id
float64
5
2.32M
title
stringlengths
1
80
poet
stringlengths
4
32
rating
float64
0
10
poem
stringlengths
22
117k
2,127,203
Benden Selam Söylen Vefasız Yare
Aşık Veysel Şatıroğlu
9
Benden selam söylen vefasız yare<br/> Gurbet benim olsun sıla kendine<br/> Çekilmedik derdimizi bölüşek<br/> Başlı ben alayım sıla kendine</p><p>Dökek derdimizi ölçek bölüşek<br/> Ne el bize ne biz ele karışak<br/> Felek bize gül demez ki gülüşek<br/> Cefa benim olsun çile kendine</p><p>Çektiğim cefalar yar senden geldi<br/> Bana bu sitemler kar senden geldi<br/> Başımdaki duman kar senden geldi<br/> Ben kara bağlayım ala kendine</p><p>Evvelden hastadır yaralı gönlüm<br/> Sevdayı mahbuba ereli gönlüm<br/> Aşkın gömleğine gireli gönlüm<br/> Hicranı Veysel'den n'ola kendine <br>
1,465,904
Can Sıkıntısı
Charles Baudelaire
7
Sanki bin yaşındayım, o kadar hatıram var. <br/> Gözleri bilançolar, manzumeler, ilamlar, <br/> Romanslar, sevgi talan mektuplar, makbuzlara <br/> Sarılı gür saçlara dolu bir büyük masa, <br/> Saklamaz daha çok sır üzüntülü kafamdan, <br/> Bu bir ehram, bir mahzen, öylesine kocaman, <br/> Fakirler çukurundan daha çok ölüleri, <br/> -Ben ayın tiksindiği bi rmezarlığım şimdi; - <br/> Orda azaplar gibi sürünür uzun kurtlar, <br/> En can alıcı ölülerime boyuna saldırırlar <br/> Solmuş güllerle dolu eski bir odayım ben, <br/> İçindeki eşyanın yıllar geçmiş üstünden, <br/> Orda üzgün pasteller, uçuk renkli Boucher'ler, <br/> Dağılan bir kokuyu içlerine çekerler </p><p>Bıkkınlığın yemişi, dinmez can sıkıntısı, <br/> Ölümsüzlüğün sonsuz ölçüsünü aldı mı? <br/> Karlı yılların ağır yumakları altında, <br/> Topal günleri geçmez hiçbir şey uzunlukta. <br/> -Artık ey canlı madde! belirsiz bir dehşetin <br/> Sardığı bir kayadan başka bir şey değilsin. <br/> Bir sisli kum çölünün dibinde uyuklarsın, <br/> Bir sfenks ki meçhulu aldırışsız dünyanın; <br/> Har'tada unutulmuş ama hırçın sesiyle <br/> Yalnız şarkılar söyler, batıp giden güneşe. </p><p>Charles Baudelaire </p><p>(Çev: Suut Kemal Yetkin) <br>
59,250
Denizin Türküsü
Rainer Maria Rilke
7
İlkçağ esintisi denizden, <br/> deniz yeli geceleyin: <br/> kimseye değil bu gelişin; <br/> uyanık bekleyen<br/> anlamak zorundadır<br/> sana dayanacak: <br/> ilkçağ esintisi denizden<br/> en eski kaya için, ancak<br/> onun için esen, <br/> saf uzayı parçalayarak<br/> taa uzaklardan gelen...</p><p>Nasıl duyar, filizlenen<br/> bir incir ağacı seni<br/> yücelerde ay ışırken. <br>
4,463
Sen Orada Ben Burada
Ümit Yaşar Oğuzcan
6
Ben orada öldüm en çok orada bilmezsin<br/> Orada zaman buruşmuş bir eski resimdi<br/> Orada sen yoktun, gözlerin belli belirsiz<br/> Koptum oradan, bir kırık heykelim şimdi</p><p>Bir kolum derin denizlerde tek başına<br/> Ayaklarım çöllerde kum tepelerinde gömülü<br/> Alıp götürür saçlarımı bir soguk rüzgar<br/> Ben orada öldüm, en çok orada bir başka türlü</p><p>Hiç bende degilsin, burada yoksun ki<br/> Orada var mısın, ya da ben yok muyum<br/> Tek degiliz seninle, bütün olmadık hiç<br/> Şimdi nerdeyiz nasılız bilmiyorum</p><p>Orada akşamlar daha çok serin<br/> Ben bu kadar degilim, bu kadar yıkık<br/> Sarhoşum, kederliyim, yoksulum, sensizim<br/> Orası sisler içinde orası karanlık.</p><p>Bensiz oldugun yerde degil mi en güzelsin<br/> Bensiz oldugun yerde şöyle şarkılarını aşkını<br/> Bir mermeri al, yont, şekil ver ona benden<br/> Bir günah işlercesine sessiz ve dalgın</p><p>En iyisi sen burada kal, hep burada<br/> Ellerinle kal, dudaklarınla, gözlerinle<br/> Tut ki bütün renkler senin mavi kırmızı<br/> Burada her şey sen nasıl istersen öyle</p><p>Bir büyük ayna duvarlar çok büyük<br/> Orayı düşünme hiç burada soyun<br/> Utandır duvarları pencereleri, kapıları<br/> İki yalnızız şimdi anlıyor musun</p><p>Var sandıgın sen sen degilsin bir başkası<br/> Benim anlasana benim o yok dedigin<br/> Sabahları bir serin havayım içine dolan<br/> Benim akşamları pencerende bekledigin</p><p>Hiç bir şey bilmiyorum, sen anlıyorsun<br/> Senin bilmediklerini anladıgım gibi<br/> Güzel, parmaklarının degdigi bir şey<br/> Sensizlikler içinde seninle olmak iyi</p><p>Orada bulutlar yagıyor paramparça<br/> Orada aglayan daglardır göge en yakın<br/> Orada sen yoksun, orada bir şey yok<br/> Orada kan ve ölüm, orada yangın <br>
201
Uçun Kuşlar
Hasan Hüseyin Korkmazgil
7
insandır suda akan yaprakta yeşil gülde kırmızı <br/> zorlu bir dal gibi eğleniriz de fırtınalarla <br/> ince bir sızı birdenbire kırar kollarımızı <br/> ve bir akşam kuşlar gibi elimizden uçup giden mutluluk <br/> bir sabah ebemkuşaklarının altından dörtnala gelir <br/> yaşayalım çocuklar <br/> her şey bizimdir <br/> bir giysi örtüsünde buldum ben bu yedi satırı <br/> bozkırda yüzükoyun bir hitit kasabası <br/> yedi satır yedi bülbül yavrusu <br/> vurmuşlar anasını da kalmış yavrusu <br/> bir sürgün şair yazmış vaktin birinde <br/> bir genç kız işlemiş onu örtüye <br/> yedi renk ipek iplik, yedi bülbül yavrusu <br/> ak örtüde yedi satır, gökkuşağı iğrisi <br/> bu yalnızlık bu sürgün, insan olmak acısı <br/> aldım yedi yavrucuğu koydum buraya <br/> yaşıyor mu bilmiyorum o sürgün şair <br/> yaşıyorsa bilsin diye o sürgün şair <br/> bir gün çıkıp gelsin diye o sürgün şair <br/> ‘uçun kuşlar’ <br/> ‘uçun kuşlar’ <br/> koydum adını </p><p>bir giysi örtüsünde yedi bülbül yavrusu <br/> yedi satır, yedi renk, gökkuşağı iğrisi <br>
59,656
Ölü
Ahmet Kutsi Tecer
7
Bir sonsuz rüyaya açılmış gözler<br/> Yummayın, yummayın kirpiklerini! <br/> Kim ondan daha çok hayatı özler.<br/> Çağırıyor çağırıyor sevdiklerini.</p><p>Gelmiyor, gelmiyor o yüzler niçin? <br/> Kaybolmuş koynunda onlar da hiçin<br/> Bilmiyor boyunun ölçüsü için<br/> Başının ucuna geldiklerini.</p><p>Bilmem ki adını onun kim saklar? <br/> Şimdiden unutmuş onu kucaklar.<br/> Besbelli üşütür soğuk topraklar<br/> Soymayın, soymayın giydiklerini. <br>
20,519
Git
Yusuf Hayaloğlu
8
Demek şimdi gidiyorsun; <br/> Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak! <br/> Demek şimdi gidiyorsun; Kuşlarımız acıkacak, saksılarımız artık sulanmayacak! <br/> Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp<br/> aynanın sahtekâr yüzüne<br/> -Oy benim yaralım-<br/> Demek şimdi gidiyorsun; <br/> Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine! </p><p>Her şey tamam diyorsun, git...<br/> Beni viran bir şehir gibi terket...<br/> Haydi git! <br/> Dışarısı ispiyon...Dışarısı ihanet...<br/> Seni bir gören olmasın, dikkat et! ..</p><p>Dostlukmuş...ölüme yürümekmiş...<br/> Üstüne titremekmiş...vefaymış! ..<br/> Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı duvara çarpıp<br/> Çıkıncaya kadarmış! ..<br/> Bana komaz deyip<br/> Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları, <br/> -Oy benim yaralım-<br/> Asıl sancı, uyandığında<br/> Bütün odaları boş görünce koyarmış! .</p><p>Gitmek istiyorsun, git...<br/> Bir savaşçı asla vedalaşmaz! <br/> Durma git! <br/> Dışarısı dinamit...dışarısı enkaz! <br/> Şunu cbine koy, ne olur ne olmaz..</p><p>Eylül mağdurlarıydık, kimsemiz yoktu, <br/> Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..<br/> Kimseye kıymamıştık oysa, masumduk..<br/> Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih! <br/> Yırtılan bir pankart gibi<br/> Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz; <br/> -Oy benim yaralım-<br/> En az bir karıncanın yüreği kadar<br/> Namuslu ve çalışkandı ellerimiz! </p><p>Artık bitti diyorsun, git..<br/> Kırılsın kapı-çerçeve, kırılsın bu cam..<br/> Sorma git! <br/> Dışarısı panik..dışarısı izdiham! <br/> Biliyorum, seni vuracaklar bu akşam...</p><p>Ne çok fire verdik üstüste..<br/> Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta..<br/> Kimliği tespit edilmemiş, <br/> Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza! <br/> Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi<br/> İçerden çürümüşüz meğerse...<br/> -Oy benim yaralım-<br/> Her gelen ölüm yazmış, <br/> Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize...</p><p>Kendini arıyorsun, git..<br/> Aptal bir hayat kur, içinde beni barındırmayan<br/> Kalma git..<br/> Dışarısı barut..dışarısı gardiyan! <br/> Yine bir tek ben olurum sana parçalanan..</p><p>Demek şimdi gidiyorsun; <br/> Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele! <br/> Demek şimdi gidiyorsun; <br/> Yıkılan bir duvar gibi; ömrüme devrile devrile..<br/> Demek mecburi istikametlerin, <br/> Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında<br/> -Oy benim yaralım-maralım<br/> Demek şimdi gidiyorsun, <br/> Ve bana bir tek secenek kalıyor: güle güle! </p><p>Beni öldürüyorsun, git..<br/> Kalmasın sende kahrım, kalmasın derdim<br/> Bakma git<br/> Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim... <br>
2,148
Barbaros Meydanı
Behçet Necatigil
6
Biliyorum ayıp ve mânasız<br/> Ama peşlerinden gidiyorum<br/> Gezmeye çıktıkları vakit<br/> Ana kız.</p><p>Utanır da belki<br/> Anasının sırtındaki<br/> Yeldirmeden,<br/> Kız bir adım önde gider<br/> Sezdirmeden.</p><p>Beşiktas'ta Barbaros Meydanı<br/> Sağı anıt, solu türbe<br/> Ortası kare şeklinde,<br/> Parkıdır yoksulların<br/> Bilhassa yaz ayları.</p><p>Fidanların, mezarların önünde<br/> Yontulu taşlar çepçevre,<br/> Yer yer banklar konulmuş,<br/> Meydana dolmuş millet<br/> Sıra sıra oturmuş.<br/> Ah genç kız kalbi,<br/> Sıralara bakar elbet.</p><p>Meydanın ilerisi deniz kıyısı<br/> Karaya çekilmiş kayıklar<br/> İskele gazinosu yanda<br/> Sulara dökülmüş ışıklar<br/> Üsküdar şu karşısı.</p><p>O nemli topraklara<br/> Ana çöker yorgun argın,<br/> Kalmış gözü arkada<br/> Kendi ayakta kızın. <br>
2,254,031
Har İçinde Biten Gonca Güle Minnet Eylemem
Seyyid Nesimi
10
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem<br/> Arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem<br/> Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi<br/> iblisin talim ettiği yola minnet eylemem</p><p>Bir acaip derde düştüm herkes gider karına<br/> Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına<br/> Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına<br/> Rızkımı veren hüda'dır, kula minnet eylemem</p><p>Oy Nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken<br/> Yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken<br/> Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken<br/> Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem <br>
2,126,830
Yıldızlı Gece
Anne Sexton
8
Şehir yerinde değil,<br/> sıcak gökyüzünde boğulan bir kadın gibi<br/> yükselip kayan karaşın bir ağaç dışında<br/> Şehir sessiz, kaynıyor gece onbir yıldızla<br/> Ah! yıldızlı yıldızlı gece! <br/> Ben böyle ölmek istiyorum</p><p>Hareket halinde. Her biri canlı<br/> Ay bile esniyor turuncu rengiyle<br/> sürmek için çocukları, bir tanrı gibi, gözünden<br/> Yaşlı ve esrarlı bir yılan yıldızları yutuyor<br/> Ah! yıldızlı yıldızlı gece! <br/> Ben böyle ölmek istiyorum:</p><p>Atılıp kollarına gecenin canavarının<br/> O büyük ejderha tarafından yutularak<br/> Hayatımdan kopmak istiyorum, izsiz işaretsiz<br/> Ne bir dans<br/> Ne bir ağlama. <br>
119,680
Acemi Dudaklı Yar
Nizar Kabbani
7
Ey acemi dudaklı yar... Bahaneler bulma bana<br/> Kurtarıcın ve müjdecinim ben senin<br/> Aşkı öğretmek için geldim sana<br/> Öğren onu...<br/> Hala kabile kanunları hakim vucuduna<br/> Kendin hükmetmeye çalış bedenine</p><p>Kulak ver bana...<br/> Vaktim çok dar<br/> Her mevsimde bir kez biter başak<br/> Aklını başına al<br/> Asık suratla karşılanmaz ilk bahar yağmurları<br/> Sen de diğer kadınlar gibi ol<br/> Sadece bağırmak için mi verildi sana bu dudaklar</p><p>İşte talimatlarım... Önünde hepsi de...<br/> Cennetimi de orada görüceksin<br/> Cehennemimi de<br/> Hala anlamadıysan şimdiye kadar<br/> Sor ne olur, anlamaya çalış<br/> Sana dayatmak istemiyorum kendi konumumu<br/> Konuş... Eğer konuşmak hoşuna gidiyorsa<br/> Kokla beni<br/> Bu seni rahatlatacaksa...</p><p>Zorla sevgiyle işim olmaz benim<br/> Şiddet - kadınım -<br/> Beni bunalıma sokuyor<br/> Kötü bir adam olacağımdan korkuyorum<br/> Seni aşka bir koyunu çeker gibi çekeceksem eğer<br/> Anlamaya çalış...</p><p>Sakin ol...<br/> Niyetim bu güzel geceyi mateme çevirmek değil<br/> Hiç bir zaman bir kabile reisi olmadım<br/> Seni kanla ve tırnakla sevecek olan<br/> Fakat ben daima gökyüzünün haritasını<br/> Değiştirmeye çalışan adamım<br/> Şiiriyle...<br/> Ve aşkıyla...<br/> Yıldızların konumunu değiştirmeye çalışan adamım... <br>
14,950
Korkuyorum
William Shakespeare
9
Yağmuru seviyorum diyorsun, <br/> yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun... <br/> Güneşi seviyorum diyorsun, <br/> güneş açınca gölgeye kaçıyorsun... <br/> Rüzgarı seviyorum diyorsun, <br/> rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun... <br/> İşte,bunun için korkuyorum; <br/> Beni de sevdiğini söylüyorsun... <br>
1,337,895
Gülşen (Philine)
Johann Wolfgang von Goethe
7
Tasayla türkü söylemeyin<br/> Gecenin inzivasından; <br/> Yo, o, hoş sevdadır deyin,<br/> Sıcacık sohbet için bir gam.</p><p>Kadının kocaya verilmesi gibi<br/> En güzel yarısına vardığında,<br/> Gece ömrün yarısıdır harbi,<br/> Ve en güzel yarısıdır aslında.</p><p>Sevinebilir misiniz o günden ötürü,<br/> Sadece neşenizi kesen? <br/> Oyalanmak için iyi gelir götürü,<br/> Başka şeye yaramaz aslen.</p><p>Ancak geceleyin kimi anlarda<br/> Tatlı fenerin ışığı akarsa,<br/> Ve ağızdan yakın ağıza <br/> Şaka ve aşk boşalırsa.</p><p>Eğer taze ve oynak oğlan,<br/> Ham ve ivedi tersine eğlerse,<br/> Çoğu kez ufacık armağan<br/> Olan basit oyunlarla eğlenirse; </p><p>Eğer Bülbül sevdalılara<br/> Müşfik havalar öterse,<br/> Onlar esir ve gamlılara<br/> Yalnız Ah, Vah gibi gelirse.</p><p>Kalbin onca yağmasıyla beraber<br/> Siz dinlemezseniz o çanı kebir,<br/> Ki o oniki tamdır vurmasıyla her<br/> Defasında huzur ve güven verir.</p><p>Dolayısıyla şu uzun günün ramağında<br/> Unutma ve Hatırla, sevgili Yüreğim:<br/> Her bir günün derdi vardır sonunda,<br/> Ve asıl gecede gelir keyfim benim.</p><p>Çeviri: Musa Aksoy</p><p>Wilhelm Ustanın Çıraklık Yıllarından alıntı bir şiir.</p><p>Öyle bir zaman ki, kadınlar evlerine kapanmış ve serbest çalışması düşünülemez bile. Goethenin kahramanı Wilhelm, o zamanların kadınlarına tamamen zıt bir karakter sahibidir. 18 YYda kadın duygusal ama pasif, doğacan ve ana gibi terimlere eşdeğer edinilmektedir.<br/> Gülşen (Philine) zamanın kadınına layık biri olmadığı, ancak yalnız ve serbest çalışan, dolayısıyla aile himayesi altında olmayan bir kadın olarak, mecburen oyuncu kimliğini sırtlayan biri olduğu irdelenir.<br/> Aynen Wilhelmin zamana aykırı tutumu ve tavırlarıyla, hayatı/nı eleştirmesiyle, hatta temel eğitimin mi yoksa işin/mesleğin mi insanın kaderini belirlediği sorgulanır.<br/> Ve böylece Wilhelm ve Gülşen arasında, şimdiki günümüzde aslında pek/hiç çelişki sayılmayan, veya toplumun kimi kesimlerinde halen sayılan, bir aşkın niçin (o zamanlar) imkansız olduğu anlatılır.<br/> Goethe bu ikinci eseriyle 225 yıl önce, aydınlanma sürecinin başlamasına ivme vermiş olmakla kalmayıp, halen mevcut fikir ve değişimlere, ışık açmıştır.<br/> Yukarıdaki şiir tüm romanın bir nevi atan kalbidir. <br>
21,982
Kendim İçin Yaşamıyorum
Yılmaz Güney
8
Her şeye rağmen düşmana inat yaşayacağız. Yarın bizim çünkü... Biz öleceğiz ama çocuklarımız bırakacağımız mirasi taşıyacaklar yüreklerinde... Ve onların yürekleri bizim altında ezildiğimiz korkuları taşımayacak........ <br>
1,277,858
Nâm U Nişane Kalmadı Fasl-ı Bahardan
Baki
7
