text
stringlengths 7
2.59k
|
---|
YASĠN AKINUZMANLIK TEZĠĠSTANBUL, 2015T. |
Yasin AKINOcak 2015iiÖZETÇalışmamızın amacı, meme lezyonlarının benign-malign ayrıcı tanısında 3.0Tesla MRG ile elde edilen DAG ve ADC değerlerinin katkısının ve ADC değerininmeme kanserinde prognostik faktörlerle korelasyonunun araştırılmasıdır. |
Çalışmaya, yaşları 16-78 arasında ( ort. |
46,7 ) değişen 165 hasta vehistopatolojik tanı almış 181 kitle alındı. |
Hastalar 3.0Tesla manyetik alan gücünde MR cihazı ile bilateral meme koili kullanılarakincelendi. |
Difüzyon ağırlıklı görüntüler spin eko “echo planar” görüntüleme sekansıile elde edildi, “b” değeri 50, 400, 800 sn/mm2olarak belirlendi. |
Elde olunangörüntüler üzerinden, görünür difüzyon katsayısı (apparent diffusion coefficients,ADC) normal meme parankimine ait fibroglandüler dokuda ve meme lezyonlarındahesaplandı. |
Çalışmamızın istatistiksel analizinde SPSS (15.0) programı uygulandı. |
± standart sapma olarak verildi. |
ADC değerleri Student t testi kullanılarak karşılaştırıldı. |
Farklı lezyonları ayırt etmekiçin kullanılan eşik ADC değerlerini elde etmek için ROC (Reciever - operatingcharacteristics) analizi yapıldı. |
Kitle/normalfibroglanduler doku ADC oranlarına bakıldığında; eşik değer % 96 duyarlılık ve%.89 özgüllükle 0,9 olarak bulundu. |
ADC değerleri, malign memelezyonları ile benign meme lezyonları arasında (p<0,01) istatistiksel olarak anlamlıfarklılık gösterdi. |
Bu sonucun malign lezyonların yüksek sellüleritelerine bağlıolarak geliştiği düşünüldü. |
ADC değerleri ile ER/PR, c-erbB-2 ve Ki67 gibiprognostik faktörler arasında istatistiksel anlamlı bir korelasyon bulunmadı. |
Difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme, meme lezyonlarınınmalign ve benign ayrımında diğer görüntüleme yöntemlerine önemli katkılarsağlamaktadır. |
Memenin Ebriyoloji, Fizyoloji veAnatomisi 32. |
Meme Kanserinde Prognostik Faktörler 102. |
GĠRĠġ VE AMAÇ:Meme kanseri kadınlarda görülen kanser türleri arasında %31 ile ilk sıradayer almaktadır. |
Kansere bağlı ölümlerde ise %17-18 oranla akciğer kanserininardından ikinci sıklıkta izlenmektedir. |
[1,2] Meme kanserinde mortalite vemorbiditeyi azaltan en önemli etken erken tanı ve tedavidir. |
[3] O yüzden memekanseri tarama programları tüm dünyada yaygın bir sağlık politikası olarakbenimsenmiştir. |
Meme lezyonlarının taranması ve saptanmasında mamografi %69-90duyarlılık ile temel yöntemdir. |
[4,5] Fakat bazı çalışmalarda mamografinin memekanseri saptamada %10-30 oranında yetersiz kaldığı saptanmıştır. |
[6]40 yaş altı genç hastalarda ve dens meme nedeniyle mamografinin yetersizkaldığı hastalarda ilk başvurulacak yöntem ultrasonografidir(US). |
Ancak USmikrokalsifikasyonları değerlendirmede ve duktal karsinoma in situ(DCIS) olgularınısaptamada yetersizdir. |
[7]Son zamanlarda Manyetik Rezonans görüntüleme(MRG) memeninincelemesinde giderek artan sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. |
Yüksek kontrastçözünürlüğü, çoklu planda inceleme yapılabilmesi, iyonize radyasyon içermemesi vedinamik kontrastlı görüntü alabilme yeteneği nedeniyle özellikle seçilmiş olgulardatanı koydurucu ve problem çözücü bir yöntem olarak başvurulmaktadır. |
[8,9]Konvansiyonel MRG‟ın tarama zamanının uzun olması, yüksek maliyetli kontrastmadde gereksinimi gibi dezavantajları vardır. |
[10]Bu yüzden görüntü kalitesini arttıran, görüntüleme süresini kısaltan velezyonlar hakkında ayırıcı tanı yapılmasına olanak sağlayan ek sekanslararaştırılmaktadır. |
Diffüzyon ağırlıklı görüntüleme(DAG) bu hızlı MRGsekanslarından biridir. |
Günümüze kadar DAG multipl skleroz, serebral iskemi ve stroke gibiolgularda nöroradyolojide sıklıkla kullanılmaktadır. |
