instruction
stringclasses 1
value | input
stringlengths 2
996
| output
stringlengths 1
961
| type
stringclasses 9
values |
---|---|---|---|
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Kosovo's privatisation process is under scrutiny | Kosova'nın özelleştirme süreci büyüteç altında | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Kosovo is taking a hard look at its privatisation process in light of recurring complaints. | Kosova, tekrar eden şikayetler ışığında özelleştirme sürecini incelemeye alıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | By Muhamet Brajshori for Southeast European Times in Pristina -- 21/03/12 | Southeast European Times için Priştine'den Muhamet Brayşori'nin haberi -- 21/03/12 | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Feronikel was privatised five years ago, and is still in business, but operates amid concerns for workers’ safety. [Reuters] | Feronikel beş yıl önce özelleştirilmesine ve hâlâ sektörde olmasına rağmen, işçi güvenliğine ilişkin kaygılarla faaliyet gösteriyor. [Reuters] | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | On paper at least, it looks like a great idea. | En azından kağıt üzerinde, harika bir fikir gibi görünüyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The government sells a business, gets out from under the yoke of management, and money from the sale helps to fund the state budget. | Hükümet bir kuruluşu satıyor, yönetimin boyunduruğu altından çıkıyor ve satıştan gelen para da devlet bütçesine katkı sağlıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | But in Kosovo, critics say the legal process involved with privatisation is both complex and politically charged, which will have a long-term impact on the economy. | Fakat Kosova'da, eleştirenler özelleştirmede gerçekleşen hukuki sürecin hem karmaşık hem de siyasi etki altında olduğunu, bunun da ekonomi üzerinde uzun vadeli bir etkisi olacağını söylüyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | They say some owners or employees can take advantage of specific loopholes while others get almost nothing. | Onlara göre, bazı patronlar veya çalışanlar yasadaki belli boşluklardan faydalanırken diğerleri neredeyse hiçbir şey almıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | There is also an ethnic component, since individuals from various communities can say that discrimination -- either ongoing or previous -- affected their ability to benefit from privatisation. | İşin bir de etnik boyutu var, zira çeşitli toplumlara mensup şahıslar -devam eden veya geçmişteki- ayrımcılığın, özelleştirmeden faydalanma becerilerini etkilediğini söyleyebilir. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Esat Berisha is one such example. | Esat Berişa buna bir örnek. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "My father worked at Hidroteknika, [as did] I until December 1990, but then I was removed because Serbian authorities removed us. | "Babam Hidroteknika'da çalıştı, Aralık 1990'a kadar ben de, ama sonra Sırp makamları tarafından işten çıkarıldım. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | And after the war I hoped to get back to my job, but it never happened." | Savaştan sonra işime geri dönmeyi umut etmeme rağmen bu asla gerçekleşmedi." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | After Hidroteknika was privatised in 2006, "I never got any compensation, and the worst is that the company does not exist anymore, because the new owner has changed the destiny of it," Berisha told SETimes. | SETimes'a konuşan Berişa, Hidroteknika 2006 yılında özelleştirildikten sonra "Hiçbir tazminat almadım ve en kötüsü de yeni sahibi şirketin kaderini değiştirdiği için, şirket artık mevcut değil." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | In some cases, companies were bought more for the land than for any desire to keep operating them. | Bazı durumlarda şirketler, onları işletme isteğinden çok, üstünde oturdukları arsalar için satın alınıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | He is not alone: discriminatory legislation imposed by the Milosevic regime forced thousands in Kosovo to leave their jobs. | Berişa yalnız değil: Miloseviç rejiminin uyguladığı ayrımcı mevzuat Kosova'da binlerce insanı işlerini bırakmak zorunda bıraktı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Beyond that, many companies that have been privatised have changed