Nâm u nişane kalmadı fasl-ı bahardan <br/> Düşdü çemende berg-i dıraht itibârdan</p><p>Eşcâr-ı bâğ hırka-i tecrîde girdiler <br/> Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan</p><p>Her yanadan ayağına altun akup gelir <br/> Eşcâr-ı bâğ himmet umar cûy - bârdan</p><p>Sahn-ı çemende durma salınsın sebâyile <br/> Âzâdedir nihâi bugün berg ü bârdan</p><p>Bâkî çemende haylî perîşân imiş varak <br/> Benzer ki bir şikâyeti var rûzgârdan</p><p>Vezni: Mef'ûlü Fâilâtü Mefâîlü Fâilün <br>
1,396
Bir Veda Havası
Yusuf Hayaloğlu
9
Vakit tamam! .. seni terk ediyorum.<br/> O bütün alışkanlıklardan<br/> Ve bütün sıradanlıklardan öteye,<br/> Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.<br/> Doyamadım inan,<br/> Kanamadım sevgiye...</p><p>Korkulu geceleri sayar gibi,<br/> Deprem gecesinde bir yıldız,<br/> Birdenbire kayar gibi; <br/> Ellerim kurtulacak ellerinden,<br/> Bir kuru dal, ağacından<br/> Çatırdayıp kopar gibi...</p><p>Aşksa bitti...<br/> Gülse, hiç dermedik.<br/> Bul kendini kuytularda, hadi dal! <br/> Seninle bir bütün olabilirdik...<br/> Hoşça kal gözümün nuru,<br/> Hoşça kal...</p><p>Vakit tamam! .. seni terk ediyorum.<br/> Bu, kırık ve incecik<br/> Bir veda havasıdır.<br/> Tutuşan ellerimden<br/> Parmak uçlarına değen sıcaklık,<br/> İncinen bir hayatın yarasıdır...</p><p>Kalacak tüm izlerin hayatımda.<br/> Gözümden bir damla yaş,<br/> Sızlayıp resmine aktığında; <br/> Bir yer bulabilsem keşke<br/> Bir yer, seni hatırlatmayan; <br/> Kan tarlası gelincik şafağında...</p><p>Ölümse, korktun.<br/> Savaşsa, hep kaçtın...<br/> Vur kendini kuşkularda, hadi al! <br/> Sen bir suydun oysa,<br/> Sen bir ilaçtın...<br/> Hoşça kal canımın içi,<br/> Hoşça kal... <br>
67,402
Eğer
Rudyard Kipling
9
Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü<br/> ve bunun sebebini senden bildikleri zaman<br/> sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen; </p><p>Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir<br/> ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen; </p><p>Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan<br/> veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen, <br/> ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan, <br/> bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen; </p><p>Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan, </p><p>Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen, </p><p>Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır<br/> ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen; </p><p>Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından<br/> ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen, <br/> ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür<br/> ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen; </p><p>Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir<br/> ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen; <br/> ve kaybedip yeniden başlayabilir<br/> ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen; </p><p>Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile<br/> işine yaramaya zorlayabilirsen<br/> ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden<br/> başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen; </p><p>Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen, <br/> ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen; </p><p>Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse; </p><p>Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen; </p><p>Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı, <br/> altmış saniyede koşarak doldurabilirsen; </p><p>Yeryüzü ve üstündekiler senindir</p><p>Ve dahası</p><p>sen bir İNSAN olursun oğlum... <br>
37,689
Barış
Yannis Ritsos
8
Çocuğun gördüğü düştür barış.<br/> Ananın gördüğü düştür barış.<br/> Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.</p><p>Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba<br/> elinde yemiş dolu bir sepet; <br/> ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi<br/> ter damlalarıyla alnında...<br/> barış budur işte.</p><p>Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman, <br/> ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara, <br/> yangının eritip tükettiği yüreklerde<br/> ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun, <br/> ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık, <br/> boşa akmadığını bilerek kanlarının, <br/> barış budur işte.</p><p>Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda<br/> yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi<br/> ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece.<br/> Barış, açılan bir pencerden, ne zaman olursa olsun<br/> gökyüzünün dolmasıdır içeriye.</p><p>Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır.<br/> Başaklar uzanıp, 'ışık! ışık! ' diye fısıldarken birbirlerine! <br/> Işık taşarken ufkun yalağından.<br/> Barış budur işte.<br/> Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler<br/> geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü<br/> ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından<br/> cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi gibi; <br/> barış budur işte.</p><p>Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de<br/> bir kök olduğu zaman<br/> gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya.<br/> Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman<br/> dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardısıra.<br/> Ve sonunda hissettiğimiz zaman yeniden<br/> zamanın tüm köşe bucağındaki acıları kovmak için<br/> ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin.<br/> Barış budur işte.</p><p>Barış ışın demetleridir yaz tarlalarında, <br/> iyilik alfabesidir o, dizelerinde şafağın.<br/> Herkesin 'kardeşim' demesidir birbirine, 'yarın yeni bir dünya kuracağız' demesidir; <br/> ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle.<br/> Barış budur işte.</p><p>Ölüm çok az yer tuttuğu gün yüreklerde, <br/> mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların, <br/> şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine<br/> büyük karanfilini alacakaranlığın...<br/> barış budur işte.</p><p>Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların<br/> sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın.<br/> Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir.</p><p>Ve toprakta derin izler açan sabanların<br/> tek bir sözcüktür yazdıkları: <br/> Barış.<br/> Ve bir tren ilerler geleceğe doğru<br/> kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden<br/> buğdayla ve güllerle yüklü bir tren.<br/> Bu tren barıştır işte.</p><p>Kardeşler, barış içinde ancak<br/> derin derin soluk alır evren.<br/> Tüm evren, <br/> taşıyarak tüm düşlerini.<br/> Kardeşler, uzatın ellerinizi.<br/> Barış budur işte. <br>
2,118,066
Güzelim
Recaizade Mahmud Ekrem
9
Nedir bu cevr ü tegafül zaman zaman güzelim? <br/> Kaçıncıdır bu eziyetli imtihan güzelim? <br/> Tükendi sabr u tahammül.. üzüldü can güzelim.<br/> Bu naz ise yetişir artık el-aman güzelim! </p><p>Hayat bende mücerred seninle kaimdir..<br/> Neşat ü lezzet ü şevkim seninle daimdir..<br/> Sen olmasan nazarımda güneş de muzlimdir..<br/> Sözün hakikati işte budur inan güzelim.</p><p>Gamınla mün'adim oldu tasarrufum özüme.<br/> Seni tefekkür ile uyku girmiyor gözüme.<br/> İnanmak istemiyorsan eğer benim sözüme,<br/> Buna şehadet eder gökte ahteran güzelim! </p><p>Bu infiale beca na-beca nihayet ver...<br/> Yine şikayete..şükre.. niyaze ruhsat ver! <br/> İade eyleyeyim ne'şemi cesaret ver..<br/> Nazardan eyleme didarını nihan güzelim...</p><p>Kusurum anlamadım çünkü etmedim mesul..<br/> Olurdu mazeretim belki de karin-i kabul.<br/> Senin sükutuna karşı benim melul melul..<br/> Yetişmiyor mu sana ettiğim figan güzelim? </p><p>Ne hal ise ben afv et de şermsar eyle..<br/> Küçük düşürmek ile bari ahz-ı sar eyle,<br/> Dahil-i merhametim, vechin aşikar eyle..<br/> Bu şivedir sana şayan ol heman güzelim! .. <br>
55,674
Sevdiğim Kadın Adları Gibi 17/ Duygu
Akgün Akova
6
seni kimse anlamıyor Duygu<br/> yıkandığın su, yürüdüğün yol, omuzunda gezinen melek<br/> şemsiyende sayı saymayı öğrenen yağmur<br/> sarmaşık gibi yüzüne sarılan ayna</p><p>seni kimse anlamıyor Duygu<br/> binicisiz atlar, yeleli gece, elini altına soktuğun yastık<br/> hep başkalarının sevdiği şarkıları çalan radyolar<br/> kırmızı şarap gibi alnında gezinen ateş</p><p>seni kimse anlamıyor Duygu<br/> denizdeki şişe, şişedeki mektup, mektuptaki söz<br/> tuttuğun günlüğe düşen gölge<br/> kuruttuğun çiçeklerden uçup giden koku</p><p>seni kimse anlamıyor Duygu<br/> kırılan bardak, taşan süt, eteğine sıçrayan çamur<br/> yorgunlukta başını dayadığın omuz<br/> rüzgarın getirip pencerenin önüne bıraktığı kuştüyü</p><p>seni kimse anlamıyor Duygu<br/> yıldırım aşkları, boşanma davaları, evine dönen yolcu<br/> aşkını Portofino mu Mortofino mu, neyse işte öyle<br/> bir yerlerde bulduğunu şarkısında anlatan adam<br/> ve mırıldanan<br/> yalnızca mırıldanan kalabalıklar kentin iç organlarında</p><p>seni kimse anlamıyor Duygu<br/> yaşını başını aldığı halde neden teyze olmadığını kimsenin<br/> bilmediği Güzin Abla<br/> bilginin kurutulacak bir çamaşır olduğunu sanan okul<br/> bir terliksi hayvan olduğunu<br/> ve tek hücreli canlılar gibi bölünerek çoğaldığını düşünen devlet</p><p>seni kimse anlamıyor Duygu<br/> ayın arkada kalan karanlık yüzü<br/> aşkın sana bakan yaralı yüzü<br/> ve kayarlarken dilek tuttuğun yıldızlar</p><p>“Birisi çıkıp<br/> yalnızca<br/> beni ben<br/> olduğum için<br/> sevsin<br/> Tanrım! <br/> Ama<br/> geç olmadan, <br/> olur mu? ” <br>
3,926
Perişan Halim Oldun (Murabba)
Fuzuli
8
Perişan halin oldum sormadın hal-i perişanım<br/> Gamından derde düştüm kılmadın tedbir-i dermanım<br/> Ne dersin rüzgarım böyle mi geçsin güzel hanım<br/> Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım</p><p>Esir-i dam-ı aşkın olalı senden vefa görmem<br/> Seni her kanda görsem ehl-i derde aşina görmem<br/> Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmem<br/> Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım</p><p>Değer her dem vefasız çerh yayından bana bin ok<br/> Kime şerh eyleyem kim mihnet ü enduh u derdim çok<br/> Sana kaldı mürüvvet senden özge hiç kimsem yok<br/> Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım</p><p>Gözümden dembedem bağrım ezip yaşım gibi gitme<br/> Seni terk eylemezem çün ben beni sen dahi terk eyleme<br/> İgen hem zalim olma ben gibi mazlumu incitme<br/> Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım</p><p>Katı gönlün neden bu zulm ile bidade ragıbtır<br/> Güzeller sen tegi olmaz cefa senden vaciptir<br/> Senin tek nazenine nazenin işler münasiptir<br/> Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım</p><p>Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden akıdan seyle<br/> Yamanlıktır işin uşşak ile yahşı mıdır böyle<br/> Gel Allah'ı seversen bendene cevr eyleme lutf eyle<br/> Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım</p><p>Fuzuli şive-i ihsanın ister bir gedayındır<br/> Dirildikçe seg-i kuyun ölende hak-i payındır<br/> Gerek öldür gerek ko hükm hükmün ray rayındır<br/> Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım <br>
1,843
Hatıralarımı Yazma
Ahmet Telli
7
Yine bir duman çöktü sokağa, kent tutuştu <br/> Bütün sığınaklarda seni arıyorum, nerdesin<br/> Aklıma dökülen hatıralar hattında bir yangın <br/> Bir çarpraz ateş başlıyor, newroz diyor birileri<br/> Dün bir demirciydim oysa ben, ufku eritirdim<br/> Bugünse ateş altındayım, <br/> Hatıralarımı yazma<br/> Bir rüya görüyorsun, terlemişsin sırılsıklam<br/> Vurulup düştüğüme inanmak istemiyorsun<br/> Bir kente girişin provası oluyor oysa ölümüm<br/> Yeis yok, bir misillemedir bütün hatıralarım<br/> Yalnız yıkık bir duvar var karşıda, <br/> Ve bir kadının cesedi üstünde <br/> Uçuşup duruyor takvim yaprakları<br/> Seni bekliyorum orda, meydan saatinin altında<br/> Bir James Dean filmine gideceğiz gelirsen<br/> Cehennem hızıyla çarparken mutsuzluğun çelik zırhına<br/> Soluk soluğa yaşanacak tüm imkansızlıklar<br/> Boyle olmalıydı ve oldu işte diyecek oğlum<br/> Babamsa bir ağıta benzeyecek, küllerimi avuçlarken<br/> Bütüm köprüleri dinamitledim ve geldim işte<br/> Bir kente girmemiz nasıl gerekiyorsa öyle<br/> Apansız çıkmalısın karşıma<br/> Ki unutulmuş bir haykırış olmalı dünyaya<br/> Seninle her karşılaşmamız<br/> Mağlubuz, <br/> Durmadan kazanan bu hayat <br/> Basit bir üçkağıtçı sadece, bir sahtekar<br/> Beşbenzemezle rest çekiyorum<br/> Ama o biliyor bunu ve çekiliyor oyundan<br/> Yokum diyor<br/> Dün bir demirciydim oysa ben, ufku eritirdim<br/> Bugünse ateş altındayım, hatıralarımı yazma<br/> Hatıralarımı yazma, <br/> Tarih sanıyor birileri <br>
285,430
79 Nolu Rubai
Ömer Hayyam
7
Bu gece bir litrelik kadehle içeceğim.<br/> İki kadeh şarapla, zengini geçeceğim.<br/> Önce, üç kez boşayıp, aklımı ve dinimi; <br/> Sonra, üzüm' kızını eş diye seçeceğim! </p><p>(Hayyam'ın Türkçe Yüzü-Türkçe Yeniden Yazan-Yalçın Aydın Ayçiçek-Can Yayınları) <br>
59,830
Çok Üşümek
Turgut Uyar
7
Bir Kalır uzun resimlerde anısı sakallarımızın<br/> urban içinde Üşüyüp Üşüyüp kaldığımızın</p><p>Bir Kalır yanık yağlar kokusu şehirlerde<br/> Uzun nehirlere binip uzaklaşmadıkça</p><p>Bir Kalır yabancı yataklarda o oteller<br/> Meydanlar heykeller sizin olmadığınız o her yer</p><p>O çok yalınç gerçekli gelip gitmeler</p><p>Bir Kalır uzun duvarlar ve onların dipleri<br/> Bir Kalır Yılgın Adamların hep 'Evet' dedikleri</p><p>Çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız<br/> Üşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımız</p><p>Tükenir dağınık diriliği kaşıntımızın birgün<br/> Bir Kalır uzun kitaplarda anısı çok Üşüdüğümüzün <br>
60,799
Onun Çölünde
Bejan Matur
7
