text
stringlengths
7
47.4k
İsrail’den SADAT’a yakın takip: Herhangi bir askeri danışmanlık şirketi değildir Türkiye’de askeri çalışmaları nedeniyle sıklıkla gündeme gelen ve Erdoğan’la yakın ilişkisi olan SADAT’a yönelik İsrail medyasında haberler yer aldı. İsrail, geçen ay tutuklayıp bıraktığı ve Türkiye’ye dönen Cemil Tekeli’yi SADAT üyesi olmak ve Hamas’a yardım etmekle suçluyordu. Bu nedenle İsrail medyasında SADAT’a yönelik çalışmalar mercek altına alındı. Oda TV’de, Rafael Sadi tarafından İsrail medyasından yapılan çeviriye göre, İsrail Güvenlik Ajansı (ISA) ve İsrail Polisi, geçen ay Hamas ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği Tekeli’yi gözaltına almıştı. Son haberde ise Tekeli’nin İsrail’den sınır dışı edildiği ifade ediliyor. Rafael Sadi tarafından çevirilen bir yazıya dayandırılıyor haber. İsrail basınından Pazit Ravina’nın yazısında SADAT’ın amacının İsrail ile savaşacak bir “Filistin ordusu” kurmak olduğunu ileri sürüyor. Ravina, iddialarını bir adım daha ileriye taşıyor: “SADAT, İsrail’i 10 günde işgal ederek ele geçirmek amacında.” Yazıda SADAT’ın başındaki Adnan Tanrıverdi için, “Eski bir Türk Generali ve Erdoğan’ın sırdaşı” ifadesi kullanılıyor. Ve SADAT’ın ideolojik hedefleri olduğundan söz ediliyor. Ve SADAT aracılığıyla Hamas’a nakit para ve silah transferi yapıldığının açıklandığı hatırlatılıyor. “Bunu da Um-El Fahem’li bir İsrail vatandaşıyla birlikte bir Türk Profesörünün yaptığı tespit edildi” deniyor. Yazıda çarpıcı iddialara yer veriliyor. SADAT için kullanılan ifadeler şöyle: “SADAT herhangi bir askeri danışmanlık şirketi değildir. SADAT, İslami ajandasının yanı sıra aynı zamanda Türkiye yönetiminin merkezi güçlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Erdoğan muhalifleri, bu şirketi Erdoğan’ın ‘Özel ordusu’ olarak kabul etmektedirler. Şirket, son senelerde Türkiye ve dışında geniş bir topluluk tarafından kuşku ve endişeyle izlenmektedir. Türk muhalefeti, bu şirket faaliyetleri hakkında TBMM’de yanıt bulmaya ve özellikle hükümet emri ile IŞİD elemanlarını Türk topraklarında özel bir ‘kamp’ta eğittiği yolundaki söylentilere cevap arasalar bile, tüm bunlar sonuçsuz kalmıştır. İsrail askeri İstihbarat birimi ŞABAK’ın beyanatı ile bu faaliyetleri sadece IŞİD ile kısıtlı kalmayıp aynı zamanda HAMAS’ı da kapsamakta olduğu ortaya çıkmış durumdadır.” İsrail basınında çıkan SADAT haberlerinin İsrail Askeri İstihbarat birimi ŞABAK ve İsrail Emniyeti’nin müşterek çalışmaları sonucu geçen ay, merkezi Türkiye’de olan, iki şüphelinin Hamas’a yardım etmek suçuyla göz altına alındıklarından sonra yayınına izin verildiği belirtiliyor. Soruşturmaya göre Türk Profesör Cemil Tekeli (Türk Vatandaşı) ile Derim Gabarin (Um El Fahem oturanı İsrail Vatandaşı) Türkiye’de Hamas yüksek yetkilisi olan Zaher Gabarin tarafından Hamas’a yardım etmeleri için ‘görev’e aldığı ileri sürülüyor. Ve bu ‘görev emrinin’ Salah Aururi tarafından verildiği belirtiliyor: “Aururi’nin görevinin adı ve makamı ise: Türkiye’deki Hamas askeri kolu başı ve aynı zamanda kendisi Gush Etsiyon bölgesinde infaz edilen 3 gencin katledilmesinden de sorumlu kişidir.” Gözaltında olduğu sürede Cemil Tekeli’nin verdiği iddia edilen ifadeler de yazıda paylaşılıyor. Tekeli’nin ifadesine dayandırılarak şu iddialar paylaşılıyor yazıda: “Hamas’ın Türkiye’de yönetime bağlı olarak faaliyet göstermekte olduğu anlaşılmıştır. Tekeli, Türk Hükümet yetkililerinin Hamas’ın askeri bağımsızlığı için yardım ettiklerini ve bunu SADAT şirketi aracılığıyla yaptıklarını ve söz konusu yardımların nakdi ve ‘Filistin Ordusu’ kurmak için gerekli olan silah ve araç gereci temin ettiğini; hedeflerinin ise İsrail ile savaşmak olduğunu ortaya koymuştur.” Yazıdaki en çarpıcı nokta ise İsrail’in zaman kolladığına yönelik bölüm. Yazıda, “muhtemelen İsrail, Erdoğan’la yeni bir sürtüşme istememektedir. Herhalde İsrail, Erdoğan ile ABD arasında patlak verecek günü beklemekte de olabilir” sözleri kullanılıyor. Türkiye’de askeri çalışmaları nedeniyle sıklıkla gündeme gelen ve Erdoğan’la yakın ilişkisi olan SADAT’a yönelik İsrail medyasında haberler yer aldı. İsrail, geçen ay tutuklayıp bıraktığı ve Türkiye’ye dönen Cemil Tekeli’yi SADAT üyesi olmak ve Hamas’a yardım etmekle suçluyordu. Bu nedenle İsrail medyasında SADAT’a yönelik çalışmalar mercek altına alındı. Oda TV’de, Rafael Sadi tarafından İsrail medyasından yapılan çeviriye göre, İsrail Güvenlik Ajansı (ISA) ve İsrail Polisi, geçen ay Hamas ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği Tekeli’yi gözaltına almıştı. Son haberde ise Tekeli’nin İsrail’den sınır dışı edildiği ifade ediliyor. Rafael Sadi tarafından çevirilen bir yazıya dayandırılıyor haber. İsrail basınından Pazit Ravina’nın yazısında SADAT’ın amacının İsrail ile savaşacak bir “Filistin ordusu” kurmak olduğunu ileri sürüyor. Ravina, iddialarını bir adım daha ileriye taşıyor: “SADAT, İsrail’i 10 günde işgal ederek ele geçirmek amacında.” Yazıda SADAT’ın başındaki Adnan Tanrıverdi için, “Eski bir Türk Generali ve Erdoğan’ın sırdaşı” ifadesi kullanılıyor. Ve SADAT’ın ideolojik hedefleri olduğundan söz ediliyor. Ve SADAT aracılığıyla Hamas’a nakit para ve silah transferi yapıldığının açıklandığı hatırlatılıyor. “Bunu da Um-El Fahem’li bir İsrail vatandaşıyla birlikte bir Türk Profesörünün yaptığı tespit edildi” deniyor. Yazıda çarpıcı iddialara yer veriliyor. SADAT için kullanılan ifadeler şöyle: “SADAT herhangi bir askeri danışmanlık şirketi değildir. SADAT, İslami ajandasının yanı sıra aynı zamanda Türkiye yönetiminin merkezi güçlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Erdoğan muhalifleri, bu şirketi Erdoğan’ın ‘Özel ordusu’ olarak kabul etmektedirler. Şirket, son senelerde Türkiye ve dışında geniş bir topluluk tarafından kuşku ve endişeyle izlenmektedir. Türk muhalefeti, bu şirket faaliyetleri hakkında TBMM’de yanıt bulmaya ve özellikle hükümet emri ile IŞİD elemanlarını Türk topraklarında özel bir ‘kamp’ta eğittiği yolundaki söylentilere cevap arasalar bile, tüm bunlar sonuçsuz kalmıştır. İsrail askeri İstihbarat birimi ŞABAK’ın beyanatı ile bu faaliyetleri sadece IŞİD ile kısıtlı kalmayıp aynı zamanda HAMAS’ı da kapsamakta olduğu ortaya çıkmış durumdadır.” İsrail basınında çıkan SADAT haberlerinin İsrail Askeri İstihbarat birimi ŞABAK ve İsrail Emniyeti’nin müşterek çalışmaları sonucu geçen ay, merkezi Türkiye’de olan, iki şüphelinin Hamas’a yardım etmek suçuyla göz altına alındıklarından sonra yayınına izin verildiği belirtiliyor. Soruşturmaya göre Türk Profesör Cemil Tekeli (Türk Vatandaşı) ile Derim Gabarin (Um El Fahem oturanı İsrail Vatandaşı) Türkiye’de Hamas yüksek yetkilisi olan Zaher Gabarin tarafından Hamas’a yardım etmeleri için ‘görev’e aldığı ileri sürülüyor. Ve bu ‘görev emrinin’ Salah Aururi tarafından verildiği belirtiliyor: “Aururi’nin görevinin adı ve makamı ise: Türkiye’deki Hamas askeri kolu başı ve aynı zamanda kendisi Gush Etsiyon bölgesinde infaz edilen 3 gencin katledilmesinden de sorumlu kişidir.” Gözaltında olduğu sürede Cemil Tekeli’nin verdiği iddia edilen ifadeler de yazıda paylaşılıyor. Tekeli’nin ifadesine dayandırılarak şu iddialar paylaşılıyor yazıda: “Hamas’ın Türkiye’de yönetime bağlı olarak faaliyet göstermekte olduğu anlaşılmıştır. Tekeli, Türk Hükümet yetkililerinin Hamas’ın askeri bağımsızlığı için yardım ettiklerini ve bunu SADAT şirketi aracılığıyla yaptıklarını ve söz konusu yardımların nakdi ve ‘Filistin Ordusu’ kurmak için gerekli olan silah ve araç gereci temin ettiğini; hedeflerinin ise İsrail ile savaşmak olduğunu ortaya koymuştur.” Yazıdaki en çarpıcı nokta ise İsrail’in zaman kolladığına yönelik bölüm. Yazıda, “muhtemelen İsrail, Erdoğan’la yeni bir sürtüşme istememektedir. Herhalde İsrail, Erdoğan ile ABD arasında patlak verecek günü beklemekte de olabilir” sözleri kullanılıyor. Türkiye’de askeri çalışmaları nedeniyle sıklıkla gündeme gelen ve Erdoğan’la yakın ilişkisi olan SADAT’a yönelik İsrail medyasında haberler yer aldı. İsrail, geçen ay tutuklayıp bıraktığı ve Türkiye’ye dönen Cemil Tekeli’yi SADAT üyesi olmak ve Hamas’a yardım etmekle suçluyordu. Bu nedenle İsrail medyasında SADAT’a yönelik çalışmalar mercek altına alındı. Oda TV’de, Rafael Sadi tarafından İsrail medyasından yapılan çeviriye göre, İsrail Güvenlik Ajansı (ISA) ve İsrail Polisi, geçen ay Hamas ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği Tekeli’yi gözaltına almıştı. Son haberde ise Tekeli’nin İsrail’den sınır dışı edildiği ifade ediliyor. Rafael Sadi tarafından çevirilen bir yazıya dayandırılıyor haber. İsrail basınından Pazit Ravina’nın yazısında SADAT’ın amacının İsrail ile savaşacak bir “Filistin ordusu” kurmak olduğunu ileri sürüyor. Ravina, iddialarını bir adım daha ileriye taşıyor: “SADAT, İsrail’i 10 günde işgal ederek ele geçirmek amacında.” Yazıda SADAT’ın başındaki Adnan Tanrıverdi için, “Eski bir Türk Generali ve Erdoğan’ın sırdaşı” ifadesi kullanılıyor. Ve SADAT’ın ideolojik hedefleri olduğundan söz ediliyor. Ve SADAT aracılığıyla Hamas’a nakit para ve silah transferi yapıldığının açıklandığı hatırlatılıyor. “Bunu da Um-El Fahem’li bir İsrail vatandaşıyla birlikte bir Türk Profesörünün yaptığı tespit edildi” deniyor. Yazıda çarpıcı iddialara yer veriliyor. SADAT için kullanılan ifadeler şöyle: “SADAT herhangi bir askeri danışmanlık şirketi değildir. SADAT, İslami ajandasının yanı sıra aynı zamanda Türkiye yönetiminin merkezi güçlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Erdoğan muhalifleri, bu şirketi Erdoğan’ın ‘Özel ordusu’ olarak kabul etmektedirler. Şirket, son senelerde Türkiye ve dışında geniş bir topluluk tarafından kuşku ve endişeyle izlenmektedir. Türk muhalefeti, bu şirket faaliyetleri hakkında TBMM’de yanıt bulmaya ve özellikle hükümet emri ile IŞİD elemanlarını Türk topraklarında özel bir ‘kamp’ta eğittiği yolundaki söylentilere cevap arasalar bile, tüm bunlar sonuçsuz kalmıştır. İsrail askeri İstihbarat birimi ŞABAK’ın beyanatı ile bu faaliyetleri sadece IŞİD ile kısıtlı kalmayıp aynı zamanda HAMAS’ı da kapsamakta olduğu ortaya çıkmış durumdadır.” İsrail basınında çıkan SADAT haberlerinin İsrail Askeri İstihbarat birimi ŞABAK ve İsrail Emniyeti’nin müşterek çalışmaları sonucu geçen ay, merkezi Türkiye’de olan, iki şüphelinin Hamas’a yardım etmek suçuyla göz altına alındıklarından sonra yayınına izin verildiği belirtiliyor. Soruşturmaya göre Türk Profesör Cemil Tekeli (Türk Vatandaşı) ile Derim Gabarin (Um El Fahem oturanı İsrail Vatandaşı) Türkiye’de Hamas yüksek yetkilisi olan Zaher Gabarin tarafından Hamas’a yardım etmeleri için ‘görev’e aldığı ileri sürülüyor. Ve bu ‘görev emrinin’ Salah Aururi tarafından verildiği belirtiliyor: “Aururi’nin görevinin adı ve makamı ise: Türkiye’deki Hamas askeri kolu başı ve aynı zamanda kendisi Gush Etsiyon bölgesinde infaz edilen 3 gencin katledilmesinden de sorumlu kişidir.” Gözaltında olduğu sürede Cemil Tekeli’nin verdiği iddia edilen ifadeler de yazıda paylaşılıyor. Tekeli’nin ifadesine dayandırılarak şu iddialar paylaşılıyor yazıda: “Hamas’ın Türkiye’de yönetime bağlı olarak faaliyet göstermekte olduğu anlaşılmıştır. Tekeli, Türk Hükümet yetkililerinin Hamas’ın askeri bağımsızlığı için yardım ettiklerini ve bunu SADAT şirketi aracılığıyla yaptıklarını ve söz konusu yardımların nakdi ve ‘Filistin Ordusu’ kurmak için gerekli olan silah ve araç gereci temin ettiğini; hedeflerinin ise İsrail ile savaşmak olduğunu ortaya koymuştur.” Yazıdaki en çarpıcı nokta ise İsrail’in zaman kolladığına yönelik bölüm. Yazıda, “muhtemelen İsrail, Erdoğan’la yeni bir sürtüşme istememektedir. Herhalde İsrail, Erdoğan ile ABD arasında patlak verecek günü beklemekte de olabilir” sözleri kullanılıyor. Türkiye’de askeri çalışmaları nedeniyle sıklıkla gündeme gelen ve Erdoğan’la yakın ilişkisi olan SADAT’a yönelik İsrail medyasında haberler yer aldı. İsrail, geçen ay tutuklayıp bıraktığı ve Türkiye’ye dönen Cemil Tekeli’yi SADAT üyesi olmak ve Hamas’a yardım etmekle suçluyordu. Bu nedenle İsrail medyasında SADAT’a yönelik çalışmalar mercek altına alındı. Oda TV’de, Rafael Sadi tarafından İsrail medyasından yapılan çeviriye göre, İsrail Güvenlik Ajansı (ISA) ve İsrail Polisi, geçen ay Hamas ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği Tekeli’yi gözaltına almıştı. Son haberde ise Tekeli’nin İsrail’den sınır dışı edildiği ifade ediliyor. Rafael Sadi tarafından çevirilen bir yazıya dayandırılıyor haber. İsrail basınından Pazit Ravina’nın yazısında SADAT’ın amacının İsrail ile savaşacak bir “Filistin ordusu” kurmak olduğunu ileri sürüyor. Ravina, iddialarını bir adım daha ileriye taşıyor: “SADAT, İsrail’i 10 günde işgal ederek ele geçirmek amacında.” Yazıda SADAT’ın başındaki Adnan Tanrıverdi için, “Eski bir Türk Generali ve Erdoğan’ın sırdaşı” ifadesi kullanılıyor. Ve SADAT’ın ideolojik hedefleri olduğundan söz ediliyor. Ve SADAT aracılığıyla Hamas’a nakit para ve silah transferi yapıldığının açıklandığı hatırlatılıyor. “Bunu da Um-El Fahem’li bir İsrail vatandaşıyla birlikte bir Türk Profesörünün yaptığı tespit edildi” deniyor. Yazıda çarpıcı iddialara yer veriliyor. SADAT için kullanılan ifadeler şöyle: “SADAT herhangi bir askeri danışmanlık şirketi değildir. SADAT, İslami ajandasının yanı sıra aynı zamanda Türkiye yönetiminin merkezi güçlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Erdoğan muhalifleri, bu şirketi Erdoğan’ın ‘Özel ordusu’ olarak kabul etmektedirler. Şirket, son senelerde Türkiye ve dışında geniş bir topluluk tarafından kuşku ve endişeyle izlenmektedir. Türk muhalefeti, bu şirket faaliyetleri hakkında TBMM’de yanıt bulmaya ve özellikle hükümet emri ile IŞİD elemanlarını Türk topraklarında özel bir ‘kamp’ta eğittiği yolundaki söylentilere cevap arasalar bile, tüm bunlar sonuçsuz kalmıştır. İsrail askeri İstihbarat birimi ŞABAK’ın beyanatı ile bu faaliyetleri sadece IŞİD ile kısıtlı kalmayıp aynı zamanda HAMAS’ı da kapsamakta olduğu ortaya çıkmış durumdadır.” İsrail basınında çıkan SADAT haberlerinin İsrail Askeri İstihbarat birimi ŞABAK ve İsrail Emniyeti’nin müşterek çalışmaları sonucu geçen ay, merkezi Türkiye’de olan, iki şüphelinin Hamas’a yardım etmek suçuyla göz altına alındıklarından sonra yayınına izin verildiği belirtiliyor. Soruşturmaya göre Türk Profesör Cemil Tekeli (Türk Vatandaşı) ile Derim Gabarin (Um El Fahem oturanı İsrail Vatandaşı) Türkiye’de Hamas yüksek yetkilisi olan Zaher Gabarin tarafından Hamas’a yardım etmeleri için ‘görev’e aldığı ileri sürülüyor. Ve bu ‘görev emrinin’ Salah Aururi tarafından verildiği belirtiliyor: “Aururi’nin görevinin adı ve makamı ise: Türkiye’deki Hamas askeri kolu başı ve aynı zamanda kendisi Gush Etsiyon bölgesinde infaz edilen 3 gencin katledilmesinden de sorumlu kişidir.” Gözaltında olduğu sürede Cemil Tekeli’nin verdiği iddia edilen ifadeler de yazıda paylaşılıyor. Tekeli’nin ifadesine dayandırılarak şu iddialar paylaşılıyor yazıda: “Hamas’ın Türkiye’de yönetime bağlı olarak faaliyet göstermekte olduğu anlaşılmıştır. Tekeli, Türk Hükümet yetkililerinin Hamas’ın askeri bağımsızlığı için yardım ettiklerini ve bunu SADAT şirketi aracılığıyla yaptıklarını ve söz konusu yardımların nakdi ve ‘Filistin Ordusu’ kurmak için gerekli olan silah ve araç gereci temin ettiğini; hedeflerinin ise İsrail ile savaşmak olduğunu ortaya koymuştur.” Yazıdaki en çarpıcı nokta ise İsrail’in zaman kolladığına yönelik bölüm. Yazıda, “muhtemelen İsrail, Erdoğan’la yeni bir sürtüşme istememektedir. Herhalde İsrail, Erdoğan ile ABD arasında patlak verecek günü beklemekte de olabilir” sözleri kullanılıyor.
TRABZON VESTEL'E ÇARPILDI!.. GÖKMEN ŞAHİN TRABZON (İHA) - Turkcell Süper Ligi'nin 7. haftasının açılış maçında Trabzonspor, Hüseyin Avni Aker Stadı'nda ağırladığı Vestel Manisaspor'a 2-0 mağlup oldu. Turkcell Süper Ligi'nin 7. haftasının açılış maçında Trabzonspor, Hüseyin Avni Aker Stadı'nda Vestel Manisaspor'u konuk etti. Karşılaşmanın ilk yarısı, Vestel Manisaspor'un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi. MAÇTAN DAKİKALAR (İLK YARI) 15. dakikada Trabzonspor defansında Erdinç'in kısa düşen geri pasında kaleci Jefferson ile Böör hava topuna yükseldi. Meşin yuvarlak, auta çıktı. 27. dakikada soldan yapılan ortada ceza sahası içinde Meduna kafayla vurdu. Top, yandan az farkla auta çıktı. 28. dakikada sağ kanattan hareketlenen Yattara'nın geriye çıkardığı topu Adem ceza sahası içine ortaladı. Vestel Manisaspor defansında Johana'nın ters kafa vuruşunda top kornere çıktı. 33. dakikada Trabzonspor defansındaki hatayı iyi değerlendiren Meduna, önce Eller ardından kaleci Jefforson'u geçtikten sonra topu ağlara gönderdi. 0-1 45. dakikada Mehmet Yılmaz'ın ara pasıyla soldan ceza sahasına giren Fatih Tekke', şutunu çekmek isterken top önce Bülent Karaman'a daha sonra kendisine çarparak az farkla dışarı çıktı. MAÇTAN DAKİKALAR (İKİNCİ YARI) 55. dakikada Johana'nın ceza sahası içinde Celaleddin'i düşürmesi üzerine hakem penaltı noktasını gösterdi. Yattara'nın kullandığı penaltı atışında top direkten döndü. Dönen topu bordo-mavili oyuncular değerlendiremeyince defans tehlikeyi uzaklaştırdı. 60. dakikada Zafer'in ara pasıyla sağdan ceza sahası giren Meduna kaleciyle karşı karışaya kaldığı pozisyonda yerden bir vuruşla topu ağlara gönderdi. 0-2 64. dakikada Volkan'ın ceza sahası dışından kullandığı serbest vuruşta top yandan az farkla auta çıktı. 70. dakikada Celaleddin'in soldan yaptığı ortada ceza sahası içinde Fatih kafayla vurdu. Kaleci Bülent, topu iki hamlede kontrol etti. 76. dakikada Trabzonspor atağında Tomas Jun'un sağdan vuruşunda top kaleye parelel olarak giderken defans uzaklaştırdı. 81. dakikada Yattara'nın sağdan ortasında ön direkte Tomas Jun kafayla vurdu, top az farkla yandan auta çıktı. 82. dakikada Celaleddin'in soldan ortasında Mendes'in ters vuruşunda top kornere çıktı. STAT: Hüseyin Avni Aker HAKEMLER: Oktay Demiray xx, Mustafa Yalçınkaya xx, Ayhan Akgöz xx TRABZONSPOR: Jefferson x, Emrah x, Erdinç x, Fabiano Eller x, Volkan x, Hüseyin x, Adem xx (Tomas Jun dk. 63 x), Lee Young x (Celaleddin dk. 22 x), İbrahim Yattara xx, Fatih Tekke x, Mehmet Yılmaz x YEDEKLER: Tolga, Özgür, Hasan Üçüncü, İbrahim Ege, Feridun TEKNİK DİREKTÖR: Şenol Güneş VESTEL MANİSASPOR: Bülent xxx, Serkan Dökme xx (Mendes dk. 62 x), Uğur İnceman xx, Zafer xx (Yunus dk. 85 x), Hakan xx, Johana xx, Karel D'Hane xx, Meduna xxx (Mehmet dk. 77 xx), Böör xx, Tufan xx, Gürol x YEDEKLER: Göksel, Özgür, Yılmaz, Sinan Kaloğlu TEKNİK DİREKTÖR: Levent Eriş GOLLER: Meduna (dk. 33 ve dk. 60) SARI KARTLAR: Eller (Trabzonspor), Meduna, Tufan (Vestel Manisaspor) Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:03
Neil Armstrong ameliyat oldu Armstrong'un eşi Carol ile görüşen bir NASA sözcüsü, ünlü astronotun 5 Ağustos'ta kutladığı doğum gününden birkaç gün sonra kalp ameliyatı geçirdiğini ve dün itibariyle nekahat devresinde olduğunu söyledi.Sözcü, Armstrong'un nerede ameliyat geçirdiği veya şu an nerede bulunduğuna ilişkin bilgi vermedi.Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) İdare Amiri Charles Bolden'ın da Facebook hesabından, "bypass ameliyatı geçiren Armstrong'a" geçmiş olsun mesajı yazdığı görüldü. Bolden mesajında, "Neil'in öncü ruhu bu zorlu zamanda elbette kendisine yararlı olacak ve tüm NASA ailesinin, düşünceleri ve duaları Armstrong ailesiyle birlikte" ifadesini kullandı.Armstrong, Ay'a 20 Temmuz 1969'da giden Apollo 11 uzay aracının komutanıydı.Ay'a ilk ayak basışı sırasında Dünya'dan kendisini dinleyenlere telsizden söylediği "Benim için küçük, insanlık için dev bir adım" sözleriyle daima hatırlanan Armstrong, bu sözlerin ardından astronot arkadaşı Edvin Buzz Aldrin ile birlikte Ay yüzeyinde 3 saat dolaşmıştı. Ünlü astronot Aldrin de Twitter hesabından Armstrong'a geçmiş olsun dileğinde bulundu.Eşi Carol ile 1999'da evlenen ve Cincinnati kentininin India Hill banliyösünde yaşayan Armstrong, son yıllarda genellikle gözlerden uzak bir hayat sürüyordu.Armstrong, Şubat 2012'de, astronot arkadaşı John Glenn'in Dünya yörüngesini dolaşan ilk Amerikalı olmasının 50. yıldönümü dolayısıyla Ohio Üniversitesi'nde düzenlenen bir etkinliğe katılmıştı. Ayrıca Mayıs ayında Florida eyaletindeki Pensacola Donanma Hava İstasyonu'nda düzenlenen, Amerikan Ulusal Uçuş Akademisi'nin açılış törenine katılan Armstrong, burada Ay'a son ayak basan astronot Gene Cernan ile bir araya gelmişti.Çocuklara yönelik bir eğitim kuruluşu olan Amerikan Ulusal Uçuş Akademisi, havacılığa yönelik bir kamp aracılığıyla çocuklara matematik ve bilim öğretmeyi amaçlıyor.
