri ağladığını annesinden duyunca yaptığının artık bir hata olduğuna karar verir. Bencilliğiyle artık çevreye zarar vermeye başlayan Sinan için değişimin temelleri yavaştan atılmaya başlanır. Nihayet kitabını basan Sinan hedefine ulaşmış olur. Çanakkale’de ki kitapçıya kitabını satılması için bırakan Sinan bir kitabını da imzalayarak annesine verir ve buna çok sevinip duygulanan annesi ağlamaya başlar. Kitabın sadece basılması bile annesinin yüreğinin masumluğunu gözler önüne serer. Annesi her ne kadar düşük bir vizyondan bakarak yorumlasa da bu olayı içlerimizi ısıtmaya yeter. Kalan kitaplarını evde bırakan Sinan askere gidip gelir. Geri döndüğünde babası emekli olmuştur ve kırsala taşınmıştır. Emekli parasıyla kız kardeşine yeni telefon alındığı ve evdeki bazı eşyaların değiştiği gözlemlenir. Evde Sinan’ı annesi ve kız kardeşi karşılar. Sinan kitabının okunup okunmadığını merak eder ve sorduğunda kız kardeşinin ve annesinin kitabını okumadığını öğrenir. Üstüne üstlük bıraktığı kitapların küflendiğini görünce içten içe kırılır. Babasını merak eder ve annesi ona, dedesinin evinin bodrum katında yaşadığını söyler. Dedesinin evinin bodrum katında toz toprak içinde ve örümcek ağlarıyla olan odaya giren Sinan sandalyeye oturur ve gözüne babasının cüzdanı çarpar. Babasının cüzdanını açar ve içinden sadece bir gazete kâğıdı çıkar. Gazete kağıdında Sinan’ın kitabının tanıtıldığı bölüm kesilmiştir. Bunu gören Sinan duygulanır ve babasının kırsaldaki evine doğru yola koyulur. Babasıyla karşılaşan Sinan babasıyla muhabbet etmeye başlar. Konu kitaptan açılınca babası “Bu kitap benim en yakın arkadaşım hiç yanımdan ayırmıyorum” der. Ve Sinan giderek babasının şefkatini ve kalbinin büyüklüğünü hissetmeye başlar. Şefkat karşısında vurulmuşa dönen ve şaşıran Sinan artık eskisi gibi olmayacaktır. Babası uyuya kalır ve uyandığında hayvanlara ot verir. Kamera bizlere Sinan’ın kuyuda kendini astığını gösterir. Aslında burada tek ölen şey Sinan’ın önyargıları, kendini dünyanın kurtarıcısı gören bakış açısı ve egosudur. Kuyuya bakan babası Sinan’ı kuyuyu kazarken görür. Aklına her geleni söyleyen, her şeye muhalif olan, bencil, hedefine ulaşmak için elindeki tüm imkanları etik açıdan doğru olmasa da uygulayan yani kısacası hayata uyum sağlayamayan birsinin baba sabrı ve şefkatinde nasıl değiştiğini gördük. Ana karakterin yanında din, aile kültür, insan diyalogları, toplum, taşra hayatı, doğallık gibi öğelerde yanında cabası. Film müziği daha iyi olabilir miydi? Hazar Ergüçlü, filmde sadece bir sahnede oynamasına rağmen neden film afişinde yer alıyor? Aklımdaki soru işaretleri. [/spoiler]","label":8} {"text":"Sımsıcak sevgi dolu bir film. Türkçe seslendirmesi de muhteşem, orijinalinden daha iyi. Winnie’nin hayat felsefesi sizi de yaşamınızı yeniden düşünmeye itiyor. Her yaş için ama özellikle yetişkinler için bir film bu.","label":9} {"text":"iki süper adamı alalım, yanına da zaten gerçekliği de olan etkileyici bi senaryo koyalım eyvallah sırf burdan alır yürür film. yalnız o ne uzun filmdir be abi, zaten 40dkkadan sonra olayların nereye gideceği az bucuk belli crowe-pacino abilerimiz mücadele edecek karşı taraf elinden geleni ardına koymayacak anladık, sonunda da pek bi sürpiriz yoktu zaten, biraz sıktı neme lazım. Ama sırf Russell crowe'un hafif şizofrenik uçuk sinirli yapısıyla aile babası tavrını nasıl yan yana getirip uzlaştırdığını, Al pacinonun hayran olunsı ani çıkışlarını, deli-idealist gazeteciyi nasıl canlandırdığını görmek için bile izlenir.","label":6} {"text":"elinizden geldiğince türkçe düblaja gitmeyin, eser yenenler filmi batırıyor resmen. ama genel olarak hoş çerezlik bir film. ingiltere çok güzel ama :)","label":7} {"text":"arnold a bu tür roller yakışıor silici bence aksiyon sinemasında iyi yerlerde olmayı hakeden ama nedense popüleritesiniz az oldugunu gördüğüm bir film.","label":6} {"text":"Harika. Seyretmemiş olanlar zarardadır bilesiniz :) Sonunda iyi bir film seyretmenin verdiği hazla \"Oh be\" çıktı ağzımdan :)","label":7} {"text":"Türkiye'de de yapılabiliyormuş demek ki.","label":7} {"text":"Klasik bir süper kahraman filmi, hatta en klasiklerinden Superman efsanesinin yeniden kurgulanıp, yani ısıtılıp önümüze konulmuş hali. Ama beğendim, çünkü büyük beklentilerle izlemedim filmi. Görsellik açısından son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisiydi Man Of Steel. Oyunculuklar güzeldi, en çok da Russell Crowe. Ama benim en sevdiğim nokta, birçok Marvel yapımı gibi ikinci sınıf esprilere maruz bırakılmamış bir film olmuş. Karşılaştırmak istemezdim fakat insan ister istemez bu filmi izlerken diğer süper kahraman filmleriyle karşılaştırıyor. Galiba DC evreninin atmosferini daha çok seviyorum. Senaryo ve kurgu tarafında fazla beklentiye girmeden filmi izlerseniz zevk alırsınız, iyi seyirler.","label":7} {"text":"Alışılmış western'in aksine çok daha durağan ilerleyen bir film. Böyle olması bir eleştiri değil tabii ki benim için ama bazı yerler gerçekten fazla uzun ve yavaştı. Uykum geldi desem yeridir. William Munny isimli karakterin, dilden dile aktarılan hikayesinin bir sinema uyarlaması. Film delikanlılık üzerine dönen bir hikayeye sahip. Neredeyse diktatör seviyesindeki bir şerifin kontrolünde olan kasabada bir hayat kadını bıçaklanır. Şerifin verdiği ceza yetersiz bulunur ve genel ev çalışanları bu adamların başına ödül koyar. Bunun üzerine William, üçüncü bir şahısında teşvikiyle son defaya mahsus bir av işi yapmaya karar verir. Tabi bu iş bahsettiğim şerifin köyünde yapılacağından pek kolay olmayacaktır. Fazla iniş çıkışları olmayan, ekseriyetle tek düze ilerleyen ama başarılı oyunculuk ve müzikleri olan bir film.","label":6} {"text":"İlk izlediğimde neler olacağını bilmeden izledi. başlardaki boş konuşmalarında muhakkak bir anlamı olmalı dedim. ve beklediğime deydi. o nasıl bir çarpışma sahnesi idi. aklım çıktı. gerçek ötesi. hele son 20dk. sı çok güzeldi. tarantino klasiği 10/8","label":7} {"text":"David Lynch'e yakistiramadigim yavanliktaki sahnelerin oldugu film.","label":3} {"text":"Küçükken izlediğim korku filmlerini ayrı tutarsam; korku filmlerinden etkilenmeyen hatta bazılarında gülen beni, tırstırmayı başarmış 3-5 filmden birisi.","label":7} {"text":"Ben bu film diye azazil filmini izlemişim. ulan hiç alakası yok diyorum anlatılanlarla. Korsan film izlememek lazı tabi xD edit: film azazil'den daha güzel","label":6} {"text":"Tartışmasız kaliteli bir giallo. Her ne kadar kanı çok fazla kullanmasada, işin içinde iş var tarzı filmlerden hoşlananlar kesinlikle kaçırmasınlar...","label":7} {"text":"bi 70-80lerde çekilen türk filmlerine bakalım bi de 90dan sonrasına... bi kibar feyzodaki siyasi eleştiriye bakalım, bi de bu filmdekine... bu kadar kötü senaryolar, oyunculuklar insanları türk sinemasından uzaklaştırıyor... 70-80lerdeki her filmi 50 kere izleyip 51.de yine başından kalkamazken bu film bitse de kurtulsam diye dua ettim... ama insaflı günümdeyim yine de 10 üzerinden 2 veriyorum...","label":1} {"text":"Ortalama bir komedi aslında ama zaten bu beklentiyle izlemiştim. İlk 10 dakikasında gayet güldüren espriler olunca beklentim biraz yükseldi. Son bölümlerde ise yer yer absürt komediye bağlayarak puanını düşürdü. 40 yaşında bekarlık tespitleri oldukça eğlenceliydi. Bir yandan evlenmeye yönelten, diğer yandan evlilikten uzaklaştıran bir hikayesi de yok değil. Güldürdü, haftasonu izlemek için ideal çerezlik. \"Hem evlenmek istemiyorsun, hem bekarlığın tadını çıkarmıyorsun.\" - Bu durumu yaşıyorsanız kendinizden bir şeyler bulabilirsiniz.","label":6} {"text":"... coook gereksiz.. calışmışlar ama.. gorsellik azcok var oyunculuklar iyi ama hikaye cok zayıf.. 25 yasında bi kız 1940-50 lerde dag tepe bi kasaba 2 erkekle evcilik oynuyor fingirdeşiyor şımarıkça...buna başka bişey derler anadoluda:):).. ayyy neyse gereksiz başarısız paranıza yazık.. asla inanmayın olumlu yazanlara.. şişir şişir butce küçük film küçük gelir buyuk ohhh enayimiyiz biz.. adam gibi filim yapın","label":2} {"text":"\"Saraylar saltanatlar çöker...\" Adnan Yücel'in \"Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek\" şiiri 1986'da yayımlandı ancak tarihteki bir çok kırılma anında karşılığı olan dizelere sahip; bkz. 1917 ve 1922. Devrim Sineması'nın iki önemli ismi Eisenstein ve Pudovkin'in 10. yıla özel çalışmaları, kuşatmanın tüm unsurlarla desteklendiğinde nasıl ayakları yere sağlam basacağının kanıtı niteliğinde.","label":7} {"text":"İlk film gibi yine çok heyecanlı, büyüleyici sahneleriyle harika bir film olmuş. Çok büyü bir keyifle heyecanla izledim.","label":8} {"text":"Yer yer insanın yüzünü gülümseten, yer yer ise yürek burkan hoş bir film.","label":8} {"text":"izledigim en iyi filmlerden gerilim olarak cok iyi ama korkulu degil ben cok begendim ve sonu surprizle bitmis 8.5/10","label":8} {"text":"Filme 4 milyon doların üzerinde bir para harcanmış. Filmin yapımcılarına çok üzüldüm gerçekten. Paralarını atıcak çöp bulamamışlar herhalde böle bir film yapalım demişler. İyi tamam para harcamışlarda iyi film sırf parayla olmuyo. Ne oyunculuk var, ne bi kurgusu var, nede dogru düzgün bir senaryosu var. Ve çok kalitesiz oyuncular seçmişler. Özellikle Peker Açıkalın bence gerçekten çok kötü bir oyuncu. Komedi filmlerine bile gitmiyor. Ne canlandırdıgı karakterileri yansıtabiliyor nede bi rol yapabiliyor. Amerikan filmlerinde oynayak 2 yaşındaki 3 yaşındaki çocuklar bile bizim ülkemizde sürekli ödül alan, çok iyi oyuncu fln denilen oyunculardan daha iyi rol yapıyorlar. Türkiyenin sinema teknolojisi ne kadar gelişirse gelişsin bu sinema hiç bir yere gelmez. Bin sene sonrada bi yere gelmez 2bin sene sonrada. Çünkü Türkiye de oyuncu yok. Yani bir elin parmaklarını geçmez. Hint filmlerindeki oyunculuk bile daha iyi. Yani kısacası bi sinema biryere gelmez. Filmlerde izlenmeye değmez.","label":0} {"text":"yanılmıyorsam televizyon filmi. sırf helena bonham carter baş rolde diye izledim. sonunda hayal kırıklığına uğramış da olsam, filmi sevdim. film boyunca canım limonlu tart istedi. hatta filmden tarif bile aldım. tavsiye edebilirim.","label":7} {"text":"filim güzel ve eylenceliydi.3 boyutlu olması bu eylenceye renk katıyor.","label":7} {"text":"Çok ama cok guzeldii ağladim sonunda ama filme bayildim","label":8} {"text":"mükemmel bir filmdi, çok beğendim. hiç düşünmeden, hiç çekinmeden izleyebilirsiniz. herkese tavsiye ediyorum.","label":9} {"text":"David Fincher neden genç yaşına rağmen usta olarak kabul ediliyor öğrenmek isterseniz bu filmi izleyin derim.Anahtar deliklerine,hortumun içine giren ;hiç bir şeye takılmadan evin içinde dolaşan kameralar...Kasvetli,iç bunaltıcı bir ortam ve iyi oyunculuklar.Yönetmenin bir filmde ne işe yaradığını anlayacaksınız.","label":8} {"text":"Gösterime girmesi sürekli erteleniyordu, demek ki bir bildikleri varmış. Televizyonda geç saatlerde yayınlanan bir film kalitesinde olduğunu düşünüyorum. X-Men filmi kalitesinde asla değil. Berbat değilse de kötü film.","label":2} {"text":"Kendi kendime milyonlarca kere yalnızca bir deri tabakası, bir yüzey dedim. Ama şimdi bundan o kadar da emin değilim. Yüzümüz, ruhumuza açılan bir kapı. Yüz kapandığında ruh da kapanıyor. İçeri kimse giremez oluyor. Ruh çürümeye terk ediliyor, bozulup harabeye dönüşüyor.","label":8} {"text":"aşırı bunaltıcı ve sınır zorlayıcı bir film bir kaç tane güldügüm sahne oldu sadece","label":0} {"text":"Son Zamanlarda İzlediğim En iğrenç Film ' di Tamamı ile Vakit Kaybı Çok Basit Ve gereksiz Fragmanı Filmden iyi desem yeridir.","label":0} {"text":"neverland'i tasarlarken hayalgücü kıtlığı gözlerden kaçmadı. vasat bir pazar sabahı eğlenceliği","label":4} {"text":"Sonunu getirmek için büyük mücadele verdiğim bir film. 10 dakikada detaylarıyla bile anlatılabilecek bir hikayeyi nasıl bir uyuşuk halle anlatmışlar aklım almadı. Hikaye neyin üzerine yoğunlaşmış onu anlamak bile ayrı bir mesele. İletişim sorunu yaşayan bir çocuk, ve onunla hiç iletişmeyen bir anne. İzleyiciye \"biz gösteriyoruz birazını, işte siz çözün gerisini\" der gibi bir hali vardı filmin. Olayın geçeceği manzara-yer-alan her neyse onu bile göstermeleri yavaş yavaş geçerek 10 dk yı geçiyordu. Sonuna kadar tahammül edebildiğim için sabrıma hayret ediyorum","label":3} {"text":"Kız babası olduğum için midir bilmiyorum ama hıçkıra hıçkıra ilk defa bir filmden etkilenip ağladım.","label":9} {"text":"Hayatımda seyrettig en berbat film... Bu kadar acemice bir askerlik olmaz...Askerlğini doğuda yapmamış ve kadınların severek izleyeceği bir film olmuş.","label":0} {"text":"Bu tarz iğrençlikte sınır tanımayan hastalıklı psikolojilerin ürünü olan filmleri severim hatta bütün filmlerin bu kadar olmasada etkileyici sarsıcı yönleri olsun isterim. Ama hep merak etmişimdir bir insan neden böyle film çeker. Midesi dayanıklı olmayanlar izlemesin. Yemek yeme bozukluğu olan birisi olarak kusma sahnelerinden çok etkilendim... Kendini ameliyat edip kafasını uçurduğu sahnede dilim tutuldu resmen....","label":6} {"text":"Ortada bir senaryo var ve bu senaryo ile dünyanın en güzel filimlerinden biri yapılıyor. Sonra Özcana diyorlarki al bu senaryoyu b. kunu çıkar bir filim yap. Karşınızda \"Evim sensin\".","label":1} {"text":"Kate Upton'ın sadece bir sahnede görülmesi çok komikti.","label":5} {"text":"Pixar'ın ilk insan animasyonu bu olmalı. Bebeği ben de pek beğenmedim, ama oyuncağın bebek kutu ile ilgilenirken gösterdiği kıskançlık takdire şayandı.","label":8} {"text":"Evet kapitalizmin insanı nasıl köleleştirdiğine yönelik göndermeler her ne kadar hoş idiyse de tanrıyı önce yok edip sonra tekrar yaratmaları o denli gerçekçilikten uzak. Farklı dönemlerdeki farklı öyküler aynı amaca hizmet için oldukça güzel geçişlerle bir potada güzel eritilmiş. Anlatım, oyunculuk ve görsellik iyi olsa da karmaşıkmış gibi görünen konu aslında oldukça yavan. 6/10","label":5} {"text":"Mükemmel savaş sahneleriyle bezenmiş, son derece etkileyci bir dram... Son zamanlarda çekilmiş en kaliteli savaş-dram filmi bence... Yönetmen ufak ayrıntıları çok güzel vurgulamış.","label":8} {"text":"Korku değil dram kategornde bir yapım. Beğendim.","label":6} {"text":"Filmi eğlenceli bulsam da bazı sahnelerde zor dayandım. Klişe espri bile olmayan zaman doldurmalık konuşmalar olmasaydı daha iyi bir film olabilirdi. The Truman Show'un günümüze evrilmiş hali de diyebiliriz. Çerezlik bir film.","label":5} {"text":"Bir vakit yola çıkmış herkesin kendinden bir şeyler bulacağı bir kesit olmakla birlikte hala çıkmamış ve çıkamamışlara istinaden hep birilerinin hikayeleriyle yaşamaktansa kendi hikayenizi yazın ve \"Alıntılardan nefret ederim ne biliyorsanız onu söyleyin.\" derim.","label":0} {"text":"Ü. Ünal'ın merakla beklediğim filmi 'Ara' günümüz insanının nasıl da dört duvar arasında birbirleriyle nasıl arayışalara girdiklerini nelere kapıldıkları o iç seslerine kapılıp nasıl da bir boşluğa düştükleri... Ümit Ünal var ne olsa mutlaka büyük ses getirecek bir film... Mutklaka görülmeli...","label":8} {"text":"niye kimse beğenmemiş yaa benim çok hoşuma gitti filmde garip bi şekilde beni çeken bi şeyler var bilmiyorum ne ama bu filmi seviyorum :/","label":7} {"text":"Hareketli bir film.. Başroldeki Dong-seok Ma, yine şovunu yapmış.. Gangsterlik yakışmış.. Çerezle iyi gider..","label":6} {"text":"Filmin yapım yılı da göz önüne alındığında dönemi en iyi şekilde özetleyecek çok başarılı karakterler seçilmiş. Hem 5 genç hem öğretmenleri, hatta hademe bile yaptığı ufak jestlerle karakterleri en iyi şekilde tanımlıyor. Olayı fazla felsefesine girmeden yüzeysel anlatarak insanı düşünmeye teşvik etmesi de senaryonun başarısıdır bence. Yine olsa yine izlerim dediğim güzel bir film.","label":8} {"text":"Kitap okumak ve film seyretmeyi aynı anda yapmak istiyorsan Dans La Maison'u seyretmelisin :)","label":7} {"text":"Scientology hakkında bilgi sahibi olmak, Tom Cruise veya John Travolta gibi ünlü isimlerin bu din ile ne işleri olduğunu anlamak, yeni yaratılmış bir dine 21. yüzyılda bile inanan insanların olabileceğini anlamak, dinin insanları ne hale getirebileceğini görmek, insan psikolojisinin ne denli kullanışlı olduğunu görmek ve benzeri nedenlerden dolayı izlemenizi tavsiye ederim.. Gayet net bir şekilde Scientology ortaya konmuş.. Ben beğendim filmi.. Ayrıca Gülen cemaatinin yaptıkları ile bu dine mensup insanların yaptıkları birçok şeyin de ortak olduğunu göreceksiniz.. Bu yönüyle de izlenmesi gerekir..10/7","label":6} {"text":"Bu kadar uzun filim olurmu ya izlerken hiç bitmicek sandım.","label":6} {"text":"Muhtesem film. Ama incelemelerini okumaniz gerek. Yoksa bir anlam cikaramayabilirsiniz. Konusunu yunan mitolojisinden aliyor.ĺ","label":9} {"text":"Bu film gerçekten çok ürkütücü. Filmin sonunun beğenilmemesi de normal çünkü bizler parapsikolojik bir olay izlediğimizi sanırken filmin sonlarına doğru ve finalin tamamında aslında ne izlediğimizi ve neye tanık olduğumuzu öğreniyoruz. Final kısmı bu yüzden filmin geri kalanındaki psikolojik gerilim ögelerinin tamamını alt üst ederek öyküyü başka bir yere yerleştiriyor. Bu yenilik ise gerçeklik duygumuzu zedeliyor, oysa film aslında başka bir gerçeklikten, aşina olmadığımız ama var olan ve kendi kültürü, psikolojisi, ayini ile sürüp giden, kadim bir gerçeklikten, dinden, şeytandan, tanrıdan besleniyor. Benzerleri defalarca çekilmiş bir öykü olsa da bu tarzda, bu şekilde çekilmiş bir filmi ben hatırlamıyorum kendi adıma. Belki The Witch'i andırıyor diyebilirim. Tekinsizlik hissi birbirine benziyor, ancak burada filmi boyunca bitmek bilmeyen, film müziği diyemeyeceğimiz ama bir korku filmi ses çalışması adını verebileceğimiz kimi zaman müziği andıran ses kullanımı filmin ağır atmosferine ilgi çekici bir hava katıyor kesinlikle, bunu The Witch filminde görmemiştik diye hatırlıyorum. En büyük korkunun ceset görmek, ruh çağırma seansları, kara büyü ya da şeytana tapmak değil de korkunun insan bedenine ve ruhuna, psikolojisine yaptığı büyük zararlar ve hasarlar olduğunu düşünürsek Hereditary yani Irsi bunu çok iyi kotarıyor, bu hissi çok iyi geçiriyor ve ciddi bir etki yaratıyor bence. Eğer gece vakti izlemiş olsaydım kendimi çok rahatsız hissederdim gibi geliyor bana. Gerçek üstü şeyleri, olayları ve sebep olduğu korkuları böylesine gerçekçi bir atmosfer yaratarak verebilmek bir yetenek gerçekten. Bu sebeple izlenmesi gerektiğini düşünüyorum: bir korku mekanı olarak tekinsiz bir ev, bir aile ve insan ruhu. Herkese öneririm.","label":7} {"text":"çok eğlenceli bir kısa film, youtubedan izlenebilir.","label":8} {"text":"Flmin amerikan propagandası olduğu görüşüne katılmıyorum. Şahın amerikalılar tarafından desteklendiği ve halk açlıktan ölürken kendisinin lüks bir hayat içinde yaşadığı filmin başında dile getiriliyor, buna ilaveten rehinelere karşılık şahı teslim edelim denidliğinde bizden yana olan pislikleri veremeyiz diye açıkça söyleniyor. kısacası her ortadoğuda geçen bir hikaye anlatan hollywood filmini aynı kefede değerlendirmek doğru değil.","label":7} {"text":"ben filmi beğenmedim çünkü bilindik film kurgusuna dönük olarak ayarlanmış sadece bir tek yanını beğendim oda tinerci çocuk filmi zevkli kılan o oldu benim için film vasat 10/3","label":2} {"text":"İç savaş sebebi ile uzun yıllar Amerika'da sürgün hayatı yaşayan Jimmy'nin geri döndükten sonra yine aynı başkaldırışı sürdürmesi ile tarih tekerrür eder. Tarihi gerçeğin bir yansıması olan filmde, dönemin siyasi durumunun kasabada yaşayanlarının üzerindeki etkilerini izliyoruz. Filmografi olarak başarılı bir film. Konuyu sevenler izleyebilir. Puanı, konuyu sevmediğim için düşük verdim.","label":5} {"text":"Sadece senaryosu ile birlikte birçok eksiğini görmezden geldiğim başyapıt.","label":8} {"text":"Hayat her zaman yaptığınız hataları düzeltme fırsatını verir mi?Önce rusların işgaline uğrayan,sonra abdnin desteğiyle rusları evlerine gönderen talibanın zulmü altına giren,şimdilerde bir zamanlar silah sağladığı talibandan kurtarıp özgürleştireceği iddiasına sahip abdnin işgalinde olan acı dolu bir ülke..Üstüne üstlük yerel bir ırkçılık akımının olduğu bu ülkede çocuk olmak.Bir tanesi her türlü imkana sahip olmasına rağmen yüreksiz diğeri hiç bir şeyi olmamasına rağmen arkadaşı için her şeyi yapabilecek kadar cesur.Kendi ülkelerinde yaşama imkanı kalmayanlar,kaçanlar,kalanlar,savaşanlar,savaşın bile bir onuru olmasını gerektiğini anlamayanlar ve islam adına yaptıkları yobazlıklarla islama en yakın olduğunu iddia ederken en büyük zararı veren,örümceklerin bile yaşayamayacağı kafataslarının karanlık dehlizlerinde yarasaların pislediği beyinsizler..Herkesin şanslı doğmadığı gerçeği gözlerinizin önüne gelirken ve düğümlenen boğazınızla yutkunmaya çalışırken kulaklarınızda çınlayacak -senin için binlerce kez yaparım-repliği ile kafanızda oluşacak bir soru işareti -Peki biz onlar için ne yapıyoruz?","label":6} {"text":"Kitabını okuduktan sonra filmi merakla bekliyordum. Gayet keyifli çok hoş bir film olmuş. Çok sevdiğim Marc Darcy karakteri oyuncuya çok yakışmış. Çok çok zevkliydi..","label":7} {"text":"şüphesiz ilk filmin gerisinde kalmış, klişelerle dolu bir filmdi; fekat sezar reyize olan saygımdan ötürü taban puan olarak 7.5 belirledim ve oyumu kullandım. \"apes together strong \"ters köşesi de hiç hoş olmadı :)","label":7} {"text":"değişik bir türk komedi filmi.. Kadro süper.. Ama konu biraz sıkıntılı gibi. Orijinal deneysel bir türk film çalışması","label":5} {"text":"çocukken o kadar çok ızledimki gene olsa gen serederim","label":7} {"text":"Filmi bu gün izledim. Gerçekten çok para harcanmış ama ortada birşey yok. Oyuncu seçimi gerçekten çok iyi. Ama daha daha iyisi yapılabilirdi. Zaman geçirmek için izleyin gitsin.","label":5} {"text":"Martin Lawrence sayesinde tam bir kahkaha şöleniydi. harika bir film.","label":7} {"text":"Bastım overrated i geçtim, great expactations la geldim neyle döndüm. bu arada spike lee yi ben uzakdogulu sanıyordum adam zenci çıktı :) kendime de eksi, püü. soyguncusuna aşık olanların filmlerini izleyin daha iyi.","label":0} {"text":"Başroldeki Shailene Woodley dikkatimi çekti açıkcası.. Oscara aday olabilir bu rolü ile, belki de kazanabilir.. Shailene Woodley, Wanted'daki Angelina Jolie veya Açlık oyunlarındaki Jennifer Lawrence gibiydi.. Bunun haricinde film fena değildi.. Çerezlik bir film, seyretmesi zevkliydi..10/7,3","label":6} {"text":"Çerezlik vakit kaybı. Ağırlıklı olarak vakit kaybı diyebilirim.","label":3} {"text":"Amerikan Pastası her zaman ki Amerikan Pastası. Güzel bir gençlik filmi. Popüler bir komedi. Ben seviyorum. Türkiye mi? Bu dereceye 1000 yıl daha lazım. Tavsiyedir. Beğendim.","label":5} {"text":"kesinlikle ama kesinlikle şimdiye kadar yapılmış örümcek adam filmlerinin en kötüsü.. Allahtan 3d teknolojisi var ne senaryo kaldı ne kurgu duygu zaten yok ...benim için hayal kırıklığı ...5/10","label":4} {"text":"farklı bir 2. dünya savaşı senaryosu aksiyonu yerinde sürükleyici bir film izlenir","label":6} {"text":"\"Daha ne kadar absürtleşebilir ki?\" diye her soruşumda çıtayı yukarı çekebilen, alt okumaları yapıldığında, absürt/fantastik görünüşüyle çelişerek ciddi, düşündürücü ve sorgulatıcı olduğu fark edilebilen, sağ gösterip sol vurmayan; onun yerine hem sağdan hem de soldan ayrı ayrı geçiren, \"Bir sonraki fiskeyi ne taraftan yiyeceğiz acaba?\" diye düşünen izleyicide paranoya belirtileri oluşturabilen bir film. Garip yani.","label":8} {"text":"Emily Blunt şahane bir oyuncu. Çok sempatik.","label":6} {"text":"Evet şu anda coronavirus sebebiyle dünyada yasadiklarimiza çok benzer, yer yer insanı çok etkiliyor. Bu kadar kaliteli oyuncu olmasına rağmen neden daha önce hiç dikkatimi çekmedi diye sormuştum kendime filmi izlemeden önce. Filmin konusu güzel kullanilabilecek malzeme bol aslında ama film biraz kopuk kopuk bazi yerlerde. Senaryo daha iyi islenebilirdi diye düşünüyorum. Sonundaki bağlantı da hoşuma gitti.","label":7} {"text":"İhtiyacınız olan tek şey sevgi mi? Filmde, toplumsal roller ile birlikte \"normal\" kavramının tanımının da değişmiş olduğu dünyada normaller normal olmayanları normalleştirmeye uğraşmaktadırlar. Kendi gibi olmayanı ötekileştirmek, dışlamak yerine kendini \"O\"nun \"Onlar\"ın yerine koymak çok mu zor? Hayvan haklarını savunmak için hayvan olmak, eşcinselleri anlamak için eşcinsel olmak, ezilen sömürülen kadınları, çocukları, işçileri, ulusları anlamak için illa aynı ayrımcılığa maruz kalıp aynı eziyeti çekmek mi gerek? Azıcık empati yetmez mi? https://www.youtube.com/watch?v=x_f5i6sY2oM","label":7} {"text":"Ortalarına gelene kadar hiç ilgimi çekmedi, yarım bırakmayı düşündüğüm anlar da oldu. Son düzlükte biraz daha ilgi çekici hale geliyor ama yeterli değil bence.","label":5} {"text":"bu filme gitmedim ama gidicem.Yalnız beni düşündüren birşey war. Filmin adını gişedeki kıza nasıl telafuz edicem.Kudurduğumu ve onun üzerine saldıracağımı zannetmesin","label":4} {"text":"Tamam Reese hakketten sevimli bi bayan ama bence bu filmi kurtarmaya yetmiyor.Gay köpekler espirisi falan hoş.Ancak dünyaya bi barbie bebeğinin gözünden bakmak istiyorsanız gidin.Yine de benden uyarması hiçte beklediğiniz gibi çıkmayacak.","label":6} {"text":"Scharlett insanı büyülüyor... harika bi film olmuş....","label":9} {"text":"bencede iyi bir filmdi.bu filmin puanı niye bu kadar düşük anlamadım.metin akpınar için konuşmaya gerek yok kusursuz.ben filmi televizyonda izledim.sansürlemişlerdi...","label":6} {"text":"ilk 2 serisi lkadar olmasada sadece gelişme kısmı olarak genele sadık kalınmış bir film olmuş. sadece soru işaretlerini gidermek için yapılmış o açıdan iyi ama aksiyon olarak seriden uzak kalmış bir yapım olmuş. 4. film gündemde bakalım gerçekleşecek mi? 10/4","label":3} {"text":"İzlediğim en iyi gençlik komedisi diyebilirim. Ya da ilk 3'e girer en azından :) Öyle büyük beklentilerle izlemesemde film bittiğinde çok şey bırakmıştı bende :) Elisha yüzünden midir nedir :)","label":8} {"text":"konya da nasıl olmaz ya saçma sapan.. iş yapyorsunuz. böyle birşeyi ilk defa görüyorum. konyada yok ya hayret brşey","label":1} {"text":"izlemeden önce bir \"dostoyevski\" uyarlaması olduğunu bilmiyordum. lakin bresson filmi öyle güzel işlemiş ki, daha ilk sahnelerden dostoyevski tadı almaya başlıyor insan... \"beyaz geceler\" kitabını okuduğum için başarılı bir uyarlama diyebilirim.","label":7} {"text":"Filmde öyle bir doğallık var ki aslında bazı izleyicilerin abratılı ve şiddet dolu gördüğü sahneler tamamen doğal ve tüm gerçekleğiyle gösterilmiş. Küçük bir çocuğun gözünden izlediğimiz film, başrol oyuncumuzun harika oyunculuğu sayesinde başarılı olmuş. Bu filmde ağır drama veya yavaş diyaloglar beklemeyin, film hiç ummadığınız yerlerde sizi degalarca güldürebilmekte.","label":7} {"text":"Tamamen hayal kirikligi ve zaman kaybi :/ Zayif senaryo, kalabalik oyuncu kadrosu, dusuk butce beklenen filmin cok altinda olmus.Diger kaliteli tv, sinema projelerinin yanindan gecmiyor malesef !","label":0} {"text":"Din adamlarının ve hatta insanların, dünyevi işler için tanrıyı arka plana aldıklarını görüyoruz. Devlet içindeki yozlaşmanın, bir insanın ve toplumun üzerindeki etkilerini görebiliyoruz. İzlenmesi gereken bir film. Sir Thomas More... güzel insan","label":8} {"text":"bence güzeldi sıkmıyordu sürükleyici bir gerilim filmiydi.","label":6} {"text":"film 'la nuit americaine' ismini gece sahnesinin objektifin önüne filtre konularak gündüz çekilmesi anlamına gelen bir çekim tekniğinden almıştır. bir filmin çekimi esnasında ortaya çıkması muhtemel sorunlara bakabilmemiz ve filmin kamera arkasında yaşananları da görmemiz için, yönetmen truffaut bu filmini kameranın hem önüne hem arkasına geçerek çekmiş. yönetmen film içindeki filmine tüm tecrübelerini güzel bir şekilde aktarmış öyle ki sinemayı meslek olarak düşünenlerin öncelikle bu filmi kesinlikle bir görmelerini tavsiye ederim çünkü bu filmden sonra kararlarını bir gözden geçirmeleri gerekebilir... ''film çekimi, kovboy filmlerindeki arabalara benzer. önce güzel yolculuk düşler, sonra yolun sonuna varacak mı diye sorarsın.''","label":7} {"text":"guzeldi piskolojik altmetinli. biraz ensesti duygusallaştırma gibi geldi. yine de iyiydi","label":7} {"text":"Evde ailcek izleyebileceğiniz bir film...Bazı sahneler komik olsada biraz karakterlerini abartlı buldum... Lakin' Steve Carrell'in mimiklerine diyecek söz yok,özellikle dans sahnesi çok iyiydi..Vakit geçirmek için izleyebilirsiniz 10/6.5 verdim selametle :)","label":5} {"text":"Ne yalan söyleyeyim uzun zaman sonra değişik bir konu üzerine kafa patlatılmış bir film izleme imkanı buldum. Açıkçası bu kadar düşük puanı da hak etmiyor. Gayet yerinde sürükleyiciliği olan ve alt metinde de insanların bakış açısının ne kadar kusurlu olabileceğini gösteren bir film.","label":7} {"text":"Başlangıcı mükemmel olsada sonradan o kadar vasat bir hal alıyor ve o kadar sıkıcı bir durum yaratıyor ve o kadar basit bir senaryo karşımıza çıkıyor ki. Çerezlik bir film bile değil o derece. puan : 0","label":0} {"text":"Bence gökyüzüne bakıp iyice düşünmek lazım. Kurgu, oyunculuk, dram cidden çok iyiydi. Beğendim..","label":7} {"text":"film bugün izleme fırsatı buldum ve neden bu kadar az puan almış şaşırdım Julianne Moore o kadar etkiliyici oynuyor ki , filmden etkilenmemek imkansız,gercekten cok güzel bir film 10/8 hakediyor...","label":7} {"text":"Beklentimin çok üzerinde bir film. Tekrar izlemeyi düşünebilirim. 3D olması ayrıca güzel. Extreme sporlardan kesitler var. İnsanı motive ediyor. Zihinlerde kalabilecek bir film. Bazı sahneler gerçekte imkansız görünüyor, bakacağım, merak ettim, gerçekte yapmayı deneyenler var mı diye. Ancak çok beğendim.","label":9} {"text":"Japonya'da gişe rekorlarına imza atan ve oldukça popüler bir hale gelmiş olan bu animeyi uzun zamandır izlemeyi sabırsızlıkla bekliyordum. Ve filmi ilk izlediğimde ortaya çıkan sonuçtan epey etkilendim ama kafama bir sürü soru takılmıştı. Bu yüzden filmi ikinci bir defa izledim ve ortaya çıkan sonuç çok daha etkileyici oldu diyebilirim. Tıpkı geçen yılki Arrival'da olduğu gibi, ikinci izlemeden sonra hikaye daha elle tutulur bir hale geldi ve film daha derin bir hal aldı. Your Name, her gün birbirlerinin vücutlarına giren iki yabancıyı konu alıyor. Bunlardan birisi Mitsuha, ufak bir kasabada yaşayan normal bir genç kız ve diğeriyse Taki, Japonya'da yaşayan bir erkek öğrenci. Mitsuha ve Taki, bedenlerini değiştirdiği zaman kendi hayatlarını normal bir şekilde geçirmeye çalışırlar ve bu esnada da bunun nedenini bulmaya çalışırlar.& Lafı uzatmadan direk konuya gireceğim, Your Name beni her şeyiyle etkiledi. Uzun zamandır bu kadar kusursuz ve etkileyici bir animasyon filmi izlememiştim. Üstelik daha önceden herhangi bir filmin ya da animasyonun böyle bir konuya değindiğini hatırlamıyorum. Ya da hiç olmazsa romantik türden. Ayrıca arada şunu da eklemek istiyorum, Japonya'nın hala animasyonlarını elle çizmesini görmek çok güzel. Yani Disney'in CGI animasyonları oldukça başarılı olsa da bu tarz animelerin kendine has bir tarzı var hep. Ve bu filmdeki çizimler de çok başarılıydı. En ince detayına kadar ortaya koyulan büyük emeği takdir etmemek elde değil. Bunun dışında filmin senaryosu çok başarılıydı. Sıradan bir gençlik filmi olmak yerine Your Name, büyük sorular sormuş ve çok özel bir felsefik hava yaratmış. Bir de film, komedi ile dramatik tonu harika tutturmuş. Çoğu filmlerde bu bir sorun oluşturuyor, bilirsiniz. Komik bir sahnenin ardından millet hüngür hüngür ağlamaya başlayınca ne olduğunu şaşırırsınız ve hikayeden koparsanız. Your Name ise bunu harika bir şekilde dengelemiş. Film, istediği zaman sizi güldürebiliyor (bu arada Japon kültürüne harika göndermeler yapılmış) ve özellikle de sonlarına doğru sizi duygulandırabiliyor. Bu yüzden Your Name, gerçekten de özel bir anime. Japonya'nın daha önceden hiç kalkışmadığı bir iş belki de. Peki filmin kötü yanları var mıydı? Bu eleştirinin başında önce dediğim gibi, hikayeyi tam olarak kavrayabilmek için filmi iki kere izleme gereği duydum. Çünkü ilk izlemeden sonra Japon kültürü hakkında aklınıza bir sürü soru takılıyor ve bazı olayların nasıl işlediğini anlayamıyorsunuz. Bu yüzden filmi iki defa izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Bu sayede tam da gözünüzün önünde olan detayları kolaylıkla fark edebiliyorsunuz. Bu yüzden Your Name, benim için kusursuz bir anime. Animasyonun kalitesi inanılmaz derecede başarılı, ana karakterler çok samimi, senaryonun taşıdığı ağırlık çok derin ve genel anlamda ortaya çıkan sonuç, enfes olmuş. Bu filmi benim sevdiğim kadar sever misiniz, bilmiyorum. Ama kesinlikle vaktinizi ayırmaya değer, pişman olmayacaksınız. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Kusursuz animasyon. + Samimi karakterler. + Komedi ve dramın harika dengelenmesi. + Senaryonun özgünlüğü ve taşıdığı derinlik. + Kafanıza takılan müzikler. TOPLAM PUAN: 10/10","label":9} {"text":"keyifle,hiç sıkılmadan baştan sona rahatlıkla izlenebilir...ben izlerken çok keyif aldım...serininde ayrıca en iyisiydi...10/8 irahatlıkla hak edior...","label":7} {"text":"ilk film çok güzeldi... bu daha ii olur bence...","label":8} {"text":"Güzel bir öyküsü var; ancak çok kötü bir uyarlama olmuş. Her şey bir anda olup bitiyor. kendi başına bir filmden ziyade türk televizyonlarının bir alışkanlığı olan \"geçen haftanın özeti\"ni izler gibi hissettim.","label":6} {"text":"bu tarz film severler için hiçte fena olmayan bir yapım olmuş konusunu iyi ve gerçekçi işlemişler yer yer kurgu hatası var bariz ortada ama filmin gerilimi ve sürükleyici yönü ağır basıyor tavsiye ederim pişman olmazsınız","label":7} {"text":"Beklentisiz gittiğim için mi beğendim yoksa gerçekten mi iyiydi emin değilim ama filmden mutlu ayrıldığım kesin. Şahsi fikrimce sadece çocuklar için yapılmış bir film değil, ki annemle birlikte gittik ikimizinde fikri hiçte çocuk filmi gibi değildi şeklindeydi. Çocuk oyuncu çok başarılı ve gerçekten güzel gülüyor. Biz filmi beğendik ,Bizimlasın","label":6} {"text":"bence sırf bratislava'yı görmek için bile izlenebilir.","label":7} {"text":"çok eğlenceli heyecan dolu bir animasyon tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Film Tek Kelimeyle MUHTEŞEM Herkesin İzlemesini Tavsiye Ediyorum.","label":9} {"text":"Filmi bugün 3D TR Altyazılı izledim. Abartıldığı kadar olmadığını düşünüyorum. Jason Statham oyunculuğu gayet iyiydi. Özellikle filmdeki efektler birer muhteşem. O köpek balığının derisindeki ayrıntılar bile işlenmiş. Filmin süresi normal olmakla birlikte uzun geldi. Artık bi saatten sonra 'ne zaman bitecek' düşüncesi hakim oluyor. Kısacası ortalama bir filmdi. Vasat denilemez kesinlikle, ancak muhteşem de diyemeyiz.","label":5} {"text":"iyi bir senaryo ve çok akıllıca bir plan. Gayet güzel ve izlenmeye değer bir filmdi...","label":9} {"text":"Filmin İngilizce adı \"About Elly. İngilizce adına yakışır bir şekilde yalanlar üzerine oya gibi işlenmiş bir önemli film... 80/100","label":8} {"text":"Ya ben bu aralar farklı filmler izliyorum ya da sinema eleştirmenleri. Zor Baba 3 bana göre haftanın en iyi filmi (Hırsızlar Şehrinden çok daha başarılı) hatta Zor Baba serilerinin bence en iyisi, en komiği, en eğlencelisi. Bütün oyuncular rollerinde çok başarılıydı (belki Jessica Alba biraz abartılı oynamış olabilir). 9/10.","label":8} {"text":"Kullanıcı yorumlarına inanamıyorum. Ben başka bir film mi izledim acaba. Zaman kaybından başka bir şey değildi bu film. Dracula bundan çok daha iyi bir filmdi. Sanırım Cem Yılmaz filmini en boş filmlerin olduğu haftaya bilerek denk getirmiş :)","label":2} {"text":"Netflix'te izledim ama çok da sinemaya gidip izlemeye değecek gibi de değilmiş. İlk filmin yanından bile geçmez. Bazı yerlerinde çok güldüm ama yine dönüp izlemem değmez.","label":1} {"text":"Klasik bir vampir filmi olduğunu düşünmüyorum,zira bozuk aile yapısı,ezilen çocuk vs gibi konulara da değinmiş ve dram ve aşk konusunu güzel bir şekilde sunmuş.Filmin finalindeki havuz sahneside aklımdan çıkmıyor.Güzel bir Kuzey Avrupa filmi.","label":6} {"text":"Ryan Gosling in oyunculuğuyla ders verdiği ve ne kadar iyi olduğunu kanıtlayan bir film olmuş Only God Forgives. Görselliğin ön planda olduğu ve şiddet sahneleriyle akıllarınızda kazınacak sessiz derinden içinize işleye işleye ilerleyen bir film. Filmin içinde ki soğuk dingin hava ve buraya katılan şiddet intikam duygusu benim çok hoşuma gitti yönetmeni kutluyorum ve izlenmesini şiddetle öneriyorum...","label":7} {"text":"İlginç bir filmdir 'Shooter'.. İçinde türünün bütün klişelerini barındıyor olsa bile Mark Wahlberg'in oyunculuğundan mıdır ya da Antoine Fuqua'nın -bkz:Tears of the Sun- yönetiminden midir, çözememiş olsam da izlerken zevk alıyorsunuz..","label":6} {"text":"fazla abartılmış bir film bence, kişisel gelişim saçmalıkları falan...","label":4} {"text":"Her diyaloğundan Yılmaz Erdoğan akan film oldukça iyi ilk yarı performansının ardından ikinci yarı lige tutunmaya çalışan ama küme düşen futbol takımları gibi olmuş.Durum komedisi yaratılmaya çalışan sahneler pek başarılı değildi bence, özellikle arı sahnesi son derece gereksiz,çocukça ve saçmaydı.Filmin en iyi tarafı özellikle ilk yarıda dikkat çeken bazı diyaloglardı.Sonuç itibariyle Tolga Çevik'i çok sevsem de sinemada izlemek için zahmet edilmesi gerekmeyen bir film olduğunu düşünüyorum.","label":3} {"text":"klasik bir korku filmiydi final sahnesi filmi izlenebilir hale getirmiş 3/5","label":5} {"text":"Ailece sıkılmadan izleyebileceğiniz hoş bir film konusu biraz klasik ama bu sizi filmden kesinlikle soğutmuyor.dakota fanning rolünü yine iyi yapmış,kurt russell zaten çok iyi bizede izlemek kalıyor.8/10","label":7} {"text":"İlginç bir kurgusu ve hikayesi olan bir film. Sonlara doğru iyice hikayeden kopuyorsunuz, sonunun tam gelemediğini düşünüyorum ve bağlantılar zor anlaşılır aynı zamanda bağlantılar zayıf.","label":5} {"text":"Neden böyle bir film çekmiş ne anlatmak istemiş ? Bunu gerçekten soruyorum merak ettim... 7 farklı seks hikayesini izlerken acaba neolacak diye beklerken hepsi saçma bir şekil de son buldu... Uzak durun.","label":0} {"text":"oldukça başarılı bir yapım Türk olmaktan gurur duyduğumu bana hissettiren tek film","label":7} {"text":"yorumların hepsini gerçekten hakediyor bekledigimden de üstünde bir film olmuş tebrik ediyorum tavsiye edilir arkadaslarrrr .","label":9} {"text":"tam hak ettiği puanı almış bence. 6,2/10","label":5} {"text":"Taaaa en başlarda bir yorumum vardı.Fragmanı çok etkileyici umarım hayal kırıklığına uğramam diye.Ama beni haklı çıkardı ve boşuna ümitlendiğimi anladım.Film en başta 'casting' denen zemini hazırlayamamış.Filmi izlerken o kada çok bu da olurmu ya da nasıl oluyor tarzında sorular sormaktan kendimi alamadım.NSA’nın rolü nedir,devletin görevi nedir,kaç tane denek,kimler,ne zamndan beri vs vs..tonla soruu zemin hazırlamadan sormamıza sebep olmuşlar.Takip edecekleri tonla ipucu varken,bu kadar kısır bir kovalamaca ve polislerin elinden bu kadar kolay sıyrılmaları filmin inanılırlığını kaybettirmiş.Sözün kısası, The Ghost and The Darkness ’dan beri izlediğim en etkileyici fragmanın böyle fos çıkması üzücüydü.Beğenmedim !!!","label":6} {"text":"filmi bugün bir kez daha izledim, canım sıkıldıkça izlediğim filmlerden birtanesi. Shakespeare nin romeo juliet uyarlamalrından en sevdiğim. Shekespeare ı sevenlerinde bıkmadan usanmadan tekrar tekrar izleyecegini düşündüğüm bir film. Romeo ve julıet ın modern zaman uyarlamasını izlediysenız, leonardo dicaprio nun pyunculuğu tabiki de goz kamaştırıyor orada ama burda kıyafetler, zamanın yansıtılması daha da güzel bir duygu katıyor bence. tabiki de shekespeare sevmiyorsanız, diyalogların şiirselliği sizi sıkabilir, fakat shekespeare hiç okumamış biri filmi izlerse seveceğini düşünüyorum. kız güzel, adam güzel ve erişilemez bir aşk, elbette seversiniz. aldığı ödülleride sonuna kadar hakettiğini düşünüyorum.","label":8} {"text":"güzel bir film.. hemen hemen ilk filmi ile eşit seviyede güzellikteydi.. sıkıldığım, gereksiz bulduğum çok sayıda sahnesi vardı..","label":5} {"text":"Farklı bir dünyanın hayal gücü ile nasıl yoğrulduğunun en iyi göstergesi olan insanı anime sevdalısı yapan bir tapılası bir Miyazaki şovu...","label":7} {"text":"Kim ne derse desin bu adam güzelim konuları heba ediyor.","label":6} {"text":"İzlediğim en iyi aşk filmlerinden.. İngiltere'deki holiganizme farklı açıdan bakılır hep. Evet, bu film bir yönden holiganizmin oluşturduğu şiddetin verdiği zararları gözler önüne serse de, güzel bir kızı sevmek gibi takım tutmanın ve ona sıkı sıkıya bağlı olmanın da bir aşk olduğunu vurguluyor. Filmde epey şiddet içeren sahneler var. Ve bu şiddet, bana Fight Club'taki şiddetten farksız geldi. Çünkü birbirleriyle dövüşen taraftarlar artık bir yerden sonra bu durumu zevk meselesi haline getirmişler. Bu arada dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta da, filmde hepi topu 1 kadın oyuncu rol alıyor ve o karakter de bir çuval inciri berbat ediyor :D","label":7} {"text":"Mideniz kaldırırsa aşırı eğlenceli bir film","label":7} {"text":"Muhteşem gözüken bir finaldi ama... Hapları duvarda bulan adamın neden aklına gelmez hiç bir şey de öylece kazır. Olmamış bence hiç bir insan bu kadar basit düşünmez. Bende herkes gibi audrey tatutou'nun oyunculuğundan çok etkilendim.","label":5} {"text":"heyecanlı kaliteli esprilerin olduğu hoş bir bilimkurgu 7/10","label":6} {"text":"Bir gün içerisinde yapılabilen tüm farz ve sünnet ibadetlerin anlatıldığı film. Çocuk oynatarak çocuklar içinde ilgi çekici olsun istenilmiş ama tek düzelik bunu ne kadar sürekli kılmış soru işareti.","label":4} {"text":"Kubrick, kusursuzu bulup dünyayı terk etmiş kesinlikle. Katmanlar incelendiğinde işin içinden çıkılmaz bir duruma sokuyor film bizi. Her bir plan detaylı ve her biri özenle işlenmiş. Standart bir seyirde verilen aile ve toplum ama daha derinlere indikçe ülke eleştirilerine kadar gidiyor. Şu var ki, karede dikkatinizi ne çektiyse inanın önemlidir.","label":8} {"text":"\"Rezil bir film\" diyerek geçiştirmemek lazım. Tamam müstehcen sahneler var ama bunlar için benim de yaptığım \"töbe töbe\" kategorisi işaretlenebilir. Angus Macfadyen'in her iki rolü de başarıyla oynaması, filmin hareketli ve merak uyandıran temposu \"rezil\" denecek kadar kötü değil. Willa Ford'un çok seksi olması izleyen için bir tehlike belki ama film en kötü 6/10 puan eden, \"zaman kaybı\" olarak nitelendirilmeyecek film.","label":5} {"text":"Yasadışı fildişi ticareti ile uğraşan bir çete ile yolları ters düşen küçük bir yerleşke arasındaki münazara, bir noktadan sonra yerleşkenin katliamı ile sonuçlanır. Bu çatışma sırasında başka bir yerde bulunan üç çocuğun, en yakın yerleşim alanına ulaşana kadar ki yolculuklarını izliyoruz. Ortalama bir film. Biraz aksiyon biraz yaşam mücadelesi ve biraz aşkımsı bir yapısı var. Kaçak av üzerinde daha fazla durulsa daha çekici olabilirdi.","label":4} {"text":"Stargate manyakları kaçırmasın. Stargate Sg-1\\'ı izlemeyenler ise bulaşmasın. :) Aksi taktirde hiçbir şey anlayamazlar.","label":6} {"text":"Filmi bu gün izleme fırsatı buldum. İlk yarım saat bir saat on numara romantik komedi ama ikinci yarı biraz fazla dramatik. Ama sıkıcı değil. Tavsiye edilir. Kullanılan müzikler yerinde ve harika şarkılar. Ne kadar isimleri aklımda kalmasa da.:)","label":7} {"text":"İyi başlasada, kostüm, mekan ve makyajları yerinde olsada öyküsüne sadık kalamayıp sıkıcı olan filmlerden olmuş.Ben Kingsley harika yalnız! 5/10","label":4} {"text":"Haftanın en iyi aksiyon filmi desem az kalır, hatta ayın , hatta bbu mevsimin en iyi aksiyon filmi denilebilir birçok açıdan. ( hoop daha yıl bitmedi yılın filmi diyemiyeceğim). İnanın bu sefer çıtayı yükseltmişler, filmde sizi aşırı yoran CGI yani bilgisayar destekli tasarım yok. Yerinde kararında olmuş, neredeyse çok sırıtmadan yedirmişler filmin içine. Yönetmenler zaten en baba yönetmenlerden bu tür için biçilmiş kaftan , iyide bir ikili oluşturmuşlar. Yani süpermenin uçtuğuna inanıyorsunda öldüğüne niye inanmıyorsun demişti rahmetli nasreddin Hoca Efendi, birde alay edercesine komiklik etmiş, süpermeni toprak bile kabul etmez demişti :P Yeşil, siyah, kırmızı kriptonit aşkına.Film zaten yıldızlar karması ama hepsi çok iyi uyum sağlamış işte asıl meselede bu, uyum var yönetmenlik var usta işi olmaya yakın olmuş serideki en iddialı yapımlar arasına girdi bilem , zirve kimin bilemem ama çıta çok yükseldi. Aksiyon severler değil siema film tutkunlarıda kaçırmasın. Müzikler zaten hep muhteşem yapan bu işin üstadı. Görsellik , oyunculuk ta tamam, olmayan pek bişey yok aslında, tabi ticari holivut filmindende bu beklenir. Ama Barry Allen yani Flash karakterinde ben dizisindekini neden oynatmadılar ki derken, bu yeni elaman muıhteşem , çok seveceksiniz mimiklerine, nidalarına bayılacaksınız. Ya çocuk sen hep flash kal Barry Allen olma. Ne güzel komedilik sokuşturmuşsun rölün ile. Harika Kadın/WonderWoman Diana ile zaten kalbimizi çalmıştın GalGadot inan seni iyi ki bu role seçmişler ve devam ediyorlar seninle. Herkes çok iyi olmasada uyum çok iyi. Bu arada ben klasikçiyim, ilk James Bond dan sonra gelenleri sevemem, zor alışırım, Doktor Who 'nun her jenerasyon değişiminde çok yadırgarım zor alışırım ama , bu sefer Süperman olmuş bu filmde tam kriptondan gelen uzaylı dünyalı& olmuş. Bu arada filmin bitti dediğiniz anından 1-2 dakka sonra süpriz yumurtası var izleyin sper hız yarışına tanık olun. Haaa eğer sabırınız varsa ki mutlaka sabredin en son yazıdan sonra bir yat sahnesi var ki gelecek filmlere göz kırpıyor sakın kaçırmayın muhteşem aynınlandık. Hep tanıdıklar gelmiş yaa yappartisine :P","label":8} {"text":"Tarihsel konular işleyen filmlere farklı bir soluk getirdiği kesin. Fakat cinsel tercih meselesi yan konu olarak kaldığında tadından yenmeyecek mesajlar içerenilecekken ikinci bir ana konu gibi bu kadar ön plana çıkarılması filmin işleyişini biraz olumsuz etkilemiş. Her şeye rağmen Benedict Cumberbatch'in olağanüstü oyunculuğunu da göz önüne alırsak kesinlikle izlenmesi gereken bir film.","label":8} {"text":"Yazmak ve okunmak arasındaki ilişki üzerine inşa edilmiş bir anlamda karşılıklı çıkara dayalı birlikteliğin öyküsü. Bu çıkar birlikteliği olmasa ne olurdu bilinmez ama konumuz da o değil zaten. Yaratıcı olabilmek sancı mı gerektirir illa? 70/100","label":6} {"text":"Kötü Ruh yıllar sonra bize gençlik – çocukluk günlerimizi hatırlatırcasına geri döndü. İlkini 1981 yılında izlediğimiz film; çimenlerin üzerinde rahat rahat uzanamamamıza, ormanlara temkinli bakmamıza ve yatmadan önce odamızı ışık seline boğarak uykusuz geceler geçirmemize sebep olmuştu. Uruguaylı yönetmen Fede Alvarez, ilk uzun metraj filmi olan Kötü Ruh’u sağlam karakterlere oturtup bizi sıkmadan ve bilgisayar efektlerine boğmadan izletiyor. Yıllar once izlediğimiz parti yapan gençler ve komik unsurların filmden çıkartılmış olması sevindirici. Konuyu birebir almadan yenilikler ve gerçeklik unsuru kattığı için bir klasik sever olarak mutluyum.","label":8} {"text":"izleme listesina alan beş kişiye sesleniyorum; git yat uyu kardeşim, en berbt rüyan daha sinematografik olacaktır...","label":3} {"text":"Beklediğimden zayıftı. Agatha Christie'nin kült eseri Orient Express'te Cinayet göndermeleri had safhadaydı ancak eserin yakınından bile geçemeyen, çok sığ bir yapım çıkmış ortaya. Öncelikle zayıf bir senaryo ve hikaye kurgusu. Belki bunlardan da önemlisi, Adam Sandler'ın belki de kariyerinin, ki zaten çok da parlak bir kariyer değildir, en antipatik, en itici karakterlerinden birini canlandırması. Jennifer Aniston inanılmaz düzeylere varan estetikleri hariç pek rahatsız etmedi, hafif olan rolünü kaldırmakta zorlanmamış. Ancak Sandler, önceki filmlerindeki gibi başlarda sakarlıklar, iticilikler yapan ancak finallere doğru aslında iyi bir aile babası veya romantik bir eş olduğu ortaya çıkan karakterlerinin aksine, bu sefer baştan sona çok göze batıyor. Bana kalırsa The Meyerowitz Stories gibi kaliteli yapımlara biraz daha fazla yönelmeli. Film son derece klişe olsa da bildiğim kadarıyla Netflix'in en popüler ve en çok izlenen yapımlarından biri olmuş. Kalite ne yazık ki nicelik ile doğru orantılı olmuyor genelde. Tamamıyla çerezlik, sıkıcı olduğunu söyleyemem ancak çok daha sağlam çerezlikler mevcut.","label":3} {"text":"Insani beyninden vurulmusa ceviriyor, filmin ardindan bir sure hayat cok bos geliyor. Cok vurucu, cok dusundurucu, oldukca basarili bir film.","label":7} {"text":"çin seddi. Çinliler. Fantastik canavarlar. Süper sürükleyici. Aksiyonun bir an düşmediği oyunculukların on numara olduğu güzel bir film. 10 / 10","label":9} {"text":"Yerinde seçilmiş çok izlenesi bir konu olması sebebiyle beklentileri boşa çıkarmaması fazlasıyla normal. Şık dekorlar, güzel dönem yansıtımı ve kostümler dışında muhtemelen akademi ödülünü alacak olan Colin Firth muhteşem ötesi bir performans sergiliyor VI. George rolünde cidden. Bale sağolsun önü kapanan Geoffrey Rush her zamanki gibi harika. Helena Bonham Carter göze her zamanki gibi hiç batmıyor. Bazı sahnelerde kahkaha krizine girmenin kaçınılmaz olduğu, başarılı bir trajikomikliğin işlendiği, yılın bol sükseli güzel filmlerinden biri The Kings Speech. 8/10","label":8} {"text":"Ciddi bir beklenti olmadan zaman öldürmek için izlenebilecek filmlerden biri,1.film daha iyiydi bu da eğlenceli sayılır","label":6} {"text":"Çok iyi olduğu söylenemez ama öğretisi güzel. Film ikinci yarısından sonra biraz daha iyi bir hal alıyor. Çocuk filmi ama çocukların anlayamayacağı bir çok sahne var","label":5} {"text":"Sakın izlemeyin, uyarıyorum, çok yazık olur giden zamanınıza. Hemen silin hatta elinizde varsa.","label":0} {"text":"Rebel in The Rye, Catcher in The Rye romanını anlatmayan, ona yalnızca değinen ama onun, onu daha yazmadan, yazarken ve sonrasında yaşadıklarının Jerome David Salinger üzerindeki etkisini, onun inzivaya çekilme sebebini açıklamak için kullanan ve ufak tefek şöyle de olabilirmiş diyebileceğim yerler dışında beni memnun eden bir yapım oldu açıkcası. Elbette çok büyük beklentilere girmeyin, bir şaheser değil ama J. D Salinger'ın adını duymuş ve eserlerini biraz da olsa okumuş iseniz memnun kalacağınızı garanti edebilirim.","label":7} {"text":"Birincisi; filme bir türkçe altyazı lazım ki ne konuşulduğu anlaşılsın. İkincisi o köstebek; o kadar dayaktan sonra, o kadar aksiyondan sonra insan bi susar lan, 5 dakka ciddi olur. İmkansızı başarmak zorundasınız, azcık bi düşün, azcık ciddi ol, ne bu laubali tavırlar, durmadan gereksiz dır dır dır... O tetikçinin yerine ben olsam önce bu geveze sersemi çeker vururdum; o kadar sinir bozucu ve gerçek dışı bir tiplemeydi... Bunların haricinde tipik aksiyon filmi işte. Fazla mantık+gerçekçilik aramazsanız gayet hareketli, çerezlik olarak izlenebilecek bir yerli aksiyon. 7/10","label":6} {"text":"80 lerde ABD nin ortadoğuyu işgal için hazırlıklara başladığı yıllardan beyinleri hazırlayıcı filmlerden biri... Film.. müzik... oyunculuk güzel... Ama kafamıza kazıdık o yıllarda yaşasın amerika... vur kır patlat amerika... Siyah uçaklar ve siyah giyinen pilotlat ortadoğudaki insanlardı. Amerika hep onları altetti.. hep onları kötü diye temizledi... Chuck norris.. michael dudikof filmlerinde de hep kötüler araptı... İyiler amerikan... Hep nefret duyduk araplara.. Bu filmlerle bilinçaltımız hazırlandı nerdeyse 20 yıl boyunca.. Ve nihayetinde ortadoğuya özgürlük getirmek için başladı icraatlar. Özgürlük geldi.. İnsanlar bu dünyada azad oldular... 1 milyon sizil öldü... daha doğrusu bu dünyadan azad oldu...","label":7} {"text":"Görüp görülebilecek en iyi çocuk oyuncu performanslarından birinin sergilendiği bu film, İrlanda sinemasını sevme nedenlerinden biri.","label":7} {"text":"Henry Selick ve Neil Gaiman bekleneni fazlasıyla veriyor görüldüğü üzere.Kesinlikle yılın yapımı en zor, en mistik içerikli ve en dolu filmlerinden biri.Gerçekten çok kaliteli ve eğlenceliydi.9/10","label":9} {"text":"Muazzam bir eğlencelik. Filmin nasıl bittiğini bile anlamadım. 1 saniye bile saate bakmadım. Film başladı. Aldı beni götürdü. Bir gülmeye başldım. Bir baktım film bitmiş. Müthiş eğlenceli sahneler. Harika espiriler. İkincisini merakla bekliyorum. İzlemeye varsa hemen izlesin derim. Şiddetle tavsiye ediyorum.","label":7} {"text":"farklı bir yerden bakmışlar ama yanlışları çok biraz daha gerçekçi alabilirlerdi.","label":3} {"text":"Bu tarz bir filmde A.Brody, L.Fishburne var ise izlenmelidir.","label":4} {"text":"Filmi izleyemiyorum 😡ooooooooooooopooooopffffffff Yardımcı olun","label":0} {"text":"İzlerken eğlendiren böyle oturduğum yerden eğlendiğim sempatik film. Cem yılmazına kadar çok fazla tanıdık yüzler olması da ayrı güzel ve daha da sevdiğim replikleri oldu","label":7} {"text":"No country for old man i beğendiyseniz bunu da seversiniz.","label":6} {"text":"matrix 4 vakası derim. sıkılıp sıkılıp film çekmeyin arkadaş! 84 te başrolü sevdirip, bu filmde nefret ettirdiler. sonra yeni serinin ilk filminde blue yu sevdirip bu filmde konu etmediler. hadi bir genetik harikası kızımız varmış, ilk filmde atlayan zıplayan avcı gibiydi, o konunun bile üzerine durmadılar. hadi çocuklar kaybolsun onu bulsunlar diye konu mu yapılır","label":0} {"text":"biz gittik siz gitmeyin. Sesi yükseltip ekrana ucuz maskelerle ışıklı canavarlar atarak jump scare ile korkutan bir film.","label":1} {"text":"Gölgede duranın gölgesi olmaz evlat! Güneşte duracaksın ki, insanlar gölgende toplansın! Son derece başarılı bir anlatım. Genç yaşta kaybettiğimiz milli sporcumuzun hayatı ve hayatını adamış olduğu gayesi oldukça güzel anlatılmış. 1984 karanlık gecesi diye adlandırılan, türkleri asimile etme girişiminden, halkını kurtarabilmek için çıktığı yolda verdiği mücadele insanı nasıl duygulandırmasın? Bu 6 yıllık asimilasyon sürecinde yapılanların %5'ini bile anlatmamış diyebilirim. Baş örtüsüne karşı yapılanlar, sünnetin yasaklanması, bulgarca bilmese bile türkçe konuşuyor diye insanlara ceza verilmesi gibi daha birçok unsur anlatılmamış. Belki insan hakları tarafından ülkeye yaptırımlar yapıldığı için bu kadar detaylı işlemek istemedi diye düşünüyorum. Mutlaka izlenmesi gereken bir film. Oyuncu seçimi, müzik ve sanatsal yönetim diğer filmlerinde de olduğu gibi oldukça başarılıydı.","label":8} {"text":"Çello çalan herkesi bi farklı etkiler bu film bu yüzden de hayatımda yeri çok özel olan hatun kişisidir Jacqueline Du Pre. Bu da onun yaşam öyküsünü konu alan filmdir. Elgar ve Jacqueline, çelloyla tanışmama vesile olmuştur ki bu filmi benim için özel kılan tek şeydir. Senaryosu empati olayını tavana vurdurur. Jacqueline' nin emes hastalığı iyice ilerler ve kocası ona özel bir konser düzenler. İşitme duyularını tamamen kaybetmiştir ve minik davuluna vurmasıyla salon yıkılır. Bu sahnede gözleri dolmayacak insan, hissizdir net!","label":6} {"text":"o kadar büyük anacondaların nasıl olacağını mantıklı bir şekilde açıklık getirdikleri için kutlarım","label":3} {"text":"Hayatımda ilk defa bir filme yorum yazmak için üyelik açtım diyebilirim normalde film kötü bile olsa izleyip geçerdim ama bu boş gibi bir şeydi. Boş bir şey izlemişim gibi o kadar gereksizdi ki klişe olacak ama gerçekten zamanıma yazık oldu. Ulan insan dakota johnson a insan bir iki replik yazardı biraz mimik koydururdu kadın donuk donuk oynadı film bitti gitti. Hele filmin son sahnesi en saçma ve berbat olan yeriydi.","label":3} {"text":"28 gün sonranın yanına bile yaklaşamaz.","label":4} {"text":"Korkutmayı başaran filmlerden. Finali, ters köşeye yatırıyor...","label":9} {"text":"Festivallerin vazgeçilmez öyküsü firak 2 diye adlandırıyorum keşke olmasaydın keşke","label":2} {"text":"tron ile sanctum ikiside 3d değiller.Ya biz 3dyi bilmiyoruz ya da uyutuluyoruz.Gerçektende filmin bazı sahnesinde uykum geldi.Avatar gibi değil. emek harcanılmamış.James cameron isim yaptım herhalde bu filmi de halk izler sesini çıkarmaz demeye getirmiş.10 kişiyle başlayan film bir kişi kalana kadar devam ediyor.iyi olmamış.Bu tür filmler çekilmemeli.Zaman kaybı.","label":1} {"text":"yeni dönem samuray filmlerinin başarılı örneklerinden. başrolde kendisini benzer rollerde sıkça gördüğümüz hiroyuki sanada var ve her zamanki gibi çok iyi iş çıkarmış. yalnız filmi gücünü aksiyondan alan bir samuray filmi beklentisiyle izleyenler hayal kırıklığına uğrayacaktır, çünkü film aksiyondan ziyade bir dram filmi. aslına bakarsanız aksiyon yok denecek kadar az. bunu bir eksik olarak gördüğüm için değil, yanlış beklenti oluşmasını engellemek amacıyla söylüyorum. zira filmi bir dram olarak oldukça beğendim. bu kadar dram yoğunluklu bir filmde temponun da haliyle düşük olacağını söyleyelim. ama gerek hiroyuki sanada'nın öne çıkan oyunculuğuyla, gerek benzerlerinden ayrılan konusu ve işleyişiyle, gerekse güzel müzikleriyle izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum tasogare seibei'nin. sinematografik açıdan çok çok üstün değilse de sırıtan bir yanı yok. haliyle ortada izlemeye engel teşkil edecek bir durum da yok. tavsiye ederim.","label":6} {"text":"çağatay ulusoy'un netflixten nasıl bir torpili varsa artık. bir insan sırf yakışıklı diye bu denli kötü ve basit oyunculukla nasıl bu rolleri kapıyor hayret edilesi.","label":5} {"text":"insanlık ölmüş. ana fikir bu bence.","label":6} {"text":"İzlerken etkilenmemeniz, rahatsız olmamanız münkün değil, o kadar gerçekçi ve o kadar iyi anlatılmış ki, cesaret isteyen bir film.. Mel Gibson'u kutlamak gerekir..","label":6} {"text":"Eğer adil davranılırsa Oscar alacağından emin sayabilirsiniz :) çğnkü işlenen konu alışılagelmiş kalıpların çok ötesinde. Yine asgar farhadi farkındalığı ve vicdan ...","label":9} {"text":"filmde nasıl mimik yapıcağını bilmiyormuş gibi tuhaf oyunculuk sergileyen ve itici bir karakter oynayan robert pattinson ve saçma bir senaryo var","label":2} {"text":"öncelikle şunu söylemek istiyorum:bu film ilk filmin yakınına bile yaklaşamamış.oyunculuk ve aksiyon güzel ama ilk filmde olduğu gibi insanın içine işleyen o kurgu yok.en azından bu filmin adını değiştirebilirlerdi zira taklit olmuş.senaryoyu biraz değiştirmişler o dahada basit yapmış filmi çünkü çok kısa anlatmışlar konuyu daha çok aksiyona yüklenmişler.böylece film klasik aksiyon filmi gibi olmuş.en azından uzay sahneleri olsaymış biraz daha iyi olabilirmiş bence.sonuç olarak oyunculuk güzel ama senaryo taklit olmuş.10/6 oyunculuk için...","label":5} {"text":"izlenecek kadar var. pekte kötü değil...","label":6} {"text":"Sinemaya geldiğinde, bir kaç izleyiciyle izlediğim bir filmdi. Türk asıllı bir ailenin Fransa'da kendi kültürlerine yabancı kalışlarını anlatarak başlıyor film. Hacca gitmek isteyen bir baba, üstelik bunu arabayla giderek yapmak istiyor. Buna anlam veremeyen bir oğul. Ve başlayan yolculuk. Baba ile oğul arasındaki uzaklık... Sakin bir filmdi, ama öğreticiydi. Dikkatli bir sinema sever için çok şey anlatabiliyordu. 10/8","label":7} {"text":"iki sefer izlemeyi denedim başaramadım. Bu kadar sıkıcı boş beleş konuşmayla geçen bir film neden izlensinki. Gereksiz uzatılmış boş sahneler beni yoruyor. Gidin kitap falan yazın arkadaşım… benim için iki sefer çok kötü bir film.","label":0} {"text":"Kültürüne, yaşam tarzına alışık olunmayan bir ülkede yabancılık çekmek kaçınılmaz. Hele hele ki konuşulan dil de farklıysa, iletişim kuramamak, kimseyle konuşamamak insanı yalnızlığa iter, buhrana sürükler. Ama bundan daha kötü bir durum vardır ki, aynı kültürü, aynı yaşam tarzını, aynı dili paylaştığınız birine içinde bulunulan şartlardan dolayı hoşlandığını ve belki de sevdiğini söyleyemek. İşte bu film de söyleyemeyenlerin, konuşamayanların hikayesi..","label":7} {"text":"rambo,rocky veya stallone hayranı olmamama rağmen,aksiyon türünde fena olmayan,güzel bir örnek diye düşünüyorum.tabii ki filmin her bir saniyesini izlemeden kafanızda canlandırabiliyorsunuz,nasıl başlayacak,nasıl bitecek,neler olacak vs.bu sefer de uzakdoğu seçilmiş biraz farklılık katalım diye,oradaki gerçek ve üzücü olaylardan esinlenilmiş,stallonenin yaşlandığı oldukça göze çarpıyor tabii,ne kadar hoplayıp zıplasa da,fakat hatır için izlemek isteyenler izleyebilir.aksiyon olarak klasik ama boş olmayan bir film olmuş.","label":6} {"text":"evet konu oldukça vasat ama ben birkaç şeyini çok sevdim filmin. öncelikle giriş ve finish müzikleri çok hoş taocu kız çok orjinal film çok hareketli vakit nasıl geçti anlamadım. dövüş sahneleri gerçekten çok başarılı çok aman aman film olmasa da ımdb'de daha yüksek puanda olmalıydı bence.","label":6} {"text":"O kadar iyi ki serinin 1. ve 2. si çok berbat vakit kaybı da olsa sırf 3. sünü anlamak için izlenir. Favori filmlerinden birinin Bollywood yapımı olacağını hayal etmezdim. Müzikler hele bir de o sirk gösterisi hayatımda gördüğüm en iyi gösteriydi heralde. Mutlaka izlenmeli.","label":8} {"text":"Bu çok değerli filmde bunları söylemek istemezdim ama değinmem gereken iki nokta var. Birincisi bu kaliteli, üst düzey ekibi olan, her yerde eleştirileri çok iyi ve puanı yüksek olan bir filmi; bu kadar az salonda vizyona sokup, saçma sapan filmleri yüzlerce salonlarda vizyona girmesi esefle kınıyorum ve çok yadırgıyorum. İkinci ve can sıkıcı olanı da bugün 21:15 Palladium Cinemaximum' da izlediğim filme tamı tamına yarım saat reklam koyan Cinemaximum'a da tepkimi buradan gönderiyorum. Zaten film başlamadan önce salonda büyük bir protesto oldu. Aynı salonda olanlar vardır belki. Film dışı eleştirilerimizi de yaptığımıza göre filme geçebiliriz. Evet bu film için şöyle bir betimlemeyi uygun gördüm. Bir restorana gittiniz ve bir yemek sipariş ettiniz. Yemeğin şefi, aşçısı, mekanının sahibi, kullanılan malzemeler ve yemeği sunan kişilerin hepsi kaliteliyse bu yemek kötü olur mu ? Aynı mantıkla yönetmeni Steven Spielberg, Senaristeleri Coen kardeşler ve başrolü Tom Hanks olan bir filmin de kötü olması beklenmezdi herhalde... Filmin teması çok açık ve net bir şekilde belirtilmiş. & Dik Duran Adam & Abd ve Sovyetler arasındaki casus hikayelerini ele alan bir film. Dönemini ve soğuk savaşı çok güzel gösteren, genel olarak ağır ilerleyen ama izleyiciyi hiç kaybetmeyen, biraz komik, biraz dramatik ve biraz da gerilim dolu bir film. Tom Hanks'e şapka çıkarmak lazım. Bu yaşta hala üst düzey performansla oynuyor helal olsun. Film için Oscar adaylığı oldukça mümkün. Ben aday olmasına kesin gözüyle bakıyorum. Ama kazanma şansı pek o kadar yüksek değil. Benim 2015 yılı içerisinde izlediğim en iyi 3-4 filmden birisiydi kesinlikle. Kaçırmayın derim. İyi seyirler... 7.9/10","label":7} {"text":"Ben filmi fena bulmadim . Güzel bir ambiyans var , diyaloglar güzel yazilmis, oyuncu kadrosu iyi . Kimi zaman eglenceli kimi zaman sikici biraz uzun güzel bir hikaye","label":5} {"text":"İzlerken çok eğlendiğim filmlerdendi. Dane Cook ve Jessica Alba ikilisi de birbirine çok yakışmış. Çerezlik ama aileyle izlenmeyecek çerezliklerden... 6/10","label":5} {"text":"Almodovar’dan çok etkileyici bir film.İzledikce seviyorsunuz bu adamı.Yine harikaydı.","label":8} {"text":"şu filmi amerikalılar çekse bütün dünyada ses getirirdi.. yahu bu mükemmel bir şey olağanüstü.. hatırladıkça gülüyor insan yorumu yazarken bile suratımda şapşal bir gülümseme oluşturuyor..","label":8} {"text":"Öncelikle kurgusunun mükemmel olduğunu söylemeliyim,kısa tutulan sahne süreleri ve geçişlerin gözümüze batmaması bunun bence nedenlerinden,zaten her iki başrol oyuncusu da yaşları genç olmalarına rağmen Türk sinemasında kendilerini ispat ettiler ve bi küçük eylül meselesiyle bunu daha da pekiştirmiş oluyorlar,sonuyla,müzikleriyle etkileyici bir yapım olmuş,biz Türklerden de böyle filmler çıkmış olmasına görmek sevindiriyor.","label":7} {"text":"İşin içine matematik girince çok daha ilginç ve kafa yoran, düşündürücü bir film bekledim. Nispeten basit bir işleyişi var. Gerçek hikayeden uyarlanmış olması elbette etkileyici ama ilginç konunun basit bir şekilde işlenmiş olması beklentilerimi karşılamadı. Bir sigara yakma isteği uyandırıyor, ki sigara içmiyorum. Başıma bir şey gelmeyecekse son yorumum; Keira Knightley'in oyunculuğunu hiç beğenmiyorum. 7/10","label":6} {"text":"Birebir olmasa da karakterlerin çoğu gerçekten yaşamış insanlar. Olaylarsa bazı değişikler haricinde yaşanmış. \"Based on true story\" diyor zaten. Çerezliğin ötesinde, kaju fıstıklık film denebilir.","label":7} {"text":"Öncelikle filmin süresini görüp gözleri pörtleyenlere : o kadar uzun olduğunu bile fark etmeyeceksiniz. Çünkü film resmen gerçek, o kadar doğal ki. İnsanlar, karakterler o kadar doğal ve gerçek ki, aşk, duygular o kadar gerçek ve doğal ki. Hatunlar o kadar güzel ki aşık oldum galiba.. Ben bayıldım filme herkesin izlemesi tavsiye edilir. erotik sahneler var ona göre ayarlayın","label":9} {"text":"Yarıda salon boşaldı. Konu yok. Çok ama çok amatör bi çekim. Sahneler kopuk kopuk. Emeğe, zamana, paraya yazık olmuş.","label":0} {"text":"İlk film kadar iyi olmadığı kesin fakat gerilim dozu oldukça yüksek. Su altında çekilen sahneler daha özenli olsaydı seyir zevki yükselebilirdi. Finalinin güzel fakat yine de sahne gereği abartı olduğunu düşünüyorum. İzlenebilir fakat genel bağlamda yetersiz bir film.","label":3} {"text":"Reynolds ve Washington ortakliginin izleyiciye cazip gelecegini tahmin ediyorum.Sapkadan tavsan çikarmiyor ama oldukça sürükleyici,sikilmadan izlenebilecek bir film.Çatisma sahneleri de baya hosuma gitti...6,5/10","label":6} {"text":"Nasıl bir filmdin sen öyle? İnsan zihninin derinliği hakkında tekrar düşündürdün bizi. Rüya içinde rüya görmeleri gösterdin. Başlarda sıkmadın değil hani ama olayı anlayınca sevdirdin kendini. Hepsini anlamadık ayrı mesele de :) Bir de dünyadaki 5 dk'nın rüyada 60 dk'ya tekabül ettiğini bilgi olarak ekledin ya helal.. seni izleyenlerin belli bir kısmı rüya konusunu araştırıp lucid rüyalara kadar okuyacak kesin :)","label":8} {"text":"Sıkı bir aksiyon beklentisiyle izlemeye başladığım film,hareketli sahnelerinden çok kurgusu ve esrarıyla kendini izlettirdi.Geçmişte çok popüler olan soğuk savaş senaryolarından birini tekrar parlatmışlar,fena da olmamış.Final konusunda biraz daha uğraşılması gerekirdi bence.Ne izlenmeyecek kadar kötü,ne de sinemada izlenecek kadar iyi bir film...6/10","label":5} {"text":"Oldukça fabrik bir film WZ, olacaklar sırayla oluyor ve film adeta bir hat üzerinde ilerliyor. Araya giren bir iki ufak sürpriz ve ilginç enstantene dışında, çizgisel bir seyri var. Yıllardır ezberlediğimiz zombi kültüne yeni bir şey eklememekle birlikte, dünyayı save eden tek adam tiplemesinin üzerine de yeni bir şey koymuyor. Peki, bilmem kaç milyon dolar ne için harcandı ? Sinema tarihinde elli zilyon tane örneğini bulabileceğimiz, basit bir klişemiz daha oldu. Dünya yok oluyor olsa ve bir gemiye insanlık tarihini yüklememiz gerekseydi, bence bu film o gemiye binemezdi. Popcorn, sabun köpüğü, aksiyon ve daha bir sürü şey...","label":4} {"text":"Filmin vermek istedigi mesaj suydu herhalde :Emniyet kemeri hayat kurtarir,ama bunu 90 dakika anlatmaya ne gerek vardi,30 dakika bile yeterdi.Sanirim kisa film olsaydi daha basarili olurdu.Bir ara kaplan dahil oldu filmde o ara bir heyecan verdi,onun disinda pek bir olay yok.Filmi izlemeden önce yorumlari okumustum,abartiyorlardir o kadar kötü degildir dedim;ama hakikaten kötü film.","label":2} {"text":"nicolas için seyrettim ve deydi 10/8","label":7} {"text":"Ortalamanın üzerinde bir aksiyon filmi, özellikle açılış sahnesi ve ardından Adele şarkısı çok etkileyici bir başlangıç oldu. Ancak filmi izlerken, İstanbul ve Shangai arasındaki yansıtılış farkı biraz düşündürdü beni. Günlerce haber bültenlerinde şişirilen ''Skyfall İstanbul'da çekiliyor, Türkiye tanıtımına büyük katkı olacak'' haberleri meğer ne büyük ironiymiş. Yabancı turist gözüyle izlesem bu filmi aldığım İstanbul biletini hemen iptal ederdim. Allah'tan İstanbul'da bir iki tane wolkswagen parçaladılarda, ha bu ülkede böyle arabalarda kullanılıyor anlamı çıkrabildim. Belkide trenle başka bir ülkeye gidiyordu kim bilir?","label":5} {"text":"Imdb puanı 4.8'diben izlemeden önce. Bu puanı kesinlikle haketmiyor. Tamam 8 puanlık bir film değil ama 6-7 arası puanı kesinlikle hakediyor.","label":3} {"text":"Çocuklar için yapılmış bir animasyon. Görsel olarak çok güzel hazırlanmış bir animasyon ve başka şirinlerin ortaya çıkması çocuklar için ilginç gelecektir. güzel vakit geçiriliyor.","label":5} {"text":"Soygun temalı filmler arasında, üst sıralarda yer alacak bir film. Gerard Butler ve Pablo Schrediber iyi iş çıkarmışlar. Film akıp gidiyor. Budur.","label":6} {"text":"son zamanlarda güldüğüm nadir filmlerden birisiydi. tabi burdaki asıl sorun benim izlediğim filmlerle alakalı. neyse. ekip çok iyi iş çıkartmış. iki film arasında da herhangi bir şekilde karşılaşma yapmayı istemiyorum. ikisi de harikaydı. ama bunu müziği ön plana çıkartmış. evet, giriş müziğine bayıldım filmin, itiraf ediyorum.","label":4} {"text":"anti leo#39;yum sanırım ama ısrarla Whats eating gilbert filmini johnny depp icin deil ama ozellikle johnny ci olmmama ramen leonardıo icin lutfen izleyin yaa","label":4} {"text":"Aman aman olmayan fakat eğlenceli ve sürükleyici bir film. İki filmi arka arkaya seyrettim; New York'ta Beş Minareye göre bu filmden daha fazla keyif aldım.","label":0} {"text":"117 dakika boyunca yüzde bir gülümseme ile izleyip sık sık anırtan muhteşem sıcak enfes bir film. bir başkadır benim memletim demiş ya adam, bir başkadır ege, ege insanı. yalnız ayşe bosse sen ne muhteşem bi yaratıksın hastasınım.","label":9} {"text":"Chris Marker?in yönetmenliğini üstlendiği kısa film, hem estetiği hem de öyküsü ile olağanüstü. Tüm film fotoğraflardan oluşuyor, sadece tek bir hareketli görüntü yer alıyor filmde, ki o da belli belirsiz görünüp kayboluyor. Müzikleri ve puslu fotoğrafları ile yarattığı atmosfer bilim kurgu sinemasının en ilginç yapıtlarından birini ortaya koyuyor? Film Terry Gilliam?ın 12 Maymun isimli başyapıtına da esin kaynağı oldu. Kısa filmin yönetmeni Marker, 12 Maymun?da da senarist olarak yer aldı? ?Sıradan anıları hatıralardan ayıran bir şey yoktur, ne zaman ki, o anların açtığı yaralar, sızlar hatıra değeri kazanır.?","label":7} {"text":"filmin sadece efektleri güzel ondan başka hiçbir şey yok...","label":4} {"text":"Özetteki iki bilgi dikkatimi çekti: 1-- \"5 yaşındaki oğlunu kaybettikten sonra kimsesiz, evsiz ve parasız kalan Ali\" 2-- \"Ali ömrünün geri kalanını Stephanie'nın mutlu olmasına adar.\" Ali 5 yaşındaki oğlunu kaybetmiyor ve ömrünün kalanını daStephanie'nınmutlu olmasına adamıyor.","label":7} {"text":"5 yildizlara inanmayın hepsi enesin ya fake hesabı ya takipçileri zaten sonlarında hepsi random atmış. Film berbattı yarısında çıktık filmden.","label":0} {"text":"Christine'in sorunlu kişiliğinin temelinde belki baba figürünün eksikliği var ama geldiği noktanın sorumlusu patronunda simgelenen vahşi kapitalizm dediğimiz sistemin her şeyi satılık bir meta haline getiren baskıcı yöntemleri değil mi? Film olayın bu yönünü öne çıkararak doğrusunu yapmış. Rebecca Hall güzel ve rolünde çok iyi... 75/100","label":7} {"text":"filme yorum yapacagim ama sürekli hata veriyor puan vermekte bile zorlaniyorum","label":5} {"text":"8 Kadını hayatınızın merkezine toplarsanızın cevabı. bol miktarda yalan, entrika, hırs. film güzel eğlenceli akıllıcaydı.","label":6} {"text":"büyük kardeşi canlandıran Vladimir Garin'in, filmde kardeşiyle atladıkları yerden sırf eğlencesine atlaması ve boğularak vefat etmesi çok acı. Rus sinemasının en iyi oyuncularından biri olabilecekken, ilk ve son filmini izleyemeden gitmesi çok acı. filmin sonunda film boyunca kardeşlerin çektiği fotoğrafların gösterilmesi çok güzel ayrıntıydı. günlükte yazılanları da bilmek isterdim. dürbünle etrafı izledikleri sahnenin aynı şekilde yansıtılması harikaydı. Çocukların babası bey, size de üzüldüm sonlarda ama çok kötü bir insansınız. bu şekilde davranayım bir şeyler öğrensinler mantığıyla mı hareket ediyordu bilmiyorum ama, hayatlarında bir baba yokken de o çocuklar her şeyi öğreniyordu zaten. ","label":8} {"text":"çok durağan bir film ama sizde sakin bir gününüzdeyseniz gayet rahat seyredebilirsiniz.","label":6} {"text":"Enter The Void sonrası bir kez daha afalladım. Bana kalırsa yılın en kayda değer filmi bu ikisiydi. Ardından o astronomik izleyici rakamlarına ulaşan filmler gelebilir. Öncelikle inanılmaz özgün, kanırtıcı ve sorgulatıcı sahneleri mevcut. Biraz Haneke yi ve Trier in Idioterne sini hatırlattığı doğru. Fakat onların bir kademe önüne geçen bir zemini var. İnce düşünülmüş ve bu sayede çok önemli durumlar ve büyük sorunlara rahatlıkla enjekte edebileceğiniz çok yönlü bir senaryo. O rahatsız ediciliğinde yatan soruların, gerçekliği sorgulayışının izleyici üzerinde bıraktığı etki o kadar ilginç ki... Ne desem bilmiyorum, mutlaka izleyin. 9/10","label":8} {"text":"balon, aşırı abartılmış çerezlik film. nesi bu kadar sevildi çözemedim, bildiğin düz film. hayır yani kendimizi avutuyoruz sanki hepimiz zekiyiz işte ama bak böyle olacak sonumuz gibisinde. bildiğin ilkokul sanrısı bunlar. 18 yaş üstünden şu filmi sevenlere pek iyi gözle bakamıyorum.","label":6} {"text":"Filmi dün izledim, fragmanından dolayı oldukça ümitliydim. Seyrederken sıkılmadım ama film amacına ulaşamamış ve kurgu hatası olduğunu düşünüyorum!","label":5} {"text":".Bence harika bir hint filmi tabiki beyenmeyenler de var tabi ama herkesin herşeyi beyenecek diye de bir kuralmyok .Valla serinin devamının gelmesini ben bekliyorum inşallah ta gelir...","label":9} {"text":"Meğerse ne zamandır sinemalarda bir hazine dönüyormuşta haberim yok. O kadar sıkılmıştım ki sinemaya gidip hayalkırıklıklarıyla dönmekten, bu keşif güzel oldu. Kaybedenler Kulübü tarzı olan bir film, eksikleri olsada kesinlikle boş bir film değil, güzel replikleri ve müzikleriyle yer yer güldüren yer yer duygulandıran, her şey tam kararında olan. Nejat İşler iyi ama Yigit Özsener mükemmel bir iş çıkarmış. Alternatif Türk filmlerine güzel bir örnek, sanıyorum bir kaç kez daha izlenir.","label":8} {"text":"Cok kalitesiz bir görüntü ve gereksiz saçma bir senaryo..kısaca boşuna zaman ve para kaybı...👎🏻👎🏻👎🏻👎🏻 Kesinlikle gitmeyin gidecek olana da şiddetle karşı çıkın 😤😤","label":0} {"text":"Brezilya'nın bir bölümünün toplumsal görünümü çizilirken sıcak samimi etkileyici bir dil oluşturulmuş. 8/10","label":7} {"text":"film öncelikle çok sürükleyici...bir sanie bile ssıkıldığımı veya artık bitsin dediğimi hatırlamıorum ki yaklaşık 2,30 saatlik bir film... film 2003 te en iyi film,en iyi yönetmen ve en iyi uyarlama senaryo dallarında akademi ve altın küre adaylığı kazanmış...en iyi erkek oyuncu ve yardımcı erkek oyuncu dallarında bu ödülleri almıştı... clint eastwood un mükemmel bir yönetimi var...gerçekten çok çok iyi bir yönetim sergilemiş usta...yakaladığı açılar,kullandığı müzikler ve oyuncularına tanıdığı rahatlık gerçekten usta işi... film ayrıca çok iyi bir uyarlamaya ve müthiş bir kurguya sahip...her olayın bir anlamı var ve bunları filmin sonunda öğreniyoruz...sondan bahsetmişken çoğu film yerine tipik bir sonla bitmior film,adeta gerçek yaşam aktarılmış gibiydi...adamın haksız yere öldürülüşünden sonra hepimiz ah keşke ölmeseydi demişizdir... oyunculuk ise olağaüstü...sean penn,tim robbins ve kevin bacon un performansları çok çok iyi...sean penn:bu filmle oscar almıştı zaten ve oscarı sonuna kadar hak eden müthiş bir perfomans sergilemiş...kızının öldüğünü öğrendiği sahnede oyunculuk bu dedim...tim robbins:zaten mükemmel bir oyuncu ve oda bu perfomansıyla oscar almıştı...belkide sean penn den bile daha iyi bir performasn sergilmiş...kevin bacon:hakkını yememk lazım...penn ve robbins kadar iyi... genel olarak...müthiş bir kurgu,ince senaryo,mükemmel yönetim ve harika oyunculuk ile izlediğim en iyi filmlerden......kesinlikle izlemenizi önenririm bu filmi...10/10","label":9} {"text":"Bizdeki Jitem'in İspanya'daki karşılığı GAL ama asker yerine polislerden kurulmuş bir örgüt. İzlerken bir kez daha görüyoruz ki nerede olursa olsun devlet aynı devlet, polis aynı polis. Yasal mermiyle öldürülen insanların isimleri ve davaya adı karışan kişilerin yargılanması dışında bize benzerlikleri çok. Düşük imdb puanı yanıltmamalı, işleyiş tarzı gayet başarılı olmuş bir film.","label":7} {"text":"Murat'ı da oyuncu diye filmlerde oynatıyorlar. Hayran kitlesi var diye oynatıp oyunculuk namına bi b. k segileyemeyen adamların oynatılması seyir zevkini düşürüyor. Adam oynayamıyor arkadaş çok yapmacık işte oynatmayın. Filmin en etkili kısmı sondaki kardeş durumu bence gerisi boş. Onu bile amatörlükle işlemişler. Profesyönellikten uzak çerezlik bir film.","label":5} {"text":"güzel bir biyografi filmi. belli ki filmin oyuncuları da amerikada yaşayan karakyerlerle tanışmış ve onları çok güzel ifade den bir film meydana getirmişler. filmin gerçek karakterleri ve oyuncuları karşılaştıran şu siteye bakabilirsiniz. http://www.chasingthefrog.com/reelfaces/thefighter. php","label":6} {"text":"Kesinlikle çok kötüydü keşke paramı bu kadar gereksiz ve cahilce bir filme harcamasaydım migdem bulandı resmen şiddetin bu kadar çok olması migdemi bulandırdı gençlerimize yazık o sebepten hergün haberlerde bir cinayet görüyoruz kaynağı belli oldu.","label":1} {"text":"1- Channing Tatum tam bir G. I. Joe ve iyi bir oyuncu 2-Küçük kız çok iyi oynamış 3-Aslında Amerikan başkanının girdiği triplerle ilgili çok dalga geçen sahne var, vasıfsızlıklara dayanan özellikle. Ama yine de yaşasın Amerika, özgürlükler ülkesi demekten geri kalamamışlar.","label":6} {"text":"sıkıcı, abartılı aksiyon sahneleri var ve gereğinden fazla uzun izlemeyin bence!","label":4} {"text":"Simon Pegg dolayısıyla eğleneceğimi tahmin ediyordum, yine yanıltmadı. Çok eğlendim. Kendime dair küçük detaylar keşfettim. Tam böyle pozitif bir film izlemeye ihtiyacım vardı, çok iyi geldi. Fuck the past diyorum, Simon Pegg'i seviyorum. Harika şarkı seçimleri de bonusu.","label":6} {"text":"Çekmesi de izlemesi de emek isteyen zahmetli bir yapım Sona Doğru. Kısacası izleyici açısından her bünyenin kaldırabileceği türden değil.Yönetmen Chandor ilk elin günahı olmaz felsefesinden hareketle ikinci uzun metrajlı filminde turnayı gözünden vurmuş. Gravtiy ve Pi'nin Yaşamı gibi aynı temalı filmlerle rahatlıkla rekabet edebilecek düzeyde. Yönetmenin bu denli zor bir türde kendini kanıtlamaya çalışmasını takdire şayan buldum doğrusu. Peki ya Robert Redford... Bu zamana kadar nasıl olur da en iyi erkek oyuncu dalında Oscar sahibi olamaz hayret ediyor, bu da heralde Oscar'ı verenlerin ayıbıdır diye düşünüyorum. Oyunculuğu o kadar doğal ve gerçekçi ki konuşmadan da izleyiciye ruh halini geçirmeyi başarabiliyor usta aktör. Yaşlı bir denizcinin hayata bağlılığı ise fazlasıyla duygu ve azim yüklü. Bu kadar zorluk altında kalan birnin küfür etmeden ya da tanrıya yakarmadan sakinliğini koruyabilmesi beni biraz rahatsız etse de, filmin inandırıcılığını etkilemiyor. Redford hakkında bizim söyleyebilecek çok sözümüz olmasa da anlaşılan onun beyazperdede söyleyecek daha çok sözü var. Önyargılardan sıyrılabilirseniz kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim...","label":6} {"text":"Ehgüzeliste","label":6} {"text":"The Prestige ile kıyaslamayı doğru bulmuyorum ben. İkisi de sihir üzerine kurulu, ikisi de sıradışı kurguya sahip ama iki filmin de hakkını vermek için kıyaslama yapmadan değerlendirmek lazım. Edward Norton elbette tartışılmaz ama Rufus Sewell da yardırmış. Belki de benim için hep \"Veliaht Prens\" olarak kalacak. Sürekli merak uyandıran kurgu çok başarılı. Ayrıca dönem filmi özelliklerini de çok iyi derecede yansıtmış. Filmin sonunda bende bıraktığı etki Bin-Jip etkisi oldu. Aslında çok benzer bir son olduğunu düşünüyorum.","label":7} {"text":"haddinden fazla şişirilmiş bir -eleştirmenler tarafından övülen- film daha. yok kara filmi yenilemişmiş te yok dahiceymişte. festivallerde övgüyle söz edilen her film iyimidir yani. belki bu adam birilerinin yakın akrabası falan. oralarda eş dost ahbap çavuş ilişkileri yok mu sanıyorsunuz.","label":4} {"text":"Tek Aşkım izlemesi zevk veren, eğlenceli bir romantik komedi; ancak ezber bozan türden. Sonuna kadar merakınızı dik tutan, sonunu tahmin edemeyeceğiniz bir film. Hatta filmi izleyenler arasında sonu hakkında fikir birliğinde olamayabilirsiniz. [spoiler]Film, ilişkiye bakış yönüyle zaman içinde ilişkinin sıradanlaşmasına, çiftlerin birbirlerine karşı alışkanlık geliştirmelerine değiniyor. İki taraf da ilk zamanlarda karşısında duran eşi arıyor. Hatta onun idealize edilmiş halini. [/spoiler] İyi, farklı ve eğlenceli bir romantik komedi filmi izlemek istiyorsanız kaçırmayın.","label":7} {"text":"Zaman yolculuğu konusunda seyircinin kafasını fazla yormayan ve bir iki sahnede bu konuya güzel bir şekilde değinen, basit bir film. Filmin sonu bir şekilde, yine filmdeki gibi tarihi gerçekleri bozmadan daha vurucu ve güzel olabilirdi sanki. Pek tatmin etmedi bu açıdan. Kısacası ilginç ve orjinal konusuyla izlenmesi gereken bir film. Ayrıca remakelere abanan Hollywood sineması bu filmi nasıl unuttu şu zamana kadar hayret.","label":6} {"text":"Tam anlamıyla dur durak bilmeyen,nefes kesici bir aksiyon.Biraz filmin reklam spotu gibi olduğunun farkındayım ama ''Nuit blanche'' gerçekten de böyle bir film.Tek mekanda geçiyor olması ya da Fransız filmi olması önyargılara sevketmesin sakın gittikçe artan temposu ve özellikle gece kulübünün mutfağında geçen bölümleri tam bir ustalık eseri ve filmin zirve yaptığı anlar.Sürekli tahminlerin üstüne çıkması ve ne şekilde biteceğinin bir türlü kestirilememesi de cabası.","label":7} {"text":"Filmin yarısına kadar, tipik sıkıcı ilerleyen bir Woody Allen yapımı olduğunu düşündüm. Kapatmak elimde olan birşeydi ve her an kapatabilirdim. Direndim.\"Sanat filmi izlemek benim neyime?\" diye düşünürken filme çok kapıldığımı farkettim. Özellikle sonlarına doğru inanılmaz keyif aldım. \"Vicky Cristina Barcelona\" filmini pek beğenmemiştim. Sadece Barcelona'nın güzellikleri ve Woody Allen'ın bu güzellikleri yansıtmasını başarılı bulmuştum. Bu filmde ise; Paris'in güzelliklerinin yanında ilginç bir konu işlemiş. Çok beğendim. Normalde özel bir beğenim olmayan Marion Cotillard da bu filmde çok çekiciydi ayrıca. Sıradışı, yaratıcı ve masalsı diyebilirim. 2011'in en iyi filmlerindendi.","label":6} {"text":"Güzel ve takibi zevkli bir savaş filmi.Çekimleri ve oyuncuları gayet başarılı.Sinema açısından güzel bir örnek olsa da içerdiği aşırı ve taraflı propagandadan dolayı çok sevmedim filmi.'Bu benim için sorun değil' diyenler için ise sorunsuz bir film...","label":6} {"text":"ilk filmin yanından bile geçemez. Daha vasat bir film. ilki para getirince ikincisini de çekeriz demişler. Yönetmen değişmiş filmin tadı değişmiş. oyunculuklar güzel. Ayrıca filmde rahatsız olduğum bir konu vardı. filmde kötü insan kadın, iyi insan kadın. erkeklerin fikri yok ya da fikri olanlar belli etmeden! fikirlerininden dönüyorlar. Ayrıca filmde kötü karakter mı kalmadı kaynanayı kötü yaptınız. klişe turk filmlerinden cidden birkaç sahne bulabilirdiniz. filmde sayısal hatalarda mevcuttu. Kaç tane ağaçadam vardı da 2 tanesi ölse de bitmediler. malefiz hanefendi de savaş olmuş. cicekleri çalmışlar, gidipte kendi kralığını korumuyor dans ediyor, ağıt yakıyor. puanım: yönetmen : 5 oyunculuklar: 8 (Angelina Jolie'ye 10 canım benim ya güzelliğe bak) grafikler: 5 genel : 6.5","label":6} {"text":"iki başrol oyuncusunda iyi..alıp izliyecegim ve ona göre puan verecegim:))bekleyin..","label":4} {"text":"Sıcacık, samimi, bitmesini istemeyeceğiniz bir film. İtalyanlar o yıllarda ne kadar muhafazakar insanlarmış. Evde ve okulda çocuklara dayak da serbestmiş :) Amaan, izlerseniz kendinizi çook iyi hissedeceğiniz harika bi film işte..","label":7} {"text":"türünde komedi+romantik olarak görülse de bu sıradışı, hafiften absurd hikaye olabildiğince ciddi sunulmuş, ilerledikçe daha da drama+romantik sınıfına uyuyor desek sanırım daha doğru olur. filmin kalitesi tartışılır lakin izledikçe hikayenin bir adım sonrasını merak etmekten kendinizi alamadığınızdan bi şekilde izlettiriyor kendini, en büyük artısı bu filmin.","label":6} {"text":"Önemli bir konu, önemli bir film. Ancak sinemasal anlamda çok da imzasını atmayı başaramıyor yönetmen Todd Haynes. Bu ismi duyduğumuzda hala akıllara 2015 yapımı muhteşem 'Carol' geliyor ve seviyeyi oraya çıkardığı için sonraki filmlerine belki biraz da haksızlık yapıyoruz. Fakat genel olarak da bir bireyin büyük şirketlere, belirli kurumlara veya devletin kendisine karşı mücadelesi, hak arayışı, tüm hayatını riske atması vb. kısaca özetleyebileceğimiz bu tür içinde kendine özgü bir yer edinebildiğini söyleyemeyeceğim 'Dark Waters'ın. Yakın dönem benzer nitelikteki filmlerden biri de yine beklentimi boşa çıkaran 'Official Secrets' mesela. Filmlerin kurgusu, giriş-gelişme-sonucu, senaryosu, karakterleri (ana karakterden tutun onun hep yanında olan ama ara sıra da dayanamayıp tepkisini gösteren karı-kocalara kadar, veya yine onu desteklemek isteyen fakat kendi içinde devleti, şirketleri vb. karşısına almaya bir nebze korkan patron, iş arkadaşı vb.ne kadar) neredeyse her zaman birebir aynı. Sadece zaman ve mekan değişiyor.","label":6} {"text":"Evdeyseniz ve boş vaktiniz varsa iyi vakit geçirmek için izlenebilecek eğlenceli bir film.Amanda Bynes çok iyi oynamış,mimikleri süper.Yalnız büyük maça kadar film oldukça keyifli bir halde ilerliyor ama o sahneden sonrası bıraz daha sıkıcı,durağan gidiyor ve maçta olayın açığa çıkma şekli ve akabinde gelişen olaylar bıraz inandırıcılıktan uzak geliyor ınsana.Fazla mantık aramam,hoş vakit geçireyim diyorsanız bu film sizin için ideal seçim.","label":7} {"text":"Abartılacak kadar iyi değil. İlk antman filmi bundan kat kat iyiydi ancak bu olmamış bence yine de boş vakitte izlenebilir. 10/6","label":5} {"text":"Bitişiyle boğazına düğümü atıp bırakan. Ayrıca mistik bir hikayeyele, gerçek bir savaşın bir arada ilerleyebileceği aklımın ucuna gelmezdi doğrusu.","label":8} {"text":"uzun zamandır seyretmek istiyordum wolf creeki,hem teenslasher türüne olan ilgim hem de filme yapılan kimi övgülerin beni heyecanlandırması üzerine bu filmi kaçırmamam gerektiğini düşündüm hep.sinemada izleyememenin üzüntüsünün yanı sıra evdeki ses sistemimin yetersizliği de film için bir kayıp olabileceğini düşündüm;öyle de oldu ama kesinlikle beğenimi olumsuz yönde etkilemediolayların gerçek hikayeye dayanıyor olması ayrı bir gerginlik oluşturuyordu izleyicinin üzerinde ve oyuncuların da yerinde sergilemiş oldukları performansları ise eksiksikleri tamamlıyordu adeta. özellikle ilk yarının sonlarına doğru adrenalin daha çok salgılanıyordu,kim bilir belki de abartıyorumdur ama arkadaşlarımla teenslasher filmlerine konu olabilecek birçok gezi-macera yaşadığım için türe yakından bir ilgim ve de çekingenliğim var. gençlerin tek tek katledildiği filmleri izlemek hep heyecan uyandırır ben de:)keşke kurban kimliğindeki karakter sayısı daha fazla olsaydı ve heyecanım katmerlenseydi ama bu bile yetti.7/10","label":6} {"text":"filmin güzel aksiyon sahneleri var ama bu kadar düz bir senaryo olması beni şaşırttı doğrusu bu film daha güzel ve etkileyici yapılabilirdi ama onun yerine kolay olan yol seçilmiş ve bol bol aksiyon sahneleri koyularak mantık ve kalite geriye alıtmış.izlerseniz canınız sıkılmaz ama daha fazlasını beklemeyin...","label":6} {"text":"hiçbir yerden gelip hiçbir yere varmayan, bir yere bağlanmamış bir hikaye.","label":3} {"text":"Zamanının başarılı çizgi filmlerinden biriydi. - babam derdi ki, eski krallar yıldız olup tepeden bizi izlerlermiş. - ne yani eski soylular öldükten sonra bizimi izliyorlar? ;)","label":6} {"text":"Gerçekten eğlenceli ve keyifli bir çerezlik. Tavsiyemdir ;)","label":7} {"text":"Mükemmel, kaliteli ve etkileyici bir film.","label":8} {"text":"Rob Schneider’ danda jigolo olur mu derseniz? işte kanıtı :D","label":9} {"text":"zaman zaman insanların fantastik dünyada seyahate çıkması gerekiyor diye düşünürken sizin bu ihtiyacınızı gideren eğlenceli ve güzel bir film.. ama yan etkilerine karşı uyarıyorum adımlarınızı daha büyük atmaya ve özel güçlerinizi keşfetmeye çalışırken bulabilirsiniz kendinizi :)","label":7} {"text":"Gayet eğlenceli bir film. Ben çok keyif aldım ve beğendim.","label":8} {"text":"3-4 yıl önce sinemada izlemiştim ve hiç beğenmemiştim bu filmi.. senaryoda birçok kopukluk ve eksiklik var.. cansel elçinin kendi sesinden yapay türkçesi çok eğreti ve rahatsız edici.. bazı görsel efektleri ve başak köklükayanın iyi oyunculuğu dışında sıkıcı bir film.. en fazla 4/10","label":0} {"text":"Hariha bı şölen Jsjsjjdjdjdkdkdkdkkdldjckckckdodkdkdkdkdkdkdkkddkdkdkdkdkdjejjejejdkekdkddkdkkdkckckfkdkdkkdkdkdkdkdkdkdkdkkdd","label":8} {"text":"Hostel tarzı filmlerden biri daha. Ama bence o filmin seviyesine çıkamıyor. Kötümü ? Bence değil ama iyi olduğunuda söyleyemem.","label":5} {"text":"Kadın-erkek ilişkilerinde kaçınılmaz bir ritüel olan karşı cinsin geçmişini merak ve sorgulama evresiyle birlikte, o zamana kadar güllük gülistanlık gibi görünen ilişki, yerini akıllarda kuşkulara ve soru işaretlerine bırakmaya başlar. İşte o andan itibaren ilişkide gerçek problemler baş gösterir. Ya geçmişteki bütün yaşanılanlar kabullenilir ya da hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktır. İşte bu film, bu kırılma anını en güzel şekilde canlandıran bir yapıt. Romantik ve duygusal anların eksik olmadığı bu filmde, bol komik diyalogların yanında, yönetmen Kevin Smith'in ilk filmi Clerks'teki bazı hikayelerin ve karakterlerin varlığı filme çok güzel renk ve komedi katmış. Velhasıl, izlenilmesi tavsiye edilebilir hoş bir film.","label":7} {"text":"İlki kadar efsane olmasa da cidden başarılı buldum. Ha, nasıl başarılı tabi ki kendi şartları içinde.. O \"selam\" sahnesi bitirdi beni.. Ciddi anlamda filmi durdurup 2 dk kadar gülmemi bastırıp devam ettim.. :)","label":7} {"text":"kesinlikle görülmesi gereken bir film. film taşra kokuyor buram buram. güzel gözlemler yer alıyor filmde. belki spoiler olabilir:) okuma bence. üniversite bittikten sonra memleketlerine dönecek olan ve oraya karışıp bir daha istanbula gelememe korkusunu yaşayan arkadaşlarım geldi aklıma. ben de dahil olmak üzere. ilmin son sahnesinde bu kaygı geldi aklıma. uzun süredir sinemada bu ka kalitede türk filmi izlememiştim açıkcası.","label":7} {"text":"Cem yılmazın sıradan filmlerinden birisi ","label":4} {"text":"300den daha iyi olabilir.fragmanı çok sağlam.özellikle müzikleri.","label":4} {"text":"Aşkın ne olduğunu sorgulayanhala aşkı tadamamışbirkaç ay ömrü kalmış bir adam... Ve çocukluğundan beri ona aşık bir kadın. Güzel bir filmdi. İzlebilir olan Kore filmlerinden. Aşk basit bir şey midirbirinden hoşlanırsınona sorular sorarsınsonra seversin. O aşk mı olur?Aşk biriyle beraber ölüme gidebilmek midiryada çok sevdiğin için öldürebilmek?Yoksa beklemek midir sadece..","label":6} {"text":"Türkçe adı gibi 'arızalı' bir film ilk başlarda gerçekten iyi başlıyor ancak arızalı olan çiftler adaya geçtikten sonra film resmen zıvanadan çıkıyor, inanır mısınız film tek sahnesine gülmeden salondan ayrıldım. Filmin tek başarılı oyuncuları Jean Reno ve Vince Vaughn.","label":2} {"text":"Hem Şarkıyı söyleyip hem işaret diliyle ailesine şarkı sözlerini anlattığı sahneye dalağı böbreği bıraktık.","label":7} {"text":"bir romandan uyarlama olduğunu untmayalım, bence güzel bi uyarlama olmuş. film bildiğimiz klon da olsa robotta olsa onlar da birşeyler hissedebilir teması üzerinde duruyo ancak en çok bildiğimiz benzer film olarak i robot veya blade runner gibi filmler den farkı temanın bu olduğunu filmin sonunda anlıyor olmanız, aslında bütün amaç filmde bunu göstermekmiş. filmin sonlarına dogru bu durumla ilgili vurucu sahneler var. insan olanla insan olmayan arasında ne kadar fark olabileceğine dair filmin sonunda çok güzel replikler var. film gayet sürekliyici, ilk sahnelerden hemen noluyo ya burda, bi dakka neydi bu şimdi diye düşünüp filmi ciddi takipe almaya başlıyosunuz ve hikayeyi dinliyosunuz. etkileyici bi bilim kurgu olmuş, bolca dramlı. kesinlikle vakit kaybı değil. sadece benim bahsettiğim açıdan değil, filmin izlediğiniz göze değişen anlamları var.","label":6} {"text":"İşi bilen ellerle yapıldığında absürd komedinin tadı bir ayrı oluyor. Özellikle bu kadroyla daha da bir güzel olmuş ilk filme göre bunu söylemek istiyorum... Sorguluyanları pek anlamadığım, aksiyon sahnelerinde ciddiyet aranmadan eğlenmelik bir film Machete. Sonuna kadar asla sıkılmadım ve keyfini çıkardım. Üçüncüsünü de merakla bekliyorum.","label":6} {"text":"yani filmi kalp ağrılarıyla beklemiştim kitabı okurken non-stop ağlama ve tüylerim diken diken olma modundaydı ama filmde hissedilmesi gereken 20 yer var anca 2-3 ünü işleyebilmiş ve hakkını verdiği tek yer yanlış işlenmesine rağmen sirius kemere girdiğinde herşeyin susması ve harrynin sessiz haykırışlarııdı tiylerim diken diken oldu ki kitaptayken öyle kmötü olmuştum ki bitirene kadar kabullenememiştim ağlayıp durmuştum kitabı elimden fırlatmak falan istemiştim onun dışında siriusun evinde olanlar soora en önmelisi harrynin bütün yaz haber alamadıktan soora dönmesi veee en önemlisi dambiyle o kehanet hakkında konuşmalrı kehanetin önemi çok büyüktü harrynin yaşadıı herşey ama herşey hatta yaşamasının sebebi idi bir yerde kehanet ne olduunu bile anlayamıyorsunuz filmde bi de son olarak ihtiyaç odası bulunmuyor sadece dombildorun ordusu ortaya çıkarılıyor onu da cho söylemiyor ya onun chonun zoruyla orduya katılan salak bir arkadaşı söylüyor ve orada hermonienin yaptıı büyü ile kıza olanlar ve dombıldorun olayı çevirmesi daha etkileyici olabilirdi kısaca eer kitabı okumadıysanız bu filmden hiç bişi anlaşılmıyo ve başlı başına bir hayal kırıklığı","label":1} {"text":"ağladım","label":6} {"text":"john taravoltanın mucize, tom hankin yeşil yol, çetin tekindorun ulak oynadıkları filmlerin kurgusunu izleyen, oyunculuk açısından fazla bir performans göremediğimiz, yönetimde ise anlatılmak yeterince açıklığa çıkarılmayan bir yapım olmuş. bazı filmler evrensel olurken bu film öznesel olarak hazırlanmış ve ortak bir mesaj içermemektedir. filmde beğendiğim şey aslında neredeyse tüm reha erdem filmlerinden olduğu gibi sadece güneşli gün filmi çekmediği sineması için her yere gideildiğidir. bu yüzden puanım bu doğrultudadır. 10/7","label":6} {"text":"Özellikle ilk yarısı komikti baya sonradan tempo yavaşlıyor biraz genel olarak eğlenceli gülünebilecek bir film ben stiller ın klasik ortalama filmlerinden biri işte ne eksisi var ne artısı..7/10","label":6} {"text":"Hayatımda gördüğüm en saçma ve korku adı altında aslında mahsun kırmızıgül tarzı duygusallık barındıran amatör çalışma. Film hele Türk korku filmi demek istemiyorum. Çünkü Türk korku filmleri dünyada bir numara. Bu konservatuar öğrencisinin proje ödevi olur olsa olsa. Oyunculardan amatörlük akıyor. Birde anne rolünde bir yenge akıllara zarar. Kendisinin dünyanın en iyi insanı olma gibi bir niyeti var sanırım. Mıy mıy konuşmalar sevgi ve merhamet gösterileri... Bence o kadın korku filmi değil de dini bir filmde iyilikler teyzesi rolünde oynasın. Hiç korkunç değil bu yönetmenin suçu o mekanla öyle bir film çekilirdi ki musallat siccin Dabbe Ammar serileriyle yarışabilirdi. Film çat diye bitiyor. Ama bu film değil aynı öncekiler baskın ve münafık gibi amatör bir çalışma benim gözümde. On üzerinden bir aldı. Onuda mekanın ıssızlığına verdim. İzlemeyin. Zaman ve para düşmanı.","label":1} {"text":"böyle bir dünya istiyorum.. her şeyin yavaşça, nazikçe, uyum içinde, huzurlu bir biçimde hareket ettiği, fillerin üzerimde uçtuğu.. ama izlerken nedense sürekli çekimler esnasında neler yaşanmış olabilir, onları düşünmekten kendimi alamadım.. hani aslında \"böyle bir şey yok aslında\" düşüncesi hüzünlendirdi beni bir noktadan sonra.. bunların dışında, aynı bilinç düzeyine ve yeteneklere sahip bir biçimde, suyun altında yaşayan canlılar olsaydık nasıl olurdu acaba diye düşündüm bir süre.. işte o zaman dediğim gibi hareket ederdik: yavaşça, nazikçe ve uyum içinde..","label":8} {"text":"Bilmiyorum, bana çok zorlama geldi. Hele o aynı sahneleri yaşamak yordu açıkçası. İlk film daha merak uyandırıcıydı.","label":5} {"text":"Filmin Overrated olduğunu düşünüyorum. Yönetmen filmi desemde fark etmez P:7","label":6} {"text":"yüzümde aptal bir gülümseme ile izledim resmen","label":7} {"text":"Film klastrofobik bir kapsülde, adam kaçırma temasıyla başlıyor, astronomi ve space-opera ile devam ediyor ve en sonunda nörobilim'e ve klonlama üzerinden ahlak felsefesine bağlanarak bitiyor. Tek kelimeyle muazzam. Interstellar ve Gravity'de aldığım zevki tekrar aldım. İlk yarıda 6/10 veririm diye kafamdan geçiriyordum, bitirdiğimde 9/10 verdim.","label":8} {"text":"“Burn”, hikâyesini de yazan Mike Gan’in yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi… Gan’in adına, hem de oldukça düşük bir bütçeyle kotarıldığı her halinden belli olan bir “ilk film” için, oldukça temiz bir iş çıkartmış olduğunu söyleyebiliriz… Birkaç müşteri ile Billy’nin peşindeki motorcuları saymazsak, ana karakterlerini Melinda (Tilda Cobham-Hervey), Billy (Josh Hutcherson), Sheila (Suki Waterhouse), Memur Liu (Harry Shum Jr.) ve Perry’nin (Shiloh Fernandez) oluşturduğu filmin hikâyesinde, bir benzin istasyonunun market bölümünde, gece vardiyasında yaşanılan gerilim dolu dakikalar anlatılıyor… Aslında sıradan bir soygun olayı olarak kalması da mümkünken, davranış ve psikolojik bozukluk arasında gidip gelen “ezik” bir kişilik yapısı sergileyen Melinda sayesinde, nefes aldırmadan devam eden 88 dakikalık bir kâbusa dönüşüyor… Ancak hakkını yemeyelim, söz konusu Melinda’yı canlandıran Avustralyalı genç oyuncu Tilda Cobham-Hervey, neredeyse Oscar’lık bir performans sergilemiş… Hani öyle ki, Billy ve Sheila karakterlerinin de kendisini habire kışkırtarak yukarıda adını verdiğimiz rahatsızlıklarını tetiklemeleriyle, “Carrie” (1976) deki Sissy Spacek’i yani Carrie’yi anımsatacak kadar iyi oynamış… Elbette çekimleri tek mekânlı bir sette yapılan bu filmde, yaratılan “boğucu atmosfer” ve yönetim tarzı nedeniyle (Blumhouse Productions’ın radarına girdiğinden yüzde yüz emin olduğumuz) Mike Gan ve teknik ekibini de kutlamak lazım… Zira izleyiciyi rahatsız etmeyi fazlasıyla becermişler… Sonuç olarak: “Covid – 19 salgını yüzünden evlerde tıkılı kaldığımız bu günlerde, şiddet ve cinsellik içeren sahneleri yüzünden ne yazık ki, çocuklarınızla birlikte izlemenizi öneremeyeceğimiz, ‘Burn’ adına yaraşır sürpriz bir finale de sahip olan bu film, sıkılmadan vakit geçirmenize yardımcı olacaktır” diyelim ve yorumumuzu noktalayalım… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun… Sinema sanatına yakışır, emek verilerek yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden sizlerle görüşmek üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"Bu akşam izledim film, savaş filmleri hoşuma gider, savaşta esir düşmüş insanlarla ilgili filmler daha da hoşuma gider ama bu film kesinlikle hiç hoşuma gitmedi, yorumlara baktığım %90 ında Bruce Willis in oyunculuğu övülmüş. filmi öven bir yorum hatırlamıyorum, zaten Bruce willis oynamasaydı bu filmin 10 üzerinden en fazla 4-5 alacağı kesin. Film 2. dünya savaşında almanların esir kamplarından birinde geçiyor.. ama nasıl bir esir kampı, ben böyle bir esir kampı görmedim. amerikalıların kontrolünde mi almanların kontrolündemi belli değil,, amerikalılar mahkeme istiyor, olur tabi başüstüne diyor almanlar, tiyatroda bir mahkeme düzenliyorlar falan filan,, çok saçmaydı konu olarak..","label":0} {"text":"Ben bu filmi izlemeyi çok istiyorum. Bu film ne kadar süre gösterimde kalacak? Lütfen cevap bekliyorum.","label":9} {"text":"\"Sevgi pıtırcığı\" bir çiftin yeni bir eve taşınması ve hemen karşı komşularını gözetlemesiyle birlikte filme hızlı bir giriş yapılıyor. Daha sonra hikaye ilgi çekici bir hal almaya başlıyor. İşin garibi ucuz gözüküyor, ucuz gözüktüğü için sonunu da basit beklemiştim. Ancak son bölümleri oldukça şaşırttı. Yine de biraz zorlama geldi. Evet ilk sürpriz güzeldi, fakat sonrası \"şaşırtmacalı son\" telaşıyla biraz zorlanmış. Çok güzel, güzel vücutlu bir kadın oyuncuyla; çok yakışıklı ve kaslı vücutlu bir erkek oyuncuyu bol bol çıplak göstermek de biraz garantiye kaçmak gibi olmuş. Fakat tutar bu... Tutmuş da.","label":6} {"text":"En iyi, en dramatik kim ki-duk eseri. Yıllar geçse de hala kulaklarına fısıldıyor insanın.","label":7} {"text":"şimdi öncelikle shyamalanın bu filmi ciddiye alarak yaptığına inanmıyorum.daha doğrusu inanmak istemiyorum,inanamıyorum.ve bunu filmin bazı kısımlarında belli ettiğini düşünüyorum.yani o diyaloglar,o olaylar,o senaryo ve karakterler bu şekilde yazılamaz.özellikle de altıncı his gibi bir efsaneye imza atmış bir yönetmenden.daha sonraki signsı da beğenmiştim aslında.en azından finali tek başına bile kurtarabiliyordu.pek çok kişi sevmemesine rağmen bence lady in the water da çok fena değildi,izlenirdi özellikle ikinci yarısı.ve arada the village var mesela,o da sürprizli ve en azından ortalama bir filmdi.kısacası yönetmende altıncı his başyapıtından sonra gözle görülür bir düşme var,fakat bu düşme bile neredeyse idare ediyordu bizi.ne var ki the happeningte dibin de dibine inmiş night.ama tekrar söylüyorum bence ne bileyim eğlencesine falan çekmiş,öylesine çekmiş.yoksa ciddi ciddi oturup böyle berbat bir film ortaya çıkaramaz.kötülemeye nereden başlayacağımı da şaşırdım,dağıttım konuyu o yüzden.mark wahlberg berbat,zooey berbat,ki zaten karakterleri komple o kadar anlamsız,boş,berbat ki zaten...olaylar mantıksız,içine sinmiyor insanın,doğayı koruyalım tarzı bir mesaj vermeye çalıştığı besbelli ama kesinlikle böyle bir şey yapamıyor.havada kalıyor herşey.arada filme dahil olan karakterler de tam anlamıyla fiyasko!aşırı sığ bir film,çekilmemiş olması gereken bir film,türkiyede bile o dalga geçtiğimiz korku filmleri the happeninge ciddi anlamda basar yani.ha bir de şu olay var ki,ne kadar anlamsız,saçma ve havada olsa da,film yine de kendini izletiyor,kötü bir film izlediğinizi bile bile izliyorsunuz yine de,o açıdan sıkıcı falan değil yani.ki zaten 80dakikacık gibi oldukça kısa bir süresi var.shyamalanın ne olursa olsun bu filmi ciddi çektiğine inanmıyorum.bu adam altıncı hissi yaptı,bu kadar da olmaz.","label":3} {"text":"Serinin son filmi olmasına rağmen ilki kadar sürükleyici bir filmdi. İmdb puanına bakılmaksızın izlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Filmi ilk 2 sinden ayıran özelliği iki zaman arası gidip gelmesi idi. Bu özelliği ile ikinci filmden daha iyi olmuş diyebilirim.","label":7} {"text":"Tam bir çerezlik film olmuş. Konuşmalar hızlı olduğu için altyazı da hızlı geçti ve bazı diyalogları kaçırdım. Güldürdü eğlendirdi beni. Çok da değil orta seviyede.","label":5} {"text":"doksan yedi yılında yapıldığını düşünürsek, nice kült yapımların, çok ses getimiş filmlerin fikir babası olduğunu görürüz. izlediğim en harika filmlerden biri. finalinde ise afallamamak elde değil... 10/10","label":8} {"text":"Bu kadar kötü kamera açıları olamaz. Filmin tek iyi yanı müzikleri aşka da bişey yok. Kesinlikle Oscar alamaz. Zor bitirdim filmi. Geçişler o kadar kötü ki filmi nasıl bitirmişler merak ediyorum.","label":1} {"text":"kadro, oyunculuklar, müzik neredeyse her şey on numara. filmde bonus olarak scarlet cansın ve dustin hoffmanbile var. soundtrack açısından çok başarılı, güzel bir ritm yakalanmış. bu kadar sıradan bir konuyu böylesine güzel ve çekici, cezbedici anlatabilmesi çok hoştu. ancak senaryo zayıf ve kısmi hatalar var, çok bariz bir kurgu hatası gözüme çarptı. ama bu hatalara rağmen efsane olacak tatda olduğunu söylemek zor değil. filmin sonunda eski karısıyla barışması çok kötü bir son olmamış mı? \"mutlu son\" istenmiş belli ki ama çok zorlama olmamış mı, eski karısıyla iletişimi bile sınırlıydı bana mantıklı gelmedi. ayrıca aldattığını yeni öğrendiği eski karısıyla tekrar evlenmesi nasıl bir mantık. şu filmlerdeki genişlik bana batıyor. not: orospu skyler","label":7} {"text":"ben filmi beğendim,Jean Reno yine güzel rol sergiliyor.Senaryosu pisikolojik gerilim tarzında güzel bir yapım.","label":6} {"text":"Ahmad'in Fransa'ya gelişiyle 'Geçmiş' de başlıyor. Geçmişten kopamadıkları pişmanlık, vicdan azabı, yanlış anlamalar.. Ta ki son sahneye kadar. Ahmad'in geçmişte neden gittim anlatayım mı diye sormasına karşı, Marie artık geçmişi duymak istemediğini dile getiriyor. Ahmad'in herkese veda edip kapıyı kapatıp gitmesi de. Bize artık geçmişle kapıların kapatıldığını gösteriyor. Bunu hastanede Samir izliyor. Son testi; kocası için intihar eden, başka bir kadın olmasındansa ölmeyi tercih eden karısına, Samir kendi yapıyor. Celine tepki veriyor ağlıyor fakat Samir'in elini sıkmıyor. Ne kadar sevse de o da geçmişine bir nokta koyuyor. Ölmeyi tercih ediyor. Ve film böylece \"geçmiş\"le bağlarını koparıp, bitiyor.","label":8} {"text":"Issız bir adada yaşayan iki kız kardeşten biri yazardır, evlerine gelen biri bu yazarın yazdığı herşeyi okumuştur ve hikayedeki viyola J'yi görmek istemektedir. Bunu gösterebilmek için dışarı çıkmak zorunda olan kız kardeş ile çıkmasını istemeyen kardeş arasında bir duygusal problem çıkar. Film muhtemelen çıkmanın bedelinin düşüncesel bakirliğin bozulması olduğunu anlatmaya çalışıyor. Pek beğenmedim, filmde beğendiğim tek şey farklı anlatım tarzıydı.","label":2} {"text":"Köpeği o halde sokağa yetiştirmeye çalışmasından tabağındaki çorbayı ikiye ayırmaya kalkmasına kadar her sahnesini beğendiğim bir film.","label":8} {"text":"keyifle izlenebilecek bir film, diyaloglar ve espriler çok başarılı.","label":6} {"text":"film açıkçası abartıldığı kadar güzel değildi. katilin kim olduğu başından beri belliydi. ayrıca çok basit bir konusu vardı. neden herkes bu duş sahnesini abarttı anlamıyorum. hiç germedi bu film beni. ama oyuncular başarılıydı.","label":4} {"text":"Köyde dedemlerin buğday tarlasında vardı bunun aynısından kuşlar buğdayları yemesinler diye samandan yapıp koyarlardı çocukken biraz ürkerdik ama hiç bir şey yaşamadık, Bu film yalan saçma çok amatörce çekilmiş o tarlada çocukken biz çekseydik en az bunun kadar kötü olurdu, genelde korku filmlerinde mantık arayan biride değilim öcülerden böcülerden ama göz göre göre bu kadarda mantık hatalarını önümüze sunan bir film olmaz be kardeşim, kesinlikle izlemeyin uzak durun ben yandım ayaklar ve samanlık yanmasın:) neyse çaktırmadan spoiler da verdim biraz izlemeyin diye daha ne yapayım sizi düşünüyorum o kadar film varken zamanına yazık be güzel kardeşim:)","label":1} {"text":"çok fazla oy aldığı için filmin finalinde aşırı derecede süpriz bir final beklediğim ama gelmedi. kötü bir film değil özellikle çekildiği döneme bakarsak. ama şimdiki zamanda izleyip beklentiyi sıfırlamakta baya baya fayda var.","label":8} {"text":"Şiirsel ve bol replikli bir yapım. Orjinale sağdık kalınarak yapılmış. Ve biraz fazla ağır ilerliyor film. Shakespeare'in eserinin bir çok uyarlaması var. Ben daha önce hiç birini izlememiştim. Ama sanırım pek benim tarzım değilmiş. Görsel yönden, manzaralar, arka plandaki doğa manzarası, makyajlar filan çok başarılı. Arkadan esen fırtınalar, görsel bazı efektler hoşuma gitti. Marion Cotillard, sevdiğim kadın oyunculardandır. Burada da ortalama bir performans sergilemiş. Michael Fassbender'ın bu yıl izlediğim üçüncü filmi. Performans olarak ben buradakini diğer ikisinden daha çok beğendim. Lakin, Slow West ve Steve Jobs da dahil bu üç filmini de ortalamanın altında buldum. Oyunculuk olarak Fassbender, hepsinde çok iyi ama filmleri pek beğenmedim. Shakespeare seven kişilerinde tam anlamıyla beğeneceğini düşünmüyorum. Biraz ağır ilerleyen bir film. Belki şiirsel işlenen filmleri sevenler daha çok sevecektir. Normalde olması gereken de bu olabilir ama sinemada izlemektense şu eseri bizzat gidip izlemek isterim. İyi seyirler... 5.9/10","label":5} {"text":"Volvo'da çalışan Birger, emekli olduktan sonra yalnız yaşamaya ayak uyduramamıştır. Bu yalnızlığını giderebilmek, üstesinden gelebilmek adına hergün sanki hala çalışıyormuş gibi işe gidip gelir ama tabiki bu durum hoş karşılanmaz. Otobüste denk geldiği herhangibiri ile bile iki dakika konuşabilmeye ihtiyaç duyar hale gelmiş olan Birger, birgün kapısını çalan Mahapadu'nun, bir kitap hakkında konuşmak istemesiyle, bu yalnızlıktan birkaç saatte olsa kurtulabileceğini düşünür. Tabi bu duygusunu yeterince dizginleyemeyince olanlar olur. Kısa ama gerçekten anlamlı diyebileceğimiz bir film.","label":6} {"text":"Ben oyuncuları için merak ediyordum ama filmin kendisi de özgün, işleniş tarzı çok güzel ve izlemesi keyifli. Başta Andrien Brody olmak üzere 4 oyuncu da hikayeye çok yakışmış. Bu Film bolluğu arasında dikkate değer bir film.","label":6} {"text":"çok ilginç bir konuya sahip bilim kurgu gerilim filmi. uzay gemisindeki bir grup insanın yaşadıkları anlatılıyor. filmi anlayabilmeniz için biraz dikkatli izlemeniz gerekebilir. biraz kafa karıştırıcı bir film olmuş","label":5} {"text":"Filmin özü şu ki, uzaya gidecekseniz, iyi bir tamirci olmanız gerekir. :)","label":6} {"text":"Arkadaşlar bu serinin bütün kitaplarını okudum. İlk çekileceğini duyduğumda Harr Potter dan bile daha fazla tutar demiştim. Ama kitaptaki hikayeyle alakası yok. Tabi gidişat, konu benzer ama sonu tamamen farklı. Bence bu film tarihten silinmeli. Adam gibi birileri bu seriyi tekrar doğru düzgün çekmelidir. Başrol deki velet kitaptaki Percy nin tırnağı olamaz.","label":5} {"text":"İlkine göre daha eğlenceli, derli toplu diyelim. Fakat 9 film yönetmesine rağmen Raja Gosnell'in hala \"iyi\" denilecek bir filmi yok! Yönetmen tercihi baştan yanlış.","label":4} {"text":"Gerçekten etkileyici ve değişik kurgusuyla insanı büyüleyen oyunculuklarıyla da ön plana çıkan çok iyi bir aksiyon filmiydi.Filmden çıktıktan sonra iyiki izlemişim diyeceğiniz türden.Angelina jolie yine bizi güzelliği ve oyunculuğuyla etkileyerek aksiyon filmlerinin aranılan oyuncularından olduğunu tekrar kanıtlıyor.Tavsiyem filmi sinemada izlemeniz yönünde.9/10","label":8} {"text":"Millet bıkmadı resmen birbirinin aynısı distopik gençlik romanları yazmaktan. Hollywood da sağolsun bir tane bile atlamadan kitaplar çıkar çıkmaz filme çeviriyor. Bu türden bir film daha izlersem başka da film izlemek nasip olmasın bana.","label":0} {"text":"Harikaydı...","label":7} {"text":"Doğa şartlarında hayatta kalma mücadelesi bu tür filmleri severim genelde, gerilim korku denmiş ama bence dram yönüde fazlaydı ve bol kar manzaraları görmek güzeldi.","label":6} {"text":"Çok eğlendim hemen izleyin şunuu","label":8} {"text":"Etkileyci..","label":8} {"text":"Fazlaca travma yaratabilen ama kadınlık hallerini etkileyici ve fazlaca da sert anlatan bir film. Fazlaca etkilenmiştim izlediğimde...","label":7} {"text":"Kısa ancak etkileyici, vurucu bir Dardenne Kardeşler filmi. Öyle vurucu dediysek, çok gürültülü, çok şiddetli, ortalığı toz duman eden bir vuruculuk değil bu. Daha çok boğaza düğüm atan cinsten. Hayatın içinden, sonuna kadar gerçek izlediklerimiz. Filme kabaca üç pencereden bakılabilir. Tabii ki ilki her şeyin merkezindeki Cyril. 15 yaşında bir Belçikalı olan Doret'nin yerinde performansı, kırmızı tişörtü ve bisikleti ile uzun süre zihnimizde yer edecek. Sonrasında Samantha var. Kuaför oluşu dışında hayatına dair hiçbir şey bilmediğimiz, ama onu tanıdıktan sonra gerisini sorgulamaya gerek görmediğimiz, güçlü, melek gibi bir kadın. Onun motivasyonları ve analizinin de filmi anlamak, hissedebilmek adına kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiği inancındayım. Çünkü film boyunca ne oluyorsa, muhakkak bir şekilde Samantha'nın etkisi de oluyor, doğrudan veya dolaylı. Son olarak bir de baba figürü var. Filmin başından biri ismi geçen, aranan, sonra bulunan, veya bulunduğu zannedilen bir figür bu. Aynı şekilde onu da çok az tanıyoruz. Zaten bir düşününce biz kimseyi tanımıyoruz filmde. Onların hakkında en ufak bir bilgimiz yok. Karakterleri yalnızca bu olay örgüsü içinde tanıklık ettiğimiz kadar çözümleyebiliyoruz. Bu olumsuz anlamda değil, olumlu anlamda yansıyor akışa. Son beş dakikasını gözünüzü kırpmadan, hatta nefes dahi almadan izliyorsunuz. Yüksek kalite bir Avrupa filmi.","label":7} {"text":"beklentilerin altında kalsa da izlemeye değer diye düşünüyorum. mitolojiye pek sadık kaldığı söylenemez. tanrıları öldürse öldürse titanlar öldürebilir zaten. onlar da bir nevi tanrı sonuçta. zeus da bi yıldırım şimşek göstereydi iyiydi.","label":7} {"text":"güzel oyunculuklar.","label":7} {"text":"metafor aqmış resmen... Sonlara doğru \"yetheeeeeeeer\" diye bağırma hissiyatı yaratıyor rahmetlinin yaşadığı hezeyanlar ve buhranlardan gına getirerek","label":7} {"text":"bence mükemmel bir film...çok eskiden işllemiştim ve o zamanlar beni gerçekten etkilemişti...güzel bir film bence izlenmeli ben 9 verdim...","label":8} {"text":"Diziden bağımsız seyreden, kendini seyrettiren bir filmdi. Uzun palto, boğazlı kazak giymeyen ve gümüş yüzük takmayan bizdik sadece arkadaşımla, filmi seyretmeye gittiğimiz sinema salonunda :)","label":9} {"text":"mahsuna laf yok","label":4} {"text":"Sinema bir nevi dert anlatma sanatıdır. Kimi Çakallarla Dans gibi filmler derdini küçük detaylarla anlatsada (bkz. Ali İsmail Parkı ) Abluka filmi derdini çok daha sert bir şekilde anlatmayı seçmiş.Devletin ne kadar zalim yöneticilerin ne kadar kaypak olduğunu gözler önüne sermiş. Soundtrack'i, oyunculukları, çekim açıları, özgün senaryosuyla Abluka 'Allah devlete zeval vermiye. ' kafasında olmayan, bu ülkede neden yaşayamadığımızı, malum partinin destekçilerine neden terörist dendiğini,300 terörist öldürdük diyen devletin aslında kimleri öldürdüğünü merak edenler için vizyonda.İyi Seyirler.","label":7} {"text":"çok güzel eğlencelibir romantik komedi filmi olmuş ve gençlere hitap etmiş. izlerken oldukça zevk aldım ve sizlerede öneririm. keyifli vakit geçirmek isterseniz izleyin derim","label":5} {"text":"Run Fatboy Run'ın kadın ve Amerikan versiyonu olduğunu düşünmüştüm ama biraz daha farklılaştırılmış hali. Kilolu olup kilo vermek isteyenlere az da olsa ilham verebilir. Ben çerezlik film olarak sıkılmadan izledim.","label":5} {"text":"1. dünya savaşında milyonlarca insan savaştı ve öldü.adamlar gitmiş yine 4-5 tane amerikalı yutseveri bulmuş ve savaştırmışlar....her zaman olduğu gibi yine amerikalılar kazanır...filmin konusu bu...izleyenlere sabır arkadaşlar10/2","label":2} {"text":"İlki kadar eğlenceli ve aksiyon dolu olmasa da gayet izlenebilir bir film. ustalara saygı duymamak elde değil. film de kendini ciddiye almadığı için bu kadar izlenebilir bir film olmuş. kendi kendine eğlenen bir film yapmışlar çok ta iyi etmişler. izledik eğlendik. 7/10","label":6} {"text":"sinir bozan bir film. film sonuna kadar bilinmezlik ve gerilimi sürdürüyor. Final oldukça rahatsız edici.","label":7} {"text":"ben bu filmi divx olarak izledim, bazı sahneleri beni çok gerdi desem yeridir...düşünüyorum da bir de sinema da izlediğimi...zaten genelde ben sam raimi ustanın filmlerini seviyorum...wes craven ve john carpenter karışımı ama ikisine de benzemeyen bir film üslubu var...ama bu filmle ilgili şöyle birşey söyleyim...filmin finalini daha filmi izlerken biliyorsunuz. yani sürpriz falan olmamış. bunun dışında herşeyi mükemmel...hele başroldeki kızın burnundan bir kan fışkırma sahnesi vardı ki sormayın...:)))","label":7} {"text":"Oldukça sürükleyici bir filmde kendi açımdan.Keyifle izledim.Oyunculuklar zaten iyi.Cate Blanchett zaten favori aktrisler listemde zirvede,en sevdiğim beğendiğim oyuncuların başında geliyor.(8/10)","label":7} {"text":"Film Roy Andersson’un Yaşayanlar üçlemesinin son filmi. İlk ikisini izlemediyseniz de çok takılmayın. Film absürd anlatım tarzı ile biraz durağan; ancak festival filmlerini sevenler için kaçırılmaması gereken varoluşsal sıkıntıları ele alan bir film. Yönetmenin “Modern zamanların Don Kişot ve Sanço Panza’sı” olarak tanımladığı ikilinin yaptıkları işteki amaçları ile kendilerinin tezatlıkları, birinin hayatı sorgulayışı ve dinlediği şarkıdaki “Hayat çok güzel; ama korkunç derecede de üzücü.” sözleri filmin genel özetini veriyor.","label":6} {"text":"Christian Bale ve Johnny Depp gibi iki ismi bir arada görünce büyük beklentilerle oturduğum için sanırım film beni tatmin etmedi. christian bale karakter olarak sönük kalmış. bu kadar büyük bir yeteneği kullanmaya gerek yokmuş. jhonny depp yine oyunculuğunu konuşturmuş olsa da zaten sıkıcı olan hikaye sakız gibi uzatılarak iyice eziyet haline getirilmiş.","label":5} {"text":"karşılıklı köstebek görevleri sona ermiş ve polis adına çalışan ajan tony leung ölmüştür. bundan sonra andy lau yaptıklarından dolayı vijdanıyla başbaşa kalacaktır. köstebek filmini izleyen varsa bu filmide onun devam niteliği olarak görüp izleyebilir.","label":7} {"text":"Kaliteli oyuncuların yer aldığı başarılı bir film. Hiç sıkılmadan izledim. Herkes bir gün istemedende olsa aşık olabilir ve.... 10/8","label":7} {"text":"Magna Carta, Aşk ve Özgürlük... İzlenmeye değer. Tavsiye ederim.","label":8} {"text":"film henüz piyasada yokken izleyip bide karantinaya alan arkadaşı merak ettim yüksek öngörülü insanlara hayret ediyorum nasıl oluyorda oluyor","label":5} {"text":"gercekten çarpıcı bir film.21. yy. şiddet eğilimli gençliğini çok etkileyici bir biçimde anlatıyor. klasik okul filmi başlangıçlı fakat filmin ortalarına doğru başka bir hal alıyor. kesinlikle izlenmesi gereken bir film.","label":7} {"text":"vizyondayken izlemiştim halbuki ama izledim diye işaretlemek bugün sitede adını görünce aklıma geldi, o derece bir vakit kaybıymış yani..","label":6} {"text":"zamana karşı bir yarış hayatta kalma mücadelesi Filmin farklı bir havası var dövüş sahnesi yok, çatışma patlama çatlama sahnesi yok, sıradan bir senaryosu var tüm bunlara rağmen çok aşırıya kaçmadan tam kararınca temposu ve gerilimi olan bir film. Son dakikalarına kadar gerilim hiç düşmüyor. Olumsuz olarak söyleyebileceğim tek husus bu sonun filme yakışmadığını düşünüyorum. Çok basit bir sonla bitti buda izleyiciyi boşluğa düşürüyor. Tabi bu filmi kötü yapmıyor ancak keşke böyle bitmeseydi dedirtiyor. Güzel vakit geçirebileceğiniz türden.","label":6} {"text":"butterfly effect filmlerinin babası sayılabilecek, tabii ki kat kat daha başarılı ve sürükleyici bir film.. daha az mantık hatası da cabası =)","label":7} {"text":"Bir ara \"Dövüş Kulübü\"nü hatırlatır gibi oldu ama fena halde ters köşeye yatırdı beni. Not: Anlam veremediğiniz her sahne için filmin sonunu bekleyin.","label":6} {"text":"Filmin iyi veya kötü olmasından ziyade insan eleği olarak kullanılacak bir film. Bu filmi seven insanlar genelde içinde geçen aptalca sözler için seviyor ve buda filmi seven insanın hayata bakış açısını belli ediyor.","label":4} {"text":"Çocukken sınıfça sinemada izlemistik serinin en iyisi..","label":7} {"text":"...Julianne Moore'un varlığı dahi 'The Forgotten'i kurtarmaya yetmiyor. Julia Roberts'ın Sleeping with the Enemy- Yatağımdaki Düşman filmi ile zaten vasat yapımların yönetmeni olduğunu kanıtlamış olan Joseph Ruben'in filmi, seyircisinin ilk 1 saat içerisinde belli bir gerilime ortak etse de seyriğini son yarım saate girerken öyle bir değiştiriyor ki, filmden keyif aldığınız o ilk saat de heba oluyor bir anda. Neden ve nasılın yeterince açıklanmadığı, tatmin edici olmaktan uzak bir finalle noktalanan film sıkılmadan izlense de sonunda eee, ne oldu şimdi yani? diyeceğiniz türden bir yapım...(4/10)","label":3} {"text":"İnsanlık tarihinin ilk faşist ülkesini/toplumunu yaratmış olan Almanya'nın geçmişi deşilmeye çalışıldığında temiz sanılan insanların da aslında o kadar temiz olmadıkları bu nedenle doğruları söylemek isteyenlerin susturulmaya çalışıldığını anlatan film, konuyu esprili ve farklı bir anlatımla ortaya koymasına karşın derinlik sağlamakta yetersiz kalmış... 6/10","label":5} {"text":"almanların genel sorunu heralde bu. daniel brühl de hep çarpık ilişkiler içeren filmlere denk gelıyor. üzücü.","label":6} {"text":"Harika .. bence herkes izlemeli ben bayıldım,efsane bı filmdi,efsane bı son vermişler.Herkese öneririm zaten Bella Thorne oyunuyor kötü olma ihtimali yok🥰 Çok gerile gerile izlemiştim.Yakında 2 si de gelecekmiş galiba,beni çok sevindirdi bu haber,herkese keyifli seyirler💓💓","label":9} {"text":"ya bu film direk kopya ya. aynı filmleri konuyu bile değiştirmeden defalarca çekiolar. korku filmi die bişey kalmaz yakında..","label":4} {"text":"İdeallerinin peşinde koşmayı ve hayatı ti'ye almayı sevenler için mükemmel bir film izlyein.","label":8} {"text":"kitabını okumadan filmini izleme derler ya, bu filmi izleyebilirsiniz çünkü kitapla alakası yok denecek kadar bozuk bi senaryo.","label":4} {"text":"Basit ve Amerikanvari espriler, oyunculuk kalitesinin vasatlığı, neredeyse her sahnede ve finalde her şeyin hep beklendiği gibi olması vs derken bence görünen puanın çok daha aşağısını hak ediyor. Hani bu film cidden 7 ve üzeri ise puanı 8.5 civarı olan yılların vahşi batı filmleri 10 üzerinden 11-12 olmalı öyleyse. Ha yok onlar hak ettiği yerde iseler o zaman bu film 5.5-6 aralığını asla geçemez. Hele o her türden biri olayı tamamen çocukça. 5.5/10","label":5} {"text":"Bitmedi gitti film. Bitmedi yahu. Sıkıldım, bunaldım, sevmedim... Sadece Leonardo'nun merdiven sahnesi aklımda güzel bir yer olarak kaldı.","label":6} {"text":"21 filminin ispanyol versiyonu gibi zaman geçirmek isteyenlere sadece önerilir","label":4} {"text":"0.5 puan veren kansız fetöcüler sadece bu filmi puanlamak için 15.07.2021 tarihinden sonra hesap açmışlar. Ulan şeytan bile size hayran. Domuzun b.k bile sizden daha faydalı bu dünyaya","label":9} {"text":"Çizgi filmini hiç izlemediğim için berbat, rezalet gibi yorumlar yapıp ayrıntıya girmicem, kısacası kötü bir film benim için. Fakat aklıma takılan bi nokta var filmde: !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Şimdi bu Avatar'ımız sırf su bükmeyi öğrenmek için o şehre gidiyor, öğreniyor da okyanusdan gelen savaş gemilerini nasıl durdurabileceğini bilmiyor, düşünemiyor ve yardım mı alıyor iki saat meditasyon yapıp, ruhlarla konuşup? Yani o ejderhayla konuşup fikrini almasa hiç aklına bile gelmicek, filmdeki diyaloglara göre. Avatar resmen kıza \"tamam artık ne yapmam gerektiğini biliyorum\" diyor ve gemileri durduruyor denizi kontrol ederek. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":0} {"text":"heyecan var ama efektlerinde pek iş yok. bunuda seyredin bide pıerce bronan ın dante yanardağını seyredin. farkı anlayın","label":6} {"text":"Son dönemde çekilen çanakkale temalı filmlerin en iyisi olduğunu söyleyebilirim","label":3} {"text":"Fazla şişirilmiş ve izlemesi sabır gerektiren bir film. Julie, bir kazadan sonra ailesini kaybeder. Eşi piyanisttir ve çalışmakta olduğu son proje yarım kalmıştır. Julie, kazadan sonra eski yaşantısına dair herşeyden kurtulmak ister ama işler istediği gibi gitmez ve son projeden kurtulamaz. Bu proje sayesinde bir çok şey keşfeder -ki bunlardan biri eşinin onu aldattığıdır . Üçleme bir serinin filmiymiş, diğerlerini bilmiyorum ama bu filmi malesef sevemedim. Çok fazla durağanlık ve kopukluk var yada bana pek hitap etmedi. Juliette'nin kaliteli bir oyunculuk sergilediği düşünmüyorum, çünkü zaten çoğu sahnede sadece boş boş durarak bakıyordu. binadan atmak istedikleri hayat kadını bile daha iyi oynadı rolünü.","label":3} {"text":"Tek bir kelime özetler, oyunculuklar, kurgu, başrol, işleniş: Muazzam! 8/10","label":7} {"text":"Gerek müzikleri, gerek teması, gerek oyunculukları ile harika bir film. Her ne kadar bu temada pek çok film çekilmiş olsa da mutlaka izlenmesi gereken bir başyapıt. En sevdiğim sahneler finali ve kilise sahneleridir.","label":8} {"text":"Mutsuzluk, umursamazlık, hissizlik hakkında kısa filmlerden oluşan komik ve farklı bir film. Filmin bir konusu var ama bir hikayesi yok.","label":7} {"text":"İzlediğim ilk Guy Ritchie filmi olan The Gentlemen başları sıkıcı olsa da biraz ilerledikçe sizi içine çeken bir film. Ama yine de biraz abartıldığını düşünüyorum. Kısaca izlemenizi tavsiye ediyorum ama çok fazla beklentiye girmeyin. Nokta","label":6} {"text":"berbat bir film uzak durun , fragmana aldanmayın.- çok uzun ve gereksiz sahneler)","label":1} {"text":"elime kamerayı alıp çekebileceim bi film,pek bi özelliği yok,canım sıkıldı izlerken:(","label":4} {"text":"son zamanlarda izlediğim en iyi film, özellikle edebiyatseverler hiç tereddüt etmeden izlesin.","label":8} {"text":"güzel bir filme benziyor","label":7} {"text":"Güzel bir dram... Başroldeki bayan 2013 senesinde çok genç yaşta intihar etti veya öldürüldü","label":5} {"text":"Heyecanla bekliyoruz. Salgın sebebiyle epey ertelendi gösterim süresi. Teknik olarak eleştirilebilir fakat daha iyi filmlerin ortaya çıkabilmesi için bu Tarz projeleri desteklemek gerektiğini düşünüyorum. Milli, manevi duygularımızı tatmin edeceğini umarım.","label":9} {"text":"Burak Aksak bu sefer toparladı. Keyifle izlenecek bir yapım ortaya koydu. Bir Kocamustafapaşalı olarak filmi çok beğendim.Kesinlikle izlemeye değer 7/10","label":6} {"text":"Basit sayılabilecek bir konu iki duayen oyuncu ve dar alanda kameranın müthiş kullanımıyla gerilimi hiç azalmayan sıradışı bir film çıkarmış ortaya. Mekan küçük olunca yüzlerin önemi daha büyük oluyor. Oyuncular kadar yönetmenin oyuncular, kamera ve müziği harmanlamasındaki başarısını teslim etmek gerek... 85/100","label":8} {"text":"Kısa film olunca orjinali senaryoyu uyarlamak zor olmuş biraz sanırım, daha hızlı gitsin hadi artık dediğim yerler oldu ama film güzel izlemeye değer bence. Ben'in reflekslerini bilemem ama neredeyse tamameeen tepkisiz. !---spoiler---! Spoiler İçeren Edit: Spor salonunda Ben zamanı dondurmuşken koşup giden adam nolduu? Film bitmeden bi yerden onun kim olduğunu öğreniriz diye bekledim boşa bekledim. !---spoiler---!","label":7} {"text":"kesinlikle izlenmeli... filmi sonuna kadar dikkatle izleyin. pişman olmayacaksınız!!","label":8} {"text":"Kesinlikle mükemmel bi film hem gerilim hem korku soluksuz izleyeceğiniz içinde in cin olmayan harika bi film","label":9} {"text":"Ben sevdim bu filmi açıkçası. Herkes çok fena olduğundan falan bahsetmiş ama bazı oyunculuklar güzeldi, pek değinilmeyen bir konu. Yani sırf romantik komedi olmadığından bile izlenebilir. Hem sonunda da belki sürprizli şeyler falan olabilir, kim bilir!","label":7} {"text":"hytta en sevdiğim hyvan at olduğu için hmn izleidm bnce süper bir filmdi cok etkilendim ve spidermanimizi baska rollerde görmekde güsel oldu:):)","label":7} {"text":"bkz. festen","label":8} {"text":"Spielberg gene yapmış yapacağını Daha da bir şey demek istemiyorum. İzleyin ve akışına bırakın, Lakin; kurtulmanız zor :)","label":8} {"text":"mükemmmel bir senaryo.. en samimi oyuncular.. bayıldım.. geç oldu ama izledim :)","label":7} {"text":"Çok iyi oyunculuk, inanılmaz grafik kalitesi, hayrete düşürecek bir senaryo arıyorsanız bunu bulamazsınız fakat çocukluğunuz benim neslim gibi şirinlerle geçtiyse kötü bir film olarak görmezsiniz şirinleri. Gargamel'in majyajı, şirinlerin sesleri ve özellikle Patrick Harris çok iyiydi. Azman'ın hareketleri filmin en hoş yanlarındandı. Küçük mavi adamların filminden ne bekliyorduk bilmiyorum ama ben bir aile filmi olarak fazlasıyla başarılı buldum. Eskisi gibi siyasetede değinmediler fakat bir aile, çocuk filminde de o tür sorunları anlatmalarını beklersem ayıp olurdu. Film bittiğinde yüzümde gülümseme vardı, artık ne çocukluğum ne de eski hatıralarım var fakat ben hala şirinleri sevebiliyorum. 10/7","label":6} {"text":"Film,in kadrosu çok güzel ama film ortalarda 10/7 lik bir film ben filmi beğendim ama başkaları beğenmiyebilir. cd sini alın izleyin daha iyi","label":6} {"text":"Jane Fonda çok güzel kadınmış. Bugün bunu gördüm.","label":5} {"text":"Her yönüyle izlediğim en salak korku filmleri arasında ilk üçü zorlar.","label":0} {"text":"bu tarz -çerezlik- filmleri tekte bitirseler şaşarım. yap yap b kunu çıkarana kadar yap.","label":4} {"text":"Daha önce bir çok kez konu olarak tanıklık etmiş olmamıza rağmen film kendini izlettiriyor. Filmi sıkılmadan beğenerek izledim, özellikle oyuncu seçimini de başarılı buldum. Oyuncuların Performansı filme sıcak bir doğallık katmış diyebilirim. Bill Murrray isminden etkilenerek izlediğim filmi sıcak komedi aile tarzında sevenlere tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Bütün seriyi izledim ama 1. filmdeki gibi etki olmadı üzerimde. Birinci film en güzeliydi 4. de fena değildi. Tuzaklar güzel, özenle hazırlanmış, aslında çekimde, oyunculukta bir numara yok ama yine de heyecanlı oluyor. Müzikleri de güzel etki bırakıyor. İzlenebilir bir film.","label":6} {"text":"2. si çekilsin bu filmin sonu muallakta kaldı","label":7} {"text":"Biz güzel bir hikaye bulduk ama bunu 2 saatlik filme nerelerden kısa kessek de sığdırsak çabasına yenik düşmüş bu yüzden yüzeysel, insana en ufak dokundurmayan bir film ortaya çıkmış. Tek artı yanı görsel bir şölen yaşıyosunuz hepsi bu. Olmamış.","label":5} {"text":"HARİKA ÖTESİ BİR FİLM SÜPER ,İZLEMEDEN ÖLMEYİN...KONU SU VE OYUNCULUĞU İLE BİRLİKTE KEYİFLİ KOMİK VE HEYACAN LI BİR FİLM FİLMİN SONU AYRICA KUSURSUZDU HELAL OLSUN YAZANA YÖNETENE VE OYUNCULARA","label":9} {"text":"inanılmaz eğlenceli bir film.","label":7} {"text":"filmin çok değişik bi tadı vardı ya. geçen sene izlemeye niyetlenmiştim bi gün, yorumlarda ağır ilerlediğini, sıkıcı olduğunu yazanlar olunca vazgeçmiştim. evet tempo yok, ağır ama sıkılma diye bir şey hiç olmadı, sıfır. keşke o gün izleseydim diye iç geçirdim. filmdeki karakterler çok iyiydi, oyunculuk iyiydi, hikaye çok güzeldi, müzikler müthişti ve şehir güzelliğiyle birleşince çok güzel bir film çıkmış ortaya. çok iyiydi be, gece gece gayet güzel gitti film; izleyin. \"karakterler çok iyiydi.\" dedim aynen öyle. filmde \"kötü\" karakter olan harry bile bi bakımdan sevilebilecek bir karakterdi. bi kere delikanlı adam çıktı :) cüceyi yanlışlıkla vurunca onu çocuk sanıp ken'e söylediğini yapıp, sözünün eri olması bunu gösteriyor.","label":7} {"text":"Ahmet Kural ve Murat Cemcir güldürdü. Fazla olmamakla beraber güzeldi. Vakit kaybı değil.","label":7} {"text":"Aamir Khan varsa işin içinde her zaman bizi bize anlatan, boğazı düğümleyen, iç ısıtan bir filmdir. Her öğretmen, her anne baba izlemeli. Farklıyız birbirimizden, her birimiz farklı renge sahibiz ve dünya rengarenk. Bir renk olmasa resim eksik olur. Çok güzeldi çook!! Her saniyesine değdi :)","label":8} {"text":"üç yıl önce kitabını okumuştum filmini izlemek şimdiye kısmet oldu. Emilia Clarke'ı çok severim, mimikleri aşırıydı evet ama ben karakterde uçarı bir tip olduğundan pek rahatsız olmadım. Süpriz şeyler olmadı benim için fakat yine de izlemesi oldukça keyifli ve hüzünlüydü.","label":8} {"text":"algı, zaman, süreklilik gibi konulara farklı bir sinema diliyle yorum getiren, izlerken sürekli takipte kalacağınız deneysel bir film.","label":8} {"text":"Klasik bir soygun filmi gibi bazı yerleri saçma olmuş ama filmin tamamı izlenebilir seviyede. Film tekrar tekrar izlettirecek bir film değil soygun filmi olarak bu işin nirvanaları var bu da eh işte izlenir bir film seviyesinde.","label":5} {"text":"Eğlenceli ve hareketli bir yapımdı Madagascar 3, görsel açıdan da oldukça iyiydi. Önceki filmlerinden farklı olarak yeni hayvanların da eklenmesi daha güzel olmuş.","label":6} {"text":"Ben yandım eller yanmasın. Çok kötü, klişe, REC çakması bi film. Sahneler bile aynı. Hayatımdan 2buçuk saat çaldım.","label":0} {"text":"Kötü mü? degil.Film muhalif olmaya calısıyor ama bunları cogu yerde basaramıyor.Mantıksız yerler cok fazla ve de niro dısındaki oyunculuklar sırıtıyor tek izlenimlik 5/10","label":4} {"text":"spoiler içerir Güney Kore yapımı film iki farklı sınıfa ait bireylerin aralarındaki farkı ve insanların nasıl doyumsuz olduğunu anlatıyor. Kim ailesi yoksulluktan zenginliğe giden yolda her şey mübahtır felsefesi ile hareket ediyorlar ama bütün planlar istedikleri gibi gitmiyor bay Kim in dediği gibi en iyi plan plansızlıktır. Filmin sonunda her şey sarpa sarıyor ve hiç kimsenin istemediği olaylar oluyor. Hayat felsefemin ne kadar doğru olduğunu bana tekrar gösterdiği için teşekkürler. ''her zaman doğruları söyle'' 92. Oscar Ödülleri'nde, En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Uluslararası Film ve En İyi Orijinal Senaryo ödüllerini kazandı. Oscar tarihinde ilk kez İngilizce olmayan bir film olarak En İyi Film ödülünü alma başarısı gösterdi.","label":7} {"text":"hint adletsizliklerini kast sistemini anlatan güzel bir başarı öyküsü filmi.. Sürükleyici. Ve güzel..","label":7} {"text":"Normalde yorum yazmam ama ilk defa bu film için yazıcam. IMDB ve buradaki puanına bakılınca dünyanın henüz bu filme hazır olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Ama absürt komedinin bağımlısıysanız ve değişik tarzda filmler seyretmeyi seviyorsanız bu film başucu eseriniz olabilir. Bu türü sevenler kesinlikle kaçırmasın derim.","label":0} {"text":"Clint Eastwood faktörü çok önemli. Milyon Dolarlık Bebek filmindeki dramatik akıcılığı yine sahneye koymak. Son derece sade bir film, son ana kadar katili kestirmek zor. Kurgusu güzel. Sean Penn - Tim Robbins- Kevin Bacon faktörü.Ve filmin adamı bence Tim Robbins 9/10","label":8} {"text":"Ne fena.. Ve ne rezalet..","label":3} {"text":"Sık şehirler arası yolculuk yaptığım dönemde bütün firmaların gözbebeği filmdi. Tamam iyi hoş bir kaç sahnesi iyiydi fakat bir veya iki izlenimden sonra mide bulantısı etkisi yapıyor...","label":3} {"text":"Metaforlarla dolu, Tomek Baginski'nin kısa filmleri arasında, favori filmim. Ne zaman aklıma gelse bu görsel şöleni tekrar tekrar izlerim ve her seferinde üzerinde düşünülecek, sorgulanacak ayrıntılar, tablolar yakalamaya çalışırım. Linear zamanda kısa olabilir fakat alt metni dairesel zamanın içinde gibi.","label":8} {"text":"Dilini dahi bilmediği topraklarda sahip olduğu tek şey temiz bir yürek olan Failan'ın hikayesi bu.. Film boyunca görmediği birisine sevgi ve minnettarlık duyan Failan, öylesine sade bir oyunculuk eseri ki bir an bile gerçekliğini yitirmiyor.. Güney Kore sineması'nın hayatın içinden gerçekçi üslubu, usta aktör Min-sik Choi'nin ders niteliğinde oyunculuğuyla destekleniyor.. Belki sadece İran sinemasında bulabileceğiniz bu doğallık, izleyeni muhakkak etkisi altına alacak.. Tavsiye ederim..","label":8} {"text":"Film bir başyapıt ya da sürükleyici bir konuya sahip değil. Ama işin içine jim carrey girince film ister istemez eğlenceli film haline geliyor. Filmi izlerken eğlendim diyebilirim. Güzel bir aile filmi.","label":5} {"text":"Yeterince istendiğinde ve çabalandığında nasıl harikalar yaratılabileceğini anlatan şahane bir animasyon olmuş. Klaus ve Jesperin tatlı dostluklarına da denecek yok. Çocukların dünyayı değiştirebilecekleri mesajı izleyiciye çok güzel yansıtılmış. Kesinlikle her yaştan insanın izleyebileceği, içinizi ısıtırken aynı zamanda da sizi güldüren ve buram buram kurabiye kokan bir film.","label":7} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Tüm Harry Potter filmlerinde, kötü adamı bulmak için, beklemediğiniz adama bakmanız yeterli. Hep aynı... !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"müthiş bir film. kesinlikle izleyin... Ülkeler yok, İnsanlar yok, Ruslar yok, Amerika yok, evrenin üzerinde durduğu tek bir kutsal formül var. \"Para\". Bugün doğadaki düzeni sağlayan şey budur. Ve sen doğanın temel güçlerine burnunu soktun...","label":7} {"text":"gayet sürükleyiciydi","label":6} {"text":"Benim Charlize Theron'a aşık olduğum film bu işte. Ayrıca Tobey'in de Örümcek Adam dan ibaret olmadığının en güzel kanıtı. Zaten film öylesine güzel bir ahenkle örülmüş ki, içindeki yasak aşktan ziyade, insanların arasındaki farklı farklı ilişkiler cezbe diyor önce sizi. Aşkın hala beyaz bir örtüyle gezindiği yıllarda, kimsesiz çocukların da içinde barındığı bir kürtaj merkezindeki doktorla, bu şefkatli doktorun yanında yetişmiş bir gencin arasındaki o derin bağlılık, adamın o genci belli etmeden koruması ve hayatını neredeyse ilmek ilmek örmesine hayran kalıyor, öte yandan sezonluk olarak bir ailenin çiftliğine elma toplamak için gelen zenci ailenin içindeki ensest ilişkiyi öğrendiğinizde geçici bir şok yaşıyorsunuz. Asıl şok ise babanın açıklamasından sonra geliyor, bu sefer kalıcı şok yaşıyorsunuz. Kürtaj merkezine gelen kadınla orada bulunan genç arasında gizliden gizliye başyan elektriklenme hızını alamayınca kendinizi önce bir açık hava sinemasında film izlerken, sonra ağaçların arasında deli gibi sevişirken buluyorsunuz. Film sizi de içine alarak ilerliyor. Ama bence de Tobey haklı: Bence film seyretmek daha güzel. Film tatlı sert bir hikayeyi tatlı sert anlatıyor ve aldığından fazla Oscar'ı hakediyor. Bu yüzden son olarak film bittiğinde Akademi'nin kulaklarını çınlatıyorsunuz. Afiyet olsun!","label":9} {"text":"en iyi romantik filmlerden birisi izledikten sonra çevrenizdeki herkesin izlemesi için baskı kurmanıza bile sebep oluyor şiddetle önerilir :D","label":7} {"text":"pygmailon okuduğum en eğlenceli kitaplardan biriydi. filmi seyretmedim ama eğer kitap gibiyse, mükemmeldir. ayrıca, eliza rolü için audrey hepburn'den daha uygun birini bulamazlardı.","label":8} {"text":"Ben çok eğlendim izlerken, kesinlikle izleyin. sıkıcı bulan arkadaşlar olmuş, eğlenceli ve sürükleyiciydi. Filmin süresi biraz abartılmış.","label":8} {"text":"Film konusu itibari ile daha fazlasını vaad ediyordu aslında. Teknik yönden bana oldukça başarısız bir film gibi geldi. Çok daha iyi kotarılabilecek bir filmdi bu. Örneğin yılan aksiyonu gereksizdi, bu filmde bu tarzdan bir gerginliğe ihtiyacınız yok. Aynı zamanda telefonda konuşulan kişilerin �'ının safi bir aptal olması da biraz fazla abartı olmuş, bu tip durumlarda daha hızlı reaksiyon verir o konumları dolduran insanların bir çoğu. Bunların yanında oyuncunun belli sahnelerde verdiği tepkileri de o konum ve duruma yakıştıramadım. Ve elbette bazı sahnelerin çekilme yöntemi de beni rahatsız etti, örneğin tabuttan uzaklaşarak çekilen bir kaç sahne gibi. Bu filmde her şey anlamına gelen o daralma hissini, o sıkışıklığı kendi ellerinizle yok ediyorsunuz bu çekimi yaparak. Filmin sonu ise beklediğimden daha başarılıydı, ben gerçekten bir kurtulma anına hazırlamıştım kendimi, inceden bir ters köşe yaşadım yani.","label":6} {"text":"Ben filmi çok beğendim çok çarpıcıydı hiç aklima gelmezdi mesela begüm sayesinde emre'yle yesim'in tanışacagı, harikaydi gercekten","label":9} {"text":"pek güzel bir film diyemeceğim, zaman zaman sıkıcı ve gereksiz buldum. ama eminim bu tarzdan da hoşlananlar vardır.","label":2} {"text":"Çerezlik. İzlemeseniz de bir şey kaybetmezsiniz.","label":4} {"text":"2. devam filmi kadar güzel değil 1991 yapımı olan çok daha iyi ama anlamak için ilk bu izlenmeli, sadece 2. filmi izlerseniz hiçbir şey anlamazsınız, ayrıca bunu izleyip 2. filmi izlemeyenlerin bir kolu eksik bence, izleyenler mutlaka 2. filmide izlemeliler.","label":7} {"text":"Bir kere filmi izlenir kılan etkenlerin başında oyuncuları ve performansları geliyor onun dışında basit bir film.Romantik komedi hayranlarına tavsiye ederim onun dışındakiler izlemesede olur.7/10","label":6} {"text":"sıkıldım ve moviemaxde başladı isledim.. biras duygulandım yani fenda değildi.. noeli severim...","label":6} {"text":"Tüm sinema camiası adına bugün gittiğimiz bu filmin gişesine yaptığımız katkıdan dolayı ben ve iki arkadaşım bir özrü borç biliriz. Cast ekibinden kameramanlarına, oyunculara çay veren çaycısına, karınlarını doyuran catheringe, köye gitmelerini sağlayan ulaştırma ekibine, arabalarına benzin sağlayan akaryakıt şirketlerine ve hatta o şirkette çalışan pompacılara, o köyü köy ilan eden belediyeye, köyde yaşayıp evlerini açan köy halkına, köyün ışıklarını tedarik eden TEDAŞ'a, köye su ulaştıran KOSKİ'ye, yönetmeni eğiten tüm eğitmenlere, çekim yapılan kameranın üzerinde emeği olan saygıdeğer emekçi kardeşlerimize,ışıklandırmayı sağlayan ışıkları üreten firmanın gelmişine geçmişine, oyuncuların sesinin duyulmasını sağlayan BOOM ekibine, ayretten bizim sinema salonuna ulaşmamızı sağlayan 98 model tipo aracımıza (Satılık 1.4 i.e model hidrolik direksiyon) ve aracımıza benzin sağlayan Kayseri Tuna Caddesindeki Shell'e, filmin gösterimine ön ayak olan Kasseria A.V.M. yöneticilerine, köyün kahvehanesini bu film için tedarik eden kahvehane sahibine ve köyün muhtarına, ve son olarak bu filme ilham kaynağı olan sayın Kulyas Cin Taifesine üye olan ahbaplarımıza en içten saygı ve sevgi dolu selamlarımızı cennet mekan Kayseri'mizden bildirmekten onur duyarız. Kayseri Chicago Outfit Ailesi.","label":0} {"text":"Zehirli Çiçek 1930'larda geçen film, 14 yaşındaki bir genç kızın ailesine karşı işlediği suçu, suçun sebepleri ve cinsel açlığı üzerinde duruyor. Henüz 14'ünde olan Violette, olumsuz eğilimleri yüzünden anne ve babasının canına kasteder. Babasının ölümüne sebep olan genç kızın annesi kurtulur, ancak olay burada bitmeyecektir. Cinselliğe karşı büyük bir istek duyan genç kızın iç dünyası karmaşıktır...","label":6} {"text":"Zamanında birkaç kere izlemiştim. Çizgi dizisinde çokta farklı birşey sunmuyordu.","label":4} {"text":"Keyifle İzlenebilcek bir yapım. Zamanınızı ayırdığınıza pişman olmayacağınız, gayet doyurucu ve akılcıl bir film. Olay örgüsü çok iyi kurgulanmış. Çok beğendim.","label":8} {"text":"Flim yok fragman var flim yok [spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]Bunlar 50 karakter olsun diye","label":1} {"text":"Bu masalın birçok filmini izledim sanırım en ısınamadığım uyarlaması da bu oldu. Kötü yapılmış olduğundan değil de masal bu sefer çok farklı bir tarzda işlenmiş. Bu da beni masaldan uzaklaştırdığı için masalın bu uyarlamasını sevemedim. Bir müzikal film olarak seçilen müzikler ve görsellik kendi içinde başarılı sayılır. Son olarak Cinderellayı hep sarışın görmeye alıştığımdan Camila çok değişik geldi :) Müzikal filmlerden hoşlanmayanlar hiç izlemesin. Onun dışında izlemek isteyenler bir göz atabilir.","label":4} {"text":"Sinemanın ilgi çekici ve heyecan verici tarafı olmalı. Sanat her zaman boğucu ya da sıkıcı olmak zorunda değil sakinlik veya dengesizlik sabit ve durağan yapıda olması gerçekçi olduğu anlamına gelmez sadece sahte ve sanattan anladığını zanneden insanlar bunu kabul edebilir. Filmden sahtelik akıyor.","label":0} {"text":"açıkçası, filme \"mehmet aslantuğ\" faktöründen ötürü, zaten beğeneceğimi düşünerek gitmiştim. ama bu durum dahilinde bile film beni tatmin etmedi. tamam, bir filmin konusu, sıradan bir adamın/kadının, sıradan hikayesi olabilir, defalarca denenmesine karşın olabilir. -ki bereketli bir alan olduğunu da düşünüyorum. ama bunu yaparken yeni bir söz söylüyor olmamız gerekir. maalesef bu filmin bana söylediği bir sözü olmadı. ki bunun dışında bir odak sorunu da var hikayenin. bir sonucu doğurabileceknedenler ileri sürülmüş ama sadece sözde kalmış bu. neden-sonuç ilişkileri bakımından organik bir bağdan söz edemiyoruz. ayrıca, filmin ilk yarısı çok yavaş ilerliyor. zuhal ve arif'in ilk konuşması ise hem çok klasik laflardan derlenmiş, hem de tekleyerek ilerliyor. neyse, umarım mehmet aslantuğ film çekmeye yine de devam eder.","label":5} {"text":"Çok iyi bir korku filmi arıyorsanız, kesinlikle aradığınız film değil. Farklı bir konu olsun, biraz da gerilelim diyorsanız izlenebilecek bir film. Filmde sadece beniim gözlemlediğimbir kaç mantık hatası vardı. Eminim daha fazlası da vardır. Filmin en büyük eksisi de Neden? sorusuna cevap vermiyor olması. Evet, olaylar gelişiyor falan ama siz ne film boyunca, ne de filmden sonra neden böyle olmuş sorusuna bir cevap bulamıyorsunuz.","label":4} {"text":"izlenebilecek geyifli bir film tabi konuşmaları anlayanlara...","label":8} {"text":"Birçok film izliyoruz ve yine birçoğu birbirine o kadar benziyor ki bir süre geçtikten sonra filmin adını hatırlasak bile konusunu hatırlayamıyoruz.Aklımıza herhangi bir sahnesi dahi gelmiyor.İşte bu filmde izlenirken keyif verse de unutulan filmlerden biri olacak.Jennifer Aniston ın yüzü suyu hürmetine izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"ya anlatılmaya çalışılan bir şey var ama ben de çözemedim. Ama yine de düzgün yorum yapsanız daha iyi olur. Emek var çünkü sahne müzikleri,kıyafet seçimleri,uygun ses efektleri,yer seçimleri bir sürü şey düşünüldü. Ama daha açık olsa daha mantıklı olurdu.","label":4} {"text":"DİKKATLİ İZLEDİĞİNİZDE BİR BAŞYAPIT OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ Üzerinde düşünülmesi ve yazması uzun zaman alan bir film DONNIE DARKO... Bayağıdır izlemek isteyip kendimi tuttum çünkü özel bir anım olsun istedim. İzlerken de beklentilerimden çok daha yükseklerde olduğu için sessizce alkışladım içimden Jack Gyllenhaal ve Richard Kelly’i. Film, adına uygun karanlık havasıyla ve verdiği kafa karışıklığı hissiyle anlatmak istediklerini çok iyi anlatıyor. Platonik aşklarından, kuralcılığı ve klasik eğitim anlayışı sebebiyle öğrencilerle hiç bir iletişim kurması mümkün olmayan öğretmenlere; okulun kabadayısından, okula yeni gelen kızın hikâyesine kadar pek çok yönüyle lise hayatı oldukça gerçekçi bir şekilde veriliyor. Bana kalırsa her yönden ele alınması gerekiyor çünkü bu yapımda bağlılığı, bağımlılığı, aşkı, aileyi, sanatı, eğitimi, liberali, özgürü, ölümü görüyoruz... Doğru ölümü anlatıyor bu film, tesadüfen, en güzeli… Dünyanın sonuna doğru ölürken, doğru şekilde yaşamayı, yalanları kaldırıp, dürüstçe var olmayı... Evet, Donnie Darko da bir insan, onca ötekinin içinde, onların gözünün içine bakabilen kendine de yabancı olduğunu görüp, kendini herkes sayesinde kurcalayan, bütünlüğünü aşkta bulan kaybetmek üzere geldiği dünyada, tek anahtar, yine yitmeye mahkum. Donnie Darko da bir insan, sadece bir insan ama süper kahraman olmadığını da nereden çıkardınız…! Donnie Darko, 80’lerin dönem ruhunu ve 90'ların filmlerini birleştiren doğaüstü öğelerle bezeli muhteşem bir süper kahraman başyapıtıdır. Filme, bir şizofrenin dünyasına başarıyla ve abartılara yer verilmeden girilmiş fakat bu, şizofren çocuk çözümlemesi yalnızca varılmak istenilen noktaya giderken araç olarak kullanılmıştır. Öncelikle filmin işlediği yalnızlık, insan duygusunun karmaşıklığı, farklı olmanın getirdiği yalnızlık, herkesin kendi yaşam koçu olduğu gibi gibi temel diyalogları ve unutulmaz şirinler repliklerini es geçersek ki filmin temelini bunlar oluşturur, paralel evren mi yoksa zamanda geriye gitme mi oldu sorusu elimizde kalan temel sorudur. Solucan deliği, zamanda yolculuk, paralel evren, kiler kapısı gibi kavramlar üzerinde düşünülebilir elbette, ama filmin altyapısı oluşturan asıl konu yalnızlık ve toplumla uyuşmazlıktır kanatimce… Ayrıca yönetmen; vurgulamak istediği noktalardan hiçbirisini seyirciyi aptal yerine koyarak gözüne gözüne sokmamış aksine izleyicinin insiyatifine saygı duymuş. Kendisinin takıntılı olduğu ve kızdığı noktaları inanılmaz bir mükemmellikle işlemiş olan yönetmen, sevimlilik sembolü olarak görünen tavşanı; lanetin, çirkefin bir türevi olarak göstermiş ama bir o kadar da doğruların bulunmasına yardımcı olan bir varlık olarak vurgulamış ki burada bir iyi ve kötü ikileminin orta noktasını bulmaya çalışmıştır… Tarantinovari bir yaklaşımla müziklerin sahnelere uyumlarının da filmin başarısında etkili olduğunu düşünüyorum ve teması & herkes birgün yalnız ölücek & sözünden geliyor. Film bir bulmaca gibi hazırlanmış, parçalar yavaş yavaş yerini buluyor. Puzzleı çözebilmek için de filmi çok dikkatli ve her söyleneni harfiyen anlayarak izlemek gerekiyor. Ayrıca içinde bir sürü küçük küçük planlanmış gönderme olmakla birlikte, bu ayrıntılar filme olan beğeninizi kat be kat arttırıyor kısacası insanların hayatını değiştiren bir film değil de daha çok hayattan parçalar taşıyan bir filmdir… Son olarak Donnie Darko bir seçim yaptı, evet seçimler hayat değiştirebilir. Kendi adıma benim filmi izledikten sonra aklımda kalan en büyük soru işaretiyse yine hayata dair oldu; SEÇMEDİKLERİM beni nereye götürebilirdi ?...","label":8} {"text":"Liseye giden Nadine'ın hayatında büyük sorunları vardır. Annesiyle iyi anlaşamıyordur ve en iyi arkadaşı, abisiyle çıkmaya başlamıştır. Bu yüzden Nadine, kendisini öğretmeni Bay Bruner'a açar ve bu sorunların üstesinden gelmeye çalışır. Filmin yukarıda yazdığım konusu pek de umut verici gözükmüyor, değil mi? Peki ya size bu filmin aslında çok iyi olduğunu söyleseydim? The Edge Of Seventeen, şaşırtıcı bir şekilde başarılı bir film. Bunun da en büyük nedeni, senaryosu. Klasik okulda geçen gençlik filmlerinin aksine bu film daha gerçekçi bir tonda ilerliyor. Filmin senaryosu sayesinde karakterlerin yaptığı seçimleri neden yaptığını anlayabiliyorsunuz. Filmdeki bütün erkekler kötü birisi değil ve kızların hepsi de kötücül değil. The Edge Of Seventeen, şaşırtıcı bir şekilde olgun bir film. Oyunculuklar çok başarılıydı. Nadine rolünde Hailee Steinfeld, bu filmde en iyi performansını sergilemiş. Nadine'in öğretmenini canlandıran Woody Harrelson da bayağı komikti. Yan karakterlerden Haley Lu Richardson ve Kyra Sedgwick başarılıydı. Genel olarak The Edge Of Seventeen, şaşırtıcı derecede olgun, komik ve eğlenceli bir film. Kesinlikle mükemmel bir film değil ama eğer bu türe aşinaysanız, bu filme bayılacaksınız. TOPLAM PUAN: 7.6/10","label":6} {"text":"Bir kaç iyi çekilmiş sahne ve bir kaç iyi repliğin dışında iki muhteşem oyuncuya yakışmayan sıradanlıkta bir film.","label":2} {"text":"Oldukça gerçekçi, abartı yok senaryo kısa ve öz. Sylvester Stallone yine karizmasıyla filme damgasını vurmuş. İyi bir aksiyon.","label":7} {"text":"ben filmi başarılı buldum ... baştan sona keyifle ve sıkılmadan izletiyor kendini ... 10/7 ...","label":6} {"text":"Senaryosu bence çok iyi değildi. Film bana geçmedi. Çekilen mekanlar ve kullanılan kostümler için izlenebilecek bir film. Şimdi gelelim Catinca Untaru'ya akıllı bızdığım, cimcimem sen ne tatlış bir şeysin. Seni yerim yerimm Filme dair en çok sevdiğim bızdığın oyunculuğuydu. Bana Natalie Portman'ı hatırlattı. Umarım onun kadar büyük olur. Filmi almış götürmüş diyebilirim. Buradaki yorumlara saygım var ama bana biraz abartılı geldi yorumlar. Benim beklentim biraz fazla yüksekti ama English Patient filminden daha iyi olduğunu söyleyemem.","label":0} {"text":"Başarılı genç yönetmen Alejandro Amenabar'ın uzun metrajlı ilk yapımı. Kendisinin en önemli özelliği filmlerinde gerçekten özgün içerikler olması... Tez filminde de enterasan bir hikaye ve olay örgüsü var, izledikçe insanı zaman zaman meraklandıran, geren bölümler mevcut. İzleyiciyi bunaltmadan seyrettiren filmlerden biri... Sonuçta eski bir yapım ve Amenabar'ın ilk denemesi olduğundan diğer filmlerine nazaran daha aşağıda kalması normal bence. Yalnız filmde korku unsuru yok daha çok gerilim diyebiliriz.","label":8} {"text":"Klasik Jet'Li filmlerinden absürt komedi tarzında olanı. Filmin yaratıcı denilebilecek kısmı, boşanma arifesinde olan Wai'nin, kitap yazma çabasına, eşiyle olan problemlerinin yansıyış biçimiydi. Kitapla paralel ilerleyen anlatım güzeldi ama efektler ve ses eklentileri oldukça kötü olduğundan filmin değeri epeyi düşüyor.","label":4} {"text":"Savaşın öte ki yüzünü anlatan, gerçek bir hikayeden sinemaya aktarılmış etkileyici bir film... Savaş filminden çok biyografi filmi olduğunu unutmadan izleyelim, film başlarda aksiyonu bol hareketli bir savaş ortamında başlasada ilerledikça biyografi filmi olduğunu gösterecektir. Sabırla sonuna kadar izlemek lazım... Angelina Jolie ise ikinci kez yönetmen koltuğuna oturmuş ve bence övgüyü haketmiştir... Beklentinizi doğru tutarsanız sıkılmadan izleyeceğiniz bir film olacaktır Unbroken...","label":5} {"text":"yılmaz güneyin en iyi filmlerinden biri","label":7} {"text":"film ilk okul zamanınlarımızda öğrendiğimiz atatürk bilgisinden bile yoksun olduğundna hehangi bir güdülemeye sebep vermiyor.daha iyileri anlaşılan türklerden çıkmayacak.aklı başında olan yapımcılardan dileğim sağlam bir senaryo , oyunculuk, kostüm, makyaj teknoloji kullanımını çok iyi harmanlayacak bir ekip içinde olmadıkça atatürk temasının işlenmemesidir.filmi izlemenizi tavsiye etmiyorum çünkü atatürk hakkında yeni bir bilgi ne biz aklı başındakilere ne de ilkokul çağındakilere yeni bir bilgi vermemektedir.10/1","label":0} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en ilginç filmdi. Meğer Elfriede Jelinek adlı yazarın Nobel ödüllü kitabından uyarlama imiş. Filmdeki mizahı ve geçmişi anımsatma yöntemini sevdim. Bildiğimiz bir zombi filminden öte.","label":6} {"text":"İZLEMEYİN İZLETTİRMEYİN!! TEEN WOLF İZLEYİN DİZİ:)","label":2} {"text":"Romantik komedilerin bugünlerde aranılan oyuncularından biri olan Bradley Cooper un başrolünde olduğu kötü bir film.Ama filmin kötülüğü başrol oyuncusunun suçu değil sonuçta o şu anda kariyerinde zirvede bulunurken,filmin yönetmeni Lindsay Lohan ile film çekmekle meşgul,senarist ise 3.sınıf dvd filmlerine yazıyor.Alışılageldik klişe ötesi vede mantıksız sahnelerle dolu bu filmtrak ın en saçma sahnelerinden biri,yerde yatan katili elindeki bıçakla öldürmek yerine , üzerine atlayıp elleriyle boğmaya çalışan ve sonuçta mefta olan afro-amerikalının sahnesi.Bu tür kötü korku filmleri yüzünden bunlarla dalga geçerken hepten eşşeğin kulağına su kaçıran korku-komedilere maruz kalıyoruz.","label":2} {"text":"sürükleyici,farklı bir film.aslında denzel washingtonlı 2006 tarihli deja-vu'yu izlemiş olanlar belki bir nebze benzerlik bulabilirler iki film arasında.fakat oyuncularıyla,olaylarıyla kendine has bir film source code kesinlikle.altyapı olarak kuantum fiziğine oturtulmuş film.bu tarz filmlerde genellikle olduğu üzere seyircide bazen havada kalmış gibi görünen bazı sorular oluşuyor,belki başlarda source code'da da böyle sorular oluşabilir.fakat sonunda hikayenin de akışıyla tatmin edici bir finale ulaştırıyor bana kalırsa film.kendi türü ve çekilme amacı içinde değerlendirdiğimizde ortalamanın üstünde,güzel bir film olduğunu söyleyebilirim.duncan jones'tan başarılı bilimkurguların devamını bekliyoruz.","label":7} {"text":"Birbirinden yetenekli ve önemli oyuncuları bir araya getirmiş, ilginç senaryo ve yönetimiyle hoş bir film.Farklı bir film denemek isteyenler buyurun bu filme.Olumsuz yorumlara ve puanına aldırmadan rahat bir kafayla izleyin beğeneceksiniz. 10 / 8","label":9} {"text":"Serinin adını sanını silmişler süpürmüşler... Başka bir isimle yayınlansa belki tat alırdım ama \"rec\" ismi ilk filmle kalsın aklımızda.","label":3} {"text":"insanın içine işleyen bir hikaye, izlerken film mi gerçek mi diye düşüneceksiniz.. film bitince de nasıl yani? sorusunun cevabını ararken bulacaksınız kendinizi...:))","label":9} {"text":"Siccin serisinin hepsini izledikten sonra Bu Filmin Fragmanını Görünce Heyecanlanmadım değil çok güzel duruyordu. İzledikten sonra da gram pişman etmedi. Diğer ALPER MESTÇİ Klasikleri gibi muhteşem olmuş. Her seferinde bizi ters köşeye getirip öyle güzel bağlıyor ki sonunu. İçinizde hem öfke hem hüzün hem sevinç beliriyor. Bu Film bu tüm duyguları bi anda yaşattı o muhteşem finali ile","label":9} {"text":"etkileyici bir kısa film, savaş ve ardında bıraktıkları..","label":6} {"text":"Bende izlemek istiyorum ama izleyemiyorum sadece fragmanı açıyor siz nasıl izlediniz lütfen nasıl izlediğinizi söylermisiniz","label":9} {"text":"abartı olcak ama final sahnesini izlemek için herşey den vazgeçebilirim..sinema tarihinin en iyilerinden","label":9} {"text":"Filmi DVD'den izleme fırsatı buldum. İlk başta konuyu anlamaya çalışmak için uzun bir süre harcıyorsunuz, 15-20 dakika sonra film sizi kendi içine almaya başlıyor, ancak filmin sonu tam bir fiyasko.","label":9} {"text":"Orhan Kemal'in basyapitlarindan biri olan 72. Kogus, insan haysiyetinin düsebilecegi en dipsiz kuyunun hikâyesidir. 1940'lar, 2. Dünya Savasi'nin etkisinde kalan Türkiye'nin kitlik yillari. Cezaevinin 72 nolu kogusunda çesitli suçlardan yatan Adembabalar. Onlarin sefaleti, acilari, insanliga özlemi, hayata dair düsleri, çeliskileri, asklari ve kavgalari ile bu derin çukura yuvarlanmis, en yakinini üç kurusa vurabilecek kadar alçalmis insanlarin dünyasi. Bir kogusun karanligindaki direnis ve yasam mücadelesidir. 72. Kogus, kalin duvarlar arasina kapatilmis insanlarin duvarlarin disindaki akip giden hayatla çeliskileri ve çatismalarini yansitir. 72. Kogus bir insan hikâyesidir ve insanligin kaybettigi degerleri yüzümüze bir tokat gibi hatirlatmaktadir.","label":6} {"text":"büyük beklentiler içinde izlenilmemesi gereken vasat altı bir yapım 4/10","label":3} {"text":"fena film değil ama hafif bir scareface esintisi hissettim filmde dikkatle izlenip analiz edilirse benzerlikler görülüyor yine de başarılı sayabileceğim yapımlardan. 6.5/10","label":4} {"text":"Mü kem mel! Takeshi baba zaten cool da filmler nasıl bu kadar cool olabiliyor?","label":7} {"text":"Yeşilçam osuruklarından biri daha! Nasıl olsa izlenir mantığıyla hiçbir alanında özen gösterilmeksizin çekilmiş bir drama. Filmin yıkanışında bile sorunlar var beyaz ayarı değişip duruyor. Uzun süre korku filmi gibii izledim filmi. Hadi tamam hollywoodla karşılaştırmayayım ama aynı devirlerde yugoslavyada çek cumhuriyetinde çekilen filmlere bakmak bile insanın içini acıtıyor. Biz ne boktan bi halkız ya..","label":4} {"text":"Bence puanı yerinde. Verilen puanlar zati aksiyon ve tekno-nano puanlar. Gerisi teferruat gibi duruyor. 7","label":4} {"text":"Eğlence ve dram'ın güzel bir şekilde harmanlandığı iyi bir disney filmi,ben beğendim","label":7} {"text":"türk sinemasının ed wood'u olmaya aday çok eğlenceli b movie :) üçüncü filmi de bekliyoruz.","label":4} {"text":"film aslında hiçbir şey anlatmıyor. 10 dakikada anlatılabilecek konudan 2 saat film çekmişler. konu facebook olunca ilgi çekici duruyor. bence vakit kaybı","label":7} {"text":"Nicolas Cage hangi filmde oynarsa oynasın o film sanki ciddiye alınmayacak bir filmmiş hissiyatı var bende, neden bilmiyorum. Bu filmde de öyle oldu. Hele o kütüphanede takılan melekler mevzusu yok mu. İmkansız aşk temalı Hollywood romantizminden uzak durmak istiyorum mümkünse.","label":4} {"text":"üç boyutlu izlemeye gerek yok hatta sinemada bile izlemeye lüzum yok bir akşam vakti çerez niyetine gider bu film. son bölümleri gerçekten çok uzatmışlar olay macera mı yoksa sıcak aile yuvası mı anlayamadım.","label":5} {"text":"Sinema tarihine geçecektir. Beklediğim gibi bir film izledim. Yani çok iyi değil tabi ama aksiyonu bol bir film var karşımızda. Hatta beklediğimin bir kademe üstüne çıkacak efektler var filmde. Rus'lar bu konuda sağlam bir iş çıkartmış. İleride bilgisayar oyunlarının da nasıl olacağını az çok tahmin ettiriyor yapım. Hikaye bazında daha iyi olabilirdi. Yine de her haliyle keyifle izlettiriyor. Bu tarz yapımları ilerleyen zamanlarda daha çok göreceğimizi düşünüyorum. Hatta bunun oyunu olmalı. :))) Kısacası ben çok beğendim. Not: İçinde çok fazla şiddet sahneleri var haberiniz olsun. İyi seyirler. P: 8","label":7} {"text":"Eğlenceli bir film. Beklediğime değdi doğrusu. Ben memnun kaldım. Not: Bitti diyerek hemen çıkmayın, filmi sonuna kadar izleyin.","label":7} {"text":"Filime büyük bir merakla gittim.Nasıl bir filim diye çok merak ediyordum.Ama ne yazık ki umduğumu bulamadım Vicdan filiminde.Bana göre vasatın biraz üstünde bir filim..Ayrıca filim kesinlikle fragmandaki kadar hareketli değil,oldukça durağan can alıcı bir kaç sahne belki de sadece birkaç konuşma var sadece..Filimdeki konu beyaz perdeye daha farklı yansıtabilirdi diye düşünüyorum..Filimin bana katkısı ise Nurgül Yeşilçayın iyi bir oyunucuğu olduğunu anlamam oldu..Zaten ben filimi izledikten sonraki ertesi gün Nurgül Yeşilçayda çok istediği Altın Portakal ödlünü almış oldu..","label":4} {"text":"bütün ülkenin harita üzerinde gösterilip tokat kurşun sesleri ile manyaklaştığı sahne manyak bir bicimde hafızamda kalmış. eğlenceli filmdi.","label":5} {"text":"Müslüman değilim fakat şunu söylemem gerekir ki müslümanlara çok ağır yüklenmiş. Elbette haksız demiyorum şiddet içeriği konusunda. Fakat yahudiler ve hrıstiyanlar için söyledikleri dininiz saçma iken müslümanlar için dininiz vahşi idi. Oysa ki yahudilik ve hrıstiyanlık da oldukça vahşidir. Yahudilerin dinine göre diğer insanlar yaşamayı hak etmezler. Hrıstiyanlar ise 1600-1700 yıllık bir sürecin sonunda reforma zorlandığı için görece olarak daha insancıldır. Onlar da evvelden çok şiddet içerikli bir dine sahipti ki Eski Ahit bunun açık kanıtıdır. Bu bir yana çok iyi bir belgeseldi. Ropörtajları izlerken keyif aldım.","label":7} {"text":"Çetin İnanç'ın \"Dünya'yı Kurtaran Adam\" filminden öte ve ondan ziyade dalga geçilmeyi hak eden, onlarca \"etkileyici replik\" denemesinden hiçbirinde başarıya ulaşmayan, izlerken yönetmenine \"yuh be! bunu da mı düşünemedin.\" sözünü defalarca söyleten, kurgusunun yapılmadığı izlenimi veren kamerayla çekilmiş bu şeyi izlemeyin diyorum. Peki ben niye izledim; çünkü, dramatik olsun diye çekilen ilk yardım sahnesini görüp çok gülmüştüm. NOT: Gökhan Güney'in suya oturma sahnesi unutulmayacak kadar özel bir sahnedir.","label":0} {"text":"Filmin görselliğine diyecek birşey yok. Ancak benzerleri çok olan bir film olduğu için sadece izleyin ve sonra unutun türü bir film. Bir klasik ve ona yakışan bir final yok. Finali fazlasıyla banal , ayrıca Yüzüklerin efendisi üçlemesinin finali gibi final sahnesinin heyacanı bittikten sonra 10 dakika daha filmin zorlamalı olarak bu yolda kaybedilen yol arkadaşlarını sözde onore etmek için gereksiz yere uzatılan son 10 dakika var . Filmin finali bitince 10 dakika daha oturup izlemeye değmez , kalkıp gidebilirsiniz.Aksiyon sahnelerine heyacan katmak için akılkarı olmayan bolca sahne var. Bu nedenle film sizi hiç atmosfere dahil edemiyor. Sonradan zombiye dönüşen yardımcı kahraman karakterinin oyunculuğu üst seviyede. Geri kalan oyuncular vasat oyunculuk sergilemişler. Ailece izlenebilir bir film , sadece bazı sahnelerde kısa süreli korku öğeleri olduğu için küçük çocuklara uygun olmayabilir.","label":5} {"text":"Senaryo ve yönetmen vasat ama oyuncular iyi. Şiddeti de biraz abartmışlar. İzlenir.","label":5} {"text":"ilk 1 saat sıkıcı geçti. Ama devamında film öyle bi noktaya geldiki yok artık dedirtti. Bence a moment to remember'dan sonra en iyi kore drama filmi budur. Umarım özcan deniz bunun senaryosunuda çalıp kendi filmine uyarlamaz...","label":6} {"text":"Bu filmi gördüm korsnada korsandan nefret etmeme rağmen bi gözatmayı düşünüyom","label":4} {"text":"Her filmde çıta biraz daha yükseliyor,aksiyon sahneleri çok gerçekçi ve abartıdan uzaktı,senaryo her mission impossible gibi karmaşık ve keyifli sonuçta bize de zevkle izlemek düşüyor.","label":7} {"text":"çok güzel bir film, çok tatlı. ayrıca l\\'appartement filminin hollywood versiyonu. ancak wicker park orjinal versiyona göre çok çok daha güzel ve harika bir sonla bitiyor.","label":5} {"text":"Şafak sezerin tüm filmlerini en az tekrar tekrar 4-5 kere izleyen biri olarak hayal kırıklıgına ugradım. Film absürt bir olaydan ibaret tek bir köy meydanında geçen basit bir senaryo. Bir kere bile gülemeden iki saatimi ayırdığım için çok pişmanım. Trakya şivesini oladar zorlamışlarki bir süre sonra iticilikden başka birşey göremiyorsunuz. Sinemada kahkaha sesini bırakın hafif bir gülme dahi olmadı. HAYAL KIRIKLIĞI PARANIZI ÇÖPE ATMAYIN !","label":0} {"text":"Güney Kore'de sınıflar arası uçurum ve işsizlik malum evet - anlayabiliyoruz. Ancak bu aile istediği gibi sahte evrak düzenleyebiliyor, yüzü kızarmadan yalan söyleyebiliyor, kısaca ahlakı olarak esnek ve cüretkar! Bu insanların bu zamana kadar iş olarak sadece pizza kutusu katlayarak günü kurtarma amacıyla yaşaması çalışmak değil. O hayat şartlarında da çocukların iyi bir okulda okuması da akıl almaz. ","label":7} {"text":"Korku filmi değil. Gereksiz kan gösteriliyor. ilk yarı iyi sayılır 2.yarı fazla abartılı sahneler.Ben sevmedim. herkese iyi seyirler","label":5} {"text":"\"Bazen topu ellerimle tutmayı unutuyorum, ama bazen de hatırlıyorum ve ellerimle tutuyorum. Ama toptan korkmuyorum.\" - Haritz","label":8} {"text":"Film atmosfer olarak bana klasik Çin Mahallesi filmini hatırlattı. Joaquin Phoenix de Jack Nicholson kadar iyiydi.","label":6} {"text":"Kahkaha attıracak kadar komik sahneleri çoktu. Çok güzel bir filmdi. Arşivime aldığım bir film. 7.5/10","label":7} {"text":"yüzeysel yapay tipik bir sinan çetin filmi. İzlenilebilir.","label":9} {"text":"Feminist aktivist free bir kadının içgüdüsel annelik duygularını ifade eden harika bir film. Fransız filmleri bana çok soğuk gelse de film oldukça duygusal","label":7} {"text":"another bleeding heart! soundtrack' ini özellikle dinleyin.","label":8} {"text":"Harika bir film.Cillian Murphynin başrolde olması da cabası.Ama Cilliancığım seni 20. yüzyıl filmleri dışında da görmeyi dört gözle bekliyoruz.Içeriğe gelecek olursak bence dönemin ikinci dünya savaşı dramatizmden bir nebze çıkabilip masum yahudilerdense iki suikastçi gencin psikolojisine odaklanabilemsi benim için bu filmi diğerlerinden farklı kılıyor.Ancak film boyunca eksik olan birkaç yer de yok değil.Mesela içinde Hitlerin havarisi heydrichin olduğu diyalogları görmeyi daha çok görmek isterdim.Ya da suikastçilerin ölümünden sonra jan in nişanlısının durumu yansıtılabilirdi.Zira janın kıza evlenme teklifi etmesinin bir sebebi de suikastten sonra normal bir yaşama dair olan inancıydı.","label":7} {"text":"Submarine ile tanıdığımız Richard Ayoade, ikinci yönetmenlik denemesinde zorlu bir işin altından kalkmayı başarıyor. Her ne kadar birtakım kusurları olsa da Dostoyevski'nin kısa romanıyla gayet özgün ve kaliteli bir çalışma çıkarıyor. Yarattığı karanlık atmosferde kurduğu zamansız evreni ve tuhaf karakterleri oldukça iyi işliyor. Son derece ağır bir dram ile aynı oranda etkileyici bir gerilimi hakkıyla bir arada yürüten Ayoade, gereksiz yoğun kıvamda işlediği karşılıksız kalan acıklı aşk meselelerinden biraz ödün verebilseydi şüphesiz çok daha çarpıcı bir iş çıkarabilirdi. Lakin yine de kendi bakış açısıyla harmanlayıp perdeye aktardığı romandan, Dostoyevski'nin de havasını korumayı başararak oldukça düşündürücü ve etkileyici bir uyarlama kaydettiğine şüphe yok.","label":6} {"text":"Nihayet korkabildiğim bir korku filmi izledim!!! Arkadaşlar, karşınızda cidden olayı aşmış, hatta ülkemizde 18 yaş sınırını bırakın 24 yaş sınırı bile olmadan nasıl vizyona girdiğine cidden hayret ettiğim inanılmaz bir film! Gore tarzı filmlerin hastası olan ve arşivinde Cannibal Ferox,Evil Dead ya da Braindead gibi filmler barındıran biri olarak cidden bu filmdeki şiddetin ve vahşetin düzeyi beni bile yer yer rahatsız etti artık varın siz düşün filmdeki sahnelerin olayı aşmışlığını! .İnanılmaz boğucu, klostrofobik bir ortamda geçen bu karanlık filmde korkmamak için normal birisi olmamak lazım......İlginç olan, Amerika`da dvdsi sold out olan ve İmdb gibi sitelerde 7.5 puan ortalamasıyla birçok eleştirmen tarafından yılın hatta son 10 yılın en iyi korku filmi seçilen bu kült film boş salonlarda hiçbir yaş uyarısı olmadan oynuyor......Gidin, gördüklerinize inanamayacaksınız, özellikle filmin sonu müthiş etkileyici...............","label":9} {"text":"Bruce Willisin karizması çizilmey devam ediyor bence.. Performansı inanılmaz düştü son yıllarda.. Gerçi yaşı da ilerliyor.. Önümüzdeki yıl çıkış yakalayacağına inanıyorum..","label":6} {"text":"Zekası olan harika bir film","label":8} {"text":"Çok güzel olmasa da verdiği mesaj yönünden ve Metin Akpınarın oyunculuğu yönünden artı puan almayı başaran bir film..","label":4} {"text":"konusu degısık bır western fılmı. ızlenılebılır","label":0} {"text":"Bu kadar seviyesi düşük Bir Çağan Filmi Görmek İstemem. Sıkıcı konusu biraz değişik Temmuz karekterini severim ama film kötü. Oyunculuklara sözüm yok fakat yabancı film olsa berbat türk filmi olduğu için seneryo biraz kaliteli çoğu dandik filme göre ama film güzel değil Puan:50","label":4} {"text":"Bu filmi benim için özel yapan hem gerçeklerden esinlenilip yapılmış olması hemde farklı bir aşk hikayesi olmasıydı. Farklı olan iki insanında otistik olmasıydı ve normal insanların bile yaparken zorlanacağı birbirleri için alışkanlıklarından vazgeçme çabalarıydı. Bence çok güzel bir filmdi, farklı bir aşk hikayesi arayanlara tavsiye ederim..","label":7} {"text":"Film geçen hafta izledim güzel olmuş ama biraz fazla durgun sıkıcı anları vardı. 3D alt yazılı izledim.","label":5} {"text":"Dokunaklı, yalın, içten.","label":5} {"text":"Gerçekten çok iyi bir filim benim puanım 10/10 Senaryo 10/10 Son 10/10 Oyunculuk 10/10 Genel Puan 10/10","label":9} {"text":"Fazla bir şey beklemeden izlemek gerekir. Özellikle seslendirme berbat.. Genel olarak eğlenceli ve sıcak bir film ama yönetmen kötü olunca biraz keyfi kaçıyor. 5/10","label":4} {"text":"Diziyi uzun zaman önce izleyip bitirenler için tanıdık yüzler görmek gerçekten çok hoş ve duygusaldı. Bunun dışında film tatmin etmiyor dizinin kalitesine yaklaşmamış bile.","label":6} {"text":"Günümüz sinemasının samimi olmayan saçma sapan hikaye ve karakterlerınden sonra Harvey ilaç gibi. Sıcak çikolata gibi film! : )","label":8} {"text":"Benim için hayal kırıklığı oldu gerçekten serinin hepsini sinemada izleyen biri olarak açık net ilk 4 filme güldüğüm kadar gülmedim 2- Uraz Kaygılaroğlu'nun klavye delikanlılar'ı dizisinde çok beğendiğim kuzen volki karakteri bile kurtaramamış 3- Çiftlik bankolayı olmasa Türkiye'de senaryo bulunmayacaktı galiba 4- Siyasi göndermeler çok fazlaydı 5- Öyle aşırı argo yoktu diğer 4 filmde ki kadardı bence 6- Boomcu Onur'un olduğu sahneler güzeldi Bence cidden güldürü ve senaryo açısından 4 filmin aşağısında kalmış onun için 3 yıldız","label":5} {"text":"amerikan güzeli izledigim en iyi filmlerden biri,ve sabirsızlıkla bekliyordum sam mendez in yeni filmini.film aslında iyi baslıyove iyi bi film izleyeceginizi bekliyorsunuz.ama film ilerledikçe hiçbir beklentinizin gwerceklesmedigin görüyosunuz.askerlerin psikolojisin mi veriyo, savasın gereksizligini mi yoksa baska bişey mi anlayamadım.hatta filmin ne için çekildigini bile.son yarım saati çekilmez ve cpk basit biten bifilm.bence filmi benim gibi beklentiyle izlemeyin.hayal kırıklıgı yaratabilir.","label":6} {"text":"Bu yıl içerisinde izlediğim en psikopat film olabilir. Baştan sona ruh hastalıkları ile dolu ve tek başınıza izlemenizi tavsiye ettiğim bir film. Filmde gerilim dozu o kadar ilginç bir şekilde yerleştirilmiş ki filmin sonunda şaşkınlığımı gizleyemedim. Kendi türü -korku- ile kıyaslandığında eşi benzeri bulunamayacak fakat biraz fazla uzun olan güzel bir film.","label":7} {"text":"super bir fiLm...","label":4} {"text":"Tim Robbins.Bu adamı otur izle bu filmde.Bu kadarmı masum oynanır bi rol.Herşeyiyle çok iyi bir film","label":7} {"text":"Ağır tempolu bir Country draması...","label":4} {"text":"Sinema bir yalandan ibarettir, gerçek bir şey anlatamaz anlatılan şeylerde gerçeklik payı olabilir hayatta değiştire bilir ama hiç bir zaman gerçek olamaz. Bir rüya ve bir yalanın iç içe geçmiş bir sanat türüne yedinci sanat denir.","label":8} {"text":"Çook küçükken tv'de izleyip birçok sahnesini yıllarca unutamadığım filmdi. Yeniden izlemek keyifli oldu.","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim kötü filmlerin üzerine ilaç gibi geldi. Hint filmlerindeki klasik dans sahnelerinin olmaması benim açımdan ayrı bir mutluluk kaynağı idi. Barfi, karakteriyle Charlie Chaplin'i aşkı ile Amelie'i baya bir hatırlattı. Kısaca hiç sıkılmadan izlenebilecek mükemmel bir film olmuş.","label":8} {"text":"Sürükleyici bi film. Beklediğimden iyiydi.Sonunu daha iyi şekilde bitirebilirlerdi.. Veya ana konuyu kısaltıp daha aksiyonlu bir filme çevirebilirlerdi. Veya bu haliyle daha gerilim dolu olabilirdi. Netflix işte yap geç mantığı hakim.","label":6} {"text":"Çok Katmanlılık; Bu Etlerin Ardındaki Güzellikler: Bu kadarı da olmaz diyorsunuz 'Beş Şehir'i izlerken. Sonra da izlerken, bir yadan da düşündükçe, olur bu kadarı da, fazlası bile...'Polis' filmiyle, Türk Sinemasında Klasik Dönem sonrası melodram filmlerden aşina olduğumuz o damıtık gerçeklik duygusunu,-iyiliğin ve kötülüğün kesin sınırlarla ayrıldığı iki kutuplu karakter sinemasının kurduğu yapıyı- kırarak, yeni, tanıdık olmayan çok katmanlı gerçeklikle, yargılamadan sinema yaptığını anladığımız Onu Ünlünün çekeceği her film, işte bundan ötürü, sinema tarihimiz üzerinden okunmalı.Yaratıcısının bu samimi yaklaşımıyla, 'kahramanlar/anti-kahramanlar' seriminden ayrılan 'Beş Şehir', anlatıdaki gücünü, Batıda yetişmiş bir Oryantalist gibi Doğuyu kutsamayan(aynı zamanda da yadsımayan) bol çeşnili yerelliğinden, başarısının referansları dışarıda olmayan, ülkesini kendi aynasında görebilen, içerlikli bir entelektüelin çabalarından alıyor.Namlusu ağzında, depresif, 'Yunussever' şair ve hukuk öğrencisi, işportacı Şevketin -adının değil de 'isminin' Dileke komik gelişi- belki de severek yaşamaya 'şevk'inin kalmamasından, yahut kendisini buna 'teşvik' eden kimsenin olmayışından, 'şiddete meyyali'.Hakeza polisimiz Aydın da Şevketin üniformalı dublörü gibiyken, bir yandan da Şevketin Rus ruletiyle denediğini(gerçeği kazıyıp, aşmayı) 'televizyona hohlayıp silerek'(Asaf Halet Çelebinin, 'bu etlerin arkasında güzelliklerin var' dizesini anımsatırca) yapıyor.Filmin izleği olan 'ölüm' gerçeği Tevfik Öğretmen ve kardeşinin yarattığı aile dramıyla öldüren üzerinden ileriyor ve 'yengeyle evlenme' teklifiyle oluşan 'kısasa kısas' buhranıyla hikaye bir alt dramatik, deyim yerindedeyse 'arabesk' bir katmana ulaşıyor.Osman ve Dilekin ölümcül hastalıkları pek derine inilmeden, karakterlerimizin ölümüne birer 'kılıf' olacak gibi dururken, filmin sonunda ölümün beklenen değil, pek çok biçimde olabilen bir şey olduğunu anlıyoruz.Filmin 'sağduyusu' işlevindeki kedisi masalsı yanıyla her şehirde karşımıza çıkıyor.Kahramanlarımızın (aslında pek de bir kahramanlıkları yok)hepsi fena halde dertli ve 'şiddete meyyyalleri' de bundan.'Beş Şehir'de ölüm her yerden geliyor; sevenden, sevilenden, hastalıktan, dertten...","label":8} {"text":"Dante's peak,yanardağı patlamalarını konu alan felaket filmleri arasında en iyi olanı.Üstelik bir çok bilim-adamı tarafından film çok gerçekçi bulunmuştu.Linda Hamilton ve James Bond'dan hatırladığımız Pierce Brosnan çok iyi bir ikili olmuşlar.Özel efektleri de dönemine göre gayet iyi...","label":7} {"text":"Klasik bir tema, farkli sekilde islenmis. Ama bir seyi yine anliyoruz ki, issiz yerlerde yasayan amerikalilar sapiktir ve bilmediginiz kestirme yollara girmeyin.","label":7} {"text":"güzel bir konusu, farklı bir sonu olan, ince mesajlar içeren, bira içme sahneleriyle alkol kullanmayan birinin bile ağzının suyunu akıtabilen, ırkçılığı ele alan, eastwood'un hem yönetip hem oynadığı ve beyaz perde ahalisine \"bu yaşıma rağmen ben hala burdayım!\" mesajı verdiği film.. bütün film boyunca gran torino'nun asfalta çıkışını heyecanla ve dört gözle beklemiştim..","label":7} {"text":"Açıkçası senaryosu benimde sinir olduğum bir gerçeği sergileyeceği için izlemeye başladım. Günümüzün en büyük sorunlarından biri olarak gördüğüm sosyal meyda çılgınlığı ve bu yüzünden kafayı sıyıran tipler. Doğru ve dozunda kullanmayı birçok kişi öğrenemeyecek ve bu kişiler sanal alem yüzünden, zamanla gerçek yaşamın içinde varlığını yitirip kaybolup gidecek. Çok da yazık olacak! Ellerinde böyle güzel bir konu varken film bu acemilerin elinde bir şeye benzememiş. Oldukça amatör bir film. Kalitesizlik her anında kendini hissettiriyor. Bütün olan biten saçmalığa sadece yarım saat dayanabildim.","label":1} {"text":"Bu filme kötü diyenlere kesinlikle katılmıyorum.Özellikle ilk 20 dakikadaki aksiyonlu açılış birçok iddialı aksiyon filmine 20 basar.Çok iyi kamera açıları ve bir animasyondan beklenilmeyecek şekilde görsellik ve sürükleyicilik vardı.Süper bişey çoluk çocuk filmi demeyip mutlaka bir sinemasever olarak izlemeniz gerekiyor.Buz Devri ve Shrekten bayağı ötede bir animasyon.","label":4} {"text":"5 ay beklediğim ve ancak son seansına yetişebildiğim film.Hiçbir şeyi tahmin edemediğim için heyecanla izledim ve sürpriz sonla bitti.Kapalı bir ortamda ancak bu kadar hikaye işlenebilirdi.En sevdiğim filmlerde ilk beşe girer net.Gerek konusu gerek oyuncu profilleri olsun sıradışı bir yapım olduğu için herkese hitap etmese de beğenenin çok beğeneceği bir film olduğunu düşünüyorum.Fazla değer verilmeyen eşsiz filmlerden kendileri.Pek gişe yapmadığı için aylar sonra tekrar vizyona girdi fakat sanırım yine pek giden olmadı.Canı sağolsun:)","label":8} {"text":"kuzey-güney klişesi ama sıkmadan izlettiriyor.","label":7} {"text":"Ayrılık filmi, Almanyada yaşayan Türklerin kronik sorunlarına parmak basıyor.Filmde eleştirildiği gibi mantık sorunları var. Bu da yönetmenin yansıtmak istediği toplumun sosyal kodlarına tam vakıf olamamasıyla alakalı sanırım. Buna rağmen filmi başarılı. Sahici bir hikaye ve etkileyici performanslar var.Filmde, ailenin kızları Umaya tepkilerinde belirgin bir aşırılık ya da izah edilemez bir durum var. Kocasının şiddetinden kaçan ve baba ocağına sığınan kızları ile nişanlı iken hamile kalan kızlarına davranışları/yaklaşımları arasındaki fark çok göze batıyor. Yine annenin parkta Umay ile buluşmasında 'Artık görüşmeyeceğiz!' deyişi ve ayrılış sahnesi olmamış. Çünkü hiç bir filmde yansıtılan karakter/konumdaki Türk annesi kızına bu şekilde davranmaz. Mecburiyet, baskı vs. sebeplerden davransa bile bu kadar soğuk olmaz. Cem rolünü oynayan çocuk çok başarılıydı.Yine S.Kekilli de rolünü çok gerçekçi oynamış.Tabii filmde, kendi hayatından izdüşümlerin oluşu, ailesi ile yaşadığı problemler, evinden ayrılışı vs. yaşadıklarına yakın şeyler olunca rol adeta üzerine yapışmış.Kızkardeşinin düğününde, sahnedeki konuşma sırasında ağlaması, filmin bitiş sahnesindeki performansı çok iyi. Kekilli, sinema geçmişindeki kötü izleri silmek için çok gayret ettiği belli. Ancak geçmişi onu ne ölçüde bırakır bilinmez. Bazı lekeler ne yazık ki kolay çıkmıyor. Geçen aylarda Almanyada yaşanan geçmişte oynamak zorunda kaldığı (!) filmlerinin gündeme gelişi ve alınan mahkeme kararı da bunun açık örneği.Ayrılık filmini, Almanya ya da gurbette (Avrupa, Amerika, Avustralya vs.) yaşayan 2.,3. kuşak Türklerin, ailelerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekmesi bakımından önemli buluyorum. 7,5/10","label":6} {"text":"Akira Kurosawa'nın \"Kurbağa Yağı Satıcısı\" isimli otobiyografik kitabında, bu filmle ilgili küçük bir açıklama var; \"İnsanoğlu kendisine karşı bile dürüst davranmakta zorlanmaktadır. Kendinden söz ederken, birtakım hayal ürünü yalanlar ekleyerek daha ilginç görünmeye çalışır. Bu film, bu tür insanların bir portresini çizmektedir. Bunlar kendilerini olduklarından daha iyi göstermek için yalan söylemeden hayatlarını sürdüremeyenlerdir. Hatta ölüp bu dünyadan geçmiş olsalar bile, filmdeki karakterlerden biri gibi, bir aracıyla dünyada yaptıklarını anlatırken gene yalan söylemektedir. Egoizm, insanoğlunun doğuştan gelen ve kefareti en güç ödenen günahıdır. Bu film insanoğlunun bencilliği ve yalan söyleme yeteneği üzerinde yapılmış baş döndürücü ve derinlemesine bir denemedir. \"","label":8} {"text":"anlamadım ama çaktırmıyım kesin iyidir zihniyetiyle, anlamadım demek ki bi b k yok zihniyetini kafa kafaya tokuşturmak istiyorum şiddetlice.","label":7} {"text":"Bullock un, en çekici göründüğü filmlerden. Tabii, güzellik yarışması için değiştiği sahnelerden sonra...","label":9} {"text":"bir dönemin kirli ve acı yüzü izlenmesi gerekir 8/10","label":7} {"text":"Sinematografik olarak kötü bir film denemez ama hayatımda izlediğim en sıkıcı filmdi kesinlikle ve bir o kadar da dağınık aynı zamanda.De Niro nun yönetmenliğe 13 yıl ara vermesi pek yaramamış kendisine.Para verip aldığım hiç bir filmde adetim olmadığı üzere bir süre sonra yemek eşliğinde izledim.Aslında yönetmen versiyonuna da bir şans vermek lazım.","label":5} {"text":"vasati bir aksiyon filmi yine de izlenebilir 2,5/5","label":4} {"text":"Hala iddia ediyorum Brad Pitt bu filmdeki rolüyle en iyi aktör ödülünü alacak. Gerçekten Tarantino harika bir seçim yapmış karakter belirlemelerinde, tebrik ederim. Herhalde Teğmen Aldo Raine rolünü bir başkası oynasa bu kadar güzel olmazdı. Mükemmel olmuş :) İlk fırsatta tekrar seyretmek için can atıyorum..","label":7} {"text":"Ben din kullanılarak yapılan yerli sinemalardan çok sıkılmış biri olarak Tez 13. Geceyi beğendim. yerli filmlere küfretmeyi, karalamayı iş edinmiş bir kitle var. Abartıyorlar.","label":7} {"text":"Ben şimdi baştan söyliyim, filmi beğendim. Sonra kötü yanlarını söyleyince beğenmediğimi sanmayın. Filmin gerçekten son 50 dakikası çok iyiydi, insana katil kim dedirtiyor. Sonra da çok iyi bitiyor. [spoiler]Yüz yıl düşünsem Johnny Depp'i herkesin birden öldürdüğünü düşünmezdim.[/spoiler] Filmin ilk bir saati tempo çok düşüktü ve izlerken sıkıldım. Tamam polisiye filmde tabi ki sorgu sahneleri vs olucak ama çok yavaş ilerledi. Neyse ki sonunda iyi toparladı. Bu arada Johnny Depp'i afişte falan başrol gibi göstermişler ama adam sadece 10 dakika gözüktü. 10 dakikacık ya... Bir de filmin şöyle bir sorunu vardı. Ben 1 saatine katlanırım sorun değil derseniz filmi izleyim. Ama ben her anında eğlenmek istiyorum diyorsanız bu fllm size göre değil. Her anını dikkatli izlemeniz gereken bir film. Eğer bir cümleyi kaçırırsanız sonunu tahmin edemeyebilirsiniz. Herkese tavsiye ederim ;)","label":7} {"text":"Bende türk filmlerinin desteklenmesinden yanayım ama bu şekilde saçma konularla film yapılacaksa desteklemekte fayda etmez.","label":4} {"text":"Ba ucumuzda olup, göz ucumuzla kaçırdığımız filmlerden bence. Tek mekan için teknik ne kadar iyi kullanılabilirse o kadar iyi kullanılmış. Zamanında hem Turkiyede hemde Arap baharı ile pek çok arap ülkesinde yaşanmış olayları bir mekanı sığdırmış. Hiç kimsenin tam anlamıyla ne kötü nede iyi olmadığını politikanın pis bir oyun olduğunu göstermiş. Bu coğrafya insanının merhametsiz kötü kalpli insanlar değilde yardıma açık arkasını dönüp gözünü kapatmayan insanlar olduğunuda göstermiş. BİZİ BİRLİKTE OLMAK KURTARACAK diye bağıran bir film.!","label":7} {"text":"Çok harika bi film 3 saat sürüyo ve her dk sı aksiyom bi film","label":9} {"text":"Öncelikle bu film izlenir ve de izlenmeli. Gerek sinema,gerek edebiyat yada herhangi bir sanat alanında yeniliklere ve de özgünlüklere her zaman açığımdır. Zaten filme 4 yıldız vermemin sebebide budur. Eğer bu filmi başka bir kamera arkası ekibi çekmiş olsaydı inanın bana aynı başarıyı göstermez idi. Filmde elbette bir konu var fakat daha çok durum odaklı bir film olmuş. Esasında durum filmleri beni epey sıkar; benimde anlamadığım bir şekilde film akıp gidiyor.. Filmi tek kelime ile özetleyecek olsaydım o da ''FARKLI'' olurdu. Diyologlar farklı, çekim teknikleri farklı, final sahnesi çok daha farklı. Belki de bu farklılık insanı filmi izlemeye iten sebeptir","label":7} {"text":"seneryo ve kurgu bakımından zon zamanlarda izlediğim en iyi filmlerdendi.. çok ince düşünülmüş,çok başarılı bir filmdi... gerçekten takdir ettim,yazan,çizen,yöneten kim varsa.... muhakkak izleyin..hele ki Fringe adlı dizi ve benzerlerini izleyip hayran kalan insanlardansanız,bunu sakın kaçırmayın.","label":8} {"text":"ben filmi beğendim gerçekten etkileyiciydi oktay kaynarcanın öldürülüşü ilginçti ne zamandan beri böyle dramatik bir türk filmi izlememiştim.filmdeki insan sevmeyince ölür felsefesi çok hoşuma gitti konu sürükleyiciydi ben bu arada ben filmi sinemada izlememe rağmen beğendim ama filmde bazı hatalar vardı. örneğin/arkadaşların da dediği gibi otobüs geçiyor 2000 model taksi geçiyor 2000 model sözde 80 li yıllar. ayrıca tam filme konsantre olmaya başladığınız zaman herşey açığa çıkmadan film bitiveriyor mesela benim kafama birçok soru takıldı diyebilirim. neyse yinede bir göz atın herşeye rağmen konusundan dolayı güzel bir film.ayrıca şuna da söylemeden geçemiycem işte bir hata daha 50 lili yıllarda ve 80 li yıllarda geçerken filmin kıyafetleri yepyeni 2000 lerin kıyafetleri ama sözde 80 lerin ve 50 lilerin kıyafetleri diye insana yutturmaya çalışmışlar.. saygılar","label":7} {"text":"4 filmi de izledim. 4'te pek gülmesem de 1. ve 3. sü özellikle çok komikti. Bunun da çakmalarını yaptılar ama bunların verdiği tadı vermedi. İzlenebilir bir komedi filmi. Özellikle Çığlık bölümlerine bayılmıştım. :D","label":7} {"text":"İzlersiniz ama sonunda bumuydu yani? dersiniz .. Yine de izlenmeyecek bir film değil bence 10/6","label":7} {"text":"\"Manifesto\"da yazan çocukların ebeveynleri tarafından sömürüsünün duygusal boyutuyla birlikte; bedenini, cinselliği kısaca kendini ve toplumsal yapı içindeki yerini keşfeden genç bir kızın, sunulanı değil istediği yaşamı elde etmek için toplumsal beklentilere başkaldırısı, sıcak, esprili ve bir o kadar da gerçekçi bir dille anlatılıyor filmde... Haa bu arada sermayenin dini, imanı ve de cinsiyetinin de olmadığını bir kez daha görüyoruz... 70/100","label":6} {"text":"Uzun zaman sonra beğendiğim en iyi versiyon buydu. Bazı yalamaları rahatsız etmesi doğal tabi içeriği bakımından.","label":4} {"text":"Nuri Bilge'nin ulaştığı üst nokta diyebiliriz. Tekrar tekrar izlenebilecek güzellikte diyaloglara ve sahnelere sahip. Mutlaka izlemelisiniz.","label":6} {"text":"çok da iyi bulmadım filmi..oyunculuklar iyiydi,rolüne yakışan yüzler seçilmişti..filmin sonu en başından belli olduğu için, hiç şaşırtan bi olayla karşılaşmıyor insan..ergenlik hevesiyle aşık olma heyecanı, farklı bi dünyaya girmenin verdiği mutluluk sanılan yanıltıcı duygu! ahlaki bakımdan tartışılır ama zaten doğru olanın ne olduğu filmin sonunda apaçık görülüyor!","label":6} {"text":"Canlı izlemiş biri olarak emin olun canlı çok çok daha keyifliydi. Burada az yorgun ve yavaş girdi asıl enerjiye. Yoksa yerimden düştüğümü hala hatırlıyorum. Harika bir adam. Yaptığı neredeyse her şeye değer verip anın tadını çıkartmak gerek. Biz kim oluyoruz da tüm ülkede her kesime hitap edebilen bu şahsı eleştirip yaptığı üzerinden ego kasıyoruz. İzleyin, anın tadını çıkartın ve kıymetini bilin.","label":7} {"text":"Bünyemde hafif bir 'Babam ve Oğlum' etkisi oluşturdu desem, abartmış olmam sanırım. Onun kadar vurucu ve etkileyici değil belki ama en az onun kadar samimi bir film olmuş. Çocuk oyuncunun, oyunculuğuna hayran kaldım. Evet çok tatlı ve sevimli ama beni etkileyen büyük oyunculuğu oldu. Nurgül Yeşilçay'ın, Fransızca'dan o görevi alacağı çok belli edildi. Umarım olmaz ve fazla dramatikleştirilmez dedim ama oldu. Neyse o da nazar boncuğu olsun. Filmin müzikleri de şahaneydi.","label":6} {"text":"- kötü oyunculuklar - klişe senaryo - inandırıcılıktan uzak kötü diyaloglar - uzun süresi + ARABALAR Film yukarıda yazdığım kötü yanlarını bolca araba göstererek ve yarış ya da takip sahneleriyle telafi etmiş. AĞZIMIZ AÇIK İZLEDİK CANAVARLARI :(","label":6} {"text":"kirsten dunst’un güzelliğini son damlasına kadar sergilediği,,ve izlemekten pişmöan olduğum bir film çünkü bu filmi izledikten sonra k.dunst aklımdan hiç çıkmadı","label":7} {"text":"Dövüş sahnelerinin hakkını veren, gayet başarılı bir film. Zaten başroldeki Gina Carano, profesyonel MMA sporcusu. Bu filmdeki dövüş sahneleri bu nedenle teknik anlamda çok iyi. Soderbergh de sahneleri tam olmaları gerektiği gibi aktarıyor izleyiciye. Teknik detayları kaçırmıyoruz izlerken. Yönetmenin diğer filmleri gibi, bu film de ağır bir tempoda ilerliyor; ancak ben bunu seviyorum. Gina Carano'cular mutlaka izlesin. Fassbender ve Tatum da gayet iyi dövüşüyorlar. Dublör kullanmadıklarını da belirtmek gerekiyor.","label":6} {"text":"imbd puanını hakeden sıkmayan ve konusu dağılmayan bi film. Kurgusundan dolayı dikkatli izlemeyi gerektiriyor. ''8''","label":6} {"text":"filmi biraz geç izledim ama gerçekten de vizyondan kalkmadan izlediğime değdi. Oyunculuklar muhteşemdi. Efektler çekimler gayet iyiydi konuyu da güzel işlemişler beğendim. Sadece ikinci bir köpek balığının da geçitten geldiğini geç anlamaları garip olmuştu biraz ama harika bir film olmuş ve Jason Statham her zaman ki gibi mükemmel oynamış","label":9} {"text":"Tavsiye üzerine ve ağır ısrar üzerine bir arkadaşımla beraber izlediğim yasak bir aşk hikayesini anlatan uzak doğu filmi... Filmi yazılara dökmek gerçekten müthiş zor, sadece izleyin ve kendinizi her sahnesinde akılda tutacak müthiş soundtacklere bırakın...","label":6} {"text":"bence bu film oscar adayligini hak etmiyor! cok daha buyuk filmler var","label":6} {"text":"Çok şeker bir kamp ve aşk 'da aday bile olması gerektiğini düşündüm","label":7} {"text":"Nedense ben çok dugusallaştım. Oyuncular profesyonel olmayabilir ama nedense duyguyu çok iyi aldım. Halen gözlerim yaşlı. Duygusuzlar izlemesin.","label":9} {"text":"Filmin senaryosunda büyük boşluklar var,kurgu ve diyaloglar da iyi sayılmaz.Tabii bunlar filme o kadar çok zarar veriyor ki Robert De Niro'nun en iyi filmlerinden biri olma fırsatını adeta göz göre göre kaçırıyor ’’15 Minutes’’.Yine de tüm bunların yanında vasatı aşan,olağandışı özellikleri olan bir film diyebilirim.","label":6} {"text":"Her filmde emek vardır, saygısızlık etmek istemem ama, hollywood yapımlarından oluşan bir kolaj çalışması adeta! Filmi izlerken eternal sunshine of the spotless mind, the notebook, requiem for a dream, candy gibi filmlerin sahnelerini birebir kullandıklarını farkettim. Daha eşelesem ne filmler çıkar kim bilir!","label":2} {"text":"“Captive State”, hikâyesini, Erica Beeney ile birlikte yazan Rupert Wyatt’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bilim – kurgu tarzında bir drama… 15 Mart 2019 tarihinde Türkiye, Kanada ve Amerika’da aynı gün içinde vizyona giren filmin, 6.0/10 (51.159 oy) ve 2.8/5 (500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.4/10 (78 yorum) ve 54/100 (19 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan sayıları çok yüksek olmasa da, yapımcılarını hayal kırıklığına uğratan bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de isterseniz, 25 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve şu ana kadar da sadece 8,8 milyon dolarlık bir hasılat yapabilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, tarihler boyunca dünyanın dört bir yanında “istilacı kuvvet veya ülkelerce” gerçekleştirilmiş olan işgal hareketlerine karşı, işgale uğrayan topraklardaki insanların direnişlerinin ve bu meşru direniş hareketlerine karşı istilacılarla beraber hareket eden yerel işbirlikçilerin, direnişçileri hançerleyişlerinin öyküsünün bilim – kurgu formatında anlatıldığı sıra dışı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Dikkat ederseniz, emperyalizm, kapitalizmin bir sonucu olması nedeniyle işgalciler için doğrudan “emperyalistler” yerine “istilacı kuvvet veya ülkeler” tanımını kullanmayı daha doğru bulduk… Zira bu türden işgal hareketleri, sadece kapitalizme özgü bir durum olmayıp tarihin köleci ve feodal olarak tanımlanan eski dönemlerinde de sıkça yaşanmış tarihsel olgulardır… Merak edenler tarihin bu dönemlerini, fahiş hatalarla dolu TV dizi ve filmlerini izleyerek değil ama doğru kaynaklardan siyasi tarih okuması yaparak öğrenebilirler… Konuya açıklık getirmesi açısından bizim burada değineceğimiz tek tarihi örnek, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sının Fransa’yı yenerek işgal etmesinin ardından, Fransa’nın Vichy kentinde kurulan “Kukla Fransız Devleti” olacak… Birinci Dünya Savaşı kahramanlarından Mareşal Philippe Pétain’in Devlet Başkanlığına getirildiği bu işbirlikçi devlet aygıtı, Temmuz 1940 – Eylül 1944 tarihleri arasında işgalci Nazi kuvvetleri ile birlikte kendi halkının yeraltı direnişine karşı, bu filmde olduğu gibi acımasız bir sindirme savaşı yürütmüştür… Şimdi tekrar filmimize dönecek olursak… Çizdiğimiz bu genel çerçeve içerisinde, Vera Farmiga’nın canlandırdığı, uzaylı işgalciler ve onların dünyalı işbirlikçilerince “fahişe” olarak nitelendirilen direniş örgütü lideri Jane Doe’nun işgal öncesi yaşamında bir “tarih öğretmeni” olması, aynen William Mulligan’ın (John Goodman), Rafe Drummond’a (Jonathan Majors) “Sana hediye veren / getiren düşmana güvenme” demesi gibi kesinlikle rastlantısal bir durum değildi… Fakat ne yazık ki, özel ipuçları da içeren kritik önemdeki bu (ve “spoiler” olmasın diye değinmediğimiz buna benzer) noktalar pek çok kişi tarafından doğru okunamayarak kaçırılmış… Her nedense insanlar, sanıyoruz birazda pahalı Hollywood prodüksiyonlarının yarattığı alışkanlıkla da olsa gerek, işin bilim – kurgu kısmına takılıp kalmışlar… Ki aslında bize göre filmde, bütçe olanakları dâhilinde kullanılan efektler son derece yeterli olup doğru mesajların izleyiciye ulaştırılmasında her hangi bir eksikliğe de yol açmıyordu… Yukarıda da kısaca değindiğimiz gibi filmin, John Goodman, Ashton Sanders, Jonathan Majors, Vera Farmiga, Madeline Brewer, Kevin Dunn ve Alan Ruck gibi isimlerin başı çektiği oyuncu kadrosu da oldukça iyiydi… Hele bir de bütün bu sıraladıklarımıza fonda, Rob Simonsen’in son derece etkileyici müzikleri de eklenince, Rupert Wyatt’ın gerçekte söylemek istediklerini kavrayabilenler için ortaya tam anlamıyla bir sinema şöleni çıkmış oluyordu… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; kendini bol efektli ve bol aksiyonlu gişe şampiyonu vasat bilim - kurgu filmlerinin bağımlılığından kurtarmayı becerebilmiş sinemaseverlere, “Amerikan sinemasının, insana beyin jimnastiği de yaptıran bu türden seçkin örneklerini de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmış olalım… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu çok özel film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “mutlaka bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Sonuna doğru filmde heyecan artıyor.Sürükleyici idi.Blair cadısını anımsattı.Zaten o tarzda çekilmiş.Ama köy çok farklıydı.Filmden sonra etkisi sürüyor.","label":8} {"text":"Alexanderi bu sabah basin gosteriminde izledim. Stone Iskender#39;in gorkemli hikayesini anlatirken, onemli gelismeleri bir kolaj seklinde seyircisine sunuyor. Aslinda bu girisimi biryerde zaman icinde uzun atlamalar kullandigi icin yer yer kopukluklara yol acma gibi bir handikapi olmasina ragmen, hikaye bir anlaticinin (kim oldugunu soylemeye gerek yok) agzindan anlatilarak karsimiza geldigi icin bu riskler atlatilmis. Iskender#39;in cocukluguna cok kisa bir bakis attiktan sonra, tahta gecisiyle birlikte hukumdarligini surdurdugu topraklari genisletmek icin giristigi mucadeleyi izliyoruz. Stone, filmin uzun savas sahneleri ile suslemek yerine Iskender#39;in annesi, babasi ve yardimcisi Hephaestion basta olmak uzere cevresindekilerle iliskileri uzerine daha cok gitmis. Savas sahneleri ise beklenildigi olcude gorkemli, ozellikle kusbakisi planlarda savas alaninin kalabalik goruntusu Vangelis#39;in muzigi ile birlesince insanin tuyleri diken diken oluyor. Stone, savas sahnelerindeki siddeti frenlemek icin de cok yakin planlardan olusan hizli bir kurguyu tercih etmis. Colin Farrell, Iskender rolunde uzerine duseni yerine getiriyor, annesi rolunde Jolie ise delice bakislari ile hic guvenililir olmayan biri oldugunu ortaya koyuyor. Perslere karsi yapilan o buyuk savasin kusbakisi genel goruntuleri ile Iskender#39;in atiyla ilk tanismasi benim icin filmdeki en etkileyici planlardi. Oliver Stone, sinemasini takip ettigim bir yonetmen olmasina ragmen hicbir zaman favorilerimden biri olmadi, (kisisel olarak en iyi filminin de hala JFK oldugunu dusunuyorum) ancak Alexanderin yilin en gorkemli filmlerinden biri oldugu gibi yonetmenin filmografisinde de onemli bir noktada duracagi kesin. Kacirmamanizda yarar var...(7/10)","label":6} {"text":"Film, elmas piyasası ve kanlı ilişkilere dair güzel tespitlerde bulunuyor, sömürgeci zihniyet sorgulanıyor aman iyi güzel. Sinema düzeyinde de sağlam, kaliteli bir yapım. Bir lafım yok. Oyuncular da kaliteli, öykü sürükleyici, sıkmıyor, germiyor, final de fena değil. Hepsine amin diyeyim. Ama hastalıklı bir yanı da var. Sömürü çok derin bir konu ve ne yazık ki, filmdeki kötü adam kalabalığında birileri unutulmuş gibi. Onca sömürüyü iki elmas şirketi, üç beş çapulcu mu yapmakta? Sen her b. k.. ye, adamları yıllarca sömür, analarını ağlat, kes, doğra, kukla hükümetler kur, birbirine düşür. Mesela Hollanda'nın yediği nanelerden iki satır bahsetme, Fransa'nın diktiği mumlarla ilgili üç cümle kurma, İngiltere'nin işlediği cinayetler falan da hayal zaten. Hadi o da yetmedi, bir de \"BM\" kurumu falan toplansın tüm dünya kardeştir hesabı, birden her şey düzelsin. Ne güzel, masal yazıyoruz ya.","label":8} {"text":"Kızılderiliırkına mensup olmaktan memnun olmayıp beyazlaşmak isteyen bir kadın ile bir eskimo erkeği eskeninde ırksal sorunlar, savaş ve romantizmin bir araya gelmesiyle oluşan harman daha etkiliyci olmalıydı sanki... 60/100","label":5} {"text":"zaman kaybından başka bişey değil bence, vasat bir film. televizyonda bile izlemeye değecek bir yapım değil.","label":0} {"text":"İlk yarısında hoş ve dinamik olmayı başarabilmişken,ikinci yarısıyla birlikte sarkmaya ve sıradanlaşmaya başlıyor.Aslında kitapta yer alıp almadığından haberimin olmadığı Gigi karakterinin alenen itici ve bir erkek için tam bir kabus olabilecek özelliklere sahipken ve çevresindekileri bir bir kaçırırken sırf mutlu son uğruna finalde bir şekilde eşleştirilmesi hem filmin cesaretsiz olduğunu gösteriyor,hem de en ağırlıklı rollerden biri olarak kalitesini düşürüyor.","label":4} {"text":"Yok Hangover'dı, yok çok komikti eleştirilerine hiç bakmayın bile, tek kelimeyle vakit kaybı...","label":0} {"text":"bu tür filmler henüz sansürlenmeden yayınlanmaya başladı. geçmişse ışık tutran filmlerden birisi. sanatsal olarak eksikleri vardı. yine de genel olarak kopuk değildi. bence izleyin mutlaka...","label":9} {"text":"Yavuz Turgul her filmde mutlaka Şener Şen i oynatacak diye bir kural olmasaydı ve avcı rolüne daha uygun bir isim bulunabilseydi. Avcı karakteri biraz daha üstüne düşülüp filmdeki zorlama yapmacık halinden çıkarılabilseydi iyi olabilecek film. Yatıp kalkıp Cem Yılmaza dua etsinler filmi azıcık toparlayan o olmuş.","label":7} {"text":"...Life is Beautiful ile genis kitlelere adini duyuran Akademi odullu oyuncu- yonetmen Benigni, senaristligini ve yonetimini de bizzat kendisinin ustlendigi bu filminde filmografisi acisindan bir adim geri adim atmis. Benigni#39;nin o yerinde duramayan, fazlasiyla konuskan Attilio#39;su fazlasiyla Life is Beautifulun Guido#39;sunu hatirlatiyor ve bir nevi onun Bagdat Macerasi gibi duruyor. Ozellikle Vittoria#39;nin (gercek hayattaki esi Nicoletta Braschi) Bagdat#39;ta agir yaralanmasinin ardindan Attilio#39;nun onu hayata dondurmek icin yaptiklari biraz fazla uzun tutulmus, bu da filmin yer yer sarkmasnia engel olamamis. Attilio#39;nun yakin arkadasi Fuad cephesindeki gelisme (!) yeterince aciklanmamis, bu yuzden havada duruyor. Ayrica filmin kurguda fazlasiyla kopuk bir akis izlemesi ve bu yuzden kimi anlarda kafa karisikliklarina yol acmasi, finale gelindiginde kimilerince surpriz sayilabilecek gelismenin etkisini arttirmak icin yapilmis gibi duruyor ki bu da bence pek dogru bir secim degil. Benigni#39;nin sinemasina alisik olanlar eminim ki keyif alacaktir The Tiger and the Snowdan ancak film bana gore bir tekrardan oteye gidememis. Yine de sikilmadan izlenebilir...(5/10)","label":4} {"text":"Senaryo iyi, oyunculuklar çok iyi olmasa da o da iyiydi. Çok sade bir filmdi aslında sanılanın aksine sade idi. Genel olarak sevdim filmi fakat çok çok daha iyi olabilirdi bu film hemde çok.","label":7} {"text":"Milla Jovovich'ı aksiyon filmi hariç başka bir filmde de gördüğüm için mutluyum. sonuna kadar dram filmi ama sadece amerikalılara göre b, r dram filmi. yani bize hitap etmiyor, eksik kalıyor, oyuncuların ismi bile kurtaramamış filmi. eğer bunu beğendiyseniz size amerika güzeli filminide öneririm. benden 7/10 puan, oda Milla Jovovich'in hatrına. not: !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! bu arada filmin sonunda Robert De Niro 'nun evini yakan karısıdır. ben öyle anladım. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"Sadece çekildiği dönemde ergenlik dönemini işleme açısında türünde tek örneği olduğu için bu kadar puanı almış olduğunu düşündüğüm bir film. Dönemin siyasal getirileri yüzünden halkın yerleşkelerden köylerine çekildiği dönemlerde okul ve mahalle arasında kalan gençlerin kendi başlarına büyüme ve birşeyleri keşfetme dönemini işleyen oldukça doğal bir film. Xia Yu gerçekten çok başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Film yer yer sıkıcılığa doğru kayıyor ama yine de kendini izlettiriyor. Özellikle çocukça davranışların sergilendiği taklit ve birbirleri ile dalaşma sahneleri insanın içinde birşeyleri çağrıştırabiliyor. Ve o yaşlarda doğal olarak kendinizden büyük olanlara aşık olma eğilimi de filmde güzel işlenmiş durumda.","label":5} {"text":"...Johnny Cash#39;in yildiz olma yolunda ilerleyisinin izinde June Carter#39;la olan iliskisine odaklanan Walk the Line, Cash#39;in hayatindan onemli bir kesiti aktariyor bizlere. Yonetmen Mangold aslinda orta karar bir yonetmenlik ortaya koymus filmde. Bu durum gectigimiz sezonun Taylor Hackford imzali Rayi ile karsilastirildiginda fazlasiyla belirginlesiyor. Mangold fazla gorsel numaralara bulasmiyor, ancak sade bir anlatim ve iyi bir kurguyla 2 saati askin filmini izleyen seyircisini koltuga yapistirmasini biliyor. Ozellikle filmin herkesin bildigi gibi konusulacak en onemli unsuru oyunculuklari. Aslinda bir benzerlik tasimadigi Cash icin uygun bir secim gibi durmayan Joaquin Phoenix filmde, sesinin benzerligi ve sahne performanslarindaki mimikleri ve hareketleriyle adeta Johhny Cash#39;e donusmus. Diger taraftan Cash#39;in, cocuklugundan beri hayrani oldugu ve evlenmek icin neredeyse yillarca pesinden kostugu aski June Carter rolunde karsimiza cikan Reese Witherspoon da Phoenix#39;ten asagi kalmiyor, adeta buyuluyor. 136 dakikalik su gibi akan bir muzik ziyafeti de diyebiliriz bir bakima...(7/10)","label":6} {"text":"Benim gibi fikir içerikli filmleri seviyorsanız hele bide üstüne Psikoloji; kesinlikle ama kesinlikle kaçırmayın. Zira Başrol oyuncusunun penceresinden karadenizin doğasında sessizce çam ormanlarını uzun uzun seyretmesi benim için gerçekten çok şey ifade ediyor çünkü o anda neler hissettiğinin onda birini (ki bu bile fazla aslında) hissedebiliyorum. Ama dediğim gibi yabancı iseniz bu konulara (beraber gittiğim arkadaşlarda gördüğüm gibi) neyapıyo bu adam, bitse de gitsek diyebilirsiniz. Film hakkında ufak tefek bikaç şey söylemek gerekirse. Herşeyden önce fikir konulu filmlerde bağıra çağıra fikiri beyine enjekte etmeye çalışan filmlerdense bu tür filmleri kimilerine göre sıkıcı olmasına rağmen çok seviyorum.(bkz. Motosiklet Günlüğü) Zira yorumu seyirciye bırakıyor çünkü; mühim olan da bu değil mi ? Sanat insanı düşünmeye sevk etmeli zira Başrol gerçekten rolünü çok güzel oynuyor. Yöre insanının tasviri filmin etkileyiciliğine, gerçekliğine ve doğallığına kat kat etkinlik kazandırıyor. Bence mutlaka izleyin senenin en iyi 2-3 filminden biri. Festivallerdeki tepkilerden anlaşılıyor zaten. 8,7/10 Dipnot: Annenin o sımsıcak ve içten ses tonu; Filmin sonunda anne için enstrümanı çalması ve sonrası ve tabii ki sondaki o koltuğa gömen müzik/şarkı(benzer etkiyi pat diye gelen Gülümse ile Vizontele Tuuba da yaşamıştım) gözlerinizin dolmasına ye","label":8} {"text":"ben bu filmi yeni izledim casino rayale deki adam var die ama iyi ettim çok güzeldi aksion komedi çok eğlenceli tvsye ederm","label":9} {"text":"Senaryoda çok ciddi kopukluklar mevcut olsa da ve bu hatalar sebebiyle bazı eleştirmenlerin eşcinselliğe göndermelerle dolu sert yazılarını filmin erkek karakterleri süslese de - ki ben, buna katılmıyorum - sırf Gilda'nın siyah, uzun eldivenlerini çıkarttığı sahne bile başlı başına bir klasiktir. Hollywood'un aşk tanrıçası Rita, Gilda rolü ile bundan yüzlerce yıl sonra bile kuşkusuz hayalleri süsleyecek.","label":7} {"text":"Kesinlikle türe yenilik kattığı yadsınamaz. Hem türüne sadık hem de yenilikçi ve son derecede eğlenceli.","label":6} {"text":"çok çok çok güzel bir filmm,uzun zamandır bu kadar güzel bir film izlememiştimm.","label":7} {"text":"Çok beğendiğim filmlerinden biri. Oldukça eğlenceli, komedi dolu ve hareketli bir film. Özellikle gemideki street fighter sahneleri efsanedir.","label":7} {"text":"Bugünkü Filmekimi festivalinin programında, dolu bir salon ile birlikte izleme fırsatı bulduğum Kaptan Fantastik, ormanın içerisinde hayat süren bir aileyi anlatıyor. 6 çocuk ve 1 babadan oluşan bu aile, her gün düzenli olarak spor yapıp, avlanıp hoş bir hayat sürmektedir. Ve bu aile birdenbire hasta olan annenin ölüm haberini alınca her şey değişir. Bunun sonucunda da hep birlikte cenaze törenine gitmek için yola çıkarlar. Ve bu yolculuk sırasında da çocuklar, gerçek dünyaya ayak uydurmaya çalışacaktır. Açıkçası bu filme giderken beklentilerimi çok düşük tutmuştum, hikayesi oldukça ilgimi çekmişti sadece. Ve ortaya iyi bir sonucun çıkacağını biliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum! Kaptan Fantastik, bu yılın en iyi sürprizlerinden birisi! Nereden başlasam... Öncelikle filmin konsepti ve konseptin anlatılış tarzı muhteşem. Film hem karakterleri iyi tanıtıp ortaya hoş bir aile portresi çiziyor hem de kurulan diyaloglarıyla birlikte günümüz dünyasına karşı sert, düşündüren eleştiriler sunuyor. Filmin özellikle de bu kısmını çok sevdim. Oyunculuklar ise daha da iyiydi. Yüzüklerin Efendisi serisinin Aragorn'u olarak tanıdığımız Viggo Mortensen, kariyerinin en iyi performanslarından birisini bu filmde vermiş. Ve sadece performansı da değil, karakterine de bayıldım. Müthiş bir iş ortaya çıkmış. Ama ailenin içerisinde bulunan çocuklardan da söz etmemek olmaz. Çocukların her biri çok iyi birer performans sergilemiş ve hepsinin de karakterleri apayrı, rengarenkti. Filmdeki bu aileyi izlemek büyük bir zevkti benim için. Bunun dışında sinematografi, kostümler, şarkılar, dekorlar... Kısacası bu filme ilgili olan her şey beni büyüledi. Kaptan Fantastik, her haliyle özgün ve izlenmeye değer bir film olmuş. Üstelik kendi tonunu da çok iyi yakalamış. Filmi izlerken sesli güldüren, ağlatan ve düşündürten bir tonu var Kaptan Fantastik'in. Ama beni yanlış anlamayın, Kaptan Fantastik ağır bir film değil. Size bu filmi kısaca şöyle anlatabilirim; Kaptan Fantastik, ara verilmemesine rağmen (festivalde film izlerken ara verilmiyor) hiç sıkmayan, aksine sizi içine çeken ve sonuna kadar da bırakmayan bir film. Sizi güldürüyor, ağlatıyor ve düşündürtüyor. Fakat bunları da çok doğal bir havayla yapıyor, bu yüzden de hiç aşırıya kaçıyormuş hissi vermiyor. Filmle ilgili tek sorunum, ilk 5 dakikasının biraz yanıltıcı olmasıydı. Eğer filmin en başına aldanmazsanız, pişman olmayacağınızı garanti edebilirim. Bir de filmdeki birkaç sahnenin daha iyi yapılabileceğini düşünüyorum ama bu ufak bir sorun, bu yüzden bu konuda fazla abartılacak bir şey yok. Genel anlamda, Kaptan Fantastik kesinlikle kaçırılmaması gereken bir film. İşlenişi, yaratıcılığı ve mesajlarıyla kesinlikle dikkat çekilmeyi hak ediyor. Filmekimi'nin en iyi filmlerinden birisi, sakın kaçırmayın. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Bütün oyunculuklar. + Özgün konusu ve işlenişi. + Yaratılan atmosfer, dekorlar, sinematografi... + Toplum üzerine yapılan eleştiriler ve mesajları. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Başının biraz yanıltıcı olması. TOPLAM PUAN: 9.3/10","label":8} {"text":"Bir sürü polisiye film izlemişimdir şimdiye kadar genelde tek düze olurlar ve aynı olayları anlatıp durular bu da polisiye olduğu için başta önyargılarım vardı ama izledikten sonra yanıldığımı anladım ,pek kimse yorum yapmamış ama bence izlenmesi gereken bir film.Oyuncuklar çok iyi bir kere dram,aksiyon,macera hepsi mevcut imdb puanını hak ettiğini de düşünüyorum ayrıca..8/10","label":7} {"text":"Denzel Washington'un her zaman gördüğümüz güçlü yenilmez bir rolde değilde burnunu beladan kurtarmaya çalışan bir polis izliyoruz. Tv'de izleyebileceğiniz standartta çok bir şey beklemeden izlenmesini gereken bir film. 10/6","label":5} {"text":"Başrolde oynayan oyuncumuz sanki silah zoru ile oynamış gibi.Ayrıca dublaj sesi de hiç uymamış bu adama.Çok amatör bir film gibi geldi bana ve zorla bitirdim filmi...6/10","label":5} {"text":"Şehir, toplum ve bireye dair çıkarımlarıyla başta özgün ve felsefik bir film intibası uyandırsa da holywood romantik komedi klişelerinden sıyrılmayı ne yazık ki başaramamış, söylenildiği üzere, üstüne bir de o final tüy dikmiş. Karakterlerle hemhal olmus güzel güzel izliyorduk biz halbuki. Ne gerek vardı \"bu bir kurmacadır\" dercesine bizi uyandırıp gerçeklerden uzaklaştırmana?","label":6} {"text":"barda filmi zaten konusu itibari ve 1997de gerçekten işlenmiş bir durum olduğu için birçok kişinin ilgisini çekti. fragmanlardaki gibi çok aşırıya giden sahneleri yoktu ama devamlı şiddet olması ve şiddeti uygulayan kişilerin çok basit bir işmiş gibi davranmaları ve yaptıklarından dolayı küçücük bir vicdan azabı bile duymamış olmaları kanınızı donduracak. ailece izlenmemeli. 18+ bir film. ağır içerikli küfür de olduğunu belirtiyim. zaten böyle insanları canlandırırken kibar konuşmöalarını bekleyemeyiz. sonuda çok güzel bitti. o gencin telefonu almamasına anlam veremedim. ama gerçektede böyle olmuş hayret.son olarak oyunculuk çok iyi 15 günde çekim büyük başarı. puanlamada şiddetin çok olması ama konunun iyi anlatılamsından dolayı 6","label":4} {"text":"Yine oldukça abartılmış bir film karşımızda.. Scorsese'ye Oscar kazandırma amacıyla kamuoyu yaratılmış ve bu gazla imdb'de ilk 50'ye kadar çıkan bir filmdir The Departed. Filmdeki sağlam oyunculuklara hiç lafım yok elbette ancak o \" meşhur \" sonu o kadar altyapısız ve bir anda oluşuyor ki sadece beklenmeyen ama zevksiz bir sonla karşı karşıya bırakıyor sizi.","label":7} {"text":"Charlie Hunnam'ı görmek çok güzeldi. Bu girişimden sonra; Mecnun olsa \"Charlie mi Hanım?\" derdi. Özellikle seyir zevki yüksek, akıcı bir tempoya sahip, kaliteli bir çerezlik olduğunu düşünüyorum. Abi-Kardeş ilişkisinin biraz havada kaldığını ve geçmiş ilişkilerinin de çok iyi yansıtılamadığını düşünüyorum. Ancak başta söylediğim gibi; iyi bir çerezlik, iyi bir suç filmi. 6,5/10","label":6} {"text":"Gjjgh jfjkj jjfgj şptfn hdghu kghj jjhh jhgh jggb hgh kkk hgh kl jj gf hy ol ff pp gt kk oo uu II Kı uı uı uı oo oo oo yu yy nııkg jk jk II uu uı","label":8} {"text":"Film insanı alıp götürüyor, başka bir diyara... farklı yerlere, ağlatıyor... acıtıyor, içini yakıyor. Sadakatin değerini, sevginin sınırsızlığını ispatlıyor. Sonbahar özlemi çektiriyor, böylede olmaz dedirtiyor... Bu film Newyork'u sevdiriyor, bu film imkansız aşkı, yaşama tutunmayı ve sevgi için neler yapılabileceğini öğretiyor. Richard Gere ve Winona Ryder performanslarıyla bu filmi hafızalarınıza kazıyacak.","label":9} {"text":"her şey iyi güzel de leonardo üzerine yapışan fakir, sonunda ölen ve dolandırıcı rollerinden ne zaman kurtulacak merak ediyorum doğrusu. her ne kadar carey mulligan dan hoşlanmasam da 20'ler kadını olmak yakışmış.","label":7} {"text":"İçinde sürprizler barındıran, seyrettiren bir gerilim...","label":9} {"text":"Oldukça neşeli bi filmdi romantik bi filmdi klasik bi Hugh Grant filmiydi!","label":6} {"text":"Hayatım da bu kadar gereksiz bir film izlemedim . YouTube da ki slenderman ile konuştum videoları bile daha gerçekçi.","label":0} {"text":"Ben mumya filmi dendiğinde tek birini tanırım oda Brendan Fraser'dır. Bu filmin ne mumya ile alakası var ne de yaptığı şeyi de doğru düzgün yapıyor. Bir kere senaryo Brendan Fraser'ın oynadığı birinci filmden çalıntı. Sonrasında gelişen olaylar ise size bir mumya filmi izletmekten çok daha fazla bir fantastik zombi filmi tarzında bir hava estiriyor. Tamam Tom Cruise abimiz aksiyon filmlerinde hala çok iyi ama bu filmde boşuna kendini yormuş. Universal'ın Dark Universe evreni için çekimlerine Mumya ile başladığı film sonrasında gelecek olan diğer efsanevi yaratık ve canavar filmleri ile devam edecek. Ama Mumya isminin böyle bir film ile bu hale getirilmesi izler acısı. Evet izlerken canınız sıkılmıyor ama sonrasında da en ufak bir tatmin duygusu yaşamıyorsunuz. Kısacası çok büyük umutlar beslemediğim için ilk başta sonrasında da giden zaman için hayal kırıklığı yaşamadım. Sizde benim yaptığım gibi yapın ve öylesine izleyin. Çünkü izleyeceğiniz film mumya ile uzaktan yakından alakası yok. Sadece daha fazla fantastik öğe zombimsi aksiyon filmi gibi bir şey.","label":5} {"text":"Romantik Komedi gibi başlayıp Dram olarak biten kış / yılbaşı içerikli yapım. birazLove Actuallyhafif deMeet Parentstarzında diyebiliriz tabii onlar kadar etkili ve sürükleyici değil. Güzel oyuncu kadrosunun hatrına göz atılabilecek, özellikle soğuk kış günlerinde izlenmesi daha keyifli olacak hoş bir aile filmi diyebiliriz. 6,5 / 10","label":6} {"text":"polis ve güneşin oğlu'nun aksine bu filmde onur ünlü yok, bu filmde ah muhsin ünlü var.","label":7} {"text":"Aslında senaryo çok özgün ve başarılı fakat Polis gibi harika bir filme imza atan Onur Ünlüden anlam verilmeyecek derecede kötü bir performans.Sahneler,oyunculuklar fazla amatörce 2/10","label":1} {"text":"Bazı insanlar yorumları dğz mantıkla okuyup yorum yapma gereği duyuyorlar. Film masalsı bir film yani pamuk prenses gibi sindirella gibi kırmızı başlıklı kız gibi sabrina gibi masal öğeleri barındırıyor. Ypksa filmin pamuk prensesle,sindirella ile yakından uzaktan ilgisi yok. Ama bazı arkadaşlar yorumları dediğim gibi düz mantıkla okuduklarından 2. bir yorum yapma gereği duyuyor insanlar.","label":8} {"text":"Şevket Çoruh un ayak izleri duyulmaya başlıyor...","label":6} {"text":"Güzel bir yapım ama hala Buz Devri nin üstüne yapım tanımadım =) gelmezde herhalde..","label":6} {"text":"sıkmayan bir durağanlığı ve farklı konusuyla kendini izlenilebilir kılmış, isveç manzaraları da bonus olarak verilmiş.","label":6} {"text":"Böyle film olur mu yau süPpPerr....Bu arada Minimoy prensesi de çok gzl:d:d","label":9} {"text":"Açıkcası çok beğenmedim. Harley Stone isimli bir dedektifin, geçmişinde bir arkadaşına yaptığı bir yamuk sonucu, adam mistik bir lanete maruz kalıyor ve cinayetler işlemeye çalışıyor. Dedektifte bunun üstesinden gelmeye çalışıyor. Her zaman ki gibi hiçbirşeyin ipinde olmadığı ve dünyanın kendi merkezinde döndüğü bir dedektif karakterinin olayları çözüşünü izliyoruz. Klişe bir ortalamaya yakın film.","label":3} {"text":"sanki bi iki gün içinde acelece hazırlanmış bir kurgusu var, keşke tadında bıraksalardı ghost rider'ı daha güzel hatırlardık.","label":4} {"text":"Gerçekten Samimi Ve Kendinizden Bir Şeyler Bulabileceğiniz Bir Film İyi Güldüm İyi Eğlendim Hasan Göktaş,Emre Budak,Erdağ Yenel,İbrahim Aymergen Yine Müthişlerdi","label":9} {"text":"Farklı sınıfsal, kültürel ve etnik özelliklere sahip karakterlerin olduğu Sarmaşık, hiyerarşik yapılanma ve otorite gibi konuları temel alarak çok yönlü bir ilişki sunuyor. Gemide çalışanların arasındaki ilişkiler, temsil ettikleri toplumsal grupların arasındaki farklılıklar üzerinden şekillenirken, geminin iktidar temsili olan, bu farklılıkları otoritesini korumak adına kullanıyor ve ihtiyaç duyduğu hiyerarşik yapıyı bu sayede inşa ediyor. Gemiyi bir devlet düzeni gibi düşünüp , iktidarı , iktidara yakın olup güç zehirlenmesi yaşayanları ve muhalifleri harika bir potada , sarmaşık betimlemesiyle eritebilmiş. Şarkıların özenle şeçilmiş olması ve filme bu kadar yakışması da ayrı bir başarı. Efektler ve sesler çok iyi. Riskli bir biçimde tercih edilen anlatım, yan unsurlarla birlikte öyle iyi oluşturulmuş ki, hiçbir karakter tek yönlülüğüyle öne çıkmıyor. Bu sayede karakterler arası ilişki ne salt hiyerarşik konumlarına, ne de salt sınıfsal özelliklerine indirgenebiliyor. Geminin içindeki kaotik ortam en üst noktaya ulaştığında dahi, her şey öylesine doğal bir biçimde akmaya devam ediyor ki gerilimin arttığı sahnelerde yer yer neredeyse gerçeküstü öğeler kullanılmasına rağmen, hikâyenin akışı hiçbir zaman gerçeklikten kopmuyor. Pek çok açıdan tehlikeli sayılabilecek öğelere sahip olan filmin göze batan, abartılı görünen ya da “mesaj kaygılı” denebilecek hiçbir yanı yok. Gemide filmini çağrıştırsa da çok yönüyle ayrılıyor, ikisi de bir birinden başarılı. Birbirine hiç mi hiç benzemeyen 5 adamın 1 gemide 3 ay boyunca kalmak zorunda oluşundan ana çatışmasını kuran film içimizdeki psikopata göz kırpıyor. Yavaş yavaş gelen bir bunalımı, çöküşü anlatırken gücünü bu ağırlıktan almayı biliyor. Hatta bunu çoğu zaman hissettirmiyor. Kendine Müslümanları, sahte kabadayıları, doğuştan yancıları, en sağlam psikolojiye sahip gibi görünüp aslında en deli olan ruhsuzları ve aslında bu insanları bir arada tutabilecek argümanlar hala mevcutken bu argümanlara bile düşman olan gemi kaptanlarını anlatıyor. Bu insanlar ne yapıyor? Demeden filmin ilerleyen dakikalarında kendimize bir taraf seçmeye kalkmamı ise aslında bu kavgaya ne kadar alışık olduğumuzu ne kadar alıştırıldığımızı gösteriyor. Ne olursa olsun diktayı, faşizmi, baskıyı, sindirilmeyi yok etmek için bir olmak. 2015 in bence en iyi türk filmini seyredeceksiniz.","label":7} {"text":"Filmde çok fazla gereksiz sahne ve doğal olarak birçok mantık hatası vardı. Sıkılmadan zaman geçti ancak nitelik olarak bu oyunculardan beklenenin altında kalan bir film. Kötü.","label":2} {"text":"bir kasabaya vuran lenin heykeli sorunsalı. Hikaye ana fikir olarak gerçek hikaye. Tek mekanda geçiyor. Özgün bir çalışma olmuş. Oyuncular çok başarılı. Sonu daha anlaşılır olabilirdi. Genede genel notum 10 / 9 böyle özgün çalışmalar türk sineması için bir guru bence.. Konu 10 etkiliyecilik 10 sürükleyicilik 8 oyunculuk 10 süre 10 çekim tekniği 8","label":7} {"text":"geri dönüyorlar ;)","label":7} {"text":"Alfred Hitchcock'un izlediğim en basit filmi. Diğer filmlerine nazaran gerilim yok denecek kadar az, senaryosu alışageldiğimiz Hitchock senaryolarından değil. Karakterlerin ince ince işlendiği belli hemen hemen herkesin bir özelliği bulunuyor ve buda izlerken ayrı bir keyif katıyor ama genel çerçeveden bakıldığında film eh işte kıvamında.","label":6} {"text":"Benim çırılçıplak Bergman'ım Zavallı Marianne'i ne güzel işlemişsin..","label":8} {"text":"Ne oyuncular, ne senaryo ne de yönetim iyi değil.... Filme zor tahammül ettiğimi söylemek zorundayım...Karma karışık bir yapıya sahip kötü bir film... Ne derdini anlatabiliyo ne de başka bişey... Birde herksein aniden evet evet barış istiyoruz demesi çok kömikti yani o geçiş anı hiç olmamıştı....","label":2} {"text":"Filmi çoğu kişi iyi yorum yazmamış bana göre mükemmel bir film anlatılmak istenen konu bence alenen ortada bu ülkede çok fena şeyler oldu, tamam filmin gidişatında bazı aksak sahne gelişmeler var bend ekatılıyorum ama bence seneryonun ne anlatmak istediğine odaklanmalıyız bütün oyuncular inanılmaz bir performans sunmmuş.Ön yargılı olmayın gözlüklerinizi çıkarın alıcı gücüyle izleyin filmi bakalım ne anlıyacaksının filmden..Saygılarımla..","label":8} {"text":"Ben şunu anlamıyorum.. Pis işler yapan bir adamsın ve adamlarınla beraber pis işler yapan bir mafya babasının yanına gidip, bu mafya babasına ve yanındakilere çok ağır laflar ediyorsun ve sonrasında akşam evine gidip karınla uykuya dalıyorsun.. Bu nasıl bir rahatlıktır, nasıl bir vurdumduymazlıktır?! Spoiler--- Bir başka anlamadığım konu, başroldeki abimiz niye ölmüyor bir türlü?Bu da çok saçma.. Ateş ediyorlar, ölmüyor.. Evini havaya uçuruyorlar, ölmüyor.. Arabasını havaya uçuruyorlar, ölmüyor.. Gerçi sonunda ölüyor:) Spoiler--- Dediğim gibi filmde tuhaf şeyler oluyor.. Başroldeki Ray Stevenson'u da pek beğenmedim.. Birçok tanıdık isim filmde rol alıyor ama film vasat..10/6","label":5} {"text":"En fazla \"çerezlik\" denebilir demek isterken, parmaklarım yamuldu, çarpıldı. Oturup tabaktaki çerezleri seyretsem çok daha keyif alırdım herhalde. O değilde, aga kimse \"biz napıyoz ya\" dememiş mi! Rıfat Ilgaz'ı, Ertem Eğilmez'i öte taraftan izinli gönderip, bu filmimsi şeyde emeği olan herkesi vurma izni verilse yeridir.","label":0} {"text":"bazı filmler sırf oynuyan oyuncular için izlenir..benim için buda öyle filmlerdenn..(drew müthişsinn()","label":6} {"text":"Çok vasat bir Rear Window çakması. Orjinali varken \"ke - sin - lik - le\" gereksiz.","label":4} {"text":"mohawk79 adlı yorumcu ile aynı düşünüyorum.","label":5} {"text":"Tipik bir Amerikan Hukuk (Mahkeme) filmi var karşımızda. Hollywood'ta belli bir seyirci kitlesi olan bu tarz filmler, ne yazık ki hitap ettiği kitle haricinde pek beğenilmez hatta tutulmazlar. Bu tarz filmlerin en büyük dezavantajları çok ağır tempoda işleyisi, fazla aksiyon olmayışı ve çok fazla hukuki terminolojinin kullanımıdır. Ancak bu tarz filmlerden bazıları bu alanda sıradışı olup ön plana çıkmışlardır; ?Şirket?, ?Köstebek? ?Philadelphia (kısmen de olsa)? gibi. ?Michael Clayton? da bu alana giriyor bana göre. Üstelik te çok kötü bir senaryo ve kurgu olmasına rağmen (düşünün filmdeki olayların ve unsurların çoğunu ancak ikinci yarıda öğrenebiliyoruz). Filmi bana göre izlenebilir ve belki de sıradışı kılan, oyuncuların Oscar'a yakın performansları. Sadece George Clooney (ki Oscar'ı performansıyla hakikaten hakediyor) değil; Tilda Swinton, Sydney Pollack ve Tom Wilkinson da çok mükemmel oyunculuk sergilemişler. Filmde belki genel anlamda sıkılabilirsiniz hatta zaman zaman salonu terk etmek isteyebilirsiniz, ancak bu film sırf oyuncuların performansı için görülmeye değer.","label":5} {"text":"Farklı ve etkileyici diyebilirim. Özellikle sonu ile bir hayli dokunaklı.","label":5} {"text":"ben filmi yeni izleyebildim hoşuma gitmedi desem yalan olur çünkü beğendim ilki filmi bir türlü bulamadığım için izleyemedim izleseydim daha iyi olurdu ama şunları söylemeliyim 1-eğer bu tür filmler seviyorsanız izleyin (zombi türü) sevmiyorsanız belki hoşunuza gitmeyebilir2- filmde bazı saçmalıklar örneğin filmin ilk başında eve girdikleri zaman adamların üzerinde çelik yelek vardı polisler o kadar ateş ettiler anne de yelek yoktu niye anne vurulmadı bunun gibi 3-4 tane saçmalıklar var. 3-ayrıca filmi izlerken dünyada böyle insanlar varmı diyorsunuz.sonuçta iyiydi 6/10 türü sevenler kaçırmasın saygılar.","label":6} {"text":"bu film için beyazperdeden bilet kazanmış gidememiş ve üzülmüştüm keşke hiç izlemeseymişim üzülmeye değmezmiş.başrole daha önce beraber oynadıkları film tutan 2 kişiyi almışlar saçmasapanda bi senaryo!? yazmışlar al sana film.. ne türü belli ne konusu saçma diyaloglar...ama manzaralar muhteşemdi:) tabi sırf manzara için izlenmez gidin belgesel izleyin daha iyi..","label":0} {"text":"humprey pengallan rolüyle charles laughton enfes bir oyunculuk sergilemiş, büyülenmemek elde değil. hitchcock'un ingiltere'de çektiği son film olması kayda değer. basit ama sürükleyici bir film.","label":7} {"text":"Zevkler ve renkler tartışılmaz diyerek başlıyorum yorumuma çünkü ben gerçekten de hiç ama hiç beğenmedim!Daha yeni DVD’sini kiralayıp izleyebildim çünkü sinemada oynarken zamanım olmamıştı gitmeye.Ama iyi ki de olmamış!Bu filme verdiğim paraya kiralama da olsa acıdım herhalde o zaman kahrolurdum!Allahtan DVD’nin altyazı seçeneği var da konuşulanları okuyabildim çünkü ses berbattı.Nerde 'Gönül Yarası'ndaki ses nerde bu filmdeki.Neyse,beğenenlere de saygım sonsuz...","label":2} {"text":"vasatlığın ötesinde bi film. nasıl bu kadar beğenilmiş anlamadım. tek diyeceğim izlemeyin izletirtirmeyin.. filmde çok fazla mantık hatası var. 'zeka'nın konu aldığı bi filmde olması daha da batırdı filmi gözümde. iyi çekilmiş olabilir ama senaryo berbat.","label":5} {"text":"Bu onların dünyası değil, bizim dünyamız. Onlar sadece geçerken uğruyorlar... Şu ana kadar izlediğim vampir filmlerinden en ilgi çekici olanıydı kesinlikle... Bunun baş sebebi filmde oynayan iki güzel kadındı ve akıcı vampir diyalogları çok güzeldi. Korkudan öte filmde romantizm mevcuttu ve bu şekilde olmasına rağmen çok güzel izlettirmeyi başardı. Film de tek takıldığım konu ise çalan müzikler berbattı. Filme gelirsek daha güzel birşey ortaya çıkabilirmiş ama bu halide güzel diyebilirim. Vampir filmleri sevenler için ilgi çeken filmlerden birisi daha. İlgiyi hakediyor en azından...","label":6} {"text":"Film gerçekten çok güzeldi oyuncu seçimleri yerinde olmuş. Ayrıca sanırım oskarda adaylığı da bulunuyordu ama hangi dalda olduğunu bilmiyorum. Tavsiye ederim","label":9} {"text":"ne yani kıyameti mi durduracaklar oha yanii....nere varır valla bende merak ediyorum..","label":1} {"text":"aklını alırım hadisesinin gerçelşetiği bir film. dumurlardan dumur beğenin filmin sonunda. gerilim dedndiğinde tek geçtiğim serinin en nadide bölümü. 10/10","label":6} {"text":"hayal kırıklığı..","label":5} {"text":"Bu tarz dini ve biyografik filmler özellikle islamın anlatılmasına ve konuları sırası ile ele alarak, devam set filmler niteliğinde olması adına iyi... Fil hadisesinden sonra resulullah'ın doğuşunu anlatıp, bir sonraki filmlerde de Çağrı filmi gibi konuları günümüz teknolojisi ile HD izlenmesi adına gelecek nesillere eğitici filmler tanıtıcı ve sevdirici filmler olması adına izlenmeli diye düşnüyorum. Destek verilmeli. Devam filmlerinde umarım Şianın pisliğini sahneye taşımazlar","label":5} {"text":"komik,heyecanlı ve aksiyon dolu..çok da güzel demiyecem ama izlemeye değer","label":6} {"text":"En iyisiydi.","label":7} {"text":"zaman kaybı filmlerin başında geliyor","label":4} {"text":"Gerçekten kötü bir filmdi. İzlerken sıkılacağınız, amacı olmayan bir film. Vakit kaybı, tavsiye etmiyorum.","label":0} {"text":"Ancak bu dünyada çalışmaya değil, tembelliğe önem veriyorlar. Herkes çalışmayı sadece bir araç olarak görüyor. İçi boş bir toplumdan bahsediyoruz. Fakat gün geldiğinde, neyin boş olduğunu bilemeyecek hale geleceğiz. Bazı insanlar o boş hayatları için 40 yıl çalışıyor ancak vakit dolduğunda ölüp gidiyorlar. Tüm samimiyetimle bu sakinliğimle insanlığa çalışanlardan daha iyi hizmet ettiğimi söyleyebilirim. Doğru, çalışmamak cesaret ister.","label":7} {"text":"bence çok iyi bir film.süper bir seneryosu var.sonlara doğru çok şaşırtıcı bi durum oluşuyo filmde.sonunu çok iyi yapmışlar.bu filmin değerini artırıyo bence.süper.son yıllarda gerilim-korku filmi izlerken seçici davranıyorum çünkü çok gereksiz gişe filmleri çıkıyor ancak bu film gösterime girdiği yıl en beğendiğim filmler arasındaysı çünkü etkileyici bir sonu ve mistik bir senaryosu var.","label":7} {"text":"İzle, iyi hisset filmlerinden. Dans, müzik ve aşk eşit oranda başrolde.","label":6} {"text":"'Osama' harika bir dram. Afgan halkının çektiği acıları ve Afganistan’da kadınlara çektirilen zulmün harika öyküsü. Siddiq Barmak filminde anlatmak istediklerini çok iyi ve çarpıcı bir şekilde aktarmış. Gösterildiği festivallerde topladığı övgüyü ve ödülleri rahatlıkla hakediyor. Oyuncuların hepsinin profosyonel olmaması ve hiçbirinin filmde sırıtmaması da filmin ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gösteriyor. İzlenilmesi gerekenlerden.","label":6} {"text":"sandler in hangı filmi kötü ki herzaman ki gibi beklentilerinizi karşılıyor konusu ve oyunculuk iyi eğlence ve komediyle birleşince filmi izlenebilir kılıyor tavsiye ederim sıkılmadan izleyebilirsiniz iyi seyirler...","label":6} {"text":"Eh pek fazla sevdiğimi söyleyemem.","label":4} {"text":"Film konu ve çekim yapıldığı yer itibariyle çok güzel.Filmde işlenen konu güzel fakat olay bir konu etrafında çok dönünce film biraz yavan kalmış. Sosyal yaşamı biraz daha irdelemesi gerektiğini düşünmekteyim.Bugüne kadar türk filmlerinde görmediğiniz bir final sahnesi var ki gerçekten güzel...Filme 7 verdim izlenilmesi gerekir çünkü yakın zamanda medyada rastladığımız din-aşk tercihi temasını işlediği için tavsiye ederim arkadaşlar...Saygılarımla...","label":6} {"text":"Filmin tek göze batan ayrıntısı, tecavüz sahnesinin, gereğinden fazla yer alması filmde...","label":9} {"text":"okuduğum o muhteşem kitaptan sonra film büyük hayal kırıklığı yarattı. güzel hikayeyi bu kadar berbat çekmek için çok çabalamış olmalılar. duygulanmayı geçtim film boyunca güldüm desem abartmış olmam. yazık olmuş. devamı çekilirse de izlemem artık.","label":4} {"text":"gerçekten harika bir film.. avrupa sinemasından bu denli sürükleyici bi film beklemiyordum.. imdb puanını da sonuna kadar hakediyor ; 7.8","label":7} {"text":"Bu filmi arkadasimin tavsiyesi ile izledim ama filmi izlerken hicde zevk alarak izleyemedim yani ufak bir çocuğun hayal dünyasından bahsediyo ve filmde gereksiz soru oluşturuyorsun kafanda izlememenizi tavsiye ederim","label":5} {"text":"Harika bir film.. Aslinda cok yakinimizda olanlari goremeyisimizi bizi gosteriyor.. Cocuklar herhangi bir egitim almamis olmasina ragmen oyunculukta harika.. 👏","label":9} {"text":"Çerezlik diyip geçmek isterdim ama o bile değil, acınası sahnelerle dolu başarısız bir çizgi roman uyarlaması. Keşke çizgi romanın jbr dosyasını indirip okusaydım izleyeceğime bunu.","label":3} {"text":"Filmin 2 saat 46 dakika oluşundan mıdır, 3 boyutlu gözlüğün; gözü yormasından mıdır nedir bir müddet sıkıcı olmuştu film. Sonra 'Optimus Prime'nin yeniden devreye girmesi ile o sıkıcı anlar geçip gitti. Ama zaman yine dolmak bilmedi. Durağan sahneler geldikçe salonu terk etmeler başladı. Minimum 15-20 kişi son 15 dakikaya yakın salonu terk etti. Ki kalanlar ise filme zor dayandı (buna kendimi de ekleyebilirim). Film 'muhteşem' bile olmuş olsa; süre sıkıntısı biraz ön yargıyla yaklaşmanıza vesile olabiliyor. Bir hurdacıdan -borç parayla- kamyon alıp, onun daha sonradan Transformer olduğunu öğrenen, teknolojik aletler meraklısı Cade rolüne hayat veren Mark Wahlberg,(Zor Kazan., Bitik Şehir) rolünün üstesinden gelmiş gibi. Michael Bay'in 'oyuncuları kendisi seçmesi şartıyla' filmin yönetmenlik koltuğuna oturmasının bir 'avantaj'ını daha burada görüyoruz. Birçok 'transformers serisi hayranı' bu filme biraz tereddütle girmiştir. Fakat eminim ki filmin ortalarında ön yargılarını kırmışlardır. Uzun süredir 3 boyutlu/2 boyutlu filmlerin dublajını tam tadında yapamıyorlardı. Bunlara Malefiz ile Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti'ni örnek gösterebiliriz. Her filmde artık 'aynı düblör'ü duymaktan bıkmıştım, ta ki bu filme kadar. Çoğu filmin dublörü olan Umut Tabak (Açlık Oyunları, Bay ve Bayan Smith, Avatar...) bu filme sonunda yakışmış. Cade karakterinin sesi; uzun süre sonra en beğendiğim dublaj olmuş oldu. Keza diğer dublörleri de unutmamakta fayda var. 10 numara, 5 yıldız bir dublaj işi çıkartmışlar filmde. Çoğu yönetmenden ön planda tutarım niyeyse Michael'i. Pearl Harbor filminden itibaren takip etmeye başladım kendisini. Transformers serisi ile ününe ün katınca da artık çoğu kişi tanımaya başladı. Robotlar-araçlar ve insanları 'ustaca' bir yönetmenlikle seyircinin beğenisine sunuyor ve her zaman da takdiri hak ediyor. 'Kendi oyuncusunu seçme şartıyla' kabul etmesi sanırsam gişede de işlerine yaradı. Şahsen, yönetmen eğer ki Michael olmasaydı gitmezdim. Hatta bir çok 'Transformers serisi hayranı' da öyle düşünüyordur. Girdiği ilk haftadan itibaren hasılatın çoğunu Transformers serisinin ı olan Kayıp Çağ aldı, götürdü. Geçen hafta(11 Temmuz) çok beklenen Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti'nin vizyona girmesi ile itibaren 'gişe sayısında' biraz düşüş bile yaşamış olsa; sayısı hâlen diğer rakiplerine oranla fazla. Hatta vizyona girmesinin üzerinden 4 hafta bile geçmiş olsa salonlar halen ful.. Gittiğim sinemanın 14:30 seansında yalnızca 3-4 koltuk boştu.. Sanırsam; Maymunlar Cehennemi ile birlikte diğer filmlere gişede pek yer vermeyecekler.. Filmim Notu: 7,3","label":6} {"text":"5.6 puan almış bu puanları flimi izlemden verdiklerini düşünüyorum filim çok keyifli mutlaka gidin derim","label":9} {"text":"Harika bir film diyemem ama Pter Hyams’ın zekası ve yaratıcılığını görmek mümkün. 6/10","label":5} {"text":"En az 50 karekter ....... ...... ...... ...... ...... ... .b.b.b........ . . .. . . .. .. ..... .... ö l l......","label":6} {"text":"michael winterbottomun bu yıl istanbul film festivalinde de gösterilen son filmi. daha önce istanbul da altın lale almış bir yönetmen bafta almış, altın ayı adayı cannes de aday.. falan falan ama son filmi tam bir klişe tam bir yeşilçam filmi tam birlove story. ilk bir saatini atlatabilirseniz gerisi iyi veya kötü gelecektir ama önemli olan ilk izlenimi. ne çarpıcı bir hikaye ne de güzel bir hindistan manzarası anlatımı.. yok yok yok.. beklentisi yüksek olduğu ile kalıyor. hint sinemasının vazgeçilmez unsuru eğlenceli hint müziklerine dramatik müzikler kataılmış olması çok fazla bir şey olmasa gerek ? yada yapılan danslar ile eski hint filmlerine bir güzelleme mi yapılıyor ne ? sonunu bağlarken o kadar aceleye getirlmiş olması ise diğer bir ilginçlik.","label":5} {"text":"Bu nasıl bir bilinçsizliktir ! Bu filmin senaristi, yönetmeni uzaydan mı geldi acaba ? Hadi tüm amatörlükleri geçin de Alkarısı'nın ne olduğunu, neler yaptığını bilmeden nasıl film çekmeye kalkışıyorsunuz ? Film Alkarısı üzerine ama filmdeki her şey halk innaçlarına zıt. Alkarısı birinin büyüsü veya yönlendirmesi ile hareket etmez, islami çerçevede birilerine musallat edeceğiniz bir varlık da değil zaten. Tüm Türk dünyasında, Orta Asya'dan tutun da Avrupa'ya kadar herkesin belleğinde aynı inançlar vardır ve sizin yapmış olduğunuz filmin bu inançlarla hiçbir alakası yok ! Keşke hiç denk gelmeseydim de görmeseydim şunu.","label":1} {"text":"Absürt komedi. Ancak gülme garantili değil. Proposal (Teklif) filminin farklı bir konu ekseninde çakması gibi. Hatta Teklif filmindeki otantik karakter Oscar Nunez bile var. Yine otantik. Kadro güzel. Bullock, oynanmış yüz hatları ile zorlama oynuyormuş gibi dursa da yine bir gideri var. Ancak Tatum her yeriyle arzu endam etse de olmamış. Teklif 'teki Ryan Reynolds bilindik rolleri ile daha iyi olurdu. En azından aynı kadro, farklı bir bakış ile tutabilir miydi?... Maybe. Radcliffe ''Now You See Me-2'' dekine benzer bir rolde. Çıtayı yükselten Brad Pitt... Oda bir ''Ce'' demiş kaçmış. Bol vücut dilli/temaslı komedi. Ama ben de pek bir gideri yok. İyi seyirler...","label":4} {"text":"Kesinlikle son zamanlarda izlediğim en heyecan verici en güzel ve keyifli gerilim filmlerinden bir tanesi.Vizyondan kalkmadan şans verip gitmelisiniz, pişman olmayacaksınız.8/10","label":7} {"text":"Bir çok devam filminin kötü olduğunu biliriz. Ama yapma gözüne seveyim bu ne berbatlıktır. Baştan sona zırvalıklar ile dolu. Tam anlamı ile devam filmi olsun da çamurdan olsun diğe çekilmiş. Hele filmin giriş kısmı... Hiç bitmeyecek sandım uzattıkca uzattılar. Bir türlü bir yere bağlanamadı.. Bu filmle zaman kaybettiğim için çok üzgünüm. Siz siz olun oturupta izlemeye tenezzül etmeyin!","label":0} {"text":"Before Sunrise, Before Sunset, Before Midnight 9 yıllık aralıklarla çekilmiş bu kadar iyi bir üçleme eminim ki sinema tarihi boyunca bir daha yapılamayacaktır. Keyfini çıkarın.","label":9} {"text":"Gereksizce! Emeğe saygım var ama güldürmek sadece bel altı değildir.","label":0} {"text":"Süper değil ama katıla katıla güldüğüm sahnelerde vardı güzel film bence","label":3} {"text":"ÖMRÜMDE GÖRDÜĞÜM EN SAÇMA TÜRK YAPIMI SİNEMA FİLMLERİ SIRALAMASINDA İLK 10 DA YANLIŞ ANLAMA FİLMİ. TAMAMEN FRAGMAN FİLMİ ARKADAŞLAR BEDAVA DAHİ OLSA GERÇEKTEN GİDİLMEZ . SALONDAKİ TÜM SEYİRCİLER 25. DAKİKADA KOMPLE SALONU TERKETTİ. GEREKSİZ Bİ YAPIM. BU FİLME YARIM YILDIZ ÇOK ÇOK FAZLA","label":0} {"text":"birkaç sahnesinde ciddi şekilde kahkaha attırsa da reklamı çok yanlış yapılmış, komediden çok dram filmi... ancak insanın içine işleyen, tüm oyuncuları için oynamasının çılgınca keyifli olduğunu tahmin ettiğim karakterlere sahip bir film neticesinde..","label":7} {"text":"Küçük bir yerleşim bölgesinde, yaşamları sıradan insanları konu alan, türü komedi olmasa da kahkaha attırmayan ama tebessümü de eksik ettirmeyen doğal anlatımıyla; aşk, hayaller ve tutku üzerine düşündüren sıcak, sevimli filmde, toplumsal siyasal değişimin canlı tanığı saf tamirci ustası Gajas aracılığıyla değişen sosyal devlet olgusu ve değer yargıları da ele alınıyor. Böyle bir iş yerim, böyle bir işim olsa diyesi geliyor insanın... 70/100","label":6} {"text":"Sağolsun alttaki arkadaşın verdiği spoiler sayesinde şu güzel filmden alacağım keyif çok azaldı. Teşekkürler.","label":7} {"text":"Fİlm süper olmuş bütün fantastik film severlerin gitmesini tavsiye ederim","label":9} {"text":"Belgesel niteliği açısından kaydadeğer bir çalışma olsa da anlatım ve müzikler insanı sıkıyor. Kamera arkası görüntüleri izleyerek film çekiminin ne kadar zahmetli olduğunu anlamak mümkün.","label":6} {"text":"İzlediğim en gereksiz filmlerden biri. Sabırla 80 dk nasıl durdum onu merak ediyorum... Sanıyorum ki \"bu kadar da kötü olamaz ha çıktı ha çıkıcak film anlamlı olucak\" bekleyişiydi... Batı kafasıyla doğuyu anlatmaya çalışmış ama yakınından bile geçmemiş bir film. Dialoglar, jestler, flörtler anlamsız, yapmacık, oyunculuklar kötü. İzlemeyin. KARANTİNA.","label":3} {"text":"güzel bir animasyon yapmışlar. müzikleride güzeldi. hikayesi sıkmıyor animasyon filmlerini sevenler kaçırmasın","label":9} {"text":"filmde hep birazdan bişeyler olucak dedim kendi kendime ama pek de birşey olmadı. yani başladığı gibi bitiyor bana göre. filmden çıkınca ee bu film bana ne anlatmak istedi şimdi? diye sordum kendime. son bölümde biraz toparlanmaya çalışılmış ama verilmek istenen duygular vasatı geçemiyor maalesef.festivallerde beğeni toplamış olmasına güvenerek gittim filme ama pek tatminkar değildi açıkçası.yine de sıcak film yorumlarına katılıyorum..","label":5} {"text":"İngiliz sinemasına baktığımızda açıkça ne bilimkurguyu ne fantastik sinemayı beceremiyorlar, suç filmlerindede pek başarılı oldukları söylenemez ama komedide her türün ötesinde rezaletler. Ya bu işi yapmayı soğuk mizaçları izin vermiyor yada komedinin ne olduğunu çözememişler.Film bi kaç yerde gülümsetmiyor değil ama o kadar zorlama sahneleri var, senaryo o kadar yokki bir kaç iyi sahneyide alıp götürüyor.Sonuç olarak karşınızda bir buçuk saatlik bir sıkıntı yumağı duruyor. 10/3","label":2} {"text":"Sadece \"spor filmi\" olarak nitelendirmek haksızlık olur. Bugüne kadar izlememe sebebim de sadece öyle olduğunu düşünmemdi. İzlediğimde ise çok farklı duygulara kapıldım. Spordan ziyade, içerisinde barındırdığı ırkçılık konusu filmi oldukça dramatik bir hale sokuyor. Bunun gerçek bir hikaye olması ise etkiyi arttıran sebep. Oyunculuklar şahane, Josh Lucas müthiş karizmasıyla döktürmüş. Basketbol, dostluk, ırkçılık, önyargı üzerine şahane bir film; 8/10","label":7} {"text":"Brad Pitt in en iyi rol kestiği film. Perde de ne zaman belirse, gülmekten 'karnım ağrımıştı'. '12 Maymun' dan sonraki en uçuk rolüydü Pitt in.","label":9} {"text":"biraz sıkıcı gelebilir. karakterleri tanıdıkça filmin ortalarında acaba ne olacak diyorsunuz ama ufak bi şaşkınlıktan sonra oda geçiyor ve bir bakıyorsunuz kii film saçma bir yerde saçma bir şekilde bitmiş. aslında genel itibarıyle güzel denilebilir senaryoda birkaç değişiklik yapılırsa tabi. oyunculuklar çok iyi , yönetmende çok iyi ama dediğim gibi senaryo yetersiz ve askıda kalmış gibi görünüyor. iyi seyirler ...","label":4} {"text":"Don ko pakadna mushkil nahi na mumkin hai..","label":7} {"text":"yani serinin en zayıf halkası olmasına rağmen yine de eğlendirici bir film ama tabiki öncekilerin tadını bulamayacağınız kesin...eğlenmek için ideal filmlerden..","label":7} {"text":"Öf ne bayık filmdi, bi türlü bitmiyor sanki süresi 4 saatmiş gibi geldi. Bir filmi kolay kolay karantiya almam ama bunu gönül rahatlığıyla aldım. Çöp.","label":3} {"text":"Film sanki Paris belediyesi ile Woody Allen arasında ortakşama imzalanan bir anlaşma sonucu ortaya çıkmış. Filmin ilk 5 dakikasında sadece Paris'e ait görüntüleri izliyoruz, sonrasında ana karakterler sahneye çıkıyor. Hemingway, Picasso, Dali'nin yaşadığı bir döneme geri dönmek gibi bir hayaliniz varsa, filmi kaçırmayın derim :)","label":6} {"text":"PTA'in müthiş olmayan filmi yok ama bu film gelmiş geçmiş en iyi karakter filmleri listesinde önemli bir yerde bence. bu kadar underrated olması üzücü","label":7} {"text":"bu kadar iyi bir roman bu kadar berbat ve alakasız nasıl uyarlanır örneği. ilhami algör romanlarının okuyucuları için baştan sona hayal kırıklığı olan bir ıssız adam varyasyonu. bir deartık erdal beşikçioğlu'nu bu hep aynı tiplerde görmeyelim ya, baydı.","label":5} {"text":"gerçekten ali kundilli serisinden sonra çok iyi çok başarılı olmuş komikti baya herkeze tavsiye ederim","label":7} {"text":"Marvel kardeş lütfen şu esprilerini doğru yerlere, doğru karakterlere koy, güzelim sahnelerin tadını kaçırma. Ulan filmde 1 tane bile ciddi bir karakter olamaz mı? Spider-Man ve Deadpool karakterlerine istediğin kadar, istediğin yerlerine espri yerleştir, filmin ve karakterin tadını kaçırmaz, hatta daha da iyi yapar, ama sen gelip böyle filme ve tüm karakterlere dalga havası yerleştirirsen ciddi bir şey elde edemeyip tüm karakterleri alt seviyelere düşürürsün. Filmin komediyle desteklenecek bir yapısı yok. Komedi filmin başından sonuna kadar yer alıyor ve buda hikayenin epikliğini ve derinliğini yok ediyor, filmde olması gereken kıyamet atmosferini ortadan kaldırıyor veya, en önemlisi, duygu besleyemiyoruz - eğer karakterler düştükleri kötü duruma espriler yapıp gülüyorsa seyircilerin niye umurunda olsun? - MCU filmlerini takip eden biri zaten filmlerdeki üstünkörü esprileri rahatlıkla biliyordur. Bu filmde de - tıpkı stüdyo'nun diğer filmlerinde olduğu gibi - sevimsiz, üstünkörü espriler vardı. Tüm espriler, hepsi yine tekrarlanmış ve artık komik gelmiyordu, hatta sıkıldığımı hissettim. Filmdeki hikayenin atmosferini bildiğin b*k etmişler. İnşallah Infinity War'da böyle bir şey yapmazlar. Bu gereksiz komedi havası bir yana hikayeden güzel bir şey bekliyorum çünkü New York'la ilgili saçma bir şey yoktu, Asgard söz konusuydu. Hikayeyi de geçtim, arkaya atılan bir kaç şey vardı. [spoiler]Odin'in ölümü -tamam güzelim karakteri öldürüyorsunuz da bir duygusunu yaşayalım niye hemen arkasına aksiyonlu bir şey koyuyorsunuz- ve Mjölnir çekicinin yok olması gibi. Bunların ikisi sanki büyük bir şey değilmiş gibi bir kenara atılmış ve olması gereken etki tam gösterilememiş.[/spoiler] Karakterlere gelecek olursak Tessa Thompson'ın(kızın karakteri çizgi romanda nasıl bilmiyorum) bu kadar sinirlendiği şey ne hakkındaydı çözemedim, karakteri o kadar az geliştirmişler ki, kız niye Asgard'dan nefret ediyor anlayamıyorsun. [spoiler]Üstelik kızın takıma katılmasıyla ile ilgili fikri bir anda değişiyor ve neyin değiştirdiğini bilmiyorsun çünkü filmde kız hakkında gerekli şeyler gösterilmiyor.[/spoiler] Yine ciddi havanın eksikliğinden giden başka bir Marvel filmi.","label":1} {"text":"filmin özeti adı aslında..","label":6} {"text":"Dünya standartını yakalayan görsellik ve efektlerin yanında sönük kalan konu ve senaryo... Yazık olmuş. Gene de eğlenceliydi. İstanbul sokaklarının seyrine doyum olmuyor. Keşke sıfırdan şeronun doğumundan başlasalardı anlatmaya. Şeronun karikatürlerini okumayan yeni nesil şeronun Tonguçun oğlu olduğunu biimiyordur sanırım. Ayrıca Tonguç anlatılandan çok daha şerefsiz bir karakterdi :) Bu da wikipediadan doğum hikayesi: \"Yarı insan yarı hayvan bir karakter olan Şero, Tonguç`un mastürbasyon yaptıktan sonra ortaya saçılan menisine oturan dişi bir kediden dünyaya gelmiştir.\"","label":7} {"text":"Filmi izlerken sizde yalnızlık hissi duymaya başlıyorsunuz","label":6} {"text":"film HARİKA...HARİKA...HARİKA!!!!! Kimi tebrik edeyım bilemdedim;oyuncular süüüüüper....genç olanlar da onlara eşlik eden ustalar oyuncular da.Ne yazık ki kelimelerim yetersiz kalıyor bu filmi anlatmak için.BENDEN 10 PUAN DEĞİL 1000,10000,100000 PUAN BİLE AZ GELİR.HERKESE AMA HERKESE ÇOK BÜYÜK BİR ALKIŞ.HARİKASINIZ!!!!!!","label":9} {"text":"günümüz sherlock holmes ü böle olur. şatafatlı :)","label":7} {"text":"Kilise kanı sevmez sadece bir kepçe çorba ile doya doya içirir, şahlanır.. \" İnsanın sırf çoğunluk, çoğunlukta olduğu için, kitlelerle ya da çoğunlukla aynı şekilde düşünmek istemesi aşağılık ve düşük bir kafası olduğunun kanıtıdır. Halkın çoğunluğu ona inansın inanmasın, hakikat değişmez. \" / Giordano Bruno \"Bilgisizliğin azgınlığına karşı savaştım. İnanın ki dünya nimetleri ya da öz saygı için bu acıya katlanmıyorum, yaşamı ben de çok seviyorum; fakat inançlarım bunun üstündedir. \" Giordano Bruno","label":8} {"text":"harikaydı. babam ve oğlumdan sonra ağlayarak izlediğim tek filmim emeğinize sağlık .fırsat bulursam tekrar gitmek istiyorum","label":9} {"text":"Birbirinden farklı, eğlenceli yarışçılar ve kazanmak için her türlü hile hurdanın serbest olduğu yasa dışı bir yarış. Filmin havasını değiştiren en önemli unsur yarıştan ve araçlardan ziyade yarışçıların eğlenceli komik karakterler olması. Demek istediğim evet ortada bir yarış, arabalar vs. var ancak biraz arka planda kalmış sanki komediye fazla ağırlık verilmiş gibi. Bu da filmi aksiyon filminden daha çok komedi filmine çevirmiş. Ama şahsi görüşüm şu ki eğer bu şekilde eğlenceli komik karakterler olmamış olsaydı muhtemelen çok sıkıcı bir film olurdu. İzle geç tarzında çerezlik yapım.","label":5} {"text":"Filmi izlerken üzüldüm, gerildim, sıkıldım ve neredeyse tüm duyguları yaşadım. Çok büyük bir prodüksyon. insanın içine işliyor. o harika soundtracki sizi yerinize mıhlıyor. İki amansız insanın insanı hayretler içerisinde bırakan öyküsü.","label":9} {"text":"finaldeki süpriz için çekildiği çok belli ama, filmin yarısında olaylar tahmin edildiği için finalin de bi espirisi kalmıyor.","label":7} {"text":"Genel olarak zayıf bir film.Sonlarına doğru Tarantino’nun imzasını taşıyor ama ağır ilerleyen bir film,dolayısıyla Tarantino hayranı değilseniz izlenmesi pek keyifli olmayabilir.Oyuncu kadrosu güzel,beni de ayakta tutan bu oldu zaten.","label":5} {"text":"Filme harcanan emek ortada, ama filmin konusu gerçekten çok klişe. Alis Harikalar Diyarında'nın onlarca taklidinden birisi film. Neden bu kadar abartırdılğını anlamadım cidden. Filmde düğme göz olayından başka çokta ilginç bir şey göremedim ben. Ayrıca film hangi yaş grubuna hitap ediyor anlamak güç. Bu filmi çocuklar izlese korkar, büyükler izlese çok naif bulur. Puanım film için harcanan emeğe ve filmin belki de tek iyi yanı olan atmosferine. Son olarak ben filmi sıradan bulduğumu ve kime hitap ettiğini anlayamadığımı söyleyerek bitireyim eleştirimi.","label":4} {"text":"bence çok güzel ve eğlenceli bir filmdi. tamam mükemmel demiyorum ve hakikaten herkese hitap etmiyor da olabilir. ama kafa dağıtmak ve şöyle bir süreliğine de olsa rahatlamak istiyorsanız, Bee Movie bu iş için biçilmiş kaftan.","label":6} {"text":"Bilimkurgu iin bir dnm noktas bu film.Sharlto Copley#39;nin oyunculuuyla,akllardan kmayacak sahneleriyle,klieleri ters-yz etmesiyle,tre getirdii yeniliklerle sinemasal bir devrim.","label":7} {"text":"Müzikleri de çok iyi olan oldukça beğendiğim bir film. Hazir Netflixe düşmüşken Tavsiye edilir.","label":7} {"text":"Reeves ve Spader'dan daha iyi bir film beklerdim açıkçası. Sıradan bir polisiye...","label":4} {"text":"Film yavaş ve tek konu üzerinde duruyor dağılmadan ama seyirciyi dağıtıyor. Yine de tom hanksin oyunculuğu süper ve kendini tam izletiyordu. Yaşadığı travmayı , akut stres bozukluğunu kelime kelime anlatıyordu, psikiyatriyi bilircesine..","label":7} {"text":"ilk animasyon gerçekten güzeldi eminim bu da çok güzel olacaktır.","label":7} {"text":"Filmi izliyemiyorum .silinmişmi ? benmi açmasını bilmiyom ? bi ilgilenseniz.............................................................","label":9} {"text":"Samimi bir film. Tv filmi olmasından dolayı dram kasmaması filmi çok daha eğlenceli ve çok daha akıcı bir film yapmış. Bill reisin söylediği sözler de dikkate değer.","label":7} {"text":"1993 yılında böyle bir film çekilebilmiş, ülkede şu an neler konuşuluyor. Yalnız ve toplumdan dışlanmış iki insanın hikayesini oldukça dokunaklı şekilde anlatıyor. 90'lar Beyoğlu atmosferi güzel işlenmiş. Hikaye güzel, ancak film hem çok tv filmi tadında; hem de oyunculuklar çok amatör geldi bana. Güneşe yürüme vurgusu çok inceydi. Ama bariz bir kalite eksikliği göze çarpıyor filmde maalesef.","label":4} {"text":"Görüntü, müzik açısından gayet güzel ama gerçekten sıkıcı ve uzun.","label":6} {"text":"Hellboy gerçekten iyi düşünülmüş bir karakter, çok güzel bir film.","label":6} {"text":"Sırf Tea Leoni için izledim. Onu bir kere daha görmek, bir kere daha sesini duyabilmek, bir kere daha o ruhsuz gülüşünün buz gibi serinliği altında ferahlayabilmek, bir kere daha o sert sarı saçlarını yüzümde hissedebilmek için izledim. Film seçimimin kaynağı kendisidir. Ben Kingsley, mesleki kariyerine fazlaca odaklı, aşk peşinde koşan kiralık katil rolünde. Çok ilginç bir portre çizmiş kendisi. Orjinal bir karakter yaratmışlar. Bununla birlikte Tea Leoni, biraz arka planda kalıyor. Yer-yer kara komediye doğru kayan bir mizah algısına sahip. Çok sulu bir komedi görmeyi beklemeyin. Koyu kıvamlı bir film bu bakımdan. Tea Leoni'nin kinik doğasını bir kere daha tadabilmek adıma güzel bir fırsattı. Leoni'nin merkezde olduğu bir film izlemeyi tercih ederdim. Bunların dışında, keyifli bir romans sunuyor.","label":7} {"text":"Özellikle 2-3 sahne var ki resmen yarıldım yani bu kadar komik bir filmi niye daha önce izlememişsem 8/10","label":7} {"text":"filmin dvdsini az önce izledim bence resident evil 1 e göre cok daha iyi...gerci oyuna göre oldukca farkliliklar var ama yine de izlenilebilir bir film. tek kötü tarafi ilkinde oldugu gibi bu filmin de uzun bir dizi film tadinda en merak uyandiran yerinde bitirilmesi...klasik olucak bir film deil ama eglenmek icin izlenilir...ses sistemi iyi olan bir sinemada izlenmesi tavsiye olunur zira filmin büyük bir kismi patlamalardan olusuyor:)","label":7} {"text":"son zaman larda izlediğim en iyi savaş filmi soluksuz izledim..","label":8} {"text":"Cidden harika bir filmdi özellikle adriana nın tasvir edilişi harikaydı bu film resmen farklı bir deneyimdi hayran olduğum yazarları ve ressamları bir filmde böyle toplanmış görmek, kendimi ana karakterin yerine koymak çok hoştu fikrimce [spoiler]sonunun açık bırakılması doğru bir seçimdi[/spoiler]","label":6} {"text":"Beklediğimin üstündeydi, dokundurmaları bakımından standartın üstüne çıkmış bir filim bence.","label":7} {"text":"Onlarca, belki de yüzlerce metre yükseklikten elinde bıçağıyla hoplayıp zıplayan, zıplatan Cüneyt Arkın'ı gördükten sonra bu film beni uzun uzun düşünmeye sevk etmiştir. O sizsiniz, biziz, hepimiziz! diyen ustanın önünde saygılarımı sunuyorum.","label":4} {"text":"Francis Ozon’dan daha iyisini beklerdim.10/6","label":5} {"text":"çok güzel bir oyunculuk,film kötü deyil sıkılmazsınız.","label":7} {"text":"Turkiye'deki sinemanın boyle filmler de yapması gerek. Takdir ediyorum. Gercek hayatta radyo programını yapan arkdasların bu kadar kasıldıklarını sanmıyorum.. Bi iki derin söz, bi iki kitap alıntısı yapınca derin bi kişilik olunuyo mu bilemiyorum ama, oyleyse kolaymıs kaybeden imajı vermek.. imaj diyorum, cunku kaybeden yok ki filmde.. Gerci bi tane vardı, soyledigi anlasılmayan tip.. Eglenceliydi yaw.. (=","label":6} {"text":"Tam istediğim film. Klişe mail göndericilerine ders olur umarım. Bu filmi 7 kişiye seyrettir, 7 günde , 7 dileğin gerçek olsun.","label":4} {"text":"çok süper değil ama izlerken iyi zaman geçirebileceğiniz bir filim.","label":4} {"text":"Tam anlamıyla overrated bir \"duygu pornosu\". Türü sevenler için boşalmalık, sinemadan anlayanlar için vakit kaybı.","label":5} {"text":"filmin akışı oldukça durağan olmasına karşın yine de çok tatlı çok şeker. bir aşk hikayesi olmasına karşın kesinlikle kendinizi vıcık vıcık bir aşkın içinde bulmuyorsunuz. her anlatım oldukça sade ve bu nedenle izlemesi kolay:)","label":7} {"text":"Bir süredir izlediğim en sağlam filmdi. Pek çok şeyin bu kadar güzel harmanlandığı, kusursuz denebilecek bir düzene oturtulduğu, bir yere kadar karışık gibi görünse de muhteşem bir kurgu ile sunulduğu, ummadık taş baş yarar misali bir Belçika filmi. Aslında yönetmen van Groeningen'in 2009 yapımı &Çölde Kutup Ayısı& olarak dilimize çevrilmiş ve sinema çevreleri tarafından beğenilmiş bir filmi daha vardı. Onu görmemiştim ancak en kısa sürede izlemek üzere listeme aldım. Peki bu pek çok şey nedir? Her şeyden önce, müzik ile biraz dahi alakalı iseniz, filmin soundtrack albümünü arşivinize almadan edemeyeceksiniz. Bakış açısına göre filme neredeyse müzikal bile denebilecek kadar müzik ile (muhteşem country ve özellikle de bluegrass parçaları) iç içe film ve karakterler. Sayılı filmde tanık olduğumuz bu başarılı müzik kullanımının ön planında ise, pek çok farklı dram var. Elise, Didier ve Maybelle. Bu üçlünün isimleri uzun süre hafızanızdan çıkmayacak. Bu üç karakterin de hem kendi içlerindeki hem de birbirleriyle yaşadıkları dramlar var. Ve bunların her biri ayrı ayrı ele alınmayı, üzerine konuşulmayı sonuna kadar hak ediyor. Yetmedi. Bunları bir de kısa geçilmiş gibi görünen ancak yine üzerinde saatlerce yorum yapılabilecek bazı büyük konular takip ediyor. Yaratılış, ölüm, inanç, dinler, kutsal kitaplar ve daha fazlası ile fikirler, özellikle Didier'nin dilinden (muhteşem performanslar eşliğinde) veriliyor. Performans demişken, Elise ve Didier tek kelimeyle muhteşemler. Bu kadar kaliteli ilerleyen film, belki de en kritik anda, finalde de, kendisine yakışanı yapıyor. İzleyen herkesi koltuğuna çiviliyor, yıkıyor, darmadağın ediyor. Bu Avrupa filmini izleyin.","label":8} {"text":"bence serinin en iyi ve en hareketli filmiydi. samuel jackson ve jeremy iron da filme ayrı bir güzellik katymışlardı. serinin 4. filminide izledim. ama dediğim gibi hiçbiri 3. filmin yerini tutamaz. izlemeyen varsa kesinlikle izlesin derim.","label":5} {"text":"filmin atmosferi cok farklı kingi tebrik ediyorum böyle hikayeleri bizlere tanıttıgı için.filmin ilginç seneryosunun altından cıkan o sıcak ilişkileri cok seveceksiniz filme karsı önyargılı olmayalım ve sonuna kadar izleyelim o zaman tadını alabilirsiniz","label":7} {"text":"Film güzeldi. Bence ismi total recall olmamalıydı. illaki ilk filmle karşılaştırma yapıldığından bir eksiklik olmasa da onun gölgesinde kalmış oldu. Çünkü ilk filmi seyredenler doğal olarak senaryoyu bildiğinden film olumsuz etkilemiş oldu. senaryo biraz sade kalmış ama aksiyon kısmına hiç eleştiri geleceğini sanmıyorum. Ve filmde adamın karmaşık düşünceleri iyi işlenememişdi. .arnold lu filmde daha gerçekçiydi sanki diye hatırlıyorum. yada ondan sonra bunu izlediğim için bana öyle geldi. Kötülemeye gerek yok. iyi yanlarına gelince ki daha fazla: her sahnede posterde de yazdığı gibi what is real? yani & hangisi gerçek . hep çelişkili izlemiş oldum. adam yakışıklı kızlar güzel aksiyon süper .. daha da izlenmesin mi :)","label":6} {"text":"İyi başlayıp kötü biten filmlerden. Sona doğru artık bitse de gitsek moduna giriyorsunuz. Fena olmayan bir seri finali adına 10/6.","label":5} {"text":"Bu bir film değil gerçeğin ta kendisidir izlemek isteyen takipçilrimize ve tüm gidenlere tesekkurler diliyorum bilinmeyen ayrıcalıktır","label":9} {"text":"begendim gayet güzelllll","label":9} {"text":"Film son dönemde çıkan Mr. Robot dizisi gibi bir hacker'ı konu alıyor. Ben başta sanki onun gibi gidecek diye düşündüm ama sonrasında çok bambaşka bir şekil aldı ve neler olduğunu bir anlığına anlam veremedim. Şaşırmaya şaşırır oldum. Film size tam iki kere çok büyük fake atacak buna hazırlıklı olun. Gerçekten hiç beklediğim yerden vurdular. Alman sinemasından uzun zamandır böyle kaliteli bir izlememiştim. Film kurgusu ile gerçekten çok ön plana çıkıyor. Basit bir hacker filmi değil. Hatta yapılmış en kaliteli hacker filmleri arasına bile girer. Fight Club mıydı Mr. Robot muydu derken filmde gidip geliyor hayranlıkla izliyorsunuz. Çok etkileyici ve vurucu bir yapısı var. Özellikle hackerların kendi aralarında internet ağı üzerinden mesajlaşmalarını somut bir ortama yansıtmaları ve onu gerçekten bir yaşammış gibi göstermeleri çok hoş olmuş. Günümüzün ilerlleyen teknolojisi ile gerçek hayattaki bu olaylar filmlerde artık daha çok konu olmaya başlıyor. Zaten bu hackerların da baya çoğaldığı bir gerçek. Ve Hayatın artık ne kadar sanal olduğunu da yansıtmış sanki biraz. Sanal dünyalarda yaşayan insanlar... Fazla uzun olmayan film bence kısa ve etkili bir final yapmış. Senaryosu oldukça başarılı. Baş karakter de gereğini yapmış ve iyi bir oyunculuk çıkarmış. Belki çok üzt düzey bir film değil ama bu tarz filmler arasında iyilerden biri olarak benim zihnime kazınmıştır. İyi seyirler... 7.6/10","label":7} {"text":"Saman saçlı başkan... Ay çok güldüm... Gerçekten 2020'ye ait son güzel şey diyebilirim","label":7} {"text":"Hep sonuna kadar vurucu bir sahnenin olmasını,izleyicinin ağzının açık kalmasını sağlamasını bekliyorsunuz filmden fakat tüm bunlar boşuna.Açıkçası ben puanının niye bu kadar yüksek olduğunu anlayamadım tamam çocuğun verdiği mücadele,filmlerle ilgili tarihi şeyleri anlatması falan ilginç ama oskara aday gösterilecek bir film değil bence kesinlikle ve özellikle ilk yarısı çok durağan geçiyor sürekli tren garında ben sıkıldım ama zevkler tartışmasızdır başkaları da çok beğenebilirler ki beğenenler de olmuş saygı duymak gerekir","label":5} {"text":"İlginç bulduğumu söylemeliyim. her karekter kriz anlarında normalde düşündüğünü söylediğinin tersi bir pratik sergiledi. Bir ara tekrar izleyeceğim.","label":8} {"text":"Filmin Türkçe'de ki tüm eleştirileri, filmin ana fikrini es geçiyor!","label":8} {"text":"Aksiyon denince onun adı akla gelir Jason Statham ama bu film pek ona göre değil bilindik aksiyonlara benzemiyor insanı fazla sıkıyo sabır gerektiriyor...","label":3} {"text":"pek çok arkadaş yazmış yorumlarında bende katılıyorum ilk film kadar güzel olmayabilir ancak bu sebepten dolayı haksızlık yapılmamalı bu da çok güzel bir filmdi çnkü özellikle o dönemi çok güzel yansıtmış vizonteleyle kıyaslamadan izlense daha çok beğenilir ancak insan devam filmi olunca kıyaslamadan duramıyor","label":6} {"text":"iyiye benziyo ama romantik komedi alerjim var ne yapayım.....","label":4} {"text":"Oldukça ilginç bir filmyaratıcı bir senaryosu var. Yönetmenine bakınca zaten şaşırılacak bir şey değil :) İzlediğim ilk Kim Ki Duk filmi olduğu için yeterince değerini bilememiştim.. Pek çok sahnede konuşma yok. Sessiz de aşık olunursessiz de aşk yaşanır diyor film adeta.. Ayrıca filmin müzikleri de oldukça etkileyici. Natasha Atlas'ın Gafsa'sıyla artık bütünleşti.","label":6} {"text":"John Carpenter ve Stephen King bir araya gelirse sonuç ne olabilir ki...Şaheser!!!","label":8} {"text":"oumuzun yaad hayata kardan bakma frsat sunuyor, eminim kendinizden ok ey bulacaksnz.. yaamdan bir kesit alnm ve hibir deiiklik yaplmadan sinemaya aktarlm, gereki derler ya, deil.. gerein ta kendisi, o yzden bi final aramaya gerek yok, ztn hayat ayn monotonluuyla devam ediyor..","label":8} {"text":"Dönemini ve içinde bulunduğu ayrıntıları yenilikçi bir bakışla işleyişine aktarabilen bir film olmuş Die Fälscher.