Onun çölüne gittim.<br/> Konuğum, <br/> Duvardaki kan pıhtısında.<br/> Onun bulduğu damar beni çağırdı.<br/> Ve ruhum eski bir kanla yıkandı.</p><p>Onun çölüne düştüm, oturdum cadırında.<br/> Eski bir kavmin buluşması ve töreni.<br/> Bir yaban kuş gibi tüneyip kıyıya<br/> Dedi ki bana “ ölümsün sen “<br/> Mutlak<br/> Mutlak olan.</p><p>Onun çölünde gece kımıldar.<br/> Yılan ve akrep karanlığıyla.<br/> Hayat bir zehre gizlenir<br/> Çoğalır sabırla.</p><p><br/> O bıraktı beni.<br/> Çöldeki kızıl sularda<br/> Balıklara bakacak<br/> Nefesimi tutarak<br/> Uyuyacağım.</p><p><br/> Onun çölünde her gece<br/> Fısıldadım kumlara.<br/> Sordum nasıl yaptıklarını çölü, <br/> Boğmadan koyun koyuna.</p><p><br/> Onun çölünde ölüyüm ben.<br/> Gelin ve kaldırın beni.<br/> Gittiği yolda bulutlara değen bir gölge bırakılmış sanki.</p><p><br/> Bir sesle uyandıracak beni<br/> Kahra kan olan bir aldanışla yakaracak</p><p><br/> Tanrıya söylendim.<br/> Nasıl da zalim gövdede varlığı onun.<br/> Güzellik acıya kavuştuğunda yorulur ve<br/> Hep yaslı kalacak gözün ışığıyla bakar; <br/> Her yüz bir işarettir tanrıdan.<br/> Bunu yaşlı bir adam söylediginde<br/> Gözleri yoktu.<br/> Annem öyle inanmış olmalı ki ona, <br/> Yüzümü kederli çizdi.<br/> Ve uzayıp tanrıya<br/> “işte” dedi<br/> “ benim annem yeniden doğdu<br/> annem varlığıma döndü”</p><p>Gece paslı bir kafesle durdu önümde<br/> Dua için zaman istedim tanrıdan.<br/> Onun varlığına adanacak hiçlik<br/> Düş için, <br/> O büyüde kalbime saplanan acıyla<br/> Bağırdım; <br/> Başka adamlar, başka dillerde dua etsinler. Bizim için.<br/> Ölümü tanıdığımız ve sessiz olduğumuz için<br/> Kutsasınlar.</p><p>Ölü bir yaprağın sürüklenişi gibi rüzgarda <br/> Gövdem yitirdi yerini.<br/> Ağır bir uykuyla gizlendi tohuma varlık.<br/> Ağır bir istekle.<br/> Kızıl kan pıhtısı. Tül sabah. Ört üstümü.<br/> Koyu gücünü yüzünün nasıl cizdiyse tanrı<br/> Ve ne gizlediyse kıvrımına gülüsünün.<br/> Gördüm ben.</p><p>Tüllere sarılmış çölde ölümümü bekliyorum. Sakinim.<br/> Yok bir gece bu.<br/> Sabah uyanacak aşkı konuşacağız.<br/> Ne çok sürdü diyecek bana.<br/> Ne uzun sürdü hayat.</p><p>O uzun günün sabahında <br/> Sesini duydum gün ve gecenin çakışmasının.<br/> Bir tül işleniyormuş gibi aralarında<br/> Kavuştular usulca.</p><p>Uyu ağır uykunu<br/> Taşların altında ve su isteğinle kal.<br/> Geniş bir avluda gece kapanan kapıların ağırlığı.<br/> Sürecek olan dilsizlik.<br/> Rüzger tırmalıyor kapını<br/> Aşk uzakta.</p><p>Ne tuhaf inanmaman.<br/> Sırtıma dokundun ve orada ayla ışıyan çizgilerin<br/> Bir acıdan artan masumiyet olduguna şaşırdın.<br/> Gideceğini söyledin<br/> İnanmadım sana.<br/> Oysa ben daha doğmadan biliyordum.<br/> Acılı bir ruhta oyalanan bir gövde bu.<br/> Saf ve çocukça bir düşün yatağında.</p><p>Kan ve sussusla dinlenen ten kabullenir.<br/> Beyaz tül yatağında başucuma<br/> Camdan bir göz bırakıp gittin.</p><p>Ona fısıldanan sözlerin<br/> Aşk olan varlığı<br/> O gidince karardı.<br/> Yüzeyinde göğün<br/> Beyaz ve kıpırtısızım.</p><p>Acıdan bir okla çıktım <br/> Bekleyiş yatağından.<br/> İçimde siyah bir taş.<br/> Atları gördüm.<br/> Kapı önlerinde oturan insanı, sözü.<br/> Çok yaşanmış bir çığlıkla hayat.</p><p>Bir sırrın bana verilmediği yerden<br/> Sordum ona<br/> Bana ne söyleyeceksin? <br/> Çölün söylemediği ne? </p><p>Ruhumu oarada tutan ağırlıkla<br/> Geceye ilendi tenim.<br/> Ve çağırmadı çölü varlığım<br/> Ondan sonra.</p><p>Aynaya dönüyorum<br/> Değişmiş gözlerim.<br/> Çölde kumlara bakan kadın<br/> Kedere bakan<br/> Artık benim.</p><p>Gördüm çizgilerini avuçlarının<br/> Çöl her şeyi söyledi bana.</p><p>Anladım nerede bitti aşk<br/> Kan pıhtılı odanda uyanan gövdem<br/> Neden sığmadı varlığa.</p><p>Seni yaprakların gölgeli yalnızlığına bırakıyorum.<br/> Gün doğumunda uyanan nefese ve sana dönen gözlerin<br/> Yakaran çizgisine.<br/> Çölden aldığını çöle ver<br/> Hayattan aldığını hayata.<br/> Artık beklemiyorum<br/> Kal orada.<br/> Geride, tepelerin art arda dizilmekle<br/> Var ettikleri dünya bir hiçlik ahti gibi.<br/> Bir hiç ve gölge.<br/> Gece ay<br/> Gece tül ve yokluk.<br/> Yok gece.</p><p>Çölden aldığını çöle ver<br/> Hayattan aldığını hayata. <br>
23,320
Bir Düşün İçinde Düş
Edgar Allan Poe
9
Alnına konsun bu öpüş<br/> Ve,şimdi senden ayrılırken,<br/> İtiraf edeyim ki<br/> Günlerimi bir düş<br/> Sayarken yanılmıyorsun; <br/> Ama, umut gitmişse uzaklara<br/> Bir gece ya da bir gün<br/> Bir görüntüde ya da bir şeyde olmaksızın<br/> Fark eder mi bu yüzden? <br/> Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz<br/> Yalnızca bir düşün içinde bir düş.<br/> Kırılan dalgaların dövdüğü bir kıyının<br/> Haykırışları içinde duruyorum:<br/> Ve altın kum taneleri tutuyorum avucumda<br/> Ne kadar az! Ama nasıl da<br/> Süzülüyorlar parmaklarımın arasından derinlere<br/> Ben ağlarken, ben ağlarken! <br/> Ah Tanrım! Daha sıkı<br/> Tutamaz mıyım onları? <br/> Ah Tanrım! Tekini bile kurtaramaz mıyım acımasız dalgadan? <br/> Bir düşün içinde bir düş mü<br/> Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz? <br>
466,669
İstanbul'un O Yerleri
Yahya Kemal Beyatlı
7
Aşkın şeref diyârını gördümdü bir zaman.</p><p>Yıldızlarıyle başka bir âlemdi her gece.</p><p>Kıpkırmızıydı şanlı ufuklarda her şafak.</p><p>Cânanla çıktığım tepeler..başta çamlıca..</p><p>Hâlâ muhayyilemde parıldar, resim gibi,</p><p>Yârin dudaklarında bitip başlayan visâl.</p><p>Cânanla gezdiğim kıyılar, sürdüğüm hayat</p><p>Öz mavilikle çerçevelenmiş o levhada,</p><p>Ömrün murâdımızca geçen mutlu günleri.</p><p>Yaş bastı. Görmedim nice yıldır o yerleri.</p><p>Görsem de görmesem de bu indimde bir benim; </p><p>Mâdem ki şimdi her biri kalbimdedir benim. <br>
1,844,817
Ukde
Mihail Yuryeviç Lermontov
7
Yalnızım gecenin ıssızlığında, <br/> Taşlı bir yol ışıldar durur siste <br/> Çevre suskun, kulak vermiş Tanrı’ya, <br/> Yıldızlar konuşur birbirleriyle. </p><p>Gökyüzünde görkemli bir şölen var! <br/> Toprak, mavi bir ışıkta dinlenir.. <br/> Kimi bekliyorum, aradığım ne? <br/> Yüreğimi böyle daraltan nedir </p><p>Beklediğim hiçbir şey yok yaşamdan, <br/> Geçmişten de pişmanlık duymuyorum; <br/> Özgürlük ve huzurdur aradığım! <br/> Unutmak ve uyumak istiyorum! </p><p>Ama benim uyumak istediğim <br/> O soğuk uykusu değil ölümün... <br/> Yaşam da uykuya dalsın içimde, <br/> Usul usul inip kalkarken göğsüm; </p><p>Gündüz gece, tatlı ezgileriyle <br/> Bir ses türküsünü söylesin aşkın <br/> Yeşil dallarıyla ulu bir meşe <br/> Eğilsin üstüme ve hışırdasın <br>
35,073
Serçe Gibi
Charles Bukowski
8
Can vermek için can almalısın, <br/> Milyarlarca kanın döküldüğü denizin üzerine<br/> üzüntülerimiz boş ve dümdüz düşerken<br/> Dalgaların içeri doğru kırıldığı sığ<br/> sahilleri geçiyorum<br/> buralarda beyaz bacaklı, beyaz göbekli<br/> çürümekte olan yaratıklar var<br/> bunlar uzun uzun etraflarındaki ölü<br/> manzaralara karşı isyan etmekteler<br/> Sevgili çocuğum, sana, sadece serçenin sana<br/> yapmış olduğu bir devirde yaşlıyım; genç olmanın moda<br/> olduğu bir devirde yaşlıyım; gülmenin moda olduğu<br/> bir devirde ağlıyorum.<br/> seni sevmenin daha az bir cesaret istediği <br/> bir devirde senden nefret ediyorum. <br>
14,552
Nerdesin
Ahmet Kutsi Tecer
8
Geceleyin bir ses böler uykumu,<br/> İçim ürpermeyle dolar: - Nerdesin? <br/> Arıyorum yıllar var ki, ben onu,<br/> Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.</p><p>Gün olur sürüyüp beni derbeder,<br/> Bu ses rüzgarlara karışır gider.<br/> Gün olur peşimden yürür beraber,<br/> Ansızın haykırır bana: -Nerdesin? </p><p>Bütün sevgileri atıp içimden,<br/> Varlığımı yalnız ona verdim ben.<br/> Elverir ki bir gün bana derinden,<br/> Ta derinden bir gün bana ''Gel'' desin. <br>
60,218
İkinci Dünya Harbinden Portreler 4
Arif Damar
5
Silahın düştü elinden<br/> bundan sonra bir hayal parçasısın.</p><p>Dostların seni garipseyerek anacak,<br/> vakitsiz ölümüne üzülen bu küçük şiirde de<br/> benim gönlüme göre olacaksın.</p><p>Halbuki biraz evvel kar yağıyordu,<br/> sen ağır yaralı; <br/> arkandan düşmandan kurtarılmış toprak,<br/> suları buz tutmuş Vistül,<br/> ağır ağır yürüyordun.<br/> Ufukta belki,<br/> karla örtülü kuleleri ve damlarıyla<br/> biraz sonra şehirler gözükecekti.</p><p>Ayak izleri örtülürken arkadaşlarının,<br/> sen çam ormanlarını ve sakin gölleri<br/> son adımında birden bire geçerek<br/> denize vardın.</p><p>Ondan sonra bir hayal parçasısın. <br>
96,697
Hüzünlü Madrigal 2
Charles Baudelaire
5
Kökünden kopmuş o eski aşklarla <br/> Dopdolu yüreğin yine bir fırın <br/> Gibi alev saçar, bilirim, harla, <br/> Ve senin göğsünün altında hala <br/> Az çok övüncü var kargışlıların; </p><p>Yine de, sevgilim, gördüğün her düş <br/> Daha Cehennem'i yansıtmadıkça, <br/> Ve aklı demire, baruta düşmüş, <br/> Yalnız kılıçlar, zehirler üşüşmüş <br/> Bitmez bir kabus içinde açıkça, </p><p>Her yerde felaket görüp yeniden, <br/> Süzerek herkesi korku içinde, <br/> Saat çaldı mı sıçrayıp yeniden, <br/> Sarıp sıktığını duymadıkça sen <br/> Önüne geçilmez İğrenti'nin de, </p><p>Diyemezsin ki, tutsak kraliçe, <br/> Beni korkuyla sevebilen ancak, <br/> Ağır dehşetiyle sürerken gece <br/> Çığlıklar içinde ruhun, delice, <br/> Bana: 'Ey kralım, sana dengim, bak! ' <br>
52,454
Kasaba
Yılmaz Erdoğan
7
astarı erken sarkmış<br/> kirasız kaygısız<br/> belki kefilsiz bile<br/> et kokusunda bir vitrin özlemiyle büyütülmüş<br/> bir kasabada<br/> ölmeliydim aslında<br/> on yıl geriden gelen afişli<br/> seks kokulu yazlık sinemaların birinde<br/> uyuyakalmalıydım</p><p>sizi tanımadan hatta<br/> gazete bile okumadan<br/> konformist kahvaltılarda<br/> o kasabada<br/> o kendi delikli uykusundan bile habersiz<br/> karabasanda ölmeliydim</p><p>adınız geçmiyor farkındasınız değilmi<br/> tek bir şarkıda bile<br/> nasıl kasabaların tek bir caddesi vardır mühim<br/> gerisi ara sokak yalnızlıkları<br/> kediler bile ıslık çalmadan geçer kaldırımları<br/> bir otobüs geçer<br/> 'soğuk ve şehirler arası'<br/> bir uykuda içindekiler...</p><p>ne kasaba karşılar otobüsü<br/> ne muavin irkilir<br/> kimse inmeyecektir çünkü<br/> kimse binmeyecektir...<br/> herşey bizzat hayata benzer: <br/> otobüsün kasabadan geçişi, <br/> bizim dünyadan geçişimiz...</p><p>hiç meşhur olmayan şairler kalır<br/> bazı kasabaların otel odalarında<br/> beyaz kağıt ister vakitsiz<br/> resepsiyon uykuluğundan</p><p>kasaba il olmak ister<br/> herşey bizzat hayata benzer<br/> otobüs geçer kasabanın gecesinden<br/> ara sokakta ıslıksız kediler<br/> bazısı yeni hayat'a yazılır olanların<br/> bazısı yazılamaz<br/> olmayan bir beyaz kağıda</p><p>ıssızlığın da bir müziği vardır elbet<br/> konuşulamayan notaları vardır<br/> en dandik kasabaların bile<br/> kurulu düzenleri vardır sabahın sekizine<br/> herşey bizzat hayata benzer<br/> ıssız kasaba eskizlerinde...</p><p>kasaba il olmak ister<br/> her şair intihar etmek ister bizzat<br/> kafiyeli cinaslı bir son peşindedir<br/> yoksa neden gecenin üçünde<br/> neden kediler bile mırıldanmazken en tutan şarkıları<br/> neden boktan bir kasabanın orta yerinde<br/> ışıksız bir vitrin seyri</p><p>herşey hayata benzer bizzat<br/> iki sevdalı arasında...<br/> biri doğumdur hesapsız<br/> öteki ölüm şairce<br/> bazı kasabaların<br/> otel odalarında... <br>
67,437
Haydi Uyan
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
8
Er meydanlarından çekilir oldum<br/> Çorak iklimlere ekilir oldum<br/> Eğilmek bilmezdim bükülür oldum<br/> Sürer mi bu gaflet daha kaç sene<br/> Uyanıp kendine dönmeyi dene</p><p>Acımda ne varsa kurudan, yaştan<br/> Al Dede Korkut'tan Hacı Bektaş'tan<br/> Malazgirt, Tuna, doğ yeni baştan<br/> Dilerim Allah'tan bu devran döne<br/> Uyan durma uyan, uyumak nene</p><p>Boşaldın boşaldın dolabilmedin<br/> Gidişin o gidiş gelebilmedin<br/> Döktüğün kanları alabilmedin<br/> Şah damarlarına yapışan kene<br/> Sömürür mü seni daha kaç sene</p><p>Seni aldatmasın batı denilen<br/> Onun mayasıdır katı denilen<br/> Onun iç yüzüdür kötü denilen<br/> Budur öz suyunu sömüren kene<br/> Sen uyan, onu da uyandır gene</p><p>Sen Oğuz Ata'nın has milletisen<br/> Sen Son Peygamberin has ümmetisen<br/> O seni boğmadan boğ ümmetisen<br/> Uyan durma uyan, uyumak nene<br/> Kalk, doğrul yerinden, yürü geç öne</p><p>Medet ummaya gör kızıl surattan<br/> Seni mahrum koyar aşktan, murattan<br/> Çağla Sakarya'dan kükre Fırat'tan<br/> Kara kızıl, sarı sür, topla yine<br/> Bunlardır özünü sömüren kene</p><p>Düşün, kaç parçaya bölmüşler seni<br/> Sonsuz bir sahraya salmışlar seni<br/> Kanadını kırıp yolmuşlar seni<br/> Kalk, doğrul yerinden, yürü geç öne<br/> Uyanıp da kendine gelmeyi dene</p><p>Destanlar yazılır şanına layık<br/> Yine de erişmez ününe layık<br/> Olusan soyuna, dinine layık<br/> Geçer bu gafletin, sürmez çok sene<br/> Uyan durma uyan, uyumak nene <br>
6,096
Sevdalar Böyle Başlar
Ümit Yaşar Oğuzcan
6
Önce dünyama sesin girdi özlemli, kısık<br/> Bir mutluluk muştusu gibi ta uzaklardan<br/> Çok sonrası öptüğüm o gül dudaklarından<br/> Önce sesindi çağıran beni gür ve aydınlık</p><p>Önce küçük ellerin kondu avuçlarıma<br/> Yolunu sasırmış bir kus gibi, ürkek<br/> Alıştım herseline, her yerine giderek<br/> Saplandın iğnelerce parmak uçlarıma</p><p>Önce bir aksamdı gelen seninle dopdolu<br/> İnanılmaz, doyulmaz, anlatılmaz, kanılmaz<br/> Bir aksamdı sevgiden, apaydınlık, bembeyaz<br/> Bir aksamdı, alev istekli, duygulu</p><p>Her şey gerçekti, öylesine güzel, yalansız<br/> Ağladım sensiz geçen ve geçecek günlere<br/> Sende ölümsüzlüğün çağrısını duydum önce<br/> Sonra tutuşup, yandım ben, sevdalandım apansız. <br>
19,617
Yolluk
Yılmaz Erdoğan
7
bavuluma dağınıklığımı koydum<br/> iç çamaşırı kazak filan<br/> kağıt kalem almıyorum <br/> otellerde var<br/> antetli kimsesizliğimle kalıyorum geceleri<br/> kirpiklerimin yardımıyla kapıyorum perdeleri<br/> hem tek başına<br/> hem kimse görmesin derdindeyim çıplak tenimi</p><p>ay çıkıyor boğazımdan<br/> kanamalı bir sözcük gibi<br/> ay çıkıyor ışığımdan<br/> ihanete uğramış hainler gibi<br/> öfkeli bir meddah çekilmez oluyor<br/> sahnede güzel bir şarkıdan çıkıp<br/> kirletiyor evcimen kadınları</p><p>bavuluma yıllanmış acılar koyuyorum<br/> oralarda lazım oluyor<br/> pis bir sevişmenin ardından<br/> atıştırıyorum biraz<br/> on yıl öncesinden sakladığım<br/> bilek burkuntusunu<br/> bağlarım eziliyor<br/> yeni evlere eski aşklar taşıyorum<br/> gözyaşlarını biriktiriyorum eski sevgililerin<br/> nefret asıyorum yatak odamın duvarına<br/> kanvas üzerine yağlı boya elliye yetmemiş<br/> bir kadının ellerinde diyorum<br/> ellerinde gömülüyüm<br/> her hafta düzenli olarak törpüleniyor mezartaşlarım</p><p>bir kadının diyorum<br/> bir bavulun diyorum<br/> içine sakladım sancılarımı<br/> bir bavul cinayetidir umduğum diyorum<br/> bütün üçüncü sayfalarda var. <br>
82,919
Özlem
Ahmet Hamdi Tanpınar
8
Kime dokunsam sensin<br/> Kimi çağırsa dudaklarım...<br/> Başımın tacı, canım efendim.<br/> Görünmez çığlıklarımı gören<br/> Eğilmez başımı öpensin.<br/> Sen bir deniz derinliğisin<br/> Uslanmak bilmez kederler ülkesi...<br/> Coşup yağan fırtına sessizliğim<br/> Kül kedisi yorgunluğunda kalbim<br/> Masalcı ninesini arıyor <br>
59,713
Hadi Bulun En Zayıf Yerimi
Cezmi Ersöz
6
İnsan kendisini merak etmeli; <br/> hem de ölümüne merak etmeli.<br/> Gün bitti işte...<br/> Kim farkında bunun senden<br/> başka...<br/> Herkes bu yenilgiyi nasıl da<br/> rahat kabulleniyor...</p><p>Vaatlerini tutmadı gün.<br/> Kimse kendisini merak etmedi.<br/> Sabırsızlığın bundan; <br/> bundan çocuksu hasretin...<br/> Kabullenince herkes yaşamını<br/> sen ortaya kendini koydun...<br/> ve bütün suçlarını üzerine<br/> aldın sonra</p><p>Bundan işte<br/> bu çocuksu hasretin<br/> Ve ölümcül bir rulet oynadın<br/> insanlarla<br/> hadi dedin, hadi bulun<br/> en zayıf yerimi...</p><p>Ve diktin gözlerini gözlerine<br/> kastın bedenini<br/> yükselttin omuzlarını<br/> Öylece kaldın...<br/> Baktılar sana... Baktılar...<br/> Ama yüreğini bir türlü<br/> göremediler. <br>
13,348
Kayıt
Cahit Zarifoğlu
7
Korku salardı inceliğin acıman tevazuun<br/> Dünya ve insan çıkmazlarına yumuşak bakışın</p><p>Nur sarnıçları ballar koydun çöllere ruh eşiklerine<br/> Senden kaynıyordu yine sana kapılıyor ırmakların</p><p>Yamalı ve tertemiz elbiselerim olunca <br/> Her gece mutlak uyanıp adını anınca</p><p>Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz<br/> Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım</p><p>Sura vardıkça gövdelendim soyundum aşk duasına<br/> Atılıyorum sırlarına açılıyor hücrelerim</p><p>Menzili çoktan geçtim ün saldı kayboluşum <br/> Kendi kuytumda çalkıyor şerbetini ağzım <br>
61,519
Şu Giden Atlıya Türkü
Gülten Akın
6
Ben demedim mi<br/> Hazırlandılar<br/> Onların yüz bin kolları var<br/> Kırbaçları sert, yamçıları sağlam, atları kavi<br/> Yeğin git kese sür atınla birleş<br/> Ben demedim mi</p><p>Ben demedim mi<br/> Tekin değil koyaklar, dağ yamaçları<br/> Yağmur yağar ki sis basar ki kurt iner ki<br/> Ay bulanığında gümüş rengi çakallar<br/> Ben demedim mi<br/> Yalnız gitme demedim mi</p><p>Çiğdeme sor, çeşmeye sor<br/> Tek açan menevşeye sor<br/> Ayrılık getirir ayrılıklar<br/> Birleş demedim mi<br/> Ben demedim mi <br>
2,132,689
Adagio
A. Kadir Bilgin
6