EBRU GÜNDEŞ''TEN HAKAN ALTUN''A ''UKRAYNALI'' GÜZEL TUZAĞI... Gündeş’in önceki hafta, Hakan Altun’un konuk olduğu Beyaz Show’a telefonla bağlanıp, ‘Birbirini çok seven iki tane yürek var. Bu iki yürek bir yüzükle birleşme kararı aldı ve biz nişanlıyız’ demesine rağmen ayrılmaları farklı dedikoduları da beraberinde getirdi. İddiaya göre, aşırı kıskanç biri olan Ebru Gündeş, yaklaşık bir yıldır birlikte olduğu sevgilisi Hakan Altun’u sadakat sınavından geçirmek ister. Yaklaşık iki aydır aynı evi paylaşan ikiliden Gündeş, eve işlere yardım etmesi için Ukraynalı genç bir kadın alır. Bu genç kadın, evdeki her şeyi Gündeş’e bildirir. Altun’un kime telefon ettiği, kiminle konuştuğu, nereye gittiğini Ukraynalı yardımcı anında Gündeş’e bildirir. Ayrıca Gündeş yardımcısına, ‘Hakan Altun’a kur yapacaksın, bakalım sana pas verecek mi’ der. Sevgilisinin kendisine böyle bir oyun oynadığını anlayan Altun ise çok sinirlenir. Gündeş’in baskın ve sert yapısı, duygularını asla belli etmemesine, son ‘sadakat sınavı’ da eklenince Altun, ünlü şarkıcıyı terk eder. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:10
Fransız gazeteciden Cezayir itirafı... 'Tek kelimeyle utanç kaynağı' Fransız gazeteci Jean Michel Aphatie, Fransa'nın sömürdüğü Cezayir'den özür dilemesi tartışmalarına ilişkin, 'İşgal, sömürge ve savaş bunlar Cezayirlilerden bugün özür dilememiz için 3 iyi neden. Fransa'nın Cezayir'de 130 yıl boyunca yaptıkları tek kelimeyle utanç kaynağı.' ifadelerini kullandı. France 5 televizyonunda katıldığı programda Aphatie, Cezayir'in Fransa tarafından sömürgeleştirilmesinin, diğer sömürge tarihlerinden ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Aphatie, Fransız birliklerinin 1830'da Cezayir'in şimdiki başkenti Cezayir'i işgaline neden olarak sunduğu "korsan Cezayir gemilerinin bulunduğu" gerekçesinin bir dayanağının bulunmadığına, işgalin tamamen iç politikada güç kazanma amacıyla yapıldığına işaret etti. "Cezayir" diye bir ülkenin Fransa'nın işgaliyle ortaya çıktığını belirten Aphatie, "Fransız ordusu bu toprakları işgali sırasında Avrupa'yı dahi ürperten bir vahşilik gösterdi. 1854'teki İngiliz, Alman ve Fransız gazeteleri, Fransa ordusunun Müslümanlara karşı tutum ve davranışlarının barbarlık derecesinde olduğunu aktarıyor." şeklinde konuştu. Ayrıca Aphatie, Fransız tarihçi Alexis de Tocqueville'in Cezayir üzerine yazdığı bir raporda, Fransızların Cezayir Müslümanlarını "sefil, dağınık ve cahil bir toplum" haline getirdiğini itiraf ettiğini söyledi. - "BÜTÜN BİR HALKI BİR ASIR BOYUNCA KENDİ TOPRAKLARINDA ŞEHİT ETTİK" "Bütün bir halkı bir asır boyunca kendi topraklarında şehit ettik." ifadesini kullanan Aphatie, işgalden sonra sömürge döneminin başladığını ve Fransızların, yıllardır o topraklarda yaşayan Müslümanların tarlalarını istimlak edecek yasalar çıkardığını anlattı. Fransız ordusunun, Cezayir'de işgale direnenleri uçaklara doldurup denize atarak "görülmemiş barbarlığa" imza attığının, ayrıca ABD'nin Vietnam'da kullandığı napalm türü kimyasal silahların aynısını Fransa'nın Cezayir'de kullandığının altını çizen Aphatie, bunun Fransız savaş pilotu Germin Chambost'un yıllar sonra dile getirdiği itirafı olarak kayıtlara geçtiğini belirtti. - FRANSIZ PİLOTUN İTİRAFLARI Programda yayımlanan savaş pilotunun itiraflarını içeren kayıtta, Chambost'un "Uçaktan variller attığımızı hatırlıyorum. Uçak frekansında 'napalm' kelimesini kullanmak yasaktı. Biz 'özel variller' diyorduk. Benden istenen koordinatları bombaladım. Geçerken alev almış koşan birini gördüm. Bir adamı yakmıştım. Evet onları yaktık." ifadesini kullandığı görüldü. İtiraf görüntülerinin ardından tekrar söz alan Aphatie, "İşgal, sömürge ve savaş bunlar Cezayirlilerden bugün özür dilememiz için 3 iyi neden. Fransa'nın Cezayir'de 130 yıl boyunca yaptıkları tek kelimeyle utanç kaynağı." değerlendirmesinde bulundu. - ARŞİV BELGELERİNE RAĞMEN FRANSA ÖZÜR DİLEMEYE NİYETLİ DEĞİL Fransız tarihçi Benjamin Stora'nın, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a sunduğu Fransa'nın sömürge tarihi ve Cezayir savaşına ilişkin raporda da Fransa'nın burada 17 nükleer ve kimyasal silah denemesi yaptığı bilgisi yer alıyor. Fransız basınının Elysee Sarayı kaynaklarına dayandırdığı habere göre ise Macron tüm kayıtlara ve sunulan belgelere rağmen Cezayir'den özür dilemeyi düşünmüyor. Öte yandan Cezayir, Fransa'dan sömürgeci işgal geçmişi nedeniyle özür dilemesini beklediğini bildirmişti. "Halihazırda Fransa'dan yarım bir özür aldık." diyen Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, özür dilemenin ardından sonraki adımların atılmasının da gerektiğini belirtmişti. Güncellenme Tarihi : 24.1.2021 20:20
Çanakkale'deki deprem anı güvenlik kamerasında Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi yakınlarında bu sabah 05.24'te meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki deprem anı, bir marketin güvenlik kameralarınca kaydedildi. Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyü açıklarında bu sabah 05.24'te meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki sarsıntı, merkez üssü Gülpınar köyündeki bir marketin güvenlik kamerasınca kaydedildi. Kamera görüntülerinde, bir önceki gün meydana gelen deprem nedeniyle devrilen eşyaların üzerine diğer market ürünlerinin devrildiği görülüyor. Market sahiplerinin 2 gün art arda yaşanan deprem süresince ellemediği malzemeler, marketin içerisinde devrilmiş halde duruyor. Ayvacık yakınlarında 5.2 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntılar sürüyor. Gürkan Düzenli Güncellenme Tarihi : 7.2.2017 11:57
O takım için rakip oldular Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Adana Demirspor’a genel direktör olması gündeme gelen Beşiktaş’ın da eski teknik direktörü Samet Aybaba ile bir araya geldi. Teknik direktörlük için ismi geçenler arasında ise Hasan Şaş da bulunuyor… Adana Demirspor’un sorunsuz bir ekonomiye ve sağlam bir yapıya kavuşması gerektiğini ifade eden Başkan Sözlü, “Adana Demirspor, ülkemizin çok önemli bir spor kulübü. Geçmişi başarılarla dolu ve olağanüstü bir taraftar kitlesi var. 20 milyon lirayı aşan borcu bulunan kulübün bir an önce toparlanması şart. Ben de bu konuda neler yapabilirim ve nasıl bir katkım olur diye bilgisi ve tecrübesi ile kendini kanıtlayan Samet Aybaba ile görüş alışverişinde bulundum” dedi. Daha önce Adana Demirspor Başkanı Selahattin Aydoğdu ile görüşen Samet Aybaba ise şunları söyledi: “Adana benim memleketim. Başkanımla sohbet ettik. Sohbette Adana Demirspor da yer aldı. Ancak, benim Adana Demirspor’da görev alma gibi şu an net bir durumum yok. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Sözlü ile içinde Adana Demirspor da olan fikir alış verişimiz var. Başkan Sözlü Adana Demirspor için çok ciddi çalışmalar yapıyor. İnşallah kısa sürede güzel sonuçları ortaya çıkar.” Bu arada Adana Demirspor’u çalıştırması için Ünal Karaman, Nurullah Sağlam ve Hasan Şaş’ın isimlerinin geçtiği öğrenildi. Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 04:55
İŞTE YAPRAK DÖKÜMÜ FİNALİNDE YAŞANANLAR!. Yaprak Dökümü'nün sezon finali yine herkesi ekrana kilitledi. Dizinin geçen haftaki final sahnesinde Ferhunde, patronu Levent ile arabada konuşurken kayınvalidesine yakalanmıştı. Hayriye hanımın saçlarından tutarak tokatladığı Ferhunde, Levent'e kocasının ailesinden zulüm gördüğünü söyleyerek türlü yalanlar uydurdu. Bu arada karısının Ferhunde'yi başka bir erkekle yakaladığını öğrenen Ali Rıza Bey ve kızlarının en büyük endişesi ise hapisteki Şevket'e durumu nasıl açıklayacaklarıydı. Cezaevine girdikten sonra bir türlü görüşemediği Ferhunde'ye ulaşmak için çabalayan Şevket, kaçak olarak bulduğu telefonla evi aradı ancak Ferhunde'nin evde olmadığını öğrendi. Babasının Gülşen'e gittiğini söylemesi üzerine Şevket, Gülşen'i aradı. Ancak Ferhunde'nin orada olmadığını öğrenince herşeyi anladı ve çılgına dönerek sinir krizleri geçirdi ve revire kaldırıldı. Ferhunde'nin yıkıldığı anlar Ertesi gün Gülşen ile birlikte eşyalarını almaya gelen Ferhunde'yi kötü bir sürpriz daha bekliyordu. Aynı anda Şevket'i görmeye hapishaneye giden ve oğullarına aldatıldığını nasıl söyleyeceklerini hesaplamaya çalışan Ali Rıza Bey ve Hayriye Hanım, ailelerine felaketten başka birşey getirmeyen Ferhunde'yi taksinin içinde görünce sinirlerine hakim olamadılar. Ali Rıza Bey, her zamanki soğukkanlılığını koruyarak Ferhunde'ye "Hasar tesbiti mi yapmaya geldiniz. Çıkardığınız yangın sönmedi ama sönecek elbet. Biz yine bir aile olarak sımsıkı birarada olacağız, ben size acıyorum.Siz zavallı bir insansınız. Sevgi acımak, insanlık vasfıdır. Bu bizim hatamız oldu. İziniz kalmasın istiyorum bu evde, hayatımızda" dedi. Her durumda kendisini haklı çıkarmayı başaran Ferhunde, içten içe bu sözlerle ezilse de Şevket'in bir an önce peşini bırakmasını söyleyerek Hayriye Hanım'ı bir kez daha çıldırttı. Ferhunde böyle anlarda ekran başındakileri sinirlendirse de yalnız kaldığında ve kendiyle hesaplaşmaya başladığında izleyenleri ikilemde bırakıyor. Bu sahneden sonra eve girip odasına son kez bakan ve evle vedalaşan Ferhunde'nin hali biraz kafaları karıştırsa da Ferhunde, tuzağına çoktan büyük bir avı düşürmüştü bile. Şevket herkesi duygulandırdı Bir gece önce revire kaldırılan Şevket'in anne ve babasıyla yaptığı konuşma da ekran başındakileri hayli duygulandırdı. Anne ve babasının Ferhunde ile ilgili gerçekleri açıklamasına fırsat kalmadan Şevket, olanları anlamıştı bile. Babasının Ferhunde için "Serbest olmak istiyor" sözleri üzerine Şevket, "O halde ne bekliyor? Kapı açık. Zorla tutan yok. Keşke öyle bir şey yoksa da hem kendimi hem bizi büyük bir dertten kurtarsa. Bu kadından yakamızı kurtardığımız gün dünyanın en mutlu insanı olacağım" diyerek karşısında kıvranan anne ve babasını biraz olsun rahatlattı. Ferhunde'nin evi terkettiğini öğrenen Şevket'in duygu dolu anları ise izleyicileri bir kez daha hüzünlendirdi. Ferhunde'nin kendi hayatında ve ailesinde açtığı yaraların farkında olan Şevket, aldatıldığını hissettiğinde içine bir başka acı daha oturdu. Yüzünü çıkarıp masaya bırakan Şevket, "Aldattı değil mi? Bu işin er geç böyle biteceğini biliyordum. Ama bu kadar çabuk kurtulacağımızı ümit edememiştim. Ben zindanların en büyüğünden kurtuldum. Hepimize geçmiş olsun" diyordu ama içinden büyük bir parçanın koptuğu da yüzünün her halinden belliydi. Leyla hüsrana uğrarken Necla'yı yeni bir heyecan sarar Yeniden Cem'le görüşmeye başlayan Necla, yaralarını sarmaya çalışmaktadır. Ancak Cem ve Necla'nın biraraya geldiğini henüz ev halkı bilmemektedir. Leyla Cephesinde ise bir başka hüsran yaşanmaktadır. Üniversite sınavlarına hazırlanan Leyla, Can'ın babasının kaldırıldığı hastaneye geçmiş olsuna gider. Ancak Can'ın yanında Oya Hanım'ı görünce, bütün ümitleri yeniden kırılır. Ferhunde'nin planları su yüzüne çıkar İşyerine dönen Leyla'yı bir başka sürpriz beklemektedir. Ferhunde'nin kayınvalidesinden dayak yemesinden sonra anlattıklarını doğrulamak isteyen Levent Bey, küçük bir araştırma için Yaman Bey'in ofisine gelmiştir. Levent Bey, iş konuşmak bahanesiyle konuşmak isteyen Levent Ferhunde'yle ilgili bilgiler alır. Durumu algılamayan Yaman Bey'in, Ferhunde'nin kocasının hapiste olduğunu ve evliliğinde mutlu olmadığını teyid etmesiyle Levent Bey'in içi rahatlar. Kapı önünde Yaman Bey'in Levent Bey'e "Ferhunde'ye selam söyleyin" sözlerini duyan Leyla, yengesinin ağbisini kiminle aldattığını da anlar. Leyla'nın bir gece önce yaşananları anlatması üzerine Yaman Bey de Ferhunde'nin Levent Bey ile karşılaşmak için kendisini nasıl kullandığını farkeder. Yaman Bey'in ofisinden ayrılan Levent Bey ise, Ferhunde'yi arayarak nişanlısından ayrıldığını söyler. Artık Ferhunde'nin büyük avı tuzağa düşmüştür. Cevriye Hanım yine yaptı yapacağını Fikret cephesinde ise başka bir gelişme yaşanır. Çantalarını toplayıp evine giden Cevriye hanım, bir sürü bavulla yeniden eve döner. Cevriye hanım artık iyice oğlunun evine yerleşmeye karar vermiş ve evini satmıştır. Üstelik oğlunun borçlarına yardımcı olmak için evini sattığını söylemekte ve kendisine gidecek başka bir kapı bırakmayarak oğlunu zor durumda bırakmaktadır. Bu durum Tahsin'in de Fikret'in de pek hoşuna gitmez. Necla'ya ne oldu? Bu arada, Cem'le buluşmak için hazırlanan Necla, dışarı çıkmadan önce banyoya girer. Bu arada eve gelen Leyla, Necla'nın telefonunun sesini duyar ve açar. Cem'le karşılaşan Leyla, Necla ve Cem'in yeniden görüştüğünü öğrenir. Banyoya girmek isterken kapının açılmadığını farkeden Leyla kapıyı zorlayınca Necla'nın yerde baygın yattığını görür. İçeriye giren Leyla, şofbenden sızan gaz nedeniyle Necla'nın bayıldığını düşünür ve yardım istemeye koşar. Necla'nın bir sedyeyle hastaneye götürülüşü sırasında, uzun süredir kızkardeşine büyük öfke duyan Leyla, herşeyi unutup kızkardeşi için gözyaşı dökmektedir. Bu arada evde olanlardan bihaber Ali Rıza Bey ve Hayriye Hanım ise, biraz önce Şevket ile yaptıkları hüzünlü konuşmanın sonrasında cezaevinden çıkarkenki halleri ekrana yansır. Fonda ise Fikret'in şu sözleri yer almaktadır: "İnsan olmaya çalışmak bir kez daha zarar verdi. Ama İnsan olmaktan hiç vazgeçilmeyecekti.... Kardeş olmaktan, aile olmaktan... Kışın içinde bahar olma umudu hiç eksilmeyecekti." Necla'ya ne olduğunu, Ferhunde'nin yeni felaketlerini, Ali Rıza Bey'in herşeye rağmen ayakta tutmaya çalıştığı ailesinin akıbetini ve merak edilen bir çok soruya ise gelecek sezonda hep beraber yanıt bulacağız... KAYNAK: TELEVİZYONGAZETESİ Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 08:21
24 bin TL maaş alan vekillerin yabancı dil kursu bütçeden karşılanacak İktidar; korona virüs salgını boyunca kira erteleme, herkese nakit yardımı, asgari ücretin altında ödeme yapılmaması gibi talepleri reddederken TBMM, 24 bin TL maaş alan vekillerin dil kursu ödemelerinin yarısının karşılanacağını açıkladı. TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığı’nın, yaklaşık 24 bin TL maaş alan milletvekillerinin yabancı dil kursu ödemelerine ilişkin yaptığı duyuruda, “2020 yılı içinde milletvekillerinin katılmak istedikleri yabancı dil kursları için Bütçe Kanunu E-Cetveli hükümleri uygulanacaktır. Milletvekilleri, yurt içinde yerli ve yabancı dernek, vakıf veya kuruluşlarca açılan ve yeterlilikleri Milli Eğitim Bakanlığı’nca kabul edilen kurslar ile üniversitelerin açmış olduğu dil kurslarına kayıt yaptırabileceklerdir. Yabancı dil kurslarına katılacak milletvekillerinin aylık 447 TL’yi geçmemek şartıyla kurs giderlerinin yüzde 50’si gelir vergisi tevkifatı yapılmaksızın karşılanacaktır” ifadeleri yer aldı. ‘HALKIN TALEPLERİ KARŞILANMALI, MİLLETVEKİLLERİNİN DEĞİL’ BirGün’ün haberine göre, TBMM İdare Amiri ve HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, yabancı dil kurs ücretleri konusunda önceki gün TBMM Başkanlık Divanı’nda yapılan tartışma ile ilgili, “Orada bu hususun yanlış olduğunu dile getirdim. Milletvekilleri için zorunlu bir ihtiyaç değil. Halk bu kadar sıkıntı çekerken milletvekillerin yabancı dil ücretini, eğer gitmeye ihtiyaç duyuyorsa, kendi cebinden karşılanması gerekiyor. Bu kötü ekonomik koşullarda, ayrıcalıklı uygulamaları kesinlikle kabul etmiyoruz. Yanlış buluyoruz. Halkın talepleri karşılanmalıdır, milletvekilinin değil” dedi.
Acun Ilıcalı Hull City'nin başına o ismi getirecek! Yaptığı programlarla birçok insanı televizyon başına kilitleyen TV8'in sahibiAcun Ilıcalı, futbol dünyasından kopamıyor.Daha önceki dönemde Fortuna Sittard'a ortak olan Ilıcalı, şimdi de İngilte Championship ekiplerinden HullCity'i alıyor.Satın alım için presip anlaşmasına varan Ilıcalı'nın, takımın başına da Gürcü teknik direktörŞota Arveladze'yi getirmek istediği öğrenildi.Şota son olarak Özbekistan ekiplerinden Pakhtakor Tashkent'te 3 sezon boyunca görev almış ve bir çok başarıya imza atmıştı.48 yaşındaki teknik adam ülkemizde daha önce Kasımpaşa, Kayserispor ve Trabzonspor 'da görev yapmıştı.Fanatik
TEM'de faciadan dönüldü! Lastiği patlayan araca otomobil çaprtı! Kaza, saat 10.30 sıralarında, TEM yolunun Elmalık- Bolu Dağı mevkisinde meydana geldi. İstanbul yönüne giden Hüseyin Zengin yönetimindeki 34 RY 7289 plakalı otomobil, Berk Odabaşı'nın lastiği patladığı için emniyet şeridine çektiği 34 AIJ 45 plakalı hafif ticari aracına arkadan çarptı.Hüseyin Zengin'in yaralanmadan atlattığı kazada otomobilinde bulunan Rukiye Zengin ile hafif ticari araçtaki sürücü Berk Odabaşı ve Yurdaşen Kalafat, Dudu Odabaşı ile ismi öğrenilemeyen kişi yaralandı.İhbarla gelen sağlık görevlileri, 5 yaralıyı olay yerindeki ilk müdahalenin ardından ambulanslarla kentteki hastanelere kaldırdı. Tedaviye alınan yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
ENDONEZYA'DA DEPREM!.. CAKARTA  - Endonezya'da Rihter Ölçeği'ne göre 6.0 büyüklüğünde şiddeti bir deprem meydana geldi. ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS), Endonezya'nın Aceh eyaletinin başkenti Banda Aceh'in güneyinde yerel saat ile 03.54'teRihter Ölçeği'ne göre 6.0 büyüklüğünde şiddetli bir deprem meydana geldiğini bildirdi. İlk belirlemelere göre depremde can ve mal kaybı olmadığı belirtildi. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:05
Jack ölmek zorunda mıydı? Titanik'in yönetmeni Cameron tartışmalara son noktayı koymak istiyor Titanic filminin karakterleri Jack ve Rose, geminin sulara gömülmesinin ardından suya düştü ve Jack, Rose'u gemiden kopan bir kapının üzerine çıkardı. Rose kurtuldu ancak Jack dondurucu soğukta hayatını kaybetti.Filmin efsaneleşen final sahnesi, 20 yıldan uzun süredir bir tartışmayı da beraberinde getirdi."Jack de kapının üzerine çıksaydı hayatta kalabilirdi..."Birçok görsel ile kapının ikisini de taşıyabilecek büyüklükte olduğu gösterildi. Hatta sosyal medyada konuyla dalga geçen espiriler paylaşıldı.Ancak filmin yönetmeni, Jack'in (Leonardo DiCaprio) ünlü okyanus gemisinin batmasından sonra hayatta kalabileceği yönündeki spekülasyona kesin bir son vermeyi umuyor.James Cameron, kapının her ikisini de destekleyemeyeceğini göstermek için bir "adli tıp" çalışması yürüttüğünü söyledi.The Toronto Sun'a “Bütün bu şeyi bir kenara bırakmak ve tartışmalara nokta koymak için bilimsel bir çalışma yaptık” dedi ."Kate ve Leo'nun vücut kütlesiyle aynı olan iki dublör kullandık ve her tarafına sensörler yerleştirdik. Onları buzlu suya koyduk ve çeşitli yöntemlerle hayatta kalıp kalamayacaklarını test ettik ve cevap, ikisinin de hayatta kalmasının hiçbir yolu olmadığıydı. Biri ölmek zorundaydı"Bilimsel çalışmanın sonuçları, Titanic'in 25'inci yıl özel belgeselinde paylaşılacak.SON DAKİKA: Hamas, Tel Aviv'i iki roketle vurduMoskova'da gündem Ortadoğu: Putin, Abbas'la görüştüİsrail, Lübnan'dan atılan iki insansız hava aracını önlediYabancı güçlerin Rum kesimine yığınak yapmasına KKTC'den tepki: "İsrail'in insanlık suçuna ortak olma gayreti"Mescid-i Aksa'ya baskın: Aşırı sağcı İsrailli bakan Ben Gvir de katıldıİsrail'e karşı itidal çağrısı yapan üç Avrupa ülkesine İran'dan tepki
OTİSTİK OĞLUNU VERMEKTENSE ÖLDÜRDÜ! 44 yaşındaki Satpal Mahal-Singh, 12 yaşındaki otistik oğluyla iletişim kurmakta zorlanıyordu. Sosyal hizmet uzmanları, ileri derecede öğrenme güçlüğü çeken çocuğu annesinden alma konusunu tartışmış, ancak harekete geçmemişlerdi. Satpal Mahal-Singh, kendisinden alınmak istenen otistik oğlunu, çamaşır suyu içirerek öldürdü. Salı günü akşam 10.30'da acil yardım servisini arayan Singh'in çağrısı üzerine eve gelen ambulans, çocuğu Doğu Londra hastanesine götürdü, ancak kısa bir süre sonra çocuğun öldüğü açıklandı. Hastanede yapılan incelemelerden sonra polis çocuğun çamaşır suyuyla zehirlendiğini açıklarken, Singh cinayet ihtimaliyle gözaltına alındı. Evde bulunan 11 yaşındaki diğer çocuk da, sosyal hizmet uzmanlarının bakımına verildi. Polis kaynağından gelen açıklama, sosyal hizmet uzmanlarının daha hızlı harekete geçmelerinin çocuğun ölümünü engelleyebileceği yönünde oldu. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 10:29
İPA araştırması: İstanbul’da yaşamanın maliyeti 66 bin lirayı aştı İPA'nın araştırmasına göre, İstanbul'da yaşamanın maliyeti bir önceki aya göre yüzde 4.76, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 71.40 oranında arttı. İstanbul'da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti geçtiğimiz aya göre 3 bin 26 lira artarak 66 bin 550 lira oldu. İstanbul Planlama Ajansı (İPA), temmuz ayına ilişkin “İstanbul’da Yaşam Maliyeti” araştırmasının sonucunu paylaştı. Buna göre, İstanbul’da yaşamanın maliyeti bir önceki aya göre yüzde 4.76, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 71.40 oranında arttı. Temmuz ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti geçtiğimiz aya göre 3 bin 26 lira artarak 66 bin 550 lira oldu. Zeytinyağının fiyatında yüzde 100 artış Temel tüketim maddelerinden biri olan zeytinyağı bir önceki yılın temmuz ayına göre yüzde 112.87 artış gösterdi. Zeytinyağının ardından tuvalet kağıdında yüzde 106.23, beyaz penirde yüzde 89.61, margarinde yüzde 82.14 şeklinde artış gerçekleşti.
Acil servislerde grip ve nezle yoğunluğu Bursa’da mevsim nedeni ile bilhassa çocuk acillerde nezle, grip ve solunum yolu enfeksiyonlarında bir artış gözlenirken, Bursa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof.Dr. Rüstem Aşkın acil servislerde incelemelerde bulundu. Acil servislerde yaşanan yoğunlukla ilgili açıklama yapan Bursa Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastane Yöneticisi ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr.İsmail Özcan, “Normal şartlarda acil servislere 600-700 hasta gelirken, kış aylarında bu sayı 1000-1300 hastaya kadar çıkabiliyor. Bu hastalıkların büyük çoğunluğu acil değil. Normalde aile hekimine gitmesi gereken hastalar. Bu tür hastaların acilimize müracaatı gerçekten acil hastalara olan hastalara müdahale edilmesini geciktirmekte güçleştirmekte, dolayısıyla gerçek acil hastaların mağduriyetine neden olmaktadır” dedi.Halk arasında 'Rota Virüsü' diye bilinen hastalıkta bir ishal etkeni de olduğunu söyleyen Dr.İsmail Özcan, “Hastanemizde yapılan tetkiklerde yoğun olarak rota virüsü çıkmamaktadır. Özellikle nezle ile birlikte ishalde görülebilir. Mide bağırsak sistemine bağlı bulaşıcı bir hastalık olmadığı, ishallerin nezleye bağlı olduğunu düşündüklerini” ifade etti.“Grip ve nezle birbirine karıştırılıyor” diyen Dr.Özcan, açıklamalarına şöyle devam etti:“Grip hastalığı biraz daha hızlı seyreder. Grip hızlı bulaşır ve iyileşme süresi uzundur 2-3 hafta sürer. Nezlede 4-5 günde hasta rahatlayabilir. Öncelikle hastalığın bulaşmaması için kreş okul gibi yoğun temasın bulunduğu ortamlardan, hasta olan birinin yanından uzak durmak lazım. Öksürük ve hapşırmalar da muhakkak el ile kapatmaları lazım. Eller sık sık yıkanmalıdır. Nezle ve girip dediğimiz hastalıkların etkeni virüstür. Bunlar damlacık enfeksiyonuyla insandan insana bulaşır. Elleriyle de bulaşabilir bu dönemde el yıkama çok önemli, bu yüzden mutlaka ellerimizi yıkamalıyız. Tedavi olurken antibiyotikle iyileşmeyeceğini faydası olmadığını belirten Dr.Özcan, hekim tavsiye etmediği sürece antibiyotik kullanılmamalıdır. Mutlaka istirahat, mevsime uygun sebze ve meyve tüketilmesi, bol sıvı tüketilmesi gerekiyor. Hastanın ağır yemekler yerine, hafif ve sulu gıdalar alınması daha çabuk iyileşmesini sağlar.”
