instruction
stringclasses 1
value | input
stringlengths 2
996
| output
stringlengths 1
961
| type
stringclasses 9
values |
---|---|---|---|
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | It is like a house without a manager. | Reisi olmayan bir ev gibiydi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The country cannot develop without a president; nobody believes in the future," Veronica Popescu, a teacher from Calarasi, told SETimes. | Cumhurbaşkanı olmadan ülke kalkınamaz, kimse geleceğe inanmaz." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "We don't have places to work, we have to leave [the country] every year [to find work] because here we don't have a job market. | 52 yaşındaki vatandaş Gheorge Tataru da SETimes'a şöyle konuştu: "Çalışacak yer yok, iş bulmak için her yıl ülkeyi terk etmek zorundayız, çünkü burada bir iş piyasası yok. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Will the president solve this problem? | Cumhurbaşkanı bu sorunu çözecek mi? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | I don't think so, but a president means more political stability in the country," 52-year-old citizen Gheorge Tataru told SETimes. | Sanmıyorum, ama bir cumhurbaşkanının olması, ülkede daha fazla siyasi istikrar anlamına gelir." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "I was in the school on the day of elections -- we have a big TV screen in the hall. | SETimes'a konuşan 11 yaşındaki öğrenci İnga Taranu ise şunları söyledi: "Seçim günü okuldaydım - salonda büyük bir televizyonumuz var. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | All the teachers and pupils were watching and listening [to the vote]. | Bütün öğretmenler ve öğrenciler seçimleri izliyor ve dinliyordu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | For me, it seems to be important. | Bence, önemli görünüyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Since I was born, I had only one communist president -- this is first pro-European president in my life," 11-year-old student Inga Taranu told SETimes. | Doğduğum günden beri sadece bir komünist cumhurbaşkanım oldu - bu, hayatımdaki ilk Avrupa yanlısı cumhurbaşkanı." | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Branko Crvenkovski: Macedonia has fulfilled the NATO criteria | Branko Crvenkovski: Makedonya, NATO kriterlerini yerine getirdi | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | NATO membership for Albania, Croatia and Macedonia will contribute greatly to further stabilising the Western Balkans, says Macedonian President Branko Crvenkovski in an exclusive interview for Southeast European Times. | Makedonya Cumhurbaşkanı Branko Crvenkovski, Southeast European Times’ın kendisiyle özel olarak yaptığı röportajda, Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya’nın NATO’ya katılmasının Batı Balkanlar’da istikrara büyük katkı sağlayacağını söyledi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | By Marina Stojanovska for Southeast European Times in Skopje -- 17/03/08 | Marina Stojanovska, Southeast European Times, Üsküp -- 17/03/08 | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Macedonian President Branko Crvenkovski. | Makedonya Cumhurbaşkanı Branko Crvenkovski. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Southeast European Times: Mr. President, do you expect a turbulent period for the region after Kosovo’s independence? | Southeast European Times: Sayın Cumhurbaşkanı, Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından bölgede çalkantılı bir dönem bekliyor musunuz? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Branko Crvenkovski: The declaration of Kosovo's independence undoubtedly poses some risks. | Branko Crvenkovski: Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi şüphesiz bazı riskler taşıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The fact that neither Serbia nor the Serbian population in Kosovo as well as a number of countries throughout the world agree with such an act speaks of a period of serious challenges we are facing. | Sırbistan'ın, Kosova'da yaşayan Sırp nüfusun ve yanı sıra dünya genelinde birçok ülkenin bu eyleme karşı çıkması, ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağımızın habercisi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | In my opinion, the key issue is in the way things will move in the northern part of Kosovo, where the majority Serbian population lives. | Bence temel mesele, Kosova’nın Sırp nüfusun çoğunluğunun yaşağıdı kuzey kesimindeki gidişata dayalı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | If an effective presence of international structures and the new Kosovo authorities is not established in that part we could likely bear witness to a so called "soft division" of Kosovo, which could be a constant generator of instability within Kosovo itself as well as an encouragement for new ethnic distinctions in the region. | Bu bölgede uluslararası yapılar ve yeni Kosova yetkilileri etkin bir varlık göstermedikleri takdirde, Kosova’nın yavaş yavaş bölünmesine şahit olabiliriz. Bu da hem Kosova’da sürekli bir istikrarsızlık yaratabilir hem de bölgede yeni etnik ayrılıklara neden olabilir. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes: How could independence affect Macedonia and its relations with Serbia? | Setimes: Bağımsızlık ilanının, Makedonya ve ülkenin Sırbistan ile olan ilişkileri üzerinde ne gibi etkileri olabilir? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Do you expect economic or other sorts of blockades? | Ekonomik ya da daha farklı engellemeler olmasını bekliyor musunuz? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski: The Republic of Macedonia has not defined its final relation to Kosovo's independence yet. | Crvenkovski: Makedonya Cumhuriyeti, Kosova’nın bağımsızlığı konusundaki nihai kararını henüz belirlemiş değil. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | We are still holding to our position that as a candidate for the EU and NATO membership we will follow the common policy of these structures on this issue. | Bu meselede AB ve NATO üyeliğine aday bir ülke olarak, bu yapıların ortak politikasına uymaya devam ediyoruz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | However, of course, the final decision and the time it will be made mostly depends on assessments for protection of our national and state interests. | Fakat tabii ki son kararımız ve bu kararın verileceği tarih, büyük ölçüde ulusumuzun ve devletimizin menfaatlerinin korunmasına ilişkin değerlendirmelere dayalı olacaktır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | As an immediate neighbour, we are determined to build equally good relations with both Belgrade and Pristina. | Her iki ülkenin de yakın bir komşusu olarak hem Belgrad hem de Priştine ile eşit derecede iyi ilişkiler kurmaya kararlıyız. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | It does not only depend on us but our neighbours' conduct whether we will manage to do that. | Bunu başarıp başaramayacağımız ise yalnızca bize değil komşularımızın tavrına da bağlı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes: Do you expect Macedonia to be given an invitation at the Bucharest Summit and how will this influence the security situation in the region? | Setimes: Bükreş Zirvesinde Makedonya’nın NATO’ya davet edilmesini bekliyor musunuz? Böyle bir davet gerçekleşirse bölge güvenliği bundan nasıl etkilenir? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Additionally, do you expect changes in the economic situation in the country? | Bunlara ek olarak ülkenin ekonomik durumunda bir değişiklik olacağını düşünüyor musunuz? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | A Macedonian soldier kisses his son good-bye before leaving on a peace-keeping mission to Afghanistan. | Makedonyalı bir asker, Afganistan’daki barış koruma misyonunda görev yapmak üzere yola çıkmadan önce oğluna veda öpücüğü veriyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The country has contributed peacekeepers to several missions around the globe. [Getty Images] | Ülke, dünya genelinde pek çok barış koruma misyonuna katkıda bulundu. [Getty Images] | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski:The Republic of Macedonia has fulfilled all necessary criteria in order to obtain a NATO invitation. | Crvenkovski: Makedonya Cumhuriyeti, NATO daveti için gerekli tüm kriterleri yerine getirdi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Without doubt, our accession to the Alliance as well as accession of the other two Adriatic Charter countries -- Albania and Croatia -- will contribute much to further stabilising the region. | Ülkemizin ve diğer iki Adriyatik Sözleşmesi ülkesi olan Arnavutluk ve Hırvatistan'ın İttifak'a katılması şüphesiz ki bölge istikrarına büyük katkı sağlayacaktır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | This has additional weight given Kosovo's declaration of independence and the risks derived from it. | Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi ve bu durumun yarattığı riskler düşünülecek olursa, NATO'ya katılımımız daha da önem kazanıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Any additional assurances on politics and security stability -- and NATO membership offers such assurances -- is a strong impetus for an influx of new investment and economic development. | Siyaset ve güvenlik istikrarına ilişkin her türlü ilave güvence – ki NATO üyeliği bu tür güvenceler sağlamaktadır – yeni yatırımlar ve ekonomik kalkınma açısından güçlü bir teşvik niteliği taşımaktadır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes: Is the name dispute between Macedonia and Greece an obstacle to Macedonia's acceptance in NATO? | Setimes: Makedonya ve Yunanistan arasındaki isim tartışması, Makedonya’nın NATO’ya kabul edilmesi önünde bir engel teşkil ediyor mu? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski: The name dispute between Macedonia and Greece is a bilateral dispute which in no way belongs to the criteria for membership, and in principle, it should not be an obstacle to our NATO integration. | Crvenkovski: Makedonya ve Yunanistan arasındaki isim tartışması, üyelik kriterleri ile kesinlikle ilgili olmayan, iki taraflı bir anlaşmazlıktır ve ilke olarak NATO ile ortaklığımız açısından bir engel teşkil etmemelidir. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Unfortunatelly, Greece as a full member of the Alliance, threatens to use its veto. | Fakat ne yazık ki İttifak'a tam üye olan Yunanistan, üyeliğimizi veto etme tehdidinde bulunuyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | In such a way, it tries to impose its individual interest over the Alliance's interest in exchange for and at the expense of regional stability. | Öyle ki bölgesel istikrara zarar verme pahasına da olsa, İttifak’ın menfaatine karşılık kendi menfaatini kabul ettirmeye çalışıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes:What will happen if the veto is still used? | Setimes: Peki Yunanistan yine de veto seçeneğini kullanırsa ne olacak? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | You and the government have a joint stance – if the choice comes down to the name or an NATO invitation, Macedonia must choose its name. | Ülkenin ismi ve NATO üyeliği arasında bir seçim yapılması gerektiği takdirde, Makedonya’nın ismini korumayı tercih etmesi gerektiği konusunda siz ve hükümetiniz hemfikirsiniz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski: Frankly, I am hopeful this will not happen. | Crvenkovski: Dürüst olmak gerekirse böyle bir şeyin gerçekleşeceğini sanmıyorum. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The Republic of Macedonia is sincerely and strongly committed to becoming a NATO member. | Makedonya Cumhuriyeti, NATO üyeliği yolunda güçlü ve samimi bir kararlılık gösteriyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | In the past years we have worked with dedication to achieving that goal and we deserve the invitation. | Son yıllarda bu hedefe ulaşmak için çok çalıştık ve üyelik daveti almayı hakediyoruz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | It is neither just nor in the spirit of the basic values which the Alliance rests upon to require us to pay for the membership by relinquishing our own national and cultural identity. | Üyeliğin bedelini, kendi ulusal ve kültürel kimliğimizden vazgeçerek ödememizin istenmesi ne adil bir hareket olur, ne de İttifak’ın bağlı olduğu temel değerlerle bağdaşır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes: You have visited Macedonian peacekeepers in Iraq. | Setimes: Irak’taki Makedon barış koruma gücü askerlerini ziyaret ettiniz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | What was the experience and how much does Macedonia gain from its contribution to these peacekeeping missions? | Bu misyonlarda yer almak Makedonya’ya nasıl bir deneyim ve kazanım sağladı? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski: Macedonian soldiers are taking part in military missions in Iraq, Afghanistan, Bosnia and Herzegovina and Lebanon. | Crvenkovski: Makedon askerler Irak, Afganistan, Bosna Hersek ve Lübnan’da askeri misyonlarda görev alıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | In this way, we are already behaving as a full and responsible NATO member and making our contribution to peace operations worldwide. | Böylece şimdiden tam ve sorumlu bir NATO üyesi gibi davranıyor ve dünya genelindeki barış operasyonlarına katkıda bulunuyoruz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The Macedonian Army gives much more than it gets from such arrangements but we are fully aware of our part of responsibility and willing to face such challenge. | Makedon Ordusu bu tür görevlerde aldığından çok daha fazlasını veriyor, fakat bize düşen sorumluluğun tamamen bilincindeyiz ve bu tür zorluklara meydan okumaya istekliyiz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | NATO Secretary-General Jaap de Hoop Scheffer (right) and Crvenkovski speak to reporters after a meeting at NATO headquarters last year. [Getty Images] | NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer (sağda) ve Crvenkovski, geçtiğimiz yıl NATO genel merkezinde yapılan bir toplantının ardından gazetecilere demeç veriyor. [Getty Images] | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes: Are you satisfied with the co-habitation with the government? | Setimes: Hükümet ile olan işbirliği düzeyinden memnun musunuz? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski: When it comes to key issues for the Republic of Macedonia I and the government have satisfactory co-operation and harmonised positions. | Crvenkovski: Makedonya Cumhuriyeti ile ilgili temel meseleler konusunda hükümet ile aramızda tatmin edici düzeyde bir işbirliği var ve bu tür husularda uyumlu görüşlere sahibiz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Certainly, cohabitation could and should be elevated to a higher level, but it is something that I would not like to speak specifically about in this period. | Şüphesiz ki işbirliği artırılabilir ve artırılmalı da, fakat bu, içinde bulunduğumuz dönemde üzerinde özel olarak durmak istediğim bir konu değil. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes: How far is Macedonia on its way to full membership in the EU? | Setimes: Makedonya, AB’ye tam üyelik yolunda ne kadar ilerleme kaydetti? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Are you satisfied with the pace of the reforms? | Reform süreçlerinin hızından memnun musunuz? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski: It is our goal to fulfill all necessary preconditions in 2008 in order to be given a date for the start of accession negotiations as well as to fully and successfully complete the dialogue on liberalisation of the visa regime. | Crvenkovski: Katılım müzakereleri için bir başlangıç tarihi almak ve vize rejiminin serbestleştirilmesi ile ilgili görüşmeleri eksiksiz ve başarılı bir şekilde sonuçlandırmak açısından, gerekli tüm ön koşulları 2008 yılında yerine getirmeyi hedefliyoruz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Realistically, those are achievable goals. | Gerçekçi bir açıdan bakacak olursak, bunlar ulaşılabilir hedefler. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | I am just sorry that, because of our own weaknesses, we did not achieve them last year. | Kendi zayıflığımız yüzünden bu hedeflere geçtiğimiz yıl ulaşamamış olmaktan üzüntü duyuyorum. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | I am confident that reforms will intensify in the following few months. | Reformların önümüzdeki aylarda yoğunlaşacağından eminim. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes: Do you expect Macedonia to receive a negotiation date by the end of the year? | Setimes: Sizce Makedonya yıl sonuna kadar bir müzakere tarihi alır mı? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski: The Republic of Macedonia has both institutional capacity and democratic potential and, more important, a strong determination to get a negotiation date by the end of 2008. | Crvenkovski: Makedonya Cumhuriyeti, 2008 yılı sonuna kadar bir müzakere tarihi alabilmek için gerekli kurumsal kapasiteye, demokratik potansiyele ve daha da önemlisi kararlılığa sahiptir. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes: Recently, the US ambassador recalled the need to complete implementation of the May agreement signed between the government and the Democratic Union of Integration (DUI). | Setimes: Kısa bir süre önce Amerikan büyükelçisi, Mayıs ayında hükümet ile Demokratik Bütünleşme Birliği (DUI) arasında imzalanan anlaşmanın uygulamasının tamamlanması gerektiğini hatırlattı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Do you support implementation of this agreement? | Bu anlaşmanın uygulanmasını destekliyor musunuz? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski: Agreements are concluded to be implemented. | Crvenkovski: Anlaşmalar uygulanmak için yapılır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Otherwise, if one runs away from obligations undertaken, the sense of the political dialogue is lost. | Taraflardan biri yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçtığı takdirde, siyasi diyalog kaybolur. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | I am hopeful that the parties that concluded the May agreement, in this case Prime Minister Gruevski and the leader of the DUI, Ali Ahmeti, are fully aware of this. | Umuyorum ki Mayıs ayındaki anlaşmayı imzalayan taraflar – yani Başbakan Gruevski ve DUI lideri Ali Ahmeti – bunun tam olarak farkındadır. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Setimes:You often travel to countries in the region. | Setimes: Sık sık bölge ülkelerini ziyaret ediyorsunuz. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | What is your opinion about co-operation of the countries in the Balkans and how much, in your view, it is important? | Balkan ülkeleri arasındaki işbirliği hakkında ne düşünüyorsunuz ve sizce bu işbirliği ne derecede önem taşıyor? | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Crvenkovski:Regional co-operation is of key importance. | Crvenkovski: Bölgesel işbirliği büyük önem taşıyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | I am happy with the fact that in this respect, the situation today is incomparably better than ten years ago. | Bu bakımdan, bugün içinde bulunduğumuz durumun on yıl öncesine kıyasla çok daha iyi olmasından memnuniyet duyuyorum. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The region is facing a new historical chance. | Bölge yeni ve tarihi bir fırsatla karşı karşıya. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Political elites that give precedence to co-operation over confrontation are leading the countries. And all of them are committed to the same democratic values and common European prospects. | Ülkeleri, işbirliğini çatışmaya tercih eden siyasi seçkinler yönetiyor ve bu seçkinlerin hepsi aynı demokratik değerlere ve ortak Avrupa hedeflerine kararlılıkla bağlı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | That must be utilised. | Bu ortamdan faydalanılmalı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Turkey Changes Its Constitution | Türkiye Anayasasını Değiştirdi | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Turkey's president signed a key package of constitutional amendments Friday, aimed at bringing the country more closely in line with EU standards. | Türkiye cumhurbaşkanı, ülkeyi AB standartlarına daha da yaklaştırmayı hedefleyen kilit önemdeki anayasa değişiklikleri paketini Cuma günü imzaladı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | By Fatih Baran for Southeast European Times in Istanbul - 25/05/04 | Southeast European Times için İstanbul'dan Fatih Baran'ın haberi - 25/05/04 | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | President Ahmet Necdet Sezer signed the constitutional amendments Friday (21 May). [AFP] | Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer anayasa değişikliklerini 21 Mayıs Cuma günü imzaladı. [AFP] | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | President Ahmet Necdet Sezer signed a key package of constitutional amendments Friday (21 May), aimed at bringing domestic legislation closer to that of the EU. The 10-article package was proposed by the ruling Justice and Development (AKP) government and supported by the opposition Republican People's Party (CHP) and the True Path Party (DYP). | Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, iç yasaları AB yasalarına daha da yaklaştırmayı hedefleyen kilit önemdeki anayasa değişiklikleri paketini 21 Mayıs Cuma günü imzaladı. 10 maddeden oluşan paket iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti tarafından önerilmiş ve muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) tarafından da desteklenmişti. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | With the passage of the amendments, the Turkish Constitution has been changed for the ninth time since 1982. | Değişikliklerin geçirilmesiyle Türk Anayasası 1982'den bu yana dokuzuncu kez değiştirilmiş oldu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The current constitution was prepared by the military government after the 1980 coup and was applied in 1982. | Mevcut anayasa 1980 darbesi sonrasındaki askeri hükümet tarafından hazırlanmış ve 1982'de uygulamaya konmuştu. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The amendment package, drafted within the framework of Turkey's bid to join the EU, abolishes the controversial State Security Courts (DGM), removes the Office of the Chief of Staff's representative from the Higher Education Board (YOK), guarantees gender equality, abolishes capital punishment, places military expenditure under full Audits Office supervision and eliminates the seizure of printing houses. | Türkiye'nin AB'ye katılım hedefi çerçevesinde hazırlanan değişiklik paketiyle tartışmalı Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) kaldırılıyor, Genelkurmay Başkanlığı temsilcisi Yüksek Öğrenim Kurulu'ndan (YÖK) çıkarılıyor, kadın-erkek eşitliği güvence altına alınıyor, idam cezası kaldırılıyor, askeri harcamalar Sayıştay gözetimine veriliyor ve basımevlerine el konmasına son veriliyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Ten articles of the constitution have been changed: | Anayasanın on maddesinde değişiklik yapıldı: | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The statement "men and women have equal rights" was added to Article 10. | Madde 10'a "kadın ve erkek eşit haklara sahiptir" ifadesi eklendi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | "The execution of capital punishment" statement was removed from Article 15. | "İdam cezasının infazı" ifadesi, Madde 15'ten çıkarıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | A passage in Article 17 mentioning capital punishment was removed, together with the statement "during implementation of