Yaşamın vişne rengi dudakları vardır sevgilim<br/> öpüşün kadar sıcak ve tatlı<br/> özgürlük türküleri de söylenir bu dudaklarla<br/> sevda türküleri de<br/> vişne rengi dudakları vardır sevdanın<br/> gülümser dudakların gibi titrek ve dokunaklı<br/> okyanus olur sarar dünyayı<br/> ölümün vişne rengi dudakları kimi kez<br/> dudaklarınca içten ve inançlı<br/> ölüm asude bahar ülkesi değildir o zaman</p><p>ölüm:<br/> yiğit ve sevecen bir yaşamın <br/> mutlu günlere sunulmasıdır<br/> canlı bir gül gibi somut<br/> ayrılık yoktur artık zaman içinden<br/> yaşamın ve sevdanın, ölümün kimi kez de<br/> öpüşün kadar sıcak ve tatlı<br/> vişne rengi dudakları vardır sevgilim... <br>
1,951,525
Güz Kuşları Uçmadan
Ayten Mutlu
7
şimdi gidip yağmurları bulayım<br/> ıslanayım güz kuşları uçmadan<br/> ben bu şehirlerde duramam artık<br/> usandım yabancı yaşamalardan</p><p>herkes kendine gitti, çürüdü hüzün bile<br/> aşk belki de hiç yoktu, bir düştü anımsanan<br/> yarım kaldı şiirlerim evrak masalarında<br/> yoruldu sesim dönüp kendini aramaktan</p><p>kimseye bir şey olmaz, bırakın beni<br/> saatler yine çalar kırılır uykuların elması<br/> yine kusar minibüsler şarkılarını<br/> sekiz vapuru bensiz de ayrılır sabahlardan</p><p>yapmayın, çocukları salmayın eteğime<br/> bezginim çalan zillerden, telefonlardan<br/> ben bu masaları koyar giderim işte<br/> "iyi günler"iniz bile hüzünlenmez ardımdan</p><p>gitmeliyim o yağmurlar dinmeden<br/> çekip gitmeden rüzgâr o düş sağanaklarından<br/> bırakın yüreğimi aşklar böyle yaşanmaz<br/> yaşanmaz keder bile sırılsıklam olmadan <br>
104,609
Sabahtan Çıktım Da Seyran Yerine
Karacaoğlan
6
Sabahtan çıktım da seyran yerine<br/> Ay yıldız karşımda salınıp durur<br/> Kadir Mevlam ben günahkar kulunum<br/> Defterim elinde dürülüp durur</p><p>On iki yıldızın ucu terazi<br/> Karıştı ülkere, gitti birazı<br/> O mahşer yerinde aralar bizi<br/> Hak mizan terazi kurulup durur</p><p>iki derler bu dünyanın kapısın<br/> Yerden göğe inmiş anın yapısı<br/> Korkulu yollarda sırat köprüsü<br/> Ummanın üstünde salınıp durur</p><p>Karac'oğlan der ki, nedip nederler<br/> Hak olan işleri beyan ederler<br/> Zemanede doğru eğri söylerler<br/> Ay, gün, yıldız gibi durulup durur <br>
25,497
Son İstek
Aziz Nesin
7
Bitki olacaksam <br/> Çayır çimen olayım <br/> Aman baldıran değil </p><p>Yol altında kalacaksam <br/> Gelin arabaları geçsin üstümden <br/> Çelik paletler değil </p><p>Üstümde çocuklar koşuşsun <br/> Ne kaçan ne kovalayan <br/> Askerler değil </p><p>Kerpiç yapacaksanız beni <br/> Okullarda kullanın <br/> Cezaevlerinde değil </p><p>Soluğum tükenmez de kalırsa <br/> Islık öttürsünler <br/> Aman ha düdük değil </p><p>Kalem yapın beni kalem<br/> Şiirler yazan sevi üstüne <br/> Ölüm kararı değil </p><p>Ölünce yaşamalıyım defne yapraklarında <br/> Sakın ola ki <br/> Silahlarla değil <br>
77,945
Karıma Altıncı Evlilik Yıldönümü Armağanı
Hasan Hüseyin Korkmazgil
8
silahımsın<br/> başım havalarda gezerim<br/> en yıkık günlerimde bile</p><p>atımsın<br/> ölümü çiğnetmedin düşmana<br/> karanlıkta kurşun yağarken üstüme</p><p>karımsın<br/> dölümü paylaşan tarlamsın benim<br/> kollarımda uyuttuğum geceler seni<br/> göğsüne sığındığım geceler senin<br/> öfkemi bir tabanca gibi denediğim geceler sende<br/> kulaç atmışcasına Kızılırmak'ta<br/> yorulup düştüğüm geceler senden<br/> ve ilk görüyormuş gibi baktığım gözlerine<br/> kızıltılı sonbaharlar <br/> alabulut yazlar<br/> tren tren yolculuklar</p><p>seni ben <br/> ekmek paramız olmadığı günlerde de gördüm, yiğittin.<br/> seni ben<br/> korkunun kara tırnaklı elleri<br/> bileklerime bir hayalet gibi sarıldığı<br/> günlerde de gördüm, yiğittin.<br/> seni ben <br/> zorlayıp o peygamber köşkünün kapılarını<br/> hücreme temiz çamaşır ve sigara ve selam<br/> yolladığın günlerde de gördüm, yiğittin<br/> bir çift ateş karanfil<br/> bir dost kitap<br/> ve bir bardak su gibi beklediğin günler de <br/> oldu<br/> hasta yatağımın başucunda, yiğittin.</p><p>soframızda kuşsütü balık yumurtası yoksa da<br/> işçi ellerinin tadı<br/> aydın gözlerinin balı var<br/> ne zaman kekik koksa<br/> gül koksa çamaşırlarım<br/> elma erik ceviz zeytin portakal <br/> anam koksa çamaşırlarım<br/> ucuz çamaşırlarım<br/> ucuz sabunlarda ellerini anımsarım</p><p>ellerin <br/> canım karım ellerin<br/> yaban güllerine mısırlara pırnallara değen<br/> ellerin<br/> ellerin<br/> canım karım ellerin<br/> iki taştan bir undan eden ellerin <br/> ve göller bölgesinin gül bahçelerinden<br/> gül toplar gibi haziranda (şafakta)<br/> çetin kitaplardan bal toplayan ellerin</p><p>canına okumuşlar ekmeğimizin<br/> zincire yatırmışlar delikanlı günlerimizi<br/> kan etmişler ellerimizi düşlerimizi<br/> canım gülüm<br/> kan</p><p>gayri bize ölüm yok</p><p>kavgayı<br/> şiiri<br/> ve seni çok seviyorum. <br>
47,238
Asıl Adalet
Paul Eluard
8
İnsanlarda tek sıcak kanun,<br/> üzümden şarap yapmaları,<br/> kömürden ateş yapmaları,<br/> öpücüklerden insan yapmalarıdır.</p><p>İnsanlarda tek zorlu kanun,<br/> savaşlara, yoksulluğa karşı<br/> kendilerini ayakta tutmaları,<br/> ölüme karşı yaşamalarıdır.</p><p>İnsanlarda tek güzel kanun,<br/> suyu ışık yapmaları,<br/> düşü gerçek yapmaları,<br/> düşmanı kardeş yapmalarıdır.</p><p>Hep var olan kanunlardır bunlar,<br/> bir çocukcağzın tâ yüreğinden başlar,<br/> yayılır, genişler, uzar gider<br/> tâ akla kadar.</p><p>Çeviren: A. Kadir <br>
89,715
Kitaplar Yakılıyor
Bertolt Brecht
7
Buyurunca Hitler Hazretleri<br/> Zararlı fikirlerle dolu kitapların yakılmasını<br/> Halkın önünde, alanlarda, <br/> Öküzler odun yığınlarına araba araba kitap taşıdı.<br/> Gözden düşmüş şairlerden biri, <br/> Hem de en iyilerinden biri, <br/> Şöyle bir göz gezdirdi yakılacak listesine, <br/> Gitti aklı başından: <br/> Unutulmuştu kendi adı.<br/> Hemen seğirtti çalışma odasına, <br/> Sanki öfkesinden kanatlanmıştı.<br/> O saat bir mektup karaladı zorbalara: <br/> 'Benimkileri de yakın! ' dedi. 'Benimkileri de! <br/> Yapamazsınız bana bu kötülüğü, <br/> Kenarda bırakamazsınız beni! <br/> Ben de hep gerçeği söylemedim mi kitaplarımda? <br/> Neden davranırsınız bana yalancıymışım gibi? <br/> Yakın benimkileride! ' <br>
2,258,822
Aşk Ve Acı Bana
Cemil Meriç
9
Hasretin acı veriyor bana <br/> Bu aşk acısı galiba<br/> Aşkı yokluğunda buluyorum <br/> Sana kavuşmaktan korkuyorum</p><p>Yanımda olsan sanki bu aşk bitecek<br/> Teninin serinliği ateşimi söndürecek<br/> O ateş ki hayat veriyor bana <br/> Hayat, yani aşk…</p><p>Ben aşk denizinde boğulmalı<br/> Aşk ateşinde yanmalıyım<br/> Acı bu aşkı olgunlaştıracak<br/> Ayrılık meyvesini verecek</p><p>Ayrılığın acı meyvesini<br/> Ben o meyveyi yiyecek<br/> Tekrar acı çekeceğim<br/> Aşkın sefasını süreceğim</p><p>Ben senin o masum bakışlarına<br/> Bir gülü andıran al yanaklarına vurulmadım sevgili<br/> Ben senin yokluğuna vuruldum<br/> Ben aşka vuruldum sevgili aşka vuruldum <br>
256,052
Nefes
Kaygusuz Abdal
8
Beğlerimiz, elvan gülün üstine<br/> Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya<br/> Urum abdalları postun eğnine<br/> Bağlar gelür şahum Abdal Musa'ya</p><p>Urum abdalları gelir dost deyü<br/> Eğnimüzde aba, hırka, post deyü<br/> Hastaları gelür, derman isteyü<br/> Sağlar gelür şahum Abdal Musa'ya</p><p>Meydanında dara durmuş gerçekler<br/> Çalınur koç kurbanlara bıçaklar<br/> Döğülür kudümler altun sancaklar<br/> Tuğlar gelür şahum Abdal Musa'ya</p><p>Benim bir isteğüm vardır Kerim'den<br/> Münkir bilmez, evliyanın sırrından<br/> Kaygusuz'um ayru düşdüm pirimden<br/> Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya <br>
3,342
Geçen Zaman
Ziya Osman Saba
7
Hiç olmazsa unutmamak isterdim.<br/> Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar...<br/> Yalnız bırakmayın beni hatıralar.<br/> Az yanımda kal çocukluğum,<br/> Temiz yürekli uysal çocukluğum...<br/> Ah, ümit dolu gençliğim,<br/> İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim...<br/> -Doğdugum ev. Rahatlıyacak içim duysam<br/> Bir tek kapının sesini.<br/> Arıyorum aklımda bir ninni bestesini...<br/> Böyle uzaklasmayın benden, yasâdığım günler.<br/> Güneş, getir bir bayram sabahını.<br/> Açılın açılın tekrar<br/> Çocuk dizlerimdeki yaralar,<br/> Hepiniz benimsiniz:<br/> Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar...<br/> Yalnız hatırlamak hatirlamak istiyorum<br/> Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün,<br/> Rengine doymadığım o sema,<br/> Ahengine kanmadığım ırmak.<br/> Bırakıp herşeyi nereye gidiyorum?<br/> Neler geçmişti aklımdan,<br/> Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm?<br/> Ah nasıldı yaşamak? <br>
8,325
Söylesem Söyleyebilsem Ah Derdimi
Victor Hugo
9
söylesem ah söyleyebilsem derdimi<br/> mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi<br/> göreceksin seninle dolu<br/> desem, diyebilsem ki seviyorum seni<br/> çılgınca aşığım sana <br/> ama demem, diyemem<br/> çünkü aramızda dağlar, denizler<br/> ve benim o kahrolası gururum var<br/> bu böyle sürüp gidecek<br/> sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, öğrenmeyeceksin<br/> ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim<br/> sana asla...<br/> çünkü aramızda dağlar denizler<br/> ve benim o kahrolası gururum var <br>
235,036
Sezilmemiş Aşka Gazel
Federico Garcia Lorca
7
Karnındaki karanlık manolyanın<br/> Kimseler anlamadı kokusunu,<br/> Acıttığını kimseler bilemedi<br/> Dişlerinle sıktığın aşk kuşunu</p><p> Binlerce Acem tayı uykuya yattı<br/> Alnının ay vurmuş alanında,<br/> O senin kar düşmanı göğsünü<br/> Kucaklarken dört gece kollarımla.</p><p> Bakışın tohumların solgun dalıydı<br/> Alçılar, yaseminler arasından.<br/> Aradım vermek için yüreğimde<br/> O fildişi mektupları her zaman diyen.</p><p> Her zaman: acımın bahçesi benim<br/> Gövden her zaman, her zaman şaşırtıcı<br/> Damarlarının kanıyla dolu ağzım,<br/> Ağzın ölümüm için söndürdü ışığını. <br/> <br/> (İspanyolca'dan Çeviren: Ülkü Tamer) <br>
596,606
Gece Görüşmesi
Füruğ Ferruhzad
7
Ve o sasirtici yüz <br/> Konustu benimle pencerenin öbür yanindan ve dedi ki:<br/> «Hak, açip gözünü gorenindir <br/> Ben ürkütücuyüm yitme yitme duygusu gibi <br/> Ama gene de tanrim, <br/> Nasil korkulur benden? <br/> Sisli çatilari üstünde gökyüzünün <br/> Hfif ve basibos dolasan <br/> Bir uçurtmadan baska <br/> Hiç bir sey olmayan benden? <br/> Askimi, istegimi, nefret ve acilarimi <br/> Gece ayriliginda mezarlarin <br/> Kemirmistir adi ölüm olan bir fare...' <br/> Ve o sasirtici yüz <br/> Ince, uzun ve çok zayif <br/> Akan çizgileri esen rüzgarla <br/> Her an silinen ya da degisen <br/> Ve yumusak ve uzun saçlari <br/> Kapilarak gecenin görünmez dalgalarina <br/> Serilen karanligin ovalarina <br/> Deniz dibi bitkileri gibi <br/> Akti pencerenin öbür yaninda <br/> Ve bagirdi: <br/> “Inanin ne olur bana! <br/> Diri degilim ben! “ <br/> Saydam çizgilerin ardinda hala <br/> Görüyordum karanligin koyulasmasini ve gümüs çam <br/> kozalaklarini <br/> Ama o <br/> Salmiyordu her seyin üstünde ve sonsuz yüregi <br/> Ulasiyordu doruklara <br/> Sanki yesil duygusuydu agaçlarin <br/> Ve sonsuza dek sürüyordu gözleri <br/> “Haklisiniz <br/> Hiç aynaya bakmadim ben <br/> Ölümümden sonra <br/> Öylesine ölüyüm ki artik hiç bir sey <br/> Kanitlayamaz<br/> Benim ölümümü<br/> Ah! <br/> Duydun mu kuytu köselerinde bahçenin <br/> Geceye siginip ayisigina kosan <br/> Agustos böceginin sesini? <br/> Belki de tüm yildizlar <br/> Yitik bir gökyüzüne göçüp gitmisler <br/> Ve kent, nasil issizdi kent <br/> Bütün bir yol boyu <br/> Kimseyle karsilasmadim <br/> Rengi uçuk heykeller <br/> Tütün ve toz kokan <br/> Bir kaç çöpçü <br/> Ve yorgun, uykulu bekçilerden baska kimseyle <br/> Yazik <br/> Ölmüsüm ben <br/> Ve sanki ayni bosuna gecenin devamidir <br/> Gece...” <br/> Sustu <br/> Ve aglama duygusu ve aci ve kederle doldurdu <br/> Gözlerinin uçsuz bucaksiz alanini <br/> “Hiç düsündünüz mü <br/> Yasamin kederli maskesinin golgesi altinda <br/> Yüzlerini gizleyen <br/> Sizler <br/> Bu üzücü gerçegi? <br/> Bugün yasayanlarin <br/> Bir baska dirinin posasindan baska, bir sey olmadigini? <br/> Sanki ilk gülüsünde <br/> Yaslanip gitmistir bir çocuk <br/> Ve nasil güvenebilir simdi bu yürek <br/> -Bu asil sözleri degistirilmis, <br/> -Bu bozulmus mezar yaziti <br/> -Bu tasa kesmis sayginligina<br/> Kendisinin? <br/> Belki de var olma aliskanligi <br/> Ve yatistiricilar<br/> Çoktan tüketmistir insanin<br/> Saf ve yalin iskeletini<br/> Belkide issiz bir adaya<br/> Alip götürmüslerdir <br/> Ruhlarimizi <br/> Belki de düste görmüsümdür ben agustos böceginin sesini <br/> Belki de rüzgarli süvarilerdir <br/> Bu tahtadan mizraklara yaslanmis <br/> Bekleyip duran sabirli yayalar <br/> Ve o yüce düsünceli bilgeler olmali <br/> Bu zayif, beli bükülmüs afyon düskünleri <br/> Dogru olmali dogru olmali kimse <br/> Beklemiyor artik bir baslangici <br/> Ve yüregi askla dolu genç kizlar <br/> Uzun igneleriyle nakislarinin <br/> Delmisler çabuk kanan gozlerini <br/> Simdi duyulan sabah uykularinin derinliklerinde <br/> Yankimasidir Karga seslerinin <br/> Ve kendilerine geliyor aynalar <br/> Tek tek ve yapayalniz biçimler <br/> Teslim oluyorlar simdi <br/> Uyanisin dalgin saatlerine <br/> Ve gizli saldirisina karanlik karabasanlarin <br/> Yazik<br/> Tüm anilarimla biriikte ben <br/> Kanli masallar söyleyen, kan'dan <br/> Hiç böylesine küçülmüç yasamayan gururdan <br/> Firsatimin sonunda bekliyorum <br/> Ve kulak veriyorum: Hiç ses yok <br/> Ve çok derinden bakiyorum: Kipirdamiyor bir yaprak bile <br/> Ve temizligin <br/> Ta kendisi olan adim <br/> Tozuna bile dokunamiyor simdi <br/> Mezarlarin...” <br/> Titredi <br/> Ve birden döküldü iki yana <br/> Ve uzun iç çekisler gibi uzandi bana <br/> Yariklardan çikarak <br/> Yalvaran elleri <br/> “Çok soguk <br/> Çizgileriim kesiyor rüzgar <br/> Düsünüyorum bir tek insan var mi simdi <br/> Yikilmis yüzüyle<br/> Tanismaktan <br/> Korkmayan? <br/> Zamani degil mi artik <br/> Açilsin bu pencere, açik açik açik <br/> Yagsin gökyüzü oradan <br/> Kendi kimliginin ölüm namazini <br/> Kilsin insan inleyerek? ” <br/> Belki de bir kus sesiydi o yankilanan <br/> Ya da rüzgar, agaç dallari arasindan <br/> Ya da ben bir üzüntü ve utanç dalgasi gibi <br/> Çikmazlarindan yüregimin<br/> Yükselen ben <br/> Gördüm birden o iki el <br/> iki aci sitem <br/> Benim ellerime dogru uzanan <br/> Yalanci tan isiginin aydinliginda <br/> Yokoldu. <br/> Ve bagirdi bir ses <br/> Soguk ufuklardan: <br/> “Hosça kal! ” <br>
56,868
Zehir Zakkum Zamanlar
Nilay Özer
6
ömrüme zarar veren erkekler sevdim<br/> cam kırıklarıyla sundular bana tenlerini<br/> seviştikçe çoğalan ellerine inandım<br/> uzun...çok uzun ayrılıklardan sonra<br/> sabırsız bir çarmıh gibi açılan kollarına<br/> çarmıh sarmaşığıydım usul usul dolandım<br/> bana nazlı ölümler<br/> korsan ürpertiler bana<br/> bana aklı çelinmiş geceler kaldı</p><p>ömrüme zarar veren şiirler sevdim<br/> aşka ait bir damar kesilmiş gibi<br/> kızıl atlar boşandı içimin aynasından<br/> kanadım sözlerde gözlerde pıhtılandım<br/> infilaktı ihtilaldi laneti üstümeydi<br/> sözlerin yalanından yılanından gözlerin<br/> bana düş bana gizem<br/> bana zehir zakkum zamanlar kaldı</p><p>ömrüme zarar veren şehirler sevdim<br/> yıkılmayı sevdim hep o enkaz halimi<br/> bir depremi tek başıma karşılayabilmek için<br/> boşaltılmış şehirleri bekledim<br/> harçsız kuleler örüp kaldırım taşlarından<br/> gençliğimi felaket müjdesinde denedim<br/> bana çığ bana boran<br/> ve umarsız aysarı<br/> ah! bunca zararına sevmenin<br/> neresinden dönsem geçmiş zamandı <br>
1,482,361
Damla Damla
Uğur Işılak
8
Damla damla yar göründü<br/> Gözden öze aktı gitti<br/> Bir göründü, pir göründü<br/> Canevimi yaktı gitti</p><p>Boşluğumu fırsat bildi<br/> Namımı defterden sildi<br/> Hasreti aslan kesildi<br/> Pençesini taktı gitti</p><p>Ben sevdaya kanmaz idim<br/> Yar ismini anmaz idim<br/> Bileğime yanmaz idim<br/> Yüreğimi büktü gitti</p><p>Anlamadım yar neyledi<br/> Gaiblerden ne söyledi<br/> Gönlümü çarmıh eyledi<br/> Nazarını çaktı gitti <br>