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için düğmeye basıldı: İşte masadaki seçenekler Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için düğmeye basıldı. EYT'lilerin taleplerini değerlendirmek için bir komisyon kurulacak. Sabah gazetesinden Hazal Ateş'in haberine göre, masada kesintili erken emeklilik ve kısmi yaşlılık emekliliği seçenekleri var. Emeklilikte Yaşa Takılanlar kimleri kapsıyor? Bağ-Kur girişi olanlar da yaş haddinden emekli olabiliyor mu? EYT'de hangi formüller söz konusu?BİM aktüel indirimleri 16 Ağustos 2024: BİM markette bu haftaya özel yeni indirimli ürünlerA101 aktüel indirimleri 15 Ağustos 2024: A101 marketten bu haftaya özel yeni indirimli ürünlerBİM aktüel indirimleri 13-14 Ağustos 2024: BİM markette bu haftaya özel yeni indirimli ürünlerTarım Kredi Kooperatif Market aktüel indirimleri 9 Ağustos 2024: Fırsat indirimleri için son gün (TKK markette ağustos ayına özel yeni indirimli ürünler)Emekli aylığının belli bir miktarının kesilerek daha erken emekli olma imkanı sağlayan kısmi erken yaşlılık emekliliği, kesintili erken emeklilik, süre tamamlanması, bazı meslek grupları için yıpranma seçeneği de masada bulunuyor. Bazı Avrupa ülkelerinde benzeri modellerle daha az aylıkla erken emekli olunabiliyor.Kısmi emeklilikle 3.600 günü tamamlayan kadınların 50, erkeklerin de 55 yaşında emekliye ayrılması öngörülüyor. Süre tamamlanmasında ise kadınlarda 7.200, erkeklerde de 9.000 gün sigortalılık gününü tamamlayanların yaşa bakılmadan emekli olması anlamına geliyor. EYT'lilerin yaş ortalaması 48-49 bandında bulunuyor.Geçen hafta çarşamba günü EYT federasyon ve platform temsilcilerinden oluşan bir heyet AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ile MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ile ayrı ayrı görüşerek sorunlarını iletti. Akbaşoğlu, 3.600 ek gösterge, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi konusunun ardından EYT'lilerin sorununun çözüleceği mesajı verdi. Bu yıl içerisinde 3.600 ek göstergede olduğu gibi taraflardan gelecek taleplerin de değerlendirileceği bir komisyon kurulması bekleniyor.Emekli olmak için "Belirli yaşın doldurulması, hizmet süresi ya da prim gün sayısı" şartlarından herhangi birini tamamlamayan vatandaşların sayısı yaklaşık 1 milyon 800 bini buluyor. Bunlardan ikisini tamamlayanların sayısı ise 5 milyonun üzerinde. Bu kriterlerden herhangi birini ya da ikisini birden taşımayanların sayısı da 6.5 milyonu geçmiş durumda.Ağır işlerde, beden gücüyle çalışanlar için emeklilikte 57-58 yaş koşulunun yüksek olduğu sıkça dile getiriliyor. Özellikle yıpranma hakkı bulunmayan ağır işlerdeki işçilere erken emeklilik sağlanabilir. Bazı meslek grupları için yaş aşağı çekilebilir. Yaşı bekleyenlere prim ödemeden sağlıktan yararlanma imkânı sağlanabilir.Eylül 1999'dan önce Bağ-Kur girişi olanların yaştan emeklilik için 5.400 ve 56 yaşı, erkekler de 5.400 gün ve 58 yaşı tamamlaması gerekiyor. Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 arasında işe başlayan Bağ- Kurlular 5.400 prim günüyle kadınlar 60, erkekler de 62 yaşında emekliliğe hak kazanır.8 Eylül 1999'de önce sigortalı olan ve o tarih itibarıyla emeklilik hakkı kazanıp kademeli emeklilik yasasıyla emekliliği ötelenenleri ifade ediyor. Bunlar arasında memur, SSK, Bağ-Kur, tarım sigortalısı bulunuyor. Bu tarihten sonra işe girenler için aranan sigortalılık süresi (kadın 20, erkek 25 yıl) ve prim ödeme (5000 gün) gününün yanına bir de yaş şartı (kadın 58, erkek 60 yaş) getirildi. Emeklilik için sigortalılık süresi, prim ödeme ve yaş koşulunun birlikte sağlanması gerekiyor.Almanya, Finlandiya gibi ülkelerde uygulanan kesintili emeklilik modeli de tartışılan seçenekler arasında yer alıyor. Emeklilik için kaç yıl kaldıysa her yıl için belli oranda aylıktan kesinti yapılıyor. Örneğin Almanya'da 63 yaşını dolduranlar yıllık yüzde 3.6 oranında kesinti ile erken emekliliği talep edebiliyor. Emekliliklerine 3-4 yıl kalanlara her yıl için yüzde 4-5 gibi oran üzerinden erken emeklilik kesintisi yapılarak emeklilik imkânı verilebilir.İşsizlik Sigortası Kanunu'na göre 8 Eylül 1981'den önce işe başlayan kadınlarla 8 Eylül 1976'dan önce işe başlayan erkekler 15 yıl sigorta süresi, 3.600 günü tamamlayarak emekli olabilir. Bu kapsamdaki kadınlar 50, erkekler de 55 yaşında emekliliğe hak kazanır. Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre ise 23 Mayıs 2002'de 15 yıllık sigortalılık süresini dolduran kadınlar 50, erkekler de 55 yaşını doldurduysa 3.600 gün malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları primi ödemiş olanlar istediklerinde emekli olabilir.Belli bir yaşa geldiği halde primini tamamlayamayan sigortalılara yaştan emeklilik hakkı tanınıyor. Yaş haddi işe başlama tarihi, çalışılan statüye göre değişiyor. Buna göre, 8 Eylül 1999'dan önce sigortalı olanlar 15 yıl, 3.600 günü dolduğunda 50-60 arası değişen yaşı doldurduğunda emekli olabilir. Bu tarihten sonra çalışmaya başlayanların 4.500 günü tamamlaması gerekiyor.İlk defa çalışmaya Eylül 1999-30 Nisan 2008 arasında başlayan SSK'lılar 25 yıl sigortalılık 4.500 prim günü doldurduğunda kadın 58 erkek de 60 yaşında emekli aylığı alabilir.
IBAN verip para toplayan Erdoğan, 5 milyonluk Mercedes siparişi verdi Koronavirüs salgınıyla birlikte daha da derinleşen ekonomik krizde vatandaşlara yardım etmek yerine IBAN numarası vererek ‘Biz bize yeteriz Türkiyem’ adıyla yardım kampanyası düzenleyen Erdoğan’ın konvoyu için lüks otomobil siparişi verildi. Cumhurbaşkanlığı’nın talebi üzerine Almanya’dan tanesi 474 bin 950 Euro olan Mercedes Benz S600 Guard modeli siparişi verildiği, 30.03.2021 tarihinde kesilen faturada adresi olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe yazılması dikkat çekti. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanlığı makam araçlarının fiyatını ifşa etti. Yavuzyılmaz, “Cumhurbaşkanlığında bu makam araçlarından acaba kaç tane var?” dedi. Yavuzyılmaz paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanlığında bu makam araçlarından acaba kaç tane var? Marka: Mercedes Benz S600 Guard Fiyatı: 474.950,00 Avro Fatura adresi: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Belgesi: Fatura, İrsaliye” Cumhurbaşkanlığında bu makam araçlarından acaba kaç tane var? Marka: Mercedes Benz S600 Guard Fiyatı: 474.950,00 Avro Fatura adresi: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Belgesi: Fatura, İrsaliye pic.twitter.com/BernDE3NVf — Deniz Yavuzyılmaz (@yavuzyilmazd) April 8, 2021
Ormanda kaybolan 3 yaşındaki çocuğun inanılmaz kurtuluşu Edinilen bilgiye göre, Safranbolu’ya bağlı İnceçay köyünde dün sabah saat 11:00 sıralarında Nuri Can Özenir isimli 3 yaşındaki çocuk kaybolmuştu. Ailesi tarafından tüm aramalara rağmen bulunamayan küçük çocuk bulunması için devreye Safranbolu ve Ovacuma İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü devreye girdi. Arama kurtarma köpekleri ile birlikte gece yarısına kadar ormanlık alan karış karış aranmasına rağmen Nuri Can’a ulaşılamamıştı. YOLDAN GEÇEN VATANDAŞ BULDU İnceçay köyünden çıkarak yaklaşık 8 kilometrelik ormanlık alanda yürüyen 3 yaşındaki Nuri Can Özenir’i Bartın istikametine giden bir vatandaş Ahmetusta Geçidi’nde verdiği tuvalet molası sonrası buldu. Sabah saat 09:00 sıralarında Bartın istikametine gitmekte olan bir vatandaş tuvalet molası için 1050 rakımlı Ahmetusta geçidinde durdu. Bu sırada ormanlık yoldan doğru yürüyen çocuğu bulan vatandaş sabah saatlerinde haberlerde kayıp olduğunu duyduğu çocuk olma ihtimali üzerine durumu jandarmaya bildirdi. Olay yerine gelen Jandarma ekipleri ve çocuğun ailesi karşısında çocukları Nuri Can’ı görünce gözyaşlarına boğuldu. Gece boyu ormanlık alanda yürüyen ve bulduğu yabani böğürtlen ile karnını doyuran Nuri Can’ın korktuğu ve ayaklarının şiştiği görüldü. Ailesi ve Jandarma ekipleri ile Safranbolu Devlet Hastanesine kaldırılan Nuri Can burada yapılan ilk müdahalesinin ardından 5000 evler Çocuk ve Doğum hastanesine sevk edildi. Çocuğun babaannesi torununa kavuştuğu için çok mutlu olduğunu söyleyerek, “Gece boyu ormanda yürümüş, acıkmış ve ayakları şişmiş. Böğürtlen bulmuş ve onları yiyerek ayakta kalmış” dedi. Baba Mehmet Özenir ise, yolda hayırseverin birisinin ihtiyaç molası için durunca ormanda çıkarken oğlunu gördüğünü belirterek, “ Sabah televizyonlarda haberlerde kayıp haberini gören hayırsever vatandaş karşısında Nuri Can’ı görünce hemen tanımış. Bunun üzerine Jandarmaya haber vermiş. Yaklaşık 8 saat ormanda yürümüş. Oğluma kavuştuğum için mutluyum” ifadesinde bulundu. İl Afet ve Acil Durum Müdürü Gazanfer Erbay ise, sabah saat 09:00 sıralarında Ahmetusta geçidinde bulunduğunu ve 22 saat sonra sağ salim bulunduğunu belirterek, 3 yaşındaki bir çocuk 8 kilometrelik ormanlık alanda yürümüş. Bu yaştaki bir çocuk bile çok uzun mesafeli bir yolu kat etmiş" dedi. YASİN ERDEM Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 14:34
BİRKAÇ ERİK İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ... İzmir'in Örnekköy Semti'nde, Hayri İnce(51), bahçesinden erik aldıklarını öne sürdüğü çocukları kurşun yağmuruna tuttu. İnce'nin tabancasından çıkan kurşunla Mehmet Arif Yasintemur (12) ölürken, arkadaşları şoka girdi. Hayriye Özmeriç İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Yasintemur, iddiaya göre dün 13.30 sıralarında arkadaşlarıyla Karşıyaka Belediyesi'ne ait şantiye yakınlarındaki araziye gitti. Derede biriken suda yüzmek için hazırlık yapmaya başlayan 6 çocuk, İnce'nin erik ağaçları bulunan bahçesine girdi. Çocukları bahçesinde gören İnce, bağırarak kovalamaya başladı. Korkarak kaçmaya başlayan çocukları yaklaşık 100 metre takip eden İnce, yanındaki tabancasıyla çocukların arkasından art arda ateş etti. Kurşunlardan biri Yasintemur'un kalçından girip karnından çıktı. Ağır yaralanan ve işçilerin Karşıyaka Devlet Hastanesi'ne kaldırdığı Yasintemur, ameliyatta öldü. Olay yerinde 4 boş kovan bulan polis, kaçmaya çalışan İnce'yi tabancayla birlikte gözaltına aldı. Baba Abdulkadir Yasintemur ile anne Ayten Yasintemur sinir krizleri geçirdi. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:26
Gökhan Gönül'e sürpriz doğum günü kutlaması Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım’ın yanı sıra Yönetim Kurulu Üyelerinin de katıldığı kutlamada, 28 yaşına giren oyuncu için pasta kesildi. Kutlamada kısa bir konuşma yapan Başkan Yıldırım, “Önemli bir sene, herkes burada bir aile olduğunu kabul etsin ve öyle görsün. Hep beraber iyi çalışalım, sonunda da şampiyon olalım ve taraftarımızı üzmeyelim” şeklinde konuştu. Duygulu anlar yaşayan Gökhan Gönül, başta Aziz Yıldırım’a ve yönetim kuruluna teşekkürlerini ileterek, “Böyle büyük bir camiada, büyük bir ailede doğum günü kutladığım için çok mutluyum. Sanırım Başkanımız organize etmiş. Çok teşekkür ederim. İnşallah bir aile olarak, hep beraber güzel bir yıl geçiririz. Herkese çok teşekkürler. Sosyal paylaşım sitelerinden atılan mesajlar için de çok teşekkürler" dedi. Gerek başkan, gerek yönetim, gerekse de teknik heyet ve futbolcular olarak kenetlendiklerini de dile getiren Gönül, "Bazen bütünleşmek için bir araç gerekir. Sanırım bu da onlardan biri oldu. Hep beraber yeniden toplandık. Başkan, Hoca, Teknik heyet ve futbolcular herkes bir arada. Güzel günler göreceğimize inanıyoruz. Hep birlikte kenetlendik, şampiyon olarak sezonu bitireceğiz" diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 21.3.2016 12:43
Van'da uyuşturucu operasyonu! Metamfetamin yakalandı Van Emniyet Müdürlüğünden gelen açıklamaya göre, Edremit ilçesinde otomobilde yapılan aramada bir kilo 520 gram metamfetamin ele geçirildi. Van'ın Edremit ilçesinde otomobilde yapılan aramada bir kilo 520 gram metamfetamin ele geçirildi. Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, ilçeye bağlı Kurubaş Mahallesi'nde oluşturulan uygulama noktasında şüphe üzerine durdurulan otomobilde arama gerçekleştirildi. Bir kilo 520 gram metamfetamin Aramada 5 paket halinde bir kilo 520 gram metamfetamin bulundu. Olayla ilgili İran uyruklu N.F, A.K, S.K.P.H. ve F.K.P.H. gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden N.F. ile F.K.P.H. tutuklandı, diğer iki şüpheli savcılıkça serbest bırakıldı. Güncellenme Tarihi : 9.12.2018 14:47
MİCHAEL JACKSON'UN KATİLİ PROPOFOLE ÇIKTI LOS ANGELES - Pop yıldızı Michael Jackson'ın, hastanede genel anestezide kullanılan propofole bağlı zehirlenme nedeniyle öldüğü bildirildi. Los Angeles Adli Tıp Kurumu, 25 Haziran'da Michael Jackson'ın ölümüne, uykusuzluk tedavisinde kullandığı çok güçlü anestezi ilacı propofolden zehirlenmenin neden olduğunu açıkladı. Propofol ve sakinleştirici lorazepam ilaçlarının Jackson'ın ölümünün en önemli nedenleri olduğu kaydedilen kurumun açıklamasında, otopside Jackson'ın kanında midazolam, diazepam, lidocaine ve ephedrine ilaçlarının da bulunduğu kaydedildi. Los Angeles polisi ve savcının isteği üzerine nihai raporun gizli kalacağı da açıklandı. Los Angeles polis teşkilatı tarafından yapılan açıklamada da Jackson'ın ölümüyle ilgili soruşturmanın sürdüğü ve soruşturma tamamlanıncaya dek yetkililerle işbirliğinin süreceği belirtildi. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:28
Ataşehir’de faaliyeti durdurulan özel hastanenin son hali görüntülendi Ataşehir'deki özel hastanede geçtiğimiz haftalarda yatağa bağımlı yaşlı bir hastanın sağlık görevlileri tarafından eziyete uğradığı görüntülerin paylaşılmasıyla Sağlık Bakanlığı harekete geçmişti.Sağlık Bakanlığına bağlı müfettişlerin hastanede yaptıkları incelemelerinin ardından hastane faaliyetlerinin durdurulması kararı alınmıştı.Kapısına şerit çekilerek kapatılan hastanede, geçen 2 haftalık süreç boyunca faaliyetlerinin durdurulmaya devam ettiği ve hastanenin hala kapalı olduğu gözlendi. 
İSRAİL VE ABD DÜNYA SAVAŞINA MI HAZIRLANIYOR İsrail bunu neden yaptı İsrail'in son infaz eyleminin dünyayı büyük bir kargaşaya, bir alt üst oluşa götüreceği kesindir. Böyle bir olayı sadece tek bir insanın (Şaron) kötülüğüyle veya devletin geleneksel saldırganlığıyla açıklamak bizi yanlış sonuçlara götürür kanısındayım. Anlaşıldığı kadarıyla İsrail devleti bu konuda düşünmüş, soğukkanlı bir karar almış ve sonuçlarına da katlanacağını bildiği halde bu işe girişmiştir. Amerika da olayı kınamaktan kaçınarak dünyada uzun yıllar boyunca daha büyük olaylara yol açacağı kesin olan bir işe bir anlamda onay vermiştir. Hepimizin geleceğini alakadar eden bu olayın nedenleri hakkında düşünmeli ve fikirler üretmeliyiz. Çünkü bu son olay dünyamızın yakın geleceğinde bizi bekleyen vahim olaylar hakkında önemli ipuçları içermektedir. Birkaç yazıyla bu mesele hakkında bir anlamda yüksek sesle düşüneceğim ve olan biteni bir perspektif içine yerleştirmeye çalışacağım. Başlamadan önce okuyucularımı bir konuda uyarmak istiyorum. Tarihsel nedenlerden dolayı -ki bunu da ilerde açmayı planlıyorum- ülkemizde gündelik veri bilgilerin sınırları dışında kalan açıklama, anlamlandırma çalışmaları hemen her durumda ya hayalcilik ya da komplo teorisi yapma olarak adlandırılıp, kabul görmemektedir. Bu tavır bazı durumlarda haklı da olsa her farklı açıklama, neden araştırma girişimine bu şekilde yaklaşılması sonuçta hemen hiçbir şeyi gerçekten anlayamama sonucunu doğurur. Çünkü devletlerin birbirleriyle çelişkilerinde ve hele de güç kullanımının devreye girdiği durumlarda hemen her durumda resmen açıklananın dışında nedenler, gizli niyetler, gizli amaçlar ve komplolar da vardır. Bu gerçekliği görmeyi reddedip de basın açıklamalarıyla yetinirsek bilgisiz kalırız ve yeniliriz. Dolayısıyla bu yüksek sesle düşünme sürecinde ben eğer zaman zaman okuyucuya 'fazla uçmakta' olarak görünürsem bilinki bunu göze alıyorum çünkü gerçek gerçeğin bu tür uçmalarda bir yerlerde yattığına inanıyorum. * * * ABD ve İsrail dünyadaki güç dengelerini ve siyasi coğrafyayı radikal biçimde değiştirme amacıyla büyük bir operasyona girmiş durumdalar. Gittikçe artan düzeyde şiddet ve güç kullanarak yapmayı planlıyorlar bu işi, bu da kesinleşti. Böyle bir gidişatın normal, rasyonel sonucu bir yeni dünya savaşı çıkmasıdır. Bence dünya savaşının gerçek başlama tarihi 11 Mart'tır yani İspanya'da yapılanz terör eyleminin günüdür. İspanya eylemi Avrupa'yı ABD ile tamamen karşı karşıya bırakmış, ABD'ye yakınlaşan ülkeleri ondan koparmış ve ilerde çok daha ciddi karşı karşıya kalmaların da tohumunu atmıştır. Bu gibi durumlarda büyük devletleri birbirine düşürmeyle sonuçlanacak terör eylemlerinin kimin tarafından yapıldığı katiyen belli olmaz, yapılan resmi açıklamalar da hemen her durumda yanlışlar, çarpıtmalar içerir. Şundan eminim ki İspanya eyleminin gerçek failleri bundan 50 yıl sonra devlet gizlilikleri ortadan kalktığında ortaya çıkacak ve o zaman da çocuklarımız çok şaşıracak. Faile isim koymak 'komplo teorisine' gireceğinden hepimiz kendimizi tarihin akışına bırakmak durumundayız maalesef. Dolayısıyla ilk hipotezimiz şu: İsrail son eylemine bunu vahim sonuçlarının ne olacağını bildiği halde büyük gönül rahatlığıyla girmiştir çünkü çok yakında bir dünya savaşı çıkacağını ya görmektedir ya da o boyutta bir savaşın ateşlenmesine fiilen katkıda bulunmaya karar vermiştir. Hatırlarsanız daha önce de ABD'nin ne Irak'ta ne Afganistan'da ne de bunlardan sonra işgal edeceği ülkelerde bir düzen yaratma amacında olmadığını asıl hedefin kontrol altında stratejik amaçlı kaos çıkarmak olduğunu söylemiştim. İsrail de kaosa aktif biçimde katkıda bulunmaktadır. Bu iki ülke biz sıradan insanların bilemeyeceği gizli bilgilere sahip olan insanlar tarafından yönetilmekte ve bu gizli bilgiler onları tarihin şu anında büyük riskler ve yıkımları göze almaya itmektedir. Bu gizli bilgilerin 'terörü ezmekle' alakası olmadığı da kesindir çünkü esas hedef terörü ezmek olsaydı devletler terörü daha da azdıracağı ve yeni kuşak teröristlerin yetişmesine katkısı olacağı devlet terörüne girişmezlerdi. * * * Dünya büyük bir kaosa, bir büyük hesaplaşmaya doğru itilmektedir. Bunun nedeninin ne olamayacağını söyledim yarın ise bu gidişatın temelinde yatmakta olan gerçek nedenlerin neler olabileceği üzerinde düşünmeye çalışacağım. Gizli bilgiler hakkında gayet tabii ki sadece spekülasyon yapabilirim ama dediğim gibi asıl gerçek bence bu tür 'komplo teorilerinin' bir yerlerinde yatmaktadır. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:53
PAKET PROGRAMLI SEKS TURU!.. Polis ve Jandarma'nın baskını sonucu, Bodrum'da zengin müşterilere hizmet veren fuhuş çetesi yakalandı MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde, fuhuş yapıldığı belirlenen otel ve lüks villara 'Cindy 4' adı altında düzenlenen operasyonlarda, 9'u Türk 6'sı yabancı uyruklu 15 hayat kadını ile erkeklere para karşılığı kadın pazarladıkları iddia edilen 10 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin, özellikle hafta sonlarında Bodrum'a 'Mavi Rüya' adını verdikleri üçer günlük fuhuş turları düzenledikleri ortaya çıktı. LÜKS ARAÇLA SERVİS TURLARA İstanbul, Ankara ve İzmir'den 1500, 2 bin dolar ücret ödeyen işadamlarının ilgi gösterdiği iddia edildi. Fuhuş çetesinin Mercedes ve BMW gibi lüks otomobillerle müşterilerini havalimanından alarak, fuhuş yapılan ev ve otellere götürüldüğü de tespit edildi. Villalarda kalan müşterilerin ise yabancı hayat kadınları ile birlikte hafta sonlarında ikişer günlük mavi yolculuğa çıktıkları ve Gökova'nın cennet koylarında alem yaptıkları saptandı. Fuhuş yapıldığı ileri sürülen 8 otel, 5 bar ve 4 lüks villaya baskın düzenlendi. MANKEN GİBİYİZ FUHUŞ operasyonun da gözaltına alınan hayat kadınlarının rahat hareketleri dikkat çekti. Otel ve villalara yapılan baskınlarda suçüstü yakalanan hayat kadınlardan birinin, 'Manken gibiyiz, telekızlık yapıyoruz. Bizim mankenlerden neyimiz eksik. Neden onları yakalamıyorsunuz. Yine bu işleri yapmaya devam edeceğiz'' demesi, polisleri bile şaşırttı. Bazı kadınlar ise kendilerini görüntüleyen gazetecilere küfredip tekme ve tehditler savurdu. DÖRT DİL BİLİYOR HAYAT kadınları arasındaki, 4 dil bilen, çocuk bakım uzmanı ve eğitmeni Ukraynalı 29 yaşındaki Vasilta Kurnova, lüks bir villada fuhuş yaparken yakalayan polislere, kendisini bırakmaları için bir süre yalvardı. YİNE GELECEĞİM İSTANBUL'da zengin bir ailenin çocuklarına bakmak için geldiği belirlenen Kurnova, 'Önceleri çocuk bakımı ile geçinmeye çalıştım. Ancak tatil için geldiğim Marmaris'te param yetmeyince bu işi yapmaya başladım. Türkiye'den ayrılmak istemediğim için bu işi yapıyordum. Sınırdışı edilirsem yine Türkiye'ye döneceğimden emin olabilirsiniz'' dedi. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 22:58
Trakya'da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde şehit kabirleri ziyaret edildi Umut IŞIK-Abdullah YALÇIN-Vahit İŞBAŞARAN/EDİRNE, (DHA)- TRAKYA'da, 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü'nde şehitlerin kabirleri ziyaret edilip, dualara okunarak anma programları düzenlendi.Edirne, Tekirdağ, Kırklareli'de 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü nedeniyle şehitlerin mezarları ziyaret edilip anma programı düzenlendi. Edirne'de Vali Yunus Sezer, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Berat Acar, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın kurum müdürleri ve şehit aileleri Buçuktepe Mezarlığı'nda şehitlerin kabrini ziyaret etti. Ziyarette, dualar okundu, kabirlere karanfiller bırakıldı.Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesinde Eskişehir Mezarlığı'nda düzenlenen program kuran tilaveti ile başladı. Anmaya, Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan, Tekirdağ Bölge Adliye Başsavcısı Ünal Bingül, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcısı Erdal Şenol, Süleymanpaşa Kaymakamı Mustafa Güler, İl Emniyet Müdürü Mehmet Hakan Fındık, İl Jandarma Komutanı Ahmet Çetin, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar'ın yanı sıra şehit yakınları, polis ve jandarma ile siyasi parti temsilcileri katıldı. Anmada, şehitlerin kabirlerine karanfiller bırakıldı.KIRKLARELİ'DE ŞEHİTLER ANISINA 252 FİDAN DİKİLDİKırklareli'de 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü'nde Kırklareli'de şehitlik ziyaret edilip, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Kuran-ı Kerim okunmasının ardından Vali Birol Ekici, ve beraberindekiler şehit mezarlarını ziyaret ederek karanfil bıraktı. Vali Ekici, Türk milletinin güçlü karakter sahibi olarak hainlere fırsat vermediğini belirterek, "Bunda tam 8 yıl önce bugün milletimizin birlik ve bütünlüğü ile devletimizin bekasına hain bir saldırı yapılmıştı. Hiç şüphesiz FETÖ terör örgütünün yabancı güçlerle planları hayata geçirdiği bu darbe haindir ve Türk milletinin bekasına yönelik kasıttır. Türk milletihain darbe girişimine karşı korkusuzca direndi" dedi.Daha sonra etkinlik kapsamında Dereköy yolu üzerinde, 15 Temmuz Şehitleri anısına 252 fidan dikildi. (DHA)FOTOĞRAFLI
KANSERİ ENGELLEYEN AŞI GELİŞTİRİLDİ!.. ABD'li bilim adamları, fareler üzerinde kanseri engelleyen bir aşı geliştirmeyi başardı. Louisville Üniversitesi'nde yapılan araştırmalarda uzmanlar, kök hücrelerden faydalanarak elde ettikleri aşıyı kanser riski taşıyan farelere enjekte etti. Üniversite profesörlerinden John Eaton, "Aşı farelerde kanser gelişimini engellemede yüzde 80'den, yüzde 100'e varan oranlarda etkili oldu" diye konuştu. Prof. Eaton, aşının insanlar üzerinde de uygulanabilmesi için çalışmaların devam ettiğini belirtti. Eaton, aşının ilerleyen yıllarda genetik olarak göğüs kanserine yatkın kadınlar, ailesinde kanser geni bulunanlar ve sigara tiryakileri gibi yüksek risk altında olanlara uygulanabileceğini ifade etti. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 01:01
KILIÇDAROĞLU'NDAN GÜLDÜREN GAF!.. İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılışı için şehre gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Körfezi yerine Haliç'te İzmirlilerin yüzeceğini söyleyince gülüşmelere neden oldu. Belediye Meclis Salonu'nda verilen brifingde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, askerliğini İzmir'de yaptığını ve o dönemde kokudan burnunu tuttuğunu belirterek, şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kocaoğlu'nun İzmirlilerin Haliç'te yüzeceklerini ifade ettiğini hatırlattı ve bu gerçekleşirse dünyada ilk kez bir metropolde İzmirlilerin Haliç'te yüzeceğini söyledi. Haliç'in de temizlendiğini ama kimsenin yüzmediğini belirten CHP lideri, konuşmasında körfezleri karıştırarak İzmir Körfezi yerine Haliç demesi gülüşmelere neden oldu. Genel başkanı uyaran yetkililer, Haliç yerine Körfez'de yüzüleceğini hatırlattı. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu İstanbul adaylığını hatırlatarak hatasını düzeltti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanlığı boyunca yaptığı icraatları içeren bir konuşma yaptı. Öte yandan partisi tarafından disiplin kuruluna sevk edilen Ercan Tatı hakkında Kılıçdaroğlu, "Hiçbir genel başkan bu konularda dosyaları incelemez. Dosya merkezimizde inceleniyor" dedi. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 04:04
Covid-19 ABD'de yüzlerce geyiği enfekte etti: Bilim insanlarından yeni varyant uyarısı ABD hükümeti Covid'in insanlar arasında yayılmasını durdurmak için çalışırken, vahşi yaşam yetkilileri, virüsün vahşi beyaz kuyruklu geyiklere nasıl bulaştığını anlamaya çalışıyor.Yunanistan'da yılın en büyük orman yangını: Bir kişi hayatını kaybettiRusya-Ukrayna sınır bölgeleri tetikte: "Zelenski çılgınca adımlar atıyor"Yunanistan alevlerle boğuşuyor: Türkiye'nin gönderdiği uçaklar Atina'daYunanistan'da orman yangını: 1 kişi hayatını kaybettiUzmanlar, Covid-19’un bu vahşi hayvanlara nasıl bulaştığını henüz doğrulayamamış olsa da geyiklerin kirli su içtiği varsayılıyor. Araştırmalar, corona virüsün insan dışkısında ve atık sularda kaldığını gösteriyor.Şimdiye kadar, Illinois, Michigan, New York, Pennsylvania, Iowa ve Ohio'da yüzlerce hayvanın Covid-19 testi pozitif çıktı ve araştırmacılar, ABD’deki yaklaşık 30 milyonluk tüm beyaz geyik popülasyonun enfekte olabileceğinden endişe ediyor.Bununla birlikte Penn State Üniversitesi, Aralık 2020 ile Ocak 2021 arasında Iowa'nın farklı bölgelerinde örneklenen ak kuyruklu geyiğin yüzde 80'inden fazlasının Covid-19 için pozitif çıktığını tespit ederken, başka bir çalışma Michigan'da örneklenenlerin yüzde 67'sinin pozitif test ettiğini gösterdi.Uzmanlara göre bulgular, 'geyikler ve diğer hassas vahşi yaşam türleri içinde Covid-19’un yayılımını izlemek için acilen gözetim programlarını uygulamaya ve olası geri tepmeyi azaltmak için yöntemleri uygulamaya koymaya yönelik kritik ihtiyacı vurguladı.Hayvanların insanlardan corona virüsü kapabileceği biliniyor ancak bilinen vakaların çoğu, hayvanlarla insanların sürekli yakın temas halinde olduğu hayvanat bahçelerinde gerçekleşti.Diğer taraftan, corona virüsü insanlara bulaştırdığı bilinen herhangi bir geyik vakası yaşanmadı.Penn State Üniversitesi tarafından Kasım ayında yapılan bir araştırma, 2020'de insan Covid-19 enfeksiyonunun zirvesi sırasında Iowa eyaleti genelinde geyiklerden toplanan yaklaşık 300 örneği inceledi.Penn State Hayvan Teşhis Laboratuvarı müdür yardımcısı Suresh Kuchipudi konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Aralık ayında örneklenen geyiklerin yüzde 80'inin, orantılı olarak yaklaşık 50 kat daha fazla bir yükü temsil eden Covid-19 için pozitif olduğunu bulduk" dedi.Kuchipudi, "Bu, o sırada insanlarda enfeksiyonun zirvesinde rapor edilenden daha fazla pozitif sonu anlamına geliyor. Covid-19 için pozitif geyik sayısı, Nisan ile Aralık 2020 arasındaki dönemde arttı ve en büyük artışlar geçen yıl geyik avı sezonunun zirvesine denk geldi” diye konuştu.Geçen ayın başlarında yayınlanan ayrı bir çalışma, beyaz kuyruklu geyikler arasında da benzer sonuçlar buldu. Ohio Eyalet Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen araştırmada, 360 serbest dolaşan geyiğin 129'unun (yüzde 35) nazal sürüntülerle pozitif test edildiğini ancak hiçbir semptom göstermediği keşfedildi.Öte yandan araştırmacılar,  Covid-19’un geyikler arasında geçerken mutasyona uğrayabileceğini ve potansiyel olarak yeni varyantların ortaya çıkabileceği konusunda uyardı.Ohio Eyalet Üniversitesi'nden çalışma yazarı Prof. Dr. Andrew Bowman, "Diğer çalışmalardan elde edilen kanıtlara dayanarak, vahşi doğada corona virüsün geyikler arasında bulaşabileceğini biliyorduk. Eğer bu devam ederse, insanları tehdit eden yeni bir potansiyel corona virüs kaynağımız var” dedi.