Özenle kotarılmış senaryosu ve ders verici nitelikleriye çok sağlam bir film.8/10","label":7} {"text":"Çok güzel mizansenlere sahip. İlham verici.","label":8} {"text":"tahmin ettiğim gibi çıkmadı fılm bence kötü","label":4} {"text":"Her ne kadar Colin Farrell'dan nefret etsem de bu filmde iyi bir iş çıkardığı kesin. Gerçekten hoş bir film. Amerikan düşmanlığı ise bazı yerlerde bayağı güldürdü. Filmin başlarında da filmin adını vermiş zaten ama bu film tüm hikayesi boyunca Nicolas Roeg'in Don't Look Nowfilmine gönderme yapmış. Güzel bir seyir zevki için öncelikle 1973 yapımı Don't Look Now'u izlemenizi, daha sonra da bu eğlenceli filmi izlemenizi tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Seyir zevki yüksek, izlerken hem eğlendiren hem hüzünlendiren ender filmlerden. Mads'in ve Thomas'ın içten oyunculukları da cabası.","label":8} {"text":"bir savaş başyapıtı daha.kadro harika,pek çok kez işlenen konulardan biri ancak yine de sıkmadan 3saat izletiyorsa kendini o film kalitelidir.","label":8} {"text":"Hayvan sahibi olanlar kesinlikle izlemeli...","label":6} {"text":"Gayet eğlenceli bir film. Filmde mantık arayanlar İnception fikrini benimsesin derim. 80 lerin Jason filmlerini tiye alan hoş bir yapım. Daha iyi olabilir miydi olabilirdi ama böylede güzel derim. Biraz daha fazla oyunculuk ciddiyeti filmi on numara yapardı. Teen-Slasher sevenler bir baksın derim.","label":6} {"text":"Depp ve Jolie karakteri bir araya gelince e daha ne olsun diyorsun. Ancak film oyunculara göre çok zayıftı. Daha iyi bir konuyu hakediyorlar. Paris kıyafetlerinin içinden çıkmayan Jolie bu kez fazlası ile hanımefendi.","label":5} {"text":"Happy Gilmore, doğduğundan günden itibaren hokey oyuncusu olmaya ve bu yolda başarılar kazanmaya çalışan biridir. Hayatındaki başka hiçbirşey umurunda değildir. Birgün, baba annesinin evine gelen haciz memurları ile girdiği bir bahis sonucu topa çok iyi vuruş yapabildiğini keşfeder. Bu keşfi sonucunda golf oyuncularının olduğu bir mekanda en uzağa top atışı yaparak bahis kazanmaya başlar. Ve bu esnada keşfedilir, Gilmore'un golf macerası başlar. Güzel komedi unsurlarını barındıran bir film. Golf oyuncularının kendilerini bürüdükleri elit görünüm ve davranış ile film boyunca alay etmesi harikaydı. Gilmore'un, kendini mutlu bir yerde hisset seromonisinin her seferinde, Virginia'yı jartiyerli görmesi de ayrı bir detaydı. Ailecek izlenebilecek keyifli komedi filmlerinden biri ve ayrıca dublajı da oldukça başarılı.","label":6} {"text":"Yalan karla gerçeğin dişina çok cikilmis bir film dir .Türk milletinini Osmanliyi kotuluyor Fatih Sultan Mehmeti öldürüyor ve gaddar bir ülke olarak gosteriliyor","label":0} {"text":"Öyle gerçek, öyle güzel ki. \"Kim haklı kim haksız?\" sorusunu 2 saat 3 dakika boyunca düşündürüyor bize Asghar Farhadi. https://eksisozluk.com/entry/51455755","label":8} {"text":"Oyununa bayılıyordum filmine de bayıldım. Angelina muhteşem bir kadın...","label":7} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en kötü iş. Bir şeyler denenmiş ama olmamış hissi verdi. 0-0'lık Lecce-Cagliari maçı bu filmden çok daha iyidir.","label":2} {"text":"Son yıllarda emekli ajan rolleriyle karşımıza çıkan ve çıkacak olan Bruce Willis'in etrafında toplanmış sağlam oyuncu kadrosuyla merak uyandıran film tatmin edici ölçüde komik,eğlenceli,heyecanlı bir aksiyon. Hepsi saygıdeğer oyuncuların içinde John Malkovich öne çıkı döktürmüş.","label":5} {"text":"Yorumları okumak küsel oluyo.Ama baazan garip şeyler görmüyo da diilim.Ben de bu hoş curcuaya katıliim dedim.Bi defa bu filmin yılın en iyilerinden olduu kesin.Ama her yorumda Amelie ile karşılaştırılmasını anlamış diilim.Bu film,yeni ve hoş bir savaş tarzı yakalamış,fakat seyrederken kaç kişinin ağzını açık bırakmış,kaç kişiye işte, gerçek sinema sanatının gücünü gösteren nadir filmlerinden biri düşüncesini verebilmiş acaba?Amelie yalnız bu senenin iyilernden diil.Sinemada yepyeni bir anlatım özelliine sahip,müthiş komik,zihinlere saplanan bir baş yapıt.Oscarlarda ne olduu kimsenin umrunda diil tabi,ama Fincher'ı,Jeunet'yi, Nolan'ı biz zaten paylaşmayız.","label":4} {"text":"Lee Pace'in ne işi var burada dedirtti. Çerezlik, biraz da saçma bir film. Yapmaya çalışılan şeyi anladım ama gerek yoktu sanki.","label":3} {"text":"Hadi bir film yapalım, üç ana maddesi olsun. Sebepsiz ama sonuçlu hikaye örgüsü, son derece özenti yabancı sinema esintileri ve en önemlisi kamyon arkası yazılar. İşte öyle bir film bu dahası yok. Yarım saate bile çekilse birşey farketmez bence. Zaten konu yok, senaryo da sohbet eder gibi. Hiç yoktan yarım saat felsefe parçalamalar falan. Boks sahneleri olsun, filmin ortasına hunharca editlenen çarpışan arabalar sahnesi olsun, sanki kendi türüyle dalga geçen parodi gibi olmuş. Ama film olamamış.","label":2} {"text":"Filmdeki oyuncuların diğer filmlerineve rollerine referans veren eğlenceli film. Aziz Ansari bile var daha ne olsun.","label":7} {"text":"yok daha neler okadarda değil :D","label":7} {"text":"Film güzeldi. Daha uzun olabilirdi. Hep yek 2 ye göre kısa ve biraz daha az ayrıntılı olmuş ama yine de güzeldi. Sadece filmi özet gibi kısa soluklu çekmişler...","label":9} {"text":"jim carreynin yine harikaLar yarattığı bir fiLm.. fiLmin başındaki depresif ama o haLiyLe biLe komik oLan jim carrey'e bu tarz komediLer çok yakışıyor bence.. herşeye evet demek. iLginç bir teori.. zaten fiLm iLerLerken temeLde iyi birşey oLan bu \"herşeye evet\" oyununun eksiLerini de görüyoruz.. ama fiLmin anLatımı cidden çok komik.. heLe fiLmin başındaki bir sahne var ki jim carrey'e çok güLdüm :) ama aynı zamanda fiLmin güzeL bir de romantizmi var.. tavsiye ederim eğLenceLi ve hoş bir yapım oLmuş...","label":6} {"text":"Filmin çekilme amacı ABD propagandası mı değil mi bilmem ama ben tüm filmi boğazımda bir yumru ile Somali'li korsanlara acıyarak seyrettim. Çaresizlikleri, garibanlıkları, agresif görüntülerinin altında ürkeklikleri içimi sızlattı. Muse ile kaptan arasında geçen bir kaç diyalog da tuzu biberiydi... Dünya ne zaman bir kaç akılsız aç gözlü liderin elinden kurtulup daha adil bir düzene kavuşacak acaba?","label":8} {"text":"Bu filme yorum yapmayı unutmuşum galiba. Sadece Eric Bana'nın hatrına ve savaş sahnelerine 66 verdim yoksa ne senaryonun gerçek tarihle alakası var, ne de senaryo hoş. Bu adamın çektiği Kusursuz Fırtına dahil şu ana kadar izlediğim tüm filmlerinde sonuna geldiğinde hep boşlukta buldum kendimi. Bir şeyler havada kalıyor ve filmin sonunda verdiğim son tepki; eee? oluyor. Troy'da neden farklı olmasını bekledim ki... İzlemek 'zorunda' olduğumuz filmerden biri ve Holywood'un Dünya tarihini işlerken ne de güzel yanlışlar, yıldız oyuncuyu sonuna kadar oynatacam diye hata üstüne hata yapılmasına da tanıklık etmenizin kaçınılmaz olduğu bir film. Saygılar.","label":7} {"text":"Arkadaşlar kötü yorumlara bakmayın. film gayet güzel. Özelliklede bu devirde içinde kürtçe şarkılarında bulunduğu ve Ahmet kayanın anlatıldığı bir film bulamazsınız. bir daha gelmez. izleyin izlettirin destek olun. biz ailecek gittik çok güzeldi......","label":9} {"text":"kızılderililer, kendi iç savaşları, 2. dünya savaşı,soğuk savaş~Rusya~ Kore, vietnam, Körfez savaşı, Afganistan ve Irak savaşı.. abd hollywood için savaşıyor !","label":4} {"text":"Yabancısı olunmayan üçlü aşk hikayesini konu alan filme sos niyetine bolca çıplaklık eklenmiş. Çocuk yaşta birine Profesör rolü oynatılıp sonra da yaş farkından bahsedilmesi, o şahşahalı zenginlik içinde çocuk bezi yıkayan adam ve bitiş sahnesi komik olmuş. Ama gülünecek cinsten de değil. 2/10","label":1} {"text":"polisiye-korku-gerilim mi?? =) hayatımda izlediğim en dokunaklı filmlerden biri diyebilirim.. çok çok çarpıcı.. oldboy\\'dan sonra izlediğim en muhteşem intikam hikayesi..","label":9} {"text":"Alexandre Aja gibi korku türüne klasikler kazandıran bir yönetmenin elinden çıkan prinalar kesinlikle en başta seyircisini eğlendirmeyi hedef alan ve sonrasında da geren bir atmosfer oluşturarak gerek makyajları gerek eski pirana filmlerine yaptığı göndermeler ile bu türe yeni bir soluk kazandırmış.","label":4} {"text":"Psikolojik filmler için ders niteliğinde olan bir yapımdır. Kevin'ın karakter gelişimini öyle bir ele almışlar ki bunu fark etmeyen ailesine ekrana girip müdahale etmek istiyorsunuz. yavaş yavaş size Kevin'dan geçen o gerilim bir süre sonra gözlerinizi filmden ayıramaz hale gelmenize neden oluyor.","label":6} {"text":"Saçma bir korku filmi degilde ne ? Neredeyse butun klişeleri barındırıyor ve zevkle izleyemiyorsunuz.Oldukca sıkıcı ve turune hic uygun degildi.Birkac karakter hatrına 10/4 veriyorum.","label":3} {"text":"Geç de olsa Testere serisine ilham kaynağı olan filmi izledim. Kaçırılmaması gereken bir film. filmin sonunu bazı arkadaşlar beğenmemiş, bense tam tersine çok beğendim. bütün karakterler insanın dünyayı mahvettiğini düşünüyordu, film bize madem öyle düşünüyorsunuz, küpte kalmaya devam edin, ölün dedi resmen. Hayatla bir derdi olmayan, yaşamı bilmeyen engelli kardeşimiz, beyaz bir sayfa açtı, bence sonu bu bakımdan güzel.","label":7} {"text":"Küçük Kıyamet öncelikle iyi bir yönetmenlik becerisiyle karşımza çıkan bir yerli film.Taylan Biraderler teknik olarak gerçekten de çok iyi çekilmiş bir filme imza atmışlar.Özellikle filmin kamera hareketleri,kamera kullanımı ve görüntü açıları çok ama çok başarılı.Güzel kareler izliyoruz.Göcük altındaki sahneler izleyiciğe zor anlar yaşatıyor.Yine Okul filminde olduğu senaryo da Doğu Yücel'in imzası var.Senaryonun bazı problemleri var aslında doğrusunu söylemek gerekirse.The Others,Stay gibi filmlerin izlerini taşıyor.Efektler hiç de fena değil.Oyunculuklar gayet iyi.Küçük K. yerli sinemamızın standartlarının çok üstünde ve yine teknik olarak neredeyse Amerikan yapımlarını aratmayacak kalitede.Filmin pskolojik-gerilim olduğunu untmayalım","label":6} {"text":"Mükemmel bir filmdi.Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.Cem Yılmaz yine farkını gösterdi.Dram ve komedi bu kadar güzel özdeşleştirilemezdi.","label":9} {"text":"Bence beyazperdenin hatrı sayılır savaş filmlerindendir.. Ancak bunun farkı aşırı psikolojik bir dram olması...","label":7} {"text":"çok iyi bir animasyondu o zamanlar 7 yaşımda olmama rağmen beğenip tekrar tekrar izlemiştim sizede tavsiye ederim.8/10","label":7} {"text":"yılına göre çok iyi tek eksiği seri olmaması ozaman unutulmazdı. 10/8","label":7} {"text":"10 sene sonra okuduğun kitap aynı değildir.. bu tür filmleri hep sevmişimdir, böyle sessiz sakin, gürültü koparmadan kendi alanından mesaj veren filmler. oyunculuklara zaten diyecek bir şey yok. 9 verdim.. ayrıca çoğu kişinin seveceğini sanmıyorum.","label":8} {"text":"Böyle Saçma Film Arasanız Bulur muyum bilemem :(","label":3} {"text":"Bu kadar da olmaz dedirten saplantılı bir aşk hikayesi gerçekten filmi izlerken bekire sinir oldum ben şahsen.Masumiyet kadar iyi değil bence ama onu beğenenler bunu da izlemeli","label":6} {"text":"Eski Türk filmlerini hatırlatan senaryosuyla zaten yarışa bir adım geri başlamış olduğunu düşünüyorum buna ev ve bar gibi kısıtlı mekanlar arasında geçen sahneleri ve melike güner'in inandırıcı olmayan oyunculuğunu da ekleyince benim için hayal kırıklığı ikle haksız yere eleştirmek istemiyorum ama bir aşk tesadüfleri sever,ıssız adam örneklerini de gördükten sonra,demek ki daha iyisi yapılabilirmiş diyor izleyeceklere murat tolga şen'in eleştirisini de tavsiye ederim,analizleri yerinde olmuş sonuç olarak güzel ama beni sarıp sarmalamadı bazı sahneler dışında..","label":6} {"text":"Vasat oyuculuklarıyla can sıkan,birbiriyle hiç alakası olmayan skeç tarzı sahneleriyle,gereğinden uzun süresi,etkilemeyen senaryosu ile can sıkan,göz yoran ve iki saatinizi boş yere havaya uçuran bir film.Tavs8ye değildir.Sevgili Cem Bey,keşke sadece vine ile aklımızda kalsaydı. 2/5","label":3} {"text":"türkçe altyazılı izlemek isteyenler için; http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/79008/the-heart-of-the-world","label":7} {"text":"Her ne kadar Eser Yenenler'in sesini Ayı'mıza uyduramasam da zevkle izlediğim bir filmdi.. Baba/Kız gidebileceğiniz bi film olduğunu söylemeliyim.. Bir de unutmadan en sondaki &[spoiler]hassss[/spoiler]& repliği de gayet yerinde olmuş , başarılı..","label":6} {"text":"Fevkalade eğlenceli bir film. Akıllıca yazılmış replikler, zeka parıltılı espriler, sürükleyici işleniş, harika müzikler... Görsel efektlerle ilgili göze çarpan bazı eksiklikler yok değildi. Karakterlerin yüksek bir yerden düşüp bir yere çarpma anında yerçekimi etkisi ve madde mukavemeti gerçekçi değildi. Yanısıra diğer izleyicilerin bazılarının da dillendirdiği üzere, konu daha doyurucu olmalıydı ancak bir bütün olarak ele aldığımızda seyir keyfi yüksek, çok hoş bir filmdi. İki yerde de ağladığımı itiraf etmeliyim.","label":7} {"text":"Muazzam!","label":8} {"text":"başları biraz sıkıcı olsada sonlara doğru tempoyu yükselten başarılı bir film tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Danny Boyle'un farkı yine ortada... Senaryo itibariyle bir çocuğun gözünden para, din, dürüstlük, özlem, merhamet ve daha birçok kavramlara bazen neşeli, bazen hüzünlü ve bazen ise iğneli dokundurmalar ve bakışlar... Büyüklere dersler küçüklerden... Bir de Boyle'un çekim tarzı yine herzaman ki gibi harikaydı. Şunu bilir şunu söylerim; Avrupa Sineması gerçekten ne yaptığını bilen bir sinema...","label":6} {"text":"Kötü bir film olduğunu düşünmüyorum ancak piyasada çok fazla övülünce beklentim artmış oldu. Gayet klişe bir senaryoya sahip. Savaş sahnelerindeki vahşet dışında çok etkilendiğim bir şey olmadı. Yönetmen author diye tabir edilen, eserinin her detayına karışan ve çekeceği hikayeyi iyi araştıran tiplerden. Bu filmde de tarihçilerle çalışmış ve bir sürü araştırma yapmış. Bunlara saygı duyuyorum ancak ortalama bir seyirlik ortaya çıkmış. Ne çok kötü ne çok güzel...","label":6} {"text":"izlediğim en iyi komedi filmlerinden birisi, gülmek isteyenler es geçmesin","label":7} {"text":"vasat düzeyde","label":5} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri. Johnny Cash'in hayatı bu kadar samimi ve bu kadar onun gözünden ve mantığından yansıtılabilirdi. Onun gibi bir sanatçının kişiliğini yansıtmak da kabiliyet gerektiriyordu ve gerçekten başarılmış...","label":9} {"text":"Finaliyle herkese ohhhh olsun dedirten, film boyunca gözlerinizin birini devamlı kapalı tutmanızı gerektiren, bol bol vahşet sahneleri içeren bir film..","label":6} {"text":"“Dragged Across Concrete” hikâyesini de yazan S. Craig Zahler’in yönetmen koltuğunda oturduğu “neo-noir” tarzda bir aksiyon gerilim filmi… Prömiyeri, 3 Eylül 2018’de Venedik Film Festivalinde yapılan ve 22 Mart 2019 tarihinde vizyona giren filmin, 6.9/10 (37.820 oy) ve 3.6/5 (822 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.9/10 (144 yorum) ve 60/100 (28 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, oylamaya katılan izleyici ve eleştirmen sayılarının yetersizliği nedeniyle, film hakkında doğru fikir vermekten oldukça uzak… O nedenle bizde 15 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 27 Ocak 2020 tarihi itibarıyla da 660 bin dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kaldığını gördüğümüz bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe, karşımızdakinin, sinema dünyasının gözde eleştirmenlerin çoğunun takındıkları negatif tavırlara rağmen, az ama öz işe imza atan S. Craig Zahler’in filmografisindeki en seçkin iş olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Öyle ki, bize göre, bu filmle birlikte sinema literatürüne, aynen “Tarantino” yahut “Coen biraderler” gibi film çekmiş tanımlamaları gibi, “Zahler” gibi film çekmiş tanımlaması da eklenmiş bulunuyor… Zira “Dragged Across Concrete” ile Zahler, gerçekten de büyük bir cesaretle, sinemada gösterilmek üzere 158 dakikalık koskocaman bir film çekmiş… Hem de, konusu gereği, büyük bir soğukkanlılıkla çatır çatır adam öldürüldüğü bir ortamda, hiç acele edip koşuşturmadan ve son derece sakin bir üslup içinde… Peki, bu sakinlik filmi izlerken insanı sıkıyor mu? Kesinlikle hayır… Ancak bunu diyebilmek için öncelikle “yeni nesil (neo) noir” kategorisiyle hem tanışık hem de barışık olmak gerekiyor… Çünkü iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın birbirine karıştığı, intikam, paranoya ve yabancılaşma gibi duyguların ön plana geçtiği bu kategoride yönetmenler, oyunu diğer filmlerde olduğundan biraz daha farklı oynuyorlar… Ki, bizce Zahler, ağır ilerlediği için eleştirilen ama aslında bir saniye sonrasında olacakların bir teki dahi tahmin edilemeyen sürprizlerle dolu hikâyesi ile bu filmde, bütün bunları bir adım öteye de taşımış… Bunları yaparken de kendisine, ilk iki filmi “Bone Tomahawk” (2015) ve “Brawl in Cell Block 99” (2017) da da olduğu gibi görüntü yönetmeni koltuğunda yine Benji Bakshi eşlik etmiş… Böylelikle de ortaya, “neo-noir” gerilim ve aksiyon kategorisine uygun rahatsız edici görüntüler çıkmış… Belki, yine klasik bir laf olacak ama bu söylediklerimize, filme ilişkin ilk (tespitimiz değil de lafı biraz uzattığımız için) tespitlerimiz diyelim… İlk önerimize gelince: Onu da geçen onca yıla rağmen, 63 yaşındaki Mel Gibson’u halen otuzlu yaşlarda çektiği “Lethal Weapon” serisinde canlandırdığı genç polis dedektifi Martin Riggs gibi daha hareketli rollerde görmek isteme alışkanlığı, çoktan bitmiş olmalıydı biçiminde bir not olarak ekleyelim buraya… Sonuç olarak, uzun sayılabilecek süresine ve Jason Statham türü aksiyonlardan hoşlananları üzecek yapısına rağmen büyük bir ilgiyle izlediğimiz bu film için puanımız 3, önerimiz ise “ kesinlikle kaçırmayın şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"kadın olarak film boyunca adama hangi işkenceyi yapsam içim rahatlar diye düşündüm. senaryo çok saçma olmuş.","label":2} {"text":"Scooby Doo... Sabrettim ama bu kadar olur... Hollywood'un saçma derme uyuz işleri, örümcek adam sonrası çizgi roman furyası ve çizgi dizi çevrimleri bir bir üstümüze yağıyorken bunların da gidip her birinin milyonlarca dolar hasılatlara ilk haftalardan ulaşması ve devamlarının gelmesi: Kısır Ticari Döngü... Tamam sabır diyelim her şeyde bir sınır var ama engellemek de mümkün değil biliyorum zaten istememde, seyretmek istediğimden değil çeşit bol olsun seçimimiz zor olsun... Scooby doo da scrabby doo da nereye varır bu filmin sonu... Daha fazla kendime hakaret etmek istemiyorum ve yorumumu burada sonlandırıyorum ama bu film çok sıradan bir film ve basit bir eğlencelik bile değil... Çizgi filmini yapsalardı daha kaliteli olurdu...","label":1} {"text":"Bir Terrence Malick filmi değince uzun sakin sekanslar, mistik müzik, muhteşem doğa manzaraları, ve hayatın anlamını sorgulayan karakterler beklersiniz.Bu filmdede bunların hepsi var ama sorun film sadece bunlardan oluşuyor, oğullarının ölümü üzerine bir ailenin neler hissettiğini binlerce(wallpaper'lık görüntü) etkileyici doğal manzarası, bazen klasik bazen mistik müzik o an ne anlatmaya çalıştığını betimleyen üç beş replik halinde ilerliyor.Filmin 3/2'si bu şekilde geri kalanı ise evin büyük oğlunun gözünden büyüme sancıları ve kardeşiyle olan anıları diye tanımlayabiliriz.Sean Penn dediği gibi''Bana göre açık ve daha anlaşılır bir anlatım filmin güzelliğini ve etkisini daha arttırabilirdi.Dürüst olarak söylemem gerekirse, hala o filmde ne yaptığımı ve içeriğine nasıl bir katkıda bulunduğumu anlamaya çalışıyorum''.Bazı dahiler! filmi bir başyapıt yada şahaser olarak tanımlayabilir.Açıkçası film varoluşu ve ölümü sorgulayan ama tam olarak hiçbirşey söyliyemeyen havada asılı kalan bir deneme kesinlikle fazlası değil. 10/3","label":2} {"text":"Smoke on the Water bir Deep Purple şarkısıdır.","label":6} {"text":"2. Dünya Savaşı - Rus cephesinde geçen hareketli bir Rus yapımı olduğunu söyleyebiliriz... Fakat bu hareket bazen aksi yönde filmi etkilemiş, genelde kopuk kopuk ilerliyor, sahneler o kadar içiçe girip hızlı geçiyor ki etki seviyesi düşmüş, yansıtılmak istenen hissiyat da aktarılamıyor haliyle... Savaş sahnelerine gelirsek ise zayıf kaldığı bir gerçek. 5,5 / 10","label":4} {"text":"cok basarili guzel bir anime daha..azcok belgesel niteliginde yine verdigi mesajlar ile anlamli hayatimizin vazgecilmezlerinden olmaya baslayan animelerden birisi...izlenesi ...cevizin kabugunu kirip icine bakmayan, cevizin hepsini kabuk zanneder!..","label":7} {"text":"Sanki Adam sandler ın the longest yards filmini anımsatıyor..","label":4} {"text":"Leşin kelime karşılığı.","label":0} {"text":"Türk sinemasının en kalitesiz filmlerinden birisi. Konu yok olaylar basit ve espriler hep belalti. Paraniza yazık olur bunun yerine arkadaşlarla oturup muhabbet edin.","label":0} {"text":"Angelina Jolie'nin ardından ön yargılı başladık bu filme ama gayet sağlam bir oyunculuk birazcık daha hikayeyi daha ayrtıntılı bulduk.Zaman kaybetmeyeceğiniz güzel bir film olmuş.","label":6} {"text":"Baktım telif hakkından dolayı her yerden kaldırmışlar, izlemek için kafaya koydum, yine baktım avrupa yakasında sadece dört yerde oynuyor, bizim buralara hep yerli filmleri koymuşlar, gittim beyoğlunda izledim pazartesi akşamı, değdi mi evet zaten güzel bir film olduğunu tahmin ediyordumda beklediğimden daha iyi buldum, böyle sakin sanat filmleri kafamı dinlendiriyor bir tatlı huzur veriyor kalamıştan sanki.","label":6} {"text":"EMEK... Alvin adında 73 yaşında, kızıyla yaşayan bir adamdan yola çıkılan modern bir Habil ile Kabil hikayesi izlemekteyiz. David Lynch kendi üslubundan farklı olarak bu defa imgelerle ve ironilerle birşeyleri anlatmaktansa, sade bir dille, ama bu sade dilin içerisinde kurguladığı oyunlarla seyirciye ve onun zihnine yönelmiştir. Filmi izlerken daima Lynch'ın üslubunu bilenler bir oyun arıyordur eminim. Ben daima sahnelerde, Alvin'in yolculuğunda karşısına çıkan her bir unsura devamında tekrar görebileceğimiz bir puzzle parçası olarak baktım. Ancak film sona erdiğinde şunu anladım ki, yüksek dozda iyimserlikle izleyiciye seslenen bir eserle karşı karşıyayım. David Lynch'in eserleri arasında en zevk alarak izlediğim eserdir.","label":7} {"text":"Eldeki imkanlarla yapılabilecek başarılı bir film. Daha iyi olabilirdi ama kötü değildi. Beğenmediğim noktalardan biri bazı şeylerin çok uzatılması ve oldukça fazla tekrarlanmasıydı. Oyunculukları, kıyafetleri, mekanları oldukça beğendim. Senaryodan çok yönetmen koltuğunda biraz sıkıntı var gibiydi. İzleyecek boş vaktiniz varsa öneririm. Çok büyük bütçeyle muazzam bir ekip ile çekilen yabancı filmler ile lütfen karşılaştırılmasın, tek isteğim bu. Bu tür filmlerin devamı gelsin ben seve seve izlerim. Yapıla yapıla gelişecektir zaten.","label":6} {"text":"Zombi filmleri tavsiyesi üzerine filmi izledim ama pek zombi filmi diyemeyiz aslında. Film, bilim insanlarının faşist bir yönetimde neler yapabileceğinden bahsediyor. Görsel efektler başarılı. Atmosfer çok iyi. Farklı, başarılı bir film olmuş.","label":6} {"text":"değeri tam bilinmemiş bir başyapıt gibi duruyor. al pacino her ne kadar oyunculuğu ile diğer oyuncuları ezsede johnny depp\\'inde oyunculuğu harkulade ayrıca: al pacino nun johnny depp e paraları nasıl koymasını gösterdiği sahneyi izledikten bu yana paralarımı öyle taşıyorum","label":8} {"text":"film çok ağır. tecavüz sahneleri herkesle oturup izlenilcek gibi değil. akıcılık süper. intikam sahneleri sizin içinize su serpiyor. ama bazı şeyler havada kalmış.","label":7} {"text":"Zarar ziyan bir film olmuş açıkçası. Adı çok afilli ancak iğrenç bir biçimde işlemişler. Sultandan korktuğu için vampir abisine sığınıyor Vlad. Oysa ki tarihte yer etmiş kişiliği doğru dürüst anlatabilirlerdi böyle tek başına orduyu yıkmana, efektlere ve saçma eklemelere gerek yoktu. Türk düşmanlığı yapıldığını da düşünmüyorum bu filmde. Tamamen çoluğa çocuğa hitap eden bir film yapmak istemişler. Başarmışlarda.. İlginç bir detay vermem gerekirse zamunda da bu film en fazla indirilen filmlerden birisiydi belki de birincisiydi pek hatırlamıyorum. Gerçektende Balkan'larda ki kimselerin Türklere sıcak bakmadığı kesin sanırım..","label":1} {"text":"Teknik yeni olduğu için ya bana çok iyi geldi film ya da hakikaten iyi.. Oyunculuklar çok güzel ama..","label":8} {"text":"joseph gordon-levitt nedeniyle uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi. belki kahramanımızın yaşadığı süreç daha da derinlemesine verilebilirdi ama kendisinin yerine çevresinin verdiği tepkiler oldukça komik ve gerçekçi bir şekilde verilmiş. gerçekten çok güldüğüm sahneler oldu. seyirlik olarak izlenebilesi bir film","label":6} {"text":"çok beğendim.özellikle filmin hikayesi gerçekten yürek yakıcı.türk sinemasında asla göremeyceğiniz bir final ve çok iyi bir kurgu var filmde.hasan karacadağ artık olgunlaştı.filmlerinde derin anlamlar ve sizi sarsan korku sahneleri var.bazı şeyleri daha iyi anlamak için ve de hasan abiyi çok sevdiğim için 2.defa izleyip yorumlarıma devam edeceğim.","label":9} {"text":"Film gerçekten çok eğlenceli bir film idi tavsiye ederim.","label":8} {"text":"En iyi film kategorisinde Oscar'a aday olabilecek kadar harika bir film :) Serinin de en güzel filmi olduğu yorumlarına aynen katılıyorum.","label":8} {"text":"Sizin beğenmeyin devamı geliyor.....","label":9} {"text":"tam bir sanat filmi sıkılmadan izledim desem bir çok kişi garipseyebilir. adının hakkını veriyor film tam bir melakonkoli... dünyanın sonu gelmiş ve bunu görecek insanlar var, hareketelerinde de bir o kadar dengesizlikler. türü sevmeyenler hiç başlamasın zira sıkıntıdan değil 5 dakika 2 dakika tahammül edebileceklerini sanmıyorum","label":7} {"text":"loksandonun yorumuna katılıyorum.film yapımcılarımız masraftan kaçındıkları için, yönetmenlerimiz riske girmek istemedikleri için ve senaristlerimiz de hayal güçlerini zorlamaya çekindikleri için Türk filmleri böyle oluyor...cesur bir Türk sinemacı çıkmadığı sürece de bu iş böyle olmaya devam edecek.","label":4} {"text":"Filmin kesinlikle farklı bir konuya kaymış olmasını desteklemiyor ve hoş bulmuyorum.Evet kaydıkları konuyuda gayet güzel işlemişler beğeniyle izlediğim hakikaten ortalama üstü olduğu doğru fakat ilk tat yok ve dediğim gibi bari Rec kaymasa idi tipik senaryoya.7/10","label":7} {"text":"Müzikleri çok iyiydi merak edenler için buraya bırakıyorum https://www.tunefind.com/movie/the-last-word-2017","label":5} {"text":"Bu dünya için iyi bir şeyler mi yapmak istiyorsunuz? Öyleyse bu filmi mümkün olduğunca fazla çocuğun izlemesine aracı olun.","label":7} {"text":"ncelikle filmi ktleyenleri bir daha izlemeleri gerektii konusunda uyaryorum.filmin konusu basit,tandk gelebilir.. ama filmin aknda ne olacan kestirmeniz imkansz,merak iinde ilerleyen unsurlarla ssl,akc bir film.. grsellik olsun,aksiyon olsun son derece yerindeydi,son derece baarl bulduum fantastik,aksiyon yapmlardan olmu.olumsuz eletrilere kesinlikle kulak asmayn...","label":8} {"text":"bunun dizisi olmalıydı.","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü çizgi film olabilir. Tek kelimeyle rezalet. Konu bütünlüğü yok filmde. Heyecan desen sıfır. Bir film izlerken hiç bu kadar sıkılmamıştım.","label":0} {"text":"\" Ama bilim matematik gerektirir, matematik hiç bir zaman senin favori dersin olmadı \" Kafan var ama çalıştırmıyorsun :) İnsana kendisini iyi hissettiren bir film. Çocukları ateşleyebilecek enerjisi var. October Sky filmi Homer Hickam'ın Rocket Boys isimli romanından beyazperdeye aktarıldı. Çok beğendim.","label":8} {"text":"Boka sardı , yönetmen neyin kafasında verdiğimiz paraya yazık , çok amatörr bı çekim olmuş , Allah belanızı versin başka bişe demiyorum, ekibiniz yerin dibine girsin","label":0} {"text":"Gayet samimi,komik ve tat veren bir film.Tadımlık bir şeyler arayanlar kaçırmasın derim.","label":7} {"text":"ferhan şensoy olurda fılm kotu olurmu hıc. eglenmek ve gulmek ısteyenler mutlaka fılme gıtmelı.","label":8} {"text":"Kesinlikle çok keyifli, komik, hoş bir film. Zevkle izledim.","label":7} {"text":"eh işte. sonu güzel","label":4} {"text":"Ethan Hawke bi bu filmde bi boyhood bide before sunrıse tanıdım gerçekten iyi bir oyuncu filme gelirsek film çok korkunç değil adam yeni taşındığı evinde kasetler buluyo bunlarda cinayet v. b herşey var deepwebcı adam ya :) Olaganustu seyler var kasetlerde spoiler vermeyeyim Ama gerilim konusunda orta ama filmin konusu iyi düşünülmüş konu için izleyin korku için izlemeyin veya gerilim için onun yerine The Conjuring seyredin daha güzel derim. Filmin gizemi yakın zamanda Çıkcak Sinister 2 Filmini Bekleyin Derim.","label":6} {"text":"Bir sürü hakaret ve şiddet sahneleri var kesinlikle genel izleyici kitlesine hitap etmeyen bir film.","label":0} {"text":"Yunanistanın Akademiye aday filmi şimdiden büyük yankı uyandırdı bile. Tüm aile içi tabuları rahatsız edici bir şekilde yıkıyor. İnsanın çevre ile bağlantısını küçük yaşta kopardığında neler elde edebileceğinin kanıtı bir film. Müthiş bir şekilde anlatılmış ve işlenmiş. Anlaması güç fakat anlayan için tam bir başyapıt. Bence komşu Oscarın en büyük favorisi...","label":9} {"text":"böyle mükemmel bir hikaye ancak bukadar rezil edilebilir.. kitaptaki en etkileyici bölümlerin filmde farkına bile varamıyorsunuz, oyunculukları kötü, duygusuz bir film olmuş. Kitabı okurken benim zihnimde canlanan film çok daha etkileyiciydi..","label":5} {"text":"vasat bir film..izlemeseniz bir şey kaybetmezsiniz..","label":4} {"text":"Yıldız geçidi, dar senaryo ustalıkla yayılmış, sıkmayan akıcılığı sayesinde kendini izlettiriyor, siyasi olduğu için düşük puan aldığını düşünüyorum","label":7} {"text":"Özellikle de cinsellik konusunundaki mitlerin üstüne gitmesi benim ilgimi çeken şey oldu bu filmde. Tabi garip de bir absürtlük var. Sodomi konusunu işlerken aslında çoğumuzun başına gelse sen delisin delisin dedirtecek bir başlık fakat öyle güzel vermiş ki mizanseni yargı sisteminiz farklı çalışmaya başlıyor. O yüzden başarılı bir analiz filmi demeliyim.","label":7} {"text":"efekleri güzel bir barbar filmi savaşçıların sadece şu anlayışlarını seviyorum en güzel şey dünyadan göçmek filmlerden çok etkileniyorsanız zararlı olabilir","label":6} {"text":"kötü puanını hak etmeyen filmlerden biri daha.bir kere konu gerçekten ilgi çekici ve izlenmeye değer,zaten oldukça kısa bir film olduğu için de sıkılmaya vakit bile bulamıyorsunuz diyebilirim,ki zaten uzun bir film olsa da sıkmazdı.küçücük çocukların yeteneği ve masumiyeti karşısında şaşıracaksınız.aslında genel olarak hoş bir dram ancak kesinlikle izlenmesi gerekir de diyemiyorum bütün kalbimle.pişman etmeyeceği kesin sadece.","label":6} {"text":"Film fazlaca mesaj vermeye çalışmış ancak çok fazla havada kalmış.","label":7} {"text":"Kesinlikle harika bir film. 1 yıldız veren ve kötü yorum yapanlara cidden inanamiyorum. Biraz kendinizle karışık olun ve mutlu olmayı deneyin. Neyse kısaca eğlenmek istiyorsanız bu filme mutlaka girin","label":9} {"text":"güzeldi ama ilki daha iyiydi senaryo daha güzel olabilirdi.Komik,eğlenceli","label":5} {"text":"Doğal afet konusunu süslemeden, doğal ve gerçekçi görüntülerle anlatmış... 75/100","label":7} {"text":"İzlemek ve sevmek için zerre golf sporundan anlamanıza gerek yok... Bana göre bir başyapıt kaçırmayın...","label":7} {"text":"film bende ölümcül oyunlar tadı bırakmıştır tam dedim ki işte her şey güzel bitecek ama sinema yine yapacağını yaptı kalburüstü bir yapımdı","label":4} {"text":"Bu kadar Marvel filmi ve kahramanı arasında belki de en tırt film sayılabilecek bir yapım olmuş benim gözümde. En kısa ve öz bir anlatımla bana göre böyle. Bunun sebeplerine gelince. Film senaryo olarak bana çok sıkıcı geldi, oyunculuklar (özellikle de kötü adam) çok basit gibiydi. Daha önce ki Marvel filmlerinin ne denli büyük olaylar barındırdığını düşündükçe etkisi daha az geldi. Bir çok Marvel kahramanının ilk filmler genellikle kahramanın nasıl doğduğunu anlattığı icin zaten devam filmlerine göre yavaştır. Ama bu film iki katı yavaş ve iki katı sıkıcı. Koca Marvel dünyası içinde filmi daha önce yapılması gereken onca bir çok kahraman varken önceliklerden birinin Ant-Man'a birakılması da ilginç. Filmi izlerken hissettiğim ise sıradan bir Flash ya da Arrow gibi dizi seyrediyormuşum hissi uyandırması bende. Kısacası film için olumlu bir şeyler söylemek gelmiyor içimden. Çünkü bu film aklımda bir karınca kadar bile yer etmedi nedense. Benim puanım 5/2.5","label":4} {"text":"&Ulan bu adam ne demek istiyor acaba?& diye uzun uzun düşünüp kafa yormak istemiyorsanız, düz bir film izleyip geçeyim'&, diyorsanız, asla izlemeyin. Kan ve vahşetten ve igrençlikten başka birşey yok. bir mesaj vermek istiyorsan hayvanlaşmana gerek yok, insan gibi çek filmini eyyy senarist yönetmen vs.:) izlemeyin yav","label":1} {"text":"Oyunculuklar zayıf konunun akışı kötü. Spoiler……. Sonu çok saçma oldu kadının kolyeyi takması ve avukat o kadar araştırma yaptı güya Grace in oğluyla hiç konuşmadı çok mantıksız bitti.","label":3} {"text":"ahh o kadar güzel ki...","label":7} {"text":"Turk sinemacilari tarafindan icki masasinda en cok tartisilan film olmustur.. hala sasmaktayim.. bir yonetmenin yasadigi topluma yabancilasmasi kadar aci bir sey olamaz herhalde.. daha tuketecegim nefes kalmadi..","label":3} {"text":"Gerçekten çok güzel bir film olmuş.fragmanı nı gördüğüm anda izlemek istedim gerçekten çok iyi [spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Olay içinde olay oyun içinde oyun. Son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biri. Kaliteli gerilim suç filmlerinde normalde sonlarda ters köşe yapar olay açıklığa kavuşur. Ancak bu filmde neredeyse yarısından itibaren her sahnesi ters köşeye yatırıyor ve her seferinde izleyiciyi şaşırtıyor. Bunun yanında son dakikaya kadar merak uyandırmayı başarmış. Pişman olmayacağınız bir yapım.","label":7} {"text":"Mükemmel bi film beklentisiyle seyretmeyin hayal kırıklığına uğrarsınız ama genel anlmda gerek efetleri gerekse oyuncularıyla hoş eğlenceli bi yapım olmuş diyebilirim en azından sürükleyici!!!","label":7} {"text":"Kesinlikle büyük bir zaman kaybı","label":4} {"text":"yorumlara bakınca dedim acaba hakkatten mi kötü? yok hayır gayet güzel ve başarılı bir film olmuş...","label":7} {"text":"Mission Impossible serisi artık şaka maka 20 yılını doldurdu. Filmlere 4-5 senelik aralar vererek bugünlere gelindi. Bu süreçte seriyle özdeşleşen Tom Cruise da büyük pay sahibi tabii ki. Robert De Niro, Al Pacino, Marlon Brando performansı tabii ki beklemeyeceğiz, o da gerçekten üzerine düşeni layıkıyla yapıp, ajan filmlerine imzasını atmayı başardı. Oyuncu kadrosu da her daim sempatik isimlerden kuruldu. Rogue Nation'dan bahsetmeye bilmiyorum gerek var mı? Yine tehlikede olan bir dünya (eskiden, özellikle James Bond'dan kalan kötü adamın çılgın profesör olması alışkanlığı son yıllarda iyiden iyiye eski ajan&a dönüştü) ve dünyayı, insanları kurtarmak için herkesi karşısına alan, tek başına mücadele eden bir Ethan Hunt. Kovalamaca ve patlamaların arasında tabii ki dozunda bir entrika. Dünyanın çeşitli şehirlerinde geçen aksiyon sahneleri. Hep bildiğimiz, klişe, ancak kendini izleten bir hikaye akışı. Senenin başarılı aksiyonlarından, hayal kırıklığı yaratmadığı kesin.","label":7} {"text":"Açıkçası filmin tam olarak neyi anlatmaya çalıştığını anlayamasam da beğendim, ama gereksiz, uzun sahnelerde yok değil. Tabi bu filmi 1968 yılında izleseydim muhtemelen benim için dünyanın en iyi filmi olurdu. Son olarak intersteller da az sahne aşırmamış hani :)) NOT: @donna_giovanni nin yorumunu okuduktan sonra film daha da güzel geldi ve sahiden film baya baya bir şeyler anlatıyormuş, izleyip de anlayabilene.","label":6} {"text":"Filmde ufak da olsa lez action vardı, 1,5 puanı bu cesarete verdim. Ekleme: Bundan daha kötü filmler izledim, bunun puanı ister istemez biraz yükseldi.","label":2} {"text":"Klasik bir JasonStatham filmi işte yine. Neler olacağını başından bildiğiniz türden. Zaman geçirmek için izleyebilirsiniz.","label":3} {"text":"Darth sidious un yaşaması bence çok saçmaydı keşke 6. Filmde Vader in onu attiginda öldüğünü düşündüğümüz gibi kalsaydı en azından Anakin sithleri yok etti seçilmiş olan oydu filmin sonunda Anakin aydınlık tarafa geçti diyebilirdik. Rey in bu kadar güçlü olmasının ve yaşam gücünün olması bir akrabalik gerektiriyordu ama o kişi palpatine olmamaliydi bence","label":7} {"text":"İki kez izlemeye çalıştım ikisinde de uyumuşum o kadar ilgimi çekmedi ki anlatamam","label":4} {"text":"İlk filmin vizyonda ve sonrasında internet üzerinde büyük ilgi görmesi üzerine ikincisi çekilen Çakallarla Dans 2: Hastasıyız dede, tipik son dönem Türk komedi filmi. İlk filmin fan kitlesine güvenerek iyi gelir hedefleyen film, popüler komedi filmlerinin bildik trüklerini kullanıyor. Yönetmen Murat Şeker’in sinemacı olarak, 70’li yılların Yeşilçam komedi-dram üslubunu yaşatma çalışması bu filmde iyi sonuç vermemiş. Yönetmenin ilk çalışması “İki film birden” filmi, komedi ile dram kaynaşması adına çok başarılı bir filmdi. Çakallarla Dans 2, kaçırılmayacak bir film olmasa da, neşeli dakikalar geçirebileceğiniz bir Türk filmi. Hadi dedeler, bekliyor nineler! :)","label":5} {"text":"ağlamaktan helak oldum o nasıl bi benzeme.","label":7} {"text":"Filmi neden izleme kararı aldığıma dair hiçbir fikrim yok. İlk başlardaki Merlin ve Morgana hikayesi bana dizisini anımsattığı için izlemeye devam ettim ve pişman olmadım Komediyi ve aksiyonu birbirleriyle mükemmel özdeşleştirmişler ve Nicolas Cage.. sıkılmadan izlenilecek bir film.","label":8} {"text":"ömrümde izlediğim belki de en kötü filmdir... arkadaş bu nası iğrenç bi oyunculuk neden çekildi bu film?","label":1} {"text":"Milenyum üçlemesiyle başarısını kanıtlamış yönetmen Avrupa sinemasında adını duyurduktan sonra başka bir kültüre doğru yol alıyor. Bir uyum problemi olur mu diye düşünüyor insan. Çünkü farklı tarzların bir araya gelmesi ve bütünleşmesi her zaman olumlu sonuçlar dogurmuyor. Bunu da filmi izlerken anlayabiliyorsunuz. Hikayelerin ve olayların kopuk oluşu bir şekilde bir bütünlük sağlanamamasına sebep oluyor. Aslında hikayelerin iyi oldugunu hatta Aksiyon gibi görünsede Dram sahneleriyle duyguyu hissettiren bir film oldugunu düşünüyorum. Duragan diye nitelendirebileceğiniz sahnelerde bile sıradan diyaloglar yok. O yüzden filmden kopmuyorsunuz. Ama bir şeyler eksikti diyorsunuz ama bunu tam olarak izlesenizde tarif edemiyorsunuz. Ben filmin genal olarak iyi oldugunu düşünüyorum. Ejderha dövmeli kız filmlerinde farklı tarz farklı görünümü ve karakteriyle begendiğimiz Noomi Rapace bence yine harika bir performans sergiliyor. Colin ise bildiğimiz Colin işte. Kendi çizgisinde devam ediyor. iyi seyirler...","label":7} {"text":"Çok Başarılı Bir Film herkeze tavsiye ederim muhteşem helal olsunnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn","label":9} {"text":"efsane","label":6} {"text":"arkdaslara katılıyorum orta şekerli bi yapım ben cok gülemedim ama bu tarz yapımlar cok fazla emekle oluyo bunun altını cızelim.. iyi seyirler.","label":4} {"text":"Tamamen bir görsel şölen...!!!! Teknolojinin tüm nimetlerinden,paranın dibine vurarak kullanmışlar...Çok beğendim...!","label":9} {"text":"filmi indiridikten yaklaşık bir ay sonra indirmiş olduğum başka bir fimle karıştırdım. maymunlar cehennemini izlediğimden habersiz ben genetikle ilgili o indirdiğim diğer filmi izlediğimi sanarken bi süre sonra noluyoruz ya dememe sebep oldu maymunlar zıvanadan çıktı bu hiç bilimsel değil derken o an bi baktım meğer işin aslı böyleymiş. Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı. Ha bu arada film iyiydi. Eleştiri yapmayacağım çok. Zaten James Franco benim belirlediğim kıstasların üzerinde bir aktör. Hadi kolay gele.","label":8} {"text":"Din ve adalet olgusunu oldukça farklı bir biçimde ele alıyor film. Cennet te cehennem de, tanrısallık da şeytanlık da insanın içinde... 75/100 http://siir.me/her-sey-sende-gizli filmde kullanılan dış sesin güzel bir örneği de burada :) https://unutulmazfilmler.pw/the-gunfighter-kisa-film.html","label":7} {"text":"film yayınlanmadı ama biz izledik izledik izlemesine de hayal kırıklığına uğradık çok daha iyi olmasını beklemiştim hüsrana uğradım","label":0} {"text":"Kendine özgü kamerasıyla tanıklık ederken hissetmenizi ve düşünmemizi sağlıyor yönetmen bu filminde yalnızlık ve çaresizlik temasını ele alırken... 70/100","label":6} {"text":"Seksten, uyuşturucudan, gece hayatından başka bir bok anlatmayan Amerikan gençlik filmlerine kıyasla tarzı çok başka. Aynı başlık altında farklı karakterde bir film izleyince ve bu film de bir çok yönden tatmin edici olunca beğenmemek elde değil. Zamane gençlik filmlerindeki o \"College\" hayatını da izlemeyi seviyorum, eğlenceli buluyorum ama bu filmde olay çok başka. Senaryo adına çok bir özelliği yok. Sonunu ilk 15 dakikada anlamak mümkün. Ancak diyaloglar ve karakterler mükemmel. Filmin özelliği de bu zaten Not: Senaryo derken konuyu kastetmiyorum. Filmin içindeki olay akışını kastediyorum.","label":8} {"text":"Devlet ideolojisi, otorite, ve politik gruplaşmayı gayet başarılı bir şekilde eleştiren bir Norveç filmi. Tek vasat bulduğum nokta müzikleri çalışılmamış derecede basitti. Yozlaşma, yolsuzluk gibi olguların nelere sebep olacağından çok insan psikolojisini nasıl etkileyebileceğini çarpıcı bir şekilde gösteriyor.","label":6} {"text":"14 subatin icine sic.tiniz film yapimcilari. Bu nasil bir film amacsiz sonucsuz ve o bi okadarda duygusuz. Sakin ama sakin gitmeyin paraniza yazik. Komedi ve dram temali ama sirf kufurden ibaret film. Gidin cizgi film seyredin daha iyi","label":0} {"text":"Dusunmeden izleyin. Bugun sinemada orjinal altyazi izledim o kadar gerilim yuklu ki en begendigim zombi filmlerinden biri. Inkar etmiycem korku filminde aglayan belki ilk insanim baba kaybetmek ne zor bilirim.. Hic bitsin istemeyeceksiniz imkani olan gitsin izlesin 10/10","label":9} {"text":"“The Equalizer 2”, serinin ilk filmi “The Equalizer” da da (2014) yönetmen koltuğunda oturan Antoine Fuqua tarafından çekilen bir devam filmi… İlk filmin senaryosu gibi bu filmin senaryosu da, Michael Sloan ve Richard Lindheim ikilisince üretilen TV dizisi esas alınmak suretiyle yine Richard Wenk tarafından yazılmış… Bize göre filmin en dikkat çekici özelliklerinden biri, Denzel Washington ile Antoine Fuqua’yı “Training Day” (2001), “The Equalizer” (2014) ve “The Magnificent Seven” (2016) sonrasında dördüncü kez bir araya getiriyor olması… 62 milyon dolarlık bir bütçeyle çekimlerine 14 Eylül 2017’de başlanan ve 20 Temmuz 2018 tarihinde de vizyona giren filmin brüt gişe hasılatı tamı tamına 190,2 milyon dolar… 7/10 (31.829 oy) ve 3.7/5 (3.556 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.6/10 (173 yorum) ve 50/100 (43 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamalarına sahip olan film, kim ne derse desin Denzel Washington filmlerini izlemekten halen keyif alan bir izleyici kitlesinin bulunduğunu söylüyor gibi… Laf aramızda, son derece asil bir duruşu da olan Denzel Washington’u ve oynadığı filmleri bizde çok severiz… Gelin isterseniz bu düşük eleştirmen puanlı filme, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım… Ancak yoruma başlamadan, film hakkındaki bir iki tespit ile uyarımızı da öncelikle paylaşalım isteriz… Nasıl mı? Şöyle ki, eğer amacınız eli yüzü düzgün bir Washington - Fuqua filmi izlemekse, hiç tereddüt etmeyin bu film tam da size göre… Zaten bu ikilinin kimyası, yıllardır her koşulda uyuyor da birbirine… Siz bakmayın o, “olmamış”, “hareket yok”, “sıkıldım” vs. tarzı gereksiz yorumlara… Elbette bu ikilinin iş birliği (bilinçli olarak “iş birliği” deyimini kullandık, zira Denzel Washington aynı zamanda bu filmin yapımcısı da), her saniyesi ucuz figüranların birbirlerine tekme tokat saldırdığı ve set ekibindeki bir grubun kırmızı boya paketlerini patlatmaktan yorgun düştüğü üçüncü sınıf uzak doğu aksiyon filmleri tarzında bir işle sonuçlanmayacaktı… O nedenle biz, film hakkındaki kendi yorumumuza geçerken siz de, yazılmış olan olumsuz yorumların hiçbirine aldırmadan kurulun koltuklarınıza ve bu güzel filmin keyfini çıkartmaya başlayın… Şimdi tekrar filme ve tabii ki öncelikle de oyuncu kadrosuna dönelim… Söyledik ya, seviyoruz bu asil duruşlu adamın filmlerini diye… Gerçekten de, bu filmde de değiştirmemiş Washington çizgisini… Yine temiz iş çıkartmış… Bunu yaparken de, Ashton Sanders gibi yükselen yeni nesil bir değer ile Pedro Pascal, Orson Bean, Bill Pullman ve Melissa Leo gibi tanıdık isimler de büyük bir ustalıkla eşlik etmişler kendisine… Aslında aynı olumlu sözleri, “The Bourne Identity” (2002), “The Bourne Supremacy” (2004) ve “The Bourne Ultimatum” (2007) serisinin de görüntü yönetmeni olan Oliver Wood ile“Titanic” (1997) in Academy Ödüllü editörü Conrad Buff IV’in ve “American Beauty” (1999), “Constantine” (2005), “I Am Legend” (2007) gibi filmlerinde prodüksiyon tasarımcısı olan Naomi Shohan’ın da dahil olduğu teknik ekip için de kullanmamız lazım… Zira onlarda son derece kusursuz bir işe imza atmışlar… Fakat özellikle de, filmin finalindeki çatışma sahneleri için efektlerle yaratılan kasırga ve terk edilmiş kasaba atmosferi aracılığıyla müthiş bir görsel şölenin oluşmasına katkı veren özel ve sanal efekt grubunu da ayrıca kutlamak gerekiyor… Sonuç olarak, 121 dakika boyunca büyük bir ilgi ve keyifle izlediğimiz bu film için puanımız 3 önerimiz ise, gönül rahatlığı ile “izleyebilirsiniz” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 2 Kasım 2018 günü saat 00.50’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"''Her'' filminde gördüğümüz ve çok beğendiğimiz hatta bazılarımızın hayran kaldığı filmin yönetmeni olan Spike Jonze, Being Malkovich filminin de yönetmen koltuğunda oturuyor. Açıkcası filmi izlerken bu ayrıntının varlığından haberdar değildim, güzel de oldu çünkü Her gibi bir filmi izledikten sonra beklentilerimi çok daha yüksek tutup filmden zevk alamayabilirdim. Filme gelecek olursak bence en az ''Her'' kadar başarılı olan bir film. Oyuncu performansları başarılı, senaryo ve kurguda bir kusur göremedim. Bence bunların da üstünde olan bir ayrıntısı var filmin. Bence izleyicilerine vermek istediği bir mesaj var ''ne olursan ol kendin ol'' gibi...","label":6} {"text":"Arayan, bulan ve yok eden için yakılmış bir ağıt bu film benim için.","label":7} {"text":"kız arkadasimla izledik, uzun zamandir aslinda izlemeyi istiyorduk. filmin İtalya sahneleri gayet hatira canlandiriciydi. fakat filmin geneli hem uzun hemde monotondu. kısa film tadında sunulabilecek bir hikayeymis.","label":3} {"text":"Film iyi tavsiye ederim başlarda biraz sıkıyor ondan sonra gayet akıyor ben beğendim güzel kadro ile çalışmışlar bazi saçmalıklar olsada iyi","label":9} {"text":"Son dönemde böylesi tempolu böylesi seyri keyifli bir an bile kopmadan son ana kadar izlettiren, senaryosu alengirli ve kurguda gelgitler barındıran, güncel olay örgülerine sahip filmlere hasret kalıyoruz... Sağolsun Almanlar eksiği gidermiş zaten bir Alman filmi iyi oldu mu ortalama kalmıyor harbiden iyi oluyor, hakkını veriyor. Özellikle düşüncede tasarlanan Darknet ortamı epey hoşuma gitti. Hikayede MRX'e biraz daha fazla yer ayrılıp üstünde durulabilirdi, geçiştirilmiş gibi geldi. Bunun dışında senaryo olsun, akış olsun müziklerle uyum falan gayet tatmin ediciydi... En az 7-8 puan ederi var.","label":7} {"text":"Mert Turak gerçekten rolünün hakkını sonuna kadar veriyor. Filmde şöyle bir eksik var 5 dakika aşırı bir duygusallıkla izliyorsanız 10 saniye içinde gülüyorsunuz.","label":6} {"text":"Beklentileri yüksek tutmadan eğlenceli vakit geçirmek için bire bir.","label":7} {"text":"Bu zamana kadar izlemediğime pişman oldum. Gerçekten güzeldi.","label":8} {"text":"Ölmeden önce göreniz gereken 1001 film listesinde yer alıyor diye izlemiştim. Vasat bir amerikan gençliği filmi. Tam bir izle unut filmi, sıkılmadan izleniyor. Alicia Silverstone da gerçekten hoşmuş o zamanlar.","label":5} {"text":"İyi Kötü Çirkin 3lemesinin ilk filmidir ayrıca.","label":7} {"text":"jackie chan'in bu yaşta sergilediği performansı merak ettim ve gayette güzel performans. Chan severler kaçırmasın.","label":7} {"text":"Gerçekten kubrick savaş karşıtı propaganda konusunda elinden geleni yapmis. Film akildan cikmayan vurucu sahnelerle dolu. insanliğınızdan utanacaksınız. Filmde vicdan azabının kırıntılarına eninde sonunda uğranilmasi \" oh oldu lan size \" dedirtiyor adama. Kült filmdir kacirmayin","label":8} {"text":"Çok tatlı bir animasyon. Yani arşivlik cinsinden.","label":8} {"text":"serinin standartlarına göre gayet iyi bir film fakat oyuncuların günümüz amerikan ingilizcesi ile konuşmaları filmi izlerken gerçeklikten kopmamı engelledi.","label":6} {"text":"baydı ama jung woo sung için izledim.","label":6} {"text":"Selçukludan Osmanlı’ya uzanan el ahiler! Şu şanlı tarihimizde ne isimler var be emir celaleddin karatay, ahi evren Sekçuklu devletinin yıkılış sürecinde yaşadıkları ve kayı obasına gönderdikleri mektup..Arkadaşlar film harikaydı falan yazmayacağım çünkü film bugüne kadar hiç ele alınmamış bir tarihi kesiti yansıtıyor oyunculuklar iyiydi hikaye sürükleyici lüzumsuz hiçbir sahne yok geçişler ani ve sert bu hoşuma gitti hiç sıkılmadan bilmediğiniz ama gerçek bir şeyi izliyorsunuz Tavsiyem şu ki bu filmi izlemek size çok şey kazandırır Gidin izleyin bence.","label":9} {"text":"absürd komedi tarzı bir filmde fazla mantık aramamak gerekir. son sahnelerine gereksiz duygusallık katılmış. öylesine izlenecek filmlerden 5/10","label":4} {"text":"cok iyi filmdi ya. aslında fragmanını begenmstm ama sinemaya gitmicektm bu film için sonra hobbit cıktı sandım gıttım ve girilecek baska fılm bulamadım mecburen buna girdm ama gercektn süperdi ya suan 2.sifalan cıksa kosarak giderm.özellikle musa evlenırken bi yemin töreni yapıyolar müthşti ya cok etkileyıciydi.bence bizde çalabiliriz o kısmı.evlenirken kullanılablir.:)","label":6} {"text":"Alfred Hitchcock'un izlediğim en zayıf filmlerinden biri. filmin işlediği konu kusursuz cinayet planı üzerine lakin filmde kusursuzluk nelerle sağlanmış belli değil hatta tam tersi cinayeti işleyen 2. adam daha 1. dakikadan \"şüpheli\" kategorisinde bir karakter, sandık, söylemler, şapka, hizmetçi kadının anlattıkları vs. daha birçok şey aslında kusursuz cinayet değil de bir cinayette kendimizi nasıl ele veririzin cevabı olmuş. filmin güzel yanı ise çok uzun olmayışı, konu dağılmadan, sıkmadan sizi bitiveriyor. izlenebilir mi evet ama başarılı mı bence hayır. bunun yerineDial M for Murder(1954) defalarca izleyip keyif alabilirsiniz.","label":6} {"text":"Kız arkadaşımla gitmiştim bu filme.Ve filmden çıktıktan sonra kolum morarmıştı.Çünkü koluma sarılıp izlemişti filmi,koorku sahnelerinde hırsını kolumdan aldıda.Ama bana göre tam biz zombi değil.Daha çok şeyler beklerdim..","label":9} {"text":"Jamie Foxx'un oyunculuğunun zirve yaptığı film. Ray Charles'tan hiç bi farkı yok gerçekten Oscar'ı sonuna kadar haketmiş. Bence başarılı bi film çok iyi uyarlanmış ve insanı sıkmıyor.","label":8} {"text":"Saçma Komedi Komedi Dendiğine Bakmayın Gençlik Filmi Sayılır","label":1} {"text":"Senaryosu, 'A.J.' Marriot’un “Laurel Hardy - The British Tours” isimli kitabından uyarlanarak Jeff Pope tarafından yazılan “Stan Ollie”, Jon S. Baird’in yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama… Prömiyeri, 21 Ekim 2018’de BFI Londra Film Festivalinde yapılan ve 11 Ocak 2019 tarihinde İngiltere’de vizyona giren filmin, 7.2/10 (34.373 oy) ve 4.0/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.5/10 (221 yorum) ve 75/100 (41 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, yeterince iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de isterseniz, 10 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve yapımcılarını gişede, brüt 24,4 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile ters köşeye yatıran bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine, Golden Globes’da John C. Reilly’e BAFTA’da da Steve Coogan’a adaylık getiren oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bir de biz inceleyerek yorumlayalım ve ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce bu filme ilişkin ilk tespitimizi paylaşalım: Karşımızdakinin, Steve Coogan ve John C. Reilly’nin tek kelimeyle, “etkileyici” olarak özetlenebilecek olan performanslarıyla, efsanevi “Laurel Hardy” ikilisini yeniden hayata döndürdükleri bir film olduğunu söyleyebiliriz… Hikâye olarak, ünlü ikilinin 1953 yılındaki İngiltere ve İrlanda turnesindeki salon gösterileri sırasında yaşadıklarına odaklanan film, aynı zamanda onların birbirleriyle olan ilişkileri ve aile yaşamlarına da kapı aralamamıza olanak sağlıyor… “Spoiler” vermiş olmamak adına filmde anlatılan bu olayların ayrıntısına girmeyeceğiz fakat “gerçek dostluk” denilen şeyin, ancak bu kadar iyi betimlenebileceğini belirtmeden de geçmek istemiyoruz… Yeniden Steve Coogan ve John C. Reilly’nin filmdeki performanslarına dönecek olursak… Şu an hayatta olmayan ve (gençliğinde sinemalarda makinist olarak çalıştığı için) neredeyse “Laurel Hardy” ikilisinin filmlerdeki (Ferdi Tayfur seslendirmesiyle özdeşleşen) repliklerini dahi ezbere bilen babamızın sinema tutkusu sayesinde, daha 1970’li yıllarda istisnasız bütün filmlerini görmüş olduğumuz bu ikiliyi, birde Steve Coogan ve John C. Reilly’nin yorumlarıyla izlemek hiç de “olmamış” dedirtmedi bize… Hatta tam tersine, bu film sayesinde onların kulislerine ve otel odalarına da girmiş olduk… Hem de, artık yaşlandıkları için kendilerine işe yaramaz muamelesi yapıldığındaki hüzünlerini iliklerimize kadar hissederek… Bu hüznün yanında, bizi mutlu eden bir şey de vardı hikâyede ki, o da asla, “Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur” konumuna düşmeden, bir marka olarak sahneden çekilmeyi bilmeleri… Elbette bu kalburüstü oyunculuk performansının yanı sıra kaliteli makyaj uygulamalarının da filmin başarısında önemli katkılarının olduğunu kabul etmemiz gerekiyor… Özellikle de, çekimler boyunca, Oliver Hardy makyajı için John C. Reilly’nin her gün dört saat süreyle makyaj koltuğunda oturmak zorunda kaldığını düşününce… Sonuç olarak, kimi zaman gülerek kimi zamanda duygulanarak büyük bir ilgi ve beğeni ile izlediğimiz bu film için puanımız 3,5 önerimiz ise, nitelikli biyografi uyarlamalarına meraklıysanız “mutlaka bir göz atın” şeklinde olacak… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Oyunculuklar çok kötüydü verdiğim paraya üzüldüm daha güzel bisi beklerdim fakat hayal kırıklığına ugradim çok yapmacık ve bayık oynamışlar. Filmin Bi kalitesi yoktu yarı bölüm de salondan çıktık cidden verdiğim paraya üzüldüm merak edenlere tavsiye etmiyorum .","label":0} {"text":"İşçi karıncaların sömürgeci çekircilere karşı mücadelesi...Zaten Pixar animasyonları vol.i filmine kadar hep insan hayatını çeşitli varlıklara uyarlıyordu(oyuncaklar,böcekler,arabalar,balıklar.)Vol.i ile birlikte bu tarz animasyonlar yapmıyor artık pixar,sıktı haliyle seyirciyi...Filme gelince,yaratıcılık üst düzey,eğlenceli ve dayanışmanın önemini anlatan bir film,tabiki çocuklar daha çok eğlenicek...","label":7} {"text":"Başyapıt.","label":7} {"text":"mumyalar choq şirinn=)=) o kadar kötü bi film diil sahne bakımından ama oyunculuqlar cidden berbattt!!!!!korku sahneleri gercekten ii ,elisha da ii tabiki=) ama paris sinir bozuyo,oynayamıyo,konuşamıyo...","label":6} {"text":"beklediğim gibi retro hava içinde janti abiler, cool ablalar falan yoktu. Sıkıcı değil ama çok da bir olayı yok. İzlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz.","label":6} {"text":"HARİKA SENARYOSU VE FRANCES MCDORMAND IN ÜSTÜN PERFORMANSI İLE SİZİ ETKİLEYECEK BİR FİLM. BANA KALIRA 2017 NİN İYİ FİLMİ. MCDORMAND İSE OSCARDA FAVORİM","label":8} {"text":"Korku filmlerine olan tartışılmaz uzaklığıma rağmen konusu dikkatimi çekip izlediğim bir film. Durağan filmleri de sevmediğim aşikardır fakat bu filmin yerini ötekilerden ayırıyorum yüksek müsaadenizle. Eleştiriler sığ düşünen kafalardan, eleştirmek için eleştiren didikçilerden kusura bakmıycan. Al bu çarşaf, bu da senaryo geçir duyguyu dese biri \"hadi oradan\" dersin! Casey Affleck abim canını okumuş hayaletliğin, helal abbim be.","label":6} {"text":"Uruguay'da 1973-1985 yılları arasında hüküm süren askeri diktatörlük döneminde tutuklanan üç tupamaro gerillasının 12 yıl boyunca hücrede tutulması ekseninde geçiyor film.. En temel yaşam şartlarından yoksun, konuşmanın yazmanın okumanın dahi yasak olduğu bu mahkumiyetleri süresince amaç öldürmek değil delirtmektir. Lakin film aslında size bir duygu aktaramıyor, ne delirmemin eşiğini ne de pislik içinde tek başına bir hücrede yaşamanın sıkıntısını hissetmiyoruz. Bu filmin çarpıcı bir başka yanı ise; mahkumlardan biri Pepe, 2010 yılında devlet başkanı seçilen Mujica, diğeri ise \"Nato\" senatör ve Savunma Bakanı Huidobro. Ruso ise Kültür Varlıkları müdürü Rosencof.","label":6} {"text":"Televizyon ekranlarında herkes kadın-erkek ilişkileri konusunda atıp tutarken,izdivaç programlarındaki insanlar;&Öyle olmasın,böyle olsun...& diyerek talip sipariş ederken,devlet büyüklerimiz;&Devletimiz çok büyüdü.Artık hainlerle pabuç bırakmayacağız!& derken,kadının adı yok,olsa da ya küfür gibi ya da cinsellikle eş tutulurken,herkes sosyolog olmuş Türk kadını-Türk erkeği böyle olur diye ahkam keserken,ekonomimiz %3 büyürken,yarı çıplak kadınların beyaz çarşaflı yataklar üzerinde dans ettiği klipler yayınlanırken,konu hakkında zerre eğitimi olmayan 'uzmanlar' her konu hakkında bir şey söylerken damat koğuşunda neler oluyor? Dışarıdaki bu kaotik,distopik hava mı daha yıkıcı? Yoksa koğuştaki işkenceler-tecavüzler mi? İşkence kabul edilemez mi? Yoksa 8-9 yaşlarındaki kız öğrencilerine tecavüz edip,bu görüntüleri kaydeden beden öğretmenine işkence edilmesi hak mı? İnsanlık onuru ne kadar ayaklar altına alınabilir? İnsan ne kadar iğrençleşebilir? Uzun zamandır bu kadar etkileyici,sürükleyici,vurucu bir film seyretmemiştim.Oyunculuk,senaryo,müzik,ışık,kamera dört dörtlük.Mutlaka izleyin.İyi seyirler...","label":9} {"text":"Bir korku sever olarak, izlediğim hikayesi olan tek korku filmi diyebilirim. Film başından sonuna kadar çok iyi bir hikaye anlatıyor. O kadar enteresan ki, ilk 40 dakika acaba bir dram filmine mi geldik diye düşündük arkadaşlarla. İkinci yarıdan sonra yardırmaya başladı. Filmin sinematografisine bayıldım. Daha önce cin filmi diye çıkan hiç böyle bir film izlemedim. Çok şaşkınım. O yüzden nasıl yorum yapmalıyım hala bilemiyorum. Jump Scare barındıran bir korku filmi değil. Bunu bilerek gidin. Aniden kanlı birşeyler çıkmıyor. Film sizi ufak ufak gerim gerim gererek ilk 40 dakikayı izletiyor. Sonra başlıyor asıl mevzu. Birde müzikleri. Conjuring, Interstellar falan zanettim. Yani biz çok garip bir film izledik. Hikayesi ve teknik yeterliliği ile asla bir cin filmi değil başka birşey. Son 50 dakikada ki korkusuyla cin filmi olmaya yaklaşmış bir film. Böyle bir ara türe ihtiyaç vardı. O bu işte.","label":9} {"text":"Devam filmlerinden biri olarak yeni kadro ve yeni son ile 3. Filmi çıkarmayı haketmistir. Ilk film kadar etkileyici kadrosu yok ancak ana konuyu güzel islemişlerdir. Filmin son sahnesinde onların dünyasına gideceğiz diyerek 3. Filme göz kirptı. Google da aradım taradim ancak 3. Filme dair ipucu yok.","label":7} {"text":"Öncelikle Kemal Sunal harbi büyük oyuncu. yani neredeyse her filmini izledim bi bu film kalmıştı ama bunda da yine müthişti. ama tabi bu sinan çetinin kötü bi yönetmen olduğunu filminde kötü olduğunu değiştirmez. yani sinan çetin biraz mizah biraz romantizm birazda erotizm katmış işin içine hatta mizahı kendi sağlamaya çalışmış ama karıştırınca hiç olmamış. sevişmekte mi yasak demiş rafet el roman ama konusu güzel olan bu film daha sağlam çekilebilridi sanırım. yani ayrı ayrı şeyleri karıştırıp tutsun diye uğraşmış ama olmamış","label":3} {"text":"Ben Affleck'in iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum yönetmen olarak. Her ne kadar sürekli filmlerinde oyuncu olarak hatta başrol olarak yer almasından haz etmesem de buradaki yönetim başarısını oldukça beğendim. Film heyecanlandırıyor da, amacına uygun bir film, olay örgüsünü güzel bir şekilde sıralamışlar fakat Oscar'lık ya da yılın en iyi filmi yorumunu alacak bir etiket göremedim. En azından bende oluşmadı. Filmi düşününce verdiğin söze sadık kalmalısın anafikirinden başka bir şey düşünmüyorum, daha önceleri Oscar'lı ya da ödüllü dediğimiz filmlerin çoğu insana ulaşan bir şekilde evrensel bir mesaj taşıyan filmler olurdu. İyi film ama abartmayalım.","label":6} {"text":"içinde bir çok güzel döğüş sahnesi olmasına rağmen ilk film kadar başarılı diyemeyeceğim ne yazıkki.. ve o buldukları boksör hiç yakışmamış.","label":5} {"text":"Kesinlikle birincisi daha iyiydi, bu film \"eveet bütün karakterleri ilk filmde zaten tanıdınız bu da onların başından geçen öyle bi anıydı işte\" misali yapılmış. Eğlenceli ama sönük kalıyor, ilk filmdeki aksiyonun dozunu yakalayamıyor, el macho fazlasıyla durağan, herşey çok çabuk çözülüyor, ama Gru her zaman müthiş :) Bir 3. yü yaparlarsa gene izlerim","label":7} {"text":"Müthiş bir ikili ile eğlenceli bir fantastik..İzleyenin pişman olmayacağı bir film..","label":5} {"text":"Ölüm mü yaşam mı...... işte incecik çizgiyi anlatan muhteşem bir yarı belgesel. Türk dağcı Renan öztürk ve iki Amerikalı arkadaşının himayala sıradağlarının en yüksek dağlarından biri olan meru'ya ilginç tırmanış öyküleri.2003 yapımı yarı belgesel olan ''touching the void''gibi başarılı ve görsel açıdanda muhteşem bir yapım.","label":7} {"text":"Gayet keyifliydi. Güldürdü güldürdü güldürdü. Ama nedense kahkaha attırmadı. Bir önceki gösterisinin biraz altında kalmış gibiydi. Ama CEM YILMAZ ın Türkiye de şu anda bir rakibi yok. Ne Ata ne de Atalay..... ;))","label":7} {"text":"Uçak konulu filmleri çok seven biri olarak söylüyorum seyrettiğim en gereksiz filmdi","label":4} {"text":"şu ana kadar izlediğim en kötü filmlerden biri.","label":0} {"text":"film çok güzel.hint filmler süper zaten","label":9} {"text":"Aslanların insan gibi davranması bile, bizim umurumuzda değil. Tek umurumuzda olan köprüler/yollar.. Hayvanların yaşamlarını zerre umursamıyoruz.. Çünkü kendimizi hayvanlardan üstün görüyoruz.. Halbuki bizde bir hayvan türüyüz.. Filmin gerçek bir hikayeden esinlenmesi, filmi ilginç kılıyor.. İki usta oyuncunun olması da, filme artı değer katıyor..","label":6} {"text":"Film,güçlü ve gerçekçi bir şekilde bir evlilik ve ebeveynlik sürecine odaklanı olarak komedi/romantik filmlerinde rastladığımız bu evlilik ve ebeveynlik filmleri bu filmde farklı bir şekilde iş filmlerde gördüğümüz yanlış anlaşılmalar ve eğlenceli anlar yerine bu filmde talihsizliklerden bir türlü kurtulamayan,haliyle evliliklerine de yansıyan bir anne ve babanın ebeveynlik süreci görüyoruz bu filmde.","label":8} {"text":"Kitabını okumuş biri olarak filmden hiç etkilenmedim.","label":4} {"text":"Bilindik bir masal ancak bu kadar çekici hale getirilebilirdi. Film boyunca hareket hiç bitmiyor. Hikayeye başka bir pencereden konuk olmak bildiğiniz hikayede bile ters köşe yapabiliyormuş. Görselliğiyle \"keşke sinemada izleseydim\" dediğim filmlerden oldu. Akıcı senaryosu, muhteşem görselliğiyle su gibi akıp gitti. Sürükleyici film arıyanlara tavsiye olunur efendim...","label":5} {"text":"Komik bir filmdi ama beklentiniz çokta büyük olmasın. İzleyin ve unutun. Hikaye de her şeyi zaten tahmin edebiliyorsunuz. Her şey klişe. Ama sözel espriler komik.","label":5} {"text":"Berbat bir film’di kessinlikle tavsiye etmiyorum!!.. Cok amatör.. 1 saat 35 dk hayatinizdan caliyorlar.","label":1} {"text":"film anlatmak istediğini anlatan bir yapım olmuş. 2 de 2 giden mahsun kırmızıgülden daha da 2 de 2 ler bekliyoruz. özellikle görüntü yönetmenliğini yapan kişide şunu bilsin türk sinemasındaki diğer meslektaşalrınada bunu öğretsin görüntü kaliteleri çok iyi giriş sahnesi neydi öle yaw :) harika 10/9","label":8} {"text":"Film hiç sıkmıyor , arada kahkahalarla güldürüyor , bazen yok anasını& bile dedirtebiliyor.. Samuel l. Jackson filmi götüren biy numayayı adam!&.. Filmin sonunda hiç beklemediğimiz bir sahnede var , hayır hayır o değil annesi ve oğlu arasında geçeni söylüyorum.. Baş rolü de Ronaldo'ya benzeten yalnızca ben değilim heralde ?","label":8} {"text":"‎''the boy in the striped pyjamas: hikayeyi anlatmayacağım çünkü ziyadesiyle müteessir edici. ikinci dünya savaşı sırasında almanya'da yahudilerin uğradığı büyük dramdan bir kesit sunuyor bizlere bu film ve etme bulma dünyasında gene ne yazık ki sevgi dolu kalplere sahip masumlar çekiyor cezayı. yönetmen mark herman'ın seyrettiğim ilk filmi. minik kahramanımız maceracı bruno (asa butterfield) gerçekten yetenekli bir oyuncu 'hugo'yu seyrettiğimde de söylemiştim, bu çocukta iş var. anne rolündeki vera farmiga'yı filmin ortalarına doğru daha bir sevmeye başlıyorsunuz 'vicdan' bazı insanlarda zor zamanlarda dahi gücünü koruyor. nazi'lerin çocuklarını nasıl zehirlediklerine dair filmde ince ayrıntılar var ve bunları yakalamak için dikkatli bir göze de ihtiyaç yok. rupert friend (teğmen) her ne kadar kötü bir karakterde görünse de altında yatan nedeni anlıyorsunuz ve bruno'ya veda ederken üniforması içinde oldukça etkileyici bir duruş sergiliyor. filmi seyretmeme albay dursun çiçek'in kızı irem çiçek'in twitter'daki mesajı sebep oldu. bizler de bugünün türkiye'sinde o günün 'yahudileri' değil miyiz?","label":7} {"text":"Ant Man ve Wasp, Marvel'ın en absürd güçlerinden birine sahip olan Ant Man karakteri aynı zamanda çizgi romanlardaki çoğu olayda bahsi geçen bir karakterdi. Hatta orjinal yenilmezler kadrosundaki hatrı sayılır bir karakterdi. 2015 te kendi solo filmine kavuştuğunda Marvel Ant Man karakterini özellikle ileriki projeleri için yatırım yapabileceği , önemli bir faktör olan kuantum boyutu ile özdeşleştirdi. Özellikle Spider-Man gibi Marvelın mizah yönünü taşıyan karakterlerden biriydi Ant Man Bunun dışında orjinal çizgi romanlarda Hank Pym kimliğindeki Ant Man solo filminde emekli olmuş bir Hank Pym ve evine giren hırsız Scoot Langin Ant Man olma hikayesini işliyordu. Ant Man karakterinin Marvel Sinematik Evreni içindeki temposu çizgi romanlardaki gibi dahi bir bilim adamı yerine adeta bir Iron Man ve Spider Man motivasyonundaydı. Özellikle Spider-Man gibi Marvelın mizah yönünü taşıyan karakterlerden biriydi Ant Man Yönetmen olarak Edgar Wright gibi ünlü bir isimi yönetmen koltuğundan kaldırıp senaryo koltuğuna taşıyınca beklentiler bir hayli düşmüş hatta Marvel cephesinde gişe konusunda diğer filmlerden farklı olarak daha az bir kâr etmişti. Ant Man karakteri solo filminden sonra sessiz kalmayıp Marvel Sinematik Evrenin önemli olaylarından biri olan Civil War da Giant Man formunda karşımıza çıkmıştı. İnfinity Warun açık kalan sonu ve Ant Man ve Wasp filminin kuantum boyutu olayı üzerinden yürüyeceği açıklandığından beri ortada bir sürü teori dolaşmıştı ve gözler Ant Man ve Waspa çevrilmişti Ant Man ve Wasp,Civil Wardaki olaylardan sonra ev hapsine tabi tutulan Scoot Lang hayatını basit bir çerçeve içinde geçirmektedir. Bu sırada Hank Pym ve Hope van Dyne ise kaybolan Janet Van Dyne i aramaya yoğunlaşmışlardır. İlk filmin sonunda Scott Langin möleküller arası küçülüp kuantum boyutuna gittiğinde orada Janet Van Dyne ın siluetini görmesi bu filme köprü hazırlayan bir ara sahneydi. Ve film bu amaç çerçevesinde hikayeyi anlatıyor seyirciye. İlk Ant Man filmi absürdlükler ve şakalarla dolu tona sahip bir filmken ikincisi bu tonun üzerine daha da gidiyor. Öyle ki senaryoda bile bu formülü uygulanmaktan çekinmemiş. Durum komedileri,espiriler ve ilk filmden bazı espirilerin tekrarlanmasıyla oluşan bir mizah bütünlüğüne sahip. Ve filmin en büyük sorunlarından birisi ise tam bu noktada başlıyor film mizahi tonda ilerlerken bir anda aralara giren ve senaryonun akışını kapatan ciddi sahneler çok gelişigüzel bir hava yaratıyor ve bu da senaryonun gitgide tempo sorunları ortaya çıkarmasına sebep oluyor. Spider Man Homecomingten beri süregelen Marvelın kendi amaç çerçevesinde dolanan düşman karakterler yaratması bu filmde de yer alıyor. Çizgi Romanlardaki akışına ve amacına farklı bir yönde ilerleyen Ghost karakteri senaryo namına pek bir şey teşkil etmese de görsellik ve aksiyon sahnelerinde kilit bir faktörde yer alıyor. İlk filmin sonunda kostümünü alan Hope Van Dyne (Evangelline Lily) Wasp olarak bu filmde adeta parlıyor. Görsellik namına, aksiyon sahneleri namına cidden Ant Man karakterinin bile kimi zaman önüne çıkıp süper kahraman dünyasında süregelen feminist duruşu sergiliyor ve Evangeline Lily bu rolü güzel şekilde oynuyor. Ant Man ise bu filmde yeni bir kostüme kavuşuyor ve aksiyon sahnelerinden öte komedi sahnelerini devralıyor. Filmin uyguladığı komedi ve aksiyon sahneleri formülünün senaryoya etkisi sürekli bir amaç uğrunda koşan ekibin ilerlerken karşısına çıkan bitmek bilmez aksaklıkların doğmasıyla yer alan aksiyon sahneleri ve komedi formülünden oluşuyor. Yani ne yazık ki koca bir film sadece Janet Van Dyne in getirilmesi ve bu yolda giden çeşitli aksaklıkların oluşturduğu aksiyon ve komedi sahnelerinden ibaret kalıyor. [spoiler] Ghost karakteri adeta çakma bir Vulture duruşu sergiliyor. Hank Pym yüzünden itibarından olan babası,bir proje üzerinde kendini kanıtlamaya çalışırken bir kaza oluyor ve Ghost karakteri bu kazadan dolayı maddelere dokunamayacak ve kendini kontrol edemeyecek bir hale geliyor. İlk filmdeki Yellowjacket karakterinin adeta biraz daha renklendirilmiş hali olan Ghost, ne yazık ki yeterli tempoyu hikaye adına sağlayamıyor. Bu yönden Ghost Erik Kilmonger gibi kötülerin yanına yaklaşamıyor bile. Bunun dışında filmde Bill Foster rolünde yer alan Laurence Fishburne ekran süresinin az olmasına rağmen gayet iyi bir performans sergiliyor. Ama ne yazık ki pek te akılda kalıcı bir karaktere sahip değil film boyunca Ghost Karakterinin akıl hocası olarak yer alıyor , ve ileriki filmler için Goliath karakterinin duyurusunu yapıyor adeta Laurence Fishburne. Bunun dışında filmin kötü bile sayılamayacak mizahi öğesi olan Sony Burch karakteri çoğu yerde güldürmeyi başarıyor. İlk filmdeki mizah taşları olan Luis,Kurt,Dave karakterleri yine aynı formlarında ve eski espirileriyle geri dönüyorlar. Film görsel anlamda ilk filmin üzerine daha da koymuş ve aksiyon sahneleri genelde büyülüp-küçülme üzerine olduğu için özellikle kovalamaca sahneleri seyirciyi filme çekiyor. Müzikler konusunda hala gayet iyi film. Ve filmin Avengers 4 'e bağlandığı naçizene after credits ise ağızları açık bırakan ve aynı infinity war gibi şimdi ne olacak ? dedirten kilit bir yapıya sahip. Kısacası Ant Man and Wasp senaryo namına , kötü adam namına ilk filmin üstüne hiçbir şey koyamasa da görsellik anlamında ve aksiyon sahneleri anlamında iyi bir devam filmi olabiliyor. & Ant Man ve Wasp Geri Dönücek mi acaba ?[/spoiler]","label":6} {"text":"psikolojik çıkarımlar eğlenceli olmuş;) - atıştırılabilinir..","label":5} {"text":"Başucuma alıp almamak konusunda kararsız kaldım. Ancak bu Oyuncuların mükemmeliklerini ve yönetmenin başarısını etkileyen bir durum değil. Özellikle Ellen Page ne yapmış öyle O-H-A dedim. Kesinlikle izlenmeli, ancak standart holywood şeysi izlemeyeceksiniz haberiniz olsun :) Psikolojik olarak altüst olacaksınız emin olun. Saygılar efeem :)","label":7} {"text":"Sonu başından belli olan bir film ama yine de izleniyor.Tavsiye edilebilir...","label":5} {"text":"lgnca:)","label":5} {"text":"bazı yerlerdeki gerilim müziği o dönem beni ürkütmüştü sanki. öyle kalmış hafızamda. tabi kullandıkları müzikler başka gerilim filminden arak değilse. geçmişte bir çok film müzikleri araklıyordu, telif hakkı verdiklerini pek sanmıyorum.","label":5} {"text":"Düğün dernek 1 daha güzeldi. Espri kabiliyeti çok daha iyi olabilirdi.","label":3} {"text":"Film ölümsüzün ikincisi olarak çıkmış ve parçalanmış filmi ile de bağlanıp bir üçleme haline gelmiş fakat ben kısaca beğenmedim bu filmi çok monoton ve iç bayıltıcı bir işleyişi vardı,çok güzel bir fikri berbat şekilde filme işleyip yeter artık bu film ne zaman bitiyor dedirtiyor insana.Filmi izlerken vakit geçmedi ölümsüzden daha kötü olmuş,ölümsüz yine fena değildi ama glassa çok kere tercih ederim.İzlemeyin arkadaşlar tamamen vakit kaybedersiniz..","label":3} {"text":"Her karesinde bir şeyleri sorgulamanızı sağlayan; sözler ve bakışlarla sanatı, hayatı, nedenleri en derin yönleriyle anlatan tekrar tekrar izlenesi film... \"... Tahrandaki futbol maçına gidebilmek için içinde film olmayan kamerasıyla para karşılığı insanların fotoğraflarını çeken çocuğa benziyorum. Ama uyuyakalıp maçı kaçırmıştı. Ben de maçı kaçırdığımı düşünüyorum.''","label":7} {"text":"film var sanatsal film var bu 2 sinede girmiyor bu sadece gişeye giriyor kesinlikle zaman kaybı....","label":2} {"text":"Bayıldım... nedendir bilmiyorum ama hep en sevdiğim filim power rangers olmuştur marvelıda seviyorum ama power rangerslerin yeri hep bende ayrı oldu... aksiyon sahnesi azdı ama bu daha başlangıç filmiydi sondaki credit bölümünde tommy oliver adında yeni öğrenci var diyor ve sadece bize boş bir masa ve üzerinde yeşil bir ceket olan bir boş sandalye gösteriliyor demek'ki power rangersin yeni filmi gelicek ve yenisinde daha çok aksiyon olucak çünkü aralarında yeşil ranger'da olucak kısacası power rangersin ilk giriş filmi olduğu için aksiyon azdı karakterler birbiriyle tanıştı, sikkeleri buldular,dövüş eğitimi aldılar derken ilk bölümde aksiyon az oldu. Umuyorumki filmin yenisi çıkıcak ve bizi daha çok aksiyonlu bir film bekliyor olacak. Bu filmi hep sevdim hep de sevicem...","label":9} {"text":"Network 2.","label":7} {"text":"Cast seçiminin çok başrılı olduğu, oyunculukların zirve yaptığı, estetik açıdan da izleyiciye yer yer görsel şölen sunan kaliteli bir yapım. Yönetmen ve Görüntü yönentmeni müthiş bir uyum içinde çalışıp ortaya harika bir iş çıkarmışlar.","label":8} {"text":"Arkadaşlar filme gidin veya gitmeyin demek bana düşmez ama malesef film berbat...Beyazperde'nin hazırlamış olduğu ön gösterime katılma fırsatı buldum -onlara bu güzel etkinliklerinden ötürü teşekkür ediyorum- baştan sona fazlasıyla sıkıldığım en son film Salak ve Avanak 2 idi malesef bu filmi de o kategoriye rahatlıkla koyabilirim.Komedi zor iş elbette ama teknik problemleri de fazlasıyla olan bir film.Konuşmaların önüne geçen müzikler,south park tarzı jenerik animasyonu -ki ne amaçla yaptılar pek anlayamadım- sözleri durmadan tekrar etmeleri sanki seyirci anlamıyor dediklerini,iki ana karekter arasında geçen yardımcı oyuncu adına pek bir şeyin olmadığı ve basit bir senaryo ile malesef film çevirdiklerini sanmışlar.Ben filme karşı antipati beslemiyorum naçizane kendi görüşümü belirtiyorum.","label":3} {"text":"Gerçekten orijinal ve ilginç olduğunu, son derece sıradışı bir film olduğunu düşünüyorum. izlemekten memnunum, bence izlemek iyi fikir. her ne kadar gereksiz nicelikte erotik sahne olsa da, bir süre sonra alışıyorsunuz :) o açıdan da çok cesur bir filmdi. ayrıca doğallık filmi bayıla bayıla izletilmesini sağlamış, herhangi başka bir filmde bu kadar doğallık bulunamazdı bence. şöyle ki; kızın saçının yandığı sahne aslında bir kazaymış; ama hiç bozuntuya vermeden oyuncular devam etmişler. gerek yönetmenin gerekse oyuncuların cesaretlerinden dolayı kutlanması gerek :) 6/10","label":6} {"text":"türk polisiye filmi olarak oldukça başarılı bulduğum yapım özellikle final bölümü beni gerçekten çok şaşırttı teknik aksaklıklar olsa da film kendisine bağlıyor ayrıca ilyas salman ın o kısacık rolüne rağmen oyuncuğu şapka çıkartılacak düzeydeydi onun dışındaki oyuncular da çok başarılıydı izlenmeye değer","label":6} {"text":"Para, para, para... Filmin ana konusu para arkadaşlar. Durumu kötü olan arkadaş başta hiçbir şey olan istekler doğrultusunda paralar kazanmayı kabul edip daha sonra artan isteklerin şiddeti ve dayatmasına şahitlik ediyor. Kötü film değil, sadece filmin büyük bir mantık hatası var. Olay yani ana mantık hiç açıklanmıyor. Bu da filmin içinde gizli bir ruh mu var yoksa İlluminati kafasında insanlar mı var bir türlü anlamıyorsunuz. Yani içindeki mantık hatası ki biraz fazla, takmazsanız keyifle izleyebileceğinizi düşünüyorum. Oyunculuk da vasat düzeyde. Keşke başlangıçtaki heyecanı sonlara doğru sürdürselerdi de filmin hak ettiği kurgu 7 küsür puanlar alsaydı. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"debelenme sahnesi kafama takıldı, gülsem mi ağlasam mı bilemedim.. velhasıl fazla yoruma da lüzum olmadığı su götürmez.","label":7} {"text":"Hikayenin orjinali Fleabag'ten tanıdığımız şu anda almadığı ödül kalmayan Pheobe Waller Bridge'in Crashing dizisidir arkadaşlar. Öykünmenin ötesinde birebir kopyalanıp (bazı yerlerinde espri ve sahnelere kadar) Türk versiyonu haline getirilmiş şekli. Özgün kısımları da saçmalıyor zaten. Bir de çıkıp hikayeyi biz yazdık demeleri sinir bozucu. İzleyiciyi bu kadar salak yerine koyan bir film izlemedim maalesef. Kötü kurgu da cabası. Finaline gelince abi Parazit'teki gibi yapalım finali deyip ellerine yüzlerine bulaştırmışlar besbelli. Bunun yanında eğlenceli akıcı dialogları ve keyifli oyunculukları var. Lütfen önce Netflix'te Crashingi izleyin ve gidecekseniz öyle gidin.","label":3} {"text":"Sinema tarihinin en güzel repliklerine sahip filmlerden. Aynı zamanda izlemesi eğlenceli.","label":3} {"text":"Yorumlara bakarak izledim. Gerçek şu ki biz dünya insanı olan bir durumu abartma meyili içindeyizdir. Filmin şimdiye kadar olmayan bir kurgusu var. Bu yönüyle güzel bir film ;ama çok eksik yanları var. Giriş gelişme sonuç orantısız bir yönde ilerliyor. Yer yer sıkıyor. Yer yer saçma. Yer yer olağan dışı yönde duygusal. Tüm bunlara rağmen film adını konuşturabilecek bir yapıda. Oturun izleyin derim. Hem bu sayede kadınlarımıza verilen namus kavramının ne derece sonuçlara yol açabileceğinin ta kendisini öğrenebilirsiniz. Bu yönüyle ülkemize yakın bir kültür filmidir.","label":5} {"text":"Güzeldi gerdi korkuttu merak ettirdi tavsiye edilebilir korku severler sevecektir. Bazı sahneler az çok tahmin edilsede güzeldi.","label":6} {"text":"Önermiyorum. Filmi film yapan şey küçük ayrıntılarda gizlidir. Film ince ayrıntılardan uzak. İnce ayrıntı ile kasıt, kişinin pencereden düşüşü ya da helikopter sahnesindeki montajlar değildir. Bunlar çekilen dönem göz önüne alınarak bir şekilde sindirilebilir. Velhasıl benim yakaladığım, filmin kalitesini düşüren detaylar şunlar: 7-8 hafta bir odada tıkılı birinin saçı sakalı bırakmış olması gerek. En azından kirli sakal görmek isterdik. Mahallede herkesi gözetlerken, bu kadar açık bir biçimde gözetlerken -neredeyse- kimsenin karakterin farkında bile olmaması gülünç. Bayan Kırık Kalp'in sevişecekken perdeyi çekmek yerine yaptığı şey hiçbir şeyi değiştirmiyor oysa ki. Saçma Gibi gibi. Çok da yazıp blog'a dönüştürmek istemem burayı ancak bu filmde insanlar ne buluyor anlayamıyorum. ","label":9} {"text":"oyunculuklar müthiş. senaryo da aynı şekilde gayet güzel. önemli mesajlar da içeriyor. bir taraftan da izlerken bir an bile sıkılmadım, sürekli bir heyecanla takip ettim filmi. e daha ne olsun?","label":7} {"text":"çok iyi bir film. diyor ki biz balıklara yaparız onlar bize. ","label":8} {"text":"Matrix'in öncüsü olan film","label":8} {"text":"10 numara bir komedi filmiydi,bakalım Amerikan versiyonuda aynı başarıyı tekrarlıyacak mı ?","label":9} {"text":"Carlos Saura tarafından yönetilen 1972 İspanya filmi. Varlıklı bir ailenin evinde mürebbiyelik yapan yabancı bir genç kadının öyküsü sayesinde dini, cinselliği ve orduyu simgeledikleri anlaşılan hastalıklı üç erkek çocuk olan film ülkenin tabularına göndermelerle doludur. Çok iyi film!","label":8} {"text":"Meryem Uzerli haricinde vasat bir film. Sinemada para verip izlediğime pişman oldum maalesef. Bu kadar çok destek alınıp biraz paraya kıyılsa çok daha iyi sahneler çekilebilir, çok daha iyi bir film ortaya çıkabilirdi.","label":1} {"text":"Çok güldüm bu filmde.Hele Benigni’nin I’m italian diye bağırma sahnesinde koptum.M.Ali’nin dublajı bence başarılı olmuş","label":7} {"text":"Bir Onur Ünlü sever olarak diyebilirim ki. b e r b a t bir filmdi. saygılar.","label":3} {"text":"filmi şimdi izledim çok duygusal aynı zamanda da çok komikdi:)))özellikle robin wıllıms muhteşemdi..filmin çok dokunaklı sahneleri vardı ayrıca.çok beğendim...","label":7} {"text":"Yarısına kadar neler oluyor ulan dedirten, yarısından sonra muhteşem bir şekilde kadının gücünü icraatle anlatan film gibi film, çok sevdim.","label":8} {"text":"Çok iyi giden bir filmi sonunu sürpriz yapalım diye biraz sürpriz yumurtaya çevirip bozmuşlar sanki, ama yinede beğendim makyajlarda oldukça başarılıydı, uzun zamandır bu kadar gerildiğim bir film'de hatırlamıyorum bu türü sevipte izlememiş olanlar kesinlikle izlemeliler.","label":9} {"text":"Amerikanın orada işi ne diye birşey sorgulanmaz. Bu bir kuraldır. Filme gelince orta eşik o kadar sıkıcı ki? Fünye olayı da ayrı bir estetik katmış. Sıradan bir film. Son 15 dakika counter gibi en seyirlik te zaten bu kısım..","label":5} {"text":"Hayatta sıkıcı, gereksiz, bayağı, olağan, vasat her şeyi siyah beyaz görebilseydik keşke ve sözde huzurlu yaşantımıza bomba gibi düşen renkler kaosu; tutkuyu, karmaşık hisleri, tehlikeyi ve en sonunda hazzı yaratsaydı hala gri kalmışların '' kural'' koymak için motivasyonları olurdu. Bana az çok bunları düşündürtmüş özgün film","label":8} {"text":"çok ağladığım kadar çok güldüm. ilk sahne neydi abi yakışmadı. güzel film. Hoş film. Ama oscar olmaz. Ama duygusal film. O","label":0} {"text":"Son dönemde insanlığa atılmış en güzel tokatlardan biri bu film. Alakasız ve hiçte layık olmayan filmleri oscara aday yaptılar. Bu film bu senin oscarını daha çok hakeden bir film.","label":9} {"text":"bende filmi yeni izleme fırsatı buldum. ilk olarak şunu söyleyeyim filmin tiye aldığı filmleri izlemediyseniz filmden hiçbir zevk almazsınız.müzikler çok güzeldi kendinizi korku filmindeymiş gibi hissediyorsunuz.özellikle cind ye bayıldım.espri seviyesi biraz düşük.ayrıca 1.ile karşılaştırdığımda 1.biraz daha komik gibi geldi bana.sonuçta eğlencesine ve komikliğine kafa dağıtmak için izlenebilecek bir film fazla birşey beklememelisiniz.not:filmin başındaki kızlara dikkat.","label":4} {"text":"Bu tarz fantastik filmleri beğendiğim için benim hoşuma gitti, çocukluğumuzun masallarının büyüklere olan versiyonu. sahneler efektler de gayet başarılıydı.","label":7} {"text":"Sinema tarihine geçmesi gereken bir replik: Şu portatif anahtar deliğini versene!","label":7} {"text":"replikler replikler replikler...","label":8} {"text":"Çocukluğumuzun James Bond'u ve aynı zamanda da en karizmatiği olan Pierce brosnan'ı tekrar ajan rolünde görmek beni fazlasıyla heyecanlandırdı,november man'ı de bu beklentiler eşliğinde izledim tamam senaryo öyle ahım şahım değil ama aksiyon sahneleri ve oyunculuk hatrına kesinlikle izlenmeyi hak ediyor.Benim gibi pierce brosnanın bondluğunu özleyenler için bir nebze teselli diyebilirim","label":6} {"text":"Oyununu deli gibi oynayan birisi olarak sabırsızlıklla beklediğim bir filmdi. Yönetmeni Uwe Boll izlediğim iki filmden Alone In The Dark’tan geçti fakat yine çok güzel bir oyunun filmi olan Bloodrayne’den çok feci bir şekilde çaktı. Gelelim bu filme. Arkadaşım 60 milyon dolarla böyle bir film mi çıkar, elinde konu ve konsept var, zaten oyunun da güzel bir kurgusu var. Yani filmdeki krugların kostümleri, mekanlar bu kadar mı özensiz seçilir? Fragmana bakan dakikasında gider filme. Ayrıca oyuncuların performansları çok kötü. Jason Statham’ı al, taşıyıcı filmindeki gibi kullan. Fantastik bir filme yakıştı mı şimdi. Aynı Bloodrayne’deki gibi içi boş bir film olmuş. Sinemaya gidip izlenmez. Hele oyun hastası olupta bakalım nasıl olmuş diyecekler için tamamen bir hayalkırıklığı. Yine de izleyeceklere iyi seyirler...","label":2} {"text":"İlk filmin kaymağını yemeye dayalı bir film olduğu apaçık ortada. Zaten zar zor kurtaran ilk filmden sonra bunun tutmayacağını bildiğim için sinemaya gidip paramı ziyan etmemiş oldum :)","label":4} {"text":"Film'in en komik yerlerini fragmana koymuşlar. Geri kalan şarkı falan. 10 üzerinden 2 veriyorum. Beklenti düşük hiç beklemezdim. Para vermeden izleyecekseniz izleyin de, para vermeyin sakın.","label":0} {"text":"fransızlarda işi bitirmiş artık bu kadar guzel bir gerılım korku filmi cekebilmek zor iş olsa gerek her saniye gerildim urperdim ve midem bulandı kandan ama bu tur filmleri cok sevdigimden bayıldım cok begendim tabiiki. mutlaka gormenız gereken bir film.bazı sahnelere ınanamıycaksınız..","label":7} {"text":"Nuri Bilge Ceylan bu filmde Anadoluyu çok iyi ifade etmiş bence. O köy evlerindeki yoksulluğu, çamaşırların dağınıklığını, o bakımsızlığı iyi işlemiş. Filmin konusu güzel ama gereksiz ayrıntılara yer vermiş yönetmen. Elmanın nehre düşmesinin filmle ne alakası var? Hadi var diyelim 3 dakika boyunca nehirden süzülüşünü niye izletiyorsun seyirciye be adam? O otopsi sahnesini izlemekten içim şişti. Arada Neşet Ertaş çalınması güzeldi. Ama sanat filmlerinin müziksiz oluşunu hiçbir zaman sevemedim.","label":7} {"text":"insanca.","label":9} {"text":"Gerçekten berbat bir film olmuş zaman kaybı sonuna kadar recep ivedik 6 dan daha beter bir film olmuş","label":1} {"text":"Modern bir Keloğlan masalının sinemaya uyarlanmasıydı kendi kültürümüz açısından bakıyorum ve Kültür Bakanlığı , TRT gerçekten masalları kendi kültürümüzü yaşatma adına Keloğlan'ı modern bir masal haline getirerek beyazperde'ye aktararak kültürü taşıma adına önemli bir çalışma yapmış. Atilla Doğukan Türkyılmaz da gerçekten tip olarak Rüştü Asyalı'nın Keloğlan tiplemesine benzemiş","label":7} {"text":"Çok kötüydü tamamen zaman kaybı lütfen filim yapmış olmak için bir iş yapmayın onca harcanan paraya filim rulosuna yazık !!!","label":1} {"text":"Futbolun toplumlar için ne demek olduğunu bir kez daha gözler önüne seren bir filmdir ayrıca..","label":8} {"text":"Joss#39;u sevdim ama film ne bileyim sıktı beni izlerken.İddialaşmaları falan iyiydi.Sonlara doğru baya sıkıldım.","label":4} {"text":"Öldü sanılıp geri gelen adamın456. ncı Yeşilçam filmi.. Neredeyse bütün yeşilçamklişerini görebilirsiniz.. Tabii ki, içkiye ilaç sahnesi deunutulmamış:)","label":3} {"text":"Tarihi mevzu söz konusu olduğunda her zamanki gibi uygun dekorlar, nefes kesen güzellerin üzerinde bir o kadar nefes kesen darlıktaki korselerin üzerine giyilmiş çarpıcı kostümler, vesaire vesaire söz konusu. Onu bunu geçtim de, bu filmi iki gece önce bizim kanallardan birinde Türkçe dublajlı olarak verdiler. Ve ilk kez dublajlı bir filmi zevk alarak izledim. Reklam aralarında mutfakla salon arasında koşturdum filmi kaçıracağım diye. Helal olsun. Hafiften yeşilçama kaçan o seslendirmeler ne de güzel gitmiş karakterlere, anlatamam. Ayrıca D'artagnan'ı oynayan, merhum Sabri Alışık'ı andıran, kendisi de muhtemelen merhum abimiz de maşallah artistik jimnastikçi miydi neydi, kaç kere annemin ağzını yüreğine getirdi. Aile ile birlikte oturup üçüncü kez bastıracağı haber verilen karlı gecelerden birinde patlamış mısırla keyifle izlenecek hoş bir yapım. 8.5/10","label":8} {"text":"Denzel Washington bu filmde de bir harikaydı keyifle sıkılmadan izleyeceğiniz zeka kokan bir film....","label":7} {"text":"Son dönemde izlediğim başarılı komedi yapımlarından biriydi... İki zıt polis karakterini anlatan ve bunun defalarca örneğiyle klişeleşmiş bir konu haline gelsede oyunculukların öne çıktığı, mutlaka ve mutlaka izleyenlerin orjinal diliyle izlemesini önerdiğim keyifli bir film. Zamanı iki saat gibi uzun bir süre olsada hiç bir dakika filmden kopmayacaksınız...","label":6} {"text":"Sergio Leone'nin diğer filmlerinde olan filmi sırtlayan karizmatik karakterler bu filmde yok ve bu da diğer filmlerin gerisinde kalmasına sebep olmuş. İyi bir film dolar üçlemesinin son 2 filminden bu üçlemenin diğer filmlerinden geride kalan bir film. Aynısı müzik için de geçerli, diğer filmlerde olduğu kadar görkemli değil. Sanırım Mao'dan dolayı Çin müziklerini çağrıştıran bir müzik tercih etmiş Ennio Morricone. Flashback'ler Sergio Leone'den beklendiği gibi sanatsal bir şekilde ağır ağır akıyor. Ayrıca izlediğim filmleri arasında Sergio Leone'nin en politik filmi. Mao'dan bir alıntıyla başlaması dahi bunu gösteriyor. Üçlemenin son filmi \"Bir Zamanlar Amerika'da\" politik bir filmdir örneğin ama bu filme göre biraz daha arkaplanda kalıyor siyasi söylemi.","label":7} {"text":"İlk Kez. İlk kez bir logo yapımı izledim. Daha önce bazı sahneleri izlemiştim, ama böyle tam anlamıyla bir film izlememiştim. Filmin başlarında geçen birçok olay bize ders niyetinde. Standart yaşamlar ya da üç kuruş değerinde mallara milyonlar verme uğraşı falan adamlar çok iyi yansıtmışlar gerçekten. Bunun için bile film 7 puanı hak ediyor. İlk kez izlediğim için var olan lego fiziksel hareketlerini farklı buldum. Eğlenceli gelmeye başladı hatta. Senaryo biraz basit olsa da yine garip bir hayranlıkla bitirdim filmi. Batman'e yapılan da haksızlık tabiKısacası izlerken farklı bir deneyim kazanacağınız, güzel toplumsal sorunlara değinen yapım olmuş. Filmde çalan müzikte ayrı bir hava katıyor filme. İnsanı var olan sisteme nasıl adapte edilmeyi ne yollar sağladıklarını görebiliyoruz. İyi seyirler. P: 7.1","label":6} {"text":"fragmanı güzel.. m.ali erbil in iticiliğinden dolayı pek gidesim yok ama mutlaka cd sini alacağm..","label":4} {"text":"Konu çok hoşuma gittiği için izlediğim bir film oldu. Akışında film surukleyıcı yanı. Ama ben o kafayı yemiş kişinin bu işi planlayan kişi oldugunu dusunmustum ama yanılmıstım izlenmesi gereken bir film izlemeyenlere tavsıye edılır o.0","label":7} {"text":"Öncelikle film izlenebilir bir romantik komedi Son günlerde Adam Sandler filmlerine taktım filmlerine nedense hep bir lgbti ögesi sokuluyor. Adam Sandler film mi çekecek yan karaktere iki gay espirisi sıkıştıralım, bir de trans karakter yazalım filan mı deniyor acaba. Çok merak ediyorum bu AS'yi destekleyenler tarafından mı yoksa Amerika'daki bu community'nin ilgisini çekmek için mi yapılıyor?","label":5} {"text":"Sayın Murat K. film gülerken adamın karnını ağrıtıyor.Eleştirilerinizi olumlu yönde yapınız.size ne adamın oyunculuğundan film konularının alakasızlığından . Eleştirmenmisin izleycimi? izleyici isen adama çamur da atma beğenmiyorsan da izleme. kiseyi zorla sinemaya çağırmıyorlar. beğenmediysen filmin yarısında çıkacaksın taammül edemiyorsan. sonra buraya çıkıp boş boş insanları komedi filmine soğutmayacaksın .","label":9} {"text":"Anlatılanı hisedememek, içselleştirememekten dolayı kötü mü hissetmeli bilemem ama görüntü yönetimi açısından yapılmış en iyi yerli filmlerden birini izliyoruz. Ancak Nilüfer Açıkalın dışındaki oyunculuklar gerçeçkçilik duygusunu yaşatamıyor. Takibi zor ve yorucu olan bu film, tabu cinselliği değil; psikolojik, cinsel sorunları olduğunu anladığımız bir babanın kızına ve eşine yaşattıklarını anlatıyor. Eğreti çünkü herşeye rağmen çizlen sevecen baba kız profilinde, babanın cinsel sorunu ile kızına davranışı arasında nasıl bir bağ kurmalıyız sorusunun yanıtı net değil ve bu yanıt izleyiciye bırakılacak gibi hiç değil. Kız şizofren miymiş? Buna psikologlar karar versin... 60/100","label":6} {"text":"kitabı okuduktan sonra filmi beğenmemeniz olası. 1966 yapımı olmasına rağmen izlenebilirliliği yüksek bi film. günümüz şartlarında yeniden çekilse eminim çok daha iyi şeyler ortaya çıkar. ancak kitapta olup da filmde olmayan ya da değiştirilen öğelerin mevcut olduğunu söylemek gerek. önce ya da sonra kitabı da mutlaka okuyun derim ben.","label":7} {"text":"Senaryosunu, 2008'de sahnelenen A Vampire Story isimli kendi tiyatro oyunundan uyarlayarak Moira Buffini'nin yazdığı “Byzantium”, yönetmen koltuğunda oturan Neil Jordan'ın Interview with the Vampire: The Vampire Chronicles&ın (1994) ardından filmografisinde yer alan ikinci vampir filmi olarak geliyor karşımıza... Yalnız Byzantium dakiler, bilinen tüm vampir hikayelerinin tersine güneş ışığından kesinlikle etkilenmiyorlar... Gelin isterseniz filmimize biraz daha yakından bakalım... Yaşadıklarını kağıtlara yazan ardından da buruşturarak oturdukları evin balkonundan aşağıya atan on altı yaşındaki Eleanor Ella Webb'in (Saoirse Ronan) yazıklarını okuyan ve gerçek kimliğini fark eden yaşlı Robert Fowlds (Barry Cassin), Ella'ya evine kadar birlikte yürümeyi teklif eder... Böylelikle Robert, Ella'nın annesi Clara Webb (Gemma Arterton) ile başlayan sırlarla dolu hikayesini ilk ağızdan duyarken diğer yandan istekli olarak kendini ona teslim edecektir... Zaten tarzı gereği Ella, asla zora başvurmamaktadır... Bu arada Clara da mecbur kaldığı için evlerinde, kendisine adeta zamk gibi yapışarak Ella'yı soran Werner'ı (Thure Lindhardt) öldürmüş ve Ella'ya buradan ayrılmaları gerektiğini söylemektedir... Zira bu Werner, erkeklerden oluşan Vampir Kardeşliği Tarikatının üyelerinden biri olup, tarikatın diğer üyeleri intikam için onların peşinden koşacaklardır... Ve apar topar hazırlandıktan sonra ana - kız, oto stop çekerek bindikleri bir kamyon ile kırsaldaki ücra bir sahil kasabasına giderler... Vardıklarlarında Clara fahişelik yaparak para kazanırken kullanılmaz durumdaki Byzantium isimli pansiyonun varisi Noel (Daniel Mays), Ella'da salonundaki piyanosunun başına geçtiği lüks bir restoranda, servis görevlisi Frank (Caleb Landry Jones) ile tanışırlar ve kapağı da o kasaba da kaldıkları sürece mesken edinecekleri Byzantium'a atarlar... Clara burayı, kendisinin değil ama başka kızların çalışacakları bir randevu evi olarak yeniden hizmete açacaktır... Öte yandan Ella'da sınıf arkadaşları arasında Frank'in de bulunduğu yerel bir liseye devam ederken, edebiyat öğretmeni Kevin Minton'dan (Tom Hollander) son derece sıra dışı dersler almaktadır... Derken Ella'dan, annesinin fahişeliğe başlama kendisini de doğum öykülerinin, Clara'nın deniz Asteğmen Darvell (Sam Riley) ve Yüzbaşı Ruthven (Jonny Lee Miller) ile karşılaştığı gün başladığını öğreniriz... Ki, annesinin çalıştığı evde çocuk bakmak yasak olduğu için Ella, öldürülerek ortadan kaldırılmak yerine bir kapıya terk edilmiş olup, hayat da tutulduğu her ay için de o kapıya yani ikamet edeceği Northaven Özel Yetimhanesine, düzenli olarak altın ile ödeme yapılacaktır... Bütün bunları düşünürken dalgınlaşan Ella, bisikletiyle evine gitmekte olan Frank'in önüne çıkarak, onun düşerek ciddi şekilde yaralanmasına ve hastaneye kaldırılmasına neden olur... Elbette bütün olaylar bunlarla sınırlı değil... Ancak spoiler vererek filmi, fırsat bulup da bugüne kadar henüz izlememiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak niyetinde olmadığımız için çok da uzatmayacağız... İlave edebileceğimiz son iki husustan ilki, Ella'nın iki yüz yıllık sırrını lösemi hastası Frank ile paylaşacağı diğeri ise, Clara ile Ella'nın kan ihtiyaçlarının devam edeceği şeklinde olacak... Dakika 64... Geriye kalan 54 dakika içinde her şeyin tamamen netleşeceği sürprizlerle dolu bir bölüm sizleri bekliyor... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"basit ve ucuz bi filmdi beğenmedim:(( Sinemada seyretmeye gerek yok!! insanı sıkıyor bi süre sonra","label":0} {"text":"Etkileyici bir film. İzleyin fazlasıyla beğeneceksiniz. Owen Wilson bence iyi iş çıkarmış. Zati kendisini görmek çok az nasip oluyor.","label":9} {"text":"Marlon Brando bir röportajında filmdeki \"tereyağlı anal seks\" fikrini çekimler sırasında kendisinin ortaya attığını söylemişşş!","label":6} {"text":"emege saygim sonsuz bazen sevmeye ve anlamaya zorlarim kendimi skilsam bile...ama bunda bisey var benim gibi arkadaslar anlarlar baslarken bir konusma beklersiniz her sey ona gore gidecektir...evet deyip o sandala bineceksinizdir...yok bunda oyle olmadi bekledim ilk, konusmayla anladim ne hissedicegimi ve olmadi iste reha erdem bana daha cok hitap ediyor","label":1} {"text":"Arkadaşlar aslında bize itici gelen film değil itici gelen bu filmde başrolü Paris Hiltonun oynaması.Filmin Hilton reklamı koktuğunu sevgili editörümüz zaten söylemiş ki katılmakla beraber kadroda ciddi ciddi sorunlar var bana göre.Konu fena değil; ancak oyunculuklar bu filmi bitirmiş.","label":5} {"text":"Filmin ilk sahnesinde İngilizlerin nasıl politika izlediklerini gayet iyi açıklayan bir film . Türkler olarak mutlaka izlemeliyiz. İngiliz halkından korkmadan böyle bir film çektikleri için de yürekten tebrik ederim....","label":9} {"text":"Tam bir türk filmi ancak bu kadar klasik bi konu olabilir. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! okulun ezik kızı ve popüler çocuk aşık oluyor sonra kızın kanser olduğur ortaya çıkıyor evleniyorlar sanki eski türk filmlerinden birini izlemiş gibi hissettim. Ayrıca başroldeki kıza da sinir oldum kendi halinde inancıyla hayır işleriyle o garip kılığıyla mutlu olabilir ama insan biraz ortama ayak uydurur tamam özgün kendi halinde bi tip ama git en azından kendine adam gibi bi kazak al. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":0} {"text":"5-9 yaş grubuna hitab eden 2D kendi deyimleri ile animasyon fakat gördüğüm kadarı ile çizgi filmden hallice yer yer japon manga-anime karışımı taklidi bir çizimin olduğu aşikar olan zayıf bir yapım. Pepee karakterini yaratıp sevdiren bir yapım şirketinin Ayas karakterinde çuvalladığı aşikar. Yangın çıktığında itfaiyeyi aramanın dışında pek bir eğitici vasfı yok. Dinazor dansı dışındada bir numarası yok. Salonda ki çocuklardan bazılar sıkılmış olacak ki kendi aralarında köşe kapmaca oynuyorlardı. Yetişkin bireyler için ise filmin aralarına yer yer serpiştirilmiş müzikler bıkkınlık modundan bir nebze kurtarıyordu. Zaten yorumların çoğunluğu yapımın olmamışlığı üzerine. Birde bir yazılım üretmişler herhalde onu pazarlamak için film içerisinde gayet kurnazca reklamını yapmışlar.","label":1} {"text":"Türkiyede çekilmiş olsa bile klasik ABD filmi havasından çıkmadı... Yer yer aksiyon Yer yer sıkılmalar ama izlenir... 6/10","label":5} {"text":"Transseksüel bir insana ve o insana yaklaşan bir başka insana melodramatik olmadan bakabilen bir film...","label":6} {"text":"Oh be! Sonunda taş gibi sapasağlam ve eğlenceli bir aksiyon filmi. Şöyle söyleyebilirim ki bu filmde çok eğleneceksiniz, yeri gelecek güleceksiniz... Verdiğiniz paranın da sonuna kadar hakkını veriyor. Size de koltuklarınıza yaslanıp izlemek düşüyor.","label":8} {"text":"Michael Shannon, Chris Evans ve David Scwimmer'ın makyajını, imajını çok beğendim. Üçü de adeta tanınmaz halde. Tam bir üst düzey oyunculuk filmi, zaten Michael Shannon yine döktürmüş. Soğuk bir katil, soğuk bir katili oynayan soğuk ve aşmış bir oyunculuk. Chris Evans'ın da dondurmacı rolünün hakkını verdiğini söylemek gerekir. Günümüzde kiralık katil karakterleri daha çok yalnız, ailesi ve kaybedecek şeyi olmayan tipler olarak lanse ediliyor. 60 ve 70'lerde geçen bu gerçek hikayede ise kiralık katilliği meslek edinmiş ve ailesi olan karakterler görmüş olduk. Kuklinski'nin iç ve dış dünyasının tamamen yansıtıldığını düşünüyorum. Bu açıdan çok başarılı bir film olmuş. 7,5/10","label":7} {"text":"ben filmi baya sevdim ve bidaha izleyeceyim her sitede olmadığı için burdan izliyeceğim bir daha daha önce izlediğim yerden kaldırılmış ondan dolayı burdan izliyeceyim","label":9} {"text":"Bu filmin daha nice güzel ödüllerle taçlanacağına inanıyorum bu yorumum şöyle bir dursun. Birkaç sahnesini özellikle çok sevdim. Anıları böylesine karmaşık ve hüzünlü verilmesi çok güzeldi.","label":8} {"text":"Yine Chaplin yine muhteşem bir film daha. Ağır ve dramatik savaş dönemini kendine has komedi anlayışıyla böylesine etkili ve başarılı bir şekilde anlatması böyle kaliteli bir filmi ortaya çıkarmış.","label":7} {"text":"jodie foster'ı beyazperdeye armağan eden, travis bickle karakteri tüm zamanların en kült film karakterlerinden olan scorsese başyapıtı. filmi izledikten sonra savaş ve insan psikolojisi adına söyleyecek bir çok şeyiniz olsa da, en çok akılda kalan 3 sahnesi şüphesiz ki travis'in ayna karşısındaki tripleri, bir kaba viski doldurup tv karşısında ekmeğini banarak yemesi, ve elbette, !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! finaldeki katliamdan sonra olay yerine gelen polisleri, elini tabanca gibi tutup alnına dayayarak tetiği çektiği pozu ve sapık sırıtışıyla karşılaması. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! izlenmeli.","label":7} {"text":"hearts in atlantis te de izlediğim antol yelchin cok basarili. bu cocuk gelecek vaadediyor yakın takibe almak lazım. robin williams gene çok keyif veriyor olağanüstü bir oyuncu kendisi!","label":8} {"text":"Tam bir 6-10 yaş arası çocuk filmi. Sömestr tatiline denk getirilmesi bu açıdan iyi olmuş.Bu arada çocuklarını bu filme götürecek velilerde sıkılmamaları için Allah sabır versin.","label":1} {"text":"Etgar Keret hikayelerinden uyarlama olan film. Keret'i ve karamizah sevenler için biçilmiş kaftan. Eugene Hutz'un küçük kardeşi intihar sahnesinde sorduğu tüm soruları Etgar Keret en yakın arkadaşından işitmiştir. Keret, arkadaşının İntihar etmesine engel olamamış ve hikaye yazmaya o günden sonra başlamıştır.","label":9} {"text":"Film buram buram Almodovar kokuyor. Güzel,şaşırtıcı bir filmdi. Oldboy filminin kardeşi yakıştırmasını yapabilirim. Sadece intikam üzerine kurulu değil, farklı ruh tahlilleri yapmak da mümkün.","label":7} {"text":"mükemmel..","label":8} {"text":"Film komik ve eğlenceliydi. Filmi tavsiye ederim. Yalnız beklentilerinizi fazla yüksek tutmayın. Yine de keğlenci olduğunu söylemeliyim. Film Recep İvedik serisine benziyordu biraz.Neyse. Gidn izleyin. Yanlız hem komik, hem de vasat bir film haberiniz olsun. 3/5","label":5} {"text":"Yönetmenin ilk filmi olarak incelendiğinde bir uyarlama tercih etmesi riskli olmakla birlikte, çarpıcı bir ilerleyişin yanında sönük bir son bırakmasına neden oluyor. Olası bir üçüncü dünya savaşının, çocukların gözünden değil, savaşın içerisindeki çocukların sesinden anlatılması gerilimi öncülleyen temel olgulardan biri. Konu bütünlüğünde asi bir kızın boşa harcadığı irade gücünün sorgulanışı, kullanım şeklinin argümanları ve savunması yer almaktadır. Görselliğin başarısını müziklerin takip ettiğini belirterek eklenmeli ki tadı damakta değil ama hatırda kalacak türden.","label":0} {"text":"BUMBLEBEE filminde decepticon'lar az var 3 tane var ve bu 3 tanesi koca 3 saat için biraz az sarı bir karakter olan ve vosvos'a dönüşen BUMBLEBEE (bombus arısı) 'na düşman decepticon 'lar büyük hasar veriyor ve BUMBLEBEE 'yi kurtarmaya gelen decepticonlar'lar olmalı. Filmin son sahnelerinde BUMBLEBEE 'de olmak üzere 3 decepticon çakışıyor ve eğer BUMBLEBEE 'yi kurtarmaya gelen yardımcıları da olsa aksiyon artardı.ama film inanılmaz hoş bir film bence bu film tek çocukları değil büyükleri de etkiler diye düşünüyorum. /[spoiler][/spoiler]OKUDUĞUNUZ IÇIN TEŞEKKÜRLER / GROZA / FREE FIRE BUMBLEBEE / PUBG /","label":9} {"text":"Gerçekten çok güzel olmuş, beklediğimden çok daha iyiydi. Sanırım marvel'ın yeni çıkardığı kahramanlar hikayeleri sayesinde izleyiciyi daha sağlam şekilde filme bağlıyor. 3D için sinemada izlemenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"amerika iyi. Diğer tüm ortadoğu kötü filmi.. Türkiye gerçekten abartılı kötü gösterilmiş.. Onun dışında sürükleyicilik aksiyon falan iyi düzeyde.. Kadro da güzel iyi film olmuş","label":7} {"text":"herzaman heryerde en büyük Gwyneth.işte benim kahramanım.bence mükemmel bi film.Lütfen kimse Gwyneth paltrov u izlemeden bu film hakkında karar vermesin","label":9} {"text":"Film A.B.D'de vizyona girdikten sonra bu filmin ülkemiz sinemalarında gösterilmemesi konusunda tartışmalar omuş ama daha sonra film bizde de vizyon şansı bulmuştu.A.BD'de yaşayan Müslümanların birer törerist olarak gösterilen filmde aslında suçun A.B.D hükümetinde ve ordusunda olduğunu anlatıyor.İlk başta kötücül Müslümanlar görsek de durumun sonraları ülkenin kendisine çevrilmesi üzerine rahat nefes alıyorsunuz.Bu arada patlama sahneleri mükemmel.Denizel ve Bruce çok iyi performanslar da sergiliyorlar.","label":7} {"text":"Filim olduka skc. Bayanlar asndan azimle seyredilebilir tabi. Ancak ekonomik buhran yllarnda millet ekmek almak iin srada beklerken (filimdeki sahne ben abartmyorum.) bu kadnn atlantii uakla gemesi nasl bir kadn hakk kazanc? Kadn haklarn savunmak iin taamemen fairplay ile mcadele de etmiyor. Kurumlarn tepesindeki yneticileri etkilemek iin kendini peke de ekiyor. Bu nedenle pek de rnek alnlacak bir idol tipi ihtiva etmiyor.","label":1} {"text":"Animesine göre daha yüzeysel kalmış konular. Süre dikkate alınarak galiba mücadeleler kısa tutulmuş. Erkek başrol çok sönük kalırken, bayan hakkını vermiş karakterin... Çok zengin karakterler ve konu varken daha fazlası bekleniyor elbette ama vasatın altına da düşmemiş.. Basilisk severler bunu da severler...","label":6} {"text":"Bir yazarla beraber kaleme alınan senaryo, çok konuşan geveze bir film çıkarmış ortaya. Diyaloglar doğal. Oyunculuklar güzel. Ana karakterin yanına yanaşan / muhatap olduğu tipler başarılı. Trendeki uzun planları ve kimi zaman anlamlandıramadığım geçişleri çok beğenmesem de Türkiye sineması adına başarılı bir film.","label":7} {"text":"Beğenmemek elde değil filmi....türünün başarılı bir örneği,büyük bir zevk ve heyecanla izledim filmi..sadece çırak rolündeki kişinin konuşma tarzı,gevrek gevrek yaya yaya ağzını,pek beğenmedim.onun dışında,seyirlik,başarılı bir film.","label":8} {"text":"Berbat. Şmdiye kadarkilerin en kötüsü. Acıklı.","label":0} {"text":"Çok güzeldi yine cem yılmaz filmi. Her zaman film yapsın her türlü film yapsın cem yılmaz. Diğer oyuncular özkan uğur ve zafer algözün ve hatta ozan güvenin hastasıyız zaten. çağlar çorumlu da güzel oturmuş. filmdeki göndermeler çok iyi bence. Baştan eşkiyaya bir saygısızlık mı olacak acaba derken öyle olmadığını düşündüm sonra izledikçe. hatta eşkiyadaki berfo ve eşkiyanın o meşhur sahnesi de burda güzel olmuş. Mazhar alanson ile olan \"bilemiyorum altan bilemiyorum\" repliği de çok güzel bir gönderme olmuş bence. önyargılı olanlar izlemesin zaten.","label":7} {"text":"ögle vakitleri izlenebilecek çerezlik film","label":3} {"text":"İzlemesi keyifli bir film. Muppetshow'un yaygın olduğu dönemlerde hikayenin filmlere de aksaması kaçınılmazdı :) Korsanlığın kaideleriyle ilgili hoş bir absürt komedi. 24. dakika - drunken sailor mırıldanışı ise yerindeydi. Tim Curry rolünün hakkını vermiş.","label":5} {"text":"yok efendim yok ben bu film hakkında yorum yazamam, küstahlaşamam o kadar. tek denilebilecek şey eğer sinema buysa bugüne kadar onca izlediğim neydi!","label":9} {"text":"Episode IV'u daha iyi bir film yapacak kadar dogru cekilmis bir film. Cok memnunum, cok mesudum","label":5} {"text":"Ortaçağ Avrupası krallıklarını anlatan filmler arasında benim için ilk sıralara yerleşti. Diğer filmlerden farkı ise, GERÇEKÇİ olması. Küçük yaşta kral olmanın getirdiği psikolojik baskıyı iyi hissettiriyor. Bir kralın ne kadar güçlü ve etkili olduğunu ve aynı zamanda eğer etrafındakilerin desteğini almazsa ülkenin ve tarihin sayfalarından ne kadar kolay silinebileceğini görüyorsunuz. Düşünsenize genç biri olarak zamansız bir şekilde Kral olma mecburiyeti hem çok gurur verici birşey diğer taraftan da başına gelebilecek en korkunç şey. Gelelim çamur sahnesine, birçok insana komik gelmiş, fakat, bu filmi çok ama çok gerçekçi yapmış. Evet biraz komik olabilir ama gerçek bu. Tarihi araştırırsanız bu gibi doğa olaylarının savaşın ve düelloların seyrini birçok kez değiştirdiğini görürsünüz. Tarihi filmleri bugünkü kafayla seyretmek hata olur bence.","label":8} {"text":"Film aslinda klasik kapitalist sistem eleştirilerinde olan yapı bakımından bunalım bir hava, karamsar düşünceler, kasvetli manazaralar yerine sistemin ne kadar iki yüzlü bir ruhsal halde insan hayatına işlediğini anlatmak istemiş. Filmde Bruno'nun buna vurgusu zaten ruhsal boyutu anlatmaya çalışması da anlayamayanlar için iyi bir vurgu olmuş","label":5} {"text":"Filmden hiçbir şey anlamayan tek ben değilim değil mi? Otel odasından çıkan hayalet kimdi, Maureen kiminle konuştu, kardeşi nerede, neler oluyor böyle? Net vakit kaybı..","label":2} {"text":"Şimdi film hem amatör hem de düşük bütçeli olduğu için çok da eleştirmemek lazım. Yer yer kahkaha attırdı, bazı yerlerde filmi kapatmak da istedim ama yine de genel olarak izlenilebilir, O da sırf çocukların kalbi kırılmasın diye.","label":4} {"text":"filmi izleyince bir an the descent filmini hatırladım. aradaki fark burdaki insanlar zor hayat şartlarıyla savaşıyorlar. gerçekten sürükleyici güzel bir yapım olmuş","label":6} {"text":"Lümpenleşmiş, recep ivedikleşmiş toplumumuza eldiven gibi tam oturmuş, iğrenç eril dil ve davranışlarla bezeli filmimsi. Ali atayı ve bu tarz filmleri desteklemekten vazgeçin. İyi değil canım kardeşim bunlar, kimseye de iyi gelmeyecek, gülenin de yarımdan fazla aklı yoktur. Kolaya kaçmadan daha iyi şeyler yapmak mümkün bu dünyada.","label":5} {"text":"insanların beklentilerini o kadar yükselttiler ki film de hep o beklentiye sebep olan sahneler ne zaman gelecek diye bekliyorsunuz. şiirsel bir filmde bu kadar az şiirin kullanılması da ayrı bir durum. çok mu iyi tabi ki hayır. ama yerin dibine sokulacak bir film de değil.","label":5} {"text":"Filmin yönetmeni, meşhur yıp man filmlerinin de yönetmeni.. Haliyle filmdeki aksiyon sahneleri çok iyi.. Ben özellikle başroldeki babayı, yaniLouis Koo'yu çok beğendim.. Müthiş oynamış.. O öfkeli baba rolüne cuk oturmuş.. Süper bir film..10/7","label":6} {"text":"Kitabını çok severek ve bitirir bitirmez filmi açtığım o an ve bir dolu hayal kırıklığı, mantık hatası ve cidden bu ne ya diye iç geçirmem kaldı elimde.","label":1} {"text":"Bu film başta size sıkıcı gelse de sizi hemen içine çekiyor ve merak duygunuzu uyandırıyor. Durağan bir akıcılıkla işlenmiş sıradışı bir anlatımı var. Belki de benzerlerinden farklı olmak istediler . Ancak filmin sonunda bir çok soru işaretleri ile sizi başbaşa bırakıyor. Aslında herşeyi anlatan bir video yapılmış. Youtube'dan o videoyu bulup izlemenizi tavsiye ederim. Bir hayli karışıkığı gideren mantıklı açıklamalar var.","label":8} {"text":"İlk filme göre daha kanlı ve vahşi olmasına rağmen;daha az geriliyorsunuz bu filmde...'İlkler herzaman daha güzeldir' lafını bir kere daha teyit etmiş oldum kendimce..!Beyazperde de izlenecek bir film değil kesinlikle,evde izleyin derim ben...velhasıl 10/6 verdim selametle:)","label":5} {"text":"Keşke ilk bölüm hep devam etse ve boyle şimşeğin döktürdüğü rol ve kapadokya insanının şivesi ve doğallığı hatrımda kalacak hep..","label":9} {"text":"Filmin ismine aldanarak izlememiştim ama keşke daha önce izleseymişim Jim Carrey'in oyunculuğu tartışılmaz zaten","label":8} {"text":"Flim korku sinemasına özelliklede Türk korku sinemasına farklı bir bakış açısı kazandırmış bir film. İnsan beyniyle neredeyse alay eden, alışılmış cinli korku filmlerinin aksine farklı bir konu ele almış ve bence özellikle müzikleri yerinde kullanmış. Ancak tek sıkıtı korkmak için izliyorsanız istediğinizi bir kaç sahne hariç alamayacaksınız. Özellikle makyaj ve bilgisayar oynamaları biraz abartı kaçmış olabilir. Ama sinema yapımı olarak 10 üzerinden 9. Filimi izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Böyle filmler gelmeye devam etmeli. Film de cinlerin insana musallat olmasından ziyade insanın cinlere musallat olması işlenmesi de harika olmuş.","label":7} {"text":"Marvel'in bugüne kadar ki yapılmış en iyi filmi diyebilirim. Her şey çok güzel tabi ki bu tarzı sevenler için :)","label":7} {"text":"film 18 ülkede yasaklanmıştı vakti zamanında.","label":5} {"text":"Çok iyiydi kesinlikle,fikret kuşkan ve nejat işler mükemmel oynamışlar...","label":7} {"text":"Absürt olma konusunda bile absürt bir film. Filmin tek iyi tarafı Bob Odenkirktü. Oda 3 sahnede gözüküyor. Gülmedim eğlenmedim vakit kaybettim sadece.","label":0} {"text":"Tek kelimeyle MUHTEŞEM bir filmdi. Çok etkilendiğim filmlerden biri. Sizin de izlerken göz yaşlarınızı tutamayacağanızdan eminim. Mutlaka izleyinnn pişman olmayacaksınız . 10/10","label":9} {"text":"Sovyetler ile Amerarika arasıbndaki Küba krizini geyet sade bir dille anlatan film.Filmin kurgusu ve senaryosu bence gayet iyi.Oyuncuların performansından da bir şikayetim olmadı.Ama sanki temposu biraz düşük, zaman zaman kopar gibi oluyor insan filmden.Genel olarak başarılı ama...","label":6} {"text":"King Khan ve Kajol'un efsane filmi. Ki bu film Hindistan'da 1995 yılından beri halen yayındadır. Ve efsane film olarak anılmaktadır.","label":5} {"text":"filmde bir olay değil, durum anlatılmak istenmiş. tony'nin durumu. o yüzden finale veya giriş, gelişmeye bakmamak lazım. durumu gayet iyi yansıtmışlar. ben beğendim.","label":6} {"text":"Şans sizin yanınızda yada siz onun peşindesiniz Sizce hangisi? Çok güzel bir gerilim filmi. İzlerken tahmin edilebilir bir senaryosu var gibi oluyor ama sonuç bambaşka çıkıyor ve o tahminler boşa çıkıyor. Başlarda yavaş ilerliyor sonra hızlanınca asıl meseleler ortaya çıkınca izlerken merak artıyor. Gerilim severlerin hoşuna gideceği bir film.","label":7} {"text":"Bunu izleyeceğiniz gidin tavana bakın daha kaliteli zaman geçirirsiniz. Birkaç ay önce yarıda bırakmıştım dedim bir şans daha vereyim ama gerçekten çok kötü","label":2} {"text":"çok güzel bir film degişik bir hikaye mutlaka görün derim","label":7} {"text":"Otto ve Ana. İki güzel çocuk. İsimleri palindrom, ters çeviriyorum yeniden Otto ve Ana. Şans eseri tanışırlar. Julio Medem'in kuzey topraklarında geçen filmi ilerledikçe, biz de o \"çocuklar\" gibi olmak istiyoruz bir yandan. Ne bir önyargı, ne bir utanma. İspanyol yönetmenin objektifi hep derinde kalmışları irdeliyor tıpkı 2004 yapımı filmi Lucia ya da 2010 yapımı Habitacion En Roma gibi. Woody Allen'in biraz daha erotik hali diyebiliriz yönetmen için. Hep bir şehir var filmlerinde. İzleyin bence.","label":7} {"text":"izole edilerek, farklı kodlanan beyinler.. mutlaka izleyin isterim..","label":0} {"text":"Uzun zamandır insanın dünyadaki halini konu edinen böylesi güzel film seyretmemiştim. ---spoiler--- \"Labirentten çıkmaya benziyor. Labirentteyken dikkatsizce dolanıp yönünü şaşırırsın ve çıkmaz yollara saparsın, ama biraz ilerleyince de 'Benim hayatım... neden böyle?' diye düşünürsün. Anlatmak zor. Ama hayatı bir bütün olarak görmek huzur verir.'' ","label":9} {"text":"Konu aslında güncel ve ilginç...Güzel işlense çok başarılı bir yapım çıkabilirdi ortaya..Fakat oyuculuklar ve dublaj rezalet...Filmi izleyen neredeyse hiçbir şey anlamıyor...Vakit kaybı..5/10","label":4} {"text":"Film o dönemki hissiyatı seyirciye geçirme konusunda oldukça başarısız. Ben Atlantaya gitmiştim ve Dr. King kültür merkezini gezmiştim ve orada 15 dk lık bir film izletmişlerdi, o filmi izlerken olsun, kültür merkezindeki serrgiyi gezerken emin olun çok duygulanmış ve çok üzülmüştüm. Bu filmi izlerken sıkıldım bile diyebilirim. Bence bu dönem ile ilgili başka güzel filmler vardır.","label":5} {"text":"Öncelikle filmi kitabını okumadan izlediğimi belirtmek isterim. Filmi genel anlamda beğendim, olumlu bulduğum özellikleri olumsuz bulduklarımdan daha fazla. Başrol Chiyu karakteri zaten harikaydı, diğer oyunculuklar da oldukça iyiydi. Kullanılan müzikler dinlendirici, sakin müziklerdi. Görsel anlamda vizyona girdikten 13 sene sonra izlememe rağmen bir probleme rastlamadım. Bulduğum tek sıkıntı geyşa kültürünün iyi anlatılıp Japon kültürünün biraz es geçilmesiydi. İyi seyirler.","label":7} {"text":"gercekten cok kötü bir film vakit kaybı.Konu diye bişey yok herşey oldu bitti.Kahramanı kesinlikle sevemiyorsun cunku ozumsucek hiçbir yanı yok.Yaptıgı hiç birşey yok.Sadece bir gaz veriyor cesur yürek çakması bir şekilde.Savas sahnesi birebir 300 spartalıdan alınmıs yok dar alanda sayıları önemsiz.Savas baslarken birisinin havada ucup çift tekme vurması bile aynen 300 spartada vardı.Sözler desen calıntı.1930 lu yıllar yanılmıyorsam ünlü mafya olan alcaponenun bir sözü vardı onceleri Tanrıya dua ederdim bir bisikletim olsun diye sonra farkettimki Tanrının çalısma sekli bu degil, bende bir bisiklet çaldım ve beni affetmesi için dua ettim diye aynısı alıp sözün bisiklet yerine at koymuslar.Kesinlikle begenenler bu filmden once flash tvdeki televizyon filmlerini izliyorlarmıs.Yoksa ozgun bir sinema seyircisi bundan keyif olamaz.Bende arada bu tarz mitolojik veya savaslı filmleride izlemekten hoslansamda bu cok kötüydü...","label":0} {"text":"gayet değişik bir film. 120 dk boyunca cinsel duyguların anlatılmasından ve bunun sonuçlarından bahsediliyor olsada sonunda anlatılmak istenenin bambaşka birşey olduğunu anlıyorsunuz. şahane oyuncular şahane performanslar. tek sorun: haddinden fazla erotik bir üslup kullanılmış. keşke izlemeseydim:)","label":7} {"text":"oyuncu kadrosuyla belki güzeldir dedirten ama izledikten sonra keşke izlemeseydim dediğim film tamamen youtube da abonelerin hepsi gelir bizde ordan zaten para kazanırız düşüncesiyle yapılan bir çok kötü bir film film boyunca usta oyuncuların böyle bir filmde neden oynadıklarını düşünmekten kendimi alamadım","label":5} {"text":"FİLM TÜRKİYE YE TÜRKLERE YAKIŞACAK MÜKEMMEL BİR KOMEDİ FİLMİ OLMUŞ. KESİNLİKLE İZLEYİN DERİM. HİÇ PİŞMAN OLMAZSINIZ. ayrıca O KADAR ÇOK OLUMSUZ ELEŞTİRİ YAPAN VAR Kİ BİRİLERİ SABOTE ETMİŞ DİYE DÜŞÜNDÜM. Bu filmi eleşetirenler geğirip küfredip osuranların filmlerine bayılıyordur kesin.","label":9} {"text":"Çocukların gözünden sevişme muhabbetiefsane değil miydi?","label":7} {"text":"Sıkılmadan izleniyor, konunun altı doldurulsa iyi olurmuş ama yine de fena değil. 6/10","label":5} {"text":"beni şaşırtan, türkler böylesine filmler de mi yapmış dedirten, biraz geç farkettiğim,benim gibi gözden kaçıranlara tavsiye edeceğim,farklı ve özgün bir yapım..izlediğim en iyi polisiye türk filmlerinden..","label":9} {"text":"%90 olumsuz oy aldığı halde nasıl 5.7 puan almıs anlamıs değilim....","label":1} {"text":"Lino intikamını alıyor ama film devam edecek anlaşılan. İlk film gibi, bu filmde de baştan sona aksiyon.","label":6} {"text":"Bir sinema filminden seyirlik degil derinlik bekleyenler filmi izlerse sanirim memnun kalirlar. Yönetmen bes eserli ama dolu dolu filmografisine bir basyapit daha ekliyor. Hayatin baslangicina dogru bir yolculuga çikiyoruz önce agir agir ama etkili bir müzik esliginde; uzunca bir yaratilis sürecinden sonra bir gencin baba, anne, kardes, aile figürlerine bakisini incelemeye basliyoruz yine agir tempoda. Çok derinlikleri olan senaryoya enfes görüntüler ve usta oyunculuklar da eklenince dalip gidiyoruz hikayeye. Insanin dogumdan baslayarak kirlenmesini çok güzel ifade ediyor; dogum bembeyaz, sonra kirlenme baslar, diz yaralanir, agaç dikilir, insan agaçtan hizli büyür, baba susmayi ögretir çocuga ve sonra cimrilik, yaraticiyi sorgulama vb. Kisaca bir ailenin hayatindan yola çikarak insanligi, iyilik - kötülügü, masumiyeti, kirlenmeyi hem gerçekçi hem de nasil basariyorsa gerçeküstü bir sekilde harikulade anlatiyor Malick Usta... bence film degilde belgesek tadinda bir film desek daha dogru olur..Izlemeyen arkadaslarim için söylüyorum..Yer yer sikilabilirsiniz izlerken ama lütfen sonuna kadar izleyin pisman olmayacaksiniz..bence...Görsellik sahaneydi..Insani büyüleyen düsünmeye iten derinliklere sürükleyen bir atmosferi vardi..Brad Pitt oyunculugunu konusturmustu..harikaydi filmde..Sean Penn fazla görünmesede yüzündeki ifade mimikler bakislar anlatiyo oyunculugunu.. Film ya da belgesel çok basarili cok ilginç bir yapim..Fakat olumsuz taraflari da yok degil..Örnegin filmin çok uzun olmasi..Bu izleyiciyi sikanbir durum ayrica filmde fazla diyalogun yer almamasi..Bu yüzden bence film degilde belgesek tadinda bir film desek daha dogru","label":9} {"text":"Yunan tuhaf dalgasına yakışan, felsefi altyapısı olan güzel kurgulanmış sade ama hoş bir film. Filmin ortalarında bir sahnede duyulan ve aynı zamanda Kaspar Hauser (2012) filminin soundtracklerinden olan bu müziği de paylaşmak isterim. https://youtu.be/paQM5MzWoFg?si=WK-h2tJHu-6_XSpA","label":6} {"text":"Film baya sürükleyici yalnızca sonunda butun hersey anlasılıyor ama en sonu ama biraz tuhaf geldi.yani filme yakışan kadar guzel bir son degildi bence.izlemeye deger..","label":6} {"text":"Gerçekten çok fena bir gerilim filmi. Çığlık sesleri hala kulaklarımdan gitmiyor. Çoğu sahnesinde dayanamadım gözlerimi kulaklarımı kapattım. Ama bu filmin başarılı olduğunu gösteriyor.","label":7} {"text":"http://www.imdb.com/video/withoutabox/vi2743796761?ref_=tt_pv_vi_1","label":6} {"text":"Filmi izlemeden önce iyice J.Edgar'ın yaşamanı araştırdım.Dicaprio bu adamı çok çok iyi yansıtıyor. L.Dicaprio'nun mükemmel oyunculuğu bile bu filmi kurtaramadı. Bence leo'nun en boş filmi.Keşke hiç yer olmasaydı Boşa izlemeyin.Bence sadece bunu Amerikalılar izlesin. 10/3 ( O üc puanda leonardonun olağanüst7 oyunculuğuna)","label":0} {"text":"Dinozorların bitişine kadar sabrederseniz iyi. Ondan sonra film başlıyor. Yani ödül almış bir film diye öve öve bitirememezlik yapamadım, kimse kusura bakmasın. Eyvallah, her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır da kardeş, bu kadar çorba yapmayaydın iyiymiş. Ama yine söylüyorum: Dinozorların bitişine kadar sabredebilirseniz, devamı o kadar da absürt değil en azından. Müzikler ve oyuncuların performansları da gayet güzel bir de.","label":6} {"text":"klasik bir konusu olsada yani izlerken herşeyi tahmin etmiş olsak bile yinede iki ustayı aynı filmde görmek için rahat rahat izlenesi bir film.","label":9} {"text":"En az ilk film kadar eğlenceliydi. Minyonlar insanı yumuşacık yapıyor, resmen içiniz mutlulukla doluyor. Kızlardan Edith'i çok sevmiştim ilk filmde, bu sefer pek bir sahnesi olmamasına üzüldüm. Eğer kısmet olursa, ileride kesinlikle çocuklarımla da izlemek isterim.","label":6} {"text":"Ana yurdu, kentten gelerek köye yerleşen dul bir kadının kitabını bitirme aşamasında yaşadıklarını anlatıyor. Eşinden boşanan Nesrin, köydeki evine yerleşerek burada üzerinde çalıştığı bir kitabı bitirmeye çalışır. Yanına gelmesini istemediği annesi, (aslında o da mutlu olmadığı evinden kaçıyordur) Nesrin’in yanına gelir. Nesrin hem annesinin hem de köylülerin ananeleriyle baş etmeye çalışsa da sonunda bu çıkmazın içinde sıkışıp kalır. Dini figürlerin de sıkça işlendiği filmde, kendini kitapla birlikte tekrar bulmaya çalışan Nesrin’in kent-köy arasındaki çelişkide, kuşak farkının yarattığı bunalımda, özellikle de geleneksel kültürün içinde nasıl yok olduğunu görüyoruz. Nesrin ne kalabilir, ne gidebilir… Dış faktörlerle ve kendi içindeki savaşında Nesrin galip çıkamaz ve bu yok oluşta ‘kötülüğe’! sürüklenir. Hikâyede kadının üzerine yapışan kodları da okuyoruz. ‘Namus’ kavramı, giyinme, oturma kalkma, arkadaşlık şekilleri, eve girme saatleri, en önemlisi de dul kadının içinde olduğu ateş çemberi…Bir kadının üzerine yapışan etiketlerle savaşı… ANA YURDU","label":7} {"text":"bambi meets godzilla'nın klasik olmasının nedeni büyük film şirketlerine yaptığı göndermedir. birçokları için bu film disney ve mgm gibi prodüksiyon devleriyle bağımsız animasyonun metaforudur. credits bölümünde monty python's flying circus'a göndermeler olan bu film 1969 yılında bir çok festivalde gösterilmiş ve izleyenleri dakikalar boyunca güldürmüştür. devamı da çekilmiştir. son of bambi meets godzilla filmini izlemek için http://www.youtube.com/watch?v=VujzyznQ4eE alıntıdır.","label":7} {"text":"hakettiği değeri çok fazla göremeyen ama insanı gerim gerim geren film.","label":7} {"text":"Gerçekçilik katmak adına el kamerası kullanılmasını kınıyorum ve yasaklıyorum. Bundan sonra hiçbir yönetmen el kamerası kullanmayacak! Ben mi yaşlandım bilmiyorum ama hem gözlerim yoruluyor hem de takip etmekte zorlanıyorum. Lütfen yapmayın şunu.","label":5} {"text":"Film siccin serisinin en iyisiydi bence yalnız sonu daha anlaşılır olabilirdi 👍 izlenmesini tavsiye ederim 👍","label":6} {"text":"Film kelimenin tam anlamıyla bir facia!","label":2} {"text":"Hayatımda gördüğüm en saçma filmlerden biri. Tamam eyvallah insanlık dersi vermeye çalışılmışta arkadaş bir iş yapacaksanız tam yapın. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Bu Nazi kampının çevresinde hiç asker yok heralde ki çocuk istediği gibi içeri giriyor, günlerce muhabbet ediyorlar vs.. Tamamen Hayat Güzeldir çakması bir film. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Ağlamaya meyilli bir haliniz yoksa işkence gibi gelir. Ağlamaya meyilliyseniz zaten ne seyretseniz yarar..","label":0} {"text":"Hayal kırıklığımsın. Oysa ilk film ne kadar da eğlenceli ve hoştu. Bu film hiç olmamış. İlk filmin zerre kadar samimiyeti yok bu filmde. Ne eğlendim, ne de güldüm. Espiriler içler acısıydı. Yıllar sonra bu kadar kötü bir filmle dönüş yapacaklarına keşke o yıllarda kalsalarmış.","label":2} {"text":"film fena değil ama diğer serilerinin yanında baya baya vasat kalmış.. bir insan aksiyon filmi izlerken hiç sıkılır mı evet sıkıldığımı ilk kez bu filmde hissettim.","label":5} {"text":"binjipten bile kim-ki duk filmidir. olağanüstü semboller kullanılmış filmde.. balık, kurbağa ve yılan besledikleri köpek sadaktı horoz ötkünlüğü yılanda bilgeliği temsil ediyor. ayrıca keşişinde aynı yollardan geçtiğini görüyoruz. belkide ne olacağın o yüzden görebiliyor","label":8} {"text":"Aksiyon filmlerini çok seven biri olarak bayıldım.Baştan sona kadar hareketli ve sürükleyici.Çok fazla anlatmaya gerek yok.Aksiyondan hoşlananlar kesin izlesinler.","label":7} {"text":"Bu yorumu buraya farkındalık olması açısından bırakıyorum. İzlemeyin, lütfen akıl sağlığınız için izlemeyin. Aklında benim gibi ''yok ya yapmamışlardır öyle bir şey'' gibisinden bir fikir olan varsa da lütfen yorumumu dikkate alsın. Bu filmin setinde aklı başında hiç mi kimse yoktu? Nasıl izin verdiniz?","label":0} {"text":"vay bee ne dayanıklı kadınmış kadınlar kesinlikle izlemelisiniz:)) ...","label":7} {"text":"İzlediğim dönemde sigara içmiyordum. Kadrajlar okadar iyi ki, ver bir sigara demek geldi yanımdaki arkadaşıma. Çok iyi film, sigarayı bıraktıysanız izlemeyin ama.","label":8} {"text":"iyi ve yine sürükleyici bir film fakat aklıma takılan konu neden filmin Türkçe olan sahnelerinden birisinde Yerebatan Sarnıcı'na Yerebatan Sarayı denildi ve filmin ilerleyen başka bir Türkçe sahnesinde yeniden Yerebatan sarayı denildi? izlenmeye değer bir seri filmi 7/10","label":6} {"text":"Her ne kadar ilk filmdeki ambiansı yakalayamazsakta idare eder türden bir devam filmiydi. Yinede pigmelerin bu filmde ne işi var hala anlamış değilim. Mısır kültüründe yada mitolojisinde böyle bir olgu yok. Filme gelecek olursak. Rick() Evy (Rachel Weisz) ile evleniyor ve Alex adında 8 yaşında afacanmı afacan bir çocukları vardır. Kader onları yine uğrak yerleri olan Mısır'a kadar götürecektir. Filmin kadrosuna The Rock akrep kral rolü ile dahil olmuş fakat öyle aman aman bir rolü yok maalesef. Asıl rolünü bu filmden 1 yıl sonra gösterime giren The Scorpion King filminde başrol oynayarak sergiledi. Oded Fehr'in kadroda kalması iyi. Kapasiteli bir oyuncu. İlk filmde Beni karakterini öldürmeselerdi süper olurdu. Filme renk katıyordu kaypaklığı ve şaklabanlığı ile.. Serinin bir sonraki filmi maalesef fiyasko olmuş. Tabii usta yönetmeni bırakıp Rob Cohen gibi sevilip sayılmayan birine verirlerse olacağı budur.","label":6} {"text":"Demek ki neymiş gizli örgütlerle oyun oynamayacakmışsın. oyunculuk süper.","label":4} {"text":"Ne korktum, ne de gerildim. 5 para etmez bir film. O yüzden 5 puan veriyorum.","label":4} {"text":"Aslında senaryo ve kurgu güzel olan film bazı yerlerde kopukluklar olması insanı filmden soğutayabiliyor.Ama bu tarz film sevenler filmi seveceklerine eminim.Filmin uzun olması çok mühim değil.Sonuçta aksiyon filmi izlemiyoruz.Konusu baştan belli elbette bu tarz filmler ağır ve uzun olacaktır.Ben beğendim.Ama filmin bazı yerlerinde kopukluklara katılıyorum.Matt Damon (Edward Wilson) oynadığı karakterde eksiklikler vardı.Mesela nasıl bu kadar kolay yükselmesi ve yeteneklerini pek kavrayamıyorsun.Ama eski dönem amerikasında eski kardeşlikler ve tarikatlar ile bu sorular cevaplanıyor.Bir de Matt damon yerine daha uygun aktörler vardı.Matt damon oyunculuğu sanki tam kafanızda uymuyor gibi genede iyi bir performans sergiliyor.","label":6} {"text":"kimsesiz 3 kardeş i evlat edinme konulu komediden daha çok drama tadında. sürükleyici eğlencelik film","label":7} {"text":"İdare eder çerezlik bir film. Çok fazla şey beklemeyin, zaman geçirmek için ideal.","label":5} {"text":"Dakota Fanning'in harika oyunculuğu ile Denzel Washingtona eşlik ettiği gerilim dolu iyi bir film..","label":7} {"text":"''Ben Vicente'im.'' Sanki tüm film boyunca atamadığı çığlığı, filmin sonunda dünyanın en sakin haykırışıyla atıyor. İzleyen herkesi vuracak bir senaryo, ama doğrusunu söylemek gerekirse Vicente'e yapılanlar ne kadar üzse ve acımasız gelse de sanki yapılması gereken buymuş gibi hissettiriyor. Sanırım yönetmenin amacı da tam olarak bu. Nereye kadar empati kurabilirsin, doğrusu kime göre, neye göre? Gerçekten kim neyi, ne kadar hakeder? Filmin sorduğu ama cevabını maalesef yine bize bıraktığı sorular.","label":7} {"text":"iki kelimeyler sıkıcı ve kötü bi film olmuş..","label":4} {"text":"Filmin tümüne yayılan onu bunu tanıtan ve/veya bilgi veren küçük ekranları olsun, tüm soundtrackleri olsun, hatta Scott'ın Rickenbacker'ı olsun, Kieran Culkin'in kardeşinden bir 100 km. ileride olan müthiş oyunculuğu olsun, internetten ısmarlanan şeyi bekleme heyecanı olsun, atari ses efektleri olsun, çizgi romanlar, rock barlar olsun, tüm heyecanın ortasında bir an durup ayakkabı bağlamak olsun, sadece ve sadece RAMONA FLOWERS olsun, ufak laf sokmaları, konser esnasında you should see them live, their first abum was better than the first album yorumları olsun, bilgisayar oyunu olsun derken.... Bu kadar çok şey olduğuna göre benim için olmuş filmdir. Neredeyse değindiği tüm konulara aşina bir birey olarak bu kadar zevk alacağımı tahmin etmemiştim izlemeden önce. Kanınızda 1 gram bile nerdlük, geeklik, 90'lık varsa izlemeniz gerekli.","label":9} {"text":"Çok iyi devam edip dağın ortasında saçmalamalarıyla kötüleştirmişler filmi","label":4} {"text":"Bir final sahnesi olarak idare eder. Film genel olarak çok teenage tarzı. Oyuncular çok bayık oynuyor. Jacob'un da yanlarından hiç ayrılmaması ayrı bir komedi.","label":3} {"text":"Yaşıyoruz ama gerçekten yaşıyor muyuz ? Sorusunu filmin sonuna saklasada filmin başından itibaren anlattığı dram-komedi-macera-aşk dolu samimi,sıcak hikayesiyle bizi bu sorunun cevabında dolaştıran bir film Sonsuz Bir Aşk.Herşeyiyle beyazperdeyi hak eden bir hikayesi olan siz ayakta uyurken saniyeleriniz uçup gidiyor diyen bizi silkeleyip kendimize getiren,dünyaya neden geldiğimizi özetleyen dev bir hikaye bu.Bir o kadar da sıcacık ve bizden.Tüm oyuncuların performansları ayakta alkışlanacak cinsten.Ancak teknik ekip için aynı şeyi söylemek imkansız.Filmde nedense bir fluluk var.Görüntü Yönetmeni işi bırakırsa kusursuz bir film sizleri bekliyor... Dip Not;Film,Sonsuz filminin devamı imiş.Ben bilmeden izledim ve keyif aldım.Ama siz eğer Sonsuz'u izlemediyseniz gitmeden bir bakın derim.","label":7} {"text":"Bazı izleyiciler 'izlediğim en berbat film' diye yorum yapmış. Bu izleyiciler herhalde hiç berbat film izlemedi. Bazı izleyiciler de film 1988de geçiyor, cep telefonu bir sürü vs var nasıl oluyor yazmış, olacak şey değil yok böyle birşey filmde. Film çekildiği devirde geçiyor o tarih sadece Polisin eşinin ölüm tarihi bir sahnede geçiyor. Yapmayın arkadaşlar lütfen, film böyle böyle yazık ediliyor. İzlemeyen insanlar da okuyup izlemeyecekler 'hiç böyle saçmalık olur mu yahu' diye içlerinden geçirip.","label":8} {"text":"ben zaten lunaparklara mesafeli bir insanım ama arkadaş o nasıl bir hız treni ya. o nasıl ölme biçimi? artık binesim varsa da binmiyorum bu seriyi izleyin arkadaşlar","label":4} {"text":"Zaten pek bilimiyor ve bilinmemesi de gerekiyor bu filmin. Çünkü beyin hücreleriniz daha iyi bilgileri saklamayı hak ediyor emin olabilirsiniz. Bu filme giden bütçe ile bir kasa çürük domates alınıp denize dökülse daha iyiydi. Dehşetin soluğu diye çevrildiğine bakmayın bu filmde hissebileceğiniz dehşet en fazla 'abi ben ne saçma bi şey izledim' dediğiniz andaki dehşettir. Soyu az kalan mağara adamları için kızları kaçıralım erkekleri de öldürelim of ne biçim","label":0} {"text":"Böylesi güzel bir serinin içinden bu kadar kötü bir animasyon nasıl çıkabilirin kanıtı olmuş. Çok yazık.","label":2} {"text":"filmin boğuculuğu umduğumuz gibi mekandan, ışıktan ve karakterlerin karanlığından değil - düpedüz kötü bir yönetmen işi olmasından! hiçbir işlevi olmayan sahneler? mesela chagall'ın opera tavanındaki resminden bahsederken neden james lord'u yüzme havuzu sahnesiyle görüyoruz. burada tek ihtimal sevgili armie hammer'ın hayran kitlesine bir hizmet götürmek miydi - çok ucuz. ","label":4} {"text":"Hayatimda izledigim en sacma sapan korku filmiydi sadece 1 saat muzik dinledik ayrica sinema ses sistemi cok yuksek olmasaydi asla korkmucaktik size tavsiyem bunu izlemeye gitmeyin..","label":0} {"text":"Kesinlikle izlemeyin berbat bir film korku ile alakası yok gülerek izledim resmen kesinlikle tavsiye etmem","label":0} {"text":"Türk bir yönetmenden bu kafada bir film izlemek beni heyecanlandırmıştı renk kullanımı ve senaryosu gerçekten iyi","label":6} {"text":"Yalnız Fatih Akın filmi çekerken Jim Jarmush'un stranger than paradise filminden çok fazla etkilenmiş.","label":6} {"text":"Daha önce pek çok kez yaptığım gibi, “seriyi tamamlama hatrına” izlediğim bir filmi. Yüksek beklentilerim yoktu. Klasik bir yaz ayları aksiyon filmi olduğunu tabii ki biliyordum. Senaryo, kurgu, oyunculuk gibi şeyler beklediğim de yoktu. Tamamen makine aksiyonu ve patlamalar üzerine kurulu bir seri zaten. Yani sadece bu açıdan bakmak lazım Transformers’a. Peki bu konuda tatmin edici mi? Sayılır. Uzun süresi boyunca öyle çok fazla sıktığını söyleyemeyiz. Görsellik var yani. Ancak çok büyük hayranı olmayanlar, benim gibiler yani, oturup öylesine izleyecektir. Çok da bir şey hissetmeden ve heyecan duymadan. Karakterlerin hareketleri bazen “komiklik” derecesine ulaşıyorsa da, onlardan daha fazlasını beklemek ne derece doğru olur bilmiyorum. Bazı önemli yan karakterler var Frances McDormand gibi, John Malkovich gibi. Pek fazla rolleri olmasa da, kaliteli isimler kendilerini hangi ortamda olursa olsun belli ediyorlar. Giriş-gelişme-sonuç belli. Klasik bir “popcorn” filmi.","label":5} {"text":"orta düzey fantastik bir film boş vaktiniz varsa sıkılmadan izleyebilirsiniz fakat bir başyapıt değil ..matt daimon koleksiyonu yapıyorsanız mecbur izleyeceksiniz:)","label":6} {"text":"Hey Milton whats happening. İşler güçler boomcu onur Milton'dan ilham alınarak oynanmış gibi, sadece milton için bile izlenir, benim için efsaneydi.","label":8} {"text":"Efsabe ve izleyici ile resmen alay edilmiş bir yapımdı. Yapanları çocukluk hayallerimizle oynadıkları için kınıyorum... Bir daha Eski o efsane filmlerin devamını çekmesinler...","label":0} {"text":"Tür olarak belgeselin yanısıra polisiye de yazılmasında katkısı olan tüm arkadaşlaragerçekten helal olsun :) Belgesel yetmez bir de popüler bir tür yazalımsa mantık, DRAM o zaman DRAM, polisiye değil:) Oldu olacak bir de erotik yazsaydınız bari:)","label":8} {"text":"Bu film olağanüstüydü.","label":8} {"text":"son derece başarılı. Görsel efektler ve mekan çok hoş. Sırf bunun için bile izlenir. Jet Li ve Jackie Chan den iyi bir performans.M.Angarano rolün üstesinden geliyor. Son zamanlarada çekilen bu tarz filmlerden çok iyi olan birkaçından biri. Puanı düşük kalmış. Zevk-renk-kek meselesi. Cadının son sahnesi Gandalfın zebani-uçurum sahnesine baya benziyor :D 'Kaçsanız Ahmaklar...'","label":8} {"text":"Her bünye kaldıramaz. Testere severler izlesin. Kız psikopata bağlıyor ; ama haketmedilerde değil hani.","label":4} {"text":"colin farrell'in mimikleri için bile izlenesi bir film. farklı bir son. en önemliside bruges kenti filmin başrolünde bence.","label":7} {"text":"bence harika bir film olmuş cate blancet müthişti,10/10","label":9} {"text":"film serisinden ne umdun ki eleştiriyosun, diyen olabilir, ama cidden kötü bi film. öyle böyle değil. prisoner of azkaban'dan sonra serinin en iyi kitabı ancak bu kadar kötü aktarılabilirdi beyaz perdeye. sirius black ve dumbledore karakterlerinin ağzına bu denli edilebilirdi ancak, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. kırpıla kırpıla kuşa dönmüş, kitabın kötü bir özeti sayılabilir ancak. şiddetle kaçının!","label":3} {"text":"modifiye hız araç bu tarz filmleri çok severim ancak bu film çok kötü.. ben dahi sıkıldım.. izlemeyiniz.","label":3} {"text":"Genelde birinci film ikinci dilinden iyi olur bence ikinci film bu filmden tipik Çin dövüş ustaları filmi ikiyi izlerseniz bu filmi de izlemek lazım biraz kopukluk olabilir yoksa","label":6} {"text":"Akraba evliliğinden doğmuş olan zavallı otuzlu yaşlarındadır ama aklı 13-14 yaşındadır. Bu yüzden de kıt kanaat geçinen ev için problem oluşturmaktadır. Bu problem anne için geçerli olmasada abisi için ciddi ölçülerdedir. Bir gün abisi evlenir ve bu durumu gören zavallı'da evlenmek ister. Olaylar bu noktadan sonra daha ciddi boyutlara ulaşır. Konu hem komedi hem dram olarak işlenmektedir. Ama malesef sonunun çok başarısız ve basite kaçılmış buldum. tamam karakteri öldürüp kötü bir son vermek istiyor olabilirsiniz ama bunu biraz daha mantıklı yapmak çok mu zordu? intihar etseydi çok daha mantıklı olabilirdi.","label":5} {"text":"Aşkın daha çok acı halini, ızdırap veren halini anlatan Türk sinemasının en sevilen filmlerinden biridir.. Özellikle ilk başlarda aktarılan aşkın o saf hali, çocuksu hali çok keyifli..","label":7} {"text":"Filmin sonundaki bağcık sahnesi yabancılaşmanın günümüzde ne kadar normalleştiği ve sorgulanmayacak bir standart haline geldiğini bizzat en iyi gösteren sahnelerden. Film bize olaylar karşısında bu vb. yabancılışmaş yaklaşımlara alışmamız gerektiğini gösteriyor. Hayatımız boyunca insan ilişkilerinde yaşadığımız tüm çarpıklıkları normalleştirmemiz konusunda gayretli olmamız için bizi motive etmeye çalışıyor da diyebiliriz. Modernlikle alakası olmayan bir durum filmdeki derin yabancılaşma. Adeta film, bir iş yerinde birbiriyle rekabet halindeki çalışanlarının hem rekabet ve risk koşullarında en iyi performansı göstermesini hemde grup çalışması ve yardımlaşma konusunda birbirine destek olmasını isteyen patronun ilişkiler hakkındaki absürt fantezilerin dışa vurulmuş hali gibi.","label":3} {"text":"Naif bir film. Puanı sebebiyle izlerken sıkılacağımı düşünürken sıcak bir filmle tatlı bir oyunculuk ve aşk kokan biratmosferle karşılaşmış olmaktan mutlu oldum.","label":9} {"text":"İlkinden daha iyi ama...","label":5} {"text":"Komedi değilde romantik diyebiliriz bence film için ben gülünecek bi yer bulamadım filmde çünkü ama eglenceli izlenebilir ben sıkılmadım ;)","label":4} {"text":"şiddet ve adalet temesını ön planda tutan bir film izlenimi veriyor fragman.nejat işler dışında diğer oyuncuların performanslarıda iyi izlenimi veriyor.bekleyip göreceğiz.","label":7} {"text":"düşe kalka öğrenilir yaşamak; yaşamak için müzik değil, müzik için yaşamak...","label":7} {"text":"Çok geç izlenmiş filmlerden biri benim için, her şeyi ile çok güzel, yumuşatılmış bir mafya filmi. Nasıl olmuş da bu kadar az ödül almış!","label":8} {"text":"''şeytan izin verdiğimiz ölçüde etkilidir.'' bir çok filmle benzer ayrıntılara sahip olsada kendine has bir anlatımı olması ve vincent cassel'in varlığıyla izlenmeli... eğer filmi beğendiyseniz yada beğenirseniz başrolünde gerard depardieu'nun olduğusous-le-soleil-de-satan/'ı da izlemenizi tavsiye ederim.","label":6} {"text":"God bless you America!!!! en büyük amerika, en güzel amerika, en güçlü amerika, en kahraman amerika... film gerçek hikayeden alıntı ve evet ilginç bir hikaye ama klişe de aynı zamanda. bir kere size sahne sahne bir sürü çekim hatası sayabilirim. en basidi filmde geçen bir telefon konuşmasında bizim kapalı çarşımızdan İran'da bir yermiş gibi bahsediliyor, oyunculuk adına da söyleyeceğim biraz acımasız olacak ama neredeyse İranlı rolündeki figüranlar daha iyi oynamışlar diyebilirim. filmin tek başarılı buldugum yönü ise oyuncuların, filmin sonunda gösterilen gerçek hikayedeki karakterlere ne kadar benzetilmiş olduguydu son olarak söyleyebilirim ki bu seneki oscar ödüllerinin en iyi film katagorisi maaalesef probaganda kurbanı olmuş","label":2} {"text":"Aldırmayın puanına mükemmele yaklaşan bir film.George gözünü kırpmadan ülkesini yerden yere vuruyor 8/10","label":7} {"text":"bu film gerçekten çok hoş farklı konusuyla güzel ben çok beğendim.. seyredilebilir bir film bence steven strait için özellikle izlenir...... :)","label":6} {"text":"filmin sonunda illa bişey olmalı tezini benimsemeyenler için çok ideal bi film.fincher in film bıyunca buram buram ördüğü gerilim de cabası","label":9} {"text":"İnsanın ruhuna dokunan cok naif bir film bayıldım muzikleribden bahsetmeme gerek yok sanırım muazzam","label":7} {"text":"Ustanın belkide komedi düzeyi en aşağıda kalan filmlerinden biridir, yine de onu izlemekten daha keyifli birşey olamaz.. İnternetin dolayısıyla chat vb. gibi konuşma platformlarınn olmadığı bir dönemde telsizle haberleşmenin en güzel örneklerinden:)","label":5} {"text":"Tecavüz sahnesi iki haftada çekilmiş. Nutkum tutuldu.","label":7} {"text":"GERCEKTEN COK KOTU BI FILM , O KADAR COK HATA VARDI KI HANGISINDEN BASLIYACAGIMI BILEMIYORUM , BASTA BENCE YONETMEN VE ARKADASLARININ BIRAZ PARASI VARMIS , OZEL EFEKT UZMANLARINA PARAYI VERIP , FILMIN YARISINI HAZIRLATMISLAR HIC BAKMAMISLAR SURASINDA HATA VARMI , BUNU BI DAHA YAPIN KARDESIM DEMEMISLER , BU FILM GELECEKTE GECSE DAHA II OLURDU O GEMI NEYDI ABI OLE YAA BU ZAMANDA YOK , TEKNOLOJİ HARIKASI AMA , ICINDE BIRER BIRER BOMBALAR PATLAYIP TA 3 YERINDE HAYVAN GIBI DELIKLER acılınca 1 gunde gemının O MUTHIS MURETTEBATI ESKISINDEN DAHADA II YAPIYO GEMIYI KOMIK , SONNA BIZIM AMERIKALI GENC , KESIN SUMININ AKRABASI , LAN O ZAMAN MILLET AT ARABASINI ZOR KULLANIYO ARABA NE SEN ONU BILMIYOSUN AMA MASALLAH DIREKSYONA GECINCE ,sow YAPMAYA BASLIYOSUN ,, DEDIM YA NASIL TEKNOLOJI KARDESIM BU BIRER BIRER STUNLARA CARPIYORUZ ARABAYLA CIZIGIMIZ BILE YOK , SUPER YAA HER EVE LAZIM :)) , EN COK MERAK ETTIGIMDE O HAYVANSAL GEMIYI VENEDIK E SOKMAYA UTANMADINIZ MI YAA BEN IZLERKEN UTANDIM :) VE KOKRTUM YA BEN BANYO YAPARKEN BIZIM KILIC GEMI KUVETIME DE GIRERSE BEN NAAPARIM DIYE :) HERNEYSE COK KOTU BIR FILMDI ...","label":0} {"text":"Memento ve Prestige'de basit bir hikaye için karmaşık bir kurgu izlenmişti. Inception'da karmaşık bir hikaye için basit bir kurgu izlenmişti. Tenet de ise hem kurgu hem hikaye karmaşık. En azından diğer Nolan filmleri gibi sonuna geldiğimde yarım yamalak bir farkındalık yaşasaydım keyif alır ve tekrar izlemek isterdim. Fakat yok yani baştan sona bilmece gibi çekilmiş, keyif alabilmek için 2-3 seyri daha var. Aksi halde anlamıyorsun hiçbir şey. Ve insan yarım yamalak anladığı bir şeyi tekrar izlemek ister, hiç anlamadığı şeyi değil.","label":7} {"text":"görsel yönden muhteşem görüntülere imza atılmış 8/10","label":7} {"text":"Dar Salim iyi bir oyuncu. Jake efsane zaten. Film, daha iyi olabilirdi. Çerezlik bir yapım.","label":5} {"text":"Fransızlar aşka bir farklı yaklaşıyorlar. Çok da güzel yapıyorlar bu işi. Jeux d'enfants kadar olmasa da güzel bir romantik film olmuş. Sophie Marceau da ayrıca çok güzeldi. 75/100","label":7} {"text":"Kepçe lakaplı gazeteci, yaptığı yalan haberi düzeltmek ve çalıştığı gazeteyi kurtarmak için bir işe girişir, ama işler umulduğu gibi gitmez ve gazeteci kıza aşık olur, güzel bir Yeşilçam filmi..","label":6} {"text":"sektörleşmeye karşı bir tepki olarak doğan minimalizm akımına örnek verilebilecek bir yapıt durağan, dublajsız, dekorlar sade ve islevsel, dış müzik yok benim ilgimi çekmiyor ama bu kötü olduğu anlamına gelmiyor. 5/10","label":4} {"text":"Var olmak denilen o umutsuz düş...","label":8} {"text":"film değilde gerçek gibi kadrosu ve oyunculuk gü bacon arka planda kalmış sanki","label":5} {"text":"Dünyanın ilk kısa filmi olarak geçmesi doğru bir bilgi değildir zira 1888 yılında dahi çekilen filmler vardır. Bunun dışında geçmiş zamanı gözler önüne serer ki tekrar tekrar izlemekten bıktırmaz.","label":7} {"text":"İlk doksan dakika film çekip çektiği bişeye benzemeyince başrol oyuncusuna işkence edip öldürmüş. Uzun zamandır ilk defa bir film bitsede gitsem dedirtti. Gereksiz şekilde uzun. Uzun olunca güzel olacağını düşünmüş galiba. Bazı oyunculara ve oyunculuklarına da yazık edilmiş tabii ki. Bu zamanlarını keşke daha güzel bir filme harcasalardı.","label":0} {"text":"yani bnce gusel bi fılm sıkılmıyosunuz en azından ayrıca arkadasım sana soleyeyım mımıc 2 mımıc 3 cekıldı ızledım ama bırıncısı kadar guzel deıller","label":7} {"text":"İlginç bir film, fakat ilginçliğinin nedeni sadece son zamanlarda moda olan kamera çekimi şeklindeki filmler kervanına farklı bir bakış açısı getirmeye çalışmasından değil, evet filmin tamamını el kamerasındanmış gibi yansıtılmış ve bu türlerde alışılagelmişin dışında ilk kez cinler periler şeytanlar yaratıklar yok bu filmde, fakat asıl ilginç olan şey herkesin zaman zaman düşünmüş ya da hayal etmiş olduğu birşeyle ilgili olması, yani sıradan bir insanın süpermen oluşunun günümüz teknolojileriyle yansıtılmaya çalışılan ilk film oluşu, bu konuda oldukça gerçekçi olmaya çalışılmış ve insanların içindeki iyilik değil bastırılmış kötülükler anlatılmış, süperleşenlerden hiçbiri karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaşlılara yardım etmeye çalışmıyor, hiçbiri hırsızlıklara engel olmuyor, savaşları durdurmuyor, zor durumdakileri düşünmüyor, aslında yardıma ihtiyacı olan kimseye yardım etmiyorlar, kendileri dışında kimseyi düşünmüyorlar ve kendilerine yardım konusunda bile başarılı olamıyorlar, bu da aslında insanoğlunun acı ama gerçek bencilliğini gözler önüne seriyor, böylesine bir ilki başaran süper vatandaş filmi olmasına rağmen çok başarılı bulmayışımın nedeni ise karakterlerin düşünüş tarzının abartılı şekilde gerçeklikten uzaklaşması, sonuçta 5-6 yaş grubunda değil hiçbiri :) ve aklı başında olan herkes böylesine birşeyle karşılaştığında bunu bir başarı yaşamın normal birşeyi sanıp hey bakın arabaları nasıl de patlatıyoooom hehe, bakın ne güzel de uçuyoom ben nihahaa diye düşünmez, ilk fırsatta bir hastaneye yatıp muayene olmayı ve başına neler geldiğini bilimsel olarak anlamaya çalışır, hatta başına neler gelebileceğinden endişe edip bu durumdan kurtulmaya bile çalışabilir, gerçekçi olmak için çabaladıkları her sahneden anlaşılırken böylesine basit ve önemli bir detayı atlamaları filmden büyük ölçüde kopmama neden oldu, bunun dışında son derece başarılı ve şaşırtıcı sahneleri var bu yüzden sıkılmadan izlenebilir, anormal paranormal activitiy serisi zırvalığından çok daha iyi olduğu kesin :)","label":6} {"text":"Nadir bulanan son derece başarılı bir film. Nazım Hikmet hayranı bir yazar olan Kemal Tahir'in devlet karşıtı söylemlerinden dolayı çarptırılmış olduğu hapis cezasının bir kısmını geçirdiği Malatya cezaevi kadınlar koğuşunda başından geçen olayları konu alan filmde, hem oyunculuklar hem hikayenin akışı hemde Kemal Tahir'in savunmakta olduğu \"bir yanda devleti sömürerek insanlık suçu işleyenler varken, bu tarafta böylesi basit suçlarla idama mahkum edilenlerin acınası adaletsiz durumu\" çok başarılı yansıtılmış. Bu dönemlere ait belirli filmler ziliyon kere tekrar edileceğine böyle filmler televizyonda oynatılmalıdır.","label":7} {"text":"Varlık içinde büyümüş gençleri anlayamayacağı bir film , arada en az 2-3 kuşak fark var , ama bu güne nasıl geldiğimizi bilen biz moruklar için ise çok eğlenceli bir film. Kusura bakmayın ama siz pikselleri ne kadar anlayamıyorsanız biz de kan banyosu oyunları o kadar anlayamıyoruz. Neyse. Filme gelince Adam Sandler klişe karakterini filme fazla dayatmış , ayrıca filmin daha geniş kitleleri çekmesi umuduyla da fazla romantik komedi unsurları eklenmiş. Senaryo daha iyi yazılabilirmiş , örnek olarak kuşak farkı olayının üstüne gidip iki kuşağın iş birliği yapması gibi. Ben pek tekrar filmlerini sevmem ama Adam Sandler romantik komedi klişesinden kurtulmuş bir versiyonu çekilirse keyifle seyrederim.","label":6} {"text":"Baştan sona ortalıkta saçma kasetlerden başka birşey bulunmayan, film demeye bin şahit olan bir yapımdı. Şu IMDB puanınıda izledikten sonra gördüm maalesef keşke izlemeden önce görseymişim. Sonuna kadar bu puanı hak eden çok kötü bir film. Filme puanım 10/0","label":0} {"text":"Depp'in, Karayip Korsanları gibi bir seride ilgi çekici olabilen komik teknikleri, Western türüne yakışmamış. Filmin en büyük sorunu bu olsa gerek. Zorlama sahnelerle dolu, gereksiz yere sündürülmüş, beyaz şapkalı bir adamın, ikide bir yakalayıp yakalayıp, öldürsem mi acaba diye düşünürken mal gibi elinden kaçırdığı, ıkınık bir kötü adam ve Kaptan Sparrow'un kötü bir kopyasına benzeyen, kendi kendine kaldığında bile ana dilini konuşmaktan aciz, ne idüğü belirsiz, imitasyon bir kızılderili klonuyla \"renklendirilmiş\", ahmak bir film. Ha bi de at var.","label":1} {"text":"bu neymiş böyle ya farah hanım oyunculuk için doğmuş.","label":4} {"text":"bu türde ilk göz ağrımdır. çook küçükken amcamla VHS -'de izlemiştim. Ne flimler izledim o zamanlar :)","label":7} {"text":"cok ıyı fılmdı ozellıkle 3 4 yerınde gulmekten oleceksınız sıddetle tavsıye ederım pısman olmazsınız","label":7} {"text":"Bir çok filmde olduğu gibi bu filmdede puan saçmalığı ön planda filmin imdb puanı 7,5 anlaşılmayacak bir film de değil çok basit bir konusu var bu konu etrafında dönen trajik olaylar oyuncular her rolün hakkını vermiş Özellikle P. Seymuor Hoffman ayakta alkışlanacak bir oyun çıkartıyor.","label":9} {"text":"'M. Night Shyamalan 'bence tam anlatmak istediğini vermiş filmde gerilim ve marak uyandıran basarılı bir filmdi yonetmenin zaten tarzı belli diger fılmlerınde oldugu gibi sizi bir yerden yakalıyor ve bırakmıyor hiç sonuna kadar merakla ve hayretle izlıyorsunuz ayrıca babasini kucuk yasta kaybetmis astimli bir cocukken, ruzgarli bir gunde agaclik bir arazide uzaylilar tarafindan takip edilme ve nihayetinde kafasinin arkasindan shotgun ile vurulma seklinde bir korkusu olan bir yonetmen 'shyamalan' yani bir cok filmde yaptıgı gibi ya ruyalarını ya hayalgücünü cok kullanıyor ve bunları bize izlettırıor bence başarılı bir yonetmenden guzel bir fılm ..cok beklentiniz olmasın ama izleyın derım.","label":4} {"text":"pek beklentilerimi karşılayacak türde değil reno var ama yinde sinemada izleyek düzeyde değil tabiki bence...","label":4} {"text":"1982 yılında ilki çekildiğini bilmeden izledim. Bu yüzden filme ısınamadım. Koca salonda pazar günü olmasına rağmen tek başıma izledim ve sıkıldım. Çok durağan ve karanlık çekimleri olan bir yapım. H. Ford'un rolü çok kısa. Onu yaşlanmış olarak görmek üzücüydü. Dövüş sahneleri amatörceydi. Film çok uzun sabrı olanlar izlesin.","label":5} {"text":"Film bence çok güzeldi.Bu film bildiğimiz Jackie Chan filmlerinden değil.Aksiyon var ama öle ordan zıpla, vur kır tarzı değil.Daha çok mafya vari :)Zaten Jackie Chan de dövüşmüyor.İnsanda öyle bi beklenti bırakıyor , napalım alışmışız 10 kişiyi birden dövmesine. Ama dediğim gibi bu film Japonya-Mafya-Çinli Göçmenler üçgenini birleştiriyor.İzlemeden puan varmeyin.8 puanı hak ediyor.","label":9} {"text":"deniz akçay ın ilk kez kamera arkasına geçtiği fillmi. senarist olan yönetmen memleketişmin acı gerçeklerini abartıya kaçmadan olanı olduğu gibi vermiş. allayıp pullamadan. bizleri yönlendirmeden. ailenin küçük kızı ise bana ucundan bir amelie ye bi gönderme olduğunu düşündürdü nedense. ahu türkpençe nin sabrına sükunetine diyecek yok adeta karakter ile içiçe geçiyor ve kendini oynuyordu. izmir den çıkan bir dram daha. bornova bornova dan sonra yine güzel bi noktaya temas etti. ama anne nin içinde bulunduğu durumdan çıkabilmesi için seçtiği yöntem üzücü. toplum olarak biz ne yapabiliriz nasıl kurtarabiliriz bunu da düşündürmeliydi belki de. freudyen bir bakış açısını da erkek çocukta görebiliyoruz. etrafımızda büyük şehirlerde\" iş hayatı \" kavramının kadınların ekonomik hayata girmesinin bazı sorunlara da yol açtığını mı görüyoruz nedir?","label":7} {"text":"Avrupa bunalım edebiyatı. Avrupa'nın en büyük sığında olay filmin her yerinde. Bunalım edebiyatı ayağına araya sokulan cinsellik ve küfürle film ilerliyor başta. Ha bu ilerleme de pek bir hızda değil. Ne olup bittiğini merak ederken film zamanla tırt moduna geçiyor. Sıkıcı kısacası. Sanatsal bir film arayışında olanlar zorlayarak bir şeyler bulabilir ama yok yani filmin neresinde tutarsanız tutun bir şey yok. Beğenmedim. İzlemesen de olur.","label":4} {"text":"nicole kidmana aşık olmama ragmen bu filmi begenmedim nedenide küçüklükten beri kovboy filmlerini sevmemem buda sanırım biraz öyle geldi bana olmadı...","label":4} {"text":"Bence izlemesi keyifli, güzel bir parodi filmdi. Oyuncular ve görsellik basarili, hikaye kendi akisinda güzelce ilerliyor. Belki 30 dk daha kisa olabilirmis. Kült olmaktan uzak ama bos zaman degerlendirmek icin izlenebilecek güzel bir film.","label":6} {"text":"Müslüm Gürses'in hayatını anlatan bir filmde kendi sesinden şarkılarını duyamamak. Hikaye güzel, ekmeğini yerim ben bunu film yapayım demişler resmen","label":3} {"text":"Tarih konulu güzel bir macera filmi zamanının iyilerinden sayılır","label":7} {"text":"En iyi uyarlama senaryo kategorisinde Oscar almasına hiç şaşırmadım. Son derece güzel bir film olmuş.","label":7} {"text":"İlk başlarında çok sıkıldım ama ilerleyen vakiitlerde film baya sarıyor. Güzel bir film.","label":6} {"text":"downfallu izleyene kadar ray rolüyle en iyi oyuncu oscarini alan Jamie Foxx`un bu senenin en iyi oyuncusu oldugunu düsünüyordum ama yanilmisim. Berlin düserken Hitler`in son 12 gününü anlatan bu filmde Bruno Ganz resmen efsane gibi...Bir ara insan kaptirinca sanki karsisinda cidden Hitler var saniyor... artik en iyi erkek oyuncu Oscar`inin onun hakki olduguna inaniyorum...izleyenler görücektir zaten","label":7} {"text":"BEKLENTİLERİN ALTINDA KALAN BİR YAPIM MAALESEF Assassin’s Creed Brotherhood oyununda Ezio’dan duymuştuk bu yemini. Niccolo Machiavelli‘ye aittir. “Haşhaşin” kökene sahip bu suikastçi birliğinin aydınlığa hizmetinin – oyun da olsa- bir parçası olmak, beni hep heyecanlandırmıştı. Uzun zaman oldu bu seriyle tanışıklığımız. Repliklerini Messenger’da durumum yapardım. Facebook Messenger değil ha, mesene(msn) dediğimiz Messenger. Hani harfleri küçüklü büyüklü yaptığımız yer. “I’am Ezio Auditore Da Firenze” “Requescat in Pace” replikleri ağzımdan düşmezdi. Ezio idolüm olmuştu. Yıllar geçti, bir sürü oyun geldi ama Altair ve Ezio’nun yerini kimse tutamadı. Kenway yaklaşır gibi oldu, o da geçti gitti. Sonra dediler ki filmi geliyor. Bir senedir 23 Aralık 2016’yı bekliyorum. Oyuncular açıklandı, birkaç sahne tanıtımı yapıldı ki ilgi çeksin, etkileyici fragman geldi ki kalp dayanmaz. Büyük gün geldi çattı ve ilk gün filme gittim. Filmin konusuyla başlıyorum; Apple of Eden’ın yerini bulabilecek son kişi Callum Lynch adında küçük bir çocuktur. Bu soyun ölmesi, elmanın güvenliği için nihai önem taşır. 30 yıl gölgelerde yaşayan Callum, Abstergo tarafından, elmayı bulmak için ele geçirilir. Bundan sonra dünyanın kaderi Callum’un ellerindedir. Animus makinesiyle 500 yıl önceki atası Aguilar’ın yaşadıklarını birebir yaşayıp, gözler önüne serecektir. Ancak Templar ile Creed arasındaki savaş günümüze kadar gelmiştir. İnancıyla, deneyimleriyle Callum Lynch, Templar’ı alt edebilecek midir? Evvet, spoiler olmadan filmi inceleyeceğim öncelikle. Ey filme daha gitmemiş olan kardeşlerim, en güzel oyunlarını en zor şartlarda oynamış, oynama fırsatı bulamadığım oyunları internetten gameplayini izlemiş biri olarak filmi beğendim. Aksiyon severler için film sinemada izlenirse şahanedir. Çünkü fragmanda gördüğümüz fazlası var. Birkaç yerde eleştiri okudum dinledim, Cgi kötü diye, ancak Cgi barındırmayan aksiyon sahneleri kusursuzdu. Eleştirmek için eleştiren insanlar görünce kıl oluyorum. Hidden Blade’i takıp üstlerine atlamak istiyorum. Biz devam edelim… Macbeth filmiyle isimlerini duyduğumuz yönetmen Justin Kurzel, senarist ise Michael Lesslie böyle iddialı bir film için amatör kalmış diyebilirim. Warcraft filmiyle hayal kırıklığı yaşayanlar, bu filmle de yaşamış. Nedenleri ortak. Yüzüklerin Efendisi gibi bir kitabı, şahane uyarlayan Peter Jackson, Hobbit’i eline yüzüne bulaştırdı ya, artık hiçbir yönetmen, hiçbir film beni şaşırtamaz, hayal kırıklığı yaşatamaz. Bak bi de Avatar: The Last Airbender vardı M.Night Shayamalan’ın. Ayıptır günahtır. İki yönetmen de o filmlerin hesabını öbür tarafta verecek arkadaş. Senaryosu zayıf, oyunculuklar zayıf, geçişler başarılı, aksiyonu doyurucu, yönetmenlik seyir zevki sağlıyor, kurgu tatmin edici değil, yenilikler ve oyundan alınan malzemeler kusursuz. Şöyle düşünürsek, biz bu oyunu oynarken elimizden baya bir Templar geçti. Floransa’dan tut İstanbul’a kadar çoğu şehirde Spider Man gibi duvarlarda gezdik. Assassin’s Creed filmi çekiliyor ise oyununu oynayanlar bu filmden ne bekliyor? Senarist bu durumu çok fazla düşünmemiş gibi. Şahsen ben Leap of Faith’i izlediğimde transa geçtim. Film, Leap of Faith’i, Animus’un yan etkilerini es geçmiyor. Bu güzel. Senaryo olarak Apple of Eden’ı seçiyor bu da güzel ama oyunda açık bir şekilde bu konu Dünya’nın sonunu getiriyor. Biz Desmond ve Ezio ile kapadık bu konuyu. Tekrar gördüğümüzde ise oyundaki Artifact ile aynı özellikleri taşımıyor. Bi de ben Callum Lynch’i karakter olarak beğenmedim, beğenemem. Aguilar’ı biraz sevdim gerçi. 500 yıl önceki atası olan Assassin kendileri. Gerçekten çok etkileyici bir tarza sahip. Sürekli duymaktan bıkacaksınız biliyorum ama ben söylemekten bıkmayacağım. Bizim hayatımızdan bir Ezio Auditore geçti. Onun senaryosunu geçemeyeceksen, karakteri daha çok sevdiremeyeceksen, filmini yapmayacaksın. Bu film yapılmamalıydı. Lineage güzeldi, Revelation oyun başındaki klip efsaneydi, AC 1 ve 2 mükemmel oyunlardı, fragmanlar heyecan vericiydi, böyle bir filme gerek yok. Son olarak spoiler barındırmayan şu noktaya değiniyorum, sahnelere çok özenilmiş ama senaryo tırt. Sinemada izlemesi zevkli ancak film kalitesi zayıf olan bir yapım. Beklentilerinizi ufak tutun.","label":5} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en etkileyici filmlerden biri..Gerçekten çok güzel bir film..Gerçek bir hikaye olması filmin etkileyiciliğini dahada arttırıyor..Kesinlikle izleyin..","label":9} {"text":"Kadir İnanır ve Gülşen Bubikoğlu'nun oynadığı Yaban (1974) filmiyle neredeyse aynıdır.","label":1} {"text":"Hata istanbulda geçen sahnelerden birinin (çatıda takip) yeni bir film uğraşında olan bizim film yapımcılarınında bir seçimi olduğunu söylemek isterim. Kenan İmirzalıoğlu nun oynadığı bir film sanırım. Başkası göstermeden güzide mekanlarımızı keşfedecek farkındalık yok bizim yapımcılarda galiba.","label":4} {"text":"Bok gibi film arkadaşlar, özellikle benim gibi çizgi filmini falan izliyorsanız, iyice felaket. Filmi şöyle özetliyeyim size, bakmak zorunda olduğunu bir kardeşiniz falan varsa ve huysuzluk yapıyorsa, açın bu filmi angut gibi izlesin. Siz de o sırada telefon, tablet bir şeyle vakit öldürürsünüz, arada bir Megan Fox'a falan bakarsınız.","label":8} {"text":"Film mi bu şimdi görüntü yönetmeni diye biri var mı bu filmde ulan hani açı hani persfektif eğitimsiz kalifiyesiz elemanlar grubu sizi hadi McDonald 'a gidin çalışıp para kazanın külliyeniz gelse bir bok olmaz sizden siz film felan çekmeyin","label":0} {"text":"90lı yılların filmlerinde farklı birlezzet ve kurgu işleyişi var, oyunculuklar da harikaydı. Şu da bir gerçek ki adalet sistemi böyleyken kim söz ediyor medeniyetten? Laura Linney'i ilk The Details filminde tanıdım 2006 yapımı olması lazım, 10 sene önceki halini bu filmde görünce vuruldum açıkçası, o da övgüyü hak ediyor bence performans anlamında. Ufak bir spoiler olarak, savcı ve avukatın atışmasında bir taraf hep kendini daha zeki sandı, ama sonundapatlayınca olay;en büyük çöküntüyü kendini en iyi sanan yaşadı, bu ayrıntıyı da kaçırmamak lazım. Zaten yaşadığım olaylara şüpheli bakan bir insanım, artık bunun üzerine bir şüpheli bakış açısı daha ekledim diyebilirim. Filmi beğenenlere önerim:http://www.filimadami.com/film/12014/murder-in-the-first/ 9/10","label":8} {"text":"çok ama çok durağan ilerleyen bir film..zaten filmin hareketi filmin bitmesine yakın başlıyor:)) ..bence tam anlamıyla bir zaman kaybı!!","label":1} {"text":"İlk filmi ayrı bir yere koyuyorum, Cem Yılmaz'ın pek tarzı değil ama yine güzel kotarmış, psikolojik bir film biraz da sinir bozucu, Cem Yılmaz'ın dramalarından ve komedilerinden çok farklı bir havası var. Ben beğendim, oyunculukları da çekimleri de diyalogları da yerli yerinde bir film olmuş, tadını bilmediğiniz bir meyveyi ilk kez tatmak gibi diyebilirim. İkinci filme gelirsek Cem Yılmaz'ın tarzı diyebileceğimiz bir film fakat CMYLMZ standardının biraz altında kalmış, 'bi gora değil' diyerek haksızlık etmek olmaz tabii ki ama 'bi ali baba ve 7 cüceler' olabilir. Küfür olmadan güldüren pek esprisini yakalayamadım, güldürürken düşündürmedi de niye geldim ben bu filme dedirtmedi de. Öyle ortada kalmış bir film olmuş sanki.","label":6} {"text":"beklenilen bir performans yok bu filmde","label":5} {"text":"Larter vs. Beyonce kapışması :)","label":5} {"text":"Yönetimi, hikayesi, kurgusu her yönüyle eksiklerle dolu bir filmi büyük bir oyuncunun nasıl izlenebilir kıldığını bu yapıtla çok iyi gözlemleyebiliriz. Min-sik, Choi usta bir oyuncudur ve yer aldığı her filmi, senaryosu ve yönetimi nispetinde başarılı kılar. Vaktiniz boşsa, ustanın hatırına izlenilebilir.","label":6} {"text":"Gayet başarılı bir yapım. Oyunculuklar, ses, görseller ve konuyu yansıtabilme açısından eğlenceli ve duygulandırıcı.","label":6} {"text":"kurgu müthiş, birde oyuncular mükemmel oynayınca tadından yenmiyor :)","label":7} {"text":"Vakit kaybı başlamışken acaba ilerde düzelir mi diye bitiririm her zaman ama beklediğim olmadı sıfır yıldız","label":0} {"text":"pek izlenmesi zevk veren-en azından sinemesal anlamda tatmin edici bir film değil.","label":4} {"text":"Çağan Irmak adına yakışmayan bir film olmuş.Konu saçma fazla öğüt veriyor zaten çekim mekanları birkaç yerde geçiyor.Zaman kaybı yaşamak istemiyorsanız bu filme gitmeyin zira evde oturupta seyredilebilir bir film.","label":2} {"text":"ferhan özpetek\\'in en iyi filmi diyebilirim. film müzikleri de harika. konu da çok tutarlı... izleyeli çok olduğu için tam sağlıklı bir yorum yapamayacağım muhakkak.","label":8} {"text":"Altında yatan felsefeyi soran arkadaşa saatlerce anlatabilirim aslında bunu. :) Eğlenen ustalık, maskülenite ve stoacı-kinik karışımı bir yaşam tarzı. İçimizdeki potansiyeli modern çağın gölgelemesi. Sırf materyalizmin kölesi olmuş toplumun nasıl zihninin köreltildiği ve sisteme bağımlı edilmesi. İnsanın nesnelere olan açlığı ve hayatı amaçsız olarak görmesi fakat aslına bakıldığında amacı yaratacak kişinin kendi olduğunu bilmemesi... Ayrıca Edward Norton ve Brad Pitt gibi müthiş oyuncuların yüksek birer performans gösterdiği bir film. Mükemmel bir senaryo ve kaliteli bir yönetmen. Bilinçaltına görüntü ile yerleştirilen görüntüler ve mükemmel kamera açıları. Kaliteli repliklerin uyandırdığı hissiyat... Ve kişide uyandırdığı hissiyat. Sunduğu iki seçenek red pill veya blue pill..? Dostlarım daha neler yazabileceğimi bilmiyorum ama bu kadarı yeterlidir umarım dostlarım. Bu film bir şaheser.","label":8} {"text":"vakit kaybı olmayacak bir film. özellikle adamın öleceğini öğrendiği andan itibaren olan kısmı sevdim. yalnız niye bu adam, zaman yolculuklarını hep aynı şehirde veya civarında yapıyor? Kendini nerede bulacağını kontrol edemiyor, tamam. Niye Afrika çöllerinde, Alaska'da, Amazon ormanlarında filan kendini bulmuyor acaba! şöyle bir aslanlar, kurtlar tarafından yense... bir de zaman yolcusunu başka bir aktör oynasaymış keşke.","label":5} {"text":"Gayet başarılı bir filmdi izlerken baya güldürdü , özellikle algı ekenin oyunculuğuna hayran kaldım , ve sinop gerçekten muhteşem şehirmiş , bol gişeler","label":9} {"text":"Çok bir şey vaat etmediği gibi çok bir şey vermiyor da. Oyuncular tanıdık yüzler. Garip bir hikaye aslında, çok samimi gelmedi bana ama aynı zamanda gerçekçi olması dolayısıyla sonuna kadar izletiyor. Aile ilişkileri, arkadaş ilişkileri pek alışıldık değil. Babanın herkesle ilişkisi zaten bir garip. Biraz punk kültürü de içermesi dolayısıyla bazı yerlerde \"müzik\" kategorisinde de değerlendirilmiş.","label":5} {"text":"fena film değil izlediğinize pişman olacağınızı sanmıyorum","label":7} {"text":"izleyin güzel belgesel","label":7} {"text":"7 yaşında ki kızımla gittim filme ama maalesef bekledigim gibi değildi. Kızım dahil sinemada ki bütün çocuklar film boyunca salonda gezdiler diyebilirim.film arasında çıkmak isteyenler dahi oldu. 2-3 kültürel değerlerimizi kullanarak yapılmış bir film. Çocuklarımızın dünyasına katacak tek bir mesajı dahi yok. Icerisine de 2 tane tabiri caizse imitasyon müzikal koymuşlar o kadar. Birkez daha anladım ki türk çizgi filmine gitmemeliyim.haftada 1 pazar günümüz var onu da bu filme harcadığım için üzgünüm","label":3} {"text":"Ortaokulda okuyordum Şişli Kent Sinemasında 4 arkadaş filme gitmiştik sinema da gündüz matinesi olduğu için boştu. o zamanlar sinema salonları da şimdiki gibi 7-8 adetten oluşmuyordu. koca salon karanlık ve boş ve 12-13 yaşındayız. film arası tuvalete gitmeyi gerek görmedik düşünün. Tabi o yaşta en çok hatırladığımız şey kadının göğüslerinin çökme sahnesi. Zamanın en iyi korku filmlerindendir yeniden çekilebilecek bir film.","label":6} {"text":"izlerken insanı gerçeklikten uzaklaştıran, hem sevimli ve fantastik hem hüzünlü bir film. kesinlikle izlenmeli hem de birkaç kez.","label":7} {"text":"Otizmi, dallarından ağacı görememe diye tanımladıktan sonra bu tanıma uygun şekilde otistik çocuğun bakışlarını hep ayrıntılara odaklayan kamerası ile çocuğun duygularını, çıkmazlarını izleyiciye de hissettirmede başarılı olan film... 70/100","label":6} {"text":"5’lik asla değil ama 3 verebilirim. İpuçları zeka içeren cinsten değildi, hiç bi sahnede voavv ya harikaydı bunu da nasıl çözdü demedim. Sanırım Holmes ailesi olunca Sherlock Holmes’la kıyasladım ve Sherlock’un yanında olmasa da olur bi filmdi. Ama boş vakitte izlediğinizde keşke izlemeseydim de demeyeceğiniz bi film.","label":5} {"text":"Çılgın bir fikirden, çarpıcı bir Çarpışma...","label":9} {"text":"tam bir REZALET hiç komik değil anlamsız saçma boşuna 17 TL para verdim keşke yemek falan yeseydim sakın gitmeyin sakın vallahi REZALET","label":0} {"text":"DC lanet gibi ya. Ne desem ki elde bir değer var o da Harley Quinn ama ortada ona göre merkez alınmış bir senaryo yok. Ha Joker olayını demiyorum bile. Baştan sona hani ne zaman başlayacak diye diye bitti film. Çok bıktık ya bu tarz ezber işlenişten. Bunu bile başaramayan bir set olunca da film 5 puanlık oluveriyor. Oyuncular da iyi aslında ama onları oynatacak bir senaryo yok elde. İzlemeyin ya kısacası. 10 puan veren neye veriyor şaşırıyorum doğrusu. Hiç mi The Avengers, Black Panther, Deadpool izlemedin arkadaş. Kurgu kurgu valla kurgu berbat. Bu DC kurgu olayında kötü. O kadar sahne çekiyorlar ama bir araya getirme mantığı yok. Zack Snyder's Justice League bunu kanıtladı. İzlemesen de olur.","label":4} {"text":"Bir taraftan sınıf farklılıkları ve cinsel tercihlerin insan yaşamı üzerindeki etkileri anlatılırken, diğer taraftan ağlanacak hale gülümsetebilmeyi başaran hoş seyirlik... 7,5/10","label":7} {"text":"iki kez show tv de izledim kehanet filmini. oldukça etkiledi beni. eskiden kalan bir mektuptaki anlamsız numaralar günümüzde zaman geçtikçe anlamlanmaya başlar. bu rakamlar aslında felaketleri simgelemektedir. özellikle filmin final sahnesine bayılacaksınız. izlemenizi öneririm.","label":5} {"text":"bence türünün değişik örneklerinden bir filmdi. size biraz halka filmini falan anımsatıyor ama onunla hiç ilgisi yok. ama köy filminin daha iyi işlenmiş hali diyebilirim. bence güzeldi.","label":5} {"text":"Sorun yumağı haline gelmiş hayatlar,çıkış yolu arayan insanlar,biraz durağan olsa da etkilemeyi başarıyor kesinlikle...","label":7} {"text":"İnsan dediğin kapalı kutu.","label":7} {"text":"Film, küçük bir kızın gözünden, bir babanın biraz gizemli ve oldukça kasvetli iç dünyasını bizlere hissettirip, göstermek için, doğal ışıkta gerçekleştirilen çekimler ve bu görüntülerin ardına yerleştirilen iç sesler ile kendini ifade etme yöntemini seçmiş. Görsel bir sanat olarak algıladığımız sinema açısından değerlendirdiğimizde doğal ışıkta gerçekleştirilen çekimlerin görüntü kalitesini düşürmesi ve bu yetersiz görüntülerin ardına yerleştirilen iç sesler, yöntem farklılığı yaratsa da sinema adına olumsuzluk. 6/10","label":5} {"text":"Süper..süper..süper..tek kelimeyle süper..Gülmekten kırıldım filmi izlerken..Özellikle otel sahnesi ve son final bölümleri çok hoştu..Filmin türkçe dublajınıda son derece başarılı buldum..Zaten ingilizce bilmiyorsanız mutlaka türkçe izleyin daha çok zevk alacaksınız..Steve Martin ve Jeno Reno çok başarılı oynamışlar.","label":7} {"text":"ilişkiler hakkında seyrettiğim en iyi film. daha iyi işlenemezdi. diane keaton'ın sade güzelliği ve oyunculuğuna bayıldım. hepimiz ortalıkta annie hall'lar ararız fakat nadir denk geliriz, diğerleri ise sıkıcıdır. ama farketmez, sıkıcı da olsa eğlenceli de olsa aynıdır; tüm ilişkiler birer yumurtadır ve biz yumurtaya ihtiyaç duyarız.","label":7} {"text":"Öncelikle iki buçuk saatlere kadar uzayıp hiç birşey anlatamayan ve hiç bir keyif veremeyen filmler adına üzüldüm. O filmlere harcadığım vakte de üzüldüm. Bir buçuk saatten az bir sürede, bol bol sessizlikle, hem hüzünlü, hem gülümsetebilen, içerisinde çok güzel anlamlar barındıran, çok farklı, harikulade bir film izlemiş oldum. Gerçeklikten çıktığı kısımları da filmin sonundaki cümle çok güzel toparladı. Güzel bir 90 dakika geçirmek istiyorsanız izleyiverin şu filmi.","label":8} {"text":"Filmde gelişen olayların hiç bir altyapısı bulunmuyor. Baş karakter iyi kurgulanmış bir karakter, kabul ediyorum ancak film süresince yaptığı haraketlerin nedenleri filmde verilmiyor. Örneğin komşusu ve oğlu ile ne yaşadı ki kendi hayatını ortaya koyarak onun kocası için bir yardımda bulunuyor? Hadi kocasını arka plana atıyorum tamamen, komşusu olan kadın ile duygusal anlamda ne yaşadı bu adam böylesi bir yardım için? Bu altyapıyı hazırlamak ve bize göstermek için 15 dakikayı çok mu görmüş senarist ya da yönetmen? Bu film 1 saat 40 dakika değil de, 2 saat olsaydı eğer; altyapısı olan, kötü ve klişe bir film olurdu en azından. Bu süresi ve temelsizliği ile ise oldukça kötü bir film.","label":5} {"text":"bok gibi bir film.","label":1} {"text":"Net berbat film. anlatmak istediği ne anlatamadığı ne o bile anlaşılmıyor.","label":8} {"text":"Bu kadar övülmüş olmasına rağmen filmin çok başarılı olmadığını düşünüyorum. Hükümetin ailesini göçe zorlaması üzerine evlatlık verilmiş olan bir çocuğun annesini bulabilmek için üvey annesine yaptığı psikolojik zulmün yanında sevdiği kadını bulabilmek için kadınlarla geçirdiği ilişkiyi anlatan film izlerken sanki sıradan bir serserinin hayatını izlediğinizi fark ediyorsunuz. Filmde tek başarılı bulabildiğim nokta filipinlere göç etmiş olan annesinin onunla görüşmek istememesi üzerine -ki neden görüşmek istemediği de muamma- adamın hayal kırıklıkları ile döndüğü sahne ve sahte pasaportları almak için buluşmaya gittiği mekandaki sahne -ki bu sahneyi güzel yapanda çalan müziktir ve filmde saçmalığın daniskası dediğim kısımsa adamı trende vurduklarında bir allah'ın kulununda tepki vermemesi, sanki orda günlük rütinmiş gibi davranılması. Filmin vasat seviyesinde kaldığı kanaatindeyim.","label":4} {"text":"Hayatımda izlediğim en iğrenç ötesi iğrenç film boşuna paranız gidecek midem bulandı kamera çekiminden","label":0} {"text":"Oyunculuklar harikaydı. Konu da çok güzel işlenmiş. Filmde bir zirve noktası yoktu ama genel itibariyle etkileyici, güzel bir film olmuş.","label":7} {"text":"Niye boyle bisey yaptiniz yaa Keske hic cekmeseydiniz ne hikaye mantikli ne oyunculuk guzel ben boyle sacma sey izlemedim komedi filmi izledik resmen o kadar hevesle geldik degmez izlemeyin","label":1} {"text":"Öncelikle üçlemenin ilk iki kitabını okuduğumu belirtmek isterim,ilk kitabı anlatan Eragon ise ortalama bir fantazi romanında olması gereken tüm unsurlara sahip bir kitap ama fazlası değil,dolayısıyla filmi de buna göre değerlendirmek gerekli.Fragmandan anladığım kadarıyla yapımın sunulan dünyayı görselleştirmekte bir sorunu olmamış,ejderha Saphira ise tamamen bilgisayar yapımı olmasına karşın fazla sırıtmıyor,lakin gözüme çarpan ufak ayrıntılar var;elf savaşçı Arya'nın kulakları sivri değil,saçları ise romandakinin aksine sarı(romanda siyah),bunun dışında Eragon için seçilen genç çocuğu pek başarılı bulamadım ama filmde daha iyi anları vardır umarım,Jeremy Irons Brom karakteri için biraz genç kalsa da en azından rol iyi bir oyuncuya gitmiş diyebiliyorum.Urgal tasvirleri ise kafamda canlananla tamamen alakasız olmuş,umarım beni yanıltırlar.Eragon bu yılın Narnia'sı olabilir belki ama bir Yüzüklerin Efendisi olamayacağı çok açık,umudum bu tarzdaki başarısız öncülü Zindan ve Ejderha'dan daha iyi olması yönünde.Saygılar.","label":5} {"text":"Açıkçası sinemanın dahi çoçuğu olarak adlandırılan S. Spielberg gibi bir yönetmenden bu denli dramatize edilmiş bi film beklemiyordum. Ayrıca hollywood da etkin bir yahudi lobisi faaliyetlerinde bulunduğunu bildiğimiz yönetmenden bu denli bir tarafsızlık örneği göz ardı edilmemeli.Munıch ortadoğu da yıllardır sürmekte olan anlaşmazlığa kendi yorumuyla göz kırpıyor, aklı olan anlar derler ya gerçek hayatta öyle olmuyor insanlar savaşıyor ve ölüyor kimin adına ve ne için yaptıklarının bir önemi yok, kullanılıyorlar sonrada bir kenara atılıp vicdanlarıyla yüzleşiyorlar.Burada önemli olan tepkiye gösterilen karşı tepkinin işe yaramaması hatta sorunları daha da büyütmesi ki bu filmden belkide çıkarılabilecek en önemli ders diyebiliriz. Zaten ana karakterimiz avner bunun hiç bir işe yaramadığını alt üst olan psikolojisiyle ele veriyor. Tabi burada eric bana’yı tebrik etmek lazım, abartısız ve derinden işliyor avner karakterini. Filmin yunanistanda geçen bölümünde sığındıkları hücre evinde avner ile filistinli gencin yaptığı konuşma beni ayrıca hayran bıraktı filme, konuşmada avner doğuluların hayvan gibi öldüğüne, filistinli gencin ise batılıların kendilerini nasıl hayvanlaştırdıklarından bahsediyordu...Ayrıca tüm bu olanlara rağmen terörün durmayacağını, tarafların kaba tabirle sidik yarışı misali birbirine misilleme yapacağını görmek beni yeterince korkutuyor. Yine belirtmekte fayda var her ne kadar film filistinli suikastçilerin israilli sporcuları öldürmekle başlasa da bunun bir öncesi olduğunu unutmamak lazım. Ama ben yine de bu yolla hiçbir meselenin çözüme kavuşacağına inanmıyorum.Herneyse S.Spielberg dünyalar savaşını bitirdikten sonra indiana serisini çekeceğini söylemiş daha sonra munıch’i önce çekeceğini duyurmuştu. Daha sonra dünyalar savaşını tamamladıktan sonra hemen bu filme başladı, tabi filmin oscara yetişmeside gerekiyordu demek istediğim film spielberg’in elinde olmayan sebeblerden dolayı birazda aceleye gelmiş gibi. Oscar tahminlerinde adı geçmezken birden hızlı bir çıkış yaptı, tabi spielberg usulu pazarlamanın etkisi büyük ama yurtdışında film pek tanıtılamadı. Yine hatırladığım kadarıyla spielberg filmi çekerken filmle ilgili reklam yapılmayacağını duyurmuştu. Hatta biz de bu açıklamanın filmin gişesini olumsuz etkileyeceğini yazmıştık ki öyle de oldu...Sonuçta munıch son derece dokunaklı ve teknik yönü sağlam bir film olarak dikkat çekiyor. Ayrıca john williams imzalı o müthiş besteleride unutmamak lazım...","label":6} {"text":"Hemen kötülemeyin. Film gayet iyi. Öyle anlamadım bu neydi falan deyip lütfen kendinize hakaret etmeyin. Filmin en büyük hatası bir yerden sonra birden aydınlatma yaşatıp sonra bunu bitirememesi. Aslında vermek istediği mesaj harika. Tabi bunu şimdi yazıp ortalığı karıştırmak istemem. İzlerken her andan bir mantık aramayın. Ana şablona odaklanın sonra zaten ne demek istediğini anlıyorsunuz. Günümüz insanlığı ve toplumsal düzen üzerine eleştirel bir yaklaşım da var diyebilirim. Kelebek Etkisi kadar olmasa da ona yakın bir film arayan varsa buyurun film sizindir. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Vayyy sonu iyiydi. Güzel yere bağlamışlar.","label":6} {"text":"Ben bu tarz fantastik filmlerden hoşlanmama rağmen Narnia Günlüklerine bir türlü alışamadım. Anlatılanlara, tüm bilinen Fantastik Romanlarının öncüsüymüş bu film özellikle Yüzüklerin Efendisi romanın bu romandan esinlediği söyleniyor, ancak bu film özellikle tam tersini kanıtlıyor. Ben bir ara acaba Yüzüklerin Efendisinin DVDsini mi seyrediyorum dedim içimden, bu kadar mı bir filmden sahne araklanır ben Yüzüklerin Efendisinin yapımcısı olsam sanırım bu adamlar dava ederdim. Bir de kim ne derse desin Narnia Günlükleri anormal derecede din ve siyaset kokuyor en azından alt metinlerde bu da izlerken insanı gerçekten zaman zaman gerebiliyor. Yine de konuşan hayvanlar ve cüceler filmin güzellikleri. Ancak sanırım ben yine de bu filme bir türlü alışamayacağım.","label":5} {"text":"o taşlar sanki birer birer bana atıldı.çok etkilendim.ifade bile edemiyrm.huhukun ne kadar önemli olduğunu,cahilliğin wahşi bi haywandan daha tehlikeli olduğunu gördüm.islamı bildiğini sanan cahil insan bile demek istemediğim warlıkların dinimizde ne kadar kutsal bir yere sahip olan kadınlara muamelesini kaldıramıyorum.ne kadar zor oralarda kadın olmak.oysaki kadın korunmaya muhtaçken...nasıl bir ölüm cezasıdır.düşündükçe çok kötü oluyrm","label":9} {"text":"kurulun koltuğunuza alın yanınıza çerez cips keyifli bir 1,5 saat geçirin sorunlarınızı unutun. sizi yormadan gevşeten bir film izleyin efem.7/10","label":6} {"text":"... vakit kaybı olduğu kesin de, çerezlik bile diyemedim ben bu filme. Çocukluktan beri birbiriyle yaşayan iki insanın, birbirlerine aşık olup olmadıklarına hala karar veremeyip, bi on yıl da başkalarıyla evliliği denemeleri, çoluk çocuk sahibi olmaları ve en sonunda hepsini yüz üstü bırakıp; \"hmmm, biz meğerse birbirimiz için yaratılmışız\" demeleri aşk oluyor öyle mi? Peki ya geride kalanlara ne olacak? Etik, özsaygı, sorumluluk? Ne zaman büyüyeceksiniz siz? Acilen karantinaya...","label":3} {"text":"çok sanatsal bir yer yön aramadan izlenildiği zaman akıp giden giderken de sizi götüren bir film. ne komedi kahkalarla verilmiş ne de dram ağlatacak cinsten ama bu hiç rahatsız etmiyor aksine bir gerçeklik hissi veriyor. . ikili ilişkilerde beceriksiz olanların biraz daha fazla kendini bulacağı bir film.","label":5} {"text":"Güzel diyebilriiz....özellikle Athena Gökhan çok komikti...","label":6} {"text":"Scarlett Johansson, kendini bulmaya çalışırkenya da hırslarının peşinde koşarken ortalığa nifak tohumları saçan tatminsiz kadın rolüyle tekrar karşınızda.. da daa da dam..! Oscar Wilde aforizmaları bile filmi kurtarmaya yetmemiş..","label":5} {"text":"yine sürprizler yine farklı bir final 3,5/5","label":6} {"text":"bu filmin bu kadar az kişi tarafından bilinip, izlenilmesine şaşırdım. bazı şeyler insanın gözüne sokmadan sade, etkileyici bir şekilde yansıtılmış. insanın içine işliyor adeta. saroyan ın yaptığı yolculuk, yazdıkları film boyunca sanki karşımda ki birini dinliyormuş gibi hissettim. birçok duyguyu içinde barındıp ve birçok şeyle yüzleşmenizi sağlayan belgesel niteliğinde olan bu film aynı zamanda yol filmi olarakta nitelendirilebilir.","label":7} {"text":"?Invictus? {Yenilmez ? 2009} / Clint EastwoodSinema dünyasının 80'lik çınarı Clint Eastwood son 7'8 yıldır sürdürdüğü aşırı üretkenliğini belli bir başarı seviyesinin altına düşmeden sürdürmeye devam ediyor. Son filmi ?Invictus? da her zamanki gibi yılın başarılı filmleri arasına güç bela girmeyi başarıyor.Karşısındakine en ufak bir acıma duygusu olmadan kurşunlar yağdıran Clint Eastwood'u hem yönetmen koltuğunda hem de sahnede görmeyeli çok uzun süre oldu. Geçen yılki ?Gran Torino? bile Eastwood'un o acımasız tiplemelerinin yıllar öncesinde kaldığının kanıtı gibiydi. Yaşlılığın getirdiği bir sonuç mudur bilinmez son yıllardaki en sert filmleri bile hümanizm üzerineydi usta sinemacının. Belki o kirli sakallı, arada sırada ateş etmekten zarar çıkmayacağını savunan karakterleriyle tanıdık ve sevdik Eastwood'u; ama bu yeni insancıl yaşlı adama da herhalde kimsenin itirazı olmuyordur.Kuşkusuz Nelson Mandela hakkında bir film çekmek kuşkusuz bu insancıl sinemacımız için çok doğru bir tercih olmuş. Filmin hemen açılışında futbol oynayan siyah çocuklarla ayrı bir yerde rugby oynayan beyaz çocuklar ülkedeki zıt kutuplaşmayı resmetmek adına oldukça açıklayıcı bir sahne. Halkın genelinin çok sevdiği rugby sporu daha önemli sorunlar olsa bile Mandela'nın ilgilendiği ve öncelik verdiği en önemli konu haline geliyor. Ülkedeki birçok alan gibi zayıf kalmış rugby milli ekibinin yaklaşan Dünya Kupası'nda alınacak bir başarıyla ülkenin tek yürek olmasına inanan Mandela bunun için de takımın kaptanı François Pienaar(Damon) ile temasa geçmesi inandığı bu yolda en önemli adım oluyor. Birçok başkana göre hem samimi hem de karizmatik olma özelliğiyle oldukça ayrıksı duran Mandela ile ülkesindeki karışık ortama pek de kulak asmayan Pienaar'ın arasında oluşan bağ da kaçınılmaz olarak filmin en dikkat çekici unsuru oluyor.Girişte Mandela'nın nasıl bir insan ve nasıl bir lider olduğunu göstererek bizlere tanıtan Eastwood; filmin gelişme bölümünün oldukça durağan ve heyecansız bir halde ilerlemesine engel olamamış maalesef. Neyse ki finaldeki kurallarını dahi bilmediğimiz, bizlere çok uzak olan bu spor müsabakasını büyük bir heyecanla izletmeyi başarıp; filmi de kurtarmış. Başlangıcından sonunu tahmin etmenin pek de zor olmadığı bir hikâyeye sahip olan filmde kuşkusuz Eastwood yine büyük bir titizlikle dönemi perdeye taşımasını bilmiş ve senaryo duraksasa bile filmin atmosferi ve gerçekçiliği izleyenin de filmden kopmasını engellemiş. Kuşkusuz bunda Morgan Freeman'ın ve Matt Damon'un payı da büyük. Son yıllarda artık yönetmenin bir fetiş oyuncusu haline gelen akranı Freeman oynadığı birçok çerez filmi unutturarak halen hayatta olan Mandela'yı unutturup; o her zamanki sakin ve sempatikliğiyle karaktere mükemmel bir yorum katıyor. Rol için zorlandığını itiraf eden Freeman'ın yanı sıra son dönemin çıkıştaki oyuncusu Matt Damon ise rolü için fazlasıyla efor harcamış ve bir bakıma metot oyunculuğun örneklerinden birini göstererek canlandırdığı Pienaar ile çalışmalarda bulunmuş.Perdede izleyip de unutamadığımız ne o biyografik ne de tarihi bir dönemi yansıtan o unutulmaz filmlerinden biri ne yazık ki olamayan ?Invictus?; keyifle izlenip Clint'in geçen yılki filmleri daha iyiydi diyeceğimiz bir yapım?","label":6} {"text":"Tobey Maguire'den sonra hiçbir Spider-man'i seveceğimi düşünmüyordum, hep ön yargılı kaldım yeni oyunculara; ama bu film tüm ön yargımı kırdı, gerçekten çok başarılıydı. Klasik bir kötü süper kahraman - iyi süper kahraman savaşı göreceğimi zannediyorum ama öyle olmadı, konusuyla ve gidişatıyla gerçekten seyircinin yüzüne tokatı vuruyor. Gitmenizi öneririm. Hem komik, hem aksiyon dolu, hemde benim gibi eski Spider-man sevdalarını sevindirecek bir film.","label":8} {"text":"bu filme güzel demek diğer bütün filmlere haksızlık olur. sıkıcı ve çok uzun bir filmdi. hatta arada ki geçişlerden filmin konusunda bile bir çok kopukluklar oluyor anlamak imkansızlaşıyor.","label":2} {"text":"kemal sunal - bu kadar parayla şey bile çekilmez. ali şen - ne çekilmez. kemal sunal - niyet. kalekodur hortum budur. - boru değil hortum, yekpare, ek yeri yok, nereye sokarsan sok. gücümü üfler pisküvülerine borçluyum; üfler besler, üfler güçlendirir, üfler üfler.\" -halk kahramanı olacam ben -hadi lan ordan -a baba halk kahramanı olacam diyo bu, sakın komünist falan olmasın -destur de deyyus -biraz yürüsek -ama ben bakireyim","label":6} {"text":"Ang Leeye teşekkür etmek lazım, bu kadar muhteşem bir film ortaya çıkarıp bizlere sunduğu için.Pek sevmem bu tür filmleri fakat ayda yılda bir tane çıkar onlarda güzel olur.Ying Xiong, Man cheng jin dai huang jin jia, Shi mian mai fu gibi.Görsellik inanılmaz, müzikler, diyaloglar, görüntüler ve abartılardan harika yararlanış.Kaçırmayın.","label":7} {"text":"Öncelikle şunu söylemeliyim ki filmin kısalığı benim de hevesimi kursağımda bıraktı. Çünkü oyuncu seçimleri, hikayeye giriş ve olayların gelişimi böyle yeni bir seriye göre iyiydi ve ben beğendim.Ama filme o kadar kötü bakanları anlamıyorum. Tamam ben de filme dört dörtlük demiyorum. Ama filme bu kadar kötü yorum yapanları okumak da canımı sıktı. Bu filmde dörtlünün nasıl birleştiğini, nasıl oluştuğunu ve nasıl birlikte yürüdüklerini görüyoruz. Bence hatta önceki seride anlatılmayan şeyler, havada kalan şeyler bu filmde tamamlanmış gibi. Örneğin Dr. Doom'ın neden olaylara böyle baktığını, bu şekilde tepki verdiğini anlamış oluyoruz. Zaten filmin devamının geleceği de sona doğru belliydi. Çünkü Dr. Doom'ı geçitten atmaya çalıştıkları ve attıkları kısım aceleye getirilmişti. Bunu devamının geleceğine bağlıyorum. Yani Dr. Doom geri gelecek bence. Bence sonundaki o hareket de çok güzeldi. Aksiyon anlamında da bence yeterli sahne vardı. Çünkü anlatılmak istenen bir başlangıç vardı, bir olay vardı. Bunu bozmamak için bence aksiyona çok yer vermemişler. Bence filmi bu kadar kötü eleştirmek yerine filmin serisinin geleceğini, bunun daha bir başlangıç olduğunu anlamanızı ve film için iyi yönde beklenti içinde olmanızı öneririm.[spoiler][/spoiler]","label":6} {"text":"Tom, oynaman için şantaj mı yaptılar? Tell the truth man!","label":4} {"text":"Özcan denizden beklediğimin üstünde bir film olmuş.Gündelik konulara ustaca el atmış,sebeplerini,nedenlerini açık bir şekilde ele almış fakat filmin temel sorunu komedi ile ciddiyet arasındaki çizgiyi bozması.Bir türlü kendi standartlarını oturtamayan bir çalışma olmuş.Buna rağmen keyifle izlediğimi belirtmek isterim. 5.5/10","label":4} {"text":"Boyle bir kadronun yer aldigi bir film nasil ortalama alti olabilir anlam veremedigim film. Ah Gary ah...","label":4} {"text":"Her sene gereksiz abartılan bir film çıkar Hollywood'dan.Geçen seneki de ''The Hurt Locker''dı.Ama akademi hızını alamadı 6 dalda da Oscar verdi.Gerçekten ilginç. En iyi senaryo ödülünü bile senaryosu olmayan bu film aldı ki,sırf bu artık dizginlenemeyen çığırtkanlığın Oscar'ın değerini birçok seyirci için düşürdüğü kesin.","label":6} {"text":"Filmin konusunu duyduğumda, özelliklede gerçek bir hikaye olduğunu öğrendiğimde bu filmden çok şey beklemiştim. Ama bence konuya yazık etmişler. Beklediğimi bulamadığım yer yer sıkıcı bir film olmuş.","label":5} {"text":"Son yıllarda artışa geçen çarpık aik hikayelerini anlatan bir film. Bu filmler içerisinde bana göre kendisine iyi bir yer edinmiş. Film ülkemizde fazla beğenilmese de benim beğenimi kazanmayı başardı. Herkese göre olmayan, yer yer dramatik ve romantik bir film olmuş. Özellikle de Laura Dern’in oyunculuğu çok başarılıydı. Mark Ruffalo ve Naomi Watts da iyi performanslarıyla filme yakışmışlar.","label":6} {"text":"Asghar Farhadi`nin yine yalın anlatımlı bir filmi. insanı son sahneye kadar meraklandıran, yalan üzerine kurulu etkileyici bir film acı bir son bitmeyen acıdan daha iyidir","label":7} {"text":"evt tişört benm de dikttimi çekti... ama apartmanın merdivenlerini bile saymayın direk atlayın bu bile daha heyecen veirici... tamamen boş bir film zaman kaybı... atla yahu..","label":0} {"text":"Eh çok bir alternatif yoksa belki, bazı espriler inanç terazisinde sorun yaratabilir, hassas bir konu aman dikkat.","label":4} {"text":"Etkileyici bir film olmuş. Film boyunca kendinizle sürekli bir sorgu halindesiniz, en azından ben öyleydim. Bir müddet sonra doğruyu ya da yanlışı aramayı bırakıyorsunuz, filmin büyüsüne ve müziklerine kendinizi kaptırıyorsunuz. Aslında filmin sorduğu soru çok net, Devlet, bir insanı katilde olsa öldürebilir mi? Bu hakka sahip mi? ya da olmalı mı? aslında cevabını da kendi çok net vermiş film içinde. Bireysel olarak bunun cevabını vermek benim için oldukça zor. Çünkü burada ne yazarsam yazayım, bu fikrim gün be gün değişecek.13 yaşında kız çocuğuna tecavüz eden bir sapığın haberini okuyunca, gebersin! diyebiliyorsam, devlet bu adamı öldürmesin demem çelişkilerin en büyüğü olur. Ne olursa olsun, filmde de değinildiği gibi 'Öldürmek kötü bir şeydir, kim tarafından yapılırsa yapılsın.' 3 saniyede kendimle de çelişebiliyorum böylece. Filmin ebeveynler üzerinden giden yönünü de çok sevdim. Çok sıkmadan bu olayın iki taraflı olduğunu ve psikolojik yönlerini çok iyi aktarmış.","label":7} {"text":"Filmi bugün sinemada izledim.Baştan şunu söylemeliyim ki film durağan bir film zaten izlemeden önce de filmin durağan bir film çıkacağını tahmin etmiştim yani benden söylemesi sakın filmi izlemeden önce çok heyecanlı bir beyzbol filmi beklemeyin.Filmin genel olarak durağan bir temposu olmasına rağmen etkilileyici bir film zaten oyunculuklar bile filmden etkilenmenizi sağlıyor özellikle benim en sevdiğim oyunculardan biri olan Jonah Hill çok iyi oynamış filmde yine sempatik bir rolde,Brad Pitt tam bir karakter oyuncusu olduğu ortada yine karakterini iyi yansıtmış.Filmde beyzbol maçından görüntülere genel olarak çok fazla yer verilmemiş ama filmin bazı yerlerinde beyzbol maçlarından da görüntüler var film daha çok beyzbol sahasının dışındaki yaşanan olayları gösteriyor açıkçası ama filmin ikinci yarısındaki beyzbol maçı sahneleri heyecanlı filmin temposunun arttığı dakikalar.Filmin sonlarında açıkçası biraz sıkıldım biraz fazla uzatılmış sanki.Bu tür filmlerde bence soundtracklerin çok büyük katkısı vardır yani durağan olan filmin etkileyiciliğini arttırır ama filmde çok etkileyici soundtrackler yok maalesef.Ben filmi genel olarak beğendim bence izlenmesi gereken bir film,durağan filmleri sevmeyenler fime yanaşmasın derim,bence bu yıl Oscarda birkaç dalda aday olabilecek bir film,tavsiye ederim. 7.5/10","label":6} {"text":"Belli ki senarist filmde bir şey anlatmaya çalışmış. Oyunculuklar süper. Sinematografi mükemmel. Konuyu bir türlü çözemedim bazı şeyler yarıda kalmış. Eleştiri yaparken eleştiri yapmayı bilin arkadaşlar.","label":5} {"text":"Oldukça klişe ve klasik bir film. İzlerken çok eğlensensemde bence biraz daha aksiyon olması gerekirdi ortalama bir film olsada bence kesin sinemada deneyim edin daha çok eğlenirsiniz. 10/6","label":5} {"text":"En güzel spoileri veriyorum, film harikaydı! İzlemnmesi gereken mükemmel bir film kaçırmayın derim :)","label":9} {"text":"çok tatlı, hafif, sıkmayan, müzikleri harika, insani 16 yaşına götüren, izlerken suratınızda daima bir gülümse bırakan, her yaştan izleyiciye hitap eden gayet güzel bir film. çok mutlu oldum....","label":7} {"text":"Müjdat Gezene sinir olduğu için , onlarca filmi bir yana , 1985 yapımı , unutulmaz Murtaza filmine rağmen kayda değer filmi yok demek , sadece ülkemize özgü bir duygusallık olsa gerek.Biraz emeğe saygı lütfen!","label":9} {"text":"ekşi sözlükte az önce harika bir yorum gördüm çok hoşuma gitti. \"her daim canlı, hatta online oynanan tek aziz nesin oyunu.\"","label":7} {"text":"aksiyon yönü pek olmayan zengin kadrosuna ragmen vasati bir seri filmi 2,5/5","label":4} {"text":"Çocuklar için bile fazla çocukça diyebilirim 2/10","label":1} {"text":"Tek kelimeyle süper bir filmdi. Hem aksiyon var hem de komedi ikisi de birbirinden güzel olmuş. Bence mutlaka izlemelisiniz. Ben başucuma aldım ve arşivimde saklayacağım ileride tekrar tekrar izlerim...","label":7} {"text":"overrated","label":0} {"text":"Filmin hikayesi müthiş bir azim ve kararlılık örneği... Filmin baştan sona, gerçekçilikten bağını koparmadan final yapması da ayrı bir başarı. Olayı cok dramatize etmeden izleyiciye veriyor. İzleyin efenim...","label":8} {"text":"...cocukluk kahramani olan Superman#39;a olan askindan, X-Men serisinin son filmini Brett Ratner#39;a emanet etmeye razi olan Bryan Singer, Superman#39;in bu donusunu mujdeleyen filmiyle ne seyircilerden ne de elestirmenlerden bekledigi ilgiyi goremedi. Bunun bircok nedeni var tabi ki. 1978 tarihinde beyazperdede ilk kez Christopher Reeves suretinde gorunen Celik Adam, zamaninin belki de buyuk butceli tek cizgi roman uyarlamasiydi ve Donner#39;in ellerinde sinema tarihinin klasikleri arasinda fazla zaman gecmeden yerini aldi. 1980 ve 1983 tarihlerinde gelen devam filmleri, ilki kadar basarili degillerdi gerci ama yine belli bir keyifle Celik Adam#39;in maceralarini izleyen seyirciyi bir yere kadar memenun etmeyi basardi. 1987 tarihli, gunumuzde belki de cogu kimsenin varligindan bile haberdar olmadigi, bilenlerin de adini bile duymak istemedikleri 4. film -inanilmaz derecede komik ve kotu bir film gercekten- serinin sonunu da getirmisti. Singer, WB#39;un seneler suren ugraslarinin ardindan yonetmen koltuguna gecen isim oldu. Filme gelirsek... Uzunca bir sure dunyadan uzak kalan Celik Adam, dondugunde tek aski Louis Lane#39;i evlenmis ve erkek evlat sahibi bir anne, hatta ve hatta kendisinin dunyayi bu terkedisiyle ilgili ele aldigi makaleyle Pulitzer odulu sahibi bir gazeteci olarak buluyor. Singer bu gercek yuzunden, uzunca ayriligin ardindan iki sevgilinin tekrar bir araya gelisi tarzinda hikayesini romantizm agirlikli olarak ortaya koyunca seyirci de dogal olarak bu yeni filme burun kiviriyor. Sonucta bu bir cizgi roman uyarlamasi, karsimizda da essiz guclere sahip bir kahraman var. Seyirci seneler sonra gelen bu filmle aksiyon diye inim inim inliyor, Singer ise hikayeye derinlik katmak, siradan bir cizgi roman uyarlamasi olmamasi icin turler arasinda gezinti yapmak niyetine bekleyin bekleyin diyor. Sonunda da beklentileri karsilayamiyor. Aslinda devam filminin gelme olasiligi kacinilmaz oldugundan bu filme fazla yuklenmemesi normal karsilanmali Singer#39;in. Ancak hakikaten de filmin ilk yarim saatine denk gelen tek bir beyzbol sahasina ucak indirme sekansi var ki inanilmaz heyecanlandiriyor gercekten, ama gerisi bir turlu gelmiyor. Ayrica seneler gecmis fakat hala bir 5. Superman uyarlamasinda Lex Luthor#39;u yeniden bas dusman olarak gormen biraz can sIkIyor acikcasi. Onlarca dusmani varken Celik Adam#39;in hala ozel guclere sahip olmayan bir insanla savasi pek cazip gelmiyor artik. Ancak filmin senelere sonra teknolojinin de yardimiyla karsimiza getirdigi pek hos yanlari da var, bu bir gercek. Superman artik beyazperdede nerdeyse gercekten ucuyor, kursundan hizli hareket ediyor (1980 tarihli ikinci filmde Eifel Kulesi#39;ne varmasi komik bir sekilde dakikalar aliyordu), tonlarca agirligi zorlanmadan kaldiriyor (bir kara parcasindan bahsediyoruz, okul servisinden degil) vb. Brandon Routh cok iyi bir secim, hem role cok yakisiyor hem de Reeves#39;e olan fiziksel benzerligi bir nevi saygi durusu niteliginde (zamaninda nasil da Nicolas Cage dusunuluyordu bu rol icin, hala inanamiyorum!!). Spacey de Luthor rolu icin bicilmis kaftan, ancak biraz abartili oynadigi da gercek. Kisacasi oyuncu kadrosunda falsosu bulunmayan bir film Superman Returns. Singer bu filmden cikartacagi derslerle hatalarini kabullenip, 2009#39;da karsimiza cikacak devam filmiyle gercekten cok saglam bir donus ortaya koyacak sanirim. Bu filmin bize verdigi o surpiz gelismenin de hikaye akisini nasil etkileyecegi de baska bir merak konusu. Superman Returns#39;u izleyenler cogunlukla bu gelecek devam filmine burun kiviriyorlardir simdiden, ancak ben gercekten sabirsizlaniyorum, adi bile heyecanlandiriyor... Superman: The Man of Steel...(6/10)","label":5} {"text":"teknoloji, sanal gerçeklik yeni işlenen konular değil ama cronenberg’in elinden çıkanlar orijinal oluyor diğer filmleri gibi.İnsanı oyuna bağlayan kablolar, anne rahminde anne ve çocuğu arasındaki baglantıyı olusturan göbek kordonuna benziyor.Film video oyunlarının, bilgisayar oyunlarının, ’sanal’lıkla, gerçek dünyanın içiçe geçmesinin bir eleştirisi, gelişmelerin tehlikelerinin gösterilmesi olarak da görülebilir.basarılı bir film.","label":7} {"text":"Aslında görüntüden dolayı 1960larda çekildiğini zannettiğim ve bir dostum vesilesi ile izlediğim süepr bir film tavsiye ederm :D","label":8} {"text":"Kadroda ve yönetmen koltuğunda sevdiğim insanlar olduğu için izledim fakat çok beğenmedim ne yazık ki. Yine de bir ilk film için fena değil. Düştükleri komik durumları izlemesi zevkli olsa da, filmde eksik bir şeyler vardı.","label":5} {"text":"Bu film nasıl 7, 7 üstü almış hayret ettim. Sonunda, en son duyu kaybedildikten sonra söylenen sözler, anlatılmak istenen güzel, ama o kadar. Hani onu söylemek için böyle dönüp dolaşmak, uzatmak... valla billa vakit kaybı.","label":4} {"text":"Fragmanında gülmüştüm, filmden beklentim artmıştı. Çok eğlenceli ve hareketli bir film aslında, ilk filmden çok farklı bir tarafı yok. Her ikisinde de küçük sürprizler var. 22 Jump Street'in en eğlenceli sürprizi de yorumlarda da görüldüğü üzere kapanış jeneriği. Film o kadar hareketli ki; Jonah Hill'in bu iki filmden sonra kilo verdiğini de görüyoruz. Üçüncü film olsa Jonah Hill; Channing Tatumlaşabilir. İnce espriler ve üst düzey bir mizah yok. Basit, kafa yormayan, eğlenmelik bir komedi filmi. 7/10","label":6} {"text":"Adolf Hitler\\'le aynı gün dünyaya gelen Charles Chaplin\\'in 2. Dünya Savaşı sürerken çektiği belki de sinema tarihinin en eleştirel filmi. Kuşkusuz o yıllarda dünyanın en güçlü lideri olan Hitler\\'i izleyiciyi gülme krizine sokacak kadar komik; onun diktatörlüğünü yerin dibine sokacak kadar da zeki ve alaycı anlatan bu film tam anlamıyla bir başyapıt.","label":9} {"text":"shahid kapoor'a yakışır tarzda bir film olmuş. Oyunculuk harika film hoşuma gitti eğlenceli.","label":4} {"text":"İnanılmaz durağan ve konuşma dolu bi film, afişine bakınca konusunu okuyunca vede fragmanına bakınca beklenti çok büyüyor...","label":0} {"text":"26. Uluslararası İstanbul film festivalinde de gösterime girmiş bir film.. Festival filmlerini sevmeme rağmen, açıkçası ben filmi çok beğenmedim.. Filmde herkes sorunlu bir birey, söylemek istediği herşeyi havada bırakan, ağır işleyen bir senaryo..","label":4} {"text":"Emin olun tam bir western klasiği olabilecek bir yapım. Hem de en sağlmlarından biri olabilecek. En önemlisi filmin son yarım saatinde geçen silahlı çatışma sahnesi. Geçeğe hemen hemen yaklaşmış durumda. Çünkü o yapmacık filmlerdeki 10-300 mt atşta hedefleri vuran cinsten bir film çatışma sahnesi yok. Tam da o dönemde kullanılan hantal silahlara göre bir sahne yapılmış. Robert Duvall , Kevin Costner çokkkkk harikalar. 10/9","label":8} {"text":"Merhabalar. Bugün sizlere tarihin gizli kalmış gerçek bir öyküden uyarlanan bir film anlatacağım. The Imitation Game: Enigma (The Imitation Game), bu hafta Pinema'dan gösterime girdi. The Imitation Game (bizdeki çevirisiyle The Imitation Game: Enigma), bizleri Alan Turing ve arkadaşlarının II. Dünya Savaşı döneminde Alman Ordusu'nun kullandığı Enigma adı verilen bir şifrenin çözmelerini konu alıyor. Bu dorukta dünyanın gelmiş geçmiş en iyi matematikçilerini toplayan Alan Turing, şifreyi çözmeye çalışırken yeni bir teknoloji harikasının da hayatımıza girmemize sebep oluyor. Fazla konuşmak istemiyorum, bu filmde oyunculuklar mükemmel. Benedict Cumberbatch ve Keira Knightley'in oyunculukları eşsiz. Filmin yönetmeni Morten Tyldum (Hodejergene (Kafa Avcıları)'nin yönetmeni). Filmin senaryosunda Graham Moore. Bu filmde dahası En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar ödülü aldı. Kısadan hisse: Hikayesiyle tam bir başyapıt. Oyunculuklar mükemmel, müzikler tüylerinizi diken diken edecek. II. Dünya Savaşı'nda silah olarak Teknolojilerle kullanıldığını öğrenebilirsiniz. Oyunculuk: 9/10 Müzik: 10/10 Hikaye: 10/10 Genel: 10/10","label":9} {"text":"ilginç bir psikolojik gerilim filmi. Marine Vacth çok güzel bir kadın ve çok da başarılı. Sadece bakışlarıyla bile bazen masum bazen de öldüren cazibe olabiliyor. Her ne kadar erotik sahneler fazla olsa da filmin verdiği bilinçaltı mesajlarıyla birlikte uyum sağladığını düşünüyorum.","label":7} {"text":"Fışkıran görsel efektler ve eser miktarda oyunculuk arasında, izledikten sonra bende Cem Yılmaz'ın PC ekranından yazdırılan ''Cem Cem Cem'' sahnesini anımsatan ''Özgürlük Özgürlük, Birlik Birlik, Cesaret Cesaret'' mesajları verilmeye çalışılmış kofti bir film.","label":4} {"text":"bu filmde bir öncekinden daha kaliteli espriler olmasına rağmen önceki kadar gülmedim. belki de faruk karakterinin iticiliğiden kaynaklanmış olabilir. ama kesinlikle ailecek izlenebilecek ve hoş vakit geçirilebilecek bir film olmuş. bu arada oyunculuklar da göz dolduruyordu.","label":8} {"text":"Ice age den bin kat daha güzel ve eğlenceli bi film.iyi seyirler...","label":9} {"text":"Ana teması çok yabancı olduğumuz bir konu olmasa da, hikâyesi oldukça değişik bir film Janjan. Film, ülkemizde ?eskisine göre bir hayli azalmış olsa da- sosyal bir sorunu anlatıyor. Daha doğrusu filmin bir ayağı bu sosyal sorunla ilgili ancak sanırım sıra dışı bir aşk hikâyesini anlatmayı amaçlıyor film?Janjan'ı izlerken, Janjan'la Güzel arasındaki ilişkinin bir aşk ilişkisi olduğunu epey geç fark ettim. Sanırım bu benden çok yönetmenin hatasıydı. Filmi izledikten sonra okuduğum profesyonel bir yorumda da ?Ali Ercivan'ınki- aynı şeyden söz edilmiş ki hak vermemek imkânsız. Gerçekten de Janjan'la Güzel arasındaki aşkın nasıl başlayıp geliştiğine dair müneccim olmamızı bekliyor Aydın Sayman. İkili arasındaki geçen olaylar daha çok Janjan'ı masum bir sapık kategorisine sokacak türden hareketler. Üstelik Güzel'in bundan rahatsız gerçekten rahatsız olduğu söylenemez ki onda da var yani bir sorun : ))Hikâye iyi olsa da, kamera ve ışık kullanımı açısından zayıf kaldığı söylenebilir filmin. Ayrıca filmde replikleri bir hayli fazla olan karakterlerde de bana göre ciddi bir inandırıcılık sorunu var?Filmle ilgili söylemek istediğim son şey ise şu: Film, Kütahya'nın bir kasabasında (veya köyünde) geçiyor, yani Ege'de. Bölgeyi tanıyan, insanını bilen ve esasen de Egeli biri olarak, hiç yoktur demiyorum ama Ege'de bu tarz olaylar oldukça az yaşanır. Ve ben filmin başlarında 43 plakayı gördükten sonra filmi algılamam oldukça değişti ve kafamda ciddiye alınırlığı zayıfladı filmin. Elbette bu benle ilgili bir şey ama hikaye Ege'de geçmese benim açımdan daha inandırıcı olurdu?Birtakım eksikleri olsa da bence güzel bir film Janjan. Aynı zamanlarda çekilen diğer Türk filmlerinden bariz bir şekilde ayrılıyor. Değişik şeyler izlemek isteyen arkadaşlara tavsiye ederim?","label":5} {"text":"Bir yere kadar enteresan ve heyecanlı ama bir yerden sonra bütün oyuncu kadrosuna rağmen can sıkıcı bir hayal kırıklığı..","label":3} {"text":"Uğur Yücel döktürmüş ama o kadar. Fazla boş vaktiniz varsa izleyin yoksa televizyona düşmesini bekleyin.","label":4} {"text":"\"Öbür dünyada cenneti vaad edenler, bu dünyada cehennemi yaşatanlardır\" sözünün güzel bi açıklaması olmuş bu film.","label":7} {"text":"Komedi ile başlayan sonra drama dönen komedram bir film. Özellikle babasını ciddiye almadığı sahne insanın içini cız ettiriyor. Adam Sandlerında harika oyunculuğuda cabası sanırım en iyi makyaj dalında oscar a aday gösterilmişti. İzlenesi, yanakalarından öpülesi bir filmdir.","label":7} {"text":"Yönetmen her karede \"ben aslında fotoğrafçıyım\" diye mi bağırmış? Yoksa fotoğrafçılık onu bırakmamış mıdır nedir bilmem ama olmamış, olamamış.","label":5} {"text":"Enteresan bir film..Durgun,akıcı ve gerilim dolu..Katile bazı sahnelerde hayret ettim gerçekten..Hani yüz yüze gelsek söyleyeceğim tek kelime şu olurdu herhalde,senin problemin ne dostum..","label":7} {"text":"binnur kaya diyorum başka hiçbirşey demiyorum mükemmeeeeel ötesi....","label":9} {"text":"USA in yayılımcı imparatorluk serüveninin önemli filmlerinden biri, sen çok yaşa USA, UK - geri kalan ırklar insanlar kimdir nedir ? hele Japonlar ? :) sürünün siz Japonlar, belki de bu filmden sonra Japonlar köprü olayını içlerine sindiremediler ve şimdi dünyadaki en sağlam köprüleri onlar yapıyorlar. Politik kısmını unutalım, film fevkalade! Nerelerde çekilmiş öyle! nasıl bir güzellik ve filmin sonu... bir çok insani duyguyu iç içe geçirmiş, \"hadi bee\" dedirten bir son, ciddi üzülmüştüm son sahnede... uzun ama kesinlikle izlenmesi gereken bir film","label":7} {"text":"oyunculuklar çok abartılı olmasa daha iyi olabilirdi.bence daha yakın dönemi anlatan filmlerde çekilmeli.sonuç olarak hepimiz bu filmdeki dönemler hakkında bilgi sahibi sayılırız","label":4} {"text":"\"birgün ormana yolunuz düşerse etrafı dikkatlice dinleyin... iyi birçocukolursanız belki aşırıcıları bile görebilirsiniz\"","label":7} {"text":"Ne yalan söyleyeyim Cem Yılmaz'ın Diamond Elite gösterisinden daha çok güldürdü.","label":6} {"text":"Dabbe den sonra izledim en güzel kokunç filim buydu daha önce çekilmiş filimlerden daha kaliteli izlemenizi tavsiye ederim....","label":9} {"text":"Büyük paralar harcandigi belli olan, Türk sinemasinin ihtiyaci olan bir eser oldugunu düsünüyorum. Filmin eksikleri yok degil tabi ki ama çokta göze batan bir hata yok. Faruk Aksoy'un Çilgin Dersane'den sonra büyük bir seviye atladigini söyleyebiliriz.Oyunculuklar ve makyaj son derece basariliydi.En azindan Türk sinemasindaki konumundan ötürü her Türkün görmesi gerektigine inaniyorum","label":8} {"text":"senaryo olarak zayıf ancak jason'ın oyunculugu ve fılmın hareketli sahneleri izlemeye deger..","label":6} {"text":"Intouchables'ın yanına bile yaklaşamaz. Ama güzel bir romantik/komedi-dram filmi olmuş. Bir sefer de engelli karakterin multi milyoner olmayan versiyonunu görmek isteriz. Bakalım o da bu kadar beğenilecek mi? Bir de bu Tywin Lannister ne çektiyse çocuklarından çekti be!","label":7} {"text":"Drew Barrymor’un tatlılığı dışında beğenmediğim bir film.Vakit kaybı.","label":4} {"text":"Yonetmenin eski filmlerini cok begendim diye izledim ve uykumdan feragat ettim ama keske uyusaymisim. Siyahi insanlarin utanc verici sekilde kole olarak kullanildigi filmlerin bir cogunu izlemisimdir ve hepsinden birer sahne aklima gelir ama bu filmde benim aklimda kalan hic sahne yok. Basrol haric diger oyuncularin birer dakika rolu ya var ya yok. Filmde tum sahnelerden sonra ne olacak tahmin etmek icon 50 iq yeterli. Yonetmenin eski filmlerini sevmemin en onemli nedeni muzik ve bu filmde maalesef muzik yok. Gerilim desen degil tamamen klise bir intikam filmi. Aldigi puanlar da bence cok yuksek hakettigi puan 4 ve ne filmler var buna kadar kesinlikle sole guzel bi film izleyim de keyfim yerine gelsin diyenlere onermem. Acikcasi kimseye onermem","label":1} {"text":"Film 1930'lu o soğuk, tekinsiz, karanlık siyasiberlin havasında;çaresizlerin sığındığı bir alanda geçiyor. Liza minelli tarafından canlandırılan sally bowles karakterisinema tarihinde önemli bir yerdedir. Özelliklede MEİN HERR veCABARET şarkıları cok güzeldi.. bob fosse tarafından başarıyla kotarılmış müzikaldir.. izleyin ön yargılı olmayın müzikal diye!!!!! 1973'deki oscar töreninde en iyi film oscarını kazanmış THE GODFATHER 3 ödül, CABARET filmi ise 8 ödül kazanması dikkat çekiciydi.","label":7} {"text":"Ridley Scott sen neler yapıyorsun ya sen nasıl harika bir yönetmensin hiçbir yönetmen ardarda bu kadar iyi film çekemez istesede yapamaz bu adam bir başka şimdi her şeyden önce filmi konuşalım film last duel kadar olmasada yine de büyüleyici bir film olduğunu çok rahat söylerim film size 2 saat 37 dakika boyunca birbirinden usta oyuncularla çok iyi bir film vaat ediyor ve bunu en iyi şekilde karşılıyor insanların neden bu filmi sevmediğini anlamış değilim bu arada şimdi bir geleceği görme tahmini yapıyım bu filmde last duel gibi gişede çakılacak şimdiden söyleyince geleceği görme gibi olur","label":7} {"text":"Düğün filmleri yeniçağ romantik komediler içinde bir alt tür olarak yer edinmeyi başardı. Kimilerine bıkkınlık verse de (Runaway bride, Four weddings and a funeral ve belki muson düğünü başı çekiyor) her düğün filmini tatlı bir tebessümle izlerim. ?My big fat greek wedding? nam-ı diğer ?Kalbinin Sesini Dinle'J filmi de bunlardan biri. Yunan kültürüyle bezenmiş bir düğün sürecinin gerçekten başarılı bir şekilde betimlendiği filmde çok klişe olan aşiret dışından evlendirme konusu da aşırı bir şekilde göze batmıyor. Oyunculuklardan da çok bir şey beklemeden gidilecek filmde önemli olan etkenin moral durumunuzu bir anda pozitife çevirebilecek gücüllükte kotarılması olarak düşünüyorum.Daha önce Muson Düğünü filmiyle karşımıza çıkan hem ülke kültürünün belgeseli hem de romantik,komik bir düğün betimlemesi yapılmaya çalışılsa da bunda başarılı olunmadığı görülmekte .Yunan Kültürü sadece birkaç tane öğesiyle yansıtılmış bu da film içerisinde tam bir belgesel inandırıcılığına ulaşabilecek nitelikte değil dolayısıyla sadece ?romantik ve hafif komik? bir film olarak kalmış Filmde komşudan Türkiye'ye bazı göndermeler de yok değil. Eski kafalı bir yunan ninenin Türk düşmanlığı,Türk yunan dostluğunun tomurcuklarının gizli olduğu bazı espriler kültürlerimizin (bilhassa müzik tiplerinde) ne kadar yakın olduğu gibi öğeler mutlaka dikkatinizi çekecektir J.Tavsiye EderimBol sinemalı günleeer","label":7} {"text":"Güzel bir korku hikayesi olmus , yilin filmi degil ama güzel","label":3} {"text":"Yıllar içinde 4 belki 5 kez izlemişimdir. Basit kamera oyunlarıyla dahi gerilim ve korkuyu damarlarınıza kadar işlemeyi başarabilen ve ters köşe finali yanında 6-7 yaşındakilerin bile mükemmel oyunculuk sergilediği vazgeçemediğim bir film. Bu filmi izlemeyenler izlemediğim korku gerilim kalmadı demesin, baş ucudur. 9/10","label":8} {"text":"Agatha Christie 1890 – 1976 yılları arasında yaşamış, edebiyat dünyasının en iyileri arasına adını altın harflerle yazdırmayı başarmıştı. Dedektiflik ve cinayet romanları ile ünlenen isim, yazdığı sayısız eserle türe de yön verdi. Polisiye roman denince akla ilk gelen isimlerden olan Agatha Christie, kendi alanında son derece büyük başarılara imza atmış, yazdığı her roman birçok kez basılmış ve milyonlarca okuyucuya ulaşmış İngiliz bir yazardır. 1890 yılında dünyaya gelen Agatha Christie, herkesin bildiği Hercule Poirot adındaki dedektif karakterinin yaratıcısıdır. Agatha Christie’nin çok sayıda sanat ürünü beyazperdeye de uyarlandı. Aralarında şaheser diyebileceğimiz film uyarlaması ise oldukça fazla Yaşamının son yıllarda İngiltere’nin en yüksek düzeydeki onur unvanına layık görülmüştür FİLME İLE İLGİLİ YORUMUMA VE GÖRÜŞÜME GELİNCE Öncelikle ilk değineceğim konu süleymaniye'nin galata kulesinin arkasında ayasofya, sirkeci garı ve kapalıçarşı'nın yan yana olduğu bir adet istanbul içeren film. hoş develer ve şeyhler görme ihtimali yanında bu istanbul'un imajı bayağı hoş olmuş Agatha Christie'nin kaleme aldığı, belki de tüm zamanların en ünlü cinayet romanı olan Murder On The Orient Express'in beyazperdeye bu sefer Kenneth Branagh tarafından uyarlanmış versiyonuyla karşı karşıyayız Poirot rolünde Kenneth Branagh resmen oyuncu olarak döktürmüş hatta şu ana kadar beyazperdede Poirot'u canlandırılan oyuncuların içerisinde en iyisi diyebilirim. Ayrıca filmin bütün oyuncu kadrosu da Kenneth Branagh’nın yanı sıra Daisy Ridley, Tom Bateman, Penelope Cruz, Johnny Depp, Michelle Pfeiffer gibi birbirinden ünlü sinema dünyasının yıldız diyebileceğimiz isimlerle dolu olması bile filmi izlenebilir kılıyor filmdeki prodüksiyon dizaynı, kostümler, müzikler, kısacası teknik bakımdan her şey benim gözümde kusursuzdu sonuç olarak Murder on the Orient Express / Doğu Ekspresinde Cinayet izlerken sizi sıkmayan hoş bir seyirlik","label":7} {"text":"Güzel bir filmdi. Noir severlerin kaçırmaması gerekir. Senaryo ve oyunculuklarda güzeldi. Ne ara başladı bitti iki yudum şaraba kör bakıyım ki anlamadım. Öneririm","label":6} {"text":"Hali hazırda başyapıt olan bir eseri, nasıl berbat bir film yaparsınız ? Sorunun cevabını filmi izledikten sonra öğreniyorsunuz; Özgün bir hikayeyi son derece sıradanlaştır, üzerine de berbat oyunculuklar serpiştir. Karşınızda 2017 model Amerikan Death Note...","label":2} {"text":"tolkien in yarattığı orc larla türkleri kasdettiği söylenir bu bir geyik midir nedir bilinmez ama, içime isnerak izlemedim seriyi. ortada bir grup kahraman var lan biri yada bir kaçı öleydi en azından daha makul mantıklı olurdu. o kadar badire savaş iinde burn kanamadı kimsenin ona tav oldum.","label":9} {"text":"Artık animasyonlarda hem büyüklere hem de küçüklere hitap etmek,bu işin olmazsa olmazı.Croodlar'i bu açıdan değerlendirdiğimizde oldukça başarılı olduğunu söı anda hem bu kadar eğlendiğim hem de duygulandığım başka bir animasyon hatırlamııcı hayvanlarıyla oluşturulan rengarenk atmosferden mi daha çok bahsetmek lazım yoksa aile temasının bu kadar güzel işlenmesinden mi ya da kalitede tavan yapan esprilerinden mi filmin başında bir av sahnesi var ki sırf onu izlemek için bile sinemaya kaçırmayın...8,5/10","label":7} {"text":"senaryo değişik ama çok basite kaçılmış. senaryoyu yazarken sanki arkalarından vampir kovalamış gibi aceleyle kızgın kumlardan serin sulara ilaç bu demişler ve bitmiş.ama görsel olarak filmin bir eksiği olduğunu düşünmüyorum. Allahtan süresini uzun tutmamışlardı yoksa kan görmekten baygınlık geçirebilirsiniz. kanlı sahneler yönünden de gerçekten iğrençlik basamaklarını iyi tırmanmışlar. neyse merakınızı gidermek için izlemenizi öneririm. çok da kötü değil.","label":6} {"text":"güzel ama harika bir film değil ama yinede kendini izlettiren hoş bir film tavsiye ederim...","label":4} {"text":"belleville e selam Ghost in the Shell e devam.","label":6} {"text":"Bayan Parker ile ilgili esprilerin olduğu kısımlar dışında pek gülümsemediğim bir film. Siyahi bir banliyoda bir cuma gününün nasıl geçebileceğine dair bir film denilebilir. Genellikle dışlanan, ota esrara düşkün olan bir çiftin evde geçirdikleri süre zarfında diğer çevredekilerle olan etkileşimleri üzerinde dönüyor film. Çerezlik kıvamında belki izlenebilir.","label":3} {"text":"Herkes \"gülme komasına girdim abi\" dedikçe \"lan acaba ben mi aşırı çok mutsuzum aşırı komik filmler bile eğlendirmiyor beni\" diyerek kendimi sorgulamama sebep olan film. Sinema salonundaki diğer arkadaşlar liseli olmalarına rağmen çok gülemedi, onlar da mutsuzdu galiba :(","label":8} {"text":"bir pazar akşamı içiniz ısınsın istiyorsanız... yarın pazartesi aman of iş var diye düşünmek istemiyorsanız.. izleyin =)","label":7} {"text":"Sanjuro şiddet içeren diğer filmlerin aksine kahraman iyi, yardımsever ve istemeden şiddeti kullanır. Kullanırken de kahrolur. Kahramanın şiddeti kullanmasının temel nedeni ise diğer iyi olduğu düşünülen saf insanlardır. SAFLIK iyilik ve aptallık arasındaki çizgiyi koruyamayan insanların yaşadıklarına sırtını dönemeyen sanjuro da bunun bedelini öder ''Aptallar hiçbirşey bilmiyorsunuz'' sanjuro nun sitemidir. Filmin büyük bir parçasında şiddet olmasına rağmen marhemet ederek iyi güzeli yaşayarak ve bunu da karşı tarafa göstererek de birşeylerin değişebileceği vurgusu vardır ama çok sönük kalır. Aptallar bitmez çünkü bununla beraber kötüler ve şiddet de. Sanjurolarr da.","label":7} {"text":"İzlemeden önce çekincelerim vardı aslında. Fakat film güzel ve eğlenceli. Bu kadar da olur mu diyorsunuz izlerken. Evet idiot ağır kaçmış ama günümüz mantığında olaylara böyle bakılıyor. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Aşkı için düz duvara tırmanan Ömer'in öyküsünde inanç, bağlılık, mücadele, ihanet ve en önemlisi şüphe var. Matematiğin altüst olduğu coğrafyayı anlatan Incendies - İçimdeki Yangın filminde 1+1=1 ediyordu, bu filmde görüyoruz ki 1+1=2 de etmiyor. Artık tırmanılamaz olan duvarlar yalnızca ülkeleri ve toprakları ayırmıyor... 85/100","label":8} {"text":"Konusunu ilginç buldum. her ne kadar benzer temalı çok fazla film olsa da bu filmde bazı şeyleri farklı kılan başka şeyler de vardı. örneğin başroldeki oyuncu \"yakışıklı aktör\" tipolojisine uymuyordu. filmde bazu repliklere çok güldüm. ingiliz espri anlayışı diyebiliz bu repliklere. keşke daha fazla olsaydı ama. yani bu film çok daha eğlenceli bir yol alabilecekken birden baba-oğul dram filmine dönüş yapmış ama bu haliyle de güzel.","label":6} {"text":"Criterion DVD'sinde bulunabilecek bir belgesel. Eleştirmenler \"Seven Samurai\" üzerinde etkileri değerlendiriyor.","label":6} {"text":"Son günlerde yaşadıklarımızı düşünerek izleyince aşırı rahatsız edici geldi. Filmde yaşanan milyonlarca insanın ölmesi, yağmalamalar, bilim insanlarını kaçırma gibi olayların gerçek hayatta da gerçekleştiğini görmeyiz umarım.","label":7} {"text":"film gayet başarılıydı bence sevdim osmanlı olayı biraz saçma geldi ama olsun fantastik filmleri severim 10/8","label":9} {"text":"Abbas Kiyarustemi'nin ilk kısa filmi. Bu film Kiarustemi'nin gelecekte ne denli başarılı bir yönetmen olacağının habercisiymiş. Şu anda İran yeni dalga sinemasının en iyisi diyebilirim. Bu yapımda yönetmen seyiriciyi düşünmeye zorluyor. Hayat güzel giderken ummadığı bir anda insanın karşısına değişik zorluklar çıkabilir. Burda da çocuğun karşısına bir sokak köpeği çıkıyor. O çocuğu kovalayan köpek bir parça ekmeği yiyince çocuğa sadık bir şekilde evine kadar eşlik edip kapı eşiğinde sahiplenildiğini umarak oturuyor. Hayat mücadeleside böyledir. Size kötü davranan birine iyilikle muamele ederseniz sonucu pek de bundan farklı olmayabilir. Tabbi insanoğlunun kin duygusu hayvanın sadakatinden tartıda ağır basmazsa!","label":7} {"text":"Çocuklara karşı işlenen suçlarla ilgilenen polis departmanındaki bir grup polis memurunun görevlerini yerine getirirken, içinden çıktıkları toplumun sorunlu birer parçası olduklarını ve işleriyle evli olduklarını gözlemliyoruz... Biraz belgeselvari ve daha çok TV dizisine uygun formatıyla başarılı olsa da sinemasal değeri pek yüksek olmayan bir film.... 6/10","label":5} {"text":"Geleceğin Metaverse evrenini anlatan harika bir film.","label":7} {"text":"hayat bu kadar kötüdür işte, seçimlerin ne olursa olsun, eğer doğustan talihsizsen, sonuç hep aynı yere varır temalı, insanın içine işleyen bir film. çok sevdim.","label":7} {"text":"herkesin sevebileceği bir film değil.ama ben beğendim.belki de uçaklara olan zaafım yüzünden ama fazlasıyla güzel bir film.bu tür uçak kazasını konu alan film ve kitaplar hep ilginç gelmiştir bana.ne yazıkki dünyanınn hiçbiryerinde gişede çok ilgi görmemiş..","label":7} {"text":"Film yalnızlığı değil yalnızlık üzerinden prim yapmayı işleyen güzel bir örnek. Dikkat ederseniz filmde herkes kadınla yakınlık içinde olmaya çalışırken kadın yalnız kalmak istiyor. Hollywood derinliği bu kadar olur. Eve davet eden arkadaşı, kardeşi veya sevgili olmak isteyen adam gibi yerlerden gelen teklifleri reddediyor. Arzulanmayı tercih edenler arzulanmak için yalnız ve yabancı rolünü dahi oynarlar. Gerçekten yalnız olanlar ise yabancı olanlardır. Arzulananlar değildir dışlanmışlardır. Arzulananlar ise isterlerki arkalarında kardeşi gibi sen dürüst ve dik başlıydın edebiyatı yapıp yalnızlığını onurlandıranlar olsun. Gerçekte ise öyle değildir aslolan arzulanma fantezisidir.","label":8} {"text":"\"şiirler her zaman kafiyeli olmak zorunda değildir, sadece yaratıcı olmalıdır.\"","label":5} {"text":"Filmin adını Hasır Adam diye çevirmek varken 2. sınıf korku filmi tadında Lanetli Ada diye çevirmişler. Tabii ki lanetle, korkuyla doğrudan alakası yok. Müthiş metaforları olan ve inanç merkezinde dini sogulayan aynı zamanda üstü kapalı eleştiren bir film. Meraklısına derler ya öyle.","label":7} {"text":"Gayet iyi bir filmdi.Zombi filmi olduğuna bakmayın.Eğer siz de benim gibi duygusal biriyseniz filmin sonlarına doğru ağlamaya hazır olun.","label":9} {"text":"İğrenç bi film! Sakın seyretmeyin!","label":7} {"text":"0 beklenti izlemiştim ama bittiğinde inanılmaz sevmiştim.","label":7} {"text":"vespa hariç çok kötü.","label":3} {"text":"sonu ve birkaç zorlama espri dışında oldukça iyiydi.","label":5} {"text":"inanılmaz bir olay aklım almıyor bazen.","label":5} {"text":"Artık Cem Yılmaz'dan sürekli komik olmasını beklemeyin. Adam farklı şeyler deniyor, ilginç yollara giriyor. Ve bunu yapıyor mu, yapıyor. Filmlerin ikisi de daha iyiydi. Ayrıca Karakomik 1'den genel olarak daha kaliteliydi. Özellikle bazı sahnelerde kullanılan sinematografi kusursuzdu. Tebrikler!","label":8} {"text":"http://eksisinema.com/kampuste-ciplak-ayaklar/ hakkında yazdığım eleştiri.","label":6} {"text":"diğer serilere nazaran gayet iyi film. fazla haraketli değil son sahne hariç insan yinede etkileniyor kafaların kopmasında felan ama iyi bir son diyebilirim","label":6} {"text":"Korku türünü sevenler için oldukça iyi bir film olmuş, biraz Ölüm Yarışı filmini andırsa da olay final bölümünde tanrılara kurban edilme metaforuyla mistik bir havaya bürünüyor başını ve sonunu çok irdelemeden izlediğinizde keyif alacaksınız.","label":7} {"text":"Güzeldi, Mittens'in Bolt'a köpek olmayı öğretmesi eğlenceliydi. Son zamanlarda heveslenince evcil hayvan alıp sıkılınca sokağa bırakan insanları düşününce, hayvanların sokağa atılmalarının ne kadar acımasızca olduğunu göstermesi bakımından da iyi olmuş.","label":6} {"text":"Şive kötü, hikaye güzel ama ortada senaryo yok yani Hakkari'li kültürü için izlenir ama kimseye hiçbir şey katmayacak bir kültür çünkü neden derseniz mesela bir sahnede normal bir akşam yemeği yeniyorsa sadece o yemek gösteriliyor adını sadece o yörenin insanı biliyor e ben o yemeğin adını öğrenip araştıramayacaksam ne demeye o sahneye koyuyorsun. Yiyelim içelim dostlar alışverişte görsün!","label":2} {"text":"Bazı kötü sayılabilecek sahneleri çıkarırsak hoş bir film. Sonuyla birlikte sağlam bir paradoks engellemesi olmuş. Belki de olmamış. Kim bilir?","label":8} {"text":"Haneke filmlerinde ki gibi durgun ve yavaş ilerleyişin altında çok şey anlatan bir film.","label":7} {"text":"Vasat oyuncular , vasat bir hikaye vasat bir mizansen vasat bir film","label":3} {"text":"Anthony Hopkins adını kullanarak vasatın altında olan filmi izlenebilir hale getirmeye çalışmışlar ama maalesef. Anthony Hopkins yine şahane, gel gör ki filmi vasat seviyesine getirmeye dahi yetmemiş.","label":5} {"text":"Sağlam aksiyon filmiydi. Bu tarzı sevenlerin kaçırmaması gerekir. 2. si nasılmış onu izleyelim bir de :)","label":7} {"text":"Kesinlikle gitmeyin paramız çöpe gitti görsel efekt falan desen sıfır gülerek izledik adeta oyunculuk desen yok","label":1} {"text":"Kitabını da herkese tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Sinematografisi ve oyunculuklar fena olmasa da mesaj verme kaygisi filmin akisina gereginden fazla mudahil olarak yapiyi bozuyor. Sirf mesaj verme kaygisiyla yazildigi belli olan kimi sahneler filmde kopukluklar yaratiyor. Isledigi konularin varligi bile ortalama Amerikan muhafazakarlarini rahatsiz edebilecekken boyle bir ise girismeleri gereksiz olmus. Ama bos zamanda vakit gecirmek icin izlenebilir. Bana bir iki sahnesinde Florida Project'i hatirlatti.","label":5} {"text":"önemli bir toplumsal eleştiri olan bir film eksiklerine rağmen mutlaka görülmesi gereken bir yapım..ama keşke daha objektif olabilselermiş..","label":7} {"text":"Sinemada yönetmenine, senaristine, görüntü yönetmenine ayrı ayrı küfür ettim. filmin kötülüğünden değil, şiddet pornografisini bu kadar abartmalarından ötürü. ha izlenmiyor mu izleniyor...","label":8} {"text":"Aşırı küfürlü olması ve finalinin başarısızlığı haricinde gayet eğlenceli bir seyirlikti. Sinemamızda daha fazla aksiyon filmi görmek istiyorum.","label":7} {"text":"kim ne derse desin bu filmde çok güzel en azından belden aşşağı espiri tarzında olmayan bir film ki böyle işler yapmak daha zordur.eglenceli vakit geçirmek ve sıkıntı gidermek için birebir","label":7} {"text":"Harika bir kara komedi, Snatch tarzı, izlerken bir dakika bile sıkılmayacaksınız, karakterler de çok iyi seçilmiş, yönetmen zaten harika, kesinlikle es geçilmemesi gereken bir yapım.","label":6} {"text":"Türüne göre güzel filmdi. Heyecan hat safhadaydı. Evdeki tuzaklar güzeldi. Ama katili görememek biraz sinir bozucu. sanırım devamı gelecek.","label":5} {"text":"filmde ne kadarı kurgu, ne kadarı gerçek olabilir diye kendi kendinizi yemenize neden olabilir izlerken, ama sonunda, film nihayetinde denilebilir, yine de, neden olmasın... ne de olsa hiçbir şey göründüğü gibi değildir (ama filmde göründüğü gibi olabilir her neyse, en azından insanları \"paranoyak\" ilan etmeden önce biraz daha düşünmemiz gerektiğini hatırlatır...","label":7} {"text":"Film gerçekten güzeldi sine puanı çok az izlemek isteyenler için biraz şaşırtıcı olabilir.Yakın tarihimize ışık tuttan bir film...saygılar...","label":7} {"text":"Filmin adı ve afişi fantastik yanının daha ağır bastığını düşündürüyor. Ancak öyle değil... Atmosferi karanlık ve kasvetli olmasına rağmen oldukça etkileyici ve başarılı. Zaten filmi bu kadar güzel kılanın muhteşem atmosferi olduğunu düşünüyorum. Ofelia'nın kafasında kurduğu dünyanın hayal mi gerçek mi olduğunu sonuna kadar ayırt edemeyebilirsiniz. Müzikleri müthiş. Filmi güzel kılan ve tamamlayıcı detaylar. Bakılamayacak sahneler var, insanı geren sahneler var. Çocuk filmi gibi göründüğü aldatmasın, çocuklarınızla da izlemeye kalkmayın. Yüzbaşı Vidal rolündeki Sergi Lopez; sinema tarihinin bana göre 'en iyi kötü adam' performanslarından birisini sergilemiş. Gerçekler etrafını sardığında, hayal gücüne sığınan Ofelia'nın hikayesini izlemelisiniz.","label":7} {"text":"çok beğendim diyemem ama kötü de değil izlenicek sıradan animasyonlardan biri...","label":4} {"text":"Gayet güzel ve akıcı bi senaryo olduğunu düşünüyorum. Gitmenizi tavsiye ederim fakat fragmanındaki kadar şaşalı değil.","label":7} {"text":"Seyir zevki yüksek film, çerezlik izlenir. Targaryenlar iyiydi :D","label":6} {"text":"şirinler 3 izleyen var mı? peki şirinler 3 sıkıcı mı?","label":5} {"text":"depresyona meyilli olanlar izlemesin lütfen.. filmi izlerken ölümü düşünmeye başlıyor insan.. nasıl bi oyunculuk war ama bu filmde anlatılmaz süper","label":8} {"text":"Filmin senaristinin iyi bir son bulamaması nedeniyle küme düşmüş bir filmdir...","label":4} {"text":"filmi bugun tesadufen izledim. filmde birden fazla xxx ajan oldugu için aksıyonu bol ,senaryosu basıt ,ufku dar bir film . ıp man hocayı ve tony jaa yı filmdekı rolleri ve aksıyon sahneleri yerlı yerınde ve keyıflı ıdı . sopoiler supriz ise neymar dı. aksıyon .dövuş ve hareket sizin için yeterlı ise .memnun kalırsınız .dram zeka , kurgu cok zayıf","label":5} {"text":"Eğer Ken Loach derdini iki tarafa birden anlatmak, gerçek bir denge kurmak isteseydi sevişme sahnelerini müslüman dünyanın ve hatta aşırı dindar hıristiyan dünyanın algısına uygun bir estetikte çekerdi. Yani anlayacağınız Ken abimiz ne kadar iyi niyetli de olsa hikayesine bağımsız ve tarafsız kalamamış ve hatta hikayesini bağımsız ve tarafsız sunamamıştır.","label":6} {"text":"çok büyük beklentilerle gitmiştim ama dırırırıııım! internetteki videolarını yıllar geçmiş olmasına rağmen hala izlerim bu adamların, ciddi anlamda ölüyorum gülmekten ama filmi beğenmedim. çok komik sahneler vardı ama sürekli devam eden bir komedi değil anlık anlıktı sadece, sanki daha geliştirilebilirdi gibi geldi bana ne bileyim sanki daha abartılabilirdi bazı şeyler... ama öylee benim gibi devasa beklentilerle gitmezseniz seversiniz diyebilirim...","label":6} {"text":"Böyle vahşetli, kanlı, organlı film izleyen insanlara sıradan dahi gelmiştir diye düşünüyorum ama bu tür filmlere alışık değilseniz etkilememesi mümkün olmayacaktır kanımca. Çünkü filme konu edilen fikir bayağı kopuk. Bu arada filmdeki doktor insan da çok iyiydi. Söylenmeli.","label":2} {"text":"Uyuşturucunun mahvettiği hayatlar üzerine etkileyici ve dramatik bir aşk hikayesi.","label":6} {"text":"Siz filmi seyrettiğinize eminmisiniz bence gayet başarılı bir yapım tüm emeğü geçenlere öZellikle açelya topaloğlunun oyunculuk başarısına bayıldım.mutlaka gidip izlenmesi gereken bir film.","label":7} {"text":"Heyecanı biraz eksik, ritmi biraz düşük bir aksiyon filmiydi. Kullanılan müziklerin kalitesine diycek lafım yok ama belki de filmin ağır ilerlemesinin nedenlerinden biriydi. Başrol konusuna gelicek olursak; ben Blue Valentine'deki aşırı samimi Ryan Gosling'ten sonra Drive'daki karakterine pek ısınamadım. Ve filmde istenen duygunun çok iyi verilmediği görüşündeyim.","label":7} {"text":"Son Durak serisini izleyici için cazip kilan ölüm sahnelerindeki kurgu,kesinlikle vahset veya kan degil.Bu 5.filmde isin biraz daha vahsete kaydigini hissettim,kurgularsa oldukça siradandi.Efektlerin kötülügünden bahsetmek bile istemiyorum.Aklimda kalacak tek olay,ilk filme gönderme yapilan final sahnesiydi.Onun disinda vasat bir film...5/10","label":4} {"text":"İyi bir, pazarlama ürünü...","label":9} {"text":"izlediğim en saçma filmlerden biri. Konu o kadar havada kalıyor ki 'bittimi şimdi' diyorsun herşey boş güzel olabileceğini düşünmüştüm ne yazık ki yanılmışım...","label":0} {"text":"Çok bildik bir kurgu, ama bu filmde 28 Gün Sonra ya da I am Legend gibi, hatta Zombies gibi hastalık taşıyanların diğerlerini dere tepe kovalayıp durmuyor. Gerçekten ölmek üzere, halsiz, çok acıklı durumdalar. Film zaten hayatta kalabilmek için hasta olanlardan kurtulmak, onları terk etmenin çelişikisi üzerine kurulmuş. Psikolojik derinliği bahsettiğim örneklere göre ağır basıyor. Bu bakışla, filmin çok klişe adı, hatalı olmuş derim.","label":6} {"text":"bu tür filmlerin sorunu ne biliyor musunuz? sonunun aceleye gelmesi. zaten bütçe kısıtlı. yine de ben ilk filme ortalamanın çok üstünde not veriyorum. film, başlarkenki önyargılarımın çoğunu haksız çıkardı. ilki kadar varsa gitmeye değer... ama gelen gideni aratır ı sinema sektörü için söylemişler sanki atalar...o yüzden de çok ta güvenmeyelim derim ben. ben derim....","label":7} {"text":"Morten Tyldum henüz görmediğim ama merak ettiğim Hodejegerne ile ismini duyurmuştu son yıllarda. Dünyaca ünlü matematikçi, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Enigma'yı kırmayı başaran ekibin lideri, günümüzde kullandığımız bilgisayarların mucidi denebilecek bir adam Alan Turing. Aynı zamanda cinsel tercihi nedeniyle de hep konuşulan ve ölümünün arkasındaki gizem perdesi hala aralanamamış bir isim. Turing'in hayatını kesitler halinde sunuyor yönetmen. Özellikle de Enigma'nın kırılışı sürecini merkezine almış tabii ki. Başta Cumberbatch olmak üzere kadro başarılı. Yeni nesillerin de tanıması, bilmesi gereken biri Alan Turing. Oscar yarışından nasıl çıkar bilmiyorum ama yılın görülmesi gereken filmlerinden olduğu kesin.","label":7} {"text":"İlk sahne çok güzel bir de Christoph Waltz'ın olduğu her sahne. Filmi değil de onu izledim desem yeridir. Ayrıca Yahudi Katliamı konulu filmlerden gına geldi artık...","label":8} {"text":"Kartal Tibet'in en farklı oyunculuklarından birini sergilediği filmdir.. Birbirini yıllar sonra bulan 2 kardeş ve onların komik hikayesi.. Eğlencelik Türk filmlerinden...","label":5} {"text":"bu mu mizaHH ... 3/10...berbattttttt...","label":3} {"text":"olmuş mudur olmamış mıdır tam da bilemediğim film;fakat kendisi başlı başına o kadar donuk ki, siyah-beyaz olmasına hiç gerek duyulmasa da olurmuş. zira bu filme hangi rengi katarsanız katın, film çıkışında aklınızda siyah ve beyazdan başka muhtemelen hiçbirşey kalmayacaktır","label":8} {"text":"İçinde aşk adı geçen sevdiğim nadir filmlerden. Çoğu Kieslowski filmi gibi; o şiirsel anlatımıyla, kısa bir sürede tüm zaaflarımızı, tutkularımızı, naifliklerimizi yüzümüze çarpıyor. Hele müzik, baştan sona okunan bir şiire eşlik ediyor gibi. Bu filmi her izleyişimde bir sigara içiyorum. Sigaraya ara vermiş olsam da. Bu da Kieslowski'nin bendeki olumsuz yanı :)","label":7} {"text":"Vakit geçirmek için izlenebilir.","label":5} {"text":"görsellik kısmı bir kenara da izlenmeyecek kadar berbat bir film 0,5/5","label":0} {"text":"Filmi izlerken bayağı bir gerildim bence film iyiydi.","label":2} {"text":"hikaye başta cezbedici fakat senaryo kurgusu ve reji baştansavma. reklam, dizi alışkanlıklarından midir bilemem ama zorlama, klişe espriler, yüzeyde dolanan ve bakışa bile izin vermiyen karton karakterler ortalıkta cirit atıyor. sonra o çarşıpazar. oyuncuların her biri kendinden menkul, standup modunda. birbirleriyle temassız, haydi fırla patlat numaranı gazıyla çekilmiş sahneler. jest, üslup takibi filan hak getire...","label":5} {"text":"bir Mike Leigh filmidir. Konusu ve dönemi itibari ile kendine çeken hikaye, maalesef Vera Drake karakterindeki Imelda Staunton'ın abartılı oyunculuğu ile can sıkıyor.. hayal kırıklığına uğramadım dersem yalan olur.","label":6} {"text":"Dramı ve gerilimi çok iyi bir şekilde yansıtan gayet güzel bir denizaltı filmiydi.Ben çok beğendim.İzlemeyenlerede izlemelerini tavsiye ederim.8/10","label":7} {"text":"içi boş ve tam anlamıyla kuru gürültü filmi... daha önce 24 dizisinden tanıdığım,ülkemizde de vzyona giren house of wax ve the girl next door filmleriyle de sempatimi kazandığı Elisha Cuthbert’in filme gitmemde gerçekten büyük bir etkisi oldu.film her ne kadar kötü olursa olsun Cuthbert’i izlememin bile yeteceğini düşünürken berbat kelimesinin bile film için iltifat olabileceği bir durumla karşılaştım.o kadar kötüydü ki elisha bile filmi kurtaramamıştı.zaten ortada süpriz bir final falan yok,sonunu fragmanını izlerken bile tahmin edebiliyorsunuz.bunun dışında zaten senaristin testere filminden ne kadar etkilendiği apaçık ortada,son sahnesi de mumya evi gibi bitince ne izledim ben diye düşünmeden edemiyorsunuz.ben şu düşüncemi söylemek istiyorum:bir filmi; korku filmi haline getiren sadece kanın gövdeyi götürdüğü aşırı şiddet sahneleri barındıran filmler değildir.bu tarz şeyler izleyiciyi geren ve kaliteli olan bir senaryoya eklenmesi şart olmayan incelikli detaylardır.yani bu filmde de bu çok bariz bir şekilde ortadaydı,hatta izlerken kendi kendime bir otopsi videosu izlesem belki daha korkutucu olurdu diye söyleniyordum.dar mekanlarda izleyicinin dikkatini ayakta tutmak biraz marifet ister,her ne kadar ödüllü bir yönetmenin filmi de olsa dehşet odasında bunu görememk çok üzücü!!!","label":4} {"text":"1972 yılında Londra'da oğlu tarafından öldürülen eski bir holywood yıldızının gerçek hikayesinden yola çıkarak Howard A. Rodman'ın kanımca biraz abarttığı(ensest sahneler) ve eşcinsel bir yönetmen olan Tom Kalin tarafından çekilen çarpık yaşam tarzına sahip burjuva bir aile konu alınmış. Kadrosunda Julianne Moore (Hannibal-Clarice Starling),(Cazibe Kanunları- Audrey Woods) ve İspanyol Belen Rueda (Yetimhane) gibi yıldız oyuncuların yer aldığı bir yapım. Oğlu tarafından cinayete kurban giden Barbara Baekland; bakalit plastik ürünün mucidi Leo Baekland'ın torunu ile evlidir. İlgisiz bir koca ve baba, hafifmeşrep bir anne ve şizofren paranoya teşhisi konulmuş bir evlat... Evet para herşeyin çözümü değil. Film de kullanılan şu cümle paranın yararlarından birisi hatalarımızın sonuçlarına katlanmaktan kurtarmasıdır sözü kanımca geçerli bir argüman değil. Kirli(ekmek teknesi)'nin dediği gibi para bizi bozmasın sözü daha bir makbul. Çünkü sonuçta annesini ve anneannesini öldüren bir genç en sonunda 8 yıl sonra 1980 yılında gözetim altında tutulduğu hapishanede kafasına poşet geçirerek kendini bilinmez bir aleme yolcu ediyor.. Film de Sam Green rolünde oynayan Huge filme renk kattı. Fakat gerçek yaşam daki Sam bir röportajında ensest bir ilişki yaşadadıklarına inanmıyorum demiş. Evet Tony şizofren bir eşcinseldi. Annesi de bir tuhaftı fakat normalin biraz üzerinde bir anne oğul sevgisi vardı aralarında demiş. Ama her nedense senarist gerçekle bağdaşmayan bir kurguya giden çarpık görüntülere zemin hazırlamış. Açıkçası ailece izlenecek bir yapım değil.","label":3} {"text":"Freeman ve Nicholson! İki DEV oyuncu! Bu film kötü olamazdı zaten. Konusu itibariyle basit gelebilir, biraz durgun bir film olabilir ama kesinlikle iyi bir film. Bana çok şey kattığını söyleyebilirim. İzlemediyseniz düşünmeden izleyin derim. not:'Durgun' demem 'sıkıcı' anlamına gelmemektedir.","label":7} {"text":"Pek ortalıkta görünmeyen bir yönetmen için, yer yer uzasa da keyifli ve iyi bir anlatımı olduğu söylenebilir. On tane gereksiz bir filmden ise böyle bir film çekmek çok daha iyi.","label":7} {"text":"Ölümsüzler: Tanrıların Savaşı “Immortals” 11.11.11 tarihinde tüm dünyada aynı anda vizyona girdi. Real 3D bir sinema salonunda izlediğim filme bayıldım. Benzersiz sanat tarzıyla “The Fall” ve “The Cell” ile gönlümüzde taht kuran Tarsem Singh bu defa da “Immortals”‘a ruhunu vermiş.","label":9} {"text":"Uzun zamandır korku filmine gitmiyordum ondanmı yoksa filmin kalitesindenmi bilemedim baya keyif aldım.","label":9} {"text":"film eleştirim petag kültür'de yayımlandı. https://petagkultur.wordpress.com/2016/08/07/toplumsal-curumenin-portresi-cocuk-pozu/","label":6} {"text":"çook klasik,can sıkıcı bir filmdi....Xmen gibi bişey zannettim ama yanındanbile geçmez","label":5} {"text":"Güzel başlayan film bir müddet sonra tahmin edilebilir bir hal alıyor. İyi işlenebilir senaryosu olmasına karşın eksikleri çok fazla, özellikle finali çok özensiz bir anda olup bitivermiş gibi.","label":6} {"text":"kesinlikle önyargısız izledim ama çok kötüydü. 1 ve 2 bunun yanında Oscar'lık kalır.","label":2} {"text":"Çok güzel sıcak bir dostluk ve yol filmi. Evine yetişmeye çalışan bir adam ve tesadüf eseri edindiği yol arkadaşıyla beraber ufak tefek maceralarını sıkılmadan izleyebileceğinizi düşünüyorum. Özellikle son dakikalara doğru etkileyici sahneleriyle izlerken farklı duygulara sürüklemesi çok güzel olmuş. Öyle çok gül gül öldüren komedisi yok sadece eğlenceli diye tabir edebileceğim gibi iş olmuş. Filmdeki kötü nokta yok artık o kadarda olmaz dedirten tesadüflerin olması biraz olumsuz etkilemiş gibi geldi. Ama yine de boş vaktinizde tereddütsüz değerlendirebilirsiniz.","label":6} {"text":"gül gül öldük, erdal bey Nilgün hanım çook özlemişiz hep birlikte projelerde görürüz inşallah:)))","label":9} {"text":"son zamanlarda izlediğim en kötü film.","label":3} {"text":"film genel itibariyle güzel zira öyle olmasının sebebi mozart efsane bir hayatı oldugudan filmde tek sevmedigim beni sinir eden şey kapı sesleriydi birisi kapıyı çalarken sinirlerim bozuluyodu :)","label":8} {"text":"filmde bekliyorsunuz bekliyorsunuz bir türlü hayalet saldırmıyor. sadece 1-2 tanesi saldırdığını hatırlıyorum okadar onun dışında adamları hep şatodaki düzenekler öldürdü10/6.5-7çok bişe beklemeyin ama izlenile bilir","label":4} {"text":"Sinirlerim bir miktar bozuldu.","label":7} {"text":"filme kise yorum yapmamış ben dün gece 3 de izledim filmi filmadamı sayesinde. film kesinlikle hint filmleri izlemem diyen insanların bile izleyeceği türde yani sinema evrenselliğini bir kez daha kanıtlıyor. gerek çekim gerek senaryo ve en önemlisi oyunculuk gerçekten harikaydı. ben çok beğendim. herşeyden önce uçuk bir final için film mahfedilmemiş. ben izlerken sayısız senaryo uydurdum kafamdan inanın biri bile çıkmadı. ki bu filmin kaliteli olduğunu gösteriyor. klişe film olmadığının kanıtı. bence kesinlikle izleyin. çok kaliteli bir yapım. tebrik ediyorum imdb puanını gerçekten hak etmiş.","label":8} {"text":"Sakın ama sakın konya yolu kısmına takılıp gitmeyin. Kemal Sunalın kemikleri sızlıyordur muhtemelen. Hem paranıza hem zamanınıza yazık olur. Filimin sonuna doğru salonu terk ettim.","label":0} {"text":"sevmem normalde eski zamanlarda geçmiş filmleri.. ama filmin senaryosunun true based story olması işleri değiştirir.. 1935 yılında geçmiş bir olay olmasına rağmen sonuna kadar sıkmadan izlettirdi kendini.. siyahlara yapılan soykırım niteliğindeki ırkçılığı çok güzel gözler önüne sermiş film..","label":8} {"text":"Yanıyorsun Fuat abii, Ada Saaahilllleeerinde bekliyoooorrrruuuummmm, Marmara Kazım, Gardrop Fuat ve diğerleri ile efsanedir. Yaşayanlara uzun ömürler, ölmüş olanlara rahmet diliyorum.","label":7} {"text":"Tekerlekli sandalyedeki adama mınçıkayla girişmek de nedir öyle allasen? Hele hele üstüne bir de dayak yemek.. ahahaha","label":7} {"text":"son yıllarda benim izlediğim aksiyon filmleri arasında ki açıkara en iyi film. film devamli yükselen bi tempoyla ilerliyor. ayrıca filmin sürükleyiciliği yanında liam neeson un oyunculuğuda müthiş. adam resmen aksiyon filminde oyunculuk dersi vermiş, ve bence filmin bile önüne geçmiş. izleyin, izletin","label":8} {"text":"mükemmel bir film bir baş yapıt.belgesel tadında.filmde tekrarlanıp duran sahneler ve diyaloglar yıllar geçsede yönetimler ve işgalciler değişse de o topraklar da değişen bir şey olmadığını vurguluyor... ya da ben öyle yorumluyorum","label":9} {"text":"şiirsel bir hava hakim filmde. aksiyon çok az, replik çok az mimikler ve oyunculuklar konuşuyor ama fazlasıyla. yine de ben izlerken Nuri Bilge Ceylan filmi izliyor hissine kapıldım ve sıkıldım","label":5} {"text":"Osman Sınav hemcinslerine çok güzel bir öykü hediye etmiş. Bu filmi seyreden tüm kadınlar kendi ilişkileri için dersler çıkarmış ve benzer durumda olan kocaları, sevgilileri için daha sofistike bir bakış açısı yakalamışlardır. Ancak hikaye iyi düşünülmesine rağmen pek iyi işlenememiş. Kadının kocasını aldatması gerekli miydi, ya da b öyle yüzeysel mi yansıtılmalıydı tartışılır. Nurgül çok iyi oynamasına karşın Tayanç onun gölgesinde bile kalamıyor. Her şeye rağmen seyredilmesi gereken bir film.","label":6} {"text":"Bu filme durağan diyenler gidip Nuri Bilge Ceylan filmi izlesinler. :)","label":7} {"text":"saçmalamışlar gerçekten 1.2 muhteşemdi 3.bölüm 2.nin devamı filan olmamış 2.bölümün sonunda öle elisse nasıl oluyorda 3. te yaşlı kadın olarak devam ediyor sanki hiç ölmemiş gibi kendi asistanlarınıda tanımıyor içine etmişler 3.bölümde puanım %100 üzerinden %10 oda fotoğraftaki lambert ailesinin fotolarına bakarak onları geçmişte kurtardıklarını filmin devamına uydurmuş okadar gerisi boş resmen 3.bölüm hiçbir işe yaramaz","label":0} {"text":"SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Evet, yine sıkı kadrolu ilginç dini gerilimlerden biri. benim gibi kan, kusmuk vb. şeyleri korku unsuru saymayan, birinin kafasını görev gereği duygulanmadan 4 ayrı torbaya koyabilen biri içn hafifçe ürpertici bir konuydu, ruhu olmadan doğacak bir bebek...!-- !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":8} {"text":"owen wilson u daha çok beğendim doğrusu film çok saçmaydı","label":4} {"text":"siyasimi savaşmı korku mu.. Ne olduğu belirsiz.. Amacı olmayan gereksiz bir sikici arap korku filmi.. Çok kötü ya","label":2} {"text":"Mükemmel bir final... İlk iki film de olmak istemedikleri şeye dönüşmeleri. Insanın yüreğini vurmuyor adeta","label":9} {"text":"Bu yılın şu ana kadar izlediğim filmleri arasında üst sıralarda yer alıyor. Martin McDonagh beni hiç şaşırtmıyor, her filmini ayrı seviyorum.","label":8} {"text":"Gayet güzel bir filmdi...Morgan Freemanın oyunculuğu aşmış,ayrıca mandela melek gibi gösterilmiş,gerçekten öylemi bilemiyorum.Filmi kendi çapımda en sevdiğim yönlerini değerlendirirsem;Replik:Affetmek ruhunu özgür kılar,korkuyu siler atar,işte o yüzden bu denli güçlü bir silahtırSahneSekans:1)Açılış sekansı,siyah çocuklar futbol oynuyor,beyaz çocuklar ragby oynuyor,cadde ve yol onları ayırıyor,mandela arabayla geçiyor.2)Uçak selamlayışı sahnesi.ÖnermeMesaj:Özgüvenin ne kadar önemli olduğu,geçmiş için değil gelecek için yaşamak ve sporla hayatın müthiş bağlantısı.9/10","label":8} {"text":"Açıkçası benim beklentilerimi karşılayan bir film olmuş. Eğer olay örgüsü çok geniş ve sınırları zorlayan bir film arıyorsanız bu o değil ama bu filme kesinlikle gitmenizi tavsiye ediyorum , kafa boşaltmak ve düşünmeden gülmek için.Anın keyfini çıkarın emin olun güzel geçecek ve zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız... :)","label":6} {"text":"Oscar alacak kadar mükemmel. Sıkıcı başlıyo, ortalarda iyiye gidiyo ve o andan itibaren sonuna kadar sıkılmadan izleyebiliyorsunuz güzel.","label":7} {"text":"Güzel ve eğlenceli bir gençlik filmi,hoşça vakit geçirmemi sağladı..","label":6} {"text":"Tom Cruise'un oynadigi 2 tane saheser film var bana göre.Birincisi Azinlik Raporu,ikinciside bu film..","label":8} {"text":"yarısına kadar zor isledim... sancılar başlayınca kapattm sakın izlemeyin..","label":0} {"text":"İmdb'de hızlı bir yükseliş yapan merak konusu film.","label":6} {"text":"Çizgi roman tadında güzel bir film.","label":7} {"text":"Hatalar, senaryonun leyla ile mecnun ile bazı küçük bölümlerde benzerlik göstermesi, kurgu senaryo eksiklikleri, görsel efekt eksiklikleri var mı? Var? Ama bu bir komedi filmi, biz bu filme gülmek için gittik ve karnımıza ağrılar girdi gülmekten, yani işlevini mükemmel bir şekilde gören bir film. Aynı zamanda hala aklıma bazı sahneleri geldiğinde sırıtıyorum. İşlevini gerçekleştirdi dedim ama tabii ki bunu recep ivedik tarzı filmlerle içi bomboş bir şekilde yapmadı, zaten burak aksak'ın mizahını bilen bilir. Yine olsa yine yine ve yine izlerim ve yine de gülerim ilk izlediğim gibi.","label":9} {"text":"film gibi değilde daha çok dizi havası veren bi film olmuş daha doğrusu olamamış, olmamış bu.","label":1} {"text":"1 saat bekledim birazdan farklı gelişme olacak diye, hiç bir hareketlilik yok! Akışına bırakılmış düz bir film!","label":0} {"text":"aslında konu felan yok ortada mantık hatalarıyla dolu çoğu sahnelerın özenti bazı filmlerden alıntı olması sizi çıkmaz bir yola sürüklüyor ama dersenizki konu önemli değil aksiyon çatışma kan dövüş sahneleri bana yeter ozman size göre bir film görsellik dorunk noktasında ama size tavsiyem bu film yerine cehennem meleklerini izlerseniz daha fazla keyif alırsınız iyi seyirler...","label":5} {"text":"devam filmlerinin hemen hemen her zaman kotu oldugu tezi bu filmle bi kere daha kanıtlanıyor bence.. ilk filmin el kamerası ile olması heyecan katmıstı ve tadında bitirilmisti ama 2. film kesinlikle kotu","label":3} {"text":"aslında gerçekten güzel bir filme benziyor ama insan atam izlemeden yorum yapamıyo tabi bide şu isim çok saçma ölümle dans diye isimmi olur zaten filmin ojınal ismi bu diğil bu türkler neden bütün yabancı filmilere orjınal isimllerini koymak yerine sanki filmi kendileri yapmış gibi yeni isimler uyduruyolarki ben bi filim görmüştür gerçek ismi havuz türkler ona ölüm oyunu demişler ya bu kadarda olmaz atık öff uzatmaya gerek yok güzel bir filim işte ama bence deniz akkaya yani yabancılala oynamaya uygun bir oyuncu diğil ve ole hiç uyum göstermemiş bence tabi herkesin kendi düşüncesi bunu boşu boşuna yazıyorum aslanda nasıl olsa kimse okumuycak en fazla 1-2 kişi zaman geçirmek zaten maksat bu","label":7} {"text":"Her film mutlu bitecek diye bir şey yok. Bazı filmler mutlu sonla bitmemeli. ","label":5} {"text":"güzel bi filmdi.zaten brusun olduğu her film güzel.burdada rolünün hakkını vermiş.","label":7} {"text":"arkadaşlar günümüzde sıradan bazı filmler iyi hasılat eder olmuş ülkemizde böyle güzide bi filmi kesinlikle kaçırmayan,zaman zaman sizleri gülümsetçek vede hüzünlendirecek,film bana roberto benigninin filmlerindeki mutluluğu verdi,kaçırılmaması gereken bi başyapıt süperdi...","label":9} {"text":"din yoluyla insanları korkutmaya çalışmışlar gereksiz bağırma sahneleri ve cin palavraları gerçekten çok saçmaydı tam bir çocuk işi olmuş Zaman kaybı","label":0} {"text":"Gayet eğlenceli çerezlik filmlerden biri... Cast gerçekten harika.","label":5} {"text":"Mükemmel buna 5 yıldız yetmez 1000 yıldız eder çok güzel vallahi böyle film görmedim siz adamsınız","label":9} {"text":"Günümüzdeki polisiye klişelerinin nereden geldiğini merak ediyorsanız cevabı bu film veriyor. O açıdan ağzım açık izledim. Kurosawa bu alanda da yapacağını yapmış. Es geçilmemeli...","label":8} {"text":"Berbat bir film dayanamayıp birinci Yarı sonunda çıktık. Paramıza yazık. Puan bile veremiyorum,konu yok, komedi namına bir şey yok, romantik değil, baydı.","label":1} {"text":"sevdim bu filmi.","label":7} {"text":"Şarküteri, absürdlük sınırlarını zorlayan bir başyapıt.. Mükemmel yönetimi ve sırıtmayan oyunculukları ile sinematografisi açısından da çok başarılı. Mutlaka izlenmeli ve hatta arşivlenmeli...","label":8} {"text":"çok iyi oluyor böyle filmlere düşük puan verelim ki küçük de olsa tepkimizi koyalım.böyle saçma sapan filmleri bize kakalamasınlar","label":1} {"text":"31 X Özgün senaryo VS 24 X Çerezlik 10 X Overtated VS 8 X Underrated 19 X Çok hareketli VS 21 X Vakit Kaybı bu istatistikler filmi özetliyor aslında, milliyetçi filmler dışında bu kadar kafa kafaya zıt istatistik zor bulunur heralde...","label":7} {"text":"Harika muhteşem diye bahsedilen film yorumlarını hayret ve şaşkınlıkla karşılıyorum.senaryosu klasik intikam konusundan oluşturulmuş.filmde sürekli bir müzik sesi duyuyorsunuz.[spoiler]Johhny Depp özel berber koltuğu düzeneğinde her geleni mide bulandırıcı bir şekilde kesiyor.[/spoiler]. bir Johnny Depp hayranı olarak diyebileceğim tek şey bu film olmamış.","label":4} {"text":"İnsan beyni bencildir; ben merkezlidir... Bu çok doğal, çünkü görevi bedeni hayatta tutmak ve yaşamın devamını sağlamak yani üremek. Buna bir de zihnin kendine özel bir kimlik yaratmasını da eklersek ben merkezcilik pekişmiş olur. Derken bir gün nereden geldiğini bilmediği bir sevgi hisseder insan, ama zihin boş durur mu? Bunu bir üreme fırsatı olarak görüp sevgiyi destekleyen hormonlarla sevgiyi bir tutkuya çevirip “ben” bu sefer “O” olur... Kendini unutur, varsa yoksa aşık olduğu kişi... Bu dengesiz durum hormonların son kullanma tarihleri bittiğinde tekrardan normale döner. “O” gider yerine “ben” geri gelir. Bu arada sevgi tohumlarını iyi atmamışsa çiftler birbirlerini seviyor olsalar da çok fazla kendi taraflarında olurlar... Bu da bir ayrıma sürükleyebilir ilişkiyi... Derken bir bakmışlar ki fiziksel veya ruhsal olarak ilişkiyi terk etmişler. Geriye dönmek, o ilk günlerdeki gibi olmak isterler. Ama anı bırakıp geçmişe gitmek bir fayda vermez... The One I Love, işte bu durumda olan bir çifti konu alıyor. Terapistlerinin önerisi bahçeli bir villada tatile çıkan çiftimizin başına tuhaf şeyler gelmektedir. Evin bahçesindeki misafirler için hazırlanmış kısma girdiklerinde eşlerinin bir benzeri ile karşılaşırlar. Bu sanal gibi duran eş, tam da karşı tarafı anlayan ve hoşgörülü olan versiyonu gibidir...Her ikisi de bir süre sonra sanal olan eşlerini görmeyi arzulamaya başlayınca olaylar karışır... Devamı... Blog'ta!","label":7} {"text":"renkler, manzaralar sizi maalesef hayal kırıklığından kurtaramıyor.. oyuncu kadrosu için de üzüntüyle karışık bir kızgınlık hissediyorsunuz son tahlilde.. maalese vakit kaybı ile çerezlik arasında bir yerlerde.. 6/10","label":5} {"text":"Eğlenceli , öle çocuksu bi tarafınız kalmışsa hala izleyin . 7/10","label":6} {"text":"kesinlikle mükemmel bir film..ve her mükemmel şey gibi değeri bilinmemiş bir film..izleyin..","label":9} {"text":"Maalesef cok basarisiz olmus. Hayatimda izledigim en kötü 3 filim arasina katildi. Zayif icerik, sifir yaraticilik, düsünmeden yapilmis amatör hatali sahneler, ve tipik korku film temasinin cok gereksiz ve kalitesiz kopyasi olmus. Ayrica Wilma Elles'in oyunculugu tekrar hayal kirikligina ugratti, bence bu sektör ona verdigi önemi tekrar gözden gecirmeli. Yagmur Tanrisevsin, Lucia Oskerova ve Cihan Toraman oyunculuklari daha basarili. Ayrica oyuncularin coguna dublaj yapilip, Wilma Eres'in kendi konusmasi olmasi cok sacma.","label":1} {"text":"eddie murphy nin olduğu filmleri severim genelde. bakalım?","label":4} {"text":"Oyunculuk gerçekten iyi, fakat senaryo çok kesik kesik. Sanki filim daha uzunmuş da özetini izlemiş gibiyim.","label":6} {"text":"Fransız filmi Aşk Uğruna'yı birde Amerikalılardanizlemek isterseniz buyrun. Orjinali kadar etkileyici olmasada yinede kendini izletiyor. Özellile Fransız versiyonunu izlemediyseniz daha çok keyif alabilirsiniz.","label":5} {"text":"Böyle bir film yok.. Nasıl 7+ olabilir? Eşim ve yeğenimle gittim filme ve 15 dk dayanabildik, çıktık. kesinlikle bu filme gidilmemeli hatta çıkar çıkmaz kültür bakanlığı iletişim numarası 176 yı arayarak bu filmi şikayet ettim. Zamanımıza ve verdiğimiz zamana yazık.. Arkadaşlar bu filmin kaldırılması ve bilet ücretlerinin geri iadesi için imza kampanyası başlattım, desteklerinizi bekliyorum.","label":0} {"text":"Film konu - aksiyon bütünlüğü olarak gerçekten etkileyici göz alıcı aksiyon sahneleri ve felsefesi filmi izlenebilir kılan şeylerden sadece birkaçı oyuncu , mekan seçimleri de bir o kadar başarılı. Tipik aksiyon filmlerinin aksine film vurdu kırdıdan ibaret değil ve bu da benim gözümde filmi özel kılan etken filmin konusu... Fazla söze gerek yok kesinlikle izlenmesi gereken bir film.","label":8} {"text":"Bence fazla abartılmış..Tamam güzel film ama mükemmellik aramayın.. 10/7","label":3} {"text":"Kurgusu zayıf ve sonu olmamış dediğim bir film. Kötü karakter ise Joker'den sonra pek sarmadı. İzlenebilir ama izlenmesede olur.","label":0} {"text":"Zeka özürlü bir insanın kendi başına hayatını kurmak için çabalamasını anlatan güzel bir film.Filmde en sevdiğim aktörün oynamasının filmi beğenmemde katkısı olsa da tavsiye edebileceğim bir film.Sıradışı filmleri her zaman sevmişimdir.Eğer sizde bu tür filmlerden hoşlanıyorsanız ve biraz duygusallık arıyorsanız izleyin.","label":7} {"text":"Filmde genel olarak sevdiğim nokta ırkçılığı duygu selleri yapmadan asilce anlatması ve eleştirmesiydi","label":7} {"text":"gece gece korktuk ya la biz 4 sap bu filmi izlerken. hatta etkisinden kurtulup uyuyabilmek için Pacific Rim filmini izledik ardından.","label":7} {"text":"Puan vermeme hakkım olsa onu kullanırdım okkkadar boktan zaman kaybettiren bir filmde yani filmde ne anlatıyor asil konusu ne ne geçti ne oldu onu bile anlamakta zorluk cekiyordusunuz filmin başından sonuna kadar tek bir adam tek bir mekan ve sadece telefon konuşmalarından ibaret. Heyecan ve aksiyon filmi olarak adlandirilirken neye göre bu kategoride onuda anlamadık. Herhalde aksiyon gerilim filmi izlememiş olmaları lazım. İnsana hiç bişey katmayan bomboş boktan oflaya poflaya izliyceginiz bir film asla tavsiye etmiyoruz..iyi yorum yazan bir iki arkadaş gördüm onlarda hayatında film izlememiş heralde neyine iyi yorum yaptılar acaba enteresan","label":0} {"text":"Psikolojik-gerilim olarak özetleyebileceğimiz Ümit Ünal imzalı Ses,fragmanıyla beni epey heycanlandırdı doğrusu.Bugüne kadar gerilim ve korku türünde(Gen ve Musallat filmlerini ayrı tutarsak)Türk sineması başarısız ve hatta oldukça gülünç örneklerle karşımıza çıktı.Ses,ürkütücü ve iyi bir filme benziyor.Türü açısından da fazlasıyla iddialı gibi.Sesin taklit bir film olduğunu falan da düşünmüyorum.Umarım yanılmam.Yönetmen Ümit Ünal bu son filmiyle de hem izleyiciden hem de eleştirmenlerden yine tam not alacaktır.Gerye vizyon tarihini beklemek kalıyor.","label":4} {"text":"uzun zaman önce seyretmiş olduğumdan pek hatırlamıyorum ama pek beğenmediğimi söyleyebilirim ki zaten aklımda yer etmemiş olmasının sebebi de bu. hatırladığım kadarıyla filmin giriş bölümü çok başarılıydı, sonrasınıysa saçma bulmuştum. önermem.","label":7} {"text":"Er Ryan dan sonra izlediğim ve etkilendiğim tek savaş filmi bu... O kadar etkilediki dün tekrar izledim hatta yakın zaman da belki üçüncü defa izleyebilirim.","label":8} {"text":"ben de bi umut izleyeyim dedim ama, nafile bir seçim olmuş - ilacım bu filmde değilmiş..","label":4} {"text":"Topluma hitap eden bir film, toplum bok gibi filmlerden hoşlanır. Sanat tasarımı oldukça iyiydi filmin bu arada. Ancak bu senaryonun altına imzasını atan adam kendi kategorisi içerisinde bile utanır yahu.","label":2} {"text":"Soluksuz izledim ve kesinlikle keyif aldım. Bu tartışılmaz. Ancak puan ve yorumlara bakıldığında biraz abartı kabul edilebilir olsa da ben çok abartıldığını düşünüyorum. Savaş temalı çok daha iyi filmler izledim. Bu 1917 kötü anlamına gelmiyor elbette. Görsel şov yapılmış, yine çokça bahsedilmiş. Savaş atmosferini çok iyi verse de çok etkileyici bir tat bırakmıyor.","label":6} {"text":"Filmin hikayesi oyunuyla birebir aynı. Kimisi çakma Hobit felan diyor da unutmayalım ki Hikaye ve Oyununun çıkış tarihi yaklaşık 15 yıl öncesine dayanıyor. Kalkıp ta burda saçma sapan eleştirenlere bakmayın. Dünyanın çoğu yerinde ilk günden gişe rekorları kırmaya başlayan bu filmi iki üç neyi eleştireceğini bilmeyen insan için izlememeyi tercih etmeyin. Filmin ortasında bulduk bir an kendimizi diyenlere de şunu söyleyeyim: eğer kendini filmin ortasında hissediyorsan filmin hikayesini biliyorsun demektir :D Kısacası izlemelisiniz","label":9} {"text":"izlerken keyif alacağınızdan emin olun kaliteli bir animasyon 8/10","label":7} {"text":"Bugüne kadar Cem YILMAZ'ın tüm filmlerini izleyen biri olarak izlemiş olduğum en kötü filmi buydu.YAZIK!!!","label":0} {"text":"İşte komedi budur!... Bizim yapımcılar ve yönetmenler maskeli beşler, keloğlan, emret komutanım gibi abuk sabuk komedi filmleri yapacaklarına otursunlar da bunu izlesinler. Komedi filmi nasıl yapılır görsünler. 10/9","label":8} {"text":"Çok iyi bir fikir maalesef kötü bir senaryoyla heba edilmiş.Gani Müjde filmi için devletten yeterli maddi destek alamadığından şikayet ediyordu bence maddi destek arayacağına senaryosu için destek alsaydı daha iyi olurdu.Ben bu filmi sadece bir komedi filmi olarak düşünmüyorum zaten aksi takdirde film tam bir fiyaskoya dönerdi.Asıl anlatılması gerekeni bırakıp saçma ve zorlama bir aşk hikayesine tutunmaya çalışmak filmi batıran öğelerden biri.Dahası,kullanılan espri tarzı bayat bile değil kronikleşme ile birlikte sıradanlaşmış,ne kadar zorlasanızda kendinizi gülemiyorsunuz.Ata Demirer rol için uygundu performansıda fena değildi ama sinemada yıldız olan senaryodur.Senaryo kötüyse oyuncular filmi kurtaramaz ama çamura düşmüş altın gibi parlarlar.Bende pek çokları gibi filmin sonuna bayıldım.