2,228,606
İlk Söz
Adonis
9
bir zamanlar olduğum çocuk, uğradı<br/> bana<br/> yabancı bir yüzle.<br/> bir şey demedi. yürüdük<br/> sessizce birbirimize baktık. adımlarımız<br/> yabancı akan bir nehir.<br/> bir araya getirdi bizi, rüzgarda uçuşan bu kağıtlar adına, kökler<br/> ayrıldık<br/> bir orman yeryüzünün yazdığı ve mevsimlerin suladığı.<br/> ey bir zamanlar olduğum çocuk, yaklaş<br/> bizi birleştiren ne, şimdi, ve ne diyeceğiz birbirimize? </p><p>Çeviri: Musa Ağgün <br>
96,021
Van Gölü
Arif Nihat Asya
7
Selahattin Arıkan'a</p><p>Nerde istersen orda kal... yerleş; <br/> Yolcu, rü'yaya benziyor burası...<br/> İşte bak: Bir küçük denizdir göl; <br/> Bir küçük kıt'a Ahtamar adası! <br>
96,013
Fırat
Arif Nihat Asya
7
Şu mavi dağların uzaklarında<br/> Bir akar suyun adıdır 'Fırat'<br/> Ve sevdiğim çocuğun dudaklarında<br/> Sevdiğim bir türkünün adı...<br/> Türkünün tadına karışır<br/> Söyliyen dudakların tadı.</p><p>Ey beyaz çocuk, sarışın çocuk, <br/> Dilinde her şey güzelleşen<br/> Cana yakın çocuk...<br/> Kızım, kardeşim...</p><p>Günler, geceler ötesi, <br/> Gelirse beklediğim<br/> Masal gecesi; <br/> Şu fani dünyada her murad olsun<br/> Ve senden doğacak kızımın<br/> Adı 'Fırat' olsun! <br>
170,050
İki Kişiye Bir Dünya (Senfonik Şiir)
Ümit Yaşar Oğuzcan
9
Birinci Bölüm:<br/> Kader Kapıyı Çalıyor<br/> (Andante) </p><p>Gelme diyorsun<br/> Bu gel demektir<br/> Birazdan güneş doğacak<br/> Dolu dizgin atlılar geçecek yüreğimden<br/> Seni düşüneceğim<br/> Gümüş mahmuzların parlaklığında<br/> Yağmur nal izlerini örtmeden<br/> Sana geleceğim<br/> Bekle beni<br/> Hindistan ‘da Banaras şehrinde seni aradım<br/> Ganj ‘ın sularında lanetlenmiş insanlar yıkanıyordu<br/> Ganj ‘ın suları pisti bulanıktı<br/> İçtim</p><p>Bir kadın tanıdım Haydarabat ‘da<br/> Cüzamlıydı güzeldi üstelik<br/> Sana benziyordu<br/> Etli dudakları vardı<br/> Brahman mabetlerinde seviştik üç gün üç gece<br/> Taşların üstünde yattık<br/> Bir hayvan tarafımız vardı alımlı<br/> Bir Tanrı tarafımız vardı iğrenç<br/> Bir insan tarafımız olacaktı<br/> Aradık üç gün üç gece<br/> Bulamadık<br/> Bir Tanrı tarafımız vardı korkunç<br/> Sevemedik</p><p>Sonra Nijerya ‘da Mozambik ‘te Altınsahillerinde<br/> Kulaklarımda ulu ormanların uğultusu<br/> Vahşetin musikisini dinledim yeşil yeşil<br/> Zifir gibi bir yalnızlıktı içimde yokluğun<br/> İri bir memeydin kalçaydın avuçlarımda<br/> Belki bir tutam tuzdun kirli<br/> Seni düşündükçe susuyordum<br/> Nehirler göller kandırmıyordu beni<br/> O kadınlara gidiyordum<br/> O bakır tenli kadınlara<br/> O kadınlarla da yattım<br/> Adam boyu yaprakların üzerinde<br/> Boyanıp boyanıp yeryüzüne çıkıyorduk derinlerden<br/> Yorgundum<br/> Kuşkuluydum<br/> İliklerime kadar bendim<br/> Bir yeşildim<br/> Bir beyazdım<br/> Karanlıktım<br/> İnsan eti yiyenler anladı beni</p><p>Kanarya adalarında<br/> Bir kamış kulübede iki ayna buldum<br/> Birinde ellerim vardı kemik kemik<br/> Parmaklarım beni çağırıyordu sana<br/> Birinde gözlerim vardı<br/> Ağlıyordum<br/> Çiğnenmiş otlara döndüm<br/> Ağlamaklı denizlere<br/> Köpek balıklarının azı dişleri avutmaz beni</p><p>Bir gemiydim <br/> Battım<br/> Santa – İsabelle adasının önünde<br/> Şimdi 3200 metre derindeyim<br/> Sana ahtapot gözleri topluyorum<br/> Sana mürekkep balıklarının gözyaşlarını getireceğim<br/> Bırak beni<br/> Yosunlarla bir çeşmeden su içiyorum<br/> O derinliklerde bir mağarada buldum kendimi<br/> Önce garipsedim çıplaklığımı<br/> Utandım<br/> Sonraları alıştım güzelliğime<br/> Bir elim sendin<br/> Bir elim ben<br/> Ayaklarımı göremezdin<br/> Öyle uzaktaydı<br/> Sağ kolumu Mekke ‘de kestiler şafak vakti<br/> Utanmaz yalnızlığımla kaldım çaresiz</p><p>Bitmez<br/> Haçlı seferleri boyunca anlatsam maceramı<br/> Yakına gel<br/> Dört yanımız iri ıstakozlarla dolu<br/> Yalnız değiliz<br/> Tuk ki bu tuzlu balıklarda benim yüreklerim çarpıyor<br/> Tut ki gözümün yarısı elmada yarısı kapanık<br/> Tut ki ben beyaz peynirim ben zeytinim<br/> Al<br/> Ekmeğine katık et beni</p><p>Dufy ‘nin bir sokağı vardı bilir misin<br/> İlkin seni o mor sokakta gördüm<br/> Temmuzun ondördüydü<br/> Bütün itliği üzerindeydi güneşin<br/> Bir yeşil elbisen vardı<br/> Bir siyah ayakkabın vardı<br/> Bir gözlerin vardı<br/> Bir dudakların vardı<br/> Ama ben yoktum o sokakta<br/> Tahiti adalarında<br/> Gaugin ‘le seni düşünüyordum<br/> Absent kadehlerinde ellerini içiyordum yudum yudum<br/> Dufy ‘nin sokağı aklıma nereden geldi</p><p>Bir çift zar aldım<br/> Attım gökyüzüne<br/> Adis-Ababa şehrine düştü<br/> Adis-Ababa şehrinde kadınlar<br/> Hepyek bakıyordu yüzüme<br/> Yüzümde cinayetler işleniyordu her gece<br/> Kadmiyum kırmızısından kanlar akıyordu nehir nehir<br/> Sen baksan görürdün<br/> Her gözüme bir düşeş oturmuştu<br/> Sen görsen anlardın<br/> Titanyum beyazı yalnızlığımı<br/> Budapeşte köprüsünün üzerinde<br/> Bir çingene falıma baktı<br/> Dedi üç günde öleceksin<br/> Ben üçbin yıldır seni arıyorum<br/> Kapılara sığmıyor umutsuzluğum<br/> Lağım kokuları gibi çirkef gibi kederliyim<br/> İçimden dünyayı ipe çekmek geliyor<br/> Cümle yıldızlar şahidim olsun<br/> Yapmazsam adam değilim</p><p>Şanghay ‘da orospular benimle yatmadı<br/> Çirkinsin dediler<br/> Pissin dediler<br/> Yıkandım arındım<br/> Afyon yüklü mavnalar geçiyordu Çin denizinden<br/> Birisi geçmişime küfretti<br/> Tuttum öldürdüm<br/> Geçmişim seninle güzeldi temizdi aktı<br/> Kirlettim<br/> Affet beni</p><p>Hamamatsu ‘da bir geyşa kızı yüzüme tükürdü<br/> Pyong-Yang ‘da kurşuna dizdiler beni<br/> Tiz bir boru sesi üç defa ti çekti<br/> Trampetler başımda zonkluyordu<br/> Kederliydim<br/> Çaresizdim<br/> Canım Tchaikovski ‘yi dinlemek istiyordu<br/> Ah o keman konçertoları öldürdü beni</p><p>Dinsizdim İstanbul ‘da minareler üstüme yıkıldı<br/> Yoksuldum Kudüs ‘te kiliseler kabul etmedi beni<br/> Gelme diyorsun<br/> Bu gel demektir<br/> Birazdan akşam olacak<br/> Rachmaninof ‘la bir meyhanede içmeliyim bu gece<br/> Sonra sana gelmeliyim<br/> Rachmaninof nereye giderse gitsin</p><p>Şimdi bir derin mavide akşam oluyor<br/> Gök mavi deniz mavi<br/> Mor dağlar yeşil ağaçlar mavi<br/> Bozuk düzen mavi gecelerden sesleniyorum sana<br/> Ne opera aryaları<br/> Ne beşinci senfonisi Beethoven ‘in<br/> Bir yalnızlık marşıdır çalınıyor uzakta<br/> Gün ışığı arkamızda kaldı bak<br/> Tanyerinde unuttuk gözlerimizi<br/> Gel artık<br/> Hayata yeniden baçlayalım<br/> Gel artık<br/> Bu mavilerde kimseler görmez bizi</p><p>Solfej anahtarlarını kaldıralım<br/> Do ‘ların mi ‘lerin önünden<br/> Bırakalım bu dünyayı alabildiğine dönsün<br/> Ölmekse daha kolay ne var<br/> Yaşamaksa sensiz mümkün değil<br/> İskender adam edemedi bu dünyayı<br/> Biz mi edeceğiz<br/> Eflatun çözemedi yaşamanın sırrını<br/> Biz mi çözeceğiz<br/> Bütün yataklar bir kişilik<br/> Git diyorsun<br/> Nereye gideyim<br/> Birazdan gece olacak<br/> Ağır kılıçlar parçalayacak yüreğimi<br/> Pis bir koku gibi çökecek üstüme yalnızlığım<br/> Seni düşüneceğim stepler ortasında yorgun kimsesiz<br/> Dolu dizgin atlılar geçmeyecek yüreğimden<br/> Bir gözümde gümüş mahmuzların pırıltısı hazin<br/> Bir gözümde bozulmuş nal izleri<br/> Durup durup ağlayacağım</p><p>Sen bu ayrılıklar için mi yaratıldın söyle<br/> Bu zehir zemberek kederler için mi<br/> Bak bütün orkestralar sustu<br/> Bütün ışıkları söndü dünyanın<br/> Korkma<br/> Haydi uzat ellerini<br/> Geçmiş yılları yeniden yaşayalım bir bir<br/> Bak dinle<br/> Bir seslenen var uzaklardan<br/> Bak dinle<br/> Kader kapıyı çalıyor<br/> Gelme diyorsun<br/> Gelme diyorsun<br/> Bu gel demektir.</p><p>İkinci Bölüm :<br/> Seninle Kardeş Değiliz<br/> (Allegro) </p><p>Tanrının bıraktığı yerden biz başlıyalım<br/> Üç milyar insanın yarısını sen öldür yarısını ben<br/> Üç kişi kalsak yetişir yeryüzünde<br/> Yaklaş bana<br/> Seninle kardeş değiliz</p><p>Hüzünle karışık sevinçlerden kurtul artık<br/> Arzuların o belli belirsiz sıcaklığını sev<br/> Biliyorsun<br/> Önce Tanrı insanı yarattı<br/> Sonra insan sevgiyi<br/> Ne yapsak boş<br/> Ne kadar çabalasak faydasız<br/> Geriye dönemeyiz<br/> Olanlar oldu iş işten geçti<br/> Çamurumuza sevgi katılmış bir kere</p><p>Kim bu şarkıları söyleyen<br/> Karcığar faslından düm tek üzere<br/> Aklım bir yere erişti durdu<br/> Susun<br/> Şimdi üçgenlerle oynuyorum<br/> Kaldırın bu daireleri<br/> Bir model kız geldi soyundu karşımda<br/> Saçlarından üç fırça yaptım<br/> Üç tüp boyan vardı<br/> Verenoz yeşili zümrüt yeşili krom yeşili<br/> Hepsini kattım birbirine<br/> Senin yeşilini buldum<br/> Senin yeşilinde orkestralar Debussy ‘den çalıyordu<br/> Senin yeşilinde unuttum siyahlığımı</p><p>Bu deli eden uğultu nerden geliyor<br/> Kim kırdı bu aynaları<br/> Toplayın yüzümüzü görelim<br/> Çirkin değiliz artık<br/> Bir kapı açılda önümüzde ölümsüzlüğe<br/> Güzeliz<br/> Sabahlar bizimle dolu<br/> Işık diyordun al işte<br/> Kör kıyılara kadar ışıdı yeryüzü<br/> Renk diyordun işte bak<br/> Buram buram mavi<br/> Çarşılar dolusu kırmızı<br/> Süt beyazından geceler<br/> Sarı güneşler ortasında turuncu bir gün<br/> Yitirilmiş saadetlerin bahçesinde mor çiçekler</p><p>Kardeş değiliz diyorum inanmıyorsun<br/> Yalan bunca faziletler yalan<br/> Bizi bu ciğeri beş para etmez insanlar mahvediyor<br/> Aldırma diyorum sana<br/> Dünya ikimiz için yaratıldı<br/> Üç milyar insan iş olsun diye geldi yeryüzüne</p><p>Verdiğin her kederin yüreğimde yeri var<br/> Hangi kitabı açtıysam seni okudum yıllardır<br/> Hangi aynaya baktıysam seni gördüm<br/> Gel desen gelemem<br/> Git desen gidemem<br/> Öl desen kanım akmaz<br/> Anladım artık seni sevmek yüce bir şey<br/> Anladım seni sevmek Tanrı ‘ya yaklaşmak gibi</p><p>İnsanlar içinde bir sana inandım<br/> Bir seni sevdim kendimden başka<br/> Uykularımın bölündüğü saatlerde<br/> Sendin düşündüğüm soluk soluk<br/> Sivri bıçaklar gibiydin karanlığımda<br/> Gözümü yumsam seni görüyordum<br/> Oynak türkülere benzeyen yürüyüşünle<br/> Sen çıkıyordun karşıma<br/> Karanlığımda<br/> İki yıldızdı ellerin görülmedik<br/> Karanlığımda<br/> Bir orman yangınıydı dudakların</p><p>İstesen hayat verirdim bu karanlıklara<br/> İstersen gökyüzünü bir mendil gibi yırtardım<br/> Denizlerden göllerden nehirlerden<br/> Sana görmediğin renkler yaratırdım<br/> Zamanın ötesinde<br/> Yeni bir dünya kurardım sana<br/> İnsansız Tanrısız kedersiz<br/> Severdin<br/> Dağ rüzgarlarının serinliğince<br/> Yaşardın<br/> Bu sefil dünyamızdan uzak</p><p>Bir yanıp bir sönen ışıklar gibiyim<br/> Yumruk kadar yüreğimde sen varsın<br/> Kutsal kederler içinde seninleyim artık<br/> Sarı badanalı evlerde başbaşayız<br/> Bütün duvarlara gölgen kazınmış<br/> Kokun sinmiş bütün perdelere<br/> Kapılarda parmakların beyaz beyaz<br/> Sokaklarda ayaklarının izi<br/> Ben bu sokaklarda ölsem<br/> Kaldırımlar çekmez ağırlığımı<br/> Söylesem aşkımı asırlar boyunca<br/> Bu iki yüzlü insanlar anlamaz beni</p><p>Desem ki yeryüzüne beş peygamber geldi<br/> Beşincisi sensin<br/> Desem ki iki kişi kaldık dünyada<br/> İkincisi sensin<br/> Desem ki biri var yeri göğü var eden<br/> O da sen olurdun<br/> Sana tapmak için<br/> Kilden bir heykel yapardım güzelliğince<br/> Bilsem ki sen Tanrı ‘dan iyisin<br/> Bilsem ki Tanrı senden güzel değil</p><p>Senin o kocaman kocaman gözlerin yok mu<br/> Nasıl duruyor boşluğunda arzuların anlamıyorum<br/> Nasıl nasıl bakıyor bana<br/> Böyle merhametten uzak<br/> Git diyorsun<br/> Nereye gideyim<br/> Ümitlerim ne olacak<br/> Bunca şiirleri kim söyleyecek sana<br/> Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini</p><p>Gitmek mümkün olsa da gitsem uzaklara<br/> Sevmesem seni bir daha<br/> Paramparça etsem yüreğimi cam gibi<br/> Sonra yaksam<br/> Savursam küllerini karlı dağlardan açık denizlerden<br/> Yine seni severdim toz toz<br/> Yine sana tapardım küllerimin ağırlığınca</p><p>Bu oksijen gazı olmasa da olurdu<br/> Ama Beethoven gelmeseydi dünyaya<br/> Seni bu kadar sevemezdim<br/> İkimizin ortasında o duruyor<br/> Sağımızda birinci keman<br/> Solumuzda ikinci keman<br/> Karşımızda üçüncü keman<br/> Sonra orglar flütler kontrbaslar<br/> Sustur şu orkestrayı Beethoven<br/> Şimdi dokuzuncu senfoninin sırası mı</p><p>Bunca yalnızlıklar bunca yokluklar benim işim değil<br/> Bu çirkinliği ben yaratmadım<br/> Ne de bu kahpe güzellikleri<br/> Bende sevmediğin ne varsa senden türedi<br/> Şu karanlık bakışlar<br/> Şu ellerimin pisliği<br/> Şu dudaklarımdan çıkan iğrenç sözler<br/> Besbelli senin eserin<br/> Ne buldumsa sende buldum kötülükten yana<br/> Ne öğrendimse senden öğrendim<br/> Seni sevdikten sonra başladım yaşamağa</p><p>Seni Tanrı yarattıysa beni kim yarattı<br/> Bu azabı kim verdi bana<br/> Çıngıraklı yılanların zehirini içtim<br/> Balinaların kusmuklarını<br/> Kükürt kokulu imkansızlıklar içindeyim<br/> Oysa güzeldim tarihin ilk çağlarında<br/> Görsen şaşardın<br/> Öyle aydınlıktım<br/> Öyle iyiydim<br/> Kobalt mavileriyle doluydu yüreğim<br/> Kurşun beyazlarıyla<br/> Severdin beni<br/> Midye kabuklarının yeşilliğince</p><p>Sonunda dediğim çıktı işte<br/> Samanyolundan bir yıldız düştü dünyaya<br/> Sinekler gibi eziliverdi insanlar<br/> Her şey bir anda olup bitti<br/> Yapayalnız kaldık<br/> Ne radyo aktivite ne mantar şeklinde bulutlar<br/> Ne yaşamak sevinci ne ölüm korkusu<br/> Sonunda üç kişi kaldık dünyada<br/> Sen<br/> Ben<br/> Bir de Jiro ‘nun Manon Lesko ‘su</p><p>Yine bana bakarken yüzün kızarıyor<br/> Toplum kurallarından kurtulamadın daha<br/> Bütün çayırlar bomboş<br/> Görmüyor musun<br/> Al başını dağlara çık<br/> Avaz avaz şarkı söyle sokaklarda<br/> Bir kibrit çak<br/> Bütün evler yansın<br/> Yüzbin yılın öcünü al bu şerefsiz dünyadan<br/> Sonra kaldır kendini denize at<br/> Biraz serinle<br/> Sevebildiğim kadar insanım ben<br/> On gram arsenik yeter canıma<br/> Beni düşünme</p><p>Uzun mistral rüzgarlarının üzerine<br/> Nimbüs bulutları geliyor kaç<br/> Uykumuz bölündü çırıl çıplağız<br/> Kum fırtınaları başladı<br/> Çin seddinin ötesinde<br/> Gölgemizi bir Asya şehrinde unuttuk<br/> Taklamakan çöllerinde kaldı rüyalarımız<br/> Haydi git<br/> Yok olduk iki olduğumuz yerde<br/> Haydi git<br/> Bir kalırsak yine var olacağız.