Renkleri Algılamanın Biyolojisi ve Bağdaştırdığımız Çeşitli Duygular renkler dünyayı algılamamızın yollarından biridir. şöyle en başından başlayalım, hepsini bir kabaca tarif edelim.her canlı sistem, içinde bulunduğu çevreyi algılamak zorundadır. bunun değişik yolları var. evrensel olan (evren dediğime bakmayın, sadece dünya üzerinde yaşayan canlılardan bahsediyorum) kimyasal algılama. tek hücreli olsun, çok hücreli olsun, bitki olsun, mantar olsun, hepsi kimyasal yöntemlerle iletişim kurar. insanda kimyasal duyular koku ve tattır, ve (maalesef) kimyasal duyular bizim için en ön planda değildir. bir diğeri, mekanik algılama. insanlar işitme ve dokunma yoluyla etraftaki titreşimi hisseder ve anlamlandırır. bazı canlılarda (misal köpekbalığı) elektrik algısı var. insanın böyle bi algısı yok, ceryan çarpıp da sallanmadığınız sürece elektriği algılayamazsınız. manyetik alanı algılayabilen canlılar bile var. bazı canlılar ise ışık algılayabilir. misal; bizim gözlerimiz ve oradan aldığı bilgiyi işleyecek oldukça geniş beyin bölgelerimiz mevcut.ışık algısı evrensel değildir, pek çok canlı türünde bulunmaz. ışık algısı bulunan canlılardan da aslında çok azı dışardan aldığı ışık bilgisiyle imaj üretir. pek çok basit canlı için ışıktan alınan bilgi, gün döngüsünü ve cisimlerin hareketini algılamak için kullanır. bizim gibi memeli canlıların çoğu ise, beyinlerinde dış dünyanın ayrıntılı bir imajını oluşturmak için ışıktan aldıkları bilgiye güvenirler (o kadar güvenmesek de olurdu aslında, ışık bilgisi çok yanıltıcı olabiliyor). yarasalarda mesela tam tersi, ışığı daha genel bilgiler için, ses dalgalarını etraflarının ayrıntılı haritasını çıkarmak için kullanırlar.ışığın algılanacak iki tane temel özelliği var:- şiddeti (intensity). ışığın ne kadar kuvvetli geldiği bu.- dalga boyu (wavelength). bu arkadaş renk dediğimiz olguyu yaratıyor.ışığı algılayan organa az veya çok ışık gelebilir. insanda düşük şiddetli ışıktaçubuk hücreler uyarılır. bu hücreler renk görmezler, siyah beyaz bir imaj sunarlar (biz ona sıklıkla siyah beyaz diyoruz ama bu aslında doğru bir tabir değil. grayscale veya grinin elli tonu denmeli). bazı hayvanlarda, bilhassa gece yaşayan bazı hayvanlarda, çomak hücreleri baskındır. onların renkle menkle pek işi olmaz. dünyayı siyah beyaz görseler yeter.her tür ışımanın belli bir tür dalgaboyu-frekansı vardır. bu tamamen fiziksel bir özellik. hayvanlar değişik aralıklarda dalga boylarını görebilirler. misal insanda bu aralık 380 nm'den (mor) 700 nm'ye (kırmızı) kadar. etrafımızda tabii ki dalgaboyu 380 nm'den kısa veya 700 nm'den uzun olan ışımalar var. ama bizim onları algılayacak hücrelerimiz yok. o yüzden o tür ışımalara karşı körüz (güneş ışığındaki teninizi bronzlaştıran uv'yi göremezsiniz mesela). bu dalgaboyu aralığı her canlıda aynı olacak diye bi şey yok, canlının ihtiyacına göre evrilmiştir. bazı hayvanlar bizim gördüğümüz dalga boylarını görmüyor. dalgaboyu 380 nm'den kısa (morötesi) ışığı gören canlılar var, misal kelebekler. ya da dalgaboyu 700 nm'den uzun (kızılötesi) ışığı algılayan canlılar var. şerefsiz sivrisinekler bunun bir örneği mesela. heriflerin gözünde doğuştan gece görüşü kamerası olduğu için, siz sıcak vücudunuzla karanlıkta ışıl ışıl parlıyorsunuz ve nerede olursanız olun sizi buluyor. doğal olarak, sizi, bi yılanı, bi kurbağayı, bi kelebeği, bi arıyı, bi balığı aynı sahnenin karşısına koysanız, hepsi ışığın farklı bir aralığını algılayıp farklı imajlar oluşturacaktır.eğer gözünüze bir ışık bilgisi ulaşırsa, ve bu ışık belli bir şiddetin üzerindeyse, çomak hücreleri değilkoni hücresitepki verir gelen ışığa. göz organında ise (elma meyvesi gibi oldu bu da), birden fazla tip koni hücresi bulunur, ve ışığın farklı dalga boylarıyla aktive olur. misal, insan gözünde 3 tip koni hücre bulunur. bi tip 380-550 nm arasını algılar ve mavi görür, bi tip 430-670 nm arasını algılar ve yeşil görür, bi tip 500-760 nm arasını algılar ve kırmızı görür. işte gördüğünüz göreceğiniz bütün renkler bu üç tip koni hücresinin değişik oranlarda aktivasyonundan ibaret. örneğin sarıyı gördüğünüzde yeşili ve kırmızı gören koni hücreleri aynı anda aktive olmuştur aslında. hatta beyazı görüyorsanız her üç tip de aynı anda aktiftir.üç tip koni hücresi var ama, hepsi de herkeste mükemmel çalışacak diye bir şey yok. doğru bildiniz, bazı insanların bazı koni hücreleri çalışmadığı içinrenk körüolurlar. hangi tipin ne kadar çalışmadığına bağlı olarak değişik renk körlüğü türleri de var. en yaygını kırmızı-yeşil renk körlüğü, ve yeşili algılayan koni hücrelerinin yeterince çalışmamasından kaynaklanıyor. ve tabii ki de, aynı dalga boyunu görüyor olsak bile, diğer hayvanlarla aynı imajı oluşturmuyoruz kafamızda. mesela köpek sizinle aynı manzaraya baktığında sizin dikkatinizi çeken kırmızıları görmüyor, onun gördüğü manzara daha soluk renklerle, mavili-sarılı tonlarda. (büyük ihtimalle de sebebi şu, sizin atalarınızı için kırmızı görmek önemli bir hayatta kalma mekanizmasıydı, en güzel renkli meyveleri toplayanların torunlarınız siz, köpeklerin ataları ise hiçbir zaman çalıların arasından kırmızı meyve toplamak zorunda kalmadı). hatta bırakın köpekle insanı, bir kadınla bir erkek bile aynı manzaraya baktığında aynı renkleri görmüyorlar, kadınlar daha fazla renk görüyor (yine büyük ihtimalle kadınların toplayıcı geçmişinden ötürü). bi detetrachromacydiye bi şey var ki akıllara zarar. 3 değil de 4 tip koni hücrenizin olduğunu düşünsenize! kimsenin hayaline sığmayan renkler görüyorsunuz! (bkz:concetta antico)renkleri görmek sadece bir çevreyi algılama ve hayatta kalma mekanizması. değişik canlılar, hatta değişik insanlar arasında renk algısı açısından ciddi farklar olabiliyor. evet, renklerin insan psikolojisiyle bir ilgisinin olduğu doğru, ama bu insanların tamamı için değil, renkleri benzer biçimde algılayan çoğunluğu için geçerli. yok 7 tane renk varmış, yok her çakranın bi rengi varmış, yok renklerin ilahi gücü varmış, geçiniz efenim bunları. altı üstü dalganın frekansından bahsediyoruz. kimserenklerin doğaüstü gücü hakkında saçmalamasın diyegörmenin biyolojisini peşin peşin açıkladım.bir rengi görmek, insanda bazı duyguları tetikleyebilir ya da güçlendirebilir. sebebi büyük ihtimallekültürel kodlama. ama tabii ki önceki deneyimlerden bağımsız olarak insanın duygu durumunu etkiliyor olma ihtimalini göz ardı edemeyiz.yapılan bir çalışmada (jonauskaite et. al., 2020), renklerin insanın duygu durumunu etkilemesinin yaşanan coğrafyaya ve konuşulan dile bağlı olduğu gösterilmiş. çalışma 30 farklı ulustan, 22 farklı dil konuşan, yaklaşık 4600 kişi üzerinde yapılmış. çok merak ettim türk var mı diye ama türkleri dahil etmemişler. elde edilen sonuçlar, bazı renklerin global olarak bazı duyguları uyandırdığını, bazı renklerin uyandırdığı duyguların ise coğrafyaya, dile ve geleneklere göre değişiklik gösterdiğini ortaya koymuş.-siyah: mutsuzluk, korku, nefret-gri: mutsuzluk, hayal kırıklığı-kırmızı: sevgi, öfke (bu kadar zıt iki duygunun da aynı renkle bağdaştırılması...)-pembe: sevgi, neşe, keyif-sarı: neşe-turuncu: eğlence-beyaz: rahatlama-yeşil: memnuniyet- yavrum, bikahverengihiç bi duyguyla bağdaştırılmamış (sadece biraz tiksinti). zaten de hiç sevmem. bazı insanlar baştan aşağı toprak rengi, kahverengi tonları giyer de, ölmeden gömmüşler gibi geliyor o insanlar bana.norveç, isveç, almanya gibi ülkelerde renklerin duygu durumla ilişkisi çok kuvvetliyken, mısır, nijerya, azerbaycan gibi ülkelerde o kadar kuvvetli çıkmamış. kuzey ülkeleri pek bi renksiz ya, arada bir çıkan renklere fazla anlam yüklüyorlar, bana sorarsanız o yüzden.değişik uluslarda renklerin anlamlandırılması farklı olabiliyor.- çin'de beyaz renk mutsuzluka ilişkilendirişmiş. muhtemelen evlenirken beyaz giyen batılıların aksine, yas rengi olarak beyaz giydikleri için.- mısır'da sarı renk neşe veya herhangi bir başka olumlu duyguyla bağdaştırılmamış. benim de tepemden sürekli güneş vursa, çölün kumu sarı sarı parlasa, sarı bana da olumlu bir şeyler ifade etmezdi herhalde.- mor renk pek çok ülkede olumlu duygular ilişkilendirilirken, yunanistan'da mutsuzlukla ilişkilendirilmiş. makalenin yazarları diyor ki, yunanistan'da diyor, cenazelerde diyor, din adamları mor giyiyor ondan galiba diyor.- kırmızı çin'de çoğunlukla iyi talihle ilişkilendirilirken abd'de tehlike ve başarısızlıkla ilişkilendiriliyor.kaynaklar
Kosova, bağımsızlığının 16. yılını kutluyor Sırbistan'dan 17 Şubat 2008'de ayrılan Kosova, bağımsızlığının 16. yıl dönümünü kutluyor. Kosovalı Türklerin yoğun olarak yaşadığı Prizren’de de halk, sokaklara akın ederek yıl dönümünü kutlamalarına katıldı. Sırbistan'dan 17 Şubat 2008 tarihinde tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Avrupa’nın en genç ülkesi Kosova, bağımsızlığının 16. yılını kutluyor. Günler öncesinden sokakların Kosova’yı bağımsız olarak tanıyan ülkelerin bayraklarıyla süslendiği ülkede ilk resmi tören başkent Priştine’de yapıldı. Kosovalı Türklerin yoğun olarak yaşadığı Prizren’de de halk, sokaklara akın ederek yıl dönümünü kutlamalarına katıldı. Prizren'in tarihi Prizren Birliği Meydanında toplanan Türk, Arnavut, Boşnak derneklerinin folklor ekiplerinin gösterileri büyük ilgi gördü. Davul zurna eşliğinde halay çeken Kosovalı gençlere halk da eşlik etti. 17 Şubat 2008 tarihinde Kosova bağımsızlık bildirgesine imza atan ve hala Kosova Meclisi’nde Kosova Demokratik Türk Partisi - KDTP milletvekili olan Enis Kervan, tüm Kosova halkının bağımsızlık gününü kutladı. Kervan, "Cumhuriyetimizin kuruluşunun 16. yıl dönümünde elbette çok mutluyuz. Benim için bu ayrıca bir onurdur, çünkü bağımsızlık bildirgesini imzalayan Türk milletvekillerinden biri olmanın hem sorumluluğunu hem de heyecanını yıllarca yaşadım. Kosova’da varoluşumuzun, Kosova dışında varoluşumuzu duyurmamızın yollarında ilerlemeye devam edeceğiz, tüm vatandaşlarımızı coşkuyla bağımsızlık günümüzü kutlamaya davet ediyorum. Çünkü Kosova Cumhuriyeti Kosova’da yaşayan tüm toplulukların, tüm vatandaşların cumhuriyetidir" dedi. KosovaTürk Sanatçılar Derneği’nin davetlisi olarak Prizren’e gelen Samsun Güzel Sanatlar Merkezi Derneği korosu da dün akşam Prizren’de bağımsızlık konseri düzenledi. Prizren’deki LumbardiSinemaSalonu’nda gerçekleştirilen konsere çok sayıda üst düzey davetli katıldı. Geceye KDTP milletvekilleri Enis Kervan ile Fidan Brina Jılta, Türkiye'nin Prizren Başkonsolosu Celal Doğan, Kosova Türk Temsil Heyeti Başkanı Albay Sabri Gökhan Karamürsel, KDTP Prizren Şubesi Başkanı Erim Berişa ile çok sayıda davetli katıldı. Gecede Rumeli Türküleri seslendirildi.
Cübbeli Ahmet işi ticarete döktü! 4 sene önceki görüntüleri haber kanalları ve sosyal medyanın diline düştü CNNTurk’ün haberine göre görüntüler, Cübbeli Ahmet’in 4 yıl önce cemaatine yönelik yaptığı bir konuşmasından çekildi. Cübbeli Ahmet videoda 130 liraya satılan bu terlikleri giyenlerin evinin bereketli olacağını, evlerinin yanmayacağını, evin içerisindeki eşyaların çalınmayacağını, rüyalarında da Hz. Muhammed’i göreceklerini ileri sürüyor. Terliğin özelliklerini sayan Cübbeli Ahmet, ardından da “Kutusunu yaptırıyorum, faziletlerini üzerine yazdıracağım” ifadelerini kullanıyor. Hz. Peygamber’in (as) sandaletlerinin imitasyonunu yaparak önündeki topluluğa 130 TL’ye satan Cübbeli, görüntülerde bu terliğin faziletlerini anlatıyor. Marmara üniversitesi’nden bir ilahiyatçının da görüşüne başvurulduğu havuz medyası haberinde Cübbeli’nin bir şarlatan olabileceği yorumları yapılıyor. 4 sene önceki görüntüleri haber kanalları ve sosyal medyanın diline düştü CNNTurk’ün haberine göre görüntüler, Cübbeli Ahmet’in 4 yıl önce cemaatine yönelik yaptığı bir konuşmasından çekildi. Cübbeli Ahmet videoda 130 liraya satılan bu terlikleri giyenlerin evinin bereketli olacağını, evlerinin yanmayacağını, evin içerisindeki eşyaların çalınmayacağını, rüyalarında da Hz. Muhammed’i göreceklerini ileri sürüyor. Terliğin özelliklerini sayan Cübbeli Ahmet, ardından da “Kutusunu yaptırıyorum, faziletlerini üzerine yazdıracağım” ifadelerini kullanıyor. Hz. Peygamber’in (as) sandaletlerinin imitasyonunu yaparak önündeki topluluğa 130 TL’ye satan Cübbeli, görüntülerde bu terliğin faziletlerini anlatıyor. Marmara üniversitesi’nden bir ilahiyatçının da görüşüne başvurulduğu havuz medyası haberinde Cübbeli’nin bir şarlatan olabileceği yorumları yapılıyor.
Savcı Akkaş: "Soruşturma yapmam engellenmiştir Açıklamasına, "Tarafımca yürütülen soruşturmada karşılaştığım baskılarnedeniyle açıklama yapma zarureti hasıl olmuştur" ifadesiyle başlayan Akkaş, uzun süredir, içinde kamuoyu tarafından yakından tanınan kişilerle bir kısım kamu görevlileri hakkında önemli iddiaların bulunduğu, çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, nüfuz ticareti, sahtecilik, tehdit, 2863 sayılı yasaya muhalefet gibi suçlara ilişkin bir soruşturma yürüttüğünü belirtti.Kanunun emri gereği gizli olarak yürütülmesi gereken soruşturmanın deşifre edilip basına yansımaya başlaması ve delillerin karartılmasına yönelik olarak önlem alındığını tespit etttiğini ve bunun üzerine harekete geçmeden önce dosyayı, 24 Aralık günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ve Başsavcı vekili Oktay Erdoğan'a ayrıntılı bir şekilde ilettiğini aktaran Akkaş, şunları kaydetti:"Suçlarla ilgili delillerin karartılmadan bir an önce toplanabilmesi için nöbetçi hakimlikten soruşturma ile ilgili alınan arama ve elkoyma kararlarıile gözaltına alma kararını dün sabah itibarıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğüne, gereğinin yerine getirilmesi için gönderdim. Bilahare basın yayın organlarında ve internet sitelerinde gözaltına alınacak bazı isimlerin yer aldığını ve delillerin karartılmaya başladığını tespit ettim.Aynı gün saat 19.00 sıralarında operasyonda görev alacak şube müdürleri ile adliye binasında yaptığım görüşmeye rağmen mahkeme kararının ve gözaltına alma kararının yerine getirilmediğini belirledim.Bugün itibarıyla bu soruşturma dosyasının, içerisinde yer alan arama,elkoyma ve gözaltı kararları ile birlikte gerekçe gösterilmeden uhdemdenalındığını öğrendim. Bundan sonra sorumluluk İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcıvekilindedir. Tüm meslektaşlarım ve kamuoyu bilmelidir ki; bir Cumhuriyet Savcısı olarak soruşturma yapmam engellenmiştir.Dolayısıyla hem Başsavcılık üzerinden hem de yargılama kararlarını uygulama durumunda olan adli kolluk üzerinden yargıya açıkça baskı yapılmış ve mahkeme kararlarının uygulanması önlenmiştir. Mahkeme kararlarını uygulamayarak sıralı amirler suç işlemiştir. Şüphelilerin önlem alması, kaçması ve delil karartmasına imkan verilmiştir."Savcı Muammer Akkaş, devletin üç temel erkinden biri olan, bağımsız vetarafsız bir şekilde görev yapması beklenen yargı erkinin bir mensubu olarak kendilerinden beklenenin, mevzuatın kendilerine verdiği yetki çerçevesinde işlenen suçlar ve suç işleyenler hakkında gereğinin yapılması olduğunu belirterek, "Görevimiz, baskılardan korkarak ve çekinerek milletin hukukunu çiğnetmek değil, milletimizin hukukunu koruma yolunda görevimizi hakkıyla yerine getirmeye çalışmaktır. Bu zorlu süreçte, en başta meslek büyüklerimiz olmak üzere bütün hukuk camiasından yargı bağımsızlığına sahip çıkmalarını bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Fransa’dan maske kararı: 1 Eylül’de zorunlu oluyor Fransa’dan maske kararı: 1 Eylül’de zorunlu oluyor Fransa’da yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınına karşı mücadele amacıyla 1 Eylül’den itibaren iş yerlerinde maske takmanın zorunlu hale getirildiği açıklandı. Fransa’da yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınına karşı mücadele amacıyla 1 Eylül’den itibaren iş yerlerinde maske takmanın zorunlu hale getirildiği açıklandı. Yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınında vaka sayısındaki artışın sürdüğü Fransa’da yetkililer harekete geçti. Ülkede virüsün yayılmasının önlenmesi amacıyla 1 Eylül’den itibaren iş yerlerinde maske takmak zorunlu kılındı. Fransa Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, zorunluluğun birden fazla kişinin çalıştığı tüm iş yeri ve fabrikalarda ortak alanlarda geçerli olduğu belirtildi. 20 Temmuz’da kapalı alanlarda maske zorunluluğu getirilmişti Öte yandan salgında günlük vaka sayısının 3 bini geçtiği Fransa’da 20 Temmuz’da kamuya açık kapalı alanlarda maske takma zorunluluğu getirilmişti. Sağlık uzmanları ise geçtiğimiz haftalarda salgında durumun kontrolden çıkabileceği uyarısında bulunmuştu. Artı33
Hasan Ali'den rakiplere gözdağı Fenerbahçeli futbolcu Hasan Ali Kaldırım, Spor Toto Süper Lig'de 20 Ekim Pazar günü deplasmanda Kayseri Erciyesspor ile oynayacakları maça 3 puan hedefiyle çıkacaklarını söyledi. Hasan Ali Kaldırım, FBTV'ye yaptığı açıklamada, lige kötü başlayan Kayseri Erciyesspor'un iyi bir kadroya sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Biz de lige Torku Konyaspor mağlubiyetiyle başladık ama ardından peşi sıra galibiyetlerimiz oldu. İyi bir oyun düzenimiz var ve iyi de mücadele ediyoruz. Milli maçların ardından lige yeniden dönmek belki de kolay olmuyor ama biz şu anki iyi durumumuzu devam ettirmek istiyoruz. 3 puan almak zorundayız. Diğer maçlar gibi bu maça da galibiyet için çıkacağız." Milli maçlar nedeniyle lige verilen aranın performanslarını olumsuz yönde etkilemeyeceğini dile getiren sarı-lacivertli futbolcu, "Milli takıma gitmeyen arkadaşlar, arayı iyi kullanarak açıklarını kapatma şansı yakaladılar. Milli takımdakiler de oynayarak performanslarını yükseltmeye çalıştılar. Bundan önce de bir milli maç arası vardı ve hemen akabinde oynadığımız lig maçlarından galibiyetle ayrıldık. Bu anlamda milli maç nedeniyle lige verilen aranın takımı olumsuz yönde etkileyeceğini düşünmüyorum" diye konuştu. Ligde zorlu bir periyoda girdiklerinin altını çizen Hasan Ali Kaldırım, "Pazar günü tek isteğimiz sahadan 3 puanla ayrılmak olacak. Bundan sonra zorlu bir periyot bizi bekliyor. Kayseri Erciyesspor maçının ardından Bursaspor, Gaziantepspor ve Galatasaray maçlarımız var ve bu maçlarımızın hepsi de zor maçlar" ifadelerini kullandı. "Kendimizi bir adım önde görüyorum" Hasan Ali Kaldırım, Süper Lig'de zirve mücadelesinde kendilerini bir adım önde gördüğünü söyledi. Zirve yarışındaki rakiplerinden Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'un iyi takımlar olduğunu anlatan sarı-lacivertli oyuncu, şöyle konuştu: "Ancak ben kendimizi bir adım önde görüyorum. Çünkü bizim avantajımız, sadece lige konsantre olmamız. Geçen seneki gibi haftada 2-3 maç oynamıyoruz. Her maça dinlenerek çıkıyoruz. Antrenmanlarda da iyi çalışıyoruz. Tabii şampiyonluk için bir şey söylemek erken olur çünkü daha ligin başındayız. Ancak ligin ortasında rakiplerimizle aramızdaki puan farkını açtığımız takdirde kendimizi şanslı gördüğümü söyleyebilirim." Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 11:10
ABD'de 'George Floyd' gösterileri tarihe geçti Protestolarla ilgili anket düzenleyen Kaiser Family Foundation'a göre, 8-14 haziran arasında ülke genelinde 26 milyon kişi gösterilere katıldı.Diğer anket şirketi Civis Analytics'e göre ise, 12-22 haziran arasında 23 milyon kişi gösterilere katılırken, N.O.R.C. anketine göre 11-15 haziran arasında 18 milyon kişi protestolarda yer aldı.Pew’in düzenlediği ankette ise 4-10 haziran arasında 15 milyon kişinin protestolara iştirak ettiği kaydedildi.Anket sonuçlarını değerlendiren New York Times gazetesi, George Floyd'un ölümü sonrası başlayan protestoların ABD tarihindeki en geniş katılımlı eylemler olduğunu savundu.ABD'nin Minneapolis kentinde 26 Mayıs'ta başlayan ilk protestolardan bugüne, günlük ortalama 140 gösteri ile ülke genelinde toplam 4 bin 700'den fazla protesto düzenlendi.Anketlerde, protestolara katılanların yarısının, ilk defa bir gösteriye iştirak ettiklerini belirttikleri de ifade edildi.Polis şiddetinin yanısıra, ABD Başkanı Donald Trump'ın silah, iklim değişikliği ve göçmenler konusundaki politikalarının da protestolara katılımı etkilediğine dikkat çekildi.