İmkanınız varsa son 3 dakikasına girip izleyin ve çıkın..:))","label":4} {"text":"dün tv de izledim zamanında sinemaya gitmeye çok sıkıcı bi ... anlamadım diyenler yüzünden cesaret edemediğim bu filmi sinemada izlemediğime çok üzüldümm...kostümler oyunculuklar o mistik hava mükemmeldi","label":4} {"text":"Film neden beğenilmemiş anlamadım gerçekten de, illa başladığı konu üzerinden mi bitirmesi gerekiyor. Filmde bazı tercihlerin sonuçları oluyor ve bu sonuçlar üzerinden filmin akışı değişiyor bu gayet normal. Neden bu kadar sıradan bir film beklentisi içerisindesiniz hiç anlamadım benim filme puanım 8.8/10 Zaten son sahnesiyle de mükemmel bir kapanış yaptığını düşünüyorum","label":8} {"text":"Eurotrip kadar güzel olmasada arkadaş ortamında falan gülerek,keyifle izlenilebilecek türden ..","label":6} {"text":"nasıl bir filmdir bu ya bu kadar güzel bir seneryo ve kaliteli oyuncular bu mükemmel filmi izlemenizi tavsiye ediyorum bu filmi izledikten sonra eminim hayatınızda bir çok değişiklik yapıcaksınız","label":9} {"text":"Kaliteli bir filme benziyor.Bekliyoruz...","label":7} {"text":"Filmin yönetmeninin bu filmi izleyip de yayınladığına inanamıyorum. Oturup mantıklı bir insan bunu izlese biz ne yaptık der. Burda oynayan oyuncular da aynı şekilde kamu spotu gibi film yapmışlar. Sahne geçişleri PowerPoint sunumu gibi rezalet","label":0} {"text":"kelebek etkisini çekmiş bir yönetmenden beklenecek bir performans","label":4} {"text":"çok ağır tempoda devam eden farklılık yapmak amacıyla konuyu karıştıran bir film. Mantık dışı. ama onun haricinde iki başarılı oyuncu için izlenebilir.","label":5} {"text":"Oldukça eğlenceli, sıkılmadan izlenecek bir film. Tarzındaki filmlerine aksine anlatmak istediği bazı şeyler de var filmin ama; yine de vasat. Bir türlü istenilen seviyeyi tutturamamış. Martin Lawrence’ın filmlerinden hoşlananlara şiddetle öneririm.","label":5} {"text":"\"overrated \" deyiminin anlam karşılığına aday film.","label":3} {"text":"Amerikan ordusunun kendini sorguladığı anlamlı bir film olmuş. Ethan hawke'un yıllar geçtikçe nasıl yaşlandığınıda üzülerek izliyorum.","label":6} {"text":"Aksiyon ve Gerilim olarak fazla tatmin edici fakat konu itibariyle karmaşık bulduğum bir film oldu. Politik ve sosyal mesajların kanlı sahnelerle boğucu hale gelip, filmde ki gizem ortaya çıkınca intikam filmine dönüşmesi değişik bir geçiş oldu. Finali çok tatmin olmasada Kill Bill den sonra izlediğim en dehşet verici dövüş sahnesini izlettirdi...","label":5} {"text":"Ne kurgu ne de mizah güzel. Ekipdeki herkesi ayrı ayrı sevmeme rağmen güldürmeyen komedilerden","label":2} {"text":"Beğenemedim, olmamış!","label":2} {"text":"Senaryosunu da, kendi yazdığı hikayesinden uyarlayarak Aaron Covington ile birlikte kaleme alan Ryan Coogler'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Creed”, altı filmlik ünlü Rocky (1976 - 1979 - 1982 - 1985 - 1990 - 2006) serisinin; yatırımcılarına, halen para kazandırmaya devam eden, üç filmlik bir yan ürünü (spin-off) olarak ortaya çıkan yeni film serisinin ilk halkası olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 35 milyon dolarlık bir bütçe ile yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra, zorluk derecesi yüksek sahnelerinde; koordinatörlüklerini Clayton J. Barber ve Larnell Stovall'ın üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 173.6 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşıldığı bilgisine ek olarak vizyona girdiği yıl, sinema salonunda ilgiyle izlediğimiz bu filme biraz daha yakından bakalım... *** - Los Angeles, Kaliforniya - 1998 - Hapis tutulmakta olduğu bir gençlik gözaltı merkezinde, bir kavgaya karışması sebebiyle hücreye atılmış olan Adonis Donnie Johnson'ın (Alex Henderson); Mary Anne Creed (Phylicia Rashad) adında, bir ziyaretçisi bulunmaktadır... Gelen Adonis'in, kendisi doğmadan önce hayatını, ringlerde kaybeden babası; efsanevi boksör Apollo Creed'in dul eşidir... Yani Mary Anne, Adonis'in üvey annesidir ve şimdi Adonis'ten; kendisiyle beraber yaşamasını istemektedir... *** - Tijuana, Meksika - 2015 - Yetişkin Adonis (Michael B. Jordan), ilk raundun da nakavtla kazanacağı bir boks maçı için ringdedir... *** - Los Angeles, Kaliforniya - 12 Saat Sonra - Smith Boardly Finans Grubunda, hem de yeni terfi almış olmasına rağmen uzman olarak çalışmakta olan Adonis; boksör olma hayallerinin peşinden koşabilmek amacıyla hazırladığı istifa mektubunu, onun şaşkın bakışları arasında patronu James'e (Brian Anthony Wilson) sunar... Ama bu gelişmeden, şimdilik annesi Mary Anne'e söz etmez... *** Odasına çekilen Adonis, YouTube üzerinden babası Apollo Creed ile Rock Balboa (Sylvester Stallone) arasındaki boks maçının videosunu izlemekte ve kendini onlarla özdeşleştirmektedir... *** Ertesi sabah... Adonis soluğu; adı, Apollo Creed'in Evi olan Delphi Boks Akademisi&nde alır... Ancak Adonis'in çalıştırılması talebi, salonun işletmecisi Tony Little Duke Burton (Wood Harris) tarafından; bir başka Creed'in daha ringler de can vermesine izin verilemeyeceği gerekçesiyle, anında geri çevrilir... Hatta bu iddiasında daha da ileri giden Tony; bunu, başkasının yapmasına da izin vermeyeceğini söyler... *** Bunun üzerine ringe fırlayan Adonis: Ring'deki, 2010 Kaliforniya Altın Eldiven Şampiyonu ve Dünya Hafif Sıklet Klasmanının 6. sırasındaki Kevin Grier'e; ortaya 1965 model Mustang'ini koymak suretiyle, kısa bir maç teklifinde bulunur... Elbette Kevin'i ringin zeminine yapıştıracaktır Adonis... *** Çok geçmez... 31 maçının 18'ini nakavtla kazanan Danny Stuntman Wheeler (Andre Ward), dikilir Adonis'in karşısına... Ve... Bu kez zemini boylayan Adonis olur... *** Ardından da... Annesi Mary Anne'e, işi bırakıp, boksa başladığını söylemek için eve uğrayan Adonis'in; bu sefer ki adresi, Philadelphia, Pennsylvania'dır Yerleşir yerleşmez de, ilk uğradığı mekan; babasının en büyük dostu ve rakibi Rocky Balboa'nın restoranıdır... Zira Adonis ondan, kendisini çalıştırmasını isteyecektir... *** Neyse... Evine dönen Adonis, uyumak üzere yatağına girdiğinde; alt kattaki komşusunun dairesinden gelen müzik sesi nedeniyle sinirlenerek, gürültüyü yapan Bianca'nın (Tessa Thompson) kapısına dayanmak zorunda kalır... *** Sabahın ilk ışıklarıyla Adonis, Güçlü Mick'in Boks Salonundadır... İlk eylemi de, üyelik kaydını yaptırmak olur... Fakat salonun yıldızı, 17 maçının 12'sini nakavtla kazanan Dünya Hafif Sıklet Klasmanının 4. Sırasında yer alan Leo The Lion Sporino'dur (Gabe Rosado)... O sebeple de, hem salonun işletmecisi hem de Leo'nun babası olan Pete Sporino'nun (Ritchie Coster); Adonis ile yakından ilgilenmesi, pek de beklenilmemektedir... *** Derken... Akşamki koşu antrenmanında Adonis, duvarlardaki afişlerinden tanıdığı; bir gece önce kapısına dayandığı Bianca'nın, barlarda şarkı söyleyen, bir müzisyen olduğunu fark eder... *** Bu arada boks dünyası, İngiliz Pretty Ricky Conlan (Tony Bellew) ile Amerikalı Danny Stuntman Wheeler arasında yapılacak müsabakaya kilitlenmişken; karşılaşmadan önceki sözlü sataşma esnasında Conlan, attığı yumruk ile Wheeler'ın çenesini kırmıştır... *** Uzatmayalım... Halen umudunu yitirmeyen Adonis, bir kez daha Rocky Balboa'ya uğrayarak şansını yeniden dener... Bu ısrar karşısında dayanamayan Rocky, belki ring de değil de; çizerek de olsa Adonis'e, birkaç numarasını öğretir de... *** Rahatlayarak evine dönen Adonis, bir gece önceki kabalığını telafi etmek gayesiyle; Bianca'yı dışarıda, yemeğe davet eder... Ve... Öylesine dehşetli, birer ekmek arası ısmarlarlar ki; Amerika'daki obezite sorununun temel kaynağının ne olduğunu, hemencecik anlayıverirsiniz... *** Olsun yine de boş verin... Çünkü bir sonraki sabah, çok daha önemli bir gelişme gerçekleşiverir... Adonis'i bundan böyle artık, Rocky Balboa'nın bizzat kendisi antrene edecektir... Dakika 40... Geride sizleri, tansiyon, aksiyon ve romantizm dozunun giderek yükseleceği; 93 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"?Gördüm kuşağımın en büyük zihinlerinin delilikleyok olduğunu, aç, bilaç, isterik, çıplak?? Allen Ginsberg bu yapım biraz sancılıdır;50?lerin ruhunu yakalamak ve Allen Ginsberg?in hayatına konuk olmak istiyorsanız tavsiye edilir. Aksi takdirde size bu film sıkıcı ve boş gelebilir. vesselam o zaman da uzak durmanız hayrınıza derim. .. neden derseniz Howl bir manifestodur! http://www.youtube.com/watch?v=ss60jUUneMk","label":7} {"text":"ışık hızıyla geçip gitti güzelim detaylar, eğlenecektik hani! \"dünyada detaydan daha önemli bir şey yoktur\" gibisinden ahkam kesip bizi tırt etmesinin manası ne o halde? bir detaya bile bir saniye ayırmayıp seyircinin merakını piç ediyosan ne diye sherlock holmes'u seçersin ki? ama tabii, kahramanımız nasılsa her şeyi çözüyor. bizim endişe etmemize, ağız tadıyla heyecanlanmamıza ne lüzum var değil mi! zaten seyirci guy ritchie'nin umrunda değil epeydir, bunu da belirteyim hazır konudayken.. strateji oyunu plastiğini yutturmaya çalışması mevzuuna ise hiç girmek istemem, seveni vardır, keyiflerini kaçırmayım. neyse, hiç izlenmeyecek gibi de değil tabii.","label":5} {"text":"2020'nin iyi filmlerinden biri. Gözden kaçırmadığım için kendimi mutlu hissettim şu an. Güzel bir konusu ve çok etkileyici bir finali var.","label":7} {"text":"Erotizmin sınırlarını oldukça zorlamış neredeyse pornografik diyebileceğimiz bir film var karşımızda... Evet film 2 muhterem şahsın tam da günümüz tüketim toplumuna uygun ilişkilerinin anlatıldığı bir hikayeye sahip? Hikaye oldukça gerçek buna asla sözüm yok. Yaşanmışlıkların bundan farklı olduğunu sanmıyorum tek bir farkla filmimizde bu şahıslar daha sonra birbirlerine aşık oluyorlar!! (Aslında buna aşk diyebilir miyiz? Aşk içerisinde kesinlikle cinsellik barındırır ancak doğumu cinsellikle mi başlar bu tartışılır aralarındakinin tanımını ben daha çok tutku soslu alışkanlık olarak yorumlamayı tercih ediyorum )? Filmimiz elbetteki aralarda karakterleri de bir nebze tanımamıza fırsat veriyor. Mutsuz, kocasıyla uyumsuz bir kadın karakteri var elimizde sonra yalnız umutsuz ve yine mutsuz bir erkek karakteri? Ve bu iki karakter çarşamba günleri birbirlerinin cinsel açlıklarını doyurmak amaçlı buluşmaya başlıyorlar apar topar sevişmelerin ardından (ki bana içinde bulundukları durum dolayısıyla gayet mantıklı geldi) bir sonraki buluşmayı bekliyorlar. Tabi buluşmalar arttıkça taraflarda bir merak duygusu da hasıl olmaya başlıyor ( bu da oldukça mantıklı) ve erkek karakterimiz partnerini izliyor kocasını tanıyor hatta neyse o kadar ipucu vermeyelim? Sonrası mı filmimiz kesinlikle hikayesine yakışır bir sonla bitiyor. Birbirlerini tanımaya gerek duymadan başlamış bir ilişkiden daha fazlasını beklemek çok zorlama bir final olurdu sanırım ve filmin ahengini oldukça bozar filmi tam bir melodrama dönüştürürdü... Filmi beğenip beğenmeme durumunuz ondan ne anladığınıza göre değişebilir cinsten. Çünkü içinde cinsel tutkudan başka bir şey barındırmıyor film. Bu açıdan kimi izleyiciye çok yavan gelebilir ancak anlatmak istediğinin de tam bu olduğu düşünülürse amacına ulaçmış ve başarılı bir film olduğunu sonucuna da ulaşabilirsiniz. Ben filmi anlatmak istediği hikayeyi sunması bakımından beğendiğimi itiraf etmeliyim ancak aşırıya kaçmış sırf sansasyonel olsun bol ödül alsın mantığıyla çekilmiş olduğunu düşündüğüm aşırı erotik sahneleri dolayısıyla beğenime gölge düştüğünü de belirtmeden geçemeyeceğim.","label":5} {"text":"ne zaman izlesem güldüğüm. harika bir komedi.","label":7} {"text":"içinde her suçlu ve kanun adamı bulunan filmi, polisiye olarak kategorize etmeleri çok gülünç =) neyse, izlediğim en iyi vahşi batı filmi sanırım.. ama ilk versiyonu daha güzeldi diyenler de yok değil..","label":8} {"text":"Çeşitli dizilerde gördüğümüz bir çok genç yeteneğin tolandığı bir yapım olmuş. Olga Kruylenko da her zaman ki gibi muhteşem güzeldi :). Ama film senaryo vs. bakımından klişenin babası. Film de ne olacağını 2-5 dk sonrasını tahmin etmekte zorlanmazsınız. Biraz daha iyi reklamı yapılırsa Alacakaranlık serisi mi diyim onun gibi popülerlik kazanabilir. 15 yaşındaki (artı-eksi 3) kardeşlerimizin çok seveceği bir yapım olmuş. :) Sen niye izledin diye sorarsanız torrent e atmışım can sıkıntısından bir bakayım dedim. :))","label":5} {"text":"Ben de Cem Davra'nın oyunculuğuna olmayan saygımdan ötürü 5 puan verdim.","label":0} {"text":"Muhteşem sinematografisi ve müzikleriyle iki buçuk saat boyunca ara verilmemesine rağmen bir an bile sıkılmadan izlenebilen başarılı bir film. Bazı filmleri tam olarak anlayıp anlamamanız önemli değildir çünkü bunun hakkında bir kaygısı yoktur önemli olan izlerken hissettiğiniz duygulardır. Filmler kafanızda oluşturduğunuz sebep-sonuç ilişkisinde ilerlemek zorunda değil. Merak ettiğiniz her şeye bir cevap bulamayabilirsiniz. Ters köşe olmak için kendinizi herhangi bir beklentiye sokmayın. Bunun yerine filmdeki karakterlerin hissiyatını paylaştığınızı fark ederek gerilebilir, mutlu olabilir, aldatılmış hissedebilir ya da \"şüpheye\" düşebilirsiniz. Bence bu filmi de başarılı kılan şey sizi sürekli şüphe içinde bırakması, filmdeki karakterin yerine geçmişiz gibi kendimizi başkalarını gözlem yaparken bulmuş olmak ya da müziğin ritmiyle hareket eden bedenleri hayranlıkla izleyebilmemizdir.","label":7} {"text":"bir şeyler eksikdi sank..","label":5} {"text":"Kendini seyrettiren, eğlenceli bir Marvel uyarlaması...","label":9} {"text":"Bende ilk gün izledim ve iyikide izlemişim Jason statham bir aksiyon filminde olurda o film kötü olur mu gerçekten en az ilk ikisi kadar güzeldi ve aksiyon olarak bir parça daha fazla olduğu bile söylenebilir ben aksiyon seven herkese özelliklede sinemada izlemelerini tavsiye ediyorum.9/10","label":8} {"text":"Elle tutulur gerçek anlamda yapabildiğimiz ilk animasyon filmimiz vatana millete hayırlı olsun. Neredeyse hiç benzeri olmadığı için bir başka Türk filmi ile kıyaslamıyorum. Bu yüzden yabancı animasyonlarla kıyaslamaya gittim biraz. Evet tabi ki ilk olması nedeni ile mazur görülebilir eksikliler var ama yine de bir çok Hollywood animasyon filmi ile yarışır derecede bir film. Filmi göklere çıkarmanın bir anlamı yok. Neticede basit bir senaryosu olan ve grafik olarak yeterli olsa da eksikleri bulunan bir film. Daha etkileyici bir hikaye bulunup daha oturaklı bir film yapılınabilirimiş. Ama olsun bu film bile bize şu an için oldukça fazla. Umarım bu türün devamları gelir. Özellikle şu oyuncu kadrosunu alsanız bir filmde oynatsanız gayet sağlam bir iş çıkar. Birbirinden değerli isimler bu ilklerden sayılabilecek animasyonda rol almak istemişler belli ki. Ve çokta iyi olmuş. O karakterler bile oyunculara benzer duruyordu. Mesela Ayşen Gruda'nın seslendirdiği karakteri ilk gördüğümde onun seslendireceğini anladım. Veya Demet Evgar, Ahmet Mümtaz Taylan, Uğur Yücel... Hepsi cuk oturuş ve eğlenceli bir iş çıkmış ortaya. Vizyona girdiğinde sinemaya gitsem mi diye düşünmüştüm ama sonra vaz geçmiştim. Şimdi tekrar olsa gider miydim, pek zannetmiyorum yani ancak belki destek vermek adına gidilebilirdi ama öyle çok sinemada izlemelik bir film değilmiş. Komik, eğlenceli, belli bir yaş seviyesinin üstüne hitap eden bir film. İyi seyirler... 5.7/10","label":5} {"text":"Savaşların asıl kaybedenleri kazanan kim olursa olsun kadınlar olmuştur hep. Daha dün Mısır'da, Bosna'da, Afganistan'da, Irak'ta, Kürdistan'da,1955 te gerçekleşen 6 - 7 Eylül olaylarında yaşananlara tanıklığımız unutulabilir mi? Irklar, insanlar değil insana karşı sistematik aygıtlarını üreten ideolojiler değil midir asıl mahkum edilmesi gereken. Filmin adı \"Roza\" ama anlatılan Tadeus'un öyküsü çerçevesinde savaşların çirkin yüzü aslında. Halklara karşı yürütülen hiç bir savaşta masum taraf yoktur. Anlatılmamışları anlatması açısından olumlu olan film, bakışındaki sığlık nedeniyle kötü bir propaganda filmi olarak kalmış... 30/100","label":2} {"text":"sıradan insanların olağanüstü hikayesi.","label":5} {"text":"Gördüğüm en başarılı uyarlamalardan biriydi. yönetmen değişikliği yaramış. ilk film popüleriteyi yakalıyim twilight gibi fenomen olsun kaygıları taşıdığından romance ön plana çıkartılmış duygu düşüktü. zaten kitabı fenomen olan bir seri için ne diye kaygı duyarsın ki... Jennifer Lawrence oyunculuğu ile yıkıyor gene. bir başkasını düşünemiyorum.. 3. kitabı 2 filme bölmek iyi fikir mi?? bilmiyorum ama göreceğiz.. umarım iyi olur..","label":8} {"text":"filmleri soru sorarak izleyen biriyseniz, senaryosunda bir takım boşluklar yakalayabileceğiniz, ancak bunlar bir kenara bırakılırsa, hikayesiyle, oyunculuğuyla, anlatımıyla son derece başarılı bir filmdir. uzun zamandır bu kadar keyif alarak seyrettiğim bir film olmamıştı.","label":7} {"text":"Ben bu filmi o kadar hevesle bekledim ama tam bir hayal kırıklığı yaşadım. İzledikten sonra boşuna bekleşim ben bu filmi dedim ama iş işten geçmişti ne yazık ki. Film bir çift arasındaki saçma diyaloglarla başladı ve bitti bana göre... O kadar bekledim acaba ne olacak diye maalesef can alıcı hiç bir sahnesi mevcut olmayan basit bir filmdi. Araya bir iki kapı çarpma sahnesi koymuşlar filmin gerilimi bundan ibaret ben hiç beğenmedim. Filme puanım 10/3","label":0} {"text":"Filmin tiyatral bir havasının olması ve karakterlerin en başta tıpkı bir romanmışçasına tek tek tanıtılması birer cümleyle... izleyin bir şey kaybettirmez aksine sinema birikiminize bir şeyler daha katar.","label":6} {"text":"yönetmen Ken Loach olunca sinemanın büyüsü mü hayatın büyüsü mü demeliyim bilmiyorum. Kendi filmografisinin tersine ilk kez mutlu son, ilk kez fiziküstü olaylar... Ama gerçek hayatın acı yanlarını, ezen ezilen ilişkisini ve hatta hayatın ne kadar boktan olabileceğini en az diğer Ken Loach filmleri kadar gösteren bir film","label":8} {"text":"Filmin adı yanlış çevrilmiş doğrusu Dr. Caligarinin Muayenehanesi olacak","label":8} {"text":"Koskoca Altin Ayi almis filmin altinda iki satirlik aciklama koymuslar, en sonunda da 'Altin Ayiya layik goruldu' gibi siradan bir cumle. Sayet aciklama kismina ne yazilacagi beyazperde tarafindan belirleniyorsa bence cok ayip yapmislar. Cok Film Hareketler Bunlar midir nedir, o filme bakin bir sayfa yazi var, neden oyle?","label":4} {"text":"2 saatten fazla süren akıcı ve kaliteli bir seyirlik. Irak savaşıyla ilgili yapılmış en gerçekçi, en iyi filmlerden biri. Bravo taburundaki bir grup askerin Irak da yaşadığı son günleri anlatan etkileyici bir dram. Bu tür filmlere ilgi duyanların kaçırmaması gerekir diye düşünüyorum. Katrin Bigelow geçmiş tecrübelerini bu filme baya bir yansıttığı ortada. Bigelow'un Oscar da şansı çok az ama şu da var ki izleyicilerden ve medyadan hem yönetmenliği hakkında hem de filme genel olarak bakıldığında geçer not almıştır bana göre. Oyuncuların performansları da takdire şayandı. Bir sahne vardı ki tüyler ürperticiydi. Iraklı DVD satıcısı çocuğun karnının içine militanlar tarafından yerleştirilmiş bombanı William James tarafından çıkartıldığı sahne dehşetti. Finaldeki şu (yeni bir görevin başladığı sahnedeki) yazı bazı şeyleri açıklıyordu (izleyenler anlarlar) : ?Delta bölüğü görevi geri kalan gün: 365?Son cümlem şudur ki birçok ödüle layık görülmüş bu film iyi bir seyir zevki sunuyor. Tavsiye ederim. 10/8","label":7} {"text":"Guy Ritchie ve Gerard Butler hayranı olmama rağmen sewmedim, Lock, Stock and Two Smoking Barrels ve Snatch.ın yanına yaklaşamaz bile, olmamış..***..","label":4} {"text":"tamam filmin konu baya basit olmuş ama güzeldi.izlenmeye kadarda da kötü değil.Emeğe Saygı.10/8","label":7} {"text":"öylesine izlenebilecek kafa dağıtacak bir film 5/10","label":4} {"text":"Her ne kadar senaryo ısmarlama olsada, bu türü sevenler için ortalamanın üzerinde bir film. Farklı bir şey denilmiş ve belli konularda başarılı oldular. 80li yıllardaki İran, çekim kalitesiyle gerçekci konumda sunulmuş. Yönetmen ve başrol Affleck, soğukkanlı ajan tiplemesiyle bence iyi performans gösterdi.","label":6} {"text":"Otobüs filmi.Bir seyehat halindeyseniz ve hostes bu filmi takıyorsa iki saatinizi ziyan edin aksi taktirde sakın ama sakın elinizi bile sürmeyin 1/10","label":0} {"text":"===İzlemeyen kişi okumasa iyi olur=== Aceleye gelmiş gibi duran bir film. İtalyan samimiyetinin sırtına yaslanıp, Akdeniz havasıyla işi kotarmaya çalışmışlar ama olmamış. Teee Sicilyalar'dan kalkıp, tanımadığı biriyle evlenmeyi kabullenmiş, esmer güzelinin, \"ben bunu istemem, ben küçük kardeşi isterim\" inatçılığı, ortada ne romans ne de duygu bırakıyor. Dahası, bu tavır, film tarafından doğal karşılanınca, İtalyanlar'ın mezhep genişliğine şaşırmamak elde olmuyor. Hele finalde, herkes herkese yamanınca, senaristlerin, hassas bir dönemden geçtikleri sonucuna ulaştım. Gayet, sabun köpüğü kıvamında, boş bir \"romantik\" yapım.","label":5} {"text":"çok kötü tavsiye etmem ama izlenebilirde karar sizin ama bn tavsiye etmem:D","label":5} {"text":"film devam ediyo sanarken bi anda bitti film, bi şaşırdım bitince. kitabı 3 film yapmalarından hiç hoşlanmadım doğal olarak, iki film olması ideal olurdu bence. bunun dışında film güzel, sahneler güzel, müzikler güzel. yüzüklerin efendisi serisi başlangıcı kadar iyi bi başlangıç olmamış ama güzel.","label":7} {"text":"film araştırırken bu filme rast geldim ve hatırladım aa evet bu filmi de izlemistim dedim,yani eglenceli bir film ama bos bi vaktinizde televizyonda cıkarsa filan izlenecek bi film yoksa o kadar da güzel degil.","label":5} {"text":"İzledikçe acaba senarist ve yönetmen turkmu diye düşündüm. Yazık etmeyin vaktinize. Saçma bomboş bir film. Açın Cüneyt Arkın veya Kemal sunal filmi daha iyi","label":0} {"text":"Süper kahramanlık olayı farklı bir açıdan bakmak isteyen film malesef kötü oyunculuklarla seviyesini kaybediyor. Ama filmin içinde güzel espriler bulunduğundan çerezlik diyebilirim. Yer yer iyi eğlendiğiniz oluyor.","label":5} {"text":"M.Nightın önlenemez düşüşü devam ediyor.Senaryo vasatın altında ve o vasat senaryoda olabildiğince kötü işlenmiş.Gayet başarısız bir film 2/10","label":1} {"text":"Ben bu yorumu burcu hanıma ithafen yazıyorum. Sayın hanımefendi demissiniz ki insanlar sinemaya ne amaçla gidiyor evet bu insanlar güzel bir film izlemek amaçıyla gidiyor siz bu film için neredeyse mükemmel diyeceksiniz fakat biraz realist olmalısınız bu film ne senaryo bakımından ne oyunculuk bakımından beş para etmez scarymovie ye gelince bi zahmet İMDB ye girip puanlarına bakın unutmayın kı imdb de 6 puan altındakı filmler beş para etmez","label":0} {"text":"çok şey anlatmak isteyip hiçbir şey anlatmayan bir vakit kaybı.","label":3} {"text":"Filmin görüntü kalitesi diğer filmlerdeki amatörlüğü aşmaya çalışsa da makyaj ve efektlerle bu ara fazla açılmadan kapanıyor. Senaryodaki mantık hataları, diyalogların bile tutarsız olması gibi birçok hatası ve düzensizliği var. Vakit kaybı, vasat bir film.","label":0} {"text":"İlk filmden iyi değil fakat yine de eğlenceli bir film.","label":5} {"text":"Sıkıcı vasat bir film. Ölü ozanlar derneği ile de anılmasın o filmi alçaltıyor.Birtaklitten öteye geçemediği bir gerçek.Klasik takıntılı bir julia figürü çevresinde inandırıcılıktan uzak hadiseler. Filmin en güzel yerleri italyan hocanın ve Julia Stiles’ın (filmdeki adı herneyse...) feminist julia’ya verdiği sille mahiyetindeki cevaplar. Çokça hollywood aktrisi görmek isteyenler için tavsiye edilir. Eee ne de olsa kadro sağlam. Oyunculuklar vasat.Sadece Maggie Gyleenhall’ın (yanlış yazmış olabilirim) performansı akılda kalıcı ve başarılı. Bir de görüntü yönetimi...Geçerli bir sebebiniz yoksa bu filme gitmeyin derim .Bol sinemalı günler","label":1} {"text":"Yine ve yeniden çocukluğunuza ait şeylerden birini daha piç edip gittiler. Niye yapıyorsunuz arkadaşım bunu? 1/10","label":0} {"text":"Bu filmi çok seviyorum bu aslında 3 kitaplık bir seri ama sadece 1. kitabın filmi 5. Dalga aslında distopya bir hikayesi var","label":9} {"text":"Cidden epey sade ama gercekten ortada olan oyunculuk goruyorsunuz. Colin Firth' de zaten Kralice Elizabeht bile babasını çok başarılı canlandırdığını belirtmiş... Biz ne desek eksik olur bunun üzerine :) Helena Bonham Carter o kadar yalın ki. Uzun zamandır bu kadar oturdugu bır rolde gormemıstım kendısını. Geoffrey Rush deseniz izlerken resmen keyif alıyorsunuz. Oldukca duragan ama hıc sıkmayan, hatta kaptırarak ızlenen, sade, temiz iş. 12 dalda oscar adayı, kac tanesini alır bilemem ama alacagı kesin.","label":7} {"text":"Son yıllarda değil hayatımda izlediğim en iğrenç filmdi.......,........,.,........,...,.... .........,..","label":1} {"text":"Aşırı derecede iğrenç bir film . Bu kadar sacmaaa bir filmm gormedim zamanımı aldı baska b isey yapmadı sırff sonunu merak ettim diyeee izledimmm . Resmennn seyirciyii mal yerinee koymuslarrrr . Hayatimda bu kadar malca bi film görmedim!!!!","label":0} {"text":"Pek çok \"kiralık katil\" temalı filme ilham kaynağı olmuş bu filmde başrolümüzün ifadesiz yüzü gerçekten dikkat çekici. O gözlere bakınca insan soğuk bir duvardan ötesini göremiyor.","label":6} {"text":"gene keyifli ve eğlenceli bir filim zaman geçirmek için birebir 1 buçuk saat sürmesine rağmen 10 üz 7.4","label":6} {"text":"filmi hiçbir yerde izleyemiyorum ama fragmandan ve oyuncularından anladıgım kadarıyla cok guzel bir flim izlemenizi öneririm","label":9} {"text":"Film tek kelimeyle mükemmel. Buyük bir Disney hayranı olarak söylüyorum, Disneyin yaptığı Aladdin 2019 en iyi live action klasiktir. Müzikler, renkler hepsi çok güzeldi. Mutlaka tavsiye ederim.","label":9} {"text":"mukkemel bir film","label":7} {"text":"Çok güzel bayıldım sana ama çok güzel the bfg seviyoruz muhteşem Harika seviyorum onu devleri yakalandın i","label":9} {"text":"tertemiz senaryolu, zaman geçirmelik, kaliteli bir aksiyon","label":6} {"text":"Her ne kadar akıcı bir film olsa da senaryo olarak aksiyon filmlerinin gerisinde kalmış. İlk filmi soluksuz ve hayranlıkla izlememe rağmen 2. film de bekleneni bulamadım. Açıkçası bu senaryo ileTom Cruise olmasa filmin adı bile duyulmazdı.","label":6} {"text":"Tekrar tekrar izlenecek bir film olmasa da izlerken güzel vakit geçirtiyor. Bir anlamda vaad ettiğini sunuyor, puanı izlemek isteyenleri yanıltacak kadar düşük kalmış bence. Benim puanım 7 ancak ortalaması yine 5,5-6 civarında olmalıydı diye düşünüyorum.","label":6} {"text":"güzel bir film.antonio banderas hayranı olanlar kaçırmasın.herzamanki gibi harika oynamış.","label":5} {"text":"harika bir film :D bazı sahneler ve dialoglar muhteşemdi.American pie serilerinden kat kat daha üstün bir film.Kesinlikle sansürsüz olanını izlemenizi tavsiye ederim.Meksika çöreği tiplemesi ile güzel bir seyir zevki sizi bekliyor.10/9","label":7} {"text":"orospu çocukları asfdasfdasfdasdfasdfasdhgGRAGSGASDGASFDGFASGASSGAASGASGFDASGFFASGASGFDASGFDASGFDFEASDGFASDGGFASEDR","label":1} {"text":"Barış Bıçakçı klasiği Tabi yönetmen Pelin Esmer'in değerini boş geçmeyeceğim. Özellikle 11'e 10 Kala filmiyle sağlam bir giriş yapan bu kadın yönetmenin yine derin bir film çalışması. Festival filmlerinde beklediğim her şey mevcut. İzlerken seyirci hem etraftaki kamera geçişlerine hayran kalıyor hem de kameranın yakaladığı görsel derinliğe. Yönetmen olarak Pelin Esmer kendi adına bir adım yukarıya çıktı bu filmle. Bazı sahneler senaryo tıkanıyor gibi oluyor ama şu kesin ki zaman geçtikçe Pelin Esmer iyi işler yapmaya devam edecek. Tabi sadece yönetmen değil Başak Köklükaya da filmde önemli etki. Altın Koza Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü boşuna almadığını bu yapımda görüyoruz. Filmin bizdeki dokunuşunda onun profil kaydı etkiliydi. Çok fazla bir şeyden bahsetmeye gerek yok. İzlemeye değer bir Türk yapımı. İyi seyirler.","label":7} {"text":"Önceki serilere göre kıyaslayacak olursam eksik gördüğüm nokta Bond serilerinden alıştığımız ajanların karşısındakini etkisiz hale getirmek için kullandıkları gizli silahlar, binbir özellikli arabalar vs. az yer verilmesi. Geri kalan üzerine yeni birşey koyulmamış izleyiciyi kendine aşırı bağlamayan sıradan bir Bond serisinin devam filmi olmuş.","label":6} {"text":"İzlediğim Kurt Adam filmleri arasında en vasatı ve en kötüsü diyebilirim. Kurt Adamların kurt dönüştüğü o güzel görüntüler haricinde filmde hemen hemen hiçbir şey yok. Underworld hayran kalmış biri olarak filmi çok kötü bulduğumu söylemeliyim.","label":4} {"text":"ben ilk orjinalini daha çok beğeniyorum.bu versiyonuda tv de denk gelip izledim .otel odası o kadar çok benziyorduki görür görmez bu film sapık demiştim...","label":4} {"text":"bir isim karışıklığı ile kendi içinde karmaşa yaşayan film. bir 11 sene önce kadar sinemada izlemiştim. o yaşımda eve döndüğümde okuldan kaçtığımı bir akıllı olarak söylediğim annem hangi filme gittiniz diyince richie rich dediydim. buradan senden özür diliyorum anne. filme dair hafızamda en kayda değer bilgi budur. bir de odayı paylaşan birbirine yanık gençler.","label":3} {"text":"Önce güldüren sonra düşündüren ve sonunda şok eden gizli bir hazine. Telefon kulübesinde hapsolan bir adamın etrafında ona gülen mahalleli görürüz, onu ordan kurtarmak için çabalarlar ama onun o hapsolmuş halinden memnun olan elişisini ören kadınlar da vardır. Bir başkasının başına geldiğinde bakarız izleriz ve bundan haz aldığımız durumlarda olur. İşte bu duruma düşen çaresiz insanın yerinde herhangi birininde olabiliceğini anlatan bir film. Ama filmin en can alıcı kısmı finaliydi. İnsanların bir bir sona gidişi sistemin bizleri istediği zaman istediği gibi yönlendirip sonumuza hazırlamakta ne kadar usta olduğunu etkileyici bir şekilde 30 küsür dakikada anlatmış.","label":7} {"text":"Bazı ABAZALAR filme Margot Robbie için gittiği için filmden zevk almamış bana göre çok zevkli bir filmdi tam kafa dağıtmalık 7.8/10","label":7} {"text":"korkamıyorum nedense bu tarz filmlerde şöyle güzel bi korku filmi yapamadılar gitti ya...","label":4} {"text":"İlginç birşekilde gerginliği size geçiriyorlar ve izlettiriyorlar.","label":7} {"text":"Biraz şişirilmiş bir film. Bakış açısı ve yaklaşımı gayet güzeldi. İntihar ederek ölen insanların farklı bir dünyaya gönderilip yaşamaya devam ettiği bir ütopyada, intihar ettikten sonra kız arkadaşının da intihar ettiğini öğrenen Zia'nın, onu bulmak için çıktığı yolda başına gelenleri görüyoruz. Filmdeki en başarılı mesaj ise, olması için onun bir öneminin kalmaması gerekiyor sözüydü. Birşeyler için mücadele ederken burnumuzun dibindekini göremeyişimiz yada onu kaybettikten sonra kıymetini anlayışımız güzel anlatılmış. Ve filmin sonunda Desiree'ye noldu şimdi demeden de edemiyor insan. Çok fazla şey havada kaldı...","label":5} {"text":"çok vahim bir film, saskinlikla izledim.. profiller, nasil bu sekilde yuzeysel cizilebilinir..","label":2} {"text":"Yorumlara bakıyorum birde filme bakıyorum sonra dönüp birde imdb sıralamasına bakıyorum","label":3} {"text":"bu bir savaş filmi ve de bugüne dek yapılan o denli psikolojik/dram /savaş karışımı film var ki filmi onlarla mukayese etmek durumunda kalıyoruz. işte tam da bu noktada çok da ayrıcalığı olmayan bir film gibi. özellikle filmin oldukça uzun metrajı da biraz dezavantaj olmuş. herşeye rağmen derli toplu iyi bir film denilebilir.","label":7} {"text":"Çok keyifli çok içten bir filmdi.İrlanda müzikleri,mükemmel manzaralarla bezenmişti.Hoş bir romantik komediydi oyuncuların performansları özellikle Matthew Goode´un esprili hareketleri çok güzeldi. 10/9","label":8} {"text":"Klişeleren uzak, özgün, hoş bir yapım olmuş. Tavsiye ederim. Argolar yapmacık ve abartılı değil, gerçek hayatta olduğu gibi kullanılmış. Serkan Keskin'in oyunculuğunun tavan yaptığını görüyoruz. Baştan sona kahkaha atmak veya dramdan derbeder olmak için değil, güzel bir hikaye izlemek için gidin. Pişman olmayacaksınız. Türk Sinemasında böyle marjinal filmler görmek sevindirici.","label":9} {"text":"Temas etmek... Görüntü yönetimi bir harika. Işık kullanımı, renkler izlediğim en iyi çalışmalardan birisiydi. Irene Jacob acaba bu kadar güzel fotoğraflara bir daha sahip olabilmiş midir merak ediyorum. Müzikler de belirtildiği üzere güzel. Filmin çok sevdiğim kısımları, Veronique'nin ikiziyle sadece bir defa o da bir fotoğraf sayesinde buluşabilmesi ve harika kukla gösterisi... Sinematografisi için bile izlenebilir...","label":8} {"text":"Noel'in anlamini sorgulatan , siirsel bir film ....","label":6} {"text":"Biraz değil, çok çok az eğlendirse razıydım ama maalesef eğlendirmekle uzaktan yakından alakası olmayan; ortalama bir komedi kadrosunu da ziyan etmiş, tam olarak \"vakit kaybı\" olarak değerlendirebileceğim bir film. 4/10","label":3} {"text":"Bir terör grubunun, binadaki bir açılış partisinde kodamanları esir alarak ciddi miktara paraya vurgun yapmaya çalıştıkları oldukça organize bir kundaklama olayında, John McClane'de davetliler arasındadır. Şans eseri, esir alınma sırasında binanın başka bir yerinde olan John, olayı çözebilmek için elinden geleni yapmaya başlar. Serinin ilk filmi olan bu film bir nevi Bruce Willis'in çıkış filmidir diyebilirim. Genel olarak başarılı oyunculuklar ve yoğun aksiyonu ile film kendini izlettirmektedir. Tabi aralarda çıkan bazı noktaların filmin kalitesine biraz negatif etkisi de olabiliyor. ölürsem karıma şunları söyle/hayır dostum kendin söyleyeceksin saçmalığı gibi, yada dışarda kopan kıyameti otoparktaki şöförün bir türlü duyamaması, Pawel'ın sözde kontrol amaçlı girdiği binada en fazla koridorun 2-3m içerisine bakıp boşversene deyip gitmesi vs... Genel olarak keyifli bir film.","label":5} {"text":"Önce kitabını okuyanlar filmini beğenmese de benim hoşuma gitmişti ilk film. Bunun da en az ilki kadar iyi olmasını umuyorum ama devam filmlerinin genelde form düşüklüğü yaşadığı bir gerçektir. Yine de gidicem bu filme. Filmin en büyük kozu tabi ki Jean Reno. Sanırım Christopher Lee'yi de kötü karakter olarak göreceğiz.","label":7} {"text":"Hayatımda izlediğim tek gerici bilim kurgu filmi olabilir. Filmden, Bırakın bu işleri, bakın hayat ne kadar güzel!& şeklinde bir önerme ile ayrıldım. Filmi diğer yönleriyle kötüleyemesem de ana fikir olarak çok geride kaldığını düşünüyorum. Brad Pitt'in film içerisinde kullanılmasının sebebinin de yalnızca gişe olduğunu düşünüyorum. Bu filme herhangi bir insanı koy yine izlenir, çok fazla oyunculuk gerektiren bir bölüm göremedim ben. Ağır film sevmeyenlerin izleyeceği türden bir film değil. Her şeye rağmen ortalama.","label":4} {"text":"Bu filmi kim vizyona koyduysa ona selamlarımı yolluyorum youtube videoları bile daha kaliteli","label":0} {"text":"kurt0632 yorumun çok güzel olmuş tebrikler...film çok ii 2. partı sabırsızlıkla bekliyorum .iyi seyirler 10/9","label":9} {"text":"Jonah Hill oynarda komik olmaz mı tabiki de komik olur,Jonah Hill yine süper oynamış ve Channing Tatum ile gerçekten iyi bir ikili olmuşlar.Filmi sinemada izlemek istiyordum fakat bir türlü kısmet olupta gidemedim fakat biraz önce evde izledim.Film Türkçe çevirisiyle ve konusuyla her ne kadar sıradan ve basit bir gençlik-komedi filmi gibi dursada izledikten sonra sıradan ve basit bir gençlik-komedi filmi olmadığını anlayacaksınızdır.Film baştan sona kendini sıkmadan izlettiriyor aksine izlerken keyif veriyor ve bol bol güldürmeyi başarıyor,belki daha fazla absürd,çılgın sahneler ve daha fazla müzik olsaydı daha iyi olabilirdi ama bu haliyle bile başarılı ve gerçekten komik bir film olmuş.Evet film bir Superbad kadar değil ama en azından günümüzde komedi film sıkıntısı çeken bir piyasada Liseli Polisler gerçekten güldürmeyi ve keyif vermeyi başaran bir film olmuş ben izlerken gerçekten güldüm.Filmin sonu klasik bir şekilde bitiyor.Filmde keşke biraz daha fazla eğlenceli,gaza getirici müzik kullanılsaymış.Filmde Johnny Depp'i görmek ayrı bir keyif.Devam filmini de merakla bekliyorum.Filmin bitiş jeneriği çok iyi olmuş.Son olarak ben filmi beğendim gerçekten güldürmeyi başaran eğlenceli bir komedi filmi olmuş ama tekrar tekrar izlendiğinde yine güldürür mü bilemem,tavsiye ederim.Keşke biraz daha uçuk kaçık,absürd sahneler olsaymış o zaman puanımı daha fazla verirdim. 7/10","label":6} {"text":"trainspotting 1'e gönderme yapmak için çekilmiş, kendi olamamış, ilk filmin tadını yakalamaya çalışırken yeni zamanda söylenecek yeni sözleri ıskalamış, olmamış film. kadroyu tekrar bir arada görmek heyecan verici yıne de. nostaljı ıcın ızlenebılır","label":5} {"text":"çok başarılı bir proje türk milletinin bu dünya felsefesini güzel anlatıyor bayağı gaz veriyor tebrikler projedekilere.filmdeki duygu ve mantık gayet orantılı.iyilik ve kötülük meydanda.bazı ülkülere selam çakması da sürprizli çok akıcı yormuyor film selamlar","label":8} {"text":"Psikolojiyi alt üst eden film bir film...1 arti 1 kac eder? Savas demek buyuk acilar demektir, tamam ama bu film savasin ne kadar yikici ve yaralayici oldugunu da gozler onune seriyor... Etkisinden uzun bir sure cikilamayan filmlerden...","label":7} {"text":"aksiyonla karışık eğlenceli bir film.ben bir an bile sıkılmadım.iki popüler ve seksi oyuncu bir araya gelince iyi iş çıkarmışlar.izlemeye değer.","label":7} {"text":"Rock'un 2 peygamberi; Ronnie James Dio ve Ted Neeley.","label":8} {"text":"Oyunculuklar harikaydı. Verilen mesajlar, replikler filmin dinamiği, ele alınan konular çok güzeldi. İzlettirdi ve ağlattırdı tabiki.. Çok iyi Türk filmlerine çok sık denk gelmeyince böyle filmler, duygular bizi alıp götürüyor başka yerlere.. İzlemeye kesinlikle değiyor.","label":7} {"text":"Bende beklediğimden fazlasını buldum. Yine de sektörün içinde olanların daha fazla seveceğini tahmin etmek zor değil. Ayrıca gasp sahnesi süperdi. Oyuncunun Zac Efron olduğunu sonradan fark ettim. Harika oynamış.","label":8} {"text":"Gayet eğlenceli bir romantik-komediydi...","label":9} {"text":"gerçekten sıkıcı geldi,ilginç bir konusu olduğu halde oldukça basit işlenmiş.","label":5} {"text":"izlediğim en iyi filmlerden birisi. O filme ayrı bir hava katmış olan müziği, görüntülerde ki fotoğraf karesi tadı, karakterleri ilginç bir psikolojik altyapıda sunan eder filmlerden birisidir bu film. Süre olarak uzun olabilir ama bu uzunluk ben filmden anlıyorum diyen biri için sinema şaheseri izleme tadını uzatma manasındadır. gerçekten filmin bitmemesini istedim tüm film boyunca. Brad Pitt ve Casey Affleck ise çok iyi oyunculukla filmi zirve noktasına çıkarmışlar. sonuç olarak önyargısız olarak aksiyon beklemeden, psikolojik özellikleri ağır basan bir film izlemek iztiyorsanız aradığınızı bu filmdir.","label":9} {"text":"her yönüyle başarılı film.erotizm izlemek isteyenlere ve dram izlemek isteyenlere farklı farklı tatlar veren akdeniz kokan bir film. kurgusu ve konusu da hayli güzel. paz vega ya gelince; bence hollyvood da ikinci sınıf filmlerde oynayacağına avrupa sinemasında kalması daha yararına. çünkü avrupa sineması pek çok açıdan daha cesur ve önyargısız. vega nın oyunculuğuna da bu gidiyor zaten.amerika rüyası onun çabuk yok olmasına yol açar.8/10","label":7} {"text":"KARANLIK ÜSTÜNE ÖYKÜLER -2Demirkubuz’un şu ana kadar vizyonlarımıza gelen 5 filminden üçüncü sayfa hariç hepsini izledim.Gerçekten de -beyazperde.com un anketinden Masumiyet 1. çıksa da- İtiraf kanımca Demirkubuzun en iyi filmi.Zeki Demirkubuz sinemanın kar amacı güden bir sektör olmaya başladığı ve bazı yönetmenlerin 'Herşey Gişe İçin' mantalitesiyle Televolelerle şişirdiği filmleriyle ünlendiği bu dönemde kamerasını sanat adına çeviren sıradışı bir yönetmen.Sanatın bir parçası belki de çetin bir tanımı olabilecek 'Duyguların betimlenmesi' kavramını en iyi şekilde yorumladığı da yadsınamaz bir gerçek.Onun filmlerini hakkıyla izleyen herkes filmlerindeki durağanlığı filmin en önemli parçaları halinde algılayacağını bilir.Çünkü orada herhangi bir duygunun veya duygular çatışmasının-üzerine kitap yazılası-resmi vardır. Bu yüzden yönetmenin filmlerinde hiçbir imge muallakta kalmaz.Bu filminde Demirkubuz Vicdanından gelen gurur,acı haz,çaresizlik,şüphe,tedirginlik gibi duyguları durumsallaştırmış karakterler üzerinde bu duyguları mükemmel bir şekilde irdelemiş.Fakat asıl olarak anlatmak istediği gerçek mutluluğun yolunun mutlaka 'acı' dan geçtiği...Bu kesin değilmiş gibi görünse de böyledir yani mutluluğa kolay ulaşmak yoktur.Gerçek mutluluk zorluklardan acılardan sonra gelendir.Burada Tamer Birsel’in oynadığı karakterin geçmişini yavaş yavaş öğrendikçe davranışlarına anlam yükleyebiliyor ve gerçektan acı çektiğini anlıyor belki onunla birlikte acı çekip rahatsız oluyoruz.Bu yüzden de kolay sindirilebilecek bir film değil 'İtiraf'.Neyse uzattım lafı filmde Tamer Birsel inanılmaz bir performans sergiliyor konular farklıda olsa Huppert’in Piyanistteki rolu gibi hislerini mükemmel dışavurmuş.Kaç Para Kaçtaki performansı bunun yanında çok acemice kalıyor yani.Başak Köklükaya nın da performansı mükemmele yakın yani oyunculuklar filme bir pürüz çıkarmamış aksine filmin gelişiminde büyük payları var.Gelecek vaadediyorlar .Filmin Beğenilmimesini normal karşılarım çünkü herkese göre bir film değil.Farklı zevklere hitab edebilir (Her ne kadar herkesin beğeneceğini düşünsem de...).Sanat adına yapılmış en iyi filmlerden biri.Bol sinemalı günler.","label":8} {"text":"bi kaç saat önce izledim,dehşet içinde kaldım..sanırım sinemada sansürlenmiş dvd de sansürsüz uyarısı vardı..film korkutmaktan öte son derece sinir bozucu ve de kanlıydı.bu türü sevenler izleyebilir ama sewmiyorsanız izlemenin hiç ama hiç anlamıyok..","label":7} {"text":"hmm değişik bir filmdi... sorgulatan özellikle affetmek affedilmek gibi kavramları dışa vuran bir yapıttı. lee chang-don tarzında bir film olmuş gene :)","label":4} {"text":"türk filmlerindeki ortalama kalitenin üstünde olan bir film. oyunculuklar iyi. izlenmeli kanımca.","label":0} {"text":"Amerikan edebiyatının ilk büyük yazarı olarak kabul edilen Edgar Allan Poe'nun kurmaca bir seri katil öyküsünde başrole koymuşlar en ünlü eserlerinden olan 1845 tarihli kuzgun şiiride filmin adına ve konusuna ilham kaynağı olmuş.En başta filmin hikayesi çok klişe, oyuncu yönetimi oldukça vasat hollywoodun yeni sarışın güzellerinden Alice Eve'den(aslında oldukça klasik bir sarışın) önemli bir performans beklemek haksızlık olsada John Cusack gibi bir oyuncun bu kadar yapmacık ve abartılı oynaması kabul edilebilir gibi değil.Ewan McGregor'la Jeremy Renner zaten kadroda yer almıyorlar. Wachowski'lerin yardımcı yönetmeni olarak tanıdığımız James McTeigue, Wachowski'lerin kanatları altında çektiği başyapıt V for Vandeta sizi yanıltmasın, devamlı sahne hatası yapan, anlatımı sekteye uğratan kötü bir yönetmen.Bir önceki filmi Ninja Assassin inanılmaz abartılı, kendi içinde çelişen çok kötü bir filmdi.Bu film o derece kötü olmasada fazlasıyla bildik ve sıkıcı bir gerilim filmi, buna tarihi bir karakteri kendisine göre yorumlayıp kurgu bir olaya dahil etmeside affedilemez. 10/5","label":4} {"text":"harika bir film, harika bir seri.. üç serisi de bambaşka güzeldi.. sıkılmadan izlenebilecek bir seri.","label":6} {"text":"En iyimser tabirle şirin bir film diye niteleyebileceğiniz,zaman zaman eğlenceli anlar yaşatsada genel anlamda kopuk ve yetersiz bir film.Halbuki fikir çok iyi ama yönetmen-senarist insan kafasında yanan ampul beynini yeterince aydınlatmadan işe koyulmuş ve aslında çok lezzetli olmasına rağmen daha hamken dalından koparılmış bir meyveyi andıran bir film ortaya koymuş.","label":4} {"text":"neşeli. 7/10","label":6} {"text":"zaten ödülü de alan başrol daniel day-lewis kaliteli bir oyunculuk sergilemiş tamam,kabul ediyorum,aslında bence o sene jesse james rolündeki brad pitt çok daha şahaneydi ama neyse,en iyi aktör ödülünü almasını anlayabiliyorum ama gerçekten de gerekli bir film olmadığını düşünüyorum,zaman zaman sıkıyor sanki,izlenmese birşey kaybedilmez.","label":6} {"text":"Farklı bir konusu, fakat bir o kadar da yavanlığı var. Aslında sıkıcı da değil, ağır temposuna rağmen seyir olarak oldukça akıcı. Futbol ve aile üzerine kurgusu var. Fakat bunun çok dışında çıkıp siyasi ve dini bir konu üzerine de yoğunlaşıyor. Belki de ondandır ki; beklentilerimi karşılayamadı. Ya da film olarak iyi diyebilirim ama tarz olarak ben sevemedim. Zaten adını da kopyala yapıştır yazabiliyorum.","label":5} {"text":"bir edebi eseri filme almak konusunda hep ikilemde kalmışımdır. bugüne kadar hem kitabı hemde filmi olan yapıtlardan muhakkak biri sönük kalıyordu. bu kaide \"bizim büyük çaresizliğimizde\" de değişmedi. önce kitabını okudum ardından filmi izledim. ve film çok sönük kaldı. barış bıçakçı'nın müthiş naifliğini, samimiyetini aktardığı kitabın yanında çok sönük hemde. belki oyunculuklar bazen kurtarır böyle durumları fakat bu noktada da çok eksikti film. ve en önemlisi kitabı okumayıp bu filmi izleyen insan çok zor içine girer olay örgüsünün. kopuk kopuk çok geçişler vardı filmde. kitabı okumasam çoğu şeyin anlamdırmak ve hatta bir bağ kurmak çok zor olurdu. en iyisi mi izlemeyenler önce kitabını alıp okusunlar. çünkü barış bıçakçı orda şaheser yaratmıştı. ardından filmi izlemeselerde olur.","label":5} {"text":"oldukça değişik bi film. sanırım bu özelliği onu güzel yapıyor en azından ben oldukça beğendim. bunun nedeni monica belluci değil bundan eminim. tavsiye ediyorum tahmin ettiğinizdem daha ağır bir film insanın içinde bir yerlere oturup kalıyor...","label":9} {"text":"filmi sakın yok agır yok sıkıcı falan diye kaçırmayın gercekten bence kült bir kategoriye girebilecek kadar başarılı bir fılm..yani fılmde karakterler ınanılmaz muzıkler dogru yerde konmuş 'casey affleck 've 'brad pıtt' cok cok ii oynamışlar.film agır gıdıor fakat o kadar guzel işlenmişki konu sizi kımı yerde gerip kımı yerde hayrete dusurerek içine alıor.ayrıca goruntulerde ınanılmaz guzel bu fılmı mutlaka ızleyın ama dıkkatlı ve sindırerek ızleyın.aksıyon falan beklentınız olmadan gercekten sıkı bir fılm ızlemek ıstıosanız buyrun ..)","label":7} {"text":"1. ve3. harika. Bu film ancak birincisiyle yarışır. Halkayı o kadargüzel tiye almışlar ki gülmekten çoğu sahneler gözümden kaçtı ve tekrarizledim. Şiddetle tavsiye ederim.... 9/10","label":7} {"text":"Başta sıktığını itiraf etmeliyim ancak sonra konunun yaratıcılığı ve içinde nasıl kaybolunacağını tahmin edilmeksizin eğlenerek yaşadım.Muhteşem değil belki ama oldukça hoş özellikle son yarım saati.7/10","label":6} {"text":"Çok büyük beklentilerle başlamadığıma rağmen tatmin etmeyen bir film. Hatta bazı yerlerinde kapatmayı düşündüğüm, niye izliyorum diye sorguladığım... Bolca ters köşe yapılmaya çalışılmıştı fakat bir süre sonra o da sıkmaya başladı yani yine mi moduna giriyorsunuz. Birincisi tamam, ikincisi de tamam ama artık üçüncü, dördüncü ters köşe önünüze sunulunca bayıyor. Ne yazık ki pek olmamış.","label":4} {"text":"FUCKİNG CRAZY MOVİE!","label":8} {"text":"dünyanın her yerinde kadın erkek ilşkilerinin aslında ne kadar da benzer olduğunun kanıtı bir film. buenes airesi de çok güzel izlemiş oluyoruz arka planda:)","label":7} {"text":"cokk sevimli!azimli olunca başarmanın kkolay oldugnu gosteriyo. ama 2. si vasat ne yazıkki","label":6} {"text":"Normalde vurdulu-kırdılı filmlerden pek hazetmem; ama bu bir başkaydı.İzlerken baya baya heyecanlandırdı. hayatımın sonuna kadar bana yetecek aksiyonu yaşattı diyebilirim.Aksiyon meraklılarının kaçırmaması gerekir.","label":6} {"text":"all you zombies hikayesinin sinemaya uyarlanmışı. hikayeyi bilmeyenler için -benim gibi- filmi \"hadi lan\" nidalarıyla izlemek kuvvetle muhtemel. tabi konu zaman yolculuğu olduğu için çözülmemiş meseleler var ama saçma bir şekilde geçiştirmek yerine seyirciye bırakmışlar.","label":6} {"text":"Filmin sonunu kestiremiyor iseniz o film çok güzel ve izlenmeye değer bir filmdir Nitekimde öyle oldu gerek oyuncu performansları gerek istanbul sahneleri filmi izlemeye daha değerli kılıyor","label":9} {"text":"Birkaç kere izlediğim filmlerden. Eşini tır şoförü ile göndermesindeki son derece saçma davranış dışında kalanı oldukça gerilim ve aksiyon dolu bir film. Kurt Russell filmi tek başına taşıyor diyebilirim. Ailecek izlenmeye oldukça uygun bir film.","label":5} {"text":"box office sonuçlarına göre, vizyona girdiği ilk haftada Inceptionu koltuğundan etmiş film. Fragmanı da oldukça etkileyici. Tabi kanmamak lazım fragmanlara yine de merakla ülkemizde gösterime girmesini bekliyorum.","label":7} {"text":"İzlediğim en etkileyici Tim Burton filmiydi.","label":8} {"text":"jean-claude van damme'ın beni bu kadar etkileyebileceğini düşünmezdim asla. son dönem filmleri arasında en beğendiğim yapıtlardan biri oldu. isim sizi yanıltmasın, mükemmel bir dram sizleri bekliyor. jcvd'nin filmin sonlarına doğru yaptığı muhteşem tirad tekrar tekrar izlenmeli.","label":7} {"text":"Filmin en iyi yanı çok sıkı oyunculuk içermesi. Kate ve Emma gerçekten süper oynuyor. İki kız kardeş ancak bu kadar iyi oynanır. Konu kısır döngüde ilerlesede duygu yoğunluğu size orda olduğunuzu hissettiriyor. Saflığın, inanmak ve aşkın en temiz yanlarını yanınızda hissediyorsunuz. Bazen bu kadarda olmaz desenizde en sonunda keşke böyle kadınlarda olsa diyorsunuz. izleyin başarılı bir yapım...","label":5} {"text":"3 dakikalık pür korku için çekilmiş bir kısa filmi 1 saat 20 dakikaya yayma fikri cesaret ister. Fakat belli ki senaristler bu riskin altında kalmışlar. 2000'li yıllarda sürekli anlatılan ''aslında hayaletini kendi yaratmış, akıl hastasıymış'' hikayelerinin ötesini yazamamışlar. Vasata yakın, çerezlik bir film.","label":4} {"text":"bekleneni vermedi. ama vaktiniz varsa düğün dernek, tamam mıyız vs ıvır zıvıra değil hobbite gidin. onca zaman nasıl geçti bilemedim. yalnız ejderha sahneleri bitmek bilmedi ve saçma yerler fazlaca var. sonuçta sıkıldım mı hayır ama biraz daha legolas'ın ok atma sahnesi olsaydı iyiydi.","label":8} {"text":"Tatlı bir konusu var, filmdeki sahneler de insanın kalbini ısıtacak cinsten, giriş katı cozy evler, eski tarz kütüphaneler, fisto yakalı gömlekler, evlerin karanlık ve büyülü bahçeleri... Fakat ben oyuculukları pek beğenmedim. Başroldeki hanımefendi yine idare etse de filmin esas oğlanı Billy Tranter çok yapmacık duruyordu. 7/10.","label":6} {"text":"Naif bir filmdi, insan Ney'in sesi ile huzur buluyor resmen ama bazı eksikliklerde var idi. Ayrıca izleyenlerin bir çoğu Dede Efendiyi bestekar Dede Efendi olarak düşünmüşler, filmde geçen Dede Efendi Mustafa Nuri Paşa'dır.","label":7} {"text":"vin diesel i komedi tarzı filmde görmek hoşuma gitti.çok da güzel oynamış.brittany snow unda hakkını yemeyelim.hoş bir film.","label":7} {"text":"Mükemmel","label":9} {"text":"Gayet eğlenceli dolu dolu bir film. En az ilk film kadar kaliteli ve tadı damaktan gitmeyen serinin 2. filmi :)","label":6} {"text":"Güzel müzikleri, güzel fotoğrafları olan, soğuk bir film. Bana hiç bir şey hissettirmedi.","label":7} {"text":"Film efsane ! senaryo mükemmel ! oyunculuk oscarlik ! Özellikle espiriler felaket film üniversite öğrencileri çektiği çok belli korku filmi değilde daha çok komedi gibi gerçi 0,5 de çok","label":0} {"text":"Son yılların en iyi yerli komedisi.","label":8} {"text":"öyle bi ütopik dünya yapmışlar ki fransız filmi seviyorsanız kaçırmayın derim :)","label":8} {"text":"Jim Carreynin oyunculuğu muhteşem ya bu filmde o pis hınzır gülüşüne bittim doğrusu süperdi arkadaşlar herkese tavsiye ediyorum.","label":7} {"text":"Izledigim en iyi gerilim filmlerindendi. Ozellikle finali muhtesemdi. Oyunculuklar ve senoryoda gayet iyiydi. Izlenmeli diye dusunuyorum","label":8} {"text":"vasatı aşamayan bir uzaylı filmi olmuş. Bazı sahneler vasatın altına bile düşmekte. izlenesi var ama abartısı olmayan bir film.","label":4} {"text":"bütün film ha bir şey oldu ha olacak diye bekleyerek geçiyor, filmin sonuna doğru lanet okumaya başlamışken ''ters ayak'' sahnesiyle oha oğlum bu gece nasıl uyurum ben moduna sokmuş bir filmdir, sabırlı bir izleyiciyim ben diyorsanız güzel film hele hele seyir halinde gerekli atmosferi yaratırsanız tadından yenmez.","label":6} {"text":"Oyunculuklar muhteşem, Ellen Page özellikle çok etkileyici. Senaryosu da güzel. İzleyin, değişik bir film","label":6} {"text":"klişe yüzeysel Viva la USA(insan canı çok değerli, 1 kişi için dünya seferber, Amerika harika bir yer ve hep kazanır, hı hı.. ok.) Science kısmı etkileyici değil, gerçekten. Bilim kurguda bir ikna edicilik gereklidir, ikna olmak isteyerek izler onu bulur ve koparsın, o dünyaya dalarsın. burada o yok. Overrated.","label":3} {"text":"venedik için izlenir.","label":5} {"text":"filmin metinleriyle müziklerin ahengi sizi yorgun düşürecekama çok keyif alacaksınız... tasco tango orkestranın eline sağlık...","label":3} {"text":"Her ne kadar filmde eksiklik olsada sıkılmadan sonuna kadar izleyeceğinizden eminim. Bir kere oyunculuklar olağanüstü. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim Brad Pitt'in sadece yakışıklılığından dolayı bu kadar şöhret olmadığını sanırım herkes farkındadır. Demek istediğim boşuna Brad Pitt olunmuyor. Oyunculuğun sadece güzellik veya yakışıklılıkla bağdaştıranlaradır bu sözüm. Mükemmel bir iş çıkartmış tabiki rol arkadaşları ile birlikte.. Buraya kadar her şey güzel; iyi ama neden o zaman 3,5 yıldız verdin diyebilirsiniz.. Benim değerlendirme sınırımda filmi elit bir yere koymam için her zaman vurguladığım gibi ''Farklı'' olmalı. Kendimce çok önemsediğim bir olaydır. Günümüzde teknolojinin hayal dünyalarını genişletmesi sonucu insanlar artık herşeyin olabiliceğini varsayarak kolay kolay şaşırmıyorlar. İnsanları şaşırtmak adına daha önce yapılmamış film projelerine farklı bir açıdan bakmak mühim bir olay. Uzun lafın kısası film güzel lakin savaş filmi ve de içinde olanları tahmin edebiliyor olsanız gerek...","label":6} {"text":"iyi oyuncuların hatta iyi bir yönetmenin olması dahi bu filmi kötü olmaktan kurtaramamış 1/5","label":1} {"text":"Gayet eğlenceli. Aile ile birebir...","label":9} {"text":"renkli, eğlenceli, arıza karakterli, şahane müzikli, hüzünlü ve de yol filmi... daha ne olsun! son derece keyifli ve akıcı bir film. duygu sömürüsü yapmadan anlatmak istediğini gayet iyi anlatan, sonlara doğru şaşırtan, biraz hüzünlendiren ama yine de tebessüm ettiren güzel bir film.","label":7} {"text":"zor bi dönem geçirdiğimiz hassas dengeler üzerinde durduğumuz bu dönemde bu vatanın nasıl zorluklarla kazanıldığını hatırlamak için izlenmesi gereken bir film diyorum ben","label":7} {"text":"De Palmanın 90larda bariz bir düşüşü vardı yılan gözler gibi amacına ulaşamamış kötü bir gerilimle kapattı doksanları 2000'lere öldüren kadın isimli gerilim suç filmiyle giriş yaptı ama doksanların başından kalan senaryosu abartı cinselliği hiçbir mantığa bağlanmayan sonuylada ortalama bir filmdi, bir çoklarına göre Hitchock tarzı polisiye suç filmi cehennem çiçeği de palmanın dönüş filmiydi ama bırakın bir önceki filmini yılan gözlerden bile daha kötü bir senaryo, boğucu bir anlatım, kötü oyuncu performansları ve saçma sapan bir sonla Palamanın kariyerini nerdeyse bitirdi.Kurmaca bir belgeselle birşeyler yapmaya çalışsada ciddiye alan yada pek izleyende olmadı. Yetmiş yaşını geçen ustayı scarface, dokunulmazlar, carlitonun yolu gibi başyapıtlarla yadedicez artık.","label":3} {"text":"Çok ama çok klasik bir senaryo. Berbat espriler. Bence izlemeye değmez. Vakit kaybı. Filmi izlemeye başladığınızda finalinin nasıl olacağını tahmin edemezseniz kendinizi kaldırın camdan aşağı atın o kadar yani. 4/10 O dört puanı da görüntü yönetmeninin hatırına verdim yoksaaa...","label":2} {"text":"Montgage kredisi ve kredi değerlendirme notu diye birşey duymamışsanız filmi anlamakta zorlanırsınız. Hatta biliyorsanız bile finans bilgileri biraz filmi sıkıcı hale getirebilir.","label":7} {"text":"son 15 dakikası filmin ortaları olsaydı, finalde de gerilimi tavan yaptırsaydı ki - elinde bir sürü malzeme ve cidden güzel bir konu var - insanlar kalp krizi geçirebilirdi sinemada :) neyse sanırım yönetmen bir felakete sebep olmak istememiş ama böylede korkutma konusunda sınıfta kalmış. Uzun uzun boş çekimler insanı sıkıyor olsada evin atmosferi gerçekten korkutucu.","label":6} {"text":"Bir dönem filmi. Bu tarz dönem filmlerinde en önemli sorun dönemi açık alanda iyi yansıtmaktır. Her ne kadar açık alan öyle ahım şahım olmasa da yeterli ölçüde açık alanda başarı elde etmiş yapımcılar. Filmin bazı sahneleri oldukça basit olmasa film daha yüksek puan elde edebilirdi. Bu basitlik de öyle görmezden gelinecek türden değil hani. Sonlara doğru birkaç sahne resmen filmi aşağılara çekiyor. Her türlü oyuncuların özellikle Henry Cavill'in oyunculuğu çok iyi. O tip bizde olsa biz de oyuncu olurduk yani. :D Rolüne yakışan bir kişi. Genel anlamda izlenilir bir yapım. Soğuk Savaş dönemlerinde ajan olmak falan nasıl oluru görüyoruz. Göreviniz Tehlike filminden sonra bu yapım iyi geldi. İçinde saklı klişeleri de görmez gelin. Sonuçta ajan filmi her türlü klişe olacaktır. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Ajan Coulson'un, thor'un çekicinin düştüğü yere doğru giderken bir benzin istasyonunda başına gelen komik olayı anlatan kısa bir film. bu arada benzin pompasının üzerindeki roxxon detayıda güzeldi.","label":5} {"text":"Para israfı gerçekten olmamış bir film güzelim konuyu mahfetmişler ne şaheserler çıkabilirdi halbuki","label":0} {"text":"Benim için yine seyretmeye asla doyum olmayacak gayet başarılı gerilim filmlerinden biri. Tv'de denk gelip izlemiştim gerilim düzeyi abartısız izlerken asla sıkmayan bir tempoya sahip keyifli bir filmdi. Bana göre yine ımdb puanı başarısına göre düşük filmlerden biri. Filme puanım 10/7","label":6} {"text":"tam puan!","label":8} {"text":"Film yeni bir BOND bölümü havasında; ancak bana göre süresi gereksiz uzatılmış bana kalsa enaz 15 dk. kısaltırdım filmi. Filmin artıları belgrad şehri ve Olga'nın varlığı; eksileri klişe konusu, tahmin edilen sonu.","label":4} {"text":"Film sizi resmen içine çekiyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz.Beklentilerinizi kesinlikle karşılayacaktır,güzel vakit geçireceğinizden eminim. 10/9","label":8} {"text":"Bana kabus gördüren ilk korku filmi. Sonra sınıfta tekrar arkadaşlarla izlemiştik onlarda çok korkmuştu.","label":6} {"text":"kanımca çekilmiş gençlik filmlerinin efendisi bu film.(elisha faktörüde ayrı tabii)klitsi ile ilay’ın diyalogları ise filme ayrı hava katıyor,,bu filmi izleyin başkada bi şey ddemiyorumm","label":9} {"text":"şahane!","label":8} {"text":"eğer kendinden daha büyük, çok daha güçlü bir düşmana karşı bir savaş veriyorsan, ve varlığından bihaber olduğun bir arkadaşın sana el uzatıyorsa, işte bu, dünyadaki en güzel duygu.","label":7} {"text":"Filmin sonu dışında herşeyi beğendimde sonu bana sönük geldi umarım devam filmleri gelirde onuda izleriz","label":9} {"text":"Çok fazla eleştiri var Warcraft böyle mi olmalıydı gibisinden. Filmde Warcraft'ın başlangıç hikayesini anlatıyor. Devam filmleri de aynı şekilde yavaş yavaş Warcraft evrenine girecek. Warcraft'ın direk ortasından başlayacak halleri yoktu sonuçta. Bu tip eleştiriler oldukça saçma geliyor. Görsel anlamda oldukça başarılı, çoğu oyuncunun hakkını verdiği bir film olmuş. Sadece bazı sahnelerde gereksiz ayrıntılar çok fazlaydı. Bu hem tempoyu düşürüp hem de izleyiciyi biraz yoruyor olabilir. Diğer bir şey Muhafız karakterinin yeterince derin olmayışı bence. Buradan sonrası spoiler: Muhafız ilk önce iyiyken sonra bir anda kötü oluyor. Bu iyiden kötüye geçişi anlayamıyoruz. Hangi olaylar ile kötülüğe geçtiğini kavramak zorlaşıyor. Bu kısıma biraz daha ayrıntı ekleyebiirlerdi.","label":8} {"text":"Eleştirmenleri eleştirerek başlayacağım, filme insanlar gitmesin diye o kadar çok eleştridilerki filmi neredeyse ben bile evde seyretmeye razı olacaktım ama allatan bir tarantino hayranıyım hiç bir kimse benim onun filminmi sinemada izlememi engelleyemez.Film ile ilgili şunu net söyleyebilirim saf bir 70 ler filmi. eleştirmenlerin bahsettiği sıkıcı konuşma sekanskları zaten 70 lerin b filmlerine özgü değilmi bütçeden kısmak için aksiyon yerine uzun bitmek bilmeyen konuşma sahneleri tabi bunları yapan çekici hatunlar..Sonuçta tarantino bir taklit yaptığını zaten söylüyor peki neden illaa sıkıcı demekte ısrar ediyorlar? Filmde sizi eğlendirecek bir sürü şey var en başında diğer filmlere gönderme ve kesişmelr heleki kill bill ile alakalı br kesişme hepnizi çok eğlendirecek. çok hareketli aksiyonlar tabiki filmin sonunda ama dudak ısırtacak cinsten heleki şu son ve muhtemelen kült olacak kovalama sahnesinde bütün sinemanın nasıl gerildiğini gözlerimle gördüm ve filmin eğlenceli sonunda salondaki insanların neşeli kahkahalarına tanık oldum yani kimse sıkılmış falan değildi. bu arada gerçekten o ne kadar güzel bir sondu öyle yaw salonun yarısı alkışladı bile :) yönetmenin izleyici ile kurduğu görsel diyaloğun dışında dublör mike ın izleyiciye göz kırpttığı inanılmaz etkileşimli bir sahnede var ki gerçekten mike ın size göz kırptığını hissediyorsunuz tabi kurt russell ın sevimliliği olmasa bu kadar olmazdı herhalde. Sonuç olarak şunu söylesem yeterli herhalde keşke bu film daha uzun olsaydı.","label":9} {"text":"Çoluk çocuk hep birlikte izlenecek tam bir aile filmi Filme konu olan aile bir çiftlikte yaşıyor.. ancak mevsimin her daim kış olması sebebiyle öyle aman aman çiftlik görüntüleri yok, bol bol kar manzaraları var. Ama yaşantılar, giyimler-kuşamlar 1880 lerin İngilteresi Viktoryan dönemi Film, Amerikalı yazar-şair Louisa May Alcottın 1881 de yazdığı kısa bir öyküsünden uyarlanmış.","label":7} {"text":"Jet Li’nin 94 yapımı bu filminin afişine ve ismine bakan çoğu kişinin burun kıvırdığını tahmin edebiliyorum ancak o kadar da kötülememek lazım bence bu filmi bir kere 8 sene öncesine ait bu film şimdilerde alıştığımız fakat o zamanlarda çok yeni hatta ilk olan imgeler taşıyor ayrıca MAtirx’e ilham kaynağı olduğu düşünülen bazı sahneleri bile var bu filmin.Övmeye gerek yok çek da başarılı bir film değil ama kalitesiz bir kung fi filmi olduğunu düşünen önyargısına yenilmiş olur haberiniz olsun.Jet Li hakkında bir iki şey düşünüyorum.Eğer bu adam şimdi bu işi bırakıp usta oyuncu ve yönetmenlerle çalışırsa yükselir aksi takdirde Van Dammenin çizgisine benzeyen bir kaderin onu beklediğini tahmin ediyorum.Yani sadece bir hayran kitlesinin onu izlediği kült bir kimlik.Bu da hoş birşey değil...Bol sinemalı günleer","label":4} {"text":"Empati yetisi düşük olan insanların bu filmden çok bir şey anlayacağını sanmıyorum. Zaten film de bir yerde empatiye giriyor. Bence pürüzsüz bir filmdi. Kesinlikle zaman kaybı değil. Belki beyninizde olmayan bir damarı açmıyor ama ilişkiler adına, anlamak adına önemli bir film olduğunu düşünüyorum.","label":8} {"text":"Eski filmlerin samimiyeti için bile izlenir ve sen Leonardo Di caprio çok sağlam oynamışsın.","label":6} {"text":"Tarihi bilgilerin yer aldığı ancak araştırmadan yanlış tarihi bilgilerin verildiği bir film. Antik Roma'nın 1000 yıl önce falan olduğunu söylüyor sevgili karakterlerimiz ve bu karakterlerimiz birer arkeolog. İlgi alanım olmamasına rağmen izlerken sürekli olarak verilen yanlış bilgiler neticesinde korkarak değil sinirlenerek izledim. Berbat Türk korku filmlerinden biri.","label":0} {"text":"''uzunca bir süre kendine sığınaklar kurup yıktın:düzen ya da eylemsizlik, başıboş sürüklenme ya da uyku, geceleyin devriye gezmeler, yansız anlar, gölgelerin ve ışıkların kaçışı. daha uzun bir süre kendine yalan söylemeyi, kendini sersemleştirmeyi, kendi oyununa gelmeyi sürdürebilirsin belki. ama oyun bitti, büyük şenlik, ertelenmiş yaşamın yalancı sarhoşluğu bitti. dünya yerinden kıpırdamadı ve sen değişmedin. kayıtsızlık seni farklı kılmadı. ölmedin. delirmedin. ''","label":7} {"text":"toplum psikolojisi ne kadar çiğ. melena yalnız, güzel, savunmasız. ona iftira edelim. kendimize bundan pay çıkarıp melena'nın koynuna girelim. melena çok güzel kıskanıp, iftira edelim, \"asıl güzellik davranışlarda\" söylemlerimizle kendimizi ondan üstün tutalım... Bu film bizim kalabalıktayken aynadaki yansımamızı, tek başımıza kaldığımızda vicdanımızın sesini göstermiş.","label":6} {"text":"Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki önce kitabı okuduğunda filmi beğenmeyeceksin. Çünkü film başlayınca bir afalladım. Film kitabın yarısından başlıyor.Kitabın ilk yarısı yok. Sonraki kısımlar da özet geçilmiş gibi. Bir çok diyalog eksik veya farklı. Kitaptaki duyguyu kesinlikle vermiyor. Önce filmi izlerim dersen de bu eksikler yüzünden keyif alabileceğini sanmıyorum.Şaşırdım yani filmin yarısını çıkarıp kalan kısmı da özet gibi geçerek nasıl 1 buçuk saatlik film çıkmış. Kitabı okuduktan sonra filmi izlemek nispeten iyiydi, kafandan canlandırdığın şeyleri somut olarak gördüğün için. Onun dışında hoşuma gitmedi. Kitabı okurken baya duygulanmıştım, ağladım falan :D ama filmde o duygu geçmedi bana. Kitabı şiddetle tavsiye ediyorum. Filmi izlemesen de çok bir şey kaybetmezsin ama. :)","label":5} {"text":"Gerçek hikaye olması etkileyici. Kurgu, oyunculuk ve çekimler yönünden kuvvetli. Hem güldürüyor hem ağlatıyor. İyi bir sinema takipçisi olarak tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Filmin anakonusu kesinlikle ırkçılık değil. Aile içi şiddet denilebilir belki. :) Özellikle psikolojiyle ilgilenen arkadaşlar için müthiş bir film olabilir. Oyunculuklar harika, konu sıradan gibi görünse de işleniş çok başarılı ve gerçekçi. Başucuna ekledim, gene olsa izlerim. :)","label":0} {"text":"Turuncu, mavi, sarı renklerin fotoğraf diliyle anlattığı bir aşk ve kıskançlık öyküsü... Haa bir de kırmızı... 7/10","label":6} {"text":"Ağzı sıkı bir belgesel olmuş..","label":5} {"text":"de niro'yu bronx tale adlı filminden sonra ikinci defa yönetmen koltuğunda görüyoruz.durağan bir film izlenmim vermekle beraber,iç dünyaalrı ve karmaşayı hedefleyen bir film gibi geldi bana.bekliyorum bu filmi.","label":8} {"text":"Sadece şunu söyleyebilirim çok kötü bir film özellikle yapmaya çalıştığı şey korkuysa...","label":0} {"text":"Son yıllarda çıkan \"cadı mı değil mi?\" gerilimine sahip, saklı olmanın korkusunu yaşatan VVitch gibi filmlerden ayrılıyor Hellbender. Onlar kadar iyi değil ancak farklı bir tat. Ayan beyan bir cadılık anlatısına sahip. 1. dakikasından itibaren cadıların varlığını ortaya atıp, ritüelleri de olabildiğince detaylı gösteriyor. Bu gösterim biraz acemi olsa da steril ve pek de kötü durmuyor. Üstelik görselliği dışında witchcraft meselesini de araştırmışlar belli. Film ormanda yaşayan \"hellbender\" bir anne ve yine \"hellbender\" kızının ilişkisine odaklanıyor. Anne kızını cehennemden uzaklaştırmaya çalışırken, kızı temel dürtüleri ile mücadele haline giriyor. Gotik bir peri masalı gibi ilerleyen Hellbender 2021'in beğendiğim korkularından.","label":6} {"text":"böyle filmler kolay kolay yapılmıyor kategorisine sokulacak bir film...","label":8} {"text":"Spielberg'in hakettiği saygıyı görmeyen ender filmlerinden birisi. Olay örgüsü ve insanın içine işleyen hikayesi ile çok başarılı bir drama. Hopkins ustanın filmin kapanış sekansındaki nutkuna dikkat!","label":7} {"text":"böyle bir hikayeyi bu kadar kötü bir şekilde beyazperdeye aktarmak gerçekten üzücü bir eylem olmalı. rachel bilson dışında filmin tek kayda değer yönü yoktu.","label":6} {"text":"Satranca merakli iseniz daha farklı bir ilgi ile izleyeceginiz, karakterin ruh halini yaşatan ve o dönemden kesitler sunmaya çalışan seyredilir bir film..","label":6} {"text":"Konusu biz Türk sinema izleyicisinin en çok alıştığı türden. Zengin erkek fakir kız, okumuş erkek cahil kız, fakir ama güzel kız yani kısacası bunların hepsine uyuyor. Film güzel mi derseniz güzel ama sanki daha önce izlemişsiniz kadar alışıldık.","label":8} {"text":"bu kadar düşük puanı hakketmiyor.","label":6} {"text":"Sadece facebook hihayesi değil içinde umut,güven,arkadaşlık,gammazlık ve büyük bir başarı öyküsünü barındıran filmlerden biri.","label":7} {"text":"1. filmden bile çok daha güzel olmuş. çanakkaleliyim diye demiyorum ama muhakkak izlenmesi, orjinal dvdsi alınması gereken bir film.","label":7} {"text":"Tiyatroda da çok karşılaştığımız tipik bir kargaşa komedisi. Gülmek isteyenlere tavsiyemdir.","label":7} {"text":"Noir tarzıyla politik yozlaşmaya ve sistematik ırkçılığa değinirken güç ve statü kavramlarına da perspektif sunuyor. Fondaki etkileyici jazz müziği zaman kapsülüne doğallık kazandırmada önemli bir rol oynamış. Bunun haricinde Tourette sendromlu baş karakter bana kalırsa hikayenin görece daha az ilgi çekici bir yönüydü.","label":7} {"text":"tarih kitaplarından alınmış birkaç özlü sözün rastgele kişlere okutulması işi değildir sinema. malzeme çok.. işleyiş kötü..","label":1} {"text":"yabancılar için hababam sınıfı neyse benim için de duck soup o.. hayatımda yarım bıraktığım üçüncü film. filmin süresi bir saat ama ben sigara yardımıyla anca yarım saat dayanabildim. mecbur değilseniz izlemeyin.","label":0} {"text":"Müzik ruhun gıdasıdırın filmi","label":7} {"text":"TEK kelimeyle film süper!!!!!!!!!!","label":9} {"text":"ilkini aratsa da ve ona oranla bir tık aşağıda olsa da yine de izlenmeye değer 7/10","label":6} {"text":"Vakti zamanında yapılmış, kendini biraz da nostaljik bakış açısının hatırına seyrettiren yarış filmleri 2001 yılında Hızlı ve Öfkeli'nin gelmesiyle rafa kaldırılmıştı. Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Paul Walker ve Vin Diesel'in başrolünü oynadığı film, taze iş arayanlar için biçilmiş bir kaftan görevini görürken neredeyse her sene çekilen ve artık çöp kutusu inşası haline gelen devam filmleriyle sadık seyirci kitlesini de kaybetmeye başladı. Yapımcılar hala bu seriye yeni bir şeyler katmaya çabalayadursun, efsane konsol/bilgisayar oyunlarından Need For Speed'in (çok gerek varmış gibi) film uyarlaması için birileri düğmeye bastı, Breaking Bad'in sevilen oyuncusu Aaron Paul'u da başrole koydu. Sinemayı eğlence aracı olarak hatırı sayılır bir kitle filmi heyecanla beklemeye başladı; eh, gün geldi ve çattı.","label":0} {"text":"yapılan emeğe saygım var ama 90 dakikamı geri verebilecek misiniz? izlediğim en kötü, en duygusu geçmeyen, en olaylar arası bağlantı kurulamayan basitleştirilmiş bir filmdi. oyuncuların ilk deneyimi sanırım yazık oldu.","label":0} {"text":"“Papillon”, baş rollerinde dünya sinemasının son derece önemli figürlerinden Steve McQueen ve Dustin Hoffman’ın oynadıkları 1973 tarihli aynı isimli kült filmin 2017 yılındaki yeni çekimi (remake) olarak geliyor karşımıza… İlkinde olduğu gibi bunda da filmin senaryosunun temel kaynağını Henri Charrière’nin aynı isimli otobiyografik romanı (1969) oluştururken, senarist Aaron Guzikowski, ilk filmin Dalton Trumbo ve Lorenzo Semple Jr. tarafından yazılmış olan senaryosundan da yararlanmış… Çekimleri, Karadağ, Malta ve özellikle de Belgrad (Sırbistan) gibi Avrupa’nın değişik bölgelerinde gerçekleştirilen filmin prömiyeri, 9 Eylül 2017’de Toronto Film Festivalindeki Özel Gösterimler bölümünde yapılmış ve yaklaşık bir yıllık bir gecikmenin ardından 24 Ağustos 2018’de Amerika’da vizyona girmiş… İlk versiyonu sapasağlam ayakta dururken 34 yıl sonra, yönetmen koltuğunda oturan Michael Noer tarafından yeniden çekilen filmin, 7.2/10 (62.767 oy) ve 3.6/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.8/10 (111 yorum) ve 51/100 (31 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları da, sanki “ne gereği vardı” der gibi… Gelin isterseniz 2017 tarihli bu yeni “Papillon” u, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle mercek altına alarak incelemeye ve ardından da puanlamaya çalışalım… Yoruma başlamadan, 1973 tarihli ilk filmi önce vizyona girdiği yıl sinema salonunda sonra da TV’de ve özel gösterimlerde defalarca izlemiş biri olarak söylemeliyiz ki, Henri Charrière’nin anılarının kurgulandığı otobiyografik roman, her iki film için de temel kaynak olmasına rağmen iki filmin senaryolarında çok ciddi farklılıklar olduğunu görüyoruz… Örneğin 2017 tarihli filmde, cüzzamlılarla ilgili bölüme hiç yer verilmezken filmin süresi de ilk filme nazaran yaklaşık 20 dakika kadar kısa tutulmuş… Böylelikle de, bir anlamda iki film arasında birebir kıyaslama yapılmasının önüne geçilmeye çalışılmış… Fakat bu, tabii ki de mümkün değil… Herkes dilediğince her türlü karşılaştırmayı yapacaktır… Şimdi gelelim filmin oyuncu kadrosuna… Elbette ki, bu filmin baş rollerindeki Charlie Hunnam ile Rami Malek’i 1973 tarihli filmin ana karakterleri Steve McQueen ve Dustin Hoffman ile yan yana koyarak değerlendirmeye çalışmak hiçbir şart ve şekilde mümkün değil… Bunu bu oyuncuların sadece “Papillon” filmlerindeki performansları için de söylemiyoruz… Bu dört oyuncunun sırf filmografilerine bakıldığında dahi aralarındaki farklılıklar açıkça görülüyor zaten… O nedenle de, Charlie Hunnam’ı Steve McQueen, Rami Malek’i de Dustin Hoffman ile kıyaslamayı bir kenara bırakıp, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmışlar diyerek bu faslı noktalayalım deriz… Gördüğümüz kadarıyla dekorlardan kostümlere, makyajlardan efektlere, ışıktan kameraya ve sesten müziklere kadar filmin teknik altyapısında da açıkça göze batan bir sorun yok… Eminiz çekimler esnasında ekip olarak Adriyatik ve Akdeniz’inde tadını çıkartmışlardır… Filmin genel yapısı hakkında da bir iki şey söylemek gerekirse, 1973 tarihli ilk filmdeki insanı izlerken dahi terleten nemli ve kasvetli atmosferin yerini her nedense bu filmde, tatil için gidilen cennet mekânlarda çekim yapılmış gibi dingin bir hava almış… Hâlbuki ilk filmde, İspanya, Jamaika ve Hawaii gibi son derece turistik mekânlarda çekilmişti… Aynen ilk filmde Steve McQueen’in gözlerinde gördüğümüz “azim” ile Dustin Hoffman’ın yüzündeki “acizliğin”, bu filmde yerini Charlie Hunnam ve Rami Malek’in yüz ifadelerindeki “iş olacağına varır” kolaycılığına bıraktığı gibi… Sonuç olarak, 1973 tarihli ilk “Papillon” u izlemediyseniz ve izlemeyi de düşünmüyorsanız puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film, en azından öyküsü ile de olsa ilginizi çekecektir… Ancak önerimiz ne yapıp ne edip ilk filmi bulup izlemeniz yönünde olacak… Zira gerçek “Papillon” o… Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"bildiğimiz japon korku filmlerinden biri daha çok abartmışlar o kadarda deil..tamam korkutuyo ama diğerleri gibi..yalnız kurgusunu çok iyi yapmışlar..teknik olarakta son derece başarılı..klişe milişe korku işte...başka ne tür birşeyden korkulurki..ya hayalet, ya azılı bir katil yada vampir...başka farklı bir şey diyen varsa gelsin bakalım...ha bide uzaylılar var tabii...bide japon korku filmleri hep aynı korkuların üstüne gidiyo..yinemi aynı şeyler demeyin...körü körüne filmlere gitmeyin....korku filmi die...eğer gerçekten korkmak bi sahneyi unumak istemiyosanız girin internete orda kafa kesenleri seyredin...film işte başka ne bekliyosanız anlamadıki","label":6} {"text":"arkadaşlar bu filmi izlemek biraz sabır istiyor.ama arkadaşlar sonlara doğru filmdeki kareleri aklınızdan çıkaramayacaksınız...","label":9} {"text":"Hikayesi için açıp izlediğim fakat kamera hareketlerini çok beğendiğim bir film oldu. :)","label":6} {"text":"Ağır bir tempoda izleyen bir yapım Let the Right One In.Diğer vampir yapımlarının aksine aksiyonu olmayan bir yapım Let the Right One In.Eğer vampir filmlerinden hoşlanıyorsanız izlemeye değer bir film olduğunu düşünmekteyim.Sonuç olarak ben Let the Right One In e 10 puan üzerinden 7 puan veriyorum.","label":6} {"text":"Zaman kaybı bir film 10 tane liseli bile bir ay olmadan çeker boş abartma bişey! hapse girip bukadar mutlu güleryüzlü olmaları zaten büyük saçmalık. Hayatında polis nezaretin de bile kalmamış çoluk çocuk çok güzel çok gerçek diye methiyeler düzmüş gerçeklikle alakası olmayan bir film ona göre izliyecekseniz izleyin","label":3} {"text":"güzel bir gerilim - fantastik filmi.. ama keşke fantastik öğeler olmayıp sırf gerilim- korku üzerine olsaymış.. güzel başlayıp, güzel devam etti ama malesef sonlarına doğru saçmalamışlar, son dakikalarını beğenmedim.. son dakikalarını saymazsak eğer yine de hoş, güzel izlenebilir bir film..","label":5} {"text":"Aşk sadece sevişmek ve cinsel ilişki değildir ... Aşk bir çıkar ilişkisi değildir ... Aşk her zaman her şeye rağmen yanında olmaktır ... Gönülden, içten,menfaatsiz sevmektir ... Ama günümüzde maalesef her şey menfaat işine dönmüş durumda ...","label":6} {"text":"Artık bitsin diye içim içim bağırdığım bir film. Pek sevemedim..","label":1} {"text":"Film ilk başka korkuttu beni yani sevmeyeceğimi sandım, Aamir Khan için izliyordum ama sonra devreye Kalpana girip, Sanjay'ın eski hali öne gelince işte bu dedim, film gerçekten çok güzeldi. O romantik, sevimli adam o hale nasıl gelir deyip durdum, Kalpana ise çok tatlı bir karekterdi. Bu arada Şanjay'ın gömleklerinin kollarını kıvırması çok hoşuma gitti :) Takım elbiseli gayet yakışıklıydı. :) Kimi zaman ağlayacak kimi zaman onlar için sevineceksiniz bu 3 saat sizi farklı duygulara alıp alıp götürecek, Hollywood da neymiş diyeceksiniz. :)Yalnız adam demir yumruk tek başına bir orduyu devirebilecek güçteymiş. :) Sade, doğal ve günümüz filmlerinde olduğundan farklı vıcık vıcık olmamış bir aşk, tuhaf gerilim, garip öykü, hepsi de mükemmel, bazı filmlere benziyormuş, o filmleri izlemediğim için yorum yapamayacağım ama bu film gerçekten harika. İzleyin bence, eminim pişman olmazsınız.","label":3} {"text":"çoklu kişilikli adamın 3 kızı kaçırma hikayesi.. Orijinal konu. Oyuncular güzel.. sürükleyici.. seneryo iyi","label":7} {"text":"ilkindeki esprilerin aynılarını almaları çok kötü olmuş.birincisi çok iyiydi,ikincisi kopyası olduğu için hayalkırıklığı.","label":3} {"text":"bencede harika biir film konusu sıradan değil ve çok akııcı 2 saatin nasıl geçtiğini anlamadım izlerken.. izlemenizi öneririm imdb hakkını vermiş :)","label":8} {"text":"\"çok özgün abi yeaa\" şeklinde yorumlar görmediğime sevindim açıkçası. zira film saçmalığın daniskası. scarlett'ı cıbıl görmek bile kurtarmıyo. o kadar yani.","label":0} {"text":"Birbirine bağlı 2 kafadarın güzel hikayesi. İzlenilebilir, kesinlikle zaman kaybı değil.","label":5} {"text":"aşırı tatlı film niye sevilmemiş anlamadım :(","label":7} {"text":"'sadece izleyin' lik bir film. Her şeyiyle harika..","label":8} {"text":"\"1961\" yapımı! Nuremberg Duruşması filminde yargıç sıradan Alman vatandaşının Hitler dönemindeki düşüncelerini öğrenmek ister. Aldığı cevap: Hitler otobanlar, yollar yaptı. Onun iyi bir şeyler yapmadığını söyleyemeyiz. :) güzel filmdi çok çok güzeldi. Savunma avukatının performansı ve özellikle icinde bulunduğu ulusların ortak insanlık suçuna isaret ettiği sahne harikaydı. Masum değiliiiiz hiiiçbirimiz....","label":8} {"text":"bol fantezili sevişme sahneleri dışında bir şey izlemedim final kısmı bambaşka bir boşluk kısaca kötü 4/10","label":3} {"text":"Çok şirin bir film animasyon severler izlemeli.","label":7} {"text":"film hiç de saçma sapan değil hayatın gerçekleri kazım öz yılmaz güneyin varisidir çektiği filmler ile bunu kanıtlamıştır başarıların devamını diliyoruz","label":9} {"text":"Washington ın oyunu ile daha da iyi olan bir suç-polisiyesi. Ama İsmail in de dediği gibi, o sene Russell Crowe almalıydı Oscar ı, 'Akıl Oyunları' ndaki performansı ile...","label":9} {"text":"Faizin haram olduğuna dair hepimizi şahit ettiren filmdir. Film boyu toplasan 10 tane küfür olmamasına rağmen, ucu birilerine dokununca ''insanlık onuru'' nu zedelediği gerekçesiyle +18 sınırı getirilebileceğini gösteren filmdir. E kaderin böylesine itirazın olmasında ne olsun :)","label":7} {"text":"filimi başarılı bulmadım.filimin konusu gayet güzel fakat işlenişi hoşuma gitmedi.İnsanlar bu tarz filimlerin kendilerini ters köşeye yatırmasını ve şaşırtıcı bir sonla bitmesini bekler fakat öyle bir şey olmuyor .filimi izlerken sıkıldım.filimden beklentinizi yüksek tututmayın.","label":3} {"text":"film olaylara her taraftan bakabilmeyi başarabilmiş. islam adına suç işleyenleri nasıl eleştirmişse, diyaloglarda anlaşılıyor ki israil devletinin yaptığı zulmü de aynı şekilde yerin dibine sokmuş. izleyin, izlettirin.","label":7} {"text":"ilgi çekici konusu aslında filmin sonuna kadar uyanık ve tetikte kalmanızı sağlıyor.fena bir film değil diyesim geliyor fakat oyuncuların ve çoğu yerde senaryonun yetersizliği,film ilerlerken olan biten bayağı bir olaya ve davranışa anlam verememek bunu dememi engelliyor.ortalama bir vakit geçirme filmi,çok sıkıcı veya berbat demek yanlış olur bana göre,bu tarz filmleri sevenler rahatlıkla izler,gerçekten akılda kalıcı bazı sahnelere de sahip.milo ventimiglia ise tam bir kaybeden.heroesa şükretsin.","label":6} {"text":"fazla duyulmayan ama bir o kadar kaliteli bir türk filmi verdiği mesajlar olsun müzikleriyle oyunculuklarıyla ve sonuyla gayet başarılı bir film gerçekten duygusal senaryosuyla farklı bir yapım izlemeyi hak ediyor","label":6} {"text":"İzlediğim en iyi animasyon filmi şimdiye kadar buydu gerçekten de müyiş bir eser olmuş arşivenizde bulunması gereken filimlerden birisi olduğuna eminim","label":9} {"text":"hitler ile ilgili yapılan filmler hep ilgimi çekmiştir. buda kendince güzel bir film. Almanya'yı yani kendi halklarını hitlerden kurtarmak için girişilen operasyon anlatılıyor.","label":7} {"text":"gayet başarılı ve bir o kadar da izleyici geren iyi bir korku filmi...zaten memnun kalacağımdan emindim,yanlız bazı sahneler bana hostel ve mumya evi filmlerini anıumsatıyordu.beraber gittiğim arkadaşlarım ağzı açık izlediler.böylesine iyi bir filmi yapıldıktan üç yıl sonra izlemek gerçekten üzüntü verici bir şey.8/10","label":7} {"text":"olmamış melikşah, demek ki eleştirmek kolay yazmak çekmek zormuş","label":4} {"text":"Çok güzel bir film. Baştan sona sıkmadan kendisini izlettiriyor. Oyuncu seçimleri ve performansı da çok iyi. İzlemeye değecek bir film. Ayrıca bu filmi seven arakdaşlar Edward Norton'un başrol oynadığı Sihirbaz filmini de izlerse çok hoşunuza gidecektir.","label":6} {"text":"Tamam; korku filminde mantık aranmaz ama bu ne biçim senaryo? Madem kendini kurtardın, ne diye kahramanlığa soyunuyorsun? Polis ne güne duruyor? Saçmalık: 4/10","label":3} {"text":"Ridley Scott'un benim için başyapıt filmi budur. Hristiyanların o meşhur ve herkesin göstermeye korktuğu diğer yüzünü objektiflik ve mantık çerçevesiyle anlatan ve müslümanların saf terörist olmadığına dikkat çeken güzel bir film. Ayrıca Salahaddin ve El Fais karakterlerini oynayan oyuncuları da onları yöneten yönetmeni de ayakta veya amuda kalkıp alkışlamak yetersiz bile kalabilir gibime geliyor:D Ben bunun director's cut ını da izlemiştim o gerçekten çok daha güzel. İzleyenler ve izlemeyenler de dahil olmak üzere herkesin o versiyonu izlemesini şiddetle tavsiye ederim. Savaş sahnelerine zaten iyi veya kötü demek çok yanlış bir yorum olur gibime geliyor...","label":9} {"text":"daha iyi olabilirdi.","label":4} {"text":"Çok başarılı bir film olmakla birleikte oyunculukar şahane, senaryo takıntı bir aşkı nasıl anlatırın belki karalını yazmış, ilk başta ki sahne her ne kadar Ğuğu kuşunu hatırlatsa da sonra akıp gidmekteydi, insanlar takıntılarını gidermek için bir meşguliyete şart koşturan ve doğru bulduğum kanıyı hem fikiriz, Jennifer Lawrence hep böyle iyi oyna hep böyle güzel kal emi :)","label":8} {"text":"Fransız gerçekçiliği, Fransız Romantizmi ve Fransız Müzikalleri buluşursa ne olur? Ortaya son derece Fransız bir film çıkar herhalde. Capcanlı renkler, cıvıl cıvıl şarkılar ve parlak bir kast var. Ancak, bu alabildiğine hüzünlü bir hikaye izlememize engel olmuyor. Kesinlikle mutlu bir dili yok filmin. Karakterlerimiz umduklarını değil bulduklarını yemek zorunda kaldıkları kaderlerinde, hem ağlıyor hem de oynuyorlar. Arada Cezayir yıllarına ufak göndermeler var, Türk filmi tadının yakalandığı anlar da yok değil. Böyle, acıklı bir filmde dans ederken zevk almayı vicdanen kabul edilebilir buluyorsanız, pek ala dans etmenizi de sağlayabilecek kalitede parçaları var. Dönemin en ünlü bestecilerini boşuna toplamamış adamlar","label":7} {"text":"Agatha Christie'nin kaleme aldığı, belki de tüm zamanların en ünlü cinayet romanı olan Murder On The Orient Express'in beyazperdeye bu sefer Kenneth Branagh tarafından uyarlanmış versiyonuyla karşı karşıyayız. Ama neredeyse herkesin bu romanı bilmesine rağmen, benim hiçbir fikrim yoktu. Murder On The Orient Express'in ne daha önceden çekilmiş bir filmini izledim, ne de orijinal romanını okudum. Bu yüzden bu filme olabildiğince açık görüşlü bir şekilde, tam olarak ne yaşanacağını bilmeden gittim. Eğer hikayeyi bilmiyorsanız; Dünyanın en başarılı detektifi olan Hercule Poirot, tatile çıkmak için İstanbul'dan Doğu Ekpresi'ne biner. Birkaç gün sürecek olan bu yolculukta trende kimse birbirini tanımıyordur. Ve bir cinayet işlendiğinde, Poirot yeniden işine dönüp katilin kim olduğunu bulmaya çalışır.& Eğer bu romanın büyük bir hayranıysanız ya da benim gibi hikayenin içeriğini ve finalini bilmiyorsanız, Murder On The Orient Express'i izlerken iyi vakit geçireceksiniz. 1974'de çekilen aynı adlı filminden sonra bu film birazcık reboot gibi görünse de, hiç olmazsa bu filmin var olmak için bir sebebi var. Son zamanlarda çıkan Poltergeist ve Flatliners gibi son derecede sıkıcı ve gereksiz reboot&lardan ziyade Murder On The Orient Express, eski usul bir şekilde çekildiğinden dolayı bilindik hikaye için gerekli bir uyarlama gibi hissettiriyor. Bu da Kenneth Branagh'ın yönetmenlik kabiliyetleri sayesinde gerçekleşiyor. Murder On The Orient Express, son zamanlarda vizyona giren çoğu film gibi saniye başı kamera açısı değiştirmiyor, onun yerine uzun ve geniş açılar kullanıyor. Bu sayede atmosfer seyirciye güçlü bir şekilde yansıtılıyor. Bu yüzden Branagh, bu filmi yönetmek için harika bir seçim olmuş. Ayrıca Poirot rolünde Branagh resmen döktürmüş, hatta şu ana kadar beyazperdede Poirot'u canlandırılan oyuncuların içerisinde en iyisi diyebilirim. Ayrıca Branagh dışındaki bütün oyuncu kadrosu da inanılmazdı. Zaten böyle dev bir kadrodan böyle bir sonuç beklenirdi zaten. Ama benim için şaşırtıcı derecede ön plana çıkan oyuncular; Josh Gad, Daisy Ridley ve Johnny Depp'di. Bu oyuncular, filmde düşündüğünüz kadar fazla görünmese de bulundukları her sahneyi çalmayı başarıyorlar. Johnny Depp'i uzun bir zamandan sonra abartısız bir rolde görmek güzeldi, Josh Gad'in karakteri şaşırtıcı derecede gerçekçi ve ciddiydi, Daisy Ridley ise bu filmde Star Wars'un dışında da harika işlere el atabileceğini kanıtlamayı başarmış. Onu daha fazla filmde görmeyi çok isterim doğrusu. Ve tahmin edebileceğiniz gibi, prodüksiyon dizaynı, kostümler, müzikler, kısacası teknik bakımdan her şey kusursuzdu. Bu bakımdan eğer film Oscar'a aday gösterilse hiç şaşırmam. Fakat Murder On The Orient Express, benim için kusursuz bir film değildi. Hatta filmi kısa bir süre sonra hatırlayacağımdan bile şüpheliyim. Evet, teknik açıdan film harikaydı, oyuncuları izlemek harikaydı ve özellikle de son 15 dakika gerçekten etkileyiciydi. Ama benim bu filmle ilgili en büyük sorunum, o kadar şoke edici ve etkileyici olmamasıydı. Bu da daha çok filmin yardımcı oyuncu kadrosundan kaynaklanıyor. Altını çizmek isterim, filmdeki bütün oyuncular harikaydı ve herkes üzerine düşen görevi başarıyla yerine getiriyordu. Ama benim sorunum ise daha çok karakterlerle alakalı. Bu karakterlerden çoğu gerçek birisiymiş gibi değil de, sırf hikayenin ilerlemesi için arada sırada ortaya çıkan, büyük gizemi sona saklamak adına sadece belli şeyleri söyleyip kaybolan birileriymiş gibi hissettiriyorlar. Bu yüzden film ortalarına doğru yavaşladığı zaman bulmacanın parçalarını Poirot'dan daha hızlı birleştirebiliyorsunuz. Bu da filmin şok etkisini biraz azaltıyor ve sonunda bu türün klasik filmlerinden birisine dönüşüyor. Kimileri için bu iyi bir şey olacak. Eğer 70'li veya 80'li yıllarda çekilmiş eski usul detektif filmlerine bayılıyorsanız, bu filme de bayılacaksınız. Ben de filmi izlerken iyi vakit geçirmedim desem yalan söylemiş olurum. Ama böyle bir kadrodan ve daha önceden bir sürü versiyonu çekilmiş bir hikayeyi içeren bu filmden daha yeni ve etkili bir şeyler beklerdim. Film, yan karakterlere birazcık zaman ayırıp onları daha gerçekçi birisiymiş gibi gösterebilirdi mesela. Ama bunun dışında eğer cinayet/detektiflik filmlerini seviyorsanız, Murder On The Orient Express tam da size göre bir seyirlik olacak. Oyunculuklar ve prodüksiyon dizaynı, bu ortalama filmi daha izlenebilir bir hale getirmiş. Ben filmi izlerken çok iyi vakit geçirdim ve genel itibariyle Murder On The Orient Express'in kötü bir film olduğunu düşünmesem de, prodüksiyon dizaynı ve performansların dışındaki şeyler pek akılda kalıcı değildi. Bu yüzden de filmin etkisi biraz çabuk geçiyor. Sinemalara koşup izlemeniz gereken bir film değil ama ev ortamında 2 saat boyunca ilginizi çekecek bir gizem filmi arayanlar için ideal bir seçim bence. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Kenneth Branagh'ın yönetmenliği ve oyunculuğu. + Kusursuz kostümler, dekorlar vb. + Bütün oyuncu kadrosunun eğlenceli performansları. + Sade ama etkili bir son 15 dakika. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Oyunculuklar ve prodüksiyon dışında çok fazla şeyin akılda kalıcı olmaması. - Yan karakterler gereğinden fazla karakter&miş gibi hissettiriyorlar. TOPLAM PUAN: 6.8/10","label":5} {"text":"bol bol klişeler barındırmasına rağmen ortalamanın üzerinde oyunculuklarla kendisini izleten çerezlik film. yalnız john karakteri biraz daha işlense, onu öldürmeye güdüleyen nedenleri ufak flash backlerle de olsa anlayabilsek daha iyi olabilirdi","label":6} {"text":"yine bruce willis ve yine mükemmel bir film.samuel L. Jacksonla harika bir ikili oluşturmuşlardı ve yönetmene yakışır güzel bir final...","label":7} {"text":"Hep söylüyorum ya, izleyicine saygısızlık yapmayacaksın. 1980 tarihli Maniac'ın neredeyse kare kare kopyalanmış versiyonu. Komik olan şu ki yeniden çevrimiyle aynı yapım yılına ait. Öyle çok film var ki sadece festivallerde belki bir tek seans gösterime giren yada bu şansı bile bulamayan. Beşinci emir: Ölüm'ün onlarla aynı kaderi paylaşmamış olması tam anlamıyla utanç verici. \"Esinlenme\" kısmını bırakın üzerine yorum yapılacak bir yanı yok. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Yazık. Uzak durulmasını tavsiye ediyorum. İyi seyirler.","label":0} {"text":"Hasan Karacadağ filmlerinin dram versiyonu. İnsanın gözüne soka soka \"burası dram burda duygulan\" mantığından başka bişey yok filmde","label":0} {"text":"izlediğim en güzel teksas filmi. neden puanının bu kadar düşük olduğunu bir türlü anlamıyorum.","label":8} {"text":"Açıkçası fimin konusunu hiç beğenmedim. Ama oyunculuklar çok iyi","label":3} {"text":"Aslında bu film için eleştirilenilecek tek nokta komedi ile gerilim unsurlarının bir arada olması. Sadece komedi tarzında bir film olsaydı bundan daha eğlenceli ve başarılı olabilirdi. Frank oz mükemmel bir cast kurdu bence film bu yönüyle övgüyü fazlasıyla hak ediyor. Oyuncular bu denli uyumlu ve başarılı olmasaydı ortaya facia denilebilecek tarzda bir film çıkabilirdi. Herneyse film kadın-erkek ilişkisine farklı bir yönden bakıyor. Özellikle evli ve sorunlu çiftlere hitap ediyor da denilebilir. Unutmadan bu film hangi yönüyle feministliği hak ediyor onu hiç anlamış değilim kadınlar erkekler karşısında köle gibi bu mu feminizm?Nicole Kidman kusursuz oyunculuğunu yine eşsiz zerafetiyle birleştirmiş yani kısaca mükemmel. Matthew Broderick, Glenn Close ve Bette Midler harikaydılar. Özellikle bette midler altın küre adaylığı garanti diyebilirim. Yaratılan mekan ve sinematografi kusursuz.Gitmeden önce beklentilerinizi abartmazsanız keyif alacağınızdan emin olabilirsiniz...","label":6} {"text":"10/7.5. Hoş ve akıcı bir filmdi...","label":7} {"text":"filmin en büyük başarısı gizli saklı kalmış şahane dialoglarıdır. çok fena sözler geçer, anlayanlar için. ayrıca senaryosu da orijinal. lisa kudrow\\'u aynen phoebe buffay olarak yerleştirmişler. bu film için olumsuz, friends severler için nostalji yapmak adına ise olumlu bir şey. özetle, gayet başarılı.","label":5} {"text":"Bir kardeşin intikam öyküsü filmin müziklerini beğendim çok güzel.İzleyebilirsiniz. Saygılarımla...","label":6} {"text":"Uçuk,sacma,tamamiyle propaganda kokan ama tüm bu özelliklerin yanında kendini sevdiren ve izlendiginde gayet zevk alınan film","label":5} {"text":"Sıkı bir fantastik film seyircisi olarak filmden son derece sıkıldım.Konu çok yavan.Gereksiz konuşmalarla dolu bir çok sahne var.Hayal kırıklığı yaşadım.Tavsiye etmiyorum.","label":3} {"text":"bu jack ...bu da onun arkadaşı olan jack``diyordu lester,eşcinsel komşularını izleyiciye tanıtırken.lester bir koca ve baba,daha doğrusu koca ve baba rolü yapmak zorunda olan biri.o gençlik yıllarını geride bırakmış şimdi orta yaş bunalımında olan bir erkek.kimse onu dinlemiyor,kimse ona önem vermiyor,karısı onu aldatıyor,kızı ondan utanıyor;çünkü lester kızının arkadaşına aşık.lester ın hayatının son dönemindeki durumu böyle.tabiki hayatının sonuna geldiğinin farkında değil,farkında olsaydı bile karısı ve kızıyla olan ilişkilerinde bir değişiklik olmazdı çünkü onlar lester dan nefret ediyor.lester ın hayatını merkeze alan film, mükemmel oyuncu kevin spacey nin olağanüstü performansı ,izleyiciyi komaya sokan sürprizleri ve sıradışı senaryosuyla en iyi film ve yönetmen de dahil aldığı beş oscarın hakkını fazlasıyla veriyor.","label":4} {"text":"2014 yapımı Frank'ten beri izlediğim en orjinal film. Paul Dano gerçekten çok ilginç bir kariyer çiziyor. Radcliffe ise role çok yakışmış. Hele son sahnedeki gülüşü gözümün önünden gitmiyor. Güzel bir çözümlemeyi hak eden bir senaryosu var ancak buna uğraşmak istemiyorum. Umarım birisi bir çözümleme yazar da zevkle okuruz. Özetle \"farklı bir şeyler izleyeyim\" diyorsanız ve absürtlük sizi bozmuyorsa, durmayın izleyin.","label":7} {"text":"klasik bir hikaye binlerce kere gördük bu filmi. espiri desen espiri yok izlediğime pişman oldum.","label":2} {"text":"içeriği, müzikleri ve elbette edebi göndermeleri ile çok etkileyici bir film olmuş. japonlar bu işi biliyo haciiii:)))","label":8} {"text":"Yaw asla unutmam. Şimdi Film için gece 10.30 seansına bilet aldım sonraki gün yolculuğum vardı. Allah allah bekle bekle kimse yok. Sinema görevlisi de bi bana bakıyor bi elimdeki bilete bakıyor ve 'Abi galiba siz tek varsınız' ben de 'sorun değil bilet iadesi yapabilirim' dedim. Sonra ne oldu ise 'Abi geç içeri keyfine bak ve sigara da kullanıyorsan afiyet olsun' deyince daldım salona. İzle izle olmuyor. Nese filmi bitirdik hem ben hem de görevliler heba oldu film değmezmiş.","label":6} {"text":"Sanat dünyasında da çok daha yaygın bir psikolojiyi resmetmiş film. Basitçe bişey söylemeye çalışırsınız ama bir kere bir çevrede o veya bu şekilde olumlu kabul gördüyseniz söylediklerinizden oldukça komplike ve sofistike manalar çıkartmaya meyilli bir güruh yanıbaşınızda biter. Benim gözümde bir çok ressam heykeltraş yönetmen vs. insanların kabullenişlerinin ekmeğini gayet zekice yer. Karmaşık yorumlanabilecek ürünler sunup yorumu sanatsevere bırakır. Bu sanatsal ürünün 1 kere kabul görmesi devamını getirir. Oturup bu sosyolojik ve psikolojik mekanizmayı adım adım işlemeye gerek yok fakat buna benzer bir mekanizmanın varlığına herkes şahit olmuştur. Filme gelince ben bambaşka bişey bekliyordum bir miktar gülmeyi umuyordum, tebessüm ettirdi ama pek güldürmedi. Hatta bir miktar absürttü ama yinede sıradışı ve güzeldi.","label":8} {"text":"Filmin dvd formatı Abd piyasasında 30 dolara satılıyor. Dünyada çekilmiş en absür film ünvanını halen elinde bulunduruyor. Ama şunu söleyeyim belki de o anki hayal gücü maddi imkanlarla şekillense idi daha farklı olurdu :) Haa susam sokağı canavarlarına ilham olduğunu biliyorum. Velhası: Türk sineması utançla sunar:'Dünyayı Kurtaran Adam.'","label":6} {"text":"if i were a rich man yubby dibby dibby dibby dibby dibby dibby dum. All day long day, İ'd biddy biddy bum. bu notalar için izlediğim bir filmdi ve bin bir nota için daha tekrar izleyeceğim bir film oldu.","label":7} {"text":"Kurgusal bir güzellik var. Karakterler son derece güçlü. Çoğu zaman bir animasyon değil de normal bir film syrettiğinizi sanıyorsunuz. Atmosfer ve görsellik çok hoş. Uzun zamandır bu güzellikte bir animasyon izlmedim. Yaş seviyesi sınırlı.. 9/10","label":8} {"text":"Rize de yaşıyorum filmi dün akşam 23.30 matinesinde izledim salon tamamen doluydu.gündüz seansları daha da beter salona ek sandalyeler koyuyorlar.sinema dernekleri kesinlikle bu filmi en azından bu kadar insanı sinemaya taşıdığıve sinemayla tanıştırdığı için bu filmi ödüle boğmalı.20-30 yıldır sinemaya gitmeyen hatta hayatı boyunca hiç sinemaya gitmemiş insanlar kurtlar vadisi sayasinde sinemayla tanıştı.bu da filmin övgüye değer başka bir yönü","label":9} {"text":"ingiltere oxford sözlük yazılma hikayesi.. Oyunculuklar muhteşem.. Bu kadrodan kötü film çıkamaz sanki.. Evet biraz durağan.. Ama seneryo kurgu on numara.. Dekorlar harika 10 / 9","label":8} {"text":"süper bir action filmi kaçırmayın","label":7} {"text":"Guy tarzında basından sonuna kadar eglence ile izlenecek iyi bir film 6.5/10","label":5} {"text":"Mis gibiydi özellikle after credits sahnesinde Henri cavill vardıEpik sahneler vardı","label":9} {"text":"Bilindik aşk filmi için sinemaya koşanları ters köşe yapan bir film, türk sinemasında değinilmesi gereken bir konu seçmişler insanın da içini parçalaya parçalaya anlatmışlar, başroldeki ablanın oyunculuğu arada sırada bana itici gelsede Sezai Paracıkoğlu çok iyiydi. Film hep çok güzel gitmiyor arada bir düşüyor, soğutuyor ama sahneler kısa olduğu için tekrar toparlıyor. Müzik çok iyi kullanılmış. Kısaca; beni bu derde sen attın da gittin ya kafam hep duman","label":6} {"text":"Açıkçası komik bir film değil oyunculuklar da ön planda değil sadece efektler öne çıkmış.Sonuç olarak tamam eğlenceli sayılabilir ama beklentinin çok altında. Madem Jim Carrey oynamayacak çekmeyin o zaman 2.filmi olsun bitsin..","label":5} {"text":"Kesinlikle orjinali olan Japon versiyonu daha iyi...Su deposu sahnesi,asansör sahnesi,finali...yani herşeyiyle.. Bunu biraz sevdiyseniz orjinaline bayılacaksınız..Daha ürkütücü.. Bu filmde J.O'Connely iyi bir oyunculuk çıkarmış ..bu kız ii..","label":7} {"text":"kadro çok çok iyi ama olmamış.. Zombi filmi.. Ama 2019 için çok vasat kalmış teknoloji.. Oyuncularda nedense vasat ı aşamamış bu filmde","label":2} {"text":"hayatınızı değiştirecek bir film değil ama yinede izleyin bence","label":4} {"text":"İzlemeye değer kesinlikle.","label":7} {"text":"Sıradışı kelimesinin tam karşılığı niteliğinde bir yapım","label":8} {"text":"neden-sonuç ilişkisi olmayan herşeyin havada kaldığı bir film. Korku mu?, gerlim mi?.. Hiçbiri yok....","label":0} {"text":"“Solo: A Star Wars Story”; “Apollo 13” (1995), “A Beautiful Mind” (2001), “Cinderella Man” (2005) ve “Rush” (2013) gibi filmleri de çekmiş olan Ron Howard’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir Star Wars projesi… Filmin senaryosunu, George Lucas tarafından yaratılan orijinal karakterlere sadık kalınmak suretiyle filmin yapımcıları arasında da yer alan, baba – oğul Lawrence ve Jonathan Kasdan birlikte yazmışlar… 10 Mayıs 2018’de yapılan Los Angeles’taki dünya prömiyeri ve 15 Mayıs 2018 tarihli Cannes Film Festivali tanıtımının ardından Walt Disney Studios Motion Pictures tarafından 25 Mayıs 2018’de, RealD 3D, IMAX ve IMAX 3D formatlarında vizyona sokulan filmin, yaklaşık 300 milyon dolarlık devasa bütçesine karşılık elde ettiği 393 milyon dolarlık gişe hasılatı ile beklentilerin tam aksine yapımcılarını 50 ile 80 milyon dolar civarında bir zarara soktuğu tahmin edilmektedir… Aslında filmin, 7.1/10 (141.556 oy) ve 3.5/5 (37.316 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.4/10 (389 yorum) ve 62/100 (54 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları da sanki filmin gişedeki bu tatsız akıbetini teyit ediyor gibi… Gerçekte ne olup bittiğini daha iyi anlayabilmek için, gelin isterseniz her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle filmimize biraz daha yakından bakalım… Oyuncu denilince de doğrusunu isterseniz filmde, Beckett karakterini canlandıran Woody Harrelson dışında pek popüler bir isim de yok gibi… Chewbacca karakteri, bu filmle birlikte üçüncü kez Star Wars serisinde (“Star Wars: Episode IX” – 2019 ile dördüncüsü de yolda) arz-ı endam eylerken, “Westworld” (2016 – 2018) dizisindeki Maeve Millay karakteri ile dikkatleri üzerinde toplayan Thandie Newton’ın filmdeki varlığı, izleyici için hoş bir sürpriz olmuş… Ancak ne yazık ki, baş rolleri paylaşan Alden Ehrenreich ile Emilia Clarke, Han Solo ve Qi'ra rollerinde oldukça “yavan” kalmışlar… En azından biz, öyle hissettik… Zaten filmin asıl yükünü, benzer pek çok bilim – kurgu projesinde daha önce de birlikte çalışmış olan özel efekt ve sanal efekt grubu üstlenmiş… Buna bir de, usta yönetmen Ron Howard’ın sevk ve idaresindeki, “Arrival” (2016) ın da görüntü yönetmeni olan Bradford Young, The “Martian” (2015) ın da editörü olan 2 Academy ödüllü Pietro Scalia ve “Rogue One” (2016) nın da sanat direktörü olan Gary Tomkins ile yine aynı filmin prodüksiyon tasarımcısı olan Neil Lamont gibi son derece profesyonel isimlerden oluşan teknik kadroda eklenince bu filmi yapmak eminiz hiç de zor olmamıştır… Ama yine de film, umulanın aksine gişeye çakılmaktan kurtulamamış… Peki, o zaman sorun ne? Bize göre sorun, hiçbir orijinalliği olmadığı gibi artık oldukça demode kalmış olan filmin hikâyesinde… Sonuç olarak, öyle aman aman bayılmasak da 135 dakikalık süresine rağmen sıkılmadan izlemeyi başarabildiğimiz bu filmi, sadece iflah olmaz Star Wars fanlarına önerebiliriz… Onun dışında kalan herkes kendi bilir... Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 27 Eylül 2018 günü saat 01.30’da yazılarak paylaşılmıştır...","label":4} {"text":"Film den sonra dedin kiz Allah'ım ne gunah isledimde beni Boyle bir films gonderdin. Hayatimda izledigim en kotu films bile hakaret olurdu. Komedilik HIC bir yani yok. Film izledikten sonra bir ara film mi yazsam diye dusundum. Bunu bile yayinliyorlarsa benim kini havada kaparlar diye dusundum. Biri de cikip demedjmi axaba arkadaslar Bugün filming yayinlamayim kariyerimizi Bugün film yok eder diye. Abi Bu denli sacma film olamaz. Komedi desen degil macera desen degil. Ben ne lzledim yazik harcadigim vakte","label":0} {"text":"Aslında fılm bi acıdan cok dogru konu aldıgı yanı dalga gectıgı fılm saçmalıgın danıskası.Ama buda bu fılmın sahane oldugunu anlatmıyor.Keyıfle ızlencek hele hele o alacakaranlık serısınden sonra gulunecek bır fılm ama dvd secenegı daha hos sınema yerıne","label":4} {"text":"Puanını hak ediyor. İzlemenizi öneririm.","label":6} {"text":"-Eğer senden nefret edersem dünyada sevebileceğim kimse kalmaz. duygulandırdı...","label":7} {"text":"Valla filmi izledikten sonra Adam Sandler gibi kariyeri olan bir adamın nasıl olup da böyle bir filmin senaryosunu yazdığına ve başrolü oynamasına şaşırdığımı söylemeliyim.Adam Sandlerin belki de en kötü filmi.Boşa harcayacak 110 dakikanız varsa izleyin yoksa hiç bulaşmayın...5/10","label":4} {"text":"bence gayet güzel bir film.gemi batışları çok izledik ama ters batan bir gemi izlemedik.bu yönden ilginçti.heyecan baştan sona durmuyo.","label":7} {"text":"Müthiş bir aşk hikayesi... Fatma Girik olanca güzelliğini filmin her saniyesinde sergilemekten geri kalmıyor, Kartal Tibet'e de buna ayak uydurmak düşüyor... harika bir müzik eşliğinde zengin kız fakir oğlan aşkının paranın bile sevgiyi satın alamayacağını... bir dakikalık hoş rastlantının ilelebet devam edeceğini inanılmaz repliklerle izleyiciye aktarırırken, ekran başındaki kalplerinde ısınmasını sağlıyor... -neden okudunda çalışmıyorsun? --paraya ihtiyacım yokki... -belki onların sana ihtiyacı vardır... müthiş ya!... ve filmin sonundaki o sözler... --- Yaşadığın kadar yaşayacağım... o masmavi boncuk gibi gözler aşk için yaşıyacakkkkkkk... Çünkü aşk ölümsüzdür... onun olmaktır...","label":8} {"text":"Film boyunca Steppenwolf'un Born to Be Wild şarkısının çalmasını bekledim ama hayal kırıklığına uğradım :b","label":6} {"text":"Film Maya imparatorluğunun iç yapısını anlatıyor. Hikaye olarak tarihsel gerçekliklerden çıktıkları da olmuş ama pek önemsenecek kadar değil. Fakat kurban edilme, maviye boyama gibi olaylar Aztek medeniyetinde olmuş bir durumdur. Mesaj güzel, Mayalılar ilkel yaşam tarzlarından dolayı olsun sürekli birbirlerini kırdıkları için toplumsal olarak gelişmeye fırsatları olmadı ve günün birinde İspanyolların yemi oldular. Her şey için çok geçti... Sinematografi harikaydı. Görsel olarak çok güzeldi. Savaş ve şiddet sahneleri benim hoşuma gitti ama çoğu insanın hoşuna gitmeyecektir çünkü çok vahşi idi. Benim için filmin tek handikapı çok uzun olması. İzleyecek olan kişiyi bi düşündürtüyor. Kesinlikle izleyin.","label":8} {"text":"Arkadaşlar haklı film için \"yılın en korkunç filmi\" dediler ama ben ki 14 yaşında ve daha korkunç bir film serisini izlerkenm bile tırsan bir insanım daha fazlasını beklerdim son sahnede ödüm kopmadı desem yalan olur katie'nin çılığı hala kafamda ama yinede daha korkunç olmasını beklerdim...","label":8} {"text":"Şiveler köy ortamı herşey çok doğal güzel işlenmiş yalnız sonu pek umduğum gibi bitmese de gayet iyiydi ..","label":9} {"text":"Harika bir filmdi uçağa bindikten sonraki bölüm inanılmaz sürükleyici. Filmin sonunu çok fazla merak ediyorsunuz. Bence çok güzel bir filmdi. Jodie foster da çok iyi oyunculuk sergilemiş. 8/10","label":7} {"text":"Fantastik açıdan mükemmel ve herkesin izleyebileceği bir film. uzay gemileri de süper kurgulanmış. Resmen sizi başka bir aleme götürüyor... 9/10","label":8} {"text":"Biraz ağır bir film ama kendini izlettirmeyi başarıyor yinede ve sanırım bunda Viggo Mortensen in payı büyük..7/10","label":6} {"text":"Rusya gezisinde terörizm ile ilgili yaptığı açıklamalardan sonra bir alıkoyulma durumuna maruz kalan ABD başkanının, bu durumdan kurtulma sürecini işleyen ortalama bir film. Başkanın eski asker olmasından tutun da şansının yaver gitmesine kadar bir çok noktada sırıtan unsurları bulunmakta. Gary Oldman'ın bir psikopat karakteri oldukça başarılı bir şekilde oynaması sayesinde film bir nebze kendini izlettiriyor.","label":4} {"text":"Film, İtalyanca'nın aşırı yoruculuğuna rağmen kendini keyifle izlettiriyor. Özellikle sonlara doğru zıt gibi görünse de kutupların, nihayetinde kutup olduğunu, farklı olanın arada kalan imtiyazsız kesim olduğunu ortaya koyuyor. İzlerken anneye bolca güldüm, babaya içten içe acıdım ve hanım kızımızı La faute a Fidel'deki kıza benzettim. Meğersem değilmiş. Sonuç olarak başarılı bir yapım olmuş.","label":7} {"text":"Aslında x-men evrenini ve soğuk savaş dönemini seven biriyim ve bu filmi merakla bekliyordum. Ancak filme girmeden önceki yorgunluk mudur yoksa başka bir şey midir bilmiyorum ama bir türlü ısınamadım filme. Kopuk kopuktu ve o şekilde de sona erdi.","label":5} {"text":"türk filmlerini kötüleme diye ber şey olamaz..sadece bir film kötüyse kötü iyiyse iyi diye bir kavram vardır..yoksa kimse bütün amerikan filmleri iyi yyada bütün fransız filmleri kötü demiyo..birde bu iş sadece para işi bütçe işide değil...tonlarca film var bütçesi çok düşük ama son derece kaliteli mesela uzak...bu kendimizi aşağılamayıda bırakalım..eh işte bütçe bu kadar türk filmleri ancak bu kadar olur napalım işte bunlarla yetinelimmi diyecez yani..bu filmi gidip görmeye bile gerek yok...ne olduğu belli tvde çıkınca bile izlemedim..ilkini tabii...bir hababam sınıfı iyide olsa kötüde olsa izlenmeli ne demek onuda anlamadım ya neyse ama ben bütün hababam sınıfı serisini çok severim ama yenileri değil...o güzelim filmlerin üztüne bu ne olduğu belirsiz dizimi filmmi şeylerede para varmem....giderim izlediğim bir filmi 20 kere izlerim daha iyi...türk filmlerimi para kazansın o zaman iyi filmlere giderim..mesela gönül yarası...bundan 1000 kat daha iyidir eminim yani izlemedim ama olsun...yeni bölümler tamamen eskisinin mirasını yiyor başka bi numara yok yazık çok yazık birde ilkini 2 milyonun üstünde insan izlemiş gerçekten hayretler içindeyim nasıl olur bu be dedim kendi kendime...insan şaşırıyor yani...1/10","label":0} {"text":"\"Yanımda ol, nerede olduğumuz önemli değil...\"","label":7} {"text":"Sinefillerin şans vermesi gereken bir dram.Alışılmışın dışında bir dönem filmi.Film ağır ilerliyor, ama izlettirmeyi başarıyor.Guy Pearce'in performansı muazzam.","label":7} {"text":"sırf brad için gittim bu filme ve birkez daha anladım ki adam yakışıklılıktan öte gerçekten iyi oyuncu ama hepsi o kadar. film ne anlatıyor, alt metninde ne var dersen? koca bi hiç!!! bide kardeşim beysbol bize çok uzak, belki ondandır filmin bana da uzak olması.","label":5} {"text":"Tahar Rahim, bir tane de kötü persormansın olsun be kardeşim!","label":6} {"text":"Bir yanda Çağrı filmindeki Hz. Muhammed'in taşlanma sahnesinde -peygambere olan muhabbetten dolayı- çekilen zorluklar, akan gözyaşları ve sahnenin çekilmemesi yönünde meydana gelen isyanlar; bir yanda da Hz. İsa'yı 2 saat boyunca türlü türlü işkence aletleriyle kanlar içerisinde bırakan, bitsin diye gözüne baktığınız bir film. Bu Batılıların dinlerine ve peygamberlere olan saygısı bu kadar maalesef. Daha net öğrenmek isteyen dilerse Max Weber'in ''kapitalizmin ruhu ve protestan ahlakı'' kitabını okuyabilir. Ancak film boyunca aklımda hep şu ayet tekrarlandı durdu: ''Andolsun ki biz İsrail oğullarından sapasağlam teminat almış, onlara peygamberler göndermişizdir. Ne zaman bir peygamber, kendilerine canlarının hoşlanmayacağı bir şeyi getirdiyse bir takımını yalana çıkardılar, bir takımını da öldürdüler.'' Maide/70","label":5} {"text":"Tek kelimeyle başyapıt. Amerikan bağımsız sinemasının temel taşı. Cassavetes'in bu film ile ortaya koyduğu üslup ve sinema anlayışının başta Jim Jarmusch'tan Woody Allen'a, Safdie Brothers'dan Kevin Smith'e, Richard Linklater'a, PTA'e hatta Scorsesse'ye ve daha nicelerine geniş yelpazedeki etkileri son derece açık bir şekilde görülüyor. Bu açıdan tam bir kült kanaatimce.","label":7} {"text":"yasaklanmasını ve aldığı düşük puanı haklı görenlerden değilim :/ dikkatimi çeken en güzel şey hiç bi dinin eseri yok illaki alttan alttan hrıstiyanlığa felan da değinilmemiş.. gayet hoş özgün ve iyi bi yapım benim için ;)","label":7} {"text":"The Imitation Game filmini boş bir zamanım olduğu ve 8 dalda Oscar'a aday gösterildiği için izledim. Pişman mıyım? Hayır, çok düşük beklentiler ile izlenebilir. Peki iyi bir film mi? Hayır, iyi bir film olmayı hak etmiyor diyebilirim. Üstelik bir de bu film 8 dalda Oscar'a aday gösterildi. (Bu Oscar ekibini de anlayamadım gitti, Lego Filmi için bile En İyi Animasyon Filmi kategorisinde aday bile göstermemişler) Hatta filmin şu anki IMDb puanı 8.2/10 ve tüm zamanların en iyi 250 filmi içinde 206. sırada? Cidden bunlara aldanmayın, değeceğini sanmıyorum. Filmin konusu, Alan Turing'in kırılamaz Nazi kodlarını kırmak için bir alet icat etmesini konu alıyor. Ama en basit şekliyle. Hatta hikaye bir süreden sonra öyle bir yalpalıyor ki, ileride ne olacağını tahmin edebiliyorsunuz ve hatta sıkılabiliyorsunuz bazı yerlerde. Ayrıca yönetmen Morten Tyldum da bir türlü tutturamamış geçişleri. Bazı geçişler çok yavaş, bazı geçişler ise büyük boşluklara sahip. Yani filmin akıcılığı da olmamış maalesef. Hatta Keira Knightley, bu film ile Oscar'a aday gösterildi. Harbiden mi? Knightley'in pek filmini izlemem ama oyunculuğunu genellikle başarılı bulmuşumdur. İlk defa bu filmde onu çok yapmacık buldum. O da olmamış işte. Ayrıca filmin temposu biraz yavaş ilerlerken sonunda öyle bir gaza basıyor ki hemen oldu bittiye geliyor ve biraz şaşkınlıkla filme bakıyorsunuz. Bence önümüzdeki yıllarda bu konuyu anlatan daha iyi bir film çıkacağını düşünüyorum. Bu filmden daha etkili olacaktır bence. Filmin herhalde hatırda kalan tarafları Benedict Cumberbatch'in başarılı performansı ve enigma kodlarını ilk çözme anı olacaktır. Başka da aklıma gelmedi aslında. Demek ki o kadar da etkileyici değilmiş film bu konuda. The Imitation Game, 20 Şubat'da ülkemizde vizyona girecek haberiniz olsun ama ortaya 8 Oscar adaylığı olmasına rağmen iyi bir film çıkmamış ortaya. Tam sınırda kalmış. Ama illaki izlemek isterseniz filmi, evde izlemenizi daha çok tavsiye ederim. Vakit geçirmek istiyorsanız tavsiye edebilirim. Aksi taktirde türünün hayranları için de başarılı bir deneyim olmayabilir. İyi seyirler.","label":4} {"text":"Elijah Wood'un odun oyunculuğu ile pek de bi olayı olmayan filmimiz birleşince ortada sadece güzelim ingiliz birası kalıyor.","label":6} {"text":"içim bayıldı epey vasat bir film","label":5} {"text":"Ne bir olay örgüsü var ne de izleyiciyi adım adım konuya bağlı kılacak bir kurgu. Aleladenin de gerisinde bir film.","label":4} {"text":"Türk şeflerinin ağırlaştırılmış psikolojik baskıları fakat konu bu değildi asıl konu sosyal statü ne yazık ki","label":6} {"text":"Son zamanlarda izlediğim kaliteli filmlerden. Kitap gibi bir film kesinlikle izleyin. Kurgusu senaryosu gercekten iyidi. Zaten yönetmen oldboy filminin yönetmeni kendine yakışir bir film izleyin.","label":8} {"text":"film üç saat sürüyor ama üç saatin de hakkı verilmiş.. rus ruleti sahnelerini defalarca izledim tam bir oyunculuk dersi niteliğinde.. Robert de Niro yine yapmış yapacağını.. adam oynuyor arkadaş.. daha iyisi olana kadar en iyisi bu..","label":7} {"text":"İlk filminin büyük başarısından tam 13 yıl sonra, sonunda Kayıp Balık Nemo’ya bir devam filmi geldi. Bu film, ilk filmin sevilen karakteri Dori üzerine kurulmuş. Bu filmde Dori, bir ailesinin olduğunu hatırlıyor ve balık hafızası yüzünden her şeyi anında unutabileceği için Dori ve babası Marlin ile bir yolculuğa çıkıyorlar. Bu filmin, geçen yılki Minyonlar filmi gibi olacağını düşünmüştüm, sevilen yan karakterin kendine ait bir filmi olunca bütün beklentilerin suya düşmesinden bahsediyorum. Pixar’ın geçen yılki filmleri İyi Bir Dinozor’u ve Ters Yüz’ü de pek beğendiğimi söyleyemem. Bu yüzden bu film için bütün beklentilerimi sıfırlamıştım. Beklediğimden daha da fazlasını buldum. Kayıp Balık Dori’nin ne kadar başarılı bir devam filmi olduğu tartışılır ama iyi bir film olduğu kesin. Kayıp Balık Dori’nin eksikliklerinden başlayalım. Bu film, ilk filmin yarattığı nostaljik duyguyu yeniden yaşatsa da, nostaljiyi içeren bazı sahneleri hızlı geçmiş. Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri biraz fazla aceleye varmış gibi duruyor. Süresi de oldukça kısa olduğundan, bu karakterlerle daha fazla vakit geçirmek istiyorsunuz. Bir de bu filmin neredeyse tamamı balıkların bulunduğu parkta geçtiği için, ilk filmdeki gibi sınırsız macera limiti azalmış oluyor. Ama bir de filmin iyi taraflarına bakalım. Ellen DeGeneres, bir kez daha Dori’yi seslendirmek için seçilmiş en iyi kişi olduğunu kanıtlıyor. DeGeneres’in sesi Dori ile o kadar örtüşüyor ki, filmin bütün dinamiğini etkiliyor. Eğer bu filmi Türkçe dublajlı izlerseniz, orijinal seslendirmenin yarattığı tempoyu ve enerjiyi hissedemeyeceğinize eminim. Filmin temposu sırf seslendirme kadrosu yüzünden bu kadar iyi değil, yanlış anlamayın. Filmin senaryosunun da büyük bir etkisi var. Mesela, bu film Dori’yi sürekli hafızasını kaybedip her şeye yeniden başlayan, sinir bozucu birisi olarak göstermemiş. Hafızasını yitirince aklına ilk gelenler ile geçmişine dair bir şeyler hatırlayıp, zeki birisi olarak göstermiş. Bu yüzden film hiç tekrara uğramıyor, komedi dozu artmış oluyor. Ayrıca, filmdeki yan karakterlerden de bahsetmek istiyorum. Ahtapot Hank, Animasyon, her zamanki gibi oldukça güzeldi, özellikle de filmin başında gösterilen Piper adlı kısa filmde bunu göreceksiniz. Filmin mesajını da oldukça beğendim, sonunu çok iyi bağlamışlar. Gerçi evet, son 15 dakikada geçen otoban sahnesinin hiç de gerçekçi olmadığını bilsem de, izlerken çok keyif aldım. Kısacası Kayıp Balık Dori'nin bazı eksi tarafları var. Bu taraflar filmi biraz basitleştirdiği için bu filmi hiçbir beklentiye girmeden izlemenizi tavsiye ediyorum. Ve bazı sahneleri biraz fazla çocukça olsa da genel anlamda, hem yetişkinlerin hem de çocukların eğlenerek izleyecekleri bir film olmuş. Ben şahsen, oldukça iyi vakit geçirdim ve filmin bitmemesini diledim. Eğer filmi ortalama bulursanız da son 20 dakikasını çok seveceksiniz, film sonunu çok iyi toparlamış. Bu yüzden film Türkiye'de vizyona girince bir daha izlemeyi planlıyorum. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + DeGeneres'in Dori'ye yaptığı seslendirme. + Yardımcı karakterler. + Yaratıcı, zekice yapılmış ve ters köşe yapan sahneler. + Temposunun hiç düşmemesi. + Güzel animasyon ve başarılı mesajlar. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Bazı anlarında biraz basitleşmesi, çok çocukça gelmesi. - 1-2 tekrar eden anının olması. TOPLAM PUAN: 8.3/10","label":7} {"text":"çok beğenmedim 1 saat sonunda sıkıldım, yarım bıraktım.","label":4} {"text":"fransız film-noir'in en iyi örneklerinden. önce yönetmenin le samurai filmini izleyip ardından bu filmi izlemenizi tavsiye ederim","label":6} {"text":"Filmi tek bir cümle ile anlatmak gerekirse bu hiç şüphesiz şu olurdu: ''Zıt olan değerlerin karşılaştırılması.'' Yönetmen ve senarist her karakterin karşısına onun tam zıttı olacak şekilde karakter yerleştirmiş. Film kendi içinde önce ve sonralar ile dolup taşıyor. Savaş öncesi ve sonrası, hayaller ve hayal kırıklıkları, daha bir çok konu... Filmde halk kültürüne yönelik öğeler başarıyla belirli yerlere yerleştirilmiş. Geleneksel değerler, seyirciye gösterilmeye çalışılmış. Örneğin sepet yapımı, tedavi yöntemleri, kılık kıyafet düzeni... Sakin bir akşam kahve ile birlikte seyredilebilecek, empati kurmanızı sağlayacak başarılı bir yapıt. İyi seyirler.","label":8} {"text":"O kadar samimi ki film seyirci gibi izlemedim tanıklık ettim sanki.","label":7} {"text":"Filmde mantık hataları dikkat çekiyor ama genel anlamda iyi bir aksiyon filmi. Başroldeki Hwang Jung Min ve Lee Jung jae çok iyiler.","label":5} {"text":"Miyazakinin diğer filmlerini de severim ama bu bana bambaşka göründü, beni benden aldı, içimi ısıttı. Ailecek izlenebilecek türden harika bir seyirlik.","label":9} {"text":"ateist değil, din karşıtı bir eleştiri içeren film. tanrı var fakat dinleri insanlar uydurdu diyor. bu dinler insanlığa şifa vermekten ziyade hsata ediyor, diyor. mizahını çizgi film düzeyinde yumuşak buldum. aşk meşk katmasalar olmazdı zaten. aşk ve gözyaşı olmadan hint filmi mi olurmuş. dimi.","label":7} {"text":"swankın ilk sinyalleri..ben erkeğimsi bir kadınımın havasını vede oyle karakterleri iyi oynayabilirim stilist düşüncesini millete yaymaya başladığı film...","label":4} {"text":"Bu filmi daha izlemedim ancak Jin gibi mükemmel bir film çekmiş yönetmenin (Reha Erdem) kötü film çekeceğine inanmıyorum. Oyuncu kadrosu da güzel. Tek talihsiz yanı 4 filmi ile aynı zamanda gösterime girmesi. DVD çıkınca daha çok izlenir kanımca.","label":9} {"text":"4 ü arasinda en iyisi bu olmus kitabin neredeyse aynisi , hatta izlerken kitabi görür gibi oldum","label":9} {"text":"orjinali güneykore yapımı olan bu yeniden çevrimde hollywood romantik komedi klişelerinden uzak seyreden bi tarafı varsa o da g. kore yapımı filmden kaynaklanmakta. favori oyuncum hatırına izledim. beğendim. neo karınca filmi çevirse gene izlerim.","label":6} {"text":"2012 filminden daha kötü nasıl bir yaparız diye düşünüp çekmişler ve kesinlikle bunu başarmışlar.","label":0} {"text":"oyunculuk berbat,savaş ve dövüş sahneleri okdar kalitesizki anlatamam, iki ana oyuncu dışında diğer figüranların yüz ifadeleri bile ben oyuncu değilim dercesine kendilerini belli etmiş, kısacası nekadar bir bütçe ile yapıldı bilemem ama harcanan paralara bukadar kötü bir film hiç yakışmamış","label":1} {"text":"Beni acayip sıktı bu film..Nesi bu kadar sevilmiş bilmiorum ama sonunu getiremedim..","label":0} {"text":"Bu sitedeki film puanları çoğunlukla filmin popülaritesini gösteriyor. Çoğu zaman bende hep bu hatayı yapıyorum aslında. Bir film izlemeden önce buradan puanına bakıp ve bir kaç yorum okuduktan sonra film izliyorum... ya da çoğu zamanda izlemiyorum. Puanlar ve yorumlar yanıltıcı olabiliyor. Bu kadar laftan sonra filmle ilgili yorumuma gelirsek... Bence çok iyi bir senaryo, kalite bir anlatım dili ve eğlenceli bir kurgu yapısına sahip bir film. Filme başlarken acaba dedim ama sadece 10 dk geçti ve evet kalite bir film izliyorum dedim. İzlemeniz önemle tavsiye edilir 8,5 / 10","label":7} {"text":"Fragmanlar her daim filmin en güzel kesitleridir lafının örneği. Filme para vermediğime sevinip, izlediğime üzülürken Al Pacino'yu gördüğüme sevinip, sonra üzülmeye devam ettim. Yerlere göklere sığdıramadığımız Al Pacino'nun bu filmde, öyle bir rolde ne işi var yahu?","label":0} {"text":"gwyneth paltrow'un etkileyici filmlerinden...ama bence gwyneth'e kısa saç yakışmıyor.","label":7} {"text":"Cidden kötü bi film olmuş. En azından 1. film kadar etkleyici değil sinemada izlenmez yani. Tamamen çerezlik. Güldürmüyo :(","label":6} {"text":"Oldukça yavan bir seyirlik benim açımdan. Ortada bir senaryo yoksa aşırı boyutta çıplaklık bile bir işe yaramaz. Bu kadar büyük bir yönetmenin bunu bilmesi gerekirdi. Atame'den üç yıl sonra çektiği hemen hemen aynı anlamasızlığa sahip hatta artık bir takım şeylerin tabiri caizse canına okuduğu Kika için bir referans niteliğinde bence yapım. Almodovar'ı çok severim fakat bu her filmini beğeneceğim anlamına gelmiyor maalesef. Asla bir Sinir krizinin eşiğindeki kadınlar yada Yüksek topuklar olamaz. Tavsiye etmiyorum. İyi seyirler.","label":2} {"text":"Burdaki yorumları dikkate alıp izlemiştim. doğrusu benim için bir zaman kaybıydı diyebilirim. Niye pu kadar yüksek puanı var anlamış değilim.","label":5} {"text":"Spielberg yine muhteşem hikaye anlatımıyla, muhteşem yaratıcılığıyla karşımızda. Bu sefer teknolojiyi de iyiden iyiye kurcalıyor. İlk saniyesinden itibaren keyifli, sürükleyici bir macera. Eğlenceli. Sürekli bir gizem, sürekli bir merak var film boyunca. Bazı klişeler var mı? Var. Ancak hikayenin içinde rahatsız etmiyorlar, beklentileriniz aynen gerçekleşse bile bundan bıkkınlık duymuyorsunuz. Aksine mutlu oluyorsunuz. Umarım devamı gelir, gelecek gibi zaten. Çok sıkı bir Tintin okuyucusu değildim ancak az çok karakterleri ve konuları bilirdim. Film kesinlikle çizgi romanın ruhunu yansıtabilmiş bence. Önemli oyuncular da kadroda yer almış. Aksiyon-macera-gizem başlıkları altında son dönemde tercih edilebilecek sağlam örneklerden biri. İşin içine bir de animasyon girince, normal şartlarda çekilemeyecek bazı sahneler de, hayal gücümüzü zorlarcasına perdeye yansıyor. Hafif, eğlencelik bir film gibi gözükse de, Steven Spielberg'in neden Steven Spielberg olduğunu ve dünya sinemasına damga vurduğunu bir kez daha gözler önüne seren pek çok unsur içeriyor.","label":7} {"text":"Film iyi değildi ancak filmin ana fikri ve filmde geçen şu cümle muhteşemdi. Sana kusurlarını armağan ediyorum&.","label":5} {"text":"Kullanıcı adımdan da belli olduğu gibi yönetmenin hayranıyım, filmin Scorsese'nin orta dereceli bir işi olduğunu düşünüyorum. Film inanç meselesini çok iyi işliyor. Filmin ismi de konuya çok iyi oturuyor. Tanrının Sessizliği. Ancak Misyonerliğin emperyalist kısmı es geçilmiş diyebilirim. Şu an dünyaya demokrasi dağıtanlar, o zamanlarda gerçek inançlarını yayıyorlarmış.","label":6} {"text":"kara mizah tadında olan film yer yer sıksa da yoruma açık finaliyle izlenmeye değer 7/10","label":6} {"text":"fransızların bu işi iyi yaptığının göstergesi filmlerden biridir. zira pek çok cevval bünyenin aa cesaretin var mı aşka mı türkçesi? soundtrack'i gülay mı yapmışvari istihzai yaklaşımlarının akabinde film sonunda yamulmuşluklarına birebir şahit olmam bile yeterli bir sebeptir bu filmi sevmem için. sıradışı sonunu izleyen bünyelerin iki farklı son görmesiyle ee noldu len şimdi bakışları yönetmeni içten içe gülümsettiğine eminim. hepimiz julieniz. hepimiz sophieyiz. -cap ou pas cap? -cap ulen cap :)","label":7} {"text":"Türünün iyilerinden.","label":6} {"text":"uzun zamandır böyle garip ama tatmin edici bir konulu film izlememiştim gerçekten iyi konuya sahip ve oyunculuklada birleşince ortaya güzel bir yapım oluşmuş tavsiye ederim eğleneceğinizden emin olabilirsiniz iyi sehirler","label":7} {"text":"vasat altı 10/1","label":0} {"text":"Dayanabilirseniz son 10 dakikası güzel.","label":5} {"text":"(...) 2010'un en iyi animasyonlarından biri olan Ejderhanı Nasıl Eğitirsin'in devam filminde yönetmen ve senarist ekibinde yer alan Dean DeBlois bu kez işi tek başına yürütüyor. Bazı klasiklerden ilham alarak yazdığını söylediği senaryoyla filmin hikayesini çok daha kapsamlı bir şekle sokuyor. İlkine oranla küçük izleyicilere yönelik mesajların dozunu arttırdığı ve güldürü malzemelerini çok iyi seçemediği için film bazı noktalarda çocuksu kaçabiliyor. Amma velakin genel anlamda baktığımızda özellikle DeBlois'in müthiş işçiliği sayesinde çoğu kişiyi hayrete düşürüyor, daha önce hiçbir animasyonda görmediğimiz bir görsel atmosfer sunarak her yaştan seyirci için harika bir eğlencelik olmayı başarıyor.","label":7} {"text":"başarılı güzel ve eğlenceli bir animasyon film.","label":5} {"text":"Leylalar ellerinde fotoğraf makinesiyle beliren, o makineyle tüm aileyi kadraja sığdıran ama asla o karede yer alamayanlardır. Leylaların bir gün muhakkak o cinneti geçirip gücü tükendiğinde duyguları istismar ederek iktidarı elinde tutan egemene tokadı aşk etmesi gerekir.","label":8} {"text":"Stuck on you filminden esinlenmiş ve hiçbir yerde bu belirtilmemiş maalesef , çakma bir film konu itibariyle.. Sana kaymak lazım , Sana çakmak lazım gibi esprilerle ancak salondaki 7-12 yaş arasındaki çocukların güldüğü ilkokul 1 esprileriyle dolu bir film olmuş ki madem 7-12 yaş arasına hitap edeceksin fetişizm , erotizm ve popoya kola sokma şişelerini niye koydun be adam? 1.5/5 fazla gelir heralde bu filme , en son vizyona giren komedi filmi Bana Masal Anlatma'ya bakıyorum , bir de buna.. Biri yeni çağ Türk komedi filmiyse heralde bu taş devri Türk komedi filmi..","label":2} {"text":"İnsan filmi seyredince, ister istemez, gelecek için endişe ediyor...","label":9} {"text":"Bana;bugüne kadar nasıl olmuşta izlememişim dedirten bir film daha.. Bill Muray ve Andie MacDowell çok iyi iş çıkarmışlar.. İzlerken konu itibariyle sıkılacağımı düşündüm fakat ne kadar çok yanıldığımı film bittikten sonra, suratımda dakikalarca oluşan gülümsemeyle farkettim.. Pesimist, yüksek egolu bir insanın hayatın gerçeğini görmesi, kendini tanıması bundan daha iyi anlatılamazdı herhalde.. Her gün aynı günü tekrar tekrar yaşamak zorunda olan bir adam, ilk başlarda kafayı yediğini zanneder, daha sonra bu işin tadını çıkarmaya başlar ama artık zevklerinde tükendiği yerde, kendi gerçeğini bulmaya başlar.. Benim gibi geç kalmış olan varsa, daha fazla vakit kaybetmemesini öneririm..","label":7} {"text":"beklenmedik zamanlarda seyrin degismesi beni cok coook guldurdu..","label":8} {"text":"2 den iyi ama klışe sahnelerde çok aksiyon severler için güzel film","label":7} {"text":"İlk filmin aynısı, 3. filmi izlemedim ama şöyle bir göz gezdirdikten sonra onun da aynı olduğundan pek şüphem yok. 1.5 saat film 5 saat gibi bitmek bilmedi. Oyunculuk yok, senaryo yok, mesaj yok. Yok hocam.","label":0} {"text":"Öncelikle filme olumsuz eleştri yapanları gerçekten anlamak mümkün değil..Filmin Türü:macera,aksiyon..Film seri filmi,önceki konularda belli.. daha ne bekliyorsunuz.. aksiyonun,maceranın en üst seviyede olduğu,seyredeğer,görsel bir film olmuş.....2 saat değil 4 saat sürse gene izlerdim...","label":9} {"text":"izledim sadece beyruttan kareler için yoksa sinema sever fakat cahil kesimlerden olduğum için belkide ben anlayamadığım verilmek istenen mesajı sonuç olarak mükemmel değildi ama beyrut için izlediğime sevindim isteyenler buradan altyazılı izleyebilir: http://www.vizyonfilmizle.org/17393-sukkar-banat-caramel-film-izle.html","label":3} {"text":"bazen cocukca kacan sahneLer barindirsada geneL itibariyLe ii bir fiLmdi bence..","label":4} {"text":"Çekildiği yıldan sonra 1986 da Cesar da 4 ödül birden almış güzel sayılabilecek bir Fransız filmi, Özellikle sanat tarzı filmler sevenler Fransız sinemasını yakından takip etmeliler.","label":8} {"text":"Heyecanla bekliyorum.","label":7} {"text":"Malum ortamlara gelsin diye beklediğim filmlerdendi ama beni hayal kırıklığına uğrattı. Zırt pırt yerli film çekiliyor bi tane de araya biz sıkıştıralım demişler herhalde. Çünkü çok sıradan bir konusu var, gereksiz bir film olmuş. Üzüldüm. 5/10 Bir de şu Yılmaz Erdoğan'ın yeğeni midir nedir vitaminsizi ve Sırrı abeyi her filmde görmekten gına geldi. Sevimsizler. Hatun mükkemmel","label":4} {"text":"henry poole isimli karakterin başına gelen kısa süreli bir olayı anlatan sevimli filmdir kendisi. henry poole öleceğini öğrenir ve hiçbir şey yapmadan öleceği zamanı beklemeye başlar ve tuttuğu ev ile tüm olaylar sıralanır. henry poole rolünde çok acayip bir şey olan luke wilson var. oh mis.","label":5} {"text":"Siyasetin tüm kirli yüzünü anlatmış konu fena sayılmaz ama daha iyi işlenebilirdi çekim diyaloglar ve ışıklarda o kadar da iyi değil sadece Ercan Kesal için izledim 10/7","label":6} {"text":"Çok kaliteli bir komedi filmi net. Küfürle güldürmeyi filmin anlamı yapan bir çok filme ders niteliğin de resmen. Küfür yok mu var tabi ama amaç küfürle güldürmek değil. Oraya uyuyo diye var o sahneler. Ailecek küfürsüz gülmek istiyorsanız hatta kahkahadan nefessiz kalmak istiyorsanız gidin derim. Çok başarılı.","label":7} {"text":"Vakit kaybı","label":0} {"text":"Kingsman!ın ilk filmi çok güzeldi 2. filmi onun kadar iyi olmasada uzun zamandır izlemeye ihtiyacımk olduğu bir film olucak bence, filmin oyuncu kadrosu ve sahneleri iyi gözüküyor inşallah çok berbat değildir ama dişardan bakınca en az 3 yıldız hak ediyor bence","label":5} {"text":"Evet tarzan aaa diye bağırır bende derim ona bağır canım kötü olmuş","label":1} {"text":"Derdini anlatmayı başarıyor belki ama hangi ritmle başladıysa o ritmle bitiyor,filmin sorunu bu.İnişler-çıkışlar olmadan hatta genelinde oldukça düşük tempoyla devam eden monoton yapısı izlemeyi zorlaştırıyor bir süre sonra.Herkese göre değil.","label":5} {"text":"Vine fenomeni Cem Gelinoglu'ndan efsane olmasını beklediğim bir film fakat gerek yapımcısı gerek ismi gerek davranışlarıyla olsun Recep İvedik çakması bi' film olmuş; bkz : Yazı fontu , afiş tarzı , renkler.. Recep İvedik Kanseri'nin Türk Sineması'ndaki Deliha'dan sonraki metastazı.","label":2} {"text":"Pandemi sürecinde izlediğim en iyi korku filmi diyebilirim. Ses kalitesi , görsel efektleri gerçekten başarılı. Filmin ilk yarısına çıktığım da ne oluyor dedim fakat ikinci yarısı resmen dehşetti. Özellikle köy sahneleri başarılı ve ters köşelerle dolu. Bazı sahnelerde Seste ufak sorun da olsa bence diğer filmlerden başarılıydı.","label":9} {"text":"the staight- bad story","label":0} {"text":"michael haneke nin filmleri insanı geriyo,provoke ediyo.zevkle izliyorum haneke yi.:)son başyapıtı da cache işte.:)","label":7} {"text":"Aynı konudan defalarca çekilmiş bir film daha.. Bir de dikkatimi çeken bir husus, Yumurcak filmlerinin çoğu filmini Sezercik üzerinden biraz değiştirerek yeniden çekmişler.. Örneğin bu filmin konusu biraz Sezercik'in Küçük Ev filmini, Yumurcak Küçük Şahit filmi, biraz Sezercik'in Bitirimler Sınıfını-cinayet şahitliği-andırıyor..","label":4} {"text":"Eğer bu belgeseli izlemeye karar verdiyseniz birazdan dünyanın tüm güzelliklerinin, huzurun, mutluluğun, sakinliğin 97 dakikaya sığdırılışını ve İzlanda'nın kusursuz doğasınınSigur Ros'un hipnotize eden müziği eşliğinde dans edişini izleyeceksiniz.","label":8} {"text":"İlk 15 dakikada biraz acaba mı diyorsun sonrasında ya ne çabuk bitti diyorsun . Beğendim ... ismail hacıoğlu ebru şahin güzel ikili olmuş ...","label":9} {"text":"Görselliği, senaryosu, kurgusu, oyunculukları herşeyi ile başarılı bir film. Zaten kariyerinin sonlarına doğru Spielberg'den tersini beklemek haksızlık olur. Fakat yönetmenin hayatını merak etmeyenler için sıkıcı bir aile draması olabilir. Akademi üyelerinin 'işte herşey böyle başladı' temalı filmle, Steven Spielberg'i onurlandırma fırsatını kaçıracağını sanmıyorum. Bu sebeple bu seneki Oscar da öne çıkan film olmasını bekliyorum. Son olarak gençler için verdiği mesaja katılıyorum. Kendinizi tanımaya başladığınız, ileride ne yapacağınıza karar vermeye çalıştığınız zamanlarda, sizi en fazla mutlu edecek konularda yoğunlaşın, kursa gidin kendinizi geliştirin. Bir işte başarılı olmak için önce sevmek gerekiyor.","label":5} {"text":"Film çok ama çok fazla derin anlam içeriyor ama bunu izlerken hiç ama hiç anlamadım.","label":3} {"text":"Bir tür Freud'un Dora Vakası. Vakada baba 5 yaşındaki kızı altına kaçırmasın diye onu gece uyandırıp çişe götürüyor. Ergenlikte de kızın altına kaçırmaları devam ediyor. Baba, eğer kızı altına kaçırmazsa onu şefkatle tuvalete götürüyor fakat tersi olduğunda da büyük bir şiddetle cezalandırıyor. Dora için ?şefkat? ve ?şiddet? birbirine çok yakın hale geliyor. ?Seni dövüyorum çünkü seni çok seviyorum!? Deniz, \"şefkati ararken şiddeti, şiddeti ararken şefkati bulduğunu zanneden bir kadın portresi.\" not : Deniz'e uygulanan travma terapisi uygulaması gerçeklikten biraz uzak. Psikanaliz divanında öyle yatarak emdr uygulanmıyor. Divan daha ilgi çekici olur diye böyle yapılmış olacak.","label":7} {"text":"Nefret etim iğrendim gibi sert yorumlar yapmak istemiyorum filmi begenen begenmeyen olur bu tabidir fakat ben filmi izlerken o meshur intihar sahnesi hariç tek kareden etkilenmedim ve filmi begenmedim 3/10","label":2} {"text":"Korku diye izleyecekseniz sakın ha diyeyim. Korku desen değil komedi desen güldürmüyor, hiç bir duygumu harekete geçirmedi sadece karakteri getirdiği durumu görünce irkildim izlenmesede olurJohnny Depp için bile izlenmez.","label":4} {"text":"Jean-Christophe Grange'ın yazdığı kitabı okumaya başladığımda kendimi öyle bir kaptırmıştım ki işi, gücü bırakıp o gece bitirmiştim. Şahaneydi. filmi çekildiğinde de sabırsızca beklemiştim ama aynı tadı alamamıştım. Belki kitabı okumamış olsaydım düşüncelerim değişik olabilirdi. Kısaca ya kitabı ya filmini seçin ikisi bir arada gitmiyor. Yoğurt yerken yanında ayran içmek gibi...","label":6} {"text":"açıkcası ben pek begenmedim beklentimi cukmu yüksek tuttum acaba diyorum ama fikm tatsız tuzsuz geldi","label":1} {"text":"bu filmin özgün bir senaryo şeklinde taglenmesine mana veremedim, vakit kaybı.","label":4} {"text":"Woody allenın daha iyi filmlerini izlemişim mesela midnight in paris veya vicki christina barcelona gibi..Oyunculuklar iyi olmasına rağmen ortada bir senaryo yetersizliği var bence buda roma temasıyla doldurulmaya çalışılmış fakat ne kadar başarılı o tartışılır ama herşeye rağmen insanı güldüren,eğlenceli bir havası var.6/10","label":5} {"text":"Film haddini aşacak derecede fazlaca konu ve karaktere yer vermiş. Terör, özürlü çocuklar, yokluk, yalnızlık, ve eğitimsizlik gibi üstesinden gelmenin insani boyutları aştığı sorunların üzerine bir de eşcinsellik ve yasadışı göç olgusunu eklemek aynı film için lüksten başka bir şey değil. Ondan da olsun, bundan da olsun azcık şundanda koyalım birazda karabiber dökelim maymun iştahlılığıyla her problemin üzerine atlayan Mahsun tüm bunları aynı potada eritebilme çabasına girişmiş. Durumu hakkıyla kurtaramasa da berbat ettiği de söylenemez. ama kaş yapalım derkende göz çıkarmak olmaz fazla kasmışlar bayağı bir zorlamışlar bence neredeyse yırtıcaklarmış küçük emrah moduna soktu bu film beni iyice yinede türkler dram filmi yapsınlar en iyi yaptıkları tür bence yüzüne gözüne fazla bulaştırmıyorlar hiç olmazsa.","label":6} {"text":"1958 yılında yazılmış bir romandan uyarlama olduğunu düşününce, 1999 yılında değil de çok daha önce çekilseymiş, hakikaten kült olurmuş. Ancak benzer konuda o kadar çok film izledik ki bu vakte kadar, ne yazık ki imdb puanının biraz fazla olduğunu düşünüyorum şu an. Kevin Bacon'ın oyunculuğuna diyecek yok elbet ama onun dışında filmin çok da elle tutulur bir yanı yok. Belki seneler seneler önce izleseydim, etkileyici gelebilirdi.","label":6} {"text":"Bu bir yönetmen filmi, Alper Çağlar'ın ikinci uzun metrajlı filmi. Beğendiğim yönleri oldu ve yönetmenin ilk aksiyon filmi olduğunu da göz önüne alırsak bazı hatalar göz ardı edilebilir. En büyük eksileri kurgunun biraz klişe olması ve konuşmaların bazen duyulamayacak raddeye gelmesi. Türk sinemasında bu tarz aksiyon filmlerini daha fazla görmek dileğiyle, bu yapım biraz çerezlik olmuş ama yine de izlenebilir.","label":6} {"text":"Depp benim en favori oyuncum ve Polanski iyi bir yönetmen ama bu film bu iki önemli isme yakışmayacak kadar sönük ve sıradan.İzlemeniz için tek neden benim gibi içinde Depp in olduğu her film karesini görmeliyim desturuna sahip olmanız olabilir.Ayrıca abd ye giriş yasağı bulunan yönetmen filmin yeni kıtada geçen başlangıç bölümünü fotoğraflar ve hazır çekimlerle geçiştirmiş.Şimdilerde bildiğim kadarıyla isviçrede bir evde göz hapsinde bulunan Polanskiden gençliğinde yaptığı bir hatanın peşini bırakmadığı bir adamın evinde geçen klostrofobik bir dram bekleyebiliriz sanırım..","label":4} {"text":"Başyapıt 8/10","label":4} {"text":"eski versiyonun yeni çekilmiş hali. nerde benim eski freddy'im diyorsunuz en başta. ama filmi iyi işlemişler.","label":5} {"text":"filistinli kadının hikayesini siyasi bir üslüpla çok güzel ele almış film. sonuda başı kadar güzel. güzel bir film kısacası.","label":7} {"text":"Sylvia Plath'in hayatına bu bakışı, soap opera akımı bile atamazdı.. Bu mudur?","label":4} {"text":"Tom uzun süredir psikiyatri kliniğinde hasta olan genç bir adam. Tam bir tedavi gördü ve ardından doktorlar onu reçete etmeye karar verdi. İyileşme konusunda ikna oldular ve Tom, ailesinin ölümünden sonra miras aldığı lüks bir konağa gitti. Çocukluğunun tamamı buraya geçti ve birçok canlı anı bu yerle ilişkili. Ancak, bir süre sonra garip ve delice korkutucu şeyler evde olmaya başlar. Tom oluşumlarının nedenini anlayamıyor. Belki de doğaüstü bir şeyle yüzleşmişti ya da olan her şey hayal gücünün ürünüdür? Yine korkunç halüsinasyonlarla mı karşı karşıya geldi? ..","label":5} {"text":"http://tr. wikipedia. org/wiki/Persona http://www.izinsizgosteri.net/new/?issue=50&page=1&content=409","label":8} {"text":"asla birincisi kadar güzel değildi. Aslında film başlarda beni sardı. güzel bir filme benziyor dedim kendi kendime. ama daha sonra konu dağıldı saçma sapan yerlere kaydı. bir sonuca bağlamamak için (3.süde gelecek anlıcanız) elinden gelen saçmalığı yapmışlar. ne o öyle heryerden ana-oğul çıkıyor bunlar filmin hiçbir gizemi kalmamış bu bölümde. 6/10 alır ancak. oda birincisinin hatrına.","label":5} {"text":"Görsel efektleri güzel,sonunu tahmin ediyorsunuz ama bu film konu için değilde sahnelerini,efektlerini izlenmek için gidilir.İmkanınız varsa en büyük perdesi olan sahnede izleyin.","label":7} {"text":"Ödüller bilmem neler.. filme girmeden,' harika bi film bizi bekliyor' diyorsunuz, çıkarken(bitiremeden)' Allahtan hristiyan olmadık' diyorsunuz. Tamamen hristiyanlığı öven,propagandasını yapan bir film olmuş. Berbat. Zaman kaybı.Not: filmi tamamlayacak sabr kalmadı,ne kadar süreceğini de kestiremediğim için çıktım. Gişe görevlisi neden çıktığımı sorduğunda 'çok uzun galiba işim var' dedim 210 dk dedi. Cabası olarak ta 'Sonunu merak ediyosan sölim, kızcağız ölüyor' !!","label":1} {"text":"Anne ve babanın, oğullarının cenazesini güvende ve rahat olacağı bir yere gömme amacıyla çıktıkları yolun hikayesi. Kasvetli bi film","label":6} {"text":"Tamamen saray entrikalarını anlatmaya odaklı bir film. Malesef pek sevemedim. Filmin yarısına kadar sabredebildim.","label":1} {"text":"Kendini izlettirdi ama yine de ruhum daraldı izlerken.Çok yavaş bir tempo, basit sahneler, iç karartıcı bir müzik...Filmde tek beğendiğim şey; Ebru Akelin etkileyici oyunculuğu...İzlemeyen hiçbir şey kaybetmez...6/10","label":5} {"text":"Heath Ledger ❤","label":6} {"text":"Hiç bir derinliği olmayan inanılmaz derecede sıkıcı bir film. Annesine bakan bir çocuğun, annesinin son gününde, anne-oğul yaşadıklarını aktaran bir film. Neredeyse hiç diyalog yok. Annesinin hastalığının ne olduğu? veya bir hastalığı olup olmadığı? diğer akrabaların nerede olduğu? neden o köhne yerde bir başlarına oldukları? vs. vs. hiçbir bilgi yok. Son derece sığ bir hikaye. Zaten izlerken psikolojik bunalıma girdiğinizden ötürü, kadının ölümüne de üzülmüş oluyorsunuz. Filmin başarısından ötürü değil.","label":1} {"text":"çok güzel filmdi. almanlarında insan olduğunu yapılanların herkese mal edilmemesi gerektriğini bir kez daha hatırlattı.. dram türünde 2. dünya savaşı sevenler için bulunmaz bir nimet..","label":7} {"text":"'Rambo 3' ün yönetmeni tarafından çekilen bu film. Bana göre, en zayıf Jean-Claude filmlerinden biri...","label":4} {"text":"Aşırı derecede gereksiz küfürlerle bezenmiş, hic komik olmayan bir film olmuş. Hayal kırıklığına uğradık zira düğün dernek gayet komikti. Bu filmi hiç beğenmedik.","label":1} {"text":"kitapta okuduğumuz bazı olayları, aktarımı değiştirmeden yapmak içinçabuk geçmek durumunda kalmışlar. ikiye de bölemezlerdi çok durağan olurdu diye düşünüyorum. okurken ben de bu bölümü yavaş bitirmiştim. kitabı yansıtmada yine çok başarılı olunmuş. bire nazaran bu bölüm daha duygusal doğal olarak durağandı başı. uyuya kalanların aksiye ben ilgiyle izledim. 3. film için aşılması gereken bi bölüm sonuçta. aktarımı yapan senaristlere saygılar.. bence yine kitap tam yansıtılmış hiç bozulmamış bu yönüyle başarılı. :) effie nin saçı, katnissin kıyafetleri yine beni benden aldı :D","label":7} {"text":"Niccol yeni şeyler denemeye, yeni fikirleri işlemeye devam ediyor. Kariyeri boyunca bunu yapmayı sevdi. Bana kalırsa biraz iyimser izlenirse, bazı hataları görmezden gelmeye çalışılırsa keyif alınabilecek bir film olmuş. Gayet doyurucu gözüken aksiyon dozunun yanı sıra, filmin temeli oldukça ilgi çekici bir fikre dayanıyor. Zaman-para kavramları üzerinden dünyanın ve toplumların içinde bulunduğu durumu güzel özetliyor. İzleyiciyi bazı konularda biraz düşünmeye sevk ediyor. Böyle filmler her zaman 1-0 önde başlar. Finale doğru çözüme bağlamak istediği sorunlar ve getirdiği öneriler biraz havada kalmaya başlıyor gibi olsa da, dediğim gibi iyimser bir tavır takınır iseniz, idare edebiliyorsunuz ve filmi hoşnut bir şekilde bitirebiliyorsunuz. Timberlake aksiyon filmlerindeki yeteneğini sergiliyor. Seyfried de başarılı, karakteri zaman zaman biraz sığ kalsa da. Ama genel olarak kadro bu filme yakışan performanslar sergiliyor. Merak edenler izlerse pişman olmaz gibi geliyor.","label":6} {"text":"Bir Arnold filmi ve kısmen modern B-movie olmasına rağmen içi dolu bir iş. Klonlamanın etik, dini, yasal, duygusal boyutlarına değiniyor. Hepsinden az az, net cevaplar yok, hatta sonu epey bir ılık ama düşündürtmeyi başarıyor. Filmin sürekli olarak twist araması da tahmin edilebilir olmasına neden oluyor. Fakat keyifli.","label":5} {"text":"FİLİMİN SENARYOSUNU YAZAN LÜTFEN BİR DAHA TEK KELİME YAZMAYI DENEMESİN OYUNCULARDA SİNEMADAN VAZGEÇSİN","label":0} {"text":"Oyuncu kadrosu fena sayılmaz öyle sıkıcı bir film de değil aslında lakin resmen oldu bittiye getirilmiş... Zayıf senaryo vasat kurgu lüzumsuz bazı sahneler ile de perçinlenmiş. 4 / 10","label":3} {"text":"Etkili bir politik hiciv olabilirdi Purge. Ancak, filmde söylenenler çok sınırlı ve küçük bir mekanın içine hapsedilmiş. Bu durum, siyasi bir taşlama olabilecekken tüm filmi, Panik Odası tarzı bir gerilim haline getiriyor. Mantık sahibi her insana saçma gelebilecek bir gelecek kurgusu var filmin. Bu kurgunun geçmişi hakkında bize bir bilgi verilmediği için, saçma kalmaya mahkum bir kurgu. Nasıl bu hale gelindi, nasıl oldu da, insanlar yılda bir gün sokakta gördükleri evsizleri öldürerek mutlu olacaklarına inanır hale geldiler ? Bilmiyoruz. Hani bir yerden sonra merak etmeye zamanınız da kalmıyor zira, film hikayesini anlatmaya çalışmıyor bile. Purge, güzel bir taşlama olabilirmiş. ÖZellikle Amerikan anayasası ve temel haklara ilişkin güzel tespitleri varmış ama işte heyhat...... :)","label":6} {"text":"Sinema'da en zor teknik tek plan çekimidir. Yani kesme olmadan bir sahnenin uzun bir süre akıp gitmesidir. En ufak hatada sahne baştan alınır, o derece riskli bir yöntemdir. Ancak bu film o denli bir usta yönetmenin elinden çıkmış ki, oyuncuların neredeyse tamamının ilk filmleri olmasına rağmen bu teknik tüm film boyunca uygulanmış ve koskoca film yalnızca birkaç planla çekilmiş.Bu arada ne denli doğrudur bilemem -ki bu veri bence çok inandırıcı- filmin senaryosu yalnızca 5 sayfa ve 15 gün gibi, sadece kısa filmler için normal sayılabilecek bir sürede çekilmiş. Bu denli hareketli ve her saniyesi gerilim barındıran bir uzun metraj film için bu süre, mucizevidir.","label":8} {"text":"İnanılmaz eğlenceli bi film.Çocuklar çok şekerler.Pıtırcık,dalgacı vb hepsi birbirinden tatlı:)Çocuk filmi deyip seyretmemezlik yapmayın...9/10","label":8} {"text":"Çok Sıradan basit bir konu film de sırf çocuklara eşlik etmek için oturdum pardon uyudum. Animasyon filimler genel de güzeld,ir ama bu kötü idi maalesef","label":3} {"text":"Eer elenceli ve ho dakikalar geirmek istiyorsanz size Bedazzled i nerebilirim.Sonu olarak ben bu yapma 10 puan 7,5 puan veriyorum...","label":6} {"text":"3 boyutlu olarak izlediğim ilk film. aksiyonu bol gayet güzel. aksiyon seviyorsanız senaryoya falan fazla takılmayan biriyseniz izleyin","label":6} {"text":"Az ve özün anlamı bu film galiba.","label":7} {"text":"Among us oyununun babası","label":7} {"text":"Kaza geçiren çocuk rolünü çok iyi oynamamış mı harika dedim instagramdan araştırdım. engelli bir birey olduğunu görünce daha çok takdir ettim. film genel hatları ile izlenebilir","label":9} {"text":"Efsaneleri buluşturan, son derece iyi bir senaryoya sahip, sıradan hapishaneden kaçış konulu olmayan enfes bir film olmuş. gayet akıcı, hiç sıkmayan, konu itibariyle de olmuş bir filmdir.","label":7} {"text":"heyecanla bekliyorum...","label":4} {"text":"kıymeti ancak ölümünden sonra anlaşılan büyük ressamın yaşamı, sanatı, yalnızlığı.. kendi ağzından, tamamen kendi sözleriyle.. çok farklı, çok etkileyici..","label":8} {"text":"Tam bir masal tadında başlayıp devam eden ilk yarım saatinden sonra senaryodaki kopukluklar yüzünden etkileyiciliğini yitirmeye başlıyor.Son bölümdeki De Niro'lu sahneleriyle tekrardan kıpırdanmaya başlıyor ama bu da yeterli değil maalesef.Ortalamanın biraz üstü sadece,daha fazlası değil.","label":6} {"text":"güzel bir filmdi ve izlenmeye değer diye düşünüyorum","label":9} {"text":"Kurgu güzel, ama çekimlerinin basit olduğu bir film bence. Daha etkili olabilirdi. İzlenebilir.","label":2} {"text":"İzleyin. Pandemi döneminde iyi gelecektir. Samberg yıllardır SNL ve çeşitli dizilerde yer alsa da aslında ülkemizde çok fazla tanınmaz. Ancak kaliteli komedi yapan genç isimlerden. Romantik komedi uyumunu da Milioti ile yakalamışlar. Filmi kalkıp da bilimkurgu yaklaşımı ile değerlendirecek değiliz. Keyifli ve eğlenceli bir seyirlik. Önemli olan bu. Akıllarda tabii ki Groundhog Day var. Onun nostaljisini bir kenara bırakırsak, aslında Palm Springs de benzer nitelikte sürükleyici.","label":7} {"text":"Öncelikle filmi beyazperdecilerin yorumlarına ve puanlarına göre önyargılı olarak beklentisiz izledim.Ama gerek benim gerekse de Beyazperdecilerin filme ne kadar haksızlık yaptığını anladım.Film tek kelimeyle mükemmel.Gerek senaryosu gerek akıcılığı gerekse de süprizleri ile.Ayrıca filmin sonlarına doğru 2 defa şok oldum.Açıkcası bu filmde herhangi bir şoka uğricağımı beklemiyordum.Ben Stilleride oyuncu kadrosunda yazmasada görmek güzeldi =)Herşeyi ile 10/10","label":8} {"text":"çok hareketli ve heyecanlı bir konu maalesef çok sıkıcı bir şekilde işlenmiş.","label":6} {"text":"iki çocukluk arkadaşı kadın, güzellşk salonlarına ortak alıyorlar.. Kavga dövüş falan.. Konu çok sıradan basit abartılı yapma komedili çok sıradan bir film vaktin bolsa seyret.. Eğlencelk çıtır film","label":3} {"text":"30 dakikadan fazladir izliyorum su ana kadar tebessum dahi edemedik film bitmek uzere hala bi umut ile bekliyorum belki gulebiliiz diye ama nafile coooooooooooooooooookk kötü bu kadat sosyal icerikli mesaj agir geldi","label":0} {"text":"film maalesef kendisini efektleri ile kurtaran bir film olmuş ki, bu bile yer i geldi mi sırıtıyor... ne bir senaryo var ne de bir kurgu... özellikle filmin gidişatı bir kere çok hızlı, hemen olaya girmişler aynı zamanda da, karakterler arasında hiçbir bağlantı yok, zaten filmin bir ilk 5-10 dakikasında da isimlerini öğrenmesek ne iş yaptıklarını bile bilemeyeceğiz; bilen de azdır. bir de şurası dikkatimi çekti. öyle bir sahneler var ki, izlerken bu çocukta dahi ne snefes varmış be kardeşim dedirtebiliyor. yüzme sahnelerinde sanki olimpiyat'a katılmışlar gibi akciğerlerini yarıştırıyorlar mübarek. aynı zaman da illaki birileri kurtulacak ya, neredeyse hemen hemen tüm yolları buldular, geminin mimarıymış gibi. bir de şu asansör sonrası karşıya geçme olayı var. orada da, hızır (as) yetişti de herhalde öyle buldular levyemsi bi metali de geçtiler baba-kız karşıya... kısacası izlenmesi gerekmese de, aksiyon tarzı filmlere farklı bir bakış açısı ile yaklaşmak isteyen bireyler izleyebilirler...","label":4} {"text":"Film gerçek Uncharted senaryosundan tamamen kopmuş şekilde yazılan bir hayal kırıklığından ibaret. Tom Holland gibi bir ismin olduğu ve gerçek senaryosu aşırı sürükleyici olan Uncharted'dan çok daha iyi şeyler beklerdim üzdü bi tık.","label":2} {"text":"biraz fazla abartılmış olmasına şaşırdığım iyi denilebilecek bir film. göze batan çirkinlik olmasa da insanın içine işleyen bir anlatım da yok. klasik bir anlatımla, ortalama üstü bir yol hikayesi olmuş.","label":6} {"text":"neden bilmiyorum ama bu film beni çok etkiliycekmiş gibi bi his var içimde..e fazla da bi zaman kalmamış,gelsin de izleyelim..","label":7} {"text":"Sen tut50 First Dates (50 İlk Öpücük) filmini al birebir kopyalayıp yapıştır. Sen Adam Sandler & Drew Barrymore'dan daha mı iyi oyunculuk çıkartacaksın?","label":0} {"text":"ya tamam konusu güzel biçok filmden daha güzel ama bu şekildemi yapılır bir film ya. yani mekanlar falan efekler iğrenç ötesi tüm filmi rezil etmiş zaten çok kötü işlenmiş bir film 10/3 okadar","label":2} {"text":"alanında özgün bi film. Kesinlikle çok iyi. Ayrıca kendisi üniversitedeyken final sınavımıza konu olan filmdir.","label":8} {"text":"bu filmi temposu ağır diye eleştirmek çok da doğru bir bakış açısı değil. kapitalizmin coşmasıyla değerlerin çürümeye tüz tutmuş olduğu iki sektörden (sigara sanayi ve medya), iki onurlu adamın hikayesi yavaş ama etkileyici bir şekilde anlatılıyor. bu nedenle tempo bence oldukça uygun olmuş. al pacino’nun her zamanki standardı muhteşem oyunculuğuna russell crowe ben de varım diyerek eşlik ederken, buna bir de mann’ın (özellikle harika kamera kulanımıyla) yönetmenliğini konuşturması ekleniyor. çok güzel bir film, izleyin.","label":7} {"text":"2 kişilik bir film,tek mekan... ama gerçekten Sandra Bullock un yaşadıklarını yaşadım film boyunca,o nefessiz kaldıkça bende kaldım,o boğuldukça bende boğuldum... görsellik çok iyiydi ....çok basit bir film gibi dursada öyle değil... beğendim.","label":7} {"text":"şey diyor, herkes başkasına özenir kimse kendi olmayı sevmez başkası şaşalı gelir, ama gel gör ki onu yaşarsan görürsün olmadığını diyor.","label":3} {"text":"Kendi halinde bir kasabada bir kadının işlettiği bir barın müdavimlerinin günlük yaşamalarından kesitler sunan filmin, klasik anlamda bir hikayesi yok ama sıcak, samimi bir bakışı var... Bir türlü dondurmasını alamayan küçük çocuktan, içkisinin miktarını konuşmadan belirleyen beyaz saçlı ihtiyara kadar tüm karakterler gerçek ve yaşıyor... Hiçbir karakterin sıradışı olmadığı, sıradan insanların sıradan yaşamını anlatmak daha zorken, oyuncu yönetmen Steve Buscemi bunu gereği gibi yerine getirebildiği için hoş bir seyirlik... 75/100","label":7} {"text":"Yol/yolculuk filmi diye bir genelleme yapmak gerekirse bu türde izlediğim en eğlenceli filmlerden biri.","label":7} {"text":"sıradan bir konuya yaptığı ilginç yorumlar ve farklı diyaloglarıyla bunun yanısıra başka türlere (korku,savaş filmleri vb..) yaptığı dokunuşlarla oldukça ilginç bir filmdi. yer yer sıkıcı ve fazla ciddi olabiliyor ve bazen söylediği sıradan birşeyi çok ciddiye alıyor ama yine de izlenmesi gereken bir film.","label":6} {"text":"Berbat bir film hem 2 saatinize hem de paranız yazık hayatımda izlediğim en kötü filmden biri diyebilirim","label":1} {"text":"Türkçe isminin çok daha uyduğunu düşündüğüm Kevin Smithin bildiğimiz abzürtlükleriyle dolu olan romantik soslu bir abzürt komedi örneği eğlenceli olduğu tartışma götürmez ama çokta başarılı değil.","label":5} {"text":"herhalde başka animasyon filmi olmadığı için oscar'ı almış film, iğrenç bir müzikal havası, senaryosu olmayan kötü bir animasyon.","label":5} {"text":"müthiş bir film ... sonu insanda büyük bi şok etkisi yaratmasının yanında , baştan sona durağan bi film olmasına rağmen çok sürükleyici ... jonny depp te kariyerinin en müthiş performanslarından birini sergiliyor ... usta sinemacı david koepp ide unutmamak gerekir ... yönetmen koltuğunda harikalar yaratmış ... izlemek isteyenlere tavsiye ederim ... favori filmlerimden ... 10/9 ...","label":8} {"text":"Jack Black muhteşem zaten yaa.. Onu ilk tenacious D in The Pick Of Destiny filmiyle tanıdım biraz geç olsa da.. İzledikçe izleyesi geliyor insanın. Çok eğlenceli bir film.. Değişmeyen slogan Hadi Rock yapalım...","label":8} {"text":"Dünya yansa umrunda olmayan bir kadının huzur amacıyla banyo yaparken, diğer tarafta sanat icra etmeye çalışanlara verdiği rahatsızlığı, öte yandan tüm huylarına rağmen onu seven bir komşunun fedakarlığı kısaca ve kendine has çizimleri ile özetlenmiş.","label":5} {"text":"Sinemamız böyle kalite yapımları hakediyor işte.","label":8} {"text":"Bence Thor serisinin en renkli ve en zevkli filmi olacak. Hulk karakterini de bol bol göreceğimize göre, tadından yenmez.","label":9} {"text":"basıt bır plan fılmın adı ve yorumuda adına yakısır .basıt bır fılm ama keyıf verıcı ... guzel heyacanlı ıyı oyunculuklar.klıse ve abartı yok cok dozunda.. heyecanlı bır fılm ..karısının planları yapması ne guzel..muzık yetersız ..8 verdım.","label":7} {"text":"Her ne kadar sansürlü olacak ve reklam aralarıyla kesilecek de olsa, sinemada izleyemeyenlere ve uzunca bir süredir malum internet ortamına düşmesini beklemekten bıkanlara filmi izlemek için bir alternatif doğdu. Sen Aydınlatırsın Geceyi 18 Haziran 2014 Çarşamba gecesi 00:15'te Star Tv'de gösterilecek. Kesin bilgi, yayalım. http://www.afilifilintalar.com/persembe-0015te-sen-aydinlatirsin-geceyi http://www.startv.com.tr/yayin-akisi","label":7} {"text":"tvde seyretmiştim.. anlatım tarzı ve senaryosu dierlerine göre biraz daha farklı olduu için ilgi çekiciydi.. 1 saniye nelere kadir di mi:))","label":6} {"text":"Overdose etkisi altındaki bir grup dansçıdan bir film çıkarmak isteyip hakkını vermiş. Şu ana kadar kendisinin izlediğim üçüncü filmi ve diğerleri gibi bunun için de şunu söyleyebilirim; fazlasıyla gerçekçi. Normalde bir yerden gelip bir sonuca bağlanmayan filmlere pek ısınamıyorum ancak Gaspar Noe öyle bir şey yapıyor ki rahatsız olduğunuz halde hayranlıkla izliyorsunuz çünkü adamın filmle yapmak istediği şey tam olarak size o rahatsız edici ortamı film yoluyla resmetmek, sizi o anın içerisine sokabilmek. Müzikleriyle, renkleriyle, kamera hareketleriyle kullanabileceği her şeyi bunun için kullanıp amacına ulaşıyor. Film nedir sorusunun cevabını veriyor sanki her filmi. Evet yaptığı işlerin aykırı olması tartışma yaratıyor ve işinin önüne geçebiliyor ancak bu karakterde birisi olmasa belki de bu filmler asla ortaya çıkmayacaktı. O yüzden izlerken sizi rahatsız etmesine izin vererek izlemeniz gerekiyor. Diğer türlü filmin amacına direndiğiniz için zaten filmden keyif alamazsınız.","label":8} {"text":"Daft Punk ın şarkıları, filme iyi yedirilmiş. Tam bir elektronik müzik filmi olmuş. İlk filmi sevmiştim, bu 3D ile fazla yapay görünse de, arkadaşların yazdığı gibi sıkıcı değil...","label":9} {"text":"Hayatima çıkan her insanin bir etkisi bir nedeni vardir diye düşünürüm hep ve bu filmde de bunu en iyi sekilde gördük ah be pastaci amca. Ve ayrica son 10 senedir muziklerini severek dinlediğim bu filmi neden ertelemisim diye hayiflanmadim degil :/","label":7} {"text":"filmdeki oyunculuklar tertemiz, bunda oyuncuların doğal yeteneklerinin yanında yeşim ustaoğlu'nun da yönlendirmesinin de payı olduğu bariz. dramatize olması çok muhtemel oyunlar olabildiğinde sade yorumlanmış bu da etkileyiciliğe artı puan eklemiş. onun dışında diğer bazı yönetmenler gibi ele aldığı coğrafyayı dışardan bilir görünen ama aslında bilmeyen bir göz edasıyla çarpık bir şekilde eleştirmemiş yönetmen, her şey nasılsa o şekilde gösterilmiş, sanat filmi çekmenin ve marjinalliğin yolunun burdan geçmediğini de kanıtlamış böylece..","label":3} {"text":"Onceden kitabini okumussaniz, film kusurlari gozunuze carpmayacaktir... Aksamustu izlenmeli ;)","label":7} {"text":"Sanki 1990 yılında çekilmiş de 2020'de piyasaya sürülmüş gibi efektler, konu ve oyunculuklarla zaman kaybı bir film.","label":0} {"text":"Böyle filmler halkın espri anlayışına hakaret etmektir.Son zamanlarda espri diye gittiğim filmlerin neredeyse hepsi aynı.Halkımızın güldürü espri anlayışının bu kadar aşağı düştüğünü hiç sanmıyorum bunlar insanlarımızla resmen dalga geçiyor. Yazık..Bunlatı film diye gösteriyorlar..","label":0} {"text":"Harry, Allen'ın en nevrotik, en entel ve en karmaşık karakteri olabilir. Male gaze yüzünden zehirleyebilir ama yine de büyük bir sempatiyle izletiyor kendini. Film resmen kaynıyor. Harry'nin geçmişiyle, ilişkileriyle hesaplaşması bir noktadan sonra gerçeklikle bağını yitiriyor. Bu cümbüşü yansıtabilmek için lineer anlatımı da bırakıyor Allen. Odak kaybı çok güzeldi. Nevrotik zihnin ürünüydü. Cehennem hikayesi de Orpheus ve Eurydike uyarlamasıydı. Tabi çok daha komik haliyle. Tüm göndermeleri ve uyarlamalarıyla çok orijinal bir filmdi. Bayıldım.","label":8} {"text":"Muhteşem bir şey. Muhteşem bir duydu. Allah mekanını cennet eylesin. Filmin sonunda herkesi ağlattı.","label":7} {"text":"Warner Bross’un çizgi kahramanları her zaman çocukların kalbinde özel bir yeri olmuştur. bu yüzden bu filmde insanların kalbinde ayrı bir yerde.","label":7} {"text":"Dünyanın en iyi filmi. Tartışmasız arabalara tutkuları olanlar için bir başyapıt. Filme gitmenize öneririm","label":9} {"text":"rutin bir dram dan zekice bir son ve etkiliyici bir film...benzer senaryolar son yıllardan sıklaşsada film atmosferi ve çekim farklılığı ile kendisini öne çıkarıyor.7/10","label":6} {"text":"Sarıkamış'da bir köyde, soğuk hava şartları altında geçimlerini sağlamaya çalışan köylülere, devletin çeşitli setler koymasıyla şartların giderek zorlaşması durumunda nelere başvurduklarını anlatmaya çalışan bir film. Film sadece yaşam mücedelesi çerçevesinde kalsaydı çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Kardeşinin yaptıklarını öğrenmesi ve sonrada onu vuracağını bile bile kütüğün kaldırılışında başında beklemesi aşırı saçma geldi .","label":3} {"text":"Bu filme bir pan verecek olsam 10 üzerinden 8 olurdu uzaylı filmlerinin arasın da en beğendiğimdi diyebilirim ve galiba 2. devam filmi de gelecek anladığım kadarıyla kötü yorumlara aldırmayın benim gibi bir çok beğenen olacağına emınım eliştirebileceğimiz yanları var yok değil ama kesnlikle vakit kaybı olmadığın düşünüyorum izleyecek arkadaşlara şimdiden iyi seyirler","label":7} {"text":"Sıkılmadan izlediğim muhteşem bi' film, biyografik film böyle olur dedirticek cinsten, mutlaka izleyin. Ahmet Ertegün'ü de görmek ayrıca mutlu etti, şu adamın bi' filmini yapsalar da izlesek keşke.","label":7} {"text":"Bugüne kadar izlediğim en doğal komedi filmlerinden birisi. 2016 yılına ait neredeyse tüm filmleri izledim ve kalite olarak da en iyilerinden birisi olduğunu düşünüyorum. (Deadpool hariç :]) İlk kez bir filme bu kadar güldüğümü hatırlıyorum. Aksiyon ve komedinin muazzam birleşmesini, muazzam oyunculuklar eşliğinde izlediğim için fazlasıyla mutluyum. Filmde çok az yer kaplayan bölümleri saymazsak kusursuz bir film.","label":9} {"text":"Roller Nurgül Yeşilçay dışında hiç yakışmamış, senaryo çok yavaş, ilk yarım saat sürekli \"kocam \"kocam \" lafları inanılmaz itici olmuş, film bildiğin yapay, mesajı da havada ve yapay, ayağı yere basmıyor, kimseyi sarsmıyor bu yönüyle. Ayrıca Türkiye'de böyle kadın kaldı mı ya, kocanı orospunun biri elinden alacak, onunla yatacak sen de gidip kadının gittiği kursa yazılıp kadınla arkadaşlık kuracaksın, elbise seçeceksin, mesaj atacaksın filan benim bildiğim kız kadını da yolar, adamı da fizana kadar kovalar.","label":2} {"text":"Kesinlikle izlediğim en güzel filmlerden birisidir. Özellikle Daniel Day-Lewis olduğu için izlemiştim ve izlediğime hiç pişman olmadım. Keşke bu oyunculuğuyla Oscar'ı alabilseydi. Film Amerikan iç savaşı temasıyla zaten bir merak uyandırıyor. Saati 3 saate yaklaşıyor ama inanın ne zaman başladı ne zaman bitti anlamıyorsunuz. Bana göre filmin başrolu Leonardo Di Caprio değil çünkü oyunculuğunu beğenmedim bu filmde. Ama Cameron Diaz fena değildi ve güzelliği dönemin kadınlarını iyi ifade etmişti.. Arşivlenmesi gereken filmlerdendir.. Bill bu filmde olağanca kötü ve zeki bir lideri canlandırır ve kendisine kasap denir bıçakları çok ustaca kullandığı için. Amsterdam'ın babasını öldürmüştür ve Amsterdam intikam için dönmüştür.. En sevdiğim sahne ve replik Bill'in kendisine ihanet eden elemanın arkası dönükken attığı bıçak sonrası \"That my friends.. is the minority vote\" cümlesidir. Cuk oturmuştur sahneye..","label":9} {"text":"Beğenmedim","label":0} {"text":"Nicolas Cagenin en iyi filmlerinden biridir. Gnelde popüleritesi düşük olsa da aslında şu son 10 yılda yapılan ve abartılan birçok filmden daha iyi oldugunu düşünürüm. Komedi suç dram üçlüsünü iyi harmanlamakla kalmamış beni şaşırtmayı daa başarmıştır. Halen izlemeyenler kesin vardır eminim direk izleyin. 10/ 8.7","label":8} {"text":"bu oyuncularla bile olmamış bir film. sadece bi cazibesi var okadar. zaman kaybı. keşke bu oyuncular daha güzel bir yapımda buluşsalarmış diyorum. olmamış ama 2 başrol oyuncusu için izlenir ancak. iyi seyirler ...","label":1} {"text":"Bence boşa gelmişiz 5 para etmez ilk dakikadan molaya kadar çocukların uykusu geldi ,,filimde oynayan usta oyunculara yazık olmuş resmen yarıda çıktık zaten 8 kişi vardı herkes çıktı ,,cakma recep ivedik","label":0} {"text":"Görgüsüz bir kadının mide bulandırıcı bir takım davranışlarına gülünmesini beklemek ne acı.","label":0} {"text":"müziklerine ba-yıl-dımm!","label":8} {"text":"Beklenti fazla olmamalı, sonuçta ilk film. İlk yarım saat film yavaş geçiyor, daha sonrası baya akıcıydı. Marvel'cıların kaçırmaması gereken bir film","label":7} {"text":"Çok muhteşem bir film olmamakla beraber, bu tarz gerçeklik düzeyi yüksek olayları bilmek bunları senaryolaştırmak ve tabi ki bu tarz rolleri oynamak öyle herkezin harcı değil. Kızlar ciddi anlamda filmde isteneni veriyor ben erkek oyuncuların performanslarını çok düşük buldum. Şu anda vizyondaki diğer filmlere baktığımızda tercih edilebilir bir film olduğunu söyleyebilirim. Hele ki bu olayları biraz araştırdıysanız extra bir gerilim içerisinde filmi izleyip keyif alıyorsunuz. Hiç korkmadım diyemem hatta filmin ilk dakikasından son saniyesine kadar korktum, Korku ve komedi çok zor dallardır benden 3 üzerinde bir puan almayı başardı, tavsiye ederim","label":6} {"text":"Kitabını okumadığım için karşılaştırma yapamayacağım ama ben beğendim filmi Hayatta hırsın ve ihtirasın nelere mal olabileceğini çok iyi bir şekilde anlatıyor.Oyuncu seçimleri çok yerli yerinde olmuş her yönüyle izlenmeyi hak eden bir film diye düşünüyorum.8/10","label":7} {"text":"Filmin kötü olduğunu düşünenlere karşı ben de Tarantino gibi düşünüyorum bu sene gördüğüm iyi filmlerdendi. Herkesin kafasında Jonny Depp'in garip kılıklara girmesi sıkıcı olmaya başlamış ama filmi Johnny Depp gene garip bi kılığa girmiş diye düşünerek izlemek, tek el üzerinde amuda kalkıp dans etseler de yaranamayacaklarını düşündürtüyor. Verbinski'yi anlamak gerek, klasik bir türü westerni alıp kendine göre yorumlamak istemiş ve bunu yaparken gene başka bir klasik türü korsan filmlerini alıp kendine göre yorumlayıp Karayip Korsanları'nı yaptığı oyuncusuyla çalışmak karşılklı anlayış bu rolleri severek isteyerek oynayan hala aynı enerjiyi veren Depp gibi bir oyuncuyla çalışmak mantıklı olur, ama seyirci sıkıldıysa üzgünüm Verbinski ben sadık bir izleyici olabilirim ama öteki izleyicilerin gariplik görmekten sıkılmış.","label":7} {"text":"Gerçekten filmde emeği geçenleri tebrik ediyorum iyi bir iş çıkarmışlar konu çok sağlam insanın kendi diniyle ilgili de olduğu için daha bir izlenir kılarak tatmin ediyor.Ben beğendim ve Türk sinemasının bu türde iyiye gittiğini ve daha da iyi olacağına içtenlikle inanıyorum.","label":7} {"text":"Birincisi efsane olan bu filmin 2.sini çok büyük merakla bekliyorum izlemediyseniz birincisini kesin izleyin derim","label":9} {"text":"gerçek hikaye sanırım.. Okulu yeni bitirmiş 6 gencin hayata adım atma süreçleri.. Gayet gerçekçi. Sürükleyici. Kurgusu sağlam. Oyunculuklarıda gayet başarılı iyi bir drama bence 10 / 10","label":9} {"text":"keşke öyle zamanı durduran bir saatim olsaydı.neler yapmazdım !!","label":9} {"text":"Sıkıcılığı bir yana, 3 senedir otobüslerde var bu film. Yakında otobüste film güncelleme işine gireceğim, yolcuya yazıktır günahtır. Film banyoda geçen, vasat bir yapım. Filmin vasatlığı bir tarafa sonunda şaşırtıcı bir olayı olması en büyük artısı. Ayrıca çok net, netoğlu net kadınların seveceği bir film. Kadının fendi olayı... 4/10 ile değerlendirmişim zamanında.","label":3} {"text":"O kadar sıkıcıki sıkılmaktan susadım acıktım [spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler[spoiler][/spoiler]][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":1} {"text":"Tabi şimdi herkesin fikrine saygım var ama bana göre dünyanın en şişirilmiş filmi. İzlemeden önce büyük bir beklenti içerisindeydim ama yok yani film yarıdan sonra baymaya başlıyor. Asla kötü bir film ya da vakit kaybı değil ama sadece sıradan bir film, o kadar. Ne eksik ne fazla. Özellikle de yorumları okuduktan sonra daha da soğudum, filmden zoraki bi anlam çıkarma, her sahneden bir \"bak şurada şu mesajı veriyo\" falan, çok zorlamayın bence. Hele ekşide bi yorum okudum iyice sinirlerim bozuldu, \"abi adam şu sahnede bir gülümsüyo, efsane sahne\" aynen kardeş aynen efsane.","label":8} {"text":"Hiç komik değil,birdaha asla zencilerin çevirdiği komedi filmi izlemiyeceğim,kesinlikle tavsiye etmiyorum. Espirileri sen anlamamışsın diye düşünenlere sevgilerimi sunuyorum.","label":0} {"text":"Toplumda oluşan zengin-fakir katmanlarındaki uçurumun güzel işlendiği bir kısa film üçlemesi.","label":8} {"text":"robert a. heinlein tarafından bir günde yazılmış all you zombies isimli paradoksal hikayeden uyarlanmış filmdir kendisi. dikkatli izlediğinizde anlayabileceksiniz ama bu paradoksun içinde düşüne düşüne kaybolabilirsiniz. alttaki yorumlardan birinde(@asdf_13) iyi bir çıkarım yapılmış: hayatı ve zamanı düz bir çizgi olarak düşünürsek, bu düz çizginin iki ucunun birbirine birleştirilerek çember oluşturulması. tam olarak doğrudur bana göre. ayrıca ethan hawke iticiliği bile böyle güzel bir konuya gölge düşürememiş. şöyle de bir özet var izlemeyenler okumasınlar: all you zombies","label":7} {"text":"Güzel bir senaryodan bomboş ve çok kötü bir film yapmışlar.. Film hiç bir duyguyu vermiyor.. Ne korku, ne heyecan.. Anlayacağınız bişeye benzememiş...","label":0} {"text":"film mükemmel.1960 ları çok güzel bir şekilde yansıtmışlar.","label":7} {"text":"\"İnsan ruhu, insan bilinci bir masa köşesine çarpınca rastlantı sonucu yaralanan bir 'diz' değildir. 'İnsan', ruhunu, gövdesini, bilincini, bilinçle yaralanmaya açık tutarsa çağdaş ve öncü insandır.\" ~spoiler~ Birbirleriyle alakası olmayan, bayrak tuttukları için her daim bir tarafları eksik kalacak iki kişi birbirlerini dönüştürerek insanlıkta buluşuyor. Hapishane, bu iki uzak insana hayattan kopukluklarını birbirlerine gösteren ve tamamlama imkanı sağlayan az rastlanacak türden bir muhteşem karşılaşmaya ev sahipliği yapıyor. ~spoiler~ Romanda anlatılan filmlerden birinin Hollywood değil de Nazi filmi olarak seçilmesine ABD ortak yapımı bir proje olmasının etkisi var mıydı bilemiyorum... Buradaki William Hurt'ün çıkardığı oyunu gördükten sonra tek mekanda geçmesinden dolayı tiyatroya daha yakın olan bu metni eğer ki yine iyi bir oyuncu yakalarsanız onun elinden de izlemek ayrı keyifli olacaktır.","label":7} {"text":"Tekrar seyredilecek suç filmlerinden. Guy Ritchie tarzında olmuş film.","label":9} {"text":"Başroldeki Jill Larson'un sürüklediği film, Alzheimer'ın ne kadar korkunç yan etkileri olabileceğini görmek adına ilginç. Korku filmi hastalarının eli boş dönmeyeceği filmlerden.","label":5} {"text":"çok güzel ve eğlenceli bir film herkese tercih ederim iyi seyirler","label":9} {"text":"Ailece izleyebileceğiniz yine çok keyifli yine çok komik yine sizi gülümsetecek iyi bir animasyon filmi. Çocuğunuz ile gittiginizde , siz daha çok eğleniyorsunuz. Hoş bir vakit geçirebilirsiniz. Yaramazlık yaptımmmmm!!!!!","label":6} {"text":"2 KİŞİ ARASINDA GEÇEN AŞIRI BOŞ BİR FİLM KESİNLİKLE ZAMAN KAYBI İZLEMEYİN İZLETTİRMEYİN YAZIK GERÇEKTEN ÇOK YAZIK","label":0} {"text":"Normalde algımız insan hayatının doğumla başlayıp ölümle bitmesi şeklindedir. Doğumdan ölüme bir çizgi çekersek bu sıradan düz bir çizgi olur. Başı ve sonu belli olan bir çizgi. Filmdeki paradoksun temeli bu çizginin birleştirilmesi ve ortaya bir daire çıkartılmasına dayanıyor. Tabi asıl muamma çizginin nereden birleştiği... Ek olarak filmin tek güzel yanı oluşturulan paradoks değil. Masalsı anlatımın bilim-kurguya yedirilmesi seyri güzel bir film ortaya çıkarmış. Oyunculukların sırıtmaması ve amatör bir çalışma olmaması da bilim-kurgu için önemli artılardan. Müziğe abanılmamış, sade bir yapım olarak kalmış. Tüm bu artılarına rağmen yılın en iyi bilim-kurgu filmi değil, hele yılın filmi hiç değil. Güzel ve sade bir bilim-kurgu sadece...","label":7} {"text":"Kelimelerin kifayetsiz kalacağı fevkalede bir film. Bu film için Tom Hanks'den daha iyisi kesinlikle olamazdı. Çok büyük bir oyuncu. Hala izlemeyen varsa hiç düşünmeden izlesin..","label":9} {"text":"Neden bu kadar tahmin edilebilir filmler çıkıyor yerli yapımlarda. Konu guzel ama kurgu hep bir eksik...","label":5} {"text":"filmi çok beğendim 10/10 :))","label":9} {"text":"Başarılı bir film olmuş. Hala etkisindeyim şuan.. Kesinlikle izleyin derim. Hayatın içinden sadece bir kesit...","label":7} {"text":"çekilmesine gerek yoktu bu filmin devamı filmin sonunda artık btti dedirttiler.bunun mesajını verdiler.ilki kadar omasa da güzeldi","label":6} {"text":"Bir garip Nusaybin hatırası......","label":6} {"text":"sitede dizi diye geçmiş ama bu film, dizi olan The Trip sanırım, mini-dizi.. bu konsepten tamamen habersizce normal bir hikaye, karakter derinliği olan bir film hayal etmiştim ama bilmeden izleyince hayal kırıklığı oldu. direk kötü demek istemiyorum ama beklentinize göre ters köşe yapabilir bu yüzden. sanki bir gezi programından bölüm gibi. güzel olan biraz görselliği.. o kadar, muhabbetleri de sarmazsa sıkmaya başlıyor uyarayım.","label":4} {"text":"Aslında bir devam filmi olarak oldukça farklı bir bakış açısı. Yani kaldığı yerden devam etmek yerine başka bir boyuttan başka insanlarla devam ettirebilmek güzel bir fikirmiş. Bu fikri bu senaryo kaldırmış. Aksiyon sahneleri de sanki bourne'nun devamı tadında.","label":6} {"text":"wlla çoğu kişi hiç beğenmemiş ama benim hoşuma gitti film...ben 8 verdim...aksiyon ve macera üst düzaydeydi...tanındık olduğu doğru ama fena değil...","label":7} {"text":"Güzel oyunculuklar izlemek isteyenlere... Biraz da ağlamaklı. Pat'in sürekli Nikki demesi biraz baymıyor değil. Dans sahnesi gerçekten iyiydi.","label":5} {"text":"Öncelikle Michael Fassbender oyunculuk açisindan bu filmde harika bir is çikarmis. Kendisini gelecegin yükselen yildizlarindan biri olarak görüyorum. Bunun disinda film ilginçti. Sunu belirtmeliyim ki filmdeki birçok detay izleyicinin yorumuna birakilmis: cevapsiz sorulardan, ucu açik sonlardan hoslanmiyorsaniz izlemeyin. Ayrica filmde çiplaklik ve cinsellik içeren birçok sahne var, aile ile izlenmesini tavsiye etmiyorum. Sahsen ben filmi begendim, oyunculuklar ve müzikler çok iyi, konu da fena degildi.","label":6} {"text":"Güzeldi,klasik j.s filmi işte ama j.l.o nun rolü biraz gereksizdi hani zorlama olmuş","label":6} {"text":"Fotoğraf Anın belgesi.. Fotoğraf olmasaydı yaşamın izlerini aktaramazdik.. yaşanan onca hayat hiç olurdu.. Film nazi duygusunu ve savaşın aciziyetini çok iyi hissettiriyor, izlenmeli..","label":8} {"text":"Güzel bi komediydi. Tavsiye edilir. Vakit geçirmek için iyi bir film. 7/10","label":6} {"text":"Paris'te yaşanan bir deprem sonrasında tüm şehri kaplayan sis (ya da zehirli gaz) ve bu durumdan kurtulmaya çalışan bir aile. Anne ve babanın tek mücadelesi, ne pahasına olursa olsun doğuştan gelen bir rahatsızlık sonucu cam bir fanusun içerisinde yaşamak zorunda olan küçük kızlarının hayatta kalmasını sağlayabilmek. Uğrunda ölmeyi göze aldıkları bu durum ile ilgili olarak bilmedikleri bir şey var oysa... Sonuna kadar heyecanla izlediğim ve son birkaç dakikasında beni altüst eden harika bir kurgu. Evet, her şey değişir.","label":9} {"text":"Kitabı okumadım fakat hiçbir zaman kitap ve sinemayı karşılaştırmadım ve açıkçası kitaplardan uyarlanan filmleri kitap ile karşılaştırmak çok mantıklı gelmiyor bana. Kitap apayrı yazılı bir alan sinema ise tamamen görsele dayalı. Kitap tamamen okuyanın hayal gücü ile ilgiliyken sinema ise o görselliğin verdiği duygularla ilgili. Kitabı okuyan birinin sinema uyarlamasına kötü demesi tamamen okuyucunun onu farklı hayal etmesinden kaynaklı. Biz kitap uyarlamalarında yönetmen ve senaristin o kitabı nasıl hayal ettiğini görselleştirdiğini izliyoruz. Neyse özetle ben kitapları ve filmleri karşılaştırmayı doğru bulmuyorum. Filme gelince çok başarılı buldum. Gayet iyiydi oyunculuklar, görseller özellikle Ahad ve Gaza karakterlerini oynayan oyuncular çok başarılı iş çıkarmışlar.","label":7} {"text":"türlü başyapıtlara imza atmış bir yönetmen ve hollywood’un süper yıldızlarından nicole kidman ve tom cruise...sakın aldanmayın ve filmden anladıklarını sanan insanların yorumunu önemsemeyin,sadece filmi izleyin...tahmin ediyorum ki yarım saat içinde dayanamyıp kalkacaksınız(tabi ilerleyen dakikalarda daha güzel çıplak bayanlar görme ümidinde değilseniz)yani başağrısı bir film,sırf izlemiş olmak için izlediğim nadir filmlerden...sonuna kadar ha gayret diye kendimi avutuyordum(bu kadar insan herhalde böyle boş birşeye 7,9 gibi yüksek bir puan vermezdi)olmadı işte saçma sapan bir filmdi.izlediğim zamana yanıyorum 3/10(o da yönetmen ve iki yıldıza birer puan verdim yani film gözümde 0...)","label":2} {"text":"vasati olsa da sıkılmadan izlenebilen bir film 3/5","label":5} {"text":"tek kelimeyle büyüleyiciydi...","label":9} {"text":"Gerçek bir efsaneye dayanması demek zaten bu filmin gerçek mi efsane mi ne olduğu belli olmayan bir film olması anlamına geliyor sonradan fark ettim ne yalan söyleyim.. İzlemeyin diyemem çünkü belki seviyosunuzdur \"yok daha neler, yuhhaaa\" diye şaşırarak/küfrederek film izlemeyi.....","label":0} {"text":"Çok zengin bir kadroya sahib oyuncu performansları müthişin ötesinde bir film. Neden klasik olduğunu izleyince kesinlikle görüyorsunuz. Günümüz filmlerinin kurgularına taş çıkartıyor, sonunu tahmin etmek neredeyse imkansız bu zamana kadar askıya aldığıma çok üzüldüm ve ayıpladım kendimi tabi ki film bazılarına karışık gelebilir lakin izlenmesi gereken filmlerden biri. iyi seyirler","label":8} {"text":"Holywood'un kalıplaştırdığı, attığını vuran, tuttuğuna oturtan dedektif imajının üstüne üstüne giden; hatta o imajın anasını bulup getiren, hatta o imajın pipisini gösterip sonuna kadar dalgasını geçen bir film. Tarihin hakkını ilerleyen zamanlarda teslim edeceğine inandığım bir başyapıt. IMDB bebelerinin bir yerlerinde şişme var. Seziyorum. Ayıp,3.3 ??? Sana veriyorum ben o 3.3. ü IMDB. Güle güle kullan. Ne biçim burunmuş bu be.","label":8} {"text":"İzlemeseniz de olur...","label":5} {"text":"Son 10 yılın en matrak, en eğlenceli ve en komik filmlerinden biri. Sinema salonunda gülme krizine girip, karın kaslarıma ağrılar girmişti. Arkadaşım kolu ile dürtmek zorunda kalmıştı, 'yeter artık' diye. Defalarca seyretsem, bıkmıyacağım filmlerden...","label":9} {"text":"filmi izlerken konular arasında bağlantı sağlamak oldukça güç.dağılmış bence. izlenebilir bi film.bitiş çok hoş ayrıca...","label":4} {"text":"ilk 20 dakikasında filmi terk ettim 36 yaşındayım ayda bir sinemaya gidiyorum ilk defa verdiğim paraya acıdım hem görselliği hem de seslendirmesi iğrenç ötesi kesinlikle gidilmez.","label":0} {"text":"siralama din, aşk, savaş, aşk, fotoğraf :) , ve tekrar savaşla bitiyor bencede çok güzel bir film orda fotğraf olmsasa film bozulcaktı..","label":7} {"text":"Son dönem Türk filmlerinde beklentiler gittikçe düşüyor. Çünkü ne yazık ki her izlediğim film gişe toplama amaçlı çekilmiş durumda...Bu filmi de sinemalarda iken merak etmiş ama Türk filmlerinin para kazanmayı HAK etmediklerini düşündüğüm için gitmemiştim. Dsmartta çıkınca izledim. Gitmemekle doğru bir karar verdiğimi gördüm. Başlarda biraz ilginç olsa da ortalarda sıkıldım. Sonlara doğru ileri almaya başladım. Olmamış yani. Yine gişeye odaklı bir Türk filmi daha...Paramızı kazanalım...Gerisi salla.. Bu başyapıt diye yorum yazıp puan veren arkadaşlar hayatlarında başka film izlememiş sanıyorum. bu film başyapıt ise aşk tesadüfleri sever, eşkıya, unutursam fısılda, güneşi gördüm vs.... kaç puan vereceğiz. puanlarınızı böyle filmlere verip şımartmayın, paraları yüklenip gidiyor bunlar farkında değilsiniz...sanat manat hikaye...","label":3} {"text":"arkanıza bakmadan kaçın","label":0} {"text":"Fransa ve iki kadın.İş arıyorlar.İşi buluyorlar.Ve yükseliyorlar.Yükselirken yaşadıkları,etrafındakilerin hayatlarının etkilenişi ve tabi cinsellik ön planda.Zamanımızın olaylarını cinsellik bazında (tabi oarası fransa bilemem ama) abartarak anlatmışlar.Güzel bir film","label":7} {"text":"Felaket yapımlarını beğenerek izleyen olarak Dantes Peak i beğendiğimi söyleyebilirim.Hiç bir anında aksiyonun düşmediği bu yapıma ben 10 puan üzerinden 7,5 puan veriyorum.....","label":6} {"text":"Filmin en sonundaki replik bence Bill Hicks'in nasıl ve neden komedyen olduğunu tam anlamıyla ifade ediyor. Keşke ömrü uzun olsaydı dediğim dahi. Bu da onun hayatının belgeseli, izlenmeli, bi' şeyler öğrenmeli ve çıkarımlarda bulunmalıyız. R. I. P - Bill Hicks","label":8} {"text":"Duvara Karşı gibi bir başyapıtın imzasını atmış olan Fatih Akın bu sefer bambaşka bir filme karşımızda! Kitabını okumadığım bir uyarlama filmi olan (Kitap:Yokuş Aşağı) Elveda Berlin,Alman mizahı taşıyan bir film olmasına karşın iki -üç de diyebiliriz.- kafadarın yolculuk hikayesinin tüm naifliğini ve sıcaklığını seyirciye aktarıyor.Sinematografik olaraksa bir ziyafet sunduğunu belirtmek gerek.Şimdiden iyi seyirler! -Alman Mizahı Derken?- Filmin bir sahnesinde kırsalda yaşayan bir anne yemekten sonra çocuklarına sırayla zor genel kültür soruları soruyor ve soruyu bilen tatlıyı kapıyor! Soruyu bilen ve tatlıyı kapan çocuk sıradaki soruyu soruyor.Bizim iki kafadar ise hiçbir soruya yanıt veremiyor.Bunun üzerine çocuk;&Almanya'nın başkenti neresidir?& diye soruyor.Bizimkiler:&İyide bunu herkes bilir.Berlin!& diyorlar ve son 2 tatlıyı yemeye hak kazanıyorlar. İşte Alman mizahından kastım bunun gibi bir şey...","label":5} {"text":"Türkiyede yaşayan herkesin izlemesi gereken bir film, tünelin sonunun nasıl olduğuna dair bize fikir verebilir!","label":6} {"text":"x-men serilerinde mutant özellikleriyle özdeşleştirdiğimiz Wolverine karakteri burada ete kemiğe bürünüyor. Yani karizmayı resmen çizdiriyor. Çok gereksiz bir film olmuş. X-men Origins:Wolverine filmini ilk 3 X-men filminden daha çok seven ben bu filmi hiç beğenmedim. Japonya ve yakuza'nın X-men serisi ile ne alakası var çözemedim. Sırf gişe getirecek diye çekilmiş. İstedikleride olmuş. 120 milyon dolar bütçe ayrılan film; 450 milyon dolar gişe yapmş.Şimdi de Wolverine 2 çekilecekmiş. Sinema filminden çok Japonyada çekilmiş bir yakuza videosuna benziyor. İzlenmeye değmeyecek bir film.","label":4} {"text":"Ben bu filmi neden izleyemiyorum . Bir sorun mu var . Fragmandan çok güzel olduğunu söyleyebilirim ama izleyemiyorum ki","label":9} {"text":"Filmi beğenmedim, bir çok dram, karanlık film izledim, onlarda bile bir renk, çekicilik, devamını merakla bekleme durumu ya da sürükleyici nüanslar bulunmakta. Akan, saran, hissettiren, duygusuna girilen bir film değil, sevmedim.","label":1} {"text":"bence çok gğzel bir film özellikle izleyenleri ince detaylarla uğraştirmiyor çok akıcı bir film","label":7} {"text":"Orta karar diyorum senaryo klasik uzay filmlerinden farklı o açıdan güzel ama çok etkilendim diyemem . Normal işte zamanınız varsa telefona bakarken bi yandan izleyeyim diyorsanız izleyin","label":5} {"text":"Film maalesef tam bir fiyasko. Bir kere ne hikmetse Sermiyan Midyat bu filmi çevirirken Vizontele filmlerin etkisinde kalmış kurgudan tutun da oyuncuların karakterlerine kadar Vizontele filmlerini bayağı çağrıştıyor (özellikle sahtekar rolündeki oyuncu aynen Vizonteledeki Cem Yılmazın karakteri)bunu yazmak istemiyorum ama basbayağı bir araklama söz konusu. İkincisi Amerikan oyuncular kesinlikle Hollywood starları hepsi ucuz ve bağımsız bütçeli filmerlede oynayan yan karakter oyuncular. Bu arada internette yaptığım araştırma sayesinde size bir sürpriz bilgi aktarayım Amerikalı gelinin babasını oynayan oyuncu bilin bakalım kim? Polis Akademisi serilerinde oynayan meşhur Çavuş Mahoney ne sürpriz ama dimi.","label":3} {"text":"forrest gump,geleceğe dönüş ve yeni hayat gibi müthiş yapımların yönetmeni robbert zemmicks den müthiş bir görsel şölen beowulf... belkide en iyi motion capture örneği...yüzüklerin efendisi , avatar filmlerindede bu teknik kullanılmıştı ama bu film gibi baştan sona değil...zaten daha önce kutup ekspresindede bu tekniği kullanmıştı zemmicks yhani teniğin yabancısı değil :D... ne kadar gerçekçi bir animasyon olduğunu angelina jolie,john malkovich ve antony hopkings in olduğu bölümlerde anlaşılıyor ve inanların yüzündeki en ince detay bile yansıyor ekrana... hakkeden de müthiş bir iş çıkartmış zemmicks... filmin görselliği de gerçekten çok yaratıcı olmuş...ayrıca kamera açıları muazzam...animasyon filmi olduğu için bu tarz kamera oyunlarını yapmak daha kolay ama gerçekten çok büyük bir artı katmış filme bu açılar... senaryosu da büyük bir efsaneden yola çıkılarak uyarlanmış... gayet akıcı kendini seyrettiren yer yer güldüren yer yer hüzünlendiren bol bol yiğitlik göstersine sahip olan film i izlemnizi öneririm... sonuç olarak izlediğim en greçekçi animasyon du diyebilirim (teknik olarak)...animasyon ama çocuk yaştaki kardeşlerimize göre değil...çünkü argo ve cinsel içerikli konuşmalara ve bol bol şiddete sahip... bence izlenmeli 10/9...","label":8} {"text":"Ağaçlar, çiçekler, kuşlar;Mozart, Vivaldi...Hayat o kadar güzeldi ki Georg, Anna ve biricik oğulları için.Tek dertleri ertesi gün düzenleyecekleri partinin hazırlıkları.Göl kenarındaki yazlıklarına gelen bu çekirdek aile cennette yaşamaktadırlar.Komşuları Eva ve Fred’in yanında gördükleri iki gencin hayatlarına girmesiyle cennet, cehenneme dönüşür.Yeşilliğin ortasında, kuş ve cırcır böceği seslerini arka fona alıp gerilim filmi yapmak pek de akıl karı değil doğrusu;lakin Haneke işin basitine kaçmayıp zor olanı başarmak istiyor ve bunun altından harikulade bir biçimde kalkıyor.Önce oturaklı bir senaryo için hazırlıklar yapılıyor.Peter eve gelip Eva adına yumurta istediği andan itibaren Haneke tuşa basıyor ve önceden hazırladığı menü, bir ziyafete dönüşüyor.(baba ve oğulun yelkenlerini tamir etmeye çalışırken düşürdüğü bıçak, dönüp dolaşıp finale doğru karşımıza çıkıyor.Bu da senaryonun nasıl ince detayına kadar tasarlandığının apaçık bir kan.tı.)Her filminde yaptığı gibi cevaplarla ilgilenmiyor Haneke.Film, sorular üzerine kurulu.(Georg, hemen ölmek istediğinde;Paul’un cevabı oldukça ba.ittir:Seyirci uzun metraj bir filmde mantıklı bir final bekler.Her ne kadar sorularımıza cevap bulamasak da, Paul’un seyirciyle sık sık diyaloğa girmesi gerilimin dozunu fazlasıyla arttırıyor.)Aslında Haneke, Paul aracılığıyla sık sık, bunun bir film olduğunu dile getirmekte.Lakin Paul’un seyirciyle diyaloğa girmesi, seyirciyi rahatlatmıyor;aksine daha fazla geriyor.Ve evet.’’Peki ya siz'Siz de iddaya var mısınız'Yoksa siz onlardan taraf mısınız?’’ diye sorduğunda biz de bu çekirdek ailenin korkularını paylaşıyoruz.Evet, bu cevaplar üzerine kurulu bir film değil;sorular üzerine kurulu...Filmin akışı sırasında sürekli, Paul ve Peter’ın yapmalarını istedikleri şeyi yapsalar hayatta kalırlar mı, sorusu yankılanıyor kafamızda.Bununla beraber Paul ve Peter’ın bazen kötü olmadıklarını da düşünmüyor değiliz.Ne de olsa ilk tokadı atan Georg’tu.Paul ve Peter’ın yaptığı tek şey bu bakımlı (sıfır kalori, hiç yağ yok) burjuva sınıfının şiddet dürtüsünü harekete geçirmek.Filmi izlemek için çok geç olabilir, ’’bahisler kapanmak üzere!...’’","label":7} {"text":"Filmin ilk yarısı iyiydi, ikinci yarısı daha da iyiydi. Pek de güzel bağladıkları bir sonu vardı. \"sanatçı\"nın tahtakaledeki ilk çıkış sahnesini, daha doğrusu verdiği fotoğrafı, You Were Never Really Here posterindeki phoenix'e benzeten acaba yalnız ben miyim? Çok keyif aldım, çok güldüm, çok eğlendim.","label":7} {"text":"güzel mesaj veren orta şeker bir film.","label":5} {"text":"Ülkemizde işkencelerin doğal sorgulama yöntemi olarak kullanıldığı sıkı sıkıya haki renklerle yönetildiğimiz(!) dönemlerden güllerin, insanların bitirildiği karanlık günlerden kapkara kesitlerle dolu bir film.İşkence sahnelerinin çokluğu izlerken rahatsız ediyor, ancak bunları yaşayan insanları düşündükçe diyecek söz bulamıyorum.Hikaye, işkence odaklı olduğu için kurguda ve işleyişte zaman zaman aksamalar hissediliyor. Anlatılmak istenen fazlasıyla anlatıldığı için bunlar arka planda kalıyor.İşkenceciler olanca çirkinlikleri ile güzel oynamışlar.Alamancının üfürükleri çok tanıdık. Ülkesini her fırsatta yerin dibine sokan sonradan görme tip iyi resmedilmiş. Filmdeki yeniçeri sahnesi çok iğreti olmuş. Anlam veremedim. Dayağın eğitimde, evde ve sonra sorguda kullanımı içiçe birbirinin devamı gibi vurgulanmış.Sorguda işkencenin kullanımı bu kadar basit olmasa gerek. Sanki doğal bir sonuç algısı, işkenceyi mazur görmeye kadar varabilir ki bu çok yanlış olur.Sorguların klasik iyi kötü polis oyunu çok güzel oynanmış.Burada rahmetli Hasan Nail Canatı da anmadan geçmeyelim.Kısaca eksiklerine rağmen yakın tarihimizdeki işkence olgusuna travmatik bir yaklaşım olarak iyi denebilir. 7,5/10","label":7} {"text":"Film hiçbir şey olmadan başlıyor, devam ediyor ve bitiyor. Ama en sonunda bir sürpriz var. Hoca efendi şaşkınlıkla patlatıveriyor: \"Ama bu Azem büyüsü??!!!\" Vav gerçekten. Bu son sahneden sonra şoklar içinde televizyonu kapatıyorsunuz. Güzel film kardeşim keşke senaryosu da olsaymış.","label":0} {"text":"Senaryosu, Guy Busick ve Ryan Murphy tarafından yazılan “Ready or Not”, Matt Bettinelli-Olpin ve Tyler Gillett ikilisinin yönetmen koltuğunda oturdukları bir gerilim filmi… Dünya prömiyeri, 27 Temmuz 2019’da Fantasia Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 21 Ağustos 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.8/10 (111.809 oy) ve 4.0/5 (5.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.2/10 (307 yorum) ve 64/100 (38 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, nitelik olarak “iyi” ile “orta karar” arasında gidip gelen bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de çekimleri 26 günlük bir süre içerisinde Toronto’daki (Ontario) Casa Loma, Sunnybrook Park ve Claireville Koruma alanı ile Oshawa’daki (Ontario) Parkwood Estate’de gerçekleştirilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, 6 milyon dolar gibi oldukça mütevazı sayılabilecek bir bütçeyle çekilen ve (kişisel twitter hesaplarındaki mesajlardan anlaşıldığı kadarıyla) Stephen King ile Guillermo del Toro’nun da beğenisini kazanmanın ötesinde 57,6 milyon dolarlık bir gişe hasılatına da ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; eğer James DeMonaco’nun yaratıcısı olduğu “The Purge” serisi filmler ile TV dizilerini sevdiyseniz ve bunların bir de (spoiler vermiş olmamak için ayrıntılarını yazamayacağımız “minik parodiler” tarzındaki) “dark comedy / kara mizah” ile harmanlanmış değişik bir sinema versiyonunu da izlemek istiyorsanız karşımızdakinin, tam da size göre bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Filmin yorumuna devam etmeden, isterseniz sözünü ettiğimiz şu “The Purge” serisinin ana temasını kısaca bir hatırlayalım: İşin özü, gecenin bir yarısı başlayan ve sabaha kadar devam eden 12 saatlik süre içinde insan öldürmenin tamamen serbest oluşuydu… Bunun içinde, tek dertleri korunmak olan insanlar, bütün kapı ve pencerelerini dış dünyaya kapattıkları evlerine yahut da ev olarak da kullandıkları işyerlerine sığınıyorlardı… Ta ki, eli silahlı bir veya birkaç manyak bir yolunu bulup oralara sızıncaya kadar… Artık ondan sonrasında o ev, tam anlamıyla bir can pazarına dönerken, bir yolunu bulup da kaçabilen içinse macera, gün ağarana kadar dış mekânlarda devam ediyordu… Elbette, şimdilik 4 sinema filmi (“The Forever Purge” – 2021 yolda) ve 2 sezonluk TV dizisinden oluşan projede ilgi çekici daha pek çok farklı hikâye de var… Fakat o hikâyeleri, o filmlerin veya dizilerin yorumlarında daha detaylı inceleyeceğimiz için buradaki “The Purge” faslına son noktayı koyuyoruz… Zira bu kadarlık hatırlatma ile dahi yorumumuz sonrasında filmi izleyeceklere, “Doğru be ya!” dedirteceğimize inanıyoruz… Bu film için spoiler vermeden söyleyebileceğimiz son şey, farkında olmadan tuzağa düşürülen bir “av” ile “avcıları” arasındaki, sonu sürprizlerle dolu benzer bir can pazarının kocaman bir malikânenin (Parkwood Estate) içinde devam ettiği olacak… Oyuncu kadrosuna baktığımızda dikkatimizi çeken üç isim var… Tabii ki bunlar, başroldeki Grace karakterini canlandıran Samara Weaving ve evin annesi Becky Le Domas’ı oynayan Andie MacDowell ile Peter Debruge’un da Variety’deki 13 Ağustos 2019 tarihli yorumunda isabetle belirttiği biçimde, Helen hala rolünde, Tim Burton’un “Dark Shadows” (2012) filminden fırlamışçasına bir performans sergileyen Nicky Guadagni… Aslında Quentin Tarantino ve (bir ara Samara Weaving, “Ash vs Evil Dead”in 2015 – 2018 Ash’i edasıyla dolanmaya başladığı için) Sam Raimi’ye nazire yaparcasına, her tarafından kan ve et parçacıkları fışkıran filme dair yazılıp söylenecek daha pek çok şey var… Ancak onları keşfetme işini, daha önce de yaptığımız gibi yorumumuz sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar verenlere bırakalım istedik… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez, standart kalıplar dışında kalan filmleri de izlemeyi seven sinemasever dostlara, “Bünyesindeki iç içe geçmiş kategorileri ‘düğün çorbası’ kıvamında harmanlayarak sunan bu türden filmleri de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmak isteriz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"Fun fact: Farklı bir kurguya sahip ama yine ölümcül bir sis elementi etrafında inşa edilmiş Stephen King'in \"The Mist\" hikayesi de bu film ile aynı senede yayınlandı. Hatta Stephen King hikayenin ismini başta \"The Fog\" koyacakken film ile karışmasın diye \"The Mist\" olarak değiştirdi. Frank Darabont'un 2007'de bu hikayeyi beyazperdeye taşıdığını da ekleyelim.","label":5} {"text":"Ruben Stone, Stay strong. Life is long And this is wrong. Dıptıs!","label":7} {"text":"Meşhur oyunun beyazperdeye uyarlamasında çok iyi oyuncular yer alıyor: Michael Fassbender, Oscar ödüllü Marion Cotillard ve Jeremy Irons. Zaten karmaşık senaryoya rağmen bu isimler sayesinde ayakta kalmayı başarıyor film. Ben konuya kötülerin savaşı diyorum. Çünkü bir tarafta tüm insanları bir hizaya sokmak isteyen acımasız tapınakçılar, diğer tarafta ise sempatikmiş gibi lanse edilen bildiğiniz suikastçılar . Aksiyonun dozajı yüksek olduğu için kopuklukları görmezden gelip ortalama puan diyorum. İyi seyirler. (daha ayrıntılı yorumum aşağıdaki linkte)","label":5} {"text":"pek hoş olmamış biraz sıkıcı ve çocuklar için çok sıkıcı 6 yaşında yeğenimle gittim yarısında sıkıldı ve çıkmak zorunda kaldık param boşa gitti :(","label":3} {"text":"filmi arkadaşımın zoruyla izledim iyikide izlemişim süperrr 10/10","label":9} {"text":"öncelikle tropter a şunu söylemek istiyorum filmdeki Mary, Elizabethin teyzesi değil, Henry nin ilk karısı Katherine of Aragon un kızı Marydir.. kitapları okuduğum için belirtmek istedim.. film güzel ama Cate Blanchett in oyunculuğu daha güzel..***..","label":4} {"text":"Çok güzel bir film harika olmuş. Boş bir zamanda isteryenler çocuklarla isteyenler arakadaşlarıyla gidip izleyecekleri en iyi film olarak zamanını değerlendire bilirler.","label":9} {"text":"Ilk film kadar iyi değil fakat yine güzel bir plot twist ile karşımızdalar. Aşırı zorlama olur diye düşünmüştüm fakat hiç sırıtmıyor bir prequel olarak. Biraz daha uzun olsa ve aile içindeki olaylar daha zamana yayılıp gelişse çok daha güzel olabilirmiş. Bir anda bitiveriyor, film aceleye gelmiş hissiyatı hakim oluyor. Onun dışında oldukça sürükleyici. Puanım: 6.3/10","label":5} {"text":"Vİzyon tarihi belli değil hala ne zaman girecek acaba vizyona?","label":4} {"text":"off bu ne orjinal konuymuş be. ya arkadaş tamam ilk filmin olabilir daha yol alcağın çok yol var ama bu yola sürüne sürüne başlanmaski bu film dvdye düşene kadar 10.000 kişi bile izleme hadi olsun olsun 20.000bari böle bir film yapmışsın adam gibi bir tarihte vizyona soksaydın be kardeşim ya bu filmimi tercih edersin yoksa bu işin ustası olan SaWımı yani akıl var mantık var lütfen cevapsız aramaların kötü ruhlu katili değilde 'acımasız' katil versiyonuna ne gerek var?","label":0} {"text":"öncelikle sevmediğim şeylerden bahsedeyim. Filme odaklanamadım çok kopuk kopuktu bence. 2. olarak da ben oyuncular konuşurken onların yüzlerini takip etmeyi severim maalesef film bana bu imkanı vermedi fakat onun yerine filmdeki mekanları inceleme şansı verdi. Bu benim için farklı bir deneyimdi. Çok bayılmasam da en azından benim için farklıydı. Filmdeki görseller harikaydı manzaralar, doğadaki sesler gerçekten çok başarılıydı. Film benim çok sevdiğim bir tarz değil fakat bana farklı bir deneyim yaşatmasından dolayı ortalama bir filmdi.","label":5} {"text":"gerçek hikaye. Everest e çıkan dağcıların hazin macerası… sürükleyicil inandırıcılık kadro oyunculuk süper… on numara macera filmi olmuş. anlaşılırlıkla alakalı çok ufak sıkıntı var diye düşündüm","label":8} {"text":"...Sydney Pollack#39;in bes yil kadar bir aradan sonra yonetmen koltuguna ilk kez oturdugu ve filmografisindeki en parlak yapitlarini verdigi ture, siyasi gerilime geri donus yapmis Cevirmenle... BM binasinin ilk kez cekim yapilmasi icin kapilarini bir film setine actigi yapim, bastan sona surukleyici bir tempo tutturmaya calisiyor ancak en onemli, kilit sekanslarda vurucu olmaktan uzak bir seyir izliyor. Ornegin Bloome#39;un bir suikast girisimine kulak misafiri oldugu sahne ve tum bir final, etkileyicilikten uzak...Ama Pollack yine de sarkmayan, Penn ve Kidman#39;in kendillerini kasmadan rahat performanslar ortaya koyduklari, yer yer oldukca hos dialoglarla bezeli (ozellikle Broome ve Keller#39;in tanistiklari zaman birbirlerine yaptiklari ignelemeler cok keyifli) bir film koymus ortaya...Sonucta cevirmen son filmleriyle pek kimselere yaranamayan Pollack#39;in da duzeyli islerinden biri, ancak bir klasik olamayacagi kesin...(6/10)","label":5} {"text":"Anlamak isteyen insanlar için sayısız şey anlatıyor Into The Wild.","label":7} {"text":"Filmdeki gibi kavuşmak varsa ben çoktan ölmeye hazırım Gothic film tarzında güzel olmuş ama filmi beğendim mi beğenmedim mi hala bilmiyorum. Son 10 dakikası beni çekti diyebilirim. Sıkı bir Harry Potter fanatiği olarak Daniel Radcliffe in oyunculuğunu yine her zamanki beğendim fakat bu filme Daniel hiç uymamış. Belki de ben çok alıştım Harry Potter serisinde izlemeye. Tamamen farklı bir rolde görünce yadırgadım. Yine de 40 yaşlarında bir aktör çok daha iyi olurdu.","label":5} {"text":"filmin görüntüleri çok güzeldi. ve içinde inanılmaz keyifli ayrıntılar vardı.mutlaka izlenmesi gerekiyor derim :)","label":7} {"text":"BU DÜNYANIN SADECE ERKEK EGOMANYASINA AİT OLMADIĞI MESAJINI VEREN BİR FİLM. TEBRİK EDİYORUM YÖNETMEN VE SENARİST OYUNCULARI","label":8} {"text":"Fantastik komedi tutkunlarını tam anlamıyla doyuracak kalitede, çok eğlenceli bir yapım. 7'den 70'e herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği çok neşeli bir film. Güzel vakit geçirmek için birebir. 8/10","label":7} {"text":"Orjinal ismini görüpte filmde abartılı cinsellikten bahsetmek nasıl bir ironidir'Ne olmasını bekliyodunuz ki?","label":4} {"text":"POZİTİF YAŞAM DERNEĞİ'nin uyarısına rağmen her anlamda böyle iğrenç bir filme imza atanları kınıyorum. http://pozitifyasam.org/tr/haberler/413 Senaryo, filmin başlangıcında, yanlış anlamayla bir çuval incirin berbat edileceğinin ipuçlarını verdi. Hastalığı bulaştıran kişinin kim olduğunu kaçınız tahmin edemedi acaba? Böyle kötü öykü ve kurguya, bir de kızımızın şirine olma isteğiyle ortaya çıkan yapmacıklı oyunu filmin sonunu getirmek konusunda epeyce eziyet çektirdi. Güzel görüntüler ve birkaç güzel söz için: 2","label":1} {"text":"Louisiana çok güzel bir yer. Gidip görmek isterdim. Ha film mi? Berbat!","label":0} {"text":"1959 yapım film neredeee...2016 yapım nerde... Sadece yazık diyorum. Her film parayla pulla teknolojiyle olmuyomuş demek ki. Bence izleyin ki 1959 yapımla arasındaki farkı görün derim.","label":3} {"text":"Zatoichi kalitesinde bir şeyler bekleyenleri hayal kırıklığına uğratacağını düşündüğüm, başrol oyuncusu dışında içerisinde pek özellik barındırmayan film. 10/6","label":5} {"text":"komedi bu kadar ayağa düştüyse yorum yapmaya gerek yok....","label":2} {"text":"2. dünya savaşı diye başlayıp enteresan yerlere giden bir konusu var ancak o nasıl kötü bir sondur yahu.","label":5} {"text":"Maalesef film çok kalitesizdi.Bir beklentim yoktu zaten ama iyi bir kaç sahne izlemek isterdim gülmek isterdim.Ses çok iticiydi bağırışlar çoktu bu beni rahatsız etti . 👎🏽👎🏽👎🏽","label":0} {"text":"filmdeki çete reisi türk değil bi kere arap !!! film de fena değil ayrıca... izlenebilir...","label":7} {"text":"Film durağan ama, kesinlikle sıkıcı olmayan bir akışa sahip. Allah kimseyi açlıkla yoklukla terbiye etmesin. Öyle ki toprak özlemi, aile özlemi ve pişmanlık tarifsiz bir duygu..","label":7} {"text":"Yapılan işin enstrümanı olabilen, metalaşan, güzelliği tek başına bir değer olmayan, şeklinin ruhsal bozukluklara yol açabildiği hatta silaha dönüşebildiği bedenlerin aynı potada eritildiği film, toplumsal cinsiyette bedenin rolü başarıyla yansıtırken, erkek egemen toplumda fiziki gücün olumsuz işlevini eksik bırakmış ve gerçekliğe pek de denk düşmeyen bir iyimserlikle sonlanmış. Yatak diyaloğunun ayaklarla ifadesinin özellikle dikkat çekici güzellikte olduğu filmde, yönetmenin ayrıntılara gösterdiği özen ve Hatice Aslan, Şeyla Halis, Cengiz Bozkurt ve İlayda Süren'in ön plana çıkan oyunculuklarıyla güzel bir ilk film çıkmış ortaya... 7/10","label":6} {"text":"Olayların bir haftada gerçekleşmesi dışında etkileyici bir filmdi. Onun dışında insanların örgütlenmesi ve kitlenin harekete geçmesi çok iyi işlenmiş ki bu geçtğimiz yıl Arap ülkelerinde de görmüş bir durumdur.","label":8} {"text":"Şunu da söyleyeyim: Zeitgeist'i izleyen binlerce insana karşılık, şunu izleyen, bilen, duyan bu kadar az insan olması da, insanların, iddiaların pratik boyutuyla ne kadar ilgilendikleri üzerine bir tez konusu bilem olabilir. Şu an Ufonun etkisiyle konuşuyorum. Haaa.","label":7} {"text":"Naif bir film. Güzel.","label":7} {"text":"her zamanki gibi sıcak, sevimli, eğlenceli, romantik bir Fatih Akın filmi.. Çok güzeldi.","label":8} {"text":"Tek mekanda geçen, tiyatro oyunundan uyarlama filmde, sırlar, önyargılar ve beklenmedik şekilde ortaya dökülen etekteki taşlar iyi oyunculuğun katkısıyla esprili ve akıcı bir dille anlatılmış... 75/100","label":7} {"text":"Korkak Robert Ford'un Jesse James Suikastı mutlaka izlenmeli.Andrew Dominik’in bu 3 saatlik destansı hikayeyi yalın anlatış biçimi görüntüleri ve müzikleri ile büyüleyici. Casey Affleck ve Brad Pitt arasındaki paslaşmalar ise parmak ısırtacak türden...oscardan eli boş dönsede yinede yılın en iyilerinden biri diyebilirim","label":4} {"text":"Bu filmi şiddetle tavsiye ederim. Gerçekten geppetto'un dediği kadar var. İzlemeyen arkadaşlar mutlaka izlesin filmi izlemezseniz sizler için büyük kayıp olur. Sinema tarihinin en iyilerindedir.","label":9} {"text":"nofear077 isimli üyeye katılıyorum en azından farklılık yapabilirdi","label":0} {"text":"ilk filme göre değerlendirme yaparsak gerçekten çok vasat komik sahne sayısı yok denecek kadar az vizyondaki komedi filmlerine göre karşılaştırırsak belki izlenebilir ama tavsiye etmem....","label":5} {"text":"çok etkileyici bir anlatıma sahip, kaybedecek hiçbir şeyi kalamayan bir kadının hikayesi.","label":7} {"text":"İlk filme nazaran özellikle Aksiyon sahnelerindeki zayıflık ve genellik itibariyle biraz zayıf buldum.. Şu anda kare kare gözümün önünden geçiyor Kobra' nın Yükselişi' ndeki muhteşem sahneler.. Channing Tatum' u kaybetmiş olmak ve onsuz filmin devamını izlemek biraz üzücü ve eksik geldi bana. Evet belki Bruce Willis ve Dwayne Johnson gibi başarılı oyuncuların filme dahil olması bir artı gibi görünse de ister istemez aynı kadroyu bir arada görmeyi tercih ederdim ben. Herşeye rağmen kendi örnekleri arasında liste başında kıyasıya bir mücadeleyi hak eden etkileyici yapımlardan birisiydi. Mümkünse bu tarz izlemekten büyük keyif aldığımız ve devamı gelse asla şikayet etmeyeceğimiz kaliteli projelerin ardı arkası kesilmesin.. Fakat bu nükleer silah çılgınlığına bir son verilmeli. Tekerrür eden konulardan ziyadesiyle rahatsız olmaya başladık artık. Üretkenlik üzerine kafa yormaları gerekiyor... 10 / 7","label":6} {"text":"Filmi ben genel olarak beğenmedim şu ana kadar izlediğim en kötü Denzel Washington performansı. Film biraz Mad Max andırıyor (ki onuda hiç beğenmezdim). Ancak bundan öte bu film çok tartışmaya yol açabilecek bir film özellikle Müslüman ülkelerde gösterildiğinde. Zira bu film yakın tarihte kıyametin kopacağını (hatta bunun bir savaşla olacağını ben buradan Armageddon savaşı anlıyorum) dinlerin yok olacağını, Hristiyanlağın ilk din olacağını ve tanrının hristiyanlığı tekrar yaymak için bir Mesih göndereceğini anlatıyor. Filmi çok dikkatli izlerseniz ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız.","label":2} {"text":"Şu sıralar izlediğim filmlerin çoğu sona doğru inandırıcılığını kaybetmekten muzdarip. Bu yüzden filmin ilk kısımlarında \"baya iyiymiş\" olan hissiyatım filmin sonunda \"ehhh işte\" ye döndü.","label":6} {"text":"klasik ferzan özpetek triadını -yemek, müzik, eşcinsellik- tamamlayan sıcacık bir film. serra yılmaz eksik, evet. bir de intiharın güzelliğine vuruldum ben, söylemeden geçemeyeceğim.","label":7} {"text":"&Yaptığı resimlerde insanların gözlerinin kocaman çizen Margaret Keane’nin gerçek hikayesini konu alan film geleneksel bir Tim Burton filmi olmasa da, Tim Burton’ın Keane koleksiyoncusu olması ve filmlerinde gözleri hep iri kullanmasından Keane’den ne denli etkilendiğini görmek çok da zor değil...& Film’de görsellik de dahil bir çok konuda Zihinsel Pazarlamanın (Neuro Marketing) ilkelerinin uygulandığını görüyoruz. Gözlerin iri kullanılması kontrast oluştururken, duygularını daha çarpıcı sunuyor, bu da beyindeki ayna nöronları ateşliyor. Karısının çalışmalarının üzerine konup egosunu şişiren Walter Keane ise ilk defa iç mekanda görsel alan kiralamaktan, resimlerin baskılı kopyalarına satmaya devrimler yaratırken, kulaktan kulağa reklam konusunda da başarının gelmesini sağlıyor.& Big Eyes filmine konu olan 1927 doğumlu Margaret Keane halen hayatta ve resim yapmaya devam ediyor...& “Gözler ruha açılan penceredir!” Yazının tamamı Blog'ta...","label":8} {"text":"vakit geçirmelik bir dans filmi en azından kötü bir film değil eğlenceli","label":6} {"text":"dönemine göre değerlendirilirse maketler gayet başarılı. kong'un yakın profil çekimlerde yüzündeki sempatik mimikler, yönetmenin kong'un kıza aşık olduğunu vurgulama çabasından kaynaklanıyor sanırım. kendinizi 80 yıl önce 17 yaşında bir çocuk olarak hayal ederek filmi izlerseniz, etkilenmemeniz elde değil.","label":7} {"text":"Film hakkında şüphesi olan varsa bir kenera bıraksın,sıkılmayacağınız güzel bir film olmuş izleyin derim.","label":7} {"text":"\" My Way'i söyleyebilmek için önce yaşaması gerekiyordu \" Frank Sinatra'nın söylemiş olduğu ünlü My Way şarkısının yazarıdır Claude François. Paul Anka tarafından ingilizce sözleriyle yeniden aktarılmış çalınmış da olsa Ama Claude François O bir gerçekti :) \" Sevdim, güldüm, ağladım Kaybetmekten payımı fazlası ile aldım! Ve şimdi yatışırken göz yaşlarım, Hepsini gülümseyerek hatırlarım! \" Hızlı, hırslı deli ve üretken bir adamın kısacık izlenilesi hayatı.. Acı ve olağanüstü güzeldi.","label":8} {"text":"Eğlenceli , komik bi film .. J.Chan biraz tutuk gibiydi ama C.Tucker yine iyi iş çıkarmış ..Sahne geçişleri ve olayın akışı ne kadar başarısız olsada , diyaloglar ve aksiyon yetiyor bu seriye ..10/7,5..","label":7} {"text":"Şaşırtıcı ve korkutucu hiç bir şey yoktu.","label":5} {"text":"kesinlikle çok güzel yorumlara bakınca gitmeye çekinmiştim ama kesinlikle çok iyi bi film yabancıların filmlerinde neler izliyoruz abartılacak bişey yok ve anlamak isteyen için aşırı duygusal ve etkileyici hayran kaldım...","label":9} {"text":"Çocuklara degil yetiskinlere hitap eden eglenceli bir animasyon. Shrek ve Oyuncak Hikayesi filmlerinden daha iyi yapim dersek film için beklentiyi asiri yükseltiriz gibi geliyor bana. Çizgi romanlari,çizgi roman filmlerini, bunalimdaki kahramanlari seviyorsaniz (çizgi romanlarda olur genelde bu bunalimli kahraman tripleri) kisaca 80'li yillarin kültürüne yakinsaniz oldukça seveceginiz bir film.","label":6} {"text":"İlk filmden daha başarısızdı. İlk film 650 bin bu 1.5 milyon seyirci çekti. Burada orantısal olarak bir haksızlık var. Sinem kobal yapay oyunculuğu ile baydı. Gürgen Öz filmin akıcılığını sağlamaya çalışan tek oyuncuydu. Gereksiz bir devam filmi olmuş.","label":2} {"text":"Bir ebebeyn olarak çok beğendim.Sezonun en iyi çocuk filimlerinden .Ama +7yaş olması çok saçma geldi çünkü filimde bunu gerektiricek bir sahne göremedim.","label":9} {"text":"Bugün izlediğimiz istila filmlerine ve hatta ''Transformers'' gibi serilere önayak olan filmdir ''Independence Day''.Tipik bir propaganda filmidir,Amerikalılar dünyanın kurtarıcılarıdır,beyinsizlik yine had safhadadır ama izlettirir kendini bir şekilde.Eskimeye başladıkça yayılan eleştiriler ve bol bol alaya alınması sonucu şu an tam bir ''kanka eğlenceliği'' halini almış durumda.","label":5} {"text":"filmin sonlarına doğru verdiği siyasi mesaj çok hoş içerdiği diğer göndermeler de tam bir woody allen filmi olduğunu gösteriyor lakin gerçekten chaplinvari sahneler can sıkıcı duruyor, 200 yıl sonrası için ise çok güzel tahminler yapılamamış gibi, en azından benim hoşuma gitmedi. hiçbir şey düşünmeden izlenecek bir film olamaz, izlenmeden dinlenecek bir film olabilir.","label":6} {"text":"Açıkçası filmin konusunu bile incelemeden Matt Damon'nın başrolde olması nedeniyle seyrettim. Ancak, filmin hemen başında [spoiler]verilen küçülme buluşu[/spoiler] filmi hakkındaki merakımı artırdı. Gerçekten ilginç bir konu... Matt Damon Paul Safranek'i gerçekten harika oynamış. Mükemmel bir film diyemem ama, izlemeye değer bir olduğunu da bir gerçek...","label":6} {"text":"bir kova suyla çok iyi giden, şimdiden gözümde kült mertebesine ulaşmış efsane film. bu kadarını beklemiyordum, tam bir absürt komedi örneği. film ekibini tebrik ediyor, yeni işlerini 4 gözle bekliyorum...","label":8} {"text":"sımsıcak bir film. savaşın yıkıcılığını ve çirkinliğini anlatması da aşkı anlatmasi kadar naif. görüntülerdeki pastel renkler, müzik, Alice, aradaki animasyonlar.. izlemekten çok keyif aldim.","label":8} {"text":"BU FİLMİ HENÜZ İZLEMEDİM AMA SİVASA GELDİĞİNDE HEMEN GİDECEĞİM.ÖZELLİKLE HALUK BİLGİNER İÇİN GİDECEĞİM","label":4} {"text":"süper bir film... kesinlikle kaçmaz.","label":9} {"text":"Film harika fragmandakindeki görüntülerden bile çok ötesinde güzel bir film çekimin yer ve mekanları izlerken insanı dahada çok jendine bağlıyor yer ve mekanlar filmin konusuyla çok güzel bağdaştırılmış herkeze tavsiye ederim","label":9} {"text":"sinan enginin tabiriyle vasatın üstü bir yapım insanı sıkıyor yoruyor sonu taa baştan belli bir yapım zaman kaybı atlaya atlaya anca bitirebildim sonu çok komik","label":0} {"text":"ekimler ve dialoglar son derece zenli bir ekilde hazrlanm.Komedi,macerann iine harika bir biimde yourulmu. Trk filmleri iin gayet baarl bir film.7/10","label":6} {"text":"bir güreş filminde bu kadar duygulanabilceğimi zannetmiyordum. mickey rourke yine muazzam oyunculuğuyla çok iyi iş çıkarmış darren aranofsky.","label":7} {"text":"film tamamen diyaloglarla ilerliyor. Christian karakterinin kafa karışıklığını filmdeki ilk sahnelerde anlayabiliyoruz. Kadın bir şeyler anlatıyor ama christian dalgın onu dinlemiyor gibi başka şeyler düşünüyor gibi. Hikaye devam ettikçe nedenini öğreniyoruz. Christian iki üvey kız kardeşin arasında kalmış ve o andan itibaren aşk üçgeni hikayesi başlıyor. Ariane bunu kabullenmiyor gitmemesi için çabalıyor. Chirtian isabel ile birlikte olmak istemesine rağmen arianeye çok değer veriyor bu yüzden onunla iletişimini koparamıyor. Bir süre sonra ariane bunu kullandığı için isabelle aralarında gerginlik çıkıyor. Özetle heyecanlı bir aşk üçgeni izliyoruz. Film bence bir noktada ilişkinin insanın kişisel özgürlüğüne engel olduğunu anlatmaya da çalışmış. İlk defa bu yönetmenin bir filmini izledim. Sanırsam bundan sonra da izlemeye devam edicem.","label":6} {"text":"Muntazam uzunlukta iyi yorum yazdim ama silindi gitti gicikligina bok gibiydi izlemeyin diyorum","label":6} {"text":"Çok başarılı gerçekten ajitasyon yok çok net gerçekler ve belli bir zihniyet açıkça yansıtılmış.","label":8} {"text":"Seneryo klasikti ama milk in hayat hikayesi seneryoyu bastırıyor ayrıca olay1960 yıllarda geçmemişte günümüz bir olayı anlatmış gibi olmuş ama ne olursa olsun izlemeye değer","label":7} {"text":"Boş zamanınızı doldurabilicek güzel bir film bence evinizde izlemenizde fayda var :)","label":4} {"text":"The Fall filminin Türk versiyonu olmuş. Redd grubuna bu kadar vurgu yapılması elbette hoş olmamış yine de masalsı bir film ve izlettirdi kendini.","label":7} {"text":"Sürpriz final sevenler için ideal bir film, Bruce Wills yine döktürmüş..","label":5} {"text":"oncelikle duyarliligi ve gercek sanatci oldugun icin tebrik ederim, hafif siyasi olmasina karsin ulkenin son yıllarda yasadigi gercekligi bir filmle anlatan yegane adam gibi adamisin diger meslektaslarinda bulunmayan kocaman cesaretinle... sonsuz tebriklerimi iletirim eger bu satirlari okuyarsaniz..","label":5} {"text":"Keyifli bir kısa film. Ama türkçe altyazısı yok piyasa da. Biraz anlıyosanız problem olmaz. 8-9 dk lık bişey zaten.","label":7} {"text":"2000′lerin başında geçen ve biri Muş’ta diğeri İstanbul’da yaşayan iki aile üzerinden Kürt meselesi ekseninde anlatılan ama çocuk işçilerin ve işçi sınıfının sorunlarını, ataerkil sistemin kadınlar üzerinde kurduğu tacizci baskıyı, “köy koruyuculuğu” adı altında yapılan devlet destekli şiddet ve kan dolu modern feodalizmi, Türk halkında yıllardan beridir süregelen ve en naif biçimiyle “Kürdü de Türkü de aynı; biz hep bir milletiz.” benzeri cümlelerde ifade bulan inkar ve asimilasyon politikasını, cesetlerle beslenen İktidar’ın asla vazgeçmeden artan bir şiddetle körüklediği militarizmi ve “tanıyarak dışlama”* kavramıyla nitelendirebileceğimiz kendini doğrudan açık etmeyen modern milliyetçiliğin acımasız ötekileştiriciliğini de anlatan film, çokyönlülüğü ve didaktizmden uzak başarılı anlatım biçimiyle Tükiye coğrafyasında son dönemde yapılan en iyi filmlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.","label":6} {"text":"özellikle cameron diaz'ın perfonmansı izlenmeye değer, ağlama sahneleri çok başarılı olmuş. Son yıllarda izlediğim en iyi romantik komedi diyebilirim :)","label":7} {"text":"En az ilki kadar güzel ve eğlenceliydi şu bir gerçek ki ilk filmden daha çok aksiyon ve yarış sahnesi var zaten adındanda bu anlaşılıyor(daha hızlı daha öfkeli)çok fazla söze de gerek yok zaten.Kesinlikle izlemeyen varsa izlesin ve herkese iyi seyirler.","label":7} {"text":"Görüntü yönetmeni, oyunculuklar, senaryo... Hiçbir kusur bulamadım bu filme. Gerilimi sonuna kadar yaşadım. Ölen var mı bilmediğim için bir bekleyiş üzerinde diken üstünde izledim filmi. O fırtınada tekneyi bulmak, kalan bütün mürettebatı sığdırmak, kıyıya kadar iç güdü ile yol almak... İzlerken yaşıyorsunuz.","label":7} {"text":"Bir dönem türk sinemasınıda meşgul eden kesişme öyküsüyle açılan film genel hatlarıyla nasıl ilerleyeceğini biraz belli ediyor. Günlük hayatın insana getirdiği stres, asabiyet ve ihanet absürd bir şekilde işlemiş. Özellikle üçüncü hikayede yani yol kavgasındaki kamera açılarının ve sekansların titiz bir şekilde hazırlandığı belli oluyor. diğer dikkat çeken bölüm iseusta aktör Ricardo Darin'in başrolde olduğu otopark cezalarının anlatıldığı bölüm Türk izleyicilere hiç de yabancı gelmeyecek. Hikayeler komik, şiddetli, sürprizli, ihanetli ve kimisi de kanlı...","label":7} {"text":"Hırsı, amaca ulaşmak için insanların nasıl harcanabileceğini mükemmel bir oyunculukla sunmuş film.","label":7} {"text":"bu filmin ruhundan daha iyi anlamak için gece ve yağmurlu bir anı seçin...","label":8} {"text":"Şunu rahatlıkla kabul etmek gerekir ki serinin bu ikinci filmi Mantığın Sınırı ilki kadar başarılı ve 'sevimli' bir film değil. İlkine göre daha fantastik bir hikayeye dönüşen Bridget Jones, belli ki bu filmiyle gişe hedeflemiş. Filmlerin ticari kaygı gütmesi elbette ki çok doğal ama salt amaç haline de gelmemeli sanırım...Her ne kadar ilki kadar olmasa da bu filmde kötü değil ve yeterince eğlendiriyor. Ama ilki kadar 'halka yakın' değil :)))","label":6} {"text":"Çocuk filmi denince aklıma ilk gelen filmlerden biri. Fakat bu filmi günümüzdeki basit ve dandik çocuk filmleriyle karşılaştırmak haksızlık olur. Vampiri, kurtadamı, frankensteini vs. ile birlikte eğlencelik ve nostaljik bir film.","label":8} {"text":"Sam Raimi’nin diğer işlerinden farklı bir film. Farkı klasik, bildik gerilim sahneleriyle örülü bir film olması. Örümcek Adam’da dahi ilk filmlerinden izler bulurken, açıkcası The Gift’i görünce biraz şaşırdım.Ortalama bir gerilim filmi. Alışıldık konu, iyi oyunculuk, bildik sahneler. filmde en çok öne çıkan oyunculuk denebilir. Giovanni Ribisi ise oyuncuların en çok öne çıkanı. Görülmeye değer bir performans. Keanu Revees ve Cate Blanchett, ikisinin de daha iyi oyunlarını görmüştüm.Sonuç; Raimi ne buldu acaba bu filmde. Kötü değil ama... Ne gerekiyorsa var. Fazlası yok.(6)","label":4} {"text":"Tek kelime edeyim: MUHTEŞEM!","label":9} {"text":"160 dakikanın su gibi geçtiğini hissedeceksiniz. Makyaj,oyunculuk,senaryo her şey kusursuzdu . Kesinlikle izlemelisiniz.","label":9} {"text":"Mükemmel değil kesinlikle.. ama iyi bir film.. bazı konular eksik ve yüzeysel geçilse de dönem filmi özelliklerini genel olarak taşıyor.. oyuncular çok başarılı özellikle taner birsel ve onur ünsal.. fakat vahide gördümün oynadığı karakter bence çok havada kalmış.. o karakterle ilgili de bir değişim ya da geçmişiyle alakalı görsel bir anlatım beklerdim.. sonuç olarak iyi bir türk-dönem filmi.. 8/10","label":9} {"text":"-Are you in pain? -A little. -Is it because you haven't taken opium today? -You take care of everbody including me, why? -That's what life is all about.","label":8} {"text":"film, az bilinen harikalardan. ipucu içerir---- bay ozu'nun klozetinden her eve lazım. muhakkak mozart, beethoven. ipucu içerir---","label":7} {"text":"vasatın biraz daha üzerinde -kötü finali saymazsak fena değil bir aksiyon","label":4} {"text":"paz vega gibi bi sevgilim olsa keşke diye iç geçirdiğim bir filmdi.. filmi izlerken işler iyice sarpa sardı diye düşünürken, sonunu gayet güzel bağlayıp, kafanızda soru işareti kalmadan bitirmeyi becermişler.. hikaye ve kurgu başarılıydı.. 8/10","label":7} {"text":"İşine gelmediği halde anlayabilen insan ırkına film çok güzel mesajlar veriyor, tabi ne kadar algılanacağı tartışılır o dinden kesim tarafından, film toplumsal ayrımcılık, dışlanma ve aşağılanma konularını bir de eşcinsel bireyler gözüyle işliyor. spoiler] filmin içinde geçen bir replikte dediği gibi hayatta bazı şeyler sürekli değişim gösterir ama bazı şeyler asla değişmez toplumsal sabit at gözlüklü düşüncelere güzel bir örnek.","label":7} {"text":"Ortaçağ atmosferine sahip filmin bizim için daha şiirsel olmasının önündeki tek engel, okunan şiirlerin ana dil ahengini yakalayamamaktır belki. Farklı... 75/100","label":7} {"text":"Verilecek mesaj hem etkili hem göze sokulmadan hem gerçekçi bir şekilde nasıl verilir sorusunun cevabı bu filmdir.","label":6} {"text":"elbette bu film yakın zamanlarda çekilmiş olsaydı, toplum içinde izlendiğini söylemekten utanılası film olurdu. ancak yaratığın tasarımından özel efektlere kadar her şey 1979 teknolojisine göre süper ötesi olduğu için başaralı bir film olmuş. filmde oluşturdukları atmosfer ve büyük sessizlikler insanı etkiliyor. tebrikler alien.","label":8} {"text":"Her ne kadar Paranormal Activity tarzı bir film gibi görünse de korkudan ziyade psikolojik altmetinlere sahip bir yapım. Aslında çıkış noktası itibariyle dün izlediğim Emergo'ya daha çok benziyor. Emergo'nun doğaüstü olaylar içermeyen bunun yanında süresi bu tür bir film için çok uzun, çıplaklık ve cinsellik gibi ucuz numaralara bolca başvuran, durağan, yine Emergo gibi baklayı ağzından bir türlü çıkarmayan başarısız bir versiyonu diyebilirim. Beğenemedim tavsiye etmiyorum.","label":0} {"text":"Tertemiz, sade, kafa yormayan bir durum filmi. Yer yer güldürüyor, yer yer gözlerinizi dolduruyor. Sıcak bir aile filmi ilginizi çekiyor isesevebileceğiniz film.","label":7} {"text":"Sevdiğimiz aileden biri saydığımız Rob Schneider'ın bu şovunun maalesef güldürdüğünü söylemek zor olsa da sonundaki Elle King sürprizi şaşırttı. Bu şarkıcı hanım kızımız meğerse Rob reisin öz kızıymış. Kapanışı da birlikte şarkı söyleyerek yapmaları çok sempatikti. Bu arada unutmadan reisin annesi de filipinliymiş bu da büyük sürpriz oldu.","label":6} {"text":"eskiden iyi olabilir belki ama şimdi pek iyi değil çünük emsalleri çok fazla hem de bu yaratık filmleri ilgimi çekmemiştir alien serisinide beğnememiştim nası çok iyi film diolar anlamak mümkün değil...","label":4} {"text":"Işık hızını aşarak yıldız sistemlerini dolaşabiliyorsun, uzun yıllar gezegeni gozluyorsun ama iş kapıyı açmaya gelince acamiyorsun. Su senin için en büyük tehdit. Fakat üçte ikisi su olan, sürekli yağmurun olduğu gezegene istila etmek için geliyorsun. Filmdeki uzaylılar cidden çok akıllı.","label":4} {"text":"ne yazık ki kuzuların sessizliğindeki etkiyi yakalayamadım.belki de beklentilerimiz yüksek olduğu için.hopkinsin oyunculuğu filmi toparlamayı başarıyor.10/7","label":4} {"text":"Çektiği her film Oscar'a aday gösterilmiş ama izlediğim hiçbir filmini neredeyse hiç beğenmediğim yönetmen Iñárritu'nun en beğendiğim filmi. Sinema ve tiyatro üzerinden sanat tartışması yapan film,eleştirmenlere ve popüler sinemaya yapılan giydirmeler ile dikkat çekiyor.Oyuncu kadrosu bile bu giydirmeleri yapacak şekilde oluşturulmuş.Özellikle Michael Keaton'ın oynadığı Riggan karakteri ile neredeyse kendini canlandırdığını söyleyebiliriz. Filmde Naomi Watts ile birlikte oynadıkları The Painted Veil filminde olduğu gibi sorunlu bir ilişki yaşayan Edward Norton performansıyla benim açımdan öne çıkarken diğer oyunculuklar da oldukça iyiydi. Hareketli kamera kullanımı,tek planda çekilen uzun sahneler,sanki filmin içindeymiş gibi hissettiren ve zaten filmin içinde, filmin bir parçası olan müzikleriyle;özellikle sinema-tiyatro dünyasının arka planında olanlara ilgi duyanların çok beğeneceğini düşündüğüm bir film olmuş.","label":6} {"text":"...Bir gün gelecek, siz de anlayacaksınız! Postmodern tüketim şakşakçılarının karşımıza ideal örnek olarak çıkardığı Amerikan ekonomi yapısını ve Amerikan tipi aile kavramını yerden yere vuran; iğneyi geçelim çuvaldızı da kendine batırarak, içinde yaşadığı sistemin tüm açıklarını yüksek sesle söyleyen, Burnham Ailesi örneklemli bir toplumsal özeleştiri filmi. Lester Burnham'ın mutfakta aile fotoğrafına bakmasıyla başlayıp, yazımın başlangıcındaki cümleyle biten final sekansı ve rüzgarda salınan poşetin hiç durmayan, sürekli kendini yenileyen yaşama benzetildiği bölümle unutulmazlar arasına giren film; üstün oyunculuk, kusursuz sinematografi ve olay örgüsü ile son dönemin başyapıtlarından! (1 Nisan 2004 tarihli yorumun tekrarıdır)","label":9} {"text":"gayet hoş bir animasyon ama çok küçük çocuklarla izlemeyin korkabilirler:)","label":7} {"text":"o nasıl bir oyunculuktur!! helal olsun.. gerçi yönetmenin, filme gerçekçilik katmak adına kendisine yaptığı zulümden ötürü son filmi olmuş bu muhteşem aktrisin.. yazık olmuş.. \"film, eskiden çekiliyormuş azizim\" dedi içimdeki ihtiyar.. ses olmayınca, iş tabii ki oyunculuğa ve çekim tekniklerine kalıyormuş.. pek de güzel oluyormuş aslında..","label":8} {"text":"David Fincher resmen bu filmiyle bir polisiye filminde nasıl atmosferi bu denli güzel kurulabileceğini anlatıyor. Sarı ve mavi tonlarla atmosferi çok iyi dengelerken, özellikle son sahnelerdeki kamera hareketleri ile de seyirciye duyguyu çok iyi bir şekilde aktarmayı başarıyor. Bunun haricinde Brad Pitt, Morgan Freeman ve Kevin Spacey'nin güçlü oyunculuklarıyla da film fazlasıyla güçlü bir film oluyor. Fincher özellikle final sahnesiyle akıllardan uzun süre silinmeyecek bir gerilim-polisiye filmi çıkarmış. Bu kategoride rahatlıkla mihenk taşı olarak kabul edilebilir.","label":8} {"text":"filmin olumlu olumsuz bi çok yönündeki eleştirilerimi söze dökemedim fakat bi önce yorum yapan arkadaşın paylaştığı eleştiri yazısı okunmaya değer bence http://sinemahzen.com/tom-a-la-ferme/","label":7} {"text":"Tam olarak \"iyi hissetme\" filmi. Oyuncular da iyi oyuncular olduğu için bu tarz filmlerdeki hissedilen rahatsızlık yoktu, çok tatlı ve komik sahneler, replikler ve macera üzerinden akan bir hikaye var. Keyfiliydi","label":6} {"text":"Keşke eksi puan da verebilsem. Gidelim ne kaybederiz diye düşündük, düşünmez olaydık. Sadece zaman kaybıydı bizim için...","label":0} {"text":"Nerede o eski Guy Ritchie... Hollywood'un bıkmadan usanmadan 80 yıldır yaptığı klişelerin, saçma mizansenlerin, güldürmeyen basit esprilerinin hepsi vardı bu filmde. Snatch, Lock Stock and Two Smoking Barrels hepsini geçtim felsefe, tespit ve aforizma yardırdığı Revolver filmini çeken adam bu mu diye düşündürmeye başladı artık. Tarzını gerçekten severdim ama özgünlüğünü yitirmiş bu filmde. Açıkcası geçen sene can ciğer arkadaşı Matthew Vaughn'ın yaptığı \"Kingsman\" filmi aksiyon, mizah ve sinematografi açısından bu filmden daha doyurucuydu.","label":6} {"text":"Harika oyuncular muhteşem bir konu. Fakat diyaloglar hep havada kaldı, cep telefonu ile çekilmiş kadar sıradan bir görüntü ve ses dizaynı. Ercan Kesal ve Tansu Biçer hatırına sonuna kadar İzlediğim bir film oldu. Lezzet almak için çok çabaladım. Özetleyecek olursam kaliteli yağ var, şeker var, un var fakat mum ateşinde pişirmeye çalışılmış.","label":3} {"text":"Film bir intikam filmi .Geçmiş ve şimdiki zaman parça parça ilerliyor. Filmin süresi 2 saat olmasına rağmen filmin kahramanının kendisini alı koyan kötü adamlara ne yaptığı ile ilgili bir sahne çekilmemiş. Öldürdüğü bariz belli ama nasıl öldürdüğünün sahnelerinin çekilip filme konulması gerekirdi. Vasat bir film olmuş. Zamanınız varsa seyredilebilir.","label":5} {"text":"Arkadaşlar yorumlara bakıyorum herkes filmi gömmüş bazıları yok durağan falan demiş ben onlardan farklı bi filmi mi izledim acaba aksiyonu yerinde gayet güzel olmuş yorumlara hiç aldırış etmeden gidip izleyin herkezin beklentisi farklı olabilir","label":6} {"text":"Hani birileriyle aranizda herhangi bir konuda yaris vardirya o kisi sizden maddi yada bilgisel açidan üstündürde çalisip çabalarsiniz çogu zaman onu geçip en iyi olmak için çünkü hedefinizdir bu...Ve çalisirsiniz..çalisirsiniz...çalisirsiniz fakat sonunda çogunlukla basaramassiniz çünkü sistemin içindeki düzende para çogu zaman her seydir ve iste en kötüsüde sizin 3seviyeden 7ye-8e çikmis olmaniz siz o isi basaramadiginizdan dolayi Insanlarin gözünde bir hiç olarak kalicaksiniz Mesela basit bir örnek; Bir genç düsünün pek fazla dersleri takmayan sagda solda gezip tozan ve bu genç hayatini belirlicek sinavla karsilasmasina az kala çogu ögrencinin yaptigi gibi belirli bi oranda çalisir yani en azindan çalismasi lazimdir..iste bu çalismanin getirmis oldugu lar vardir yani genç 3seviyede bilgiye sahipken çalismasi sonucu bunu 7gibi oldukça iyi bi seviyeye çikarmis kendini gelistirmistir fakat yinede o son sinavi, hayatini belirliyen en büyük sinavi kazanamamistir ve büyük ihtimalle ailesinin görmüs oldugu kocabir 0dir(Not;Buradaki ögrenciyle benim alakam yok gardas)& iste bence filmin konusu bunun gibi... siz biryere kadar gelirken ne yaptiginiz degil nerede oldugunuz önemlidir ve sizin yapmaniz gereken hiçbirzaman vazgeçmemek olmalidir-----------Sonuç olarak Film anlayana güzel zaten Oscar'in enbüyük adaylarindan ve Brad Pitt'in En iyi erkek oyuncu olmasida Çok çok yüksek bir ihtimal çünkü her zaman oldugu gibi mükemmel bir performans yanii bir zahmet versinler...Ayrica Jonah Hill'in performansi ve karakteride filmde büyük rollere sahip...Birde beyzbola ilgi duymanizi sagliyacak nitelikte bir film ve eger hala izlemediyseniz çok sey kaçiriyorsunuz...","label":7} {"text":"Konusu yok,saçmalığı var,Oyunculukları var,yönetmeni yok,kurgusu yok,gereksiz uzatılan süresi var.Sadece ama sadece fantezi örnekleri tam.Buda bir sinema filmi yapmıyor bu saçmalığı..Amerikan saçmalığı..1/10","label":0} {"text":"Eğlence, aksiyon ve Charlize Theron...","label":9} {"text":"Senaryo konusunda en ufak merakı olanlar dahi 'senaryo matematiği' kavramını mutlaka duymuştur. İşte Git Başımdan'ın en birincil eksiğide bu matematiği yok sayması. Senaryo matematiğinden uzaklaşmasının tek avantajı filmin klişelerden kurtulmasına yardımcı olabilmek iken düğünden kaçan damat ile Eski Sevgiliyi Unutmanın 10 Yolu ve filmin ana teması iç sesle hesaplaşma ile de İçimdeki Ses' i anımsatıyor. Matematikte olduğu gibi senaryo matematiğindede yutan elemanlar var elbet.! Latif'in partnerleri oldukça yutan eleman vasfını taşıyor mesela.Ahlaki sınırlardan yoksun ve kartordan. Seyirci o kadar umursanılmıyor her şey öylesine ti'ye alınıyor ki sadece içinden geçen her şeyi söyleyebilenin yaşayabileceği öğütleniyor. Halbuki çoğumuzda aşikar olduğu gibi nerede susacağını bilmeyen bir adamın saygın olması beklenemez. Anne karakteri sadece millet bu Latif'in anası yok mu? Demesin diye yazılmış belli.Selin karakteri ile birlikte Mansur'un (iç ses ) bu kadar çabuk kabul görmesi sizcede abes değil mi ? Sonuç olarak Git Başımdan hayata karşı derin ahkamlar kesen ancak bulunduğu Hayal Cumhuriyetinde durumlara oldukça uzak kalan bir film. Dip Not; Filmin tek yıldızının sebebi Bülent Emrah Parlak'tır. 1/5","label":1} {"text":"O nasıl bir çocuk oyuncu performansıdır öyle. Abartmadan söylüyorum, Babam ve Oğlum'dan sonra, ağlamamak için kendimi sıktığım ilk film oldu. Filmle ilgili söylenecek çok şey olsa da o küçük kızın muhteşem performansını anlatan bir yorum olarak kalsın. O kız her 'Bayım' dediğinde, içimden bir parça kopardı sanki.","label":7} {"text":"Çok güzel bir film kesinlikle izleyin çok sürükleyici... Enes batur ve diğer yutuburların böyle filmlerde rol alması oynamas çok güzel izlemesi ds zevkli oluyor.","label":9} {"text":"Serinin en fazla gişe hasılatı getiren filmi. Serinin ilk ve ikincisini beğenmiş üçüncüsünün cılızlığı ve gereksizliğinden bahsetmiştim. Yapımcılar beni izlemiş olabilir:) Çünkü serinin en zayıf halkası olan 3.nün yönetmeni James Wong yerine tekrar David Ellis'te karar kılmışlar ve çokta doğru ve yerinde bir hamle olmuş. Havuz ve yürüyen merdiven sahnesi hem espritüel hemde dehşetengiz bir kurgu ile izleyicinin gözbebeklerinde flash etkisi yaratıyor. Bu seferki oyuncu kadrosu daha göze sempatik gelen oyunculardan kurulu. Filmde heyecan had safhada finale kadar dinmiyor. Mutlaka izleyin.","label":8} {"text":"Fena sıkıcı. Filme gittik diye cok pisman olduk. Daha faylali bi sekilde zamaninizi gecirebilirsiniz","label":1} {"text":"Bugün izledik tam benim tarzımda. Ama Astro Boy (2009)'dan çalıntı. [spoiler]Dediğim hikayede Astro'nun insan hali Toby ölüyor. Ölürken &Şapkası& arkasında kalıyor.[/spoiler] aynısı Hiro'nun abisine oluyor. Bunun yanı sıra diğer konuşmaların da bir kısmı Astro Boy'dan: [spoiler]Dr. Tenma, Dr. Elefun (Ochanimuzi)'a O artık öldü ve Geri gelmeyecek&, diyordu. Ve Hiro, Baymax'e Tadashi (abisi) öldü, o geri gelmeyecek dedi.[/spoiler] Yanı sıra fütüristik bir hikaye ve [spoiler]Tokyo (hikayedeki adıyla Sanfransokyo&da geçiyor. Astro'nun uyarlanmamış hikayesinde Metro City, Tokyo'dur (Tokyo'nun üzerine kurulmuş ta olabilir.[/spoiler]. Kısacası az çok çalıntılar var ve Astro Boy bu kadar başarılı olamadı (6 Süper Kahramana ait 7 ödül var!). Ama sevmedim değil. Zaten Astro Boy'da, Gökteki Kale&den çalıntı figürler var, sanırım birisi bir yerde yazmıştı :) . Ama hepsi benim tarzımda, yani çalıntı olması bir şey ifade etmiyor. Çok beğenerek izledim!","label":9} {"text":"film başlayalı on dakika olmuştu ki kendi anımı seçtim.. Öyle de keskin bir hayat yaşamışım hgşjh çok naif ve tatlış bir film^^","label":7} {"text":"Film piyasada şuanda yada geçmişte bulunan bir çok filmden çok daha güzeldi. Yolun açık olsun Burak Bozdağ 🙂 Şu olumsuz eleştirileri bırakın arkadaş. Adamlar güzel ve eğlenceli bir iş çıkarmış ortaya. Biz Erzurumlular filmi izlesek yeter","label":9} {"text":"Arkadaşlar gerçektende inanılma bir filmdi ama bunun kısa filminde Jim Carrey'in ne işi vardı onu anlamadım.Ama gerçekten süper bir film 10/10 bence izlemeyen varsa bence bir an önce izlesin.Gerçi herkes dile getirmiş awma bu filmi gerçektende çok bilen yok :)))","label":7} {"text":"Destansı finali sayesinde adamı bir seksen yere seriyor. Gelmiş geçmiş en şaşırtıcı sonlardan biri. Hastayım bu filme.","label":8} {"text":"Gerçekliğin Kırılgan YansımasıFilmimizin yönetmeni Fransız Jean-Claude Brisseau'dur. 2004 yapımı bu eser, görünürde yüzeyi kaplayan kadının yaşama mücadelesi ve erkeğin iktidarı karşısında ayakta kalma azminin sert ve kararlı bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. bu haliyle taktire şayan bir niteliği içinde barındırmakta ve üstlenilen niyet gerekliliği zaruriyet arz eden bir konuyu karşımıza çıkarmaktadır. iki genç kadının yaşamları, tutkuları, hayalleri, istek ve amaçları çevresinde gelişmekte fakat hemen akabinde kadın bedenine, tutku ile düşlerinin mahremiyetine dalarak, bedenin şeklen örselendiği ve bunun yanında da, kadının tensel bir fetiş objesine dönüştürüldüğü kulvara sapmaktadır. Başlarda ki kadın merkezli söyle giderek kadının nesne olarak metalaşmasıyla alehte bir yapıya evrilmekte ve bu yapılırken içerikte vuku bulan bedenen sergilenişler, bir bakıma karşı cinsin hanesine artı puan olarak yazılmaktadır. Erkeğin boyunduruğu altında ezilen ve çeşitli nedenlerle erkek egemen düzenin dişlilerinde nefes alamaz bir noktaya gelen kadının, çıkış yolu bulmak için girdiği arayışlar ve artık kendi varlıklarının ve kimliklerinin sahibi olma karalılıkları, düşünsel bazda verilen olumlu mesajlar olarak yeretmektedir. Bu kaçınılmaz bir çıkarımdır. Buraya kadar hiçbir sorun olmamaktadır. Ama her zaman tekrarlanan bir hataya düşülerek; kadının cinselliği ve bu cinselliği karşı tarafa karşı bir silah olarak kullandırma düşüncesi, bir noktadan sonra hakkı korunulmaya çalışılan öznenin, bizzat bu koruma işini üstlenenler tarafında nesneye dönüştürülme tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına meyletmekte ve akabinde, belirginleşen bir eğrilik gözlenerek, verilen altsal mesajlar görsel sevicilik unsurlarının da varlığı neticesinde, üstsel anlamların dibe batmasına zemin hazırlamaktadır. Filmin, çıkış noktasından uzaklaşarak kimi yerde kadının anlamsız bir çıplaklığa mahkum edilmesi ve gerek ruhsal gerekse de düşünsel bazda kanatılarak çerçeve dışına itilmesi, ister istemez yapılan eserin niyetinin ve bu niyetin sergileniş şeklinin, kafalarda soru işaretleri doğurmasına neden olmaktadır. Toplumun bir parçası olan ve içinde yaşadığı çevrenin de vazgeçilmez unsuru olarak edledilen kadın, bu film aracılığı ile sadece cinselliğin çekim etkisinde kalan ve bu etki neticesinde kendini saplantı derecesinde karşı tarafa kullandırtan bir şekil olarak tasvir edilmekte, bu yapılırken de iki kadın karakterin ezilmeye ve intikama dönük söylemleri ile yumuşatılmaya çalışılan tasvir, böylece feminizm kavramını arkasına alarak tepkisel bir ayar düşüklüğünü amaçlamaktadır. Daha ilk kareden yansıyan amaçsız bedenen tahriş aslında, yapısal olarak ilerleyen karelerde görülecek tasvirlerinde niteliğini anlamamıza yardımcı olmaktadır. ?nathalie? karakterinin yaralanmış kişiliği ve vücudundan hayatı boyunca tasarruf edilmesi, artık bir noktadan sonra bu kişiliğin tek gayesinin intikam olmayı düşünmesine yol açmış ve yaşama nedeni bu olarak şekillenmiştir. İçini kaplayan şehvet duygusu ve tutkuyu yaşamadaki sınırsızlık, onu dişiliğinin farkında olan ve bunu kendi amacı doğrultusunda çekinmeden kullanan bir bireye dönüşmesine zemin hazırlamıştır.Diğer karakter olan ?sandrine? ise; henüz körpe bir masumiyetin kutsiyetinde saflığı temsil ederken, birden striptiz salonunun karanlık gerçekliği ile tanışma şanssızlığıyla yüz yüze gelmiştir ve kader karşısına ?nathalie'yi çıkarmıştır. ?sandrine? nin yapısı daha bakir bir bilinmezliği içermektedir ama ?nathalie? nin yönlendirmesi ve biçim vermesi ile artık oda, kadınsı cazibesini bir silah olarak kullanma yetisine haiz olmuştur. Önemle durulması gereken bir noktada, olumlu bir betimleme olarak kabul edilebilir. Hiç şüphesiz filmin barındırdığı üstte sıralanan zayıflık ve anlam kaymaları yanında, içerisinde yer eden ve eleştirel bir mahiyeti beraberinde getiren; kadın-erkek, kadın-toplum ve kadın-ekonomik özgürlük gibi eşitlemeler ve bunlardan hareketle, var olan durumu ortaya koyuş gayesi, artı bir çıkarım olarak yer etmektedir. Yaşamın önlerine çıkardığı engeller ve bu engellerin insanı kıskaca mahkum eder yapısı, ekonomik gücü elinde barındıran ve bu haliyle de hükmeden ve ezen bir hüviyete bürünen yüzü karşımıza çıkarmaktadır.İnsanın bir bakıma kişilik portresi yada tahlili yapılmaktadır, ?christophe? karakteri babında. İşte bu yüz bu karakter olmaktadır. Sevginin içinde yer etmediği ve altında barınanlara insan gözüyle bakmayan, dolayısıyla yönetmen tarafından bir bakıma üst sınıf ve güç sahibi reayadan biri olarak tasvir edilmekte ve bu da, filmin nadir olumlu çıkarımlarından biri olmaktadır. Ayrıca iki kadının karşısına çıkan ve bir noktadan sonra, aynı amaç etrafında birleşen kadınların yine, o amaç için hedef seçilen karşı cins tarafından birbirine düşürülmesi ve bir süre sonra düşünsel ideallerinin ve planlarının unutulup geri plana itilmesi, düşman olarak belirlenen erkeğin bir zaferi olarak nihayetinde karşımıza çıkmakta ve kadınların arasında ki ince bağın yahut hassas noktanın, yine erkeğe duyulan zaaf olduğu vurgulanmaktadır.21. yüzyılda artık gelişen yapılar ve eskinin yenilenmesi bağlamında artık dönüşen düşünsel açılımlar, kadının toplum içinde ki konumunu ve yerini belirginleştirme babında oldukça ilerleme kaydedilmesini sağlamıştır. Filmimiz bir bakıma bu ilerlemenin gerekliliği vurgulamakta ve birey olarak kadının karşılaştığı engelleri, bu engeller karşısında gösterdiği direnci ve mücadeleyi irdelemekte ama bir yerde bu mücadelenin şekli konusunda yanlış bir yol çizerek rotayı; kadın bedeninin mahremiyetine ve bu mahremiyetin onu, bir noktadan sonra cinsel ve haz veren bir objeye evirmesine yol vererek, amacından sapmayı ve neticede de eleştirilen yapıların bizzat şekline bürünülmesini, kaçınılmaz bir son olarak önümüze sermiştir. Kurgu bağlamında bir yenilik karşımıza çıkmamaktadır, senaryo açısından ise yapısında ki eleştirel ve feminist söylen dikkat çekici bir unsur olarak yer etmiştir. Ama gidişattaki kayma ve bu söylemin tonsal bazda tutturulamaması , filmin yegane zafiyeti durumundadır. Oyunculuklarda ki sıradan ortaya koyuş, filmin yine aydı düzlemde seyretmesine meyletmiş, yalnız cinsel sahnelerin sunumundaki performans, içte yaralar açsa da hafızalarda kendine yer bulmuştur.Filmin sonunda ortaya çıkan ise; elde edilen bir ölüm neticesinde acıların son bulması ve kadının huzura ererek gayesine ulaşıp mutlu olması şeklinde düşünülüp, bu doğrultuda hareket edilmiştir. Sonuçta; verilmek istenen verilemeyenin ardında kalmış, anlatılmak istenen düşüncenin gerekliliği şekli unsurlara takılarak, gereksiz tasvirlerin oluşumuna sebep olmuştur. İçerisinde olumlu ve olumsuz çıkarımlar barındırmakla birlikte yinede, bu çıkarımlara şahit olmak ve bireysel yargılar eşliğinde irdelemek nihayetinde, seyredilmesiyle mümkün olacaktır.------- Choses secrètes ( Mahrem Şeyler) ------","label":6} {"text":"Vaktinizi boşa harcamayın.. Çok kötü bir film.. Kadroda iyi oyuncular var ama salt oyuncuyla olmuyor işte.. Saçmasapan bir senaryo..","label":3} {"text":"Çok tatlı bir film. İzlesem mi acaba diye düşünmeden hemen filme dalın bence.","label":7} {"text":"İzlememek icin direnmiştim keşke devam etseydim direnmeye","label":0} {"text":"Son sahnesi benim için harika olabilirdi ama meraktan filmi durdurup kayser soze'yi aradıgım için işte bu diyemedim.. Başrol oyuncumuz Kevin Spacey zaten mükemmel bir oyuncu ne diyebilirim ki mükemmel!","label":9} {"text":"Oyunculuk 10 Senaryo 5 Total 7,5 Oyuncu arkadaşlar elinden gelenin fazlasını yapmışlar senaryoya bir şeyler eklense çok güzel olurdu, çünkü çok hızlı Aşık oldular. Sensiz yaşayamam'lar için biraz badire atlatmak gerekir.","label":6} {"text":"Biraz yaşı küçük insanlar için ideal bir film.","label":4} {"text":"izlemekte sıkılmayacağım seri. ve serinin ilk filmi olan the fellowship of the ring kaç kez izlediğimi bile hatırlamıyorum ama zaten daha da izlerim, kitaplarıyla karşılaştırıp bu filmlere kötü diyen insanları anlamadım anlayamayacağım, ben kitaplarını da okudum onlar da elbette çok güzeller ama filmler de kitaplar kadar iyi. bide size tavsiye kesilmemiş versiyonlarını izleyin daha çok zevk alacaksınız..","label":9} {"text":"berbat yazık zamanınıza biraz özveri biraz bizim türk filimleri için düşüncelerimizin olumsuz olduğunu boyle iğrenç filmlerle haklı düşünceler hissettirmeyi becerdiginiz için tesekkur ederim yaniltmadiniz beni !!!","label":0} {"text":"Filmi izlerken gözünüzü bir an olsun ayırmamanızı tavsiye ederim. Zira 3 farklı zaman dilimindeki olaylar örgüsünü karıştırıyorsunuz. Filmi izlerken beyin yanması geçirebilirsiniz. Ben çok beğendim. Ama 8.5 üstü bir puan edecek kadar değil. 3 saat boyunca yoğun bir düşünme seansı sizi bekliyor.","label":7} {"text":"Kendine özgü bir anlatımı olan çok iyi bir film. Herkese hitap ettiğini düşünmüyorum, ama ben çok beğendim. Aradan kaç ay geçtikten sonra bile hala bazı sahneleri hatırladığımda gülümsüyorum. İzleyin ve keyif almaya bakın.","label":6} {"text":"Filmle ilgili söylenebilecek en önemli şey çok vurucu bir senaryoya sahip olduğu. Kevin Spacey yine her zamanki gibi harika bir oyunculuk çıkartmış. Filmi izlerken mutlu sonla bitmesini bekledim hep, ama kim bilir belki de bittiği şekildir mutlu son..","label":7} {"text":"Filmin başındaki teknik kaya tırmanış sahnesindeki manevraları gerçekleştirmeyi deneyecek kimse olduğunu sanmam. Operasyonun kurgusu da gerçekten çok uzak. Ancak eğlenmek için seyredilir. Gerçek bir istihbarat operasyonunu izlemek isteyenlere Ale Guinnes'in başrolünü oynadığı Köstebek ve Smiley's people dizilerini öneririm.","label":6} {"text":"galada yangın çıkmış..işin garibi ben bu galaya davetliydim..hatta lcv yapıp adımı da yazdırmıştım..ama bugün dersim vardı ve acayip uykum geldi..eve gideyim dedim.. üşendim..hani uçak kazalarında son anda uçağı kaçıran şanslı yolcular olur...onlara benzettim kendimi...açıkçası son dakika haberini de görünce bunu filmin bi parçası sanmıştım önce...1 gün önce de sinema dergisinde bu film hakkında yazıyı okumuştum..orda da çekim aşamasında başına gelmedik kalmamış diye yazıyodu...walla bu kadar olaydan sonra artık bu cuma kesin giderim ben bu filme:) reklamın iyisi kötüsü olmaz","label":7} {"text":"Gayet başarılı bir Wolverine filmi olmuş... Keyifle nu yerinde,kurgusu ve seneryosu yerindeydi.. Ve Marvel özelliği,salonu hemen terketmeyin çünkü sonunda büyük bir süpriz sizi bekliyor.","label":7} {"text":"Woody Allen yine her zamanki gibi şapşal ve sevimli :) . Turturro yönettiği için karmakarışık bir aşk yumağına dönmemiş ilişkilerden oluşan eğlenceli bir film olmuş Tabi katı Yahudi kurallarını da eleştiren bir yönü de var.","label":5} {"text":"çok başarılı bir dram tavsiye ederim...","label":7} {"text":"şu kore yapımı olan filmin yerli uyarlaması-> http://www.sinefil.com/title/nk9939y zaten orta halli bir filmi uyarlama yapmak ne kadar doğru bir seçim tartışılır, bu tarz bir türde drama sırtını dayamak yerine olay örgüsündeki detaylara ve iyi kurguya ihtiyaç var. o da bence bu filmde iyi değil. yerli sinema izleyicisi sever bu dramatik durumları diye yola çıkmış olabilirler, ne kadar sevilir bilemiyorum da bence vasatı pek aşabilmiş değil.","label":5} {"text":"böyle filmleri hiçbir zaman sevmedim ve kesinlikle desteklemedimde. koskoca yılda 2-3 tane kaliteli filmler piyasaya çıkıyor. yakkında altın portakala yarışması için film gösterilemeyecek. böyle filmler inş. iş yapmaz parada kazanmaz. böyle filmler hem para hem emek hem zaman kaybı başka hiçbir şey değil.","label":1} {"text":"filmi izlerken sadece renkleri izlesek filmin gidişatını anlayabiliriz.. tabi bunun için o sinemanın rengi hangi dilde kullandığını biliyor olmak lazım.. lakin kubrick, sarının yalnızlıkla beraber ölümü çağrıştırdığını çok güzel anlatmıştır.. sadece biraz dikkatli izlemek, filmdeki objelere takılmak gerekir.. çünkü kubrick; çerçeveye, anlatısına bi şey katmayanı almaz ;)","label":8} {"text":"kötü eğitim de ince bir zekanın ürünü olan sürprizlerle dolu senaryosu ve iyi oyuncularıyla benim için en iyi 3 Almodovar filmi arasındaki yerini aldı. almodovar severlerin mutlaka izlemesi gereken başyapıtlardan birisi.","label":8} {"text":"1975 yılında yapılmış bir film olmasına rağmen günümüz filmlerine taş çıkarır nitelikte bir gerilim filmi ... Spielbergin yönetmenliğini yapmış olan film, imdb 250 listesinde yer almakta ve sinemanın kült filmleri arasında gösterilmektedir.","label":9} {"text":"'karakterlerdeki para hırsı' filmlerde gerilimin dozunu yükseltme konusunda işe yarayan bir malzeme olmuştur. Raimi nin bu filminde üç arkadaşın şans eseri bulduğu yüklü miktarda parayla değişen hayatını gözler önüne seriyor. paranın insan üzerindeki şaşırtıcı etkisi, küçük bir hatayla planlanan işlerin kontrolden çıkması ve karın tedirginlik hissi veren uçsuz bucaksız beyazlığı coenlerin fargo filmini akla getirse de bazı noktalarda özgünlüğünü tamamıyla koruyor...evil dead serisiyle sinema tarihinde sasrsılması güç bir kariyere imza atan sam raimi a simple plan ile bizlere soğuk bir gerilim vaadeden leziz bir eser bırakmış.8/10","label":7} {"text":"REC i seyretmemişdim iide olmuş bu fılm harıkaydı eger bu tur fılmler sevıorsanız ışıkları kapatıp seyredın..gercekden bayagı sıkı bir gerılım filmi.ben cok begendım..seyretmeden yorum yapmayın.","label":7} {"text":"Ya kusura bakmasınlar ama bu filme 8 puandan fazla verenlerin hepsinin 15 yaş altı ergen daniel aşıkları olduğunu düşünüyorum çünkü 'şimdi yakışıklı çocuk görücem' değil de 'şimdi harry potter serisinin devam filmini izlicem bakalım seriye yakıştı mı' mantığıyla izleyen birinin bu filmi bu kadar çok beğenme ihtimali yok.. Evet berbat değildi tabi ki ama bu seriye yakışmadı açıkçası, görsellik ve aksiyondan çok romantizm vardı.. bu kadar yoğun aşk görmek istesem romantik komediye giderdim zaten.. sadece görsel efektlerin çok iyi olması yüzünden 5 veriyorum.. İzlenebilir..","label":4} {"text":"Quentin Tarantino filmi yönetmesede senaryosuyla kendini hemen hissettiriyor, muhabbetler, karakterler mükemmel oyunculuları saymıyorum bile, bu filmin pulp fiction dan aşağı değil","label":8} {"text":"Film çok değişik bir konuya sahip. hostel ya da anestezi filmi ile hiç alakası yok. tamamen farklı konular. Bu filmde sadizm duyguları ön planda. Çılgınlık,hatalar,şiddet,kıskançlık,sapıklık,cinsellik hepsi bu filmde. 10/7","label":5} {"text":"Beklentimi yükseltmediğimden epey keyif aldım. İzlediğim 888. şey olması ise hoş bir tevafuk mu acaba","label":1} {"text":"christopher walken ı sevenler kaçırmasın derim..","label":6} {"text":"Yine başrol oyuncusunun korede pek bi popüler olan emo style saçlarıyla yaktığı film. Filme sınırlama getiriyoruz bari ergen genç kızlarımızla seyirci sayısını artıralım demişler belli ki. Ama şu filmi karantinaya almıyorsam bilin ki Min Sik Choi'nin harika oyunculuğu sayesindedir. Taksi sahnesinde, hem seri katilin hem arabadaki iki kişinin birbirlerini un çuvalı gibi bıçaklama sahnesiyle yönetmenin aştığı film. Havada uçuşan kanlar da hediye.","label":6} {"text":"Yönetmenin ''cinayet anıları'' filmi gayet güzeldi.. Bu filmde de yönetmen kalitesini gösteriyor ama senaryo biraz havada kalmış.. Film hızlı bir girişle başlıyor ve aynı hızla ilerliyor ama bunun dışında oyuncu performansı veya kaliteli senaryoyu göremiyoruz filmde.. Açıkcası çerezlik bir yapım olmuş.. İzleyin ama izlemeseniz de, pek bir şey kaçırmazsınız..10/6,5","label":6} {"text":"Behzat Ç ve ekibini severim güzel de film olmuş yalnız senaryoda kopukluklar vardı bu çok net yansıyordu Behzat Ç'nin diyalogları ve oyunculuğu filmi yukarıda tutmaya çalışmış daha iyisi olabilirdi gene de Behzat amiri sevenler izlesin","label":5} {"text":"Arkadaşlarınıza kötü bir şaka yapacaksanız.Tavsiye Papatya ile Karabiberi izletin.... :)1/10","label":1} {"text":"aksiyon dozu süper hatta aşırı doz. rahatsız edici sahne yok, gayet güzel bir seyirlik, çok keyif aldım.","label":7} {"text":"İzlerken keyif aldım, çok iyi vakit geçirdim. Ama sanırım süper kahramanlık filmleri hala bana hitap etmiyor. Beğendiğim süper kahramanlık filmleri var. Ama bunu daha gerçekçi yapanları seviyorum. Kick-Ass gibi. İşin içine bol efekt, süper güçler, bir de espritüel karakter yapma çabası beni biraz itiyor. Özellikle kapışma sahneleri beni çok çekmiyor. Tom Hardy'yi severim, bu role de yakışmış. Bazı sahneleri beğendim. Sonu da fena bitmedi. Süper kahraman filmi olarak değil ama bol hareketli bir aksiyon filmi olarak beğendiğimi söyleyebilirim.","label":6} {"text":"Yani ne desem bilmem ki? Film bazen şaşırtmıyo değil. Ancak oyunculuk iyi değil ve sırf paris hilton var diye sansasyon yapılmaya çalışıldı. İşin sinema açısından artıları eksileri tartışılmalı. Senaryo fena değil bence... 6/10","label":5} {"text":"Beyaz elbiseli ablamız dışında gösterilen berbat oyunculuk, berbat bir senaryo ve çekim açılarından sahnelerin değişmesine kadar berbat olan bir yönetmenlik örneği. 10 üzerinden -5 vermeyi gerçekten çok isterdim. En beğendiğim oyuncu patlayan lamba oldu, en azından fazlasıyla inandırıcıydı!","label":0} {"text":"Çok güzel bir filmdi. Mutlaka izleyin.","label":7} {"text":"Amerikan pastası yine bir amerikan pastası yapıyor ve yine işe yarıyor. Diğer bölümlerden bu yana hiçbirşey değişmemiş hissine kapılıyorsunuz . Yine komik , yine güzel zaman gerçirmelik","label":7} {"text":"Aşağıdaki bazı yorumcuların abarttığı kadar iyi olmamakla beraber, kötü diyebleceğimiz bir filmde değil.. Bence sinemalık bir film değil evde cdsi alıp izlense daha keyifli olablir diye düşünüyorum..","label":4} {"text":"Film çok güzeldi ve çok eğlenceliydii.Başroldeki oyuncular müthişdi ancak filmin devamının gelmesini çok istedimm :) :)","label":9} {"text":"3. film için çekilmiş geçiş filmi diyebiliriz. Tabii ki kitap gibi olamaz ama uzun uuzn anlatılan o çölden çıkışları çok çileliydi keşke daha çok sahne görseydik bu konuyla ilgili. Onun dışında kitabı okumayanların konu bütünlüğünü tam olarak anlayamayacağı türden bir film olmuş. Delileri zombileştirmeselermiş keşke. Emeğe saygı tabii :)","label":4} {"text":"Rock, Opera, Müzikal. Türünün en iyi örneklerinden olan bir yapım. Oyuncu kadrosuyla herkesi şaşırtmış olsa bile keyifle izlenebilen bir film. Gotik hava gereksizdi bence. Türü sevenlerin keyifle izleyebilcekleri bir film.","label":6} {"text":"Üç oyuncu arkadaşın beraber yazdığı,yönettiği film,kutuplaşmayı,önyargılarımızı,çizdiğimiz imajları çok net ve zekice bir dille anlatıyor. Gereksiz dış ses ve 'aha şimdi gerileceğiz!' müziği dışında gayet iyiydi. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Ynetmenin , Kaplumbaalar da Uar filmi daha ok houma gitti benim ancak Sarho Atlar Zaman da gerekten etkileyic bir dram... 10/8.2","label":7} {"text":"Sevenleri çok biliyorum da bence vasat bir film olmuş. Konu klişe, işleniş de oldu bittiye gelmiş. Yönetmenin Another Earth filmini sevmiş gibiydim ama bunu sevemedim. Sadece her iki filmde de işlenilen ölümün çaresizliği teması iyiydi. Spoiler olur mu bilmem de onda paralel evrenle çare bulmaya çalışıyordu bunda da reankarnasyon gibi bir şeyle.","label":8} {"text":"İlginç bir şekilde filmi gecenin bir yarısı TV'de denk gelerek izledim. Film açıldığında hemen yorumlara göz attım film bir çok yerde yerden yere vurulmuş belki bu kadar yerden yere vurulmasa merak edip izlemezdim:) , Karakter betimlemelerinde çok alt metin oluşturulamamış veyahut yönetmen bunu yansıtamamış demek daha doğru olur, lakin senaryo genel manada çok ilgi çekici, sesi takip etmesi kurcalaması, sesi alt etmeye çalışması ve filmin o sonunda öğreneceği gerçek gibi bir çok sebepten sonuna kadar izlettiriyor film, abartıldığı kadar kötü bir film olmadığını düşünüyorum, çerezlik, zaman zaman tebessüm ettiren, sürükleyici.)","label":7} {"text":"1970 yılında çekilen film, hiç kimseye karşı sorumlu olmadığı görülen bir otorite sistemine karşı duyulan alaycı öfkeyle yola çıkıyor; filmin siyasi tezi, faşizmin işlediği suçlara kılıf uydurması, sorgulanamaz olduğu, eleştiriye tahammül edilmediğidir. lümpen ve eskimiş gibi görünürken, portresini çizdiği yalnızlık düşkünü adamın ihtirasları, çıkageliyor. Gördüğümüz bütün o kibir, o azamet, başroldeki Gian Maria Volonte'nin güçlü ve heyecan verici varlığıdır. O da Petri kadar, filmi Kafka'nın dünyasına sürüklüyor.","label":7} {"text":"de niro büyük oyunculuk yaşantısının etkisiyle bir oyuncu filmine imza atmış. ancak mükemmel oyunculukların yanında filmin devamlılık gibi önemli bir sorunu var. ayrıca angelina gibi bir kadını istemeyen koca olabilir mi!!","label":4} {"text":"Film klişelerle dolu olsa da farklı bir konu yaratmak istemişler ama biz başından olayların nereye gideceğini anlayabiliyoruz. En azından ben anladım. Filmde gizem yok, sıkıcı olaylar dizisi ama türünü sevenlere yeterli gelebilir.","label":3} {"text":"Argo ve küfürlerin havadan yağmur gibi yağdığı vasat bir komedi...Saygılarımla...","label":0} {"text":"Elinde hiçte fena olmayan bir konu var ve farelerin dönüşümünü, bu çarpık bu kötü düzene, birileri ilaç bulamazken, açlıktan ölürken, soğuktan donan Ayaz bebekler gibi yüz binlercesi varken güzellik keyfi için deney yapılan farelere, sisteme, kimyasallara, mahvedilen doğaya, teknolojiye ve insanın özünü kaybetmesine, robotlaşmasına bağlayabilirsin, hatta bunu öyle iyi yaparsın ki kült olur, altmetinin çarpıcılığı sarsar izleyiciyi. Bunu yapmıyorsun, altmetinin yok, olabilir, bir dizi insan üzerinden şartların getirdiği değişimi, sevenleri kaybetmeyi, vahşeti anlatacak, korku sinemasının düşük bütçeyle ciddi gelirler getirmesinden yararlanacaksındır, kabulum ancak niye rakı içip türkü söyleyen göbekli adamların tuttuğu mikrofon gibi kamerayı titretip, çok sanatsal havalarına giriyorsun? Sinema konusunda en ufak yeteneğim yoktur ancak bu bütçeyi bana verseler kat kat iyisini çıkarırdım, o derece kötü bir film.","label":2} {"text":"Hikayeler birbiri ardına çıkıyor ama sonunda ee noldu simdi dedirtiyor. Basta, film mezarların kazılması üzerinden ilerleyecek derken birden konu değişiyor, annelere kayıyor bu sırada mezar kazımı muhabbeti çok da mühim degil gibi bir hava var ortamda, konudan ara sıra bahsediliyor. Janisle Ana'nın sevişme sahnesine de anlam veremedim bu hikaye de oldu bittiye getirilmiş. En sonunda da ayıp olmasın diye, işte bi de böyle bir muhabbet vardı ya açtık mezarı da vatana millete hayırlı olsun, der gibi bir final :) Hikaye açısından durum böyleyken yine de izlemesi keyifliydi, oyunculuklar güzeldi. Almodóvar'dan beklenen sadece görsel şölen degil de ona eslik eden iyi düşünülmüş bir hikaye anlatımı oldugu için bu hayal kırıklığı.","label":5} {"text":"teknik açıdan çok başarılı. kurgusu çok iyi.","label":7} {"text":"Sakarlık komedisi 1921'de bile daha zekice yapılabiliyormuş. Buster Keaton'ın suratsız oyunculuğu üst üste gelen talihsizliklere çok uyuyor. Dekoru kullanarak yapılan ufak espriler de epey keyifli. Bugün TikTok'a, YouTube'a böyle filmler çeksek epey tuttururuz. Bu da filmle alakası olmayan saçma çıkarımım.","label":7} {"text":"Oyuncu kadrosu bir yana Isabelle Huppert'in varlığı benim için inanılmaz hoş bir sürpriz oldu. İntikam temalı filmleri severim bu da en iyilerinden biri bence. Çok beğendim kusursuzdu. Tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Türk sinemasının 100. yılını sindiremeyen emperyal kalıntıların kendi sınırlı zekalarıyla yapmaya çalıştıkları çöp. Emeği geçen herkesin -Altan Erkekli'de dahil olmak üzere- suratlarına kocaman tükürüyorum.","label":0} {"text":"[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":0} {"text":"Çokkk şeyler beklediğim fakat pek bir şey bulamadığım bir film. İdare eder işte hani izlemeseniz de oluyor...","label":5} {"text":"Öncelikle efektler konusunda filmin gayet iyi olduğunu düşünüyorum. Mantık hataları olmasına rağmen kendini izletmeyi başaran, şans verilmeyi hak eden bir film. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Bir polisiye filmi olarak karşımıza çıksa da başka açılardan filmi görmemizi sağlıyor. İki polis memurunun gözünden görüyoruz çoğu şeyi ve onların hayatlarını da. Aslında kolay gibi görünen kutsal bir mesleği seriyor gözler önüne. Dialoglar da tam da amerikalılara göre. İzlenebilir türden.","label":6} {"text":"Televizyon filmi edasında bir film, zaten sinema da insanı çok sıkıyor gerçekten. Ama yine de kötü diyemem Berrak Tüzünataç hatrına bile diyemem :)","label":5} {"text":"Black filminini izlememiş biri olarak yapacağım yorumu. Aslında yazmış olduğum her şey black filmini övecek. Yeniden çevrimleri bu yüzden saçma buluyorum. Sanat, yaratıcılık anlamı taşır benim için. Başkasının sanatını alıp, birebir insanlara tekar sunmanın adı nedir, biliyorum. Amacı ise gayet açık, ticari kaygı. Yani bu adam diyor ki, ben kendi sanatımla, kendi yarattığım dünya ile sınıfta kalırım, batarım. Hazır yapılmışı, tutacağı garanti bir iş varken, neen kendimi yorayım. E sonuçta, ne dersek diyelim, adam kazanıyorsa, bizim gibi düşünen insanlara rağmen parayı cebe indiriyorsa, çokta umursayacağını sanmıyorum. Başa dönecek olursak, taklit bir film olduğunu bilmeden izledim. Filmi gayet başarılı buldum. Beni en çok vuran senaryosuydu. Yakın zamanda orjinalini izlemeyi düşünüyorum.","label":6} {"text":"Başrolde Wong Kar Wai filmlerinin kadrolu oyuncusu Tony Leung olduğu için büyük beklentilerle izledim. Ses, görüntü ve dövüş sahneleri gibi elementler övüldüğü kadar vardı ancak filmin en büyük sıkıntısı senaryosu. Film boyunca bir yere gitmeyen gitse de çok bir anlam ifade etmeyen olaylar, sırf ölmesi gerektiği için ölen karakterler, konuşmaların havada kalması ve film boyunca eksik bir his veren tahmin edilebilir olay örgüsü gibi hataların olmasına rağmen karakteri tanıştıran film olduğu için fena değil ama marvel elindeki o kadar parayla çok daha iyi bir iş çıkartabilirdi.","label":6} {"text":"Sanırım netfliks yapımlarının altına bot basıyor. Bu kadar insan beğenmiş olamaz. Her bir şeyler anlatmaya çalışırmış gibi yapan yapıma ayılıp bayılmaya gerek yok. Bu bir komedi filmi mi öyleyse komik değil. Absürtemeyen mizah olmuş. Oyuncu kadrosuna bakıp zaten hiç aldanmamak gerekir çünkü isimler sadece kağıt üzerinde kalmış ekrana yansımamış.","label":0} {"text":"Son yıllarda isminin anılmasına alıştığımız Michael Bay’dan, türünün iyi örneklerinden diyebileceğimiz seviyede bir film. Tüden kastım aksiyon-komedi’dir. Yer yer basit esprilerin yer alması filmi komedi sınıfına da sokuyor; fakat bu espirler izleyicinin ancak yüzünde gülümseme oluşturacak tarzdan. Filmdeki aksiyon üst düzeyde, senaryo tahmin edileceği üzere çok zayıf ve klişelerle dolu. Smith ve Lawrence hiç de fena olmayan bir oyunculuk çıkarmış. Popcorn sinemasının en iyilerinden ancak tam bir film olmayı pek hak etmiyor. İzlenebilecek en keyifli ve eğlenceli filmlerden. Zaman geçirmek için izleyecek film arıyorsanız, bulunabilecek en iyi filmler arasında.","label":6} {"text":"Sıcacık yahu...","label":8} {"text":"Ben bile film izleyerek yönetmenliğin ucundan bir şeyler öğrendim. Örneğin; kadrajdaki şahıs bir yere gidiyorsa ve giderken önemli bir detay yoksa, evine gidiyor diyelim. Kapıdan girişini görürüz, 5 saniye sonrasını hole girişini, 5 saniye sonrasını dublex evinin merdivenlerinden çıkışını, 5 saniye sonrası odaya gireceğini gibi gibi 5 saniye hızlı görürüz yani. Ben burda bi dümbülün metroda yürüşüyünü seyrettim sadece. Böyle bir şeyi nasıl seyrettim. AGA BU NEDİR diyesim var. Bir de \"kısa\" film. Bir de \"ingiliççe\"","label":0} {"text":"bu fılme kotu dıyenler gercekten fılmı anlamakta gucluk ceken yapıya sahıp arkadaslardır herkez anlıyacak dıye bırsey yok ama fılmden anlıyan arkadaslar sıddetle tavsıye edıyorumm ozellıkle gecısler super olmus cok sey kaybedersınız...","label":9} {"text":"Gerçek bir hikaye. Zaten filmin sonunda asıl kahramanları görüyorsunuz. Savaş sahneleri, er ryan'ı kurtarmak filminin 'sahile ilk çıkarma' sahnesinden daha da güzeller. Filmi izlerken niye ağı kesmiyor bu japonlar sorusuna cevap aramamaya çalışın. Ben cevabını bulamadım. Kesinlikle sinemada izlenmeli. Çok beğeneceksiniz eminim.Yönetmen Mel Gibson oyunculu kadar yönetmenliğinin de başarılı olduğunu bu film de kanıtlıyor. gerçek olaylardan derlenmiş biyografi ve dram türündeki bu filmde ,İçindeki Vatansever duygularla ülkesinin katıldığı 2. Dünya savaşında yer almak için orduya katılan, dini inancı ve düşüncelerinden taviz vermeyen, pasif bir yapıda yetişmesinden ve dindar olmasından dolayı savaşta insanları öldürerek değil, kendi ülkesinin askerlerini tedavi etmek amaçlı savaş alanında olmak isteyen, Desmond T. Doss isimli sıhhiye erinin,savaş öncesindeki ailevi yaşantısı ,ilk aşkı yakalaması ve sonrasındaki çok çetin geçen Okinawa savaşında yaklaşık 75 askeri yaralı olarak kurtarması, savaşın ortasındaki mücadelesi, savaş sonunda Amerika tarihinin ilk Onur Madalyasına layık görülmesi ve aynı zamanda Amerika’da ilk Vicdani Retçi olarak kayıtlara geçmesi anlatılan, mükemmel görselleri ve efektleri ile savaşın gerçek yüzünü güzel yansıtan, içindeki dramı sonuna kadar hissettiren, bu senenin Oscar’ını hak eden bir başyapıt olduğunu düşünüyorum.10 üzerinden 8.5","label":9} {"text":"Tilda Swinton ı keşfettiğim film...","label":9} {"text":"alien lerin ortaya çıkış hikayesininde yer aldığı tadı damağımda kalmış bir predator vs alien şahaseri.","label":4} {"text":"bir kaç kere izlemeniz gereken bir film..yinede herkes farklı bir sonuç çıkaracaktır.olay örgüsü,kupukluğunun içinde bağlanma özelliğiyle baş yapıtlardan biri..","label":4} {"text":"Bugün sırf zaman geçirmek için gittim sinemaya ve ParaNorman filmine pek istekli olmasadam da (alternatifsiz de olunca) girdim.Animasyonlara karşı ön yargısız biri olarak ParaNorman bence başarısız bir animasyon şöyle ki hikayesi güzel ama hem seslendirmeler hem 3D hem de olay örgüsü gerçekten beni hiç mi hiç tatmin etmedi zaten çok istekli girmemiştim bide film beni tatmin etmeyince filmin bir an önce bitmesini bekledim diyebilirim zaten tek başıma girsem heralde daha dayanılmaz olurdu iyiki yanımda arkadaşım da vardı en azından biraz kendi çapımızda güldük ama filmin herhangi bir etkisi yoktu genel anlamda en fazla birkaç tebessüm ettirdi.Belki çok fazla çocuklara hitap etmek için de yapılmış olabilir ne biliyim bir Nemo veya bir Wall-e filmleriyle karşılaştırınca bu film gerçekten vasatın da altında bir animasyon olarak gözüküyor benim gözümde,sonlardaki bir soundtrack hariç filmde herhangi bir etkileyici soundtrack de yok.Son olarak ben filmi kesinlikle beğenmedim ama genel olarak belki de çocuk seyircinin beğenebileceği bir film olabilir ama büyüklere hitap eden bir animasyon olduğunu söyleyemem. 