the directives of executive powers in times of emergency rule". | Madde 17'nin idam cezasına ilişkin kısmı, "olağanüstü hal zamanlarında idari güçlerin talimatlarının yerine getirilmesi sırasında" ifadesiyle birlikte çıkarıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The statement "unless convicted of crimes against the country's sovereignty, the principles of the republic and national security" in Article 30 was removed. | Madde 30'daki "ülkenin egemenliği, cumhuriyetin ilkeleri ve ulusal güvenliğe karşı işlenmiş suçlardan suçlu bulunmadıkça" ifadesi kaldırıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The clause in question concerned the seizure of printing houses. | Söz konusu madde basımevlerinin kapatılmasıyla ilgiliydi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The sentence "capital punishment cannot be used unless the country faces war or near-war conditions or for terrorism crimes," in Article 38 was removed. | Madde 38'deki "idam cezası ülke savaş veya savaşa yakın şartlarla karşı karşıya kalmadıkça veya terör suçları dışında kullanılamaz," cümlesi kaldırıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The sentence "no one can be sentenced to the death penalty" was added. | "Kimse idam cezasına çarptırılamaz" cümlesi eklendi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Parliament's authority to approve death sentences was annulled, as outlined in Article 87. | Meclisin idam cezalarını onaylama yetkisi, Madde 87'de anlatıldığı şekilde feshedildi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Article 90 was changed, allowing domestic laws to become subordinate to international laws approved through the proper procedure, in the event that they conflict. | Madde 90'da değişiklik yapılarak, ihtilaf çıkması halinde iç yasaların doğru prosedürle onaylanmış uluslararası yasalara tabi olması sağlandı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The Office of Chief of General Staff's right to appoint a member of the YOK was removed from Article 131. | Genelkurmay Başkanlığının YÖK'e üye atama hakkı Madde 131'den çıkarıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Article 143, which outlines the foundation and operation of the DGMs, was removed. | DGM'lerin kurulması ve işleyişini anlatan Madde 143 kaldırıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | The Audit Department's authority, set in Article 160, was expanded and the sentence that calls for secret inquiries into the military's expenses was removed. | Sayıştay'ın Madde 160'ta belirlenen yetkileri genişletildi ve ordu harcamalarına gizli soruşturma çağrısında bulunan cümle çıkarıldı. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | By law, constitutional amendments require a two-thirds majority in parliament for adoption. | Yasa gereği, anayasa değişikliklerinin uygulanabilmesi için üçte iki meclis çoğunluğu gerekiyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Of the 526 deputies who attended the vote on the amendment package, 514 voted in favour of it. | Değişiklik paketi üzerine yapılan oylamaya katılan 526 milletvekilinden 514'ü değişiklik lehinde oy verdi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Although parliament's action adds significantly to the progress Turkey has made towards EU standards, at least 20 additional articles of the constitution must be amended to bring the document into line with EU requirements. | Meclisin bu eylemi Türkiye'nin AB standartları yolunda kaydettiği ilerlemeye büyük katkı yapsa da, anayasanın AB şartlarını karşılar hale getirilebilmesi için en az 20 maddesinin daha değiştirilmesi gerekiyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | According to Justice Minister Cemil Cicek, many articles do not comply with EU standards and with the generally accepted parliamentary system. | Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e göre pek çok madde AB standartlarına ve genel olarak kabul görmüş parlamenter sisteme uymuyor. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Croatia urged to speed up EU-required reforms | Hırvatistan'a AB üyeliğine ilişkin reformları hızlandırma çağrısı | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | Croatia must step up the implementation of EU-required reforms over the next three months, if it wants to remain on track for joining the Union in 2010, EU Enlargement Commissioner Olli Rehn indicated on Tuesday. | AB'ye 2010 yılına kadar katılma yolunda devam etmek istiyorsa Birlik üyeliği için gereken reformların uygulanmasını önümüzdeki üç ay içinde hızlandırması gerektiğini söyledi. | en-tr |
Verilen cümleyi Türkçeye çevirebilir misin? | (Reuters, AFP, AP, European Commission, Eupolitix, Europolitics.info - 08/04/08) | (Reuters, AFP, AP, Avrupa Komisyonu, Eupolitix, Europolitics.info - 08/04/08) | en-tr |