ÇIRILÇIPLAK İŞKENCE TEHDİDİ Diyarbakır’da hırsızlık yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan eşinin durumunu öğrenmek için karakola giden M.G, karakolda kendisine işkence edildiğini öne sürerek, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Avukatı Mesut Balkır ile Diyarbakır Adliyesi’ne giderek suç duyurusunda bulunan M.G, AA muhabirine yaptığı açıklamada, cep telefonu çaldığı iddiasıyla eşi L.S’nin gözaltına alındığını öğrendikten sonra Bağlar Polis Karakolu’na gittiğini söyledi. Karakolda eşinin durumunu sorduğu görevlilerin kendisini bir odaya aldığını ve kendisinden hırsızlık olayını kabul etmesini istediğini ileri süren M.G, şunları kaydetti: "Benden suçu kabul etmemi ve telefonu getirmemi istediler. Böyle bir şeyin olmadığını söyledim. Sonra bir kişi beni tuttu diğeri de dövmeye başladı. Başkomiser de dövülmemi izledi. Suçsuz olduğumu söyledim, yalvardım ama bir saat boyunca copla dövüldüm. Avukatım geldiğinde dayak izlerini görünce hemen savcılığa gittik. Beni dövenler bana küfredip eşimi yanımda soyacaklarını söylediler. Savcılığa ifademi verdim. Davacıyım." M.G’nin avukatı Mesut Balkır da M.G’nin yakınlarının arayarak durumu kendisine anlatması üzerine Bağlar Polis Karakolu’na gittiğini belirtti. Balkır, şöyle konuştu: "Oraya gittiğimde görevliler anlayamadığım şekilde rahatsız oldular. Müvekkilimle görüşünce bana kötü muamele gördüğünü söyledi. Kendisini uygun bir yere götürerek üzerindeki elbiselerini çıkarttım. Gördüklerim karşısında hayrete düştüm. Müvekkilimi hemen Cumhuriyet Başsavcılığına götürdüm. Durumu yetkili makamlara bildirdik. Müvekkilimin ifadesi alındı ve doktor raporunu almak üzere hastaneye sevki yapıldı." Balkır, "Şahsın vücudunda çok ağır derecede izler var. Bu da müvekkilime ağır işkence yapıldığını göstermektedir. Oysa müvekkilim sadece gözaltına alınan eşinin durumunu öğrenmek amacıyla karakola gitmiş, görevli memurlar ise suçun işlendiğine dair kendisinden ikrar almaya çalışmışlardır. Olay bu şekilde meydana gelmiştir" dedi. Bağlar Polis Karakolu yetkilileri ise söz konusu kişinin eşinin hırsızlıktan gözaltına alındığını kaydettiler. Yetkililer, şunları söylediler: "Şahıs karakola gelerek eşiyle görüşmek istediğini söyledi. Bu en doğal hakkıydı ve eşiyle görüştürüldü. Zaten zanlı değildi. Görüşmeden sonra karakoldan ayrıldı. Daha sonra eşi de çıkarıldığı savcılıkça serbest bırakıldı. Karakolda herhangi kötü bir muameleye maruz kalmadı. Biz de sonradan durumunu ve hakkımızda savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu öğrendik. Başına her ne geldiyse dışarıda gelmiş olabilir." Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 21:04
Fenerbahçe'de İsmail Kartal'dan Marius Sumudica'ya olay cevap! 'Muhatap olmak istemiyorum' Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, zemin kötü olduğu için zorlandıklarını ve buna rağmen kazanmalarından dolayı memnun olduklarını söyledi. Oyuncuların pas yapmakta ve top kontrolünde zorlandığını anlatan Kartal, "Öncelikle 2 hafta önce burada sahanın zemininden bahsetmiştim. Biz teknik adamalar ülke futbolunun gelişimi için çalışıyoruz. Her iki takımda bu sahada futbol oynarken çok zorlandı. Oyuncularım sahada pas yapamadıklarını, ayaklarının şiştiğini söylediler. 2 oyuncumuzun bileğinde dönme mevcut. İyi maçlar olabilmesi için sahaların daha iyi olması lazım. Daha iyi olsun ki daha iyi futbol oynansın. Bugün her iki takım oyuncuları ellerinden geleni yaptılar. Ama takımlar bu kötü zeminde ayakta kalmak ve topu nasıl kontrol edebiliriz diye mücadele ettiler. Gaziantep FK iyi bir takım daha iyi bir zeminde oynaması lazım. Turu geçtik ama çok şükür küçük sakatlıklarla maçı atlattık. Böyle bir zeminde kazanmasını bildiğimiz için mutluyuz" dedi.Sumudica’nın geçtiğimiz haftalarda zeminle ilgili kendisine verdiği cevap hakkında konuşan İsmail Kartal, "Öyle cevap vermiş ama 1 sene önce de sahanın kötü olduğunu söyleyen yine kendisi. Ben onunla ilgili başka bir cevap vermek istemiyorum" diyerek sözlerini noktaladı.
Monaco La Liga'ya göz dikti France Football dergisinin iddiasına göre, Monaco'nun sahibi Rus iş adamı Dimitri Rybolovlev, gelecek sezon takımda olmayacak İtalyan teknik direktör Claudio Ranieri'nin yerine Diego Simeone'yi getirmek istiyor. Simeone'nin, halen Atletico'dan sezon başına yaklaşık 2 milyon avro kazandığı, ancak Monaco'daki düşük vergi sisteminden dolayı Fransız kulübünde neredeyse 3 kat daha fazla kazanma şansı olduğu iddia edildi. Haberde, Radamel Falcao'nun Monaco'dan ayrılma olasılığına karşın da Atletico Madrid'de bu sezon yıldızı parlayan 25 yaşındaki forvet oyuncusu Diego Costa'nın düşünüldüğü belirtildi. Costa'nın bonservis bedelinin 38 milyon avro olduğu ve başka kulüplerin de bu futbolcuyu istediği hatırlatıldı. Monaco'nun istediği kalecinin, Real Madrid'de bu sezon 2. kaleci olan ve sadece UEFA Şampiyonlar Ligi ve Kral Kupası maçlarında oynatılan İker Casillas olduğu kaydedildi. Monaco'nun, Casillas'a sezon başına 7 milyon avro ödeyebileceği iddia de edildi. Monaco'nun Casillas dışında Tottenham'da forma giyen Fransa Milli Takımı'nın kalecisi Hugo Lloris ile de ilgilendiği de öne sürüldü. ntvspor Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 05:56
En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı kimin olacak? (Son 25 yılın kazananları) 2019'da yayınlanan filmler arasında En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ına aday olan isimler şöyle:Cynthia Erivo (Harriet)Scarlett Johansson (Marriage Story)Saorise Ronan (Little Women)Charlize Theron (Bombshell)Renee Zellweger (Judy)Aşkın portresi: Rönesans ressamı gelin adaylarını krala portrelerini çizerek tanıtıyorduVan Gogh'un cesaret sembolü: Selvi ağaçlarıRock müziğinin efsanesi Erkin Koray 82 yaşında hayatını kaybetti | Siyasilerden taziye mesajlarıFay hattında sızıntı tespit edildi: ABD'de 9 büyüklüğünde deprem korkusuOlivia Colman (The Favourite-Sarayın Gözdesi, 2018)Frances McDormand(Three Billboards Outside Ebbing, Missouri, 2017)Emma Stone (La La Land, 2016)Brie Larson (Room, 2015)Julianne Moore (Still Alice, 2014)Cate Blanchett (Blue Jasmine, 2013)Jennifer Lawrence (Silver Linings Playbook, 2012)Meryl Streep (The Iron Lady, 2011)Natalie Portman (Black Swan, 2010)Sandra Bullock (The Blind Side, 2009)Kate Winslet (The Reader, 2008)Marion Cotillard (La mome, 2007)Helen Mirren (The Queen, 2006)Reese Witherspoon (Walk the Line, 2005)Hillary Swank (Million Dollar Baby, 2004)Charlize Theron (Monster, 2003)Nicole Kidman (The Hours, 2002)Halle Berry (Monster's Ball, 2001)Julia Roberts (Erin Brockovich, 2000)Hillary Swank (Boys Don't Cry, 1999)Gwyneth Paltrow (Shakespeare in Love, 1998)Helen Hunt (As Good as It Gets, 1997)Frances McDormand (Fargo, 1996)Susan Sarandon (Dead Man Walking, 1995)Jessica Lange (Blue Sky, 1994)Holly Hunter (The Piano, 1993)Emma Thompson (Howards End, 1992)
CHP'li Sezgin Tanrıkulu pasaport krizi Meclis’e taşındı: Çip ihalesinin yapılamadığı doğru mu? CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya çipli pasaportlarla ilgili soru önergesi verdi.Pasaport baskı işlemlerinde yaşanan sorunun ne olduğunu soran Tanrıkulu, "Pasaportların çip ihalesinin yapılamadığı için basılamadığı iddiası doğru mudur?" diye sordu. Tanrıkulu, "İddia doğru ise, konu ile ilgili sorumluluğu bulunanlar kimlerdir?" dedi.Tanrıkulu tarafından Bakan Soylu'nun yanıtlaması talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sunulan soru önergesinin maddeleri şu şekilde:
JANDARMA'DAN 'SAMSUN' AÇIKLAMASI MUSTAFA DÖVER SAMSUN Samsun Valiliği tarafından İl Jandarma Komutanlığı'nın resmi açıklaması basın kuruluşlarına ulaştırıldı. 16 yaşındaki Gökhan Çetintaş'ın ölümüyle sonuçlanan olayın teröristlerin geçiş noktasına pusu atan güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışma sonucunda olduğu ifade edilen açıklamada, "Son günlerde bölücü terör örgütü mensuplarının varlığı ve bölgeden geçiş yapacakları duyumuna istinaden güvenlik güçlerince özellikle teröristlerin geçiş yapacakları değerlendirilen noktalarda yapılan operasyon esnasında Havza ilçesine 4 kilometre mesafede bulunan viyadükler bölgesinde saat 22.30 sıralarında icra edilen pusu sırasında bir vatandaş hayatını kaybetti. Pusu faaliyeti sırasında gece görüş ve gözetleme cihazlarından iki kişinin 500 metre mesafeden görüntülerinin tespit edilmesi üzerine görevli timin bulundukları yerden sızma faaliyeti icra ederek şahıslara 100 metre mesafeye kadar yaklaşmıştır. Şahıslara 'dur' ihtarının yapıldığını, yapılan ikazlara rağmen uyarılara riayet etmeyerek şahısların bulundukları yerin yan tarafındaki çalılık bölgeye atladıkları ve uyarıya ateşle karşılık verdikleri anlaşılmıştır. Görevli tim tarafından açılan ateş neticesinde 16 yaşındaki 170 santimetre boyundaki Gökhan Çetintaş olay yerinde hayatını kaybetmiştir" denildi. Açıklamada, ağabey Habip Çetintaş'ın sağ olarak ele geçirildiği ve üzerinde 9 milimetre kuru sıkı tabanca bulunduğu da belirtildi. Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 15:38
AK Parti'yle yakınlaşma İYİ Partiyi karıştırdı Son günlerde İYİ Parti’nin önümüzdeki seçimlerde AK Parti ile ittifak söylentileri, parti içinde yeni bir tartışmaya yol açtı. 25 Ekim 2017'de kurulan ve geride bırakılan genel ve yerel seçimlerde CHP ile ittifak yapan İYİ Parti'nin, 'önümüzdeki seçimler için AK Parti'yle yakınlaşıyor' şeklindeki söylentiler parti içinde yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemiş vaziyette. İYİ Parti lideri Meral Akşener, geçtiğimiz günlerde, “CHP ve İYİ Parti’nin yaptığı işbirliğinin sürüp sürmeyeceğinin Türkiye’de parlamenter sisteme dönüş olup olmayacağı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin gidişine göre şekilleneceğini” diyerek Millet İttifakı'nın olmazsa olmazları olmadığının mesajını vermişti. İYİ Parti’ye giden ülkücü kesim sıcak bakmıyor Akşener’in bu açıklamasın ardından da kulislerde “İYİ Parti’nin AK Parti ile yakınlaşmak isteyebileceği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Akşener ile 30 Ağustos resepsiyonunda da yakın diyalog kurduğuna” son olarak Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu'nun CHP'yi HDP üzerinden eleştirip 'rehini değiliz' söylemine dikkat çekilerek, “İYİ Parti, yeni dönemde CHP ile değil, AK Parti ile mi bir araya gelecek” sorusu tartışılmaya başlandı. Ancak İYİ Parti’nin AK Parti ile olası birlikteliğine “MHP’den ayrılıp, İYİ Parti’ye giden ülkücü kesimin sıcak bakmadığı” ifade ediliyor. Oyların yönü yeniden AK Parti ve MHP'ye döner kaygısı 2023’te gerçekleşmesi beklenen Cumhurbaşkanlığı seçimi ile genel seçimlerde hedefini “merkez sağ” ile birlikte “ülkücü taban” üzerine yoğunlaştırmak isteyen ve böylece oyunu artırma hesapları yapan İYİ Parti’nin, “olası AK Parti yakınlaşmasıyla bu tabandan gelmesi beklenen desteğin yönünü de yeniden AK Parti ve MHP cephesine çevirebileceği” ifade ediliyor. ‘Biz niye MHP’den ayrıldık?’ İYİ Parti kanadı her ne kadar bu türlü bir yakınlaşmanın ancak “belli başlı konularda, emeklilikte yaşa takılanların sorununun çözümü, artan kadın cinayetlerine çözüm bulunması, ekonominin düzelmesi gibi, Meclis çatısı altında olabileceğini” ifade etse de parti içindeki ülkücülerin, “İYİ Parti’ye ülkücü gömleğimizi çıkarmadan geldik. AK Parti’nin ülke yönetimindeki politikalarına da karşı olduğumuz için MHP’nin AK Parti’ye verdiği desteği eleştiriyoruz. İYİ Parti de MHP’den bu anlamda ayrılıyor. Meclis’te AK Parti ile bu konulardaki bir birliktelik dahi partiyi ‘MHP’nin gölgesindeki bir parti’ konumuna getirir. Böyle bir durum yaşanacaksa biz niye MHP’den ayrıldık? İYİ Parti, toplumun her kesimini ilgilendiren konularda elbette Meclis’te sözünü söyleyecek. Ancak bu ‘başka partilerin gölgesi altında olmaz” tepkisini gösteriyor. Güncellenme Tarihi : 27.9.2019 12:55
PEPE:"ARABANIN TEKERİNE ÇOMAK SOKTULAR" Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, hedeflerinin 22 Temmuzda daha güçlü AK Parti hükümetiyle 2013 yılında fert başına düşen milli geliri 10 bin dolara, 2023 yılında da Türkiye’yi ekonomisi en güçlü 10 ülke arasına çıkarmak olduğunu bildirdi. Bakan Pepe, Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu’nu ziyaret ederek, brifing aldı. Vali Salihoğlu, ziyarette Bakan Pepe’ye, pestil ve köme ikram etti. Bakan Pepe, daha sonra AK Parti Gümüşhane Milletvekili Temel Yılmaz, milletvekili adayları Kemalettin Aydın ve Yahya Doğan ile birlikte AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezine geçti. Pepe, burada yaptığı açıklamada, çok önemli ve kritik bir seçime gidildiğini belirterek, "Hükümet olarak biz, 4.5 yıl içinde pek çok askıda kalmış projelere, yenilerini de ekleyerek, sağlıktan eğitime kadar adeta ülkemize çağ atlattık. ’Yolsuz ve susuz köyümüz kalmayacak’ dedik, başardık. Öyle güğümle kova ile su taşıma devri artık sona erdi. 4.5 yıl yaya yata hükümet etmedik" dedi. Bu gün ana muhalefet partisinin bile 40 ilde barajı aşacak durumda olmadığını savunan Bakan Pepe, şöyle devam etti: "Ama biz bütün illerde birinci partiyiz. Halkın muhabbetini görmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Severseniz, sevilirsiniz. Milletimizin kardeşliği, birliği ve beraberliği üzerinden bazıları siyaset yaparak kendilerince rant devşirmeye çalışıyor olabilirler. Bunlara asla müsaade etmeyiz, siz de müsaade etmeyin. Ülkenin kutsal değerleri üzerinden siyaset yapanlara millet prim vermez. Cami avlusunda şehitlerimiz, bizim üzüntümüzdür, kederimizdir. O şehitler, bu ülkenin ilelebet Türk yurdu olarak, bağımsız, tek bayrak, tek millet ve tek devlet olarak kalması için canlarını veriyorlar. Bize düşen şehitlerimize gerekli saygı ve sevgiyi göstermek, ailelerine sahip çıkmaktır. Ülkenin terörle mücadelesinde, hükümet olarak güvenlik kuvvetlerimizin istediği her türlü talebi, bütün imkanlarımızı kullanarak karşıladık, karşılamaya da devam edeceğiz." Bakan Pepe, hedeflerinin, 22 Temmuzda daha güçlü AK Parti hükümetiyle 2013 yılında fert başına düşen milli geliri 10 bin dolara, 2023 yılında da Türkiye’yi ekonomisi en güçlü 10 ülke arasına çıkarmak olduğunu söyledi. CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ AK Parti iktidarına kadar Türkiye’nin borca batırıldığını savunan Osman Pepe, şunları kaydetti: "Arabanın tekerine çomak soktular. Bakınız, CHP halkın arasına giremiyor. Halka sırtını dayayamayan CHP, başka kapılardan iktidar bekliyor. Penaltı 9.10 metreden atılır. CHP’ye 5 metreden, bize ise orta sahadan, 55 metreden attırmaya çalışıyorlar. Sayın Gül’den önce yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 oyun altında oyla cumhurbaşkanı seçimi yapıldığı halde 357 oy alan sayın Gül seçilememiştir. Onun için 22 Temmuz seçimlerinde daha güçlü olarak seçimden çıkıp, topu kimseye değdirmeden kaleye gol atacağız." Bakan Pepe’ye, partililer tarafından içinde Gümüşhane’nin yöresel ürünlerinin bulunduğu bir paket hediye edildi. Pepe, daha sonra semt pazarını gezerek esnafla sohbet etti. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 17:41
ÇEAŞ VE KEPEZ'İN SATIŞI KOLAYLAŞIYOR ALİ ULURASBA ANKARA - Tasarının TBMM tatile girmeden yasalaşması gündemde. Dolayısıyla tasarı önümüzdeki günlerde Genel Kurul gündemine gelecek. Tasarıyla kamuya ait veya sözleşme hükümlerini yerine getirmediği için kamuya devredilen, aralarında Uzan grubundan kamuya geçen Çukurova Elektrik (ÇEAŞ) ile Kepez'in de bulunduğu, enerji santrallerinin mümkün olan en kısa sürede özelleştirilmesinin kolaylaştırılması hedefleniyor. Tasarıyla, üretim faaliyetinde bulunan enerji şirketlerinin hisselerinde nama yazılılık şartı kaldırılırken, kamuya ait üretim şirketlerinin özelleştirme ihalelerine, halka açılmış ve İMKB'de işlem gören şirket tüzel kişilerinin de katılmasının yolu açılıyor. Tasarıyla ayrıca Türkiye'ye komşu ülkelerin orta dönemli elektrik taleplerinin karşılanabilmesi amacıyla, Elektrik Üretim AŞ`nin (EÜAŞ) atıl kapasitesinin ihracat ile değerlendirilmesi için, yurt dışına elektrik enerjisi ihraç etmesi veya elektrik ihracatı yapan şirketlere elektrik satabilmesi düzenleniyor. Bu çerçevede Irak'ın yeniden yapılandırılması çerçevesinde, bu ülkenin elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla Elektrik Üretim AŞ'ye(EÜAŞ) bu izin veriliyor. Yine aynı tasarı, BOTAŞ'a yeni doğalgaz ithal izni verilmeyerek ya da kontrat devri yapılarak 2009 yılı sonuna kadar toplam ithalattaki payının yüzde 75'e indirilmesini ancak, bir yıl içerisinde devredilecek miktarın yüzde 10'u aşmamasını öngörüyor. Enerji Bakanı Hilmi Güler, Komisyon'da tasarıyla ilgili yaptığı sunuş konuşmasında, temel amaçlarının enerji piyasasında serbest piyasa koşullarını tesis etmek olduğunu ifade ederek, ''Bu tasarıdaki temel amacımız verimsiz işletmelerin kamuya getirdiği külfeti ortadan kaldırmaktır'' diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:32
Türk firmalarının tasarladığı Mercedes VIP araçlar Palexpo Sergi Merkezinde düzenlenen ve yaklaşık 900 otomobilin sergilendiği fuarda, Okçu ve DizaynVip firmaları da tasarımlarını yaptıkları Mercedes VIP araçlarla ziyaretçilerini ağırlıyor.Okçu firması, yeni Mercedes V Serisi üzerinde tamamen el işçiliği ile hayata geçirdiği lüks araç içi tasarımını ziyaretçilerin beğenisine sunarken, DizaynVip firması da fuara dünyanın hareketli aksamları sesle hareket eden Mercedes VIP aracı "V-Diamond" ile katıldı.DizaynVip'in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç, "Dünya otomobil devlerinin yapamadığı bir tasarımı ‘Made in Turkey’ damgası vurarak dünya arenalarına çıkarmaktan büyük gurur duyuyoruz. Dünyaya ilham olmak, onların sizi taklit etmesi, ülke ekonomisine ciddi oranda katkıda bulunmak…Bunların her biri paha biçilemez mutluluk." şeklinde açıklamada bulundu.Fuarda boy göstererek global arenada da tanınan bir marka olduklarını belirten Okçu Yönetim Kurulu Başkanı Savni Okçu ise, "Son 10 yılda önemli bir dönüşüm içerisindeyiz. Her yıl Monako ve Dubai fuarlarına katılıyoruz. Avrupa ve Ortadoğu'da aranan bir markayız. Bizim en büyük farkımız işçiliğimiz ve Ar-Ge departmanımıza yaptığımız yatırımlar. Titiz el işçiliğiyle yaptığımız tasarımların, Rolls-Royce, Bentley gibi markaların işçiliği ile aynı kalitede olduğunu söyleyebilirim." yorumunu yaptı.Bu yıl 87. kez gerçekleşen Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı, 19 Mart Pazar gününe kadar devam edecek.
Kolombiya'nın Antalya Fahri Konsolosluğu törenle açıldı Kolombiya'nınAntalyaFahri Konsolosluğu için açılış töreni düzenlendi.Törende konuşan Büyükelçi Julio Anibal Riano, Kolombiya Cumhuriyeti'nin özgürlüğünün pekiştirildiği Boyaca Muharebesi'nin 205. yıldönümü seronomisi ve Kolombiya Antalya Fahri Konsolosluğu açılış törenini bir arada yaptıklarını ifade ederek, törene katılanlara teşekkür etti.Antalya Fahri Konsolosluğu görevine atanan Melih Beken'in iki ülke arasında var olan dinamik ilişkinin güçlenmesine katkıda bulunacağına belirten Büyükelçi Riano, atamayı büyük bir memnuniyetle karşıladığını dile getirdi.Riano,"Hükümetimiz adına, Büyükelçilik adına ve kendi adıma, bu hassas görevi kabul ettiği için kendisine teşekkür ediyorum."dedi.Kolombiya Antalya Fahri Konsolosu Beken ise kendisine bu göreve tevdi eden Kolombiya hükümetine teşekkür ederek, Türkiye ve Kolombiya arasındaki ilişkilere en iyi şekilde katkı sağlamaya çalışacağını söyledi.Konuşmaların ardından Fahri Konsolosluğun açılışı yapıldı, Büyükelçi Riano tarafından Beken'e Fahri Konsolos beratı verildi.