[11]2Son zamanlarda görüntü tekniklerindeki yeni gelişmeler sayesinde karaciğer,pankreas, over ve meme gibi değişik bölgelerde lezyonların saptanması vekarakterizasyonunda DAG‟nin yararlı bilgiler verdiği saptanmıştır. |
[12,13]Apperent diffusion Coefficent(ADC) doku içindeki su molekülünündifüzyonunun ölçüm değeridir. |
MRG‟deki DAG ile elde edilen görüntülerin birtakım yazılım ve programlar kullanılarak bir harita çıkarılması ve ardından özel işistasyonları vasıtasıyla harita üzerinden elde edilen değerler ölçülerek ADC değerlerihesaplanır. |
[14,15]Yakın tarihli çalışmalarda DAG ve ADC ölçümlerinin malign-benign memelezyonlarının ayırıcı tanısında yüksek doğruluk oranına sahip olduğugösterilmiştir. |
[13,16-18]Meme kanserinde tanıdan sonraki doğal seyir hastalar arasında farklılıklargöstermektedir. |
Aynı tümör çapına sahip olan ve takip edilen hastalardan bazılarındatümör nüksü çok kısa sürede ortaya çıkmakta iken diğerleri sağlıklı olarak yaşamayadevam etmektedir. |
Bundan dolayı meme kanseri olan hastalardaki bu klinik vebiyolojik davranış farklılıklarını ve hastalığın hızla gelişebileceği yüksek riskgrubunu belirlemek için prognostik faktörler kullanılır. |
[19-22]Bunlardan bazılarının (tümör çapı, koltuk altı tutulumu, tümörün histolojiközellikleri, hormon reseptörleri ) prognoz belirlemedeki rolü çok iyi bilinmesinerağmen; hormon reseptörleri, tümör proliferasyon hızı, moleküler prognostikfaktörlerle ilgili çalışmalar yoğun bir şekilde sürmektedir. |
Bu çalışmanın amacı meme kitlelerinin benign-malign ayrımında DAG veADC değerinin tanıya katkısını ve prognostik faktörler ile ADC değerininkorelasyonunu araştırmaktır.32. |
Meme Embriyolojisi, Fizyolojisi ve AnatomisiMemenin vaskuler yapısı ve bağ dokusu mezodermden, hücresel elemanlarıise ektodermden gelişir. |
Ġlk meme rudimenti intrauterin 12. haftada meydana gelir. |
[23]Ġlk olarak vücudun ön yüzünde, ekstremitelerin arasında, epidermisin sağındave solunda çizgi şeklinde oluşan katlantıyla ilk taslak ortaya çıkar. |
Epitel tomurcuklarından duktus laktiferiler oluşur. |
Sontomurcuklardan ise kanalcıklar ve alveoller oluşur. |
[24]Süt çizgisi bölümleri meme dokusunun geliştiği 4. interkostal boşluk alanıdışında atrofiye uğrar. |
Burası dışında atrofi gelişmezse aksesuar meme dokusu ya daaksesuar meme başları oluşur. |
[25]Meme gelişimi ve farklılaşması iki farklı dönemde gerçekleşir. |
Ġlki maternalorijinli sekretuar uyarıya yanıt verebilen basit duktusların oluşturduğu rudimenterorganın oluştuğu fetal dönemdir. |
Ġkincisi ise duktusların geliştiği, bölündüğü veterminal duktolobuler birimlerin oluştuğu puberte dönemidir. |
[26]Meme farklı boyut ve dağılım gösteren, sınırları birbirinden net ayrılamayan15-20 lobdan oluşan modifiye bir apokrin ter bezidir. |
[28,29]Meme vertikal düzlemde klavikula ile 6-8. |
Kostalar arasında, transversdüzlemde sternum ile midaksiller çizgi arasında yerleşimlidir. |
[30](şekil1) Memedokusunun 2/3‟ü pektoralis majör, 1/3‟ü serratus anterior kasını örter ve derinpektoral fasyanın üzerinde yer alır. |
Meme dokusu ile derin fasya birbirinden kolaycaayrılabilir. |
Meme dokusunu deriye ve derin süperfisyal fasyaya tutturan ve memeninduruşunu belirleyen bağlara Cooper Ligamanları denir. |
[31] Malign meme4lezyonlarında memede oluşan çekintilerin nedeni bu yapıların infiltrasyonu vefibrozisidir. |
Küçük miktarda meme dokusu pektoralis kasının inferolateral konturuboyunca fasyayı delerek aksillaya uzanım gösterebilir. |
Bu oluşuma aksiller kuyrukadı verilir. |
[32]Meme 15-20 lobdan oluşur. |
[27] Her bir lob meme başından perifere ışınsaltarzda uzanım gösterir. |