4/10","label":3} {"text":"hayatımda izlediğim en sıkıcı en berbat film buradaki yorumları okuyarak gittim okumaz olaydım.iki saatim boşuna gitti.ne dramı bırakın ağlamayı biz sinirden gülmeye başladık.","label":0} {"text":"muazzam bir film. azim ve mutluluk arasındaki ilişkiyi sorgulamamıza vesile oluyor. bir de tabi müzikleri nefis.","label":8} {"text":"Bir filmde \"Aile filmi\" tabiri kullanılıyorsa böyle olmalı; ben de izleyebilmeliyim çocuğumda annemde. İşte dreamer da böyle bir film; oldukça eğlenceli ve sıcak bir film, dakota ise yaşına rağmen yine döktürmüş. Ailece izlenecek bir film arayanlar kesinlikle izlesin.","label":7} {"text":"Aksiyon sahneleri sizi bilme bağlayan tek unsur. gerçekten başarılı idi. ama mantık hatası çok. onuda görmezsek 7 puanı hakediyor.","label":6} {"text":"Giriş ve gelişmesi gayet güzel olan bir yapım fakat giriş ve gelişmede olan o duyguyu, sürükleyiciliği, atmosferi asla sonuç kısmında yakalayamamış.","label":5} {"text":"Hukukun ve sistemin sağlamadığı adaleti kendi sağlayan çaresiz bir anne. Filmde izleyince insanın içini soğutuyor ama gerçek hayatta kendi davanın yargıcı olma dürtüsünün yaygınlaşması son derece tehlikeli sonuçlara gebe. Umarım o noktaya hiç gelmeyiz ülkecek. İnsana başka yol bırakmayan herkesin/her şeyin/her sistemin de tez zamanda çaresiz kalması ve çökmesi en büyük temennim. sürükleyici ve heyecanı düşürmeden insanı ekrana kilitleyen bir polisiye. İzlenmeli.","label":6} {"text":"Konusu fena değil ve sıkmadan izletiyor aslında. Ancak çok hafif bir film olduğu da kesin. Farklı konusu bir süre sonra klişelerle dolmaya başlıyor tahmin edileceği üzere. Beklentileri yüksek tutmamak gerekir. Finali tahmin edilebilir, karakterler aşırı stereotype, herhangi bir felsefesi yok. Fakat sürükleyicilik dozu fena değil.","label":4} {"text":"Kötü bir film değil, kendi açımdan ağır bulduğum bir filmdi...","label":5} {"text":"Bence bu film için fantastik doğru bir tür değil, ve bu beklentiyle izlerseniz biraz hayal kırıklığı yaratabilir. Masalsı daha uygun bir terim belki. Kesinlikle etkileyici bir film, hayalle gerçek arasındaki algı karmaşasını izlerken yaşatıyor. Biraz delüzyonel birisiyseniz çokça tavsiye ederim, depresif biriyseniz etmem; zira adı üstünde dram, biraz üzücü de bir film.","label":6} {"text":"Hakkını vermem lazım,ilk dakikadan itibaren yönetmenin ağına düştüm.Senaryodaki boşlukları,mekanları ve hatta oyuncuların makyajlarını bile kullanarak beni film boyunca istediği gibi yönlendirdi.Merak,soru işaretleri ve komplo teorileriyle geçen ilk bir saatin ardından tam herşey yerli yerine oturdu derken yine beklemediğim bir final.Sürükleyicilik,yaşattığı karmaşık duygular ve kendine özgü tarzıyla sinema için yeni bir soluk olduğuna katılmakla birlikte bütün herşey açıklığa kavuşunca ortaya çıkan hikaye ve nedenler kaçımızı tatmin edebildi?Ne kadar akılcıydı?Sanırım daha efektif bir final hakediyorduk...6,5/10","label":5} {"text":"Sonuçlarına teslim olup gittiği film. Işıl yücesoy harikaydı. Hümeyra bildiğimiz değişik hümeyra. Farah zeynep vasat mehmet günsür vasat kerem bursin vasat. Farah zeynep in şişirldiğini düşünmekle birlikte katiyen iyi bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Diğer iki bay için bu film olmamış, uymamışlar, eğreti durmuşlar. Çağan ırmak klasik tarzlarda dram yönetmeni. Kendi çapımda eleştrim bu. SEVMEDİM. UNUTMADAN KENAN DOĞULU YA TEŞEKKÜR EDELİM. Film müzikleri çok ciciydi.","label":3} {"text":"Filmin ilk saati açıkçası sıktı beni... Gayet de sönük ve klişe ilerlerken; ikinci yarısı ile birlikte uçuşa geçti... Görselliği üst düzey sahneler ve buna uyumlu güzel müzikleri ilgiyi toplayıp; nihayetinde etkili sayılabilecek bir finalle de kapanışı yaptı... İzlenilebilir bir distopik bilim kurgu... Yüksek beklenti içinde olmadan... Özellikle \"Burn My Shadow\" filme güzel gitmiş. http://www.youtube.com/watch?v=fq8snGV1RME","label":6} {"text":"Film senaryo olarak çok şey vermesede zaman geçirmek adına güzel bir film. Jean Reno yine döktürüyor. Silah Sahneleri ve şiddet bolca işlenmiş ve güzelde olmuş.","label":7} {"text":"Kendi halinde hayatlar yaşayan iki yakın kız arkadaşın bir anda kendilerini içinde buldukları çılgın bir macerayı konu alıyor film. Eski sevgilisinin uluslararası bir ajan olduğunun ortaya çıkması sonucu soluksuz bir kaçma-kovalamaca başlıyor. Bazen çok uzağımızda görünen rollerin başrolü olabileceğimizi anlatan hareketli, samimi ve komik bir hikaye. İzlemeye değer.","label":9} {"text":"venedik manzaraları dışında hiç bir özelliği bulunmayan bir film olmuş johnny depp pişman olmuştur diye tahmin ediyorum bu film için bence anthony zimmer diye bir film vardı buna çok benziyordu ama onun bile yanından geçemez ne yazıkki","label":4} {"text":"denizaltıların kendine has korkutucu özelliğini kullanan bir gerilim filmi.. yönetmenin diğer filmleri yanında oldukça sönük kalan bir film.. 6/10","label":7} {"text":"Nerve, Henry Joost ile Ariel Schulman'ın yönettiği, başarılı genç oyuncular Emma Roberts ile Dave Franco'nun başrolünde olduğu, oldukça orijinal ve gerçekçi bir konuya sahip olan bir film kısaca. Bu arada gerçekten, bu film içinde bulunduğu konuyu o kadar gerçekçi ve dolu dolu ele almış ki, gelecekte olabilecek bir şeye dönüştürmüş (bu konudaki en son örnek Arınma Gecesi serisi bu arada). Ve normalde böyle bir şeyi yapmak çok zor olsa da bu film zoru başararak ortaya bazı sahnelerinde düşündüren, genel anlamda eğlenceli bir yaz filmi çıkarmış. Bu film şunun hakkında: Nerve, bütün gençlerin gizlice oynadığı, doğruluk mu cesaretlik mi?& oyununun doğruluk kısmını içermeden, gerçeğe uyarlanmış hali. Bu oyun, oyuncular ve izleyiciler olarak ikiye ayrılmıştır; izleyiciler, oyuncuları izlemek için para veriyor, oyuncular da kendilerine verilen zor görevleri yerine getirerek para kazanıyor. Ve film de başrol karakter Venus hakkında (kısaltması Vee). Vee, normalde sıradan bir genç kızken, Nerve'u oynayan arkadaşlarının gazına gelip oyuncu olarak oyunu oynamaya başlar. Ve bu oyunu oynarken başka bir oyuncu olan Ian ile birleşip kendilerine verilen görevleri yerine getirip para kazanmaya başlarlar. Başta her şey oldukça eğlenceli ilerlese de zaman geçtikçe görevler daha tehlikeli olacaktır ve hayatlarını riske atacaklardır. Aynı zamanda da Nerve hakkındaki gerçekleri keşfedeceklerdir.& Öncelikle bu film hakkında pek fazla beklentim yoktu, orijinal ve gerçekçi bir konuya sahip olan, basit bir gençlik filmi bekliyordum Nerve'den. Ortaya hiç olmazsa eğlenceli bir iş çıkmasını istiyordum. Sonuç olarak, beklediğimden çok daha fazlasını buldum bu filmden. Nerve, hem oldukça eğlenceli ve heyecanlı bir yaz filmi, aynı zamanda da karakterlerine dikkatlice değinen, finalinde de kendini iyice toparlayan bir iş çıkmış. Filmin iyi yanlarından başlamak istiyorum. Öncelikle yaratılan atmosferi, ortaya atılan fikrin gerçek hayata uyarlanma tarzını çok başarılı buldum. Konseptinin hakkını vermiş doğrusu. Bu konseptin ana karakterler üzerinde uyguladığı duyguyu, daha sonra da yaşananları çok iyi aktarmayı başarmış Nerve. Ayrıca filmdeki oyunculuklar da iyiydi açıkçası. Emma Roberts, beklediğimden çok daha iyi bir performans sergilemiş, Dave Franco ile de oldukça başarılı bir kimyası vardı. Ayrıca oyunculuklara değinmişken, Nerve'un en çok beklediğim yanlarından birisi de ünlü vloger (aynı zamanda YouTube'da hazırladığı bir sürü başarılı videosu var) Casey Neistat'ın kısa cameosuydu. Neistat'ın bu filme yarattığı pek bir fark olmasa da onu görmek yine de çok iyiydi açıkçası. Bunun dışında, filmin temposu çok iyiydi. Nerve'un 96 dakikalık kısa bir süresi var ve bu süre içerisinde; ana karakterleri anlatıyor, Nerve adlı oyunun temellerine iniyor, bu sırada da mesajlar vermeye çalışıyor. Ve bunların çoğunu eksiksiz bir şekilde anlatıyor, bu sırada da heyecanlı temposunu hiç düşürmemeyi başarıyor. Bu filmin bunu başarabildiğine gerçekten şaşırdım. Filmin bir iyi tarafı da az önce dediğim gibi, konseptiydi. Film, gençlerin para ve adrenalin yüzünden hayatlarını tehlikeye atıp saçma şeyler yapmasına odaklanmış bir yandan da. Özellikle de finalinde bunu o kadar iyi toparlamış ki, hayran kaldım. Bütün bu saçmalıkların doğuracağı sonuçlara odaklanmış finalinde. Nerve, zayıflıklarına rağmen sosyal medyaya karşı oldukça güçlü bir toplumsal eleştiri aslında. Bu yüzden Nerve, beklediğimden çok daha iyi bir filmdi. Şimdi de filmin zayıf yanlarına değinmek istiyorum. Öncelikle filmin bazı yerlerinde, yaratılan potansiyelin düştüğünü fark ettim. Mesela filmin ikinci yarısı, karakterler arasındaki tartışmalara ve sonuçlara daha çok yer vermiş (bu filmin iyi yanlarından biriydi bu arada) ama aynı zamanda da yarattığı tempoyu epey düşürmüş, dengeyi pek koruyamamış. Ve bu sırada da Vee'nin yaşadıklarının Nerve oyununda ilk defa yaşandığına dair şeyler anlatmaya çalışmış. Bu bana pek fazla inandırıcı gelmedi çünkü hiç olmazsa bir kişinin, geçmişte bu oyunu oynarken böyle şeyleri yaşamış olması lazım bence. Aynı zamanda da bazı sahne geçişleri çok hızlı geçiştirilmiş, 2 sahne arasında ne olduğu pek anlatılmamış doğrusu. Filme oldukça ilgi çekici şeyler eklenebilirdi aslında. Ama genel anlamda Nerve, oldukça eğlenceli, heyecanlı, iyi bir mesajı olan, hoş bir yaz filmi. Bazı zayıflıklarına rağmen ortaya çıkan sonuç, kesinlikle görülmeyi hak ediyor doğrusu. Özellikle de sonunun bağlanma tarzı çok başarılıydı. Mükemmel değil ama son zamanlardaki en kayda değer filmlerden birisi. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Emma Roberts ve Dave Franco. + Yaratılan atmosfer ve gençler üzerinde yarattığı etkiyi anlatış biçmi. + Temponun düşmemesi. + Hem eğlenceli olmuş hem de olayların doğurduğu sonuçlara yer vermiş. + Finali. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Bazı anlarda karakterler ile tempo arasındaki dengeyi koruyamamış. - Bazı cevapsız sorular ardında bırakıyor. - Birkaç sahne geçişini çok hızlı halletmiş, 2 sahne arasında ne olup bittiğini merak ettirmiş açıkçası. TOPLAM PUAN: 7.4/10","label":6} {"text":"Ben filmi hiç beğenmedim. Seyirciyi sıkan ve fazla abartılı oyunculuğun sergilendiği bir film olmuş. Bence kesinlikle zaman kaybı...","label":1} {"text":"Böyle filmlere artık prim vermemeliyiz. İnsana hiçbir şey kazandırmıyor sadece hasta insanların üzülmesine neden oluyor. Sevmedim","label":0} {"text":"Luis Bunuel'in \"Gündüz Güzeli\" filminden sonra aynı yönetmenin bir başka filmini izleyeyim derken sevgili BitterMoon'un çevirisi gelince seçimim \"Genç Kız\" dan yana oldu. BitterMoon'un film için yaptığı \"Irkçılığa ve cinsel ikiyüzlülüğe hiciv niteliği\" filmde ilk göze çarpan özellik olarak karşınıza çıkıyor. Zaten filmin gelişiminde bu iki eleştirel bakışı sürekli hissediyorsunuz. Derinlemesine diyaloglar yerine olayların gelişimiyle oluşan durumlar ve sizin bu olaylara bakış açınız bu iki düşünce etrafında dolaşıyor. Ele aldığı konuyu başarıyla seyirciye aktarmasıyla dikkat çeken bu yapımı bu tarz filmleri seviyorsanız kesinlikle beğeneceksiniz.","label":7} {"text":"İnsanın kendi hayatından da bir şeyler bulabileceği bir yapıt.. Gerçekten etkilendim küçük erkek çocuğun korkularının önemi olsun, insanın darlıkta neler yapabileceği olsun çok iyi ele alınmış bir film.. Baştan sona bir hayat dersi..","label":7} {"text":"Bol bol güzel çekilmiş New York manzaralı, tipik bir Woody Allen filmi. Tipik diyerek küçümsemiyorum asla. Bu yaşta hala üretiyor olması şahane. Filmde klişeler var, ancak yine de sahneler dolu dolu. Tabi bu doluluk yine Woody Allen tarzında. Biraz sanat konuşuluyor, biraz piyano çalınıyor, müze geziliyor. Film içinde film muhabbeti var ve bu muhabbet tamamen 'sanatsal'. Küçücük bir sahnede ünlü bir oyuncu çıkıyor, şaşırtıyor. Güzel şeyler ama ben filmin başında \"bu kız seni üzer\" diye düşünmüştüm. Elle Faning gerçekten harika oynamış. Çok güzel, hanım hanımcık ama ne istediğini bilmeyen salak bir kız bu kadar iyi oynanabilirdi. Başroldeki kardeşimizi de ilk defa izledim ama sinemaya çok yakıştırdım. Selena Gomez'i de tam tersi hiç yakıştıramıyorum. Çiftin ilişkileri tamamen günümüzdeki ilişkilere bir eleştiriydi. Sonunu tam beğenip puanımı yükseltecektim ki; son sahnede çok klişeye bağladı. Bir de annenin hikayesi aşırı kötü ve zorlamaydı.","label":5} {"text":"Beğeniyle izlediğim filmlerden birisidir. Son sahnelerde \"abicim yeter artık arap saçına döndürdünüz, e gözümüz de ağrıdı takip etmekten\" sesleri geliyordu içimden fakat filmin geneline bakarsak gerçekten eğlendiğim ve beğendiğim bir film. Jack Sparrow karakterine hayat veren Johnny Depp'in taktir-e şayan oyunculuğunu da taktir etmeden duramam.","label":7} {"text":"Ne katille ne de maktülle empati kurmak isteyeceğiniz ve uzun metrajlı olmadığına üzüleceğiniz eşsiz bir kısa metrajlı film :) Zamanda saniyenin yerini kaşığın aldığını düşünün, sürekli size vuran bir kaşığın ve kaçış yolunuz yok, inanması zor ama gerçekten kaçış yolu yok :) İyi seyirler dilerim. 8/10","label":7} {"text":"Hatıralarınız varsa... İzlemeyin.","label":6} {"text":"çok kaliteli bir film değildi açıkçası.oyunculuk da çok mükemmel değildi hani.ama yine de fena değildi de diyebilirim.izlemek size kalmış...","label":4} {"text":"Film çok fazla şaşırtacak derece değil sıradan film gibi geldi bu kadar puanı olmasına şaşırdım.Bu filmin puanına aldanıp izledim çok fazla heyecan yapmadı.izleyebilirsiniz (6/10) saygılarımla...","label":5} {"text":"Mükemmel bir yönetmen filmi, karmaşık kurgusu şok eden karakterleri ile kült film olmaya day bi film. intikam nedir? psikopati nedir güzel anlatmış. izleyin efendim.","label":7} {"text":"ilk başlarda de niro neden bu kadar övülmüş bu filmde anlayamadığım ama filmin yarısından sonra tüm övgülerin yerinde olduğu kanısına vardığım bir film oldu. robin amca ise sanki asosyal doktor karakterinde sanki fazla abartmış hareketlerini. film genele hitap ediyor, yani herkes izler ve anlam çıkarabilir. gerçeğe dayanıyor olması daha da ilgi çekici hale getiriyor. AMA aynı şekilde gerçeğe uygun olmayan kısımları da filmden uzaklaştırıyor. yani mesela dansa gidilen sahne, büyük ihtimal filmi sıradanlıktan çıkarmak için ve izlenme oranını artırmak için filmlerde özenle yerleştirilen hilelerden biriydi. gerçek bir hikayede eğreti duruyor böyle basit çabalar. konusu, oyuncuları ve işleniş şekliyle zaten izlenilesi bir film.","label":7} {"text":"J hv g v on TV TV no g TV v burnu Tevhid 5h bu bu g etme 5h John Christian Bale 9 7 8 360 750227 de bir şey yok ama bu","label":9} {"text":"“Black Mirror: Bandersnatch”, senaryosunu aynı isimli TV dizisinin yazarlarından 4 Primetime Emmy ödüllü Charlie Brooker’ın yazdığı ve David Slade’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir bilim kurgu drama… Aslında 2019’da vizyona sokulacak “bomba gibi bir beşinci sezon” vaatli “Black Mirror” (2011 - ) dizisinin biraz uzun tutulmuş bir ön tanıtım bölümü olmaktan çok da öteye gidemeyen bu filmin en büyük özelliği, Charlie Brooker’ın izleyicinin kendisini de filmin menüsündeki interaktif uygulama üzerinden oyuna dâhil etmiş olması… Netflix tarafından 28 Aralık 2018 tarihinde yayın programına alınarak vizyona sokulan filmin, 7.9/10 (30.139 oy) ve 4.2/5 (232 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.4/10 (10 yorum) ve 64/100 (9 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, katılımcı sayılarının düşük olması nedeniyle pek fazla bir anlam taşımıyor… O nedenle, bütün varyasyonları ile izlenildiğinde saatler süren bu filmi de, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız demeyi çok isterdik… Ancak ne yazık ki, bize göre burada asıl yorumlanması hatta sorgulanması gereken, filmin kendisinden çok bu interaktif film deneyimi aracılığı ile Netflix’in yapmaya çalıştığı şeyin ne olduğu… Evet, Netflix ne yapıyor ya da ne yapmaya çalışıyor? Aslında bize göre bu film, şimdilik (ileriye dönük) bir proje… Baştan hemen söyleyelim; bu projenin sonuçları yani üyelik sayısındaki artış beklenildiği şekilde olursa, eğer Netflix, Hulu, Amazon vs. gibi platformların aktif üyesiyseniz olan biten sizi kesinlikle etkilemeyecek… Yok değilseniz, önünüzde iki seçenek olacak: (1) Acilen üye olacaksınız, (2) Bu tür filmlere interaktif olarak katılamayacak sadece pasif olarak öylesine takılacak, anlayamadığınız için de amansız bir şekilde kıyasıya eleştireceksiniz... Elbette bu da, sadece en başlarda yaşanabilecek bir durum… İlerleyen zamanlarda, kesinlikle tamamen devre dışı kalacaksınız… Neden mi? Zira interaktif sinema deneyimi, gelecek yıllarda bu tür platformların “korsanla” mücadelede en önemli silahlarından biri olacak… Eminiz bir süre sonra muhtemelen büyük Hollywood stüdyoları da, ya kendi platformlarını kurarak ya da mevcutlardan birine katılarak kendi projelerini izleyici ile buluşturacaklardır… Ki bu arada, Hollywood sinemasının hatırı sayılır devlerinden MGM / Metro-Goldwyn-Mayer, 2021 içindeki 8,45 milyarlık bir satın alma sonucunda, Amazon Prime portföyüne dahil oldu da... Sony, Playstation platformu üzerinden yıllardır bunu yapmıyor muydu zaten… (“Detroit: Become Human” isimli oyun bunun en son örneklerinden biridir…) Dolayısıyla, ortada yorumlanarak değerlendirilecek / puanlanacak bir filmden çok geleceğe dönük bir ticari projenin varlığı oldukça net olarak görünüyor… İşin iyi tarafı ise, (yerli ve yabancı) yorumcuların / izleyicilerin büyük bir kısmının, filmin (yahut oyunun) kendi içinde bin bir çeşit versiyonu olsa da final sahnesinin, her halükârda yazarı (bu filmde Charlie Brooker) tarafından belirlendiğini fark etmiş olmaları… Sonuç olarak, varyasyonlarının tamamını üyesi olduğumuz Netflix platformu üzerinden tek tek test ederek izlediğimiz “Black Mirror: Bandersnatch,” film olarak bizden sadece 2,25 üzerinden 2,5 alabilmiş olsa da, başarılı bir “ticari proje” olarak en az 3,5’u hak ettiği çok açık… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 1 Ocak 2019 günü saat 01.11’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":6} {"text":"Bu filmi henüz izlemediyseniz alın bir kenara koyun ve sakin güzel bir akşam kendinize bir hediye verin bu sizin için olsun :)","label":7} {"text":"Aşağıdaki yorumu çok haksız bulmamakla birlikte, \"çerezlik\" kategorisine alındığında bence eğlenceli de bir film. İtalyan sempatim dolayı yıllar önce izlemiştim. Şimdi başroldeki kız güzel, adam yakışıklı, hikaye de klişe ama hayat da öyle değil mi ? Filmin bana kazandırdığı en somut şey; Zero Assoluto'nun filmdeki şarkıları oldu. Hala dinliyorum, bak şu anda da dinliyorum.","label":6} {"text":"Kesinlikle izlenmeli. Ve asla unutulmamalı ki genelleme yapmak hayattaki en kötü şeylerden biridir. Eşitlik ve adalet aynı şeyler değildir.","label":8} {"text":"atatürkün her zaman yanında biri olan salih bozok anılarından anlatılan bu filmde bence sanki yanında değilmiş gibi bir anlatımla ekrana yansıtan zülfü livaneli kınıyorum.filmde hiç atatürkçü düşünceye yer vermeyen, hiç anadolu milletini nasıl birleştirdiğini vurgulamayan, hiç cephelerdeki ileri görüşüne yer vermeye sanki tedbirsizce sadece 'deli' cesareti gibi siperden bir ordu çıkaran biri gibi gösterdiği için, kurduğu meclisteki ilk konuşmasını yapan, 10 yılında cumhuriyet konuşmasına yer vermeyen daha önceleri okuduğum bir kitaptan yararlanmış sanki ondan bile yer yer bahsedilmiş olsada filmde bir bütünlük yok kullanılan oyuncu seçimi son derece yanlış son yatak sahnesini canlandıran kişi resmen cumhuriyetin ilanından sonra yer alabilecek kişiymiş. şişlideki evinde cumhuriyetin temellerini anlattığı küçük toplantıalra yer vermeyen hemen karşısındaki italyan kesiminin vermiş olduğu partiye son derece şık ve gösterişli bir kıyafetle katılıp ona hastalığında yardım eden prensesi o partide casus olarak kullandığından bahsedilmemiş,filmde sadece atatürkün cinsel hayatı üzerine gidilmiş ve burdan da doğru bir romantik dram çıkaramamış bir zülfü livaneliye yapmış olduğu yatırımın çok gereksiz olduğunu bu şekilde yanlış anlatımlarla gerçeği sakladıkları için iyi duygular beslemediğimi söyleyebilirim.filmde teknik, kostüm, sanat yönetmenliği, kurgu, oyunculuk performansları çok zayıf bir yapım olmuşfilmi tavsiye etmiyorum.bu verdiğim puanı gerçekten atatürkün hayatını ders kitaplarında bırakmayıp gerçeği yakalamaya çalışan kişilerinin bana hak vereceğini bildiğim için veriyorum 10/1","label":0} {"text":"Borat tarzı bir belgesel edasıyla başlayan film kendine özgü espri anlayışıyla farklı bir yerde duruyor türü içerisinde..Başından sonuna kadar izleyici sıkmayan-en azından ben sıkılmadım- bir kurguyla akışına devam eden film insancıkların insanlıklarından kesitlerle birlikte son bulurken,üç yıl sonrasında ne olacağına dair merak duygusunu geride bırakıyor.","label":7} {"text":"Çocuklarınızla izleyebileceğiniz tam bir aile filmi. Özellikle kedi severler bu filme bayılacak... İçinde güzel mesajlarda barındıran bir film.","label":7} {"text":"ortalama bir senaryo. görsellik güzeldi ama konu sıkıcıydı.","label":4} {"text":"Spoiler: Öyle 1 nisan şakasımı olur be yazık çocuğa, Marty'nin intikamını alması iyi oldu, ilk defa bir slasher filminde katilin tarafını tuttum hak ettiler.","label":7} {"text":"Değişik,farklı mekanlarda geçen hoş bir daha zengileştirilip,senaryo süslenseydi daha da iyi bir yapım ortaya çıkabilirdi.7/10","label":6} {"text":"güneykore filmlerini sevdigimden beyendim.. sevenler izleyebilir:)","label":7} {"text":"Çocuk oyuncuların başrolünü paylaştığı film Türkiye'nin kanayan yarası olan çocuk gelin sorunsalına eğilmiş. Bunun yanında Türk Rum komşuluğunuda irdelemiş. Miray Akay oyunculuğu çok iyi gelecek vaadeden bir oyuncu konumunda lakin bu övgüleri diğer çocuk oyuncular için söyleyemeyeceğim çok amatörce bir performansları vardı. ır kökenli olarak oynaması gereken çocuk oyuncular yine orta anadolu şivesi yapmışlar. Birde senaryo ve kurgu çok zayıftı yer yer gedikler vardı.","label":3} {"text":"daha komik bişeyler beklerdim ama yinede gzl vakit gecirilcek bir film","label":6} {"text":"Çok iyi. Kategori kategori gidelim; Sinematografi harika;efekt kullanımı, renkler vs hepsi mükemmel. Müzikler harika. Kurgu nefis. Oyunculuklar çok iyi. Zaten bu direkt realizmi sağlayan şey, o savaş atmosferini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Mesajlar çok net ve vurucuydu. Net bi şekilde savaş karşıtı bir film. Bazı egoist liderlerin sahte gururları adına verdigi saçmasapan kararların sonuçları çok ağır oldu ve bu filmde harika yansıtılmış. Diyaloglar da çok iyiydi bazıları var ki vurucuydu. Genel yorumum çok iyi Puanım 8.1/10","label":7} {"text":"Festival bitti ama 'Rıza' nın gösteriminden hala ses seda yok.Umarım bu filmi beyazperde de es geçmezler..Kaç zamandır sabırsızlıkla bekliyorum Nurcan Eren’i seyredebilmek için.","label":4} {"text":"Yine harika bir Fatıh Akın filmi, ben büyük bir beğeniyle izledim, çok keyifli, sürükleyici bir film olmuş, bence çok başarılı..","label":7} {"text":"söylenecek çok şey var bu film için. serdar akar'ın usta yönetmenliği kurgu kamera açıları gibi şeylerden hemen kendini belli ediyor. erkan can'ı beyazperdede izlemek büyük keyif. konusu futbol olunca ve kadrosu da geniş olunca film baştan ilgi çekiyor. tek sorun ise rafet el roman. çünkü kendileri oyuncu değil. diğer bütün şeyler mükemmel.","label":9} {"text":"Asıl olaydan kopuk bir film yani sex olayı çok cinayet olayı azdı ve basitti Film sonu anlamsız bir şekilde bitti bir şeye bağlamadılar Kurgu zayıfdı ve basiti hemde baya","label":0} {"text":"İzlemesi keyifli Jackie Chan filmlerinden biri. Aksiyonu bol olan filmde, rusya-ukrayna-avustralya gibi ülkelerde geçmesiyle birlikte ülkelerin kendine özel unsurlarının da filmde kullanılarak güzel bir hava yakalanmış. Çıktığı dönemlerde defalarca izlediklerimden biridir :)","label":6} {"text":"ilk yarım saati biraz sıkıcı ilerliyor. katil en baştan belli olduğu için devamında filmin bize ne anlatmak istediğini sorguluyoruz.!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! fakat min-jin in küçük kızı dar sokaklarda kaybolduktan sonra baş kahraman onu bulduğunda kızın başında ne geldiğini anlamadım. kaza mı geçirmişti ya da tecavüz mü?filmin devamında da bu olaydan hiç bahsedilmemiş. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Hesher Metalci adıyla izlediğim film Dvdsi hala durur evde Hesher karakteriyle gerçek bir Metal dinleyicisini göstermeye çalışmışlar başarılıda olmuşlar ama daha iyisi olabilirmiş filmdeki müzikler bayağı azdı Metallica ve Motorhead çaldığını gördüm sadece Hesher gibi bir karakterin Minübüsünde daha çok grup dinlediğini görmek isterdim yinedeçılgın eğlenceli ve duygusal bir yapımdı.","label":8} {"text":"Filme dün akşam gittim ve film kesinlikle beklentilerimin hiçbirini karşılamadı ve sanki bir MCU filmi izliyormuş gibi hissettim.Ayrıca filmde haddinden fazla komedi sahnesi vardı ve ayrıca fragmanlara inanmayın ve filmdeki bazı sahnelerde sinirim bozuldu :( [spoiler][/spoiler]Eve benim gibi sizde fragmanlara kandıysanız üzgünüm ama The Predator olmamış.Her Fragman da gördüğümüz Fugitive Predator(Küçük olan) filmde ortalama 10 dk sı bile yok belkide 5 den bile azdır.ben filmin finaline doğru Fugitive ile Assasin Predator(Büyük olan) savaşını görmek isterdim..keşke.Ama öyle bir şey yok.Evet filmde ilk karşılaştıkları anda Assasin bir vuruyor Fugitive,Fugitive in kafa 300 500,sonra da fugitive kafa yı koparıyor.İşte bu sahnede film benim için bitti.Evet filmdeki Predator köpekleri gayet iyiydi ama keşke Fugitive i biraz daha görebilseydik.Filmde aslında önceki filmlerde gördüğümüz bütün Predatorların iyi olduğunu öğrenmek(Predator 1987,Predator 2 1990,AVP 2004,AVPR 2007) ve insalara kötü predator larla(Bad Blood)savaşmak için bir armağan gönderdilklerini öğrenmek çok hoştu.filmde beğendim şeyler sadece bunlar.ve şu zırhı da hiç beğendim o neydi ya öyle iron man zırhı gib,Predator lar bile böyle zırh giymiyor;) Film bence tam ortalalarda kalıyor yani Shane Black halt etmiş,Kısaca Film bulamaç olmuş ve gitmenizi hem tavsiye eder hemde etmem.Üzgünüm ama The Predator Bizimle deyılsın.👎Üzdün bizi 5/10","label":4} {"text":"sadece boş vakitte maksat muhabbet olsun diye yapılmış film","label":2} {"text":"Gizemini koruyan sürükleyici bir senaryosu var. Ancak yönetmenin, Tom Welles'in motivasyonunu bize tam anlatamadığını düşünüyorum.Gördükleriyle nasıl yıkıldığını, psikolojisinin nasıl bozulduğunu eşine bile anlatamayacak seviyeye geldiğini seyirciye aktarılamamış. Sönük kalıyor. Daha karanlık bir atmosfer yaratılabilirdi. Birkaç mantık hatasını saymazsak -ki bu mantık hataları karakter daha iyi anlatılabilse oluşmayacak türden hatalar - oldukça güzel bir film. Senaryonun özgün oluşu, dekor, oyuncular her şey çok güzel.","label":6} {"text":"Gerçekleri anlamak için mutlaka izleyin. Bizim bildiklerimiz hakikat değil ,hakikatin yolunu değiştirmiş olanı.","label":9} {"text":"düşük puanına aldanmayın, keyifle izleyeceğiniz iyi bir film..","label":7} {"text":"Kitabın gerisinde kalmış önce kitabın okunmasını tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Klişeler üzerine kurulu aksiyon gerilim filmi. Finaldeki güreş sahnesi ile beni dumura uğratmıştır.","label":1} {"text":"Hiç sıradan olmayan senaryosula ve jim carrey'nin oyunculuğuyla üst düzey bir iş ortaya çıkmış. Bu filmi izlememiş olmak mağarada yaşıyorum demekle aynı şeydir benim gözümde.","label":7} {"text":"James Wan bu filmi çekeceğini açıkladıktan sonra uzun bir süre beklemek zorunda kaldık.Ve nihayet geliyor.Şimdiden heyecanlanmaya başladım.James Wan bu filminin çok iddaalı olduğunu belirtmişti.","label":7} {"text":"Konusuna dahi bakmadan sadece oyuncu kadrosu için arşive dahil etmiştim. Nicole Kidman, Meryl Streep, Julianne Moore, Ed Harris, Claire Danes, Jeff Daniels, John C. Reilly, Toni Collette, Allison Janneygibi isimlerden oluşan kadro kolay kolay biraraya gelmeyecek türden... Üç farklı zamanda ilerleyen kurguyu ve hikayeyi oldukça derin, melonkolik, kasvetli, ağır ve kadınsı olarak tanımlayabilirim. Kitap uyarlaması olduğu, izlerken an be an hissediliyor keza sanki bir roman okunuyormuş hissi yaratıyor. Sinematografik öğeler itibariyle film gayet doyurucu bence. Her bünye kabul görmeyebilir lakin gerçekten kaliteli bir yapım.","label":6} {"text":"İtiraf etmek gerekirse Cem Yılmaz olduğu için izleme kararı aldım hatta filmin sonunda senaryo veya yapımcı kısmında onun ismini bekliyordum ama meğer onun filmi değilmiş. Bence Cem Yılmaz'ın oynadığı en güzel film olabilir. Açıp tekrar tekrar izlemelik bir film dupduru, hiçbir duygusu aşırıya kaçmamış mükemmel bir film. Filmin en beğendiğim sahnesi Adem'in çeşme başında dinlenmek için kitap okurken Maxim Gorki'yi okuyamayıp Ağustos Böceği ile Karınca'yı okumaya başlamasıydı. Hasan'ın vurulduğu sahnede de silahlar ateşlenmeden evvel Erkin Koray'ın Cemalım şarkısından ''beni öldürmeye karar vermişler'' kısmı güzel denk getirilmiş. ","label":7} {"text":"Eski hababam sınıfıyla kıyaslayamassın tabikide ama;bu filmde baya komikti.Bazı yerlerinde çok güldüm.Bu film hakkında çok çok kötü,izlenmez yorumlarıda çok ağır olur bence.","label":7} {"text":"Sakın sakın :) vakit kaybından da kötü . Sadece bi çukurda geçiyor film . İdda ediyorum hayatımda izlediğim en kotu film","label":0} {"text":"Serdar Akar'dan sıradışı bir Türk filmi Gemide.Akar ve Önder Çakar'ın senaryosunu yazdığı,Mahallenin Muhtarları dizisiyle herkesin beğenisini kazanan usta oyuncu Erkan Can'ın muhteşem oyunculuğuyla hafızalara kazanan bir film.","label":9} {"text":"Bir başka Nicholas Sparks romanından uyarlama olunca evvelki The Notebook, Dear John, The Best of Me v. s. filmlerindeki hava hemen hissediliyor haliyle... Benzer olay örgüsüyle, ekstradan özgün pek bir şey içermediği halde; seyirde sıkıntı yaratmayan ortalama bir romantik drama olarak tanımlanabilir.","label":5} {"text":"uzun süredir bu kadar berbat bir film izlememiştim, iyi geldi.","label":6} {"text":"Kendini işine adamış bir komiserin başkana yapılan suikasti durdurması ile birlikte kendine musallat ettiği teroristlerle başlar filmin hikayesi. Devlet içindeki yozlaşmalarla kişiye tuzak kurulur ve hapse attırılır. Derken kendini aklama çalışmalarını görürüz. Oldukça klişe bir hikayesi olan film malesef biraz vasat diyebilirim. Efekt zayıflığı ve aksiyon sahnelerinin tatmin edici olmaması filmi kötü etkilemekte. Tarzlarının dışında bir film çekilmeye çalışılmış.","label":4} {"text":"piyasadaki korku filmlerine göre bi tık ileride, buda filmi izlenebilir ve yorum yapabilir kılıyor. kısacası izlemek isteyenler çekinmeden buyursun, zaten olayın gerçek hikayelerden yola çıkması filmi güçlü kılan en büyük sebeptir.","label":7} {"text":"john goodman'ın kariyerine en büyük darbeyi vurduğu bu filmi ilkokul çağındaki çocuklara öneriyorum.","label":1} {"text":"Michelle Pfeiffer’ın performansı çok iyi.Sade,yalın bir film ama değişik bir konusu var.İnsan izlerken kendini her karakterin yerine koyabiliyor ve hepsine hakveriyor,hepsine objektif ve tarafsız bakabiliyorsunuz.Aileyle izlemek için iyi bir seçim bence.","label":7} {"text":"O döneme yönelik çekilmiş sessiz, siyah beyaz bir kısa film. Cthulhu mitosunu bilmeyen birisi izleyerek anlayamaz. O yüzden daha güzel çekilebilirmiş bence. Bilmiyorsanız önce kitabı okumanızda fayda var.","label":5} {"text":"1 saat 41 dakikalık bir süre vasıfsız bir şekilde değerlendirelerek uçuuuuuup gitti bu film yüzünden. Baştan sona hiçbir aksiyon, hiçbir kafa karıştırıcı olay yok. Senaryo bile yok ki tam olarak. Gereği Düşünüldü : Vakit Kaybı!","label":3} {"text":"Woody Allen'ın çok sevdiği \"genç kız enetelektüel profesörüne aşık olur\" temasını, bir başka çok sevdiği cinayet temasıyla birlleştirmiş ama ortaya orta-iyi dereceden daha iyi bir film çıkaramamış.","label":7} {"text":"Küçük çoçuklar ile gidebileceğiniz güzel, macera dolu ve onlarıa göre komik filim . Dora çizgi dilimden esinlenmiş. Fena değil","label":7} {"text":"Büyük annesinin ölüm döşeğindeki dönemlerde onun inancından etkilenip, kendini yavaş yavaş inanca adayan Serpil'in hem ailesi tarafından hem çevre tarafından gördüğü dışlanma, baskı, alay, hakaret hatta deli damgası gibi bir çok olayı işleyen başarılı bir film. insan inanmayabilir fakat inanana saygı göstermesi gerekmektedir. İnsan olarak aşamadığımız bu noktadan dolayı bir çok noktada ciddi problemler ve ayrılıklar yaşanmaktadır. Film bu çerçevede aynı zamanda başörtüsü yüzünden üniversitelere alınmayan kızlarında durumunu ele almaktadır. \"iyilik için iyilik yaptıklarını zannediyorlar\" repliği başarılıydı. filmin son sahnesinde ısrarla o hurmacıyı göstermesini de çözemedim açıkcası","label":7} {"text":"Öncelikle insanın kafasını karıştıran bir film olduğunu söyleyebilirim.Bazen insanın vicdanı onu asla terkedemez ve her zaman bir suçluluk duyar insanoğlu.Ben her zaman insanları vicdanlarına terkederim.Christian Bale den iyi bir performans izledim.Bu yapımada 10 üzerinden 8 puan veriyorum.","label":7} {"text":"Farklı ve güzel bir yapım. Başlar başlamaz ilgiyle izletiyor kendini zaten. yol ve düğün en beğendiklerim oldu. Hatta düğünde bol bol güldüm.","label":7} {"text":"Detaylı bilgiye aşağıdan ulaşabilirsiniz; http://tr. wikipedia. org/wiki/Laplace'ın_şeytanı","label":6} {"text":"Bütün kitaplarını okumuş biri olarak söylüyorum hayatımdaki en büyük hayal kırıklığıydıı. Kitap serisi aşşıırıı güzeldi okumaya doyamıyordum filmini de izliyim dedim ama keşke izlemeseydim. Kitapta sayfalarca anlatılan, detaylarına inilen olayları filme koymamışlar bile. Filme resmen yüzeysel olarak alınmış olaylar ve o kadar hızlı geçti ki her şey şaka gibiydi. SİZDEN RİCA EDİYORUM GİDİP TÜM KİTAPLARINI OKUYUN BAYILACAKSINIZZ AMA FİLMİ İZLEMEYİN. Kitapla alakası bile yok. Kitabı okurken her saniyesini hayal ederek, karakterleri tam anlamıyla tanıyarak, en ufak duygularını bile anlayarak okumuştum ki gerçekten de kitabı okurken sanki onlarla birlikte sende oradaymışsın gibi oluyordu. Gerçekten film beni üzdü. Kitabı okumadan filmi izleyenler için çok kötü bir durum. SON OLARAK SİZE YENİDEN TAVSİYEM İLK KİTABI ALIP OKUMAYA BAŞLAMALISINIZ KİTABIN ETKİSİNDEN ÇIKAMAYIP, BÜYÜLENECEĞİNİZİN GARANTİSİNİ VERİYORUM. MUHTEŞEMM... (Biraz toxic bir durum ama kitabı okuduğumdan beri istemsizce bunu düşünyorum. Hardin Scott gibi bir insanla birlikte olmak isterdim.Pardon kitaptaki Hardin Scottla. Onu seviyorum. Kurgusal bir karaktere aşık olmak tam bir delilik olsa da elimde değil.)","label":9} {"text":"Politik bir konu ancak bu kadar masalsı anlatılabilirdi, oyunculukların da çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Uzun bir film ama kendini izlettirmeyi başarıyor, bakalım gişede nasıl bir sonuç alacak...","label":7} {"text":"izledim ve çokta başarılı buldum senaristin diger filmlerinden çok çok iyi bir iş çıkmış başarılı bir film olmuş aynı zamanda evet eleştirilecek yerleri var yok degil küçük kızın yürüyüşleri pek hoşuma gitmedi ama onun haricinde başarılı bir filmdi","label":9} {"text":"Sımsıcak bir aile dramı . Oldukça keyifli ve etkili . Sam Rockwell da en az De Niro kadar başarılı oynamış ... 5/3.5 ...","label":6} {"text":"gerçekten senaryo, oyunculuk, hikaye kusursuz bir filmdi izlenesi bir film...","label":8} {"text":"müthiş oyunculukları olan, izlerken insanın boğazını düğümleyen, harika bir filmdi..","label":8} {"text":"Hoş filmdir.. Amaçları sadece Boyacıspor'un başarısı olan, transfer çalışmalarından sorumlu bir ailenin başına iftirayla gelen felaketten sonra, küçük kızımın, minicik bebeğimize annelik yapması ve aynı zamanda bu iftirayı ortaya çıkarma macerası anlatılmış.. Küçük değiliz, cüceyiz biz:))","label":5} {"text":"sıkılmadan izlenicek gayet güzel bir filmdi' mystic river' tarzında basarılı bir hikaye..casy affleck jesse james den sonra burdada harıka bir oyunculuk cıkarmış basından bir cok seyi kestırebilirsiniz ama sonu degişik bir sekılde bıtıor .","label":7} {"text":"Gerçekten çok güzel bir film olmuş arkadaşlar. İnanın bana... Kuzey'in güzelliği, olayların birbiriyle bağlantılı bir şekilde gelişmesi, romantizm ve aksiyon dolu hayaller... İzlemenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"film malum dizide gündeme gelen oyuncu için yapılmıs.noksanları coktu gereksız replıklerde ole koro halınde solenen sarkılar kısmındaysa ınsanın kafasına sıkası gelıyor..60 yaş üzeri için tavsiye edeilirim","label":3} {"text":"her şey bi yana o geren müziklerine bittiğim filmdir. artı çekim tekniği de harikaydı, katilin gözünden cinayetlere ortak olmak ilginçti. ve o minicik bedenin, saf güzellikteki suratın böylesine sapık bi karakter olmasını yediremedim kendime :c","label":6} {"text":"Oyundaki görselliği beklemeden seyredilebilir.","label":5} {"text":"ben ki rahatsız edici film gördüm mü dayanamayıp izleyen biri olarak şunu diyorum ki bazı sahnelerde o gözlerimi ellerimle kapadım sonuna kadar zor dayandım! nasıl bir psikoloji nasıl bir vicdan nasıl bir olay akıl sır erdirmeye çalışmak bile boş.... bence uzak durulası bir film her baba yiğidin harcı olmadığını düşünüyorum :/","label":4} {"text":"Kesinlikle berbat bir filmdi. Lütfen izlemeyin o hatayı ben yaptım. Hayatımdan 2:30 saat çalındı resmen.","label":0} {"text":"Bir oturuşta kendini izlettiriyor,98 yılında yapıldığını düşündüğümüzde türünün ilklerinden diyebiliriz,güzeldi rodriquez den başarılı bir çalışma the faculty","label":6} {"text":"fazla beklenti içine girmeden izlemeye başladım shutterı ve sıkı bir gerilim yaşattı bana . sürpriz finali ile ters köşeye yatırdı...","label":9} {"text":"Filmle ilgili güzel bir yazı https://www.gazeteduvar.com.tr/amp/kutsal-annelik-duyulmaz-ciglik-karanlik-kiz-makale-1548279","label":7} {"text":"Film de güzel espriler var ama hep sözel espriler. Nostalji duygusunu hem eleştirmiş hemde bol bol kullanmış, bazı göndermeler eğlenceliydi. Aksiyon sahneleri çok saçma, daha da ötesi gereksiz. Final sahnesinde ki tirat ise en kötü kısmı. Başka biri yapsaydı izlemezdim bu filmi, Cem yılmaz olunca gitmek zorunda hissediyorum.","label":3} {"text":"Hereditary'yi beğenenlerin bu filmi de beğenecekleri ne hiç şüphe yok. Tedirgin edici atmosferi ile yenilikçi özgün bir gerilim filmi.","label":7} {"text":"Amaçsız bir film. Bir fotoğrafçı calendar projesi kapsamında ermenistana gönderilir. Burada tanıştığı rehbere aşık olur ve unutamaz. Ülkesine döndüğünde tanıştığı hiçbir kadınla bu durumu sürdüremez ve hep onu düşünür. Bu arada da beraber gezdikleri tarihi yerler gösterilir. Film iki konu işlemeye çalışırken sanki hiçbirini işleyememiş. Ne bölgedeki araştırmayı bir sonuca bağlamış ne de diğer karakterlerin geleceğini. Ayrıca evde tam şarap doldurduğunda telefonla konuşmaya giden kadın olayı da benim açımdan sadece filmden soğutucu bir etki yaptı. Daha mantıklı bir bahane ile kadınları evden uzaklaştırması daha çekilebilir olabilirdi.","label":2} {"text":"Belgesel tadında gerçekleri insanın yüzüne çarpan ve düşünce sistemine balyozla müdahale eden bir film olmuş. Femen'i sevmeyenler en az bir kere izlesin derim. Bir de insana ''occupy'' kültürü katıyor hop hop hop hop.","label":8} {"text":"insan insanı zincirle dövmemeli.","label":3} {"text":"Bu adamın filmlerini niye bu kadar yakın buluyorum kendime içinde resmen kayboluyorum soluksuz izledim yine 10/10","label":9} {"text":"Emre Aydın'ının pek hayranı olmadığım için biraz önyargılı gittim ama umduğumdan daha iyi çıktı film. Heleki alamet-i kıyamet hezeyanından sonra ilaç gibi geldi : Benim fikrimce; Filmde gerilim çok yüksekti, korku öğeleri ise abartmadan çok güzel filmin içine dağılmıştı. Oyuncular başarılıydı yapay durmuyorlardı.Sesler çok iyiydi. Sadece filmin sonu daha net olabilirdi, bazı soru işaretleri oluşmadı değil, belkide benden kaynaklı olabilir :D Özetle ben sevdim, paramın karşılığını aldım, gidilebilir izlenebilir bir film olmuş. İlk senaryo ve film olmasına rağmen gayet başarılı bir yapım, herkesin emeğine sağlık","label":6} {"text":"bence bu film fantastik film türünü baştan yaratıyor","label":8} {"text":"Dün de eğitmenleri izlemiştim, bugün de bu, ardarda denk geldi, iki alman filmi ve ikisi de çok başarılı. İkisinde de ortak 2 aktör var, ve onlarında çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. Hikayeye gelince, dolu dolu bir senaryo olmuş, durağan geçen kısımlar da var, ama ilginç gelişmeler filmden kopmamanızı sağlıyor. Bir duvarın bir ülkeyi iki bambaşka parçaya nasıl ayırdığını ve aradan bu duvarı kaldırınca insanların hayatının nasıl 180 derece değişebildiğini de daha iyi anlama şansınız oluyor. İzlemeye kesinlikle değer. (7,5/10)","label":7} {"text":"Eğer işlemiş olduğum bu yüz karartıcı suçları, marsta yada ayda işlemiş ve sonra buraya gelmiş olsaydım, acaba yine bu vicdani azabı yaşarmıydım? Dostoyevski okumak oldukça zordur. Çünkü anlatımında oldukça ruhsal çöküklük ve kendi üzerinde suçlayarak betimleme vardır. Burada da kitabından oldukça küçük bir kesit animasyon olarak anlatılmaya çalışılmış. suçluluğu ve doğruya ulaşımı konu alan bu kısa film ne kadar istese de ne derece dostoyevski'yi yansıtabilir bilemem ama fena olmamış diyebilirim.","label":6} {"text":"Soygun sahnesi olmayan bir soygunu filmini izlerken zevk alabilmeyi başaran nadir yönetmenlerdendir diye zannediyorumQuentin Tarantino'yu. Yeri geldiğinde güldüğüm yeri güldüğünde de \"vay arkadaş\" dediğim bir filmdir. Uzun muhabbetler izleyicileri ara sıra baysa da filmin genel yapısına ve kurgunun işleniş biçiminde baktığımızda aslında zevk alınan bir film olduğunu görüyoruz. Filmin son 10 dakikası resmen soluk kesiciydi. 10\\8.5","label":7} {"text":"Tv'de yayımlandığı için izleme gafletine düştüm. Sırf Onur Ünlü filmi diye iyi eleştiri yapanlara inanamıyorum. Yahu berbat bir film. Absurdluk tam oturmamış diyebilir miyiz, evet dedim bile.","label":3} {"text":"Film gösterime girmeden biletimi aldığım için önyargısız ve olumlu/olumsuz eleştirilerin etkisini görmeden izledim ve son derece keyif aldım. Biyografi türüne ve filmin sahnelendiği coğrafyaya, filmin yaşandığı döneme ilgimin olması nedeniyle, film uzun olsa da benim için zaman hızlı ve güzel geçti. I.Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında geçen film hiçbir savaş sahnesi/kan içermiyor, aksiyonun hiçbir izi yok, hiçbir heyecan ya da sürprizle karşılaşmıyorsunuz. Film ajanlıktan ziyade, Arap ve Fars dünyasını seven, iki erkeğe aşık olmuş ama herkesi duruşu ile kendine aşık etmiş, günümüzde dahi kadına değer vermeyen toplumlarda kadın olduğu halde konukseverlikle karşılanmış bir çöl gezginini anlatmaktadır. Yani biyografi türüne değil, romantik bir türe daha yakın olduğunu düşünüyorum. Etkisinde bırakan bir film değildi. Olumsuz eleştirim ise yıllarca çölde deve ve at sırtında gezen Nicole KIDMAN'ın ilk sahneden son sahneye kadar bembeyaz teninin hiç yanmadan hiç bronzlaşmadan filmin bitmesi gerçeklikten uzaktı ve iki sahneye konu olan Osmanlı Askeri'nin iki sahnede de Arap ve İngilizlerin ''üstün zekaları'' ile kolayca kandırıldıklarını konu etmesidir. Karakterin gerçek hayatı konusunda araştırmalara dayanan detaylı bilgim olmaması, Osmanlı/Türk aleyhtarı İngiliz Ajan sıfatından daha fazlasını bilmemem, millet ve insanlara kin beslememem nedeniyle bir ajanın biyografisini izleyen gözlerle değil, gerçek hayattan bağımsız gözlerle izlediğimi, tarihi gerçeklik ya da milli kimlik ile değil sanatı izlediğimi saygılarımla bilgilerinize sunarım.","label":7} {"text":"Film olsun diye yapılmış bir film yaşanılanlar gerçeklik hissi yaşatmyıor. Madem diğer kızı seviyordun neden en yakın arkadaşına evlenme teklif ettin arkadaş??? Sadece çerezlik bir film. İzlemezseniz hiçbirşey kaybetmezsiniz emin olun. 5/10","label":4} {"text":"Kirsten Dunst olmasa da olurmuş. Filmde hiçbir şey yapmıyor zaten kafa sallayıp sarılmak ve birde ağlamaktan başka. Film de aksiyon desen değil, dram desen değil, fantastik-bilim kurgu tarzında bir şey ama onun da dozu tam iyi değil. Yani izlemesenizde olur. Ben Adam Driver var diye izledim açıkçası.","label":5} {"text":"70'leri ucundan da olsa yakalamışlar için kafa dağıtmak için gidilecek eğlencelik film. Neydi o eski zamanlar duygusunu gayet güzel veriyor.","label":9} {"text":"Klişeliğini tartışır olmuş herkes ama ne kadar klişe olursa olsun otur aç ve izle soluksuz bir şekil de kendini izlettirebiliyormu mesele yok...","label":4} {"text":"Adından da anlayacağınız üzere film tamamen \"Conversation\" üzerine kurulmuş. Neden bilmiyorum ama çok sevdim bu filmi. Belki de saçma sapan aşk teorilerimin bazısının pratiğe dökülmüş halini bulduğumdandır. Yanlız altyazı ile izlenildiğinde ekranın ikiye ayrıldığı sahneler gözü çok yoruyor.","label":7} {"text":"Lucas (Mads Mikkelsen), Danimarka'da küçük bir kasabada yaşamaktadır. Eşinden yeni boşanmış ve oğlu eski eşiyle yaşamaktadır. Lucas'ın yeni bir sevgilisi ve yeni bir de işi vardır. Anaokulunda kendisine oldukça ilgi gösteren ve yakınlık duyan küçük bir kız ki bu kız (Klara) aynı zamanda en iyi arkadaşının da kızı oluyor. Bu küçük kızın söylediği bir yalan üzerine Lucas, tüm kasaba tarafından tacizcilikle suçlanıyor. Maddi ve manevi olarak zor duruma düşen adamın ergenlik çağındaki oğlu da bu durumdan en çok etkilenen kişilerden biri olur. Öğretmenine karşı duyduğu hislerine karşılık, öğretmeninden aynı türden karşı ilgi göremeyen küçük bir kızın daha önce gördüğü ve duyduğu şeyleri öğretmeni için kullanması ile başlayan dramatik durum bütün bir kasabaya hızla yayılır. Lucas karakterinin üzerindeki tüm baskılara rağmen dik duruşu beni oldukça etkiledi. Başka biri olsaydı her halde kasabayı çoktan terk ederdi. Bir başka nokta ise oğlunun yaşadığı acıydı, bir yandan babasına inanmaktan vazgeçmiyor diğer yandan ise vazgeçmeyişinin bedelini ödüyor. Onur Savaşı, ufacık bir yalanın insanı nasıl bir duruma düşürebileceğinin ve de bir anda etrafımızın nasıl boşalacağının müthiş bir örneğidir. Masum görünenin her zaman masum olamayacağı gerçeğini yanında, Lucas'ın Klara'nın tüm yaptıklarına rağmen, onun küçük bir kız olduğunu, korktuğunu görebilmesi ve bundan dolayı ona kızamaması en can alıcı noktalardan biriydi. Bir başka nokta ise masumiyetlik mücadelesinde insanın ne kadar aciz bir duruma düştüğünü görüyorsunuz. Suçlu olmadığınızı biliyor; ama bunu ispat edecek bir gücünüz ya da deliliniz maalesef ki olmuyor. Sizi yıllardır tanıyan ve size güvenen insanların bir anda değişmesi, sanki daha önce hiç tanımıyormuş gibi yargılamaları ve de sizi dışlamaları hiçte zor olmuyor. Onur Savaşı'ndaki tek eksik nokta ise işin hukuki kısmının biraz geri plana atılmış olması. Ben şahsen birkaç mahkeme sahnesi görmeyi isterdim. Tüm sürecin sonunda gördüğümüz şey riyakarlık mı yoksa insanın bir topluma ait olma isteğimi, bu kararı verecek olan kendi vicdanınızdır.","label":8} {"text":"tek kelime ile BERBAT ! kutsal damacana bu filmden çok daha iyi. vakit kaybı boş vakti olan bile izlemesin","label":0} {"text":"ya aslında giderek testere serisi hayranlarının beklentilerini karşılamkta yetersiz kalsa da ve her ne kadar devamının geliyor olmasından şikayet edip vizyona girdiği ilk haftalarda bileti alıp salona da kurulsak sanırım çok da kötü değildi:)serinin popülerliğini kaybettiği bir gerçek ama en zayıf halkası bile bence birçok filme göre daha fazla zevk ve heyecan veriyor.serinin devamını elbette ki bekliyorum ama heyecanla değil:)","label":7} {"text":"Müthiş bir şey koku algisi, hissettim.. izleyin..","label":8} {"text":"Senaryodan beklentim, klişenin de klişesi olacağı yönündeydi. O yüzden bir yerden sonra aa dedim bi dk. Bayağı beğendim bir de duygulandım. Aşk güzel şey diye düşündürdü. Arada açıp izlenir tekrar.","label":9} {"text":"Emir Kusturica'dan harika bir yapım, temelde Maradona'yla yapılan sohbet tadında görüşmelerden oluşmuş bir belgesel. Maradona'nın futbol hayatından daha çok özel hayatını, fikirlerini konu alan bir yapım olmuş. Hatta sadece Maradona'yı da değil, Emir Kusturica Arjantin'in de yakın tarihine, sosyo-kültürel yaşantısını da konu almış belgesele. Futbolu veya Maradona'yı sevseniz de sevmeseniz de tavsiye edebileceğim bir yapım Maradona by Kusturica.","label":8} {"text":"çok başarılı ve de anlamlı bi film. belki bazı geri kalmiş kafalar kuplenmiş beyinler artık bunun farkında olurlar JİN (kadın)'nın ne kadar büyük bı rol oynadığını....","label":9} {"text":"Çocuk gözü ile cinselliğin anlatılmaya çalışıldığı fakat gerek konu gerek film için ögeler açısından ileri derece saçma olduğundan pek kayda değer bir yapım olmamış. Tete anlatıcı olarak Maurice'in ihtiyar olduğunu ve estrellita'yı tatmin edemediğini anlayabiliyor ama hala birleşme terimini \"süt ile doldurmak\" olarak ifade ediyor. Bu kadar gözlemden sonra artık birşeyleri anlamış olması gerekir diye düşünüyor insan. :)","label":3} {"text":"Gerici, sürükleyici, süpriz sonlu.","label":8} {"text":"Arif V 216, bu yılın en merakla beklediğim filmlerinden birisiydi. Çünkü G.O.R.A. ve A.R.O.G.'dan sonra bu serinin devam edeceği düşüncesi beni gerçekten heyecanlandırıyordu. Fakat aynı zamanda filmin bütçesi ve hikayesi hakkında endişelerim de vardı. Bunun bir benzer örneğini Düğün Dernek 2'de görmüştük mesela. O filmin o kadar yüksek bir bütçesi vardı ki, hikayesine odaklanmak yerine görsel efektlerle gösteriş yapmaya çalışıyordu. Hikayesi ise ilk filmle aynı olduğundan Düğün Dernek 2'yi özel kılan bir yan yoktu. Cem Yılmaz'ın son filmi Ali Baba ve 7 Cüceler'de de benzer bir durum vardı. Bu yüzden Arif V 216 benim için iki türlü sonuçlanabilirdi. Ya film G.O.R.A. serisine yeni bir tat getirip olabildiğince eğlenceli olacak, ya da diğer filmlerle aynı hikayeyi işlemekten başka hiçbir amacı olmayan, kısa sürede unutulabilir bir Türk filmi olacaktı. Eğer bu filme girmeden önce sizin de böyle bir endişeniz varsa sakın merak etmeyin, çünkü Arif V 216 beni her yanıyla şaşırttı. Hatta öyle ki, Arif V 216'nın G.O.R.A. üçlemesindeki en iyi film olduğunu düşünüyorum. Peki neden Arif V 216'nın bu kadar iyi olduğunu düşünüyorum? Çünkü G.O.R.A. veya A.R.O.G.'daki gibi sadece yabancı filmlere gönderme yapan Türk usulü bir komedi filmi olmaktan ziyade Arif V 216, risk alan bir iş. Çünkü bu filmin merkezi yabancı filmler değil, bir neslin büyümüş olduğu kendi filmlerimiz ve sanatçılarımız. Ve Arif V 216, 1960'lı yılların atmosferini, o zamanda çekilen kült filmlere ve Zeki Müren, Ayhan Işık ve Cüneyt Arkın gibi usta kişileri hikayesinde öyle güzel kullanıyor ki, izlerken etkilenmemek elde değil. Üstelik Arif V 216, sadece 2 saat boyunca her saniyesine güleceğiniz bir komedi filmi değil. Filmin kesinlikle komik bölümleri olsa da, hikayenin büyük bir bölümü Arif ile 216 arasındaki arkadaşlığa odaklanıyor. Ve bu sahneler öyle içten hazırlanmış ki, bir yerden sonra Cem Yılmaz'ın yeni komedi filmi&ni izlediğimi unuttum ve gerçekten de bir film izler gibi hissettim. Hikaye nerelerde komik ve nerelerde yavaş ilerlemesi gerektiğini çok iyi dengelemiş. Bu sayede Arif V 216, sadece G.O.R.A.'nın ruhunu yakalamakla kalmıyor, aynı zamanda bu ana karakterleri hiç olmadığı kadar umursamanızı sağlıyor. 216'yı bu filmdeki kadar cana yakın ve gerçekçi bulmamıştım G.O.R.A.'da. Arif ise her zamanki gibi Arif olsa da, bu filmde sadece bir şaka mekanizması olmaktan çok daha fazlasıydı. Bu arada dekorlar, setler, kostümler vb. şeyler bakımından Arif V 216, gördüğüm en emek harcanmış Türk filmlerinden birisiydi. 1960'lı yılların görünüşünden her bir sahnedeki kıyafet seçimlerine ve müziklerine kadar Arif V 216, bu konuda olabilecek en etkili nostalji deneyimini yaratmış. Ayrıca görsel efektler de bir Türk filmine göre oldukça başarılıydı. Eğer filmin son 10 dakikasını saymazsak, diğer efektler oldukça gerçekçiydi. Filmdeki esprilerin neredeyse tamamı başarılıydı. Arif V 216 sırtını tamamen komediye yaslayan bir film olmadığı için, filmde yaşanan komik anların etkisi daha da büyük oluyor. Gerek filmde görünen ünlü oyuncular ve yerli-yabancı filmlere yapılan göndermeler olsun, şakalar tek kelimeyle harikaydı. Ayrıca filmin iyi insan olmak hakkındaki mesajını da çok başarılı buldum. Film hakkındaki sorunlarım ise çok büyük değil ama yine de bahsedeyim; hikayenin ilerleyebilmesi için senaryo, Türk sinemasının bazı klişelerine başvuruyor. Filmin bu bölümlere yaklaşımı bir nevi saygı duruşu bakımında olsa da, hikayenin bazı bölümlerinin tahmin edilebilir olduğunu belirtmeliyim. Ayrıca filmin 126 dakikalık uzun bir süresi var ve izlerken bu sürenin uzunluğunu hissediyorsunuz da. Filmin sıkıcı olmamasına karşın G.O.R.A veya A.R.O.G. kadar hızlı ilerleyen bir film de değildi doğrusu. Bu yazıyı biraz geçiştirmiş olduğumun farkındayım çünkü film hakkında gerçekten çok fazla detay vermek istemiyorum. Çünkü Arif V 216'nın yarattığı nostaljik atmosferi çok fazla bilgi sahibi olmadan izlemeniz daha etkili olur. Kısacası Arif V 216, sırtını tamamıyla komediye yaslamadığı için G.O.R.A. veya A.R.O.G. kadar sık sık izleyeceğim bir film olmasa da, hikayesinin genişliği ve eski Türk sinemasına yaptığı saygı duruşu hissinden dolayı, bu üçlemenin en doyurucu ve film gibi hissettiren filmiydi. Oyunculuklar, şakalar, yaratılan atmosfer harikaydı. Filmin ne kadar iyi olduğunu izledikten hemen sonra farkına varamasam da, üzerinde düşündükçe daha çok sevdiğim bir iş oldu. G.O.R.A. serisine yeni bir hayat soluyan ve önceki filmleri tekrar etmeyen bir iş olmuş. Eğer Pek Yakında filmi Cem Yılmaz'ın sinemaya olan tutkusunun birazını gösteriyorsa, Arif V 216 ise bunun tamamını gösteriyor. Bu yüzden filmi izlemek çok keyifliydi. Eğer her saniyesine güleceğiniz bir komedi filmi değil de gerçekten kaliteli bir Türk filmi izlemek istiyorsanız, Arif V 216'yı mutlaka izlemelisiniz. Cem Yılmaz'a olan sevgim bu filmle daha da arttı. Sakın kaçırmayın. FİLMİN İYİ YANLARI: + Göndermeler. + Yerine yapılan kaliteli şakalar. + Arif ve 216 arasındaki arkadaşlığın işlenişi. + Eski oyuncu kadrosunu yeniden bir arada görmek. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Hikayedeki bazı gelişmelerin biraz fazla bilindik olması. - Süresinin uzunluğunun hissediliyor olması. TOPLAM PUAN: 8/10","label":7} {"text":"Çekim kalitesi, görüntüler güzel. Senaryo topal kalmış. Bunun dışında 1-2 yerde heyecanı yükseltebiliyor. Birkaç filmin kötü bir sentezi, hayalet gemi, Bermuda şeytan üçgeni 127 saat üçgeni vb.","label":3} {"text":"Imogen Poots ^^ role asik oldum, wikiledim baktim hatun benle yasit. Ben seni nasil kacirmisim / Film klise bir race senaryo ve klise aksilikler olmasina ragmen Aaren ve Imogen gayet iyi gitmis.. Bu filmde serinin diger filmlerine gore kullanilan araclar asiri luks ve pahali, haliyle butcenin ne kadar yuksek oldugunu anlayin diye soyluyorum, elestiri yapan arkadaslar haksizlik etmesinler..","label":8} {"text":"Eğitim ve görev sahneleri dışında sizi buram buram sıkacak bir film. Fırlatma sahnelerinde de kamera çok fazla sallanıyor. Üstelik bu olay bir kez değil defalarca oluyor. Vertigo türevi rahatsızlığı olanlar için filmi kesinlikle önermiyorum. Bunun dışında filmde retro bir hava mevcut, ses ve görüntüler şahane, oyunculuklar da güzel. Genel izleyiciye hitap etmese de bu tür seven izleyiciler için bulunmaz bir nimet olduğunu söyleyeyim. Ayrıca ABD propagandası da film boyunca yapılıyor.","label":6} {"text":"Mistik yönü ağır basan bir filmdi. Sistemin insanlar üzerinde yarattığı mekanikleşme ve yabancılaşmayı kısacası burjuva ahlakını, adalet kavramı üzerinden eleştiren bir filmdi. Tek istediğim filmin daha gerçekçi bir eksende ilerlemesiydi pek onu göremedim aksine Yunan mitleri üzerinden hak yerini bulur gibisinden bir adalet anlayışı vardı. Filmin finali ve salondaki silahla dönme sahnesi ise tam bir fiyaskoydu. Sonu gelememiş bir filmdi. Materyalist bir eksende ilerlememesi ve nedensellik ekseninde olmaması filmin ana başarısızlığıydı. Cannes'te ödül almasını gereksiz buldum.","label":8} {"text":"gayet güzel bir film.. gerilimi de iyiydi.. önceki serilerin belki bir tık altında kalmış olabilir ama asla berbat, vasat bir film değil..","label":4} {"text":"Türk sinema tarihinin en kötü filmelerinden biri olmaya aday. Gerçek kesit tarzı oyunculuk, kötü senaryo, kötü yönetmenlik....","label":0} {"text":"Filmi Cameron Diaz kotarmış. 2 saat 35 dakika al gülüm ver gülüm.","label":0} {"text":"Filmi Hitchcock ustaya saygı adına izledim genel olarak zamanına göre olsun kalitesi olsun beğendim de. Ancak filmin ilk başına takıldım ben. Hadi adama tamamen tesadüfen George Kaplan adı yapıştı ki o kısım iyiydi ama yetmemiş demişler sen bu adamın peşine düş, başka bi adama ulaş, birleşmiş milletlerin merkezinde adamı bulmuşken birisi gelsin o kadar güvenliğin olması gereken bir yerde adam sırtından bıçaklansın da kucağına düşsün, sen de çek sırtından o bıcağı hemen yanı başında duran gazeteciye poz ver, sonra da yok efendim bıçakta parmak izim kaldı diye kaçış başlasın. Ee bıçağı tutarken aklın nerdeydi kardeş? Sene 1959 da yapanın yanına herşey kar mıydı? Velhasıl bu kısmın dışında ustadır ne yapsa yeridir, iyi filmdir=)","label":5} {"text":"Film inanilmaz etkileyici, Natalie Portman'in performansi da muhtesem. Insani o kadar geriyor ki sonlara dogru artik mideme kramplar girmeye basladi. Tchaikovsky - Swan Lake`i de dinlemeye doyamadim.","label":7} {"text":"Beğenerek izlediğim bir film oldu.Abd ordusunun başka ülkelerde yaptığı katliamlara nasıl kılıf bulduğunu fazla derinlere inmemesine rağmen anlatmaya çalışmış.Filmde fazla aksiyon yok.Fakat gerilim 115 dakika boyunca eksik olmuyor.Morgan Freeman ın oyunculuğundan bahsetmeye gerek yok.Ashley Judd da canlandırdığı başarılı avukat rolünde gayet iyiydi.Ama özellikle Amanda Peet e bayıldım.Çok sempatik ve çok güzeldi.Imdb puanına aldırmayın bu türden izlediğimiz birçok filmden daha iyi bir film tavsiye ederim pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":7} {"text":"bu film ortalama kalitede olmakla beraber izlenebilir 7/10","label":6} {"text":"Holywood klişelerini görmezden gelebilirseniz, fiziğin büyüsüne bir nebze de olsa kapılabilirsiniz bu filmle.","label":8} {"text":"Filmin konusu çok kötü olmasa da mantık ve fizik hataları dolu bir film . Halat ip aşağıya yerçekimi varmış gibi sallanıyor cisimler aşağı yönde düşü yor falan... bilimkurgu herkesin işi degil","label":0} {"text":"Savaş sahneleri 1453 fetih ile yarışacak kadar berbat, konusu iyi olmasına rağmen berbat bir şekilde amatörce komedi filmine dönen bir tarihi savaş filmi... Aman izlemek gibi bir hataya düşmeyin fragmandan ciddiye alırsınız falan.","label":0} {"text":"Oyunculuklar, görüntü yönetmenliği, atmosfer, görsel efektler çok çok iyi fakat senaryo da bir o kadar zayıf. İzlenir mi? Neden olmasın.","label":7} {"text":"muhteşem bir film.. gerilim bir saniye düşmüyor.. adı gibi nefesimizi tutarak izledik.. izlerken bir saniye bile sıkılmayacaksınız bu kadar net söylüyorum.","label":6} {"text":"BKM bile üzülmüştür herhalde.","label":1} {"text":"gerçekten aksiyon filmlerin aksine çok hoş bir dram filmi bıktık artık holywood aksiyon filmlerinden 10/8","label":7} {"text":"Karakterleri çok iyi tanımamızın avantajıyla bazı sahnelerinde güldürmeyi başarsada, genel olarak başarısız bir devam filmi olmuş.","label":5} {"text":"Emeğinize sağlık ama Hayatımda izlediğim en berbat filmdi. Kesinlikle değmez. Ne espiri anlayışı ne komedi sıfır","label":0} {"text":"epeydir aradığım bir filmdi. buldum ve izledim. tam bir ingiliz komedisi diyebilirm filme, birkaç sahnesi inanılmaz komik. izlemenizi tavsiye ederim, eğlendiriyor çünkü.","label":7} {"text":"Film 1994 yapım o dönemde eminim bu efektlerle sahnelerle başırlı olup seyirci toplamış bir fılmdır günümüz de bazı unsurları ıle zayıf kalsa da benım vaktımın gayet ıyı gecmesını sağlayan bir filmdi Cinayet ve komedi bir arada eğer eski, şurası böyle, burası böyle demeden izlerseniz yer yer güldürecek bir film izleyecek olan arkadaşlara şimdiden iyi seyirler :) bir puan verecek olsam 10 üzerinden 6 verirdim.","label":5} {"text":"Uzun süredir bir film beni bu kadar etkilememişti.Çok keyif aldım.","label":7} {"text":"Robin Williams başta olmak üzere çok kaliteli bir kadroya sahip olan bu filmden açıkçası daha iyi bir yapım çıkmasını beklerdim. Bunun nedeni filmin sonunu başından tahmin edebilmeniz, her şey bir süre sonra tahmin edilebilir oluyor. Film tam olarak komedi filmi de sayılamaz, romantik ve dram türlerinden de izler bulabileceğiniz bir yapım Man Of The Year. Güzel vakit geçirmek için izlenebilir, ama beklentinizi kadroya bakıp da yüksek tutmayın.","label":6} {"text":"Kahkaha atmayı bekleyerekte değilde konunun orijinalliğinden ötürü zevk alma beklentisiyle izlenildiğinde hoş detaylarına çarpan izleyici tarafınızı orta halli bir memnuniyetle özleştiren orta halli bir film.Kişiye göre değişen beğenileri içinde barındıran hoş bir absürd komedi örneği.6.5/10","label":5} {"text":"'başka sinema' etkinliği sayesinde nihayet izleyebildim. ayrıca uzun zamandan beri bir filmi büyük ve dolu bir salonda izlemek oldukça şaşırtıcı bir deneyim oldu. oyuncuları, müzikleri ve en çokta türü ile bambaşka bir türk filmi 'sen aydınlatırsın geceyi' . umarım zaman zaman absürtlüğe varan sahneleri olan ama kesinlikle ucuza kaçmayan bu film türk sinemasının yolunuda aydınlatabilir. ben orhan gencebay'ı sevmiyorum. ferdi tayfur daha güzel daha hesapsız kitapsız, gelişi güzel... ","label":6} {"text":"Şimdi izledim ve çok sevdim harika bir aile filmi,müthiş hem ağlatıyor hem güldürüyor...Çok güzel 10/10","label":9} {"text":"BÖÖÖÖÖ!!! Neredeyse bu kadar korkunç bir film.","label":1} {"text":"Srpski film ile birlikte izlediğim en iğrenç filmlerdi.","label":0} {"text":"Güzel, sürükleyici ve özellikle yarış sahnelerinde çok fazla filmde göremediğimiz bir aksiyon başarısı yakalayabilen, yine de benim gözümde klişelere çok fazla uğrayan bir yapım. Oscar'da En İyi Film adaylarının arasında yer alması da bence aşırı bir karar. Yine de Bale ve Damon rollerine gayet yakışmış.","label":6} {"text":"Hayatın tam da ortasından bir film ve içine beni de çekti. Tempo arayanlara göre değil, üzerine tahminler yürütülecek bir film de değil daha çok izlemeyi, gözlem yapmayı seven sabırlı izleyiciye hitap ediyor. Oyunculuklar oldukça samimi, başarılı. 70 / 100","label":6} {"text":"Besson'un en iyi filmlerinden biridir kanımca.. görüntüler sarhoş eder..","label":7} {"text":"Altın Çiçeğin Laneti, fevkalade görsellik sunan, her anı sanat kokan güzel bir seyirlik. Tavsiye ederim...","label":7} {"text":"aslında hikaye açısından pek bir yenilik içermemesine ve dış basında yerden yere vurulmasına rağmen son derece keyifli, eğlenceli bir film karşımızdaki. Birbirinden farklı baş karakterleri ile 2 saatlik bir eğlence vaad ediyor izleyene. Kafanızı ona buna pek takmadan gönül rahatlığı ile izleyebilirsiniz...(6/10)","label":5} {"text":"hikaye'de sürekli bir eksiklikler silsilesiyle karşılaşıyorsunuz.. oyuncular donuk, diyaloglar bir yere varmıyor - boş boş konuşuyorlar dakikalarca gözümüzün önünde.. bir tek patricia clarkson şahane, belirtmeden geçmeyeyim. ben hala anlamadım mesela; evin satılacağını öğrendiği halde, başka kiralık mekan seçenekleri de varken kahramanımız bu eski evde neden ısrarcı?? üstelik kitap aşkıyla yanan insan- evet sayfalarını koklayıp içine çektiği bir sahne koymuşlar - rutubetli bir yerin de kitaplar için pek tercih edilmeyeceğini biliyordur.. ya da kahramanımız kocası öldükten sonra yıllarca geçimini nasıl sağlamış, nereden geliyor ve neden yolu buraya düşüyor.?? ya da kitapçı yerine sanat merkezi açılmak istenmesi bir çatışma mıdır? tabi keşke kasabalarımızda hep bu tartışmalar çekişmeler yaşansa! o ayrı. ","label":5} {"text":"2 türlü fantastik macera filmi vardır.1.si Yüzüklerin Efendisi, Yıldız Tozu gibi yetişkinlerinde izleyebileceği ciddi yapımlar 2.side Narmania Günlükleri ve Eragon gibi sadece çocuklara yönelik yapılan fantastik maceralar.Burada mesele sizin hangi gruba dahil olduğunuz.Ben şahsen 1. grubu tercih edenlerdenim.","label":4} {"text":"ailecek izlenebilecek çok güzel bir komedi filmi olmuş. güzel memleketimde çekilmesi gurur verici. ömer kurtun şivesi sivasın özetidir :)","label":9} {"text":"Akıl sağlığı bir seçim değildir. Üstesinden gelmeyi öylece seçemezsiniz. Değerli şeyler zamanında yanlış anlaşılırlar. İnsanlar sana deli olduğunu söylerler. Sen aksini iddia ettiğinde de sana katılırlar. Adın bir kez deliye çıktı mı yaptığın her şey bu deliliğin parçası olarak görülür. Mantıklı iddiaların veya itirazların gerçek korkuların, paranoyadır artık. Akıcı, merak uyandırıcı, zihin bulandırıcı içeriği ile şaşırtıcı bir son sizi bekliyor...","label":8} {"text":"Juan Sanchez Villalobos Ramirez yani sean connery bilge üstad rolünde gönlümü fethetmiştir evet evet yapmıştır bunu...","label":7} {"text":"Begenmemek imkansiz. Bir video izlemistim icerisinde jim carry ve bu 2 elamanimizin oldugu. film boyunca jim geldi gelecek diye bekledim ama o ayri bir videoymus :) filme gelince. oldukca hos, yani kopartiyor bazi sahneleri gözlerinizden yas gelene kadar gülüyorsunuz tabiri caizse :)zamanina göre cok güzel bir yapit. oyunculuklar harkulade senaryo da o denli tamamliyor oyunculuklari ve oyunculari. 8/10","label":7} {"text":"Müzikleri ile Jack Black in performansı ve veletleri ile baya eğlenceli bir komedi...","label":9} {"text":"Zaten youtuberı sevmiyorum. Çocuklara kötü örnek olduğunu düşünüyorum. Filmin nasıl berbatlıkta olduğunu da biliyorsunuz.","label":0} {"text":"çok güzel bir film.. gerilimi çok iyiydi.. nefesimi tutarak izledim.. sıkılmadan izlenebilecek bir film.","label":6} {"text":"aslı tıyatro olan eserın sınemaya uyarlanmıs sekılı ımıs. kendıne has bır senaryoya sahıp, oyuncuların da ıyı olması fılmı kurtarmıs.","label":0} {"text":"Kemik kadrodan oyuncuların yer almadığı, diğer Hababam Sınıfı filmlerinin gölgesinde kalmış bir yapım olmuş... Tek bir film olarak ele aldığımızda zaman zaman keyifli olsa da, Hababam Sınıfı ismini kaldıramayacak bir film..","label":5} {"text":"Şimdiye kadar serinin seyrettiğim en gerilimli filmiydi. Daha öncekilerinde Leatherface karikatürize figür öğesi olarak karşımızdaydı. Ama bu sefer gerçekten ürperti duygusunu insanda hissettiriyor. Yalnız sözde film 1973'te geçiyor deniliyor. Lakin Jessica Biel'ın giydiği düşük bel kot o zamanlar moda değildi. Hoş bizim gözlere şenlik ama filmin senaryosuyla tezat oluşturuyor. Dikkat ettimde serinin yapımcıları hiç star oyuncu oynatmıyor. Her filmde 2 yada 3 film geçmişi olan sıradan oyunculara başrol verip onları film sayedinde star yapıyor. Vigo Mortensen, Matthew McConaghey, Rene Zelwegger ve Jessica Biel gibi. Yalnız bu filmde de iğrenç sahneler sözkonusu. Filmin ilkyarısında birşey beklemeyin olay örgüsü Hewitt'lerin evine giren gençlerin kaybolmasıyla başlıyor. Filmde korkudan ziyade gerilim had safhada","label":5} {"text":"Yıllar sonra tekrar izledim. Filmin adının niçin duvara karşı oldugunu ancak 30 yaşında anlaya bildim. Hay çok yaşa fatih akın. O nevi şahsına münhasır kişi birol ünel i saygıyla anıyorum. Gayet tabii müzikler de çok hoş. saygılarımla.","label":7} {"text":"Hint filmlerine bayılıyorum gerçekten kaliteli yapıtları var. Hint filmleri dışında severek izlediğim film illaki vardır ama bir elin beş parmağını geçmez. Özellikle AAMİR KHAN'ın oyunculuğunu yaptığı filmlere ilgim daha fazla her zaman olduğu gibi yine mükemmeldi herkese şiddetle tavsiye ederim. Hint filmlerinde gördüğüm kaliteyi ne yazık ki türk filmlerinde göremiyorum keşke türk film yapımcıları da hintliler kadar duyarlı olabilse en azından milletimizin aksak yönlerini alaycı bir biçimde ele almasalar. türk yapımcıları sahneye küfür ve olumsuz davranış ortaya koyarak toplumumuzu gülünç duruma düşürüyor malesef toplumumuz da git gide bozulduğu için bunu normal karşılıyor yazık gerçekten. HERKESE HİNT FİLMLERİNİ İZLEMELERİNİ TAVSİYE EDERİM PİŞMAN OLMAZSINIZ ;)","label":9} {"text":"Film öncelikle müzikal filmini sevenler için kaçırılmayacak fırsat. Gerçek bir kişinin yaşam öyküsünden alıntı olması artı avantaj. Bu Film , sadece müzikleri için ve kadın ses sanatçısının film boyunca söylediği 2 şarkı için izlenmeye bile değer.Tek kelime ile kusursuz ses. Müzikal film olduğu için dans öğeleri de bolca var ama dans öğesi 2 kişi arasında değilde topluca herkesin aynı korografide yaptığı dans gösterileri bence kaliteyi biraz düşürmüş ve Hollywood değilde Bollywood filmi havası vermiş. Malum her filmde topluca dans edenler Hint-Bollywood filmlerinde bolca görülür. Film müzikal olması yanında gerçek hayat hikayesi olduğu için sıfırdan başarıya ulaşan azim ve yaratıcılık öğelerini de barındırıyor. Hayatın kendisini sıkıştırdığı her noktada yaratıcı düşünerek çıkış yolunun bulunması bence filmin ana mesajlarından. Kimsenin gelmediği gösterilere nasıl müşteri çekilir, size yapılan acımasızca eleştiriler nasıl avantaja dönüştürülür, alt tabakaya hitap eden seyirci kitlesinden üst tabakaya hitap eden seyirci kitlesine nasıl dönüşüm sağlanır , gösteriyi yaptığınız bina tamamen yanıp kullanılamaz hale geldiğinde ve yeni bina için hiçbir bankadan kredi alamıyorken nasıl çıkış yolu bulursunuz ( spoiler olsun : gösteriyi binada yapmaktan vazgeçip büyük çadırlarda yaparak tabi kide :):) Hem böylece mobil olup farklı şehirlerde de gösteri yapabilirsiniz. Böylece sirklerin neden genelde çadırlarda yapıldığının hikayesini de öğrenmiş oluyoruz. Binlerce lira verip kendinize yaşam koçu tutacağınıza 15-20 lira verip işin uzmanından sinama filminde zevkli bir şekilde yılmayıp hayata hep pozitif bakarak ,gülümseyerek ve başkalarını da gülümseterek başarıya ve aşka ulaşmanın yollarından bazılarını bu filmde öğrenebilirsiniz. Ailece izlenebilen bir film ama Tabi söylemeye gerek yok müzikal sevmeyen kişilere hitap eden bir film değildir.","label":8} {"text":"Eğlenceli bir film. Filmin ortasında konu değişiyor. Karakterler birden ajan oluyorlar. Komedi olarak izlemek lazım. Fatma Girik rolünde çok iyi. Ayrıca zorlansa Mr. and Mrs. Smith çıkarmış.","label":4} {"text":"Şahan kuruşlarla imal ettiği filmlerle milyonlar kazanmasıyla dunya çapında en iyi genç girişimciler ödülüne aday olabilir ama sinema adına ortada hiç bir şey yok.Nuri Bilge Ceylan hakkında söyledikleri filmin galasında yaptığı konuşmalar filmin kalitesinden yukarıda değil.Zaman zaman komik olan film çoğu yerde gülünç duruma düşüyor.","label":2} {"text":"televizyonda çokça kez izlediğim bir çizgi roman uyarlaması.hatta şu an piyasadakilerden çok çok çekildiği düşünülürse bir nevi öncü de denebilir bu tür için.gerçekten eğlenceliydi,rastlarsanız izleyebilirsiniz sıkılmadan.sivri dişli cüce yaratık da bir o kadar iğrençti.","label":7} {"text":"Kamera önünde Toshiro Mifune, arkasında Akira Kurosawa, sonuç on numara bir samuray western..","label":8} {"text":"&Ya sev ya terk et!& sözünden bir sevgi çıkar mı? Arada,hem farklı sinematografisi hem uçuk kalemiyle bunu başarıyor. Bu tarz farklı işlerin hep varolması dileğiyle... İyi seyirler.","label":7} {"text":"İnsanız, anlamadığımız oranda beğenmeye meyyalimiz var. hafızamda modern dünyayı, hal-i pür melalimizi vs özgün bir dille, yaratıcı fikirlerle anlatan başka iyi filmler olmasaydı bu filme biraz daha ilgi gösterebilirdim. filmin tek iyi bileşeni oyuncusu. bu kopuk, dağınık film ona yaramış.","label":2} {"text":"Şimdi biz Semih bey in diğer filmlerini izlediğimizde bu film biraz hafif kalıyor denebilir, fakat Yönetmenin tüm filmlerini izlemiş biri olarak, bir taraf tutma veya kadinları evde çocuk bakıp ninni söyleyen bir yapıda gösterme çabası olmamıştır. Her zaman yönetmen olduğu gibi gösterme şekli ile, gerçek hayat dan bir kesit sunmuş.. yorumu izleyiciye bırakmıştır. Ama Yılmaz bey inde dediği gibi oscar a katılacak kadar yada bizi izleyen akademi üyelerinin bizim Türk aile yapısı ve çalışma hayatına nasıl yaklaşacağı bir soru işaretidir.Bence oscar için mutlaka daha güçlü yapımlara şans verilmelidir. Teşekkür ederim, bu arada mutlaka izleyin filmi oyuncular iyi oynamış.","label":6} {"text":"İzlerken senaryo gediklerine çok takıldım açıkçası.Derek Cianfrance'in on yıldan fazla bu senaryoyla uğraştığını ve sonucunda da tam olarak tamamlayamadığını,bazı bölümleri sette doğaçlama bitirdiğini biliyoruz ki zaten bu yüzden sırtını daha çok görselliğe dayıyor.Üst düzey başrol oyuncularıyla iyi bir film neticede ama yine de fazla abartmamak gerek.","label":6} {"text":"Zincidi ailesinin yapım şirketinin koordine ettiği bu yapım fantastik kurgusuyla çocuklara yönelik selena tarzı diziler hariç ilk film olma özelliği taşıyor. Emir Berke Zincidi nam-ı diğer Küçük Ağa oynamış olduğu diziler sayesinde belli oranda bir hayran kitlesine sahipti. Bu oran maalesef gişeye pek yansımamış. 75 bin barajını geçemeyen yapım, takribi 2.5 milyon dolarlık bütçeyi karşılayamamış. Bunda filmdeki sahnelerin komedi unsuru olmaktan öteye geçememesi ve senaryonun aşırı basitliği neden olmuş olabilir. Müzikleri iyiydi fakat bu tarz yapımlar için 40 fırın ekmek yememiz gerekiyor herhalde. Sinemada izlenmeyecek kadar kötü bir yapım.","label":2} {"text":"balayına giden çiftin başına kötü şeyler gelir. kötü bişiler işte...","label":2} {"text":"Ayrıntılandırılması ya da aydınlatılması gereken yerleri olsa da film çok iyidi.","label":8} {"text":"Colin Farrell çok başarılı....gerçekten şeref ve cesaret in demek olduğunu gösteriyo.....bruce amca ne yapsa güzel yapıyo....---en güzel sahnesi hani cesetler karın üzerinde donmuş gösteriyo ona çok acıdım.....bide arkadaşının ayağındaki ayakkabıları alıyo en güzel sahnelerden biri bence........ herkes izlesin çok güzel bi film.... :))","label":8} {"text":"Cinsiyetçileri bir odaya toplayıp kafalarına vura vura izletilmesi gereken film. Özellikle erkeklerin maskülen kadınların feminen olarak -yani günümüzdeki haliyle- özgürce takılabildiği underground club sahnesi muhteşemdi. O sahneyi izleyip bir şeyleri sorgulamadıysanız yanlış yoldasınız.","label":8} {"text":"Filmin başında çok bariz bir montaj hatası var , eve ayakkabı ile giriyor fakat evde çıplak ayakla dolaşıyor sahnede sözde hiçbir kesit yok, normal akıyor fakaaat bi anda ayakkabı uçup gidiyor! Filmdeki tek eksi yön bu mu ? Bence öyle.. Büşra Pekin adeta rolü alıp uçmuş gitmiş.. Helal olsun","label":7} {"text":"Meteler filmini izledikten sonra uzun süre gözyaşlarıma tutamadım, özellikle son yarım saati çok dokunaklı. Dağ filminden sonra en beğendiğim askeri film artık Meteler","label":9} {"text":"Sonu taaaa en başından belli olan kötü bir film.","label":1} {"text":"Cidden komik. En kanlı aksiyon sahnesinde dahi kahkaha attırıyor Chow'un tarzı.","label":7} {"text":"çok garip filmdi bu. epey epey yüzüklerin efendisi esinlenmeleri vardı ki george lucas'ın tek taşı star wars'ta bile vardır. ama buna yüzüklerin efendisi uyarlaması deseniz yeridir. gerçek cüceler kullanılmış derler bir de.","label":5} {"text":"Abartıldığı kadar beni rahatsız etmedi. Zaten sinemasal açıdan bakıldığında bir değeride yok. Fakat böyle bi senaryo ne kadar düşünsem aklıma gelmezdi.","label":5} {"text":"bu rolu sanırım başkası oynayamazdı.senaryo biraz sı ama genede izlenebilicek türde bir filim...","label":6} {"text":"Seneler sonra Alien serisinden aldığım keyfi hissettiğim güzel bir yapım.Devam filmleri kesinlikle gelecek gelmeli de zaten 8/10","label":7} {"text":"Çok klasik bilinen romantik komedilerden farlı değil ayrıca çok sıkıyo...","label":1} {"text":"insanı izlediği yere mıh gibi çakman son sahnesine kadar yerinden kaldırmayan süper film..","label":8} {"text":"Filmi izleyeli birkaç gün oldu. Bence filmin en büyük kusuru neyi anlatmak istediğine tam anlamıyla karar verememiş olması. Film cinayet üzerine mi, iki polis arkadaş üzerine mi, 2 farklı kadın üzerine mi, yoksa boks üzerine mi? Bunu anlayana kadar zaten film de sona eriyor. Cinayeti anlatması açısından yetersiz kalmış senaryo ve geri dönüşler de tıpkı ?zayıf? de palma filmlerindeki gibi yapılmış.filmin en büyük artısı ise dönem ayrıntıları ve sanat yönetmenliği.Daha çok 40'lı yılların kara filmlerine bir saygı duruşu niteliği taşıyan cehennem çiçeği yönetmenin ve oyuncuların filmografisinde ancak orta sıralarda yer alacak bir yapım...","label":5} {"text":"sıkıcı bir film değil fakat kendine bağlayan bir film de değil 6/10","label":5} {"text":"\"MAD MAX\"in bir iki tık altı diyebilirim. Senaryo fena değil ama yönetmen bunu bir türlü yoğuramamış ve hızlıca geçip gidiyor. Çok daha iyi yapılabilirdi. Fakat film kendini izlettiriyor. Sıkılmıyorsunuz. Shrikenin hikayesi ise filmin en güzel yanı.","label":7} {"text":"İnsanın kendine güvenmesinin önemini anlatan güzel bir film.Sandra Bullock gerçekten iyi oynamış.10 numara bir film değil belki ama etkileyici ve izlenesi bir yapım.8/10","label":7} {"text":"Berbat bir filmdi gerçekten gitmeyi düşünen varsa şu anda vazgeçsin. Senaryo oyuncular her şey aşırı amatör ve saçmaydı. Oyuncular konuşmayı bilmiyor. Korkmak için girdiğimiz filmde saçmalığa kahkaha attık gerçekten aşırı kötüydü.","label":0} {"text":"Hayatın anlamı ile ilgili 42'den sonra aldığım en güzel yanıt. Budur.","label":7} {"text":"filmin sonu şaşırtıcı olmasına rağmen yönetmenin yeteneğini konuşturamaması sonucu hiç şaşırmıosunuz..sinemadan çıktıktan sonra hiç izlememiş etkisi kalıor üzerinde..film konusu güzel,,ancak yönetmen bu güzel konunun altından kalkamamış bence..10/6","label":5} {"text":"Harikanın ötesinde bir çizgi-animasyon çok komik çok duygusal çok heyecanlı yani bir animasyon için bence çok iyii olmuş...10/10","label":9} {"text":"15 Temmuzda olan bu darbe girşimi zaten ilk filmdi. 2. sine gerek yoktu boşuna vakit harcamışsınız.","label":0} {"text":"Sonu başından tahmin edilebilir. İtalya'da geçen sahnelerin çekildiği deniz kıyısının manzaraları güzel. Hikaye orta karar. Vaktiniz varsa seyredin derim.","label":3} {"text":"bale performansına bir bakayım dedim... film fantastik severler için güzel bir örnek.... ayrıca Matthew McConaugheysaçları olmadan tanımak oldukça zordu....","label":5} {"text":"Ah Tuncel ah, Ezel'den önce bu filmi izleyenler ile izlemeyenler arasındaki farkı gösterirsin bize. Ve fakat güzel filmsin, izlenmeliksin.","label":6} {"text":"Tamamen 1.bölümün etkisinde kalmış bir devam filmi. 1.bölümün kalitesinden gidip, gittiğime pişman oldum. Devam film çekmek daha zordur insanlar daha kaliteli ve güzelini beklerler ve bu 2. Bölüm benim gözümde sınıfta kaldı. Tamamen 1.bölümün içinde, arka planını gösteriyor film adeta. Erotik sahne abartılmış ve sapmış.Tavsiyem berbattı ve gitmeyin","label":1} {"text":"değişik tatlı bir film olmuş. baykuşlar çok şeker. efsanelerin gerçeğe dönüşmesini minik baykuşun gözünden zevkle izleyeceksiniz.","label":7} {"text":"yani böyle fılmler sanat fılmı oluyorlar ya sasırıyorum..oyunculuk ıyı ama senaryo cok saçma ne yani tum fılmın konusu 2 katılın savunulması mı-*??vede hıc bır haklı yanları yok..bunun fılm olabılıtesı nedırkı???6 dıyorum hoffman ıcın oda..muzıklerde ıyı ama senaryo saçma..","label":5} {"text":"https://vimeo.com/41848024","label":5} {"text":"izlediğim sayılı filmlerden biridir.hala etkisindeyim.filmin üçüncüsü çekiliyormuş.bu sefer mısır değil çin e gezi yapacaklarmış","label":9} {"text":"İlk dört bölüm ciddi anlamda kötü filmlerdi ve seri giderek izleyiciyle alay etmeye başlamıştı.Ama bu seferki olmuş gerçekten,başlı başına bile iyi bir gerilim.Daha ağırbaşlı ve olgun bir yönetmenlik var, bununla birlikte seri artık sıkıldığımız o ergen haşarılığını üstünden atmış görünüyor.Tarih itibariyle ilk film de dahil en başarılı halka bu ve bir yandan da traji-komik bir durum aslında.Özellikle sonunun ''The Thing'' yeniden çevrimiyle aynı yöntemi uygulaması hoş ve klas bir tercihken iki filmin senaryosunun da aynı kişinin elinden çıktığını öğrenmemiz ayrı bir şaşırtıcı unsur oluyor.","label":6} {"text":"Aşık Shakespeare, yazarın hayatıyla eserlerini birbirine karıştırmış bir yapım. Film, Shakespeare hakkında bilinenler sınırlı olduğu için oyunlarından yola çıkarak biraz ordan biraz burdan mantığıyla hazırlanmış bir senaryoya sahip. Hal böyle olunca konu itibariyle pekte samimi değil. Fakat çok kötü bir olarakta nitelemek doğru olmaz. Kostümler, mekanlar oldukça iyi seçilmiş. Filmde epey eğlenceli. Özellikle Romeo&Juliet sahnelerini çok etkileyeci buldum. Oscar meselesine gelince akedeminin hiç mi hiç tarzı olan bir film değil. Fakat akedemi beni her sene ödül dağılımıyla şaşırttığı için oscar konusunu yorumsuz bırakıyorum. Shakespeare In Love zaman zaman eğlenceli zaman zaman ise romantik unsurları içinde barındıran, ortalama bir film.","label":6} {"text":"Film hakkında bilgi edinmek isteyenler için kısa spoilersız yorumum: Benim için biraz hayal kırıklığı oldu onu söylemem lazım. Son üç seri olarak gelen X-men ler arasında rahatlıkla söyleyebilirim ki en zayıf halka bu oldu. Sinemada izlemek isteyenleri evet güzel bir görsel efekt bekliyor ama çok basit bir senaryoda mevcut. Diğer iki filmin o akıcı ve keyifli kurgusu maalesef burada yok. Açıkçası benim en merakla beklediğim filmler arasındaydı ama Bryan Singer olmadı bu abicim. Karşılaştırmayı sevenlere gelsin; Batman v Superman den daha iyi olduğu aşikar. [spoiler]Bu yorumum ise daha uzun ve spoiler gibi spoiler içerir... Filmin giriş kısmı haddinden uzun ve ağır, asıl olayların yaşandığı gelişme ve sonuç bölümleri ise çok kısa geçilmiş. İki filmlik konuyu arada yemişler. Hiç detay yok. Çok üstünkörü olmuş. Bu yıl hep bir iç savaş, yakınların bir kvgası söz konusu. Süer kahraman filmlerin de hep bu göze çarptı. Özellikle mi hepsi aynı yıla denk gelmiş yoksa bir ttesadüf mü bilemiyorum Altan. Ama sanki alttan alttan bir mesaj var. Dünya da bir karışıklık iç savaş olacak ve kardeş kardeşi vuracak. Oluyor da zaten Suriye ve bir çok Müslüman ülkede. İki tarafta Müslümanım diyor ama savaşıyorlar. Her şeyden önce bu kadar çok karakter olunca hepsine azıcık azıcık rol verelim demişler ama bu sefer de hiçbirini gerçek anlamda anlatamamışlar. Mesela en çok değinilmesi gereken En Sabah Nur (Apocalypse) çok yüzeysel geçilmiş. Biraz daha ayrıntı veya daha uzun diyaloglar verilebilridi. Ona buna evladım, gel yavrum diye diye dolaşan garip bir karakter olmuş. La adamı az konuşturaydınız be mübarekler. Zaten dili hemen kaptı oradan yürü be abicim. Ama bunlar almışlar Apocalypse'i kendine mürit toplayan birine çevirmişler. Oraya buraya gidiyor, evlatlarım gelin peşime diyor, eleman topluyor. Bundan sonra bir Wolverine vakası var. Adamı son filmde kurtulmuş idi. Ne ara o elemanlar onu almış, hapsetmiş. Sonra bizimki neden bu filmde yer aldı ? Yer alacaktı madem neden bu kadar kısa süreliğine yer aldı ? Oradan farklı bir şekilde de kurtulamazlar mıydı ? Ne bileyim gereksiz olmuş o bölüm. Geliyor ve gidiyor. Tabi ki reisi severim ama figüran olmasına üzüldüm. Sophie Turner'ın oyunculuğunu GOT'ta da pek sevmem. Yine beni çok şaşırtmadı. Bir de en önemli görevlerden birini ona vermişler. İtici buldum. Bir çocuk var Evan Peters. Geçen filmde de bu filmde de en beğendiğim karakter oldu Quicksilver. Onun bölümü filmdeki neredeyse tek güldüğüm yerdi. O cool hareketleri ve rahatlığı yok mu bitiriyor beni. En Sabah Nur'a dönersem; biraz komplo teorisi yapalım. Filmin ilk başında bir ekrandan görüntüler geçiyor. Mısır, putlar, sonra nazi sembolü sonra komunizim gibi gibi. Sonra bizimki sahte tanrıları takip ettiniz filan diyor. Hepsi gidecek ben geleceğim, dünyanın düzenini değiştireceğim diyor. Sanki bu bilim-kurgu filmlerinde veya başka yerlerde duyduğum şeyler gibiydi adeta. Dünyanın düzenini sağlayan bir güç var. Parayı yönlendiren bir güç. Bunlar zamanla dinleri yok etmeyi ve kendi inançları doğrultusunda insanlığa şekil vermeyi düşünüyorlar. Misal illuminati. Zamanla bizi birer robot gibi yapıp istediği şekle sokacaklar. Bizleri istediği şekilde takip edebilip, nereye ve ne zaman gittiğinizi görecekler. Nereden ne aldığınızı, kaç para harcadığınızı, nerede yatıp kalktığınızı vs vs... Bir bakıma kendilerini bir tanrı gibi (haşa) görecekler. ( Biraz fazla uçtum galiba neyse, bu ara Öteki Gündemi fazla takip ettim hep ondan. Ah bu Ramazan Kurtoğlu yok mu Uzadıkça uzuyor. Neyse film pek olmamış. Daha önceki puanlarım X: First Class(7.7), X-Men: Days of Future Past(8.0) ki bence en iyi x-men DOFP. Bu film ise çok daha düşük.. İyi seyirler... 6.4/10[/spoiler]","label":5} {"text":"Epey eski bir olmasına rağmen ben daha yeni izledim filmi.Gerçi Blanchet’in çoğu filmini izledim ama, en eskilerden biri sayılabilecek olanı daha yeni izliyorum :)))Aslında fazla anlatmaya gerek yok.Cate harika, tıpkı bir kraliçe gibi.Ancak diğerlerinin de açıkçası Cate’den arda kalır yanı yok.Çok iyi bir film olmuş, tavsiye edilir herkese.Tabi izlemeyen kaldıysa benden başka :)))","label":6} {"text":"filmde kolomb'un sömürgeleştirmesi filme çekilirken, aslında o figüranları da kendilerinin \"ucuza kapatmaları\"ndan bahsedilmesiyle bir nevi Kolomb olduklarının farkında olmayan yapımcıları görüyoruz. Kendi eleştirdikleri şeyleri halkın şimdi farklı bir boyutta yeniden yaşaması -su için mücade- onlar için filmin çekimine balta vuran, engelleyen bir noktada duruyor. Rahip rolünü oynayan oyuncu, rahibin ne kadar yüce biri olduğunu anlatırken kendinden geçtiği gibi Bolivya'daki insanların susuzlukla verdiği mücadele için tepki vermekten uzak görünüyor. film üzerine güzel bir inceleme:http://www.altyazi.net/makale/yağmuru-bile-8-209.aspx","label":8} {"text":"öncelikle film gerçek bir hikayeden alıntıdır. psikolojisi bozu bir seri katil insanları kaçırıp öldürür ve etlerini yer. son olarak cadılar bayramında bir kızı daha kaçırır. 3 hafta esir tutar. kızı bulmak içinde bir fbi ajanı araştırma yapmaktadır. fena bir film değil. psikoloj, gerilim filmlerini seviyorsanız izleyebilirsiniz.","label":5} {"text":"aksiyonun dorukta olduğu bir seri,aksiyon severler eminimki izleyince tatmin olucaklardır.","label":6} {"text":"Bu kadar olumsuz yorumu görünce şaşırdım doğrusu...Kokru sineması tarihinde görmediğim film kalmayan biri olarak Garez serisinin korku sineması adına oldukça tatmin edici ve başarılı bir yapım olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.Yönetmen Takashi Shimizunun Garezde uyguladığı (ve herkesin yakındığı) bağımsız kurgu,filmi diğer türdaşlarından ayrı bir yerde tutuyor ve benim de bu filmde en çok sevdiğim olgu da bu zaten;olayların farklı zaman-mekan ve karakterlerde tesir etmesi...Garez,salt korku olgusu hayranlarını ve sinefilleri tatmin edebilecek bir yapım bence...Düz film mantalitesinden uzak ve insanı olaylar arasında düşünmeye sevkederek roman tadı almasını sağlıyor...","label":7} {"text":"Uzun zamandır bu tarz filmlerde klişe olmuş olan Jaws serisinden sonra onun tadında izlediğim en güzel film bence.Her dakikası andrenalin ve heyecan dolu, oldukça sürükleyici bir film.gerilim ve heyecan arıyorsanız kaçırmayın derim","label":6} {"text":"bu film için söylenecek tek şey ; ilmiş gö ün davası olur. hem de çok güzel olurdur.","label":6} {"text":"Senaryosunu, hikayesi Hollanda'da geçen Mary Mapes Dodge'un Hans Brinker, or The Silver Skates (1865) isimli romanından uyarlayarak Roman Kantor'un yazdığı “Serebryanye konki / Silver Skates / Gümüş Patenler”, yönetmen koltuğunda oturan Michael Lockshin'ın ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi... Yaklaşık 6 - 7 milyon dolarlık bir bütçe ile 19. yüzyılın mazi olup 20. yüzyılın kapılarının aralanacağı 1899 yılından 1900'a geçiş yapılacağı günlerin Rusya'sındaki sınıfsal ve siyasi atmosferinin de yansıtılmaya çalışıldığı filmde; Marksizmin özüne aykırı bir biçimde neredeyse her konuda bencil ve pragmatik davranışlar sergilemesinin yanı sıra özellikle de Matvey'e (Fedor Fedotov) sürekli olarak, yerini bil şeklindeki eziklik dolu önerilerde bulunan Alexey Alex Tarasov (Yuriy Borisov) adındaki bir küçük çarşı - pazar yankesicisinden bir Marxist profili çıkartma çabası hiç olmamış... Muhtemelen bu tanıma, genç nesil Ruslar ile devlet mülkiyetindeki halkın mallarına çökerek zengin olan oligarklar bile bayağı bir gülmüşlerdir... O yüzden de buna sadece, Bilimsel sosyalizm öğretisinden tamamen bihaber eğitimsiz kitleler inanabilir diyerek bu faslı noktalayalım istiyoruz... Kısa ama oldukça önemli gördüğümüz ve vereceğimiz puana da fazlasıyla yansıyacak olan bu itirazımızı belirtmenin ardından, gelin isterseniz filmimize biraz daha yakından bakalım... Bir pastanede adrese teslim kuryesi olarak çalışan 18 yaşındaki Matvey, St. Petersburg'un buzlarla kaplı sokaklarında ayaklarındaki patenleriyle 20 dakikada yetiştirilecek bir pasta siparişi ile yola koyulur... Ancak Çar'ın bakanlarından Nikolai Nikolaevitch Vyazemsky'in (Aleksey Guskov) aracının geçişi için yol trafiğe kapatılmıştır... Yani bu da demektir ki, teslimat tam vaktinde gerçekleştirilemeyecektir... Böyle olunca da Matvey, haliyle kovularak işsiz kalır... Diğer yandan Nikolai Nikolaevitch'in kadın haklarına inanan ve o yüzden de babası ile sıklıkla ters düşmekte olan kızı Alisa (Sonya Priss), karısı Severina Genrikhovna (Severija Janusauskaite) ve Alice'in İngiliz eğitmeni Bayan Jackson (Cathy Belton) ile de tanışırız... Bu arada iki şey daha öğreniriz: Alisa aynı zamanda bilime de meraklıdır... Bu bir... Matvey'in ilerlemiş derecede verem hastalığı bulunan babası Pyotr (Timofey Tribuntsev), geceleri gazlı sokak lambalarını yakarak para kazanmaktadır... Bu da iki olsun... Neyse... Gece yarısı Alex'in lideri olduğu; aralarında Graf (Mikhail Shelomentsev), Mukha (Vasiliy Kopeikin) ve Yakut Türklerinden Chingiz'in de (Bato Shoinjonov) bulunduğu patenli yankesicilik çetesi ile buluşan ve çaresiz olan Matvey, mecburen onlara katılır... Aristokratları, burjuvaları ve Çar'ın üst düzey bürokratlarını çarpmayı kendilerine iş edindiklerini söyleyen beşlinin ilk icraatları da, Matvey'in kovulmasına neden olan Nikolai Nikolaevitch'in sarayına giderek balkondaki aile armasını boyamaktır... Fakat balkondaki Matvey, Alisa'ya yakalanır... Derken... Nikolai Nikolaevitch'in kızı Alisa'ya evlenmek üzere talip olan Kont Arkadiy Trubetskoy'da (Kirill Zaytsev) filmin kadrosuna dahil olur... Ki bu evlenme fikrine, Alisa'nın üvey annesi Severina'da sıcak bakacak ve hatta destekleyecektir de... Yalnız sırada, çok daha önemli bir faaliyet olan Kraliyet Buz Pateni Balosu var... Ve bizimkiler birinin cebinden, cüzdanı ile beraber iki adet davetiye de çarpmışlardır... Düşünebiliyor musunuz? Sadece zenginlerin katılabileceği bir etkinliğe ait iki davetiye... Aynen büyük ikramiyelerin vurma olasılığının çok yüksek olduğu iki piyango bileti gibi... E tabii çete elemanlarından eli yüzü en düzgün olan Alex ile Matvey kaçırmazlar bu yağlı fırsatı... Öyle ki; bir ara herkes, tek başına buz pateni yapan Arkadiy'in gösterisine odaklanmışken, Alex ile Matvey'de boşaltmadık cep bırakmazlar ortamda... Ama balodaki en önemli husus, Arkadiy'in daha bir dakika önce ilanı aşk ettiği Alisa'nın, pist de düşmekteyken imdadına yetişen Matvey ile balkondan sonra bir kez daha karşılaşması ve onun balodaki yankesicilerden biri olduğunu fark ederek ertesi güne bir buluşma randevusu vermesidir... Zira Alisa'nın da hayallerine ilişkin kendi planları bulunmaktadır... Dakika 50... Bitti mi? Ne gezer... Emin olun daha da hızlanacak, pek çok sürprize gebe olan ve Alisa'nın Matvey ile Arkadiy arasında gidip gidip geleceği mevzu... Hikayenin en güzel kısmı da, Gümüş Patenlerin hangi işe yaradığını anladığınız sahne olacak... Başta da belirttiğimiz gibi Marksizm hakkında yapılan yanlış bilgilendirme ve normalde en fazla 90, hadi bilemedin 100 dakika da tamamlanabilecek olan filmin süresinin, lastik gibi sündürülerek 130 dakikaya uzatılması nedeniyle puanımız 2 olacak... Tahammül göstererek izleyebileceklere keyifli seyirler,","label":3} {"text":"gençliğe o dönemin gözüyle bakan etkileyici film. izlerken zamanında yaşadığımız detaylar gözümüzün öüne gelir. gençliğin en uç noktalarını bize gösterir. hayallerini, rol modellerini, yaşayışlarını, hayata bakışlarını sorgular... o dönemin ruh haliyle bir filmi izlemek daha da etkileyici oluyor. kaçırmayın.","label":7} {"text":"Hatun kişi her nekadar ulaşılamaz, entel, başka dünyanın insanı,... hatta dünyalar güzeli olsa dahi an gelir.... \" ezik erkek arkadaş \" tarafından terk edilme olasılığı ile karşı karşıya kalması tuhaf değilim mi ? Tabi bizimkiler olasılıktan öteye geçemiyor :) Eylemi gerçekleştiren tabiki Hatun kişi. Durum komedisi sevenler izlemeli, Balçık romantizimden sıkılanlar izlemeli, Gençliğini özleyenler izlemei, Vs, vs, vs","label":7} {"text":"herşey dr martin harris in bir kazada hafızasını yitirmesi ile başlar. iyileşir iyileşmez karısını bulmaya giden harris'i inanılmaz şeyler beklemektedir. başta şaşırtıcı başlayan ilerledikçe çözülen bir konuya sahip güzle bir aksiyon gizem filmi. her dakikası heyecan ve hareket dolu. kesinlikle izlemenizi öneririm.","label":7} {"text":"Filmden bana kalan en önemli şey Clooney nin performansı. Bu zamana kadar izlediğim en iyi performansı, şaşarak ve hayran olarak izledim. Onun dışında dramatik bir hikayeyi gayet güzel detaylar ve tebessümlerle izletmesi, diğer cast in da iyi seçimi, hiç sıkmayan ve akıcı bir dili olması filmin diğer artıları. Eksisi olduğunu da düşünmüyorum ve klişe dolu, vasat, sıkıcı gibi eleştirileri de çok acımasız bulduğumu belirtmeliyim.","label":7} {"text":"Ewan McGregor var dediler geldik. Bu adam oynuyorsa vardır bir şey dedim ve konusu itibariyle klasik bir yapım olsa da izledim, ama ah be Ewan gerçekten klasik bir yapım olmuş. Sonuna kadar keyifle izledim diyemem, çünkü izlemedim :D. Bazı yerlerde de hatta çoğu geçişler basit kaçıyor. Sonunda acaba ne olacak merağı olmasa izlenmez. Her ne kadar Ewan oynasa da ki filmi yine idare eden kendisi, yine basit bir film bizleri bekliyor. Çerezlik bir yapım da diyebiliriz. İyi seyirler P: 6,5","label":6} {"text":"On numara süper bir film çocukluğumun oyunu ve çizgi filmiydi beni çocukluma götürdü taso cok oynardık şimdiki nesil bilmez pek Pokemonların gucunu vuruşunu özelliklerini bilirdik şimdiki nesil pek bilmez pek devamıda olsun filmin çok güzel","label":9} {"text":"Karısının tavuk olduğundan habersiz olan bir adamın son derece tıkırında giden bir evlilikleri vardır. Fakat eve gelen bir ziyaretçi durumun farkına varmasını sağlar ve adam kadını kovalar. Bunun üzerine sefalet içinde yaşamaya başlar. Elinizdekinin kıymetini bilin temalı değişik bir animasyon.","label":3} {"text":"Issız bi adada mahsur kalmışız.. Çoğumuz bu duruma alışmışız.. O gün karnımızı doyursak yeter bize.. Bizi kurtarabilcek bi gemi kim bilir kaç sene soora geçecek buralardan.. Belki de burdan kurtulmayı düşünmez bile olmuşuzdur.. Eğer bu adanın adı 'Sinema' ise bizi kurtarmaya gelen geminin adı The New World; bu geminin kaptanı da Terrance Malick'tir. Malick'in kaptanlığını yaptığı başka bi gemi buralardan kim bilir kaç sene sonra geçer? Ya da bundan sonra geçer mi? Gemiye binenler bindi, bazıları beğenmeyip indi. Çoğu geldiini bile görmedi.. İlerde çocuklarıma ben de o gemideydim diebilicem. Ne mutlu bana..","label":7} {"text":"Tartışmasız izlediğim en kötü filmdi. Konusu bile ne değil. Ne olduğu , ne yapılmak istendiği belli değil. Lütfen izlemeyin","label":1} {"text":"Bu kitap daha becerikli ellere emanet edilebilseydi ortaya bu hayalkırıklığı çıkmazdı..Kitabın içinize dokunan ince ayrıntıları esgeçilince ortaya donuk, yüzeysel bir film çıkmış..ABD yapımı olmasından mıdır nedir amcası tarafından Amerikaya götürülmek istenen çocuğun vize problemi ve buna bağlı intiharına hiç deyinilmemiş..Amerikanın vicdanını rahatlatmaya çalışan bir film gibi geldi bana..Kitabı daha çarpıcı ..Hem de hiç istemyeceğiniz kadar..","label":3} {"text":"senaryosuyla, ışıklarıyla, müzikleriyle, çekimleriyle berbat olan film. cidden elinizde güzelim kitap vardı ve yapa yapa bunu mu yaptınız? adeta baştan savma, ucuza kapatılmış yahu. senaryolaştırma açısından harry potter ve ölüm yadigarlarından daha fena ki o her türlü kurtarıyor çünkü harry potter, senin öyle bir avantajın da yok neyine güveniyon. keşke her kitaptan uyarlama yapacak olan senarist hunger games'in senaristlerini örnek alsa beni de böyle deli etmese. tam bir hayal kırıklığı oldu benim için, kitabı okuduğumdan oluşan beklentimin de etkisi olduğundan eminim ama hakkatten de kötüydü abicim yea. bu arada alttaki yorumlardan birinde ikinci filmden bahsedilmiş, ikinci kitap olmadığından ikinci film de şu anda söz konusu değil ve muhtemelen olmayacak da.","label":0} {"text":"SIKICI amerikayi övüp japonayi kötüleyen sıkıcı bir film köpekbalıginin olduğu sahneler çok yaratıcı xd","label":1} {"text":"Oyuncular, çekim ekibi, yönetmen, senarist ... o kadar amatör bir film ki . Ödediğim paraya üzüldüm . Berbat bir film . 0,0 puan olsa onu seçecektim ama maalesef yok, o yüzden 0,5 .","label":0} {"text":"Uzun zaman sonra ikinci kez izlediğim, Türk film tarihinin başyapıtlarından biri olan hikayesi, kurgusu ve herşeyiyle hafızalardan çıkmayacak bir yapım... Bir erkeğin bir kadına savrulmasının, savrulup da toz duman olmasının hikayesi. Savaş Dinçel ustanın ve Okan Bayülgenin harika oyunculuklarını izlemeyen varsa an ve an beklemeden izlesin....","label":7} {"text":"Merhaba, Her sahnesi ile tatmin edici kaliteli bir film.İzlenmeli diye düşünüyorum.","label":9} {"text":"farklılık konusunda evet gerçektten alışılmışın dışında, onur ünlü nün yakaladığı tarzartık her onur ünlü eserinde hissediliyor fakatbu filmde imgelerin zorlama olduğunu düşünüyorum ve imgeler arası bağ çok zayıf, arka planda örülen simgesel anlatının film boyunca sürekli kesintiye uğraması dolayısıyla yapımın hissedilerek değil de farklı olmak kaygısıyla yapıldığı açıkça hissediliyor. .","label":6} {"text":"tek kelime berbat...eski filmleri daha iyiydi paraya yazık","label":0} {"text":"Seriyi yalnızca beyazperdede takip edenlerdenim ve haliyle uyarlamanın başarısı&, kitaplar mı daha iyi filmler mi gibi konulara girecek durumda değilim. Beni çok yakalamasından değil ama, ikinci ve bu üçüncü filmi tamamen popüler kültürün son dönem önemli halkalarından birinden uzak kalmamak adına izledim. Katniss'in büyüme hikayesi&nin tavan yaptığı noktadayız final bölümünün ilk yarısında. Mockingjay&liği kabullenme/kabullenmeme, kimi tercihlerinin sevdikleri üzerinde (genellikle olumsuz) yansımaları olacağının bilincinde attığı adımlar, kitleleri (!) etkisi altına alabilme ve nihayetinde de bir isyana, bir zafere önderlik edebilme yeteneklerinin sorgulandığı, son saniyeye kadar da bunlara bağlı sahnelere tanıklık ettiğimiz bir film. Bana kalırsa yavan. Final bölümünü modaya uyarak ikiye bölmenin getirdiği bir eksiklik belki de bu. Yavanlığın birincil nedeni filmin ardından kendime sorduğum çok önemli bir soruya verecek cevabımın olmayışı: Bu 2 saatlik filmde ne oldu?&. Benim düşünceme göre bir şey olmadı ne yazık ki. Hatta ikinci ve belki de daha çarpıcı bir soru daha var cevapsız kalan: Dünyanın beklediği (en azından belli bir kısım diyelim, çok da iddialı olmasın) bu büyük prodüksiyonun, giriş-gelişme-sonuç (özellikle de inanılmaz vasat kalan o final sahneleri) olarak ele alındığında, her hafta televizyonda takip ettiğimiz bazı kaliteli yabancı dizilerden ne farkı vardı?& Ben bu anlamda da bir fark göremedim. Sıradan bir dizinin sıradan bir bölümü gibiydi. Ne Katniss'in ne de diğer karakterlerin doğru düzgün bir ilerleme kaydettiği, neredeyse sıfır aksiyona sahip, hiçbir sürükleyiciliği olmayan bir film. İkincisinde büyük ve etkileyici bir final yapar mı bilmiyorum ancak böyle giderse ne hikaye, ne karakterler ne de yapılacak olan final benim ilgimi çekecek. Yalnızca en başta belirttiğim nedenden ötürü izlemiş olacağım son halkayı. Lawrence'ın gitgide göz tırmalamaya başlayan oyunculuğu da cabası.","label":4} {"text":"japon sineması genelde çok kaliteli filmlere imza atıyor, ya da o kadar kalitesiz hollywood filmleri var ki çevremizde, geri kalan tüm dünya sinemaları çok başarılı geliyor.. izlenmesi gereken özgün bir film.. 7/10..","label":7} {"text":"Film beni az daha ateyiz yapıyordu da bi sübhaneke okuyup kendime geldim neyse ki. Komplo teorilerini genellikle deli saçması bulan biri olarak filmi izlerken \"ulan?!\" dedim. Savunulan düşüncelere katılmasanız bile size farklı bir bakış açısı sunar, zihni açar, kemikleri güçlendirir. Edit: \"Ulan?!\" ile başlayan sorgulama sürecim \"Allah yok, din yalan\" ile sonlandı. 2020'den sevgiler :)","label":8} {"text":"Anthony Hopkins Benicio Del Toro rollerinin hakkını vererek çok güzel paslaşıyorlar. Emily Blunt ise duru güzelliği ve oyunculuğu ile onlara eşlik ediyor. Makyaj yapımı ve mekan yaratıcılığı inanılmaz derecede gerçekçi. Bir underworld beklemeyin derim.karşımızda bilgisayar efektlerinden, bol patlamalardan uzak ama bir o kadar da hareketli ,heyecan dolu ve oyunculuğa dayalı bir film var.Kaçırmayın derim.","label":4} {"text":"Lucas'ın ilk ve son şaheseri! olacak iş değil. sen tut ömrünün baharında bu yaratıcı filmi yap, sonra da olmadık edi tedi büdülere kaptır kendini. yazık olmuş yeteneğe demeden edemiyor insan.","label":5} {"text":"Ben böylr filmin amınakoyim gece uyuyamadım böyle filmi yapanım amınakoyim götü yiyen suç duyurusunda bulunsun tekrardan emeği geçen herkesin amınakoyim","label":0} {"text":"İki kadın uygarlıktan uzak, erkek egemenlikten büyük ölçüde sıyrılmış yaşıyorsunuz, mal bulmuş mağribi gibi ilk gördüğünüz erkeğe yapışmaktansa politik lezbiyen olsaydınız ya diye düşündürten film. :) Kuzey ışıkları altında çadırın içinde, bilindik anlamda teknolojiden uzak, oh mis diyor insan. Ama uygarlık bir radyo kadar uzağınızda, ve garip de bir cazibesi var. Filmin seksüel boyutunu ayrı ele almak gerek belki de. Kıskançlık olarak ele almadım ben finali. Cinsellikle tecavüz esnasında tanışan kadın, sadece \"başka türlü nasıl olur\"u merak etmiş gibiydi..","label":6} {"text":"amerikan gençliginin ne kadar rezil bi durumda oldugunu acıkca gosteren bi film. genç kızlara seyretmelerini tavsiye etmiyorum.ders cıkaracakları yerde bu gibi davranışlara ozenti olabilirler.olurlar. seyretmesi gerekenler anneler ve babalar.","label":7} {"text":"Nasıl açılıyor filmler","label":0} {"text":"utanmıyor musunuz bu kadar kötü film yapmaya sadece küfür başka hiçbir şey birde bu kadro ile yazık harcanan paraya","label":2} {"text":"Absurd ve sürrealist örgüsüyle filme dair ayrıntıları anlamaya çalışmak beyhude bir çaba. Tabi ki de bu, filmin kötü olduğu anlamına gelmiyor. Tarz ile ilgili. Filmin açılış sahnesinden itibaren müzik, izleyiciyi takipte tutmak için oldukça etkili kullanılmış. Film bittikten sonra günlerce mırıldanma ihtimaliniz var müzikleri.","label":7} {"text":"Filmi yıllar önce izlemiştim ilk olarak, sonradan TV’de de birkaç kez çıktı karşıma...Özetle 'iyi bir film' olarak nitelenebilir.Hakkında yazılan yorumlara baktığımda, bir parça acımaz eleştirilmiş gibi geldi bana.","label":7} {"text":"Kendisinden 20 yıl sonra 2. dünya savaşı çıktığı için sinema sektörü içinde biraz üvey evlat muamelesi gören 1. dünya savaşı konulu bir Avrupa filmi. Açılış sahnesi bile filmin ana fikrini mükemmel bir şekilde yansıtıyor. ?Üsttekilerin? paylaşım savaşı için birbirlerini öldürmeye zorlanan, cepheye gönderilen ?alttakilerin? hikayesi. Alman bölük komutanının da bir Yahudi olması filmin ince mesajlarından sadece biri. Güzel bir savaş karşıtı film...","label":7} {"text":"Film kesinlikle çok güzel devrim arabaları tarzında olmuş kesinlikle tavsiye ederim , film nasıl bu Anadolu topraklarında birilerinin yeşeren ümitlerine kilit vurulur iyi anlatmış","label":9} {"text":"Filmin açıkçası bi türü yok ? dram desen değil , gerilim desen değil , korku desen hiç değil :S ? Ben filmi hiç beğenmedim ? saçma sapan bir film ? 10/2 ?","label":1} {"text":"Fragmanımsı şeyde yakında yazıyordu ama pek yakında çıkacak gibi değil herneyse sonuçta çıkartıcaklar sınıfca bekliyoruz :D","label":9} {"text":"o kadar çok vampir, zombi vs filmi dizisi çıktı ki yakında gerçek olduklarına inanmaya başlayacağız :p","label":4} {"text":"jack nicholson dan harika bir performans gerisi vasat.. çok alelade bir konu üzerinden alelade oyunculuklarla görsellik olarakda pek bir artısı olmayan dümdüz bir tv filmi.","label":5} {"text":"Yaşamları yaşadıkları coğrafyanın yazgısına benzeyen hüzünle dolu üç kuşağın, üç kadının hikayesi anlatılan. Sotiria Leonardou'nun izleyiciye çoğu kez hiç konuşmadan, sessizce gözleri ve mimikleriyle yaşattığı acı, ruha işleyen cinsten. Diğer oyunculuklar amatörceymiş. kimin umurunda... Şarkı dinlerken tabak kırmanın daha bir anlaşılır olduğu müthiş müzikal ağıt... 85/100","label":8} {"text":"Gereksiz yorumu gereksiz yapan senin gereksiz yorumun. İnsanların yorumu sırf kendisine uymuyor diye onlara gereksiz demek cehaleti gerçekten üzücü. Toplasan 5 puanı geçmeyecek işleniş ve dayatılan ezber senaryoya 9 puan verip üstüne eleştiri yapanlara laf etmek ne büyük ülke sorunu. Filmi beğenmiş olabilirsin ama o kadar. Baştan sonra kadar olağan bir bilim kurgu havasını korusa da her yerde klişe altı. Oyuncuların kötülüğünden tutun senaryonun saçmalığına kadar film sadece son zamanlardaki sinema dünyasına göre iyi duruyor. Abartmamak gerek. İzleyin ama öyle 8-9 puanlık bir şey yok ortada. İyi seyirler.","label":3} {"text":"Kalbinle olan bağlantını kesersen geriye sadece kaba bir hayat kalır.","label":6} {"text":"Savaşların acımasızlığını ve insanlarda yarattığı değişimleri konu alan film, bunu yaparken oldukça aceleci davranarak inandırıcılığını yitirmiş, yüzeysel kalmış... 60/100","label":5} {"text":"saf aşkı anlatan destansı bir masal... bu filmi sevdiceğimle izlemiştim, ikimizin de gözleri yaşarmıştı.","label":7} {"text":"çok iyi bir yönetmenin ilk filmi ve bir ilk film için çok iyi bir yapım..yapıldığı yılda amerikan sinemasına gönderdiği eleştiriler bugün bugün amerikan sinemasının içinde yaşadığı gerçekliğe dönüşmüş..film ayrıca bu açıdan da ayrı bir öneme sahip","label":7} {"text":"ya buraya yorum yazanlar ınsanları yanlıs yonlendırmek ıcın mı yazıyor??? bu fılme mukemmel dıyen panın labırentını yerden yere vurmalı o zaman?? dumduz fılm.bır sokakta yasayan serserılerın 1 gun ıcındekı yurumelerı kosmaları..hıcbır estetık yenılık yok.baslangıcı belırsız zart dıye..sonu belırsız ...3*4 serserıyı kameraya almıslar gıbı..ne faydası var fılmın ne kattı hiç? yonetmen oyunculuk guzel ama butunluk yok.bası sonu olmayan bır muamma...5 verdım.","label":4} {"text":"Şimdiye kadar izlediğim en iyi jim carrey filmiydi diyebilirim. O kadar çok filmini izlememe rağmen bu filmi arka plana atıp ertelememe önyargım sebep olmuş. Bitmez sandığımız denizin ve gökyüzünün bile bir sonu varmış dedim final sahnesini izlediğimde. Hem komediyi hem hüznü sonuna kadar hissettirdi. Doğumundan bu yana yaklaşık 30 yıldır devam eden büyük bir senaryo, set, kurgu, oyuncular, insanı hayrete düşürüyor. Her şey mi yalanmış be kardeşim dedirtiyor. 30 yıl sonra günün her saati yıllarca izlendiğinizi öğrenseydiniz nasıl bir psikolojiye girerdiniz? O kapıdan adımını atıp dışarıya çıktığı için mutlu oldum OLUR YA BELKİ SİZİ GÖREMEM; İYİ GÜNLER, İYİ AKŞAMLAR VE İYİ GECELER","label":9} {"text":"Hayatın tam içinden,zaman zaman çok sert,zaman zaman da pervasız.İlişkilere bu kadar gerçekçi ve cesur yaklaşmayı başarmış başka bir film daha yok muhtemelen.Defalarca izlenesi,arşivlere katılması gerek.","label":7} {"text":"aslına bakarsanız yorgun bir günden sonra televizyonda izlemek belki güzel olabilir ama sinema atmosferine uygun bir film değil.hollywood un artık (bir zamanlar yeşilçam ın gibi) aynı düzende işleyen senaryolarla hayatını devam ettirdiğine kanıt oldu bu film bence.","label":1} {"text":"Sinemada izlenmeye değmeyecek bir film olmuş. Ben verdiğim paraya acıdım doğrusu. Daha sonra çerez niyetine izlersiniz bir ara. Efsane seriye yapa yapa böyle mi devam filmi yapılacaktı ? Tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Film resmen bildiğimiz Tarkan filminin yabancı gezegende geçeni olmuş, Yanında köpekle gezmesi, ağır yaralı iken tedavi edici suya girmesi vs. Ve bunun yanında daha önce yüzlerce filmde gördüğümüz, başroldeki elemanımızı yakalama çalışan psikopat paralı askerlerle mücadelesi. Orjinallik sıfır.","label":6} {"text":"Adam alt tarafı ilkeleri olan bir varoş, birden bire süper ajana dönüşüyor. Tamam sıradanlığın üstünde bir konusu var anladık ama kendi içerisindeki mantığı nerde? Sırıtmış bu durum bence. Konu ilginç. Çerez niyetine izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"filmi karantinaya almıyorsam tek sebebi kitaba saygımdır.","label":5} {"text":"Böyle aşk filmi olacaksa aşk filmleri hayranı olabilirim. Romantik filmler çok tarzım değil ama bu çok başka. Harika detaylar var. Tek sorunum planların çoğu yarıda kesilmiş gibiydi. Sanki bı cümle daha soylenecekti ama kesmişler gibiydi ama onun dışında en sevdiğim filmler arasına girdi. Bu zamana kadar nasıl izlememişim dedirtti. Tek kelimeyle bayıldım. Birol ünel gerçek anlam da hakkını vermiş onu ayrıca çok beğendim.","label":8} {"text":"Öğrenci filmi dışında bir iş olmuş. Kısa film olarak başarılı ve gelecek vaat ediyor.","label":7} {"text":"Çok hareketli çok diyaloglu filmler seviyorsanız bu film pek sözlük değil ama sindire sindire izlemeyi seviyorsanız, manzara görmek ve replikler üzerine düşünmek istiyorsanız izleyebilirsiniz. Kişinin kendi inançları değerleri uğrunda verilen bir mücadeledir bu film.","label":7} {"text":"Robert Pattinsonın Alacakaranlık komedilerinin dışında gerçekten oyunculuğunu görmek istiyorsanız bu filmi izlemenizi tavsiye ediyorum.Hiç bu kadar etkileyici bir rol koyacağını tahmin etmemiştim açıkçası,genel olarak filmi ve etkileyici sonunu beğendim.7/10","label":6} {"text":"Oyunculuklar çok sağlamdı. Çekim mekanı olarak EGE olması, ayrı bir güzel olmuş...","label":5} {"text":"Dünyanın en kötü filmi kategorisine bile giremeyecek kadar kötü bir film. Hatta film bile sayılmaz. Bu filme ne kadar kötü söz söylense az. Kutsal suyum nerede?","label":0} {"text":"son derece güzel bir film olmuş. verdiği mesaj ve atmosfe baya güzeldi. ve aksiyon sahneleride bu filme yakışır şekildeydi. 10/9 verdim","label":9} {"text":"Bir daha filmlerin afişine veya ismine bakıp değerlendirmeyeceğim. Captain Fantastic'i komedi filmi yada süper kahraman filmi sanmıştım. koş lola koş'u erotik bir film yada romantik komedi sandım. Captan fantastic yeni into the wild gibi. koş lola koş mr. nobody'den bir öncekisi gibi.","label":6} {"text":"sualtına meraklı ve bilim kurguyu seven insanlar için güzel bir film. belki okuyanlar hatırlar. kayıp sembolde de geçiyor bu filmin ismi. james cameron hakkını vermiş bence :)","label":7} {"text":"Orjinalinden daha iyi olan çok az film vardır. Bu da onlardan biri.","label":7} {"text":"ya arkadaşlar tamam seyredilmese de olur ama okadar da kötü değil..","label":4} {"text":"Marlon Wayans absürd komedi olayında çok başarılı. Abartılı şekilde cinsellik içerse de arkadaş ortamında film harika gitti. Kafa dağıtmak için oldukça iyi bir seçenek.","label":4} {"text":"Sinema yönünden vasat fakat içerdiği konuyu gerçekten rahatsız edici ve tüm şiddetiyle bizlere yansıtıyor... Şu zamana kadar izlediğim en dehşet verici sahnelere sahip, internet, kadın, tecavüz, şiddet gibi bir çok konuda seyiriciyi etkileyerek fake sahnelere sahip olsada psikolojiniz altında çok büyük etki bırakabilir izlemeden önce bunu düşünün derim... Vasat bir film olsada etkili olduğunu söylemek şart.","label":5} {"text":"Disney nostaljisi yaşamak için...","label":9} {"text":"film iyi olmamis bence...karma karisik aksiyon olsun diye cevrilmis gerisi bos....","label":5} {"text":"KENDİNİZİ HİÇLİĞİN ORTASINDA YAPAYALNIZ HAYAL EDİN ve sonra da bana ne büyüklükte olduğunuzu anlatmayı deneyin. Sir Arthur Eddinghton Atmosfer yaratma ve bu atmosferi kullanma becerisi bakımından Muhteşem bir film.. Tıpkı Hanekenin \"Kurdun Günü\" Filminde olduğu gibi burda da İranlı yönetmen; İnsanların Yaratıcı olmadan bir HİÇ olduğu gerçeğini yüzümüze haykırıyor.. ve bizi Hiçliğin ortasında yapayalnız bırakıyor..","label":8} {"text":"Başlagıncında sistem ve düzen eleştirisini bir güzel ilaç firmalarıyla taçlandırıp, o algoriye sıkı bir tokat atıcak hissi uyandıran sonrasında ise hikaye nereye akıyor geldi nokta neresi onu bile kaybeden bir akış oluyor vesselam izleyin görün yada izlemeden kararı verin:)","label":5} {"text":"En başta james mcavoy'un oyunculuğu bir harika, zevk almanız için kesinlikle dublaj değil de orjinal izlemenizi tavsiye ederim. Kişilik bozukluğunu farklı yönlerden almış ve insanlara iyi şekilde sunmuş, ama filmin konusu ve karakterleri zayıf kalmış. İzlerken sıkılmazsınız, ama insanlara izlemesini önericeğim kaliteli bir film de değil. (Özellikle şu 3 kız, film boyunca birçok kez sinirimi bozmayı başardılar. Boş karakterli gerlim filmlerinden biri, üzücü.)","label":6} {"text":"Kör bir adam, genç bir kadınlatango yapabilir, kör bir adam yüksek hızla Ferrari sürebilir ve kör bir adam, unutulmazlarınız arasına girebilir. Sadece iki kelime: Al Pacino.","label":7} {"text":"senaryoda ethan coenin olması filmi merak etmeme sebep oldu ayrıca başrol oyuncuları bir hayli güldüreceğe benziyor","label":4} {"text":"120 milyon dolara malolmuş holywood klişeleriyle dolu bir film. bir başyapıt değil, bilim-kurgu olduğunu kabul edersek türünün ortalama üstü filmlerinden biri. bana sorarsanız onlarca örneği olan 'hayatta kalma mücadelesi' konulu klasik amerikan filmlerinin uzayda geçeni. 6/10 bu ve bu gibi filmlerin konusu: herhangi bir sebepten dolayı bir çarpışma/felaket olur, ekipten birisi filmin ilk 10 dakikası dolmadan ölür. başka kişiler varsa onlar da sırasıyla ölür, sona kalan 2 kişi arasında herhangi bir sebepten dolayı seçim yapılmak zorunda kalınır, zeki ve tecrübeli olan kendini feda eder ve izleyiciler filmin sonuna kadar sona kalan kişinin türlü aksilikler ve zor şartlar altında nasıl kurtulacağını seyreder. gravity de böyle bir filmdi işte.","label":5} {"text":"Başarılı fakat \"Pan'ın Labirenti\"ni izledikten sonra gerçekten de budur diyemiyorsunuz. Senarist ya da yönetmen etkilenmese bile Pan'ın Labirent'i sizi ister istemez etkiliyor. Mesajı, etkisi v. s başarılı ama yeterli değil. Çok daha iyi olabilirmiş. Bu yavanlıkla bu kadar iyi film olabilirmiş ancak. İzlenmesi tavsiye olunur. Kesinlikle zaman kaybı değildir.","label":7} {"text":"Tek kelimeyle harika bir film. Mutlaka izlenmeli.","label":8} {"text":"mantık hatalarıyla dolu olmasına rağmen sonuna kadar izletti kendini.","label":5} {"text":"üçüzlere film çekin daha iyi","label":5} {"text":"Filmin geneline bakıldığında eğlenceli diyebiliriz. Ama birçok oyuncunun performansını fazlasıyla amatör buldum. Bu filmden çok şey almış götürmüş. Buna rağmen tavsiye edebileceğim bir film. [6/10]","label":5} {"text":"Bekledigimden cok daha iyi bir filmdi.","label":6} {"text":"Filmi bugün izledim şunu diyebilirim. Cebinizde fazladan bir 15 lira varsa birde bir buçuk iki saatlik boş zaman girin izleyin derim. Tamam emeğe saygı ama bukadarmi başı kıçı olmayan bir film yapilir. Bizde emek harcayarak para kazanıyoruz bunun karşılığında daha kaliteli film izlemek hakkımız diye düşünüyorum. Sinamanin yarısı gülmekten filmi seyredemedi. Birde yaş sınırını soran vatandaşlar var ben söyleyim. 0-5 yaş grubu.","label":0} {"text":"Nasıl bir filmdi böyle, sonuna kadar hiç bir olayın neden niye olduğunu bilmeden izliyorsunuz ve berbat bir sonla size tokat atıyor film. Bu kadroya bu film hiç olmamış gizem yapacaz diye suyunu çıkartmışlar bulaşmayın derim...","label":1} {"text":"Son derece klişe bir konusu var.","label":2} {"text":"acikcasi pek begendim diyemem kötüde degil ama acikcasi bir daha izlermiyim sanmiyorum yani,yani filmde bazi seyler olmamis","label":3} {"text":"insanı huzursuz edecek kadar germeyi başaran bir film..","label":7} {"text":"Zamanının çok ötesinde.","label":8} {"text":"Güzel ve seyredilmeyi hak ediyor..","label":8} {"text":"bence bir türk filmi olarak çok başarılı olmuş.gerek senayosu gerekse oyuncularıyla izlemeye değer bir film olduğunu düşünüyorum","label":7} {"text":"İzlenebilir bir film.Pembe yalanların bir ilişkiyi kurtarabileceğini gösteriyor.İlişkilerde geçmişinizle ilgili çok da düsürt olmamakta fayda var gibi bir msj veriyor.Tabii bu her konuda geçerli değil ama kızınki gibi bir konuda kesinlikle geçerli:)","label":4} {"text":"HAYATIMDA İZLEDİĞİM EN KÖTÜ FİLM NET. ALLAH RIZASI İÇİN GİTMEYİN ŞU FİLME DE ŞU PARAMI VE ZAMANIMI ÇALAN ÇAKMA OYUNCULARA PARA KAZANDIRMAYIN...","label":0} {"text":"Bir cok sinema sever tarafindan bilinen ve uzun yillar once cekilmis olan ilk filmiyle en kult yapimlar arasinda gosterilen Blade Runner bu sefer seyircinin karşısına Ryan Gosling, Harrison Ford ve Jared Leto'lu gorsel acidan tam bir saheser olarak cikmakta. İlk filmin ciktigi yillarda deger gormemesi ama senaryosunun Matrix, Ghost in the Shell filmlerinden daha derinlere inen yapisi ile zaman içinde klasik sayilabilecek bir deger kazanmasina neden olmustur. Bende bu filme girmeden once ilk filmi izlemenin iyi olacagini dusunup ilk filmi izledim ama bircok seyirci icin inanilmaz duragan B sinifi bir film olarak duran ilk yapim izlerken derin diyalogları, anlatilmak istenen kaotik gelecek temasinin karanligi ve aksiyon sahnelerinin az ve etkisiz oluşu ama anlattiğı hikayenin derinliğinin yuksek olmasina ragmen bende nedense bekledigim etkiyi alamadigim bir yapim oldu. Ama izlenmesi gerekiyordu cünkü ikinci film yani Blade Runner 2049 birinci filmin biraktigi mirasi devralıp üzerine ekliyordu. Ve filmde gecen senaryonun filmin sonuna dogru ne denli birinci filmle alakalı olduğunu görüyorsunuz. Genel yapisi itibari ile yavas seyreden hatta bazen bu durağanlik yuzunden icinizin bile gectigi anlarda film hemen o anda ilginç bir sekilde dikkat ceken bir sahne ile tekrar o dagilan dikkatinizi toplamanizi sagliyor. Ama genel anlamda devam eden yavaslik ve duraganlik hep devam ediyor. Gorselliginin ise tavan yaptiği filmde seyirciye yasatilmak istenilen atmosfer tam olarak yanaitilmis ve her karede kendinizi çevreyi ve cevrenin ayrintilarini seyrederken buluyorsunuz. Film aslinda ilk filmin daha teknolojik ve daha gorsel anlamda etkileyici ikinci yarısı ve devamı gibi. Senaryosunun etkisinin filmin duragan yapisi nedeni ile etkisini biraz kaybettigini dusunsemde yine de etkileyici olugunu kabul etmem gerek. Eger ilk filmi izleyip beğenenlerdenseniz bu filmi de mutlaka izlemeniz gerek. Hikayenin geri kalaninda sizin icin 160 dakikalik sakin kafayla izlenecek ilginc bir yapim olmuş. Farkli birsey arayanlara önerilebilir. Ama cok fazla beklenti icine girmemeye dikkat edin. Benim puanim 5/3.","label":5} {"text":"Temizlik sahnesi, finali kesinlikle takdire şayandır, az bilinen Charlie Chaplin şahaserlerindendir. İnsanların 40 senede öğrenemediği \"iyilik, fedakarlık\" kelimelerini kısacık sürede anlatır, duygulandırır.","label":7} {"text":"Filmin eksik yanları çok fazla ama yinede boş vakit varsa izlenilebilir.","label":4} {"text":"Senesine göre görsel efektlerde başarılı olduğunu düşünüyorum. Ortaçağda geçen fantastik bir nadir film.","label":6} {"text":"Filmde en iyi flash-back sahnesi robotun sahnesiydi. Bence en etkileyici olanı oydu.Diğer olaylarda çarpıklıklar var","label":5} {"text":"ABD yapımı film tabi ki amerikan propagandası yapacak ingiltere propagandası mı yapsın saçma sapan yorum lar ya bence izlenebilecek film zaman geçirmek için iyi...","label":9} {"text":"truvaya kan şiddet ekleyin bir tutam da gladyatör , alın size spartans!! filmin sonundaki müzik bile gladyatör, başak tarlalarındaki görüntüler bile benzer..ayrıca persleri tariflerken de kngdom of haven dan alıntılar var sanki... daha iyi olabilirdi..abartılmış.. trash rock müzikleri güzeldi sadece","label":5} {"text":"beyler ağalar istanbul ne tarafta gösterelim anam:)","label":7} {"text":"Görsel olarak çok güzel ama biraz yorucu bir film.","label":6} {"text":"Başları inanılmaz derecede sıkıcı olan ama son 40 dakikada keyifli bir hale gelen film. Dipnot: Filme yaklaşık 4 milyon dolar harcanmıştır; ancak hasılatı 150 bin doları bile geçememiştir.","label":4} {"text":"E n az ilk film kadar iyi bir filmdi. Serinin ikinci filminde çok sevdiğim Naomi Wats ı görmek beni çok mutlu etti. Bir uyarlama oldugunu bilerekten yinede senaryonun ayrıca beni mest ettiğini belirtmeliyim. Ayrıca filmin temposu, Mekanları, çekimleri her açıdan iyiydi. Similasyon aşamaları da bunlara dahil. Film gişede başarılı olmuş. Serinin devamı gelecek ve bende sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım ilk 2 filmde oldugu gibi bu projenin altından kalkacak başarılı yönetmenlerle çalışmaya devam ederler ve serinin tadını bozmazlar. iyi seyirler. 10/ 8.0","label":5} {"text":"Film bittiğinde fonda çalan hip hop müzikten nefret etmeme rağmen müzik bitene kadar dans ettim =D Hikayesi, verdiği mesajlarından ziyade danslar beni çok etkiledi. Gerçekten hoş vakit geçirten ve ekrana bağlayan bir filmdi. Başrol oyuncusu gerçekten çook yakışıklı bu arada :) 7 verilir;)","label":7} {"text":"Gişede çakılan komedi filmlerinden biri. Oyuncularını sevsem de ne yazık ki olmamış bir film. İzlenmez.","label":1} {"text":"Tiyatrosunu izleyebilmiş şanslı kişilerden birisi olduğumdan mıdır nedir o kadar başarılı bulmadım özellikle çok severek izlediğim Devrim Yakut'un ilk kez bir rolde olmadığını hissettim izlerken. Belki de bunun sebebi yine tiyatrosunda Zerrin Sümer'in şahane performansına tanık olduğum içindir. En basitinden Devrim hanım orjinalinde olduğu gibi insanı sinir eden şekilde '' eeeee'' leyememiş :) Değinmeden edemeyeceğim Engin Alkan'ın performansı gayet iyiydi ama film ortalama altıydı malesef zaten Pardon filmi dışında hangi tiyatrodan uyarlama film daha başarılı olmuş ki sinemada ?","label":5} {"text":"barış mücadelesinin en güzel anlatımlarından biri.....","label":8} {"text":"Evlilik - aldatma çerçevesinde sağlam bir film olduğunu düşünüyorum. Klasik aldatma filmlerine benzer bir yanı yok. Aldatan da acı çekiyor aldatırken. Aldatılan kocanın karısına karşı tutumunu iyi buldum. Mantığı hiç elden bırakmadı, zekice davrandı. Oyunculuklar takdire şayan özellikle Richard Gere yine işini süper yapmış. Zaten tam psikolojik dram rollerinin adamı.","label":7} {"text":"Çok güzel bir film. Şarkıları falan gerçekten çok iyi. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Çok beğendim.","label":9} {"text":"Senaryo veya hikaye olarak çok farklı bir film olduğunu düşünmüyorum ama Aaron Paul ve Imogen Poots'un uyumu ve performanslarıyla birlikte eğlenceli bir aksiyon bence.","label":4} {"text":"YouTube kışkırtma videoları tadında bir filmdi. İlk filmin gerek ses, gerek görsel anlamdaki teknik başarısına da yazık olmuş. Kuru ''birliktelik, kendine inanç'' mesajları da vıcık vıcıktı. Neyseki bir korku kültürü fanatiğiyim ve tahammül ederek, yer yer de zevk alarak izledim.","label":5} {"text":"İlk Mewtwo filmine göre daha defansif pozisyonda bir Mewtwo izliyoruz 2. filmde. İster agresif ister defansif olsun, Mewtwo her haliyle ultra-güçlü olduğunu gösteriyor. Yılların eskitemediği çizgi filmdir Pokemon, 15 sene önce izliyordum, şimdi izliyorum, 15 sene sonra da hala devam ederse izlerim diye düşünüyorum. =))","label":6} {"text":"Bende genelde müzikal türü filmleri sevmem ama bu filmi gerçekten çok beğendim ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bir baktım ki film bitmiş.Filmdeki Abbanın şarkılarıda zaten çok güzeldi.Her yönüyle insana keyif veren ve keyifli bir 100 dakika geçirmenizi sağlayan hoş bir yapım.İzlemeyenlere önerilir.8/10","label":7} {"text":"İzlemek için verdiğim 15 ? ye ve bir filme 15 ? veren aklımı seveyim. iğrenç bir film para israfı zaman israfı. tüm varlığımla beraber bu filmden iğreniyorum.","label":4} {"text":"Cehennem Meleklerinin yarattigi hayal kirikligindan sonra artik kadronun saglam olmasina aldiris etmiyorum. İzleyip görelim...","label":4} {"text":"idare eder.","label":5} {"text":"Film de hafızamıza kazınacak ve tekrar tekrar düşündürecek diyaloglar olması, inanç konusunda bazı şeylere cevap bulamayanlara kısmen anahtar görevi yapacaktır... ''Korkumuzdan bir imge yaratır ve sonra o imgeye Tanrı adını veririz.'","label":8} {"text":"kadın başrol karakterin yönetmen rolünü iyi kotardığı ancak annesinin kızı rolüne bir türlü bürünemediği film. açıkçası biraz boşluklar var filmde ana karakteri tahlil etmeye çalışınca. özellikle anne ile arasındaki bağı çözümlemeye çalışınca bazı noktalar pürüzlü kalıyor. ayrıca annenin başında bekleyen vefalı ağabeyi oynayan aktör yönetmen nanni moretti'nin ta kendisi imiş.","label":5} {"text":"Zaten konusunu bile okuduğunuzda nasıl bir filmle karşı karşıya olduğunuzu tahmin ediyorsunuz.Klasik sıradan bir Amerikan gerilim filmi!!Sharon Stone bile filmi kurtarmaya yetmemiş bence!!Çok boş vaktiniz varsa belki izlenir..","label":5} {"text":"film gerçekten tam bi skandal.süperdi yaa...","label":9} {"text":"Nereden başlayıp nasıl anlatsam.. Klip tadında başlayıp, ayrıntılardaki inceliklerle fikirden fikre koşturan, müzikleriyle mest eden, dairesel ve göreceli zaman kavramı üzerine iyice düşündüren, \"insan ne için yaşar\" sorusuna kocaman bir içerikle, mütevazı bir cevap veren bir film olmuş.. Yalnız bir yerinde, \"Aman yaa, Spin filminden arak olmuş burası ama neyse\" dedikten sonra, onun da aynı senarist-yönetmenin eseri olduğunu görüp derin bir oh çektim =). Özetle, IMDB puanına göre değil de, filimadamı puanına göre değerlendirilip izlenmesi gereken bir filmdir.","label":8} {"text":"sıfır. iki yaşındaki çocuk daha güzel yazardı bu filmi. şu şafak sezer çeksin elini eteğini sinemadan. çok itici bir insanın filmi nasıl sevilirki.","label":0} {"text":"güzel vakit geçirmek için iyi bi film olmuş oyunculuk desen o da güzel, yalnız... bu tarz filmleri çok izlediyseniz o ters köşeyi önceden sezebiliyorsunuz","label":8} {"text":"Kötü bi film.Bayanları ön plana çıkartarak ve küfür ederek insanları güldürmeye ve filmi beğendirmeye çalışıyolar.Tamamen maddi açıdan yaklaşılmış bi film.İzlerken bazı kaliteli oyuncular için üzüldüm.Ayrıca bazı karakterler de çok yapmacıktı,sammimi olmamış kısaca...","label":0} {"text":"Filme başlamak ayrı bir eziyet, bitirmek ayrı bir eziyet, hala izlemeyen şanslı sinema severler varsa uzak dursunlar..","label":0} {"text":"Özellikle sonlara doğru beni hayal kırıklığına uğratan film. Dönemine göre düşünülürse belki güzel bir yapım olabilir ancak izlerken nedense absürd bulduğum sahneler var. İzlediğim Clint Eastwood filmleri arasında en kötü film diyebilirim.","label":5} {"text":"biraz klişe bir konu.sürprizleri var.ama yine de izlettiriyor.iyi buldum.Hugh Jackman a yakışmış rolü.Michelle Williams göz kamaştırıyor. :D 7 puan yeterlidir.","label":6} {"text":"Film ara ara koptu sanki. Ya da ben birleştiremedim. Vasatın çok az üstünde diyebilirim.","label":5} {"text":"Başrol karakteri, oyuncusuyla mükemmel şekilde bütünleşmiş, rol mü yoksa gerçek mi olduğunu ayırtetmek çok zor.. Allen, vcb'dan sonra beklentileri boşa çıkarmamıştır. izlemeli, izletmeli..","label":8} {"text":"Kimi yüzlerce milyon dolar harcanan filmlerde dahi bu filmdeki cast seçimi başarısına ulaşamamışlardır. Bir film bu kadar mı samimi olur bu kadar mı hissettirir :) Yanında enfes müzikleri de eklenince tam olmuş :) Sıkılmadan izleyeceğinizi garanti ederim.","label":8} {"text":"Filmi izlerken bir an kendimi -her ne kadar görmesem de- YEŞİLÇAM da zannettim... Senaryo tıpkı o filmleri anımsatıyordu... Bir kız birine aşık ve hapiste, tabii baka birine aşık oluyor, iki arada bir derede kalıyor... Sonra da YOKSUNMOR’un dediği gibi kimine göre berbat bir final kimine göre ise mükemmel... Ama şu bir gerçek, bu sene çekilen türk filmleri içerisinde en iyilerinden biri... İzleyin, kesinlikle eğlenirsiniz... Sevgilerle...","label":8} {"text":"N NN N NBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN JJJJJJJJBBBBBBBBBBBBBBBBBBBB","label":1} {"text":"Son kez izledik Hugh Jackman'i bu rolde. Çok iyiydi. Başka ne söylenir bilmiyorum. İzlenmeli.","label":8} {"text":"Nolan sanki bu filmi arkadaş hatrına çekmiş gibi, keşke çekmeseymiş.","label":6} {"text":"Bu kadrodan daha iyisini bekliyor insan.","label":6} {"text":"VHS serisinin yapımcısı Ti West i görünce izlemem gerektiğini düşünerek başladım. Bir grup gencin porno sektörüne eğlence için gittiği bir kasabada başına gelen olayları ele almış. 70 - 80 ler slasher filmlerine özenerek makyaj, atmosfer ve müzikleriyle bunu fazlasıyla başarmış bir filmdir. İmdb puanı da ortalama üstü olmasıda bundan kaynaklı diye düşünüyorum.","label":5} {"text":"Emily Browning'in vücudunu doyasıya görmek isteyenler izlesin, onun dışında bi beklentiye girmeyin derim...","label":5} {"text":"Film yokluğunda gittim yani ortada bir emek var ama konu yetersiz oyuncu kadrosu zayıf bir tv filmi olabilir ama sinemada izlemeye değmez aynı şeyler birbirini çok tekrarlıyor şu mülteci olayı zaten sinir bozucu beğenmedim.","label":1} {"text":"diğer korku filmlerinden ışık kullanımı ve kırmızı renk filtresiyle sıyrılıyor imgesel ve detaycı bir anlatıma sahip zorlama bir kaç diyalog var eksiklikleri yok degil tabii senaryoya biraz daha kafa yorulabilirnirdi sürükleyi bir film oldugunu kimse inkar edemez ama karmaşık bir anlatıma sahip yönetmenin ileride daha başarılı işler yapacagına inanıyorum.","label":5} {"text":"Çok farklı , gizemli ve güzel bir film. İzlenebilir. 10/8","label":6} {"text":"paul walker yazıyor ama flim de sadece bir sahnede görünüyor :) flim bir geçmişe dönüyor bir şimdiki zamana ve bu geçiş sahneleri çok kısa flimde büyük bir kopukluklar sıradan sıkıcı vasat bir flim","label":4} {"text":"Özünde güzel ama ağır temposu ile çok şey vaat etmiyor.. Yönetmenin çalışması başarılı bulunabilir.. Oyunculuklar iyi değil..Ağır filmleri severim diyorsanız, buyurun izleyin..10/7..","label":6} {"text":"Traclisti: 1. Blitzkrieg Bop 2. Teenage Lobotomy 3. I Wanna Be Sedated 4. Today Your Love, Tomorrow The World 5. Rockaway Beach 6. Chinese Rocks 7. Cretin Hop 8. I Don't Want You 9. Judy Is A Punk 10. I Can't Make It On Time 11. Do You Remember Rock'N'Roll Radio? 12. I Just Wanna Have Something To Do 13. Sheena Is A Punk Rocker 14. Rock'N'Roll High School 15. Pinhead 16. Take It As It Comes 17. She's The One 18. Let's Go 19. Gimme Gimme Shock Treatment 20. Commando 21. I Don't Want To Grow Up 22. R. A. M. O. N. E. S. 23. Touring Şeklinde olan Ramones konser kaydı.","label":6} {"text":"izlemek için http://www.youtube.com/watch?v=uUIip8JAFXg","label":7} {"text":"osama beni bugüne kadar en çok etkileyen film.konusunun çarpıcı olması bir yana insan o küçük kızın amatör olduğuna inanamıyor. osamanın yaşadığı çaresizlik gözlerinin ta içine yerleşmiş. herşeyi bacaklarının arasından akan bir damla kanın bitirmesi ve sonrasında olanlar...kelimeler yetmiyor,mutlaka izleyin.","label":9} {"text":"Didier ve Elise, bir mağazada tanışırlar, ilk görüşte aşık olurlar ve evlenirler. Müzisyen olan Didier’in grubunda solistlik yapmaya başlayan Elise, bir süre sonra hamile kalır... Çocuk yapıp yapmama konusunda epey tartışan çiftin sonunda çocukları olur. Derken trajik bir şekilde kızları Maybelle hastalanıp bu dünyadan göçer. Çift, birbirlerini, kendilerini ve Tanrı’yı suçlamaya ve yargılamaya başlar... Bir şeyi suçladığımızda, yargıladığımızda, kendimizi o şeyden ayırıyoruzdur. Bunu fark ettiğimiz zaman, anlarız ki konu ne olursa olsun dualite, ayrılık, bölünmüşlük vardır. Tüm sıkıntıların temelinde, zihnin kendini tamamen bağımsız bir birey gibi görüp, kendini izole etmesi yatar. Zihin, bu dünyada ölmekten korktuğu için, devamlı bir güvence arayışındadır. Diğer tüm korkular, ölüm korkusundan türemiştir. Bu dünyada güvence bulamayan bakış açısı, kendine öbür dünya isimli bir hayal alemi yaratmıştır. Tüm dinlerin, öğretilerin özünden uzaklaşıp, kendini kurtaracak bir otorite yaratmıştır: Tanrı... Bu yarattığı sistemde bile bir çok ikilik vardır. Dideir’in seyircilerine yaptığı söylevde insanların korkudan Tanrı’yı yarattığını belirtirken, muhtemelen değiştirilmiş bir kavram haline gelen kendi dinini eleştirir: Devamı blogta...","label":7} {"text":"yani tek kelimeyle mükemmel bir film anlatılamaz ki.. müzikleriyse bir harika kendinizden geçiyorsunuz..","label":7} {"text":"Ben bu filmi izlerken, bana Japon Mangalarını, Anime türündeki Çizgi Sinemalarını hatırlattı.. İzleyenler bilir, Asya Dramaları, Beyazperdenin önüne ister karakalemle yansıtılsın, isterse bir kamera ile.. her türlü şekilde İnsanı derinden etkiler, çünki hayalgücü engin bir denizden farksızdır.. Hiç ummayacağınız, ve hayalini dahi kuramayacağınız şeyleri, Asyalılar çooktan Beyazperdeye getirmişlerdir bile.. İşte bu filmde de, hayalgücünün sınırları zorlanmış resmen.. Bir At'ın, bir İnsan gibi hisslere sahip olması, Sinema için olasıdır.. ancak bir İnsan gibi düşünmesi ise, asla! \"Joey\" bazı sahnelerde bir İnsan gibi ağlarken, bazı sahnelerde ise bir İnsana taş çıkaracak ölçüde akıllı davranıyor.. Pekçok İnsandan daha onurlu bir karaktere sahip \"Joey\", dik ve asil başını, en zalimin karşısında dahi eğmiyor.. Her sahnesi izleyenlerin yüreğini kavrayan, bol bol gözyaşı döktüren, çok güzel bir Film \"Savaş Atı\". Film, tam anlamıyla bir Drama Başyapıtı. 9/10","label":8} {"text":"Önüne gelen manik depresif ilan ediyor ya kendini. İlk önce onlara izletmek lazım. Filmdeki karakterler çok iyi yazılmış.","label":6} {"text":"İlginç konusu, mizahi yapısı ve sürükleyiciliğiyle zevkle izlenen, sonuyla az da olsa şaşırtabilen bir yapım. Ama çok fazla bir şey beklemeyin. 7/10","label":6} {"text":"bu filmi nası beğenipde yorum yapıyorsunuz ben de o kadar film seven eleştiren bi insanım bu filmde sıkılmamak elde değil öldüm böyle film olamaz hep amerikayla ilgili iyi yönler ve siyaset var başka hiç bi şe yok... ne olur ne olur bu filmi izleyip zamanınızı harcamayın:(","label":0} {"text":"Bu tarz bir filmin olması gereken bir ağırlıkta değil Valkyrie.Çok düz ilerliyor ve karakterlerine de gereken özeni göstermiyor.Stauffenberg le bile çok fazla ilgilenmeyip suikast planına odaklanıyor.Çok da hareketli olmyan temposuna ek olarak ikinci yarısında operasyon gerçekleştikten sonra gereksiz yere tempo düşürüyor mesela.Bu da filmden kopmanızı sağlıyor.Başlı başına kötü bir film değil ama Bryan Singer ın şu ana kadar izledğim beş filmi arasında en sonda kalıyor maalesef.","label":6} {"text":"favorim arap teyzeydi harika bir bölümdü ayrıca istanbulun nasıl ırzına geçmişiz güzelce gördük filmde.","label":8} {"text":"Kötü bir uyarlama olmasını geçtim izlediğim en kötü filmlerden de biriydi. Atlaya atlaya izleyebildim. Oyunculuklar, çekimler, konunun işlenişi her şey çok kötüydü. Bilmiyorum kitaptan habersiz izleyen birisi körlük kavramının metafor olduğunu anlayabilir mi. Hoş ilk körün asyalı olması yönetmenin de çok anlamamış olduğunun göstergesi bence. Sen, kitabı henüz okumamış olan! Her şey için çok geçse, bu filmi izlediysen; kitabı sakın bu filmle yargılama ve o başyapıtı mutlaka oku. Hayal gücünde koyduğun her tuğla buradakinden daha canlı duracak. Eğer henüz izlemediysen lütfen önce kitabı oku ve sonra, belki, bir ara, vaktin aşırı çoksa filmi izle. Ya da onun yerine bir çay demle ne bileyim.","label":4} {"text":"Öncelikle bu filmi 15-16 yaşında küçük çocuklarınıza izletmemenizi öneririm. Kediler üzerinde yapılan bilimsel deneylere farklı bir bakış açısı getiren bir animasyon. Animasyonda, kendi kendine iyileşme unsurunun keşfi ile ilgili alınan yolda harcanan kediler ve bundan kurtulmak için verilen mücadele işlenirken diğer yanda Francis denilen kedinin, bir taşınma sonrası tüm bunların içine girmesi ele alınmakta. Bu deneylerle ilgili epeyi sahne olduğu gibi kedi çiftleşmesinede net bir şekilde rastlamanız mümkündür.","label":5} {"text":"2000'lerin başında Kurtlar Vadisinin başarısından sonra(osman sınavlı iki yıl sonradan batırdılar) uzun zamandır Behsat gibi bir dizi bekliyordukki ilk sezonu bombaydı türk televizyon tarihinin en iyilerinden. Dizilerin film versiyonlarında hep aynı sorunları sanki uzun bir bölümmüş havası olur ama Behsatta kesinlikle bu aşılmış ilk dakikadan itibaren dinamik ve isürükleyici bir anlatım var, kurgu oldukça başarılı, replikler insanı yerlere yatırcak kodar komik, hikayenin işlenişide çok keyifli, sadece Cansu Dere'nin karakteri fazla yapay dururyor filmde, öyleki devamlı birşey olacak diye bekliyorsunuzki, sonu o kadar kurgu o kadar basit ve klişe olmuşki ister istemez can sıkıyor.Bide zaman diziden bağımsız olmuş, neyi ne zamana oturtmuşlar belli değil, yada hiç oturtmakla uğraşmamışlar.Sonuç olarak TV'de inanılmaz kısıtlamalarla(ne küfür ne sigara, ne hareket, ne kan) uğraşan Serdar Akar, sinemanın bağımsızlığıyla komediyi ve eğlenceyi tavan yaptırmış, kesinlikle yılın en iyi türk filmlerinden, eğer sonu daha başarılı olsaymış dört dörtlük diye bilirdik. 10/7,5","label":7} {"text":"ayol hiç beklemezdm o rahiptn ibişlk yaptı. ama filmi tuttum gzeldi","label":6} {"text":"Hayalgücünün sınırlarını zorlayan, çocukluğum filmlerine arasında kendine güzel bir yer kapmış bir film Jumanji.","label":6} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! filmin orijinal sonu, daha sonra bi tane daha son çekiliyor çok kanlı olduğu için vazgeçiliyor en son Spielberg izliyor filmi bu son olmamış deyip başka 1 son hazırlıyorlar. ahanda burada: http://www.youtube.com/watch?v=ZXeaZMl22fQ http://www.youtube.com/watch?v=QScOjwoNP-I&feature=related!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":6} {"text":"\"İdeal mağdur\"a uymadığınızda nelerle karşılaşabileceğinizi gösteren bir film. Not:Sayın Fatih Akın Bey o kamerayı neden döndürüp duruyorsunuz? Yorucu bir baş dönmesi dışında hiçbir etkisi olmuyor, inanın.","label":7} {"text":"çok başarılı bir film olabilecekken maalesef olmamış. hazla ergüclü'nün oyunculuğu feci yapay ve bence hikayedeki boşluklar izleyiciye alan bırakmak namına ortaya konmuş değil de hikayedeki kopukluluğu gösteriyor.","label":5} {"text":"\"sevmiyom ben Orhan Gencebay. Çok hesaplıyo ya şeyleri. Hesaplıyo derken tamam belki memlekette en iyi bağlamayı o çalıyo ama. ya da ne bileyim bazen bi şarkının sırf giriş kısmında 4 tane farklı makamı birbirine çok iyi şekilde bağlıyo falan ama. Sen o gitarı niye sokuyon ki işin içine. duyduğu gibi davranmıyo bence. samimi gelmiyo bana. bak ferdi öyle değil misal. o bana böyle olduğu gibi daha içten geliyo. hesapsız, kitapsız, paldır küldür, ne gelirse. bilmediği şeylere hiç bulaşmıyo. belki üç tane şey biliyo ama o üç şeyi en iyi o biliyo. orhan ben de biliyom diye yırtıyo kendini, ferdi ben de özledim diyo da daha da bişe demiyo.\" Onur Ünlü, Orhan Gencebay gibi herşeyi doğru yapmaya çalışmıyor. Ferdi Tayfur gibi belki 3 şeyi biliyor ama onu da iyi biliyor. Kendisinden çok daha iddialı tür filmlerinin aksine bütün türleri karıştırarak en iyi bildiği şeyi yapıyor. Türk fantastik sinemasında bir mihenk taşı ortaya çıkarıyor.","label":7} {"text":"Bir seri başlangıcı olabilir mi? Ben, açıkçası diğer iki filmi düşündüğümde başına koyabilirim. Geçmişi kurcalarsak, ilk filmi beğenmiştim. Aksiyonu, komedisi, konu derinliği ve kaliteli oyuncuları ile gayet iyiydi. Sonu biraz uçsa da beni Boutella ile tanıştırması hatırına kabul seviyesi görmüştü bende. İkinci film de ünlüler geçidi idi. İlk filmin ekmeğini yemek gibi bir tarafı da olduğunu düşünmüyorum ancak aksiyon dozu fazla kaçıp konu derinliği ile uyuşmayınca ilk film kadar bir rağbet görmedi. Ancak her iki film de uçlarda gezdi. Bu filme gelirsek yönetmen aynı, senaristler benzer, kafa aynı, film uçlarda geziyor... Yani başlangıç olmaması için sırıtan bir tarafı yok bence. Evet Birinci Dünya Savaşı'nın salt gerçek olaylarını kendince evrimleyerek (buna Ti'ye alma, absürde kaçma, dalga geçme diyebilirsiniz) bir başlangıca imza atıyor, ancak konunun ince çalışmışlığı da var yani. Sırası gelmişken fazla bilmişlik yapmadan, filme yansıyan bazı gerçekleri de aktarayım. Mesela filmde geçen bu üç devletin, İngiltere tahtındaki Kral V. George, Almanya’da Kayser Wilhem II, Rusya’da da Çar İkinci Nicholas gerçekten de kuzendirler. İkinci Nicholas ve Loyd George filmdeki gibi (Ki üçünü de aynı karakter oynuyor) ikizi kadar birbirlerine benzerler. Bir diğer kişilik Rasputin: Filmdeki karakter ile gerçek karakter son derece benzer olmuş. Kendisi harbiden büyücülük, cinsel sapıklık, şifacı ve yönetimi etkisi altına alma konularında filmdeki tiplemesi ile gerçek yaşamı benzerlik gösterir. Mata Hari Wilson'a kadar uzanmasa da bildiğiniz gibi Alman casusudur. Neyse bu kadar ukalalık yeter. Filme gelirsek, tarihi gerçeklere farklı bir bakış açısı yaparak bence iyi bağlantı kurmuşlar. Aksiyon sahnelerini, silahlı sahneleri, dövüş sahnelerini (özellikle Rasputin'li sahne) beğendiğimi söyleyebilirim. Bazı sırıtan sahneler (özellikle hava sahnesi) de yok değildi. Ancak bana göre filmin esas sürprizi veya ters köşesi, gizemli düşmandan ziyade (Ki karakteri canlandıran ünlü aktörü görünce olayı çakıyorsunuz) başlardan itibaren filmin esas kahramanı olarak gösterdiği Harris Dickinson'ı hazin bir sonla bırakıp tekrar Ralph Fiennes'e dönmesiydi. Belki de filmin handikaplarından biriydi bence. Çünkü oyunculuğuna laf söylemesem de, acaba ''M'' rolüne benzer bir tarafı ile alışılmış bir rol olması veya yaşından dolayı daha başka biri mi olmalıydı, pek bilemedim. Sonrasında bir İkinci Dünya Savaşı güzellemesi olacak mı bekleyip göreceğiz. Sonuç olarak ben beğendim, ancak yorumum geneli bağlamaz, filmi beğenen ve beğenmeyenlere saygı ile iyi seyirler dilerim...","label":5} {"text":"Ne eksik ne fazla tamamiyle katıldığım ve altına imzamı attığım ekşi sözlük'te film hakkında yazılmış güzel bir yorum: https://eksisozluk.com/entry/30028582","label":7} {"text":"Final sahnesi başyapıt kelimesinin karşılığıdır.","label":8} {"text":"Saygı, kalite ve içerik olmayan bol küfürlü sadece bende bu piyasada varım diye yapılmış. eleştiri bile yapmaya değmeyecek kadar kötü bir filim... Türk sinemasının geldiği son nokta.","label":0} {"text":"Western seviyorsanız görülmeyi hak ediyor.","label":7} {"text":"Bugün başıma gelen en güzel şey; bu filmi izlemek ve Raymond'ı tanımaktı. Aşık oldum resmen. Dustin Hoffman büyüksün. İzlemeyenler daha da geciktirmesinler derim.","label":9} {"text":"İkinci yarının ilk sahnesi gerçekten ürkütücü. Fakat filmin geneli için klişe ve zayıf senaryo diyebilirim.","label":5} {"text":"Özgü Namal olmasa 1 dakıkadan fazla izlemezdim.","label":4} {"text":"tarantino etkisi filme değmiş. suç filmleri arasında üst sıralarda yer almalı. temposu yerinde hani ne denir yağ gibi akıyor. güzel film.","label":7} {"text":"yıllar geçti, bazı şeyler hatırlanır ya yıllar sonra, öyle işte, tadı geldi..","label":8} {"text":"usta yönetmen James Wan'ın yönetmenliğini yaptığı Aquaman, her saniyesi aksiyon dolu bir CGI manyaklığı.Özellikle deniz altında geçen sahnelerde tam bir fantazi ve hayal dünyasındayız. Grafik olarak her sahnenin çok iyi tasarlandığı, özel efektlere kusursuz özen gösterildiği tartışılmaz karanlık evreninin marvel’in şatafatlı evrenine en çok yaklaştığı film. sanırım bu yüzden ilk defa bir dc filmini bu kadar beğenerek izledim. 10 üzerinden 8 dark knight filmlerini ayrı tutarak söyleyebilirim ki, izlediğim en iyi dc filmlerinden biri ve en iyi süper kahraman filmlerinde ise ilk üçe girer bu film ile kendini toparlaması lazım artık dc sinema evreninin. wonder wonder dışındaki neredeyse bütün filmleri seyirciyi ortadan ikiye bölmüş vaziyette. özellikle man of steel ve batman v. superman: dawn of justice ile ilgili tartışmalar halen devam ediyor. wonder woman ile ivme yakalayan evren, justice league bir çok kamera arkasındaki sıkıntılarla vizyona girdiğinde tekrar düşüşe geçmişti. üstelik ilk duyurulduklarında 2018 tarihini işaretleyen the flash ve batman filmleri ertelenmişti. henry cavill ve ben affleck dramaları ise halen son bulmadı. aquaman işte böyle bir iklimde vizyona girdi.nicole kidman seksi, amber heard çok şeker, momoa her zamanki gibi çok cool, yaratığından hayvanına, inciğinden cinciğine dört dörtlük olmuş sicilya'daki plan sekans:10/10 filmin en güçlü özelliği zaten sinematografisi.yani görüntü yönetmenliği. filmi benim nezdimde en çok güçlendiren sahne ise kuşkusuz sicilya'daki black manta ve adamları ile olan kovalamaca sahnesi. uzun bir süre plan sekans giden bu sahnede hem aquaman, hem mera kovalanıyor; fakat kamera öyle güzel bir iş çıkarıyor ki bu iki kovalamacayı sanki tek bir kovalamacaymış gibi izliyorsunuz. çevre tasarımı, atlantis, sualtındaki detaylar: 9/10 atlantis, özellikle şu aquaman'in king ohm ile dövüşünden sonraki kaçış sahnesindeki &şehir çok hoştu. renk seçimleri inanılmaz güzeldi. avatar izliyor hissiyatı verdi yer yer. fakat kişneyen deniz atları gibi garip detaylar yok değildi. filmin en fazla ön plana çıkan özelliği tabi ki atmosferi ve görselliği. filmin çok güçlü bir atmosferi var. iki buçuk saate yakın süresine rağmen hiç sıkmayan ve içinden çıkmak istemeyeceğiniz bir atmosfer bu. su altı sahneleri olsun, atlanstis'in tasarımı olsun hepsi harika. görsel efektler geneli itibari ile başarılı, sırıtan hiçbir şey gözüme takılmadı. sinematografik anlamda da film başarılı. trench'lerin geldiği sahne, sicilya sahneleri, bire bir dövüşler, çizgi roman okuyormuşçasına lezzetli.görselliğe laf yok, daha iyi olamazdı. uzunluk gayet doyurucu. hikaye akıcı. espriler aşırı iyi değil, aşırı yavan da değil. tam olması gereken bir mizah. film boyunca şımarıklık yapmış da saklıyormuş gibi sırıtan momoa dayının tipi, olaylara tepkisi ve mimikleri gayet matrak. oyunculuklar güzel. herkes üstüne düşeni sırıtmadan yapmış. sonuç olarak aquaman izlemesi aşırı derecede keyifli bir film. tekrar tekrar izlemekten sıkılmayacağım bir film olmuş. yedinci sanat adına muhteşem bir sanat eseri beklemiyorsanız, aquaman seyircine müthiş keyifli bir yolculuk sunan, harika görsellikle bezenmiş bir süper kahraman filmi. özetle, dc'nin önceki filmlerinin eksiklerini marvel'inkilerden esinlenerek kapatmaya çalışan, dc’nin karanlık evreninin marvel’in şatafatlı evrenine en çok yaklaştığı tek film. sanırım bu yüzden ilk defa bir dc filmini bu kadar beğenerek izledim. izlemeyen sinema sever dostlarım için izlemeye değer olduğunu düşünüyorum.filme puanım 10 üzerinden 8","label":8} {"text":"tam benim istediğim bir film. güzel efektleri var 10/10","label":9} {"text":"Çok düşük beklentiyle başlayıp baya keyif aldığım bir film oldu. Meme dozu yüksek sempatik bir Arjantin filmi. Başrol oyuncumuz Martina ilişki esnasında ıslanamama sorunu yaşadığı için ilişkilerinden uzun süredir zevk alamıyor. Hayat berbat halde devam etmekteyken abla-kardeş olduklarını iddia ederek bir kadın hayatına dahil olmaya çalışıyor. Martina bu kadının manitasını görür görmez yaşadığı ıslanamama sorununu aştığı için kendini garip bir durumun içinde buluyor.","label":6} {"text":"Metaverse temalı eğlenceli film.","label":8} {"text":"o kadar kötü bir oyunculuk varki buradaki yorumlara istinaden dayanmaya çalıştım ama 30 dakika Sürdü.. Leş ve klasik bir vampir filmi.. 14 yaş altının beğenebileceği çapta boş beleş bir vampir filmi… 10 üzerinden 0,5","label":0} {"text":"Tekrar tekrar izlemeye dinlemeye doyamadığım black island sahnesine sahip mükemmel film. http://youtu.be/VzYbZr4K9Lg Xavier Dolan sana ne söylense az diye düşünüyorum. Çok etkilenme taklit var diyenlere inat mükemmel işler çıkarıyorsun. Yaşı küçük ruhu büyük insan. Sen film çek ben izleyeyim. Bu filmde gerek konusu gerek müthiş oyunculukları gerek çekimleri gerek kullanılan kostumler, mekanlar ve mükemmel ötesi müzikleri için izlenmeyi epey hakediyor. Uzun süresine rağmen beni hiç yormadı ve yüreğime inanılmaz dokundu sanki bir modern zaman masalı izler gibiydim. Yaşa varol Xavier!","label":9} {"text":"“Hustlers”; senaryosunu, gazeteci Jessica Pressler’ın New York dergisinde yayınlanan The Hustlers at Scores: The Ex-Strippers Who Stole From (Mostly) Rich Men and Gave to, Well, Themselves (2015) isimli makalesinden uyarlayarak yazan Lorene Scafaria’nın yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama… Dünya prömiyeri, 7 Eylül 2019’da Toronto Uluslararası Film Festivalinde (TIFF) yapılan ve 13 Eylül 2019 tarihinde eş zamanlı olarak Amerika, Kanada ve İngiltere’de vizyona giren filmin, 6.4/10 (33.029 oy) ve 3.7/5 (16.607 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.3/10 (315 yorum) ve 79/100 (44 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Ama biz yine de, Time dergisi tarafından 2019 yılının, aralarında “Pain Glory”, “The Irishman”, “Once Upon a Time…in Hollywood”, “Marriage Story”, “Parasite”, “Knives Out” ve “Dolemite Is My Name”in de bulunduğu en iyi on filminden biri seçilen “Hustlers” ı, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, 20,7 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve brüt 155,9 milyon dolar gibi hiç de fena sayılmayacak bir hasılat rakamına ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Jennifer Lopez’in, canlandırdığı Ramona karakteri ile filmdeki herkesi gölgede bırakarak bütün dikkatleri üzerinde topladığı “baş döndürücü” bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Öyle ki; bize göre, eğer çok önemli bir terslik olmazsa, 9 Şubat 2020 Pazar akşamı, Hollywood Dolby Tiyatro’da yapılacak olan Academy Ödülleri töreninde Jennifer Lopez, bu sıra dışı performansı sayesinde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” kategorisindeki Oscar heykelciği için Annette Bening (“The Report”) ve Laura Dern (“Marriage Story”) ile yarışacak… Elbette bizimkisi, sadece iyimser (ama filmi izleyen herkesin bizim kadar gerçekçi bulacağına inandığımız) bir tahmin… Gerçekte ne olup, biteceğini ise, 13 Ocak 2020 Pazartesi günü ödüller için yarışmaya hak kazanan adayların isimleri açıklandığında hep birlikte öğrenmiş olacağız… İşin “baş döndürücü” olarak tanımladığımız kısmına gelince… Tabii, biz burada içine uyuşturucu katılarak borsa simsarı zengin zamparalara servis edilen alkolden değil, tam tersine “Chicago” (2002) ve “Dreamgirls” (2006) kadar ilgi çekici (ve akıcı) bir hikâyeye sahip olan ve sonuna kadar da soluksuz izlenen filmin kendisinden söz ediyoruz… Aslında, (havadan kazanılarak konfeti gibi saçılan dolarlar suyunu çektiği için) eğlence sektörü ve gece hayatını da olumsuz etkilemiş olan 2008 ekonomik krizine de (alaycı bir dille) değinilen bu filmi, “Ocean's Eight”in (2018) silahsız bir versiyonu olarak da kabul edebilirsiniz… Zira burada, her ne kadar çarpılan paralar miktar olarak daha düşük olsa da, silah kullanma ve soygun becerisinin yerini, kendilerini ağlarına düşürdükleri avlarına “kız kardeşler” biçiminde tanıtan Destiny (Constance Wu), Ramona (Jennifer Lopez), Elizabeth (Julia Stiles) ve Mercedes’in (Keke Palmer) cazibeleri almış durumda… Başlangıçta yönetmen olarak Martin Scorsese’nin adı geçse de, Lorene Scafaria’nın da yeterli kaliteyi yakalayabildiğini gördüğümüz filme dair yazılıp çizilecek daha pek çok şey mevcut… Fakat biz onları, yorumumuz sonrasında meraka kapılarak, abartıya kaçmadıktan sonra obeziteye yol açması mümkün olmayan mevsim meyveleri ve çay, kahve gibi masum atıştırmalıklar eşliğinde filmi izlemeye karar vereceklere bırakalım istedik… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez, her yıl çekilen yüzlerce film arasından eli yüzü düzgün olanları bularak takip etmeye çalışan sinemasever dostlara, ”Bu filmi de kesinlikle ıskalamayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 18 Aralık 2019 günü saat 17.59’da yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"film boyunca tatlı bi gülümseme dudaklarınızda oluyor. bazen kahkahalara doğru yol alıyor bazen de hüzünlere. iyiliği ve sevgiyi içinizden çıkaran tatlı bi film. filmin başındaki hastanenin rengi, o sahnler için seçilmiş renk gri. hastanelerin vazgeçilmez rengi; hastalıktan, doktordan ölümden korkmamızın nedeni bu renk belki de. patch adams in yaptığı bu rengi gökkuşağına çevirmek sadece çevresindeki tüm gri insanlara karşı...","label":7} {"text":"Filmi beğenmeyebiliriz, efektleri yavan bulabiliriz, hikayeyi anlamayabiliriz... Yalnız hiçbirimiz bu filmin bilimkurgu açısından çok önemli bir yere sahip olduğunu inkar edemeyiz. Ridley Scott'un beğenmediğim hiçbir filmi olmadı bugüne kadar. belki en az beğendiğim filmi Prometheus'dur. Keşke, zamanında Blade Runner'da kullandığı zekasını ve yaratıcılığını, Prometheus'da da kullansaymış dedim bu başyapıtı izledikten sonra. Film için yapabileceğim en kritik eleştri müzikleri olabilir. Her ne kadar Vangelis çok sevdiğim bir sanatçı olsa da, filme yapmış olduğu olumlu katkıdan şüpheliyim. Sanki Dünya'yı olması gerekenden çok daha fazla karanlık ve bitmiş göstermiş, ama belki de filmin yaratıcılarının hedefi de bunu yaratmaktı... Bir daha düşündüm de, belki de daha iyi bir seçim olamazdı. Her neyse... İzlemek için bu kadar gecikmiş olmama yanıyorum, başka bir şey değil... Saygılar.","label":6} {"text":"Filmin ortalarını yeni geçmiştim ki, taşrada hapsolmak ile ilgili yeni bir şeyler söylemeyecek gibi hissettim. Üç saatlik süresi hiç sıkmadı, düşük temposuna rağmen son derece akıcı olduğunu söyleyebilirim. Fakat dediğim gibi, yönetmenin en iyi işi diyemem. Senaryo da kimi zaman biraz abartılı geldi. Yazılı bir metinden okumuyormuş hissi uyanıyorsa rahatsız oluyorum. Finalini başarılı buldum. Görülmesi gereken bir film. Daha iyi olabilirdi benim bakış açımla, ancak yine de emeği geçenleri tebrik etmek gerekir.","label":6} {"text":"10/10 mükemmel 1 film bugüne kadar izlemediğime çok pişmanım ama çok kaliteli 1 yapım ....","label":9} {"text":"'Insanlar bu çekimi gördüklerinde \"Aman Tanrım bu korkunç diycekler\" ve akşam yemeklerini yemeye devam edicekler. Hepsi bu...'Insanlarin ne kadar vahşi olduğunu bize gösteren yakin tarihe dair muhteşem ve gerçek olduğu için sinir bozucu bir film.(9)","label":7} {"text":"le-pere-noel-est-une-ordurefilmine yorum yazarken bu film aklima geldi ki ikisi de bence oldukca eglenceli. sacma sapan komedilerin oldugu su gunlerde ilac gibi gelecektir:)","label":7} {"text":"bu film gerçekten izlemeye deer müthiş gerilim sürpriz son","label":7} {"text":"Güzeldi. Tek sıkıntı aksiyon sahnelerindeki abartı. Tek bacakla 800 metrelik vinçe tırmanılır mı? 800 metre yüksekte, sırtında çocuğuyla bir anne, dengesini kaybediyor düşüyor, ama son anda durumu toparlıyor kalasa geri tırmanıyor? İnanmak istiyorsun tabi ama biraz zorlama","label":5} {"text":"beğendim. çerezlik vakit öldürmelik bir film. beklentiyi yükseltmeden gayet keyif alınabilir diye düşünüyorum. birde sanırım mila kunis ablamıza aşık oldum az önce.","label":6} {"text":"Filmler vardır, yedinci sanattır. Bir de filmler vardır, onları video çalışması yerine film olarak nitelendirmemizin sebebi beyazperdede gösterilme şansını elde etmeleridir. İlk grup dünya sinemasının nadide örnekleri ve sinemaseverlerin aşina olduğu yapımları kapsarken ikinci grup Türkiye sinemasının ve ülkemiz sinema seyircisinin fazlasıyla aşina olduğu bir takım çalışmalardan oluşur. Öte yandan sinemanın sanata mı yoksa eğlenceye mi hizmet ettiği uzun sürelerdir her iki tarafça güçlü argümanlarla savunuluyor. Diğer sanat dallarının -hayatın önemli bir parçası haline gelen müzik dışında- duygulara ve zihne hitap etmeden salt eğlence mantığıyla yeşermiyor oluşundan yola çıkarak yedinci sanatın varoluş amacını da pek fazla analize ihtiyaç duymadan açıklayabiliriz.","label":0} {"text":"uzun bi film ve ayrıntılara çok yer vermiş...","label":5} {"text":"Hangover project x 'e göre daha oyunculuk ön plandaydı. Yada daha düzgün gibi duruyordu. Bu film sanki amatör kamerayla çekilmiş gibi hani yönetmen bile aklıma gelmedi sanki filmin içinde yaşıyodum. İlk izleyişimde canlı gibiydi. Gözümün önünde ilk kez gerçekleşiyor gibiydi. Müzik seçimi harikaydı. Zaten ilk baştakı 'Hey We want some pussy' filmin bütün felsefesini açıklıyor. Ayrıca party nin büyük bir kaosa dönüşmesi daha da etkiledi. Kesinlikle çerezlik bir film başka bişi aramayın.","label":1} {"text":"Şimdi efendim öncelikle henüz filmi izlemedim yalnız yorumlardan anladığım az sürede çok şey anlatılması gereken bir film olduğu için bazı sahneler havada kalmış dolayısıyla geçişlerde kopukluk olmuş ama izleyicilerin büyük kısmı beğenmiş beğenmeyen de var yalnız benim anlamadığım şey özellikle bu aşırı kötü şeklinde yorum yazanlar rakip şirket mi yada bu filmin başarısını istemeyen birileri mi anlamadım? İzleyenlerin %70 inin beğendiği bir filme verdiğim para haram olsun zaman kaybı gitmeyin asla lanet olsun vb şeyler yazarak burada gündem mi yaratmaya çalışıyorlar? Yada bunlar herşeye bahane bulan psk rahatsızlığı olan tipler mi? Beni ciddi rahatsız etti.. Yani umduğun gibi bir film değilse beklentimin altında kaldı şu olmamış bu olmamış falan yazar gidersin..ama yok adam ısrarla yazıyor SAKIN GİTMEYİN! Ulan sana inat GİDECEĞİM!","label":9} {"text":"izlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz ama aynı zamanda ben sıkılmadım izlerken.","label":4} {"text":"travmatik","label":7} {"text":"Paul Blart ın ilk filmi benim için kesinlikle komedi türünde ki birçok filmin üstün de gelir ve yeri ayrıdır. Tabi bu kadar beğenimi toplayan filmin ikinci filmin den beklentim çok yüksekti fakat bu kadar basit ve bu kadar özensiz yapılan bir devam filmi olmuş... Kevın James yine filmi alıp sürüklüyor fakat devamında ki senaryo tırt olunca ortaya \"çerezlik\" tabir edilen bir komedi filmi çıkıyor. İlk filmin hatrına izlenir fakat ben gibi yüksek beklentilere girmeyin sakın yoksa sonu hüsran oluyor...","label":3} {"text":"Arkadaşlar yorumlara bakmayın cidden harika bir film gelişmekte oyuncuları var belki tecrübeli değiller ama çok güzel oynamışlar hak yemeyelim emek : 1 yıldız konu : 4 yıldız Tebrikler","label":9} {"text":"Aslında temel konusu güzel olsada aşırı sığ bir senaryo ile yola çıkılmış,oyuncuların performansları ve birazda kostumler dışında çok fazla olumlu yönünü bulamasamda,Houdini gibi bir ustanın hayatından bir kesiti sıkılmadan izledim.10/7","label":6} {"text":"Bence geçmez vasat olmuş bu kadar iyi kadroyu toplayıp orijinal bir senaryo yazıp daha da absürtlüğe kaçabilirdi bir kaç sahne dışında güldürmedi kadro iyi konu iyi ama gülünecek bir sahne çok yok olmamış","label":0} {"text":"Yapımcılardan ricam olacak. Üçlemenin birincisi olarak bu şeyi (film diyemiyorum) yapmışlar. Lütfen üstü kalsın almıyalım. Hatta mümkünse bu şeyin kopyalarını da yakın. Bu tür rezaletlerin sonu gelmeyecekmi ? Önder Açıkbaş bariz bir şekilde Şafak Sezer taklidi yapmış. Hatta Kolpaçino filminden kalma Fikirtepe çocuğuyuz kelamınıda eksik etmemiş. Cast o kadar saçma ki Emine rolündeki köylü kızı estetikli hokka burnu ve yüzündeki boya badanası ile ne alaka dedirttiriyor. Senaristten oyuncularına kadar ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Bir de utanmadan İslami değerlerle dalga geçiliyor. Önder Açıkbaş'ı Destere filminde de seyretmiştim o filmde berbattı. Kusura bakmasınlar ama böyle güldürü filmi yok. Anca kendiniz gülersiniz. Sinemaya gidip bu tarz şeylere para kaptırmadığım için kendimi şanslı hissediyorum. İnsanın inanası gelmiyoru ama bu şeye 40 bin kişi gidip para bayılmış. Hem filme harcanan paraya hem de o kadar insanın yatırdığı o paralara yazık. Kocaman bir olmamışla bitiriyorum......","label":0} {"text":"İyi bir oyuncu kadrosu, arada tek tük güzel replikler ve bikaç tebessüm dışında film hakkında aklımda birşey kalmadı. Absürd ve kara komedi tarzından hoşlananlar beğenebilir ama benim tarzım değil.. Fazla beklenti içine girmeden oyuncular hatırına izlenebilecek vasat bir film.","label":5} {"text":"Simdiye kadar gittigim en kotu film konusu yok, oyunculuk yok, heyecan yok televizyonda yayinlansa emin olun seyredilmeyecek bir film sakin gitmeyin eski turk filmleri bile daha guzel","label":0} {"text":"İzlerken bazen sıkılacağınız bazen heyecanlanacağınız ama bana göre kesinlikle tatmin olmayacağınız bir film. İzlemezseniz birşey kaybetmiş olmazmısınız. 1.5/5","label":2} {"text":"oldboydan sonra izlediğim en vurucu son ile biten bir film oldu benim için. adalet sisteminin işlemeyişi üzerine daha iyi bir film yapılabilir mi bilmiyorum. çoğu insana sıkıcı gelebilir aksiyon yok, görsel efect yok falan filan. ama film dediğin böyle olur bence. stadyumdaki mükemmel sahne çok iyi oturmuş. filmde sorgulanan noktalar önemli. karısı öldürülen adamın ölüm cezası hakkındaki fikri... Bir erkek herşeyini değiştirebilir ama tutkularını değiştiremez tuttum bu sözü. sonu itibariyle klasikler arasına girecek mükemmel bir filmdi. vakit geçirmeden izleyin.","label":8} {"text":"%100 yerli yapımı Dısney’e taş çıkartıracak bir animasyon…Her biri tiyatro kökenli birbirinden usta oyuncular…Sivrisineği saz kabul edenlere göndermeler…Hiç düşmeyen bir tempo…Olmuş bir film…Tam anlamıyla sinema salonlarının aradığı,yerli film kalitesinin arşa çıktığı Kötü Kedi Şerafettin’i en kısa zamanda izlemeniz dileğiyle,iyi seyirler! -Spoiler- + Sen var ya kedi filan değilsin.İnsansın sen.İnsan! -Ne?! Ne dedin lan sen! Hemen geri al o lafı. -Spoiler-","label":7} {"text":"İzmire giderken tam tersi yönde olan Kırklareli Pehlivanköyde geçen sahnede büyük spoiler olmuş benim için filmin akışı orda bitti 😂😂","label":3} {"text":"I see you... I feel you...","label":8} {"text":"X-MEN'le de Öğrenmeye Devam Ediyoruz: Spoiler: 1-) Cerebro kel yapıyomuş. 2-) Wolwerine eskiden daha kaslıymış. Ama o zaman da üstünde giysi durmuyormuş. 3-) Hulk'ın mavisine Hank denirmiş. 4-) Gelecekte olay, Save, Save, Load'a kaymış. 5-) Straiker gençken yakışıklı çocukmuş. 6-) Colossus bildiğin T1000 terkmiş. 7-) Warpath, senin olay nedir dostummuş ? 8-) Stark yandan yiyince Trask olmuş. 9-) Nixon, Watergate'e gelene kadar... ooooymuş. 10-) Avatar'dan önce Raven varmış. 11-) Eric, bu kaçıncı kazık olummuş ? Böyle güzel, eğlenceli ve gerçekten bilgilendirici bir X-Men daha. Açıkçası yan karakterleri harcamışlar. İşler yine Wolwie, Prof X, Eric arasında dönüyor. Neyse, güzeldi. Eğlendim.","label":8} {"text":"Hayden, Dart Wader kostümünden sıyrılıp zıplıyor...","label":9} {"text":"Diğer korku ve gerilim filmleriyle karşılaştırılınca klişe olabilir ama insanı geriyor.Bence bu yeterli...","label":7} {"text":"Çok güzel,içinizi sımsıcacık edecek çok naif bir filmdi..Emeği geçen herkese teşekkürler. Umarım emeğinizin karşılığını alırsınız :) Herkese gitmeyi öneriyorum.Gerçekten pişman olmayacaksınız :) :)","label":9} {"text":"Öğretmenini yumruklamasından ötürü ev hapsi alan genç komşularını izlemeyi alışkanlık haline getiriyor ve de üstüne olaylar gelişiyor... Günümüzün Rear Windowu diyebiliriz bir nevi. Bilindik tarzda bir akışı olmasına rağmen kesinlikle sıkmadan seyrettiriyor. Özellikle çekimleri gayet güzeldi. Sarah Roemer de filmin izlenilebilirliğini artıran bir başka faktör tabii. 6,5 / 10","label":6} {"text":"Etkileyici bir savaş filmi olmuş.Başarılı sahneleri, kurgusu var her ne kadar senaryosu bayat olsada.Takdire şayan.8/10","label":7} {"text":"Bu filmde Johnny Depp'in ne işi var demekten kendimi alıkoyamıyorum. Beğeniyle izlediğim Depp'i bu filmde izleyerek bir pişmanlık duygusu içerisindeyim. Film genel itibariyle izleyiciyi tatmin ettiği pek söylenemez, şahsen beni tatmin etmedi. Genel olarak da yorumlar bu yönde.","label":4} {"text":"Film efekteleri gerçekten güzel olmuş,şimdiye kadar izlediğim korku türk filmlerinde efektleri en iyi olan diyebilirim,sadece efektler biraz daha,özellikle ilk perde de daha fazla kullanabiilnir.Diğer korku türk filmlerindeki gibi sadece izleyiciyi seslerle değil ses ve görsel efektle korkutuyor.Film korkutuyor mu,evet korkutuyor,bazı yerlerinde insanı yerinden fırlattığı oluyor.","label":6} {"text":"cox gozel filmdi","label":8} {"text":"Giderken buyuk beklentılerım vardı..Ama bekledığım kadar iyi çıkmadı ama gidersenizde bence zaman kaybı olmaz ama bu fılm yerıne gıdilebılcek bir sürü film var.","label":4} {"text":"Gerçekten mükemmel! Sonda afallasam da çok beğendim. En beğendiğim sahneyse şemsiylerin açıldığı sahneyi. İnşallah başarısının karşılığını alırKba tuzak kurmuş kslwpqpq","label":9} {"text":"Yönetmenler Bilall Fallah ve Adil El Arbi. Bu onların 2. uzun metrajı ve çok düşük bütçeli bir film. Cast için uygun kişiler bulamadıkları için okullardan ve sokaklardan toplamışlar oyuncu kadrosunu. Yer yer bu gözüne çok batıyor insanın. Özellikle yan karakterlerde. Sekans geçişleri ve bazı sahnelerin işleyişiyse harika. Filmin başlangıcı hemen sizi olaya dahil ediyor. Yani ciddi bir yönetmen başarısı var. Film de onlara Holivud kapısı açıyor. Eddie Murhy'nin, yeni filmi 'Beverly Hills Cop' için bu iki yönetmen tercih edilmiş. Filmin konusuna gelince de Belçika'da sokak çeteleri, Faslılar ve siyahiler arasındaki kavgayı bir aşkla anlatıyor. Klasiğin ötesinde bir Romeo Juliette hikayesi. Ülkenin ciddi sorunlarından biriymiş bu. Ağır sahneler ve çok uyumlu bir müzik var. Amy Winehouse'a selam olsun. Kesinlikle zaman kaybı değil.","label":8} {"text":"Hala unutamadığım filmlerden birisidir...","label":7} {"text":"ismi daha iyi konulamayacak ve üstüne daha iyi soundtrack yapılamayacak film true romance.. not: tabi ki de daha nice filmler sayabiliriz, true romance de bu filmler kategorisindedir. anlaşılamayanlara ışınlanmamak üzere..","label":7} {"text":"Yinede helal olsun süper kapak yapmışlar :D","label":5} {"text":"Filmde herşey mevcut :) Bayılarak izledim.. Mary Elizabeth Winstead hayranıyım ve kusursuz oynamış rolünü.. 10/10","label":7} {"text":"İlk başlarda idare eder biçimde ilerleyen orta düzeyde bir komedi vardı ama sonunda salak saçma bir maraton koşusu ile benim için vakit kaybı olma listeme girmiştir. Ben izlemenizi tavsiye etmem. Simon Pegg in komik olduğu yorumlarını okudum adamın 2 filmini izledim iki filmi de kötüydü. Neresi iyi bilmiyorumç VAKİT KAYBI.","label":2} {"text":"tvdeki bölümlerden birini koysalardı daha eğlenceli olurdu..sadece vizyonda bir filmimiz olsun diye çekilmiş basit bir kurgu..10/2","label":0} {"text":"95 yapımı Memories 3 farklı evrende geçen 3 farklı öyküyü konu alıyor. Aralarında en ufak bir bağlantı yok, bu da tek filme aşırı farklı tatlar sığdırıyor. Özellikle Akira'nın yaratıcısı Otomo'nun \"Manyetik Gül\" adlı bölümü görsel dizayn açısından kusursuz. Bu senaryo ve görsel dil Hollywood'a taşınsaydı Interstellar boyutuna yakın bir etki yapabilirdi. Ama varsın böyle kalsın, örneği vermemin sebebi ne kadar underrated olduğu. Stink Bomb ise ölümcül bir koku bombasına dönüşen sıradan bir vatandaşın bir gününü konu alıyor. Diğer 2 öykü kadar beğenmesem de oldukça komik bir fikir. Memories de steam-punk bir alternatif evrenin, kiminle savaştıklarını bilmeyen halkının yaşamına konuk oluyor. Halkın tüm yaşamı dev bir topu ateşlemekten ibaret oluyor. Sağa sola bırakılmış SS logoları da devletin yönetim şeklini ele veriyor. Bu 3 öykü de seveceğiniz, kısa zihin egzersizleri aslında.","label":7} {"text":"Film bilim kurgu beklentisi ile izlenmemeli onun dışında izlemesi zevkliydi.","label":6} {"text":"ilk serisine göre vasat bulduğum maalesef beklediğim keyfi alamadığım bir animasyon fakat yine de izlenebilinir 5/10","label":4} {"text":"çok ortada olan bir film ne iyi nede kötü çok fazla bişey beklemeden izleyin türü dramatik komedi değil spor filmi","label":5} {"text":"çok enteresan ya bu film nasıl olmuşda 10/7 de şuan çok yazık bumu şimdi korku bumu gerilim çok yazık,ben sinemada izlemiştim sinemada bile o kada baydıki anlatamam zor dayandım yanımdaki arkadaşım az sabret belki hızlanır diyodu nerdeee.","label":1} {"text":"son zamanlarda izlediğim en iyi 3 film arasına kesinlikle girer harikaydı baştan sona özellikle nadir karabacak efsane bir oyunculuk kesinlikle izlemeniz lazım tavsiyemdir.","label":9} {"text":"bir kaybediş hikayesi. günümüz varoş kesimin delikanlılarının yarattığı toplumsal gerçekliğe parmak basan, \"bir insan neden polat alemdar olmak ister\" sorusunun görsel cevabı. türkiye ile latin amerikanın sosyo-ekonomik açıdan benzerliklerini de tanık olabileceğimiz enfes bir film.","label":6} {"text":"olmamış","label":4} {"text":"Tayvan, Çin'den ayrılıp Japonya'ya verildikten sonra, kukla ustası çırağı olarak çalışan Li Tian Lu'nun, Tayvan'a özgürlüğü verilene kadar ki süreçte yaşadıklarını anlatan film. Oldukça başarılı bir dönem filmi olmuş. Hem dönem çekimleri, hem oyunculuklar ve müzikler oldukça yerindeydi. Kukla gösterileri harikaydı. Katı çin geleneklerinin yansıtıldığı unsurlar oldukça çarpıcıydı. Örneğin, babası bir üvey anne aldığında artık babasına amca diye hitap etmesi gerekmesi çok katı bir gelenekti. İzlenmesi gereken ve az bilinen filmlerden biri diyebilirim.","label":7} {"text":"Sonu en başından belli olan, vasatın yukarısına çıkamayan film. Bu iki mükemmel oyuncunun yeteneği ancak bu kadar güzel harcanabilirdi, yapımcıları tebrik ederim. 10/5","label":4} {"text":"Sıralı otogaz, çare sıralı otogaz. MAdimax, üzülme. Ama sıralı olcak. Ona göre.","label":6} {"text":"doğu'nun saf cehaletini ve insanperverliğini ortaya çıkarmış bu film. film mesela muallim beyin direk köye gelmesiyle başlayabilirdi, kanımca kırmızıgül insanlara batıyla doğunun arasındaki uçurumu göstermeye çalışmış... plato, hikaye ve süreklilik vardı fakat tahmin edilmez senaryo olduğunu söyleyemeyeceğim. aslında kilişeden ibaret de denilebilir. Oyuncuların bazıları bu filme oturmuş bazılarıysa oturmamış kanımca bir kaç isim dokuyu bozuyor. Fakat Mert Turak, o ne oyunculuktur be kardeşim dedirtiyor...","label":7} {"text":"Sakin gitmeyin dram ve korku cok fazla cocuk filmi falan degil butun film boyunca basina gelmeyen kalmadi gulme sahnesi falan yok","label":0} {"text":"En Üst Düzey Yapay Zeka: Transcendence (Evrim Transcendence (Evrim), ‘Inception’ ve ‘The Dark Knight’ üçlemesi filminde Christopher Nolan’ın görüntü yönetmenliğini yapan Wally Pfister’ın çektiği ilk uzun metraj film özelliğini taşıyor. Bilimkurgu alanında deyim yerindeyse kendi içsel egosunu tatmin etmeye çalışan bir sinema delisinin böylesi bir konuyu beyazperdeye aktarması, aslında Hollywood algısında bazı değişikliklerin olacağını bizlere gösterdi. Konu itibariyle sıradanlığın dışına çıkan Pfister, çekim kalitesindeki ustalığını bir kenara koyarak, insanlık zekasına egemen olan ‘sanal biçimlendirme gücü’ üzerinden bir serüven oluşturmuş.","label":5} {"text":"Açıkçası beklediğimin altında olan bir filmdi. Nolan efsane bir yönetmen ama Inception ve Interstellardan sonra Dunkirk beni pek tatmin etmedi diyebilirim. Daha iyisini beklerdim. Tabi kötü bir film demiyorum baya emek harcamış Nolan abimiz. Emeğini karşılığını vermek için gittim . Etkileyici sahnelerle doluydu ama dedigim gibi daha iyi olabilirdi . 7/ 10 puanim.","label":6} {"text":"Bir bölümü Nuit et Brouillard (1955) belgeselini anımsatan film doğayı ve insanı insan gibi ele almış... 90/100","label":8} {"text":"[spoiler][/spoiler]Daniel Kwan ve Scheinert diğer yapıtlarından da anlayacağımız üzere oldukça fetişist bir ikili.Filmin başından sonuna kadar osuruğu,nekrofiliyi absürtlük adı altında normalleştirmeye çalışıyorlar. Tek iyi yanı Daniel Radcliffe ın filmi biraz süslemesi.","label":2} {"text":"\"İnsanlar hep doğru olan şeyi yapmalısın der. Ama bazen doğru bir şey yok tur. İşte o zaman birlikte yaşayabileceğin bir günah seçmek zorundasın dır\" Armut bu kez kesinlikle dibine düşmüş. Stephen King'in oğlu Joe Hill'in kitabından uyarlanan film özgün bir çıkış noktasına sahip. Senaryolaştırılırken uyarlandığı esere ne ölçüde sağdık kalındığını bilemiyorum ama geri dönüşlerle anlatılan hikaye çok katmanlı bir yapıya sahip. Din, inanç, aşk, insan olmak ve intikam almak gibi konularda cevaplanması zor sorular soruyor. İki saatlik süre hızlı kurgusu sayesinde izleyicinin sıkılmasına imkan vermiyor. Mekan ve kostüm tasarımı, oyunculuk, özel efekt-makyaj özellikle de soundtract seçimiyle kusursuz bulduğum Horns'u çok beğendim. Son olarak Hristiyanlık inancıyla ilgili bir sorununuz varsa izlemeyin. \"Hristiyanlık propagandası\" şeklinde saçmalayıp sayfayı kirletmezsiniz böylelikle. Tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":9} {"text":"gayet siradan hatta vasat. temelde son derece uyduruk bir senaryo ve özentisiz diyaloglarla gecen bir film. Tek olumlu yanı yasattigi nostalji duygusu. Sadece bu noktadan keyif almak icin zaman gecirmek icin izlemek isteyeni mutlu edebilir, sevilebilir. Fakat bunun disinda soylenecek baska olumlu bi yanı yok.","label":2} {"text":"akıl hastanesinde yatan kızın peşimden koşan adamın hikayesi… sürükleyicik oyunculuk seneryo falan zayıf bence.. Klasik kötü ispanyol filmlerinden","label":3} {"text":"Öncelikle bir gerilim filmi izlemek üzere hazırlanmışken, hem bolca güldüğüm hem de alt metinleri sebebiyle üzerinde düşündüğüm bir film izledim. Temelinde kara mizah olan Gone Girl, tahmin edilemeyen entrikaları, zaman zaman düşen temposuna rağmen sonuna dek merakımızı ve ilgimizi canlı tutmayı başaran bir anlatıma sahip.","label":7} {"text":"Abzürt komedi, ve tuhaf duygusal komediler çeken kendine has bir çok özelliği olan bir sinemacı olan Kevin Smithin bir korku filmi çekiceğini duyduğumda oldukça şaşırdımki filmin korkuyla alakası yok bir gerilim suç karması tabiki kevin smithe özel bir çok temada abzürtlükle işleniyor;En başta bilen bilir Smith ataisttir filmlerindede Hıristiyanlıkla ve Hıristiyanlığın temeli oluşturan bir çok temayla(baba oğul kutsal ruh başta olmak üzere) alay eder, sistemi ve onun bekçilerini(başta polis, iş adamı, bu filmde atf ajanları başta olmak üzere) devamlı eleştirir yerden yere vurur, hiç susmayan devamlı tuhaf teorileri olan abzürt karakterleriylede meşhurdur, bide çizgi roman fanatiğidirki bu filmde bu konuyla ilgili hiçbirşeyin olmaması şaşırttı beni.Komediye uygun olan bu birçok özelliğini bir gerilim suç karmasında kullanması, inasnların gözüne sokulan bitmek bilmeyen incelden alıntı replikler ve klişeleri ters düz yapma sevdasıyla, neyin ne zaman neden olduğuna mantık yürütemiyeceğiniz, bir kara komedi gibi duran hafiften coenlerin suç komedilerinide andıran tuhaf bir karma olmuş, özellikle kevin smithe uzak olan gerilim severleri tatmin etmesi mümkün değil, Smithin filmlerini seven biri olarak beni bile sıktığını rahatlıkla söyliyebilirim. 10/5","label":4} {"text":"Senaryosunu da yazan Simon Barrett'ın yönetmen koltuğundaki ilk (debut) uzun metrajlı sinema filmi deneyimi olan “Seance”, yatılı olarak okuyan genç kolej öğrencilerinin hedefte olacakları oldukça kanlı bir slasher olarak çıkıyor karşımıza... Yorumumuza, düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filmin dikkat çeken yanlarının, oyuncu kadrosunun performansı kadar özellikle de yaratılan klostrofobik atmosfer ile ölüm sahnelerindeki efektlerin başarısından söz ederek başlamak isteriz... Öyle ki biz şahsen, Bu Barrett'da bayağı bir iş varmış& demedik değil... Zaten başka türlü de yer verilmezdi kendisine, korku, gerilim ve doğa üstü konulu çarpıcı filmler ile adını duyuran ve şimdilik sadece ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve İrlanda'da yayında olan Shudder platformundaki bir filmde... Gelin daha yakından bakalım isterseniz filmimize... Duşlardaki bir aynanın önünde toplanmış olan kızlar, saat gecenin 03.13'ünü gösterirken, okulda artık bir şehir efsanesine dönüşmüş olan Edelvine hayaletine çağrı yaparlar ancak aynadan değilse de içi kan dolu bir küvetten, karanlıkta Lenora (Jade Michael) olduğunu anlayamadığı birinin çıktığını gören Kerrie Riley (Megan Best), korkusundan koşarak kendini yurttaki odasına atar... Aslında bu başını Alice'in (Inanna Sarkis) çektiği son derece sulu şakalardan biri gibi görünmektedir o an için&... Fakat bu basit şaka, çok kötü sonuçlanır... Zira odasından ne şekilde aşağıya düştüğünü bilmediğimiz Kerrie, bahçedeki beton zeminde cansız bir biçimde uzanmaktadır... Vakaya ilişkin tahmin edebildiğimiz tek şey, bunun bir intihar yahut da kaza olmadığıdır... Böylelikle de Edelvine Academy'de bir kişilik bir kontenjan oluşmuş ve bu boşluğu doldurmak üzere başvurusu kabul edilen Camille Meadows (Suki Waterhouse), okulun müdürü Bayan Landry'nin (Marina Stephenson Kerr) karşısında oturmaktadır... Üstelik de sömestr, neredeyse yarılanmışken... Görüşmeleri tamamlanır tamamlanmaz da, yurt kurallarını kendisine tek tek sıralayan Helina (Ella-Rae Smith), eskiden Kerrie'nin olan kalacağı odaya götürür Camille'i... Odasına yerleşir yerleşmez çalışma odasına giderek boş bulduğu ilk masaya oturan Camille, o masayı sahiplenmiş görünen Lenora, Yvonne (Stephanie Sy), Bethany (Madisen Beaty), Rosalind Carlisle (Djouliet Amara) ve Alice ile yer kavgasına tutuşur... Bayan Landry'nin fırçasıyla sonuçlanan itiş kakışın ardından aynen Kerrie'ye de olduğu gibi garip sesler duymasının yanı sıra, odasındaki ampuller pır pır yanıp sönerken birara bir karaltı gördüğünü de zanneden Camille, oldukça kötü bir gece geçirir... Ertesi sabah yurdun tamircisi de olan Bayan Landry'nin oğlu Trevor (Seamus Patterson), ampullerle ilgilenmek amacıyla Camille'in kapısındadır... Bu arada 250 bin dolarlık Ivy Gate Üniversite Bursu yarışmasını Bethany'nin makalesinin kazandığını öğreniriz... Ancak önceki gün kızlar arasında yaşanan tatsızlığı unutamayan Bayan Landry hepsini, okuldaki bütün kitap, dergi vs. gibi basılı materyali internet ortamına yüklemekle görevlendirmek suretiyle cezalandırır... Camille ile Helina'nın indikleri arşivde de ampuller pır pır ederken Camille, biri tarafından gözetlendiği duygusuna kapılarak, Helina diye seslenir seslenmez de, Yvonne ve Lenora'nın sululuğu ile karşı karşıya olduğunu fark eder... Eder etmesine de, aslında Camille'i gözetleyen belli belirsiz bir erkek siluetidir... Derken... Diğer kızlar gibi Kerrie'nin ölüm nedenini fazlasıyla merak eden Camille ve Helina'da, Lenora dışındakilerinin tamamının hazır bulunduğu bir ruh çağırma seansına katılırlar... Alice ve Lenora'nın kurguladıkları bir oyun olarak başlayan seans&, farkında olmadan kızların kontrolünden çıkıverir... Çünkü karşılarındaki gerçekten de Kerrie'nin ruhudur veya birilerince öyle sanmaları sağlanmaktadır... Ve bu ruh istisnasız bütün kızları, öldürülecekleri hususunda uyarmaktadır... Bunun şaşkınlığı ile toplantıyı sonlandıran kızlar, yurttaki odalarına doğru yola koyulurlar... Dakika 30... Artık kanlı sahnelerin başlama ve bütün bu cinayetleri planlayan ile gerçekleştirenin kimliklerini öğrenmenin zamanı gelmiştir... Türün meraklılarına, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan izlemelerini öneririz... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"artık bıkkınlık veren japon korku filmlerini uyarlama örneklerinden birisi yarım saat sonra filmin sonunu çok kolay tahmin edebiliyosunuz türünün kötü örneklerinden bence ne geriyor ne korkutuyor 5","label":7} {"text":"max payne oyunu ile isim benzerliği dışında ilgisi alakası yok. oyuna hakarettir bu film. atmosfer dışında herşey berbattı. mundar ettiniz güzelim oyunu diyorum ve filmi yazan, yöneten, çoğaltan, satan kim varsa içimden küfür ediyorum.","label":3} {"text":"jean genet'in oldukça garip ve etkileyici sessiz kısa filmi - şaşırttı beni.. dans sahneleriyle de çarpıcı.. 1950'de böyle bir film çekildiğini öğrenmek hayretler uyandırıcı..","label":7} {"text":"grootla fare efsaneydi :D film eğlenceli olmuş","label":7} {"text":"Heyecanin hiç düsmedigi müziklerle olsun karakterlerle olsun eglencenin zirve yaptigi film:) Basarili","label":8} {"text":"Aldığı ödülleri sonuna kadar hakeden ve hatta daha da fazla ödül alması (örneğin Settar Tanrıöğen en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında) gereken bir film. Türkiye gerçeğini bir aile üzerinden mükemmel anlatmış Yönetmen Seren Yüce.","label":8} {"text":"Ne konu var ortada ne adam akıllı seneryo tek yaptıkları kesip biçmek testere serisine yaklaşamaz bile kurgu denen bişey yok çok kötü... 6 verebilirim en fazla.","label":4} {"text":"Çok harika bir filmdi diyemeyeceğim, görsel efektleri gayet başarılıydı ama çok fazla hatalarla da dolu bir filmdi.. Evde de izlenebilecek bir film, sinemada görmenin şart olmadığını düşünüyorum","label":5} {"text":"Ehh işte... breaking bad dizisinin bitiminden sonra devamı niteliğinde çıkan El Camino filmindeki hissiyatlarımı anımsadım. Bir efsanenin devamını getirme cesaretini gösterenlere selam olsun ama beklenti o kadar yüksek ki hazin ve mutlak bir hayal kırıklığı kaçınılmaz. Evet, Stephen King kitapları filmler için büyük bir potansiyel, zamanında Kubrick gibi bir zeka Shiningin parlamasına sebep oldu. Bu filmde onun devamı izleyin shining hatrına, çok da kötü değil ama söylemeye bile gerek yok El Camino'nun BB ye yaptığı gibi sadece efsaneye yollama yaptığı anlarda Bi tebessüme sebep verebilme potansiyeli için izleyin","label":1} {"text":"Sinemamızda kötü komedilerden sonra kötü romantik filmlere geçişimizin temsilcilerinden biri ''Ya Sonra''.Bu tür popüler filmlerde üstesinden geleceğimize dair umutlarımın yavaş yavaş kırıldığı senaryo derdinden muzdarip gene.Teknik olarak da televizyon dizisi kalitesine indiği bölümleri fazlasıyla mevcut.Özcan Deniz için belki 'daha sonra'...","label":3} {"text":"ne zaman bi iran filminden sonra pişman olucam merak ediyorum. nasıl bu kadar ''hayatın içinden'' fırlatabiliyorlar filmleri bu insanlar bilmiyorum. ama ellerine sağlık, harikaydı..","label":9} {"text":"Kendi halinde yaprak yiyen bir tırtılın, banminton oynayan iki gence rastlaması sonucu yaşadığı bir macerayı anlatan komik sayılabilecek bir kısa animasyon.","label":5} {"text":"Etkileyici bir yapım ..","label":8} {"text":"Hiç zaman kaybetmeden izleyin derim. Hoş bir filmdi. Bazı şeyleri tahmin edebiliyorsunuz ama ona rağmen izlemeye değer. Tornatore bu sefer usta oyuncuları görevlendirmiş. İtalya o açıdan imtiyazlı bir ülke, büyük oyuncuların uğrak bir yeride diyebiliriz.","label":7} {"text":"Az kişi tarafından bilinen şaheser film yorumunu yapan arkadaş. Ne olur bi mesaj at bişey yap. Tanıyalım seni. Hangi evrende, sistemde yaşıyorsan haber ver de oraya taşınalım. Yanlış anlaşılmasın. Çok hoşuma gitti gerçekten. Ciddiyim. Filme gelince; İzlemedim. Oscar'da adı geçenfilmleri ne zaman izlesem hayal kırıklığına uğruyorum. Ama dayanamayıp yine de izleyeceğim.","label":8} {"text":"Filmi yarış sahneleribazı kısımları hariç çok vasat buldum. Bana göre bu film benzer bir tür olan (tabii az kanlı ve ölümlü) olan Need for Speed çok gölgesinde kalmış. Strathamin başarılı oyunculuğu bile filmi kurtarmıyor.","label":3} {"text":"film bir kere kameraların kalitesinden kaybediyor..","label":4} {"text":"Film gerçekten az uğraş ama güzel oyunculukla bu işin olacağını göstermiş bize. gerçekten cengiz bozkurt'un oyunculuğuna bir daha hayran kaldım. ayrıca diğer oyuncularda bi hayli iyiydi. silahla ateş efekti ve bazı çok küçük film hataları dışında filmi çok sevdim. tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Woody allen'ın klasik tarzını içinde barındıran bir film blue jasmine beni senaryosundan ziyade cate blanchett ın mükemmel oyunculuğu etkiledi,bir kadının yaşadığı buhranlı dönemleri çok da melankolik olmadan hoş bir şekilde anlatmış bu da tabiki allen ın kendine has özelliklerinden kaynaklıyor bu tarzı sevenler blue jasmini de kesinlikle beğenirler","label":6} {"text":"Antalya Altın Portakal Film festivalinde izleme fırsatı bulmuştum. Biliyordum ki bidaha başka hiç bir yerde izleyemiceğim aynen de öle oldu. Ama hayatımda izlediğim en İLGİNÇ filmdi. Özellikle bu filmin türk filmi olması ise inanılmazdı.","label":7} {"text":"Güzel bir western filmi..10/7,1","label":6} {"text":"Final sahnesi daha etkileyici olabilirdi. Ama genel olarak bu filmi çok beğendim. Film baya bi uzun sayılır. Bi yandan filmin sonunu merak ediyorsun, acaba nasıl bitecek diye düşünüyorsun. Bittiğindeyse biraz daha devam etseydide izleseydim gibisinden oluyosun. Ayrıca o kadının köpeği neydi adını unttum herneyse ona baya bi sinir oldum. girdi deliğe çıkmıyo saf. kadına yazık oldu :D köpek oraya girmeseydi bacağı iyileşirdi, kesilmeye gerek kalmazdı.","label":8} {"text":"Kitap tam anlamıyla MÜTHİŞ ama film kitabın hakkini verememiş kitabın sonunda jacob in gerçek gücü ortaya çıkıyor ve hep beraber jacob in gercek evine yaşamaya başlıyorlar [spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Kesinlikle gitmeyin çok zayıf bir film pişman olursunuz.","label":0} {"text":"Çocukken okuduğum hikayelerden, masallardan aldığım huzura, dinginliğe benzer duygular hissettiren, usulca insanın içine işleyen, izlerken masal mı gerçek mi diye düşündüren bir film.","label":8} {"text":"İsrail'i dünya tatlısı gösteren ABD propagandası yapan Resident Evil, 28 Days Later çakması... Çerezlik işte. Görsel mörsel... Not: Normalde vurdulu kırdılı filmleri severim ama bu derece bir şeylere kasılınca insan irite oluyor arkadaş!","label":4} {"text":"\"Katil kim?\" filmi, sasirtmali hatta bu konuda biraz bas döndürüyor.","label":6} {"text":"Shutter ve Ringu'ya göndermeler var ama onlar kadar etkileyici değil.","label":5} {"text":"Glenn Close dışında iyi bir yanı olmayan, ne senaryoda ne yönetmenlikte ne de görsellikte hiç bir artısı olmayan bir film. Hikaye ya anlatmak istediğini anlatamıyordu ya da gerçekten kötüydü, izlerken içi boş, inandırı olmayan bir film izlediğimi düşündüm sürekli, ve sonunu sadece düzelir mi diye merak ederek getirebildim. J. R. Meyers'ın hikayesi bir toplum eleştirisi miydi yoksa sadece reklam olsun diye miydi anlamadım. Mia Wasikowska ise zaten hiç bir filmde beğenmediğim, bana göre dünyanın en renksiz aktrisi, doğal olarak onun olduğu sahneler son derece ruhsuzdu. Sonuç; eğer gerçekten Glenn Close hayranı iseniz izlenebilir bir film, onun dışında geriye kalan herşey boş ve tatsız.","label":6} {"text":"Liam babanın emekliliği gelmiş artık. Anca çerezlik satar...","label":6} {"text":"Matrix serisinin yönetmenleri Wachowski'ler, yeni bir film ile sinemalara geldi! Gerçi işin içinde böyle bir durum olsa da benim beklentilerim düşüktü filmden. İyi ki de öyle yapmışım. Film, kısaca başarısızdı. Neden mi? Okumaya devam edin. Film klasik ve bilim kurgusu bol olan bir seçilmiş kişi konusunu ele alıyor. Jupiter Jones, (Mila Kunis) hayatından nefret eden ve değişiklikler yapmak isteyen birisidir. Birdenbire yarı insan yarı kurt Caine Wise, (Channing Tatum) Jupiter'e onun özel kişi olduğunu söyler ve sonraki maceralar uzayın derinliklerine kadar uzanacaktır...& Konusunu yazmak istedim ki, filmin iyi ve kötü taraflarını ele alabileyim. Filmin iyi tarafları şunlardı: 1-) Mila Kunis güzelliğiyle, Channing Tatum ise aksiyon sahneleri ile bizleri büyülüyor. [spoiler][/spoiler]Bu arada ekipte Sean Bean'de var. Adam bütün filmlerinde ölüyor ama bu filmi ile ilk defa onun ölmediğini gördüm. [spoiler] [/spoiler] 2-) Senaryoda ara sıra hoş esprili kısımlar geçiyor. Bu da filmi bir nevi rahatlatıyor. 3-) Filmin görsel efektleri iyi. Çünkü ortada 176 milyonluk bir mega bütçe var, ortaya herhalde iyi bir işin çıkması lazım. Ama filmin görsel efektleri aşırı iyi. Hatta o kadar detaylı yapmışlar ki, ara sıra aksiyon sahnelerinde takip etmekte zorlanıyoruz. Efektlerde her detayı düşünerek gerçekçi bir deneyim olmasını sağlamak istemiş film ekibi. Şimdi ise filmin kötü taraflarına gelelim: 1-) Film gerçekçi değil. Hatta Dünya'da geçen aksiyon sahnelerinden birinde yerçekimini mantıksız bir şekilde kullanmışlar. Ayrıca filmde bazı kısımları vampir gibi olmuş gibi görünmesin diye de, onlar bizden gördüler gibi saçma bir replik eklemişler. 2-) Film uzadıkça uzuyor, uzadıkça uzuyor. Hatta ara sıra tekrara giriyor. Mesela Jüpiter düşerken, Caine uçan botları ile gelip onu kurtarıyor. Bu hadise filmde aşağı yukarı 3 kere yaşanıyor mesela. Bu yüzden de Jüpiter, Caine'e aşık oluyor. Herhalde aşık olacak, kaç kere aynı şekilde onu kurtardı yani. Açıkçası filmdeki aksiyon sahneleri ve görsel efektler kötü olsaydı, filmin gözümdeki değeri sıfır olurdu. 3-) Eddie Redmayne garip bir kötü karakter olmuş. Eddie'nin canlandırdığı karakter hem sakin, hem de ara sıra bağırarak kontrolden çıkıyor. Adam kafadan çatlak diyebiliriz. Üstelik film boyunca da az gözüküyor, fazla da dövüşmüyor yani. Eddie'nin bu rolü yüzünden, Oscar'ı ona vermekten vazgeçebilirler. 4-) Klişe. Şu klişeden bir türlü kurtulamadınız Hollywood ya. Geçen hafta Seventh Son filminde de aynı şey oldu. (ama Seventh Son'ı izlerken, bu filmi izlediğimden daha çok eğlendiğimi söyleyebilirim) Üstelik bu konuda da yeni bir şey yapılmadı. Bu yüzden de film daha bayıcı bir deneyime dönüştü. 5-) Filmde oldukça fark edilen mantık hataları ve boşluklar var. Mesela Caine, uzay gemisinin dışına tutunarak uzaya çıkıp başka bir gezegene gidiyor ama uzayda tek başına kalınca hava almak için özel kıyafete ihtiyaç duyuyor. Hikayedeki boşluklar için de şu sahneyi örnek vereceğim: Caine uzayda özel kıyafeti ile duruyor ve kıyafet anons yapıyor: Oksijeniniz bitti, karbondioksit en üst seviyede.& Caine orada bayılıyor ve 3 saniye sonra hastaneden koşarak çıkıyor? Olmamış işte. 6-) Hani film ekibi görsel efekte o kadar kafayı takıp ortaya aşırı iyi bir iş çıkardı demiştim ya? İşte, adamlar o iş ile ilgilenirken filmin konusunu yazmayı unutmuşlar herhalde. Jüpiter'in neden seçilmiş kişi olduğunu film boyunca öğrenemiyoruz. Bu yüzden de konu havada kalıyor ve ortaya anlamsız, efektleri muhteşem fakat içi boş bir iş çıkmış oluyor. Peki ortaya çıkan sonuç? Dediğim gibi, efekti bol fakat içi boş bir iş. Warner Bros neden bu filme yeşil ışık yakmış anlamadım. Ortaya kat kat daha iyi bir iş çıkabilirdi. Yine de vakit geçirmek ve kafa dağıtmak için kötü bir seçim de sayılmaz yani. Sadece bu yazdıklarımı göz önünde bulundurup ona göre gitmenizi tavsiye ederim. Film için de en yerinde yazılabilecek söz ise şu: Jüpiter Yükseliyor, Wachowski'ler düşüyor. Not: Filmin 3D'si fena değildi ama abartılacak bir şey de yoktu. IMAX'de gidilebilir ama gitmeseniz de büyük bir şey kaçıracağınızı da sanmıyorum.","label":3} {"text":"Filmler yapılmaya başlandığı ilk günden beri insanlar için vazgeçilmez bir tutku olmuştur.Kimi zaman ağlatır, kimi zaman güldürür, kimi zaman bir insanın hayata bakış açısını değiştirir. Fakat bu mükemmel şey çıktığı ilk günden günümüze kadar farklı değişiklikler görmüş adeta geçen her bir zamanda evrilmiştir. Fakat 100 yıl boyunca bunca değişikliğe rağmen insanlar tarafından sevilmiş ve değer görmüştür. İşte The Artist, filmlerin ilk yıllarına, sessiz izlendiği zamana götürüyor bizi. Ve bizim o yıllara, saygı duymamız gerektiğini birkez daha hatırlatıyor. Kesinlikle çok orjinal bir film ve bir başyapıt.","label":7} {"text":"Bayıldım...bence çocuklardan çok büyüklerin seyretmesi gerekiyor... bu filmden alınacak bi çok ders var...savaşın neleri kaybettirdiğini, barışın işe ne çok şey kazandırdığını gözler önüne seriyor...","label":4} {"text":"Ön yargılardan kurtulamaması insan türünün ne kötü? Filme giderken kafamda hep 126 dakika bu yönetmen bizi nasıl salonda tutacak, umarım sıkılıp çıkmam düşüncesi vardı. İlk 25 dakika beni filmin içine çekemedi nedense. Ama sonra ve özellikle ara sonrasında seyirci resmen çakıldı koltuklara. Kutlarım yönetmeni. Ve Türkiye sineması umut vaat etmeye devam ediyor. İkinci ön yargım Bu kız bu işi başaramaz ama idi Sarıkaya için. Film bitince nasıl utandım kendim nasıl. Arkadaş bu ne performans. Ayrıca kutlarım Sayın Sarıkaya'yı. Eeee sevgili Nejat'tan bahsetmeden geçilir mi? Hoşgeldi, mutlu etti bizi. İyi seyirler.","label":8} {"text":"yakışıklı karakterleri koyup duruyosunuz, filme değil taş bebeklere yorum yapıp, oylayasım geliyor. nitekim öyle de oldu. şu kurt sürüsü için, emmett için jasper için eh biraz da günahını almayalım edward için izlenir beeeeence...","label":6} {"text":"Senaryosunu, Bragi F. Schut ve Maria Melnik’in birlikte yazdıkları “Escape Room”, yönetmen koltuğunda “Insidious: The Last Key” (2018) filmini de çekmiş olan Adam Robitel’in oturduğu psikolojik bir gerilim filmi… 4 Ocak 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.4/10 (95.793 oy) ve 3.3/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.3/10 (157 yorum) ve 48/100 (26 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, vasata yakın bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de isterseniz 9 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 155,7 milyon dolarlık bir hasılat başarısına imza atan bu gişe canavarı filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe, karşımızdakinin; insanın 99 dakikalık süre içinde yaşananları anlaması için normalden fazla zeki olması gerekmediği gibi (her ne kadar kategorisi gerilim olsa da) gerilerek izlemesini gerektirecek pek fazla bir şeyin bulunmadığı sabun köpüğü tarzında bir seyirlik olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Zira insanları av, tuzaklarla dolu bir bulmaca yumağını da av fişeği gibi kullanarak çaresizce kapana kıstırılan bu insanları birer birer avlayarak öldürme işini kendine konu edinen çok daha zekice kurgulanmış filmleri de gördü bu gözler… Ki zaten sırf o yüzden de “sabun köpüğü” olarak tanımladık bu filmi… Yoksa kesinlikle filmin senaristlerine yahut yönetmenine karşı özel bir takıntımız olduğundan değil bu tavrımız… Muhtemelen kimileri bu sabun köpüğü& tanımını (ve verdiğimiz puanı görünce yorumun tamamını) biraz acımasız bulacaklardır… İyi de filmi izlerken, filmin karakterleriyle birlikte terlediğinizi, üşüdüğünüzü veya ıslandığınızı hissettiğiniz ya da irkilerek şoka girdiğiniz hatta onlarla birlikte çaresize ipucu aradığınız herhangi bir sahne oldu mu hiç? Eğer bunlardan sadece birine dahi olumlu yanıt veremiyorsanız, o zaman yorumumuzdan dolayı bizi değil (komik bir biçimde PG-13 olarak derecelendirilen) bu basit filmi çekerek insanların parasını, sinema salonlarındaki meşrubat ve patlamış mısır satıcılarını da ihya ederek cebe indirenleri acımasız olmakla itham etmeniz gerekecek… Belki, yine klasik bir laf olacak ama bu söylediklerimizin hepsi, filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı bu kez, tüm sinemasever dostlara, “Filmlere puan verirken biraz daha titiz davranalım ve eğer mümkünse, bu filmde olduğu gibi 1,2 ile 4,5 tarzı uç puanlar da, bu puanları veriş nedenlerini 'somut' örneklerle de paylaşalım” diye seslenerek kullanmış olalım… Böylelikle hem birbirimizi daha iyi anlamış hem de filmleri henüz izlememiş olanlara çok daha doğru bilgi vermiş oluruz diye düşünüyoruz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2 verdiğimiz bu film için önerimiz de, söylediğimiz gibi “izlenecek daha iyileri de var” şeklinde olacak… Olsun, ben yine de izlerim diyeceklere, keyifli seyirler,","label":3} {"text":"ne çok çok iyi nede çok çok kötü..konusu en azından romantik komedilere göre çok klasik değil..oyunculuklarda iyi sayılır.kısaca izlemesenizde çok şey kaybetmezsiniz ama hoş vakit geçirmek istediğiniz bir gün için birebir:)","label":4} {"text":"Filmin ortasında oyuncu değişikliği yapmasalarmış , özellikle abla karakterinde daha iyi olabilirmiş.. Emek verilmiş fakat olmamış , hikaye kopuk kopuk ve merakla giden seyirciyi bile sürüklemiyor maalesef.. Rüya ve diğer alemlere geçiş dönemi Türk sinemamıza hayırlı olsun o zaman !","label":4} {"text":"16 yaşındaki kızın kapitalist dünyaya tutunma çabası izlerken çok kötü oldumm popüler(alacakaranlıkvb.) filmleri bırakıp hayatın gerçeklerini izleyin","label":9} {"text":"Behzat Ç. dizisinin herhangi bir bölümünden daha fazlası değ fark bipsiz sahneler ve bir iki yerde gözüken kötü özel n siyasi duruşu belli..emniyet teşkilatı içerisindeki değişimi(!) yer yer abartıya kaçmakla birlikte güzel ortaya koymuş bir sinema filmi için daha fazlası olması gerekirdi.","label":2} {"text":"Herkese merhaba.. Yıllardır yerli yabancı bütün korku filmlerini izlemeye özen göstemişimdir.Hasan Karacadağ ,Alper Mestçi gibi Türk sinemasının başarılı işler yapan nadir yönetmenlerini de her zaman takdir etmişimdir.Dün Ümraniye Canpark Avm de izledim Dabbe 6'yı.. Öncelikle orada bu filmi izlediğime bin pişman oldum.. ortalama büyüklükte bir sinema salonunda 50-60 kişi civarındaydık ve gelenlerin yüzde 90 ını 17-18 yaş grubu oluşturuyordu. 3 saate yakın film boyunca izleyen ergenlerin konuşmalarından gülüşmelerinden gereksiz çıkardıkları seslerden filme konsantre olamadım...İnanılmaz terbiyesizce ve saygısızca her sahneye sesli bir şekilde yorum yapan ergenlerin ,her sahnede komik bişeyler arayan beyin özürlülerin yüzünden neredeyse filmden çıkacaktım. BU KADAR MI CEHALET OLUR BU KADAR MI GÖRGÜSÜZLÜK OLUR ,SONUCTA DABBE SERİSİNE GELMİŞİZ ,AMAÇ BELLİ GERİLMEK KORKMAK VS. AMA ONA BİLE İZİN VERMEDİLER ..HANGİ BİRİNE SUS DİYECEKSİN Kİ ? 2 GRUBU UYARDIM DAHA ONLARCA KONUSAN GÜLÜŞEN RAHATSIZ EDİCİ YORUMLAR YAPAN FİLM ESNASINDA GERİ ZEKALILAR VARDI.BİR DAHA ÜMRANİYE DE SİNEMAYA GİTMEK Mİ TÖVBE..CEHALETİN TAVAN YAPTIĞI ; GÖRGÜSÜZ AİLELERİN YETİŞTİRDİĞİ LÜMPEN ERGENLERDEN OLUŞAN CAHİL VELETLERLE ASLA AMA ASLA FİLM FALAN İZLENMEZ.BEĞENMEDİYSEN KALKAR GİDERSİN ORDA DİKKAT ÇEKMEK ADINA SÜREKLİ BİR GÜLME SÜREKLİ BAGIRA BAGIRA YORUM YAPMA ..FİLM SAHNELERİNDEN BİRİNDE FİZİKSEL ENGELLİ BİR ADAM ÇIKIYOR ONA BİLE DEFALARCA GÜLDÜLER BU KADAR MI ZIR CAHİLLİK OLUR..FİLM ARASINDA GÖREVLİYE DURUMU SOYLEDIM MÜDÜRLERİNE İLETTİLER GÜYA UYARILACAKLARDI AMA HİÇ BİŞEY YAPILMADI... İNSANLARIN ADAM GİBİ FİLM İZLEME HAKKINI ELİNDEN ALIYORLAR,SADECE DİKKAT ÇEKMEK ADINA BU SAYGISIZLIĞA VE TERBİYESİZLİĞE KİMSE DUR DEMEDİ...","label":5} {"text":"Nasreddin Hoca bir gece bir sokak lambasının altında geziniyormuş.Görenler sormuş;&Hocam ne yapıyorsun?&,&Anahtarımı kaybettimde onu arıyorum.& demiş Hoca.&Buradamı kaybettin anahtarını?& diye sormuş ahali.&Hayır.& demiş Hoca.&Peki madem anahtarını burada kaybetmedin neden burada arıyorsun?& diye sormuş ahali.&Işık burada da o yüzden burada arıyorum.& demiş Hoca. Filmin senaristyönetmeninin deyimile yukarıdaki fıkra filmin özeti niteliğinde.Özeti bu olan filmin kendisinden hayır bekleyenler için iyi seyirler...","label":0} {"text":"izlediğim en iyi romantik komedi.","label":3} {"text":"Korku değil ama gerilimin hakkını fazlasıyla vermiş bir film. İşkence sahnelerini izlemek benim için hiç kolay olmadı. Kendine güvenen izlesin çünkü bir hayli zor filmlerden..","label":6} {"text":"Biri kadınla birlikte olurken, diğerinin olmadık bir ortamda aldığı yüz ifadesi, mimikler çok iyiydi.. Keyifli bir Kemal Sunal filmi daha..","label":5} {"text":"\"Buried\" ile sağlam bir çıkış yapan İspanyol yönetmen Rodrigo Cortes'in Hollywood yapımı filmi \"Red Lights\" çok garip bir filmdi. Gerilim filmi, korku filmi, gizem filmi, polisiye film, medyum filmi, bilim-din çatışması filmi. Bunların hepsini aynı anda olmaya çalışıyor. Sigourney Weaver, Cillian Murphy, Robert De Niro, Elisabeth Olsen, hepsi gerçekten çok iyiler. Sinematografisi de oldukça ilgi ç ekici. Fakat yeni bir \"The Prestige\" olabilecekken bu türlerin hepsine ait bir film olmaya çalışması konuyu dağıttıkça dağıtıyor. \"Red Lights\" klasik bir Hollywood yönetmeni filmi değil. Bunda Rodrigo Cortes'in payı yadsınamaz. Fakat tam tatmin sağlanamıyor. Aslında ilk 45 dakika \"kusursuz\" bir gidişe sahipken, ne oluyorsa 45. dakikadan sonra oluyor ve film garipleştikçe garipleşiyor. Çok önemli bir film olabilecekken, \"garip bir deneme\" olarak hafızalara kazınacaktır. Fakat sağlam yazılmış diyalogları hala aklımda.","label":5} {"text":"yönetmene aldanıp hiç izleyeyim demeyin, hiçbi şey anlamadım diyerek bitirdiğim bi filim, filmle ilgili yorumları okuyup öyle izleyin. latisha casta seçilebilcek en güzel 'visage'.","label":3} {"text":"Biraz geç de olsa izledim. Fazlasıyla oturaklı bir film. Hiçbir kargaşaya yer yok.Sean Penn ve Nick Nolte iyi bir uyum. Jennifer Lopez eh işte diyorum. Ve halen bu hatunun sinemada ne işi var diyorum. Sean Penn harikulade bir oyunculuk. Senaryo ve kurgu çok iyi. Benden helalinden 9. Lopez olmasa 10 olacaktı.","label":8} {"text":"Sonunda benim de Venom'um olsun diyebilisiniz ;) Deli dolu, kafa ısıran sempatik Venom'um.. Tom Hardy ile iyi bir ikili olmuşlar.","label":6} {"text":"Güzel bir konu bulmuşlar ama her şeyi aynı anda anlatmaya çalışmasalardı keşke. 2. Film gelirse belki güzel toparlarlar diye umuyorum. Değişik konusu ile izlenmeyi hak ediyor.","label":5} {"text":"Fatih Akın'a saygının sınırlarını sonuna kadar zorlamama neden olmuş filmdir. türkiye'deki barda Eloy'un Ocean albümünün kapağının olması ise çok leziz çok tatlı, ruhumu okşayan bir detay olmuştur. http://www.youtube.com/watch?v=NIeO4IAhpGM","label":7} {"text":"Fena bir senaryosu olmamasına rağmen yönetmenin mundar ettiği kötü ötesi bir film. Tam karantinalık.","label":1} {"text":"\"senin hayatın şu kadarcık\" ı önce deniz'in falcıya, sonra sema'nın deniz'e söylemesini ve finali beğendim. oyunculuklar kötü, diyalogların çoğu kötü. özellikle deniz'in oyunculuğu bazı yerlerde beni rahatsız edecek derecede kötüydü. başında birhan keskin'in şiiri olduğunu görünce merak edip izlemiştim ama umduğumu bulamadım. bence, bu şekilde tek mekanda geçen bir film çekiyorsanız oyunculukların mükkemmel olması lazım. birkaç güzel nokta vardı, yok değil. ama keşke oyuncular daha iyi seçilseymiş.","label":6} {"text":"Türk korku filmlerini ilgiyle takip eden ve aşırı amatör olmadıkça sonunu getiren biri olmama rağmen bu filme 15 dakika dayanabildim. Ne olduğunu anlayabilmek için dönüp filmin konusunu okudum ki normalde asla okumam. Anlam bütünlüğü olmayan manasız ve korkutmayan sahnelerden ibaret. Özetle tahammül edilemez bir vakit kaybı.","label":0} {"text":"Filmin özeti şu arkadaşlar 70 sayfa senaryo yazılmış ama 120 dakika çekilmiş. Sonuç ? Bu kadar güzel bir GERÇEK hikayenin yine içine etmişler çünkü yapımcı para harcamadan günü kurtarmaya çalışıyor. Arkadaşlar bakın film de kullanılan kıyafet o küçük kasaba filan bunlar para tutan şeyler değil onun için emek harcanmış falan filan demeyin. Her zaman diyorum SENARYO SENARYO SENARYO bizde olmayan birşey. Ha olanı da kapıdan içeri sokmuyorlar çünkü o istenilen rakamı vermek istemiyorlar.N'apıyorlar? Senaristlik eğitimi almamış çakma Senariste 3 kuruşa yazdırıp işte önümüze böyle kopuk hikaye koyuyorlar. Ya filmde bir ara acı bir sahne vermişler 2 saniye sonra bizi güldürmeye çalışınca dedim ki Allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın. Oyuncular kıyafetler harika. Renklendirme ve görüntü yönetmenliği(yabancı biri artık gerisini siz düşünün) ama işte hikaye olmayınca ne seyrediyoruz biz diye sormadan edemiyor insan. Verdiğim parayı kesinlikle helal etmiyorum . Hele filmin sonunda bir eski tren var yemin ediyorum kalp krizi geçirecektim. Bayrampaşa sanayi sitesinden demircinin birine yaptırmışlar sanırım ama patlatamadılar bile çünkü altında ki rezillik ortaya çıkacak.","label":3} {"text":"Burak neyse de Kerem Bursin'e rol hiç yakışmamış. Çok sırıttı. Senaryo bağlantılarıda zayıf. Mantık hatası çok. Ama izleniyor. Vasat.","label":4} {"text":"Çocuk izleyicilere yönelik gerçek ve animasyon karışımı bir yapım. Türk sinema sektöründe bir ilk olma özelliği taşıyor. Bu açıdan takdir edilesi bir yapım. Lakin çocuklara yönelik olacak diye kurgusu ve prodüksiyonu bu kadar cılız olmamalıydı. Kadroda bir tek Bülent Şakrak oyun performansı olarak öne çıkıyor. Başrol Keremcem sadece çocuk hayranları için gişe oyuncusu. Animasyon karakterler ilgi çekici ve hoştu. Özellikle fırıldak (horoz) ve köpek çizim olarak çok iyiydi.","label":4} {"text":"çok kötü. tamamen bir zaman kaybi. en kötü Nicolas Cage filmi diyebilirim. Bütünüyle bir hayal kirikligi.","label":0} {"text":"kadının tek derdi resmen fotoğraflar","label":5} {"text":"Afişinden saçma sapan komedi zırvalarından biri gibi dursa da farklı konuya sahip ve oyunculukları da gayet başarılı. Sonlara doğru yaptığı twist güzeldi. Bence şans verin pişman etmez.","label":6} {"text":"Barış Akarsuyu çok seven birisi olarak çok sevdim ve de duygulandım. İsmail Ege Şaşmaz da tebrik ediyorum❤ #ohep28yasinda","label":9} {"text":"Klasiklerden uzak bir Marvel yapımı olacağını anlamıştım da izlerken \"Fareler ve İnsanlar\" etkisi bırakacağını hiç tahmin etmemiştim... Bir sen bir de Son Goku hep çocukluk kahramanlarım olarak kalacaksınız..","label":8} {"text":"oldukça dokunaklı bir film.küçük kız çok iyi oynuyor.ve kurt russel'dan gayt iyi bir performans izliyoruz.izlenmeye değer.","label":7} {"text":"filmin türkçe ismi cuk oturmuş.. hakkaten dayanılmaz zulüm","label":4} {"text":"Vakit kaybı. 2/10","label":1} {"text":"İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Çok duygusal sahneler mevcut. Tüyler diken diken oluyor. Bu sanatçılar sanki o kahramanların içinden çıkmış gibi canlandırmışlar.... Gözler doluyor. Çok güzel manevi dersler veriyor. Hakikati sunuyor.","label":9} {"text":"“Upgrade”, aynı zamanda hikâyesini de yazan yönetmen Leigh Whannell’ın ikinci uzun metrajlı sinema filmi… Aslında biz kendisini, yine hikâyesini de kaleme alarak yönettiği ilk filmi “Insidious: Chapter 3” (2015) ün yanı sıra “Saw” (2004 – 2005 – 2006) serisindeki Adam ve “Insidious” (2010 – 2013 – 2015 – 2018) serisindeki Specs karakterlerindeki performanslarıyla oyuncu olarak da tanıyoruz… Yani aslında Whannell buralara öyle tesadüfen değil de sinemanın içinden ağır ağır demlenerek gelen bir isimdir… Buna bir de filmin yapımcılığını, para getirecek projelerin kokusunu almakta ve peşine düşüp hemen işe koyulu vermekte oldukça mahir olan Jason Blum’un kurucu CEO’su olduğu Blumhouse Productions’ın üstlenmiş olduğu bilgisini de ekleyince olay daha da ilgi çekici bir hal alıyor… Neden mi? Zira “Paranormal Activity” (2007), “Paranormal Activity 2” (2010), “Sinister” (2012), “The Purge” (2013), “ Insidious: Chapter 2” (2013), “Whiplash” (2014), “The Purge: Anarchy” (2014), “Ouija” (2014), “The Visit” (2015), “Get Out” (2017), “Insidious: The Last Key” (2018), “Truth or Dare” (2018), “The First Purge” (2018), “Glass” (2019) ve “The Invisible Man” (2020) gibi oldukça küçük ve mütevazı bütçelerle çekilen filmlerde de imzası bulunan Blumhouse Productions’ın neredeyse iş yapmayan tek bir projesi yok gibi… İşte “Upgrade” e de Blumhouse Productions’ın bu tür işlerinden biri olarak başlanılmış… 5 milyon dolar gibi oldukça düşük bir bütçeyle çekilen ve dağıtımı da OTL Releasing tarafından yapılan filmin gişe hasılatı 12,5 milyon dolar… Hani bu kez ortada çok büyük bir kazanç yoksa da en azından yol açtığı hayal kırıklığına karşın çok ciddi bir zarar da söz konusu değil… Tamamen başa baş gibi… İşin IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritics ayaklarına baktığımızdaysa orada esen havanın da çok farklı olmadığını görüyoruz… 7.5/10 (156.583 oy) ve 4.0/5 (5.900 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.3/10 (190 yorum) ve 67/100 (33 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritics yorum ortalamaları da film hakkında oldukça olumlu bir görünüm sergiliyor… Bütün bu bilgilerden sonra artık bize düşen şey, prömiyeri 10 Mart 2018’de South by Southwest (SXSW) Festivalinde yapılan ve 1 Haziran 2018’de vizyona giren filme ilişkin kendi özgün yorumlarımızı ve nihayetinde de puanımızı paylaşmak olacak… Her zamanki gibi, önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle gelin başlayalım isterseniz… Sanıyoruz başta Logan Marshall-Green olmak üzere kadrodaki bütün oyuncular, bu filmde meslek hayatlarının en kolay işlerinden birini yapmışlar… Zira işin büyük bir kısmı, bilgisayar başındaki sanal efekt ekibince kotarılmış gibi görünüyor… Tabii bunun anlamı kesinlikle, “oyuncular filme hiçbir katkı sağlamamışlar” demek de değil… Ancak dediğimiz gibi iş tamamen bilgisayar başındaki ekibin kontrolünde yürütülmüş… Sıra kamera önündeki oyunculardan kamera arkasındaki teknik ekibe ve yaptıkları işlerin değerlendirilmesine gelince… Şahsen biz, işin o kısmında da insanı rahatsız edecek nitelikte bir soruna da rastlamadık… Mekân seçiminden dekorlara, kostümlerden makyaja kadar hemen her şey kesinlikle olması gerektiği gibiydi… Hani öyle olmasaydı ne olurdu? Bizce hiçbir şey olmazdı… Çünkü bilgisayar başındaki aynı sanal efekt ekibi, görevin bu bölümünde de iş başındaydı… İşte o yüzden bu filmde bizim en beğendiğimiz şey, aynı zamanda sanal olmayan tek şey olan kırmızı Pontiac Firebird otomobildi… Peki, filmin hikâyesi? Bize göre “Upgrade” projesinin en zayıf halkası tam da burası… Yetişkin izleyiciyi, akıl oyunlarıyla düşündürerek etkilemek yerine kanlı aksiyon sahneleriyle ergen kitleyi eğlendirmeyi tercih eden film, bırak bir “Ex Machina” (2014) olmayı ucuz bir Netflix filmi olan “Tau” (2018) kadar dahi zekice değildi… Ve sanıyoruz sırf bu yüzden de gişede beklenen başarıyı gösterememişti… Sonuç olarak, bugüne kadar izlediğimiz “en vasat” Blumhouse yapımı olan bu basit çerezlik için puanımız 2,5 olacak… Her şeye rağmen, bu filmi izlemekte halen ısrarcı olanlara da keyifli seyirler… Son bir not: Henüz işin içine bilim kurgu, daha doğrusu sanal efektler girip de mertlik bozulmadan eski zaman Hollywood kahramanları intikam işini nasıl hallederlermiş görmek isterseniz, Charles Bronson’lı orijinal “Death Wish” (1974) ile onun yeniden çevirimi (remake) olan Bruce Willis’li “Death Wish” (2018) e bir göz atın deriz… Ama dediğimiz gibi bu filmler de bilgisayarlı sanal efekt atraksiyonlarının olmadığını akıllardan çıkartmadan...","label":4} {"text":"Konusu matrak, sahte bir vampir belgeselidir. Tarz biraz sinir bozucu ve absürd bulunabilinir. Ancak zamanla bu komedi stiline alışıyorsunuz. Sonlara doğru biraz gerilimde vardı. Değşik bir filmdi, izlenebilinir.","label":6} {"text":"Evet yine para kazanmak için çekilen ve tamamen saygısızlık olan bir film ile DC seyircilerinin karşısında. Christian Baleden beyaz tenli bir vampire geçiş, şaka gibi bu bir saygısızlık bu bir hakarettir. Robert Pattinson ne alaka? Hangi mantık ile bu oyuncuyu Batman baş rolü yapabildiniz? Batman dünyasını yeniden yapılandırmak istemeniz zaten saçma, marveli bu kadar özenmeniz cidden içler acısı ve ezikçe. Para kazanmak için film çıkarmanız gayet normal ancak en azından baş rol seçimine dikkat etseydiniz, buna ayıracağınız vakitte gidip batman animasyon filmi çıkarsanız daha çok sevilir ve kendinizi küçük düşürmezdiniz. Dc cidden sapıtmayı her zaman beceriyor, bu yapımlara kim onay veriyor kim bu senaryoları beğenip onaylıyor kim kimm?? Koskoca Batmani şaklaban ettiniz maymuna çevirdiniz. Siz marvel değilsiniz anlayın örümcek adamı 3 kere yapılandırdılar 3 üde deli gibi izlendi çünkü o zamanlar henüz alışıldık değildi bu tarz hareketlere. Harika yapımları bu şekilde mahvediyorsunuz , insanların bu filmi sevdiğini filan mı düşünüyorsunuz sadece sıkıldıkları için sinemeda izlenecek tek şey bu olduğu için bunu izleyecekler paranızı kazanacaksınız ama rezilliğinizi bir çok kişi unutmayacak!","label":0} {"text":"metal müziğin manyağı değilim o yüzden boş bir film hahaha","label":1} {"text":"Neydi bu şimdi ? Yemin ediyorum sinir oldum. Bunu izleyeceğinize gidin uyuyun. En azından güzel bir rüya görme şansınız olabilir.","label":0} {"text":"Hayat bir dondurmadır Bayan McNally. Erimeden tadını çıkarın.","label":8} {"text":"baya ilginç bir animeydi. ben beğendim.","label":7} {"text":"muhteşem bir film yapmışlar bu filmin hayranı olmaktan çok mutluyum.Ve bir bilim kurgusu da çok harika nefis","label":9} {"text":"Bu ikili artık ayrı ayrı işler yapsın bence. Başka dilde Aşk iyiydi gerçekten. Bu film olmamış. Filmin sonuna kadar bu adamda ne arıza var? diye soruyorsunuz. Sonunda da gayet klişe bir şekilde bitiyor. Gerçekçi olmayan sahneler var. Yönetmen aynı zamanda senaryoyu da yazdığı için daha iyisini bekliyorsunuz ama olmamış. Mert Fırat bile kurtaramamış filmi ki son yıllarda en iyi genç oyuncu kendisi bence. İyi tarafından bakmaya çalışayım. Belki bu tip filmleri daha iyilerini çekmek, toplumsal konulara eğilebilmek için ticari araç olarak görüp, çekmek zorunda kalıyor olabilirler. Eğer öyleyse boşuna zaman kaybetmiş ve para harcamış olmayız.","label":3} {"text":"İlk başlarda ilgimi çeken ama sonlara doğru beğenmediğim bence kötü bir final yapan bir filmdi. Daha etkileyici bir final beklerdim. Benim pek beğendiğim söylenemez","label":7} {"text":"Bu filmin reklamını ilk gördüğümde pekg üzel br film olmadıgını düşünmüştüm izlemey bile düşünmüyordum. İnternette bi sitede filmi görünce merak ettim ve izledim ve bnun la birlikte beni hayatım boyunca en çok geren ve duygulandıran bir film oldugunu anladım. Ben daha önce hiç bir filmde bu kadar çok aglamamıştım.Beni gerçekten çok duygulandırdı. Bu filmde kendimi gördüm insanları gördüm ve dünyanın sonsuz uzayda yaşam olmaya tekyer oldugunu gördüm. Bu film gerçekten yaşama farklı bakmamı sagladı eminimki bundan daha güzel bir fim izleyemeyeceğim süperman batman onlar hikaye sadece bilgisayar ve birkaç göz alıcı sahne film insana bir şeyler katmalı insanı düşündürmeli ve kendini filmde buldurmalı. Son olarak sölğlüyorumki bu film gerçekten ama gerçekten izlenmesi gereken bir film eğer bu filmi zaman kaydı olarak görüyorsanız ya yaşınız 10un altında yada ben le dalga geçenlerdensiniz...","label":9} {"text":"Peter Jackson ve ekibine açık mektup","label":8} {"text":"Öldürülen bir fabrika sahibinin ölümünün arkasındaki sır perdesini araştıran iki dedektifin ulaştığı sonuçları ve bu süreci işleyen acayip derecede kötü bir film. Oyunculuklar, müzikler, hikaye neresinden tutarsanız tutun başarısızlık abidesi diyebilirim. Bir grup gencin kendi çapında çekmeye çalıştığı bir film gibi bişey. İlk sahnedeki adamın göğsünden vuruluşu, ölüm sahnelerindeki komik hareketler, kadının \"burada soruları ben sorarım\" deyince diğerinin hemen cevap vermeye başlaması, iki dedektifin jedi-padowan ilişkisindeki saflık daha sayabileceğim o kadar çok sırıtan sahne varki... kesinlikle izlemeyin.","label":0} {"text":"aslında izlemedim izleyecem simdi adana yollarında deyince adananın yolları şarkısına aşık olmak zaten bende adanalıyım","label":9} {"text":"başka bir filmi izlemek isterken bunu açmışım bir güzel izlemişim :))) çok güzel değil ama kötü denemez..","label":7} {"text":"Son zamanlarda izlediğim gerçekten güldüren kahkaha attıran gerçek bir komedi filmi. Klasik bir Burak Aksak komedisi. Bende Özledim,Kara Bela,Dede korkut Hikayeleri işlerinden ziyade Leyla ile Mecnun Bana Masal anlatma tarzı olmuş bu film. Salondaki herkesin kahkaha attığı ve filmdeki her karakterin ayrı bir espri yaptığı kaliteli bir iş olmuş. Yani öyle Cem yılmaz gibi tüm şakaları bir karakter yapmıyor böyle olunca filmin geneli daha zevkli oluyor. Kesinlikle izlenmesi gereken çok kaliteli bir film.","label":9} {"text":"90'larda iyi giden bir kariyeri varken ''Cuttroat Island''dan sonra bir daha belini doğrultamayan Renny Harlin'in bu filmi adeta o yıllardan kalma demode bir film.Senaryonun olmazsa olmaz merak ve heyecan duygusunu bir parça bile verememesi de cabası.John Cena hayranları için...","label":3} {"text":"keske senaryo nolan'a ait olsa imis.. ya da keske nolan yonetmeseymis....","label":6} {"text":"Büyük bir sabırsızlıkla bekliyordum filmi. Hem Woddy Alan olduğu için hemde Barcelonada çekildiği için. Çok başarılı,çok güzel bir film olmuş. Oyunculuklarda çok kaliteliydi. Benim favori filmim oldu..","label":8} {"text":"bir tarantino hayranı olarak söylüyorum, sevemedim. ben senin muhabbetini sevdim reyis. sen ne yaptın!? her yer kan!","label":6} {"text":"Son zamanlarda neden iyi bir komedi filmi yok derken site aracılığıyla görüp izlediğim ve çok çok beğendiim bir oldu. Benim gibi zor beğenenlere mutlaka tavsiye ederim. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Bebeğe yaptırılan hareketler süperdi!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":8} {"text":"insanları askerlikten soğutacak derecede psikolojik yönden etkileyen bir film. savaş sahnelerini seviyor iseniz izlemenizi öneririm.","label":5} {"text":"Bana kalırsa İngiltere Korku filmi yapmalı. Bu tür aksiyon işlerinden pek anlamadıkları aşikar. Beklentilerimi düşük tuttuğum için şuan da yaşamış olduğum memnuniyetsizliğim çokta fazla şaşırtmadı beni. Bu başarısızlık ve kalitesizlik için 112 dakika çok çok fazla. Zaten sadece son dakikalarda biraz hareketlenme oluyor gibi lakin bu filmi kurtarmaya yetmiyor.... Özellikle giriş sahnesinde soygun baskını feci derecede kötü ve amatörceydi. Zira sonraki sahnelerin de bundan pek farklı olduğu söylenemez. Dikkatimi çeken şey ise ana bir caddenin her iki tarafında da Türk ve İngiliz bayraklarının asılı olmasıydı. Pek bir anlam veremedim bu duruma ama gayette mutlu oldum. Vasat bir film diyemem belki ancak izlenebilirlik dereceside oldukça düşük bana göre. Tavsiye eder miyim..? HAYIR... Pek keyif aldığımı söyleyemem. 10 / 5,5","label":5} {"text":"Çocukluğunda Robin Hood romanı okuyanlar filme hemen adapte olabilirler. İzlemeden önce Russel Crowe \"Gladiator\" den bozma oynamış mıdır diye düşünüyodum ama emin olun yine iyi oynamış. Filmde Robin Hood ögesinden daha çok vatansever ve eşitlikçi bir ingilizin hayatı var ama sonunda hikaye tamamen olması gereken yerde bitmiş yani film amacına ulaşmış. Bu arada yönetmenin Ridley Scott olduğunu sonunda öğrendim ama şaşırmadım bu adam iyi film yapıyor. Ufak bir tavsiye bol aksiyon beklemeyin.","label":6} {"text":"Breaking bad gibi efsane bir dizinin filmine yakışmayacak bir yapım.","label":2} {"text":"Siz aldırmayın imdb puanına (şu anda 6.1 gözüküyor), kansere çok farklı bir açıdan yaklaşıyor. Tam bir kara mizah, ve aslında o kadar da ümitsiz - iç karartıcı gelmedi bana ilk izlenimine kıyasla. Tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Ilk defa bir filmde theron u bu kadar begendim fizik, karakter, ses tonu, minikler, rolu cok yakismis, konusu da gercekten oriiinal, devamini bekleyecegim","label":9} {"text":"Boş vaktiniz bile daha doludur sakın izlemeyin fantastik bir film beklerken monoton sıradan boş zevksiz sürükleyici olmayan bir film izledim","label":0} {"text":"çoğu filme kıyasla cok iyi.","label":5} {"text":"bence ilki kadar komik bir film değildi yinede eğlenceli olduğu kesin steve carell bu filmde üzerine düşeni yapmış gayetde başarılıydı izlenir ama çok fazla bir şey beklemeden birde bir şey dikkatimi çekti tanrı amerika için yemin ediyor yine amerikan milliyetçiliği karıştırmadan edememişler.7/10","label":6} {"text":"bilinci özgür kılmak yada saf bilinç makinelerle elde edilebirmi ? elde edilirse neler yapılabilir? bence güzel konulara değinmişler","label":7} {"text":"Askere gidenlerden duyduğum mantığınızı dışarıda ve bırakın soru sormayın. İşte bu kadar iyi bir kurum askerlik. Kendi çıkarları doğrultusunda insanların ölüm kararını vermek ne kadar kolay oluyor komutanlar için, özellikle kendi cephede değilse. Askeriyedeki mahkeme sistemi yine kendine yakışır şekilde. Filmin sonuna ise ayrıca değinmek gerekir Dax`ın bile askerlerin söylediği şarkıdan etkilenip savaş için istekli hale gelmesi insanın doğasında bulunan saldırganlığın uygun şartlar altında nasıl ortaya çıktığını harika bir şekilde göstermiş. Filmin tek kötü yanı İngilizce olması. Puanım: 9","label":8} {"text":"fena olmamış..jason bateman son yıllarda patladı nerdeyse ama yan roller gayet iyi jennifer aniston da yani çok güzeldi, kevin spacey çok psikopattı ve colin farrelde uçmuş resmen...seyirlik güzel film","label":5} {"text":"türkçe seslendirilmesinde okan bayülgenin muhteşem seslendirmesi dışında beni filme bağlayan pek bişiy olmamıştı filmdeki bazı yerleride strings e benzetmedim değil hani","label":4} {"text":"Kisa surmus olsa da Istanbul'daki kar-kistan bikmis biri olarak filmi izlerken \"Oyuncu olsam oynamam herhalde bu rolu\" deyip durdum. Bazen Leo'ya ama tabii cogunlukla Glass'a hayret edip uzuntu duyarak izledim filmi. Fena film degil, izlenir. Bu arada izlerken hayatta kalma mucadelesini isleyen filmlerden \"Snow Walker\"i hatirladim. Bu filmin aksine insanda daha pozitif duygular birakan ve hikayesi daha guzel olan bi'film bence. Tam olarak dogru bir kiyaslama olmadiginin farkindayim fakat tavsiye etmek istedim size, buyrunuz:http://www.filimadami.com/film/17450/the-snow-walker/","label":7} {"text":"Bollywodun özellikle de Aamir Khanın filmlerinin bir çoğunun hayranıyım. Khan için izledim bu filmi de. Ama bu filmi bana kalırsa fazlasıyla zorlama bi film olmuş. Bir kere filmin kırılma anları sürekli tesadüflere dayanıyor bu da inandırıcılığını etkilemiş filmin. Hollywod klişelerinden de fazlasıyla kullanılmış filmde. İzlenilmeyecek kadar kötü bi film deil bence ama bi MEMENTO da deil hani...","label":2} {"text":"Duyguların öne çıktığı güzel bir ferzan özpetek filmi.Başroldeki bayan oyuncunun duru güzelliği dikkat çekiciydi,müzikler,oyunculuklar da öyle tabi,bence gayet güzel bir film yapmış ferzan özpetek.","label":7} {"text":"Hasan Karacadağ hep bu tip filmler yapıyor. Filmleri güzel değil ama kötü de sayılmaz. Bu filme bir şans vermek istedim ama güzel değildi.","label":0} {"text":"Rahatsız edici bir şekilde iyi bir yapım. izledikten sonra 'Allah elden ayaktan düşürmesin' duasını binlerce kez edeceksiniz 8/10","label":7} {"text":"eh işte fena deil...efektler için 6 verdim...iyi bir süperkahraman filmi...ama eksik çok bence...","label":6} {"text":"Venom filmini 2008 yılında Beyazperdenin Vizyonda Görmek İstedikleriniz başlığı altında 2012 yılında Vizyonda Görmek İstediklerim&e yazdığımda, Venom'un uzaydan gelişini, Örümcek adam ve Wolverine musallat oluşunu ve sonundada Carnage karakteriyle karşılaşması gereken bir senaryo olmasını hayal ettiğimi yazmıştım. Üzerinden 10 sene geçiyor teknoloji ulaşabileceği en son noktada yapay zeka hayatımıza girmiş, Üç tane Yenilmezler filmi çıkmış (Dördüncüsü Yolda), Kaptan Marvel, Galaksinin Koruyucuları 3, Örümcek Adam Evden Uzakta gibi projeler düşünülürken; Ortaya kopuk kopuk mantık hatalarıyla dolu saçma sapan bir Marvel filmi çıkartıyorlar. Spoiler içerir: [spoiler]Venom'a Başrol oyuncusu Tom Hardy'ye ve bütün marvel hayranlarına hakaret edercesine ortaya sertliğinden ve acımasızlığından arındırılmış, Eddie Brook'un hakimiyetine girmeye hazır bir Venom karakteri çıkartmışlar. Oysaki Venom Örümcek Adamla birleşmeden ona benzeyemez. Simbiyot kimin üzerine yapışmışsa onun özelliğini alır. Filmin başında uzay gemisi düşüyor. Riot simbiyotu bir şekilde kadın polisin üzerine yapışıp ormandan kaçıyor. Halbuki bulunduğu kavanozda kalsa zaten gitmek istediği yere taşınacak, oradan ihtiyar kadına oradan küçük bir kız çocuğuna sonra Venom gibi simbiyotların araştırıldığı asıl yere geliyor. Eddie Brook'un aşkı Asıl kız Gwen Stacy ortada yok, Venom güçlü bir karakter ve Marvel Sinematik Evreninde birçok karaktere bürünebiliyor. Aslında Yenilmezlerin 4. Filmide Thanos'la ilgili değil Venom Bombası& ile ilgili olmalıydı. Bütün insanlara yayılan Süper kahramanların özelliklerini taşıyan simbiyotlar. Dehşet verici olurdu. Hatta dikkat ettiyseniz Yenilmezler 3 Sonsuzluk Savaşındaki Thanosun ordusu Venom karakterlerine benziyorlar. Belkide Marvel Amerika'ya ayrı Türkiye'ye Ayrı film satıyordur. Alın size bir komple teorisi daha, Thanos bu kadar güçlüyse, zamana, mekana ve beş elementin gücüne hükmediyorsa benim görüşüm Venom bombası ve Yapay zekalı Ultron'u Yenilmezler Son Oyunda süper kahramanların başına bela edebilir.[/spoiler] Venom ve Tom Hardy çok daha iyisini yapabilirler. Devamını çekmeyi düşünüyorlarsa Marvel okuyucularının ve takipçilerinin isteklerine kulak vermelidir. Diyeceğim o ki o Riot'a ne oldu belli değel..:)&","label":2} {"text":"yağmurlu bir akşamda can sıkıntısı haddini aşmış bi durumdaysa ve canınız hç bişey yapmak istemiyosa ilaç gibi gelen bi film. ben böyle tanıştım bu filmle ve belirli aralıklarla izlerim. izledikten sonra bir süre etraflarda \"bay darcy\" aramak gibi bi yan etkisi oluyor belirtmeden geçemiyeceğim. matthew macfadyen bu rol için doğmuş sanki, bay darcy colin firth le özdeşleşmiş gibi görünse de matthew macfadyen bu önyargıyı yıkmayı başarıyor filmn sonunda. tekrar tekrar izleyip bıkmadığım nadir filmlerden.","label":9} {"text":"Bence Matt Dameon’un ilk filmlerinden birisi olmasına rağmen bence çok etkileyici bir performans sergilemiş.Tabii bunda Copollo’nunda büyük bir payı vardır diye düşünüyorum.Çok iyi bir film.Düşünmeden izliyebilirsiniz.","label":6} {"text":"filme genel olarak baktığımızda senaryoda oyuncularda çok iyi filmde hep bir dengede kalma çabası var umutla umutsuzluk ağlamakla gülmek suçlu olma duygusu..şevket ve kediside filme çok ayrı bir hava katmış kedi fikri fazla orjinal bir fikir daha da iyi kullanılabilirdi.","label":5} {"text":"Bu filmin adı Sevimli Kahraman XXX şeklinde olasa daha iyiydi. Sadece sevimli kahraman olmamış","label":9} {"text":"Merak ettiğim bir filmdi ve bugün gittim sinemada izledim.Açıkçası merak edilecek kadar iyi bir film değilmiş ama kötü bir film de değil.Gerçek anlamda beni etkileyecek sahneler bekliyordum ama maalesef filmde o kadar etkileyici sahneler mevcut değil zaten ağır işliyor hani daha fazla gerim gerim gerilebileceğim sahneler beklerdim.Filmin farklı bir konusu var ve evet rahatsız edici bir iki sahne ver diken üstünde tutan da bir iki sahne var ama koca filmde üç dört tane psikolojik-gerilim film sahnesiyle maalesef film tam olarak beni tatmin etmedi.Luis Tosar'ın oyunculuğu gerçekten iyi filmi tek başına götürmüş diyebilirim zaten Celda 211 filminden de oyunculuğunu izlediğim bir isim bu filmde de gayet iyi oynamış.Tekrardan filme dönersek hani ne çok iyi ne de çok kötü diyebileceğim bir film değil orta derece vasatı aşan,birkaç sahnesiyle heyecanlandıran farklı konusu olan ama ortalama derece de iyi olan bir psikolojik film.Müzikler güzel.Son olarak illa izlenmesi gereken bir film değil,fazla beklentiyle izlemediğiniz takdirde vaktinizi boşa geçirmeyeceğiniz bir film ama sinemada izlenecek kadar iyi değil. 6.5/10","label":5} {"text":"Benim gibi şiveli konuşan o sıcacık köy insanlarını seviyorsanız, hele ki etrafınızdaki yarı tiki yarı amerikan vari konuşan o boş kafalılardan bıktıysanız işte size sıcacık bir hikaye. Ama bana göre yönetmen böylesine güzel bir konuyu heba etmiş, daha farklı işlenip eklemeler yapılabilirdi.","label":7} {"text":"Ortalama bir gerilim filmi. Sebepleriyle açıklayayım. Pozitif taraflar:Atmosfer çok iyi, gerilim iliklere kadar var. Oyunculuklar başarılı, özellikle hasta suçluyu oynayan oyuncu hasta rolünde son derece başarılıydı. Kurgu iyi, izlerken kopmuyorsunuz akıp gitti ve ekran başında tuttu. Negatif taraflar:Çok bariz 1-2 mantık hatası var ama söylersem spoiler olacağı için söylemiyorum. Onun haricinde filmin finali de beni tatmin etmedi. Gerilim filmi kıtlığının yaşandığı şu süre zarfında değerlendirilebilir ama beklentiyi iyi belirlemek lazım. Puanım 6/10","label":5} {"text":"Bu filmi 2 kere izledim. Hayatımda izlediğim en ama en güzel sinema filmi. İlk izlediğimde sürekli bi' işim çıktığı için kalkıp kalkıp oturuyordum bu yüzden bir şey anlamadım. Fakat o günün akşamında izlediğimde ağlamaktan boğazım şişmişti.. Her ne kadar filmin sonundaki ayrılık sahnesi ağlatsa da, tek kelime ile mükemmel...","label":9} {"text":"bol aksiyonlu sağlam bir film.. aksiyon filmi dediğin böyle olur işte.. izlerken 1 saniye bile sıkılmadım.. günümüzde sözde aksiyon filmleri saçma salak abartı sahneler ile gereksiz uzun ve boş diyaloglarla dolu hep şu filme bakıp az örnek alsalar keşke..","label":7} {"text":"film çok güzeldi ama benim anlamadığım konu ordaki bakırcı mehmet bu insanlardan ne istiyordu amacı neydi köye 30 yıldır kimse gelmemiş onlar geldiğinde herkez vardı bakırcı mehmet bir anda şeytana dönüşüverdi ben anlam veremedim 2ç filmi çıkar mı ki onuda izlesek","label":8} {"text":"bir anlık sinir ve üzüntü ile yanlış anladığım seyler için Tehlikeden özür dileri. saygılarımla.. Ve Ben cekip giderim cebimde biriktirdiğim acılarım ve gözümden yüreğime süzülen yaşlarımla....","label":7} {"text":"Diğer Harry Potter filmlerine oranla biraz sıkıcı buldum, ama film kendini izlettirdi.","label":4} {"text":"İlk izlediğimde oda arkadaşlarımım zoru ile izledim. Az önce ikinci kez de ailemin zoru ile tekrar izlemiş oldum. Komik gibi görünen ama aşırı klişe gelen bir film. Film boyunca Açelya Topaloğlu ve Özgür Emre Yıldırım'ın canlandırdığı karakterlere uyuz oldum. Ne saçma tiplemeler. Aaaaaaaa. Neyse unutmadan Seda Bakan seni çok seviyorum.","label":4} {"text":"Filmin adı yanlış olmuş, \"arkadaşım hitler\" olmalıydı. Çocuk gözüyle bile olsa hitler'in kötü ama sempatik film karakterleri derecesinde mizahın yapılması bana çok tuhaf geldi. Tamam Chaplin de hitler'i karikatürize etmiş ama taşlamak için yapmış. Filmde sebze çorbası gibi herşeyi birbirine katmışlar. Çocuk, dram, savaş, absürd komedi, ırkçılık, aşk. Her tür var maşallah. Yok yok. Ve film çok ağır ilerliyor, kopuk kopuk, bir kamp sahnesi başlıyor film buradan ilerleyecek diye düşünüyorsunuz, sonra çok kısa bir sürede bitiyor, başka bir şey başlıyor, akmıyor sevgili arkadaşlar. Yani böyle bir konuya bir saat 48 dk uzun bir süre. Bilmiyorum çocuk gözüyle izleyemediğim için belki de hata bende.","label":1} {"text":"ÇOOOK İYİ!!!! Tüm salonun kahkahalara boğulduğunu uzun zamandır görmemiştim. Kadro aşırı iyi oyunculuklar muazzam. Çağlar çorumlu döktürmüş. Umarım hakettiği değeri görür bu film","label":9} {"text":"Bakara suresi 268 değil, 286 ayettir. Bilerek mi yapılmış bu yanlış anlayamadım. Bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum","label":1} {"text":"öncelikle şunu söylemeliyim,. türü sevenlerin sıkılmadan izleyecekleri, iyi çekilmiş bir film... başrolde oynayan johnny stronganti-sosyal bir kahraman ve bence iyi bir iş çıkarmış ama izlerken içimden geçmedi değil, daha büyük bir bütçe ve cast ile emin olun çok çok iyi filmlerden biri olabilirdi...","label":6} {"text":"Güncel bir konuyu bildik klişelerle ve ucuz numaralarla anlatan bir film olmuş. Konusundan dolayı merak ederek izlemiştim; ancak derine inememiş ne yazık ki.","label":3} {"text":"seyirlik, izlemesi zevkli fakat kurgusu bir madeni paranın on kez atılıp on kez yazı gelmesi üzerine kurulu olan bi film. hani 3-4 kez de tura gelse çok güzel olacaktı, bu haliyle filmi zayıflatıyor, sıradan izleyicinin zevkini okşayan \"popüler sanat\" halini alıyor.","label":5} {"text":"iki penis, iki de vajina görünce hemen porno denilsin aman! hak etmiyor bu tür yakıştırmaları. bence çok kıvamında ve başarılı bir film. hiç sıkmadan izlettirdi kendini. baştaki oral çok başarılıydı. erkek olsam muhakkak denerdim.","label":5} {"text":"oldboy kadar iyiydi.","label":8} {"text":"Bir ihtirasın işlenilmeye çalışıldığı film. 80li yıllarda, otobüslerin içerisinde kadın muavinler çalışırmış. Görevleri, bilet toplamak, duraklarda ineceklere yardımcı olmak, durakları bildirmek ve en önemlisi, hemzemin geçitlerde tren gelip gelmediğini kontrol ederek geçişlere yardımcı olmak. Filmde de bir kaptan ve bire muavinin ihtiraslı aşklarını izlemekteyiz. Son derece durağan ilerleyen filmin, neden böyle bir finale doğru evrildiğini çözmek güç. Anlatımlar fazlasıyla zayıf kalmış. ne oldu da Tomiko, gelen treni söylemeyecek kadar depresif birine dönüştü? Bir kaç kavga, tartışma eklenseydi daha mantıklı olabilirdi. Bu kadar uzatılmış sahnelere gerek var mıydı?","label":3} {"text":"şu sıralar kendi hayatımla bir hayli paralellik kurduğum bir film. bende taşradan istanbul'a iş bulmak için bir aile yakınımın yanında kalmaktayım.. filmi ilk izlediğimde hiç begenmemiştim. hatta anlamamıştım. ikinci hatta açık olmak gerekirse üçüncü kez izlediğim de filmi anlayabilmiş ve nuri bilge'ye hayran kalmış.. daha önceki filmlerini ve yeni filmlerini yakaladığım her fırsatta izleme olanağını yakaladım bu sayede. bu bakımdan uzak nuri bilge filmleri içerisinde sanırım yeri bir basamak yukarıda olacaktır. yazıyı çok beğendim. itiraf etmek gerekirse fareli sahnenin film içerisindeki yerini pek kavrayamamıştım. sanırım en yakın zamanda tekrar bu yazının ışığında şu günlerde izlemiş olmak bana çok fazla şey kazandıracaktır.. yazanın ellerine sağlık..","label":7} {"text":"G.O.R.A, AROG ve Yahşi Batı'dan sonra en beğendiğim ve bence bu filmlerden sonra en güzel Cem Yılmaz filmi yapmış özellikle filmin 1969 yılında geçmesi nostaljik bir havası olması ve bazı ince espiriler olması harikaydı Çağlar Çorumlu ise Zeki Müren i oynamamış adeta yaşamıştı hani diğer roller de çok iyiydi ama gerçekten Çağlar Çorumlu nun Zeki Müren performansı her performanstan ayrı mükemmeldi filmde G.O.R.A dan esintiler olması tabi ki filmin en güzel yanıydı","label":9} {"text":"Tam anlamiyla bir basyapit. Film uzun ama her saniyenin nasil gectigini anlamiyorsunuz. Olmeden izlenmesi gereken filmlerden birisi.","label":9} {"text":"Uyarı: Eleştiri film ile ilgili sürprizbozanlar (spoiler) içermektedir. John Cusack'ın başarılı performansı ve dönemin mekan ve kıyafet tasarımları (sanat yönetmenliği) hariç film oldukça sıradan sulardaydı. İlk yarım saati beni iyi bir film izleyeceğim yönünde oldukça umutlandırmıştı ancak film ikinci yarısıyla birlikte gitgide klişelerle dolu bir filme dönüştü. Kedi-fare oyununa dönen ikinci yarı ve zekadan uzak ve ''The Dark Knight'', ''Heat'' gibi filmlerden fazlaca ''esinlenilmiş'' katille yüzleşme sahnesi filmi vasatın bile altına itti benim gözümde. Post-modern birşeyler yapmak için kendini zorlamayıp klasik tarzda bir film çekseydi yönetmen, eminim ki ortaya daha iyi bir film çıkacaktı.","label":3} {"text":"Pakistan kültürünü Norveç'teki yaşantılarına dahil eden ailesiyle birlikte yaşayan ve kökeni dışında Pakistan ile hiçbir alakası olmayan 16 yaşındaki Nisha'nın ailesi ile yaşadığı çatışmayı konu alan güzel bir film. Bağımsız film olması sebebiyle fazla beklentiye girmeden izledim. Gayet akıcı, özellikle 'namus' kaygısıyla ailenin kızının hayatını tepe taklak etmesi süreci oldukça gerçekçi anlatılmış. (10/7)","label":6} {"text":"bu kadrodan bu kadar kötü film çıkmasına üzüldüm.","label":6} {"text":"anlatılamıyacak kadar ince, incecik bir dengede giden incecik ruhlu bir adamın sessiz hikayesi.. çok çok güzel bir senaryo ve kurgu. ulrich in film boyunca hiç bir tepki ve ifade göstermeyip sonunda, bu kitap bana diyerek gülümsemesi çok zarif ve etkileyiciydi.napın edin izleyin HGV XX/ 7","label":8} {"text":"Filmin farklı kurgusu en başarılı yönü. 78 dakikalık öyküsü ile de izleyiciyi fazla sıkmıyor. Ani korku efektleri yok, fazla da gerdiğini söyleyemeyeceğim. Her ne kadar alt tür olarak komedi geçse de bu filmin geneline pek yansımıyor. Yer yer yapılan espriler ve durum komedileri hemen hemen her filmde mevcuttur. Sırf başarılı ve farklı kurgusu için izlenebilir ancak öyküden çok şey beklememek lazım. Neticede Hallowen kültürü ile pek alakamız olduğu söylenemez. Filmde bir de Evil Dead göndermesi mevcut.","label":8} {"text":"Titanik vari bir film.. Ama bence en az onun kadar güzel.. Oyuncu kadrosu biraz daha iyi olsa alırdı oscar.. Tek dalda aday zaten onu da alabilir bence.. Sinemada izleyince çok etkilendim denebilir... İyi filmdi.. Arşivlik tam...","label":8} {"text":"Sadece aşk filmi olarak bakmamak gerek aslında, hayatın gerçeklerini o kadar güzel anlatıyor ki... Hem filmin ismi hem de kendisi gerçekten muazzamdı.","label":8} {"text":"James Franco'nun yönetmen koltuğunda izlediğim ilk filmi. Film iki kareye alınarak sunulmuş izleyiciye, bu sebeple biraz yorucu olabiliyor alışmak ama nitekim empati gücünü çoklulaştırmak için de güzel bir teknik uygulandığını düşündüm kendi adıma. Çekimi ise tabi ki daha zor olmuştur filmin bu sebeple. Oyunculuklar çok iyiydi, filmin akışı biraz zor olsa da görsellik ve kurgusu ile akıcılığını korumuş. En çok hoşuma giden kısmı ise sonundaki twisti oldu. Ben beğendim. Çok tarzım bir film değil ama türü arasında iyi bir film.","label":7} {"text":"Diğer salgın temalı bilim kurgu filmlerinden hiçbir farkı bulunmayan World War Z / Dünya Savaşı Z&, gerilim ve aksiyon sahneleriyle seyirciye zaman zaman keyifli dakikalar sunmayı başaran oldukça sıradan bir film. Gücünü klişelerden almasına rağmen özellikle finaldeki operasyon sahnesiyle sınıfı geçmeyi başaran filmde yapılan İsrail propagandası ise fazlasıyla rahat edici.","label":5} {"text":"Vasatı aşamamış bir film. Son zamanlarda gördüğüm başrole en yakışmayan başrol oyuncusu. Yakın zamanda I am Number Four filmini izlemiş, beğenmiştim. Bu filmin konusunu da biraz ona benzettiğimden hevesle izledim. Ancak çok yetersiz bir film olduğunu düşünüyorum. Boş zamanda belki izlenebilir, zaman kaybı diyemem ama en başta söylediğim gibi vasat bir film.","label":2} {"text":"Sadece görselliği için izlenir, senaryo vasat. Ares vs Perseus gerek dövüş sahneleriyle gerekse galibiyetle tam olarak amerikan güreşiydi. Birde o labirent o kadar övüldü ama çok kolay çıktılar. O Yunan askerleri ne işe yaradı orda? Sadece ölmek için gelmişlerdi.","label":6} {"text":"Kendisinden önce şarkılarına ait videolarını 30-40 sefer izlediğim, şarkıları adeta ezberlediğim bir Karan Johar filmi. İmedebe'de az puan almış ama bence hoş bir filmdi. Konu klişeydi orası cepte ama izletiyor kendisini. İki buçuk saat olmasına rağmen sıkılmadan seyreyledim. O da Ranbir Kapoor olduğu için probably. Gerçi hakkını yemeyelim Anushka'nın da performans gayet iyiydi. Bıcır ikili olmuşlar, enerjileri çok uyumlu geldi. Gelelim şarkılara. Yahu çoook kaliteli be. Bilhassa Bulleya accayip bi'şey Rabbim, aşık oldum şarkıya. Channa Meraya, Alizeh ve filmin tema müziği de, hepsi gerçekten çok güzeller. Harika bir soundtrack. Filmden ziyade soundtrack methettiğim bir yorumuma daha son veriyorum. Esen kalın.","label":6} {"text":"Eglenmek icin birebir, gercekten super bir seslendirme, Okan Bayulgen i kutluyoruz....","label":6} {"text":"Serinin ilk iki filmini özellikle ilk filmini hem beğenmiş hem de kahkalarla izlemiş biri olarak bu film diğer iki filme göre biraz daha zayıf kaldığını söyleyebilirim.Öncelikle Hangover'ın konsepti gece sarhoş olup sabah hiçbir şey hatırlamamak ve gece olanları bulmaya çalışmak üzerine kuruludur ama bu filmde öyle bir şey söz konusu değil evet diyeceksiniz ki her filmde aynı konsept sıkar ama böyle olduğu zaman da dışarıdan bakıldığında hem ismi olsun hem içerdiği konsepti olsun biraz mantıksız kısaca kurt sürüsünün Chow'u bulup yakalamaya çalışmaları üzerine kurulu bu yüzden ilk iki filme göre çok daha az absürt sahne var fakat ilk iki filme göre daha fazla aksiyon var izlerken güldüm ama kahkaha atarak güldüğümü pek hatırlamıyorum fakat film yine baştan sona sürükleyici hiç sıkmıyor keyif ki nerdeyse bütün komedi unsurları Zach Galifianakis ve Ken Jeong üzerine kurulu fakat her ikisi de yine başarılı performanslar sergilemiş iki filmi göre sağlam bir senaryo yok ortada ayrıca zekice bir kurgu ve pek absürt olaylar da yok bu yüzden biraz hayal kırıklığı yaratabilir büer 3 ortalama amerikan komedi filmlerinden biraz daha fazlası olan ilk iki filme göre daha az güldürsede yine de eğlendirmeyi başarı müzik seçimleri her zaman ki gibi başarılı.Son olarak serinin en zayıf halkası olsada tek bir film olarak bakıldığında başarılı diyebilirim ama yinede izlemeden önce çok fazla beklentiniz olmasın diğer filmleri hatrına puanımı biraz daha fazla veriyorum. 7/10","label":6} {"text":"kötüydü ama kızmadım","label":0} {"text":"IMDB puanına güvenip izlemeyin derim, izlediğim zamana acıdım. İzlediğim en boş, çerez ve overrated filmlerden biri olmayı başardı.","label":3} {"text":"Bir filmi kolay kolay eleştirmem. Filme en azından Johnny Depp var diye gittim. Boşluğuma denk gelmiş nasıl olduysa fark etmemişim. Filmin özellikle ilk yarısı çok sıkıcıydı. İyi oyunculuklara rağmen senaryo ile sorunlar vardı bence. Johnny Depp de olmayınca film tamamen çekilmez hale geldi. Son zamanlarda gittiğime pişman olduğum nadir yapımlardan.","label":5} {"text":"Daha 35. dakikası... İnsan izlerken sürekli gülümsediği, ara ara da kısık kısık kahkahalar attığı kaç film izleyebilir ki ömrü hayatında... Bakalım yorumum değişecek mi... Değişen tek şey hüzünlendiğim anların da olmasıydı. Müziklerinin iyi olduğunu yazmıştı birisi, Zevk sahibiymiş :D Film güzel, kitap okur gibi, akııııp gideeer.","label":7} {"text":"Film yok ki sadece fragman var. Kardeşim film nerede. Anlamadım ya filmi izle diyorum film geliyor. Oynaya tıklıyorum yine fragmanı açıyor.","label":0} {"text":"bence gerecekten degsk bir konsu vardi filmin surkleyicydi ne olcagi bilnmyr sonuna kadar filmi heyecanla izlyrsunz su ana kadar izledgm korku filmleri icersinde en ii lerinden birydi benec izlenir akasam tek basinza izleyin konunun gercek olmasida cabsi internetten arastrdim hersey gerecek o ev gerceketn var cok ilginc izleyin","label":7} {"text":"narrator'u sokaktan seçmişler. kurgu kötü. gereksiz duygusal sahneler ki duygu yok. ip man'ı oynayan dayı oynayamamış. efektler bayağı. donnie yen eksikliği. hayal kırıklığı.","label":1} {"text":"ilk yarım saat hiç sarmadı ve \"gidip gibi buna mı oscar verdiniz la! \" diye bi cümle kurdum. Filmin sonunda söylediklerimi yuttum, neden bu kadar çok kötü yorum almış anlayamadım. Ayrıca Whiplash yine bu yönetmenin elinden çıkmış. Emma ünlü olmadan önce film çekildi sinemaya girdi vs 1.5 yıl, kızı 2 yaşında desek ve bide 9 ay hamilelik süresi var. İşte öyle böyle tam 5 yıl yapıyor. Yanisi sen aşık olduğun elemanı bu kadar çabuk nasıl unutabildin kahpe","label":6} {"text":"Kutsal damacana daha iyidir bu ne amk kutsal sular , şeytanlar yapımda emeği gecen herkesin ben amk","label":1} {"text":"bence cok berbat bir film aşırı sıradan","label":2} {"text":"Yalnız ve tükenmiş bir kadının yaşam öyküsü. Ağır ilerliyor film.","label":7} {"text":"bugün planet cinema kanalındada oynıyan denk gelip izledigim keyifli hoş bir film.","label":7} {"text":"harikaaa.çok komik ve cici bi film..","label":7} {"text":"Bu filmin senaryosu çocuk büyütme rehberinin aynisi! Isitip isitip izletiyorlar...yazik ya yeni birsey üretmek bu kadar mi zor?","label":0} {"text":"Serinin ilk filmi ve çok sevdiğim bir seridir. İlk izlediğimde çok etkilenmiştim bu filmden. Bazı sahnelerde tam bişeyler olacak diye bekliyorsunuz kesin gözüyle bakıyorsunuz sonra ölüm sahneleri hiç beklenmeyen şaşırtıcı şekilde karşınıza çıkıyor. Bu filmi izlerken filmde ölüm ipuçlarıda filme ayrı bir gizem katıyor. Ne olacak nasıl olacak diye merakla filmin sonunu getiriyorsunuz. Türünde gayet başarılı örneklerden biri. Filme puanım 10/7.5","label":4} {"text":"Polis Akademisi, beşinci filmden sonra hiç çekilmeseydi de seri tadında kalsaydı keşke. Maalesef serinin en kötü filmi Mission To Moscow, kadroda çok fazla eksik var. İsimden para kazanırız diye çekmişler ama serinin eski filmleriyle neredeyse hiç alakası yok, beğenmedim.","label":3} {"text":"Ashton Kutcher'ın oyunculuğu iyi. Neredeyse bire bir de benzemiş. Keyifliydi gayet izlenebilir.","label":6} {"text":"Genelinden keyif aldım ama söyleyeceklerim var: En tahammül edemediğim konudur ensest. Filmde yeterince gerilim unsuru varken buna hiç gerek yoktu bence. Kızıyla mı birlikte oldu diye içimiz kalkarken öyle olmadığını son anda söylüyor anne. Kızıyla değil abisinin kızı ile birlikte olduğunu öğreniyor ama buna takılmıyor avukat. Takıldığı şey kadının onu kardeşi ile aldatması, o da 2 saniyelik takılış. Hellooo farkında mısın yeğeninle birlikte olmuşsun. Ama adam sallamıyor, kadın sallamıyor. Kadınla kaldığı yerden devam edeceğini de anlıyoruz üstüne. Ensestin öznesi oldunuz Avukat Bey. Bu ne genişlik.","label":7} {"text":"Keanu Reeves her zamanki gibi bu filmdede rolünün hakkını veriyor,)izlemeye değecek yapımlardan..7,5/10","label":2} {"text":"Cáit ilk defa sevgi görmüştü...","label":7} {"text":"Filmin başları sıkıcı olduğu için izlemekte zorlandim ama çok ilgi çekici bir konu aslında, sadece yeterince akıcı yapılamamış sürekli ayni yönlerden döndüğü için. Konusu baya ilginç aslında izlenebilir","label":6} {"text":"Senaryonun elle tutulur bir yanı yok. Hikaye anlatımı ise yerlerde sürünüyor. Oyuncu seçimlerinin ve oyunculukların da kötü olduğunu söylemek yanlış olmaz. Her anlamıyla vakit kaybı bence de. Bunun yerine ilk Predator'ı seyretmek çok daha yerinde bir hareket.","label":7} {"text":"3 lü aşk hikayesi... 'Issız Adama' a esin kaynağı... 6/10","label":5} {"text":"Brendan Freser'li mumyanın yanından bile geçemiyor.","label":4} {"text":"islamın barış dini olduğunun kanıtı bu filmde. o zamanki sosyal ortamda müslüman dünya görüşü yüksek ahlaki değerleriyle önümüze konuyor. film misyon sineması havasına bürünmeden tarihi gerçekleri olduğu gibi yansıtarak dost düşman herkesin haklı takdirini kazanmasını da biliyor üstelik. sadece müziklerinden dolayı oscar kazanmış olması da hollywood endüstrisisinin çarpık önyargılı bakış açısıyla açıklanabilir ancak. film bundan çok daha fazlasını hak ediyor. izlemeyen zaten kalmamıştır. sevdiğim filmler arasında ön sırada yer alıyor bu film.","label":9} {"text":"[spoiler]Filmi bugün TV8'de izledim, şimdi ''filmi beğendin mi?'' soruları olucak elbet. Filmi her ne kadar beğensemde senaryosu bana zayıf geldi, bunun nedeni bildiğimiz kahramanlanlık tarzına benzemesi, bu tarz filmler zaten türk sinemasında mevcut. Tamam yapımcılar yeni birşeyler yapmak istemişler buna saygım sonsuz, ama biz ne zaman farklı fikirler ürettik ki? Örn: ABD yapımı filmlerin çoğu farklı fikirler üretiyor, biz neden yapmıyoruz, herkes birini takip ediyor. Neyse konuyu fazla gevelemeden filmden bahsetmek istiyorum. Fazlı ailesine para karşılayamadığından dolayı, ailesini onu sevmemektedir. Bir gün bir araba alır ve bu araba ailesi ile olan sorunlarını çözer. Zemin kattan çatı katına yükselen bir hikaye izliyoruz desem yeridir. Söylediğim gibi film bu kadar aslında, benim takıldığım nokta ise bu merdiven arabanın işleyişi. Örn: Bir inşaat işçisi evi sıvıycak bu adamı çağrıyor, gel arabanın merdivenini kaldır sana şu kadar para vereyim. Tamam iyi düşünce ama bu işi yaptığı zaman aldığı parayı görseniz şaşarsınız, şuan pek hatırlamıyor ama 600tl gibi bir para verdi düşünebiliyor musunuz?. Film hani bu adamın yükselişi öyle iştahlı anlatıyor ki gören milyarder diycek, ayrıca bu yükselişi sırf arabanın merdiveni olduğu için yapıyor. Bana saçma geldi ama elbette zevk alırsınız Drama'nın daha ağır bastığını söyleyebilirim, gülmek için izliyorsanız izlemeyin. PUANIM: 4.0[/spoiler]","label":3} {"text":"Keyifli bir yol filmi olmuş.Her ne kadar yapımcılar Felekten bir gece nin derinliğine inemesede sıkmayacak bir yapım.6/10","label":5} {"text":"gerçekten arşiv filmi katılıyorum ilginç senaryosu ve oyunculuk kalitesiyle izlenmesi gereken bir film eğer bu zamana kadar izlemeyen olmuşsa çok şey kaçırmış demektitr","label":6} {"text":"Bugün izledim ve hoşuma gitti. Dokunaklıydı, acımasızdı, seveceni, vahşiydi, her şey tam savaş ortamını anlatıyordu :))Clint Eastwood yönetmenlikte sınır tanımıyor, o kadar gerçekçi ve normal anlatıyorki... Sanki filmi yaşıyorum o anda.10 / 10","label":9} {"text":"Yani 50 dakikalık giriş gelişme sonuc olmayan filmin özeti bora bora bora bitti verdiginiz paraya yazık ömrünüzden 50 dk çalıyor 140 p kamerayı eline almıs dolanıyorlar ismi ile alakası sıfır ilk okul proje ödevi olarak cekse cocuklar daha iyi ceker","label":1} {"text":"Luc Besson’un fantastik sinemada ki ilk ciddi deneyimi olacak diyebiliriz..Güzel bir film olacağını umuyorum","label":7} {"text":"Jenifer Garner... sanki film çekilirken oradan geçiyor muş da.. oyna demişler oynamış gibi bir hali var...","label":6} {"text":"Film boyunca tek amaç bizi \"dördüncü bölüme\" ikna etmek. Para hırsı hollywood'a daha çok efsaneyi yedirtir. Sonra bi bakacağız ki fight club'ı spider man'e çevirmişler altıncısını çekiyorlar. Bende bu filmin etkisi çok büyük oldu bu sefer. Hollywood'un girdiği üretim krizi aşılabilir durumda değil. Stream tv'ler de bu seyirci garantili ucuzlaşmayı daha da arttırıyor, arttıracak. İddiam o ki matrix 1 bugün olsa çekilemezdi, kendini tekrar etmeyen, orijinal bir konu olduğu için seyirci garantisi yok denip bi kenara atılırdı. Matrix 4'ü izlerken bunları düşünüyordum. Yani o derece filmin içinde değildim. Matrix 1'i izlerkenki heyecanı bulmak zor. Filmin ana meselesi aşk değildi, yani eski matrix'in. Ve dördüncü matrix'te aşktan elde edilen o büyük enerji teması... böyle bir klişeyi matrix'e sokmak cesaret isterdi, bence filmdeki en büyük olay bu.","label":0} {"text":"Tek başına değerlendirildiğinde ortalama bir film ama Alien serisiyle müthiş bir uyumsuzluğu var.Bir kere Alien serisi ilk filmden itibaren sadece ölüm izletmek için çekilmiş ucuz korku filmlerinden değildi.Burada yönetmen adeta teen-slasher çekiyormuş gibi,seyircisine sıralı ölüm sahneleri göstermekten başka bir şey yapmıyor.Önceki bölümlerde ustalıkla kotarılmış gerilim,klostrofobi hatta bir yandan gerilimden de beslenen aksiyon becerisinden eser yok.Saygısız ve paragöz yapımcıların üçüncü filmde tamamlanan serinin itibarını önemli ölçüde sarstıkları,birçok hayranın hiç çekilmemiş kabul edip reddettiği formül filmi.","label":5} {"text":"ben 23 nisanda gittim çok güzeldi biraz kalabalıktı muhteşem bir film","label":4} {"text":"Müthiş adrenalin dolu bir film. Yine Jake Gyllenhaal yine kalite dolu bir film. Bu adamın boş filmi yok denecek kadar azdır. Her filmi çok bambaşka. Ve onunda oynadığı her filme çok büyük katkısı oluyor. Yine kendine has mimikleri, hal ve hareketleri ile çok bambaşka bir role bürünmüş. Karaktere hayat vermiş. Sanki bir boksörmüş gibi onu yaşamış. Yine başarılı ve güzel oyuncu Rachel McAdams da filmde çok başarılı oynamış. Ama rolü ne yazık ki çok uzun değil. Biraz daha uzun süreli olsaymış ikili daha keyifli olurmuş. Bu tarz filmler genelde belli başlı konuları olur. Çok farklı tarzda filmler nadir çıkar. Genelde birbirlerine benzerler. Bunun da bir kaç farklı hikayesinin dışında çok bambaşka bir film değildi. Ama kesinlikle kendini izlettiriyor ve o müthiş heyecanı iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Sizi hem müthiş coşturuyor, hem hüzünlendiriyor hem de eğlendiriyor. Çok akıcı bir yapısı var filmin. Su gibi akıp geçti. Ne ara bitti anlamadım. Gerçekten özellikle dövüş sahneleri filan gerçekten çok kaliteliydi. Ve adrenalin dozu çok yüksekti. Ama filmin olmazsa olmazı Jake Gyllenhaal. Onun yerine bir başkası oynasa bu kadar etkileyici olmayabilirdi. Ruhunu ortaya koymuş resmen. Çok lüks yaşamayıp alçaktan uçanların düşüşü küçük olur. Sonra ayağa kalkar ve yoluna devam ederler. Ama yüksekten uçan, yüksek standartları olanların düşüşü de büyük olur. Ve onların bir daha ayağa kalkması çok uzun zaman alır. İşte bir insanın dibe vurmuşken düştüğü yerden kalkması gerçekten zordur. Burada da öyle bir hikaye var. Karakterin yeniden doğuşu diyebiliriz. Filmin müzikleri de çok iyiydi. 50 Cent filan. Ama daha önemlisi henüz bu sene vefat eden James Horner'ın bestelediği son bir iki müzikten birinin bu filmde yer alması çok anlamlı olmuş. Toprağı bol olsun. İyi seyirler... 7.4/10","label":6} {"text":"bu film deli bir şey yahu...yani süper...nasıl olurda görsellik ve senaryo adına hiçbirşey bulamaz steel denen arkadaş yani Jackie Chan’in filmlerinin ayarındaymış pes yani....vcd’den her zaman izlerim bu filmi çok manyak........","label":9} {"text":"yavşak bir kocanın yaptıklarını ruhlara bağlamaya çalışmışlar onuda becerememişler. bu film için harcadığım 2 saati geri verin.","label":0} {"text":"xavier dolan'ın sinemasını bir kademe daha üstlere çıkardığı, işlemesi bu denli zor bir konunun objeler ve görsele tam oturan keskin müziklerin kullanılışı ile bütünlük halinde anlatıldığı bir filmdir kendileri. bu denli çıkmaza girmiş bir aşkı aslında en iyi anlatan sahne ancak fred'in yaşlı kadın garsona verdiği tepki sahnesi olabilirmiş. sonrasındaki taksiye yürüme sahnesi ise xavier dolan'dan j'ai tue ma mere'inden fırlamışcasına hızlı kamera hareketleriyle çekilmiş. fred'in şiir kitabını okuduğu sahne ise sinemada dahi görüntüyü geri sarıp izleme hissiyatı verdirtti. filmin en çok olumsuz eleştirel noktası ise kendi açımdan düşündüğüm zaman çok uzun tutulmuş olmasıydı, ama bu bile tekrar izlememize engel olamaz. kısacası seni ve başarılarını kıskanmakla filmlerini sevmek arasındayız xavier çocuk, yine çek böyle filmler.","label":7} {"text":"Sinemanın vazgeçilmez kahramanı Brad Pitt'in başrolü üstlendiği filmde görsellik ve akıcılık ön planda. Basit bir dünyayı kurtarma filmi asla değil. Film Max Brooks'un aynı adlı kitabından uyarlanma. Zaman çok kısıtlı fakat yapacak çok iş var. Acele edilmemiş ayrıntıların üstünde fazlaca durulmuş. Gerilim ve aksiyon çok iyi harmanlanmış.","label":9} {"text":"al pacino da jeremy de çok iyi. müthiş venedik manzaraları eşliğinde,canal de grande ,rivalto köprüsü,saint marco meydanı ..harika bir dönem filmi olmuş.zaten senaryo ya ne denebilir ki , iyi uyarlamaları yetmiş","label":8} {"text":"1973 İspanya Yapımı Una Vela Para El Diablo - A Candle For The Devil - Şeytana Bir Mum Filminin Türkçe Çevrimi, Birebir Kopyasını Yapmışlar Ama Daha Doğrusu Hiç Yapamamışlar, Imdb nasıl 5.9 vermiş Bu Filme inanmak güç Oyunculuk Desen Çöp İnandırıcılık Hiç Yok, İspanya Yapımı Orjinali Buna Bin Basar Türkler Yapamamış Olmamış 2.1 Verdim O Bile Fazlada Sırf Türk İşi Olmasının Hatrına İşte.","label":1} {"text":"çok güzel bir film...nicolas cage zaten müthiş...izleyin derim...","label":9} {"text":"Kemal Sunal'in en \"nemrut\" filmlerinden biri ;) 80'lerin Ankara'sında, kıyıda bırakılmış insanlarını anlatır. Başarılı bir panorama.. Meraklısına : Ankara Film Festivali'nde Kemal Sunal'a En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandırmıştır.","label":7} {"text":"İzleme listemde anlamsız bi şekilde 3 ay beklettiğim film. 3 dk beklemeyin açın izleyin. 7,8/10","label":6} {"text":"Allahtan ilk dark knight serisini izlemişim buserisini (89,92 yapımlar) izleseydim bir daha batman falan izlemezdim. çekimler, efektler, ne bileyim filmle ilgili görsel oarak güzel diyebileceğim bir şey yok. kadım aşağı düşecek batman yürüyerek gidiyor tutmaya, kedin kadın kurşun manyağı oluyor ama 9 canı var kedi ya batmanin o maskesi karton elle kopartıyor bruce, daha neler neler","label":1} {"text":"Sinemamız açısından önemli bir eser. Karakterler, mekanlar, anlatılanlar, diyaloglar, hepsi de mahalle kavramının içini dolduruyor. Oyunculuklar iyi. Temelkuran başarılı. Beğenmemek için tek bir neden göremiyorum. Göz açıp kapayana dek bitiyor. Mutlaka izlenmesi gereken, konuşulması gereken bir film. Konuşulması gereken dememin sebebi ilk bakışta dışarıdan sade ve gösterişsiz gibi gözüken hikayesinin ve karakterlerinin, aslında birer birer üzerine tartışılıp irdelenmeyi hak eden unsurlar olması. Onlar üzerinden toplumumuzla ilgili de pek çok yargıya ulaşmak mümkün. Sonuna kadar gerçekçi.","label":7} {"text":"film fena değildi.. gizemini sonuna kadar korudu.. yer yer sıktı, yer yer saçma geldi, yer yer kopukluklar vardı.. değişikti, izlenebilir bir film..","label":4} {"text":"kaç yıllık x-files hayranıyım böyle film görmedim. hoş olmuş, güzel olmuş. inceden geriyor. inanan arkadaşlarım var bu filme. artık filmin gerçekçiliğinden midir bilemem. güzel senaryo, korkutucu bir atmosfer eh doktor hanım kızımız da oyunculuk adına kafada saç kalmamış yıllarını vermiş bir abla olduğuna göre izlemek farz oluyor. bir de 'fire in the sky' vardı, bu filmden yıllar evvel çekilmiş. onu izlemiş ve beğenmiş arkadaşlara ayrıca tavsiye edilir.","label":8} {"text":"müthiş bir hayal gücü... izlenmesi gereken bir yapım...","label":7} {"text":"ne zaman vizyona girecek bu film ya??","label":1} {"text":"Nusret adlı karakterin kasılmaktan oynayamadığı ama diğer oyuncuların iyi bir performans sergilediği hoş bir film. Final kısmı biraz karışık olsa da yine de izlenmeye değer. 3,5/5","label":6} {"text":"filmde en sevdiğim şey, brooks'un alter egosunun kahkahalarıydı. harika bir yol arkadaşı, william hurt var olsun.","label":7} {"text":"bence fazla abartılmış, reklamı iyi yapılmış bir flim..okadar..fragmanı izlemek yeterli..fragmandaki konu ve esprilerin dışında başka hiçbir şey yok..avrupa yakası ,yalan dünya dizilerinin devamı gibi olmuş..dizi tadında,sinema tadında değil.","label":5} {"text":"Jim Carreyin kariyerinin büyük bir düşüşte olduğu eddie murphyin durumuna düşmesi an meselesiyken, en popüler filmlerinin başında gelen yalancı yalancının dinamiklerinin kullanıldığı eski karısıyla arasını düzelttiği çocuklarının tekrar kahramanı olduğu, hayatın gerçek önemini anladığı bol klişeli bir komedi.En azından kapitalizme karşı aileyi ve önemli değerleri savunmasıyla seğredilebilir bir film olmayı başarıyor ama bu klişe bir komedi olduğu gerçeğini değiştirmiyor.","label":4} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en saçma filmdi Ne gerilim, ne ilginç diyalog filmde hiçbirşey yok yazık Tom Hardy","label":0} {"text":"sincitynin ölüsü yeter bence ii bi film olucakmı fln düşünmeye gerek yok kesinlikle süperdir. 1.bayılmıştım bol aksiyonlu süperdi. Minho adındaki kasap kızda süperdi:) film çizgi roman türü zaten, çekimler sahneler mükemmel ve sabırsızlıkla bekliorum","label":7} {"text":"Film komedi değil en azından benim açımdan değildi filmi komedi beklentisiyle izlememek gerekir.","label":6} {"text":"Yaşadığımız şu enteresan dönemin tarihine yazılmış bir film olması açısından değerli buldum filmi. Üstelik eğlenceli ve iyi fikir! Vallahi iyi fikir lan keşke benim aklıma gelseydi şu kargaşada iyi para kaldırırdım. bi tosuncuk olamazdım belki ama olsun hahah! ","label":6} {"text":"İnsan beynine rüya - anı plantasyonu konusunu işleyen distopik tarzda bir bilim kurgu. posteri ile Avatar'a teması ile Inception'a faydası dokunmuş olabilir. 