work locations, and very often employees, like Berisha, are shed from payrolls, prompting frequent protests in front of the Privatisation Agency. | Bunun dışında, özelleştirilen bir çok şirket, faaliyet bölgesini değiştirdi ve çoğu zaman Berişa gibi çalışanlar bordrodan düşürüldü ve bu da Özelleştirme Dairesi önünde sık sık protestolara yol açtı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Dardan Sejdiu, an economy expert from the Vetvendosje Movement, is a vocal critic. | Vetevendosje Hareketine mensup ekonomi uzmanı Dardan Seydiu eleştirilerini sakınmıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "A decade later, we see that the economy is terribly unstructured. | SETimes'a konuşan Seydiu, "On yıl sonra, ekonominin yapısının çok kötü bozulduğunu görüyoruz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Most manufacturing companies no longer exist or are used for storage of goods; efficiency as a concept seems were only words and unemployment is deepening. | Üretim şirketlerinin çoğu artık yok veya mal depolamak için kullanılıyor; verimlilik kavramı sadece lafta kalmış ve işsizlik derinleşiyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | And ultimately the number of foreign investors has been symbolic, and the amount invested by them was symbolic," Sejdiu told SETimes. | Sonunda da dış yatırımcı sayısı sembolik seviyeye indi ve onların yaptığı yaptırım da sembolik hale geldi." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | More than 600m euros that were transferred to banks abroad and unused by Kosovo's government are the result of the privatisation of public and state-owned companies in recent years. | Yurtdışındaki bankalara aktarılan ve Kosova hükümeti tarafından kullanılmayan 600 milyon avrodan fazla para, son yıllarda kamu ve devlet kuruluşlarının özelleştirmesinden geliyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Sejdiu says it's too little, that some countries in the region have sold just one or a few companies for that amount. | Seydiu, bunun çok az olduğunu, bölgedeki bazı ülkelerin bu miktara sadece bir veya birkaç şirket sattığını söylüyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Seb Bytyci, executive director of Balkan Policy Institute, agrees. | Balkan Politika Enstitüsü İcra Direktörü Seb Bitiki buna katılıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "The main shortcomings are selling for lower prices, as the value [of the companies] decreased due to mismanagement, dysfunction of enterprises, and corruption charges," he told SETimes. | SETimes'a konuşan Bitiki, "Şirketlerin değeri kötü yönetim, kuruluşların işlevsizliği ve yolsuzluk suçlamaları yüzünden azaldığı için, en önemli hata düşük fiyata satmak oldu." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | There is also the cost of opportunity lost: "In some cases, privatisation may have led to better services and efficiency." | Ayrıca kaçan fırsatların bedeli de var: "Bazı durumlarda, özelleştirme daha iyi hizmet ve verimliliğe yol açabilirdi." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Sejdiu says that, in hindsight, the process "was hastily done … without a plan for economic development" and that privatisation has led to major problems for workers. | Seydiu, geriye dönüp bakıldığında, sürecin "bir ekonomik kalkınma planı olmadan ... aceleye getirildiğini" ve özelleştirmenin işçiler için büyük sorunlara yol açtığını söylüyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | He cites companies in the eastern Ana Morava region, where there were formerly "closed to 17,000 workers in enterprises which are now privatized. | Seydiu, doğudaki Ana Morava bölgesindeki şirketlere işaret ediyor. Uzman, "Eskiden, şu anda özelleştirilmiş durumdaki kuruluşlarda 17 bine yakın işçi çalışırdı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Today these enterprises employ [less than] 1,700 of them -- not even 10% of the workforce was maintained," Sejdiu argued. | Bugün bu kuruluşlar bunların 1.700'den azını çalıştırıyor - iş gücünün %10'u bile korunmadı." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Bytyci says strong workers' unions would have lead to better outcomes. | Bitiki, işçi sendikaları güçlü olsa sonucun farklı olacağını ileri sürüyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "Here the main problem is lack of true unions. | SETimes'a konuşan Bitiki şunları söyledi: "Burada asıl sorun gerçek anlamda sendikaların olmaması. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Workers were not able to negotiate a deal that provides an easier transition. | İşçiler, daha kolay geçiş sağlayan bir anlaşma üzerinde pazarlık yapamadı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | So many workers are dismissed. | Çok sayıda işçi işten çıkarıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | As for those who continue to work, [there is no] guarantee for their safety at work. | Çalışmaya devam edenler içinse, iş yerinde güvenlik garantisi yok. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Ferronikeli is a flagrant case where a lack of political will to fix the issue of job security threatens workers' lives," he told SETimes. | Ferronikel, iş güvenliği sorununu çözme yönündeki siyasi irade eksikliğinin, işçilerin hayatını tehdit ettiği çirkin bir örnektir." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | In the recent months, several workers at the Feronikel company in central Kosovo have been injured, forcing Parliament Speaker Jakup Krasniqi to call for better and safer working conditions. | Son aylarda, Kosova'nın orta kesimindeki Feronikel şirketinde çalışan çok sayıda işçi yaralandı ve bunun üzerine Meclis Başkanı Yakup Krasniki çalışma koşullarının daha iyi ve güvenli hale getirilmesi yönünde çağrıda bulunmak zorunda kaldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Feronikel was privatised in 2007. | Feronikel 2007 yılında özelleştirilmişti." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Media mogul's sentence renews debate in Macedonia | Medya patronuna verilen hapis cezası Makedonya'da tartışmaları alevlendirdi | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Some allege the verdict of Velija Ramkovski is an attack on media freedom, but others claim the evidence of his crimes proves otherwise. | Bazı kesimler Velija Ramkovski ile ilgili mahkeme kararının medya özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu iddia ederken, diğerleri işlediği suçların aksini kanıtladığını söylüyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | By Klaudija Lutovska for Southeast European Times in Skopje -- 21/03/12 | Southeast European Times için Üsküp'ten Klaudija Lutovska'nın haberi -- 21/03/12 | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Media mogul Velija Ramkovski was sentenced to 13 years in prison for tax evasion and money laundering. [Tomislav Georgiev/SETimes] | Medya patronu Velija Ramkovski vergi kaçırmak ve para aklamaktan 13 yıl hapse mahkum edildi. [Tomislav Georgiev/SETimes] | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | A criminal verdict and prison sentence against media mogul Velija Ramkovski, a frequent critic of the Macedonian government, threatens to have a chilling effect on the press, according to journalists in the small Balkan nation. | Makedon hükümetini sık sık eleştiren medya patronu Velija Ramkovski hakkındaki hüküm ve hapis cezası, küçük Balkan ülkesindeki gazetecilere göre basın üzerinde soğuk duş etkisi yapacak. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Ramkovski, former owner of the A1 television station, four newspapers and other enterprises, was sentenced in Skopje criminal court on March 14th to 13 years in prison for money laundering, criminal conspiracy, abuse of position and tax evasion; 19 accomplices received prison terms of two to seven years. | A1 televizyon kanalı, dört gazete ve başka kuruluşların eski sahibi olan Ramkovski, Üsküp Ceza Mahkemesi tarafından 14 Mart'ta para aklamak, suç komplosu, mevkiyi suistimal ve vergi kaçırmaktan 13 yıl hapse mahkum edildi; 19 işbirlikçi de iki ila yedi yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | A1 TV and four newspapers were closed for failing to pay taxes and fulfill obligations to creditors. | A1 televizyonu ve dört gazete, vergi ödemediği ve alacaklılara karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği için kapatıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "The impression is that the actions undertaken towards these media, for which the verdicts were given, are selective and the institutions do not use the same methods in applying the laws towards all media," Macedonia Media Institute director Biljana Petkovska told SETimes. | Makedonya Medya Enstitüsü müdürü Biljana Petkovska SETimes'a verdiği demeçte, "Edindiğimiz izlenim şudur ki, haklarında hüküm verilen medya kuruluşlarına karşı yapılan işlemler seçici niteliktedir ve kurumlar yasaları tüm medya kuruluşlarına uygulamada aynı yöntemleri kullanmamaktadır." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Some journalists, particularly former A1 TV employees, maintain that case, nicknamed "Cobweb," represents a fight between the government and the then most powerful TV station in Macedonia that was critical of its policies and in support of the opposition. | Başta eski A1 televizyonu çalışanları olmak üzere bazı gazeteciler, "Örümcek Ağı" kod adlı davanın, hükümetle, onun politikalarını eleştiren ve muhalefeti destekleyen zamanın en güçlü televizyon kanalı arasındaki bir kavgaya işaret ettiğini savunuyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "The current political establishment is going to put under absolute control every free thought and every opinion that is against it. | Eski A1 televizyonu yayın işleri müdürü ve muhalif Sancak Birliği milletvekili Safet Bishevac, ""Mevcut siyasi düzen, kendisine karşı olan her özgür düşünce ve her fikri mutlak kontrol altına alacaktır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Its goal, and today that is proven, was to quiet A1 TV and Velija Ramkovski as carriers of the struggle against the dictatorship of [Prime Minister] Nikola Gruevski," former A1 TV editor and opposition Sandzak League MP Safet Bishevac said. | Onun amacı, ki bugün bu kanıtlanmıştır, Başbakan Nikola Gruevski'nin diktatörlüğüne karşı sürdürülen mücadelede bayrağı taşıyan A1 televizyonu ve Velija Ramkovski'yi susturmaktır." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Officials responded that A1 TV has been treated the same as any other organisation, Ramkovski was guilty of years of criminal activity. | Yetkililer buna yanıt olarak, A1 televizyonunun herhangi başka bir örgütle aynı muameleyi gördüğünü ve Ramkovski'nin yıllardır işlediği cürümlerden suçlu bulunduğunu söyledi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "This is an uncompromising fight against crime and corruption that exist in all countries, but whose sanction depends mostly on the political will of relevant factors and the ability and capacity of institutions to independently perform their work," ruling VMRO MP Antono Milososki told SETimes. | İktidardaki VMRO partisi milletvekili Antono Milososki SETimes'a şunları söyledi: "Bu, bütün ülkelerde suç ve yolsuzluğa karşı sürdürülen taviz vermez bir mücadele, ancak bunun yaptırımları büyük oranda ilgili unsurların siyasi iradesine ve kurumların işlerini bağımsız şekilde yapma beceri ve kapasitesine bağlı." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Prosecutors supplied 25 witnesses who testified that Ramkovski evaded paying 4.5m euros in taxes and gained 17.5m euros through frauddulant means -- such as by issuing bills with false content. | Savcılar, Ramkovski'nin 4,5 milyon avro vergi kaçırdığı ve yolsuzlukla -örneğin sahte içerikli fatura keserek- 17,5 milyon avro kazanç sağladığı yönünde ifade veren 25 tanık çıkardı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Ramkovski operated through his 15 firms -- also active in Turkey and the US -- which he headquartered at the A1 TV address. | Ramkovski, merkezi A1 televizyonunda bulunan ve Türkiye ve ABD'de de faal durumda olan 15 firması kanalıyla faaliyet gösteriyordu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | According to Transparency International Macedonia's section President Sladjana Taseva, the concern is more about the government freezing and confiscating A1 TV's assets. | Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün Makedonya Bürosu Başkanı Sladjana Taseva'ya göre, sorun daha çok hükümetin A1 televizyonunun mallarına tedbir ve el koymasıyla ilgili. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Taseva said Transparency has filed a petition with Macedonia's Constitutional Court to examine the legality of the seizure. | Taseva, Şeffaflık Örgütü'nün el koymanın yasalara uygunluğunu incelemesi için Makedonya Anayasa Mahkemesi'ne dilekçe verdiğini söyledi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "I am convinced Cobweb will have its epilogue in international courts," Taseva said. | Taseva, "Örümcek Ağı'nın son sözünü uluslararası mahkemelerde söyleyeceğine eminim." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Others, like veteran journalist Mirka Velinovska, argued there are no arguments to substantiate the complaints regarding media freedom. | Duayen gazeteci Mirka Velinovska gibi diğerleri, medya özgürlüğüyle ilgili şikayetleri dayandıracak bir argüman olmadığını savundu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "Do you want the law to be upheld or not? | SETimes'a konuşan Velinovska, "Yasanın uygulanmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Freedom of speech in Macedonia is alive and well and the A1 TV journalists who lost their jobs are working again in the profession. | Makedonya'da ifade özgürlüğü yaşıyor ve işlerini kaybeden A1 televizyonu çalışanları yine mesleklerine devam ediyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Some ... received funds from foreign supporters and opened their own media; others are employed in domestic media. | Bazıları ... yabancı destekçilerden yardım aldı ve kendi medya kuruluşunu kurdu, diğerleri yerli medyada iş buldu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Where here is freedom of speech challenged?" Velinovska told SETimes. | İfade özgürlüğü nerede çiğnenmiş?" dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | BiH's Komsic resigns from his party | BH'de Komsiç partisinden istifa etti | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | BiH presidency member Zeljko Komsic has turned his back on the ruling Social Democratic Party, shaking the political scene in the country. | BH cumhurbaşkanlığı üyesi Zeljko Komsiç'in iktidardaki Sosyal Demokrat Parti'ye sırtını dönmesi, ülkedeki siyaset sahnesini sarstı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | By Bedrana Kaletovic for Southeast European Times in Tuzla -- 21/03/12 | Southeast European Times için Tuzla'dan Bedrana Kaletoviç'in haberi -- 21/03/12 | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Zeljko Komsic will continue in his post as a BiH tripartite presidency member. [Reuters] | Zeljko Komsiç BH üçlü cumhurbaşkanlığı üyesi görevini sürdürecek. [Reuters] | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Bosnia and Herzegovina (BiH) presidency member Zeljko Komsic resigned from his post as Social Democratic Party (SDP) vice president and longtime member of the party's senior leadership on Tuesday (March 20th). | Bosna-Hersek (BH) cumhurbaşkanlığı üyesi Zeljko Komsiç, 20 Mart Salı günü Sosyal Demokrat Parti (SDP) genel başkan yardımcılığı ve uzun süreli parti üst düzey yönetim kurulu üyeliği görevlerinden istifa etti. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Komsic, the Croatian member of the tripartite presidency, is one of the most popular politicians in the Federation of Bosnia and Herzegovina. | Üçlü cumhurbaşkanlığının Hırvat üyesi olan Komsiç, Bosna-Hersek Federasyonu'ndaki en popüler siyasilerden birisi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "I remain a member of the [BiH] presidency and I will continue in this position to work at full capacity with all obligations to the state," Komsic told the media after announcing his resignation from the party. | Partiden istifasını duyurması sonrasında medyaya konuşan Komsiç, "BH cumhurbaşkanlığı üyesi olmaya devam edeceğim ve bu görevi, devlete olan bütün yükümlülüklerimle tam kapasitede sürdüreceğim." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Although there has been no reaction from SDP, many speculate that Komsic's abrupt move stems from his falling out with party President Zlatko Lagumdzija, who supported Serbian Foreign Minister Vuk Jeremic's candidacy for UN secretary-general. | SDP'den bir tepki gelmemesine rağmen, Komsiç'in bu ani hareketinin Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç'in BM Genel Sekreteri adaylığını destekleyen parti Genel Başkanı Zlatko Lagumciya ile ayrı düşmesinden kaynaklandığı yönünde söylentiler dolaşıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The SDP president's visit to Belgrade last week was the culmination of the disagreement, as Lagumdzija ignored the opposition to his support for Jeremic from Komsic and party members and supporters. | SDP Genel Başkanının, Jeremiç'e verdiği desteğe karşı Komsiç ve parti üyeleri ve yandaşların muhalafetini gözardı ederek geçtiğimiz hafta Belgrad'a yaptığı ziyaret, bu anlaşmazlığın doruk noktası oldu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "It is good to reach consensus and have the name of one candidate. | 14 Mart'ta Jeremiç ile yaptığı görüşme sonrasında Belgrad'da basın mensuplarına konuşan Lagumciya, "Uzlaşma sağlamak ve elimizde bir aday ismi olması güzel. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | We need ... give a support to Jeremic. | Jeremiç'e destek vermemiz ... gerekiyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Otherwise we would be frivolous politicians with no common position," Lagumdzija told reporters in Belgrade after a meeting with Jeremic on March 14th. | Aksi takdirde ortak bir tutuma sahip olmayan ciddiyetsiz siyasiler olurduk." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The SDP became the strongest party on the political scene in BiH in the last general elections in 2010. | SDP, 2010 yılında yapılan son genel seçimlerden BH siyaset sahnesinin en güçlü partisi olarak çıktı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Ironically, the results of that election were the centre of the party's tension. | Ne gariptir ki, partideki gerginliğin nedeni seçimlerin sonuçlarıydı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Many party members felt that Lagumdzija's decision to form a coalition with the Party of Democratic Action (SDA) was autocratic -- and was considered a betrayal by most of the party cadres and citizens who supported the SDP in the elections. | Pek çok parti mensubu Lagumciya'nın Demokratik Hareket Partisi (SDA) ile koalisyon kurma kararının otokratik olduğunu hissetti ve karar, parti kadroları ve seçimlerde SDP'yi destekleyen vatandaşların büyük kısmı tarafından ihanet olarak değerlendirildi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "Lagumdzija and Komsic have ruined the SDP by turning it into a hostage of personal political desires. | Saraybosna Felsefe Fakültesi öğretim üyesi Enver Kazaz SETimes'a verdiği demeçte, "Lagumciya ve Komsiç, SDP'yi kişisel siyasi arzuların rehinesine çevirerek partiyi mahvetti. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Their conflict is only an indication of irresponsibility by the state," professor at Philosophy Faculty in Sarajevo Enver Kazaz told SETimes. | Onların ihtilafı sadece, devletin sorumsuzluğunun bir göstergesidir." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Conflicts have long been present in the SDP. | İhtilaflar SDP'de uzun zamandır mevcuttu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Many prominent members have left the party. | Pek çok tanınmış üye partiden ayrıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "The party forgets the principles of social democracy. | Eski SDP üyesi Senad Pecanac SETimes'a şunları söyledi: "Parti, sosyal demokrasinin ilkelerini unutuyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | This is its fundamental principle, and these events in the party are the price of that act," former SDP member Senad Pecanac told SETimes. | Bu onun temel ilkesidir ve parti içindeki bu olaylar da bu gerçeğin bedelidir." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Sulejman Tihic, a leader of the SDA, said he believes that the Komsic's resignation could influence the country's foreign policy. | SDA genel başkanlarından Süleyman Tihiç, Komsiç'in istifasının ülkenin dış politikasını etkileyebileceğine inandığını söyledi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "This can complicate the functioning of the BiH presidency and the ministry of foreign affairs with regard to the fact that Komsic, together with other members of the presidency, are in charge of foreign policy," Tihic told SETimes. | SETimes'a konuşan Tihiç, "Komsiç'in, cumhurbaşkanlığının diğer üyeleriyle birlikte dış politikadan sorumlu olduğu gerçeği göz önüne alındığında, bu durum BH cumhurbaşkanlığı ve dışişleri bakanlığının işleyişini karmaşık hale getirebilir." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Just months before the October local elections, the resignation has shaken voters, and puts the SDP in a difficult position in light of Komsic's popularity. | Ekim ayında yapılacak genel seçimlere sadece aylar kala gelen istifa, seçmenleri sarstı ve Komsiç'in popülaritesi ışığında SDP'yi güç bir duruma soktu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "He never favored one nation. | Saraybosna'da yaşayan Selma Guniç SETimes'a "Hiçbir zaman bir ulusu kayırmadı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | He fought for the country, for BiH. | Ülke için, BH için savaştı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Because of that I was motivated to vote for him," Selma Gunic of Sarajevo told SETimes. | Bu yüzden ona oy vermek istiyordum." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "This country needs politicians like Komsic. | Tuzla'da yaşayan İvica Tomiç ise SETimes'a şunları söyledi: "Bu ülkenin Komsiç gibi siyasilere ihtiyacı var. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | If a party has betrayed his views the logical step is to leave it. | Bir parti onun görüşlerine ihanet ettiyse, mantıklı olan şey ayrılmaktır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | These moves are reason for more intensely supporting him," Tulza resident Ivica Tomic told SETimes. | Bu hareketler onu daha da fazla desteklemek için bir nedendir." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Moldova's new president to focus on reform, integration | Moldova'nın yeni cumhurbaşkanı reform ve entegrasyona eğilecek | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | After almost three years with no leader, Moldova now has a new president. | Neredeyse üç yıldır bir lideri olmayan Moldova, yeni cumhurbaşkanına kavuştu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | By Alina Radu for Southeast European Times in Chisinau -- 21/03/12 | Southeast European Times için Chisinau'dan Alina Radu'nun haberi -- 21/03/12 | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | And I believe that this is the idea of the European integration. | Bu fikrin de Avrupa entegrasyonu olduğuna inanıyorum. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | One of those efforts, Justice Minister Oleg Efrim said, is judicial reform. | Adalet Bakanı Oleg Efrim'e göre, bu çabalardan biri yargı reformu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "We are at the begining of justice reform in Moldova, and the contribution of the new president is just a must. | SETimes'a konuşan Efrim, "Moldova'da yargı reformunun başındayız ve yeni cumhurbaşkanının buna katkıda bulunması şart. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | He is doomed to offer us all his knowledge and expertise for justice for human rights," Efrim told SETimes. | Kendisi, insan hakları için adaletle ilgili tüm bilgi ve deneyimini bize sunmak durumunda." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "An independent judicial system is the key in the country's development. | Cumhurbaşkanı, "Bağımsız bir yargı sistemi ülkenin kalkınmasının anahtarıdır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | From this grows investments, places to work, entrepreneurship development, combating the poverty efforts and the trust of Moldovan citizens in the state and the future," he said. | Yatırımlar, çalışma alanları, girişimciliğin gelişimi, yoksullukla mücadele çabaları ve Moldova halkının devlete ve geleceğe olan güveni buradan büyür." dedi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Although citizens differ in their opinions on whether the new leader will solve the country's problems, many agree that things are worse without a president. | Vatandaşlar yeni liderin ülkenin sorunlarını çözüp çözmeyeceği konusunda farklı görüşlere sahip olsa da, pek çoğu bir cumhurbaşkanının bulunmamasının daha kötü olduğu konusunda birleşiyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "Moldova has not had a president for so long. | Calarasi'de yaşayan öğretmen Veronica Popescu SETimes'a şunları söyledi: "Moldova uzun süredir bir cumhurbaşkanından yoksundu. | en-tr |
End of preview. Expand
in Dataset Viewer.
Turkish Translation Instruction Dataset from Setimes (tr_trans_instr_setimes)
Dataset Description
tr_trans_instr_setimes
is an instruction translation dataset derived from the Setimes corpus. Setimes, which stands for Southeast European Times, includes Balkan news articles and covers various topics relevant to the Balkan region. This dataset is specifically designed for translation tasks involving Turkish and is derived from the community-datasets/setimes
. Please note that the dataset may include some errors.
Dataset Details
- Languages: Turkish, English, Balkanic Languages
- Domain: News, Balkan region
- Source: Setimes (Southeast European Times)
- Content: Translation instructions
Structure
The dataset is organized as follows:
- Input Language: Varies (based on instruction)
- Target Language: Turkish (tr)
- Downloads last month
- 62