</p><p>Üçüncü Bölüm :<br/> Karanlıkta<br/> (Presto) </p><p>Beşyüz borazan birden çalıyor<br/> Bin davul birden vuruyor başımda<br/> Gök gürültüleri<br/> Çekiç sesleri makine sesleri<br/> Dağlardan kopan kocaman çığlar<br/> Taşlar<br/> Kayalar<br/> Ey üstüme üstüme gelen deniz<br/> Ey cam kırıklarından kader<br/> Yeter artık<br/> Nerdeyse çıldıracağım<br/> Bir yeşil ötesine geldim durdum işte<br/> Merdivenin son basamağındayım<br/> Bir adım daha atsam<br/> Kimseler tutamaz beni<br/> Bir adım daha atsam karanlıktayım</p><p>Kaç kere söyledik<br/> Şu potpuriyi çalmayın diye<br/> Anlamıyor musunuz<br/> Fa diyez bemol çaresizlikler içindeyi<br/> Bir duvar yıkılıyor altında kalıyoruz<br/> Bir adam ölüyor bizi gömüyorlar<br/> Susturun şu kemanları<br/> Biraz da ilahlar ağlasın yokluğumuza<br/> Kirli gözyaşları kırık iskemleler<br/> Başı bozuk Çigan havaları<br/> Yeminler notalar akortsuz teller<br/> Ve sakat çocukları Nagazaki ‘nin<br/> Biz bunun için mi geldik yeryüzüne<br/> Devirin şu putları<br/> Mukaddes kitaplar bize göre değil artık</p><p>Sinemaskop rezaletler içindeyiz<br/> Café Chantant ‘larda dua ediyoruz<br/> Mabetlerde çiftleşiyoruz artık<br/> Mesuduz<br/> Dokunmayın keyfimize<br/> Saint Pierre ‘in doksandokuzuncu göbekten torunu<br/> Strip tease yapıyor<br/> Foli Bergere revüsünde her gece<br/> Gelsin arkasından şampanya şişeleri<br/> Kauçuk göğüslü kızlarda bir naz bir çalım<br/> On derste aşk<br/> On derste güzellik<br/> On derste cinsiyet<br/> Ve tam onbin yıldır arayıp bulamadığımız fazilet<br/> Sonra mezarlıklar dolusu günah<br/> Genelevler dolusu namus<br/> Velhasıl ailece rock ‘n roll dansı öğrendik<br/> Tepinip duruyoruz</p><p>Pirinç tanelerine çizdiğimiz kral resimleri bizi kurtarmadı<br/> Ne de Babil ‘in asma bahçeleri<br/> Hakkını veremedik alın terimizin suçluyuz<br/> Har vurup harman savurduk ömrümüzü<br/> Akıllı bir maymun olmaktan öteye gidemedik<br/> Şimdi bu kördöğüşünde yenildikse suç bizim<br/> Geç anladık zavallılığımızı<br/> Her şeyi bu sağır göklerden bekledik yıllardır<br/> Bizi kimseler inandıramadı ölüme<br/> Bize kimseler öğretmedi insanlığımızı</p><p>Kim kurdu bu düzeni nerdeyiz<br/> Bu tekerlekler nasıl dönüyor boşlukta<br/> Bu umutlar bu dualar bu kahrolası hayaller<br/> Nasıl bunca yıldır barındırdı bizi<br/> Bu katı yürekli topraklar<br/> Bu gülünç mezartaşları<br/> Ölümler ölümler ölümler<br/> Ölümlerden beter yalnızlığımız<br/> Bu macera ne zaman bitecek söyleyin<br/> Söyleyin ne zaman aydınlanacak<br/> Bu karanlık alın yazımız</p><p>Harun-er Reşidin gazabına uğradık cümlemiz<br/> Başparmaklarımızın birinci boğumundan vurdular bizi<br/> Bir düşüş düştük Eiffel kulesinden<br/> Sersefil oldu ölümüz caddelerde<br/> Nice evlerin nice apartmanların bütün ağırlığı üzerimize kurşun gibi çöktü<br/> Sokak köpekleri işedi kanlı gömleğimize<br/> Yedi yıldız senesi bağırdık ağladık<br/> Kimseler duymadı sesimizi Lili Marlen<br/> Beşyüz sene sonra anlaşıldı yokluğumuz<br/> İşte biz böyle yitirdik inancımızı Tanrıya<br/> Keyfimize dokunmayın<br/> Adamakıllı sarhoşuz</p><p>Ya bir gül koparın bahçenizden<br/> Koklayalım<br/> Ya bir yudum su doldurun taslarımıza<br/> İçelim<br/> Ya da bir dilim ekmek verin<br/> Şükredelim yaşadığımız<br/> Karanlıklar içinde<br/> Çamurlar içindeyiz<br/> Tutun kaldırın bizi<br/> O yalancı sevginiz sizin olsun<br/> Biz yaşamak için geldik yeryüzüne<br/> Alın başınıza çalın merhametinizi</p><p>Körsünüz ya da sağırsınız<br/> Beyaz çorap giydi diye<br/> Ku Klux Klan derneğinin adamları<br/> Bir zenciyi linç ettiler<br/> Görmediniz<br/> İbni Mansurun beşinci karısını toprağa gömdüler beline kadar<br/> Sabahtan akşama dek yedibin kişi taşladı<br/> Yedibin kişi tükürdü yüzüne görmediniz<br/> Şu gökkubbenin altında<br/> Boşa gitti nice bonjour ‘larımız<br/> Sonra üç kere good night dedik<br/> Duyan olmadı</p><p>Ya savaş meydanlarında yitirip bulamadığımız gerçek<br/> Engizisyon işkenceleri yirminci yüzyılın<br/> Fırınlar<br/> Gaz odaları<br/> Kitle halinde ölümler<br/> Kara sineklerin konduğu çürümüş et yığınları<br/> Yaylım ateşlerile delik deşik olmuş insanlığımız<br/> O azgın atların çiğnediği kollar bacaklar<br/> O kan çanağı gözler<br/> O süngü uçlarında yükselen kesik başlarımız</p><p>Bizi alçaltan bu kanlı zafer taçları işte<br/> Öptüğümüz o pis eller<br/> O maymun maskara soytarılar<br/> Küçük orospular<br/> Kirli zevklerimiz<br/> Yatağımıza giren frengili kadınlar<br/> Aldığını geri vermez bir karanlık dört yanımızda<br/> Hangi perdeyi aralasak gece<br/> Hangi taşı kaldırsak çaresizlik<br/> Ölüm isli bir fener ışığı bu karanlıklarda<br/> Ölüm yorgun askerlerin tek umudu sıcak<br/> Biz bu ölümlerle yakınız ölümsüzlüğe<br/> Bu karanlıklarla uzak</p><p>Siz dilediğiniz şarkıyı söyleyin yine<br/> Yine karamelalarla kandırın küçük kızları<br/> Irzına geçin torunlarınızın<br/> O sapık arzularınız yükseltecek sizi<br/> O karanlık odaların başıboş rahatlığı<br/> Varın dilediğiniz gibi yaşayın artık<br/> Bir gün bütün günahlarınız bağışlanacak Tanrı katında<br/> Ne cehennem ateşleri ne o köprüler kıldan ince<br/> Sizin için değil<br/> Siz öyle Tanrıların böyle kullarısınız işte</p><p>Şimdi de oturmuş tuz biber ekiyorsunuz yaramıza<br/> Kiliselerde camilerde öğütler veriyorsunuz Tanrı adına<br/> Sonra her gece bir cinayet işliyorsunuz<br/> Temiz çarşaflarda pis kanınız<br/> Uykularımızda gölgeniz korkunç belalı<br/> Sizi sayıyla mı verdiler bize<br/> Defolun karşımızdan<br/> Bize kendi derdimiz yeter<br/> Kanınızı bulaştırmayın ellerimize</p><p>Yüzsüzlüğün bu kadarına pes doğrusu<br/> Haydi biraz eğin başınızı<br/> Bizden af dileyin<br/> Kederimizi anlayın artık<br/> Saygı gösterin sevgimize<br/> Belki sizi affedebiliriz<br/> Ne de olsa insanız biz de<br/> Bir zayıf tarafımız vardır</p><p>Nasıl aldandık bunca zamandır<br/> Nasıl inandık güzelliğine hayatın<br/> Bize ne doğan güneşten<br/> Büyüyen buğdaydan akan sudan bize ne<br/> Alabildiğine kederliyiz yorgunuz<br/> Bize dostluğu öğrettiniz<br/> Bize sevmesini öğrettiniz böyle delicesine<br/> Sevdikse günahlarımız Tanrı ‘nın boynuna<br/> Sevilmedikse insanlar utansın kederimizden<br/> Ne aradık ne bulduk dünyanızda söyleyin<br/> Bir sevgiyi bile çok gördünüz bize<br/> Öpüştük uykularımızda ayıpladınız<br/> Kara kara yengeçleri saldınız üstümüze<br/> Şimdi de bir yaşamaktır tutturmuşsunuz<br/> Rahat bırakın bizi<br/> Göğüyle deniziyle<br/> Taşıyla toprağıyla<br/> O yoktan var ettiğiniz Tanrı ‘sıyla<br/> Dünyanız sizin olsun.</p><p>Boğaz tokluğuna yaşamalar bizi kurtarmaz artık<br/> Biz oldum olası kör doğmuşuz<br/> Brakisefal kafalarımız bir işe yaramıyor<br/> Hele şu bizimsiz ayaklarımızın haline bakın<br/> Aptallığımız yüzümüzden belli<br/> Aynaya bakıp gülüyoruz<br/> Oysa bütün çirkinliğimiz aşikar ayna gibi<br/> Söyleyin bir Shakespeare mi akıllıydı içimizde<br/> To be or not to be</p><p>To be or not to be bir şey değil yine<br/> Sen olmasan benim varlığımdan ne çıkar<br/> Ama sen yoksun işte<br/> Bense bütün insanlar gibi ha varım ha yoğum<br/> Yine sana çıkıyor bütün yollar<br/> Yine bütün iki kere ikiler dört ediyor<br/> Dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum.</p><p>Dördüncü Bölüm :<br/> Sana Bir Tanrı Getirdim<br/> (Adagio) </p><p>Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi<br/> Hani sen iyiydin<br/> Halden anlardın<br/> Hani sen git demeyecektin bana<br/> Ve ben her şeye rağman gelecektim<br/> İçimde bir umut<br/> Ellerimde olgun meyvalar<br/> Dünya nimetleri<br/> Gözlerimde yanıp yanıp sönen bir pırıltı<br/> Ama ne sen gel dedin<br/> Ne de ben gelebildim her şeye rağmen<br/> Aşkımız ayrılıklarla başladı</p><p>Deli dolu akan nehirlerden tas tas sular içtik<br/> Öyle ateşlerle doluydu yüreklerimiz öyle tutkundu<br/> Karlı dağların serinliğinde uyurduk geceleri<br/> Deniz fenerlerinin ışığında yıkanırdık<br/> Köpükten bir çalkantıydı içimizde zaman<br/> Ne yana baksak denizdi maviydi ışıktı<br/> Sonra bir çaresizlikti zifir<br/> Akıntıya kapılmış gemiler gibiydik</p><p>Bir org çalınır gibi yanıbaşımızda<br/> Öyle kendinden geçmiş öyle başıboş<br/> Öyle derin duygular içindeydik anlatılmaz<br/> Sarhoş rüzgarlara bıraktık kendimizi<br/> Aldığını geri vermez dalgalara<br/> Görmediğimiz ülkeler gördük gün doğusunda<br/> Tatmadığımız yemişlerden tattık günahkar olduk<br/> Alevden bir tasta eridi günler<br/> Bir cehennem ateşiydi aşk içimizde<br/> Hiç sönmiyecekmiş gibi yanıyorduk</p><p>Tutsaklığımız nasıl başladı bilinmez<br/> Paslı demir kapılar kapandı üstümüze<br/> Taş duvarlarda kayboldu boğuk seslerimiz<br/> Çaresizliğimizi bize aynalar söyledi inanmadık<br/> Kuşatıldık ansızın kederle ayrılıkla<br/> Aman vermez karanlıklar sardı dört yanımızı<br/> Yalnızlık bir ağrı gibi çöktü başımıza<br/> Uyuduk bir daha uyanamadık</p><p>Şimdi bir kutup var sana çeker beni<br/> Bir kutup var senden öteye<br/> Ben onun için böyle ortalıkta kaldım<br/> Dağ yollarında caddelerde sokaklarda<br/> Onun için bulup bulup yitirdim seni<br/> Hangi kapıyı çaldıysam sen açtın bana<br/> Hangi gözümü yumduysam seni gördüm<br/> Zamandın zamandan öte bir şeydin<br/> Yıllarca bir meşale gibi yandın uzaklarda</p><p>Bu manyetik alanda boğulmam senin yüzünden<br/> Bu zincirleri sen vurdun ellerime<br/> Sen getirdin bunca karanlıkları<br/> Al şunu mumu yak<br/> Korkuyorum<br/> Bir taş aldım attım denize<br/> Günahlarımdan kurtuldum<br/> Alfabenin yirmisekizinci harfindeyim<br/> Öteye gidemem<br/> İtme beni</p><p>Benim de bir insan tarafım vardı<br/> Bakma böyle kötü olduğuma<br/> Benim de dileklerim vardı<br/> Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan<br/> Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi<br/> Her gün bir kadın ağlar benim yüzümde<br/> Büyük dertler içinde benim ellerim<br/> Anlamıyor musun<br/> Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar<br/> Ben sevilmediğimden böyle çirkinim</p><p>Bütün kötü yerlerde ben kokarım<br/> Biliyorum<br/> Bir hayvan leşiyim öleli kırk gün olmuş<br/> Fabrika bacalarında bir kara dumanım<br/> Zehirim akrep kuyruklarında<br/> Kötüyüm sevemediğin kadar<br/> Öyle fenayım<br/> Kapanmamış bıçak yaralarında<br/> Bu pis çöp tenekelerinde unut beni<br/> Unut artık<br/> Bayat bir ekmek gibi<br/> Çürümüş bir elma gibi</p><p>Sarın badanalı evlerde kazanlar kaynar<br/> Sarı badanalı evlerde günah işlenir her gece<br/> Sarı badanalı evlerde ölüler yıkanır<br/> Sarı badanalı evleri sev biraz<br/> Bu evlerde zaman benim akşamlarımdır yitirilmiş<br/> Bu kazanlarda benim gözbebeklerimdir kaynayan<br/> Bu sarılarda benim yüreğim bir ölür bir dirilir<br/> Anladım<br/> Bu dünyada benden başka kimse yok beni anlayan</p><p>Tosca ‘dan bşir arya hatırlıyorum şimdi<br/> Sus biraz<br/> Ensemde bir akrep yürüyor<br/> Bırak yürüsün<br/> Sabaha asacaklar beni<br/> Dokunma<br/> Yedi canım vardı ikisi gitsin<br/> Bunca ölümler az gelir bana</p><p>Kalbimi yardım<br/> Bir damla kan aktı<br/> Kutuplara kar yağıyordu<br/> Üşüdüm<br/> Failatun vezniyle seni çağırıyorum<br/> Bana inbiklenmiş yeşilliğini getir<br/> Dur gitme<br/> Beş kuruşum vardı kaybettim<br/> Dur gitme<br/> Isırgan otlarından kurtar beni</p><p>Deniz analarının gözlerini çaldım<br/> Sana bakmak için<br/> Güneşi üçe böldüm<br/> Al biri senin olsun<br/> Yüzümde beş bıçak yarası var<br/> Bir de sen vur<br/> Barut kokusunu severim<br/> Bir portakalı dilim dilim soy<br/> Acıktım<br/> Tut ki ben yoğum artık yeryüzünde<br/> Tut ki bir marul yaprağıydım<br/> Öldüm</p><p>Al şu serçe parmağım sende kalsın<br/> Ben kötüyüm<br/> Allahsızım<br/> Korkunç çirkinim<br/> Ben seksensekizinci tul dairesiyim<br/> Sağ gözümün üç kirpiğini kestim<br/> Al<br/> Ben lanetlendim</p><p>Chopin ‘in cenaze marşı çalınıyor<br/> Ölüler ayağa kalktı<br/> Görüyor musun<br/> Şu soldan ikinci benim<br/> Senin yüzünden öldüm<br/> Şimdi seni getiriyorlar karanlığıma<br/> Ağlıyorum<br/> Biraz sev beni<br/> Yaklaş biraz<br/> Gül biraz<br/> Seni affediyorum</p><p>Kuşkonmaz dallarına astım kendimi<br/> Sedir ağaçlarına gül yapraklarına<br/> Başımı taşlara vurdum<br/> Gözbebeklerimde büyük camlar parçalandı<br/> Tanrısal duygular içindeydim<br/> Bütün Tanrısızlığımdan uzakta<br/> Bir kemiklerinin sertliğini aldım<br/> Bir teninin aklığını<br/> Sonra sıcaklığını dudaklarının<br/> Gel bak<br/> SANA BİR TANRI GETİRDİM<br/> Gel bak<br/> BİR TANRI YARATTIM SENDEN</p><p>Ankara / Nisan – Eylül 1957<br/> (Bilgi Kitabevi – 1958 İkinci Baskı) </p><p>(İsmet BARLIOĞLU tarafından Word ortamına aktarılmıştır.) <br>
48,796
Yeşil Yaprak
Aşık Sefai
9
Yeşil yaprak döndüğünde gazele <br/> Yazın ardı güz görünür sevdiğim <br/> Ayrılırken kaşım çatmam güzele <br/> Belki acı söz görünür sevdiğim </p><p>Bilir misin sevda neden turnanın <br/> Diyarından kaçıp giden turnanın <br/> Yükseklerden uçup giden turnanın <br/> Sinesinde köz görünür sevdiğim </p><p>Nazar eyler enginlerden yüceler <br/> Garip gönlüm simdi neyi heceler <br/> Çoban yıldızına hasret geceler <br/> Bu sevdalar az görünür sevdiğim </p><p>Dağı yaran göğü ağlatan vardır <br/> On sekiz bin rengin cümlesi yardır <br/> Varlığın yokluktur yokluğun sırdır <br/> Her zerresi toz görünür sevdiğim </p><p>Sefai'yem gecelere hilal et <br/> İster cemal eyle ister celal et <br/> Bir lokma ekmeğin yedim helal et <br/> Ölüm bize tez görünür sevdiğim! </p><p>Aşık Sefai <br>
42,892
Karartma
Paul Eluard
7
Kapılar tutulmuş neylersin<br/> Neylersin içerde kalmışız<br/> Yollar kesilmiş<br/> Şehir yenilmiş neylersin<br/> Açlıktır başlamış<br/> Elde silah kalmamış neylersin<br/> Neylersin karanlık da bastırmış<br/> Sevişmezsin de neylersin <br>
8,384
Kaç
Sefil Selimi
5
Gösteriş yapan, <br/> İnsanlardan kaç.<br/> Maddeye tapan, <br/> Şeytanlardan kaç.<br/> <br/> Pis maval okur, <br/> Eylemez şükür, <br/> Taşımaz fikir, <br/> Maymunlardan kaç.</p><p>Olur çok yaman, <br/> Dikkat et aman, <br/> Menfaat uman, <br/> Meydanlardan kaç.</p><p>Çevirdim tarih, <br/> Oldum müsterih, <br/> Ne Ay ne Merih, <br/> İsyanlardan kaç.</p><p>Birkaç cümle laf, <br/> Duyan çekmez of, <br/> Cahil olur kof, <br/> Nadanlardan kaç.</p><p>Al sermaye et, <br/> Gönlü eyler fet(h) , <br/> SELİMÎ’ye yet, <br/> Odunlardan kaç. <br>
31,668
Giderim
Nurullah Genç
7
İçimde bir acı fırtına kopar<br/> Bulutlarda şimşek çakar giderim<br/> Bitmeyen arzular yolumu kapar<br/> Çılgın bir sel gibi yıkar giderim</p><p>Anlarım eşitten farkını farkın<br/> Yıllar süren ömrü biter merakın<br/> Keder uzak olur; mutluluk yakın<br/> Yorgun kafesimden çıkar giderim</p><p>O an, zaman durur, mekan silinir<br/> Sonsuzluğa doğru nefes alınır<br/> Ruhum bir damla su, göğe salınır<br/> Süzüle süzüle akar giderim</p><p>Çile denizinin görünür dibi<br/> Alır beni yüreğimin sahibi<br/> Geceyi süsleyen yıldızlar gibi<br/> Ben de, bir meş'ale yakar giderim</p><p>Birgün utku için, hicran yerine<br/> Dalmak için hülya bahçelerine<br/> Dostların ıslanmış çehrelerine<br/> Son defa, hasretle bakar giderim <br>
48,141
Kuş Mitingi
Adnan Yücel
5
Sonbahardan sonra ağaçlar<br/> Hep duman açar Ankara'da<br/> Saksılarda yeşil bir yalnızlık<br/> Uzayıp gider ev tutsaklığında<br/> Kış boyu rüzgarsız ve çiçeksiz<br/> Ne gün kalır güneşin yüreğinde<br/> Ne şafak ne sabah<br/> Kar altında dilsiz ve sessiz<br/> Bir tohum gibi bekler baharı<br/> Taş üstünde topraksız çaresiz</p><p>Sonbahardan sonra Ankara'ya dair<br/> Hep aynı sözler söylenir<br/> Ama yağmur<br/> Yine utanır yağarken<br/> Kar yine yağmadan kirlenir<br/> <br/> Sonbaharda sonra Ankara^Òda<br/> Yalnızca kuşların isyanı vardır<br/> Bakarsınız bir akşamüstü<br/> Bütün ağaçlar kuş açmıştır<br/> Ve gökyüzü meydanında<br/> Kuş dilinde bir miting başlamıştır</p><p>Bir çığlıktır artık yaşanan<br/> Sözcükler yetmez anlatmaya<br/> Notalar fırçalar susar<br/> Çünkü mitingden sonra kuşlar<br/> Kırıp kanatlarını<br/> Ankara^Òya ölüm bırakırlar <br>
64,150
Sokağa Çıkma Yasağı
Attila İlhan
6
öyle büyük hicran ki<br/> cam çerçeve bırakmıyor<br/> kırdı kapıları döküldü sokağa<br/> havada yangın kokusu<br/> itfaiye sirenleri<br/> uzaktan uzağa</p><p>öyle büyük hicran ki<br/> telefonlar devamlı meşgul çalıyor<br/> trafik durdu<br/> çarşılar darmadağın<br/> çığlıklar geçiyor karanlıktan<br/> camlarda sinsi bir titreme<br/> boğuk bir uğultu<br/> yeraltından<br/> borular patlamış sular<br/> vahim bir tenhalığa akıyor</p><p>öyle büyük ki hicran<br/> zincirleme<br/> elektrik kontakları<br/> şerareler dökülüyor sokak lambalarından<br/> ceryanlar kesildi<br/> gözden kayboldu şehir<br/> sanki siyah bir denize batıyor<br/> ayak sesleri boş meydanlardan<br/> hoyrat kanatları<br/> yukarda bir helikopterin<br/> o ihanet sessizliğini<br/> par<br/> par<br/> parçalıyor <br>
292,656
Bilmece
Alaaddin Külcüoğlu
7
Gece <br/> Tehlikeli bir bilmece </p><p>Loş ışıklar altında <br/> Sürüyor amansız poker <br/> Sigara dumanından görülmüyor yüzler <br/> Kıpırtısız, uykusuz ve kanlı gözler </p><p>Eller tetikte <br/> Restleşilmiş<br/> Ölümüne <br/> Ve elim berbat yine </p><p>Gece <br/> Her yeri<br/> Mermi dolu <br/> Bir Rus ruleti </p><p>Bitecek birazdan <br/> Ateş ile barutun <br/> Büyük aşki <br/> Bitecek düello </p><p>Gece <br/> Tehlikeli bir bilmece. <br>