2012 Ağustos'ta Colin Farrell, Jessica Biel, Kate Beckinsale'li kadrosu ile orjinal filmin yeniden çevrimi geliyor.","label":5} {"text":"eglenceli bi film özellikle başlık çekici olmuş Yaratıklar- canavarlar:)","label":5} {"text":"Bir tek ben sevmedim galiba","label":6} {"text":"iki başrol oyuncusu da oscar da en iyi erkek oyuncu ödülüne aday olmuş fakat ödülü true grit filmindeki rolü ile john wayne almıştır. filmin içindeki soğuk espriler zorlama gülümsemeler yönetmenin ingiliz olmasından bariz şekilde etkilenmiştir. filmin başlarında texaslı gencin new york da içine düştüğü durumdan kurtulmak için pespaye bir şekilde etrafta gezen italyan asıllı rizzo nun peşine takılması ve ondan medet umarca hallere girip aldatıldıktan sonra adeta kadın gibi triplere girmesi ve zaman ilerledikçe birlikte yaşamaya başladıkça daha samimi olmaları kestirilebilir bir senaryoydu diyebilirim.","label":7} {"text":"Bitmek tükenmek bilmeyen amerika iç politikası ve mafyaların yine bizlere anlatacak bişeyleri var yalnız bu kez konu bir senaryodan ziyade adeta gerçek bir hikayeyle karşımıza çıkarılıyor usta yönetmen ridley scott tarafından. Suc, mafya vs gibi kelimeler dışardan bakıldığında bizlere korkutucu gibi gelsede konunun derinine inildiğinde o kadar buruk bir hal alıyor ki neredeyse onlara hak verecek kıvama gelebiliyorsunuz. Buda yönetmenin hikayeyi ne derece doğru veya hangi duygularla anlattığıyla da alakalı bir olay olsa gerek. Russel crowe ve denzel washington uyumu enfes olmuş. Yalnız filmde denzel washingtonun daha soğukkkanlı durduğunu da belirtmek isterim. Ne yapacağını kestirmek güç filmdeki rolünde, bana biraz collateraldaki tom cruiseyi hatırlattı. Yardımcı roldeki kadın oyunculardan ruby dee performansıda gayet başarılı. Şu hiç bir zaman unutulmamalıdır ki frank lucas gibi suçlu insanları bizler yarattık, onlar güçlerini bizlerin zaaflarından alıyorlar ve hayat bizleri mutlu edemedikçe onlarda bu güçlerini korumaya devam edecekler...","label":5} {"text":"etkileyici bi senaryo oyunculuk süper...","label":6} {"text":"Güzel filmdi, sevdim. Rutin bir işi olan güçlü ve yalnız bir kadın başrolde, otel otel dolaşıyoruz :)","label":8} {"text":"leziz bir animasyon. tüm yorumdaslarımla aynı hisleri tasıyorum. kocaman kediler ve ayılar bulup göbeciklerine yatmak istedim. insanın içine bir hayat enerjisi doluyor, kafadan 10 yas küçülüyor vallai.","label":7} {"text":"Ensest ve lezbiyen iliskiler, tecavüz, siddet… Tecavüz etme amaçli olsa da dini ceza süsü verilmis Nazist seri cinayetler... Nüfuzlu bir ailenin 40 yil önce kayiplara karisan güzel kizi... Sartli tahliyeyle disari çikmis, sirtinda boydan boya ejderha dövmesi olan dahi hacker Lisbeth... 'Üstüne vazife olmayan büyük islere' el attigi için bir komployla hapis cezasi alan, görevinden uzaklastirilan ünlü bir gazeteci... Stieg Larsson'un 41 ülkede çok satan listesine giren kitabi Ejderha Dövmeli Kiz ülkemizde de Pegasus yayinlarindan çikmisti. Millenium (bu ad, gazetecinin çalistigi dergiden geliyor) Üçlemesi'nin ilk kitabinin bunca satmasinda, yazarinin tam da kitaplari basarinin doruklarina çikarkenki -kalp krizinden- ani ölümü de etkili olmustur herhalde. Polisiye kitaplara ilgimi bilen bilir. Bu da düz mantikla Sevin Okyay'i ve Ömer Türkes'i sevmemi ve takip etmemi kaçinilmaz kilar- ki bu iki degerli insana saygiyla karisik yabana atilmayacak bir sevgi beslerim. Sevin Okyay Radikal'deki yazisinda -çogu filme oldugu gibi- bu filme de iyi davranmis, hele Noomi Rapace'yi Ejderha Dövmeli Kiz rolüne pek yakistirmisti. Çok satan listesine giren kitaplarla basim hiç hos olmamistir. Onlari okumam için herkesin ellinde görülmedigi zamanlari beklerim. Bu da bazen bes seneyi bulur, hala yasayan bir kitapsa, herkes onu biraktiginda ben tutarim ellerinden. Bu nedenle -daha- kitabini okumadim; ama filmlerle ilgili böyle bir takintim yok. Sinema benim askim. O yüzden Avrupa'da yilin en çok izlenen filmleri arasina giren bu filmi gidip gördüm. Alman-Danimarka-Isveç ortak yapimi bu polisiye-gerilim filmi iki buçuk saatten biraz fazla sürüyor. Sinemadaki buz kestiren klimanin sogukluguna eklenen karli sahneler insanin içini üsütüyor. Sevin Okyay'in dedigi gibi Noomi Rapace asi, siddet egilimli, güçlü; ama çok aci çekmekten sevgi korkagi olmus kiz rolüne cuk oturmus, süper olmus. Olaylar sürükleyici mi sürükleyici, kanli ve tecavüzlü, gizemli mi gizemli... Ask sosu dökülmüs, acilarla örülmüs, ama her seye ragmen ayakta kalmayi basaran güçlü insanlari isleyen bu film son zamanlarda oldukça moda olan Isveç polisiyesinin bir örnegini görmek isteyen polisiye severleri bekliyor.","label":5} {"text":"Açıkca söylemek gerekirse Clint Eastwood'dan gene bir güzel film daha. Küfürler bile o kadar güzel perçinlenmişki filme, hiç kulak tırmalamıyor hatta filme renk bile kattıklarını söyleyebilirim.","label":7} {"text":"Sütoğlan tipli, ancak hayli aktif bir eleman olan Scott Pilgrim'in hayallerinin kadınıyla birlikte olabilmek için yedi ölümcül sevgiliyle rekabetini anlattığı çok keyifli bir film. Bu filmle çocukluğunuza döndüğünüz olacaktır. Scott'ın her sevgiliyle mücadelesi, bir atari oyununu andırıyor. Ayrıca bu filmi izledikten sonra herkes başroldeki Mary Elizabeth Winstead ismini Google'a yazmıştır :)","label":6} {"text":"Filmi \"Yavuz Turgul\"un çekmiş olması beklentimi yükseltti. Ancak işin garip tarafı büyük bir sinema adamından değil, vasat bir yönetmenin elinden çıkmış bir iş gibiydi. Fransızların her yıl yaptığı dedektif filmlerinden bir farkı olmalıydı. Gölge Oyunu'nu, Muhsin Bey'i, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni'ni çekmiş bir yönetmenden her zaman daha fazlası beklenir. Ama şunu da belirtmeliyim ki iyi bir yönetmen her zaman en iyisini yapabilecek diye bir şey de yok...","label":6} {"text":"Durağan bir tempo olduğu doğru.. Oyuncuların her hareketini izleyebiliyorsunuz nerdeyse.. Yakın çekimlerle suratlarındaki ifadeden tutunda siyah noktalara kadar görmek mümkün.. Konusu itibari ile etkileyici ve gerçek.. Ancak yönetmenin üçlemeyi sondan başlatması biraz kafa karıştırmış gibi..Durağan tempoda film ilerlerken daha sonraki filmlerde nelerle karşılaşacağını kestirebiliyoruz , mesela Yusufun annesine ve köyüne kitaplar göndermesi gibi.. Bitik bir şair olması gibi.. Yusufun fazla konuşmaması kendisini şiirlerle anlatıyor gibi bir mesajda bırakıyor..Sanatsal açıdan puanı yüksek bir film..Ama sanat sanat için midir yoksa insan için midir sorusuna cevaben insan içindir cevabını daha layık buluyorum.. Filmde mana ararım diyorsanız kaçırmayın, yoksa olaya,konuya bakarım diyorsanız hiç durmayın..10/7,5..","label":6} {"text":"Berbat bir film!!! Hiç kimse gitmesin paranıza yazık filmin yarısında cıktım. Bir film ancak bu kadar ahlaksız terbiyesiz seviyesiz kalitesiz olabilirdi.. Sakın gitmeyin benimde verdiğim para haram zıkkım olsun. Bu filmi neyi düşünerek çekmişler anlamış değilim pişman oldum gittiğime. Tekrar söylüyorum sakın gitmeyinnnn!!!!!!","label":1} {"text":"Zorlama komedi filmi. Tamamen vakit kaybı.","label":2} {"text":"Peter Dinklage görünce izlemeye karar verdim fakat malesef izlediğim en kötü netflix filmlerinden biriydi. [spoiler]Bir yapımda kötü adamı bu kadar kötü gösteremezlerdi :) Bir takım olaylar yaşandıktan sonra intikam değil de birlikte iş yapma fikrini kim öne attıysa bir adım öne çıksın lütfen ki daha sonraları şahsın adının geçtiği yapımları izlemeden hızla geçelim..[/spoiler] Aslında kötü bir konusu yoktu filmin ve oyunculuklarda iyiydi filmi zorla nasıl berbat bir hale getiririz büyük bir çaba, bir amaç göreceksiniz yada bunları görmek yerine izlememeyi tercih edebilirsiniz :=)","label":0} {"text":"beni vallaha korkutmadı.sadece bir iki yerde hafiften gerildim.konu çok değişik değil.ama sürükleyici,bol bol kan var.çok kötü olduğunu söyleyemem,fena değildi.korkmak için izlemeyin derim,pişman olursunuz...5/10","label":4} {"text":"süpriz son diye buna derim :))","label":7} {"text":"Filmin sonunda hissettiklerim bana hayat adina bazi mesajlar verdi. bikmadan, usanmadan..","label":6} {"text":"Bruce Wayne'in uşağı Alfred. Amerika'nın uşağı Clark Kent.","label":4} {"text":"İzlemeyi düşünen arkadaşlar bu düşüncelerini bir kenara bıraksa çok iyi olur...","label":0} {"text":"!---spoiler---! herkes filmi izlemeden şener şen'den bir kabadayı veya eşkıya performansı bekliyor ama şener şen klasik memur zihniyetinde usta polis rolünde bu biraz hayal kırıklığı olabilir ama genel olarak ortalamanın üstünde bir film denilebilir!---spoiler---!","label":6} {"text":"bu filmi izlemeden önce labirent ölümcül kaçış sonra labirent alev deneyleri ni izleyin bütün filmleri çok güzel.","label":9} {"text":"Film değil de bir masal. Andersen masalları gibi. Bütün karakterler de bu minvalde yaratılmış sanki. Özellikle Sir Ben Kingsley huysuz katı görünüşlü fakat iyi yürekli ihtiyar rolünde başarılı bir portre çizmiş. Görsellik ise tek kelimeyle muhteşem. Böyle bir filmi otobüs yolculuğunda izlemiş olmam büyük talihsizlik.","label":6} {"text":"Her şeyi eleştireyim, bir ona, bir buna çakayım derdine düşmüş bir film olmuş ne yazık ki. Evet bir sistem eleştirisi getirilebilecek bir konu elbette ama böyle değil. çok basit ve fazla sulu olmuş. Bir 'Pardon' çıkarmaya çalışmışlar ama yanından bile geçememişler. Bir de şu hapishanelerde bir tane mi kötü adam yok arkadaş, herkes mi sistem mağduru, herkes mi bir suç işleyince meleğe dönüşüyor.","label":4} {"text":"Yapımcılar dönemin komedi öğelerini barındıran eserler yaparken çocukların gülümsemesi için emek harcadıkları animasyona çıplak kadın resmi eklemekte sakınca görmemiş. (1.22 gibi) Bunun dışında Bugs ile Mama Bear'ın ilişkisi mükemmel, keyifli. İşin içinde Bugs varken somurtmak çok zor, 10/7.","label":6} {"text":"Senaryosunu, kendi hamileliği esnasında kaybettiği çocuğuna ilişkin yaşanmış deneyimlerinden esinlenen Kata Wéber’in kaleme aldığı “Pieces of a Woman”, kocası Kornél Mundruczó’nun yönetmen koltuğunda oturduğu bir melodram… Dünya prömiyeri 4 Eylül 2020’de Martha Weiss’i canlandıran Vanessa Kirby’nin “En İyi Kadın Oyuncu Volpi Kupası”nı kazandığı Venedik Uluslararası Film Festivalinde yapılan bu Netflix filminin, “İlk başta kederli olduğunun farkında olmadığını” söyleyen 40 yaşındaki senaristi Wéber’in, Yazmak terapi gibiydi. Kendi duygularınızı anlamaya başlıyorsunuz. & dediğini de belirttikten sonra yorumumuza başlayalım… 17 EYLÜL: Kızlarına hamile olan Martha ve Boston’daki bir köprü inşaatının şantiyesinde çalışan kocası Sean Carson’a (Shia LaBeouf) Marta’nın annesi Elizabeth Weiss (Ellen Burstyn), araç satıcısı oğlu Chris Weiss’in (Benny Safdie) görev yaptığı otomobil galerisinden “geniş ailelere uygun” bir Toyota MPV satın alarak hediye eder… Zira yolda doğumu beklenen bir torun vardır… Bu alışveriş esnasında Martha’nın filmde pek fazla ağırlığı bulunmayan ablası Anita Weiss (Iliza Shlesinger) ile de müşerref oluyoruz… Herkesle zıtlaşan “dediğim dedik” bir karakter yapısına sahip olan Martha, kocasını da ikna ederek tam donanımlı bir hastane yerine evde doğum yapmaya karar vermiştir… Çünkü onun sıradan insancıklarınkine benzemeyen çok özel bir “tarzı” vardır… Artık günü de gelmiştir… Zaten doğuma ilişkin bütün belirtiler de ortadadır… Ancak ne yazık ki, doğum için anlaşmaya varılan “ebe” Barbara’nın başka bir işi çıktığı için doğumu yine ebe olan Eva Woodward (Molly Parker) yaptıracaktır… Eva doğum için gerekli olan tüm ön kontrolleri yapar… Çocuğun kalp atışları “tıkır tıkır” olup şimdilik her şey tam da yolundaymış gibi gözükmektedir… Küçük bir küvet seansı sonrasında doğumun yapılacağı yatak odasına geçilir… Derken işler birdenbire ters gitmeye başlar ama yine de Martha hastaneye gitmeyi kabul etmez ve çok geç olsa da son çare olarak 911 aranır… Ne mi olmuştur? Tabii ki de oksijensiz kalan bebek hayatını kaybetmiştir… 9 EKİM: Martha, yönetici olarak çalıştığı işine ve alışverişlerle dolu hayatına geri döner… Haberlerde doğumu yaptıran ebe Eva hakkında soruşturma başlatıldığı ve 5 yıllık bir hapis cezası yargılanacağı ifade edilmektedir… 7 KASIM: Alttan alarak uzlaşmaya yahut da en azından müzakereye açık olmak gibi bir yapıya sahip olmayan Martha, kızının mezar taşına yazılacak isim konusunda da sorun çıkartır… Üstelik kızının bedenini gömmek yerine araştırmada kullanmaları için üniversiteye bağışlayacağını söyleyerek mezarlıktaki mermercide yapılan aile toplantısını apansızın terk ederek gidiverir… Elisabeth damadına, torununun davasını Martha’nın avukat kuzeni Suzanne Weiss’in (Sarah Snook) üstlenebileceğini belirterek elindeki belgeleri ona iletmesini ister… 21 ARALIK: Kayınvalidesini kırmayan Sean, Suzanne’in ofisinin yolunu tutar… Bu arada dakikalar 45’i gösterirken, eskiden birbirlerini deliler gibi seven Sean ile Martha’nın arası da bayağı bir limonileşmiştir… Yani bu da demek oluyor ki, geride izleyiciyi bekleyen 80 dakikalık sürprizlere gebe bambaşka bir “Pieces of a Woman” beklemektedir… Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz ikisi “pozitif” ve biri de “negatif” üç husus daha olacak… Tabii önce bardağın dolu tarafından başlayalım: 1. İngiliz oyuncu Vanessa Kirby’nin, 2021 yılının “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisindeki (en azından) BAFTA ödülünü kaparsa kesinlikle şaşırmayacağımız nefes kesen performansı… 2. 3 Academy Ödüllü “The Lord of the Rings” serisinin usta bestecisi Howard Shore’un filmin kurgusuna anlam ve derinlik kazandıran şahane müzikleri… Bardağın boş tarafına gelince: Filmin biraz uzun olduğunu düşündüğümüz 127 dakikalık süresi… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Senaryo olarak konusu itibarıyla merak uyandıran bir kişilik olan Maypeyker Kösem Sultan'ın çalkantılı yaşam öyküsünü beyazperdeye taşıyan bir yapım. Lakin prodüksiyon kanımca zayıftı. Maalesef Türk Sineması bir türlü istenen seviyelere ulaşmış değil. Amatör işlere yatırılan paralara ve harcanan emeklere yazık. Bu yapımı kötülemek değil maksadım ama yaygın kanı bu şekilde. Bence bu seviyede 10 tane film yapılacağına yapımcılar birleşse adam gibi 1 tane yapsa olmazmı diye hep hayıflanıp dururum. Mesela Fetih 1453 filmi gişeyi salladı şimdide dünyaya açıldı. 4 milyon harcanmış. Konu çok iyi aslında 40 milyon harcansın eli yüzü düzgün bir yapım çıkar ortaya. Filme gelince takdir ettiğim bir durumu arzedim. Selda Alkor'un gençliği olarak Damla Sönmez'i keşfetmeleri mükemmel bir seçim. Bir insanın genç-yaşlı görünümü ancak bu kadar birbirine benzer. Sultan Ahmet'in dublaşınıda Polat Alemdar'ın dublajını yapan arkadaşa yapmalarıda yerinde olmuş. Fakat Sultan Ahmet'in valideleri filmin konseptine hiç uymamış. Davranışları ve konuşmaları sanki 1615'li yılları değilde 1920'li yıllarının hafif meşref kokoş balo kadınlarını andırıyor. Sakal makyajları ve kana benzetmeye çalıştıkları portakal şurubu hiç olmamış. Turuncu kan ilk defa görüyorum:) Genel itibarıyla iyi niyetli bir çalışmanın prodüksiyonun amatörlüğü yüzünden heba olmasına üzülmemek elde değil. Umarım daha iyi yapımları görürüz.","label":4} {"text":"gerçekten eğlendim. dean norris vebryan cranston'ı kısa bir süre için de olsa görmek iyi geldi ayrıca.","label":8} {"text":"rob zombie kendi iç dünyasını yansıttığı bu filmde ne kadar sapık düşünceler içersinde olduğunu bize gösteriyor.. Fakat film olarak bakıldığında erçekten kült olmaya değer bir film.. gerek çekimler, gerek kişiler, gerekse olayın geçtiği mekanlar, kullanılan ışıklar... gerçekten çok özel benim sevdiğim bir filmdir.. izlenmeli beğenip beğenmemek sizlere kalmıştır tabiki ama az rastlanır türden bir film..","label":6} {"text":"1917 filmini izledim biraz önce film biter bitmez senin ne kadar iyi bir film olduğunu ve hakkının yendiğini düşündüm.","label":8} {"text":"Buongiorno principessa! Benigni o kadar hoş bir karakter ortaya çıkarmış ki içinizi ısıtıyor. Filmin ilk yarısı uzatılarak ayrı bir film yapılacak olsa onu da çok izlemek isterdim. İzledikten sonra ne demek istediğimi kesinlikle anlayacaksınız. Adam yönetmiş, yazmış, oynamış daha ne yapsın! Holocaust hakkında 20'ye yakın film izlemişimdir. En güzel özetlerden birini geçmiş: İnsandan sabun mu düğme mi olurmuş!","label":8} {"text":"Tim Burton ve Johnny depp filme ayrı bir renk katmışlar.Müzikal pek sevmem ama bu film hoşuma gitti tabi bunda yönetmenin ve oyunculukların da payı büyük güzel bir eser ortaya çıkarmışlar sıkılmadan kendini izlettiriyor.Yalnız film çok kanlı onuda belirtmek isterim ailece izlenecek bir film değil yani. 8/10","label":7} {"text":"Agnes Varda'nın Yersiz Yurtsuz filmine çok benzer bir film. Aynısını mı yapmışlar acaba dedim neyse ki bir noktada hikaye yön değiştirdi. İki yalnız ruh bir araya geldi mi daha büyük bir yalnızlık oraya çıkıyor sanırım. Anlatım sade ve film kesinlikle kendini izletiyor. Doğa, müzik, kitap ve şarap birleşimi bir hayat biraz da özendirdi doğrusu..","label":6} {"text":"Beğendim. Tavsiye ederim. Güzel çerezlik filmlerden olmuş.","label":6} {"text":"Filmin konusu ve verdigi mesaj guzeldi.Ama gereksiz bagirismalara ve garip gorselere sahipti.Acikcasi gercek hayattan alinti olmasi beni etkiledi.","label":5} {"text":"Harika bir film olmuş benıiim adım osman kesinlik le tavsiye ederimXöödödöd Ödödöf Dödööf Föfööf Cfööff","label":9} {"text":"Patronuna son derece bağlı olan bir mafya adamının, çeşitli entrikaların döndüğü bu mafya aleminde, patronunun kıçını kollamak için yapabileceklerini ne kadar ileri taşıyabileceğini anlatan başarılı bir filmdir. Güzel ters köşeler barındırıp bir çok noktadan zeki hamleler göstermektedir. Oyunculuklar ve mekanlar oldukça başarılıdır. Bu film bir noktada da insanların ne kadar adi olabileceğinide oldukça iyi yansıtmaktadır. Zamanının iyi filmlerinden biridir.","label":7} {"text":"son derece etkileyici karmaşalarla dolu...cinselliği ön planda bulundurmasına rağmen müthiş işlenmiş bir film.konusu itibariyle dikkat çekici vede güsel bir sona sahip...","label":9} {"text":"Güzel film izlemek istiyorum şimdi kardeşim açılmıyor anlamadım giti nezaman başlıcada tamamda bekliyorum","label":9} {"text":"İzlemesi zevkli bir devam filmi yaratmış Wes Craven. Beklenilenden daha güzel olduğu tartışılmaz, sonlara doğru artan tempo ve detaylar hoştu. Bir de spoiler vermeyen insanlar olsa ne hoş olurdu, 7/10","label":6} {"text":"Sylvester'in oynamış olduğu filmler arasında ilk üçe girebilecek bir filmdir. Suçluların dondurularak cezalandırıldığı bir dönemde dondurulmuş olan Simon ve John, bir asır kadar sonra uyandırılırlar. Simon'un uyandırılışının altında mevcut sistemi çökertmek isteyenlerin komplosu vardır. John ise bunun farkına varmış olanlar tarafından, suçla savaşmak için uyandırılmıştır. Zamanına göre ileri görüşlü ögeler içeren bir filmdir. İzleyenler üç istiridyeyi asla unutmazlar :)","label":6} {"text":"Serinin en kötü filmi. Uzatıcaz diye saçmalamışlar. The Purge mantığından çıkmış. Gerilim düşmüş, kovalamacaya dönmüş iş. Diğer katliam yapan insanlardan çok bir kişi üzerinde döndürülmüş film. Siyahelerin de bir olup kendilerini savunup korumaları bayağı iyi olmuş. Çünkü bu filmde verilen mesaj zengin yahudilerin ilk katledecekleri müslümanlar ve sonra siyahilerdir. Bu onların tüm insanları gereksiz ve kendilerine köle olarak görmeleri ile alakalı. Zaten bu amaçla yaşadıklarını da filmde yansıtmışlar.","label":3} {"text":"Çok farklı bir konu ama saçma bir konu bence yinede Gerard Butler çok iyi iş çıkarmış oynadığı rolün hakkını vermiş film ise izlesenizde olur izlemesenizde aksiyon sahneleri güzel onun dışında pek tat bulamadım...","label":5} {"text":"fılm duragan bı fılm statusunde ama guzel bır fılm ben begendım ...","label":6} {"text":"Öncelikle klasik bir Hollywood aksiyon filmi olduğunu söylemeliyim ama buna rağmen gayet sürükleyici bi konu ve aksiyonun hiç düşmediği bir film , Aksiyon severlerin benim gibi kesinlikle izlemekten büyük zevk alıcağını düşünüyorum. Oyuncuları konuşmak gerekirse bu tarz filmlerin olmasada Amerikan sinemasının eni iyi oyuncularından olan Gerard Butler bu filme gayet iyi oturmuş , arada yaptığı küçük espriler rölünü gerçekten iyi oturduğunu gösteriyor . Zaten Gerard Butler sadece aksiyon filmlerinde oynayan bir oyuncu değil, kısacası bol aksiyonlu bir film istiyorsanız bu film tam size göre","label":5} {"text":"bu film hala gelmedi mi? neden geliş tarihleri bu kadar erteleniyor ki?","label":4} {"text":"Jim Jarmusch'un en sevdiğim filmlerinden. Durağan ilerleyen, oldukça sade ama fazlasıyla da etkileyici bir film.","label":8} {"text":"Vinnie FBI tarafından tanık koruma programına alınmıştır ve kendisini olası her duruma karşı korumak için Barney görevlendirilmiştir. Mahkemeye çıkana kadar ki süreçte suç işlediği dönemlerdeki alışkanlıklarından kurtulamayan Vincent'in yapmış oldukları ile Barney'in düştüğü durumlar doğrultusunda ilerleyen film absürt komedi üzerinedir. Başarılı bulduğum esprilerin bulunduğu bir nevi çerezlik diyebileceğim bir film. Özellikle Hannah ile Barney'in ilk öpüşme sahnesinde Barney'in bir tümseğe çıkma ihtiyacı hissetmesi ile boş damacanaları değerlendirme şekli kopmalıktı. Ayrıca Mrenge dansı sahneleri çok hoştu. Eğlenceli vakit geçirmek için güzel bir film.","label":6} {"text":"gerçeklerden uzak;Cebrail bunu dedirtmişler Allah aşkına ya:İsa tanrının oğludur, meryem tanrı seni beğendi, sen tanrının karısısın.daha nasıl güzel diyebiliriz filme...","label":0} {"text":"Seçtiği yolu gayet başarılı kat eden bir filmdir. \"Ben ucuz ve eğlenceli bir korku parodisiyim\" diye çığlık atarak reklamlandı zaten.","label":5} {"text":"Berbattı. Her şey berbat asla tavsiye etmiyorum. Yanından dahi geçmeyin bu filmin.. Hatta ve hatta ismini dahi anmayın","label":0} {"text":"Artık 2000li yıllarda ninja filmleri izlenmiyor.Bu film 80lerde yapılsaydı unutulmazlar arasınada girebilirdi.Oysaki şu an bu filmlerin devri değil.Başroldeki oyuncuda ruhsuzdu.Ama daha iyi oyuncuda bulunsa bile söylediğim gibi bu tarzın tutma zamanı değil şimdi.","label":5} {"text":"uğur yücel'in performansı dışında bişey ifade etmeyen ve insanı salak halde bırakan bi finalle sona eren gereksiz bi film.","label":2} {"text":"Gece evde alışılmışın dışında sesler duyduğunda, garip birşeyler hissettiğinde ne yaparsın; önce ışıkları açar, sonra nedenini ararsın. Karanlıkta angut gibi oraya buraya bakınmazsın. Bakınsan da zaten bir şey göremezsin. Önce ışıkları açarsın; Edison buldu ya hani bundan 38485826720 yıl önce. Her korku filminde aynı saçmalık. Bir yenilik, bir zeka pırıltısı hak getire. Varsa yoksa karanlık yardımıyla tırstırma... Klasik korku-gerilim filmi...","label":5} {"text":"Doğru, savaşın soğuk bir yüzü var ama bu sıcak bir anlatımla aktarılmış. Düşününce çok tuhaf geliyor ama gerçekten öyle. Kitabı okumadım. Film de kitap tadına yakın olmuş zaten ama süresi gereği çok eksiği olduğunu da belli ediyor. Pek çok arkadaş gibi ben de İngilizce olayına takıldım. Büyük bölümü İngilizce olan ve Almanya'da geçen filmde zaman zaman Almanca da duyabiliyoruz. Daha da kötüsü; İngilizce cümlenin içerisinde tek Almanca kelimeler de geçebiliyor. En büyük eksi puanı da bundan alıyor zaten. Bundan bağımsız yorumlayacak olursak; beğenildi. Soğuk, bir o kadar gerçek bir hikayeyi sıcacık anlatıyor. Bunda Liesel'in tatlılığının da payı büyük.","label":7} {"text":"Güzel film. Ben ilkine de gitmiştim .izlemenizi öneririm. Ilk bölümü izlemediyseniz önce onu izleyin sonra bu filmi izleyin","label":6} {"text":".[spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler][spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Buz kadar soğuk bir film. Bir dağ ortamında geçiyor hikaye. Daha 17 yaşında olmasında rağmen kendini olgun bir kadın haline getirmiş gencecik, hasta suskun annesi ve iki küçük kardeşine bakmaya çalışan güçlü bir kız Ree. Yoksulluk ve umutsuzluk başlarını sarmış babaları başında olmayan kendi imkanlarıyla geçinmeye çalışan bir aile. Oyunculuklar hayran kaldım özellikle Jennifer Lawrence'ın o genç yaşına rağmen ustaca ve olgunca sırtladığı rol bir harika. Soğuk bir dram. Çok gerçekçi bir film. Ciddiyeti ve hayattan bir parça olmasıyla sizi büyülüyor. Film kötü bir film değil. Karanlık bir atmosfer içinde geçen harika bir film. Sanatıyla, görüntüsüyle donduruyor sizi. Ağır bir dram, hayat hikayesi...","label":8} {"text":"bence film ne kadar ağır ilerlesede oyunculuklar o kadar güzelki sıkılmadan izlettiriyor.titanic ıle kıyaslayanlar için yazıorum aradan 13 sene geçti ve iki oyuncuda artık bence cok daha ii işler cıkartıolarlar karakter oyuncusu oldular ikiside o yuzden titanic tarzı film yapacaklar diye bişi yok artık.ama 2sinin tekrar buluşması cok ii o ayrı.ozellikle 'kate winslet'altın kure yi haketmiş.gercekden cok saglam oynamış filmde.bence evlilik ve aile içi sıkıntılar üzerıne yapılmış guzel bir film..","label":7} {"text":"Sinemanın gücünden bahsederiz hep. Bir film, çok büyük bi topluluğu derinden sarsabilir, tüm gidişatı değiştirebilir. Herkes mutlaka bir filmin onun hayatında bir etkisi olduğunu kabul edecektir. Bahsettiğim bu etkinin büyük çoğunluğunun, 'görüntü'nün etkisi olduğunu kabul edebiliriz kolaylıkla. Hafızamızdaki anılar görüntü dosyası olarak kaydedilmiştir. Normal hayatta gördüğümüz herhangi bişey, bir hatırayı anımsatırken genellikle daha önceki bir görüntü belirir zihnimizde. İşte sinemanın gücü, bize gösterdiği bir görüntünün farklı birçok şeyi zihnimize sokabilmesidir. Görüntünün gücünü çok iyi kullanan Haneke, bu filmde görüntünün bir insanı, ailesini, işini, hatta hayatında artık yeri olmayan insanları bile nasıl etkileyebileceğini gösterdi bize. Basit bir kamerayla çekilen, herbiri 2-3 dakikalık (nerdeyse hiç bir aksiyon içermeyen) görüntülerin nelere kadir olabileceğini ispatladı. İçimizde yıllarca 'sakla'dığımız özlem, sevinç, öfke, kıskançlık ne varsa yeniden -belki çok daha güçlü biçimde- ortaya çıkarabileceğini anlatmaya çalıştı. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi; aralara soktuğu görüntülerle de dünyanın içinde sakladığı, ama gene kimsenin unutmadığı-unutamayacağı, hafızasında her zaman yer işgal edeceği bir çok yaraya parmak bastı. Dünyanın hatırladıkça utanacağı anıların, ne kadar zaman geçerse geçsin, bir gün önüne çıkacağını, kabullenip çözmeden rahata kavuşamayacağına işaret etti. Sinemaya giderken bir filmin bana farklı bir duygu yaşatmasını dileyerek giderim. Bu film, sinemayı neden bu kadar çok sevdiğimi hatırlattı bana: İnsana neler hissetireceği belli olmaz","label":7} {"text":"Giris gelisme cok guzeldi. Aksiyon ve heyecani kaybettirmedi. Tek olumsuzluk sonunu daha guzel baglayabilirlerdi basit olmus son kismi.... Ama yine de izlemeye fazlasiyla deger bir film...","label":7} {"text":"Aylar önce fragmani büyük bir keyifle izlemis heycanla filmin gelemesini bekledim.Hem fragmandan hemde yönetmenin Mcg olmasininda nedeniyle görselligi basarili, dinamik, heycanli, bol abartili aksiyon sahneleri(ayrintisiz ve kansiz), komedi ve eglence beklersinizki tam olarak bekledigimi buldugumu söylemeliyim.Oyuncularin hem performanslari hem arasindaki uyum dört dörtlük, karakterlerin aralarindaki çatismalar çok iyi yansitilmis, geçen sene genel olarak çok basarili bulunmasada Knight and Day'da ayni tipti, hiç kafayi yormadan ayrintiya takilmadan bol eglence vaat ediyordu.Birbirinin tekrari olan romantik komedilerdense, aksiyon soslu bu tarz romantik komedileri daha fazla görmek umuduyla. 10/7","label":6} {"text":"Tavsiye ederim..","label":9} {"text":"pepsi ve turkcell reklamına film çekmişler ozan güven konusunda ısrar etmesine anlam veremiyorum bolca göndermeler mevcut zafer algöz ve Çağlar çorumlu muhteşemdi bu kadroya vasat bi film","label":7} {"text":"ilk filmin bile gerisine düşmüş.siyah giyen adamlar ın çok daha kötü hali gibi olmuş.tutarsız bilgiler var.okadar kungfu yerine 1 kurşun işini bitirebilir bu kızılcığın.ayrıca çocuk mevzusunu duyunca sinemadan kaçmak istedim .çok klişe","label":0} {"text":"Matt damon resmen iki kişiyi birden oynamış tam anlamıyla hemde daha zirveye çıkmadığı yıllar,başlarda amaçsız ilerliyor sonradan olaylar hareketleniyor ve sürükleyicilik kazanıyor ama geneline bakarsak biraz uzun olmuş süresi gereksiz birkaç sahne çıkarılırmış,99 yılında 5 dalda oskara aday olan bir yapım zaten talented iyi de bir film özellikle gerilim açısından 8/10","label":7} {"text":"Film başarılı, gayet güzel. Yer yer soluk kesici, sorgulatıcı. Yorumlara baktım, arkadaşlar uzayda yer çekimi olmadığı halde filmde nasıl yer çekimi var falan demişler. Zaten yer çekiminden değil, yapay yer çekimi vurgusu var. Sürekli belli bir ivmede dönmekte olan aracın oluşturduğu merkezkaç kuvveti, yapay bir yer çekimi meydana getiriyor, bu kadar basit...","label":7} {"text":"başlangıç sahneler en iyi sahnelerdi bence 2 saat değil e 1,5 saat olsa çok daha iyi olurmuş fena film değil ama araya duygusallık aşk katmak inandırıcı olmamış duysallık olacak bi sahnede yok yani gerilimde yok farklı bi film 107","label":7} {"text":"IMDB puanı çok çok abartılmış. Bu bünye ne filmler gördü. Tamam izlenir ama öyle hop diye top 250' ye de girmemesi lazım. Slow motion bir aksiyondu dersem yalan olmaz. 6,5/10","label":6} {"text":"İzlerken bazı sahnelerde sıkıldım, ama genede kendini izlettiren birfilm. Erkan Can ise zaten benim adamım :)","label":7} {"text":"Yüzlerce film izledim, onlarca kötü film izledim ancak öğrencilerin çektiği Türk korku filmlerinden sonra bu kadar kötüsünü izleyeceğimi düşünmemiştim. Hayatımda izlediğim -kesinlikle abartmıyorum- izlediğim en kötü komedi filmiydi. Film içerisinde bir montaj hatası da var. Filmin henüz başlarında bir adet kağıt sürekli olarak oyuncuların önündeki masada yok oluyor ve daha sonra yerine geliyor, yok oluyor ve tekrar fosforlu kalemle çizilmiş olarak geri geliyor. BKM'nin en iyi oyuncularının bulunduğu bir filmde bu kadar kötü senaryo, işleyiş, replikler ve üstüne montaj hatası beklemezdim. Zaman kaybı.","label":0} {"text":"Benim ilgimi çeken bir senaryoydu, aktörde elbette ilgimi çekiyor du çok, izledim, çok başarılı çok büyük mesajlar veren bir film diyemeyeceğim. Ama değişik bir hayatı gözler önüne seren değişik bir film bence, ben beğendim..","label":7} {"text":"Nasıl bir kadrodur bu.","label":7} {"text":"oyunculuklar çok iyi değildi, hele de kadın oyuncular ekstra kötü oyunculuk sergilemişler. korku filmi klişeleri boldu ve bu sebeple de gerilim çok yüksek tutulamamıştı. çok fazla korku filmi izleyen biri değilim ama gerilimli sahnelerde neler olup biteceğini olayların gelişiminden az çok tahmin ettim. filmin konusu biraz değişik, artı olarak bu sayılabilir. fazla beklentiye girmeden izlenecek çerezlik bir film.","label":8} {"text":"Sinema dininin peygamberlerinden tarkovsk imzalı bir film. film boyunca ruhsal buhranların armonisine tanıklık ediyoruz. Yönetmeni ölümcül bir hastalığın pençesinde bir film ofret -yani kurban- ve ölümcül bir hastalığın pençesindeki insanlığı anlatıyor. 3. dünya metaforuyla. Filmin hemen başında eski aktör, gazeteci, yazar alex'in huzursuzluk taşlarıyla örülmüş küçük dünyasına açılıyor gözlerimiz. Filmin imgelerin iç içe geçtiği dar koridorlarında ilerlerken ardınızda bırakmadığınız ekmek kırıntılarını arıyor gözleriniz. Gözleriniz kurban arıyor film boyunca, sanki kurbanı bilirseniz geçecekmiş gibi filmin tüm sıkıntısı, sonunda anlıyorsunuz ki kurban sizden başkası değil. Yüzlerce soru işareti ve bir adet arınmışlık hissi ile filmi bitiriyorsunuz. Neden sonra film yeniden başlıyor... Yüzlerce derdi ama bir kamerası olan bir ustanın seyir defterinin son sayfası. Yönetmenin belkide en eksik bıraktığı filmi, öğrendikçe eksilen insanlığa öykünür gibi...","label":7} {"text":"Francesco, büyük annesinin ölümünden sonra kendisine miras kalan hamamı almak isteyen alıcıyla görüşmek ve hamamı da görmek üzere İstanbul'a gelir. Burada, Madam'ın yaşadığı aileyle tanışır ve Türk kültürünü keşfeder. Hamamı satmaktan vazgeçip restore ederek tekrar kullanıma açmayı planlar. Film, ana hikayenin dışında güzel bir Türk kültürü yansıtıcısıdır. Ailenin etkileşimini izlerken mutlaka kendinizden birşeyler bulursunuz. Erken evlenmeye meyilli gençler, yabancı kadınlara bakış açıları, akşam arkadaşları ile takılmak isteyen erkeğin evden aldığı tepkiler vs. Film birde dönem homoseksüel ilişkilere de vurucu bir bakış sunmaktadır. Bu sebeple çıktığı dönemlerde nasıl tepki çektiğini az-çok tahmin edebiliyorum. Cesur bir hamle. Fakat filme bir bütün olarak baktığımda ortalamanın üstüne çok çıkamayan bir hikayeyi bizlere sunduğunu görüyoruz.","label":5} {"text":"Cage için izlenir izlenmesine ancak sonu kesinlikle uğraşılmadan yazılmış","label":6} {"text":"Film fantastik öğeler taşıyor. Bazı sahneler güzeldi ancak filmi bütün olarak ele alırsak sıkıcıydı. Konuşmadan da izlettirdiğini söyleyemeyeceğim çünkü o sahneler sizi cidden sıkıyor.","label":3} {"text":"Melanie Laurent'in rolüne yakışan güzelliğini ve tek parçalık güzel müziği filmden çıkardığınızda geriye pek birşey kalmaycak olan... Soramayan, sorgulatamayan bir kurgu ile \"eh işte\" klasmanında izlenmese de olabilecek bir film. 5/10","label":4} {"text":"Keşfedilmemiş keyifli bir film. İzlemenizi tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Çok anlamlı. Tavsiyedir.","label":7} {"text":"Coen kardeşlerden ilginç bir film daha.Bir kadının estetik tutkusu uğruna çığrından çıkan olaylar silsilesi bence daha fazla puanı hak ediyor.Tamam ahım şahım bir film değil ama brad pittin olduğu sahneler bana nedense çok eğlenceli ve sempatik geldi ve bence 7/10 hak ediyor.","label":6} {"text":"Güzel bir absürt komedi, özellikle içine yerleştirilmiş olan politik göndermeler yerindeydi. . ilk tanışma sahneleri ile müze soygunu sahneleri en eğlenceli sahnelerken sonlara doğru işin cılkı çıkmaya başlıyor. Karakterimiz Hudson Hawk bilinen en iyi hırsızdır ve Lenardo DaVinci'nin üretmiş olduğu bir makinenin çalışmasını sağlayan anahtar parçayı çalması için polis ile iş birliği içinde olan bir mafya tarafından zorla tutuluyor. Hawk tek derdi bir Cappucino içmek iken birde bu olayla uğraşmak zorunda kalıyor. Ailecek izlenebilecek bir çerezlik film.","label":5} {"text":"leonardo dicaprio nun oyunculuğuna diyecek laf yok, oscar ın en güçlü adayı ancak filmde sürekli bi hangover\" sürekli meme popo görmekten bıkkınlık geldi. Aşırı bir film olmuş bence, gereksiz uzun, bi yerden sonra e hadi ama diyosun. ayrıca kulaklarınızda sürekli \"fuck, fuck, fuck, fuck\" o kadar çok kullanulmış ki. ama yineliyorumleonardo dicaprio oyunculuk şöleni sunmuş.","label":7} {"text":"Senaryosu, Sega video oyunlarından üretilerek Pat Casey ve Josh Miller tarafından yazılan “Sonic the Hedgehog”, yönetmen koltuğunda oturan Jeff Fowler’ın ilk uzun metrajlı sinema filmi… Şimdi hemen daha yorumun başındayken bize, “Nasıl olmuş da yapımcılar, henüz ilk filmini çekmekte olan Fowler gibi birine, 85 milyon dolarlık bir bütçeyi teslim edebilmişler?” biçiminde bir soru yöneltecek olursanız, yanıtımız da: “İşin içinde başlarında yönetici olarak Ged Wright’ın bulunduğu birkaç yüz kişilik görsel efekt ekibi varsa, neden olmasın” olur… Zira filmin başrollerini, James Marsden (Tom) ve Jim Carrey (Dr. Robotnik) ile birlikte, CG, FX ve yeşil perde teknolojilerini ustalıkla kullanan bu teknisyenlerin yarattıkları rengârenk bir hayal evreni paylaşmış… Ki buna, dünya dışındaki bir başka gezegenden gelme süper bir hıza sahip mavi bir kirpi olan “Sonic” de dâhil… Peki, bu durum, yönetmen ve oyuncu becerilerinin öne çıktığı filmleri izlemekten hoşlan bizim gibi biri için sorun mu? Kesinlikle hayır? Hele de şiddetini giderek artıran Covid – 19 salgını nedeniyle evlere tıkılmak zorunda kalınan bugünler de, çoluk çocuk hep birlikte güle oynaya izlenilecek bir film arıyorsanız… Yeter ki, bağışıklık sistemini güçlendirmekte faydalı olan taze mevsim meyvelerini de eksik etmeyin ortamdan ve başlayın izlemeye… Emin olun, 307 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşmış olan bu film sayesinde hep beraber eğleneceksiniz tam 99 dakika boyunca… Yalnız bir ara kendimizi, James Marsden’ın kullandığı Toyota Tacoma TRD 4X4 kamyonetin lansmanındaymışız gibi hissetmedik de değil… (SUV versiyonu da bulunan) bu muhteşem aracın, yeni kasa “Pro Serisi” bu yıl Amerika’da yollarda olacak… Tabii biz, yine filmlerde izlemekle yetinmeye devam edeceğiz… Bitirmeden, iki gün boyunca, Tom ile Sonic’in kaçtığı Dr. Robotnik’in de onları kovaladığı olaylara odaklanılan bu filme ilişkin küçük fakat önemli bir “mesaj”a da değinelim: Beğenenleri için, karakterlerinin arasına dünya dışı “sarı” bir kirpinin de katılacağı bir devam filmi de yolda gibi… Eğer finalde akan yazıların arasına “sıkıştırılmış” olan görüntüleri atlamazsanız, zaten sizde hemen fark edeceksiniz bu tatlı sürprizi… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Bu ekipten kalitesiz bir yapımın çıkacağı zaten düşünülemezdi. De Niro, Pacino, Pesci, üçü de muhteşemler. Uzun süresine rağmen sıkmadığı ve bu aralar pek çok adaylık, ve muhtemelen pek çok ödül alacağı doğru, fakat nihayetinde baktığımda benzer filmlerin üzerine, ki yine çoğu aynı ekibin elinden çıkmış, çok da fazla bir şey ekleyebiliyor mu, söyleyebiliyor mu, emin değilim. Frank Sheeran ve Jimmy Hoffa başta olmak üzere özellikle ABD yakın tarihi açısından önemli figürlerin işlenişini bir yana koyarsak, sanki daha önce defalarca izlediğimiz kişi ve olayların bir başka benzerini izliyoruz. Aslında bir nevi ustalara saygı duruşu, yine ustaların kendisinden.","label":7} {"text":"hep aynı konu hep aynı işleyiş... yılan,örümcek,yarasa,köpekbalığı...vs derken şimdi de klişelerle dolu katil bir timsahın hikayesiyle karşı karşıyayız!sıradan ve çok sıkıcı bir konusu var,oyunculukların filme nazaran daha ön planda olması filmin genel hatlarıyla kötü olmasını engelleyemiyor.yönetmenin wolf creek filmini sevenlerin bu filmde hayal kırıklığına uğrayacağı aşikar...","label":3} {"text":"Büyük heveslerle oturdum başına sonunda şöyle sahne var böyle sahne var bu kadar övgüye değmezmiş açıkçası. Farklı bi senaryo olsa bile vasatlıktan kurtaramamış.","label":7} {"text":"Boş vakitleri eğlence ile dolduran biraz da çoçuk filmini andıran ve oyuncularıyla göz dolduran bir duygusal komedi...","label":7} {"text":"Konusu fena değil ama yanlış oyuncu seçimiyle öyle yapaylaşmış ki bu saf öykü tam anlamıyla işkenceye dönüştü sonuna kadar izleyebilmem için. İlk önce Tuğçe Kazaz dan başlamak istiyorum, bir insan bu kadar mı kabiliyetsiz oynar, bu kadını az rolü olsa da kimse görmemiş mi allah aşkına ne kadar sırıttığını. Kenan İmirzalioğlu bile o kadının yanında iyi oyuncu kalmış ki bana göre o da son derece yapay ve bağıran bir oyun sergiliyor, tipi de oynadığı karaktere hiç uymamış. Anca vasat diyebileceğim bir film, o da çekimlerin, müziklerin ve konuk oyuncuların hatırına..","label":5} {"text":"Kitabını okumadığım için biraz tedirginlikle girmiştim salona. Ama pek bir şey fark etmedi gibi. Filmi gayet anladım. Hatta okusaydım sonunu bileceğim için pişman olurdum bile diyebilirim! ''Shailene Woodley rolü iyi üstlenmiş'' Shailene bu sefer kısa saç ile karşımıza çıkmış ki şahsen kitabı okumadığım için böyle bir simayla karşılaşacağımı pek sanmıyordum. Daha öncede Divergent filminde de beğendiğim Shailene henüz genç yaşına (23) rağmen kariyerinin zirve noktasına ulaşmak üzere. Amerika'da da epey izlenmişti film. Divergent'ta parlamıştı biraz, şimdi tam anlamıyla parladı. Yakında daha çok projelerde göreceğimizi umuyorum ve tahmin ediyorum. ''Scott NeustadterMichael Weber ikilisi yine iyi senaryo yazmış'' Daha önce 500 Days Of Summer filminde de birlikte senaryoyu üstlenmişlerdi. O sefer de romantiklik ve komediyi birlikte iyi idare etmişlerdi. Eleştirilermenlerden de, yapımcılardan da, senaristlerden de olumlu yorumlar almışlardı. Şimdi de bu filmle zirveye yürüyen yolda bir adım daha attılar. ''Çeviri; halk diliyle olunca ayrı bir tad vermiş filme'' Twitter/Facebook'ta film hakkında konuşulan konulardan biri de çevirisiydi. Mantıklı çeviri olsa bile birkaç yerde halk dili kullanılmıştı. 'eyvallah' gibi sözcükler biraz şaşırtsa da, çeviri kendini güldürtebiliyordu. Çevirideki hata ise; Tanrı ve Allah'ı cümle içinde birbirlerine karıştırmalarıydı. Hatta bir konuşmada şöyleydi; ''Neden bana bakıyorsun?'' ''Çünkü güzelsin. Güzele bakmak sevaptır.'' ''Film muhteşem de ağlayacak yer pek yok'' Filmi bir arkadaşımdan duyunca pek sıcak bakmamıştım gitmeye. Ama başrolünde Shailene'nin oynadığını ve eleştirmenlerden tam not aldığını duyunca fikrimi değiştirdim ve gitmeye karar verdim. Amma velakin beğensem bile hiç ağlayamadım. Bu belki benim pek ağlamayı sevmeyen biri olduğumdandır. Ama filmdeki tebessüm ettirmeye yeten ve artan sahnelere bir şey kimse diyemez sanırsam. ''Tek sorunu; yaşça ufak seyirciler'' Herkesin tahmin ettiği üzere filme genç kızlar/sevgililer gidecektir çoğunlukla -tek başına gelen erkekler benim gibi istisna-. Ama filmin '7+/13A' olduğunu unutup gidenler filmin tüm zevkini kaçırıyor. Forum İstanbul'da bu yıl yaklaşık 15-20 film izlemişimdir ve hiçbirinde çıt çıkmaz. Ama bu sefer çoluk-çocuk geldiği için epey bir ses oldu. Arka koltukta oturanların mısır yerken ve cola hüpürdetirkenki sesleri ve bağırarak konuşmaları yüzünden birkaç yerini kaçırdım. Neyse ki film dublaj değil de altyazılıydı. En azından altyazıyı okuyarak bir şey anladık. ''Gişe tahmini: 450 bin'' Film eğer kitaptan uyarlanmasaydı 'en fazla 50 bin' derdim ki o da kopya sayısından. Ama film çok beklendiği ve kitabın çok merak edildiği için açılışı iyi oldu. 150 kopya ve yaz mevsiminde çıktığını düşünürsek ilk hafta rakamı 105 bin olarak iyiydi. Hele ki Cuma günü gitmesem bile duyduğum kadarıyla; tıklım tıklımmış salonlar. Ki aslında bugün de çok bir şey fark etmedi. Yine doluydu salon. Tahmin ediyorum ki Transformers filmi kadar kopya alsaydı; ona fark atardı. Yine de yaz mevsimine oranla yüksek bir rakam alır ve 450 bin ile dvd'lere çıkar. Film notu: 8,7/10 Kısaca: ''10 Numara, 5 Yıldız''","label":7} {"text":"Açıkcası uçan fil animasyonunun filmini izlemedim. Çocukları böylesi donuklaştıracak bir unsur varmıdır yokmudur bilemem ama böyle bir çekimin film kategorisinde olması bana biraz saçma geldi. Bu daha çok psikolojik etkiler üzerine bir çalışma videosu gibi.","label":3} {"text":"Cahit Sıtkı Tarancı \"Zamanla nasıl değişiyor insan. Hangi resmime baksam ben değilim \" Sözünü söylemiştir. Evet değişiyoruz bu sadece kişide olmuyor, mekanda, dönemde ve hayatlarımızda köklü değişiklikler. İki yaşlı bir çift düşünün, arttık hayatlarında paylaşacak bir şeyleri kalmamış, tüketmişler birbirlerini. Biri geride kalmış o günleri özlüyor diğeri zamana direnmeye çalışıyor ve inkar ediyor. Film buna paralel devam ediyor ve sizi sıcak, yer yer duygusal ve bir o kadar da komik olaylarla sarıyor. Fransız sinemasına aşina olanların keyif alacağı bir film Oyunculuklar, mekan dizaynları, müzikler hoş. Ufak tefek sorunları da olsa bence izlemeniz gereken hoş bir film.","label":7} {"text":"Berrak Tüzünaç bu filmde gayet iyi oynamış. Ama filmin anlatmak istediği duygu verilememiş. Senaryodaki kopukuklar ve bazı dialoglar filmi batırmış. Aşk sahneleri de hiç gerçekçi yaşanmamış. Finali ise yok artık dedirtecek türden.","label":5} {"text":"Fazla basit. Şimdi filmle ilgili ilk aklımda kalan şey içeriğinin basit bir yapıda kalması oldu. Hani ilk 30 dakka çok iyiydi de sonra bildiğin 3. sınıf bir hale döndü olaylar. Oyuncular bile tepkileriyle basitleşti. Sonunda da boşa giden zamanlar deyip kapattım. Yani iyi başlıyor oda hikayenin hani biraz eğlenceli olmasından geliyor ama sonra biraz sarpa saran bir hale dönüşüyor yapım. Mantık hatalarından tut da aşırı basit hikayeye kadar her şey var. 6 puanı geçemeyecek bir işçilik. İzlerken göreceksiniz aten ne demek istediğimi. Beklentiyi sıfıra yakın tutarsanız o zaman keyif alabilirsiniz anca. Keşke daha sağlam bir senaryo olsaydı. İyi seyirler. P: 5","label":4} {"text":"Nedense beni bir türlü sarmayan, heyecanlandırmayan bir film. Denzel Washington son derece vasat.","label":3} {"text":"Nobel ödüllü Knut Hamsun'un ikinci dünya savaşı öncesi, savaş sırası ve savaş sonrası hayatından bir bölümün anlatıldığı bu filmde, ana konudan ziyade, halkın/kişilerin nazi propogandası altında nasıl kandırıldığı, insanın eşinin dahi kendisinden neler saklayabileceği işlenmekte. Aynı zamanda Terboven'in Norveç yönetiş biçimine de değinilmekle birlikte, Hitler'in bu duruma karşı tavrı da gösterilerek tüm vali atamış olduğu yerler için nasıl fikirler beslemiş olduğunu da görmekteyiz. Filmden biraz daha gaddarlığı ile ün salmış olan Terboven ile ilgili bu katı uygulamalarını görmeyi beklerdim. Elbette büyük bir eksi değil ama 2,5 saatlik bir filmde biraz daha yer verilebilirdi. Filmin süresi çok korkutmasın, ne kadar yavaş ilerliyor gibi görünsede Max von'un ihtiyar bir karakteri oynayış biçiminin mükemmelliği ile birlikte film sonuna kadar izlettiriyor. Hamsun'un idealist biri olmasının aile içi açmış olduğu yaralar dahil çok geniş konseptli bir film.","label":6} {"text":"Hilal Çetinder'in dediği gibi güldürme konsepti hafife alınmamalı. Ha bu filmde güldüm mü güldüm. Ama ikinci yarıya doğru. Zaten geneli fragmanda güldüğümüz sahneler. Onun dışında filmin oyuncusundan yönetmenliğine kadar her şey zayıf. İllaki gülmek isterim diyorsanız Bana Masal Anlatma hala gösterimde.","label":4} {"text":"Filmde herhangi bir olay akışı yoktu. Yerli yersiz izlerken size cringe yaşatan duygusal anlar gereksiz amerikan komedileri vs vs derken film başladı ve bitti. Filme giriş-gelişme-sonuç basic üçlüsü bile bulunmuyordu. Paranızı boşa harcamanızı istemem","label":5} {"text":"Münir Özkul ve Adile Naşit'in birlikte rol aldığı aile temalı tüm filmleri seviyorum. O kadar sıcaklar ki. Bizim Aile' de Yaşar Usta nasıl da devleşir. Bir aile olabilmek için gerçekten kan bağı olmasına gerek yoktur. Bir anneye, bir babaya, bir kardeşe sahip olabilmek için...","label":8} {"text":"Bir buçuk saatimi çabuk geri verin 😡 çok saçma bı film olmuş çok anlamsiz heleki sonu ne oldu ne bitti anlamış değilim","label":1} {"text":"yanı çok sıradan durağan bir film… konuya istediğin gibi yön verip kişi sokulabilen filmlerden.. Sıkııcı ve sıradan netfix yapımlarından buda","label":1} {"text":"Ben beğendim pandorumu. Abartılacak bişey değil ama izlenebilir bi film. Sıkıcı değil akıcı ve heyecanlı.İzleyin.","label":5} {"text":"Sıradışı konusu ile mükemmel bir film. Viggo Mortensen her filmde adından daha da söz ettirmeyi başarıyor. Filmi izledikten sonra filmin afişi daha anlamlı geldi. Herkese tavsiye edrim. Konusu bakımından özgün bir yapım...","label":8} {"text":"Güney kore sinemasından yine izleyiciyi sarsıntıya uğratan bir film. Aksiyonun ve heyecanın ilk yarım saatten sonra bir an olsun düşmediği ve titizlikle hazırlanan senaryonun bence kimsenin tahmin edemediği bir finalle süslenmesiyle ortaya çıkan güzel bir yapım","label":7} {"text":"The Circle. (- En Korktuğun Şey Nedir ?- Değeri Bilinmemiş Potansiyel), The Circle ilk fragmanı çıktığından itibaren merak uyandıran bir yapımdı benim açımdan. Öncellikle oyuncu kadrosunda John Boyega,Emma Watson,Tom Hanks gibi ünlü isimler yer almaktaydı. Kabaca konusuna değinicek olursak & Mae sıradan bir hayat yaşayan ve bir su firmasında çalışan bir gençtir. Bir gün arkadaşının aramasıyla Circle firması için görüşmeye katılabileceği söylenir. Mia Circle a alınır. Ve yavaşca Bu firmayı tanımaya çalışır. Konu olarak ne kadar ilgi çekici görünsede mallesef iyi bir film olamamış The Circle.Öncellikle filmin yapımcısına değinmekte fayda var The Circle filminin Netflix bünyesinde bir film olduğunu film başlarken öğrendim ve daha bu andan itibaren önyargıyla yaklaştım. Netflix cidden kaliteli işler yapan bir firma ama son zamanlarda bazı şeyleri doğru yapmamaya ve kalitesini düşürmeye başladı. Daha önce hiçbir Netflix filmi izlemedim ama dizileri hakkında bir yorum yapacaksam yapabileceğim yorum kesinlikle budur. Aynı zamanda bu filmin birde ilginç bir pazarlama stratejisi izlemesi beni çok şaşırttı. Bu aslında pazarlama bünyesinde sıkça uygulanan bir klişedir ama The Circle bunu yaptığı için ben görmemzlikten gelmedim.Tom Hanks ne kadar afişte gözüksede filmde minimum 15-20 Dakika gözüküyor. Ha Rol olarak önemli bir rölü olmasa senaryoda bunu anlayışla karşılarım. Çünkü filmde bazı sahnelerde gördüğümüz ve bir daha filmde gözükmeyeceğine emin olduğumuz tonla karakter mevcut. Ama Tom Hanksin oynadığı Eamon karakteri kesinlikle bunlardan biri değil. Bir diğer sorunsa bu filmde iyi bir karakter veya kötü bir adamın olmaması film iyi ve kötü arasındaki çizgiyi ortalamakta sorun yaşamış kimi zaman iyiye kayarken kimi zaman kötüye kayabiliyor. Film baya ağır ilerleyen bir film ve ucuz olsun diye sanırım bazı diyalogları tekrar tekrar başa sarmışlar. Oyunculuklara gelirsek burda tek bahsetmem gereken kişi Emma Watson bu kesinlikle filmi alıp götürdüğü için veya filmde mükkemel bir oyunculuk sergilediği için değil en uzun oyunculuğunu gördüğümüz kişi olduğu için. Emma Watsonın oyunculuklarını ben Harry Potter serisinden biliyorum başka filmlerine bakmaya fırsatım olamadı ama Emma Watsonın bu filmde sanki zorla oynadığını inkar edersem yalan söylemiş olurum ne yazık ki filmi sırtlanabilecek kadar güzel bir oyunculuk sergilemiyor. Çok kısada Tom Hanksten bahsedersek oyunculuğu fena değil ve göründüğü sahneler cidden zevkli genelde espirisel bir yaklaşımda bulunuyor karakterinin yapısı gereği ve cidden bazı sahnelerde bunu oyunculukla harmanlayarak ufakta olsa tebbesüm ettirebiliyor. Film ağır olmasının yanında Filmde hiçbir gelişme yok diyebilirim giriş/gelişme/sonuç kısımlarından sadece sonuç kısmı yere basar bir şekilde . Filmde tonla gereksiz sahne diyalogsuz doldurulmuş boş sahneler ve çekim hataları mevcut. Filmin son 30/40 dakikası dışında çok bir tempo haraketlilik yok filmde ama son sahneler filmin üstüne ilaç gibi geldi diyebilirim en azından kötünün iyisi sahnelerdi [spoiler] Kısa sürsede kaçış sahnesi ve Sondaki ışıkların kesildiğinde telefonlara aydınlanan sahne kötünün iyisi sahnelere örnekti[/spoiler] Kısacası Circle bir şey vahdetmediği gibi bir başarıda ortaya koymuyor. Puanım : 4.5/10","label":4} {"text":"Roboski'yi canlandırdı hafızamda...","label":8} {"text":"Hızlı başlıyor. Ortalarda sıkıyor. Sona doğru eğlendirici. Bol kan var. Christopher Walken ve Sam Rockwell döktürüyorlar. Kadroya bakıp çok beklenti içine girmeyin. Keyifli film.","label":6} {"text":"Beklentilerin çok altında bir film olmuş. Kesinlikle tavsiye etmiyorum zamanınızı boşuna harcamayın 5 kişi gittik pişman olduk para iadesi istiyorum o derece 😀","label":1} {"text":"Konu olarak farklı şeyler sunmasa da gerek oyunculuk gerek diğer unsurlarla bu açığını kapatmış.Süresinin uzun olmuş bazı sahneler çıkarılsa da olurmuş,onun dışında eleştirebilecek bir nokta yok","label":6} {"text":"çok kötü , klise bir hikaye , felaket bir komedi ...","label":0} {"text":"Filmi içimden geldiği gibi yorumlayayım.. Hayvanın doğasına saygı duyarak onu anlayarak, onu en saf halimle sevdim.. Ama şu içi hayvan olan insanları sindiremedim gitti.. İçi kadar dışı da hayvan. Bu hayvanlardan insan yaratma çabamız ümidimiz ne kadar boş! Zavallı Marcello..","label":7} {"text":"Keyifle izlenebilecek bir film olduğunu düşünüyorum, uçak ve metro sahnesi çok iyiydi, bunun dışında sonu beklemediğim ama istediğim konuyla ilgili çıktığından sonunu ayrı bir beğendim. Sonu biraz da bakış açınızla alakalı olarak iyi veya kötü yorumlanabilir.","label":5} {"text":"...Turk sinemasinda bir kult film olmak icin cabalayan, son yillarda sinemamizin seyirci cekme yonunden en iddiali yani olan kalabalik oyuncu kadrosuyla goz dolduran, renkli kostomleri ve setleri ile kendi farkli dunyasini kurmaya calisan ancak anlattigi oykuyu uzattikca uzatan bir film bu. Acikcasi ben izlerken bir keyif alamadim, gulemedim. Ozcan Deniz#39;e halen bir oyuncu olarak alisabilmis degilim, burada da kendi sesiyle oynamasina ragmen yine de oyunculuguna isinamadim. Hic olmassa Haluk Bilginer filmin sikintisini bir acidan bana unutturmaya calisti ama o da bir yere kadar. Sonucta ben bir keyif alamadim. Bu arada kisisel bir elestiri, filmlerin Olacak O Kadar skecleri gibi tiyatro sahnesi gibi setlerde ve tumuyle yapay isik kaynaklari kullanilarak cekilmesinden nefret ediyorum, burada da beni en cok rahatsiz eden olaylardan biri buydu, hersey paril paril ortada ve fazlasiyla aydinlik...teknik anlamda ne sinematografi ne de isik kullanimi acisindan hicbir keyif alamadim. Belki de bu yuzden film bana uzun bir skec gibi geldi, bende o yuzden sinemasal yonden ciddiye alamiyorum, kimbilir (boyle filmler izleyince Michael Mann#39;in filmlerinin teknik yonden degerini daha iyi anliyorum, biraz alakasiz oldu belki ama bu da benim gorusum)...(4/10)","label":3} {"text":"Çok farklı.. Başarılı..","label":8} {"text":"hem fragmanın güzelliğinden hem de adrian brody için izlemeyi çok istiyordum filmi. ama beklediğim gibi bi film çıkmadı; komedi değil kesinlikle, bi yolculuk hikayesi denilebilir; çekilen mekanlar ve görsellik güzel ancak çok durağan ilerliyor, ben biraz sıkıldım. zevke kalmış tabi, filmin başlangıcı da devamı da sonu da aynı, yani başlangıcına bakarak izlemek isteyip istemeyeceğinize karar verebilirsiniz. 10/5","label":4} {"text":"çok eğlenceli, tipik özpetek finali...görüş ayrılıkları da olsa genç yaşlı herkes birarada :)","label":9} {"text":"\"Live Action\" tekniğinin en başarılı örneklerinden biriydi. Şimdiye kadar izlediğim en kaliteli, anime uyarlaması olduğunu düşünüyorum. JAponya'da böyle bir ekol oluştu son beş-on yıl içinde. Ünlü anime serilerini filme dönüştürme konusunda çok hevesliler. Amma velakin, ortaya pek de nitelikli işler çıktığını söylemek mümkün değil. Bu bakımdan, \"Yattaman\" ekolunün zirvesi niteliğinde. Konusu itibariyle oldukça absürt olmakla birlikte; naif, çocuksu ve eğlenceli bir aroma tutturmayı başarmışlar. En güzel tarafı, klasik anime dinamiklerinin birebir uyarlanabilmiş olması. Tabi söylemek gerek ki, Japonlara özgü \"hentai\" ve \"ecchi\" unsurları kısmen de olsa yer alıyor. Biraz, erotik bir yapım. Yani, çoluk çocuk için pek uygun değil.","label":7} {"text":"Fantastik tarzında izlenebilecek bir film...","label":6} {"text":"müziğiyle abdürd senaryosuyla fantastik karakterleriyle ilginç bir film. özellikle taş yağma sahnesi epey manidar fakat yine de 6/10","label":5} {"text":"seyredip te nasıl kötü denebilir bu filme anlamıyorum. gayet güzel gayet hoş bir filmdi. yıllardır amerikan aksiyonlarını seyrettik hayran kaldık. Türkler aksiyon filmi yapınca özenti mi oluyor yani? konusu ve oyuncuları kim olursa olsun sonuçta süper bir Türk aksiyon filmi karşımızda, seyrediyoruz gururlanıyoruz. Dünyada çekilmiş en saçma filmlerden biri olan Matrix adlı film bile 9,2 puan alırken, bu film 7,9 alıyor. Tabi Kurtlar Vadisi Irak saçma ama Matrix saçma olsa da iyi. Saygılarımla Cüneyt.","label":9} {"text":"son zamanlarda izlediğim heyecanı hiç eksilmeyen filmlerden biriydi.başarılı bir olduğunu söyleyebilirim.sahneler arası geçişler ve izleyici merak içinde bırakması da pozitif bir özellikti.son ana kadar heyecan hiç bitmiyor.izlemeni tavsiye edebilirim.","label":7} {"text":"Kesinlikle hayal kırıklığı, kızımın canı sıkıldı yarıda çıktık, kısa bölüm derlemesi, daha önce televizyonda yayınlanmadıysa eğer, televizyon için hazırlanan bölümleri öncesinden sinemada göstermişler. Çok net.","label":0} {"text":"Ağustos böceklerinin karıncalara karsı sempati kazanmak istediği film","label":6} {"text":"Serdar Akarın harika bir filmi .. Sizde benim gibi türk filmlerine önyargılıysanız bu filmde biraz olsun önyargınız kalkacaktır .. Zaten oyunculuğunu beğendiğim Nejat İşler bu filmde de harikaydı ..oyunculuğu tavan yapmış diyebilirim,özetle izleyin derim 10/8","label":7} {"text":"O kadar güzel gerilim sahneleriyle başlayıp, filmin ortalarındaki tek bir sahne geçişi sonrası, adeta \"bakın şimdi birazdan dram işleyeceğiz\" dercesine bir anda hikayenin nasıl bu kadar bir anda drama evrildiğine anlam veremedim. Tamam, Kore sinemasını seviyoruz, bizdeki kredisi yüksek ve bu filme genel bir yorum getirecek olursam Kore filmlerinde görmeye alıştığımız tipte iyi bir kurguya sahip olduğunu söyleyebilirim, ama son sahnelerde izleyiciyi sürekli şaşırtmaya yönelik sahnelerin bazıları da gereksizdi; hele hele yukarıda bahsini ettiğim üzere, filmin kendi içerisinde bir anda tür değiştirircesine dönüşüm yaşamasının verdiği büyük şaşkınlığın yanında.","label":7} {"text":"fragmanını izleyip ulan iyiymiş diyerek izlediğim hiç bir netflix filminden mutlu dönemedim. sen film dizi yapma kral. satın al koy sitene izleyelim ya valla.","label":4} {"text":"Filmin sonunu beklemedim umrumda bile değildi. Öyle guzel anlar vardi ki unutamam. Kardesine: Olunce mp3 calarini alabilir miyim? Cümlesini Bana bir su getirir misin?& dogalliginda soyleyen abla. Babasi onu secmesin diye sacini kesen ve Bak baba tam da istediğin gibi biriyim diyen oğul. Bir Yunan tragedyasinda anne oglum için ölürüm benim canimi alin diyordu. Tamam dediklerinde donup kalıyordu. Bu film bize onu sorgulatiyor. Ben ne yapardim? diyoruz. Bence iyi filmdi. Yani benim icin. Ben beğendim.","label":9} {"text":"Çok sade ve basit bir senaryosu olmasına rağmen kendini izlettiren bir film. Chris Evans'ı Kaptan Amerika filminden sonra böyle bir rolde görünce her an biriyle dövüşecekmiş gibi bir hisse kapıldım ama değilmiş :) oyunculuklar genel olarak iyiydi . Özellikle Mary karakterini canlandıran minik oyuncu rolünün hakkını fazlası ile vermiş . İleride çok iyi bir oyuncu olacak kanaatindeyim. Bazı sahnelerde ağlatan , bazı sahnelerde güldüren genel olarak izlenebilecek bir film . Puanım 6.5/10 veya 7/10.","label":6} {"text":"Yorumlarda yeterince övülmüş bir film ama ben merak edenler için anladıklarımdan bahsetmek istiyorum. Gerçi finalinde çok şey anladım hangisi en nettir bilmem ama galiba çocuğun ölmesinden 1 ay evvelden, ölmediği durumda 1 ay daha yaşasa neler olabileceğini halisünasyonlar aracılığıyla görüyor. Bunu gösteren de Tanrı olsa gerek çünkü çocuğun inancı yok, ona doğruyu göstermek istiyor. Hatta bir rahibin kitabıyla ilişkilendirerek.. Yanlış olduğumu düşünen varsa lütfen söylesin tam anlamak istiyorum. Saygılarımla.","label":7} {"text":"kitabını almıştım ama daha okumak nasip olmamıştı.. filmini görünce şaşırdım :) bakalım temin edebilirsem izleyeceğim...","label":7} {"text":"Bu kadar kötü filmi uzun zamandır izlememiştim. Sinemada değil evde bile izlenmeyecek bir film. Kesinlikle tavsiye etmiyorum paranıza ve vaktinize yazık etmeyin benim gibi... Oyuncular çok kötü oynuyor, konu kopuk, bir tek hikaye iyi o da zaten bildiğimiz hikaye...","label":1} {"text":"Kesinlikle vasat bir film. Dram demek acılı sahneler altına müzik koyup izleyici etklemek demek değil. Sürekli bu denenmiş. Basit bir taktik bu. Müslüm ise karekter olarak derinlemesine işlenmiyor. Bazı şeyler boş kalmış. Çok acıklı bir hayatı olması, sesinin şahene olması başka bir şey. Bunu sunmak başka bir şey. Kesinlikle vasat bir sunum olmuş.","label":5} {"text":"Bu nasıl bir rezilliktir ya. Sinema sektöründe çalışıyorum film vizyona girdiğinden beri salonlar tıklım tıklım. İşin kötü yani aileler çocuklarına bu filmleri izlemelerine engel olamıyor. Küfür içerikli olumsuz davranışlara rağmen çocukların söyledikleri tek şey \"Abla ne olur filme gireyim, biz zaten küfüre alışığız\" Cidden ne diyeceğimi bilemiyorum","label":0} {"text":"Film benim için çok özel çok sevimli. Bu denli özümsediğim böyle şirin bulduğum çok film yoktur. En sevdiğim şey ise Bruce'un küçüklüğünü oynayan bebedir. Muhteşem bir performans sergiledi ve sanırım ödüllendirildi bu performansıyla. Kesinlikle hak ediyor.","label":7} {"text":"İlk 35 dakikasına zor tahammül edip yine garip terimlerle süslenen bu filmi cahil kalmamak adına bitirdik. Defolu doğup ya da zaman içinde ergen psikolojisiyle yırtıklara maruz kalan bu garip insancıklar için, tıp ve felsefe hangi terimlerle yama olacağını şaşırmıştır :) Sonrasında bizim gibi normal insanlar anlamayanlar sınıfına dahil edilmiştir.. Film hakkında ki en normal görüşüm Giyotin dir..","label":0} {"text":"Guillermo Del Toro imzalı olduğunu bilmeden çok uzun zaman önce rastgele seçip izlediğim bir filmdi. Ama o kadar güzeldiki hala her sahnesi hemen hemen aklımda. Değişik farklı bir tat bırakıyor damaklarda. Senaryosuda kurgusuda havasıda farklıydı izlemelisiniz dostlar.","label":7} {"text":"Yaw şuan filmi izlerken yazıyorum Ben o serdarın mk lan bu kadar kötü bi oyunculuk olamaz !!! Arkadaşlar filmde birtane korku yeri yok sakın ama sakın izlemeyin boşunuza para vermeyin","label":0} {"text":"Filmi izlemedim ve o berbat fragmanlar tüm izleme isteğimi öldürdü. Filmin bende uyandırdığı intiba Şafak Sezer komedisi tarzında olduğu yönünde ki Şafak Sezer Türkiye'deki en berbat komedi filmlerinde oynayandır.","label":0} {"text":"Film kariyer sahibi yada çocuk sahibi olma arasında kararsız olan bir anne ve işlerinin belirsizliğinden dolayı gelecek kaygısı güden bir babanın biraz şapşallıklarından dolayı komik, anne'nin (Nevra Serezli) kanser oluşundan dolayı ölmeden önce bir torun sahibi olma özleminden dolayı ise dramatik bir yapı içinde barındırıyor. Belgesel film Gelibolu ve Devrim Arabaları filminin de yönetmeni olan Tolga Örnek burada fena iş çıkartmamış. Henüz yeni evlenmiş çiftlere yada çocuk sahibi olmaktan çekinenlere hitab eden film günümüz Türkiye'sinde küçük ailevi kesitler sunmakta. Filmin ilkyarısı sıkıcı fakat finale doğru izlenilebilinir bir kurgu arzediyor.","label":5} {"text":"Hatalarla dolu bir filmdi, çekim hataları olsun, hatalı replik hataları olsun vs vs. vs. Olay o kadar abartılmış ki anlatılmaz izlenir cinsten. Tam anlamıyla \"absürd\" bir filmdi. Neredeyse her sahnede \"oha artık bu kadar da olamaz\" nidaları attım. Millityetçi duyguların hatrına izledim, ki milliyetçilik duyguları yüksek bir insanımdır. Böyle bir yorum dahi yaparken üzülüyorum.","label":1} {"text":"Tim Burton dan mükemmel bir film daha..İki saatlik masal tadında bir film..Gerçekten harika.","label":0} {"text":"Imdb puanında ki bu düşüklüğü anlamadığım, organ ticaretini enfes bir dille anlatan harika bir filmdi... Film de hem heycan hem gerilim ve aksiyon eksik olmuyor. Sonunda ise ilk tepkim Koreliler gerçekten bu işi biliyor. Hiç bir filmi yanıltmadı ve her film de kat ve kat hayranlık duyar oldum bu adamlara. Imdb puanına aldanmadan izleyin izletin...","label":9} {"text":"Tam bir hayal kırıklığına uğradım genç yaşlarımda izlediğim bu film o zamanlar ağır karakterlerden oluşuyordu şuan yeni oyuncuların vasat karakterleri ve bol olduğu bir filme dönüşmüş. aradaki insan ve yapay zeka hikayesini ve asıl anlatmak istenen hikayeyi işlememiş bile.. Resmen bu yeni film Matrix e ihanet edilmis","label":5} {"text":"film, çekim tekniği sebebiyle benim için oldukça göz yorucuydu - odağım, nevrim kaydı.. diyaloglar sıkıntılı, sıkıcıydı.. aralara yerleştirdiği taşlar da beni rahatsız etti.. oyunculardan bence akın aksu öne çıkıyor.. 6/10","label":8} {"text":"Her şeyden önce teknolojinin geldiği nokta şaşırtıyor insanı. Film boyunca tek bir saniye bile izlediklerimin yarıdan fazlasının yapay ortamlarda çekildiğini veya oluşturulduğunu hissetmedim. En ufak detaylar dahi göz önünde bulundurulmuş ve harika bir atmosfer oluşturulmuş. İki saatten biraz fazla olan süresi size on dakika gibi geliyor. Sürükleyicilik had safhada. Maymunlar Cehennemi evreninin 2011 yılında başarılı yeniden doğuş operasyonu, aynı başarıyı, hatta biraz daha ileri götürerek belki, devam ettiriyor bu ikinci film ile. Umarım serinin üçüncü filmi de, muhtemel son halkası yani, yerinde bir final yapar. Tüm teknik başarısının yanında, belki tahmin edilebilir ancak son derece başarılı oluşturulmuş olay örgüsü ve senaryosu ile de takdiri hak ediyor. Sahneler ilerlerken, özellikle finale doğru George Orwell'in başyapıtı Hayvan Çiftliği aklıma gelmedi değil. Hele de kitabın o kısa ancak muhteşem olan son paragrafı, son cümlesi. Bilmiyorum doğrudan ilişki kurulabilir mi, ancak filmi izlerken ve insanlar ile maymunların mücadelesini, birleştikleri ve ayrıldıkları noktaları özümserken, bu gibi düşünceler gelip geçiyor zihninizden. Tabii ki kitabın alt metinleri oldukça farklıydı, ancak birleştikleri noktalar da var. Yalnızca bir aksiyon-macera filmi olarak göremiyorum bu nedenle filmi. Sağlam bir altyapıya oturduğu düşüncesindeyim. Tabii ki özellikle finale doğru aksiyonun da hakkıyla tadını çıkarıyoruz, ancak sıradan bir popcorn filmi değil, izle-geç& filmi değil bana kalırsa. Yine de bu tercih seyirciye kalmış, hangi pencereden filmi tecrübe etme tercihi. Senenin görülmeyi hak eden yapımlarından olduğu su götürmez bir gerçek.","label":7} {"text":"Erasmus günlerime geri götürdü...","label":8} {"text":"Hafta sonu izledim aşk, kahkaha, iş hayatı , aile , sıfıra düşüş ve sıfırdan çıkmaya çalışma üzerine bir yapım ortanın biraz üzeri olup çok beklentilere girilmeden izlenecek bir yapım.Tavsiye ederim jim carrey hayranlarına...(benden 3,5/5 üzerinden) Saygılarımla...","label":6} {"text":"Beklediğimden çok daha eğlenceli, gülümseten, yine akılda kalıcı karakterler barındıran bir animasyondu. Bir dönem ortalığı kasıp kavuran oyununun hastası değildim ancak fragmanından filmin keyifli vakit geçirteceğe benzediğini gördüm. Pek sarmaz ise kapatacaktım ancak ilk saniyesinden itibaren büyük bir sürükleyiciliğe sahip diyebiliriz. Yeni şeyler vaat ettiğinden değil ancak hoş vakit geçirmek için ideal.","label":6} {"text":"Film tek kelimiyle harika. Eğer Akademi bu film hakkında biraz önyargıları (!) bir kenara bırakırsa bu filmin Oscar’larda ödül yahut ödüller almaması içten bile değil, hatta iddia ediyorum rakipsiz bile olur. Ben son zamanlarda en çok etkinlediğim. Oyuncular harika hele Resee Witherspoon gerçekçi performansıyla muhakkak bir ödül alması gerekir. Film de en ilginç olay da bence, filmin kronolojik akışı filmden sonra ben de arkadaşlar sinema çıkışında bunu tartıştım filmi izlemeyenler için anlatmıyorum ama hakikaten çok ilginç.","label":5} {"text":"izlerken çok sıkmayan orta derece bir yapım.baş kahramanımız angelina jolie nin oyunculuğu iyiydi.onun haricinde beklentinizi fazla tutmayın.aile ortamında izlenecek güzel bir film diyebilirim.","label":5} {"text":"Roman Polanski ye, yumruk atılan sahne çok sağlamdı :)","label":9} {"text":"kötü...","label":3} {"text":"Güzeldi tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Korktuguma bu kadar sevineceğim aklıma gelmezdi korkuyu sinemada bırakıyorsunuz peşinizden gelmiyor tavsiye ederim güzeldi","label":9} {"text":"Filmin puanına aldanmayınn. Akıcı bir şekilde ilerliyor. Bazı yerlerde kahkaha attım.","label":6} {"text":"Sürekli bir aksiyon deli gibi görsel efekt fakat orijinal Star Wars konusundan hikayesinden ne kalmış diye sorarsanız hiç bi şey.. İçi boş ama görseli fazla bir Holywood yapımı ile karşımızda son film.","label":5} {"text":"Hayatın hangi aşamasında zihnimizin oluşturduğu ilişki kalıplarına takılıp kaldık? Bu kalıplar kime ait? Nereden geliyor? Bizim kendi deneyimlerimiz mi? Yoksa çevremiz veya ailemizden taşıdığımız bir şey mi? Ne olursa olsun, karşımıza çıkan her ilişki – ister romantik, ister arkadaş veya iş ilişkisi – bize bir şeyler anlatır... Kendimizi keşfetme yönünde bir adımdır bu. Bazen bu kişi metroda tanıştığınız bir kimse bile olabilir. Before We Go filmi, ilişkilerinde problem yaşayan iki kişinin (Nick ve Brooke) hikayesini konu alıyor. Brooke halihazırda bitmiş bir evlilik için çırpınıp dururken, Nick ise 6 yıl önce bitmiş ilişkisi ile ilgili beklenti ile doludur. Bu beklentisi mesleği olan müzisyenliğe bile yansımaktadır. Sırf eski sevgilisi beğenir diye New Yok’daki seçmelere katılır. Hayatta tek bir takıntısı olan biri gibidir. Hem Nick, hem de Brooke, henüz kendilerini sevmeyi bilmeyen iki karakteri temsil ederler. Kendi maskelerinin, takıntılarının farkında olmadan başka biri ile nasıl sağlıklı bir ilişkiye başlayabilirler? Bir gece boyunca süren maceraları boyunca kendilerini tanıma ve sevme konusunda birbirlerine destek olan çiftin akıbeti seyircinin hayal gücüne bırakılmış. Filmin hem yönetmeni, hem de baş rol oyuncusu Chris Evans, Alice Eve ile iyi bir iş çıkarmış. Tek bir gece boyunca geçen filmde, çok fazla aksiyon olmamasına rağmen akıcı bir film... Daha fazlası blogta...","label":7} {"text":"bence oldukça iyi bir filmdi. öyle sahneler varki helal olsun nasıl çekmişler diyorsunuz. alplerin masum olmayan beyazlığında bir ölüm kalım mücadelesinin ortasında buluyorsunuz kendinizi.oyunculuklarda oldukça iyiydi. mutlaka izleyin derim.","label":8} {"text":"Bu film hayatımda izlediğim en kötü aksiyon filmleri arasında zirveyi epey zorlar.Jolie ve Pitt’in yemek sahnesi dışında kayda değer bir şey yok.Başrol oyuncularının ellerine silah verip filmi kurtarmayaçalışmışlar.Ama olmamış.CD’sini arkadaşımdan almıştım iyi ki de ondan almışım.İzlemeye değmez. 3/10","label":1} {"text":"Bir kez daha 11 yaşındaki oğlumla izledim. Gözünü bile kırpmadan sonuna kadar izleyerek \"Gördüğüm en iyi film bu!\" dedi... Benim için de öyle...","label":6} {"text":"kitabını okumadan önce izlediğim filmdir. sonrasında izleseydim fazlasıyla beklenti içine girmiş olurdum. yine de başucu filmi olmaya şayan bir filmdir.","label":6} {"text":"Ben pek beğenmedim açıkcası birbirini tekrarlayan senaryolardan bir tanesi daha,Bruce Willis hayranları ekran başına tabii ki Monica Belluci hanımıda unutmamak lazım.İyi seyirler.6/10","label":5} {"text":"Tekk kelimeylee muhtesemm bir an bile aksiyon bitmedi marvel in suana kadar izledgm en iyi filmiydiii","label":9} {"text":"Film zaten bir şeye benzemiyor da bu kadar karanlık olmasına gerek var mıydı. İçim karardı.","label":5} {"text":"Ben kolay kolay film beğenmem ama bu filmi beğenmeyi bırak puanının az verildiğini düşünüyorum. Mutlaka izlemelisiniz. 10 üzerinden 8.5.","label":8} {"text":"Bu nasıl bir şeydi öyle aklımı yerinden oynattım. bir filmin her sahnesi mi korku dolu olur arkadaş!","label":9} {"text":"Ben filmi beğendim. Bu film bir bakıma bizdeki Susurluk, Ergenekon ve Aselsan gibi grift ve komplo teorilerin oluştuğu olgu ve olayrın bir karışımı Amerikan ayağını sunuyor. Özellikle Ben Affleck ve Russel Croweun rollerinde çok başarılılar. Tavsiye ederim.","label":7} {"text":"filmin konusuna, verdiği mesajlara saygım sonsuz. film için çalışan herkesin emeğine sağlık. ve şimdi bir kaç eleştirimi paylaşmak isterim. filmin fragmanını izlediğimde oldukça umutlandığımı itiraf etmeliyim. Sanırım bir Vizontele tadı ümidiyle girdim. umduğumu bulamadım. hikaye çok güzel iletilmek istenen mesaj da çok iyi. ancak bunu perdeye aktarılma kısmında çok büyük eksiklikler olduğunu düşünüyorum. salt mesaj kaygısı güdülerek, her konu askıda bırakılmış.... seyircideki her duygu da öyle. .. açıkçası ben bu filmi bir türlü sevemedim.","label":4} {"text":"Fatih Akin`in tartismasiz en iyi filmi. Basarili bir tur filmi, uc arkadasin oyunculugu filmi surukluyor...","label":8} {"text":"Enfes senaryosuyla, muhteşem kadrajları birleştiren, dikkat erkek yok mesajını veren ozon tabakası olarak nitelendirilen yönetmen ozon ve 8 kadın . Catherine Deneuve e bir kez daha aşık olacaksınız, bu yaşına rağmen eşsiz güzelliği filme heyecan kattı.Ben Deneuve desem bile diğer 5 tanıdığım oyuncu(Huppert,Ledoyen,Ardant,Sagnier ve Beart) ve diğer 2 kadın oyuncu. Kadın filmii gibi gözüken bir polisiye yada komedi mi desem yada müzikal mı Neyse anladınız...","label":6} {"text":"digeri filmi izlediyseniz bunu izlerken bayram edeceksiniz. ama yinede iyi degil, izledigim en kotu uyarlamalardan. tmm d. crg var ama işi oda tam anlamıyla götüremiyor bence, iş sadece oyuncuda bitmez sonuçta.","label":5} {"text":"Korku dendiğinde Türkiye’ de insanın aklına cin ve şeytan gelmesi çok üzücü. Ama bu filme tam korku da diyemeyiz çünkü insanı korkutmasının yanı sıra özenle tasarlanmış bir kurgusu da var. Klasik bir Spierig kardeşler filmi.","label":5} {"text":"Richard Doner'ın imzasını taşıyan ilk filmin yarattığı etkiyi yakalayamamış başarısız bir yeniden çevrim.06-06-06 espirisi epey meşgul etmişti gündemi.Benim gibi The Omen'ın ilk çevirimini izlemişseniz bu film sizi hiç mi hiç tatmin etmeyecek.Hiç bir yenilik getirmeden,neredeyse aynısını yapacaktınız niye çekildi ki o zaman bu film?...","label":2} {"text":"kendini tekrarlayan bir seri filmi olmaktan öteye geçememiş 2,5/5","label":4} {"text":"bazı filmler kitaplar şarkılar ya da ne bileyim buna benzer sanat eserleri vardır ve siz kimi zaman bu yapıtlardan kendinize dair yaşanmışlık payı çıkarırsınız. 25.saat de benim için aynen öyle oldu. edward nortonun görülme değer oyunculuğu,akıcılığı sağlamlaştıran müzikleri ve benim için dört dörtlük olan final sahnesi filmi izlenmeye değer kılıyordu. dedim ya bazı eserler kişide kendi yaşlamından bazı izleri anımsatıp yaşanmaşlık hissi duymasına neden olur ya;25.saat ben de bunu farklı bir açıdan hisettirdi...yaşadıklarımı değil yaşayacaklarımı gördüm adeta...","label":9} {"text":"C.Bale haricinde çok fazla şey arzetmiyor.. İlginç bir konuyu gereksiz uzatmalarla sıkıcı hale getiriyor film.. Sıkılmam derseniz izlenir..10/7.5..","label":7} {"text":"Filmden yeni çıktım hoşuma gitti begendim ama bir tiyatrocu olarak ben filmdeki boşlukların göze battığını farkettim hikayesi de güzel ama aynı kurgudan daha iyi iş çıkardı neyse gülmek istiyorsanız izleyin pişman olmazsınız en azından oyuncuların emeği var","label":6} {"text":"Vasat bir film.hayattan cok güzel kesitler tasımasına ve içten olmasına ragmen hem özgün degil hem de fazla yavan ilerliyor bos zamanda izlenebilir 5.5/10","label":4} {"text":"Bizim televizyonlarda dizi yapacam diye konu bulmakda zorluk çeken yönetmenler ve senaristler eskileri evirip çevirip orjinaline bile bağlı kalmadan tv seyircisine yutduruyorlar ya işde bu filmde öle bir şey.Bu rüzgara avrupalı sinemacılarda kendini kapdırmışki Gir kanıma(Let the Right One In) adlı filmin birebir aynısını çekip seyirciye yutdurmaya çalışmışlar.Sakın benim gibi seyretme gafletine düşmeyin. Zaten ben ilk filmide beğenmemişdim. seyirciye herhangi bir şey vermeyen boş bir filmdi.","label":4} {"text":"Normalde Tayland menşei olan filmlerden gıcık kaparım ama bu başka birşey olmuş. Yapım ekibi bayağı bir para harcamış bu filme anlaşılan. Masraftan kaçmamışlar. Her ne kadar senaryo saçma ve Tayland kültürü anlaşılmaz ve komik olsada film kendini izlettiriyor. Film \"Charlie'nin Melekleri\" filminin birebir çakması. \"Chai Lai\" okunuşu çayli. Biraz matrak biraz fantastik ögeler barındırıyor kurgusunda. Konusu 5 melek kızımız ünlü birinin kaçırılan kızını kurtarma görevini üstlenmesi ile başlıyor. Peşinden şenlik, fantastik dövüş sanatı, curcuna, komedi ve birazda aşk serpiştirilip fırına veriliyor. İzlemek isteyenlerin sıkılmayacağı türden değişik bir film.","label":7} {"text":"Film Kanada'da yaşayan Nawal Marvan isimli bir kadının vefat etmesi ile başlıyor. Kadın ikiz evlatlarından hiç görmedikleri babalarını ve küçük kardeşlerini bulmalarını ve onlar için hazırladığı mektupları teslim etmesini vasiyet ediyor. Erkek kardeş bunu tam bir saçmalık olarak görürken kız kardeş işe koyuluyor ve ortadoğuda annesinin izini sürmeye başlıyor. Film devrim döneminde geçtiği için büyük bir iç savaşın için olan bitenleride kıyıdan köşeden bize yansıtmaktadır. Evet bu arama süreci biraz sıkıcı olabilir ama sonuçta genel itibarıyla dialog-psikolojik ağırlıklı bir film. Zaman zaman modu düşsede her bir yeni gerçek öğrenildiğinde kendini toparlıyor ve film sizi iyiden iyiye içine çekmeye devam ediyor. Azabal resmen efsane oynamış diyebilirim. Film müzikleri son derece başarılı seçilmiş. Bunun üstüne efsane bir son ile film aklınızı başınızdan alıyor diyebilirim.","label":7} {"text":"Üzerinde uzun uzadıya yazılacak türden bir film değil serinin diğer filmleri gibi. Bu da eğlencelik, 'idare eder' tarzda bir film...","label":6} {"text":"eğitim sorunu ülkemizde en önemli problem diyip duruyoruz hep.. Neden filme gidip en azından yardım gözüyle bakmıyoruz... üstüne üstlük bir de hiç sıkıcı olmayan mükemmel oyuncaların olduğu bir film izleyeceksiniz.","label":9} {"text":"Ben de arkadaşa katılıyorum.Filmi seyretmedim güzel olabilir fakat eğer ben taşıyıcı diye bir film izleyeceksim Jason Statham'sız olmaz.O yüzden gitmeyi düşünmüyorum.","label":0} {"text":"Ben beğendim. Klişelerle dalga geçilmesi güzeldi. Hem güldüm hem gerildim diyebilirim.","label":6} {"text":"HARİKA BİR SALON KOMEDİSİ.Çok beğendim..............................................................","label":9} {"text":"Sadece, John Goodman'ı izlemek içim izlediğim ve sonunda müzikleriyle beni büyüleyen bir film... John yine karakterin içine girmeyi başarmış, filme ayrı bir hava katmış, özellikle final sahnesinde yaptığı dansı başa sarıp 2-3 kere izledim.. Gerçekten çok başarılı bir oyuncu.. Filme genel olarak baktığımızda tabii ki senaryo itibariyle pek bir şey vaadetmiyor, ya da yönetmenin yaptığı ekstra bişeyler yok.. Sadece eğlenceli vakit geçirmek istiyorsanız, izlenebilecek bir film.. Biraz romantizm, biraz komedi ve encezbediciyanı ise geçmişe iyi bir müzik ziyafeti yolculuğu... Özellikle Leann Rimes'in, Can't fight the Moonlight'ını dinlemek oldukça keyifliydi.. Bol bol dans ve bol bol müzik isteyenler için kaçırılmayacak bir film...","label":5} {"text":"Armağan Tunaboylu'nun romanından uyarlanan filmi çok beğendim. Sürükleyici, hikayesi var. Oyuncular kaliteli ve film süresince hiç sıkılmadım. Günümüz komedi filmlerinin çok üzerinde bir film olmuş.","label":9} {"text":"amerikan orjinli liberal kahramanlardan biri daha. 3. dünya cahil ve batılı 'terbiyesizler'in maşası. bu durumun farkına varan kaptan amerika ne yapar: hemen harekete geçerek tek başına insani müdahaleye girişir. seyircinin de vicdanı rahat bir şekilde izlemesi sağlanır. benzer hikayeler gerçekten yaşanırken bu kurguyu pek beğenmedim. watchmen veya x-men'i tercih ederim.","label":2} {"text":"Senaryosu, Ercan Mehmet Erdem tarafından yazılan Kağıttan Yaşamlar&, Can Ulkay'ın yönetmen koltuğunda oturduğu psikolojik bir drama... Fırtınalarla dolu kendi dünyasında ciddi gelgitler yaşayan Mehmet karakterini canlandıran Çağatay Ulusoy'un performansının ana eksenini oluşturduğu bu filmin hikayesini, Decider'dan John Serba (12 Mart 2021) ve Movie Nation'dan Roger Moore (14 Mart 2021), Oliver Twist benzeri neo - Dickensian tarzda tanımlarlarken, aslında hiç de yanılmadıklarını düşünüyoruz... Ancak spoilerin babasını oluşturacağı için bu mevzuya hiç dokunmadan, doğrudan filmin kronolojik kurgusuna odaklanmak istiyoruz... Hadi gelin başlayalım... Yağmurlu bir İstanbul akşamında, sokaklarda kağıt toplamaktan gelir gelmez fenalaşan Mehmet, Gonzales'in (Ersin Arıcı) yardımıyla hastaneye götürülür... Zira Mehmet, uygun donör bulunur bulunmaz acil böbrek nakli ameliyatına alınmak üzere sırasını bekleyen insanlardan biridir... Bir ara hastanede, sedye de yatmakta olan küçük bir çocuk ile o çocuğun çaresizce dövünen annesi ilişir Mehmet'in gözüne... Lütfen o an için her hangi bir anlam veremediğimiz bu sahne, aklınızın bir köşesinde öylece dursun... Derken, Tahsin Baba'da (Turgay Tanülkü) gelir ve birlikte, yine Can Ulkay'ca çekilen Müslüm (2018) filmine bir gönderme de yapılarak, otomobilin radyosundan süzülen, &İtirazım Var şarkısının nağmelerine eşlik ederek evlerine geri döner bizim üçlü... Ertesi sabah, kağıt ve sair hurda toplama işi yaptıkları mekanlarında yeniden bir araya gelen Mehmet ile Gonzales, Mehmet'in bir cep defterine not ettiği, &Ölmeden önce yapılacak işler listesine şöyle bir göz atarlar... Ki, bu listenin ilk sırasında, Anneni Bul ibaresi yer almaktadır... Bu notu da aklınızın bir başka köşesine yerleştirin... Neyse... Her zamanki gibi iş bitimi sonrasında, çalışanların günlük yevmiyelerini dağıtmasının ardından, hasılatın kalanını da mekandaki gizli para zulasına ilave etmeye hazırlanan Mehmet, duyduğu tıkırtılar üzerine yalnız olmadığını fark eder ve kendisini, üvey babasından (Volkan Çalışkan) korumaya çalışan annesinin (Selen Öztürk), Gonzales'in hurda çuvalına gizlice yerleştirdiği küçük Ali (Emir Ali Doğrul) ile karşılaşır... Her tarafı dayaktan mosmor olan Ali'nin amacı, para kazanarak annesini o zalim adamın elinden kurtarmaktır... Bütün bunları Mehmet Ali'den, beraberce ketçaplı pilav kaşıklarken öğrenir... Ve iki arada bir derede kalan Mehmet, ebeveynlerinin izni olmadığı halde, Ali'yi yanına alır... Sırada, gün içinde aklanıp paklanılacak hamam sefası ile akşama teras da, gülünüp eğlenilecek bir doğum günü faslı bulunmaktadır... Elbette Roman müziği eşliğindeki hüzün de atlanılmaz... Dakika 48... Hemen söyleyelim, şu ana kadar gördüklerimizin neredeyse tamamına yakını, filmin bütününe ilişkin fragmanlar toplamından çok da fazla bir şey değil... Emin olun, sürpriz bir finale de sahip olmanın yanı sıra bir Mücadele Çıkmazı&da debelenmekte olan Mehmet'in duygu yüklü hikayesi, tam da şimdi başlamaktadır... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Genelde herkesin söylediği gibi senaryo güzel fakat çok kısır bir film olmuş daha zenginleştirilebilirdi esprilerle...","label":5} {"text":"çok sürükleyici özellikle son 20dk ağzım açık izledim. Görsellik üst düzey tek pürüzü thorinin keep going bilbo diye seslediği sahne","label":8} {"text":"Ağır aksiyon filmlerinde oynayan oyunculara böyle dadılık-babalık falan çok yakışıyor doğrusu: Bkz. Vin Diesel.","label":7} {"text":"Türk sinemasının başyapıtlarından... Erkan Can'ın oyunculuğu göz dolduruyor.","label":7} {"text":"İşin aslını bilmesem bu açıklamayı ilk okuduğumda başrolü paylaşan iki oyuncunun gerçek hayatta gerçekten setlerde cadı hikayeleri anlattığını bunun filme döküldüğünü düşünürdüm açıklamayı okuduktan sonra öyle bir düşünce oluşuyor düzeltmenizi öneririm","label":3} {"text":"10/9 muteşem bir film. Baştan sona ilgiyle izledim. Alan Parker in bana göre en iyi 3 filminden biri. Sağlam bir kurgusu var ve oyunculuklar da abartısız...Arşivimde önemli bir yeri bulunmaktadır.","label":7} {"text":"Bu filmde sadece Şener Şen'i izlemek bile keyifli dakikalar geçirmeye yeterli..:)","label":5} {"text":"danny boyle'u mezarını derin kaz filminden beri takip ederim. hemen hemen her filmini izledim. diğer filmler gibi bu filminden de keyif aldım. bilimkurgu türünde olan film beklentileri karşılamasa da yer yer güzel sahneleri içinde barındırıyordu.","label":7} {"text":"savcı sahnesini izlerken gözümü bile kırpmadım ama yavaştan beynimin yanmaya başladığını hissettim bir ara acaba savcının oyunculuğu kötümü diye düşündüm ardından yine boşluk ve sahne bittikten sonra vay bee diye haykırdım sanki yıllarca süren bi uykudan uyandım düşünmeye başladım belkide basit varlıklarız gerçektende içimizde büyük bir boşluk var ve bu boşluğu doldurmak için daha derin düşünüyoruz duygularımızı ve hislerimizi daha yoğun yaşıyoruz birbirine karıştırıyoruz türk sinemasındaki çok sevdiğim dramı tam dozunda derinleştirmiş yönetmen sizi öyle düşüncelere sevk ediyoki sırıtan oyunculukları görmezden geliyosunuz harika film!","label":8} {"text":"3d olduğundan dolayı eğlenceli vakit geçirdim.. Eeğer 3d olarak bulabilirseniz gidin derim yoksa filmin gereksiz bir film olduğunu düşünebilirsiniz ve tatmin olmayabilirsiniz..","label":6} {"text":"Beklediğimden çok daha sağlam bir aksiyon filmiydi. Willise bıyık gitmemiş ama :)","label":9} {"text":"Bu ne şimdi, Amerikan halkı tüm düşmanlarına karşı haklıdır, kimse Amerika'yı çekemiyor ondan hep böyle şeyler oluyor ama biz güçlüyüz, içeride deplasmanda her yerde yeneriz. Bu mudur?","label":4} {"text":"Ortalama bir supernatural bölümü adeta.","label":4} {"text":"İzlerken çok sıkıldım. İlk filmden sonra hangi kafayla, hangi senaryo ile ikinci film aşk filmine döndü anlamadım. O kadar sıkıldım ki filmi izlerken hiç yapmadığım bir eylemi gerçekleştirerek telefonumla oynadım.","label":0} {"text":"Karakter derinliği yok denecek kadar az, hemen aşık olmalar hemen ayrılmalar, hemen küsmeler hemen barışmalar... Hümeyra ve Işıl Yücesoy ihmal edilen karakterlerine şahane can vermişler. Ne güzel sahneler yazılabilrdi bulmuşken bu iki hazineyi! Kerem galiba en yanlıs seçimdi. bi ara evdekileri kovalarken \"Beenn Kerem Sayer'im\" diyecek sandım, bir de aksanlı adama \"koçum\" fln dedirtmişler ki ben de o sahnelere güldüm. \"Bana acımasınlar şarkılarımı dinlesinler\" diye eleştirdiği sisteme bol gözyaşı bol klişe ile hizmet etmeyi sürdüren film diyelim kısacası. Filmden çıkınca bu adam acaba böyle filmler yapmak istemiyor da yapımcılar mı zorluyor düşüncesinden kendimi alamadım. Zira neredeyse her yıl bir film yapması da bunu destekler gibi. Yine de Çağan Irmak'ı seviyoruz, Babam ve Oglum'u yazan adam, yine güzel işler yapabilir.","label":3} {"text":"savaş sahnesi yok ama gerilim ve dram türüne oturmuş.konusu gayet açık ve anlayabileceğiniz bir dille anlatılmış.görüntü kalitesi çok iyi.izlemenizi tavsiye edebileceğim iyi bir film.7,5/10","label":6} {"text":"Kabuk değiştiren bir yılan gibi, son dönem Jason Statham filmleride isim değiştirip duruyor. Vasat bir filmi defalarca izlemekten zevk alan bir bünyeniz varsa zaman kaybetmeyin. Koşun koşun koşun ve koşun....","label":4} {"text":"Hayli başarılı bir film. Aldığı puana şaşmamak elde değil. Bizim resmen dökülen, çakma ve eğreti polisiyeler kadar da iyi bulunmamış. Tuhaf!","label":8} {"text":"Yönetmenler bir söyleşilerinde \"filmimiz tarihi bir belge olma iddiasında değil. Biz sinemacıyız, tarihçi değil. Yaşananların soykırım mı, yoksa katliam mı olduğu sorusuna yanıt aramıyoruz. Buna tarihçiler karar vermeli. Biz bir trajediden bahsediyoruz.\" demişler. O dönemde yaşanan olayların sorumluluğunu Türk halkına değil ittihatçılara, teşkilat-ı mahsusa elemanlarına yıkıp kötü Türk karakterlerden daha fazla iyi Türk karakterlere yer vermelerine rağmen hiçbirşey düşündürmeden, sorgulatmadan duygu sömürüsü yapmayı denemişler. Ama açıkçası onu bile becerememişler. Oysa doğru ya da yanlış tehcir olayına ışık tutacak birtakım savlarda bulunarak tarihsel gerçeklerle yüzleşme yolunda bir adım atabilirdi. Yüzeysel bir Tv filmi havasında kotarılmış olan film müzikal yönden de zayıf kalmış, tek olumlu yanı ırkçı bir bakış ile yapılmamış olması... 3/10","label":2} {"text":"bu kadın bir harika..","label":6} {"text":"gelsede izlesek artık uzun zamandır şöle dinlendirici bir film bekliyorum anlatamam. biraz patırtı kütürtü aksiyon filmlerinden uzaklaşmak iyidir. biyan önce gelmesini bekliyorum.","label":7} {"text":"uyudum...","label":5} {"text":"Jet Linin en iyi filmlerinden biri bence. Oğlu rolündeki çocukla (Miu Tse) tam bir uyum içinde film çekiyorlar, aksiyon tutkunlarının özelliklede jetli hayranlarının izlemesi gerek bir film. Aynı zamanda da Kahraman Babam filminde de birlikte rol almışlardır.","label":7} {"text":"bu inanış böyle senaryolaştırılabilir işte. gösteri güzeldi, sonunu bildiğim için merak da etmedim. sıkılmadan izledim.","label":5} {"text":"affleck oynuyor diye beklentiye girmeden izlenirse fena değil. ahım şahım bir konu yok, defalarca işlenmiş bir konu. kötü film değil ama beklentiyi düşük tuttuğunuzda.","label":6} {"text":"Filmi dvd olarak seyrettim. Kamera arkası ve ekstralar çok ilginçti. Özellikle filmi oyunculuğu ile büyüleyen Nergiz Öztürke yapılan yaşlandırma makyajı çok gerçekçiydi. Nergiz Öztürk Seniha karakterini mükemmel oynamış aldığı ödülüde haketmiş. Onu Karayılan dizisinde Sona olarak izlemiştik. Burada rol gereği tekinsizlik ruhunu iyi canlandırmış. Tek eksiği mükemmel bir şekilde kullandığı eski Türkçeyi çok hızlı okumasıydı. Sanki ezberlemişte bir an önce unutmadan okuyup bitiren bir eda ile replikleri okuyordu. Biraz daha kelimeleri yavaş ve vurgulu yapabilirdi. Filmin tek eksik yanı Berrak Tüzünataç... Filmde çok sırıttı. Erotik sahnelerede gerek yoktu. Yönetmen burada bence eldeki olanaklarla bu dönem filmini kotarmış. En azından eline yüzüne bulaştırmamış. Çünkü bu tarz filmleri çekmek gerçekten çok zor. Mutlaka izleyin özellikle dvdsini...","label":7} {"text":"filmin adına bakılırsa 'hayatın benim' yani katil,kurbanlarının hayatlarını sahipleniyor,o kimliğe bürünüyor ama bunu keşke daha ayrıntılı gösterselerdi bence gerilim ve merak daha çok artardı.angelinanın performansı yine hatsafhada,yine hayran bırakıyor ve bu roller bu kadına yakışıyor.filmin finali de filmi bütünüyle sarıyor ve kurtarıyor.izlemeye değer.","label":7} {"text":"!--SPOILER--! Where is the horse and the rider? Where is the horn that was blowing? They have passed like rain on the mountains. Like wind in the meadow The day has come down in the west behind the hills... into shadow... how do they come this? !--SPOILER--!","label":8} {"text":"Ben keyif alarak izledim. Sonuçta bir Amerikan kahramanlık filmi. Abartılı yanları olsa da konusu güzel. Heyecanlı sahneleri de var. Vakit ayrılıp izlenebilecek filmlerden.","label":6} {"text":"yönetmen, filmi klasik bir konser filmi şeklinde yapmak istememiş, buraya kadar işler normal. arada konan sahneler de şarkılarla alakalı olmuş sanırım, tam olarak anlayamasam da belli manalar içeriyor. AMA O EFEKTLER ÇOK KÖTÜ BE. yani o kadar kötü efektler koyacaklarına normal görüntüyü verseler daha iyi olurmuş. onun dışında, daha fazla backstage manzaraları olmasını dilerdim filmde. üyelerin aralarındaki muhabbetleri dinleyelim falan, baya hoş olurdu bence. onun eksikliği dikkatimi çekti. grubun performansı ise muhteşemdi. jimmy page olağanüstü bir gitarist ve müthiş bir şov adamı. aynı şekilde robert plant de öyleydi. sonuç olarak filmi beğendiğimi söyleyebilirim.","label":7} {"text":"Muhteşem göndermelere, muhteşem esprilere ve muhteşem mesajlara hazır olun. En İyi Animasyon'u sonuna dek hak ediyor. Depp'in seslendirmesi, Verbinski'nin kalitesi ile birleşiyor. Mutlaka izlenmesi gerekir. Dünyanın bazı halleri, filmde susuzluk üzerinden anlatılıyor. Suya sahip olanlar, olmayanlar, sebepler, sonuçlar...Sağlam bir altyapısı olduğu belli. Her bir karakteri hafızalarda yer edecek, kendine has karakterler. İlk saniyesinden sonuncusuna kadar keyifle izletiyor kendini. Beklediğimden iyi olduğunu söyleyebilirim.","label":8} {"text":"ne olduğunu tam anlayamadım. Başlarda kadının bacaklarını kaybetmesi, adamla tanışması filan gayet güzel gidiyordu film ama hiç bir yere bağlanmadı. Engellilerin yaşadığı ikilemleri, zorukları başarıyla aktarırken film hoop başka yerlere kaydı. Adam dövüşe verdi kendini. Sonra oğlu kaza geçirdi onu kurtardı kadının hikayesi tamamen geri plana itildi. Aşk hikayesi desen o da yok? zira adam kadına resmen pislik gibi davranıyordu. Çok acayip bir ilişki doğdu aralarında desem o da değil? neresinden tutsan elinde kalıyor film.","label":6} {"text":"Jim Lovell, Jack Swigert ve Fred Haise'den oluşan Apollo 13 ekibi, NASA'nın yürüttüğü beşinci uzay görevinin sırasında 'yarı yolda' oksijen tanklarından birinin patlaması yüzünden güç ve oksijen sıkıntısı çekmeye başlarlar ve ayı mekik camindan seyrederek dünyaya donus yaparlar 1995 yapımı Apollo 13 den sonra 2018 yılında holiwood aya iniş yapan Neil amstrog ve ekibinin aslında sadece Neil biyografisi ni çekti Biyografi severler ve 3 saat boş vaktı olanların izleyebilecegi bir film olmuş","label":6} {"text":"esas adama hepimiz aşığız orda sıkıntı yok lakin neden biz kaçak işçilere yardım etmeye çalışan adama hak vermek zorunda kalıyoruz?? bu hikayede uxbal o kaçak göçmenlerden birini oynasaydı ne olurdu? 25 kişi bir depoda can vermişken biz yine adamın kanser olmasına hisleniyoruz.. anlatım bizi buna itiyor.. işte bu noktada itirazım var... arz ederim..","label":8} {"text":"Nasıl sevdim nasıl bayıldım nasıl hoşuma gitti bu film insan olarak anlatamam, özellikle spoiler vermek gibi olmasın ama 2metre 9cm lik tavşanla nasıl tanıştığını anlattığı o sahne en sıcak sahneler arasında yerini alır benim listemde, Elwood eşine az rastlanır bir incelikte yaratılmış karakter. Düğümün çözümü biraz sıkıntılı olsa da naif/komik/sıcak bir film.","label":8} {"text":"Tilda Swinton, Ezra Miller, Jasper Newell bir ailenin sıradışı dramını ancak bu kadar güzel karakterize edebilirlerdi. Çözümlemesine girebileceğim bir film değil açıkçası düşündükçe geriliyorum ama şöyle bir baktığımızda Kevin'ın psikolojisi sevmek üzerine mi, nefret etmek üzerine mi yoksa tamamen delilik üzerine mi anlayamadım işte bazen dünya böyle defolu ürünlerin de geldiği ve yabancılık çektiği yerdir diyip geçiştirelim yoksa Kevin'ın 6-8 yaş hallerinde ben o çocuğu öldürecektim, çocuklardan hatta evlilikten dahi tiksindim yaklaşık 2 saatlik sürede. Gece gece gerdin beni, çok küfür yedin Kevin.","label":7} {"text":"Filmi ikinci izleyişim. Dwayne Rock Johnson filmin en dominant karakteri olan Mathayus rolünda gayet başarılı idi. Ona Kelly Hu egzotik güzelliği ile iyi eşlik etmiş. Kötü karakter Memnon'u ise Steven Brand oynuyor. Senaryo fazla detaylı değil. Ama eğlenmek ve güzel bir macera filmi izlemek için birebir.","label":6} {"text":"Hareketli bir film , filmin sonuna kadar nefesinizi tutuyorsunuz ve zaman çabuk geçiyor. Bir başyapıt olmaktan uzak olsa da bir öncekine göre çok daha iyi","label":6} {"text":"Morgan Freeman ın olduğu film kötü olmaz. Fakat adını hatırlayamadığım aynı kurguya sahip bir film daha vardı. Ben beğendim evde izlenebilir. 10/6.","label":6} {"text":"Eğlenceli bir romantik komedi ve bir romentik komedi de görebileceğiniz maksimum seviyede aksiyonda var.. Ailece keyifle izleyebileceğiniz bir film.. Steve Carell yine kendine özgü mimikleriyle filme damgasını vurmayı başarmış.. Mark Ruffalo'nın ise filmde küçük bir rolü var.. Sıkıcı bir hayatı olan evli bir çiftin, bir gecede hayatının nasıl değiştiğini ve bu olaylar içinde, kendi hayatlarını nasılsorguladığını keyifli bir şekilde izleyeceksiniz..'Çılgın Bir Gece' adından yıllarca söz ettirecek bir film olmasa bile, izlerken keyif alacağınız ve izlediğinize pişman olmayacağınız bir film..","label":6} {"text":"gerçek yaşama dayanan bir özgürlük mücadelesi, aşk hikayesi, ahlak ve izan eleştirisi! Woody Harrelson ve Courtney Love başta olmak üzere oyunculuklar şahane..","label":1} {"text":"Güzel bir gençlik filmi..Bi kac saat vermeye deger..","label":6} {"text":"Millet Annie Hall der; ama bence Woody Allen'ın en iyi filmi budur. Hannah karakteri dışındaki karakterler çok güzel oluşturulmuş ama Hannah pek olmamış sanki. Filmde Hannah çok mükemmel, duygusal olarak hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, sürekli veren bir karakter. Hannah'ın kocası, Michael Caine ise hannah'ın bu karakteri altında eziliyor ve ona yetemediği hissine kapılıyor. İşte ben Hannah'dan öyle bir 'mükemmel' bir karakter izlenimi alamadım. Woody Allen bu filmi Anna Karanina'yı ikinci kez okuduğunda düşünmüş. Zaten, biraz zorlayarak da olsa, Anna Karanina'nın erkek versiyonu da diyebiliriz herhalde.","label":7} {"text":"İnanılmaz bir film. Çocuklukta başlayan ölümsüz aşk daha güzel bir hikayeyle anlatılamazdı. Filmi izlemeyi düşünüp de buraya bakan biri varsa sadece şunu diyorum: Git de izle şu filmi! Pişman olmayacaksın. =)","label":9} {"text":"Dans filmlerinden çok hoşlanırım. Serinin diğer filmlerini de izledim ama bence en başarılısı bu olmuş. Dansçı sayısı inanılmaz artış göstermiş buna rağmen birbirinden güzel kareografiler başarıyla yansıtılmış. Bir de bu sefer paraya kıymışlar; kıyafetler, mekanlar, malzemeler, araçlar, dekorlar özenle seçilmiş. Müzikler de iyiydi. Sanki dansçıları da özel seçmişler. Fizikleri oldukça uyumluydu. Başroldeki çiftimiz de birbirlerine çok yakışmış. Dans etmelerini bu sefer daha farklı bir amaca bağlamış olmalarına rağmen senaryo çok basitti. Ama bu seride değerlendirme yaparken senaryo olayını gözardı ediyorum. Genelde filmlere puan verirken pek duygusal davranmam lakin bu filmde çocuğun garson olması ve dansı çok sevmemden ötürü filme kendimi fazla kaptırdım ve puanımı yüksek tuttum biraz.","label":7} {"text":"Hayatımdan çalınan 1 saat 13 dakikayı geri istiyorum para sizde kalsın. Emeğe saygı denen birşey vardır ama ben buna saygı falan duymuyorum. Film bittikten sonra geçen yazılarda bile bir sürü yazım hatası vardı sanki akıllı telefonlarda bulunan film yap programlarıyla montajlanmış gibiydi. Senaryo desen ya boşverin ben yaptım bir hata siz yapmayın sakın gitmeyin. İki erkek arkadaş gitmeyi planlıyorsanız bile aşk filmine gidin daha iyi...","label":1} {"text":"Gerçekten muazzam şeyler çıkartılabilecek tarihsel bir malzemeden çok kötü bir kurguyla karman çorman bir şey çıkmış. Her ne kadar tarih bilgim kıt olsa da tarihsel bazı yanlışlıklar göze çarpıyor, Kösem Sultanın saraya girmeden önce müslüman bir Türk olması gibi. Kurguda neye odaklanılacağına bir türlü karar verilememiş. Tarihsel karakterler ve olaylar öyle hızlı görünüp kayboluyorlar ki kim olduklarını, ne olduğunu kaçırıyorsunuz. Böyle olunca da çok etkili olabilecek sahneler çarçur olup gidiyor. Bence sahnelerin hızlandırılma ve yavaşlatılma ayarı bozuk. Kösem'in öldürülüşü bile etkili değil.","label":3} {"text":"biraz müzikale dönmüş ama gerçekten güzel bir animasyon","label":9} {"text":"Günde ortalama 3 4 tane filim izlerim ve bu zamana kadar izlediğin en kötü ilim diyebilirim sadece zaman kaybı baska bı degeri yok filmin. Filmdeki oyuncuları acık gıydırerek butun serısınde oldugu gıbı gencler uzerinde oynamıs bir film ama bu serisi fazla tutmaz. İzleyecek olan arkadaşlarım varsa izlemesin zaman kaybı.","label":0} {"text":"Bu filmi gelecekteki halimize bakın diye çekmişler,ben çok beğendim.Elimizdekilerin kıymetini,nasıl bolluk içinde yaşadığımızı.ve suyun inanılmaz kıymetini sorguladım.Böyle bir dünyada yaşamayı hiç istemem,nimetlerin idrakine varalım.Herkes seyretmeli.","label":7} {"text":"Ben, pis bir yerden girecem mevzuya: Tolkein çok iyi bir kurgucudur muhakkak, ama çok az kurgucu Tolkein kadar çok stereotip kullanır. Tolkein gibi bir adam, Anglo-Sakson muhafazakarlığının en dip noktasında gezinmemeliydi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Garp edebiyatının kodlarına kazınmış, barbar Arap imajı bu eserde de vücut buluyor ki, sırf bu bile kendi başına çok şey söyler. Tolkein'in ideal ırkları güzel ve çekiciyken, Tolkein'in canavarları çirkin ve batı ekolünün dışına taşan tiplemelerdir. Yüzüklerin Efendisi Serisi için çok şey denebilir ama bir \"Barış ve Kardeşlik eseridir\" denemez. Tolkein, saplantılı bir biçimde, karakterlerinin tipleriyle kişilikleri arasında ilkel bir özdeşlik kurar. Film, bu özdeşliği çok iyi yansıtmış. Bakınız buna hiç lafım yok. Filmin, kesintisiz versiyonunu izlemelisiniz. Belki o zaman daha fazla şey görünür göze.","label":7} {"text":"Evren yaratıldıktan bu yana geçerli bir kural vardır: savaşlar, muhteris komutanlar ve siyasetçilerin, masum halkın acımasızca ölümü karşısında duyarsızlaşmasından ibarettir... halk aç kalır, ölür, komutanlar ve siyasiler gününü gün eder... bu filmde halkın yıllarca dusunup de eyleme dokemedigi tepkisini görmekteyiz... konusu savaş karşıtlığı ya bu filmi mükemmel nitelendirmesine yeter ki bu film her şeyiyle mükemmel olmuş...","label":9} {"text":"Yine bir eve dadanan ruh ve bununla alakalı saçma sapan kararlar veren insanları izlediğimiz bir film. Bazı filmlerde olaydan emin olmadan saçma sapan davranan karakterleri artık benimsedik ancak film içerisinde öyle anlar geliyor ki bir insanın bu kadar rahat olması inanılmaz derecede rahatsız edici. Ben oturduğum yerden daha fazla korkuyorum oyunculardan. Paranormal Activity serisinin en kötü filmi olabilir. Hakikaten hiç olmamış ve ses efektleri dışında gerecek herhangi bir öge, zeka oyunu yok.","label":0} {"text":"Oyunculuklarıyla ön plana çıkan çok gerçekçi bir film. Başarısının sırrı hikayenin veya tekniğinin müthiş olması değil sizi içine alan hayatta her zaman yaşanabilecek bir olayı gerçekçi bir şekilde anlatması. Scarlet mükemmel oynamış. Adam driver başta tam oturmamış gibi geldi ama sonradan açıldı başarılı buldum. Yan karakterlerde gayet iyi. Uzun süresi ve kısıtlı senaryosuna rağmen hiç sıkmıyor. Diyalog filmlerinden hoşlananlara önerebilirim. Bence bütün evli ve evlenmeyi düşünen çiftler izlemeli.","label":7} {"text":"Son dakikaya kadar çocuğun verilen ilaçlardan ötürü rüya gördüğünü kendi iç dünyasıyla savaştığını, alkışlarla gözünü açıp bunun sadece bir tedavi olduğunu söylemelerini beklerken saçma bir son🥴","label":5} {"text":"Senaryosu, Frank Baldwin tarafından yazılan Cold Pursuit&, Norveçli Hans Petter Moland’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ilk Hollywood prodüksiyonu… 60 milyon dolarlık bütçesine rağmen sadece brüt 76,4 milyon dolarlık bir gişe yapabilen “dark comedy / kara mizah” tarzındaki bu aksiyon filmi, bilindiği gibi yönetmenliğini yine Hans Petter Moland’ın yaptığı “Kraftidioten / In Order of Disappearance” (2014) isimli Norveç filminin Amerikan versiyonu olarak yeniden çekilmiş hali… 8 Şubat 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.2/10 (60.851 oy) ve 3.1/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.2/10 (185 yorum) ve 57/100 (39 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de isterseniz, bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, bu filmi, “dark comedy / kara mizah” tarzında çekilmiş bir aksiyon olarak değil de, intikam peşinde koşan Liam Neeson’ın, elde silah terör estirdiği sert bir aksiyon olacağı beklentisiyle izleyenlerin (veya izlemeyi düşünenlerin) büyük bir hayal kırıklığına uğrayacakları ve hatta kimi sahneleri kolaylıkla anlamlandıramayacakları bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Zira izleyenlerin hemen fark edecekleri gibi ironi ve hiciv şeklindeki kara mizah ögelerinin öne geçtiği bu filmde mizah, kendini özellikle de karakterlerin takma isimleri ve ölüm sahnelerindeki zekice kurgulanarak aralara serpiştirilmiş ince ayrıntılarda göstermektedir… Elbette destekleyici ek örnekler olmaları nedeniyle, (homofobik nefret içermeyen) eşcinsel gangster karakteri ile “Stockholm sendromu” söylemi ve masal niyetine kar küreme aracı prospektüsü okuma esprilerini de atlamamak lazım… Çünkü bunlar da senaryoya, 119 dakikalık süreyi tamamlamak amacıyla öylesine ilave edilmiş şeyler değiller… Nihayetinde, bütün bu sıraladıklarımız da aslında, “Cold Pursuit” in, kesinlikle insanların birbirinin kafasını yarıp gözünü çıkarttıkları basit aksiyon filmlerinden biri olarak düşünülmemesi ve izleme programına da bu türden yanlış bir yaklaşımla alınmaması gereken farklı seyirliklerden biri olduğu anlamına geliyor… Bitirmeden bir iki laf da oyuncu kadrosu için etmek gerekirse, Liam Neeson’ın yanı sıra canlandırdığı karakterler ile oynadığı bütün filmlere ayrı bir renk katan William Forsythe’ı bu filmde de görmüş olmanın en azından bize iyi geldiğini söylemeliyiz… Belki, yine klasik bir laf olacak ama bu söylediklerimiz filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez, “Bu filmi, ana temasını değiştirmeden senaryosuyla da dilediğince oynayarak birde Quentin Tarantino yahut Coen Biraderler çekseydi, ortaya nasıl bir film çıkardı?” şeklindeki bir soru ile kullanmış olalım… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “bir şans da siz verin” biçiminde olacak… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Gözlerimi ekrandan alamadığım, harika bir dönem filmi. İzlemenizi tavsiye ederim. Tek kelimeyle bayıldım :)","label":9} {"text":"zengin kadro iyi oyunculuklar kusursuz plan ama aksiyonsuz sahneler 3/5","label":5} {"text":"Ortada kimin iyi kimin kötü olması gibi bir durum yok. Kapitalist devlet, ve polis, gardiyan gibi burjuva devletin kolluk güçleri her zaman her şekilde kötü olan taraftır. Şu an iyi taraf gibi gözükmelerinin sebebi, dünyayı onların yönetiyor olması ve bilinçli insan sayısının yeterli olmamasıdır. Elbet bir gün yeterli bir çoğunluğu elde edecektir insanlık.","label":7} {"text":"Berbat animasyonlar falan çizgi film gibi.Açıp da 2 saat vaktinizi öldürmeyin.Onun yerine sağ salim 2 yi tekrar açıp izleyin","label":0} {"text":"Guzel bir film. Cok ayrintilara girilmemis, anne karakterinin nasil kacirildigi vb. gibi ama yine de kendini izleten bir film. Cocugun mimikleri, hareketleri gayet basarili...","label":7} {"text":"iizlerken keyif alacağınız, kahkahalar atamasanız da tebessümle izleyeceğiniz hoş bir film 3/5","label":5} {"text":"“Barbara”, senaryosunu Harun Farocki ile birlikte yazan Christian Petzold’un yönetmen koltuğunda oturduğu oldukça etkileyici bir drama… Prömiyeri, 11 Şubat 2012 tarihinde “En İyi Yönetmen” kategorisinde Christian Petzold’un Gümüş Ayı ödülünü kazandığı 62. Berlin Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 85. Academy Ödüllerinin “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde Almanya’yı temsil eden ancak birincilik için yarışan ilk beşin içine giremeyen bu filmin, 7.2/10 (10.942 oy) ve 3.7/5 (3.885 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.7/10 (77 yorum) ve 86/100 (22 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, bir Alman filmi için fazlasıyla iyi… Gelin isterseniz, Alman sinemasının önemli isimlerinden Christian Petzold’un bizzat kendisinin, Love in Times of Oppressive Systems olarak tanımladığı üçlemesinin ilk halkası olan bu filme, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım… Petzold’un “baskıcı rejim” olarak bu filmde, 1980’lerin Demokratik Alman Cumhuriyeti’ni seçtiğini görüyoruz… Kısaca, Berlin’den küçük bir taşra kasabasındaki yine oldukça küçük bir hastaneye sürgün olarak gönderilen Dr. Barbara’nın burada yaşadıklarının anlatıldığı filmde Petzold, yarattığı boğucu atmosfer ve karanlık karakterler ile bu baskıyı iliklerimize kadar hissetmemizi sağlamış… Hikâyenin buraya kadar olan kısmı ile Petzold, izleyiciye oldukça ceberut bir Almanya tasviri çiziyor ki bu çok açık... Ancak filmin finalinde, elindeki bu ülkeden kaçış biletini Stella’ya veren Barbara’nın durumunu açıklama işini de bizzat izleyiciye bırakıyor… Bize göre bu durum, kesinlikle Barbara’nın henüz yeni tanıdığı Stella’ya karşı iyilik meleği kesilmesi yahut yine henüz çok az tanıdığı Dr. André’ye olan “yıldırım” aşkı ile açıklanamaz… Hele de ortada, filmde anlatıldığı şekilde mutlaka kaçılması gereken bir baskıcı rejim varsa… Dediğimiz gibi, Demokratik Alman Cumhuriyetini, Nazi Almanya’sı ile aynı kefeye koymayı göze alamayan Petzold, boşlukları doldurma işini bir kez daha izleyiciye havale ediyor… Kısaca filmin oyuncu kadrosuna da şöyle bir göz atacak olursak, gerek Barbara karakterini canlandıran Nina Hoss’un ve gerekse de André’yi oynayan Ronald Zehrfeld’in oldukça iyi iş çıkarttıklarını söyleyebiliriz… Ki zaten, bir anlamda bunun bir ödülü olarak, Nina Hoss ve Ronald Zehrfeld ikilisini serinin ikinci filmi “Phoenix” (2014) in kadrosunda da izleme şansı buluyoruz… Teknik ekip konusuna gelince… Christian Petzold’un bu filmde yola, üçlemenin son iki filminde de görev yapmış olan görüntü yönetmeni Hans Fromm, editör Bettina Böhler, prodüksiyon tasarımcısı Kade Gruber, prodüksiyon yönetmeni Dorissa Berninger ve besteci Stefan Will gibi kadim dostlardan oluşan bir kadroyla başladığını görüyoruz… Ki zaten hal böyle olunca da ortaya, kaçınılmaz olarak son derece rafine bir iş çıkmış… Sonuç olarak, üçlemenin diğer filmleri gibi arşivimize de dâhil ettiğimiz bu çok özel Petzold filmi için puanımız 4 önerimiz ise, “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son iki not: 1. Christian Petzold’un mutlaka izlenmesi ve arşivlenmesi gereken Love in Times of Oppressive Systems üçlemesi, “Barbara” (2012), “Phoenix” (2014) ve “Transit” (2018) isimli filmlerden oluşmaktadır… 2. Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 9 Aralık 2018 günü saat 02.18’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":7} {"text":"bazı bazı güldürse de genel itibariyle vasatı aşamayan komedi film.","label":3} {"text":"Böyle filmleri çok severim. Buna da bayıldım. Anlatılan hikayenin gerçek olmasıysa ayrı güzel.","label":8} {"text":"Kısa bir Hint filmi :) İlginç... Ve güzeldi.","label":7} {"text":"böyle acı bir olayın bu kadar sakin ve tane tane anlatılması etkileyiciydi. ayrıca ses görüntüye nasıl hayat katar gösteren film.","label":7} {"text":"siyah-beyaz tek bir kişinin bile kalmasına müsaade edilmemiş olması filmin ana fikrine aykırı değil mi sizce de?","label":8} {"text":"Sanırım izlemeden önce filmde konu olan mafya şahsı oturup iyice okumak ve içselleştirmek gerekiyor. Diğer türlü sıkıcı ve anlamsız bir film haline geliyor. Hoş, okumuş olsaydım da beni içine çekecek değişik bir hayatı da yok gibi geldi. Sıradan bir hayat. Mafya adam ne yapacak birilerini öldürmekten ve para kazanmaktan başka? Adam gidip 3. havalimanı inşaatında mı çalışsın? Farklı olan ne anlamadım!","label":5} {"text":"Sadece vasat. Vasat yani çok vasat aşırı vasat... daha ne denir ki? Lütfen 4. film çıkmasın, lütfen... kalbim kaldırmaz heralde 4. filmi.","label":0} {"text":"başlangıçta hikaye sarmasa da ilerledikçe filme ısınıyorsunuz. klasik bir konuyu farklı bir yerden işlemişler ve dümdüz değil de ileri geri anlatım filmi daha izlenebilir kılmış. müzikleri de çok güzel. ama filmi iyi bir çeviriyle izlemek lazım benimki iyi değildi pek. çeviri filmden alınan tadı epey değiştiriyor çünkü. filmi yeterince sevemememi buna bağladım.","label":6} {"text":"birbiriyle bağlantılı 4 karanlık karakterin, her birine özgü intikam öykülerini anlatan bir seri. karakterlerin birbiryle bağlantıları bana \"üç renk\" serisini hatırlattı. her bir bölüm oldukça kısa olduğu için izlemesi kolay, bir o kadar da sürükleyici","label":7} {"text":"Daphne Patakia çok başarılı. Lanthimos'un kısa filminde ilk defa görmüştüm. Avrupa sinemasında daha çok göreceğimizi düşünüyorum/umuyorum. Yunanistan'ın mültecilerle olan meselesine ve ekonomik krizine bakış atmış, her zamanki gibi harika ezgilerle sizi sürükleyen tam bir yönetmen filmi. Gatlif'in ömrü uzun olsun, birkaç film daha bıraksın ardında. \"-Şarkıyı söyleyen sen miydin? +Hayır, içimdeki sürgün söylüyordu, ben değildim.\"","label":7} {"text":"Çok uzun zamandır izlediğim en sert filmdi. Dağıtan, ağlatan da ağlatan, kendinize dert edindiğiniz herşeyi sorgulatan ve gene ağlatan bir film. \"Ben duygusal değilim yea\" diyen insanı bile ağlatır, kalbini acıtır. Çok fena.. Oyunculuklar tek kelimeyle harikaydı. Özellikle komedi filmografisi olan Cameron Diaz çok başarılıydı. Kate rolündeki Sofia Vassilieva' nın oyunculugunu tartısmaya bile gerek yok.","label":7} {"text":"Yorumlar biraz beklentiyi yükseltiyor sanki. Bu tür filmleri izlerken klişe bulmama kaygısıyla izlemem ama buna rağmen çok fazla klişe barındırıyordu. Kaykay sahnesi güldürdü. Rekabet tek taraflı olmasa daha keyifli bir film çıkabilirdi. 6/10, tamamen çerezlik.","label":5} {"text":"Cem Yılmaz’ın hem yazıp yönettiği ve uzun zamandır merakla beklediğimiz Pek Yakında vizyonda. Şimdiye dek Cem Yılmaz’ın el attığı en iyi proje olan film, duygusal komedi türünde ve aynı zamanda Türk sinemasına bir saygı duruşu niteliğinde.","label":7} {"text":"doğa severler sizi bu tarafa alalım. muhteşem görsellik huzur veren bi film","label":8} {"text":"Onur Ünlü ve muhteşem kadrosu güçlerini birleştirip çok iyi bir iş çıkarmışlar. Filmi yalnızca final sahnesi için defalarca baştan izleyebilirim.","label":8} {"text":"Kasaba filmi kadar içime işlemedi nedense ama kasabanın çekilme öyküsünü izlemek hoşuma gitti. kasabanın aksine dublajlı değil çoğunlukla sesli çekilmesi çok hoşuma gitti. NBC filmlerinde bir senaryo veya olay örgüsü aramıyorum. Ağırlıkla gözlemlerine dikkat ediyorum. Bu açıdan hoşuma gitmekle beraber kasaba filmi kadar etkilenmedim. Ayrıca 'sıkıntı'nın mayısla bir alakası yoktu bence. Mayıs sadece olayın üzerine tesadüfen orda bulunuyordu :)","label":5} {"text":"Bazı yerlerde kopukluklar var. Bir aksiyon filmi beklentisi ile izledim fakat temposu düşük. Ağır ilerliyor, yani ille de izlenir bir film olduğunu söyleyemem.","label":5} {"text":"30 dk izleyebildim","label":1} {"text":"2. \"Hold the door\" vakası :)","label":4} {"text":"çok bişey beklenmeden izlenmesi gereken yapımlardan.. tipik rom-kom. ama Josh Duhamel kesinlikle izlenmeli :P ..***..","label":4} {"text":"!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! ben bunu kısa film olarak çekerdim ki.. şimdi bir baba ve kızı var, böyle sorunları var filan.. orası önemli değil gerçi, bu ayrıntı hayatımıza hiçbir şey katmayacak, uzaylıların da pek umrunda değil zaten.. neyse, sonra bir takım süper teknolojik uzaylılar dünyaya geliyor.. biz dostuz falan demiyorlar.. kan gövdeyi götürüyor.. sonra allahın işine bak, adamlar domuz gribinden ölüyor.. bunların bir de su ile ölen akrabaları vardı, ama tehlike beklemedikleri yerden gelince mortu çekiyorlar.. babayla kızın/ailenin ilişkisi de iyileşiyor.. film de burada bitiyor.. nasıl? yüz puan bana bence.. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":4} {"text":"bu dönemin korku diye adlandırılan filmleri aslında gerilimdir.. the shining de bu tür bir filmdir. son sekansında insanı germesi ve film boyunca merak unsurunun ön plana koyulması filmi ayakta tutan temel unsurdur. filme yerleştirilen espriler sayesinde filmi anlamanız zor olmayacaktır biraz dikkatle senaryoyu başından anlamanız bile mümkün olabilir.","label":7} {"text":"Film Çok Güzel Saçma Sapan Filmlere Göre Kurursuz denebilir Özellikle Uçak Cihazları o kadar gerçekçi ki Çok Güzel kısaca izlemek isteyen düşünen kişilere tavsiyem KESİNLİKLE izlemeleri","label":9} {"text":"uleyn bu nasil bir film cok saglam kusursuz siddetle tavsiye ediyorum 10/9.7","label":9} {"text":"Hayao Miyazaki and Keiko Niwa tarafından kaleme alınan, The Borrowers isimli romandan uyarlanan harika bir animasyon.","label":7} {"text":"Çok durağan, çok uzun, yavaş yavaş ilerleyen bir film. Sadece son 40 dakikası falan iyi. Sürpriz üzerine sürpriz çıkıyor. Yalnız izliyor olsaydım muhtemelen durağan giden o ilk 1 saatte değiştirirdim. Sonu güzel!","label":4} {"text":"Biraz Düşünebilen her insanın keyif alabileceği bir film. iyi ki böyle filmler var. Türk sinemasının geleceğine umutla bakmamızı sağlıyor. ellerinize sağlık.","label":9} {"text":"bence çok güzel bir filmdi.Böle film ilk defa izliyorum diğer uzay filmlerine bakınca bu daha güzel ve sürükleyici geliyor yönetmen ve oyuncular çok iyi iş çıkarmışlar","label":9} {"text":"keşke gerçekte de amerikan askerleri böyle olsa /ama film izlenmeye değer","label":7} {"text":"Bu film bi kitap serisi ve ben okudum ruby, zu ve chubs ın kitapta betimlendiği gibi olduğunu düşünmüyorum bu hoşuma gitmedi açıkcası 😢 ama tüm bunlar bir yana mükemmel bir kitap serisi filmde güzel olabilir bence","label":5} {"text":"Serinin belkide en duygusal filmi diyebilirim, Mahmut hocaya karşı artık Hababam sınıfının elinde 'Ahmet' kozu var.. Yine çok eğlenceli ve finale yaklaştıkça dram yönü ağır basan bir Hababam Klasiği..","label":7} {"text":"Benim gerçekten çok hoşuma gitti. İzledikten hemen sonra film izlemeyi seven tüm arkadaşlarıma da tavsiye ettim bu filmi. Uzun zamandır bu kadar samimi ve sıcak bir film izlememiştim, bu kadar ertelediğim için çok pişmanım. Mutlaka izleyin pişman olmayacağınız bir film, özellikle son sahneleri gerçekten etkileyiciydi. İyi seyirler...","label":8} {"text":"Efectler cok kotu. Seslendirme berbat. ilk 30 dakika dayanabildim sonra salonu terk ettim. Benden once 15 kisi filan terketti. Bence zamninizi ve paranizi bosuna harcamayin ve paranizla guzel bir kahve icin..KEsinlikle tavsiye etmiyorum","label":1} {"text":"Aslında bilimkurgu ve 'ciddi' bir film niyeti ile çekilse de bana yıllar geçse bile hala kahkaha attırabilen bir malzeme.Kayaların üzerinde zıplaya zıplaya ivme kazanan ve son kayaya da bastıktan sonra 9G gücü ile havalanan ve sonra 'uzaylı kukla' ların üzerine uçan tekme atarak inen Cüneyt Arkın müthiş gerçekten.Kuklaya yumruk atıp midesini delen, yumruğu kuklanın arkasından çıkan, bir tekme ile kuklanın kafatasını uçuran, antrenman olarak da ayağına bağladığı koca taş parçaları ile zıplamaya çalışan bu 'cesur yürek' Türk büyüğünü hala izliyorum.Sözde uzay mekiği şeklinde düzenlenmiş araçtaki muhabbetlere hiç girmeyelim.Bu uzay mekiklerinin bir tek kornası eksik zaten..Bir ara Cüneyt Arkın’ın üzerine gelen göktaşlarına sellektör yapacağından korktum.Neyseki böyle bir zırvalık olmadı.Beni hala güldürebildiği için 7/10","label":6} {"text":"Çok dramatik, biyografik... Ethan Hawke'nin oyunculuğunu çok beğendim. Yönetmen bu çarpıcı hikayeye güzel bir sinematografi eklemiş. Tıpkı Maud Lewis tablolarında olduğu gibi doğayı güzel renkleriyle yansıtmış.","label":7} {"text":"İnanılmaz büyük bir salaklık yaparak yanlış uyarlamayı izledim ve filmin sonunda farkına vardım. Amacım 1934 uyarlamasını izlemekti. İkisinde de Bela Lugosi rol aldığı için aynı film zannettim. İzlediğim için pişman değilim ancak 34 versiyonu çok övüldüğü için garip duygular içerisindeydim. Film vasattı ve içimden sürekli olarak, \"nasıl bu kadar övmüşler bunu?\" diye geçirdim. Neyse, sakarlıktır olur. Film Poe öyküsünün ve 34 uyarlamasının aksine komedi ağırlıklı. Korku komedi türünü gizemle harmanlıyor. Zengin ve yaşlı bir kadının miras bölüşmesi üzerinden olaylar vuku buluyor. Parayı yemeye gelen akrabaların başlarına sırasıyla talihsiz olaylar geliyor. Ufak bir amatör dedektiflik hikayesi ile devam ediyor. Tatlı bir tiyatro oyunu izler gibi hissettim ama şansımı başka bir eski yapımdan yana kullanmayı tercih ederdim.","label":6} {"text":"çok gzl we eğlenceli bi film izlenmeye değer;)","label":8} {"text":"Konu itibari bilindik bir konuya sahip. Ama yine de kendini keyifle izletiyor..","label":9} {"text":"Aksiyonu bol keyifli bir film olmuş izlemeye değer. Kadrosun da başarılı isimler ve oyunculukları çok iyi.","label":8} {"text":"Kızılderilileri anlatan amen diyebilirim. Olaylarıı kahramnalık hikayesinden çok politik yönüyle incelemiş. İnsanların yüzünüze gülerken, akıllarından geçenleri gösteren bir film. \"Bıraktığınız izler sayesinde sonsuza kadar bilinirsiniz..\" Hiçbir yerli dilinde \"toprağa sahip olmak\" anlamına gelen bir cümle yoktur..","label":6} {"text":"Düşük bütçeyle çekilmiş bir film olduğu kendini belli ediyor replikleri güzeldi çok boş vaktiniz varsa izleyin 6/10","label":5} {"text":"TEK KELİME İLE BAŞYAPIT BU FİLMİ İZLEYİPTE ETKİSNDE KALMAYACAK BİR İNSAN BULAMASSINIZ 10 ÜZERİNDEN 10 Bir tokat gibi insanın yüzüne çarpılan gerçekler Ve soğuk duş etkisi yaratan mükemmel bir final.Tel parmaklıkların iki ayrı yüzünde iki ayrı çocuk Ve birbirinden ne kadar farklıysa aslında o kadar da eş bir hayat...Babasının korkunç bir yerden sorumlu olduğu için onun da korkunç bir insan olabileceğini düşünen ama ısrarla buna inanmak istemeyen Bruno...&Bu teller haywanlar girmesin diye değil,insanlar çıkmasın diye(!)&sözleriyle yaşadığı hayatın we onu bekleyen sonun ne olduğunu bilen ama ısrarla bunu kabullenmeyen Shmuel...Filmde Shmuel'i her gördüğümde içimde birşeyler cız etti,o bakışlarındaki yorgun ifade,gülümsemesindeki çocuksu çaresizlik Ve daha birçok anlam dolu hareketi... Bugüne kadar Nazilerle ilgili birçok film izledim ama sanırım hiçbiri bu kadar sarsıcı olmadı.Belki gerçekleri iki farklı hayat yaşayan çocukların gözünden izlemek bu kadar etkiledi beni.Filmin her karesini ayrı ayrı özümsemek gerekir, çünkü hepsinde birbirinden farklı karakterlerden aslında aynı sonuca çıkan gerçekler göze çarpıyor...Uzun zamandır böylesine ağladığım Ve böylesine bir insanlık dersinin werildiği çarpıcı bir film izlememiştim.Benim için dört dörtlüktü film.Mutlaka ama mutlaka izleyin Ve izlettirin,tarihin gerçeklerini bir de bu iki çocuğun gözünden,onların duygularıyla izleyin... Nefret! Geçmişte olduğu gibi günümüzde de en büyük suçlardan biri olarak addedilmektedir. Fakat düşündünüz mü bu duygu doğuştan mı gelmektedir? Yoksa çevresel faktörlerin etkisi ile sonradan mı öğrenilmektedir? Film bize bu soruların cevaplarını tokat gibi vuruyor. Bruno, yüksek rütbeli bir Nazi generalinin oğludur. Henüz 8 yaşındadır ve onun için hayatın anlamı, çevresini keşfetmekten ve akranları ile oyun oynamaktan ibarettir. Yine kendisi gibi 8 yaşında olan Yahudi bir çocuk ile arkadaşlık kurar. Shmuel’ in Yahudi olması önemli değildir. Çünkü o nefret ile doğmamıştır. Ablası gibi nefreti de henüz öğrenmemiştir. Arkadaşının etnik kimliği ve dini ile ilgilenmemektedir. Tel örgülerin engelinde de olsa filizlenen bu arkadaşlık onları engelleyemeyecektir. Schindler’ in Listesi, Hayat Güzeldir ve Piyanist filmlerinin bir tık aşağısında olsa dahi, vermiş olduğu anlamlı mesajlar ve öğreticiliği ile adı bu filmlerle beraber anılacaktır Çizgili Pijamalı Çocuk filminin. Öncelikle süresinin biraz az olduğu düşüncesindeyim. İkinci bir husus ise, merkeze bir çocuğu koyması (ki zayıf noktamdır) ve beklemediğim bir final sahnesi ile gereğinden fazla duygu sömürüsüne gidilmesi filmin olumsuz bir özelliği olarak öne çıkıyor. Haricinde Vera Farmiga ile David Thewlis tanıdığım ve geçmiş performanslarını beğendiğim oyunculardır. Bu filmde de etkileyici oyunculukları göz doldurmuş. Nazi generali rolündeki David Thewlis’ in Yahudiler için kullandığı “Onlar insan bile değil” repliği çok vurucuydu. Dönemin, akıl hastalığına varan nefretini göstermek adına çok etkili bir replik verilmiş. Koleksiyoncuların arşivlerine mutlaka eklemesi gereken, etkili bir dönem filmi olmuş.","label":9} {"text":"buram buram hollywood çerezliği koksa da afişi itibariyle, aslında fena film değildir.. gerçekçilikten uzak değildir: \"yuh, burda nasıl şöyle şöyle olmadı, hayret bir şey\" gibisinden cümleler kurdurmaz.. bir pazar günü için, gayet güzel hem dinlendiren hem eğlendiren bir film olabilir..","label":7} {"text":"Juliette Binoche dışında başka bir kadın oynasa bu kadar etkileyici olur muydu bilinmez. Bolca sürpriz içeren başka bir dünya mümkün mesajı veren film günümüz insan ilişkilerine ışık tutmanın ötesinde sorgulayıcı diyaloglara sahip. Psikiyatrist ile olan diyaloglar özellikle güzeldi... 85/100","label":8} {"text":"gecenin üçü, kulağımda o ağıtın yankıları ve yastığıma damlayan yaşlar...","label":8} {"text":"2-3 güzel sahne dışında, Only Time şarkısına uzun klip olmaktan öteye geçememiş.","label":0} {"text":"Kısa süresi ve duygusallığı ile çok izlenilesi bir yapım olmuş Hotarubi no Mori e. Bir insan tarafından dokunulursa kaybolacak bir ruh ve bir kızın arkadaşlığını anlatıyor. Buruk bir anime.","label":7} {"text":"Bilgisayarların ürettiği bir çok şey gibi animasyon filmlerine de karşıyım. Her karesinin üzerinde titizlikle uğraşılan ve bir insanın elinden çıktığını bildiğiniz cell animasyon tekniğinin daha fazla para ve vakit kazanmak adına terkedilip, bir bilgisayar oyunu tadında çizgi filmlerin peydahlanması sanırım izleyen o küçücük çocukların bile kafalarını karıştırmıştı. Bu türden bir film olan ve hiç bir estetik değer taşımayan, geçen sezonda izlediğimiz 'Anastasia' adlı saçmalığa gülememiştim bile.","label":7} {"text":"Gayet başarılı bir filmdi izlerken hem korktum hem keyif aldım uzun zamandır böyle bir film gerçekten izlememiştim arkadaşların emeği geçen herkesin ellerine sağlık çok başarılı","label":9} {"text":"İlginç bir şekilde beğendim ben bu filmi, kendini pek ciddiye almayan yapısı, dozajinda tutulan gore sahneleri ve aralara yedirilmiş absürd espriler filmi izlemeyi keyifli kılıyor. Yine de bu filmi Rec franchise'ı içerisinde düşününce insan üzülmeden edemiyor. Zira İlk film ile elde edilen başarılı ve yüksek gerilimli ortam; 2 film ile \"şeytan bok püsüre\" bağlayıp ortamı terk edince hiçe sayılmıştı. Bu film ile de öldürücü vuruş yapılmış gibi geliyor bana. 1 devam filminin daha gelmesi bu açıdan manidar açıkçası, çünkü bu film ile serinin canına okumuşlar diyebiliriz. Yine de filmi seriden bağımsız ele alip ona göre puan vermek istedim. Çünkü böyle düşünüldüğünde aslında hiç de başarısız bir yapım değil ve oldukça eğlenceli. Bu yüzden puanim 7/10. Not: Seri içerisinde değerlendirmiş olsam 4 puan verirdim sanırım.","label":6} {"text":"...The Last King of Scotland, 70#39;ler boyunca halkina zulmeden ve yuzbinlerce kisinin olumune neden olan Ugandali diktator Idi Amin#39;i tanima firsati veriyor seyircisine. Ancak yonetmen MacDonald, gercek olaylar ile kurgusal olani harmanlamaya calistigi oykusunde (flmin basinda belirttigi gibi) isin kurgusal yonune o kadar cok yukleniyor ki, gercekleri verme konusunda zayif kaliyor. Idi Amin yonetimine neredeyse hic deginmiyor, neredeyse sadece Iskoc Garrigan#39;in (isin kurgusal yani) kadinlara olan duskunlugu ve Amin#39;le dostluguna egilmeye yanasiyor. Zaten genel olarak Garrigan#39;in kadinlara olan asiri duskunlugu kanimca hikayeyi zedeliyor. Film hikayenin kilit noktasiyla birlikte zaten gaza basiyor ve neredeyse ikinci yari boyunca son surat finale baglaniyor. Whitaker#39;a gelince, odulu hakedecek derecede iyi oynadigi ve fizigini de kullanarak role cuk oturdugu bir gercek. Ancak film bittikten sonra aklinizda sadece onun performansinin kalmasi da ayri bir gercek...(6/10)","label":6} {"text":"animasyon kategorisinde çok farklı yeri olan bir yapım olmuş.. post apokaliptik ve distopik bir senaryo ile kusursuz bir işçilik çıkartmışlar... çocukların izleyeceği bir şey değil o düşünce ile izlemeye çalışmayın sıkılabilirler...","label":7} {"text":"uzun zamandır bu kadar gerilmemiştim","label":7} {"text":"filmi izledim aile içindeki sadakatı ve ppolis ve illegai işlerle uğraşan kardeşinin hikayesi hakikaten izlenmesi gereken flimlerden birisi bana göre","label":7} {"text":"B. Willis oynayavcak da ben beğenmeyeceğim.. Çok zor... Ailenin önemi bie kere daha tema.. Çok işleniyor bugünlerde herhalde onlarda anladı önemini..","label":8} {"text":"Kurtlar Vadisi Spectre olmalıydı filmin adı, tek kelimeyle rezalet. En kötü Bond filmi gitmeyin paranıza yazık","label":1} {"text":"1 saat 16 dakikalık suç gerilim yer yer aksiyon ve komedi barındıran bir film. İzlerseni çok fazla vakit kaybı yaşamazsınız izlemezseniz de kaybınız olmaz...","label":5} {"text":"başından sonuna kadar hiç sıkmayan tim brtn yine estirmiş helal olsun inş böle güzel filmlere devam eder herşey çok güzeldi","label":7} {"text":"\"Adrien ve Anna'nın seyahatleri aracılığıyla savaş sonrasında Fransa ve Almanya'da öfkeye dayalı milliyetçiliğin yükselişe geçtiği, diyalog imkanının ortadan kalktığı gözlenebiliyor.\" http://www.filmloverss.com/frantz-filmloverss/ Milliyetçiliğin ve onun sebep olduğu savaşın nasıl bir bela olduğu, toplumları-halkları nasıl birbirine düşman ettiği hakkında önemli dersler alınabilecek hüzünlü bir film. Siyah-beyaz olması acı ve hüzün duygusunu daha da pekiştiriyor. Tavsiye ederim. 8/10","label":7} {"text":"Tyatrovari sinemada izlenmeyecek,merak edenlerin bekleyip vcd sini alabilecekleri bir film...Film öykünün geçtiği süreci seyirciye aksetemediği gibi karakterlerin ruh hallerini sevişme sahneler dışındada ne yazıkki yansıtamıyor...Savaş ve savaşın etkilerine meraklı biri olarak benim hoşuma gitmediyse genel olarak insanların hoşuna gidebileceğini zannetmiyorum...Bu film sadece asyalı kadınlara zaafı olanlara hitap ediyor diyebilirim...İyi seyirler","label":1} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü (Türk korku filmleri hariç) korku filmi olabilir. Teknik açıdan kusursuz olsa da konu o kadar bayat, o kadar kötü, oyunculuklar da bir o kadar zorlama ki hiçbir şekilde korktuğumu hatırlamıyorum. Sözde korku filmi!","label":0} {"text":"Filmi bugün izledim. Komik ve eğlenceli. Sıkılmadan izleyeceğinize eminim. Umarım çok izlenir. Önerilir","label":9} {"text":"johnny depp ve angelina jolie ikilisi için izlenmeye değer..","label":6} {"text":"Kurgu felan biraz sıkıntılı ama müzikler olsun ortam felan güzel filmin nasıl geçtiğini anlamıyorsun eğlenceli filmdi ortalamanın üstünde. 10/7","label":6} {"text":"filmle ilgili nereye dönsek babam ve oğlum’la kıyaslamadan geçilmiyor. çağan ırmak artık 'eehh, başlayacam artık babam ve oğlum’a' dese yeridir. adam sanki bir o filmi çekmiş ömrü boyunca, başka da sinema bilmez.ulak’a gelirsek taptaze bir anlatım, sağlam bir teknik görüyoruz. her ne kadar, en başta kurgusu, ortalama seyirciye yani gişeye giden yola uygun olmasa da hemen herkesin bu destandan alabileceği birşeyler vardır. daha iyi olabilir mi; elbette olabilir. daha yüklü altmetinler olabilir, kostümler, şiveler daha hassas ele alınabilir, bazı tutarsızlıklar giderilebilir, fazlalıklar atılabilir vs. tüm bunlar bu filmin türk sineması için önemini azaltmaya yeter mi? çağan ırmak belki de popülerliğinden vazgeçmek pahasına kendi yönetmenlik deneyimini yaşamak adına, sinema adına bir şeyler yapmaya çalışmış.filme yatırılan yüklü miktar ise ya gişenin doğru hesaplanamaması ya da çağan ırmak’ın biraz daha kişisel olan bu filmine kolay finansman sağlamasından olmalı.","label":8} {"text":"Gömülü hazine. Bu kadar basit bir hikayeden nasıl bu kadar güzel ve bu kadar tempolu film çıkabiliyor anlayamıyorum. Bu 90'lar sinemasında daha ne cevherler göreceğim acaba. Özellikle sahnelerin kurgusu ders niteliğinde. Geceme renk kattı, daha ne diyebilirim ki..","label":8} {"text":"Muhteşem bir görselliğe sahip bir film. Emek sömürüsüde işlenmiş filmde, en azından insanı değerleri yitirmişliği çarpıcı bir şekilde işlemiş. Temposu düşük ana akım izleyiciye göre değil. Konu itibari ile daha çarpıcı diyaloglar olabilirdi filmde bazı olayları aktarırken salt sanatsal kaygılar güdülmüş yinede başarılı bir film. puanım 54/100.","label":4} {"text":"türk fareli köyün kavalcısı desem siz gerisini anlarsınız....","label":5} {"text":"Nolan'ın Doodlebug filmini izlememiş olsam daha fazla beğenebilirdim. Yinede efekt ve emek açısından -bir kısa film için- takdire şayan. Fikir de orjinal olsa tadından yenmezdi.","label":6} {"text":"Harika bir komedi. Chow, bir düzenbazlık üzerine kurulu sistemde aşçılar kralıdır. Bull Tong'un, foyasını düşürmesinin ardından intikamını alabilmek için oldukça zor ve meşakkatli bir süreçten geçer. Bu süreç boyunca sahtekar bir aşçıdan gerçek bir aşçıya geçiş yapar. Oldukça güzel komedi unsurları barındıran film daha ikinci dakikasında, Hindi bacı karakterinin erişte tabağını atarak sunma biçiminde kendini gösteriyor. Juri olarak Nancy Sit'in dans şovunun ise altını çizerek belirtmek istiyorum. Filmin absürt komedi yanına birde saklı bir drama eklenmiş durumda -ki oldukça tadında olmuş.","label":7} {"text":"Uyarayım, erotizm dozu yüksek bir yapım. Hatta finali hesaba katarsak, pornografik bile denebilir. Absürt, erotik, iğrenç, zeka düzeyi oldukça düşük bir film. 90 dakika bu, yazıktır.","label":4} {"text":"ya arkadaşlar herkes filmlerle dalga geçiyor diyor.ama ben matrıx dışında hangi filmle dalga geçtiğini bir türlü anlayamadım.belkide o dalga geçildiğini söylediğiniz filmleri izlemediğimdendir.neyse film baya geyik yani komik baştaki araba sahneleri,adamı denize atma sahneleri ve katilin telefonda kızla konuşup ben nerdeyim deme sahneleri çok komikti.sonuçta senaryosu olmayan çok komik ve bir o kadar da boş bir film benim tavsiyem çığlık vs gibi filmin dalga geçtiği filmleri izlemediyseniz zevk almazsınız.bu filmin yerine road trip,old school ve euro trip i izleyebilirsiniz. bence daha komik 5/10 saygılar.","label":6} {"text":"marjinal ajitasyon olmadan da ağlatabilen bir film Canım Kardeşim. özellikle kardeşi olan insanlar üzerindeki etkiyi anlamak mümkün değil. 8.5/10","label":8} {"text":"Yarısında bu kadar çok çıkmayı istediğim film hatırlamıyorum. Yine bir şans verip devam ettireyim dedim ama görsel efektler rezalet, senaryo ve savaş taktikleri desen sıfır mantık. 150 bin kişilik olduğu iddia edilen Bizans ordusunda saysanız 200 kişi var. Savaş meydanlarında arkada çocuklar antrenman yapıyor sanki. Yapabildiğimiz işlerden biri olan tarih filmlerini artık yapamaya başlamışız. Rezalet.","label":0} {"text":"Film çok daha başarılı olabilecekken, senaryo fazla uzamış.","label":5} {"text":"...yapimci Matthew Vaughn#39;un Lock, Stock and Two... ve Snatchin ardindan bir uclemeye tamamladigini varsayabilecegimiz ilk yonetmenlik denemesi Layer Cakein birinci sinif bir suc filmi oldugunu soyleyebiliriz. Birbiri icine gecen baglantilari ve olaylari son derece akici, hicbir dakikasinda sarkmayan bir dille anlatan Vaughn, sadece acilisiyla sekansiyla bile nasil etkileyici bir film izleyebilecegimizi gozler onune seriyor. Ayrica kurgusuyla da seyircisinin merakini sondurmeden, tekrara girmeden, gostermediklerini ileriki dakikalarda gayet yerinde gozler onune seriyor (Duke#39;un vuruldugu sekans ile Sirp tetikcinin emaneti aldigi ve teslim ettigi sekanslari hatirlatirim). Ayrica tum oyuncu kadrosu gayet tatmin edici performanslar sunuyorlar, filmin guldurmek gibi bir hedefi yok belki ama karakterler cok ciddi olduklari sahnelerde bazen unutulmaz komik anlar sunuyorlar (Duke#39;u vuranin Gene#39;ye donup attigi bakis, parkta gecen av-avci oyunu ve Gene#39;nin silah koleksiyonunu ortaya cikarttigi sekans son derece komik). Yeni 007 olma yolunda ilerleyen (hatta filmde buna ufak bir gonderme de var gibi) Daniel Craig, tum zamanlarin en cool aktoru Steve McQueen#39;i animsatan mesafeli oyunculugu ve genel goruntusuyle filmi bastan sona surukluyor tum yan oyuncu kadrosuyla. Sienna Miller soyle bir kendini gosterip kayboluyor, Michael Gambon Open Range ve The Insiderdaki gibi yine kotu bir adam olarak damgasini vuruyor. Ozellikle kurgunun yaninda isik ve renk kullanimiyla cogu planinda seyircisini mest eden, Lisa Gerard#39;in muziginin destegiyle de gucunu arttiran bir film. Fianl ise gercekten vurucu...! Kacirmamanizi tavsiye ederim./..(8/10)","label":7} {"text":"Genel olarak başarılı bir film. Özellikle görsellik ve ses efektlerine bayıldım. Elijah Wood'unki gibi diğer oyuncuların performansları da harikaydı.","label":7} {"text":"silencio'nun yorumuna aldanıp izledim. zevkler renkler olayının doğruluğunu yine kanıtlamış olduk, gerek yoktu gerçi ama oldu bi kere, arada tekrar kanıtlanmayınca darılıyor sanırım.. sıradan tırt bi romantik komedi. rezalet de değil ama vakit kaybı... elimdeki izlemediğim yaklaşık 25-30 film arasından bunu seçmiş olduğum için 3 gün yas ilan ediyorum. kendim yazıp kendim oynuyorum. edit: kankacılık başa bela (:","label":4} {"text":"İzlerken o kadar sıkıldımki, hiç huyum olmamasına rağmen inatla izledim offlaya pofflaya. Ne bi konu var ne bir heyecan, gereksiz aksiyon sahneleri doyurucu olmayan silahlı sahneler. Uzun zamandır böyle vakit kaybı bir film izlememiştim. Zaten görüntü kalitesi düşük şekilde izledim, o yüzden film daha da çekilmez oldu benim için. Bir kaç müzik hariç müziklerde kötüydü az buçuk oyunculuk emek ve harcanan gereksiz paralar hatırına ortalamanın üstü puan verdim. Bilim kurgu aşığı biri olarak hayal kırıklığı yarattı boşuna izleyip vaktinizi boşa harcamayın.","label":5} {"text":"Yağmur altında birbirine sorular sorup güldükleri sahnede ben kopmuştum, bir de parkı ev yapıp burası salon, burası misafir odası dedikleri sahne ve tabiii ki unutulmaz Alii Beyy Amcaaa:), çok keyifli bir film..","label":6} {"text":"Fikir kırıntısı ile yapılmış bir film. Yer yer kameranın doğru kullanılıp güzel kareler yakalanmış olsa da çağrıştırdığı \"Sans toit ni loi \"başarısını ve anlatımdaki gücünü yakalamaktan çok çok uzak... 4/10","label":2} {"text":"Fragmana baktigimda pek korkucamı düşünmedim.Fragmanda hiç bir sey göstermemis.filmi izlerken cok korktum tavsiye ederim.","label":9} {"text":"Bu film gerçektende çok başarılı ve benim vazdeçilmezlerimden. ilişkilerle ilgili çok değişik ve çarpıcı yaklaşımlarda bulunulmuş ve aynı zamanda mizah anlayışıda gayet iyi özellikle aile muhabbetleri beni çok güldürdü, şiddetle tavsiye ederim","label":8} {"text":"nedense az bilinen bir filmdir ama gerek senaryosuyla gerek oyunculuklarıyla ve özellikle de müzikleriyle harikulade bir filmdir.","label":9} {"text":"filmi şimdi izledim murat hanın performansını beğendim aslında filmde aşık olunan bir kadın arkadaşı bile aldatıldığını öğrenince sesini çıkarmıyor hem adam hem kadın umutsuzca aşık yani. konusu itibariyle de izlenebilecek bir film","label":4} {"text":"Glenn Gould'un kariyeri ve karakteri üzerine yoğunlaşılmış bir biyografi. Özellikle üçüncü bölümde değindikleri, sanatçı halkın görüşüne göre mi yoksa sanatta uzmanlaşmışların görüşüne göre mi hareket etmeli tartışmasını çok beğendim. Diğer bölümler ekseriyetle Gould ile anilarını paylaşan kişilerle doldurulmuş. Bir de Gloud'un aşırı konuşkan biri olduğunu iyi kavrıyorsunuz :)","label":6} {"text":"sanatçılar bazen kendi ağırlıkları altında ezilirler. radu mihaileanu' da üzülerek de olsa bu durumun kırıntılarını görüyorum. Train de vie kopyası denebilir bu filme. hem de kötü bir kopya. bir grup insan hayallerini gerçekleştirmek için bir yolculuğa çıkarlar. absürd ve eğlenceli bu yolculuk aslında ağır bir acı ve hüzün içerir. tamam tamam da sıkıntılar var. gerçek ve hayal filmde birbirine karışamıyor. her şey çok gerçek ve aynı zamanda çok hayal. dolayısıyla da filmle birlikte bir \"duygu\" kazanamıyoruz. ritm eksikliği çekiyoruz. dolayısıyla da hayatımızın geri kalanında yanı başımızda taşıyacağımız bir duygu vermektense sadece izlediğimiz süre boyunca bizi eğlendiren bir \"eser\" çıkıyor ortaya. bir naylon şaşı bak şaşır.","label":9} {"text":"filmin böyle bi afişi olursa tabi dandik bi aşk filmi diye nitelendirir insan, önyargı yapmayın","label":7} {"text":"Filme gülmek için giderseniz yanılırsınız. Film çok sempatik tatlı olmuş Cem Yılmaz farklı bir yapım denemiş ve gerçekten başarılı olmuş. Güldürürken tam güldürüyor ama ağlatırken tam ağlatıyor. Önyargılı davranıp büyük bir gülme beklentisi için giderseniz gerçekten üzülürsünüz.","label":7} {"text":"televizyonfilmi kalitesinde, anladınız işte!","label":1} {"text":"Güzel olduğuna da eminim.Şansınız bahtınız bol olsun gerçekten farklı bir gerilim korku türüne benziyor","label":9} {"text":"İşte başarılı ilk filmin gölgesinde kalan bir devam filmi örneği. Birincisi zamanında ödüller ve övgüler almış ve şu anda da her türlü ortamda yazılarını, bilgilerini vs. bulabilirsiniz. İkincisi için tam tersi. Sevme sebeplerimden hafifçe bahsedersem eğer; -Filmin başında polislerin, polis merkezi önündeki balıkları eroin şüphesiyle ararken vazgeçme sebepleri, Popeye'nin otelde yaşlı ingiliz kadınla ve hücrede fransız müfettişle olan diyalogları, oteli yakma sahneleri, nihayetindede Marsilya sokaklarındaki takip sahneleri. Özellikle Popeye'nin tekneyi takip ederken ses, müzik ve kamera uyumu o yıla göre harika. Uzatmadan birinciyi sevdiyseniz bunuda kesin izleyin derim.","label":6} {"text":"Ah Tanrım,ben güzel bile olmayan bir kızım,en az 24 yaşındayım ve liseye gidiyor gibi yapamıyorum,saçma bir nedenle ceza alıyor ve saçma bir etkinlikten geri kaldığım için üzülemiyorum,çok ama çok güzel bir eve bakıcılığa gidiyorum ama saatlerce çocukları görmüyorum bile,sonra o kocaman güzel evde kendi kendime korkmaya başlıyorum,kedi geçiyor korkuyorum,kuş uçuyor korkuyorum,telefon çalıyor korkuyorum ama beni bir katilin kovaladığını anladığımda bu kez korkmak yerine üzerine gidiyorum ve katilin olabileceği her yere bodoslama dalarak orda hiç tanımadığım bir ev sahibinin oğlunun yada 2 saniye gördüğüm yatılı hizmetçinin olabileceğini varsayıyorum.Ah Tanrım,ben bu evin içinde 1.5 saat geziyor ve bundan bir film çıkmasını bekliyorum.Üstelik Hababm sınıfı Askerde'nin afişinden daha kötü bir afiş yapmayı da başarıyor ve bunların hepsini neredeyse bedavaya çıkarıyorum.Sımon West e teşekkür ediyorum.Sonra gidip Hotel Rwanda adında gerçek bir film izliyor ve hastanede uyanıyorum...Hepsi rüya olmalı!","label":0} {"text":"görsel açıdan bir les amours imaginaires değildi canısı ya. 'beklentilerimi karşılamadı'","label":5} {"text":"harbidensenaryonun yarısı yazıyo herhalde :)","label":7} {"text":"Yakınını kaybeden birinin hiçbir şey olmamış gibi davranması normal değildir. Bu filmde bunu görüyoruz. Ayrıca jack gyllenhaal bayılıyorum ona :))","label":9} {"text":"Müthiş bir film bunun sebebi çok farklı olması, genellikle gaspar noe'nun klasikleşen rahatsız edici filmlerinden ziyade bunda gençlerin uyuşturucu bataklığına düşmesinin kötülüklerini konu alir ve büyük politik mesajlar verir.","label":9} {"text":"Beklediğimden iyiydi. Öncelikle korku ya da gerilim türünde bir film 6 puan alıyorsa iyidir. Bunu bildiğim için başta 5 küsür puan alan bir filmi izlediğim için beklentim düşüktü, yalnız nasıl olduysa film sonuna kadar büyük bir merakla izletiyor kendini. Beklediğimden iyi çıktı kısacası. Özellikle başrol oyuncusunun güzelliği ve oyunculuğu sizi filme daha çok bağlıyor. Aslında izlerken pek de korku filmi olacağını hiç tahmin edememiştim. Afişi şimdi gördüm. Belki de bu nedenle film daha çok etkiledi beni. Kapalı bir alanda geçen gerilim, korku saaatleri. İçinde bazı yerlerdeki bulanıklık yüzünden 7 puan vermedim. Hani daha sağlam bir kadro içinde olsaydı filmimiz önemli bir yere gelebilirdi. Aslında bu kadar basit bir film çekmek. Al bu senaryoyu Türkiye'de uyarla arkadaş. Siz de beklentiyi düşük tutup öyle başlayın filme sonra keyifli bir film sizi bekliyor işte. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"çok eğlenceli ve komik bir filmdi.","label":9} {"text":"Bir tv filmi olarak ya da Peter Sellers'a ithafen bir belgesel olarak sunulabilirmiş fakat bir sinema filmi olarak iyi bir tercih değil.","label":5} {"text":"Orjinal bi hikayesi olmasa da favorilerim arasına girebilmiş bi yapım... Sandra Bullock oyunculuğuyla tekrar parlamış filmde... herkese tavsiye edceğim bi film...","label":7} {"text":"Bu filmde, Perran Kutman'ın beden dili muhabbetleri beni koparmıştı, bu kadar mı komik olabilir.. Bir dayıyla yeğenin sıcak dostluğunu anlatan, eğlenceli bir film..","label":6} {"text":"Benim için Interstellar ile birlikte en iyi film müziklerine sahip film. Hatta filmde kullanılan müziklerden biri ülkemizde yıllarca yayınlanan Gerçek Kesit'in bölüm sonlarında kullanıldı.","label":7} {"text":"Oyunculuk berbat, şakalar hiç komik değil, senaryo o kadar kötü yazılmış ki akraba evliliğine karşı mesaj verme amacı olan film düpedüz akraba evliliklerini destekliyor. İzlemeniz için hiçbir neden yok vaktinizi harcamayın.","label":1} {"text":"\"kadınlardan nefret eden erkekler\" isimli bu uyarlama filmi izlerken, kendinizi 'erkeklerden nefret eden kadınlar' örgütlenmesinin içine savurabilirsiniz.. Azınlık göçmenlere ve özellikle kadınlara yönelik gizli nefretin konu edildiği film, beceriksizce kurgulanmış olmasına rağmen, şiddet ve cinsel saldırı sahneleriyle ne huzur, ne uyku bırakmış - tatilimin son günü sinirlerimi çok germiştir.. Uyarmayı görev bilirim Efendim.","label":5} {"text":"türk dostlarımızdan böyle filmler görmek gayet güzel. ancak anlattığı tarz gereği özgün olamamış; olmasına da gerek yok zaten. lynch'in blue velvet'inden bariz bir esinlenme var. blue velvet'te kahramanımız kesik bir kulak bulur ve olaylar gelişir. av mevsimi'nde kahramanımız kesik bir kol ya da el bulur ve olaylar gelişir. ancak yine de güzel film.","label":7} {"text":"Vecihi geliyor repliğiyle hafızalara kazınmış, kızının mutluluğu için evini ipotek ettiren bir anne ve evi bu ipotekten kurtarmak için çalışan ailenin sımsıcak filmi.. Filmde ayrıca Halit Akçatepe ve Hababam Sınıf'ındaki Hayta İsmail'in, evin kızı için çekiştiği sahneler görülmeye değer,, Bir de aklıma gelmişken Adile Naşit'in siz ne içiyorsunuz bakim, aaa Nane Likör'ü bayılırım, sahneside çok komiktir... Tam gönder diyeceğim ama bir sahne daha Şener Şen düğünde sahneye çıkar ve Seviyorummm, Veriyormusun diye başlar, masalsı bir film, çok keyifli..","label":7} {"text":"filmi izlerken istediğim havayı ne yazık ki veremedi çocukça geldi bana zaman geçirmek içinde izlenmez malasef 10 üz 4.5","label":3} {"text":"Tesadüf olduğunu sanmam yılın 2001 oluşunu. Sonuçta A Space Odessey","label":8} {"text":"Freud'un cinsellik ve ensest ilişki tabularını yıkması ile Gaspar Noe keki için hem sütünü hem yumurtasını hem de şekerini kaptı. Bu kutsal annelik olgusunu ve ahlakın tüm katı normlarını açıkça ve korkusuzca tekrar tekrar yerle bir eden Noe 2 saat 41 dk boyunca bize işkence çektiriyor.","label":7} {"text":"Yönetmenin konu seçimi takdir edilir ancak işlenişi sönük kaldı. İskenderiye Kütüphanesi-Hypatia ve o dönemin insan tarihindeki etkileri söz konusu olunca beklentilerimiz epey yüksekteydi haliyle. Fazla da eleştirmek istemiyorum, merak ettiğim bir şey varsa o da 'Carl Sagan yaşasaydı ve bu filmi görseydi yorumu nasıl olurdu?' Zira Kozmos serisinden izlediğim/okuduğum kadarıyla özellikle ilk ve son bölümlerde \"Hypatia, İskenderiye Kütüphanesi'nden saçılan aydınlığın son ışığıydı\" ve \"Eğer zamanda geri gidebilseydik ilk geleceğim yer burası olurdu\" diyerekten kendisi için önemini vurguluyor. Serinin son bölümündeki ilgili kısım:http://www.youtube.com/watch?v=Wvg62QYUAYc","label":7} {"text":"oyuncular ve filmlerdeki halleri, filmin geçtiği ortam ve hikaye nedense bana hep goodfellas'ı hatırlatıyor. sanki goodfellas'ın hatırına filme doyamayanlar için çekilmiş gibi... bu iki filmin çok öncesinde ise scorsese bu filmler için prova olarak ''mean streets'' i çekmiş... kısaca scorsese gerçekten yeraltını sinemaya aktarmayı çok iyi biliyor","label":8} {"text":"Film vizyondaki gösterilen hatta iyi puan almış yapımlara kök söktürüyor. Ben açıkcası psikolojik filmlerden hoşlananlar için tavsiye ediyorum. Yapım kimi izleyiciye sıkıcı yada berbat gibi görünsede, dogmatik düşünceye set çektirebiliyor. Bu tarz filimleri anlamak için buhran geçirmiş biri gözüyle bakmanızı öneriyorum. Beyazperde editörünün yazdığı verimsiz puanlı yoruma aldırmayın.","label":8} {"text":"Filmi Megan Fox olmadan düşünürsek 10/3,5 diyebilirim..Eğer onuda katarsak 10/5..Zaman kaybı,heleki sinemada izlemek için düşünüyorsanız boşverin kana susamayın..","label":4} {"text":"Seyretmeye doyamadığım komedi ve dram türünde çok iyi bir filmmmmmm ! İzleyinnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn !","label":9} {"text":"Güneşin hiç görülmediği filmde, 40 watt lık ampülle aydınlatılmış mekanlarda yapılan çekimlerle oluşturulan kasvetli ortam oldukça geriyor. Zaman kurgusunu çözemediğim gibi, anlatımda ön plandaki dişler ve bardaklarla ilgili anlatılmak isteni de anlayamadım. Soyut yağlı boya tablolar gibi izlediğim film için, nereden başladık, nereye vardık bilemedim.","label":4} {"text":"Başta Kenan İmirzalıoğlu olmak üzere Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve Cihat Tamer, Kürşat Alnıaçık, Mahir Günşiray gibi oyuncuları içinde barındıran filmde Bulgaryalı Ali'nin eşitlik ve adalete olan düşkünlüğünden dolayı ''doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar'' misali oğlu Mustafa ve eşi Münire ile başlarından geçen olayların konu edinildiği, Osman Sınav imzalı üst düzey yerli yapım. Mustafa Kutlu'nun aynı adlı hikayesinden uyarlanan filmde senaryo Yiğit Güralp'e teslim edilmiş oda oldukça başarılı, taze ve bir o kadarda yalın bir anlatım sergilemiş. Aşk-ı Memnu'dan hatırladığımız Batuhan Karacakaya, Tuğçe Kazaz'a nispet yaparcasına iyi bir oyunculuk sergilemiş. Tuğçe Kazaz, Kenan İmirzalıoğlu'nun yanında sırıtsada yerilecek yanları olsada gelişim göstereceği muhtemel. Ushan Çakır mükemmel bir yetenek. Biraz siyasi biraz dram ve müziklerin nimetinden yararlanılan film kendisini sonuna kadar hissettiriyor.","label":7} {"text":"Beğenmedim. Bi arkadaşımın önerisi üzerine puanına aldanıp da izledim. Filmin sonuna kadar saçma sapan olaylar geçip de en sonunda belki mantıklı bir şeye bağlar diye ümit ettim ama sapıkça bir muhabbetle son buldu. Filmbence'Bi --- anlamadım' ın üzerine gelindiğinde görülen ifadeden ibaret.","label":0} {"text":"inanilmaz sıkıcı, seneryo işlenememiş, izlediğinizden bir şey anlamak istiyorsanız asla önermem ama eğer korkudan altınıza kaçırmak istiyorsanız tam olarak izlemeniz gereken bir film. çoğu şeyden korkmam ama bu film gerçekten inanılmaz korkunçtu.","label":6} {"text":"güzel bir televizyon filmi olmuş. izlemeye değer.","label":7} {"text":"Ortada bir film yok.Hani bilinen senaryo var ama o senaryo sonra unutulmuş film ters yola girmiş.Gereksiz ve başarısız türk filmler halkasına katılan yeni üyemize herkes hoşgeldin desin 1/10","label":0} {"text":"alttaki yorumların tumune katıldıgımı soyleyebilirim kesinlikle acık ve net sarsıcı bir film. michael fassbender oynayacagı kaliteli filmleri secmeyi cok iyi biliyor ve bu filmde oyunulugunun en ust seviyelerinde 7.5 / 10","label":7} {"text":"ah ulkemin bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan halk. nce bir filmi seyredin sonra yorum yapn ki bu sayfaya bakanlara faydanz olsun.. seyretmediyseniz bi zahmet susun. atalarmz ne demi biliyorsan konus feyz alsnlar bilmiyorsan sus alim sansnlar","label":4} {"text":"Çerezlik sayılabilecek fazlasıyla uzatılmış bir gerilim.Konusu ve işlenişi itibariyle boş zamanınızı değerlendirebileceğiniz bir film ama bu tarz çerezlik filmlerde önemli olan seyircinin sıkılması değil aksine keyifle ve heyecanlı bir şekilde izlemesidir fakat bu filmde zaman zaman heyecanlansam da sıkıldığım anlar da olmadı değil keşke film yaklaşık 15-20 dakika daha kısa olsaymış.Konuya giriş fazla uzun tutulmamış.Bu tür filmlerden beklediğimiz şey tabiki de korkmak değildir ama en azından bir sürükleyicilik bir heyecanlanma duygusu istenilir evet film özellikle sonlara doğru beni heyecanlandırdı ama film baştan sona yüksek tempolu bir film değil ve filmin çoğu tek mekanda geçtiği içinde ben ister istemez zaman zaman sıkıldım.Filmin biraz daha vahşet içerikli sahneleri olmasını isterdim ama yinede kanlı ve sinir bozucu sahneler yok değil.Filmin sonu da fena bitmiyor yani konusu gibi sıradan bir sonla bitmiyor ama yinede tahmin edilebilir bir son.Her ne kadar konusu sıradan olsa bile filmde birkaç şaşırtıcı küçük olaylar var ayrıca bu rehin tutma olayına anne kavramını da katmış olmaları film için artı bir yön diyebilirim.Açıkçası ben filmi bitirdikten sonra filmin beni etkilediğini hissetmedim,daha etkileyici müzikler konulsaymış keşke.Son olarak ben filmi çok beğenmedim ama kötü bir film de değil,boş zamanınızda izlenilebilir bir film. 6.5/10","label":5} {"text":"nasıl bu kadar yüksek puan toplamış bu film inanılır gibi değil, bu filmi izlemek yerine camdan bakıp ayağı kayarak düşen veya düşmemek için akrobatik hareketlere başvuran insanları izlesem daha çok eğlenirdim...","label":0} {"text":"30 lu yaşların başındaki hedonist birkadının hayatından kesitler... Film orta karar; ama benim hoşuma gitti. Filmin açılış şarkısının marion black ten \"who knows\" ; kapanış şarkısının da the velvet underground tan \"I found a reason\" olması da ayrı bir hoşluktu :)","label":6} {"text":"Canınız kadar sevdiğiniz birini canice bir olayla yitirdiğinizde içinizdeki öfkeyle neler yaparsınız ne kadar ileri gidebilirsiniz ve bu içinizde öfkeyle büyüyen intikam ateşinin sonunda yaptığınızın sonuçlarına katlanabilecek misiniz sorusuna örnek bir filmdi aslında.. Ve sonunda karşınıza çıkan tabloya yüreğiniz dayanır mı?Ben bu tarz adaleti kendi elleriyle vermeyi çalışan insanlara sinir oluyorum. Sonuçta seninde o anda o kişiden bir farkın kalmıyor ki.. Ne yaparsan yap gideni getirmen mümkün olmuyor. Boşuna insanlıktan çıktığınla kalıyorsun.. Filme gelince çok iyi olmamakla beraber kötüde değildi. İşkence sahneleri güzeldi abartılmamıştı.. Filmde beğenmediğim tek yön sonuydu diyebilirim. Bana göre o şartlarda yazılan notun içeriği daha farklı olmalıydı diye düşünüyorum. Genel anlamda sıkmadan kendini izletmeyi başaran filmlerden biriydi. Filme puanım 10/7.5","label":0} {"text":"kadıkoy tepe nautilus da gittim 3D olarak harikaydı 3 boyutlu izlemek SüPercok bir beklentiniz olmasın sıradan bir aksiyon fakat gercekden efektler ve cekimler harika 3D izlemeyecekseniz hıc gıtmeyın derım bır anlamı yok..","label":6} {"text":"imdb deki kötü puanlamasına aldanmayın derim, eğer absürt komedi seviyorsanız izleyin, benigüldürdü.","label":6} {"text":"babayla mateusz'un genç zamanlarındaki anlarını da izlemek isterdim. eğlenceli ve anlayışlı bir baba gördük, kötü alışkanlıkları olmasına rağmen. annesinin mateusz'u kliniğe götürmek istemesini anlayabiliyorum. ama onun da dediği gibi, babası onu orda bırakmazdı. erkek kardeşini de çok sevdim. beraber daha çok sahneleri olsun isterdim. özellikle klinikte onları yanyana görmek istedim. kız kardeşiyle de ilişkilerinin düzeleceği sahneyi bekledim hep. klinikteki sahne güzel bir kırılma noktasıydı bu açıdan da. film çok güzeldi, güzel ağlattı. keyifli bir oyunculuk seyrettik. \"bana bitki olmadığını mı söylemek istiyorsun?\"","label":8} {"text":"Daha ilk başından ahanda katil bu çıkıcak dedim nitekim öylede oldu. Sürekli ertelediğim bir filmdi bi izleyim bu kadar övüldü dedim aslında konu gerçekten güzel oyunculuklarada diyeceğim bişey yok ama bi eksiklik var işte belki katili hemen anlmam belkide bilemiyorum bişeyler eksik işte ya :)","label":6} {"text":"Kubrick sen mükemmel bir yönetmensin","label":7} {"text":"Sade bir film. Çok şey beklemeden izlenirse ve filmdeki ufak ayrıntılara dikkat edilirse güzel vakit geçirilebilir. Baba-oğul ilişkisine ufak ufak giydirdiğinden, çok vurucu olamamış. Daha sarsıcı olabilirdi. Çekimler gerçekten çok kaliteliydi. Bir de özellikle çocuklar çok tatlıydı, konuştukları ve göründükleri her sahnede güldürdüler.","label":6} {"text":"Bir film izlerken aklınıza gelen her şeyin gerçekleşmesinden haz alıyorsanız, bu film tam size göre. Artık bir noktadan sonra, \"öeh yeter be, bi şaşırt be kardeşim\"e varmak da mümkün tabii. Yalnız çekimler hakikaten hoştu. Yani şehir sanki benim yaşadığım Ankara değilmiş de, böyle bir Manhattan, böyle bir Nivyorksiti idi sanki. Müzikler de gayet güzeldi. Ama içi boş karakterler çok fena insanda rahatsızlık uyandırıyordu maalesef.","label":6} {"text":"Filmin her karesini tek tek durdur, ekran görüntüsü al, dijital baskıya ver, poster yap, odana as. Başka lafa gerek yok.","label":8} {"text":"Film asla kötü değil, bu film'de bir annenin delirmesini anlatıyor. Öyle yorumlar varki, sanki gerçek hayatta bunlar asla yaşanmadı sanırsın. Tek evladını ve en sevdiğini kaybedince bir anne ne hale geliyor film bunu anlatıyor. Teresa Palmer, Rachel rolünü muhteşem oynamış. Filmde herkes sonda ters köşe oluyor. Öyle yorumlar varki sanki Rachel'ın ikiz çocuğu değil, tek çocuğunun olduğunu daha filmin başında biliyorlarmışda, bu filmde anlatılanlar gerçek hayatta hiç yaşanmamış gibi eleştiriyorlar. Film'i izlerken film'e nasıl ve hangi gözle baktığın çok önemli.","label":7} {"text":"çok güzel bir aşk filmi : ) izlemeye değer...","label":7} {"text":"yazık, çok yazık iyi olması gereken bir hikaye ancak bu kadar kötü yazılıp yönetilebilirdi... bence aynaya dönüp biz ne yaptığımızı sanıyoruz diye sormalılar... bu ilginin azaldığı gün eminim büyük keşkelerinden biri olacaktır... ayrıca ben oyuculukları bu kadar kötü hikayeye rağmen iyi buldum... bence küçük kardeş bir daha yönetmen koltuğuna oturmaya teşebbüs ederse, polat tarafından uyarılmalı... ikna edici şekilde uzak dur diye...","label":3} {"text":"Detaylarıyla, müzikleriyle daha da güzelleşmiş bir film. \"Spirited Away\" a çaktığı selam ise ayrı bir güzel.","label":7} {"text":"Bizi bu kadar güldüren hayvanlari hepimiz severiz ama daha önce görülmüs bir senaryo yine de iyi vakit geçiriyorsunuz.","label":3} {"text":"Türün tüm klişelerini kullanan bir film. Hiç bir yeni tarafı yok. Türe hakim olanlar ne izleyeceğini öngörebiliyorlar. O yüzden başka seçeneklere yönelin derim.","label":3} {"text":"Bir çok açıdan nereye sürüklendiğimizi gözümüze sokmuş bir film. İzlerken ne hissettirdiği önemli. Esasındakullanamadığımız duyu organlarımız. Koku deyince aklıma fırından yeni çıkmış buram buram taze ekmek kokusu geldi. Tat alma duyusunu kaybedersek, artık ne yiyeceğini şaşırmış zalim insan ordusundannesli tükenmekte olanhayvanlar kurtulabilir. Kulaklarımız mı ? zaten onları kullanmıyoruz... Oyuncuları, filmin akışını verdiği mesajı beğendim. Traş köpüğü sahnesi ayrıca artıydı çok içten güldüm :) Filmle ilgili güzel bir açıklama ; http://ismailhakkialtuntas.com/2012/09/10/yeryuzundeki-son-ask-2011-perfect-sense-film/","label":7} {"text":"kısa ve net: çok güzel bir film","label":7} {"text":"Çocukluğuma dönmek istedim. O kadar sevimli bir animasyon. Bu aralar ben mi çok sevgi doluyum bilmiyorum ama ne izlesem içimde bir özlem hissi oluyor. Wreck it Ralph'i de izledikten sonra jetonları kapıp Atari salonuna gidesim geldi. Ya da 5 oyunlu 9999 in 1 atari kasedini alıp televizyona bağlayasım geldi. İlk sahnelerinde yüzümde beliren çocuksu gülümseme son sahnelerde de devam etti. Çok özgün bir animasyon senaryosu, 7,5/10","label":7} {"text":"Evde olduğum bir akşam tesadüf üzerine Trt’de izlemeye başaldım, böyle güzel olmasını hiç beklemiyordum, ilgi çekici, çok güzel izlenen bir film. Bence gayet başarılı..","label":7} {"text":"Gereksiz uzuuun ve sinir bozucu film. Adamların akıl almaz paraları ama bir o kadar da boş gebeş hayatları var. Biz de 3 saat boyunca bu bombok/bomboş hayatı izliyoruz. Belki süre bu kadar uzatılmasa ve Jordon'ın parlak zekası üzerinde biraz daha durulsa daha etkileyici olabilirdi. Sonu da bir şeye benzemiyor. Bu film nasıl 8.1 almış. llginç hakkaten","label":7} {"text":"durağan bir kurgusu var .verdiği msj itibari ile japonyadaki genç yaştaki intiharlara bi iyilik yapmış olsalar gerek.hoş bi anime.bi kere izlenebilecek bi tatda.","label":5} {"text":"Alkolun bunca pahalı olduğu günümüzde biraz iç burktu.","label":7} {"text":"Emeğe saygı diyorum. Genç bir ekip, muhakkak farklılıklar olacaktır, ama hiç bir filmin yorumlardaki kadar kötü olabileceğine inanmıyorum. Saygılar.","label":5} {"text":"din, aldatma, sevgi, eşcinsellik gibi kavramlar üzerinde duran bir film. '' ben politikacı olsam eşcinsellerin evlenip çocuk evlat edinmelerini engellemezdim. bu kadar kalabalık dünyayı heteroseksüller daha da kalabalıklaştırıyor'' ayrıca dini ele alış biçiminin hayatın içinden olması. karakterlerin inanınıp inanmayı yine yaşadıkları sonucu dinsiz veya inançlı omayı seçmeleri. küçükken onlara dayatılmış kuran, tevrat.. veya allah inancının olmayışı. yollarını zaman içerisinde kendi seçmeleri bu filmi başucuma almamı sağladı.","label":8} {"text":"şu film sırf russel crowe'un oyunculuğundan ötürü on puan fazladan alır kafadan.","label":3} {"text":"konusu biras farklı acıkcası ne kusaklar arası catısma ne ilgisiz kalmız bir kızın hayatı sanki daha cok bir yazarın gozunden hayatın yorumlanması gorus acısı sanki.cok etkili bir film degil bence ama izlenebilir","label":4} {"text":"SİNEMA TARİHİNDE BİR KİLOMETRE TAŞI Solaris (1972) İnsanlık kurtuluşunu utancında bulacak(!) Zamanın her an geçip giden bir anının geçici olmayan bir gerçekliği bulunduğuna göre, ‘geçmiş’ ne demek oluyor ki? Başka dünyalara ihtiyacımız yok.. Bir ‘ayna’ya ihtiyacımız var!Gerçeğe doğru yürüyüşündeki insan, bilgiyle mahkum edildi.. Geri kalanın bir önemi yok.. Kozmik duyularımızı kaybettik.. Antik çağlarda yaşayanlar o duyguyu mükemmel anlıyordu.. Neden veya amacı ne diye hiç sormadı onlar.. İnsan mutluyken hayatın anlamı ve diğer ebedi meselelerle nadiren ilgilenir.. Bu soruları insan bir ayağı çukurdayken sormalı.. İyi ama ne zaman öleceğimizi bilemeyiz. Bu yüzden telaş içindeyiz.. Acele etme.. En mutlu insanlar bu lanetli sorularla ilgilenmeyenlerdir.. Sorularımız bilme arzumuzdan kaynaklanıyor.. Buna rağmen en yalın insan gerçekliğinin korunması gizemi gerektiriyor.. Mutluluğun, ölümün ve hayatın gizemleri.. Aşksız bir insan, insan değildir(!) Hayatın anlamı? İnsan mutluyken hayatın anlamı, sonsuzluk hakkındaki diğer nadiren ilgilenir.. İnsan bu soruları hayatının sonunda sormalı.. Ecelimiz ne zaman bilmiyoruz, bu yüzden de acele ediyoruz.. En mutlu insanlar, bu lanetli sorularla canını hiç sıkmayanlar.. Biz hayatı, onu anlamlandırmak için sorguluyoruz.. Hala basit insani doğruları korumak için gizeme ihtiyaç duyuyoruz.. Mutluluğun, ölümün, aşkın gizemi.. Bunu düşünmek eceli bilmek gibi bir şey.. Zamanını bilmek bizi ölümsüz yapmaz.. Acı çekmek hayatı gri ve güvenilmez gösterir.. Bilim mi? Boş laf.. İçinde bulunduğumuz durumda, sıradanlık ve deha aynı derecede yararsız.. Evreni fethetmekle ilgilenmiyoruz.. Dünyayı evrenin sınırlarına kadar genişletmek istiyoruz.. Öbür dünyalarla ne yapacağımızı bilmiyoruz.. Başka dünyalara ihtiyacımız yok.. Bir aynaya ihtiyacımız var.. Bağlantı için çabalıyoruz, ama onu asla bulamayacağız.. Korktuğu ve ihtiyaç duymadığı bir amaç uğruna gayret sarf eden o ahmakça insanlık durumundayız.. İnsanın insana ihtiyacı var(!) Yönetmenliğini Andrey Tarkovskiy üstlenirken oyuncu kadrosunda Donatas Banionis, Natalya Bondarchuk, Jüri Järvet, Vladislav Dvorzhetskiy ve Nikolay Grinko gibi isimleri izleyeceksiniz.. Film Bilimkurgu-Dram-Gizem-Psikolojik türlerini barındırıyor.. Konusuna gelecek olursak, Psikolog Kelvin, inanılmaz olayların yaşandığı Solaris gezegenindeki uzay üssüne gezegeni araştırmak ne olup bittiğini öğrenmek üzere gönderilir.. Solaris ile hiçbir insan iletişim kuramaz ama gezegen insanlar ile iletişime geçer.. Onların geçmişte yaşadığı hatıralarını canlandırır ve karşısına çıkarır.. Kelvin den ayrı iki çalışan bu yaşananlar karşısında psikolojik olarak çökmüşlerdir.. Neyin gerçek neyin hayal olduğunu kestirmek imkansız hale gelmiştir.. Solaris Kelvin ile iletişime geçer.. Yıllar önce ölen karısı Hari’yi şekillendirir ve canlı bir şekilde karşısına çıkarır.. Usta yönetmen Andrei Tarkovsky nin, Stalker, İvan’ın Çocukluğu, Kurban, Ayna, Andrey Rublyov ve Nostalji filmlerinden sonra izlediğim yedinci filmi Solaris.. Sonunda Andrei Tarkovsky film kuşağını bitirdim.. Sıralama yapmam gerekirse ilk sırada kesinlikle Solaris yer alır, devamı ise Kurban, Nostalji, Stalker, Ayna, İvan’ın Çocukluğu ve Andrey Rublyov.. Yönetmenin filmleri herkese hitap etmese de beni etkilemeyi ve favori yönetmenlerim arasına girmeyi başardı.. Solaris, Stanislaw Lem romanından beyazperdeye uyarlanmıştır.. Ben kimim, nereden geldim, burada neden bulunuyorum gibi var oluşu sorgulayan seyircinin aklını zorlayan bir film sizlerle.. Yaratılan atmosferi bakımından bilimkurgu filmi izleyeceksiniz ama Andrei Tarkovsky için dekorlar sadece araç asıl ilgilendiği her zaman olduğu gibi insan doğası.. Amerikan filmlerinde olan korkunç uzaylılar olmadan da bilim kurgu türünde film çekileceğinin kanıtı olan bir film.. Tarkovskinin gerçeklik algısının ayarlarıyla oynadığı bir film.. GERÇEK GÖZLE GÖRÜLEN BİR ŞEYDİR AMA BELKİ DE GÖRÜLDÜĞÜ DÜŞÜNÜLEN.. Solaris çoğu seyirciye göre 1968 yapımı Stanley Kubrick imzalı 2001: Uzay Macerası filmine cevap olarak verildiği düşünülse de bence hiçbir şekilde alakası yoktur.. Hatta en sevdiğim üç yönetmenden biri olan Stanley Kubrick en sevdiği on filminden biri de Solaris olduğunu söylemekte fayda var.. 2001: Uzay Macerası filminde yaşadığım uzaydaymışım hissini bu filmde de yoğun bir şekilde hissedip yaşadım.. 2001: Uzay Macerası uzun zaman önce izleyip yorumumda da uzaya fırlatılmaya hazır insan diye bir başlık atığımı hatırlıyorum bu film içinde başlık geçerli diyebilirim.. Son zamanlarda izlediğim en iyi ve etkileyici film özellikle finali ile birkaç dakika boş boş ekrana bakacaksınız.. O kadar sarsıcı bir finale sahip.. Her filmi olduğu gibi tartışmaya açık tam olarak ne oldu sorusuna herkes farklı bir cevap verebilir yönetmenin sinema anlayışı tarzı budur genelde ağır işleyen bir senaryo o yüzden sıkılabilirsiniz bunun için özenle seçilmiş repliklere kendinizi bırakın derim sonucunda film bir çırpıda biter her filmi için geçerli bu söylediklerim.. Filmin çekildiği yılı göz önüne alırsak, izleyicileri hayrete düşürecek sahnelerin olduğunu belirtmek gerek.. Ayrıca filmin, hayal, gerçek rüya gibi kavramların arasında sıkışması izleyicinin merakını sonuna kadar sürdürmesini sağlıyor.. Felsefeyle bilim kurgunun uyumu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.. Filmlerinde her zaman ilginç konuları ve farklı hikayeleri işleyiş tarzı ile kendine özgü bir biçimde ele alması yönetmen Andrei Tarkovsky'nin kişilik yapısını da ifade ediyor.. Filmi açıklamak isterdim ama spoiler vermek istemiyorum ve vermekten her zaman uzak durmuşumdur.. Yönetmen Soderbergh’in 2002 yılındaki Solaris uyarlaması pek tutulmamış eleştirmenlerden olumsuz yönde tepkiler almıştır tekrar çekilen filmi izlemedim ve izlemeyi de düşünmüyorum bu 2001:Uzay Macerasını tekrar çekmek gibi gereksiz bir şey.. Filmin İmdb Puanı: 8.0 bence daha fazlasını hak ediyor.. Andrei Tarkovsky hayranlarına ve gerçeği sorgulamaktan hiçbir zaman kaçmayan seyircilere şiddetle tavsiye eder izledikten sonra filmin üzerine düşünmenizi isterim zaten izledikten sonra baya kafa yoracaksınız..","label":8} {"text":"İzlerken her dakikasında müthiş bir mutlulukla doldum. O kadar güzel bir hikaye, o kadar farklı ve güzel bir yolla aktarılmış ki hayran kaldım. Her sahnesi birbirinden müthiş. Böylesi bir animasyonu nasıl kaçırmışım bugüne kadar diye kendime çok kızdım. Yaşlı bir adamın hayal dünyasına dahil olan küçük bir kız. Mutlu etti beni bu film, çokça gülümsetti, yeri geldi ağlattı...","label":6} {"text":"Aksiyon'u bol orta çağ filmi olmuş sahnelerin çekimleri güzeldi kaliteli sahneleri skolastik düşünce'yi iyi bir şekilde eleştirmiş. Ortalama'nın üstü bir film izlenebilir bir film olmuş. Yalnız son sahne de ikinci film mesajı verirken oku kağıda değilde omzuna eline atıp öyle mesaj verilse daha iyi olabilirdi","label":6} {"text":"Filmin son 10 dakikasını izlememiş olsaydım herhalde çok daha iyi olurdu.. En azından filmin sonuna kadar kurduğum bağlantılardan birinin gerçekleşmiş olacağı düşüncesi, beni daha mutlu ederdi. Kevın Costner filmde çok iyi bi oyunculuk çıkarmış, Demi Moore güzelliğinin dışında filme fazla bir şey katamamış... Yine de seyretmeye değer..","label":7} {"text":"Romantik bir komedi ama öle olması bile sizi filme çok bağlamıyo nler olacağını önceden çok ii biliyosunuz zaten orta karar bi film 6/10","label":5} {"text":"Bourne'un bu yeni filmiyle biraz daha heyecan katmış olduk hayatımıza , bence güzel bir film .","label":6} {"text":"söze gerek bırakmayan müthiş bi film. rusell crowe da müthiş oynamış","label":9} {"text":"Fragmanlarını izlediğimde çok beğenmiştim. Şunu düşündüm bu film Amerika yapımı olsaydı Levet Üzümcü Oscar adayı olabilirdi çünkü Forest Gump benzeri yada Yağmur Adam tadında bir filmdi...","label":7} {"text":"SLY ın konuk oyunculuğu, sürpriz olmuştu...","label":4} {"text":"George Clooney i sevdiğim için gittim fakat pişman olup döndüm. Film kötü","label":4} {"text":"Sevdiğim kadar izlerken bir o kadar da sıkıldığım bir film oldu. Çok uzun değil fakat çok ağır ilerliyor. Yine de yeteri kadar duygusal ve vermek istediği mesajı güzel bir dille anlatıvermiş...","label":8} {"text":"Bazı filmler vardır ki deneyselliğin sınırlarını zorlar,bazıları vardır ki bir yenilik getirmeyip ele aldığı konuyu çok iyi bir şekilde işler ve Oliver Twist örneğinde de görebileceğimiz gibi bazıları da vardır ki eski örneklerinin önünde saygıla eğilir,yeni kuşakların söz konusu eseri tanımasına yardımcı olur. Oliver Twist te son kategoriye sokabileceğimiz filmlerden biri.Yönetmenin röportajlarında da sık sık bahsettiği gibi,yeni nesillere bu kötülüklerin yıldıramadığı,zekasıyla saflığını örtebilen küçük kahramanı tanıtma amacı taşıyan bir eser olmuştur.Tabii ki yazarın çocukluğundan da izler taşıyarak. Artık kendisini kanıtlama gibi bir düşüncesi olmayan Polanski nin kendini tatmin için işlediği bir eser de diyebiliriz Oliver Twist için.Dönemini iyi yansıtan,Ben Kingsley in inanılmaz oyunculuğuyla renk kattığı,sinemaya bir yenilik getirmese de kendisini izleten bir filmle karşı karşıyayız.","label":6} {"text":"Bu tarz animasyonları normalde çok severim, sıcak çikolata tadında bir film olur gibi bir beklenti içine girmiştim nedense :) mekanlar, müzikler renkler tatlı mı tatlı ama gelin görün ki konu çok zayıf, anlatım çok kötü. Belki kısa film olarak güzel olabilirdi ama bu haliyle hiç olmamış.","label":4} {"text":"Aman aman bir film değil ama izlenesi filmlerden. Konu yine klasik ama güzel kurgulanmış ve iyi oyunculuk sergilendiği için izlenmeyi kesinlikle hakediyor.","label":6} {"text":"Burak Aksak'ın yazıp yönettiği ancak buna rağmen kendini izletmeyen film. Burak Aksak'ı çok seviyorum ve güldürmeyen filmine rastlamadım. Ancak bu filmde espriler yavan ve klişe, güldüren sahnelerde oldukça az.","label":1} {"text":"Mukemmel bir film, 1 saniye bile sikilmadan izledim ve hepinize tavsiye ederim. Simdiden iyi seyirler dilerim))","label":9} {"text":"Fazla paranın yeni dostlara yeni arkadaşlara hatta yeni akrabalara bile gebe olabileceğini komik bir şekilde seyirciye anlatmış. Kemal Sunal filmlerinde eksik, gedik arayamıyorum nedense. Eleştirel yapım kaybolup giderken yerini gülen bir surat ve gülmekten dolayı spartacus'un karın kaslarına sahip bir seyirciye bırakıyor.","label":7} {"text":"Efsanenin başlangıcı.","label":7} {"text":"Kitabını okumadan ve hakkındaki eleştirilere kulak asmadan , ayrıca da önemsemeden gittiğim bir filmdi.Belki de bu nedenlerden dolyı beğendim bilmiyorum.Uzun olmasına karşın akıcılığıyla zamanın nasıl geçtiğini de anlamadım. 8 / 10","label":7} {"text":"BU FİLMİ ÇEKEN YÖNETMENE OKSİJEN VEREN AĞACIN IŞIKÇAYA GELEN UZATMA KABLOSUNU ÜRETENE FİRMANIN TÜRKÇE DUBLAJINI YAPAN ADAMIN BU FİLMİN YAPIMINDA EMEĞİ GEÇEN HERKESİ TAAAA AMKKKKKKKKKKKKKKKKK LOGANI AYRI ANASINI AYRI SEVEYİM [spoiler]kATİLL UŞAKKK[/spoiler]","label":0} {"text":"\"Could be worse. Could be rainy..\" Bu repliği çok sevdiğim Latter days'te duyduğumdan beri izlemeyi çok istiyordum. Beni bu muhteşem yapımdan haberdar ettiği için senaristine teşekkür etmek isterdim. Eski filmlerin mekan tasarımları inanılmaz oluyor. Bugün bile böylesine görkemli mekanlar tasarlanamıyor. Her şeyden önce yaşayan mekanlar bunlar. Oyunculuklar da en az mekan tasarımları kadar harika. Gene Wilder çok büyük bir oyuncu. bunun yanında kadronun geri kalanı da çok iyi iş çıkarmışlar. İnce esprileri var, genelinde yayılmış mizah tüm filmi gülümseyerek izlemenize neden oluyor, bazı bölümlerde ise kahkaha atmak kaçınılmaz. Özellikle \"footsteps\" sekansı bence en iyisiydi. Çok ama çok beğendim. Tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":9} {"text":"Bu filmi seviyorum.","label":6} {"text":"Gerçekten çok sıra dışı ve cesur bir film. Haneke? yi kutluyorum böyle ilginç, sıra dışı ve cesur filmler yaptığı için. Filmde sadist ve mazoşist bir kadınla karşı karşıyayız. Kadının iç dünyasına girdikçe çeşitli cinsel fantasilere şahit oluyoruz. Mazoşist eğilimleri olan bir piyano öğretmeni ve öğrencisi arasındaki tuhaf ilişkiyi anlatan film, ayrıca içindeki duyguları dışa vuramayan cinsel hayatını bir düzene sokamamış, başarılı, disiplinli ve annesinden nefret eden bir kadının ilginç hikayesini anlatmış. Mutlaka izleyin hiç sıkılmadan izlenecek bir film. 10/9","label":9} {"text":"iiyi oyuncular olmasına rağmen kötü film olmasının ötesine geçemez 1,5/5","label":2} {"text":"soundtrackleri dışında koca bi hiç olmuş bu film. çekilmeseymiş de olurmuş.","label":3} {"text":"Güzeldi bence,johnny depp bu tarz filmlerin altından başarıyla kalkıyor bu bir gerçek.Film herkese hitap etmiyor;yer yer karışık,derin konulara iniyor,masonlar,ayinler vs. ama dikkatli izlenirse baştan sonra anlaşılır tabiki,sonu da farklı bitti..","label":6} {"text":"Beklentilerimi tam anlamayıla karşıladı, Miyazakinin gösterişli animesi, yalın anlatımı ve müthiş hayal gücü hepsi bir arada toplanınca mükemmel bir iş çıkıyor tabikide ortaya...","label":7} {"text":"Gerilim soslu komedi filmi. Baştan sona zırvalamışlar, abartılı oyunculuklar, komik gerilimli sahne denemeleri falan hadi neyse ama o sonlardaki zırva hepsini gölgede bırakacak cinstendi. İncil okumalar, hristiyanlık propagandaları filan neydi öyle allasen? Bitişi azcık eli ayağı düzgün olsaydı, güzel bir komedi filmi olmuş diyebilirdim ama bu haliyle alacağı puan en fazla 5,5/10 olur...","label":7} {"text":"sevgiyi mutluluğa dönüştüremeyen, sadece sevgi arayan çok özel bi kız Gia, Angelina jolie gia yı oynarken çok fazla özümsemiş olcak ki oyunculuğu döktürüyo resmen. gia, model bi arkadaşının kucağında uyuşturucu komasına girdiğinde \"seni seviyorum\" demişti ona, kız da \"biliyorum, sen herkesi seviyorsun\" şeklinde yanıt verdi ona. filmin özeti tam olarak bu. ayrıca;edie sedgwick ve gia carangi nin hayatları hep gözlerimi doldurmuştur benim. bir de bunu izleyin; http://www.filimadami.com/film/2188/factory-girl/","label":7} {"text":"Yönetmenin önceki filmi Aşk Uğruna'da benzer bir konuya sahipti ve çok etkileyici bir filmdi. Bu filmde yine yönetmenin üslubunu belli ettiği etkileyici bir macera. Kesinlikle tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Muhtemelen ilk çekilen halinden daha başarılı bir yapıt. Film size neler katar bilemem ama Christian Bale veRussell Crowe'ın Avustralyalı aksanı için izlenir bir film...","label":7} {"text":"ya bence imdb haksızlık ediyo bu seriye, o kadar degil. sıkıcı degildi, ben izlerken eglendim. animasyon sevmeyenler için iyi olmayabilir ama 3. lık da degil hani.","label":5} {"text":"Hala açıp açıp izlerim. Çok güzel..","label":8} {"text":"Giriş sahnesi, Harmonica ve Cheyenne'in karşılaşması ve Frank'in çiftliği basması... Bu kadar mükemmel 3 sahne herhalde başka hiçbir filmde bir arada olmamıştır. -Sen daha iyisine layıksın Jill. -Bana bunu söyleyen son adam dışarıda gömülü. -Biliyor musun Jill, bana annemi hatırlatıyorsun. Alameida'nın en büyük orospusu ve gelmiş geçmiş en harika kadındı. Babam her kimse, bir saatliğine veya bir aylığına da olsa mutlu bir adam olmuş olmalı.","label":8} {"text":"Neslihan Atagül; Müjde Ar'dan çok daha iyi bir oyunculuk performansı sergiliyor filmde. Dunganga her iki filmde de işlenmiş. Eğer böyle bir nesil yetişmişse zamanında bu cidden çok üzücü. Bu kadar küfür neden vardı onu da anlamadım. Tüm bunlar dışında gayet akıcı bir şekilde ilerledi. Türk korku filmi gibi bir senaryo.","label":6} {"text":"bu nasıl fılmdır arkadas ılk 20 dakıkada nevrım dondu ya mıdem bulandı ya oyle fılm cekıcek olduktan sonra herkez yonetmen olabılır gereksız bır film yazık oyunculara","label":0} {"text":"Ömrümden ömür çaldı bu film IMDB si neden bu kadar yüksek bilmiyorum ama izleyenin ve güzel bir film diyenin aklına şaşarım. Çok kötü bir film","label":0} {"text":"eğer bu belgeseli izlediyseniz lütfen burda bırakmayın. Bitki bazlı beslenme ile ilgili daha fazla belgesel izleyiip, kitaplar okuyabilirsiniz. Veganlık ile ilgili herhangi bir sorusu olan da bana yazabiliri :)","label":7} {"text":"Biraz ağır ilerleyen ama sevimli kült film, buruk bir Stv dizisi tadı veriyor...","label":7} {"text":"Aslında çok şebelek bir film, ama çok sevimli geldi bana. Şu an izlesem beğenmezdim muhtemelen. Sevgili ile izlemek, ama aşık olmak filan lazım, beğendiriyor. Başka türlü olmaz. Görevini başarıyla yerine getirdi ama...","label":6} {"text":"17 mart akşamı gitmiş olduğum.film arasını zor beklediğim kaçarçasına çıktığım komedi adına rezil ötesi film.","label":0} {"text":"Son zamanlarda gördüğüm eleştiri bombardımanlarının en iyisiydi. Kare kare manyaklık , kare kare sistem eleştirisi Romeronun neden kurt olduğunu anlamak için referans","label":6} {"text":"berbat filim hiç bir şey analamadım sonu o kadar saçma sapan yapmışlar anlatamam izlemeye değimez sd","label":0} {"text":"Bedenini ve bedeniyle birlikte tüm yaşamını değiştirmek isteyen, dönüşümün eşiğindeki bir adam ve ona aşık bir kadın. Hayat daha ne kadar zor olabilir ki!!","label":7} {"text":"İzlediğim ilk zeki demirkubuz filmi. Bir keresinde tv de babamla dek gelmiştik izlemedik tabi o zaman küçüktüm. Bir kaç sene önce izledim. Hala bazı sahneler aklıma geliyor arada bir. Unutmaya çalıştıkça beynim daha çok hatırlatıyor sanki. Filmdeki bütün konuşmalar çok güzeldi. Özellikle Haluk bilginerin geçmişlerini anlattığı sahne. Ne kadar uzak olduğumuz bir dünya da olsa onların ki. Öylesine gerçekler ki... Başyapıt...","label":9} {"text":"Farklı bir yapım olmuş. Tipler fazlasıyla özgün.","label":6} {"text":"Favori Türk Filmim diyebilirim. Oyunculuk ve senaryo bakımından da başarılı yönetmen olarak da..Kullanılan şarkılar da uymuş filme özellikle sondaki Özcan Deniz ve Ragıp Savaş ın birlikte söylediği şarkı","label":9} {"text":"kocasını öldüren yalda, kocasının kız kardeşinin kendisini affetmesi sonucu serbest kalacaktır ve bu durum müge anlı benzeri bir programda ifşa olunur.","label":6} {"text":"adı gibi \"psychopat\" bi film.","label":7} {"text":"Bu filmi izlemeniz için biraz zorlamanız gerekiyo. Zorlama derken filmin sıkıcılından değil; ulaşılmazlığından. Bi sonraki gösterim nerde ne zamanaylar öncesinden bakmanız lazım. Biletin satışa çıktığıanı sürekli kollamanız ve ilk fırsatta edinmeniz lazım. Diyelim ki edindiniz; gösteriminaz olması ve talebin fazlalığındanbiletalamayanlar da salona girmek isterler; onları geçmek ve kendi koltuğunuza oturabilmek için sinemaya çok önceden gitmeniz lazım. ayrıca salona girince koridordaki mülteci kampınaaldırış etmeden filmi izlemeniz lazım. Niye bu zulüm Onur Ünlü niye!! Haklı davanıanlıyorumama bu kadar çile çekilmemesi lazım bi film izlemek için. Tüm bu film izleme zahmetine rağmen karşılığınıalabilmek de güzel bi duygu. Çektiğiniz çileler karşılığını verecektir emin olun :) Türk sinemasıaçısından gerçekten zamanın ötesinde bi film. Umarım filmin dvd si çıkar da millet rahat eder.","label":9} {"text":"ghost rider rolü bence johhny depp'in olmalıydı.karekteri fazlasıyla dolduracağına inanıyorum.","label":4} {"text":"Filmin birincisi benim için büyük çaplı bi hayal kırıklığı olmuştu ama ikincinin fragmanı hoşuma gitti fazla bişe beklemiyorum ama birden güzel heyecanlı olacağını biliyorum... usa deki box office faciası aslında düşündüğüm birşeydi çünkü birinci film sevilmemişti onun meyvası bu ama bence bu filmin box officei yavaş yavaş artarak iyi bişe olacak yani filmin iyi olma ihtimali durumunda....","label":7} {"text":"hiçte denildiği gibi tüm yaşlara hitap etmeyen bir film olmuş bence 10 yaş için uygun bence hiç komik değil parama yazık hiç tavsiye etmem sadece zaman kaybı bunu izleyeceğime ölürüm daha iyi zorla izletseler üstüne para verseler bile izlemem tam bir hüsran","label":0} {"text":"Film sovyetler birliği'nin bilinen ilk seri katili Andrey Ramanoviç'in hayat hikayesinden isimler değiştirilerek Rostow katili olayını, Sovyetler Birliği'nin yıkılışın da yaşanan iç hesaplaşmaları da konu edinerek Andrey Ramanoviç olayını farklı bir biçimde sonlandırarak anlatımı olmuş. Film izlenebilirlik olarak bence kötü bir film değil ama asıl hikayeyi daha gerçekçi anlatan \"Citizen x\" filmini izledikten sonra bu filmi izlemiş olmak çok da ilginç gelmedi bu filmi izleyip beğenmiş olanlara daha önce yapılmış olan öneriyi tekrarlayıp \"Citizen x\" filmini izlemelerini tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Üçlemenin en zayıf filmi olarak değerlendiriliyor, ancak estetik açıdan daha çarpıcı sahnelere sahip olan birinci filmden daha iyi buldum açıkcası. 'İlişkide eşitlik arayışı' ve 'bu eşitlik ne kadar mümkün' gibi sorgulamalara itiyor insanı Karol'un çılgın planının akıcılığıyla. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Karol'un mendille müzik yaptığı sahne, unutulmayan sahneler arasına girmeli bence. !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!","label":7} {"text":"Evliliğinden mutsuz olan Desideria'nın, Türkiye turu sırasında tanıştığı rehber Yaman'a abayı yakmasıyla hayatı epeyi karışık bir hal alır. Yaman'ın yanına kaçıp mutlu bir hayat süreceğini düşünür ama iki haftalı turist gezisi sırasında tanıştığı yamanın gerçek yüzü epeyi yıkıcıdır. Film, ilk başlarda Türkiye için güzel bir algı oluşturmaktayken bir noktadan sonra neredeyse her yeni sahne açılışına ezan sesi konulduğunu fark ediyorsunuz. Desi'nin baskın bir doğu kültürünün içine sürüklendiğini ve meslek olarak bir halı - kilim işine girdiğini görüyoruz. Ardından bu halı işi ile bağlantılı bir beyaz toz ticareti geliyor. Desi'nin bu adama olan bağlılığını tanımlarken kullandığı, \"öyle bir aleti varki beni başka kimse böyle öttüremez\" cümlesinin hakkını veren bir film değil. Basit ve kısa sex sahneleri ile bu söz örtüşmüyor. Son beş dakikalık sahne fena değildi. Ama onun dışındaki kurgu ve anlatımı malesef zayıf buldum. Sadece Ana Belen'in oyunculuğunu beğendim.","label":4} {"text":"Chaplin'in canlandırdığı kadın rolüne uyumu mükemmel gözüküyor, kesinlikle görülmeli. 10/6,5 dip not: günümüzde hiçbir filmde sanırım insanlar bu şevkle kendini bir yerlere fırlatmadı.","label":6} {"text":"Güzel ve ince politik mesajları olan ve bunları zaman zaman büyük bir cesaretle söylemeye çalışan bir filmdi ancak pek çok klişeden de kurtulamadığı sahneler de barındırıyordu. Açıkçası bu ekipten çok daha iyi bir film beklerdim. Hikâye daha çok ustanın kardeşi tony scottu çağıran bir hikaye. O, spy game filmiyle bu türün hakkını çok iyi verebileceğini göstermişti. Yine de yılın iyi filmlerinden birisi ve politik-casusluk filmleri için yeni bir soluk...","label":6} {"text":"Son 10 yılda çıkan çoğu filmde olduğu gibi ana fikir ve bazı sahneler güzel ama her şey güzel bağlanmamış. Sonu biraz havada kalıyor, tam iyi veya tam kötü diyemeyeceğin bir film.","label":6} {"text":"Güzel,sürükleyici ve heyecanlı!","label":6} {"text":"Burayı da trol basmış. Belli ki parayla yorum yazıyorlar. Veya yapımcı ve oyuncular ile bir şekilde ilişkisi olanlar kendilerince iyilik yapmışlar, yalandan filmi öve öve bitirememişler. Yazıktır, günahtır. Yalan söylemeyin. Berbat film değil ama çok iyi film kesinlikle değil. Küfürsüz olduğu yalan. Aile filmi falan değil. Yok; orospu, pavyon, travesti muhabbetleri, küfürler, arsız kıyafetler, vb. aile içinde doğal karşılanan şeyler diyorsanız o zaman başka. Tonla klişe var. Salon gülmüyor. Kapı gıcırtısına dahi gulen 3-5 kişinin dışında tüm salon filmi sessiz izledi. Bagira çağıra konuşmalardan zaman zaman kafam şişti. Yok ya, olmuyor. Vaktiniz varsa gidin ama beklentiniz yüksek olmasın. Yazık ya ....","label":2} {"text":"çok zevkli bi filmdi ....","label":7} {"text":"Canım Melisa Sözen'imiz harika oynamış as bayrakları asss!","label":6} {"text":"Senaryosunu da Tarell Alvin McCraney’in “In Moonlight Black Boys Look Blue” isimli basılmamış yarı otobiyografik tiyatro oyunundan uyarlayarak yazan Barry Jenkins’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Moonlight”, filmin önemli karakterlerinden Chiron ve Kevin’ın çocukluktan yetişkinliğe geçişlerinin anlatıldığı üç bölümlük, insana “Hadi ya?” dedirten bir hikâyeye sahip… “Homofobik” ön yargıya sahip olanların tüm ayarlarını& alt üst edecek olan film uyuşturucu satıcısı Küba asıllı Juan (Mahershala Ali) ile “Litte / Ufak” lakaplı Chiron’un (Alex R. Hibbert) Miami, Liberty City’de yollarının kesiştiği sahneler ile başlar… İ. Little: Her zaman olduğu gibi okuldaki çocukların şiddetine maruz kalarak kaçan dokuz yaşlarındaki Chiron, bir eroinman evine sığınır… Olayın farkına varan Juan, çocuğu bir restoranda önce yemeğe sonrada ağzından laf almak üzere kendi evine götürür… Zira kız arkadaşı Teresa’nın (Janelle Monáe) onu konuşturabileceğini düşünmektedir… Ama yine ağzını sadece yemek için açan ufaklık, ısrarlara dayanamaz ve çok geçmeden de çözülür… Annesi ile yaşadığı evin adresini vermeyi reddeden küçük Chiron o geceyi, hemencecik ısındığı Juan ve Teresa’nın yanında geçirir… Juan sabah Chiron’u götürerek annesi Paula’ya (Naomie Harris) teslim eder… Sokakta diğer çocuklarca sürekli tartaklanarak hakarete uğrayan Chiron’a en yakın arkadaşı Kevin (Jaden Piner), ezik davranarak bu tiplerin kendisine sataşmasına izin vermemesini öğütler… Babasına ne olduğunu hiçbir şekilde öğrenemediğimiz Chiron’un durumundan fazlasıyla etkilenerek, bir anlamda onu himayesi altına almış olan Juan, çocuğu denize yüzmeye götürür… Eve dönüşte harçlık vermeyi de ihmal etmez… Chiron’un içeriye girdiğinde gördüğü şey, tanımadığı bir erkeğin annesine eşlik ediyor olmasıdır… Aslında bu Chiron için artık vaka-ı adiyedendir de… Zaten Juan’da uyuşturucu müptelası Paula’yı müşterisi olarak kendisinden sürekli mal alan aynı erkekle kafayı dumanlarken yakalamıştır… Bu arada annesinden nefret etmekte olan Chiron, evlerine gittiği Juan ile Teresa’ya eşcinsellikle ilgili (o an için yanıtsız kalan) sorular yöneltir… Ve… İİ. Chiron: On altı yaşına gelen Chiron’un başı, okulda zorbalık yaparak hayatını zindana çeviren Terrel (Patrick Decile) ile fena halde derttedir… Okuldan çıkıp eve gittiğinde Chiron’a annesi: “Bu akşam bir arkadaşım gelecek, kendine kalabilecek bir başka yer bul” deyince, o da soluğu Teresa’nın yanında alır… Yalnız öldüğü için artık Juan yoktur ortalıkta… Hepsi bu kadar mı? Elbette değil… Şu ana kadar sadece Chiron’un içinde bulunduğu durum ve ortamı anlayarak kısaca özetlemeye çalıştık… Geride Chiron’un kendi cinsel kimliğini keşfetmesinin yanı sıra hayatının normal akışını değiştirecek sahneler ile olgun yaştaki Chiron (Trevante Rhodes) ve Kevin’ın (André Holland) son hallerini keşfedeceğimiz “İİİ. Black” adında son bir bölüm daha bulunmakta… Eğer halen izlemediyseniz, 4 milyon dolar gibi mütevazi bir bütçeyle çekilerek “Yılın En İyi Filmi”, “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” (Mahershala Ali) ve “En İyi Senaryo Uyarlaması” kategorilerinde üç Academy Ödülünü birden kazanan bu filmi kaçırmamanızı önereceğiz… Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"Woody Allen filmlerini çok seven biri olarak, Maç Sayısı'nı da beğendim.. Fakat bana kalırsa en iyi filmi kesinlikle değil.. Sürprizlerle dolu ve yüzük sahnesi ile etki bırakan, bittikten sonra olmuş dedirten bir film..","label":7} {"text":"Animasyon olarak başarısı tartışmasıs en iyilerden,teleskopla dünya geçişleri iyi kurgulanmış.Filmin cast’i izlettiriyor kendini.Güzel bir animasyon izlemeden geçmeyin derim.","label":8} {"text":"çok sevdiğim fransız filmlerinden yine... filmden geriye aklımda samuel le bihan (ki kolay kolay unutmam sanıyorum, filmde hem oynadığı karakter hem de kendisi oldukça etkileyiciydi bence) ve audreyin aşkını hissettirme yöntemleri aslında daha çok hissetmesi kaldı... tekrar izleme fırsatı bulsam yeniden izlerim sanırım...","label":7} {"text":"Film için biraz iddialı bir tanımlama yapacağım ki filmin nasıl bir filmi olduğu daha rahat anlaşılabilsin: 2012 yılının ''Blade Runner'' 'ı. Günümüzde aksiyona alıştırılmış seyirci bu filmi ne kadar beğenir ne kadar bağrına basar o konuda oldukça şüpheliyim. Film günümüz bilim kurgu filmlerinin izinden değil geçmişin kült filmlerinin izinden gitmeyi tercih ediyor. Yani yönetmen açık açık ''benden bol aksiyonlu, bol görsel efektli bir film beklemeyin. Ben yarınlara kalacak o kült filmlerden birisine imza atacağım'' diyor. Peki bunu başarabiliyor mu? Bence kesinlikle başarıyor. Terminatör (1984), Blade Runner (1982), 12 Maymun (1995) (ve bu filmin atası La Jetee / 1962) gibi filmleri sevenler bu filme yaklaşabilirler. Umdukları şeyi büyük ihtimalle bulacaklardır. ''Ben Efsaneyim (2007)'', ''Kader Ajanları (2011)'' gibi yeni dönem aksiyon - bilim kurgu seven izleyiciye ise bu ''dozunda'' aksiyonlu, melankolik ve enfes filmden uzak durmalarını tavsiye ediyorum.","label":7} {"text":"montgomery ismini vertical limit filmide esrarengiz bi dagcida duymustum ve cok hosuma gitmisti..bu filmde el degistirdi guzel isim ve daha bir hayranlik kazandi benim icin..bu film oyle birsey ki; hapise girmeyi tamamen haketmis,hatta yatmasi gerekenden daha az sure icerde kalacak olan bi adam ve son 24 saati..son 24 saatine bakarken aslinda cevresindeki insanlari ve montye olan yaklasimlarini goruyoruz..belkide acima duygularini..monty nin ayakta guclu gorunme cabassini..filmin sonuna saklanmis guzel bir hayal..filmin muzigi icin ayrica konusmak gerekir bence..cok etkileyici bir ritmi var..iste bu film (senaryo) basarili.. cunku basta dedigim gibi hapise girmeyi haketmis bir adamin belkide hapise girmemesini diliyoruz!!! bu yuzden arabada giderken gordugu ruyanin guzelligi bizi sevindiriyor,rüya oldugunu anladigimizda üzülüyoruz...kesinlikle izlenmesi gereken bir yapim....","label":8} {"text":"Masalsı, duru, naif ve sadakatli içten aşk.. Mutluluk yağmurlarıyla dolu, mis gibi portakal kokulu imrendiren aşk.. imrendiren güzel gönül...","label":8} {"text":"İyi ki bu insanlar varlar. Hükümetlerin toplumları güçlü kişilerce yönetmesine izin vermesine karşı yapılmış bir film arkadaşlar. Buradaki hata, bir uzaylı filmi olduğunu düşünmemiz. Dikkatli izlediğinizde olayın uzaylı filmiyle ilgisinin olmaması. Yapılan haksızlığa karşı dik duran insanların zeki planlaması da denilebilir. Hatta birçok yerde hükümetlerin toplumlara yaptıklarının iyi bir şeymiş gibi anlatması var filmde, bunu yaparken de milliyetçi bir dil kullanması. Hiç uzak şeyler değil doğusu. Bana kalırsa film amacından çok çok daha başarılı bir senaryoya hakim. Hakkını yememek gerek. İzlerken bunlara dikkat edin. Yönetmen Rupert Wyatt da bunda önemli etken. Yüreklerine sağlık. Sağlam bir sistem eleştirisi. İyi seyirler.","label":6} {"text":"mockbuster ekolünün şimdilik son halkası, yalnızca türün meraklılarına önerilir. .. bi daha düşündüm de, aslında hiçkimseye önerilmese daha iyi.","label":3} {"text":"mıhtar'ın repliği her kesintide yad edilecek cinsten, \"gelir. geliiir. gelir. elektrik de gelir su da gelir.\"","label":7} {"text":"V, sanatçı ruhuna sahipti.","label":7} {"text":"Ergen üstü bir film....zaten salondaki ortalamadanda belliydi...amma ben kendimde beğendim..bana bir aralar nbc de yayınlanan Persons Unknown adlı bir diziyi inanılmaz hatırlattı....Belli dizi ve filmlerden aşina genç oyuncularla süslü,sürükleyici ve gerilimi yüksek ve sonu iyi bağlanmış bir filmdi...","label":6} {"text":"muhteşem bir film.. görsel effect olağanüstü.","label":8} {"text":"-- Arkadaşlarına güvenme Bruce, ailene güvenme Bruce, hatta kendine bile güvenme Bruce. -- Ani duygu değişimleri yaşayan, terfi almak için her yolu mübah gören İskoç bir polisin hikayesini anlatan bir film. Filmi izlerken tıpkı baş rol oyuncusu gibi farklı farklı duygular hissediyorsunuz. Baş rol oyuncusu demişken James Mcavoy'a ayrı bir parantez açmak gerek. Rolünün üstesinden başarıyla gelmiş ve çok iyi bir iş çıkarmış. Kendisini ilk olarak Wanted filminde izlemiştim. O Filmde de rolünü çok iyi sergilemişti. Sonuç olarak izlemeye değer bir film.","label":6} {"text":"çok güzel bir film konusuda çok başarılı ikincisi de bekliyoruz ama film biraz kısa sürdü gibi sanki","label":9} {"text":"bence iyiydi amerikan pastasına ve biraz hababam sınıfına benzetmişler.bazı oyuncular başarısızken,bazıları başarılı.eğlenme amaçlı izlenebilecek bir film.özellikle sakar çocuk süper komikti.7/10","label":6} {"text":"Her ne kadar üstadın çoğu filminin gölgesinde kalsada Cinnet konusu ve atmosferi ile Alfred Hitchcock'un sevdiğim filmleri arasındadır.","label":7} {"text":"Başı sonundan belli, ne olacağını merak bile etmeden izledim. Aksiyonu da tatmin edici düzeyde değil. Televizyon filmi tadında tipik ABD ajan filmi.","label":4} {"text":"Hayatimda izledigim en guzel film. Oyunculuklar, minik oyuncular ve aksanlari olaganustu. Kate Winslet ve Johnny Depp'in oyunculuklarina ise soyleyecek bir soz bulamiyorum. Cunku oynamamislar adeta yasamislar. Her ikisinin de tek bir bakis ile duyduklari aski bizlere hissettirebilmesi, inanmanin aslinda her sey olduguna dair soyledikleri ve son sahnesi mukemmel olan film..","label":7} {"text":"1995 yapımı aynı adlı anime ve mangadan uyarlanan Ghost In The Shell, özellikle de anime hayranları için çok özel bir yapım. Çünkü Ghost In The Shell, çıktığı ilk zamanlarda anime filmlerinin popülerliğini arttırıp sinema konusunda büyük bir adım atmıştı. Ve bundan 22 yıl sonra Hollywood, nihayet bu animeyi bir filme çevirmeye karar verdi. Ama bu konuda biraz endişelerim vardı. Öncelikle animesiyle aynı olan filmin konusu şöyle: Uzak bir gelecekte, türünün ilk ve en iyi örneği olan Binbaşı, çalıştığı departmanın suçluları durdurmak için yaratmış olduğu bir robottur. Şehirde suçluluk seviyesi, insanların beynini hacklemeye kadar gelince Binbaşı, bu olayların arkasında kim olduğunu bulmaya çalışır. Ama aynı zamanda hafızasıyla ilgili ufak sorunlar yaşıyordur ve bir yandan da geçmişiyle ilgili bir bağlantı yakalamaya çalışır.& Ghost In The Shell'in orijinal animesi, 83 dakikalık kısa süresine rağmen çok şey anlatan, oldukça karışık ama bir yandan da muhteşem bir animasyondu. Ben, animeye herkes kadar hayran olmasam da görselliklerini ve temalarını çok takdir etmiştim. Ama dediğim gibi, bu filme girerken aklımda bir sürü endişe vardı. Ghost In The Shell, içinde bir sürü fırsat bulunduran bir anime fakat ben Hollywood'un bir animeyi sinema filmine rezalet bir şekilde uyarladığını daha önce görmüştüm (mesela Dragonball Evolution). Peki, film nasıldı? Eleştirmenlerin aksine, ben Ghost In The Shell'i oldukça beğendim. Film, hikayesi konusunda sıkıntılar yaşasa da genel anlamda bu filmin, orijinaline sadık kalınmış olan, Hollywood'un yaptığı gelmiş geçmiş en iyi uyarlamalardan birisi olduğunu düşünüyorum. Önce iyi yanlardan başlayalım. Herkesin bahsettiği gibi, bu filmdeki görsel efektler (1-2 sahne dışında) genelde inanılmaz. Özellikle de şehrin dizaynı, tam animedeki gibiydi. Ghost In The Shell evreninin büyük bütçeli bir filmde hayata geçişini görmek harikaydı. Sırf bu yüzden Ghost In The Shell, inanılmaz bir görsel şölen. Ghost In The Shell'in animesinin müziklerine bayılmıştım fakat besteci Clint Mansell, bu filmde inanılmaz bir iş çıkartmış. Hatta bu filmin müzikleri, animeden çok daha iyiydi diyebilirdim. Ayrıca orijinal animenin açılış şarkısını bu filmin bitiş jeneriğinde yeniden duymak da oldukça hoştu. Bu filme girerken endişelerimden birisi de, filmin sadece animeye benzeyip aynı derinliği taşıyamayacak oluşuydu. Ama film bu konuda harika bir iş çıkartmış. Animede olduğu gibi bu film de insanı insan yapan özelliklere dikkat çekip oldukça derin temalara değiniyor. Gerçi bu film, sonuç itibariyle orijinal animeyle tam olarak aynı derinliği taşıyamasa bile ekibin bu filmde gerçekten denediğini görebiliyorsunuz ve ortaya çıkan sonuç benim için tatmin ediciydi. Orijinal animeyle ilgili olan sorunlarımdan birisi, ana karakter Binbaşı'nın o kadar ilginç olmayıp kişiliğinin biraz arka planda kalıyor olmasıydı. Bu filmse konusunun yanı sıra, Binbaşı'na daha fazla zaman ayırıp geçmişine odaklanmış. Bu sayede Binbaşı'yı orijinal filmden daha iyi bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Böylece film daha da ilginç bir hale gelmiş. Normalde bunu konuşmayacaktım ama bu konuyla ilgili çok fazla tartışma var. Ghost In The Shell, bir anime olduğu için başrole Scarlett Johansson gibi bir Amerikalı bir oyuncu seçilince herkes ayaklanıverdi. Bunu hiç anlayamıyorum doğrusu. Ben sadece oyuncunun rolü nasıl oynadığına bakıyorum ve bu durumda, Scarlett Johansson gerçekten de iyi bir iş çıkartmış. Karakteri bir robot olduğu için oyunculuğunda sıra dışı bir şey olmasa da role tam uymuş bence. Aynı zamanda Batou'yu canlandıran Pilou Asbæk de tıpkı orijinal animedeki gibiydi. Juliette Binoche'nin karakteri orijinal animede yoktu ama bu film için oldukça iyi bir ekleme olmuş bence. Şimdi de kötü yanlara değinelim. Ghost In The Shell, bazı konularda orijinal animedeki materyalleri kullanmadığı için filmin tonunun yavaşladığını hissedebiliyorsunuz. Bu yüzden de her ne kadar Ghost In The Shell'in bu versiyonu, animesine göre daha fazla şey barındırsa da temponun biraz durağanlığı ve süresin,n daha uzun oluşu yüzünden anime gibi yeniden izleyeceğimi pek zannetmiyorum. Ayrıca, eğer orijinal animeyi izlemeden bu filmi izleyecekseniz, elde ettiğiniz sonuçtan nefret edeceğinize eminim. Bu filmi klişe ve sıkıcı bulabilirsiniz. Bu yüzden Ghost In The Shell'in bu versiyonunu izlemeden önce size şiddetle animesini izlemenizi tavsiye ediyorum. Bu sayede animedeki temalar daha anlaşılır oluyor ve bu filmi daha fazla takdir ediyorsunuz. Kısacası Ghost In The Shell, herkese göre bir film değil. Yaratılan dünya ve görsel efektler açısından neredeyse kusursuz bir film. Oyunculuklar tıpkı orijinal anime ve mangadaki gibi, senaryo yine orijinal animedeki gibi derin fikirleri taşıyor. Aynı zamanda hikaye daha anlaşılır bir hale getirilmiş ve Binbaşı karakterine daha fazla şey eklenmiş. Tempo bir süre yavaşlıyor olsa da genel anlamda Ghost In The Shell, Hollywood'un açık ara en iyi anime uyarlaması. Eğer animeyi seviyorsanız, bu filmi de seveceksiniz. Geri kalan herkese de ilk önce animeyi, sonra da bu filmi izlemesini şiddetle tavsiye ediyorum. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Özellikle de IMAX'de belli olan görsel efektler, yaratılan dünya. + Scarlett Johansson, Pilou Asbæk'in tıpkı orijinal animedeki gibi olması. + Aksiyon sahneleri, senaryonun düşündüren yapısını kaybetmemiş olması. + Binbaşı karakterine eklenen geçmiş. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Süresinin biraz uzun olup temponun bazı yerlerde yavaşlaması. - Tam olarak orijinal animenin verdiği etkiyi vermiyor (ama yine de oldukça yakın sayılır). TOPLAM PUAN: 7.5/10","label":6} {"text":"Sandra ve Hugh bir aradaysa kacmaz","label":7} {"text":"Tencere yuvarlanmış yemekler dökülmüş. 10/3","label":2} {"text":"Siz bakmayın olumsuz yorumlara. Bu iyi bir film. Finali de gayet iyiydi. Yani finalde illa ki cam gibi bir netlik seyirciye hiç pay bırakılmaması ise beklenen onu bilemem. Oyunculuklar senaryo müzikler kurgu gayet başarılıydı. Diğer Türk filmlerine göre ehveni şer değil; baya bildiğiniz iyi bir film bu. Ali Atay'a oyuncu olarak bayılmıyorum ama yönetmen olarak alkışlıyorum.","label":0} {"text":"Baştan sona kendini ilgiyle izlettirebilen..Ama kötü adamı bakışlarından anlayabileceğiniz(en azından ben anladım) bir film.Ayrıca 11 eylül den sonra başta araplara ve tabii müslümanlara bazı insanların nasıl önyargıya yaklaşabildiğini gösteren sahneler de mevcut..","label":7} {"text":"hindistan denen ülkede insanların şans eseri hayatta kaldığını görmemizi sağlamış bir film.tren kazası, manda çarpması falan olmasa da, tifüs, tifo vs vs gibi hastalıklardan ölmek an meselesi. bokun çöpün içinde yaşayan insanlarmış meğer bunlar. doğruluk payı var olabilir de, acaba bu kadar üyksek midir yoksa, batının aşağılayıcı kamerası mı böyle resmediyor merak ettim. çocuğun hayatını etkileyen tüm dönemeçlerin bir şekilde yarışmada önüne soru olarak çıkması tesadüf mü yoksa ilahi bir yardım mı? yoksa bizi keriz yerine koyup, yok artık ali sami dememizi mi beklemişler onu da çözemedim. yönetmen amcanın kamera açıları ve hareketleri 28 days later den tanıdık zaten. hindistan a turist olarak gitmek hayalinden bile caydırdı sağolsunlar. 4/10","label":7} {"text":"Film, pek eski bir ikilemin; atalet mi atılım mı keşkmekeşinin etrafında cereyan ediyor. Bu bakımdan pek de orjinal bir teması yok. Sıradışı bir kurgu yok. Sıradışı tiplemeler yok. Sıradışı bir atmosfer yok. Sıradışı diyaloglar yok. Aksine her şey son derece klişe. Sıradan. Alalalede. İkide birde; dur, yapma, etme, saklanalım, duralım, bekleyelim, ne gerek var şimdi, nerden çıktı, kahramanlık lüzumsuz bir müessesesedir vb... laflarla adamın ayağına yapışan, papaz kılıklı bir tip ile onun otoritesine meydan okuyan dokuz filmin iki ayrı ucunu temsil ediyorlar. Ancak çok fazla göze sokulmuş bir zıtlaşma bu, film boyunca. Tamam anladık, dini erk ile onun şişko kolu askeri erkin tahakkümünü yerecen, de ne bu allasen, on dakkada bir ? Filmin en iyi tarafı oldukça kısa sürmesi. Temaya aşina olan yaş grubunu sıkabilme ihtimali yüksek. Burton külliyatının en zayıf örneklerinden biri olsa gerek.","label":7} {"text":"Senaryosu, Kurt Sutter tarafından yazılan Southpaw&, Antoine Fuqua'nın yönetmen koltuğunda oturduğu sportif bir drama... Gelin isterseniz, Sylvester Stallone'nin efsanevi Rocky serisini hiç saymıyoruz bile fakat Raging Bull (1980), The Hurricane (1999), Million Dollar Baby (2004), Cinderella Man (2005) ve The Fighter (2010) gibi filmlerin yanında son derece sönük kalan filmimizin hikayesine göz atarak ana karakterleri tanımaya çalışalım... Yapılacak maç öncesi soyunma odasında elleri sarılan Billy Hope'un (Jake Gyllenhaal) yanına, hayatının her anını yönlendiren karısı Maureen (Rachel McAdams) gelerek kendisine şans diler ve maç başlar... Rakibi Darius Jones (Cedric D. Jones), ringde Billy'i çok fena hırpalamaktadır... Ama Billy 10. rauntta, peş peşe attığı iki sert kroşe ile sersemleterek devirdiği Darius'u nakavt ederek işini bitirmeyi başarır... Maçın ardından yapılan basın toplantısında Kolombiyalı boksör Miguel 'Magic' Escobar (Miguel Gomez), Dünya Hafif Siklet Boks Şampiyonu Billy'e meydan okuyunca Billy'de menajeri Jordan Mains'e (Curtis '50 Cent' Jackson) sıradaki Kalil Turay (Rayco Saunders) maçını iptal ederek yerine 'Magic' ile bir maç ayarlaması talimatını verir ve bunu gereksiz bulan Jordan ile Billy arasında küçük bir tatsızlık da yaşanır... Derken Billy ve Maureen evlerine geçerlerken, Billy'nin yaptığı ilk şey, üst kattaki yatak odasında uyumakta olan kızı Leila'nın (Oona Laurence) yanına çıkarak ona, Seni çok özledim diyerek sarılması olur... Gelecek kaygısına kapılan karısının derdiyse, sürekli kazanıyor olmasına rağmen savunmadaki hataları nedeniyle çok fazla yumruk yiyen Billy'nin iki yıl içinde fiziksel olarak çökeceğini düşünmesi ve o yüzden de ısrarla maçlarına bir yıllığına ara vermesini istemesidir... Neyse... Daha pek çok konuşmanın ardından Billy ve Maureen, New Yok Çocuklar Kulübünün yararına düzenlenmiş olan yardım gecesine katılırlar... Oraya da gelmiş olan Magic, hakaretleri ile Billy'i tahrik eder ve ikili yumruk yumruğa birbirlerine girerler... Ancak daha da önemlisi o hengamede, kimliği tespit edilemeyen birinin silahından çıkan serseri bir kurşun ile vurulan Maureen'in hayatını kaybetmesidir... Olanları bir türlü kabullenemeyerek gözünü karatmış olan Billy, elindeki tabanca ile tek şüpheli olarak gördüğü Hector Escobar'ı (Danny Henriquez) öldürmek üzere peşine düşer ama bulamaz... Bu arada muhasebecisi Simon Stillman (Adam Kroloff) Billy'e, iyice bozulmuş olan mali durumu hakkında bilgi vermektedir... Zor durumdaki Billy'nin imdadına önüne koyduğu üç maçlık kontratı imzalatan menajeri Jordan yetişir... İlk maçı Turay iledir... Hiç karşılık vermeden dayak yediği maçı ve para kazanma fırsatını kaybetmesinin yanı sıra ringe havlu atıldığı için maçı sonlandıran hakemi ringe sermek suretiyle kendi boks kariyerini de bitirir... Başta, Magic ile çalışmaya başlayan antrenörü Eli Frost J(ose Caraballo) ve Jordan olmak üzere etrafındaki hemen herkes onu terk ederken ne yazık ki mali durumu da içinden çıkılmaz bir hal almıştır artık... Yaşadığı psikolojik travmayı bir türlü atlatamayarak teselliyi alkol ve şiddet de arayan Billy, otomobili ile intiharı da dener ve kendini yoğun bakımda bulur... Böylelikle de önce kızı Leila'nın velayetini ardından da tüm malını mülkünü icrada kaybetme durumuna gelir... Yardımına koşan tek isim, onu otomobiliyle Tick Wills'in (Forest Whitaker) salonuna bırakan Jon Jon'dur (Beau Knapp) ... Billy Tick'ten kendisine eğitmenlik yapmasını isterken, mahkeme kararı ile velayeti geçici olarak sosyal hizmetlere verilen kızını geri alabilmesi için devamlı bir işe ihtiyacı olduğunu da söyler... Ve Tick'ten salonun gece bekçiliği ile temizlikçilik işini kapar... Dakika 60... Geride kalan 64 dakikalık süre içinde yanıtlarını öğreneceğimiz üç soru mevcut... Neler mi? Buyurun sayalım: Bunlardan birincisi ve belki de en önemlisi, Tick'in Billy'nin antrenörlüğünü kabul edip etmeyeceği... İkincisi, kızını yeniden kazanıp kazanamayacağı... Sonuncusu ise, hem karısının hem de kendisinin intikamını alıp alamayacağı... Eğer çok büyük beklentilere girmezseniz, gereksiz yere lastik gibi çekilerek biraz uzatıldığını düşündüğümüz filmi sıkılmadan tamamlayabilirsiniz... Zira tempo, birkaç ikili diyalog dışında pek düşmüyor... Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"herkes birbirini eksi yağmuruna tutmuş:) filmi beğenmeyen, izlerken sıkılanlara odun, duygusuz, kalas bile denmiş çok acayip. Filmdeki bazı kısımlara çok güldüm bazı yerlerse bana türk filmi klişelerini hatırlattı. Özellikle dekan tiplemesini sinan çetin'e benzettim nedense: ) Ortalama bir film olduğunu düşünüyorum ve süresi de biraz uzun kaçmış ama sıkkın bir günde kafa dağıtmak için ideal:) edit: imdb puanını şu an gördüm. 8.5? Biraz fazla değil mi yahu? 7.5 iyidir:)","label":7} {"text":"Nedendir bilmiyorum ama önyargılı olarak 2 saat gecmez diyerek başladığım fakat filmin sonunda bu 2 saatin nasıl geçtiğini anlamadigimı söylemek istiyorum. Filmi izlerken 1927 yapımı olduğunu akılda tutmak faydalı oluyor. Dönemine göre müthiş bir film yapmışlar. Yüzlerce kişi aynı sahnelerde defalarca başarıyla kullanılmış. Verdiği mesajlar da cabası. İzlerseniz pişman olmazsınız.","label":8} {"text":"Tek korkunçlugu oyuncuların oyunculukları böylebir rol cirkinliğini ve kurguyu daha önce görmemiştim","label":0} {"text":"johny depp'in oyunculğu çok iyi.. çok güsell bir film:))","label":7} {"text":"Son anına kadar heyecan ve gerilim veren ama sonunda damakta etkili bir tat bırakmayan bir film oldu benim için. Genel kanı da bu yönde zaten. Biraz A Quiet Place, biraz The Walking Dead havası da vardı. Sessizliğin ön planda olduğu bir filme göre fazlasıyla hareketli ve heyecan dozu yüksekti. Klişeleri de yer yer göze battı. Karakter seçimleri oldukça klişeydi. Bu tür hikayelerde hep bir eski asker olur. Keza kimlerin öleceğini sırasıyla bilmek bile oldukça kolaydı. Sandra Bullock'ın mimiksizliği yer yer can sıkıcıydı. Geçirttiği vakit iyiydi, bu açıdan tatmin etti. Sonu tatmin etmeyince film haklı olarak eleştirileri aldı. Yine de bu tür işler görmek güzel.","label":6} {"text":"Vizyona giren standart filmlerden farklı bir film, aristokratların hizmetinde ki bir burjuvanın işçi sınıfından bir kadın ile sıra dışı aşkı anlatılıyor. Oyunculuklar çok iyi, karakterlerin motivasyonları çok farklı ama gerçekçi mi emin değilim.","label":5} {"text":"bu kadar igrenc bir korku filmi olmaz. hicbir kategorioye girmiyor. eger denk gelirseniz veya birisi bu filmi alirken gorurseniz lutfen uyarin.... 2/10","label":0} {"text":"Büyük beklenti ile izlediğim film fakat bu beklenti beni bi' hayli hayal kırıklığına uğrattı. He, bu hayal kırıklığı filmin kötü olduğu anlamına gelmez: Çerezlik bi' marvel filmi olmuş. Filmi izlerken bol bol güldüm. Görsellik ve 70-80 ler müziklerde şahane kafa yormadan izledik. Filmin artılarındna birisi thanos'u görmek oldu.","label":7} {"text":"oncelıkle 2.fılm berbat otesı bısey 1.nın yanından bıle gecmez ızlenmesı gereksız ayrıca bazı arkadaslar ısrarlA korku korku dıyıp duruyorlar fılm genellıkle gerılım korkuyla gerılımı nasıl ayırt edemıyorlar anlamıs degılım?","label":1} {"text":"Farklı ve özgün bir türk filmi. Oyunculuk anlamında da iyi işler var. Haluk Bilginer ve Engin Günaydın filmin lokomotifleri.","label":6} {"text":"vakit kaybı denip hangi filmler başucuna alınıyor acaba merak ediyorum ? bergman ın bu filmi 55 yılında çektiğini unutmamak gerek; şimdinin romantik komedilerine yine bir filozof edası ile dokundurmuş bergman. Hayaller ve gerçekleri anlatmış, hem de hiç üzmeden seyirciyi; fevkalade güzel bir film ancak Hollywood yapımları yerine Bergman izleyenler için ;)","label":7} {"text":"Neydi ki şimdi bu. Yok film kötüydü yok film çok iyiydi. İkisi de değil. Filmin ne olduğu açık değilll. Yani izliyorsunuz hani ilginç bir hoşluğu var ama eksik arkadaş bir yerlerde eksiklik var. Her filmde vardır ama bu filmde sırıtıyor. Kurgu sağlam da anlamadığım içinde soruları bırakıp biten bir film. Noldu da noldu ki öyle olduyu tam anlatamamışlar anlayacağınız. İlginç bir bilim kurgu filmi ama çok aksiyon yok aslında hiç yok ama gidiyor işte yazın bu sıcağında. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Sesli sinemanın henüz yayıldığı dönemlerde çekilmiş bir film. Bu konuda çoğu kimse M (1931)'i örnek gösterir. Oysa aralarındaki bir yıllık yapım farkı göz önüne alınsa bile bu film hem ses hemde efektler açısından M'den çok daha iyi. Hatta senaryo olarak kat be kat daha iyi... Ancak bir şekilde M daha popüler olmuş. Karakter oluşturma açısından amerikan sinemasına yön vermiş bir film olduğunu düşünüyorum. Teknik imkanlar ortadayken 83 versiyonu ile kıyaslamamak gerek. Hangisinin sinemanın gelişimine daha çok katkısı olduğunu düşünürsek bu yapım açık ara önde tabi.","label":8} {"text":"yhaa film çook güzeldi... ama burda izleyemiyoruz :(:(:(:(","label":4} {"text":"1975'ten sonra insanların nasıl bir girdabın içine çekildiklerini öğrenmek korkunç! C-8 zinciri kocaman bir pasta! İnsanların hayatını kolaylaştıran bütün gereçler, ilaç sektörü, su arıtma tesisleri, hazır su firmaları, su arıtma cihazları, laboratuvarlar, hastaneler...... Hangisi payından vazgeçmek ister ki ? Hangimizin evinde su arıtma cihazı yok ki ? Paydaya şu dönemde yeni aşılarımız ve bu aşıların ileride getireceği yan etkileri ve bu etkilerin doğuracağı yeni hastalıklar da eklenmiş görünüyor. Bir avuç insanın mücadelesiyle, ödenen tazminatlarla kapanabilecek bir son değil bu! İyi bir film geniş düşünerek izlemek lazım.","label":9} {"text":"bencede gayet basarili ve yerınde mizah ogeleri barındıran bi film olmus izleyin derim","label":9} {"text":"Bu filmin izlenmesi için hiçbir neden olamaz. Bundan acayip eminim. Yaratıklar çok yaratıcıydı, ancak yok edilme şeklinden daha birçok kaçış ve çözümleme sahnesine kadar filme dair neredeyse herşey özgünlükten uzaktı. Nathan Fillion'un güzel oyunculuğunu izleyeceğinizi düşünüyorsanız, ceviz yağı içmenizi öneririm. Ben izlemeden önce içmemiş olduğumdan az kalsın beğenecektim. Neyse ki Firefly aklıma geldi, bir şimşek çaktı. Elbette kara mizah anlamında birkaç kişiye hitap edecektir, ancak bunu başarıyla sunan başka filmler yok değil ve bunu başaramayan Slither'ı izlemek bence tam bir vakit kaybı Neyse ki film izlerken, pavırbolcuumla oynama, bükbükle ve göğüs yayıyla vakit geçirme şansım oldu. Bu tarz kendinize yarayan aktiviteleri yaparken kesinlikle izlemeye değer. Filme olan dikkatinizi %1 civarında tutsanız yeterli. 15/100 Saygılar","label":1} {"text":"Film amerikan propagandası olmuş. Almanları kötülücez diye imanınınz gevlemiş ama o almanlar sonda merhametli olmuş. Buna ne denir şimdi? Duvarı yerle bir eden bombanın bir insana geldiği zaman vücut bütünlüğünü bozmadan öldürebildiğini gösteren film. Ulan filmin sonunda ss'leri dağıttınız. Dağıtırken ana avrat küfrettiniz. Sonra, film gereği o gruptan illaki bi kişi geriye kalacak diye ss'leri insancıl yaptınız. O kadar ana avrat küfrettiğin kişiler seni teslim olunca ellemedi. Ayrıca, ss'ler bu kadar salak değildir.","label":6} {"text":"harry potter'ın fenomenliğinden veya bir nesli nasıl etkilediğinden,aynı zamanda da bir dönemin sinemasını nasıl etkilediğinden şu aşamada artık bahsetmeye gerek görmüyorum.zira bu konu üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek ve uzun uzadıya tartışılabilecek bir konu,bir popüler kültür olayı.serinin ateş kadehi'nden sonra,yani zümrüdüanka yoldaşlığı ve melez prens ayaklarında biraz sekteye uğradığını düşünüyorum.sanırım bu bir geçiş dönemiydi,hogwarts'tan ayrılmanın,çocukluktan ergenlik ve yetişkinliğe adım atmanın,hikayede ilk kez birilerinin ölmeye ve işlerin ciddiye binmeye başlamasının getirdiği bir geçiş vardı.ve bu da bana göre pek de hakkıyla atlatılamadı.bu arada şahsen zaten küçüklükten bu yana çok sağlam bir harry potter fanatiği olmadığımı ve şimdiye kadar kitapların hiçbirini okumadığımı da belirteyim.ancak kesinlikle tüm seriyi izledim ve bu çağımızın kültür olaylarından birinin de içinde yer almış oldum.görece başarısız sayılabilecek geçiş dönemi sonrası finale geldiğimiz ölüm yadigarları'nda,seri bence kesinlikle rayına oturmuş.önceki iki filme göre daha takip edilebilir,daha akıcı,daha bir bütün.senaryo da sanki biraz daha sağlam.en azından göze batan şeyler yok.sonuçta harry potter her bir noktasıyla bundan seneler sonra da hatırlanacak ve gelecek nesillere anlatılacak bir seri,global bir olay olmuştur.bana sorarsanız,bizim de küçüklüğümüzde başlayan,2001'deki o hogwarts günlerinin yeri bambaşka kalacaktır.o masumiyet ister istemez yaşlar ilerledikçe yerini başka şeylere bıraktı,bu da çok doğal.ve hep söylediğim bir şey de,serinin en iyi filminin 2004'te alfonso cuaron'un çektiği azkaban tutsağı olduğudur.","label":7} {"text":"Durağan ama özgün konusuyla göz kırpmadan izlettiren nadir filmlerden. Geçen sene izlememe rağmen hala her sahnesi hatırımdadır. Miles Tiller'in filmdeki rolünü fazlasıyla sadece oynamış olmak için oynamış gibi hissetsem de sevdiğim özgün konulu filmler arasında yerini aldı.","label":6} {"text":"zaman zaman siksa da kendini izlettiren ve finaliyle kadinlardan korkmamiz gerektigini açik bir sekilde ögreten bir film 2,5/5","label":4} {"text":"Berbat bir film yazık oldu zaten son zamanlarda hep görsele dikkat ediyor kasvet yapacam diye karanlık gösterecem diye katletmilsiniz adam akıllı konu yok batmanin ağırlığı yok izleyin ama hayal kırıklığına hazır olun yazık bir senaryo yazamıyorsunuz ancak araba lah motor eski batmani özlüyorum","label":0} {"text":"son derece komik bir film buradaki karakterleri ile will ferrell ve steve carrell empire unutulmaz 100 karakter listesine de girdiler","label":7} {"text":"yine bir yok, yok vallahi filmcilik. yönetmen filmi ya da görüntülerin şahane olması yine bir filmi şaheser yapamamış. hesaplar kurgudan dönmüş, hatta politik endişelerden mayası tutmamış bence. buçuktan 7/10","label":6} {"text":"Bence çok güzel bir filmdi,sıkılmadan izledim.Evet konu çok derin değil,senaryo oscarlık diyemem ama kendini izlettiriyor,Wıll Smıth'in oyunculuğu ve muhteşem aksiyon sahneleri için bile izlenir.","label":6} {"text":"ilk filmlere göre hiç beğenmedim ne konusunu nede baş rol oyuncusunu puan vermemin sebebi arabalar ve müzikti .bence vakit kaybı.","label":4} {"text":"Kıyıda köşede kalmış, değeri bilinmeyen filmlere verilecek örnekler listemde bulunur bu film.. İhsan Devrim'i Süper Baba'dan sonra tekrar izleyebilmenin zevki, Toprak Sergen'in oyunculuğu ve konusu itibariyle oldukça hoş bir tat bırakır.. Televizyon filmi olmasına rağmen bir çok lüzümsüzbeyaz perdefilminden de başarılıdır..","label":5} {"text":"Toplumsal hafızaları ve bilinci böyle yüksek topluluklara özeniyorum. Mesela bizim atlattığımız onca badireye rağmen koparılmaya ne kadar müsait bir topluluk olduğumuz malum. Siyah topluluğu ise bunu müzikleri, modası, sporcuları ve diğer sanat dalları ile bütünleştirebiliyorlar. Dünyaya dinletebilecekleri, gösterebilecekleri bir dolu şeyleri var. Bizim ve daha birçok milletin ise yok. Summer of Soul ise 1969 yılında düzenlenen bir festival üzerinden siyahların tarihine mercek tutuyor. Öyle çok öğretici bir iş değil ama bunu da hedeflemiyor. Festivalde çalınan şarkılar üzerinden bir anlatım yakalıyor. Muazzam iş.","label":7} {"text":"Farklı bir seneryo. Herkes beğenmeyebilir. Benimde pek hoşuma gitmedi açıkçası.","label":6} {"text":"Sanırım izlediğim en keyifli yol filmi buydu. Başta çok garip gelen fakat daha sonra tadından yenmeyen bir film. Bu arada filmin en güzel diyaloğu, gay dayı ve hayalleri yıkılan genç arasında geçen, sahildeki diyalogtur.","label":8} {"text":"arkadaslar bızde artık fılm yapıyoruz dıyoruz yavas yavas ama işin gercegi bu fılmın sonu fılmı kurtarıyo fınalıyle olayı bıtırmısler yoksa cok sıradanlasıyo kopuk kopuk co abartılı sahneler var usta oyuncular olmasına karsın fılm alıp goturmuyo ama sonuc olarak fınalı ıcın ızlenır 10/8","label":7} {"text":"Müzikal filmleri sevmadiğimden kaynaklansa gerek sıkılmıştım bu filmde. Oscarlarına da mana veremeyişimin nedeni de bu heralde. Ama Rene Zellweger'i izlemek bir zevk...","label":6} {"text":"Uykusuzluk çekenler için ilaç gibi film","label":6} {"text":"Film kendini sıkmadan seyrettiriyor. Oyunculuklarda çok kaliteli...","label":9} {"text":"Bütün usta oyunculardan önce, bu filmin bu kadar sevilmesinde aslan paylarından biri çocuk oyuncunun, büyük oyunculuğudur.. Final sahnesiyle yürekleri burkan film, zaman zaman neşelendiren, zaman zaman hüzünlendiren cinsten. Kemal Sunal'ı kısa sürede olsa görmek keyifliydi.. Yoksulluğu, çaresizliği ve insan olmanın bütün duygularını çok iyi anlatan bir filmdir..","label":7} {"text":"Yeri geldiğinde aksiyon yeri geldiğinde komedi... Tür geçişlerini yaparken insanı rahatsız etmeyen ve insanın kafasını karıştırmayan bir yapım. Melissa McCarthy’ nin de harika oyunculuğu göz ardı edilemez. Zaten Jason Statham’ Sudan bahsetmeye gerek bile duymuyorum. Kısacası mükemmel bir oyuncu kadrosu çok iyi bir şekilde kullanılmış.","label":7} {"text":"Fikir güzel aslında ama çok eleştirilecek tarafı var insanlar değinmiş zaten tekrar söylemeye gerek yok. Ayrıca o kadar silahın kılıcın vs var hala tutmuş yumruk atıyosun o. O","label":6} {"text":"vasati sınırları aşamasa da izlenebilen bir devam filmi 6/10","label":5} {"text":"Aslında izlemeden önce önyargılıydım.Ama filmi izlediğimde eğlendim...Bir sanat eseri görmesem bile en azından eğlendim diyebiliyorum.Zaten bir komedi filmi için 'eğlenme' kavramı dışında ne aranır ki...Bence güzeldi...En azından çok daha fecilerini bile izledik.7/10...","label":6} {"text":"yha bu ne biçim film frangmanından başka asıl fılm yok mu arkadaş nasıl izliyebilicez","label":0} {"text":"konusu saçma olsada güzeldi :)))","label":6} {"text":"Jude Law un yavaş yavaş yükselişe geçtiği dönemlerden. Film herkese göre değil...","label":0} {"text":"Bu filmin hayatına hiçbir sey katmadığını = vakit kaybı oldugunu düsünen insanlar nasıl bir hayat yaşıyor vakitlerini nasıl geçiriyorlar hayret icindeyim. Türkiye'de dram filmleri meşhur zaten düşüncesiz ama duygusal insanlar çoğu. Bu da o efsanevi dram yapıtlarından. Çok gercekci, özgün, sıcak bir film. Filmi izlerken yutkunmayan insana şaşarım. Herkes bir kere de olsa izlemeli. Tabi ki mukemmel degil bazı detaylar var ama genel olarak çok güzel","label":7} {"text":"İzlerken çocukluk zamanları takip ettiğim ve çok ama çok sevdiğim \"Once Upon a Time... Life\" çizgi dizisi geldi aklıma. Duygular arasındaki ilişkiler, çatışmalarla çözülen problemler, anlamlı olanın parçalar değil bütünün olması, algılama süreçleriyle Gestalt ekolünü ; bellek betimlemeleriyle bilgi işleme kuramını, bilinç düzeyleriyle de topografik kuramı muazzam bir alegorik anlatımla sunan harika bir animasyondu. Galiba her yaştan izleyiciye hitap eden sayılı filmlerdendir..8.5/10 Bing Bong 'un düşünce treninde söylediği \" Ne diyosunuz ? Şahane değil mi ? Burdan herşeyi görebilirsiniz. Bakın mantıksal düşünme var, dejavu var, dil öğrenme süreci var, dejavu var, eleştirel düşünce var, dejavu var...\" sözleri aklıma geldikçe kendimi tutamıyorum :):)","label":8} {"text":"&SULLY&, 2009 yılında meydana gelen gerçek bir olay sonrası, başından geçenleri kaleme alan kahraman pilot Chesley Sullenberger’in kitabından esinlenerek çekilen ve Yönetmenliğini Clint Eastwood’un yaptığı, 96 dakikalık biyografi - dram türündeki filmde, 208 saniyelik yaşanan mucize sonrası, bir taraftan kahraman, bir taraftan suçlu ilan edilmeye çalışılan ve olay sonrası soruşturma geçiren pilotun yaşamış olduğu dramı güzel yansıtan, son zamanlarda gerçek hikayelerden alınma filmlerde yer almayı tercih eden, usta oyuncu Tom Hanks'in performansı her zamanki gibi mükemmeldi. Görselleri etkileyici, kamera açıları ve ses efektleri güzeldi. Sadece süresini kısa buldum, daha uzun tutabilirlerdi. Ben filmi çok beğendim. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim iyi seyirler...","label":8} {"text":"Elisabeth Shue, Kevin Bacon ve Josh Brolin gibi deneyimli oyuncuların sürüklediği bilim kurgu aksiyon yapımı zamanının şartlarına göre iyi kurgulanmış. Efektleride çok iyiydi. Tabi bunda filmin bütçesinin yaklaşık 100 milyon dolar olması en etken sebep. Gişe hasılatıda 200 milyon dolar gibi devasa rakamlar sözkonusu. Ama filme 10 üzerinden ancak 7 verebilirim.","label":6} {"text":"müzikleri ve ses kurgusu harikaydı.. ayrıca high kafayla izlenmesi tavsiye edilir..","label":8} {"text":"filmin isminin beklemediginiz sekilde filmin en onemli detaylarindan biriyle verildigi, savasin en mizahi yonuyle islendigi ve seven bir adamin neler yaptigini gormek icin ideal bir film.. ayrica basroldeki abimiz cok konusuyor yahu kim olsa kacar ondan.. :)","label":7} {"text":"Gerçekten güzel bir film. Savaş sahneleri olsun konusu olsun güzel ama arkadaşların da dediği gibi propaganda söz konusu...","label":9} {"text":"spoiler.... beynimizde örülmüş örümcek ağlarının dışavurumu gibiydi. geçmişim ve şimdi. hepsi örülmüş bir ağ gibi kafayı ezen taşa dönüştü.. kader tesadüflerden mi oluşur yoksa herşey olması gerektiği gibi mi ilerler. \"kardeşim ölmeseydi belki de herşey farklı olabilirdi\"... daha ne söylenebilir. belki de haklı olabilir bu konuda.","label":8} {"text":"Aynı yıl içerisinde yayınlanan Erik Poppe yönetmenliğinde çekilmiş Utoya 22. juli isimli filmin anlatımını daha etkileyici bulmuştum.","label":5} {"text":"Sinema Sektörü bittiyor... ne diye sorarsanız Çünkü bu tarz film çekenler yüzünde... Yazık beee Çolucuk Kitlesi ile ünlü ettiniz burda ailelere sesleniyorum etmeyın yapmayın lütfen","label":0} {"text":"Roma'nın filmlere ve kitaplara konu olan efsanevi Kayıp 9. Lejyonu ile ilgili son bir iki yılda çekilmiş olan bir diğer film The Eagle&. En son Centurion vardı izlemiş olduğum. Hafif bir film. İzle-geç türünden. Bu tarz tarihi aksiyonlardan hoşlananlara hitap ediyor. Benzer bir konu ve benzer, tahmin edilebilir olaylar zinciri. Tamamen boş vakit için.","label":4} {"text":"gerçekten şahane gidip izleyin derim özellikle @tolgasaritas oyunculuğu derim onun için bile bidaha seyredilir...","label":9} {"text":"Kötüydü bence,amerikalıların espri anlayışı biz türklerden kat be kat altta bunu da bir kez daha görmüş olduk","label":5} {"text":"Siyasal, ekonomik ve ahlaki çöküntünün yaşandığı Faşist Cuntacı Pinochet yönetimindeki Şili'de kaçışın/kurtuluşun yollarından biri de iyice bencilleşip Tony Manero'nun yaptığı gibi yaşamının merkezine dans etmeyi koyup, farklı olmak adına sıradanlaşarak düzenin akışına kapılıp gitmektir... Hem zaten Tony Manero olamazsan \"Bu Tarz\" Senin olabilir, olmazsa \"O Ses\" senin olabilir, \"Yetenek Sizsinizdir\", \"Pop Star\" olursun onlarda olmazsa ya futbolcu ya da artiz yaparız seni. Merak etme bi şey olmak için her yolda mübahtır zati senin için...","label":6} {"text":"Çok farklı şeyler anlatmasa da son saniyesine kadar nefes aldırmadan izletiyor kendini. Bir Brad Pitt ne çekse izlenir filmi. Tüm tank ekibi başarılı. Klişe karakterler, klişe sahneler, klişe bir final. Ancak kimi zaman böyle filmler de başarılı olabiliyor. Fury de başarılı. Savaşın tüm çıplaklığı ile yansıtıldığı, senaryo aralarında güzel cümleler barındıran, senenin görülmeye layık filmlerinden. Pek çok sahnede, özellikle mimikleri nedeniyle Pitt'in önceki filmlerine göndermeler yapıldığını hissettim. Bu bilinçli bir tercih miydi, yoksa ben seyirci olarak mı öyle gördüm bilmiyorum. Ancak Fight Club&, Assassination of Jesse James ...& gibi oldukça sağlam karakterleri canlandırdığı performanslarından izler gördüm sanki.","label":6} {"text":"Tek kele ile sıkıcıydı hiç keyif almadım .drama bekledim ama fazla drama yansitmadi kısacası izlerken baya sıkıldık","label":0} {"text":"Film gayet güzel... Bazı arkadaşlar bu filmin neyini beğenmemiş gerçekten anlamış değilim. Ne bekliyorlar acaba sürekli gülmek mi?","label":7} {"text":"çok güzel soundtrackleri var gerçekten. İzleyeli iki üç yıl oldu ama hala dinliyorum https://www.youtube.com/watch?v=g85JAe0_a6U","label":6} {"text":"harika olmasa da izlebilir bir film daha çok evlilikler üzerinde durulmuş","label":4} {"text":"Sona doğru filminin yönetmeni görsel efektler dalındaki oscarı kesinlikle gravity yüzünden alamamıştı çok iyi bir yaşam mücadelesini konu alıyor filmde yaşlanıp ailesine hayata küsüp doğaya kendini salan bir adamı konu alıyor adam ilerlemiş yaşına rağman ve onca mağlubiyete rağmen mücadele edip yaşamayı göze almış.güzel film , parantez Robert REDFORD her zaman parlak bir yıldız olarak anılacak bu filmlede bu durumu perçinlemiş. tebrikler","label":7} {"text":"Tüm Türkiye'nin pislikleri diyerek kendinden bahseden arkadaşa aldanmayın. Filme gidin, izleyin. Bu filmde Türkiye'nin daha önce hiç duymadığınız değerlerini duyacaksınız. Hiç gündeme getirilmeyen insanları tanıyacaksınız. Filme Büyük emeklerin verildiği çok belli.","label":9} {"text":"çizgi filmin bitiminden sonra hemen kapatmayıp cd bitene kadar izlemek gerek gülmeye devam etmek için. oldukça kaliteli espriler barındıran bir kamera arkası izleyiciyi bekliyor. bir de küçük kızı odasına bırakırken kayıp balık nemo ve oyuncak hikayesi'nden jessie oyuncağı ile korkunç olmaya çalışan rexgözümüzden kaçmadı değil:)","label":7} {"text":"Filmin ilk bölümlerinde kurgu oldukça zayıf ve birbirinden kopuk. The Shining filmini izlemedim ama keşke izleseydim; bir nevi devamı olduğunu daha sonra öğrendim. Danny karakterinin özel anıları filme direkt etki etmese de fazlasıyla uzun tutuluyor. Gereksiz bir sahne olmasa da fazla uzadığını düşünüyorum. Sonlara doğru ise asıl hikaye başlıyor ve bitiyor. Filmin ilk 2 saat 10 dakikasını fragman, kalan 20 dakikasını da gerçek film olarak düşünebilirsiniz. İzlenmesi gereken güzel bir film ancak önce The Shining izlenmeli.","label":5} {"text":"Eski filmlerden ve kendi filmlerinden bahs etmesi filan güzeldi cümle aralarında gizli espriler filan güzeldi Ozan Güvenin performansı filan güzeldi ama çokta abartılacak bir film değildi Şahikaları çekselermiş belki daha güzel olurmuş birde Cem Yılmaz Artık değiştir şu kadroyu be abi hep aynı adamlarla film çekiyorsun.","label":5} {"text":"Çok güzel bir film, pokemon filmlerinin en güzeli. Konusu sağlam, çizimler 1998 yılına göre güzel. Mewtwo ve Mew, aralarında rekabet ve garip ilişki çok güzel işlenmiş, bilmeyenler için söyliyim bu yaz Temmuz ayında pokemonun 8. filmi gösterime giriyor ve konu Mew ile ilgili.","label":9} {"text":"bi arkadaşımın şiddetli tavsiyesi izlediğimiz mükemmel film. filmi 3 kişi izledik ve bittikten sonra yaklaşık yarım saat filmde ne anlatmak istediğini tartıştık bu bile yeterli filmi anlatmaya. oyunculuk ve müzik seçimi muhteşem. filmden sonra tekrar tekrar deniz üstü köpürürü dinlettirmiştir ayrıca:) bu kısmı az biraz spoiler içerir. cenkle alperin cigara içerlerken ki bedaş muhabbeti izlediğim en iyi ve gerçekçi sahnelerdendir. özellikle eve girmelerini anlatırken alperin kadının dizlerininin bağı çözülmüştür dedikten sonra cenkin hangi kadın diye sorması beni o sahnenin içine sokacak kadar gerçekçi olmuştur. son söz olarak izleyin efenim","label":8} {"text":"bir yönetmen filmi olarak Inarritu gene yanıltmadı. 10/10 bateri filme iyi oturmuş. - hayatta zor olan seçimler değil onlarla yaşayabilmektir.","label":7} {"text":"Heyecanı ve temposu yüksek, meraklısı olana çok güzel bir film. Tempo hiçbir şekilde düşmüyor ve yarış esnasında yaşanan olayların tüm hisleri direkt olarak seyirciye aktarılabiliyor. Otomobille hiç arası olmayan için ağır ve sıkıcı bir film gelebilir ancak tutkunu olan için nasıl geçtiğini anlamayacak bir süre oluyor. Ford v Ferrari filmi olunca ve bu bir Amerikan yapımı olunca elbette objektiflik görmek çok zor oluyor. Her tarafta Ford görmeniz mümkün.","label":7} {"text":"Filmi izlemeye başlayınca düşündüğüm ilk şey; \"1940 larda bu ülkede köllelik mi vardı?\" maden işçilerini öyle bir göstermişlerki sanırsın savaş esirleri ayaklarına pıranga vurularak zorla madenlerde çalıştırılıyor. Ve öyle bir intiba bırakılmak istenilmiş ki, sanki yeni kurulmuş, osmanlının enkazından ayağa kalkmaya çalışan bir ülke değilmişsiz de, ülkemizde vatandaşı bilerek salgın hastalıklarla başbaşa aç ve yoksul bırakmış bir hükümet var. Yönetmenliğine ve oyunculuğuna bir diyecek yoktur, lakin kökü doğuya dayalı yönetmenler Yılmaz Erdoğan Mahsun Kırmızıgül... vb ezilmişilik edebiyatlarını içeren sübliminal mesajlarını artık Karadeniz Bölgesi üzerinden kare kare vermeye çalışıyorlar. Görebilenler için son derece rahatsız edici. Ve oyuncular; Gerçekten Belcim Bilgin'e rağmen iyi iş çıkartmışlar helal olsun. 30 yaşındaki kadını lise öğrencisi rolünde oynatmak nasıl bir mantıktır akıl almaz. Mert Fırat ve Kıvanç Tatlıtuğ çok iyiydi.","label":7} {"text":"çok güzel bir devam filmi. çok beğendim birincisinden daha güzel olmuş diyebilirim izlerken çok eğlendim.","label":7} {"text":"Çok fazla degişik bir film degildi. Ortam hoş, oyuncular iyi rahat izlenebilir ve zevkli bir film.","label":4} {"text":"Nedense ben hep kendimi Cengiz Nezir'de buluyorum. ''Bozum Cahit''","label":7} {"text":"Böyle bir kadro ve böyle bir film ! İnanılır gibi değil. Gördüğünüz yerde kaçın !","label":1} {"text":"bu filmi izleyeceğim.","label":7} {"text":"Erkan hocam çok başarılı bir iş çıkarmış görüntü ses daha iyi olabilirdi ilerleyen filmlerde gelişmesini Ümit ediyor kusursuz bir baş yapıt","label":8} {"text":"verdiğim paraya acıyorum kesinlikle gitmeyin arkadaşlar yıl olmuş 2018 yaptığınıza bakın flim sadece boş gürültü ve mimiksiz insanların boş konuşmaları ortada olay gör giriş yok gelişme yok sonuç beklemeyin sonuçda yok emeğe saygı duymalıyız ama emek yok ortada kusuruma bakmayın..","label":0} {"text":"Bosna'da 1993te Sırp bir askerin, diğer Sırp askerler tarafından dövülen Boşnak Müslüman arkadaşının hayatını kurtarmasıyla başlıyor hikaye.. Yıllar sonra olayla bağlantılı karakterlerin tekrar kesişen hayatları üzerinden ilerliyor film. Her hikayede ayrı bir temada vuruyor; iyilik-kötülük, cesaret-korkaklık, bencillik, vicdan, pişmanlık.. Gerçek bir hikayeden esinlenilmiş olması da ayrıca burkuyor kalbinizi. Ama her sinema zevkine hitap etmeyeceği de kesin. Nuri Bilge Ceylan filmleri gibi ağır ağır ilerleyen, durgun, her sahnesi ayrı bir fotoğraf karesi gibi objelerle de bir şeyler anlatmaya çalışan çarpıcı, iyi bi' film.","label":6} {"text":"uzun isimli son yorumcu arkadaşıma bir dipnot.. kubuz ,demirkubuz, zeki demirkubuz","label":4} {"text":"Filmin tamamini sizler gibi bende izleyemedim fakat fragmandan anlasildigi kadariyla tamamen ozgun bir film olmus basarilar diliyorum.","label":8} {"text":"Özellikle sonunu çok beğendim çünkü yönetmen seyirciyi muallakta bırakıyor. Eğer biraz dikkatlice izlerseniz sonuyla ilgili doğru bir teoride bulunabilirsiniz. Kan gövdeyi götürmeden dozunda bir gerilim filmi olmuş.","label":6} {"text":"Çok değil ama hepsi iyiydi, 24 tane hapishane filmi izlemişim. EN İYİSİ. Je deviens fou maintenant","label":9} {"text":"Film başlarda oldukça sakin ilerlese de sonradan daha da fazla merak uyandırmaya başlıyor. Başkaldırı, aşk için göze alınanlar ve esrarengiz bir yabancıya güven duygusu gibi konuların ağırlıkta olduğu özellikle filmde ki iki çocuğun oyunculuklarının tavan yaptığı ilginç bir yapım. Aşk için sadece sevginin yetmediği izleyiciye aşılanmak isteniyor.7.3/10 iyi seyirler","label":7} {"text":"Maksat 'biz de korku filmi yaptık kardeşim' demek.Hiçbir gerilim öğesi yok.Garip, kötü, fecaat bir film.","label":3} {"text":"Gereksiz bir film. Uzak durun. zaman kaybı","label":0} {"text":"Gerçekte Nanook filmin başında belirtildiği gibi açlıktan değil, tüberkülozdan ölmüştür...","label":6} {"text":"Amerikan sinema klişelerine dayalı absürd komedi filmi Patlak Sokaklar.İnanılmaz güzel yerler yakalamışlar,gerçekten çok eğlendim.Seslendirme fikri ayrı bir güzeldi.Zaten ekip de yaratıcı elemanlardan kurulu,daha önceki işleri de hoşuma gidiyordu.Bence bu adamlara bir şans vermek lazım...6,5/10","label":5} {"text":"Cage in, favori filmlerinden biridir.","label":9} {"text":"Prometheus'u sevenler hoşlanacaktır.","label":5} {"text":"rezalettttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttt.Abiii iğrençççççççççççççççççççççç .Allah çarpsın çok kötü bir film.Başından sonuna kadar güldük sağolsunlar iyi eğlendirdiler.","label":2} {"text":"Filmin isminin neden Faster olduğunu anlamış değilim. Klasik intikam filmlerinden biri buda. Ancak oyunculuk ve kurgu sağlam. İzlerken sıkılmıyorsunuz. Zaman geçirmek için izlenilecek bir film, fazlasını beklemeyin.. 10/7","label":9} {"text":"Bilim-kurgu sevmeyen biri olarak beni ekrana kilitmeyi başarmıştı. Olağanüstü bir hayalürünü diyemezsiniz ama sonu mantıklı bitiyor ve başarılı bir film.","label":7} {"text":"Filmin işlenişi çok güzel.Farklı bir filmdi.","label":9} {"text":"GÜZEL FİLM İZLENMEYE DEĞER BENCE DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR HAYAT YAŞADIĞIMIZI GÖSTERİYOR","label":6} {"text":"Ne yani şimdi ne oldu da bitti. Film beklenilen değeri alamamış diyen birkaç yorumu okuduktan sonra düşündüm ve izleyelim bakalım dedim. Haklılar galiba film beklenilen değeri almamış 5 küsür puan olmalı ortalaması. Akıl hastanesi olayını alıp en uç gereksiz değerecede hayal dünyasını bize sunan bir yapım. Güzel kızları bir araya getirip sonra onları alıp soyup piyasaya süren bu gibi aşağılayıcı filmleri hiç sevmiyorum. Erotik film mantığında çekersin anlarım da bu neydi şimdi. Efekt olayına da girmiyorum. Kötü oyunculuk mu çok kötü değil, ama yani kızları alıp kısa etek giydirip kahraman yapmak pornografik piyasa kafasıdır. Millet ne diye beğendiyse bu filmi hala anlamış değilim. Ha sonuna kadar izleyin ortasında bu ne saçma bir yapım deyip kapatan olacaktır çünkü. Sonunda film biraz da olsa 5 puana ulaşabiliyor. İzlemeyin de hani siz bilirsiniz. P: 5","label":4} {"text":"yarış yapan gençler ve sonrasında intikam falan filmi.. Konu sıradan yani.. Oyunculuklar fazla abartılı.. Kurguda da sorunlar var.. Sahne geçişleri çoğu zaman anlaşılmıyor.. İyi olmamış ya.. Yarış hız filmlerini sevenler buyursun","label":2} {"text":"insanı etkilemekte hiç sıkıntı çekmeyen hatta olayların içine sizi yaşıyomuşcasına dahil eden bi baş yapıt","label":8} {"text":"uzun ve aglak sahnelerden uzak cok samımı bir hikaye tam da, bir aradayız hepsi bu :)","label":6} {"text":"Orjinali \" A Moment To Remember\" i izlemenizi tavsiye ederim.\"Evim Sensin\" repliklerine kadar alıntıdır.","label":2} {"text":"Türklerin yapmış olduğu en iyi korku filmi.Oldukça ürkütücü....10/10","label":9} {"text":"bence serinin her iki filmide övgüyü hak ediyor hangisi daha güzeldi derseniz ben ilk film derim.","label":7} {"text":"Her sene en az bir kez baştan sona izlemeye özen gösterdiğim, başımın köşesi filmim:)","label":8} {"text":"big lebowski yi, orada olmayan adam ı da çağrırıştırmıyor değil..şaşırtıcı finali ile coen biraderler tarzında yine","label":7} {"text":"Şu ana kadar izledigim en farklı yapıttı gerçekten ilginç ve etkileyici bir flim.","label":7} {"text":"kadın güzel değil, zeki değil, sevimli değil, bağımlı değil, idealist değil. Sadece sıradan biri ve yolda olmak istiyor. Fikri, isteği, amacı yok. Sadece olmak istemediği yeri biliyor. Özgürlüğün bedelinin bu kadar ağır olması çok acı, sürüler halinde yaşamak zorunda olan koyunlar olmamız çok acı.","label":7} {"text":"Lütfen kendinize bu zulmü yapmayınız!","label":0} {"text":"TEK KELİME İLE BAŞYAPIT Sinema tarihi boyunca ırkçılık konusunu işleyen sayamayacağımız kadar film çekilmiştir. Çekilen filmlerin çoğu biyografi, dram, tarih gibi kategorilerde değerlendirilebilir. Ancak ırkçılığı merkezine alan bir gerilim/korku filmi aşina olduğumuz bir durum değil. Dolayısıyla Kapan filmini öne çıkaran nokta da söz konusu özelliği oluyor. Filmin konusunu kısaca ele alıp öyle devam edelim. Siyahi bir genç olan Chris, fotoğrafçılıkla uğraşan kendi halinde birisi. Bir hafta sonu sevgilisi Rose'un ailesi ile tanışmak için birlikte yola çıkarlar. Chris'in aklında Rose'un ailesinin kendisinin siyah olmasıyla ilgili ne düşünecekleri noktasında soru işaretleri vardır. Tanışma konusunda ne kadar isteksiz olsa da Rose'un telkinleriyle kafasındaki kötü düşünceleri atar. Ailenin şehir dışındaki evlerine vardıklarında Chris'in ilk dikkatini çeken şey tıpkı kölelik yıllarında olduğu gibi beyaz ailenin emri altında çalışan siyahi hizmetçiler olur. Bu hizmetçilerin tuhaflıkları Chris'in endişesini ikiye katlar. Chris, Rose'un tuhaf ailesine biraz olsun alışmaya başlarken kendisini hiç hesaplamadığı geleneksel bir toplantının içinde buluverir. Bu noktadan sonra içindeki endişeleri haklı çıkartacak kanıtlara ulaşsa da artık çok geç kaldığını fark eder. Çok usta bir şekilde tuzağa çekilmiştir ve artık kapana kısılmıştır. Artık kıstırıldığı kapandan kurtulmak için mücadele etmeye başlar... Irkçılık problemini elbette dram türüyle aktarmak, anlatmak mümkün ve bu en olası yollardan biri olabilir fakat Get Out, bu çizgiyi aşarak, ırkçılığı gerilim-gizem temasıyla birlikte anlatıyor. Filmde de adı geçen Obama‘nın burada kendi ülkesindeki sinema üzerindeki etkisinden bahsetmek gerek. 8 yıllık yönetimi boyunca artmış ve cesaretlendirilmiş bir Afro Amerikan sinema akımı var. Filmlerin başarılı yada başarısız olması değil, olabiliyor olması temel konu. 12 Years a Slave, Moonlight, Fruitvale Station, Creed, Fences, Birth of a Nation ve Selma gibi adından söz ettirmiş filmler örnek gösterilebilir. Irkçılık çok küçük şeylerin, sözlerin altında saklanabilir veya Get Out filminde olduğu gibi yaptırımları / sonuçları çok daha farklı şekillerde de olabilir. Get Out, korku-gizem türünün ötesinde ve iyi yönetilmiş bir film. Direkt ve dolaylı yoldan verdikleriyle daha çok konuşulacak ve izlenecek gibi.","label":9} {"text":"Arkadaşlar film izledim mutlaka izleyin çok eğlenceli koparsınız sarp bozkurt çok güzel oynamış hakkını vermiş diğerleride harikaydı","label":9} {"text":"Eğlenceli bir ana kahraman ve hareketli, klasik denebilecek bir aksiyon filmi. Humanist açıdan senaryosunu irdelersek sınıfta kalır. Yaratıcı ama orjinal olamamış.10/6,5.","label":6} {"text":"Acaba ben mi yanlış görüyorum yoksa gerçekten bu filme sürpriz sonlu katagorilendirmesi yapılmamış mı ? Bu film de sürpriz sonlu değilse ben birşey demiyorum...","label":8} {"text":"filmin bu yöne gideceğini hiç kestiremiyorsunuz acayip bir senaryo ben beğendim. içinde hem aşk, hem hüzün, hem sevinç ayrıca bilim kurgusu ve heycanı da var :)","label":6} {"text":"Bir dönem, kadrosunda Jean-Claude Van Damme ın da ,ismi geçen serinin en zayıfı...","label":4} {"text":"filmin başı sıkıcıydı diyebilirim fakat sonuna doğru heyecan artıyor..","label":6} {"text":"SÜM ÇOK VAR AKSİYON KEZA İZLEYİN ÇOK HARİKA BİR ESER...","label":9} {"text":"Epey guzel bir film olmus, District 9'dan daha kaliteli. Oldukca hareketli ve tempo bir an bile dusmuyor. Tek kotu yan ise sondaki marin soyle marin boyle zirvalari. Zaten orasi da kotarilsaymis kult film olabilirmis. Gerci, karakter sablonlari da sorunluydu ama bunlar da yapimci karakterleri iste...","label":3} {"text":"Bundan daha iyi bir film yapılamaz herhalde","label":6} {"text":"Into the Wild'ı beğenenlerin beğenebileceği bir den önce beklentilerim vardı açıkçası,fragmanı beni gerçekten etkilemişti ve ben böyle farklı farklı ülkelerde geçen filmleri severim,peki Walter Mitty beklentilerimi karşıladı mı derseniz hemen hemen karşıladı diyebilirim belki daha iyi de olabilirmiş.Film baştan sona sürükleyici,zaman zaman güldüren,zaman zaman insanı gaza getiren bir özellikle Walter Mitty karakterinin Grönland ve İzlanda'daki sahnelerini çok beğendim,hem insanı farklı bir dünyadaymış gibi hissettiriyor hemde o sahneler oldukça en iyi yanlarından biri de soundtrackleri ve müzikleri gerçekten başarılı ve olarak Into the Wild'ın bir tık aşağısı olan,sürükleyici,zaman zaman gerçekten komik ve sonuç olarak kesinlikle vasatı aşan keyifli bir yapım,sinemada olmasada en azından evde izlemenizi tavsiye ederim. 7/10","label":6} {"text":"Döneminde büyük sükse yaptığını hatırlıyorum. Bugün izleyince, 23-25 yaşlarındaki günümüzün aranan oyuncularını kariyerlerinin başında görmek nostaljik hissettiriyor. Gerçi bazıları önceden de önemli işlere imza atmıştı. Oyunculuklar son derece başarılı. Ledger'ın zamansız kaybı hüzünlendiriyor. Filmin atmosferi harika. Müzik kullanımı, tabii ki mekanlar. Bazı hamleler daha farklı olabilirdi diye düşünsem de bu haliyle de çok başarılı.","label":7} {"text":"Bir nevi iki bölümden oluşan bir film. İlk bölümde, Nikaragua'dan göç etmiş olan Carla'nın, otobüs şoförü George ile tanışma-kaynaşma sürecini, ikinci bölümde ise Carla'nın kendini daha iyi hissedebilmesi adına George'un, Carla ile birlikte Nikaragua'ya gidip orayı keşfetme süresini işlemekte. Nedense filmin ilk kısmını çok beğenirken ikinci kısmında bir o kadar sıkıldım. Film anlatmak istediklerini sanki ilk kısımdaki gibi devam ederek ve Carla'nın sanrılarını paylaşarak çözme yoluna gitse daha iyi olacaktı. Film bir şekilde honduras, nikaragua gibi orta amerika ülkelerinin, Amerika eliyle parçalanma sürecine değinmeye çalışıyor ama bunu son bikaç dakikaya sığdırıp kalanını, Carla'nın içinde kalmış olan bazı hislerin peşinde koşmasıyla harcadığından beklenen etkiyi yapamıyor.","label":4} {"text":"Denzıl Vaşington şov yapmamış mı ?","label":7} {"text":"Süper bir film 1ininde izlemiştim kalitesi cook üst düzeyde herkesin izlemesini tercih ediyorum ..","label":9} {"text":"erotik sahneler olduğunu duyunca filme önyargı ile soğuk yaklaşarak seyrettim ama film bir süre sonra seni içine alıyor, biraz karışık olaylar olsada film bence harika cinsellik oldukça var ama film bitince akılda kalan filmin sonundaki mutlu son oluyor. kaçırmayın seyredin...","label":7} {"text":"gençlik ve içinde romantizm barındıran filmlerden hiç hazzetmem aslında ama perks of being a wallflower kesinlikle kendisini izlettiren bi filmdi. başroldeki ezra millerin harika performansının yanında aile içi ilişkiler, eşcinsellik, okullarda yaşanan zorbalık ve psikolojik saldırılara da düzgünce değinmesiyle kendi türlerinden sıyrılan başarılı sayılabilecek bir film olmuş. kısaca seyirciyi kendisine çekebilen abartısız ve doğal bi film olmuş efenim imdb deki 8.5 lik puanı biraz abartı olarak bulsam da bi 10 üzerinden 7yi hak ediyor.","label":6} {"text":"semih kaplanoğlu. bu nasıl bi yönetmenlik!!! filmin bütün kareleri Yusufun(nejat işler) gözüyle, ruh haliyle aktarılmış ekranı. aslında Yusuf ve yönetmen aynı kişi. ustaca, kesinlikle cok başarılı.","label":8} {"text":"dönemine göre değerlendirildiğinde çok başarılı bir siyasi gerelim filmi denilebilir. özellikle denziel rolunun hakkını fazlasıyla veriyor filmde. julia her zamanki gibi basit bir oyunculuk sergileşimiz.","label":5} {"text":"Senaryosu, Agatha Christie’nin aynı isimli romanından (1934) uyarlanarak Michael Green tarafından yazılan “Murder on the Orient Express”, başrol karakteri Belçikalı Dedektif Hercule Poirot’yu da canlandıran Kenneth Branagh’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, “gizemini” sonuna kadar koruyan bir polisiye… Sinemaya ilk uyarlaması: Albert Finney, Lauren Bacall, Martin Balsam, Ingrid Bergman, Jacqueline Bisset, Jean-Pierre Cassel, Sean Connery, Anthony Perkins, Vanessa Redgrave, Richard Widmark ve Michael York’lu “göz kamaştırıcı” bir kadro ile 1974 yılında Sidney Lumet’in bakış açısı ile yapılan roman, bu kez de yine “benzeri parlaklıktaki” bir oyuncu kadrosu ile yeniden yorumlanmış… 1934 yılının Kudüs’ündeyiz… Yumurta boyutlarına takıntısı olan Poirot, polis gözetiminde Kutsal Kabir Kilisesinde yapılan bir saatlik bir toplantı esnasında çalınmış olduğu anlaşılan paha biçilmez değerdeki kutsal emanetler ile hırsızı bulmak için orada bulunmaktadır… Suçlananlar ise, söz konusu toplantıyı yapan üç farklı dinin mensubu olan bir haham (Elliot Levey), bir rahip (David Annen) ve bir imamdır (Joseph Long) … Şimdi onlar, ağlama duvarının önünde halka teşhir edilmektedirler… Soyguna ilişkin başka bir iz bulamayan İngiliz polisi, bu suçu bunlardan birinin işlediğini iddia etmektedir… Ancak Poirot’ya göre gerçek suçlu, mütevazi bir yaşam sürmekte olan bu adamlar değil polis şefinin (Michael Rouse) bizzat kendisidir… Zaten Poirot’nun görevlendirdiği genç polis (Paapa Essiedu), çalınanları bu şefin ofisinde bulunca soruşturma da tamamlanmıştır… Artık Poirot için tatile çıkma zamanı gelmiştir… Derken ver elini İstanbul… Vapurla giderken Poirot yolda, Bağdat’tan gelen mürebbiye Mary Debenham (Daisy Ridley) ile konuşarak ve aralarında bir ilişki bulunduğu fazlasıyla aşikâr olan Dr. Arbuthnot (Leslie Odom Jr.) ile de göz ucuyla bakışarak tanışır… Tanışmakla da kalmaz, bir “sırlarının” bulunduğuna dair aralarında geçen bir konuşmaya da tanıklık eder… İstanbul’a varırlar… Poirot kendini, mis gibi kokuların etrafa yayıldığı eski dostlarından Muhammed’in (Miltos Yerolemou) restoranına atar… O da ne? Birden bir diğer dostu ve “Şark Ekspresinin (The Orient Express)” sahibinin yeğeni Bouc’da (Tom Bateman) yanında bir fahişe (Kathryn Wilder) ile çıkıp o mekâna gelmesin mi… Şansa bak… Bir anlamda bu, Poirot için İngiltere’ye dönüş biletinin ayağına kadar gelmesidir de… Elbette senaryo gereği ekspresin Mary Debenham ve Dr. Arbuthnot dışında kalan diğer yolcularını da teker teker tanımaya başlıyoruz… Kimler mi var aralarında? Gelin sayalım… Hemşire Pilar Estravados (Penélope Cruz) … Lumet’in filminde bu karakterin adı İsveçli Greta Ohlsson olup “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” kategorisinde Ingrid Bergman’a Academy ve BAFTA ödüllerini kazandırmıştır… Sanat eserleri pazarlayıcısı Edward Ratchett (Johnny Depp) ile diş ağrısından mustarip uşağı Edward Henry Masterman (Derek Jacobi) ve asistanı Hector MacQueen (Josh Gad) beraberce teşrif ederler… Sırada havada uçarak tekme atan “hırçın” Kont Rudolph Andrenyi (Sergei Polunin) ile karısı Kontes Helena (Lucy Boynton) var… Bu arada Poirot’ya geçici olarak MacQueen’in kompartımanın da yer bulunur… Prenses Natalia Dragomiroff (Judi Dench) ve Alman asıllı yardımcısı Hildegarde Schmidt’de (Olivia Colman) çok gecikmezler… Kendini Avusturyalı profesör olarak tanıtan Cyrus Bethman Hardman (Willem Dafoe) ile Amerikalı otomobil satıcısı Biniamino Marquez (Manuel Garcia-Rulfo) ve Caroline Hubbard’da (Michelle Pfeiffer) trendeki yerlerini alırlar… Tabii kondüktör Pierre Michel’i de (Marwan Kenzari) atlamamak lazım… Ve yola çıkılır… Çıkılır çıkılmasına da… “Kendine dikkat et” biçiminde tehdit mesajları alan ve ceketinin cebinde bir tabanca da taşıyan Ratchett son derece tedirgindir… Şöhretini bildiği için Poirot’ya, yüklü miktardaki bir ödeme karşılığında kendisinin korumalığını üstlenmesini teklif eder… Ama reddedilir… O noktadan itibaren bizi iki önemli şey beklemektedir: • Düşen çığ nedeniyle trenin raylardan çıkarak durması… • Ratchett’in kompartımanında, bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulunması… Bouc bu vakanın aydınlatılmasını, Poirot’dan rica eder… 55 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek brüt 352,8 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşılmış olan “VFX” ve “yeşil perde” teknolojilerinin etkin olarak kullanıldığı filmin bundan sonrasında, “Daisy Armstrong’un trajedisinin” merkezde olacağı “Katil kim?” soruşturması filme damgasını vuracaktır… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"İzleyin kesinlikle çok beğenecek ve pişman olmayacaksınız...Şahsen çok beğendim ve etkilendim...10/10 puanı benden her film alamaz bu film aldı nedense...","label":9} {"text":"bir önceki filmin havası maalesef yok. ayrıca gariptir ortada bir bond kızı da yok. iyi olmuş denemez.","label":6} {"text":"Tam bir klasik romantik-komedi ve çerezlik bir film. Filmde her şey dozunda, tatlı bir film ancak artık klişeden bayıldıysanız; izlemenizi tavsiye etmiyorum.","label":4} {"text":"hiçbir şey vaadetmediği gibi oldukça çocuksu bir film olduğunu söyleyebilirim. filmdeki aksiyon sahneleri bile sıkıcıydı, hele ki replikler...her ne kadar latife de olsa shyamalan '6.his' filminden sonra ruhunu şeytana sattı yorumlarına katılmamak elde değil(!)","label":4} {"text":"Müzikler götürüyor filmi.","label":6} {"text":"John Barry' nin sinema tarihine geçmiş teması, Ratso Rizzo rolünde Hoffman' ın efsane oyunu; otobüsün camına kafasını dayayıp kaldığı o sahne aklımda kalmış. Tüm zamanların klasiklerinden, 70' lerin en iyilerinden, kaçırılmamalı!","label":7} {"text":"Charles Chaplin'in en iyi filmi bence. Güldürü var, konuşma yok. Konu işaretlerle beden diliyle anlatılıyor, sistem eleştirisi derseniz 10 numara. Günümüzdeki sistem eleştirisi tarzı filmlere fark atar diye düşünüyorum, bide bunu eğlendirerek yapıyor. Daha ne olsun?...","label":8} {"text":"tamamen orjinal senaryosu olan bir film. Konu mükemmel, İlk defa işlenen bir konu , izleyene verdiği gerilim iyi. Gerilim var. tam kıvamında aksiyonu var..güzel film 8/10","label":7} {"text":"Büyük beklentilerle izlemedim fakat gerçekten hoşuma gitti hatta ilkini 1-2 gömlek geçmiş bile diyebilirim,herşey yerine cuk oturmuş,yönetim başarılı,müziklerden söz açmaya zaten gerek yok.Türk sineması adına gurur verici bir tablo","label":7} {"text":"Nova Prospekt videolarında daha çok olay anlatımı ve örgüsü var farkındaysanız var diyorum daha iyi demiyorum çünkü bunda bu bahsettiklerim direkt yok başta hamile bi kadın var adam sır mır diyip agasıyla define bulmaya gidiyo sonra kadın 2 çarşaflı hanim ablayla abartmıyorum 25 dakika inleyerek falcı Kadriye ablamın büyülü bebeğini çıkarıyo sonra adam defineden gelip bebekleri gömüp herşey bitti diyo ULAN BİŞEY OLMADI Kİ NE BİTTİ NE SADECE SEN DEFİNEDEYKEN KADIN OYUNCAK BEBEK DOĞURUYO SEN GÖMÜYON NASIL BİTMİŞ OLABİLİR bunu yazan adamın yüzüne okkalı bi tükürmek istiyorum 1saat 29 dakikalık filmde totalde 7 kişi oynuyo o çarşaflı hanımablaların da Hakanla kankası olduğuna yemin edebilirim o yüzden ayrı olarak saymadım cidden izlediğim en ama en iğrenç korku filmiydi bi tık üstü Melun","label":1} {"text":"Mükemmel bir Kore filmi. Senaryo özgün oyunculuklar harika.","label":7} {"text":"Klasik Fransız filmi. Anlam bütünlüğü denilen bir şey yoktu filmde. Ortalamanın da altında, vasat olmasa da ona yakın bir film.","label":2} {"text":"benim de pek beğenmediğim bi film oldu.ne olduğu belli değil filmin.bilim kurgu mu,macera mı,ne?...ne anlattığı belli değil.sadece bazı esprileri var o kadar....","label":1} {"text":"eğlenceli ve keyifli bir müzikal Abba şarkıları çok güzel izlenmeye değer","label":6} {"text":"Derin nefes al kızım.. kasıyorsun kendini, kasma! Kısa ve bu kadar sarsıcı olacağını hiç düşünmemiştim.","label":8} {"text":"Bruce Willis ile ilgili bir sorun var sanırım. Bana hiç de içinden öyle bir çocuk çıkarabilecek bir adammış gibi gelmedi. Daha çok, elinde sapanıyla her an aksiyona hazır, çakal görünümlü bir velet görmeyi beklerdim. O çocuk ne tür bir travma yaşamış da Bruce gibi bir canlıya dönüşmüş sorusu film boyunca cevap bekledi. İlginç bir konu, başka oyuncularla +19 yıl sonra yanımda çocuklarımla bir daha izlerken bugünü anımsarım umarım. Bir yeniden çevrim adayı.","label":6} {"text":"Sanırım bunu Türkler yapsaydı 'gına geldi' dicektik.","label":1} {"text":"İçi boş , senaryosu klasik ve cıvık bir filmden ne kadar eğlenceli , komik ve gerçekten kaliteli bir film yapılır onu gösteriyor bize bu film.. Jude Law ve özellikle Melissa Mccarthy'in muhteşem oyunculuğuyla hiç bitmesin dediğiniz ve zamanın su gibi akıp geçtiğini fark ettiğiniz bir film.. Salondaki herkes gibi yeri geldi kahkahalarla gülüp bir sonraki sahneyi kaçırdık..","label":8} {"text":"garfield da kendini bozdu arkadaş.. :)","label":4} {"text":"çook fantastik bir film olmuş ama izlenmeye değer devamıda gelicek gibi...","label":7} {"text":"Film basit bir hikaye yapısına sahip karakterler karikatürize olmuş malesef film amatör bir denemeden öte değil.","label":0} {"text":"Kapitalizm ve insan doğasının bencil yönüne dair eleştiriler içeren bir film. Kariyer ve haz odaklı kapitalist yaşamın aslında herkesi kendisine tutsak eden bir hapishaneye dönüştüğünü anlatıyor. kariyer platformun yüksekliğini, haz ise yeme ve yaşama arzusunu temsil ediyor.Bu hapishanede herkes aslında özgür ve kendi tercihlerinin sonucunu yaşıyor. İnsan doğası bütünüyle kötü değildir. iyilik ve kötülük potansiyeli vardır. [spoiler]İnsanın egoist-kötü özelliğini tetikleyen kapitalist güçler, Platformun yöneticilerini temsil ediyor.[/spoiler] Ve herkesin zaafı sistemin sorunsuz işlemesinin garantisi oluyor. Liberal ve kapitalist dünyada özgür olduğunu sanan kitlelerin, gerçekte sistemin kölesi olduğunu anlamak için iyi bir örnek platform. [spoiler]Film sonunun measajı bana göre şu: Sistemi sorgulayan ve anlamaya çalışanlar ancak sistemi durdurabilir ya da kurtulabilir.[/spoiler] Kız insanlığın vicdanını temsil ediyor. iyi seyirler.İzlenebilir. 8/10","label":7} {"text":"Denzelin diğer pekçok filmini izlemiş olmama rağmen buradaki yorumları okuduğumda haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Yani film o kadar kötü değil, hiç sıkılmadım mesela ilk yarı nasıl geçti anlayamadım bile. Bu arada ilk yarının gidişatından filmin radikal 1 film olacağını ve kendi çocuklarını terör terör diyerek ölüme yollayan Amerikan Sistemine iyi 1 eleştiri olacağını (bkz. Aslanı Kuzulara, Kirli Sırlar, Syriana ) sanıyordum AMA film sona geldikçe Esasında devletimiz sağlam temellerde, ülkemize bağlı FBI ajanlarımız var, Var olsun ABD gibi bir msj çıktı ne yazık ki. Herşeye rağmen yine de güzel; Sonuçta savaşın ne kadar kötü olduğu (Filmde geçen radyo haberindeki Gine bombalandı sekansına Dikkat ), ABD nin savaştığı bu insanları bir zamanlar Sovyetlere karşı kendisinin yetiştirdiği ( bkz. Diğer başkan adayının konuşması ) vs. nin dahi filmde anlatılması bişeydir. Fakat en güzeli tek başına da olsa 1 kişinin azimli mücadelesi.. İzleyin derim. 8,4/10","label":7} {"text":"filmi bilmiorum ama bu sefer filmin ismini adam gibi türkçeye çevirebilmişler, bravo çevirenlere, kutlamalıyız...","label":4} {"text":"Bir çok felsefi ve etik fikri içeren her an heyecanla izlediğim, harika bir film. Yönetmen FAYSAL SOYSALI tebrik ederim. Başarılarının devamını dilerim.","label":9} {"text":"Güzel bir film ama bencede sonu biraz fazla aceleye getirilmiş sanki.. Herşey çok iyi yansıtılmış ama insanın üzerinde iz bırakan bir film değil... İzlenmesi gereken bir film ama çok çok büyük bir beklenti içine girmeyin derim..","label":7} {"text":"Beklentimin altında kaldı, vizyona girdiği tarihte hiçbir iddialı filmin olmaması çorbadan fazlasıyla nasibini almasına neden oldu, bu arada 2012 yanardağ patlama sahnesi daha iyi, açılış sahnesi başarılı izle ve çık :), yaz dönemi için fazla karanlık ve melankolik içim daraldı yağmur falan, Konaktaki dinozorlar 😂, kapitalizmi eleştiriyorlar fakat kaç milyarlık gişe hasılatını takip etmeden kendini alamıyorlar niye sinema biletleri bedava değil? Dinozorların yaşama hakkı gezegen tarafından son verildi diğer türlerin yaşama hakkı var dinoların değil","label":4} {"text":"La Llorona'nın Chavela Vargas yorumu beni benden almıştır. Ayrıca Chavela Vargas'ın Frida ile olan geçmişini gözlerinden ve sesinden okudum resmen filmin o sahnesinde. Geri kalanı da müthişti tabiki. Ama o sahnenin bende yeri ayrıdır.","label":8} {"text":"Merhaba, Astral seyahat gerçekten ilginç bir konu... Benim de filme çeken bu konu oldu fakat konunun derinlemesine işlendiğini söyleyemicem Aslında ben eleştiri yapmak istemiyorum çünkü filme gitme nedenim filmden iki saatliğine de olsa kendi hayatımdan biraz uzaklaşmak sıkıntımdan kurtulmaktı. Sadece şu garip geldi: Filme çıktığı gün gittim (ve gitmeden önce bu sitede film en çok beklenenler arasında gösteriliyordu) ve sinema salonundaki tek kişi bendim. Bu durum beni rahatsız etmedi ama en çok beklenen filmlere ilk gün, üstelik akşam seansına (ayrıca Beylikdüzü'nde) bir kişi gidiyorsa ya bu işte bir gariplik var ya da benden başka filmi bekleyen herkes oruç tutuyordu","label":3} {"text":"Film animasyon olmasına rağmen bence küçük bir çocuk için korkutucu,görsel efektler güzel,3D yönünden hiçbirşey yok.Sinemada izlenecek bir film,eğlenceli.","label":5} {"text":"dar bir atmosferde geçmesine rağmen oldukça gerilim yüklü bir filmdi.kısa sürmesi ise bence tadında olmuştu,iyi vakit geçirmek için ideal bir film...","label":7} {"text":"Norveç sinemasının başarılı örneklerinden biri.","label":7} {"text":"Bir filmin sürekli aksiyon içermesi onu sürükleyici yapmaz. 127 hours filminin yandan çarklısı. Gereksiz gerilimler can sıkıyor. Oyunculuklar hakkında eleştiri yapmam doğru olmaz çünkü 1 tane oyuncu var. İkincil başroller bir martı ve karnı doymak bilmeyen köpek balığı.","label":3} {"text":"süpperdi,,holywod un en sevdiğim kadın ve erkek oyuncuda bu filmde beraber yeraldığı için ayrı bir mutluluk duydum..","label":9} {"text":"7 yaş ve üzeri diyordu ama bence o yaştaki çocuklar için faxla korkunçtu. Onun dışunda film x-men'e bayağı benziyordu orijinallik pek yoktu esinlenme çok netti ama yine de güzeldi. 80 verdim.","label":7} {"text":"İlk filmi kaç kere izledim hatırlamıyorum bile ama bu olmamış :( o kadar büyük bir hevesle bekledim ki, hayal kırıklığım da bir o kadar büyük oldu.","label":5} {"text":"Film son derece güzel kurgulanmış ve çekilmiş.. Gerçek aşk bu olmalı.. Büyük bir keyifle iki defa izledim..","label":8} {"text":"Bu filmde her türlü atraksiyon olduğunu söylemek lazım. Liseli gençlik filmleri gibi bir başlangıcı var. Eğlendirici bir havada başlıyor. Saf ve temiz bir ergen olan Dave'in; hayal dünyasından akıl almaz bir maceranın içine girmesi anlatılıyor. Filmde pek küçümsenmeyecek derecede şiddet sahneleri mevcut. Hatta çocuk filmi gibi gözüken bu filmin, hem kullanılan üslup bakımından, hem de şiddet sahneleri bakımından çocuk filmi olamayacağının altını çizmek lazım. Filmde Nicolas Cage yine oyunculuğunu konuşturmuş. Ancak filme damgasını vuran çok daha başka bir oyuncu. 