ERZURUM''DAKİ TRAFİK KAZASI: 7 ÖLÜ, 10 YARALI... ERZURUM (İHA) - Erzurum''da meydana gelen trafik kazasında ilk belirlemelere göre 7 kişi hayatını kaybetti, 10 kişi de hafif şekilde yaralandı. Edinilen bilgiye göre, kaza sabah saat 08.00 sıralarında Erzurum-Bingöl Karayolu''nun Palandöken Göleti yol ayrımında meydana geldi. Erzurum''dan Çat istikametine seyreden sürücüsü belirlenemeyen 25 EE 027 plakalı taksi, karşı yönden gelen Osmaniye''den Kars''a gitmekte olan 06 DBH 53 plakalı yolcu otobüsüyle çarpıştı. Her iki aracın da şarampole yuvarlandığı kazada ilk belirlemelere göre 2''si bebek otobüsten 6 yolcu ve taksi sürücüsü toplam 7 kişi hayatını kaybederken, otobüsteki yolculardan 10''u da hafif şekilde yaralandı. Araç altında kalan cesetler sivil savunma ekipleri tarafından çıkartılırken, çoğunluğu üniversite öğrencisi olan yolcular kazanın şokunu uzun süre üzerlerinden atamadı. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:43
AHMET HASSAN AFRİKA KUPASI MAÇINDA LİBYA'YA GOLÜNÜ ATTI KAHİRE  - Mısır'da düzenlenen Afrika Uluslar Kupası'nın açılış maçında Mısır, Libya'yı 3-0 mağlup etti. Mısır'ın son golünü 78. dakikada Beşiktaş'ta forma giyen Ahmed Hassan kaydetti. Afrika Uluslar Kupası'nın açılış maçında A Grubu mücadelesinde Mısır ile Libya, Kahire Stadı'nda karşı karşıya geldi. Mısır'ın gollerini 18. dakikada Mido, 22. dakikada Mohamed Abu-Treika ve 78. dakikada Ahmed Hassan kaydetti. Libya'da 75. dakikada Luis Agustini kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:12
İŞTE ALEVİ DEDELERİ KIZDIRAN TALEP!.. Tokatlı Temel ailesi, Aleviler'in kutsal ismi Hubyar Sultan'ı marka olarak tescil ettirmek için Türkiye Patent Enstitüsü'ne başvurdu. Başvuru kabul edilirse marka deterjandan cilaya, kozmetikten tütüne her türlü mal ve hizmet ticaretinde kullanabilecek.. Hacı Bektaş'tan sonra ikinci büyük Alevi dergâhı olan Tokat'taki Hubyar Ocağı'yla ilgili bu başvuruyu Hubyar Sultan'ın torunları olduğunu iddia eden Temel ailesi yaptı. Aile, Hubyar ismini ticari marka olarak kullanmak için Türkiye Patent Enstitüsü'ne gitti. Deterjan markası olacak Yapılan resmi başvuru kabul edilirse Temel ailesi, Hubyar Sultan markasını deterjandan cilaya, kozmetikten tütüne her türlü mal ve hizmet ticaretinde kullanabilecek. Aile, "Bu bizim en doğal hakkımız. Akrabalığımızı belgelerle ispatlayabiliriz" iddiasında bulundu. Marka değil sosyal olgu Temel ailesinin bu girişimine diğer Aleviler itiraz etti. Hubyar Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu "Hubyar Sultan Alevi inanç merkezinin adıdır. Bir marka değil sosyal bir olgudur. Kesinlikle bir kişi ya da kurum adına tescil edilemez" dedi. Tokatlı Temel ailesi Alevilerin kutsal kabul ettiği Hubyar Sultan'ı marka haline getirmek için girişimde bulundu. Hubyar Alevi Kültür Derneği Başkanı, "Sosyal olgudur" diye karşı çıktı. Alevi inancının önde gelen temsilcilerinden 'Hubyar Sultan' marka olma yolunda. Tokat'taki Alevi dergâhına ismini veren Hubyar Sultan'ın torunları olduğunu iddia eden Temel ailesi, Türkiye Patent Enstitüsü'ne başvurarak 'Hubyar' isminin adlarına marka olarak tescil edilmesini istedi. Türk Patent Enstitüsü başvuruyu kabul ederse Hubyar ismi, arap sabunundan cilaya, doğum kontrol hapından süt sağma makinesine kadar çeşitli ürünlerin markası olarak kullanılabilecek. ATAMIN İSMİ DEDİ; MARKA İSTEDİ Tokat'ın Almus ilçesine bağlı Hubyar köyünde yaşayan Hıdır Temel, "atalarımın ismi" dediği Hubyar'ın lisansını almak için Türk Patent Enstitüsü'ne başvurdu. Ancak Hıdır Temel'in başvurusu Aleviler'in tepkisine neden oldu. Çünkü, Enstitü'nün başvuruyu kabul etmesi halinde Temel, Aleviler'in kutsal gördüğü Hubyar Sultan'ın ismini her türlü mal ve hizmet ticaretinde kullanabilecek. Böylece, Hubyar ismi ile temizlik, kozmetik, cila, mobilya, ilaç, giysi, maden, mutfak eşyaları, sanayi, aydınlatma, otomobil, ateşli silahlar, deri, dantel ve nakış, bira, şarap, tütün üretilip satılabilecek. BİR KİŞİYE TESCİL EDİLEMEZ Hıdır Temel'le beraber başvuruda bulunan Arslan Temel SABAH'ın sorusu üzerine, Hubyar Derviş'in torunu olduğunu belirterek, "Atalarımın ismi üzerinde hak talep etmem kadar doğal bir şey olamaz. Bunu belgelerle ispat edebilecek durumdayım" diyerek girişimini haklı olduğunu savundu. Alevi inancının temsilcilerinden Hubyar Sultan'dan ismini alan Hubyar köylüleri ise isimlerinin bir kişiye tescil edilemeyeceğini savunarak, başvuruya itiraz etti. "Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı" Ali Kenanoğlu, 'Hubyar'ın bir marka değil "sosyal bir olgu" olduğunu vurguladı. HUBYAR TÜRBESİ TESCİL EDİLDİ Hubyar Sultan'ın doğdukları köye ismini verdiğine dikkat çeken Kenanoğlu, "Hubyar Sultan Alevi inanç merkezinin adıdır. Hubyar köyünde bulunan türbede Hubyar Sultan yatar, bu inancımız açısından önemlidir, adına kitaplar yazılmıştır. Bu isim kesinlikle bir kişi ya da kurum adına tescil edilemez" dedi. Hubyar türbesinin de Kültür Bakanlığı'nca Kültür Varlığı olarak tescil edildiğine dikkat çeken Dernek Başkanı Ali Kenanoğlu, aynı zamanda Hubyar ismiyle kurulmuş tüzel kişilikler bulunduğunu, yüzlerce kişinin doğum yeri olarak kimliklerinde Hubyar yazdığını belirtti. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 21:47
Aykut Kocaman eski öğrencisi Stoch'a sarıldı Konyaspor'dan Miroslav Stoch'a kanca Konyaspor, ligin ikinci devresinde bambaşka bir görüntüde olmayı hedefliyor. Yeşil-Beyazlılar, en az 5-6 takviye yapacak. Gündemdeki isimlerden birinin de Stoch olduğu öğrenildi. Sezonun ilk yarısında hayal kırıklığı yaratan Konyaspor, ligin ikinci devresinde bambaşka bir görüntüde olmayı hedefliyor. Bu doğrultuda ara transferi oldukça haraketli geçirecek olan Yeşil-Beyazlılar, en az 5-6 takviye yapacak. Gündemdeki isimlerden birinin de Stoch olduğu öğrenildi. PAOK’tan ayrılmaya hazırlanan 30 yaşındaki Slovak yıldız için Konyaspor Yönetimi çalışmalara başladı. Özellikle teknik direktör Aykut Kocaman’ın, Fenerbahçe’den eski öğrencisini istediği öğrenildi. Stoch ile bir diğer Süper Lig ekibi Göztepe de yakından ilgileniyor Güncellenme Tarihi : 28.12.2019 10:37
Eski İtalya Başbakanı Draghi: Birlikte hareket etmezsek Putin zafere ulaşacak Görevi sona eren İtalya Başbakanı Mario Draghi, AB Liderler Zirvesi'nde üye ülkelerin liderleriyle yaptığı görüşmelerde AB'nin bütünlüğüne dikkat çekti.Boomberg'in aktardığına göre Mario Draghi, AB ülkelerinin Ukrayna-Rusya savaşında farklı tutum sergilemeye devam etmesi halinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i zafere ulaştıracağını söyledi.Draghi, AB içindeki bölünmelerin ve anlaşmazlıkların sona erdirilmesi gerektiğini savundu.Draghi, Avrupa Birliği liderlerine bölgenin resesyonda olduğunu, birlik halinde hareket edilmesi gerektiğini dile getirdi.Uzun süredir politikayla ilgilenmesinin yanı sıra bir bankacı ve ekonomist olan Draghi, 1 Kasım 2011 tarihinde Jean-Claude Trichet'in yerine Avrupa Merkez Bankası'na başkan olarak atandı. İtalya Bankası Başkanı sıfatıyla, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Ödemeler Bankası Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini yürüttü. Aynı zamanda İtalya Uluslararası İmar Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Asya Kalkınma Bankası Başkanlığı görevlerini de icra eden Draghi, Nisan 2006 yılında, Finansal İstikrar Forumu Başkanı seçildi. 2009 ilkbaharında ise Finansal İstikrar Kurulu başkanı oldu. 13 Şubat 2021 tarihinde İtalya Başbakanı olan Draghi, 22 Temmuz 2022 tarihinde görevinden istifa etti.
Kriz kahini konuştu “Türkiye çok tehlikeli bir yolda, hem politik hem ekonomik” 2008 küresel krizini tahmin etmesiyle ünlenen ekonomist Nouriel Roubini, “Bence Türkiye hem politik olarak hem de ekonomik olarak tehlikeli bir yolda” diye konuştu. ‘Kriz Kahini’ olarak tanınan New York Üniversitesi profesörü ekonomist Nouriel Roubini, ABD televizyonu Bloomberg’de yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin “tehlikeli bir yolda” olduğunu öne sürdü. ‘MÜLTECİ KRİZİ DEVAM EDİYOR’ Roubini, Türkiye’de ordu ve polisin darbe girişiminin ardından güçsüzleştiğini ve ülkenin hem IŞİD’in, hem de PKK’nın terör tehdidi altında olduğunu, ayrıca iç karışıklıkla yüz yüze bulunduğunu ve mülteci krizinin devam ettiğini belirtti. Kriz Kahini, Türkiye-AB ilişkilerinin de kötüleştiğine dikkat çekerek, “Bence Türkiye hem politik olarak hem de ekonomik olarak tehlikeli bir yolda” dedi. AB’nin Türkiye’yi üye olarak istemediğini ve ılımlı kesimlerin yerini daha az ılımlı olanlara bıraktığını belirten Roubini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise bu koşulları fırsat bilerek, yürütme yetkilerini de elinde toplayan otoriter bir lider olmaya yöneldiğini söyledi. “Türkiye çok tehlikeli bir yolda, hem politik hem ekonomik” 2008 küresel krizini tahmin etmesiyle ünlenen ekonomist Nouriel Roubini, “Bence Türkiye hem politik olarak hem de ekonomik olarak tehlikeli bir yolda” diye konuştu. ‘Kriz Kahini’ olarak tanınan New York Üniversitesi profesörü ekonomist Nouriel Roubini, ABD televizyonu Bloomberg’de yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin “tehlikeli bir yolda” olduğunu öne sürdü. ‘MÜLTECİ KRİZİ DEVAM EDİYOR’ Roubini, Türkiye’de ordu ve polisin darbe girişiminin ardından güçsüzleştiğini ve ülkenin hem IŞİD’in, hem de PKK’nın terör tehdidi altında olduğunu, ayrıca iç karışıklıkla yüz yüze bulunduğunu ve mülteci krizinin devam ettiğini belirtti. Kriz Kahini, Türkiye-AB ilişkilerinin de kötüleştiğine dikkat çekerek, “Bence Türkiye hem politik olarak hem de ekonomik olarak tehlikeli bir yolda” dedi. AB’nin Türkiye’yi üye olarak istemediğini ve ılımlı kesimlerin yerini daha az ılımlı olanlara bıraktığını belirten Roubini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise bu koşulları fırsat bilerek, yürütme yetkilerini de elinde toplayan otoriter bir lider olmaya yöneldiğini söyledi.
KUPA BİLETLERİ NE KADAR? Ziraat Türkiye Kupası 3. kademe karşılaşmasında Bursaspor ile Şanlıurfaspor arasında yapılacak maçın bilet fiyatları açıklandı. Bursaspor Kulübü'nden yapılan açıklamada, biletlerin yarından itibaren Biletix'in Çetin Family Nilüfer, Çetin Family Emek ve Bursa Atatürk Stadı gişelerinden saat 13.00'ten itibaren satışa çıkacağı, kadın ve çocuk tribünü uygulamasının Ziraat Türkiye Kupası maçlarında geçerli olmadığı belirtildi. Açıklanan bilet fiyatları şöyle: VIP A-B Tribünü 1. sıra...........: 150 TL VIP A-B Tribünü 2.3.4.5.6. sıralar: 100 TL VIP C Tribünü.....................: 50 TL Kapalı A-B-C Tribünü..............: 50 TL Maraton Tribünü...................: 20 TL Kapalı Kale Arkası................: 10 TL Açık Kale Arkası..................: 5 TL Misafir Tribün....................: 5 TL Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 10:46
Türkiye'nin ilk Rafting Eğitim Merkezi Tunceli'de açıldı Türkiye Rafting Federasyonu tarafından Munzur Çayı kıyısında Rafting Eğitim Merkezi yaptırıldı. Yapılan merkeze Tunceli Valisi Tuncay Sonel’in ismi verildi.Merkezin açılışına Vali ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel, Rafting Federasyonu Asbaşkanı Fikret Yardımcı, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Vedat Çolak, Cumhuriyet Başsavcısı Behçet İşlek, Emniyet Müdürü Doğu Ateş, kurum amirleri, sporcu ve vatandaşlar katıldı.Tuncay Sonel bu kez de Munzur’da rafting yaptıSaygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende konuşan Türkiye Rafting Federasyonu Asbaşkanı Fikret Yardımcı, “Yarın öbür gün burada dünyanın en iyi raftingcileri, gençleri yetişecek. Devletine, milletine, ailesine bağlı bu gençler dünyanın her yanında İstiklal Marşımızı söyleyecek. Tunceli, Türkiye’nin en güvenilir en sportif kenti olacak” dedi.Görevdeyken isminin okula verilmesinin mahcubiyetini yaşadığını belirten Vali ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel ise, “Fikret Başkanımız bizi mahcup etti. Kendisine teşekkür ediyorum. İlk kez Tunceli’de Türkiye Rafting Şampiyonası yapıldı. İnşallah yine ilk kez gelecek yıl Dünya Rafting Şampiyonası yapılacak. Munzur Nehri artık su sporlarıyla, raftingle, doğa sporlarıyla anılıyor. Dünya Rafting Federasyonu tarafından 36 kilometrelik parkur uluslararası rafting parkuru ilan edildi" diye konuştu.Tuncelili sporculara kupa ve madalyaları verildiKendisine yapılan jest için teşekkür eden ve mahcup bir şekilde açılışı yaptığını dile getiren Vali Sonel, "Buradan inşallah Tuncelili çocuklarımız, gençlerimiz güzel bir şekilde yetişir ve vatanına, milletine güzel işler yaparak milli takımlarda, dünyada İstiklal Marşımızı, bayrağımızı göndere çekerler” ifadelerini kullandı.Konuşmaların ardından merkezin açılışı protokol üyeleri tarafından gerçekleştirildi. Açılış sonrası Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Rafting Federasyonu işbirliği ile düzenlenen R4 Rafting Türkiye Şampiyonası'nda dereceye giren Tuncelili sporculara kupa ve madalyaları verildi.Rafting Federasyonu Asbaşkanı Yardımcı, açılan tesisin hem uluslararası antrenman alanı hem de Türkiye’nin ilk rafting milli takımlar alanı olduğunu söyledi.Program Vali Sonel'in düdük çalmasıyla birlikte suya inen raftingcilerin ilk antrenmanı ile sona erdi.
Galatasaray'dan bir transfer bombası daha Spor Toto Süper Lig'in son şampiyonu Galatasaray, Troyes'tan Lionel Carole ile anlaştı. Troyes'un 24 yaşındaki savunma oyuncusu Lionel Carole'un Galatasaray'la 1.5 milyon euroya anlaştığı ve imzaların en yakın zamanda atılacağı belirtildi. Fransız futbolcu Galatasaray'dan yıllık 700 bin euroluk bir ücret alacak. 1991 doğumlu ve 1.82 boyundaki savunma oyuncusu olan Carole, daha önce Nantes, Benfica ve Sedan formaları da giydi. Troyes Kulübü ayrıca resmi Twitter sayfasından Galatasaray ile görüşmelerin başladığını bildirdi. Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 19:33
Polis soruşturma başlattı: British Museum’da ‘kayıp’ alarmı Dünyanın en büyük müzelerinden biri olan British Museum, saymanların bazı eserlerin ‘kaybolduğunu, çalındığını ya da zarar gördüğünü’ bildirmesinden sonra bir çalışanını işten attı. Britanya’nın başkenti Londra’da, en büyük turist çekim merkezlerinden biri olan müzeden kaybolan eserler arasında altın, mücevherat, yarı değerli taşlar bulunduğu bildirildi. BBC Türkçe’nin haberine göre müze, eserlerin büyük çoğunluğunun depolarda saklandığını söyledi. Müze Müdürü Hartwig Fisher, müzenin eserlerin geri alınması için elinden geleni yapacağını belirtti. Fisher ayrıca “Bu çok nadir bir olay. Bakımımız altındaki eserlerin güvenliğini çok ciddiye aldığımızı söylerken, bütün çalışma arkadaşlarım adına konuştuğumu biliyorum” dedi. Müze müdürü, güvenliği sıkılaştırdıklarını, tam olarak neyin kayıp, çalınmış ya da hasar görmüş olduğunu belirleyebilmek için dışarıdan uzmanlarla çalıştıklarını da ekledi. Müze, işten atılan çalışana karşı da hukuki olarak harekete geçileceğini açıkladı. Londra Metropolitan Polis Teşkilatı’nın Ekonomik Suçlar Birimi olayı araştırıyor, ancak şu ana dek herhangi bir gözaltı olmadı. British Museum da, müze güvenliğini inceleyen bağımsız bir soruşturma başlattı. British Museum’u her yıl altı milyon kişi ziyaret ediyor. Müzenin koleksiyonunda, iki milyon yıllık tarihe uzanan ve altı kıtadan toplanan eserler bulunuyor.
İSRAİL'DEN SÜRPRİZ GERİ ADIM Barak, parlamentoda yaptığı açıklamada ayrıca, "Gazze Şeridi'ne karşı uygulanmakta olan ablukanın farklı yollarla sürdürülmesi üzerinde de çalışma yapıldığını" belirtti. Barak, bu açıklamaları, muhalefetin operasyon konusunda hükümete karşı verdiği gensoru önergesinin görüşülmesi sırasında yaptı. Bu arada İsrail'in Haaretz gazetesi, İsrail deniz komandolarının Gazze'ye yardım yolundaki Mavi Marmara gemisine yaptığı ve 9 Türk'ün ölümüyle sonuçlanan baskınla ilgili bir devlet soruşturma komisyonu oluşturulmasını kararlaştırdığını duyurdu. Gazetenin internet sayfasında yer alan ve Kudüs'teki üst düzey bir kaynağa dayandırılan haberde, soruşturma komisyonunun uluslararası ve deniz hukuku konusunda uzman yargıçlardan oluşacağı ve en azından bir Amerikalı, iki uluslararası hukukçunun da gözlemci olarak komisyona davet edileceği bildirildi. Habere göre, komisyon, İsrail donanmasının Mavi Marmara gemisine baskınını incelemenin yanı sıra, İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı kapatma ile deniz ablukasının hukuki durumunu da değerlendirecek. İsrail kabinesi, dün akşam bu konuda uzun süreli bir değerlendirme toplantısı yapmış, yapılan açıklamada, "Gazze'ye yardım götüren filo konusunun aydınlatılmasının yollarının tartışıldığı" belirtilmiş, soruşturma konusuna değinilmemişti. KAYNAK: CNNTÜRK Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 07:09
Mevlid Kandili nedir? Bu gece nasıl dua edilir? MEVLİD KANDİLİ NEDİR, BU GECE NASIL DUA EDİLİR? Sual: Mevlid ne demektir, mevlid okumaya bazıları bid’at diyor doğru mu? CEVAP Mevlid, doğum zamanı demektir. Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Peygamber efendimizin doğum günü, bütün Müslümanların bayramıdır. Resulullah dünyaya gelince, amcası Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe, (Kardeşin Abdullah’ın oğlu oldu) diyerek kendisine müjde getirince, sevinmişti. (Ona süt vermek şartı ile, seni azat ettim) demişti. Bunun için, Ebu Leheb’in, her mevlid gecesinde, azabı biraz hafiflemektedir. Mevlid gecesi sevinen, o geceye kıymet veren müminlerin pek çok sevap kazanacağı buradan da anlaşılmaktadır. Hafız Muhammed ibni Cezeri Şafii diyor ki: (Ebu Leheb rüyada görülüp, ne halde olduğu sorulduğunda, çok azap çekiyorum. Ancak, her yıl, Rebiul-evvel ayının 12. geceleri, azabım hafifliyor. Resulullah dünyaya gelince, müjde veren cariyemi sevincimden azat etmiştim. Bunun için, bu gecelerde azabım hafifliyor) dedi. Ebu Leheb gibi azgın bir kâfirin azabı hafifleyince, O yüce Peygamberin ümmetinden olan bir mümin, Onun doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Peygamberine olan sevgisini gösterirse, Allahü teâlâ onu Cennetine sokar.) [M. Nasihat] Resulullah efendimiz, mevlid gecelerinde eshab-ı kirama ziyafet verir, dünyayı teşrifindeki ve çocukluk zamanındaki şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebu Bekir de, halife iken, eshab-ı kiramı toplar, Resulullah efendimizin dünyayı teşrifindeki olağanüstü hâlleri konuşurlardı. Bu gece, Resulullahın doğum zamanında görülen hâlleri, mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Bugün veya ertesi gün oruç tutmakta mahzur yoktur. Tutulması iyi olur, sevap olur. Ayrıca, bu geceyi ihya için ilim öğrenmeli, mesela ilmihal okumalı, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, dua, tevbe etmeli, sadaka vermeli, Müslümanları sevindirmeli, bunların sevaplarını ölü diri bütün müminlere göndermelidir. İslam âlimleri mevlid gecesine çok önem vermişlerdir. Hazret-i Mevlana, (Mevlid okunan yerden belalar gider) buyurmuştur. Mevlid gecesi, Kadir gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Hatta, Mevlid gecesinin Kadir gecesinden de kıymetli olduğunu bildiren âlimler de vardır. El-mukni, el-miyar ve Tenvir-ül-kulub kitaplarında Mevlid gecesinin Kadir gecesinden kıymetli olduğu bildiriliyor. (Ed-dürer-ül-mesun) (Allahü teâlâ bir kimseye söz ve yazı sanatı ihsan ederse, Resulullahı övsün, düşmanlarını kötülesin) hadis-i şerifine uyularak, asırlardır mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur. Resulullah efendimizi öven çeşitli mevlid kasideleri vardır. Meşhur olan ve Türkiye’de her zaman okunan Mevlid kasidesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Bu kasidenin asr-ı saadetten sonra yazılması, bid’at olmasını gerektirmez. Çünkü Resulullahı övmek ibadettir. Her zaman Onu övücü kasideler, yazılar yazılabilir. Onları da okumak bid’at değil, sevap olur. Mevlid-i şerif okumak, Resulullahın dünyaya gelişini, miracını ve hayatını anlatmak, Onu hatırlamak, Onu övmek demektir. Her müminin Resulullahı çok sevmesi gerekir. Bu da zaten imanın gereğidir. Çok sevmek kâmil mümin olmanın da alametidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Beni ana-baba, evlat ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz.) [Buhari] (Bir şeyi çok seven, elbette onu çok anar.) [Deylemi] (Resulullahı seven de onu çok anar.) (Peygamberleri anmak, hatırlamak ibadettir.) [Deylemi] (Bu ibadeti, şiir olarak söylemek daha tesirli olur. Resulullah efendimizin şairleri, camide, Resulullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı.) Bunlardan Hassan bin Sabit hazretlerinin şiirlerini çok beğenirdi. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, mescide bu şair için bir minber koydurdu. Hassan bin Sabit hazretleri minbere çıkar, düşmanları kötüler, Resulullahı överdi. Resulullah efendimiz de buyurdu ki: (Hassanın sözleri, düşmanlara ok yarasından daha tesirlidir.) [M. Nasihat] Bu husustaki hadis-i şeriflerden ikisi de şöyle: (Allahü teâlâ, Resulünü övmek ve müdafaa etmek hususunda Hassanı, Ruh-ül-kuds [Cebrail aleyhisselam] ile takviye etmektedir.) [Buhari] Peygamber efendimiz, şairin söylediği şiiri beğenip (Dişlerin dökülmesin) diye dua etmiştir. (Hakim) Şiir hakkında hadis-i şeriflerden birkaçı da şöyle: (Şiir, öyle bir sözdür ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir.) [Buhari] (Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır.) [Ebu Davud] (Bazı şiirler elbette apaçık bir hikmettir.) [Buhari] Vehhabiler, mezhepsizler, Resulullah efendimizi öven ve Ondan şefaat isteyen müslümanlara müşrik, yani puta tapan kâfir damgasını basıyorlar. Ülkemizde bunu açıkça söyleyemedikleri için, mevlide bid’at diyorlar. Resulullahı övmek bid'at olmaz. Bu övgüden ancak Allah’ı sevmeyen rahatsız olur. Çünkü Allahü teâlâ Onu övmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107] (Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.) [Sebe, 28] (Senin için bitmeyen, sonsuz mükafat vardır. Elbette sen en büyük ahlak üzeresin) [Kalem 3-4] (Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de razı olacaksın!) [Duha 5] (Allah ve melekleri, Resule salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin.) [Ahzab 56] Mevlidi, erkek kadın karışık olmadan, çalgı ve başka haram karıştırmadan, Allah rızası için okumak, salevat-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehabdır. (Ni'met-ül kübrâ, Hadika, M.Nasihat) Doğum gününe önem vermeyi hıristiyanlar, müslümanlardan öğrenip almışlardır. Mevlid okumanın kıymetli bir ibadet olduğunu bildirmek için İslam âlimleri çeşitli dillerde kitaplar yazmışlardır. Bunlardan on tanesi, Keşf-üz-zünunda bildirilmektedir. İbni Hacer-i Hiytemi hazretlerinin En-Nimet-ül-kübra isimli mevlid kitabı ile imam-ı Süyuti hazretlerinin Erreddü ala men enkere kıraetel mevlid-in-Nebi kitabı meşhurdur. Resulullah efendimizi çok övmek, mahlukların en üstünde olduğunu söylemek, Allahü teâlânın, sevgili Peygamberine verdiği üstünlükleri saymak ve Ondan şefaat istemek, büyük ibadettir. Buna karşı koymak, koyu bir cahillik, pek çirkin bir inattır. Resulullahı övmek, anmak lazım geldiğine delil olarak, Ahzab suresinin (Allah ve melekleri, Resule salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin) mealindeki 56.âyet-i kerimesi yetmez mi? İslam âlimleri buyuruyor ki: Mevlid gecelerinde toplanarak, mevlid kasidesi okumak, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır. Salihlere elbise ve benzeri hediye vermek, bu geceye hürmet etmek olur. Bunları Allah rızası için yapmak çok sevap olur. (İbni Battal maliki) Mevlid cemiyetinde, salihleri toplayıp, salevat okumak, fakirleri doyurmak, her zaman sevaptır. Fakat, bunlara çalgı gibi haram karıştırmak büyük günah olur. (Allame Zahirüddin bin Cafer) Mevlid cemiyetinde, sadaka, hediye vermek, neşe ve sevinç göstermek, haram karıştırmadan mevlid kasidesi okutmak çok sevap olur. (Allame Nasirüddin) Haram şeyler karıştırmadan mevlid cemiyeti yapmak müstehaptır. (S.ibni Mace şerhi) Pazarlık etmeden, sırf Allah rızası için hatim veya mevlid okuyan hafızın, okutanın verdiği hediyeyi alması caiz olur. Kur'an okuyup hediye almayı meslek haline getirmemelidir! Zira âdet haline gelen hediye, şart edilen ücret gibidir. (Dürr-ül muhtar) Ücretle okunan Kur'andan ölüye sevap hasıl olmaz. (Hidaye) Sual: Mevliddeki (Habibim sana aşık olmuşam) ifadesi caiz mi? CEVAP Evet. Şimdi nefsin şehvani arzularına aşk deniyor. Dinde ise, fazla sevgiye denir. Sual: Kadın kadına mevlid okur mu? CEVAP Evet. Erkekler duyarsa caiz değildir. Sual: Mevlidde (Doğdu ol saatte...) denirken ayağa kalkılır mı? CEVAP Mahzuru olmaz. Sual: Yılbaşı gecesi, toplanıp mevlid okumak uygun mu? CEVAP Uygun değil. Bu gecede de, her gece ne yapılıyorsa aynı şeyler yapmalı, farklı bir şey yapmamalı. Sual: Mevlid münasebetiyle Peygamber aşırı övüldü. “O da bir beşer [insan] idi, Kur’anı getirmekle görevi bitti. Aşırı övmek şirk değil mi? CEVAP O, ilah değildi, elbette beşer idi, ama “Seyyid-ül-beşer” idi, bütün insanların efendisi idi. Hiç kimse Onu Allahü teâlânın övdüğü kadar övemez. Bu övgüden de ancak başka dinde olan rahatsız olur. Hatırlatma: Bazı Hıristiyan fırkaları, doğum günü kutlamazlar. Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler. Selefiyeciler de doğum günü olan mevlidi bid’at sayar, Peygambere tapmak derler. Bunların, Hıristiyanlarla bu benzer inanışlarında bir sebep olması gerekir. Sual: İslamiyet’im emretmediği bir şeyi ibadet olarak, sevab kazanmak niyetiyle yapmak bid’at olduğunu göre, mevlid okumak bid’at değil midir? CEVAP Hadis-i şerifte, (Beni övmek ibadettir) buyuruluyor. Resulullahı övmek, bid’at değil ibadettir. Mevlid kandilinde, Peygamber efendimizin doğum zamanlarında görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek çok sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da bir yere toplanıp, okurlar ve birbirlerine anlatırlardı. Mevlid okunurken bid’atler işlenmesi, mevlidi ibadet olmaktan çıkarmaz. Bugünkü şekliyle yapılan Mevlid cemiyetlerinin çoğu bid’attir. Kadın erkek karışık oluyor, hatta teganni yapılıyor. Mevlide Kur’an-ı kerimden daha çok öncelik tanınabiliyor. Çalgı eşliğinde okuyanlar da var. Bunları ibadet olarak görmek yanlıştır. Bu yanlışlara bid’at denecek yerde, mevlidin aslına bid’at demek yanlış olur. Nitekim devir-iskat işine de bid’at diyenler oluyor. Bugünkü yapılış şekli uygun değil diye, devir-iskat yapmaya bid’at denemez. Mevlide bid’at diyenler, (Bugünkü mevlidlere çok bid’at karıştırılıyor) deseler doğru olur, ama Vehhabiler işin aslını inkâr ediyorlar. Peygamber efendimizin övülmesine tahammül edemiyorlar. Efendimiz doğduğu gün Putlar devrildi yüz üstü Efendimiz doğduğu gün Yıkıldı tağutun büstü Efendimiz doğduğu gün Hemen secdeye eğildi Ben peygamberim dedi Sünnet edilmiş görüldü Efendimiz doğduğu gün Kâinat nur ile doldu Şeytanlar sararıp soldu Çok garip olaylar oldu Efendimiz doğduğu gün Kurumuştu Save gölü Bin yıl yanan ateş söndü Kâfirler şaşkına döndü Efendimiz doğduğu gün Büyücüler âciz kaldı Sihrini yapamaz oldu Kisra’nın köşkü yıkıldı Efendimiz doğduğu gün Güncellenme Tarihi : 17.10.2021 13:18
Covid: Almanya'da vakalar rekor kırdı, WHO Avrupa için uyarıda bulundu Almanya'da son 24 saatte 34 bine yakın Covid-19 vakası kayıtlara geçti. Bu, pandeminin başından beri en yüksek sayı oldu. Avrupa'da pek çok ülke de vaka ve ölüm sayılarında yeni zirvelerle karşı karşıya. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn bunun "aşısızların pandemisi olduğunu" söyledi. Almanya'da aşı olmamış 16 milyon kişi bulunuyor. Hastanelerdeki doluluk oranı ise bahar aylarındaki seviyesine çıkmış değil. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) da Şubat ayına kadar Avrupa genelinde 500 bin kişinin daha koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedebileceği uyarısında bulundu. Örgütün Avrupa Direktörü Hans Kluge, bunun aşı olmayanlardan kaynaklanacağını söyledi. Orta Asya'daki bazı eski Sovyet ülkelerini de içeren WHO'nun Avrupa bölgesinde bugüne kadar 1,4 milyon Covid-19 ölümü kayıtlara geçmişti. WHO'dan Maria Van Kerkhove son dört haftada, çok sayıda aşının mevcut olmasına rağmen kıtadaki vakaların yüzde 55 arttığını söyledi. WHO'dan Mike Ryan da Avrupa'da yaşananların tüm dünya için bir uyarı olduğunu ekledi. Almanya'daki sağlık yetkilileri vakalardaki büyük artışın ölüm sayılarını ve hastanelerdeki doluluk oranını artırmasından endişe ediyor. Ülkede son 24 saatte 165 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı bir hafta önce 126'ydı. Almanya'da 60 yaş üzeri 3 milyon kişinin henüz aşılanmamış olması en büyük risk olarak görülüyor. Ülkedeki restoran ve kafelere aşılanma veya hastalık geçirme belgesiyle girilebiliyor. Bazı mekanlara negatif test sonucuyla girmek de mümkün. Avrupa'da başka ülkeler de Covid-19 vakalarında yeni bir zirveyi yaşıyor. Geçen hafta boyunca Rusya'da 8 bin 100, Ukrayna'da ise 3 bin 800'den fazla Covid-19 kaynaklı ölüm kayıtlara geçti. İki ülkede de aşılama oranı çok düşük. Romanya'da bir günde hayatını kaybedenlerin sayısı bu hafta 591 ile rekor kırdı. Hollanda hükümeti de hastaneye yatışların bir haftada yüzde 31 artması nedeniyle bazı mekanlarda maske zorunluluğu ve sosyal mesafe gibi önlemleri geri getireceklerini açıkladı. Macaristan'da günlük vaka sayısı bir hafta içinde ikiye katlanarak 6 bin 268'e çıktı. Hırvatistan'da Perşembe günü 6 bin 310 vaka ile tüm zamanların rekoru kırıldı. Slovakya'da günlük vaka sayısı bugüne kadarki en yüksek ikinci zirvesine ulaşırken Çekya'da da bahar aylarındaki seviyelere yükseldi. Letonya Pazartesi'nden itibaren üç ay boyunca olağanüstü hal önlemlerini devreye sokacağını açıkladı.