39,664
Kaldırım Çocuğu Yüreğim
Ümit Yaşar Oğuzcan
6
Kaldırım çocuğu yüreğim<br/> Nereye baksa yok olacak<br/> Nereye dokunsa taş kesecekmiş <br/> Gibi<br/> Ağlamak istiyor gözlerim <br/> Ve ağlatmak ölesiye...<br/> Kaçmak istiyorum<br/> Kaçmak <br/> Nereye gidecegini bilmeden<br/> Kaçıp gitmek<br/> Terketmek istiyorum bu şehri<br/> Ve<br/> Terkedince ölmek <br>
64,948
Alacakaranlıkta
Cahit Külebi
6
Akşam karanlıklarla sarmaş dolaş<br/> Sen de sarılmışsın yalnızlığına, <br/> Taksiler kurşun gibi gelir geçer<br/> Troleybüsler salına salına.</p><p>Tek tük kadınlar aydınlatır caddeyi. <br/> Genç kızlar beyaz neonlar gibi.<br/> Ortancalar gül rengi ışık saçar, <br/> On beşine varmamışlar masmavi.</p><p>Sen de yalnızlık saçarsın.<br/> İçmeye korkarsın, efkâr basar.<br/> Ağlayamazsın elâlem var.<br/> Şapkanı bile çıkaramazsın <br/> Saçlarını uçurur rüzgâr...</p><p>Gittim deniz kıyısına oturdum.<br/> Akşam karanlıklarda sarmaş dolaş, <br/> Ben de denize akıyordum <br/> Irmaklar gibi yavaş, yavaş... <br>
83,079
Hayat Efsanedir
Asım Bezirci
7
Saçların aklarla dolduğu zaman<br/> Geriye hasretle bir bakar mısın? <br/> Yıllar mazimizi yolduğu zaman<br/> Göğsüne menekşe, gül takar mısın? </p><p>Pembe kıyılardan geçse bir sandal,<br/> İşitsem sesini şen fıskiyenin; <br/> Zikrimde canlanır eski bir masal:<br/> Gözümde gözlerin, elimde elin...</p><p>Zaman kalbimizde can vermiş gibi,<br/> En güzel renklerle süslenir mekân...<br/> Suda aksimizle, havuzun dibi<br/> “Hayat efsanedir” diyordu her an! </p><p>13 Mayıs 1944, Erzurum <br>
2,044,615
Akbaba
Füruğ Ferruhzad
9
tepemde bir akbaba<br/> hırsla ölmemi bekliyor<br/> ben ise düşünüyorum<br/> nasıl bir tuzak kurayım ki<br/> bana yaklaşsın da<br/> onu vurayım<br/> soluk almak için<br/> oturmaya kalksam<br/> işte yıkıldı diye<br/> saldırıyor yüzüme<br/> onu vurmak için<br/> anlayınca fırsat beklediğimi<br/> hızla dönüyor gökyüzüne<br/> kuşaktan kuşağa<br/> onca insanlar öldü<br/> yem olarak, şu ihtiyar akbabaya<br/> deneyimlerim sesleniyor ki<br/> bitimindeyiz zamanın<br/> yaklaşan bir sonu var<br/> ya senin, ya ihtiyar akbabanın<br/> bu cadı, bu kocamış<br/> leş yiyenin yazgısı, sana bağlı<br/> başaramazsan eğer<br/> sıran geldi demektir<br/> tepemde bir akbaba<br/> hırsla bekliyor ölmemi<br/> vay eğer<br/> fırsatı ben kaçırırsam<br/> dökülüyor suskunluğuna akşamın<br/> ezanın ayak sesleri<br/> kent akşamının hayalinde yanıyor<br/> altın ormanları düşlerin<br/> ve odamın suskunluğunda<br/> cuma akşamıyla uğraşıyor<br/> ezanın ayak sesleri<br/> benim elimde kitap<br/> cuma akşamı sessiz<br/> kopuk kopuk geliyor kulağıma,<br/> ezan<br/> kime söylüyor<br/> ne diyor<br/> kent<br/> uğraşıyor Cuma akşamıyla<br/> ve o garip ses<br/> yalın bir köylü gibi<br/> yitiyor kentin çağıltısında<br/> ben yine<br/> kitap okuyorum</p><p>Çeviri: Sobhi BABEK <br>
1,488,627
Divan-kebir'den Seçme Rubailer 4
Mevlana Celaleddin Rumi
7
Senin canında bir can vardır. Sen o canı ara! <br/> Senin teninin dağında çok kıymetli bir inci bulunmaktadır.<br/> Sen o incinin madenini ara! <br/> Ey Hak yolunda yürüyüp giden sufi! <br/> Eğer arayabiliyorsan, onu sen kendinde ara, <br/> Kendinden dışarda arama! <br>
21,248
Sevgi Gülümser
Jacques Prevert
7
Küçük arslan yemek yerken<br/> Dişi arslan gençleşir<br/> Ateş kendi payını isterken<br/> Toprak kıpkırmızı kesilir<br/> Ölüm sevgiden söz ederken<br/> Yaşam ürperir<br/> Yaşam ölümden söz ederken<br/> Sevgi gülümser</p><p>(Fransızca,Sabahattin Eyuboğlu) <br>
66,268
Dilenmek
Charles Bukowski
7
çoğumuz gibi, o farklı işlere<br/> girip çıktım ki, midem deşilmiş ve bağırsaklarım<br/> rüzgara fırlatılmış gibi hissediyorum kendimi.<br/> iyi insanlar da tanıdım bu işlerde<br/> öbür tür de.<br/> ama birlikte çalıştığım insanları<br/> düşününce-<br/> aradan on yıl geçmesine rağmen-<br/> ilk aklıma gelen <br/> Karl<br/> oluyor.</p><p>Karl'ı hatırlıyorum: yaptığımız iş<br/> belden ve boyundan askılı<br/> önlük giymeyi gerektiriyordu.</p><p>ben Karl'ın çömeziydim.<br/> 'kolay bir işimiz var', demişti<br/> bana.</p><p>her sabah yöneticilerden biri geldiğinde<br/> Karl hafifçe öne eğilip gülümser, başını hafifçe sallayarak<br/> onu selamlardı: 'günaydın Doktor Stein', <br/> 'günaydın Bay Day' ya da<br/> Bay Night, kadın bekarsa 'günaydın, Lilly' ya da<br/> Betty ya da Fran.</p><p>ben tek kelime<br/> etmezdim.</p><p>Karl bundan rahatsızlık duyuyordu, <br/> bir gün beni kenara çekti: 'bana bak, <br/> böyle bir işi başka nerede bulacaksın? <br/> iki saatlik öğle paydosumuz var.'</p><p>'bulamam herhalde...'</p><p>'kesinlikle, senin benim gibiler için<br/> bundan iyisi can sağlığı..'</p><p>bir şey demedim.</p><p>'tamam, önceleri zor gelir insana köpeklenmek<br/> benim için de kolay olmadı<br/> ama bir süre sonra<br/> önemli olmadığını keşfettim<br/> kabuğum çıktı.<br/> artık kabuğum var, <br/> anladın mı? '</p><p>baktım ona, gerçekten vardı kabuğu, yüzünde de bir tür<br/> bulanıklık vardı gözleri anlamsız<br/> bakıyordu, boş ve<br/> kayıtsız; yıllanmış, <br/> yıpranmış bir deniz kabuğuna<br/> bakıyordum.</p><p>birkaç hafta geçti<br/> hiçbir şey değişmedi: Karl hiç sektirmeden<br/> herkesi saygı ile selamlıyor, <br/> gülümsüyor, rolünü mükemmel<br/> oynuyordu.</p><p>ölümlü olduğumuz aklına<br/> hiç gelmiyordu<br/> herhalde<br/> ya da<br/> daha büyük tanrıların bizi<br/> izliyor <br/> olabileceği.</p><p>ben işimi<br/> yaptım.</p><p>sonra, bir gün, Karl beni<br/> kenara çekti yine.</p><p>'bak, Doktor Morely benimle<br/> senin hakkında konuştu.'</p><p>'evet? '</p><p>'senin neyin olduğunu<br/> sordu bana? '</p><p>'sen ne dedin? '</p><p>'genç olduğunu söyledim.'</p><p>'teşekkür ederim.'</p><p>maaşımı alır almaz <br/> istifa ettim</p><p>ama<br/> yine benzer işler buldum<br/> yeni Karl'larla karşılaştım<br/> ve sonunda hepsini bağışladım<br/> ama kendimi asla: </p><p>ölümlü olmak bazen<br/> insanı<br/> tuhaf<br/> neredeyse<br/> çalıştırılamaz ve<br/> son derece<br/> iğrenç<br/> kılar-<br/> hür teşebbüsün<br/> kölesi<br/> değil. <br>
3,374
Geçmiş Yaz
Yahya Kemal Beyatlı
7
Rü'ya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle<br/> Her anını, her rengini, her si'rini hazdan.<br/> Hala doludur bahçeler en tatlı sesinle! <br/> Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan</p><p>Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin: <br/> Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde; <br/> Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin...<br/> Velhasıl o rü'ya duruyor yerli yerinde! <br>
14,208
Şehrin Üstünden Geçen Bulutlar
Ahmet Muhip Dıranas
7
Bakıp imreniyorum akınına<br/> Şehrin üstünden geçen bulutların,<br/> Belki gidiyorlar yakınına<br/> Rüyamızı kuşatan hudutların.</p><p>Evler, ağaçlar, sular, ben ve bu an<br/> Sanki bulutlarla bir, akıyoruz; <br/> Onların hevesine uyaraktan<br/> Cenup ufuklarına bakıyoruz.</p><p>Biz de hafif olsaydık bir rüzgardan,<br/> Yer alsaydık şu bulut kervanında,<br/> Güzel’e ve Yeni’ye doğru koşan<br/> Bu sonrasız gidişin bir yanında; </p><p>Dağlara, denizlere, ovalara<br/> Uzansaydık yağarak iplik iplik<br/> Tohumları susamış tarlalara<br/> Bahar, gölge ve yağmur götürseydik.</p><p>Bakıp imreniyorum akınına<br/> Şehrin üstünden uçan bulutların.<br/> Gidiyor, gidiyorlar yakınına<br/> Rüyamızı kuşatan hudutların. <br>
2,127,189
Aşık Veysel'in Son Şiiri
Aşık Veysel Şatıroğlu
9
Selam saygı hepinize<br/> Gelmez yola gidiyorum<br/> Ne karaya ne denize<br/> Gelmez yola gidiyorum</p><p>Ne şehire ne de köye<br/> Ne yıldıza ne de aya<br/> Uçsuz bucaksız deryaya<br/> Gelmez yola gidiyorum</p><p>Gemi bekliyor limanda<br/> Tayfaları hazır onda<br/> Gözüm kalmadı cihanda<br/> Gelmez yola gidiyorum</p><p>Eşim dostum yavrularım<br/> İşte benim sonbaharım<br/> Veysel karanlık yollarım<br/> Gelmez yola gidiyorum <br>
72,511
Vur
Mehmet Emin Yurdakul
9
Ey Türk vur, vatanın bakirlerine<br/> Günahkar gömleği biçenleri vur<br/> Kemikten taslarla şarap yerine <br/> Şehitler kanını içenleri vur</p><p>Vur güzel aşıklar cenazesinden<br/> Kırmızı meşaleler yakanları vur<br/> Şehvetin raksına yetim sesinden <br/> Besteler şarkılar yapanları vur</p><p>Vur o katlin kızıl sapanlarıyla <br/> Dünyaya ölümler ekenleri vur<br/> Vur zulmün o kanlı urganlarıyla <br/> Bir kavmi iplere çekenleri vur</p><p>Vur aşkın ve hakkın zaferi için<br/> Vur dünya bak senden bunu istiyor<br/> Vur yerde bak tarih senin seyircin<br/> Vur gökten bak Allah sana vur diyor</p><p>Vur çelik kolların kopana kadar<br/> Olanca aşkınla şiddetinle vur<br/> Son düşman son kızıl ölene kadar<br/> Olanca aşkınla kuvvetinle vur <br>
104,373
Ala Gözlü Nazlı Dilber II
Karacaoğlan
7
Ala gözlü nazlı dilber<br/> Halimden haberin var mı<br/> Seni eller alıyorlar<br/> Zulmünden haberin var mı</p><p>Güzeller yola düzüldü<br/> Aşkının bağrı ezildi<br/> Yürü kemerin çözüldü<br/> Belinden haberin var mı</p><p>Atlılar yurdu aşıyor<br/> Badeler doldu taşıyor<br/> Yavru, turuncun düşüyor<br/> Koynundan haberin var mı</p><p>Karac(a) oglan budur halim<br/> Neylemeli dünya malın<br/> Binboğa'dir benim ilim<br/> İlimden haberin var mı <br>
13,393
Olvido
Ahmet Muhip Dıranas
8
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.<br/> Gün saltanatıyla gitti mi bir defa<br/> Yalnızlığımızla doldurup her yeri<br/> Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,<br/> Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan<br/> Lavanta çiçeği kokan kederleri; <br/> Hoyrattır bu akşamüstüler daima.</p><p>Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar<br/> Unutuşun o tunç kapısını zorlar<br/> Ve ruh, atılan oklarla delik deşik; <br/> İşte, doğduğun eski evdesin birden<br/> Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,<br/> Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik<br/> Ve cümle yitikler, mağlûplar, mahzunlar...</p><p>Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir<br/> Kağıtlarda yarım bırakılmış şiir; <br/> İnsan, yağmur kokan bir sabaha karşı<br/> Hatırlar bir gün bir camı açtığını,<br/> Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu,<br/> Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı...<br/> Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.</p><p>Aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla<br/> Halay çeken kızlar misali kolkola.<br/> Ya sizler! ey geçmiş zaman etekleri,<br/> İhtiyaç ağaçlı, kuytu bahçelerden<br/> Ayışığı gibi sürüklenip giden; <br/> Geceye bırakıp yorgun erkekleri<br/> Salınan etekler fısıltıyla, nazla.</p><p>Ebedi âşığın dönüşünü bekler<br/> Yalan yeminlerin tanığı çiçekler<br/> Artık olmayacak baharlar içinde.<br/> Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış! <br/> Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış; <br/> Her garipsi ayak izi kar içinde<br/> Dönmeyen âşığın serptiği çiçekler.</p><p>Ya sen! ey sen! Esen dallar arasından<br/> Bir parıltı gibi görünüp kaybolan<br/> Ne istersin benden akşam saatinde? <br/> Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,<br/> Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın; <br/> Hatıraların bu uyanma vaktinde<br/> Sensin hep, sen, esen dallar arasından.</p><p>Ey unutuş! kapat artık pencereni,<br/> Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni; <br/> Çıkmaz artık sular altından o dünya.<br/> Bir duman yükselir gibidir kederden<br/> Macerası çoktan bitmiş o şeylerden.<br/> Amansız gecenle yayıl dört yanıma<br/> Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni. <br>
44,071
Ay Dede
Neyzen Tevfik
7
Takdirin, tasvîbin bollaşır oldu, <br/> Hüsufe uğrama, aman Ay Dede! <br/> Nimetler, hizmetler kapalı geçsin, <br/> Şüpheye düşmesin zaman, Ay Dede! </p><p>Saptın mı acaba tuttuğun yoldan, <br/> Dualar almışsın yetimden, duldan, <br/> İşaret feneri görünmez oldu, <br/> Şu dümen kırışın yaman, Ay Dede! </p><p>Yetişir gurbetten aldığın öğüt, <br/> Kim sola yanaştıysa kalmıştır züğürt; <br/> Sen suya yular tak, altından yürüt; <br/> Sesini çıkarmaz saman, Ay Dede! <br/> 1948 <br>
32,302
Dîvân-ı İlâhîyât 72
Aziz Mahmud Hüdayi
9
Aşka düşürdün kendüzün<br/> N'eyleyeyin gönül seni <br/> Bir oldu gecen gündüzün<br/> Âh n'ideyin gönül seni</p><p> Düşeli aşkına yârin<br/> Yerde gökte yok karârın<br/> Gitti elden ihtiyârın<br/> N'eyleyelin gönül seni</p><p> Hakk ile her kim bileşdi<br/> Vâdî-i hayrete düşdü<br/> Aşk deryâsı başdan aşdı<br/> Âh n'ideyin gönül seni</p><p> Âşık olaldan dîdâra<br/> Derd ile kaldın âvâre<br/> Döymez oldun intizâre<br/> N'eyleyeyin gönül seni</p><p> Aşk ile hoş oldu başın<br/> Ma'şûk ile doldu işin<br/> Kalmadı gayrı teşvîşin<br/> Âh n'ideyin gönül seni</p><p> Her gün Hakk'tan ihsân ola<br/> Her müşkil iş âsân ola<br/> Her derdine dermân ola<br/> N'eyleyeyin gönül seni</p><p> Ma'şûktan ericek kemend<br/> Uşşâkı eyler kayd ü bend<br/> N'itsin Hüdâyî derd-mend<br/> Âh n'ideyin gönül seni <br>
66,332
Denize Serenad
Rüştü Onur
8
neyim varsa<br/> sana bırakmalıyım deniz<br/> sende geçmeli mevsimlerim<br/> sende çiçek açmalı ağaçlarım</p><p>sende yaşamalıyım deniz<br/> asi ve hür<br/> sende ölmeliyim<br/> bulutlara bakarak <br>
66,165
Dalga
Cemal Süreya
6
Bulutu kestiler bulut üç parça<br/> Kanım yere aktı bulut üç parça<br/> İki gemiciyken Van Gogh'dan aşırılmış<br/> Bir kadının yüzü ha ha ha.<br/> Bir kadının yüzü avucum kadar<br/> İki gözümle gördüm vallahi billahi<br/> Yıldızlar vardı kafayı çekmiştim<br/> Bu kimin meyhanesi ha ha ha<br/> Bu Ali'nin meyhanesi bu da masa<br/> Bu iki kimse için gezdirmiyorum<br/> Bir kere asılmıştım çocukluğumda<br/> Direkler gemideydi ha ha ha<br/> İki gemiciyken Van Gogh'dan aşırılmış<br/> Bir kadının yüzü kaçıyordu yetişemedim<br/> Ben ömrümde aşk nedir bilmedim<br/> Süheyla'yı saymazsak ha ha ha <br>
4,846
Öndeyiş
Metin Altıok
7
Bedenim üşür, yüreğim sızlar.<br/> Ah kavaklar, kavaklar</p><p>Beni hoyrat bir makasla<br/> Eski bir fotoğraftan oydular.</p><p>Orda kaldı yanağımın yarısı, <br/> Kendini boşlukla tamamlar.</p><p>Omuzumda bir kesik el, <br/> Ki hâlâ durmadan kanar.</p><p>Ah kavaklar, kavaklar<br/> Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar. <br>
11,378
Ağladım
Aşık Hüdai
7
Güzelim bir derde düştüm<br/> Dile yaslandım ağladım<br/> Dalgalandım boydan aştım<br/> Sele yaslandım ağladım</p><p>Neler geldi bu başıma<br/> Köprü kurdum göz yaşıma<br/> Dağlar dikildi karşıma<br/> Yola yaslandım ağladım</p><p>Ömrümün son devresinde<br/> Kaldım derdin deryasında<br/> Sazımın her perdesinde<br/> Tele yaslandım ağladım</p><p>Döndüm yıllara karıştım<br/> Yandım küllere karıştım<br/> Tozdum çöllere karıştım<br/> Yele yaslandım ağladım</p><p>Hüdai'yim bahtım kara<br/> Günüm ermedi bahara<br/> Dikeni bağrımda yara<br/> Güle yaslandım ağladım <br>
3,304
Dayak
Fazıl Hüsnü Dağlarca
6
İster misin ellerimizi birlestirelim,<br/> Sen iki vur, ben iki daha,<br/> Çalmis mi,<br/> Emmis mi alin terini ulusunun,<br/> Sen dört vur, ben dört daha.</p><p>Gemi seçmeye mi gitmis 20 kisi, çay bulmaya mi yollanmis<br/> 30 kisi,<br/> Disbakan olmus da yüzde mi almis.<br/> - Saçi bitmedik çocuklarim aç iken kerpiç köylerde,<br/> Bebek kizlarim gecelerce akligini satarken-<br/> Sen yedi vur, ben yedi daha.</p><p>Ha, ister misin ellerimizi birlestirelim,<br/> Degeri 8 iken, 208'e mi vermis bir tabak fasulyayi,<br/> Dilekçeni görür görmez deve boynunu sallamis, 500 mü<br/> koparmis senden,<br/> Saylav seçilmis de gelecegine yatirim mi yapmis,<br/> devrimi çigneyerek,<br/> Sen dokuz vur, ben dokuz daha. <br>