1997 doğumlu Chloe Moretz filmde kendisine hayran bıraktıracak bir performans sergiliyor. Aksiyon sahnesi bol, başından sonuna kadar sıkmayan, mükemmel bir film. 2013'ü sırf devam filmi için bile beklediğimi söyleyebilirim. Neyse ki; çok yakında ikinci filmi izleyebileceğiz.","label":8} {"text":"ispanyol yapımı rec filmi ile tamamen aynı.lakın rec i izlemediysen izle buda rec gibi hoplattı yerimden beni.","label":7} {"text":"Aamir Khan varsa o filmin kötü olabilme ihtimali hiç yoktur. Bir film içerisinde bin değişim yaşayan Aamir Khan'a ne denilebilir ki ? İzle ve gör...","label":0} {"text":"ben filmde masaldan başka hiç birşey göremedim... yani filmin türü pek hoşuma gitmedi ama beğenenlere saygı duyuyorum...","label":5} {"text":"Kağıt,Sinan Çetinin bugüne kadarki en başarılı filmi bence,her ne kadar mesajlarını biraz fazla gözümüze soksa da, biçimdeki yaratıcılığı, harika kurgusu ve 3 muhteşem oyuncusu (Öner Erkan, Asuman Dabak ve Ayşen Gruda), senaryodaki bu açığın göze batmasını engelliyor. Kutsal Damacana, Recep Ivedik gibi filmlerin sinemaları işgal ettiği şu sıralarda, Türk sinemasında son yıllarda yapılan en iyi filmlerden biri olduğunu düşünüyorum.","label":8} {"text":"Şüphe insanı karanlığa boğar, kanıtlayamadığınız doğrultuda ise o karanlığa hapsolursunuz... rahibe Aloysius ve rahip Flynn arasında ortaya çıkan çatışma neticesinde, fedakar ve çaresiz bir anne ve küçük yaşta diğerlerinden farklı olduğunu hisseden bir çocuğun dokunaklı hikayesine şahit oluyoruz...Dedikodu ve şüphe kavramlarının bir insan hayatını bu denli tepetaklak edeceği ve yine bu denli başarılı ve soğukkanlı bir şekilde anlatıldığı bir öyküye henüz şahit olmadım. Karakterlerin içinde bulunduğu girdap doğrultusunda, bir yandan ahlaki değerler ve inanç kavramının sorgulandığı ve özel hayatların deşifre edilmediği, kısacası dedikodu ve şüpheyle başlayan öykünün tam olarak açıklığa kavuşmadan sonlanması, biz izleyicileride olaylar karşısında şüpheye düşürüp aynı karanlığa hapsetmeye çalışıyor. Bu durumda peder Flynn hakkında ne düşüneceğimiz yine bu filmi izleyen izleyicilerin ahlaki değer ve inançlarıyla da tamamen alakalı bir sorun teşkil ediyor. Olaya rahibe Aloysius gözüyle bakanların ne düşündüğünü kestirmemek mümkün değil...Filmin öyküsünde anlattığı yaşanmışlıkların, hepimizin normal hayatında zaman zaman karşılaştığı ve/veya günün birinde karşılaşabileceği türden olaylar. Bu durum filmin gerçekliğini özetliyor kuşkusuz, kurgulanmış bir hikayeden ziyade eli kolu bağlı olaylara müdehale edemeyen bir görgü tanığını yaşıyorsunuz. Filmi, film olmaktan çıkaran bu karakterlere hayat veren oyuncuları ayakta alkışlıyorum. Eşine sık rastlayamacağımız türden bir oyuncu ekibi ve hepsinin bireysel performanslarıyla övgüler toplayan bir film Doubt. Katı disiplin anlayışı ve insanlara şüpheci bakışlarıyla tepki toplayan rahibe Aloysius rolünde Meryl Streep olağanüstü bir performans sergiliyor. İnsanlara sevgi ve hoşgörüyü aşılamaya çalışan iyi niyetli rahibe James rolünde ise Amy Adams kariyerini bu ve bunun gibi filmlerdeki başarılı performansıyla perçinleştiriyor. Filmin bir diğer başarılı oyuncusu Viola Davis ise anneliğin ne derece kutsal ve fedakarlık gerektiren bir durum olduğunun altını çiziyor gözyaşlarıyla...Ve son olarak Philip Seymour Hoffmanın rahib Flynn karakteriyle bastırılmış duygularının karşı cins tarafından irdelenmesi sebebiyle verdiği savaşı en az onun kadar profesyonel bir oyuncu canlandırabilirdi. Herkesin benimseyebileceği türden bir film olmasada, içersinde barındırdığı felsefik ögeler neticesinde insanların ufkunu geliştiren, düşündüren bir yapım Doubt...","label":7} {"text":"allah allah ne bu yaa iyice merak ettim :) konu güzele benziyo bakalım film ,oyunculuk ve yönetim nasıl.","label":4} {"text":"basit ama etkili bir film. izlenir. sıkılmazsınız. heyecanlı. aksiyonlu. tabi ki de ahım şahım bir film değil.","label":5} {"text":"Gerçekten harika bir bilimkurgu filmi.filmdeki bütün diyaloglar senaryoyla bağlantılı olması daha güzel olmuş böylece boş konuşmalara ve gereksiz sahnelere yer verilmemiş.aksiyon sahneleri ise gayet güzel işlenmiş.filmin senaryosu ve filmde geçen olaylar genellikle mantık çerçevesinde değerlendirilmiş.filmin bazı sahneleride alıştığımız gelecek filmlerindeki sahneleri anımsatıyor.Will Smithi pek izlemesemde bu filmdeki oyunculuğunu beğeniyorum.bu arada yönetmen Alex Proyasıda müthiş çekimlerinden dolayı takdir ediyorum.sonuç olarak harika bir bilimkurgu filmi ve mutlaka izlenmeli 10/9","label":8} {"text":"Hayao Miyazaki'yi yillardan beri tanimama ragmen bu filme kadar onun hiç bir filmini izleyememistim. Ponyo&yu izledikten sonra klise tabirle ne kaçirdigimi anladim. Sade ama inanilmaz farkli bir üslup. Tanimlama istegimi dizginleyemiyorum ve Sürreal Anime tanimini bu filme bagisliyorum :) Izlenilmeli.","label":7} {"text":"Bu vatanı kurtaran da, kuran da, tarih yazan da ülkücülerdir. Vatan için ya cephede şehid oldu, ya darağacında ya da okullarda şehid oldu. Bugüne kadar yapılan sol yanlı filmlerde masum gösterilmeye çalışanların çocukları bugün meydanlarda özerklik ilanı yapıyor Ülkücü Fırat bayrağı için üniversitede can veriyor. İhaneti bırakın artık ve bir nebze olsun tarihe ışık tutan bu filmi bütün sinema salonlarında gösterime alın","label":9} {"text":"Keriilayynn değil Koorilayynn. çok fena Tim Burton kokmuyor muydu film yaa. Her yerden corpse bride'lar fırlıycak gbiydi düğme gözler falan. çok sevilesi filmdi bence.","label":5} {"text":"Bu tekrar yapımlardan sıkılmaya başladığımı söylemek istiyorum.Benim kanaatime göre daha önceki Freedy Kruegerlar ı izlemeyi tercih ederim.Böyle de olunca ben bu yapıma 10 puan üzerinden 5 puan veriyorum.","label":6} {"text":"Film akıp gidiyor. Hitchcock, Bergman ve Grant bir araya gelir de izlenmez mi.","label":7} {"text":"Filmin afişini ve fragmanını görünce ilgi duymuştum ama ilk 2 filmi izlememiştim.İlk 2 filmi izlemek gerekiyormu kısmen gerekiyor bazı olaylar var ve onları yabancı kalmamak için bilmek gerekiyor.Önceki filmleri izlememiş olsakta filmi gene anlayarak izledik.Bence çok güzel bir film olmuş çok beğendik..","label":7} {"text":"Açık konuşmak gerekirse çok farklı ve duruşu olan bir film olmuş. Bir filme güzel ya da kötü demek kişiden kişiye değişen bir kavram olduğundan , ben böyle bir şey yazmayacağım ama çok farklı bir iş olduğunu belirtebilirim.Sinema filmi yaparken; zaten denenmiş ve tutmuş formülleri takip etmek yerine , kendi tarzını ortaya koyan işler yapabilme riskine girmek zor iştir. Elinize sağlık.","label":8} {"text":"1960'ların başında Güney İtalya'da, genç mağarabilimciler tarafından keşfedilen bir mağara üzerine yapılmış ve bu kişilere adanmış; içinde diyalog ya da monolog barındırmayan bir film.","label":4} {"text":"İzlediğim en berbat filmlerden. Filmde çalan tek müzik cep telefonu müziği. Sürekli boş boş bakışmalar.1/10","label":0} {"text":"Kuru bir komediden çok daha fazlası.","label":7} {"text":"Hayatın belli dönemlerinde, çaresizlik anlarında açıp açıp tekrar izlenilesi, hüznü hayatın gerçekliği olarak yumuşacık ama bir o kadar da içe oturtan şekilde vermeleri, amaç mı yoksa yaşamın dokusu mu arasında gidip gelenlere ve günün sonunda dünyevi olduğumuzu bize hatırlatan bi film olmuş, gerçekten çok çok sevdim. hem gözleri dolduruyor hem de tebessüm ettiriyor.","label":7} {"text":"Film eğlenceli hareketli olmuş. Leonardo dicaprio muhteşem bir performans göstermiş. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"2020 nisan ayında michael moore'un youtube kanalında ücretsiz olarak yayınlanmış ama geçici bir süre için. geç olamada izlenmesi gereken güzel belgesel.","label":7} {"text":"Film o kadar karanlık ki çoğu zaman ne olduğunu anlamıyorsunuz bile. Karanlık bir görüntü eşliğinde çıkan boğuşma sesleri çığlıklar... Bütün karanlığına rağmen zaman zaman insanı ürküten bir yapıya sahip. Piyasadaki birçok korku filminden daha sağlam olduğu da bir gerçek. Ama tabii yine çok fazla bir şey beklemeyin. 6/10","label":5} {"text":"Mumya ve Cennetin krallığının bir karışımı gibi olmuş onları anımsatan bir çok sahne var.Görsellik açısından iyi bir film,oyunculuklar da öyle ama sanki bişiyler eksik kalmış gibi filmi izledikten sonra bir boşluk hissediyorsunuz bence ortalaması biraz yüksek olmuş.7/10","label":6} {"text":"Başarısız maalesef tv de belki ama sinemada olmaz,,, 5 yıldız verenler çok büyük ihtimal filmdeki amatör oyuncu arkadaşların eş dostları,,,","label":0} {"text":"Kesinlikle çok emek harcanmış, ortaya kaliteli bir film çıkmış. Güzel bir senaryo, harika bir yönetmen, başarılı oyunculuklar ama benim içinde çok çok iyi bir film katogorisinde yer alamadı..","label":4} {"text":"Kotü diyemem ama iyi de diyemem. Bir seylerle arka planda ugrasirken izlenebilir gibi. Veya Denzel icin de izlenebilir, bilemedim.","label":4} {"text":"İki kere izledim bir daha izleyeceğim. Mükemmel oyunculuk. Konusu da çok güzel.","label":7} {"text":"Şu ana kadar toplamda 4 filmini izlemiş olmama rağmen Haneke'nin beni en çok etkileyen filmiydi bu film. Elias Canetti'nin Körleşme'sine benzettim uzaktanda olsa. Vicdani bir sorunu yine izleyicinin gözüne sokup ikilemde bıraktırmayı gayet başarılı bir şekilde başarmış Haneke. Hangisi haklıdan ziyade koşullar ve tutumların ön planda olduğu bir filmdi.","label":6} {"text":"Bence çok ilginç ve bir o kadar da başarılı bir korku filmi. İnsanların kendi korkularıyla (dehşet) nasıl başedebileceğini anlatan çok başarılı bir yapıt. Ben şahsen bayağı beğendim.","label":7} {"text":"Denizden animasyon çıksa izlerim ama yiğidin de hakkı var şimdi. Görselliği ne kadar iyiyse, senaryosu da çok kadar sığ. Aynı ekipten çıkan Tangled'ın çok gerisinde kalmış. Haa oscar'ı hem animasyon hem de özgün şarkı dallarında alacak, o da ayrı konu.","label":6} {"text":"Lütfen afişine ya da sinopsisine aldanıp tatlı bir filme gidiyorum umuduyla gitmeyin. Hayatımda en çok hayal kırıklığı yaşadığım filmlerden biri oldu. Türkiye'yi kendi ellerimizle karaladığımız filmlere bir yenisi daha eklenmiş.","label":0} {"text":"Yine sıkıcı bir devam filmi, oldukça sıradandı.","label":5} {"text":"Bu akşam sırada, “The Kingdom” (2007), “Hancock” (2008), “Deepwater Horizon” (2016) ve “Patriots Day” (2016) gibi filmlerde de yönetmen olarak imzası bulunan Peter Berg’in yine yönetmen koltuğunda oturduğu yepyeni bir aksiyon gerilim var: “Mile 22” Filmin senaryosu, hikâyesini de Graham Roland ile birlikte yazan Lea Carpenter’a ait… Bir aksiyon üçlemesinin ilk filmi olarak kurgulanarak 35 milyon dolarlık bir bütçeyle ABD ve Kolombiya’nın başkenti Bogotá’da çekilen film (çekimler esnasında 5 Şubat 2018 günü film seti olarak kullanılan yerlerden birine uğrayan dönemin Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, yönetmen Peter Berg’in ifadesine göre kameranın arkasına geçerek birkaç sahne çekmek istemiş), 17 Ağustos 2018’de vizyona girmiş… Yaklaşık brüt 65,6 milyon dolarlık bir gişe hasılatı bulunan filmin, 6.1/10 (18.781 oy) ve 3/5 (2.022 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 4.1/10 (164 yorum) ve 38/100 (36 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları da son derece “vasat” bir aksiyon filmiyle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Bunu anlayabilmek için gelin isterseniz, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle Peter Berg ve Mark Wahlberg ikilisinin “Lone Survivor” (2013), “Deepwater Horizon” (2016) ve “Patriots Day” (2016) sonrasındaki dördüncü iş birlikleri olan bu filmi mercek altına alarak incelemeye ve ardından da puanlamaya çalışalım… Yaşı yeten aksiyon film meraklıları çok iyi anımsayacaklardır, bir zamanlar baş rolünü Kiefer Sutherland’in oynadığı “24” (2001 – 2010) isimli son derece saçma ama bir o kadarda popüler olan bir TV dizisi vardı… Sekiz sezon boyunca devam etme başarısı gösteren ve her sezonunda 24 saatlik bir zaman dilimi içinde barındıran farklı bir olayın 24 ayrı bölümde anlatıldığı bu dizide, başrol karakteri Jack Bauer (Kiefer Sutherland) diziyi yaratanların hayal gücü sayesinde neredeyse aksiyonun dibine vururdu… Peki, şimdi durup dururken bu “24” konusuna neden girdik? Elbette ki, “24” gibi bir TV dizisinin yanında esamisi dahi okunmayacak olan “Mile 22” deki hikâyeye, aksiyona ve Mark Wahlberg’in performansına bayılanlara çok basit bir örnek vermek için… Aslına bakarsanız eğer illa da aksiyon diyenlerdenseniz, bırakın “24” ü pek çok üçüncü sınıf uzak doğu filminde dahi bundan daha fazlasını bulabilirsiniz… Sonuç olarak, ağızda çok yavan bir tat bırakan az şekerli su muhallebisi kıvamındaki bu film için puanımız 1 önerimiz ise, “bırakın dağınık kalsın” şeklinde olacak… Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 7 Kasım 2018 günü saat 00.12’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":1} {"text":"1961 yapımı the hustler filminin devamı. ikinciyi martin scorsese çekmiş ama ilki kadar güzel olmamış. paul newman'ın canlandırdığı eddie felson'un yaşlılığını izliyoruz bu sefer. ancak yanına verilen tom cruise pek oturmamış. suratındaki o gıcık sırıtış aynı yıl çekilen top gun filminde de var. ne tony scott ne de martin scorsese adam edememiş tom'u. o yüzden hala bir tane bile oskar'ı yok.","label":6} {"text":"gülmel isteyen ancak belden asagisi espri istemeyenler için alain size komedi :)","label":7} {"text":"Bel altı espirinin bile bir çitası vardır. Böyle kötü bir film seyretmedim. Kendimi gülmeye zorladım yine olmadı. Karaktere güvenip böyle saçma bir senaryo ile izleyici karşısına çıkmak cesaret verici... Kimseye tavsiye etmem... diğer serileri daha kaliteli idi.","label":1} {"text":"Sonunda bir yerlere bağlarlar belki,birşeyler anlarız diye bekledim durdum film boyunca.Dakikalar geçmek bilmedi.Yönetmen de birşey anlamamış olacak ki filmi final yapmadan erken bitirmiş...3/10","label":2} {"text":"Gözden kaçırdığınız bir şey var. Zülfü Livaneli bir Atatürk yorumu getirmiyor, o Atatürkün en yakınındaki isim olan Salih Bozokun anılarını filme çekmiş.Yani 'Mustafa' gibi belli bir zümreye mutlu olmaları için çekilmiş yanlı bir film değil. Eğer illa Ulu önderimizin insani hallerini görmek istiyorsanız zaten o da filmde bolca mevcut. Gerçekten güzel film olmuş ama benim anlayamadığım 7 yaş sınırı neden getirilmiş bu filme?","label":6} {"text":"benim için bu filmin çok önemi vardır o yüzden filmi çok severim filme gelince gayet eğlenceli ve komik bir film.ayrıca hiçte çocuklar için değil...","label":6} {"text":"maalesef filme istediği alana sürükleyememiş yönetmen","label":4} {"text":"\"Molon labe!\" .. yani \"Gelde al!\".. Termofili Geçidinde, sayıca kıyas edilemeyecek ölçüde bir avuç askeriyle Leonidas, 250 bin kişiye yakın askeriyle işgale gelmiş Xerxes'e böyle haykırırken, cesaretin tüm Irklar ve Milletlerde görülebilecek, bir İnsani erdem olduğunu kanıtlıyordu.. Ben bu sözü çok sevdim: Molon labe! Sayıca az olduğumuz, gücümüzün yetmeyeceğinin ortada olduğu, yada mevkii ve makamlarıyla bizi ezmek isteyen insanlara karşı bunu haykırabiliriz: gelde al!, alabilirsen.. Türünün ilk örneği olan başarılı Görsel Efektleri, Gerçek bir Hikayeden alınma Öyküsü, üst düzey Oyunculukları ile, her Sinemaseverin mutlaka izlemesi gereken bir Başyapıt. 8/10","label":8} {"text":"Alt metni çok kötüydü. Filmdeki tek güzel şey göbekli tepe gibi kültürel ögelerin kullanılmış olması. Onun dışında hakikaten çöp çizgifilmi bile daha iyidir. Ne çeksek izlenecek kafasıyla çekildiği belli. Başka filmler çekilirse eğer onlardan da bir beklenti olmamalı.","label":1} {"text":"Alien serisinden sonra bu tarz taklitleri izlemek sıkıyor insanı.. O boynuzlar filan çok yapmacık olmuş.. Kuruyemişle, çayla filan iyi gider ama sadece o kadar işte..10/6","label":0} {"text":"film biraz fazla sikici geldi nedense.sonunuda baglayamamislar gibi.begenmedim.","label":4} {"text":"İzlediğim en gereksiz yapım. Keanu Reeves gibi bir aktör, ya oynayamamış, ya da öylesine sırıtmış ki bu dandik filmin içinde, gülüyor mu öfkeleniyor mu anlaşılmıyor. Herşey son derece eğreti. 3. sınıf porno filmlerinden çıkmış 2 kezban çakma oyuncu. Hala, konusu çok rererö ama süper bik bik, diyeceklerin sinema zevklerini öpüyorum buradan. Olmamış, yakışmamış. Leş gibi...","label":0} {"text":"Edebiyat olarak epey dolu olsa da sinematografik olarak bazı eksiklikleri var. Sakinliği ve yapmak istediğini çok iyi yansıtacakken, yolda biraz fazla çukur kazmış yönetmen. Yoksa sona epey hızlı gidecektik.","label":6} {"text":"bence son derece güzel bir film olmuş.izlerken büyük bir haz duydum yanlız hülya avşar ağlama sahnelerini hiç beceremiyordu o ayrı...konu olarak da hoş bir filmdi ve gerçekten romantik polisye filminde olası gereken tüm unsurları taşıyordu;aşk, duygusallık, cinayet, merak, ihtiras..bilmem hülya avşarın oynadığı her film böyle güzel olmak zorunda mu(hababam sınıfı askerde hariç)","label":7} {"text":"Çok bir şey vaat etmiyor. Film boyunca sadece tek bir karakterin filmi üstlenmesini görüyoruz. Diğer karakterlere çok ama çok az yer verilmiş. Buda filmi izlerken bir yerden sonra sıkma eğilimine geçiyor. Senaryoda çok güçlü bir senaryo olmadığı için pek keyif vermiyor.","label":5} {"text":"Bunun kadar hayatımda iğrenç bir film görmedim buna film bile denilmez arkadaşımla gittim boşuna param gitti buney di be o kadar iğrençti ki filmi bıraktım oturdum telefonumla oynadım boşuna haftasonu mu yedi kesinlikle kimseye önermiyorum kimse gitmesin filmi bırakın sanki 7 yaşındaki bir kız vlog çekiyormuş gibi bir filmdi kısacası berbat ve bunu film diye vizyona koymalı ayıp be rezilsiniz ki. Cidden kimseye tavsiye etmiyorum boşuna zaman kaybı","label":0} {"text":"Liza Alert isimli gönüllülerden oluşan arama kurtarma ekibinin çalışmalarından esinlenilen senaryosunu da Oleg Negin ile birlikte yazan Andrey Zvyagintsev’in yönetmen koltuğunda oturduğu “Nelyubov / Loveless”, başta mevcut ebeveynler olmak üzere evlilik yapmaya hazırlanan sorumluluk sahibi herkesçe mutlaka izlenilmesi gereken bir drama… Evet belki biraz “sert” olmuş… Ancak kendinden başkasını düşünmeyen bencil bireylerden anne ve baba olamayacağını hatta olmaması gerektiğini: Mikhail Krichman’ın kamerasıyla tespit ettiği nefes kesen görüntüler ve Evgueni – Sacha Galperine biraderlerin müzikleri eşliğinde çok net bir biçimde ortaya koymuş Zvyagintsev… Yalnız bunu yaparken, yorumumuzda sadece “üç tanesine” işaret edeceğimiz kıvrak bir zekanın ürünü olan “dark comedy /kara mizah” unsurları kullanmayı da ihmal etmemiş… Filmin ana karakterleri, boşanma arifesindeki Zhenya (Maryana Spivak) ile Boris (Aleksey Rozin) ve on iki yaşındaki oğulları Alyosha’dır (Matvey Novikov) … Gerek elinden cep telefonu hiç düşmeyen Zhenya, eşinden üç yıl önce ayrılmış olan kırk yedi yaşındaki Anton (Andris Keiss) gerekse de Boris hamile bıraktığı gencecik Masha (Marina Vasileva) adında birer sevgili yaptıkları gibi artık tamamen “ağırlık” olarak görmeye başladıkları Alyosha’yı da birbirlerine itelemenin peşindedirler… Üstelik şu an oturmakta oldukları ev de satılma aşamasındadır… İşin daha da kötüsü, olan biten her şeyin farkındaki küçük Alyosha’nın üzüntüden kahrolarak kendini yiyip bitirmesidir… Halbuki babası Boris’in tek derdi, çalıştığı şirket de boşanmanın, “Rusya’daki Ortodoksluğa” yapılan şahane bir gönderme (KM 1) ile radikal dinci patronları tarafından yasaklanmış olmasıdır… Narsist kişilik yapısının tipik özelliklerini sergileyen annesi Zhenya ise, Orhan Veli’nin “Cımbızlı Şiir”inin dizelerindeki gibi: “Ne atom bombası Ne Londra Konferansı Bir elinde cımbız, Bir elinde ayna; Umurunda mı dünya” Şeklindeki bir ruh haline sahiptir… Ki geçen dakikalar içinde bu kadının, kendi öz annesi (Natalya Potapova) ile de arasının açık olduğu gibi yaptığı zor doğumdan sorumlu tutarak neredeyse nefret ettiği oğlunu hiç emzirmediğini de öğreniyoruz… Feneri biri Anton’un diğeri de Masha’nın evinde söndürmeleri nedeniyle evle alakalarını iyiden iyiye kestikleri için Alyosha’nın iki gündür kayıp olduğundan, okul müdürünün telefonu sonrasında haberdar olur bu anne baba… Devlet aygıtının hantallığının resmedildiği bölümde (KM 2), polisin elinden pek fazla bir şey gelmez ve Zhenya ile Boris’i, Türkiye’deki AKUT benzeri bir arama kurtarma örgütüne yönlendirir… Bundan böyle konuyla bu kuruluşun grup liderlerinden Ivan (Aleksey Fateev) ilgilenecektir… Yapılan karşılıklı görüşmelerin ardından, Alyosha’nın anneannesinin yanına gitmiş olabileceği ihtimali üzerinde durulur… Ve işin gönüllü uzmanlarından Lena’nın (Varvara Shmykova) gözetiminde yola çıkılır… Ama orada da değildir Alyosha… Peki nerede bu talihsiz çocuk? Eğer merak ediyorsanız, finalde Zvyagintsev’in Zhenya’ya giydirdiği üzerinde “Rusya” yazılı eşofmanla yürüme bandında yaptırdığı koşu (KM 3) ile sporsever devlet başkanı Putin ve ülkesine dair ilginç bir mesaj da içeren bu filmi kaçırmayın diyoruz… Keyifli seyirler, Son bir not: Filmdeki “kara mizah” sahneler için (KM) ekini kullandık…","label":7} {"text":"Uzak doğu filmlerinden farklı. Evet. Romantik komedi. Evet. Ama yine de çok güzel. Yaklaşık bir yıldır arşivde sürünüyor ve her seferinde izlemekten vazgeçtim. Pişmanım şimdiye kadar izlemediğime.","label":7} {"text":"Alakasız müzik kullanımı ve klişelerle dolu bir Spike Lee filmi bence yönetmen olarak sınıfta kalan bir performans olmuş","label":6} {"text":"Özellikle Ekşi Sözlük'te olmak üzere, hakkında internette yazılan yorumları okuduktan sonra iyi ki sinemaya gidip izlemekten caymamışım dediğim, muhteşem Fatih Akın filmi. Hele bir de bu filmin Fatih Akın'ın en kötü filmi olduğunu iddia edenler var ki, onları anlamakta zorlanıyorum. Bazı sahnelerinin hassas bünyeler için rahatsızlık verici olabileceğini kabul ediyorum; fakat böylesi psikopat bir seri katilin hikayesi izleyiciye başka türlü bu denli etkileyici aktarılamazdı. Fatih Akın'dan önceki filmlerinden tamamen farklı, fakat farklı olduğu kadar da sarsıcı bir film izlemek isteyen hayranlarının kaçırmaması gereken bir film.","label":7} {"text":"Dönemine göre belki komik sayılabilir fakat bir kaç sahne dışında pek güldürmedi. Boş vaktiniz varsa çerezlik izlenecek bir film.","label":5} {"text":"Amerikalıların terörle mücadele kapsamında yıllarca uyguladıkları işkencenin ortaya çıkmasından sonra ceza alanların sadece rütbesiz askerler olması utanç vericidir. Fakat en kötüsü ceza alan askerlerin yaşananları sırıtarak anlatması ve yaptıklarından vicdanen rahatsızlık duymamasıdır. Hatta bir asker pişmanlığının emirleri yazılı istememesi olduğunu söylüyor. Rahatsızlık verici, zor izlenen ve utancın belgesi belgesel.","label":8} {"text":"Ciğer dağlayan filmlerden. Müthiş oyunculuklar, müthiş detaylar... Ne denebilir ki. 9/10.","label":7} {"text":"filmi yeni izleme fırsatı buldum ve hemen paylaşmak istedim öncellikle son yıllarda Dwayne Johnson inanılmaz sıçrama gösterdi ve başrollerde görmeye alıştık filme gelince Dwayne sayesinde izlenebilirlik kazanıyor konusu basit işleyiş basit aksiyon yetersiz ve en önemlisi sonu çok basit olmuş oldu bittiğe geliyor belkide yaşanılmış gerçek konudan uyarlanması biraz olsun olumsuzlukların önüne geçiyor sonuç olarak evde izleyebilirsiniz sinemaya gitmeyin paranıza yazık olur bide Dwayne Johnson faster diye bir filmi var 2010 yapımı şiddetle tavsiye ediyorum izleyince hak vereceksiniz iyi seyirler...","label":6} {"text":"Animasyonlar arasında sıradan bir yer edinebilecek kalitede bir film.zevkliydi izlemesi ama akılda kalacak bir film değil.","label":6} {"text":"Çok ilginç ve rahatsız edici bir film.","label":6} {"text":"60 yaşındaki filmin ana kadın kahramanı oscarlık bir performans gösteriyor. Film lezzet olarak no country for old men & tadında ancak bu filmden çok farklı olarak filmde kötü kahraman ve aksiyon yok. Kötü ana karakter olmayan ve aksiyonu bulunmayan bir filmde yapımcılar felsefi derinliği koruyarak az bütçeyle harika bir iş çıkarmışlar. Ana kötü kahraman olmadığı için filmdeki konular çok çeşitlilik gösteriyor ama konu dağılmıyor. ( spoiler ) kanser olan ölümü bekleyen şerif , zenci döven ve ırkçı annesi olan polis , boşanmış yaşlı ama yaşlılığını kabul etmeyen ateist kadın, yaşlı kadının 19 yaşındaki bir kızla çıkan eski kocası, Cüce adam , vs bu konuların hiçbirinin filmin ana konusu ile ilgisi yok ama zaten hayatın kendisi de böyle değil mi. ? Felsefi yapısı nedeni ile orta ve üst yaş grubuna ve hayatın anlamı konularına ilgi gösteren seyircilerin çok hoşuna gidecek bir filmdir. Aksiyon , macera , heyacan talep eden izleyicilerin ise beğenmeyeceği bir film olacaktır. En iyi senaryo ve en iyi kadın oyuncu dalında oscar alması sürpriz olmaz. Ana karakter yaşlı kadının geyik ile konuşma sahnesi çok güzeldi , keşke biraz daha o sahneyi uzun tutsalardı.","label":8} {"text":"Ben babaanneyi pek sevmedim, ama iş bulmaya çalışması çok komikti. Eğlenmek isteyen izlesin, argosuz, filmi hayattan ayrı düşünenler değil.","label":1} {"text":"açıkcası ne yalan söyleyeyim saat olmuş 6 ben bu filmi 1de izlemeye başladım internette gezinirken arada sıkılıpta ara ara izleyebileceğiniz türden komik bir yapım :)","label":7} {"text":"Sinema tarihinin en gerçekçi tecavüz sahnesini içermesi haricinde bomboş bir film. Metod güzel ama hiçbir yaratıcılık olmayınca elde kalıyor. IMDB puanının gereksiz fazla olduğunu düşünmekteyim. Puanım 5/10","label":4} {"text":"Maalesef kızlar olmamış...","label":2} {"text":"2 m2'de entrika, yalan, sevgi ancak bu kadar gzüel anlatılırdı. Siyasi göndermeler de iyiydi. 9/10","label":6} {"text":"Bilimden hoşlananların,matematik yada fizik sevenlerin gerçekten ilgisini oldukça çekebilecek bir yapım.Sinematik yönden ise baya zayıf olduğu gerçek,90 dakikalık filmin yaklaşık 75 dakikası 10metrekare bir oda içerisinde geçiyor,çekimler ve oyunculuklar iyi değil,buna rağmen filmden sıkıldığımı söylemem,zaman zaman filmi durdurup problemleri kendim çözmeyi bile denedim.Sinemada izleyenlerin biraz daha beklentileri yüksek olacağından o izleyiciyi film belki tatmin etmeyebilir..10/7","label":6} {"text":"Miyazaki'nin izlediğim filmleri içerisinde sahip olduğu düz anlatımla filmografisinde fazlaca örneğini bulabileceğimiz çevreci filmlerden farklı bir yerde duruyor. Düz anlatımdan kasıt, gerçek hayata daha yakın ve yabancı topraklarda din-mitoloji gibi desteklerden yoksun olmasından. Uçma tutkusunun bir fiil devamı, kolektif çalışmaya bir şekilde yer verilmesi ve burada da yaklaşan tehlikenin yansıtılmaya çalışılması, ortak yönler olarak dikkat çekiyor. 20'lerin sonu ve 30'ların başları itibariyle karanlık kendisini göstermiştir, kapıdadır: -'Vatanperver hisseleri' alarak ulusumuza yardımda bulunmaya ne dersiniz? + Ben bir domuzum, bunu 'insanlar' yapsın. -Yasalar domuzlar için geçerli değildir. -Bir faşist olmaktansa bir domuz olmayı yeğlerim.\" ","label":7} {"text":"Rezalet bir film.. Daha filmin başında ne kadar kof bir film olduğu anlaşılıyor.. Senaryo zırva, yönetmen rezil, oyuncular ne yaptıklarını bile bilmiyorlar.. Tamam oynuyorsun da, insan bir bakar nerede/neyi oynadığına.. Bu kaliteli oyunculara bu filmde oynamak hiç yakışmamış.. Yönetmen geçen sene çok iyi bir film yapmıştı ama bu rezil filmi ile tüm havası uçup gitti gözümden.. Sonuna kadar izlemeye çalıştım ama beceremedim bile..10/3,1 Dipnot:Karantinaya alan arkadaş \u00100 haklı:)","label":7} {"text":"'' O yeryüzüne gömülmekte ısrar etti. ''","label":8} {"text":"Bu ne len bizim papağan Ziya'nın su kabı kadar, ben seni kuş sanmıştım abi, evet ben kuşum, babamda bunun gibi kuşmuydu:):)","label":8} {"text":"Verdiği mesajlar yönünden anlamlı bulsamda sinemetik yönden ve anlatım olarak biraz gerçek dışı buldum..10/6","label":5} {"text":"Müthiş bi film.Eğer Oscar ödüllerini ben verseydim en iyi film ödülünü bu filme verirdim.Gerçekten bazen kelimeler yetmiyor ki bunu da bu filmde anladım.Nolan'a helal olsun.","label":9} {"text":"vicdani bir hesaplaşmafilm dwight karakterinin basit bir hata yüzünden sebebiyet verdiği kaza ile başlıyo ve artık filmin karakterleri kendilerini vicdani bir hesaplaşmaya, sorgulamaya bırakıyo...film bu içsel yolculuklara değinirken diğer yandan çokta güzel bir olaya parmak basmış. adalet sisteminin çürümüşlüğü ve yalanı...filmi dört dörtlük bulmasamda başarılı bir anlatımı vardı ve aktarmak istediklerini kendi çizgisinde gerektiği ölçüde aktarıyodu aslında burda yönetmen çok zor bi işin altından kalkmış çünkü en ufak bir sapmada farklı bir yöne kayabilecek tarzda olan filmini çok iyi dengeleyip,yönetmiş bu sayede olayların akışı asla farklı bir yöne sapmıyo ve çok çok iyi kullanılabilecekken duygu sömürüsüne kaçmaması filmin asıl meselesinide gözler önüne seriyo.ne zamandır bi filmde kamera kullanımınıda bu kadar beğenmemiştim öyle bi etki yaratıyo ki karakterlerle ve onların ruh haline göre yerleştirilen ve bakış açısı sağlayan kamera o duyguyu iliklerimize kadar hissettiriyo.bilhassa bu filme yorum yazmak olurda oyunculuklara değinmezsem ayıp olur diye düşünüyorum phoneixin izlediğim en iyi performanslarından bitanesiydı connelly ve ruffalo ise tam seyrinde oynamışlar yani tüm oyuncular elle fanningde dahil filme yadsınamicak kadar güzel bir tad vermişler...dram severlere özellikle tavsiye ederim","label":7} {"text":"Filim çok beğendik ailece izledik o kadar güzel çekmişlerki emeği geçen herkese teşekkür ediyorum yönetmen ve oyunculara başarılar diliyorum..","label":9} {"text":"beceriksiz komik polislerin mutlu sonlu hikayesi… benzerleri hollwood da çok çekildi.. Tarzım değil ama benim müthiş saçma ve abartılmış.. tamamen vakit kaybı,","label":1} {"text":"Çerezlik. Oyunculuklar basit kalmış. Ucuz işçilik gibi olmuş.","label":4} {"text":"hayatım da izlediğim en kötü film. resmen paramıza zamanımıza yazık. şikayet edilecek bir yer olsa vallahi edicem. dev kadro yazmışlar bide .resmen dolandırıcılık tan farkı yok .oyuncuları sanki zorla oynatmışlar. emek var derim elinden geleni yapmışlar derim ama bunlar amatörden beeri kötü. hele flimde geçişler oyuncular filan .bu film vizyondan hemen kalkmalı milleti kandırmasınlar.","label":0} {"text":"garip ve ilginç bir film izlerken uzun süre sıkılacaksınız ama farklı finaliyle bir nebze de olsa seveceksiniz 6/10","label":5} {"text":"annemin zoruyla gitmiştim ama güzel bi film olduğunu anladım.sonu ise o kadar hüzünlüydü ki...bu içten filmi mutlaka izleyin","label":7} {"text":"Film çok güzel ve inanılmaz etkileyici.Görüntü ve ses çok güzel.Kurgu da bence çok iyi olmuş.Bu arada Tarantino’nun filmle bir alakası yok!Bas bas bağırıyorlar Tarantino sunar diye ama adamcağız sadece filmin Amerika’da gösterilmesini istemiş!Eee ismin büyük olunca böyle referans yaparlar adamı hemen.Ben beğenip bu filmi Türkiye’de gösterilmesini isteseydim Ahmet sunar diye bağırmazlardı doğal olarak!","label":9} {"text":"ne zamandır türk filmi izlemiyordum bunu izleyim bari dedim izlemeseydim de olurmuş zaten...","label":5} {"text":"soderbergin iyi filmlerinden biri...bu adamın tarzını seviyorum... benicio gerçketen iyi...olaya bakış açısı ve anlatım tarzıda fena sayılmaz......","label":7} {"text":"berbat bir film herşeyden önce. oscara aday olacak hiç bir yönü ve oyuncuların performansı yok. müzikler hariç tam bir sıfır","label":4} {"text":"Çerezlik ve klişe senaryosuna rağmen keyif verdi. Başroldeki ikilinin uyumu güzeldi. Amerikalıların da \"evde kaldın he\" muhabbeti yapabildiğini izlemiş olduk. Peki müsil sahnesine gerek var mıydı gerçekten?","label":5} {"text":"bende cereciye katılıyorum şimdiye kadar izlediğim en iyi çizgi roman uyarlamasıydı...ben spidey manyağı olarak tabiiki herşeyiyle onu hep 1 numara gösteririm ama bu film gerçekten çok iyi..filmi izlerken bazen sanki çizgi roman okuyorum sandım gerçekten çok etkileyici yapmış ang lee bide hulkın böyle uçuk olmasıda çizgi roman havasını daha iyi yaratmak içindi...","label":7} {"text":"Beklentim yüksek tutarak izledim.ancak hayal kırıklığı bence. Çok yönlü eleştiri yi hakediyor. Özellikle dini konuyu fazlaca kötü göstermeye çalışmışlar. Polis intihar etmeden önce Allahu Ekber diyip insanları vurması da çok saçma olmuş. Beklentinizi yüksek tutmayın bence. Ben babamı kaybettim ancak bir aşkın olmadim","label":0} {"text":"Oscar almaması için hiçbir sebep yok. Ancak siyasi kaygılar sonucu hakkı yenebilir. Cast, olay örgüsü, görsellik olarak kusursuz bir film. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.","label":8} {"text":"Matruşka bebek gibi hep işte tamam diyorsun ve bir yenisi daha ortaya çıkıyor. 2018 in sağlam filmlerinden...","label":7} {"text":"Rodriguez in bilinçli abartımlarını ve klişelere yön verişini seviyorum ben açıkçası.Oyunculuklara ve senaryoya dikkat edilesi bir film değil, Planet Terror kadar olmasada ayrıntıları fena değildi, eğlendirici bir b sınıf film denemesi, hoş.7/10","label":6} {"text":"Peter Berg aslında önceki yönetmenlik işleri ile çok da ön plana çıkmayı başaramadı. Orta düzey kalan filmlere imza attı çoğu kişinin gözünde. Lone Survivor&, bu bahsettiklerimden birkaç gömlek daha iyi. Kaliteli ve kendini izleten bir kadrosu var öncelikle. Savaş filmi denince akla gelen o toplu savaş sahnelerini değil de, yine filmin geneline aksiyon ve çatışma yayılmış iken, bu sefer yalnızca dört kişilik bir ekibin bir başlarına Afganistan dağlarında Taliban ile karşı karşıya gelişini izliyoruz. Yaşanmış bir olaydan (Red Wings Operasyonu) ve yaşamış insanlardan bahsediyor zaten film. Amerikan tarihine geçen bir kurtuluş hikayesi olarak sayfalardaki yerini alıyor. Filmin özellikle açılış sahneleri aslında oldukça etkileyiciydi. Genel olarak baktığımızda da başarılı diyebileceğimiz, gerçek olayları yansıtması bakımından daha bir etkileyici, ancak sinemasal anlamda çok fazla bir yenilik getirmeyen bir film olduğunu söyleyebilirim. Çatışma sahneleri ön plana çıkmayı başarıyor.","label":6} {"text":"Film, hızlandırılmış film pazarı olan Hollywood'un başarılı bir eleştirisi. Sanat için film yapmanın rayından çıkıp sadece insanları etkilemeye yönelik, realiteden uzak ve şişirilmiş filmlerle kirlenen sanat dünyasını aynı zamanda sanatçıların kendi iç meselelerinide ele alarak güzel eleştirmiş. Ön planda güzel bir film senaryosuna sahip olabilmek için cinayete kadar varabilen bir hırs işlenirken arka planda da tüm bunların eleştirisi işlenmiş. Bir çok sanatçıyı görebiliyorsunuz filmde. Özellikle senaryo tartışmalarının olduğu sahneler fazla uzatılmış ve zaman zaman sıkıcı olabiliyor. Birde tanığın seçim yaptığı sahnede yanlış kişiyi seçtikten sonra adamın hiç itiraz etmeden öylece gitmesi çok saçma olmuş.","label":6} {"text":"Serinin çok kötü olan 3.4. ve İşaretliler filmlerine göre daha güzel daha mantıklı ! 1. ve 2. film sonrası düşen kaliteyi toparlamış. Daha önceki filmlerde ki olayları hatırlıyorsanız bu filmi seveceksiniz. Oyunculuklar, oyuncu seçimleri, senaryo iyi. Efektler yeterli. Korkutucu sahne sayısı daha az diğerlerine göre. Bu da filmi biraz daha inandırıcı kılıyor. P.A. serisi veya Korku filmi sevenlerin sıkılmayacağı bir film. Filmin finali 6.filmin de geleceğini haber veriyor. Sanırım bu gidişle 10 film bile olur ! Bir an önce seriyi mantıklı bir şekilde bitirmeleri gerekir. Yoksa her sinema severin alay ettiği bir film serisine dönüşecek sineamada izlenmelimi kararsızım seçim sizin iyi seyirler...","label":5} {"text":"Ben ettim siz etmeyin! Emin olun hayatınızda daha iyi şeylere ayırabilirsiniz bir saat kırk dakika gibi bir süreyi; duvarlara boş boş bakmak dahil.","label":4} {"text":"sonu daha farklı olsa belki daha iyi olabilirdi. birde oscar a aday gösterilmiş. tek sebep lezbiyen bir çiftin çocuk büyütmesi sanırım. başka oscarlık birşey göremedim ben açıkcası...","label":6} {"text":"Film ciddi bir yaraya tuz basmış.. Göz ardı edilen ciddi bir yara. Yüzü toprağa dönerken gözleri geride kalan fedakar anneler babalar..","label":6} {"text":"En sevdiğim favori filmim. Film diye geçiştiremeyeceğiniz filmlerdendir bence. David'in yaptığı oyunculuk değildir başka birşeydir. İnsana hitap etme olayı da var tabi ama film olarak ta çok çok iyidir. Orjinal gerçekçi içinde olması gereken herşeyin olduğu klişesiz bir şaheserdir.","label":8} {"text":"Filmi beğenmediğimi söyleyemem; bir aksiyon izlemiş oldum ve güzel vakit geçirdim. Ama filmdeki temel sorun şu: ilk iki film \"The Matrix\" serisine aitti, ikinci film serinin felsefi yapısına uygundu. Ama bu film seriden tamamen kopuktu, üzerinde düşündürmeyen bir savaş filmiydi. Yani mesela bu film \"The Revenge of the Makines\" gibi bir isme sahip olup başka bir evrende geçseydi işte o zaman filme puanım 50/100'den fazla olmazdı. İşin üzücü yanı, bariz bir şekildefilmin yapılmasındaki tek amaç para. Gerçekten seriyi sonlandırmak ve zZon'a -sürebileceği kadar uzun sürecek- bir barış getirmek isteseydi yönetmenler, yapımcılar vs. , 2. film aksiyon ve filmin klasik felsefesinin bir arada bulunduğu 4 saati bulacakbir film olurdu. (\"4 saat çekilir mi?\" demeyin, LOTR'a doyamamıştık bile.)","label":6} {"text":"halkanın en vasat filmi ama yine de kötü değil, duygusal bağlamış anakin skywalker'in gençlik yılları.","label":6} {"text":"daha film vizyona girmeden aylaaar öncesinden yorum yapmak valla tebrik etmek lazım.burada yorumlar,eleştiriler film üzerine yapılması gerekiyor ama herkes alakasız alakasız fragmanında oyuncu bağırmış,başka filmi beklerken görmüş bunla yorum yapıyor.Film tek kelimeyle harikaydı.Hepimizin alması gereken bir çok ders var.Evet mucizeler var gerçekten inanırsan,duadan,sabırdan,şükürden vazgeçmezsen.Filmin en güzel sözü Hayat kısa affet,yardım et,şükret.Sev,gülümse,mutlu ol... &","label":9} {"text":"Atmosferi çok etkileyici.. oyunculuklar da güzel..","label":7} {"text":"Eh işte denilecek bir film. Denzel var diye izledim desem yeridir. Oyunculuklar fena değil. İşsizlik ile beraber gelen parasızlığın bir sonucu olarak sonucunu hiç tahmin etmeyeceği bir işe bulaşan Easy, bunlardan sıyrılmak için kolları sıvamak zorunda kalır. Fakat karşısındakiler epeyi dişlidir. Siyahilerin arasında saklanmakta olan beyaz kadın imajı ile birkaç mesaj vermeye çalışsa da filmin ilerleyişi ve konunun fazla dikkat çekici bir yapıda olmaması filmi ortalama seviyelerde tutmaktadır.","label":4} {"text":"En iyi açılışa sahip filmler listesi olsaydı bu film girerdi bence. Müthiş bir sahneyle açılıyor film. Maalesef belkide yönetmenin ilk filmi olduğu için bazı acemilikler ve mantık hataları filmi gölgelese de gerilim dozunun çok yüksek oluşu ve orijinal senaryosuyla benim beğendiğim bir film. Özellikle ilk 45 dk başarılıydı...","label":7} {"text":"Bana göre Gone Girl ile birlikte haftanın en iyi filmi. Amerikan baba oğul ilişkilerine eleştirel bir bakışın yanında yarım kalmış aşkların ve yaşadığı bölgedeki itibarını korumaya çalışan kişilerin hikayesi. Klişe konular olduğuna bakmayın film gerçekten çok başarılı. Robert Downey Jr. ve Robert Duvall'ın muhteşem performanslarını görmeye değer. Bir Vera Farmiga hayranı olarak onu izlemek keyif verici benim için. Bence görmeniz gereken bir yapım. Ben sadece Iron Man değilim diyor RDJ...","label":7} {"text":"Olabildiğinden çok daha sığ bir ilerleyiş. Komedi değil korku değil dram bile tam olarak yok. Filmin türünü belirlemek gerekirse sanırım sığlık diye bir yapım ortaya çıkar. Başta içinde gizem var galiba diye izlemek istiyorsunuz ama ilk 10 dakikadan sonra sıkıntı her yeri kapsıyor. Farklı bir sıkıntı içinde ilerliyor tabi film. Olabildiğinden de günümüz uyarlaması. Farklı bir konu yaratmaya çalışmışlar bu kadar basit bir yaşamdan. Yani açıkcası filmleri yarım bırakmayı hiç sevmiyorum yapımcılara saygısızlık olmasın diye ama zor bitirdiğim yapımlar arasına girdi bu film. Pek beğendiğim söylenemez. Hiçbir şey bulmak istemiyorsanız buyrun izleyebilirsiniz. İyi seyirler. P: 5","label":7} {"text":"Aşırı derecede komikmiydi değildiSerinin ilk filmi bence daha iyiydi.2.cisi idare eder buda idare eder.Gidecek olanlar aşırı derecede komedi beklemesin eğlenceliydi sadece...","label":5} {"text":"Film tam anlamıyla hazıra konan, tembel halkımızı anlatıyor. Ama bunun yanında deposu boş olan arabayı gurur meselesi yapıp orada gerçeği söylemeyerekde onca emeği çöpe atıyorlar. Bu gurur mu yoksa aptallık mı?","label":6} {"text":"Hayret ne zamandır bu kadar yetersiz bi fim izlememiştim. Televizyon filmi gibi. Yani geçen aylarda izlediğim astral seyahat filminden daha yetkin diyemem neyse bu film dünya çapında izlenmeyi kesinlikle hak etmiyor Türkiye'nin bilmemne sinema salonuna kadar nasıl dağıtıma çıkmış hayret","label":3} {"text":"Çok eğlenceli bir film. Bir kaç sahnesinde kahkahalarla güldüm. Birbirinden iyi kurgulanmış, mükemmel karakterler ve çok iyi bir senaryo. Şu zamana kadar izlememiş olanların, henüz yeni izlemiş biri olarak dikkatini çekmek isterim. Es geçmeyiniz.","label":6} {"text":"galiba en çok izlediğim animasyon filmi buydu. harika!!","label":8} {"text":"bence ilkini aratmayan,hatta belki çıtayı birazcık da üst seviyelere çıkartan bir devam filmi.yapımcılar,yönetmen ve oyuncular iyice kontrolden çıkmış.çok eğlenceli ve akılda kalıcı sahneler mevcut crank 2:high voltageda.her zaman söylerim,bir filmi izlemeden önce filmin ne amaçla çekildiğinin bilinmesi gerekir.böylece filmi izledikten sonra da ona göre yorum yapabilirsiniz.rastgele ya da bilmeden izlediğiniz bir filmin can alıcı noktasını kaçırırsınız ve haksız yere eleştirebilirsiniz büyük ihtimalle.crankde olduğu üzere bu ikinci filmde de filmi yapanların tek bir amacı var:onu da 'dağıtmak' diye özetleyebilirim.salt aksiyon,salt eğlence,açık saçık,küfürlü,kirli bir film.istediklerini kesinlikle başardıklarını,beni eğlendirdiklerini rahatlıkla söyleyebilirim.yani bu şekilde değerlendirdiğimizde burada verilen puan aslında oldukça düşük kaçıyor.en azından bir 7ler civarında olmalıydı bana göre.jason statham kesinlikle bu rollerin adamı.zaten kariyeri boyunca da bir iki filmi çıkarırsak her zaman karizma,aksiyon tanrısı,testosteron manyağı rollerde üstüne düşeni yapmış ve filmi tek başına götürebilmiştir.burada da yine mutlak kahraman kendisi.özellikle gençlerin soluksuz izleyeceği,sürükleyici bir aksiyon patlaması crankin ikincisi de.zaten kısacık olan süresi ve dur durak bilmeyen yapısıyla tekrar olsa tekrar izleyebileceğiniz ve sizi sıkmayacak bir film.","label":6} {"text":"Serinin en kötü filmi. Bir ve özellikle ikincisi harika olan Spider-man'in üçüncüsünde, bin tane kötü karakter koyarak, filmi resmen batırmışlardır. Komikleşen, b sınıfı havasında bölümler, çok kötü çok. En sağlam Spiderman kötülerini de bu filmle harcadılar ya, helal. İşin doğrusu serinin içinde zaten olan bir yanlışlık var. İkinci filmde Dr. Octopus'u yumuşattılar falan, bu filmde de kötüler dan dun diye hikayenin içine sokulmuş. Bir tane kötüyü seçseydin, onun üstüne gitseydin. Neyse, dördüncü film umarım daha bir doğru dürüst olur.","label":5} {"text":"Ben filmi begenmedim ama bunun altında bu tarz filmlere pek sıcak olmamam da kaynaklanıyor.Puan olarak 3 veriyorum çokta bir yenilik göremedim ama bu türü seven arkadaşlar benim puanımı referans olarak almasın","label":2} {"text":"Tanıdığım kadınlar canlandı.","label":6} {"text":"OYUNCULUK OLARAK ZİRVE BİR FİLM The Machinist; iyi kurgulanmış dahası iyi resmedilmiş ve psikolojik gerilim türünün içinde öne çıkan bir film . Brad Anderson'un başarılı yönetmenliği ve Christian Bale'in başroldeki muazzam performansıyla kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. 2004 yılı yapımı bir İspanyol filmi olsa da ve çekimleri İspanya’da tamamlansa da, oyuncular Amerikalı ve filmin dili de İngilizcedir. Fight club, Memento, gibi filmleri çağrıştıran kısımları olsa bile olayların bağlanması itibariyle özgünlüğünü tutturabilmiştir kanımca zira diğer filmlere göre daha psikoloji ağırlıklıdır.Zaten bu üç filmin kıyaslanmasını hiç anlamam. bence Makinist'in tek talihsizliği, tarih olarak Fight Club ve Memento'dan daha sonra çekilmiş olması bir de Christopher Nolan veya David Fincher gibi &çok ünlü& yönetmenlerin elinden çıkmamış olması var tabi yine de kıyaslayacak olursak elbette Fight Club ve Memento başarı olarak da The machinist'ten ÇOOOK önce gelir ama taklit deyip de Makinist'i küçümsememek gerek. The machinist filmi başlıyor ve öncelikle filmin rengine vuruluyorsunuz birden. Filmin gri ile mavi’nin ortasında bir rengi var. Ağır ve donuk bir film modunda başlasa da kesinlikle sıkıcı olmayan, daima gri bir havada devam etse de boğmayan bir film. Filmin geneline hakim olan psikolojik-gerilim, tansiyonu hiç düşürmeden tek solukta izleyebilme olanağı tanıyor seyirciye.Film boyunca hakim olan karanlık-gri sahneler filmin sonundaki psikolojik rahatlamayla yerini justice brothers tişörtüyle beyaz sahnelere veriyor. Film boyunca filmin seyircide hissettirdigi tek bir duygu var, ruhsal bir rahatsizlik, ki film bunu basariyla yapiyor. rahatsizliktan kastim kesinlikle filmi elestirmek degil bilhakis, donuk gri renklerin ve beyaz neon isiklarin hakim oldugu filmde yonetmenin amacida buyuk bir ihtimalle seyircide film boyunca bir rahatsizlik hissi uyandirmak ki, bunu da yonetmen mukkemmel bir basariyla yapmis. Yönetmenin karakter yaratmadaki yetenegi; Christian Bale'in uyumu gözden kacmamali. Diger tüm oyuncular da özenle secilmis gibi. Filmin havasi, renkleri, müzikleri, gerilimi isleyis tarzi ayrica dikkatli izlendiginde, hatta birden fazla izlendiginde yerli yerine oturacak detaylarI filmi ucsuz kiliyor ve Dostoyevski hayranı birilerinin elinden çıkma olduğunu düşündürecek derecede göndermelerle dolu. Yani Kafka ve Dostoyevski'ye çok şık bir saygı duruşunda bulunmuş, gayet güzel bir yapım. Bir yıla yakın süredir uyumayan,hatırlama mekanizması tökezlemiş fabrkianın tekinde makine operatörü işçisi Trevor Reznik'in gözünden ilerliyor film. Christian Bale, Trevor Reznik karakterine can verdiği film için, oyunculuk adına çok şey yapıyor. insomnia hastası, hızla kilo kaybeden Trevor Reznik gibi Bale de 28 kilo vererek bu alanda bir rekor kırıyor. Kişilik bölünmesi, insomnia, paranoya etkilerini çok başarılı sergiliyor. Reznik ucubeleşmiş bedeni ve davranışlarıyla bu sıkıntılı temaya oldukça ait gözüküyor. Filmin içine çekilmemizi sağlayanın, Christian Bale’in verdiği kilolar olduğunu ve o taraftan bakmadan bu filmin anlaşılamayacağını düşünüyorum. Yani sadece zayıflamamış Bale, neredeyse insan dışı bir forma bürünmüş. Yalnızlığı,sürü psikolojisini,affetmeyi,affolmayı derleyen sahneler mevcut.Garip olmanın yabancılılaştırıcılığını,sürünün suçluya galeyanla yargılayıcı dışlayıcı tutumunu,sevginin tutarsızlığını akıp giden sahnelerin içinde gözlemleyeceksiniz. Türlü türlü aksiyon filmlerinin ve film uzunluğundaki günümüz Türk dizilerinin izleyicilerine ve yapımcılarına bir film,bir dizi nasıl olmalıdır sorusunun cevabı niteliğinde izlettirilmesi gereken bir film.","label":8} {"text":"Kurgusu biraz sorunlu olsa da tekrardan bir Wong Kar Wai filmi izlemek hoştu. Dövüş Kareografileri yeni bir şey sunmuyor. Hatta falza şairane olmuş bu film için. Yine de süresi boyunca ilgiyle izledim.","label":6} {"text":"İzlemek istiyorum çok merak ediyorum ona göre puan ve yorum verelim Sinamlara giden var gidemeyen var izleyelim ona göre yorum yazıp değerlendirelim","label":8} {"text":"hoca mı kaş yapayım derken göz çıkarıyor yoksa kimlik arayışındaki gençlik mi olayı fazla abartıyor ? izleyin ve yoRumlayın..","label":7} {"text":"NE FİLM AMA!! Zamanda yolculuk... Bu konuyla ilgili yapılmış daha iyi film/seri var mı? Sanmam... Müziklere ve oyunculuklara zaten laf yok. İzlerken birçok duyguyu aynı anda yaşatıyor insana. Kesinlikle herkesin listesinde olmalı ve izlenmeli... İzleyin izlettirin.","label":8} {"text":"Muhteşemdi. İyi ki izlemişim.","label":8} {"text":"Usta yönetmenden yine dönem atmosferini çok başarılı gösteren bir film gelmiş. Film tekrar bölümlerinde bazen sıkıcı olsada sonunu merak ettiriyor.","label":6} {"text":"Küçük çocuk veya kardeşlerinizle izlenebilecek oldukça keyifli bir çiftlik/hayvan filmi. Henüz annesinin kendisine isim koyma fırsatı bile yakalayamadığı kadar kısa bir sürede annesinden ayrılmış olan babe isimli domuzcuk, kaderin bir cilvesi sonucu çiftliğe gelir. Bu çiftlikteki hayvanlarla olan etkileşimi ile kendine bir amaç edinmeye çalışırken çoban domuzu olabileceğini keşfeder. Filmin içerisinde, hayvanlar arası dialoglar ile çok çeşitli konulara da değinilmiş olması güzeldi. Örneğin, koyunlara kaba davranan köpeklerden şikayet etmeleri, ördeğin horozlara karşı isyanı, evin içinde yaşama hakkına sahip olan kedinin hiçbirşey yapmıyor olması ile bu hakka sahip olmayan domuzun aynı kefede olmamaları vs... keyifli bir film.","label":6} {"text":"harika bir film. özellikle alt anlamlar ve anlamlar çerçevesinde \"uzun uzun sündürülmüş\" sahnelerine rağmen mükemmel. www.kubrick2001.com o kontrol edilmesi şiddetle tavsiye edilir.","label":7} {"text":"Franco'nun evindeki \"Geeks\" tablosu çok güzeldi. söyleyeceklerim bu kadar.","label":7} {"text":"9/10.. ilki kadar olmasa da güzel..","label":8} {"text":"filmin ilk yarısından sonraki bölümlerde ne zaman biter dediğim ilk ve tek yegane film...sıkıcı , duygusallığı bile becerememiş , müzikleri yetersiz , aileler arasındaki ilişkiler fazla burjuvazi....sonuç itibari ile maksişmum 2 yıldız o da Mert Fırat hatrına","label":3} {"text":"Bu filmi sonuna kadar kadar izlemek için bütün tahammül sınırlarımı zorladım... Sonunda benden koca bir sıfır puanı haketti... Resmen 2 saatlik işkence, boş bi film... Aşşağıda yazılan yorumların ciddi olduğuna inanmıyorum...","label":0} {"text":"annabelle filminin daha soft versiyonu. geriyor mu geriyor. ben beğendim ama bir annabelle değil tabi. bütün film paranormal bir seyir izlerken, sonunda mantıklı açıklama getirme çabası gereksiz olmuş bence. sebebi neydi ki.","label":7} {"text":"Herkül, ölümsüz olarak doğmamış ama Tanrıların gücü ile doğmuş bir çocuktur. Bu durumu kıskanmış olan Hades, Herkül'ün Dünya'da kaybolmasına vesile olan bir olay gerçekleştirir. Bunun ardından Herkül, kendini, benliğini Dünya'da keşfetmeye başlar. Derken bir cadıya aşık olur ve oyuna getirilir. Asil ruhu sayesinde de bundan sıyrılır. Çok hoş bir animasyon diyebilirim. Müzikleri ve kareografileri oldukça güzel düşünülmüş. Boş diyaloglarla geçen bir animasyon değil aksine dolu bir animasyondur.","label":6} {"text":"Erkan Can her filminde olduğu gibi bu filminde de döktürmüş.","label":7} {"text":"korede sağırlar okulunda çocuklara cinsel istismarda bulunan okulda idealist öğretmenin sonuş vermeyen çalışmalaları… gerçek hikaye.. Sürükleyici… zor film tabi çocuklar falan olduğundan oyunculuklar bir tık kötü… ama kurgu gerçeklik tempo gayet iyi","label":8} {"text":"imdb puanından fazlasını hakediyor etkileyici ve ürperticiydi korku severler kaçırmasın derim.","label":3} {"text":"Fazla komik değildi. Ama hafif tebessüm ettiriyor yinede.","label":5} {"text":"Filmin ismi poyraz karayel ama adamın ismi var kendisi yok boyle saçmalik mi olur dizi ayşegül ile poyraz sayesinde izlendi zaten","label":0} {"text":"Anlatım, görsellik çok iyi. Konu oldukça basit, sıradan... 50/100","label":4} {"text":"filmin en büyük artısı istanbulda geçiyor oolması ... izlenebilir ... 10/6","label":5} {"text":"San Francisco ve Michigan'ın güzelliği hatrına izlenebilir. İnsan görselliğe doyuyor diyebilirim. Kalan her şey klasik bir romantik komedi tadında olduğunda fazla ilgi çekecek bir yanı yok diyebilirim.","label":6} {"text":"Sadri Alışık'ın Turist Ömer tiplemesine adım attığı film. bu bakımdan önem arzeden bir film.","label":7} {"text":"İkinci bir 'Arabesk' vakası olacağa benziyor. En sevdiğim aktör (Yerli yabancı dahil) Nuri Alço’nun birkaç dakika görünmesi için bile giderim.Bol sinemalı günleeeeeeeeer","label":7} {"text":"Başlarda epey umutluydum filmden ama olaylar birbirinden kopuk gidiyordu ilerleyen sürelerde. Yarısında kapatmak zorunda kaldım sıkıntıdan.","label":1} {"text":"film gayet güzel ve farkındalık yaratıyor, ama ağlanacak kadar abartmamak gerekir.","label":7} {"text":"nasıl anlatırım bilemiyorum ama bu filme yorum yapmadan da geçmek istemedim. mükemmel bir yol filmi, ve bir yol filminden çok daha fazlası. eğlencelik değil eğlence ve mutluluk arıyorsunuz sizin filminiz değil.","label":8} {"text":"Geoul sokeuro (2003) filminin yeniden çevrimi bu film de. Fena olmamış ama her zamanki gibi orjinalini öneririm.","label":8} {"text":"Evlilik ve aile kavramları hakkında sizi bol bol sorgulamalar yapmanızı sağlayacak son dönem iskandinav sinemasının yükselen değerlerinden biri bu film... Sinek küçüktür mide bulandırır örneğine de cuk diye oturmuştur... Böyle durağan bir filmin bu kadar güzel görselliğe sahip olmasıda cabası...","label":6} {"text":"Filmi izledim,az oyuncu kadrosu olmasina ragmen senaryo ve kurgusu oldukca iyi.Film ilk dakikadan itibaren heyecan ve gerilimi izleyiciye veriyor.Tavsiye ederim,pisman olmassiniz","label":9} {"text":"1.5 saat evde oturup tavana bakmayı tercih ederdim. Kızım ilk defa bir filmi beğenmedi. Verilmek istenen mesaj ve müziklere eyvallah geri kalan kısmı çöp harcanan emeğe yazık","label":0} {"text":"berbat olmuş :( ilk 2 filmin harika olduğunu farkettim , bunu görünce","label":0} {"text":"muhteşem başlayıp sonu bezmişliklerle dolu diyaloglarla biten film, en azından bir izleyici olarak Moss'un nasıl öldüğünü izlemeliydik diyorum, şaşırtmak için dahi olsa bence otel odasındaki sahneleri izlemeliydik, ayrıca paranın da en son nerde ve kimde olduğu meçhul.","label":7} {"text":"şeker mi şeker fransız filmi, filme ilk görüşte aşk ismini layık gören çevirmene güvenmeyin, tamam olabilir ama tamamen hedef şaşırtma, o harika huzur veren müzikler. quantum love ı olduğu gibi çevirebilirlerdi. neyse, böyle abidik türkçe çevirilerine alıştık. filme gelince yönetmen bildiği tüm çekim takdiklerini resmen uygulamış, sophie marceau çok güzel kadın françois cluzet çok karizmatik uyum çok güzeldi. fransız filmi sempazitanlığımdan kusur hiç görmedim. ayrıca aa bu sefer gerçek derken hoooop aslında hayal, hayııır değil işte onun adı quantum. neysespoiler verdim mi yazdığımı okumuyorum. film güzel şeker. aşkın yaşı yok. bi daha izlenir mi?hayır. tadımlık. çerezlik demiyorum büyük saygısızlık. izleyin sevgililer. aşağıda ki linkte filmin müziklerini bulabilirsiniz: http://filmmusicreporter.com/2014/03/29/quantum-love-une-rencontre-soundtrack-details/","label":6} {"text":"evet beklentimi karşılamadı çünkü Steven Spielberg ve J.J. Abrams isimleri geçince ister istemez beklenti yükseliyor (gerçi abraams lostta hayal kırıklığına uğrattı ya neyse:)) raydan çıkma sahnesi efektler güzeldi,çocukların oyunculuklarıda güzeldi.ama dört dörtlük bir film olmuş diyemiyorum malesef.","label":4} {"text":"İzlediğim en etkileyici belgesellerdendi. Muhteşem!","label":8} {"text":"böyle insanın her düşündüğünü yazması doğru mudur bilmem ama - politik içerikli hard porn diyebilirim","label":2} {"text":"geçn yine tv de görüp takıldığım anlarda farkettiğim über mantıksız film. new york un haline bakarsak olayın üstünden aşağı yukarı 10 yıl falan geçmiş olması lazım. yani şehrin halinden onu anlıyoruz. ama maşallah will amca da hiç değişiklik yok. hele o köpek kuyruğunu kaldıramayacak halde olması lazım ama değil işte. zaman kavramını unutmuşlar. boş beleş dedik boşuna demedik.","label":9} {"text":"Her zaman ki gibi çok anlamlı.","label":6} {"text":"Bir iç Anadolu köy okulunun sosyo-ekonomik durumunu sosyal toplumsal etkiyi güzel anlatan bir filmdi. Kamera açılarını sevmedim filmin ama anlatım ve görselleri iyiydi","label":7} {"text":"Çok keyif alarak setrettiğimi söyleyemem ama 3 yaşındaki oğlum oldukça beğendi. Tercihi animasyon ve komedi filmleri olan bir aile olarak verdiğimiz puan on üzerinden yedi... Daha fazlası abartı olur...","label":6} {"text":"iyiydi.. ama çok fazla uzun ve gereksiz sahnelerle dolu.. çok hareketli bir filmde değil zaten.......","label":5} {"text":"ben diger yorumlara kesinlikle katılmıyrm.film süperdi.terry gilliam öykücü anlatımı yine gostermiş.bu filmde ucmanın her yolu war.ayrıca depp superdi.mimiklri hep aynı.iyi seyirler","label":9} {"text":"Belgesel tadında bir film olmuş ancak Ahmet Ümit'in film içerisinde sürekli kendini Nazım Hikmet'e benzetmeye çalışması kendi açısında iticiydi diye düşünüyorum. Bölük pörçük sahneler içermeseydi puanım daha yüksek olabilirdi ancak maalesef ortalamanın da altında bir devrimci filmi.","label":3} {"text":"filme teknik olarak bakarsak çok film gibi değil. senaryo, yönetmenlik epey sorunlu. tatmin etmeyen final de cabası. ali atay penceresinden bakarsak limonata baya daha bir filmdi. sarp apak ve irem sak olmamış. hem senaryodaki rolleri, hem oyunculukları yapay durmuş. mehmet özgür ve özgür emre'nin rolleri de çok azdı. meltem kaptan'dan hiç bahsetmeyeyim. varlığı ve yokluğu bir. olmasa da olurmuş. alper kul, feyyaz yiğit ve doğu demirkol ise doyurucuydu. üçüne de güldüm. en çok doğu demirkol güldürdü beni. feyyaz da komikti ancak o eski doğal hallerinin komikliği yerine biraz daha 'komik olmaya çalışarak' komik olmuş. bu biraz tehlikeli gibi geldi ama yine de sempatikti. anadolu tat 1071 jingle'ı güzeldi. genel olarak da filmden eğlenmiş olarak çıktım. mükemmel değil belki ama hem biraz eğlenmek hem de bu kafadaki insanlara destek olmak için gidip izleyiniz derim.","label":7} {"text":"Şu filme harcanan parayla umumi tuvalet yapılsa daha faydalı olabilirdi. Anlamadığım şey hiç mi kimse uyarmadı yapmayın etmeyin diye.","label":0} {"text":"güzel flm gitmenizi tavsiye ederim d","label":4} {"text":"Başından sonuna kadar zevkle ve ilgiyle izlenen bir yapım.Son dönemde Kral Arthur ve Son Lejyon gibi filmlerin aksine gerçekçi ve kanlı şiddet sahneleri içeriyor.Tabii konunun geçtiği zamanda bolca kan ve şiddet olmalı elbet.Başrolde Michael Fassbender iyi bir performans sergilemiş.Acımasız ve sert bir avcı savaşçıyı oynayan Olga en çok yakışan rolünde çok başarılı.Vaat ettiklerini veren güzel bir tarihi aksiyon.Neil Marshall abi iyi bir iş çıkarmış.Başyapıtı hala Descent tabii.2011 yılında yine 9.lejyonu konu alan Ninth adlı film gösterime girecek.Britanyalı yönetmenler Roma Britanyasına kafayı taktı galiba.Seve seve kabul ediyoruz.7/10","label":7} {"text":"Michael Haneke neden en sevdiğim ikinci yabancı yönetmendir sorusunu kendime sorduğumda cevap olarak Funny Games , Piyanist ve Saklı gelir...","label":6} {"text":"Bir sinema-kamara sever olarak böyle bir filmi ben çekmek isterdim, kendi içinizde bir yolculuğa hazır olun ve keyifle izleyin","label":8} {"text":"kısa filmlerin böyle tatmin edici halde bir bütün olarak sunulması seyircisi olmayan bitik ve dar bir sektörün sıhhati için önemli. -- birbirinden kusursuz hikayeler. olayları oluşturan çatışmalar ince ince örülüyor, ketlenmemiş karakterler müthiş katharsisler yaşatıyor. bayıldım her dakikasına. ileride popüler kültür içinde vıcık vıcık edilip eriyecektir ve kalitesi zaman içinde düşecektir. not düşelim. -- ekstra bir not. bu filmlerin isimlerini türkçeye çevirenler ülkenin her alanında görülmekte olan vasatlık hastalığından muzdaripler. \"asabiyim ben\" olsun daha fazla seyirci çeker diye noktayı koyuyor bu kifayetsiz pazarlama dahileri. \"vahşi öyküler\" yahu işte. babalar gibi vahşi öyküler. bitin artık. kanserlikler.","label":7} {"text":"Aksiyon sahneleri abartının da üzerine çıkmayı başarmış..","label":4} {"text":"savas sahnesi iyiydi ötesi........","label":1} {"text":"Son günlerde izlediğim en ilgi çekici belgeseldi. İnsan hayatı bu kadar değersiz mi ?diye düşündüm, üzüldüm :( Ne acıdır ki öyleymiş :( Mutlaka izleyiniz!","label":7} {"text":"Lucas adlı çocuğun yaşadığı bir dram. Zavallı çocuk 😔 Kesinlikle kusursuzdu. Mekanı, atmosferiyle insanı geren bir yapıt.","label":9} {"text":"Çoğu insanın büyük hayali. Bence 16 yıllık yaşına göre puanı baya düşük kalmış. Ve bu arada görünmezlik anlamında bundan eski ve ilk film hatırlamıyorum-bilmiyorum. Bence bu durum da kıstas olarak alınmalı... 8","label":4} {"text":"Şirinleri bukadar gerçekçi ve sevimli görmek çok güzel.... Şirinleri sevenler, her yaşa hitap eden bir film..","label":7} {"text":"bu kadar yüksek puan almasına şaşırdığım vasat bir film","label":4} {"text":"Seckin abimizin yeni flimi süper olmuş başarılar bu flime üyeler nasıl 3.1 verdiylerde en az bu flimin 4.5 olması lazım","label":9} {"text":"Legolas'a ne olmuş? Böyle tövbe estağfurullah bi şey olmuş!","label":7} {"text":"Mükemmeldi, amatör ruhla profesyonel iş çıkaran nadir film ekiplerinden harika bir iş çıkmış. Kesinlikle izlenilesi.","label":9} {"text":"Öncelikle çok çarpıcı bir film, izleyiciye birşeyler aktarmayı amaç edinen filmlere iyi bir örnek, öğretmen bakış açısını yansıtan - öğretmene dair- \"187\" den sonra izlediğim en etkileyici film. Adrian Brody gerçekten övgüyü hakediyor. Filmdeki küçük kız ise çok naif, çok iyi bi oyuncu olacağı kesin... Kesinlikle izlenilmeyi hakeden bir film, hatta başucu bile olabilir...","label":7} {"text":"Altın Portakal da filmi izleme fırsatı buldum. Miyazaki nin kendinden de birşeyler katarak yarattığı bu anime Miyazaki nin neden bu kadar başarılı olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi Tamamen el çizimi olan bu animeyi kaçırmamanızı tavsiye ederim.","label":4} {"text":"Dedemin İnsanları 12 Eylül faşizminin sosyolojik yansımaları ve suni savaş çığırtkanlıklarına karşı kardeşlik duygusu böyle anlatılır ve tabii ki filmin final müziği gerçekten iyi doya doya izlenilir bu film.3,5/5","label":6} {"text":"tiyatro oyunu gibi orta uzunlukta bir kara film - bir şeyler eksik hissediyorsunuz ama yine de kriz sizi merakta tutuyor.","label":6} {"text":"İlkini aratmayan, kıyak, dans koreografileri olan bir film olmuş...","label":9} {"text":"Çocukların öpüştüğü sahne rahatsız ediciydi. Haricinde işlediği konu itibariyle hep sevmişimdir. Puanının bu kadar düşük olma nedenin de siyasi olduğunu düşünüyorum.","label":7} {"text":"O kadar övüldü ama siccin serisinin en kötüsüydü. İnsanlar arasında hiçbir bağlantı yok olaylar yarım yarım aktarılmış. Her yaşanan olay yarım bırakılmış. Açıkcası çok beğenileceğini sanmıyorum","label":1} {"text":"klasik bir vasat sandra bullock filmi. zaman kaybetmemenizi tavsiye ederim.","label":4} {"text":"Michael Caine'nın ilk filmde de oynamış olması sempatik bir detay ama filmin kurgusu, çekimleri, atmosferi çok başarılı hatta iki kişiyle ve monoton diyaloglarla sıkıcı olması gerekirken sahip olduğu sürükleyicilik epey iyi...","label":6} {"text":"söylenebilecek tek şey zaman kaybı gidin doğa film'i seyredin sessiz sedasız bari kafanız dinlenir","label":3} {"text":"Film orta derecede vasat bir film.Tek aklımda kalan iyi vampir rolündeki oyuncuyu mükemmel oyunuydu.","label":4} {"text":"Film aşırı kötü.Üstteki yorumların hepsi sahteymiş.Bu siteyi ciddiye almayın puanlarda sahte Bu filme 10/1 verilirdi oda kısa film olarak o kadar çok uzatılmış boş sahne varki ve oyunculuk berbat.Kar makinesi olan film yapar oldu.Verdiğim parayamı yanıyım giden zamanımamı bundan sonra türk filmine gitmem adamların amacı para basmak hiç maliyet yok.","label":0} {"text":"Bir yanda savaş bir yanda mühendislik. Filmde de dediği gibi Biz silah üretmiyoruz, uçak üretiyoruz&. Miyazaki'nin en gerçekçi filmi. Olaylar ne kadar karanlıksa, geçtiği yerler de bir o kadar iç açıcı. Dağlar, kırlar, nehirler... Hepsinin hiç uğruna heba oluşu.","label":7} {"text":"filmde herşey var. başrol oyuncularının kimyaları birbirine çok uymuş olduğunu yaptıkalrı doğal rollerden anlayabiliyoruz.bence de 'jack gyllenhaal - prens dastanı 'oynayabilecek en iyi seçim olmuş.filmde karayip korsanları ve yüzüklerin efendisi esintileri olsada birkaç film daha sayabiliriz ama çok abartılmadığı için sadece detaylarda kalmış çoğu kişinin farketmediğini bile sanıyorum.filmin mesajına gelince tam günümüz amerikan mesajını açık olarak ortaya koyuyor bunu görmemek imkansız zaten.bunu bir amerikan filminden görmek dahada zevk verici aslında çünkü finalinde savunulan tez çürütülüyor ve tıpkı manganın eurovision daki şarkısının adına yakışır bir final oluyor.herkese tavsiye ederim izlenmesi gerekilen bir film10/7","label":6} {"text":"Film o kadar berbat ki harcadığım zamana da verdiğim paraya da acıdım amatorlukte 1 numara bir film milletin vaktiyle ve parasıyla oynamayın","label":0} {"text":"Yorumlara bakarsak çok iyi bir film deniliyor. Filmi izleyemedik ki. Neye puan verdinizi anlayamadım","label":7} {"text":"fena değildi yani, her korku filminde olan saçmalıklar bu filmde de gözler önündeydi ama iyi düşünülmüş ve kurgulanmış bir film olup, bazı sahneleri de hakikaten insanı yerinden hoplatıyor...","label":7} {"text":"Filmin ilk yarı gayet akıcı ve keyifli, izlerken hiç sıkılmadan izletiriyor kendini. Aranın geldiğine pişman olanlardan olabilirsiniz.. Ancak ikinci yarı insanı sıkıyor. Bunun nedeni belki klasik Amerikan filmlerindeki Kahraman olma sevdası ya da oyuncuların filmin sonunu filmin ortasında belli etmesi ya da temponun düşmesi.. Yani ikinci yarı çok şeyler katmıyor izleyene.. Klasik bir amerikan filmiyle karşı karşıya kalıyorsunuz filmin sonunda..İlk filmdeki gibi, geleceğin teknolojisi ön plana çıkartılıyor, güzel arabalar, harika kızlar yine var ama bu sefer itici olan bir şeyler var kısacası.. D.Jn. kasıntılı, kendini beğenmiş birisini canlandırırken başarısız kalıyor.. Sanki hiç olmamışta, olmaya çalışır gibi.. O kimliğe bürünmekte yeterli olamıyor.. Mimikleri hareketsiz, bakışları donuk kalıyor.. Bazen sulanan gözleri bile kurtarmıyor rolünü..Kötü karakteri canlandıran(ismi aklıma gelmedi) kişi de başka bir filmden alınmış bir karakter gibi.. Kötü bu işte dedirtirmek için çok uğraşmış yönetmen, her yerine dövmeler, suratında çizikler, kaba bir aksan ama olmamış... Abartı sahneler belki de itici olan, onlarca mermi havada uçuşurken, cam kırıkları etrafta cirit atarken, havada uçuşan onlarca demir adama rağmen zarar gören bir tane insanın bile görünmemesi filmi gerçek kılmıyor belkide..Filmin en iyisi Grand Prix sahneleri diyeceğim ama patlayan onca adama rağmen insanların yalandan yüzlerini kapatması bile o kadar sanal ki.. Hele kötü adamın arabaları çizerken ekranın ortasına yapıştırılmış görüntüsü kaç kişiyi aldatabilir ki..Kısacası keyifle izlenebilecek ama düşünülünce sanallaşan insanların ve dünyanınne demek olduğunu daha yakından görebileceğimiz klasik bir amerikan filmi..10/7..","label":7} {"text":"çok yavaş çok sıkcı sanat filmi ayarında bir film. Oyuncular cidden iyi oyuncu fakat bütün salon hayalkırıklığı ile cıktı.","label":0} {"text":"garip filmdi, 5 yıl falan olmuş izleyeli. yapay 'politik doğruculuğa' karşı 'muhafazakar ama içten kardeşlik' gibi bir mesajı var bu filmin. ama paul haggis abimizin yazdığı diğer senaryolarda da benzer atraksiyonlar mevcut zaten. yani böyle göçmenlik, efendim ırkçılık vs. gibi konularda 'La Haine' baş tacıdır. bu film pek de birşey söylemez kanımca. ama ilginçtir, izlenebilir...","label":5} {"text":"filmin sadece bir otelde geçiyor olması biraz sıkıcı... oyuncu kadrosu iyi ama vakit kaybı bir film... vaktiniz çoksa izleyin","label":6} {"text":"Çok güzel","label":7} {"text":"Heath Ledger'ın performansını alkışlıyorum.","label":8} {"text":"Film, 4 ayrı filmden oluşuyor. Ben, bir ve dördüncü filmi çok beğendim. Keşke sinemaya kadınlar hakim olsa dedirten güzel bir derleme olmuş.","label":6} {"text":"Ömer Kavur'un Yatık Emine filmi için yazdığım yorumumun, bu filmi ilgilendiren kısmını buraya yapıştırıyorum. Eğer gelecekte filmle alakalı daha uzun bir yorum yapacak olursam, bu gönderiyi düzenlerim: https://i. hizliresim.com/jz4qGz. jpg Rainer Werner Fassbinder, Ali Korku Ruhu Kemirmek (1974) https://hizliresim.com/7xvY8w Ömer Kavur, Yatık Emine (1975) https://hizliresim.com/frzjEe Jordan Peele, Get Out (2017) Ötekinin Hiçliği! Üç filmde de dışardan gelen bir yabancı var, üçüne de cinsel bir obje olarak bakıyorlar. Karşılarındaki insanın vücutlarına istedikleri gibi dokunabiliyorlar. Kendilerinden alt sınıfta olarak gördükleri için onlara istedikleri şeyleri yapabileceklerini sanıyorlar ve Almanya, Türkiye ve Amerika'dan üç farklı zamanda gelen üç farklı kare, insanlığın bu tutumuna karşı bir eleştiride bulunuyor.","label":6} {"text":"Garip bir aşk hikayesi. Yatılı bir okulda okumak amacıyla sömürge topraklarına gelen genç bir kızın, vapurda iken tanıştığı varlıklı bir çinli adamla yaşadığı gizemli bir aşkı konu almaktadır. Bazı duyguların ne kadar anlamsız bir şekilde şekillenebileceği anlatılmış. İnsanların herşeyin yolunda gideceğini zannederken nasıl birden kendilerini yoksullukta bulabileceklerine güzel değinilmiş. Kızın kolej ortamı güzel yansıtılmış ve müzikler filme harika uymuş. Filmde kızın kardeşleri ile ilgili yaşadıklarına fazla yer verilmemiş. Mesela kız abimi öldürmek küçük kardeşimi kurtarmak istiyorum diyor. Abisi ile bu derece nefreti körükleyecek ne yaşadığına değinilmeliydi diye düşünüyorum. Çinli adamı çok sönük tanıtmışlar. Bir noktada kız, benden önceki kadınlara davrandığın gibi davran diyor. Burası için adamın geçmişinden bir sahne alınıp yada adamın aklından o günlerle ilgili geçenlere 1-2 dakikalık gönderme yapılsaydı bazı taşlar daha iyi yerine oturabilirdi.","label":6} {"text":"Kendi tarzı içinde fena değil, izlenebilir; boş vakit geçirmek için ideal.","label":7} {"text":"gayet sürükleyici bi film.. denzel washington ve gene hackmen birlikteliğinden kötü bi film çıkmasını zaten düşünmüyordum, yanılmadım","label":8} {"text":"Katılıyorum, fakat film eğlence olsun fazla kasmak istemiyorum izlerken diyen insanların kesinlikle beğeneceği bir şey değil. Ona göre izleyin :) Sonra yok çok açık sahne vardı, çok saçmaydı, kadın makyajla gençleştirilmiş gerçekte öyle olur muymuş tadında filmin içeriğiyle hiç alakası olmayan yorumlar yapılmasın :D Saygılar","label":7} {"text":"Sanatçı olmak böyle bir şey olsa gerek, 70 yaşını geçmiş adam, bilgisayar oyunlarıyla ilgili film yapmış. Ve o kuşağı benden çok daha iyi anlamış. Sinema tarihinin klasik sahnelerini mantıklı bir şekilde filmin içine yerleştirmişler. Ana akım sinema da olabileceği kadar kapitalizm eleştirisi yapmışlar. Her şey çok iyi bence her yaştan seyirciler zevk alarak izleyebilir. Filmde de anlatıldığı gibi Mücadelenin sadece platformu değişiyor, mücadele asla bitmeyecek.","label":7} {"text":"Eğlenceli bir 'ahbap çavuş' filmiydi. Güldüğüm çok sahne vardı. Aksiyon sahneleri de iyiydi...","label":9} {"text":"Filmden pek bir beklentim yoktu ama beni fazlasıyla şaşırttı özellikle ufuk bayraktar filmi götürmüş başrolun performası fena değil ama ufuk bayraktarın yanında sırıtıyor. Bir arkadaşlık, dostluk hikayesi gibiydi askerlik hikayesinden daha çok. Bütçeye göre oldukça kaliteli bir film","label":7} {"text":"anlatımı, oyunculukları, sahneleri ile dupduru bir su gibi akıp gidiyor film. iki insanın hem kendilerini hem de birbirlerini tanıma adına çıktıkları yolculuğu biraz derinliksiz ve duygulara teğet geçerek anlatsa da işini yapmıyor denilemez bu film için.","label":7} {"text":"izleyin mutlaka.pişman olmayacaksınız!..","label":7} {"text":"Kirli dünyada idealleri ve umutlarıyla yaşama tutunmaya çalışan, eski RAF üyesi devrimci bir kadının yaşam öyküsüne koşut olarak bürokratik devlet yapısı ile kapitalist devlet yapısı arasındaki sıkışmışlık dramatik bir dil ile anlatılıyor. Kişinin baktığı pencereye göre farklı yorumlar getirebilecek film, düşünmeye sevk ettiği ve derdini başarıyla anlattığı için değerli... 75/100 Not: Dileyene var olan altyazının yalnızca Türkçe karakterleri düzeltilmiş halini gönderebilirim..","label":7} {"text":"\"Dünya beyaz değildir, beyazlık bir iktidar metaforudur\".","label":8} {"text":"Nuri Bilge Ceylan'ı değil Oruç Aruoba' yı aklıma getiren filmdir. Adı lanetimidir nedir ?","label":8} {"text":"yönetmen, değinmedik mevzu kalmasın kaygısıyla sanırım hem diyaloglarda hem de durmayan arka seslerde gevezeliğe kaçan bi uslupla izleyiciyi çorba etti. izlerken gerilmedim, yıldım; yani merakımı uyandırmadı hikaye, karakter.. bir de sinema yazarlarının taşıdığı suyla değirmen döndürmeye çalışmak biraz şey değil mi ya...","label":4} {"text":"anasını satayım neresi komedi lan bunun salya sümük ağladım işte","label":7} {"text":"Muhteşem Güzellik, büyük beklentiler içinde izlemeye başlayıp ilk yarım saatinden sonra gidişatını anladığım için tüm beklentilerimi en düşük seviyeye indirip sadece bu kadar yüksek puanları neden topladığını merak ettiğim için sonunu getirdiğim bir Sorrentino filmi. Paolo Sorrentino, Roma'yı yeterince iyi kullanamadığı gibi filminin temposunu da hiç mi hiç ayarlayamamış. Olabilecek en basit, en yüzeysel, en vasat bir hikayeyi süsleyip, festivallere layık bir entellik düzeyine ulaştırarak ödül koparmak derdinde anlaşılan. Nitekim birçok festivali gezen Muhteşem Güzellik, çoğu eleştirmen tarafından övgü yağmuruna tutularak pazar payı arttırıldı ve nasıl olduysa Akademi'nin de birden gözdesi olmayı başardı. İlk dakikalarında eğlenceli gibi gözüküyor ama merak etmeyiniz ki fazla geçmeden uzun diyaloglar sarf edilmeye, beraberinde büyük sözler söylenmeye ve takip edemeyeceğiniz bir laf kalabalığı yaratılmaya başlanıyor. Biraz yüzeysel kalan hikaye karmakarışık bir hal alıyor, anlamsız bir derinlik kazanıyor. Sıkıntıdan patlayacağınız uzun soluklu, gideceği yeri olmayan bir dram öyküsünü gözleriniz yarı açık bir halde izlemeye devam ediyorsunuz. Fellini'nin izinden giden Sorrentino, bu avantajını hiç iyi kullanamıyor, ustaya özenmiş gibi görünmemek için işi batırıyor. İddialı olma yolunda ilerleyen ama başaramayıp sınıfta kalan Muhteşem Güzellik'i izleyin diyemiyorum çünkü biliyorum ki bu filmden fena halde sıkılacaksınız. Film, Louis-Ferdinand Céline'in Gecenin Sonuna Yolculuk adlı eserinden alınmış cümlelerle açılışını yaparak şiirsel bir edebi eser tablosu çiziyor. Holy Motors ile olan işleniş benzerliği ise çıtasını yükselten bir etken ama bana kalırsa Leos Carax'ın metni çok daha kuvvetliydi. Her şeye rağmen İtalyan sinemasına meraklı kişilerin Muhteşem Güzellik'i izleyebileceğini düşünüyorum; bazılarının dediğine göre izlerken büyüleniliyor muymuş neymiş?","label":5} {"text":"Senaryosunu, Nic Pizzolatto'nun Gustav Möller ve Emil Nygaard Albertsen'in senaryolarından uyarlayarak yazdığı ve Antoine Fuqua'nın yönetmen koltuğunda oturduğu The Guilty&, 2018 tarihli Danimarkalı orijinalinin, mevzuya yapılan birkaç ilave dokunuş ile yeniden çevrimi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, Netflix platformunda da gösterimde olan bu düşük bütçeli kapalı tek mekan filmine biraz daha yakından bakalım... On dokuz yaşındaki Joseph'in ölümü ile sonuçlanan ve buna ilişkin yargılama süreci devam etmekte olan bir olay sonrasında devriye görevinden alınarak 911 çağrı merkezinde telefon operatörü olarak görevlendirilen Los Angeles Polis Departmanı / LAPD memurlarından Joe Baylor (Jake Gyllenhaal), filmin ana karakteridir... 911 çağrı merkezinin gece vardiyasında operatör 625 olarak arayanlara yardımcı olan Joe, adresini kesin olarak belirleyemediği, kendisinden ambulans isteyen Dru (seslendiren Beau Knapp) isimli bir uyuşturucu bağımlısını yönlendirmeye çalışırken, kurallar gereği yasak olmasına rağmen çalan kişisel cep telefonunu açar... Hattın karşısındaki, numarasını nereden bulduğunu bilmediği, Los Angeles Times'tan, Joseph'in ölümünü araştıran gazeteci Katherine Harbor'dur (seslendiren Edi Patterson)... Ancak Çavuş Denise Wade'in (Christina Vidal) uyarısı üzerine Joe, telefonunu kapatarak işine geri dönmek zorunda kalır... Ve... Bu kez de, kiraladığı aracın içinde bir fahişe tarafından soyularak acil yardım beklemekte olan Matthew Fontenot (seslendiren Paul Dano), 911 hattının diğer ucundadır... Ki, onun sorunu da; Bunker Hill bölgesine yakın olan Çavuş Bill Miller'ın (seslendiren Ethan Hawke) ekibindeki polislerce çözülecektir... Sıradaki çağrı, Joe ile evdeki küçük kızı Abby'i (seslendiren Christiana Montoya) arıyormuşçasına davranarak konuşan ve eski kocası Henry Fisher (&mükemmel bir seslendirme ile Peter Sarsgaard) tarafından kaçırıldığını söyleyen Emily Lighton'dan (Riley Keough) gelmekte olup Joe bu vakayı da, Kaliforniya Otoyol Devriyesine (CHP) havale eder... Eder etmesine de, kentteki yangınlar nedeniyle havadan destek de sağlanamayan bu kaçırılma olayında, şartlı tahliye ile salıverilmiş olan eski hükümlü Henry'nin beyaz minibüsüne henüz ulaşılabilinmiş değildir... Üstelik de altı yaşındaki Abby, kapısı kapalı yatak odasında uyumakta olan küçük kardeşi Oliver ile evlerinde, anneleri Emily'i çaresizce beklerlerken... Bunun üzerine Joe, çocukların bulunduğu ev ile Henry'nin evine acilen adam gönderilmesi için yeniden Çavuş Miller'ı arar... Ama Joe'nun Henry'nin evine, gerekirse kapısını kırarak girme talebi, anında reddedilir... Elbette Joe pes etmez ve ertesi gün kendisine şahitlik yapacak olan eski ortağı memur Rick'i (seslendiren Eli Goree) arayarak bu iş ile görevlendirir... Bu arada Joe'nun, kızı Paige ile beraber yaşayan karısı Jess'den (seslendiren Gillian Zinser) altı ay önce ayrıldığını da öğreniriz... Derken, polis memurları Tim Gervasi (seslendiren David Castañeda) ile Nadia, Abby ve kardeşinin bulunduğu eve intikal ederler... Yalnız o da nesi? Evde kan ile karşılaşan memur Tim, acilen bir ambulans istemektedir... Aslında an itibarıyla memur Manny'nin de (Adrian Martinez) anımsattığı gibi sabah olmuş ve Joe'nun vardiyası tamamlanmıştır... Ehh, toplam süresi 90 dakika olan filmin yarısını da, 2 dakika fazlası ile geçtik de zaten... İşte tam da bu son ifade üzerine; Ne yani bitti mi?& diye soracak olursanız da, yanıtımız: Peşpeşe gelecek olan kan dondurucu ters köşeler ile bomba gibi bir itirafa hazırlıklı olun şeklinde olur... Yine bu mecrada yorumunu da paylaşmış olduğumuz filmin orijinal versiyonunu izleyenleri, Amerikan sağlık sistemine sağlam bir eleştirinin getirilmesine ve Jake Gyllenhaal'ın tüm sıra dışı çabalarına karşın pek fazla sarmayacağını düşündüğümüz bu filmi, çok büyük beklentilere girmeden izleyecek olan sinemaseverlere önerebiliriz... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"çok güzel bir savaş filmiydi.çok sürükleyici.denizaltılarla ilgili birçok şey öğreniyorsunuz filmden.bence herkes izlemeli oyunculara ve yönetmene teşekkür ediyorum.8/10","label":7} {"text":"filmi bitirmeyi unutmuşlar. sonsuza kadar sürecek sandım bi ara.","label":3} {"text":"Süper, Süper, Süper...Konu,kurgu, konular arasındaki bağlantı. Çocuk filmi olmanın çok ötesinde. Buz devri seviyesinde bir film....","label":9} {"text":"izlemeyin izlettirmeyin.","label":0} {"text":"Öncelikle çok isteyerek izlediğim bir film değildi. Zaman geçsin diye izlediğim ve tam da düşündüğüm gibi çıkan bir film oldu. Genel olarak aynı tarzı kullandığını fark ettiğim Açlık Oyunları çakması bir film olmuş. Tamam belki her şeyiyle aynı değil, olamaz da zaten. Ama bir çok yönüyle özenti bir film olmuş. Hatta son bölümü de 2 part olarak verilecekmiş herhalde. O bile aynı tarz olmuş...Konu olarak Açlık Oyunlarına yaklaşamayacak derece vasat bir konusu var. Çok basit, bir kaç grup üzerinden insanları sınıflara ayırma gibi, yine sistem karşıtı bir kaç genç, sistemi ele geçirmeye çalışanlar filan çok klişe geldi bana. Hiç bir yenilik veya bir tarz göremedim. Çoğu kısmında da ağır işlemesi de cabası. Oyunculukları gerçekten söylemek istemiyorum ama hiç olmamış. Hiç bu rollere gitmeyen oyunculuklar. Fazla yapmacık ve komik durmuş. İkinci filmini izler miyim bilmiyorum. Kaşdı ki ikinci filmin puanı bundan daha da düşük. Pek hevesim kalmadı. Belki seneye çıkacak film iyi olursa aradaki bağlantıyı görmek için izleyebilirim. Çok merakla bekleyeceğim bir film değil. Labirent filmini çok daha fazla beğendim buna göre. Ve gençlerin ağırlıklı rol aldığı filmler arasında merakla beklediklerimden biri de Labirent serisi. Yakın zamanda onu da göreceğiz. İyi seyirler... 6.0/10","label":5} {"text":"Sosyal olmayan devlete yani kapitalist sisteme yürekten getirilen eleştri. Sistem kadını, erkeği ve çocuğu yani insanı nasıl yer bunu anlatır film. Bu kadar sade bir konuyla, büyük büyük laflar etmeden üstelik. Kraldan fazla kralcı \"Kapitalsiz Kapitalistler\"e ithaf olunur... 85/100","label":8} {"text":"ilyas salman gibi bir sinema aşığı ustayı eleştirmek ne haddime kendisini çok severim adam gibi adamlardandırda kendisi toplumcudur eleştirenlerin çoğu kendilerine bir dönüp baksınlar birçoğu bir ilyas salman edebiliyormu.","label":9} {"text":"İlk anlarda,İskandinav olmasının da etkisiyle baya depresif ve donuk başlayan filmi başlarda izlemekte zorlandım.Bu donuk hava ilerleyen dakikalarda yerini gerilim ve gizemli bir hikayeye bıraktı ki böyle bir filmin başka türlü izlenme şansı olamazdı zaten.Tamamen izlenebilirliğini hikaye boyunca seyircide oluşturduğu soru işaretlerine borçlu.Ama kurgulamanın da zayıf olmasından kaynaklı finalde,çoğu sorumuza cevap bulamıyoruz.Böyle bir filmin kahrını çektikten sonra daha iyi bir final hakettiğimi düşünüyorum.Noomi Rapace işini gayet iyi yapmış.Zaten tarzından,duruşundan bu tarz rollere yatkın bir yapısı olduğu belli oluyor...5/10","label":4} {"text":"Uzun yıllar önce izlediğim yapımın sadece final sahnesi aklımda kalmış. Kızcağızın kurtulmuş olmasına sevinmiş olmalıyım. Konusu, senaryosu, mekan tasarımı, müziği ve elbette makyaj-özel efektleriyle bir bütün olarak bakıldığın da o yıllarda tabiri caizse infial yaratmıştır diye düşünüyorum. Bugün yeniden izlediğimde filmle ilgili en çok hoşuma giden şeylerden biri de vejateryanlığa karşı bakış açısı oldu. Gerçek anlamda bir klasik. Tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":9} {"text":"Her ne kadar gereksiz uzatılmış sahneler olsa da; ilk filmde güzel olan 2-3 espirili şey dahil edilmemiş olsa da, sinema tarihinde uzun bir süre hiç bir yönetmen bu kadar güzel özür dileyemeyecek. Beklentim çok yüksek değildi ancak ilk rezalet JL filminin kat ve kat üstüne çıkacağına emindim. Tahminimin de üzerine çıktı. Özrün kabul edilmiştir. Devamını getirmen dileğiyle...","label":7} {"text":"Muhakkak birilerinin daha dikkatini çekmiştir ama kimse değinmemiş. Ben filmdeki Ahmet Kaya'nın 'Başım Belada' şarkısına yapılan göndermeyi ayrı bi sevdim. Bu ve bunun gibi düşündüren ve içine çeken sahnelerin çok olduğu, oyunculuklarla bu sahnelerin hakkını veren bir filmidi. İzleyeceklere iyi seyirler :)","label":7} {"text":"cok cok komik film..","label":6} {"text":"Görsel efektleri görünce filme 5-10 dakika anca dayana bildim) Çocukken sonlarına denk geldiğim için izlemiş, sevmiş biri olarak katlanabilir değil maalesef. Jurassic Park izlerim daha iyi!","label":4} {"text":"Hani bazı filmler var son sahnesi belli olmayan bazılarnın noldu şimdi bitti mi diyerek seslendiği. Bence bu filmi onların arasına koymak haksızlık olur. Genelde sanat filmlerinde izleyiciye bir mesaj direkt olarak verilmez. Birşeyleri açığa kavuşturma amacı güdülmez. Sadece filmin sonu bileo kadar manidar ki.","label":7} {"text":"charlize Stone için izlenebilir. oyuncu kadrosu süper görsel efektler süper yalnızca konu biraz basit kalmış.","label":5} {"text":"kitabının tırnağı bile olamayacak filmdir..","label":4} {"text":"Herkesin çok iyi hatırlayacağı o meşhur bir dizi sahnede, ürpermeden bu filmi bitirme şansınız yok.. ve sahnelerin başlangıcında, siz farkında olmadan da, kendinizi Gece Bekçisinin yerindeymiş, o olayları bizzat siz yaşıyormuşsunuz gibi hiseediyorsunuz; bu da hisettiğiniz korkunun gerçek bir olay karşısında yaşanan, gerçek hislermiş sanrısına kapılmanıza neden oluyor.. Etkileyici, derinden sarsıcı niteliklere sahip bu film, Korku Filmlerinin, içerisinde \"Gerilim\" öğelerinide barındıran en sarsıcı türünü sevenlerin kaçırmaması gereken sayılı filmlerden biri.. 76/100","label":7} {"text":"Temelinde yatan absürdlüğün kimisini somurtturup kimisini kahkaha attıracağı gerçek, beni fazlasıyla tatmin etti.Gülebilmek için izlemedim fakat çoğu sahnesinde güldüm, Stiller ve konuk oyuncular çok fena.7/10","label":6} {"text":"Yaratıcı bir kurgudan yoksun, hiçbir merak duygusu uyandırmadan ve şaşırtmadan dümdüz akıp giden bir film. Evet, Bergen’in hayat hikayesi içler acısı, yaşanan trajediler izleyicinin derinlerine dokunuyor, o yıllarda yaşamış ve onu bilenler için hüzünlü bir hatırlamaya ve gözlerde bir buğuya yol açıyor, tamam, ama bunu böyle “kör göze parmak” şeklinde dümdüz ve göstere göstere anlatınca, sadece olayları sunup arka plandaki duygu durumlarına değinmeyince, ortaya çıkan şey bir film olamıyor maalesef. İletişim fakültesi sinema bölümü öğrencisiyim. Bizlere senaryo yazımı ve öyküleme konusunda öğretilenlerin hiçbirini burada bulamadım. Karakterdeki dönüşümün aşamalarını net göremiyoruz, doğal ve birbirini doğuran bir akış yerine birbirinden bağımsız sahneler gibi. Ve ayrıca dönüşümü başlatan olay ve ana çatışma ne, o da belirsiz. [spoiler]Babası ve ailesiyle olan sorunlar mı, konservatuarı kazanması mı, okulu bırakıp sahneyi tercih etmesi mi, adamla evlenmesi mi… [/spoiler]Gerçek hayatında hepsi bir sebep sonuç zinciri oluşturuyor ama bunları böyle dümdüz sıralayınca aralarındaki doğru hiyerarşi kurulamıyor. Birini öncelemek ve ona daha fazla odaklanmak gerekirdi. Örneğin film ta en baştan baba evinden başlamak yerine, evlendiği dönemlerden başlasa, o şiddet gördüğü dönemi daha derinlemesine anlatsa ama aralarda bu hale düşmesine sebep olan durumlarla ilgili geçmişinden ipuçları verilse, bizler izledikçe karakterin geçmişini öğrenip sebep sonuç ilişkilerini aşamalı biçimde kursak çok daha etkileyici bir kurgu olurdu. Ayrıca Bergen’in ne hissettiğini hiçbir zaman tam olarak anlayamıyoruz. Pişmanlık mı, hırs mı, yalnızlık mı, başarı sarhoşluğu mu, inat mı, nefret mi, aşk mı… Karaktere telefonda üç beş küfür ettirmeyle nefret ve öfke duygusunu veremezsiniz, karakterin davranışları bütüncül olarak bunu göstermeli. Eğer gelgitler ve ikilemler yaşıyorsa, duygu durumları sürekli değişiyorsa da, bunu anlatmanın yolu olayları peş peşe sıralamak olmamalı bence. Duygusal ve psikolojik arka plana ışık tutacak bir anlatıdan yoksun, kopuk kopuk olayların kronolojik sırayla peş peşe dizildiği bir film izledim. İzlemesem de olurmuş, Bergen’in hayatını bu kadar biliyordum zaten. Bergen’in hayat hikayesini öğrenmek değil, bu hikaye içerisinde beni içine çekecek bir görsel ve işitsel anlatı beklentim vardı, bulamadım. Kadına şiddet konusunda verdiği son mesajlar da filmi kurtarmaya yetmiyor maalesef.","label":3} {"text":"Filmi İzlemeyin Zaman Kaybı Bu Film Dini Karalamadan Başka Birşey İçermiyor Şirk Her Saniyesi Neredeyse.Güya Tavsiye Üzerine İzledim Ama Nedense Memleketimizde Yerli Filmlerde Hep Din Adamları Sahtaker Olarak Gösterilmek İsteniyor Bunuda Anlamiş Değilim Neyse Bence Gerek Yok Zaman Kaybi.","label":0} {"text":"Başrolde bulunan ablamızın selülitli bacakları dışında insanı geren bir unsurun bulunmadığı; ülkemizde dünya sinemasına göre tam 10 yıl sonra vizyona giren sıradan bir korku filmi.","label":3} {"text":"diğerleri gibi harika","label":8} {"text":"Film fazlasıyla uzun olmasına rağmen bu uzun zamanı size hissettirmeden geçip gidiyor. Zira ben filme başlamadan önce \"birkaç günde anca bitiririm\" diye düşündüm. Ancak film izlerken o kadar kaptırıyorki kendisine tek seferde oturup bitirebileceğinizi bilmenizi isterim. Her ne kadar fazla sex sahnesi gösterilse de, her ne kadar eşcinsellik fazlasıyla ön planda olsada oyuncularının mükemmelliği bunlara kafayı hiç taktırmıyor. Filme 100 üzerinden 90 verdim. Kesinlikle önyargısız bir şekilde oturup izlemelisiniz.","label":8} {"text":"Ergenliğe adım atmak üzere olan bir çocuğun platonik aşkını konu alan son derece sevimli ve cüretkar bir film. 8/10","label":7} {"text":"Hayatımda izlediğim beni en çok etkileyen filmlerden bir tanesi olabilir, Bu film için fazla söze gerek yok kesinlikle olağanüstü ve bu yapımı herkes izlemeli.","label":7} {"text":"Sübliminal mesajı ne kadar iyi ise film o kadar kötüydü. Özellikle hiç birlikte olmasını istemediğim karakterler öpüşünce daha da sinirim bozuldu. Bazı kısımları ileri sardığım da doğrudur.","label":2} {"text":"izlenmeyecek kadar kötü bir film bence zaman kaybı 1/10","label":0} {"text":"film hakkında birçok yorum yapılmış fakat beni en çok etkileyen noktalardan biri \"ses\"ti. filmin tüm ayrıntılarında ses büyük bir titizlik ile montajlanmış. insanların ve nesnelerin sesleri vs. dikkatle izlenecek olursa seslerin ne kadar özenli ve ayrıntılı hazırlandığı görülecektir. filmin masalsı atmasferini yaratan ve izleyiciyi büyülü dünyasına sokan en önemli faktörerden biri ses olmuş bence.","label":8} {"text":"Köpekbalıklarından korkmamızı sağlayan yegane filmlerden!Ben korktum valla!","label":6} {"text":"ilişkinin dinamikleri o kadar tanıdık ki sinirlerim bozuldu. tartışmanın her noktasında kimin ne hamle yapacağını tahmin edebildim. çok gerçek, çok iyi gözlem ya da deneyime dayalı bir öykü.","label":6} {"text":"korku filmi diye düşünülerek izlersek çoğumuzun hayatında izlediği en kötülerinden biridir,doğru. ama ne bileyim, ben eğlencelik izlemiştim ve çok da pişman olmadım.korkutmuyor, kaliteli değil ama ne yazık ki söylemek zorundayım,türk filmleriyle karşılaştırdığımızda bu tür örnekler de fazla olmadığından, bu gibileriyle yetinmek zorundayız.","label":5} {"text":"Bize verdiği mesaj açısından güzel bir film insanların özel hayatıyla iş hayatını karıştırması sonucu başımıza neler gelebileceği ve her ortama katılmamak gerektiği anlatılmış.","label":7} {"text":"İçilen purolar, yabancı bir gezegenin atmosferinde solunum cihazları olmadan koşuşturmalar, yaratığı gemiden atmak için açılan kapak ve içeri giren hava akımının mürettabata zarar vermemesi sizi sizden alabilir ama onun dışında dönemine göre mükemmel bir film hele aksiyon seviyorsanız.","label":8} {"text":"Ben filmi beğenen azınlık arasındayım. Beğenmemin sebebi farklı. Yani evet diyaloglar ve oyunculuk rezaletti. Senaryo çalıntıydı. Yalnız Türkiye\\'de korku filmi sektörü olmadığı ve daha önce \\\"korku\\\" adı altında çekilen uyduruk filmler izlediğimiz için bu film başarılıdır. Tamam eleştrilsin de hiç kimse çıkıp \\\"ben daha iyisini yapacağım\\\" demiyor. Çekin kardeşim korku filmi. Daha iyisini çekin. Baş üstü yapalım..","label":7} {"text":"youtuberlar artık sinema çekmesin uzaklaşn lütfen özellikle makyaj videosu çekenler oyuncuda olmasın","label":2} {"text":"Aslında konuyu ilk 15 dk. da anladım ama bazı eksikliklerle. bu eksiklikler ile de biraz farklı olmayı başarmış. ama öyle aman aman bir film değil. 6 puanı hakediyor.","label":5} {"text":"Oyunculuk çok iyi ve inandırıcı, zaten bu bir biyografi filmi; çok fantastik beklentilere gerek yok. Sıkılmadan izletiyor. Svaş filmi değil, öyle bir beklentiniz olmasın.","label":7} {"text":"filmin sizi içine çeken ve sıkmayan bir atmosferi var. türünün iyi örneklerinden.","label":5} {"text":"Resim ve Animasyon meraklısı olarak etkisinde kaldığım bir film. Nasıl bir teknik kullanmışlarsa, yağlı boya resim formatında bir görüntü elde etmişler.","label":9} {"text":"bende ne müziğiyle, ne senaryosuyla ne de oyunculuklarıyla hiç bir etki yaratmadı nedense. Vaadedilen gerilimi alamadım filmden.","label":5} {"text":"Fahriye Evcenin oyunculuğu çok kötüydü, zaten şu ali rıza beyin kızı olduğunda da ağlamayı beceremiyordu her defasında sinirimi bozuyordu. Filmin konusu güzeldi, acıklıydı, buraya gelip yorumları okuyana kadar Özcan Deniz yazdı zannediyordum. Dolayısıyla çakma birşeye benden puan yok. Ben gideyim orjinalini izleyeyim.","label":2} {"text":"uzun zamandır bir filmi izlerken bukadar duygulanmamıştım.. Bu parayla ilgili değil, güzel bir kask yada pahalı bir motosikletle alakalıda değil.. eğer herhangi iki teker sahibiyseniz ve ?neden bunu sürüyorsun? diye sorup duruyorlarsa sizede en iyi cevap bu filmde sanırım.. Tüm motosiklet severlere selamlar..","label":6} {"text":"açıkcası pek beğendiğimi söyleyemem, bu kadar hızlı bi olaya bu kadar yavaş bi film pek etkileyici olmamış. çok daha iyi işlenebilecek bi konu aslında. efektler iyiydi ama özellikle adını bilmediğim efekt:)","label":7} {"text":"Berbat bir filmdi.","label":0} {"text":"Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi","label":7} {"text":"ben bu filmi maalesef diyorum televizyonda gördüm.ama gördükten sonra arlıksı izledim vede çoook beğendim.gerçekten de çok güzel bir yapım.on kere de izlerim yüz kere de.al pacino harikalar yaratmış.çok beğendim bu filmi.çok şey öğretti bana.izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim:)","label":9} {"text":"Çooooooooooook iyi ben beyendim ve anladım herkes izlemeli bence 😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁😁","label":9} {"text":"cort bir durağan sözde uzay filmi. abartılmasına gerek yok sıkılmanız yarım saat i bile almayacaktır. çerezlik niyetine ''abi ben uzay aşıgıyım'' diyen bebeler için ilah film olarak görülebilir. ve son olarak insanlık henüz uzay denilen yüksekliğe çıkabilmiştir değildir..","label":2} {"text":"Geçenlerde yeniden izledim bu masterpiece i. Kendisini yeterince methettiğim için müzikleri ile ilgili bir şeyler yazıp kaçacağım. Hiç akılda yokken dur ben bir django ost dinleyeyim deyip kendini zevkle dinlettiren muazzamlık parçacıklarıyla oluşturulmuş albüm. Bilhassa şu aşağıdaki -mübalağa vs yoktur- rüyamda bile dinlediğim ve mırıldandığım bir şaheser... https://soundcloud.com/unchained-soundtrack/16-ancora-qui-28clean-29 Dur bi bakiyim. Övmüş müyüm yeterince? Vallaha övmüşüm. Heh iyi.","label":8} {"text":"Manzaralar, işlenen tema, hissettirdikleri... Yine bir Ghibli yapımı klasiği, izlerken de sonrasında da iyi hissettirdi 😇","label":7} {"text":"film serinin birincisine göre biraz geri planda kalmış özellikle filmin denizde geçmesi görüntü karışıklığına karmaşaya ve birazda gerçekçilikten yoksun oluşmasına sebep olmuş ama serinin 3. filmi karada geçeceginden biraz daha beklentim yüksek diyebilirim bu filmde akılda kalan yine aksiyon savaş sahnelerinin ve inandırıcı görsel şölen sergilemesi sizi bir hayli etkiliyor özellikle Eva Green çok iyi oyunculuk performansı sergilemiş çok büyük beklentiler içerisine girmeden izlerseniz bir hayli keyif alırsınız iyi seyirler...","label":7} {"text":"naomi watts,viggo mortensen,vincent cassel ve yönetmen david crononberg işbirliğiyle son derece sağlam ve sürüleyici bir film bizi bekliyor.merakla beklediğim bir filmdir.","label":7} {"text":"güzel bir konu ancak bu kadar kötü bir film haline getirilebilirdi.","label":6} {"text":"kesinlikle zaman kaybı ..","label":0} {"text":"Geldik Hobbit serisinin son filmine. Yine mükemmel bir görsellik, aksiyon sahneleri ve oyunculuklar sizi bekliyor. Peki ya daha fazlası? Bence yok. Bir serinin içi bu kadar boşaltılmamalıydı diye düşünüyorum. Bütün olayları tahmin edebildiğim, neredeyse beni hiç şaşırtmayan bir yapım oldu bu film. Bu bir eksiklik değil, fakat bu kadar da düz bir senaryo beklemezdim. Kitap serisinden uyarlama olduğunun da farkındayım, fakat içi daha iyi diyaloglarla doldurulabilirdi diye düşünüyorum. Kötü bir yapım değil, ama biraz harcanmış bir yapım. Görsel açıdan kesinlikle tatmin edecektir sizi, ama altı dolu bir yapım beklemeyin. İyi seyirler.","label":7} {"text":"Geç izledim ama sanırım çok da önemli değil çünkü izledim. Yönetmenden, oyuncudan şundan bundan bağımsız yorum yapabilir miyim;) Çok şey düşündüren bir film; hayatın içinden zıplayıp önünüze konan. İzlenmeli. Müzikler de süper. Whıte flag;sen unutulmazsın Dido... Anne olmak kolay değil ama filmin sonunda iki anneye de küfrettim. Ben kazandım kazanmalıyız vs diyordu sonunda bir de terk et sonra da ağla ohh. İhmal ediceksen doğurma. Şiştim be bir de duygusala bağlıyorlar iki melek ikisi de çocuğundan bihaber.","label":7} {"text":"Yaşamı bina etmek bu olsa gerek... Dibe vurup suda değil hüzünde boğulmak...","label":7} {"text":"İnsanın diyor, kanındaki alkol oranı olması gerekenden %0,05 azmış diyor. Yani hep 1-2 bardak şarap (4 carlsberg falan) içip yaşamalıymış. Ne kadar lezzetli bir önerme. ","label":7} {"text":"bu puan büyük ihtimal gelir gelmez giden fanboyların işidir zamanla gereken puan oluşur sanırsam","label":0} {"text":"Juliette Lewis hatrına izleyeyim dedim ancak beklentimi karşılamadı. Daha yoğun ve psikolojik bir korku-gerilim filmi beklerken, aşina olduğumuz senaryoda bir film ile karşılaştığım için üzüldüm doğrusu. Ortalama ve izlenebilir bir film.","label":5} {"text":"filmin sonu saçma ve gereksiz olmuş, çocuk mastürbasyon yaptı diye çocuğu terk edip lezbiyenliğe kapı açıyor, ayrıca filme dram denmiş ama kız baştan sona güle oynaya aşama aşama porno sektörüne giriyor, bilmeyen de mecburiyetten porno sektörüne dalmış sanacak.","label":2} {"text":"Hikaye gerçek, üzücü bir hikaye. Ama filmi bitirene kadar can verdim diyebilirim. O kadar yavaş, o kadar durağan bir filmdi ki bir çok yeri atlayıp atlayıp geçtim. İzlenmeye değer mi 👎👎👎👎","label":1} {"text":"Bir Texas Chainsaw Massacre gösterisi bu; ama çok daha gerçek bir dünyada geçiyor. :) filmin özet kısmında böyle bir yazıyı okuyup, güzel afiş yanılması yaşayan nadir insanlardan biriyim... Yaklaşmayın bu filme arkadaşım :)","label":2} {"text":"Kerem Bursin in yer aldığı hiç bir şey iyi değil gibi geliyor bana amerikalıdan çok amerikalı tavırları ve sürekli poz kesmesi iğreti duruyor + göz altı torbaları ile burak özçivit Iyi yerdim ama","label":2} {"text":"Harika bir aşk hikayesi. Hiç sıkılmadan izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"Siyasi liderlerin birbirlerine karşı tutumlarının anlatıldığı harika bir eleştirel kısa film.","label":7} {"text":"&Nasıl sürü gücünü kurtan alıyorsa kurta gücünü sürüden alır & Onçelikle şunu sölemeliyim ki Orman cocuğunun yeri bende apaydır kücüken bolca pixar animasyonları izleyen biri olarak tabikide orman cocouğunu izlemişliğim var orman cocouğunu severdim çünkü atmosferi olsun karakterleri olsun cok eğlenceli ve sempatik gelirdi kücüken şimdi Yenilenmiş versiyonuna gitmek olmazdı hemde günümüz teknolojisiyle Live Actiona dönüşmüş bi filme Film cidden harika olmuş zaten Disneyin yaptığı kötü bir film görmedim şu zamana kadar Disney cidden harika işlere imza atıyor neyse geçelim filme Birkere filmde çekilen manzaralar cok güzel dereler maymun kralığı vs mekanların hepsi büyük bir özenle tasarlanmıiş ve harika ayrıca filmdeki her karaktere bayıldım . Film insanı içine cabuk alıyor ve o atmosferden hiç çıkmak istemiyorsunuz müzikleri olsun sahneleri tam bir görsel şölen diyebgilirim tempo gayet yerinde ve film aşırı akıcı şu son birkaç aydır izlediğim en güzel film diyebilirim . Orman cocouğu kuırtların yanında büyüyen Mogwlinin kaplan ı Shere Khan tarafından istenmeyip tehlike altında tutulduğu için ormandan kaçması gerekirken ormanda kaybolan ve sonradan arkadaşlar edinen Mogwlinin öyküsü aksiyon dostluk ve neşe ayrıca komedide var tabi herpsi harika en cok sevdiğim ve sıcak olan Karakter Baluydu sanırım Balu bir ayı ama seslendirmeni cok sıcak ve samimi bi şekilde seslendirmiş ki sanırım Animasyon Seirisdede aynı seslendirmen vardı ama kücüken izlediğim için animasyonlarını tam hatırlayamıyorum . Özelliklede & Oğlum Bak git & & Kuşların Uçtuğu yerde Ayının ne işi olur & gibi replikleri cok güzel seslendirilmiş ve cok samimice kısacası film cok güzel ve cok iyide bir mesajlar vermekte Ailecek izlenebilecek cok hoş bir film olmuş ayrıca Ateşe Kırmızı Çiçek diyerek mistikleştirmeleri ve güzeleştirmeleri cok hoş olmuş ayrıca Mogwlinin babası ve Sherre Kanla olan gerçmişi hakkında bşilgeiler edinmek cok iyi oldu Kırmızı Çiçekte buradan geliyor zaten :) Filmin sonu cok hoş lmuş gidip izleyin derim 3d ninde kesinlikle hakkını vermekte 2018 deki 2 filminide şimdiden bekliyorum gidin ve izleyin 10/8.5","label":7} {"text":"Aldatma, kıskançlık, öfke ve bağışlama üzerine süresi fazla uzun tutulmuş bir film... 5/10","label":4} {"text":"Ailesinin baskısı altında seçilmiş bir meslekle,hayatının bundan sonrasını değiştirmek ve özgürce istediği hayatı yaşamak isteyen,heyecanlı,meraklı,zeki ve biraz da maceracı bir genç Doktor..Yatağında uzanmış tavana bakarken birden attığı bir çığlığın ardından,önünde duran yerküreyi hızla döndürmeye başlıyor,parmağının üzerinde ilk duracağı yer;gideceği ülke olacak..Seçimini olasılığa bırakıyor;kaderini..İlkinde Kanada'da duruyor dönmesini tamamlayan yerküre..Ancak,Kanada gidilmesi olası,rahat yaşanabilecek-belki de genç doktorun macera ve yeni hayat arayışına uygun bir ülke değil-.Hatta ailesinin bile onaylayabileceği bir ülke..Sonra bir kez daha döndürüyor yerküreyi..Bu kez Uganda'da duruyor küre..Maceraya uygun,uzak,Genç doktorumuz için aradığı bir yer..ve düşüyor yollara.. ..Uganda..Hakkında zenci bir ırkın yaşadığından başka bir şey bilmediği,sadece Afrika'da olduğunu bildiği bir ülke..Açlıktan ölen,hastalıktan sürünen insanlar..Daha yolculuğunun ilk durağında otobüsteki yolcu kadınlardan biri birlikte olacak kadar ateşli ve maceracı bir doktor..Risk almayı seviyor,seçimlerinde heyecan arıyor.. Darbe yemiş bir ülke.Kendini halktan sayan,İngilizlerin kanadı altında yetişmiş bir asker,diktatör İdi Amin.Gösterişi seven,biraz paranoyak,bir çok eşi,çocuğu olan,yoksulluktan gelip bir ülkenin başkanı olacak kadar hırslı ve acımasız bir dikdatör.. Doktorla yolları- belki de kaderleri- kesişiyor bir şekilde..ve doktor için cidden hayatının macerası başlıyor.. Film boyunca, acaba ilk gelen ülkeyi-Kanada'yı- seçse idi ne olurdu?Ya da keşke seçse miydi?..diye düşünmeden edemiyor insan.. Seçimlerimiz bizi bugüne getirir..Bir seçim yaparak diğer birçok fırsatı elimizden bırakmış oluruz.her iki yaşamı da seçmemiz imkansızdır..ve isteklerimiz,yaşamak istediğimiz hayat..Kaderimizi biraz da kendimiz belirleriz..Kendimiz,tutkularımız,tercihlerimiz.. Ortada bir diktatör var..Karmaşık bir ülke,açlıktan ve dikta rejiminden ölen insanlar..Rahat bir yaşam süren yönetim insanları,yemekler,şölenler,partiler..İngilizlerin artık kontrolünden çıkmış yarı deli bir yönetici asker,general..İngilizleri sevmiyor;İskoçlara hayran;o kadar ki kendisine İskoçya'nın son kralı diyor..Herkesten şüpheleniyor;paranoya başlamış ve artık ne yapacağını bilmez bir durumda..Yalnız hissediyor kendisini..Ölümden korkuyor;kendi ölümünü rüyasında gördüğünü söylüyor; şimdi tabii ki ölmem ben,rüyamda ne zaman öleceğimi gördüm diyor..Genç doktor ile yolları kesişmese belki,o ineğe çarpmamış olsa o yolda..Genç doktor hayatına dahil olmasa belki; ölecekti.. Film,İdi Amin'i anlattığı gibi,İngiltere'nin sömürgeciliğini,dikta rejiminin nasıl insanlara insanlık suçları işlettiğini,insanın nasıl,neler uğruna insanlıktan çıkabileceğini çok net bir şekilde işliyor.Genç doktor haykırıyor;ben bir doktorum,yemin ettim..İdi Amin için bu bir şey ifade etmiyor sen bu ülke için söz verdin bana,sen bir hiçsin! diyor..Önemli olan tek şey Amin için;iktidar..Eşleri üzerinde de ,doktor üzerinde de,ülkesi üzerinde de.. Filmde sanrı sahneleri,doktorun iç çatışmaları,vicdanı,ne hale gelmiş olduğunun farkına vardığı anlar.. müzikle cok güzel iç içe geçiştirilip aktarılmış.Oyunculuklar alkışlanacak düzeyde,akademi de bunu görüp doğru karar vermiş zaten..Hırslı,maceracı,korkusuz doktor,Amin rolünün yanında ezilmemiş;hatta onu desteklemiş-ve de zorlamış,ben de bu filmde varım!dercesine.- bir yandan..Bir sonraki sahnesini tahmin edemiyorsunuz filmin;karmaşık gibi görünse de sahneler çok net,sertlik yeterli dozda verilmiş,insanlık suçu işleyen bir rejimin filmi de ancak bu sertlikte olabilirdi zaten.. Son dönemlerde senaryolar,yapımcı ve yönetmenler,insanlık dramlarına yönelmeye,şiddetin yüzyılımızdaki yansımalarını işlemeye ağırlık verdiler..Bunca deli,iktidar hedefli liderler,para peşindeki politikacılar ve siyasi oyunların kol gezdiği yüzyılımızda,sinema dili ile izleyicilere verilmeye çalışılan bu mesaj çok önemli bir noktada şuan.. İnsanlık,medeniyetler,toplumlar neler çekmiş,neler yaşamış..Her izleyici bilmeli..İdi Amin'i,Sömürgeciliği,iktidar mücadelelerini.. Sinema bu film ile görevini yapmış,izleyiciye göstermek istediğini başarıyla aktarmıştır.. İyi seyirler..","label":7} {"text":"Muhteşem yazılmış kitabın bittiği noktadır bu film. O kadar güzel bir hikayeyi bu kadar beter bir hale getirmek eminim ki çok şey gerektiriyordur. Kitapta dolu dolu yaşadığımız, karakterlerle bir olduğumuz hiçbir duyguyu tatmayı bırak, göremedim bile. Peeta ile Katniss neden öpüştü? Katniss Peeta'ya aşık diye mi? Kitabı okumayan kaç kişi anlamıştır gerçeği? Beter bir film. Çekimi de hiç başarılı değildi, bence. Kitaptan bağımsız, sadece film olarak bakmam 'gerekirse'; ne hikayesiyle ne çekimiyle ne de başka herhangi bir şeyiyle tatmin edici olmadığını söyleyebilirim. Adeta insan \"bir şeyler eksik sanki\" diyor izlerken.","label":4} {"text":"En az Ferah Zeynep Abdullah ve Engin Akyürek kadar Ceren Moray ile Onur Tuna da hatta şirin bir çocuk tiplemesiyle karşımıza çıkan Serra Keskin de gayet başarılı oyunculuklar sergiliyor. Yalnız bana göre filmin en büyük kozu Nil Karaibrahimgil'in harika parçası. Günlerdir dinliyorum, Kanatlarım Var Ruhumda'yı ve filme gitme kararını almama da en çok bu enfes şarkı neden oldu. Pişman değilim izlediğimden hatta filmi beğendiğimi de söyleyebilirim. Eleştirdiğim nokta, ne kadar özgünleştirilse de klişe bir konuyla kaleme alınan senaryoda kolaya kaçılması ve eldeki yüklü avantajların hepsinden yararlanılamamasıdır. (...) Filmin dramatik yönü oldukça kuvvetli. İlk yarıda bunu hissettiremese de ikinci yarıdan itibaren dramın ağırlığı fazlasıyla ön plana çıkıyor. En çok da Tekin'in saflığına ve hayallerine duygulanıyor insan. Allah vergisi yeteneğiyle para kazanan, tek başına bir adada yaşayan sözde 'çirkin' bir adam olan Tekin, adadakiler tarafından tanınsa da kimseyle yakınlaşamaz, o 'Tek'tir yani. Ama bir gün Eylül adındaki bir kıza aşık olur, imkansız aşk onun yüzüne güler. Tüm saflığıyla inanır bu aşka ama Eylül ona mutluluktan ziyade üzüntü verecektir. Çünkü yaşanmış bir mucizenin bir kez daha gerçekleşmesi neredeyse imkansızdır. (...) Bi Küçük Eylül Meselesi, tablo olarak baktığımızda gerçekten güzel bir görüntü oluşturuyor. Hikayenin özünden alışılmışın dışında bir şey beklemezseniz, yarattığı atmosferle fazlasıyla tatmin olursunuz. (...)","label":5} {"text":"Bu filmin neyini beğenmiyor insanlar? Gayet iyi bir senaryo, oyuncular zaten malum, yönetmen deseniz Dünya'ca ünlü iki isim.. Sorun ne, anlamadım ki..! İyi vakit geçirmek isteyenler izlesin 10/7","label":6} {"text":"Çizgi filmin neredeyse hemen hemen aynısı diyebilirim, yeni bir şey yok arkadaşlar.İzleyip izlememe kararı size ait.Beklediğim gibi çıkmadı.vakti bol arkadaşlar için... Saygılarımla...","label":4} {"text":"filmi yurtdisinda izledim. dovus sanatlari ve gercekci aksiyon sahnelerini sevenler icin Ilk film harkaydi ikincisi daha da harika olmus. Hele mutfak sahnesinde ardinal, testesteron, ostrojen, endoplazmik retikulm ve bilimum ne kadar hormon varsa salgilatiyor. bu sahnenin sonunda alkislayip sen aslansin kaplansin seni kesseler acimaz kocum benim diye bagirip alkislayasim geldi. Tek sorunu uzun suresi nedeniyle bazen temponun gereginden fazla dusmesi. bunu biraz daha derinlik olsun son donemde aksiyon filmlerinde moda boyle dan dun kafa goz yardirmayalim agirligimiz olsun diye yapmislar saygi duydum","label":9} {"text":"Bence filmin farklı bir havası vardı ben genel anlamda beğendim, filmin en büyük handikapı efektler onun dışında çok büyük problemler görmüyorum, gece yarısı sevdiklerinizle izlenebilecek bir film","label":9} {"text":"Esas hikayesini bilmemekle birlikte, Miyazaki'nin inanılmaz yorumuyla izlemiştim. İyi ki de izlemişim. Ne böyle bir hayal gücü, ne de böyle felsefik başka bir anime izlediğimi hatırlamıyorum. Bilhassa, 'yürüyen şatonun', 'Ev' kavramının gücünü derinlemesine anlatıyor oluşu ; yer/mekan/zaman kavramlarını fantastik yollardan ele alması dikkatimi çekti. Başka bir değişle Felsefik bir takım mesajlar içermesi ve 'Fenomenolojik' olarak değerlendirilebileceğini düşündüğüm bir çok şey vardı filmde. Bunun dışında 'Klasik' Miyazaki oluşu da ayrı bir artısı :)","label":9} {"text":"İlk bakışta senaryosunu bu filmin yönetmeninin yazdığı ’’Training Day’’i akla getirse de,baştan sona savaşı eleştirmesi özelliğiyle ondan ayrılıyor.Orta kaliteli bir yapım karşımızdaki.Christian Bale psikopat savaş gazisi rolünde yine çok başarılı.","label":6} {"text":"Şahane bir soundtrack'e sahip Marvel filmi. Konusu itibariyle kız çocuklarına özellikle izletilmeli.","label":6} {"text":"Oyuncuların ismini paraya çevirmek için kotarılmış boş bir film... 35/100","label":3} {"text":"Ne çok kötü nede çok ta iyi.Zaman geçirme adına iyi bir seçim olur...","label":5} {"text":"ilginç bi filmdi izlenmeli","label":7} {"text":"Robert De Niro'nun ilahlığa yükseldiği filmdir. 9/10","label":8} {"text":"güzel film çok fazla güzel olmasada bazı sahneleri hakkaten ürkütücü izleyin bence demi moore hayranları özellikle kaçırmasın ...","label":7} {"text":"https://cagatayarslanfilmlerhayatlar.blogspot.com/2022/11/kotuluk-ogrenilen-bir-seydir.html İskandinavlar o ince bakışlarıyla çok kültürlü dünyalarında kötülüğün insanların arasına dalabileceği en ince boşluğa bile büyüteçlerini tutmaktan geri duymuyor. Bizler ise batının sadece iyi yanlarını alalım hastalığının en ağır ve belki terminal evresini geçiriyoruz. Kötülük öğrenilen bir şeydir ve bunu geliştirmek için çok ama çok çalışmak gerekir. Türkiye kötülüğü tatbik etmenin ihtisasını yaparken İskandinavlar bunun en akla gelmez olasılıklarını bile sorguluyor..........","label":7} {"text":"İşkence sınırlarının zorlandığı film diyebilirim.Film , ne çok göklere çıkartılacak kadar iyi ; ne de yerlere vurulacak kadar kötü yani ortalarda.Boş zamanınız var ise izleyin... 10/7","label":6} {"text":"Ozon'dan gerçekçi bir drama. İnsani bir çöküşün hikayesi. Kolunu kaybeden insanlar uzun süre hissederlermiş, diğer uzuvlarda da öyle. Ya yıllarca birlikte olduğunuz birini kaybetseniz?","label":3} {"text":"Senaryosu vasat lakin müzikleri harika. Boş vaktiniz varsa Harrison Ford ve Brad Pitt hatrına izlenilebilir.","label":6} {"text":"senaryosu mr robot gibi olsa da yinede Almanların da hacker filmi yapa bildiğini gösteren üzerinde düşünülmüş olduğu belli ha film tamamen kusursuz mu değil hatası olsa da yinede hatalarıyla kabul edile bilecek görmezden geline bilir olaylar var o kadar da olacak film güzel konu çok iyi biraz hatadan bir şey olmaz","label":9} {"text":"gerek orijinal konusu ve mesajı gerek teknik başarısı gerekse sunduğu eğlenceyle son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden","label":9} {"text":"Kitabını okumuştum, filmi de izleyeyim dedim. Çin kökenli ama Amerikada yaşayan, hayatları bir şekilde kesişmiş, ortak yanları geçmişte çektikleri acı olan ailelerin kısa kısa yaşam öykülerini anlatıyor. Hikayeler ilgi çekici. Sıkılmıyorsunuz hatta farklı bir kültüre ait dünyaya girdiğiniz için ilginç geliyor.","label":6} {"text":"vakit kaybı uzak durun","label":2} {"text":"başka bir film izlemek için açmışyım ama bu denk geldi. diğer arkadaşların yorumları gibi okul olmasaydı keşke ama güzel bir filmdi. izlenir","label":7} {"text":"Senaryosu, Jack Thorne tarafından, Edgar Allan Poe Ödüllü Amerikalı yazar Nancy Springer’in aynı isimli altı kitaplık serisinin Türkçe ’ye de “Kayıp Lord” olarak çevrilmiş olan “The Case of the Missing Marquess / Kayıp Marki Vakası” (2006) isimli ilk kitabından uyarlanarak yazılan “Enola Holmes”, iki Primetime Emmy Ödüllü Harry Bradbeer’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi… Yani senaryonun ardında bazılarınca iddia edildiği gibi Netflix’in kafasına göre uydurduğu bir hikâye yok ortada… Tam tersine oldukça sağlam ve etkili bir kurguya da sahip olmasının yanı sıra uluslararası çok satanlar (best selling) listesinde de yer alan telif bir roman var… Üstelik geride, “The Case of the Left-Handed Lady” (2007), “The Case of the Bizarre Bouquets” (2008), “The Case of the Peculiar Pink Fan” (2008), “The Case of the Cryptic Crinoline” (2009) ve “The Case of the Gypsy Goodbye” (2010) dan oluşan ve devam filmi olarak çekilmeyi bekleyen beş kitap daha bulunurken… Unutmadan, Sir Arthur Conan Doyle tarafından yaratılan Sherlock Holmes karakterinin de kendisinden yedi yaş daha büyük olan Mycroft Holmes adında bir ağabeyi olduğunu da belirtelim ve filmimize geçelim… Ancak izninizle önceliği, İngiliz sinemasının “yükselen değerlerinden” genç (2004) ve zarif yıldızı Millie Bobby Brown’a vermek istiyoruz… Kendileri, haftalık Amerikan haber dergisi Time’ın “Yılın En Etkili 100 İnsanı” listesine girenlerin yanı sıra UNICEF tarafından “İyi Niyet Elçisi” olarak atananlar arasında da bugüne kadar ki “en genç” isimdir… İlk önemli çıkışını henüz 12 yaşındayken bilim – kurgu tarzındaki bir Netflix dizisi olan “Stranger Things” de (2016 – 2020) canlandırdığı, sıra dışı yeteneklere sahip “Eleven / Jane Hopper” karakteri ile yapan Brown: Bu dizideki olağanüstü performansı sayesinde iki kez “Primetime Emmy Ödülüne” aday olurken, “Academy of Science Fiction, Fantasy Horror Films”in, üç kez üst üste aday olduğu “TV Dizilerindeki En Genç Oyuncu Performansı” kategorisindeki, “Saturn Ödülünü” 2016 yılında kaparak evine götürmüştür… İşte bu filmde, sinemadaki rüştünü de tam anlamıyla kanıtlamış olan Millie Bobby Brown’ın hayat verdiği 1884 doğumlu 16 yaşındaki Enola Holmes: Bir sabah uyandığında annesi Eudoria’nın (Helena Bonham Carter), hiçbir anlam veremediği bir biçimde evi apar topar terk ederek ortadan kaybolduğunu fark eder… Derken ilerleyen günlerin birinde, uzun yıllardır kendilerinden haber alınamayan ağabeyleri Sherlock (Henry Cavill) ile Mycroft (Sam Claflin) aniden ortaya çıkarak, tersinden okunduğunda adı “Alone / Tek Başına” anlamına gelen Enola’nın başına ekşirler… Zira Holmes biraderler kendi aralarında, eğitimsiz, kötü giyinen ve vahşi bir görünüm sergileyen kız kardeşlerini, yatılı olarak devam edeceği Bayan Harrison’ın (Fiona Shaw) zerafet okuluna göndermeye karar vermişlerdir… Aklı fikri annesinde olan Enola ise, biraz zorlanmasına karşın annesinin kendisi için hazırladığı “şifreli mesajı çözerek”, cebine koyduğu yüklü miktardaki para ile herkes mışıl mışıl uyurken Londra’ya doğru yola koyulur… Bu, yıllardır ağabeyi Sherlock’un gölgesinde kalmış olan Enola’nın ilk başarısıdır… Enola, bindiği trenin özel kompartımanında, ölüm korkusu ile evinden kaçmış olan ve pat diye aniden ortaya çıkan Marki Tewkesbury (Louis Partridge) ile tanışır ve ondan kompartımanı derhal boşaltmasını isteyerek kendisi de dışarıya çıkar… Fakat çok geçmeden, Marki’nin ciddi anlamda tehlikede olduğunu fark eden Enola, yardım ederek onun hayatını kurtarır ve birlikte Londra’ya kadar gittikten sonra orada da “Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna” diyerek yollarını ayırırlar… Marki’yi de kurtararak tamamen rahatladığını düşünen Enola’nın artık tek bir “derdi” vardır: “Annesini bulmak…” Ama çok geçmeden, Marki’nin aslında kurtulmadığını ve trendeki kiralık katilin (Burn Gorman) bu kez, her ikisinin de peşine düştüğünü fark eder… Enola’nın, filmin oldukça ilginç ve heyecanlı gelişmelere de sahne olacak olan bundan sonrasında yapması gereken üç şey vardır: Öncelikle Marki’yi bularak uyarmak, ardından Marki’yi ortadan kaldırmak üzere kiralık katili tutanın kimliğini öğrenerek durdurmak ve nihayetinde de annesine kavuşmak… Hadi bakalım, sıra sizlerde… Enola ve Marki’nin değişik engellerle karşı karşıya kalacakları, “ailecek” de izlenebilecek bu eğlenceyi kaçırmayın… Ve görün bakalım ağabeyi Sherlock kadar zeki olan Enola, ipuçlarını birleştirerek bu üç hedefe nasıl ulaşabilecek… Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Anne: “Senin olabileceğin en iyi versiyonun olmanı istiyorum.” Kızı: “Ya şu anki en iyi versiyonsa?” Çoğu ebeveynin en büyük derdi, kendi anne babalarının onlara verdiğinden çok daha iyisini kendi çocuklarına vermek. Onların zamanında olmayan imkanları kendi çocuklarına sağlamak. Karşılığında bekledikleri ise çocuklarının bunun için minnettar olması ve ellerinden gelenin en iyisini yapmaları. Onların kriterlerinde başarılı olmaları. Lady Bird isimli film, kendine ‘Bayan Kuş’ lakabı koyan genç bir kızın lise döneminde yaşadığı sıkıntılı dönemi konu alıyor. Annesi ve babası zor maddi imkanlarına rağmen kızlarını en iyi şekilde okutmak için onun istemediği bir eyalete ve okula gönderirler. Aile içerisinde anne-kız arasındaki gerginlikler olur ve baba evde çok sessizdir. Lady Bird cinselliği tanımaya çalıştığı bu yaşta, hayatına yön verecek üniversite konusunda da tam desteği alamamaktadır. Bir genç kız, kadınlığı öğrenmek için annesine, hayata güvenmek babasına ihtiyaç duyar. En güzel ilişki örneği ise anne ve babasının arasındaki ilişkidir. Çocuk derinden ailesine çok bağlı olduğundan dolayı ya onları kopyalar ya da onların tam tersini yaparak dikkat çekmeye çalışır. Sonunda ikisi de aynı kapıya çıkacaktır. Oysa Lady Bird’ün anne ve babası ellerinden gelenin en iyisini yapmaktadır. Her ne kadar sık sık yaptıkları fedakarlıkları onun yüzüne vursalar da, bu durum bile kızlarının isyan edip kendini bulması için dolaylı bir fayda sağlayacaktır. Lady Bird’ün annesi, kendi annesinin despot olmasından şikayet etmektedir. Evin geçimini sağlar ve fazlaca sorumluluk yüklenen bir yapısı vardır. Seçtiği meslek olan hemşirelik de benzer bir dinamiğe sahiptir. Doğal olarak kendine daha fazla ‘alan’ bir koca bulmuştur. Her ne kadar iyi kalpli bir babaya benzese de pasif hali kızını hayata karşı hazırlamakta yeterli değildir... Okul da onun ailesindeki dinamiğin bir yansımasıdır sanki; hocaları onu belli kalıplara sığdırmaya çalışır ve onun hayalindeki okullara giremeyeceği konusunda ona geri-bildirimde bulunurlar.... Yazının tamamı TuvaletKagidinanotlar.Blogspot.com da","label":7} {"text":"öncelikle IMDB den 7.8 almış bir film olduğunu (http://www.imdb.com/title/tt1855199/) ve bu beyaz perdenin OLAĞAN ÜSTÜ(!) sinema eleştirmenlerinin ne hikmetse 2.5 verdiği ve filmi yerden yere vurduğu filmin,ergen tavırlarla ciddiye almadık şeklinde yorumlaması bana saçma geliyor.neden mi? çünki bir sinema eleştirmeninin bir filmi ciddiye almama gibi bir lüksü olamaz!ciddiye almadıysan kasmıyacaksın ve yazmayacaksın.filmin kotu olduğunu ve hareket sahnesi olmadığını söyleyen kullanıcı yorumuna aldanmayın o Bruce Lee filmi yada terminatör tarzı bir film bekliyordu sanırım.Aksiyon ve çatışma sahneleri çok doğal ve gerçekci. bence izlenmesi gereken güzel bir film. tabiki kurgusal birkaç hata var.mesala eleştirmene katıldığım tek nokta; karakterlerin taşıdıkları video kameralar mevzusu bunun dışında bence kurguda herhangi bir saçmalık yok.tabi biraz arka sokaklar dizisi mantığı var ancak devriye polislerinin neler ile karşılaştığını ve neler yaşadığının toplamı olarak yapılmış bir film.","label":9} {"text":"GÜZEL FİLM Absürt komedi bence güzel , yanı recep ivediğe gülen bi halk için iyi bir film. Ezgi Molanın hakkını yemeyelim iyi oyunculuk var yağmur karakteride hoş , diğer ablalarda.","label":9} {"text":"Uzak durulması gereken filmlerden biri. Sakın izlemeyin kendimi feda ettim.","label":0} {"text":"Fragmanını gördüğümde merak ettiğim ve severek izlediğim suriye iç savaşı hakkında da bilgi veren çok güzel bi eser.","label":9} {"text":"akademiyi bilmem ama benim argo'ya ödülüm: şehirlerarası otobüs yolculuklarında gösterilebilecek en iyi ikinci film. birincisi maskeli beşler ırak","label":0} {"text":"District 9 hatırına izledik ama bu bildiğin; ÇÖP!","label":4} {"text":"diğer hitchock filmleriyle kıyaslayınca biraz zayıf buldum. evet, karakterler ve olay örgüsü yine başarılı ama üst düzey bir film olmasını engelleyen bir şeyler var filmde. en azından ben böyle yorumladım. müdavimleri izleyecektir zaten, izlenebilir.","label":5} {"text":"40lı 50li yıllar harika yansıtılmış bir kere,oyuncular rollerine ve birbirlerine harika uymuşlar,böyle güzel ve sade bir film neden bir kenara itildi ya da neden bu sitede bu kadar düşük bir puan aldı anlayamadım.senaryo da son derece çarpıcı,katillerin de kendi sebeplerini duymak ilginç geliyor,tabii bunlar sağlıklı sebepler değiller.dört oyuncu da akılda kalıcı performanslar sergiliyor,rahatlıkla tavsiye edebileceğim her yönüyle kaliteli bir film.","label":7} {"text":"En çok sevdiğim favori vampir filmimdir. Nasıl bir kasabaydı öyle 30 gün karanlık düşüncesi bile ürkütücü. Gerilim sahneleri son derece başarılıydı. Özellikle filmin son 10 dakikasına söyleyecek fazla söz yok kesinlikle müthişti. Josh Hartnett'in performansını çok başarılı buldum. Filme puanm 10/8","label":8} {"text":"Hollywood film endüstrisi ile çok zekice dalgasını geçiyor. Tekrar tekra seyredilecek komedilerden. Cruise dan şahane bir dans da cabası :)","label":9} {"text":"Dogville kasabasında ki içten pazarlıklı kendilerini iyi sanan karakterlerin, karaktersiz hikayesini anlatmış. Çok etkileyici film mutlaka şans verin süresine aldanmayın bir 3 saat daha olsa izletirmiş akıp gidiyor anlamıyorsunuz. Bazı mantık hataları var ama yine de çok iyi film.","label":8} {"text":"Modern dünyanın modern kavramının ne kadar doğru olduğunu sorgulayan Afternoon Delight, bittiğinde ağızda hoş bir tad bırakıyor.","label":7} {"text":"ÇOK GÜZEL BİR FLİM AMA PUANINA HAKSIZLIK ETMİŞLER PUANI ÇOK AZ","label":6} {"text":"Kendi sinemamızın örnekleri arasında değerlendirsek bile belirli bir sıralamaya giremez bence..Daha iyileri mevcut.","label":2} {"text":"6.5'i hak edecek kadar kötü bir film olduğuna katılmıyorum. Filmin puanı 7.4 falan olabilirdi. IMDB'den üvey evlat muhamelesi gören bir filmlerden biri daha. Sahneler falan da oldukça güzel.","label":6} {"text":"iğrenç bir velet filmi. Asla gitmeniz önerilmez. umarım hayatınız bu filme mutlu olmak ve gülmek için giden insanlar kadar kötü değildir","label":1} {"text":"Çok beğendiğim korku filmleri arasında bu film. Konusu olsun, işleyişi olsun gayet başarılı bir filmdi. Gerçekten 'sınırlar'ı zorlayan bir film.","label":8} {"text":"Kumlu aksiyon...","label":9} {"text":"Puanı ne kadar düşük olursa olsun, birçoğu için unutulmaz bir film olarak kalacak. Karantinaya alıp 100 puan vermek beni benden aldı. Karnım ağrıyor şu an. Nasıl bir kafada yapılmış olabilir öyle bir şey bilmiyorum. Şahsen ben beğeniyorum, belki izlerken bastırılmış östrojen hormonlarım ortaya çıkıyordur. Bir de hepsine sevgililerim ile gitmiş olmam da etkili olabilir. :D Yalnız yorumlara bakarken çok daha komik bir şey dikkatimi çekti. Tamam, bana da hissettirdi o duygusallığı, ben de oyuncuların tavırlarını mantıklı ve doğal buluyorum, ancak bu kült bir film falan değil, olamaz da. Farklı derseniz evet. Kült olmasını geçtim, Godfather'a dandik demek kadar da 'garip' bir şey duymamıştım. Googla'da arattım godfather dandik şeklinde, 'syntax error' yazdı kocaman ve CPU birden 95 dereceye çıktı... Fiat Bis'in yanına Merco S klasse yanaşmış gibi oldu sanki değil mi? Tipik aşk filmlerinden, ekstradan vampirleri de, kurt adamları da var işte :))","label":7} {"text":"Filme çok beklentimiz olmadan gittik ama beklediğimizin üstünde bir performans izledik.Sıkılmadan izlenilebilecek keyifli bir film olmuş.Filmin akıcılığı ve oyuncuların performansı da gayet iyiydi.Ailecek eğlenmek isteyenler için güzel bir tercih olabilir.","label":6} {"text":"Bu adamın kesintisiz çekimleri beni benden alıyor. Çok basit bir mesajı var aslında filmin bana göre, herkesin kafesinde tuttuğu bir karakteri vardır, bu karakterin de rahatsız edici olabilecek istekleri, arzuları, fantezileri, davranışları vardır. Ya bir anda kafesin kapısı açılırsa? Önce dini kimliği sebebiyle içmedi ve bizi zehirledi diye Omar'ı sonra da hamile kızı ortamdan uzaklaştırdılar ve olaylar nereye geldi. ","label":2} {"text":"kesinlikle türk sineması için önemli bir film olmuş.gerçek karakterler ve olaylardan bahsedildiği konusuna girmeyeceğim.bunun yerine filmin tamamına hakim olan bir muhabbet var ve asıl önemli olan da bu.gerçekten yaşamış olsun olmasın iki tane adamın bir radyo programı üzerinden hayatı irdelemeleri var filmin temelinde.bunu yaparken de türkiye'de rahatlıkla,özellikle o dönemlerde, konuşulamayan bazı konuları seçmeleri bir anda popüler bir hal alıyor ve büyük yankı uyandırıyor.ancak onlara tam olarak tezat bir durum bu.zaten filmin finali de bizi bu sona hazırlıyor.oyuncular yerlerine başkası düşünülemeyecek kadar uygun filme.tüm yan karakterlerine kadar.yönetmen tolga örnek oldukça başarılı.daha ilk saniyelerden bir fight club havası ve bir guy ritchie tarzı hissediliyor ancak yönetmen kesinlikle bunların peşinden körü körüne gidip de ortaya &özenti bir film çıkarmıyor.özgün ve türk sinemasında örneklerini pek göremediğimiz tarzda bir film olmuş.sinemamızın bu gibi akımlara daha fazla yönelmesi gerekir,tek tük çekilen bu kaliteli filmler önümüzdeki yıllar boyunca umarım hepimizin izleyebileceği genel bir kalite sağlayabilir türk sinemasında.film boyunca pek çok cümle,pek çok diyalog üzerine düşünmeye değer.sağlam bir senaryo var.tabii bu iki ana karakteri bazen kendi gözünüzle değerlendirdiğinizde onları yadırgayıp hatalı da bulabilirsiniz,ancak filmin seyirciyi doğruyu bulmaya ittiği falan yok.ahlaki ya da sosyal açıdan hangisinin uygun olduğunu tartışmıyor yönetmen.sinemamızda mutlaka izlenmeyi hak eden,yeri geldiğinde komik,yeri geldiğinde ciddi ve hüzünlü,yeri geldiğinde de felsefik olabilen bir yapım.emeği olanlara tebrikler.","label":7} {"text":"Lisbon'u tam anlamıyla keşfetmenizi, tüm güzelliklerini görmenizi sağlayacak bir film. Filmin müzikleri harika özellikle Soundtracki yıllarca dinlenecek cinsten. Bkz. Madredeus: Ainda, Alfama","label":7} {"text":"İlginç konusunun hakkını veremeyen bir film.Sonu güzeldi. ve tabii Saoirse Ronan da öyle.","label":7} {"text":"Kostümler güzeldi ama yinede heyecansiz bir film...daha güzel olabilirdi diyorum...","label":5} {"text":"Bir sinema dergisinde 5 yıldız üzerinden 4 yıldız verilmiş gerçi ben dergilere pek güvenmek istemiyorum çünkü onlara güvenip çok film almışımdır ama sonuç hep hüsran çıkmıştır.Örnek vermek gerekirse Spider filmi için 5 yıldız vermişler bende hemen aldım tabii filmi başka bir yerde araştırmadan sonuç çok kötü çıktı.Bakalım bu film dergilere olan ön yargımı yenmeme yardımcı olacak mı?","label":4} {"text":"Almodovar çok sağlam bi filmle dönüş yapmış gerçekten, filmin ayrı bi havası var.. Başucuna alınacak cinsten bi film.","label":6} {"text":"bu kadar puan almasi bile fazla olan haddinden fazla sikici bir film 1/5","label":1} {"text":"gülmekten baylmıstım bu filmi izlediğimde sanırım yine izlesem ilk günkü gibi gülebilirim..","label":4} {"text":"Cüneyt Arkın 1, Aamir Khan 2.","label":4} {"text":"eğer hayranıysanız, hele ki qui-gon jinn karakterini obi-wan'dan daha çok sevenlerdenseniz, liam neeson hatrına seyredilir. onun dışında filmin her tarafından klişe aktığını önceki yorumlardan da görebilirsiniz.","label":7} {"text":"Kesinlikle uzun bir zaman sonra sinemaya gelen en iyi film. Hayal dünyasını müthiş yaratmış yönetmen ve bunu kızın gerçek yaşamıyla birleştirince şaheser çıkmış ;) Kızların kesinlikle izlemelerini izlerim, üvey babaların kötü olanlarının (hepsi öyle değil) ne kadar acımasız olduğunu gösteriyor ve kızlara kendilerini savunmak için cesaretli olmalarının önemini öğretiyor :) 9 / 10 çok iyiydi film.","label":8} {"text":"Her(Aşk) yönetmen Spike Jonze'nin bir iki güzel filminden biri. Bu filmde teknolojinin toplumdaki yeri ve aslında ileride teknolojinin gelebileceği noktaları öngörüyor. Şimdiden belki çok uzak bir zaman olmayan bir dilimde ben böyle şeylerin yaşanabileceğini düşünüyorum. Çok uzak veya çok ütobik gelmiyor bu tarz şeyler bana. Kim bundan 100 yıl önce bu duruma geleceğimizi tahmin ederdi ki. Uçmanın bile mümkün görülmediği bu dünyada. Televizyonun bile son 30-40 yıldır meydana çıktığı, özellikle son 10-15 yıldır popülerleştiğini var sayarsak, teknolojinin gelişim hızı düşündüğümüzden çok daha hızlı olabilir. Her gün farklı şeyler karşımıza çıkıyor ve sürekli bir yenilenme içerisindeyiz. Ha derseniz ki bu iyiye bir gidiş mi, yoksa kötü bir yol mu onu zaman gösterecek. Ama ben insanların robotlaşmaya başlayacağını ve insan ilişkilerinin zayıflayacağını düşünüyorum. Zaten de o yönde gayet sağlam gidiyoruz. Bu filmde bu tarz bir konuyu ele alıyor. Modern toplumun insanlara teknolojiyi dayattığı ve onları yalnızlaştırmaya yönelttiği bir toplumda Theodore isimli baş karakter de kendi çapında yeni boşanmış yalnız bir kimse. Bir gün bir yazılım alıyor ve yazılımda yapay zeka ürünü bir robot-insanla sohbet etmeye başlıyor. Önceleri kullanışlı olan bu yazılımda daha sonrasında işler tuhaflaşmaya başlıyor. Theodore bu yazılıma karşı farklı hisler beslemeye başlıyor. Ve işin rengi çok değişiyor. Zihinsel olarak yazılımla ilişkiye girme boyutlarına kadar giden bu garip olayı neredeyse tek bir oyuncu üzerinden izliyoruz. Filmin çok büyük bir kısmında ekranda sadece Joaquin Phoenix yer alıyor ve çoğunda yazılımla olan konuşmalarına tanık oluyorsunuz. Aslında böyle bir durumda kendini izletebilmekte çok zor birşey. Yani ben biriyle konuşacağım sizde onu dinleyin gibi bir durum ama Joaquin Phoenix o garip ilişkiyi güzel bir biçimde bizlere aktarmış. Sıkılmadan izledim. Yer yer ağır tempoda ilerlesede kendini izlettiriyor film. İyi seyirler... 7.7/10","label":7} {"text":"çok zorlama bir film. alakasız kişilerle yapılan ara söyleşiler de hiçbir yere bağlanmıyor. ben hiç beğenmedim. sadece görsellik güzeldi. 25 yaş üstü için sıkıcı, 20 yaş altı beğenebilir.","label":3} {"text":"Niye hala böyle filmler yaparlar acaba diye kendi kendime soramıcam, çünkü özellikle çocuklar, onlar hiç bitmediği için onların da izleyebileceği bir şeyler yapmak gerekiyor. bu ’klasik öykülerin onların da bilmesi gerektiğini’ düşünüyor yapımcılar. tabi bu laflara siz kanmazsınız, çocuk kandırır gibi oldu. her neyse, film söylediğim gibi boş. böyle söylemek istemezdim ama izlenecek bi tarafı yok. çekici, farklı hiç bir yönü yok Eddie Morphy’ye karşın! sadece çocuklar için eğlenceli olabilir.(4)","label":3} {"text":"Ekonomik kriz, işsizlik, göçmen sorunu, ırkçılık, \"başka hiç bir şeyi beceremeyen, ortalamanın altında eğitimsiz, sevmeyi paylaşmayı bilmeyen\" faşistler... Siyasal gerçeklik ile romantizmin bir arada anlatılabildiği ender filmlerden biri... 80/100","label":7} {"text":"bu film hakkında negatif yorum arkadaşlara saygı duymakla beraber; bence film izlerken oyuncuların yanısıra yönetmenleri de iyi tanımak lazım.. Q. Tarantino filmi tipik.. uma ve john dan daha çok Samuel'in harika olduğu bir film kanımca","label":8} {"text":"1. Perde gerçekten kötü Flash tvde gerçek kesit izliyorum gibiydi ses goruntu kötü 2. Perde hareketlendi ama anlamsız bir şekilde bitti.","label":0} {"text":"Film bana Zindan adası ve 6. His filmini hatırlattı lakin onlar kadar kaliteli değil tabi. Evet katılıyorum filmin açığa çıktığı son dakikalar heyecan verici ama filmin başları ortaları gerçekten çok durağan. Senaryonunda iyi olduğunu düşünmüyorum kısacası Biraz da amatörce geldi. O yüzden filmi pek beğenmedim.","label":3} {"text":"Önyargılı başladığım, ilk çeyreğin sonunda fikirlerimin yenilendiği filmlerden bir diğeri oldu. Eğlence, ilişkilere dair mesajlar, arkadaşlık, hoş vakit vaadi var mı var. Gülmek istediğinizde başka bir şey aramayın izleyin ama aileyle değil! Belki arkadaş ortamı, belki sadece eşinizle.","label":5} {"text":"Filmde; bölümün süresi dolsun diye saatlerce bakışmalarla çekilen dizi havaları vardı. Sıkıcı aksiyon filmi çekmeyi başaran bir kadro, garip.","label":2} {"text":"bu mu korku filmi? bu koreliler çok salak yav","label":8} {"text":"adında \"suikast\" kelimesi geçse de aslı \"jesse james'in intiharı\"dır. ve bir de casey affleck sen ne müthiş bir oyuncusun öyle!","label":7} {"text":"2000li yıllarda yapılan hiçbir Hababamı beğenmemiştim ancak bu beklentilerimi karşıladı en azından güldürdü film tabi ki absürt buna itirazım yok ama 4 puan alacak kadar kötü değil film komedi ve de güldürüyor onun dışında filmin kadrosu bir sabah programı gibi...","label":1} {"text":"Nicholas Hoult çok iyi oynamış.. Film de hiç fena olmamış.. Kapitalizmin insanı nasıl delirteceği iyi anlatılmış..10/6","label":5} {"text":"Aksiyonuyla, komedisiyle ve yer yer inandırıcılığını kaybetmesiyle eğlenceli güzel bir film. Öncelikle filmin aksiyon sahneleri günümüz filmlerini aratmayan cinsten. Eksik bir tarafı yok. En azından dönemine göre gayet tatminkar. Film başından sonuna kadar Richard karakteri etrafında döndüğü için diğer oyuncu ve olayların pek bir anlamı kalmamış. Mel Gibson'ın komedi anlayışını sevenler memnun kalacaktır. Evet bazı sahnelerinde tabiri caizse absürd olduğu aşikar. Ama nedense hiç yadırgamadım. Belki film eğlenceli olduğundandır belki çok büyük beklentim olmadığındandır. Senaryosuyla kurgusuyla zaten verebileceği haz ortada. Nostaljik aksiyon severlerin boş vakitte keyifle izleyebileceği bir yapım.","label":6} {"text":"Kaba görüntüsünün ardında sevgiye aç naif bir kişilik Billy. Uyumlu, sevecen, düşüncelerini ve sevgisini boğmadan samimiyetle ifade etmekten çekinmeyen ender rastlanabilecek bir kadın Layla. Billy'nin zoruyla bir araya gelen bu ikili, dramatik bir yapının üzerine, görüntü yönetmeninin gerçekleştirdiği başarılı çekim tekniğiyle harika bir romantik komedi nakşetmişler. 8/10","label":8} {"text":"2000li yıllarda hollywood başta olmak üzere bir çok sinema geriye giderken kore sinemasıyla birlikte ispanya sinemasıda büyük ivme kazandı özelliklşe gerilmi korku sinemasında şuan bir numaralar. REC blair cadısının açtığı yolda kendi tarzını çizen sanki yaşanmış olayları ilk elden(bir omuz üstü kamerayla) gördüğümüz hatta yaşadığımız çok farklı bir deneyim.Oyuncu performansları, sahne tasarımı, ses efeklerine, görüntü yönetimine, atmosferine kadar herşey dört dörtlük, gerilimi ve çaresizliği iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir korku başyapıtı.Ne amerikan versiyonu nede ikinci film bu kalitede değil niyazikki. 10/8,5","label":8} {"text":"izlediğim en iyi korku filmlerinden biridir herhalde. müthiş bir konu ve felsefi altyapısı da bayağı sağlam. john carpenterın 90larda çektiği en iyi filmdir. keşke bu şekil devam etseydi. sonra 'büyük' teknolojiler geldi, eski efektler kalmadı yani...","label":8} {"text":"ben dün izledim de gerçekten çook güzeldi herkeze tavsiye ederim","label":9} {"text":"Yüreğe oturan bir Duk filmi daha. Klişeler olsa bile acının tarifi noktasında başarılı buldum. Sosyal ve politik altyapı da eksik edilmemiş.","label":7} {"text":"pnarpnarbu kıza dikkat! :) Onun tavsiyeleri beni hiç yanıltmadı. Filmin herkese göre olmadığı açık ama imgeler, betimlemeler, felsefe öğeleri vs gibi kavramlarla örülü... Bir film izledikten sonra \"çerezlikmiş ya\" demeden filmi tamamlamak isteyenlerdenseniz, mutalaka değerlendirin. Filmin mutlak bir amacı olduğuna inanarak izleyin, aksi takdirde pek keyifli olmayan bir seyir olacaktır.","label":9} {"text":"İlginç hikayesine rağmen tecrübeli yönetmen Roger Donaldson ne başarılı bir atmosfer yaratabilmiş nede kaliteli oyuncu kadorusuna başarılı bir performans sergiletmiş, özellikle son yarım saatte fazlasıyla klişeleri kullanması, sonunun çok tahmin edilebilir ve basit olmasıylada ortalama bir suç filminden fazlası olamamış. 10/5","label":4} {"text":"TEK KELİME İLE KORKU BAŞYAPITI 10/10 Yönetmenliğini Andres Muschietti ve yapımcılığını Guillermo Del Toro’nun yaptığı 2013 yapımı “Mama”, yönetmenin daha önce çekmiş olduğu aynı adlı iki buçuk dakikalık kısa filmin doksan dakikaya genişletilmiş hali. Kendisi bir reklam yönetmeni olan Muschietti, çektiği bu kısa korku filmi sayesinde sektörde çabuk fark edilip olumlu eleştiriler alınca yapımcı olan kız kardeşi Barbara Muschietti ile kolları sıvayıp filmi genişletmeye karar verdi. İki İspanyol kardeş, akıl hocaları Guillermo Del Toro ile beraber uzun süren görüşmelerin ardından hiç de kolay olmayan bu işe kalkışıp Mama’yı dram ve korku ögeleriyle harmanlayarak izleyicilerin önüne uzun bir yapım olarak çıkarmayı başardılar. Kısa filmi ilk seyrettiğinde oldukça etkilenen Del Toro, yapılan bir söyleşide Muschietti’nin dramdan çok iyi anladığını, kendisinin çok özgün biri olduğunu ve hikayenin merkezine iki küçük kızı taşıma fikrini çok iyi düşündüğünü dile getirmişti. İspanya-Kanada ortak yapımı olan “Mama”, iki kız çocuğunu sahiplenmek isteyen bir hayalet annenin öyküsünü anlatıyor. Anne-babaları öldükten sonra ıssız bir kulübede yalnız başlarına kalmak zorunda kalan Victoria ve Lilly tam beş yıl sonra bulunurlar. Ne yazık ki bulunduklarında tamamen vahşileşmiş bir haldedirler. Amcası Lucas ve kız arkadaşı Annabel tarafından yeniden sahiplenen Victoria ve Lilly'yi beş yıl boyunca koruyan “Mama” onlardan kolay vazgeçmez. Eve musallat olan Mama, bundan sonra yeni yaşayacakları bu evde kızlara annelik yaparken bir yanda da ailenin başına bela olur. Korku filmi seyircisi masalsı anlatımı olan hayalet hikayeleri benimsese de yönetmen Mama'da sadece masalsı bir korku filmi olsun, izleyici korksun, dehşete düşsün diye düşünmemiş, aynı zamanda böylesine ürkütücü bir hayalete insani duygular da katarak filmi dramatik bir havaya sokmuş. Annelik içgülerini bir hayalet hikayesinin üzerine inşa etmek daha önce pek rastlamadığımız sıradışı bir fikir. “Mama” aslında geçmişinde yaşadıkları yüzünden kalbi kırık ve öfkeli bir varlık. Karşısına kulübede yaşayan başıboş iki kız çocuğu çıkınca kendisine acılarını dindirecek ve rahatlıkla annelik yapabilecek bir ortam yaratıyor. Yıllar sonra birileri çıkıp onun “çocuklarını” sahiplenmeye kalkınca da çılgına dönüyor. Filmin senaryosu son zamanlarda seyrettiğimiz birçok korku filminden daha özgün bir yapıya sahip. “Mama” henüz ilk sahnesinde seyirciyi avucunun içine alıyor ve doksan dakika boyunca bir daha bırakmıyor. Sinema sektöründe izlediğimiz çoğu korku filminde karşımıza çıkan, “ilk bir saat uzatılmış halde konuya giriş ve son kalan yirmi dakikada ise korkutan ögelerin serpiştirilmesi” klişesine bu filmde rastlamanız mümkün değil. Seyredeceğiniz son dakikaya kadar yönetmen size korkacağınızın garantisini baştan veriyor. Hayaletin koridorlarda dolaştığı ve duvarlarda gezindiği sahneler oldukça değişik bir kamera tekniği ile çekilmiş, öyle ki filmde üstünüze doğru gelen “Mama” ile her karşılaştığımızda ödümüz kopuyor. Mama’yı korkutucu gösteren unsurların başında filmi masalsı bir yapıya büründüren Gulliermo Del Toro’nun parmağı olduğunu şüphesiz. Filmdeki karakterleri canlandıran oyuncular tamamıyla filmle özleşmişler ve gerçekten başarılı performans sergiliyorlar. Önceleri rockçı, bencil, soğuk bir kadın olan daha sonra ise yardımsever bir anne rolüne bürünen Annabel karakterini oynayan Jessica Chastain’den tutun da ufak vahşi çocuk rolündeki Lilly’i canlandıran Nikolaj Coster-Waldau’ya kadar tüm oyuncular filmde harika bir iş çıkarmışlar. Mama, oyunculukların yanı sıra kostümden saç ve makyaja, hayaletin ürkütücü görselliğinden senaryonun işleyişine kadar her türlü takdiri hak eden, korku filmi seven her izleyicinin görmesi gereken ender yapımlardan biri.","label":7} {"text":"Bir Stan Winston harikası. Plastik makyaj ve özel efekt kullanımı adına 40 dakikalık bir teknoloji demosu gibi.","label":7} {"text":"anlamak bazen çok zor... nasıl olurda bu film karantinaya alınır... muhteşem oyunculuk, ardı ardına gelen sürpriz sahneler, müthiş bir kurgu ve bir o kadar da;heyecanlı hemen içine kendini çeken müthiş bir istek oluyor içinde insanın... öyle heyecanlı sahneler var ki anlatabilmek çok zor... alyysa milano ve xander berkeley'in biraraya geldiği bazı sahneler var ki inanılmaz... allysa milano takdire şahayen bir oyunculuk sergiliyor... bence izlenilmeli...","label":8} {"text":"Konusu özetinde yazıldığı kadar olan bu film, yapılma amacı konusunda düşündürüyor. Hiç bir şeyin sorulmadığı, sorgulanmadığı filmde, adamın olaylar karşısında doğru duruşu dikkat çekiyor yalnızca. Oyunculukların da iyi olduğunu söylemenin zor olduğu filmin, süresi de gereksiz uzun. 4/10","label":4} {"text":"Çok uzun zaman önce izlememe rağmen hala aklımdadır. Oyunculuklar ve seneryo unutulmaz. bunun tek sorumlusu Charlie Kaufmandan başkası değildir.","label":7} {"text":"2016 da swinger yaygın değildi sanırım ama 2020 den yazıyorum damsız almadıkları partiler ağır swinger içeriyor. teşekkürler.","label":4} {"text":"zamanda kırılmalar yaratıp eğrisel döngüler haline getirebilir miyiz miyiz miyiz'in sorgusudur bu film. boru gibi spoiler verdim evet ben bir ibneyim. bu filmi izlediğim gibi anlamamın en büyük nedeni sema bulutsuz insanıdır. çünkü birinci sınıfta metin inceleme, ikinci sınıfta karşılaştırmalı batı edebiyatına giren bu biricik hocamın böyle konular ile pek de alakası vardır, sizi düşünmeye zorlar sürekli. böyle olunca da donnie darko çantada fesleğenli domatesli diyet tost olur. oh olsa da yesek ha.","label":7} {"text":"- sence korkak mıyım? - hayır, alain... bence mutsuzsun..","label":7} {"text":"senaryo kendi iç mantığı çerçevesinde tutarlı olsa da taşıdığı çelişkiler itibariyle tutarsız oyunculuklar, film süresince müzikler ve diyaloglar açısından keyifli 7/10","label":6} {"text":"Aslında güzel. Baş kısmı biraz sıkıcı ve anlamaya çalışmakla geçiyor. Ortalarında şaşırtıcı oluyor ve güzelleşiyor. izlenilebilir.","label":6} {"text":"Hiç güzel değildi arkadaş tavsiyesiyle girdim zaten normal de türk filmi izlemiyorum böyle filmlerle boş vaktimi de doldurmayayim diye komik olan sadece bir kaç yer yakaladım gerisi boş du izlerken de recep ivedik kadın versiyonu gibi olmuş dedim açıkçası para verip izlenecek bir film değil... emek var ama boşuna bence ne bileyim begenenlere saygım var yine de. Ve hiç susmamış devamlı konuşuyor karakter kii çok baş da agritti.","label":0} {"text":"ei ama 2. cisi bile cok daha ii. anaokulu filmi kadar olabilmiş ancak","label":5} {"text":"Bir savaş gerçeği, oldukça dramatik bir olay, fotoğraf gibi görüntüler ama savaşın ve yaşanan olayın dehşetini anlatmaktan oldukça uzak bir film... 60/100 şehrin yeniden yapılandırılmasına ilişkin adamın görüşüne neden saygı gösterilmez?","label":5} {"text":"Güzel ve eğlenceli bir film fakat, 'harika' değil.On üzerinden 7 veriyorum...","label":6} {"text":"dipnot: Filmle birlikte diğer bi sevimli olan başroldeki kızımız Lenny Kravitz'ın kızıdır.","label":7} {"text":"eğlenceli diyebiliriz... yani fantastik seviyorsanız izleyin ama biraz basit geldi bana,evde izlemek daha iyi.","label":6} {"text":"Film güzel ama bu kesinlikle uzun metrajlı bir film değil.. kısa film tadında bence. yani film izlemeye heveslenip bu filmi izlerseniz hayalkırıklığına uğrarsınız yinede tim burton için izlenir.","label":6} {"text":"Ortam güzel olmasına güzel de film beklediğim kadar mükemmel değildi malesef.","label":4} {"text":"Kadroya bakıp beklenti yapmayın beklentisiz izleyin beğeneceğinize eminim arkadaşlar.","label":5} {"text":"kasvetli ve sıkıntılı bir gelcekte geçen bu film bana kalırsa kısırlık nedenlerini, neden sadece zenci kadının hamile kaldığını derinlemesine işlememiş. Bu yüzden de bilim-kurgu türünden uzak kalmış.","label":7} {"text":"onu bunu bilmem de soundtrackleri aşmış filmin. cream'in sunshine of your love'ı ve layla'nın piyano geçişi özellikle. bi ton da rolling stones şarkısı vardı başta gimme shelter olmak üzere.","label":8} {"text":"kötü film. bi olayı.. elle tutulur bi hikayesi yok, kız amaçsızca koşturuyor film boyunca.","label":6} {"text":"konusu ilk bakışta klasik gibi görünsede öyle değildi.will smith bence bu film için biçilmiş kaftan.bilimkurgu severlerin çok beğeneceği bir film.sevmeyenler ise beğenmeyebilir.yalnız filmin çok abartıldığını düşünüyorum sanki bir başyapıtmış gibi...2035 yılı olayına gelince tam olması gerektiği gibiydi.","label":7} {"text":"Keşke ama keşke The Hand ayrı bir film olarak çekilse konu daha derinlemesine işlense imiş... iyiki filmden çıkmamışım. iyi ki sabır sabır ya sabır demişim... İlk film bir rezalet idi.. daha 5. dk da çıksammı acaba diye içimden geçirdim. dur bakalım dur bakalım dedim. İlk film kısa idi ama bana saatler sürmüş gibi geldi. öyle işkence çektim yani ... 2. Film de Sodenberg in eşsiz yorumu vardı kara komedi.. bir Irvın Yallom kitabı okuyorum sandım :D Robert Downey Jr. ve psikoloğu arasında geçen dyaloglar psikoloğun hareketleri görülmete değer :) 3. ve son film tek kelime ile tanımlanması gerekse MUHTEŞEM! di... Won Kar Wai işini muhteşem iyi yapıyor. The Hand i ayrı bir film olarak izlemiş gibi yorum isteseler 100 üzerinden 100 verirdim. Ama ortalamayı düşüren ilk film tam bir rezaletdi... 100 üzerinden 80 EROS a veriyorum...","label":7} {"text":"yok yok gerçekten kötü bir film olmuş.en çok ejder kapanı gibi bir filmin gişesini etkilediği için üzülüyorum.senaryo, oyunculuk çok kötü ben burada en çok mustafa üstündağ için üzüldüm bence bu filmde olmaması gereken kişilerden biri10/2","label":1} {"text":"açıkçası bu filmin yapımı gündeme gelene kadar bu hikaye hakkında hiçbir bilgim yoktu yani kitabı ne kadar iyidir ya da daha öceki tv versiyonları ne kadar etkileyicidir bir bilgim yok.filmi dün izledim neyle karşılaşacağımdan haberim yoktu genlde film vasatın üzerinde zekice ve göndermeli esprileri var onun sışında değişik bir tarzı var filmi buram buram ingiliz kokuyor.marvin isimli robot değişik bir robottu ama onu pek kullanmamaları eksiklerinden di filmin ama sam rockwell ın oyunculuğu dikkat çekiciydi ve baya da komikdi onun dışında seyredilebilir farklı tarzda bir film ama çok da fazla bir şey beklemeyin açıkçası filmin yapımı bu sitede nendn bu kadar ses getirdi anlamadım bunun nedeni kitabı olsa gerek ama büyük ihtimalle filmin fanatikleri pek de memnun kaalmayabilirler...","label":4} {"text":"Ben Affleck'in yönetmen olarak ikinci, senarist olarak ise üçüncü filmidir The town. adam \"ben oyuncuyum ama, yönetmenlikte de varım\" diyor. akıl almaz soygun planları ve delilleri nasıl ustalıkla bertaraf ettiklerini görünce film daha da ilgi çekici oluyor. Film ilk dakikasından itibaren içine alıyor izleyeni. spoyler- bir suç şehrinde, alışkanlıkları ve ailesi gibi olmuş insanlarla birlikte işlenilen suçlardan kurtulma çabası veren \"Doug\" hem son işlerinden kalan bir gönül yarasıyle karşı karşıya kalmakta, hem de işlerin arap saçına döndüğünü hissederek artık kabak tadı veren hırsısızlığı, gönlünü kaptırdığı insanla uzaklara kaçarak sonlamak istemektedir. Olay bu sürüncemede ilerlerken, son işlerinde ailesi gibi sevdiği arkadaşlarını kaybedecektir Doug. Sevdiği kız mı? Onu da izleyiverelim. :)","label":7} {"text":"korku komedi olması çok ilginç!! izlenmeye değer bir film... aşk nelere kadir görüyomusunuz....","label":7} {"text":"4 oyuncu da inanılmaz oynamış.. Sanki odanın bir köşesinde hissedeceksiniz kendinizi.. O kadar gerçekçi bir yapım..10/7","label":6} {"text":"1. si bence kaliteli animasyonlar arasında yerini aldı.Bu filme kötü diyenlerin film zevkini anlamam mümkün değil animasyon sevmemek ayrı bişey filme kötü demek ayrı bişey.Bununda 1. si gibi olmasını diliyorum :) saygılar","label":7} {"text":"atlarla rehabilasyona giren mahkumun öyküsü.. Konu sıradan… işleyiş sürükleyicilik durağan.. Uzun ve gereksiz sahneler sıkıyor.. Vktime yazık oldu","label":2} {"text":"Bir de Trk sinemasnn aama kaydettii syleniyor.Her hafta tonla film gsterime giriyor,hepsini toplasan bir tane etmez.Nasl bir senaryo;komik desen deil,aksiyon var desen yok.Yazk,ok yazk...2/10","label":1} {"text":"Okyanusta kalan Pi'nin hayatını anlatan film. Filmin sonunda kaplan dönseydi...","label":8} {"text":"aşırı küfürlü olduğu için ailece izlenilmeyecek bir film olsa da öylesine izlenilip geçilesi bir yapım 6/10","label":5} {"text":"“Todos lo saben / Everybody Knows”, senaryosunu da yazan Asghar Farhadi’nin yönetmen koltuğunda oturduğu gerilim dozu hayli yüksek bir drama… Prömiyeri, 8 Mayıs 2018’de Cannes Film Festivalinde yapılan ve 14 Eylül 2018’de İspanya’da vizyona giren filmin, 8 Şubat 2019 tarihinde de Amerika’da gösterime girmesi bekleniyor… 11,8 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve şu ana kadar da 13,8 milyon dolarlık bir gişe yapabilmiş olan filmin, 7.1/10 (7.104 oy) olan IMDB izleyici puanı ortalamasıyla 6.3/10 (55 yorum) ve 66/100 (20 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan izleyici ve eleştirmen sayısı çok yüksek olmasa da, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de, gelin isterseniz; gerçekte neler olup bittiğini anlayabilmek için, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle filmimize biraz daha yakından bakalım… Ancak başlamadan, “Neden Asghar Farhadi gibi oldukça etkileyici bir kariyere sahip olan İranlı bir yönetmen, İspanya’da (Arjantinli Ricardo Darín hariç) İspanyol oyuncularla hem de tek kelime anlamadığı İspanyolca dilinde üç gün sonra unutulacak bir film çeker?” sorusunu yanıtlamamız gerekiyor… Zira iyi oyuncu kadrosu dışında “sabun köpüğü” tarzındaki bu filmin görünürde, Farhadi klasındaki bir yönetmenin filmografisine yapabileceği hiçbir katkı yok… Gerçi insan kendini Farhadi’nin yerine koyup, “Devlet sansürü ile uğraşmak yerine bu kez de kafamıza göre takılalım dedik” der miydik demekten de alamıyor… Hani sürekli sağlıklı yiyecekler tüketerek yaşayan birinin senede bir gün bu diyete ara verip abur cubur takılması gibi… Evet, olaya bu şekilde yaklaşılınca en zararlı atıştırmalık bile insana, masum bir diyet molasıymış gibi görünebiliyor… Tabii, söylediğimiz gibi senede bir kez olması koşuluyla… Eğer bu diyet bozma işi alışkanlık yaparak süreklilik arz etmeye başlarsa işin seyri o zaman değişir… Örneğimizde olduğu gibi, bugüne kadar başarılarla dolu işlere imza atmış olan sıra dışı İranlı yönetmen Farhadi gider yerine sıradan bir İranlı yönetmen gelir… Elbette, bu durumda yapımcılar da; bir İspanyol filmini, sanki mevcut İspanyol yönetmenlerin köküne kıran girmişcesine bir İranlı yönetmene çektirme işini de ciddi şekilde sorgulamaya başlarlar… Yalnız bütün bu söylediklerimiz kesinlikle,” Asghar Farhadi, bu filmde çok kötü bir iş çıkartmış” şeklinde de algılanmamalı… Bizim vurgulamaya çalıştığımız şey tamamen farklı… Umarız Farhadi bundan sonra çekeceği filmde tekrar kendi özgün tarzına döner ve bizde o filmi yorumlarken bu filme de göndermeler yaparak Farhadi’ye ve sinemasına ilişkin görüşlerimizi daha ayrıntılı bir şekilde paylaşırız… Gerçi bu karşılaştırmalı değerlendirmeyi, bir fırsat yaratabilirsek, önceki filmlerini yorumlarken yapmamız da pekâlâ mümkün… Sonuç olarak, oyuncu kadrosunun kalitesi ve hikâyesindeki gizem nedeniyle 132 dakika boyunca irtifa kaybetmeden aynı tempoda devam eden bu film için puanımız 3 önerimiz ise, “bir şans verilebilir” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 28 Aralık 2018 günü saat 01.11’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"Gerçekten bu filme eksik senaryo sıkıcı diyen ekmek kafalılar yazık size.Bi elinizde telefon öbür eliniz kıçınızı kaşırken film izleyip senaryoyu kaçıramayacağınız Recep İvediği izlemeye devam edin.Bi korku filminde böyle sinematografiyi isteseniz de bulamazsınız.Korkunç değilmiş senin beynin psikolojik korku anlayacak kadar gelişmiş değilse biz normal iq seviyesindeki insanlar ne yapalım?İlla birden çat par korkunçlu karı mı atlayacak ekrana?Yazık size o2 israfları","label":9} {"text":"Depresyon dönemimde izlenmemeli, adrian in gözleri kafamda yer etti.","label":8} {"text":"İkinci dünya savaşının son aylarında, Berlin işgali sırasında yazar olan alman bir kadının rus kumandanla ilişkisi.. ilk önce tecavüzle başlayan ilişki yaşama mücadelesiyle aşka dönüşür.. bu alman kadınları için utanç vericidir.. yazarın ismi ölümüne kadar gizli tutulur.. izlemelisiniz.. bu filmin kitabı: http://www.kitapyurdu.com/kitap/default. asp?id=130396 http://www.hepsiburada.com/Liste/ProductDetails.aspx?categoryid=9945&productid=k2plato01","label":7} {"text":"bu ara izlediğim en kötü sonlu film.","label":1} {"text":"Kevin Smith, klasik bir romansa dair tüm kalıplarla dalga geçme derdinde. Koca film, koca bir şaka gibi. Sekse dair ayrıntılar, pornografik sayılabilecek detaylar film içinde erimiş durumda. Klasik romantizm, sadece bir arayıştan ibaret. Uzaklarda kalmış bir ülkü gibi duruyor. Amy, peşine düşülmüş, ideal kadın imajının tüm unsurlardan arınık bir varlık. Esas oğlanın asla elde edemeyeceği bir varlık olması dışında, klasik \"model kadın\" la hiçbir ortak noktası yok. Dahası, Kadın ve Erkek rollerinin de iç içe geçtiği bir yapım. Filmde bir tür \"trans-seksüsel\" imgeleme çabası mevcut ki, öylesine bir romantik-dramadan fazlası olduğunun en temel göstergesi de bu. Modern dünyada değişen,\"romantizm\" kavramı ile yakından ilgili, deneysel bir film.","label":7} {"text":"Ben bu filmi daha izlemedim..Açıkcası izlemeyide düşünmüyorum..Sadece şunu söylüyorum Önüm DRAM , arkam DRAM , sağım DRAM , solum DRAM.. Hayatımız Dram olmuş,herkesin derdi var.Diziler yetmiyormuş gibi birde sinemamız DRAM filmlere mahkum ediliyor.Yapımcılar az masraf,çok para felsefesinden kurtulmadığı sürece,Türk sinemasından ne bir aksiyon,ne bilim-kurgu nede fantastik bir film seyredemiyeceğiz.Yıl 2011 beyler hatırlatırım..","label":0} {"text":"orjinali olan Ingiliz yapimini izlemedim eminim bu versiyonundan daha farklidir. Ancak gulmeye cok yatkin olan bi insan oldugumdan ve fazla beklentiye girmedigimden olsa gerek oldukca eglendim. tam citir cerezlik afiyet olsun:)","label":6} {"text":"Öncelikle Kevin Cline idealist ve prensip sahibi öğretmen tipini mükemmel canlandırmış. Bu tarz filmlerde öğretmen genelde yola gelmeyecek öğrencileri bir şekilde düzeltip idealize etmeyi başarır ama bu filmde böyle bir klişe söz konusu değil onun için diğerlerine göre bir adım öne çıkıyor. Film aynı zamanda dünyayı yönetecek insanların nasıl yetiştirildiğini gözler önüne seriyor. Tarih bilincinin yerleştirilmesi ve tarihten dersler alınarak geleceğe yön verebilmek filmde güzel işlenmiş. Prensipli öğretmenin çocuğa diploma verirken ilk defa yenildim demesi filmin can alıcı noktasıydı. Ben filmi oldukça başarılı buldum eğitimcilerin bu filmi izlemesini şiddetle tavsiye ederim.","label":8} {"text":"bana kızacaksınız ama ben sinemada izledim pişman oldum. Tamam güzel film, eğlenceli ama internetten izlenecek film","label":6} {"text":"javier bardem in oyunculuğu dışında pek de bir numarası olmayan bir film.","label":7} {"text":"Olmamış be. Transformers serisinden sonra bu çok vasat kalmış. Hayal kırıklığına uğradım resmen. Beklentilerimin çok çok altında kaldı.","label":4} {"text":"Filmin yıldızı:Filmin yönetmeni olan Wes Anderson Basit bir hikaye ve sıradan sayılabilecek bir senaryo ama kendine özgü kamera kullanımı,diyaloglar ve ünlü oyuncularla müthiş bir anlatım,modern bir masal...","label":5} {"text":"tüm renkleri görebiliyorum","label":8} {"text":"ağlamakta zorlananların izlemesini şiddetle önerdiğim film...","label":8} {"text":"Herkese hitap edebilcek bir yapım olmadığını belirtmeliyim..Filme gelirsek gerçekten gizem dolu bir yapımdı..Bir kutudan başlayıp konu nerelere geliyor..Sonuna kadar takip ederseniz gerçekten harika bir olay örgüsü olduğunu görüyorsunuz..Verdiği mesajlarda cabası..Ben beğendim..","label":7} {"text":"fazla bir komedi unsurunun olmadığı fantastik bir aşk hikayesi olmuş.. yalnız film sanki tam olgunlaşmışken bitti diye düşünüyorum.. final sahnesi için hayal kırıklığı demek istemiyorum ama bir şeyler eksik kaldı sanki film bitti mi diye ekrana baka kalmıştım..","label":7} {"text":"şu anda planettürk kanalında endam etmekte. hiçte fena bir film değil. saçmalıkları saymazsak.","label":5} {"text":"tye sheridan ileride çok büyük oyuncu olacak, at fava bekle.","label":5} {"text":"Film 10 numara gitmek istiyenlere tavsiye ederim güzel film[spoiler][/spoiler]","label":8} {"text":"Bu filmi hem gerilim hem de gizem olarak çok beğenerek izledim. Filmi izlerken yürüttüğüm tahminler bir hayli fazlaydı. Ve güzel bir final yapılarak bitmeside çok iyiydi. İspanyollar güzel bir işe imza atmışlar ve herkes bu filmi izlemeli diyorum.","label":7} {"text":"Hiç beyenemedim.kafam şişti.bukadar konuşulmaz ki.tek başına film gibi .çen çen.konusu iyi değil.hiç beyenenmedim.emek verilmiş ama malesef olmamış.hiç komik değil.","label":3} {"text":"İlk dakikalardaki çekim tekniğini hoş olmuş. Keşke o şekilde devam etseydi diye düşündüm çünkü filme farklı bir hava kattığı kanısındayım. Bir insan ne kadar değişebilir?Sorusuna cevap niteliği taşıyor. Kahramanımızın adım adım değişimini ve bu değişim sürecindeki zorlukları yansıtmayı son derece güzel başarmış. Sıradan bir hapishane filmi olur diye bekliyordum ama hikayesi ve oyunculuklarıyla diğer filmlerden ayrılmayı başarmış. Sisteme yönelik eleştiri içeren güzel bir film.","label":6} {"text":"animasyon sevenlerin hoşuna gidebilir.komedi olarak fazla bir şey yoktu.macera denebilir.çok fazla beklentiye girmeden izlenebilecek eğlenceli bir film.","label":7} {"text":"Pasolini nin tartışmasız en duygulu ama en underrated filmi.","label":8} {"text":"türünün en iyisi bence.. aynı film içerisinde hem gerildiğiniz hem de kahkahlar attığınız kaç tane film var ?? berbat diyenlere soruyoRum :)","label":8} {"text":"Filme dair merak ettiğim tek husus; oyunculara para verilip verilmediği, verildiyse ne kadar verildiği. Bu tarz işlerdeki finansal meseleleri çok merak ediyorum :)","label":5} {"text":"dusunun; 'cikolata iyi ki haram degil'diye sukreden, tatli bagimlisi bana sekeri birakma karari verditti. hem etkili hem eglenceli kisaca cok iyi bir film.","label":8} {"text":"Tam bir fiyasko olmuş piranha filmleri içinde son sıraya koyabilirim.Hayal kırıklığı yarattı bende.Vakit kaybı olarak görüyorum.Saygılarımla...","label":3} {"text":"Şaşırtıcı adam edecek bir kurguya sahip. Hayatta ne şekilde hangi hızda, nasıl düşeceğinizi tahmin edemezsiniz... Güzel film :)","label":6} {"text":"Mükemmel bir filmd sırp kralını küvetin içinde köpekle banyo yaparken göstermeler çok büyük ince farketmesini bilene","label":9} {"text":"\"Bu film nasıl 5 akademi ödülü almış arkadaş?\" dedirtmiştir. Herhalde 1983 yılında bundan başka film yapılmamış. O kadar diyeyim size...","label":5} {"text":"Jet Li yine döktürmüş..Karizma manyak yanlız...Bir el cepte ayaklar motor gibi çalışıyor,tak tak tak...","label":9} {"text":"Güzel, eğlenceli, samimi bir animasyon. Ama şunu söylemek lazım, tamam güldükte bazı sitelerdeki bu kadar yüksek puanların bir anlamı yok. Eğlenceli lakin abartılmamalı. Golden Globe ve Oscar'a aday olması ise bence animasyon kategorisi ile alakalı bir şey. Bir yıl içinde öyle fazla animasyon çıkmıyor. Sayısı az, çok belli. Bunlar arasından da bu diğerlerine göre ön planda olduğu için aday olmuş. Yoksa bu müthiş bir yapım olduğundan değil. Zaten Inside Out silip süpürür. Bu film şu bakımdan farklı. Sessiz filme yakın. Tamamen değil ama konuşma diyebileceğimiz bir replik yok. Sadece bir iki yerde ağız geveliyorlar o. Ayrıca altyazısız da izlenebilir. Bir kaç tane kelime var. Onları da İngilizce bilmeseniz bile anlarsınız. Çok komik olmasa da, kuzular sizi eğlendiriyor ve tebessüm ettiriyor. Maceralarını heyecanla izliyorsunuz. Ayrıca bazı küçük ayrıntılar da filme artı katmış. Ortalama bir animasyon. İyi seyirler... 6.0/10","label":5} {"text":"şu sahne için bile yine izlerim. http://www.youtube.com/watch?v=rx1McJHf6B0","label":7} {"text":"çarpıcı bir film Ryan Gosling filme çok ayrı bir hava katmış fakat bunun yanı sıra filmin konusu çok havadan işleniyor ve aklımızda birsürü soru işareti bırakıyor heyecanlı bir son beklerken bittiğini bile zor anladım benim bu filmde takıldığım konu hiçbir şeyin değişmemesi film başlarken her şey nasılsa sonunda da aynen öyle bi tek dan'le drey arkadaş oldular fakat ne dan drey'in o işlere karışmasını engelleyebildi ne de drey dan'in uyuşturucuyu bırakmasını sağladı hayatları hala berbat ben sadece sonunda bi şeyleri başarmalarını isterdim dan'in mutlu olmasını hayatlarını belli bir düzene sokmalarını o yüzden bu son beni tam tatmin edemedi","label":6} {"text":"Durağan aksiyonsuz ama güzel film.","label":6} {"text":"ya ilk başları harika hatta izlerken belki stephen kingin en ii filmi diye düşünüyordum ancak filmin ikinci yarısında hatta finalinde tamamen saçmalanmıştı.çok hareketli ve birazda korkutucuydu yani film daha iyi olabilirdi.6/10","label":5} {"text":"Roman Polanski'nin oyunculuğundan mahrum kalmayın.","label":9} {"text":"Binoche gereksizdi. Yani neden o, basit bir rol sonuçta. Olsen kız çok iyi oyuncu, böylesi bir filmde bile çok çok iyi oyunculuk izletti. Japonya içinde onları yöneten Amerikalı mühendis/bilim insanları. Sonra yetişen Amerikan ordusu. Japon olsam üzülürdüm bu filmi izlediğimde.","label":3} {"text":"Asimov'un eski bir takipçisiyim. Filme konu olan eserini okudum. Bu filmin ciddi bir zeka sorunu içerdiğini düşünüyorum. Sıkıştıkça, Smith'in eline tüfeği dayamışlar. Anlamsız, lüzumsuz, gereksiz bir şiddet mevcut. Görsel öğelere hiç girmeyim. Ayrıca bariz, anti-komünist alt metne sahip. körün gözüne parmak hesabı. Benim haz etmediğim, anlamsız filmlerden biri. Asimov'un hikayesiyle de çok örtüştüğünü söyleyemem.","label":5} {"text":"Savunma değil saldırı sebepli olarak orada bulunan; çağrılan, toplanan deneyimsiz amerikan askerleri; psikopat generalden savaş esnasında eşi tarafından terkedilen askere, çocuk yaştaki erlere kadar yelpazeyi geniş tutmuş bir film. Birkaç detaya özen gösterilmiş, yine de fazla amerikancı bir tutum takınmıyor, içinde Sean Penn'in olması bile bunu anlamaya yeter.","label":7} {"text":"İlk 45 dakikasından sonra bozulmaya başlayan ve sonu gayet kötü biten vasat bir film:(","label":4} {"text":"Jefferies'i takip edenlerin hem sevip hem de yüz buruşturacağı bir show olmuş. Jim her zamanki gibi sarsak halleriyle anlatıyor kesinlikle özlemişim. Ama ne yazık ki eskisi kadar komik değil. Bare, Freedumb gibi showlarının yanında sönük kalmış. Greta ve evliliği üzerine anlattıkları komik olsa da yeterince yükseltmiyor. Hayatından yakınan bir adamdı her zaman, görünüşü, ailesi, seks hayatı vs. Şimdi hayatım güzel diyerek yakınan middle age bir adama dönüşmesi biraz üzdü.","label":6} {"text":"Ben korkunç bir filmin bütün bölümlerini syrettim 2yi sınıfca seyretmiştik hatta. Süperdi 5ininde süper olucağına inanıyorum ve gidiceğim bildiğimiz korku filmlerinden kareleri komik yaparak filme dönüştürüyorlar örneğin ilk bölümünde çığlığı yapmışlardı kadın yerine çığlık perdenin arkasına saklanıyodu :D Çok komikti","label":9} {"text":"Konusu itibariyle ilgimi çekti performans olarak yeterli bence izlenebilir katacağı değerler elbet var.","label":6} {"text":"and the oscar goes to... min sik choi.","label":7} {"text":"Diğer iki kişi neden bu kadar düşük puan girmiş anlayamadım. Bir kısa film olarak gayet başarılı.","label":6} {"text":"İnsanın kendisine, içinde bulunduğu doğaya ve bu doğayı paylaştığı diğer canlılara olan davranışın tatlı bir belgeseli olmuş desek yeridir. Bozkırın güzel havasını yaşayabileceğiniz nadir filmlerden birisi. Filmin konusunu okuduğumdan sırf meraktan izledim ve büyük ihtimalle filmi izlemeden kapatacağımı düşünüyordum. Ancak aksi oldu ve film beni içine çekmeyi başardı. Bir komünizm eleştirisi olarak izlendiğinde de dokusundan bir şeyler kaybetmiyor.","label":7} {"text":"Uzatılmış belgesel havasında izledim. Sağolsun Eastwood abi sineğin kanadından yağ çıkarıp bu konuya da film çekmiş. Amerikalılar en bi harikadır dostum, adaleti de yanlışından döner yine yerinibulur mesajını iliklerine kadar hissedersin.","label":3} {"text":"Genelde yerli komedilerine izleyen yorumlarına göre giderim ancak delihaya ilk gün gittim ve ilk defa bir filmin ikinci yarısını izlemeden çıktım. Komik olabilmek için çok kasan ancak tüm salonu bir kez bile güldürmeyen bir bayan recep ivedik karakteri perdeye yansımış. Gupse hanımı yalan dünyada çok sevmiştik ancak kariyerinin unutulmayacak en kötü performansını sergilemiş diyebilirim. Beklentilerimin altında komik olmayan bir komedi filmi.","label":0} {"text":"saçma bir konu aslında biri nerde diğeri nerde;iki farklı(!) insan..bitmesi gerektiği gibi bitti","label":6} {"text":"diyalogların ve hikaye kurgusunun hemen hepsi çehov'un hikayelerinden aşırma olduğu için yaratıcılığın yanından bile geçmeyen filmdir. benim için nuri bilge ceylan o berbat dublajına rağmen kasaba filmidir. ve 'biri ölür üzülmezsiniz sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz, o hırkanın duruşu kalbinize oturur.' sözüdür artık fazlası değil. bu filmi de yalnız ve kitap okumayan ülkesine armağan etmiştir şüphesiz.","label":8} {"text":"enteresan ve ilgi çekici bir senaryonun bütçe yüzünden harçanması gibi geldi bana. fena film değil, az bir beklenti ile oldukça keyif verebilir. şahsen ben beğendim ama dünya çapında ses getirememesine üzüldüm.","label":6} {"text":"16. yüzyıl Finlandiyasında geçiyor. Cadılığın kabul edildiği ve cadıların tez vakitte yakalanıp cezalandırılmak istendiği karanlık Ortaçağ dönemi. Hikaye çok nitelikli ve çarpıcı değil ama İskandinav tarihini dar bir kesitten, harika kostümler ve oyunculuklar ile günümüze taşıyor.","label":7} {"text":"Dramatize karakterlerle desteklenmiş, başarılı bulduğum bir dram...","label":9} {"text":"Savaş denilen şeyin aslında ne için yapıldığını ve toprak için nelerle mücadele etmek zorunda kaldığını anlatan ve aynı zamanda bir askerin bazen orada yaşadıklarını onun psikolojisini anlatan durağan ama sıkmayan bir film. Savaş ortamı o kadar iyi yansıtılmış ki gerçekle arasında hiç fark yok. 10/7","label":6} {"text":"Son dönemlerde ardı ardına çekilmiş şizofreni içerikli filmler izleyicilerde bir doygunluk yarattı artık. İlk zamanlar izleyiciyi hayli şaşırtan, sarsan ve etkileyen bu filmler zamanla, artık başından anlaşılır duruma geldi. Bu tarz filmleri çok izlememiş biri elbetteki bu filmden zevk alacaktır. Ama bu filmleri artık yutmuş olanlar için bir yenilik sunmuyor. Yalnız film sadece Christian Balein muhteşem oyunculuğu için bile izlenir.","label":6} {"text":"Yine Türklerin daha ne kadar iğrenç film yapabiliyoruz?& dedirten. Imdb bottom listesinde ilk 100'e rahatlıkla girebilecek filmdir neden mi diyorum? Fazla düşünmeye gerek yok karakter isimleri ve konu zaten bunu gösteriyor.","label":0} {"text":"Ne yazık ki olmamış filmdir. Kitabın yaşattığı gerilimden son derece uzak, basit bir felaket filmi gibi olmuş. Kitabı okurken sorguladığınız bir çok olay filmde aklınıza bile gelmiyor. Oyunculuklar iyi olmakla beraber, son derece büyük bir zaman kaybı. Biraz daha fazla zamanınızı harcayıp kitabını okuyunuz.","label":6} {"text":"izlemeden önce kendimi empati yapabiliyor sanıyordum. kesinlikle izlenmeli","label":7} {"text":"film boyunca calan cello parcasi icin dahi izlenebiliecek bir film. oyle guzel oyle huzur verici bir havasi var ki filmin, olup de yeniden dirilmissiniz gibi sanki. ayrica filmdeki tas mektubu cok cok guzel hikayeydi.. dinlemek için: http://www.youtube.com/watch?v=AO6BkGm337Y&feature=related","label":7} {"text":"kısa film değil, kamu spotu.","label":3} {"text":"Vin Dieselin oynadığı tam da Vin Diesel uyacak bir film. Yani, hiç bir derinliği olmayan, sözde bilimkurgu ama ne anlatmak istediği de belli olmayan sadece vurdu kırdıya dayalı saçma sapan bir film. Vasatın altında.","label":4} {"text":"Konusu iyiydi. Filmdeki bazı şeyler abartılı olsa da yine de iyiydi. Görsel efektlere zaten sözüm yok. Dwayne Johnson'ın başarılı olduğu nadir yapımlardan.","label":8} {"text":"ilk filmden daha iyi olduğu kesin zaman geçirmek için izlenebilir bu senede 3 çıktı bakalım o nasılmış 10 üz 6.9","label":5} {"text":"bang bang club bizlere aslında hergün tanık oluduğumuz savaş, vahşet, cinnet karelerinin arkasında, bu kareleri yakalamak için hayatlarını ortaya koyan fotoğrafçıların hikayelerini anlatıyor, gerçek bir hikayeden yola çıkılmış olması filmin en etkileyici yanı... Sadece sudan'da küçük kız ve akbaba karesi için bile izlemeye değer bir film... tebrikler bang bang...","label":7} {"text":"İnandırıcılıktan uzak bir temel üzerine inşa edilmiş senaryonun üzerine bir de yapay duygusallık ile klasik mafyavari davranışlar eklenince dayanılması zor bir seyirlik çıkmış ortaya.. 2/10","label":1} {"text":"Hersene birçok örneğini gördüğümüz çizgiroman uyarlamalarından olan yeşil fener, Superman ve Batmanin yaratıcısı DC nin pek bilinmeyen(filmi çıkmadan önce bu çizgiromanı duyan birini görmedim) kahramanlarından, buna rağmen amerikada uzun yıllardır sadık bir okuyucu kitleye hitap ettiği söyleniyor.Filmde hafif bir superman havası biraz star wars, birazda tolkien özentiliğide olduğunu söyleyebilirim(5. elementide fazlasıyla anımsatmadı değil özellikle kötü adamıyla), küçükken yaşadığı büyük bir acıdan hala kurtulamamış büyümemiş sorumsuz bir adam ama içinde özel olan top gundan(Maverick karakteriyle çok ortak noktası var) fırlamış kahraman! bir savaş pilotunu yüzüğün seçmesiyle başlıyor film, son yıllarda birçok süper kahraman filminde olduğu gibi karakter odaklı bir film olmaya çalışıyor özellikle başlarda ama ne karakter nede hikaye o kadar derin değil ve bu tarz filmlerde olan tüm klişeleri kullanıyor birbirini seven ama birlikte olamayan aşıklar, eskiden kalma kuyruk acısı olan ezik karakter, bol baba sorunu, kahramanımızı aşalıyan liderler, her amerikan kahraman doğar geyikleri, seçilmiş kişi masalları derken son 20dakikada afakanlar basmaya başladı, hele sonu saçmalığın daniskası.Birde insanlığı öven son konuşma filmden tamamen soyutlanmamı ikincisi çıkarsa kesinlikle bakmamı sağlıyacak cinstendi(bu gişeyle ve bu eleştirilerle zor ya devamının çekilmesi) 10/4","label":3} {"text":"önemsiz film. beyaz kediş pek şeker ama hülya awwşarın sesiyle duymak beni rahatsız etti açıkçası...izlemek filanda sıkıyo arada","label":5} {"text":"Bu film, hem aşırı tuzlu hem de tuzsuz bir yemek gibi; eleştirmesi oldukça zor bir deneyim sunuyor. İyi sahneler 7.5 ve üstü puanları hak ederken, kötü sahneler ise 5.5 ve daha düşük seviyelere geriliyor.","label":6} {"text":"gerçek bir öyküden esinlenilmiş olduğunu düşündüğüm uzun bir yapım olmasına rağmen cesur sahneleriyle asla sıkmayan iyi bir yapım 7/10","label":6} {"text":"Ben beğendim. İzlenince vakit kaybı olmayacağı kesin olan filmlerden. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Mr. Simon tecrübeli, idealist ve başarılı bir öğretmendir. Bir nevi Kemal hocadır. Öğrencileri ise; birbirine saygısı olmayan, güzel/çirkin ayrımı yapan çocuklardır. Mr. Simon bu çocuklardan Andy ve herkes tarafından ezilen Big G'yi birbiriyle yakınlaştırır. Öğrencilerden birinin ceza almasına sebep olan Mr. Simon; aynı öğrencisi tarafından atılan bir iftirayla kariyerini tehlikeye sokmuştur. Film bundan ibaret... Tolerans, hoşgörü, ezme ve ezilme üzerine sosyal mesajlar içeren bir yapım. İzlerken sıkılmadım ama umduğumu da bulamadım. 6,5/10 eder.","label":6} {"text":"oyunculara baktığımız zaman gülmek umuduyla geldiğimiz filmden çok mutsuz ayrıldık. İnanılmaz vasat","label":5} {"text":"bu kadar rezil bir film olabilir mi? biraz amerikan pastasi'ndan çalinmis biraz hababam sinifindan. 30 yasindaki adamlar ve kadinlar dersane ögrencisi yapilmaz . berbat bir film 0,5/5","label":0} {"text":"Alllah kahretsin resmen hırsızlık bu hem zamanımızı hem paramızı çaldılar iğrenç ötesi bir film aslaaaaaa gitmeyinnn!!!!!! Oyuncular çok kötü amatör filmi telefonla çekmişler rüyalarım daha korkutucu bi ara uyuya kalmışım!!","label":4} {"text":"filmde heath legder varken kötü demek ne hattime.sıkılmadan izlenebilecek hoş bir film.oyuncular gerçekten çok iyi...","label":7} {"text":"'The Notebook' filminden esinlenilmiş bir film ama kesinlikle onun kadar iyi değil bence.","label":4} {"text":"gerçek bir öyküden uyarlanmış olağanüstü bir kadının öyküsü fakat Siyah adlı Hint filminin çakması olması üzücü olsa gerek 7/10","label":6} {"text":"Güzel film... Fakat çok büyük bir beklenti ile izlenmememsi lazım. klasik bir aksiyon filmi. boş zamanınızı keyifli bir şekilde geçirmek için ideal 10/6","label":7} {"text":"şu kopan ipin teknedeki kız hariç herkesi ortadan ikiye ayırdığı sahne müthişti. hala unutamıyom savaşlarda niye öyle bi şey kullanmazlarki.hiç savaşmadan düşmanın hepsi ikiye bölünür.","label":9} {"text":"Hayatımda izlediğim en yapmacık film. Gidip boşuna zaman kaybettim. Gitmek isteyen arkadaşlara tavsiyem teletabiler daha keyifli","label":0} {"text":"kore filmlerinin izlemeye başladığımdan beri insan öldüresim gelmeye başladı :) kardeşim vahşet sahnesi bu kadar mı sanatsal olur, özendirir adamı. özellikle finalde ki bıçaklı kapışma beni benden aldı. küçük kızın sevimliliği ve oyunculuğuda alkışa değer. izlenesi bir film.","label":9} {"text":"Cok basarısız bir filmdi kimseye tavsiye etmiyorum.","label":0} {"text":"Rahatsız edici, ortalama bir film.. Şiddet görmek istiyorsanız izleyin yoksa tavsiye edilecek bir yanı yok.","label":5} {"text":"Matthew McConaughey’in hayat verdiği Ron, amiyane tabirle toplumsal cinsiyet bakış açısının bir erkeğe yüklediği her türlü özelliğe sahip, para için pek çok şey yapabilecek bir erkek karakter. Para için arkadaşlarını kandırıyor, seksi ise hayatından hiçbir şekilde eksik etmiyor. Varoşlarda yaşayan, cahil ve bilgisiz bir profile sahip olan Ron’un bu özellikleri onun başına çok belalar açıyor: Korunmasız ilişkiye sıkça girdiği için HIV enfeksiyonu kapıyor, HIV o dönemler eşcinsel hastalığı olarak görüldüğü için arkadaşları tarafından etiketlenerek dışlanıyor, düzgün tedaviyi almak için kaçakçılık yapıyor, bu uğurda yasalarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Aslında Ron’un tüm bu çabalarının altında yatan sebebi anlamak biraz güç. Kendisine yalnızca otun günü kaldığını söyleyen doktora başta inanmasa da daha sonra sanrılar ve varsanılar kendini göstermeye başlıyor, Ron da ister istemez harekete geçiyor. Başta tek derdi ölümden kaçmak olsa da zamanla görüyor ki bu işten çok iyi paralar kazanmak da mümkün. O andan itibaren Ron’u, aynı karşısına aldığı FDA (ABD İlaç ve Gıda İdaresi) gibi, paranın kölesi haline gelmiş bir temsil olarak görüyoruz. Ülkenin HIV pozitif hastalara karşı kullanmak istediği ve zehir etkisi yaratan bir ilaca karşı kendi araştırmaları sonucu, dünyanın başka yerlerinde kullanılan ve olumlu sonuçlar veren ilaçları illegal olarak ülkeye sokup bunları fahiş fiyatlara satan karakterimiz, insanoğlunun en bilindik zayıf noktalarından birinin kurbanı oluyor: Açgözlülük.","label":4} {"text":"Başlarında hiç gülmedim ancak ilk perdenin sonuna doğru Şinaşi Yurtsever'in yaptığı espiriden yıkıldım. Ondan sonra güldüğüm bir yerler oldu. Ancak film sonlarda bende koptu. O yarışma ve ünlüler. Birde Ciguli'yi görünce üzülmedim değil. Ali Ağaoğlu zaten beni yıktı. En son söylenen şarkı güzeldi. Eğer seviye son anlardaki gibi olursa 2. filmin gelmesini isterim.","label":6} {"text":"Vincent Gallo'ya aşık olmamı sağlamış film. Garip bir şekilde etkilendim ben bu filmden. Nedensiz bir şekilde resmen :) Çok derin anlamlar vardı filmde ve o derinliği yansıtabilmesinden dolayı sevdim belki de. Ama tabi Vincent Gallo'suz birşeye benzemezdi bu film bence. Adam ayrı bir dünyada yaşıyor yahu. Yok böyle oyunculuk! Bulabildiğim tüm filmlerini izlemeye and içtim :)","label":9} {"text":"Japonların bu kadar aptal gösterilmiş olması beni çok rahatsız etti. Klasik ABD'li şımarıklığı işte. Japon halkının, hamburger beyinli Amerikan'lardan 10 kat daha akıllı olduğuna da eminim. Hani ırkçılığa katlanıp filmi izleyelim desek, hiçbir numara yok. Diyalog yazamamış Sofia Coppola doğru düzgün, boşluğu şehir görüntüleriyle kapatmaya çalışmış. Sanki Tokyo ile ilgili bir belgesel izliyoruz. IMDB puanı 7.8, buradaki puanı 6.9. Bu siteninki çok daha gerçekçi.","label":4} {"text":"Konu itibari ile fazla klişeler bulundursa da benim beğendiğim bir gerilim filmi oldu... Film 1.5 saat fakat her yarım saatte filmin türü değişti, ilk yarım saat bir fenomenin hayatı ikinci dilim de escape room üçüncü dilim de saw serisini izletti. Sonu benim beklemediğimden fazlasıyla şaşırtıcı bir finalle son buldu... Oyuncular ve reklamı biraz daha iyi olsa imdb de daha iyi bir yer bulur ve daha çok kitleye ulaşabilirdi. Gerilim severlere kesinlikle öneriyorum.","label":6} {"text":"izleyici ve sonta hemen unut. hattam mümkünse hiç izleme 10/4","label":3} {"text":"Hayatımda izlediğim en iğrenç filmlerden birisi, sadece para kazanmak için yapılmış bir film ilk yarıda bırakıp çıktım gidecek olanlar varsa sakın gitmesin paranıza zamanınıza yazık...","label":0} {"text":"Bu filmi sıkıcı bulan birçok tanıdığım var. Sanırım bende bir tuhaflık var. On numara film lan bu!","label":7} {"text":"Uzun zamandır izlediğim en etkileyici filmlerden diyebilirim. Hatta Dolan'ın bu zamana kadar ki en etkileyici filmi. Açıkçası bu filmi sadece meraktan izledim çok birşey beklemiyordum. Sadece Dolan'ın filmlerini sevdiğimden bunuda severim ya diyerek izlemeye başladım ve beklentimin çok üstündeydi. Film bittiği an içime bir yumruk oturduğunu farkettim. Bolca gerildim, üzüldüm ama bu film izlenmeli. filmde beni rahatsız eden şeyler ilki steve'in alışveriş yapcak parayı nerden bulduğu burda çalmadığını düşünüyorum bütün o şeyleri ve kolyeyi 2. si kyla'nın yaşadığı travma. Bu konuda ucu açık kaldı ve bilgi verilmedi.","label":3} {"text":"Gerçek kesit severlerin ilgilenebileceği türden bir film. Fakat senaryo bakımından gerçek kesit bu filme göre oscarlık sayılabilir.","label":2} {"text":"Bu penguenlere zaten madagaskar filmlerinden hayrandım. Film de güzel olmuş. çoluk çocuk kardeş rahatlıkla eğlenerek izlersiniz. Tavsiye edilir.","label":7} {"text":"baş yapıt","label":5} {"text":"Hayatımda izlediğim en berbat filmdi. Film ilk yarısı olmadan çıktık. Yapılan işe verilen emeğe saygım gerçekten var ancak 7+ yazdığınız filme oğlum ile gittik. Korkunç ve kesinlikle çocuk izleyici kitlesine hitap etmeyen bir filmdi. illan başrolünde bir çocuk oynuyor diye bunun 7+ yapılmasını doğru bulmuyorum. Özel kuvvetlerin kırmızı ışıklar saçan silahlarla bir binayı basması, mafyaların adamların kafalarından denize batırması, çocuğun hırsızlık düzenbazlık üzerine kurulan bir hayatı anlatmasını nasıl bir çocuk filmi olarak çıkartırsınız????","label":0} {"text":"Kesinlikle keyifli bir seyir sunuyor. Ama ben biraz overrated buldum. Final sahnesini ben de beğendim. Psikolojik olarak sadece David karakteri ele alınıyor gibi geldi. Evet diğer karakterler de değişiyor ama bu değişimde yine David'in payı var. Alex karakterini \"sevilmeyecek tip\" olarak başarılı buldum. Bir de dedektiflerin hikaye üzerinde pek bir ağırlığı yok gibiydi.","label":5} {"text":"tam bir devlet düşmanı film olmuş. filmin her noktasında devlete isyan. sen bu devlete ne vermişsinde istiyorsun. tarih boyunca devlete her isyanda başrol oynamışsın. oyunculuk zaten berbat, asker aptal konumunda gösterilmiş. bırakın bu ihaneti artık devletinize sahip çıkın.","label":1} {"text":"Toplumsal hafıza üzerine çok çarpıcı bir yapım. Film bir kaç noktada izleyiciyi yorsa da genel olarak ışığın ve sesin de muntazam kullanımıyla temposunu ve vermek istediği mesajla paralel türüne mahsus gerginliğini korumuş. Kesinlikle izlenmeli.","label":9} {"text":"Ahahahah yapmayın olum böyle şeyler. Fragmanı izledim de iyi güldüm yalnız. Fragmana puanım 0 filme izlemeye gerek yok zaten :D","label":0} {"text":"Çarpıcı, düşündürücü ve ilham verici...","label":7} {"text":"Bir aşk hikayesi mi, bir dostluk hikayesi mi, bir devrim hazırlığı mı, otobiyografik bir vaka mı yoksa bir dönem manzarası mı? Yoksa belki hepsi birden mi? Benzersiz ve belki biraz kafa karıştırıcı cutlar ve olay örgüsüne ragmen, Godard yine izleyicisine keyif ve sanat sunuyor! Muhtesem bir hikaye anlatımı!","label":7} {"text":"filme gittim ve rezalet ötesi bir film tam anlamıyla berbat senarist sanki aşkı memnuyu izleyipte yazmış gibi çok saçma bi senaryo yapımcılar sanki öylesine yaptık dermiş gibi sundular en saçmasıda senaryo yarım yamalak bitti sanki adamlar yapmaya üşenmişler","label":0} {"text":"sıcak ve değişik bir filmdi.başroldeki jamel resmen harika rol kesmiş,o eziklik falan tam yerindeydi yani.fırsat bulunursa sıkılmadan izlenecek bir luc besson yapımı","label":7} {"text":"Bugün izledik aksiyonu bol sıkmayan güzel bir filmdi.Sahneler bir anda bitiyor diye eleştiri gelebilir ama filmin geneline bakarsa güzeldi.İlk filmi izlemedim devam filmi olmamasına rağmen onuda izlemeyi düşünüyorum.Eğer aksiyonu sevenler varsa bu filme gidebilir.Finaline göre yorum yapmak istersem seri gelebilir..","label":7} {"text":"Fransız filmlerine her zaman bir sempati ile bakmışımdır. Şahsına münhasır bir havası vardır. Bu filmde farkını film başlar başlamaz hissettiriyor. Müzikleri bir harika, senaryosu bir harika bütünüyle bir harika... Hülasa izleyin derim :)","label":7} {"text":"başarılı v","label":4} {"text":"Mutsuz filmleri seviyorum, çünkü çok gerçekler. Jake Gylenhaal da bu filmlere çok yakışıyor. Burada da yaşayarak oynamış. En sevdiğim tabirle; \"Yardırmış\". Acıya alışamayan, çok güçlü gözüken aslında içinde bir o kadar zayıf bir karater Davis. Duygusuzlaştığını vurguladığı her sahnede kendimden bir parça buldum. Mutsuz filmleri sevmemin nedenlerinden biri de bu zaten. Kendimden bir şeyler bulmak kolay oluyor. Sizce Crazy On You üzücü bir şarkı mı ? Demolition izledikten sonra benim için öyle.","label":6} {"text":"Çok etkilendiğimi söyleyemem. Oyunculuklar iyiydi, evet ama konu çok uçuk geldi bana, sevmiyorum böyle filmleri... 6/10","label":5} {"text":"Filmi yerden yere vurmuşsunuz bence çok güzel bir filmdi erotik ve porno karşımı bişey çıkmış ortaya","label":7} {"text":"İlkine oranla daha çok izlenebilir sahne var. Yİne işkence sahnelerine pek bakamadım ama, bari bir konu üzerine kurulmuş..","label":4} {"text":"Ufak tefek göze çarpmayan eksiklikleri olanbi film. Oyuncuların tipi pek hoşuma gitmedi sakal falan ne öyle kurt adam gibi.","label":6} {"text":"Bence en sağlam oyun uyarlamalarından biri. Yine de ben oyununu oynamayı tercih ederim. :) Ama sağlam bir eser.","label":6} {"text":"serinin ilk filmi kadar başarılı değil.. evde izlenebilecek bir film. 6/10","label":5} {"text":"Son dönemlerin en üretken yönetmenlerinden birisi. Son dönem diyorum ama bu süre neredeyse yarım asra karşılık geliyor. İnanılmaz bir istek. Kendini kanıtlayan bir yönetmenin böyle bir çaba içerisinde olduğunu çok az görürsünüz. Uzun yıllar süren bir bekleyişi yok her yıl bir film demek onun için. Filmin her şeyine nüfus ediyor (yapımcı, yönetmen, oyuncu,senarist). ve son nefesine kadar da bu dinamizmini kaybedeceğini zannetmiyorum. Mavi Yasemin komedi dozunun biraz azaltılıp dramın giderek yoğunlaştığı bir yapım. Jasmine'nin penceresinden olaylara tanık oluyoruz. Zenginliğin pırıltılarıyla başlayan bu hikaye ilerleyen bölümlerde bir insanın dramatik öyküsüne dönüşüyor. Bu noktada Cate Blanchett'in olağanüstü oyunculuğu adeta göz kamaştırıyordu. Duruşu, konuşması, jest ve mimikleri ile bütün ustalığını Allen için sergilemiş. Şapka çıkartılacak bir iş. Bunda Cate Blanchett'ın profesyonelliği kadar Woody Allen'ın oyuncularını yönetmekte ki becerisinin etkili olduğunu düşünüyorum. Allen filme o kadar hakim ki oyuncusunun ruhuna işliyor. Farklı oyuncularda bunu gözlemliyorum. Allen'ın el hareketleri, konuşma şekli her oyuncu da belirginleşiyor. Blanche'te de bunu gözlemledim. Yanlış anlaşılmasın bundan yakındığım yok. adeta yönetmenin bir imzası olduğunun altını çizmek istiyorum. Filmde beni benden alan başka bir unsurda oldukça iyi seçilmiş müzikleriydi. Şehir güzellemelerinde müzik titizliğini bu film içinde göstermiş. Filmin teması ile birebir uyumluydu. Kariyerine komedi türüyle başlayan yönetmenin bu dramatik öyküleri işleyişi komedide ki ustalığı kadar iyi. Jasmine'nin olay örüntüsü içerisinde ruhsal parçalanmalarını seyirciye aktarmayı başarmış.Jasmine karakteri için tek bir yorum getiremiyoruz. Farklı bölümlerde farklı Jasmine değerlendirmeleri ortaya çıkıyor. Filmin başlangıcı ile final sekansını karşılaştırdığınızda karakter değişimini net görüyorsunuz. 2013 yılının izlemek için sabırsızlandığım yapımlarından biriydi. Hiç ama hiç pişma kalmadım. Beklentimi fazlasıyla karşıladı. Bir de şunu belirtmek lazım Allen'ın tarzını sevmiyorsanız filmleri size uzak ve sıkıcı gelebilir. Ama Allen'ın tarzını seviyorsanız yeni projesi için gün saymaya başlarsınız.","label":7} {"text":"- Sence uygarlığımıza ne olacak?- İnsanlık geçmiş buzul çağını atlattı. Eminim bunu da atlatacaktır. Herşey hatalarımızdan ne öğreneceğimize bağlı ...","label":7} {"text":"filmi izleyeli epey zaman olmuştu, bugün denk geldi tekrar gördüm, ilk tepkim 'aa bu fiiilm' oldu :). film epey güzeldi, işlediği konu, karakterlerin pozisyonları, mekan, diyaloglar, bakış açıları, konunun işlenişi. . cidden çok güzeldi. film tekrar tekrar izlemeye fazlasıyla deger. bu kadar az kişinin bu filmden haberdar olması da gerçekten tuhaf, popüler kültür bu olsa gerek tabi :D","label":7} {"text":"İzleyin izlettirin bunu bak. Günlerden pazar olsun mesela, evde rahat kafayla pijamayla, elde kahveyle izleyin. Ya da ne bileyim uzun bir pazar kahvaltısının ardına yerleştirin bu filmi. Çok şey beklemeyin, ama izlerken çok eğlenin.","label":7} {"text":"rutger hauer fevkaladenin fevkindeydi. metruk binadaki kovalamaca sahnesi ara sıra aklına düşecek ve yine izlemek isteyeceksin https://www.youtube.com/watch?v=a_saUN4j7Gw","label":7} {"text":"Konusu güzel beğendim İspanyol sinemasından iyi filmler çıkıyor son zamanlar özellikle bazı yönetmenleri çok iyi işler çıkartıyorlar","label":6} {"text":"Lanet ve Şeytan Çarpması yapımlarının yönetmeni Scott Derrickson’dan şeytan çıkarma ve rahip - polis ittifakı filmlerine yeni bir soluk. Daha önceki çekmiş olduğu filmlere göre gerilim ve aksiyon dozu çok daha fazla. Vizyon filmleri arasında çok dikkat çekmiyor olmasına rağmen şatafatlı yapımlardan sıkılmış, sade ve özgünlüğü özleyenler için tavsiye edilecek filmlerden birisi. Bilimkurgu ve korku – gerilim türü yönetmeni olan Derrickson tavsiyemizde olduğu üzere bu sadelik ve özgünlüğü müstesna bir şekilde bizlere sunuyor. “Truva”nın Hector’ı Eric BANA kahraman polisimiz rolünde yine yıldızını parlatıyor. Görsellik beklemeyen ve özellikle benim gibi korku – gerilim türü filmleri sinemada izlemeyi daha hoşnut bulanlar için filmimiz biçilmiş kaftan diyorum. İyi seyirler.","label":6} {"text":"İlginç bir yapım olduğunu düşünerek kalitesinden çok şey beklediğim fakat beni baştan sona kadar yanıltan bir film oldu. Bazı diyaloglar hariç ne güldürdü, nede eğlendirdi. Son sahnelerde romantizme dönüşmesi ise tam bir faciaydı bence. Bu filmde göze iyi gelen tek şey ise Mila Kunis...","label":3} {"text":"Sinemada çıktığı gün filmi izledim. İlk yarısı oldukça merak uyandırdı ama sonuna doğru beklentimin boşuna gittiğini gördüm. Ortaya çıkarılan senaryodan en az iki film çıkarılabilirmiş. Her şey oldukça hızlı geçti ve detayları çabuk atlandı. İster istemez popüler filmlerden esintiler hissettim. Yaratıcı bir yönü var, oha yürüyen şehirler var derken benzer konu ve içerik odaklı serilerden biri gibi daha geldi bana.","label":4} {"text":"w0w izlediğim en iyi animasyon filmi olabilir. bu kadar dolu bir film ayırca 1s 40dk nasıl olabiliyor halen anlamadım","label":8} {"text":"Adından dolayı romantik film beklentisi oluşur önce ve sıkıcı diye nitelenebilecek ağırlıkta başlar film, soğuk ve oldukça karizmatik bir adamın gizemli öyküsüdür anlatılan. Öykü basittir aslında ama bu basit öyküyü gizemli hale getirip izlenir kılmayı sağlayan kameranın farklı kullanımıyla yaratılan çekicilik ve müziğin etkin kullanımıdır. Baştaki ağırlık yerini yükselen gizeme bırakırken güçlü görünen karizmanın önce sıfırlanıp sonra tekrar dirilişini ve filme romantik anlamını veren sonu keşfederiz... 75/100","label":7} {"text":"10 dakika kimin için ne ifade eder? Bu soru ancak bu kadar çarpıcı biçimde anlatılabilirdi.","label":8} {"text":"ben filmden tat aldım. güzel bi' kafa yaşatıyor.","label":7} {"text":"Kirli Harry serisinin 3. filmi. Clint Eastwood çok iyi oyunculuk performansı sergiliyor.","label":6} {"text":"Kirli para ile ancak bela satın alabilirsin.Çok büyük miktarda paranın mahvettiği sıradan insanların trajik ürpertici ve etkiliyeci öyküsü.Senaryo dört dörtlük,oyunculuklar özellikle Billy Bob Thortonun performansı üst safhada.Kurgu ve karlı manzaralarla süslü görsellik de yanına eklenince çok başarılı bir gerilim olmuş.8/10","label":7} {"text":"çok basit bir konu olmasına rağmen yönetmen farkı kendini açıkça ortaya koyuyor. film bittiğinde size filmi hatırlatacak çok şey farkediyordunuz hayatınızda. sarmal ilişkiler ve geçmiş gelecek üzerine güzel bir kıyaslamanın içerdiği film ,her ne kadar parıldayamasa da kendini izlettiriyor.izlenmeli... 7/10","label":6} {"text":"District 9'un hikaye, altmetin, öyküleme açısından düşük seviyesi, cilalama, Hollywood endeksini tavana çekme, efektlerle filmin gürültüsünü artırma, araya bir iki de duygusal sekans yerleştirip, arka planı çocukluğa dayanan bir dostluk serpiştirme açısından katbekat üstü. İlk dakikalardan itibaren aksiyonun pek durmadığı, sağlık sisteminin sınıf farkıyla kazındığı, elitistlerin cennetlerine kaçışın sorgulandığı lakin Damon'a yüklenen kurtarıcı miti bir iki ufak hamle dışında fazlaca göze batarken sistemi yok et, dünyayı kurtar mottosundan ziyade sisteme katıl ona uyum sağla felsefesine yönelen film. Görsellik, efektler doyurucu. Blomkamp ilk filmindeki atmosferi koruyup üzerine katmış. Senaryo da ise aynı şeyleri söyleyemem. Sharlto Coply'in oyunu ise dikkat çekici. Sinemada izlenirse keyfi çıkabilir.","label":6} {"text":"filmi dün izledim..çok güzeldi..oyuncular harikaydı..özellikle al pacino..bu adam manyak..çok güzel oynuyor...","label":7} {"text":"Bir dönem kanaL d'nin her hafta sonu yayınLadığı türk fiLmLerinden :) GüzeL fiLmdi asLında şimdi oLsa şimdi biLe izLerim vaLLa :)","label":6} {"text":"Kültür olarak beyzbola uzak olsamda bu film beni beyzbola ilgi duyar hale getirdi.Özellikle gelişen teknoloji ile birlikte takım sporlarında önemi artan istatistik bilimini konu almasi filmi ilginç kılıyor,beyzbol filmi sanıp ve beyzbola ilgi duymayanlar izlememezlik yapmasınlar zaten konu beyzbol degildir,bütün sistemin tersini yapıp başarmaya çalışan bir adamın hikayesi anlatılmakta. Cm oynayanlar hiç ama hiç kaçırmasın bu filmi.","label":7} {"text":"benede gayet iyiydi...özenle oluşturulmuş dekorlar,kostümler ve makyajlar 1. sınıf...ortada bir emek olduğu belli oluyor...nurgül yeşilçay da bu kadar güzel miydi dedim kendi kendime :D...ezel akay ında güzel yönetimiyle izlenebilir bir müzikal çıkmış ortaya...10/7.5","label":7} {"text":"&Korku&filminin ne oldugunu ilk bu film sayesinde ogrenip sevdim!..Koltuga yapisarak izlemistim korkudan ilk izledigimde hala izlenilebilirligi var!","label":9} {"text":"intihar sahnesinin özgünlüğünde başlayan, müzikleri dinlendikçe güzelleşen bir film. Ancak baştan söylemeliyim ki konu olarak süper olmasına rağmen filmi izlerken aynı hissi devam ettiremiyorsunuz, ama güzel tabi. Birde şu var ki izlerken aşk filmi gibi gelmiyor insana, arayış içinde olan bir grup insan ve yaşadıklarına bakıyormuş gibi hissettiriyor.","label":5} {"text":"İlk filme nazaran daha iyi. Artık teenage degiller yetişkin oldular :)","label":6} {"text":"jim carrey nin oyuncluğu kesinlikle mükemmel. ancak j. c. nın çok daha komık filmleri var, komık filmleri listesinde son sıralarda yer alabilir, yine de epey güldüm, eğlenceliydi yaf, izleyin, tabi ki pişman olmazsınız","label":6} {"text":"sıradan bir film ama çok akıcı sıkılmadan izledim 10/8","label":7} {"text":"Bu filimin zayif noktasi Michael Madsen ve Stephen Baldwin.hic oymamislar bu filime.. filimin hikayesi gedis hatti aslinda edare eder. FAKAT BIR DABBE 6 ETMES!!!","label":4} {"text":"iyice yozlaşmış olan Dennic Peck isimli polisin kurmuş olduğu gizli ilişkiler dolayısıyla işlediği karanlık işleri ve onu yakalamak için gönderilen Raymond Avila'nın birbirlerini kovalamacalarını işleyen bir film. Filmde Dennis öyle bir karakteri oynuyor ki neredeyse etkileyemeyeceği bir kadın yok. Filmdeki sorgu sahnelerin sığlığı da maalesef sırıtıyor. Ama yinede film bir şekilde kendini izlettiriyor. Ortalamanın üzerinde olduğu kanaatindeyim.","label":5} {"text":"Pure Sci-Fi","label":6} {"text":"güzel ve farklı bir film olmuş.ama final biraz komik geldi bana türk filmlerinin dram sahnelerini aratmayacak cinsten olmuş.yinede güzeldi bence en azından farklı bir senaryoizlemek bile yetiyor.10/6","label":5} {"text":"S1m0ne Atv'de izlenir. En az 3 kere izlemişimdir. İlk izlediğimde çok etkilenmiştim, acaba böyle bir icat yapabileceğimi düşündüm de mi yazılım işine girdim :) Çok büyük bir film değil ama sevdiğim bir film.","label":6} {"text":"Masalsılığı mı, çocuk oyuncuların tatlılığı mı, kadrajlar mı, renkler mi, diyaloglar mı, alegoriler mi? Ne yani kalbe cuk diye oturan bu filmde? En'lerden bahsederken kararsız ve çekinik kalırım ama bu film için rahatlıkla ve gülümsemekle en sevdiğim, en hissettiğim filmlerden biri, belki de ilki diyebilirim.","label":8} {"text":"Animasyon filmlerindeki karakterleri çok ciddiye almak ve filmde mantık hatası bulmaya çalışmak mantıksızlık sayılabilecek davranışların başında gelir. Bu filmin türü sonuç itibariyle animasyon ve komedi, değil mi? Filmi de ona göre izlemek lazım. Kimse bu filme giderken bir Fight Club bir Godfather bir LOTR beklemesin. Eğer beklerseniz elmalarla armutları karıştırmış olursunuz. Filme gelirsek, kendi türünde baktığımızda bence başarılı sayılabilecek bir film. Amaç ne? -Gülmek, O zaman film tam başarılı olmasa da başarıya yakın düzeydedir benim için. Ha tabii ki hayatımdaki en iyi 500 film arasına bu filmi almayacağım, orası kesin. :) Saygılar..","label":6} {"text":"Etkileyici güzel bir film. Aynı temaya sahip Requem For A Dream in bir tık altında kalmış diyebilirim. 76/100 gibi puanı hakkettiğini söyler ve mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.","label":7} {"text":"aslında gerçekçi olmak gerekirse ilk kez Vin Diesel filminden bu kadar bitmesini istedim konu bilindik ve sıradan ve anlatım ve işleyişte kötü olunca filmden kopuyorsunuz neyse fena değil izle ve unut tarzı karar sizin","label":6} {"text":"ben filmi yeni izledim ve çok beğendim içinde komediyi,aksiyonu,dramı,bilimkurguyu barındırıyor ve tabiki filmin bu kadar müthiş olmasındaki diğer etken başta bruce willis olmak üzere muhteşem oyuncu kadrosu.izlemeyenlere iyi seyirler.8/10","label":7} {"text":"Al pacino kör müydü yoksa dediğim film..","label":8} {"text":"On küçük zencinin çakması gibimsi. Tabii tırnağı olamaz.","label":5} {"text":"Film basladi ilk 10 dk: film ile oyunu bagdastirmayayim ne de olsa sinema ayri dunya Sonuc: 20. Dk da anliyorsunuz ki sinema olarak hikaye de ciddi bi sorun var. Film arasi: ciksam mi ya, oyundan sogucam yoksa. ... ve sonuna kadar sabirla izledim. Neyse, boyle eksik hikayeden daha fazla cikmazdi zaten. Diger etkenlere gelirsek; filme heyecan katmak icin muIkler biraz abartiyla secilmis hissayati veriyo. Oyunculuk namina gerekli biwsy olmadigi icin bahsetmeyw gerek yok. Cotillard in ses tonu beni cok rahatsiz etti. Film cekim teknigini elestirecek yeterlilikte degilim fakat arkasokaklar dizisini animsatan cok sahne vardi. Donuc, sinema olarak hic basarili degil.","label":5} {"text":"Çok iyi film ya. Yoruma gerek yok. Alın izleyin..","label":8} {"text":"Son sınavın verdiği rahatlıkla hemen bir Ghibli filmi izlemek istedim. Diğer Ghibli filmlerinin duygusal kuvvetinin yanında çok ufak kalsa da yine pişman olmadım. \"Kendimi kötü bir pembe dizi içerisinde gibi hissediyorum.\" Bu direkt ana karakterin bir monoloğu ve film de kendisini dramatize etseymiş kötü bir pembe dizi olacakmış ama olabildiğince basit iş çıkartmışlar. Eseri iyi yapan da bu basitliği aslında. Sakin ilerleyen bir platonik aşk hikayesi neticesine doğru ilerlerken biz de bir grup lise öğrencisinin arkadaşlıklarını, hatalarını, affedişlerini, büyüyüp geçmişi hatırlamalarını izliyoruz. Tüm bu süreçler olabildiğince sıradan ve neredeyse hepimizin hayatında yaşadığı bir takım gençlik problemlerinden oluşuyor. Bu kez o şahane seslerde, çizimlerde kaybolamasam da dingin bir hikaye izlediğim için memnunum.","label":5} {"text":"çok keyif vermeyen oyunculuklarin disinda herhangi bir temasi olmayan bir film 1/5","label":1} {"text":"Son yılların en iyi gençlik filmlerinden. 1999 yılında büyük ses getiren aynı isimli romandan uyarlanan bu film, KitapFilm uyumunu yakalayan nadir filmlerden. Bunun en büyük sebeplerinden biri kitabın yazarı Stephen Chbosky'nin filmin yönetmeni olması. Filme gelirsek, baş karakter Charlie (Logan Lerman) trajik bir geçmişe sahip olduğu için bazı sorunlar yaşamıştır. Ve bazı hayaller görmektedir. Film bize asla gösterilmeyen ve Charlie'nin Sevgili Dostum diye hitap ettiği birine mektup yazmasıyla başlıyor. Charlie liseye yeni geçmiştir ve hiç arkadaşı yoktur. Bir futbol maçında Patrick (Ezra Miller) ve Sam (Emma Watson) ile tanışır. Bu üçlü bir yandan birbirlerine destek olurken bir yandan da kendi sorunlarıyla uğraşırlar. Film, 90'ların ABD'sinde geçiyor ve Amerikan gençliğinin içinde olduğu aşk, uyuşturucu, gece hayatı, ailevi sorunlar gibi ögeleri müthiş aktarıyor. Başrolde Şimşek Hırsızı filminde Percy Jackson'ı canlandıran Logan Lerman yer alıyor. Bunun dışında We Need To Talk About Kevin'dan tanıdğımız Ezra Miller çok yetenekli bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor ve oyunculuk anlamında sivrilmeyi başarıyor. Sam rolünü ise Harry Potter serisinde Hermione Granger ile şöhreti yakalayan Emma Watson'ı görüyoruz. Bu film Emma Watson'ın şişirilmiş bir oyuncu olmadığını kanıtlıyor. Tıpkı Ezra Miller gibi bir önceki rolüne tamamen zıt bir karakteri müthiş canlandırıyor Watson. Bize de bu başarılı yapımı izlemek kalıyor.","label":6} {"text":"klişeleşmiş amerikan filmi çok bir şey beklemeden izlenebilr. tom cruise ve jaime fox a laf yok :D","label":5} {"text":"Yönetmen bu filmi izlemek isteyenin ne aradığını biliyor ve karşılığını da hayli veriyor. İlk filme de bayılmıştım. Bu da gayet güzeldi. Hatta son kısımdaki mutfak sahnesi; gözlerimi kırpmadan ekrana baktığım en uzun sahnedir. Ek olarak ben altyazıyı bekleyemedim ve \"Nasılsa çok konuşma yoktur.\" diye düşünerek ingilizce altyazı ile izledim. Siz aynısını yapmayın sakın. Türkçe altyazıyı bekleyin. Çok fazla konuşma var.","label":7} {"text":"Sinemadan mıdır bilemem ama film çok karanlıktı, gözlerim çok ağrıdı. Filmi 3D yapmışsınız bari 3 boyutluluğu kullanın. Varsa şansınız 3D izlemeyin bence filmi.","label":6} {"text":"Tertemiz dünyayı savaşlarla, katliamlarla, zulümlerle, işkencelerle pisletmek insanlığa yapılan en büyük ihanettir.","label":5} {"text":"öyle canınız sıkılır hani izleyecek bir şey bulamamışsınızdır ilk filmi izlemişsinizdir de bi izleyeyim dersiniz yaa öyle b film işte.. Gürgen kurtarmış filmi diyebiliriz.. oyuncuların bazıları iyi laf yok ama senaryo daha iyi olabilirdi.. lisede daha yaratıcı şeyler yazan tanıdıklarım vardı.. yine de iyi seyirler...","label":5} {"text":"En fazla The Walking Dead'ın sıradan bir bölümü kadar ederi var, ki o dizinin çok abartıldığını düşünmüş biri olarak bu film bana çok saçma geldi, iki seksi hatunun su damlacıkları eşliğinde matriksvari bir şekilde kurşunlardan kaçışı... çoğu sahne 3D olsun ilgi çeksin diye yapılmış evde izleyenler için vasat altı bir film.","label":2} {"text":"tanrıkent tadında bi film, ama bu sefer polislerin gözünden anlatmışlar hikayeyi.","label":7} {"text":"En bi çerezliklerden ama beni güldürmeyi başardı. Zach Braff harika bir komedyen.","label":6} {"text":"bu filme yurt dışında olduğum için gidemedim her yerde arıyorum ama internette hiç yok bu çok can sıkıcı hep arıyorum ama yok","label":1} {"text":"Daha çok doğaçlama gibi ilerleyen, birbirinden ayrı olan yaşlı bir çiftin tekrar denemeleri sırasında çıkan bir çok karenin bulunduğu sessiz-siyah/beyaz bir kısa film. Bugün bunu izlediğinde insan nerden nereye diyor tabiki...","label":4} {"text":"Modern erkeğin başarılı ve güçlü kadınla sınandığı, oldukça keyif alarak izlediğim güzel bir film.","label":6} {"text":"Türkiye de Dabbe gerçeği varken siccin felan tutmaz zaten tutturamıyorsunuz o yüzden uğraşmayın fazla derim siccin yapımcılarına söylüyorum alın çerezinizi gidin dabbe yi izleyin adam yapmış siz komedi yapın","label":1} {"text":"kaderden kaçılmaz mesajını vermesi filmin tek artısı... diyaloglar bayağı sıkıcı ve çok yavaş ilerleyen filmlerden biri de bu film... final sahnesi zayıf kurgusuyla netlik kazanamamış... ama genel plan melinda ve melinda filmine biraz benzerlik gösteriyor 2 yaşamı değişik açılardan göstermesi bakımndan.... benden 7 aldı o da kader mesajı hatrına....","label":6} {"text":"Merakla beklediğim bir filmdi,fragmanları etkilemişti,ama,ama gittiğimde tam bir hüsrana uğradım,vasat olmuş,yönetmen filmi ilginç kılayım,değişik bitireyim derken karman çorman etmiş,bazı yerlerine pek anlam veremiyorsunuz,tek güzel yanı Sigourney Weavver&ın oyunculuğu,onun dışında tek kelime ile olmamış&.","label":1} {"text":"Sahneleri pek olmamış ama bi duygusal yani iyi yapmışlar. o değil de bir goril bile taş gibi ablaya karşı ilişki kuruyor ya yanarım yanarım ona yanarım.. Vesselam dün tv8'de verilmişti güzelde oldu izledik yine yeniden...","label":6} {"text":"İlk film kadar, sıkı bir polisiye gerilim...","label":9} {"text":"Hani şöyle bir konuyu okuduğumuzda çok farklı bir film olmadığını anlayabiliyoruz. Ancak, Steve Carrell faktörü filmi izlemek için yeterli bir sebep olabiliyor. Bizim geleneklerimize uymayan bir ilişkiyi barındırsa da; bir aile filmi aslında... Güldürme amacı güdülmemiş. Zaman zaman tebessüm ettiriyor. Ayrıca; You Again filmindeki Odette Yustman'dan sonra gördüğüm en sempatik dans eden oyuncu; Dan in Real Life'taki Emily Blunt... Emily Blunt'ı filmde çok az görüyoruz belki ama bana her zamankinden daha güzel geldi.","label":6} {"text":"çok dandik bir film","label":1} {"text":"Yine bir abartı. İzlerken dönemi ve oyunlukları sevmeye başlıyorsunuz ama o kadar. Sıcacık bir hikaye falan da yok ortada. Abartılan bir İtalyan klasiği. Çocuğun bazı yerlerdeki -hatta çoğu oyuncunun- repliğini geciktirmesi de ayrı hata. Ha baştan sona ilerleme mevcut da öyle en iyiler arasına girecek bir durum yok. Müzikleri seversiniz diyeceğim o da yine dönemin başarısı. Bu yıllarda çekilen her filmde müzik benzer zaten. Beklentiyi düşürüp izleyin. O zaman film diyebilirsiniz. Bilmiyorum bu kadar kişi bunu beğenmişse vardır bir gerçeklik de bende geçmedi. İyi seyirler.","label":5} {"text":"Ohh son model bi distopya buldum diye sevinip, izlemeye koyuluyosun... Hoop bi bakıyosun, sırf hedef kitleyi avuçlamak için yapılan şu saçma romantik vampirli filmlerin lacivertiyle karşı karşıyasın. Berbat ergen klişeleri bilim kurgu türünden uzak tutulsa ne güzel olurdu değil mi ? :/","label":0} {"text":"Ölmeden önce izlemeniz gerekli bir film","label":8} {"text":"Şeytanın adalet dağıttığı,kötüleri cezalandırdığı bir film fikri ne kadar ucubeyse ortaya çıkan iş de bir o kadar ucube.Bütün klişeleri teker teker kullanmaktan da hiç çekinmeyecek kadar rahat.Sadece John Eric Dowdle'ın birkaç güzel fikri ve filmini iyi-kötü izletmeyi başarması artı hanesine eklenebilir.","label":3} {"text":"Çok ilgi çekici bir başlangıç yaptığı için 1-0 önde başladı. Viski kültürünü bilmediğim için sıkacak mı acaba diye düşündürdü. Ama öyle samimi ve iyimserdi ki; bittiğinde içimde mutluluk ve umut belirdi. Böyle filmlere de ihtiyaç çok, zira her film bazen hayatın kendisi olabiliyor. Türkçe içinde İngilizce kelime kullanmayı sevmem ama filmi tam anlamıyla \"soft komedi\" olarak değerlendirebildim. Öyle narin... 7/10","label":6} {"text":"Klise, efektlerle insanı zıplatmaktan başka hiç bir özellğe sahip olmayan, hiç bir orjinalliği olmayan bir film. Uzun zamandır doğru dürüst bir film izleyemedim, sanırım Hollywood'dan birşey beklemek gibi bir yanlışlığı sürdürüyorum...","label":1} {"text":"Baştan sona sıkılmadan izleyebileceğiniz eğlenceli bir film.Her ne kadar Brad pitt ve Julia Roberts ı birbirine çok yakıştıramasam da iyi oynamışlar filmde","label":7} {"text":"Onur Ünlü bu filmle tanınmaya başlıyor. İyi kide başlıyor. Çok güzel eğlenceli bir film. Eleştirilecek tek nokta belkide sonucun tam bağlanamaması 8/10","label":8} {"text":"http://www.youtube.com/watch?v=u35yZivuaxc","label":8} {"text":"Çok güzel film çocuklarımla çok eğlendik ailece izlenecek bir herkese tavsiye ederim başarili bir film olmus","label":7} {"text":"Muhteşem bir film. Hayatın ta kendisi ve bunun din adı altında yapılması. Gerçekten din bumu diye sorgulamadan edemiyorsunuz","label":8} {"text":"Rezalet. Artık reklam yapmayın sevgili Ahmet Kural ve murat cemcir. İnsanlar izlemiyor işte. İzlemesinlerde.","label":0} {"text":"Dünyanın en güzel kadınlarını say deseniz, Liv Tyler'ı bu listeye sokmazdım. Taaa ki bu filmi izleyene kadar. Jewel sadece filmdeki elemanları etkilemekle kalmıyor, izlerken sizi de etkisi altına alabiliyor.","label":6} {"text":"Bilim-kurgu romanlarının ünlü İngiliz yazarı H.G.Wells'in klasikleşmiş,kült haline gelmiş aynı adlı,çok satan kitabından sinemaya uyarlanan bir filmdir zaman tüneli.Filmin yönetmeni de zaten Wells'in torunlarından.Profösörün geleceğe gidip geldiği sahneler gerçekten görülmeye değer ve etkileyici bir görselliğe sahip.Hele ki kıyametin günün yaklaştığı sahneler olağanüstü.Özellikle de Ay'ın parçalandığı bölüm.Ama daha sonraları film bir popcorn filmi haline almaya tamam yarı insan-yarı yaratık maymunumsu yaratıklarla olan saldırı sahneleri hiç de fna değil.Ama aceliğe gelmiş ve özellikle finaliyle oldu bittiğe getirilmiş ne yazık ki.Bu arada Wells'inbu romanı Geleceğe Dönüş filmi dahil olmak üzere benzer konulu pek çok filme ilham kaynağı olmuştur.","label":6} {"text":"Abartı yok , olması gereken gibi , gerçek hayatımızdaki gibi sade.. Oyunculuklar olağanüstü gerçekten.. Filmdeki hikaye gerçek hayattan alınmış ve ablamızın satış yaptığı bir site var , araştırılırsa bulunması çok zor değil bilginize.. Resim yapasım geldi filmi izledikten ama ne yazık ki çizdiklerime 5 kuruş para verecek insan bulamam. Renkli ve çok keyifliydi..","label":7} {"text":"öncelikle sahneler müthiş olmuş zaten Stallone varsa o filme kötü demem çok iyi olmasada mutlaka izlemelisiniz filmi beğenmemek için hiç bi neden yok heyecan dolu bir film olmuş...","label":6} {"text":"Coenler'in genel üsluplarindan oldukça farkli bir film var karsimizda. Coen'ler bu filmle iyice minimalist sulara dalmislar. Film alt metin meraklilari için hazine gibi adeta .-Spoiler- Fizik profesörümüzün derste ''Belirsizlik Ilkesi''ni anlatip dünyada ise sürekli belirlilik, kesinlik aramasi filmin en hos derinligi.-Spoiler Sonu- Sonuç olarak basyapit,klasik olmasada alternatif sinemaya yakin olanlara önerebilecegim bir film. Yüksek seyir zevki beklentisi ile degil altmetin okumalari için özellikle.Iyi seyirler.","label":6} {"text":"Çoğunluğun beğenmeyeceği, dolayısıyla herkese öneremeyeceğim ancak benim bekleyip de sevdiğim bir film oldu Black Friday. Hem korku/komedi sever olarak, hem de Evil Dead, Braindead gibi nostaljik filmlerin hayranı olarak aradığımı buldum. Fakat kesinlikle onlar kadar iyi değil. Black Friday, işçilerini köle gibi kullanıp kandıran, müşterilerini koyun olarak gören firmaların bir temsilini oluşturuyor. Klişe zombi saldırısı bu kez bir oyuncak mağazasında ortaya çıkıyor ve aslında zerre önemli olmayan black friday gününü aşırı önemseyen çalışanlar ile müşteriler konuya dair tezat bir eleştiri getiriyor. Çalışanlara kölesi gibi davranan müşteri kadının baş zombi olması gibi detaylar komikti. Ama filmin prodüksiyon düzeyi beklediğimin çok çok altındaydı. Bruce Campbell yapımcılığı üstlenmiş ama pek de para harcanmamış anlaşılan. Zira cam kırılma efektlerinde bile patlamışlar. Ayrıca Ivana Baquero'ya hala aşıkmışım, bunu anladım.","label":5} {"text":"Anlatim dili itibariyle sinemasal hicbir degeri olmayan film, dayandigi gercekleri izleyiciye aktarmakta da oldukca yetersiz. Anne hikayesine eklenen kentsel dönüsüm ve arada kalmisligi anlatma araci sayilabilecek sevgili hikayesi de oldukca güdük, eklektik. Oysa zorunlu göce tabi tutulan insanlarin drami cok daha güclü anlatilmali ki empati yaratilabilsin. Cözülmek istenmesinin ve cözümsüzlügünün temelinde yatan ulusal kimlige alternatif bir argüman olarak görülen egtimsiz kör inanca dayali dinsel yapinin gösterilmesi ama bunun üzerinde durulmaya gerek görülmemesi filmin eksikligi, yanlisligi. Elbette ajitatif olmasini beklemiyoruz ama karga tavus kusu metaforundaki kadar da basit olunmamali. Acilista yönetmenin kendisinin oynadigi bölümün güzelligi cok hostu. Bu anlatim sekli, sorunu yasayanlarin kendi kendini tatmin etmeye bile yetmez ya da ondan öteye gitmez... 40/100","label":3} {"text":"Otobiyografik romandan uyarlanmış bir savaş filmi. Ortalama bir filmdi. Görüntü yönetmenliğini beğendiğimi söyleyebilirim. Mekânlar iyiydi. Filmin kurgusunu fazla beğenmedim. Sahne geçişleri çoğu yerde iyi değildi. Ayrıca filmin aceleci bir ilerleyişi vardı. Chris Kyle'nin yeni ölmüş olması hızlı bir film çekmelerine sebep olmuş olabilir. Filmin hikâyesine gelirsek; gerçek bir olaydan, gerçek bir adamın hikayesinden uyarlama bir film. Chris Kyle vatansever biridir ve asker olmak istiyordur. Başvuru yaparak eğitimlere başlar. Keskin nişancı olarak yetişir. Irak'a gider. Irak'ta içinde olmuş olduğu 4 operasyonu izliyoruz filmde. Görevleri bir Iraklı keskin nişancıyı bulup infaz etmek. O adamı bulmak için çok zorlanıyorlar hatta birçok Amerikalı o keskin nişancı tarafından öldürülüyor. Ama sonunda Iraklıyı infaz edip görevi başarıyorlar. Her bir operasyondan sonra Chris'i evinde görüyoruz. Filmde, bir yandan savaşı bir yandan da Chris'in ailesiyle birlikte olduğu gösteriliyor. Karısıyla bazı sorunları oluyor ama o yine de savaşa gidiyor. Savaşta bazı istemediği durumlar oraya çıkıyor.(Çocuk ve kadın öldürmek zorunda kalması gibi.) Chris sonradan ülkesine döner. Savaşın olduğu yerden ayrılmış olsa da savaşın etkilerinden kurtulamaz. Kafasında hep savaş çığlıkları belirir. Aradan yıllar geçer. Eğiteceği bir kişi tarafından öldürülür. Filmin sonunda da Chris'in gerçek cenaze töreni gösteriliyor. Film bir ABD filmi olması sebebiyle tabi ki de tarafsız bir duruş sergilemiyor. Filmde, Amerika'nın dünyanın en iyi ülkesi olması gibi söylemler var. Filmde savaş sahnelerini beğendim. İyi çekilmiş. İnsanı filmin içinde tutuyordu. Oyunculuklar da iyiydi bence. Bradley Cooper iyi canlandırmış karakterini. Yönetmen Clint Eastwood hem bir oyuncu olarak hemde bir yönetmen olarak sinemanın büyük efsanelerinden biri. İyi bir yönetim sergilemiş. Bu filmde gerçekçilik daha iyi verilebilirdi bence. O yönden biraz etkisiz kalmış film: Toparlayacak olursak; güzel görüntülere sahip, sürükleyici olan, gerçek bir hikâyeye odaklanan ama tarafsız bir duruş sergilemeyen bir savaş filmiydi. Filme verdiğim puan= 7,2","label":6} {"text":"Son dönem korku filmleri birbirine oldukça benzer hale geldi. Kendini izleten örnekler olsa da, orijinallik adına genellikle elimiz boş kalıyor. Oculus&, olaya farklı yönlerden yaklaşabilen bir film. Zaman atlamalı kurgusu ve sürekli merak içinde bırakmayı başaran hikayesiyle süresini çabuk eritiyor, siz farkına bile varmadan. Tercih edilebilecek bir korku filmi son yıllardan.","label":6} {"text":"çok kötü,berbat gitmeyin.Başrol oyuncusu yok ,konusu yok, paranıza yazık kesinlikle tavsiye edilmez.","label":0} {"text":"Her izleyiciye hitap etmeye bilir. Gerçekten ilginç bir tarzı var. Kamera açıları teknikleri olsun filmin herşeyi ilgi çekici fakat filmin 1 sa 40 dk olmasına rağmen biraz yavaş ilerliyor belki tarzına alışamadığımdan yine de izlemenizi şiddetle tavsiye ederim çünkü değişik kendine has bir tarzı var yani izlemekten bir fayda var. 9/10","label":8} {"text":"Tatlı bir film. Güzel zaman geçirebilirsiniz, hoş bir aurası var.","label":7} {"text":"Hoş vakit geçirebileceğiniz gayet sağlam esprileri olan sağlam bir film.","label":6} {"text":"çok iyi bir film olmamakla birlikte gülümsetebiliyor 6/10","label":5} {"text":"Aşk çok da klasik aşklardan değil bu filmde. Ama senaryoya oldukça klasik denilebilir. Sıkmadan izlenebilen Kore filmlerinden bu da. Başroldeki adam inanılmaz bir sempatiklik katmış filmeçok beğendim onu.","label":6} {"text":"Ben de Can Yücel çevirisinden okuyanlardanım bu kitabı. Çevirinin kötü oluşundan mıdır nedir kitap ve karakterler çok itici gelmişti. Melodram da artık günümüz için çok fazla klişe barındırıyordu. Sanırım çevirinin kötü oluşu, kelimelerin fazlaca türkçeleştirilmesinden kaynaklanıyor. Filme gelirsek, Baz Luhrmann'ın her zamanki görsele abanma gereksizliği burada da var Ben zaten kişisel olarak yaptığı hiçbir filmi sevmedim bu yönetmenin fakat en güzel işi bu olmuş. Edebi derinliği olduğu için sanırım yoksa her zamanki görsel şovları, kötü oyunculuklar ve zayıf kurgu/yönetim bu adamın bu filminde de mevcut.","label":5} {"text":"Filmi çok sevdim. Sonuna kadar hiç sıkılmadan izledim. Wes Anderson'dan Grand Budapest Hotel'i izlemiş ve çok beğenmiştim bunu da beğendim. Beklentimi karşıladı. Görselliği çok başarılı. Senaryo derin değil ama işlenişi çok güzeldi. Macera, dram, romantizm biraz da mizah herşeyden biraz vardı. Temposunun yüksek olmaması ve anlattığı konu itibariyle herkese hitap etmeyebilir.","label":7} {"text":"hayal kırıklığı,zaman kaybı ... oğlu için 102 dk harcamış sadece... evinizde dvd sini alıp izleyin bence... aksiyon ve gergin sahneleri biraz puan yükseltir ama malesef ben beğenmedim....","label":3} {"text":"Dünyanın en kötü filmi ne deselerr şüphesiz söyleyeceğim tek film bu. Arkadaşlar bu filme vereceğiniz parayı uçak yapın uçurun daha çok eğlenirsiniz","label":0} {"text":"Çok beğendim!","label":7} {"text":"annesi tarafından sevgiden yoksun büyütülmüş bir gencin, intikam alarak annesini nasıl da sevgisiz ve yapayalnız bıraktığını anlatan bir film. sevgi dediğimiz şey, çocuğun sayı saymasını öğrendiğini görmek ya da diğer 'normal' çocuklar gibi topa vurduğunu görmek değil maalesef... ne diyor kevin, 'alışmak, sevmek demek değildir...'","label":9} {"text":"filmin sonlarına doğru trt muhabirliği rolünde M. Ali Erbil oynuyor, o tipi görmek için izlemelisin.","label":2} {"text":"Robert De Niro ve Al Pacino. Aynı filmde olduklarını duymak bile insanı heyecanlandırmak için yeterli. Ama o film bu film olmamalıydı açıkçası. Ne ümitlerle gittim filme ama kca bir hayal kırıklığından başka birşey değil. Şunu çok net söyleyebilirimki eğer bu filmde ustaların yerine herhangi iki başka oyuncu oynasaydı bu film vizyona grme şansını dahi yakalayamzdı. Sözüm ona seri cinayetler, katil kim oyunu. Hani meşhur bir yorum vardır bu tarz filmlerle ilgili. ' Katilin kim olduğunu ben anlamıştım '. Bu cümleyi hiç sevmem. Söyleyenlerin samimiyetine çoğu zaman inanmadığım gibi o katilide çoğunlukl bulamam ne yalan söyleyeyim. Ancak bu filmde hakikaten katil çok açık ve net belli edilmiş. Hemde filmin ilk 5 dakikası içinde anlıyorsunuz katili. Öyle bir film işte anlayacağınız. R. De Niro ve A. Pacino hatırına vast diyebileceğim bir film. Kritiği yazan yazarımızında dediği gibi, eğer böyle filmlerle bir araya geleceklerse hiç gelmesinler daha iyi.","label":5} {"text":"bir kaç pürüz isim dışında oyunculuklarıçok beğendiğimi söylemeliyim.. senaryodaki pürüzler de hikayenin samimiyeti nedeniyle göz ardı edilerek izlenebilir sanki.. gayretli olun, izleme listenize en azından alın :)","label":6} {"text":"grace’in bu sefer ki köy halkına nasıl davranacağını çok merak ediyorum..umarım dogville kadar çarpıcıdır..","label":9} {"text":"senaryo ve yapılmak istenilen güzel :) bazı yerler güzel kurgulanamamış ve oyunculuklar çok iyi değil... 2003 yapımı olduğunu göz önüne alarak 7/10 ama izlenebilir bir film...","label":6} {"text":"film gerçek bir öyküden uyarlama olmasa fazla duygu sömürüsü yapılmış hatta yok artık bu kadar tesadüf..vb olmaz diye izler hiç sevmezdim. ama gerçek insanların başına gelmiş gerçek hikaye bu yargıları kenara bırakıp izlemeye sevk ediyor insanı.","label":4} {"text":"film tamamiyle mad max serisini kopyalamak istemiş ama yerine getirememiş bir film. oyunculuk kostüm ve konu itibariyle bir birinden kopuk bir film helede benim kadar fanatik olanı varmıdır bilmiyorum ama rhona mitraya hiç gitmemiş bu rol. underworld filmide öle bu kadına silah vermeyin :) 10/2","label":1} {"text":"sparraw bencede 9 u hak ediyor bende 9 verdim gitti","label":8} {"text":"animasyonları harika ama nedense on ca çizgifilmin bir bölümü bile etmeyecek bir senaryo seçilmiş","label":7} {"text":"Korku üstadı Edgar Allan Poe'nun \"dr. katran ile prof. telek'in sistemi\" adli öyküsünden uyarlanarak yapılmış olan zamanına göre türk yapımı olarak etkileyici bulmuş olduğum bir film elbette sanırım oyuncuların iyi seçilmeyişinden kaynaklı olsa gerek oyuncularda bir sıkıntı olsa da döneminin bence en iyi türk yapımı korku filmlerinden biri diyebilirim yine de filmde Edgar Allan Poe'nun hikayesinden alıntı yapıldığı belirtilmiş olsaydı daha iyi olabilirdi.","label":7} {"text":"Bana hitap eden tarzıyla eğlendiğim bir romantik komedi oldu. Yakın zaman önce bulunduğum Filipinler'i görmek garip hissettirdi. Seth Rogen'ı böyle karakterli bir rolde izlemek de öyle. Charlize Theron film boyunca ışıl ışıldı. Filmlerde dans sahnelerini çok severim. Bir sahnede unutulmaz bir dans performansı beklentisi oluşturdu. Beklentimi karşılayamadı.","label":6} {"text":"arkadaslar bu filmde aradığınız herşey var şiddetle tavsiye ederim özellikle oteldeki asansör sahnesi kana ve aksiyona doyacaksınız mutlaka izleyin arşivlik","label":9} {"text":"artık, ister holywood olsun, ister japon olsun, ister mozambikli olsun, korku/gerilim sinemasının anlık korkutma efektleriyle dolu seyirciyi salak yerine koyan bu yönteminden sıkılmış bulunmaktayım bu filmden sonra. hatta nefret etmiş durumdayım. tamam, filmin başlarında seyirciyi motive etmek için araya bir iki bunun gibi sahne serpiştirirsin ama tüm filmi bu tip koltuktan sıçratıcı (tabi ki özellikle ses efektleriyle) salak bug'larla (evet ben korku filmlerinin pop upları, bugları diyorum bu sahnelere) donatırsan ben senin kalbini kırarım. bir filmde, suyunu çıkaracak kadar bu yöntemi kullanmak herşeyden önce kendine güvensizliktir. film korkutmuyo, ortam, senaryo vs. korkutmuyo. bari böyle bir saliselik efektlerle sıçratalım izleyiciyi. korkmuş gibi olsun ya da gel aaabla gel koltuktan sıçramayana para yok! mantalitesidir bu. bu tip popcorn korku filmleri sayesinde korku anlayışımız da bu oldu ya ona yanıyorum ben. halbuki korku ve gerilim filmlerine gönül vermiş biz yağız dünya çocukları artık istemez miyiz şöyle on dakika boyunca kalbimizi tekletecek uzun bir sahne? istemez miyiz şöyle senaryosu, imajları, atmosferi, ve en önemlisi düşüncesi/düşünmesi korkutan adam gibi bir film. artık bıktık, usandık bu seyircinin beynine değil kalbine nişan alan salak filmlerden. korku denen şey buysa onu biz de yapıyoruz. ehööğğ şaka!! diye kanepenin arkasından arkadaşımızın üstüne atlıyoruz, ya da internetten o anlık bir ses efekti ve görüntüyle noluyolan!! tepkisi verdirten flaşları biz de izleyebiliyoruz. hiç olmadı balkondaki arkadaşımıza aniden arkadan sarılıp tuttt!!! masaydım düşüyodun ehehe diyebiliyoruz. bunların az caf caflı versiyonları için mi cebimizden gidiyo bu 10 milyonlar her seferinde? ayıp! valla billa ayıp! yeter.. -SPOILER- filmi beğendiğini söyleyen kesime de bir lafım olmayacak değil tabi. yahu allahaşkına söyleyin! hiç bir sebebi olmamasına rağmen üst kattan gelen böğürtülere tek başıma tavan arasına mumla çıkıp bakmak gibi acaip bir dürtü hissediyorum içinde aman allahım! gibilerinden kusturucu bir sahneyle başlayan bir filmden nasıl zevk aldınız? lüfen söyleyin. merak ediyorum. -SPOILER- eğer korku sineması buise, ben bundan böyle korku filmi izlemiyorum. ahtım olsun. rezalet..","label":2} {"text":"Çok sürükleyici olmasada fena değil izlenir","label":5} {"text":"az kişi tarafından bilinen şahane kısa filmlerden","label":9} {"text":"renton iyiydi de cevresi kotuydu.","label":9} {"text":"Film konu olarak çok güzel. Ama ne yazıkki seslendirmeki eksikler yüzünden filmin heyecanını düşük olduğunu düşünüyorum. Bitiş noktasında da çocukların 2yıl sonraki buluşmasına gelmeden biraz daha farklı birşeyler olabilirdi. Gençlerimize bir belgesel havası gütmeden o zamanları anlatmaya çalışılmış. Emeğinize sağlık.","label":7} {"text":"Filmini konusu güzel olabilir ama içeriği o kadar güzel değil maalesef karı koca paso sevişip duruyorlar bir ailenin izleyeceği film değil ....","label":3} {"text":"bu şekilde gerçeklik sürüp giderken doğaüstü olayları filme serpiştirerek, çok üst düzey bir inandırıcılık ortaya çıkıyor, bu açıdan müthiş. Filmin devamında kalitesini daha net görmek üzere.","label":7} {"text":"bence tam anlamıyla romantik,aşkı anlatan çok güzel bir başyapıt.filmin şarkısı süper.oyuncular filmin hakkını fazlasıyla vermişler.izleyin derim.konusu oldukça güzel ve hiç sıkılmıyorsunuz:)","label":9} {"text":"çok basit konulu.. Çocuksu.. Hatta bildiğin çocuk filmi bu.. çoluk çocuk aç seyret vaktin bolsa.. benlik değil...","label":2} {"text":"Film gerçekten çok güzeldi. Kesinlikle izlememiz gereken bir film diye düşünüyorum, özellikle özgüvensizlik gibi sorunlarınızın olduğunu düşünüyorsanız. Burdaki asıl olaysa bunu harika bir şekilde komediyle harmanlayabilmişler. Gerek konusu gerek oyunculuğuyla harikaydı.. Film bittiği anda yüzünüzdeki o tebessümle birlikte mesajı da almış ve bazı şeyleri gerçekten çok yanlış yaptığınızı farkediyorsunuz.","label":8} {"text":"çok sağlam film. herkese tavsiye","label":8} {"text":"ben ilk izlediğimde çok beğenmiştim,hatta bi kaç kez izlemiştim daha sonra...bence kesinlikle kötü bi film değil,belki televizyonda izlenmesi gerekiyo ama gayet hareketli bi film","label":7} {"text":"inandırıcılık üzerine bir sorunu var gibi geliyor filmin. Sandra ile kocasının durumu işsiz kalındığı için perişan olacak boyutta gözükmedi benim gözüme yahu. Altlarında araba var. İyi kötü 4 kutu pizza alabilecek bütçeleri var. Yani bir somun ekmeği 4 kişi bölüşecek, aç yatacak durumda değiller demek istiyorum. Ben gerçekten anlamadım sandra'nın kocası karısının resmen hap manyağı olacak kadar büyük bir depresyon içinde olduğunu gördüğü halde neden gidip yataktan kaldırmaya çalışıyor \"hadi kapı kapı gezmeye devam etmelisin\" filan diye. Kadın bir kutu zanax yuttu, midesini yıkadılar bu adam gene kadını zorladı hadi diye. Bu kısımlar yüzünden biraz zorlama geldi bana.","label":6} {"text":"şuana kadar izlediğim en iyi korku filmi. korku filmi dediğin bunun gibi olmalı. filmde herşey var ve abartısız öle sağdan soldan çıkan bözekler, sarmaşıklar, kuklalar yok olay neyse onun üzerinde herşey. oyunculuklar, mekanlar, efektler tam yerinde tüm korku sevenlere tavsiye ederim. kaçırılmaması gerekilen bir film. 10/10","label":9} {"text":"Iyi ve kötünün mücadelesi, bazen sevgi-ask her seyi degistirebilir en terk edilmis ruhlari bile.Bu animasyonu gerçekten begendim süper simdiden izlemenizi tavsiye ederim arkadaslar. Sahip olunan farkliliklari bir ayrimciligi degil ; bütünlestirmeyi saglayan bir sebep olarak görülmeli.Metromen ve megamind süper bir mücadele kesinlikle tavsiye ediyorum... Saygilarimla...","label":8} {"text":"Benim için vakit kaybıydı","label":4} {"text":"Tutkularının peşinden giden, bildiğinden şaşmayan, kibrili de olsa insanliğa yardim etmeyi önceliği edinmiş bir kadın. Bilime katkılarından dolayı teşekkürler Madam Curie.","label":6} {"text":"İlk defa bu tarz bir korku filmi istediğim gibi bitti. Zevkler ve renkler tartışılmaz ama sevmeyen zevksizdir :)","label":9} {"text":"GERÇEK BİR HİKAYEDİR... ''' İnsanı kendiyle yüzleştiren cefa; özgürlük için hırslandırır, kurtuluş için umutlandırır!'' Şimdi yorum yapmaya başlamadan önce öğrendim biyografi oldugunu... Denzel Washington en sevdiğim aktörlerin başında gelmektedir ve onu görünce ismine cismine türüne bakmadan izlemeye koyuldum. Denzel aynı zamanda filmin yönetmeni konumunda. Gerçekten iyi iş çıkartmış. Filmin İçeriği de bize çok iyi sunulmuş. Replikler mükemmel ve yer yer alıntılar da serpiştirilmiş. Irkçılığın ne boyutlara geldiğine şahit ediyor hikaye bizi. Eşitlik ve Adalet için sonuna kadar hedefledikleri yolda ilerleyen bu kişilerin mücadelesini izlemenizi öneririm. Ayrıca tüm bunları kenara bırakırsak yinede filmin bize kattıgı çok şey var. Filmi izlerken Beyin jimnastiği yaptıgımı hissettim. Tabiki münazara nın bunda payı çok yüksek. Filmin Türkçe anlamı Muhteşem münazaracılar' dır. ADALET DAĞITMAYAN KANUN, KANUN DEĞİLDİR... 10/ 7.5","label":6} {"text":"Public enemy kardeşim aynı şeye bende çok sinir oluyorum bu muhabbeti what a girl wants sayfında yaptımıştık.. En geyik salak filmler box office giriyo ama güzelim filmler giremiyo, bu bana çok koyuyo...... Her neyse bu filmden ise çok umutluyum zaim kendisini pişirmiş ve bence bu filmle doruğa çıkmıştır umarım...... Ah o müzikler ise gitmeme ayrı bilmem kaçıncı sebep,, aşk zamanı çok farklı bi konsepte sahip ama iyi bi müzisyen her zaman iyisini yapar gibime geliyo.......","label":7} {"text":"Öncelikle filmi Train Busan'ı izleyen biri hemen düşünmeden izlesin çünkü birinci filmin kalitesi ikinci filme çokca yansımış.Filmin akıcılığı olsun aradaki komik sohbetler olsun gayet insanı içine çekiyor kısacası izlenebilecek filmlerden biri.","label":9} {"text":"film genel olarak görsel açıdan, konu açısından, efectler açısından, senaryo açısından, dekor açısından, kostümler açısından, oyunculuklar açısından, müzikler açısından hatta bir çok yönden harika bir film ama takıldığım tek bir nokta var romalılar neden italyanca değil de ingilizce konuşuyorlar belki filmin bir çok ufak tefek handikapı vardır fakat ben bu romalların italyanca değil de ingilizce konuşmasını filmin zayıf noktası olarak gördüm eğer romalılar italyanca konuşuyor olsalardı mükemmel bir film olurdu yine de güzel vakit geçirmek ve tarihi dönem filmi izlemek açısından iyi bir seçim","label":8} {"text":"Bütün film boyunca, çocuk büyüyünce ne seksi olmuştur diye düşünüp durdum. Uykumun olmasından olsa gerek bir de, çok fazla anlam yükleyemedim. 'zamanına' göre gayet iyi hatta iyinin üzerinde bi film oluvermiş. Her şey zaten zamanını düşünmekte saklı değil mi?","label":6} {"text":"Muhteşem görsellik kategorisinin hakkını veren muhteşem sakin, muhteşem hüzünlü film.","label":7} {"text":"Çok eğlenceli bir aile komedisi...","label":9} {"text":"Kostümler ve çekimler güzel..Senaryo çok sığ,yarım saatlik bir konu filmde iki saatte anlatılmış,etkileyicik ve heyecana dair hiçbirşey yok,savaş sahneleri günümüz sinema teknolojisinin gerisinde..Harcanan emeğin hatrına fazla fazla 10/6.","label":5} {"text":"Gereksiz bir film.","label":0} {"text":"Dünyanın en salak iki ebeveynini barındıran eşsiz bir film gerçekten.","label":3} {"text":"Her defasında şaşırıyorum Bergman a; bu film benim başucumdur sebebi ise çok net; bu film Cannes da ödül alamasa, hasılatı iyi olmasa... biz Bergman ı göremeyecektik, bu filmden sonra üzerindeki baskı kalkmış ve \"artık ne istersen yapabilirsin\" denmiş kendisine ve Bergman coşmuş... Her şey yok mu filmde ? komedi, müzik, dram... aaa pardon :) Woody Allen ın dediği gibi \"seks\" yok bu filmde ve seks olmadan çekilebilen en iyi romantik komedidir açık ara. Bergman 2000 sonrasına harika görseller bıraktın!","label":8} {"text":"Yazarın tıkanması ve üretmek için gittiği yerler, insanlara bakış açısı güzel işlenmişti. Konusu ilginç ve izlenmeye değer bir film. Yazarın kendi tarzını terketmesi kitabın okuyucuları için nasıl bir hayal kırıklığı olacaksa, baş kahramanın kurtarılması benim için büyük hayal kırıklığıydı. Yazar yapması gerekeni yapmadı diye sürpriz sonlu mu olması gerekiyordu? Tam tersine adam gerçekten ölseydi sürpriz olabilirdi.","label":6} {"text":"öncelikle filme oscara aday, aday deil, en iy filim miki 6 adaylık mıdr.. lakırdılarından uzaklaşarak bakılmalıdır. çünkü ya gereksizharcanacak ya da gereksiz yüceltilicektr. -neler diorum tanrımm- george clooney yine iydir adam hep iy gibi zaten yazdım ben bunu işte. filmimiz asıl nokta. aslnda hadi klişelrini geçtm görmedm affettm de. adamlar film boyunca size evliliğn bi sağ yanını bi sol yanını yok yalnzlktr iydir yok öle geçmio ömür kısmyla yoğurtuo gibi. yada ben çok mesaj alma günümdeydm bak o da olablr tabi. o deil de ben o yumuş yumuş bulutlara yatarım kalkmam be ah bee..","label":8} {"text":"Türünün örneklerinden biri. Klişe senaryolu, sonradan yakınlaşmaya çalışılan baba-oğul ilişkili, genç kadrolu ortalama Amerikan futbolu filmi. Rob Schneider sürpriz oldu, özlemişim. Herhangi bir beklentiye gerek yok. Aile ile de izlenebilir.","label":5} {"text":"Elizabet filmine göre çok daha görkemli ve sürükleyici bir yapım. İlk filmdeki öğelerin üstüne yenileri de eklenerek hikaye politik-savaş filmi eksenine çekilmiş ve çok da iyi olmuş. Tabii tarihten çokça yerde sapılması bence filmin en kötü özelliği. Hikaye bu kadar çarptırılmadan da çok başarılı bir film yapılabilirdi. Savaş sahnelerinde de görkemden ziyade tiyatrovari minimalist bir anlatım tercih edilmiş. Hiçkimse görkemli savaş sahneleri beklemesin. Müzikler, kostümler ve çekimlere ise bir diyecek yok. Teknik yönleri kusursuz bir filmdi...","label":7} {"text":"ortalama bi yapım, Heath öldü diye şaheser muamelesine gerek yok bence.. ama genel anlamda eğlenceliydi, zaman zaman çok güldüm.. hele Venedik büyülüyor zaten insanı, o görüntüler için bile izlenir (L) ben nedense Sienna Miller ı yakıştıramadım bu filme :/ bide Heath e peruk hiç yakışmamıştı :P ..***..","label":4} {"text":"Bu adam sizi guldurmek zorunda mi arkadasim. Kemal Sunal'in her filminde gulduk mu? Adam oldukca basarili sosyal mesajlar veriyor. Muhaliftir haindir kahramandir onun kararini ben veremem. Ancak toplumumuzda saatlerini aptalca programlara ayirmis insanlara bu filmiyle guzel bir igneleme yapmis ayrica guldugum esprileri de uzun yillar hatirlanacak kadar guzeldi. Sadece azdi... ama bu filme duyulmasi gereken saygiyi dusurmemeli.","label":5} {"text":"yıllardır ismi bilinmeyen ne zaman bir uçak kazası haberi olsa akla gelip dostlar arası haaa evet ne filmdi yahu laflarıyla zihinlere kazındığını kanıtlayan, 90larda çocuk olmuş tüm dostlarda da aynı etkiyi bıraktığına inandığım güzel film.. ethan hawke o zamanlar genç lider olarak hatırımızda kalmıştır. bana kalırsa filmimiz based on true story lerin en vurucu olanlarındandır.. zira çocuk aklımdan şu yaşıma kadar aynı etkileyicilikle gelmiştir..","label":7} {"text":"çok sıkıcı bir filim","label":0} {"text":"Çok fazla mantık hatası olsada konusu olsun, konun işlenişi olsun, sürükleyiciliği olsun, grilim dozu olsun hiç fena değildi. Bence son!0 yılın en iyi korku filmleri listesine girecek tarzda bir korku filmi değildi, hatta bence korku filmi bile değildi. Fakat başarılı bulduğum bir gerilim filmiydi diyebilirim. Eğer ki bir çok mantık hatasını görmezden gelip, sadece sürükleyici bir gerilim filmi izlemek isterseniz bence gideri var yok değil.","label":6} {"text":"Senaryosunu, Aaron Blabey'in aynı isimli çocuk çizgi romanları serisinden (2015 - 2022) uyarlayarak Etan Cohen'in yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Pierre Perifel'in oturduğu “The Bad Guys”; bilgisayar animasyonlu bir soygun komedisi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, bir DreamWorks Animation yapımı olarak 70 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek dağıtımcı firma Universal Pictures'ın büyük bir başarıyla uyguladığı pazarlama stratejileri sayesinde de; 238.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım... *** İnsanlar ile en doğru Türkçe tercümesiyle (anthropomorphic) insansı hayvanların bir arada yaşadıkları Daha Büyük Los Angeles'tayız... Wolf / Kurt (seslendiren Sam Rockwell) ve doğum gününü idrak etmekte olan kasa açmadaki maharetleriyle tanınan dostu Snake / Yılan&ın (seslendiren Marc Maron), hem kahvelerini yudumladıkları kafe hem de kafeden çıkışın yapıldığı sokak; kendilerini gördüklerinde, tanıyarak ürkerek sağa sola kaçışan insanlarla doludur... *** Derken... Bir banka soyan iki ortağın önde, LAPD'nin polislerinin de arkalarında oldukları bir kovalamaca başlar... Ve... Çok geçmez... Bu kovalamaca esnasında, trafiği alt üst edecek olan ekibin; Webs veya yerine göre Mata Hairy lakaplı bilgisayar korsanı, Bayan Tarantula'da (Örümcek) (seslendiren Awkwafina) katılır kendilerine... Tabii bir de, kılık değiştirme ustası Bay Shark / Köpek Balığı& (seslendiren Craig Robinson) ile cesur ve korkusuz Piranha'da (Bolivya kökenli kırmızı karınlı Pirana Balığı) (seslendiren Anthony Ramos) vardır aynı çetenin üyeleri arasında... *** Polis Şefi Misty Luggins'in (seslendiren Alex Borstein) liderliğindeki polislerden kurtularak yuvalarına ulaşan, namları &(Bad Guys) Kötü Adamlar&a çıkmış olan çetenin elemanları; Snake'in doğum gününü kutlamak münasebetiyle birlikte kadeh kaldırırlarken, selfie çekmeyi de ihmal etmezler... Aynı esnada, Kanal 6'daki canlı yayınlanan TV haberlerinde Tiffany Fluffit (seslendiren Lilly Singh), kendilerinden şeytani suçlular olarak söz ederken; yeni seçilen Vali Diane Foxington (seslendiren Zazie Beetz), onları küçümser tarzda bir konuşma yaparken konuyu da birden, ertesi akşam yılın hayırseverine verilecek Altın Yunus ödülüne getirir... Ki bu da, Vali'nin kendileri hakkındaki konuşmasına iyice içerlemiş olan Wolf'un aklına; bugüne kadar kimsenin başaramadığı, Altın Yunus'u çalma fikrini getirir... *** Biraz zor da olsa çetesini ikna eden Wolf'a göre soygun; ödül töreninin gerçekleştirileceği sahnedeki perdenin biraz uzağına konulan Altın Yunus'un, Güzel Sanatlar Müzesinden yürütülmesi şeklinde gerçekleştirilecektir... Oldukça basitmiş gibi görünen bu soygunun başarısı için üç güvenlik seviyesini aşmaları gerekecektir... *** Neler midir bunlar? Öncelikle, fark ettirmeden konukların arasına karışacaklardır... Elbette bu, kolay olanıdır... Ama geride: Birinin, Polis Şefi'nin üzerinde taşıdığı elektronik kart diğerinin de, Vali'nin gözlerine duyarlı olan bir retina okuyucu ile açabildiği iki zırhlı kapı bulunmakta olup eğitimli özel kuvvetler tarafından da korunmaktadır... O sebeple de kendini Oliver Poodleton olarak tanıtan Wolf'un, aslında bir kızıl tilki olan Vali ile biraz yakınlaşması şart olmuştur... Neden mi? Fotoğraf çekimlerinde gözlerini fal taşı gibi açan Vali ile bir hatıra selfisi çektirmek amacıyla... *** Biz... Peki, kim elektronik kartı ele geçirecek?& diyerek düşünürken Wolf; klasik bir yankesicilik yöntemiyle, o işi de hallediverir... Üstelik eline koluna hakim olamayan Wolf, insanların ceplerindeki cüzdanları ile boyunlarındaki gerdanlıkları da çarparken; istemeden de olsa, tam çantasındakileri yürütmeye yeltenirken, ayağı takılarak merdivenlerden düşmekte olan yaşlı bir kadını kurtarmak pozisyonunda kalır... *** Bir yanda beşli çete, Altın Yunus'u çalma gayreti içine girerken; Vali Diane Foxington'da, ödülün verileceği Profesör Marmelat'ı (seslendiren Richard Ayoade) sahneye davet etmektedir... Evet... Kolaylıkla tahmin edileceği biçimde ödül çalınır... Fakat benzeri bir beceriyi, kaçma yolunda gösteremeyen beşli çete de nihayetinde enselenir... *** Mahkum nakil aracına bindirilirlerken, yaptığı konuşma ile yüreklerde duygu sömürüsü oluşturmak çabasına giren Wolf; Wolf'un bu tuzağına düşen Marmelat'ın kafasında, beşi çete elemanlarının düzgün canlılar haline getirilebileceği duygusunun canlanmasına neden olur... Eğer Vali'nin onayı da alınabilirse Marmelat; çete elemanlarını, kendi Gala gecesine kadar doğru yola sokabileceği bir deneme de bulunmak istemektedir... Yani Wolf'un kurnazlığı işe yaramış ve çete, bir fırsat daha yakalamıştır... Dakika 32... Geride sizleri, çocuklarınızla beraber gönül rahatlığıyla izleyebileceğiniz gibi müziklerinin de kulaklarınızın pasını sileceği 68 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Hükümet Kadın yada Ay Lav Yu filmleri ile kıyaslarsak Sermiyan Midyat'ın en kötü filmlerinden biri olmuş komikliği var ama diğer 3 filmine göre komik değil.Değişik bir hikayesi var komik değil ama güldüren yerleri var çok iyi bir film olmamış bence ama filmin sonunda çıktığımda iyi olmasada eğlenceli bir film dedim.Finaline bakarsak devamı gelecek gibi duruyor..","label":6} {"text":"Efsane animasyon stüdyosu Disney, geçtiğimiz sene Pixar'la yaptığı işbirliğinden ortaya çıkan Brave'in prensesi Melinda ile ilk kez ebeveynleri yaşayan bir Disney prensesi tiplemesi yaratarak oyunu bozmuştu. Olay Pixar'ın özgünlüğünden kaynaklanadursun, animasyon şirketinin özellikle ABD'de övgülere doyamayan son filmi Frozen'da başta ölü ebeveyn olmak üzere alışkın olduğumuz tüm Disney ögelerine muhteşem bir geri dönüş yapıyoruz. Wreck-It-Ralph ile büyük bir çıkış yakalayan Jennifer Lee, senaryo konusundaki başarılarını Andersen'in Karlar Kraliçesi masalından uyarladığı Frozen'da da gösteriyor ve ortaya, temasının aksine sımsıcak, akıcı ve özlediğimiz türde bir animasyon ortaya koyuyor. Lee'nin ilk yönetmenlik denemesinde ona daha önce Tarzan ve Surf's Up'ta bu görevi üstlenmiş olan Chris Buck eşlik ediyor.","label":7} {"text":"Fragmanından belli İyi bir Korku filmi olduğu. Galiba bizimkilerde artık Korku filmi yapmayı öğreniyor. İzlenir diyorum.","label":9} {"text":"DÖRT DÖRTLÜK BİR SÜPERKAHRAMAN FİLMİ Wonder Woman filmi beni fazlasıyla şaşırtan ve heyecanlandıran bir film oldu. Gerek senaryosu, gerek grafikteki başarısı ve kameranın sizi içine çeken hareketleriyle bambaşka bulacağınız fantastik bir film. Yönetmen koltuğunda ise ödüllü yönetmen Patty Jenkins oturuyor. Oldukça güçlü bir Amazon savaşçısı olan Diana’nın yaşadığı tanrıların yarattığı ve cennetin yeryüzündeki yansıması olan Themysciria adasına bir savaş uçağı düşer ve Diana, bu uçağı kullanan Steve Trevor’ı kurtarır. Amazon kadınlarına şu an I. Dünya Savaşı’nın yaşandığını anlatan Steve, Diana’nın ilgisini çeker ve Diana, savaşa katılmak için gerçek dünyaya atılır. Bu sırada da gerçek dünyanın işleyişini öğrenir ve düşmanları yenmek için her şeyini ortaya koyar. Tüm savaşları olduğu gibi, 1. Dünya Savaşını da Savaş Tanrısı’nın yaptığını düşünmektedir ve tek amacı Savaş Tanrısı’nı yenerek dünyaya barışı getirmektir. Batman v Superman filminden sonra ‘Wonder Woman’ karakterini ikinci kez ortaya koyan Gal Gadot, seçilmesinin ardından gelen tüm eleştirilere, filmde ışık saçarak cevap veriyor. Gadot; karakterinin savaşçı ruhunu, samimiyetini ve kararlılığını çok iyi ortaya koymuş. Trevor karakterinde izlediğimiz Chris Pine ise, gerek idealist asker rolünde gerekse aşkı için her şeyi yapmaya hazır bir aşık rolünde oldukça başarılı. Filmin 141 dakika süreceği gerçeğiyle ilk yüzyüze geldiğimde oldukça gerildim çünkü 2 saat 21 dakika değil bir fantastik film, herhangi bir film için bile oldukça uzun bir süre olmasına rağmen filmden hemen hemen hiç kopmadan izledim ve film keyifli bir şekilde aktı. Çizgi roman mantığına sadık kalan dondurma sahneleri ise, kötü düşünülmüş bir fikir olmamasına rağmen filmin yapısına çok mu uyuyor kısmı tartışılır. Bana kalırsa, günümüz teknolojisi ve filmin yapısı göz önüne alındığında biraz bayağı kalıyor. Filmin oldukça başarılı yan/kötü karakterlerine ise yeteri kadar odaklanılmadığınıdüşünüyorum ama final sahnesi beklentilerin üzerinde ve şaşırtıcı. Kesinlikle izlenmesi gereken, renkli bir film olduğunu düşünüyorum.","label":8} {"text":"başucu filmi geliyor.","label":8} {"text":"bomba gibi bir film. çağan ırmak yönetmenlik nedir çok iyi biliyor gerçekten. bu filmi izlemek için çok geç kalmışım bense.filmin göze batan eksikleri başta diyaloglar. özellikle gündelik hayattan öyle diyaloglar var ki hiç olmamış öle filmin dışında uzakta duruyor, kimi yerde ise eğreti duran oyunculuklar tırmalıyor izleyeni.ama film bunlara rağmen (ki yukardakiler az şey değil insanı filmden bir çırpıda soğutabilen eksiler) başta da dediğim gibi çok sağlam. çok iyi bir atmosfer yakalamış yönetmen. tabi ki bir çok filmden esinlenmiş, pek çok tanıdık tekniği kullanmıştır ve kimileri eleştiriyor bunu. her filmde yeni bir anlatım tekniği mi yakalamalı yönetmenler, diye soruyorum o zaman.kolay değil böyle bir filmin insanı gerçek hayattan alıp da o anlattığı duyguların, düşencelerin, gerilimlerin, ruhsal çöküntülerin içine bırakmak. türk sinemasında örnekleri yeni yeni çıkan türün başarılı bir örneği.","label":7} {"text":"bir televizyon dizisindeki karakter üzerinden sinema filmi çekilirse ancak bu kadar yapılabilir. arasıra güldüren espriler olsa da 5 puandan fazlasını haketmeyen bir yapıt","label":4} {"text":"filmi haftasonu izledim açıkçası hayal kırıklığı yaşamadım desem yalan taş ocağı sahnesi dışında görsel olarak vasatı aşamamış ayrıca senaryo her zamanki kurtarılan çocuk olayı da bu sürücüye ne olmuş böyle;nicholas iyice hantallaşmış zaten adam hareket edemiyo sürücüde çizgifilm kahramanından farksız,,,","label":5} {"text":"Biliyor musun, bu sabah sen olmasaydın; şu anda var olmayacak olan, şehrin birinden geçen bir trendeydim. Sen olmasaydın muhtemelen; ölmüş olacak bir adamdan bilet aldım. Tüm konularda bilimsel araştırma yapabiliyorsam,hepsi yalnızca senin sayende. Şimdi normal olabilmeyi istiyorsan ki emin ol ben istemezdim. Öyle olmadığın için dünya son derece iyi bir yer.. -Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Bence;bazen kimsenin hayal edemediği şeyleri ,hayal edip yapabilen insanlar vardır. Filmi izlememişken oscar alamaz vs. gibi yorumlar gördüm ve biyografi sebebiyle az-çok hak vermiştim.. Lakin inanıyorum ki Oscarlık bir film olmuş!!! Şuanda bu site varsa,ve ben filmi bilgisayarımdan izlemişsem,yorum yapabiliyorsam hepsini Alan Turing'e borçluyum! Onu daha iyi anlatacak bir film yapamazlardı inanın.. İzleyin izlettirin.. iyi seyirler.... Zekanın gerçek göstergesi bilgi değil hayal gücüdür&. A.Einstein","label":8} {"text":"Gideceğimiz gezegeni terraform edeceğimize biz genetik olarak kendimizi o gezegene adapte etseydik düşüncesi işlenmiş, spoiler vermeden anlatmak zor ama açıkçası ana fikir dışında filmin senaryosu hakkında yeterince uğraşılmamış ve bence eksik\\yarım kalmış bir film. Filmin görüntü kalitesine ve senaryonun başlangıcına bakınca çok daha güzel bir film çıkabilirmiş.","label":4} {"text":"Bu tur filmlerde insanlar daha net bir sonuc bolumu bekleselerde aslinda filmin geneline bakildiginda cok basarili bir kurgusunun ve seneryosunun oldugu gorulebilir. turk sinemasi icin cok hassas bir yerde bana gore bu film, islemis oldugu konusu geregi. Film yer yer kendimizi sorgulamamizi sagliyor anlatilan psikolojik gelgitlerle. tabiki erkan can ida unutmamak gerekiyor.","label":7} {"text":"Fikri olmadan sadece ergenlik dönemindeki değişime tanıklık eden bir film... 30/100","label":2} {"text":"Filmin sonunda ters köşe olmayı seviyorsanız, gerilim ve gizem dalında filmlerden de hoşlanıyorsanız tam size göre bir film. Imdb puanına bakarak asla karar vermeyin, çok daha yüksek puanları hakediyor.","label":7} {"text":"ELİAH WOOD PSİKOPAT ROLÜNDE HARİKALAR YARATIYOR Sinema vefakâr. Öyle evvel ve kalbur zaman içerisinde ‘orada’ olan manyaklar, halen oradalar. Bir şekilde sapkın mesajlarını ve kişiliklerini bize geçirmek amacıyla ya ‘ders alan ve bunu dışavuran’ ya da ‘ders vererek yine dışa vuran’ –kısacası her halükarda bir şeyleri dışa vuran- tavırlarıyla sahnede arzı endam ediyorlar. Bazen acı verirken kurbanlarından daha çok acı çekiyor; bazense sadece bundan büyük bir zevk aldıkları için, sadist bir güdülenmeyle harekete geçiyorlar. Mevzubahis psikopatımız bahsettiğimiz türlerin ilkini temsil ediyor. Acı çektiriyor, buna engel alamıyor; sadece acı çektirerek hayatına devam edebiliyor. ‘Manyak’ işte, ne yaparsınız. Frank’in ailevi kimi problemleri söz konusu… Tabii kendisi çoktandır sorunlarının derinliğinde yitip gitmiş ve sıkıntılı bir kimlik üstlenmiş. Saçlara obsesif bir şekilde keserek ve biçerek hayatını ve psikopatlıklarını idame ettiren Frank, kendisine ilgi gösteren bir kadınla yakın temasa geçiyor. Frank’e ve bu ilişkiye dışarıdan bakıldığında ortada bir sorun yok gibi… Ancak Frank’in psikopatlığı derinlerde yatıyor ve basit etkiyenlerle harekete geçiyor. Franck Khalfoun’un filmi de tam olarak birkaç etkiyeni olan bir reaksiyonun tepkime süresini ‘tempolu’ bir biçimde ele alıyor. Maniac’ın derdi tipik bir seri katil filmine dönüşmekten biraz farklı… Bu farkı hissedebilmek içinse özel bir sinemasal algıya, başka bir göze gerek yok. Point of View (Karakterin Gözünden) anlatımı neredeyse Gaspar Noe’nin Enter the Void’deki yetkinliğine yakın bir beceriyle kullanan Khalfoun, seyircisini karakterin içerisine hapsediyor. Mevzu bu, lezzet de buradan sağılıyor. Zira bir takıntılı bir psikopatın icraatlarına ihtiyari ancak rahatsız edici bir biçimde mahkûm edilmek ilk elden gerilimi sağlıyor. Oldukça stilize bir açılış sahnesinin ardından, en azından bir doksan dakika boyunca bu sapığın içerisinden çıkamayacağımızı çaresizce anlıyoruz. Böylece Khalfoun ilk ve en önemli hedefine ulaşıyor: Şaşırt ve rahatsız et! Tabanını güzelce çizen film, akıllı başlangıcı sayesinde öyküsel anlamdaki tembelliğinin üstünü kolayca örtüyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, Maniac bir öykü yerine bir süreci anlatmaya koyuluyor. Yönetmenin stilize ve heyecanlı anlatımı da oluşan boşlukları doldurmak adına etkili bir metot haline geliyor. Hiçbir şey anlatmıyor olmanın sıkıntısı, filmin görsel dünyasının dahilinde önemsiz bir ayrıntıdan hallice oluyor. Khalfoun, filmin gediklerine takılacak olan seyirciyi görsel inadıyla oyalayarak kayda değer bir başarı elde ediyor. Karakterine görüntüsünden ziyade sesiyle ve aurasıyla can veren Eliah Wood’un Hobbit geçmişinin derinliklerinde bir tür psikopatlık ve huzur kaçırma potansiyeli taşıdığını önceden fark etmediğimizi söyleyemeyiz. Ancak Wood’un Frank karakterini, yükü kamera kullanımıyla bölüşerek, sırtında başarıyla taşıdığını da belirtmek gerekiyor. Kendine düşen rolü bir kamerayla paylaşmak konusunda da tevazulu davranan Wood, aksiyon veya romantik-komedi filmlerinde oynamaya pek elverişli olmayan bedenine uygun bir köşe bulmuş gibi görünüyor. Güçlerini Alexandre Aja’nın projedeki varlığıyla ile birleştiren Franck Khalfoun, oldukça riskli ve teklifsiz bir projeyle özellikle türün ve psikopatların meraklılarını cezbediyor. Maniac, elindeki çok az malzemeye rağmen(bir uyarlama olmasının da tesiriyle) akılda kalan, kimi anlarında tiksindirici ve takdire şayan bir örnek haline geliyor; minimalist bir psikopat filminin sunabileceği çoğu ayıbı tek seferde izleyenine bahşedebiliyor. Bir film için “herkese göre değil, bana göre olsun” diyenlere sesleniyor.","label":7} {"text":"Bir Amir Khan Fırtınası Hindistan Eşkiyaları İngiliz sömürgesine maruz kalmış Hindistan halkının hislerine tercüman olan bir yapım olmuş. Karayip Korsanları filminden esintiler hissetiren bu film; müzikleri, dansları ve özellikle Amir Khan'ın muazzam oyunculuğu ile sizi sahnelerin içine çekiyor. Film süre olarak oldukça uzun ama böyle güzel bir filmi izlerken zaman su gibi akıp geçiyor zaten :) İyi seyirler","label":7} {"text":"Gilliam başka bir olgun eser vermiş. Sevenleri için keyifli film olmuş, ancak dağınık bir çalışması olmuş yönetmenin.","label":5} {"text":"Kişisel şiddet olgusu üzerine bir başyapıt.Van Sant ustanın son dönemde en çarpıcı filmi.10/10","label":7} {"text":"vasat bi komedi izlenilebilir ama öle çok komedi adına beklentiniz olmasın iki oyuncuyu da severim daha güzel bi senaryo olabilirdi iyi seyirler../6","label":5} {"text":"sırf gürültü olsun diye çekilmiş sonlandırdılar şükür artık kurtulduk şu seriden. ilk filmi aslında güzeldi ama bu film sırf gürültü, tavsiye etmiyorum.","label":3} {"text":"Her şey çok basitleştirilmiş gerçekten. Bütçe yetersizliği olabilir -alınan desteğe rağmen- fakat biraz daha canlı sahneler katılabilirdi. Beğenmedim, yetersiz olduğunu düşünüyorum.","label":3} {"text":"O değişik gülen çocuk ne yapmaya çalışıyor? İzleyici kitlesi zaten çocuk çocuklar herşeyi örnek alıyor bizim film dizi seviyemiz genelde düşük. Dizilerde açık saçık orasını burasını açmayı öğretiyorlar bize. Bu filmi çocuğum yüzünden izledim çok saçma seviye düşük ve gülmeyi kişnemek sanan bir rol oynayan değişikler topluluğu.","label":0} {"text":"gerçek bir hikaye olan \"cottingley perileri\" olayını çıkış noktası alarak fenomene değişik bir yaklaşım getirmiş, ilginç bir seyirlik. insan perilerin gerçekten de var olmasını istiyor bittiğinde, zira bu istek vakt-i zamanında mevzubahis olayda sir arthur conan doyle gibi bir adamın bile sahte peri fotoğraflarına kanmasına yol açmıştır. 7/10","label":6} {"text":"Yok, yok olmayacak bu böyle. Denedim olmadı işte. Anlaşamıyoruz biz. En iyisi birbirimizi fazla üzmeden, yormadan ayrılmak. Ama baştan belliydi yürümeyeceği. Hotel Chevalier'de tanıştık, The Life Aquatic with Steve Zissou'da beraber hatrı sayılır zaman geçirdik, The Darjeeling Limited'de birbirimizi anlamadığımızı anladık ve küstük. Ama ben yine de son bir şans vermek istedim bize. Hani olur da belki bir mucize gerçekleşir diye. Olmadı be Anderson! Yine uyuşamadık seninle. Ama laf aramızda; zaten otel odasında tanışılan ve dalgaların gemiyi olduğu kadar midelerimizi de dövdüğü, başımızı döndürdüğü bir ortamda uzunca vakit geçirilen bir ilişkiden de bir cacık olmazdı zaten.","label":6} {"text":"İzlediğim üç Yorgos Lanthimos filminden en rahat izlenileni, en eğlenceli olanı ama aynı zamanda en karmaşık olanı buydu sanırım. Karmaşık olan hikayesi değil, karmaşık, çünkü bu kez meselenin iktidar ve tutkuyla sınırlı kalmadığını, görüntülerin ve dilin altına saklanmış bi dolu mesele olduğunu ancak sezebildim. Daha fazlasını yorumlamaya cesaret edemiyicem. Yine de her saniyesinden büyük keyif aldım. Olivia Colman her zamanki gibi çok çok başarılıydı tabi.","label":7} {"text":"arkadaşlar filmi izledikten sonra sıcak sıcağa yazıyorum samimi söylüyorum film budur arkadaşlar belkide uzun zamandır bu kadar sağlam film izlediğimi hatırlamıyorum öncelikle filmin konusu gerçek olaydan alıntı yapılarak çekilmiş buda gerçekten sizi filmin biraz daha derinlerine çekmekten gerikalmıyor zaten filmin başındaki gerçek eğitim görselliğinden sonra filmin içine dahil oluyorsunuz aslına bakılırsa bu filmde en önemlisi yönetmen Peter Berg adam gerçekten iyi iş çıkartmış artık bi yerden sonra kopuyorsunuz yaw gerçekten filmi bu diyesiniz geliyor okadar etkieyici sahneler ve inanılmaz geçişler varki yerinizde donakalıyorsunuz... zaten oyuncu kadrosu sanırım bu kadar doğru etkili ve kaliteli seçim olamazdı gerçek kişilerede benzemeleri sizi bi hayli etkileyecek aslına bakılırsa sonuç olarak film sizi hayattan kopartacak arkadaşlar gerçekten filmden sonra kendinize gelemeyeceksiniz eğer imkanı olan arkadaşlar varsa benim yaptığım hatayı yapmasınlar ve sinemaya gelmesini ve sinemada izlemelerini tavsiye ediyorum(28 ŞUBAT) iddaa ediyorum 2014 ün en iyi filmleri arasında ilk 3 olabilir şiddetle tavsiye ediyorum iyi seyirler...","label":8} {"text":"çook eğlenceli bi film.bi fareyi bu kadar sevip destekliceğimi hiç tahmin etmezdim:D","label":9} {"text":"sosyalizme karşı her hangi ideolojik cepheden eleştiri yöneltmeyip, onu sadece politik değil, biraz mizah birazda hüzünle bize sunan bir filim. Bu filim yaşanıp bitmiş olanları salatalık turşusu metaforunda uzun süre komada olan bir annenin temsilinden bizlere yansıtıyor. Geçmişin özlemi geleceğin muğlaklığı değişimlere ayak uydurmakta olan bizleri zorlayan önemli faktörlerden biridir. Kaçınılmaz olan değişimin gerisinde kalanları, hatırlatıcı mahiyette olan olgular hep var olacak. İsteklerimiz değişimin leyh-i doğrultusunda olsa bile. İşte bu filim de değişimi kabullenemeyecek olan annenin ve onu ayakta tutmaya calisan çocuklarinin mizah dolu hikayesini anlatıyor","label":7} {"text":"Sanki ben de filmin içindeymiş gibi, onlarla beraber gözlerim doldu, onlarla beraber sevindim. Film beni kendine o kadar çekti ki, etkisinden kurtulmak mümkün değil doğrusu. Russel Crowe'u Akıl Oyunları'da da izlemiştim. Giydiği her rol ona gerçekten çok yakışıyor. Çok başarılı oyunculuklar. Çok başarılı bir film.","label":8} {"text":"bir ülkenin iç içlerine karışılmasının ne akdar vahim sonuçlar doğurabileceğinin resmen kanıtı olan bu film sadece bu yalımlığı ortaya koyduğu ve tüm dünyaya izlettiği için günümüz siyasetine ve siyasetçilerine aslında ilham olması gerektiğini düşünüyorum. film robin hood karakterinin ormanın haşare çocuğu olduğunu nitelemediği için sanırım sevdim önceki filmlerde hep aynı yeni çevrimler oluyordu bunda öle değil başk bir robin yansıtılmış ve hafif gladyatör varimsi bir robin ortaya çıkmış ama sanki abartı da durmamış film uzun olmasına rağmen sıkmadan kendini izletiyor tavsiye ederim.10/8","label":7} {"text":"Kum, köpek, develer ve bir kadın. Diyeceğim başka birşey yok hakim bey.","label":6} {"text":"Bu konuyu biliyorsunuz zaten. 1987'de çıkan Fatal Attraction'dan beri Hollywood'da aynı konuyu tekrar ve tekrar çekme saplantısı başladı. Her yıl buna benzer konulu 2 film vizyona giriyor zaten. Daha geçen yıl When The Bough Breaks vizyona girmişti. Peki bu filmin var olması için hiçbir sebep var mı? Hayır. Peki tkendi türü ile ilgili bir şeyleri değiştiriyor mu? Sayılır. Ama yine de ortaya çıkan sonuç hayal edebileceğiniz gibi berbat. Eğer senaryo 101'i biliyorsanız Unforgettable'ın konusunu biliyorsunuz zaten. Ama eğer bilmiyorsanız, size anlatayım: Julia Banks (Rosario Dawson), mutlu bir hayat yaşayan bir kadındır ve sevgilisi David (Geoff Stults) ile evlenmek üzeredir. Üstelik David'in ilk evliliğinden kalan bir kızı vardır ve Julia da onu David'le birlikte büyütmeye hazırdır. Böylece kızın annesi Tessa (Katherine Heigl), bu çiftin hayatına girer ve David'in Julia ile evleneceği gerçeğine katlanamaz. Bu yüzden daha karanlık yanını ortaya çıkarak bu çifte oyunlar oynamaya başlar ve Tessa'yı kötü birisi olarak göstermeye çalışır. Julia da gerçeği ortaya çıkarmaya çalışır.& Yani anlayacağınız, tamamen özgün bir film! Pekala, her ne kadar filmden nefret etmiş olsam da tamamen kötü olmayan birkaç şey vardı filmde. Bunlardan birisi, Rosario Dawson'ın performansı. Rosario'yu bir oyuncu olarak çok iyi buluyorum zaten, gerek Sin City filmleri, gerek Marvel/Netflix dizileri olsun. Rosario, gerçekten de yetenekli bir oyuncu ve bu filmde de başarılı bir performans sergilemiş. Hatta gereğinden fazla başarılıydı diyebilirim. Böyle zayıf bir film, böyle iyi bir performansı hak etmiyor doğrusu. Ayrıca bu klişe senaryoya birkaç farklı element daha eklenmeye çalışılmış. Her ne kadar bunu takdir etmiş olsam da ortaya çıkan sonuç düşüncelerimi hiç değiştirmedi. Unforgettable, klişe konusuna karşılık ortaya bir yere varabilecek fikirler atmasına rağmen çıkan sonuç kötüydü. Yani, hayal edebileceğiniz en kötü film olmasa da dediğim gibi, film çok zayıftı. Bu yüzden nefret ettiğim yanlara geçiyorum. Rosario Dawson'ın dışındaki performanslar çok kötüydü. Dawson'ın eşini canlandıran Geoff Stults rezaletti. Adamın kendisi bir Biscolata reklamından çıkmış gibi gözükse de oyunculuk adına adamda hiçbir şey yok. Filmde sırf çekici görünmek için var. Onun oyunculuğu beni filmden sürekli çıkardı. Katherine Heigl'ı da Knocked Up'dan beri iyi bir filmde görmedim zaten. Heigl'ın oyunculuğu gerçekten de kötüydü. Hiç olmazsa Fatal Atraction filminde ana karakter başta oldukça normal görünüyordu, daha sonra ortaya gerçek yüzünü çıkarıyordu. Heigl'ın karakterini daha ilk saniyeden ne kadar çatlak olduğunu anlayabiliyorsunuz. Gerek mimikleri, gerek tavırları olsun. Normal bir insanın, bu karakteri çevresinden acilen uzaklaştırması gerekir. Ya da hiç olmazsa iletişimini engellemesini. Ama filmde böyle bir şey olmuyor. Bu yüzden de ortaya çıkan sonuç hep gerçekçi olmayan bir şekilde ilerliyor. Ayrıca şu senaryodan biraz daha fazla konuşmak istiyorum. Hollywood'un artık bu tarz filmleri yapmaması lazım. İşlenecek bir konu kalmadı ki! Yukarıda filmin ortaya koymaya çalıştığı ilginç fikirlerden biraz bahsetmiştim. Mesela Julia'nın hapishaneden yeni çıkan belalı bir eski sevgilisi var, Tessa'nın oldukça garip bir geçmişi var... Yani anlayacağınız, film ortaya farklı bir şeyler koymaya çalışmış. Ancak bu materyalleri o kadar zorlama bir şekilde kullanmış ki, çıkan sonuç sizi istemsizce güldürüyor sadece. Bir de, filmin finalinden nefret ettim. Son zamanlarda izlediğim en kötü bitiş sahnelerinden birisiydi. Filmin kendisinin zorlama olması yetmiyormuş gibi, bir de filmin finali olabilecek en zorlama şekilde bitiyor. Spoiler vermek istemiyorum ama size şunu söyleyebilirim; Unforgettable, bir devam filmi yapmaya niyetlenmiş. Ya da hiç olmazsa, senaryo bunu ima ediyor. Bu sahneyi gördüğüm zaman resmen ağzım açık kaldı. Bunun dışında Sia'nın açılış sahnesindeki şarkısı dışındaki diğer şarkılar çok kötüydü, gerilim tonu çok başarısız olmuş (dakika başı yapılan jump scare sahneleri durumu daha da kötü bir hale getirmiş), oyunculuklar ise Rosario Dawson dışında felaketti. Senaryo adına da yeni bir şey yok doğrusu. İşte bu yüzden Unforgettable, bitmesi için dakika sayacağınız bir film. Eğer bu tarz filmleri seviyorsanız, Unforgettable'ı izlerken iyi vakit geçirebilirsiniz ama geriye kalan herkese bu filmden uzak durmalarını öneririm. Vaktinizi harcamaya değmez. FİLMİN İYİ YANLARI: + Rosario Dawson'ın gerçekten deniyor olması. + Ortaya atılan birkaç ilginç fikir... FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - ...ama senaryonun bu fikirleri en zorlama şekilde kullanması. - Finali. - Çok kötü oyunculuklar. - Tahmin edilebilir, klişe senaryo. TOPLAM PUAN: 2/10","label":1} {"text":"Burak Aksak'ın LM'den aşikâr olduğumuz absürd dünyası ile 1 yıldır geyiği yapılan 2 internet fenomeninin bir araya gelmesi... Kurulan yepyeni bir kadro... Her nedendir bilinmez bu filmden Bana Masal Anlatma filmindeki sıcaklığı alamıyoruz. Açık konuşmak gerekirse Seda Bakan,Hande Doğandemir'den Erkan ise Fatih Artman'dan iyi değil. Ellerinden geleni yapmışlar ama belli ki Cengiz Bozkurt'un çabası dahi bunu kurtaramamış. Tüm suçu oyunculara atarsak ayıp etmiş oluruz.Senaryoda öyle bir dram-komedi geçişleri var ki film adeta 4-5 defa bitip yeniden başlıyor... Yine de 'asla pes etme' temalı senaryosu,LM göndermeleri ( bkz.Gelin arabası,lunapark duvarı ), OT dergide de okuduğumuz yalnız ve umutlu palyaço öyküsü ve tıpkı LM usulü film bitiminde karakterlerin diyaloglarının devam etmesi gibi tebessüm ettiren detaylarıyla rakiplerinden sıyrılıyor Kara Bela ve Burak Aksak sineması uzun bir süre yerli filmde kalite olmaya devam edecek gibi... Hadi hayırlısı !","label":5} {"text":"Süleyman Demirel Üniversitesi'nde yaklaşık 700 kişinin büyülenerek izlediği film. Harika ötesiydi. Sürrealizm'in dibine gayet vurulmuş. Tekme yumruk girişilmiş. Helal olsun.","label":8} {"text":"Şı sıcak yaz gününde serin klimalı bir salonda hoşca, boşca vakit geçirmek için birebir film olmuş. 1.dakikadan filmin bitişine kadar 'aksiyon' hiç ara vermeden devam ediyor. Ve de en önemlisi Transformers kadar baş döndürücü, insanı yoran efektleri olan bir film değil. Öyle sağlam oyunculuk, senaryo beklemeden gidin izleyin keyfini çıkartın. Not: Filmde tek hoşuma gitmeyen taraf; Filimde Rpicordu canlandıran Wayans kardeşlerden Marlon Wayans oldu. Onu hep Scary Movie tarzı filmlerden görmeye alıştığımdan böylesi 'aksiyon' filminde o role hiç oturmammış bence.","label":5} {"text":"kafayı bozdular cin le ....başka konu yok zaten türk sinemasında...ya yatak sahnesi, ya da cin min...","label":0} {"text":"toplama kampında yahudi çocukla arkadaş olan alman ın hazin sonu.. On numara bir nazi dönem filmi.. Sürükleyicilik kurgu kostum herşey harika.. Müthiş bir yapım olmuş..","label":9} {"text":"Bu holywood sinemasında bir tarz aslında... Filmde romantizmden erotizme, aksiyondan melodrama herşeye dokun; baktın filmin sonunda kimse ne olduğunu anlamayacak, başrollerden birine flashback yardımıyla konuyu toparlatıp bağla.... Dozajlı aksiyon sahneleri, Robert Downey Jr.'ın o muzip tarzı, Val Kilmer'ın her rolün adamı oluşu ve Michelle Monaghan'ın \"sade\" güzelliği... İzlenmezse olmaz değil ama, yorgun günün ardından ayaklarınızı uzatıp biraz keyiflenmek için izlenebilir bir film.","label":6} {"text":"Hosteli izlediyseniz bu filminde o tarz bir film olduğunu bilin öncelikle. Bol bol kesme, biçme. Biraz daha fazla seks. Hepsi bu kadar işte.","label":4} {"text":"geçmişimde bir yerlerde verdiğim bir karardın. uzun saçların ve sen o günlere dönebilsem. hayatım koskoca bir hata biliyorum umut yok yarına verdiğim son bir kararla seni yeniden görebilsem. \"at kuyruğunu salla kız beni geçmişe götürüyor\" bu oyunu kaybettim evet sözler içimde düğümleniyor. bi' masal gibi işleyişi var bu filmin yavaş yavaş zerkediyor izleyiciye, konuyu yavaş yavaş alıyorsunuz. Müzikler eşliğinde yaşıyor gibi oluyorsunuz hooopp, birden film bitiveriyor. oyunculukları ile de artısı olan bir film. hikaye çok hoşuma gitti.","label":7} {"text":"beklentilerimin altında bir yapım daha iyi olmasını bekliyordum 5/10","label":4} {"text":"bir yerde okumuştum, bu filmden sonra amerika'da duş satışlarında ciddi bir düşüş olmuş.","label":8} {"text":"sadece çocuklar için değil,herkes için eğlenceli bi film","label":7} {"text":"Gitmeden önce çok ön yargılı olmuştum Bu filmden önce ink hearta gitmiştim ve bu filmin ink heartin biraz daha çocukcası oldugunu düşünmüştüm ama kesinlikle öle diildi çocuk filmi gibi ama büyüklerinde kesinlikle sıkılmadan izleyebilecekleri bir film akıcı ve eglenceli bir film ve değişik bir konusu var kesinlikle ön yargılı olmayın gidin bence begeneceksiniz","label":7} {"text":"Müzikler falan iyi ama o kadar ağır ilerliyor ki. Normalde ağır ilerleyen filmleri de izlerim ama biyografi olduğu için dayanamadım sanırım. Eksilencem biliyorum ama kendi isteğim dahilimde yarım bırakıp geri dönmediğim tek film.","label":7} {"text":"Çok uzun yazmak istemiyorum. Beni filmin sonunda [spoiler]dernekteki kadının aslında karısı çıkması şaşırttı gerçekten hiç aklıma gelmemişti bu. Howard gerçekten beynine bunu unutturmuş muydu o kısmı anlamadım tam net değilim. Boşanırken yazdığı not da çok etkileri beni yabancı olabilsek dediği not. [/spoiler]Collateral Beauty’nin tam karşılığını bulamadım, bence ‘gizli güzelllik’ yeterli bir kavram değil beni tatmin etmiyor. Acaba bütünsel güzellik, bütündeki güzellik, veya hatta paralel güzellik dense daha mi doğru olurdu. Soyut kavramlar işleniyor ve oyuncuları izledikten sonra aslında bizler de oyuncuyuz diye düşündüm, hayatta karşımıza çıkan insanlar da bu oyuncular gibiler hayatlarımızda veya kendi hayat denen rüyamızda gibi düşündüm. Bakış açımız yani beynimiz gösteriyor bize bu oyuncuları vs gibi de türetebiliriz, bana göre. Para neyi simgeliyordu merak ediyorum..