Erdoğan açıklayınca herkes elinden çıkarıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı! Herkes elinden çıkarıyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Sig Sauer silahlarının artık alınmayacağını ve kullanılmayacağını açıklamasının ardından bu silahların satışı arttı. Erdoğan'ın 12 Ekim'den son yaptığı açıklama ile bu silahların satışının artması dikkatleri çekti. Özellikle kamu görevlileri internetteki silah alım satım sitelerine verdiklerini ilanlarla Sig Sauer marka silahlarını elden çıkarmaya çalışıyor. Sitelere verilen ilanların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu açıklamayı yaptığı 12 Ekim'den itibaren yoğunlaşması dikkati çekiyor. "KAMU GÖREVLİSİNDEN TERTEMİZ" Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki siyasi gerilim sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumaları için talep edilen 1.2 milyon dolar tutarındaki Sig Sauer marka silahların Türkiye'ye satışında problem çıkmış, Amerikan Kongresi'ne satış onayı için sunulan teklif geri çekilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 12 Ekim'de valilerle bir araya geldiği bir toplantıda bu duruma tepki göstererek bu silahların alımından vazgeçtiklerini, yerli silah kullanımına öncelik vereceklerini açıklamıştı. SATAN SATANA Silah alımının satımının yapıldığı sitelerde 12 Ekim'den itibaren Sig Sauer marka silahların satışı yoğunlaşmış durumda... Bu satışları yapanların neredeyse tamamı ise kamu görevlisi. 'Kamu Görevlisinden Sıfır', 'Kamu Görevlisinden Tertemiz', 'Kamu Görevlisinden Kutusundan Hiç Çıkarılmamış' başlığıyla satışa çıkarılan ve neredeyse üç haftadır satılmayı bekleyen tabancaların fiyatı modeline göre 10 bin lira ile 25 bin lira arasında değişiyor. Konuştuğumuz ve silahı satış sebebini sorduğumuz bazı satıcılar 'kamu görevlisi' olduklarını belirterek detay vermek istemiyor. Bazıları ise sadece 'ihtiyaçtan' diyerek geçiştiriyor. Güncellenme Tarihi : 30.10.2017 11:09
Görüntüler ortaya çıktı: Cengiz Kurtoğlu'ndan bıçaklı saldırı CNN TÜRK  Muhabiri Tugay Saday’ın haberine göre, ünlü sanatçı Cengiz Kurtoğlu Sarıyer’de bir doğum günü partisine katıldı.CENGİZ KURTOĞLU İŞ İNSANIYLA TARTIŞTISarıyer’deki bir restoranda meydana gelen olayda, Cengiz Kurtoğlu iş insanı Mustafa Can ile tartıştı.SERVİS BIÇAĞIYLA SALDIRDIİş yeri kameraları tarafından da kayda alınan olayda, Cengiz Kurtoğlu servis bıçağıyla Mustafa Can’a saldırdı. Yaşanan arbede sırasında masada bulunan diğer kişiler araya girerek müdahale etmeye çalıştı.ÜNLÜ SANATÇI GÖZALTINA ALINDISarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Cengiz Kurtoğlu’nu gözaltına aldı. Yüzünden yaralanan iş insanı Mustafa Can, Kurtoğlu’ndan davacı ve şikayetçi oldu.CENGİZ KURTOĞLU: SANATÇILARA KÜFRETTİCengiz Kurtoğlu poliste verdiği ilk ifadesinde, Mustafa Can’ın Orhan Gencebay ve diğer sanatçılara hakaret ettiği için tartıştığını söyledi. Cengiz Kurtoğlu, Can’ın yüzünün bıçakla yaralanmadığını tırnağıyla çizilmiş olabileceğini ileri sürdü.
Rüyada Kız Çocuğu Görmek Ne Anlama Gelir? Rüyada Başkasının Kızını Görmek Nasıl Yorumlanır? Rüyada kız çocuğu gören bir kimsenin evine bolluk ve bereket gelecektir. Rüyasında kız çocuğu gören kişinin kazancı ve rızkı artacaktır. Aynı zamanda bu rüya şifa bulmak huzur bulmak anlamına da gelir. Rüyasında kız çocuğu gören kişi sıkıntılarını birer birer ortadan kaldıracaktır. Huzurlu bir hayata başlangıç yapacaktır.Rüyada Başkasının Kızını GörmekRüyada başkasının kızını görmek huzurlu bir hayata özlem duymak demektir. Bir kimse rüyasında başka birinin kız çocuğunu görmüşse o kimse yakın zamanda huzurlu bir hayat için çalışmaya başlayacak demektir. Ayrıca bu rüyada rüya sahibinin sıkıntılarından bunaldığını ve yaşam şeklini değiştirmek istediği gösterilir.Rüyada Kız Çocuğu İle OynamakBir kimse Rüyasında kız çocuğu ile oynadığını görmüşse o kimse için müjdeler vardır. Rüyada kız çocuğu ile oyun oynamak sevap kazanmak ve iyilik yapmak anlamlarına gelir. Rüya sahibi birçok kişiye iyilik yapacak ve iyiliklerinin karşılığını kısa sürede alacak demektir. Rüyada kız çocuğu ile oynamak aynı zamanda bolluk ve bereket kazanmak demektir. Ayrıca rüya sahibi çevresindeki herkesin takdirini kazanarak sevilen bir kişi olacaktır.Rüyada Kız Çocuğunun Ağladığını GörmekRüyada kız çocuğunun ağladığını görmek kötü günlerin yakın olduğunu gösterir. Rüya sahibinin kötü bir iş yaptığını ve bu işten dolayı yakınlarının zarar gördüğü anlamına gelir. Rüyada kız çocuğunun ağlaması huzurun bozulması demektir. Ayrıca evin bereketinin yok alması anlamına da gelir. Rüya sahibinin sıkıntı çekeceği şeklinde de yorumlanır.Rüyada Başkasının Kızı İle OynamakBir kimse rüyasında başka birinin kız çocuğu ile oynadığını görmüşse o kimse kısa süre içinde özlem duyduğu mutluluğu elde edecek demektir. Rüya sahibinin çocuk hasreti son bulacaktır. Ayrıca bu rüyada rüya sahibinin şifa bulmak için çaba göstereceği ve çabasının sonuç vereceği vurgulanmaktadır.
Fenerbahçe'yi korkutan Galatasaray istatistiği Aziz Yıldırım'ın 16 yıllık başkanlık süresince beş şampiyonluk yaşayan Fenerbahçe'nin Galatasaray'a karşı şansının tutmaması sarı lacivertli taraftarlarda endişe yaratıyor. İkinci yarının hemen başında 10 puana çıkan farkın iki haftada dört puana kadar düşmesi ve iki takımın ligin ikinci yarısındaki mücadelelerinin Arena'da oynanacak olması Fenerbahçeli taraftarların uykularını kaçırmaya yeterken, şampiyonluk yolunda ilginç bir istatistik dikkat çekiyor. Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Başkanı olduğu 15 Şubat 1998 tarihinden bu yana Fenerbahçe ve Galatasaray'ın yaşadığı şampiyonluk yarışlarında gülen tarafın 2000-2001 sezonu dışında her defasında Galatasaray olması, Fenerbahçeli taraftararı endişelendiriyor. Aziz Yıldırım'la kazanılan beş şampiyonluğun sadece birinde Galatasaray ile yarış halinde olan Fenerbahçe, bu bir şampiyonluğa karşın 16 yıllık süreçte altı kez şampiyonluk yarşında ezeli rakibine geçilmesi dikkat çekiyor. Yani bir başka deyişle Galatasaray 16 yıllık Aziz Yıldırım döneminde Fenerbahçe ile giriştiği şampiyonluk yarışlarında altı kez kazanırken, ezeli rakibine yalnızca bir kez kaybetmiş durumda. Sezon Fenerbahçe Galatasaray Puan farkı 1997-1998 2 1 4 2000-2001 1 2 3 2001-2002 2 1 3 2003-2004 1 6 22 2004-2005 1 3 4 2005-2006 2 1 2 2006-2007 1 3 14 2007-2008 2 1 6 2010-2011 1 8 36 2011-2012 2 1 1 2012-2013 2 1 10 Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 07:45
BÖYLE BİR BALIK AVI GÖRMEDİNİZ! Kuzey Afrika'da yaşayan kabileler yaşam mücadelesini zor şartlarda devam ettiriyorlar. Yaşam şartlarının son derece zor olduğu ve aç kalmamak için verilen mücadelenin görüntüleri. Böylesini daha önce görmediniz... Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 20:58
Nihat Hatipoğlu hastaneye kaldırıldı Nihat Hatipoğlu'ndan üzücü haber: Hastaneye kaldırıldı… İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, tansiyon sebebiyle hastaneye kaldırıldı. Hatipoğlu'nun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Nihat hocamız tansiyon sebebiyle hastanede şuan tedavi görmekte. Sizlerden hocamız için dua talep ediyoruz" ifadeleri kullanıldı. ''Nihat Hatipoğlu hastaneye mi kaldırıldı, neden? Nihat Hatipoğlu'na ne oldu, hastalığı ne? Sağlık durumu nasıl?'' şeklindeki sorular son dakika gelişmesi sonrası sıkça araştırılmaya başlandı. Ünlü İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, tansiyon sebebiyle hastanede tedavi altına alındı. "SİZLERDEN DUA TALEP EDİYORUZ" Hatipoğlu'nun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Nihat hocamız tansiyon sebebiyle hastanede şuan tedavi görmekte. Sizlerden hocamız için dua talep ediyoruz" ifadeleri kullanıldı. Güncellenme Tarihi : 18.8.2023 22:40
İŞTE MANİSASPOR'UN İPTAL EDİLEN GOLÜ!.. Manisaspor - Beşiktaş arasında oynanan Ziraat Türkiye Kupası maçında ilginç bir pozisyon yaşandı. Karşılaşmanın 53. dakikasında Mehmet Nas, Nizamettin'in pasında ceza sahası önünden kaleye çok sert vurdu ve top köşeden ağlarla buluştu ve maçın hakemi Hüseyin Göçek golü vererek santraya koştu. Ancak başlama vuruşu yapılmadan yardımcı hakem İsmail Şencan onu uyardı ve gol ofsayt kararıyla 2 dakika sonra iptal edildi. Karar sonrasında Manisasporlu oyuncular ve taraftarlar hakeme itiraz etselerde başarılı hakem Şencan pozisyonu çok iyi süzdü. İsmail Şencan, Galatasaray-Gençlerbirliği maçında da verdiği kararlarla takdir toplamıştı. Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!! Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 13:19
İŞTE HELİKOPTERE BİNMEDEN ÖNCEKİ SON GÖRÜNTÜLER BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş'in de aralarında bulunduğu 6 kişiyi taşıyan helikopterin enkazına henüz ulaşılamadı Helikoptere binmeden önceki son görüntülerde, İHA muhabiri İsmail Güneş ve BBP lideri Muhsin yazıcıoğlu'nun da bulunduğu gurup miting alanında kameralara kaydoluyor. İşte, kendisini dinleyenleri selamlayan Yazıcıoğlu ve mitingi takip eden Güneş'in, helikoptere binmeden önceki son görüntüleri... Güncellenme Tarihi : 14.5.2016 23:48
DHKP/C OPERASYONUNDA 4 TUTUKLAMA İSTANBUL - İstanbul'da terör örgütü DHKP/C'ye yönelik operasyonda gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 38 kişiden 4'ü tutuklandı, 18'i serbest bırakıldı, 16 kişinin nöbetçi mahkemedeki sorgusu sürüyor. Gözaltında tutuldukları Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirilen 12'si kadın 38 kişi, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk ve diğer savcılar tarafından sorgulandı. Bu kişilerden 24'ü ''terör örgütü üyesi olmak'' suçundan tutuklanmaları istemiyle İstanbul Nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edildi, 14 kişi ise serbest bırakıldı. Nöbetçi mahkemedeki sorguları gece yarısına dek süren 8 kişiden 4'ü tutuklandı, 4 kişi de tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı. Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 17:36
Radyasyon tedavisinde yan etkiler artık daha az Sosyal medyada sağlık ticareti: "Ruhsal sorun için ünvanında koç olan birine gitmeyin"Evde sülük uygulamasına dikkat! 72 yaşındaki kadın canından oluyorduMucize tedavi vadedenlere dikkat! Bel fıtığına çare ararken sağlığından olduÇare arayanları mağdur eden fırsatçılarTürk doktor tıp literatürüne girdi: Prostat tedavisinde yeni yöntemYüksek nem oranına dikkat! Uzmanlar kronik hastaları uyarıyorÖdüllü Türk bilim insanı Özden Baltekin NTV'ye konuştu: Antibiyotik direncine karşı çığır açtılarKene ısırması Lyme hastası yapabilirYazın gıda zehirlenmesine dikkat! Uzmanlar yanıtladı: Hangi besinler riskli?Estetikte nelere dikkat edilmeli? Merdiven altı merkezlere dikkat!Yapay tatlandırıcıda kalp krizi riskiHijyenik pedlere erişim sorunuErgenlik döneminde çocuk-ebeveyn ilişkileri: Doğru yaklaşım nasıl olmalı?Sağlık turizminin gözdesi saç ekimi: Türkiye'ye gelen hasta sayısı azaldı mı?Düşünce gücüyle çalışan kas robotu hastalara umut oldu
Ölümlü kazadaki 1 milyonluk kefalet 100 bin TL'ye indirildi İzmir'de yem fabrikası bulunan Türkay Pala'nın kullandığı otomobil, 14 Şubat'ta Esentepe Caddesi'nde, babasıyla market işleten İsmet Güzelküçük (31) yönetimindeki otomobile arkadan çarptı. Kazada Güzelküçük yaşamını yitirdi, Türkay Pala tutuklandı. Kazanın ardından hazırlanan bilirkişi raporunda, Türkay Pala'nın araçlar arasındaki mesafeyi korumayıp Güzelküçük'ün aracına çarptığı belirtildi. Adli tıp kurumu tarafından yapılan incelemede ise kaza günü Pala'dan alınan kan örneğinde bir uyuşturucu maddeye rastlandığı kaydedildi. Türkay Pala hakkında, 'taksirle ölüme neden olma' suçundan Menemen 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Yapılan yargılamanın ardından hakim, sanığın 'taksirle ölüme neden olma' değil, 'olası kastla öldürme' suçundan yargılanması gerektiğine hükmedip dosyayı Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davanın ilk celsesinde sanık Pala tahliyesini talep ederken, Güzelküçük ailesi ise en ağır cezayı almasını istedi.Avukatının talebi üzerine heyet, sanığın doktorunun tanık olarak dinlenmesine, İzmir Adli Tıp Kurumu Kimyasal İhtisas Dairesi'ne müzekkere yazılıp, kanında ve idrarında uyuşturucu madde bulunup bulunmadığının belirlenmesine, 1 milyon lira kefalet ile tahliyesine karar vererek, duruşmayı erteledi.8 EKİM'DE DURUŞMADuruşmanın ardından Güzelküçük ailesinin avukatı, belirlenen kefalet miktarının az olduğu, Pala'nın avukatı ise miktarın fazla olduğu gerekçesiyle itirazda bulundu. Ancak mahkeme her iki itirazı da reddetti. Bunun üzerine taraflar üst mahkeme olan Karşıyaka 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. İtirazları reddedildi. Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanık avukatının dilekçesine istinaden geçen 8 Ekim'de bir duruşma açtı. Duruşma neticesinde Pala için istenen kefalet miktarı 100 bin liraya düşürüldü. Güzelküçük ailesinin avukatı, kefalet ücretinin düşürülmesine itiraz etti.'BAŞKA İSMETLER ÖLMESİN'Kazada oğlunu kaybeden Vahit Güzelküçük, kefalet kararına tepki gösterdi. Hukuki mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini belirten Güzelküçük, şunları söyledi:"Hislerimizi anlatacak kelime bulamıyorum. 30 yaşına kadar büyüt, biri gelsin elinden alsın. Yaşasaydı kız kardeşine böbreğini verecekti. Oğlumu kara toprağa verdim. Olay günü oğlum sipariş götürmek için yola çıkmıştı. Polis tarafından arandım ve oğlumun kaza yaptığını söylediler. Olay yerine gittiğimde oğlumun arabası parçalanmıştı. Sanık, 90 kilometre hızla gittiğini söylüyor ancak buna inanmıyoruz. O hızla çarpsaydı oğlumun otomobili bu hale gelmezdi. Bunun yanı sıra sanığın aracı son teknoloji bir araç. Ben oğlumun geriye gelmeyeceğini biliyorum. Ancak 'başka İsmetler ölmesin' diye adalet mücadelemi sürdüreceğim. Sanığın birçok trafik cezası var. Ceza almadıktan sonra yeniden aynı şeyleri yapmayacağının garantisi var mı?" diye konuştu.Kefalet ücretinin düşürülmesini de eleştiren Güzelküçük, "Tazminat davası bile açmadık. 'Önce ceza alsın sonra açarız' dedik. Alacağımız tazminatı da oğlumuz adına gençleri yetiştirmek için kullanacaktık. Bizim için önemli olan para değil ceza. Başka anneler, babalar yanmasın istiyoruz. Ancak 100 bin lira kefaletle çıkarılmasına aklımız ermiyor. Bizim haberimiz olmadan ara duruşma yaptılar" dedi.'KURBAN PAZARLIĞI YAPARCASINA'Anne Keziban Güzelküçük ise "Sanığın, oğlumun yaşı kadar ceza almasını istiyorum. En son çıkardığı tişörtü kokluyorum. Ben yandım, başkaları yanmasın. Sanığın pişmanlığını hissetseydim farklı bakardım ama hissetmedim" diye konuştu. Kararı değerlendiren Güzelküçük ailesinin avukatı Çağrı Şanlıer ise "Tutukluluk haline ilişkin değerlendirme bugün yapılacaktı. Ancak her nasılsa 5 gün önce bize haber verilmeksizin açılan duruşmada kefalet miktarı sanığın bir aylık gelirinin yarısına düşürülmüştür. Tarafımıza hiçbir haber verilmeyecekse katılanların ve vekillerinin dosyadaki yeri nedir? Sanık kefaleti ödeyemeyecek durumda ise neden nakdi kefalet ile serbest bırakılmayı talep etmiştir? Kurban pazarlığı yaparcasına 1 milyon lira olan kefaletin 100 bin liraya düşürülmesinin hiçbir mantıklı izahı yoktur. Verilen karar hukuka aykırı olduğu gibi vicdanları da kanatmaktadır" diye konuştu.