Her bir lobun meme başına doğru yönelmiş olan ayrı birkanalı vardır. |
Her lob 20-40 lobulustan meydana gelir. |
Her bir lobulusta ise 10-100adet asinüs mevcuttur. |
Asinuslar birleşerek terminal duktusa açılırlar. |
Laktifer duktus retroareoler alanda genişleyerek laktifer sinüsadını alır. |
Laktifer sinüs laktayonda sütün toplandığı yerdir. |
Laktifer sinüs deampulla ile meme başından dışarıya açılır. |
[33-36](şekil2)5Memenin duktal yapısının gelişim ve dallanmasından östrojen sorumlu iken,progesteron lobuler gelişimi sağlar. |
Ayrıca büyüme hormonu, adrenalglikokortikoidler, insülin ve prolaktin duktal sistemin gelişimine katkı verir. |
Haftadan itibaren salgılanmaya başlayan ve doğum sırasında kandanormal seviyesinin 10 katına kadar yükselen prolaktin hormonu östrojen veprogesteronun baskılayıcı etkisinden kurtularak süt sekresyonunu sağlar. |
Sütünejeksiyonu bir takım nörojenik ve hormonal refleksler vasıtasıyla arkahipofizden(nörohipofiz) salgılanan oksitosin hormonu ile gerşekleşir. |
[37,38]Memenin Vaskuler Dolaşımı ve ĠnnervasyonuMeme dokusunun arteryel beslenmesi internal torasik arterin(internalmammaryan arter) perforan dalları, interkostal arter ve aksiller arterden çıkan çoksayıda daldan gerçekleşir. |
[33]Venöz drenaj ise büyük oranda aksiller ven ile gerçekleşir. |
Aynı zamandainternal torasik, lateral torasik ve interkostal venlere drenaj mevcuttur. |
[34](şekil3)6Lenf damarlarının büyük kısmı venlerle birlikte aksillaya uzanır. |
[34] Meme dış kadranı anterior aksiller veyapektoral nodlara, iç kadran ise interkostal boşlukları geçerek internal torasik nodlaradrene olur. |
Bazı durumlarda ise posterior interkostal, karşı memenin ve anteriorabdominal duvar lenf nodlarına drenaj mümkündür. |
[32] (şekil 4)72.2 MEME LEZYONLARI2.2.1. |
Benign Meme LezyonlarıFibrokistik değişiklikler: Memede çok sık izlenen lezyonlandır. |
Duktus ve stromaldokudaki benign değişikliklerin sonucudur. |
Küçük duktusların proteinöz sıvı iledilatasyonu sonucu kistler oluşur. |
[39] Tek malignite riski taşıyan komponenti glanduler yapılar içindekiepitelyal hücrelerin aşırı proliferasyonu sonucu gelişen epitelyal hiperplazidir. |
[39]Fibroadenom: Genç kadınlarda en sık görülen meme lezyonudur. |
Puberteden sonrayaklaşık 25-30 yaşından önce ortaya çıkan, östrojen ile ilişkili, yavaş büyüyen benigntümörlerdir. |
Yaklaşık %10-20 oranında multipl olup her iki memede izlenebilir. |
Gebelik ve laktasyonda boyutları artarken menopozda geriler. |
[40-43]Fibroadenomda dejenerasyon sonucu kaba kalsifikasyonlar gelişir ve fibroadenomiçin tipik görünüm olan “pop-corn” tipi kalsifikasyon oluşur. |
[40,41]Juvenil Fibroadenom: Puberteden sonra görülen, fibroadenomların aksine çok hızlıbüyüyen dev lezyonlardır. |
Histolojik ve radyolojik olarak fibroadenoma benzer. |
Hızlıbüyümelerine rağmen malign potansiyel taşımazlar. |
[33,42,43]Ġntraduktal Papillom: Sıklıkla meme başına yakın, laktiferröz duktuslarıniçerisinde, subareoler bölgede izlenir. |
Duktus epitelinin hiperplastik proliferasyonusonucu duktal sistem içerisinde her yerde ve multipl olarak izlenebilir. |
En sık izlenen benign tipi soliter intraduktal papillomdur. |
Soliterintraduktal papillom en sık meme başı akıntısıyla kendini gösterir. |
Seröz ya da kanlımeme başı akıntısının en sık nedenidir. |
Malign papiller lezyonlar papiller karsinomain situ ve invaziv papiller karsinomdur. |
Ġntraduktal papillom her yaşta görülebilirancak en sık reproduktif dönemde ve postmenopozal dönemde izlenir. |
Malign potansiyel taşıyan,büyük, lobule, keskin sınırlı, homojen ve heterojen yapıda olabilen solidlezyonlardır. |