2,093,548
30 Ağustoslara...
Sadettin Kaplan
9
Toprakta kan olursa, <br/> Uğrunda can olursa,<br/> Canlar kurban olmaz mı? <br/> Adı “Vatan” olursa…<br/> <br/> Can atar kan çiçeğim tutuşan karanfile,<br/> Tarihe gelincikler yeşerttim kanım ile…</p><p>Atımın nallarının izi vardır her haç’ta,<br/> Hâlâ türküm söylenir Kosova’da, Mohaç’ta…</p><p>Malazgirt’ten doğan gün balkıdı Çaldıran’a; <br/> And içip Al Sancağa, bal dedik baldırana…</p><p>Koca tarih, bu sırrı gömme daha derine; <br/> Gün mü güldü Prut’ta bir ırkın kaderine? ..</p><p>Atımın ayağına kapandı karlı dağlar,<br/> Nal seslerimiz ile başlayıp bitti çağlar…</p><p>Üzengimi öpenler bugün düşmansa bana? <br/> Biline ki, doğarken can adarız vatana! ..</p><p> Sus sözümün üstüne, <br/> Bas közümün üstüne,<br/> Ha bastın toprağıma; <br/> Ha gözümün üstüne! ..<br/> <br/> Tarih kalemle değil, kan ve canla yazılır,<br/> Gönüllere sığmayan bir imanla yazılır…</p><p>Şahidimdir melekler; ölümüm başka benim; <br/> Bir can adağım vardır o sonsuz aşka benim…</p><p>Ebed burcunda doğan günde ezel gibiyim; <br/> Bir damladan ummana varacak sel gibiyim…</p><p>Bağrımda bayraklaşır toz-tomurcuk bir yara; <br/> Dalgalandıkça günler Otuz Ağustoslara…</p><p>Birden kabarır öfkem son şehidin sesinde,<br/> Ta Arş’a kanatlanır atların yelesinde:</p><p>Atlarım, Bora mıydı, Tayfun muydu adınız? <br/> Şimşekler! ... Kılıcımı nereye sakladınız? <br>
6,976
Yalnızlığım
Fazıl Hüsnü Dağlarca
8
Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım,<br/> Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir.<br/> Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir,<br/> Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım</p><p>Güneşim aydan sarı, yarınım dünden zorsa,<br/> Sarsın artık ömrümü tunç kandillerin isi<br/> Üşüyen ellerimden tutmalıydı birisi,<br/> Eğer benim gözlerim onları görmüyorsa.</p><p>Bir camın arkasında açılıyor güllerim,<br/> Havuzum pırıl pırıl... yıkar bakışlarımı.<br/> İşler temiz ziyalar suya nakışlarımı; <br/> Ruhumun dünyasından eser tahayyüllerim</p><p>Rüya rüzgarlarında bir yaprak yalnızlığım<br/> Düşüncem bir neydir ki ürperir perde perde<br/> Belki bu mısralarım esecek gönüllerde<br/> Fakat herkese uzak kalacak, yalnızlığım. <br>
16,150
Sanılar
Afşar Timuçin
7
Şimdi belki benim gibi ölesiye yalnızsındır<br/> Uçan kuşları gözlemektesinidir tek başına<br/> Çamların yeşiline dalmış gitmiştir gözlerin<br/> Radyo dinliyorsundur ya da susarak<br/> Bir kitabı okumaya çalışıyorsundur kim bilir</p><p>Sonsuz güzellikte bir aşk düşünüyor olabilirsin<br/> Belki de anılarını deşiyorsun bir olmazı<br/> Bir açmazı derinden derine kurcalar gibi<br/> Bir kahve içmeyi bir elma yemeyi kurarak<br/> Saatine bakıyor olabilirsin uykulu gözlerle<br/> Çocukların oyununa dalmış gitmiş olabilirsin</p><p>Mahpus gibi tutsak gibi belki köle gibi<br/> Yarını olmamak gibi bir duygu içindesindir<br/> Belki de kendini bağışlamıyorsundur<br/> Benim hiç bilmediğim bir şeylerden ötürü<br/> Kırık tirenler gibi öylece kalakalmışsındır<br/> Kalkıp gidip çekirdek almayı düşünüyorsundur<br/> Ya da uyumak istiyorsundur her şeyi unutmak için<br/> Belki sen de benim gibi ölesiye yalnızsındır <br>
116,919
Sevda Çekmek Şanlarıdır
Pir Sultan Abdal
10
Sevda çekmek şanlarıdır<br/> Gizlice erkanlarıdır<br/> Hak yoluna canlarıdır<br/> Kurbanı bektaşilerin</p><p>Onlar Horasan'ı gezer<br/> Demkeş olur bade süzer<br/> Seyyah olup daim gezer<br/> Sultanı Bektaşilerin</p><p>Sırlarına güç erilir<br/> Remizleri geç bilinir<br/> Üstat olan pir seçilir<br/> Hünkarı Bektaşilerin</p><p>Arifler arifi gelir<br/> Arife tarif vız gelir<br/> Uzak yakın hep bir gelir<br/> Hassına Bektaşilerin</p><p>Pir Sultan'ım bu ne demek<br/> Yerde insan gökte melek<br/> Hiç cahile çekme emek<br/> Devranı Bektaşilerin <br>
47,247
Çay Kökünden Yapılmış Bir Çin Aslanı Üzerine
Bertolt Brecht
6
kötüleri korkutur pençen<br/> iyileri sevindirir inceliğin, <br/> benzer şeyler <br/> duymak isterdim<br/> dizelerim için.</p><p> (kerem çalışkan) <br>
23,856
Sen Yanma Diye
Yusuf Hayaloğlu
8
Ben çürümüş bir asayım<br/> Zindanlara yol eyledi dert beni<br/> Çarmıha gerilmiş bir İsa'yım<br/> Çivilere zapteyledi dert beni</p><p>Pir sultanıda gördüm<br/> Darağaca vur eyledi aşk beni<br/> Hacı Bektaş'ı kırda gördüm<br/> Bir ceylana pir eyledi aşk beni</p><p>Her yangına, her ataşa<br/> Koz eyledi dert beni<br/> Bu dağlara, bu yollara<br/> Toz eyledi aşk beni</p><p>Ben yanarım aşk için<br/> Ben yanarım gül için<br/> Bu ateş sönmesin diye<br/> Ben yanarım kim için<br/> Ben yanarım sen için<br/> Bari sen yanma diye</p><p>Ben yıkılmış bir ozanım<br/> Yangınlara kül eyledi dert beni<br/> Kerbela çölünde, bir Hüseyi'nim<br/> Damla suya kul eyledi dert beni</p><p>Ben Yunus'u nurda gördüm<br/> Dergahına gül eyledi aşk beni<br/> O mecnu'nu firarda gördüm<br/> Bir Leyla'ya deleyledi aşk beni <br>
1,303,949
Yalnızlık / Behçet Necatigil Çevirisi
Rainer Maria Rilke
8
Yalnızlık bir yağmura benzer, <br/> Yükselir akşamlara denizlerden <br/> Uzak, ıssız ovalardan eser, <br/> Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir <br/> Ve kentin üstüne göklerden düşer. </p><p>Erselik saatlerde yağar yere <br/> Yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar, <br/> Umduğunu bulamamış, üzgün yaslı <br/> Ayrılınca birbirinden gövdeler; <br/> Ve insanlar karşılıklı nefretler içinde <br/> Yatarken aynı yatakta yan yana: </p><p>Akar, akar yalnızlık ırmaklarca. </p><p>Türkçesi: Behçet Necatigil <br>
50,526
Rubailer 11
Ömer Hayyam
6
Geç gençliğimin en güzel günleri<br/> Unutmak için içerim şarabı<br/> Acı mı gider hoşuma öylesi<br/> Bu acılıktır ömrümün tadı <br>
38,346
Kar
Metin Altıok
7
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece, <br/> Tıkandı geçitler yollar kapandı.<br/> Yalnızlığın buzdan çetelesinde<br/> Kimseler umursamadı karı.<br/> Yüzlerinde iğreti bir kibirle<br/> Hep düşürmekten korktukları, <br/> Dalıp gittiler günlük işlerine.</p><p>Diz boyu birikmiş kar içinde<br/> Yürürdük uzatarak açtığımız kanalı, <br/> İki kar güvesi gibi sokaklarda seninle<br/> Anardık bütün yitik aşkları<br/> Bu karlı kış gününde.<br/> Güngörmüş dağlara karşı<br/> Sımsıcak öpüşürdük sarılıp birbirimize.</p><p>-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke! </p><p>Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde, <br/> Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.<br/> Kimsenin türküsü yok dilinde<br/> Karşılayacak yağan karı<br/> Coşkulu ve sarhoş sesiyle.<br/> Bıçak açmıyor ağızları; <br/> Acı, yalnız acı var yüreklerde.</p><p>Kar yağdı durmadan üç gün üç gece, <br/> Yaslandı duvarlara, kapıları zorladı, <br/> Pencerelerden baktı ev içlerine.<br/> Kar hiç böyle kimsesiz kalmadı<br/> Kendi özgül tarihinde.<br/> Çıngırakların, kızakların karı<br/> Yağdı herşeyin üstüne sessiz bir öfkeyle.</p><p>Birikti bir çamaşır ipine bile.<br/> Saçaklardan sarktı, <br/> Attı kendini gürültüyle yere, <br/> Kimse sahip çıkmadı; <br/> Yığıldı kaldı duvar diplerine.<br/> Yalnız kuş ayakalrı<br/> Bastılar incelikle göğsüne.</p><p>-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke! </p><p>Kar var yaşadığımız günlerde.<br/> Umutsuzluk çevremizi kuşattı, <br/> Kıtlık kıran gündemde.<br/> Yine de ele güne karşı, <br/> Özenle saklıyorum yüreğimde<br/> Sana duyduğum aşkı, <br/> Dört yanım kar içinde. <br>
50,748
1919
İlhan Berk
6
Ben dünyaya bir idare lambası altında geldim<br/> Yeryüzü Birinci Dünya Harbi'ni yaşıyordu<br/> Başımın üstünde mendil boyunda bulutlar vardı</p><p>Yunan Harbi'nde yanan şehirlerimizi bir dağdan seyrettim<br/> O çadır çadır insanları askerleri esirleri<br/> Arkalarında bir gömlekle kaçan halkımızı<br/> İlk topu ilk tayyareyi gördüm<br/> Anam kardeşim ve ben ayaktaydık<br/> Kapanık dükkânlarıyla çarşılarımıza yağmur yağıyordu</p><p>Her sınıf insanıyla şehrim dağlara taşınmıştı</p><p>O yangından nehirlerimiz dağlarımız ve çeşmelerimiz kurtuldular</p><p>Yanmış ve yakılmış şehrimize bir akşamüzeri askerlerimiz girdi<br/> Kursaklarında bir parça ekmekle insanlar ayaktaydı<br/> O gün dünyayı ve insanları tanıdım<br/> O gün ayağımın dibindeki şehirden ağlamayı öğrendim <br>
104,558
Yiğidin Eyisini Nerden Bileyim
Karacaoğlan
8
Yiğidin eyisini nerden bileyim<br/> Yüzü güleç, kendi yaman olmalı<br/> Kasavet serine çöktüğü zaman<br/> Gönlünün gamını alan olmalı</p><p>Benim sözüm yiğit olan yiğide<br/> Yiğit olan muntazırdır öğüde<br/> Ben yiğit isterim fırka dağıda<br/> Yiğidin başında duman olmalı</p><p>Yiğit olan yiğit kurt gibi bakar<br/> Düşmanı görünce ayağa kalkar<br/> Kapar mızrağını meydana çıkar<br/> Yiğidin ardında duran olmalı</p><p>Safi güzel olan, sol bazı kötü<br/> Yiğidin densizi ey olmaz zatı<br/> Gayet durgun ister silahı, atı<br/> Yiğit el çekmeyip viran olmalı</p><p>KARAC'OGLAN derki, çile çekilmez<br/> Hozan tarlalara sünbül ekilmez<br/> Sak yabancı ile başa çıkılmaz<br/> İçinden sıdk ile yanan olmalı <br>
53,960
İhtiyar Maria
Ernesto Che Guevara
9
Bir ayağın çukurda, ihtiyar Maria, <br/> geldim seninle gerçekleri konuşmaya: <br/> Bir tesbihin dizili acıları oldu hayatın<br/> ne seven bir erkeğin oldu, ne sağlık, ne mal mülk, <br/> ancak açlık vardı paylaşılan.<br/> Geldim seninle umudundan konuşmaya, <br/> kızının nasıl olduğunu bilmeden<br/> kuzuladığı o üç ayrı umuttan da.<br/> Sarı sabunla perdahlanmış ellerinin arasına al<br/> bir çocuğunkini andıran bu erkek elini, <br/> sertleşmiş nasırlarını ve kıvrılmış saf parmaklarını<br/> doktor ellerimin yumuşak utancında ov.<br/> Dinle, emekçi büyükanne, <br/> inan gelen insana, <br/> göremeyecek olsan da geleceğe inan.<br/> Tüm bir hayat boyunca umudunu boşa çıkaran<br/> acımasız Tanrıya da dua etme.<br/> Yağlıkara okşayışlarının büyümesini görmek için<br/> ölümden acımasını isteme; <br/> gökler yeşil ve karanlık hüküm sürüyor sende, <br/> her şeyden öte kızıl bir intikama sahip olacaksın, <br/> şafağı yaşayacaklar torunlarının hepsi, <br/> huzur içinde öl yaşlı mücadeleci.<br/> Bir ayağın çukurda ihtiyar Maria, <br/> o gideceğin günlerden biri<br/> otuz kefen tasarımı<br/> bakışlarıyla selamlayacaklar seni.<br/> Bir ayağın çukurda, ihtiyar Maria, <br/> suskun kalacak odanın duvarları<br/> birleşince ölüm astımla<br/> ve sevdaların boğazına dizilince.<br/> Bronzdan dökülmüş üç okşama<br/> (geceni hafifleten tek ışık)<br/> açlıkla kuşanmış üç torun<br/> her zaman bir gülümseme buldukları<br/> yaşlı kıvrık parmaklarını özleyecekler.<br/> Hepsi bu olacak, ihtiyar Maria.<br/> Bir tesbihin dizili acıları oldu hayatın<br/> ne seven bir erkeğin oldu, ne sağlık, ne mal mülk, <br/> ancak açlık vardı paylaşılan, <br/> geçti keder içinde hayatın, ihtiyar Maria.<br/> Bulandırdığında gözbebeklerinin acısını<br/> sonsuz dinlenmenin buyruğu, <br/> ömür boyu angaryadaki ellerin<br/> son şefkatli okşayışı içine çektiğinde<br/> onları düşüneceksin... ve ağlayacaksın, <br/> zavallı ihtiyar Maria.<br/> Hayır, hayır yapma<br/> bir hayat boyu umudunu boşa çıkaran<br/> umursamaz Tanrı'ya kendini teslim etme, <br/> ölümden aman dileme, <br/> korkunç bir açlıkla kuşanmıştı hayatın, <br/> sonunda kuşandı astımla.<br/> Fakat bildirmek istiyorum ki sana<br/> umutların kısık ve yiğit sesiyle<br/> intikamların en kızılı ve yiğit olanıyla, <br/> ideallerimin en doğru boyutuyla<br/> yemin etmek istiyorum.<br/> Sarı sabunla perdahlanmış ellerinin arasına al<br/> bir çocuğunkini andıran bu erkek elini, <br/> sertleşmiş nasırlarını ve kıvrılmış saf parmaklarını<br/> doktor ellerimin yumuşak utancında ov.<br/> Huzur içinde yat, ihtiyar Maria, <br/> huzur içinde yat, ihtiyar mücadeleci, <br/> şafağı yaşayacaklar torunlarının hepsi.<br/> YEMİN EDİYORUM Kİ... <br>
91,745
Kardeşim
Mevlana Celaleddin Rumi
8
Kardeşim sen düşünceden ibaretsin, <br/> Geriye kalan et ve kemiksin, <br/> Gül düşünür gülüstan olursun, <br/> Diken düşünür dikenlik olursun, <br>
20,766
Eski Bir Gün İçin Şiirler
Arkadaş Zekai Özger
8
Ve sevinç güzel bir denizle başladı<br/> ve güneş ipi kalınlaştırıyordu<br/> sonra ansızın uzayıverdi ip<br/> bir ucu orda kaldı<br/> bir ucu bende<br/> ve iki uç arasında sıkışan<br/> karışık bir sevgiyi acabayla büyüten <br/> bir güzelliğin negatifini büyüten<br/> ince bir yüreğe dayanamadı<br/> ip<br/> koptu<br/> sevinç<br/> güzel bir denizle kaldı<br/> ve güneş bir bulutla rahibeleşiyordu</p><p>sevgilim<br/> bugün <br/> helva yedim şarap içtim göğe uzandım<br/> avuçlarımda hüzünlü bir aşk<br/> ince kemikli bir eli okşuyorum<br/> göğü okşuyorum<br/> yabani bir diken batıyor avuçlarıma<br/> bir çakıyla parmağımı kesiyorum yanlışlıkla</p><p>sanki bilerek yanlışlıkla kesiyorum<br/> sanki aşkı kesiyorum<br/> aşk parmağımda yanlış bir uçurum</p><p>dokunurken bırakır ürkek bir martı gibi <br/> çünkü deniz orda<br/> -ben alışkın değilim bir eli martılamaya<br/> çünkü deniz orda<br/> çünkü deniz orda<br/> -heyecan verir bana aşk<br/> çekilir kuytusuna <br/> uzar gider gecede <br/> bırakarak cinsel tortusunu <br/> sevgi<br/> denizin başlangıcı</p><p>seni koruyacam<br/> tamamlıyacam<br/> seni kazanmalıyım<br/> istediğim kadar beslerim seni<br/> büyütürüm içimde seni<br/> çok çok çok <br/> bir şey ver bana<br/> seni seviyorum</p><p> (Eylül 1970) <br>

Turkish poems scraped from antoloji.com. Features consists of id, poet name, poem rating and the poem.

Downloads last month
58
Edit dataset card