Tuba Ünsal'ın kıyafeti sosyal medyada gündem oldu Tuba Ünsal, Uluslararası Antalya Film Festivali’nin kapanış gecesinde giydiği elbiseyle sosyal medyayı salladı. Yorumlardan bazıları şöyle: “Benzincideki oto yıkama fırçası mı o?”, “Lunaparktaki etek kadın gibi”, “Tuğba çuval bile giyse yakışır.”Ünlü oyuncu festival öncesi elbisesinin imzasını taşıyan ismin ünlü modacı Hakan Yıldırım olduğunu söylemişti.❤️ @ahuyagtu Elbisem @hakaanyildirim ❤️❤️❤️ @antalyaffTuba Unsal(@tubaunsal)'in paylaştığı bir gönderi (5 Eki, 2018, 12:40ös PDT)
İşte Kurum ile İmamoğlu arasındaki yarışta son durum İstanbul için son seçim anketi: İşte Ekrem İmamoğlu ile Murat Kurum'un oy oranı! Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında Optimar’ın İstanbul seçimlerine ilişkin son anketini paylaştı. İstanbul seçiminin Murat Kurum ve Ekrem İmamoğlu arasında geçeceğini söyleyen Abdulkadir Selvi, “Diğer adaylar kazanamayacak ama kimin kaybedeceğini belirlemede etkili olacaklar” dedi. Selvi’nin aktardığına göre, “İstanbul’un sorunlarını hangi adayın çözeceğini düşünüyorsunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 36.3’ü Murat Kurum derken, yüzde 35.2 Ekrem İmamoğlu dedi. Kime oy verip vermeyeceği de sorulan katılımcıların yanıtları şöyle: Ekrem İmamoğlu’na oy veririm diyenlerin oranı yüzde 39.1 olurken Murat Kurum diyenlerin oranı yüzde 37.7. İmamoğlu’na oy vermem diyenler yüzde 47 olurken Kurum için bu oran yüzde 47.4. İstanbulluların öncelikli olarak çözümünü beklediği üç hizmet de şöyle: Yüzde 48.4 trafik sorununun çözülmesi; yüzde 39.2 toplu taşıma hizmetlerinin artırılması; yüzde 38.7 kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesi. Ankette İmamoğlu’nun başarısı da soruldu. Ankete katılanların yüzde 17.3’ü kesinlikle başarılı derken, başarılı diyenlerin oranı yüzde 27.2. Memnuniyet oranı yüzde 44. Yüzde 39.8’lik bir kesim ise başarısız buluyor. Yüzde 20.5’lık bir kesim ise ne başarılı ne de başarısız bulduğunu belirtmiş. İBB hizmetlerinden memnun olup olmadıkları sorulan katılımcıların yüzde 9.3’ü “çok memnunum” dedi, “memnunum” diyenlerin oranı yüzde 33.7, “memnun değilim” diyenlerin oranı yüzde 20.7, “hiç memnun değilim” diyenlerin oranı da yüzde 14.1 oldu. Katılımcıların Murat Kurum’la ilgili kanaati ise şöyle: Çok olumlu diyenler yüzde 25.3, biraz olumlu diyenlerin oranı yüzde 30.1. Olumlu diyenlerin oranı yüzde 55.4 çıkıyor. Pek olumlu değil diyenler yüzde 22.3 olurken çok olumsuz diyenler yüzde 22.4 oranında. Olumsuz diyenler ise yüzde 44.7 çıkıyor. Ekrem İmamoğlu’nun ilk 5 özelliğini sıralamak gerektiğinde enerjisi yüksek şıkkı yüzde 58.5’le ilk sırada geliyor. İkinci sırada yüzde 56.7’yle halkla iletişimi var. Bilgi ve kültürü yüzde 53.5’le üçüncü, yüzde 50.4’le liderlik özelliği dördüncü sırada. Çalışkanlığı ise yüzde 49.2’yle beşinci sırada kendisine yer buluyor. Ankette Murat Kurum’un ilk 5 özelliği de şöyle çıkıyor: Bilgili ve kültürlü şıkkı yüzde 45.7’yle ilk sırada. İkinci sırada ise yüzde 44.5’le görev adamı tanımı geliyor. Üçüncü sırada ise yüzde 44.4’le halkla iletişimi, dördüncü sırada yüzde 44.3’le çalışkanlığı var. Beşinci sırada ise yüzde 44’le enerjisi yüksek maddesi geliyor. İYİ Parti adayı Buğra Kavuncu’ya oy verebilirim diyenlerin oranı yüzde 5 çıkarken, Zafer Partisi adayı Azmi Karamahmutoğlu diyenler yüzde 4 oluyor. Saadet Partisi adayı Birol Aydın yüzde 3 alırken bağımsız aday Taylan Yıldız diyenlerin oranı yüzde 2 çıkıyor. İstanbul’da hangi partiye oy verirsiniz sorusuna da AKP’ye oy veririm diyenlerin oranı yüzde 48.7’yken CHP’ye oy veririm diyenlerin oranı yüzde 44.8 çıkıyor. YAZININ TAMAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTE https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/istanbulda-imamoglu-ve-kurum-nefes-nefese-42401200 Güncellenme Tarihi : 6.2.2024 13:09
Demirel Bahçeli'ye iki isim önerdi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için geliştirdiği 'çatı aday' formülünü görüşmek üzere eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüştü. Demirel'in, Bahçeli'nin formülüne "Çatı aday işi zor iş" diyerek 2 isim önerdiği konuşuluyor. BAHÇELİ'NİN KÖŞK TRAFİĞİ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çatı aday formülü için ziyaretlerini sürdürüyor. Eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer'i ziyaret eden Bahçeli, son olarak Çankaya'ya çıkaracak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. DEMİREL 2 İSİM ÖNERDİ Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, ziyareti sırasında Bahçeli'ye çatı aday formülü için zor dediği öğrenildi. Demirel, Cumhurbaşkanlığı için Bahçeli'ye iki isim önerdi. abdülkadir selvi bugünkü yazısında, Demirel'in Bahçeli'ye aday olarak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Meclis Başkanı Cemil çiçek'i önerdiğini yazdı. Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 04:54
IŞİD kestiği kafaları böyle kazığa geçirdi IŞİD'in kalesi Rakka'dan gelen bu görüntüler tüyler ürpertti. Tamamen IŞİD tarafından idare edilen şehrin parkında çok sayıda kesilmiş baş sergileniyor. IŞİD militanları başlarını kestikleri kişilerin vücutlarını parkların girişine koyarken, başlarını buranın demirine geçiriyor. Bu parkların yanından geçen kadınların dehşetle izledikleri manzaralar Rakka'da artık günlük sıradan bir iş olmuş.. Rakka'nın yerleşik halkı yani siviller parklardan geçerken büyük bir korku yaşıyor. Başı kesilenler ESAD'ın ordusuna bağlı askerler. IŞİD bu askerleri yakaladığında sorgusuz sualsiz başını kesiyor. HABERVİTRİNİ ÖZEL Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 00:49
BEŞİKTAŞ'IN KALESİ DÜŞTÜ İSTANBUL - Sezonun ilk yarısında Turkcell Süper Lig'in en az gol yiyen ekibi olan, Avrupa'da da yine en az gol yiyen takımlar arasında bulunan siyah-beyazlılar, gol yememe özelliğini sezonun ikinci yarısına taşıyamadı. 10'u lig, 2'si de Ziraat Türkiye Kupası'nda olmak üzere sezonun ilk yarısında 18 maçta 12 gol yiyen Beşiktaş, maç başına 0.66'lık gol yeme oranı tutturdu. Ancak siyah-beyazlılar, sezonun ikinci yarısında ise 6 maçta 9 kez rakiplerinin gol atmasına engel olamadı ve maç başına 1.5'luk bir gol yeme oranına ulaştı. ''Kara Kartallar'', sezonun ikinci yarısında Turkcell Süper Lig ve Ziraat Türkiye Kupası'nda toplam 6 maç oynadı. Bu 6 karşılaşmanın 3'ünü kazanıp, 3'ünü de kaybeden Beşiktaş kalesinde 9 gol görürken, rakip filelere de 10 gol bıraktı. Siyah-beyazlılar, 6 karşılaşmanın 5'inde kalesinde gol görürken, sadece ligdeki Antalyaspor karşılaşmasında gol yemedi. -FERRARI'NİN YOKLUĞU ETKİLEDİ- Beşiktaş'a sezon başında gelen ve savunmada gösterdiği performansla ligin ilk yarısında göz dolduran İtalyan futbolcu Matteo Ferrari'nin sakatlığı, siyah-beyazlı takımı oldukça etkiledi. Ligin 17. haftasındaki Bursaspor maçında yüzünden sakatlanan Ferrari'nin yokluğunda siyah-beyazlılar, 4'ü Türkiye Kupası, 3'ü de Turkcell Süper Lig olmak üzere toplam 7 maç yaparken, bu karşılaşmalarda toplam 11 gol yedi. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 10:25
Kanada İltica Ofisi: Hizmet mensupları ağır baskı ve işkence altında Kanada Göç ve İltica Kurumu (İRB), Türkiye’de Hizmet hareketi ve mensuplarının maruz kaldığı baskı ve zulmü detaylarıyla anlatan geniş bir açıklamayı internet sitesinden yayınladı. 2016 darbe girişiminin ardından Erdoğan hükümetinin bu olayı muhalif grupları sindirmek için kullandığı görüşüne yer verilen metinde, ön binlerce Hizmet mensubu ya da sempatizanın ağır muamelelere maruz kaldığı anlatıldı. Kanada’nın en büyük bağımsız idari jürisi konumundaki Göç ve İltica Kurumu, ülkeye göç eden ya da siyasi sığınma talebinde bulunanlarla ilgili karar alma yetkisini elinde bulunduruyor. “İNSANLIĞA HİZMET” Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın (JWF) yanı sıra birçok medya kuruluşu ve sivil toplum örgütünün raporlarına da yer verilen bilgilendirme yazısında, Hizmet’in faaliyet amacını “İnsanlığa hizmet” prensibiyle açıkladığı ifade ediliyor. AKP hükümetinin 1999’dan beri ABD’de sürgünde yaşayan Fethullah Gülen ve Hizmet hareketini, 2013’te Erdoğan ve üst düzey AKP’lilerin isimlerinin karıştığı yolsuzluk soruşturmalarını planlamakla suçladığı belirtiliyor. OHAL’LE BİRLİKTE HUKUK EROZYONA UĞRADI Hareketin 15 Temmuz’dan sonra terör örgütü ilan edildiğine dikkat çekilirken, 7 kez uzatılan ve parlamentonun yok sayıldığı olağanüstü hal kararnamelerine (KHK) geniş yer veriliyor. Raporda OHAL’le birlikte Türkiye’de hukukun dramatik bir erozyona uğradığı ve ülkenin insan hakları karnesinin daha da kötüleştiği vurgulanıyor. İRB bilgilendirmede terörle mücadele yasasındaki değişiklikle birlikte hükümetin ordu, güvenlik güçleri ve kamu çalışanlarını tasfiye için geniş imkanlara kavuştuğunu aktarıyor. HİZMET’İN TÜRKİYE’DE KURUMSAL VARLIĞI KALMADI Kanada göçmen kuruluşu, Erdoğan hükümetinin darbe girişimi sonrası tasfiye sürecinde 20 Mart 2018 itibariyle Gülen hareketine yakınlığıyla bilinen kurumları kapattığını şu geniş listeyle anlatıyor: 1064 özel eğitim kurumu 360 özel kurs 847 öğrenci yurdu 47 özel sağlık kuruluşu 15 özel üniversite 29 sendika 1419 dernek 145 vakıf 174 medya kuruluşu KİŞİLERİN MAL VARLIKLARINA EL KONULDU Kanada’nın yayınladığı raporda Türk hükümetinin Hizmet hareketine yakın kişilerin mal varlıklarına ve kişisel birikimlerine el konulduğu, tutuklu yakını kişilere finansal veya gıda desteği sağlamaya çalışan kişilerin de terör suçlamasıyla cezaevine atıldığı bilgisi yer alıyor. Bu yüzden, Türkiye’de kalan ve yaşam hakkı tanınmayan hareket mensuplarının da yurtdışına çıkmanın yollarını aradığı belirtiliyor. Tasfiye sürecinde baskı ve kovuşturmaya uğrayan kişilerin ağırlıklı meslekleri ise şu şekilde özetleniyor: “Akademisyenler, öğretmenler, gazeteciler, ev hanımları, sendika üyeleri, hâkim ve savcılar, güvenlik güçleri.” KİTLESEL TUTUKLAMALAR YAPILDI Farklı kaynakları referans gösteren Kanadalı yetkililer, Hizmet Hareketi’nin yapısında üyelik sistemi olmadığını, faaliyetlerin gönüllülük esasına dayalı yürütüldüğünü aktarıyor.Türk hükümetinin Gülen mensubu olduğunu iddia ettiği kişilerle ilgili “kriter listeleri” oluşturduğunu, kitlesel tutuklamaların da bu listelere göre düzenlendiğini anlatıyor. Raporda listelenen ve hukuksuz suçlamalara dayanak yapılan kriterler şunlar:2016’da hükümet tarafından kapatılana kadar yasal faaliyet yürüten Bank Asya’ya para yatırmış olmak, Hizmet’le ilişkili ticaret odası ya da kurumlara üye olmak, Bylock gibi iletişim araçlarını kullanmış olmak, Bir dönem Türkiye’nin en büyük yârdim kuruluşu olan Kimse Yok mu’ya bağışta bulunmuş olmak, MİT ya da MASAK raporlarında fişlenmiş olmak, Hizmet hareketine sosyal medyada destek olmak, Hareketin derslerine, toplantılarına ya da organizasyonlarına katılmış olmak, Himmet adı verilen bağış sisteminde para bağışlamış olmak, Düzenli olarak Hizmet hareketiyle ilgili internet sitelerini ziyaret etmek, İş arkadaşı ya da sosyal çevreden birisinin başka bir kişi hakkında “Hizmet mensubu olduğunu” söylemesi, [Kapatılmadan önce] çocuklarını Hizmet’in okullarına göndermek, Gazete ve dergilerine abone olmak. HER GEÇEN GÜN ARTAN BASKIYA MARUZ KALIYORLAR Raporda altı çizilen bir diğer konu da, toplumda geniş faaliyet alanı bulunan hareketle uzaktan yakından en küçük bir iletişime geçmiş herkesin baskıya uğradığı. 2019’da yayınlanan ABD Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu raporuna atıfla, bu baskının 2016 sonrası artarak devam ettiğini ifade ediyor Kanada göçmen kuruluşu. Erdoğan dâhil olmak üzere üst düzey hükümet temsilcilerinin hareketi “bitirmeye” yönelik sözlerine de yer verilen raporda Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan aktarılan şu ifadeler dikkat çekiyor: “Darbe girişiminden bu yana Türk hükümeti yetkilileri Hizmet hareketi mensuplarının yaşam haklarının bulunmadığını ve cezaevlerinde ölmek için yalvaracaklarını söylüyor.”KAÇIRMA, ZORLA KAYBEDİLME, İŞKENCELER RAPORDA Kanada’nın yayınladığı raporda Türkiye’de baskıya uğrayan on binlerce kişinin pasaportlarının iptal edildiğini, ülkeden yasal yollarla çıkmalarına izin verilmediğini altı çiziliyor. Yurtdışında da Erdoğan hükümetinin Gülen hareketi mensubu ya da sempatizanlarını hedef aldığı belirtiliyor. Uluslararası hukuka aykırı şekilde Türkiye’ye iadelerin ve Ankara’nın baskısıyla Hizmet mensuplarının tutukladığı ülkeler şu şekilde listeleniyor: Karadağ, Kosova, Moldova, Fas, Pakistan, Malezya, Azerbaycan, Bahreyn, Bulgaristan, Gürcistan, Endonezya, Kazakistan, Myanmar, Katar, Suudi Arabistan, Sudan ve Türkmenistan.KÖTÜ MUAMELE VE İŞKENCE DETAYLI ŞEKİLDE ANLATILDI Kanadalı yetkililer, 2016 sonrasında 28 Hizmet hareketi mensubunun kaçırıldığını, zorla kaybettirildiğini de hatırlatıyor.İRB’nin raporunda Türkiye’de gözaltı ve cezaevlerinde yaşanan işkence ve kötü muameleye dair ayrıntılar şu şekilde özetleniyor: Feci şekilde dövme Cinsel taciz tehdidi ve cinsel taciz Elektrik şoku verme Suda nefessiz bırakma Yumruklama, tekmeleme Falaka Fiziksel ve sözlü taciz Uykusuz bırakma Stres pozisyonunda uzun süre kalmaya zorlama Günlerce gözlerini kapatma, kelepçeyle askıda tutma
Uzmanından Strep A bakterisi uyarısı! Bu belirtilere dikkat İngiltere de 13 çocuğun hayatını kaybetmesine neden olan halk arasında BETA olarak bilinen Strep A bakterisi Türkiye’de geçtiğimiz aylar da görülmüştü. Bu bakteriye bağlı olarak ise ilk ölüm geçtiğimiz günler de Ankara’da gerçekleşti. 3 yaşında ki Aras Sönmez’in bu bakteriye bağlı olarak hayatını kaybettiği açıklanmasının ardından halk arasında yeni bir salgına neden olur mu tedirginliğine neden oldu. Uzmanlar bakterinin yeni görülmediğini ve uzun zamandır bilinen bir bakteri olduğunu ve erken teşhisle birlikte penisilin grubu antibiyotiklerle kolaylıkla tedavi edilebileceğini belirtiyor.Hastalıkla ilgili açıklamalar da bulunan Biruni Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Sert, Strep A yani halk arasında bilinen adıyla Beta bakterisinin yeni ortaya çıkan bir bakteri olmadığını belirtti. Sert, “Öncelikle BETA mikrobunun ne olduğundan bahsedecek olursak bu yeni ortaya çıkan bir bakteri değil. Daha önceki yıllarda da çok eskiden beri bildiğimiz bir bakteri a grubu Streptokok dediğimiz ve klasik olarak BETA mikrobu olarak ta adlandırdığımız bir mikrop. Sıklığında bir artış oldu. Bu artışın olma sebebi son 3 yıldır Covid’den ötürü izolasyon önlemleridir. Maskeyle beraber çocukların son 3 yılda neredeyse bu mikroba hiç maruz kalmamaları sebebiyle buna bağlı olarak artış var. Bir mutasyon ya da ölüm riskinin artması ve bir hastalığa dönüşmesi söz konusu değil. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir artış var. Çünkü Covid'in bitmesi, sosyal izolasyonun ortadan kalkması ve okulların açılmasıyla beraber artış görüldü. Çünkü bu solunum yoluyla bulaşan bir bakteri. Özellikle 3-4 yaş üzeri çok sıklıkla gördüğümüz bir boğaz enfeksiyonu. Esasında Türkiye’de de bu anlamda bir sıklığının arttığından bahsedebiliriz” dedi.Yüksek ve ısrarcı düşmeyen ateş varsa mutlaka doktora başvurulması gerekiyorBakterinin görülme sıklığının artması kış aylarında görülen Covid, İnfluenza ve RSV gibi virüslerin bağışıklık sistemini çökertmesinden kaynaklı olduğunu belirten Dr. Sert, bu nokta çocuklar da yüksek düşmeyen ateş ve bunun yanında boğaz ağrısı ya da yutma güçlüğü gibi belirtiler varsa mutlaka bir doktora başvurulması gerektiğini kaydetti.Bakterilerin bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde daha fazla enfeksiyon yaptığını aktaran Sert, “Bakterinin sıklığının artması ve özellikle kış aylarında görülmesinin sebebi Covit, İnfluenza, RSV gibi virüslerin bağışıklık sistemini çökertip buna bir yol hazırlaması. Bakteriler özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde daha fazla enfeksiyon yapar. Bu sebeple virüs enfeksiyonları arttıkça bakteriyel enfeksiyon sıklığının da bu dönemlerde belli dönemlerde arttığını görüyoruz. Ateş yüksekliği özellikle kış dönemi için bütün çocuklarda bir enfeksiyon bulgusu olarak değerlendirilir. Eğer BETA mikrobu üzerinde konuşacak olursak çok yüksek bir ateş, baş ağrısı, yutma güçlüğü ve bazı çocuklarda karın ağrısı, ishal gibi bulgular olabilir. Eğer yüksek ve düşmeyen bir ateş varsa buna eşlik eden bir boğaz ağrısı ya da bir yutma güçlüğü varsa mutlaka bu çocukların muayene edilmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.Penisilin grubu antibiyotiklerle tedavisi kolayStrep A bakterisinin erken teşhisle birlikte tedavisinin kolay olduğunu BETA bakterisinden korkmadıklarını ancak tedavi edilmezse vücutta oluşturabileceği komplikasyonlardan korktuklarını belirten Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Sert, “Özellikle 3 yaş üzerinde görülür. 3 yaşın altında BETA mikrobu çocuklarda enfeksiyon yani boğaz enfeksiyonu olarak görülmez. BETA mikrobu 5-6 gün ateş yapan bir mikrop değil. 3 gün ya da 4 gün ısrarlı bir şekilde ateş yüksekliği yapar. Eğer ısrar eden düşmeyen bir ateş varsa bu aşamada 48 saatten sonra mutlaka muayene etmek gerekir. Bununla beraber BETA mikrobundan korkmuyoruz. BETA mikrobunun vücutta oluşturduğu komplikasyonlardan korkuyoruz. Bunlar akut romatizmal ateş dediğimiz kalp romatizması ya da eklem romatizması gibi ciddi komplikasyonları var. Bu anlamda BETA mikrobu bundan şüphelenip ısrarla ateşlerde ve yutma güçlüklerinde mutlaka muayene edilip uygun antibiyotikle uygun sürede tedavi edilmesi gerekiyor. Çünkü çok basit penisilin grubu antibiyotiklerle 10 günlük bir tedaviyle biz bu mikrobu zaten tedaviye başladıktan 1-2 gün sonra öldüğünü görüyoruz. Kronik hastalığı olan bağışıklık sistemi düşkün ya da bağışıklık sistemi yetersiz olan çocuklar özellikle kreşe ve okula giden ve kalabalık ortamlarda bulunan çocuklar daha fazla risk altındadır” dedi.
Milot Rashica'nın locası hazır Süper Lig'de 2022-2023 sezonunu şampiyon tamamlayan Galatasaray'da performansı ile önemli bir katkı yapan Milot Rashica, Aslantepe'de loca ayrılmasını talep etti. 27 yaşındaki sağ kanat, F.Bahçe'nin ilgisine rağmen sarıkırmızılılarda oynamak için isteğini yineledi. Kiralık kontratı sona eren ve kulübü Norwich City'ye dönen Milot Rashica haber bekliyor. İstanbul'a alışan ve yeniden G.Saray'a dönmek istediğini İngiliz ekibine ileten Kosovalı oyuncuyu kulübü de 10 milyon Euro'dan satış listesine koydu. Norwich, hücum hattına takviyeyi ise Giresunspor'dan Sainz'i alarak yaptı. Yeni sezonda Championship Ligi'nde mücadele edecek olan kulüpte kalmayı düşünmeyen Rashica, Aslantepe'de loca ayrılmasını talep etti. 27 yaşındaki sağ kanat, F.Bahçe'nin ilgisine rağmen sarıkırmızılılarda oynamak için isteğini yineledi. 'HARİKA ZAMAN GEÇİRDİM' Kosovalı oyuncu, G.Saray deneyimi ile ilgili ülkesinde de açıklamalarda bulundu. Güzel bir yıl geçirdiğini söyleyen Rashica, "Galatasaray ile anlaşmıştım, oraya gittim. Harika zaman geçirdim ve işimi tamamladım. Her şey yolunda" dedi. 2 27 yaşındaki oyuncunun kulübü ile 2 yıl daha kontratı bulunuyor. 11 Süper Lig'de 26 maça çıkan Rashica, 4 gol-7 asist ile 11 kez skora etki etti. 8 Kosova Milli Takımı formasını 48 defa sırtına geçiren yıldız oyuncu, toplam 8 gol buldu. Güncellenme Tarihi : 3.7.2023 17:00
'ATATÜRK'ÜN NOT DEFTERİ' TARTIŞMASINDA YALANLAMA!.. Genelkurmay Başkanlığı, Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı (ATASE) arşivinde, basında yer aldığı şekilde Atatürk’ün Karlsbad’da kaldığı dönemle ilgili herhangi bir not defteri bulunmadığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan bilgi notunda, ATASE arşivindeki mevcut Atatürk koleksiyonunda Atatürk’ün kendi el yazısıyla yazmış olduğu 34 adet not defterinin bulunduğu belirtildi. Bu not defterlerinin, ağırlıklı olarak askeri konuları içerdiğine işaret edilen açıklamada, "Genelkurmay ATASE arşivinde, basında yer aldığı şekilde, Atatürk’ün Karlsbad’daki kaldığı dönemle ilgili herhangi bir not defteri bulunmamaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları daha önce Prof. Dr. Ayşe Afet İnan tarafından 1983 yılında yayımlanmıştır" denildi. Atatürk’ün not defterlerinin Genelkurmay ATASE Başkanlığınca oluşturan bilim kurulu tarafından yayına hazırlanmasının planlandığı ve bu defterlerin konularına göre bir araya getirilerek 12 ciltte toplandığı anımsatılan açıklamada, 12 cildin ilk 6 cildinin Genelkurmay ATASE Başkanlığı tarafından daha önce yayımlandığı ve kamuoyunun istifadesine sunulduğu, diğer ciltlerin de yayım aşamasında olduğu kaydedildi. Açıklamada, Atatürk’ün not defterlerinin yayımlanan ilk 6 cildinin, Genelkurmay ATASE Başkanlığının kitap satış bürosundan temin edilebildiği gibi; Ziraat Bankası Saraçoğlu Şubesi 3408764 numaralı hesaba istenilen kitap ücretlerinin yatırılmasını müteakip; dekontu, kitap listesi, kimlik fotokopisi, açık adres ve telefon numarasının Genelkurmay ATASE Başkanlığına (06100 Bakanlıklar/ANKARA) posta veya faks (0312 417 01 32) ile ulaştırılması durumunda kargo ile ödemeli olarak gönderildiği belirtildi. Atatürk’ün notlarından hazırlanan ilk altı cilt tanesi 5 ile 10 YTL arasında değişen fiyatlarla satışa sunuluyor. NOT DEFTERLERİ Atatürk’ün not defterleri, Atatürk’ün doğumunun 125. yılı kutlamaları kapsamında, MGK Genel Sekreterliği’nde geçen hafta düzenlenen "Yurt Dışı Gezilerinin Atatürk Üzerindeki Etkileri" konulu panelde, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Mumcu tarafından tartışmaya açılmıştı. Prof. Dr. Mumcu, "Atatürk ile ilgili araştırmalar yapan bir arkadaşım, İnan’ın kitabının eksik olduğunu iddia ediyor. Atatürk’ün anılarının 1 değil 6 defter olduğunu ve bunların Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı’nda olduğunu savunuyor. Arkadaşımın söylediği doğruysa, Harp Tarihi Başkanlığında bulunan 6 defter bir an önce ortaya çıkarılsın ve yayınlansın" demişti. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 02:58
YouTube 'Playables' özelliğini test ediyor: Artık oyun oynanabilecek Google çalışanlarına gönderilen bir e-postaya göre, YouTube, 'Playables' adlı bir çevrimiçi oyun özelliğini test ediyor.ÖSYM sayfası neden açılmıyor? e- Devlet ile ÖSYM sonuç sayfasına neden giriş yapılamıyor?NASA'dan sert Boeing raporu: Astronotlar uzayda nasıl mahsur kaldı?Mars'ta yaşam mümkün mü? 5 bin kat etkili yeni yöntemRoblox'tan ilk açıklama: "Yetkililerle birlikte çalışıyoruz" (Roblox neden yasaklandı, Roblox ne zaman açılacak?)E-posta, Google çalışanlarını, kullanıcıların oyunlara mobil cihazlardan veya bilgisayarlardan erişmesine olanak tanıyan yeni YouTube ürününü test etmeye davet ettiği ifade edildi. Oyunlar arasında Stack Bounce gibi arcade oyunları yer alıyor.The Wall Street Journal'a göre,Playables adı verilen bu özellik, CEO Neal Mohan'ın reklamlardan gelen gelirin yeterli olmadığını ve şirketin büyüme ufkunu genişletmek için uygulanan bir stratejinin parçası olduğu aktarıldı.YouTube tarafından Google çalışanlarına gönderilen e-postada oyun özelliğinin henüz test aşamasında olduğu belirtilirken çıkış tarihi ile ilgili net bir bilgi verilmediği ifade edildi.
Hande Erçel'in şapkasının fiyatı dudak uçuklattı Sen Çal Kapımı dizisinin final yapmasıyla birlikte, Bodrum tatilinden bikinili kareler paylaşan Hande Erçel, düzgün fiziğiyle dikkatleri çekmişti.Kerem Bürsin ile mutlu bir aşk yaşayan Hande Erçel, geçtiğimiz günlerde hasır şapkasıyla güneşlendiği anları Instagram sayfasından paylaştı.Sık sık aynı şapkayla poz veren Hande Erçel’in şapkasının fiyatı dudak uçuklattı.Ünlü bir markanın şapkasını kullanmayı tercih eden Hande Erçel’in şapkasının fiyatının 2 bin TL olduğu öğrenildi.Öte yandan Hande Erçel’in popülerliği ülkemizin sınırlarını aşmış durumda.Birçok ülkeden hayranı bulunan ve sosyal medyada 24.5 milyon kişinin takip ettiği Hande Erçel İngilizlerin de beğenisini topladı.�Glamour İngiltere Dergisi'nde yayınlanan makalede "Hande Erçel 2021 itibariyle dünyanın en güzel kadını seçilmiştir" ifadesi yer aldı.
IŞİD ilk kez böyle birşey yaptı İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, IŞİD’in geçtiğimiz Şubat ayında kaçırdığı 160 Kürt rehineden en az 93 tanesini Kobani yakınlarında serbest bıraktığını duyurdu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi yetkilileri konuyla ilgili yaptığı açıklamada Suriye’nin doğusunda Şubat ayında kaçırılan 160 rehineden 93 tanesinin serbest bırakıldığını ifade etti. Rehinelerin niçin serbest bırakıldığı hakkında açıklama yapılmadığını söyleyen yetkililer, serbest bırakılan rehinelerden 53’ünün Türkiye’ye sığındığını 40’ının ise halen Suriye sınırında olduğunu ifade etti. IŞİD geçtiğimiz ayda kaçırdığı 153 çocuktan 25’ini serbest bıraktığını açıklamıştı. Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 00:33

No dataset card yet

New: Create and edit this dataset card directly on the website!

Contribute a Dataset Card
Downloads last month
0
Add dataset card