(para gibi somut bir araç ile oyunculara görevlerini veriyorsun hayatına dahil ediyorsun ve onlar da rollerini yerine getiriyorlar. parasız rol almadılar)paraya ilgisi olmayan sadece sevgiydi, ölüm ve zaman parayı seviyorlar dikkatimi çeken. [spoiler]son kısımda anlaşıldığı üzere bu kavramlar ilahi görevlendirilmişler öncesinde, With miydi neydi reklamcı arkadaş Howard’ın ortağı, görünürde o onları buluyor ama işin aslında ve görünmeyen kısmında çoktan planlanmış. [/spoiler] dernek üyesi bir kadının konuşması da güzeldi, bu dünya zamanının aslında cennet hayatında bir göz kırpma zamanına tekabül ettiğini söylemesi. Bu İslami kaynaklardan da bildiğimiz bir şey. genel olarak güzeldi hissettirdikleri filmin fakat eksikti bana göre. Çocuk ile imtihanın çeşitleri işlenmiş filmde, Howard çok nadir görülen bir hastalık ile çocuğunu kaybetmeyi yaşıyor, ortağı karısını aldattığı ve boşandığı için kızının ona cephe alması ve nefret ettiğini söylemesiyle çocuğu varken yokluk yaşıyor, Claire’in ise hiç çocuğu yok ve belki de hiç olmayabilir.. gizli güzelliği hissetirecek daha fazla öğeler olmasını beklerdim. ama sanıyorum gizli güzellik aramızdaki kuvvetli bağlar, hüznü, acıyı, üzüntüyü, sevinci, neşeyi, hepsini birlikte paylaştığımızda bu bağlar kuvvetli olduğunda bu güzellik çıkıyor ortaya, kendimizi yalnızlaştırdığımızda yapamıyoruz, çok acı da çeksek birbirimize destek olarak anlayarak ve paylaşarak dayanabiliyoruz, o zaman o güzelliği keşfediyoruz belki de. Howard’ın iş arkadaşlarının ona olan bağlılığı, onu gerçek anlamda düşünmeleri endişelenmeleri, çabaları, bunlar bu güzelliğe örnekti. herkes bir biriyle çok ilgili, bir sorun varsa görmezden gelmiyor. hatta ölümü canlandıran aktörün [spoiler]Simon’un hastalığı ile ilgilenmesi, ailesine söylemesi konusunda[/spoiler] yol göstermedi vs…ailenin önemine de vurgu vardı bana kalırsa, aile bağları, sevgi bağları, iş arkadaşlarını dahi bir aile olarak işliyor güzeldi. koca bir aileyiz ve birbirimize bağlıyız. tek başımıza yalnız ve aciziz. birlikte güzeliz ve bu fani dünya bu elem dünyası ancak birlikteyken yaşanabilir. evet bunlar çıkarımlarım…. sanırım aklıma gelenler bunlar, güya kısa yazacaktım🙈🤣 ilave: domino taşları ile muazzam şeyler inşaa edip [spoiler][/spoiler]bir kerede hepsini deviriyor ve yerle bir ediyor eserini yok ediyor ya, aklıma şu an içinde bulunduğumuz dünyanın da bir gün yok olacağı geldi. her varlığın ayrı ayrı sistemi düzeni var, özenle ince ince işlenmiş planlanmış tasarlanmış, bunları düzenleyen kuran en küçük ayrıntıya kadar her şeyin bir anlamı amacı olarak Yaratan neden bir gün bunca şeyi yok edecek boşa gidecek her şey? bu kadar ince düşünülmüş tasarı bir gün yok olması ve boşa gitmesi için değildir elbette… Howard’a gelirsek domino taşları ile kurduğu kulelerle önce bir şaheser var ediyor sonra yok ediyor. ve yok oluşunu seyretmekten keyif alıyoruz domino taşları birbiri üzerine düşerken, bu yıkılışı izlemenin verdiği tuhaf bir zevk var. sanırım gizli güzellikten kasıtta buydu, yani domino sahnelerinin olması buna işaret ediyordu yıkılışındaki yok oluşundaki güzelliğe.yine Kainatın yok olacağına gelirsek, sonrasındaki sonsuzluk hayali ve buradaki fani olan şeylerin orada sonsuz olması fikri dahi bu yıkımı güzel kılıyor. burada bir fragmanını izlediğimiz sonsuzluğun gerçeği kim bilir ne kadar güzel. sahi kuşların neden kemiklerinin içi boş hiç düşündünüz mü?.. her ince detay düşünülerek tasarlanmış, buna tesadüf denmesi bir tuvalin üzerine boyaların devrilerek Mona Lisa tablosunun tesadüfen ortaya çıktığını iddia etmek kadar saçma. neyse nereden nereye geldim🙃 film güzel bence, tabi ne beklediğinize göre göreceli.. sevgiler saygılar…","label":7} {"text":"Bu kadar saçma saban bütün olayları birbiriyle alakasız bi film görmedim sonunu beklemeye gerek bile duymadım hiç merak dahi etmedim Bu islam düşmanlığınız hiç bitmeyecek bütün derdiniz bitmiş sanki herşeyiniz dörtdörtlün utanmadan hepimizi yaratan Rabbimin emirlerini eleştirecek çap’ı kendinizde görebiliyorsunuz herşeyiniz çok düzgünya bi bok yiyince kendinize saygı beklemeyi bilyorsunuz müslümanın yaşamına saygı gösteremiyorsunuz önyargılı gericisiniz","label":0} {"text":"Türkler lütfen bu tarz film yapmasın. Gerçekten izlediğim en kötü filmlerden birisiydi. Efektler ve grafikler çok kötü ve yersizdi. Sanki kalitesiz bir filmin kalitesiz Türkçe dublajını izlemek gibiydi.","label":0} {"text":"Senaryo itibariyle muazzam bir film fakat yüzeysel olarak geçilmiş vincente'in kadınlığa geçişi buna eyvallah durumları falan fazla üstünkörüydü. Ayrıca Banderas dışında ki oyunculuklar da oldukça eksikti bu durumda seyirci ile kopuluklar yaşanması filmde kaçınılmaz durumda ne yazık ki.","label":5} {"text":"holywood filmlerinde genelde devam filmleri ilkini aratır.ama bu filmin 1.izlemediğim için birşey diyemeyeceğim.filme gelirsek müthiş başladı,bir saniye bile gözümü filmden ayıramadım ve bir baktımki film bitti.etkisinin uzun süre geçiceğini düşünmüyorum.yönetmen david richard ellis i tebrik ediyorum.çünkü bu kadar zekice hazırlanmış bir senaryo daha görmedim.izlemeyenler varsa kaçırmasınlar derim. 8/10","label":7} {"text":"Bu tür filmlere hep ön yargılı baksam da Nolan filme ve kendisine hayran bıraktı doğrusu. Serinin iki filmini değerlendirecek olursak İlk film kara şovalye'nin yanında çok silik kalıyor. Bütün batman filmleri için ise Nolan'ın çektiği iki film diğerlerine kıyasla çok daha başarılı. Daha önce dile getirildiği gibi bende filmin batman filmi olmaktan ziyade joker filmi oldugunu düşünmekteyim. Ledger'in performansı harika. üçüncü filmde Nolan'ın nasıl bir iş çıkaracağı büyük bir merak konusu benim için.","label":6} {"text":"Böyle bir hayatı iki saate sığdırmanın imkansızlığı bu kadar aşikarken fikrim Mustafa Kemal in hayatının belli dönemlerine odaklanan filmler yapmanın daha sağlıklı olcağı yönünde..Bu filmde kötü makyajlarıyla,hiç bir dönemi birbirine benzemesin diye özenle seçilmiş gibi duran oyuncularla ve genel anlamda bence kötü oyuncu performanslarıyla bir daha izlemek istemeyeceğim sıradanlıkta bir film..Filmin beğendiğim yanı ise müzikleri Livaneli bu konuda yönetmenliğinden daha iyi bir iş çıkarmış.","label":3} {"text":"Çok rahatsız edici bir film! Bunu köt değil iyi anlamda yazıyorum çünkü hayata hiç böyle bakmamıştım. Gerçekten güzel film olmuş, tavsiye ederim.","label":7} {"text":"filmin konusu itibariyle melekelrin tanrıyı yargılamarını pek tasnif etmedim.konu açısından herhangi bir melekten bahsetmiyoruz kararını değiştiren melek baş meler mikail hikayeye uygun olabilir ama gerçekte inananların asla mümkün olamayacağını bildiği bir durum üzerine senaryo yazılmış hiçte olmamış.ben filmin konusunu işleniş itibariyle ' yeraltı canavarları' filmine benzettimizlemesemizde olur türden bir film10/2","label":1} {"text":"Şu Deli filmini Cohen brothers çekse yalakası olacak fakat Cem Yılmaz çekince itin g tüne sokan bir kitle var, çok kolpasınız ya. İyi ki kötü yorumlara aldırmadan gitmişim sinemada izlemişim bu filmi. Cem Yılmaz filmine gidip ağladım evet. Deli o kadar başarılıydı ki Emanet onun gölgesinde kalmış. Fakat Emanet filmi de çok başarılı fikirlere sahip, özellikle karakterlerle özdeşleşirseniz keyif alacaksınız. Filmi bir yere bağlayacak diye filmin sonunu bekleyip filmi kaçırmayın, aralardaki detaylar filmin temeli. Çok üzülüyorum şu filmin şu kadar düşük puanlar almasına. Youtuber filmleri müstahakmış bizim millete onu anladım.","label":7} {"text":"ghost u biraz evirip çevirmişler farklı bi açıdan bize sunmuşlar. sadece ghost un aksine hüzün değilde sebepsiz bi gülümseme kalıyo yüzünüzde. gayet hoş bi film. ayrıca benim gibi manhattan hayranı olanlar güzelliğini görmek için de olsa izlemeli. müziklerine de bayıldım..","label":7} {"text":"bu kadar sıkıldığımı bilmiyorum o kadar ağır ilerledıkı bayıldım koltuk resmen battı ....ilk yarıda çıkıcaktım verdıgımm paraya acıdıgım için kaldım kesınlıkle tavsiye etmem hem zamn hem para kaybına neden olur ...bilgilerinize","label":1} {"text":"ailenin kızlar üzerindeki baskısı pek yansıtılamamış gibi geldi bana yoksa çok acaip hikaye","label":6} {"text":"Aman Allahım,kızın annesine gitme diye koştuğu sahne nasıldı öyle! Aklıma her geldiğinde tüylerim diken diken oluyor...mutlaka izlenilmesi gereken bir yapım olduğunu söylemiyorum ama yer yer iç sızlatan sahneleriyle insanı duygulandırıp hüzünlendirdiği yadsınamaz bir gerçek.dönemin zorluklarını kendi çapında başarıyla anlatan filmde lilya karakterini canlandıran oyuncu gerçekten hakkını vererek üstlenmişti rolünüdaima 16daima masumdaima lilya...8/10","label":7} {"text":"Fantastik kurgu diye ölüp ölüp dirilenlere bir çay bardağı su..","label":8} {"text":"çok güzel bir film harika sonunda çocuklara göre bir korku filmi çıkarttınız burdan tün ekibe selamımı eletin hihihi :)","label":9} {"text":"komik ve fantastik ögeler içeren bir film.baştan sona ne olacağını tahmin edebiliyorsunuz.sinemada izlemeye kesinlikle değmez.hafızanızda da fazla yer etmeyecek.buna rağmen araba tutkunları ve komedi sevenler izlesin derim.film bitince yüzünüzde tatlı bir gülümseme beliriyor.7/10 saygılar.","label":6} {"text":"Çoğumuz içinde yer etmiş hatta bir çok yerde göndermeler yaparken bile kullandığım bir film haline gelmiş diyebileceğim kült bir film. Film içinde duygusal ağırlıklı herşeyi bulabiliyorken yer yer güzel yerleştirilmiş neşeli noktalara da ulaşabiliyorsunuz. Özellikle hayaletler ile temas kurmayı başarabilen falcının bulunduğu sahneler filmin tekdüze gidebilecek yapısına son derce başarılı iniş çıkışlar eklemektedir. Oyuncular ve müziklerin başarılı olduğu hikayenin dengeli bir akışı ile ilerleyen bu film mutlaka izlenmelidir.","label":7} {"text":"charlie'nin hafızasını tazelemesi konusundaki geçişler zayıf olmuş, bağlantılar daha belirgin olmalıydı, bunun dışında ortalama bir film. konusu itibariyle ilgi çekiyor bunu beğenenler muhakkak ki \"The Bourne\" serisini de izlemişlerdir.","label":6} {"text":"Arkadaşlar film gerçekten harika ötesi. Efsane bir yapım olmuş. İlk filmden kat kat güzeldi. İlk filmi beğenmeyenler ön yargılarını kırıp bu filme gitmeli. İlk filmi beğenenler zaten buna taparlar :) Film başladığı ilk saniyede güldürmeye başlıyor ve film bittikten 2 3 saat sonra kadar da bu etki devam ediyor :) Salondaki kahkaha seslerinden filmde bazı espirileri kaçırmama rağmen efsane bir filmdi. Bu film gişeleri alt üst etmeli...","label":9} {"text":"tek kelimeyle baş yapıt diyebilirim farklı konusu görsel şölen sahne geçişleri kurgu aksiyon gerilim eğlence komedi heyecan ve tabiki Bradley Cooper in oyunculuğu bir karakter bukadar oturabilir bu filmi izlememiz arkadaşlara sesleniyorum şiddetle tavsiye ediyorum çok pişman olursunuz Bradley Cooper oyunculuğunun tavan yaptığı bu filmi kaçırmayın filmin içinden ve etkisinden kurtulamıyacaksınız iyi seyirler...","label":9} {"text":"\"Aldatma\", tutku ve pişmanlık üzerine anotomik bir yakalşımı olan filmin, izleyiciyi seyirci konumunda bırakan değil; duyumsatan, yaşatan bir anlatımı var. Bunda sağlam senaryo ile birlikte Lena Endre'nin mükemmel oyunculuğunun katkısı da çok büyük... 9/10","label":8} {"text":"İlk filmi izlemiş ve hikayeye odaklandığım, oyunculuklara çok takılmadığım için hak ettiğinden fazla bir puan vermiştim. Bu filmi izlediğimde; prodüksiyon olarak kesenin ağzının açıldığını söyleyebilirim. Ancak bu filmde hikaye kötü ve mantıksız olduğu için rezalet ötesi oyunculuklar göze fazlasıyla batıyor. Tüm Youtube tayfasının teknede olduğu bir sahne var, ortaokul çocuğu daha iyi rol yapabilirdi. Maalesef sınıfta kalmamış, okuldan atılmış filmdir.","label":0} {"text":"Bu belgesel hoşuma gitti çünkü göründüğünden fazlasını sunuyor size. Singapurlu yönetmenin gençlik anılarına giriş yapıyorsunuz, singapuru tanıyor ve arkadaşlarını tanıyorsunuz, kadının hayallerini öğreniyorsunuz. Sonra kadının ilk filminin yapılış hikayesini dinleyeceğinizi zannederken hikaye bambaşka bir yere evriliyor ve bir anda içine dalıyorsunuz. Bana güzel zaman geçirtti, umarım size de geçirir diyorum","label":7} {"text":"çok güzel bir film.. bol aksiyonlu.. ve Anthony Hopkins adamın yaa hangi rolde oynarsa oynasın filme renk katıyor..","label":5} {"text":"BENCE İZLENMESİ GEREKEN SÜPER BİR FİLM SAÇMA OLAN HİÇBİŞEYE RASTLAMADIM BİZİM ÜLKEMİZDE OLSA EMİN OLUN SON SAHNEDE HERKES AĞLAMIŞTI:))","label":8} {"text":"\"Mutlu görünmüyorsunuz.\" \"Değilim.\" \"Yorgun musunuz?\" \"Evet.\" \"Neden?\" \"Canımı sıkan biriyleyim.\" \"Silahtarınız mı?\" \"Hayır o değil.\" \"Kim o zaman?\" \"Kendim.\"","label":7} {"text":"Orta düzey, fazla bir beklenti içine girilmeden izlenince, keyifli zaman geçirilebilecek bir film.. Cem Yılmaz'ın, Arog'da bu filmden alıntılar yaptığı söylenmişti..","label":5} {"text":"çok geç karşılaştım ne yazık ki... filmin altyapısı ve verdiği mesaj muhteşem, hatta biraz ürpertici. yalnız bir çok kişinin eksiklik olarak gördüğü; filmin bu derin mesaja rağmen basit görünmesi, kısa tutulması, bilimkurgusal ögelere çok fazla yer verilmesi gibi etmenlerin ben kasıtlı olduğunu düşünüyorum. daha çok ve bilimkurgusal yöne saptırılmadan ana konuya yoğunlaşılsa hem film için hem de john carpenter için hiç iyi şeyler gerçekleşmeyebilirmiş.","label":7} {"text":"Çirkin Ördek Yavrusu ile Farecik :D","label":4} {"text":"Filmde maalesef ne doğru dürüst bir konu ne de olay örgüsü var. Sahneler çok sıkıcı ve yapılan espriler de oldukça zorlamaydı. Eşkiya filmine gönderme yapılan nokta dışında filmde tebessüm ettiğim tek bir an bile olmadı maalesef. Sarp Apak ve Sinem Kobal'ı görünce beklentim yükselmişti ancak film beklentimin altının da altında kaldı.","label":1} {"text":"Joss Whedon'un yönettiği veya tamamladığı filmi yetersiz, bitirilmemiş ve kötü bir film olarak görüyordum. Tamamen Zack Snyder'in elinden çıkan bu filmi görünce fikirlerim daha da kesinleşti. Filmde çok az uzatılmış yerler olduğunu düşünsem bile bir dizi tadında, bölüm bölüm olmuş zaten. O yüzden tek oturuşta değil farklı zamanlarda izlerseniz kesinlikle bu uzunluğu hissedemezsiniz. Bazı yerlerde gözle görülür montaj hataları vardı ama hiç problem değil, pandemi döneminde ortaya çıkarılmış ve sadece internette yayınlanacak bir film için yeter de artar bile. Kesinlikle beğendim. Karakterlerin ne olduğunu, nasıl duygulara sahip olduklarını, Batman'in sadece duvardan duvara atlayan biri olmadığını, Superman'in büyüklüğünü daha iyi anladık. Aquaman'in kendi yurdunda nasıl karşılandığını, Cyborg'un nasıl bu hale geldiğini ve nelerden vazgeçtiğini gördük. ","label":8} {"text":"İçler acısı bir dram.. Yıkım!","label":8} {"text":"Benim de arkadaşlar gibi puanım üç. Jeniffer Anistonun başarılı performansı filmi kurtarmaya yetmiyor. Hele bir Gerard Butler fiyaskosu var ki evlere şenlik bu oyuncuya sadece aksiyon filmleri oynatmak gerekiyor. Kötü bir senaryo ve kurgu.","label":3} {"text":"Avrupa'da kolera salgının patlak verdiği dönemde, sürgünden dönen Angelo'nun, ailesine ulaşmak için gösterdiği çabanın işlendiği bir film. Ülkeler öyle bir hale bürünmüş ki insanların birbirine ihaneti, acımasızlığı ve insanlıktan çıkışı tüm Avrupa'yı sarmış durumdadır. Her yolculuk bir başka macera/bela ile sonuçlanmaktayken olaylara tek su serpen fazla saflığı ile Pauline oluyor. Ortalama seviyede bir film denilebilir.","label":4} {"text":"ÇOK İYİ BİR FİLM JASON STATHAM'IN HARİKA BİR FİLMİ...","label":9} {"text":"\"İzlerken kurşunlardan bazıları seyircinin beynine geliyor...\"!! e \"kurşun giren beyin\"den de bu kelimeler dökülür haliyle. KKK dürtüsüyle çekilen \"filmin\" yansımaları bu olacak tabii. gayet \"normal\". peki hamasi duyguları insana empoze etmeye çalışanlara karşı beynimizi, ruhumuzu korumak üzerine düşünsek mesela.","label":0} {"text":"Üç seksi insan, harika bir şehir! Üstüne W. Allen elinden çıkma. Bir insan keyifle film izlemek için başka ne ister :)","label":6} {"text":"Felsefesi o kadar güzel ve anlamlı ki. Hep iç içeyiz bu evrende. Ölüm de yaşam da ayrılıklar da aşklar da birbirinin kaynağı. Bitti dediğimiz şeyler başlangıçlarımız. Tamamiyle bir döngünün içindeyiz. Evren denilen muammanın içinde kendimizi tekrarlıyoruz. Zaman kaybı, hiçbir sey anlamadımcıları bir kenara bırakın ve izleyin. Filmin müzikleri sanki söylenmek istenileni anlatıyor. İzleyin ve izlettirin.","label":8} {"text":"Merak ediyorum amerika daha ne kadar kendini bu tarz filmlerde sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterecek.Hiç bitmek tükenmek bilmeyen bri amerikan propagandası,terorist saldırılar sonucunda ölen çocuklara bile üzülemiyorsunuz filimde bu propaganda yüzünden.(aslında her filmde duygulan benim gibi biri bile).Araplar üstünen oynanan oyunlarda kendilerini haklı çıkarma çabası,senaryoda eksik olan empati.Bütün bunlar göz önüne alındığında 3 patlama sahnesi birkaç silahlı sahen haricinde bütünlüğü olmayan bir film.yıllardır terörün ne demek olduğunu bilen biz türkler bile elinini altını bu kadar büyük bir taşın altına almamıştır.Michael Mann tarzına uygun büyük patlamalar ve aksiyon haricinde elle tutulur çokda büyük puanları hakeden bir film olmadığını söylemek istiyorum.Hatta Jennifer Garner ın kimi sahnelerde hüzünlendiğini gördüğünüzde bile miğdenizde ufak bir karıncalanma oluyor.Oyunculukları bu kadar kötü olan başka bir film hatta oyunculuk üstüne olamayan başka bir film daha görmek mümkün değil.umarım yayınlanır bu eleştirim ","label":2} {"text":"parisc ye katılıyorum.Sadist bir film..İlk filmden sonra sapıttılar.Özellikle bu filmde Jigsaw ın katil olmadığı;insanlara hayatlarının değerini anlatan bir kahraman olduğu fikri empoze edilmeye çalışılıyor ki bu iğrenç...","label":6} {"text":"Çok kötü değil ama iyi de değil... Bilmiyorum belki \"sıkıcı\" diye nitelendirebiliriz. 90 dakikalık süresinin 80 dakikasında sıkılmışımdır. Hani izleyeli 2 sene de oldu, neydi ne değildi çok hatırlamıyorum bile... Akılda kalacak bir film bile değil.","label":4} {"text":"Yönetme'nin diğer filmleri kadar beğenmedim,işlenen konu güzel ama ortasından sonra monotonlaşmaya başladı benim için ve sonu hayal kırıklığı yarattı,yönetmen belli bir mesaj vermek istemiş doğru ama seyir zevki açısından diğer filmlerini kesinlikle tercih ederim","label":6} {"text":".. kara komedi, yine kaybedenler.. sahneler, karakterler olduğu gibi.. nasıl, ne oldu da bitti anlamadım - lakin tadında.","label":7} {"text":"Serinin en kanlısı ve en az sevdiğim bölüm...","label":5} {"text":"Katein akademiyi ıskaladığı filmlerden biri. Dram ve tutku adına güzel sahneler var ancak genel manada vasat bir film. ben 7 verdim cok bile oldu :)","label":6} {"text":"İran'ın Türkiye'ye ne kadar benzediğini görmek ilginçti.. Çok güzel bir film.. O küçük kızın oyunculuğu filan şahane.. Filmin sonu da süper.. Aldığı ödülü hak eden bir yapım..","label":7} {"text":"... filmin ortalarında nefret ediyorsunuz Anna Karenina'dan; iffetsizliğin adını aşk koymuş edepsizler diyorsunuz, filmin sonuna doğru acımaya başlıyorsunuz; aşık olmuş işte zavallı, gözü ne çocuklarını, ne geleceğini; hiç birini görmüyor diyorsunuz. Her neyse filmin konusu çoğumuzun bildiği muhteşem bir romandan. Fakat yönetmen öyle bir tarz denemiş ki; sinema tekniği açısından devrim niteliğinde. Ayrıca mükemmel müziklerinin yanı sırafilm adeta görsel bir şölen. Hele o at sahnesi... Arşivleyin;bu fim benceilerdekült filmolacak: 9/10","label":8} {"text":"gereğinden fazla uzun klasik stephen king filmi. IT filmini andırıyor.","label":4} {"text":"Film 'eh işte'yle 'çok iyi' arasında olmuş. İlk üç film içerisinde ana karakter olan Orlando ile Keira'nın bulunmaması üzücü fakat film içerisinde onları aramıyorsunuz.. ya da arıyorsunuz diyeyim.. Yani şahsen filmin başlarında sürekli olarak ' işte Orlando çıkcak, bence burda karşılaşırlar ' demiştim ama sonra zaten olmamasını unutuyorsunuz. İzlenmeli midir? Zaten ilk üç filmini izlemiş kişiler bunu da merak edip izleme gereksinimi duyarlar ama bilinmelidir ki genelde devam niteliğinde yapılan bir çok film 3. ya da 4. sünde bayıyor olabiliyor. Fakat burada pek fazla 'bayma' gibi bir durum yok. Sanırım ben aşırı derece hayranlıkla izlemiş olmalıym ki ilk üç filmi, bunu da aynı heyecan ile izledim ve beğendim. Film içerisinde bir başka arkadaşında dediği ' gemi savaşı ' nın olmaması elbette üzücü ama dediğim gibi konu içerisine kendinizi bırakır ve hiçbir şekilde ' bakalım bi yamukluk / bayma var mı ' diye izlemezseniz, gayet keyif alırsınız diye düşünüyorum.","label":8} {"text":"ilk filmden daha güzeldi,defalarca seyredip sıkılmadığım filmlerden","label":7} {"text":"Fiyasko","label":3} {"text":"filmi az önce izledim ve aslında zor beğenen birisi olmama rağmen hakikaten çok beğendim. film istediğini veren bir yapım olmuş. oyunculuklar süperdi. özellikle Joseph Lawrenc çok etkileyici bir oyun çıkarmış. romantik filmleri seviyorsanız kaçırmayın derim. \"çerezlik\" \"boş vakit için\" tarzında yorum görürsenizde aldanmayın. puanım: 8,7/10","label":8} {"text":"Çocukluktan arkadaş olan 3 kadının 10 sene sonra tekrar karşılaşması ile hikaye başlıyor fakat hikaye o kadar hızlı ki bazı yerleri yakalayamıyorsunuz. Filmdeki mesaj el bebek geçinen bir kadının karaktersizliğine yenik düşüp kendi hayatını ne denli etkilemesiydi fakat finalde gönlümü kazandı. Aynı zamanda da kendi eski arkadaşları da oğlu ve kocasıyla içli dışlı oluyorlar kendi kaybettiği kocasını arkadaşı çok da mutlu edici şekilde kapıyor. Fotografi olarak çok başarılıydı. İzlenir...","label":7} {"text":"Aşk filmlerinden bir nebze etkilenmeyen beni günlerce etkilemeyi başarmıştır Bin-Jip. Sessiz sessiz sizi içine alan ve o huzuru hissettiren enfes aşk hikayesi. Hele ki Natacha Atlas bu ne güzel bir sestir böyle, filmin bittiği andan itibaren dinler oldum. Uzak doğu kültürüne tekrardan saygılar...","label":7} {"text":"Halkın arasına karışalım diye sinemada izleyeyim dedim. Salona girdim benden başka kimse yok (: Ne elleşen sevgililer Ne mısır sesi nede hüppp içecek sesi yoktu. Nancy vardı neyse ki, fiziki ve insani duruşuyla yalnız olmadığımı gülüşü ve duruşuyla hissettirdi. Canım benim ne tatlı şeysin öyle diye İçimden söyledim. Bu köpekbalığı çok zeki ve obur iştahlı. Devasa balinayı az az yiyor. Nancy hiç boş bırakmadı. Çok zeki köpekbalıklarının hiç sevmem. Çerez niyetine izledik işte.. İyi günler","label":6} {"text":"Çok umutla izlediğim filmler arasındaydı. Yine hayal kırıklığıyla bitirdiğim bir filmdi. Ruhlarla ilgili bir filmdi ama bunda değişik birşey vardı. Benim anlamadığım ölmeyen bir insanın ruhu nasıl rahatsızlık verir insana bu çok saçmaydı. Birde hastahanede bağrma sahnesi var nasıl hastaneyse artık sanki in cin top oynuyor. Kız o kadar bağırdı maaşallah nasıl hastahaneyse kimsede yoktu sesini duysun. Kısacası beğenmedim. Filme puanım 10/4","label":3} {"text":"muhtemelen türkan şoray kanunlarından önce çekilmiş, harika bir siyah-beyaz komedi.","label":7} {"text":"On numara bie sanaroyadan anca bu kadar kötü bir film çıkartılabilir.. Seyirciye şirin gözükmek için elinden gelen herşeyi yapan, enteller tarafından abartılan bir yönetmensin sen Kieslowski.. Bir tane adam gibi filmini göremicek miyim senin ey Kieslowski? 2/10","label":0} {"text":"2.Dünya Savaşı ile ilgili filmlere hep bir ilgim vardır ve bu filmde gönlümde taht kuran savaş filmlerinden oldu.Oyuncular muhteşem,Christoph Waltz diye bir adamı bu film ile tanıma fırsatım oldu.Tarantino yine ayak fetişi olduğunu tekrar kanıtladı Diana Kruger'ın ayakkabı sahnesinde.Sık sık gülmeme nedende oldu film,Brad Pitt İtalyanca aksanıyla kırdı geçirdi beni,'margaretti' kelimeside aklıma kazındı.Değişik karakterleri barındıran,çok beğendiğim filmler arasına girdi.","label":8} {"text":"Ben beğendim filmi. Değindiği farklı konular içinde duygusal yönleride etkiledi beni, bence yorumlara kulağını tıkayıp izlemeli herkes, herkesi farklı bir noktası etkileyebilir bence.","label":8} {"text":"Genel Anlamda Çok İyi Bir Film, İçinde Hem Arjantin'in İç Dünyası Hemde Kahramanlarımızın Hayatları Gayet Güzel Bir Biçimde Yansıtılmış, Stadyum Sahnesi Enfes, Temposu Hiç Düşmüyor Dersem Yalan Olur, Bi 10 Dakikalık Süre Kısaltımı Olmalıydı Bence, Makyaj Çalışmları Harika...","label":7} {"text":"bu filmin dvdsi çıktı mı, çıktıysa nereden ulaşabilirim? şimdiden teşekkürler","label":9} {"text":"vallahi bir dönün bakın ne yaptığınıza, ne yalpaladığınıza hocam... sayın eastwood, o kadar daraltıcı, zoraki sürdürmüş ki filmi, oyunculuklar bile sakil kalıyor -.. 5.2/10","label":4} {"text":"Emil Cioran'ın özet bir şekilde hayatı anlatılmaktadır. Doğduğu yer ve düşünce yapısına etki eden olaylar ele alınırken özlü sözleriyle de konu bütünleştirilmektedir. Gerçekten korkutucu ve gizemli bir yapıya sahip olan Emil, Nihilizmin önce isimleri olarak anılmaktadır. 8,5 puanlık bir belgesel olduğunu düşünmüyorum açıkcası.","label":6} {"text":"Film güzel olabilirmiş ki Moritz Bleibtreu nun oyunculuğuna diyecek lafım yok. Ama filmde özellikle sinir bozucu olan kısım filmle alakası olmamasına rağmen işin içine aşk hikayesi eklenmesi ve hatta dikkat çekmek adına Moritzin sevgilisi diye araya sıkıştırılan kadının üzerinden işlenen cinsellik. Gereksiz bu sahneleri arada kaybolan ayrıntılatı -Tarekin deneye giriş amacı gibi - çıkarırsak ki konusu dışında çok da bişey kalmadı sanırım, film fena değil.","label":3} {"text":"eh işte fena değil...ben tv de izledim...tv de denk gelirse izlenebilecek bir yapım...10/7","label":6} {"text":"güzel.... aslında neyi görenin veya görmeyenin kör olduğu... neyi duyanın veya duymayanın sağırlığı..... aslında ağlamak için açmıştım filmi ama sağolsun evimiz türbe gibi oldu gelen giden ne hikmetse inanın saat 18 26 gibi açtm filmi bu saatte anca bitti. yarım bırakmak istemedim. tam duygusallığımın doruk noktası pat kapı neyse hakikatten değerli bir film....","label":7} {"text":"Filmin kötüleri bu sefer; Avrupa!","label":9} {"text":"Rocky serisi para kazanmak ve Amerikan milliyetçiliği propagandası yapmaktan başka amacı olmayan bir seri olmuştu. Yine Rocky 3,4 Clubber ve Drago gibi karakterler için izlemeye değerdi ama 'Rocky V' fiyaskoydu. Zaten Sylvester kendisi de pişman olmuş olacakki Rocky Balboa filminde 'Rocky V' dışında bütün Rocky serisinden kesitler gösteriliyor. Stallone bu filmde Rocky 2-3-4-5 hiç çekilmemiş gibi sayarak bu filmi çekmiş ve gerçekten efsaneye yakışır bir final filmi olmuş. Finalde Gonna Fly şarkısının çalması ise çok güzeldi... Sylvester hayatın zorluklarına karşı ayakta kalmanın önemini güzel vurgulamış. Bu filmde kimse güzel dövüş sahneleri aramasın dövüş filmi değil bu...","label":7} {"text":"Film gercekten size cok iyi vakit gecirtiyor.Harika bir hayal dunyasina istedigin turden yansıtılıs oldukca guzeldi.Tabiki minik oyuncuların sevimliligide filmi izleten bir baska unsur.Beklediginizden daha farklı cıkıcak, izleyin derim.","label":8} {"text":"yapay zeka robot insanın özgürlüğe uzanan hikayesi… çok feci sıkıcı olmuş ama.. Durağan.. Sürükleyicilik çok kötü..","label":3} {"text":"Ses efektleriyle gerçekten korkutmayı başaran bir film. Hep aynı şeyler diyoruz ama herşeyin de bir sınırı vardır. üretmek kolay değil. artık sizin ilginizi çekecek korku sinema konusu tükendi. ama filmi işlemek önemli. bu fim çok iyi işlenmiş. 10/8","label":7} {"text":"herkesin izlemesi gereken bir film, senaryo harika","label":8} {"text":"Son dönemde bi filmin bilim kurgu ve yüksek bütçeli olması beğenilmemesi, ön yargılı olunması için yeterli sebep sayılır oldu. Ama bu film kesinlikle Transformers, Avatar vb. filmlerin sığlığında değil. Bence kendi dalında olmuş bi film. 7,5/10","label":7} {"text":"Bir ev taşıma hikayesi ama kimse iş yapmıyor. Küçük bir evin içinde geçen film, bir araya toplanmış bir sürü insanın bir köşeye çekilip anlamsız diyologlarla konuşmaları sonra üçüncü kişinin gelip sohbeti kesmesi şeklinde gerçekleşiyor. Bol miktarda voyage voyage çalıyor. o küçük yerde insan kalabalığı yanında birde hayvanlar var. 2 köpek, kedi, örümcek hatta baykuş görülüyor. Sabrınızı zorlamaya müsait bir film.","label":0} {"text":"Oldukça zayıf geçen 2012 en iyi yanı klişeleri ters düz eden yaratıcı ve farklı bir dolu film görmemiz, belki bu filmler bir başyapıt değil yada sinemanın akışını değiştircek kadarda güçlü değiller, ama devamlı birbirini taklit eden, takip eden filmler arasında içimizi ferahlattıkları bir gerçek.Chronicle'da hayatı boyunca ezilmiş itilmiş bir çocuğun(katliam yapan yada seri katillerin yolundan giteye meğilli) kazandığı büyük güçlerle dünyaya öfkesini kusmasını gördük, The Cabin in the Woods ise klişe bir teen slaser gibi başlayan ama fazlasıyla zeki, eğlenceli bir korku mitolojisi olan türe soluk getiren bir filmdi.The Tall Man gelirsek Jessica Biel güzelliğine sırtını dayıyan doğa üstü birşeylerin olduğu klişe bir korku filmi bekliyordukki.Uzun boylu adamın hikayelerini duyup çocuk kaçırma sahnesini ve mücadeleyi görmeye başlayınca tamam dedik,SPOİLER ama bu sahneden itibaren herşey değişti bir anda çocuğunun kaçırıldığını düşündüğümüz Julia'ya tüm kasabanın saldırmasıyla acaba çocukları bir pagan tanrısınamı kurban ediyorlar bu olayların içinde tüm kasabamı var(Wicker Man'de olduğu gibi) diye düşünmeden edemedim, sonra tüm çocukları kaçıran Julianın olmasıyla o mu doğa üstü birşeylere inanıyor ona veriyor derken, çocuklarla resimleri ve kocasının muhabbetini fazlasıyla görünce işin bambaşka olduğu anlatıldıki, filmin sonunda hem bu sömürü düzenine hemde insanların çıkışsızlığına sert bir eleştiri getiriyor hemde ne eleştiri.(Ben afflekin Gone Baby Gone anmadan edemedim) Sonuç olarak sorgulamayan, hayatı ve düzeni olduğu gibi kabul eden insanları ve yeni kuşağın burun kıvırcağı ama çok değerli gerilim soslu bir drama.Filim en büyük eksisi sonunda çıkan olayların altını flasbacklerle destekleyip dolduramaması, bizi bu olaya daha yürekten bağlayamaması birazcık havada kalması. 10/7,5","label":7} {"text":"Kalabalık içinde aslında yanlız, bir başınayız geyiklerine girmeden, tek söyleyebileceğim izleyiniz efendim.. Bill Murray'in harika oyunculuğunu, Scarlett'in o mutsuz halinde yüzünde oluşan ifadeyi -aslında poposunu- ve ikisinin uyumunu izlemek çok iyi geldi.. Ömrü hayatınızda görebileceğiniz en çılgın yönetmen ve talk-show sunucusunu göreceğinizden de şüpheniz olmasın.. Ünlü biriyle tanışmak gibi bir derdim asla olmadı ama, olur da bir günBill Murray'i görürsem; -Scarlett'in kulağına ne fısıldadın allasen? demeden edemem, bunu bilsin..","label":6} {"text":"Hoş bi film kesinlikle. Cesaret vurgusu var. 7/10","label":6} {"text":"Filmin temasi disiplin fetisi idi benim icin. Filmin basindan sonuna ucu bucagi olmayan bir disiplin fantezisi izliyoruz: yetiskinler dünyasindan firlayan, kaosun icinde var olmaya calistikca daha da kaos yaratan bir disiplin fantezisi. Adeta bir sapkinlik. Ve tüm bu carpik düsüncelere carpa carpa yolunu bulmaya calisan, duygusal ve kafasi karismis bir cocuk. Acilar ve isik yine harika kullanilmis. Oyunculuk mükemmel!","label":8} {"text":"Okan Bayülgeni oyuncular arasında gördüğüm de dikkatimi çeken, yönetmenin farklılık yaratayım derken filmin içine ettiği, az bütçe ve amatör oyuncularla çekimi yapılan kötü bir film...","label":1} {"text":"öncelikle kesinlikle sinemada izlemeyin paranıza yazık olur filme gelince serinin en kötüsü diyebiliriz konu yok çok basit sahneler size birşey vermiyor tabi yine Milla Jovovich hayranlığına sesimi çıkartmıyorum sınırım bundan sonra final çekilecek neyse dişinizi sıkın belki finalde toparlarlar iyi sehirler","label":6} {"text":"Roland Emmerich'in açık ara en kötü filmi. Yaratık odaklı görsel efektler yapay durmuş. Zaten uyduruktan bir felaket senaryosu da olunca pek izlenilebilirliği kalmamış açıkçası. Yine de bu türden hoşlananlar için vakit geçirtecek tarzda diyebiliriz. 4 - 4,5 / 10","label":4} {"text":"Senaryo, Tarantino. Kadro tsm bir yıldızlar geçidi. Ama dava etmiş Bay Tarantino senaryosunu değiştirdikleri için. Şu filmi Coenler çekse çok daha güzel olurmuş. Finali de bana öyle çok etkileyici gelmedi. Süresi de uzun hikaye yapısı a göre. Yine de oyunculuklar için bile izlenir. Hele Brad Pitt iki üç sahnesi olmasına rağmen akılda kalıcı yer edinmiş senaryoda.","label":6} {"text":"Doctor Who'nun yaratılışını güzel bir şekilde anlatmış bence, böyle kuru sade belgesel değil yani, izlemezseniz bir şey kaybetmezseniz ama biraz da olsa Doctor Who'nun büyülü atmosferinden istiyorsanız izlemenizi öneririm.","label":8} {"text":"dün izledim ve çok beğjik havası ve savaş sahneleri hikayenin sürükleyici olması zamanın akıp geçmesi için a doluydu.","label":9} {"text":"Gülsem mi ağlasam mı bilemedim, Colin Farrell'in kaşları kadar komedi, çocukların ölümü kadar dram, Brugge şehri kadar sıcak bi film. çok sevdim çok.","label":9} {"text":"ne duzgun bi konusu var ne de oyunculuklar güzel.başrol zaten bir o kadar kotu.su an filmi sonuna kadar dayanıp izledigim icin kendimle gurur duyuyorum.10/3","label":1} {"text":"Abdi ipekçi suikasti ana konusu olacak şekilde, o dönemdeki devletin ve terörün durumunu ayrıca basının nasıl bir baskı altında tutulduğunun da işlendiği başarılı bir film. Bunun dışında da tetikçilerin kendilerini savunma şekilleri ve hapishaneden çıkarılma süreçleri ile ilgili röportaj kıvamındaki eleştirilere de yer verilmiştir.","label":6} {"text":"Evet evet oyunculuklar mükemmel. Kurgu şahane. Hakikaten isim olmamış. Ek olarakfilmin sonu beni rahatsız etti şöyle ki bence bu türdeki bir film için fazla açıklanmış. Bana romantik bir filmde herkese zamanla ne olduğu gösterilir ya da ne biliyim neyse. Ateşböcekleri devreye girdiği an bu film bitmeliydi.","label":6} {"text":"He Was a Quiet Man anımsattı sanki..","label":8} {"text":"gelmiş geçmiş en başarılı ve özgün amerikan komedi filmi. karakterlerin absürdlüğü insanı gülmekten kırıp geçiriyor. film hakkında yapılan kötü yorumlara aldanıp izlememezlik etmeyin.","label":9} {"text":"Serinin en iyisi diyebilirim her ne kadar birçok boşluklarla dolu olsa da bir nebze 4. filmde hikayeyi doldurmamız için küçük bilgi kırıntıları veriyorlar... Böyle bir seri yapmalarının nedeni şimdiye kadar yapılmamış bol aksiyonlu filmi yapmak olduğunu düşünüyorum bu yüzden hikayeden çok aksiyona odaklanılmış keşke biraz olsun John'a nefes aldırıp hikayenin eksik kısımlarını çok sıkmadan doldursalardı. İster istemez hikayenin ne içine tam girebiliyorsunuz ne de dışında kalabiliyorsunuz. Elbette dünyanın böyle bir aksiyon serisine ihtiyacı vardı ama böyle değil. 4. Filmi izlemeden önce ilk 3'ü tekrar izledim üzerine 4 güzel gidiyor :))) 8.5 puanla kendilerini uğurluyorum ve John Wick sakın geri dönme bırak biraz nefes alsın katiller dünyası :D","label":8} {"text":"keyifli,güzel çoluk çocuk torun tombalak izlenebilecek yetişkinlere de hitap edebilen hoş bir yapım 7/10","label":6} {"text":"İleriye sararak izlememek için kendimle mücadele ettiğimfilm, oysa ki tavsiye üzerine izlemiştim. Aldığı puanın ortalama olmasını buna bağladım ben.","label":3} {"text":"Film evet çok güzeldi, heyecan vericiydi ama, sanki birşeyler eksik gibiydi, havada kalmış gibiydi sanki. Filmi 3D olarak sinemada izledim ve bir kez daha 3D nin dünyanın en gereksiz icadı olduğunu kendime kanıtlamış oldum. Filmin sonunu çok güzel bağlamış Peter Jackson daha güzel olamazdı heralde. Kitabını okumadım ama sanki film biraz aceleye gelmiş ya da kitabı okuyanların anlayabileceği şekilde olmuş sanki. Amma velakin filmin görselliğine, müziklerine, yarattığı havaya diyecek söz yok. Her ne kadar bi Lord Of The Rings olmasa da çok güzel ve çok emek verilmiş bir eser olmuş emeği geçenlerin ellerine sağlık.","label":8} {"text":"Amatör sinemacı Oren Peli sevgilisiyle birlikte çektiği İlk film Spielbergünde reklam kampanyalarındaki desteğiyle 200 milyon doların üstüne bir hasılatla video çekim korku filmlerinde patlama yarattı, devam filmi teknik ve oyunculuk bakımından çok daha başarılı olunca ilk filmden çok daha başarılı bir film çıktı ortaya, sonuncusu ise serinin en hareketlisi en iyi atmosfere sahip olan kısaca serinin tavan yaptığı film. Açıkçası daha önce her filmle daha iyiye giden bir seri görmedik 3. film hem tüm olayları bağlaması hemde kalitesiyle tüm korku severlerden tam not alıcak nitelikte","label":5} {"text":"Fikir ve final süper. Sıkıntı, kurgu ve diyaloglarda. Daha iyi ellerde müthiş birşey çıkabilirmiş ortaya. Yine de boş vakitte izlenip, bir şans verilebilir..","label":5} {"text":"Yine önyargılı, acımasızca eleştiriler.. Bence film politik olarak taraf tutup, seyircinin gözüne soka soka bazı şeyleri anlatan filmlerden değildi. Nitekim filmin bir sonu da yok; anlatılanlar gerçekten yaşananlar arkadaşlar; neden kendi memleketimiz geçmişine bu kadar yabancıyız. Açıkçası film beklentilerimin çok çok üzerinde çıktı, hiç sıkılmadım kısmen uzun süresine rağmen, ve gerçekten film bitmesin dedim. Filmin sonundaki kürtçe uzun havada gerçekten yıkıcı vuruşu yapıyordu adeta. Eğer politik önyargılarınız yoksa, Kendi yakın-uzak dönem siyasi geçmişimizle ilgili gerçekten somut tahliller izlemek istiyorsanız mutlaka izleyin. O döneme ilişkin yapılan ilk film olmasından dolayı yönetmeni kutluyorum. Ve bu cesurca girişimini de göz önüne alarak puanım; 8,4/10","label":8} {"text":"Bu filmi herkez izlemeli izlerken hungur hungur ağladığım ilk film","label":9} {"text":"cok objektif olmus daha vurucu olabilirdi ama iyi denilebilir 7/10","label":6} {"text":"Bugün izlemek kısmet oldu, çok beğendik, Ahmer bey ve ekibini tebrik ediyor başarılarinin devamını diliyoruz.","label":9} {"text":"Bir ekran karşısında Işid gibi karanlık bir zihniyetin kızları nasıl ağlarına düşürdüklerini yazışmalar, konuşmalar, videolar gibi materyallerle anlatan, gösteren ve bu gördüklerim karşısında ise tüylerimi diken diken eden oldukça iyi bir film izledim. Ekrandan bir saniye gözümü ayırmadım olur da bir şey kaçırırım diye. İnsan nasıl bu kadar kolay kanabilir diye soruyorsunuz, şaşırıyorsunuz. Ama nasıl olduğunu, nerden vurduklarını da görüyoruz. Bir iki güzel aşk sözü maalesef dönülmez yollara sürüklüyor. O yüzden kızlar lütfen iki güzel kelama kanıp herkesi aşık sanmayın! Bu kadar saf olmayın!! Köprüyü geçene kadar misali. Gerçek bir hikayeden alıntı olduğu için izleyiniz tavsiyedir.","label":7} {"text":"filmi çok fazla beğenmedim.. konu çok havada kaldı, doğru düzgün bir açıklık getirilmeden filmi bitirmişler.. evet değişik bir film fakat yetersiz..","label":3} {"text":"tek kelımeyle turunun en ıyısı sıddetle tavsıye edıyorum serının en ıyısı","label":7} {"text":"İktidar savaşı,en iyi olma isteği,kendi benliğini ararken kaybolma...Hepsi bu filmde var.Dafoe'nin sinema dünyasında çok farklı karakterler canlandırdığını ve hepsinin üstesinden geldiğini bilsem de oyunculuğu yine muhteşemdi.Robert Pattinson ona mükemmel ayak uydurmuş.İzlenmeli,keyifli seyirler...","label":8} {"text":"Kötü yorumlar çok almış. Bana göre öyle değil. Yanlış bakış açısından bakılıyor. Günümüzün bilim kurguları tarzında olmuş (Teknoloji bakımından). Bu yüzden her kitleye uygun bir film olmuş. Filmde ki o iki çocuk Gray and Zach başına gelenler, daha çok Gray’in merakı filmin 18 yaş dan aşağı bir kitle yapmış gözükse de aslında ailecek izlenebilecek harika bir film yapıyor. Kitleye bu kadar takmamanız gerekir. Film de efektler harikaydı. Hiç JP filmleri izlemeyenler için harika bir film geliyor. Bunu JP izlememiş olsam böyle düşünceye çok kapılırdım. Ama izlemiş olduğumdan dolayı bu filmde çok korkmak istiyordum. JP eski filmleri ile karşılaştırınca 1993 Jurassic Park, 3 farklı dalda Oscar ödülü almış bir film yanında tabiki de sönük kalıyor. Chris Pratt çok iyi oyuncu fakat beklentim daha yüksekti. Indominus Rex olduğu yerler filmi güzel kılan yerlerdi. Velociraptors dinozorları da çok hoşuma gitti. Özellikle Owen onlarla iletişim kuruyor “Stay stay, go, stop,relax” kelimelerini çok kullanmış olsa da :D Film de JW dedikleri yer harika bir yer olmuş. Ama filmde beklentim büyük bir savaştı. Kaçış filan çok alt seviye de kaldı. Colin Trevorrow ilk kez duyduğum yönetmen. Bu film için başarılı bir yönetmen isterdim. sonuç olarak pişman olmazsınız iyi seyirler...","label":6} {"text":"Öncelikle filmdeki kadroya aldanmayın. Filmin ulik kısmı Hugh ve Karoly üzerinden gitmekte. Diğer tüm karakterlerin 4-5er dakikalık rolleri var. Hikayede eksik kalan noktalar var. Çocuğun görüsünden tutun albayın bunlara takmasına kadar. Adam akıllı ilerleyebilen tek hikaye, denizkızının hikayesi. Bir yandan da dönem askeri cuntasına da değinilmeye çalışılmış. Orta halli bir filmden öteye gidememiş.","label":4} {"text":"bilim kurgu - macera severler için ilgiyle izlenebilecek aksiyon dolu iyi bir film..","label":6} {"text":"Zıtlıklar üzerine kurulmuş karakterlerle dikkat çeken film: - Kanun adamı acımasız, katıl merhametli, - kanun adamı çirkef, katil mert, delikanlı, - kanun adamı kendini beğenmiş, katil alçak gönüllü vs... Böylelikle film bana yanlış kişinin tarafını tutmak için haklılık payı verdi. Karakteri sevdirdi. Dönemi yansıtan başarılı kostümler ve sanat tasarımı, görsel olarak başarılı çekimler, harika doğa manzaraları eşliğinde iyi oyuncularla filmi beğenerek izledim.","label":7} {"text":"ilk kitabını okumuştum.Gerçekten harikaydı ama filmde onu yakalayamadım.yinede izlemeye değer Nicholas sparks için...","label":6} {"text":"Stephen Amell seni görmek güzeldi. Çerezlik tarzda izlenilecek bir film.","label":5} {"text":"Tam bir çerezlik film. İzlemezseniz kaybedeceğiniz bir şey yok. Boş vaktin varsa izle geç gitsin.","label":4} {"text":"Filmin çekimlerinde hoşuma giden birşeyler var ama ne olduğunu çözemedim. Sanki bir arkadaşım anılarını anlatırken kafamda canlandırdığım sahneler gibi hissediyorum bu filmi izlediğimde.","label":7} {"text":"tam tersine gişeye oynayan film falan değil. gişeye oynayan film olsa sevilirdi, gişeye oynamadığı için sevmediniz. gişeciler siziii. keşke yine terry gilliam çekseydi bu filmi ama gerçi bu herifte iyi. görselliği ön planda tutmuş.","label":6} {"text":"Filmin en güzel yanı bitmesiydi. Çok iyi bir konu, ancak böyle gerçeklikten uzak hiç edilebilirdi. Bu kadar tiyatral olmasının manası yoktu.","label":3} {"text":"Film hakkında yazılacak o kadar kötü şey var ki, ama Metin Akpınar'ın oynadığı bir filmi eleştirmek istemiyorum, sadece niye böylesine kötü bir filmde oynadı merak ediyorum.. Kesinlikle uzak durulması gereken filmlerden..","label":0} {"text":"değişik bir senaryoya sahip güzel film robin williams komedide olduğu gbi gerilim dalında da harika bir performans sergilemiş film onun performansı için bile izlenir","label":6} {"text":"scum manifesto gibi film.","label":6} {"text":"Özgürlük için neler yapabilirsin? Nelere katlanabilirsin? Film boyunca bu soruları zaman zaman sordum kendime. Yola devam edenlerden mi yolda kalanlardan mı olurum bilmiyorum yani katettikleri mesafe inanılmaz. Baştan sona sıkılmadan izlenebilecek bir film bir yandan da doğanın hem muhteşemliğine hem de acımasızlığına şahit oluyorsunuz.","label":8} {"text":"Wes Anderson'ın izlediğim ikinci filmi,ilk izlediğim filmi The Darjeeling Limited filmiydi ve hiç beğenmemiştim ama Moonrise Kingdom'ı beğendim diyebilirim en azından The Darjeeling Limited'e göre çok daha iyi bir film.Öncelikle film çocuk filmi gibi gözükse bile izlerken hiçte çocuk filmiymiş gibi hisettirmiyor zaten bence filmin kadrosu ve oyunculuk performansları bile filmi izlemek için yeterli bir sebep.Filmin süresi kısa bu yüzden ağır işleyen bir temposu olmadığı gibi özellikle ilk bir saati oldukça sürükleyici ve keyifli.Her ne kadar konu dışarıdan sıradan gibi gözükse bile filmin geçtiği yerler,müzikler ve çekimler filmin ne kadar farklı ve tarz bir film olduğunun göstergesi.Wes Anderson'ın kendine ait bir stili olduğu hakkında bir şüphem yok zaten izlediğim iki filminde de özellikle bu filminde haksız olmadığımı anladım ve bu film sayesinde Wes Anderson'ın diğer filmlerine bir göz atma isteği uyandı içimde.Filmin geçtiği yerler gerçekten çok güzel sırf o güzel yerleri görmek için bile bu film izlenilir.Oyunculuklar son derece başarılı,müzikler daha iyi olabilirdi,çekimler başarılı.Son olarak ben filmi beğendim IMDb'nin verdiği 8 puan verip abarttığı bir film olmamasına rağmen fazla beklentiyle izlenmediği takdirde oldukça keyif veren sürükleyici ve farklı bir film,farklı bir şeyler izlemek isteyenler için tavsiye ederim. 7/10","label":6} {"text":"Aslında heyecanlı bir film ancak katili öldürebilmek için senaryoyu zorlamışlar ve filme yazık etmişler.","label":4} {"text":"Recep ivedik filmlerini cok seven biri olarak yazıyorum,bu film tam bir fiyasko,bir karakter bu kadar rezil edilebilir,recep ivedik 2 3 gibi filmlerle bu filmin aynı seride olmasi korkunç,nerde o eski recep ivedik,o kadar kötüydü ki,izlerken sıkıldım,halkın osurukla,parmak hareketiyle,tükürmekle güldürüyor düşüncesine kesinlikle katilmazdim;çünkü cidden önceki filmler böyle degil,ozellikle 2-3 cok farklı,her yanı mizah,bu film ise bambaşka bir şey olmuş,tükürük ve osuruktan başka bir şey yok,onu diyen insanlar bu film için hakli.Önceki filmlerinden çalıntı espiriler,yan karakterlerin oyunculuklari berbat,bi tane yeni orijinal espri yok,görsek efekt desen komik,hele o aslan olan sahneyi ben bilgisayardan bile yaparım,şu kadar gişe yaptı filmlerden,o parayla yurt dışından bi tane cgi'dan anlayan adam tutsaymış keşke.Film bayat,sıkıcı şakalarla dolu;zaten gişe yapar diye batırmışlar iyice. Yan karakter konusu ayrı kötü,nurullah denilen karakterin oyunculuğu cok kötü,paraya kıyıp adam akıllı bi iki oyuncu oynatsaydi keşke,önceki filmde de ayni yan karakter vardi,kötülüğünü görememesi ilginc,ya da görmezden gelmesi daha ilginç. Sonuç olarak 5.film zaten kötüydü,6 ise tam fiyasko olmuş,daha kötüsü olur mu bilmiyorum,umarım son filmidir,filme kesinlikle gitmeyin,kimseye önermeyin.","label":0} {"text":"filmi izleyeli bayağı oldu. Pek beğenmediğimi ama sıkılmadan izlediğimi hatırlıyorum. Gerilimi az ve biraz acemice çekilmiş bir havası var ama avrupa korku sinemasını sevenler bir göz atabilir.","label":5} {"text":"Evet oyunculuklar kötü değil ve evet kötü bir film değil. Fakat genç arkadaşın psikolojik sorunu dışında öyle aman aman bir film değil benim en çok ilgimi o çekmişti izlerken. Belki daha iyisi yapılabilirdi bilmiyorum ama vakit geçirmek için izlenilebilir. İyi seyirler...","label":7} {"text":"Selflessi andırıyor biraz ama izlenilir çerezlik.","label":5} {"text":"ya çekilmesin artık bunun türevi filmler.","label":1} {"text":"O kadar sıkıcı bir filmdi ki 5 yaşındaki oğlum bile zor sabretti sonuna kadar. Orada gecen vakte ve paraniza yazık. Türkler neden şöyle buz devri gibi güzel animasyon yapamaz ki !!","label":2} {"text":"Kung Fu Panda serisi oldukça başarılı. Devam filmleri konuları ustalıkla işliyor. Bu film de serinin diğer filmlerini aratmıyor. Sonuçta Po'dan bir tane vardı, şimdiyse bir sürü dolusu çok şirin panda oluyor. Ailecek hem yetişkinlerin hem küçüklerin keyifle izleyeceği oldukça komik bir animasyon.","label":7} {"text":"kesinlikle kıymeti bilinmemiş bi film olduğunu düşünüyorum sinemayı gerçekten anlayan insanlar filmden çok şey çıkaracaktır. mutlaka izleyin derim.","label":8} {"text":"başrol oyuncuları matheew mcconaughey ve jared leto'yu tanımak gerçekten çok zordu. bu iki oyuncu yerine fiziki açıdan zaten filmdekine benzer durumda olan iki oyuncu yer alsaydı. aidsin yarattığı yıkımı bu denli hissetmemiz mümkün olmaz ve oyuncuların katkısından söz edemezdik herhalde...","label":7} {"text":"bir beckham hayranı arkadaşımın ısrarıyla sinemada izleye gitmiştik ve o arkadaşım film çıkışında sinir krizi geçiriodu beckhamın sadece 2 dk görünmesi yüzünden..bana gelince..çok sıkılarak izledim...saçma","label":3} {"text":"sakın filmi izleyipde boşa zaman harcamayınn ...!!! filmin oyuncuları tamamen yapmacık . senaryo diye birşey yok ortada yılan ıstırılmasıyla iyileşen zombi :::::))) tamamen saçmalıkkk","label":1} {"text":"çok hüzünlü ve bazıları için sevilmesi zor bir film. insana bir çok şeyi sorgulatan, hatta düşünmek istemediği şeyleri aklına getiren bir hikaye olmasının yanı sıra bir o kadar da sevgi dolu ve çaresiz. bazıları için gerçek, bazıları için gerçeküstü. bu kadar çelişkili şeyler yazdım, ama bu filmi çok sevdim, çok etkilendim.","label":8} {"text":"Beyaz perde ekibinin nasıl bir siyaset yaptığını anlamıs değilim.Bir kac bunun gibi filme yaptıkları eleştiri puan aktarımı. uzun zmandır dikkatimi cekiyor.Adına objektif yaklasım dedikleri yorumlarını sert bir türk düşmanlığına bağlamamak icin kendimi zor tutuyorum.Size söylüyorum ne ayaksınız.","label":0} {"text":"keske beklenildiği gibi çıksaydı belli aralıklarla parcalar eksik gibi. Güzel yanları da var tabi göruntu ve efektleri çok iyidir.","label":7} {"text":"bu arada filmin kunyesinde tum malvarligini kaybeden eski milyoner deniliyor howard icin....yok oyle birsey, adam hala milyoner ve kaybettigi teksey ise oglu...arti, pollard boksorlukten jokeylige gecis yasamiyor zaten jokey sadece arada sirada dovusuyor, ailesi hatta onu bir seyisin yanina evlatlik veriyor.bu film tanitimlarini yazarken lutfen biraz daha dikkat","label":1} {"text":"ahım şahım bir film değil.. çok basit sahneler kurgusu basit yapılmış.. daha iyi olabilirmiş.. yine de izlenebilir.. imdb nin puanı doğrudur.. iyi seyirler..","label":4} {"text":"En sevdiğim korku serisi olan Siccin'in yalnızca bu filmi bile Dabbe serisinin son 3 filminden daha iyiydi.","label":7} {"text":"Sadık bir kurtlar vadisi izleyicisi olarak aksiyon sahneleri ve ses efektleri dışında kötü bir film olduğunu dşünüyorum.Kurtlar vadisi ekibi zaten son üç yıldır ciddi bi düşüş yaşıyor.Yaptıkları yeni işler tutmuyor,dizinin şu andaki hali içler acısı artık biran önce toparlanmaları lazım.","label":5} {"text":"Bu bir savaş oyunu değil. Bu bir Devrim! Film gayet iyiden de güzel bir film çıkartmış. 2007'de Yargısız İnfaz (Rendition) ve 2009'da ise X-Men Başlangıç: Wolverine (X-Men Origins: Wolverine) filmlerinin yönetmeni Gavin Hood'tan etkileyici bir uyarlama. Kitabın ve Bilim Kurgu hayranlarının kaçırılmaması gereken bir film.","label":7} {"text":"Gayet uyuduruk filmlere 8-9 puan verenler de ortalama üzerinde ki bir filme sırf komedi filmi olduğu için 3-4 puandan fazlasını koklatmayan kendini beğenmiş insanlar da ne zaman şu sitelere üye olmaktan vazgeçecekler merak ediyorum doğrusu.","label":6} {"text":"Kadın saatlerce şarkı söyledi dans etti ben oturduğum yerde yoruldum bi kere de detone olmadı. Bitmiyor enerjisi, hastasıyım.","label":9} {"text":"Yarışta bir tutam geri kalan DC , AQUAMAN kartını oyuna soktu Film standart bir süper kahraman filmi oyuncumuz şahane her an üstünüze atlayacak gibi Ah bir de senaristimiz atlamayı güzel yazabilse Umarım devam filmiyle film seyirciye Ben öyle demek istemedim ki der ..","label":6} {"text":"Charlize Theron açısından kariyerinin baştacı olacak bir performans var.Gerçekten muhteşemdi.Film o kadar iyi değil bence ama bu kötü anlamına gelmiyor.Bence iyi bir film.","label":6} {"text":"fikir güzel ama konu işlenişi dağınık, sahne sıralaması kötü. Tuzu eksik, yağı az, et konmamış bir sebze yemeği gibiydi, haşlamaydı di mi adı! öyle olmuş işte.","label":5} {"text":"Guy Ritchie filmlerine bayılıyorum,komedi,aksiyon,suç hepsi bi arada.RocknRolla da çok iyi kurgulanmış bir film...şiddetle tavsiye edilir (=","label":7} {"text":"Ali filmi tamamiyle zaman kaybı bir film gerçekten verilen paraya yazık hele sonu o kadar kötü bitti ki hiçbir duygu yok gitmemenizi tavsiye ederim","label":0} {"text":"Hafif bir izle-geç filmi olduğu aşikar, bir şekilde de kendini izletiyor ama bazı kısımların altı daha fazla doldurulsaydı daha iyi bir film olurmuş. Yine de son dönem örnekleri azalan bir tür olan korku-komedi kapsamında fena bir seçenek değil.","label":4} {"text":"Müzklerinden düzenlemesine, geçişlerine kadar gerçekten güzel hazırlanmış bir belgesel. Böyle bir şey beklemiyordum açıkçası.","label":7} {"text":"Film çok yavaş ve sıkıcıydı...","label":1} {"text":"Abimin tavsiyesiyle izledim bu filmi bu yuzden guzel bir film guzel bir son bekliyordum zaten. Ama bu kadarini tahmin etmemistim. Zekice kurgulanmis cok guzel bir film. Oyuncularda gayet basarili bekletmeden izlemenizi tavsiye ederim.","label":8} {"text":"“Colette”, senaryosunu Richard Glatzer ve Rebecca Lenkiewicz ile birlikte yazan Wash Westmoreland’ın yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama… Prömiyeri, 20 Ocak 2018’de Sundance Film Festivalinde yapılan ve 21 Eylül 2018 tarihinde sınırlı salon gösterimi ile vizyona giren filmin, 6.7/10 (20.629 oy) ve 3.6/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.3/10 (217 yorum) ve 74/100 (40 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan sayısı çok yüksek olmasa da, iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi… Yine de isterseniz bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, sıra dışı bir yaşam öyküsünün iyi oyunculuk performansı ile taçlandırılarak sunulduğu ilgiyle izlenilen bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Evet, film, oldukça “etkileyici bir sinema dili” ile 1948 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne de aday olmuş olan Fransız yazar Sidonie-Gabrielle Colette’in (1873 – 1954) yaşamının, zincirlerini kırarak, yazar olarak Willy adını kullanan (1910 yılında boşandığı) eşi Henry Gauthier-Villars’ın hegemonyasından tamamen kurtulduğu 1910’lu yıllara kadar olan dönemini anlatıyor… Elbette bu etkileyici dildeki aslan payı, başkarakterler Colette ve Willy’i canlandıran Keira Knightley ve Dominic West’e ait… Zira her ikisi de gerçekten de harika bir performans sergilemişler… Aynen The Guardian’daki 9 Ocak 2019 tarihli filme ilişkin yorumunda Peter Bradshaw’un dediği gibi “Muazzam bir kimya oluşturmuşlar” … Hal böyle olunca da, bize oturup keyifle izlemek kalıyor filmi… Tabii, filmi etkileyici kılan tek şey bu ikilinin performansı değil… Eğer Wash Westmoreland’in oluşturduğu teknik ekibin mekân, dekor, kostüm ve makyaj tercih ve tasarımları ile yarattıkları dönemin ruhuna uygun Paris atmosferinden de söz etmezsek hem bu ekibe büyük bir haksızlık yapmış hem de Keira Knightley ile Dominic West’i gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar gibi tek başlarına bırakmış oluruz… Örneğin biz özellikle de; Keira Knightley’in (yani aslında Colette’in) köyden yeni geldiği ve roman yazmaya kocası Willy’nin gölgesindeki yazar olarak başladığı ilk yıllardaki o rüküş kıyafetleri ve örgülü saç modelinden, Colette adını kullanarak yayınladığı kitabı “La Vagabonde” (1910) a kadar geçirdiği evrim sürecindeki değişimin ortaya konuluş biçimine bayıldığımızı belirtmek isteriz… Ki, görüntü yönetmeni olarak Giles Nuttgens ve editör olarak da Lucia Zucchetti gibi iki önemli isme de bu ekipte yer verilmiş olduğunu bilmemize rağmen sadece Colette karakterindeki bu küçük ama önemli ayrıntının dahi filmin, Wash Westmoreland tarafından ne tür bir titizlikle ele alınarak kurgulandığını göstermeye yetiyor bize… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; huzur içinde film izlerken bir şeyler öğrenmeyi de seven sinemasever dostlara, “Sidonie-Gabrielle Colette gibi sıra dışı insanlarının yaşam öykülerinin anlatıldığı filmleri de izleme listelerinize dâhil etmeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler… Son bir not: Wash Westmoreland bu filmi, 2015 yılında ALS hastalığına yenilerek hayatını kaybeden filmin senaristlerinden Richard Glatzer’a adamıştır… Hatırlanacağı gibi Glatzer ve Westmoreland, Julianne Moore’a birer Academy, Golden Globes ve BAFTA ödülü kazandıran “Still Alice” (2014) filminin senaryosunu birlikte yazdıkları gibi filmi birlikte yönetmiştir de…","label":5} {"text":"eleştirilere çok şaşırdığım gayet komik bir şahan gökbakar filmi. recep ivedik'le özdeşleştirilen şahan'ın daha farklı bir role nasıl bürüneceğini merak edip gittim ve eğlendim. çerezlik, zaman geçirmelik komik bir film.","label":7} {"text":"Önceki filme göre çok vasat kalmıştır. Hadi ona biraz atmosferi güzel diye tamam izlenir dedik. Ama bu nedir ya.","label":3} {"text":"Will Smith kalitesini konuşturmuş. Hem yalnızlık teması hem bilim kurgu hemde bu filme uygun yeteri kadar aksiyonu içinde barındırıyor. Özellikle köpekle olan dostluklarını çok beğendim. Alternatif sonu çekilmiş ama bence ilk hali daha güzel ve izleyiciye dokunacak tarzda. Tabi herkesin görüşü farklı olabilir ben böyle düşünüyorum. Bilim kurgu severlerin kaçırmaması gereken bir yapım.","label":6} {"text":"Chapo pezo adına Rumba çalma konusunda oldukça genç ve usta olan Lucumi'nin yapacağı Rumba sunumunun gösterildiği bir kısa film. Filmde aynı zamanda Havana'daki yaşam biçiminden de çeşitli örnekleri görmek mümkün. Özellikle ağaç özünden yapılan içecek merak uyandırıcıydı. Samimi ve sıcak bir kısa film.","label":6} {"text":"Sinema tarihinin en gerçekçi tecavüz sahnesini içeren film","label":6} {"text":"orta karar bir film ama şu korku kabininden çok daha güzel gerçekten.","label":7} {"text":"Harika bir filmdi. Özellikle sahibe ve köleler izlemeli. Ben Dominant bir master olarak çok beğendim. Roman polanskiye yaraşır sanatsal bir film.","label":7} {"text":"\"Düşündüm de, beraber hiç fotoğrafımız yok. Bu şarkı bizim fotoğrafımız olabilir. Beraber anlarını yakalayabildiğimiz.\" -Fotoğrafını beğendim. İçinde seni görebiliyorum.\" \"İçindeyim zaten.\" Böyle naif cümlelerle dolu, farklı mı farklı bir film.. Güzel kelimesinin eksik kaldığı cümlelerinin hatrına bile defalarca izlenebilir. Muhteşemdi!","label":6} {"text":"'Oyunun ne olduğunu bilmiyorsan bir sonraki hamleyi nasıl hesaplayabilirsin ki?'' Uzun zamandır beklediğim filmlerden bir tanesiydi. Nihayet vizyona girdi ve izleme fırsatı buldum. Spielberg gibi efsane bir yönetmen ekibin başında, Tom Hanks gibi efsane bir oyuncu kameranın karşısında ve senaryo Coen biraderlerin kaleminden çıkma. Bu üç faktör, filmi sinemada izlemek için yeterlidir sanırım. Anlatıldığı dönemin atmosferi mükemmel bir şekilde yansıtılmış. Konu çok başarılı bir şekilde işlenmiş. Yalnız ''kalava1903'' kullanıcısının da dediği gibi yan öykülere biraz daha özen gösterilse çok daha iyi olabilirdi. Görüntü yönetmenliğini de çok beğendiğimi söylemeliyim, kamera açıları harikaydı. Filmin içinde oldukça kaliteli ve yer yer güldüren diyaloglar vardı. Şunu da belirtmeliyim ki bu film bir aksiyon ya da macera filmi değil. Bir biyografi filmi. Beklentilerinizi ona göre şekillendirin derim. Tom Hanks'in ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu hepimiz biliyoruz. 14 yıldır Oscar'a aday olamayan usta oyuncu bu kez adaylık alır mı derseniz pek sanmam. Çok ekstra bir performans yoktu ortada. Ama yine de oldukça iyi oynamış. Konusuna biraz değinirsek; Rudolf Abel isimli Sovyet ajanı Amerika'da yakalanıyor ve avukatı olarak James Donovan (Tom Hanks) atanıyor. Daha sonra da Sovyetler bir Amerikan pilotunu ele geçiriyor, Almanlar ise Amerika'lı bir öğrenci olan Frederic Pryor'u sırf yanlış zamanda yanlış yerde bulunduğu esir alıyor. James Donovan, yakalanan Amerikan pilot Francis Gary Powers ve Sovyet Ajanı Rudolf Abel arasında takas yapması için Almanya'ya gönderiliyor. Daha sonra olaylar gelişiyor. Filmden ''Schindler's List ya da Saving Private Ryan'' kadar iyi olmasını beklemeyin derim. Her ne kadar oldukça kaliteli bir yapım olsa da bu filmlerin seviyesine ulaşamamış. Birkaç dalda da Oscar adayı olacak gibi duruyor. Sinemada izlesem mi diye düşünüyorsanız tereddütsüz gidip izlemenizi tavsiye ederim. En azında Spielberg'ün filmini izledim dersiniz. Hiç korkmaz mısın sen? - Faydası olur mu ki?'' iyi seyirler...","label":7} {"text":"ben anlamam rumen yeni dalgası falan, sıkıldım 3 günde bitirdim, ama 2 günde de bitirilebilirdi, hakkını yemeyeyim :) tamam çürümüşlük falan anladık da hiçbir folklor barındırmıyor yahu film, böylelikle de ciddi anlamda insanı bayıyor. \"Bir Zamanlar Anadolu'da\"nın tırnağı olamaz. Yine de 69/100","label":6} {"text":"Yer yer tatmin etse de yine de beğendiğimi söyleyemeyeceğim.","label":2} {"text":"Kesinlikle izlemeye gerek olmadığı için yasaklanması muhtemel film.","label":0} {"text":"Çok tedirgin, korkmuş, susamış, zekaya hayran kalmış, soğukkanlı ve acımasızlığa şaşıp kendime de şaştığım bir yapım! Lütfen izleyin.","label":6} {"text":"Serinin en zayıf halkası..Efektler çok kötü..Oyunculuk yok..1-2 ölüm sahnesi dışında boş olmuş..","label":4} {"text":"fincher'dan sonra bu filme ne diyeceğimi bilemiyorum.. kötü","label":5} {"text":"Filmin konusu güzel ve orijinal. Orijinal bir içerik nasıl batırılır adlı yapım. Film süresince içim kıyıldı. Dram filmi izlesem bunun yanında daha aksiyonlu olurdu herhalde. Arka koltuktaki adamın horultusundan zaten iyice uykum geldi. Gözlerimi bantlamak istedim film süresince. Gıy gıy gııy içim kıyıldı. Ölü gelin gibi oynuyor tüm oyuncular. 1.","label":1} {"text":"Başrol oyuncuları Mario ve Roberto haricinde, filmdeki herkes leş gibi. Savaş olduğu için uzun zamandır dağda bir mağarada yaşıyorlar dolayısıyla pis olmaları çok normal. Ama Maria ve Roberto pırıl pırıl, Robertonun pantolonu hep ütülü. Hele Maria'nın dişleri uzun zamandır dağda yaşayan biri için fazlasıyla beyaz. Hadi bu film 1943'te çekildi, Cem Yılmaz'ın çektiği Arog filminde de aynı durum karşımıza çıkar, herkes leş gibidir, Nil Karaibrahimgil ve dişleri bembeyazdır. Napiyim filmlerde böyle şeylere takılıyorum, elimde değil:) Bir iki kelime filmin konusu hakkında söyleyeyim bari, savaşın gereksizliğini sorgulayan bir film, içine aşkta eklenince seyredilesi hoş bir film çıkmış.","label":5} {"text":"Bazı sahneler güldürdü. Fakat bazı yerlerde abartıldığı gibi çok komik bir film değil. Orta düzeyde bir komedi filmi.","label":5} {"text":"filmin gişe başarısına göre filme değer verdiğimi hatırlamıyorum bu bende yalnızca filmi izledikten kendi kanatim oluştuktan sonra değer veririm box office hem zaten amrekia box office hiç güvenmem.....","label":4} {"text":"bence film guzeldi. guzeldi degildi tartismasindan cok yasadigimiz ulkedeki bazi inanislara goz gezdirirsek ki bu filmi cine seytan inanlarda izleyecektir, cine inananlar icin gercekten korkunc bir film ve tavsiyem bu tur saplantilari olanlar bu filmi segretme!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! sin","label":7} {"text":"Çok büyük ümitlerle gittim ama yazık oldu 30 dakikama felan filim arasında koşarak uzaklaştım sinemadan bir espiri oluyor 2. Bir espiri 10 15 dk sonra o arada tamamen skılıyorsunuz","label":0} {"text":"bence tam anlamıyla çok güzel bir film başarılı heyecanlı ve sürükleyici bir film.insan her saniye ne olacağını merak ediyor.izlediğime hiç pişman değilim.izleyin derim heyecan dolu bir film oyuncuların yetenekleri zaten tartışılmaz:)","label":9} {"text":"İzlediğim en berbat film değil ama ilk üçte ikinci sıraya yerleşti .. bu nedir arkadaş birinin canı sıkılmış da öyle rutin bir gününü gereksiz yere kaydedip paylaşmış gibi net bir konu yok akıcılık yok filmin tek güzel yanı Karadeniz'in muhteşem manzarasıydı kusura bakmayın","label":0} {"text":"Yorumların çoğu filmin gerçekliğini yansıtmamaktadır. Evet, yorumları okuyup hatta verilen puan ortalamasına baktım ve filme olan önyargım arttı. Filmin çok saçma olmasını bekliyordum. Hata! bu filmi kim kötülediyse bence o an aklında başka bir şey vardı. Film başından beri sürükleyici. Çok iyi bir yapım değil yani Avatar gibi değil ama emin olun en az 7 puanı hak edecek türden bir yapım. Efektler çok gerçekci. Bilim-kurgu ve fantastik ögelerin çok olması ve güzel yapılması bence filmin önemli başarıları arasında. Beklenmedik ölçüde film çok hoşuma gitti. Dövüş sahneleri için harcanan çaba yerinde olmuş. İzlemeyen varsa kesinlikle izlemeli. Tekrar söylüyorum film çok iyi değil ama en azından 7 puanı hak ediyor. İyi seyirler.","label":6} {"text":"Modaya bakış açımı tam anlamıyla yansıtıyor film. Modayı pahalı ve lüks kıyafetlerden ibaret gören kesime ağzının payını veriyor kurgu. Oyuncular zaten çok sevdiğim oyuncular, izlerken sıkılacağınızı düşünmüyorum. özellikle çöpten kıyafet aldıkları ve yeniden tasarladıkları sahne çok hoşuma gitti.","label":7} {"text":"Köy hayatında çocukların dünyasını, bir garip sevgi açlığını güzel vurgulamışlar. İzlerken burnuma köy kokusu geldi. Köyde ezanın sesi bile bir başka doldurur kulakları..","label":7} {"text":"Uçak kazası sahneleri Lost'taki uçak sahnelerinden daha başarılı, filmin başı ve sonu çok başarılı, konusu itibariyle arada durağanlaşıyor ama film bitince giden vaktinize yansmıyorsunuz.","label":7} {"text":"amerikalı vatanseverler! (daha doğrusu dünyayı severler) yine iş başıneda. özellikle o genç ve güzel bayan o yaşta nasıl albay olmuş çok merak ediyorum. bunlar yine saçmalamışlar","label":3} {"text":"Av filmi gibi olmamış tamamen uzaklaşılmış konudan farklı olmuş eski filmleri aratıyor ama bazı sahneleri oldukça başarılı eminim bu film çok güzel yapılabilirdi bu hali pek yeterli değil Av 1 i bida izleyin bunu izleyeceğinize derim","label":5} {"text":"Oldukça güzel dağ görüntüleriyle bezeli film sakin ilerleyişiyle suya sabuna dokunmadan bitiyor. Bitime yakın bir grup sarhoş direnişçi tarafından berbat edilen bir çuval incir aynı taraftan bir başka grubun gelişiyle toparlanıyor. Ne savaşın etkisi ne alışık olunmayan yeni bir yaşama uyum süreci etkili bir şekilde verilememiş. Güzel doğa görüntüleri ve sevimli küçük kız çıkarılsa geriye pek bişey kalmıyor... 50/100","label":4} {"text":"Günahsız bir masumun ölümüyle, ağladı pınarlar.. O pınar ki Tanrıyı çağlayan, Tanrıya sorgusuz sualsiz yol eden acılı kalpleri.. O pınar temizler miydi, haklı yere alınan intikamları, isyan eden dilleri..","label":7} {"text":"Hareketli bir zombi filmi ama işleyiş kötü geceleri zombi gibi uyuyamayınca atıştırmalık gider işte.","label":5} {"text":"Çoğu kişi beğenmedi ama ben bu filmi beğendim. Hele ki aksiyon sahnelerine bayıldım. [spoiler]Tom Hardy'nin içine venom girdiğinde onunla arkadaş gibi ilişkileri olması gerçekten çok güzeldi. Mesela bir konuda kararları Venomla Hard veriyor [/spoiler] izlenmeye değer çizgi roman uyarlaması olmuş. 7.5/10 ama yine daha iyi olabilirdi.","label":6} {"text":"benim için kesinlikle vakit kaybı bir film oldu. fazla uzun olmamasına rağmen gerçekten çok sıkıldım izlerken. tabii ki bu zevke göre değişir ama abartıldığı kadar iyi bir film değil.","label":1} {"text":"hayatımda izlediğim en sıkıcı filmler listesinde zirveyi zorlar o derece kötüydü bence aldığı puan epey yüksek geldi bana. kevin spacey için izlemiştim ama sonunu zor getirdim filmin.","label":6} {"text":"Çerezlik bir film. Güzel kadınlar ve güzel müzikler var. Bence sıkılmamak için yeterliydi. Bu filmi hunharca gömmek için çok iyi bir şey bekliyor olmak lazım. Oysa filmin çok bir şey vadetmediği her halinden belli zaten.","label":4} {"text":"Çok abartılı kanlı sahneler var. Kan seller gibi akıyor..","label":5} {"text":"Bradley Cooper ve Lady Gaga önderliğinde harika bir film olmuş. Lady Gaga' dan böyle bir oyunculuk performansı hiç beklemiyordum, efsane oynamış. Hikaye çok başarılı ve sürükleyici olunca ortaya böyle bir başyapıt çıkmış. Ayrıca filmdeki Shallow şarkısı müthiş bir şarkı. Konserdeki şarkının olduğu sahneden çok etkilendim.","label":8} {"text":"vizyona girsin izleyelim.luc besson imzalı seriden sonra ortada nasıl bir film olavak göreceğiz?","label":4} {"text":"ben fragmanını izledım arkadaşlar çok komıktı.bence mutlaka gitmelıyız...çok güleceğiz emınım...","label":9} {"text":"çerezlik, izlemeye bir şey bulamadıysanız izlenebilir. tamam kahkaha atmıyorsunuz ama küçük tebessümler de canı sıkılan insana iyi geliyor. Obi Wan Kenobi ve Keanu abilerimizi :) severiz","label":6} {"text":"Sıcak bir film, izlediğinize pişman olmazsınız ama izlemezseniz de bir şey kaybetmezsiniz.","label":7} {"text":"türk sinema ve dizi piyasasının en büyük kanayan yaralarından biri olan odunsu figüran illetini barındıran hatta fazlasıyla barındıran bir film. neyin çığrını açtığını bilmem ama, finalde vuruldukça duman ve kıvılcım çıkartan şener şen'i ilk defa topukları kıçına vura vura koşmadığı bir filmde izlediğime memnun olmuştum. vurulduğunda ne yapacağını bilmeyen, az sonra vurulacağını bildiği için pozisyon almaya çalışırken amatörlüğün dibine vuran figüranları gördüğüm her filmi lanetliyorum. 1960 -70-80 lerde çekilse imkansızlıktan der anlardım ama 1996 yılında hala vurulan adam duman ve kıvılcım çıkartıyorsa izleyene saygısızlık derim. Cast ve senaryo önemli ama detaylar da önemli be abicim.","label":5} {"text":"Ne yazık ki kadın haklarının kazanımı, çok yakın bir tarihin meselesi. Bu insanlık adına bir utanç kaynağı. Filmde yaşananlar da bugün gelişmiş ve modern toplumların aslında ne kadar şaşırtıcı karakterlerde olabileceğini bir kez daha gösteriyor. Yaşanmış olaylar ve karakterler ile fazlaca iç içe. Mulligan bu roller için biçilmiş kaftan. Yan rollerde de önemli isimler var. Film bir klasik değil ancak tüm formülleri kullanıyor ve doğru sonuca ulaşmayı başarıyor. Sıkmadan, sürükleyerek izletiyor iki saat boyunca.","label":6} {"text":"Biraz enerji gerektiren bir film. Ama çok iyi. Filmin sonundaki sözü özellikle sevdim :) Herkes rolünü iyi oynamış. David Bowie dahil. Christopher Nolan'ın en sevdiğim filmi. Keyifle izleyin..","label":8} {"text":"Carpenter ın Sis i kadar başarılı buldum...","label":9} {"text":"Film 2013 için en iyi filmlerinden kendi alanında. Lakin bu tarz filmlerde nedense erkek başrol hep bir kadın oyuncuya göre daha bir ezik, çirkin gösteriliyor. Yoksa on numara film olmuş.","label":8} {"text":"filmi şöyle özetliyim yönetmen bildiğimiz stephen king özentisi film çekmiş onun için konusu okadar karışık ve anlamsız ki öyle boş boş izliyorsunuz kesinlikle tavsiye etmiyorum sadece kafa ütülüyor 3 günde bitirdim filmi uzak durun","label":2} {"text":"Yorum yapılamayacak film serilerinden biri. Hiç bitmesin dedirten muhteşem bir görsel şölen.","label":5} {"text":"Ne öldürür, ne güldürür. Zorda olsa izlettiriyor kendini. Çokta tavisye etmiyorum. Mouse sallanız bunun gibi filime çarpar..","label":6} {"text":"Televizyonda denk gelmeniz durumunda vakit kaybetmemek için hunharca zap yapmanız önerilir.","label":4} {"text":"Küçük bir bilgilendirme, yapılan iş 13. yasayı değiştirmek değil, anayasada 13. yasa değişikliğini yapmak.","label":6} {"text":"Aslında Kemal Sunal'ın en politik filmlerinden biridir, fakat bu sebeptendir ki televizyonlarda sık sık göremeyiz..","label":5} {"text":"Sadece vakit geçirmek için izlenecek scott gibi bir dehaya hafif kalan bir film. 6/10","label":5} {"text":"İnsan tamamen duygulardan oluşan bir et parçası. Duygularıyla hareket eder, duygularıyla düşünür, duygularıyla konuşur. Her ne kadar bu işler için aklını kullanmak ve mantık çerçevesinde hareket etmek daha sağlıklı olsa da kendisi hep duygularının esiri olmuştur. Üzüleceğini bile bile... İşte Her tam da bu söylediklerimi kanıtlayan türden bir film. Bir işletim sistemine aşık olmanın, cansız, yapar bir şeye aşık olmanın bir taşa bir halıya veya bir kapıya aşık olmaktan ne farkı var ki? Ama Theodore aşık oluyor. Çünkü o bir insan ve insanlar duygularıyla yaşar. Ve işin içine duygular girince mantık hep 2. planda kalır...","label":7} {"text":"Havada kalan çok yerler var izlerken keyif aldığımı söyleyemem.","label":4} {"text":"Son zamanlarda birçok Hint filmi izledim. Diğer filmlerin enerjisine kanarak bu filmi izledim ama beni hayal kırıklığına uğrattı. Filmde geçen süre oldukça kısa. Bir düğüne olan hazırlık, aile bireyleri arasındaki ilişkiler, düğün heyecanı vs gibi konular filmin temelini oluşturuyor. Çerezlik bir film olduğunu söyleyemem ama Hint yaşamına, Hint kültürüne ilgi duyuyorsanız, filmdeki detaylar hoşunuza gidecektir.","label":6} {"text":"son yillarda Ingiltere#39;den cikmis en guzel filmlerden biri... (8/10)","label":7} {"text":"bill ölmeseydi ben öldürücektim o derece sinir yaptım.. sonunu kafamda şekillendirdiğim filmleri sevmesemde beğendim.. bu zamana kadar sırf cameron diaz oynadığı için izlemek istememiştim. dicaprio'nun başyapıtlarından bi tanesi olmuş :)2 saat 47 dk sizi korkutmasın, sıkmıyor..","label":7} {"text":"Kötü bir animasyon olmuş kim ne derse desin. Her şeyden önce örgü ve kurgu fazlasıyla fantastik bir yapıya vurmuş ki çok kötü. Bence bu yılın animasyondaki hayal kırıklığı diyorum. Yetişkinlere hitap eden animasyon tarzı kesinlikle değil.","label":5} {"text":"Temelinde ergen iki genç kızın arkadaşlık arayışı sürecinde cinsel tercihlerinin sancılı bir şekilde ortaya çıkışı anlatılıp sonu eğilip bükülmeden bitirilen filmde; annenin, küçük oğluna lezbiyenliğin doğallığından dem vururken söz konusu kendi kızı olunca iki yüzlü tavrını ortaya konuşunun sergilenişi dikkat çekici, son sahnede yeni duruma alışma konusunda yaşanan sıkıntı yüzünden, ana menüye geçmek yerine çikolatalı süt üzerine evelenip gevelenmesi oldukça hoştu... 70/100","label":6} {"text":"Bence Jennifer’ın rol aldığı iyi filmlerden bir tanesi.türünün iyi bir örneği.eğlenceli de.","label":6} {"text":"Boş, çerez demek yazık olur bu filme kapana çok güzel konuşmalar var, sıcacık hissettiren huzur veren filmler arasında yerini alır.","label":7} {"text":"Ailecek izlenecek çocuklarla beraber büyüklerinde sevebileceği güzel bir animasyon filmi olmuş.İzleyenlerin sıkılmayacağı mutlu olacağı bir iş ama izlediğim en iyi animasyon filmlerinden değil tabiki ama genede güzel bir film..","label":6} {"text":"Aslnda tam bir Tim Burton filmi. Keşke yönetmen koltuğuna o otursaydı daha güzel olabilceğini düşünüyorum onun yönetmenliği altında :(","label":4} {"text":"Hem eglenceli, samimi, sicak, hareketli hem de istah acici bir animasyon.","label":7} {"text":"Belgesel değil gerçek.","label":8} {"text":"filmden bir çok anlam çıkarılabilir elbet, hatta üzerine uzuuun uzun konuşulabilir belki ama izlerken Aline yerine ben daraldım ve rahibe olan kızın sakinliği beni boğdu tüm o inanış, sadakat, teslimiyet, sorgusuz itaat. normal hayatı özledim şu iki saatlik film boyunca.","label":0} {"text":"Bu kadar iyi oyuncular olmasına rağmen harikulade olmadığı söylenebilir. Söylenecek bişey varsa şayet keyifli bi seyirlik diyorum yine de ...","label":5} {"text":"Netflix'in son zamanlarda ki iyi filmlerinden ;) Noomi Rapace başlı başına bir şölen gerçekten doyumsuz. Enerjik ve vahşi.. Filmde kurgusal hatalar olmasına rağmen seyir zevkimiz düşmedi. Orta şeker vakit kaybı olmayan bir yapım.","label":6} {"text":"Ben beğendim. İzlediğinize pişman olmayacaksınız bence. Sonu şaşırtıyor. İyi seyirler.","label":6} {"text":"yav arkadaşlar evet 1 ve 2 ye kanaraktan ben de gittim izledim ama hiçbi zeka belirtisi yoktu bu sefer ki filmde...sadece kan ve şiddet vardı...açıkçası beğenmedim...tamam kan şiddetse sadece ona eyvallah gayet başarılıydı ama yok ben beğenmedim buseferki testereyi:((bide arkadaşları da ben götürdüm nefret ettikleri halde korku filmlerinden filmde baya bi iğrenç çıkınca düşünün artık gerisini:))","label":4} {"text":"cok keyifli ve guzel vakıt gecirmek isteyenlerin izleyecegi bir film kesınlıkle bu kadar düsük bir puanı haketmiyor filmin puanını yukseltmek için ben 10 verdim bence 8 lik bi film","label":7} {"text":"Filme genel olarak bakılırsa hoş ve güzel bir film ama sürükleyicilik açısından problemleri var. Sinemada bu filme girmeden önce beni içindeymiş gibi sürükleyeceğini düşündüm ama filme girince bu iş değişti. Bazı yerleri biraz sıkıcı gibiydi.Filmde Casey'nin rozete dokununca farklı bir dünya gördüğü sahneler daha fazla olsa çok daha iyi olurdu. Filmin sonu daha duygusal olabilirdi. Filmi ilk kez izleyen birinin anlamakta birazcık zorlanacağını düşünüyorum çünkü ufak tefek karışıklıklar vardı. Takdir ettiğim yönlerinden birisi oyuncu seçimi, tüm oyuncular filmdeki rollerine tam oturmuş. Başka bir takdir ettiğim yönü ise gerçekçilikti. Filmdeki fantastik sahneler cidden çok gerçekçi ve hoştu. Detaylara da dikkat edilmeye çalışıldığını düşünüyorum. Film sahnelerine uygun müzik seçimleri yapılmış gibi görünüyordu ama bu seçim daha iyi olabilirdi.","label":6} {"text":"Sürpriz son veya ters köşeye yatırmacalar pek beklenmesin, zaten türü itibariyle de öyle bir şey vaat etmiyor, ancak konusu -çekildiği sene göz önüne alınırsa- son derece özgün ve oyunculuklar tek kelimeyle muhteşem. Özellikle endişe anlarında yüzlerindeki ifadeler gözlemlenmeli. Özellikle Edward G. Robinson'ın yer aldığı sahneler hem ortaya konuş hem de diyaloglar bakımından çok başarılıydı. Kesinlikle tavsiye olunur.","label":8} {"text":"Harika bir film. Sonunda ağlamamak mümkün değil. Favorilerim arasında kesinlikle girdi.","label":8} {"text":"Komedi oyuncularinin her yil bir film yapmak icin kendilerini zorlamalari maalesef bu tip filmlere neden oluyor. Hadi filmi cektiniz diyelim sonra izlemiyirmusunuz vizyona koymadan once. Olmadigini goremiyormusunuz. Tv de olsa zapping yapilip izlenmeyecek bir film. Filmin kotu oldugunu bilmeme ragmen yinede emege saygi dedim ve izledim. Umarim bizimde elestiri ozgurlugumuze saygi gosterirler. hollywoodu ornek almamiz gerek. Adamlar cekilen filmi begenmezlerse vizyona koymuyirlar itibarlari azalmasin diye. Dvd cd vs sini cikarip sonra televizyonlara satiyorlar. Bizde aynisini yapalim. Bu film de de senaryo ilginc. Lise arkadaslarindan yillikta yazdiklari nedeni ile intikam almak isteyen bir komik genc hikayesi. Hikaye guzek ama Tamam filmi cektiniz baktiniz olmamis. Neden sinema salonlarina veriyorsunuz ki. Sanatcilar bu tur filmlerin itibarlaruna zarar getirebilecegini dusunmuyorlar mi. Sahan bey sinema sektorunede el atalim bakalim ne olacak belki tutar diyen enes batur kalite(sizligin)de mantalitesinde film yapmayi kendine yakistirabiliyor mu.","label":1} {"text":"Tam tahmin ettiğim gibi oldu. . . Hani bazı filmlerin tralier'ine bakarsın yadaFILM ÖZETI / KONUSU bir şey ifade eder de ettikleri gerçek filmin dışında kalır ya Bu o filmlerden... Ayrıca bu filmin sonundaki final ölüyü diriltir o derece... ipucu mu? Samaritan Girl (2004) adlı filmi daha sonradan izlerken finalleri bana aynı tarzda geldi dozaj değil dikat çünkü Onur Ünlü gibi gelecekte Stanley Kubrick yada Monty python 's flying circus ekibi arasında anılacak bir şair/yönetmen/müzisyen/senarist çünkü...","label":9} {"text":"Michael Bay meğer ne yetenekliymiş! Hem tam bir kahkaha tufanı hem de dozunda aksiyon. Sinematografisi ve detayları çok güçlü.","label":4} {"text":"Tam bir hüsran.zamanınıza yazık paranızada","label":1} {"text":"Neden 3D bir türlü anlayamasam da, kalitesiz bir görüntüyle gözlerimi oymuş olsalar da yapım keyif verdi.","label":6} {"text":"Sandy Tolanın kitabu Limon Ağacı ve bu filmin sadece isim benzerliği var. Kitabı okumayalım filmini izleyelim diyorsanız yanılıyorsunuz. Film ve kitap bambaşka hikayeleri anlatıyorlar.","label":7} {"text":"Ted Lasso 2. sezon 9. bölümün, yani Coach Beard'ın olağanüstü gecesinin anlatıldığı bölümün bu filmden esinlenildiğini öğrenince izlemeye karar verdim. O bölümü beğenen herkese tavsiye ederim. Muhteşem bir 80'ler filmi olmuş.","label":8} {"text":"Yaklaşık 20 yıl olmuştur bu filmi izleyeli.. Bugün tekrar izledim.. Ne harika filmdir bu.. Soluksuz izliyorsunuz resmen.. Spielberg ve Harrison Ford muhteşemler..10/8,7","label":8} {"text":"Steven efendinin kendi köklerine selam gönderdiği bir film...","label":6} {"text":"Moonrise Kingdom, gerçekten büyük emek ve yetenek isteyen, oldukça dikkatle çekilmiş bir film. Yönetmen Wes Anderson, filmin hikayesini seyirciye mükemmel bir bakış açısı ile aktarmış. Hatta bütün filmdeki yerler neredeyse ünlü ressamların manzara resimlerinden çıkmış gibi. Bunların dışında filmin konusu çocukların gözünden, masalsı bir Romeo ve Juliet hikayesine benzemiş. Film hem romantik, hem gerektiği yerde dramlı ve çok matrak. Seyirciyi sıkmadan, keyifli saatler geçiren bir film. Ayrıca filmdeki oyuncu performanslarına gelirsek ilk önce ünlü oyuncular (Bruce Willis, Bill Murray ve Edward Norton) göze batıyor ve bu oyuncuların her birinin performansı ayrı güzel. Edward Norton, İzci Kampı'nın lideri Master Ward rolünde ve karakteri oldukça samimi ve içten. Bill Murray, Sam'e aşık olan Suzy'nin babası Bay Bishop rolünde ve karakteri gerektiği zaman ciddi, bazen de çocuklarını koruyan bir baba rolünde. Bruce Willis ise (filmin en iyi performanslarından birini sergiledi) olayın gerçekleştiği adanın polis şefi Kaptan Sharp rolünde. O da karakterine ve olaya oldukça hakim, olaydan olaya atılan, bazen ciddi, bazen koruyan kollayan bir karakter yapısına sahip. Yönetmen Wes Anderson, çok başarılı bir film ortaya çıkartmış. Wes Anderson, kendine ait bir dünya yaratarak seyirciyi kendine çekip güzel manzaralar ve oyunculuklar ile kendi alanında bir usta olma yolunda ilerliyor. Filmi çocuk filmi olarak görmeyin çünkü bir yandan da yetişkinlere hitap ediyor. Sonuçta Romeo ve Juliet tarzı filmleri sevenleri, Wes Anderson'ın filmlerini sevenleri ve komedi ile dramın iç içe olduğu filmleri sevenleri fazlasıyla tatmin edecektir bu film. 4/5","label":7} {"text":"Çok ince ayrıntılarla sizi filme bağlayan eşsiz bir ispanyol filmi. 3 ayrı hikayeyi birbirine bağlayan, yeri geldiğinde şok olacağınız sürprizlerle dolu bir film.","label":8} {"text":"[spoiler][/spoiler]Film çok rahatsız edici her yer pis herkes çirkin iğrenç her şey. Sanırım yönetmen ana karakteri anlamamızı istemiş. Çünkü Katil karakter alkolu bıraktığında pislik çevreden de uzaklaşmış oluyor. Ayrıca güzellerin başına hiç bir şey gelmezken hep çirkinler ölüyor.[spoiler][/spoiler]","label":6} {"text":"Atmosfer, sinematografi, kostüm, renkler, sanat yönetimi olarak fazlasıyla tatmin eden ama kurguda hatalar olup, aslında basit bir senaryoyu fazlasıyla uzattıkları için ortalamanın biraz altında, ama gotik dönem korku filmlerine 21. yy sinemasında pek yer verilmediği için yinede izlenebilir.","label":5} {"text":"'Unbreakable' filmi belki bir çokları tarafından çoktan unutulmuş bir film olsa da , Night Shyamalan başarılı bir şekilde son dönemde kendisine hayran kaldığımız 'Split' filmiyle birbirine çok güzel bir bağ oluşturarak ayrıca hayran kaldığımız bir film ortaya çıkarmayı muntazam bir şekilde başarıyor. Bruce Willis her ne kadar istemesemde artık emeklilik zillerini çaldığı için her ikonik rolünü bir sonra ki nesile aktarıyor. O çarpık gülüşünü her zaman görmek istiyorum. Film de en çok öne çıkan rol James Mcavoy'un canlandırdığı Kevin Wendell Crumb. Film , bizi her ne kadar üzmüş olsa da James'ı bir kaç kez izlemeye değer bir klasik olmaya çoktan hak kazandı.","label":7} {"text":"Tek mekanlı filmler genelde başarılıdır ama bu korku türünü başarılı bulacağım aklımın ucundan bile geçmedi. Tesadüfen rastladığım ve gayet olumlu yorumlarına bakarak izlediğim bu film beni bu denli korkutmasını ve germesini beklemiyordum. Kesinlikle uzun zaman sonra bana kalırsa geceyarısı filmlerinin en başarılısı.........","label":7} {"text":"bazı arkadaşlar bu filme komedi filmi diyorlar,peki o zaman bütün korku filmleri komedidir..oyunculuklar kötü olabilir ama senaryo harika,hemde dinimizdeki bazı öğeleri anlattığı içinde çok gerçekçi,komik bulanlar bu filmi gece yalnız islesinler bana katılacaklardır..","label":7} {"text":"jet li nin en iyi filmlerinden bir tanesi.beğenerek izliyorum.ayrıca aaliyah ve dmx’i dinlemediğim için bu film sayesinde tanıdım.film çok güzel dövüş sahneleri ve aksiyonla zenginleştirilmiş.yalnız bana filmin senaryosu izleyiciye tam aktarılamamış gibi geldi.mesela;jet li kardeşini kimin öldürdüğünü nasıl öğrendi'yada neden şüphelendi'sonra;filmin isminin verildiği romeo kim'filmde savaştan bahsediliyor ama savaş hakkında izleyiciye fazla bilgi verilmemiş.","label":8} {"text":"Yaa ben bu filmi niye islemedim? :(","label":4} {"text":"Saçma sapan ahlak dışı bir film. Bu filme bu puanı verenlerin nasıl bir düşünce içinde olduğunu anlyamadım. Neyse bir ders daha aldık. Puana göre film izlenmez.","label":0} {"text":"yeni ahitte insanlara daha fazla güç verilecekse vay haline doğanın, vay canına hayvanların - hayatın! havarilerin sayısı artmasın! yo yoo hatta havariler kahrolsun! bu nasıl yeni düzen anlayışıdır bir tartın. yeni ahit adeta neo liberal tatlar kitabı","label":5} {"text":"Filmi orta karar bulmuştum...","label":4} {"text":"Woody Allen'ın en sevdiğim filmi. Tabi ki diğer filmlerine benziyor konusu vs, ama diyaloglar daha güzel, espriler çok daha iyi. Diane Keaton'la öpüşme sahnesinde Humphrey Bogart ile diyalogları çok komikti, filmin en güzel yeriydi kesinlikle.","label":7} {"text":"Ben filmi çok beğendim, tahmin ettiğimden çok daha fazla güldüm, Demek ki çok az küfürlü ve küfürsüz gayet güzel komedi filmi çekilebiliyor, Emeği geçen herkesi tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.","label":8} {"text":"Jude Law'ın ilk denemelerinden biri. Kendine göre mizah ogeleri taşıyan ve bunları bir lokanta çalışanı üzerinden anlatılan bir kısa film.","label":2} {"text":"Bu gece ev arkadasimla Tarantino'nun en iyi 10 sahnesi gibi bir video izlerken Salma Hayek'i yilanla dans eden epik sahnesini ve ardindan George Clooney'in ne kadar yakisikli oldugunu gorduk, ve yemegimizi yerken bu filmi izliyorduk. Dusundugumden cabuk da bitti ve Salma Hayek sahnesi, bir filmde gordugum en seksi sahnelerden biriydi. Kotu yorum almaya cok acik bir film evet, ama sadece o sahne bile filmi kurtarmaya yetebilir diye dusunuyorum. Film o kadar guzel basliyor o kadar guzel shotlar iceriyor ki, sonundaki vampir sahneleriyle ne kadar anlamsizlassada bu filme kotu bir yorum yapmak gelmiyor icinizden.","label":5} {"text":"Alttakinden alayım ben de 1 adet Yanında da lütfen 'oldukça gereksiz uzunlukta bir filmdi' alayım. Eğlenceliydi ancak bir yandan internette gezinmiyor olsaydım muhtemelen hiç eğlenmeyecektim. Saygılar","label":5} {"text":"ergenliğimizin vazgeçilmez filmlerinden. yeni yeni film kiralayıp, vcd-playerlarda izlemeye başladığımız dönemler. american pie, scary movie de aynı döneme rastlar. bu tarz filmler çok popülerdi o zamanlar. ayrıca bu filmde arka planda, elemanların odalarında duvara asılı Türk bayrağı gözükür.","label":7} {"text":"''benim kesinlikle bir kişiliğim yok. ben bir bukalemunum rol yapmadığım zaman, hiç kimse değilim.'' peter sellers peter sellers, gerçekten de söylediği gibi bir bukalemun bir çok filminde olduğu gibi kılıktan kılığa giriyor.","label":8} {"text":"Senaryosunu, serinin ilk filminin senaristi Kevin Williamson'ın ana karakterlerini kullanarak James Vanderbilt ile Guy Busick'in yazdıkları Scream&; yönetmen koltuğunda oturan Matt Bettinelli - Olpin ve Tyler Gillett ikilisinin, turnayı gözünden vurdukları şahane bir slasher olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 24 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek 135 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılan ve serinin ilk dört filmini de çekmiş olan korku sinemasının unutulmaz isimlerinden Wes Craven'a adanan bu filme biraz daha yakından bakalım... Lise öğrencisi Tara Carpenter'ın (Jenna Ortega) yaşadığı evdeki sabit telefon, annesinin yokluğunda birlikte kız kıza iyi vakit geçirebilecekleri arkadaşı Amber Freeman'a (Mikey Madison) cepten mesaj atarak davet ederken, bilinmeyen bir numara tarafından taciz edercesine çaldırılmaktadır... Amber arayanın, kendisine platonik olarak tutkun olan Wes Hicks (Dylan Minnette) olabileceğini ima eden bir mesajla dönüş yapınca içten içe öfkelenen Tara, zili bir türlü susmak bilmeyen telefonu açar... Açtığında da, ses dönüştürücü bir cihaz kullanan ve adının Charlie olduğunu söyleyen erişkin bir erkeğin; annesinin yeni sevgilisi olabileceğini düşünen Tara, bunu mesajla Amber'a da iletir... Ama durum hiç de öyle değildir... Zira arayan, Tara ile kedinin fareyle oynadığı şekilde oynayarak öldürmek isteyen bir seri katilin bizzat kendisidir... Bunun üzerine Tara, telefonunda kurulu bir güvenlik sistemi aracılığı ile evin bütün kapılarını kilitler... Kilitler kilitlemez de, aynı telefon yeniden çalmaya başlar... Daha da ilginç olanı, telefon çalmayı sürdürürken; bu sesi duyması imkansız olan Amber'ın attığı, Yanıtlamalısın şeklindeki mesajdır... Artık Tara'nın mesajlaştığı kişinin Amber olmadığı anlaşılmış ve bu kez de Amber'ın telefonundan, TELEFONU CEVAPLA SÜRTÜK biçimindeki oldukça sert bir mesaj daha gelmiştir... Üstelik açmazsa katil, Amber'ı öldüreceğini de eklemektedir mesajına... Dolayısıyla katilin oyununa dahil olmak üzere Tara'da mecburen, telefonu yeniden açar... Telefonun diğer ucundaki adam, polisi araması yahut da Scream serisine ait sorularını yanlış yanıtlaması halinde Amber'ı öldüreceğini söylemektedir... Sidney Prescott (Neve Campbell), Gale Weathers (Courteney Cox) ve ilk filmin eli kanlı canilerinden Billy Loomis (Skeet Ulrich) tamam... Ancak Tara'nın, eli bıçaklı ikinci manyak Stu Macher'ın (Matthew Lillard) adını anımsayamaması sonrasında işler, aniden karışıverir... Çünkü Amber'ın öldürülmesini engellemek amacıyla eline aldığı bir bıçakla, onun evine doğru koşuştururken kapıyı açtığında Tara, Hayalet Surat / Ghostface maskeli katili tam da karşısında bulur ve slasher türüne uygun bir vahşet ile de saldırıya uğrayarak ağır yaralanır... Giriştiği mücadele esnasında bir ayağı da kırılmıştır Tara'nın... Modesta, Kaliforniya'daki Cardinal Lanes bowling salonunda çalışan sevgililer Samantha Sam Carpenter (Melissa Barrera) ile Richie Kirsch (Jack Quaid), bir mola da dışarıda oturarak soluklanırlarken Tara'nın ablası Sam'e Wes'ten, kız kardeşinin uğradığı saldırıyı bildiren bir telefon gelir... Ki bu da aslında; Richie ile henüz on sekiz yaşındayken annesi ve kendisinden beş yaş daha küçük kardeşini terk ederek ortalıktan yok olan Sam'in, olayın yaşandığı Woodsboro kasabasına gitmeleri anlamına gelmektedir... Yeri gelmişken hemen belirtelim ki, Sam'den önce kasabadaki evi; annelerinin günlüklerinde itiraf ettiği oldukça önemli bir sebeple, ardına dahi bakmaksızın kızların babası terk etmiştir... Elbette bu sebep ile devamındaki son derece çarpıcı olan gerçeklerin gün yüzüne çıkması hususunu, spoiler vermeden bizzat Sam'in açıklamalarına bırakacağız... Aynen şaşkınlık içindeki Tara'nın da, ilk defa duyacağı ve nihayetinde de kelimelere dökülenlere inanamayarak ablası Sam'i hastane odasından kovacağı gibi... Aynı esnada kasabanın lisesinin bahçesindeki çocuklardan Wes, arkadaşları Amber, Mindy (Jasmin Savoy Brown) ve Chad Meeks-Martin (Mason Gooding) kardeşler ile Liv McKenzie'yi (Sonia Ammar); ortalıklarda Hayalet Surat gibi tehlikeli bir manyak dolanırken sosyal medya kullanımını kısıtlamaları konusunda uyarırken Chad ise, Wes'in annesi de olan Şerif Judy Hicks'in (Marley Shelton) kendisini sorguya çekmiş olmasından yakınmaktadır... Derken hastanedeki yatağından Wes'e mesaj atan Tara'dan gelen uyandığına dair haber üzerine Wes, Amber, Mindy ve Chad, hastaneye doğru yola koyulurlar... Zaten Sam ile eli bıçaklı birinin ortalıkta dolaştığı bir yere gitmeyi fazlasıyla manidar bulan Ritchie'de ulaşmak üzeredirler... Neyse.... Hastaneden ayrılarak bir bowling salonunun barına gittiklerinde Chad'in birlikte takıldığı Liv'e askıntı olarak Chad'in asabı ile cebinden çıkarttığı çakı ile de barın düzenini bozduğu gerekçesiyle barmence (Brooke Barnhill) bardan atılan Vince Schneider (Kyle Gallner), Hayalet Suratın ikinci kurbanı olarak hayatını kaybeder... Ardından da, odasındaki Tara'ya Richie ile birlikte refakat eden ve biraz soluklanarak atıştırmalık da temin etmek gayesiyle hastanenin dinlenme odasına giden Sam'de, ucuz kurtulacağı bir bıçaklı saldırıya maruz kalır... İşte bu sahne sonrasında ablasından işittiği, geçmişteki aile sırları karşısında oldukça sarsılan Tara; yukarıda da değindiğimiz tarzda Sam'i, hastanedeki odasından kovacaktır... Hani işin daha da kötüsü, Sam'in Tara'ya bu anlattıkları; katilin de bilgisi dahilindedir... Yani an itibarıyla Tara Sam'e küsmüş ve Richie'ye göre de mevcut polisin kendilerine hiçbir faydası bulunmamaktadır... Ama öyle eli kolu bağlı bir vaziyette oturup, birinin daha öldürülmesi de beklenilemezdi... Geriye yapılacak tek iş olarak, bir uzmana başvurmak kalmıştır... Ve... Sam ile Richie, yardım alabilecekleri düşüncesiyle Gale Weathers'tan boşanmış olan kasabanın, alkolizm yüzünden emekli olmaya zorlanan eski Şerifi Dewey Riley'in (David Arquette) ziyaretine giderler... Fakat katil veya katillere dair damgasını da vuran birkaç öğüt veren Riley, bu çifti kapının önüne koyarken; çok daha da fazla vakit geçirmeden Sidney Prescott'ı da arayarak kasabadaki yeni gelişmelerden bahsederek, ne olursa olsun geri dönmemesi hususunda da kendisini uyarır... Ayrıldığı karısı televizyoncu Gale'e de, benzeri bir mesaj gönderir... Üstelik katilin, Tara'nın yakın arkadaşlarından biri olduğundan neredeyse yüzdeyüz emin olduğu bu soruşturma da, Sam ile Richie'ye yardımcı olma kararı da almıştır Riley... Dakika 40... Geride sizleri, türün iflah olmaz meraklılarından biri olmanız halinde, son saniyesine kadar ilgiyle izleyebileceğinizi garanti edebileceğimiz, gereksiz zamanda çalarak tehlikeli olabilecek cep telefonu da mevcut ters köşe sürprizler de içeren 74 dakikalık bir bölümün daha beklediğini söyleyebiliriz... Bitirmeden, görsel efekt ve yeşil perde teknolojilerinin yanı sıra tehlikeli sahnelerdeki dublör oyuncularının etkin kullanımının da, filmin başarısını etkilemiş olduğunu belirtmiş olalım... Keyifli seyirler, Son bir not: Kişisel arşivinde yaklaşık beş bin civarında film bulunan ve bir korku - gerilim tutkunu sinemasever olarak söz konusu kategorideki bir slasher&ı, ilk kez beş üzerinden dört puan ile değerlendiğimizi ifade etmek isteriz... Varın gerisini siz düşünün ve öyle de değerlendirin bu filmi...","label":7} {"text":"Bunun adı film değil revani :) Nasıl bir güzelliktir böyle.. Etkilenmemek mümkün değil... Film için akılda kalan tek şey Audrey Tautou :)","label":8} {"text":"-dıkşıınnn -dıkşınnn kırışmayan takım elbise","label":6} {"text":"Bazı yapımcılarımız,sinema ile dizi film,skeç ağırlıklı komedi programlarını birbirinden ayırt edemiyorlar.Buna film bile demek doğru olmaz.Televizyonda yapılan dizilerden veya komedi programlarındaki skeçlerden tek farkı var oda,rahatça küfür edip sokak dilinde espiriler yapabiliyor oluşu.Türk sinemasında bu yapımlara para harcamak,sinema kültürüne vurulacak bir darbedir.Yazık şu filme harcanan paraya.Komedi filmi elbette yapılsın ama biraz nitelikli olsun.İki tane güzel kız,bol küfürle komedi filmi olmaz.","label":0} {"text":"Filmin vermek istediği mesaj güzeldi ama işleyiş çok sıkıcı ve beklenenin altındaydı. 5 puan","label":4} {"text":"İzlediğim en kötü filmlerden biri, puanına aldanıp gittim flash tv oyunculuklarına ve iğrenç senaryosuna gülerek çıktım. İşkence gibiydi sonunda bari bir hareket vardır dedim ama yok. 2 saat 5 dakikam çalındı.","label":0} {"text":"eğlenceli denebilir ama bence önceki çok daha iyiydi.","label":6} {"text":"ne büyük aldanıştır; insan, sonsuzluğun ve gücün yanında yer alırsa, ona sahip olacağını sanır... iyi bir okuma isteyen film. not: filme yapılan her övgülü yorum vulgarizasyondur. zira bu film daha fazlasını hak ediyor.","label":6} {"text":"Serinin ilk filmi olan Alien'dan da iyi bir film. Mükemmel. Ta ne zaman yapmışlar filmi, hala gözlerimi ayırmadan izliyorum 30 sene sonra. Yalnız, karakter işleme biraz zayıf kalmış bence, aksiyona odaklanmışlar. Ha bu ne kaybettirir derseniz, hiçbir şey. Günümüz Hollywood aksiyonlarına bin basar. İzlemediyseniz izleyin mutlaka derim.","label":7} {"text":"Filmi daha ilk dakikada anladım. Benzerlerinin olması filmi klişelerden kurtaramamış. Bazı farklılık yaratılmak istenmiş ama olmamış. Gerilim yok sadece acaba sonu nereye varacak diye izliyorsunuz.","label":4} {"text":"Sıkı bir aksiyon istiyorsanız mutlaka tavsiye ederim. İyi iş çıkarmışlar.","label":7} {"text":"Ben oldukça komik buldum :), çünkü kendi içinde tutarsızlık var filmde ve bu çoğu yerde göze batıyor, meseka dağ büyüklüğünde bir troll insanlara hiç görünmeden üstelik de çıkardığı kulakları sağır eden seslerlle nasıl saklanabilir ki? ayrıca böylesine önemli kritik bir görev de (nasıl saçma bir görevse artık!) devlet tarafından böyle kişilere asla verilmez, kullandıkları ekipmanlar nerdeyse dalga geçer gibi şeyler :)) film öncesinde ve sonrasında gerçekçiliği arttırmak için blair cadısı ve paranormal activity'den çarpma anlatım yazıları da abartı olmuş, zaten bunun gerçek olmadığını herkes biliyordur, ne diye bu kadar fazla gerçek olduğuna inandırmak için kendilerini kasmışlar ki :) bunun gibi çelişen sebeplerden dolayı film bilgisayar efektli bir komediye dönüşmüş bence, trolların güzel hazırlanmış görüntüleri için belki izlenebilir, fakat onun dışında birşey yok...","label":2} {"text":"boşuna ümütlenmeyin rezalet bir yol filmi çok durgun geçiyor inanın bana ortada uzaylı falan yok sadece 2 tane gösteriyorlar oda 15-20 saniyelik çok sıkıcı.","label":1} {"text":"Bu tarz filmleri severim kadroyu görünce güzel bişey olur diye bekliyordum ama dehşet gezegeni bile bundan 10 kat daha güzeldi zaman kaybı beş para etmez bi film en fazla 10/4","label":0} {"text":"Woody Allen'in dolu dolu dialog içeren filmlerinden biri daha. Olabildiğince reality noktasına kalarak film yapma konusunda gerçekten üstat. Sıradan bir çift olan Lipton çifti, uzun yıldır süren evliliklerinin neticesinde birazcık sıkılma noktasındalar. Derken yeni tanıştıkları çiftteki kadın ölür. Carol bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünür ve ince ince olayı araştırırken neredeyse ciddi bir dedektiflik boyutuna ulaşırlar. Filmin ismini aldığı kitabın geçtiği restauranttaki konuşma sahnesi bile ayrı bir sanat eseri olmuş. Sondaki aynalı sahneye değinmiyorum bile. Diane Keaton'un oyunculuğuda bir o kadar hoş olmuş. Fimdeki Tijuana Taxi müziğinin sahne uyumu harika olmuş.","label":7} {"text":"Yine olmamış. Milliyetçi duyguları tatmin etmek ve karşılığında para kazanmak istiyorsunuz ama olmuyor. Hollywood epik filmleri karşısında komik kalıyor bu filmler. Birde tarihi şahsiyetleri karakter haline getiremiyoruz. Hepsi kutsal kusursuz insanlar, olmuyor işte.","label":3} {"text":"Bence hak ettiği değeri görememiş bir film. Gerek senaryosu gerek çekildiği yıla göre görseli ve oyunculuklarıyla kendini defalarca izlettirmiş bir filmdir. Su altında kalmış ve ufacık bir kara parçasının bile herşeyden daha kıymetli olduğu bir dönemde insanların birbirleri ile olan mücadelesine farklı bakış açıları getirmiş bir film.","label":6} {"text":"Amerika'nın hukuk sistemini de aslında derinden sorguladığı bir gerçek.Robert duvall ve robert downey oyunculuklarıyla filmi götürmüşler desek hiç haksızlık olmaz uzun süresinden dolayı bazı sahnelerin çıkarılsa da olabileceğini söylemeliyim bunun dışında etkileyici replikleri ve sahneler olan izleme değerine sahip bir yapım yargıç","label":6} {"text":"Gercekten bosuna vakit kaybetmeyin.Guzel ve yakisikli olmak yetiyor mu ya film icin.Cok basit bir film sacma bir konu ,gecisler akici degil,asla samimi degil yaz gunu ata binilen cizme giyilmis muhtesem yuzyil cekilecek sanki asla sonuna kadar izleyemezsiniz sıkılıyor insan .....","label":1} {"text":"soundtrackiyle kıpır kıpır ettiren,1974 model torinoyla göz dolduran ve de ben stiller in ''do it, do it'' demesiyle kahkaha attıran eğlenceli film.","label":6} {"text":"Filmi gecikmelide olsa nihayet dvdde izleme şansı buldum...Özellikle bilgisayarda yapılmış animasyonlara tutkun biri olarak söyliyeyim ben çok sevdim.. Robert De Niro resmen rolü için cuk oturmuş, eğer sinemada Türkçe dublajlı izlediyseniz çoook şey kaçırdınız, oğlu rolündeki vegeteryen köpekbalığı Lenny de dört dörtlüktü:) ...Karidesler de çok tatlıydı, restorantta onu yememeleri için yalvardıkları sahneye gülmemek için baya bir kasmak lazım: )..Finding Nemo ile tek ortak noktası ikisinin de suyun altında geçmesi yani bu iki filmi kıyaslamak bence yanlış.. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse bu şundan çok daha iyi diye kesin bir şey söyliyemiyorum çünkü ikisinin de de birbirine üstün geldiği detaylar var....Her animasyonsever bence izlemeli, dvdsini edinim derim extralar oldukça doyurucu","label":7} {"text":"Hayatimda gördüğüm en boktan,en iğrenç gereksiz 2 boyutlu sadece müzikal ünstüne kurulduğunu düşünüğüm kalitesiz,senkronizasyonu feci düşük Çizgi Film diyemiyceğimiz kadar boktan çizimli bir bok izlemenizi tavsiye etmem zaman ve akil kaybına yol açabilir.","label":0} {"text":"Yanlış anlaşılmasın, Jim Carrey severim. Ama bu film Jim Carrey'li filmden daha güzeldi. Hikayesi daha özeldi. Diğer filmde daha geniş bir konu olarak Tanrı ele alınmasına rağmen bu filmde sadece Nuh vardı. Evan'ın ailesinin ona güvenmesi, hayvanların çifter çifter peşine takılması falan, güzeldi. İlk filmin avantajı Jim Carrey'in oynaması ve tanrı kavramının iyi sorgulanmasıydı. Bu filmin avantajı da konusuydu. Morgan Freeman'ın filmde oynamasından zaten hiç bahsetmeye gerek yok. Adamın performansı çok iyiydi. Bayılıyorum ona.","label":8} {"text":"açılmıyor yorum fln gerekiyormuş öööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööö","label":8} {"text":"Çocukluğumun animasyon filmi. Kaç kez izledim küçükken hatırlamıyorum. O zamanlar bana verdiği his ve duygular mükemmel. Şu an bile düşününce çok anlamlı ve içinizi ısıtan sahneler var.","label":8} {"text":"Tamam izlenir de, kötü/vasat bir film. 2 saat boyunca ağır ağır ilerleyen film, 'melekler yok' cümlesiyle bitiverdi. Bu tarz, polisiye/gerilim filmlerini izleyenleri tatmin etmeyecektir.","label":4} {"text":"Parisin görselliklerinin harikalığı dışında her aşk macerası güzel olmasada izletiyor kendini.Aralarından birkaçtanesi başyapıt niteliğinde birkac tanesi oldukça niteliksiz.Fakat hepsi içten, samimi ve dokunaklı.İzleyin derim.","label":7} {"text":"Klasikleşen hayatta kalma temalı gerilim filmlerimizden birisi. Kendi kategorisi içerisinde güzel denilebilecek, farklı bir atmosfere sahip. Ancak çok bir şey beklememek lazım. Ortalamanın üzerinde, izlenebilir.","label":5} {"text":"şükür kavuşturana andy garcia filmini merakla bekliyorum","label":4} {"text":"filmin cesursa ele alınmış olmasını sevdim. Kopukluk olması ve bazı şeyleri çok göze sokması rahatsız edici filmin ritmini kesmiş. Mesela pek çok sahnede sanat ve dikkat dağıtıcılık bir arada kullanılmış bu beni rahatsız etti. Filmin en dikkat çekici sahnesi aynı zamanda kapak resmi olan performans sanatçısının sergilediği show sonunda insanların linç etmesi, seyircinin içgüdüsel tarafını nasıl kışkırttığını, yabani olana nasıl medeni olanın hayvanca tutum sergilediklerini izlettiriyor. İlginç izlemeye değer bence. Filmle ilgili sayfalarca kritik yapılmış benim dikkatimi kahramanın elisabeth moss ile olan sahneleri, ünlü küratörün ikili ilişkilerde iletişimsizliği, özellikle kadınlara karşı güvensizliği ve düştüğü gülünç durum izlenilesi","label":8} {"text":"Müzik filme anlam katan bir nesne olarak kullanılmış. Muhteşemdi","label":6} {"text":"İçerik olarak \"kurgusal\" seri katilimizin \"kurgusal\" senaryoya göre çektiği \"kurgusal\" cinayet/işkence/kaçırma videoları ve polislerle ve kurban aileleriyle yapılan \"kurgusal\" röportajlarla ilerleyen bir film. Gerilimi güzel fakat seri katilliğin doğup gelişimini görmek istiyorsanız yeterli gelmeyecektir. Özellikle \"fake\" olmayan bir hikaye izlemek istiyorsanız çünkü her ne kadar belgesel gibi görünse de aslında \"kurgu\"dur kendileri. O yüzden yemeyin içmeyin ama asla ama asla bu filmin \"kurgu\" olduğunu unutmayın. Daha ciddi olacaksak: Mockumentary tarzında çekilmiş bir gerilim filmi. Fazla iğrenç/kanlı sahne barındırmıyor. Çoğunlukla korkutmuyor ama bolca germeyi başarıyor. Başarılı.","label":7} {"text":"Fazla zorlama olmuş tesadüfler zincirini görmezden gelirsek, gayet keyif alınarak izlenebilecek bir film. Evet senaryobiraz klişe ama arada yapılan sağlam espriler ve Türk filmlerinde -özellikle komedi türünde- çok fazla göremediğimiz sağlam oyunculuklar ile bana kendini sevdirmeyi başardı. Karakterler biraz Gülse Birsel vari olmuş. Uyuşturucuyu boyayla karıştırıp, duvara sürmek nasıl bir kafadır:)","label":6} {"text":"Gençlere yanlış şeyleri kahramanlık unsuruyla empoze eden ve koca bir neslin yanlış yetişmesine sebebiyet veren aynı zaman da insan canının bir değerinin olmadığını, küfür, argo v.b. iğrenç bir konuşma lisanı ile bunu gençlerin diline izole etmek gibi saçma ve kötü bir sürü etkisi olan bu film kessinlikle vizyondan kaldırılmalı...","label":1} {"text":"beklediğim gibi çıkmadı. çok basit bir iş olmuş.","label":5} {"text":"Cok güzel hele Hayri in sahnelerikrşdkrorofofofooegbrhmtımjmtk/-ldşddkldkd*ffkrşddşejrşeydıjhdododpekdpdsıslsksoxpsksıdoxjd","label":9} {"text":"Frodoyu böyle görmeye alışık olmadığım bir yapıttı. Öncelikle bünyesi kaldırmayanlar için filmde kanınızı donduracak bolca sadist sahne mevcut. Filme gelince ben filmi beğendim. Resmen seri katilin tanımı anlatmış. Kendini kontrol etme normal doğal davranma ama içlerinde gizledikleri ikinci karakter yada canavar... Arkadaşlar yeni tanıştığınız insanlara dikkat edin...","label":7} {"text":"Bir çırpıda izlenen bir filme imza atmış Stiller. Fantastik ögeler ile günümüz dünyasını tatmin edici ölçüde harmanlamayı başarmış. Tabii ki özünde bir komediyle-kendini iyi hisset filmi&. Hedefine ulaşmayı başarıyor. Yan rollerin desteği ile birlikte, neredeyse tek başına götürüyor filmi ünlü komedyen. Aynı zamanda sinema tarihinin de her döneminde tutulmuş, en sevilen mesajlardan birini içeriyor film; Stop Dreaming, Start Living&. Keyifli vakit geçirmek için tercih edilebilir. Derinlemesine konuşulacak veya çetrefilli analizler yapılacak bir film değil zaten.","label":7} {"text":"De Niro nun mimikler gene harikülade. Andy Garcia ve The Godfather (GodFocker) esprileri ile top kalesi havuzunda ki Jaws göndermeleri çok matrak idi...","label":9} {"text":"Güzel bir filmdi ve verdiği mesaj da iyiydi...Puanı az olmuş bence daha yüksek bir puanı hakeden anlamlı bir film...","label":7} {"text":"Bu iki Markayı severek giyen birisi olarak ilgiyle takip ettiğim ve başarılı bulduğum güzel bir Film.","label":6} {"text":"harikaa harika bir film. netflixte mevcut ancak adı farklı 'tune in for love' . Film cidden çok güzel, tam bir sanat filmi. ben böyle filmlere 'şarap ile iyi gider' kategorisine koyuyorum. keşke böyle bir kategori olsaydı. Film sanki gerçek hayat gibi. hiçbir acelesi yok, tesadüf yok, soru işaretleri yok. gerçek saf sevgi ve tutku var. filme daha bir dolu cümleler kurmak isterdim ama edebiyat bilgim beni sınırlıyor. Peki bu filmi ne zaman izlemeliyiz derseniz, kesinlikle eğlenceli bir zamanda değil, film çok durağan geçiyor. belki yağmur yağarken ya da tüm işleriniz bittikten sonraki sakinleştiğiniz anda olabilir. -! Acele etmeyin sadece zevkini çıkartın. Sakin izlerken uyumayın çünkü bu filmi tekrar tekrar izlenecek bir film değil. çok sevdiğiniz yemeğin son lokmasını yer gibi sakince bitirin. filmin sonunda boşluğa düşeceksiniz hazırlıklı olun. iyi seyirler o sadece birisinin güvenmesini istedi suçsuz olduğuna","label":8} {"text":"Davranışlarının altında yatan psikolojik analiz için izlenebilir :D can sıkıntısından evindeki \"teoriler\" rafından seçtiği \"düz dünya\" teorisini okuyan adamın bu yolda ilerleyerek kendisi gibi yıkıklarla bi araya gelip aile kurması Burada maksadın dünyanın düzlüğü yada şekli olduğunu sanmıyorum maksat aidiyet duygusu ve bir arada olma, toplumsallaşma isteği. Hayatta hiçbir baltaya sap olamamış kişiler bu teori etrafında bir araya geliyorlar. Bu da onların hayata tutunuş biçimi.","label":4} {"text":"film olarak bişey ifade etmeyen yalnızca çırılçıplak insanların etrafta dolaştığı bir film. çıplaklar kampında çekildiği için çıplaklar kampını en ince ayrıntısıyla we herşeyiyle görmek isteyenler gidebilir. cinselliğe az odaklanan ama daha çok çıplak insan bedenine odaklanan bir film. sahneler bazılarınız için rahatsız edici olabilir. özellikle bayanlar için. beni fazla ilgilendirmiyor sonuçta tabucu bir insan değilim ama neden yaş sınırlaması getirmemişler anlamadım. çok duyarlı olan insanlarımıza gülüyorum. ona 13 yaş şuna 16 yaş getirenlere. film başlamadan sinemada küçük bir kızda wardı annesiyle gelmiş ilk yarı bittiğinde salondaki kızların yarısı çıktı. ilk yarıdada yakın çekim bir sahnede daha fazla dayanamayan 1i erkek 2 si kız 3 kişi gülerek salonu terkettiler. filmin iyi yönü ise herkezin doğal we özgür olması orda öyle şeylerin ayıp olmadığı. zaten çıplak doğmadıkmı giysilerle kendimizi niye saklıyoruz demek istemesi.","label":4} {"text":"Alejandro González Iñárritu hayranlık uyandıran bir sanatçı; acı onun filmlerinde insan olmanın gereği ve realiteyi kavrama biçimidir adeta.Filmlerinde mutlu son yoktur...Birbiriyle kesişen kaderler,mutsuz hikayeler bu da usta'nın diğer filmleri kadar güzel ve etkileyiciydi bence 8/10","label":7} {"text":"filmin son sahnesi; dolly yukselir ve sesler uzaklasir... iste o ikisinin arasindaki muhabbetin sicakligi beni alio goturuo yaaa!!!","label":8} {"text":"filme giden varsa yorum yaparsa sevinirim.","label":9} {"text":"Sadece yarım saatini izleyebildim eminim ki kapamadığımı düşünürsünüz ilk yarım saatten ama varlığımdan tiksindirdi o yarım saat daha fazlasına gücüm yetmedi. Ailelerin -ki böyle aileler vardır kesin vardır- ne olduğunu ne olabileceğini ne olmaması gerektiğini güzelce anlatmış kanımca. Çocuklar sizin hamurunuz değil en insanlar!","label":5} {"text":"Mizahı çok güçlü fakat gerçeklik açısından çok zayıf kalmıştı.","label":0} {"text":"Senaryosu, başroldeki Max karakterini canlandıran Teo García ile Ivan Ledesma ve Genaro Rodriguez'in birlikte yazdıkları “Xtremo / Xtreme”, yönetmen koltuğunda Daniel Benmayor'ın oturduğu ve tüm tahminlerimize karşın başlangıçta neo - noir tarzda kurgulandığına tam olarak emin olamadığımız bir aksiyon filmi... Öyle ki, etrafta tek damla ıslaklık göremeyince, bir ara bayağı bir kıllandık ve Galiba değilmiş be bile demedik de değil... Ancak diğer tüm ögelere ek olarak 70. dakikada birden bir yağmur da bastırınca hiç bir endişemiz kalmadı... Ve bu neo - noir&ın tadını çıkartmaya devam ettik... Bir dövüş sanatları ustası da olan ve o nedenle de tehlikeli sahnelerde dublör kullanmayan aynı Teo García'nın, filmin aksiyon direktörlüğünü üstlendiğini de belirterek gelin başlayalım isterseniz... Mafya konseyi üyesi Kolombiyalı Romeo'nun (Cesar Bandera) mekanını basarak kanlı bir katliam gerçekleştiren Lucero (Óscar Jaenada), önce adamlarından Koreli Chul Moo'nun (Alberto Jo Lee) desteği ile kendi öz babası Ricardo'yu (Juan Diego) ardından da Finito (Sergio Peris-Mencheta) aracılığı ile birlikte kardeş gibi büyütüldüğü Maximo Max ve onun küçük oğlu Ander'i (Joel Bramona) ortadan kaldırır... İki yıl sonra... Radarımıza giren ilk isimler, Barselona sokaklarında torbacılık yaparak ailesine destek olmaya çalışan Leo (Óscar Casas) ile kız arkadaşı Daniela (Isa Montalbán) olur... Kardeşi Tomy'nin (Alex Losada) doğum günü için evinde oturmakta olan Leo, Lucero'ya çalışan Urquiza'nın (Luis Zahera) ekibindeki Jaro'nun (Nao Albet) telefonda verdiği talimat üzerine kendi bölgelerinin dışında kalan Rus Dimitri'nin (Artem Smykovskii) işlettiği Charm kulübünün önüne giderek insanlara uyuşturucu satmaya başlar... Başlar başlamasına da, orasının halen kendi kapsama alanları dışında kaldığını bilmeyen Leo, kulüp fedailerince yakalanarak ciddi anlamda hırpalanır... Tam üstündeki mallara da el konulacakken imdadına, herkesin öldü zannettiği Max yetişiverir... Bu arada bastıkları bir Çin kumarhanesinde Finito ile Chul Moo, iki yıldır ortalıklarda görünmeyen Lucero'nun konseyde kendisini desteklemesini isteyeceği Papa San'ı (Rina Ota) aramaktadırlar... Bulurlar da... Ama Papa San bu teklifi reddeder... Tabii hal böyle olunca da hayatını kaybeder... Unutmadan hemen hatırlatalım... Mafya konseyinin başına geçmeyi kafasına koymuş olan Lucero, Finito, Chul Moo ve Rafa'ya (Andrés Herrera) yönelik intikam ateşi ile yanıp tutuşarak peşlerine düşen tek kişi Max değildir... Lucero'nun babasının evlatlığı María'da (Andrea Duro) onları aramaktadır... Yalnız bütün bunlar yaşanırken, torbacısı Leo'nun kendisinden para çaldığını fark eden Jaro, sıkıştırarak hırpaladığı Leo'nun elini kırmıştır... Ki Max bunu Daniela'nın uyarısıyla, Barselona turizminin göz bebeklerinden La Sagrada Familia kilisesinde buluştuğu Max'ten bizzat öğrenir ve kendisini Maria'ya emanet ederek, gidip Jaro'nun defterini dürer... Fakat Finito Jaro'nun ağzından, dayak yediği adamın adının Maximo olduğunu duyunca ortalık fena karışır... Zira Finito, Lucero'nun kendisine verdiği görevi tamamlayamamıştır... Dakika 51... Geride, bir yanda Max ve Maria'nın, diğer yanda da Lucero ile adamlarının yer aldığı birbirlerine düşman tarafların sıklıkla karşılaşarak, aksiyon meraklılarını yeterince eğlendirecekleri bir 60 dakika daha mevcut... Eğer bu Netflix filmini, büyük bir kısmı görsel efektler ile yeşil perde teknolojilerine harcanan yüzlerce milyon dolar bütçeli Hollywood prodüksiyonları ile kıyaslamaya kalkmazsanız, kesinlikle beğeneceğinizi söyleyebiliriz... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Eğer bir filmden anlık hislerden daha fazlasını bekliyorsanız Stigmata korku sineması türü arasında farkını belli edebilecek nitelikte.","label":4} {"text":"Thor filmi ile isim yapmış Chris Hemsworth, bu filmle klişe bir senaryoda, Keanu Reeves'un John Wick'i gibi bir şeye dönüşmüş.. Rolünün üzerinde gerçekten çalıştığı çok belli.. Chris'e eşlik eden uyuşturucu baronunun sağ kolu Randeep Hooda'da iyiydi..","label":6} {"text":"Kısa süren bir film zaman kaybı diyemem ama ölümler çok kanlıydı ve artık aynı konu baydı daha fazla uzatılmasın","label":4} {"text":"James Stewart zaten müthiş bir oyuncu, senaryo desen insan sevgisine övgü niteliğinde. Film bittiğindeyüzünüzde mutlubir gülümseme kalıyor. Tavşan fikri Donnie Darko'ya ilham vermiş olabilir mi? Hepsini boşverin; hayatta görebileceğiniz en güzel-sevimli yüzlü kadın için; Peggy Dow için, sadece onubir kaçdakikacık görebilmek için bile tekrar tekrarizlenir. 8,5/10","label":8} {"text":"Vayy harikaydı. Soluksuz izledim dedikleri buymuş. Cidden gerginliğin dibine vurdum. Film olumlu ilerlerken bile rahatlayamıyor heran biyerden bişey çıkacak diye bekliyor kendinizi kapana kısılmış hissediyorsunuz. Valla ben izlerken eğlendim gerildim beklentimi karşıladı boş ve gereksiz hiç bi diyalog yoktu izlerken asla sıkılmayacaksınız. Mutlaka izleyin iyi seyirler...","label":9} {"text":"Megan fox var izlenir 1. Fılm görselik açısından harikaydı müzikler transformens gibiydi merakla bekliyoruz","label":5} {"text":"Bu filmi serinin son filmi olarak lanse etmişlerdi ancak son sahneden anladığıma göre devamı gelecek gibi görünüyor. Burayı birileri okursa; lütfen gelmesin. Gerçekten olmamış ve gerilim-korku filminden ziyade drama dönüşmüş bir film izledim. Çok boş vaktiniz var ve bir şeyler izlemek istiyorsanız değerlendirilebilir.","label":2} {"text":"“Lazzaro Felice / Happy As Lazzaro”, filmin senaryosunu da yazan Alice Rohrwacher’ın üçüncü uzun metrajlı sinema filmi… Prömiyerini, aday olduğu Altın Palmiye ödülü için yarıştığı Cannes Film Festivalinde 13 Mayıs 2018’de yapan film, Alice Rohrwacher’a Altın Palmiye’yi değilse de En İyi Senaryo ödülünü kazandırmış… 31 Mayıs 2018 tarihinde Netflix tarafından yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 7.5/10 (726 oy) ve 3.7/5 (35 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.5/10 (16 yorum) ve 82/100 (11 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, oylamaya katılan izleyici ve yorumcu sayıları yetersiz olduğu için film hakkında doğru bilgi vermekten oldukça uzak… O nedenle, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle mercek altına alarak biz kendimiz incelemeye ve sonrasında da puanlamaya çalışacağız… Oyuncu kadrosu denilince de yine son derece zekice kurulanmış bir oyuncu kadrosu ile karşı karşıya olduğumuzu söylemeliyiz… Nasıl mı? Şöyle ki, filmin ana karakteri Lazzaro’yu canlandıran Adriano Tardiolo’nun geçmişi hakkında elimizde yeterli bilgi mevcut değil… O yüzden, bu film onun ilk işi olabileceği gibi (çok küçük bir ihtimalle de olsa) beşinci, onuncu, yirminci işi de olabilir… Artık sayısı her ne olursa olsun, bu filmde çok iyi bir iş çıkardığı gün gibi ortada… Ama kadronun zekice kurgulanmış olan kısmı burası değildi… O kısım, “Io sono l'amore / I am Love” (2009) ve “Perfetti sconosciuti / Perfect Strangers” (2016) ın yıldızlarından Alba Rohrwacher ile “A Perfect Day” (2015) ve Terry Gilliam’ın son filmi “The Man Who Killed Don Quixote” (2018) un oyuncularından Sergi López ve “La vita è bella / Life is Beautiful” (1997) un unutulmaz ismi Nicoletta Braschi'nin varlıklarıydı… İşin teknik kısmına gelince… Aynı zekice kurgunun burada da devam ettiğini görüyoruz… Hani kadroda, daha önce Wim Wenders ile de çalışmış olan Hélène Louvart gibi bir görüntü yönetmeni, Fatih Akın ile çalışmış olan Ulrike Müller gibi bir casting direktörü, Taviani kardeşlerle çalışmış olan Emita Frigato gibi bir prodüksiyon tasarımcısı ve Paolo Sorrentino ile çalışmış olan Fabio Traversari gibi bir özel efekt yönetmeni varsa, başka da ne denilebilir ki? Ancak kim ne derse desin, bize göre filmin zekâ pırıltılarıyla dolu ışıklar saçan asıl önemli kısmı, Lazzaro'nun fantastik bakış açısıyla anlatılan senaryosu… Bünyesinde, Erasmus, Umberto Eco, Antonio Gramsci ve Palmiro Togliatti gibi isimleri de barındırmış olan Torino Üniversitesinde (Università degli Studi di Torino) edebiyat ve felsefe okumuş olan Alice Rohrwacher’dan da başka türlü bir senaryo beklenilmezdi zaten… Kapitalizmin egemen olduğu bir çağda, devrini tamamlamış feodal ilişkiler ve feodal üretim araçlarına bağlı kalarak eski üretim tarz ve ilişkilerinde direnmenin, hem (karın tokluğuna çalıştığı işinden ve toprağından koparılan) emekçi hem de (yeni üretim tarzının devlet aygıtına takılarak finans kapitale teslim olan) sermayedar için yaratacağı hazin ama kaçınılmaz son ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi… Sonuç olarak, arşivimize de dâhil ettiğimiz bu nadide film için puanımız 4 önerimiz de “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak… Keyifli seyirler… Son iki not: 1. Aslında benzer bir işi, Nesli Çölgeçen ve Yavuz Turgul “Züğürt Ağa” (1985) da yaptılar… Ama biz söyleneni anlamadığımız için yıllarca “domates” dedik ve güldük… 2. Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 2 Ekim 2018 günü saat 02.23’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":7} {"text":"Eşcinsellerin toplumda ne kadar dışlandığını anlatan başarılı bir film. Homofobik olanları belki biraz insanlığa davet edebilir.","label":7} {"text":"Senaryosu ve oyuncu kadrosu ile her Vatanseverin kesinlikle izlemesi gereken bir şaheser olduğunu düşünüyorum...","label":9} {"text":"çok gaz bi film aslında. kısmen de olsa hayatıma uyarlamaya çalışmadım diyemeyeceğim :) içimde bir jim carrey olduğuna eminim","label":8} {"text":"\"2. Dünya Savaşını sinik bir tavırla anlatıp, hayat güzeldir demek.... Bilmiyorum, bu filmde beni rahatsız eden bir yön var. Aşırı duygusal; ama bir o kadar da dengeleri koruyan, kirli bir film gibi duruyor.\" demiş biri yorumunda, Kesinlikle katılıyorum. Dramların, trajedilerin illa dramatik şekilde anlatılması gerekmiyor ama farklı bir yöntem seçiliyorsa da çok dikkatli olunmalı. Bunu başarabilmiş filmlerden biri Muharrem Gülmez, Sırrı Sureyya Önder'in \"Beynelmilel\"i dir...","label":1} {"text":"Bu filmi de izleyerek şimdilik yönetmenin filmografisini tamamlamış bulunuyorum ve şunu söyleyebilirim: Bu film ne bir Masumiyet, ne bir Kader ne 3. Sayfa ne de yönetmenin ilk izlediğim filmi Yeraltı. Ama bu demek değil ki bu film kötü. Bu film de iyi ama diğerleri kadar iyi değil. Yine sebebini tam olarak anlayamadığımız davranışlar söz konusu bu filmde de, daha doğrusu insanın doğasında olması dolayısıyla yansıtılan davranışlar. Nergis Öztürk'ün başarılı bir şekilde canlandırdığı karakterin davranışlarının sebebi filmin ismiyle özetlenmiş ama neden o kadar kıskanç olduğunu bilmiyoruz. \"İnsanlar böyle\" evet biliyoruz ama bunu kontrol altına almak da yine insan iradesiyle mümkün. Tabii yönetmenin bizi ters köşe eden bir kurgusu da söz konusu filmde. Önceleri eşini kıskanan koca nedeniyle filme \"Kıskanmak\" ismi verildiğini zannederken sonraları aslında abisini kıskanan bir kızkardeşin, isimde başat rol oynadığını görüyoruz.","label":6} {"text":"Bilindik bir kadrosu var diye merak edip izledim ama maalesef diyaloglar çok kuru ve sadece yapılmak için yapılmış bir film","label":4} {"text":"James Cameron'unda katkıda bulunduğu sony fusion 3d camera system'i kullanıp yenilik konusunda sağlam bir adım atmış, performance capture technology'siniyse oldukça geliştirip sayesinde insan hareketlerinin yakalanıp çok daha iyi şekilde aktarılmasını kullanmış olan film Avatar. Filmi izlerken her yaştan izleyiciyi hikayenin içine çekmeyi başarmıştır ve eleştirenleriyse ne yazık ki klişe demekten öteye gidemiyecek gibi gözüküyor. Anlamıyorum ki camrip olarak mı baktılar naptılar, filmi beğenen herkese hemen - konduruveriliyor. Yepyeni bir dünya var içerisinde ve bunu beğenmeseniz bile yerden yere vurmaya çalışmak pek hoş değil. (: Film için harcanan emek öyle açık ki dostlarım...","label":8} {"text":"Bir kedi üzerinden arayışın anlatılmaya çalışıldığı kısa film. Pek beğendiğimi söyleyemem.","label":4} {"text":"ben bu filmi biraz geç izledim farkındayım ama keşke daha önce izleseydim diye üzüldüm.eğlenceli maceralı sıcacık bir aile filmi..çocuk oyuncular son derece başarılılar.kesinlikle zaman kaybı değil..özellikle filmin sonunda şifreyi öğrendiğinizde çok şaşıracaksınız!!iyi eğlenceler","label":7} {"text":"İtalya'da orta sınıf ailelerden gelen 68 kuşağı öğrenci gençliğin hiç kimseye hesap verme zorunluluğu hissetmeden yürüttükleri romantik devrimci mücadelenin anlatıldığı film, oyunculuk ve görüntülerin oldukça iyi olmasına karşın, akıcılıktaki kopukluk ve konunun oldukça yüzeysel şekilde ele alınması nedeniyle sıradan bir sonla bitmiş... Daha güçlü bir senaryo \"La meglio gioventu - The Best of Youth - Gençliğin En İyisi (2003)\" tadında bir film ortaya çıkarabilirmiş... 65/100","label":6} {"text":"Yolculuk, son dönemdeki pek çok pazarlama harikası yerli filmden daha olgun. Bağımsız Sinema Merkezi gibi politik duruşu olan solcu bir yapım ekibinin desteği ile çekilen film, esasen sağ görüşlü insanlara daha çok hitap edebilmeyi başarmış. Çünkü Yolculuk, siyasete hiç bulaşmadan doğru&nun ve vicdan&ın peşinden gidiyor... Hayatı yalnızca ideolojilerden ibaret gören film evrensel anlamda sıkıntılı olsa da neticede dibine kadar siyasal islamcılığa batmış bir ülkeyi anlatıyor. Bir Takva kadar derli toplu ya da ölçülü olmasa da en az onun kadar cesur bir film,","label":5} {"text":"Kusursuz bir işçilik.Görüntü yönetmenliği ve atmosfer yaratımı mükemmel.Ama senaristin kafasının biraz karışık olması filmin değerini aşağılara çekiyor.Tür müdavimlerini kesinlikle tatmin edecektir.Ayrıca Anthony Hopkins'in nasıl olağanüstü bir aktör olduğunun en iyi kanıtlarından biri olmuştur bu film.Hep belirli birkaç isim etrafında dönen ''en büyük aktör'' tartışmalarında hakkının yendiğine örnektir ''The Rite''.","label":5} {"text":"Filmde mantık hataları var. Mesela polis için o kadar bekleyen birisi, üst geçitte polisle karşılaşıyor ama hiç seslenmiyor. Çerezlik.","label":5} {"text":"Seri olduğunu bilmiyordum yeni öğrendim. 3. film gelmeden ilk filmi de izlemeliyim. Tebessüm ve gözyaşıyla iç içe geçmiş sorgulatan, oyuncuların şahane olduğu sürükleyici bir yapım çok sevdim.","label":7} {"text":"Sırf kadrodan dolayı hevesle oturdum TV karşısına bir de Nathalie Portman katılmış.. inanamadım.. yakıştıramadım.. büyük hayal kırıklığı...","label":3} {"text":"Zamanına göre gerçekten çok cesur bir filmmiş, bu kadarını beklemiyordum. İlişkiler ve olaylara bakış açısından çok hoş tespitler ve cümleler içeriyor. Catherine karakteri fazla keskin olsa da hangi kadın ara sıra içinde Catherine'in sesini duyduğunu inkar edebilir. Enseni öteden beri sevdim, fark ettirmeden izleyebileceğim tek şey.","label":6} {"text":"Kate Beckinsale inanılmaz bi kadın...","label":0} {"text":"Balonların aşkı... Dünyanın bütün balonları birleşiniz... Teknik olarak nasıl yapılmışsa Kırmızı Balon rolünün hakkını vermiş...","label":7} {"text":"Ben başka bir film mi izledim acaba ya? Nasıl bu kadar beğenilmiş bu film anlamadım bence kelimenin tam anlamıyla berbattı.. Kesinlikle tavsiye etmiyorum vaktinizi boşa harcamayın..","label":1} {"text":"Eleştirilere bakıyorumda sız gıdın osman pazarlama recep ıvedık falan ızleyın şahsen 2015-2016 yılları arasın vızyona gıren Turk fılmelerının 3-4 fılm harıcı hepsıne gıttım ve bu sene seyırcıye enerjı ve sıkılmadan ızlenecek fılm veren bır yapım olmus tabı ınsanlar cem yılmaz gıbı 10 yıldır goradakı arıfın sesınden hep aynı seruvende fılm beklıor nede olsa cem yılmaz marka fılmın 10/10 alacagını soylemıyorum ancak bu donemde aynı anda ve bu yıl ıcerısındekı turk fılmlerı arasında ılk 3 de olur bu fılm turk sınemasından eskısı gıbı cok fazla ıyı yapım bulamassınız bana gore o yuzdn konu farklı anlatılan farklı bana gore ızlenebılecek en ıyı fılmlerden bırı","label":7} {"text":"Süper oyuncularla nasıl süper kötü bir film yapılır. Bravo iyi başarmışsınız. Filmin ne başı var ne sonu. Komedi filmi çekmek bu kadar basitmi? Bu yapılan komedi değil, komiklik yapmaya çalışmak. Ki onu bile becerememissiniz. Valla rezalet. Başka aklıma çok şey geliyor ama boş ver. Sinemayı bırakında bilen yapsın.","label":2} {"text":"Kendinizi genç bir kızın rüyasının içinde gibi hissetmek istiyorsanız çok güzel bir film, sinematografiden müziklere, senaryo ve oyunculuklara kadar her şey rüya hissine katkıda bulunan niteliklere sahip..","label":8} {"text":"Her tribüncü babayiğit gibi benim de çok sevdiğim, \"efsane\" olarak nitelendirsek pek karşı çıkanın olmayacağı nefis ve etkileyici film.","label":8} {"text":"Ben bu filmi beğenmedim!","label":3} {"text":"Beğenmeyenlerin sırf aksiyon yok diye beğenmediği bir film. Felsefeyle yetinebilenler olarak beğendik.","label":8} {"text":"Film vasatın üstünde bir film. Sakin ancak sıkmayan bir konusu var. İzlenebilir.","label":5} {"text":"Gerçek özgürlük hakkında hiç düşündün mü? Başkalarının düşüncesinden, hatta kendi düşüncenden gelen özgürlüğü... Tek bir cümlesi bile saatlerce düşünmeme sebep oldu. Bu eseri sadece bir film olarak izlemeyin, içinde bulunun. O vahşeti o terörü, başka ülkelerin hasata düşüncelerinin nasıl uçsuz bucaksız bir kaosa sebebiyet verdiğini... Ve intermission kısmında araya bir kaç saat koyun. Filmi sindirin güzelce daha çok keyif alacaksınız.","label":6} {"text":"Şiddet sahneleri içermesine rağmen dünyaya demokrasi ihraç edenlerin medeniyet ve uygarlık düzeylerini görmek bakımından izlenebilir. Ne çok heyecanlı ne de çok sıkıcı...","label":5} {"text":"2 saat boyunca Merab oluyor. aşık oluyor, üzülüyor, heyecanlanıyor, mutlu oluyor ve dans ediyorsunuz... Ş a h a n e film.","label":7} {"text":"gerçekten harika bir korku filmi olmuş yani bu filmi eleştirenlerle aynı filmi mi izledim bir an tereddüte düştüm...konu çok klasik gibi gözüküyor ama gerçekten izleyici acaip gerdiği de bir gerçek...özellikle bazı sahneleri klasik olmaya aday.filmde fazlaca şiddet ve kanlı sahneler var,bu sahneler bence rahatsız etmekten çok bi korku filmi seweri çok memnun edebilir.ben filmden çıktıktan sonra o kadar gerilmiştim ki yorgunluktan zorla yürüdüğümü söylesem yalan olmaz.bence izleyin ve ben ingiliz sinema yazarlarının düşüncelerine tamamen katılıyorum,filmin afişinde de dedikleri gibi yılın en korkunç filmi.","label":9} {"text":"Yine çok sıkıcı izlerken zamanın geçmek bilmediği bir filmdi. Imdb puanı bu filme bir hayli bonkör olmuş 1 saat 55 dakikamı resmen çöpe attım sayılır. İzlememiş olmayı tercih ederdim. Dram ve geriliminde filmde işleyiş olarak başarılı yansıtılmadığını düşünüyorum. Tavsiye edebileceğim bir film değil. Filme puanım 10/3","label":2} {"text":"dün cnbc e de izlediğim bir başyapıt. o küçük çocukların fakirlikten yoksulluktan o küçücük yaşta nasıl yaşlı gösterdikleri çok dokunaklı gerçekten. puanı neden bu kadar düşük bir anam veremedim en az 8.5 olması gerekir.","label":9} {"text":"Benzer filmlerde Truman Show çıkıyor ama yakınından dahi geçemez","label":4} {"text":"Bir sanatçıyı onun sanatıyla anlatmak..","label":9} {"text":"Çok güzel bir film ve benim hoşuma gitti. Riddick' in olağanüstü yaşamında en son düştüğü noktayı anlatıyor ve kendi vatanına ulaşmaya çalışıyor. Herkese tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Bilmiyorum neden ama ben miyazakinin bu filmini ayrı bir sevdiğini düşündüm açıkcası. Ponyo ismini ilk duyan insanların verdiği tepki 'ne kadar güzel bir isim'. Ponyo yu gören ilk insanların verdiği tepki 'ne kadar tatlı'. İyi de yapmış hatta az bile. Birde benim anlayamadığım bir olay var neden anne baba yerine isimleriyle hitap ediyor bu filmde. Diğer filmlerinde böyle olmadığına eminim.","label":7} {"text":"Ron Perlman ve Doug Jones olmasa çekilecek şey değil esasında. Hikaya bir bütün olarak incelenemiyor malesef çünkü kopuk kopuk bir sürü şey tek bir çatı altında ve çok da tahmin edilebilir bir hal alıyor belli bir noktadan sonra... Kopuk kopuk sahneler aksiyon olarak son derece başarılı orası başka bir konu. Bana göre 1. filmden çok çok daha iyiydi. Ancak izleyip izlememek size kalmış ben hakikaten başka izleyecek birşey bulamadığımdan izledim. Not: O değil de... Del Torro El Labirento Del Fauno'yu altın tepside sundu, sonra artık o altın tepsiyi nereye sokuşturduysa bilemicem. Saygılar.","label":5} {"text":"Filmi internetten izledim. Film güzeldi. Özellikle de minyonların biraz daha ön planda olması iyi olmuş. Gerçi filmin senaryosu ilk filme göre zayıf kalmış ama keyiflice izleyebileceğiniz film. 3.5/5","label":6} {"text":"romantik bir film izlemek isteyenler için uygun değil. eva green'in oynadığı bir filmin kötü olma ihtimali olacağını düşünmüyorum. diyaloglar güzeldi. mutlaka izlenmeli.","label":6} {"text":"Ben filme çok ön yargıyla gittim. Çünkü; hep olumsuz yorumlar duydum ama inanın, film gayet iyi. Nejat İşlerle, Serenay Sarıkaya'nın filmine büyük beklendiyle gitmiştim ve tek kelimeyle hayal kırıklığıydı buda öyle olur dedim ama şaşırdım salonda çok kez kahkaha sesi duyuldu herkes memnun bi şekilde ayrıldı. Olumsuz yorumlara takılıp kalmayin izleyin derim.","label":7} {"text":"6 puanı geçmeyecek bir film. Sıradan bir konu zaten nerde şu gerçek hikayeden alınmıştır yazısı gördüysek orda film pek iş etmedi. Burda olduğu gibi.","label":5} {"text":"red kit; hoştu, bildiğimiz red kit, değişme yok, değişme olmaması çok güzel. konu tanıdık, herşey güzeldi... 10/8 bence.","label":7} {"text":"konu nazım himet olunca objektif bakış çok zor oluyor. film kafadan artıyı zaten alıyor. böyle büyük bir ustanın hayatı ilk kez beyazperde de ve biz çok mutluyuz. onun için bu seferlik sinematografik açıdan bakmıyorum filme ve çok başarılı buluyorum!!!","label":6} {"text":"Dizisiyle aynı çizgide gitmiş, oldukça güzel bir film olmuş. Örneğin filmin için aynı şeyi söyleyemem o daha vasattı. Ama bu film için oldukça başarılı diyebilirim. Karakterler her biriyle cuk oturdu zaten. O yüzden senaryodaki şeylere kızamıyorum çünkü karakteri gereği yapması gerekenler yer alıyor senaryoda. Eğlenceli, ışıl ışıl güzel bir romantik komediydi.","label":7} {"text":"emsallerinin en iyisi doğru ufak tefekhatalar varda iyi de kardeşim daha da iyi yokki bu filmin örneklerinden onun için çok teşekkürler ellerininize emeğinize sağlık helal olsun)","label":7} {"text":"Müzikleri filmi ayakta tutmuş diyebilirim, karakterler de evet başarılı ama hikaye çok da fazla etkileyici değil.","label":5} {"text":"ben gizem filmi izlerken sonunu önceden sezmeyi çok severim çocugunda sezemem zaten film sana neyi gösteriyosa o yönden bir fikir söylersin ama bu film farklıydı durmadan fikrimi değiştiriyodum ve finalde azda olsa yaklaştım... :D bu kadar tempolu film bulmak gerçekden zor","label":8} {"text":"2010 yılının en iyi yapımlarından olmuş. Açıkçası bu kadar iyi bir film olucağını tahmin etmemiştim. Filmde bir başrol oyuncusunun olmaması hoşuma gitti, filmi bir kişinin üzerine yıkıp da işlenmemesi filme canlılık katmış. Hemen hemen birçok oyuncunun filme katkısı olmuş. Bunun sonucunda ortaya samimi, içten, sıcak bir film çıkmış. Sırp yapımımı olmasından dolayı o güzel Balkan melodileri filme uyum katmış. Filmin konusu 1930'lu yılları anlatıyor, buda elbette filme tarihi bir hava katıyor. Tarihi filmler yapılırken en önemli konu şüphesiz yaşandığı dönemi izleyiciye inandırabilmek ve gerçeğe yakın bir şekilde anlatabilmektir. Filmde kullanılan kostümler, mekanlar özellikle statda yapılan maçlar bu konuda çok başarılı olmuş. İzlerken kendimi o yıllarda hissettim. Ben izlerken çok keyif aldım filmin imdb puanı da oldukça yüksek, filmin türü spor kaynaklı olsada yanında birçok türü barındırmakta dostluk eğlence ve aşk üzerine bir film arıyorsanız izlemenizi önerim.","label":8} {"text":"American History X'in İngiltere şubesi desem pek yanlış olmaz bu film için. Onun kadar vurucu değildi belki ama en az onun kadar duygu yüklüydü bana göre. Ufaklığın performansına diyecek yok zaten ama Stephen Graham, sen ne biçim bir oyuncusun yahu? Adamın yer aldığı bütün sahnelerde, her an kavga dövüş çıkacakmış gibi gerildim, nasıl bir halet-i ruhiyeyle oynadıysa.","label":7} {"text":"Zulüme demokrasi adı verilen bir dünyada geçen bir film...cuaron filmi kış şartlarında gerçekleştirmiş.büyük oranda kapalı ve soğuk havalarda çekilen filmde güneş ışığına hiç rastlanmıyo fakat bu durumun filmin bunaltıcı atmosferine büyük katkıda bulunmuş.fil gelecekte geçen bi belgesel gibi.kamera setteki bir insan gibi sürekli baş karakterimizi takip ediyo bu özellik seyircide gerçek zamn hissi uyandırıyo.en dikkat çeken ise filmde londra nın ateş altındaki orta doğu yu andırıyo olması..julianne moore çok kısa ama olduça etkileyici,filmin başlıca güldürü unsuru olan michael caine çok eğlenceli,filmin neredyse her sahnesinde yer alan cliwe owen oyunculuk açısından filme damgasını vurmuş... çok yakın gelecek diyorum bu film için bunlar yaşanıcak şeyler ama bu doğan son çocuk tanrının dünyadan umudunu kesmediğinin göstregesi...kesinlikle izleyin bu yılın en ilginç yapımı","label":7} {"text":"Kızılordu Fraksiyonu'nu ele almış yapıt. Dünya sol örgütleri açısından çığır açmış olan, eylemleri ve yöntemleriyle türk solu tarzını benimsemekten ziyade gerillacılığı özümsediğini göstermiş bir gruptur. ki gerek sol, gerek siyasete ilgisi olan kesimlerce sıkça tartışılan bir konudur. yani, kızılordu fraksiyonunu burada iyi ya da kötü olarak yorumlamak gereksiz ve yanlıştır. filmi film olarak ele alırsak, başarı bulduğumu söyleyebilirim. detaylara takılıp kafamı gereksiz tartışmalara yormak yerine filmin tadını çıkardım ve beğendim. siyaset, polemik başka mecraların konusu. ki, kızıl ordu fraksiyonu aptallar topluluğuydu bence.","label":1} {"text":"Filmi daha yeni izleme fırsatı buldum. Açıkçası gitmeden kafamda birçok soru işareti vardı. Ancak filmden çıktıktan sonra o kadar mutluydum ki. Demek ki biz de bu tarz filmleri çekebiliyormuşuz. Hiç dert etmeyin ve kesinlikle gidin. Çekim kalitesi, oyunculuk, hikaye vs. alanlarında son yıllarda izlediğim en güzel filmdi.","label":9} {"text":"Jack Abramoff un birnevi biyografisi olan film birebir nasıl rüşvet verilir nasıl adam dolandırılır, tekayak üstünde binbir yalan nasıl söylenir, bunu konu almış. akıcı bi film, sıkılmıyorsunuz.","label":6} {"text":"harika bir film korku ve kurgu sevenler kacirmasin derim","label":9} {"text":"biri demiş ki, bu filmdeki arabalar, serinin diğer bölümlerindekine göre epey pahalı???? nfs henüz seri olamadı malesef. bu daha ilk bölüm. hızlı ve öfkeliyle karıştıranlar var. hızlı ve öfkeli boktu, bu da laciverti.","label":0} {"text":"+18 sahneler bol. Gereksiz bir erotizm içeriyor. Onun dışında yormuyor seyrederken. İyi bir gerilim filml.","label":7} {"text":"bir peygamberin adam öldürdüğünü ve içki içtiğini bu filmde gördüş olduğum en kötü film :S","label":0} {"text":"öyle çok güzel mutlaka izlenecek bir film diyemem fakat kolaylıkla izlenebilecek bir romantik komedi","label":4} {"text":"Film oldukça başarılı ilk filmde iyiydi. Şu her korku filminde çıkıp izlediğim en kötü korku filmi tayfası bir bitin ya... Ayıptır senaryo canavar.","label":9} {"text":"Yorum yapan arkadaşlara katılmıyorum.Artık o kadar amerikan özentisi olmuşuzki türkler film yapmasın diyen insanların yorumları ile doldu artık film siteleri küfür olmayan yer gösterin dünyanın hiç bir yerinde yoktur.Bir recep ivedik göklere çıkartan biz malesef diyorum türk izleyenleri bu tür kaliteli filmlere neden daha izlemeden yerden yere vuruyorlar.Sonuç olarak Film kalitesi sinematografisi görseliği yerinde bu film için bol şanslar diliyorum.Yorum yapan kişilerde izledikten sonra buraya yorum yapmalarını rica ediyorum.Beyezperde sitesi kaliteli bir sinema sitesi izlemeden kötü yorum yapılması yalnış","label":9} {"text":"Müthiş bir Suç ve Ceza uyarlaması. Allen kendi perspektifine göre uyarlıyor tabi. Dostoyevski'nin nefret ettiği Yahudi ahlakıyla doluydu film. Sıkça bahsedilen aile yemeği bunun en güzel örneğiydi. Kinik halaya bayıldım. Filmden bir şey anlamadık, tatmin etmedi, finali kötüydü denmiş ama harikaydı. Finalde herkes hayatına devam ediyor. Tüm suçların vicdani yükü de hafifliyor. Suç ve Ceza'yı okuyanların bildiği üzere Raskolnikov vicdani yükü taşıyamaz, bedelini ödedikten sonra tanrının kollarına bırakır kendini. Filmde tam tersi ve daha gerçekçisi oluyor. Çünkü tanrı varsa da kimseyi kurtardığı pek olmuyor.","label":8} {"text":"Film gerçekten berbat ötesi bir oyunculuk var. Sosyal medyayı kullanarak sadece maddi çıkar için uğraşılmış hiç bir seyircinin ne hissedeceği film kitlesinin kimlere hitap ettiği araştırılmamış. Paranıza yazık. Türk sinema sektörünü bu berbat oyunculuklara para avcısı kişilere bırakmayın. İZLEMEYE DEĞMEZ.","label":0} {"text":"... en son geçen gün TRT'de izledim. Bu üçüncü izleyişim, daha doğrusu izleme çabam oluyor; gene yarım bıraktım, sonuna kadar dayanamadım. O yüzden iyi mi, kötü mü olduğunu söyleyemem. Kesin olarak söyleyebileceğim tek bir şey var: \"sıkıcı\".","label":4} {"text":"NPC'ler adamdır! ","label":8} {"text":"bu filmi izleyen herkes de olduğu gibi benim de film ile ilgili aklımda kalan tek şey o güzel kızın çamaşırhanede giydiği Türk bayraklı tişörttü :) boş film vesselam..","label":0} {"text":"yeni nesile köpekbalıklarının ürkütücülüğünü gösteren, bol efektli, rahatça izlenen yer yer seyircisini yerinden hoplatan bir seyirlik...(5/10)","label":4} {"text":"“Cargo”, daha önce aynı isimle kısa metrajlı bir film de çekmiş olan Ben Howling ve Yolanda Ramke ikilisinin yine birlikte çektikleri ilk uzun metrajlı (debut)sinema filmi… Kısa metrajlı ilk “Cargo”(2013) da olduğu gibi uzun metrajlı “Cargo”da da hikâyeyi Yolanda Ramke yazmış… Filmin konusuyla ilgili olarak IMDB veya Netflix’in resmi sitesine şöyle bir göz attığınızda yine klasik bir zombi filmiyle karşı karşıya olduğunuzu düşünebilirsiniz… Evet, mevzu aynı ama anlatılan hikâye kesinlikle çok farklı… Ramke aslında bize, evrendeki en tehlikeli ve en açgözlü canlı olarak bilinen insanın başrolde olduğu nefis bir yol hikâyesini anlatmış… İşin zombi kısmı ise sadece teferruat… Filmin oyuncu kadrosuna bakılınca, oldukça parlak bir kariyere sahip olan Martin Freeman hemen dikkatleri üzerinde topluyor… Ancak ne yalan söyleyelim, sadece Martin Freeman değil bebek Rosie’yi oynayan ikizler dâhil bütün kadro gerçekten çok iyi iş çıkartmışlar… Görsel efektler ve makyajlar da gayet iyi… Kurguya ve 105 dakikalık süreye zaten hiç laf yok… Kimi sahnelerde olaya, hikâyenin duygusallığını güçlendiren müzikler de dâhil olunca ortaya son derece sağlam bir seyirlik çıkmış… Yalnız burada, her zaman söylediğimiz bir hususu “Cargo” vesilesiyle bir kez daha tekrarlayacağız: Bu film de kesinlikle, yanan ve yıkılan köprüler, mantar gibi dakika başı patlayan bombalar, takla atan otomobiller, uçan tekmeler gibi bol aksiyon sahneleri ve bilgisayar mucizesi görsel efektlerle cilalanmış büyük bütçeli Hollywood prodüksiyonlarından hoşlananlara göre değil… Bu tür filmlerden hoşlananlara, ağırlıklı olarak açık alan – Avustralya makiliklerinde geçen “Cargo”nun her bir dakikası bitmek tükenmek bilmeyen bir kabir azabı gibi gelecektir… O yüzden, bu filmden kesinlikle uzak durmalılar… Tarzımız gereği, düşük bütçeyle yapılan bütün iyi işlere her zaman saygı duymuşuzdur… Bize göre “Cargo”da aynı övgü ve saygıyı hak eden iyi çalışmalardan biri… Keyifle izlediğimiz bu filmi konuya ilgi duyan herkese öneriyoruz… Umarız sizler de seversiniz, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 20 Mayıs 2018 günü saat 01.12’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":5} {"text":"sıkıcı bir film.. ben beğenmedim.. jason statham oynuyor diye fazla abartılan bir film.. bu filmden, on kat daha fazla güzel olan köpek balığı filmleri çok var..","label":3} {"text":"Çok güzel bir biyografi filmi. Ama sanki tek eksiği olayların biraz hızlı gelişmesi. Zaman kaybı olmayan izlenebilir bir film. 7/10","label":6} {"text":"Aslında sıradan birer kasaba ahalisi olmalarına rağmen her biri birbirinden farklı insanüstü özelliğe sahip insanların kesişen trajik hayat öyküsünü anlatan ve içinde yer yer aforizmik sözler bulunduran vurucu bir şaheser, Onur Ünlü'nün açık ara en iyi filmi.","label":7} {"text":"Senaryosu, İngiliz edebiyatçı Nicholas Searle’ün aynı isimi “ilk (debut) romanından” (2016) Jeffrey Hatcher tarafından uyarlanarak yazılan “The Good Liar”, yönetmen koltuğunda Bill Condon’un oturduğu bir drama… 8 Kasım 2019 tarihinde İngiltere’de vizyona giren filmin, 6.6 /10 (27.005 oy) ve 4.2/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.2/10 (164 yorum) ve 55/100 (31 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, oylamaya katılan sayılarının yeterli olmaması nedeniyle doğru fikir vermekten oldukça uzak… O nedenle bizde, Helen Mirren ile Ian McKellen’ın “üst seviye” oyunculuk performansı sergiledikleri bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, 10 milyon dolarlık bir bütçeyle Londra ile Berlin’de çekilen ve 33,85 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Jeffrey Hatcher’in uyarlamasına esas olan romanın tanıtımında BookPage.com tarafından kullanılan, “Patricia Highsmith’in (sinema filmleri de yapılmış olan) Mr. Ripley serisi kitaplarını seviyorsanız… Bu da gerçekten mükemmel bir ilk (debut) biçimindeki sözcüklerin doğruluğunun bir kez daha kanıtlandığı “zekice kurgulanmış” bir senaryoya sahip olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Öyle ki, Betty McLeish (Helen Mirren) ile tanışır tanışmaz başrolün diğer karakterleri Roy Courtnay (Ian McKellen) adına, işin içinde ters gitmekte olan bir şeylerin bulunduğunu hemen fark etmenize karşın, filmin sonuna kadar “kimin elinin kimin cebinde” olduğunu anlayamadığınız gibi farklı gelgitler ile biraz garip bir hal de almaya da başlayan bu belirsiz durum, oldukça uzun bir süre böyle de devam ediyor… Yalnız işin daha da ilginci, bu karmaşa içinde bir ara filmin masumane bir biçimde, “Ocean’s” serisi filmlerdeki gibi biraz da gülümseten tarzdaki hikâyelere evrileceğini düşünürken, birdenbire işin içine yılların intikamının da dâhil olduğu trajik bir şokla karşı karşıya kalıyorsunuz… Elbette gizem dolu bu karmaşanın lezzetli bir sinema diliyle sunumunda, pek çok “ters köşe” ile dolu olan söz konusu senaryo kadar canlandırdıkları “Betty” ve “Roy” karakterlerini renk vermeden oynayan Helen Mirren ile Ian McKellen’ın katkıları da oldukça büyük… Olaya birde, “Inglourious Basterds” (2009) üzerinden Tarantino’ya selam, izleyiciye de yaşanılacak olaylara dair (ancak film bittikten sonra “şapka çıkartılabilecek”) gizli bir mesaj da gönderen Condon’un teknik tercihleri açısından da bakılacak olursa… Onun da yola bu filmde de “Kinsey” (2004), “Dreamgirls” (2006) ve “Beauty and the Beast” (2017) gibi filmlerde de birlikte çalıştığı görüntü yönetmeni Tobias A. Schliessler ve editör Virginia Katz ile birlikte devam ettiğini görürüz… Ki, bu da aslında bize göre, Mirren ve McKellen’ın yanı sıra Condon’un elini rahatlatan ikinci önemli faktör olmuş filmde… Filmin, 13 dakika 49 saniyelik bölümündeki sahnesinde, Türk izleyicilerinin dikkatini çekecek olan bir görüntü var… Ne mi? Tabii ki, “Betty” ve “Roy”un buluşmak için gittikleri fakat kapalı olduğu için içine giremedikleri mekânın üzerinde, “Ayvalık Restaurant” “Ocakbaşı Meze” yazıyor olması… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden”, farklı bir bakış açısı ile yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; “İyi film izlemek bizim de hakkımız” diyen sinemasever dostlara, “Sağda solda yayılan gereksiz söylentilere çok fazla kafa yormadan Bill Condon gibi sinemada belirli bir seviyeyi yakalamış olan yönetmenlerin filmlerini de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmak isteriz… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler…","label":5} {"text":"macera dolu bir animasyon.hızlı ve heyecan dolu.Çok başarılı.ama puanın düşük olmasına üzüldüm.Zaten animasyonda ki üçlüye bayıldım;jim,Morph ve robot.Ben bunlara süper üçlü derim.Zaten mor baloncuk Morph ye bayıldım.süper bir yaratıktı.Ben de ondan istiyorum :(","label":7} {"text":"Doktorun yanlış müdahalesi sonucunda bebeklikten itibaren zeka özürlü olan ve annesinden başka kimsesi olmayan bir adamın, azim ve inatla elde ettiği başarı hikayesi. Üstelik gerçek bir hayat hikayesinden alıntılanmış. Senaryoda da payı bulunan William H. Macy, zihinsel özürlü Bill Porter karakterini öyle bir canlandırmış ki yani gerçek olsa bu kadar olurdu. Filmi tek başına almış götürmüş. Bazı bölümlerinde Tv filmi havasını vermemiş olsa beğenimi daha fazla kazanabilirdi ama yine de izlenmesi gereken bir film diyorum.","label":7} {"text":"verdiğim 23 liraya yazık. ilk 5 dakikasını zor izledim. p@rn@ filmlerinin başlangıcı gibiydi bütçe 100 tl falandı herhalde.","label":0} {"text":"Mickey rourkea oscarı vermeleri gerekirdi. oyunculuğu ile beni etkilemeyi başardı.. Bu tip sporlara olan merakımdan söylemiyorum, sinemaya olan merakımdan söylüyorum 8/10","label":7} {"text":"Kayıp Balık Dory herkesin sevebileceği bir animasyon filmi çok beğendim. İlk filmi 6. yaşındayken izlemiştim. Film bizlere çok güzel öneriler veriyor Film Amerika da çok beğenilip ve hatta çok iyi bir gişe elde etmiştir. her yaştan herkese öneririm. Filmi hatta Annemle birlikte izledim annem dedim kayıp balık dory çıkıyormuş diye hemen gidelim dedi . İşte herkesin gidebileceği film budan geliyor. Filmin akışı dramı çizimi her şeyi iyi idi. Sadece neden böyle biraz karanlık yapmışlarsa suyun içini onu alamadım o yüzden biraz o tarafı kötü olmuş . Tabi bazı ufak tefek hataları da var ama tam işte bu puana uyuyor filme puanım 10/8.5. Not : şuan bir sinemaya gitmek isterseniz Kayıp Balık Dory dir.","label":8} {"text":"soluksuz izliyeceksiniz,bunu kesin temin ediyorum. çok iyi bir gerilim filmi. muhakkak vakit ayırın.","label":8} {"text":"Sabun köpüğü. Filmde pek bir şey olmuyor. İş arıyorlar, iş buluyorlar, işten çıkarılıyorlar ve çalışmakla ilgili boş mesajlar vermeye çalışıyorlar. Espri kalitesi oldukça kötü. Anna Kendrick her zaman olduğu gibi esas kız olamamış. Gerçi pek başrol gibi de değil. Miles Teller ve Bryan Cranston götürüyor.","label":4} {"text":"GERÇEKTENDE TİPİK BİR ROMANTİK KOMEDİ. ÖZELLİKLE MÜZİK KULLANIMI ÇOK İYİYDİ. JİP, LİMUZİN VE MOTORSİKLETİN ARKA ARKAYA GEÇERKEN YADA JENNIFER LOPEZ'IN SUTÜN ARKASINDA KOŞTURUP SUTÜNSUZ YERLERDE YÜRÜRKENKİ MÜZİK KULLANIMA DİKKAT! GERÇEKTEN BAŞARILI. FİLM İSE JENNIFER LOPEZ'IN İYİ OLMAYAN OYUNCULUĞUNA RAĞMEN, ROMANTİK KOMEDİ OLDUĞU İÇİN GAYET GÜZEL İZLENİYOR. AMA 1 SAAT SONRA HATIRLAMIYORSUNUZ BİLE. EKRANDA GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL BİR YÜZ GÖRÜP, AKIP GİDEN, ZORLAMA OLMAYAN AMA KLİŞE DOLU BİR HİKAYEYE DE KATLANIRIM DİYORSANIZ İZLEYİN. FİLMİN İLK 15 DAKİKASINA DİKKAT. DÜĞÜN HAZIRLIĞI KISMI GERÇEKTEN ÇOK İYİ BİR AÇILIŞ SEKANSIYDI :)","label":9} {"text":"Oyunculuk görsel efekt oldukça iyi ama son üçlemede konular çok farklı ayrıca Palpatine ölmediyse Luke ve Anakin (Vader) başarısız olmuş demektir bu çok saçma","label":6} {"text":"Filmi DVD’ye takdığımda büyük bir beklenti içinde değildim.Billy Bob Thornton filmi olmasına bakarak izlemek istedim biraz da...Film bana göre tek kelimeyle harikaydı.Thornton gerçekten çok büyük oyuncu.Sadece Thornton değil üstelik iyi oynayan, diğer oyuncular da (pek tanınmış olmasalar da) çok iyiydi.Filmin konusu biraz tanıdık bir hikayeydi ama kurgusunu beğendim filmin.Tabi oyuncuların da payı büyük bunda...Son olarak, filmin adı neden 'Acemi Öğrenci Avcı Öğretmen' olarak Türkçeye çevrilmiş anlayabilmiş değilim :)) Filmi izledikten sonra az çok anlaşılıyor niye bu şekilde Türkçeleştirildiği ama yine de 'zorlama' bir isim gibi duruyor...","label":7} {"text":"Maalesef beklentileri karşılayamayan bir film..","label":3} {"text":"Çaykovskinin (Tschaikovsky) muhteşem keman konçertosu eşliğinde nasılda anti-komünist ve İsrail propagandası kokan bir film izlenir sorusuna cevap bulmak istiyorsanız güzel bir seçim.","label":4} {"text":"çabucak biten filmlerden. filmin konusu- sonu gayet tahmin edilebilir ama çok tatlı bir film olmuş.","label":6} {"text":"Her insanın bir dosta ihtiyacı olduğu bir gerçek. Bu durum toplumdan izole olmuş bir prenste olsanız değişmiyor. Prens en büyük kusuru olan kekemeliğiyle başa çıkmaya çalışırken, aslından en çok ihtiyacı olan şeye kavuşuyor, yani bir arkadaşa, ona inanacak birine. Film Prens ve terapisti üzerine kurulu olduğundan, kraliyet ailesinden bahsetmesine rağmen resmi bir havada değil, daha içten ilerliyor. Colin Firth sonunda kendi için uygun rolü bulmuş. Adamın havasında asalet zaten var. Rolde \"cuk\" oturmuş üstüne. Kostümler, mekanlar, yönetmenlik, oyunculuklar çok iyi yani her anlamda kaliteli bir film var karşınızda. Benim gibi Pride&Prejudice hayranları için ufak bir not;filmde yıllar sonra Colin Firth ve Jennifer Ehle ufacıkta olsa bi sahneyi paylaşıyolar. Bu kareyi gördüğüm için bile filmi çok beğenmiş olabilirim :p","label":8} {"text":"Umarım devamı gelmez. Olmamış bu.","label":6} {"text":"Coenlerin benim için şu ana kadar ki en iyi filmi.Mesaj o kadar ustalıkla verilmiş ki şapka çıkarmamak elde değil.Aldığı adaylığı sonuna kadar hak eden bir film olmuş.Kardeşlerin ellerine sağlık","label":6} {"text":"Öncelikle büyük emek var yani istanbulun birkaç semtinde çekilip servis edilmemiş böyle yapıp da bir aşk filmiyle daha fazla kazanabilirlerdi ama amaç milli duygulara ve değerlere vurgu yapmak olduğu için bu filmi en az 10 milyon kişi izlemeliydi bence çünkü yeri geldi mi milliyetçilikte mangalda kül bırakmayan bu filmi kesin izlemeliydi..Filme gelirsek gerçek bir öyküden gelen bir senaryo o yüzden bir şey diyemeyiz fakat kurguda karşı tarafa aktarımda sorun var ve biraz yavan kalmış yardımcı roller ve karakter diyaloğları daha güçlü olmalıydı. ne kadar filmin içine girmek istediysem film beni dışarı itti tam haz alamadım..Çatışma sahneleri başarılı diyebilirim.Sonuçta böyle emeklerle çekilen ender filmlerden birisi olduğu için desteklenmeli ki daha profesyonel ve başarılı filmlerimiz ortaya çıksın.","label":6} {"text":"Aşk acısı çekiyorsanız özellikle filmdeki gibi yeni ayrıldıysanız sevgilinizden izleyin kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Kendinizden bir şeyler bulduğunuz içinde karakterin yaptığı şeyleri kendi hayatınıza çözümleyip çıkış yolu arayacaksınız ama ne yazık ki başta verdiği o etkiyi sonda veremiyor ve hiçbir şey çözülmüyor hayatınızda.","label":7} {"text":"Şimdi gözüme çarptı da geçmiş zamanın birinde izlediğimi hatırladım. Yalnız film hakkında aklımda tek kalan ya da hissettiğim duygu diyeyim gecenin köründe yayınlanmaya başlamış bu filmi ha bitti ha bitecek dur sonunu göreyim şu reklamda bitsin şeklinde izleyip bitirdikten sonra hay ben aklıma ne yapayım uykusuz kaldığıma mı yanayım saatlerimibu filmleboşaharcadığıma mıyanayım boşa harcadığım saatleri uykusuz geçirdiğime mi yanayım şeklinde içinden çıkılmaz düşüncülere sevketmesidir.","label":0} {"text":"Hikayenin kaynağı nereden bilmiyorum ama bana inandırıcı gelmedi film. Kafamda o açıdan soru işaretleri bırakmasının yanında, öne çıkan Fransız filmlerinin o gizli ırkçı -göçmeni sevmeyen- çirkinliğini de barındırıyor. Amerikan filmlerindeki zenci kalıbı gibi bir anlayış var, özellikle Müslümanlara karşı. En bi masum, romantik Fransız filminde bile gördüm bunu.","label":5} {"text":"milenyum üçlemesi bu ikinci filmide sonderece güzel olmuştu. farklı öyküsü ve anlatımının dobra oluşu gerçekten seyretmeye değer..","label":8} {"text":"Eleştimenler ve Amerikalı izleyici tarafından gereğinden fazla şişirilmiş bir film ''Argo''. Seyir zevki açısından özellikle filmin ikinci yarısında sürükleyici ve gerilimi yüksek bir iş ortaya çıkarmış Affleck. Ancak filmin politik dili oldukça sorunlu. Zaman zaman muhalif tavır takınsa da film genelinde fazla Amerikancı ve Holywood kokuyor. Filmin bir diğer zayıf yönü (ki bence en zayıf tarafı buydu) rehineleri yeteri kadar tanıtmamaları. Onları seyirciye yeteri kadar tanıtıp, seyircinin onlarla özdeşleşmesini sağlayamazsanız bu kaçış planı seyircinin çokta umurunda olmuyor işte. ''Bunlara takılmam, benim için filmin seyir zevki önemli'' diyorsanız gidin filmi izleyin. Sürükleyicilik açısından fena bir film ortaya çıkmamış.","label":6} {"text":"Senaryosunu da Darryl Ponicsan ile birlikte Ponicsan’ın aynı isimli romanından (2005) uyarlayarak yazan Richard Linklater’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Last Flag Flying”, yeniden bir araya gelen üç eski Vietnam gazisi dostun “uzun ve sıkıntılarla dolu” yol hikayesine odaklanıyor… Birilerinin çıkarlarına hizmet eden savaşlara ve o savaşlarda pisi pisine hayatlarını kaybeden insanlara ilişkin olarak verilmeye çalışılan mesajlara ait eleştirilerimizi en sona bırakarak filme biraz daha yakından bakalım istiyoruz… Aralık 2003… New Hampshire Portsmouth’da yaşayan Larry “Doc” Shepherd (Steve Carell), Salvatore “Sal” Nealon’ın (Bryan Cranston) mekanına girip birasını yudumlamaya başlar ve birden Sal’e, “Hatırlamadın mı beni?” diye sorar… Nasıl hatırlamasın Sal “Doc (doktor)” lakaplı 19 yaşındaki genç donanma sıhhiyesini… Bar taburesinde oturan O'Toole (Jeff Monahan) dönerek seslenen aynı Sal, Doc ile Vietnam’da aynı devredeydik der… Beraberce barda sabahlarlar ve uyanır uyanmaz da Doc’ın Sal’e göstermek istediği “sürprize” doğru yola koyulurlar… Vardıkları yer bir Babtist kilisesidir… Karşılarında da Sal’in ifadesiyle, eskiden birinci sınıf alkolik, kumarbaz ve çapkın bir serseri olan ancak şimdi cemaatine Pazar vaazı veren Rahip Richard Mueller (Laurence Fishburne) bulunmaktadır… Karısı Ruth’da (Deanna Reed-Foster) oradadır… Sal, tek tabanca takılan müzmin bir bekar… Karısı Mary’i meme kanserinden 2003 Ocak ayında kaybetmiş olan Doc’ın, Larry Jr. (Samuel Davis) isimli bir oğlu da mevcuttur… Fakat iki gün önce geçtiğimiz yıl orduya katılan oğlunun Bağdat’ta bir “baskında” öldürüldüğü haberini almıştır ve 30 yıldır görmediği kadim dostlarını asıl bulma nedeni de kendilerinden, oğlu için “Arlington Şehitliğinde” düzenlenecek cenaze törenine katılmalarını istemektir sadece… Sal, “tamam” der hemen… Mueller’i de Ruth ikna eder ve yolculuk başlar… Birden yeni istikamet Dover Hava Kuvvetleri Üssü olur… Ulaştıklarında, cenazelerin üsse sabah geleceğini öğrenir ve konaklamak üzere salaş bir otele giderler… Ertesi sabah Albay Wilits (Yul Vazquez) cenaze sahiplerini teker teker dolaşarak onlara “tuzu kuru” ABD Başkanının baş sağlığı mesajını iletmektedir… Yalnız Larry Jr. ölüm nedeni babasına anlatıldığı gibi değildir… Bağdat’ta yaşananların perde arkasını, kıdemsiz Onbaşı Charlie Washington (J. Quinton Johnson) önce Sal ile Mueller’e sonrasında da (Sal’in baskısı ve Albayın izni ile) Doc’a anlatır… Ve o andan itibaren de Doc’ın aldığı ani karar üzerine önceden planlanmış olan olaylar dizisinin seyri birdenbire değişiverir… Henüz dakika 40 ve geride izlenmeyi bekleyen kimi “komik” (erkekler arası sohbet), kimi de “hüzünlü” anlar içeren 80 dakikalık koskocaman bir bölüm daha mevcut… Evet mevcut olmasına mevcut da… Gelelim filmde, dünyanın dört bir tarafında fakirlere anlatılan “şehitlik masalı” hususuna… ABD’li “petrol tekellerinin” Ortadoğu’daki çıkarlarını korumanın yanı sıra “silah sanayiinin” çarklarının işleyişinin devamını sağlamak amacıyla binlerce kilometre uzaklıktaki bir coğrafyaya savaşmak üzere yoksul aile çocuklarının (gönüllü veya zorunlu olarak) gönderilmesinin adı nasıl “vatan savunması” ve bu uğurda ölmek de “şehitlik” olabilir ki… Bir barda Saddam’ı TV de gördüğünde Doc’ın, “Ben bir o iki tane (oğul) kaybetti” dediği ve Başkan Bush’a dokundurduğu sahne bile bu pisliği temizlemeye yetmiyor… Peki, filmde düzgün yapılmış hiç mi bir şey yoktu? Olmaz mı? Eğer hayatı (söyledikleri en basitinden “H2O : Su” gibi her koşul ve evrenin her köşesinde test edilerek kanıtlanabilen) “pozitif bilimleri” kendine rehber edinerek sorgulayanlardansanız, Sal’in Mueller’in gözünün içine baka baka, “cennet” ve “tanrı” kavramlarını masaya yatırdığı sahnelere de tek kelime ile “bayılacaksınız” … Henüz izlememiş olanlara, belki konusu için değil ama canlandırdıkları karakterlerin “Jimmy Hightower” adında çok özel bir “sırları” da bulunan Cranston, Fishburne ve Carell üçlüsünün performansları sebebiyle önerebiliriz bu filmi… Keyifli seyirler,","label":4} {"text":"Çok abartıldığını düşünüyorum. Müzik kullanımının iyi olduğunu söyleyebilirim. Onun haricinde benzer kategorilerden Guy Ritchie'nin Snatch veya Lock, Stocking,...& gibi işleri çok daha üst düzey. En azından belli bir tarzları var. Burada da yönetmen Kevin Garnett ve The Weeknd gibi popüler isimleri de dahil ederek bir şeyler yapmaya çalışmış fakat başta Sandler kaynaklı olmak üzere filmin geneline bir 'iticilik' hakim ne yazık ki. İzlememek için direndim, sonunda bir bakayım dedim, pişmanım.","label":3} {"text":"çok karışık bir film çorba gibi olmuş yani ama sevimli karekterlerin olması çok az da olsa izletti kendini","label":3} {"text":"Türk Sinemasına 'gişe rekoru' kavramını getiren ve Aralık 2008 itibari ile hala Türk Sinema tarihinin en çok izlenen 3.filmi konumunda.Yalın ve gerçek hayattan alınan hikayesi ile Yılmaz Erdoğanın her zamanki gibi komedi ile dramı müthiş uyuşturması sonucu ortaya çıkan harika yapım...9/10...","label":6} {"text":"Bizlere tüm karakterlerini beden+ruh olarak sunan vicdanlı yönetmenin savaş filmi. İlk kez bir adam öldüren askerin sorgulamaları vs. bir yana -saçma olacak belki- karısını dehşetengiz bir tutkuyla seven asker dağlamıştı yüreğimi.","label":8} {"text":"Tam bir Amerikan ordusu propagandası. Yinede izlemesi.....Eh işte..... Puanım 2.5/5","label":4} {"text":"Porno izlemek isteyene Porno filmi film izlemek isteyenlere şahsi görüşüm kült bir film olmasıdır senaryo bağımsız ama bunu pek ilan edememiş yinede hojdır beğendim","label":7} {"text":"yine ryan gosling yine ortalama bir film! izleyecek hiç bişey bulamadığınız da izlenecek, listenın alt sıralarında olmaya aday bir film. bi kere hiç bir gerçekçiliğinin olmaması beni tamamen komediye yöneltti, dram göremedim : çünkü şişme bir kadını hiç bir kasaba bu şekilde kabullenemez, herkes şişme kadın gerçekmiş gibi davranamaz. bu kasabada hiç mi gıcık karakter yok herkes mı sevgi pıtırcıgı da karakterimiz Lars ı ve şişme sevgilisini bagrına basıyor :) bu kadar hayattan kopuklukla dram olamaz.","label":5} {"text":"Bazı gereksiz dialoglar ve Cem Yılmazın boş lakırdısı filmi komedi unsurundan çıkarmış. Yer yer göndermelere güldüm sadece.","label":7} {"text":"serinin hiçbiri hayalkırıklığı yaratmadı.filmin olağanüstü gidişatı var,çok kaliteli ve dolayısıyla çok gerçekçi.","label":7} {"text":"Film beni etkiledi. Filmin çekildiği Ödemiş gibi küçük Ege kasabalarına bayılırım. Görsellik açısından bu ok. Ama Mehmet Günsürlü sahneleri daha çok olmalıydı bence.Yaşadıkları aşkı, anılarını ve paylaşımlarını daha çok tutmalıydılar.Bir de Zeynep farahın oyunculuğunu çok da beğenmiyorum, Bir küçük eylül meselesinde de çok yetersizdi bence. Bu filmde anladım ki kadının sesi oyunculuğundan çok çok daha güzel.Filmdeki tüm şarkılarını kendisi bizzat seslendirmiş, bu açıdan tebrik ediyorum; ama oyunculuğu bana göre kötü...","label":7} {"text":"her yönüyle bir başyapıt...fakat uzay filmleri severlere uyarı; filmde aksiyon sahneleri beklemesinler...ingmar bergman ın filmlerini sevenler bu solaris'i kaçırmasın... bu başyapıt hakkında elbette söylenecek çok şey var; ancak ridvans filmi gayet güzel yorumlayıp hakkını vermiş...","label":7} {"text":"Ben bu filmi çok beğendim.İzlerken hiç ama hiç sıkılmadım.","label":8} {"text":"Film izlerken kendinizi orada hissetmelisiniz. Oradaki şartlar ve koşullarla. Doğaüstü güçler ve uzaylılardan bahsediyor. Kaldı ki Dünyanın sonu hakkındaki finalin gerçekleşmesi bilimsel olarak muhtemel. Güneşteki bunun gibi bir patlama olursa herkes iptal. Başka bir senaryo daha var: Güneşin ısınması. O zamanda güneşe bizden daha uzak olan gezegenler Dünya koşullarında olacak. O zamanda taşınmak gerekecek :) E öyle bir şey olması halinde ne olabileceğine ilişkin bir fikir veriyor en azından. Perdenin 'izleyenler' tarafındaki kurallara göre filmleri irdelerseniz boşuna kendinize ve çevrenizdekilere eziyet etmezsiniz inancındayım. Filmi izlerken oradaki kuralları esas almak lazım. Bir nevi nuhun gemisine atıfta bulunulmuş işte. Örnekler alınıp başka bir Dünyaya salıveriliyor. Sıkılmadan izlenir. Sahneler güzel mantıkta güzel. Saygılar...","label":7} {"text":"Birçok kişinin yazdığı gibi ben de aynı sıfatları kullanacağım bu film için: Samimi, iç ısıtan bir film. T. Kazaz'ın karakteri ne güzel bir karakterdir öyle. İnsan etrafında, yanında böyle insanlar olmasını istiyor. Ali'nin mertliği, haksızlığa gelemeyişi, hakkını savunması hoşa giden, imrendiren, cesaretlendiren bir tutum ama vatandaş devleti temsil eden kişilerin her zaman haklı çıkarılacağını yaşayarak tecrübe ettiğinden devlet karşısında hep boynu kıldan ince. Hemen Kemal Sunal'ın Kılıbık filmi geldi aklıma. Ushan Çakır'ın sesi anlatıcı olarak gayet başarılı. Dedemin İnsanları'nda da başarılıydı. Son söz Kenan İmirzalıoğlu filmi sırtlayıp götüren bir karizmaya sahip kesinlikle. Baştan sona çok iyi oynuyor.","label":7} {"text":"Askeri bürokrasi düzeninde iyi bir sorgulayıcı ve sistem eleştirisi film. Filmdeki savaş karşıtlığı mesajının yanı sıra görsel ve oyuncu performans kalitesi de bir o kadar yüksek düzeyde.","label":8} {"text":"gayet güzel bir film.insanlara çok anlamlı mesajlar veriyor.nicolas cage kusursuz her zamanki gibi.ama ben filmin başından nicolas cage’nin rüya gördüğünü anladığım için beni konu fazla sürüklemedi.size tavsiyem konusunu fazla okumadan izleyin çünkü kolay tahmin ediliyor film.birde keşke tea leoni yerine daha güzel birini koysalardı benim fikrimce.onun dışında merak edenler bir göz atsınlar derim.8/10 saygılar.","label":7} {"text":"köpek sabır gerektiren bi hayvanmış onu anladım ama öyle bir köpeğim olsa anında geri verirdim çünkü sonuna kadar kendinden ödün vermedi hayvan :D ailece ilenebilir bir film iyi seyirler../7","label":6} {"text":"yemek yerken izlemeyin","label":6} {"text":"Harika bir senaryo ve bir o kadar da sinir bozucu. Sinir bozucu kelimesinden olumsuz anlam çıkarmayın. Film insanın sinirlerini bozuyor ama içine alıp götürüyor ve şaşırtıyor","label":7} {"text":"bu ne saçmalık ya ben bu filmi geçen sene dvd den izlemiştim.şimdide sinemadamı gösteriliyor.garip doğrusu...","label":7} {"text":"filmin sonunda der ki: \"hollywood tarzı bir son değildi ama olabilirdi.\" olsa bu kadar etkileyici olmazdı bence! bu kadar gerçeküstü bir hikayeyi bu denli basit bir dille anlatmak pek hollywood tarzı olmazdı zaten. film akışıyla, anlatım tarzıyla resmen insanı büyülüyor. gizemini korurken sizi strese sokmuyor, aksine verilen tatlı duygular elle tutulacak kadar yaşıyor. tarafımdan anlatılamıyor, siz izleyin belki anlatabilirsiniz..","label":6} {"text":"politik bir film olması yahut TRT için çekilmiş olan bir televizyon filmi olması sizi yanıltmasın iyi bir yapım 12 Eylül faşizminin herkesi ve her kesimi acıtan yönünü vurgulayan bir film 8/10","label":7} {"text":"Sağlam bir senaryo ve iyi oyunculuğa sahip filmde herkes haklı... mı? Kan, kan ile mi yıkanır? Her coğrafyanın her ülkenin zencileri var. Yaşadığımız coğrafyanın zencileri kim? İğne kendimize çuvaldız başkalarına. Azıcık empati iyi insan olmanın gereği... 85/100","label":8} {"text":"alıştığımız nazi almanyası filmlerinden farkı savaşa gideni değil geride kalanları anlatması. orjinal bir konu fakat beni rahatsız eden tek şey filmde ingilizce konuşulması.","label":7} {"text":"Düşük bütçesine karşın göz dolduran oyunculuk, kamera ve öyküsüyle; hoşgörü, önyargı, eşcinsellik gibi kavramları sorgularken koyu Katolik Hırvat toplumunda yaşanabilecek sıra dışı ne olabilir ki sorusuna, yer yer mizahi, yer yer vahşi ve akıcı bir dil ile dolu dolu yanıt veren çatlak bir film... 80 /100","label":7} {"text":"Filmi genel olarak beğendim.. ama aksaklıklar göze batıyordu özellikle senaryo açısından.. başroldeki 2 karakter arasındaki o büyük aşk hangi ara nasıl oluştu anlayamadım.. bu önemli aşama çok yüzeysel geçilmiş.. bunun dışında gizemli final güzeldi.. oyuncular çok başarılı özellikle berk hakman.. eksiklerine rağmen izlenmeye değer bence.. 8/10","label":9} {"text":"İlk filmlerdeki kadar etkileyici olmasa da kaliteli bir yapım.Senaryo güzel.Görsel efektler iyi. Tavsiye ederim.","label":7} {"text":"senaryo iyi,filmide iyi olur heralde","label":4} {"text":"http://www.turkcealtyazi.org/mov/0107504/mans-best-friend.html","label":8} {"text":"Çok güzel bir komedi. Komedi adı altında izlenen birçok filmden iyidir. Katolik, muhafazakar İtalyan dünyasına alaycı bir eleştiri getirmiş yönetmen.","label":7} {"text":"Ne desem bilemedim... Pettyfer konusunda Beastly filminde de emin olamamıştım, hala da değilim. Karizma olabilir, bazıları yakışıklı bulabilir. Ancak genç bir Depp, Cruise, Pitt ya da Gosling geliyor aklıma her nedense. Tabi bu iş biraz tersten oluyor. Çünkü açıkçası beni kendine hayran bırakan bir oyunculuk ışıltısı bulamadım 2 filmdir. Onun dışında tipler, hikaye çok iyiydi. Sahneler son derece başarılı. Olypanth biraz sönük kalmış. Çok daha iyi performanslarını gördük. İzlenir mi derseniz, değişik ve sıkıcı olmayan bir şey izleyeceğiniz kesin.... 60/100 Yalnız ben böyle sonsuz biten ve bunun hiç bir amaca hizmet etmediği filmleri de hiç sevmem. 2. si çıkmayacaksa... ben sevmiyorum böyle bitişleri. Aşırı klasik oluyor ne bileyim :)))","label":5} {"text":"sahneler fazla gerçekçi geldi bana. 3 kere kusmanın eşiğinden döndüm. çoğu sahneye bakmadım, bakamadım. aslında ilk defa görüğüm şeyler değildi sahneler ama bu filmde çok farklı geldi. sanırım sahnelerden çok sahnelerin ortaya çıkış nedeni beni rahatsız etti. çok hastalıklı bir film. bildiğim kadarıyla filmde hayvanların öldürüldüğü sahnelerde hayvancağızlar gerçekten öldürülmüş. reklam amaçlı böyle söylentiler çıkarılmış da olabilir, emin değilim.","label":6} {"text":"Sakın gitmeyin ben böyle saçma bi film görmedim paranıza yazık ivana ile film taşımaya çalışmış bi ara Kalkıp gitmeyi düşünüyordum İlker ayrık malesef beklentiyi karşılayamadın ivanın dediği gibi bizimle değilsin","label":0} {"text":"İzleyerek çok bir şey kazanmazsanız, izlemezseniz de bir şey kaybetmezsiniz. Sıkıcı bir film değil ama yavan bir işleyişi var. Alt metin olarak verilmek istenen mesaj güzel ama film çok da şey vaad etmiyor. Ben nedense Körlük romanını anımsadım filmi izlerken.","label":5} {"text":"Uzun zamandır,sinemaya gitmiyordum ve bu film de iyi ki gitmişim dediklerinden...Filmi hiç sıkılmadan,keyifle izledim,olumsuz yorumlar başta beklentimi düşürmüştü ama ben filmi çok beğendim..İnsana hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını,bizi üzen her sonun ardından yeni bir başlangıcın yapabileceğini,insanın bir şeyleri planlarken,kendi hayatının,kendisinin değerli olduğunu gösteriyor..Hande Doğandemir'de bu filme çok uymuş,başkası olamazdı her halde...Kısacası izleyin derim,eğer kafanız dağılsın,neşemiz yerine gelsin diyorsanız...Hepimizin deşarj olmaya ihtiyacı var!","label":8} {"text":"'Heroes' dizisinin yolundan giden ama ne onun kadar akıcı, nede onun kadar sağlam bir kurgusu olan, sıkıcı ve bitsede salondan çıksak,diyeceğim bir filmdi.","label":0} {"text":"[spoiler]Murat Şeker'in filmlerini herzaman beğenirim. Kesinlikle izlenir.[/spoiler]","label":9} {"text":"90'lar zamanındaki filmlere benzese de aileyle birlikte izlenebilecek hoş bir film olduğunu söyleyebilirim.","label":4} {"text":"Sonu gelmeyen siddet sarmalini cok guzel anlatan destansi bir film. Yer yer acik mesaj kaygilari gutmesi seyredeni temadan koparsa da ozellikle sondaki tasli-kilicli uzun kavga sahnesi oldukca etkileyici. Jackie Chan'i da uzun muddet sonra dramatik bir rolde izlemek keyifliydi.","label":6} {"text":"filim yalnızlık ve kaybetmek üzerine, ama ben filimde yalnızlık yaşayan ve kaybeden birisini göremedim. Galiba yalnızlık o kadar sıkıcı ki yönetmen senarist gerçek yalnızlığı gerçek kaybetmeyi çekmeye cesaret edemedi. Ayrıca başröl oyuncuları kaybeden değil kaybetme edebiyatı ile kendilerine fayda sağlayan, yani kaybedenleri bir nevi sömüren, sözde kaybeden kişilerdi.","label":8} {"text":"Bu kadar sevmediğim adama bu kadar güleceğim aklıma gelmezdi :)","label":7} {"text":"Jodie Foster’ın oyunculuğu yine çok iyi. Film insanın hayatında bir anda ne kadar değişebileceği gerçeğini güzel yansıtmış. Herkesin başına gelebilecek şeyler bunlar. O anlamda gerçekçi bir film. Finali her ne kadar biraz hayal ürünü gibi olmuşsada yinede güzel bir film. Zevkle izleyebilirsiniz.","label":6} {"text":"Stalingrad filminin yönetmeninden hiç beklemediğim derece kötü bir film. Filmin bir tek güzel sahnesi vardı o da; Wehrmacht subayı ile SS subayının birbirlerine silah çektikleri sahnedir. O da zaten 1 dakika sürdü sürmedi.","label":3} {"text":"Macera türünde baz alırsak genel olarak başarılı buldum. Ara ara mizah içeren diyaloglara yer verilmesi ve diyalogların sıkıcı olmaktan uzak olması izleyici rahatlatan etkiye sahip. Filmin tür itibarıyla bilim-kurgu kategorisinde yer alması da yerinde olmuş; çünkü bilimsel gelişmeler bu filmde de sıkça gün yüzüne çıkarılmakta ve teorilere sıklıkla yer verilerek başarılı bir şekilde işlenmiş durumda. İzlemeye değer bir film olduğu kanaatindeyim. İyi seyirler.","label":7} {"text":"falla ben filmi begendim bu puanı da haketmiyorbence10/7","label":6} {"text":"Gişe Memuru filmindeki Afar ve Hasanlar köylerinin bu filmde de geçiyor.","label":6} {"text":"Tek kelimeyle harikaydı 👏👌 Acı gerçekler ve insanı derinden sarsan bir hikaye,bir konu.Hakettiği değeri kesinlikle görmeyen bir yapım,önce kendim izledim sonra tüm çevreme izlettim herkesin hayatında bir kere de olsa izlemesi gereken bir film bu. Kesinlikle izleyin izlettirin ki zaten izleyince başkalarına da izletmek isteyeceksiniz.Başrolde gördüğümüz çocuk oyuncu Zain gerçekten çok çok iyi bir iş çıkarmış çok güzel bir çocuk geleceği de parlak olsun🙏Hele ki siyahi bebek bak bak doyamazsınız o kadar güzel ki🖤Oyuncular olayları seyirciye geçiriyor çok maliyetli olmayan ama yüksek kalite de bir yapım.Emeği geçenlere teşekkürler 🙏","label":9} {"text":"Ken loach'un tarzına biraz uzak bir film. Ama bence en iyi filmlerinden biri. Kerkenez vahşi ve eğitilmesi zor bir kuşken aykırı çocuk kimseyle anlaşamadığından, ailesiyle uyumsuz bir yaşam sürdüğünden ötürü kendini bu kuşa adar ve evcilleştirir. Yaşadıkları ve bir kuşa vermiş olduğu emeği usta yönetmen Ken Loach beyaz perdeye en iyi şekilde yansıtmış...","label":8} {"text":"Henüz beş yıl önce çekilmiş olmasına rağmen bugün aksiyon denince akla gelen ilk filmlerden biri.Özellikle otoban sahnesi sinema tarihinin en başarılı takip sahnelerinden.Michael Bay eleştirmenlere bir türlü kendini beğendiremese de ancak onun gibi yönetmenlerin çekebileceği dev bir prodüksiyon Bad Boys 2.","label":6} {"text":"Izledim, bayagi da begendim; müzikler, görsellik, konu sahane. Ayriyetten 23 basucu filmimden bir tanesidir kendileri","label":9} {"text":"Filmi izlemeden önce kesinlikle aklınızdan atabileceğiniz soru işareti \"akıcılık\" olsun. Sürükleyici ve sıkmayan bir film. Süresine rağmen. Benim için yahudi soykırımına acıklı sahneler koyarak değinmemesi ve alman askerler arasındaki hiyerarşiye de odaklanması en farklı yönleriydi. Kamera kullanımı güzel olsada yer yer senaryoda boşluklar vardı. Açık sahnelerin biraz fazla olduğunu da belirteyim. Aile ile izlemek sıkıntı olabilir.","label":7} {"text":"Toltstoy u bir insan olarak hatalarıyla doğrularıyla anlatması çok hoş. eşiyle olan ilişkisi ve ValentinMaşa aşkı harika bir karşılaştırma olmuş. Ama bu filmlerin yan etkileri olarak, hep içten içe böyle bir sevgiliniz olmadığı için yana yana çıkıyorsunuz, kötü tabii ama var olanın değerini bilmekle, olmayanı özlemek arasında ki derin duygu birlikteliğini bu filmden anlayabilirsiniz.ii seyirler","label":6} {"text":"Begenen kesimler tarafkir diye yorum yapanların çoğu tarfkirliklerinden böyle diyorlar ne ironi ne paradoks ama! Hele bunu diyen bazıları aslinda bu film hiç yayınlanmamaliydi diyerek kendilerini ele veriyor. Üstad devletin eliyle İslam a darbe vurulmaya çalışılan, islamin bu ülkeden kaldırılmasi için bütün devletin seferber olduğu bir zamanda iman gücüyle tek başına kafa tutmuştur. Bediüzzaman gibi bir dahinin kitaplarından istifade eden biri olarak sinemaya gittim. Beklentim büyük olduğu için hayal kırıklığım da büyük oldu. Tamam zor bir kararter ama bu kadar mı profil düşürülür. Ekmek için ağlayan, kendini acindiran bir tip yapmışlar. Tarihe mal olmuş böyle bir zat bu şekilde yapılmamaliydi. Oyunculuklar genelde vasat , orta yoluydu. İp man e bakın nor karakter nasıl lanse edilir görün .","label":5} {"text":"yıllar önce atv de izlemiştim gerçekten konusu çok hoş olan bir filim epey de ağlatır.","label":7} {"text":"Bu filmde bir huzur vardı. Bu film bir dağ yürüyüşü gibiydi. Ama sakin ve kalabalıktan uzak bir yürüyüş. Doğayla iç içe, kafa dinlemek için yapılmış sanki. O müthiş manzara görüntüleri, birbirleriyle uyumlu o ineklerin müzik dinletisi... Daha ilk dakikadan başlayan bir müzik havası zaten filmin geneline yayılmış ve huzur verici bir yapısı var. Film size ağır gelebilir belki, ama zaten adamlarda onu yapmak istemişler. Daha ağırlıklı olarak düşünmeye yönlendirmişler. Sohbetlerle sorgulama yoluna gitmişler. Bazılarını ben anlamdıramadım ama yinede hoşuma gitti enteresan bir şekilde. Sanki biraz Kubrick tarzı hissettim bu filmde. Tabi ki onun gerilimi eksik ve daha sakin bir şeklini düşünebilirsiniz. Bir sohbet fazlası ile hoşuma gitti o da sinema hakkında yapılan ölüm döşeğindeki adamın son sözü ne olmalı. Her birinden çıkan o farklı fikirler çok hoşuma gitti. Ayrıca Michael Caine de üst düzey oynamış. Zaten kariyeri belli bir isim. Evet filmi bu kadar övdüm ama eksikleri de vardı. Olay filmi olmadığı için giriş, gelişme, sonuç pek yok. Daha çok mesaj ağırlıklı. Hikaye daha iyi olabilir miydi diye sorguladım açıkçası. Bazı şeyler havada kaldı sanki yani, bilemiyorum bir eksik vardı ama anlayamadım. Bazı sahnelerdeki cinsellikte gereksiz olmuştu. Rahatsız edici olabilir aile içinde izleyecekler için özellikle. Benden çıksın da siz bilirsiniz yani. Bazı şeyler havada kaldı sanki yani, bilemiyorum bir eksik vardı ama anlayamadım. İyi seyirler... 7.3/10","label":6} {"text":"son yıllarda izlediğim en iyi film. bunca yıl nerelerde saklanmış","label":7} {"text":"vasati bir film olmaktan öteye gidemez zaman geçirilir alternatifleri varsa izlenmeye değmez 6/10","label":5} {"text":"Film verdiği mesaj doğrultusunda biraz düşündürüyor. Genel olarak güzel bir filmdi. Boş vaktiniz varsa izlenilebilir.","label":6} {"text":"çizgi filmlerini izleyerek büyüyen nesil için biraz yabancı bir animasyon film olmuş.kaplumbağalar bu sefer nereden geldiği belli olmayan garip yaratıklarla savaşıyorlar.shreydır'ı aradım desem yalan olmaz.çocuklar için iyi bir seyir olabilir.ama ninja kaplumbağalar bu değil.üzgünüm...","label":4} {"text":"Kavurma tadında.","label":8} {"text":"Garip olsun diye yapılmış bir film. Evet garip ama manasız geldi bana.","label":3} {"text":"Fransada 68 hareketinin gölegesinde sinema tutkunu iki kardeş ve yine sinema tutkunu Amerikalı öğrenci Matthewla beraber dünya düşüncelerini,filmlerden alıntılar yaparak ve cinselliği keşfetme yönünde yakınlaşmalarını anlatan son derece başarılı bir yapım.Bertolucciin izlediğim en iyi filmi diyebilirim.Zira filmleri herkeze hitap etmez.Cinsellik bütün filmlerinin alt temasında yer alır.Ama bu filmde bazı sahneler sapkınlık gibi görünsede beni rahatsız etmedi.Daha ileri uçta filmlerini izledik Bertolucciin.En çok hoşuma giden tarafı,bir çok filme göndermeler yapıp o filmlerin sahnelerinide serpiştirmesiydi.Aralarındaki sinema muhabbetleri ve yarışmaları çok güzeldi.Yinede film cinsellik yönünden herkezin beğenisini kazanamayabilir.Ben çok beğendim.Güzel bir film.","label":6} {"text":"filmin aksiyon sahneleri oldukça güzel gerçekten de etkileniyor insan ama işin abartıyı geçip iyice coşmuş olması da ayrı","label":6} {"text":"ARKADAŞLAR FİLM TÜRKİYE DÜŞMANI, ERDOĞAN DÜŞMANI BİR FİLMDİR GOOGLE 'A SPECTRAL ERDOĞAN YAZINCA NE DEMEK İSTEDİĞİMİ GÖRECEKSİNİZ... ALLAH'A ŞÜKÜR ABDnin FETÖ İLE KURDUKLARI PLANI ALLAH'IN YARDIMIYLA PÜSKÜRTTÜK DARBE PLANIYLA İLGİLİ HER ŞEY BİLİNÇALTINA KAZINMAYA ÇALIŞILDI EY ABD BÖLEMEYECEKSİN BAŞARAMAYACAKSIN YAKINDA DA OLMAYAN SAYGINLIĞINI KAYBEDİP TARİHE KARIŞACAKSIN BİLESİN Kİ GALİP GELENLER İMAN ETMİŞ OLANLAR OLACAKTIR !","label":0} {"text":"Sıradan, çerezlik bir Marvel yapımı. Son zamanlarda izlediğimiz kötü yapımlardan farklı olarak Ant Man ve Doctor Strange tadında bir film olmuş diyebiliriz. Ana karakter üzerinde iyi duruluyor ve iyi işleniyor. Bol bol yakın dövüş sahnesi de filmde yer alıyor. Uzak doğu kültürüne dair çok fazla araştırma yapmamış hatta biraz uzak olsam da filmden keyif aldım. Filmin sonunda hemen kapatmayın, 2 adet after credit var :)","label":5} {"text":"Nascar yarışlarının popüler olduğu bir dönemde acemi bir pilotun yükselebilmek için verdiği mücadeleyi anlatmaya çalışan bir film. Ama malesef bir çok yönden vasatın üzerine çıkamamaktadır.","label":2} {"text":"Klasik Türk komedisi. Diğer komedilerden artısı küfür vb. şeylerin çok az olmasıydı. Güldürdü, eğlendirdi. Oyunculuk güzeldi. Güleyim, eğleneyim diyorsanız izlenebilir. Ekstrası yok.","label":7} {"text":"Güzel bir filmdi izlerken keyif aldık komedi filmleri zaten azalmaya başladı değerini bilmek gerek :)","label":9} {"text":"Sonunu tahmin ettim. Bu bi film için kötü olay. Sonunun tahmin edilmesi biraz canımı sıksada temposu git gide yükselen bir film.","label":6} {"text":"tüm sezonlarını 3-4 defa izlediğim bir dizi olduğundan ve sıkı bir carrie bradshaw hayranı olduğumdan ben aradığımı buldum bu filmden.dizisi hiç bitmeseydi ve keşke her yıl bir film çekseler.sıkılmam asla. şahsi fikrim,dizisini izlemeden gitmeyinn,izlemeyinn;)","label":9} {"text":"Mr. Darcy, sen 21. yüzyılda yalnızca bir hayalsin güzel kardeşim.","label":6} {"text":"Film bastan sona enerjisiz. [spoiler][/spoiler]uzayli bir yasam formu geliyor cumadan cumaya cikiyor insanlari cekiyor yiyip geri gidiyor uzay gemisine benzeyen yaratik ilk kez gordumboyle film icin sinemaya gittigime pisman oldum. Yapim sirketine kandim diyelim.","label":2} {"text":"Fazla abartılmış bir film. Yönetmenin ilk filmi olmasından ötürü bazı kusurlar göz ardı edilebilir ama senaryo içerisinde bazı mantık hataları ve bir çok ses kusurunun müzikler örtülmeye çalışılması bir noktadan sonra göze batıyor malesef. Veteriner, mezara içki dökerken görevlinin ses etmemesi gibi olaylar ülke ile uyumsuz. Ahmet Uğurlu başarılı bir performans sergilemiş. Ana hikaye üzerinden verilmek isteneni aktarma konusunda ve bir kış İstanbul'unu hissettirme konusunda iyi bir filmdi. Buradan elbet herkes kendine bir pay çıkarmıştır. Şanssızlık, derdini anlatamama, hayal kırıklıkları gibi...","label":5} {"text":"sonunda birden fazla aha tepkisi veriyorsun goooood","label":8} {"text":"Birinci film için geçerli olan her şey bu bölüm için de geçerli.Kendini ciddiye almayan salt eğlencelik.Hem bu sefer Bruce Willis ve Demi Moore da var.Bir de en gencinden Shia LaBeouf.","label":4} {"text":"AĞLADIM. Evet senaryonun çok ciddi eksiklikleri vardı, bazı sahneler çok çiğ kalmıştı ama buna rağmen film çok iyiydi. Zac Efron hiç beklemediğim bir performans göstermiş, duyguları çok iyi yansıtmış. Yan oyuncularda da özellikle Sam çok başarılıydı. Genel olarak çok samimi, güzel zaman geçirten, duygusal bir film. İnsanda tekne alıp okyanusa açılma isteği uyandırıyor.","label":7} {"text":"GERİLİM FİLMİ SEVENLERİN KAÇIRMAMASI GEREKEN BİR YAPIT 'Koleksiyoncu'' sıradan gözüken fakat olağanüstü bir senaryoya ve kurguya bağlı.Şunu rahatlıkla söyliyebilirim ki tek kelime ile muhteşemdi.1.5 saat boyunca oturduğunuz terden bir dakika bile ayırmayacak kadar sürükleyici,soluğunuzu kesebilecek kadar da gerilimli..Gerilim,aksiyon,korku bir dakika bilr eksik olmuyor..Zekice hazırlanmış tuzaklar ve tipik maskeli adam filminin ötesinde çok zekice devam edebilecek şeklinde tasarlanan senaryosu ile şaşkınlık verebiliyor..İçinizin cız edeceği,yerinizde durmakta zorlanacağınız bir çok sahne mevcut ve bunlar filmin kalitesinin arttırıyor..Tek bir evde gerilim ve aksiyonlu bir film çekilebilinirmi sorusuna Marcus Dunstan ve Patrick Melton evet cevabını veriyor...İşin en ilginç yanıkatille başbaşa kaldığınız evde geçtiğiniz atttığınız her adımın tuzaklarla dolu olması.Bu durum sizi yiyip bitirebiliyor gerilim açısından..(Özellikle gıcırdayan merdiven ayrıntısı çok hoş olmuş)..Ki bunlar muhteşemken aklınıza sorular dizilebiliyor.Bu adamın amacı ne diye.Filmde kısa bir dialogda buna dair ipucu veriliyor fakat bu herşeyi çözmüyo Karısının tefecilere olan borcunu ödemek için çalıştığı evi soymaya giden Arkin'i kötü bir süpriz beklemektedir. Beğenmediklerini öldürüp , beğendiklerini KOLEKSİYON yapan pskopat katilin evdeki insanları öldürmesi ve Arkin'in evden kaçmak için uğraşını konu alıyor filmimiz. TESTERE serisinden de tanıdığımız senarist Marcus Dunstan burda da karşımızda ve testere vari bir film olduğunu hissettikten sonra senaristler kısmında adını görünce pek şaşırmadım.Josh Stewart mükemmel bir oyunculuk çıkarmış. Gözlerindeki o soğuk,donuk bakış filme tam oturmuş ve çaresizliği tam olarak izleyene hissettiriyor. Diğer oyuncular pek görünmedi senaryo olarak öyle gerekti belki ama Josh Stewart hepsine yetti diyebiliriz. Collector' ın işkence sahneleri ve tuzakları testereden hafif bir alıntı gibiydi ve böyle sahneleri seven seyirciler için çok güzel bir film. Sadece işkence ve tuzaktan ibaret değil tabiki film. Her saniye gerilim,heyecan dorukta ve işlerin nereye saracağını tahmin etmeye ve takip etmeye çalışmaktan sürenin nasıl bittiğini anlamak zorlaşıyor.Evden kaçamayışı ve camlara kurulan tuzaklarda inandırıcıydı. Korku filmlerindeki saçmalık unsurlarının önüne geçiyor,bir nebzede olsa inandırıcılık katıyor bu gibi tuzaklar evden kaçamamak adına. Belki son olarak kimsenin istemediği veya keşke öyle olmasaydı dediği bir son oldu ama bu da devamının geleceğinin habercisiydi. 2.filmi iple çekiyorum umarım en az ilki kadar güzel bir film olur ve sarpa sarmadan devam filmi yapabilirler. Gerilim yönüyle dozajını aşmış olan bu filmin kesinlikle izlenilmesi kanaatindeyim. 8/10 İyi Seyirler...","label":7} {"text":"Simon Pegg severler için- ne demekse o?- biraz hayalkırıklığı yaratabilecek olsa da genel olarak oldukça eğlenceli. Ben özellikle oyuncu kadrosuna bayıldım. Tavsiye ederim.","label":4} {"text":"Herkeze tavsiye ederim hayatimda gördüğüm en güzel film Herkeze tavsiye ederim hayatimda gördüğüm en güzel film Herkeze tavsiye ederim hayatimda gördüğüm en güzel film","label":9} {"text":"Serinin bu filminde Komutan Lassard rolündeki George Gaynes daha fazla ön planda, bunun dışında bildiğimiz Polis Akademisi :) Fakat kadroya yeni dahil olan oyuncular maalesef Mahoney'nin yerini tutmamış.","label":6} {"text":"Günümüzün ünlü aktrislerinin, çıkışa geçtikleri film...","label":6} {"text":"resmen köyden indim şehre filmi gibi kemal sunal halit akçatepe metin akpınar ve zeki alasya nın oynadıkları filmi hatırlattı eski filmleri yeniden cekip yeni jenarasyona tanıtmak güzel ama tutmaz çünkü cok örnekleri var yeni oyuncularla cekilen film tat vermiyor bırakın eski versiyonlarını izleyelim onlar daha güzel daha samimi","label":1} {"text":"kolay kolay hiçbir filmi karantinaya almam cünkü her filmde bir emek vardır fakat bu film gerçekten çok kötü öle böle değil, bi arkadaş yazmış otobüste giderken izledim diye bnce orda bile sıkar, yolu seyretmek daha mantıklı","label":0} {"text":"post punk\\'ın gelişmesindeki önemli gruplardan sayılan joy division solisti ian curtis'in hayatını anlatan film.. bir insanın hayatını epilepsi krizlerinin ne kadar çok etkilediğini görmenizi sağlıyor, yanlış kararlar aldığını bilen ama yine de yaptıklarına devam eden, ne düşündüğü tam olarak hiç bilinmeyen, hipnotize edildiğinde bile içindeki duyguları karmaşık bir şekilde yansıtan bir adamın hayat hikayesi.. yönetmenin ilk filmi olmasına rağmen oldukça başarılı, depresif müzikleri sevenler için de tam bir ziyafet...","label":8} {"text":"izlemedim ve izlemeyeceğim seçeneği olmadığı için karantinaya aldım. allahın belası bir film işte.","label":0} {"text":"fena değildi bence:) walla içlerinde en çok hugh dancy'yi beğendim performansı iyiydi;)","label":4} {"text":"Yine durdurak bilmeyen John Wick :)Diğer filmler gibi bunu da çok beğendim. Aksiyonu hiç bitmiyor. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile. Tavsiye ederim.","label":8} {"text":"Eva Green hatrına bile katlanılmaz... 40/100","label":3} {"text":"Uzun zamandır bu kadar kötü bir film izlememiştim.","label":0} {"text":"Matrıx üçlemesi ve V for vendetta gibi sinema tarihinin en iyi filmlerine imza atmış Wachowski Kardeşler Bir kaç yıl aradan sonra tekrar karşımızda. Aradan geçen yıllar boş durmamışlar kaldı ki bu filmin senaryosunu yazmak yıllar sürer. Film çok farklı zaman dilimlerinde çok farklı hikayeleri eş zamanlı işleyerek birbirine bağlıyor. Hikayeler farklı amaç hep aynı. Belki o hikayeler birbirinden bağımsız gibi görünebilir ama aralarında ince bağlantılar var. Zaten filmdeki kurgunun güzelliği buradan geliyor. Filmdeki hikayeler zincirlerinden bir parça parça ince göndermeleri daha konuyu anlamadıgınızda alabilirsiniz fakat film ilerlediğinde tüm hikayenin modüler bir sistemde olmadığını anladığınızda bir çekirdeğin içinde kendinizi buluverirsiniz. Böylece tüm bu anlatılanlar bir bütünlük kazanır. Tabi film ilgi çekici bir şekilde başlarken ilerledikçe karışık bir hal alıyor. Kitabını okumadım ama kitabın da karışık olduğunu söyleyenler var. Her neyse filmi izlerken Genel uyarılmışlık bakımından ve fiziksel açıdan hazır olmalısınız. Lakin filmin süresi uzun dikkatiniz dağılırsa toparlamak zor olacaktır. Zaten bende uzun süredir bu filmi bu yüzden bekletiyordum. Tam kons antre olduğum bir zamanda izledim. Yinede parçaları tam olarak birleştiremedim ve anlamadığım noktalar olduğunu hissediyorum. Zaten beğenmem için İllaki tam olarak anlamam gerekmiyor. Mısal Matrıx aradan geçen 15 yıl ama halen şifreleri tam olarak çözülememiş. Ama matrıx i beğenmeyen de yoktur. İster teknoloji olsun ister olmasın, ister ilkel bir dünyada yaşayın ister gelecekte. Her zaman aynı olan değişmeyen kurallar var. Ya da kural demeyelim. Ne diyeyim bende bilemedim.Köleler her zaman var. Geçmişte yaptıklarımız geleceğimizi belirler. Dün bugün ve yarın. Bunlar birbirinden ayrı düşünülemez. Olacaklar veya olanlar bunlar kesinlikle raslantı+sal değildir. Wachowski biraderler buna sürekli vurgu yapıyorlar. Mesela Matrıxte Morpheus ''Raslantılara asla inanmam'' derken V for vendetta da V ''Raslantı diye bir şey yoktur raslantı aldatmacası vardır'' diyor. Kendi felsefelerinden taviz vermiyorlar onun dışında eş cinsellik konusundaki ısrarcı sahneler v for vendetta da olduğu gibi bu filmde de mevcut. Filmdeki hikayeleri bağımsız olarak düşündüğümüzü varsayarsak bu film en az 5 filme bedel. Filmi izledikten sonra belkide kendinizi 3. dünya savaşından çıkmış gibi hissedeceksiniz. Of çok boğuldum gibi bir tavrınız olacak ama filmi anlamak için tekrar tekrar izlemekte yetmez. Son bölümlerde dikkatimi çeken bir cümle vardı. Açılan bir kapı varsa orası cennettir. Veya Ölümden sonraki hayata inanır mısın ? ya da bunun gibi şeylerdi tam hatırlayamadım. Filmin bu tür sorgulamaları genele yayılmış durumda. Hayatın karmaşasını sorgulayan bir film. Tabi ben filmi anlamadım ama bunu anlamak için bazı sahnelerin bağırmalarını duymak istemeniz gerekiyor. 10/ 9.","label":7} {"text":"Aksiyon dozu hic dusmeyen bir film zaten jason statham butun filmleri guzel bu da ayri bir iyi filmi olmus izlenmeli bence aksiyon filmi izlemiyen birini bile acaba noluyor diyip surukleyecek bir film","label":7} {"text":"çok gereksiz bir filmdi gülmeyi bir kenara bırakım film bitsede gitsem diye bekledim. Harcadıkları paraya da yazık bizden çaldıkları zamanada...","label":0} {"text":"Sinemaya olan bağlılıkları haftasonu eğlencesinden öteye geçmeyen seyirci grubunun günümüzdeki 3D çılgınlığını başlatan ilk örneklerden ''Beowulf''.Hikayenin,karakterlerin 2007 yılında devrim sayılacak bu yeni teknolojinin fazlasıyla gölgesinde kaldığı,Robert Zemeckis filmi olmasından mütevellit beklentileri tam karşılayamamış bir serbest destan uyarlaması.Şu an için ev sinemasında hala iki boyutlu izlenebiliyor sadece,bu da üç boyutun giderek artan örnekleriyle birlikte filmi yıpratıyor bir yandan.","label":5} {"text":"Uzaklığı kadar yakın olan film.","label":7} {"text":"ben yandım eller yanmasın deyip karantnaya alınması gereken film... dünyaca ünlülerin evine elini kolunu sallaya sallaya nasıl giriyorlar anlamadım neyse saçma kurgu deyip geçelim...","label":1} {"text":"Çok güzel bir ölüm sahnesi barındırıyor bu film. Basbayağı güzel, evet. Ağlamamak mümkün değildir sanırım finalde, emeği geçen herkesi tebrik etmek ve Peter Pan'ı açıp tekrar okumak lazım.","label":8} {"text":"Evde kimse yoksa ve saatler geceyi gösteriyorsa biraz da canınız sıkılıyorsa kesinlikle doğru tercih olacaktır the mirrors","label":7} {"text":"İzlemesi zor bir film. Dilber Ay'ın hayatı ciddi anlamda acı ve şiddet ile geçtiği için filminde farklı birşey beklemek son derece anlamsız olur. İki sefer babası tarafından satılmış, hayatının birçok noktasında tecavüz edilmeye çalışılmış, boş kağıt imzalatılarak borç batağına alınmış, babası tarafından kemikleri kırılırcasına şiddet görmüş birinin hayatı filme alınmış. Filmdeki oyunculuklar çok orta değerlerde. Dilber Ay'ın çocukluk dönemlerini oynayanları daha başarılı buldum diyebilirim. Büşra ses olarak işi kıvırmış. Hikaye ise malesef geçişler konusunda biraz zayıf. Dönem yöresi yansıtmada başarılı bir film. Aynı zamanda sadece Dilber Ay'ın hayatı olarak değil, kız çocuklarının evlat olarak değil mal olarak göründüğü zihniyetin ne hayatları soldurduğunu da görebilmek lazım.","label":5} {"text":"tam olarak şaşırmak ve filmin içine sürüklenmek isterseniz doğru adrestesiniz. beklentimin çok üzerine çıkan bir film. ucuz bi televizyon filmi beklerken olayı mitolojik kavramlarla harmanlayıp gerilimin doruklarına çıkarmışlar. mutlaka izlemelisiniz.","label":7} {"text":"Bir dakika sonra ne olabileceğini tahmin edebildiğiniz, gerçekten çok kötü ve izlenmesi vakit kaybı olan bir film.","label":0} {"text":"Midsommar ve Hereditay ile korku filmlerine damga vuran Ari Aster'in iyi işler çıkartacağı ilk filminden belliymiş. 30 dakikalık rahatsız edici film, özellikle Midsommar ile çok benzer tonda. Önce her şeyin yolunda olduğunu gösterip seyirciyi kandırıyor, ardından işin iç yüzündeki sorunları açık açık anlatarak gerilimi yaratıyor. Film bir ergenin fotoğrafa bakarak mastürbasyon yaptığı sırada babasına yakalanmasıyla açılıyor. Garip olan şu ki baktığı fotoğraf babasının. İşte bu noktada \"Oedipus Kompleksi\"ni tersten görüyoruz. Erkek çocuk anneye sarılıp babayı saf dışı bırakmak yerine anneyi saf dışı bırakıp babaya cinsel ilgi besliyor. Çocuğun büyümesi ile bu sorun daha da büyüyor, cinsel saldırı noktasına gidiyor. \"O da onunla görüşmeseymiş\" sorusunun sert bir yanıtı gibi bu film. Cinsel özgürlüğün nasıl baskı ve kontrol altına alınabileceğini gözler önüne seriyor.","label":6} {"text":"Filmi dün izledim ama hala etkisinden çıkamadım. İlk 1 saatin coşkun akışından sonra çok ağır bir dram izliyoruz. İki büyük oyuncunun yanındaHilary Swank'ınetkileyici oyunculuğu da eklenince bir başyapıt çıkıyor karşımıza. Rocky ile benzerlikleri olsa da özünde çok başka bir olayı ele alıyor film. Maggie, bize hayatta hiçbirşeyin imkansız olmadığını gösteriyor ve filmin sonunda halimize şükretmemizi sağlıyor. Danger'ın garip halleri filme renk katmış. Maggie'nin annesini boğazlayasım geldi öyle anne olmaz olsun. Filmin sonunda rüya olsunda şu kızcağız bunları yaşamamış olsun dedim ve... ---spoiler--- Filmin sonunda Maggie'nin hayatını mahveden o kahpenin başına sırlar dünyasında olduğu gibi bir felaket gelmesini isterdim. Bir de o karıyı hakem uyardı; bir kere daha yaparsan diskalifiye ederim dedi ve kadın yine arkadan vurdu ama Maggie şampiyonluğu kaybetti bu durum çok adaletsiz ve saçma olmuş. ---spoiler---","label":8} {"text":"dram filmi nasıl bu kadar keyifli olabilir??? aşıırı sevdim çok güzeldi","label":8} {"text":"film gayet güzel.. yıllar önce çocukken izlediğim zehirli sarmaşık diye bir dizi vardı veletler bilmez.. bu film ona çok benziyor.. o daha iyiydi ama bu da gayet başarılı.. sıkmadan izlettiriyor kendisini..","label":5} {"text":"bu film bu puanı haketmiyor bu film 0,9 puanını hakediyor","label":1} {"text":"Basıtırılmış travmalar ve ataerkil toplum karşısında kadınlar. Kırılgan bir vücut ve zihne sahip kadın birden bire yalnız kaldığı bu ölümcül oyunda kendi zihnine dönüyor ve breakdown yaşayarak break-out a varıyor yani özgürleşiyor. Başarılı bir yapım. Güneş tutulması ve baba-kız sahneleri fazlasıyla rahatsız edici ve bir o kadar gerçekçi, ruhunuza işleyen sahneler. Son olarak, ne kadar metaforik bir figür olmasını dilediysem de finalde Ay-Işığı Adam'ın gerçek bir katil çıkması ve kadının onunla yüzleşmesi aslında hikayeye uyum sağlıyor ve çarpıcı bir nokta koyuyor. ","label":6} {"text":"Adrien Brody hayranları bu filmi kaçırmış olamazsınız çabuk izleyin ve arşivlerdeki yerine yerleştirin izlemezseniz çok şey kaybedersiniz şiddetle tavsiye ediyorum","label":9} {"text":"Senaryo ve kurgu o kadar başarılı ki, diyecek birşey kalmıyor. Oldukça başarılı bir sistem eleştirisi olduğu şekilindeki görüşlere de katılıyorum. İspanyollar yapıyor bu işi.(10/9)","label":3} {"text":"Filmi sinemada izleyecekler için ilk ve ikinci yarı diye ikiye ayırabiliriz. İlk yarıda Berlin'de başlayan kovalamaca Roma'ya kadar sürüyor. İki ajan önce birbirine düşmanken sonradan aynı hedef için güçlerini birleştiriyor. İki tarafa da espirili bir yaklaşımla göndermeler yapılarak yönetmen mesaj vermeye çalışıyor. Sadece aksiyona bağlı kalmayıp soğuk savaş döneminde iki büyük ülkenin birbirine karşı da tutumu işlenmeye çalışılıyor. İkinci yarıda hiç beklenmedik şekilde bir ajanımız daha ortaya çıkıyor ve işler ilginçleşmeye başlıyor. Özellikle kadın ajanı kurtarma sahnesinde İtalya, Galler, İngiltere ve daha birçok farklı mekanın kullanılması seyir sevkini artırıyor. Aksiyon severler için fena olmayan bir film fakat Guy Ritchie Snatch veLock, Stock and Two Smoking Barrels daki çizgisini ;koruyamama geleneği bu filmde de devam etmiş. Sinema severleri izlerken sıkmayacak fakat sıradan diyebileceğimiz bir yapım","label":7} {"text":"2021 yapımı filmde Türkiye'ye de yer veriliyor. Sıkılmadan izleniyor. Tavsiye ederim sinefil ailesi.","label":6} {"text":"... Spoiler... Eleştirmenin son sahnede kendinden emin bir şekilde beğenmemeye odaklı olarak yemeği yemesinin ardından ekrana gelen o eski anılar, annesinin pişirdiği yemeğin tadıyla özdeştirme ve kalemin yere düşüşü... Beklenmedik bir anda iyi duygulandırmıştır. ... Spoiler...","label":7} {"text":"Şahan Gökbakar, Recep İvedik denen iğrenç karakterle kendini tanıttığı için filmi biraz ön yargılı izledim. En azından tiyatroculuğunu daha iyi ortaya koyan, daha mizahi bir role bürünmüş bu sefer. Recep İvedik gibi sizi rahatsız etmeyen, belden aşağı vurmayan, daha komik bir film olmasına rağmen yine de fena değil diyebileceğimiz bir film değil. Biraz Amerikan, biraz Türk esprileri katılmış, tipik romantik komedi filmi. Belki de izlemeden önce ön yargılı olmasaydım biraz daha iyi bir not verebilirdim ama en fazla 2,5 yıldızı hak edebilecek bir film.","label":2} {"text":"Babasının seneler önce giriştiği maceranın bir benzerini kendisi de gerçekleştirmek isteyen Robyn (Mia Wasikowska), Batı Avustralya’daki Alice Springs’ten Hint Okyanusu’na uzanan, devasa çöllerle kaplı yaklaşık 2750 kilometrelik yolu tek başına almak için kolları sıvar. Bu yolculuğunda ona yalnızca develerin ve çok sevdiği köpeği Diggity’nin eşlik etmesini istediğinden arkadaşlarının ve ailesinin katılma önerilerini reddeder. Macerası sırasında onun dostu olacak dört deveyi alabilmek için aylarca barlarda, deve çiftliklerinde çalışır ve sorunlu bir sürecin ardından develerini de alıp yola koyulur. Bu sırada National Geographic’e yazdığı sponsorluk mektubu da macerasının belli duraklarında ona eşlik edecek bir fotoğrafçı (Adam Driver) göndermeleri kaydıyla kabul edilir. Robyn’in 6 aydan uzun süren yaya yolculuğu da böylelikle başlar. Oldukça tehlikeli bu yolda onun karşısına vahşi develer, kutsal topraklar, Aborjinler, meraklı gazeteciler ve acının en ağır halleri çıkacaktır.","label":7} {"text":"Belki beklentilerin bu kadar yükseltilmesinden dolayı, beklentilerimi karşılayamayan film oldu. Görsellik açısından tek kelime edemem, müthiş görsellik mevcut filmde ama senaryo zayıf değil neredeyse yok. Filmin başlarda bir dönem hikayesi olacağını falan düşünürken bir de klişe bir intikam öyküsüne dönüyor. Çok şey eksik, çok şey yarım. Diyalog hiç yok denecek kadar az olanlarda zayıf. Biraz fazla uzun. Kısacası olmamış arkadaş. Filmin en olumlu eleştirisi, o soğuk havayı iliklerinize kadar size hissettirebilmesi olmuş. Büyük ihtimalle Leonardo Di Caprio'ya bu yıl oscarı verecekler ancak keşke bu film ile oscarı almasaydı diyorum.","label":6} {"text":"Cüneyt abimizin ayak yalama filmi Ben kemal geliyorum cümlesi unutulmaz.","label":5} {"text":"Çok etkileyici bir film...Bulutları Beklerken den aldıgım o oyunculuk kalitesini bu filmdede aldım...Özellikle nineye hayran kaldım...Hemen Güneşe Yolculuk u da izlemem lazım...","label":8} {"text":"Gerek güldüren, gerek hüzünlendiren ama daha da önemlisi insanlığa ve yaşama dair muhteşem dersler veren, ailenin önemini anlatan bir filmdi. İnsanların niye bu filme 6 puanı layık gördüğünü bilmiyorum, yüksek vermeniz için illa ki muhteşem bir senaryosu mu olsa gerek? Bence bu film basit bir senaryo ve basit bir temayı muhteşem işleyerek 9 puanı hak etti.","label":8} {"text":"Sade, istikrarlı, yılın göze çarpan yapımlarından. Eksik olan şey izleyiciyi işkence sahneleri haricinde filmin içine çekebilmekte yaşadığı sıkıntısı. Kötü ve sıkıcı demek haksızlık olur. Oscar alabilir mi? Bence alabilir çünkü bu tarz özeleştiri ve ırkçılık filmleri Amerika'da çok alkışlanır. Bir nevi günah çıkarma sanırım. Bu kadar eziyet çekmiş bir adamın özgürlüğünü kazanması çok büyük bir olay. Ama filmin sonunda bu duyguyu yönetmen bize yaşatabildi mi? Bence hayır. Bu filmin problemi bence budur, belgesel izler gibiydi. ","label":7} {"text":"Özgün bir senaryoya sahip olmamasıyla birlikte oyuncu performansları, aksiyon ve takip sahneleriyle açığı kapatan güzel, eğlenceli bir film. Kendine has tarz ve üslubu olan Darius karakteri çok güzel olmuş filme ayrı bir hava katmış. Filmde gözüme çarpan bir iki abartı aksiyon sahneleri ve Michael ve Darius'un bazı yerlerde fazla uzun tutulmuş diyalog sahneleri. Keşke o kadar diyalog yerine biraz daha komedi unsurları yerleştirilmiş olsaydı diye düşünmedim değil. Ama genel itibariyle güzel vakit geçirebileceğiniz izle geç tarzında bir film.","label":7} {"text":"Bayık-banal espri çabaları. Güldürmedi-5/10","label":4} {"text":"Daha iyi olabilirdi, konu bütünlüğü yok filmde. İlk filmin yanından geçemeyecek kadar kötü bir senaryo.","label":4} {"text":"Bir başyapıt.... 6 değil 66 saat olsa izlenir... \"Dünyayı değiştirmek istiyordun ve şimdi çalmak için izin istiyorsun\"","label":8} {"text":"İzlediğim en organik filmlerden biri idi. İki insanın birbirlerine aşık olmasını izliyorsunuz. Oyuncular çok yetenekli ve mekan harika.","label":9} {"text":"Sırf Soren'in ağır yağmur içinde süzülerek uçtuğu sahne için bile izlenebilecek bir film. 3D deneyimini en iyi şekilde yaşatan ilk animasyon olması ile de ayrı bir yerde benim için...","label":4} {"text":"İlk iki filme göre iyi olsa da hala kötü. Gişede çakılması da cabası oldu zaten. Umarım bu; Kanca serisinin gerçekten son filmi olmuştur.","label":1} {"text":"En İyi 5 Kore filminden biri. Son sahnede kızın söylediği sıradan bir adamdı cümlesi çok önemli. Katiller de içimizde sıradan görünen tipler. Ve suçlu ararken suçlanan masumlar... Film de katilin kim olduğuyla ilgilenmiyor zaten. Ve gayet özgün bir senaryoyla klişeleri bir kenara itip katilibulmaya yönelik süreci insan psikolojisi ve dramatikliğine yoğunlaşarak anlatıyor. Çok başarılı buldum. Karakter analizleri çok iyi ve tutarlıydı. Katilin kim olduğunu öğrenemediği için üzülenler filme başka bir yönden bakmalılar bence:)","label":7} {"text":"Psikolojik gerilim tarzını sevenler için ideal bir film. Gelenekselin dışına çıkarak zaten suç işleme potansiyeli yuksek birini ele almak yerine düzgün bir insanı canavara dönüştürmek fikri oldukça güzel. Zaten Stephan Kİng'in romanından esinlenilerek oluşturulan bu senaryonun etkileyiciliği yadsınamaz. Keyifle izledim ve herkese öneriyorum a dostlar.","label":8} {"text":"Arkadaşlar filmden beklentiniz bir savaş, bir aksiyon oradan oraya macera olmamalı. Filmin adı Darkest Hour, 40-45 arası Hitler tehdidi altında olan İngiltere'yi hatta Churchill'i anlatıyor. Filmde beklentiye girmemeniz gereken aksiyon yok ama heyecan var, tansiyon yüksek, çok harika bir kurguya sahip değil ama o zamanlara ilgiliyseniz veya sadece tarihe ilginiz varsa bile kendini net bir şekilde izlettiriyor. Gerilimin yükseldiği yerlerdeki müzikler çok başarılı. Tabii ki Churchill'i gömmeyecekler filmde, Churcill'i araştırmalar sonucu duydumki her tarafta inatçı bir domuz olarak anıyor, bunları geçelim. Film güzel, Gary Oldman inanılmaz, Golden Globe aldı sıra Oscar'da. iyi seyirler...","label":6} {"text":"Küçük çocuklar için denmiş tanıtırken , eleştiriler yapılırken fakat küçüklerin anlayamayacağı detay ve espriler mevcut filmde.. Stop motion ve diyalogsuz oluşu ayrı bir hava katmış , alışmışız tabii normal filmlere.. Beğendim ancak işlenen konu çok sıradan geldi..","label":5} {"text":"Verdiği mesajlar anlattığı şeyler çok güzeldi herşeye inanan insanlar gökteki adam yalanı ve yalanın dinlerle başlaması bence çok doğru mesajlar anlıyabilene tabi.","label":7} {"text":"Çok ilginç bir film. Şuana kadar izlediklerim arasında en ilginci diyebilirim. Bu yüzden nasıl bir yorum yapacağımı bilmiyorum. Bence izleyin yani.","label":6} {"text":"İlk dört filmden memnun kalanların hiç düşünmeden gitmesi lazım.Serinin en iyi filmi olup olmadığı tartışılır ama en albenilisi olduğu kesin.Ben Dwayne Johnson'ı bu seriden daha fazla sevsem de ikinci film hariç diğer bölümlerden çok da fazla iyi bulamadım beşinci bölümü.Fast Five'ın süresi biraz gereksiz uzun,yapanların da iyi film yapma gibi bir kaygıları yok ama seri olarak yarış filmlerinin en iyileri Fast and Furious'lar.","label":5} {"text":"Ben filmi beğendim.İstanbul’un keşmekeşliğini çok iyi vermiş.Senaryo iyi ama daha iyi bir kurgu ile çok daha güzel bir film olabilirdi.Hele hele filmin finali beni için her güzelliğini aldı götürdü filmin.Hint filmleri gibi olmuş bu son.Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim,G.Kıraç’ı çok severim,oyunculuğuna bayılırım ama bu filmde benim için tam bir hayalkırıklığı oldu kendisi!Artık bilemeyeceğim kendisi mi bu şekilde oynadı rolünü yoksa yönetmen tarafından bu şekilde mi yönlendirildi ama bir homoseksüel illa ki elini göğsüne kadar çıkartıp aşağı doğru mu salar.Öyle yapmacık olmuş,öyle itici olmuş ki görmek istemedim adamı ya!A.Akın da iyi değildi.Ama A.Erkekli muhteşemdi her zamanki gibi.Hele o berbat sona rağmen İstanbul’u uyandırırkenki haykırışları gerçekten çok etkileyiciydi.7/10","label":6} {"text":"güzel bir filme benziyor","label":1} {"text":"başarıyla mutluluğu zıt konumlandıran saçma film. adam işinden vazgeçip kadına evlenme teklif edince mutlu oldu. peki.","label":4} {"text":"Farklı bir şey izleyecek misiniz, izleyeceksiniz, her sahnesi dolu dolu keyif veren bir film mi, değil. Yine de, haksızlık etmemek gerek son zamanlarda üretilen filmleri gözden geçirince bir nebze el üstünde tutulabilir bir film.","label":8} {"text":"Şu anki dolandırıcılık temalı film ve dizilerinin mihenk taşı...","label":7} {"text":"Seyri çok keyifli. Woody Harrelson'ın göbeği, Bill Murray'in itici bir karakteri inanılmaz bir iticilikte canlandırması, Ishmael karakterinin renkliliği, biraz da Claudia'nın dişiliğinin ön plana çıkmasıyla hoş bir hikaye. 1996 yapımına göre oldukça başarılı. 80ler teması da aynı şekilde başarıyla işlenmiş. Gülmekten yerlere yatırmasa da güldüren ince esprileri barındırıyor. Tüm bunlar bir bowling hikayesinden çıkıyor, bu da ilginç aslında. Biz bowling konulu kısa film bile çekemeyiz. Yani bowlingten nasıl bir film çıkabilir ki ? Çıkmış. 6,5/10","label":6} {"text":"Kaliteli bir süper kahraman-aksiyon-Marvel filmi. Her saniyesi kendini izletiyor. Oyuncular rollerine oturuyor. Sürükleyicilik yerinde. Başarılı aksiyon sahneleri var. İyi ekmek yediler kesinlikle, ve yemeye de devam edecekler gibi görünüyor. Çünkü sınırsız devam filmi gelecek. Filmin toplam maliyetinin yaklaşık 5-6 katı hasılatı var. Piyasası yüksek olan kahramanlara yükleniyorlar iyice. Mesela Hulk gerekli ilgiyi göremedi ve dolayısıyla bir yan karakter olarak kaldı günümüz itibariyle. Daha fazla rağbet gören ve malzemesi daha sağlam olan karakterler ise sorunsuz biçimde yollarına devam ediyorlar. Ayrı ayrı ilerleyen hikayeler özellikle Avengers&tan sonra daha bir kesişmeye, daha bir birbirini etkilemeye başladı. Bu da aslında keyifli bir süreç ve izlenebilirliği artırıyor. Filmler içinde verilen referanslar tüm Marvel evrenini komple düşünebilmemizi ve hikayelerin daha fazla inandırıcı olmasını sağlıyor. Her sene iki-üç süper kahraman perdede boy gösteriyor ve hemen hemen hepsi de izlenebilecek aksiyonlar. Tabii ki uzun süre seyirciyi etkisi altında bırakması beklenmiyor, ancak patlamış mısırınızı alıp sıkılmadan izleyebilir, hoşça vakit geçirebilirsiniz. Önemli olan da bu.","label":7} {"text":"evde yapacak hiçbirşeyiniz yoksa ve canınız gerçekten sıkılıyorsa o zaman izlenebilecek filmin ilk başlarında bile sonunu tahmin edebildiğiniz filmlerden biri","label":1} {"text":"Bu filmi sıkılarak izledim açıkcası... Nuri BC Filmlerini çok severim görüntü akarken anlam fırtınası oluşur.. Bu filmde o tadı bulamadım sıktıkça sıktı.. Ayrıca yapımcının elini cebine atığı bir filmde neden duygusal davranıp hanımını oynatırsın anlamak mümkün değil kadın bariz başarısız bir yerli aktris film adam gibi oyuncu ve yönetmenle çekilseydi bu paraya neler olmazdı ama medyatik olan sanatı ve gerçegi vurdu bu filmde...","label":6} {"text":"kötü.başka birşey söyleyemiyorum çünkü akılda kalıcı hiçbirşey yok filmde.hani izle ve unut filmleri vardır ya,birinci sırada yer alabilir bu film.[spoiler]filmde kazayla hafızasını yitiren kız ve esas oğlanı satın almaya çalışan kız babası size birşeyler çağrıştırabilir:)[/spoiler]","label":2} {"text":"bu atı unutmak mümkün değil. çok eğlenceli bir film olmuş.","label":7} {"text":"Film traji-komik. Yani gençlik komedisi değil. O açıdan ele almayalım. Vasatın üstünde. İyi seyirler... Dip Not: Duvardan geçmeye çalışan, keçileri sadece bakışlarıyla öldürmeye çalışan insanlar bence komiktir :)","label":4} {"text":"Filmin 150 dk olduğunu filmin sonunda fark etmek zaten filmin ne kadar güzel olduğunu gösteriyor.","label":6} {"text":"Aslında çok da yabancı olmadığımız bir konuyu, daha akıcı ve etkileyici bir senaryoyla ve Will Smith gibi başarılı bir oyununun performansıyla izlemek, sinemanın o ince nüansını bize çok iyi gösteriyor.. Dünyada tek kalan adam ya da dünyaya bulaşan virüs bir çok filmde izlediğimiz, artık neredeyse bizi sıkmaya başlayan bir konuydu.. Richard Matheson'un kitabından uyarlanan-ki bana göre kitap çok daha etkileyiciydi- Ben efsaneyim etkileyici felaket filmlerinden biridir benim için.. Özellikle dram yönü ağır basmakla beraber, o meşhur köpek sahnesi, eminim filmi sevenlerin içinde derin bir burukluk bırakmıştır.. Filmin alternatif sonu ise benim pek hoşuma gitmedi. İzlediğim ilk hali benim için daha etkileyiciydi..","label":6} {"text":"Fantastik bir film için idare eder fakat Conan için kötü bir film, karakteri oynayan jason momoa pek en güçlüymüş gibi durmuyor, daha ziyade genelde şans eseri kurtulan ve gözü öfkesinden başka birşey görmeyen kafayı sıyırmış intikam peşindeki biri gibi, halbuki şu bizim bildiğimiz izbandut Conan böylemiydi ki :) şansından ziyade aşırı güçlü olduğu için kazanırdı ve güçlü olduğu için insanları kurtarabilirdi, bilinçsizce hareket ederek son anlarda tesadüfen değil, sonuç olarak 82 yapımı Arnold versiyonundan sonra aradan tam 30 yıl geçmiş olmasına rağmen , gelişen bunca teknolojiye ve sinemadaki imkanlara rağmen ne görsellik açısında ne de atmosferiyle 30 yıl önceki bir filmin yanına bile yaklaşamamış bir film yapılması bu filme de sadece ticari gözle bakıldığını düşündürüyor, umarım karakteri tanıyanları sinemaya çekme hesapları bu filmin de marvel serileri gibi cılkını çıkarmalarına neden olmaz!","label":4} {"text":"Bu kadının ekibine birileri \"işitme engelliler için altyazı nasıl hazırlanır\" dersi vermeli ya da çok duyarlıyız numaralarını bırakmalı.","label":5} {"text":"ıyı fılm olmus aslında ısmıyle hıc bagdasmayan bı yapım olmus bıraz durgun ılerlıyo ama sıkmadan ızletıyor tavsıye edebılırım 10/9","label":8} {"text":"digitürk'de izlemiştim bu filmi. tam bir zaman kaybı, sadece güzel kızların teker teker öldürülmelerini izliyorsunuz. my bloody valentine diye bir film vardı, tamamen ona benzemekte aslında. piskopat bir herif, değişik bir cinayet aracı, ve ölümüne bir koşuşturma... katilin kim olduğuyla ilgili bir sürpriz yapmak istemişler, yazık yani, sonunda kim olduğu bile şok etkisi yaratamıyor izleyici üstünde. seri üretim zincirinin küçük bir parçası bu film.","label":4} {"text":"Louis Zemperini'nin ilgi çekici ve zorlu hayat öyküsünü ele alıyor Unbroken filmi. Filmin başrollerinde Jack O'Connell, Takamasa Ishihara ve Domhnall Gleeson var. Üstelik bu film ünlü yıldız Angelina Jolie'nin yönettiği 2. film. Filmin fragmanlarından ve ekipten de anlaşılacağı gibi, ortada iddialı bir film var. Ama bu iddalı filmden ortaya başarılı bir sonu çıkmış mı, işte işin orası biraz yalpalıyor. Aslında ortaya çıkan iş ince olmuş. Zamperini'nin savaş alanındaki durumunu ilk önce görüyorum filmde ve yaklaşık 3 flashbeck ile de onun geçmişinde yaşadıkları hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Daha sonra olaylar gelişiyor ve II. Dünya Savaşı sırasında düşman uçağı, bunların uçağına hasar veriyor ve daha sonra hayatta kalma mücadelesi başlıyor. Değişik yerlere ilerliyor film bir yandan da. Japonya'daki esir kampına kadar işler sürüyor ve işin en acı kısmı da orada başlıyor. Gerisini ise söylemeye gerek duymuyorum, spoiler işin içine girmesin. Filmin iyi yanları şunlardı öncelikle: Jack O'Connell iyi bir oyunculuk sergilemiş. Ara sıra da filme direnç veriyor ve seyirciyi sıkmamayı başarıyor. Domhnall Gleeson'da kayda değer şekilde oynamış. Özellikle de rolü için epey kilo vermesi de dikkat çekici. Takamasa Ishihara'da sert ve kötü Watanabe rolünde kayda değer bir iş çıkarmış. Bunun dışında bazı aksiyon sahneleri de seyirciyi dinç tutuyor ve onlar da başarılı sayılırdı. Ayrıca film sürükleyici, seyirciyi sıktığı da söylenemez. Filmin başarısız kalan tarafları ise şöyle: Filmin senaryosu biraz basit kalmış. Gerçi film genellikle senaryoyu daha başarılı bir hale getirmek için çalışsa da fazla iyi olamıyor. Ayrıca koskoca Angelina Jolie yönetmen koltuğunda, insan güzel bir şey bekliyor tabii ki. Tamam, Jolie'nin yönetmenliği kötü değil fakat insan ona ait, değişik bir şeyler beklediği için bu bakımdan bir zayıflık var. Bir de film boyunca bir zayıflık hissediyorsunuz, daha etkileyici olabilirdi havasında. Filmin kötü tarafları, iyi tarafları kadar ortaya çıkan işi etkilediği için bir şaheser yok burada. Ama izlenebilir, kayda değer bir film çıkmış ortaya. Ortalamanın üstünde bir çalışma olmuş. İyi seyirler.","label":5} {"text":"çook güze lbir kadroya sahip bence umarım bu kadro heba olmaz boşa . isme gelınce machete türkçede pala anlamına geliyor pala olcağına ustura olsun :D","label":7} {"text":"ohha, ancak mı geliyor yaa TR mize, fransada birinci elden seyrettim fransız ağırlıklı bi film. seyretmeden puan vermeyelim arkadaşlar... 6.5 ten 7 benden","label":6} {"text":"Soyut anlamda içi boş bir hayata sahip bir adamın çok eşlilikten tek eşliliğe geçiş süreci ile marjinal bir anne tarafından marjinal bir şekilde yetiştrilmiş bir çocuğunun olanağanlaşma sürecini ele alan içten ve düzeyli bir film. En çok da beni hiç sex sahnesi barındırmaması şaşırttı ve gerçekten hoşuma gitti. Çünkü elini attığı kadınla aynı gece yatağa giren birisini barındıran izlediğim birçok filmde gayet erotik sahneler mevcut oluyordu. Ama bu film buna dikkat etmiş ve filmin temasına uygun olarak Adam ve Çocuk otaklı bir yapım ortaya çıkarmışlar... 10/8.3","label":7} {"text":"Renny Harlin özgün bir yönetmen.Bu filminde de,her filminde yaptığı ufak dokunuşları görmek mümkün.Sonuç olarak çok başarılı bir film değil ama tanınmamış yönetmenler tarafından baştan savma çekilen benzerlerini izlemek yerine ’’The Covenant’’ daha iyi bir seçim olacaktır.","label":4} {"text":"Durağan olmasına rağmen merak uyandırıcı ve güzeldi.","label":7} {"text":"Kurgusu mükemmel, hiç aksamayan bir film, Ashton Kutcher mükemmele yakın bir oyunculuk çıkarmış, bu tür filmler hoşuma gidiyor.. Bu filmin farklı sonu olan başka bir versiyonu olduğunu duymuştum, ama izleyemedim.. Bu finaliyle de çok iyi bir film..","label":7} {"text":"kesinlikle izleyin çok güzel bi film","label":9} {"text":"Deniz üstü köpürür hey canım rinna nay rinna rinna nay. Ne filmdi be insan gurur duyuyor. Böyle filmler sinemadır. Sinema mesajlar vermeli. Toplumun acılarından, korkularından, çaresizlik ve ümitsizliğinden mesajlar vermeli. Bu güzel ülke maalesef ki bilinçsiz bir nesil yetiştiriyor. Büyüklerimiz 1970 lerde bu ülkede konuşan fikir yürüten daha iyi bir yaşam için mücadele eden, yorum katan bir gençlik vardı diye anlatırdı. Ve yokluk içinde... Bu film hiyerarşiyi, korkuyu, çıldırışı bir gemide son derece naif son derece yalın bir dille anlatmış. Şu 10 yılda beni mest eden iki filmden birisi Sonbahar ve Sarmaşık yüreğinize sağlık..","label":8} {"text":"ilk filme göre vasattı. kitapta durağan olana bölümler hiç çekilmez hale gelmiş zor izleniyor. ancak kurtlar ortaya çıkınca biraz hareket gelmiş filme.","label":6} {"text":"klişeler içinde yüzen orta düzey bir film. hikayenin içindeki bazı noktalar gerçekten inandırıcılıktan uzak, filmden soğutuyor. olabilecek tüm klişelere yer vermişler, üstüne film de kendini fazla ciddiye alınca sıkıyor. olumlu yanı sevdiğim oyuncuları toplamış olmaları.","label":5} {"text":"Nedense göz ardı edilmiş bir film, TRT 2 sağolsun, \"takım elbiseli kaplan\"a selam olsun...","label":6} {"text":"Fikir güzel ama isçilik zayif.Konu beyazperdeye etkili yansitilamamis.Oyuncu performanslarini da yeterli bulmadim...5,5/10","label":4} {"text":"Gezi olaylarında ki polis şiddeti görüntüleri hafızamızda bu kadar taze iken, Amerika'da bir polisin silahından çıkan kurşunla öldürülen siyahi bir ABD vatandaşının hayatını işleyen bu filmin izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yer yer çok duygusallığa kaçılmış olsa da film daha başka etkileyici hale gelemezdi sanıyorum. Zira film bittiğinde salondaki yaklaşık 60 kişinin üzerindeki etki yönetmenin ilk uzun metrajlı filminde başarıyı sağladığını gösterir biçimde seyircileri üzüntüye düşürmüştür.","label":2} {"text":"Çocuk seslerinin olmadığı, çocuk doktoru, oyuncakçı, öğretmen gibi mesleklerin ortadan kalktığı her yanda anarşi, terör ve umutsuzluğun kol gezdiği karamsar bir gelecekte geçen, karamsar bir bilimkurgu filmi. Filmin açılış sahnesindeki etkileyiciliğin filmin tamamına yayılmasını da isterdim; eğer öyle olsaydı belki de tarihini en iyi bilimkurgu filmlerinden bir tanesi olurdu. Böyle ancak yılın en iyi filmlerinden birisi ve en iyi karamsar bilimkurgulardan bir tanesi...","label":8} {"text":"muhteşem orijinal konu. Muhteşem sürükleyicilik. Bir daireden kurtulamayan ve sırayla ölen insanların acınası halleri. ama sonu sıkıntılı olmuş. Anlaşılmaz olmuş. Sonu olmamış.","label":8} {"text":"Açıkçası ben daha sürükleyici ve hareketli bir film bekliyordum filmde sıkıldığımı belirtmeliyim.Biraz ağır işlemişler konuyu.Ben çok tat alamadım.İzleyip izlememek konusunda karar sizin.Ama oyuncular süperdi.6/10","label":5} {"text":"Bu film insanlara ders veriyor. İnsan ne durumda olursa olsun azimle ve düşünceyle her bir şeyi aşabiliyor. Kitaplardan okunan ve kayıt edilen hikayeleri daha sonra sayfa sayfa takip ederek okumayı yazmayı öğreniyor Hanna adlı karakter. Duygusal ve sevgiyle birlikte saygı duyulacak bir film.","label":7} {"text":"Berbat bir film , senaryosu bile yok. Sadece Will Smith hayranları izlesin de diyemeyeceğim. Jason Batemana katlanmaktan yana sıkıntı çekmeyecekseniz sorun yok. Buyrun senaryosundan , yönetimine , müziğinden , oyunculuğuna kadar fiyasko ötesi bu filme..","label":0} {"text":"Dairesel zaman, kısır döngü gibi kavramlarla beyninizde kapalı devre oluşturmak istiyorsanız \"Los Cronocrimenes\" tadında bir kısa film...8/10","label":7} {"text":"Bu filmde Kemal Sunal yerine başka bir isim olsaydı, gelmiş geçmiş en kötü filmler arasında gösterilebilirdi.. Kemal Sunal'lı hali ise izlemeye değer..","label":5} {"text":"\" Ve şeytan uyandı \"Filmin reddedilemeyen ürkütücü birtesiri var. Öyleki sonunda en başa dönüp rahibi boğmak istiyorsunuz! O sana dokunamayacaktı, ama ruhunu çoktan şeytana teslim edenleri alıp götürdüteker teker.. Filmi sevdim. \" Ürktüm, korktum ve sevdim. \"","label":8} {"text":"İzleyenine kastı olan -onu dağıtmaya ant içmiş- iki sınırda kişiiğin aşk öyküsü.","label":7} {"text":"gayet iyiydi... Filmin sonlarına doğru o evlatlık olayları falan oldukça duygusaldı ; ama oraya kadar bol bol güldük harikaydı :)","label":7} {"text":"'olur ya,kalbinde yer bulurda yerleşirim yıllarca seversin sonunda...olur ya evet dersin aşkıma şeytana uyarsında olmazmı olur ya...' onur ünlü gerçekten absürd bir üslupla stilize bir iş yapmış...bu adamın ilk filmi bu,aslında kendisine asla seni seviyorum denmemiş bir adamın bunu duymak isteyişi var filmde imkansız aşkının söylediği o şarkı var mesela...iyi niyetli naif bir film,hiç takeshi kitano filmi izlememiş biri filmi beğenmez hatta dans sahnesiyle mütevvelllit bir çok yeri saçma bulabilir...ama yürek diye birşey vardır sonuçta olur ya onur ünlü belki istediği filmi yüz yaşında çeker ama olur ya... ve hala haluk bilginer e söylicek söz bulamamaya devam etmekteyim...","label":7} {"text":"çok hoş :) 70/100","label":6} {"text":"Aziz Nesin'in Gol Kralı adlı romanından esinlenerek beyaz perdeye aktarılmıştır,. said 6 gol atarsa gol kralı olacak. evet ispanyol aysel saçından tutup yere yatırdı:)","label":4} {"text":"Yüzümde olusan gülümsemeyle bitirdigim film. Hos.","label":5} {"text":"Akıcı değil, durağan bir senaryosu var. Korku ve gerilim demişler ama bence ikiside yok. Tam izleyiciyi korkutacakken bölünüyor. Yani o sahneler kısa kesilmiş. Beklentiyi kesinlikle karşılamıyor. Tavsiye etmem👎","label":0} {"text":"uyarlamaları severim, kimseyi gıcık etmek istemem ama net bir şekilde kitabı>filmi diyorum.","label":6} {"text":"Ve seri bu yedinci bölümle dip yapı video filmi şeklini alan filmi üç boyut cazibesiyle kurtarmak istemişler ama mümkün değil tabii.''Her sene bir tane'' geleneğine son verilmişti bununla birlikte.","label":3} {"text":"fakir kız zengin oğlanın 2000 ler versiyonu mutlu son sanıyorsun ama kötü son.. Sürükleyicilik oyuncu kalitesi çok üst düzey.. İyi bir türk aşk filmi.. Sonundaki şarkı ağlatır cinsten","label":9} {"text":"Oldukça başarılı bir film. Çok fazla takılı kalmadığımız konularda bakış açılarımızı genişletebilecek özelliğe sahip noktaları var. Bir tanrıvergisi özellikle doğmuş olmanız illa o özelliğinizle birşeyler yapmanızı gerektirir mi? İstediğiniz şeyi yapmak mı yoksa yeteneğinizin üzerine gitmek mi? İnanılmaz zeki biri olarak çobanlık yapmak isteyemezmisiniz? Birşeyleri bilmek ile onu hissetmek arasındaki fark tam olarak nedir? Will, son derece dahi, fotoğrafik hafızaya sahip bir gençtir ve bir profesörün teorisini kanıtlamak için serbest bir tahtaya yazdığı soruyu çözmesi ile tanınır. Fakat kendisi tanınmayı istememektedir. Kendi iç savaşından çıkmasına yardımcı olması için psikolog Sean ile tanıştırılır ve hayat sorgusu böylece başlar. İzlediğim en dolu içerikli filmlerden biriydi.","label":7} {"text":"İlgimi çekmeyi baaşrdı, acaba fragmanı nerde ?","label":7} {"text":"askerlik yapmayanlar veya doğuda askerlik yapmayanlar yorum yapmasın bordo berelilerin gerçek hayatı budur bordo bereliler arkada adam bırakmaz ve onu gördüğün an öldüğün andır bordo bereli kidemli ast. hasan","label":9} {"text":"Eger hayatiniz cok mutlu ise bütün işleriniz yerinde,keyfiniz cok hoş ise gidin filmin 45. dk sina kadar dayana bilirsiniz yoksa paraniza cok ama cok yazik","label":0} {"text":"Filmi bugün izleme fırsatı buldum.İlk dikkatimi çeken Tolga Çevik'in Komedi Dükkanı'nda canlandırdığı rolden sıyrılamadığı oldu.Yeni bir karakter yaratmak yerine tutmuş bir işi devam ettirmeyi seçmiş.Filme gelirsek,aslında yerli bir pembe panter fikri kulağa hoş geliyor ama o kalite ve felsefeyi perdeye yansıtmak bizim kültürümüz için oldukça zor.Belki bu yüzden olsa gerek beklentimi oldukça düşük tuttum ve filmin ilk bölümü beni yanıltmadı.Esprisiz,temposuz,abartılı roller,zaman geçmek bilmedi diyebilirim.İyice filmden ümidimi kesmişken öyle bir ikinci yarı oldu ki akıllara zarar.Karakterler iyice sevimlileşti,daha kaliteli diyaloglar,espriler,ilk yarının tam tersi.Biraz olsun toparlandı film.Genel olarak Tolga Çevik için gidilse de Köksal Engür ve Toprak Sergen'e özellikle dikkat çekmek istiyorum...6/10","label":5} {"text":"Son derece saygı duydugum ve sevdiğim bir insanın hayatından esinlenerek yapılan bir film olduğu için ve de filmde geçen şu replikte siz Türkler çok çabuk unutuyorsunuz dendiği gibi balık hafızalı bir topluma bir şeyleri hatırlatmaya çalıştığı için çok sevdiğim bir film oldu.Filmin yazan ve yöneteni hala bir tv işi yaptığını sanmasa,daha derin bir senaryo yazabilse,filme soktuğu karakterler hikaye için daha fazla önem arzetse,kamera devamlı dönüp durmasa..çok daha iyi olurdu.Erdal Beşikçioğlunun iyi performansını takdir ederken Son dönemdeki Türk filmlerini karşılaştırdığımızda Cem Yılmaza ve Arog ciddi haksızlık yapıldığını söylemek gerekir,tekniği ve görselliğiyle çok daha fazla ilgiyi hakediyor.Son olarak Vali Yazıcıoğlu benim her zaman örnek aldığım ve tüm Türk gençliğinin de örnek almasını istediğim gerçek bir vatanseverdi.Damarlarında dolaşan asil kanın farkında olan ve ona göre davranıp Onun izinde yürüyenlerin şerefine..izleyin.","label":6} {"text":"Fazla mı reklam yaptılar ne? Şimdi o kadar çok fragman döndü ki filmle ilgili izlerken pek şaşırmadım olanlara. Bence bu kadar çok tanıtım da filmi olumsuz etkiliyor. Bazı sahneleri izlediğimiz için öyle bir tepki veremedim. Bu yönüyle Minyonlar beklediğimden çok düşük bir etki bıraktı. Hatta filmin içinde senaryo yoktu ki sadece verilen tepkileri izledik deyip durdum. Aldığı puanın düşüklüğü de bundan kaynaklanıyor. Herkes üst düzey bir şey beklerken olanı görünce bir öfkeyle 5-6 puanı basmış. Beklentiyi yükseklere çekmeden izlerseniz anca bir tadı tuzu olur yapımımızın. Neyse her türlü izleniyor tabi. İyi seyirler. P: 6","label":5} {"text":"iyi güzel yazmışsın da sıkıntı şurada inception filmi bu filmden sonra çıkan bir film. d teorin güzel ama okumadan da bir insan bu yorumu yazmamalı bence :)","label":7} {"text":"Geçiştirme bi film olmuş 10/6","label":5} {"text":"İzlemeye değecek yapımlardan..Gerçekten konu güzel işlenmiş..7,510","label":6} {"text":"Hangi ırk hangi millet olursa olsun, savaş bir katliamdır. Savaş sahneleri bu sözleri bir kez daha doğrulayacak kadar gerçekçi sunulmuş, tüm açlık, tedirginlik ve çaresizlik gibi durumlar iyi yansıtılmış. Generel'in atını vurduğu sahne bence en vurucularındandı ve aklımda kalan bir diğer sahne de her savaş filminde olmazsa olmaz barış mesajlarından, savaşın acımasızlığını gösteren sahnelerden; iki düşmanın bir arada vakit geçirmesi. Tavşan yedikleri sahne. Hikayeyi tam çözemediğimi ve bazı yerlerin tam açıklanmadığını düşünürken filmin 2. sinin olduğunu öğrendim büyük ihtimalle orada düğüm çözülecek.","label":5} {"text":"Yüz akımız, en iyi Türk filmleri arasında ilk 10 da en üstlerde yer alabilecek kaliteli, komik ve bir o kadar da hüzünlü bir film...","label":7} {"text":"Tam hak ettiği puanda 5.6 Çerezlik izle ve sil gitsin sonra da unut. Vaktiniz bol ise izleyebilirsiniz.","label":5} {"text":"tum teknolojik yetersizliklere ragmen su anki uc boyutlu bes boyutlu filmlerden cok daha etkileyici","label":8} {"text":"Filmin hikayesi biraz kısa geldi bana jurassic worldün filmlerinin sonlarında hep bunları trex kurtarıyor bu filmdede aynı olduğundan birazda bu yüzden puanı kırdım filmin biraz daha hikayesini değiştirebilirlerdi farklı türlerde dinazorları görmek güzeldi bazı sahneler değiştirebilir daha güzel yapılabilirdi ama olsun sinemada izledim en azından param boşa gitmedi sizlerde boş vaktinizde sinemaya gidip izleyebilirsiniz.[spoiler][/spoiler]","label":5} {"text":"Çok şeyler bekleyipte beklediğimin yarısını alamadıgım film.","label":4} {"text":"Jim Carry'nin en iyi filmi budur. Amerikan sineması kudurrrr","label":9} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biriydi kimseye önermem. yorumlarada güvenerek izledim ama kesinlikle zaman kaybıydı. tabii ki herkesin zevki farklıdır, 1 başucu 5-6 karantina var çoğunluk yanılmamış yine bu arada film amerikan pastasının yanından bile geçemez...","label":0} {"text":"çoluk çocuk fılmı kunfucu panda.....esek olsa daha ıyı olurdu !!!!!!!koskoca 0 salakca aptalca bır fılım ızlemeyın kardeslerım beyaz perdeye verdığı destekten ve aile ortamının sağlayıcısı olmasından dolayı tesekkur ederım.....ıyıkı varsın BEYAZ PERDE..........","label":1} {"text":"JOHN WOO BAŞYAPITIDIR. John woo Face off tan sonra tekrar Nicolas Cage ile iş başında. Bilirsiniz ki John woo nun kendine has tarzı vardır. Kırık ok, görevimiz tehlike, Hesaplaşma, face off ve bu film bunun örnekleri. Bu film gerçekçi savaş sahnelerinin yanı sıra aslında iyi bir dram yaşatıyor. Askerin tutsak çocuga kendi ilacını vermesi ve ya Niconun kendisine verilen madalyasını şehit olan arkaşının eşine gönderilmesini istemesi gibi birçok etkileyici sahneler vardır filmde. John woo nun şiirsel anlatımı, mükemmel müzikleri gerçek hikayesi ve ger. ekçi sahneleriyle izlenilmesi gereken sanatsal bir yapım. 10 / 8.8","label":8} {"text":"Jake Gyllenhaal'ın ''Gece Hayvanları'' filminde olduğu gibi aslında bir iç hesaplaşmanın oluşturduğu film. Sadec izleyenlerin anlamayacağı anlamak için izleyenlerin keyif alacağı bir film. Başrolümüz Sheriff Ed pek ortada görünmesede tüm hikaye ona ait.","label":6} {"text":"Anlattığı duygular her insanın içinde barınan korkular olduğu için beni çok etkiledi. Mükemmel bir oyuncu olan Jack Nicholson bu duyguları çok güzel temsil etti. Bence çok güzel bir filmdi.","label":7} {"text":"yarın son gündür...","label":7} {"text":"çok sıkıcı bir filmdi olaylar birbirine güzel bağlanmamış bu kadar iyi bir oyuncu kadrosundan çok daha iyi bir film beklerdim","label":4} {"text":"Bu filmle ilgili bir nefret zinciri oluştu. Sanırım bu: Kolpa erkek figürüne duyduğumuz nefretin ürünü. Hani kollarını dolayıp uzaklara bakan ama karı kız derdindeki, \"piç\" erkek modeli. Son yıllarda hızla yaygınlaşan bu erkek modeline, hayat şansı tanıyan habitatı kınıyor ve soruyorum: \"Ne va o uzaklarda, sevgili Issız Adam\" ne oluyoruz ? Bi şey mi gördünüz, sevgili Issız adam. Açık mı kalmış dükkanlar ? Ne pis cinsimiz varmış be Mülayim.","label":4} {"text":"Vahşi batıda geçen bir bilimkurgu sinema dünyasına getirdiği yenilik tartışılır yenilik yok ama işte laf olsun torba olsun","label":3} {"text":"Sitede 'İzlememe Listesi' veya 'Asla İzlemem' listesi olması gerektiğini anlamamı sağlamış filmdir. Fragmanına bile 15 - 20 saniye katlanabildim. Recep İvedik bile bunun yanında Jean Luc Godard filmi gibi kalır. Dünya komedi sinemasına Arabesk, Tosun Paşa, Hababam Sınıfı, Kibar Feyzo, Namuslu ve daha nice klasikleri vermiş olan Türk Komedi Sineması'nın son hali bu mu şimdi! Seviyesi düşen, cahilliği yükselen Yeni Türkiye'nin yeni komedisi... Yazık! Bir alıntıyla yazımı bitiriyorum: \"Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesi, neye güldüğünden zeka seviyesi anlaşılır\" Mevlana.","label":0} {"text":"Spoiler içerebilir: Geçen avm'de tek tabanca eller cepte takılırken can sıkıntısından napsam ne etsem derken bir filme girim dedim, bu filmi seçmemin sebebide Cem Yılmaz'dı iyikide bu filmi seçmişim, gerçiğ imamın fetvalarından başlarda sıkıldım ama bu kadar beğeniceğimide beklemiyordum, özellikle filmin sonları çok iyidi sinemada ağlayan melisler oldu, Cem Yılmaz'ın ege şivesi ayrı bir güzeldi Devrimci arkadaş Hasanın konuşmaları hoşuma gitti ve çocuk oyuncu Adem'de rolünün hakkını vermiş. ve filmden sonra canım acaip gazoz çekti 1lt fruko aldım hemen bakkaldan, eğer yerli film izlemek istiyorsanız tercihiniz bu film olsun yanınızda gazozunuzda olsun.","label":5} {"text":"güzel bir film ama abartılacak kadar aman aman bir film değil.billy bob thornton harika oynamış.halle bery de iyi ama oscarın halle berry e verilmesi tartışılır.","label":5} {"text":"Felsefe ve psikanalizle ilgilenen yada merak duyan herkezin izlemesi gereken, büyük üstatların gerçek yaşam öykülerini, çalışmalarını izlediğimiz muhteşem replikleri, inanılmaz oyuncu performansları ve büyük usta Cronenbergin gerçekçi anlatımıyla çok kaliteli bir film.Genelde abartılı bulunan Keira Knightley performansına ben hasta kaldım özellikle Sabinanın değişimini perdeye çok iyi yansıtmış, Fassbender herzamanki gibi çok etkileyici zaten sıradan bir performansını daha görmedim. Viggo Mortensen ise kısa rolüne rağmen büyüleyiciydi öyleki Freud anca böyledir dedirtiyor insana, uzun zamandır hak ettiği Oscarı bu rolle almasını dilerdim, ama aday bile olmadı bildiğim kadarıyla.Kesinlikle yılın en değerli filmlerinden. 10/8","label":7} {"text":"Sasha Hails'in oyunculuğu dışında pek birşeyini beğenmediğim bir kısa film. İki genç sevgiliden biri kuaförde çalışmakta diğeri ise gece kulüplerine giderek zengin kimselerle para karşılığı tek gecelik ilişki yaşar. Bir gece olayı daha ileri taşıyarak erkek arkadaşı içinde homo ilişki yaşayabileceği bir tek gecelik ilişki ayarlar. Adam sevdiği için ne kadar denese de yapamaz ve ilişkileri ile ilgili düşüncelerini değiştirmeye başlar.","label":4} {"text":"Etkileyici görselliği bir yana elindeki anın değerini bilmeyip değerlendiremeyen ve imkansızı yani ölümsüzlüğü arayan ve tabii bulamayan bir adamın acıklı hikayesi..Yorumlardan anlaşıldığı gibi bazılarının Darren Aronofsky tarzını benimseyememelerinden kaynaklı karmaşıklık şikayetleri olsada meselenin özü yukarıdaki gibidir arkadaşlar ve eminim bu özü benden çok daha iyi ifade edebilecek insanlar olduğu gibi doğru kelimelerin içinden yanlış anlamlar çıkarmaya meyilli olanlarda vardır.Dünya bir gündür..O da bu gündür.","label":6} {"text":"İzlediğim en orjinal senaryolardan birine sahip film kısmen otobiyografidir aslında. Ayrıca çok sayıda ödül almış bir filmdir. Nicolas Cage face off tan sonra tekrar 2 karakteri canlandırmıştır ve bence Akademi dülünü almayı haketmiştir. Senaryonun merkezinde ise aslında filmin senaristi olan Charlie Kouffman var. Film eleştirmenlerden de olumlu tepkiler almıştır. 10/ 8.5","label":6} {"text":"IMDB puanına bakıp da aldandığım, izlediğim zamana acıdığım acayip samimiyetsiz film.","label":0} {"text":"kitabın yanına yaklaşamayacak uyarlama.. güzel uyarlanmış, atlanmış pek bir yer göremedim de ben aslında ama kitabın tadı gibi değil. kitap çok yoğun, ender'in ağzından dinlerken her şey daha naif. filmde biraz bu haliyle eksik kalıyor. ama olsun. hikaye güzel.","label":7} {"text":"film son anlarına kadar gizemini korumayı başarıyor. ancak saçmaladıkları yerlerde yok değil. son dakikalar daha gerilim doluydu.","label":4} {"text":"Hindistanın geçenlerde Ay'a ayak basan robotu için harcadığı toplam para 80 milyon dolar imiş. Bu film 120 milyon dolara çekilmiş. Gerisini siz düşünün :D","label":7} {"text":"film güzeldi pişmn olmazsınız özellikle kevin bacon çok iyi iş cıkarmış ve yönetmeninde hakkını vermek lazım 10/9","label":8} {"text":"gerçek bir hikayeden esinlenilen film Leonardo DiCaprio'nun kaliteli oyunculuğuyla keyifli sıkılmadan izleyebilirsiniz","label":7} {"text":"daha çok dram ve psikolojik bir filmdi aksiyon bekleyenler izlemesin onun dışında oyunculuklar çok başarılıydı","label":6} {"text":"absürt bir film fakat hiç komik değil.","label":1} {"text":"Zorlama espriler, klişe Senaryo, ve muadili yüzlerce film gibi. Avengers: Infinity War - Part 2 filmine ısınma olsun diye izlenebilir. Onun dışında basit sıradan bir film.","label":5} {"text":"Eğer hiç film bulamamış ve çerezlik olarak izlemek isterseniz o kadar da kötü değil.","label":5} {"text":"Bence üzgünüm dediği yerde son sahne bütün gerçekleri bir bir anlatıp söylemesi hatta o olayları adamın anlattı hikayeyi bire bir yazıp ikinci kitabında evet sır olarak saklayabilirsiniz ama ben yapamadım diyip halkın sevgisini daha çok kazanır ve hikaye yazdı kitap ne bilmiyorum ama sinirle söylenen söz pişmanlık ömür boyu onlar çok acı herşeyi bırakıp sevgi kadınla mutlu bir hayat keşke öyle olsaydı","label":9} {"text":"Uzun zamandır, bir film bittikten sonra oturduğum yerde çakılı kaldığımı hatırlamıyorum. Bu film bana bu anı tekrar yaşattı.","label":9} {"text":"Senaryo anlamında çakılmış bir film. 6/10 verdim, daha fazlasını haketmiyor.","label":5} {"text":"Aslında tipik bir türk filmi ayarında ama tasavvuftan beslendiği için bu kadar fazla hoşumuza gidiyor. İran sinemasını da lezzetli kılanda bu. Sadece acıları değil o acılarla manevi olarak nasıl başa çıkabileceğimizi anlatıyor, reçeteyi de sunuyor. Ayrıntıları görmemizi sağlıyor. İnşirah suresini hatırlatıyor ve sıkılan gönüllere su serpiyor ve hafızın şiiri ile dudaklarımızı tatlandırıyor....","label":7} {"text":"Sevdiğim Türk filmlerinden biri.. Gerçekten hoş olmuş... Özellikle kurgusu çok güzel... Doğa bekleriz de çok ii oynamış... Şahanın sahnesine koptum... İzlenir bence, ama bizde bizim filmlere karşı bir antipati var onu silip öle izlemek lazım..","label":8} {"text":"midem bulanıyor.","label":2} {"text":"Elbette benim listemde Azınlık Raporundan sonra gelecek. . uzun zamandır bu tarz filmler içinde beni memnun eden bir film. benim için yeterince iyiydi","label":9} {"text":"kısa ve net ifade etmek gerekirse beğenmedim......","label":2} {"text":"Ata Demirer seyirciyi çok büyük bir beklenti içine sokmadan, sıcak, eğlenceli ve komik bir üçleme yaptı. Ben 3 filmden de keyif aldım. Sinema da izlenir izlenmez, orası ayrı bir tartışma konusu ama ben izlerken keyif alıyorum, eğleniyorum. O yörenin insanlarını nedense kendime yakın buluyorum, o samimiyeti seviyorum sanırım. İlk 2 filmin biraz gerisinde kaldığını kabul etmekle beraber, başarılı bulduğumu belirteyim.","label":6} {"text":"Çok neşeli ve keyifli bir film. Eğlendim çok güzel zaman geçirdim. Demet Akbağ'ın oyunculuğu mükemmeldi.","label":7} {"text":"bir kızın kalbi kırılmışsa (sarısın olsa dahi) ondan çekinin :) çok şirin bir film davayı çözüş şekline bayıldım :) perma ayakkabı modası derken çözdü davayı :) süslü ve tikky olmanın faydalarını bize gösteren şirin bir film :) espri bir yana çok sevimli bir film izleyin","label":8} {"text":"İKSV Film Festivali'nde izledik. Gerçekten çok komikti. Özellikle jonathan cohen","label":7} {"text":"Eğlenceli bir fantastik filmdi. Sitedeki puanı biraz fazlaca geldi bana ama hoş bir seyirlikti yine de...","label":4} {"text":"Tek kelimeyle muhteşem! Öyle güldüm ki gözlerim yaşardı. Aslında oldukça dramatik bir hikaye olsa da duygu sömürüsüne kaçmayan sıcak, içten ve sevimli bir anlatımı var. Çok çok beğendi tavsiye ederim. İyi seyirler.","label":9} {"text":"güzel bir film.. gerilimi iyiydi.. sıkılmadan izlenebilecek bir film.. tavsiye ederim.. izleyin yahu.","label":6} {"text":"Bazı sahneler epikti gerçekten, görsellikte yine kendini belli etmiş Peter Jackson. Ama elinde bu kadar güzel dram sahnesi çekebilecek imkan varken dram olan kısımları tamamen es geçip, seyircini en bağlandığı savaş sahnelerinin arasına aptal aptal komiklikler sıkıştırması bu seriye bir saygısızlıktır. LOTR serisinin son filmindeki Faramir ve Rohan Kralı Theoden'in ölüm sahnelerinde ki dramitizeyi çeken Peter Jackson, bu filmdeki bu tarz sahneleri geçiştirmiş. Bilmiyorum Extended versiyona koyar mı güzel bir şeyler ama bana yeterli gelmedi bu film.","label":6} {"text":"yine mücadelenin tam ortasındayım, bildiğim en büyük muammayla savaşıyorum, yaşa ve öl bugün yaşa ve öl bugün...","label":6} {"text":"klasik türk toplumunun kafa yapısını anlatmış işte.fena değil.izlenilebilir.","label":4} {"text":"Cocukluk efsanem tam anlamiyla holywood kalitesinde bir animasyon olmus. Sesler cok iyiydi, hikaye ilk serafettin kitabiydi. Devami gelmezse cok buyuk kayip. Turk sinemasinda bir ilk.","label":9} {"text":"çok eğlenceliydi evde izlenecek çerezlik bir filmdi keyif aldım.","label":6} {"text":"Filmin iki ana karakterinden de hoşlanmadım. Zorba ve arsız Simone, korkak ve sümsük Marcello. Marcello'nun tek sempatik tarafı kızıyla ilişkisiydi. İlk sahne ve son bölümün bağlantısı güzel kurulmuş. Bazı detaylar ise havada kalmış. Sonu bence kötü değil, çaresizlik ve ne yapacağını bilememe hissi güzel verilmiş. 6/10","label":5} {"text":"filmin sonunda cidden içimde bişeyler kaldı. Açıklasanıza abicim katili delirdim lan","label":7} {"text":"teknik olarak çok başarılı, takdir etmemek imkansız. hikayesi klişeler denizi ama caz sosu ve oyuncu performansları biraz kurtarıyor. öte yandan ideoloji olarak sunduğu tek kelimeyle korkunç. artık pembe amerikan rüyası filmleri çekilmesin lütfen.","label":4} {"text":"Güzel bir filmdi sonucu gerçekten şaşırtıcı. İzleyin derim.","label":5} {"text":"humour'u eksik kalmış bunun, guy ritchie çekse tadından yenmezmiş. Çerezlik kategorisinde fena bi film değil. 68/100","label":6} {"text":"kardeşlerimle beraber kaç kere izlediimi hatırlamıorum bile !! (: izlenesi;şipşirin bi hikaye ;)","label":8} {"text":"komik film eğlenmek için izlenir hehe","label":8} {"text":"Coen kardeşlerin taRzını çok seveRim ama bu film için diğer yoRumcu aRkadaşLaRa katıLamayacağım. İzledim ve hayRanlık uyandıRacak çok biRşey göremedim.. İyi seyirler - 6,5 / 10","label":4} {"text":"Kitabını bitirir bitirmez filmi izleyen biri olarak diyebilirim ki canım kitabı rezil etmişler. Olayı vaginusmus vakasına indirgemişler. Halbuki kitapda geçen çok hoş diyolaglar ve yan öyküler var.","label":1} {"text":"Muhakkak gidilmesi gereken bir film etkileyici bir hikaye emeği geçen herkesin ellerine sağlık oyuncular, çekim herşey çok güzeldi özellikle gerçek bir yaşam hikayesinden alınmış hüzünlü yüreklere dokunan bir hikaye olması da ayrıca güzel kesinlikle tavsiye ederim.","label":9} {"text":"ayrıntılarıyla kalpleri kazanıyor, ince işçilik ürünü. çocukların gözünden her şey, bu yüzden merhamet dolu bir sahne bile çocukların yaşanmışlıklarıyla acı dolu bir ana dönüşüyor. koşulsuz sevmenin nasıl bir şey olduğunu bilmeyen çocukların ısrarcı soruları çok acıydı mesela","label":7} {"text":"Kitabı harika ötesi olduğu için film biraz sönük geldi gözüme, yine de çoğu filmin üstünde olduğu bir gerçek. boş vaktiniz varsa izleyebilirsiniz ama önce kitabını okuyun derim.","label":7} {"text":"Jeunet ve Caro'nun yaratıcılıklarını sonuna kadar kullandıkları,ülkemizde hak ettiği ilgiyi çok sonraları görmüş kusursuz bir yapım.Yay sesiyle müzik aletlerinden çıkan ses arasında bile alaka kurulması basit ama yaratıcı örneklerden sadece birisi.","label":8} {"text":"Bambaşka bir tad bırakan bir film.. yeri doldurulamadı... İzlemeyen kaldıysa mutlaka izlesin derim...","label":9} {"text":"Senaryosunu, Aleksandr Shevtsov'un yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Dmitriy Tyurin'in oturduğu “Rubezh”; bilim - kurgu tarzdaki fantastik bir drama olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, yeterli seviyedeki yeşil perde, görsel efekt ve makyaj teknolojilerinin yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüğünü Dmitry Tarasenko'nun üstlendiği; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen bu Rus filmine biraz daha yakından bakalım... *** Taş ocağı işletmecisi iki yeni yetme genç ortak Mikhail Shurov (Pavel Priluchnyy) ve Alexander Malyarov (Sergey Chirkov), kazı alanına girmek üzere bekleyen kamyonların bulunduğu ocaklarına gittiklerinde; inşaat sektörüne kum sağlanacak söz konusu kazıyı durdurmak amacıyla kamyonların önünde yatan Elizaveta Tikhonova (Kristina Brodskaya) ve yaşanacakları cep telefonuyla kayıt altına alıp, anında sosyal medyada canlı olarak yayınlayan kendileri kadar genç olan çevre ve tarih gönüllüsü Sergey (Filipp Ershov) ile karşılaşırlar... Yerlerde uzanmakta herhangi bir beis görmeyen Elizaveta'nın niyeti; Nazi işgaline karşı direnen yaklaşık 200 bin Sovyet askerinin hayatını kaybettiği alandaki tüm tarihi kalıntılar tespit edilerek koruma altına alınıncaya kadar, kazı çalışmalarının askıya alınmasını sağlamaktır... *** Bu emrivaki durum karşısında... Mikhail, kazıyı yönetmekte olan Panaitov'a (Stanislav Duzhnikov); kamyonları geri çekmesinin yanı sıra kimseye çaktırmadan, görünmez bir kazaya yol açması talimatını da verir... Zira oluşacak karmaşanın ardından operasyona devam edilecektir hem de ülkenin oligark iş adamlarından Viktor Petrovich (Aleksandr Lykov), taciz edercesine Mikhail'i on sekiz kez telefonla arıyorken... *** Derken... Panaitov'un el frenini devre dışı bıraktığı sürücüsüz bir kamyon, fren pedalındaki demir parçası da çekildiği için alana doğru ilerlerken; Elizaveta'da, tarihi pek de umursamadığını fark ettiği Mikhail'i, Leningrad cephesindeki son savunma hattı olan &(II. Dünya Savaşı'ndaki Leningrad Kuşatması sırasında 19 Eylül 1941 - 29 Nisan 1942 ve 26 Eylül 1942 - 17 Şubat 1943 tarihleri arasında Leningrad Cephesindeki Kızıl Ordu birlikleri tarafından tutulan Neva Nehri'nin doğu yakasında, Dubrovka köyünün karşısındaki bölge) Nevsky Pyatachok / Neva Bridgehead&in yeraltı sığınaklarından birisine indirir... Elizaveta'nın anlatımına göre: Binbaşı Boris Grachev (Viktor Dobronravov) komutasındaki, aralarında bir kadının da bulunduğu, o sığınaktaki askerlerin tamamı; Nazi'lerin eline esir düşmektense, intihar ederek ölmeyi tercih etmişlerdir... Yine Elizaveta, Binbaşı Boris'in tabancasının tetiğini kafasına ateşlemeden önce; diğer kadınlarla beraber tahliye edilmeden önce birlikte hemşirelik yapmakta olan ve 1990'lı yıllarda, doğal yollardan vefat edinceye kadar da bir başkasıyla evlenmeyen sevgilisi Olga'ya yazdığı son mektubu da gösteriverir Mikhail'e... *** Yetmez... 5 Eylül 1926 doğumlu kıdemli bir tabur komiseri olan Aleksey Shurov'un (Semyon Treskunov) kimliğini de ortaya çıkartır Elizaveta... Ama bunların hiç biri Mikhail'i durdurmaya yetmeyecektir... Zaten yetimhanede büyümüş olan babasına, Shurov soyadı da orada verilmiştir... En azından babası, soylarının öyküsünü bu şekilde anlatmıştır Mikhail'e... *** Aynı esnada... Kontrolsüz bir biçimde, hızlanarak sığınağa doğru ilerlemekte olan kamyonu; içine atlayan Sergey, son saniyede durdurmayı becererek büyük bir facianın önüne geçse de... Ne yazık ki, öfkesine yenik düşerek tuttuğu bir metal kancayı& yerinden çıkartan Mikhail; sığınağın üzerlerine çökmesine sebep olur... *** Mikhail kendine gelip de uyandığında; Sovyetler Birliği ile Naziler arasındaki yoğun çatışmaların yaşandığı Neva Bridgehead bölgesindeki, ellerindeki dürbünle buzlarla kaplı nehir çevresindeki askeri hareketlilikleri kolaçan eden iki Kızıl Ordu komutanının tam da arkasındadır... Evet... Kolaylıkla anlaşılacağı gibi Mikhail, zamanda yolculuk yapmak suretiyle 1940'lı savaş yıllarına doğru bir geriye dönüş gerçekleştirmiştir... Tepesinde de, Kızıl Ordu askerlerine makinalı tüfeklerle ateş açıp bombalar yağdıran Nazi uçakları uçuş yapmaktadır... *** İşin daha da ilginci, Mikhail'in görünmez ve patlayan silahlardan etkilenmeyen bir bedene sahip olmasıdır... Şimdi de Almanların tank saldırısı başlamıştır... *** Elinde tutmakta olduğu metal parçasının aslında bir anahtar olduğunu düşünen Mikhael, kilidi bulmak gayesiyle çok da zorlanmadan bulduğu bir sığınağın içine girer... Fakat bir sonuç alamaz... Çünkü yanlış sığınağa girmiştir ve o cehennemden kurtulması için doğru sığınağı bulması gerekmektedir... *** Çok geçmez... Mikhail yeniden 2018 yılına dönüş yaparak gözlerini açtığında, sedyenin üzerindeki koluna serum bağlanmış haldeki Elizaveta; bir ambulansa doğru taşınırken, kendisi de bir kez daha muharebe alanında olacaktır... Yani Mikhail, tam anlamıyla kısır bir zaman döngüsünün içine girmiştir... Sadece kendisinin görebildiği bu gel gitler, gittikçe hızlanmakta ve üstelik komadaki Elizaveta'nın sağlık durumu da ciddiyetini korumaya devam etmektedir... Dakika 38... Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz filmin geride kalanında sizleri, kendi gerçek aile kimliğine ilişkin olarak da, kafası iyice allak bullak olmuş olan Mikhail'in yaşayacağı; ters köşe kimi sürprizleri de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Sürgün edilen tatar Ramazan'ın gelmiş olduğu yeni koğuşa hakim olan Abdurrahman Çavuş, her türlü zulmü yapan biridir. Ramazan, dürüst karakterinden dolayı gittiği her yerde böyle insanların varlığı ve hükmünü sürdürmesine izin vermediği için sürgün edilmiştir. Fakat bu geldiği yerde de aynı manzara ile karşılaşmıştır. Filmin müzikleri harikaydı. Yapılmak istenen rüşvet ve güçlü olanın yanında olma mesajı zamanına göre başarılı olmuştur. Fakat filmde saçma objeler bulunmaktadır. En barizi Ramazan'ın karısının öldüğü ve kapı gardiyanını öyle kafasına göre tehdit ettiği sahnelerdir. Zamanında, kanımıza işlemiş olan vurdu-kırdı/astım-kestim yapısınında etkisiyle aşırı beğenildiğini düşünüyorum.","label":5} {"text":"Açıkçası hem site de, hem Imdb'de bu kadar yüksek puan almasına şaşırıyorum.. Bu filmi sorun bende mi diyerek 2 kere izledim ama sonuç aynı.. Bu filmde ne bir romantizm, ne duygusallık, ne aşk türünün iddaa ettiği hiçbir şey yok.. Absürd diye nitelendirip izlense, sonuç yine aynı, tamamen hayal kırıklığı..","label":2} {"text":"10/9 reha erdem den güzel bi film daha şu replik bitirio herşeyi saten para her yarayı kapatır","label":8} {"text":"Film bence harikaydı keşke 3D olsaydı oyunculuklarda fena değildi bazı saçmalıklar vardı ama [spoiler][/spoiler]sonu beni şaşırttı slender man in gerçekte olmaması","label":9} {"text":"Mayhem in izmirde daha ölmemiş üyeleriyle konser verdiği rivayeti de vardı. Burzum un Mayhemle ilişkisi olduğunu da filmde öğrendim. Bu arada varg kodesten 21 sene sonra çıkıp yutıbır olmuş, ilginç fikirleri var Satan akıl fikir versin diyoruz. Varg ın filmle ilgili yorumları vs vs https://youtu.be/_SLWWMw4AxQ","label":6} {"text":"Hiç sıkılmadan izlenicek,harika bir aksiyon","label":9} {"text":"bi anlamadım filmi, gene olsa izlesem mi diyorum töbe töbe","label":4} {"text":"çok güzel bir filmdi ben filmi çok beğendim.çok eğlenceliydi jennifer yine her zamanki gibi oyunculuğu süperdiii herkes izlemeli. 7/10","label":6} {"text":"yok neymiş, coen kardeşler halt etmiş.. yahu, bunu diyenlere sesleniyorum: kardeşim, abartmayın bir kere de yahu! tamam, hakikaten güzel bir film.. yani çekimleri, müzikleri, çok çok iyi gerçekten.. senaryo da bir yere kadar güzel, ama bir noktadan sonra \"amaan..\" dedirtiyor.. ama genel anlamda özgün bir iş çıkmış, orası kesin.. oyunculuklar da ayrı bir konu zaten, herkes birbiriyle yarışmış sanki.. fakaat: !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! coen kardeşler çekmiş olsaydı bu filmi, kadının ölümden dönüşü muhteşem olurdu.. öyle bir intikam alırdı ki, oy oy.. bütün bu olan bitenler bu kadar güzel bir sona bağlanmazdı.. hatalar, cezasız kalmazdı.. falan filan.. açıkçası filmi izlerken benim yazdığım senaryo daha çok beğenildi o \"kaza\" sahnesinden sonrasıyla ilgili =) !--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! ayrıca: bakınız","label":7} {"text":"Ya bi sinema keyfimiz var hadi parasinida geçtim insanların zamanlarini umutlarini çalmak bu kadarmi kolay perdeye bakamıyorum mide bulantısından 2 sn baksam cep telefonuyla çekildiği için midesi bulaniyor insanın hayır özellikle sallanmis kamera ya böyle bişey olamaz","label":0} {"text":"Kimlik arayışı, iyi, kötü, güzel, çirkin kavramlarını kendine has bir sinema diliyle aktarabilmiş bir o kadar da ilginç ve rahatsızlık veren bir yapım.","label":8} {"text":"insanın resmen ağzını kırıyor canım!! 1 haftadan evvel etkisinden kurtulursanız nolayım","label":8} {"text":"İzlemeden önce beklentilerim çok yüksekti ama izledikten sonra hayal kırıklığına uğradım. Yorumlar olumsuzdu ama bu kadarını tahmin etmiyodum daha iyi olabilirdi. Merak edenler izlesin.","label":4} {"text":"puanına aldanıp izlemeyin diyorum.","label":3} {"text":"Osmanlı tarihine ışık tutacak başarılı yapımların çoğalması gerçekten çok önemli. Ancak bir şey sormak istiyorum. Neden bu filmi yabancı bir yönetmen çekiyor. Bizim tarihimizi bizden daha iyi mi biliyorlar acaba? Senaryo, yapım ve oyuncyuların büyük bölümü Türkiyeden ama yönetmen yabancı. Bence tuhaf.","label":4} {"text":"Affleck, Jack Ryan karakterinde baya 'toy' kalmıştı...","label":9} {"text":"Teması The Island (2005)'ı andıran bir film olmuş. Çok başarılı değil, çerezlik. Boş vaktiniz varsa gideri var. Öte yandan aksiyonu oldukça az olmuş, o nedenle sıkılabilirsiniz. Daha Plot twistli ve bol heyecanlı, gerilimli filmler arayanlara benzerleri arasından Upgrade ve Oxygne'i önerebilirim.","label":5} {"text":"Özgün bir senaryoya sahip olmasına karşın filmi en başarısız kılan etken mantık hatalarıyla dolu kurgu. Bence Curtis ve takımının lokomotife ulaşma süreci tekdüze ilerliyor ve salt aksiyon. Zaten lokomotife ulaştıktan sonrası çok daha büyük bir hayal kırıklığı. Filmin en önemli kısmını içeren bu sahneler üzerine daha fazla düşünülebilir ve detaylandırma yapılabilirdi.","label":9} {"text":"mekanları viyanada çekilmiş ve yönetmenin ilk ve son filmi olmuş. son 32 yıldır tek bir film çekmemiş ne iş yapıyor bankacı mı ? film başroldeki katilin gözlerinden gösteriyor. Bir anlatıcı ile o rahatsız panik adamın zihninden geçenleri duyuyoruz","label":8} {"text":"Ben serinin en komik filmi olduğunu düşünmüyorum ama bu filmi kötü yapmaz son derece komikti ve eğlenceli vakit geçirdim izleyin derim..","label":7} {"text":"son sahnelerde ters köşeye hiç böyle gelmemiştim. bildiğin alaşağı etti. ne anlattığı, neyin propagandasını yaptığı falan önemsiz. dumur oldun mu? oldun. nokta.","label":5} {"text":"Türk sinema tarihinin kara günü, tüm sinema büyüklerinin kemikleri sızlıyor. Vine'daki anlamsız videolarla popüler olduktan sonra hızla popülerliğini yitiren ne kadar insan varsa yeniden popüler olma savaşı vermiş bu filmde. Herhangi bir sanatsal kaygı yok, güldürmeye çalışmış ama kimi hedef kitle seçtiği belli değil. Enteresan kaşlı kendini komik zanneden vine fenomeni bir ana karakter ve yanında daha az popüler olan diğer vine fenomenleri. İzleyipte zaman kaybetmemenizi öneririm :)","label":0} {"text":"Gerilim dozu aşırı olan bir film.En azından senaryosu falan değişik.Filmin bitişini,sanki devamı çekilecek gibi bırakmışlar.Umarım devamı gelir.","label":9} {"text":"Ben yeni izledim, ne bileyim bana sadece çocuklara hitap eden bir animasyonmuş izlenimi veriyordu. Hikayesini beğendim, eğlendim, gülümsedim. 2001 yapımı olması nedeniyle; belki de o dönem anne-babasının elinden tutup bu filmi izlemeye giden çocuklar bundan birkaç yıl sonra evde çocuklarıyla izleyecekler. Günümüz teknolojisiyle bu her filmde mümkün ama bu animasyon 2001'de çıkmış olması nedeniyle pek çoğumuzun hayatında daha önemli bir yer kaplıyor olabilir. Ben geç izlediğim için bu duygudan mahrum kalacağım tabi...","label":6} {"text":"sinirlerimi müthiş geren bir film. izlerken sorguladım, sorguladım, sorguladım.. sanırım ebeveyn olmak hele ki böyle bir çocuğun ebeveyni olmak zor. ben de aynı seçimi yapar mıydım veya yapmalı mıydım bilemiyorum.","label":7} {"text":"görücez bakalım umarım güzel çıkar.","label":7} {"text":"Rönesansın başkenti Roma'da, gerçek dünyadan soyut gibi görünen sanatsal bir ortamda geçen film müthiş bir görsel ziyafet sunuyor. Harika müzikleri de eklenince şu an vizyondayken kaçırmamanız gereken, tadından yenmez bir film oluyor.","label":6} {"text":"Neden bilmiyorum ama evet film benim için gerçekten bir başyapıt . Bu kadar az repliği olup bu kadar kalbinizi feth eden bir oyuncu bir karakter olamaz herhalde , Mad MAx bunların tam ortasında duruyor . Karakterler kostümler müzikler , hele o gitar çalan manyak :) , davulcular , Charlize Teron , yani kelimeleri bir araya getirip birşeyler bile yazamıyorum :) film o kadar iyiydi , aksiyon bir dakika bile durmuyordu , mekanlar , içimde oluşturduğu dünyanın sonu böyle olacak karamsarlığğı , yani bence bir kaç kelime ile2015 in en iyi filmi....","label":9} {"text":"Tim Roth' un performansı beni çok şaşırttı.","label":9} {"text":"Kıyafetlerden başlamak istiyorum ki muazzam bir uyum yakalanmış gerçekten.. Filmin ilk 1 saatinde oyunculuklarda aynı şekilde muazzam fakat sonra parayı mı geç yatırmışlar nedendir bi' kopukluk sezdim.. The Railway Man filmine benzettim en başında.. Halil'i oynayan oyuncu arkadaşımızın daha çok kurabiye(:)) yemesi gerekiyor.. Savaş sahneleri Türk yapımı olarak Fetih 1453'ten sonraki en iyi film olmuş bana göre , yalnızca adrenalin eksik , tahmin edilebilirlik oldukça yüksek.. Bozkırda tek bir ağaç bile olsan, yorgun bir kuş gelir konar dalına bir gün.&","label":7} {"text":"FİLM İĞRENÇ PARANIZA YAZIK OLUR GİTMEYİN NOVA PRSOPEKT İZLEYİN GEREKSİZ BİR FİLM OLMUS KORKU HİÇ YOK RECEP İVEDİK DAHA KORKUNÇ","label":0} {"text":"Sinemada izlemiştim. Kategorisi komedi olacakken sanırım yanlışlıkla korku yapmışlar. Gülmekten izleyemediğim bir film","label":0} {"text":"Film güzel, izlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz. Çook aşırı gülerek izleyeceğiniz bir filmde değil, komik evet fakat size bir şey kazandırmıyor. Boş vaktini değerlendirmek isteyenler gidebilir.","label":9} {"text":"konu değişik fakat cokda basarılı bir film degıl tam bir gençlik-bilim kurgusu olmuş boş vaktınız varsa izleyın yoksa gerek yok izlemedende yaşanır.:)","label":5} {"text":"Serinin ikinci filmi “Sicîn 2” nin senaryosunu, yönetmen koltuğunda oturan Alper Mestçi, Ersan Özer ile birlikte yazmış… Ellerine sağlık… Zira ortaya öylesine esrarengiz bir “kara büyü” öyküsü çıkmış ki, insanların çatır çatır öldükleri ve cinlerin ortalıkta fütursuzca kol gezdikleri filmin finaline kadar, yaşanan olayların ardındaki gerçek nedenleri anlayabilene aşk olsun… Film, Salim’in (Ercan Koçak) ev içinde ne olduğunu göremediğiniz bir “eylem” ve bir türlü anlamlandıramayacağınız “intiharı” ile başlar… Derken aradan uzun yıllar geçer… Ve birdenbire kendimizi, Hicran (Seyda Terzioglu) ve Adnan (Bulut Akkale) çiftinin iki yaşındaki oğulları Birol (Ege Ariav) ile beraber mutlu mesut yaşadıkları, Çanakkale Yenice’deki evlerinde buluruz… Aile bir doğum günü kutlamasına hazırlanmaktadır… Ancak bu mutluluk çok uzun sürmeyecek ve Birol’un akıl almaz bir biçimde hayatını kaybetmesinin ardından Hicran ile Adnan’ın hayatları da çok fena kararacaktır… Artık Hicran için her yerde kendisini yakalayan kâbuslar başlamıştır… Adnan’ın içler acısı halini, hiç sormayın bile… Bunun üzerine Hicran soluğu, arkadaşı Aynur’un da (Efsun Akkurt) yardımıyla, Abdullah Hoca’nın (Yavuz Çetin) yanında alır… Orada duydukları, Hicranın kanını donduracak türdendir… Zira kendisine, teyzesi veya halası tarafından 41 dikiş& büyüsü yapıldığını öğrenecek ve birden fazla “ters köşe” sürprize gebe olan filmin asıl hikâyesi için annesi Necmiye (Ece Baykal) ile babaannesi Asiye’nin (Reyhan İlhan) yaşadıkları köye doğru yola koyulacaktır… Elbette bizde, filmi henüz izlememiş olanların ağızlarının tadını kaçırmamak adına, hikâyeye ilişkin bilgilere, burada son noktayı koyarak diğer hususlara geçeceğiz… Her şeyden önce, ikna edici nitelikte performans sergileyen “oyuncu kadrosunun” yine çok iyi olduğunu söylememiz gerekiyor… Düşük bir bütçe ile çekilmiş olmasına karşın “görsel efektler” ile “plastik makyajlar” da olabildiğince tatminkâr… Ki, bu sefer Mestçi, kulağa “gümbür gümbür” gelen müzik ve ses efektlerinden de ziyadesiyle yararlanmayı ihmal etmemiş… Kesinlikle, ilk filmdeki gibi “The Conjuring Universe / Conjuring Evreni” projesinin, zekice kurgulanmış “İslami yorumu” hali bu filmde de devam ediyor… Üstelik burada, köylülerce “Cinler Evi” olarak tanımlanan ve bağlasan bir domuzun dahi durmayacağı pislikteki virane bir ev aracılığı ile Sam Raimi’nin kült korku filmi “The Evil Dead”e de (1981) ufaktan bir selam yollanmış… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"Deniz Celiloğlu performansıyla ayakta duran, zaman zaman şaşırtıp izletebilirliliğinin dozunu arttıran, fena olmayan bir yapım. Yalnız tahmin edilebilir bir son pek tatmin etmedi evet.6.5/10","label":6} {"text":"İzlerken keyif aldığım bir film","label":7} {"text":"bir filmde iyi dövüş sahnelerinin olması o filmi iyi yapmaya yetmediğinin göstergesidir bu yapım 5/10","label":4} {"text":"“Phoenix”; senaryosunu, Hubert Monteilhet’in 1961 tarihli “Le Retour des Cendres / The Return from the Ashes” isimli romanından Harun Farocki ile birlikte uyarlayarak yazan Christian Petzold’un yönetmen koltuğunda oturduğu son derece etkileyici bir drama… Prömiyeri, 5 Eylül 2014’de Toronto Uluslararası Film Festivalinde yapılan filmin, 7.3/10 (14.043 oy) ve 3.9/5 (12.873 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.2/10 (122 yorum) ve 89/100 (30 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, bir Alman filmi için son derece çarpıcı… Gelin isterseniz, Alman sinemasının önemli isimlerinden Christian Petzold’un bizzat kendisinin, Love in Times of Oppressive Systems olarak tanımladığı üçlemesinin ikinci halkası olan bu filme, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım… Ancak bakmadan önce evliliğin ve aşkın bütün kültürlerde, “İyi günde ve kötü günde, yoksullukta ve bollukta, ölüm bizi ayırana kadar…” şeklinde uzayıp giden bir bağlılık yemininin bulunduğunu ve doğal olarak yine bütün kültürlerde eşlerin, bu yemine bağlılık beklediklerini hatırlatalım… Üçlemenin bu filminde Petzold, “baskıcı rejim” olarak bu kez Nazi Almanya’sının son yıllarını (1944 - 1945) seçmiş ve konu olarak da bu zor dönemdeki bir aşkı, daha doğrusu Nelly Lenz’in (Nina Hoss) aşkı ile Johnny Lenz’in (Ronald Zehrfeld) ihanetini sorgulamış… Bunu yaparken de Petzold, Nelly’nin final sahnesinde söylediği “Speak Low” şarkısı eşliğinde yine Nelly’nin kolundaki toplama kampı dövmesini, Baskı maskı anlamam, aşk sadakat ister dercesine hem Johnny’nin hem de izleyicinin gözüne sokmuş… Kısaca filmin oyuncu kadrosuna da şöyle bir göz atacak olursak, kimyalarının uyuştuğu artık apaçık belli olan Nina Hoss ve Ronald Zehrfeld ikilisinin bu filmde, “Barbara” (2012) da olduğundan çok daha sağlam bir performans sergilediklerini söyleyebiliriz… Teknik ekip konusuna gelince… Petzold’un bu filmde de yola, üçlemenin diğer iki filminde de görev yapmış olan görüntü yönetmeni Hans Fromm, editör Bettina Böhler, prodüksiyon tasarımcısı Kade Gruber, prodüksiyon yönetmeni Dorissa Berninger ve besteci Stefan Will gibi kadim dostlardan oluşan bir kadroyla devam ettiğini görüyoruz… Ki zaten hal böyle olunca da ortaya, yine son derece rafine bir iş çıkmış… Sonuç olarak, üçlemenin diğer filmleri gibi arşivimize de dâhil ettiğimiz bu çok özel Petzold filmi için puanımız 4 önerimiz ise, “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak… Keyifli seyirler, Son iki not: 1. Christian Petzold’un mutlaka izlenmesi ve arşivlenmesi gereken Love in Times of Oppressive Systems üçlemesi, “Barbara” (2012), “Phoenix” (2014) ve “Transit” (2018) isimli filmlerden oluşmaktadır… 2. Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 9 Aralık 2018 günü saat 02.20’de yazılarak paylaşılmıştır...","label":7} {"text":"Benim bu filmi beğenme sebebim Hulusi Kentmen ve Şükriye Atav'ın performanslarıdır. Gerçekçi ve öğretici bir yaklaşım sergilenmiş. Rollerinin hakkını gerçekten iyi vermişler..","label":6} {"text":"Bu tarzdan hoşlananlara...","label":0} {"text":"Sürükleyici olduğu kadar duygusal bir film.. Oldukça güzel bir seri","label":7} {"text":"Yıllardır domuzcuk avladığımız kuşları beyaz perde de görmek güzel oldu. Animasyon olarak başarılı buldum ve sadece çocuklara değil, büyüklere de hitap ediyor. Bu animasyon sonrası oyun oynarken yüzünüze bi gülümseme geliyor :)","label":9} {"text":"Harmony Korine diyorum başkada birşey demiyorum anlayan anlar.","label":7} {"text":"Öncelikle daha önce superman çizgi romanlarını okumamış ayrıca eski superman filmlerini sadece yüzeysel izlemiş biri olarak şunu söyleyebilirim film gerçekten çok iyi. müzikleri,yönetmenliği,efekleri,oyunculuklar kesinlikle çok iyi supermanı oynayan adam karaktere çok yakışmış.Filmi izlerken gerçekten bir saniye bile sıkılmadım sanırım normalden farklı ama bana gayet mantıklı bir senaryo ve iyi bağlanılmış geldi.[spoiler] general zod'un ölüm anına kadar gayet iyidi sadece orası biraz basit kaçtı ama bu sahne dışınca [/spoiler] bence film defalarca izlenesi bir film 4.5/5 hakediyor kesinlikle.","label":8} {"text":"Belleksiz bir toplum olduğumuz düşünüldüğünde, geçmişle bir köprü kurma çabasıyla çok değerli bir film","label":7} {"text":"Modernli leon ışıklı çin kara filmi. Fİlmin dilini zodiac'a benzettim biraz. Tam bir festival filmi. Gerçekçi film sevenler için gerçekçi bir polisiye filmi.","label":6} {"text":"Senarist, Aydemir Akbaş.-Yazıyla- nokta:)","label":2} {"text":"son zamanlardaki en iyi türk filmi bence.Tamam bazı insanlara bu kadar tesadüf saçma gelebilir bu inanca göre değişir ama ben çok etkilendim ve sonunda ağladığım ender filmlerden biriydi.Çok ama çok etkileyici,izlemeyen çok şey kaybeder.9/10","label":7} {"text":"Kurt Russell bu filmde bir odundan farksız bence...","label":8} {"text":"\"Nasıl bunca zaman izlememişim ?\" dedirtti. Hem de Jake Gyllenhaal'u çok beğeniyorken. Konu ilginç gibi olsa da aslında içinde klişeleri de barındırıyor. Özellikle lisede geçen sahnelerde. Ancak çok doğal ve sade bir anlatımı var. Aksi baba figürü yumuşayacak diye çok bekledim. Çooook beklemeye de devam ettim. Müthiş duygulandırıyor film. Hem mutlu ediyor, hem ağlatıyor. Bu tarz filmleri çok sevdiğim için bittiğinde hem mutlu oldum, hem duygulandım, hem de \"iyi ki izlemişim\" dedim. Ha bu arada filmin gerçek olaylara tam olarak dayanmadığını düşünüyorum. Biraz duygusallık katmak için çabalamışlar, biraz senaryo katmışlar diye düşünüyorum.","label":7} {"text":"\"You were my brother Anakin! I loved you..\" Yeni üçlemenin elle tutulur tek yanı, Obi-Wan Kenobi karakterine duyulan hayranlık ve saygıyı pekiştiren, aslında sonunda ne olacağını bile bile izlenmesine rağmen gözlerden bir damla yaş akıtan, Anakin'in hikayesinde bir mihenk taşı. Darth Vader doğdu, ne denilebilir ki başka? \"Rise.\"","label":8} {"text":"Öncelikle şunu farkettim.Bir film nasıl olursa olsun,oyuncu kadrosu iyi ise bir miktar izleyici topluyor.’Cinayet Gecesi’ gayet basit bir olayın nasıl zora sokulduğunun en açık göstergesi.Olay çok basit esasında..Bir insan karısını öldürdüyse duruşmada fazla söze gerek yoktur.Tabi karşınızdaki zanlı zeki değilse.Daha önceki rollerinden hep kurnaz ve akıllı bir kişiliği canlandıran Anthony hopkins bu roldede oyunculuğunu konuşturuyor..17 dakikalık rolü ile Oscar’ı alan bir adamdanda farklı bir şey beklememek gerek.Peki bu zeki insanın karşısındaki kişi zayıf olursa ne olur?? Sonu baştan belli klasik bir gerilim izleriz.Ancak karşısındaki kişi Adım Adım Cinayet filmindeki başarılı isim Ryan Gosling..İşte şimdi sorulması gereken soru şu:Kazanan kim olacak?? film baştan sona bu soru üzerine kurulu.Görüldüğü gibi güzel bir senaryo.İlginç bir konu.Başarılı oyunculuklar..Peki filmin zayıf yönleri yokmu'Bence var.Örneğin beklentilerin altında aksiyon,hareket vb. izleyeni filme biraz daha çeken unsurlar eksik.Öncelikle çok aman aman bir hareket beklemeyin..Bunun yanı sıra şunu farkettim..Film tekdüze gidiyor.Yani ortada bir cinayet varsa(Heleki Anthony Hopkins işlediyse)bir çok zekice kurgu olması gerekir.Ancak sanki film tek yol üzerinde gitmiş.Yani izleyenin kafasını biraz daha yormak için filmi dallandırmak gerekirdi..İzledikten sonra şunu diyorsunuz:(Yani bir tek bunumu yapmış..)İzleyenler tahminim ne demek istediğimi anladı..İzlemeyenlerde izlerse anlayacaktır..Sonuç olarak toparlarsak:+______________-Kaliteli Oyuncular-İlginç Konu-Güzel Senaryo-_______________-Durağanlık-İzleyiciyi fazla düşündürmemesiSonuç:10/7","label":6} {"text":"Konu çok klise ve üzerine düsünülmemis, son derece klasik bir konu olan küçükken babasi öldürülen çocugun intikami islenmis, ama görsellik ve sürükleyicilik çok basarili... Bos vakit geçirmek için muhtesem bir seçim","label":8} {"text":"Harika bir devam filmiydi yine, Polis Akademisi serisinin şu ana kadar izlediğim bütün filmlerini beğendim. 30 sene öncesinin mizahı da olsa güldürmeyi başarıyor.","label":7} {"text":"Sinemada izlediğimden mi nedir, filmin girişi müthiş etkilemişti beni. Sonrası ise vasat ama yerli kalitenin üstünde.","label":7} {"text":"serinin 2. filmindeki hayal kirikligi geride kaliyor 1. kadar olmasada guzeldi","label":6} {"text":"HAYATIMDA İZLEDİĞİM EN İĞRENÇ FİLM GİTMEYİN TAVSİYE ETMİYORUM FİLMİN İLK YARISI ÇIKICAĞINIZA EMİNİM.","label":0} {"text":"ben sevdim filmi sıkılmadan izledim müzikleri falan güzel verdiği mesaj da fena sayılmaz hoşça vakit geçirmek için tercih edilebilir","label":6} {"text":"Son dönem de izlediğim en güzel filmlerden birisi \"Hacker\"... Son zamanlarda yaygınlaşan ve teknolojinin ilerlemesiyle artan hacker ve hacker grupları sayısı artık sosyal hayatın içine kadar girmiş durumda ve bu film de bunu çok iyi anlattığını düşünüyorum. Kesinlikle izlenmeli...","label":7} {"text":"Tatlı oyunculuklar eşliğinde fazla marjinal bir yaşamı filmin başında izleyiciye kabul ettiriyor, bu kadar farklı bir yaşam tarzını hazmettiriyor. Fakat film ilerledikçe bu yaşamın iç açıcı olmayan yanlarını görmeye başlıyoruz. Aynı zamanda sıradanlaşmış insan hayatlarına da güzel eleştirilerde bulunuyor. Bir yandan kitap okumak konusunda izleyiciyi heveslendirirken diğer yandan hayatın tümünün kitaplar olmadığını hatırlatıyor. Ben bu çatlak ailenin dramını ve mutluluklarını çok sevdim. Geç oldu ama ne mutludur ki izlemişim.","label":8} {"text":"Catherine Zeta-Jones hatrına izlenir :))Romantik komedi dalında neşeli bir film tavsiye ederim. 10/6.","label":5} {"text":"Ölüm ile yaşam arasında ince bir çizgi vardır. Belki bu çizgi çok incedir ama Ölmekte olan kişi için bu çizgi bir çok hayatı ve anıyı içinde barındırır. Ölürken belki de hayatımız gözlerimizin önünden geçiyordur kim bilir. Tabi bunu şuan gerçek dünyada yaşayan hiç kimse bilemez. Bunu bilenler sadece Ölülerdir. Bir canlı ya yaşıyordur yada Ölüdür bunun ortası yoktur diye düşünebilirsiniz ama bu Çizgi bu iin belki de tam ortası. Bu çizgideki insan belki de bilinçaltında bir mücadele veriyor. Boyutu farklıdır veya anıları yaşanmamış olabilir. Ama insan beyni o kadar karmaşık yapıya sahiptir ki neler yapabileceği ve neleri hayal edebileceğinin bir sınırı yoktur. Açık konuşmalıyım. Film 26 yıl önce yapılmış ve gerçekten çok iyi bağlanmış finaliyle övgüyü hakediyor. Ayrıca Vietnam temalı diğer filmlerden çok farklı oldugunu bilerek Önyargısız mutlaka izlemelisiniz. 10/ 8.0","label":8} {"text":"Söylediğim için ciddi anlamda memnunum zira bu kadar iyi beklemiyordum. Sorun olarak bahsedilebilecek tek şey senaryodaki kolaylık olabilir. Aynı aşamalarda ilerleyen bir devam filmi. Ken Jeong başta olmak üzere -ilk filmden daha da önplanda ki inanılmaz katkısı var filmde gülmeniz açısından- tüm kadronun eksiği yok fazlası var. Kaçırmayın ve tadına varın. Keşke gece yerine sabah izleseydim ve sesimi engellemeksizin kahkahaları patlatsaydım. Bir kez daha izlemeye değer gerçi. 8/10","label":7} {"text":"Kardeş payı çok güzel, bu da güzeldir deyip izlemeyin. Son yıllardaki en balon türk filmi.","label":4} {"text":":S iyici zıvanadan çıktıları film ... 10/1 ...","label":0} {"text":"Lümpenliğin dip bölgelerinde geziyor. Fox Entertainment'in el attığı o kadar belli ki. Filmde, sevgilisiyle seks yaparken anal kemiğini ve kaburgalarını zedelediği sanıldığı için övülen Alman bir ezik delikanlı var. Ona karı kız ortamına nasıl akılır diye öğretmeye çalışan Türk badileri geliyor ve.... Bundan daha ötesini bizim, Show koordinatörleri bile düşünemez mesela. Yani, bu noktaya yuh denmez de hangi noktaya denir ? İçinde son 10 yılın Alman pop filmlerinde adeta birer zenci ikonu haline gelen Türk tiplemeler de var. Niyesini biliyorsunuz tabi. İğrenç bir film. Böyle şeylere gülen insanlar da var. Eğlensinler de benden uzakta.","label":3} {"text":"Belluci, hayranları mutlaka görmeli...","label":9} {"text":"Yahu bilader; bu kadar güzel bir konsepti nasıl olur da bu kadar kötü sonlandırabildin!!! Daha da yorum yapmanın gereksiz olduğunu düşündüğüm ancak serinin sonunu getirmek için izlemek zorunda kaldığım bir filmdi...","label":3} {"text":"Kesinlikle izleyin, zaman kaybetmeyin... Hemen şimdi açıp izleyin! MUU-AZZZ-ZAAMMM!!!!","label":8} {"text":"...1977 tarihli orjinal filmin uzerine cekilen ve gectigimiz sene izledigimiz #39;remake#39;in elde ettigi basari uzerine gelen bu devam filmi aslinda adinin arkasina eklenen 2 rakami olmassa kendi halinde basindan sonuna kli$elerle dolu bir gerilim-korku filmi olarak gorulebilir. Ilk filmin hikayesine hicbir devamlilik gerektiren ekleme getirmeyi gerek gormeyen yonetmen Martin Weisz, ilk filmde daha makul olculerde karsimiza cikan, adeta mutasyon gecirmis insanlari daha da makyaja bogarak igrenclik katsayisini arttirmak istemis. Bir de buna, kendine cok guvenen guclu kuvvetli erkeklerin cabuk yem olmasi ile basta bize salak goruntusu veren acemi erimizin aslan kesilip iki kizla hayatta kalma mucadelesi de eklenmis. Sonucta ne bekliyorsaniz onu aliyorsunuz Tepenin Gozleri 2den. Film yer yer geriyor belki ama bu turle fazla hasir nesir olanlari mutlu edecek kadar da degil. Gectigimiz sene izledigimiz Alexandre Aja imzali tatminkar remakei gozlerim fazlasiyla aradi diyebilirim... (2/10)","label":2} {"text":"Serinin üçüncü filmi olan BAD BOYS FOR LİFE filminde Will Smith ve Martin Lawrence'ın oynadığı iki polisin birbirleriyle didişmelerine ek olarak bir de onların genç polislerle yaşadıkları kuşak çatışması ele alınıyor. Will Smith ve Martin Lawrence bu filmde de bildiklerinden şaşmadan, karakterlerinin de hakkını vererek oynuyorlar. Aksiyonun en hızlı ve heyecanlı yerinde, seyirciyi şaşırtan komiklikler, espriler de eksik olmuyor.Diğer oyuncular da üzerlerine düşeni yapmaktan geri kalmıyor. Bad Boys: Her Zaman Çılgın filmi kısacası bu türü sevenler için KOMEDİ ÖNCELİKLİ BİR AKSİYON filmi olduğu için sıkılmadan izlenebiliyor.","label":6} {"text":"Tansiyonu film boyunca yüksek tutabilmişler, şahsen sıkılmadan izledim. Gerçi zaten uzay istasyonlarındaki hayatı, yeni bir yaşam formunun keşfini ve gelişimini önüme koysan izlerim muhtemelen saatlerce...","label":5} {"text":"filmi beğenmeyenler arkdaşlar böyle bi senaryo yazında bende elinizi öpeyim..uzun zamandır izlediğim en iyi filmlerden birisi heyecan saniye düşmüyo....","label":7} {"text":"filmi seyrettim:( bu filmi bi türkücü çekmiş diyede seyretmedim üstelik, fragmanını bile seyretmedim ki önyargılı davranmayayım diye filme. Ama beğenmedim, ne bileyim tv dizisi seyrediyorum izlenimi verdi. Yorum yapan arkadaşlara katılıyorum özcan deniz oyunculuk yapamıyor bu bir gerçek! bu filmin senaryosu kurgusuda vasatı geçememiş buda bir gerçek!!! özcan deniz gene şarkı türkü söylesin. en azından onu öyle sevenler var ama oyunculuğu hele hele senaryo yazarlığı yönetmenliği işin ustalarana bıraksın! dandik tv dizilerinin benzeri film seyretmek için sinemaya gitmeye hiç gerek yok. Bu filmde en güzel oyunculuğu ragıp savaş ve deniz çakır göstermiş diğerleri vasatı geçememiş (3/10)","label":0} {"text":"Tek kelimeyle muhteşem bir film. Animasyon da değil yani kimisi animasyon diye küçümsüyor da... Bence başlı başına bir film. Bir bisikletçinin yaşamı ancak bu kadar güzel anlatılır be. Hele o bisikletçinin vücudunun inceliği... En ince ayrıntısına kadar süper favori listeme ekledim. İzlemeyenler çok şey kaçırmış izlemelerini tavsiye ederim. Mutlaka izleyin iyi seyirler...","label":9} {"text":"Çok zorlama bir film olmuş. Amaç güldürmek ise filmde en fazla 1 kere gülmüşümdür. Amaç ben Recep İvedik ile sulu zırtlak sinema anlayışımı geride bıraktım, adam gibi konulu bir film çekeceğim demek ise o hiç olmamış. Anne ile olan diyaloglara hiç girmek bile istemiyorum. Her şeyden önce çizdiğin karakter öyle bir karakter değil, komiklik olsun diye film içindeki gerçeklikten çıkmak başlı başına felaket. Hangover'den esinlenip umursamaz, rahat bir arkadaş olarak, çakma birZach Galifianakisyaratma çabası da film boyunca çok sırıttı.","label":2} {"text":"leighton meester için izlemiştim bu filmi. öncelikle komedi ağırlıklı olduğunu düşünmüştüm ama izledikten sonra azınlıkta komedi çoğunlukta romantizm içerdiğini farkettim. güzel ve eğlenceli vakit geçirmek istiyorsanız izleyin derim. hem bu arada paris i hemde monte carlo yu görmüş olursunuz..","label":6} {"text":"yine eğlenceli bir seri filmi daha 3/5","label":5} {"text":"o kadar eleştiri wardıki bu yorumlarda acaba cidden hic izlemesem mi diye cok düşümdüm ama ne olursa olsun izlicem dedim we izledim..hemde az önce bitti gecenin bu saati we ben yorumu sıcagı sıcagına yazmak istedim...neyhse uzatmim film benden gecti kim ne derse desin umrumda deil nasıl olsa herkes bi yorum yapıyo ama cidden bu kadar güzel bi film beklemiyodum...yok hastaneye düştü karimazyı sildi yok başrol oyuncuları kötüydü yok efendim sacma bi konuymuş falan filan yanii ben bunlara katılmıyorum bi defa allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun C.Reeve yerini asla alamaz ama bence hic olmazsa sırıtmamış brandon yeni superman olarak begendim;) efekleri we muzikleri zaten direk es geciorum olanüstü buldum...kısacası ben cok begendim superman tek olumsuz yani cizgi roman karakterleri icinde düşman sayısı en az olan kahraman hatta en kahraman :) neyhse kesinlikle izleyin;)","label":8} {"text":"Kitabını okudum fılmı de bırkac ay sonra ızledım. Filmi gercekten sevmedım kopuk sahneler hızlı geçişler beni içine almadı. Kitabı okumus olmasam zaten hıcbır sey anlamazdım herhalde.","label":3} {"text":"Genel olarak iyi bir filmdi.. Biraz uzun olmuş, bir de Japon karakterler tam benimseyememiş gibi gördüm rollerini gerisi iyi idi.. Yani izlenir...","label":7} {"text":"Zarif ve etkileyici anlatısı olan çarpıcı bir film.","label":7} {"text":"Tony Scott un top gun ve crimson tide ile birlikte en iyi filmi. Sağlam bir atmosfer, kaliteli oyunculuklar, iyi müzikler ve iyi bir kurguyla gıcır gıcır, 1. sınıf bir casusluk filmi. Türü içinde önemli bir yerde duruyor. Yönetmenin bir önceki casusluk filmi devlet düşmanından daha kalıcı bir film...","label":7} {"text":"bencede basit bir türk filmi gibi olmuş.filmi izlerken çok sıkıldım.yapılan yorumlara aldanıp gittim filme fakat hiçte umduğum gibi çıkmadı.","label":4} {"text":"Benlik bir film değilmiş. O yüzden benim için pek de güzel değildi.","label":5} {"text":"Filmi Mubi'de yaklaşık bir saat önce izledim ama midemin bulantısı hala devam ediyor. Türk ve Türklükle derdi olan, sinemamızın 100. yılı bahanesiyle var olan derdini ortalık yere kusan bir çalışma olmuş. Tam bir 'yetmez ama evet' kafası.","label":0} {"text":"Ne denir ki. Beklentiyi karşılayacak bir yapım. Sinema dünyasında en az 7 puanı hak eden bir kurgu ve senaryoya sahip. İzlerken sıkılmayacaksınız. Fazla beklentiye girmeyin yani en iyi sihirbazlık gösterisi falan diye. Prestij olayı gibi yapmaya çalışmışlar. Sonu tahmin edilebilir gibi değil çünkü film içerisinde bunu hiç belli etmiyorlar. Fazla ciddiye almışlar tüyo vermemek için; ama bence bu filmin en ağır hatası. Şimdi spoiler vermek istemiyorum. Bu yüzden izleyin görün. Sonunu ve sihirbazlık gösterilerini daha güzel yapabilselerdi bence film tarihe geçebilirdi. Yine de türüne göre güzel bir yapım. İyi seyirler. P: 7","label":6} {"text":"Fragmanı dikkatimi çekmiş, merakımı uyandırmıştı. İzlediğimde ise tam bir hayalkırıklığına uğradım. 2 oyuncuyla çekilmiş; oyunculuklar çok kaliteli, ona eleştirim olamaz. Ancak senaryo ve kurgu çok sıkıcı. Sürekli ve gereksiz yere bir sürü diyalog üzerine kurulu. Son 15-20 dakikasını \"Bitse de gitsek\" havasında izledim.","label":3} {"text":"Zaten animasyon demek, kalite demek, zekâ demek, birde Luc Besson olursa tam olur. İzlemedim ama güzel olduğundan eminim.Önyargıdan kurtulup biraz animasyon izlesek tüm filmlerden başarılı yapıtlar olduğunu göreceğiz.Saygılar","label":4} {"text":"Genç sinema sevdalılarını cesaretlendirecek bir çalışma. Filme gelince çekim tekniği daha çok dikkatimi çekti, hikayeye dönersek herhalde ben öyle bir geceden sonra o kızla iletişimin nasıl kurulacağını dert eder ve bir yere mutlaka not alırdım. Açıkçası pek ikna etmedi.","label":6} {"text":"Müthiş bir film. Bilimsel bir bakış açısıyla ele alarak izlediğinizde gerçekle örtüşen ve olasılık dahilinde görünen senaryolara yer verilmesi seyir keyfinizi kat be kat artırıyor. Günümüz bilimkurgu filmleri bilimin de ilerlemesiyle gerçekten bambaşka ve zihnin sınırlarını zorlayan bir boyuta taşınmış durumda. Keyifli seyirler dilerim.","label":8} {"text":"ben filmden hiç bir şey anlamadım. o yüzden 6 verdim. anlasaydım belkide 10 verirdim.anladığım kadarıyla iyi","label":5} {"text":"Türkiye'de yılda vizyona yüzlerce komedi türünde film giriyor ve genelde hepsi başarısız oluyor. Arada istisnalar olmuyor mu? Oluyor. Mesela Cem Yılmaz filmleri beni gerçekten eğlendiriyor. Fakat bu tarz filmler benim açımdan arkadaş zoruyla izlenip, koltukta uyumaya yol açan filmler.","label":1} {"text":"çerezlik hoş..","label":6} {"text":"1987 yapımı kült film Borsanın devamı. Bence onun kadar başarılı olmasa da haftanın iyi filmlerinden biri. Yine Douglas döktüyor, Labouef ise eski filmdeki Sheen aratmıyor hatta bence zaman zaman daha başarılı. Filmin en kötü yanı (ben bile bu sektörde çalışmama rağmen) çok fazla Finansal terimlere filmin boğulması düşünün gittiğim sinemada en az on kişi sinemayı sıkıntıdan terk etti. Oliver Stone sanırım bütün seyircileri borsacı filan sanmış. Ama herşeye rağmen haftanın filmi diyebilirim.","label":6} {"text":"Freak insanlar olmasa izlemeye bile değmeyecek bir filmdi.","label":6} {"text":"olması gerekenden uzun, verecek aman aman bir şeyi olmayan, kamera hareketleriyle cafcaflı renklerle bir halt yapıyormuş izlenimi vermeye çalışan, gayet boş bir film. uzun zamandır bir filmi izlerken bu kadar sıkılmamıştım. giden 2,5 saatime yanıyorum adeta.","label":4} {"text":"Tarzan filmlerinden farklı bir anlayışta olması / Christoph Waltz ve Samuel Jacksson harika oyunculuğu /Göz doldurucu efektler 78/100","label":6} {"text":"Robert Downey, harika bir Sherlock Holmes olmuş.. Senaryo, kurgu, oyunculuklar ve müzik herşey çok iyiydi.. Özellikle Jude Law'ın bu kadar iyi Watson olabileceğini düşünmemiştim, o da çok iyi bir iş çıkarmış.. Filmin devamının da oldukça etkileyici olacağından şüphem yok. Profesör daha dişli bir rakip ve Holmes'ı bu seferkinden daha çok zorlayacak gibi.. Bu tür finalleri olan, yani gerçeklerin sonlarda, doğru kurguyla açıklandığı, gizem dolu filmler her zaman ilgimi çekti ve Sherlock Holmes mükemmel gizemi ve kurgusuyla türünün en iyileri arasına girmeyi başardı.. İkinci filmi sabırsızlıkla bekliyor olacağım..","label":7} {"text":"başarılı bir polisiye gerilim..morgan freemandan bahsetmeye gerek yok zaten..ashley judd da sevdiğim bir oyuncu ama nedense kendini geliştiremedi.","label":6} {"text":"Yanı beklediğim kadar kötü değildi ama yinede çok kötü komedi filmlerinden biri olmuş puanı arttırmamın sebebi ise beklentim hiç yoktu yinede berbat değildi ama kötü film","label":2} {"text":"amerikalı askerlerin reklamı her zamanki gibi çok güzeldi! neymiş bu askerler böyle ya! korkusuz yenilmez falan maşallah! görsel olarak çok iyiydi film bence ikinci filme oranla da daha az sıkıldım diyebilirim ama transformers filmleri çok daha iyi olabilir reklamsız tarafsız neden hep amerikalılar bizi kurtarmak zorunda..","label":6} {"text":"Çok afedersiniz ama bok gibi bi filmdi. şişirilmiş görsel efektlerden midem bulandı.","label":4} {"text":"Tek kelimeyle HARİKA bir film. Düşünmeden hemen izlemelisin pişman olmayacağına eminim.","label":8} {"text":"Kevin Bacon'un harika oyunculuğu dışında pek birşey bulamayacağınız bir film. Aykırı karaktere sahip bir kızın, bulunduğu kasabadan sıyrılabilmek için, tavşan deliğini kazarak Çin'e gitmekten tutunda bir ufo'nun gelip deney amaçlı kendisini almasını umana kadar yaptıklarını izliyoruz. Bu sırada da Ricky isimli, zihinsel problemli biri ile tek doğru düzgün iletişim kurabilen kişi oluyor. Film giderek acıklı bir sona doğru gelişen olaylar zinciri ile devam ediyor ama çocuk üzerinden hazırlanan kurgu ve komedi dram şeklinde gelişmekte olan olaylar çok sürükleyici olmamaya başlıyor. Başta da dediğim gibi Kevin'ın üstün oyunculuk performansı olmasa filmin sonunu getirmezdim muhtemelen.","label":5} {"text":"bayık bi film uyduruk amerikan kovboyları herşeyle dalga geçiyor işte. para için hırsızlık yapan arkadaşını satan ve sevgilisini öldüren kovboylar nedense kahraman gibi gösterilmiş.","label":8} {"text":"En sevdiklerimden:) İnanılmaz eğlenceli, ne zahmetlerle yapıldığı bilerek izlendiğinde daha bir saygıyla izlenen, mutlaka izlenesi bir film...","label":7} {"text":"clive owen için izledim pişmanım çok pişmanım..","label":1} {"text":"çok iyi başlayıp bi süre sonra başladığı yerden çok uzaklaşan hatta absürtleşen bi film. \"birinin bir şey yapma nedenini bazen kişi bile bilemez\" diyerek işin içinden sıyrılınmıyor. deneysel bir çalışma gibi bazı kısımları. yine de güzel film. sinematografik açıdan ise çok iyi.","label":7} {"text":"Harikasin keske sinemada izleseymiştim tek kelimeyle muazzam simba:( keske mufasa ölmeseydi babası öldü orda duygusallastim halen kucuk seylerden mutlu olabilcegimi gosterdi bu animasyon bana yaş 25 ama ...iyi ki izlemisim","label":9} {"text":"Scarface ve Görevimiz Tehlike filmlerinin yönetmeni B. DePalma bu yapımda iyi bir konu nasıl heder edilirin örneğini veriyor. Oysa Elizabeth Short'un gerçek yaşamında uğradığı katliam Testere serisini gölgede bıraktıracak türden bir konuydu. Kadro da fena sayılmaz. Aaron Eckhart en olgun oyunculuğunu oynadığı dönemlerden kalma bir film. Ama bir dönem filmi olarak; kostümleri, arabaları ve caddeleri ile 1946 yılını iyi yansıtmışlar. Bu filmi anlamak için Mia Kershner'in canlandırdığı Elizabeth Ann Short'un yaşamının trajik bir sonla nasıl noktalandığı konusunu okumak gerekir. The Black Dahlia kitabından uyarlama olması ve yapımın kurgu ile senaryolaştırılması aşamasında gerçeklerden sapması normal. Film daha iyi olabilirdi. Evinden kaçıp artist olacam ümidiyle Holywood'a akın eden genç ve güzel bir bayanın ibretlik hikayesi için de olsa izlemekte fayda var.","label":5} {"text":"Film tambir yönetmen başarısı. küçücük tabutta nasıl böylesine bir gerilim yaşatabiliyor bravo vallahi. aklımda kalan kavrayamadığım sahneler var. Telefondaki herkesin sesini birbirine benzetiyor ve bir komplo olduğunu düşünüyor filmin bi kısmında. ayrıca kendi şirketindende ilişiği kesilmesi içinmiş gibi bir kıvama geliyor senaryo. orayı anlayamadım. anlayan varsa mesaj atsa sevinirim :) 10/6","label":5} {"text":"İzlediğim en kötü ve zamanımı alan gereksiz film. Asla izlemeyin ytd. Böyle film olmaz olsn sadece para ve zaman kaybı. 1 günümün içine etti resmen . Yazık o paraya","label":0} {"text":"'Mortal Kombat', 'Soldier', 'Resident Evil' ve 'Event Horizon gibi orta karar filmlerin yönetmeni Paul W.S. Anderson (lütfen Paul T. Anderson ile karıştırmayalım), baştan sona keyifle izlenen, üzerine fazla kafa yorulmaması gereken bir film ortaya koymuş. Bu iki türün kapışmasını merak eden seyirciler için düşünülerek çekilmiş filmin, Alien ve Predator filmleriyle mantık yönünden karşılaştırılmaması gerekiyor bence. Zaten diğer filmler ile arasında bir bağlantı olsaydı, Aliens'ın android'i Bishop olarak tanıdığımız Lance Henriksen, bu filmde karşımıza Weyland olarak çıkmazdı (zaten bir sahnede ufak bir gönderme yapıyor). İki türün kapışmasını izlemek için ideal, ancak kalıcı olacağını pek sanmam...(5/10)","label":4} {"text":"Her şey den önce tür için kabul edilemez bir süreye sahip olan yapım, ölümcül dozda durağan. Konunun neden bu kadar uzatıldığını bilemiyorum. Sırrını çok çabuk ortaya çıkarması zaten korkunç olmayan filmin gizem kısmını da ortadan kaldırdığı için keyifli bir seyirlik değil. Evet özgün bir hikayeye sahip ama varolan hikayeyi geliştirmek konusunda maalesef sınıfta kalmış. Kötü değil ama çok daha iyi olmalıydı. Ben beğenmedim. Tavsiye etmiyorum.","label":3} {"text":"Dönemin eğlenceli romantik-komedi filmlerinden. Julia oyunculuğunu konuşturmuş.","label":6} {"text":"dizisi bile daha iyi.film beklediğim kadar çıkmadı.filmin başında biraz hareket var sonra ortada biraz hareket var.","label":1} {"text":"Kafka'nın, ilham bekleme anlarından birini özetleyen bir kısa film. Gregor Samsa'nın neye dönüştüğünü bulmaya çalışırken, sürekli zihnini engelleyen unsurlarla karşılaşır. Ama hırs yapmıştır ve bunu tamamlayacaktır. Giderek hayal dünyasından daha çok unsur ile mücadele etmeye başlar. Başarılı bir anlatıma sahip kısa film olmuş.","label":7} {"text":"Senaryosu, hikâyesini de yazan Adam Mervis’in Matthew Michael Carnahan ile birlikte kaleme aldığı “21 Bridges”, yönetmen koltuğunda Brian Kirk’ün oturduğu bir drama… 19 Kasım 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.6 /10 (49.800 oy) ve 4.4/5 (7.244 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.5/10 (135 yorum) ve 51/100 (32 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, çok da iç açıcı değil… Ama biz yine de “Benim memurum işini bilir” sözcüğünün, NYPD’ye bağlı 8 – 5 karakolundaki polislerin işin içinde oldukları versiyonunun hikâyesinin anlatıldığı bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Bunun içinde, 33 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve beklenenin aksine 50 milyon dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kalmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, özel yeteneklere sahip “süper kahramanların” başrolde oldukları aksiyonların tutkunu olanları pek tatmin etmeyecek “sadelikteki” filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Yoksa filmin, Chadwick Boseman (Andre Davis), Sienna Miller (Frankie Burns), J.K. Simmons (Yüzbaşı McKenna), Stephan James (Michael Trujillo) ve Taylor Kitsch (Ray Jackson) gibi isimlerden oluşan kadrosu yeterince iyi… Fakat dediğimiz gibi filmde, narkotik detektifi Frankie Burns ile birlikte polis katili Michael ve Ray’in peşinden koşan Andre Davis, Marvel filmlerinin sıra dışı kahramanları yahut da John Wick kadar becerisi olmayan sıradan bir ölümlü… Üstelik oldukça tanıdık gelen hikâyenin işleniş biçimi de hayatın olağan akışına uygun… E, tabii böyle olunca da filmdeki aksiyon, takip ve silahlı çatışma sahneleri, ayakları daha bir yere basar oluyor… Ki, bize göre, bu ve buna benzer filmler adına, zurnanın “zırt” dediği nokta da bu zaten… Zira yüksek bütçeli Hollywood prodüksiyonları aracılığı ile absürt hikâye ve olağan üstü niteliklere sahip başkarakterlere alıştırılan izleyici, “21 Bridges” tarzındaki filmleri sıkıcı ve hatta birazda eski moda bulup olabildiğince uzak da duruyor… Hâlbuki seyir keyfinin oldukça yüksek olduğunu gördüğümüz bu filmdeki her şey, tam da olması gerektiği kıvamda… Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler","label":5} {"text":"şişirilmiş içi boş filmlerden biri daha..","label":2} {"text":"Bu filmin güzelliği sıradanlığında.","label":7} {"text":"Sadece kadrosu bile benim açımdan filmi izlemek için yeterli bir sebep ama iyi bir film değil.","label":2} {"text":"Gereksiz yapılan filmlerden bitanesi işte,tamamen gişe filmi,ticari amaçla yapıldığı apaçık ortada.","label":7} {"text":"Özellikle son yarım saati soluksuz geçti desek yeridir. Filmin gerçek bir hikayeden uyarlama olduğunu düşününce yaşanan trajdenin yarattığı ruh hali inanılmaz. Bu tarz dağcılık filmleri içinde kesinlikle başucu olabilecek bir film.","label":7} {"text":"O kadar film izledim ama beni rahatsız eden tek film bu oldu her an filmi kapatmak istiyorsunuz ama sürüklüyor sizi filmin sonunda izlemez olaydım diyorsunuz ve 1 hafta boyunca aklınızda film yer ediyor. SPOİLER Sondaki göz delme sahnesi iyiydi ama SPOİLER","label":9} {"text":"anadolu insanı, bozkır insanı, köylü, taşra ne derseniz diyin... toplumsal evrim sürecini biz böyle geçirdik, öz budur. dünya sinemasında bir ''gerçeği'' tokat gibi surata indiren filmler, herkesin başucu filmine girip, ''dünya sinemasının bu vuruculuğunu ve gerçekciliğini seviyorum'' diyen insanlar, bu filmi fazla küfürlü buluyor ayrıca yerin dibine sokuyor, bu da bana samimiyetsiz geliyor. ayrıca filmden sonra konuşulan konu hakkında; lars von trier, marderlay filminde eşek öldürdü, gaspar noe carne kısa filminde canlı canlı at kestirdi. hangimiz bu adamları bu yüzden sevmemezlik yapıp, eleştirdik? insanın şiddet panoraması budur işte.","label":7} {"text":"Zato Ichi, uzak doğu mistik anlatısına yalın bir gönderme gibi duruyor. Ancak basit semboller açımlandığında uzunca bir hasbihal etmek gerekse de teğet geçeceğim bendeki izlenimini:ÇıkıkçıGerçeklik ve başarılı son için sadelik esastır. Gerçek bir kılıç ustası, kılıçlar dünyasında ayakta kalabilecek son kişi olacağına göre, göze batmak, şatafat, parmakla gösterilme yok. Kariyer şu bu yok; kör bir çıkıkçı olarak yola koyulacaksın gerçeği görmek için. Nedir gerçek? Kımıldayan nesne, bir kılıcın kınından çıkarılma anı, fincanın içindeki sahte zar, duvarın arkasında bekleyen düşman? Hayatı bir disipline bağlanmamış, ?bir seyr halinde olmayan? senin benim için -fiziki gözlerimiz bir işe yaramadığına göre- zırt pırt bir kılıcın keskinliğine kurban gittiğimiz şeydir hakikat. Zato Ichi seziyor. Sezgidir onu ayakta kılan, ona güç veren. Ben kör olsam ben de sezecek miyim? Hayır. Ancak film bu sorunun cevabı evetmiş gibi akıyor, yani gözlerimi kapadım diğer duyularım keskinleşti kabilinden... Öyle değil; Körlük bir imgedir ve sezi için işe kaybederek başlamak gerekir. Ruhun durulması gerek. Can alıcı bir kayba katlanabilir olman gerekiyor, gözlerini kaybetmek (gözlerin görebiliyorken onları devamlı kapalı tutmak) en can alıcısı'Ve bunun süreklilik arz etmesi gerek. Seyr lazım yani sebat, sabır, tahammül. Zato Ichi, çıkıkçı adı altında müthiş bir disiplin sergiliyor bize. Bir disiplin evet? Sanki gizil bir yönetmeliği, bir tüzüğü olan bir şey'Böyle yaptığı için gizemli oluyor, büyülüyor bizi duruşu, hareketleri, konuşması'Çok ?karizmatik? yani sizin anlayacağınız. Koruma (ronin)İtiraf edeyim bu ronin kelimenin söylenişi, kulak dolgusu çok hoşuma gidiyor, hele ki anlamıyla bütünleştirildiğinde epey cezp etmişti beni?Koruma'Tek düşüle yaşayan adam... En başta, karısının hastalığı için son bir korumalık işi (haraç toplayan çete patronunun koruması), yapacağını söyleyerek sosyal bir iyilik karakteri çizse de gerçek öyle değil. Kandırıyor bizi, karısını da? Çevreye ilgisi yok, koruyacağı patron bile onu ilgilendirmiyor çünkü ben varken patron nasıl olsa hayatta kalacak diyor, kendi kılıcına olan tam inancından bu. Evet, tek bildiği şey kınından çıkarılmış bir kılıcı ve onu kullananı muhatap almak, yok etmek. Korumanın etrafa boş bakışları bunun için? Bir düşe kilitlenmiş yaşıyor? Kötülüğün tarafındaymış gibi görünse de bu bir yanılsamadır. Koruma ruhunu eğitmiş bir samuraidir. Ancak eksikleri var, filmin anlatısı gereği. En azından görüyor! Çıkıkçıyı tanıdıktan, Onun kılıcı hiç sıradan kullanmadığını gördükten sonra irkiliyor biraz, işkilleniyor ancak yüzüne hiç yansımıyor bu. Ve finalde çıkıkçının kılıcıyla yüzleşeceğini biliyor. Kılıç ve ÖlümSamurai ölmeden ölmüş bir adamdır. Ne tuhaf! Usta bir kılıç kınından çıkarılırken kaçıp oradan uzaklaşmak gibi bir can havli aşamasına gelmiyor hiç birinin ruhu. Eğitilmiş olmalılar? Bir elekten geçirilmiş olmalılar? Kendi canını alabilme güdüsü uzak doğu mistik öğretisinin oralı bireye nüfuzundan başka bir şey değil. Alt edemeyeceğini bildiğin bir kılıca karşı kın sökmek kendi elinle kendini öldürmek gibi bir şey'Yani harakiri intihar değildir. İntihardan ayrıldığı yan; ruhun, kılıcı kendi karnına saplayabilecek aşamaya getirilmiş olması ve ta öteden ona bir dinginlik kazandırılmış olmasıdır. Bunu, filmin finalinde karşı karşıya gelen gerçek ölüm ustaları için söylüyorum, eline kılıç alan herkes için değil'Hasılı, intihar anlık ve hayret uyandıran bir ölüm, harakiri zamana yayılmış bir ölümdür. Ve canı teslim edip ruhu yüceltmek anlamını taşır.","label":7} {"text":"zman kaybı olarak gömesemde casat ı aşamayan bir yapım...fazla bir numarası yoq :D...ama izlenebilir...jim carrey li olan çok çok daha iyi :D...10/5","label":4} {"text":"Siccin'in Endonezya şubesi gibi olan film.","label":5} {"text":"Bu kadar puanı hak edecek kadar iyimidir emin değilim ama başarılı bir film. David Fincher'ın sanatını ekstra beğenen biriyimdir ve bu filmde de etkisini oldukça başarılı yansıtmış durumda. Atmosfer kullanımı ve hikaye akışında bunu görebilmekteyiz. Oyuncu kadrosuyla film zaten +1 puan da otomatik olarak öne geçiyor. Brad Pitt'in final oyunculuğu ise oldukça başarılı. Film adından da anlaşıldığı üzere yedi büyük günah üzerine kurulu. İnanç konusunda bazı sınırları aşmış bir şahsın, bu büyük günahları işleyen kişilerden unutulmayacak şekilde bir bedel almasını işleyen filmde katilin tek amacı bu bedelin unutulmayacak şekilde akılda kalmasını sağlamaktır. Günün sonunda ölüm korkusu olmayan ve inançla yaptığına bağlı olan birinin ne derece tehlikeli olabileceğini de bariz görmekteyiz.","label":6} {"text":"Tamamen oyunculuklara dayalı güzel bir film beren saat gerçekten çok çok çok başarılı...uğur yücel bence finalde oyunculuğunu ortaya koyuyor türk sineması adına başarılı bir film tebrikler","label":9} {"text":"6 puan. Hatta daha az olabilir","label":5} {"text":"Geçtiğimiz aylarda yılın en abartılı filmi olduğunu düşündüğüm Ida filmi, Oscar'a yürümüştü. Kötü bir film değildi ancak ortalamanın üzerinde de değildi. Yönetmen aynı, konu değişik ve durum tekrar aynı. Bu film, Ida'nın da gerisinde. Filmin büyük bir çoğunluğu konudan uzak, şarkı ile ilerliyor. Aşk ya da savaş filmi değil de tamamen müzikal bir film gibi görünüyor. Ortalamanın üzerinde değil, abartılan bir film.","label":4} {"text":"Keskin gerilim... Evet Frozen, aşşağı yukarı bu tanıma tamda uyan bir yapım.. Keskin soğukta üç arkadaşın yaşam mücadelesini o kadar iyi anlatıyorki film, mutlaka kendinizi kaptırıyorsunuz.. Oyunculuk, müzik, renkler gibi konularda fazla derdi olmayan yapımda, senaryo ve gerilim atmoferi için epey uğraşılmış doğrusu.. Neredeyse 3 kişilik oyuncu kadrosunda, herkes elinden geleni yapmış denebilir.. Filmin elbette kusurlarıda mevcut, arada sırada aksayan oyunculuklar, sesler gibi, fakat sürükleyici gerilimi ve keskin kış atmosferi ile iyi bir seyirlik sunmayı başarıyor Frozen...","label":6} {"text":"Çocuk belki üstün zekalı ve yetenekli ama film bu konu almıyor. Paranın gücü üzerine bir peri masalı anlatıyor. Yeşilçam filmlerinde bunun şarkıcılı benzerleri çok görülmüştür. Ancak çocukları eğlendirebilir. Ama onların da izlemesi, filmde paranın gücüne yapılan güzelleme nedeniyle sakıncalı... 20/100","label":1} {"text":"Film tamamen insanların saçmalığı ve zaafiyetleri üzerine kurulu. Paraya tapan nihilistler, gold digger kadınlar, kadın düşkünü zengin iş adamları, bowling manyağı bir sapık, yaşadığı her şeyi Vietnam'la bağdaştıran bir tip ve tüm bu kargaşanın ortasında elinde White Russian'ı ile atlet don gezen o adam: The Dude.","label":8} {"text":"Güzel bir film. Türk sineması güzel bir gelişme ama: Bence, filmin senaristi, kaybeden kimdir, nedir, nasıl yaşar hiç bir fikri yok ve daha önce hiç kaybetmemiş. :( :( :( DÜZENLEME: Yalan mı ? Kaybetmek böyle mi olur ? Kaybetmek, sevdiğinin küfrüne bile muhtaç kalmak demektir, kaybetmek unutulmak demektir, kimsenin anımsamadığıdır kaybeden, kimsenin görmediği, kimsenin merak etmediğidir. Kaybeden, acı çekemeyecek kadar yorulmuş olandır, kaybeden artık kaybetmemek için çabalamayandır. Sen kaybetmemişsin ki hiç. Hiç hem de. Hiç, arkadaşım, hiç. :( :( :(","label":8} {"text":"maymunların erken dönemlerinin güzel bir özeti bu konser. alex turner'ın saçı briyantinsizken, monkeys konserlerinde b-side parçalarını da çalarken, ergen fan girl'ler minimumdayken, do i wanna know am'cileri yokken, seyirci daha çılgınken çekilmiş bu konser filmini grupla uzaktan-yakından içli dışlı olmuş herkese tavsiye ediyorum. özellikle setlist'i çok iyidir konserin. tek eksisi seyircinin sesinin filmde azaltılmış olması. bu da izlerken havaya girmeyi biraz engelliyor.","label":7} {"text":"Nasıl olduysa bu filmi izleme gafletinde bulundum.. benim için resmen işkenceydi, böyle bi işkenceyi Almanlar bile Yahudilere yapmamıştır :)))))","label":1} {"text":"Başroldeki Alper Kul normal duruşuyla komik biri zaten.Filmde bu durumu zorlamış Kemal Sunal olmaya kalkmış biraz.Gereksiz ve zoraki gülüşler yersiz olmuş çoğu yerde.Yine de başarılı bir rol çıkarmış.Filmi komik kılan ise karakterlerin tümüne komik roller biçilmiş olması ve oyuncuların da bunu çok iyi aksettirmeleri.Yani film kişi üzerine değil bir bütün üzerine komediyi seyirciye yansıtıyor.Filmden çıkınca çoğu repliği de aklınızda kalıyor.&Çalgı Çengi den sonra bu kadar güldüğüm bir komedi filmi olmamıştı.Umarım devamı çekilir.İyi seyirler.","label":7} {"text":"Amerika'nın bağımsız filmlerinin kaderi de bizimkilerden daha vahim.. IMBD'de almış olduğu puana itibar etmeyin efendim, izleyin.. basit soruları farklı şekillerde sormuş - yanıtını dayüzünüze doğru vermiş bir film.. eh peh..","label":6} {"text":"Zaman kaybı gittim pişmanım ne bi savaş sahnesi ne görkemli sahneler saçma sapan biseyler başrol enerjimi sömürdü scoby do nun sahibi gibi dolanio","label":2} {"text":"Eglencelı bır fılm, Özelıkle seda bakan film almış uçurmuş, konusu basıt olsa bıle bir haftasonu ailecek seyredılecek bır fılm","label":7} {"text":"Açıkçası beklentim daha fazlaydı, ama yine de gayet eğlenceli bir film olmuş.. Lindsay Lohan ve Justin Long uyumlu bir ikili olmuşlar..","label":4} {"text":"Doğrudan uyuşturucu bağımlılığı ile bağlantılı olması nedeniyle türevlerinin arasında önemli bir yer tutuyor.","label":6} {"text":"Aslında oldukça başarılı bir film.tek eksisi sanırım biraz durağan bir tempoda geçmesi.Basıklığı ve ağırlığı bir süre sonra o kadar durgunlaşıyor ki dayanamıyorsunuz.Ama Meg Ryan, Mark Ruffalo ve Kevin Baconı izlemek ayrı bir zevkti.","label":6} {"text":"---spoiler--- Yaşamı seçin. Bir iş seçin. Bir kariyer seçin. Bir aile seçin. Kocaman bir televizyon seçin. Bulaşık makinenizi, arabanızı, CD çalarınızı ve elektrikli konserve açacağınızı seçin. Düşük kolesterolü, diş sigortanızı, sağlıklı bir hayatı seçin. Ev kredisi ödeme planlarını seçin. Başlangıç için bir ev seçin. Arkadaşlarınızı seçin. Günlük kıyafetlerinizi ve bavul takımınızı seçin. Çeşit çeşit oturma grupları arasından taksitle bir tane seçin. Tak-yap bir ürün alıp Pazar sabahı kendinizi bir bok zannetmeyi seçin. Kanepeye oturup bir taraftan ruh sömüren programları izlerken o lanet abur cuburları zıkkımlanmayı seçin. Ve sonunda sizden sonra yerinize geçsin diye doğurttuğunuz veletler için bir utanç kaynağından başka bir şey olmayan sefil evinizde son nefesinizi vermeyi seçin. ---spoiler Defalarca izlemekten keyif alınacak sahnelerle dolu bir film :))","label":8} {"text":"Gerçekten 1 salon güldük efektlere gözünüz kapalı mı çektiniz. Tavsiyem kesinlikle gitmeyin vizyonda komedi filmi yoksa tercih edilebilir","label":1} {"text":"devamı gelecek olsa bile sonu çok havada kalmış, elle tutulur bişey göremedim. görselliği, atmosferi çok iyi yakalamışlar harcanan paraya değmiş ayrıca chris weitz den beklemedğim bi yapım, bana martin scorsese tarzını anımsattı..","label":7} {"text":"Kimin kim olduğu belli olmayan,kardeşini kocası sanan onunla birlikte olmaya çalışan bir kadın.ilk bölüm çok güzel çekilmiş,odaların esşyaların yüzlerin değişmesi.ama sonrasında ne oldugu belli değil.saçma.","label":4} {"text":"Çoğumuza testereyi hatırlatan film. Tuzaklar ve çaresizlikler... Bolca gerilip, ekrana kitleneceğiniz bir film.","label":5} {"text":"bı ıkılının boyle bır fılmde bulusması guzel fakat fılm oldukca sıkıcı bence kesınlıle bu ıkılıden daha guzel bır fılm yapılabılırdı cogu kısının ıyı demesıne sasıyorum gercekten","label":7} {"text":"özgün ve değişik senaryosuyla çok güzel bir fantastik yapım olmuş. sihirbazın çırağı filmindeki güzel hatun teresa palmerin filmdeki performansını çok beğendim. izlerken sıkılamayacağınızdan eminim.","label":8} {"text":"Tüm, homoseksüel sinemasına hitaben soruyorum: Arkadaşım, neden sizin filmlere konu olan tiplemelerin hepsinin ailesinde bir arıza var. Sağlıklı bir ailden, homoseksüel çıkmaz mı ? Bu öylesine bir tercih olamaz mı yani ? Niye hep hastalıklı aile geçmişlerine vurgu yapıyorsunuz ki ? Bu film, bu genellemeye harfi harfine uyuyor. Liboş ama \"baskıcı, kontrol manyağı\" ana, süper anlayışlı ama içi güdük baba ve adi küçük erkek kardeş imajları toplanmak suretiyle en eski acayip American Family sistemlemesi tamamlanmış. Dram türü için klişe ancak izlenebilir düzeyde sürükleyici bir örnek. Şeş-Ka.","label":6} {"text":"Caz, İsveççe söylendiğinde de çok güzel :) 73/100","label":6} {"text":"Film okuduğum yorumların ve aldığı puanın etkisiyle gayet haşmetliydi gözümde ama,mantıksal boşluklar basit hatta saçma diyaloglar ve kötü oyunculuklarla geçen her saniyede karizmasına derin bir çizik attı benim için.Fakat iş finale daha doğrusu finalin finaline gelince..gerçekten çok güzeldi.-Finali yani-","label":4} {"text":"Kurgu bu tarz bir film için iyiydi, ancak işkence sahnelerinin fazlasıyla uzatıldığını bu yüzden de insanı biraz sıktığını düşünüyorum.. Ayrıca filmden birçok yanıtlanmamış soruyla çıkıyorsunuz.. Bu kız kim, bu adama gıcığı ne, neden böyle bişey yapma gereği duyuyor, artı bu işten nasıl yakayı sıyıracak ( görenler var sonuçta) gibi..Ve hem kıza hem de adama gıcık olaraktan sinirleri bozuluyor insanı.. Sinir stres sahibi oldum bu filmde ya :P","label":6} {"text":"Keanu Reeves Matrix'le kalitesine taç taktı, o filmle meşhur olmadı. Ama son zamanlarda bence doğru olmayan senaryolarda, kuvvetli isimlerin olmayan projelerde çalıştı, ismi söndü ama yüzü oyunculuğu hepimizin aklında. Ve bu filmde de tüm yetenekleri, konu olarak çok üst düzey bulmasam da, filmi alıp üst seviyeye çıkarmaya yetmiş. Bazı filmleri afişi, bazı filmleri kısa konu özetinin dikkatinizi çektiği, bazılarını özel ilgi alanınıza giren konusu, bir kısmını da 'bu yönetmen yapmışsa izlerim' dediğiniz için izlersiniz. Bu filmi de Keanu Reeves için izledim ve hiç pişman olmadım. Sıkıcı ve iç karartıcı olabilecek, çerezlik kategorisine sokulabilecek yapımı çok güzel hale getirmiş oyunculuğu. Okuduğum yorumlardaki genel kanıya da katılıyorum; müzikler çok iyi.","label":6} {"text":"Kieslowski'nin bu üçlemesini izlemeden önce biraz yorumlara göz gezdirdim. Filmlerin arasında en vasat bulunanı bu gibi görünüyordu. Ancak üçlemeyi izledikten sonra beni çok etkileyen film Beyaz oldu. Çok daha samimi, çok daha bizden bir öykü sunuyor Beyaz. Fransa'nın görkemli caddelerinden, soğuk Varşova'ya inişi anlatıyor. İnsan evinde olduğunda neler yapabileceğini, hayatına nasıl yön verip, yaşadıklarına ve hayatına nasıl eşitlik getirebileceğini anlatıyor. Son olarak, film ile alakasız ama, çok güzelsin Polonya. Varşova asla bir Krakow olamaz ama yine de hissiyatı bile yeter.","label":7} {"text":"Yani, dağınık kurgu seviyorsanız izlenesi bir film. Fakat Trier'ın Thelma filmi yanında zannedersem buna film bile dememeliyim. on üzerinden puan ver derseniz: 4/10","label":3} {"text":"klonda olsa insan insandır felsefesiyle olmasada olur tarzı filmlerden biridir. zaman kaybı olabilir emin değilim.","label":8} {"text":"Emily blunt için izlemeye koyuldugum bir film. Filmin puanları neden bu kadar düşük anlamak güç. Açıkcası filmin o soguk ve ürpertici atmosferi pskolojik açıdan etkisi altına alıyor sizi. Tek mekanda sadece birkaç oyuncuyla çekilmiş film sonuna kadar gizem ve gerilim şeklinde ilerliyor. Bazı şeyler ortaya çıkınca tabi akla ister istemez izleyenler için aynı film gelmiştir. Sığınak. Bu film sinemaya ekstra bişi katmasa da sonuna kadar sürüklüyor ve son kısmında ilginç bie şekilde final yapıyor. Orta halli ama izlenebilir. Ayrıca filmin bu afişle alakası yoktur. 10/ 6.2","label":5} {"text":"Engin Altan Düzyatan'ın çok iyi oyunculuk sergilediği filmin kayda değer bir öyküsü de var. Ama tıp bilmiye dalga geçeme düzeyindeki basit mantıksal hatalar. Yer yer çok güzel diyalogların da olduğu film şaşırtıcı derecede kurgu hataları da içeriyor. Mantıksal hatalarına ve tıp bilmine saygısızlığına karşın güzel öyküsü nedeniyle izlenebilirliği var. 6/10","label":5} {"text":"Ben çok beğendim.. Oldukça eğlenceli.. Sonuna kadar sıkılmadan izledim..","label":7} {"text":"Dedikleri kadar kötü bir film değildi.Vasat sayılır ama izlenmicek gibide değil.","label":5} {"text":"bu kadar berbat bir film daha izlemedim Flash tv,kanal 7,samanyolu tv bu kanalların iç yapılarındaki saçma sapan ibretlik filmleri bile bundan daha iyiydi oğuzhan bey bence müziğe devam etmeli sinemaya hiç bulaşmasın senaryo çok basit tamamen hayal kırıklığı","label":0} {"text":"güzel film.. fakat bitirememişler. sonu olmamış. sadece arkasını dönüp gidiyor adam, bu mudur?","label":7} {"text":"İzlediğim en güzel filmlerden biri kesinle izleyin derim","label":7} {"text":"İzlemesi çok zor bir film. Hele ki yaşananların gerçek olduğunu düşününce daha da zor. Çocukların yaşadıklarına mı, öğretmenin çaresizliğine mi yoksa adalet arayışına mı isyan edelim bilemiyorum. Çok fazla söylenecek şey var ama boğaz düğümleniyo işte.. izleyin, izleyin ama ekran başından hissedilen çaresizliğe hazırlayın kendinizi..","label":7} {"text":"nuri alço abimizin kariyerinin zirvesine çıktığı filmidir :D","label":5} {"text":"Michel Gondrynin elinden çıkan yine kusursuz bir film.Adeta içine alıyor ve bırakmıyor film.Tekrar tekrar izlenilebilecek harika bir film.10/10","label":9} {"text":"temposu hiç düşmüyor, karakterler gerçekten komik, çok eğlenceli","label":7} {"text":"Sıradan görünen bir konuyu keyifle izleten yapımın yönetmen koltuğunda John Hamburg bulunuyor. Kendisini Ben Stiller’ın dahil olduğu pek çok yapımdan hatırlayabilirsiniz. Adamım Benim, Zor Baba, Zor Baba ve Dünür, Zoolander” filmlerinde yardımcı yazarlık ve yönetmenlik yapan Hamburg, filmin senaryosunu Jonah Hill ve Ian Helfer ile birlikte yazmış. Bir saat 51 dakikalık süresi boyunca keyifle izlenen ve bolca güldüren filmin oyuncu kadrosu ise mükemmel. Breaking Bad’de canlandırdığı Walter White karakteri ile ölümsüzleşen ve 127 Saat filmindeki performansı ile En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adayı olan Bryan Cranston, Ned rolüyle hem komik hem de etkileyici. Laird rolü ile izlediğimiz James Franco ise doğal ve etkileyici oyunculuğu ile ilk sahneden itibaren izleyenleri etkisi altına alıyor. Laird absürt, renkli ve hep izlemek isteyebileceğiniz bir karakter.","label":7} {"text":"Film son derece basitti... Gittiğimde pişman olduğum filmlerden diyebilirim... Rafadan tayfa serisine yakışmadı bence ... Hızlıca hazırlanmış piyasaya sürülmüş gibi....","label":0} {"text":"Ufuk Bayraktar'ın taşıdığı film. Burada bitirsem yanlış olmaz herhalde, çünkü filmde tek sırıtmayan olgu onun oyunculuğu ve replikleri. Tam bir arıza rolü verilmiş. Bir ölür bin diriliriz hüloooooğğğğ kısmı çoook gereksiz ve vatansever gözükmek isteyen ama gözükemeyen bir ayrıntıydı. Duyduğum kadarıyla bu film daha önce de çekilmek istenmiş ama çekilmemiş yaklaşık 20 yıl filan sürmüş filmin tasarlanması. Yani kağıt üzerinde. zorlama bir film olmasına rağmen güzel detaylar var içinde. müslüm gürses gibi, filmin düşük bir kadro ile çekilmesi gibi. baya iyi bir film olmuş.","label":8} {"text":"arkadaşlar,bu film her yerde (en azından istanbul/anadolu yakasında) türkçe dublaj olarak oynuyor ama ben orijinal ingilizce yani türkçe altyazılı istiyorum... :(","label":9} {"text":"Fragmana bakılırsa film çok güzel, fakat oturduğum semtte istediğim sinema salonunda gösterimi yok. Neden?","label":9} {"text":"film gerçekten çok keyifli...sonlara doğru biraz klişeleşsede izletiyor kendini...ayrıca türkçe seslendirmeside cuk oturmuş...izlenebilir...10/7","label":6} {"text":"Dünyadaki eeen bok film safi israf oyunculuklar deden hepsi birbirinden beter ne ortada bir hikaye ne bişey var geçişler bombok müzikler ondan da bok safi zaman israfı yalandan yere paranızı hiç etmeyin iyi günler Bu arada filmin bütçesi 150 TL.........","label":0} {"text":"Michalina Wislocka'nın kendisi gibi doğal, çekici, komik, dürüst ve tutkulu bir filmdi.. O dönemin kadınları için böylesi tatlı dilli, sıradışı bir kadın jinekoloğa rastlamak cidden büyük bir talih.. Zevkle izledim ve bazı tabuları yıkmaya meyleden ifadelerin nasıl konduralacağına çok güldüm. Çok keyif aldığım bir film oldu. İyi seyirler.","label":8} {"text":"Zayıf senaryosuyla ele aldığı konunun hakkını verememiş film. 4/10","label":3} {"text":"çekildiği yıla göre çok çok başarılı görsellik, kurgu, müzik, kostüm ve efektler var. bu filme bayıldım.","label":7} {"text":"ya sen filmsin bu kadar tatlı ve içten olmayı nasıl başarabiliyosun? ^_^ Bence izleyin çok seviceksiniz benim baya bi önyargım vardı bu filme ama izleyince şapşikmişim dedim. Tim Burton yine yapmış yapacağını bu adam film yapmasını cidden biliyo ya.. ama birçok filminde böyle küçük bi kasaba var evleri sade ve şirin.. bize bi şeyler anlatmak istiyor gibi :) Neyse de filme dönücek olursak \"Yüreğinin Götürdüğü Yere Git\" romanına benzettim okuyanlar bilirler. Yaşlı tonton bi deden hikaye dinlemek gibiydi. ve sonunu güzel bağlamışlar :) Sandra da maşallah bi yaşlanmadı gitti ne hatunmuş :D","label":6} {"text":"Abartıldığını düşünüyorum, beklentimin altında kalan bir film oldu, gereksiz uzundu. Leo ya ayrı bir parantez açmam gerek","label":5} {"text":"Filmin son sözü çok ilginçti.","label":6} {"text":"gayet güzel bir korku filmi. başarılı bir yönetmenlik var, içindeki gizem de bize 2 filmi müjdeliyor. benim gibi korku filmlerini seven birisi için fazlasıyla ürkütücü.","label":6} {"text":"Ortalama olmuş ne çok iyi ne de çok kötü sahneler arasında hızlı geçiş ve kopukluk vardı. Ondan dolayı film biraz sıkıcı gibi duruyor. Sahne çekimleri ve müzikleri iyiydi oyunculuklar da iyiydi ama hızlı geçişler kopukluklar dan dolayı film bekleneni verememiş ilk filme göre iyi bir iş sayılabilir.","label":5} {"text":"İzlediklerim arasında en sevmediğim Kusturica filmi. O kadar çok absürdlük var ki filmde bir yerden sonra rahatsız etmeye başladı. Diğer filmlerinde \" Ah seni gidi yaramaz senii\" diyerek seyrettiğim bu absürdlükler bu filmde \" Yeter ama haa\" diyerek 'eve gidince göstericem sana' bakışlarını atmama neden oldu. O kadar hareketli bir film ki izlerken yoruluyor insan. Müzikleri yer yer insanın kendisini bir düğün salonunda hissetmesine neden olsa da tipik Balkan filmlerinde olduğu gibi başarılı. Karakterler haşarı, ortam şen şakrak, bu insanlar içmeden sarhoşlar resmen, izlerken ayak uydurması zor.","label":6} {"text":"Pablo Larrain'in Pinochet dönemini odağa aldığı Şili üçlemesinin ilk filmi. Senaryo ve oyunculuklar açısından tatmin edici olsa da, ilk yarım saatinden sonra aksamaya başlıyor. Larrain üçlemesinin son filmi No'ya göre derdini daha zor anlatan bir film yine de yayılmaya başlayan faşizmi fazla hissettirmeden de olsa kayda değer eleştirmiş. Filmin bana göre en önemli artısı iyi yazılmış olan ana karakteri. Ana karakterin Cumartesi Gecesi Ateşi filmine duyduğu takıntı, takıntısı uğruna gerçekleştirdiği eylemler. Uzun zamandır izlediğim en iyi açılış sahnelerinden birine de sahipti film. Net bir fikrim oluşmasa da ana karakteri sayesinde sinir bozucu bir yapım olan Tony Manero Şili üçlemesi nedeniyle önemli.","label":6} {"text":"Kahraman Amerikalı klişeleri ve mantık hatalarını saymazsak gayet hoş ve eğlenceli bir film. Aksiyon anlamında beni yeteri kadar tatmin etti. Her sahneyi güzel çekmişler çekmesine de şu mükemmel Amerikacılığı bıraksalar olağanüstü filmler ortaya çıkacak ama maalesef. Aksiyon ve gerilim türü için oldukça başarılı bir film.","label":7} {"text":"sınıfsal çelişkileri ve insanlığın binlerce yıllık tarihindeki eşitsizlikleri farklı bir konseptle ekranlara yansıtabilen fakat finali itibariyle başarılı bulamadığım bir yapım. izlenmeye değer 7/10","label":6} {"text":"bu çocuk da habire evde tek başına kalıyo yaa. film harikaydı","label":9} {"text":"Yaşlandırma tekniklerinde sesi hiç önemsememişsiniz sevgili film ekibi.. Onun haricinde zaten çok iyi olan bir tiyatro oyununu daha da iyi yapma imkanınız yoktu. Yine de kalburüstü filmlerin yanında izlenebilecek bir film olmuş.","label":7} {"text":"Kartpostal gibi şahane sahneleri var, süresi çok kısa olsa da izlettiriyor kendini. Manzaralara dalıp gidiyor insan.","label":5} {"text":"Birkaç sahnesi görsel ve sinematografik açıdan oldukça başarılı. Yönetmenin aksiyon filmi yönetme becerisini beğeniyorum genel olarak. Fazla tekrardan bunaltma noktasına yaklaşsa da tempoyu koruyabilmesi sayesinde sıkmadan 2 saati tamamlıyoruz. Ama zamanda yolculuk/manipülasyon temalı filmleri kurgulamak gerçekten zordur ve inandırıcılığın had safhada olması gerekir. Bu film bunun altından kalkabilmiş mi emin değilim ama aksiyonla bir nebze üstünü örtmeyi başarmış. 7/10 Filmin sonunda mimic'lerin gemiye saldırma sahnesi Matrix Revolutions'ta sentinellerin nebuchadnezzar'a saldırma sahnesiyle birebir aynı. Aşırmışlar.","label":5} {"text":"Bir sanatçı asla fakir değildir... Fransız kadınları kadar asil, yemekleri kadar leziz bir film.","label":7} {"text":"Yapmayın böyle filmler, yazık günah o kadar harcanan paralara, emeklere.","label":2} {"text":"Filmin konusunda yazildigi gibi adam iki kadin arasinda kalmiyor. Mutsuz evliligini bitirmeye calisiyor, ve yeni birine asik oluyor. Filmde aile, evlilik, dogulu ve batili olma konulari erkek bir yazarin gozunden anlatiliyor. Toplumda varolma mucadelesi veren iki kadin ve ozgur olmaya calisan bir adamin hikayesi.","label":6} {"text":"Az önce kanaltürkte izlediğim film olsa gerek. Böyle komik efektler, dinazorlar görmemişsinizdir. Gülmek için ideal bir film...","label":0} {"text":"Nolan nasıl bir hayal dünyan var senin Nolan demiştim film bittiğinde. Beşinci boyutun tasfir edildiği sahnede yok artık deyip küfür de etmiştim. Kült","label":0} {"text":"film kendi açımdan izlenmesi zor geldi ama sabırlı davranınca bu değişiyor.zebercetin gitmekle kalmak düşle gerçek arasındaki hayatı ya da hayali derinden etkiliyor insanı.öyle rahatsız ediyor ki sizi ancak gereken soru işaretlerini çengelleyp öyle gidiyor film. macit koper duruş itibariyle bu kadar uygunluk pes dedirtiyr.kendinimi oynamş acaba demekten kendimi alamadm:))","label":7} {"text":"Çarpici ve etkili olmaya çalisan , çalistikça kendinden sogutan , itici ve daginik bir film . Charlize Theron da o abartili oyunculuguyla nasil Oscar almis , ilginç ... 5/1.5 ...","label":2} {"text":"beğenilecek bi tarafını göremedim filmin... çok sıradan... hatta keşke sıradan olsa saçma sapan daha doğru olur...","label":4} {"text":"----- SPOİLER---------- şu david in ne yapmaya çalıştığını bir türlü çözemedim.. var bir kaypaklık onda ama kimileri çok sevmiş ama böyle içten pazarlıklı adamları sevmiyorum kardeşim :))","label":2} {"text":"Özlenen adam geri döndü vay be sıradan bir cinayet filmi olmadığını bir kez daha kanıtladı derim ve her zaman ki gibi akıllıca tuzaklar, sonuçlar vesürprizlerle doluydu testere severlere iyi seyilrler dilerim","label":9} {"text":"Nadir yapımlardan birisi gerçekten emek harcanmış eğlence komedi hat safhada tek eleştirim filmin sonu daha iyi olabilirdi 👍👍👍","label":9} {"text":"çıtır çerez eğlencelik film.. justin timberlake ve cameron diazın sevişme sahnesi pek bi eğlenceliydi..","label":7} {"text":"Man of Earth çakması. Yazık olmuş hikayeye.","label":3} {"text":"Boşanma sürecinde olan çiftlere izlettirmek lazım. Boşanmadan sonra keşke dememek için. Uzun zamandır başucuna film eklememiştim. Ne iyi geldi...","label":8} {"text":"beklentileri karşılayamayan bir film 4/10","label":3} {"text":"içler acıtan bir hikaye.gözyaşlarıyla izledim.trajedi ve ibretlik hatsafhada.ve ne yazık ki gerçek hayattan kesitler bunlar...10/8","label":7} {"text":"Fazlasıyla garip,sıradaşı ve farklı bir izledikten sonra açık söylemek gerekirse pek bir şey anlamadığımı söyleyebilirim ancak ertesi gün hem ekşi sözlüğe baktığım hem de filmin bazı sahnelerine tekrar baktığım zaman film hakkında bazı çıkarımlarım izlemeden önce sakın sürükleyici veya dibine kadar dramatik bir film beklemeyin çünkü bu film sinemanın hiçbir türüne veya kalıbına sığabilecek bir film değil yani hangi türün filmi ben tam karar veremiyorum gerçekten çok garip bir yapı baştan sona bir oyuncunun farklı farklı -hatırladığım kadarıyla- dokuz tane karakteri canlandırmasını bize izletiyor tabi film bu kadar basit değil alt metinler var ve bu alt metinleri anlayabilmek için filmi birkaç defa izlemek gerekebilir ama benim anladığım ve film hakkında okduduklarım kadarıyla film; gerçek hayattaki insanların hep farklı farklı insanlara bürünmesini anlatıyor olabilir yani hiçbirimiz asla tek bir insan modelinde değiliz ki hepimiz zaman zaman kendi çıkarlarımız için başka davranıyoruz film bunu eleştiriyor olabilir ayrıca film biraz The Truman Show tadında onu da söylemeliyim anladığım kadarıyla bu farklı karakterleri canlandıran başrol oyuncumuz başka kişiler tarafından kameralarla izleniyor veya ben böyle anladım bu film hakkında gerçekten tam olarak emin olabildiğim bir şey yok bence en sağlam sahnesi mezarlık sahnesi filmi izlerseniz deli karakterin kısmı bence filmin en güzel olarak anlaması oldukça zor,farklı,garip,sıradışı bir film ben beğendimi söyleyebilirim,gerçekten dibine kadar farklı ve sanatsal bir film izlemek isteyenlere tavsiye ederim. 7/10","label":6} {"text":"Bir film ancak bu kadar saçma biter ben anlamıyorum ya insanlarla dalgamı geçiliyor para veriyoruz yani .. ben bir kez daha anladımki şekerde Torku. Korkuda Hasan Karacadağ","label":0} {"text":"bnce guzeldi..en azından konusu deısık geldi izlemelisinz","label":7} {"text":"Seyrin hemen ardından okunası makale: http://tr. scribd.com/doc/61737820/8/GUNEŞE-YOLCULUK-1999","label":8} {"text":"https://www.sinefil.com/title/mg38xmy","label":8} {"text":"...Yukarıdaki satırları bu 2015 yapımı şaheserin değerini daha iyi bilelim diye yazdım. Sinema tarihini etkilemiş çoğu yönetmen tek plan çekim tarzını denemiş, yüzlerinin akıyla ayrılmıştı. Orson Welles ve Alfred Hicthcock da dahildi bu listeye üstelik. Ancak hiçbiri Sebastian Schipper’in yaptığını yapamadı. 140 dakika tek plan çekime girişmeyi kafaya koymak bile sağlam bir psikoloji gerektirirdi kuşkusuz. Üstelik buna bir de kaliteli senaryo ekleyip yapmak sıra dışı bir şeydi. Bu noktada zaman bakımından filmin en yakın rakibi Russkiy Kovcheg’in senaryosunun olmadığını tekrar belirtmekte yarar var...","label":7} {"text":"Bu neydi şimdi? Bir filmin senaryosu, kurgusu ve bütünselliği bu kadar mı kötü olur arkadaş? Filmde hiçbirşey birşeyi tutmuyor. Aşırı derecede tutarsız bir film, yok böyle bir saçmalık!!! O kadar fazla mantık hatası var ki anlatmakla bitmez. O kadar saçma sapan şeyler yaşanıyor ki anlatmakla bitmez..!! Hele o nasıl bir sondur öyle ya?? Yok arkadaş daha fazla konuşmayayım 2 sayfa yazı çıkar bundan. Kötü yönde eleştiri gücünüzün gelişmesini istiyorsanız bu film çok idealdir benden söylmesi. Film eleştirmeni olmanıza gerek yok hayatınızda izlediğiniz ilk film bile olsa eleştirebilirsiniz. Karantina karantina karantina..!!","label":0} {"text":"Iyi oyuncular, iyi senaryo , bazi yerler gerçekten çok uzun , ama insanin içindeki bir çok duyguyu harekete geçiriyor .","label":6} {"text":"Kendini seyrettiren bir polisiye-aksiyon filmiydi...","label":9} {"text":"Beklenene değer bir film ortaya çıkmış,çok beğendim ve hala yaşamakta olan bir bilim dehasının biyografisini izlemek de gerçekten değişik bir his oldu benim için","label":7} {"text":"Hologramların gökyüzünü süslediği ve gökdelenlerin neon ışıltısını benzersiz şekilde yansıttığı bu etkileyici live action filmin yönetmen koltuğunda Rupert Sanders oturuyor. Hikayenin özünü bozmadan, daha da etkileyici şekilde izlettiği için Sanders’a şapka çıkarmak lazım.","label":8} {"text":"maalesef brittanny murphy in en kalitesiz ve sönük filmi olmuş. tabi onun anısına film birazda geç gösterime girmiştir. brittany nın son filmi olmuştur bu film.","label":6} {"text":"Hikayeden ziyade, atmosfere odaklanan bir film. Park Chan wook'un en iyi filmi olduğunu söyleyemem. Polisiyeden ziyade bir drama.","label":6} {"text":"yaw berbat bı fılm anlatamam resmen krız gecırıyosunuz ızlerken nedır bu yaw saka gıbı!!!!","label":1} {"text":"Jean Cristoph Grange'ın her zaman ki başarılı sürükleyici romanlaından birinin güzel bir uyarlaması olmuş.. Zevkle izlenen sürükleyici bir film..","label":7} {"text":"yani hoş bir film... birisini kaybetmek diğerini kazanmak ve bir gün öleceklerini farkedersin...","label":6} {"text":"Senaryo filmin can damari.. Ulkemizde cogu filmde senaryo oldukca vasat. Izleyicinin cogu yeterince film izlemedigi icin iyi film ve kotu film ayrimi yapacak yetkinlige sahip degil. Ancak Turk sinemasinin ilerlemesi adina vasat dahi olsa filmlerimize bol seyirci diliyorum. Son nokta: Kivanc Tatlitug iyi bir oyuncu...","label":2} {"text":"sonu türk filmi gibiydi,benim umutlarımı boşa çıkardı.müzikler ve nicolas ise baya iyiydi.manzaralarda var,o da yetmiyosa osmanlıdan kalma deniz mayınını görmek için izleyebilirsiniz","label":6} {"text":"Arkadaş adam koca şirketin sahibi arkadaşıda zengin herifler ama abaza abaza filmde oynamışlar :) yav bu kadar yılışık replikleri kötü oyunculukları ve berbat senaryoyu üst üste koyunca ortaya bu çıkmış. İlk filmde ciddiyet var öylede olmalı aksiyon çekiyorsun esprininde bi dozu olur hepsi cem yılmaz olmuş.1 film kat kat iyiydi. Bir iki espri güzeldi. Bide şu sevimlilikleri yokmu amerikalıların klişeliğinizi sevsinler. Onlarca bomba bir sürü robot dikkat ettim kıl oldum ya bi kere :) ölen bir tane insan yok. Süpersiniz kahraman ülkenin kahramanları pehh","label":5} {"text":"Saçma sapan en berbat diyebilecek filmlerden..0/10","label":0} {"text":"Uzun zamandır izlediğim en içten, en güzel film. Hiç bir rol sırıtmıyor ve suratta gülümseme eşliğinde film akıp gidiyor.","label":7} {"text":"İyi bir suç filmi.. oyuncular başarılı özellikle volkan özcan.. müzikler de dikkat çekici ve filme gayet uygun.. 8/10","label":9} {"text":"Belki bütünüyle değil ama ilk 20 dakikasıyla benim için çok değerlidir bu film. Abartısız söylüyorum 20-25 kez izlemişimdir o kısmı farklı zamanlarda. Her defasında da aynı tadı veriyor ilginç bir şekilde.. Tat demişken de o pastanın tadını çok merak ediyorum ayrıca.. : )","label":8} {"text":"Hugh Laurie nam-ı diğer House hayranlarının kaçırmayacağını düşündüğüm ama pek az izlenmiş 2012 yapımı bir film. Papua Yeni Gine'de bir adada yaşayan bir beyazın öğretmeni olmayan bir okulda Charles Dickens'ın Büyük Umutlar kitabını okumasıyla ada halkının ilgisini çekmesini diğer yandan gerilla-asker savaşının ada üzerindeki etkisini Matilda adlı genç kızın gözünden anlatan bir film.","label":6} {"text":"Çok sevdim filmi Nalet bebeyide yıllardır takip ediyordum. Güzel iş çıkarmış. Gişesi bol olur umarım.","label":9} {"text":"Türkçe altyazılı versiyonu online olarak şuradan izlenebilir:http://submedia.tv/endciv/2011/11/03/endciv-turkce/","label":7} {"text":"Görüntüleriyle hayranlık, hikayesiyle burukluk bıraktı içimde.","label":7} {"text":"Pek aşina olmadığımız bir kültür, alışık olmadığım tarzda bir film, kesinlikle orjinal. Alıştığımız festival filmlerine göre çok daha basit bir şekilde anlatılan sıcak bir hikayeye sahip, güzel, renkli. Çok büyük şeyler vaat etmiyor ama izlediğinize pişman olmanız mümkün değil, iyi ki izlemişim. Not: Bu sitede neden \"Yetişkinler İçin\" diye etiketlenmiş anlamadım, hiçbir ilgisi yok.","label":7} {"text":"Tipik TV filmi formatında ilerleyen yapımda şımarık zengin kadını oynayan Cameron Diaz rolünü oynarken kendini kaptırıp ben iyi rol keserim diye bağırarak ortalıkta dolanmış. Eli Wallach ve iki küçük kız çocuğunun sevimliliğinin yanında, böylesine sıradan bir senaryoda yer almasına karşın Kate Winslet'in kendisi gibi güzel oyunculuğu akılda kalan tek şey olmuş... 50/100","label":4} {"text":"Uzun süresine rağmen sıkmayan , kadrodaki her oyuncunun döktürdüğü , harikulade senaryolu bir film karşınızdaysa hemen izlenmelidir ..","label":5} {"text":"İlk önce Haley Joel Osment'ı yürekten tebrik etmek gerekir, ufak yaşına rağmen çok büyük bi oyunculuk sergilemiş. Filme gelince filmin konusu gayet çarpıcı ve film sizi ilk dakikalarından itibaren kendine çekmeyi başarıyor, ama filmin ortalarına doğru başlayan ve son 10 dakikaya kadar süren kopukluk filmin tüm büyüsünü bozmuş diyebilirim. Yine de izlenilmesi ve film üzerine düşünülmesi gereken bir bilim-kurgu filmidir yapay zeka....","label":6} {"text":"Farklı mezheplere bile hiç bir dinin tahammülü olmadığı bir dönemde dinlerin kardeşliği çok ütopik görünüyordu.Çok güzel bir film olmuş...","label":7} {"text":"Cennet kavramını daha öte anlatan bir film yok gibidir. Kesinlikle izlenmeye değerdir. Ve kesinlikle okunmaya değerdir.","label":8} {"text":"filmden beklentimin çok az olmasına rağmen yine de hayal kırıklığına uğradım keşke yönetmen biraz sahneler üzerinde uğraşsaymış amaJess Molho'nun performansı gayet iyiydi tebrikler çok az bir çabayla en azından yüzüne bakılacak bir şey olabilirmiş ama bir dahaki seferekısmetse...","label":3} {"text":"Biraz dokunaklı ama genel anlamda saçma sapan ve ülke düşmanlığıyla yoprulmuştur","label":0} {"text":"Bu kadar uzun süreli bir filmin zamanlamasını nasıl kullanacaklarını merak ediyordum ama filmi beğendim, beklediğimden kısa bir sürede bitti. Özelllikle görsel açıdan bir ziyafet izlemek istiyorsanız doğru yerdesiniz.","label":6} {"text":"keşke başka bir yönetmen tercih edilseymiş, ortalama seyirlik bir film ortaya çıkabilirmiş. ama maalesef kurgu kırık dökük, müzik film ilerledikçe boğucu hale geliyor haliyle.. oyunculuklarda bradley cooper nefis de, tek başına kalmış öyle. lady gaga aşkına bu puanlar sanki. oyun da bahçe de eski ama ekip tutmamış.","label":5} {"text":"cem yılmaz yapar da kötü olabilir mi? sadece komedyen değil büyük bir sosyolog ve filozof kendileri 9/10","label":8} {"text":"Muhteşem bir film. Herkesin izleyebileceği bir gençlik filmi. Uzun süredir filmin çıkmasını bekliyordum ve şu an çok mutluyum.","label":9} {"text":"Ama oldu mu şimdi bu yorum... Exorcism of Emily = Şeytan Rose = Çarpması falan demek üzereydim :P Gerçekten mükemmel bir kurgu ve gene hiç bir şeyin propogandasını yapmayan bir filmdi. Kusursuz senaryoda bitmesi gerektiği şekilde bitti. Senarist ve yönetmenler misyonerlik çalışması gibi görünmesin diye özel çaba sarfetmişler. Bunun yanında filmdeki gerilim de çok başarılıydı, ağır ve mantıklı bir şekilde ilerlediğinden bazılarımızın hoşuna gidebilecek bir film değil. Kısacası çerezlik bir şeyler ya da sadece gerileyim ordan burdan öcüler çıksın gibi basit bir şey istiyorsanız kesinlikle izlemeyin. Ancak psikolojik olarak gerilmek, bir sonraki sahnede ne olacak acaba diye sürekli bir baskı altında kalmak ve o gerilimi doğal bir yolla yaratan senaryonun tadına varmak istiyorsanız ve hala izlemediyseniz, hala geç kalmış sayılmaz. İyi seyirler, saygılar","label":8} {"text":"kaman kardeslerin yazdigi en cop sey.. film bile degil sey","label":4} {"text":"woody allen in 'umutsuz vakaya nasıl yardım edilir 'i anlattığı güzel bir hikaye. yalnız kalmaktan korkan ve kimseye hayır diyemeyen karakterin kendine getiriliş hikayesi tabiki de woody allen ın araları doldurduğu anlamlı düşüncelerle. filmi izlerken amanda karakterine tahammulumu yitirip bir ara vermişliğim var buna çanak tutan bir nedende c. ricci nin yüzünün hiç ama hiç değişmeyen ifadesi, kadın bütün bir film boyunca aynı yüz ifadesindeydi. bunun dışında iyidi.","label":7} {"text":"Cok bel alti bir film kalitesi ve espireleri cok dusuk bi kac sahne disinda guluncek hic bir yani yok","label":0} {"text":"senaryo mükemmel, duyularınızı yavaş yavaş yitirdiğinizi düşünün.. hislerinizi de kaybeder misiniz ?.. Eva Green in mükemmel oyunculuğunu sergilediği gerçekten çook ilginç ve hayata ve aşka karşı farklı bir bakış açısıyla bakan bir film","label":7} {"text":"Aldı götürdü film beni.. Hele son BM de yaptığı konuşma çok keyifliydi. Çok güzel mesajlar, göndermeler var. Tam bir başarı öyküsü:) geç kalmadan izleyin","label":5} {"text":"Teşekkürler tanrım bize tarantinoyu verdiğin için.","label":7} {"text":"Müthiş bir dönem filmi var karşımızda. Filmin siyah-beyaz çekilmesi ayrı bir güzellik ve doğallık. George Clooney sanırım ilk defa hedefi gözünden vurdu, zira bana göre George Clooney hem oynadığı hem yönettiği filmlerde şimdiye kadar çok başarısızdı (Ocean’s 11 ve 12 tam bir fiyaskodur bana göre). Ancak, bu filmde hem müthiş bir oyunculuk örneği gösteriyor hem de yönetmen koltuğunda çok başarılı. Ama bence bu film bir ödül hakediyorsa asıl ödülü David Straithain almalı, Amerika’da basın denince akla ilk gelen ve bir idol olan, Edward Murrow’u müthiş oynuyor adeta sanki onu izliyormuşsunuz havası veriyor. Bu arada öğrendiğim bilgi çok ilginç ve teknik olarak nasıl yaptılar bilmiyorum ama doğruysa hakikaten müthiş bir olay, Mccarthy’nin filmde göründüğü sahneler gerçekmiş, hatta Mccarthy ilgili bir belegeselin filme montajlandığı söyleniyor, doğruysa bu film gerçekten ödülü hakediyor. Yanlız bir öneri eğer bu konularla fazla ilginiz yoksa, eğer bu dönemi hiç bilmiyorsanız, Mccarthy’nin ve Murrow’un kim olduklarını bilmiyorsanız filme gitmemenizi tavsiye ederim, filmin tek eksiği belki de, bu konulara az çok daha önceden vakıf olmanız gerekiyor. Bir başka handikap ise altyazı da, zaten siyah-beyaz ve gri tonlarda çekilmiş filme bazı sözümona akıllılar bembeyaz tonda bir altyazı koymuşlar okumaya imkan yok, Allahtan ingilizcem çok iyidi de altyazı okumaya tennezül etmedim.","label":8} {"text":"bunların hepsi yaşanmış... hepsi gerçek!","label":0} {"text":"Amerika'nın kovboy konusunu yakında herşeye uyarlıyacağından eminim:)","label":7} {"text":"Dönemin en iyi aksiyon filmlerinden biri. Birkaç kere izlemişliğim vardır. Gayet masum görünen suçlu tiplemelerden, akıllara donukluk verecek suçlar işlemişlere kadar bir mahkum transferinin ortasında başlayan filmde, evine dönme hayali kuran Cameron'un atlatmak zorunda olduğu oldukça ağır bir durumu izliyoruz. Buscemi karakteri ise filmin tek başına üç puan yukarı taşıyan bir karakter. Dolu dolu kadrosuyla izlenilesi bir film.","label":6} {"text":"Hiç kuşkusuz eglenmek için izlenebilecek amasanatsal deger tasımayan yine de keyifli bir yapım. Queen Latifah'a ise gardiyan rolünde hiç laf yok. Müzikleriyle de birbir örtüşüyor. Hele Catherine Zeta JonesBir kız gecesi için çok uygun:) Rob Marshall herşeye ragmen konuyu beyaz perdeye ii taşımış. izlenebilir.","label":4} {"text":"Film görsel açıdan başarılı idi. vermek istediğinide açıkça veriyor. yani the beginning.","label":7} {"text":"Bruce Wills alışılagelmiş iyi karakter rolünden çıkıp, kötü karakter rolünde ve rolünün de hakkını sonuna kadar veriyor, ondan bu kadar acımasız olmasını beklemezdim doğrusu:) Özellikle kovalamaca sahneleriyle ve düşmeyen temposuyla dikkat çeken filmi kaçırmamanızı öneririm..","label":7} {"text":"Beş tane, güldürmeyi bilen komedyen var ama çok az güldürdüler beni...","label":5} {"text":"direndigimiz kadin figuru.. baslangicta ilginc bir sey yok gibi gorunse de - film sonuna kadar izlenmeli..","label":6} {"text":"Babanın durumumu kabullenememesi ilginç geldi bana sanırım ruhunun sıkıntılı olması ile alakalı bir durum bu. ikinci yarıyı beğenmedim çok baştan savma yapılmış sanki dünyaya geldikten sonra aman lan geri kalanı bok demiş yönetmen. modern dünyada bir kölenin durumu sanırım olay, periculumm olarak da pazar ikramı veriliyor sanırım.","label":6} {"text":"yine liam neeson yine aksiyon. bu adamın filmleri artık sıradanlaştı. taken'dan sonra hep aynı tarz filmi izliyormuş gibi geliyor . yinede konusu ve oyunculukla birlikte 7/10 hakeder . (700)","label":6} {"text":"Kitabı okuduktan kısa süre sonra filminin çıkacağını duymuştum. E tabii kitap okumak biraz hayal gücüdür, kafanda canlandırman gerekir. Heyecanla izlemiştim filmi. Kitapta kafamda canlandırdığımdan çok daha heyecan vericiydi. Komşudan VCD Player ödünç alıp izlemiştim. Uzun süresi o zaman biraz sıkmıştı. 20 yıl sonra yeniden izledim, güzel bir nostalji olur dedim ama bence filmdeki efektler zamanın ötesinde. Harry Potter'ın toy ve heyecanlı zamanı olduğu için ilk film en güzeli olabilir. Harry Potter'ın en güzel yanı zaten kendi dünyasını yaratmış olması. Seride izlemediğim filmler var, zaman ayırıp devam edeceğim. 2,5 saat kabul edilebilir bir süreymiş bu arada.","label":7} {"text":"gerçek hikaye. Bir madenci kasabasında roket yapan gençlerin başarı hikayesi. Sürükleyicilik iyi. Kendini seyrettiriyor. Ama konu çok basit gittiği için biraz durağan tabi. Ama sahneler dekorlar çok başarılı. Oyunculuklar bence üst düzey.","label":8} {"text":"Bu nasıl gereksiz birşeydi böyle ya?","label":0} {"text":"Taken serisinin 3.sü olan bu filmde başından sonuna kadar birçok sahneyi tahmin edemiyor ve şaşırıyorsunuz cidden.. Tadında bırakılmalıydı bu seri , 2.si içinde aynısını söyleyebilirim , tadında bırakılmalıydı.. İlk filmden kötü , ikinci filmden iyiydi.. [spoiler]-Bu yolda devam edersen cia, fbi, lapd... hepsi peşine düşer. -Onlara iyi şanslar.[/spoiler]","label":6} {"text":"rezalet bir filmdi... 'hey dostum senin sorunun ne biliyomusun....' tarzı zenci muhabbetleri ile güleceğime gider flash tv izler daha çok gülerim","label":4} {"text":"ilk serileri kadar güzel olmasada yine gırgır şamata ve iyi reklam kokan bir filim daha güzel pazarlıyolar ,hoş vakit geçirenlere .","label":6} {"text":"Film güzeldi tatlıydı. Ömer Başdoğan'ın instagram'daki 1 dakikalık videolarının sanki toplanmış haliydi. Oyunculuğu gerçekten harika. Tek eksik bence profesyonel bir senaristin kaleminden çıkmamış olmasıydı. En azından senaristten yardım alınabilirdi. Daha canlı bir film olabilirdi. Filmin 2. yarısının başları bayağı sıkıcıydı sonradan tekrar canlandı. Cemil Şahin de iyi oynamış bayağı.","label":7} {"text":"Duygusal bir film.. güzel.. Yarım puanı filmin birkaç dakikası hariç siyah beyaz izlediğim ve sürpriz olması gereken en önemli durumu daha filmin başından sonuna bildiğim için kırdım. İyi seyirler!","label":8} {"text":"Guzel bir film zekice kurgulanmış en azindan rutin ask.mesk dolu ya da komik korku türk filmlerinden farkli bir senaryosu var","label":7} {"text":"Film başlarda fakir ve yük olan halkı azaltmak amacı ile başlayıp, ülke genelinde devam ediyor diğer serilerde. Bu filmde nasıl ve ne amaçla başladığını görmüş olduk. Filmde aksiyon, gerilim diğer bölümleri aratmıyordu. Ben gayet başarılı buldum.","label":7} {"text":"Sacma sapan bir film.komedi sıfır.izlerken çok sıkıldım.boşuna zaman kaybı bence.ümitlerim bosa çıkti.","label":2} {"text":"Önce ki 4 filminin hayranı olarak çok büyük beklentilerle filme girdim.Yine Scrat karakteri sayesinde başına gelmeyen kalmıyor karakterlerimizin. Film her zamanki gibi görsel kalitede ödün vermiyor.3D desteği ile cidden çok kaliteli bir animasyom olduğunu söylemeden geçemem.Filmin senaryosu açıkçası diğer 4 filme nazaran fazla da iyi değildi kendimce.Senaryo sürükleyiciydi belki ama ben fazla ısınamadım.Onun haricinde de 3.filmdeki Buck karakterinin 5.filmde tekrardan ekibe dönmesi oldukça hoştu.Senaryo konusunda her ne kadar 4 filme nazaran geride kalmış olsa da gülmek eğlenmek ailecek vakit geçirmek için birebir olduğunu da söylemeliyim.6.Filmi beklemekteyim.Umarım en kısa zaman da gelir..","label":6} {"text":"Gerçekten harika bir film, tarih filmleri ile pek aram yok diye ertelemiştim pişmanım...","label":9} {"text":"çok iyi başlayıp vasat biten bir süre insanı sıkan bir film 6/10","label":5} {"text":"Kültürsüz bir ayıcık olduğum için LOTR serisini yeni bitirdim ve Hobbiti de ilk kez dün izledim. Tazecik yorumlarla buradayım. LOTR efsanesinden sonra biraz yavan geldi. Martin Freeman beğenim sayesinde tabii ki şikayet etmeden izledim ama goblinlerin şarkı söylediği sahne kadar saçma bir şey olabilir mi? Hobbit değil Madagascar izliyoruz sanki. Fantastik filmi animasyon filme çevirmeye çalışmışlar sanki. hiç hoşuma gitmedi.","label":6} {"text":"İlki kadar olmasada bu filmde eğlenceliydi. izlerken hiç sıkılmadım.","label":6} {"text":"Naomi Watts ve Laura Elena Harring şahane, gerisi bahane!","label":4} {"text":"Valla ben diğer iki arkadaşa nazaran filmi beğenmedim. Neredeyse hiç komik değil. Wayans'ı severim ama bu filmini beğenmedim.","label":3} {"text":"Güzel bir altyapı nasıl mahvedilir, sorusuna ders niteliğinde olabilecek filmlerden. Çok klişe bir ifade bu. Ama niye klişe olmuş, onu da sormalı. Kasıt sineması adını verdiğim yeni bir tür icat etmişler sanırım. \"Ron Perlman\" hangi akla hizmet bu filmde oynamayı kabul etmiş, bilmiyorum. Kalitesiz filmlerde oynamaktan imtina etmeyen bir oyuncudur kendisi, iyi güzel de; kasıtlı olarak düşük bütçe ve uyduruk senaryo ile cezalandırılmış, sinemanın tüm teknik üstünlüklerinden mahrum bırakılmış bu filmi protesto etmesini beklerdim. Aksi olsa neyse. Aksi kimin umrunda. Öyle bir sürü film var. Dandik temanın, efekte bürünüp yutturulmasına alıştık. Ama bu ne?","label":2} {"text":"yönetmenin istediği kadar etkili bir film yapmayı beceremediğini düşünüyorum. ince eşiği aşamamış. baş oyuncunun aşşağılanma, darbelenme sürecinde tribünlere oynanmış ancak beklenen hissi ben alamadım.","label":7} {"text":"Film boyunca nerede bu çocuklar kim almış olabilir ki diyorsunuz. Çıldırmanız kaçınılmaz. Hani böyle tahminde bulanacağınız çok fazla kimse de yok. Ama aynı şekilde adamı benim de dövesim geliyor, konuşsana be adam. Amcanın da dövmekten başka çaresi yoktu. Elinde başka şüpheli yoktu. Çocuğunu görmediği her bir dakika içi cız ediyor insanın zira. Ama aynı amcanın film sonunda yer altında kalması bizi üzmüştür. Kasvet sever zaten bu filmin yönetmeni.","label":7} {"text":"Çocuklara izletemeyeceğiniz bir çocuk filmi.","label":5} {"text":"cemaat liderlerinin hayatını anlatmaya kalkan bir film yapmaya çalışmışlar ama kendi kanallarında kendi çektikleri tv filmlerinden öteye gidememişler. Oyunculuklar yavan, konu deseniz hiç bişey yok. Zaman ayırıp izlemeye değmez.","label":0} {"text":"Sis Ve Gece başarılı bir Türk Polisiye filmi. Baştan sona merak uyandırıcı. İzleyiciye merak ve ne olacak duygusunu güzel geçiriyor. Oyunculukları başarılı buldum. Uğur Polat her zamanki standart oyununu oynamış. Ne fazla, ne eksik. Tardu Flordun ve İlyas Salman kısacık rollerinde çok başarılılar. Filmi beğendiğimi söylemeliyim. Eğer Polisiye filmler meraklıysanız mutlaka izleyin derim.","label":6} {"text":"Sıradan yasak bir aşk hikayesi gibi ilerleyen film, sonlara doğru şaşırtıyor ve değişik, seyiri daha keyifli bir hal alıyolar.. Vincent Cassel kesinlikle bu rollerin adamı...","label":6} {"text":"müzikler yine arak:////","label":6} {"text":"mehmet ali erbilin sulu ve saçma şakalarıyla dolu birçok filmine göre bence gayet güzeldi.eski türk filmleriyle çok güzel dalga geçmişlerdi:))özellikle aşkın nur yenginin oğşuna geçmiş anlatırken ekranın bulanık bir hale gelmesi çok komikti:)","label":6} {"text":"İnsanoğlu; hep aynı, her yerde aynı dürtüler, fırsatçılık, kıskançlık ama şu para ile olan ilişkimiz hiç bitmeyecek ve kazanan ki varsa böyle bir sonuç, hiç bir zaman biz olmayacağız... değerler, örfler, yaşanan yıllar, değişmeyen bir toprak, değişen insanlar ve tavırlar ve sonsuz doğru : ölüm...","label":6} {"text":"yaa ne diim filmden korkmayanlar hangi dünyada yaşıyolar?kardeşim neyden korkuyosunuz merak ettim.halka'dan sonra izlediğim en korkunç filmdi,ama miike filmi bi türlü bitirmiyor ve konu sulanıyor,dağılıyor,havası kalmıyor...ama korkunç!","label":7} {"text":"ÇANAKKALE savaşı ile alakalı bir film yapılıyor .bu filmde bir türkü sahnesi var ve türkü de( TEVBE HAŞA) kahpe felek sözleri yer alıyor ne rütük ne kültür bakanlığı farkına varmıyor .YAZIK...","label":5} {"text":"Dracula hikayesine az çok hakim biri olarak, bir de Luke Evans'a duyduğum sempatiden dolayı, bile bile lades diyerek, sırf meraktan izledim. Bu film hakkında yorum yapmak da en az filmi izlemek adar vakit kaybı. Son zamanların en balon filmlerinden birisi.","label":0} {"text":"Film yıllardır heryerde karşıma çıkardı nedense birtürlü izlememiştim harika bir filmmiş. Cam açıkken kaçıcaktın mcmurphy kaçmak lazım iyi niyet insanı acıncak hale düşürebiliyor değdimi o zaten ölmüştü kendi sonunuda hazırladın.","label":8} {"text":"Berbat bir senaryo, kötü yönetmenlik, dandik oyunculuk... Sonuç; vakit kaybı bir şey! Not: Film diyemedim.","label":0} {"text":"taken filmini çok andıran, zaman geçirmek için ideal filmlerden. başka bir anlamı yok, vaadi yok..","label":5} {"text":"bu filmle ilgili ikilem içerisindeyim. hoş vakit geçirirken bir taraftanda tat alamamak nasıl bir ruh bölünmesidir sorarım kendime, cevabını alamadım henüz. sanki BKM Mutfak oyuncularına tecrübe olsun diye çekilmiş bir film. bi taraftan da büyük şehrin küçük insanını anlatması yönünden izlemeye değer. en hoşuma giden ayrıntı biri sonradan eklenmiş iki göz odalı gecekondudaki musluğa takılı su ısıtıcısı oldu :)","label":3} {"text":"Filmin yapım yılı kaç ? 2004. 2004 ü yazarken de iki 0 var, 4 ün yanındaki 0 solda 0 ; sildiniz. Kaldı mı 4!!! 2 nin yanında bir 0 var, onu da sildiniz ; kaldı mı 2!!! Çarpın, ne yapar ? =8 yapar ; 2004 ün içerisindeki iki 0 ı da sildiniz, ne kaldı ? 24 kaldı ; 24 / 8 = 3, yönetmen ve senarist aynı kişi ; bulduğumuz 3 değerinin karesini alın bundan dolayı ; ne yapar!!! 9 YAPAR!!! ( Ne yazacağımı bilemedim filme, sana puanım 9 kanka )","label":0} {"text":"“The Mustang”, Carson City, Nevada’da yer alan devlet hapishanesindeki gerçek bir rehabilitasyon programından uyarlanan senaryosunu, Mona Fastvold ve Brock Norman Brock ile birlikte yazan Laure de Clermont-Tonnerre’in yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi… Prömiyeri, 31 Ocak 2019’da Sundance Film Festivalinde yapılan ve 15 Mart 2019 tarihinde sınırlı salon gösterimi ile Amerika’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil… O nedenle bizde, çekimleri tarihi Nevada Devlet Hapishanesinde gerçekleştirilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız… Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz… Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, ciddi anlamda bir psikolojik analiz de gerektiren oldukça sağlam bir hikâyenin, iyi oyunculuk performansı ile harmanlanarak izleyiciye sunulmuş sinema filmi versiyonu olduğunu söyleyerek başlayabiliriz… Fakat devam etmeden, yapılan bazı yanlış yönlendirmelerin neden olduğu yanlış algı ve anlaşılmaları düzeltmek amacıyla küçük bir uyarıda bulunmak istiyoruz: Şöyle ki, bu film her ne kadar öyleymiş gibi görünse ve/veya kimilerince öyle lanse edilse de, kesinlikle atların ve at terbiyeciliğinin nasıl bir şey olduğunu göstermek amacıyla yapılmış belgesel tadında bir film falan değildir… O nedenle de, sırf atları sevdiği veya at terbiyeciliğinin nasıl bir iş olduğunu merak ettiği için ekran başına geçecek olanlara, daha işin en başında, “En iyisi, siz gidin National Geographic belgeseli izleyin” demek istiyoruz… Zira bu filmin konusu kesinlikle ne atlardır, ne de at terbiyeciliği… Anlatılan şey, Mustang olarak isimlendirilmiş olan vahşi atlardan çok da farkı duygusal reflekslere sahip olmayan insanların (ve hatta insanlığın) 96 dakikalık süreye sıkıştırılmış öyküsünün ta kendisidir… Zaten filmin hikâyesinin gelişiminden, başta Matthias Schoenaerts’ın canlandırdığı Roman Coleman karakteri olmak üzere, aynı zamanda “öfke kontrolü” terapisine de kendisiyle birlikte katılan at eğitmeni mahkûm arkadaşlarının da en büyük sorunlarının öfkelerini kontrol edememek olduğunu, Connie Britton’un oynadığı psikolog karakterinin kendilerine sorduğu, kurbanlarına saldırma yahut harekete geçme sürelerine ilişkin sorulara aldığı yanıtlardan da anlıyoruz… Elbette, bunun geçmişten, belki de ta çocukluk döneminde yaşanmış olan bir travmadan yahut kötü bir anıdan kaynaklanan nedenleri de olabilir… Ama burada bu konuyu tartışmak bizi aşar… O yüzden kapsamlı bir psikolojik analizi işin uzmanlarına bırakarak biz sadece Roman Coleman’ın eğittiği at Marquis’in de, (vakti zamanında kendilerini özgürce dolaştıkları vahşi doğadan kopartarak ağıllara süren araç olan) helikopterin sesini duyduğu an tutulduğu öfke nöbeti sonucunda kontrolünü kaybederek saldırganlaştığını belirtmekle yetinmiş olalım… Sanıyoruz böylelikle filmin hikâyesiyle ilgili kısmı tamamlamış olduk… Filmin oyuncu kadrosuna da şöyle kısaca bir göz attığımızda, Matthias Schoenaerts ve Bruce Dern gibi oldukça önemli iki ismin, Jason Mitchell, Gideon Adlon, Connie Britton, Josh Stewart ve Noel Gugliemi gibi hatırı sayılır yeteneklerle desteklendiği eli yüzü düzgün bir casting ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz… Dolayısıyla en başta da belirttiğimiz gibi, sağlam bir psikolojik altyapı ve kurguya da sahip olan filmin hikâyesi nitelikli bir oyunculuk performansıyla da desteklenince Laure de Clermont-Tonnerre’in ellerinden böylesine güzel bir iş çıkmış ortaya… Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun… İlk önerimize gelince: O hakkımızı da bu kez; farklı tat ve lezzetlerden hoşlanan sinemaseverlere, “Bu türden vasatı fazlasıyla aşan ‘ilk yönetmenlik denemesi’ filmlerini de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmış olalım… Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak… Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"ben özel gösterimde izledim ama sinemaya para verilerek gidilcek bir film değil pazar sabahları tv de yaynılanan 2. kalite filmlere benziyo megazekaya gidin derim","label":1} {"text":"Konusu ; Jung - Yeon Jong - Bae ile evlidir ve Hye - Rin adında bir kızı vardır. Jung Yeon karısıyla birlikte, küçük bir araba tamir dükkanı çalıştırıyordur. Jong - Bae nin bir arkadaşının intihar etmesinden sonra sıradan hayatları ile birlikte herşey bir anda değişir. Çünkü arkadaşı intihar etmeden önce tefeciden büyük bir miktar borç almıştır. Borcu alırken Jong-Bae ona kefil olmuş senet imzalamıştır.","label":7} {"text":"Rıza’nın İstanbul’da kaldığı süre zarfında başından geçenleri izliyoruz.Yönetmenin herhangi bir yorumunu ya da varlığını sezemedim diyeyim.Amacı belli olmayan,seyirciye de hikayenin alt yapısı ile ilgili ipucu vermeyen bir film.","label":6} {"text":"Vahşet dolu bir film, işkence ile dolu tamamen, herkesin midesi kaldırmayabilir... Film olduğunu bildiğiniz, aslında adamın acı çekmediğini bildiğiniz halde içiniz acıyor izlerken. Filmden tam etkilenmek için ise hristiyan olmak lazım heralde, neticede onların inancına göre yapılmış bir film tamamen.","label":4} {"text":"Film, Metin Kaçanın romanından sinemaya uyarlanmış. Filmin gerçek hayatla örtüşmesi, gerçek hayattan kesitler sunması takdir edilecek bir olay. Ancak filmde konu edinilen toplumu ve o toplumun yaşantısını onaylamıyorum, beğenmiyorum, eleştiriyorum.Mustafa Altıokların Tarantinodan ve onun filmi Ucuz Romandan etkilendiğini görüyoruz.Ancak ne Tarantinonun fimleri ne de bu tür filmlerden hoşlanmıyorum, beğenmiyorum.Kan, şiddet, acı, işkence sahneleri, ağızda eksik olmayan sigara, içki, uyuşturucu, kadın, küfür v.b unsurlar tüm filmleri itici hale getiriyor. Bu anlamda Tarantino filmleri, Testere serisi gibi filmlerden nefret ediyorum ...","label":4} {"text":"gerçekten özgün bir senaryo izlerken hiç sıkılmadım sonunda verdiği mesaj da hoştu...","label":6} {"text":"Şener Şen in asla boş bir filimde oynamadığının ispatı. Çok güzel bir fim. çok güzel müzikler var. Ancak benim gibi polisiye filmlere biraz aşina olan biri filmdeki çok sayıdaki klişeyi görecektir","label":7} {"text":"Kendinize hitap etmediği ve tatmin etmediği için izleyicileri etkileyecek yorumlar yapmayın bence tabiki beğenmeyebilir ve eleştirebilirsiniz ama gereksiz tavsiyelerle değil.Filme gelince kesinlikle serinin en kayda değer filmlerinden biri karşımızda.Romantik öğeleri kullanması gayet kitaba bağlı bir şekilde aşırıya kaçan bir yanı yok açıkçası.Konu itibari ve olay döngüsüyle iyi kotarılmış bir 2.5 saat vaad ediyor.Efektler ve kurgu gayet başarılı.En beğendiğim noktalardan biride Alan Rickman ın Severus Snape ini filmde diğer filmlere nazaran ve konu itibariyle doğal olarak daha fazla görmem.Kesinlikle çok başarılıydı.Aynı şekilde Helena Bonham Carter ın son iki filmdir Bellatrix Lestrange rolünü hakkıyla oynaması ayrı bir tatmin noktası.Kısacası her türlü duyguyu yerinde bir şekilde size verip kendini izleten bir film.Yorumlara aldanmayın ve gerçekten takip ediyorsanız gidip izleyin.8/10","label":7} {"text":"Film kesinlikle sıkıcı değil. Tarantino seyircinin filme motivasyonunu iyi ayarlamış. Karakterler ve diyaloglar size bir Tarantino filminde olduğunuzu fazlasıyla hissettiriyor. Ancak böyle diyaloğu bol, tek mekanda geçen bir filmde senaryonun biraz daha ters köşe olması gerekirdi. Her şey beklendiği gibi gelişiyor. Bence filmin en büyük sorunu bu. Seyredeceklere fikir vermesi açısından bu film Django ile kıyaslanmalı ve maalesef o seviyede bir film değil. Tarantino hayranıysanız mutlaka seyretmelisiniz , değilseniz risk alıyorsunuz derim haberiniz olsun.","label":6} {"text":"\"Arjantin?de özellikle 1970?ten 1976 yılındaki ABD destekli faşist askeri darbeye kadar olan süre dahilinde ülke bir iç savaş ortamına sürüklenmiş, ordu ve kontrgerilla çetelerine karşı devrimciler silahlanarak kendilerini korumaya çalışmışlar, 1976 yılında yapılan ve tüm dünyadakiler gibi emperyalist arka plana sahip askeri darbe sonrasında Arjantin?de kitlesel kayıplar ve katliamlar yaşanmış, diktatörlük 1983?e kadar sürmüştü. Yedi yıl süren faşist cunta yönetimi sırasında resmi rakamlara göre 13 bin, gerçekte ise 30 binden fazla insan katledilmişti.\" Dışarda bunlar olurken işte bu dönemde katı disipline sahip faşit eğitim kurumu ve jurnalci ahlak anlayışını farklı bir pencereden yansıtmaya çalışan film zayıf kalıyor... 60/100","label":5} {"text":"Emeği geçen herkesi tek kelimeyle kutluyorum.2 saat gözümü bile kırpmadığım bir görsel şölen izledim,bir aksiyon filminden beklenebilecek herşey fazlasıyla var 9/10","label":8} {"text":"Film malesef beklentiyi hiç karşılamıyor. Önceki ekip filminden sonra Harley için eğlenceli bir aksiyon beklediğimi itiraf ediyorum. Ama çok daha doğru düzgün bir hikaye seçilebilirdi. Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyorum aslında, çünkü Harley ile ilgili comics de oldukça harika hikayeler var. Hatta Jokerle ayrıldık diye başlayan filmde direk aklıma gelen 7 sayılık bir seri vardı. Harley'in tam bir zeka ürününün anlatıldığı. Kesin bu işleniyordur dedim ama yıkıldım. Neyse yinede filmi değerlendirirsek, sürekli aksiyonla filmin hikayesel açığı kapatılmak istenmiş ama pek olmamış. Ewan ile çıtanın yükseklerde olduğu hissi verilmiş -ki Ewan rolünü iyi oynuyor- fakat yinede hikayeyi üste çekemiyor. Şunun hakkını yemek istemem, yumruk yumruğa dövüşler oldukça başarılı çekilmiş. Eğer harley hayranı bir çocuğunuz yada kardeşiniz varsa daha eğlenceli bir şekilde izleyeceğiniz bir film kategorisine alınabilir bir film olmuş. Onun dışında DC evreni için zayıf bir film.","label":4} {"text":"film çok kuvvetli.","label":7} {"text":"Çok uzun zamandır izlemeyi ertelediğim bir filmdi. İzlemek için uygun zamanı bekliyordum belki de iyi yapmışım her ne kadar uzun süredir elimin altında böyle bir cevher varmış ve kullanmamışım diye üzülmeme rağmen. Daha ilk sahnesindeki oyunculuk o kadar etkiliyor ki heralde böyle bir duru oyunculukla yapılan açılışı \"köprüdeki kız\" da görmüştüm. Platon'un Mağara Benzetmesi'nin filmin kökenini oluşturduğu kanısındayım. Başucumdur!","label":5} {"text":"Brendan Gleeson'ın performansı ve diyaloglar muhteşemdi. Sinematografide cidden iyiydi. Ortalama bir kara-mizah beklerken, beklediğimden daha derin ve kaliteli bir film çıktı, öneririm. Basit bir olay zinciri olsada, film sizi sıkmıyor. Sonuda gayet güzel olmuş etkileyici sayılabilecek bir film. 8/10","label":7} {"text":"Polisiye gerilim türünde bir klişe izleyeceğini düşünen seyirciyi hayalkırıklığına uğratacak olması kötü olduğu anlamına gelmiyor. Aksine içerdiği farklı bakış açısı sayesinde kelimenin gerçek anlamıyla ibretlik bir hikaye. Anlatılan olayların gerçek olması ve kurbanların fotoğraflarının kullanılması oldukça zor bir seyirlik haline getirmiş The Frozen Ground'ı. Çok sevdiğim aktörler Cusack ve Cage karşılıklı döktürüyorlar ama bana göre senaryoyu asıl sırtlayıp götüren Vanessa Hudgens. Gişe başarısı düşünülmeden kurbanların gerçek hikayesini anlatmayı amaç edinmiş bir yapım ki bunu da çok iyi başarıyor. Ben çok beğendim. Tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Milli değerleri animasyonla birleştiren güzel ve macera dolu bir hikaye. İzlemenizi tavsiye ederim :)","label":9} {"text":"İkincibir dünya, kendi yansımamızı görebileceğimiz bir dünya.. Oraya gittiğimizde de gözlerimizi körleştirip kulaklarımızı sağırlaştırmak isteyeceksek eğer... hatıralarımızı ve hafızamızı da götüreceksek eğer... bu dünya üzerinde kendi iç yansımamızla yaşamaya değmez mi ? Güzel izlemeye değer bir tavsiyeydi.. Bilim kurgudan öte bir yapım.","label":7} {"text":"VAKİT KAYBI","label":5} {"text":"İyi ki izlemişim ve iyi ki böyle bir film çekilmiş.. Türk filmleri kötüdür izlenmeye değmez diyenlerin , kafalarını biraz kaldırıp etraflıca yapılan filmleri takip etmesi gerekir. Bu filmi, diğer sıradan filmler gibi unutup tozlu raflara kaldırmak bu filme yakışmaz..","label":7} {"text":"Kadroya yakışmasa da idare eder.. fazlasını söyleyen çarpılır..","label":7} {"text":"Türkan Şoray kanunlarının sona erdiği film diye sinema tarihimizde yer alan ve ses getiren bu film, toplumsal ikiyüzlülüğü ve ahlak anlayışını sergiler. Mine'yi eleştiren erkeklerin asıl derdi ne ahlak ne de namus düşkünlükleridir. İçlerinden birini değil de bir yabancıyı seçtiği için kıskanmışlardır, öfkelenmişlerdir... 7/10","label":6} {"text":"Babalarını kurtarmak için yola çıkan 7 kardeşin hikayesinin anlatıldığı uzak doğu filmi. Diğer uzak doğu filmlerinde olduğu gibi hikayeyi çok dallandırıp budaklandırmamışlar. Düşmanları ise tatarlar. Türklerin savaş sanatından da çok iyi anladığını gösteren bir yapıt aynı zamanda. Filmin felsefesi olsun, savaş sahneleri olsun oldukça güzeldi. Sıkılmadan izleyebileceğiniz tarihi bir olaydan esinlenerek yapılan oldukça da duygusal bir yapım. 7/10 iyi seyirler.","label":6} {"text":"saçma sapan bir film. klasik korku filmi sesleri. çirkin çirkin insanlar cin büyü iki arapça söz al sana korku filmi. tamam kardeşim anlarım bu tarzın sevenleri var. ulan 2 saat 40 dk niye yapıyorsun filmi sen. yap 90 dk izleyelim bitsin. Eşimin hatırı için gittim. yoksa hiç sevmem korku filmi falan. hayatımdan 3 saati resmen çaldın. çıkışta kendimi sinirli gergin ve küfürbaz bir şekilde buldum. Yani kısaca kardeşim. gitmeyin bu filme.siz gidince yönetmen güzel birşey yaptım sanıyor serisini çekiyor filmin. birde 3 saat çekiyor. gitmeyin. gitmeyin gitmeyin.","label":0} {"text":"Film bir bilimkurgu saylmaz aslinda. Daha cok macera ve dram ogeleri var. Oluyu klonlamanin ahlaki kismi iyi islenmis denebilir. Senaryo daha guzel olabilirdi. Az sahnede olsada gorsel efektler guzel ve bazi sahneler keanu reevesin genclik filmlerinden manemicki hatirlatiyor. Izlenmesi idare eder. Kadin oyuncunun kendisinin klon oldugunu anladiktan sonraki tepkisi hic gercekci degil. Filmin sonu ise happyending yapalim klisesi ile tipik hollywoodwari baglanmis.","label":5} {"text":"Senaryosunu, R. Lee Fleming Jr.'ın yazdığı He’s All That&, yönetmen koltuğunda Mark Waters'ın oturduğu romantik bir gençlik komedisi... Gelin isterseniz; 1999 tarihli She's All That&in, 5G internet teknolojisi kullanılmak suretiyle karakter yapısı değişikliğine de gidilerek bir remake / yeniden çevrimi olarak 20 milyon dolar gibi oldukça abartılı bulduğumuz bir bütçe ve Nereden bulmuşlar bunları& diyeceğinizi düşündüğümüz tarzdaki toplama bir oyuncu kadrosuyla, sanki el yordamı& ile çekilmişcesine eğreti duran bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım... Bakalım da, 18 yaş ortalamasına sahip Z kuşağının temsilcisi gençler üzerinden, yer yer ironi ve kara mizahı da devreye sokarak, ne türden bir sosyal medya ve kişilik analizi yapılmış birlikte görelim... Hadi başlayalım... Gerçek yaşam koşullarını gizlemek amacıyla çevresinde, lüks bir apartman dairesinde oturuyormuş izlenimi yaratmaya çalışan lise son sınıf öğrencisi Padgett Sawyer (Addison Rae) aslında, yerel bir hastanede hemşirelik yapan eşinden boşanmış annesi Anna (Rachael Leigh Cook) ile birlikte mütevazı bir hayat sürdüren bol sponsor ve 900 bin üzeri takipçili bir TikTok fenomenidir... Ve sahte pırıltılarla dolu bu gösterişli yaşam tarzı, hip hop sanatçısı olan sevgilisi Jordan Van Draanen'ı (Peyton Meyer), bir karavanın içinde dansçı kız Aniston (Vanessa Dubasso) ile birlikte basıncaya kadar da devam ederken birden bire yok olmaya doğru yol alacaktır... Zira aldatılmanın yarattığı sinir ile bunalıma girerek ağlamaya başlayan Padgett'ın suratındaki, burun deliklerinden birinde oluşan sümüklü baloncuk dahil diğer pek çok istenmeyen görüntüsü, canlı yayını bilinçli olarak sürdürmekte ısrar Alden (Madison Pettis) sayesinde sosyal medyada aniden viral olunca, itibarı fazlasıyla sarsılırken kendisine maddi destek sağlayan Jessica Miles Torres (Kourtney Kardashian) gibi sponsorlarının yanı sıra takipçilerinin büyük bir kısmını da kaybetmeye başlamıştır... Halbuki Padgett'ın, bizzat kendisinin sıfırdan yarattığını iddia ettiği Jordan'ın popülaritesinden ise, hiçbir şey eksilmemiştir... İşte tam da bu noktada lisenin yıl sonu balosunda Balo Kraliçesi olmayı kafasına koyan Padgett, okulun silik tiplerinin içinden birini seçerek, o akşam sahnede kendisine eşlik edecek bir Balo Kralı& yaratmaya karar verir... Böylelikle bir yandan Jordan'a gerekli dersi verirken diğer yandan da hem tek bir videosu karşılığında 3 bin doları hesabına indiren sponsorlarını hem de kaybettiği takipçilerini yeniden kazanacaktır... Yani sosyal medyada fenomen olarak kalmak adına kağıtları yeniden karan Padgett, sinsi ve haince bir planın peşine düşmüştür... Bu durumda yanıtlanması gereken sıradaki soru: O talihli adayın kim olacağı gibi onu kimin belirleyeceğidir...& Elbette ki de, bu konuda kendisiyle bahse giren en yakın arkadaşı (olduğunu zannettiği) Alden ile Quinn'in (Myra Molloy) gazı ve küçük kardeşi Brin Kweller'ın (Isabella Crovetti) verdiği tüyolar ile anti sosyal fotoğrafçı Cameron Cam Kweller (Tanner Buchanan) olacaktır bu şanslı ergen yahut da namı-ı diğer yeni ezik&... Nasıl mı? Eğer Cam ile Padgett'in beraberce at dışkısı temizleme ve at binme ortak girişimlerini dikkate almazsak, Quinn'in muhteşem aile malikanesindeki karaoke partisi bir ilk olacaktır... Dakika 26... İzlemeseniz de hiçbir şey yitirmeyeceğiniz filmin devamında, zaman kaybından fazlasını da ifade etmeyen 62 dakikalık bir bölüm daha mevcut... Olsun ben yine de izlerim diyenlere de, keyifli seyirler,","label":2} {"text":"Bir umut şöyle bi aksiyon bişey bekleyerek izlediğim bir film. Olayın olduğu anı bile göstermeyen gereksiz bir film.","label":2} {"text":"Senaryosunu da, Jim Taylor ile birlikte yazan, About Schmidt (2002), Sideways (2004), The Descendants (2011) ve Nebraska da da (2013) imzası bulunan Omaha doğumlu Amerikalı sinemacı Alexander Payne'in yönetmen koltuğunda oturduğu “Downsizing”; fantastik bir dramedy (drama - komedi)& olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz; 68 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı rahatlık sayesinde, üst seviyedeki yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinden yararlanılmasının yanı sıra ciddi anlamda göz dolduran bir oyuncu kadrosuna da sahip olmasına karşın, brüt 55 milyon dolarlık hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım... *** - Edwardsen Enstitüsü, Bergen, Norveç - Kobaylar üstündeki deneylerinin, başarıyla sonuçlandığını gören Dr. Jorgen Asbjørnsen (Rolf Lassgård); bunu anında, çalışma arkadaşlarından Dr. Andreas Jacobsen (Søren Pilmark) ile paylaşır... *** - Beş yıl sonra, İstanbul Kongre Merkezi, Türkiye - Dr. Andreas Jacobsen, bilim insanlarının doldurmuş olduğu salonda yaptığı sunumda; bünyesinde görev yaptığı enstitüsü tarafından, 1950'lerden itibaren insanoğluna yönelik en uzun vadeli yegane tehdidin, aşırı nüfus artışı olduğunun tespit edildiğini belirtir... Ve... Ardından da... Yıllar önce önerdikleri çözümler arasından bir tanesinin, sınıfı geçmeyi becerebildiğini söyleyerek; bu konuya ilişkin açıklamalarda bulunması için sözü, rahatlıkla cebe sığabilecek kadar küçülmüş olan Dr. Jorgen Asbjørnsen'e bırakır... Elbette salonda bulunanların tamamı, son derece şaşkın vaziyettedirler... Ama buna rağmen konuşmasına devam eden Dr. Asbjørnsen, beş yıl önce insanoğlunun ataları hakkındaki bir araştırma üzerinde çalışırlarken; ekibindekiler ile kendisinin, hücresel olarak tüm organik maddelerin yaklaşık olarak 2.744'te 1 oranında küçültülebileceğini fark ettiklerini vurgular... Böylesi bir işlem; 1.80 metre boyundaki bir insanı, 12.9 santimetreye dönüştürebilmektedir... Üstelik bazı balıklar ve kabuklu deniz canlıları haricindeki bitki ve hayvan türleri, bu deneye tabi tutulduklarında; herhangi bir yan etkiye de rastlanılmamıştır... *** Bu prosedürün güvenliği kanıtlanır kanıtlanmaz, otuz altı cesur gönüllü; hücresel küçülmenin ilk insanları olarak, Dr. Asbjørnsen ile karısı Anne-Helene'e (Ingjerd Egeberg) katılmışlardır... İşlem; dişler dahil vücuttaki tüm protezlerin çıkartılarak yenileriyle değiştirilmesinin verdiği ufak rahatsızlıklar dışında, acısız ve kısadır da zaten... Denekler, (bir çeşit tıbbi anestezi uygulaması olan) ufak bir sedasyona alınıp dinlendirildiklerinde de; bir ya da iki saat içinde tamamen iyileşmişlerdir... Tüm süreç tamamlandığında ise, kasaba artık; 7 metreye 10 metre büyüklüğünde ve insanlarını, hava olayları, hayvanlar ve böceklerden koruması amacıyla dizayn edilmiş gaz geçirgen bir duvarın içinde yer almaktadır... *** Aynı esnada... Dr. Andreas Jacobsen'de elindeki; otuz altı insanın dört yıl boyunca ürettikleri, doğada çözünemeyen atıkları ihtiva eden bir çöp poşetiyle, sahneye yeniden döner... *** Söz konusu bu küçülme haberi, tüm dünyada büyük bir ilgiyle karşılanmıştır... *** - On yıl sonra - Omaha'da, annesinden (Jayne Houdyshell) kalan küçücük evde yaşamını sürdürmekte olan mesleki hastalıklar terapisti Paul Safranek (Matt Damon) ve karısı Audrey (Kristen Wiig), Paul'ün lise buluşması gününde; bu oldukça samimi nitelikteki toplantıya, küçültülmüş halde katılan Dave (Jason Sudeikis) ve Carol Johnson (Maribeth Monroe) çiftini de görürler... Maddi anlamda, oldukça zor günler geçirmekte olan Paul ile Audrey, Dave ile Carol'ın; yeni oluşturdukları, fazlaca para gerektirmeyen yaşam tarzından oldukça etkilenmişlerdir... Akşam eve döndüklerinde, Audrey'nin oturmakta oldukları mevcut evlerinden taşınarak daha büyük ve konforlu bir eve taşınma hayalinin suya düştüğünü öğrenirler... Zira emlak danışmanının (seslendiren Milo Goodman) bıraktığı telefon mesajına göre, First National'a yaptıkları mortgage kredisi talepleri geri çevrilmiştir... *** Çok geçmez... Bu kara haber sonrasında Paul ile Audrey soluğu, Dave Johnson'ın da öve öve bitiremediği; kendilerini, Amerika'nın Birinci Mikrotopluluğu olarak tanımlayan Leisureland Mülkleri sahasında alırlar... *** Derken... Baş ürün sorumlusu Jeff Lonowski (Neil Patrick Harris) ve karısı Laura'nın (Laura Dern), Paul ile Audrey gibi orta halli pek çok insanı imrendirterek izletecekleri; proje kapsamındaki evler ve yaşama biçimlerine dair görüntülü tanıtıma geçilir... Öyle ki, iki kişinin iki aylık mutfak masrafı sadece 83 dolardır bu diyarda... Sanki kapıldıkları bu coşku yetmiyormuş gibi kendileriyle ilgilenen satış personelinin (Niecy Nash) verdiği mevcut 152 bin dolarlarının Leisureland'de, 12.5 milyon dolara dönüşeceği gazının da etkisiyle; ev ve araba şeklindeki tüm mal varlıklarıyla evdeki eşyalarını da satışa çıkartarak işlerinden de ayrılan Paul ile Audrey, küçülerek Leisureland'li olmaya karar vermişlerdir... Tabii kimseciklerin kötüye yormadığı bu değişimin, yakın eş dost ve akrabalarla vedalaşma faslı da bulunmaktadır... Örneğin suç oranın sıfır olduğu Leisureland'de yaşayacak olmak, Audrey'nin babası Larry'e (Phil Reeves) göre de harika bir tercihtir... *** Neyse... Paul ile Audrey'nin, bindirildikleri mavi servis otobüsü aracılığıyla, dönüşü olmayan Leisureland yolculuğu başlamıştır bile... Dakika 30... Vizyona girdiği yıl sinema salonunda ilgiyle izlediğimiz filmin geride kalanında, şu ana kadar fırsat bulup da seyredememiş olan sinemaseverleri; küçülme mevzusunun bambaşka bir hikayeye evrileceği, 105 dakikalık şahane bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"arkadaslar cok eglenceli film tavsiye ediyorum pisman olmazsiniz","label":7} {"text":"İzleyen diğer kişileri bilemem ama olayı çok kısa bir sürede anladığım için filmden aşırı derecede etkilenmedim. Kopardığı patırtı yüzünden beklentim de artmış olabilir fakat benim için ortalama bir film. Jordan Peele'in diğer filmleri çok daha iyiydi açıkçası. Kötü değil ama lanse edildiği gibi başyapıt da değil. Puanım 6.4/10.","label":5} {"text":"Riannanınn olduğu süper bir film bence :) Gayet iyi bir film","label":9} {"text":"Stone of Madness... Filmressam Hieronymus Bosch 'un delilik taşının tedavi işlemini resmettiği \"Deliliğin Tarihi\" isimli eseriyle başlıyor ve resimde yazılanla bitiyor... \"Efendim, delilik taşlarını çıkarın. Benim adım Kısır Daksund.\"","label":8} {"text":"Ben yandım eller yanmasın! İzlemeyin. İzlettirmeyin!","label":0} {"text":"Daha çok festival ve sanat filmlerine ilgi duyanların beğenecekleri tarzda bir yapım. Fotoğraf karesi şeklindeki sahne geçişleri ve durağan temposuna rağmen; realistik havası ve başarılı oyuncu performansları ile izlettiren filmlerden biri.","label":5} {"text":"kesinlikle süper bir film.. özellikle wiliem dafoe'nun oyunculuğu muhteşem..","label":6} {"text":"Yapımcı insanın aklını karıştırayım,biraz film çekici gelsin diye konuyu sıkıcı yapmış,film ağır işliyor,insanın sıkılmak yorulmak arasında bırakıyor,süre olarak uzun tutulmuş,fazla bir beklentiniz olmasın.","label":3} {"text":"tek kelime ile harika bir film. 10 üzerinden 10 veririm. Sermiyan Midyatı kutlamak gerekiyor gerçekten. bu arada filmin müzikleride fena takılıyo insanın agzına. izleyin izlettirin","label":7} {"text":"Senenin kalburüstü yapımlarından. Çok da yeni bir şeyden bahsetmiyor aslında. Oldukça geliştirilmiş bir yapay zeka ve bu konuya sahip diğer tüm filmler gibi bu yapay zekanın insanlar ile olan ilişkisi, yaratıcı sorunsalı, onu geliştirenlerin tanrısal çözümlemeleri...Bunlar bu gibi bilim kurgu filmlerinde her zaman ele alınan konular. Filmin ilerleyişi ve finali aslında tahmin edilebilir nitelikte. Tabii ki arada bazı ufak sürprizler var. Ancak filmin asıl başarısı ilk saniyeden itibaren, üç oyuncusunun da başarılı performanslarının katkısıyla, oluşturduğu gerilimli atmosfer (müzik kullanımını da eklemeliyiz kesinlikle). Tek mekanda geçtiği söylenebilir ve bu mekan filmin karakterine birebir uyuyor. Meraklı bir şekilde takip ederken bir yandan da seyirciyi düşünmeye sevk ediyor. İyi-kötü arasındaki sınırların bulanıklaştığı, hatta böyle keskin etiketlere gerek bile duymadan işleri iyice karıştıran filmleri hep ilgi çekici bulmuşumdur. Film bu açıdan da okunabilir.","label":6} {"text":"Orjinal fikirler, her zaman ilgimi çekiyor. Tablo içinde tablo, rüya içinde rüya, sanki bir inception öhöömm Filmin sonunda, Lola idi sanırım, ressamına 'Şimdi seni çizeni bulmaya gidiyorum' derken, neyi kastetti acaba? O sahnede bir tablo daha gözükmeye başlıyor. Gerçi cevabı oldukça açık olmuş, en beğendiğim yer bu kısmı oldu.","label":6} {"text":"\"çocuklar tekinsizdir\"","label":9} {"text":"160 milyon$ gibi yüksek bir bütçeyle çekilip 433 milyon$ gelir elde etmiş bir film.Ülkemizde ise yaklaşık 7.746.000 TL hasılat elde etmiştir. Yaşam Şifresi, Moon filmlerinin yönetmeni Duncan Jones kaleminden çıkan ve yönetmen koltuğunda da kendisinin oturduğu film 1995 yapımı World of Warcraft bilgisayar oyununun bir ürünü...Uzun zamandır projede olan yapım sonunda beyazperdeye uyarlandı...Mortal Kombat,Street Fighter, Tekken, Tomb Raider, Resident Evil, Max Payne gibi vasatı aşamayan, tek karakterli aksiyon oyun uyarlamalarından sonra daha kurgusal bir film yapılmış.Yüzüklerin Efendisi filminden aklımıza kazınan ork-insan savaşını objektif şekilde kurgulamış.Fakat süre bazında Yüzüklerin Efendisi gibi uzun bir süreye sahip olmayışı kurgusal eksikliklere ve karakter tanıtımlarının zayıf olmasına yol açmış.Müziklerini ise Game Of Thrones'dan tanıdığımız Hindistanlı müzisyen Ramin Djawadi yapmış fakat epik bir filme epik olmayan müzikler maalesef heyecan etkisi yaratmamış.Biraz Aragorn biraz Saruman karışımı olan karakterler oyunculuk bazında tatmin edici fakat Ben Schnetzer ve Paula Botton oyunculukları vasatı aşamayacak derecede...Görsel efekt konusunda doyurucu olduğu çok doğru fakat 1.sınıf olduğu söylenemez.Fakat filmin fantastik boyutu oldukça başarılı ölçüde...Hollywood'un konu kısırlığında yapımcıların uyguladığı kitlesel hareket bu sefer oyun filmleri ile karşımıza çıkıyor ve Warfcraft ilk adım olarak yeterli seviyede.Assassain Creed, Tomb Raider, Resident Evil gibi yeni projeler için beklenen projelerin ilk halkası Warcraft seri film olacağının da sinyalini veriyor...Vikings dizisinden tanıdığımız Travis Fimmel; Ragner Lothbrok imajından sıyrılmadan da iyi bir karaktere bürünmüş diyebiliriz. Bir diğer negatif unsur ise ork karakterlerin efekt olması aklımızdaki Yüzüklerin Efendisi'nin muazzam makyajlarını aratmadı değil...Filmin atmosferini yansıtmada yeterli seviyede olsa da bi tık fazlasını aramıyor değiliz...Oyunu oynamadan da izleyenler için oldukça anlaşılır seyir zevki yüksek bir film yaratılmış...Tavsiye ederim...7/10","label":7} {"text":"Uzun süredir izlemeyi düşündüğüm biraz fantastik biraz felsefik oldukça etkileyici bir aşk filminden öte aşkın dramı üzerine oldukça da hoş bir anlatımla ele alınan etkileyici yapım. film sık sık ana karakterimizin güzel anlar üzerine odaklanmasını ve zamanı durdurarak anı doyasıya yaşamasını da konu alıyor. filmin farklı bir mekanda geçmesi ve felsefik tarzı izlemeyi değerli kılıyor.7.3/10","label":6} {"text":"Film hakkında değil de, filmin özet metnini yazan kişi hakkında eleştiri yazmak istiyorum, o kadar özensizce eklenmiş ki duramadım. 1) Ortada bir hapishane yok 2) Viyana'da gemi seyahati nedir? Deniz mi geldi oraya? 3)Ana karakter avukat olmasına karşın, noterlik yapmaktadır, ele aldığı davalar nedir? 4) Hücre hapsine gönderilmez, Nazi karargahına gönüştürülen bir otelin odasında kapalı tutulur..","label":5} {"text":"Insan çektiği filmi bi izler kardeşim ya, rezil rüsva başı yok sonu yok sacma sapan bi senaryo, paranıza yazık arkadaşlar, siddetle söylüyorum uzak durun uzak durun uzak durun","label":0} {"text":"Sevenlerin fazla övdüğü, sevmeyenlerin de fazla yerdiği film. Ben sıkılmadım, keyif de aldım ama ortalamanın üzerine çıkacak bir film değil doğrusu.","label":5} {"text":"Baya güzel filmdi. Russell Crowe şov yapmış gene. Geri kalan oyuncularda çok iyiydi. Film de eleştirebileceğim tek şey neden söyleyin neden Marion Cotillard ın neden bu kadar az sahnesi var. Bir 10-15 dk daha göreydik bizden bunu esirgemeseydiniz iyiydi.","label":6} {"text":"Orta doğuda yaşıyorsanız ( Türkiye dahil) ve algınız geniş değilse, filmi beğenmemenizi anlarım. Çünkü batı dünyasının kültürünü hiçbir zaman anlayamayacaksınız. Yani şimdi sizlere de hak veriyorum tabi; Türkiye'de önüne gelen komedi filmi çıkarıyor, hepsi ana bacı küfürlü vs. Bunlara alıştığınız için bu tarz filmlerdeki inceleri, esprileri anlayamamanız çok normal. Adam Sandler'den yine bir efsane film çıkmış. Milyon yıllık dünya yaşamında Cem Yılmaz ile Adam Sandler dönemine denk gelmem büyük bir şans benim için. Teşekkürler beyler.","label":9} {"text":"Valla hic kimse kusura bakmasin. Nerenizle izlediniz bilmiyorum. Ama film efsaneydi. Aamir khan denince aksini dusunmek imkansiz zaten. 3 saat degil 10 saat sürse hic soluksuz izlerdim.","label":9} {"text":"İnanılmaz başarılı bir film. Film içerisinde o kadar çok şeyi sorguluyor ki hangi birine değinelim? Bir insan nasıl kötü mizaçlı birine dönüşür? Doğduğu ortam mı? kendisini doğuran aile mi? Fakirlik mi? Yada tüm bunlara rağmen kişi karakterini bozmadan durabilir mi? yani işin aslı aslında mayada mı? ya da diğer noktalara bakalım: 11 yaşında evlendirilen kız çocuğunun hesabını kim vermeli? veren aile mi? ona talip olan kişi mi? bir başka nokta daha: Bir şekilde ülkesinden edilmiş bir kimse yaşam mücadelesi verirken bu göçmenliği fırsat bilerek birşeyler yapanlara ne yapılmalı? O kadar çok sorgulanacak konuyu bir araya toplamış ki belki bazıları aklıma bile gelmedi şuan. Ve zain'in tek güldüğü sahne pasaportunun çekildiği sahneydi. En vurucu sahne \"ebeveynlerime yaşadığım için dava açtım\" dediği sahneydi. Günün sonunda asıl mesajın \"bakamayacağınız çocuğu yapmayın\" olduğu kanaatindeyim.","label":8} {"text":"Müthiş bir şey bu. Çocuklar hariç herkes izlemeli, çizgi film sevmeyenler bile bayılır eminim.","label":7} {"text":"Kesinlikle bu puanı hak etmiyor.Sinemada izlerken karnıma ağrılar girmişti, ve o kadar güldüm ki kendimden utandım.Bence Türk Sineması’nın en başarılı komedilerinden biri.Konu yine Levent Kazak’ın ince zekasının bir ürünü olarak ortaya çıkmış.Aslında filmi seyretmeden sırf konusunu okusanız bile komik olduğunu anlarsınız.Filmdeki oyuncuların da teker teker kendi rolleri için biçilmiş kaftan olduğunu ve rollere çok yakıştığını söylemeliyim.Çok başarılı...10/10","label":9} {"text":"Filmdeki mizah da tam tadındaydı.","label":7} {"text":"İki bölümlü, iki yönetmenli şiirsel bir üslupla tüm yapılara, kurumlara meydan okuyan ve bir haber kolajını andıran bu belgesel çalışması, dönemin aslında kısa tarihini bizlere sunuyor. Birinci bölümde (aşağı yukarı ilk 50 dakika) hepimizin gözünün önünde duran ama farklı nedenlerden dolayı bir türlü fark edemediğimiz gerçekleri gösterip dile getirir Pasolini. Bu yüzden edinilmesi ve tekrar tekrar izlenilip ders alınması gereken filmlerden.","label":8} {"text":"filmden önce bütün gün 'ya bi yüzük üçlemesi mi yapsamıydık?' diyip durduk, şu an hdd de yer açıyorum extended edition için.","label":7} {"text":"Sanata düşkün biriyseniz, kesinlikle izlemekten zevk duyacağınız bir film. Geçmişin dehalarıyla iç içe muhteşem bir hikaye...","label":8} {"text":"Accayip.. Mutlaka izlenmeli. Sağlam çalışma.","label":9} {"text":"Hayatın içinden espirilerle anlatılmış bir film, sonu daha iyi olabilirdi ama yinede güldüm ve eğlendim","label":7} {"text":"Charles Dickens'ın aynı ismi taşıyan kitabından uyarlama bir yapım kitabını okumadım ama okuyup izleyenleri tatmin eden bir yapım olmamış çoğu zaman olduğu gibi. sahne geçişlerinde kopukluk filmin en büyük eksilerinden olsa da anlatımı akıcı dış ses diye tabir ettiğimiz anlatımda ayrı bir güzellik katmış, oyunculuklar kısmen iyi soundtrack'ı çok beğendim genel olarak pek beklentiye girmeden sıkılmadan keyifle izlenecek bir yapım diyebiliriz. 6/10 This is my heart and it?s broken repliği de unutulmazlarım arasına girmiştir Finn'in söylediği sahnede nedense fena duygusala bağladım.","label":5} {"text":"Güç yeniden doğuyor... Seri yeni bir üçlemeyle kaldığı yerden devam ediyor.Jedilerin öldürülmesinden kendini sorumlu tutan Luke Skywalker ortalıktan kaybolmuştur ve bunun yokluğunu bilen karanlık taraf güçlenmiştir.Ve güç yeni birisini seçmiştir Filmin başrolündeki Reyin direnişle ve arkadaşı finnle birlikte olan kötülere karşı başlarında kylo ren karşı mücadelesi konu alıyor Ben zevkle izledim burda her şeyi anlatmak yakışmaz ama diyebiliriz ki Star Wars kaldğı yerden devam ediyor","label":9} {"text":"Çok matraktı...","label":9} {"text":"gerçekten çok güzel bir film filme bayıldım süper olmuşşş çok komikti temelius u kim seslendirmişşe ellerine sağlık gerçekten çok komikti temelius 7/10","label":6} {"text":"Filmden ziyade tiyatro oyunu izler gibi bir hissiyat veriyor. Ayrıca duygular da bana hiç geçmedi. O kadar kötü ki oyuncuların hepsi arkadaşlarla bir araya gelip aşkı memnuculuk oynamış gibi.","label":2} {"text":"Çok güzel. Anlamlı, gerçekçi bir gerilim.( En sonunda da çok güldürmek gibi bir sürprizi var...) :)","label":8} {"text":"Hiç fena değil türünün iyi örneklerinden bir film olduğunu düşünüyorum.Büyük beklentiyle gitmeyin o zaman keyif alırsınız.","label":4} {"text":"Haftanın tartışmasız en iyi filmi. Aldığı ve alacağı tüm ödülleri hak eden bir film. Özellkle Güven Kıraç ve Sezin Akbaşıoğulları rollerini mükemmel oynamışlar. Film senaryo ve hikaye itibariyle biraz ABDde 2005 yılında Oscarda ödül almış 'Crash' filmini andırıyor.","label":7} {"text":"film güzel kelimesini hakediyor bence hemde çok komik sizi ekranın başına bağlıyor adeta keyifle izlenebilecek bir film tavsiye ederim","label":6} {"text":"kelime şakaları ilkokul seviyesindeydi...","label":3} {"text":"will smith ve newyork basrolde! Gorsel efektler doyurucu!","label":7} {"text":"Arkadaşlar oyunculara saygı duyuyorum fakat berbat ötesi bir film hiç bir konusu olmayan, bir konu varsa bile bu güzel anlatılamayan film. Bir emek var kabul ediyorum ama filme gidipte ne bir buçuk saat kaybedin ne de verdiğiniz paranızı.","label":1} {"text":"Bu kadar doğal bir film daha izlemedim sanırım. Oyuncular o kadar iyi ki sanki köyde hayalet gibi dolanıyorum. Senaryonun temel hataları var gibiydi sanki olayları anlamakta güçlük çektim ve okuduğum kadarıyla herkes bundan bahsetmiş. Vizontele'de kürt köylüye türkçe konuşturarak başlayan gerçekdışılık bu filmde zerre yok. Müzikler harika. Bu kadar övmemin sebebi Malatyalı olmam olabilir...","label":7} {"text":"öffff","label":1} {"text":"Film kör ebe oynamak gibiydi biz korduk ebemizi gördük (bok gibi sakin gelmeyin sigara için daha iyi bu filme yağmurlu havada IMDb yok).","label":0} {"text":"nerdeyse aylardır merakla beklediğim filme daha dün vizyona girer girmez gittim.bir kere diğer yorumlarda da yazdığı gibi görüntü kalitesi ve çekim açıları mükemmel.yani ilk fragmanlarını izlediğimde yabancı bir film sanmıştım.ilk yarıya kadar film çok boş geçiyo hatta yine berbat bir film çıkarmışlar diye düşünmüştüm çünkü çok ağır ilerliyordu ancak ikinci yarısından sonra film bayağı hoş olmaya başladı.hatta finali hiç tahmin etmediğim bir şekilde oldu açıkçası çok şaşırdım.başta öyle mantık hatası buldum ki kendime göre sonra hepsi çok iyi bir şekilde sonuçlandı.tavsiye ederim..","label":7} {"text":"20 dakika sonra salonun yarısı ile birlikte filmden çıktık. Hayatımda gördüğüm en iğrenç filmimsi şeydi.","label":0} {"text":"''Alın size bilim kurgu!'' dercesine hazırlanmış ve bana göre hakettiği ünü yakalayamamış bi eserdir kendisi. Film ilk dakikadan itibaren insana kendisini merakla izlettirebilmeyi başarıyor. Klişe sondur falan eşelemeyin. O klişe sona gelene kadar çok sayıda aksiyona tanık olacaksınız. Psikolojik olaylar da söz konusu film içerisinde. Ayrıca klişe son kime göre neye göre klişe son?? Bana göre sonu da gayet iyiydi. Yönetmenin alnından öper saygılar dilerim.","label":4} {"text":"Futbol saçmalığı ve veremedikleri aşk duygusu ile klasik saçma türk filmi saçmalığı. tek sevdiğim yanı küfür içermemesi idi.","label":4} {"text":"bir babanın ölen anne sonrası çocuğu büyütme hikayesi.. Gerçek hikaye dedi.. Konu bu kadar.. Aksiyon falan hiçbir şey yok işte… boş beleş bir netfix çalışması denebilir.. Çocuklarla falan izlenesi filmlerden..","label":5} {"text":"Karısının olaylı cinayetinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, öldüğüne bir türlü inanamayan ve bu olayın içinde gizlenmiş bazı şeyler olduğundan hep şüphelenmiştir. Karısının ölümünden 8 yıl sonra herşeyi araştırmak üzere dedektifliğe soyunur?Gizem, köşeye sıkışma, iftira gibi temel dedektiflik öyküsü unsurlarının hemen hemen hepsini barındıran filmin türdeşleriyle ayrılan en belirgin özelliği ise noirimsi atmosferin bulunmaması. Kasvetli bir hava yerine daha aydınlık bir atmosfer oluşturduğu gibi ?aşk'ın üzerinde de çokça duran yönetmen; film boyunca popüler sinema dilini benimser bir tutum göstermiş.Çok büyük bir beklentiye girilmeden izlendiğinde keyifle izlenip, beğenilecek bir film","label":6} {"text":"rezalet bir filim","label":0} {"text":"arkadaşalr neyi ilginç ki ilk defa yapılmıyor bu ? Heath Ledger ın bilgisayar ile yüzünü alıp başka bir oyuncuya yerleştirdiklerinde alın size Ledger ölmüş mü ölmemiş mi diye komik sorular varda :) Film Terry Gilliam ın Brasil tadında bir filmi ise o zaman kaçırmamak lazım","label":7} {"text":"Seriyi ilk filminden beri takip edenlerdenim. Arkadaş grubuyla ve sinemada izlenince daha çok zevk alınabileceğini düşündüğüm bu filmi serinin önceki filmlerinden ayıran şey bence daha kanlı olması. İnsan azmanları yine amaçsızca insanları öldürüyorlar ama garip bir şekilde olacakları bilmeme rağmen izlerken sıkılmadım. Yine de kanlı korku filmlerinden hoşlananlara tavsiye edilebilecek cinsten vasat bir film olmuş.","label":4} {"text":"İt gibi güldüren bir filmdir. Jim Carry'nin Spock'a benzediği yılları yad etmek için bir daha izlemem gerek.","label":7} {"text":"Bu kez aglatmadi. Yine ilk filmin ekmegini yiyerek ticari kazanc saglama amaciyla yapilmis bir film. İlk filmin hikayesi kalitesindeen azindan yakin kalitede bir senaryo yazamiyorsaniz sirf para kazanmak icin film cekmeyin kardesim. Filmin ilk yarisi koca bir coptu. İkinci yarisi da aglatmadi. Senaryo cok zorlama ve mantiksizdi cunku.","label":4} {"text":"Oyunculuklar ve tempo kötü olsa da konu olarak eşine az rastlanan ve gelecekte de az rastlanacak bir film olmuş. Son dakikalara doğru film biraz toparlıyor. Ortalama bir film.","label":5} {"text":"1.cisi fena değildi bakalım bu nasıl merakla beklediğim film..","label":4} {"text":"Başımıza öyle olaylar gelir ki, bu olayların hiç meydana gelmemesini isteriz. Bu istenmeyen olayları kötü, talihsiz, dehşet verici, veya acımasız olarak nitelendiririz. Hatta olay o kadar basit ve nettir; suçlusu bellidir. Kısacası müthiş bir haksızlık yaşamaktayızdır. İşte bu konuda ya başkalarını suçlarız ya da kendimizi... Genellikle de ikisinin karışımı bir durum çıkar ortaya... The Shack filminin kahramanı Mack, çocuk yaşlarda annesini ve kendisini döven babası ile mücadele etmek durumunda kalmıştır. Yıllar sonra kendisine bir aile kurmuş, üç çocukları ile eşi Nan ile mutlu bir hayatları olmuştur. Bir gün üç çocuğu ile çıktığı piknikte, müthiş trajik olaylar silsilesi sonunda çocuklarından birini kaybeder... Bir yandan kendini ve faili suçlarken, Tanrı’ya olan inancını da yitirmiştir. Aileyi eşi Nan ayakta tutmaya çalışırken, Mack yaşamındaki sırlar ve Tanrı ile yüzleşmek durumunda kalacaktır... Yargı& Bu yüzleşme sırasında Mack’in anlaması gereken iş şey yargıdır... Her birey olayları kendi perspektifinden değerlendirir. Bu çok doğaldır: Dünyaya gelen bir bebek için hiç bir ayrım ve korku yokken, bebek yavaş yavaş anneden ve tüm diğer her şeyden farklı bir varlık olduğunu anlamasıyla kendini bedenle özdeşleştirmeye başlar. Bu özdeşleştirme sonucunda bedenini hayatta tutması gerekliliği ortaya çıkar. Beynin – zihnin, temel amacı bedeni hayatta tutmak olur. Zihin bu ayrım ve kıyaslama ile öğrenir... Çalışma prensibi budur. Sıcak-soğuk, kısa-uzun, ben-sen, biz-siz ve en tehlikelisi de iyi-kötü... Yazının devamı blogta...","label":9} {"text":"Film beklentimin altinda kaldi. Film içinde hiç müzik yok. Bence vasatin üstüne çikamaz. Oyuncular filmde çok geri planda.","label":4} {"text":"Güzel bir konu ancak daha geniş ve açık irdelenebilirdi.","label":1} {"text":"Saman yolu tvnin oyuncuları tarafından 3 gün içinde çekilmiş iğrenç çığlıklarla dolu kaybolan saatler","label":0} {"text":"ben bu kadar saçma berbat bir şey daha izlemedim daha önce :(","label":1} {"text":"Hareketli ve eğlenceli bir film, ama verdiği mesaj yok xD Romantik komedilede aradığım sıcaklığı bu filmde bulamadım ne yazıkki :P 7 / 10 bu puanı sırf hareketlilik ve Gerard Butler için veriyorum ^^","label":6} {"text":"Çok koyu bir rapper ım.Zaten yakında albümde çıkartıcam.Bu filmde rap üzerine çekilmiş iyi bir film.Rap müzik seviyorsanız friday ve who's the man filmlerini tavsiye ediyorum.","label":6} {"text":"böyle rockçı mı olur... oluyo işte. matthias sen nasıl oyuncu oldun, her yerin amatörlük akıyor. eeyy yönetmen, sen kimsin ya.. ne umduk ne bulduk, o yağmur çekimleri yeşilçam'da bile yok. filmin en güzel anı lolitanın kayalardaki haliydi, işte öyle bir şey. az puan verdim.","label":0} {"text":"iyi deneme ama gereksiz yere fazla fazla romantizm kullanılması filmi itici hale getirmiş. Romantizm derken aşk meşk falan degil. amtmosferin romantik olması.. Onca guzel laftır, felsefedir derken yeter dememek elde bile degil.. Ama iyi deneme..","label":2} {"text":"Çok saçma ve komik sahneleri vardı. Otobüs yolculuğunda izlemelik.","label":4} {"text":"Hayatimda gordugum en boş filmdi . Oyunculuk vasat , konu vasat . Para ve zaman kaybından başka birsey degil .","label":0} {"text":"Cagein iyi filmlerde sağlam oyunculuklar sergilediği dönemler,kaliteli bir film.10/7","label":6} {"text":"Bu film hiçbir sey anlatmayan dramatik bir komedi , çok sikilabilirsiniz...","label":1} {"text":"İzleyiciyi sıkan bir akışa sahip.Ayrıca konuyu yeterince açıklayamadığı düşüncesindeyim.Ya da genel olarak konu belirgin ama ya sonuç?Olayların gelişimini ve sonucunu ben göremedim.Filmde eksikliklerin olduğu bir gerçek.Sanki bütün olan bir filmden alınan bir kesit gibi.Sonuç : Düşük not.","label":1} {"text":"Son günlerde Kore yapımı filmler denk gelip iziyorum ama içlerinde en vasatı sanırsam buydu.Şimdi bu filmi izlerken kafama dünyanın sorusu takıldı.(Burası spoiler içerebilir)Yahu adam suçunu itiraf ediyor o da hiç baskı altında olmadan,ama gel görki suçunu itiraf etmede hiç bir sakınca görmeyen adam onca dayak yemesine rağmen cinayet mahalini söylemiyor.Filmde verilmek istenen mesaj yerinde olmasına rağmen bu film beklentilerimi tam anlamıyla karşılayamadı.","label":3} {"text":"Yer yer ince esprileriyle güldüren sahneler içeren, karikatürize tiplemeler ve iyi oyunculuklara bir dönemi ve gençliği ırzına geçilmekle simgeleyen ama bunu yaparken oldukça yüzeysel bir bakışla basit bir anti-propaganda kaygısına saplandığı için değerlenemeyen bir film... 50/100","label":4} {"text":"zaman kaybı","label":1} {"text":"Uzun zamandır bir filmden bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. Seyirciyi salak yerine koyan pek çok sahne var, spoiler vermek istemiyorum, izlerseniz siz de farkedersiniz. Havuz sahnesi neydi ya? Ne kadar çok anlam yüklediler, ellerim titriyor sinirden, bu muydu milletin övdüğü aman aman sonu olan film? Bırak allasen..","label":2} {"text":"Bu filmi izlemeden önce Baudrillard'ın simülasyon kuramını okumak lazım. şimdi bu filme benzer bir sürü yapım ortaya çıkmış olsa da Truman Show ilklerden biri olması hasebiyle kıymetlidir.","label":8} {"text":"Filmi bugün izledim gayet güzel ve bir film olmuş gerek oyunculuk gerek aksiyon gerek ince espriler","label":7} {"text":"Sıkı iyi bir polisiye filmi.","label":5} {"text":"En iyi Türk gerilim filmi! Demet Evgar'ın harika oyunculuğu ve izlenmesi gereken bir yapım. 8/10","label":6} {"text":"Bu iki oyuncunun bir daha yanyana gelipde Duplicity kadar kötü bir film ortaya çıkması mümkün değil.Senaryo oldukça akıllıca ama anlatım ve sürükleyicilik adeta sürünüyor..10/4","label":3} {"text":"Köyde taze yapılmış tezek","label":1} {"text":"Ali sürmeli yi izledim sadece. Oyunculuk kabiliyeti olmayan başrol olursa bu filmde anca 5 kuruşluk bir film olur. Oradaki ustalara yazık böyle bir kadroda böyle bir senaryoda ne işleri var","label":1} {"text":"Benzer filmlere \"This Means War\"u ekledim. Ne derece benzetilebilir bilmiyorum ama her iki filmde de güzel vakit geçirdim. Filmin sonlarında çalan \"for whom the bell tolls\" hem babalar arasındaki kategori farkını harika yansıtmış, hem o kara motorsikletle konsept olmuş, hem de güzel bir gönderme olmuş. Hoş bir finaldi.","label":6} {"text":"Aslında her şey, genetik bir hastalıktan ötürü bir anda görme yetisini kaybeden, yazar olan Ingrid'in yaratıcı beyin egzersizi. Bunu kavradığınız anda karmaşık yapı aydınlanıyor ve mizahın küçük dokunuşları gülümsetiyor. Ekran karartma, dış ses, bazen hangi sahnelerin gerçek, hangilerinin düş olduğunu anlamak için beklemek gerekliliği, seyirciye de körlüğü deneyimletiyor. Hipnotize edici bir güzelliği var filmin. Aslında uyanmadıkça, hepimiz kör ve cinsel dürtülerimize yenik değil miyiz?","label":7} {"text":"Çok akıcı ve zevkli bir filmdi. Patlamış mısırınızı alıp izleyin.","label":6} {"text":"film ilk başlarda sıkıcı geliyor fakat j.löpez ölünce ve bebek büyüyünce filmede hayat geliyor.küçük kız sanki büyümüşde küçülmüş.liv tylor u fazla sevmezdim bu filmle beraber hayranı oldum galiba","label":6} {"text":"Film icin berbat diyebilirim özellikle şafak sezer e güvenerek seçtik ama hiç beğenmedik dizi gibi bitti zaten giriş gelişme güzel değildi sonuç da da hüsrana uğradık kesinlikle tavsiye etmiyorum paranıza ve zamanımıza yazık 👎","label":0} {"text":"Bilgisayar oyunu gibi diyecektim ki zaten bilgisayar oyunundan uyarlanmış. 23 dakika zaten, daha ne oldu demeden film bitiyor.","label":4} {"text":"Katılır mısınız ? Bilmiyorum ama the butterfly effect tadı verdi...","label":7} {"text":"gordugum en berbat kurtadam flm zamana yazik diyorum bunu izlerken...","label":2} {"text":"berbat .....berbat....berbat.... nedenler:: 1) senaryo yok dıyalog yok..ne anlattıgı bellı degıl... 2) otekı dunyayı gormek ıcın kadınların sıddete maruz kalması çok yaratıcı fıkır-miş... muzık yok..oyunculuk yok...etkıleme korkma gerılım bence 0...ıcerde fılmı yada sınır FILmı daha kalıtelı...3 verdım ..tamam kızmayın fazla puan ama ne olsun kıyamadım...","label":2} {"text":"film bruce wayne in ailesini olumu ve cok minikde olsacave e dusus ile basliyor ve oyle epik bi muzikle basliyor ki yapim zaten ben burdayim 3 senedir beni bekliyen milyon milyarlar var diyor filmin ilk yarisi man of steelden devam ediyor bruce wayne tanitiliyor superman in nasil kahramanlastirilisi gosteriliyor metropolois ve amerika tarafindan lex luthor ve cok az da olsa wonder woman tanitiliyor sakin deniebilir bi ilk yari ve ikinci yari ise insan nefes alamiyor ama benim gibi 3 yildir bekliyorsaniz en durgun sahnede bile nefes alinmiyor hele ilk batman gozukusu duvarda bat durusu sunu net soylemeliyim grafikler ucmus gitmis interstellar la beraber gordugum en iyisi olabilir filmdeki goruntu kalitesi cekim harika diyebilirim filmde one cikan ben affleck in nasil muthis bruce wayneve e oturdugu ikincisi jessi nin muthis lex luthor oynayisi ve anlasilan devami var darkseid dahil justice league e 2. yari ozellikle cok gonderme var insan heyecanlaniyor herkesin bekledigi gibi uzun bi dovus olmuyor ve lex in ikisini dusman edisi biraz yapmacik olmus demiyimde ikisinin kendi kendine birbirlerine dusmesi daha iyi olurdu bence dovus sahneleri inanilmaz guzel batman gercekten aklini muthis kullaniyor dark kngiht returns un film hali gibi dovus sahneleri nerdeyse tami tamina muthis benzetmisler cok epik oldugunu soylemeliyim filmde begenmedigim bi nokta dovus sahneleri biraz daha uzun olablirdi trailerda gozukenlerin cogu filmde var ama sinemada izlemek cok farkli bi keyif ve bazi sahnelerde yok ozellikle joker gondermeleri ve minikde olsa riddler insani cok heyecanlandiriyor film trailerlardan gozuktuugu gibi degil insanlarin bekledigini fazlasyila karsiliyor hatta belki daha fazlasi bile olablir ben dahil cogu kesim sadece dovus bekliyordu ama cok daha fazlasi var kolay degil solo filminden once batman degil karakterleri yeni bi filmde toplamak justice leagueler cok daha ustune cikicak ama yillarca unutulmiyicak gercekten epik bir film olmus man of steel soundtrackler ayni kalmis asagi yukari batmaninkiler zaten bi muazzam batman cok acimasiz o yonu insani cok etiliyor dark muziklerle son olarak 40 45 dakka kesilmis sanirim aksiyon sahneleri onlar cd dvd blue ray cikinca herkes bide oyle izliyicek ben uzun versiyonu 4 gozle bekliyorum biraz daha aksiyon batman superman arasinda cok yakisirmis[spoiler][/spoiler]","label":9} {"text":"Bülent Ortaçgil'in,\"Benimle Oynarmısın\" Albümünün kullanıldığı İlk filmdir bildiğim kadarıyla. Filmi izlerken sanki atmosfer Türkiye'yi değilde Fransa'yı çağrıştırmıştı bana. Bohem bir hava var, biraz melankoli. Bu filmi izleyeli yirmi sene kadar olmasına rağmen hiç aklımdan çıkmamıştı. Yaşasın Filim adamı :))","label":9} {"text":"insomnia'yı izlerken fragmanını görüp hatırladım bu filmi.. gerçekten izlemek lazım.. bırakın etkilenmeyi, yerinizden kıpırdamayı bile düşünemeyeceksiniz korkudan.. 8/10","label":7} {"text":"Cok merak ederek ciktigi ilk gun gittim ve bekletimin baya altindaydi asiri sacmaydi gayet 2 saarime yazik oldu diyebilirim . Ask filmi olmasina ragmen sacmaliklari sayesinde baya guldurdu beni ☺","label":0} {"text":"film de gerçekten olağan bi komedi war ve seslendirme çok güzel gülüncek sahne ve replikler çok izlencek bi film","label":7} {"text":"Çok zeki olduklarını ve herkesi aldatabileceklerini zannedenlere atılan dahice bir kazığın kurgu harikası hikayesi..Holywood ayarında film çekme iddiasında olan sinemacılarımızın bunu sıradan efektler ve sönmeye yüz tutmuş yıldızların -orada kazanamayacakları paraları vererek-ışıklarıyla yapamayacaklarına sağlam bir örnek..","label":6} {"text":"Ne çok iyi ne çok kötü. Orta halli izlemezseniz size bir şey kaybettirmeyecek çerezlik bir film.","label":4} {"text":"seksi web cam show kızının yerine başkası geçer konu bu. Yani sanal alemde çalınan kimlik vs vs. konu müthiş orijinal. Ama anlaşılmaz olmuş film. Çalan kim. O iki adam ne yapıyor filmdeki amaçları ne her şey havada. Herşey seyirciye bırakılımış. oyunculuklar vasat diyebilirim. sonunda bir yere bağlarlar dedim oda olmadı. yazık olmuş senaryoya..","label":5} {"text":"Kült filmleri beğenmeme kıllığıma devam ediyorum. Ya tamam beğenmemek demeyelim de, beklediğim gibi bulmadım diyeyim. Yoksa kaliteli film olduğu her halinden belli... Özellikle Roberto Benigni'den. Zaten Nazi filmlerini çok severim, her zaman beni sürükleyen ve aklımda kalan filmlerdir. La Vita e Bella'nın da bu konuda önde gelen yapımlardan biri olduğunu biliyorum. Ancak izlemek için anca ilham alabildim. Güzeldi, iyiydi, hoştu da bir The Boy in the Striped Pyjamas etkisi bırakmadı bende. Roberto Benigni'nin muhteşem performansı olmasa, bu film bu kadar konuşulur muydu emin değilim. Filmin ilk yarısında, yani Roberto Benigni'nin \"hayat dolu bir adamı\" oynadığı bölümlerde yer yer sıkıldım. Drama ağırlık veren ikinci yarısını ise oldukça beğendim. Dram adamıyım ben ya, duygu doluyum.","label":8} {"text":"2. Film daha iyidi sanki ama 1. Film de fena değildi özellikle işkenceli sahneler bayağı gerdi.","label":8} {"text":"Başı iyi bir ritimle başlıyor.. Sonlara doğru yıkıcı dramatik. Fakat ortasında bişeyler eksik. Romantizmi yeterince vermiyor ortalarda. Bu yüzden sonunun dramatize etkiside yetersizleşiyor. Fakat ''yaşam- ölüm'' konusunda güzel anlatıları mevcut. Bazı filmlerin anlattıkları izleyiciye bırakılır ve izleyici yorumlar. Alt metininde çokta güzel anlamları mevcut filmin. Mesela size bir örnek: ''Her kitap aslında bir insandır.'' Başka bir örnek: ''Kitap okuyan insanlar hayatlarında birşeyleri değiştirebilirler. Öncelikle doğru kitabı bulup, okuyup sonrada kendinizden bir kısım bulup orayı düzeltmek. '' ","label":7} {"text":"1 saat 35 dakikalık filmi 2 saat 10 dakika yapinca olmuyor.","label":0} {"text":"çok iyi bir film olmamasına rağmen Burak Aksak'dan dolayı izlenmeye değer yine güldürüyor bundan emin olun 7/10","label":6} {"text":"Bir minyon bu kadar mı tatlı olur yahu ? Şirinlikler abidesi komik ve süper görsellikler olan başarılı bir animasyon.. Minyonca öğrenmek ve saçmalamak lazım aslında.. çok güldüm.. çok şirinler :)","label":8} {"text":"sırf Barış Atay başrol oyuncusu diye filmi olumsuz eleştirmek hiçbir vidana sığmaz kesinlikle çok iyi bir film ve Barış Atay'dan mükemmel bir oyunculuk 8/10","label":7} {"text":"Gerçekten berbat bir senaryo iki büyük oyuncunun bu kadar aciz karekterkere hayat vermesi çok kötü .onun yerine bodyguard izleyin daha iyi","label":0} {"text":"Ürktüm. Tanrıya olan sahtekarlığından kaçmak için, oğlunu kurban etmeye hazır olan babayı şeytan hakladı. Filmin atmosferi içinize çekiliyor tuhaf bir ruh hali hissediyorsunuz. Oyuncular, özellikle de çocuk oyuncular çok iyiler. Yönetmenin izlediğim ikinci filmiydi. Başarılı buldum.","label":4} {"text":"etkileyici ve başarılı olmuş... son zamanlarda çekilen korku filmlerinden hariç güzel bi gerilirim filmine benziyor","label":9} {"text":"İzlenmesi gereken bir belgesel. Ne felaket tellalı ne de duygu sömürüsü. Sadece gerçekleri ve yapılması gerekenleri anlatıyor. Kimi sahneler rahatsız edici olabilir ama bunun buzdağının yalnızca görünen kısmı olduğu unutulmamalı.","label":8} {"text":"Jennifer Aniston için bile çekilmiyor doğrusu...O kadar kötü yani....10/5","label":4} {"text":"Her zamanki gibi mükemmel! Koreliler dram işinden anlıyor abi.","label":6} {"text":"Filmde ağlamak için ağlak olunmalı diye düşünüyorum. Soykırım filmleri konu olarak zaten 2 adım önden başlıyor. Beklediğim gibi bol ajitasyonlu bir film. Diğer arkadaşların aksine doğallığın olmadığını düşünüyorum. Doğallıktan kastım çocuğun yaralanmış yüzünün gösteriminden klişeyi anlarsınız. Bunun haricinde de izlettirmedi. Baştan sona klişe ve bol ajitasyon. Ben beğenmedim...","label":6} {"text":"film mindfuck filmi efsane olmuş","label":8} {"text":"Seride bu filme kadar kronolojik olarak izlediklerim arasında en çok güldüğüm, eğlendiğim film oldu. Peter Sellers bir harika.","label":7} {"text":"Yakın geçmişte sırasıyla ; Kraliçe - Hellen Mirren, Zoraki Kral - Colin Firth, Demir Leydi - Merly Streep bu sıralamayla OSCAR sırası Daniel'de... Verilse fena mı olur olmaz ama almasada... Neden ama ya demem.","label":4} {"text":"Film çekse de izlesek dediğim yönetmenlerden Darren Aronofsky'nin ilk uzun metraj filmi Π noktasını ararken kendi beyninde kaybolan bir adamın hikayesini anlatıyor ve sizi temin ederim G noktasını ararken kaybolan adamın hikayesi kadar eğlenceli değil..","label":3} {"text":"Mujdat Gezen ve onun demokrasi ye bakis acisi daha dogrusu kendi istedigi demokrasi sekli........ sadece filmde adi gecen Demokrasi (gercek demokrasi) icin 4-10....... yoksa bos bir film..........","label":3} {"text":"Çok etkilendiğim filmlerden bir tanesi piskolojisi sağlam olan birinin izleyeceği türden,yönetmen hapishanede ki yaşantıyı çok iyi dile getirmiş.10/7","label":4} {"text":"Evet merakla beklenen film gelmiş bizlerde çıkar çıkmaz gittik, yorum biraz gecikti. Öncelikle film muhteşem bir büyü fantastik dünya havası vermiş ama kesinlikle akıcı değil kopmalar oluşuyor merak oluşturmuyor ve özellikle konu ilgi çekmiyor. Kısa öz olmak yerine uzun yorucu. Oyunculuklar çok iyi olması filmin devam filminin izlenebilirliğini sağlayacak ama yönetmenin mutlaka akıcılığı sağlaması gerek. Tavsiye ediyorum ama şiddetle değil boş zamanda izlenebilir.","label":5} {"text":"Bruce wills dedik iyidir güzeldir dedik ama Film baştan sona sıkıcı bi ara çıkmayı bile düşündüm.Verdiniz paraya yazik.","label":3} {"text":"Kitabını okuduğumda etkilendiğim akdar büyülenmedim filmden malesef, popüler oyuncu kurbaı olmuş bence biraz","label":6} {"text":"Jason Statham ın en sevdiğim filmlerinden aksiyon ve heyecan dolu olan film izlenmeye değer..","label":8} {"text":"christian bale yi severim bu filmi benim içimi karartı.film bilindik seri katil filmlerinin ötesine geçemiyor.ama belki christian bale için izlenilebilir.iyi seyirler.","label":0} {"text":"Alexandre Dumas, üç silahşörler için \"tarihi çok farklı anlatıyor, çok saptırmış\" sözlerine karşılık; \"evet, tarihe tecavüz ettim ama güzel çocuklar doğdu\" demiştir. Bu film de sanki bu sözün emaresi gibi. Evet, gerçeklikten uzak ama bir o kadar dönem tarihini eleştiren, kendini izlettiren bir yapıya sahip. Gerek kadrosu, gerek konunun işlenişi olsun 2 saatlik film akıp gidiyor. Aşırı dramaya kaçılmamış ve her oyuncu üzerinden bir başka duygu tamamlanmış bir film.","label":6} {"text":"aksiyon filmlerini seven, sinemayı kafa dağıtma aracı olarak görenlerdenseniz hiç girmeyin. sinemaya ilgi duyan, yeniliklere açık ancak benim gibi tecrübesiz bir izleyiciyseniz muhtemelen filmi anlamıycak ve izledikten sonra eleştiri ve yorumları okuduktan sonra ne kadar mükemmel bi yapıt olduğuna karar verip tekrar tekrar izliyceksiniz.","label":9} {"text":"Snatch türü filmleri sevenler için ideal bir seçim olabilir düşünüyorum,bana ise hiç hitap etmedi,kurgu yok,saçmalıklar diz boyu vs.10/5","label":4} {"text":"Aksiyon ve Bilim Kurgu bir arada. Bu türlerden hoşlanıyorsanız memnun kalacaksınız. Farklı ve güzel.","label":5} {"text":"Senaryonun da oyunculuğun da abartılacak bir yanı yok. Kendine not ve onun okunması, gerçekleştrilmesi süreci tam bir tribün faciası... 60/100","label":5} {"text":"Ben beğenmedim. Gereksiz bir şekilde bol diyalog var. Bi sürükleyiciliği de yok. Komik tek bir sahne aklımda kaldı. Gerisi boş bence. Olmamış.","label":3} {"text":"film daha vizyona girmeden önce çok merak ediyordum ve filmin kapağında da 2000li yılların Katil Doğanlar yazısını görünce merakım daha da arttı ancak film başlar başlamaz hayal kırıklığıyla karşılaştırdı bizi.o ne biçim görüntülerdi???anladık erotizm katmak istemişsiniz filme ama bu kadar da iğrençlik olmaz ki...ve gerçekten filmde hiç bir ana konu yoktu;konu,insan öldüren sadist bir aile ve onların peşine düşen karalı tipik bir şeriften ibaret.ama başarılı oldukları bir konu var ki o da filmdeki karakterlerle oyuncuların(makyajların) çok uyuşmasıydı: sapsarı iğrenç mide bulandırıcı dişler,ilginç tipli sakal-bıyıklı adamlar,kulak tırmalayıcı kahkalar,uzun kirli saçlar...ama hakkını yememek lazım böylesine kötü başlayan filmin bana göre en güzel bölümü son sahneleriydi ve finali de hoşuma gitti..yanlız kafama takılan tek şey o garip suratlı adamın kim olduğuydu???","label":1} {"text":"Ryan Reynolds'ı hiç sevmem ve Mary-Louis Parker'dan da nefret ederim, gittikçe daha çok Micheal Jackson'a benziyor fark ettiniz mi? her neyse açıkçası konusu da pek ilgimi çekmedi. O zaman neden izledim? İzledim çünkü kardeşim \"çok kötüüü\" şeklinde bir yorum yaptı ki kendisiyle genellikle aynı fikirde olmayız. Bundan hareketle filmi beğenebileceğimi düşündüm. Yanılmamışım. Özel efketleri muhteşem, Jeff Briges harika, Kevin Bacon hala çok yakışıklı, Robert Knepper ise ah onun olduğu bölüm beni favorim, senaryo deseniz-neydi o dizinin adı? hah! Dead like me bana onu anımsattı-oldukça komik ve eğlenceli. E daha ne olsun? Evet \"Bir film izledim..\" şeklinde başlayan g eyiğe giremeyeceksiniz belki ama hoş vakit geçirmek için biçilmiş kaftan. Ben çok beğendim. Kardeşinizi dinlemeyin mutlaka izleyin. İyi seyirler.","label":3} {"text":"İyi güzel hoş film ama işlenişte yine sıkıntıları olan bir film. Sevişme sahnelerini bol tutalım seyirciyi çekeriz kafası var biraz filmde. Romantizm aşk iyi güzel de çok abartmamak lazım.","label":5} {"text":"Mavi ay dizisinden daha absürd olmasın da bu da bayağı iddialı yani. Ama çok eğlenceli bir filmdi. Çocuk da çok şirindi. Çiçek kardeş, böcük kardeş, gel sen de katıl bize filan şeklinde bir yaklaşımı var doğal olarak ama, insanı böyle de olsa hüzünlendirebilen sahneler de vardı. Çocuğun tikini edindiği sahne mesela. Yanlış anlaşılmasın, doğru yazdım.","label":9} {"text":"bence film son derece eğlenceli ve güzel bu kadar az puan alması haksızlık.aptal saptal amerikan filmlerine (amerikan pastası,road trip,boat trip vb..)verilen puanlar yanında hele oldukça az!!Türk örf ve adetlerine uygun değil demişsiniz niye Türkiyede insanlar birbirlerine bu tarz hikayelerini anlatmıyorlarmı hiç sizce????Ayrıca amerikan filmlerinin hiçbiri ona bakıcak olursanız bizim adetlere uygun değil!!O zaman hiçbirini seyretmeyelim..Bence önyargılı yaklaşmayın seyretmeyenleride korkutmayın:))Ben üstelik sinemada arkadaşımla seyrettim son derecede iyi vakit geçirdim hoş vakit geçirmek isteyen herkese tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Nicolas Cage kariyerini mahvetmeye kararlı. Sürekli kötü filmlerde oynayıp yanlış tercihler yapıyor. Bu filmde onlardan biri. Vaktinizi harcamayın.","label":2} {"text":"Kötü. Türüne saygı duysam da filmimiz tam bir CGI dayatması. Hani her şeyi böyle yapıp bedavaya film çekmişler. İçinde saklı mantık hataları da işin içine girince film bitse de gitsek havasından çıkamıyor. Bu aralar Chris Pratt'in izlediğim üçüncü filmiydi ve hepsi de kötüydü. Paraya sıkışmış anlaşılan. Serinin hatırına izlemek istemenizi anlıyorum ama beklenti olmadan izleyin. Bunun için bir de sinemaya gidip para verenle oldu ya. Üzücü. İzlemesen de olur. Saygılar.","label":3} {"text":"Bence çok başarılı bir film olmuş. Harika bir performan ile Colin Firth büyülüyor..","label":7} {"text":"Şimdi bana kaybolan dakikalarımı verseler...","label":2} {"text":"Merhaba arkadaşlar bugün sizlere Tolkien filminden ve JRR Tolkien’den bahsedeceğim. Öncelikli olarak şunu belirtmem gerekiyor; film bizlere Silmarillion’dan The Hobbitten ve Yüzüklerin Efendisinden pek fazla bahsetmiyor. Tolkien’in yarattığı orta dünya kavramının nasıl başladığı ve tüm bu sanat eseri kitapların nasıl olupta bir sarmal gibi dünyayı içine aldığından maalesef bahsetmenin çok uzağında. Yani, biz Tolkien’i Edith Bratt ile tanımadık. Eminim binlerce Tolkien hayranı Tolkien’in romantik falan olmasını umursamamıştır. ‘Tolkien’ denilince çoğu insanın aklına Yüzüklerin Efendisi gelir. Film bize maalesef bu eserin ilham kaynağının ne olduğunu, Tolkien’in bu tür bir kitabı neden yazdığını anlatmıyor. Aksine Tolkien’in hayatı boyunca reddettiği bir şeyi ‘Tolkien’ filmi ile onun yakasına asıyorlar. Yani, Tolkien elbette 1. Dünya Savaşından etkilendi ama bu etkileniş onun Silmarillion’u yazmasını, The Hobbiti yazmasını tetiklemedi. Onun hayal dünyasında kendisinin dahi adını koyamadığı bir esinlenmenin, bir ilhamın etkisi vardı. Film bizlere Tolkien’in mutfağında olan yemekleri gösteriyor ama biz o yemeklerin hangi yöreye ait olduğunu, kullanılan malzemelerin nereden geldiğini ve kalitesini merak ediyoruz. Mesela Tolkien, Sarehole’da bir dönem yaşamış ve bu masalsı köy onda derin izler bırakmıştır. Öyleki Orta Dünyanın o güzel elf bahçelerinin Hobbit köylerinin belkide alt kültürü buralardan geliyor. Moseley bataklığı, değirmen ve burada yaşadığı maceralar onun hayal dünyasını etkilemişti. Filmde bize bunlar anlatmak yerine Tolkien’in dini bütün bir Hristiyan oluşundan okuyucuya ne yani? Neden böyle bir detay verilmek isteniyorki? Bize anlatsana Kalevala Destanından nasıl etkilendiğini anlatsana. Halk ozanı olan Kulervodan ve onun maceralarının Tolkien’in kitaplarında nasıl canlandığından bahsetsene. Ama yok, koskoca bir edebiyatçıyı, filoloğu sen kalk aşk hayatıyla, arkadaşlık ilişkileriyle sarmala ve süslü bir kutuya hapset. Tolkien aslında kendi iç dünyasında harmanladığı ve kimi zaman (Filmdeki gibi değil) yaşadıklarından ve gördüklerinden etkilendiği (Birmingham’da bulunan iki kulenin Yüzüklerin Efendisi kitabı için bir esinlenme kaynağıdır.) bir edebiyatçıydı. Yazdıkları geçmişte, şimdi ve gelecekte yine milyonlarca insanı etkileyecektir. (İngiliz şarkıcı Sting. Birinci çağda Gondolinde yapılmış bir Elf bıçağı. Bilbo, ayrık vadiden ayrılırken kılıcı Frodoya veriyor.) Tolkien’in Türkçeye çevrilmiş tüm kitaplarını okudum. Filme çevrilen tüm filmlerini defalarca izledim. Bana filmler ile kitapları arasında bir keyf limiti konulsaydı eğer, kitaplar için 10 üzerinden 10 verirdim. Okumayanlar varsa filmlerle kendinizi kandırmayın derim. Aynı şeyi Tolkien’i anlatan bu film için de söyleyebilirim. Bu film Tolkien’in sadece yaşamına dokunmuştur ve öteye geçememiştir. Tolkien’i anlatan bir film için bence Cristopher Tolkien’den yardım alınmalıydı. Timur KOHEN","label":9} {"text":"Her Wow oyuncusunun yıllardır beklediği hatta hali hazırda Wow oynamayan ve bu destansı muhteşem hikayeyi sadece sinematiklerden ve genel hatlarıyla oradan buradan duydukları ile bilen ama görsel bir sölen eşliğinde sinemada izlemek isteyen herkes için Warcraft dün itibari ile sahnede yerini aldı. Wow'u takip edenler icin konu zaten çok belli çünkü yıllardır oyun piyasasında haklı bir yere sahip oyun ile hikayenin en başına dönüp İnsanlar ve Orkların amansız savaşına, Medivh ve Gul'dan'ın yaptıklarına ve Lothar ile Durotan gibi efsanevi kişiliklerin yaptıklarına şahit oluyoruz. Yillardır var olan bir hikaye için soylenecek hiç bir şey spoiler olmaz zaten. Ama filmin geri kalanı için konuşmak gerekirse. Görsel efektlerin güzelliği, filmin senaryo olarak orijinal Lore üzerinden gidişi, (ki bunda Blizzard etkeninin film yapimindan beri işin içinde olmasını unutmamak gerek) karakter tasarımları, mekan tasarımları, kostüm ve aksesuarlar ve kurgu şuan için her şekliyle tatmin edici seviyede idi. Genel anlamda çok büyük bir hikayesi olan Wow dünyasının başlangıcını iki saatlik zaman dilimine çok iyi şekilde yedirmiş yönetmen Duncan Jones güzel bir iş çıkarmış ortaya. Wow dünyası hakkında hiç bir bilgisi ya da ilgisi olmayan birinin bile izlediğinde sıkılmayacağı, senaryosu itibari ile büyük bir hikayeye taniklik edecegi ve beklentilerinizi de çok yükseklerde tutmadan izlerken zevk alacağınız bir yapım olmuş. Yapısı gereği fantastik bir dünyanın içinde olmanız dolayısı ile her daim gözlerinizi bayram ettirecek bir şeyler bulacağınız filmde oyuncularında tam tadındaki performansları (özellikle de Lothar Travis Fimmel&) filmin seyir kalitesini asla düşürmüyor. Kısacası son dönemde ardı sıra boy gösteren süper kahraman filmlerinin arasında kendine sağlam bir yer edinen bu yapımı asla kaçırmayın derim. Ve bu filmin daha bir Başlangıç& olduğunu da unutmayın :) Benim puanım 5/4.","label":7} {"text":"burak aksak lm ekmeğini yemeye deva edeceğim diye saçmalamış resmen. Bir komedi filmi yapıyorsun ve filmde hiç gülünmüyor. Sizce bu komik mi? Ormana trafik levhası koyarak espri mi yaptığını sanıyor bu insanlar. iki bilet parası verdim ve zehir zıkkım olsun. bu kadar kötü bir film ve senaryo olmaz. Salonda boş geçmiş iki saat.","label":1} {"text":"Yaşıt olup da izlemeyeni yoktur diye düşünüyorum :)","label":6} {"text":"Keanu Reeves'in Matrix den sonra saçmasapan projelerde yer aldıktan sonra kendini bulduğu bir seri oldu. Bu seriyi bu şekilde ayakta tutan en önemli faktör oyunculuğu ve karizması olduğu bir gerçek. Uzun zaman sonra serinin ikinci filmini az evvel izledim. Devam filmlerin de ilk filmin başarısını yakalamak zor olur fakat bu ilkinden daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Bir aksiyon filminin verebileceği her şeyi veriyor ve hikayesine sadık kalan bir seri olduğu için üçüncü filmini en yakın zamanda izleyeceğim.","label":6} {"text":"harika bir gerilim filmi jean reno harika bir aktör","label":8} {"text":"Tuncel Kurtiz İlker Aksum ve diğer tüm oyuncuları rollerinin altından hakkı ile kalktıkları, abartısız bir komedi filmi olmuş. Günlük hayatta karşılaşmamız mümkün olan karakterler İzmir'in güzellikleri ile perdeye yansıtılmış. Yeşil Çam'a selam göndermeyi de ihmal etmediklerini söylemek gerekir. Gidin bu filmi izleyin ve güzel 2 saat geçirin derim. Sadece Tuncel Kurtiz'in gençlik yıllarını başka bir oyuncu üstlenseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum ama o kadarda olsun değil mi?","label":6} {"text":"Sabina Spielrein'ın hayatını anlatan başka bir film daha vardı sanırım. Bazı sahnelerde passolini aklıma gelmedi değil nede olsa işin içindefreud var","label":5} {"text":"gayet güzel bir günümüz western'i olmuş. biraz ağır başlayıp sonra sarıyor.","label":6} {"text":"Gerçek Kesit,gerek abartılı oyunculuklarıyla gerek yüz karartmalı ropörtajlarıyla gerek ibret dolu hikayeleriyle bir dönemin fenomeni olmuş televizyon eğlencesiydi.Türevleri Kalp Gözü,Sırlar Dünyası gibi projelere zamanında senaryo yazmış Onur Ünlü'nün gözünden sinema filmi yapmak kimin fikriydi bilinmez ama açıkçası sinemanın nimetleriyle Gerçek Kesit'in buluşmuş olması beni heyecanla sinema salonuna çekti. Ama... Filmin iki büyük hatası olduğunu düşünüyorum.1-)Neden gerçek kesit?;Eğer bu film bir gerçek kesit parodisiyse yetersiz.Nerede o gözümüzü yakan sarı ışık? Nerede abartılı oyunculuklar? Nerede akla zarar hayal kurma,rüya görme sahneleri? Nerede tuşlu telefon kullanıp,opele binen zengin iş adamları? Bu liste böyle uzar gider... 2-)Neden komedi-macera?:Aslında filmin türü için psikolojik gerilim denseydi üç puanı hakeden bir işti.Ben izlerken gülmedim ve hatta yer yer gerildim. Kısacası Gerçek Kesit'in parodisi bir filmmiş gibi lanse edilip,vizyona sürülmemesi gereken bir işti.Gerçek Kesit'e hiç bulaşmadan bir psikoljik gerilim çıkardı bu filmden. Yine de süpriz konuk oyuncuları (hatırladıklarım;Umut Kurt,Sadi Celil Cengiz,Mehmet Erdem,Erkan Kolçak Köstendil,Hazar Ergüçlü,Sırrı Süreyya Önder ve Onur Ünlü) ve canımız ciğerimiz Sarı Bıyık hatırına izlenebilir.İyi seyirler!","label":3} {"text":"izlense de olur izlenmese de olur bir film bu kadar ünlü bir adamın hikayesi daha etkileyici bir şekilde verilebilirmiş10/6","label":6} {"text":"Film gerçekten çok etkileyici sıkılma denen şey yok filmin içersinde..Ama o sarı fettanın saçını başını yolasınz geliyo ya o zaman çıldırıyosnz işte.. gerii nolcak..!!!","label":7} {"text":"Hiçbir filmin vizyona gireceğine bu kadar sevinmemiştim. Bereketli Topraklar Üzerinde 80 dönemi yasaklı filmlerin başında gelir, film kaybolmasına karşın uzun zaman sonra bir kopyası İsveçde bulundu. Sinemayla ilgilenen herkesin görmesi gereken bir film. Kaçırmayın derim...","label":7} {"text":"Prenses kraliceden daha mı güzel daha mı çirkin kısmını gectim filmde ayrı bir eksiklik var. Eline çividen başka kesici delici alet almamış, avcı abimizin 4-5 saniyeliğine laf arasında gösterdiği kendini koruma hareketinden başka savunma tekniği bilmeyen yıllar yılı kör odalarda merdivensiz yaşayan piremsesimiz öpücükten sonra uyanır uyanmaz aslan parçası kesilip zırhları kuşanıp krallığın yolunu tuttu. Hani fragmandaki afisteki savaslar filan derken son 10 dkda bir de mahalle kavgası önümüze sunuluverdi. Fena değildi gidiyordu ancaaak.. Öyle işte.","label":5} {"text":"unrated versiyon izledim abartmışlar açık sahneleri ama eğlenceli bi filmdi ama 8 lik bi filmde değil 7 hakkı","label":7} {"text":"Ay'ın gerçekte, filmin önemli karakterlerinden KC Houseman'nin (John Bradley), ısrarla uzaylılarca inşa edilmiş bir mega yapı& olduğunu iddia ettiği senaryosunu da; Harald Kloser ve Spenser Cohen ile birlikte yazan Roland Emmerich'in yönetmen koltuğunda oturduğu Moonfall&, bilim - kurgu bir aksiyon olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 150 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı olanak sayesinde yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerinde, dublör oyuncuların performanslarına da yaslanılarak büyükçe bir kısmı, stüdyo ortamında çekilmiş olan bu filme biraz daha yakından bakalım... 12 Ocak 2011 günü, Uydu Onarım Görevini icra etmekte olan Jocinda Fowler (Halle Berry), Brian Harper (Patrick Wilson) ve Alan Marcus (Frank Fiola) adındaki astronotlardan son ikisi; Ay'dan kalkıp gelmekte olan kimliği belirsiz simsiyah bir nesnenin fiziki saldırısına uğrarlar... Bunlardan Harper, güç bela da olsa kendini mekiğin içine atabilirken ne yazık ki Marcus hayatını kaybeder... Fowler'ın da içeride baygın bir vaziyette yatıyor olması sebebiyle Endeavour isimli mekiğin dünyaya dönüşünü, Harper tek başına gerçekleştirecektir... Ülkesinde önce kahraman gibi karşılanan Harper; on sekiz ay boyunca sürdürülen bir soruşturmanın neticesinde uzayda yaşanan kazaya, insan hatasının sebep olduğu gerekçesiyle NASA'dan kovularak, beş parasız bir biçimde bir köşeye atılır... Bu yargısal süreç boyunca ekip arkadaşı Fowler, suçlanan Harper'a destek olmazken boşanacağı karısı Brenda (Carolina Bartczak) ile oğlu Sonny'de (Azriel Dalman), Houston'ı terk ederek Brenda'nın annesinin evinin bulunduğu New Jersey'e yerleşeceklerdir... *** 10 Yıl Sonra... Kaliforniya Üniversitesi, Iruine Kampüsü... Gecenin bir yarısı, temizlik görevlisi gibi davranmakta olan KC Houseman; Profesör Eugene Arrowood'un odasındaki bilgisayara gizlice girmek suretiyle Şili Ulusal Gözlemevinden Esteban'a ulaşarak kendini Profesör olarak tanıtarak ondan, Ay'ın bir gece önceki yörünge hareketlerinin kayıtlarını e-posta adresine göndermesini ister... KC Houseman aslında Angel's BURGERS isimli bir fast food restoranda servis görevlisi olarak çalışmaktadır... Derken... Houseman'in telefonuna istediği e-posta gelir ve gördükleri karşısında da, acil uyarı gayesiyle NASA'ya ulaşmaya çalışır... *** Direktör yardımcısı Jocinda Fowler, sabahın köründe telefonla aranarak Houston Teksas'taki NASA'nın Johnson Uzay Merkezinde yapılacak acil bir toplantı için çağrılır... Hatta on yaşındaki oğlu Jimmy' i (Zayn Maloney), üniversite öğrencisi bakıcısı Michelle'e (Wenwen Yu) emanet ederken apar topar bir şekilde evden alınır... Zira Ay, yörüngesini değiştirerek dünyaya doğru yönelmiştir... Aynı bilgilere sahip olan Houseman'da Fowler'a ulaşmaya çalışsa da başarılı olamaz... Böyle olunca da NASA'ya bir de, Astronot Gününde çocuklara bir konuşma yapacak olan Brian Harper vasıtasıyla erişmeyi dener Houseman... Ama o da kendisini, hem de söylediklerinin hiç birine kulak asmadan, doğrudan güvenlikler aracılığıyla tesisten attırıverir... *** Evinin kirasını dahi ödeyemeyen Harper'ı şimdi de eski karısı Brenda telefonla aramaktadır... Çünkü on sekiz yaşındaki oğulları Sonny (Charlie Plummer) hızlı araç kullanmaktan tutuklanarak göz altına alınmış; ertesi gün yapılan ilk duruşmada da, bir hafta sonra yapılacak kefalet duruşmasına kadar da hapse mahkum edilmiştir... Üstelik de Brenda'nın yeni kocası Tom Lopez'in (Michael Peña) avukatının (Randy Thomas) mahkeme salonunda hazır bulunmasına rağmen... *** Oğlunu kurtarmak amacıyla Harper duruşma yargıcının (Tyrone Benskin) peşinden koştururken Houseman'de, annesi Elaine'nin (Kathleen Fee) verdiği gazla; Ay Yörüngesinden Çıktı& başlığını twitter'da TT yapmıştır... Bunu gördüğünde ABD Hava Kuvvetlerinde Orgeneral olan eski kocası Dough Davidson (Eme Ikwuakor), Fowler'ı arayarak haberi teyit ettirir... *** İlk önlem olarak dünyaya doğru yaklaşmakta olan Ay'ı yerinde incelemek üzere NASA ve Avrupa Uzay Ajansının ortaklığındaki bir uzay aracı, Ay'a gönderilirken Harper'da Houseman'ı bulmaya çalışmaktadır... Elbette dünyanın her yerine; kaos, ayaklanma, sivil iteatsizlik ve yağmacı hareketler egemen olmuştur... Ancak işin daha da kötüsü, on yıl önce Marcus'un ölümüne yol açan karanlık nesne, şimdi de yeni yollanan parçaladığı uzay aracının içindeki üç astronotu da (Michelle Langlois-Fequet, Tyler Elliot Burke ve Andreas Apergis) öldürürken Amerika'nın batı kıyılarındaki okyanus da yükselerek yerleşim bölgelerini basmaya başlamıştır... Yaşananlar karşısında ürkerek çaresiz kalan NASA Direktörü Albert Hutchings (Stephen Bogaert), görevini yardımcısı Fowler'a devreder... Böylelikle Fowler hem göreceği eski kayıtlar hem de eski NASA görevlilerinden Holdenfield'ın (Donald Sutherland) ağzından duydukları sayesinde, Brian Harper'ın bile isteye suçlandığını anlayacak fakat tek başına hareket etmeyi planlayan ABD Hava Kuvvetlerini eşgüdümlü olarak çalışmaya ikna edemeyecektir... Bunun üzerine Fowler, Harper ve Houseman'ı NASA'ya getirtir... Dakika 45... Geride sizleri, % 100 eğlenme garantili 85 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Bitirmeden de, bu filmin; Ay konulu bir & National Geographic belgeseli olarak çekilmediğini ve o yüzden de akıl dışı unsurlar barındırmakla itham edilen senaryosunu eleştirenlere aldırmamanızı öneriyoruz... Zaten sinema da kitlelere, hayal satarak eğlendirmek sanatı değil midir... Keyifli seyirler, Son bir not: Bugüne kadar fırsat bulamayan sinemasever dostlara, yine çarpmak üzere dünyaya doğru hızla yaklaşmakta olan Ay’ı esas alan son derece farklı bağlamdaki konusu ile dikkat çeken Lars von Trier’nin “Melancholia”sını da (2011) hararetle tavsiye edeceğiz...","label":6} {"text":"espriler o kadarda ii değildi.bol bol gülerim sanıyodum ama pek fazla gülemedim.dondurmam gaymak bu filme göre daha komik bence...","label":4} {"text":"Eleştiriyi yaparken yumuşatarak anlatma çabası sonucunda filmin ilk bölümünde damadın babacan tavırları gerçeklikten çok karikatürize karakter hissi yaratırken, filmin finaline doğru yaşadığı ruhsal değişim ve ani parlamaların gerekçelerinin yetersizliği dikkat çekiyor. Toplumdaki eğitimsizliğin, cahilliğin, töre ve gelenek-görenek kavramı altında kamufle edilmesi sorunun çözülmesini engelliyor. En azından sinemada, yanlış olduğunu bildiği halde boyun eğen, kendisi zarar gören karakterler yerine, yanlışa karşı çıkan, düzeltmeye çalışan karakterler ile doğru olan gösterilmelidir.","label":4} {"text":"bu filmi bu kadar iyi anladığım, malesef ki bu kadar iyi anladığım başka bir gün daha olmamıştı.","label":8} {"text":"Bunun 80'lerin en iyi ve kötü korku ve bilimkurgu filmi olduğunu düşünerek beğenip beğenmemekte kararsız kaldım.","label":2} {"text":"Her ne kadar orijinal bir senaryo yapılmaya çalışılsa da bu orijinal senaryonun seyirciyi tatmin edemediğini söylemek gerekiyor. Filmi izlerken açıkcası hiçbir haz almadım. İzlemesem de olur dediğim filmlerden birisi. Pek başarılı sayılmaz..","label":4} {"text":"millet yüzüklerin efendisi gibi filmler cekerken biz hala pavyon filmleri cekiyoruz bu kafa ile daha yolumuz uzun 4/10","label":3} {"text":"bunca tantanayı 1 lira için mi yaptın?ben sana 5 lira vereyimde sus bari...","label":7} {"text":"fatih akından insan yaşamına dair güzel bi yapım daha :)","label":8} {"text":"Sıcak ve samimi bir film, Tolga Çevik her zamanki jest ve mimikleriyle filme renk katmış, filmin ayağı yere basmıyor, gerçeklikten uzak eleştirilerine hak vermeiyorum çünkü film içinde film senaryosunun yaratıcılığından ve masalsı havanın hayallerinden besleniyor.","label":6} {"text":"Ekonomi ve borsa adına the wolf of wall street filminden daha nefes kesiciydi. The wolf of wall street'in bu kadar yüksek puan alması sanırım yarısının sansürsüz ve cinsel içerikli olması. O kadar iyi borsa bilen ve geleceği parlak olan biri nasıl olur da Hollanda'daki lale soğanı balonunu bilmez!","label":8} {"text":"film uzun olmasına rağmen ve 3d izleme imkanı olmamasına rağmen kendini izlettirdi. basit bir senaryo var ama filme emek harcandığı belli görüntü olarak harika eksikler görmezden gelinebilir.","label":8} {"text":"Abartıyı ve estetize şiddeti seven suikastçi John Wick'ten ziyade gerçekçi damarı izleyen casus serisi Jason Bourne filmlerine yakın duran; dolayısı ile katıksız aksiyon arayanların umduğunu bulamayacağı; ancak iyi hikaye, içi dolu karakterler, üst düzey görsellik ve muhteşem tasarlanmış sahneler arayanların bayılacağını düşündüğüm bir film. Bu senenin en iyilerinden...","label":8} {"text":"Gerçekten biz bunları hak etmiyoruz. Senaryo felaket. Oyunculuk derseniz o da yok. Ivana Sert kimdir ya ?? Komedi filmi diye saçma salak haraketler, espiriler hava da uçuşuyor. Ne izleyin, ne de başka birine izletin.","label":1} {"text":"biliyorum bazılarının bu filme neden çamur attıklarını.ülkemizde hangi abd karşıtı konu açıkça ortaya çıkarılabildiki(üstelik abd her müslümana,bizede terörist gözüyle bakarken)sosyalist görüşlü her insana terörist gözüyle,bölücü gözüyle bakan yurttaşlarımız var.onlar sosyalist rusya'nın azerileri, kafkasları haksız yere katlettiklerini iddaa ediyorlar.iddaa sahiplerine kişilere haksızsın demek hiç doğru değil çünkü pek çok şeye onlarda tek taraflı bakıyorlar ya da yeterli bilgiye sahip değiller.amacım hakaret değil.sscb ve diğer komünist ülkelrin iki şartı neydi?1-komünizme karşı olmayacaksın(çünkü bir sebebin yok karşı olmak için,ev bedava,su bedava...)2-çalışacaksın.diğer türk kardeşlerimiz ne yaptı?kimin kışkırtması onları ölüme götürdü?biz şimdilik en azından nazım hikmetlerimize sahip çıkalım.","label":7} {"text":"Fazlasıyla Holywood özentisi bir film olarak gözüksede izlemesi çok eğlenceli olan film. Cem Yılmaz'ın oyunculuğu iyi filmin temposu filmin kalitesine uygun olarak hızlı ve amacına ulaşan filmlerden.","label":6} {"text":"İnsana umut veren, kendini iyi hissettiren filmler vardırya, Uzun Hikaye o filmlerden. Film boyunca hüzünleniyorsunuz, üzülüyorsunuz, yeri geliyor tebessüm ediyorsunuz ve sürekli umut ediyorsunuz. Film genç arkadaşlara pek hitap etmeyebilir. Bu doğal. Çünkü filmden birşeyler alabilmek için bazı yaşanmışlıklara ihtiyacınız var. Özellikle orta yaş ve üstü izleyiciye kesinlikle tavsiye ederim.","label":6} {"text":"Temel olarak 2 zıt karakterin bir aşk hikayesini anlatan Annette sanat ve seyircinin birbirine sorgulayan deneysel bir müzikal. Bir sanatçıyı yaptığı sanatla mı değerlendirmemiz yoksa özel hayatıyla mı. Anlatım olarak epey deneysel bir yapımla karşı karşıyayız. Repliklerin çoğu müzikal bir şekilde aktarılmış. Filmin başında ise Filmin nasıl izlenmesi gerektiğine dair komutlar veren bir ses duyuyoruz. Özetle Şahane görseller ve çok iyi oyunculuklar izledim.","label":7} {"text":"Penelope ve Emile, sıfır uyum, izleyene kesinlikle aktaramadıkları aşkları ve abartılı oyunculuklarıyla yürekleri darlarken. Canım Saraybosna da Saadet geldikten sonra güzelleşiyor ve derinleşiyor film...","label":6} {"text":"Hayatımda izlediğim en kötü filmde konusu bile yk","label":0} {"text":"Senenin en iyi filmi bence. Her şeyiyle. Seri olmasını bekliyorum ve umut ediyorum.","label":9} {"text":"Çok iyi bir gangster filmi olmuş.","label":8} {"text":"Çok gerçek, çok hayattan bir öykü Mickey Rourke'un oyunculuk dehası ve yönetmenin hikayeyi anlatmadaki maharetiyle karşımıza çıkıyor. İnsan ister istemez modern insan ve yalnızlıiğına dair gündelik bir çok yaşanmışlığıyla burun buruna geliyor. İzlenesi...","label":8} {"text":"günün ok gibi filmi. iddia ediyorum bu topraklarda çekilmiş en kötü film. ismail hacıoğlu için üzülüyorum açıkçası bu kadar yetenekli bir oyuncu nasıl kendini harcayabilir alenen görüyoruz çünkü.","label":1} {"text":"diğer iki film serisinin yanında daha iyi ve gereksiz yere uzatılmamış 3,5/5","label":6} {"text":"bu film nedense her sinema salonunda vizyona girmedi.daha yeni izleme fırsatı buldum.sonunda herkes gönlüne göre yorumlar çıkartabilir.konu suyla beni açmasada büyükanne karakteri oldukça başarılıydı","label":6} {"text":"filmin gercekden de harry potterdan daha iyi oldugunu soyleyenler bence ya bu filmi ya da harry potteri birkez daha islemeleri gerektigini dusunuyorum, sevimli tatli bir film ama abartilacak derecede guzel bir film deil. bildigimiz cocuk filmlerinden iste, afacanlar cetesi is basinda :)film guzeldi, dadimizin soyledigi sozlerse gayet sakin ve kendinden emin :) kapiyi caldimm ve aslinda geldiginde soyledigi sozler gidecegine bir delaletti :) nasil calistigim konusunu iyi anlamalisiniz, ihtiycaniz varken beni istemiyorsaniz kalmam gerekiyor, beni isterseniz ve ihtiycaniz kalmamissa gitmek zorundayim...#39;#39; film oyuncalrina gelince Thomas Sangster gercekden de gelecegin yildizi gibi gorunuyor, dogal ve tatli bir cocuk oldukcada basarili, cocuk filmlerinden gormeye aliskin oldugumuz Thomas, love actually filminde de oldukca guzel bir grafik cizmisti, hem zaten Thomas sevgili dadimiz Kelly MacDonald onceden de rol arkadasiydi, bu ikili gercekden de iyi filmler ceviriyorlar :) guzel eglenceli tatli seker afacan bir film, hosca vakit gecirmek isteyen herkes izleyebilir, iyi seyirler :)","label":7} {"text":"Ben İngiltere’de izledim, çocuklarla beraber müziklerine, sahnelerine bayıldık. Ailecek gidebilirsiniz tam bir görsel şölen","label":9} {"text":"Sosyal medyada fenomen olarak nitelendirilen isimlerin yaptığı filmlerden daha güzel olsa da vasat olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Kalitesizliğin beyaz perdeye yansıması desek yanlış olmaz.","label":1} {"text":"hala sinemada iki salonda bu filmi görmek gerçekten beni rahatsız ediyor böyle bir filmin hişe hasılatı yapması da ayrı bir konu sinema izleyicileri bu kadar aşşalanmamalı diye düşünüyorum tamamen boş bir film üstüne hiç düşünülmeden tamamen nasıl olsa izlerler mantıgı ile çekilmiş umarım artık bu tarz filmler çıkmaz insanlarda izlemez","label":0} {"text":"İnsanı insan yapan edeptir.","label":5} {"text":"ne güzel film bu:) hayatı müzikle tamamlayan hatta tanımlayan içine küçük mutluluklar, büyük hayaller ve birazda hüzün koyan bu filmin anlattığı birşeyler var. biçok sahnesi biçok repliği aklınızda yer edicek -bu çaldığında nedir? -bilmiyorum -ne olduğunu bilmiyorsan cazdır :D","label":7} {"text":"Son zamanlarda seyrettiğim en ilginç, en garip, en delice ama bunların yanında en etkileyici filmlerden biri. Aslında filmi de tanımmlak zor, ama şöyle söyleyeyim her erkeğin müthiş (!-bana göre tartışılır) beden yapısı yüzünden düşlediği Belluci ekseni etrafında dönen bir Erotik - Kara Komedi. Aslında sanki film (oyunculuklardan tutun filmin yapısı, hareketliliği dramatizasyon vs.) sanki bir sinema filminden ziyade tiyatro piyesini andırıyor, belki de bir tiyatro piyesinden uyarlanmış bile olabilir. Oyunculuklar zaten çok başarılı, film zaman zaman kopuk kopuk gitse de çok zevkle izleniyor. Ancak en önemli şey burada yönetmenin güzel tutumu, bir fahişe etrafında film dönsede genelde kadınların seksapelliğini (özellikle Belluci’nin) öne sürülsede filmde, kadınlar meta olarak kullanılmıyor filmde aksine kadınları bu filmde yönetmen yüceltmiş ve Diva olarak bize Belluci sunuyor.","label":6} {"text":"Cesetlerle ilişkiye girdiği için kovulmuş olan morg gece bekçisinin yerine Martin işe alınır. Fakat bu çıkmış olan gece bekçisinin, yerine geçen kişiyle de kendince hesabı olur. MArtin ne olduğunu anlayamadan bazı cinayetlerin şüphelisi olmaya başlar. Ortalamanın üstünde bir gerilim filmi olmuş.","label":6} {"text":"Özgün bir o kadar çok farklı bir senaryo. Şimdiye kadar izlediğiniz uzaylı filmlerden çok farklı olduğunu söylemek yalnış olmaz. Bilim-kurgu ve dramın bir filmde bu denli uyum içerisinde olması filmi daha güzel ve izlenebilir kılıyor. Olağandışı senaryo olmasına rağmen gerçekçi bir atmosferde geçen film bence sonunu merak ettirdiriyor. Filmin çocukça ve saçmalıktan ibaret olduğunu söyleyen bazı yorumcular Titanik filminin gemicilik mantığıyla izlenmesi ile aynı mantık ile izlemeleri filmden zevk almamasına yol açtığını düşünüyorum. Filmin izlenmesi içtenlikle tavsiye edilir. 8/10","label":7} {"text":"Film gerçekten güzeldi. Harikaydı. Filmde Ben Stiler ve high-end artist arkadaşları güzel iş çıkartmışlar. Sırıtma, gereksizlik, noksanlıklar azcaydı. Filmin süresi daha kısa olabilirdi diyenlerde çıkacaktır ama keşke biraz daha sindirilse uzasaydıda keyfe devam etseydik diyen ben gibi filmseverlerde çıkacaktır. Filmin afişini iyice inceleyenler varsa benim gibi zaten filme belli bir beklenti ile gidecekler ve karşılığınıdsa alacaklardır. Sıcağı sıcağına filmin kritiğini herkesten farklı olsun diye FANTASTİK likten, HAYALPERESTLİKTEN bahsetmeden farklı kulkvarda yaptım beyazperde kamerasına, burdanda dile getireyim sıkı bir izleyici olanlar film sevenler film manyakları :P beyazperde takipcileri zaten film ile ilgili üst düzey beklentiyle gideceklerdir filme dedim ya ama dedim ya :P ben demiştim ya demeden önce gerçekten izleyim, bu yılın sonunda ön gösterim ile Beyazperde biz sadık takipçilewrine gerçekten güzel bir kapanış filmi hediye etti. Filmin müziklerini ben daha fragmanlardan irdeleyip bulup dinlemiştim, tavsiye ederim. Filmde bazı filmlere sanki adeta muhtemelen :P göndermeler de var dı :P Matrix Blue/Red Mavi/Kırmızı Mumya Tibette 7 yıl dahada konuşturmayın süprizleri kaçırmayın izleyin dedim yaaa... Filmi bir sindi,reyim farklı unuttuğum değinmeye sonraya bıraktıklarımıda irdeler dökerim kaleme kağıda yazıya klavyeye .... Hoop 2013 den daha bol sinemalı, filmli,dizili, BEYAZPERDE'li olsun 2014 dilerim ki. The Secret Life Of Walter Mitty OST 1. Jose Gonzalez Step Out 2. Of Monsters and Men Dirty Paws 3. Jose Gonzalez Stay Alive 4. Junip Far Away 5. Junip Don't Let It Pass 6. Rogue Wave Lake Michigan 7. Jack Johnson Escape (The Pina Colada Song)& 8. Bahamas featuring The Weather Station Don't You Want Me 9. Rogue Valley The Wolves The Ravens 10. David Bowie Space Oddity (Mitty Mix)& Featuring Kristen Wiig 11. Jose Gonzalez Dream 12. Grace Mitchell Maneater Tamda bu günlerde SİNEMA için canla başla çalışan dergilerimizden birinin kapandığı , emekçilerinin işsiz kalacağı, biz okurlarının eksikliğini hiseedeceği zamanlarda bu film TOKAT GİBİ MESAJLAR İÇERİYOR. Herşeyden biraz biraz ama , EMEK ASLA ZİYAN OLMAZ dolu dolu...","label":8} {"text":"Çok keyifli bir film.Ayrıca çizgi filmindeki havayı korumuşlar.Fena da güldürmüyo hani...","label":6} {"text":"Mükemmel .tomb raider oyunlarının karışımı olmuş. Çok güzel yapmışlar Devam filmini heyecanla Bekliyorum","label":9} {"text":"“The Killing of a Sacred Deer”, senaryosunu antik Yunan tragedyalarından “Iphigenia in Aulis” den esinlenerek Efthymis Filippou ile birlikte yazan Yorgos Lanthimos’un yönetmen koltuğunda oturduğu çarpıcı bir psikolojik drama… Dünya prömiyerini aday olduğu “Palme d'Or / Altın Palmiye” ödülü (o yıl bu ödülü “The Square” -2017 alırken, Yorgos Lanthimos “En İyi Senaryo” ödülüyle yetinmek zorunda kalmıştı) için yarıştığı 2017 Cannes Film Festivalinde yapan ve 20 Ekim 2017 tarihinde de vizyona giren filmin, 7.1/10 (69.982 oy) ve 3.3/5 (9.256 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.6/10 (239 yorum) ve 73/100 (45 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları oldukça etkileyici… Ancak, sadece 6,1 milyon dolarlık bir gişe yapmış olması da fazlasıyla düşündürücü… Bu çelişkinin nedenlerini anlayabilmek için, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle gelin filmimize biraz daha yakından bakalım… Lafı çok da uzatmadan hemen söyleyelim, filmin; Colin Farrell, Nicole Kidman, Barry Keoghan, Raffey Cassidy ve Sunny Suljic’li kadrosu oldukça iyi… Bunlardan, (daha önce Lanthimos’un “The Lobster” (2015) filminde de oynamış olan) Colin Farrell ile Nicole Kidman, bütün sinemaseverlerin zaten çok yakından tanıdığı oldukça deneyimli ve popüler isimler… Ancak eminiz Barry Keoghan ve güzelliği ile kısa sürede yeni bir Emma Watson vakasına dönüşeceğini düşündüğümüz Raffey Cassidy’de bundan sonra kendilerinden sıkça söz edilen isimler arasına girecekler… Şahsen biz, kendilerinde bu ışığı gördük… Teknik kadroya baktığımızda ise, Lanthimos’un film için hayati öneme sahip iki görev olan görüntü yönetmenliği ve editörlük koltuklarına, daha önce “Kynodontas” (2009) ve “The Lobster” (2015) da da birlikte çalıştığı, Thimios Bakatakis ile Yorgos Mavropsaridis’i oturtmuş olduğunu görüyoruz… Bütün bunlara bir de başta Sofiya Gubaydulina’nın besteleri olmak üzere filmin çarpıcı müzikleri de eklenince, 121 dakikalık bir kurgu da olması gereken akıcılık ve teknik kaliteye, tereyağından kıl çekercesine, hiç zorlanılmadan ulaşılmış… Antik Yunan tragedyalarından “Iphigenia in Aulis” den esinlenilerek yazılan filmin senaryosu bazılarınca anlaşılmaz bulunmuş olabilir… Bunun için önerimiz, Euripides’in Türkçe baskısı İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkmış olan “İphigenia Aulis'te” isimli eserini okumaları biçiminde olacak… Tamamen konu dışı ama filmde dikkatimizi çeken bir diğer husus, 12 yaşındaki Sunny Suljic hariç (o da muhtemelen gelebilecek tepkilerden çekindikleri için olsa gerek) başroldeki bütün oyuncuların sürekli sigara içiyor olması… Bu da aslında bize, uluslararası tütün kartellerinin sponsor olarak film endüstrisi üzerinde ne kadar önemli bir etkiye sahip olduklarını gösteriyor… Şahsen biz, gelecekte de bu türden iyi işlere imza atmaya devam edeceğini umduğumuz Yorgos Lanthimos’un bu filmini de çok beğendik… Umarız sizler de bu filmi sever ve aynı beğeni ile izlersiniz… Keyifli seyirler, Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 28 Ağustos 2018 günü saat 01.40’da yazılarak paylaşılmıştır...","label":6} {"text":"Senaryosunu da, Julia Cho ile birlikte yazan En İyi Kısa Animasyon Filmi kategorisindeki 2018 yılının Academy Ödülüne Bao ile sahip olan ve ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Domee Shi'nin yönetmen koltuğunda oturduğu “Turning Red”; koruyuculuk ve neredeyse ceberrutluğa da varan mutlak hükümranlık kavramları arasındaki farkın ayırdına bir türlü varamayan ebeveynler ile ergenliğe geçiş aşamasındaki çocuklarının aralarında yaşadıkları temel ailevi sorunlara odaklanılan, ileri derecede eğitici olan fantastik bir komedi olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, 175 milyon dolarlık bir bütçe ile işinin dünya çapındaki teknik uzmanlarını bünyesinde barındıran Pixar Animasyon Stüdyolarında kotarılan bu Walt Disney Pictures filmine biraz daha yakından bakalım... Yıl 2002... On üç yaşına girdiğinden beri canının her istediğini, 365 gün boyunca 7/24 yapabildiğini söyleyebilecek kadar iddialı konuşmaktadır Meilin Mei Mei Lee (seslendiren Rosalie Chiang)... Sekizinci sınıftaki Mei Mei'nin okuldaki en yakın arkadaşları; Miriam (seslendiren Ava Morse), Priya (seslendiren Maitreyi Ramakrishnan) ve Abby'dir (seslendiren Hyein Park)... Kanka takılan bu kızların ortak paydalarının başında ise; Jess (seslendiren Finneas O'Connell), Tae Young (seslendiren Grayson Villanueva), Robaire (seslendiren Jordan Fisher) ile Aaron T. (seslendiren Topher Ngo) ve Aaron Z.'nin (Josh Levi) oluşturduğu kurgusal 4*Town müzik topluluğunun erkek elemanlarına hayranlık duymalarıdır... Ontario Toronto'daki Çin Mahallesinde, Orta Doğu kökenli İbrahimi dinlere inananların asaplarını ziyadesiyle bozarak karşı saldırıya geçmelerine esas oluşturacak bir şekilde, her hangi bir tanrı yerine başta büyük büyükanne Sun Yee olmak üzere atalara saygı duyulan; Lee Ailesinin Tapınağı'nda Mei Mei, Yardımcı Tapınak Koruyucusuyken annesi Ming Lee'de (seslendiren Sandra Oh), baş Tapınak Koruyucusu olup tapınağın temizliğinden de bizzat kendileri sorumludurlar... Söz konusu edilen bu Sun Yee, Lee ailesinin en muhterem atası olup aynı zamanda bilgin, şair ve bir hayvan hakları koruyucusudur da... Öyle ki, hayatını orman canlılarına adayan Sun Yee için kızıl panda, bambaşka bir öneme haizdir... Ve... Ateşli kürkü ile yaramazlığı sebebiyle Sun Yee'nin çok sevdiği bu kızıl pandanın; o günden bu yana Lee ailesine, şans ve refah getirdiğine inanılmaktadır... İşte bütün bunlar, tapınağa gelen ziyaretçilere; bir mizansen çerçevesinde, büyük bir itinayla anlatılmaktadır... Elbette anne kız Lee'ler, böylesine yoğun bir biçimde koşturarak para kazanırlarken; yemek pişirme işi de, evin babası Jin Lee'ye (seslendiren Orion Lee) kalmaktadır... Derken... Sıra ertesi günkü ödevlerin yapılmasına gelmiştir... Annesinin de haklarında, Bu beş hip hopçu neden kendilerini dörtlü olarak tanımlıyor?& şeklinde bir soru yönettiği, Kanada'nın da içinde olduğu Kuzey Amerika turnesindeki 4*Town&ın yakışıklılarından umudunu kesen Mei Mei; arkadaşlarının beğendiği Daisy Mart'ta çalışan on yedi yaşındaki Devon (seslendiren Addison Chandler) ile ilgilenmeye ve hatta defterine, sanki ikisi sevgiliymişlercesine pozlardaki resimler de çizmeye başlar... Ne de olsa sonunda, kadınlığa adam atan bir genç kız işte Mei Mei... Tabii kendisini sürekli yakın markaj ve baskı altında tutan annesine de bu resimlerle beraber yakalandığı gibi Mei Mei; annesinin hızını alamayarak bir hışımla girdiği Daisy Mart'ta da, alışveriş yapmakta olan tüm çocuklara rezil olur... İşin daha da kötüsü, bu sansasyonal haberin tüm ayrıntılarını okula taşıyacak olan Tyler'ın da (seslendiren Tristan Allerick Chen) yaşananlara tanık olmasıdır... İçine düştüğü bu durum sonrasında, gece rüyasında kabuslar gören Mei Mei, günün sabahına; her ne kadar annesi bambaşka bir şey olduğunu sansa da, kocaman bir kırmızı panda olarak uyanıverir... Çok geçmez ve Mei Mei, sakinliğini kaybettiğinde, pandaya dönüştüğünü fark eder etmez; küçük bir çaba ile yeniden gerçek haline bürünür... Ancak ne yaparsa yapsın doğal yapısı simsiyah olan saçları, kırmızı olarak kalmıştır... Onu da başlangıçta Mei Mei; kafasına, kırmızı bir yün bere geçirerek kamufle eder... Neyse... Her zamanki gibi Mei Mei'yi okula, yine annesi bırakır... Ama bu kez, kızının davranışlarından şüphelenen Ming; gitmek yerine, okulun bahçesindeki bir ağacın arkasına gizlenerek, matematik öğretmeni Bay Kieslowski'nin (seslendiren Sasha Roiz) sınıfında ders dinleyen Mei Mei'yi gözetlemeyi tercih etmiştir... Üstelik kendisine, bahçede bekleyemeyeceğini belirten güvenlik görevlisiyle tartışan Ming; bir de ev de unuttuğunu söylediği elindeki kadın pedini alması için uzattığında fazlasıyla utanarak sinirlenen Mei Mei, bir kez daha kırmızı panda halini alır... Böyle olunca da, şehri birbirine katan Mei Mei'nin önde annesinin de arkada olduğu, tapınakta nihayetlenen bir koşuşturmaca başlar... Aslında Mei Mei'nin başına gelenler, ne annesi Ming ve ne de babası Jin açısından, hiç de beklenmedik bir vaziyet olmadığı gibi bir tedavisi de mevcuttur... Dakika 29... Geride sizleri, benzeri yaşlardaki küçük çocukları bulunan ebeveynlerin mutlaka izlemelerini önereceğimiz; kulakların pasını silen Ludwig Göransson'un müziklerinin de yer aldığı, ücretsiz evlat büyütme dersi verilen 71 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Lütfen aldırmayın ve kesinlikle de takılmayın, çocuk yetiştirirken; 21. yüzyıla özgü yeni nesil &çağdaş psikolojik teknikler yerine aynen bezlerle sarıp sarmalayarak bebek kundaklayanların, bilimsel karşılığı bulunmayan alışkanlıklarını anımsatan orta çağdan kalma patrimonyal aile yapısının geleneklerini sıkı sıkıya benimseyerek savunanların yazdıkları yorumlar ile verdikleri düşük puanlara... Zaten geçin yaratılan teknik anlamdaki başarıyı, filmin hikayesindeki püf noktası da realitede şahsen bu... Keyifli seyirler,","label":7} {"text":"Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2, serinin ilk filminin başarısını yakalamış ve hatta ondan daha da iyi bir film olmuş. Çok sürükleyici. Dreamworks animasyon stüdyosu her filminde daha dikkat çekici güzel mesajlar ve iyi bir animasyon sunuyor bizlere. Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2'de bu ekibin en yeni filmi. Filmin verdiği mesajlar çok başarılı ve hatta filmdeki bazı aksiyon sahneleri son zamanların aksiyon filmlerini aratmayacak şekilde. Bu filmin yönetmen koltuğunda bu sefer ilk filmin senaristlerinden biri olan Dean DeBlois oturuyor. DeBlois, filmin senaryosunu tek başına yazmış ve yönetmiş filmi. Başarılı bir film çıkmış ortaya. Ayrıca filmdeki karakterler biraz ilk filme göre benzese de bu sefer daha bir olgun ve daha değişik bir şekilde karşımıza çıkıyorlar. Çünkü film ilk filmden 20 yıl sonra geçiyor. Berk adasının tamamını insanlar ve ejderhalar kaplamış ve birbirlerini çok seviyorlar. Bu filmde Hıçkıdık bu ejderha sevgisini herkese yaymaya çalışıyor. Filmin konusu da aşağı yukarı böyle. Şimdi animasyon seven de var sevmeyen de. Çünkü bazıları animasyon filmlerinin çocuk filmi olduğundan gitmek istemiyorlar. Bu filmse çok başarılı bir şekilde kurgulanmış ve hem küçüklere göre eğlenceli ve macera dolu, büyüklere göre ise aksiyonlu ve güzel mesajlar içeren bir film. Hem küçüklerin hem de büyüklerin severek izleyeceği başarılı bir animasyon film. Ayrıca ben bu filmin hem Dreamworks ekibinin hem de tüm zamanların en iyi animasyon filmlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Herkesin keyifle izleyebileceği türden bir film arıyorsanız bu film herkesin zevkine uyar bence. Son dönemin en iyi animasyon filmi bence. Çok başarılı. İzlemenizi tavsiye ederim. 4.5/5","label":8} {"text":"gayet başarılı ve etkileyici bir film temposu ağır ilerlemesine rağmen sıkmıyor ve düşündürüyor tavsiye ederim...","label":7} {"text":"Filmi yeni izledim bilim kurgu sevmediğim için bu güne kadar ertelemiştim ama hata yapmışım filme bilim kurgu etiketi vurmak yanlış zaten ilk olarak. Film boyunca kendimi birilerinin yerine kendimi koyarken buldum.. Filmi çok dikkatli izlemek gerek söylenen çoğu cümlede bir mesaj var. Oyunculuklar zaten harika.. Merakla 2. filmi bekliyorum artık..","label":8} {"text":"hoş bir film iyi vakit geçirebileceğiniz filmlerden biri ama mükemmel değil aynı konuyu işlemiş bi çok film gibi, tek farkı oyuncuların harika oluşu bu filmde bir çok tatlı bayanı aynı filmde görmenin keyfini çıkarabilirsiniz...","label":4} {"text":"Uzun zaman önce izlemiştim. Tekrar izledim ve yine aynı etkiyi yaptı. Çok fazla bilinmeyen ama gerçekten çok iyi filmlerden. Çok fazla yorumlamaya gerek yok; dibe vumak çok uzakta da değil...","label":9} {"text":"Yağmurlu bir cumartesi gecesi izlenirse etkisini ikisini iki kat attıracaktır. Her sene bir doz alınız.","label":9} {"text":"Bazı filmler çok gerçek..","label":7} {"text":"Muhteşem bir film insanı derinden çarpıyor. Hayata bakış açınızı etkiliyor. Üstelik bir tiyatro sahnesinde hiç bir görsel öğe ve efekt kullanmadan yalnızca muazzam bir konu ve temayla böyle harika bir iş çıkarmak Lars Von Trierın ne kadar zeki ve derinlikli bir insan olduğunu gösteriyor bence. O bir düşünür bence ve bunu göstermek için iyiki sinemayı seçmiş.","label":9} {"text":"Ed Harris muhteşem onu dışında eh işte daha ii olabilirdi bence 10/6.5","label":4} {"text":"ben filme bayıldım gercekden cok eglenceli bazı yerlerde duygusal cok hareketli harika bir film +will smıth super oynamış ayrıca ozellikle belırtıorum gercekden charlize theron a aşık ve hayran olacaksınız o kadar guzel oynuo o kadar guzel bır kadınkı yuh yani :)mutlaka filmi seyredın ii vakit geçireceksınız olumsuz eleştirilere aldırmayın.uyumuş olabilirler onları yazanlar fılmde :)10/8","label":7} {"text":"fransız sinemasından iyi örnekler gelmeye devam ediyor.gösterime girince izlemeyi düşünüyorum.","label":7} {"text":"Filme buradaki olumlu yorumları okuduktan sonra gittim, hiç pişman etmedi. Karakterler çok ilginç, wes anderson filmlerini hatırlattı bana. Herkese tavsiye ederim.","label":7} {"text":"Bu filmde acaip küfür ettim, yani adamın bütün ailesinin öldürüleceğini bile bile filmi izlemek çok gerilimli Çok da bir mesaj kapamadım. Ancak filmde, mafya olgusunun ölüm ve kanser olayının sona yaklaşma olduğu gerçeğinden yola çıkarak hayallerini gerçekleştiremeyen bir adamın çırpınmaktan başka birşey yapamayacağını anlatıyordur belki.","label":5} {"text":"beklediğimden daha iyi bir film izledim doğrusu hem efekleri hem görselliği hemde abartının olmaması ile bunu söyleyebilirim.ama ikinci film bundan daha iyi bunuda söylemeliyim...","label":6} {"text":"En keyifli Fatih Akın filmlerinden biri...","label":9} {"text":"Celia! Bayıldım sana.","label":7} {"text":"Mükemmel filmdi zamanının çilesini çeken Ülkücü erleri ve zamanın sahte güçlerini iyi işlemişlerdi tebrik ederim yapanları","label":9} {"text":"Bence de çok güzel bir film... Herkes görsel efektine bakıyor.. Abi kurguya bakın hele... Senaryoya bakın... Eksiği biraz deneyimsiz abilerim ablalarım oynamış sinema filmi açısından o kadar.. Başka her şeyi 4x4 lük bence..","label":9} {"text":"çok güzel esprileri var bu filmin. çocukca falan filan ama güzel. en azından o dönem çok güzeldi. gerçi hala yayınlanıyor tv lerde, raytingte alıyordur büyük bir ihtimal. tv de denk gelirsem tamamı olmasa da göz atmadan geçemiyor insan...","label":6} {"text":"alışık olmamak falanla ilgisi yok arkadaşlar.film gayet vasat ve zayıf.bir iki güzel ve heyecanlı sahnesi hariç gerçekten oldukça saçmalıklarla dolu.tamam fikir yaratıcı ve farklı,ilgi çekici diyebiliriz,zaten ben de o yüzden izledim filmi,fakat senaryo,diyaloglar,gerçekçilik falan bayağı bir sekteye uğramış.gerçeklik illa ki el kamerasıyla çekilince olmuyor,el kamerasının yanında olayların,kişilerin de gerçekçi olması lazım.sadece boş vakitte can sıkıntısından izlenebilecek bir yapım.zaten kısacık,sıkmaz sizi,aksiyon sürekli var gibi ama çok da çarpıcı ve akılda kalıcı bir aksiyon da yok.merak eden izlesin,ben merak ettim izledim ama beklentilerimden düşük çıktı filmin kalitesi.hele o oyuncular iyice bombaydı,toplama gibilerdi.gerilmeyi ise hiç beklemeyin.","label":5} {"text":"Alışılagelmişin dışında bir süper kahraman hikayesi.. Orjinal bir senaryo.. İzlenmesi gereken eğlenceli bir film..","label":5} {"text":"Henüz pek fazla (yaklaşık 10 sanırım) Hint filmi izlemişliğim yok ama şu ana kadar izlediklerim arasında sanırım en iyisi. Görüntüler harika. Barfi'yi canlandıran Ranbir Kapoor çok iyi. Peekay'i izlerken son sahnede ortaya çıkan Ranbir Kapoor için Hindistanlı arkadaşım geleceğim starlarından demişti. Bu filmi izledikten sonra kendisine hak verdim. Charlie Chaplinvari komedisi yaratıcı sahnelerle buluşunca gülmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ayrıca müzikleri Amelie'yi hatırlatıyor. Her iki filmdeki naif karakterler de bir başka benzerlik. Barfi karakter olarak çok eğlenceli, keyifli, renkli biri. İzleyen kız-erkek fark etmez böyle bir arkadaş isteyecektir. Yanınızda sıkılmanızın mümkün olmadığı insanlardan. Öyle biri olmayı isterdim. Fİlmin süresi uzun gelebilir, kısa süreli sıkılmalar da olabilir ama Barfi sizi sürekli eğlendiriyor. İzlemeye değen bir film. Hazırlayın filmin yanında güzel gidecek abur cuburu ve sevdiklerinizle güzel, eğlenceli bir akşam geçirin.","label":7} {"text":"insanın canı bazen boş film izlemek isteyebilir ama bu film boşun da ötesinde. bitirdiğimde geçen 1 saat 37 dakikamın ardından ağladım. son olarak, aradığınız çerezlik film bu değil.","label":2} {"text":"Orwell'in kitabına sadık kalmak bir yana ihanet etmişler. -spoiler- Filmin sonuna sokuşturulan Amerikalı ailenin gelişi sahnesi tam bir rezalet. Resmen ABD propagandasına çevirmeye çalışmışlar. Bu filmi izlemeyin ve kitabını alıp okuyun derim. Saygılar","label":3} {"text":"Doğal bir film 8/10","label":7} {"text":"ılk basları sacma ve klıse ama sonlara dogru o mumya evını gorunce ıyı dusunulmus bır mekan dedım fınal sahnesı harıkaydı..ama 80 lı korku fılmlerını anımsatan senaryo olması kotu tabı...muzık yok.parıs hılton sessızken ıyıydı ama onun son sahnesıde çok komık mısafır oyuncu olarak oynayınca tabıkı gıcık oluyorsunuz...ama olumu guzeldi...elisha cuthbert sen ınsansan bız neyız dıyen arkadasa hak verıyom...7/10 çok fazlada abarmayın daha fazla beklentı olmamalı..","label":6} {"text":"bunu yapan adam erotik film mi yoksa pirana filmi mi yapmaya çalışmış ben anlayamadım.. çok basit, eğlencelik bir film olmuş..","label":4} {"text":"Muhteşem bir şahesermiş bu film. Bu kadar geç izlediğim için üzüldüm.","label":8} {"text":"Bence 5. film serinin en iyi filmi. Hem oturmuş teknik ekibi hemde kovalamaca ve takip tarzı süper aksiyon sahneleriyle teknolojinin de etkisiyle serinin diğer filmlerinden fazlasıyla üstün oldugunu düşünüyorum. Artık görevimiz tehlike serisinin bu oyuncu kadrosunu(Kemik kadro) benimsedim ve çok sevdim. Kimyaları müthiş. Yıllardır süregelen bu efsane serinin yaşlı oyuncusu Tom cruze yıllara meydan okuyor ve bu tempolu filmle bize adrenalin dolu bir seyir zevki sunuyor. Dev bütçesinin hakkını fazlasıyla veren bu filmin yönetmenini takip etmenizi öneririm çünkü hem senaryosunu yazdıgı hemde yönettiği filmlerin gayet iyi filmler oldugunu düşünüyorum ve göreceksiniz ki bu yönetmen Tom cruze ile çalışmayı çok seviyor. bence ekip ruhuna önem veriyor ve mizahı dogru yerlerde başarılı bir şekilde kullanıyor. Ayrıca bu filme katılan kadın ajan Rebecca Ferguson bana göre görevimiz tehlike tüm serilerine en çok heyecan katan oyuncuların başında geliyor ki bundan dolayı 6. film çıkarsa onu görmek ayrı bir zevk olacak. Bu da yönetmenin ayrı bir başarısı olmuş. Film tüm dünyada 600 milyon doların üzerinde bir başarı elde etmiştir. Sinema da izlemiş olmak da ayrı gurur verdi. 10/ 8.5","label":6} {"text":"arabanın trın altında kalma sahnesi akılda kalıcı bir sahne olmuşben beğendim 10/9","label":8} {"text":"Eskilerin Twilight'ı denebilir. Tabi daha kalitelisi. Dönemi için çok iyi. Şimdi ise hem 80'ler atmosferini hemde fantastik filmleri seven kitleye hitap edebilecek bir film.","label":7} {"text":"Sean Peen in en b.. k tan filmi desek yeridir. Bu tarz abes tipler genelde \"oyunculuk şaheseri\" falan diye nitelendirilir ya. YOK ÖYLE BİŞEY!!","label":4} {"text":"tüm oyuncu kadrosuyla muhteşemdi, hayran kaldım. hikayesiyle kendinizi sorgulayacağınız çarpıcı bir klasik.","label":8} {"text":"Filmde Leonardo Di Caprio'nun oynaması özellikle dikkatimi çektiği için izledim ama Leo'nun da etkisi bir yere kadar. Filmi beğenmedim günümüze yani 90'lı yıllara uyarlama yapılmış fakat benceWilliam Shakespeare tarafından yazılan muhteşem eser mahvolmuş. Uyarlama yapılacaksa ve bunu günümüze uyarlıyorsan aynı replikler yerine ana konuyu al yeniden düzenle hem çektiğin film hemde o uyarladığın eser güzelliğiyle kalır.","label":2} {"text":"Sonu kötü bitsede diyalogları güzel bir mahkeme uyarlaması, Jeanne D'Arc'ın 1928 yapımı ilk uyarlaması var birde.","label":6} {"text":"Film boyunca Sandra'nın yanında iş arkadaşları ile iletişim kurma çabasını izliyoruz. Aktüel kamera ile yaptığımız bu takip boyunca kapitalist sistemin bireyler üzerindeki rekabet etkisine tanık oluyoruz. Sandra aracılığı ile bu rekabetin başlangıç noktasından itibaren, en azından Sandra için sonuç noktasına gelene kadar yaşadığı sıkıntıyı seyrediyoruz. Film boyunca 3. bir göz olarak hikayeyi izleyebilirsiniz.","label":7} {"text":"gayet güzel di ama yinede daha iyi bişeyler beklerdim 10/8","label":7} {"text":"Savaş karşıtı rengarenk sevgi dolu çok güzel bir film. Çocukların küçücük kalpleri kirletilmesin.. Kapılar karanlıklara açılmasın....","label":8} {"text":"bence fiLm türünün iyi oLmayan örnekLerinden.. evet konu itibariyLe süper güç oLayına getirdiği biraz farkLı bakış açısıyLa iLginç oLarabiLir ama konun iLerLeyişi sıradan hoLLywood yapımLarından öteye geçememiş bence.. performansLar hernekadar iyi oLsa da senaryonun zayıfLığı sayesinde fiLmden yeterince zevk aLamamıştım... fiLme \"kötü-izLemeyin\" demiyorum sonuçta bir emek var ama fiLmdeki oyuncuLardan herhangibirinin hayranı değiLseniz tatmin oLacağınızı da sanmıyorum...","label":4} {"text":"japon korkularını keşfettiğim zamanlarda halka yönetmeni başka neler yapmış diye araştırma yaparken karşıma çıkmıştı. henüz saçıyüzünü kapatmış ufak kız sahnelerini çok görmemiştim. yer yer ürkütücü sahneleri olan ve annelik üzerine dramatik bir kaç şey söyleyen filmin bir çok şeye şerbetli ve artık korkutulması epey zor korku izleyicilerini tatmin etmekten uzak olduğunu belirtmek isterim.","label":7} {"text":"çekimi güzel, konusu berbat. vakit kaybı.","label":5} {"text":"Ensesti çağrıştıran, eşcinsellik ve yaşlı kadınlarla genç erkeklerin ilişkisi gibi tabusal konuları aynı potada Robin Wrigh, Naomi Watts ve Xavier Samuel güzel oyunlarıyla tuzaklara düşmeden, işin kolayına kaçmadan düzgün bir kurguyla, başarıyla anlatan bir film... 75/100","label":4} {"text":"60 darbesinin radyoda ilanıyla başlayan filmde, 70'li yılların sonuna geldiğimizde olaylar gelişmeye başlıyor. İki oğlundan biri öldürülen, diğerinin de kardeşini öldürdüğü düşünülen eski hakimin oğlunu ve kendisini bu açmazdan kurtarma çabaları filmin konusu. Geçtiği dönemi, yani 70'leri eksik fakat iyi anlattığını düşünüyorum. Film görsel açıdan iyi değil, fakat Rutkay Aziz, Menderes Samancılar ve genç olmasına rağmen Uğur Polat'ın oyunculukları iyiydi. En önemli kısmı da, filmin merak unsurunu sağlam tutması. Dönem filmi olarak baktığımızda farklı ve güzel bir yapımdı, iyi seyirler.","label":7} {"text":"İlk dakikalarda film gerçekten fazlasıyla iyiydi ve ilk kez romandan daha iyi bir film çıkabileceğini düşündüm. Ancak filmin yarısından itibaren esneyerek izledim. Vakit kaybı ve kötü bir film. İlla izleyecekseniz ikinci kısmını atlaya atlaya izleyebilirsiniz.","label":3} {"text":"Kontrol manyağı annenin yarattığı mükemmelliyetçi, şizofren, hayatı yeni keşfeden çocuksu balerin kızının kabuğunu yırtmasına tanıklık ettiğimiz enfes film. Bedeni onun kafesiydi tırnakları yetmedi kendini özgür bırakmaya ama o şizofrenliğiylede olsa kafesini parçaladı. Parçalayana kadar bütün tabularını yıktı. Asla bırakmadı sevişti, uçtu. Patronunun dudağına yapışırken o değil patronu heyecanlandı. O on yaşındaki masum kız bir anda otuzlarına gelebildi ve hayalden kanatlarını takamadan bir ikiz yatağın üstünde göçüp gitti.","label":7} {"text":"bu film robin hood'a giden yolu anlatıyor esasen zira robin hood ismi filmin son 5 dk geçiyo sadece ki devamı gelecek ve asıl robin hood yani zenginden alıp fakire dağıtan kahramanı orda göreceğiz.","label":6} {"text":"97 dakikalık filmde uzunca bir süre işte şimdi bir şey olacak diye beklediğiniz ancak kayda değer hiçbir olaycığın bile olmadığı, filmdeki tiyatro oyuncuları Mehmet Aslan, Perihan Kurtoğlu ve çiftçi rolündeki Yakup Yavru'nun dışında oyunculuk esamesinin görülmemesi; izleyen ya da izleyecek olanların hayal kırıklığına uğramasına neden olabilir. Bu amatör diyebileceğim film denemesi zaman kaybından öte ne olabilir bilemiyorum. Filmde takdir edilecek bir şey varsa o da kadın başrol oyuncusu Gülçin Santırcıoğlu'nun 1937 yapımı \"Babes in Arms\" müzikalindeki, sözleri Lorenz Hart'a müziği ise Richard Rodgers'a ait \"My Funny Valentine\" şarkısını gerçekten güzel mırıldandığıdır.","label":0} {"text":"\"Yağmur damlasının sele neden olduğunu kimse düşünmez.\" 8 saat içinde yapacağınız hiçbirşeyden sorumlu değilsiniz size haksızlık edenlere gününü göstermek için güzel bir fırsat biraz \"Purge\" kokusu aldım ama sıkmadan izlenecek bi yapım olmuş.","label":6} {"text":"Jim Carrey'in en başarılı filmlerinden biridir. Bu konuda sözümü hafife almayın, eğer izlememişseniz gözünüzden yaş getirir. Ama izlemişseniz hala tebessüm ettirir ve bazı kritik sahneler yine kahkahaya boğdurur.","label":6} {"text":"İnanılmaz güsel bi filmdi. Zaten morgan freeman’ın oynaıpta beğenilmeen bi filmini bulmak çok zor!!!","label":7} {"text":"inanılmaz bir psikolojik gerilim filmidir. hiçbir filmoburunun kaçırmaması gereken filmlerdendir. fena şekilde o kadar cok yere dokunuyor ki film. canınızı acıtmadan bırakmayacağını söyleyebilirim.","label":7} {"text":"Son zamanlarda izlediğim en iyi korku filmi değil en iyi filmlerdendi kendisi derin hikayesi harika kurgusu ile sizi içine alıyor hiç bitmesin istediğim bir film idi kesinlikle izleyin derim","label":7} {"text":"Açıkçası film beklentilerimi karşılayamadı. Tabi her şeyin ilki güzel ama son seride iyi olabilirdi. Filmde görsel olarak her şey güzeldi kendimi filmi izledikten sonra ıslanmış gibi hissettim :D Puan kırdığım noktalar filmin bilim kurgudan fantastiğe doğru kayması. Ardından sır kapısına döndürüp iyilik yapan iyilik bulur moduna girmesi. Çoğu sahnelerin çocuklara hitap etmesi. Neyse serinin üçüncü filmi sağlam olucak gibi...","label":6} {"text":"Kendi açımdan, başarılı bulduğum bir King uyarlaması olmuş...","label":9} {"text":"şoktayım. beynim karıncalandı. düşünmeye danışmaya ihtiyacım var. izninizle, -alo, is freud online? o pity! or lacan? ok ok, pls let me connect miss haxan?","label":7} {"text":"Müziğin dilinden anlayan müzikle arasına hiçbir engel sokmayan harika bir adam Beethoven.Resital sahnesi bir harikaydı.Ed Harris´i tebrik etmek lazım. 10/9","label":8} {"text":"İlk filmden kat ve kat daha iyi bir filmdir","label":8} {"text":"Amerika Birleşik Devletleri'nin dış siyaseti, Kuzey Kore'nin günümüz dünya sahnesindeki konumu, Amerikan ordusunun acil durum müdahale prosedürleri, Beyaz Saray ve Başkan için alınmış güvenlik önlemlerinin gerçekçi yansıtılıp yansıtılmadığı vb. konulara hiç girmeden rahatlıkla söyleyebilirim ki; temposu hiç düşmeyen, neredeyse tamamı klişeler ile bezenmiş ancak yine de kendini izleten, heyecan uyandıran bir film olmuş. Başta saydığım nedenleri ele almaya bu film çerçevesinde ele almaya dahi gerek yok. Zira her halinden bağırıyor film beni ciddiye almayın diye. Butler bu rollere yakışıyor her zamanki gibi. Yan kadro da gayet iyi. Salt aksiyon izleyip kalkayım, boş vakit geçireyim diye düşünüyorsanız biçilmiş kaftan.","label":6} {"text":"yok ya millet yapacak filim bulamamış artık iyice saçmalıyorlar film 2 saat ama ben 1saat 20 dakikada pes ettim çok gerksiz bir filim müzikler bile çok kötü","label":0} {"text":"Owen Wilson'ın da Wes Anderson'ın yaarlık ve yönetmenlikte amatörlükten profesyonelliğe geçiş filmleri olarak sayılabilir. Takipçilerinin mutlaka izlemei gereken bir film.","label":5} {"text":"Festivalin açılışında herkesler gözyaşları ile kahkahalar birbirine karışarak izledi. sonra duyduk ki Cumartesi günü herkes Emek Sineması'nda da öyle izlemiş. Harika film, savaşın iğrençliğini öyle güzel anlatıyor ki... Mutlaka izleyin...","label":9} {"text":"film gayet keyifli bir aksiyon ben begendim filmi iki oyuncuda rolune iyi gitmisler sonları biraz abartılı ama bu komedı aksıyon dada olur artık kesinlikle guzel bir film","label":7} {"text":"İzlediğim en kötü aşk filmi olabilir. Tamamen anlama özürlü insanlara hitap eden bir film. Aynı cümleleri yirmi defa tekrarlamadan tutun ucuz sözlere tamamen kafa açtı. Kesinlikle paranıza yazık. Aşk iyi kurgulanmamış hikayeye gizem katılmaya çalışılmış komediye dönmüş. Çok saçma bir akışı var. Burak özçivit de hiç beklediğiniz bir oyunculuk sergilememiş sakın aldanmayın. Eğer çok merak ederseniz fragmanı izleyin filmin hepsini izlemişlerden çok anlarsınız emin olun.","label":0} {"text":"berbat bir konu bütünlüğü saçmalıklarla dolu... zaman kaybı","label":2} {"text":"Mitolojik filmleri sevenler için klişe de olsa güzel bir film. Sırf tanrıların bulunduğu sahneler için bile izlemeye değer diye düşünüyorum. Görsellik ön planda, karakterler üzerinde pek durulmamış. 7/10","label":6} {"text":"Bu tarz filmlerin dk puan almas beni delirtiyor. Film belki bir aheser olmayabilir ama herkesin kesinlikle izlemesi gereken filmlerden biri. ok hassas bir konuya deinmi, Trkiyedeki bir ok ailenin, ocuun yaad bir sorun. Bu konuya deinme cesaretini gstermek bile takdir edilesi birey. Oyunculuklar gerekten ok beendim. Film inanlmaz bir etkiyi brakyor insann zerinde. Filme 10 puan veriyorum. Puan ykselsin ve daha ok kiinin dikkatini eksin. yi seyirler.","label":9} {"text":"buraya bi arkadaşımın önerisiyle geldim filmi izledim cok hosuma gitti . herkese kesinlikle tavsiye ederim","label":9} {"text":"İzlemekle zaman kaybetmiş olmayacağınız bir film bence. Nick Nolte gibi bir oyuncu için dahi izlenebilir. Bir de spoiler olmasın diye söylemiyorum ama son sahnede çalan şarkı çok iyi seçilmiş, tebrikler.","label":7} {"text":"sert bir film olmasına rağmen yumuşak bir dokunuşla bitti.","label":0} {"text":"Elemanımız siberalemde kendine partner arayan bir tip. Fazlasıyla utangaç ve \"abaza\" olduğunu söyleyebiliriz... Filmin enteresan kısmı bir büyük prodüksiyonyapımı değil. filmde gördüğünü 2 kışı bir el kamerası ile bu filmi cektiler ve Youtube üzerinden izlemeye açtılar. eğer filmi beğendiyseniz www.foureyedmonsters.com adresi üzerinden bu zaatlara bağış yapabilir yada DVD lerini satın alabilirsiniz zira film için neredeyse 100.000$ harcamışlar. Ki bana sorarsanız gecen 5 sene içinde bu parayı fazlasıyla cıkarmışlardır... :D","label":7} {"text":"film gerçekten çok başarısız bence... olaylar inanılmaz hızlı gelişiyor... ama tahminimce kitabı çok ii dir... okumadım ama film gerçekten kötü....","label":9} {"text":"Görüntü açısından gayet başarılı hikaye olarak idare eder bir durumda ancak gereksiz uzatılmış durumda. 2x hızında izlerseniz izlenebilir.","label":6} {"text":"Film ailecek izlenebilecek her yaşa hitap eden, buz devri tadında hatta daha güzel ve devam filmi olmasını beklediğim, güzel bir film...Oğlumun sinemaya gittiği ilk film olma özelliğinide taşıyor.","label":8} {"text":"filme diğer mahsun kırmızıgül filmlerini seyreden biri olarak gözüm kapalı gitmiş bulunmaktayım.ama maalesef umduğum gibi çıkmadı.filmin 2.yarısını izlemeden çıktım.ilk yarı çok sıkıcıydı.mahsun bey kusura bakma ama bu film olmamış.talat buluta egeli şivesi hiç gitmemiş.o eşkiyalar ne olduda yardıma geldi?engelli oyuncunun ne yaptığı belli değil.çok aceleye getirilmiş bir film olmuş.çok daha iyisini beklerdim sizden.","label":2} {"text":"Her şeyi ile mükemmel bir film. Film bittiğinde sevimli bir rüyadan uyanmışım gibi hissettim. Sonunda gözyaşlarınıza hakim olamayabilirsiniz... Demedi demeyin..","label":7} {"text":"Nasıl yorumlanır bu film bilemedim ki :(Bazen o kadar şey söylemek istersin ama söyleyemezsin söylesen de kelimelerin yetmeyeceğini bilirsin. Bu da tam o filmlerden birisi. Sadece izleyin diyeceğim..","label":8} {"text":"Yetişkinler için gereksiz fakat eğlenceli bir aile aslında bir çocuk filmi... 10/7","label":6} {"text":"Christopher Nolan'ın çekmiş olduğu tartışmasız en karmaşık film olduğunu aynı zamanda da en fazla aksiyona sahip olan filmi olduğunu iddia ediyorum. Aksiyon sahnelerin çok olması filmi takip etmeyi kolay hale getirmeye çalışsa da filmi tam anlamıyla benimsemek ve anlamak için ikinci kez izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Diğer beyin yakan filmler en sonunda bir şekilde kendini açıklasa da bu film tamamen seyirciye bırakılıyor. Kimi seyircilere göre bu kusursuz bir film yapısı olabilir ancak bana göre muhteşem ile kusursuz arasında bir yerde bu film.","label":8} {"text":"Hayatımda izlediğim en sıkııcı ve en iğrenç sona ait filmi daha doğrusu bi son bile yoktu filmde.Oscar almasına şaşırmadım çünkü geçen sene Departed kazandıysa bu sene de bu filmin kazanması olası bi durum filmin sonunu getirmeme yardımcı olan tek şey Javier Bardem in olağanüstü oyunculuğuydu başka hiçbirşey yok 4 oscarr...ppeeeh bence sadece en iyi y.erkek oyuncuyu hakediyodu diğerleri fasa hiso eğer canımın sıkılmasını istiyorum beni bişeyler baysın diyorsanız buyrun izleyin ama yok kardeşim ben sıkıcı film sevmem diyorsanız size bir sürü güzel film sayabilirim bana bi mesajınız yeter ewet sanat yapalım diye filmi batırdılar film mesajı çok iyiydi ama gereksiz ayrıntılara yer vermekten mesaj arada kaynadı anlayana ne mutlu ethan-joel kardeşlerin yönetiminide hiç beğenmedim çok sadeydi mesela bi brokeback dağı gibi sahneler çekemediler..ewet benim notum Javier Bardem hatrına 2/10","label":0} {"text":"Tipik amerikan klişelerini barındırsa da soykırımı anlatan en iyi film. Bir başyapıt... O kadar insanla o sahneleri çekmek çok zor iş, çok emek harcanmış. Göndermeler çok iyiydi, ancak sonu daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum; o kadar aciteye gerek yoktu zannımca","label":8} {"text":"gereksiz abartılmış bir yapım çoğu sahnesi zorlama çekilmiş gibi kopya bir film olduğu çok belli başka seriler denenbilir zamanım çok diyorsanız izlenibelibilir","label":2} {"text":"Hafif , hoş , gayet eğlenceli bir animasyon.Çok eğlendim","label":6} {"text":"Güzel mi güzel, şirin mi şirin, tatlı mı tatlı... Film mi Paltrow mu!? Bence her ikisi de... Aldığı tüm ödülleri hakeden bir film. Ama sadece Paltrow sayesinde değil tabiki...","label":7} {"text":"izlediğim en amatörce filmlerden biri beklediğimin çokçok altında bi film","label":7} {"text":"Çok kötü hatta berbat bir senaryo oldugundan butun sevilen oyuncuları doldurmuslar ama bu kotu konu ve diyaloglarla o bile kurtarmamis sonuna kadar izleyemedim bile boşuna israf yapmışlar tam bir amerikan filmi","label":0} {"text":"Gece Hayvanları, ikinci filmini çeken bu yönetmenin takip etmeye değeceğini düşündürüyor. İlk filmini izlemedim, ama Gece Hayvanları yönetmenin bir üslp sahibi olduğunun ve bu üslbu ilerleteceğinin ipuçlarını veriyor. Filmin ilk yirmi-yirmi beş dakikasında yönetmenin parmak ısırtacak bir tarzda kurduğu fazlasıyla gerçek hissi veren, gerginlik dolu anlatımı ve öykü akışı, filmin geri kalanının tamamından rol çalıyor ve bir dengesizlik de yaratıyor, çünkü Tom Ford filmin bu şaşırtıcı derecede etkileyici ilk kısmında bir daha kendini aşamayan bir kıvam tutturuyor, ve bu anlamda filmin geri kalanında, öykünün bütün kısımları açığa çıkarken hiç bir şekilde bir daha aynı tadı veremiyor film. İlk kısım, Haneke'nin Funny Games filminin 15 dakikaya sığdırılmış hli gibi; izleyip de sakin kalabilen oldu mu, bilmiyorum. Tek başına kısa bir film olarak bile düşünülse çok iyi etki yaratabilen, gerilimin azar azar yükseldiği çok başarılı bir sekans bu. Buna rağmen filmin ikinci kısmı, yani olay&ın gerisinde yaşanan her şey ve filmdeki öyküyle baş karakterin okuduğu öykünün kesişmeleri asla çıtayı düşürmüyor da. Yine de birbirine tam olarak oturmayan bu iki parçanın birbirinden farklı ama yan yana çok da gitmeyen iki yemek tadı verdiğini söylemek gerek. Bu durum filmin enerjisini düşürüyor ama tadını bozmuyor. İzlemeye düşünenlere önerim: Mutlaka izleyin.","label":6} {"text":"Açıkçası film beklediğimden daha iyiydi. Çok güldürücez diye vizyona giren birçok Türk filminden daha başarılı. Bir de beğenerek izlediğim Şevket Çoruh'u da izlemek ayrı bir keyifti.. Tabi filmin eksikleri epey bir fazla, bir de oyunculukla uzaktan yakından ilgisi olmayan Tuba Ünsal'ı izlemek de ayrı bir eziyetti.. Timur Acar, Avrupa Yakası'nda 'Seviyorum Ulenn' repliğinden sonra bu filmde de 'Hastasıyız Dede' repliğiyle karşımızda.. Keyifli bir film olduğunu söyleyebilirim..","label":5} {"text":"Filmi izlerken animasyon bir film olduğunu çoğu zaman unutuyorsunuz. Çünkü, ormandaki farklı türdeki hayvanların hareketleri, sahnelerin ritmi arttığında yada tam tersi azaldığında, gösterilenleri, yapay olduğuna inanamayacağımız bir gerçeklik hissiyle izleyiciye sunmuş. Kesinlikle her yaştan izleyiciye hitap ediyor.","label":7} {"text":"Komedi alanının ilk 3 büyüğünden biri olarak gördüğüm Cem Yılmaz'dan çok güzel bir şov. Mümkünse sinema filmeri yapmayı bırakıp bu alandan çıkmamalı. Filmlerde kaliteyi tutturamasa bile bu alanda rakibi çok az.","label":8} {"text":"GençlikSinematografyası Film basit kamera ile çekmesi hoşuma gitmedi değil trol avı, canavar buna benzer örneklerinden ama ben filmi beğenemedim gençlik filmi Back to Future'un 2015'teki versiyonu diyebilirim. Time After Time benzerliğii 12 Monkeys'un Paradoksu hepsi içine girmiş bir film konusu çok hoşuma gitmişti bir çocuğun zaman yolculuğu anlatsa klişe olur artık evin alt katında bir kamera bulunur kameraya bakınca 7 yaşındaki doğum gününü görür ama aynaya baktığında şimdiki halini görür ve o kişinin kendi mi yoksa başkası mı diye bakar ama aslında o kendiymiş flashback sahnelerinden gına gelen anlık flashforward bile sıkan mindfuck yaratan bir film tabikide gençlik filmi olduğu için yine içinde bir aşk Predestation filminin benzeri göz gözü görmüyor. Dikkatli izleyinBack to future benzerliği acayip şekilde belli oluyor. Puan:55","label":5} {"text":"Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu: -Maveraünnehir nereye dökülür? En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı: -Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine! dir. Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır: Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır: Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri: Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.","label":7} {"text":"Yer yer adult içeriklere sahip serinin üçüncü filmi ciddi anlamda çok güldürdü beni. Öneriyorum. Özellikle NPH'in soyunma odası sahnesi cok iyiydi :D notum:7/10","label":6} {"text":"Bahsedildiği kadar komik olmayan beşinci sınıf bir romantik komedi. İzlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz.","label":4} {"text":"Beğenmedim. İkinci yarısında sıkıldım ve filmi gereğinden uzun buldum. Korku değil; dram/gerilim daha doğru bir sınıf olur bu film için.","label":5} {"text":"Bu Japonların animelerdeki hayal dünyası bambaşka oluyor. İnsanı derinden etkileyen bir senaryosu var. Sizi alıp içine çekip sürüklüyor. Sanki anime izliyor gibi değil de gerçek bir film izler gibi hissettiriyor. Ayrıca izlerken biraz Miyazaki havası sezdim.","label":7} {"text":"metin akpınar'ın enfes oyunculuğu.. emel sayın'ın nefes kesen güzelliği.. izlemeye doyulmayan bir yeşilçam klasiği","label":8} {"text":"Her nekadar hikaye içinde hikaye gibi dursada hepsi birbiri ile bağlantılı. Filmde sizi sonunda bekleyen bir sürpriz yok hatta herşey açık ve yalın. Ama çok çarpıcı bir film. Filmde güven olayının nekadar önemli olduğunu vurgulamışlar. Ancak sonu biraz havada kalmış.","label":8} {"text":"Gerçekten çok güzel bir romantik/dram filmi. Film sizi kendisine çekiyor ve asla sıkmadan 1 saat 50 dakikalık bir keyif yaşatıyor. Oyunculukların iyi olmasının yanında bir de Başrollerin uyumu çok çok iyi. İkiliyi seyrederken içinizi bir tebessüm kaplıyor, bunun filmin sonuna kadar sürmesi de mümkün. Duygu yüklü sahnelerde barındıran bu filme puanım 9,4/10","label":8} {"text":"filmin kadrosunda bulunan kötü adam damgalı ed harris'i görünce, hikayenin sonuna kadar ona şüpheyle bakıyorsunuz... ve işin daha da kötü tarafı ed harris'in yine kötü adam olduğu ortaya çıkıyor finalde... yani sürpriz bir final yapmak istiyorsunuz ama kötü olduğu finalde ortaya çıkacak adamın onlarca kötü karaktere hayat vermiş oluşunu, seyirciye nasıl yansıyacağını hiç düşünmeden kadroya dahil edip filmi berbat ediyorsunuz... yanlış bir tercih değil aslında ed harrisi kötü rolde oynatıp onun bu tecrübesinden yararlanmak istemek ama bu tercihle sürpriz yapmaya çalışmak tam da tecrübesizliğin ispatı.....","label":7} {"text":"Senaryosunu, Carey Van Dyke ve Shane Van Dyke ile beraber yazdığı hikayeden uyarlayarak Katie Silberman'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da filmdeki Bunny karakterini de başarıyla canlandıran Olivia Wilde'ın oturduğu “Don't Worry Darling”; gizemini uzunca bir süre koruyan, fantastik tarzdaki bir psikolojik gerilim olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, yönetmen olarak ilk çıkışını (kapsamlı bir yorumunu, yine bu mecrada paylaşmış olduğumuz) Booksmart (2019) ile yapmış ve şimdi de; 35 milyon dolarlık bir bütçeyle çekerek brüt 85 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olmanın verdiği aritmetikle, rüştünü tamamen kanıtlamış olduğunu düşündüğümüz Olivia Wilde'ın, 1950'li yılların Amerika'sı atmosferinde kurgulanmış olan bu ikinci uzun metrajlı sinema filmine biraz daha yakından bakalım... *** Birbirlerine komşu da olan yeni evli ( Midsommar - 2019 ile adını tüm dünyaya duyuran yeni nesil şöhretlerden Florence Pugh'ın oynadığı) Alice ve Jack Chambers (Harry Styles) çifti ile iki çocukları bulunan Bunny ve Dean (Nick Kroll) çifti; ilk çocuğuna hamile olan Peg (Kate Berlant) ve kocası Peter'ın (Asif Ali) evlerinde, alkolün dibine vurarak çılgınca eğlenmektedirler... Öyle ki, karnı burnunda olmasına karşın Peg dahi içmekten asla çekinmemektedir... Zaten bütün film boyunca; çocuklar hariç içki bardağını, kasaba ahalisi elinden hiç düşürmemektedir... *** Aynı gecenin finalinde: Kafaları yeterince bulmuş olan Alice ile Jack eğlencelerini, otomobillerini kullanırken de devam ettirirler... Hem de gecenin zifiri karanlığında... Lütfen sıraladığımız bu ayrıntıları, filmin ilerleyen dakikalara kadar aklınızın bir köşesinde tutmaya devam edin... *** Zafer Projesi'nin, 987'nci günü ve güvenlik seviyesinin de sarı olduğu ertesi sabah... Araçlarına atlayan tüm erkekler, çalışmak üzere Zafer Merkezi'ne doğru ilerlemektedirler... Evlerinde kalan diğer sakinler de güvende ve herhangi bir eksik de bulunmamakta olup kadınlardan, günün tadını çıkartmaları istenilmektedir... Zaten az sonra da, Frank (Chris Pine) ile Radyo Saati de başlayacaktır... *** Derken... Evlerini derleyip toplayan kadınlar, troleybüslere atladıkları gibi bale çalışacakları bir salona giderler... Tam Peg Alice'e, yeni yapılacak evlerden söz ederken; kendilerine doğru yaklaşarak, yeni bir haber verecek olan Shelley'in (Gemma Chan) ayak sesi duyulur... Ki bu Shelley; Zafer Projesi'nin kurucu yöneticisi Jack'in karısı ve tek işleri ev temizleyip yemek pişirmek olan kasabadaki kadınların bale eğitmenidir de... Vereceği haber ise, Bill Johnson (Douglas Smith) isimli yeni birinin daha projede işe başlatılmış olmasıdır... Böylelikle Bill'in karısı Violet'da (Sydney Chandler), doğal bir üye olarak mevcut kadınların arasına katılmıştır... *** Bu arada... Ted Watkins'in (Ari'el Stachel) karısı Margaret'ın (KiKi Layne) o gün derste olmaması, Alice ile Dr. Collins'i (Timothy Simons) Watkins'lerin evinde bir kez daha görmüş olan Bunny'nin dikkatinden kaçmamıştır... *** İşte... Ekmek elden su gölden biçimindeki; erkeklerin gündüzleri Merkez'de çalışıp kadınların da ev işlerini bitirir bitirmez, ultra her şey dahil beş yıldızlı bir tatil köyündeymişler türündeki bir yaşam sürdürdükleri süreç, hız kesmeden devam etmektedir... *** Neyse... Bütün erkekler ile kadınlar, Bill ve Violet'ın çöldeki bir vahayı andıran Zafer'e katılımlarının şerefine; Frank ile Shelley'in, evlerinde organize ettikleri kokteyle davet edilmişlerdir... Ancak Frank'e göre; zor bir dönemden geçirmekte olan Ted ve özellikle de, Neden buradayız?& diye soran Margaret'in durumları, kimsenin gözünden kaçmamıştır... Bu soruya Frank'in verdiği yanıt, Dünyayı değiştiriyoruz şeklindedir... Fakat hemen belirtmiş olalım ki, çöldeki kadınlar ile çocuklara yasaklanmış bölgeye&; Margaret'in birlikte gittiği oğlu, akıbeti bilinemezcesine ortalıktan yok oluvermiştir... Bu kayıp çocuk mevzusu ile erkeklerin görevlerine ilişkin hususlarda, Peg'in ağzı bayağı bir gevşekken; fazlasıyla ketum davranan Bunny, hem susmakta hem de konuşanı susturmak da hiç de gecikmemektedir... Yalnız gerek gündüz gözüyle uyanıkken ve gerekse de uykudayken Alice'in; bir türlü anlamlandıramadığı, garip hayaller gördüğünü de belirtmiş olalım... *** Yine birbirinin neredeyse birebir tekrarı usulünde gerçekleşen günlerden birinde, evdeki işlerini tamamlayan Alice; hava almak amacıyla troleybüs ile çıktığı kasaba turunda, çölün ortasındaki yasak bölgeye düşmekte olan bir uçağa rastlar... Elbette böyle olunca da, troleybüsün şoförünü (Steve Berg); uçağın düştüğü yere gitmeye ikna edemeyen Alice, otobüsten indiği gibi tek başına kaza mahalli yönünde yürümeye başlar... Ve... İçinde kimselerin bulunmadığı bir binanın yanına, yardım istemek gayesiyle vararak camlarına dokunduğu anda da, gözleri kararıverir... Ama uyandığında Alice, evinin yatak odasındadır ve kocası Jack'de mutfakta kendilerine akşam yemeğini hazırlamaktadır... Bu olayın sabahında, Oraya gittin... Onu gördün... Hepimize yalan söylüyorlar... Kimse soru sormuyor... Artık buralarda kalamayız diye konuşan Margaret'ten bir telefon alan Alice'in hayatı büsbütün değişecektir... Dakika 43... Dünya prömiyeri, 5 Eylül 2022 tarihindeki 79. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde yapılan filmin geri kalanında, siz değerli sinemasever dostları; sanal hayaller ile somut gerçeklerin birbirine karışarak çatıştığı ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 80 dakikalık ilgi çekici bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":6} {"text":"Filmin geneli 7, köpeklerin oyunculuğu 9, genel olarak ortanın biraz üstü bir film","label":6} {"text":"aksiyon sahneleri cidden güzel, müziklerinden bahsetmeye gerek duymuyorum hepsi harikaydı. tek eksiği biraz komediydi sanırım, edgar wright'tan scott pilgrim gibi bir film beklemiştim.","label":5} {"text":"Önceden seyretmişim yönetmenide Korku seansı filmiyle tanıdım. Sonra Ruhlar Bölgesi fenan izledim gerçekten korku sinemasında John carpenter sonra bence 1 numaradır. Filmin sonu suprizli ama biraz klise chucky'e benziyor boyle filmler çok yapıldı sonu için Puanım:65","label":7} {"text":"Dogma 95'ten anadan dogmaya geçiş. Keşke bir şeyleri yıkacağım mantığıyla kendi sinema dilini bozmasaydı Trier diyor insan.","label":5} {"text":"Bence en iyi dc filmlerinden birisi.İzleyin derim","label":7} {"text":"yorum yapmadan duramadım bu film sanatsa, bu sıfatla yapılıyorsa benim sanatım yok sinirlerim bozuldu izlerken o derece..","label":0} {"text":"Yapacak daha iyi bir işim olmadğı bir zamanda seyrettim ve yerime çakıldım. Bir film müziklerle ancak bu kadar bütünleşe bilirdi, tek kelime ile harika bir film, film meraklılarının kaçırmaması gereken değişik bir Fransız yapımı.","label":7} {"text":"sıradan ve saçma bi film.","label":4} {"text":"Oyunları sırasında çıkan kısa videolar ayarında devam eden filmi izlerken her an kolu elinize alıp oyuna başlayacakmış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Oyunları oynarken yaşanan o acizlik, elden birşey gelmemesi, sürekli sorunlarla uğraşılması filmin birkaç yerinde yeterince verilmiş. Bu konuda da bir sorun yok. Gayet de ekşın dolu bir film olmuş. Film serisini izleyenleri bilmem ama oyunlarını oynamış herkesin seveceğine eminim.","label":9} {"text":"Arkadaşlar gerilim drama 3 harfliler var geceleri izlemeyin kesinlikle bazı sahneler korkulu sadece drama gerilim var diye gece izledim yarisinda biraktim korkudan","label":8} {"text":"Muzikler iyi, görüntü iyi, karanlık atmosfer iyi, mekanlar iyi. Gel gör ki final tam bir felaket.","label":6} {"text":"oyuncuları da iyi güzel film olacak bekliyorum bakalım ne olacak Heath adamım benim...","label":7} {"text":"sinemaya olan sevgimi nefrete dönüştürmeye başaran filmlerden... bu kadar gereksiz film olmaz, ayıptır ya...","label":0} {"text":"Filmi izlemeden önce ismini çok duydum özellikle CİNAYET SÜSÜ filmiyle çok fazla kıyaslandığı için ilgimi çekti. Gayet eğlenceli, sıkmadan izlenebilir ama abartıldığı kadar iyi değil. Konu olarak ise özgün olması açısından fazladan bir artısı var.","label":7} {"text":"Taraflı film olacağını tahmin ederek gittim nitekim öyle de oldu; fakat bunu gayet normal karşılıyorum. ABD'nin tarafının tutulduğunu ayıklarsanız ve bunun bilincinde izlerseniz güzel bir film. Şahsen zamanıma değdi.","label":8} {"text":"bence gayet iyi bir film di. veletlerin anlayabileceği bir film değil o yüzden olumsuz yorumlar yapılmış olabilir.","label":8} {"text":"filmi Ortodox Yahudilerin evlilik anlayışları ve aile yapılarını öyküleştiriyor ve sorunsallaştırıyor Motti'nin öyküsü özelinde. The Unorthodox ile oldukça benzer nüanslara sahip. İki yapımda da bireyselleşmenin anahtarı cinsellikten geçiyor mesela. Light bir komedi, çok vaktim var diyenler ya da arkaya açıp bir şeylerle uğraşırken izlerim diyenler izleyebilir. Beklentiyi yükseltmemek gerek.","label":4} {"text":"Emeğe saygısızlık etmek istemiyorum ama gerçekten vakit kaybıydı. Bitirmeden çıktık sinemadan. Konu çok boştu. Lütfen artık film yapmak için yapmayın, daha özenli farklı filmler bekliyoruz. Sizler de seyircinin zamanına saygı gösterin lütfen.","label":0} {"text":"yine ağlatmadı :(","label":6} {"text":"boş vaktin var ve şöyle çok iyi bir film izleyeyim dersen kesinlikle bundan uzak dur :) he ama dersen benim vaktim bol benim için sıkıntı değil o zaman izleyebilirsin. Arkadaşın biri gene olsa gene izlerim, çok hareketli ve gülmekten öldüm işaretlemiş ona güvenmeyin. Onun eli kaymış sanırım :) Çerezlik..","label":4} {"text":"Bir çok açıdan özellikle de bitmek bilmeyen hayal sekanslarıyla bana 1994 tarihli Heavenly Creatures'ı hatırlatan yapımın sıkıcılık dozu ölümcül. Hikayenin gelişimi inanılmaz boyutta yavaş. İnsan katletmek hele ki kendi kanından olan birini katletmek söz konusu olduğunda ciddi bir bakış açısı beklentisinin varolmaması düşünülemez. Bu açıdan yapımın bariz hafifliği ve kızları böyle korkunç bir eylemi gerçekleştirmeye iten nedenlerin gerektiği şekilde yansıtılamaması Perfect Sisters'ı hemen her gün bir yenisine rastlayabileceğiniz amerikan ergen dizilerinden bile çok daha alt seviyeye indirmiş. Karakterler tek boyutlu. Senaryo kısır ve klişe. Oyunculukları ise yeterli bulmadım. Çoğunlukla tek plan çalışılmış. Kamerarayı kurmuşlar önünde oynamışlar. Set, kostüm, müzik hiç biri mevcut değil. Tamamen baştan savma izleyicisine saygısız bir tutumla meydana getirilmiş televizyon filmi kadar bile kaliteli olamayan yapımı beğenmedim tavsiye etmiyorum.","label":0} {"text":"“Nocturnal Animals”, Tom Ford’un ilk filmi “A Single Man” (2009) de olduğu gibi yapımcılığını da üstlenmek suretiyle yine bizzat senaryosunu da yazarak yönettiği ikinci uzun metrajlı sinema filmi… 22,5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen filmin, 67/100 olan Metacritic (45) yorum ortalaması ile 179.677 oy ile ulaştığı 7,5/10 luk IMDB izleyici puanı ortalaması ve %72 ve %73 olan Rotten Tomatoes (261) olumlu yorum ve 3,5/5 üzeri (29.458) izleyici puanı ortalaması hiç de fena olmamasına rağmen her nedense film, ilginç bir şekilde 31,2 milyon dolarlık hasılat ile gişe de donmuş kalmış… Hâlbuki dünya prömiyerini yaptığı ve Altın Aslan için yarıştığı 73. Venedik Uluslararası Film Festivalinden, Jüri Özel Ödülüyle dönen, yine aynı yıl en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında hem Academy hem de Golden Globe ödüllerine aday olup bunlardan Golden Globe ödülünü, Ray Marcus karakterini oynayan Aaron Taylor-Johnson’a kazandıran ve BAFTA’da da 8 adaylığı bulunan filmin festival ve dolayısıyla PR ayağı da fena değildi… Yine aynı şekilde hemen her yerde performanslarından övgü ile söz edilen filmin, Amy Adams, Jake Gyllenhaal, Michael Shannon ve Aaron Taylor-Johnson’lı oyuncu kadrosu da oldukça iddialıydı… Ama demek ki, olmayınca olmuyor işte… Peki, gişe de hayal kırıklığı yaratan bu film gerçekten kötü mü? Bizce, kesinlikle hayır&… Hatta “Nocturnal Animals”ın son zamanlarda izlediğimiz en iyi filmlerden biri olduğunu dahi söyleyebiliriz… Zaten kimse alınıp darılmasın ama, Tom Ford’un hikâye içinde bir başka hikâyenin anlatıldığı bu filmdeki kurgusal becerisine, oyuncu kadrosunun müthiş performansına, BAFTA ödülüne aday olan Abel Korzeniowski’nin şiir gibi müziklerine ve Seamus McGarvey’in kamerasıyla yakaladığı harika görüntülere rağmen bu filme kötü diyebilmek için sinema sanatından hiç anlamıyor olmak gerekiyor… Arşivimize de dâhil ettiğimiz bu filmi, bugüne kadar izlememiş olan bütün sinemaseverlere hararetle öneriyor ve izleyecek herkese de şimdiden keyifli seyirler diliyoruz... Bir diğer Tom Ford filmi olan “A Single Man” in(2009) yorumunda görüşmek üzere… Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 5 Temmuz 2018 günü saat 00.46’da yazılarak paylaşılmıştır...","label":7} {"text":"Bence Jet lee nin en iyi filmi,bu tarz filmleri sevenler için bu biraz göreceli kavramdır ama hem konu hemde görsellik açısından 10 numara film...","label":9} {"text":"farklı konsept heyecan verici bir animasyon özellikle azmanın jest ve mimikleri izlenmeye değer 3,5/5","label":6} {"text":"Orta snf , erotizm ile bezenmi bir polisiye. Meg Ryandan baka bu rol verecek aktris bulamamlarm o da byk bir soru iareti,bu role hi gitmemi bence.. 10/7","label":6} {"text":"Billy Bob Thornton (Hank Grotowski) Halle Berry (Leticia Musgrove) karakterlerinde harikalar yarattıkları monsters ball bir oyunculuk gösterisi adeta.dört dörtlük...","label":4} {"text":"Gayet başarılı 3d efektlerin sürükleyici bir senaryo ile donatılması sonucu ortaya çıkan başarılı bir macera filmi. 10/8","label":7} {"text":"Önyargı ile izlemedim, ancak konusu ve karakterleri dolayısıyla çarpıcı bir film bekliyordum. Iphone ile çekilmiş olması elbette önemli detay. Sarımtrak renkleriyle de hikaye ile bağdaşmış gözüküyor. Ancak çarpıcı ya da izleyiciye bir şeyler veren bir film olduğunu düşünmüyorum. \"Ne izledim ben şimdi?\" bile dedirtebilir. Puanı düşük tuttum.","label":2} {"text":"Film komedi filmi olmasına rağmen dram komedi den daha fazlaydı 2-3 yerde güldüm bu da kahkaha şeklinde değil ufak bir siritma seklindeydi verdiğim paraya yazık oldu","label":3} {"text":"müziğin bir filmle bu kadar güzel uyum içinde olabildiğini daha önce görmemiştim. belki adının çağrıştırdığı gibi \"ikili yaşam\" mevzusundan çok, ikinci veronika'nın hayatının üzerinden dönüyor film. dekalog, üç renk üçlemesi ve en son bu filmle kieslowsky'i iyice sevdim. herhalde kendisine rastlasam önce isminin nasıl telaffuz edildiğini, sonra da bu kadar mükemmel güzellikteki hatunları nerden bulduğunu sorardım.","label":6} {"text":"beyazperdede en fazla oy kullanılan film heralde...","label":9} {"text":"izlerken çok eğlendiğim filmdir. sadece tek falsosu ölü doğan bebeği 'ol iz vel' diye diye canlandırmaları. hayattan hikayelerin anlatıldığı bir filmde bu kadar imkansız bir sahne beni kopardı açıkcası. he belki burda benim anlayamadığım bir mesaj vardır bilemicim.","label":7} {"text":"500-600 civarı film izlemişimdir aralarında nefret ettiğim tek film budur. bir film bu kadar sıkıcı bu kadar durağan olamaz.. aman uzak durun aman","label":0} {"text":"izleyin, izletin.","label":7} {"text":"Ben bu puanın bu filme haksızlık olduğunu düşünüyorum. Tamam belki ilki ve ikincisi daha iyiydi, ama bu filmde diğerleri kadar iyi olmasa da kendini izlettiriyor, sürükleyici bence","label":8} {"text":"komedi ağırlıklı olsa da her anında heyecanlandıran bir film olmuş bence thor filmleri arasında en iyisi olabilir","label":7} {"text":"Kötü bir şeyini söylemem gerekirse sadece süresini söyleyebilirim çok farklı ve orjinal bir film olmuş müzikler harika zaten...","label":6} {"text":"Boş zamanınızda eğlenceli bir vakit geçirme gereci..Fazla beklenti olmadan keyif alınabilir..","label":4} {"text":"Uzun zamandır izlediğim beklentiyi yüksek tutan ama bu kadar zayıf kalan bir film olmamıştı. Senaryoda ne olduğu belirsiz sanki Leyla ile Mecnun izliyormuş gibi bir absürtlük var. Korku filmi zaten değil, komedi de değil, oyunculuklar ise oyunculuk değil. Orijinal olsun diye çok çabalanmış fakat benim beğenmediğim bir film oldu.","label":2} {"text":"Gayet alçak gönüllü ve her söylemin her nesnenin yerine oturduğu ve izleyiciyi şaşırtan bi film... Ancak üzüldüğüm nokta puanının bu kadar düşük olması, harry potter'ın daha yüksek olması bana göre garip bi durum....","label":7} {"text":"Cin filmlerini seviyorsanız bu konudaki en iyi seri Dabbe değil Siccin'dir. Filmin konusu yalnızca büyü üzerine değil ayrı bir konusu da var. Sinematografi olarak da serinin en iyi filmi diyebilirim. Ancak bilgisayar başında değil sinema salonunda izlenilmelidir.","label":8} {"text":"Bence harika film olmuş sabah gittim izledim ve sinema doluydu gidenler hep beğenmişti ellerine sağlık emeği geçen herkese..","label":9} {"text":"Ülkemizde cinci hocalara gidenleri görünce ayıplardım.Polisimiz ise cinci hocayı yakalardı.Asıl suç benim Türk halkımda.O cinci hocaya gidenleri yakalayacaksın ya da en ağırından ceza vereceksin.Neyse ben esere geleyim.Sam Raimi takdir ettiğim yönetmenlerden.Ama film klişe büyü hakkında.Yaşlı bir kadın büyü yapıyorda güzelimizde cinci hocalar sayesinde büyüden kurtulmaya çalışıyor.Bu gibi olaylara hergün ben haberlerde rastlıyorum.Ama yinede izlemezsenizde çok birşey kaybetmeyeceğiniz bir yapım.Ben bu filme 10 üzerinden 7 verdim.Bence vasat bir film.","label":6} {"text":"film kötüydü. baba-kız ilişkisi ve dialogları ondan kötüydü. kıvanç da sözlü figüran olabilir ancak o oyunculukla. yine bi iki yerinde güldüm şimdi hakkını helal et yılmaz ağbi","label":5} {"text":"Çok şey beklemeyin. Üzülürsünüz","label":5} {"text":"imdb'nin oyuncu kadrosunda Adile Naşit'in ve Ali Poyrazoğlu'nun İsmini Yazmaması Üzücü.","label":3} {"text":"Keşke bana yapma deselerdi gitme deselerdi de dabbe 6 gibi sadece teknoloji kullanılmış onda da berbat kullanılmış bir filme para harcamasaydım, 2saat 40 dakikamı harcamasaydım diyorum şimdi filmden birkaç saat sonra. Fazlasıyla film izleyen insansanız bu film bittiğinde sonunda umduğunuzu bulamıyorsunuz, o fragmandaki teyzeyi hiç göremiyorsunuz çünkü efekt resimdeki kadar iyi değil. sadece kuru gürültüler çığlıklar bulanık görüntüler.. sadece kafanızı karıştırmaya çalışıyor ama onu da can alıcı bir şekilde yapamıyor.. sonu güzeldir belki diyor umut edip devam ediyorsunuz ama küçük bür uyarı: Sonu iyiydi be abi en azından diyemeyeceksiniz ve lanet olsun ne biçim film bu diyeceksiniz sonra o yönetmenin aklına deyip bir daha hasan karacadağ filmi izlemeye tövbe edeceksiniz. çünkü film gerçekten berbat.. efekt desen onu da kullanamamış ve klasik son.. son bulamayıp her filmde yaptıkları gibi akıbeti belli değil mezarında yok.. yönetmen olmuş son yazamamış dedıklerı bu işte.. paranıza, değerli vaktinize yazık sadece..","label":0} {"text":"Film Olla'nin Lola olamama, Lola olmaya direnme hikayesini anlatiyor. Bir kadinin libidosunu, anacligini, hic bahsedilmeyen gecmisini görüyor, bambaska dünyaya ve yasantilara sahip iki kadinin birbirini hic konusmadan anlamasi ve desteklemesiyle, bu iki kadini duyamayan, okuyamayan, anlayamayan biri ici kirilgan fakat disa karsi hircin, digeri ise disaridan kirilgan gözüken fakat icten hircin iki erkegin hikayesini izliyoruz. Ustaca islenmis, hicbir dakikasi, hicbir sekansi bosa olmayan bir film.","label":8} {"text":"eğlenceli bir animasyon filmi.. küçükken gözümün üstünden arı sokmuştu o gün bugündür korkarım bu meretlerden, ama filmi izledikten sonra ayrı bir sempati oluştu eve alıp besleyesim geldi neredeyse :))","label":6} {"text":"Sonu cok anlamsiz bitti.","label":6} {"text":"filmin konusu çok çocuksu tam çocuk filmi ama jamie kennedy yi çok beğendim..çok şirindi","label":9} {"text":"HAKETTİÐİ TÜM TEKNİK ÖDÜLLERİ ALDI.KEŞKE YÖNETMEN ÖDÜLÜNÜ DE ALABİLSEYDİ.EN İYİ FİLM KONUSUNDA İSE ŞÜPHELERİM VAR.İZLEDİÐİM HER SCORSESE FİLMİNDE BİRŞEYLER EKSİKMİŞ GİBİ HİSSETTİM.BU FİLMDE DE!BELKİ DE LEO`NUN KARŞISINDA DÖKTÜREN BÜYÜK BİR OYUNCU OLSAYDI VE YILLAR ÇOK HIZLI ATLAMASAYDI BÖYLE HİSSETMEZDİM.BİR DE GEÇEN YILLAR SÜREKLİ YAZIYLA BELİRTİLMELİYDİ.AMA EN BÜYÜK ELEŞTİRİM PAT DİYE BİTEN FİNAL SAHNESİNE.BELKİ DE BİR DEVAM FİLMİ GELEBİLİR NE DERSİNİZ?ÖZELLİKLE UÇUŞ SAHNELERİ VE FİLM ÇEKİMLERİ MUHTEŞEMDİ.LEO`NUN TAKINTILI KARAKTERİ CANLANDIRMA ŞEKLİNE BAYILDIM.TÜM OYUNCULAR ÇOK BAŞARILIYDI.AMERİKA`NIN ALTIN YILLARINDAN KESİTLER SUNAN PARLAK VE GÖSTERİŞLİ BİR DRAMA.GANGS OF NEW YORK KADAR OLMASA DA İYİ BİR SCORSESE YAPIMI...","label":8} {"text":"Ben de filmi uzun süredir merak edip de kapakta koskocaman Jack Black'i görüp de hafifa alanlardandım. Fakat bir izleyeyim dedim ve uzun süredir izlemediğim için kızdım kendime. Gerçekten çok eğlenceli bir film. Ve kesinlikle kalitesiz değil. Filmi sevmeniz için rock müziği sevmenize gerek yok bu konuda tereddüte düşmeyin. Uzun süredir izlediğim en iyi komedi filmlerindendi. Güzel vakit geçirmek garanti.","label":8} {"text":"Filmi beğendim. Başlarda önceki Wan filmleri gibi başlasa da zamanla body horror alt türüne evrilerek David Cronenberg'e selam çakıyor. Bu değişim hoşuma gitti ama başladığındaki çizgide gitse daha iyi eleştiriler alabilirdi. Teknik ve kurgu zaten iyi, Wan varsa onları konuşmaya gerek yok. :) Ses kurgusu da iyiydi yine önceki filmler gibi. Geren müzikler cuk oturmuş sahnelere.","label":7} {"text":"Bence bu dönemdeki türk romantik filmleri arasında iyi bir yer tutar. Yorumların genelinde olduğu gibi esnaflar ve muhabbetleri çok hoş olmuş.","label":5} {"text":"slm herkese. Arkadaşlar B-FİLM diye bir şey olduğunu buradaki herkes biliyor. Sizin eleştirdiğiniz film 200-300 milyon dolarlık bir film değil. B sınıfı korku filmi bu tür filmlere soru sormak mantıksız, şunuda söyleyeyim O hepimizin beğendiği FREDDY, 13.CUMA , EVİL DEAD vs... ne kadar mantıklıysa bu da o kadar ben bir Evil dead serisi yada freddy serisinde ne kadar eğleniyorsam jeepers serisindede okadar eğleniyorum. BİDE ŞU YANLIŞLARA BİR CEVAP : 1- FİLM 1. FİLMDEN 23 YIL SONRA DEĞİL 4 GÜN SONRA GEÇİYOR (OTOBÜSTEKİ RADYOYA DİKKAT) 2-YARATIK 23 YIL DA BİR 23 GÜN DURMADAN AVLANIYOR BİR GÜN DEĞİL. MORQUE'YE SELAMLAR","label":8} {"text":"Bu filmi izleyince aklıma şu hikaye geldi; Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri yoldan geçerken bir buz satıcısına rastlar. Satıcı: ??Sermayesi erimekte olan insana yardım edin!?? diye bağırmaktadır. Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri bu sözü duyunca düşüp bayılır. Etrafına toplananlar onu ayıltırlar. Neden bayıldığını merak ederler. Sonra Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin; ?Satıcı buzunun erimesine üzülürse benim ömür sermayem erirken ben ne yapmaktayım? düşüncesiyle bayıldığını öğrenirler.","label":6} {"text":"Skc ve bizden ok uzak bir film.Aile yapsn konu almak iin olduka farkl bir fikir gibi grnsede nice esnelemelerle filmin sonunu zor getirdim 4/10","label":3} {"text":"Filmden sanirim hicbisey anlamadim. Ne anlatmak istedi filan degisik. Pek begenmedim acikcasi. ...","label":3} {"text":"muhteşem bir film.. tıpkı önceki serileri gibi, bu serisi de muhteşemdi.. kendini bozmayan nadir filmlerdendir..","label":7} {"text":"Oyuncu kadrosu gerçekten çok güzel seçilmiş. Bazı yerlerinde gülerken bazı yerlende uzun uzun yolculuklara, hayallere dalıyorsunuz. Çok güzel bir film.","label":6} {"text":"Trajedi, aşk üçgeni, tutku, kıskançlık gibi duyguları klişe bir şekilde kombinleyip sıkıcı bir şekilde izleyiciye sunmuş. Filmin Türkiye'de çekilmesi ve kişilerin de Türklere benzemesi dolayısıyla yine bir doğudan töre filmi izliyormuş gibi oldum. Karakterler sanki bir edebiyat romanı yutmuş gibi edebi safsata kusuyorlar. Ya da ben sevmiyorum böyle yapış yapış aşk dram filmlerini, bilemedim.","label":1} {"text":"Harika kesinlikle izleyin şimdiye kadar ki en iyi terminatör filmi🙂😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊😉😉😉😄😃😂😁😀","label":9} {"text":"Filmin teması ve konusu çok güzel esasında ama sanki daha iyi işlenebilirdi. Berke'nin dedesiyle birlikte 3 ayrı dinden gittiği hocaların verdiği ortak nokta op kadar güzeldi ki ama çok kısa geçiştirilmiş ne yazık... Ayrıca sahneler arası geçişlerde çok ciddi görüntü farkı vardı. Kaan'ın anne ve babasıyla çekilen görüntü kalitesi çok çok iyiyken, Berke'nin olduğu kısımda görüntü kalitesi normal standartlarda idi. Aradaki fark çok net idi.","label":4} {"text":"Gerçekten çok ilginç.Bilinmezlerle dolu bir baba ve bilinmezliğe yapılan bir yolculuk...Sonunda ne hissedeceğinizi bilemiyorsunuz.Usta işi bir film.Yönetmenin başarısı hakikaten üst düzey","label":7} {"text":"Bazen hepimiz R. P. McMurphy olup; çevremize umut ve mutluluk dağıtmak isteriz. Filmde Jack Nicholson'ın aşmışlığı bir yana; benim favori karakterim Chief Bromden'dır. Sessizliği yaşayarak oynayan oyuncuları severim.","label":8} {"text":"filmi esimle izledim mukemmel diyemem bu tur filmlerden hoslananlar gidebilir. ancak yılmaz erdogan eşine torpil gecmis bu insanı rahatsız edecek kadar fazla(goz var izan var yası belli hatunun o role gitmemiş) asıl sikayetim filmi ankamalde izledim fılm oncesi 10 dk arada da 7-8 dk reklam izledim bilette 18 tl . birde mısıt alınca fiyat 45 tl (insaf) yani bir suru para verip 15-20 dk reklam izledim. sinir oldum artık sinemaya gitmeyi dusunmuyorum . filmi izlemek icin acele etmiyecem farklı yollarla izleyecegim. duyurulur. sinema sektoru buyuyecek diye ben kuculemem kusura bakmasınlar..","label":5} {"text":"Daniel Day Lewis o nasıl oyunculuktur be soluksuz izledim","label":7} {"text":"akademi ödüllü steven soderbergh oceans'ın üçüncüsüyle yine kamera arkasına geçiyor.yetenekli yönetmen serinin bu son bölümünde de 70'li yılların filmlerine benzeyen zoomlar yapıyor.planlar,kamera hareketleri,kamera kullanımı ve çekimler yine çok ustaca.oceans ve ekibi ilk filmdeki gibi bir kumarhane soygununa kalkışıyorlar.ocean's 13,ilk filmi sevenleri daha bi hoşnut edecek cinsten.ikinci film,ocean's 12 daha farklıydı ve ne yazık ki bazı izleyiciler vede eleştirmenler tarafından kötü eleştiriler almıştı.ama ben ikinci filmi daha bi severim.bu son filmin kadrosunda julia roberts yok.ancak ocean's 13'de acımasız ve kibirli kumarhane patronunu başarıyla oynayan al pacino'yu ve onun hırslı yardımcısı(aynı zamanda filmin tek kadın oyuncusu olan) rolündeki ellen barkin'ı görüyoruz.geçtiğimiz sene cane film festivalinde yarışma dışı olarak gösterilen ocean's 13'de pacino harika oyunculuğuyla adından söz ettirirken;george clooney,brad pitt ve matt damon üçlüsü yine çok eğlenci ve çok komikler.ekibin diğer üyeleri de öyle tabii.kumarhanenin tasarımı,şık kostümleri,sinematografi ve sanat yönetmenliğiyle de övgüye layık bir devam filmi.","label":7} {"text":"Karakterleriyle , islenisiyle , konusuyla , olay örgüsüyle ; hemen hemen her seyiyle özgün , komik ve buram buram Coen kokan bir yapim . John Malkovich , Brad Pitt , Frances McDormand ve George Coloney - ki izledigim en iyi perfomansiydi - nin performanslari tek kelimeyle inanilmazdi . 4 usta aktör filmde döktürmüsler adeta . Izlerken çok keyif aldigim , zeka kokan bir yapim ... 10/9 ...","label":8} {"text":"Açıkcası bu kadar iyi bir film beklemiyordum, Robert Downey Jr.\\'a hayran kalmamak mümkün değil. Şu ana kadar yapılmış Marvel uyarlamaları arasında X-Men 2 ile birlikte birinciliğe oynar.","label":7} {"text":"Çok etkileyici bir dram filmi. Ahh bu kahrolası önyargılar! Gerçekten her şey dışardan gördüğümüz gibi mi?Ne kadar kolay bilmeden atıp tutmak. Film, bütün duygularımda derin yaralar oluşturdu. Mads Mikkelsen'de harika oynamış. Mutlaka, mutlaka seyredin diyorum.","label":8} {"text":"almanların yahudi katliamları üzerine bir çok film yapıldı yapılanlardan iz bırakan bir kaç film var buda onlardan birisi güzel etkileyici bir film...","label":4} {"text":"Ağırlıklı olarak konuşmaya dayalı bir film. İş oluştan çok karakterin ruhsal durumunun bir çözümlenmesi genele hakimdir. Dr. Breing karakteri kameraya bakıp durum analizi yapıyor. Bu sahneler oldukça fazla bir yer kaplıyor. Teknik olarak sinema dilinde yabancilastirma efekti deniliyor. Fakat bu tekniği ustaca kullanan yönetmen ve uygulayan karakter ise yabancilastirmadan çok bir özdeşleştirme gerçekleştiriyor işte gerçek bir yapım.","label":6} {"text":"Yönetmenliğini Tony Scott gibi bir çok defa Denzel Washingtonla çalışmış ve başarılı işlere imza atmış bir yönetmen bulunuyor ve beklentimiz üst boyutta oluyor doğal olarak. Yaşanmış bir olay dışında basit, klişe ve dandik bir senaryodan yönetmen ve Denzel Washington farkıyla anca bu kadarı çıkıyor işte. Son yıllarda Amerikada sıkça rastlanan kahramanlık filmlerinden bir farkı yok gözümde. İzlense de olur izlenmesede.","label":3} {"text":"Woddy Allen'a benzemeye çalışırken olayın entelektüel boyutunu unutmuşlar. Sapık ilişkiler yumağı, holivud saçmalıklarından biri gözümde.","label":6} {"text":"Çizimleri tatlı, izlemesi çok keyifli. Her sahne için çok emek verilmiş, 10/8.","label":7} {"text":"6 yılı aşkın elit insanları barındıran, seviyeli şekilde spoiler olmadan film eleştirileri yapılan sinema whatsapp gurubumuz kısa süreliğine üye alımı yapmaktadır. Katılmak isteyenlerin 05399118202 nolu telefona whatsapptan mesaj atmaları yeterlidir.","label":8} {"text":"Filmi izledikten sonra biraz araştırdım o yıllarda 4 tane ödül kazanmış bir filmmiş, izlemeden öncede romandan uyarlanmış olması ilgimi çekmişti, çok bilinmesede sinemaskop tekniği ile çekilen ilk film olması ayrıca özel yapıyor bu filmi.","label":8} {"text":"Lordberk’e katılmamak elde değil çok kötü bir film her ne kadar lordberk can dostum beni 2.5 sene arayıp sormasa da...neyse konumuz bu değil bizim yeni çekim hababamlar bile bu filmden iyi anlayın artık ne kadar kötü olduğunu","label":0} {"text":"orjinalini bilmiyorum izlemedim ama bu da fena değildi. tahmin edemediğim şeyler oldu, genelde tahmin işinde iyiyimdir. o nedenle izlenilebilir buluyorum filmi. yalnız sonu bir yere bağlanmamış hava da kalmış...","label":7} {"text":"ben bilimkurgu filmlerini sevmem ama filmi kendi türünde yani bilimkurgu filmi olarak değerlendirirsek gayet başarılı.birde denise richards var.Sonuta bilimkurgu sevenler kaçırmasın bence.","label":7} {"text":"Daha filmin basinda musluman teroristler olarak gosterilen kisilerden nefret ediyorsunuz. Teroristler yeni uye almadan once mirac ile ilgili soru soruyorlar. Amerikali kotuye sen namaz kiliyor musun diye soruldugunda yaptigi kotulukten icin bu da benim namazim diyor. Ben ne yazik ki para verip izledim.","label":0} {"text":"Konu basit, hiç sürpriz yok, oyunculukları beğenmedim, eğlendiğim de söylenemez..Filmlere +13 +18 gibi işaretler koyacaklarına bazılarına da -13 koymaları gerekir mesela bu filme :) Tek olumlu yanı Anne Hathaway'in ortaya çıkması yoksa Havoc'da izleyemezdik :)","label":3} {"text":"bu kadar güzeL bir kadro iLe bu kadar kötü bir iş çıkardı herhaLde.. sadece oyuncuLar için izLemeye değer bir yapım.. içerik oLarak birşey bekLemeyin.. kLasik bir hikaye..","label":5} {"text":"filmi sinemada izledim çok beğendim tekrar izlemek istiyorum ama hiçbiyerden ulaşamıyorum filme.","label":8} {"text":"Flaş TV bahsedenler önce aynaya değil aynanın arkasından bakıp gözüne gözlük taksa da görme bozukluğu var derim bu kafayla ne kültür nede sanat olmayacağını iyi bilmelidirler bu filimde yapılan emeklere karşılık bütün oyunculara saygılarımı sunuyorum","label":9} {"text":"Yönetmenin diğer filmlerine göre en ağır ama bir o kadar da anlatımı en kuvvetli filmiydi diye bilirim. Bulgar kadınla kayıkla filibeye gittiklerindeki kadının söylediği ağıt beni benden aldı götürdü. Angelopoulos'un savaşın insanlar üzerinde bıraktığı etkiler işlemesi ve yaptığı başarılı sınır parodilerini dillendirmeye gerek bile yok zaten muhteşem.","label":8} {"text":"İşsizlik ve onun getirdiği yaşam zorlukları, psikolojik etkisi gibi ağır konuları farklı farklı duygularla anlatarak mükemmel şekilde ele alıyor. Vakit geçirmek için değerlendirilebilir.","label":6} {"text":"böyle bi baş yapıtı bu kadar geç izleyebilmek her ne kadar üzücü olsada izledikten sonra alınan keyif insanı mutlu ediyor.3 seriyi üst üste izledim ve hiç birinde sıkılmadım. açıkcası bu seri de biraz tempo geride kalabilir düşüncesi ile izlemeye başlamıştım ama yanıldım bence yine çok keyifliydi özellikle son 30 dk. çok süperdi. çok fazla daha oy hak eden bi film ve mutlaka izlenmesi gerejken bi üçleme.","label":8} {"text":"ilginc bir senaryo ve guzel bir film..izlememek icin hicbir bahanesi yok..spacey imrendiriyor yine kendisini. kizil sacli oyuncumuz moore ise sadece ona eslik edio...","label":7} {"text":"oha ya aralıkmı......","label":4} {"text":"\" Steve'den önce ve Steve'den sonra.. \" Oğlunu yitirmiş ve geçirdiği travmayla toparlanamamış bir kadın ne kadar sorunlu olursa olsun çocuğunun hayatta yanında olmasını yeğlerdi.. Onun için bıkmadan çabalardı. Ve diğer bir anne çocuğunu hayatının merkezine ne kadar koymaya uğraşmış olsa da, ruhu özgür ve bezgin gel-gitler yaşarken devamını getiremez.. Ve Steve annesine hayran, annesine aşık babasıyla dahi annesini paylaşamamış olan bir oğlan. Annesinin sevgisizliğini hazmedemeyecek halde hayata veda edebilir potansiyele sahip. Sorunlu bir çocuğu iki farklı anne gözüyle yaşamış olduk.. Oyunculuklar göz doldurucu.. oldukça beğendiğim bir film oldu. \" Mommy kurgusal bir Kanada'da geçiyor. Kurgusal olmasının nedeni, gerçekte olmayan bir yasanın filmde varmış gibi gösterilmesi. Bu yasa gereği aileler, kendilerini tehlike altında hissederlerse çocuklarını bir hastaneye bırakabiliyor. \"","label":7} {"text":"gayet güzel filmdi, sıkılmadan severek izledim. sam rockwell'in hakkını vermediği rolü yok neredeyse, çok iyiydi bu filmde de. benden 7.5 çalışır. filmin içine baya girdiğimden sanırım son veda sahnesinde owen ile vedalaşan benmişim gibi üzüldüm gözlerim doldu. ayrıca son sahnede ana-oğul arabadan atlasınlar diye beklemedim desem yalan olur :)","label":7} {"text":"Senaryosunu da, Max La Bella ve Doug Simon ile beraber yazan Will Canon'ın yönetmen koltuğunda oturduğu Demonic&; hayaletli ev (haunted house)& konsepti çerçevesinde kurgulanarak doğaüstü güçlerle ilişkilendirilmiş, finalinde meydana geleceklerin önceden tahmin edilemediği, nefeslerin tutularak izlenildiği bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza... Gelin isterseniz, Conjuring Evreni (The Conjuring Universe)& serisinin yaratıcısı James Wan'ın yapımcılığını, aralarında (kapsamlı ve özgün biçimdeki yorumlarını yine bu mecrada paylaştığımız) Gerald's Game (2017), The Haunting of Hill House (2018) ve Doctor Sleep in de (2019) yer aldığı korku sinemasının yeni nesi ustalarından Mike Flanagan'ın filmografisinin neredeyse tamamında imzası bulunan Michael Fimognari'nin de görüntü yönetmenliğini üstlendiği; 3 milyon dolar tutarındaki oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilmiş olan bu filme biraz daha yakından bakalım... *** Filmde işlenen olaya ilişkin olarak web sayfalarında dolanan, aşağıdaki haberleri: - Bugünün haberi: 4. LaForte bölgesinde işlenen cinayet, şu ana kadar; 1988 yılının en iğrenç olayı olarak görünüyor... Yetkililerin ritüelli cinayet olarak adlandırdıkları olay da, iddiaya göre; Martha Livingston (Katarina Boudreaux), kendini asmadan önce dört arkadaşını öldürmüş... - Kült alakalı bir dava... Lizzie Borden'dan bu yana, beş kişinin; tuhaf satanik bir ayin esnasında öldürüldüğü, en büyük dava... - WFAL7'den Jean Stanton, Lawford bölgesinden canlı yayında... - Komşular; sessiz ve içine kapanık olarak gördükleri birinin, kendilerini şaşırttığını söylemektedir... - Bu alan, hepimizi şoke eden Martha Livingston cinayetleriyle biliniyor... - Livingston cinayetlerinin üstünden 20 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, bu cinayetlerde bazı evler; paranormal roller oynadı... - Grace ilk defa, evden negatif enerjiyi atmak için medyum kullanıyor... Ama ne olursa olsun yapacak... - Garip, çünkü bunu açık bir evde yapacağız ve insanlar buraya gelip; 'Burada kim yaşadı ve neden taşındılar, burada birisi mi öldü?' diyecekler... - Bazıları, hayaletlerin sadece; kederlerinde kısılı kalan kayıp ruhlar olduğunu söylüyor... Ahiret hakkında neye inanırsanız inanın, bu evde yıllar önce; korkunç şeyler yaşandığı inkar edilemez...& O an için kimliğini henüz bilmediğimiz biri, dikkatle incelemektedir... *** Livingston'ların evinde duyulan garip sesler sonrasında, kamyonetine atlayarak oraya giden Leonard; açık olduğunu gördüğü kapıya vardığında, el fenerinin aydınlattığı ışığının yardımıyla içeriye girer... Aynı esnada bir marketten, Dr. Elizabeth Klein (Maria Bello) ile olan randevusu için şampanya almakta olan Dedektif Mark Lewis'in (Frank Grillo) telefonu çalar... Kendisini, 4. LaForte Yolu'nun oralardan gelen; çevreye rahatsızlık verici bir ihbarı değerlendirmesi için, merkezden Margry aramaktadırlar... *** Otomobilini, Leonard'ın kamyonetinin arkasına park eden Dedektif; eve doğru ilerlediğinde, Burada kan var diyen Leonard ile karşılaşır ve ardından da kapıya doğru yönelir... Rastladığı kan dondurucu manzara karşısında irkilerek, telsizine sarılan Dedektif; içinde bulunduğu eve, acilen destek kuvvet ve ambulans ister... Bir üst kata çıkarak, gelen müzik sesinin bulunduğu odaya sessizce süzülen Dedektif; şoka girmiş olsa da, hayatta kalabilmeyi becermiş olan John'u (Dustin Milligan) yerde yatarken bulur orada... *** - Bir Hafta Önce - Sıklıkla annesinin, kendi yaşındaki kadar genç hayaletiyle karşılaştığı türde kabuslar gördüğünü iddia eden John; kendisine sorular yönelten sevgilisi Michelle Chapman (Cody Horn) ve kamerayla yanıtlarını kayıt altına alan Michelle'in erkek kardeşi Sam (Alex Goode) ile söyleşi yapmaktadır... Ancak bu işin içinde; Michelle'in eski erkek arkaşı Bryan Purcell'in de (Scott Mechlowicz) parmağının bulunduğunu öğrenerek öfkelenen John, anında söyleşiyi noktalayarak dışarıya atar kendini... Peşinden koşturarak kendisini sakinleştirmeye çalışan Michelle ve özellikle de Sam; eğer üstüne gidilmezse, resmen karabasana dönüşen bu hayalleri görmekten kurtulamayacağını anlatmaya çalışmaktadır John'a... Bunun için de... Öldürülmüş kurbanların olduğu yerde, ruhlarının da olduğuna inanan Bryan, Jules (Megan Park) ve Donnie'nin de (Aaron Yoo) katılımıyla; söz konusu Livingston evinde geçirilecek günün tamamının, evin içine dağıtılmış muhtelif sayıdaki kamera ile kayıt altına da alınacağı paranormal bir araştırma yapılacaktır... Ama John Bryan'ın, hayaletleri filme kaydetmek suretiyle; kısa yoldan köşeyi dönemeye çalışan, bir fırsatçı olduğunu düşünmektedir... *** Tekrar katliam gününe döndüğümüzde... Memur Jenkins (Terence Rosemore) ve diğerleri olay mahallinde; bizzat kendisini değilse de, cüzdanını bulmuşlardır Michelle'in... Peter (Jesse Steccato) ile Henry'de (Meyer DeLeeuw); ele geçirdikleri gençlere ait tüm kamera kayıtlarını, birer birer incelemektedirler... John ise, ellerindeki tek zanlı olan ve kendisine; Michelle'i buldunuz mu?& diye soran ve Daha değil cevabını aldığında da, Kaçırdı onu, kaçırdı& diyen John'u sorgulayacaktır... Elbette aynen bizim gibi Dedektif Lewis'de, John'un işaret ettiği kaçıranın kimliğini merak edecek ve John'un ağzından; sadece Michelle'in değil Bryan'ın da kayıp olduğu bilgisini de duyacaktır... Üstelik John; Sam, Jules ve Donnie'yi katlettikten sonra Michelle'i kaçıranın da, Bryan ile arkadaşlarınca uyandırılan evin kendisi olduğu hususunda da son derece ısrarcıdır... Böyle olunca da Dedektif, akşam akşam yaşananlardan habersiz olması nedeniyle; ekildiğini zanneden Dr. Elizabeth Klein'ı da, telefon açarak Livingston evine çağırır... Dakika 18... Kategorinin hayranlarının ilgisinin, eksilmeden süreceğinden kesinlikle emin olduğumuz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 65 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak... Keyifli seyirler,","label":5} {"text":"yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Yazıyı kısa tutmuş olmamın sebebi mevcut. Ancak sizden aldığım olumlu yorumlar doğrultusunda bundan sonra daha cesaretli olacağım. :)","label":5} {"text":"Finalini merak ettiğimiz bir film çıkmış ortaya...","label":9} {"text":"1.si kadar olmasada yinede güzel bi dewam filmi olmuş romantik/komedi sevenler için kaçırılmaması gerekn bi film...!!!8/10","label":7} {"text":"kesinlikle aldığı notu hak etmiyor en az 8 alması gerekirdi son zamanlarda bukadar kalitelisini islemedim filmin kadrosunda sizi birde süpriz bekliyor :) 10/9","label":8} {"text":"Komik sayılır. Fazla küfür yok . Arkadaşlara gülerek izledik. İzlenir mi derseniz bilemem ama bakılabilir. Çerez niyetine","label":5}